TÜRK HAVAYOLLARI TURKISH AIRLINES •
(
Mart- gg
March- 88 Yıl
5
Sa.yı
: 59
• TÜRK HAVA YOLLARI A.O. adına sahibi (Publisher) Yılmaz ORAL Yayın Kurulu Başkanı (Publishing Director) Mehmet KUTLU Yazı İşleri Müdürü (Managing Editor) Erkan ÖNEN Yayın Kurulu (Pu'blishing Board) Emre BETİN Günvar OTMANBÖLÜK Demiray ALBA Y Bülent DEMİRCİ Teknik Sekreter (Technical Secretary) Yaprak SANCAKTAROGLU Grafik (Layout) Duygu TAMER Reklam Müdürü (Advertising Director) Emre BETİN (Photographs) Nihat GÖMLEKSiZ Erdal ALOK Promosyon (Promotion) Ünal KÖKSAL Dizgi, Renk Aynmı ve Baskı (Type Setting, Colour Separation and Printing by)
~ APA OFSET BASIMEYl ~ 164 64 ıo
İÇİNDEKİLER
CONTENTS Basın
ve
Okuyucularımızdan
Uçak Doktoru
Hanım
.
Şehirler Şehiri İstanbul
Seçmeler
5
6- 7
8- 9
Istanbul City
10-1 ı
Nemrut
16-19
Hıdiv Kasrı
22-23
The Khedives' Palace
24-25
Tezhip
26-27
Manuscript Illumination
28-29
Ürgüp, Görerne
30-34
Güreşleri
35-36
Deve
Cam el Wrestiing Amatör
Fotoğrafçılar
37 46-48
Mimar Sinan
49
Cirit
50-53
Muhteşem
Süleyman
54-55
Safranbolu Evleri .
58-59
Safranbolu Houses
60-61
1 O. YIL NUTK U 29 Ekim 1933
Türk Milleti! Kurtulu ş
Savaş ı ' n a başl a dı ğımı zın o nbeş inci y ılındayız. Bu gün C umhuriyetimizin o nuncu y ılını en büyük bay ra mdır. Kutlu o lsun! Bu a nda, büyük T ürk milletinin bir ferdi o la ra k, bu kutlulu ğa k avu şm a nın en derin sevinci ve heyeca nı içindeyim , yurttaşl a rım. Az za ma nda ço k büyük i şle r yaptı k; bu i şle rin en büy ü ğü temel i Türk k a lıra ma ntığı ve yükse k Türk kültürü o lan T ürkiye Cumhu riyeti 'dir. Sunda ki muvaffaki yeti , Türk milletinin ve o nun değe rli o rdusunun bir ve bera ber o lara k azimk iirane yürümesine borçlu yuz. Fa kat, yaptı k la rımı zı asla kafi görmüyo ruz. Çünkü, daha ço k ve da ha büyük i ş le r yapma k mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu en ma mur ve medeni mem leketleri n seviyesine ç ık a racağı z. M i lletİnıize en geni ş refah vas ıtas ı ve k ayna kl a rın a sahip kıl acağız . Milli kültürümüzü mu as ır medeniyet seviyesinin üstüne ç ı ka racağız. Bunun için bizce zam an ö lçüs ü, geçm iş as ırl a rın gevşe tici zihniyeti deği l , as ırl a rımı zın sür'a t ve hareket m eflıumuna göre düş ünülmek ted ir. Geçmi ş za ma na nisbette da ha çok ça lışa cağı z. Da ha az za ma nda, da ha büyük i şler ya pacağı z. Bunda da muvaffak o lacağımıza ş üphe yoktur. Çünkü, Türk milletinin ka ra kteri yüksektir. Türk milleti ça lışk a ndır. Türk milleti zekidi r. Ç ün kü T ürk milleti , milli birlik ve bera be rlik le güçlükleri yenmesini bil mi ştir. Ve çünkü Türk milletinin yü rümekte o lduğu terak ki ve medeniyet yolunda, elinde ve k a fas ınd a tuttu ğu meş'a le müsbet ilimdir. Ş unu da ehemmiyetle teba ruz ettirmeliyim ki . yüksek bir insan cemiyet i o la n Türk milletinin ta rihi bir vas fı da g üzel sana tl a rı sevmek ve o nda da yükselmektir. Bunun içindir ki , milletimizin yüksek ka rakterini, yo rulmaz ça lı şk a nlığını , fıt ri zek as ını , ilme bağlılığını , güzel sa na tla ra sevgisini milli birlik duygusunu mütemadi yen ve her türlü vas ı ta ve tedbirlerle besleye rek i n kışa f ettirmek, milli ülkümüzdü r. Türk milletine çok ya raşa n bu ülkü , o nu , bütün beşe ri ye te ha kiki huzurun u temin yo lunda kendine düşen medeni bi r vazifeyi yapma kta mu va ffa k kıl aca ktır. Türk milleti! Onbeş yıld a n beri giri şti ğimi z i şlerde, muva fTa kiyet vaad eden çok sözlerimi i ş i tti n . Ba hti ya rım ki , bu sözlerimin hiçbirinde, milletimin h a kkım dak i itim adını sa rsaca k bir i sa bets i zli ğe uğram a dım. Bugün aynı ina nç ve ka t' iyet le söylüyo rum ki, milli i.ilküye ta m bir bütünlükle yürümekte o lan Türk milletinin büyük millet o ld u ğu nu , büt ün medeni alem , az za ma nda, bir kere da ha t a nıyaca ktır. Asla şüphe m yoktur ki , Türklüğün u nutulmu ş medeni vasfı ve büyük medeni ka biliyeti , bunda n sonra ki inkışafı y la, atinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğaca ktır. Türk milleti ; Ebediyete a kıp giden bu onbeş senede, büyük millet bay ra mını da ha yüksek şe re fle rle,saade tle rl e, huzur ve refa h içinde kutla ma nı gönülden d ilerim. Ne mutlu Türk'üm diyene !.. d o ldurduğu
(
3
-•
~
-.·;
.
