puffmizah.com zah com zah.com
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, 226 GÜNLÜK GÖREV SÜRESİNCE 236 KİŞİYE HAKARET DAVASI AÇTIRDI.
30 MART 2015 PAZARTESİ SAYI: 12
Penguen dergisi çizerleri, düğme ilikleme hareketiyle Cumhurbaşkanı’na hakaret ettikleri iddiasıyla cezaya çarptırıldı. KPSS soruşturmasında ‘delil üretme’ aşaması...
Bülent Arınç’la Melih Gökçek arasındaki kavga “aile içi mesele” olarak geçiştirilmeye çalışılıyor.
AKP kadrolaşmaya
tam gaz devam...
Kılıçdaroğlu emeklilere ikramiye sözü verdi.
yla örtülü rat toplama maksadı” mi demişti? ba tih is a ’n nı ka aş rb el aral Cumhu tkisi verildi. Birisi “p ödenek kullanma ye
Körfez ülkeleri Yemen’deki askerî darbeye karşı harekete geçti.
KURALSIZ- INSURGENT Adı üstünde, aslında tek bir film değil bir seri film çalışması bu. Bilenler bilir, ilk filmin adı “Uyumsuz”du. Bir hayali devlet var onu ele geçirenler, herkesin tek tip olmasını istiyorlar. Bunun için testler yapıyorlar ve “yılanın başını küçükken ezmek” devlet stratejisi olduğu için, ilerde aykırı ses çıkarabilecekleri önceden seçiyorlar. “Uyumsuz”da biraz yumuşak da olsa, hafiften isyan emareleri vardı. “Kuralsız” bir adım öteye gidiyor ve totaliterlere karşı amansız mücadele verenlerin hikâyesi anlatılıyor. Devlet milleti beşe bölerek varlığını sürdürüyor. Günümüz jargonuyla okursak, yandaşlar, yalakalar, “çok yaşasın”cılar, “şimdilik idare ediyoruz”cular ve bu grupların dışında kalan herkes. “Kuralsız”, devletin Fuat Avni’si hesabı can sıkıyor, onla dalaşıyorlar. SON MEKTUP
Çanakkale’yi anlatan bir film. Devlet var gücüyle yardım da etti, milyon dolarlar yatırdı. Bankalar ayakkabı kutularındaki paraların bir kısmını ‘sponsor’ adı altında vererek akıllılık etti bence. O kadar ki Çanakkale’de düşman saldırınca Ziraat Bankası’na sığınıyor halk. Reklamın böyle “kör göze parmağı”na kolay rastlanılmaz. Ancak devlet aklı senaryoyu iyi incelememiş galiba. Komutan konuşurken şöyle diyor: “Yezid’lere teslim olmayacağız!” Bu yönüyle can sıkıcı (!) bir film sanki ama büyüklerimiz daha iyi bilir bittabi. SIKI DOSTLAR
Yeşil alanıyla meşhur Göcek Koyları da imara açılıyor.
Üç arkadaşın hikâyesi. Soygun yapıyorlar ama biri hepsinden paragöz, önüne geleni öldürüyor. Sonrası yükseliş ama ötekiler bunu içine sindiremiyorlar. O noktadan sonra ne dostluk kalıyor, ne arkadaşlık. Para konuşuyor ve konuşturuyor. Düne kadar yedikleri ayrı gitmeyenler birbirinin kanına ekmek banmaya kalkışıyor. Bir mafya hikâyesi diye bakınca “bu işin fıtratında var” diyorsunuz. Ama “fıtrat” siyasette de değişmiyor. Dünün dostları, yarının düşmanı oluyor ve veriyor mermiyi!
