.
.
TORK HAVAVOLLARI TURKISH AIRLINES
KASIM/ NbVEMBER 1 1987
BU DERGi SiZiNDiR ALABiLiRSiNiZ YOUR COMPUMENTARY COPY
iç ve T
dış uçuş noktaları haritası
K L
TU KI
E
Ku
' Demiryolu Otoban ve uzun mesafe yolları Önemli ulaşım bağ ı
J.- Baraj Tuz gölü Bataklık
"
a
Deniz derinliQi 6000
4000
2000
Yükseklik 200
soo ı.
\'
ı 000
2000
4000m
'i
ı
eY
domestic and international network system
DALAMAN'DAN TO:
Frankfurt Munich Amsterdam Berlin (SXF) Hamburg Cologne Hannover Düsseldorf Jeddah Dhahran lefkoşe
Alheııs
Frankfurt Munich Zurich London Paris Hannover Düsseldorf Cologne Milann Roma Stuttgart lefkoşe
\e
london Frankfurt Munich Zurich lefkoşe
Jeddah lefkoşe
Frankfurt
@
KASIM 1 NOVEMBER 1987 YIL: 4 SAYI:55
iÇiNDEKiLER (CONTENTS)
Türk Hava Yollan adına sahibi: (Publisher) Yılmaı Oral Yayın
(Chairman
KAPAK KONUSU 10 KASIM 1938'DEN 10 KASIM 1987'YE: ATATÜRK
Kurulu Başkanı of the Editorial Board)
Mehmet Kutlu, Yazı İşleri Müdürü
COVER STORY
(Managing Editor}
FROM 1Oth. OF NOVEMBER 1938 TO 1Oth. OF NOVEMBER 1987:
&kan Önen
ATATiitK
Yayın
Kurulu (Editorial Board)
&nre Betin, Günvar Otmanbölük
4
26
EN BÜYÜK TlitK ATATiitK
MINYATlitDE ÇACDAŞ ISTANBUL
Yapım
(Edited ByJ
KARACAN YAYlNLARI
A.Ş.
Genel Koordinatör ( Administratiue Dirrctor} Oğuı Demircioğlu
Yayın Yönetim (E.tı•cutiı ll' Editor}
Tuna Serim Grafik ve Sayfa Düzeni (Graphic and Art Dirı•ctor) Serap Sarıu~ak Promosyon (Pmmot ion J Alp Doğan Yıldıran Fotoğraflar (Photographs) Nihat Gömlelısiı, Tayyar Yıldıı İlan
Vl'
Dış Ili şkil er Koordinatörleı;
and Puhlic Rl'iatiıms} Cahit Ceylan , Nilgün Alemdar
6 ATATlitK: 10 KASIM 1938'DEN 10 KASIM 1987'YE
(FROM 10th. OF NOVEMBER 1938 TO 10th. OF NOVEMBER 1987: ATATÜRK)
14
(MINIATURES OF MODERN ISTANBUL)
31 THY MOVIE AND VIDEO PROGRAM
36 HAMSiKÖY
40
ZiYA-Ül HAK TÜRKiYE'DE
(ZiYA-ÜL HAK VISITS TURKEY)
UNCEF KARTLARlNDA TÜRK DESENLERI
18
(UNICEF CARDS: RAY OF HOPE FOR WORLDS CHILDREN)
(Adıwtisı'llll'llt
KARACAN O FS ET
Ofset Hazırlık (0{{set Preparation} Cengiı Hastürk
SAVAŞAN ŞAHiNLER GÖKLERiMIIDE
(THE FIGHTI NG FALCONS IN OUR SKIES)
22 KUDRETLI HAVA GÜCÜ
(A MIGHTY AIR FORCE)
Baskı
(Printing} Sinan Güıenge Kalite Kontrol ve Röprodüksiyon Control and Reproduction) Osman Altın~tki~
(Qıuılity
Bu dergi IM!II I oFBET tesislerinde hazırlanmış ve H arris M-1000 çift kurutınalı roratifte basılnıışrır .
46 TERÖR KURBANWI i(IN PLAK
(A RECORD ALBUM FOR VICTIMS OF TERROR)
KARACAN YAYlNLARI
"1 t- pp
~;~::~:~":) thl' Pt>riodical
Prt>ss) Uluslararası Sürt>li Fl'duasyonu üyt>sidir.
Basın
52 NUH TUFAN DEPREM SONUNDA Ml OlDU?
(
EN BÜYÜK TÜRK ATATÜRK ~MAN durmaksızın akışına devam ederken_ bazen t~~ihte eşine ender rastlanan milletine ve ınsanlığa şeref veren kahramanı d a beraberınde getırır. Bu büyük kahraman da çağına hükmetmiş ince zekası ve sağduyusu ile tarihi şekillendirmiş, manalandırmıştır. Milletler, liderile teneffüs ederler. Bu ölümsüz kişi insanlığa şeref getiren kahramanların en faziletiisi ve en
Z
leri
ı~ıklısıclır. ('oğu zaman dertli ve kaygılı m emleket meselelerimizi tartışırken fikrimizi savunabilmek
için tutunacak dal arıyor, fakat yine o büyük önderden başka tutunacak bir şey bulamıyoruz. Bizim için yaşama güveni, sönmez meşale daima odur ve ebeciiyen yanacaktır. Kanuni'nin ölümünden sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda çöküntü başlamış, Viyana'ya dayanılmış, Sofya, Belgrad gibi Avrupa şehirlerini birer eyalet haline getirmiş olan imparatorlu~~ İstan bul surlarına ve Ege limaniarına kadar çekilmiştir. Ülke tam bir kargaşalık içindedir. Umitsiz yiğitler elemle düşünmekte, mutsuz an alar ağlamaktadır. İhtiyar Avrupa, kralı, kraliçesi, çarı , çariçesi ile bu hasta adamın cenaze törenine şaşaalı şölenlerle hazırlanmakt.adırlar. Bu ekolün şımarık çocuğu ise miras paylaşma hazırlığı içindedir. Zaman ve şartlar budur. Atatürk, bu koşulların sürdüğü ortamda, 1881 yılında Selanik'te doğdu. İsyanlar, bozgunlar ve eski zafer destanlarının özlemi ile askerliğ e yöneldi, Askeri Rüştiye'ye girdi. 190:rte Harp Okulu' nu, 190fi'te Erkanı Harbiye'yi bitirip kurmay yüzbaşı olarak Su;·iye'ye atandı. Bu atanma, yeni düşünceleri dolayısıyla bir sürgün niteliğinde idi. Çok kalmadı, Suriye'den Makedonya'ya diinrlü. :ıı Mart ayaklanma sını bastıran Harekat Ordusu'nun kurmay başkanı idi. Sonra Mustafa Kemal'i Trablusgarp'da görüyoruz. Bir avuç kahramanla aylarca direndi. Anavatan tehlikeye girince oraya koştu . Edirne'yi kurtaran ve bugünkü Trakya sınırlarımızı çizen harekatta etkin rolü vardı. 1913'te Yüzbaşı Mustafa Kemal'i ataşe olarak görürüz. Sofya'da Büyük Savaş başlayınca orduda görev istedi. Kurulmakta olan 19. Tümen Komutanlığı'na atandı. Sonra Çanakkale destanı. 1916 Bitlis-Muş savunması ve en son Güney Ordular Grup Komutanlığı sıra sında güney sınırlarımızın çizilmesini sağladı. Bütün bu zaferler koca bir imparatorluğun yeniJip çökmesini önleyemedi. Bir yıllık düşünüp planlama sonucu Anadolu'ya çıkış karanna vardı. 19 Mayıs 1919'dan sonrasının, yani Kurtuluş Savaşı'nın öyküsü malumcur. Atatürk, milleti ve memleketi sadece düşman boyunduruğundan kurtarmanın yeterli olmadığını biliyordu. Gerçi düş man İzmir'de denize riökülmüştü. Fakat yıkılışı hazırlayan bütün müesseseler ayakta dururken büyük ihtilal geçici bir zahiri kalmaya mahkümdu. İşte o büyük reformatör bunu sezdi ve devrimleri gerçekleştirme savaşına başladı. Hedefi kendi deyimi ile, bilhassa kültür alanında Türk'ün kafasını skolastik medreseden kurta rmak, Batı terbiye ve kül:ürü ile yoğurmaktı. Birtakım şeyhle rin, dedelerin, seyyitlerin, çelebilerin , b abaların arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacılara talih ve hayatlarını emanet eden insanları yeni çağın nurlu ışıkları ile yetiştirmek, yurdumuzu dünyanın en ma rnur ve üstün medeniyet seviyesine çıkarmak, milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sa hip kılmak, milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmaktı. Atatürk devrimlerine fesin yerine şapkanın geçmesi gibi dar bir açıdan bakılmamalıdır. Bu devrimler bir fikir, bir espri, bir kültür devrimidir. "Halka rağmen halk için" prensibine sadık kalarak milletini refaha götürecek yolu bulmuş, en mutlu anıtını milletiyle birlikte Anadolu ihtilali ile dikmiştir. "Ne mutlu Türküro diyene", bütün millet mutluluk lı .... lesi içinde yaşar gibi idi, lakin: Kim ölmemiş bir aşkın mevsiminde Ne levla kalmış ne bahar Olüm. lütuftur insana hainatların Mademki geceler uzun gündüzler kopuk Olmeyen neye yarar Mustafa Kemal de faniler aleminde sonsuzluğa doğru yol alırken yerini fikir ve ideal Mustafa Kemal'e bırakmıştır. Sen de öldün cihanı süsleyen bir bakışla Bir evliyasın ki yeni zamanlar tşığm Artık senin de selviierin tok Bağtanır gönüller hürriyet/e sende Ulu hikmetleri arasında aklın çaresiz Pencerende uluslar görür birbirini Sen de bir yön &ibi kaldın Haşre kadar: Belki Çin'den belki Maçinden ismin var cismin yok Bir mum değil bir insan yanar türbende. Her giden beraberinde bir şeyler götürür, görevler bırakır bizlere. Buddha, ölürken öğrencilerine "Üstad öldü diye ağlamayınız" demiş . Biz de Atatürk öldü diye ağlamayalım. Atatürk bize öğrettik leri ve bıraktıklandır. Atatürkçüyüm , demek gerçek Atatürkçülük demek değildir. Hiçbir siyasi akım veya yabancı ideoloji ile bağdaşamayacak Atatürkçülüğü şu sözleriyle izah etmiştir: Kendisi "Heni tanımak demek behemehal yüzümü görmek demek değildir. Fıkir ve düşüııceh-' ı;mi anlıyorsanız bu kafidir." Bunlara başkoymak gerek. ~----------------------------------------ERKAN ÖNEN
.....
ll
10 KASIM 1938'DIN 10 KASIM 1987 'YI " ... Bu mecalsız, bu dermansız vücutta eski varlığını muhafaza eden yalnız gözleriydi. Gözlerindeki
parlaklık
henüz duruyordu ... " diyor
Eskişehir
Milletvekili Yusuf Z. Önen. Ve 10 Kasım 1938 günü, saat 9'u 5 geçe hayatın değişmez
kanunu hükmünü icra etti. Hükümet bu
acı olayı
bir bildiri ile
•
radyolardan duyurdu ... ÜYÜK Atatürk'li kaybe49. yılındayız. O'nu, yine minnetle, şük ranla anıyor ve ilkelerine ba~lılı~ımızı millet~
B
dişimizin
çe
tekrarlıyoruz.
Bu ölüm
yıldönümünde
de tazeleyerek, Atatürk' ün aramızdan ayrılması olayım bir defa daha yaşamaya hafızalarımızı
çalışalım.
•
Cumhuriyet'in 15. yıldönümü, Türkiye'nin her yerinde ve baş kent Ankara'da heyecanlı, coş kun törenlerle kutlanmıştı. Ama, bu coşkuya ra~men, bir burukluk ve tedirginlik havası mn bütün memleketi sardı~ı hissolunuyordu. Çünkü, Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk kutlama törenlerine katılamamış, Başbakan aracılı~ıyla Türk ordusuna bir mesaj göndermekle yetinmişti. İki gün sonraki Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış töreninde de hazır bulunamayacaktı. Evet, Atatürk hastaydı . Mayıs başlannda, Adana'dan Ankara'ya döndü~ü sırada , garda kendisini karşılayanlar, onun çehresindeki ve vücudundaki çöküntüyü fark etmişlerdi. Eskişehir Milletvekili Yusuf z. Önen'in anlattı~na göre, "Ya· nakları sararmıştı. Dermansız ve mecaZsiz haldeydi. Yarayordu; ancak muntazam yarayebilmek, sendelemernek için bayak bir gayret sarf ettiti hissolunuyordu. Bu mecalsiz, bu dermansız vacutta eski varZıtını muhafaza eden yalnız g6zleriydi.
G6zlerindeki parlaklık henUz duruyordu. Arkasından dikkat edince, saçlarının arasından göranen cildini bile kehribar rengi kaplamıştı." Sonraki aylarda, hastalı~n seyri ilerledi. 16 Ekim'de gelen bir kriz, sa~lık durumu hakkında günlük rapor yayınıanmasını gerektirecek kadar önemli görülmüştü. 22 Ekim'de ise, aldatıcı bir iyileşme hali başladı~ndan kamuoyuna açıklama yapma faaliyeti durdurulmuştu. Ne var ki, 8 Kasım'da rapor yayınlama mecburiyeti yeniden do~du. Ve 10 Kasım 1938 günü, saat 09'u 5 geçe, hayatın de~şmez kanunu hükmünü icra etti. Hükümet, bu acı olayı, şu bildiriyle radyolardan duyurdu: "Madavi ve mUşavir doktorların yayınlanan son raporu, Atatark 'an danyaya g6zlerini kapadıAını bildirmektedir. Bu acı olayla, Tark vatanı bayak yapıcı sını, Tark milleti ulu şefini, insanlık bayak eviadını kaybetti. Milletimize, içimiz yanarak, bu tarife sıtmayan kaybından dolayı en derin taziyetlerimizi sunarız. Kederlerimizin tesellisini, ancak ve ancak onun bayak eserine batlılıkta ve aziz vatanı ·mızın hizmetinde ararız. Şura sını da her şeyden 6nce belirtmeliyiz ki, /j[mez olan onun bayak eseri Cumhuriyet Tarkiyesi'dir. Hakametiniz, içinde bulundutumuz bu 6nemli anda, bugane lwdar olduAu gibi, dikkatle g6rev başındadır. Kurulu olan dazeni ve durumu sardarme hususunu da, bayak Tark milleti-
nin, hakarnetiyle tek vacut olarak dotrulayacatına ve satlayacatına şaphemiz yoktur ... Ebedi Tark milleti, onun eserlerini sonsuza kadar yaşatacak tır. Tark gençligi, onun deAerli emar:ıeti olan Tarkiye Cumhuriyeti'ni daima koruyacak ve onun izinde yarayecektir. Kemal Atatark, Tark'an tarihinde ve g6nlande daima yaşayacaktır. " Atatürk'ün vefatı bütün yurdu materne bo~uş, dünyada da üzüntülü yankılar uyandır mıştı . Tabutu, altı gün sonra, Dolmabahçe Sarayı'nın büyük salonuna, Türk bayra~ıyla örtülü bir katafalka konuldu. İstanbul halkı, üç gün geeeli gündüzlü, onun nAşı önünden geçti ve gözyaşlanyla son saygı görevini yerine getirdi. 19 Kasım'da cenaze namazı kılındı ve bir top arabasıyla Gülhane'ye, oradan Yavuz Zırhlısı'yla İzmit'e getirilen cenaze, gece özel bir trenle Ankara'ya nakledildL 21 Kasım' da TBMM ön ünde düzenlenen bir törenle de Etno~afya Müzesi' ndeki mermer bir lahde alındı. 15 yıl sonra, 10 Kasım 1953 günü, Atatürk'ün nA.şı, Anıtka bir'deki ebedi istirahatgAhıne defnedilecekti.
•
Atatürk'ün kurdu~ Türkiye Cumhuriyeti, her geçen yıl daha güçlenerek varlı~nı sürdürüyor. Yazıyı, onun sözleriyle noktalıyoruz:
"Benim {ani vtıcudum elbet bir gan toprak olacaktır. Fakat, Tarkiye Cumhuriyeti, sonsuza kadar ayakta kalacaktır. "
FROM 10th OF NOVEMBER 1938
1 E
TO 10th OF NOVEMBER 1987
? •
·bu yazyılın en bayak adamlarından biri Pa.flisıtcan.'da onu, gelmiş geçmiş batan çalların en . . . .,m4lcıl'lındron biri olarak görayoruz. EyiJp
Ran
i6'ırioıwn çalın yapıcılarından birü:Ür. Onun en bayak arası~nd:a
bulunmakta de ~)am ediyorum. Ne/ını
insana, bu yazyılın bayak insanlarından birinin tarihi Ttırk ht.ılkına ilham ueren liderliAini, modem danyayı ,..IIQ .onıkı,'lfJiiU ve bir askeri lider olarak kudret ve yilksek
Home (/ngütere
u•·,.~· s.tVt' t!ıe .,.içilı yan.ıtılmıf,
Bat~bakanı)
General MtMJ Arthur redyumdan bir insan
Bir Percy Lorrtılne
In the 49th year of the death of the illustrious Atatürk, we ·again remember him with gratitude and indebtedness, and repeat our commitment to his principles. Let us refresh our memories and relive he progression of events to the moment he departed from our midst.
***
The 15th anniversary of the Republic's independence was being celebrated in every comer of Turkey and in the capito.ı Ankara by exuberant ceremonies. However, despite this enthusıasm , one could feel the wry and uneasy atmosphere that had taken hold of the country. Unable to atted the celebrations, the founder of the Republic Ghazi Mustafa Kemal Atatürk had to relate his message to the army via the Prime Minister. N or could he attend the opening ceremony of the Turkish Grand National Assembly that was held two days later. Yes, Atatürk had taken ill, and noticably so. Representative Yusuf Z. Önen had commented that pale and exhausted, it was all he could db to keep from falling while he alked. The only part of his body maintaining a healthy appearance was his eye s. They were still bright as ever. In the months to follow, the course of the illness advanced, and an attack that came on October 16 was gra ve enough to necessitate the broadcast of a daily health report to the public. With the on set of what appeared to be a recovery, these reporta were ended, but were again resumed on November 8. And on November 10, 1938 at 9:05 a.m., life's unchanging rule was once again victorious. The govemment notified the public of this bitter event with the following radio broadcast: "The latest and final medical report tinforms us that Atatürk has closed his eyes to life. This grave event has taken the great founder of the Turkish Republic, the peerless leader of the Turkish people and a child of humanity from us. Our deeoost condolences
-
ll
LE to our country. We may look for solace only through committment to his great work and through service to our beloved country, for it must be pointed out first and foremost that which is immortal is his masterpiece, the Republic of Turkey. Your government is carrying on with its duties with great care, 8JI it always has. We are certain that the existing organization and state of affairs will be continued with the Turkish p.eople, handin hand as one body ... The etemal Turkish people, will carry on his work forever. That which he has entrusted to Turkish youth, the valuable Republic, will always be protected by them and they will walk in his footsteps. Kemal Atatürk will live forever in Turkish history and in the heart and soul of the people."
)
r
The death of Atatürk was deeply moumed by the whole nation, and dıew distressed repercussions interna tionally. Six days later at Dolmabahçe Palace his coffın was placed in a catafalque draped with the Turkish flag. For three days and nights the people of Istanbul tearfully paid their last respects. After the funeral prayer, he was taken by a gun carriage to Gülhane, and from there to Izmit by armored vehicle on November 19. That evening his body w as transported to Ankara by Train. On November 21, ata ceremony held in .the presence of the National Assembly at the Ethnographic Museum, a marble tombatone was taken. 15 years later, on November 10, 1953, Atatürk as buried at the Memorial Tomb, his etemal resting place.
*** Turkish Republic
The established by Atatürk continues a healthy existence, getting stronger with each passing year. In his words, "My mortal body will one day inevitably become dust; however,the Republic of Turkey will carry on forever."