. _,.,
~
/' r 1
-- ~
1
-
r
,
BASlN ve OKUYUCULAR/MIZDAN SEÇMELER Ankara, 27.1.1988 THY Magazİn ilgilileri, Senelerdir seyahatlerimin en zevkli bölümünü oluşturan derginizin Ocak sayısında ulaştığı kalite ve doyuruculuktan ötürü nacizane tebriklerimin kabülünü dilerim. Bu sayıdan itibaren başlattığınız «Amatör fotoğrafçılar » köşesinin derginize ayrı bir renk ve ahenk kattığını da belirtrnek isterim ... Sayın
Günnur Güntürkün 10
Şubat
1988
. . . Yeni çehresiyle, çıkan <<Magazİn >> İ 28 Ocak'ta TK-108'le uçarken gördüm. Bugün de postadan gönderilen elirne geçti. Sizi kutluyorurn; tebrik ediyorum. Dr. Suphi Ayvaz Türk Hava Yolları'nı biz hataları ile, başarıları ile çağdaş bir kuruluş olarak kabul ettik. Her yıl kendisini yenileyen uçak filosunu güçlendiren bu milli kuruluşurnuz, uzun zamandan beri de kendisine yakışan <<Magazİn » adlı bir dergi yayınlamaktadır. İşte, bu kuruluşumuzun son <<Magazİn» i de bize ulaştı. Tepeden tırnağa kendisini yenileyen, sürekli yenilik içinde olan, bu anlayışla hizmet veren Türk Hava Yolları, belki de özlemi duyulan ve kendisine yakışan çağdaş dergicilikte de bizlere bir örnek sunuyor. Dergi deyip geçmemeli. Bugün, dünyanın belli başlı, irili ufaklı tüm havayolları , kendilerini ve ülkelerini tanıtmak amacı ile bu tür dergileri hem de çeşitleri ile yayma sokmaktadırlar. Dünyanın her tarafında bu böyledir. İşte, THY de, bu çağdaş dergi ile, rakipleri ile arasındaki bir boş luğu, hem de başarılı bir şekilde doldurmayı başarmıştır. Türk Hava Yolları'nın «Magazin» dergisi hem teşkilatı, hem de ülkemizi tanıtmak bakımından oldukça doyurucu ve hedefe ulaşır biçimdedir. Elbette ki, burada, derginin içeriği konusuna girrnek istemiyoruz. Ancak böylesine çağdaş bir dergiyi, okurlara kavuşturduğu için başta Genel Müdür Yılmaz Oral Paşa ile diğer ilgilileri kutlarnak istiyoruz. 16 Şubat 1988 Son Havadis
5
18 yıldır 11-IY'de hizmet veriyor.
UÇAK DOKTORU HANlM Sadece erkeklerin bulunduğu bir ünitede çalışan Ayten Turgut,
uçaklardaki çeşitli cihazların bakım ve onarımlarını yapıyor.
«Teknisyen» denilince, akla mutlaka erkek eleman gelir. Çünkü, teknoloji ne kadar ilerlemiş ,ve bilgisayarlı sistemlere yönelmiş olursa olsun, yine de, nazik parmakların onarım ve parça değiştirme işlemlerini yapabileceğine pek ihtimal verilmez. Zaten, uygulamada da görülen odur. Ama, Türk Hava Yolları'nın uçak bakım ve revizyon atelyelerinde çalışan bir hanım, bu kaidenin istisnası olarak, hem de 18 yıldan beri, başarıyla hizmetini sürdürüyor. Nazar boneuğu kabilinden tek kadın teknisyenimiz olan Ayten Turgut, Adana Meslek Okulu mezunu. Çalışma hayatına, PTT'de teknik elc,man olarak başlamış. Bir yıl sonra, THY'nin açtığı teknik eleman kadrosuna girmek üzere başvurmuş. Beğeniimiş ve uçak revizyon atclyclerinde görevlendirilmiş. Bundan sonraki safhayı kendisi anlatıyor: «Havacılık mesleğine, öğrencilik hayatarn sı rasmda özel bir ilgi duyardım. İdealimi, THY'nin açtığı sınavı kazanmakla gerçekleştirdim. Fakat, göreve başladığnuda, yadırgatıcı gibi görülen bir durumla yüzyüze geldim: Tek kadın teknisyen bendim. 6
Ancak, bunun psikolojik etkisi uzun sürmedi. Zaman içinde arkadaşlarım bana, ben arkadaş larıma alıştım. Birbirimize saygı duyuyor ve iyi bir diyalog içinde çalışıyoruz. Mesleğimiz gerçekten zor bir branş. Çok dikkatli olmanın yanısıra, özverili çalışmayı da gerektiriyor. Öyle ki, işinizi bitirip eve geldiğiniz de, tam dinfenecek veya bir yere gideceksiniz, telefon çalar yahut servis arabası gönderilir. Acil müdahale isteyen bir arıza meydana gelmiştir. ,Bu durumda, herhangi bir alternatifiniz yoktur; programınızı iptal edecek ve derlıal göreve koşacaksımz.
