puffmizah.com zah.com
PAZARTES SAYI: 5 9 ŞUBAT 2015 PAZARTESİ
AK PARTİLİLER İKTİDARA GELDİĞİNDE BU MEMLEKETİN ZENCİLERİYDİ. ŞİMDİ AK’LAR
ÖZELLEŞTİRMEYİ BİTİRDİK, DEVLETLEŞTİRMEYE GEÇİYORUZ IŞİD, kötülüğü yeni bir evreye taşıdı: Ürdünlü pilotu yakarak öldürdü.
Seçimler yaklaşırken, milletvekili listeleri kulislerde konuşulmaya başladı.
HDP, barajı aşabilecek mi?
Cumhurbaşkanı, eski MB Başkanı Durmuş Yılmaz’la polemiğe girdi.
Bank Asya’ya herkes küçük-büyük demeden para yatırmaya koştu.
Petrol fiyatları dibi buldu.
Dolar, tarihî rekora koşuyor.
TERLEYEN BİR SORUMLU OLMAK İSTİYORSAN HAMAMA GİDECEKSİN! Böcek davasına Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank’ın itirafları damgasını vurdu.
İç Güvenlik Paketi ile polise önleyici gözaltı yetkisi veriliyor.
‘Badem bıyık’ über alles! aba tarifle ‘muhafazakâr-dindar’ kitleyi tektipleştirmede bir kısım çevrelerce sıkça kullanılan bir tâbir var: ‘Badem bıyık’. Yeni ‘muhafazakâr’ neslin epey kısmının bıraktığı ince ve seyrek bıyık kastediliyor güya. Geçenlerde şüpheye düştüm, ‘badem bıyıklılar…’ diye söylenen şey hakkında acaba ben mi yanlış malumat sahibiydim? ‘Badem bıyık’ bildiğim kadarıyla 1930’lu, 40’lı yıllarda dünyada hayli moda olmuş bir bıyık bırakma çeşidi. Bugünden bakınca pek de sempatik olmayan, hatta sevimsiz diyebileceğimiz bu tarzda bıyıklarıyla zihnimizde yer etmiş tanıdık pek çok sima var tarihte. En meşhur örnek Adolf Hitler. Mesela ‘Şarlo’ tiplemesiyle Charlie Chaplin, Laurel-Hardy ikilisinin Hardy’si... O dönemde Türkiye’de de yaygın elbette badem bıyık. Misalen zamanın başvekillerinden Recep Peker, Şükrü Saracoğlu, Şemsettin Günaltay, maarif vekillerinden Hasan Âli Yücel
K
bıyığım şekil önümden çekil
üst dudaklarındaki üçgen çukuru işgal eden kıllarla ülkemize hizmet verdiler… Yani bahis mevzuu tamlama, zannedildiğinden çok farklı bir bıyık üslubunu işaret ediyor esasında ve şu anki dönüştüğü mânâ itibarıyla tam bir galat-ı meşhur... Bana has bir yanılgı olmasın diye her ihtimale karşı tashih veya teyid için tuttum internetten araştırdım, birkaç muteber kaynağa sordum, evet, badem bıyık tam da bu: Burnun hizasına isabet eden bölgede çıkan terbiye edilmiş minimal kesim kıllar… Pekâlâ günümüz sosyo-politik vasatının alametifarikası olan ince ve seyrek bıyığın adı aslında nedir? Valla onu tam olarak bilemiyorum, mütehassıs bir berbere danışmak lazım. Yüce Meclis’imiz yolsuzluk-rüşvet iddiaları için araştırma komisyonu kurmak gibi işlerle uğraşacağına bu mevzuda meclis araştırma komisyonu kursa yeridir. Öte yandan herkesin bencileyin kara, gür
bıyıklara sahip olmasını beklemiyorum muhakkak ki, ama bu yeni zevatın bıraktığı bıyık stilinden hazzetmediğimi de belirtmem lazım. Bazen bu hüzünlü bıyık modelinde ısrarcı simalarla sık karşılaşıyorum. O an en yakındaki bakkala bi’koşu varıp permatik alasım, hızlıca muhteremin üst dudağındaki efekte girişesim geliyor, o derece. Bu kıllar çıkmıyorsa, ucundan gösteriyorsa, yarı yolda uzamaktan vazgeçiyorsa bu ısrar niye birader? Salla iki jilet darbesi, sen sağ ben selamet yahu! O ‘otoriter-baba’ figürünün façası bozulur, toplum içindeki ‘erkeksi’ duruşuna halel gelir diye mi kaygılısın, nedir? Gördüğünüz gibi gayet kıldan-tüyden bir meseleyi vuzuha kavuşturdum sevgili okurlar. Ama bunun kıymetini kim bilecek ki memlekette... Öyle bir entelektüel çoraklık, tükenmez bir vurdumduymazlık, dipsiz bir adamsendecilik, alelacayip bir nobranlık var ki sormayın gitsin…
İKİRCİKLİ FİKRİ
BİZ DE ŞEFFAFLIK İSTİYORUZ; ŞİMDİLİK İLK HECESİNİ VERİYORLAR!