Kemal Atcıtark is not only one of the greatest men of thfs centur)l, we in Pakistan believe him to be one of the greatest ~ in aU of history.
b~t
Eyllp Han. He is one of the constructors of the modem age in the East. I continue to be one of many of his admirers. Nehnı
The name Atatark calls to mind the histarical accomplishments of o~e of the greatest men of this century, the inspiring lea.dership to the Turkish people, the ope-minded and forward-looking understcınding of a modern world and the capacity, power and great courage of a military commander. John F. Keniıedy A {ine and honest man such as Mustafa I(emal Atcıtark, a man who took on such an important duty and realized it with such great success and carried the responsibility of determining the fate of a people, is a rarity in the history of the world. Rıza Pehlevi-Sho.h of Iran Our people {eel the greatest acimiration for the Glw.zi's immortal work, and maintain the greatest respect for his memory. Htibib Burgibtı Turkish history is now, more than ever an inseperable piece of Western and European history, and Atatark's efforts to this end have not been fruitless. Charles. d'Gaıılle There can be nothing more naturel than to give great inıportanee to Atatark's place in the history of the 20th century. Because Atatark is a living example of brave of{icers always ready to take responsibiUty far and realize their patriotic duty and to turn the tables to the advantage of theircountry by changing a people's kJss to uictory,down fall to ascendence and regression to progression. AbdllNeltını
Arif
Atatark as a soldier advanced victorious from a cruel and, at times what appeared to be a hopeless struggle, to later take responsibility for a nation. Tlu! proclamation of independenee of the Republic of Turkey on October 29, 1923 iB the out come of his diplonuıtic geniow.
..
·-N
The ü{e and work of Atatarh will continue to be4 source of inspiration not only for tlu! Turkish people, but for all free citi.ıens of tM world. · Mustafa Kemal Atattlrk is undoubtedly one of the grea,_st Mtionalleaders of the 20 th century. He isa brave and great 1'elJOlution.ory, never before granted to a people.
Ben
Gurioıı
About 50 years _ago, tha name Atatark was known by us as a bright Turkish 7Jıiütary oommander. After the pefıCe, we 19C()6nized him as a great nationalkader with a permaJUUıt p/lıce in; /d#ory. Ho,....S,.iti.ı, ~ ...,..,. I know no other man who combined militl.ıry genlous tu,.d ide41s to such an extent in his nature as lw.s Atatark. ___':,i Geneıw. Jrae Artlıır
Atatark is a bom manoger • mtuJ,e of radium. . Sir
1
p~ LorrtıiM
9@
@THY HABERLER THY NEWS THY HABERLER THY NEWS THY HABERLER
2. AWACS YENILENIYOR ÜRK Hava Yollan'nın Atatürk Havalimanı teknik bakım ünitelerinde, ikinci NATO erken uyan AWACS uçaA'ının tamir işlemleri sürdürülüyor. Ancak, iç bölümlerde görülen $r metal çürümesi sebebiyle, 1988 yılının mart ayında bitiritmesi planlanan çalışmalann uzayabileceA'i sanılıyor. Bu uç$n tesliminden sonra üçüncü AWACS uçaA'ının büyük ve yenileme bakınuna başlanacak. Bakım ünitesi yetkili· leri, yenilenen uçaklann 20 yıl daha hizmet görebileceAini belirtiyorlar.
T
T
SECOND AWACS RENEWED
HE repair of the second NATO early waming AWACS aircraft is being continued at the Turkish Airlines technical maintainence center located at Atatürk Airport. However, due to subetandial metal erosion in the inner sections of the craft, it is expected that the completion of repairs will carry over the planned date of March 1988. Upon completion, the repair and renewal of the third AWACS craft will be started. The directors of the maintainence center claim that the renewed crafts will be able to continue its services for an additional 20 years.
EYOP CAN THY'YE KATILDl
D
ANİMARKA'da profesyonel boks hayatını sürdüren milli boksö-
rümüz Eyüp Can, Türk Hava Yollan'nın Kopenhag bürosunda göreve başladı. Can, boks çalışmalan dışında kalan zamanını bu suretle deA-erlendirme imkAnını bulmaktan mutlu olduA-unu söyledi ve kendi· sine yardımcı olan eski Ulaştırma Bakanı V eysel Atasoy' a teşekkür etti. 20 Kasım 'da Kopenhag'da 9. profesyonel boksmaçınıyapacakolan Eyüp Can'ın, 3-4 maç sonra, Avrupa ŞampiyonluA'u için ringe çıkacaA'ı bildirildi.
EYOP CAN JOINS THY Can, continuing his professional boxing career in Denmark, ECan,YÜP has started work at Turkish Airlines' Copenhage bureau. commenting that making use of his time outside of boxing in this way pleases him, stated his gratitude to former Minister of Trans· portation Veysel Atasoy for his help. It .was announced that Eyüp Can, after his 9th profesaianal bout on November 20 in Copenhage, will step into the ring for the European Championshiptitle.
~ 10
Bilgisayarh Havale Sistemi'yle memleket şİmdi daha yakın ... ,
Garanti . . .,. ttefi_______ Garanti Bankası, Viyana ve Rotterdam'da, Bilgisayarlı Havale Sistemi'nin güvenilir süratiyle hizmetinizde. Artık Avusturya ve Hollanda'dan memlekete para göndermek çok kolay, çok hızlı, çok güvenilir. Paranız bilgisayar hızıyla anında memlekette. Üstelik tek kuruş ödemeden. Avrupa' nın 7 büyük kentinde, Garanti'li Dostlannız size her zaman, her konuda yardımcı olmaya hazır. Garanti Bankası ıemsilciliklerine mutlaka uğrayın. Bekliyoruz.
1
J
ROJTERDAM/GARANTi Bilgisayar hlZiyia çağdaş bankacıilk
ViYANA/GARANTi Avusturya 'da ilk ve tek Tiirk Bankası
YURTDIŞI TEMSİLCİLiXLERİMİZ: LONDRA 141-142 fenchurch Street London EC3M 6BL 11!/: 626 3803 11!/ex: 8813102ga/og
STUITGART Urbanscrasse 92 1000 scucrgan 1 11!/: 264449-264433 11!/ex: 721924 gası d
DOT<IMUND Freistuhl 1 l(ijnigswall r 7 4600 Donmund 1 11!1: 140155-14 1180 71!/ex: 8227545 acgb d
NURNBERG Wolckernstrasse BO 8500 Nurnberg 40 11!1: 436077-436078 11!/ex: 626273 ganu d
ZÜRİH Bahnhofscrasse 16 CH-8001 Zurich 11!/: 221 3023-211 7902 11!/ex: 8/3624garech
R07TERDAM IM!scbla;ık 24 3012 Rocrerdam 11!/:4 11 0591-4111096 11!/ex: 26010 gbn ni
viYANA Argentiniersırasse
67 1040 Wien 11!1: 65 09120-65 09 156 11!/ex: ı 32085 cgbv a
Türkiye'nin alt1nc1 Cumhurbaşkani
KORUT0RK'0 KAYBETTIK
T
ÜRKİYE'nin
6. Cumhuremekli Oramiral Fahri Korutürk, 12 Ekim günü İstanbul'da geçirdif{i bir kalp krizi sonunda hayata gözlerini yumdu. Cenazesi askeri bir uçakla Ankara'ya nakledilen Korutürk için, 16 Ekim Cuma günü TBMM önünde bir tören düzenlendi. Daha sonra, Deniz Harp Okulu ö~rencilerinin çekti~i top ara basıyla Maltepe Camii'ne götürülen cenaze, burada kılınan öğle namaZJm müteakip Devlet Mezarlığı'nda topralta verildi. 84 yaşında ölen Korutürk, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan emekli olmuş, l96R'de Cumhurbaşkanlığı kontenj am nda n se na tör seçilmiş ve 6 Nisan 197:~ - 6 Nisan 1980 tarihbaşkanı,
lPı; arasında Cumhurbaşkanlı'~ı yapmıştı.
THE LOSS OF KORUTORK N Oetohl'r ı~. the sixth PresidentofTurkl'y, retireel Vice Admiral Fahri Korutürk diedin Istanbul at tlw al( e of R-1 asa res u lt of a heart attack. After be ing tak en to Ankara by a military aircraft, a cerı•moıı:v was orl(ıınized in the presence of tJıe Turkish Grand Nationa l Assembly on October 16. La ter, his bod:v was transporteel to Maltepe Mosque hy N ava! Academy students. Following the noon prayer, he was laid to rest at the Governnıent Cemetary. Korutürk, retireel Naval officer, was elected as a senator hy the Prcsidential Cabinet. l-ll' then servecl as the country's President from April 6, 1973 to April 6, ı 9HO.
O
ATATORK BARIŞ ÖDOLO U WEIZSAECKER'IN
LUSLARARASI Atatürk Banş Ödülü, 14 Ekim Çarşamba günü Ankara'da düzenlenen bir törenle, Federal Almanya Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker'a verildi. Weizsaecker, yaklaşık yanın saat süren 7 sayfalık konuşmasında çeşitli siyasi konular üzerinde durdu ve ödüle layık görülmesinden duydu~ memnuniyeti dile getirdi. Cumhurbaşkanı, ödül kapsamındaki paranın yansının Almanya'daki Türk kadınlannın mesleki e~ timleriyle uğraşan bir kuruluşa, diğer yansının ise Ankara Üniversitesi'ne ait bir araştırma projesine destek olarak verileceğini bildirdi.
ATATORK PEA CE PRIZE TO WEIZSAECKER
T
HE International Atatürk Peace Prize was presented to West German President Richard von Weizsaecker during a ceremony at Ankara on October 14. Weizsaecker, in a 7-page speech which lasted a half hour, commenteel on numerous political topics and expresseel his pleasure in being found worthy of the prize. Congratulated by President Kenan Evren, the German Presi, den t announced that half of the prize m on ey would be donated to a foundation devoted to the career education of Turkish Women in Germany. The remaining half is to be forwardeel to aid a research project being run at the University of Ankara.
,_ 12
YAPI KREDi
i
Ş
M ER KEZ i
1 1
....
Plaza, çalışma yaşamının her türlü gereksinimi düşünülerek tasarlanmış, çagdaş bir yapı kompleksidir. İki bogaz köprüsünün ve çevre yollarının ortasında, Levent'teki yeri, yapımda uygulanan üstün teknolojisi ve teknik özellikleri ile Plaza, gelecekte de bölgeye adını verecek, seçkin bir iş merkezi sembolü olacaktır. Bu kısıtlı olanaktan yararlanacak önder kişi ve kuruluşlar için. Ayrıntılı
bilgi için
ı66
00 27 no'lu telefondan Kamil
Mortaş
ile
~~2!v~! Büyükdere Cad . 127 Kat: 5 80300 Gayrettepe - Istanbul Tel : 172 99 30 Tlx: 26 215 Kyet tr
HUGIJ\
\1
\lıRIN
ICIN
göıilşilnilz.
THY
uçagırula
Evren'l2 birlikte seyahat eden Pakistan Devlet
Başkanı
Ziya-ül Hak,
şeref defterini imzalıyor.
Traveling via THY with Evren, Pakistani President Ziya-ül Hak signs the honor book.
ZiYA·ÜLHAK Her gittiği yerde büyük sevgi gösterileri ile karşı/anan Ziya-ül Hak, 11 Ekim'de Türkiye'den ayrıldı... üST ve kardeş Pakistan'ın Devlet Başkanı Ziya ül Hak, 6 - ll Ekim tarihleri arasında ülkemizi ziyaret etti ve resmi temaslannın yanı sıra, bazı illerimize de u~rayarak tarihi ve turistik yerleri gezdi.
D
7 Ekim günü, misafir Devlet Başkanı ile CumhurKenan Evren'in başkanlık etti~ Türkiye -
başkanı
görüşmelerinde, ikili siyasi ve ticari savunma işbirli~i konulan ele alındı. 8-10 Ekim tarihleri arasında ise, Ziya-ül Hak ve Evren, sırasıyla Konya, Bursa, Çanakkale ve Gelibolu'da incelemelerde bulundular. Her gitti~i yerde büyük sevgi gösterileriyle karşılanan Ziya-ül Hak, ll Ekim' de yurdumuzdan aynldı.
Pakistan
ilişkilerle,
ZIY A·ÜL HAK VI SI TS TURKEY T
HE President of Pakistan, Ziya-ül Hak visited our country from October 6-11. A long with formal talks, the Pakistani President toured the historic and touristic sites of some of our provinces.
During the Turco-Pakistani talks heldon October 7, chaired by the visiting President and Turkish Pre14
sident Kenan Evren, the topics of joint political and trade relations and defensive cooperation were discussed.BetweenOctober 8-11, Ziya-ül Hak and Evren visited Konya, Bursa, Çanakkale and Gelibolu, respectively. Greeted with great enthusiasm and display of affection everywhere he visited, Ziya-ül Hak departed from Turkey on October ll.
Ankara 'daki resmi görü~rrıelerin tamamlanmasından sonra, dost Pakistan 'ın Devlet Başkanı , Turgut Ozal'a (yanda), Ulııştırma Bakanı !hsan Pekel'e (üstte) ue ugur/ıımaya gelen zevata veda etti. Iki Başkan, daha sonra THY uçagıyla vurtiçi seyahatine çıktılar (altta).
After formal talks in Ankara Pakistani President bids farewell to Prime Minister Turgut Özal (side), Minister of Transportation lhsan Pekel (a bove) and others. The 2 Presidents later departed via THY on a trip wit hin Turkey (below).
TÜRKİYE'DE
15
Ziya-al Hak, gittiAi her yerde sevgigösterileri ve çiçeklerle karşılandı (astte). Misafir Başkan'ın eşi BegU.m Şefika Ziya-tJl Hak 'a da aynı şekilde bayak ilgi gösterildi (altta).
Ziya-ül Hak was greeted with displays of affection and flowers everywhere he went (above). The wife of the visiting President, Begüm Şefika Ziya-ül Hak also received great interest (below).
16
-
Ziya-ül Hak ve Evren, Konya 'ya geliş lerinde önce Celaleddin Karatay Türbesi 'ni ziyarete gittiler ve birlikte dua ettiler. Ziya-ül Hak , Mevlana Celaleddin Rumi Müzesi'ni ziyaretinde de dua eti ve Pakistan'dangetirdini üzeri altın sırma işlemeli bir seccadevi, Mevlana 'nın ve babası Bahaeidin Veled'in sundukaları üzerine örttü.
Ziya-ül Hak and Evren first visited the Celaleddin Karatay tomb in Konya where the 2 Presidents Prayed together. Ziya-üZ Hak also prayed at the Mevlana Celaleddin Rumi Museum and placed a gild embroidered prayer rug brought from Pakistan on to the sarcophagus of the Mevlana and his father Bahaeddin Veled .
17
1994
yılı
sonuna kadar,
Tilrkiye'de 152 adet F-16 ilretilecek. Amerika 'dan gelenlerle birlikte, F-16
:s
6ÖKLERiMiZDE AVAŞAN Şahinler" birbiri ardına gökyüzOne yükseldi ve utultulu-yankılarla uzaklaştılar.
O anda, yüzlerce çift göztın bakışmda, aynı mutlulupn pınl tıh ifadesi g6rülebilirdi. Topluluk adeta tek kalp haline gelmiş, "gurur ue geleceAe" gQven potasında bütünleşmişti. Kopan alkışlar bu olatanüstü duygu selinin ellere yansıyan etkisiydi. Heyecanlanmamak elbette mümkün olamazdı. Çünkü,
"Kendi Uçolını Kendin Yap" kampanyasıyla dU.üncelere mf1· hürlenen gerçekleşmiş ve " adı verilen F-
alınmıştı..
Cumhurbqkam Kenan Evile TBMM Başkam, Batba· kan, Genelkurmay B8$kanı, bakanlar; Hava Kuvvetleri Komutam, ytlksek rütbeli subaylar, kordiplomatik ve çok sayıda davetlinin katıldıtı Mürted Havaalaro'ndaki tören, saygı d~ ve lstiklal Marşı ile baş ladı. Once, General firren
ması
Başkan
YardlftjÇMt/
Anderson ile ABD Başmüsteışan Mr. Amerikalı, işnırı;ı..,..,._ . şen projenin durdUlar. Daha Kuvvetleri Koın_utam
glke eriftilini" wrguladı. Çuha, "F-16 uçakları, asrımız y tıksek teknolojisinin en son aranlerinden biridir. Her tarlll hava muha· rebe ortamında kayıp vermeksi· zin hedefine u/aşmaya, taşıya crılı yilksek tahrip kudretini, yine yilksek bir isabetle, istenilen noktalara bırakmaya muktedir· dir. Tark Hava Kuvvetleri, bu gUt;lü silah sistemini en iyı ,ekilde korumaya ve kullanmaya hazır şekilde itilmiştir" dedi. Milli Savunma Bakanı Z~ Ycıvuztllrk'tln eliter sUtUnhil'dfı.. yer alan koııqmasından sonra, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtcıy söz aldı. Toruııı· tay, en uygun muhanp uçak tipi· nin ittifakla seçilditini, milletimizin yıllardan beri bekledili Türkiye'de uçak üretimi hedefine nihayet ulaşıldıtım w Hava Kuvvetlerimizin bir sayfa açı.ıWIJpm ·KKvot!UL Törenin ...·mı:F"" Başbakan
· Öz81, 26 yıl x .......ı."rıı..:. Cemal G
President Kenan Evren personally conpratula ted ench pilot n(te r th e nir·sh ou• . wishinp all of them s uccess.
THE FIGHTING FALCONS IN OUR SKIES ...
T
HE "Fighting Falcons" took off into the sky one after another and flew a way with roaring echos. The look of joy was reflected in the eyes of hundreds of watchers. The crowd was virtually beating with a single heart as the "pride and the future" were joined in a crucible of security. The applause was the sound of this incredible feeling. It was indeed impossible to remain unexcited because the long-dreamed "Make Your Own Plane" campign had finally been realized with the flight of the first Turkish-ınade F-16, known as "Fighting Falcons", had been logged. The other four planes made at the General Dynamics plant in the U.S. were received on October 20. In honor of this occassian a ceremony was organized at Mürted Airport, at which President Kenan Evren, the Presidentofthe 1\ırkish Grand National Assembly, the Prime Minister, the General Staff Officer, Ministers, the Commander of the Air Force, high ran king military officers, corps diplamats and a large number of guests were present. The assistant director of General Dynamics Mr. Anderson and the undersecretary to the American Arnbassadar Mr. Rope commented on the im portance of the cooperation between the Turks and Americans in the realization of the project. Mterwards, Air Force commander General Cemil Çuha pointed out that "Upon the establishment of a supreme Air Force defense system, we are ata level of power at which we may instill pride and the feeling of security in
our friends and awaken fear in our enemies. The F-16 isa product ofthiscentury's advanced technology. In the event of any form of air combat, it has the capacity to reach and to produce a high amount of destruction to its target, whatever it may be. The Turkish Air Force has been highly trained to make use of this power in any form necessary." Mter the speech given by the National Defense Minister Zeki Yavuztürk , General Staff Minister General Necip Torumtay stated that the best type of fighter plane was unanimously selected, through which our country had finally reached the long-awaited goal of producing i ts own aircraft, th us resulting in the opening of a new chapter in the history of our Air Force. The last to speak, Prime Minister Turgut Özal related the story of the end of a project for a re vol utionary car 26 years ago as a result of its lack of success. Özal pointed out that one could see the extent to which we had progressed beyond that bitter experience. "In the years to come, we will be in need of more expensive and more modern weapons in order to protect our country and to increase the ability of our Armed Forces to dissuade attacks. As Turkey progresses, s he mu st in te 1ligently establish a defense industry. Projects instituted to this end in the past 1,5 years will bear their fruit within 1,5-2 years. "An agreement has been signed on behalf of our Army for multi-barrel rockets, the manufa-
L - - - - -- - -- - · - - - ·-----20
ture of which will begin· in the near future . This represents the greatest aid to the Army to date. " In order to strengthen our defense industry, it is possible to increase the present tax-cut of 1 %. The Turkish public, showing great interest in this indusrty, will not hold back from its selfsacrifice." In following, after receiving the four U.S.-made aircraft, Brigadier General Gökalp Yu~ak called the pilots to their duty. In the meantime, the F-16 manufactured by local engineers and workers was maneuvered onto the runway. Our Fighting Falcons were shortly airbom , circling over the grandstand and sen d ing waves of excitement. This excitement was a result of the realization of the words ofAtatürk:'Our aircraftand their engines will be manufactured in Turkey." At the e nd of the air show, President Kenan Evren congratulated each pilot personally, wishing them success, while Prime Minister Turgut Özal presented their gifts. The F-16 project is the biggest measure taken in the strengthenin of the Turkish Air Force, the most im portant fact being that of the establishment and activation of the first fighter plane industry in our country. By the end of 1994, a total of 152 aircraft will have been manufactured at the Mürted body and the Eskişehir engine plants. In addition to the four U.S.-made aircraft, four more will arrive, making the number of F16's in our fleet 160 by year's end.