Ama, bizim ınesleğiıniz bir tutkudur, Levkli bir heyecandır. İşinizi seviyorsanız, zaman zaman ortaya çıkan böylesine sürprizler hiç camnızı sıkmaz.
Çalışma larımızı
Re,•izyon Atelyeleri'nde yaUçaktan sökiilen parça burada bakıma alımr, tamir edilir, sonra tekrar yerine takıhr. Bazan parçayı yerinde görmek ve normal işle yip işlemediğini kontrol etmek için uçağa da gittiğimiz olur.» parız.
Ayten Turgut, yıllar geçtikçe uçak içinde çaduymaya b aşlamış . Ancak, bu isteğinin gerçekleşmesi için «Ön Bakım» hangarlarında görev alması gerektiğinden, fikrini eşine ve çocuklarına açmış. Onlardan aldığı destekle de müracaatını yapmış ve vardiyalı mesaiye lışma isteğini
geçmiş.
Buradaki intibak devresini kolayca atıattığını ve verilen işleri kimseden yardım görmeksizin yerine getirdiğini belirten hanım teknisyenimiz, sözlerini şöyle baglıyor: «Son dört yıldır, uçaklarda bilfiil çalışmakta ve özlemimi gerçekleştirebildiğim için mutJuyum. Ön bakırnın özeUiklerinden biri, her uçakta görevli bir teknisyenin bulunmasıdır. Airbus-310 ile Londra'ya yaptığım ilk seferde, uçakta anza olduğu bildirilmişti. Müdahale ettim, anzayı buldum ve giderdim. Böylece, havadaki ilk sınavımı başardım. yım
.1
Evli ve iki çocuk annesiyim. Bir yıl sonra emeklilik hakkını kazanacağun. Ancak, Ortaklı ğımıza en faydalı olabilecek bir dönemde bulundoğumu hissediyor ve 4-5 yıl daha çalışmayı düşünüyorum.»
Ayten Turgut'u, bir de amirlerine sorduk. Kı Atasoy, onun uçak bilgisinin çok iyi olduğunu , görevinde hanımlığın arkasına asla sığınmadığını , verilen işi anında ve titizlikle yapt ı ğını söyledi. Uçak Atelyesi Müdürü Yurdaer Aksoy da, Turgut'un «Ön Bakım » hizmetlerinde çok b aşarılı olduğunu vurgul adı. Uçak Bakım Başkanı Yusuf Bolayarlı ise şöyle dedi: «İşine ve arkadaşlarına karşı son derece saygılı, mesafeli. İşi ni çok seviyor. Zaten sevmese, bu işi yapması, hele başanlı olması mümkün değil. Ön Bakım'da çalışmak isteğini olumlu karşıladığımızda, kendisini çağırdım. isterse vardiyalı değil, sadece gündüz mesaisi yapabileceğini söyledim. Bunu kabul etmedi. Arkadaşla rından imtiyazlı olmak istemiyordu. Yetenekli ve örnek bir elemanımızdır. Başanlarının devamını diliyorum.» 53 yı l önce, Sabiha Gökçen pilotluk ehliyetini almış, havacılık tarihimize adını yazdıran ilk Türk kadını olmuştu. Bugün, Ayten Turgut da, uçak teknisyeni ilk Türk kadını olma şe refini taşıyor. Nice Gökçenlere, nice Turgutlara ... sım Şefi Bahtıgür
7
8
«Birkaç kürek vuruşundan sonra denizin öyle bir noktasına varmış olduk ki buradan hem Haliç, hem Boğaziçi ve Marmara, hem de bütün liman ve İstanbul şehrinin iç denizini görmek mümkün oluyordu. Ama buraya gelince Marmara'yı Asya kıyisını ve Boğaziçi'ni unutarak HaHç'in giriş havuzunu, İstanbul'un yedi tepesi üstüne asılı yedi şehrini, çevreyi tarayan bakışiarı mızla seyre daldık... Şehrin yedi tepesi denizin bir kolu olan Haliç'e doğru akıyordu ... Eşsiz, hiçbir yerle kıyaslanamayacak kadar güzel istanbul. . . » Alphonse De Lamartine'in 1833 tarihini taşıyan bu satırları kuşkusuz şehirler şehri İstan bul'un tüm güzelliğini aksettirmeyebilir. Haliç'in çevresi için << Hiçbir ressam fırçası burasını bütünü ile resmedemez>>, diyen Lamartine, İstanbul ile ilgili satırlarında «bu güzelliği ifadeden aciz» olduğunu sürekli vurgulamıştır. Megaralı göçmenlerin yeni bir yurt ar"amak amacıyla çıktıkları uzun göç yolculuğunun son noktası Sarayburnu olmuştu. Trak kökenli Byzas'ın bu küçük yerleşim yeri daha sonra onun adından esinlenerek Byzas adını alacak ve Byzantion olarak anılacaktı. Plinos'a göre İs tanbul'un ilk adı Lygos'tu. İ.Ö. 660 da kurulan Byzantion Roma imparatoru Büyük Kostantinus'a kadar bu isimle anıldı. İ.S. II. yy'da
Byzantion'u ele geçiren Roma imparatoru Septimius Severus İstanbul'a Agusta Antonina adı nı verdi ancak bu benimsenmiyecek, ardından Nea Roma (Yeni Roma) adı gelecekti. Bu kimlik değişiklikleri ile birlikte İstanbul'a kent yapısı ve ekonomik görünüş olarak değişiklikler de geliyordu. Fransız yazar Theophile Gautier de İstanbul'a eşsiz bir sevgiyle bakan kişilerdendir. Ancak Gautier İstanbul'da beğenmediği tarafları da belirtmekten kaçınmaz. Ama genellikle o da sevdalıdır İstanbul' a ... «Kayıklar iz bırakarak oraya buraya gidiyordu. Hele karşı kıyıda İstanbul'un o harika panoraması uzanıyordu. Bu görünüm öylesine garip bir güzelliktc ki, kişi gerçek olduğundan şüp he edebilir. Kişi sanabilir ki, karşısındaki bu görünüm ressamın fantezisine göre hayali bir Doğu temsili için boyanmış bir dekor tablosudur. Fatih Sultan Mehmed'in şehri rüya renkleriyle uzanıp gider. » İstanbul'u <<rüya renkleriyle» gören «harika bir panorama» olarak tanımlayan Theophile Gautier'in sıradan bir yazar olmadığını belirtmek gerek. Gautier gizem dolu bir dünya, engin bir bakış kazandıran ve onu rüyalar içinde gezdiren İstanbul gerçeğinden başkası değil. .. İstanbul ' u şehirler şehri yapan da bu gerçek değil mi?