FİŞ FİŞ KAYIKÇI ŞARKISINI BOŞUNA ÖĞRETMEMİŞLER FİŞÇİLERE F
.
Sağlıklı yaşamanın 7 altın kuralı 1. Yeme-içme alışkanlıklarınızı değiştirin. Öğle yemeğini yetiştirmek için strese girmeyin. Akşam yemeği illa ki 7’de yenecek diye bir kural yok. Kahvaltısız da yaşanır. Bunları her gün sırasıyla yapmak için strese girmeyin! 2. Spor yapın. Unutmayın, en iyi spor yürüyüştür. Her yere arabayla gitmeyin. Otobüsten birkaç durak erken inip yürüyün mesela. Arnold Schwarzenegger (daha adını bile söyleyemiyorsun!) olmak gibi amaçlarınız yoksa bu kadar hareket yeter. Fit olacağım, kas yapacağım diye strese girmeyin. 3. Mahalle baskısından uzak durun. “Karı dırdırı adamı öldürür” derler; lâkin tersi de doğrudur: “Erkek dırdırı DA öldürür!” Bunun mahallî olanına “mahalle baskısı” diyoruz. Öyle her söylenene kafayı takmayın. Stresten uzak… Aman! 4. Bilgisayar-TV başında fazla durmayın. ÖSS’ye çalışırken efsaneler vardı: Bir lise öğrencisi 8 saat hiç durmadan test çözmüş. Sonunda bir kan pıhtısı beynine sıçramış ve ölmüş. Biz ibret aldık, siz de alın! 5. Geçenlerde bir araştırma yayınlandı: Kanser hastalarının 3’te 2’si, belirgin bir sebep olmadan kanser oluyormuş. Yani? Güzelce abdest alın, selim bir kalb ile Allah’a yönelin. Rabb’im afiyet versin. Âmin. 6. Sevdiğiniz işi yapın. Sevmediğiniz işi yapmayın. (Şaka şaka…) 7. Her şeye “evet!” demeyin. Her şeye “hayır!” da demeyin.
B
BANKA SOYMA YÖNTEMLERİ ÇOK GELİŞTİ
KÜRK MANTOLU MÜBERRA RA
Dolaplar kadınlara niye yetmez? Her şey ‘atmayayım lazım olur’ düşüncesiyle başladı. Sonra bir baktık çekmeceler; saklama kapları ve kavanozlarla dolmuş taşmış. Dolabı her açışta düşmek için sıra bekleyen minik, tatlı plastikçikler, böylece küçük sürprizler de yaşatır bize. Mesela annenize yemek için yardım ederken masaya yoğurt koymanızı ister. Dolaptan yoğurt kabını alır açarsınız, içinden kayısı çıkar, başkasını açarsınız zeytin çıkar. Benim maydanoz bulmuşluğum var! Uğraşmayın, dolaptan yoğurdu bulana kadar gidin marketten yenisini alın. Temiz iş… Bazen de buzdolabının kapağını açıp 3 saat ne yesem diye bakınırken, dondurma kabını görünce gözlerinizde kalpler belirir. Fakat içini açınca genelde annenizin zulaladığı dolmalar ya da başka bir şey çıkar. Hevesiniz kursağınızda kalır. Ama benim favorim kavanozcu annelerdir. Reçel, garnitür, çikolata her türlü kavanozu bir dolapta biriktirirler. Arada açar dolabı, sarılır kavanozlara ve öper yerine koyar. Birbirine vurunca çıkardığı tıkırtılardan çok hoşlanır, anlayamazsınız… Yani böyledir herhalde yoksa ne yapsın o kadar kavanozu… Kavanozcuları, “borcamcılar” takip eder. Mutlaka bir mutfak dolabı borcamlarla doludur. Birçoğu da, kutusuyla başka bir dolapta durur. Çünkü birinden ev görmesi filan için hediye gelmiştir, yine ev görmesi filan için hediye götürülecektir. Bu şekilde Türkiye turuna çıkan birçok borcamın akıbeti hâlâ bilinmez. Bir de öğrenci evine giden tabak, tencere geri gelmediği için genellikle borcamla gönderilir. Ki gitse de yerine yenisi ikâme edilebilsin! Daha fanatik poşetçiler, kutucular, bardakçılar da var. “Aman efendi, evimin direği, bu dolaplar bana yetmiyor.” derler kocalarına. Nasıl yetsin ayol? Atmayayım lazım olur diye dolaplarda dünyayı biriktirdiniz. Evde yangın çıksa, yüzünüz gözünüz is içinde, elinizde saklama kaplarıyla bulacağız sizi… Hafazanallah!