- - - - -- - - - -- - - - - - - - - -- - - - - - - J
'
'
yen覺mevs覺m
yenilenen moda
(a繫nan) OSMANBEY RUMELi BAKlRKOY SASKINBAKKAL ANKARA
..
KUDRETLi HAVA GÜCÜ
uçaklarının teslim töreninde Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk'ün yaptığı konuşma)
(F-16
AVA kuvvetletimizi çağın isteklerine ceva p verebilecek şekilde modemize etmek üzere; yaklaşık 3,5 yıl önce başiattığımız F-16 projesi bugünden itibaren fiilen gerçek l eşme safbasma girmiştir . Geçen bu süre zarfında adeta zamana karşı bir yanş verilmiş, son derece yoğun faa li yetler içerisinde, proje; tespit edilmi ş adımlara uygun olarak ve hatta bu adımların da önünde ürünlerini vermeye başl amıştır . Bu bakımdan bu büyük ve çok önemli projeye katkısı olan Türk ve Amerikalı tüm ilgililere hu zurun uz da takdir ve şükran l arım ı sunuyorum . F-16 projesi, Türkiye'deki savunma sanayiini; hava ve uzay teknolojisi yönünden dinamik bir ortama sokmuştur . Bundan böyle Türkiye; sadece. si l ahı çok iyi kullanan caydırıcı bir güç olarak değil, fakat yüksek hava ve uzay teknolojisine yönelen araştıncı ve yapıcı taze bir kapasite olarak , üretic 'ı
H
sıfatı ile dünya sulhüne hizmet eden dost ve müttefik ülkeler arasındaki yerini ;nuhafaza edecektir. Bu bakımdan, bugün burada ya pılan merasirnde yaşanan olay; imalatı tamamlanmış uçaklann Türk Hava Kuvv etleri'ne teslimi değildir . Olay, aynı zamanda, dost ve müttefik Amerika Birleşik Devletleri ile aramızda mevc ut çok s ıkı ekonomik ve teknolojik işbirliğinin, hava sanayii açısından da oldukça ge ni ş kap sa mlı bir şekilde bir kere daha uygulanması neticesinde; milli hava sanayiimizin , bu son derece modern uça klar ile üretici özellikte ortaya çıkı ş ıdır . Türk milletinin özverili ya rdımları , davranış ları ile desteklenen Türk ve Amerikalı personelin alın teri ile canl and ırılan bu sanayiin yaşat ılma sında karşılıklı ya rarlanmız olduğunu, bu konuda, gerek Amerika'nın gerekse başta F-16 üreten ülkeler olmak üzere dost ve müttefiklerimizin işbirliği taleplerine açık olduğumuzu özellikle ve bir kere daha
belirtmek isterim. Yeni gelişen ve her dalda olduğu gibi burada da yeni filizlenen hava san ayiimize sahip çıkacak yerli ve yabancı müteşebbislere ve teşebbüslere ihtiyacımız vardır. Es:asen hükümetimiz; izlediği ekonomik politika gereği, savu nma sanayiini de serbest rekabet koşulları altında özel sektöre açmıştır . Bunun yanında, sermaye birikimi gerektiren büyük savunma projeleri için de ilk hareketi verme açısından bizatihi devletin iştirakini sağ lamak üzere savunma sanayii fonu oluşturulmuştur. Böylece hükümetimiz ağır savunma sanayiinin kurulması için gerekli tüm koşullan oluşturarak her alanda olduğu gibi burada da cesur atılırnlara giriş miş bulunmaktadır.
Ülkemizin sahip olduğu stratejik konum; bölgede mevcut istikrarsız ortam nedeni ile önemini daha da artırmıştır. S emalarımızı ve NATO Güney Kanadı ' nı savunma sorumluluğu verilen Türk Hava Kuvvetleri; Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri
tarafından standartları garanti edilen üstün vasıflı bu F-16 uçakları ile daha da güçlü olarak sorumluluklarını yerine getirebilecektir.
Bugün teslim aldığımız ilk dört F-16 uçağı ve burada; Tusaş Havacılık ve Uzay Sanayii tesislerinde Türk uzman ve işçisinin emeği ile ortak olarak üretilen ve tecrübe uçuşunu başarı ile tamamlayan ilk F-16 uçağı daha güçlü hava kuvvetini yaratmak üzere girişilen modemizasyonun bir başlangıcıdır. Bu uçaklar: Hava Kuvvetlerimizin yüksek düzeyli eğitimi ile dosta güven, düşmana korku veren bir silah olarak, çekirdeği oluşturacak ve milli hava sanayiimizin üretimi ile sulh için gerekli olan "Kudretli H ava Gücü" haline gelecektir. Bu tarihi
a nı
Milli Savunma
Bakanı
ve bir vatan-
daş olarak yaşamaktan mutluyum, gururluyum.
Ülkemize ve milletim ize ve kahraman havacılığı olsun.
mıza hayırlı uğurlu
THE MIGHTY AIR FORCE (Speech given by National Defence Minister Zeki Yavuztürk on the occasion of the receipt of the F-16's)
O
UR Air Force has realized the goal of the F-16 project begun 3,5 years ago and is now ready to answer the needs of the age. During those years there has been a virtual race against time. The project has been carried on in an atmosphere of intense activity in accorda nce to the carefully planned steps. And these steps have begun to sh ow s uccess. Thus, I would !ike to take this apportunity to commend and to thank those Americans and Turks involved in this all-important project. The F-16 project has sent the Turkish defense industry into a dynamic media in terms of air and space technology. Thus , Turkey is now in a position to continue protecting its place among other countries working for world peace not only as a strong dissuader with an expert ability to use weapons, but also asa researcher with a fresh new capacity achieved through air and space technology. In view of this, we are not celebrating the fact that the completed aircraft have been received by the Turkish Air Force here taday, but that as a result of the continued economic and technological cooperation between our country and the U.S., in this case in a wide encompassing m anner, our defense industry has acquired the capacity to manufacture extremely modern aircraft. I would like to again pronounce that the continuation of this industry has mutual benefits for all and that we are especially open at all times to the suggestions of the U.S. or any of the countries involved intheproduction of the F -16. We are in need of aid by anyone , local or foreign, willing the guard our newly developing air industry. Our government
has in fact opened up the defence industry, in accordance with its economic policy, to the private business seetar under the principles of free competition. In addition to this, a defense ministry foundation has been established in orderto begin the 1st activity toward the building of capital much needed by extensive defense projects through the personal partİcİpa tion of the S ta te. Thus, o ur government has provided for all necessary conditions and has taken brave steps, as it has done in every field, required for the establishment of a h eavy defense industry. In view of its strategic location and the existing instability in the area, the importance of our country has greatly increased. The responsibility of the Turkish Air Force for the defense of our space and of NATO's lands south will now be better carried out with the F-16's and the completion of the 1st F-16 at the Tusaş Air and Space Industry facilities through the efforts of Turkish professionals and workers, along with its first successful flight, is the beginning of the modemization instituted to create a stronger Air Force. These aircraft, with the high level of training of our Air Force, will be made use of in order to give security to our friends and fear to our enemies. They constitute the seed by which the production of our national air industry will become the "mighty air force" necessary for the maintenance of world peace. I am proud and happy to be a witness to this histarical event, not only as the Minister of National Defense, but also as a citizen of this country. May it be promising to our country, our people and to the heroic members of our Air Force. 23
- 26 MART 1988 İSTANBUL'DAN AMSTERDAM ATINA BELGRAT BERLIN BRÜKSEL
İSTANBUL'DAN -Salı , Perşembe ,
Pazar
FRANKFURT HAMBURG KOPENHAG KÖLN
ergün - Salı , Perşembe , Cuma, Pazar - Cuma, Cumartesi - Pazartesi, Çarşamba , Cumartesi -Pazartesi, Perşemba, Cumartesi - Hergün - Cuma, Cumartesi - Cuma, Pazar - Pazartesi, Cuma, Cumartesi, Pazar
LEFKOŞE
-Salı
CENEV~
LONDRA * LİYON MADRİT MİLANO MÜNİH PARİS
ROMA
SOFYA STOKHOLM VİYANA ZÜRİH
-Hergün - Pazartesi, Perşembe -Salı , Cuma - Pazartesi, Perşembe -Hergün -Pazartesi, Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar -Pazartesi, Salı, Perşembe, Cuma Cumartesi, Pazar -Pazartesi -Salı -Perşembe ,
Cumartesi, Pazar
-Pazartesi,
Çarşamba, Perşembe,
Cumartesi, Pazar
-Salı
ABU·DABI AMMAN
-Perşembe
BA~DAT
BAHREYN BOMBAY *CEZAYiR
-Perşembe,
•
l_' -
Pazar
Çarşamba
~ -Pazar
CİDDE
DAHRAN DELHİ DUBAİ KAHİRE KARAÇİ
KUALA·LUMPUR KUVEYT
-Cumartesi - Çarşamba, Cuma, Pazar -Çarşamba -Çarşamba
-Pazar -Salı, Perşembe, -Salı ,
-Çarşamba Çarşambıı Çarşamba,
SİNGAPUR
-
ŞAM
-Çarşamba
TAHRAN TRABLUS *TUNUS
Cumartesi
Pazar Pazar
Salı, Pazar -Salı, Perşembe,
-
Pazar
-Çarşamba
ANKARA'DAN AMMAN CİDDE DAHRAN
-Perşembe
-Pazar -Çarşamba
ANKARA'DAN AMSTERDAM FRANKFURT MÜNiH
-Cuma -Cuma -Cumartesi
İZMİR'DEN ATINA FRANKFURT KÖLN MÜNİH ZÜRİH
-Salı
-Pazar -Cumartesi -Pazar - Çarşamba , Pazar
ADANA'DAN CİDDE
•
-
Çarşamba,
Cuma
Yenı Uçuşlarımız
bilgi ve Rezervasyon için, Satış Bürolarımız ve IATA Acentelerimizle temas edilmesini Sayın Yolcularımıza duyururuz. Açıklamalı
• 2,5-3-4 ton kapasiteli 3 değişik model • Orijinal KOMATsv su soğutmalı dizel motor • Tork-konverter sistem • Sessiz, titreşimsiz üstün yapı • 6 ay ve/veya 1000 saat garanti • Özel alaşımlı monoblok asansör profili • Dövme çelik çatal • Bol yedek parça • Tüm yurda yayılmış servis hizmeti • ~ güvencesi
TEM
ADANA Genel Mudur luk Yolu U .te rı ı O •un Pk 40 01322 AD AN A Tel (71 q 19720·20441
Ceylıan
Tele•
iMALAT
BÖLÜMÜ
Faıı.
20198 12866 62657 ıem !t ı r
ISTANBUL Bolge Burosu Kısıkh Cad No 90 Atıun ı zaae
IZMIR Bolge BUroau A t aı urk Cad Ak ıs
ANTALYA
H an ı
SAPEKSA
29057 - ~42 7
ANKARA Bolge Burosu Mustafa Kemal B u l vi;r ı No 9516 Mallepe-A.Nt<.ARA Tel (4) 2303894 Te ı e.. 44442 46005
No 3801106 1 Kordon·IZMIR Teı {51 ) 224960
3349798
Faı
T e ı ex
81190
Usk u daı
Tel
1113345820 (10
Teıe.r.
Faa
ISTANBU L Har ı
Gaı ı
3463334
1853050
irtlbet Burosu AŞ
Alı Cetın k a y a
Cad
No 106/A AN T A L VI Tel (3 11 i 16 186
24470 20389
TEM®e bır Hacı Omer @eBANCI Hold ın g k uruluşudur
•
MINYATORDE Matrakçı Al) D~ Nasuh'un stilini
kendisine örnek alan Nusret Çolpan, 100 kadar minyatüründe istanbul konusunu işledi.
e
Sanatçı,
New York, Paris,
Tokyo ve Johannesburg gibi şehirlerde
de minyatür sergileri açma teklifleri
aldı. çalışmalannı, mesleiP ile ba~daş tıracak bir çerçeveye oturtmuş ve 10 yıl içinde bir hayli esere imza-
Nusret Çolpan, min ya türlerini suluboya ile renklendiriyor, bazı yerlerini altın veya gümüş le beziyor.
• 1
STANBUL, yüzyıllar boyu
sanatçılann ilham kaynakl olmuş; yazılarda, şiirlerde,
bestelerde, resimlerde sürekli
yaşatılınıştır. Geçti~miz eylül-ekim aylan içinde Topkapı Sarayı'nda açılan
bir sergide, İstanbul'a bambaşka bir açıdan yaklaşıldı~ını gördük. Bu, "ÇaAdaş lstanhul Minyatarleri" adı verilen çalışmalann ürünüydü. O çalışmalann niteli~j ve
sanatçısının
kimli~i
tanıtma
dan önce, "minyatür" hakkında kısaca bilgi verelim: Minyatür, bizim milli sanatlarımızdandır. Orta Asya'da Uygurlar zamanında (745-940) başlatılmış, Anadolu'da Selçuklular ve Osmanlılar tarafından devam ettirilmiştir. Gölge, ışık ve perspektifin bulunmadı~ı bir resim türü olarak tarif edebilece~miz bu sanatın en seçkin ömek26
ncı ve verilmiştir.
18'inci yüzyıllarda Halen;, Topkapı Sarayı ve İstanbul uruversitesi Kütüphanesi'nde, 16 bin civannda minyatür bulunmaktadır. Levni'den (öl. 1732) sonra, Batı etkisiyle bozulmaya yüz tutan minyatürcülük nihayet kayboldu ve onun yerini bildi~i miz resim aldı. Ancak, rahmetli Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver'in kurdu~ Tıp Tarihi Enstitüsü bünyesinde milli sanatlanmıza dönüş hareketi başlatılınca, minyatür konusu da yeniden gündeme geldi . 1şte, Topkapı Sarayı'ndaki sergiyi açan Nusret Çolpan, bu ocaktan yetişen sanatçılardan biri ... Süheyl Ünver ve Azade Akar'dan aldıkı derslerle yolunu çizen Nusret Çolpan, Yıldız Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunu. Tıp Tarihi Enstitüsü' nde 1972'de başlattıkı sanat leri, 16'
sını atmış. 75'i yurtdışında, 60'ı da yurtiçindeki çeşitli koleksiyonlarda yer alan bu ürünlerin 100 kadarı İstadbul'la ilgili. .. Sanatçımız, çalışma sisteminin esaslannı şöyle özetliyor: "Şehrin gazel köşelerini, aAır lıklı olarak Topkapı Sarayı'nı, anla camileri, hisarları, Haliç ve Bogaziçi'ni çizmeyi tercih ederim. Once, yapacaAım yerin, geçmiş yüzyıllardaki halini araştırı-
rım .
DokUmanları
toplayınca,
kendim de hayalen içinde yaşa maya çalışarak, gezerek, kafamda bir tablo oluştururum. Aydınger üzerinde muhtelif eskizleri deneyerek, kararlaştırdı gım son şekli k{JAıt Uzerine aktarırım. Bundan sonra renklendirme işine girişiri m ." Eski sanatçılar , "aharlı " denilen cilalanmış kfiA'ıt üzerine kök boyalar sürerlerdi. Çolpan, suluboya kullanıyor . Ancak, renklendirme malzemesi olarak altın veya gümüşten de yararlanıyor . Mesela, Anadolu ve Rumeli Hisarlan'nı , altın levhalar kesip yapıştırmak suretiyle gösteriyor. Altın , bazen de özel tekniklerle eriliyor ve minyatürün belirli yerlerine konularak parlaklık sa~
1 •
lıyor.
Istanbul'un fethi... Fatih, gemilerini karadan Haliç 'e indiriyor.
Matrakçı Nasuh, Kanuni Sultan Süleyman devrinin ünlü nakkaşlanndan, yani minyatür ustalanndadı . Orduyla birlikte seferlere katılır, gidilen şehirleri , fethedilen kaleleri, geçilen yollan krokiye benzer resimlerle canlandınrdı. Onun stilini örnek alan Nusret Çolpan, geçmişle günmüzü birleştirerek , minyatüre ça~daş yorum kazandırmaya gayret ediyor. Sanatçı, şimdiye kadar bazı karma sergilere katılmıştı . Topkapı Sarayı ' nda, ilk defa kendi eserlerini sergiledi ve yurtdışın dan da çok sayıda teklif aldı . Bunlan de~erlendirme imkfuııru bulursa, New York, Paris, Tokyo ve Johannesburg'ta, minyatür sanatımızı
yabancılara
••
1 •
•
•
tanı
tacak. Mimar Sinan 'ın eseri olan VskUdar'daki Şemsipaşa Camii (Ustte).
Hisariarda kış ... Anadolu ue Rumeli Hisarlan'nın duvarları altın leuhalar yapış tırılarak giisterilmiş .
(yanda en solda).
Galata'dan Haliç'e bir bakış (yanda ortada).
Vakadar linlerinde tarihi Kulesi'nin minyatarele
Kız
bugUnka lliJrtınama (yanda).
27
•
MINIAlURES OF MODERN Taking
Matrak çı
Nasuh as an example, Nusret Çalpan has treated the topic of Istanbul in more th an 100
nıinia t ures .
•
The artist has received invitations to show at such cities as New York, Paris, Tokyo and Johannesburg.
F
OR hundreds of years, Istanb ul has been a source of inspiration to manyan author, poet, song writer and painter. During this past September and October, the Topkapı Palace was the setting for a show looking at İstanbul from a completely different point of view. This was the result of a work titled "Miniatures of Modem İstanbul." What is "miniature art?'' A national art from, miniatures were first created during the time of the Highers in Central Asia (745-940) and continued by th e Selj uk and Ottoman Turks . The best examples of this art form, one which does not incorporate ahadow lihgt or perspective, wtere made during the 16th and 18th centuries. Today, there are 16,000 examples of miniatures in th e Topk apı Palace and the library of t he University of İstanbul. After the dea th of Levni (1 732), the art of minia tuı·es began to show a decline and was finally lost. However, with the establishment of the Institute of Medical History by the la te Distinguished Prof. Dr. Süheyl Ünver, our natio-
Noah's Deluge in its 15th century ornamentation ... located in the Santa Barbara Museum in America.
nal arts, one of wh ich was miniature, began to regain life. Nusret Çolpan is one the artists raised from this society. Drawing his path through the use of the knowledge he gained from Ün ver andAzade Akar, Çolpan , a graduate of the Faculty of Architecture at the University of Yıldız, began his careerin art in 1972 at the Institute of Medical History. Combining his work in to an architectural framework, his signature may be found in a multitude of both local and foreign collections. Of these, 100 the theme of İs tan bul. The artist briefly explains his working principle: "I prefer drawing beautiful views of the city, especially the Topkapı Palace, famous mosques, fortresses, the Golden Horn and Bosphorus. First I research into the way the site appeared in past centuries and, imagining myself working and walking there, I form a picture in my mi nd. Drawing a numberofrough sketches, I refine and then add color to the one that I finally settle on." The ancient artists, using root dyes, painted on shiny calligraphic paper. Çolpan makes use of water colors, and at times gold or silver in order to attain briliance. Matrakçı N asuh was a famous miniature artist during the time of Sultan Süleyman the Magnificent. Accompanying the army, he would sketch the cities and fortresses conquered and the roads travelled upon. Çolpan, taking his style as an example, is showing great effort to attain a modern interpretation to miniatures by joining the past with the present. The artist, taking part in mixed shows to date, has for the first time shown his own work at the Topkapı Palace. He has also received numerous invitations to show abroad. When he has the opportunity to take advantage of these invitations, he will introduce our miniature art to those in New York, Paris, Tokyo and T
1
..., 1""1?'\0 t"' \..
••v ..-
avat 'konuşur'... Giysinizle, gömleğinizle konuşur. Uyum kurmak ister onlarla... Renkler, desenler, çizgiler özenle birleştiğinde şıklığınızın 'konuşması' için...
.1 1
•'
1 1
1
(( \1
An
4
Au
A T
ll
A
' T A Tl 11 (\ ' ll TT
n ''
THY Movie & Video Program Tl
MAN
Yapımyılı: 1987 S are: ll 1 dakika Starring: Richard Dreyfuss, Danny Devito, Barbara Hershey. Two fueding aluminuro siding salesrnan wage a war for revenge in which the wife of one of the salesrnan becomes the unsuspecting pawn. A comedy · drama about a hustler (Dreyfuss) anda loser (de Vito), both in the aluminumsiding business. Whose lives converge after their cars meet in an accident.
