1987 09

Page 1


ıç 1

1

1

1 1

(

1

1

1

Demiryolu Otoban ve uzun mesafe yolları Önemli ula,ım bağı

<d..,. Baraj ~~r·~"; Tuz gölü Bataklık

Den iz derinligi 6000

4000

2000

ve

200

aış uçuş noKtaları

1

narırası


cuı.u. .uı.liCiı.-ı.ı.cı,lJı.uı.ıw ııe L

w urK

sysrerrı •

'

f

....

TÜRKiYE' NiN DiG~ 1R N'Oı(rf\~~~~iH~~~N ·~a:P1L.AN _DOG'RUDAN ~EIFIEIUER· . . _· Dll~tıC~ FLIGHTS, IFtO~-~orHE~ IP~NTs_"}N TURKEY ~-. . . _ 9 iZMiR TO:

Frankfurt Munich Amsterdam Berlin (SX F) Hamburg Cologne Hannaver Düsseldorf Jeddah Dhahran Lefkoşe

Athens Frankfurt Munich Zurich London Paris Hannaver Düsseldorf Cologne Mila no Roma Stuttgart Lefkoşe

Ai'HALYA

ADANA

l ondon Frankfurt Munich

Jeddah

Zuric~ Lefkoşe

Lefkoşe

DALAMAN 'DAN Frankfurt

1

1



EYLÜL 1 SEPTEMBER 1987 YIL: 4 SAYI: 53

iÇiNDEKiLER (CONTENTS) KAPAK KONUSU

TürJt Hava Yollan adına sahibi: (Publisher) Yılmen Oral

GECESi, GÜNDÜZÜ, TARiHi iLE GÜZELLiKLER ÜLKESi TÜRKiYE. YAZI, KIŞI , DAGLARI, DENiZi iLE BiR HAYALLER BELDESi. ..

Yayın

Kurulu Başkanı of th e Editorial Board) Mthmet Kutlu

(Chairman

COVER STORY TURKEY, WHERE BEAUTY REIGNS NIGHT AND DAY THROUGHT HISTORY, WHERE DREAMS COME TRUE DURING SUMMER OR FALL ON THE MOUNTAINS OR BY THE SEA.

Yazı İşleri Müdürü

(Managing Editor) Ertı ... Örıen Yayın Kurulu (Editorial Board) Emrt •tin, Günvar Olmanbölük

A

28

THY HABERLER (THY NEWS)

MADENci KÖYÜNDEN TATil KÖYÜNE: GÖCEK (FROM MINING VILLAGE TO HOLIDAY RESORT: GÖCEK)

Yapım

(Edit ed ByJ

KARACAN YAYlNLARI

A.Ş .

Genel Koordinatör ( Adminis tratiı iC' Dirı>c tor) Oğuz Deminioğlu Yayın Yönetim (Exe cutiı ı e Edi/or)

Tuna Serim Gra fik ve Sayfa Düzeni (Graphic and Art Director ) Serap Sarıu~ak Promosyo n ( Promotion ) Alp Dap Yıldıran Fotoğraflar (Photographs) Nihat Gömleksiı, Tayyar Yıldız

10 THY PiLOTUNUN BAŞARISI (A TRIUMP FOR A THY PILOT)

36

13

BAUKLARLA TEDAVi (HEALING WITH FISH : A NEW KIND OF CURE)

KUALA LUMPUR'A HAVA KÖPRÜSÜ (AIR BRIDGE TO KUALA LUMPUR)

İlan w Dış İli şkil er Koordinatiirleıi (Adı wtisl'llwnt

and Puhlic Relatimıs) Cahit Ceylan , Nilgün Alemdar

KARACAN O FS ET

Ofset Hazırlık (Offset Preparation) Cengiz Hastürk Baskı

(Printing)

18

44

AYA EN YAKIN YERYÜZÜ NOKTASI: KAŞ (THE CLOSEST POINT ON EARTH TO THE MOON : KA$)

siLAH SEKsiYONU YENiLENDi (SECnON OF ARMS AND ARMOURS REDECORATED)

Sin... Güztnge

Kalite Kontrol ve Röprodüksiyon (Quality Control and Reproductwn) Osman Altın~tki~ Bu dergi Kara.:an Ofset tesislerinde hazırlanmış ve Har ri s M-1000 çift kurutmalı rotatifte basılmıştır.

KARACAN YAYlNLARI

rlpp

(International Federalton of the Periodical Press) Uluslararası Süreli Basın Ftdtrasyonu üyesidir.

23 MiMAR siNAN'IN HAYAn TV' DE (SERIAL ON ARCHITECT MIMAR SINAN'S LIFE . TO APPEAR ON TV.)

50 ÇiÇEKLER KARAKTERiNiZi ORTAYA KOYUYOR

60 YEMEK (TURKISH KITCHEN)


~THY HABERLER THY NEWS THY HABERLER THY NEWS THY HABERLER

THY, IZMIR FUARI'NDA AZ me-.:simini kapatırken , İzmir şehrimiz, dünya çapında bir organizasyona sahne olur. Ticari, ekonomik, turistik ve kültürel yönlü bu organizasyon, 56 yıldan ber: tekrarlanagelen ve şimdi çok geniş boyutlara ulaşan

Y

uluslararası fuardır. Bu yılki fuar, 26 A~stos

günü düzenlenen törenle, Başba· kan 1\ırgut Özal tarafından açıldı. Ozal, 20 Eylül tarihine kadar sürecek fuann "tJlkemizi en iyi şekilde tanıtmak, ekonomik potansiyelimizi engaçla ölçade sergilemek açısından bayak bir paya sahip oldugunu" belirtti ve Türkiye'nin gelişmesini rakamlarla ortaya koyan açıklamalarda bulundu. Açılışa, çeşitli ülkelerden gelen ve 10'u bakan, 8'i bakan yardımcısı sıfatını taşıyan, üst seviyede 78 temsilci katıldı.

Kültür Park'ta 56 bin metrekarelik alana yayı lan fuarda , 34 ülkeden 30 kamu kuruluşu ve 2000'e yakın firmanın ürünleri sergileniyor. Bunlar, sanayi ve teknoloji aA-ırlıklı ... Türk Hava Yolları'nın atandı, bu yıl yine en fazla ilgiyi çeken köşelerden biri oldu. İlk gün, yaklaşık 5000 kişi standı­ mızı ziyaret etti. İkinci gün, Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler de geldi ve uçaklar hakkında bilgi aldı . Daha sonra, Sanayi ve Teknoloji Bakanı CahitAral, THY standını gezerek başarılar diledi. İzmir Fuarı, artık kısa adı UFI olan Uluslararası Fuarlar Takvimi'nde yer alıyor . Buna uyum saA-layabilmek için de, sürekli organizasyon deA-işiklikleri yapılıyor . İlgililerden alınan bilgiye göre, 56. İzmir Uluslararası F uan' na katılan yabancı ülkelerin standlan 10 Eylül'de kapanacak, yerli firmalann sergileri ise 20 Eylül'e kadar açık kalacak.

THY at IZMiR FAIR world wide organization took place in İzmir at the and of summer season. This is an Internation a l fair reached to_ very larl{e extends. repeated for fl() ~· ears has commercial. economic. touristie and cultural aspects.

A

THY standına tizellikle <;ocuk/ar ilgi gösterdi ue hastes abialarının uçaklar hakkında yaptıgı açıklamalan can kulaAıyla dinledi/er.

>-- 4

This year fair is opened by PrimeMinister Turgut Özal at 26 th of August. Özal said for the fair lasting until 20 th September, "having a very large share on dieplaying our eoonomic potencial and representing o ur country in the best way" and made explanations on development of Turkey by numbers. To the opening ceremony 78 top !eve! representative where 10 Minister and 8 Assittand Ministers of various countries were present. The fair area is 56.000 sq .m at Kültür Park, and from 34 countries. 30 public establishment and around 2000 companies product are being displayed. Mostofthem areindustrial and technological based. THY' s stand is again one of the most attractive stand of the fair this year. I st day appoximately 5000 visitors visited our stand. Second day, State Minister Vehbi Dinçerler visited our s tand and inf'ormed about aeroplanes . Later on , Minister of Industry and Technology Cahit Aral wished sucses s during his visit to THY stand . İzmir Fair is covered by International Fairs Calender shortly UFI. Contin uous organization adjustments are being done inarder to adjust to this position. According to the informations received from responsibles, the 56 th İzmir International Fair's foreign countries stand will be chosed at 16 th of September. Where the d omestic stands willlast until 20 th of September.


Yurt Dışında Çalışan Değerli Vatandaşlarımız:


®THY HABERLER THY NEWS THY HABERLER THY NEWS THY HABERLER

THY TELEViZYONDA

THY ON TV

T

RT television team . realized many program shnotings on August at Istanbul in order to present various res· pects of THY to the oublic. The Ist shooting of Ankara TV isa bout the airoplane mııintenance and repairing and studies in other units at Atatürk Air· port. THY responsibi es replied the questi· ons durinı: the shootinı:s. Later on, Y ılm az Oral General Manager of THY, explained the situation of o ur national a ir· lines with a general aspectand gave information ahout the new attemts.

T leri

RT televizyon ek ipleri, Türk Hava Yolları'nı çeşitli yönleriyle kamuoyuna tanıtmak amacıyla, A~stos ayında İstanbul'da üst üste progr'll11 çekimgerçekleştirdi.

Ankara Televizyonu'nun ilk çekimi, Atatürk Havalimanı'ndaki uçak bakım ve onarımları ile dijter ünitelerdeki çalışmaları konu aldı. THY yetkilileri, çekimler sırasında soruları cevap landırdılar. Daha sonra, THY Genel Müdürü Yılmaz Oral, milli havayolumuzun bugünkü durumunu genel çizgileriyle anlattı ve yeni hamleler hakkında bilgi verdi. 25 A~stos akşamı TRT Televizyonu 1. Kanal ' da " K amuoyu" programında yayınlanan çekimin yönetmenliğini U kur Koçoglu, sunuculugunu Mehmet Akarca yaptı, çekim ekibinde ise yapım yardımcısı olarak Çigdem Ercan ve kameraman Sinan Sinanoglu görev ald ıl ar. Yine Ankara televizyonu'nun ikinci bir çekiminde, Türk Hava Yollan'nın, uçuş emniyeti yönünden, dünyanın sayılı havayolu kuruluşlan arasında yer aldığı vurgulandı. Yönetmenligini İlhan Şengün, sunuculugunu Canan Kumbasar'ın yaptığı ve 5 Eylül'de "Tatil Gecesi" programında yayınlanmak üzere hazırlanan çekim e, THY Genel Müdürü Yılmaz Oral ile kaptan pilot Haydar Kocabaş, konuşmacı olarak katıldılar. Çekimde, Emren Vardar yapım yardımcısı, Fatih Bitişyılmaz kameraman, Necati Kaynarca sesçi, Alaattİn Arda kamera asistanı, Selman Köprülll de makyöz olarak çalıştılar. TRT Ankara Televizyonu Çocuk Program M üdürlügü'nün bir ekibi de, 26- 27 A~stos günlerinde, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda, hava ulaşımı hakkında küçük seyircilerini aydınlatmaya yönelik çalışmalarda bulundu. Kasım ayının son haftasında, "Cumartesiden Cumartesiye"programında yayınlanması planla· nan bu çekimin yönetmenligini Tayfun Bekıir, sunuculugunu Berna Konur üstleniyor. Kamera çekimleri ise Serdar Gürcan ve Ercan Yılmaz tarafından gerçekleştirildi.

At the progTam shownon 25 th August at "Kamuoyu" at channel I, the shoots are directed by Ul\'ur Koçoj\'lu, presented by Mehmet Akarca, a nd in the shooting team Çij\'dem Ercan employed as assistand etirector Sinan Sinanoj\'lu asa cameraman. In another shoot of Ankara TV , it is indicated that THY is one of the airlines of the world in respect of flying security. To the program which will be di splayed on 5 th of September named "Tatil Gecesi" which was conducted by İlhanŞengün and presented by Canan Kum basar, the General Manager YılmazOraland Captain Pilot Haydar Kocabaş contri buted to speaks. In this shooting Emren Vardar as assistant director, Fatih Bitişyılmaz cameraman, Necati Kaynarca a udio -director, Alaat· tin Arda camera assistant and Selman Köprülü as make- up designer. A team ofTRT Ankara TV Youth Prog· ram Directorate, at İstanbul Atatürk Air· port on 26·27 August m ade an explanatory on air transportaiton for the young a udien· ces. This sh oot sch eduled to be displayed at the last week ofNovember in the "Cumartesiden Cumartesiye" programme is directed by Tayfun Bekar, and presented by Berna Konur. The shooting is realized by cameraman Serdar Gürcan and Ercan Yılmaz.

GAZETECiLER THY T~SiSLERiNi GEZDi ·TÜRK Hava Yollan'nın Atatürk Havalimanı'ndaki tesisleri, 12 A~stos günü basın mensupianna gezdirildi. Gezi - sırasında, THY Genel Müdür Vekili Vahdet Gündüz, Genel Müdür Teknik Yardımcısı Bedii Yılmazer, Uçuş İşletme Başkanı Okt~y Öztekin, Tanıtma ve Halkla İlişki­ ler Başkanı Erkan Onen ve Motor Revizyon Atölyeleri Müdürü Cengiz Kaya gazetecilere bilgi verdiler, sorulan cevaplandırdılar. Genel Müdür Vekili Vahdet Gündüz, THY'nin dört ana prensibini "emniyet, kon{or, güvenilirlik ve ekonomik hareket" olarak açıkladı.

JOURNALISTS PAY VISIT TO THY INSTALLATIONS

T

HE press paid avisit to several Turkish Airlines installati· ona at Istanbul's Atatürk Airport on 12th August. During the course of the visit, Vahdet Gündüz, Deputy General Manager of THY, Bedii Yilmazer, Deputy Technical General Manager, Oktay Öztekin, President of In-Fiight Management, Erkan Önen, Presi· dent ofPromotion and Public Relations and Cengiz Kaya, Manager of the Engin e Overhauling Department, briefed the journaliste and answered their questions. Deputy General Manager, Vahdet Gün· düz, emphasised that the four main principles behind THY policy, are "safety, comfort, reliability and economic flexibility."

>- s


v 1\..t

1"'1\t:ıı utı-. ı.

Vl\..t

1"'1\ t :ıiU t l,. ı.

v 1\..t

1"'1\t:ııutl-. ı.

TRUE INDIVIDUALS STAND OUT W ITHOUT EVEN TRYING. SIMPLY BY

VILt t'RtSlDEN •

Take the RADO DIASTAR ANATOM : only the perfect harmony of design and techno logy could achieve such a supple fusion of materials as hard

BEING THEMSELVES. as titanium carbide and sapphire crystal in a watersealed Swiss quartz THEY DON 'T FEE L THE URG E TO CONFORM. OR TO FIT INTO A NEAT watch with a scratchproof case top . With lts lithe curves and slim form it PIGEONHO LE.

moulds ltself to your wrist.

Rada Watch Co. ltd ., CH-2543 Le ngnau. Switzerland

AND THIS WI LLINGNESS TO BE DI FFERENT IS A KEY TO THEIR SUCCESS.

THAT'S ALSO THE SPIRIT THAT HAS MADE RADO SO SUCCESSFU L.

RADO Switzerland

AFTER ALL, YOU KNOW WHAT YOU WANT. SINCE LAUNCHING THE WORLD'S FIRST SCRATCHPROOF WATCH MORE

THAN 25 YEARS AGO, WE HAVE REMAINED TRUE TO OURSELVES.

AND NO ON E VALUES THAT MORE THAN TH E VANCE PRESTONS OF THIS

WORLD.

Mod. de p. Swlss Made


~ ,THY

HABERLER THY NEWS THY HABERLER THY NEWS THY HABERLER

BAŞARI Ll

UÇAK

MÜHENDISIMIZ Boeing uçak A letleri'ndeki mühendis olarak MERİKA Birleşik Dev-

şirketinde

görev yapan Münir Orgun, başanlı çalışmalarından dolayı "Yılın Personeli" seçildi. Orgun (sa~da), 767-300 otomatik pilot kumanda sisteminin işlerlik kabiliyetini ölçmek amacıyla hazırlanan bir projenin dizaynı ve geliştirilmesine yaptı~ı

katkılardan

dolayı,

Mühendislik Bölümü Başkan Yardımcısı Ben Cosgrove (solda) tarafından te br ik edildi.

'ıTÜRKIYE"

2. OFSET TESISLERINI DE AÇTI

T personelince imal ed_ilen ikinci ofset tesis lerini, 21 den itibaren Ankara'da faaliyete geçirdi.

ÜRKİYE gazetesi, bütünüyle kendi atölyelerinde ve kendi teknik A~stos günün-

Altı üniteden oluşan baskı makinelerinin devreye _girişi münasebetiyle düzenlenen törende konuşan gazete sahibi Enver üren, "Yerli imalat makinelerimiz, yurtdışı fiyatlannın yedide biri derecesinde ucuza mal edildi. Bu yolla, milli ekonomirnize sakladı~ımız döviz tasarrufunun en az 600 milyon lira civarında oldu~unu tahmin ediyoruz" dedi. İstanbul ve Ankara'yı takiben, yıl sonuna do~ru İzmir'de de yine yerli ofset makinelerini hizmete sokacaklannı belirten Enver Ören, gelecekyıl Adana ve Erzurum tesislerini kuracaklannı sözlerine ekledi. FotoA-rafta Ören, bazı gazete yöneticileri ve imalatta eme~i geçen ustalarla birlikte yeni baskı makinelerinin önünde.

CONGRATULATIONS FOR A TURKISH AERONAUTICAL ENGINEER

A

ERONAUTICAL engineer, Münir Orgun, who works for the Boeing aeroplane company in the USA, has been elected "staff member of the year" for his contribution to a project undertaken with the aim of measuring the functional capacity of the 767-300 automatic-pilot control system. He was congratulated by Ben Cosgrove (left) Deputy President of the Engineering Department.

"TÜRKIYE" OPENS A 2nd PRINTING CENTRE

T

HE newspaper "Türkiye" put i ts second printing centre, manufactured completely by i ts own technical staff in i ts own workshops, into operation on 21st August. Enver Ören, the owner of the newspaper, gave a speech at the ceremony organised on occasion of the putting into operatioh of the printing machines which contain six units. He said "Üur home - manufactured machines have cost us seven times less than the prices abroad. We estimate that we have provided around TL 600 million worth of feroign exchange to our national economy in this way." Pointing out that following Istanbul and Ankara, they will again put, home- manufactured printi!).~ machines in to operation inIzmir towards the end of this year, Enver Üren added that they plan to establish new tı.rinting works in Adana and Erzurum next year. In the photograph, Mr. üren is standing in front of the new printing machines with some of the newspapers' directors and the technicians who contributed towards the making of the machines.


Basarılı

bir bankacı ALKENT' i secti.