9
«After a few strokes of the rows we have reached such a point on the sea that all Golden Horn, Bosphorus and Marmara Sea, and the whole harbour and the interior of Istanbul could be seen from that point. But, as one reached this point the· Marmara Sea, Asian shore, and Bosphorus werc all forgotten, and so did we: We all dedicated ourselves to watching the entrance pond of the Golden Horn, the seven cities hanging on the seven hills of Istanbul. .. The seven hills of the city were all flowing towards the Golden Horn, a branch of the sea ... Istanbul, so uniquely and incomparably beautiful. .. » These lines created by Alphonse De Lamartine in 1833 may of course not reflect all the beauties of Istanbul the Queen of the Cities. Lamartine, who put forward that «No painter's brush can ever illustrate this place completely>>. did continuously emphasized that he is unable to «express this beauty» in his works relevant to Istanbul. The very end point of the migratian travel of the Megarian immigrants who had left their home in order to seek a new one, was Sarayburnu. This tiny settlement of Byzans from Tracian root would afterwards be called as Byzas under inspiration from his name, and then be known as Byzantion. According to Plinos, the very first name of Istanbul was Lygos. Established in 660 BC, Byzantion was called under this name until the Roman Emperor Constantinus the Great. 10
Roman Emperor Septimus Severus who conquered Istanbul in 1 1th century AD. named her as «Agusta Anton ina>> . This name would, however, be not adopted and immediately followed by «Nea Roma » (New Rome). Accompanied by these changes in identity were the urban variations in urban structure and economical appearance in Istanbul. The French author Theophile Gautier is too one of those who show a unique symphaty towards Istanbul. Yet Gautier does not hesitate to express the dislikes he developed regarding certain facts about Istanbul, either. But generally he is also in love with Istanbul. «The boats were moving around leaving traces behind them. Especially ou the opposite side the fascinating panorama of Istanbul was Iying. This view was so strange to mind that, one could even consider this to be unreal. One could suppose that this view lying before him was a decorative painting created from the phantasies of the painter illustrating an imaginary Oriantal appearance. The city of Mehmet the Conqueror is there, exhibiting all her colours as if a dream animation. We must essentially mention that Theophile Gautier who saw Istanbul << With the colours of a dream », deseribed her as «a fascinating panorama >> is no ordinary author. It is no other cause that provided Gautier with a word of mystery, a vast point of view, but the fact of Istanbul. .. And is it not this fact that makes Istanbul the Queen of the cities? 11
Heyecanlı olduğunuz ihtimalini gözününe alarak uçak ile seyahat etmenin günümüzde en emniyetli yol oldu ğunu hatırlatmaya gerek duyduk . Alışılmamış bir ses sizi tedirgin edebilir. Kalkıştan he men sonra duyulan gürültü , uçağın uçuş pozisyonuna geçerken iniş takımlarını içeri çekmesinden gelmektedir. Uçak havalanırken normal seyrinden daha fazla kuvvete ihtiyaç vardır . Aynı şekilde uçak inişe geçtiğinde hızındaki azalma makina sesindeki değişim şeklinde duyulur. "Kemerlerinizi bağlayınız" ve "Sigara içmeyiniz" işaretleri yandığı zaman zil çalar . Zil. yolculardan biri kabin mürettabatını çağırdığı zaman da çalar. Uçuş sırasında birşey sormak, yemek, içmek veya okumak istediğiniz zaman uçakta tipine göre başınızın üzerindeki veya koltuğun kol Iuğu üzerindeki "çekiniz" yazan yahut hestes resmi bu lunan düğmeye basarak hostesi çağırabilirsiniz . Okumak için ışığa ihtiyacınız olduğu zaman başınızın üzerindeki veya koltuğun kolundaki düğmeye basınız. "Kemerlerinizi bağlayınız" işareti yanmadıığ zaman elinizi yı kayabilir ve tuvalete gidebilirsiniz . "Tuvalet doludur" işa reti, tuvalatin meşgul olduğunu gösterir .