BEN BİLİYORUM DA MI YAZIYORUM
‘İrtibatı Kopardım’ İstanbul ÜNİVERSİTE kazanınca, üniversite kazandığıma değil, İstanbul’da bir üniversite kazandığıma sevinmiştim. İzlediğim mahalle dizilerinin etkisinden olsa gerek, her yeri Çengelköy, Kuzguncuk gibi sanıyordum. Yanıldım. Nereden bilelim kardeşim? Kimse Yenibosna’da, Bağcılar’da dizi çekmiyor ki. FIRINCI Nusret Babalar, Süper Baba Fikolar ya da Kebapçı Ali Haydar Ustalar falan zaten yok. BIRAK mahalleyi, komşunu tanımıyorsun. Son taşındığım evde komşunun kapısını bir defa çaldım. O da taşınırken, “Abi kapının önündeki araba kimin acaba? Kamyon yanaşacak da…” demek için. HA BAK yalan olmasın bir iki defa yanlışlıkla ziline bastıklarım da oldu. Hem de gece geç saatti. Çok ayıp oldu. EV BULMAK ayrı bir dert. Hele kiralık ev, tam işkence. Bi kere tam istediğin gibi ev bulamazsın. Hadi buldun diyelim, baktın kirası falan da uygun, arıyorsun emlakçıyı, cevap; “Abi orası bekâra olmaz.” “Niye be?” “Abi aslında olur da bir tek kız öğrencilere…” Hadi bakalım. Devasa bir şantiyeye dönüşmüş İstanbul’da bana göre ev yok yani. HAYIR, evler de ev olsa. Dip dibe binalar. Balkona çıkamıyor insan. Çünkü bizim evin balkonu karşı apartmanın oturma odasına çıkıyor. Ki arada kocaman yol var. Mesela bizim komşuya misafir gelince bize de gelmiş sayılıyor. Çünkü kartondan yapılmış duvarlarımız ancak bu kadar koruyabiliyor bizi. Ve her pazar Ebru Yaşar’ın “Bölündü duygularım, uykularım…” şeklindeki haykırışlarıyla uyanabilme imkânını elde edebiliyorum komşum ve evimin duvarları sayesinde. TOPLU taşıma araçlarında o kadar vakit harcıyoruz ki yaşamak için eve vakit kalmıyor. Toplu taşıma araçlarında yaşıyoruz hepimiz. Madem yolda geçecek ömrümüz o zaman bence en iyi çözüm karavan. Çek sahile yalı olsun, çek Levent’e rezidıns olsun. Oh mis. ZAMANINDA İstanbul’a şiirler şarkılar yazan sanatçıları toplasak ve Zincirlikuyu-Beylikdüzü metrobüs seferi yaptırsak neler hissederler acaba? Mesela Orhan Veli yine, “Şöyle gözlerimi kapayayım da İstanbul’u dinleyeyim.” der mi? “-İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kap…DAAATTT!!! N’oluyo la?!” (Burada opsiyonel olarak metrobüs alev de alabilir.)
ERAY ZENGİN
DAĞINIK İNSANLARIN 7 BAHANESİ
CUMBURLOP NİKİ
1. Ben aradığımı, aradığım yerde buluyorsam dağınık olmamın ne zararı var? 2. İhtiyacım olan şeylere kolay ulaşayım diye böyle tutuyorum. Yoksa ohooo… Düzenlesem, fena düzenlerim. 3. Ben dağınığım ama temiz dağınığım. (Temiz dağınık: Evet görüntü yine hoş değil ama en azından mide bulandırıcı değil.) 4. Zeki insanlar dağınık olur! (Bunun için Aynştayn, el-Birunî filan olmanız lazım.) 5. Ben dağınık değilim sizde düzenlilik takıntısı var. 6. Biraz kaos özgürlüğü ve bireyselliği çağrıştırır. Düzen, otoriterliğin belirtisidir: (Liberal fikirlerle yeni tanıştım, en azından gidiş yoluna puan verseniz?) 7. Boşuna mı aileden ayrılıp arkadaşlarla eve çıktık?