üsnü Özye~in , 1944 do~umlu başarılı bir bankacı. Orta ö~renimini Robert Kolej 'de tamamlayan Özye!)in, Oregon State University'den inşaat mühendisli~i lisansını almış ve Harvard Business School'da iş idaresi alanında lisans-üstü e~itim yapmıştır. Amerika'da IBM, Arthur D.Little gibi şirketlerde çeşitli görevler alan Özye~in , Türkiye'ye döndükten kısa bir süre sonra, 32 yaşında Pamukbank'a genel müdür olmuştur. En son Yapı ve Kredi Bankası genel müdürüyken yeni atılımlarından dolayı bu görevinden ayrılmıştır .

ve Nüfus Planlama Vakfı , istanbul Kültür ve E~itim Vakfı gibi kurumların da yönetim kurulu üyeli~in i yapıyor . Ayrıca , Robert Kolej'in ve özel klüplerin basketbol, voleybol ve futbol takımlarında da oynamış bir kişi. Sporu bırakmamış tabii, halen büyük bir zevkle tenis oynuyor, kayak yapıyor. iş hayatı ve tarihle ilgili kitapları okumaktan hoşlanıyor. Evli, iki çocuk babası.

Kendisi iş hayatıyla oldu~u kadar çeşitli sosyal faaliyetlerle de yakından ilgili. Amerikan Hastanesi, Hisar E~itim Vakfı, Aile

Tı p kı

H

Sa~lı~ı

Kısacası , ö~renci derne~i başkanlı~ından banka yöneticili~ine, sporculuktan vakıf yöneticili~ine kadar, Hüsnü

Özye~in ' in hayatı başarılarla dolu.

diQer ALK ENT saki nleri gibi. ALKENT'i daha proje aşamasında seçen ÖzyeQin, bu seçimini üç nedene ba~lıyor :

~ D:ıi!:.LA~!l(@ TepecikYolu , ETILER-ISTANBUL Tel: 16319 25/163 8143-44 lı:,l AL K~ NT

ALARKO'ya duyduQu güven, ALKENT sakinlerinin özellikleri ve ALKENT'ten daire almanın iyi bir yatırım olması. Aynı zamanda inşaat mühendisi olan Özye~in, ALARKO'nun gerçekleştirdi~i di~er siteleri de daha önceden gezip görmüş . Hüsnü Özye~in ... Başarılı bir mutlu bir aile babası. Mutlu bir yaşam ve çocuklarının iyi bir çevrede yetişmesi için ALKENT'in Akasya bloklarından bir daire seçti. Mutl u bir yaşam için ALKENT'i seçen diQer kişiler gibi. .. bankacı,

ALKENT BAHÇE

ŞEHİR

M UT LU

SEHİR

j

1j M


THY fİLOTUNUN

6ÜYÜK 61\Si\KISI •

ÜRK Hava Yolları uçuş mühendislerinden pilot Kemal Uzel , Türkiye Ferdi Trap Şampiyonası'nda birincilig-i kazandı ve sürpriz bir başanya

sporu

T

trap sıraya inmişti.

Kemal Uzel 39 yaşın­ da. Beş yıl önce Türk Hava Kuvvetleri 'nden pilot kıdemli yüzbaşı olarak ayrilmış. 1983'te Türk Hava Yolları 'na girmiş ve uçuş işletme uzmanı olarak Ankara Esenboğa

Havalimanı'

nda üç yıl çalışmış . Geçen yıl uçuş mühendisli~i görevine atanmış ; halen bu görevini sürdü\>- 10 .

ortamı

1976 vılında Ankara ' da tekra~ atış çalışmala­ rına başladım ve 1977 yılında büyükler kategorisinde milli takıma girdim . Bundan sonra s üre k li olarak at ıcılık elit kadrosunda ve milli takımda yer alarak çeşitli beynelmilel müsabakalarda ülkemi temsil ettim. 1982 yılında büyükler kategorisinde ilk Türkiye birinciliğini ka-

imzasını attı.

Evet, olay gerçek bir sürprizdi. Çünkü, yedi defa şampiyonluk kürsüsüne çıkan Dr. Alp Kızılsu dışında , hemen hiç kimseye şans tanın­ mıyordu. Ve bu görüşü yalnızca otoriteler de~il , di~er yarışmacılar, hatta atıcılık sporuna ilgi duyan herkes paylaşı­ yordu. Dolayısıyla , 1987 şampiyonasının da yine Alp Kızılsu ' nun zaferiyle kapanaca~ına kesin gözüyle bakılı y ordu. Ancak Kemal Uzal , 200 atıştan 191 'inde isabet kaydederek , tahminleri altüst ediverdi. Gedikli şampiyon ve Türkiye rekorunun sahibi Kızılsu ise bu defa 189 puan toplamış, ikinci

yapacak

bulamadım.

zandım .

200

atışta

Türkiye

191 puan toplayarak

birinciliğini

1O. Akdeniz

kazanan Uzel,

Oyunları 'nda

ülkemizi

temsil edecek.

14-17 Ağustos 1987 tarihleri arasında Bursa' da yapılan son Türkiye Şampiyonası 'na da aynt şartlar içinde haz ırlan · dım ve çok çe k işm e /i geçen bir müsabakadan sonra hiç de fena sayıl­ mayacak bir skorla Büyükler Türkiye Trap Birincisi oldum." Atıcıh~ı amatör bir hobi olarak yaptı~nı belirten Kemal U zel, uçuş görevi dışında

KEMAL UZEL

şampiyo nu

rüyor. 1982 yılında da Türkiye Ferdi Trap Şampi­ yon u olan sporcu pilotumuz, bugünkü noktaya nasıl geldigini şöyle anlatıyor:

"1965 yılında juniorlar kategorisinde önce 22 çap ve daha sonra da trap dalında atış sporuna başladım . Bu baş­ langıçta, tecrübeli bir avcı ve atıcı olan baba-

mın sağladığı ortam ve teşviklerinin rolü büyük-

kalan lık ve

zamanlarını avcı­

tür. Juniorlarda dört yıl yarıştım. Yurtiçinde yapılan çeşitli müsabakalarda Gençler Türkiye Birinciliği de dahil, deği­ şik dereceler elde ettim. 1968 yılında Hava Harp Okulu 'na girdim. Hava Harp Okulu, Uçuş Okulu ve daha sonra kıtada geçen altı yıl boyunca bu

şarak

de~erlendiriyor.

balıkçılıkla u~a­

Bu arada, lise yıllannd a bir grupta baterist olarak çahştı~nı kaydederek "Müziği çok severim" diyor. Sporcu piloturouzun şimdi tek bir hed'efi var: Suriye'de yapılacak 10. Akdeniz Oyunları'nda Türkiye'yi ·en iyi şekilde temsil edebilmek ...


i\ TKlUMfH fOK THY fiLOT

K

EMAL Uzel, a night engin eer with THY , won firstprice in tlw Individua l Clay Pigeon Shooting Ch ampionship, n victory which came a s urprise to a ll. Kemal Uzel, a flight engineer with THY, won first prize in the Individual Clay Pigeon Shooting Championship, a victory which came as a surprise to all. This was, quite genuinely, a big surprise. It was thought that no-one else had a change against Dr. Alp Kizilsu who has won the title seven times. He was expected to win not only by officials but also by the other competitors and by everyone else interested in shooting as a sport. In other words, everyone felt that Kizilsu more or less had the 1987 title in his hands already. But Kemal Uzel proved everyone wrong by scoring 191 points with 200 sh ots. Regular champion and holder of the Turkish record , Kizilsu , this time scored 189 points and dropped to second place. Kemal Uzel is 39 years old. He left the Turkish Aır Force as a senior major pilot five years ago. He joined Turkish Airlines in 1983 and worked as a flight management expert in Ankara's Esenbo~a Airport for three years. Last year he was ·given the job of flight engineer and he stili holds that position today. This pilot 1 sportsman who also won the championship in 1982, told us how he got to

KEMAL UZEL clay pigeon shoating champion where he is today. "I started shooting in the 22 diametre class and later started clay pigeon shooting in the junior category in 1965. My father w ho is an

experienced hunter and a good shot, contributed largely to my interest in the sport with his support and encouragement. I competed in the junior category for four

Uzel, after winning the top title in Turkey with 191 points out of 200 shots, will go on to represent Turkey in the Mediterrenean Games.

years and won various prizes, including fırst place in the Turkish Young People's Competition. I entered the Air Force Academy and in the six years that I spent there, at Flying School and subsequently in the Air Force I found little opportunity to practice the sport. In 1976 I started shooting once again in Ankara and in 1977 I was selected for the adult seetion of the national team. Since then I have kept my place in the team and have represented Turkey in a number of international competitions. I won the Turkish championship for the fırst time in 1982. I trained for this latest Turkish Championship which took place in Bursa between 14th and 17th August 1987 under much the same conditions and became the Turkish Clay Pigeon Shooting Champion in the adult seetion with a score that was nothing to be aslıamed of after a close-run competition. Kemal U zel say s he is an amateur and regards shooting as a hobby, along with fishing and hunting which he does in his spare time. He also, he says, likes music and used to play drums for a group during his years at high school. The pilot 1 sportsrnan has only one aim now which is to represent Turkey the best that he can in the lOth Mediterranean Games to be.held in Syria. 11 ı


KUALA İSTANBuL/ LUMPUR /İsTANBUL (26 .AAustos 1987'den Itibaren) Kalkış

21.20

DELHİ

Vanş

06.10

DELHİ

Kalkış

07.30

KUALA LUMPUR

Vanş

15.20

Cuma

KUALA LUMPUR

Kalkış

22.40

DELHI

Vanş

01.30

Cumartesi

DEUIİ

Kalkış

02.35

İSTANBUL

Vanş

08.00

Çaqamba

İSTANBUL

Pelf8mbe

Tarifedeki saatler Mahallldlr.

~ TÜRK HAVA YOLLA ~ TURKI Açıklamalı

Bilgi ve

Rezervaııyon

için

Satış Bürolanmız

H AlALINE

ve IATA Acentelerimizle

temaıı

1

edilmesini Saym

Yolculanmıza

duyururuz.


THY'NiN 41. DIŞ UÇUŞ NOKTASI DA

HiZMfrt: AÇlLDI Malezya başkenti,

modern yapıları,

temiz caddeleri, bahçeleri ve yeşil alanları

ile ferahlatıcı bir görünümde. Geceleri ıse, adeta ışıklar

içinde yüzüyor. Şehirde

,.1

her ırk ve dinden insanlara rastlamak mümkün.

T

ÜRK Hava Yollan dünyaya yeni bir pencere açtı ve Kuala Lumpur'a da resmi seferlerini başlattı . Böylece, dış uçuş noktalanmızın sayısı

41'e yükseldi. 26 A~stos 1987 Çarşamba aqamı, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar VIP salonunda ilk uçuş töreni düzenlenmişti. Bu· rada lasa bir takdirnde bulunan THY Genel Müdürü Yılmaz Oral, yeni hattın Uzakdotu planımı­ zın verimlilitine büyük katkıda bulunacatmı ve İstanbul · Delhi · Singapur hattının bir uzantısı olarak ilave masraf gerektirmeyecetini belirtti. Oral gelişen ticari politikamız çerçevesinde, Uzakdotu' dan Amerika'ya, Ortadotu'dan Afrika'ya yayıla­ cak hizmet şebekemizin, Türkiye'nin sosyal ve eko-

ilişkileri önem arz ettiA"iniaçısından söyledi. L~~~~~~~~~~~~~~~~~::::::::~J nomik İlk uçuşun açış konutmasını

yapan

Ulaştırma

BakanlıA"ı Müsteşan İh­

san Pekel ise Malezya ve Ttl.rkiye'yi birleştirecek bu hava köprüsü ile iki İslam devleti arasındaki !ticari, ekonomik, sosyal ve kül·· türel ilişkilerinhızlaıgelişe­ cetini, Kuala Lumpur'un da, daha önce açılan hatlar gibi THY tarafından başany la yürütüleeetine ve ülke yaranna olumlu neticeler doA"uracaA"ına. IJ>

1

K un la l.umpur hattımı zın hizmete !(irmesi dolayısıyla, Atatark Ha valimanı 'nda dUzenlenen Wre nin açış konuşmaBını , U/aftırma Bakan· /ı~ı MUstl'şarı !h sa n Pekel ya parken yanında THY Gene l Madara Yılma z Oral uardı (en Ustte). Kuala Lumpur'a ilk seferi gerçeklettiren THY uçuş ekibi, hareketten önce toplu halde (sagda). THY'nin Kuala Lumpur ofisinde bilet satışlarına başlandı (solda). 13


inandı~ını ifade etti. Pekel, 4 yıl içerisinde dış hat uçuş noktalan sayısı­ nın 32'den 4l'e çıkanldı­ ~ını kaydederek şöyle

dedi:

üneydoRu Asya'nın uç noktasında yer alanMalezya 'nın bilinen tarihi, gilnilmilzden 4 bin yıl öncesine kadar uzanıyor. tJlkenin yerli halkı yilzyıUarca daRınık ~ şekilde yaşamış, 8-l;J. yazyıllar arası Endonezya KrallıRı'nın, daha sonra kısa bir silre Hint KrallıRı'nın M.kimiyeti altında kalmışlardır.

;l

yazyıldan

sırasıyla

Portekizliler, Hollandalılar ue lngilizler, bölgeyi sömürge statüsünde yönetmiş­ O lerdir. 1957'de 9 eyaZetin birleşmesi O ile bir federasyon kurulmuş ue baRımsızlık ilan edilmiş, daha sonra Brunei ue Singapur birlikten ayrılmışlardır.

(o)

itibaren

ugilnkil Malezya meşruti bir sultanlık­ Parlamentosu Senato u~ Mil_let Meclisi'nden oluşur. Sultan, eyalet ualıle­ rince seçilir ve başbakanı ıayin eder. Senato tlyelerinin bir kısmı sultan, bir eyalet meclislerince seçilir.

W

tır.

kısmı

"THY bu yöndeki çalış­ malannı hızlandıracak tedbirlerini almıştır. Ekim ayında Tunus, Cezayir uçuşları planlanmaktadır. 1988 yılının bahar ayları içersinde 3 adet orta ue uzun menzilli uçak {iloya katılacaktır. Bu şekilde uçuş gacü, kapasitesi daha da artırılmış olacaktır. Haua Yollarımız, daha şimdiden Japonya, Amerika ue Avustralya 'ya uçuş programlarını hazır­ lamaktadır. Bunların da önamazdeki yıllarda ge" çekleşeceAini ifade etmek

istiyorum." VE KUALA LUMPUR •.. Törenden bir saat kadar sonra, TK 572 sefer sayılı Airbus 310 u~ı. Güneydo~u Asya' daki yeni uçuş noktasına varmak için, gecenin karanlı~ına dalarak kayboldu. Yolculuk 14 saat sürmüştü. Kuala Lumpur Havaalanı 'na yaklaşılır­

1

J "' ·

L__j

ilzölçilmil 330 bin kilometrekareyi aşan Malezya'da, 16 milyonu aşkın insan yaşar. Halkın bilyak çoRunluRu Milslilmandır. Budizm ue Hinduizm de yaygındır. Ayrıca, 200 bin civarında Hıristiyan vardır.

bol, ekime elverişli arazisi geniş olan Malezya'da, topraktan en çok kauçuk Uretimi için yararlanılır. Ikinci önemli aran hindistancevizidir. Bunların yanında pirinç, patates, muz, hurma, ananas, kopra, manyok, kahve, çay, tatan, yerfıstıAı ve baharat yetiştirilir. Tarım ihraç aranleri arasında çay ve biber ilk sıralarda yer alır. Kereste de önemli ihraç aranleri arasındadır. Ayrıca 800 çeŞit arkide yetiştirilmekte ve dış pazarlara sevk edilmektedir.

@

& G~ /.: ·

durumuna 14

rmanı

ncak, bir

numaralı

zenginlik

kaynaRı yazde

kalaydır. Dünya halay aretiminin 60'ını Malezya gerçekleştirir.

imyevi madde, çimento, mobilya, tekstil, suni gilbre, otomobil, elektrikli alet ve elektronik fabrikaları ile sanayi alanında bayilk hamleler yapan Malezya, GaneydoRu Asya 'nın en hızlı kalkınan alkesi yakselmiştir.

manların

mahalleleri detaraflanyla dikkati çekiyor. Parklar, bahçeler ve yol boylannca uzayıp giden yeşil alanlar, şehrin bir ~ik

başka özelli~ni oluşturu­

yor. Adeta zincir gibi birbirlerine eklenmiş bu "yeşil kemerler" arasında, Göl Bahçeleri yer alıyor. Botanik bahçesindeki gölde kayıkla dolaşırken, tropikal ikiimin bitki türlerini kAh şaşkınlıkla, kAh merakla, kAh hayrarılıkla seyrediyorsunuz. Bahçe girişinin solunda, insan üzerinde ürkütücü bir tesir uyandıran iki katlı bina, milli m üze olarak kullanılı­ yor. Bu binanın içindeki iki mozaik duvar tablosunda, Malaya tarih ve kültüründen ilgi çekici ipuçlan yakalayabiliyorsunuz. Bahçenin sonunda ise, Do~ ve Batı mimarilerinin kokteyli hüviyetindeki Parlamento binası yükseliyor. Şehir merkezindeki "Bukit N anas" denilen e~lence

parkından

da söz etmeli-

yiz. Buradaki teleferik ve

asansörlerle Kuala Lumpur'u kuşbakışı seyretmek bambaşka bir zevk veriyor.

ken , uça~ pencerelerinden oldukça de~şik manzaralar seyrediliyordu. Yemyeşil muz a~açları, iri yelpazeler gibi açılmış palıniyeler ve güneş ışınları altında ayna gibi parlayan sulak pirinç tarlalan...

Başta da söyledi~imiz dışarda dolaşırken, insanı buram buram terleten bir sıcaklı~a katlanmak zorundasınız. N e var ki, ter hızla buharlaştı~

U ça~ kapısı açılınca, sıcak ve rutubetli tropikal hava, yolcuların yüzünü yaladı . Türkiye'den ve Avrupa ülkelerinden gelenler için, nefes almayı zorlaştıran bo~cu bir atmosferdi bu... _Ama, tıpkı Singapur'da oldu~ gibi, otellere, işyerlerine ve d~er büyük binalara girdi~niz anda, mükemmel so~tma sistemleriyle ra-

yüzü önce korkutucu bir kararılı~a bürünüyor, Dante'nin cehennemini andırır gibi şimşekler çatırdıyor ve ardından kovadan boşalır­ casına sıcak yajtmur geliyor.

hatlıyorsunuz.

Malezya'nın

başkenti

ve en büyük şehri Kuala Lumpur, rengArenk, devasa binalarla süslü. Arap mimarisi ile modern mimarinin içiçe girmiş örneklerini adım başında fark ediyorsunuz. Bunların yanında Çinlilerin ve M üslü-

gibi,

göml~iniz sırtımza yapışmıyor. Yalnız ya~ura dikkat... Gök·

için, pek

Kuala Lumpur Caddeleri, "bal dlJk yaui." deyimini hatırlatacak kadar tertemiz. Kaldınmlarda, çeışitli ırk ve diniere mensup insanlar koşuşturuyor. Malayalılar, Çin1iler, Hintliler, Araplar ve Avrupa' dan, Amerika' dan akın etmiş turist grupları. .. Kula~ınıza her dakika de~şik bir lisan çalınıyor. Ama, bu milletler oorbası içinde, hiç kimse yabancı­ lık çekmiyor. Ve çalışma saatleri

i


dolup akşam gelince, şehir yepyeni bir görünüm alı­ yor. Işık cümbüşü içindeki sokaklarda kurulan açık pazarlar, Çin mahall11lerinde bakira ça~a satış yapan işportacılar... Bu açık tezgdhlarda, kilo ile saatten tutun da, ipeklilelere, çeşitli kumaşlara turis· tik eşyalara kadar her şeyi bulmanız mümkün. Yalnız, dikkatli olmanız ve pazarhA-ı

sıkı

tutmanız. şart.