YIYECEK VE IÇECEK SERVISI : iç hatlarda çay ve kah ve ücretsizdir ve limitsizdir . Yemek servisi dış hatlarda enternasyonal yemek saatlerine göre yapılmaktadır . Kahvaltı servisi sabah uçuşlarında, öğle yemeği ser visi gün ortası, akşam y e meği servisi a k şam uçuşla rında yapılmaktadır . Uzun parkurlu dış hatlarda bu ye meklere ek olarak snack servısı yapılır . Yemek servisi yapılan tarifeli ve charter uçuşlarında, şeker hastalarına ve vejetariyen lere, sağlık , felsefe ve din nedeniyle normal menüyü kabul etmeyenl ere, özel yemekler te min edilmektedir . özel isteklerio zamanında tercihan rezervasyon yapılırken belirtilmesi gerekmekted ir. Meşrubat dış hatlarda ücretsizdir. Uluslararası hava taşımacılığı talimatları uyarınca uçağa yolcular tarafından g e tirilmiş alkollü iç kilerin içilmesi yasaktır. UÇAKTA SIGARA IÇMEK : Sayın yolcuları mız , Ulaştırma Bakanlığı'nın 25 .1 .1988 tarihli emirleri gereğince iç hatlarda sigara içilmesi tamamen dış hatlarda ise kısmen yasaklanmıştır . Yurt dışı seferlerimizde uçağın ön tarafında , toplam otur ma kapasitesinin % 60 lık kısmı sigara içmeyenl ere tahsis edilmiştir . Dış hat seferlerimizde yalnızca uçağın arka bölü münde sigara içilmasine müsaade edilmektedir. Yol cularımızın işbirliğini takdirle karşılıyoruz .
---Jo
ÇOCUK YOLCULAR: Çocuklar ve onların rahatı bi zim için çok önemlidir. Onların en özel ihtiyaçlar ı nı da hi dikkatten kaçırmamak için çaba harcanmaktadır . Be bekler için mama , süt vb . gibi şeyler gerektiğinde ısıtıl maktadır.
UÇAKTA SATIŞ: Alkollü içkiler ve tütünlü maddeler vergısız satılmaktadır . Üzgünüz ki uçakların stokları mutfak kapasiteleri ile limitli olduğundan aradığı nızı her zaman bulamayabilirsiniz. Böyle bir durumda umarız ki, bir benzeri stokta vardır . DIGER HUSUSLAR : THY Magazin'in bu sayısında oku yacak pek çok şey bulabilirsiniz . istirahat etmek için kabin mürattabatından örtü. battaniye veya yastık isteyebilirsiniz. DILEKLERINIZI ALALlM: Uçaklarımızın içinde yolcu dilek kutuları ile mektup kağıtları bulacaksınız . Yolcu larımızın uçuşla ilgili şikayet ve temennilerini almak her zaman hoşumuza gider . Türk Hava Yolları gösterdiğiniz güven için teşekkür eder, iyi uçuşlar diler ve sizi tekrar karşılamaktan mutluluk duyar. 12
In view of the possibility that you are feeling nervous, we would like to remind you that taday flying is the safest form of travel. You may be disturbed by an unusual sound. The noise you hear immediately after take-off its the sound of the landing gear being pulled up as the plane gets into flight position. While the plane is taking off it requires grester power than it does while cruising . In the same Way, as it prepares to land, the reduced speed causes a change in the sound from the engine. When the "Fasten your seat belts" and "No smoking" signs light up a beli rings. This beli is alsa heard when passenger rings for one of the cabin crew. During your flight, when you wish to ask a question, or request something to eat, drink or read, you may call the hostess by pressing the appropriate button. Accord ing to the type of plane you are flying in, this button may be located above your seat or on the arm of your chair ; and may be marked by a picture of a hostess . When you wish for light by which to read , press the switch over your seat or on the arm of your chair . When the "Fasten your seat belts" sign is extinguished you may leave your seat to go to the toilet . If the toilet is occupied the word "engaged" will be seen on the door . CATERING SERVICE: On morning flights breakfast is serv ed, on afternoon flights lunch is served, and on even ing flights dinner is served. On long -distance flights snacks are served