Tipik bir Amerikan komedi yapımı. Filmin ünlü oyunculan bir araba
kazasında karşılaşırlar. İkisi
de alüminyum konstrüksiyon satan satış elemanlandır. Bill ve Tilly bu küçük kaza sonunda birbirlerine düşman olup, duygulannı öç alma biçimine dönüştürürler. Nitekim taraftarlardan biri di~erinin aile düzenini bozmaya kadar ileri gider. Ancak onlan ilginç bir son beklemektedir.
ADYENTURES 1 BABYSiniNG Yapım yılı: 1987 Sare: 99 dakika Starring: Elisabeth Shue · Keith Coogan Tl}is comedy adventure chronicles one eventful evening in the life of a suburban 17 year old babysitter (Elisabeth Shue) stranded in the rough side of Chicago, "Babysitter" must rescue her girlfriend at the bus station, outwit car thieving crooks, fend off the advances of a love · struck 15 year old (Keith Coogan), and keep track of a "super hero" worshipping babysittee.
Bir macera - komedisi olan yapımda sevgilisi bir genç kızın o gece boyunca başından geçen olaylar anlatılıyor. Heyecan dolu tesadüfler, bu filmde komik olaylarla birleştiril miş. Sevgilisine kırgın olan genç kız komşulannın çocuklanna bakmayı kabul eder. Evde on yaşla nnda bir kız çocu~u ile on beş yaşlannda henüz tarafından atıatılah
bulu~ ça~ına gelmiş bir delikanlı vardır. Bu genç, evlerine gelen kıza büyük bir aşkla ba~lanır. Aynı gece bir tren istasyonunda, eve dönmek üzere olan bir kız arkadaşı gözlüklerini yitirir. Delikanlı , kayboldu~unu sanarak kızı arar. Kız çaresizlik içerisinde çocuklan da alarak arkadaşını kurtarmak için şehre iner. İnanılmaz aksilikler sonunda bebek bakıcı, annelerinden önce eve getirmeyi başanr.
Avantaila·r, avantailar, avantailar.•• Alana iner inmez Avis'i aray1n, otomobili avantaila kira lay• n ! •
lt ı ı pu tJI5: Balay1 Indirimi
T ürkiye'de, otomobili kiralamak için başvurulan merci, yıllardır, Arayın, Vasıta isteyin Servisi'dir: Avis'tir.
""
Evlenin , balayına çıkın! Hayattan bal, Avis'ten avantaj r-alı n! qj~~:Yf6'.1t----41.QJJ-I
Avis. başlıca kentleri , havalimanlarını , turistik bölgeleri kapsayan yaygın bir servis ağına , 17 değişik tür otomobilden oluşan geniş bir filoya sahiptir.
[mtmtJI6: Cipte Tek F".yat Cipi kiralayın , doğaya Günde sadece 25 bine!
Avis şimdi, tüm müşterilerine mükemmel avantajlar sunmaktadır. Alana iner inmez Avis bürosuna Avis Avantajlarından yararlanın .
çıkın!
başvurun.
l tızt4411 1: 1 gün/1 00 km
l tıüU !417: Lüks Servis
Otomobil i bir günlüğüne kiralayın , 100 km 'ye kadar (100 km dahil) özel , tek fiyattan yararlanın .
Lüks otomobili kiralayın , özel avantajdan yararlanıni
1 Gün /100 km Özel F"ıya11an A Grubu
Serçe
16.000TL
B Grubu
Şah i n
21.000TL
C Grubu
Karta ı
22.000TL
D Grubu
DoQan. Ford Taunus 1.6 GL
24.000TL
E Grubu
Ford Minibüs (Cip Hariç)
32.000TL
F Grubu
Ford Sierra , Ford Orion
43.000TL
l t'2fı'4tJI 2: 3 gün+ Full Depo 1'/ ;t1j
Otomobili 3 günlüğüne kiralayın ,
yola, full depo bedava benzinle çıkın !
"\_
\
.
l tızt1 ntJI J: S+ 1 Gün Otomobili beş günlüğüne kiralayın , günü 1? Avis'ten kullanın! -~ Bedava! 6011
altıncı
Avantai Avis'tedir. Bugün! Yar1n! Daima! Avis, Avantaid1r. Avis'ten otomobili kiralamak, bir ayrıcalıktır. Bir prestij, bir avantajdır . Avis'ten otomobili , lüks otomobili ,cipi , minibüsü , şehir içi ya da şehirlerarası yolculuklarınız
için
şoförlü
ya da
şoförsüz
kiralayı n. Yıllardır , Avis Avantaj la rını
tercih eden kişi ve kuruluşlara katılın. Ayrıntılı bilgi için, Avis Büroları hizmetinizdedir.
~ + 4Dr. 1 ~
p
lt'2 hU 014: 7 Gün Otomobili yedi günlüğüne kiralayın, bedelini biralt ~ ~ otomobil grubundan ödeyin! w~
AV/S
Avis Avan1ajları , 31 Mart 1988 tarihine kadar geçerlidir. Avis Avantajı , kira ladıQın ız otomobilin türüne ve kiralama sürenize göre saptanır.
~ Koç AVIS BÜROLARI: ADANA: (711) 33045-34824, ADANA HAVALIMANI: 18881 /67, 18882/67, ALANYA: (3231) 3513, ANKARA: (4) 1672313-15, ESENBO~A HAVALIMANI: 3121633, (Iç Hatlar) 3122820/570, (Dış Hatlar) 3122820/ 670, ANT AL YA: (311) 16693-19483, ANTALYA HAVALI MANI : 11202/364, BODRUM: (6141) 2333, BURSA: (24) 365133, ÇEŞME: (5492) 6706, DALAMAN HAVALIMANI: (6119) 1588, GAZIANTEP: (851) 20851 , GAZIANTEP HAVALIMANI: 20651, ISTANBUL: ATATÜRK HAVALIMANI: (Iç Hatlar) (1) 5731452, (Dış Hatlar) 5736445-5734660- 57 44403, Cl HANG IR: 1497941 - 1454272-1511313-1513911 , DIVAN HOTEL: 1465256, H ILTON HOTEL: 1487752, KADlKÖY: 3553665-3504878, TAKSIM : 1417896-1412917,1ZMIR: (51) 211226-216139, IZMIR ÇI~LI HAVALIMANI: 293358-59, KUŞADASI: (6361) 1475-4600 , MARMARIS: (6121) 2771 , MERSIN: (741) 23450-24813, SAMSUN: (361) 33288, SIDE: (3213) 1348, TRABZON: (031) 23740.
~ ~
"iyi ortak, vaktinizi l11zla nakte c:evirir:'
.L@j!U ~
~
~
D!IV
45U
1
1 1
e?]
~
1
'
1
1
Vaktiniz, naktini.z kadar değerliyse••• ... Pamukbank On Line Sistemi havalede, provizyonda ve her türlü bankac1l1k işleminde en h1zll hizmettir. Pamukbank vaktinizin nakit olduğunu iyi bilir. işlemlerinizi hızla yerine getirir. ~ Pamukbank On Line Sistemi'ne bağlı yurt içi şube ve Almanya temsilciliklerinde havale, çek, senet, provizyon işlemleri için
' beklemezsiniz. ~ Pamukbank On Line Sistemi ile çalışın. Pamukbank hızıyla çalışın. Vaktiniz değerini bulsun. ~ Pamukbank On Line
• • 1y 1
.·
~uze'i
A.mefilc.a
~~~ --
.l ' "~-+o"'~
0
-o- -
.J. -.. A:aıriegıe
:a< C:
•
'
1' Golopogos ;di.
~iği
{
>Gl
$• .c:J! • ,JJ
1•1
,,
Ascension ~
1
A.ngola St. Helena
G a"n
ağ 1
~efu(fanağl
Rio.G,
'~~de
Eşiğ; 1
Juan·
•
,
,ı
'
cr
;
..,':;J ' 1 ':! 1
....... 1
{J ..
1 ,
Triston do C un ho ,j
' '
.
, Afian\in Ganağl
"~' dodl.
X-,..
Gbdgh ad .
;
't'/ ~
6
1'
"
p
A.\las-Hin\ 0\c.yanus\1 Güney Kutup Dairesi ı.
Peter. ad .
U~ UQ .l.LV AUClı.LOU. .L .L.ı...c.u.L .L\A..oUt..l.ı. 1
.i;,,.
erguelen
*~ Heordad. Mc Dotıcı.. adl. (lı FtearCR,
............, "' " " "" ....... _ ,_oJ ,_ - - - - -
o Ş AİR, sun
r
d
"Sen ne gazel bulurgezsen Anadolu'yu"
der. Gerçekten, Anadolu'nun kıyı lannda, ovalarında, yaylalannda, da~lannda, keşfedilmemiş nice güzellikler sergilenir. Bunlan tesadüfen gördü~ünüz zaman, dalga dalga kabaran şaşkınlık ve hayranlık duygulanna kapılırsınız. Trabzon-Gümüşhane yolu üzerindeki yemyeşil sarp tepelerde ilerliyoruz. Otomobilin penceresinden bakınca, sa~ tarafta ürkütücü derin uçurumlan, • sol tarafta dimdik yükselen yalçın kayalan gözlüyorsunuz. Karşı~ lıklı ancak iki arabanın geçebildi~ dar ve keskin virajlarla dolu yolda, oldukça düşük bir hızla gitmek zorundasınız. Ama, bu vahşi güzellik öylesine çekici ki, zaten gaza basmak içinizden gelmiyo\-. Arada sırada, ya bir tepenin ortasına, ya da kolay çıkılama yacak bir yamacın üst kısmına kurulmuş tek tük evlere rastlıyor sun uz. Bunlar, Karadeniz Bölgesi'nin kırsal kesimine has yerleşim özelli~i... Toprakla u~ra şan, hayvancılıkla geçinen köylü, evini de çalıştı~ı yere yapmayı tercih ediyor. Orada, ailesiyle baş başa ve çiftiyle-çubu~yla, iç içe yaşıyor.
~36
a-b
r--k
ı
Yol kenarlannda, bazen basit önünüze çıkıyor. Bir demir borunun ucundan akıp giden so~uk suyu içerken, adeta bütün hücrelerinize ferahlık yayı lıYor. Tepelerden süzüle süzüle gelen bu sulann doyulmaz tadı var. Yanaşıp, tekrar tekrar içiyorsunuz. Bitip tükenmek bilmeyen virajlardan birine daha yaklaşır ken durduk. Tepelerin çevreledi~, çana~a benzer bir vadinin ortasında evler var. Sol taraftaki geniş yamaç, yeşil halı gibi aşa~ lara uzanıyor . Burasının karla örtülü halini gözlerimizin önünde çeşmeler
canlandırmaya İsviçre
çalıştık.
İşte,
Alpleri'nin kayak bölgelerine fark atabilecek ölçüde tabii kış sporlan alanı ... Bu da~ köyünün adı Hamsiköy... Trabzon'a 50 kilometre mesafede, denizden hayli uzak yerde "hamsi" kelimesinin kullanılması garibimize gitti. ı ·, Bunu, ilk anda, yöre halkının hamsi balı~ına tutkunlu~ ve hasretinin bir tezahürü olarak yorumladık. Mesele sonradan anlaşıldı: Me~er, çevredeki beş köyü ifade etmek üzere, Arapça "Hamse" kelimesi kullanılmış; bu ad zamanla "Hamsi"ye dönüşmüş . Yol, genişçe bir yay çizerek Hamsiköy'e ulaşıyor. Yayın sonuna gelirken, kulaklanınıza
o
Y-
kemence sesi calındı. Az ötede, kadın, erkek, çocuk kalabalı~ , yol seviyesinin altında kalan bır bahçedeki e~lenceyi seyrediyor. Otomobili park ederek ve izin alarak, biz de seyre koyulduk Küçücük bir avluda, iç içe girmiş genç kız ve erkekler, kemençenin na~melerine uyarak, ortadai ki sandalyelere oturmuş gelin ve damadın çevresinde dönüyor. Karadeniz havası "Horon"u oynuyorlar. Gelinin yüzü beyaz tülle örtülü, damat kravatlı . Herkesten fazla hareketli görünen kemençeci, habire dolanarak oynayanlan coşturmaya çalışıyor. Bu e~lence akşama kadar sürecek ve iki genç, gelenekleri çerçevesinde gerde~e girecekler. Dü~n sahiplerine veda edip, kıvnmlı yollarda üç-beş dakika daha arabayla gittik ve köyün merkezine ulaştık. Burası, bir cadde üzerinde karşılıklı sıralan mış bakkal dükkAnları, iki lokanta, cami ve parmakla sayıla· bilecek kadar az evierden iba ret. Ama, yanılgıya düşmeyin . Çevreye tek tek da~ılmış evlerde yaş a yanlana , Hamsiköy'ün nüfusu 3-4 bini buluyor. Üç saat kadar ön- P"'!--..-~~lltlll ce, esaslı bir ö~le yeme~i yemiştik. Ama, buraya gelirken, tenef: füs etti~miz hava ve
-
--V
a
z
r--u
k
a
t
•
a
••
H-A -M-S-1-K 0 -Y
Işte Hamsiköy' ün merkezi .. . Burada birkaç bakkal dükkıi · nı. iki /okanta ve az sayıda ev var (üstte). Genç kız ve erkekler, gelin ve damadın çev· resinde dönerek, Karade· niz'in ünlü "Ho· ron"unu oynu· yarlar (yanda). içti~miz iyi suların etkisiyle olaca~ yine acıkmış tık. Adımlan mız, bizi lokantaya sürükleyiverdi. Hamsiköy ekme~in ünlü oldu~u orada ö~rendik ve gerçekten zevkle yedik. Yeme~mizi,
yine pek methedilen Hamsiköy ile tamamladık. Lokantada, dinç bir ihtiyar oradan oraya koşuşturuyor. Masamıza davet ederek, kendisiyle kısa bir sohbet yaptık. 86 yaşında oldu~nu söyleyen Mehmet Şatırotlu adındaki bu güleç yüzlü ihtiyara, çocuklan ve torunsütlacı
lannın
sayısını sordu~muzda,
önce "4 oiJlum 7 torunum var" dedi. Kızlarını ve kız torunlarını nedense hesap dışı bırakmıştı. Üsteleyince 7 kızının ve toplam 36 torununun oldu~nu ö~rendik. Hamsiköy'ün her bakkalında, çuvallar içinde veya şeffaf naylon torbalarda satışa sunulan fın dıklan görebiliyorsunuz. Bir de cins cins pestiller... Ama köylüler fasulye, patates, mısıryetiştiriyor ve hayvancılık yapıyor. Burada, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlı~ı Kooperatifler Genel
Müdürlü~ü'ne
ba~lı
Kalkınma
Kooperatifi tesislerinde beyaz peynir ve kaşar peyniri imal ediliyor. Kooperatif yetkilileri, şimdi günde 1,5 ton süt işlendi~ini, yaz aylarında ise, bu rakamın 4,5 tona ulaştı~ını bildirdiler. Önümüzdeki yıl tesisler büyütillecek ve günde 10 ton süt işlenmesi mümkün olacak. Güneş, erken saatlerde tepelerin arkasına çekiliyor. Virajlı yollarda, karanlıkta dönmenin daha tehlikeli olaca~ını düşünerek toparlanıyoruz. Köylüler, "Ah, bir de sis bastırdıltı zamanki manzarayı görebilseydiniz" diyorlar. Me~er, Hamsiköy'ün havası ve suyundan başka, çevreyi deniz gibi kaplayan sisi de pek ünlü imiş.
İşte, Anadolu'nun ba~nnda saklı kalmış, binlerce güzel köşe den biri ... Şüphesiz, ka~ıt üzerine dökülen tasvirler yetersiz kalıyor. O güzelli~i içinize sindirerek yaşayabilmek için, mutlaka
oraya gidip görmelisiniz. 37
>:ı
There ıs a village there, far away
HAMSİKÖY i
Scattered houses in the middle of a cup shaped ı1a/ley
surrounded by hills ... Do not Zet this image lead you to believe that you have come to a smail village. Together with those !iuing at the crests and slopes of the hills, the of total population Hamsiköy is 3. 000 - 4. 000 HE poet had said "How beautiful you would find if only you stroll through Anatolia." There is truly a vast amount of untouch ed beauty in the shores, high plateaus, plains and forests of Anatolia . When one accid entally stumbles across this beauty,
T
•>-1 38
he w il I lıl' oveıtaken by wa Vl' af ter wave of amazement and awc. We an• travding through the green cn•sts of preeipitous hills fo u nd along the road hl'twl•en Trabzon and Gümüşhane. There an• shl'l'r diffs to my right and steeply rising roch masses to my left. On this road full of hair pin eurves. where the width is just enough for two cars to pass side h~· si de . one mu st i ndeeel go VC'r~' slowly. But the wild beauty is so spell -hinding that one would not l'Vl'n think of going too fast in order to ahsorh all of the C'xtraor dinarv view so thicklv !aden with gn•(·n· in every tom• i;,aginahll•. At times. one chancC's u po n the rare house huilt on the hills. These renect the specia l charac!Pristic of the co un try population of the Rlack Sea region. On the side of the road simple fountains appear. As one drinks the cold mountain water. new life is virtuall y pumped in to every ec ll of the body, refreshing them. We stopped at one of the end less curves where we houses situnted in the midell e of a val lev surrouncled hy hills. On the left w as n wide slopl'. reaching down ward !ike a green rug . Imagining this area ovadaden with sn ow, wc felt that it could he the site of winter sports such as to riva! the Swiss Alps. The name of this ınountain vii Iage was Hamsikiiy (anchovy) ... Wc found the name very peculiar in that it is i')O kın. from Trabzon and quite n distancc from the sea. Thin king at first th nt it w as n refleetion of t heir lo ve for anchovies . wc found out la ter that the Arahic word " Ham se" was used when speaking of the neighboring five villages . This word changed to "Hamsi" with time. Arriving at the village, the sııund of smail violin s reached our ears. Further ahead was a ı.,'Toup of villagers watching the fun. We saw that a number of young boys and girls were circling in step to the beat around a bı-ide and groom. The festivities were to last until evening.
Contin u ing for n nother :ı. ,-, min u tes a long thl• curv y road . Wl' canw to the ce n ter of tlw vi Ila gl' . which constituted of smail groeerv stores. two resta urants . a mo~que and ver.v few houses . all si tua te d across from each other along thl• main avl•nul'. Rut do not he mislead. Tlw inhahitants of tlw su rrou nd ing ho ml' S nceoun t for a pop u la tion of : uıoo4 .000.
Despite the fact that Wl' had eaten just two hours l'arlier. Wl' again heeaıne hungry asa n•sult of the dean fresh air and pun· water. At the restaurant we invitcd to our tab le an old ınan who was nın ning arnund hen• and · then•. HI-i year old Mehmet Şntıroğlu told us that h e had " -1 sons and 7 ı.,'Tandchildren" Whl•n Wl' askl•d him for the fcmall' eontingency he hesitantly said "7 daugbters and a total of :ıfi grandchildren ." For soıne reason. he hl'CI originall~· neglect.ed to mention hisdaught.ers. In every grocery store one can see the sacks of hazelnuts a nd the thin sheets of sundried fruits . Rut the villagers raise beans, potatoes and corn and herd animals. Kasari and fe ta cheeses are prod uced at the facilities of the Development Cooperative cstahli shed in conjunction with thl• Minister of Aı.,rriculture, Forest and Yiliage Affairs. The directnı-s of the Cooperative claiment that at present 1,5 tons of milk a day was being processed , increasing to 4,5 tonsin the suınmer moths. The sun se ts early be hi nd thl· hills. It would be even moı-e dangerous to trave l those winding roads in the clark. The viiiageı-s mentioneel that we ınust see the view when the fog rolls in . It seems that in addition to the aiı and water of Hamsiköy, the sea of fog that blankets the area is as faınous.
Anather one of thousands of hidden sites ·in Anatolia ... Undoubtedly, words are insufficient to deseribe the true beauty of what must be ab sorbed in to th e body in person.
E
R
;
Jewellery ... Passion of thousands of years ... Excellent blending of the contemporary art of jewellery and the traditional finesse and dexterity of Anatolian culture heritage. Can be seen sametimes as a bracelet, sametimes as a necklace, sametimes asa ring ... And authentic BAZAAR 54 collection, reflecting the eyestrain and handwork spent for !!ach piece.