Çünkü, Malezya pazarcı· ları, bizim işportacı esnafına külahı ters giydirebilecek ölçüde cambaz. E~r

cak, yakıcı tesir çabuk geçiyor ve damaA"ınızda sadece acı bir serinlik kalıyor.

En gözde yemek, bizim benzeyen "Satay". {]zerine biberli fıstık sosu döküldükünde hayli lezzetli oluyor. Bll!lun yanmda "Steamboat" adı verilen Çin yemeki, koyun eti çorbası, bambu yapraA-ına sarılı pirinç dolması, sebze olarak deniz yosunu, kuş­ konmaz filizi ve adı ds. tadı da yabancı daha bir yıA"ın sebze... Yemeklerin başlıca özelli~ ise, sade ve y~sız ç~p şişe

oluşları.

Beri tarafta, Kuala Lumpur'un gece hayatı iyice renkli ve hareketli... Diskotekler, pavyonlar, sinema salonları dolup taşıyor. Hafta sonlannda ise, göl bahçelerinde, Malezya'nın milli .kÜltürünü yansıtan gösteriler sunuluyor. Hele halk danslannın seyrine doyum olmuyor. Mücevherlerle bezeli parlak renkli elbiseler içinde dalgalanırcasma raks eden, el ve kollarını zarif bir ritmle. aynatan danaçılar insanı büyülüyor.

Kısacası, Kuala Lumpur'a yolunuz düşerse, kendinizi çok deAişik bir dünyada bulacak ve "Şark

Masalları"nda anlatılan bir ülkede yaşıyormuş duygusuna kapılacaksmız. Türk Hava Yolları'nın

İstanbul · Yeni Delhi ·

Ku ala Lumpur set'erleri her hafta çarşamba günleri yapılacak. Cuma günleri Kuala Lumpur'dan kalkacak olan THY uçaA"ı, yine Yeni Delhi'ye uATadıktan sonra, cumartesi günleri saat 08.00'de Atatürk Havalimanı'na inecek.

uyanık davranır, çekişmek­

ten yılmazsanız, bir malı bazen yüzde 75'e varan indirimle alabilirsiniz. Söz konusu pazarlarda, bir yandan tropik meyveler sergileniyor: Papaya, mango, hindistancevizi, ananas, rambutan vesaire... Bu arada, şekerkamışı ve ananas suları ile buzlu şerbet­ ler, sıcak hava yüzünden, insanı Adeta mıknatıs gibi çekiyor. Yiyeceklere gelince, bizim Güneydo~ Anadolu kebapçılanna rahmet okutacak kadar biberli ve baharatlı... A~ınıza bir lokma attıA"ınızda, sanki burun deliklerinizden alevler fışkınyor ve vücudunuz suya gibi terledi~-

1

tJn/a Glil Bahçeleri'nin sonun· da Malezya Parlamento Binası yakseliyar (altta, e n solda). GiJl Bahçeleri'nin girişinde yer alan Milli M aze Binası, mimari lJzellili ile hemen dikkati çekiyor (solda). Zaten Malezya otantik desenlerinden modaya uygula· nan çizgilerine kadar çok ilgi çekici bir alke.


• 41 st International Point of THY is in serv1ce

AIR BRIOGf ID KUAlA lUMPUR '

.

T

HY opened a new window to world and started its official service to Kuala Lumpur. With this our international flying point are increased to 41. August 26, 1987 Wednesday night, the first flying ceremony took place at the international lines VIP Launge of Atatürk Airport. With a short introductory speech the General Manager Y ılmaz Oral indicated that this new point will contribute to the productivity of our Far East plan and need no addition al expenditure as an extension of İstanbul -Delhi- Singapur line. In respect of our devetoping commercial policy. Oral added that from Far East to America, from Middle East to Africa isa matter of im portance (the service net w or k expanded) regarding th e social and economic relations of Turkey. The u nder secretary of Ministry of Transportation İhsan Pekel in his opening speech, said that with their air bridge connecting Malaysia to Turkey the comm ercial, economic, social and cultural relations between two Moslem nations will be devepoled and added that he believes that Kuala Lumpur airline is al so succesfully handled by THY as others and will have fruitful results for the country. Pekel,noted the numbers of international points w ere increased from 32 to 42 within 4 years, said that: "THY has taken the precoutions to accelerate the studies in this respect. In October Tunus and Algeria flights are planning. In spring of 19RR, :ı med i um and long ranged aeroplaneto be added to the (squadron) air fleet. With them , the flying capacity a nd power will be increased mu ch more. Our airline is preparing schedules to Japan, America and Australia from now. I want to state that these will come into action with in next few years." AND KUALA LUMPUR One ho ur after the ceremony, the Airbus 310 plane flight number TK 572 merged into the darkness of the night to reach its new point in South East Asia. The voyage lasted for 14 hours. Close to Ku ala Lumpur Airport differen t views from the windows of the plane ha ve been recognized. The green hanana trees, big palm trees and the watery rice fields shining !ike a mirror under the sun light. When the gate of plane has opened, the hot and humid tropical air grazed the faces of passengers. This was ah ard to breath atmosphere for the ones coming from Turkey and Europe. But, as in Singapur, you relax as soon as you enter with the perfect air conditioning systems of the hotels, offices and other big buildings. Kuala Lumpur, capital and biggest city of Malaysia is ornamented by colourful, enormous buildings. You can recognize the samples combineted of Arabic and Modern architecture in every while. In spite of these the Chineese and Moslem districts are attracting attentions with their different outlook. Parks, gardens, and green fields by the road are another characteristic formatian of the city. Within these "green bel ts" as if connected each other !ike a chain, the lake gardens are existing. While wondering with a bo at in the lake of Botanic Garden you watch the tropical plants sametimes with anxiety confusion or with admiration. The building in the right of the garden entrance leaving a scaring influence on people is u sedasa national museum . You are ab! e to catch interesting 16

hints from Malaysian history and culture from the two mosaic wall pictures in th e building. At the and of the garden the Parliament House arouses identified asa coctail of West and East architecture. We have to tell about the entertainment park called " Bukit Nanas" at the city center. To have a bird's -eye view to Kuala Lumpur from the .cable lift and elevators gives another kind of pleasure. As we told the begining, during sight seeing you have to endure ah ot weather which ma kes you sweat in greatquantities. But as the sweat euaporises very quickly, your shirt never sticks on your back. But, be carefull with the rain ... First the sky has a scaring darkness, the lightnings sparkle !ike Dante's hel! and than the hot rain comes after for dogs and cats. The streets of Kuala Lumpur are clean asa plate. On the pavements people belong to various race and religious are running. Malaysians, Chineese, Indians, Arabs and tourİst groups coming from Europe and America. Every minute you hear a different language. But within this countries so up no body feels strange. And when of office hours are over the night, the city has a new out look. Open markets in bright streets, shouting sales man in Chineese districks ... In these open stands, you can find anyting from watches by kilogram, silks, various dothes, touristic goods. But you have to becareful a nd hold the bargaining tight. Ca use, Malaysian traders can even foo! our ıraders !ike an acrobat. If you w ork h ard and don 't give up you can sametimes purchase som ething with a 75 % discount. In such markets, tropical fruits are displayed at the same time; papayo mango, cocount, pineapple, rambutan ete... At the same time sugar canes, pineapple and other sweet icy juices are attracting people !ike a magnet because of h ot weather. Regarding the food, much more hot and spicy from our South East Anatolian kebaps ... While chewing the food you feel !ike flamen are coming out from your npstrils, and you sweat !ike you jumped in to water. But the hot feeling dissappears quickly and there remains a good refreshing taste. The favorite food, is "Satay" which looks !ike our "çöp şiş." With the hot peanut souce it is delicious. In spite of this Chineese food "steam boat" lamb meat soup, rice stuffed in bamboo leaves and moss as vegetable, asparugus tendril and many other vegetables whic reighter as taste nor the name familiar. The food is specially being pure and without oil. On the other hand, the night life of Kuala Lumpur is very colorful and active ... Discos, bars, movie, theatres are full of people. At the week and, there are national Malaysian demonstrations at the lake gardens. The folk dances are very attractive. The daneers with in the shiny coloured dresses omamented with iewels are charming when they dance moving their hands and arms with elegance. As a s um mary, if you go to Ku ala Lumpur, you will find yourself in a very different world and feellike ina country which is defined in "Eastern stories." THY İstanbul-New Delhi-Kuala Lumpur flights will be on Wednesdays every week. That THY plane departing from Kuala Lumpur on fridays will stop at New Delhi and arrive in Atattirk Airport at 08.00 hours on Saturdays.


FLY TO TURKEY BY TURKISH AIRLINES

f 1

Kuala Lumpur

-ISTANBUL -ı~~~r From 26 August 1987 Friday Saturday Wednesday Thursday

KUALA LUMPUR

Departura

22.40

DELHl

Arrival

01.30

DELHI

Departura

02.35

ISTANBUL

Arrival

08.00

İSTANBUL

Departura

21 .20

DELHl DELHl

Arrival Departura

06.10

KUALA LUMPUR Arrival

,

15.20

TURKISH AIRLINES HOTEL EQUATORIAL LOT 6, LOBBY FLOOR. ]ALAN SULTAN ISMAİL 50250 I<UALA LUMPUR TEL: 261 40 55 - 261 40 58 AIRPORT TEL: 746 27 97 - 746 45 55/2770

~TÜRK HAVA YOLLARI ~TURKISH

AIRLINE

For reservations please contact Turkish Airlines , Sales Offices or lATA travel agenci es .

J

07.30


MAVi-YEŞiL RENK CÜMBÜŞÜ ,DENiZ DEN tarafından "kral mezarı " diye adlandınlan lahtin önemli bir kişiye ait oldu~u muhakkaktır. Lahtin üzerindeki sekiz satırlık bir kitabe, kapak üzerinde insan figürleri ve kapa~ın iki yanında da ikişer aslan başı bulunmaktadır.

İlçede,

Çukurba~

yan-

madasının başladı~ yerdeki

İkiztepe (Kırkmerdiven

Te-

yanında yükselen ve güneybatı yamacına yasla-

pesi)

Patara

Kumsalı gtızellikleri,vle

I

LKÇAC tarihçisi Heredot'un "Ay'a en yakın yeryüzü noktası" diye iddia etti~i ve gezip görenlerin aynı kanıya vardı~ı. mavi gözlü Akdeniz'i tamamlayan güzellik: KAŞ. Gerçekten de gökyüzünden bakılın ca göze benzeyen Meis Adası ' nın karşı·

Unla bir sahil. Görenler hayran oluyor. kadar uzanır. Atik şehri çevreleyen surlardan çok azı ayakta kalabilmiştir. O döneme ait arkeolojik kalın­ tılann ço~unu mezarlar ve kaya mezarlan oluşturmak­ tadır. En önemli anıt-mezar günümüze de en sa~lam biçimde kalan Uzunçarşı' daki mezardır. Yöre halkı

sında (bu adanın adı Grekçe anlamına geliyor) kaşı andıran bu güzel beldenin, Lykia dilindeki adının Habsos ya da Hebesa oldu~u sanılıyor.

göz

Lykia, Yunan ve Roma dönemlerinden günümüze kadar ulaşan kalıntıların en eskileri M.Ö. VII. yüzyıla

adası,

Meis mavi

Akdeniz'in gözü gibi bir intiba uyandırır. Kaş

ilçesi ı se, bu

ll

1

bir

16

kaş

Y1H

I

alımlı

gibidir.

İlçenin

Kuzeydo~usu­

nun eski şehrin nekropolü (mezar alanı) oldu~u anlaşılmaktadır . Şehrin kuzey · doıtiısundaki yükseltilerde, kayalara oyulmuş mezarların çoklu~u. bu gerçe~i yan-

geceleri turistlerin "Milkway" diye dillerinden düşür­ medikleri "samanyolu" akla geliyor. İlçenin hemen üzerinde baş döndürücü yüksekli~e

gözün üzerini süsleyen

dır.

sıtmaktadır . Kaş deyince akla, deniz ve onunla kucaklaşan da~ sıraları, özellikle de yaz

Gökyüzifnden bakılınca,

nan Hellenistik tipteki anfitiyatro (açık hava tiyatrosu) Meis Adası' na bakmaktadır. Günümüzde çok iyi bir durumda bulunan bu 26 hasarnaklı ve ilginç bir akustik düzenine sahip olan anfitiyatronun yanında bir bazilika mevcuttur. Bazilikanın do~usunda silo olarak kullanılan kubbeli yeraltı odalan yer almaktadır. Anfitiyatro bugün sosyal faaliyetler, tiyatro, güreş , festival ve folklor gösterileri için kullanılmakta­

ulaşan

daıtlar,

mavi ve yeşille içiçe geçmiş gibi. E~er Bucak Denizi denilen yerde denize girerseniz, bölgenin kapalı deniz olmasından kaynaklanan, gelgit olayının görülmeyişinden dolayı deniz üstünde da~lan uzunca seyredebilirsiniz. Yani bir ma vilik, bir genişlik, bir ferahlık ... Kaş ilçesi ve çevresi, tarihi özellikleri yanında sadece Apolion'la Lykia' lıların yurdu deıtil, aynı zamanda Noel Baba geleneıtinin kurucusu Aziz Nicolas'ın da yurdudur. Aziz Nicolas, 300'lü yılların başında Patara'da do~muş, ö!trenimini Xanthos'da yapmış ve Myra'da yaşamıştır . Mitolojideki Denizler Tanrısı Poseidon'un yerini tutan Aziz Nicolas, Noel


DAG DORUKLARINA KADAR UZANlYOR ((Noel Baba" gelenebi Demre'de başladı. !nce kum plajları, Kekova Adası'na yakınlıgı

ve kaya

mezarları

ile, bu bölge parlak bir turizm merkezi olmaya aday.

Baba gelen~ini yine Myra ' da başlatmıştır ... Rivayete göre, Myra'da çok fakir bir adamın üç kı zı va rmış . Baba, evlilik ça~ına gelen büyük kızını evlendireme· menin çaresizli~i içinde kıv· ranıp dururmuş . Bir g ün küçük kız "Baba beni esir pazarına götürüp sat , alaca· /!ın parayla da abiarnı eulendir. Hiç olmazsa o kurtulsun bu hayattan " demiş . O sıra da evin önünden geçerken bu konu ş m ay ı duyan Aziz Nicolas, o gece bir kese altını gizlice evin hacasından içeri atı ­ vermiş . Bu gizli yardım , üç kız evienineeye kadar sürmüş. Noel Baba gelene~i de böylece do~muş. SİMENA (Üça~ız­

Kale Mahallesi) Üça~ız

Köyü'nün bir mahallesi olan ve Kekova Adası ' nın karşısında yer alan kaleye, dehiz yoluyla vanlır. Ya Demre'nin iskelesi Ç aya~zı ' ndan motorla veya Kaş' tan (2,5 saat), ya da Üça~z Köyü 'nden 15 dakika olmak üzere yalnızca denizden ulaşılabil­ mektedir. PHELLOS (Fellen Yayiası

- Pınarbaşı Köyü)

Kaş-Elmalı-Finike

yolu8 . kilometresinde , A~llu Köyü'nden Kuzeybatıya ayrılan yol, Çukurba~ ve Pınarbaşı köylerine gider. Çukurba~ Köyü girişinde sa~a kuzeye do~ ayrılan yoldan 4 km. sonra Pınarbaşı Köyü'ne vanlır . nun

MYRA (Demre-Kale) Antalya-Kaş yolunun 48. kilometresinde, yöre halkının dilinde DEMRE olarak yerleşmiş KALE yer alır. Son yıllarda seracılı~n oldukça gelişti~i bu yöre

Ortado~u 'da

hatın

sayılır

bir ticaret merkezi olmuş ­ tur. Aynca ince kum plajlan • ve Kekova Adası'na kara ve denizden çok yakın olmasıyla önem kazanır .

Demre

Kayamezarları

(Demre-Lycian Tombe). 19 ;.:;::


Apolion ve Leta'ya ait Uç ortaya çıkarılmış­ tır. fmparator Hadrian zamanında yapılan bir çeşme ile önündeki havuzun bulundu~ yerde temelleri birbiri üzerine kurulmuş birkaç yap ının izine rastl a nmışs a da, yeraltı su tablosunun yüksek oluşu araştırmalan geniş ölçüde aksatmıştır . Helenistik Çaıta ait iyi koru nan bir anfitiyatro, 1973 yılında Leto tapına~nda buunan liç dilde yazılmış (Likçe, Grekçe, Aramca) ve M.Ö. IV. yüzyıla ait bir kitabe Lykia tarihi, Likçe yazısının çöztimüne önemli ölçüde ışık tutmuştur. tapınak

PATARA Patara, Antik ç~larda Lykia bölgesinin en önemli limanlarından biri idi . Şehir, bugün tamamen kumla örtülmüş durumdadır. /Jemrf'

An{ilealn ('/'/waln• u{ /)f'mn •i .

Kalesi, Gökkaya Limanı, Lykia Uygarlııtı'nın büyük merkezlerinden olan Myra harabeleri ve Noel Baba olarak ün yapan St. Nicolas sayesinde, Demre, yakında parlak bir turizm merkezi olma yolundadır St. Nicolas, her yıl 6 Aralık 'ta düzenlenen uluslararası sempozyum ve festiv alle anılma ktadır.

Myra, St. Nicolas ' ın piskoposluk yaptıltı ve öldüıtü yerdir. M.S. IV. yüzyılda yaşayan bu hümanist din adamının mezarı 1087 yılında Bari'den gelen İtalyan gemiciler tarafından açılmış ve Nicolas ' ın kemikleri Bari'ye götürülmüş­ tür. Yaş adı~ ve piskoposluk ya ptıltı kilise ziyarete açıktır . Demre'nin 2 km . kuzeyinde bulunan Myra Harabeleri içindeki tiyatro, M.S. 2. yüzyıl Roma mimarisini simgeler. Sonralan sirk ve arena olarak yararlanı­ lan tiyatro, çok iyi durumda olup, günümüzde ele sosyal ve kültürel faaliyetlerde kul lanılmaktadır. Tiyatronun dojtu ve batısında, iki yamaç üzerinde bulunan kaya mezarlan, Lykia uygarlıltının en güzel sanat eserlerini oluşturmaktadır. ANDRİAKE (Çaya~zı)

Demre'nin iskelesi, Çaybulunan harabeierin antik Myra'nın limanı mı , yoksa ba~ımsız bir şehir mi olduıtu konusu hala aıtzı'nda

tartışılmaktadır.

Andriake'deki harabeler

~ 20

arasında ::;ehrP su g-Ptiren akuadük, nympheum, agora, sa rnıç ve yedi adalı hububat silosu (granarium), liman gözetierne kulesi, surlar, Roma antik liman alanı, bunun kuzeyindeki Lykia tipi mezariann bulundujtu nekropol sahası ile üzerinde Roma Imparatoru Hadria n tarafından yaptı­ rılmış oldujtu yazılan hububat silosu gezilip görülmeye dejter yerlerdir.