in addition to these main meals . On scheduled and charter flights special food is available on request for diabetics, vegetarians , and others who for reasons of IJ'o- -...: health, religion or philosophy, are unable to eat the regular meals . However, it is essen tial to inform Turkish Airlines of this, well in advance, preferably when making your reservation . Charges are made for all alcoholic drinks . Soft drinks are free on outbound flights . Tea and coffee are served as many times as you would like without being charged on domestic flights . According to international air transport regulations passengers are forbidden to consume their own alcoholic drinks . SMOKING ON AIRCRAFT : May we kindly remind you that smoking on domestic flights has been prohibited by government 's orders being issued through Ministry of Transport on 25 .1 .1988 . On international flights a seetion in the front of aircraft covering 60% of th<> whole seating capacity has been designated for non smokers in seeordance with governments instructions . Smoking is only allawed on the rear part of the aircraft on outbound flights. We appreciate our passengers' cooperation . CHILD PASSENGERS: We are especially concerned with children and their comfort . We endeavour to antici pate and meet their every need . Milk and baby food is heated up for them when required. IN -FLIGHT SALES: The prices are all ~uty -free. We regret to say that because storage space on board is limi ted, we are unable to carry large stocks, and we may not al ways be able to supply what yuo want, in this event we hope you will be able to find an acceptable substitute. OTHER POINTS : You may find plenty to read in this issue of our Magazine. Your cabin attendants will gladly supply you with blankets and pillows upon your request. YOUR SUGGESTIONS: Inside the plane you will find suggestion boxes and writing paper. We are always pleased to receive the complaints and suggestion of our passengers. W e than k you for your trust in Turkish Airlines , and wish you a pleasant flight. W e lock forward to seeing you again .
Kıbrıs Türk Hava Yolları Ltd. Şti. 'nin Adafesinde birden üçe çıkarıldığını, yolcu taşımacı na Atatürk Caddesi' nde bulunan satış bürosu lığının yanı sıra kargo potansiyelinin arttırıldığı 20 Ocak 1988 günü düzenlenen törenle hizmete nı, böylece yaş sebze, meyve ve tekstil alanında girdi. da büyük bir gelişme kaydedileceğini vurgulaKıbrıs Türk Hava Yolları bürosunun açılışı yarak tüm Adanalılan tatil ve yatırım için Y avnı, Adana Valisi Erdoğan Şahinoğlu ile Kıbrıs ru Vatan Kıbrıs ' a davet etti. Türk Hava Yollan Yönetim Kurulu Başkanı Adana'da açılan Satış Bürosu, Kıbrıs Türk Nejat Konuk yaptı . Nejat Konuk, Anavatan Hava Yollan'nın Türkiye'de edindiği ilk gayrı Türkiye'nin desteği ve özellikle THY'nin kat- menkul oluyor. 1988 yılı içinde Şirketin Ankara, kısıyla Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın büyüyüp İstanbul ve İzmir satış büroları, kendi mülkü olageliştiğini ve bundan sonra da gelişmesini hızla ,rak yeniden tefriş edilecek, Kıbrıs bürolarının sürdüreceğini söyledi. Genel Müdür Pikret Güda yenilenmesiyle bütün satış bürolan modern müşdere ise, Adana-Kıbrıs seferlerinin kış tarihale getirilmiş olacak.
13
TURK HAVA YOLLARININ 1 988 YAZ TARiFESi ve 1 988/89 KIŞ TARiFE ÇALIŞMALARI TAMAMLANDI ve SATlŞA AÇlLDI 27 Mart - 29 Ekim 1 988 tarihleri arasında geçerli olacak THY 1 988 Yaz Tarifesinde 6 yeni hat v e bırçok yenı uçuş planlandı. 3 yeni orta -uzun menzillı Aiı~ bus A31 0-300 uçağı ile filosu takviye edilerek THY'nın 1 988 Yaz T arifesinde 0 /o 1 O'un üzerınde bir büyüme öngörülmekte olup yolcu sayısının 4 milyona erişm e si bek lenmektedir.