Alf.t<'lll'li<'l}"1111 .<lıle lll ow· sbofı< lo he delm·n·d lo <"IISionwrs ınib ll ..Cerl[(imle o(.fcudlı•l:r ··
Bazaar ~ ı s an eslablıshmenl ot NET GROUP aıl COMPAttiES
DÜNYA ÇOCUKLARINA YARDIM KAMPANYASINA DESTEK
KARTLARlNDA TÜRK DESENLERI OCUKLARIN, Ç hem en dej:':"erlisi: çaresizi
varlıkların
alanda korunmaları gerektij:':"i konusunda fikir birlij:':"ine vanlniıştı. Çocukların saj:':"lıj:':"a, beslenmeye ve ejptime ihtiyaçları vardı ve hala da vardır. Bu yüzden UNICEF, yıllar içinde Asya, Afrika ve Latin Amerika'nın gelişmekte olan ülkelerinde yaşayan milyonlarca muhtaç çocuğun en acil ihtiyaçlannın karşılanmasını ilgisinin odaj:':"ı haline getirdi. UNICEF bir hayır kurumu dej:':"il. Hükümetlere, onların kendi istej:':"i üzerine, çocuklara uzun vadeli yararlar saj:':"layan çok yönlü projeler üretmede ve uygulamada yardımcı oluyor. Bu yardım, çocuklara yönelik hizmetlerin planlanmasından, malzeme ve donatım saj:':"lamaya, çocukladal birlikte ve onlar için çalışacak kişilerin elPtilmelerinde kaynak yaratmaya kadar uza-
h~m ~~ ~n
olduğunu hepımız bılınz. Dolayısıyla çocukların, insani kaygılanmızın başında, kamu ve kişi l erin gündemlerinin ilk sıra sında yer alması gerekir. UNICEF ve dünyanın her köşesindeki çalışma ortakları, 40 yılı aşkın bir süredir, çocuklan
oraya çıkarmaya uj:':"raşıyorlar . 1946'da UNICEF'in (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) kurulmasını tavsiye eden raporda şöyle deniyordu: "Dünyanın umudu gelecek kuşaklara bağlı olduğuna göre, çocuklar için çaba harcamak sorunu, kapsam bakımından uluslararası düzeydedir ve çözümü de uluslararası bir zeminde aranmalıdır. " Böylece, şiddetin kol gezdij:':"i bir dünyada çocukların uluslararası
nıyor .
/
UNİCEF kartları,
dünya çocuklarının durumunun iyileftirilmesine katkının sembolüdür. ;:;;;:. \~ 40
\
UNICEF'in kendi kaynaklan ise, hükümetlerin, çeşitli kuruluş, grup ve kişilerin gönüllü katkı lan ile tebrik kartları, kırtasiye malzemeleri ve takvim satışlann dan elde edilen gelirlerden oluşuyor.
Duygularımızı bazen bir çiçek, bazen de bir resimle ifade ederiz; ama her zaman, iletmek istedig-irniz duy gulara tazelik katacak semboller aranz. UNICEF kartlannın dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insan tarafından aranması, işte bu tazelik ihtiyacına cevap vermeleri, orijinallikleri, sanat yönleri ve konulannın çeşitlili~i sayesinde. Ama UNICEF kartlarının başka özellikleri de var. Bir UNICEF kartı satın alıp dostunuza yolladıj:':"ınız zaman, çocukların hepimiz için çok önemli olduj:':"unu ve UNICEF'in çocuklar için çahşmakla, insanlı~ın gelecej:':"i için çaba harcadı~ını da ifade etmiş oluyorsunuz. UNJCEF, çocuklan konu alıyor. Çocuklan uluslararası alanda savunuyor. Onların sa~lı~ı. e~i timi, güvenlikleri ve hayatlan için çaba harcıyor. UNICEF'in Nobel Barış Ödülü'yle de taçlanan dünya çapındaki ünü, dini, siyasi, ya da ırki kökenieri ne olursa olsun, çorıılrl ... ~·~ ~~~- ... ı..
olarak övünse de, kart satışı ticari bir faaliyet de~il . Tersine, tebrik kartlarının UNICEF'e ilham kayna~ olan idealleri yansıtmasına büyük özen gösteriliyor. Bunun sonucunda, seçilen desenler geniş bir kültürel yelpaze oluşturuyor. Böylelikle, UNICEF kartları, bütün ülkeler arasındaki kültür alışverişine de katkıda bulunuyor. Kartlarda kullanılan desenler, dünyanın dört bir yanındaki sanatçıların ve müzelerin ba~lanndan
r
oluşuyor. Uluslararası
bir sanat komitesi her yıl yüzlerce sanat eserini de~er lendirip kart için en uygun olanlarını tespit ediyor. DesenIerin seçimi ise iki sanat ve desen görevlisinin işi. Bu kişiler, dengeli bir koleksiyon gerçekleştirmek ve ilk elden gerekli bilgileri edinebilmek için zamanlannın büyük bir kısmını seyahatle geçiriyorlar.
t'
),. 1
ihtiyaçlanna cevap verme konusunda kazandı~ı büyük tecrübeye dayanı~or. UNICEF tebrik kartlan minnettarlı~ın sembolü. Çünkü baş langıçlan, küçük bir çocu~n UNICEF'e teşekkür etmek için çizdi~ bir desene dayanıyor. Kartların hikdyesi, ta 1949'da, Jitka Samkova adlı küçük bir Çekoslovak kızının, savaştan sonra köyüne yapılan yardırn lara teşekkür etmek amacıyla çizdi~i resmi UNICEF'e yollamasıyla başladı. O sıralar kd~t hdld çok kıt bir madde oldu~n dan, Jitka, resmi bir cam parçası üzerine yapmıştı. UNICEF bu resmi bir afış haline getirdi. Afış o kadar be~enildi ki, UNICEF'in resmi kullanımı için bir tebrik kartı yapıldı . Ancak, kartıann ticari satışı, gerçek anlamıyla, o zamanki UNICEF Genel Müdürü Maurice Pate'in 5000 dolar ba~şta bulunmas ı yla , 1951 yılında ve altı desen temelinde başlatıldı. O günden beri 2.500 sanatçı eserlerini UNICEF'e ba~ışladı. Ve UNICEF bu süre içinde aşa~ı yukarı 140 ülkeden alınan desenlerle iki milyar kart üretti. UNICEF, her yıl 120 milyondan fazla kartın dünya çapında . . . - ı.ı ~
1- -
ı . ı.
Son yıllarda, Türkiye de, çok konu, renk ve tekniklerde birçok desen ba~ında bulundu. UNICEF'in Avrupa, Afrika ve Ortado~ Sanat ve Desen Sorumlusu Dr. Monika Knofler'in Türkiye'yi ziyareti sırasında seçilen desenler arasında, İstanbul çeşitli
Üniversitesi
Kütüphanesi'nden
alınan Divan-ı Muhibbi'den Bir Ayrıntı, 1565-anonim; Tu~ah Yaprak-anonim; Beyan-ı Menazil-ı Sefer-i Irakeyn; 1543 Mat.. rakçı N asuh; Rastem Paşa ve
Takkeci }b ra him Çavuş Cam.ilerind.en (Istanbul, 16. yüzyıl) alın ma Iznik Çinileri var. Tebrik kartı olarak basılan bir başka desen ise (Topkapı Müzesi) İsmail Zühdi'nin "Kaligrafik Resim" adlı eseri. Modern ressamlar içinde Mehmet Pesen de "Köy II" adlı desenini ba~şlamış ve bu desen 1986 yılında satışa çıka nlan bir UNICEF tebrik kartı olarak basılmış. Aynca, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Profesörlerinden Nurhan Atasoy (Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü), New York'taki Tebrik Kartları Sanat Komitesi'ne uzman olarak katılmış. UNICEF kartlarının siyaset ve dinlerüstü, uluslararası niteli~, desenlerinin orijinalitesi ve kalitesi herkes tarafından be~e nilip aranıyor. Ama bunun ötesinde, UNICEF kartları dostluk ve kardeşli~ sembolü. Çünkü bu kartlan satın alanlar, satış fiyatının yüzde 40'ının, do~ru dan do~ya gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasına ve dünyanın her yanındaki çocukların durumunun iyileştirilmesine harcandı~ını biliyorlar. Bu idealizm, UNICEF kartlannın ayrılmaz bir parçası. Zaten gerçek de~eri ve çekicilikleri burada yatıyor.
UNICEF kartları, uluslar arasındaki kaltarel alışverişe katkıda bulunuyor: 140 alkeden iki milyar desen.
Ve Tarkiye, bagışladıAı orijinal desenlerle bunlar arasında lJnemli bir yere sahip.
•
un1ce W
CARDS: RAY OF HOPE FOR WORLD'S CHILDREN
E all know that children are at one and the same time the most precious and the most vulnerable of beings. They, therefore, need to be in the forefront of our human concerns, first on our public and private agendas. Fore more than 40 years, UNI· CEF (United Nations Children's Fund) and its partners every· where have tried to place children there. The Report recommending the creation of UNICEF in 1946 noted that, with the hope of the world resting on the coming generations, the problem of caring children is international in scope and i ts solution must be fo und on an international basis. And thus, it was agreed that in a violent world, children should be internationally protected. Children needed and still health Food and education, and UNICEF, overthe years, has focussed it's attention on meeting the pressing needs of millions of depri ve d children throughout the developing countries of Africa, Asia and Latin America. UNICEF is not a charity organization. It is an organization which assists governments at their request to establish multifaceted projeeta of long range benefit to children . UNICEF's assistance is provided in the form of planning of services for children, supplies and equipment for these services, and funds to train the personnel needed to work with and for children. UNICEF is financed by voluntary contributions obtained from governments, organizations, groups and individuals, as well as by the proceeds from the sale of greeting cards, stationery and calendars worldwide. Sometimes we say it with flowers, sometimes with pictures. Always, we seek symbols that will bring freshness to the feelings we wish to expreBS. UNICEF cards appeal to many millions of people all over the world because of this very freshness: for their originality, the quality of the artwork, their fidelity of reproduction and the wide range of subjects they portray. But there
~ 42
is more than this to a UNICEF card. When a UNICEF card is bought to be sent to a friend, it symbolizes that children matter to us all, and that in working for children UNICEF is working for the future of mankind. UNICEF is about children. It exists for children, it is the international advocate for children. It works for their health, their education, their safety, and their lives. UNICEF's worldwide reputation, recognised bytheawardof the N obel Peace Prize, is solidly based on achievement regarding the real needs of children whatever their religious, political or racial b~ckground. UNICEF greeting cards themselves are a symbol, too. They are a symbol of gratitude in that their origins lie in a child's thank-you design to UNICEF. The story of UNICEF greeting cards started in 1949 when a little girl from Czechoslovakia called Jitka Samkova painted a picture which she sent to UNICEF as a thank-you card for the help that UNICEF had given her village after the war. Paper was still scarse in those days and Jitka painted her design on a piece of glass. UNICEF reproduced the design asa poster and it had such succeBB that they made a greeting card out of it for UNJCEF's official use. However, the 1commercialibtion of cards properly speaking started in 1951 when Maurice Pate, the Executive Director of UNICEF, contributed US $ 5000 out of his own pocket and the Greeting Card Operation commenced on the basis of 6 designs. Since then, some 2.500 artists have donated their works to UNICEF. Since that time, UNICEF has produced some two thousand million cards with designs from about 140 countries. While UNICEF is justifıably proud of i ts profeBSionalism in promoting the sale each year of well over 120 million cards worldwide it is not and does not aspire to be~ commercial operation. On the contrary, it takes great care to make sure that its cards reflect the idealsthat animate UNICEF's
work. As a results, the selection of design incorporates a wide cultural range. As such, UNICEF cards also contribute to cultural interaction among all countries. Designs are contributed by artists, and museums all over the world. An International Art Çommittee reviews several hundred artworks annually and recommends those designs most suitable for. card reproduction. The task of selecting thedesign s thenı selves falls to two Art and Design Officers and much travelling is involved to achieve a balanced collection and to enable the Art and Design O:fficers to acquire the first-hand personal knowledge necessary. In recent years, Turkey has also contributed many designs in a whole range of subjects, colours and techniques. Among the design selected during the visits of Dr. Monika Knofler -Head of the Art and Design Seetion of UNICEF for Europe, Africa and the Middle East- are the one s from the University Library of Istanbul, including Detail of the Divanı Muhibbi, 1565 - anonymous; Leaf with Tugra - anonymous; Extract from Beyan-ı Menazil-i Seferi Irakeyn, 1534 - Matrakçı Nasuh; and Iznik tiles from the Rüstem Paşa and Takkeci Ihrahim Çavuş Mosques of Istanbul, 16th century. Anotherdesign that has be en prod uced as a greeting card isa design titled "Calligraphic Painting" of !smail Zühdi from Topkapı Palace Museum. Among contemporary painters. Mehmet Pesen has donated his design "The Village II", and it has been produced asa UNICEF greeting card for sale in 1986. Furthermore, Prof. Nurhan Atasoy from the Faculty of Letters of Istanbul, Uni·1ersity (Department of Archaeology and History of Art) has contributed her expertise to the Gl'eeting C ard Art Committee in New York. The non-political, interdenominational and international flavour of UNICEF cards, and the quality and originality of their designs, have helped establish them with the public.
Basanh .bir yönetici ALKENT'i secti. /
/
Y. Önder EREN. Anınyıldız Şirketler Grubu Tıcari Grup Koordinatörü
••
nder Eren, 1953 d~umlu ve genç bir yönetici. lik ve orta öOrenimini Bandırma'da, liseyi Robert Kolej'de tamamladı. 1975'de BoOaziçi üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun oldu. Arthur Andersen Uluslararası Mali
O
~aşarılı
Müşavirlik Kuruluşu ' nda çeşitli
görevler alan Önder Eren, bu işinin ardından Altınyıldız Şirketler
Grubu'nda, Beymen maoazalarının baOiı olduOu Konte adlı kuruluşun Genel MüdürlüOünü yürüttü. Daha sonra tekstil konusunda faaliyet gösteren Akın Şirketler Grubu'nda Finansman Koordinatörü olarak çalışan Önder Eren halen Altınyıldız Şirketler Grubu'nun Ticari Grup Koordinatörü.
Kendisi iş hayatıyla oldu!:)u kadar çeşitli sosyal faaliyetlerle de yakından ilgili. Genç Yöneticiler
ve Iş Adamları Derne!:)i'nin kurucularından ve aynı zamanda başkanı. Işiyle ilgili kitaplar okumak ve seminerlere katılmak alışkanlıkları arasında. Önder Eren, zaman buldukça büyük bir zevkle tenis oynuyor.
uzaklaşmadan dinlenme imkanlarının bulunması.
ve spor
Önder Eren ... başarılı ve genç bir yönetici, mutlu bir aile babası. Yemyeşil bir ortamda yaşamak için ALKENT'in Frezya bloklarından bir daire seçti. Mutlu bir yaşam Için özelllkle ALKENT'i seçen di!:)er kişiler gibi. ..
ALKENT'te apartman yönetim sorunlarının olmayışı ve ALKENT bloklarının tek merkezden yönetilecek olması Önder Eren'in ALKENT'i seçme nedenlerinden yalnızca biri. Önder Eren, ALKENT'i seçme nedenlerine şöyle devam ediyor: ALKENT inşaat kalitesi, ALKENT ortamı ve yerleşim yeri, ALKENT'te şehirden
ALKENT BAH CE
S EHİ R
.1l"T l.U
St · HİR
~ ~16~~11(@ Tepecik Yolu, ETiLER-iSTANBUL Tel: 16319 25/163 81 43-44/15713 01
..:.i
ALKENT
••• ç ''önemli ... Ben
alışan
bir kadın için giyim, çok çok hazır giyiniyorum. Vaktim yok. Diktirmiyorum. Elbise alırken, kendi kendime uyguladığım bir kural var. Evet, elbisenin modeli, havası kuşkusuz çok önemli... Ama ben kendi koyduğum kuralı hiç bozmam: Önce kumaşa bakarım 1 , ,
.f/ftınyıfdız "iyi bir elbisenin sım kumaşında gizlidir.'!
"ŞIMARIK
KIZ" SAHNEDE
Bale repertuarında "Şımarık Kız"ın özel bir yeri var. Bu yüzden İst(1,nbul Devlet Opera ve Balesi bu eseri programına alarak sanatseverlerin ilgisini çekti. Opera ve Balesi, 22 Ekim'den itibaren Heroldl Lanchbery'nin • STANBUL Devlet balesini repertuanna Koreografisini Frederich 3 I ve Deniz Olgay sahneye uyguluyor, Bagirov perdelik baleyi, Suna "Şımarık Kız"
kattı.
Şenel
Aslıton'ın yaptıkt orkestrayı Elşad
idare ediyor. Dekor ve kostümler Osbert Lancester'e ait. Balede Alev Kutnay, Deniz Olgay, Nilay Yeşiltepe, Rana Ayabakan, Oktay Keresteci, Erkan Çimenciler, Haldun Yedican, Ümit Karabel, Mehmet Turpoklu, Selçuk Borak, Barlas Kobaner, Ümit Karabel, Ender Savaşkurt ve Mesut Tokgöz rol alıyor.
ll
lfR~R ~~RBA~lAR
r~ PlA~ Konserde yer alan 3. Senfoni'nin bestecisi Schumann 'ın Mocranjac gibi kendi hayatına son vermek istemesi de eklenince, müzik tarihinde belki de hiç rastlanmayan bir tablo ortaya çıkıyordu. Bu plak, adeta bir tablonun sesler/e anlatımını olu~turmaktaydı. 46
IŞİŞLERİ Bakanlı~ Kültür
D Dairesi
Müdürlü~ü' nün teşebbüsüyle hazırlanan ve "In Memorium" başlı~ı ile çıkan
Genel
plak, düpyadaki bütün terör kurbanlannın anısına adandı. Devlet Sanatçısı Prof. Hikmet Şimşek'in yönetiminde,
Belgrad Radyo Senfoni Orkestrası tarafından seslendirilen plakta yer alan eserler, dünya müzik tarihinde eşi görülmeyen, ölümle ilgili tesadüfleri bir araya getirmesi bakımından da özellik taşıyor. Prof. Şimşek, plak kapa~ındaki yazıda, bu dramatik hikAyeyi şöyle anlatıyor: "1982 baharında, Yugoslavya' daki turne sırasında Belgrad'a geldigimde, Bayakelçilige yeni atanmış olan yakın dostum Galip Balkar şöyle dedi: ' Şim diye kadar görev yaptı~m dış ülkelerde konserin olmadı. Bu sefer, burada mutlaka konser yapmalısın .'
Belgrad Radyo Orkestrası ile 27 Nisan 1983 tarihinde Baytı kelçi Galip Balkar'ın patronajında konser yapılması kararlaş tırıldı. Bu konsere de, Cemal Reşit Rey'in 'Çagrılış' adlı eserini koymayı önerdim. Konusu ölam olan ve beni çok etkileyen bu eseri, daha önceleri birkaç kez çaldırmayı dilştınmtıştam. Ancak, garip bir gtıç, beni daima son anda vazgeçirmişti. Tekrar vazgeçmemek için, kendi kendime olup-bitti yapıp, programı hemen radyoya verdim. Programa, Schumann'ın 3.Senfonisi ile Yugoslav eseri, V asilie Mocranjac'ın henUz bitirmemiş oldugu "Orkestra ve Piyano lçin Poem "i önerildi.
Galip Balkar, ll Mart 1983 günü bir Yugoslav Vniversite ögrencisi ile birlikte, hain bir teröristin kurşunlarıyla şehit edildi. Çok istedigi konser, artık onun patronajında yapılamayacaktı. 17 Mart'ta Mocranjac'ın par-
tisyonu gelince şoke oldum. Çünkü, ilk olarak gördagam bu eser de, ölamle ilgili trajik bir karakter taşıyordu. Çok garip olan bu durum karşısında, konseri Balkar'ın ve Yugoslav ögrencinin anısına yapma fikri geldi aklıma. Türk Dışişleri Bakanlıgı' na yaptıgım öneri ilgi görerek Yugoslav makamlarına iletildi. Terör olayı karşısında, Yugoslav Federatif Sosyalist Cumhuriyeti ve Yugoslav halkı, çok insancıl davranışlarda bulunarak, Tark makamlarına büyük yardımlar yapmışlardı. Bu tutum içinde, konserin bu iki terör kurbanının anısına yapılması kabul edilince, başına, Ulvi Cemal Erkin'in agıt karakterindeki Adagio'sunu ekledik. Konseri kalıcı birolay kıl mak için de, plak yapılması kararlaştırıldı.