XANTHUS (Ksanthos) Lykia Uygarlıj\'ı'nın merkezi ve en hUylik şehri olan Xanthus, Fethiye'ye 60, Kaş 'a 45 km . uzaklıktadır . Şehrin eski adı, Arna veya Arnna'dır. Döneminin tüm istilalan ndan payını alan ve iki defa büyük katliama, bir hUylik yangına, iki defa da şiddetli depreme sahne olan Xanthus ; PAMFILYA (Antalya ve yöresi) YP Lykia bölgesinde istilalara karşı direnen tek şehir olma özellijtine sahiptir. (Geri kalan şe hirler , Yunan, Roma, P ers ve diıter savaş­ larda kayıtsız şartsız teslim olmuşlardır.)

LETOUM (Leton) 50 km. mesafede bulunan Letoum , Likya Birlij\'i'nin kutsal şehridir. Fransızlar 1962 yılında burada kazılara başlamış­ lardı ; halen aralıklı kazı ­ lara devam etmektedirler. Letoum'da Prof. Metzger'in yaptıltı kazılarla Artemis, Kaş 'a

Demre'de Likya Kayamezarlan. bir hava veriyor.

Bunların görtınama

bölgeye sihirli


Eşen

(Xanthos) çayının getir· dig-i kum ve tortular, iç !ima· nın girişini tamamen ört· müştür. St. Paul, Roma'ya bu limandan hareket etmiş · tır. Roma İmparator' u Tra· jan, hu şehirde büyük hububat siloları yaptırmış· Roma imparatoru Tra· jan burada do{tmuştur. Patara'ya halen üç gözü ayakta kalan zafer takı bir anıt kapıdan girilmektedir. M.S. 1. yüzyılda . Roma döne· minde inşa edilmiştir . Lykia Birlig-i'nin 6 bü· yük yerleşim merkezinden biri oldug-u için, önemli top· lantılar burada yapılmak· taydı. Roma'dan gelen vali de burada otururdu. Patara , ticari canlılıg-ının yanı sıra, Apolion kehanet merke· ziydi. Apolion adına inşa ettirilen malıedin Patara'da oldu~u bilinmekle beraber, kesin yeri henüz bulunama·

ur.

Gece

Kaş (Kaş

mıştır. altında

by night).

Bölgedeki kalması

kurnun ihtimali

kuvvetlidir. Patara, bugün yalnızca arkeolajik kalıntılarıyla deg-il, görkemli uçsuz bucak· sız kum plajıyla -ki 12 km' dir- çok sayıda turist çeken bir bölge olmaya adaydır . Kaş'tan ve Fethi· ye'den organize edilen tur· larda, daima Patara' ya ug-ranmaktadır .

günlerinin sıcak altında Xanthus, Letoum ve Patara ' yı gezen· ler bu şahane tabii plajda, kendilerini dalgalara bıra · kırlar. Plajı , Eşen çayı Yaz

güneşi

(Xanthos çayı) ikiye böler. İnce kum alanlan derinli· g-ine 1 km kadar içeriye iler· ler. Aynı çöllerde oldug-u gibi, rüzgar erozyonuyla yer deg-iştiren kum tepeleri , buraya bir çöl manzarası verir.

lHI ClOSISJ POINJ ON IAHIHJO IHI MOON

Kas•

K means eyebrow and the bay is indeed shaped AŞ

in

Turkish

like an eyebrow framing the deep blue water of the inlet. According to Hieri· dotus, the historian who lived in the area in anci· ent times, Kaş was "the closest point on earth to the moon". You may take it or leave it. Kaş is dotted with relics from the past. It has an amphitheatre which dates back to the

Noel

Baba'nın Mezarı

ins but also for having been a Lycian port and the hometown of Apollon and St Nicholas, the ori· ginal Father Christmas. Other places in the region which are well worth a visit include the sea caves near Kalkan, Simena (today called Kekova), Teimiussa (the village of U çagiz), Phel· los (the Felen plain and the village of Pinarbaşi), Myra (Demre · Kale), Andriake (Çaya~zi),

(Tombe of St Nicolas).

Hellenistic period. This is built into the south· west facing slopes of the double hill which marks the place where the Çukurba~ peninsula joins the mainland. From here one has a clear view over the isiand ofMais. The26 · tiered amphitheatre is excellently preserved and has remarkably good acoustics. Beside the amphitheatre stand the remains of a basilica to the east of which a n um b er of do med underground rooms are to be found. The amphit· heatre is still used for activities such as plays, wrestling competitions and folkdancing. Kaş is renowned not only for its historic rema·

Xanthos (Ksantos), Let· houm and Patara. SIMENA Simena is the area around the village of U ça· giz, the predominant fea· ture of which is i ts castle. The village is situated opposite the isiand of Kekova and can only be reached by sea. MYRA (Demre - Kale) St. Nicholas is reputed to have lived, as a bishop, and sub-sequently died here. A group of ltalian sailors from Bari opened up the tom b of this huma· nitarian holyman and took his bones back to their hometown. His church is now open to the public.

Two kilometres north of Demre is a theatre which is a typical example of 2nd century A.D. Roman architecture. This theatr~ is also in excellent condition and stili used today. Above the theatre, to the east and west are tombs cut into the rocks which represent some of the most beautiful architecture left over from the Lycian ci vi· lisation. Some of the tombs take the form of houses decorated with a raised design and epi· taphs. XANTHOS Xanthos was the capi· tal of Lycia and is to be found 60 kilometres from Fethiye and 45 kilomet· res from Kaş . Originally called Ama, the town had its full share of the invasi· ons which took place at the time, witnessed two major massacres, one big fire and two violent eart· hquakes. Xanthos was renowned for being the only city in Pamfilia (the area around Antalya) that was able to with· stand repeated invasions from the Greeks, Romans, Persians and others. PATARA As Patara was one of the 6 largest towns in Lycia, important meetings were held here. As well as being a li vely trade centre, it was also a plaoe where fortunes were told in connection with the god Apollon. It is known that a temple was built to Apollon, although its whereabouts have never been established. In all probability it lies hidden under the sand as does a large part of the amphitheatre. All the remains in Patara would appear to date from the Roman period.

21~


GARANTi CEK, seçkin işyerlerinin,

-

seçkin müşterileri için çağdaş bir kolaylık, saygın bir ödeme biçimidir. GarantiÇek, kişisel itibarımza yaraşan bir ayncalıktır.

ARANTi

ın~ANKASI - - - - - - - - 'G ARANTi C EK _ _ _ __ 200.000 liraya kadar provizyonsuz ödeme garanıilidir.

Garanti

Bankası'nın

rüm

Bütün seçkin

şubelerinde anında

işyerlerinde

Hesabına

paraya çevrilir.

para yerine geçer.

faiz

işler.

Ciro edilebilir.


' V

DE

IMAR SINA D1 Z

Mimar Sinan dizisi lu!m Aı;rupa 'da hem de Asya'da çekiliyor. Dizinin 1988 yılına yetişmesi için birkaç ekip birden (Jstteki fototrafta. Macaristan 'daki çalışmalardan bir an... Bu böliJ.mde yabancı kameramanlar da giJrev

çalışıyor.

alıyorlar.

Büyük yapı ustasının hayat ve sanatını konu alan belgesel film her biri 30'ar dakikalık altı bölümden oluşacak ve 1988 yılında TRT Televizyonu'nda yayınlanacak. Belgeselin hazırlanması için bilim adamları ile uzmanlardan oluşan bir kurul göreve çağrıldı ve Sinan hakkında şimdiye kadar yapılmış bütün araştırmalar gözden geçirildi. Kurul, bir yandan yanlışlıkları düzeltirken, bir yandan da eksiklikleri tespit ediyor.


"Dünya durdukça, eserlerimi gören sahiplerinin,

çabamın

hayırlı

dualarla

umarım

selim

ciddiyetini göz önünde

bulundurarak bunlara insaf ile beni

akl-ı

bakacaklarını

.::ınacaklarını

inşaallah.

El fakirü ;l hakir Sinan"

ve


Mimar Sinan eserlerinde her şeye bayilk önem verirdi. Selimiye Camii (yanda) onun "u s talık devri " eseri sayılır.

saslemelerde estetiRin yanı sıra, kullandıRı

teknik özellikler bugan bile bilim adamlarını, mimarları

hayran bırakmakta

(altta).

988'in "Uluslararası Mimar Sinan Yılı" ilan edilmesini göz önüne alan MTV, büyük yapı ustası­ nın hayat ve sanatını konu edinen bir belgesel dizi hazırlamaya başladı. Tarkiye Bankalar Birligtiıin yapı­ mını üstlendi~ belgesel, 30'ar dakikalık altı bölümden meydana gelecek ve TRT Televizyonu'nda yayınlanacak. Dizi film, taş işleme sanatçılan ile ünlü olan Kayseri yöresindeki Agırnas köyünden başlatılacak. Sinan'ın bu köyde geçen çocukluk günleri, ardından lstanbufa gelişi, Acemio~lan bölü~ündeki dülgerlik hayatı , askeri seferlere katılışı ve yeniçeri oluşu kısaca verilecek. Daha sonra, Kanuni Sultan SUleyman ordulanyla birlikte gitti~i ülkelerde çeşitli mimari eserleri ve üsluplan inceleyerek görüş ufuklannı genişletın esi, bilgisini artır· ması işlenecek Özellikle 1535 yılındaki Irakeyn seferinde Van Gölü'nde üç kadırga inşa ederek kaptanlı~nı bizzat yapması, 1538 Karabagdan seferinde hiçbir ustanın başaramadı~ işi gerçekleştirerek bataklık arazide sa~lam bir köprü kurması ve bunun ardından Mimarbaşı (Ser Mimaran-ı Hassa) oluşu anlatılacak.· Belgesel dizinin asıl. bölümlerinde, Sinan'ın büyük eserleri tanıtılacak. Bunlar da "çırakhk eserim" dedi~ Şekzadebaşı Camii, "kalfalık eseri" sayılan Saleymaniye Camii ve II. Selim zamanında Edirne'de inşa etti~ "ustalık devri eseri" Selimiye Camii başta olmak üzere di~er cami, mescit, han, hamam, imarethane, kervansaray, hastane vb gibi yapılan kapsıyor. Aynca, 16. yüzyılda İstanbUl'un su ihtiyacım karşılamak amacıyla yaptırdı~ı kanallar, kemerler ve "Kırkçeşme Suları"nı şehre nasıl getirtt~i konusu geniş şekilde işleniyor. öte yandan, "Koca" lakabıyla tarihlere geçen Sinan' ın, bugünkü sınırlanmız dışında kalan Yugoslavya, Romanya, Sovyetler Birligi (Kırım), Yunanistan, Bulgaristan, Macaristan, Mısır, Suriye, Irak, !srail ve Suudi Arabistan'daki bazı eserleri görüntülenecek. Belgeeelin son bölümünde ise Laleli Camii, Şişli Camii, Kocatepe Camii gibi yapılar da kısaca tanıtılarak, Sinan'ın son· raki yüzyıllarda ve günümüzde de süregelen etkileri dile getirilecek. Belgeeelin hazırlanması için, bilim adamlan ile uzmanlardan oluşan bir kurul göreve ça~nldı ve Sinan hakkında şimdiye kadar yapılmış bütün araştırmalar gözden geçirildi. Kurul, bir yandan yanlışlıklan düzeltirken, bir yandan da eksiklikleri tespit ediyor. Bunun kin, yurtiçindeki ve yurtdışındaki bütün imkAnlar kullanılıyor. llgililere göre, daha şimdiden bu konularda çalışma yapacak kişiler için sa~lam bir araştırma zemini oluşturuldu . Hazırlık süresinin sınırlı olması sebebiyle, çekim faaliyetleri çok yönlü olarak yürütülmekte. Nitekim, bir ekip Anadolu'yu adım adım tararken, bir başka ekip Balkanlar'daki eserlerin çekimini yapıyor. Bütün bu çalışmalar sonunda, Mimar Sinan'ın hayatı ve eserleri yanında, 16. yüzyıl Türk toplumunun kültür ve sanat çevresi ile günlük hayatı bir ölçüde televizyon ekranianna yansıtılmış olacak. Yer yer de, aynı yüzyılın devlet teşkilatı., askeri düzeni, ekonomik yapısı, iç ve. dış siyaseti gibi konularda, kitlelere bir fikir veril· mesi de sa~lanmış olacak. Kaltar ve Turizm Bakanhgı, "Mimar Sinarf" ile birlikte, "Eski .Ev ler, Eski Usta lar" adlı bir di~ er belgeseli yabancı ülke televizyonlannda göstermek üzere teşeb­ büse geçti. Böylece, Türk mimarlı~nın dünyada tanıtıl­ Jllası yönünde bir adım atılmış olacak.

1


"I

T is my hopı• thal people in aMes lo m mı · ll 't'/1 h(• ah/c to Irml~ a 1 my u•orh /('i/lı a diı; ccminM ı •yı • and tt' il/ apprecia lı • mı• for the amoun/ of care and enerM.v that I pul info it . Your poor and humh/c sı •rı •a n 1. Si na 11. ..

Since 1988 is to be an "International Year in Celebration of Mimar Sinan" , MTV has started work on a documentary covering the life and work of the great master. Spansored by the Association of Turkish Banks, it will consist of six parts, each lasting 30 minutes. It will also appear on TRT (Tur kish) television. The serial starts off in the viiiage of Agirnas in the province of Kayseri, a viiiage which is famous for i ts stone carvers. Here we see Sinan's childhood before he comes to Istanbul and starts life as a carpenter in the regiment of young conscripts, selected and trained to join the Janissaries. The programme then takes a brief look at his time in the J anissaries and his partici pa tion in various wars and shows how his horizons were widened by his studies in architecture and the differ~nt works and styles h e saw while travelling abroad with the armies of Süleyman the Magnificent. It also looks at the time he spent in command of the three galleys which he himself built in Lake Van during the Basra and Ku fa war in 1538 and at his construction of a solid bridge crassing an area of bog - a fe at that had never been achieved by any masters in the past, before going on to become Chief Architect. In the main part of the documentary, Mimar Sinan's major works will be introduced. These include works such as Sehzadebasi, which Sinan called the "work of my apprenticeship", the Süleymaniye Mosque considerecl to be "the work of the assistant master" ahd the Selimiye Mosque which he built in Edirne during the reign of Selim II and regar~ 26

TV SERIAL TO APPEAR BASED ON ARCH IT ECT MIMAR SINAN

The serial starts off in the village of Agırnas in the province of Kayseri, a village which is famous for its stone carvers.

ded as "the work of the master", along with other mosques, inn s, baths, soup - kitchens for the poor, caravan - serais, hospitals ete. The programme also covers the aqueducts he built to meet the demand for water in Istanbul and how he brought "the waters of Kirkçeşme" to the city. His works in countries now outside Turkish borders, such as Yugoslavia, Crimea, Greece, Bulgaria, Hungary, Egypt, Syria, Iraq, Israel and S audi Arabia will also feature. In the fina! part of the documentary buildings such as Laleli Mosque, Şişli Mosque, Kocatepe Mosque will be briefly mentioned and Mimar Sinan's influence over the centuries will be assessed. In order to prepare the documentary, a group of experts was formed anel all the research so far carricd out on Mimar Sinan has been closely examined. This group is taking care to avoid misinformation and to include all the im portant facts. The prograr.::ne will, infact, probahly be shown abroad as well as in Turkey. Those involved say that a reliable system of research has been established. Besause of the limited amount of time available, work is taking place in different places at the same time. Consequently, while one team is working in Anatolia, another is filming his works in the Balkans. At the end of the documentarv we will take a look at the cultural, artistic and sociallife in Turkey in the 16th century. Vicwcrs will have a chance to ll•arn about such mattl•rs as state organisation, military planning, economic structure and home and foreign policy at that time. The M inistry ofCulture and Tourism has also embarked on the making of anather documentary, caled "Old Buildings, Old Master - builders" for foreign television. In this w ay, steps are being taken to promo~ Turkish architecture abroad.


\ Cumhuriyetin ilk yıllanndan bugüne... \ \ 60. yılını kutlayan ESBANK, ilk ~\ özel milli bankalardan biridir. . , \ ESBANK, tedbirli ve kararlı ..~,it-~·~·,~,~.. .,~w· , ' bankacılık anlayışını temel ilke kabu1 eden bankadır. rr-::;-~0 - •iiiiii ESBANK, dış ticaret bankacılığında l hızlı karar veren, hızlı uygulayan banka- · dır.ESBANK, ülkemizin önemli sanayi r ticaret ve iş merkezlerindeki şubeleriyle hizmet veren bankadır. ESBANK, kambiyo şubelerini hertürlü u1uslararası hizmeti sunan uzman personelle ve teknik araçla donatarak dış ticaret işlemlerine · kişilik kazandıran bankadır. ESBANK, bankacılıkta 60 yıllık birikimi çağdaş bir anlayışla yeniden yorumlayan ı--.--.-...;.;;:::::=::::::::=

banka... !a \ESBANKI "Tedbirli ve kararb"



,

Yatçılann

yıllar

keşfettikleri,

ÖCEK... öncesinden G karadan yolculuk yapanlarm üç dört önce kendi halinde hir madenci köyü ... Dalaman yıl

farkına vardıkları Havaalanı'na 20 dakika mesafede. Ev pansiyonculu~unun yaygın oldu~u Göcek'e kara yoluyla Fethiye'den on dakikada ulaşılabiliyor. Köyde birkaç pansiyon, 7-8 restoran ve

çay bahçesi var ... Çay bahçelerinde her tip video filmini seyredebilir, restoranlarda göbek havalarına katılabilirsiniz. Çay saatinde peynirli böre~i tatmanızı tavsiye ederiz. Göcekliler konuşkan, cana yakın ve size yardım için adeta birbirleriyle yanşan yapmacıksız, dürüst insanlar... İskeleden birbirinden güzel koylara turlar düzenleniyor. Turlara katılarak veya yatlar, teknelerle o nefis koylarda kendinizi serin sulara atabilirsirıiz. Oniki Ada, Domuz Adası, Yassıcaada, Şövalye Adası irili ufaklı adalar. Her birinde nefis koy lar var. Kleopatr a 'nm hamarnı da görülecek yerler arasında. Göcek çevresinde çok sayıda Likya şehrinin kalıntısı var. Antik şehirlere, kalıntılarına meraklıysanız size Araxa, Letoon, C'adianda, Sdyma, Tloş, Pydnae ve Daedala'yı tavsiye edebiliriz. Araxa, Ören köyünde. 1946 yılına kadar hakkında hiçbir şey bilinmiyordu. O yıl yapılan kazılar sırasında kamu hizmetlerinden dolayı bir Araxalıya verilen taş üstündeki yazılı bildiri ele geçirildi. Bulundu~unda bir kadın, bu taşı çamaşır tahtası olarak kullanmaktaydı . Letoon, Fethiye'ye çok yakın. Burada ünlü "Leto Tapına!Jı"nın kalıntıları var. Mitolojiye göre Zeus, Leto adlı tanrıçaya B.şık olmuştur. Ancak kansının baskısıyla Leto oradan oraya sürülmüştür. Başınızı dinlemek, huzurlu bir tatil yapmak istiyorsanız huyuru n Göce k' e...