YENi HATLAR (Çarşamba / Pazar
Tunus Cezayir Lyon Os lo B ingazi Basel
günleri)
CPerşembeJ
(Pazartesi /
Perşembe/
Pazar J
CÇarşambaJ CSalıJ
CCumaJ
YENi FREKANSLAR istanbul- Londra istanbui-Belgrad istanbul-Frankfurt istanbul-Roma istanbul-Tahran istanbui-Amsterdam istanbul-Viyana istanbui-Madrit Antal ya-Zürih istanbui-Bahreyn istanbui-Kuveyt
hattında haftalık sefer sayısı 8'den 1 O'a çıkarıldı. Haftada 4'den 5'e Cumartesi günleri yoğun dönemde 2 sefer Haftada 5'den 7'ye Haftada 3 sefer Haftada 3'den 4'e Haftada 3'den 4'e Haftada 2'den 3'e Haftada 1 'den 3'e Haftada 2'den 3'e Haftada 3'den 4'e
YENi RUTLAR Oalaman-Zürih izmir-Lyon izmir-Hamburg izmir-Amsterdam
(Cuma günleri) (Pazar günleri) (Perşembe günleri) (Çarşamba günleri)
Ayrıca M ilano, Frankfurt, Zürih uçaklar tahsis edilmiştir .
gıbi
birçok Avrupa
noktasına
daha büyük tip
iÇ HATLAR istanbul-izmir, istanbul-Adana, istanbul-Dalaman hatlarında birçok seferin uçak t ipleri büyütG;müştür . Antalya sektöründe; akşam istanbul-Antalya, sabah Antalya-istanbul standart seferlerine ilaveten akşamüstleri hergün yenı istanbul-Antalya -istanbul seferleri ihdas edilmiş tir. Gaziantep seferleri haftada 5'den 6 'ya çıkarılmış. haftada 2 ista nbul-Konya seferi konmuştur. istanbul-Ankara,
haftalık uçuş sayıları arttırılmış.
Türk H ava Yollarının 1 988 Yaz Tarifesinde yer alacak ve açılış tarihi yakında belirlenecek olan Newyork seferleri ile ilgili çalışmalar hızla devam etmektedir. Türk H ava Yollarının Newyqrk bürosu T ürkevinde kurulmuş olup , tam faaliyete geçmesi için gerekli hazırlıklar tamamlanmak üzeredir. 1· 988 yılı için üzerinde durula n şehirlerden T okyo ve S ydney'e sefer k onusunda bu ülkelerden müsaade beklenmektedir. Bu
noktaların açılması
halinde
T HY 'nın uçuş yapmadığı
hiçbir
açılması
kıta kalmayacaktır.
Türk Hava Yollarının 1 988 Yaz Tarifesinde, yukarıdaki tarifeli hatlar yanısıra; Bolon ya , Viyana, N antes. Milano, Frankfurt, Verona ve Münih'e izmir , Antal ya ve istanbul'dan yap ıla cak turistik çarter seferleri de yer a l maktadır. Gere k Kıbrıs Türk H ava Yolları'nın, gerekse TH Y'nın Türkiye-Kıbrıs arası uçuş ları ile KKTC'n in T ürkiye üzerinden yurtdış ı irtibatları 1 988'de arttırılmış bu lunmaktadır.
Başta y urtdışı
Airbus uçakları olmak üzere filomuzun genişletilmiş kargo kapasitesi ve yurtiçi taşımalarında kargo müşterilerimizin emrine sunulmuştur.
Ya z ve
kış
du yuru lma s ı
tarifelerinin yıllık olarak birl ikte çıkarılması ve erkenden kamuoyuna prensibi uyarınca 1 988 / 89 kış dönemine ait tarifeler hazırlanmış ve
yurtiçi/ yurtd ışı
14
satışlarına açılmıştır.
IATA BAŞKANI'NIN TÜRKiYE'Yi ZiYARETi Kısa adı IATA olan Uluslararası Hava Taşımacılığı Teşkilatı'nın Başkanı Dr. Gunther Eser, 9- ı ı Şubat tarihleri arasında Türkiye'yi ziyaret etti. Atatürk Hava Limanı'nda THY Genel Müdürü Yılmaz Oral tarafından karşılanan Dr. Eser, 29 yıl önce Türkiye'de Lufthansa Müdürü olarak görev yaptığını hatırlattı ve «0 zamandan bugüne, teş kiUitımıza üye havayolu şirketleri arasmda en hız h ve en iyi gelişmeyi Türk Hava Yolları'nın gerçekleştirdiğini gördüm» dedi. IATA Başkanı, kuruluş üyesi 168 havayolu arasında, ticari açıdan, Türkiye'nin 17 veya 18. sırada yer aldığını sözlerine ekledi. IA TA Başkanı Dr. Gunther Eser ile THY Genel Müdürü Yılmaz Oral arasında yapılan ikili görüşmelerde «sivil havacıhktaki gelişmeler, gelecekte doğabilecek problemler ve bunların çözümleri, IATA'mn ileriye d()niik politikası ve THY'nin hamleleri» üzerinde bilgi alışver i şinde bulunuldu. Bilindiği gibi, merkezi Cenevre'de bulunan lA TA teşkilatında, Türk Hava Yolları , 195 7 yılın dan bu yana aktif üye olarak yer alıyor .