Ancak, ölümle ilgili trajedi daha bitmemişti. Plak tamamlanmadan, iki bestecinin ölamü, kayıp zincirini uzatıyordu. Mocranjac, beklenmedik şekilde kendi eliyle hayatına son verdi. Daha sonra da, Cemal Reşit Rey bu dtınyadan ayrıldı. Konserde yer alan 3. Senfoni'nin bestecisi Robert Schumann'ın, Mocranjac gibi kendi hayatına son vermek istemesi de eklenince, mtızik tarihinde belki de hiç rastlanmayan bir tablo ortaya çıkıyordu. Bu plak, adeta bir tablonun seslerle anlatımını oluşturmaktaydı."
A
1
1
ı
ı...
ı ı
1
> 1
When Schumann 's, anather writer who had commited suicide, Symphony No. 3 was added to the program, a striking picture had come into view, one that had never before been seen in the history of music. This album portreys this sad picture in words.
N album titled "In Memorium", arranged by the Dept.ofCulture of the Ministry of Foreign Affairs , has been dedicated to victims of terror throughout the world. The album is a never · before · accomplished work, bringing together pieces sung by the Belgrade Radio Symphony Orchestra under the direction of State Artist Prof. Hikmet Şimşek and incorporating songs carrying the topic of coincidental events surrounding death. Prof. Şimşek' s message on the album jacket explains this dramatic story: "During a Yugoslavian tour in 1982 I came to Belgrade where I visited my close friend , Galip Balkar, Ambassador to Yugoslavia. He said that because I had never given a concert in any of the foreign countries he was on duty at that I had to give one in Belgrade this time. "It was determined that a concert would be performed by the Belgrade Radio Orchestra, with the patronage of Ambassador Galip Balkar on April 27, 1983. I suggested playing the song ' Ça~nlı.ş' (Calling) by Cemal Reşit Rey at this concert. The song, the topic of which was death, had always had an effect on me and I had wanted to play it a number of times before; however, a mysterious force coused me to renig at the last minute everytime. In order to keep from doing so again, I gave the program to the Orchestra rihgt away, making as if everything had alre-
ady been finalized. Schumann's 3rd Symphony and a Yugoslavian piece, V asilie Mocranjac's unfinished 'Poem for Orchestra and Piano' were also suggested. "On March ll, 1983, Galip Balkar, along with a Yugoslavian university student, were killed unmercifully by a terrorist. He could not attend the concert he so much wished to. "On March 11 when I saw Mocranjac's full score I was shocked because it carried an air of death. And with that the idea occured to me to dedicate the concert to the memories of Balkar and the Yugoslavian student. The Yugoslavian govemment and people aided Turkish outhorities to an extreme extent in protest of this act of terror. And, as the dedication was approved of, we added the Funeral Adagio of Ulvi Cemal Erkin to open the concert. In order for the concert to be lasting we decided to make an album of it. "However, the tradegy of death was not over. The deaths of two song writers, both before the album was finished, extended the chain of losses as Mocranjac unexpectedly took his own life and Cemal Reşit Rey later died. When Sclıumann's, another writer who had commited suicide, Symphony N o. 3 w as added to the program, a strlking picture had come in to view, one that had never before been seen in the history of music. This album portraya this sad picture in words."
'- --------------------------------------------------------------------------------~ 47
''
''
Passengers who make reservation on a flight but deny boarding without information of cancellatian are called "NO SHOW"...
-------------------
-----------------
N the industrial world of aviation, in accordance with the development of economy and technology, raise in number of passenger ca use the increase in. num ber of "NO-SHOW"s. Consequently it is a constant complaint of all world airlines but no satisfactory results can be obtained to minimize the problem. Association of European Airlines (AEA ) which has 20 members including Turkish Airlines have been searching for the precautions that have to be taken against the "NO-SHOW" affair. According to the researe h of the association , approximately 900.000 passengers are "NO-SHOW" in annual seat utilisation. From the point of financial aspect, it means a loss of 200.000.000 US dollars for the members. This topic is discussed annualy in special meetings by AEA of in which Jast meeting the precauiions held by each member and their benefits are discussed. Besides a campaign is Jaunched by AEA to educate and promote passengers, agencies and airlines which are thought to be the main reasons in this damaging statement.
I
E, unwilinly must sta te th a t THY customers ta ke quite a place in th e qua ntity of " no-show" results declared by AEA. We beli ve th a t pa ssengers do not spend the sa me care for the ca neella tion of their denied seat s a s th ey do for reservation s. th eir P a ss eng ers h a ving res ervati o n s o n a determined fligh t a nd having th e wish of f1 ying on a previous on e or ch a nging th e ca rrier, without a ny inform a ti on of ca neellation will take part in the '' NO-SHOW '' probl em . In this case, the airline feels not only the financia l pressure but also the psychological defect of dissatisfaction for the customers on the waiting li st. On the other hand, the vacant seats caused by " NO-SHOW", passengers attracts attention and critics of th e on es who had diffuculty in obtaining seat or found space by chance on the same flight. Webelieve cooperation s hown by both passengers a nd a gencies to caneel seatsin ad va nce, in ca se of denial will complete the efforts of airlines tominimize " no-shows." The will relieve unnecessary hardship for both compa nies a nd passengers.
W
AEA selected symbol for no-show campaign.
N
O
S
H O W İLE İLGİLİ AÇIKLAMA
İLİNDİGİ
üzere, no-show(rezervasyon B halde gelmeyen yolcu) konusu tüm dünya sürekli kaydı yaptırdığı
havayollarını
meşgul
eden, ticari kayıplar yanısıra yolcu hizmetlerini de aksatan bir sorundur. Uçaklarda rezervasyon yaptırdığı halde yolcunun uçmaması durumunda no-show diye adlandınlan "uçakta yer yok dendiği halde yer olması" olayı ortaya çıkmaktadır. Karşı tedbirlerin alınmaması halinde koltuk kaybına yol açan bu konu sadece THY'na özgü bir sorun olmayıp tüm hava yollarının bir problemi olarak görülmekte-
dir. 20 üyeli AEA (Avrupa Hava Taşıyıcı ları Birliği) hava yollannın bir yıllık taşımalannda gelmeyen (no-show) yolcu nedeniyle 1 milyon koltuğun değerlendirile mediği, bunun da, toplarnın % 5'ine tekabül eden 200 milyon
dolarlık
bir kayba sebep
olduğu görülmüştür.
AEA, önemli mertebelere ulaşan bu kayıplann önlenmesi için bir kampanya açmış; yolcu, acente ve hava yollarının bu konuda sürekli ilgi ve eğitimini hedef almış tır. THY da bu kampanyaya katılmış bulunmaktadır.
1 1
ı
'nin yeni hamlesi Halen Türkiye'nin 5 merkezinde ve Almanya'da basılıp da~tılan "Türkiye Gazetesi " nin Erzurum ve Adana bölge temsilcilikleri de yeni hizmet binalarma kavuştu. Gazete-
nin sahibi ve Genel Yayın Müdürü Enver Ören, bu iki merkezde de kendi baskı tesislerini kurmakta olduklarını bildirdi. Erzurum Bölge Temsilci-
li~ binasını, Vali Recep Birsin (Jzel, düzenlenen bir törenle açtı. Törene, Erzurum Belediye Başkanı Necati Güllülü ile mahalli ve mülki idarecil er, basın mensupları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Gazetenin Çukurova Bölge Temsilcili~i 'nin yeni tesisleri ise, Adana Vali Yardımcısı Fahri Yücel tarafından açıldı. Buradaki törene de, ilin önde gelen idarecileriyle, basın temsilcileri ve çok sayıda misafir işti rak etti. Erzurum ve Adana'daki törenlerde konuşan Türkiye gazetesi sahibi ve Genel Yayın M üdürü Enver (Jren, " Gazetemiz, Erzurum ve Adana'daki kuruluş hazırlık ları ihmal edilmekte olan kendi baskı tesisleriyle, önem verdiğimiz Doğu Anadolu ve Çukurova bölgelerimizin kültür hayatına komple hizmet sunan tesisler olacaktır. Memleketimizin her köşesine basın yoluyla hizmet vermekten büyük mutluluk duymaktayız" dedi. Hizmete açılan yeni bölge temsilciliklerinde, gazetenin baskı dışı bütün teknik ve idari bölge hizmetleri ile dawtım koordinasyonu ve haber-
leşme çalışmaları yapılıyor.
Türkiye gazetesi Erzurum Bölge Temsilciligi binasını Vali Recep Birsin düzenlenen bir tiirenle açtı (yanda -üstte). Çukurova Bölge Temsilciligi 'nin yeni tesisleri ise Adana Vali Yardımcısı Fahri Yücel tarafından açıldı (yanda).
••
• •
• •
•
GUVENILIR BIR HABERLESME - ORTAMI ICIN. Ulusal haberleşme ağı yenileniyor. Olanaklardan yararlanmak, işyerin i zin Netaş' ı arayın .
ihtiyacına
uygun, çağdaş , güvenilir bir iç ve dış haberleşme sağlamak için """
Netaş/Spacenet Elektronik Santral ve Elektronik Şefsekreterierin modüler yapıları. 3'ten 3000'e ulaşan kapasite imkanı yaratır . Dünya standartlarındaki teknoloj i ile tamamı Türkiye'de üretilen Netaş/Spacenet'lerin lOO'ü aşkın yeteneğine. yoğun araştırma-geliştirme faaliyetleriyle daima bir yenisi eklenir. Netaş/Spacenet kullanmanın önemli bir avantajı da, yaygın satış sonrası servisi ve cihazı en ufak ayrıntısına kadar tanıyan uzman personelidir. Netaş . yetkin ve kaliteli ürünleriyle çalışma hayatına ve insanımıza haberleşme desteğini sunmaktan gurur duyuyor.
3'TEN 3000'E •Istanbul: 172 34 72 • Ankara: 117 22 00 •lzmir: 19 33 33 • Adana: 30 472
Netas
Sümer destanlarındaki ipuçlarını değerlendiren
Arkeolog Mehmet Özdoğan 'a göre, büyük
bir depremde Fırat'ın tıkanması
seller
ile bölgenin
altında kalması
ihtimali düşünülebilir.
N UH
1\ıfanı
hakkında,
şimdiye kadar pek çok bilim adamı, çeşitli araş· tırmalar yaptı. Dini kayyanında, efsaneler ve oldukça eski ça~lanndan
naklar tarihin kalma belgeler didik didik ince· lendi, arkeolojik bulgular de~er lendirildi. Yine de, kesin bir sonuç alınabilmiş de~il . Son zamanlarda, Nuh 1\ıfanı ' nın büyük bir deprem in ardından patlak verdi~ne dair görüşler var. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ö~retim üyesi, Arkeolog Mehmet Özdotan, "Bu görüş tartışma konusu olabilir" diye söze başladı ve şun ları söyledi: "Nuh 1\ıfanı hem efsanelerde hem din kitaplannda yer alan bir olay. Kuran'da ve bütün dini kitaplarda buna ait bahisler var. Arkeolojik yayınlara baktı~mız da benzer bir efsaneyle Sümer destanlarında karşılaşı,yoruz.
Yani Mezopotamya'da M. O. 3000 yıllannda büyük bir tufandan söz ediliyor. Son yıllarda Suriye' de yapılan Ebltl Kazılan ' nda, yine aynı tarihlerde geçen benzer bir olay anlatılıyor. Tabii bütün dünyayı kaplayan bir tufanın, bir selin olması hiçbir dönem söz konusu de~il. Zaten dünyadaki suyun miktan buna yetmez. Fırat'ın seviyesi, da~dan inen sulara ba~lı. Mezopotamya düz, alüvyonlu bir ova ve deniz seviyesine yakın bir yer. Sümer kaynaklanndaki olay, herhalde burada büyük bir taşkının, büyük bir selin olmasından do~ yor. Zaman zaman bölgede küçük tufanlar oldu~ zaten biliniyor. Büyük bir ihtimalle, MÖ. 3000 yıllarda, yahut biraz daha eski tarihlerde büyük bir sel 52
olmuş. Nitekim Mezopotamya'da yapılan kazılarda da, 3000 yılı nın biraz daha eskilerinde kalan
sel tabakaianna sadece Mezopotamya'da Fırat boylannda rastlanıyor. Bu da gösteriyor ki, gerçekten Fırat büyük bir taşkın yapmıştır. Do~ Anadolu'daki da~lık bölgede şiddetli ya~ışlar veya başka bir olay sonucu, Fırat'ın çok ola~anüstü bir taş kın yaptı~ı ve Mezopotamya' daki düzlük yerin su ile kaplandı~ı
anlaşılıyor.
İşin
tarafı, Fırat'ın yukan kıs mında, yani Türkiye içindeki
ilginç
da~lık bölgedeki yerlerinde (Fırat bildi~iniz gibi da~lann arasından çıkar) birtakım büyük ovalar vardır: Malatya Ovası gibi... Malatya Ovası'ndan sonra bir derin bo~aza girer Kömürhan Geçidi'yle birlikte. Burası dep-
rem sonucu 1000 metre derinli-
~nde bir tektonik çöküntü olan büyük bir bo~azdır. Malatya bölgesinde bu yıl yapımı bitenKarakaya Barajının bulundu~u alandaki tarihi yerleri kurtarmak için bir kampanya açılmıştı. Arkeolojik kazılarda ve söz konusu Malatya Ovası'nda, Fırat'a yakın yerlerde yapılan kazı çalışmalannda birçok sel tabakaianna ve büyük sel izlerine rastlanmaktadır. Tabii, bu sadece Fırat boyu için söz konusu. Fırat'tan uzaklaşınca böyle bir olay görülmüyor. Özellikle M.Ö. 3000 yıllanndan biraz daha eski zamanlarda, 3000 i.le 3500 tarihleri arasına rastlayan dönemde burada gerçekten çok büyük bir selin oldu~ anlaşılı yor. Öyle ki, sel, iki metrelik bir çakıl tabakasını yı~acak kadar büyük çakıllar getirmiş. Kısa cası, Mezopotamya'daki sel taba-
kalan Sümer destanlarıyla bir uyum se.~lıyor. Bu arada deprem tarihiyle, depremlerle ilgili ilginç çalışma lar var. Türkiye'deki deprem faaliyetinin eski devirlerinde ne şekilde devam etti~. ne şekilde oldu~u son yıllarda bilim adamlannın ilgisini çekmiş. Prof. Hüseyin Soysal, tarihi kaynaklardan, arkeolojik malzemelerden yararlanarak Türkiye'deki tarihi depremler üzerine bir araş tırma yapmış. Bu araştırma da gösteriyor ki, tarihi ça~larda, hatta çok yakın zamanlarda bile Do~ Anadolu'daki büyük depremlerle, Fırat'ın yata~ı zaman zaman tıkanabilmektedir. Özellikle Kömürhan civannda bir çeşit tabii baraj oluşmasıyla, Fırat geride göl haline dönüşmek tedir. Aynı olayın herhalde M.Ö. 3000 yıllan içinde oldu~u da
düşünebiliriz. Fırat, daima deprem bakımından faal bir bölgede öyle dar bir bo~aza girer ki, orada kendi kendine tıkanınası söz konusu oldu~ gibi bir deprem sonucu, kayalann devrilmesi sonucu da tıkanabilir. Fırat'ın bir süre bu barajın arkasında kalıp, Malatya'daki kazı yerlerini basması ve daha sonra gelen suyun tazyiki ile yolunu açıp bütün suyun u Mewpotam· ya'ya boşaltması ve orada bir afete sebep olması da düşünülebi· lir. Herhalde Sümer destanların daki büyük tufan daha sonra din kitaplannda "Nuh Tufanı" olarak geçmiştir."
A<iRI DA<il Ml,
BAŞKA YER Mİ?
"Yani Nuh Tufanı 'nın AArı Dagı ile ilgisi yok mu? Halk arasında efsaneleş en olay orada geçmedi mi?" "Zaten İslam kaynaklannda olayın A~ Da~'nda de~il. Cudi Da~'nda geçti~ kaydedilir. Cudi Da~, bildi~iz gibi Türkiye-Irak sımnndadır. Bu da~n yakınla rında, yani o bölgede Nuh'un mezan diye halkın inandı~ı bir yer de vardır. Yoksa oralara, o seviyelere kadar gelen bir tufamn olması hiçbir zaman mümkün de~il. Niye Cudi D~ı'na inanılmış? Herhalde Mewpotamya düzlüklerinden gelindi~ zaman ilk büyük da~, yukan do~ru gözüken Cudi Da~ı'dır. Daha sonraki dönemlerde bu olayı, bölgenin çok yukanlarında, oramn en büyük da~ olan A~ Da~'na ba~lamışlar. Gayet tabii, ne o daA-lık bölgenin su altında kalması ne öyle bir olay mümkün; ne de öyle bir olayın izi var. Sadece bu, Fırat boyundaki tabii bir olayın Sümer destanianna aktanlmış şekli. Gayet tabii destanlar büyürler, tabiat olaylan halk arasında efsaneleşir. A~ Da~'nın bu olayla ilgisinin olmasına imkAn yok. A~ı Da~ı' na kadar o bölgenin su altında kalması demek, dünyanın üzerine 5000 metre su yüklemek demek. Bu olacak iş de~il tabii."
"Şimdi aramızda olmayan Prof. Hüseyin Soysal'ın bu alandaki çalışmaları hangi safhada kaldı?"
"Prof. Soysal son yıllanm Türkiye'deki tarihi depremleri incelemekle geçirmişti. Bu, dünyanın birçok ülkesinde şimdiye kadar yapılmış olan bir çalışma. Eski tarihi kaynaklardaki öilgilerden, kazılarda görülen izlerden, eski depremierin şiddet derecesi, ne kadar aralıklarla oldu~u. dünyanın her yerinde inceleniyor. Bu, Türkiye'de şim diye kadar pek yapılmamış bir çalışmaydı. Türkiye gibi deprem bakımından çok faal olan bir bölgede, bu tür çalışma gerekliydi. Ve konu üzerinde tek çalışan insan Prof. Soysal'dı. Maalesef şu anda onun da çalışmalan yanm kalmış bulunuyor."
"Sizin, Fırat bölgesinde, kazı çalışmalarınız var mı?" "Fırat bölgesinde ilk baraj alanlannda ilk tarama çalışma lannı sürdürdüm. Daha sonra kurtarma kazılan, Ortado~ Tek-
nik Üniversitesi'ne ba~lı bir kurtarma projesi halinde sürdü. Önce Keban'dan başlayan bu çalışmalar, daha sonra Karakaya ve Atatarh barajlannda devam etti. Ve aşa~ yukan on dört yıl o kazılarda çalıştım." "Fırat Havzası 'nda yapılan arkeotojik kazıZara göre, Kömil.rhan mevkiinde yine depremler sonucu tabii bir baraj oluşması muhtemel mi?" "Kömürhan mevkii, daima tıkanmaya uygundur. Heyelanla, bir sarsıntıyla kendi kendine tıkanmaya, kendi kendine bir baraj oluşmaya uygun bir bölge. Zaten Karakaya'nın seçilmesi de baraj yeri olarak buna ba~lı. Yani uygun bir arazi. Burası deprem bakımından son derece faal bir bölge. Burada şid detli bir depremin Fırat'ın yolunu tıkayabilmesi her zaman mümkündür. Tabii, şimdi öyle bir olay yok. Fırat da, yataA"ım daima temizleyebilecek kadar güçlü bir nehirdir." 53
r
1Ul\1\ lliUltl\Ul
BAKLA ElMESI (FAVA) Birbirinden güzel yemeklerle dolu Türk Kuru bakla ezilerek
yapılan
Fava
ÜRK mutfa~ birbirinden lezzetli, iştah açıcı yiyeceklerle doludur. Batılılar bu yüzden Türk mutfağından daima hayranlıkla söz ederler. Besin değeri yüksek maddelerden oluşan Türk mutfağı, lezzetli oluşunun yam sıra, kilo aldıncı özelliklere sahip olduğu için zamanımızın ince görünme meraklısı harumları mn acı rüyası oluyor. N asıl olmasın ki? Bu yemekleri görüp de yememek elde mi? Bu ay size dünyanın en lezzetli mezelerinden biri olan Bakla Ezmesi'ni (Fava) tamtmak istiyoruz.