(

From mining viiiage to holiday resort HE peaceful mining village of Göcek was discoT vered quite some time ago by yachtsmen but only recently was it noticed by those who travel by land. It is a mere twenty minutes by road from Dalaman Airport and ten minutes from Fethiye. It now has a number of pansions (boarding houses), seven or eight restaurants and several tea gardens. You can, if you want, watch a wide variety of video films in the tea gardens or join in the fun at bellydancing sessions in the restauran ts. Alternatively you can sample the small pasties made of flaky pastry and thin layers of cheese, called "peynirli börek", which are highly recommenda bl e.

The people of Göcek are friendly, talkative and straightforward. You will find them competing with each other to help you in the most genuine way. You can take a boat trip and throw yourself into the cool water from a yacht or boat in one of the beautiful bays in the area. Equally you can visit the surraunding islands which include Onikiada, Domuz Adasi, Y assicaada and Sovalye Adasi. Cleopatra's bath is worth a visit amongst other places. Göcek is surrounded by ancient Lycian towns. If you are interested in ancient remains, we would strongly recommend you to visit such places as Araxa, Letoon, Cadianda, Sdyma, Tlos, Pydnae and

Daedala. Nothing was known about Axara un til 1946. During excavations carried out that year, a stone was discovered with writing engraved on it that showed that it had been presented to an Araxian as a reward for his services to the public. When found, the stone was being used by a woman for scrubbing her washing. Letoon is also close to Fetlıiye and here you can find what remains of the famous "Leto Temple". According to mythology, Zeus fell in love with a goddess called Leto here. All things considered, ü you are looking for a relaxing holiday in a peaceful atmosphere, Göcek is the ideal place.


Aset oj 18 Karai yelloıt' go/d tım strand nec.:klac.:e ıl'itb matc.:bing ring brac.:elet and earrings complete(v handcraf/ed ll'ith ge1111 ine emeraids and fu/1-cut diamonds.

BAIAAR

5~

"Quality" Nuruosmaniye Cad. 54 CaQaloQiu istanbul Tel : (1) 511 21 50

All jeu •eller:ı • on sa/e at our sbops tn be delil •ered to customers ll'ith a "Certificate ofjeu•eller:ı• "


• • ,, · i fa"z Pamukbank'tan sorulur. iyi banka, verimli bonkodır. iyi faiz hesobı oçtıronlor, bu verimliliğe ortak olur. Pamukbank'a gelin, donışın. iyi bankanın iyi faizlerinden .• ı

yorarlanı n.

• • 1y 1

U KBANK

bankad1. r


.-

"iyi banka ve siz, iki ortak gibisiniz.. ~/


TURK

§1~/

lber\1<. ÇanaÇıl

~ ~ Asor odl. A.tor

t\li;ıl

1 1

.1 Kanarya

Yeşilburun

odf.

' de No ronho Fernondo

• 1

1

j

1·1

Ascension t

""CJola St. Helono Gaoa~ı Trinidode

.~

•r4

..., .

Sl1

,=ı '

1 ' ;:ı .J ~

1J

Triston do Cunha

:t,.. ,j

Gaoa~ı

Goıfgh od.

~/ ~

"'

ıl

"''~ . 1>.\las-Hin\ OKyanus~


.LJ..Clı.l.

Uç-LU;; llU .1\.lJC:::L.ldA.l." .L

J.IJOIO.l.

1

.l..L\J u V V V

...... &.

oJ - - - ---

OJ

Kornrrıond er

a d i.

A 1e

Aıeut

o d 1.

0 1

~u~u

1 \}

'ı<-uı.e

'ı<-uı. e'J'oa\1

?a sl\l'ı<.

Mariana a ~ul<.uıu

"if

·

,.<>

G uam~§

~#;~.

M i k ap

Ka

Polau odl.

e

....

1

Hin VI ::ı

u su

c tl1

Cacos adi.

o

l<uz.ey Allus\ıa\ya Çana{!ı I ::ı

•Ol

o

Batı A11ustıa\ya Çanağı

cı Sar, .1\v ,

Gü n e 'i Ganağ

~

V

~

1

Amsterclain i . St. Paul "~.9i

. 1.--

..ql)l ilr1- .

~ea[f- od .

Mc "-ı~ rı' ldl. ":- ear -.1

<-

o

*;.~ ".r(/

.J,.

-

llatraty ıı Sırt,

'( e

"''lrq's,,,,,

u

..,,

Bounıy

Aucıtlond adi.

ıP

_.. ,. .

ku\bu Çanağı

",,

~\

"' \ n\ O~ '1 an u s u . A. nA. ar k\ \ ka

Çompbe ll ad .

.. Bolleny odt.

odl.

An tipaden

odl.

'


r

KANGAL'DA DiK TADiAT

HA KİKASI

Yaralara, sedef ve mantar DOKTOR BALIKLAR ŞiFA "' DAGITIYOR P

İRANHALAR, hani

şu etobur canavar balıklar hakkında çok şey duymuşsunuzdur

herhalde. Minicik boylarına ra~men keskin diş· leri ile bırakın bir insanı, bir atı bile birkaç dakika içerisinde iskelete dön· d üre biliyorlar. Türkiye'de ise boyları piranhalarınkinden fark· sız olmakla beraber, onların tam aksine insanları tedavi eden bir balık türü yaşıyor. Sıvas'ın

güneydo~·

sundaki Kangal ilçesin· den 13 km uzaklıkta, bol a~açlı küçük bir vadideki sularda yaşıyor bu balık­ lar. Vücudunuıda e~er herhangi bir yara veya benzeri bir açıklık varsa, yanınıza korkmadan yaklaşıp, küçük a~ız hareketleri ile o yaralı yerleri adeta öpüyorlar. Yöre halkı , bu yüzden balıklan kutsal sayıyor. Ürünlerinin hasatını yaptıktan sonra kafileler halinde buraya gelmeyi adet haline getirmişler. Balıkların

iyileştirici

etkisini fark eden mahal· li yöneticiler de bir kaplıca tesisi yapmışlar. Ancak bu tesisler ihti· yaca pek cevap veremiyor. Küçük bir dere ile dere 36

sulannın birikti~ havuzlarda yaşayan balıklar yüzünden, yöreye "Balık­ lı Çermik" (kaplıca) deniliyor. Balıkların türü, yaşama şartları, hangi hastalıkları nasıl tedavi ettikleri konusunda şim­ diye kadar kapsamlı bir araştırma

yapılmamış.

Ancak özellikle sedef ve mantar hastalıklarını iyileştirdikleri biliniyor. Balıklı Çermik'e yurtiçinden ve yurtdışından çok sayıda insan geliyor. Yurtdışı ziyaretçi kafilelerinin büyük bölümünü Almanya ve Hollanda' da çalışan işçilerimiz oluşturuyor. Son yıllarda yabancı gazete, dergi ve televizyon yayınları üzerine Kangal'ın yolunu tutan turistler de var. Özellikle Fransa, Almanya ve Arap ülkelerinden gelenlere sıkça rastlanıyor.

Kuveytli işadamı Ali 17 yaşındaki kızı­ sedef hastalı~ına İtalya, Romanya ve Amerika'daki hastanelerde çare bulamayınca ülkesinde bir gazeteden Rıza, nın

adını

duydu~

Balıklı

Çermik'e koşmuş. Babakız yedi yıl önce birdenbire başlayan hastah~ın tedavisi konusunda bu defa umutlu gözüküyor-

lar. aynı

Nasıl olmasınlar ki, şekilde hastane-

lerde tedavi görüp olumlu sonuç alamayan, ancak Balıklı Çermik'te sa~h~ına kavuşan pek çok insan var. Mesela Amsterdam'da işçi olarak çalışan Mustafa Karadeniz ... Karadeniz, dizindeki ve ayaklanndaki sedef için, Hollan-

dalı doktorların

tavsiyesi üzerine ilk olarak geçen yıl gelmiş Kangal'a. Dönüşünde,

doktorları

tedaviden memnun kalmışlar ve bu yıl tekrar gitmesi için rapor vermişler. Yıllarca yabancı

diyariarda hastalık çilesi çeken Mustafa Karadeniz kendi ülkesinde tabii bir "ilaç" bulmanın coş-

-


hastalikianna paydos (Jnce büyük balıklar, acı vermeksizin yaranızı kanatıyor. Sonra minik balıklar göreve koşuyor ve adeta öper

gibi akan kanı emiyor. Günler geçtikçe rahatsızlıbınızın azaldıbını hissediyor, sonunda tamamen iyileşiyor-

B

1

1 Sıvas 'ın

güneydogusundaki Kangal ilçesinden 13 kilometre uzaklıkta bol agaçlı bir vadideki sularda yaşıyo r doktor balıklar. Şifa bulamayan her yaştan hasta

apl1 kusuyla anlatıyor bunları ... Almanya'da yaşayan Murat Kasar da bir Alman dergisinde çıkan yazıyla , Balıklı Çermik hakkında bilgi sahibi olmuş. Doktorlar Türki· ye'ye gelmesinden önce tüm vücudunu filme çekmişler . Kasar "Dönüşümde iyileşmiş haliyle yeniden g örüntüleyerek, ikisi arasındai karşılaş­ tırmayı bir dergide yayınlaya caklar " diyor ve Alman ZDF Televizyo· nu'nun bu kaphca hakkında bir film yayınladı­ ~nı, filmi çeken kişinin de burada iyileşmesi sebebiyle yayının büyük etki yaptı~ndan söz ediyor. Yine Almanya'da

yaşındaki oğlunun y ürüme zo rluğu olduğunu,

larının ya tamamen iyileştig-ini ya da azaldı­ g-ını anlattılar. Bazıla ­ rında daha önceden bir yara veya hastalık oldu-

onun teda visi için geldiklerini" söylüyor. Urfalı Ömer Evliyao~lu sedef hastası. Üç ay g-una inanmak güç . İstanbul 'da Cerrahpaşa Ancak tam iyileşme için Hastan esi'nde yatmış. üç yıl arka arkaya Hastalık geçici bir iyi- Kangal'a gelmek gerekileşnte göstermesine rag-- yor. Hastalar vücutlannmen , yeniden ortaya daki yaralı yerleri balık­ çıkmış. Evliyaog-lu "Dok- ların nasıl ortadan kalto rların v erdiği ilaçlar dırdıjpnı ise şöyle anlaçoğu defa yan etkiler tıyorlar: yapıyor, bazen de hasta"Once 15-20 cm bülığı büsbütün kötüleştiri­ yüklağünde balıklar gey or. Oysa Çermik 'te lip yarayı hafifçe kanatamamen iyileşiyorum " tıyorlar, ama siz bir şey diyor. Sonra da iyileşti­ hissetmiyorsunuz. Daha W-ni ispatlamak için kol- sonra küçük balıklar larını, bacaklarını göste- kanı emiyorlar. O anda riyor. Gerçekten sedef hafif vuruşlar duyuyorhastalıj~ının izi kalma- sunuz ama, bu, daha çok mış. birisi sizi öpüyormuş çalışan vatandaşlarımız­ Konuştug-umuz dig-er- duygusunu veriyor." dan Saim Çetin de "15 hastalar da, rahatsızlıkKangal'daki Balıklı

saglıgına ka vuşabilm e k için bu şirin kaplıcaya koşuyor ve iyileşerek ayrılıyor

Kangal'dan.

Çermik'in

benzeri

bir

kaplıca İsviçre'de de var.

Ancak, oradaki tesisler reklam kampanyalan ve geniş yatak kapasitesi ile daha çok insanı çekmesine rag-men, Türkiye' deki kadar kesin sonuç vermiyor. Balıklı Çermik'in balıkları ise, insan vücudundaki her yarayı düzeltebiliyorlar. Hatta, hanımlar havuza manikürsüz girerlerse, bedava manikür bile yapıyorlar.


HEALING FISH: A NEW KIND OF CURE Y ou

have, no doubt, heard all about piranha fish and their reputation for being murderous carnivores. Inspite of their smail size they can strip a horse, never İnind a man, down to a mere skeleton within a matter of minutes, such is the sharpness of their teeth. There is a species of fish to be found in Turkey which are similar in size to these piranhas, but they, on the contrary, have the power to heal human beings. These fish can be found in pools situated ina small wooded valley at a distance of 13 kilometres from Kangal, a town in the south-eastem part of the province of Sivas. Should you have a wound or cut on your body, these fish will approach you fearlessly a.nd will seem to kiss the afflicted area with their tiny mouths. The local people have, in fact, come to regard these fish as sacred and they flock to the place every year once the harvest has been gathered in. Local authorities, who have become aware of the healing powers of these fish , have constructed a new complex. This is, however, scarcely able to cope with the number of visitors. On account of these fish which live in the pools where the water of this small valley accumulates, the surrounding area is known as " Balikli Çermik" (Fish

Springs). No extensive research has yet been carried out in to this species of fish, their habitat and exactly what kind of diseases they can cure and how. It is, however, known th at they are particularly effective for cases of psoriasis and athlete's foot. Large numbers of visitors, both Turkish and foreign, come to Balikli Çermik. Turkish people working in Germany and Holland form the largest group of visitors· coming from abroad. Many tourists have heard of the place as a result of television programmes and articles which have appeared in newspapers and magazines in recent years. Such people come, in particular, from France, Germany and Arabic countries. Ali Riza, a businessman from Kuwait, who tried, without success, to find a cure for his 17-year old daughter who was suffering from psoriasis in hospitals in Italy, Romania and the USA, hurried to Balikli Çermik having read an article alıout it ina newspaper in his country. Both father and daughter are now optimistic that they have found a cure to the disease which appeared suddenly seven years ago. Indeed they hav e every reason to be so, given that many other people have had the same experience; they have also been unable to find a successful cure in hospitals, but have been healed at Balikli Çermik. One such person is Mustafa Karadeniz, a worker in Amsterdam . He was advised by Dutch doctors to go to Kangal to find a cure for psoriasis on his knee and feet. On his returo to Holland, the doctors were pleased with his condition and recommended that he should come back again this year. Mustafa Karadeniz told us with enthusiasm how pleased he was that, having suffered from the disease in a foreign country, he had finally found a natural cure in his own country. Murat Kasar, who lives in Germany, leamt about Balikli Çermik from an article published

in a German magazine. Doctors X- rayed his entire body before he came to Turkey. "When I go back", he says, "my healed body will be X- rayed once again and the results will be published in a magazine for comparison." The German television channel, ZDF, had, he continued, bFoadcast a film on Balikli Çermik which was particularly convincing as the person who made the film had himself been cured here. Another Turkish person living in Germany, Saim Çetin, says that they came here because his 15year old son had difficulty in walking. Ömer Evliyaoğlu from Urfa suffered from psoriasis. He spent three months in Cerrahpaşa Hospital in Istanbul. Although the disease seemed to have cleared it reappeared again after a time. "Medecines preseribed by doctors often have side-effect and sometimes even make it worse. But in Çermik I recovered completely", says Mr. Evliyaoğlu And to prove his point, he shows his arms and legs. To teli the truth there w as not a trace of the disease. Other patients we talked to reported either complete, or at least partial, recovery. lt is, in fact, hard to believe that some of these people have had cuts and sores or suffered from diseases. In order to be completely healed, one needs to return to Kangal for three years in a row. Some of the patients told us how the fish cleared cuts and sores from off their bodies; "First of all, the 15-20 centimetre long .fish mak e the wounds bleed a little, but you don't feel anything. They then suck your blood and you are aware of a slight sensation, although this feels more like you are being kissed by someone than anything else." There is a spa in Switzerland which is similar to Balikti Çermik in Kangal. However, inspite of the fact that it does attract a larger number of people, by virtue of its advertising campaigns and greater capacity, the results are not so clear - cut as in Kangal, where the fish seem to have the power to heal all kinds of wounds. It is said that one can even get a free manicure in the water.


All obstacles and distance between my dreams and reality, my plans and their achievement, are now behind me. Whatever path my thoughts take, w herever my life and aspira tions lead me, whatever challenge 1 want to take ; w ith Europcar, 1 can. My choice is limitless. For with Europcar 1 can rent a car and go where 1w ant, when 1 want, and how 1 want. And for as long as 1 like. No frontiers can stop me, no territory remains

uncharted, for wherever in the world 1 want to be, Europcar is there at hand. Wherever 1 am today, wherever 1 w ant to go tomorrow, Europcar is ready and waiting. Nothing can hold me, nothing is impossible. With Europcar the roads leading to business, success, pleasure and escape all open up before me. My will knows no ~ t- ~ bounds. rent a car ~.-/ And when 1 want to, 1 can move mountains.

· europcar 1 Yes,lcan.

HEAD OFFICE : Cumhuriyet Cad . 47/2 Taksim/lST ANSUL-TURKEY Phone : (1) 150 88 88-89-90 Telex: 24175 vtn tr

ı~ESİN ToURISM coRP.ı

ISTANBUL ATATÜRK AIRPORT: (International Arrıval Terminal) (24 HOURS. OPEN) Ph one : (1 ) 573 70 24


T

tJRK Kültürüne Hizmet Vakfı'nın

A~stos

ayı

içinde Sultanahmet'teki Aya lrini Müzesi'nde aÇtıg-ı Türk Maden Sanatı Sergisi büyük ilgi gördü. Sergideki takılar, ev eşyalan, savaş malzemeleri, mutfak eşyaları görenleri Meta büyüledi. Aslında Türkler ve maden sanatı arasında tarihin derinliklerinden gelen büyük bir ilişki var. Türk maden sanatı konusunda sergiyi hazırlayanlar bakın ne diyorlar: Dünyanın ilk demirci hudunu olan Türkler, demiri eritip istedikleri şekli vererek

SANATlND

Orta Asya'dan İspanya içlerine kadar çok geniş bir bölgeye yayılan maden sanatın­ da, ilk kullanılan metal bakır olmuştur.

Bir toplulug-un maddi ve manevi aynası olan sanat, göçebe sanatkıllı elinde kemale ermiştir. Orta Asya'da Bunlar'dan beri süzülüp gelen ve Uygurlar'da toplanan tezyini sanatlar Karahaniz ve Gazneliler'den, Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçukluları' na kadar uzanan bag-Iantının habercisidir. Bu bag-Iantı ile Anadolu Beylikleri'nde devam ederek, OsmanlıZara kadar

•• medeniyet tarihinde uzun ve parlak bir yolun açılmasını sağlamışlardır . Aslında metalurji ve maden sanatı yakın ve Ortadog-u'da M.Ö. 7. binden itibaren bilinmekteydi. Arap ve İslam dünyasında tanın­ ması ise M.S. 7. yüzyıla rastlar. Bu tarihten itibaren maden sanatı merkezleri kurularak devamlı gelişen teknikIeric üretime hız kazandırılmış ve zengin süslemelerle bezeli madeni eserler, İslam illeminde oldu~ kadar dig-er ülkelerde de ilçi ve istekle karşılanmıştır. Islami devirde

gelmiş olan anane, Orta Asya' da kurulmuş olan Türk devletleri ile aynı zincirin halkasını oluşturmuştur.

