puffmizah.com zah.com
Balyoz darbe planını deşifre eden gazeteci Mehmet Baransu tutuklandı.
9 MART 2015 PAZARTESİ PAZARTES SAYI: 9
Ahmet Davutoğlu’nun Amerika ziyaretinden ABD hükümetinin haberi yokmuş...
Yeni Türkiye’de “örgüt” standartları…
10 günde 3 adet askerî uçak düştü. 6 pilot şehit.
Erdoğan, “Serbest kalmaları şaşırtıcı” dedi, Ankara’da serbest bırakılan polisler tekrar tutuklandı.
AKP’li bazı vekiller, ‘üç dönem’ uygulamasından vazgeçilmesini istiyor.
‘Silah bırakma’ iddialarında ikinci perde...
patavat SIFIR SORUN POLİTİKASI: Sıfır zaten etkisiz eleman. Geriye de işte ‘sorun politikası’ kaldı.
N’OLACAK MEMLEKETİN HALİ?: Her gün aynı saatte herkes 1 dakika delikanlı olacak, bu kadar. Sonrası gelir zaten.
Son günlerde cezaevlerindeki çocuklara yönelik şiddet ve istismar günyüzüne çıktı.
Gıda fiyatlarındaki artış pazarları vuruyor.
ET SUYU: Yarın bir gün et spreyi de çıkar, pilava pideye sıkarız… Et suyuymuş! STEPHEN HAWKING: r “Amerikada bi adam va iyar is lg bi yiğenim, gafasına ela dahdırmış, zengin… Mes ma diyo ki, ‘lan avrat ağşa mantı yap’ diyo, örnek. Bilgisiyar onun yerine gonuşuyo, gaploynan.”
HEDEF 2023: 550 vekil nenize yetmiyor… (Keşke hedefiniz 80 milyon olsa kral!) MEMUR ZİHNİYETİ: Azı çok, çoğu da az görür. Yerine göre, işine geldiği gibi. Bildiğin gıcık.
‘Hakaret’ten gözaltılar yıldırma çabasına dönüştü.
DOLARIN YÜKSELİŞİ: Nefesin yetiyorsa bağır da Türk Lirası yükselsin bir gün de arhadaş. Hep dolar, hep yüro. Manda mıyız biz! İnsanız hacı. KURUMSAL ŞİRKET: “Kurum salmış mışımış! Biz de vergi veriy oh gardaşııım!” (Al işte buyur. Sanki bana deli mi yok memlekett e)
BENİMKİSİ YES-NO: Telefonunun zil sesi en sonda olan, emekli otobüs yolcusu; camiden başka gidecek yeri olmadığı için camiye giden dayı. Telefon zil sesi de herhangi bir Ankara havası, eski günlerin anısına. LOKANTACI KURNAZLIĞI: Sattığın şeyin başına rastgele bir şehir ismi koyuyorsun: Muğla Kaysısı, Ankara Peyniri, Kayseri Yaşpastası… falan diyerekten. DURAN URUÇ
KÜRK MANTOLU MÜBERRA
Bizi öldürün gitsin… Güzel insanlar (Fuat Avni’den mülhem) hal hatır faslını hızlı geçip hemen gündemimdeki konuya gireceğim. Takipçilerim hatırlar, bir önceki yazımda organik tutkunlarını eleştirmiştim. Yazım bir kısım çevreleri rahatsız etmiş olacak ki iki haftadır organik lobisi tarafından tehdit ediliyorum. Direniş bir markadır ve en çok kadınlara yakışır. Ama koca bir lobi karşısında nasıl direnebilirim ayol? Korkmuyorum, titriyorum! Bildiğiniz can derdine düştüm, uykularım kaçtı resmen. Neyse tehdit edilmişken bari yasal haklarımı kullanayım dedim. Önce polisi aramak istedim. Aldım telefonu elime, tam 155’i arayacaktım ki bir anda ‘sık ulan sık’ diyen polisin yüz ifadesi geldi aklıma. “Hayııır” deyip refleksle kapatmışım telefonu. Sonra devletten korunma talep etsem korur mu acaba diye biraz araştırdım. Korunma talep eden kadınlara panik butonu veriliyormuş. Cihazın butonuna tehdit anında basılacak, kolluk güçleri konum gönderen cihaza doğru hareket ederek, mağduru bulup koruyacakmış. Aa bu iyiymiş kız dedim. Ancak geçen yıl butonların çoğu arızalanmış, şarjı yetmemiş ya da kapalı yerlerde çekmemiş. Bu durumda butonumun şarjı biterse şiddet görmemem gerek. Evet, bu gayet makul. Yahut şiddet gösteren faili, “şekerim bi dakka şöyle çeken bi yerde geçirsen o yumruğu” diye tatlı dille ikna etmem gerek. Yani bu da gayet mümkün. Canım kadın alttan almayı da bilmeli bi yerde. Zaten ben kadına şiddet ve cinayetlerde erkeğe iyi hal indirimi verilmesini de doğru buluyorum. Hatta yıpranma indirimi de verilmeli. O adamın kadına vururken ‘caaağnım’ elleri yıpranmadı mı? Neyse kuzum konumuz bu değil. Tüm seçenekleri düşününce bana en mantıklısı aile bakanının tavsiyesi geliyor: Olay anında çığlık atmak… Tacizci ya da katil yaklaşırken feedback tadı veren bi kadın çığlığının neler yapabileceğinden haberiniz yok! Tesadüf ya, dün ben bu sıkıntıları yaşarken Dünya Kadınlar Günü’ydü. “Son iki yılda 498 kadın şiddet görerek hayatını kaybetti” haberini izlerken aklımdan Yılmaz Erdoğan’ın Organize İşler filminden bir replik geçiyordu: “Müslüm Bey bizi öldürün gitsin…”
MADDE MADDE ANLATIYORUM, BİİİR!