T
Yapıli:$ ı:
Kuru bakla bir gece önceden suda ıslatılır . Isiatı lan ve şişen baklalar normal tencerede 45 dakika·, düdüklüde yapılıyorsa 20 dakika kadar su içinde pişi54
mutfağının
mezeleri de ünlüdür.
bunların arasında
rilir. Bu
yer
alır.
işlemden sonra baklalar bir ve kabuklannın ayrılması
delikli kepçe ile için kevgirden geçirilir. Bakla püre haline gelen kadar ezilir. Ezilen bakiaya yarım çay fincam zeytinya~ı, sıkılmış bir limon ve kıyılmış dereotu ila ve edilir, iyice yemesi için çıkarılır
kanştınlır .
Fava bir-iki saat buzdolabında bekletildikten sonra servisi yapılmalıdır. Bunun için şu işlem uygulanır: Çukurca kayık bir taba~n dibi suyla ıslatılır. Sonra kanşım buna dökülür ve tahta kaşıkla üstü düzlenir. Buzdolabında kalıplı bir hale gelmesi için bekletilir. Kıvamım bulunca bir kayık taba~a ters çevrilerek konur. Artık servise hazırdır. Limon dilimleri ve zeytinlerle süslenerek sofraya konur.
r
1
TÜRK TURİZMiNDE 15. YIL
r
Zevkle döşenmiş gömme banyolu, telefonlu, minibarlı 3 kanal müzik yayınlı, renkli TV ve uydu sistemli klimatize oda ve suite daireleri, enternasyonal ve Türk mutfc.ğının seçkin yemeklerinin sunulduğu restoranları, gece klüpleri, bala ve seminer salonları, kuaför ve herher salonları, butikleri, kapalı garajlan, yüzme havuzları, sauna ve Türk hamamlan, talih oyunlan salonu ve 24 saat hizmetinize hazır, seçkin personeli ile "SÜRMELİ KONUKSEVERLİGİNİ" sizlere sunmaktan mutluluk duyarız.
,. .. .. "- sunueli oteli 1\dana -suyu
THE l Sth ANNIVERSARY IN TURKISH TOURIZM
/
We would be happy to offer you "SÜRMELİ HOSPITAUTY" with our tastefully furnished airconditioned rooms and suits with built-in bath tub, telephone, 3- channel piped in music, color TV and sattelite system, restaurants, where selected dishes of both Turkish and international cuisines are served; night clubs, hall rooms and seminar halls, hairdressing and barher shops, boutiques, dosed-in garages, swimming pools, saunas and Turkish baths, gaming rooms, and our selected personnet who will be at your service around the clock. İstanbul Büyük Sürmeli Oteli Gayrettepe-ISTANBUL Phone: ın ı ı 60 (lO lines) ın
os ıs
Telex: 266S6 suot tr F~Y: 1M3669
Ankara Büyük Sürındi Otdi Cihan Sok."6 Sıhhiyı!·ANKARA Phone: 23ı 76 60 (lS lines) Telex: 44110 sbu-ır Fax: 229S 176
V
: 'ı
~dana Büyük Sürmeli Oteii Ozler Cad. Kuruköprü ADANA Phone: 23 600 (ı O lines) Telex: 62282 bsot-tr Fax:2194S
-~~
~~·ll'' ~ • .re ~
~~*4P
BlJYUK SÜRMELI OTELi ADANAl ANKARAliSTAN BUL
Adana Sürmeli Oteli İnönü Cad. No: ISI ADANA Phone: 17 321 (7 lines) Telex: 62 330 su tu-tr Fax: 18973
J ll
j::) THY HABERLER THY NEWS THY HABERLER THY NEWS THY HABERLER -../
1
THY-Lufthansa
DOSTLUK MAÇI
llFTHAi\SA 1la \'a~·olları <: alı-
aynı şekilde tamamlanmıştır . Havanın
~anlaıının oluşturduğu fııtlıol takımı ileTürk lla\'a Yollan A . O. ( alı şanlarının oluştıırdui!u futlwl takımı geçtiğimiz a~· i~·indı · iizl'l lıir dostluk
~· ağıııurlu \"l' sahanın ağır olmasına karşılık ımı( sliratli başlamış \'t' ma~·ııı ilk dı'\Tl'si misafir takımın ll'hiıw l-O soııu(·lanmıştır. ikinci
ma~·ı ~· aptılar .
~·anda daha i~· i o~• un Sl'rg ill'~' t'n THY pı•rscını·li futbol takımı ı•şitliği sa(danıış w ma~· da biivll'cl' 1-1 kapanmıştır.
L
:\1.10.1 91"i7 Cumartt·si gliııli saat Hi.OCl"da ~· apılan futbol karşılaşması dostluk ba,· ası i('indı• lıa~laıııış n •
Til}' /)1'/"Sil/1/lt 'l /('(1/11 111).!1'1111'1"
A FRIENDSHIP MATCH BETWEEN TURKISH AIRLINES AND LUFTHANSA AST month. fonthall tt·anıs fornwd h~· thı• pı•rsonnı•l of THY and the personnel of Lufthansa had a special friendship ma tc h. Tlw nıatch. which tcıok placı• on :ıı of octolwr at -1 p.m. started anel finishı·d in a \ " l'r~· friı•ndl~· manner. Although it was rain~· and the fiPid was \"!'r~· ınudd~· - th(' matı-h startPel off n·r~· fast and the first halfendedin favorofthe guest team Cl-0). In the secoııcl half. the THY team pı·rfcırnwd better and the match finishı•d ina dead heat. The score was 1 tcı 1. Ministr~· of Promotioıı and Public Relations wplcomı•d thı· team which arrivcd at Atatürk Airport on Oct. :ıo th 19H7 and settlcd the memhcrs in Atakö~· (' Motels. The friPndship that lılos somccl with the idea of having a match continuedon the m•xt dav of the arrival. Next day, the person"nels of the two competi ti n• com pa-
L
56
niı•s \"isitı·d
the historical
placı•s
cıf İstanbul. until the matdı hour. Aftı•r thı· nıatch, the guest team was takl•n to a Turkish hath in ('agalcıglu.
i\t night. Tl lY cınce again showeri Turkish hospitalit:v tcı our guı•st and tn•atı•d thı•m with n•cJll'l't and di st i ndi on.
After rt'turning hcııne . thl' nwmlwrs of the guı>st tPanı dPclnn·d that t hp~· would m•vı•r forgı•t the hospitality they've seen and in,·ited tlw THY U.•aın for a ımıU.·h in 1-laınhurg (W. Gerınan~· ı so that friendship cıf theirs woulcl go o ll.
Today. nıany prohlems of thı• aircraft inclustr~· c;ın he solvecl in a friı•ncll~· ınanner. Ministry of Pronıotion and Puhlic Relations spent a great effort to organize this activit~· and concluded it w ith a grea t s u eec ss.
:10 .!0.1987 hriinü Lutfhans a Havayollan'na ait bir uçakla Atatürk Hava Lim anı'na gelen konuk takım Tanıtma ve Halkla İlişkiler Başkan lığı _vetkililerince karşılanarak Ata· kiiy C Motelleri 'ne yerleştirilmişler d ir. Havacılık endüstrisi nd e rekabet içinde bulunan iki h ava yolunun bir kısım personeli arasında bu maç vesi lesi ile başlayan dostluk. arkadaşlık vp sosval ınliııasebet. konuk takıma ertesi hriin şehıimizin tarihi ~·iireleıi nin maç saatine kadar tanıtılması şeklindP devam etmiştir. Özellikle ülkemize gelen turistleıin ilgisini çekınPsi nPdeniyle ma~· sonrası misafir kafile tarihi Cağaloğ lu Hanıanıı'na giitürülmüştür. Günlin yorgunluğun dan kurtulan kafile akşam THY'na ~·araşır ve Türklüğe has misafirsevt'l"· liğe uygun şe kild e ağırlanmışlardır. Misafir takım ülkelerine diindlikt<•n sonra kendilerine gösterilen yakın ilgi ve dostluğu hiçbir zaman unutam a~· acaklannı belirterek THY A.O. personeli futbol takımıı· ı maç ~· apmak vı• kurulan bu dostluk ·;e arkadaşlığın devamını sağ lamak amacıyla Hamburg 'a (Federal Almanya) da vet et m iş 1erdi r. Havacılık endüstrisinde birçok prııhlemin dostluklana çözülPbildiği günümüzde iki hava yolu arasında biiyle bir girişimi büyük çaba ve iizveıi ile Tanıtma ve Halkla İli ş kil er Başkanlı(n gerçekleştirmiş ve oı·gani zas~•on çok başarılı bir şekilde son uç la nd ı nlmıştır.
Lufthnnsa futbol
tnkımı
Clauı-;-Diet.er
llarms, Hernharclt Schwah. Jose Gallego Rodriguez. Dietı·r MPrtl'n, Reinhold Licsener. Wolfgang Greuswahl. Petı:>r Wittenburg, Joni Olrogge. George Nimoh. Oliver Arndt, Christopher Begg. Carsten K ellermaıı. Wolfgang Gerts , Han si Jabich. Lothar Dietz den teşekkül etm i ş idi.
Türk Havayollan futbol
takımı
Alper Özmete, Nurettin Acar. Ramazan Kurul. Bülent Çevik. Bülent lleınirci. Mehmet Karsı. Aıif Özgür. Ali Güne_v. Doğan Çoban. Hüseyin Lall'. Salim Dinç , Mustafa Çapkıııc ı. Emre Bctin , Ünal KöksaL F:rkan Ön en.
Türk Haua Yolla rı personeli futbol taktml ile misafir Lufthansa personeli futbol taktml karşiiaşma öncesi THr persunn(•//('(r/11 and l .u(thansa persu/1/1(' //('(rlll./u)!(' /lwr h(•(urr• /h(• ma/ch.
-
Epengle Ylllanl1r Kaclifeye
Ad1n1 Veriyor
Epengle, döşemelik ve perdelik kadifeyi Türkiye'de ilk dokumanın
gururunu
taşır .
Yıllardır,
rengiyle, deseniyle, sağlam dokusuyla kadifenin güzelini, dokumeda ileri teknolojisiyle önderdir. Epengle kadifedir. Mobilyayı gösterip güzelleştiren kadife. Yıllar geçer Epengle kalır. Onun için kadife, her zaman yakışanını
adıyla alınır,
Epengle alınır. Epengle,
kendini yeniledi, kadife yenilendi modada. Canlı renkleri, kadife şimdi Epengle'de yaşıyor.
yumuşak tuşesiyle Yıllardır,
Epengle dokuyor, Türkiye kadifeleniyor.
Epengle ·· ihtisas•m Kadife"
• Epengle, bir FENIŞ Holding iJiirakidir.
•
Ihracat yolları · Ram'la · k JSaIJ,"r 1 RAM,
Koç HOLDiNG'in
dış ticaret şirketidir.
Halen, 50'nin üzerinde ülkeyle iş ilişkisi içinde olan RAM, 200 seçkin Türk kuruluşuna ait çeşitli ürünlerin ihracatını yapmaktadır. RAM ' ın sunduğu hizmetlerden yararlanarak yapacağınız ihracattan şimdi çok önemli avantajlar sağlayabilirsiniz. RAM, önemli avantajlar sağlar. ihracatın sadece satışla sınırlı olmadığını
bilen RAM, teşvik QQY-Iaşma, finans, nakliY-e ve sigorta konularındaki hizmetleriyle de Türk şirketlerinin dış pazarlara yönelik etkinliklerini büyük ölçüde artırmaktadır.
- ~
•
açılın.
RAM, Orta Doğu , Kuzey Afrika, Avrupa, Amerika ve Comecan ülkeleriyle olan bağlantıları yoluyla, değişen pazar eğilimlerini sürekli değerlendirmekte ve yeni pazar imkanlarını düzenli olarak araştırmaktadır. RAM, 50'nin üzerinde ülkeye yayılan uzman kadrosu ve büroları aracılığıyla, ürettiğiniz bütün malları bu pazarlara sunmaya hazırdır.
RAM'la çalışarak ihracat yollarını siz de kısaltın. Ay rı nt ılı bilgi için lütfen 166 52 03,172 4511 (4 hat) ve 173 11 22 (2 hat) no'lu telefonlardan Süha AKTAŞ 'ı arayın ız.
Ram ... ' .
.,
.·
RAM'la yeni pazarıara
'
HOw do you say it in Turkish? ENGLISH
r
TURKISH
Did anyone telephone me? .... Bana telefon eden oldu mu? ........................ . Dou you have any stamps? ... Pul var mı? .................... . Would you please mail this Bunu benim için postaya {or me? ................................... . verir misiniz? ................ . Are there any messages for Bana mesaj var mı? ...... . me? ......................................... . Is everyting included? .......... . Herşey dahil mi? ........... . Zannedersem bu You 've made a mistake in this bill, I think. . .................. . hesaptabir hata yaptınız .......................... . Would you send sameone &ıgajlarımızı indirto bring down or baggage? ... meye birisini yollar mısınız? .......................... . It's been a very enjoyable Burada çok hoş zaman stay ..........................: ............. . g~çirdik . ......................... . I'd like to pay ...........•............ Odeyebilir miyim .......... . What's this amount {or? ....... . Toplam ne kadar tutuyor? ......................... . Is everything included? ........ . Her şey dahil mi? ......... . Seyahat çeki kabul Do you accept traveller's cheques? ................................. . ediyor musunuz? ........... . Thank you, this is for Teşekkar ederim, bu you ......................................... . da sizin için ................... . Bu iyi bir yemekti ......... . That was a very good meal. ...................................... . We enjoyed it, thank you ..... . Memnun kaldık, te şekkar ederiz ............. . May I change this? ............... . Bunu değiştirebilir miyim? ........................... . Söylediğim bu değil. That's not what I ordered. I asked for .............. . Ben ... istemiştim . ........... . What's the fare to .. ? ............. . .. e acret ne kadardır? .. . How far it is to .. ? ................. . Orası .. ne kadar uzaktır? ......................... .. Please s top here. ................... . Burada durun, lat{en ..... . It's too ................................... . Çok ................................. . Goldlhot ................................ . Soğuk/ sıcak ................... . Noisy ...................................... . Garaltala ....................... . My name is ............................ . Adım ... dir .................... .
_____________________________ ,
THE WAY IT READS Bahnah Tehleh{on ehdehn oldoo moo? Pool vahr mi? Boonoo behneem eecheen posstahyah vehreer meeBBeeneez? Bahnah mehssahzh vahr mi? Hehrshey dahheel mee? Zahnnehdehrsem boo hehssahp·· tah beer hahtah yahptiniz
Bahhahzhlahrimizi eendeermehyeh beereesseenee yollahr missiniz? Boorahdah chock ho.s h zahmahrı gehcheerdeek Urdehyehbeeleer meeyeem Toplahm neh kahdahr tootooyor'? Hehrshehy dahheel mee? Sehyahhaht chehkee kahbool elıdeeyor moossoonooz? Tehshehkkewr ehdehreem boo dah seezeen eecheen Boo eeyee beer yehmehktee Mehmnoon kahldik tehshehkkewr elıdehreez
Boonoo deheeshteereh beeleer meeyeem Surlehdeem boo deheel behn ... Beh ... eestehmeeshteem. •. eJı ewjreht neh kahdahrdir? Orahssi .. eh neh kahdahr oozahktir? Boorahdah dooroon lewt{ehn Chok ... Soraoki sijahk Gewrewtewlew Ahdim ... dir
谋
PHlllP MORRlS Stzi YORI<'A l
UNi Gl SERGiSi'NE
D~
EDiYORl 路 -
PHILIP MORRIS
Philip Morris, Marlboro ve Parliament gibi dünyaca tercih edilen sigaraların üreticisi; dünyanın, bu alanda en büyük kuruluşlanndan biridir. Sanata, kültüre ve spor etkinliklerine katkılarıyla ünlüdür. İşte bu uluslararası firma şimdi de TOrkiye'den üç kişiyi, bir sanat şöleniyle ödüllendiriyor. Dünyanın iki büyük merkezine, birer konuklarıyla birlikte gönderiyor:
D 1 kişiyi, konugtıyla birlikte, New York'a Kanuni Çagı Sergisi'ne. Bir haftalıgına. D ı kişiyi, konugtıyla birlikte, Londra'ya, British Museum'daki Kanuni çagı
Sergisi'ne ve göıülmeye deger yerlere. Dört günlügüne. D Ve ı kişiyi, konugtıyla birlikte, Londra'ya. İki günlügüne. TOrkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin büyük destegi ve degerli katkılarıyla gerçekleştirilen, Philip Morris tarafından finanse edilen Kanuni Çagı Sergisi'nde, Kanuni Sultan Süleyman döneminin zengin sanat ve kültur birikimi sunuluyor. İşte Philip Morris'in sizi davet ettigi bu eşsiz sergi Washington ve Chicago' dan sonra, şimdi de New York'da yüz binlerce Amerikalı tarafından ziyaret ediliyor.
Aşagıdaki
sorulan dogru olarak cevaplandınn. Cevapları, adınız, soyadınız ve adresinizle birlikte Cevap Kuponuna yazın. Kuponu kesip en geç 20 Kasım 1987 tarihinde elimizde olacak şekilde P.K. 76, Teşvikiye-İSTANBUL adresine postalayın. Çekilişe katılın. Bu bilyük kUltür olayını yerinde izleyin. Uzman bir jUri tarafından hazırlanan yanşma sorularına verilecek cevaplar, aynı jUri tarafından degerlendirilecektir. JUri, şu kişilerden oluşmaktadır: Prof.Aptııllah Kuran, Dr.Filiz Çagman (Topkapı Sarayı Minyatilr Departmanı Başkanı), Doç. Dr.İlber Ortaylı, Nazan Ölçer (TOrk ve islam Eserleri MUzesi MUdUrU). Yarışma sorularına dogru cevap verenler arasında çekilecek kurada kazanan 50 kişiye birer sergi katalogu; yarışmaya katılan herkese serginin birer orijinal posteri armagan edilecektir. Yarışmaya katılmak için, 18 yaşından bilyük ve T.C. vatandaşı olmak; TOrkiye'de ikamet etmek gerekmektedir. İmıanızı atın.
SORULAR
D
,
1
I
1
/
Kanuni Sultan SUleyınan' ın dogdugu, öldogu yer ve tarihleri ile anne ve babasının isimlerini yazınız. D Kanuni'nin, adına 2 cami yapılan kızının ismi nedir, bu camiler nerelerdedir ? ır!J Kanuni, ordusunun başında kaç kez sefere çıkmıştır, bunlann en uzun sıırelisi hangisidir ve ne kadar sUnnUştilr ? C Kanuni'nin Sadrazaını İbrahim Paşa'nın ses uyumu ile birbirini andıran ve biri ölUmunden sonra takılan iki lakabını yazınız. D Istanbul SUleyınaniye KU!liyesi'nde bulunan dartılhadis, Kanuni dönemlnlı Unlu bir mUftusuııun adını taşımaktadır. Kimdir bu mufto ? f:1 Mimar Sinan, Kanuni'nin hangi seferine ilk defa iştirak etmiştir ? D Kanuni Sultan SUleyınan Için Mimar Sinan iki önemli kUlliye yapmıştır. Bunlardan biri Istanbul'da bulunur. Öteki nerededir ? I!J Kanuni dönemi mimarisinin görkemli ömtıgl Suleyınanlye Camii'nin yazılannı yazan hattat Hasan Çelebi'nin hocası ve koruyucusu olan unıu hattat kirndir ? ~ Kanuni Sultan SUleyınan dönemi saray nakkaşhanesinde yetişmiş serbölUk ve semakkaşlık görevlerinde bulunmuş, Osmanlı sanatında bahçe çlçekçlllglnden kaynaklanan sUsleme Uslubunu yerleştinniş sanatçının adı nedir ? ii!J Bu yıl AB.IJ. 'de dUzenlenen Kanuni Sultan Soleyınan Çagı Sergisi'nde en çok ilgi çeken parçalardan biri Plri Reis haritasıdır. Kanuni döneminin tanınmış cografyacısı ve denizeisi Plri Reis'in bu haritası hangi kıtalan içennektedir ve ne zaman yapılmıştır ?