Serhat Albamya
AMERİKA, DOLAR’I TÜRKİYE ÜZERİNDEN FIRLATIYOR
BİT YENİĞİ
A K P İ L M İ H A L İ N E G Ö R E PA RT İ D E S TE K L E N M E S İ FA R Z - I AYN
ALİ GÜRSEL
RÜYA: Şinasi Bey merhaba. Rüyamda bahçede ip atlıyoruz. Üç arkadaşız. Canan’la Cavidan ipi çeviriyor, ben atlıyorum. Derken bi bakıyorum altımda zemin yok, havadayım. Karşıdan Berke geliyor, Berke benim ilkokulda sevdiğim çocuktu afedersiniz. Berke tut elimi diyorum, senin ayağın yere basmıyor, gelmem ben oraya diyor. E seninki de basmıyor diyorum ama hiç iplemiyor beni. Bi koluna Cavidan’ı öbürüne Canan’ı takıp gidiyor. Ben havada ip atlarken uyanıyorum. TABİRİ: Çirkin kadın yoktur, az PR vardır. PR deyince hemen aklına çirkin düşünceler gelmesin. Buradaki tanıtım stratejisi, mahalledeki teyzelerin, işyerindeki ablaların tatlı diline bağlı. Canan ve Cavidan, senin yerine kısmet bulunan kızlardan bazıları. Karşıdan Berke geldiğini onlar sen daha ip atlamazken bile biliyorlar. Çakallar çünkü. Sen iple dörde kadar sayarken, onlar Berke’yle kaş göz yapıyorlar. Sen de saftirik saftirik ip atlıyorsun. Hâlbuki erkek milleti, ayakları yere basan kız ister. Yolda yürümelerine yardım edecek, önlerine çıkan fırsatlardan haberdar edecek kadınlar… Bulur bulmaz ayrı, fakat senin gibilerin hayatta işi zor kızım.
KIRMIZI ŞAPKALI KURT
Dağıstan Çetinkaya
FATİH ÇELEBİ
patavat İŞ AHLAKI: ‘İşinizi doğru düzgün yapın’ demekten doğru düzgün iş yapamıyoruz ki! Hangi iş!? Neyin ahlakı!? EZBER KÜLTÜRÜ: i İstiklal Marşı’nı, müziğin ur gibi ok ir şi mırıldanmadan ve den okuyamama. İlla bi’ için hm hm “mmm mmm hmmm hm kıta hmmm” diye geçirme. İlkkesin belki, ama ikinci kıtada “hmm hmmm”…
CAHİLLE SOHBETİ KESTİM: Tufan! Gözümden kaçtı zannetme, tam ikiiki buçuk senedir bennen bi’ kelime bile konuşmadın. Hayırdır bizi mi beğenmiyon!? Sen kimsin ki la? Okumaklan adam olunmaz aslanııım! OKUMAKLA ADAM OLUNMAZ”: Okumamakla da olunmaz. Hadi buyur.
GE RÇ EK LİK TEN KO PU K ‘GE RÇ EK LİK ’: “B izi m ok ulu n ba hç es ind e he lik op ter pis ti va r” He lik op ter va r mı ! Yo k.
YÜKSEK LİSANS TERK: Böyle söyleyince “ilkokul terk”le aynı gibi… İLK TANIŞMA: Bir şeye ilk denilebilmesi için en az ikincisinin olması lazım. Madem “ilk tanıştığımızda” dedin, demek ki çok aklında kalmamış olsa gerek ki ikinci kez tanışmışın. Bu yüzden çıkıp da “İlk tanıştığımız o günü unutamıyorum” deme. Zira unutmuşsun zaten. AD AL ET SA RAYI : Ge ce ko nd us un a da ra zıy ım …
HİÇ DE BİLE DEĞİL!: “Benim aleyhime söylediğin bu şey mantıklı geldi ama işime gelmedi. O yüzden al sana mantıksız bir cümle: Hiç de bile değil!” Yapıştııır!
İkirc iklif ikri
İmtiyaz Sa hi bi: FEZA GAZETECİLİK A.Ş.
puffmizah.com
puff@zaman.com.tr
Genel Yayın Müdür Yardımcısı: MEHMET KAMIŞ Yayın Editörü: ABDULLAH YAVUZ ALTUN Görsel Yönetmen: FEVZİ YAZICI Tasarım: A. BABÜR BOYSAL Sorumlu Müdür ve Yayın Sahibi Temsilcisi: HARUN ÇÜMEN
Ge nel Ya yın Mü dü rü: EK REM DU MAN LI Zaman Gazetesi 34194 Yenibosna, İstanbul TEL: 0212 454 1 454 Baskı: Feza Gazetecilik A.Ş. Sayı: 5
YAŞANMIŞLIK: Yaşanmış bitmiş işte, daha ne “lık”ı! DURAN URUÇ
Yazan: Şafak Demir Çizen: Nuri Can