M.Ö. 3500 yıllanndan beri bilinen ve işlenen demir, Türklerin inançları gereg-i yarattıkları dag- ve demir motifli mitoslar içinde köklü bir geçmişe sahiptir. Çin ve Arap yazılı kaynaklannda "demir üreten ve bunu en iyi şekilde işleyen budun" olarak tanınan Orta Asya Türklerinin Selçuklu maden sanatına katkıları pek çoktur. 10. yüzyıldan itibaren

ı


yapılan madeni eserler, işçilikleri gerek süsle· kullanılan kompozisyon zenginli~ ve çeşitliliği bakı­

lerde gerek mede

İslam sanatına Orta Asya Türk etkileri girmeye başlar. Bir başlangıç ve arayış devri olarak Erken Islam döneminde çeşitli kültürlerin etkisinde kalınmıştır . Zamanla gelişerek kendi benli~ olan bir Islam sanatı dogmuştur . 7. yüzyıldan 12. yüzyıl ortasına kadar olan dönemin madeni eserleri sayılıdır . Çoğu altın ve gümüş olan madeni eserler bu dönemin özelli~dir. Devir ilerledikçe kullanılan malzeme de çeşitlilik kazanmış, yetişen yeni ustalarla değişik üsluplu eserler vücuda

mından İslam maden sanatı­

getirilmiştir.

Aya irini Müzesi 'ndeki sergiyi gezenler, atalarımızdan kalan madeni eş ya, alet ve tahıların zarafeti karşısında adeta büyülendiler.

11. yüzyılda Türklerin , özel· likle Selçukluların Anadolu'ya inmeleriyle sanat alanında bir canlanma görülür. 12. ve 13. yüzyıllarda başlıca dört merkezin maden işçili~ gelişme gösterir. Horasan bölgesin<ie Herat ve Nişabur, Zengi döneminde Musul, Eyyubiler döneminde Şam, Anadolu Selçuklu döneminde Konya, Artuklu döneminde Di varbakır ve Mardin önemli yapım merkezleridir. Melikşah'ın ölümünden sonra (1092) Büyük Selçuklu İmparatorluğu içinde politik kopmaların başladığı ve Selçuklu topraklarının 12. yüzyıldan itibaren Atabekler tarafından idare edildiği bili· nir. O dönemlerde bu bölge·

nın en güzel örnekleridir. 13. ve 14. yüzyıllarda Güneydoğu Anadolu bölgesi eserlerinde bilhassa Artuklu madenierinde Anadolu'ya has özellikler yanında Suriye, Mezopo· tamya ve İran etkileri de görülür. Selçuklu dönemi maden sanatı İran'dan Suriye, Mezopotamya ve Anadolu'ya kadar uzanan ve aynı teknikleri uygulayan geniş bir maden sanatı okulunun varlığını ispatlar. Motif repertuannın zenginii~ ve özellikle kakma tekniğinin geniş ölçüde uygulanması maden sanatının üstünlüğünUn delilidir ve Selçuklu dönemi, İslam maden sanatı içinde "Altınçağ" ola· rak tanınır . Kemale ermiş , oturmuş, incelmiş bir işçilik anlayışı içinde Osmanlı sanatkarı elinde doruk noktasına ulaşmıştır . Sonsuz bir rahatlıkla kullandığı madeni her sanat türüne uygulamış , adeta onu konuşturarak dantel gibi işlemiş, kendisine miras kalan bu sanatı bozmadan devam ettirmiştir . Bu dönemde bakır, pirinç, gümüş ve altın ön plana çıkmıştır. Bakır, maden ve alaşım olarak savaş malzemesi ve sosyal hayattaki ihtiyaçları karşılamak üzere maden atölyelerinde bolca kullanılmıştır . Demir ve çelik ise daha ziyade silah yapımında tercih edilmiştir . Anadolu'da Sıvas , Maraş , Gaziantep, Konya , Mardin , Erzurum, Siirt, Malatya, Van, Trabzon, Ordu, Tokat, Diyarbakır ve Afyon eskinin maden gelene~ni sürdüren merkezlerden bazılarıdır. Balıkesir , Bursa ve Edirne'de demaden sanatı gelişmiş ama en önemli merkez hiç şüphesiz İstanbul olmuştur. İstanbul, 16. ve 17. yüzyıllarda maden alanındaki haklı ününü 18. ve 19. yüzyıl­ larda gümüş işçili~yle devam ettirmiş tir. &kır ibrik. Osmanlı eseri. 17. yazyıl Sadberk Hanım

M aze si. Tombak (At Alın eseri 17. Askeri Maze. Osmanlı

Zırhı) yazyıl başı

41


/

METALWORK: A TURKISH TRADITION T

HE Exhibition of Turkish Metalwork organ i sed by the Foundation for the Support of Turkish Culture in the Aya Irini Museum in Sultanahmet during the month of August, attracted a great deal of interest. The jewellry, weaponry and household and cooking utensils on display caught the imagination of all those who visited the exhibition. In fact, the Turkish people have had a strong tradition in the art of metalwork, stretching back over centuries. The following is what the organisers ofthe exhibition had to say about Turkish metalwork: The Turks were the first race to learn how to work iron by melting it and shaping it into whatever form they wanted and in so doing they took the first steps down the long and enlightening path into the future of humAn civilisation. It isa fact that the origins of metalwork can be traced back to the Middle East of 7000 BC, and the tradition was adopted by the Arab and Islamic world around the 7th century AD. Subsequently numerous centres ofmetalwork were established and the speed of production and the development of new techniques increased day by day. Elaborately decorated metal artefaeta were much in demand both within the Islamic world and elsewhere. In the early years of Islam, Moslems were the first to learn how to work copper and this new technique spread through a wide region stretching from Central Asia to Spain. Art, which is usually a reliable guage of the material and moral 42

wealth of a society, reached great heights of perfection in the hands of namadie artists. The Turks of Central Asia, deseribed by both Chinese and Arabic literary sources as being "The race which has excelled in the art of producing and working iron", contributed greatly to the metalwork traditions adopted by the Seljuks. The influence exerted over Islamic art by the Turks from Central Asia came in to evidence in the lOth century AD. Since this was a time of enlightenment and thirsting for knowledge, early Islamic art clearly came under the influence of a variety of cultures. From there, however, it gradually developed to take on a form of i ts own. Few metal artefaeta are to be found dating from the period between the 7t!ı and 12th centuri-es and most of them are gold or silver. Subsequently, however, the variety of metals used increased and new styles were created by master craftsmen.

In the llth century when the Turks, and in particular, the Seljuks, arrived in Anatolia, a s hake-up took place in art and crafts. A major development took place in the 12th and 13th centuries. After the death of Melikshah (one of the Seljuk emperors) in 1092 a political rupture took place witnin the Seljuk Empire and the Atabegs started ~o rule Seljuk territory in the 12th century. Metal artefacts created during that period are, in terms of work and richnesa of design · and composition, among the most beautiful examples of Islamic metalwork. Along with Anatolian features, both Syrian and Peraian influence is to be found in the artefacts, particularly in those made by the Art u es in the 14th century in south - eastern Anatolia. The metalwork of the Seljuk period proves the existence of o large tradition stretching from Iran to Syria to Anatolia, since many of the same technics were used. The richness of the choice of

patterns and particularly the widespread technique of work in relief show the sophistication attained in metalwork. For this reason the Seljuk period is known as the "golden age" of the Islamic art of metalwork. By the beginning of the Ottoman period a profound and refined understanding of the craftsmanship involved had been established and the art form reached its zenith in the handa of Ottoman artists. These craftsmen used all kinds of metal, working it with tremendous panache until it took on a lace - like quality, as they continued to develop this artform that they had inherited. During this period, priority w as given to copper, brass, silver and gol d. Copper, both on its own and as an alloy, was used in large quantities to meet the demand for military equipment and everyday utensils, whilst iron and steel were generally used for making weapons. The Anatolian towns of Sivas, Maraş, Gaziantep, Konya, Mardin, Erzu rum, Siirt, Malatya, Van, Trabzon, Ordu, Tokat, Diyarbalar and Afyon are still major centres where the tradition of metalwork is carried on today. It has also developed in Balikesir, Bursa and Edirne but there is no doubt that t he main centre today is Istanbul which has retained its well -deserved reputation acquired in the 16th and 17th centuries for non - precious metals and in the 18th and 19th centuries for silver work.

Tombak buhurdan. 19 th Century (Ottoman Empire).


.,.

..

---~


Silah, Türklerin en değerli silahlar ve savaşta kull bir sanat eseri gibi işlenmiş. Zırhlar, kılıçlar, tuğlar hepsi

görenleri hayran bırakıyor. Topkapı Sarayı 'nda yenilenen

silah koleksiyonu ta bir modern müzecilik anlayışına göre ayarlanmış.

araçları.

Bu yüzden araçlar adeta


E Iara olan ilgileri ve sevgileri ile bilinirler. Bir SKİ

(

.

Türkler silah-

Türk için en önemli üç şeyden biridir silah. Bu yüzden Topkapı Sarayı Silah Seksiyonu apayrı bir özellik taşıyor. Bu seksiyon şimdi yenilendi ve açılışı Kültür Bakanı Mesut Yılmaz tarafın­ dan yapıldı. Müzeyi gezenler yenilenen silah seksiyonunun çok başa­ rılı olduğunu ve ileri bir müzecilik anlayışı içinde gelişticildiğini belirtiyor-

lar.Silahlann teşhir edilmekte olduğu yapı, sarayın eski hazine binalanndan biri olup Divan-ı Hümayün Hazinesi (Maliye Hazinesi) veya lç Hazine adıyla bilinir. Yapının kitabesi yoktur. Yapı tekni~i ve plan özelliklerine day anıla­ rak, 15. yüzyıl sonunda inşa edildiği kabul edilmektedir. Çeşitli değişik­ lik ve onarımlar geçirmiştir.

Topkapı Sarayı 1924' te müze haline getirilirken, sarayda mevcut bulunan silahların tasnifi yapılarak, bu binada 1928 yılında ilk silah seksiyonu açılmıştır. Topkapı Sarayı Müzesi, silah zenginliği bakımın­ dan dünyanın sayılı

teşhir edilmektedir. 7. yüzyıldan 20. yüzyıla ,kadar 1300 yıllık tarihi

içine alan bu zengin koleksiyonun a~rlı~ını Türk - Osmanlı silahları teşkil etmektedir. Emevi ve Abbasi kılıçlan ile Mısır - Memlük ve İran kılıç, zırh , mi~er, balta ve alemleri, koleksiyokoleksiyonları arasında . nun önemli eserleri arayer alır. sında yer alır. Bu arada çeşitli Avrupa ve Asya Salonda ço~unlu~u dev I etlerine ait bazı kitabeli ve üstün kalitede olmak üzere, yakla- silahiara da yer verilmiştir. şık 400 civarında silah

'<


ION OF ARMS AND ARMOURS R D CORATED and opened to visitors by Mesut Turkish and Ottoman arms from the bulk of the collection, but is also includes important example of Umavvad and Abbasid as well as Mam·l~k and Persian armour, helmets. swords and axes.

Yılmaz

the Minister

of Culture and Tourism. URKISH people T were much interested in in the

numerous alterations and renovations.

past. One of the three most important things of a Turkish man in the past was his arın. fore the arıns and arınours seetion in Topkapı Place has an important place. This section, now has been redecorated and opened to visitors by Mesut Yılmaz, the Minister of Culture and Tourism. Those who have visited the museum say that the redecorated arıns and arınours seetion is very successful and renewed in a modern way of understanding in the museum world.

In 1928, four years after the Topkapı Palace was converted into a museum, its col· leetion of arms and arınour was put on exhibition in this buiiding. The collection, which consists primarily of weapons that remaind in the Pa'lace at the time of its conversion, is one of the richest assem blages of Islamic arıns in the world, with examples spanning a period of 1300 years, from the 7th to the 20th century. Tur ki sh and Ottoman Arıns from the bulk of the collection, but it also ineludes important examples of Umayyad and Abbasid as well as Mam· luk and Persian armour, helmets, swords, and axes. A lesser number of European and Asian arms make up the remainder of the collection. Currently on exhibition are some 400 weapons, most ofwhich bearinscriptions and are of a superior qiıality.

arın

The Building ın which arıns and armour are now exhibited was originally one of the Palace treasuries. It was known as the "Finance or Inner Treasury". Although it contains no inscriptions, its construction technique and plan suggest that it was built at the end of the 15th century. It subsequently underwent 46


Carpet

ı

. f\IOit/ıllı 'll/ \ 'Jıi/l' you ııı:c ııı .· ı nı ll. "·ı )( . ri <'1\'L' ııs ( .

,,·c

\ ·oll ıııı~ ıl . ..·cııı 1,·cııı a ccıı . ı · pıcııscd ro .\ KO~ 520 KO K .1.(.' ı·. ."-ıo xıı

-

The largest collection of the best quality Turkish Carpets. oKUŞADASI oMARMARIS oISTANBUL oiZMIR Oküz Mehmet Paşa Vat Limanı Nuruosmaniye Cad. 1373 Sok. 4/ A,B,C Kervansarayı Barbaros Cad. 1 54 CaQaloQ iu Alsancak Tel. (6121) 2786 Tel. (1)51 12150 Tel.(51)141-3 82 -14 86 35 Tel. (6361) 3411 Bazaar 54 is an

esıablıshmenı

oANTALYA o ASPENDOS • CAPPADOCIA oSOORUM Vat Limanı Kaleiçi 4 Alanya Yolu. Avanos Neyzen Tev1ik Tel. (311) 10290 Bel kı s Harabeleri Serik Zel ve yolu Cad. 186/ A Antalya Tel. (3221) 2900 Tel. !48611 1561 Tel. (6141) 2445

of NET GROUP ol COMPANtES


(

''

''

Passengers who make reservation on a flight but deny boarding without information of cancellatian are called ((NO SHOW"...

----------------

------------------

N the industrial world of aviation, in accordance with the development of economy and tech nology, raise in num ber of passenger causl' the increase in num ber of " NO-SHOW"s . Consequently it is a constant complaint of all world airlines but no satisfactory results can be obtained to minimize the problem . Association of Eu ropean Airlines (AEA ı which h as 20 mem bers including Turkish Airlines have been . searching for the precautions that have to lw takt·n against the " NO-SHOW" affair. According to the research of the association, approximately 900.000 passengers are " NO-SHOW" in annual seat utilisation. From the point of financial aspect, it means a loss of 200.000.000 US dollars for the members. This topic is discussed annualy in special meetings by AEA of in which last meeting the precautions held by each member and their benefits are discussed. Besides a campaign is launched by AEA to educate and promote passengers, agencies and airlines which are thought to be the main reasons in this damaging statement.

E, unwilinly must

I

state that THY W ('UStomers take quite a

pl ace in the quantity of " no-show" results dcclared by AEA. We lı eli ve that passengers do not spend the same ('are for the caneellation of their denied seats as they do for their reservations. Passengers having reserva tion s on a determined flight and h a ving the wish of f1ying on a previous one or changing the ('arrier, without any information of caneellation will ta ke part in the ·· NO-SHOW" problem. In this case, the airline feels not only the financial pressure but also the psychological defect of dissatisfaction for the customers on the w aiting list. On the other hand, the vacant seats caused by "NO-SHOW", passengers attracts attention and critics of the on es who had diffuculty in obtaining seat or found space by chance on the same flight. Webelieve cooperation shown by both passengers and agencies to caneel seatsin advance, in case of denial will complete the efforts of airlines tominimize "no-shows. " The will relieve unnecessary hardship for both companies and passengers.

AEA selected symbol for no-show campaign.

N

O

S

H O W İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

İLİNDİGİ üzere, no-show (rezervasyon B halde gelmeyen yolcu) konusu tüm dünya sürekli kaydı yaptırdığı

havayollarını

meşgul

eden, ticari kayıplar yanısıra yolcu hizmetlerini de aksatan bir sorundur. Uçaklarda rezervasyon yaptırdığı halde yolcunun uçmaması .,durumunda no-show diye adlandınlan "uÇakta yer yok dendiği halde yer olması" olayı ortaya çıkmaktadır. Karşı tedbirlerin alınmaması halinde koltuk kaybına yol açan bu konu sadece THY'na özgü bir sorun olmayıp tüm hava yollarının bir problemi olarak görülmekte-

dir. 20 üyeli AEA (Avrupa Hava Taşıyıcı­ ları Birliği) hava yollarının bir yıllık taşımalannda gelmeyen (no-show) yolcu nedeniyle 1 milyon koltuğun değerlendirile­ mediği, bunun da, toplarnın o/o 5'ine tekabül eden 200 milyon dolarlık bir kayba sebep olduğu görülmüştür.

AEA, önemli mertebelere

ulaşan

bu

kayıpların önlenmesi için bir kampan ya açmış; yolcu, acente ve hava yollarının bu

konuda sürekli ilgi ve eğitimini hedef almış­ tır. THY da bu kampanyaya katılmış bulunmaktadır_


ALKENT'te Manolya' nın besinci, Begonya' nın ücüncü katında oturabilirsiniz ... Kalabalıktan, gürültüden , betondan ve kirlilikten uzaklaşmak için çiçeğe, yeşile ihtiyacımız var. Akasya ... Frezya... AçBiya ... Bir·zamanlar Istanbul'un her köşesi ni süsleyen bu çiçekler, çi~ekli agaçlar.. şi~di ~.RKO nun ETILER de ınşa ettıgı ALKENT bloklarına adlarını verdiler. %80'iyeşil, %20'si şehir olan ALKENT ın her yanını çiçekler ve agaçlar kaplayacak. ALKENT'te, dogayı reddetmeyen ve doganın reddetmedigi bu "Bahçe Şehir"de, mutlu, sorunsuz, tasasız yaşayacak; ça{)daş kullanılan teknoloji sayesinde aradığınız her şeyi bulacaksınız. Manolya ... Begonya ... Akasya. ALKENT blokları ... Hepsi, dogrudan asansöre baglanan yeraltı garajlı, ısın kadar yazan elektronik

sayaçlarıyla merkezi ve tabandan ısıtmalı

çağdaş daireler...

suların hiçbir zaman kesilmedigi, 24 saat sıcak suyun aktıgı, italyan tayans ve karolarıyla döşelj banyo ve muttagından, görüntülü kapı telefonuna ... dünyanın dört bir yanını alabilen uydu anteninden kablo-TV sistemin .;. kadar her ş sizin kontorun ,· ve güvenceniz için. ALKENT, toplantı salonu, restoran, gece klübü ve diskotek, yüzme havuzu, tenis kortları, jimnastik ve raketbol salonları, ve voleybol alanları . koşu ve bisiklet yolları , çocuklar için oyun alanları ve aklınıza her şeyin elinizin

~ ~~~~© Tepecik Yolu. ETiLER -ISTANBUL Tel163 19 25 / 163 8143-44 ~

ALKI!NT

altında. oldugu alışverış merk~zıyle tam bır rekreasyon merkezı.

ALKENT "Bahçe Şehir" de günün 24 saati faaliyette olan bir organizasyonla hiçbi hizmet aksamayacak. Anlayış ve nezaketten oluşan bir ortamda çiçekler içinde, mutlu v~ huzurlu yaşayın ... Kişiye özel yaşayın. ALKENT'TE "ŞEHiR SORUNLARI " OLMAZ! GELiN, ALKENT'i GÖRÜN ...

ALKENT

BAH Ç E

Ş

M U TL U

SEHi R

E H jR


LER AKTERiNiZi AA KOYUYOR SORU: 1 Gülün bir özelli~i olsaydı, sizce bu özellik ne olabilirdi? · a) Müşfik ve sevgi dolu b) Saldırgan ve atılgan c) İhtiyatlı ve mütevazı

SORU: 2 Kime papatya hediye ederdiniz? a) Neşeli ve sade bir kişiye

b) Terbiyeli ve tabiat ~~~ bir kişiye c) Kimseye, çünkü bu çiçe~ hiç sevrnem

SORU: 3 Hüsnüyusuf en çok hangi karaktere uyar? ~ a) Heyecanlı bir karaktere b) Melankolik karaktere c) Hoş ve neşeli karaktere

2750


·-

Sevdiğiniz

bir

çiçekler

anlamda

sızın

da

kişiliğinizi

ortaya koyuyor. değişik

Bu test 6

çiçekle karakter ölçüyor. Test delerlendlrmesl

Soru 1

'!