MUHTEREM UZMAN KİŞİ, HORLADIĞIM SÖYLENİYOR. OTELDE HORLAMANIN CEZASI VAR MI? BU MUHTEREM UZMAN VS. LAFLARI NEREDEN ÇIKTI? MUHTEREM KARDEŞİM YAĞ MI ÇEKİYORSUN BİLMİYORUM. EVET, BİR HAKİKATİ İFADE EDİYORSUN; MUHTEREM BİRİSİYİMDİR AMA YİNE DE İŞKİLLENDİM. HANGİ ÜLKEDE, NE TİP BİR ODADA UYUDUĞUNA GÖRE DEĞİŞİR. KANADA’DA BAŞKA BİRİSİNİN UYUDUĞU ODADA HORLAYAN HAPİS CEZASI ALIRMIŞ. KANADA DIŞINDAKİ YERLERDE HORLARSAN CEZAYI SENİN HORLAMANDAN UYUYAMAYANLAR ALIYOR. SAYIN ABİM, İNSAN CİĞERLERİNDEKİ NEFESİ TUTSA ÖLÜR MÜ, ÖLÜRSE BU İNTİHAR SAYILIR MI? HASBİNALLLAH DİYEREK BAŞLAYAYIM. EVLADIM, ÖLMEK İÇİN ÇOK DAHA ZAHMETSİZ YOLLAR VAR. SUÇ İŞLEMİŞ OLMAYAYIM DİYE SAYMIYORUM AMA BULABİLİR, HEMEN DE UYGULAYABİLİRSİN. OYALANMA, HEMEN HALLET DERİM. İNSAN NEFESİNİ TUTARAK İNTİHAR EDEMEZ. EN KÖTÜ İHTİMALLE BİLİNCİNİ YİTİRİR VE CİĞERLERİ OTOMATİK OLARAK NEFES ALMAYA BAŞLAR. EVET, MAALESEF ÖYLE. İNSAN ŞÖYLE AĞIZ TADIYLA, NEFESİ İÇİNDE ÖLÜP GİDEMİYOR.
KIRMIZI ŞAPKALI KURT İNSAN HAPŞIRIRKEN GÖZLERİN YERİNDEN FIRLAMA İHTİMALİ VAR M? SENİN GÖZLERİ BOŞ VER DE BU SORU KARŞISINDA BENİM GÖZLER YERİNDEN FIRLAYACAK GİBİ OLUYOR. HATTA BİZZAT KENDİM YERİMDEN FIRLAYIP HAVADA UÇARAK BİR TEKME BİLE ATABİLİRİM. CANIM KARDEŞİM, GÖZLERİ AÇIK HAPŞIRMAK İMKÂNSIZDIR. YANİ FIRLAMA İHTİMALİ YOK. EN KÖTÜ İHTİMALDE GÖZ KAPAKLARINA ÇARPIP YERİNE OTURUR. ALLAH’IM NELER DİYORUM BEN.
Dağıstan Çetinkaya
patavat Haftasonu memlekete gittim ve gider gitmez evde politik helezonlara kapıldık, kasırgalara tutulduk, ekinokslara sürüklendik. Daha sonra babam bahçeye indi ve köpek yavrusu sevdi. İtoğluitleri seviyordu amma kendi oğluyla politik fikirlerinden ötürü yakapaça. Amca size ‘baba’ diyebilir miyim? :(
Bu hafta iç güvenlik yasası geçti, GSS borcum çıktı, vizeler geliyor, devamsızlık sınırını aştım, berber ensemi yamuk kesti ama mutlu olmak için de sebepler yok de değil. Zayn Malik van dırekşından ayrılmış. Dağılmamaları için bir sebep yok. Bir umut yaşatır! Gruptaki diğer bebeler kafaya da takmasın bence. Bırak gitsin, dönerse sizindir, dönmezse zaten hiç sizin olmamıştır.
Bi arkadaş anlatmıştı (Bi arkadaş anlattı ekolü!). Köy camisinin ses sistemini yenilemişler. İmam ikindi vakti ezan okumadan “Euuzu! Euuuuuuzu! Euzu! Euuzu!’’ diye ses denemesi yapıyormuş. Ses... bir... ki!..
LÂL: Bunu şu anda okuyan kişinin, kelimenin anlamını bilmemekten kaynaklanan susma, dilinin tutulması hali.