Meslek tercihlerinde sık yapılan 5 hata 1. Mesleği ilelebet sürecek bir şey gibi görmek. Hiçbir mesleğin garantisi yok. Böyle giderse mesela 10 yıl içinde gazetecilik ölecek. Gazeteciler, siyasilerin seslerini yükseltmeye yarayan megafonlar gibi olacak. Haliyle insan emeği yerine metal megafonlara dönülecek. 2. O meslekte sürekli yükseleceğini düşünmek. Türkiye’de en az saygı gösterilen şey tecrübedir. İki sebebi var: (a) Gençler her şeyi bilir. Bilmediklerini anladıklarında artık çok geçtir. (b) Her şeyi bilen gençler yaşlandıkça ne kadar bilmediklerini anlarlar ama o kadar. (Lanet olası kısır döngü!)
3. “Ev alma komşu al” demişler ya, bir de “Meslek seçme sırtını dayayacağın gücü seç” demiş olmalılar. 4. Meslekler arası geçişler konusunda öngörü sahibi olmamak. Hayvanat bahçesi yönetirken, TÜBİTAK’ın başına geçebiliyorsunuz. Mesele hangi mesleği seçtiğiniz değil kısmet. 5. Sevdiğin mesleği yapma lüksünü kendinde görmek. Unutmayın ki her anne-baba çocuğunu dünya adına yükseklerde görmek ister. Marangoz olsan kim bilir seni? Ahşapla uğraşmayı çok seviyormuş, peh!
PÜFF-PEDİA Gereksiz Malumat Ansiklopedisisi
*ABİCİM, HAPŞIRIRKEN PATLAMA İHTİMALİMİZ VAR MI? Bu soru karşısında asıl benim patlama ihtimalim var. Oğlum afedersin sen top veya balon musun da patlayacaksın? Ülkemizde o kadar balondan kahraman var, hâlâ devam ediyorlar. Patlama falan olmadı. Sana da bir şey olmaz. Ama şunu da bil; eğer aynı zamanda aksırır, hıçkırır ve gaz çıkarırsan, patlarsın. *İNSAN NİYE ESNER? Uykusu geldiği için esner, bi de böyle saçma sorular gelince esner. Yavrucum; insan daha çok oksijen alabilmek ve vücudundaki karbon gazını boşaltmak için esner. Ama merak etme, sen zaten böyle sorular sorarak içindeki gazı boşaltıyorsun. Asıl ben esnemeye başlayacağım şimdi. *SAYIN UZMAN, SEBZE VE MEYVELERİN TATLARI NİYE FARKLIDIR? Bu kadar ciddi bir girişle soru sorulunca az gevşedim. Evet, sonuçta uzmanım. Sayın soru soran muhterem, bilim adamları der ki ; tadı farklı zannetttiklerimizin bazısı aslında öyle değildir. Mesela elma, soğan ve patatesin tadı aynıdır. Fark sadece kokularından kaynaklanır. Aslında hepsi tatlıdır. Onlar öyle diyor ama mesela canımız elma çekti ve ortada soğan var. Burnumuzu tıkayıp yesek aynı tadı mı alacağız? Sen önce bir dene, sonra bana anlatırsın.
KIRMIZI ŞAPKALI KURT
Dağıstan Çetinkaya
BİT YENİĞİ
FATİH ÇELEBİ
ara sıcak
VOLKAN NARTA
İmtiyaz Sa hi bi: FEZA GAZETECİLİK A.Ş.
puffmizah.com
puff@zaman.com.tr
Genel Yayın Müdür Yardımcısı: MEHMET KAMIŞ Yayın Editörü: ABDULLAH YAVUZ ALTUN Görsel Yönetmen: FEVZİ YAZICI Tasarım: A. BABÜR BOYSAL Sorumlu Müdür ve Yayın Sahibi Temsilcisi: HARUN ÇÜMEN
Ge nel Ya yın Mü dü rü: EK REM DU MAN LI Zaman Gazetesi 34194 Yenibosna, İstanbul TEL: 0212 454 1 454 Baskı: Feza Gazetecilik A.Ş. Sayı: 9
Yazan: Duran Uruรง ร izen: Onur