SORU: 4 Hangi kişiyle tanışmayı orkide çiçetiyle baklardınız? a) Zengin biri b) Yalnız biri c) Egzotik biri

Cevap

o2 8 8 o 8 o8 o3 8 8 3 o 8

s8 o

2

3 4

s 8 Puamnız

ab c

(Degerleruiirmesi 64. sayfada)

SORU: 6 En çok hangi laleyi bekenirsiniz? Kınnızıyı Sarıyı c) Beyazı

a) b)

1

'

SORU: 5

İnci çiçekleri size

neyi ifade ediyor? a) Oyunbazlık

b)

Canlılık

c) Zerafet





kadınların

Boncuklar

hayatlarında

özel bir

yer tutarlar. Kimisi nazara daha

karşı, kiJ!ıisi

hoş

göranmek

için takar onları. Boncuklar her bölgede

ayrı

~

bir

o

Meyve

o

çekirdekleri, deAerli ve deAersiz cam

taşlar,

parçaları,

deniz

kabukları

biçimlendirilir, boyanır

ve boncuk haline

getı

TURiST HANlMLARlN YENi MERAKI

NCUK

LARA

RAGBET ARTTI Boncuk, hepimizin sevdiAi, zevkle taktıtı, bazen güzelleşmek, bazen de nazardan korunmak için başvurdutu bir araç. Kimi deA'eı'li taşlardan , kimisi ise yöreden yöreye delişen yarı deA'El'li veya deA'ersiz taşlardan imal edilen boncuklar, geçmişteki önemini güntımüzde de koruyor. Kadınlar boyunlarını, bileklerini boiıcukla süslüyor. Kimi mavi, kimi siyah, kimi kırmızı renk renk boncuklar. Köy kızları­ nın en büyük süsü alınlıklar boncuklarla bütünle.,iyor. Gelin alaylannda gelinler gibi onları taşıyan atlar da boncuklarla gilzelleşiyor. Sünnette otuHar nazara karşı korunsun diye göz hancuklan takılıyor.

....

ss @


Ülkemizi ziyarete gelen yabancılann

en çok ilgisini

çeken ürünlerden biri de boncuklar. İster Alman olsun, ister Amerikalı, ister İngiliz veya Arap, özellikle kadınlar

Türk

boncuklannı

ülkelerine dönmüyorlar. değerli taşlardan yapılmasa

almadan

Aslında

çok

da boncuklann

tarihteki yeri çok önemli.

K

ADINLAR tarihin her devrinde süslenme gereği duymuşlar ve bu alanda ilk faydalandıkları araçlar da renkleri ve albenisi ile göz alan hancuklar olmuş. Dü~ünlerde gelinierin a lınl arını süs leven. hileklerind(', hovunlannda onların güzelli~ine ayrı hir anlam ·katan honcuk lar nelerden yap ılını yo r ki'! Öncelikle de~erli ve yarı de~erli taşlar ... Deniz kabukları , çekirdekler, camlar... Her verin iizel hir boncugu var. Mesela Erzurum' da oltu taşından yapılan siyah hancuklar kol dü~mesi, tespih, süs eşyası, küpe olarak kullanılıy or. İşlenebilir yumuşaklıktaki bu siyah kehribar (oltu taşı) iyi cila tutması ile ünlü. Oltu taşından yapılan süs eşyalan işlemeleri ile birer sanat eseri de~erinde ... Eskişehir yöresinde patal da denilen beyaz kehribar, pipo, tespih ve süs eşyası yapımında kullanılıyor. Gül motifli beyaz taşları kim sevmez, kim be~enmez, kim takmak istemez ki? Başta zeytin olmak üzere sa~lam çekirdekli meyvelerin de süs eşyası olarak büyük önemi var. Çekirdekler nasıl de~işik şekillerde bir araya getirilip, boncuk yerine kullanılıyor hiç düşündünüz mü? Köylü kıziann boyunlannda gördü(l'ümüz kolyelerin ço~u çekirdeklerden yapılıyor. Bir kısmı çeşitli çekirdeklerin bileşi­ minden oluşturulurken, bir kısmı da renk renk boyanıyor .

Sahil yörelerinde kolye, küpe, bilezik yapı­ en çok kullanılan malzeme deniz kabuklan, istiridye kabukları, şeytan minareleri ve di~er kabuklu böcekler. Deniz kıyısındaki taş­ lar ise bazen olduklan gibi, bazen de çeşitli renklere boyanarak kullanılıyorlar . Soncuk yapımında çok kullanılan kehribar, maden kömürü kat.manlan arasından çıkartı­ lan bir cins fosilleşmiş a~aç zamkı. Bu yüzden görünümleri, renkleri de~işik oluyor. Zaman zaman bir böcek zamkla birlikte topra~a karışı­ yar ve yüzyıllar sonra topraktan çıkartılan kömürler arasında içindeki böcek görüntüsü ile bir kehribar oluştu~unu görüyoruz. Anadolu'da, sahillerde, şehirlerd., en • 1k sevilen boncuk tü-rlerinin başında cam boncukmında

,_, 56

lar geliyor. Usta boncukçular cam

parçalarını

~·eşit! i renklere boyayı p, ateş üzerind e şe kill e ndi­ rerek s üslcm e sanatına büyük bir hizmet

verivorlar ... Özel şekilde hazırlanmış mavi boncuklann " nazara" karşı iyi geldiği inancı, özellikle cam boncuklann gelişmesinde büyük rol oynamış­ tır. Türkiye'nin her yerinde bebeklerden evlere, atlardan lo~usalara kadar kullanılan nazar hancuklan yabancıların da dikkatini çekerek, Avrupalı kadının da boyunlanna, bileklerine konmuştur.

ı

Yüzyıllarca

bazen de binlerce yıl öncesinin sanat eserlerini çıkarmak için yapılan kazı­ larda bulunan hancuklar ve di~er süs eşyalan Anadolu insanının süslenmeye verdi~i önemi ve boncuklann nasıl büyük bir zevkle adeta bir sanat eseri yaratırcasına hazırlandı~ını daha iyi göstermektedir. Anadolu medeniyetlerinden bugün bize kalan takılar günümüz mücevherlerine örnek olmakta, bunlar özel stilistler tarafın· dan taklit edilerek yenileri üretilmektedir. Günümüz Anadolu'sunda da hancuklar kadınların en büyük süsüdür. Genç, yaşlı boncuklarla süslenmekten geri kalmamakta, bunların hazırlanması ve renk uyumu ile zevklerinin ulaştı~ı nokta hayret uyandırmaktadır. Dünya modası bu tür boncuk takılan büyük ölçüde taklit ediyor. Hatta bırakın kadınların, bebeklerin boyunlarına taktı~ı boncuklan, at boncuklarını bile en zevkli aksesuarlar olarak kullanıyor. Türk insanının zevkiyle güzelleşen hancuklan hazırlayan Anadolu insanı bunları hiçbir zaman atmaz, anadan kıza, nineden taruna geçen bir miras olarak saklardı. Bugün birçok kişi Anadolu'yu dolaşmakta ve yüzyıllarca san dıkl ar d a sa kla nan bu boncukları değerli takılar olarak toplamaktadır. Turizmin gelişti~i Akdeniz ve Ege kıyıla­ nnda boncuk yapımı ve boncuktan üretilen süs eşyalan turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Bodrum, Marmaris gibi yörelerimizde tatile gidenler m utlaka birkaç boncukla birlikte dönerler. Hatta eşe dosta bir şey almak gerekince bu hediye ço~unlukla boncuk olmaktadır.

.

'


,.

• 2,5-3-4 ton kapasiteli 3 değişik model (Yakında 6 tonluk model) • Orijinal KO ATsu su soğutmalı dizel motor • Tork-konverter sistem • Sessiz, titreşimsiz üstün yapı • 6 ay ve/veya 1000 saat garanti • Özel alaşımlı monoblok asansör profili • Dövme çelik çatal • Bol yedek parça • Tüm yurda yayılmış servis hizmeti • güvencesi ADANA Genel MOdO~Ok Ceyhan Yolu Üzeri 10 km Pk . 40 01322 ADANA Tel · (711) 29205-29206 29207

i M ALAT

BÖLÜMÜ

iSTANBUlllölgo Büroou Kıaıklı Cad No· 90 Altunızade 81190 Üsküdar-iSTANBUL Tel · (1) 3345820 (10 Haıı Teteıc 29057-29427

Fax

3349798

ANKARA Bölge Büroau Gazı Mustafa Kemal Bulvar ı No 9518 Maltepe-ANKARA Tel (41 2303894 Teleıc 44442-46005 Fax 3463334

iZMIR Bölge Bürosu Aıaıurk Cad Ak Iş Hanı

No 380/ 106

1 Kordon-lZMlR Tel T eleıı;

(5) 224960 1853050

ANTALYA ir11bat Buroau SAPEKSA AŞ Al ı Çalınka y a Cad No 106/A ANTAL Y A T eı (3111 16186

Telex · 62657 Fax · 29201-29202

T • M ® e bır Hacı Ömer ®eBANCI Holdıng kuruluşudur


TÜRK HAVA YOLLARI, MÜRACAAT VE REZERVASYON TURKISH AIRUNES, INFORMATION AND RESERVATIONS ABUDABl · ABU DHABI:

DlYARBA KIR:

GSA. Sultan Bin Yousuf and Sons Sheikh Handan St. Tel: (9712) 33 87 61 · 32 62 60/ 49

lzzetpa•a Cad. Demir Oteli altı Tel : (831) 123 14 · 116 74 · 101 Ol

ADANA:

Al · Rayan Travel Ageney GSA. Tel: (974) 82 19 10 · 32 ı 26 · 41 29 09

Stadyum Cad. No:l Tel: (711) 431 43 . 372 47

DOHA · (KATAR· QATAR):

AMMAN:

DUBAI:

Jabal Arnman Riyadh Center 8th Floor P .O. Box 39177 Tel: (06) -65 91 02 · 65 91 12

Sweedan, Trading Company GSA. 63 b, Sheikh Rashid Bldg. Almak· tom Street. Tel: (971·4) 22 60 38

AMSTERDAM: Leidsestraat 61017 1 PA. Tel: (020) 22 79 1 84 1 85 1 86 / 87

ANKARA: Hipodrom Cad. Gar Yanı Tel: (41) 12 49 00 1 43 · 12 49 33 · 12 49 10. 12 62 00 1 08

ANKARA : Kavaklıdere,

Atatürk Bulvan 167 1 A, Tel: (41) 125 52 58 · 133 76 27 · 312 44 90

ANTALYA : Hastane Cad. No : 66 Tel: (311) 128 30 · 234 32

ATlNA · ATHENS: Phileltion Str. 19, Athens 118 Tel: (01) 322 10 35 · 322 25 69 · 324 60 24 . 324 59 75

BAGDAT · BAGHDAD: Hamed Hasan al . Obaidi Travel Office Saadoun Str. İskender Stephan Building. Tel : (01) 888 13 83 · 888 21 68 · 887 50 92

BAHREYN · BAHRAIN: Car Park Building Center Main Government Road; Ma nama P.O. Box 2777 Tel: 27 77 47

BELGRAD: TRG Marksa ı Engel sa 8 1 I V. ı 1000 Tel: (011) 33 25 61 · 33 32 67

BERLlN: Budapester Str. 18 B 1000 Berlin 30 Tel: (030) 262 40 33 · 262 40 34

BOMBAY: 305, Maker Chambers No. V Nariman Point BOMBAY · 400 021 Tel: ~46491

BRVKSEL · BRUEXELLES: 51 Cantersteen 1000 Bruxelles Tel: (02) 512 67 81 1 82 · 511 76 76

BURSA: Cemal Nadir Cad. Kocagil ApL Tel: (241) 218 66 · 111 67 · 128 38

DUBLIN:· GSA. Aer Lingus · Upper O'Connel Str. 40 Dublin Tel : (01) 37 77 33

DUSSELDORF: Graf Adolf Str. 41 4000 Dusseldorf 1 Tel : (0211) 37 47 99 · 37 40 80 · 37 40 89

ELAZIG: Rızaiye Mah. Şehit nhanlar Cad. No: 26 Tel: (811) 115 76 · 123 00

ERZURUM: Hastaneler Cad . 38 Evler, No : 26/ B Tel: (011) 119 04 · 134 09 . 185 30

FRANKFURT: Baseler Str. 35 · 37 6000 Frankfurt Main Tel: (069) 25 30 1 31 1 32 1 33

GAZlANTEP: Atatürk Bulvan No: 38/ C Tel: (851) 154 35 · ~ 82

HAMBURG: Adenauer Allee 10 2000 Hamburg 1 Tel: (040) 24 14 72 · 24 14 73

HANNOVER: 3000 Hannaver Lange Laube Str. 19 Tel: (0511) 32 60 87 1 88

]STANBUL :

Centre Stracher Rd . Tel: (021) 52 74 71 1 72 · 52 32 49

KAYSERl: Serçeönü Mah. Yıldırım Cad. 1 Tel: (351) 139 47 · 110 Ol

KONYA

MUNJH · MUNICH:

Alaaddin Cd. No: 22 K·l / 106 Tel: 1~ 00 · 120 32

2 Bayern Str. 43 · 45/ 1 8, München Tel: (089) 53 94 15 · 53 94 17 1 18 19

KOPENHAG·COPENHAGEN Ved Veeterport 6 1612 Tel: (Ol) 14 44 99 . 14 51 90

KOLN Trankgasse 7·9 5000 Köln· ! Tel: (022 1) i3 40 71 1 73 . 13 44 43

KUALA LUMPUR Ofisi:

Şehir

Turkish Airlines Hotel Equatorial Lot 6, Lobby Fıoor Jalan Sultan !smail 50250 Kuala Lumpur Malezya Tel: 261 40 55 • 261 40 58 Meydan Ofisi: Tel: 746 27 97 · 746 45 55 1 2770

KUVEYT · KUWA!T: Fahad El Salem Str. Al Abrar Bldg. P.O. Box 23959 Safat, 13100 Safat, Kuwait Tel: 245 06 55 · 242 07 77 · 242 46 39 (ll hat) LEFKOŞE

· NICOSIA:

Osmanpa,a Cad . Lefko•e · Kıbrıs Tel : (520) 710 61 · 713 82

LONDRA · LONDON: Hanover Str. 11·12 W. 1 Tel: (01) 499 92 47 1 48 · 499 92 40

OSLO : Dronning.., Gate 34. 3 Etaeje 0164 Oolo 1 Tel: (47·2) 41 28 41

PAR]S: 34 Avenue de L'Op(!ra 75002 et 11 Tel: (01) 47 42 60 65 · 42 65 17 10

RlYAD · RIYADH: GSA ABC: Travel Ageney Al Arbaeen Str. Tel : (01) 477 90 03 · 477 90 55

RlZE Belediye kar,ıeı . Tel: (054) 110 07

ROMA · ROME: Piazza della, Republica 55 · 00185 Tel: (06) 475 ll 49 · 475 95 35

ROTTERDAM: Weena 140 3012 Cr. Tel: (10) 33 21 77 . 33 24 65

SAMSUN KAzımpa'a

Cad . No: 11 / A Tel : (361 ) 134 55 • 182 60

LYON:

SlNGAPUR · SINGAPORE: 545 Orchard Rd 02·21 Far East Shopping Centre Singapur 0923 Tel : 7324556 SIVAS : Belediye Sitesi 11 . Blok , No: 7 Tel: (477) 111 47 · 136 87

MADRlD: Plaza de Espana Torre de M ad ri d Planta 4 Officina No: 20 Tel: (Ol) 463 23 12 · 263 23 51

lZMlR:

MALATYA :

BUyük Efes Oteli altı Tel : (51) 14 12 20. · 25 82 80 (5 hat)

Dörtyol Halep Cad. No: ı Tel: (821) 119 22 · 140 53

KAHlRE · CAIRO:

MARMARJS:

GSA . lmperial Travel Center, Mal{. moud Bassiouny Str. No : 26 Tel: (02) 76 17 69 · 76 00 71 758939 - 733400

Atatürk Bulvan 30/ B Tel: (6 121) 3761·3752

KARAÇl-KARACHI:

NURNBERG: 8500 NUrnberg Am . Pherrer 80 Tel: (0911) 26 53 Ol · 26 53 02

91 Rue Bugeaud 69006 Lyon·France Tel: 78241324 (5 ha t)

Abidei HUrriyet Cad. Vakıf ls ltanı Kat: 2, Şi4li Tel: (01) 146 40 17 . 146 38 48

PaktUrlc: Tra vel Agenci es 12 Avenue

MlLANO · MILAN: Via P . da Cannobio 3712 ~120 Tel: 6068233 · 6053976 666350

MERSJN: lstiklal Cad . 27. Sokak Çelebi l,hanı No: 2 Tel : (741) 212 78 . 152:,·32

SOFYA · SOFIA: Bul. AL. Stamboliiski Nall-a Tel: (02) 87 42 40 · 88 35 96

STOKHOLM · STOCKHOLM: Vaeagatan 7; 10120 Stockholm T~l : (08) 21 85 34 1 35

STUTTGART: Lautenechlager Str. ~ 7000 Stuttgart' Tel: (0711) 22 14 44 · 22 14 45 ŞAM·

DAMASCUS:

GSA. Al · Faradeee Travel arni Tourlam Ageney P .O. Box 6132 Mayealoun St. Dar el Mauhando. seen, Damascue · Syrial Tel: (011) 22 72 66 . 23 21 90 (10 hat) .

CENEVRE · GENEVA:

TAHRAN· TEHRAN:

Rue Chantepoulet No: 1·3 1201, Geneva Tel: (022) 31 61 20 · 31 61 29

4000 Avenue Hafez 3 rd. fk>or No: 7 College · Croesing Tehran Tel: (021) 66 90 26 · 66 46 09

ClDDE · JEDDAH:

TRABZON:

City Center Annex 12 ·13 Medina Road P.O. Box 188 16 Tel : (02) 660 Ol 27 . 660 06 74· 660 08 15 · 660 17 43; GSA ABC Travel Ageney Medina Road Falcor Building P .O. Box 11679 Tel: (02) 653 27 84 · 653 13 76 . 651 79 00 . 6.51 83 00

Kemerkaya Mah. Meydan kar, ısı Tel: (031) 116 60 · 134 46

DAHRAN · DHAHRAN: GSA ABC Travel Ageney King Abdulaziz St. Al Khodari Bldg. Al Khobar Drahran Tel: (03) 895 00 44 · 895 49 04 . 894 79 17

DALAMAN: Dalaman Havaalanı, Mujtla Tel: (6119) 1899

DELHJ 56 Janpath First Fıoor New Delhi 110001 Tel: 326661 Telex : 31·4881

~58

Parkı

TRlPOLJ: Muhammed Megarif Str. Cezayir Sq. Tel: 60 50 68 · 60 50 68 1 418

TOKYO: GSA JAI. Daini Building Meruno· uchi Tokyo Tel: (02) 74 35 61

VAN:

Enver Perihanojllu ls Merkezi , Cumhuriyet Cad. 196 Tel: (0611) 1241 · 1768

VIYANA · VIENNA: Opemıraa.se 3, 1010 Wien Tel: (0222) 56 37 96 . 56 37 68

ZVRIH · ZURICH: Tal Str, 58. 8001 Zurich Tel: (01) 211 85 67 . 211 10 70 1 71


Güzellikler beldesinde, uygun ödeme

koşullarıyla ,

SATILIK DAİRELER , VİLLALAR!