Lise sınavına hazırlıktayken dershanede bir ders hoca sınıfta konuşuyorum diye tepeşir fırlattı. Fakat ilahi adalet cereyan etti ve duvar cevalan etti ve tebeşir üst kolondan geri sekerek hocanın alnına aşketti! Kahkahadan mürekkeb kaos tufanına dayanamayan hoca da sınıfı terketti! Bi dahaki derse hoca sapanla geldi, artık dirket nişanlayıp tebeşiri yapıştırmaya başladı. Yok yok, sapanla gelmedi. Gelseydi saçma sapan olurdu. (Kelime komiği de yaptım, hayrını görün.)
Otobüste giderken tünele girdik. Normalde telefonla konuşuyor olsam sesler gidecekti ya; o an da kitap okuyordum, bir an sayfanın ortasında ‘internet bağlantısı yok’ yazısı belirecek ve sayfadaki harfler gidecek sandım. Cümleler daha yavaş gelecek sandım. Sayfalar akışmayacak sandım. Sandım da sandım. Bi gün teknoloji zehirlenmesinden gidicem de hadi bakalım...
Rüyamda aradan 6. sınıfa tekrar gidiyorum. Cebren ve hileyle, muhtelif baskılarla deli divane test çözüyorum. Ama ufukta bir sınav da yok. Her hafta test kitabı alıyoruz. Annem seneye de çözersin diyerek 7. sınıf kitaplarına dadanıyor, babam geçen seneyi unutmayım diye 5. sınıf kitapları yığıyor önüme, dedem canı sıkılıyordur diye boyama kitabı alıyor. Ter içinde uyandım. Baktım önümde FEM kitapları.
İmtiyaz Sa hi bi: FEZA GAZETECİLİK A.Ş.
puff@zaman.com.tr
VİDEO EKOLÜ TERİMLERİ: m, Güldürüşlü film, acıklı fil h, ra döğüşlü film, Küçük Em e aase Cüneyt, hint filmi, veeh ran, ısır-ay kaset, patlamış yağlı m sedi… vandam, bruşli, düğün ka
GÜLDÜRÜŞLÜ FİLM: Kökü gülmek fiiline dayansa da, ‘güldürüşlü’ kelimesindeki mizahın içinde geçmediği film.
Genel Yayın Müdür Yardımcısı: MEHMET KAMIŞ Yayın Editörü: ABDULLAH YAVUZ ALTUN Görsel Yönetmen: FEVZİ YAZICI Tasarım: A. BABÜR BOYSAL Sorumlu Müdür ve Yayın Sahibi Temsilcisi: HARUN ÇÜMEN
SEMPOZYUM: Panel, seminer, konferans gibi şeylerin aralarındaki farklarını tam bilemediğimiz şey. DAŞA GÜVENİİİYO ALLAA GÜVENMİİİYO: O yaşta dini kullanmaya başladığını anladığımız için almıştık o taşı elimize. Cahillik. Yoksa kabağı yarsan n’olur, yarmasan n’olur. ELHAMDÜRİLLAH: Sübhaneke’nin ‘süphaneke’ olması, ‘risk’in ‘riks’ olması falan tamam bi nebze de; bu ney bu bu! ‘Elhamdürillah’ ney!?
İMAJ İÇİN ADAY ADAYI OLMAK: Demokrasinin çürüdüğünün delili. Kime imaj, neye görüntü! Amacın ney evvela?
YUSUF ÖRS
puffmizah.com
GOOGLE: Eskiden sıkça maruz kalabildiğimiz ‘Fransız kalma’ halinin bir nebze önüne geçen icat.
Ge nel Ya yın Mü dü rü: EK REM DU MAN LI Zaman Gazetesi 34194 Yenibosna, İstanbul TEL: 0212 454 1 454 Baskı: Feza Gazetecilik A.Ş. Sayı: 12
TIRAŞ: Usturayla yapılan tra ş. TRAŞ: Jiletbluğikiyle yapılan tıraş. ANNE: Şehirdeki ana. ANA: Köydeki anne. KOMEDİ: Batı kökenli miza h. MİZAH: Doğu kökenli kome di. SİYASET: Trajikomik... Doğu , Batı fark etmiyor. DURAN URUÇ
Yazan: Aya Çizen: Batuhan Ay