CEVAP KlJPO NU •••· •••••••••••••••••••••••••••••••
til Marlhoro THE PRICE LIST OF THE DUTY FREE SIIOP Yeni
Rakı
(Exp) .......... ................. 70 Cl: 5.- DM
Kent ........ ......................... ........... 100's: 13.- DM
Cep Whisky .......... ...... .............. 37,5 Cl: 8. - DM
Rothmans ...... ............................... K.S: 13.- DM
Wh isky .... ... ............ .................. 100 Cl: 16.- DM (Wh ite Label, White Hors e, 100 Pipers, J .B., Haig, Black & White, Ballantine 's, Long John, Bell's). Samsun ................ .. ..... ................. Exp: 11.- DM
Dunhill .... ............... ..... ................. K.S.: 13.- DM
Marlboro .......... ....... ................... lOO's: 15.- DM Parliament .... ... ...... ...... .. ............ lOO's: 15.- DM
Lux ......... ..... ........ ........................ FiZter 13.- DM Ernte-23 ............. ............ ................ K.S: 13.- DM
Pallmall .... ............ ...................... lOO's: 13.- DM
Best ............ ..... ............................... K.S: 12.- DM
Camel .................. ...................... Filter: 13.- DM H.B . .................... ............................ K.S: 13.- DM Lord ........... .. ..... ............................. K.S: 13.- DM
GÜLELi
-
ı
. tl -..... Bu hastaya fazla vitamin vermişiz .
f1a/ıba ...
M
ALKENT'te kosu yolları var. Cagdas ve saglıklı yasamak icin L )
/
Koşu yolları , ALKENT'in modern ölçülerde inşa edilen spor ve dinlence tesislerinden yalnızca biri. %80'1 yefll, %20'sl tehlr olan ALKENT'te, koşu yollarının yanısıra , saglıklı olmak ve dinlenmek için gerekli bütün .__...,::.--.J imkfınlar var. ~ · Dogayı
reddetmeyen ve doganın reddetmedi()i bu "Bahçe Şehir". tenis kartları, voleybol ve basketbol alanları, jimnastik ve raketbol salonları ve yüzme havuzuyla, 'şehir'de yeni bir güne sa()lıklı ve dinlenmiş olarak başlamak için bütün imkAnlara sahip.
ALKENT'te dilerseniz sporunuzu yapacak, dilerseniz havuzda güneşlenecek ve serinleyecek, dilerseniz caft~ ' de sıcak ya da so()uk içkinizi yudumlayabileceksiniz.
ALKENT'te, mutlu, sorunsuz, Gece klübü ve diskoteK ... Koşu özel yaşayacak ; yolları ... Spor alanları. .. Ve aklınıza ça()daş kullanılan teknoloji gelebilecek her şeyin elinizin sayesinde aradıQınız her teyl altında oldugu alışveriş merkezi... bulacaksınız. ALKENT bütün bu özellikleriyle tam bir rekreasyon merkezi. ALKENT'in bloklarına çiçekler, çlçekll aQaçlar ad verdiler .. . Hepsi ALKENT " Bahçe Şehir " de günün dogrudan asansöre ba()lanan 24 saati faaliyette olan bir yeraltı garajlı, ısındı()ınız kadar organizasyonla hiçbir hizmet yazan elektronik sayaçlarıyla akaamayacak. merkezi ve tabandan ısıımalı bu Aniayıt ve nezakeHen olupn bir blokların ça()daş dairelerinde her ortamda, çiçekler Içinde, mutlu ,_..• .__ teY sizin konlorunu;ı:, mutluluQunu;.:izliivıie•'~.-ı••lb-'~ ve huzurlu yatayın... güvenceniz 1 ALKENT'TE "ŞEHIR SORUNLARI " OLMAZ! GELIN, ALKENT'! GÖRÜN ... tasasız , kişiye
~ [!\~~!)(@ Tepecik Yolu, ETiLER-iSTANBUL Tel: 16319 25/163 81 43-44/15713 01 . : . . ALKENT
TÜRK HAVA YOLLARI, MÜRACAAT VE REZERVASYON TURKISH AIRLINES, INFORMATION AND RESERVATIONS ABUDAB/ · ABU DHABI:
DELHI
GSA. Sultan Bin Yousuf and Sona Sheikh Handan St. Tel: (9712) 33 87 61 · 32 62 60/ 49
ADANA:
56 Janpath First F1oor New Delhi llOOOl Tel: 326661 Telex : 31·4881
Stadyum Cad. No:! Tel: (711) 431 43 . 372 47
lzzetpaşa Cad . Demir Oteli alb
AMMA N: Jabal Arnman Riyadh Center 8th Floor P.O. Box 39177 Tel : (06) .65 91 02 · 65 91 12
AMSTERDAM: Leidsestraat 61017 1 PA . Tel: (020) 22 79 1 84 1 85 1 86 187
ANKARA: Hipodrom Cad. Gar Yanı Tel: (41) 12 49 00 1 43 . 12 49 33 . 12 49 10 . 12 62 00 1 08
ANKARA : Kavaklıdere ,
Atatürk Bulvan 167 1 A, Tel : (41) 125 52 58. 133 76 27 . 312 44 90
ANTALYA : Hastane Cad . No : 86 Tel: (311) 128 30 · 234 32
ATINA · ATHENS: Phileltion Str. 19, Athens llS Tel { (01) 322 10 35 · 322 25 69 . 324 60 24 . 324 59 75
BA0DAT · BAGHDAD: Hamed Hasan al · Obaidi Travel Office Saadoun Str. lakender Stephan Building. Tel : (01) 888 13 83 · 868 21 68 . 887 50 92
DfYARBA KIR: Tel : (831) 123 14 · 116 74 · !Ol Ol
DOHA ·(KA TAR· QATAR): Al · Rayan Travel Ageney GSA. Tel: (974) 82 19 10 · 32 12 26 · 41 29 09
DUBAI: Sweedan, Trading Company GSA. 63 b, Sheikh Rashid Bldg. Almak· tom Street. Tel: (971·4) 22 60 38
DUBLIN: GSA. Aer Lingus · Upper O'Connel Str. 40 Oublin Tel: (01) 37 77 33
DUSSELDORF: Graf Adolf Str. 41 4000 Dusseldorf 1 Tel: (021 !) 37 47 99 · 37 40 80 · 37 40 89
ELAZIG: Rızaiye Mah. Şehit nhanlar Cad. No: 26 Tel: (811) 115 76 · 123 00
ERZURUM: Hastaneler Cad. 38 Evler, No: 26/ B Tel: (011) 119 04 · 134 09 · 165 30
FRANKFURT:
KARAÇI · KARACHI:
MILAND · MILAN:
Paktürk Tra ve! Agenci es 12 Avenue Centre Stracher Rd. Tel: (021) 52 74 71 1 72 · 52 32 49
Via P . da Cannobio 37/ 2 20!20 Tel: 8056233 · 8053976 866350
KAYSERI: Serçeönü Mah. Yıldırun Cad. 1 Tel: (351) 139 47 · 110 Ol
KONYA Alaaddin Cd. No: 22 K·l / 106 Tel: 120 00 · 120 32
KOPENHAG·COPENHAGEN Ved Vesterport 6 1612 Tel: (01) 14 44 99 . 14 51 90
KfJLN Trankgssee 7·9 5000 Köln· ! Tel : (0221) 13 40 71 1 73 · 13 44 43
KUALA LUMPUR Ofisi:
Şehir
'1\ırkiah
Airlines Hotel Equatorial Lot 6, Lobby F1oor Jalan Sultan larnail 50250 Kuala Lumpur Malezya Tel : 261 40 55 · 281 40 58 Meydan Ofisi: Tel: 746 27 97 . 746 45 55 1 2770
LEFKOŞE·
NICOSIA :
BAHREYN · BAHRAIN:
GAZIANTEP:
Car Park Building Center Main Government Road ; Manama P.O. Box 2777 Tel : 27 77 47
Atatürk Bulvan No: 38/ C Tel : (851) 154 35 . 203 82
Hanover Str. 11·12 W. 1 Tel: (01) 499 92 47 1 48 · 499 92 40
TRG Markas 1 Engelsa 8 1 1V. ı 1000 Airport büro no: 1051 Tel : 011 / 601 555'ten 2969
HANNOVER : 3000 Hannover Lange Laube Str. 19 Tel : (051 1) 32 60 87 1 88
ISTANBUL :
Budapester Str. 18 B 1000 Berlin 30 Tel : (030) 262 40 33 · 262 40 34
Abidei HUrriyet Cad. Vakıf İ4 Hanı Kat: 2, Ş~li Tel: (Ol) 146 40 17 · 146 38 48
BOMBAY:
!ZMIR:
305. Maker Chambers No. V Nariman Point BOMBAY · 400 021 Tel: 2046491
BUyük Efeo Oteli altı Tel : (51) 14 12 20.· 25 82 80 (5 hat)
BERLIN:
BRVKSEL · BRUEXELLES: 51 Cantersteen 1000 Bruxelles Tel : (02) 512 67 81 1 82 · 511 76 76
BURSA: r',emal Nadir Cad. Kocagil Apt Tel : (241) 218 66. lll 67 . 128 38
rENEVRE . GENEVA : Rue Chantepoulet No: 1·3 1201, Geneva Tel : (022) : ıı 61 20. 31 61 29 63 Rue Lar bi Ben Mhidi Al ger Tel : 64 78 21
CIDDE · JEDDAH: City Center Annex 12 · 13 Medina Road P.O. Box 188 16 Tel : (02) 660 Ol 27 · 660 06 74· 660 08 15 · 660 17 43; GSA ABC 'ı'ta vel Ageney Medina Road Falcor Building P.O. Box 11679 Tel : (02) 653 27 84 · 653 1:1 76 · 65 1 79 00 . 6.'; 1 83 00
DAHRAN · DHAHRAN: GSA ABC Travel Ageney King Abdulaziz St . Al Khodari Bldg. Al Khobar Drahran Tel : ıo:ıı 895 oo 44 . 895 49 04 . 894 79 17
DALAMAN: Muıtla
....__·- - - - - - - - - - - - - -
'>J64
RIZE ROMA· ROME: ROTTERDAM: Weena 140 3012 Cr. Tel: (10) 33 21 77 · 33 24 65
SAMSUN KAnmpaşa
Cad. No: ll / A Tel : (361) 134 55 · 182 60
S/NGAPUR · SINGAPORE:
MADRID:
545 ürehani Rd 02·21 Far East Shopping Centre Singapur 0923 Tel: 7324556 SIVAS : Belediye Sitesi 11. Blok , No: 7 Tel : (4.77) lll 47 · 136 87
Plaza de Espana Torre de Madrid Planta 4 Officina No: 20 Tel: (01) 463 23 12 · 263 23 51
Bul. AL. Stamboliiiıki Noll·a Tel: (02) 87 42 40 · 88 35 96
LYON: 91 Rue Bugeaud 69006 Lyon·France Tel: 78241324 (5 hat)
MALATYA: Dörtyol Halep Cad. No: ı Tel: (821) 119 22. 140 53
MARMARIS:
KAH/RE · CAIRO:
Atatürk Bulvan 30/ B Tel: (6 121) 3751·3752
GSA . lmperial Travel Center, Mah · moud Bassiouny Str. No : 26 Tel: (02) 76 17 69 · 76 00 71 · 75 89 39· 73 34 00
lstiklal Cad. 27. Sokak Çelebi !,hanı No: 2 Tel : (741) 212 78 . 152:32
MERSIN:
SOFYA · SOFIA: STOKHOLM · STOCKHOLM: Vaaaııatan 7; 10120 Stockholm Tel: (08) 21 85 34 1 35
STUTTGART: Lautenschlaııer
Str. 20 7000 Stuttııarı· Tel: (0711) 22 14 44 . 22 14 45 ŞAM·
DAMASCUS:
GSA. Al · Faradeea Travel and Tourism Ageney P .O. Box 6132 Maysaloun St. Dar. el Mauhandeseen, Damaacus · Syrial Tel: (011) 22 72 66 . 23 21 90 (10 hat)
TAHRAN · TEHRAN: 4000 Avenue Hafez 3 rd. flDor No: 7 College · Croaaing Tehran Tel: (021) 66 90 26 . 66 46 09
TRABZON: Kemerkaya Mah. Meydan
CEZAYIR:
Dalaman Ha vaalanı, Tel: (6119) 1899
RIYAD · RIYADH: GSA ABC Travel Ageney Al Arbaeen Str . Tel: (01) 477 90 03 · 477 90 55
Piazza della, Republica 55 · 00185 Tel : (06) 475 ll 49 . 475 95 35
LONDRA · LONDON:
Adenauer Allee 10 2000 Hamburg 1 Tel : (040) 24 14 72 · 24 14 73
PARIS: 34 Avenue de L'O~ra 75002 et ll Tel: (01) 47 42 60 85 . 42 65 17 ı o
Fahad El Salem Str. Al Abrar Bldg. P.O. Box 23959 Safat, 13100 Safat, Kuwait Tel: 245 06 55 · 242 07 77 · 242 46 39 (ll hat)
Tel: (069) 25 30 1 31 1 32 1 33
BELGRAD:
OSLO: Dronningea Gate 34 . 3 Etaaje 0154 Oalo ı Tel: (47·2) 41 28 41
KUVEYT · KUWAIT:
Main
HAMBURG :
NVRNBERG: 8500 NUrnberg Am . Pherrer 80 Tel: (0911) 26 53 Ol · 26 53 02
Belediye karşısı. Tel: (054) 1!O 07
Osmanpaşa Cad. Lefkoşe · Kıbrw Tel: (520) 710 61 · 713 82
Haseler Str. 35 . 37 6000 Frankfurt
MVNIH · MUNICH: 2 Bıı-vern Str . 43 · 45/ 1 8, München Telefon: Istasyon: 921l85!5. 92118516. 92118517
Parkı
kar, ısı
Tel: (031) 116 80 · 134 46
TR/PO Ll: Muhammed Megarif Str. Cezayir
Sq. Tel : 60 50 58 · 60 50 68 1 418
TOKYO : GSA JAL Daini Building Meruno· uchi Tokyo Tel: (02) 74 35 51
VAN: Enver Perihanojllu !, Merkezi, Cumhuriyet Cad . 196 Tel: (0611) 1241 . 1766
VIYANA · VIENNA : Opemgaase 3, 1010 Wien Tel: (0222) 56 37 96 · 56 37 68
ZVRIH · ZURICH: Tal Str, 58. 8001 Zurich Tel : (01) 211 85 67. 211 10 70 1 71
LÜKS ve MACERA BiRLiKTE YAŞANMALI •• !
Seçkin bir yaşam ve doğaya meydan okumanın sembolü.
Otokar
RAN GE
RDVER
OTOKAR RangeRover Türkiye Distribütörü Eski londra Asfaltı 9 34510 Bahçelievler Telefon: 5753396
<9@> Koç
EMA
Carpet The largest ·collection oj the best quality Turkish Carpets. •ISTANBUL •IZMIR • KUŞADASI Nuruosmaniye Cad. 1373 Sok. 41 A.B.C Öküz Mehmet Paşa 54 Cağ al~lu Alsancak Kervansarayı Tel. (1) 511 2150 Tel.(51 )14 13 82-14 86 35 Tel. (6361) 3411 Bazaar 54
• MARMARIS • BODRUM • ANTALYA • ASPENDOS • CAPPADDCIA Yat Limanı Neyzen Tevfik Yat Lima n ı Ka leiçi 4 Alanya Yolu. Avanos Barbaros Cad. 1 Cad. 186/ A Tel. (311) 10290 Belkıs Harabelerı Ser ık Zelve yolu Tel. (6121) 2786 Tel. (6141 ) 2445 Antalya Tel. (3221) 2900 Tel: 14861) 1561 ıs
an
establıshment
of NET GROUP
~
COMPANIES
Treat yourself to a travel comfort and traditional Turkish hospitality on board.
FLY TURKISH AIRLINES TO EUROPE, MIDDLE EAST AND ASlA. Famous Turkish hospitality enhanced by the comforts of the world's most advanced jetliners and the most convenient flight schedules. . Our extra-roomy Airbus A31 O's offer faster service and the option of full First Class service that makes flying a real pleasure. Call our nearest sales office or ask your travel ageney to be booked on Turkish Airlines.
~ TÜRK HAVA YOLLARI ~
For reservat ions please
TURKISH AIRLINES ca nta c ı
Turkish Airlincs. Sa les Offices or !ATA travel age ncies .
iQ
ve
dış uçuş noktaları haritası
do THY U
TYPE A
Auml Kilkıt AQtrtıQı {M••Imum Teke or Welght) v•ıt Kapnıtnı
(Fuel Cepaclty)
S bi rya
s
lakkadiven (H•n )
MALOiV AOl.
G
D
o o
Nüfusu 1.000 OOO'dan fazla 500.000-1 .000.000 100.000- 500.000 100.000'den az yerler Altı clzlll olanlar Baş şehirdir
Demiryolu Kanal __..._ ..--,_..
Şelale
Baraj Bataklık
ve Tuzlo Devlet hududu
derinliği
r---~~~~--·~~ ~ 2~
Yvkseklik 200
500
·~
2~
mestic and international network system B-727-2F2
AK TiPLERi VE ÖZELLiKLERi o D CÖNFIGURATION OF AIRCRAFT Boetıno
707 KotgO
8 -727 2F2
AlASUS A- 310
48.969 Kg.
86.409 Kg
142.000 Kg
195.048Kg.
151 .000 Kg.
11.180 Kg .
24.688 Kg
41450 Kg .
66.138 Kg .
141..900.115 1 2.201
14.500 lb.
15.500 lb.
50.000 lb.
39.000 Ib
2405 km.
3518 km
5560 km.
5550 km.
OC -9
OC - 10/ 10
17.500 lb. 400 mil. x ( 1.153)
Km /
45.000 rt.
35.000 tl .
42.000 ft .
41 .000 ft
42.000"
870 km /h
900kmlh
929 km/ h
980 km/ h
560. (1 .153)
Km 1 h
796 km/h
862 km/h
682 km /h
875 km /h
470. ( 1.853)
Km 1 h
DC-9
40.000 kg.
245 111 / 115
•
167
•
210 7
mı
345 2
2
DC-10/10
A-310 AIRBUS
TORK HAVAYOLLARI
TURKI
•
•
Iş Bankers believe in business.
InTurkish "İş" means business...
1000 correspondent banks around the world. your business. İş Bank is a partially employee-owned İş Bankers are experts on trade fınanc ing, foreign currency transfers and a who le institution. So İş Bankers are more than range of international business transactions. employees; as owners they have·a stake Importers, exporters and investors can rely in the Bank' s progress. And no oneina company works harder than the owner. on our in-depth knowledge of the Turkish market. After all, İş Bank has more domestic branches than any other private bank in Turkey. lt also has the largest number of overseas branches and representative 'İş ', pronounced as in Turkish, means 'business'. offices, not to mention a network of
iŞ BANK ll
Head Office:
Ankar-.ı.
TurkC'\'
Foreign Department:
Alxıi lpck,·i CaJ. No --; HO-ı ı ı Madcı. lsı:ıııhuı Tel , < ıl ı~.~ 0 .~ 60
Tlx: :" HX"X)
ıscx ır
Branches abroad: Lo ndon
Lic.:l·nccd
Lkı')( ısit takcr
21 Aidem,an~ London EC2\' -ı" ıA
Tel · (O ıl Tlx:
6()(ı 7ı'\ı
H9~ 1ı;., _, ııh:.ınk ~
W. Berlin ~Jain Br.ııı~. h l hıdapt'Sit.'Ntr.ısse ~O J) ıooo W ıkrıin .\0 Tel · <0.\01 2 (ıl IH<JI Admir:.ıl~tr~L-..-.c..'
j ...
ll 1000 \1(" llerlin .\6 Tel <O.\Ol 61 ·1 .~<H-ı Tlx · IHI-ıHI ı'<· hh u
Frankfurt / Main Kaist..-r~ır.ı~..,t· :ı,
Br.ıııchc-.
D 0000 Frankfurt ı\1ain 1
Cypnıs ·
ı o69l 29 90 ın Tıx · -ııH<J .~<; ''dı d
Tlx '\~123 '"h ık
Tel
in the Turki~h Rlııuhlk t •f :'\lt •nhem Lcll<oşe
Magosa · ı-ıx, o;-ı-9 !'lıııı ı k
Gime
Tlx
o;-ı .~ .~ ısh ık
Representative Offices: W . Germa ny Frankfurt Main
T lx.
·11-ıl ·l .~ ıS<· h
d
Cı,l<~ne
Tlx
HHH(,(ı()<)
IS<"h d
ll ;unhur~
Tlx
ıı-39-'i
"hh d
~1unidı
Tlx: 'i2H:W' ısmuc d ~ıunJ.(art
Tlx : ""22 7 -t6 ısc.:h d Gelsenkirchcn Tlx · H2-t')""1fo\ ı sch d
HoIlan d 11W 1131(UC 11x· J-ı2'i9 ıxhan ni