Dört mevsim yaşamınızı sürdürebilece~iniz , güneş ve deniz beldesi : CEYLANKENT Yüzme havuzları . spor tesisleri. çocuk bahçeleri ve geniş yeşil alanlarıyla , bir rüya beldesi : CEYLANKENT Alış veriş merkezi. kafeteryası. restoranı ve di~er sosyal tesisleriyle, ça~daş yaşam beldesi : CEYLANKENT İdeal mimarisiyle. kaliteli işçilik ve malzemenin sakınılmadan kullanıldı~ı . ta mamı bitmiş inşaatıyla modern yaşamın örnek kenti, Güzellikler beldesi : CEYLANKENT

~~ CEYLRnKEnT Bilgi İçin : Yalova - Karamürsel K .Yolu 8.Km . T el: (193 1) 4033 - 4034 - 4035


'I'UKK MUTff\61 Malzeme: (12

kişilik)

!çi için: 900 gr koyun eti, ı 12 kilo soğan, 250 gr domates, 1,5 çorba kaşığı margarin, ı demet maydanoz, birer

tatlı kaşığı

Hamuru için: 7 kahve çorba

kaşığı

kekik, karabiber ve tuz.

fincanı

un, 160 gr margarin,

tuz, 3/ 4 bardak su.

IAlAS •

KIRABI Yaptlışı :

!.!i çorha kaşığı marJ!arini hir ku~haneye koyup

!.- alli 111'/a ts!lt lıir ıt/1 ·.~~· 11/Ur/11/alt. )'a ~· l'l'lll/1',\'1 ' ha .~ ­ layuıca çok ince ktyılmış soğanı atıp. tahta lwşıkla hat • urmalı. Soğan/ann renJ!i değişinc e nohut ue fın­ dth iriliğinde parçalara doğrunmış yağsız 1w kemiksiz l'li katmalı l W karıştırmaya dı•1 •am etme/i. J.;t , suyunu salıp çektiktı•n sorıra hunu orta 1.stl1 ateş/ı• kanş/ırarak on sfahiha kadar kauurmalı. Sı11ıra kahukları soyu/up. çehirdehleri çılwrtt!dıhtarı sonra l~iiçüh parçalara doğrunmış dumal esi ilatıı• l'lml'li. Tu zunu da ı•/,•lediktı•n sı11ıra ihi hardak hadar haynar su diihmeli l W lwşhane nin lwpağını örtüp hir huçu k saat !w dar hafif a teştı • pişirmeli . Et iyi cı• yumu~ayınca lwra hi hı• ri. hı• hiği 1•e hıyılmış m ayda rıo z u serpi~tirerı • /,• diilmıl'li. hirlwç defa karıştırıp ha hı ateşten indirnwli l 't ' içind1•l,·ini so{fumaya htrahmalı. Bir lwşhanı•.vı• kıyılmış iç yağını hoyup. ka hı orta tstlt hir ateşe ııturtmalı. Yağı hanştırarah yakmadan ~ · rilllll'li. Sonra hunu siizerel,· hir haşha huşhaneye almalı. MarJ!arin ya[fırıın 20 J!ramını ekleyip hir taşı11ı lwynatma/1. Kiipiiğünii aldıktan sonra soğu ­ maya htrakmalt. Kalan 40 J!r nıarJ!arin kalıp halinde hamurun yaptiiii .~traswda lwllamlacaklır. Katmer hamurunu haz trlamalt. hwıu 12 parçaya höldiikten sonra htllllnrt /opah haline J!l'lirip /!i dahiha daha dinlı·ndirmı • li. Sonra h1•r topağt zey tinyağına hulayıp telwr tı•IN•r mı•nnı • rı• lmymalı 1'1' merdaneyle iizerlerinr• hasftrarah l ' ı' yuuarlayarak ince hir yufha haline J!ı • timteli. On il.'i hamurun da açtnll hitince eldeki harct /:! . eşit par(·aya aytrıp hu yufhaların ortasına yerleştinneli. Sonra hamurların diirt ucunu talaş içierinin ü ze rine hapatmah surl'fiylı • hohça hiçiminde yapma lt t • ı• htllllan hafif ya{fa hu/anmış ftrırı tepsisinin ii zcrinc aralan iiçı•r parmal.' kalacak tıe katlanIIIlŞ uç/an alta J!l'lecek şehi/dc yerleştirme/i . Bir çay lwştğt ze ytinyağı ile çtrpılmtş olan yumurta sarısın­ dan hi r t ii v/e alınacak vum u rta vt hiirel.'lı am urfa rının iizaine silrmeli ; • ı• fın~ıa siirüp. hiirı• lllı•rin üzeri kıza­ rıncaya kadar pişirm e /i. Sorıra serı • is tahaklarında sıcak stcak se r tıis yapmalı.

~·60

ı

fincan

zeytinyağı,

180 g r iç

yağı,

1


TUKKISH KITCHfN Ingredients : (For 12 people) For the stuffing: 900 gr lam b, 112 kilo of onions, 250 gr tomatoes, 1. 112 tablespoons of margarine, 1 bunch of p arsley, 1 teaspoon of thyme, blackpepper and salt. Fort the dough: 7 small cup s of flour, 160 g r margarine, 1 small cup of olive oil, 180 gr suet, 1 tablespoon of salt, 314 glass of water.

IAlAS • KI BAB Put ı. 1/ 2 tablespoon of margarine ina small sa u· cepan a nd place it over medium heat. When the mar· garine is hot, fry the onion in itstirring with a wooden spoon. When the onions change colour, add boned and Jean mea t chopped into very small chunks and carry on stirri ng. Once the meat h as cooked in its own juice, fry it over a medium heat, stirring it all the time. Then add the peeled a nd deseeded tomatoes cut in to small pieces. After adding salt, pour on two glasses of water and cover the saucepan. Simmer for about one and a h alf hours . When the meat is thoroughly softened, sprinkle on blackpepper, thyme and chopped parsley and stir it a few times . Then take the saucepan off the heat and lett it co ol. Put the finely chopped suet in a smail saucepan a nd place it over medium heat. Stir and allow it to melt without burning. Then strain this into anather small saucepan. Add 20 grams of the margarine and boil it un til it starts to boil over. Take the froth and Jet it cool. The remaining 140 gr lJlargarine should be used in making the dough . Prepare the fl a ky pastry and after dividing it in to 12 pieces make it into roundish lumps and leave thcm for 15 minutes. Then cover themin olive oil and put them on a fiat surface one by one. Rol! them out fiat. Once you have 12 pieces of dough , seperate the mixture in to 12 equal quantities and place it in the middle of the pasty slops. Then fold the four edges of the dough inwards and makc themin to little packets and then place them on an oil - smeared baking tray with the wrapped edges underneatlı and :3-4 cm apart. Take some egg yol k which has been beaten with a teaspoon of olive oil, and brush it onto the packets and cook ' them in an oven until the tops turn red . Afterwards serve it hot.

61~


THY Movie & Video Program

Tough Guys, filminde Burt Lancaster ve Kirk Douglas, ünlü iki tren soyguncusunun 30 yıl h a pi!i y attıktan sonra hürriyetlerine kavuşmalarını, gelişen dünya ve de~işen insani de~erlere uyum sa~lay a­ bilmek için yaşadıklan garip olayları , komik, fakat düşündürücü bir üslupta ifade ediyorlar. Aneak gösterdikleri iyi niyet ve çabalar boşa gidince yine eski mesleklerini icraya karar veriyorlar. Bu defa niyetleri para kazanmak de~il yeni bir ülkede yeni bir hayat kurmaktır.

Burt Lancaster and K irk Douglas, whose : ıo year assodation includes such dassic movies as "Gun(ight at the OK Corral" and "Seven Daysin May" have reunited for their first action-motion picture In "Tough Guys" they star asa pair of notorious train robbers who face the strange new world of Los Angeles in the 1980's when they are released after thir ty years in prison. What do form er train robbers do for a living once they're out of jail? What they do best, of course, rob another train.

OUTRAGIOUSFORTUNI This is an action packed comedi about a pair of rivals who become unlıkely friends during a rowdy cross-country journey to find the man who timed them both. STARRING: ETTE MIDLER, SHELLEY LONG, GEORGE CARLIN, PETER COYOTE "Outrageous Fortune" filmind e son yıllarda Amerika' da çok sevilen komedyen Bette Midler ile Shelley Long ilginç bir ikili oluşturur. Tiyatroya Aşık, aynı zamanda iyi birer tiyatrocu olmayı kafalarına koyan ikili aynı kursa katılırlar . Birbirlerinden nefret eden bu hanımlan garip bir sürpriz beklemektedir. Çünkü bir rastlantı sonucu aynı erke~e Aşık olurlar. Ama erkek ikisini de aldatır. Olaya çok üzülen hanımlar erke~ Bu takip sonunda

~62



!ll

Marlhoro Yeni

Rakı

(Exp) .................................. 70 Cl: 5.· DM Benson and Hedges ............................ K.S.: 15. · DM

Cep Whisky .... ................................ ... 37,5 Cl: 8. · DM Rothmans ............................................. K.S.: 15.· DM Whisky ............ .............................. ... 100 CL: 17. · DM Dunhill ................................................. . K.S.: 15.· DM (White Label, White Horse, 100 Pipers, J .B., Haig, Camel .................................... ................ K.S.: 15.· DM Black & White, Ballantine's, Long John, Bell's). H.B . ...... .................................... ............. K.S.: 15.· DM Gordon's Gin ............... ................... 100 Cl: 16.· DM Samsun ............ ................ ........ ...... ....... Exp: 13.· DM Martbora .............................................. 100's: 17.· DM furİıament ........................................... 100's: 17.· DM Pallmall ..... ....... ................................... 100's: 15.· DM Kent ....... :....... ... .................................... 100's: 15.· DM

Lor"d ... .... ................................ ..... Ext. Filter: 15.· Lux ................................ .. ...... ........ ...... Filter: 15.· Topkapı .. .. ......... ............................... .... 100's: 13.· Ernte-23 .... ........ ...... ............................. .. K.S.: 15.· Winston ........ ......................................... K.S.: 15.· Best ........... ........ .................... ................. K.S.: 12.·

DM DM DM DM DM DM

TESTiN DEGERLENDiRiLMESi arası :

0-12 puan

İlk bakışta kuvvetli ve realist bir

etki bırakıyorsunuz . Bütün zayıf· hklar, hassaslıklar veya yumu· şakhk sizin için can sıkıcı, hem kendinize hem di~erlerine karşı . Yaralanmak mı hayır, bunu hiç istemiyorsunuz, hassasiyet de göstermiyorsunuz. Bazen bu konuda fazla ileri gidiyorsunuz. Fakat bazen kadınların gizli iç dünyalarını tanıyabilmek için onların gönlünü okşayıp saklamaya çalıştı~ınız zayıf tarafları· nızı ortaya koyuyorsunuz.

13-21 puan

arası :

Çevrenizin hayranlı~ına ihtiyacı· nız var. Olaylara nasıl hdkim oldu~nuzu ve hangi hilelerle zor durumların

hakkından

geldi~i­

nizi, görmeliler. Özellikle kritik durumlarda so~ukkanlılı~ınızı koruyorsunuz. Bunun neye mal

oldu~nu ve zayıf noktalarınızı nasıl gizledi~izi sadece siz biliyorsunuz. Karşınıza biri çıktı~ zaman, dengeyi sa~lamak sizin

için Adeta kolay bir oyun oluyor.

22-28 puan

arası:

Siz ne saldırgan ne de mücadeleci· siniz. Her ne olursa olsun korkunuz yok, hassasiyet göstermek sizin için çok kolay. E~er birisi zayıf taraflarınızdan istifade etmeye kalkar ve sizin gösterdi~i­ niz dürüst duygulan melankolizm olarak de~erlendirirse aniden de~­ şi.r, hırçınlaşırsınız . Size meydan okuyan, acımasızlı~uuzı küçük görmenin ne kadar tehlikeli oldu~nu hemen kavrar.

29-35 puan

arası:

Size güvenenlerevegüvenmek isteyenlere karşı sert olamıyorsunuz . Size atfedilen alay h sözler için bu

tutumunuz yeterli de~il . "Hücum en iyi savunmadır" sözünden de anlaşılaca~ gibi kaçamakta bu taktik önde gelir. Ço~u zaman bu taktikle bazı kişilerin sempatilerini kazanmak istiyorsunuz . Fakat sonra hayal kınklı~na u~yorsunuz.

36-48 puan

arası:

Bildi~niz gibi siz çok duygulu ve romantik bir tipsiniz ve biliyorsu· nuz ki günümüzde bu duygular· dan utanılıyor. Size karşı olanlara alayla karşılık vermek ve hisleri· nizi açıkça belli etmek size zor geliyor (Zayıflık belirtisi oldu~ için). Alaycı davranmaya cesaret edemiyorsunuz. Arkadaş ilişkileri· nizde anlaşılmaz davranıyor· sunuz. Unutulmayan güzel an· larda ise romantik e~limlerinize şükrediyorsun uz.


••

• •

• •

GUVENILIR BIR HABERLESME ORTAMI ICIN. .. .. Ulusal haberleşme ağı yenileniyor. Olanaklardan yararlanmak. işyerinizin

ihtiyacına

uygun, çağdaş , güvenilir bir iç ve dış haberleşme sağlamak için

Netaş ' ı arayın.

Netaş/Spacenet

Elektronik Santral ve Elektronik Şefsekreterierin modüler yapıları.

3'ten 3000'e ulaşan kapasite

imkanı yaratır .

Dünya standartlarındaki teknoloji ile tamamı Türkiye'de yoğun araştırma-geliştirme faaliyetleriyle daima bir yenisi Netaş/Spacenet kullanmanın

üretilen Netaş /Spacenet'lerin lOO'ü aşkın yeteneğine. eklenir.

önemli bir avantajı da, yaygın satış sonrası servisi ve cihazı en ufak ayrıntısına kadar uzman personelidir. Netaş , yetkin ve kaliteli ürünleriyle çalışma hayatına ve insanımıza haberleşme desteğini sunmaktan gurur duyuyor. tanıyan

3'TEN 3000'E •Istanbul: 172 34 72 • Ankara: 117 22 00 •lzmlr: 19 33 33 • Adana: 30 472


- Why don't you come to us and relax in a different atmosphere ...

AMERICAN ROULETIE*BLACKJACK from 6 p.m. (Foreign Passport is required)

SLOf MACHINES from 10 a.m. No entrance feeı

~

Casino Etap Marmara Managed by Casinos Aııstrlıı International


Treat yourself to a travel ·co mfort and traditional Turkish hospitality on board .

.Fly_ Turkish Airlfnes toEum e, Middle~

and Asla.

Famous Turkish hospitality enhanced by the comforts of the world's most advanced jetliners and the most convenient flight schedules. Our extra-roomy Airbus A31 O's offer faster service and the option of full First Class service that makes flying a real pleasure. Call our nearest sales office or ask your travel ageney to be booked on Turkish Airlines. ~TÜRK HAVAYOLLARI ~ TUR.KISH AIRLINES


ıç

ve

wş uçuş no.Kta.Ları narırası

r

,.

El

B 0

o

Nüfusu 1.000 ooo ·dan fazla 500.000·1.000.000 100.000· 500.000 10o.ooo·den az yerler Altı cizili olanlar Baş şehirdir

Demiryolu Kanal __._

Şelale

Den iz derinl i ğ i

Baraj Bataklık ve Tuzla Devlet hududu

8000

6000

4000

2000

200

--

......

~, --


uuıııe~ı,ıu

ana ınuern.ar,ıon.a.ı.

neı:;worK

system

UÇAK TiPLERi VE ÖZELLiKLERi E AND CONFIGUR~TION OF AIRCRAFT

F-28

' Yelght)

t d)

OC-9

8 -727 2F2

AfRBUS A-310

Boelng 707

OC-10/ 10

h'VO

24.483 Kg .

48.969 Kg. 86.409 Kg. 142.000 Kg. 95.048Kg.

151 .000 Kg.

7.620 Kg.

11. 180 Kg. 24.688 Kg. 43.450 Kg. 66.138 Kg.

146.900.165 1 2.208

9.850 lb.

14.SOO lb.

15.500 lb.

1887 km .

2405 km.

3518 km .

50.000 lb. 39.000 lb. 5560 km.

17.500 lbs

5550 km. 400 mil. • (1 .853)

3!J.OOO fl .

35. 000 lt.

42.000 " ·

41 .000 ft.

42.000 " ·

825 km/h

870 km/h

900kmlh

929 km/h

980 km / h

550. (1 .153)

Km 1 h

630 km/h

796 km/h

8152 km/h

662 km/h

875 km/h

470. (1 .853)

Km 1 h

lt esi

45.000 " ·

B-727-2F2

40.000 ke, 245 ml

65

•J

Km 1 h

111 / 115

167

210

345

_.


Iş Bankers believe in business.

I n Turkish "İş" means business... your business. İş Bankers are experts on trade fınanc­ ing, foreign currency transfers and a whole range of international business transactions. Importers, exporters and investors can rely on our in-depth knowledge of the Turkish market. After all, İş Bank has more domestic branches than any other private bank in Turkey. lt alsa has the largest number of overseas branches and representative offıces, not to mention a network of Head Office: Ankara, Turkey

Foreign Department: Abdi lpekçl Cad. No. 7S 80412 Maçka, Istanbul Tel: (1) 133 03 60 Tlx: 31000 ısex tr

ı 000 carrespandem banks ar o und the world. İş Bank is a partially employee-owned institution. So İş Bankers are more than employees; as owners they have a stake in the Bank's progress. And no one in a company works harder than the owner.

iŞ BAKU< ll

'Iş', pronounced as in Turkish , means 'business'.

Branches abroad:

Frankfun/ Main Kaiscıstıasse 3 London Licenced de~it taker D-6000 Frankfun/ Main 2 ı Aldermanım;:y-­ Tel : (069) 29 90 ı o Tlx: 4 ı8938S ısch d London EC2V 7HA Tel: (O l ) 606 7 1SI W. B~Iin Tlx: 89S 1S43 tıbank g Admir:ılstrasse ~7 D· l 000 W. Berlin 36 Tel: (030) 6ı4 3034 Tlx: 181481 ıschb d

ı

Brnnches in the Turkish Republic of Nonhem Cypnı s:

W. Gemıany

Ldkoşe

Tlx: S7ı23 Magosa Tlx, S7179 Gl me Tlx: S7233

Representative Offices:

ıısb

tk

ısbm ı sh

tk

tk

Munich Tlx ' ~2R347

ısmue

StUOjYIO

Tlx: 722746 ısch d Frnnkfun/Main Gelsenkirchen Tlx: 4 14143 ısch d Tlx: R24 S7R I S(' h d Cologne Haliand Tlx: 8886609 ı sch d The Hague Hamburg Tlx: 34259 ıshan ni Tlx: 2173975 ıshh d

d


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.