IATA GENERAL DIRECTOR'S VISIT TO TURKEY Dr. Günther Eser, the General Director of International .Air Transport Assodation (in short IATA) visited Turkey between 91 l l February. Dr. Günther Eser reminded Mr. Yılmaz Oral, the General Director of Turkish Airlines, who welcomed him at the Atatürk Airport that he was working for Lufthansa as General Manager for Turkey 29 years ago and added that «Since then Turkish Airlines is the only Airline in the Organisation which recorded so fast and so positive a development amongst other member Airline companies». He further pointed out that «Turkey occupies the 17th or 18th rank among other 168 airline companies in regards to its commercial vitality.» During the bilateral discussion that took place between Dr. Günther Eser and Mr. Oral, su::::h subjects as <<civil aviation developments, problem s to be confronted in the future and their solutions, IATA future policy and development of Turkish Airlines» were taken into consideration. As it is, Turkish Airlines is an active member of the lA TA Organisation which has its headquarters in Geneva, Switzerland. 15
N
)
)
)
EMRUD DAGHI, (Nemrud dagh) a name to play with; a name to conjure with; a name with which to be obsessed. And that is precisely what I had been since I first read, some 10 years ago, about this 7500ft. mount:ıin in the heart of Southern Central Turkey, atop of which Antiochus I- not the Seleucid Antiochus, but the Antiochus of the Commagene eınpire - built his ınausoleuın off hircthesion. For Antiochus I was intoxicatcd with lhc desire to survive in <<unending eternity». The tiny kingdoın of Coınmagcnc- this is the Greek form of the Hittitc-Assyrian name Kummuhi - was bordered by Annenia in the north; Syria to the south; Cappadocia and Cilicia to the north-west and south-west rcspcctively; and the Euphrates, beyond which wcre Mcsopotamia and Parthia, to the east. The kingdom cxistcd for a mere 200 years. It had becn a part of the Scleucid empire but, in the middlc of the second century B.C. its govcrnor revolted and established an independent dynasty. Thereafter the Commagcnc kingdom acted as a buffer statc betwcen the Romans and the Parthians, aligning itself at times with the one, at times with the other. Thus. during the Mithradatic wars, Antiochus I at first opposed Romc, but latcr thought better of it and in 64 B.C. signed a treaty with Pompcy the Grcat. Finally, in 72 A.D. Vespasian incorporatcd Commagene into the Roman province of Syria. My journey began in Istanbul from where I travelled in very comfortable buscs to Ankara and then to Gaziantep, the roads wcre exccllent. From Gaziantep to Adıyaman the road was stili good, but the bus lcft somcthing to be dcsired and I was glad to note that Mashallah (<<as God wills») was painted on its front. I had time to spare at Adıyaman and attempted to cash an American Express traveller's chcquc. lt is difficult to believe but the banks had specimcn cheques of only the Bank of Scotland. From Adıyaman stili anothcr bus, and this on a much inferior road, left mc at the large viiiage of Yeni Kahta. I stayed the n ight in most primitive accommodation. The next day I left Yeni Kahta by jecp for Eski Kahta. The twisting road rose and fell alongside te broad river Kahta- a tributary of the Euphrates - and I passed many fields heavy with grain and rich with wine. Therc were also large flocks of sheep. I remembered that Strabo had spoken of the Commagene kingdom as «an exceedingly fertile, though smail territory >> and
although this region was later to bccome barren and poor. large-scale reelamation projccts initiatcd by modern Turkish Governments are obviously paying rich rcwards. An hour's drivc found us crossing a beautifully preservcd 200ft. long Roman bridge which was built by Scptimius Severus, and 20 minutes later wc were at Eski Kahta from which my archacological safari would begin. And this was as it should be, for, morc than 2000 years ago, it was from Eski Kahta that processions to Nemrud dagh commenced. Eski Kahta was fascinating. Blonde. blue-eyed children playing on the roof tops reıninded me that I was in the !and of Edessa, that kingdom carved out at the time of the first Crusade by Baldwin of Boulogne who was later to become King of Jerusalem, and a toothless gnarled old
17
woman pouring water from an animal skin provided a thread of continuity with Assyrian reliefs which portray similar water containers. I was, and am still, puzzled because the skin was that of a pig and these people are Muslims and, of course, to the Muslim the pig is unclean. I spent the night in my sleeping bag in a clean, white-washed house built by Miss Theresa Goell, the intrepid American archaeologist who has been excavating at Nemrud dagh for the Jast 15 years. The muhtar (village headman) provided me with food. My guide Ismael and I started at sunrise the next morning. I had refused a donkey; not because of the expense, but I hate donkey riding, especially when my guide walks. However, it seemed that I might regret my decision for soan after leaving Eski Kahta we had to ford a fierce-
flowing mountain river, bordered by rich red oleanders, and although Ismael skipped across !ike a nimble goat I slipped and lurched and was up to my knees in water. Fortunately Ismael was carrying my camera case and nothing more than my pride and trousers were hurt. I could see, however, that Ismael thought badly of this inauspicious beginning and dreaded the remainder of the day. However, apart from falling in the same river on the return trip I think I met with Ismael's conditional approval. We elimbed h ard through loose scree, Ismael all the while talking to himself and every 50 yards or so stepping out of his shoes which were fully two sizes too large for him. After two hours we reached the tiny settlement of Horik and were given water, tea, freshly baked brown bread, and the best erearn cheese I have ever tasted - or possibly I was just dreadfully hungry. I drank pints of water for after Horik there is no drinking water on the mountain. W e started off again through a narrow but as yet cool valley and it was delightful to hear the calls of the cuckoo and the owl. Forty-five minutes later Ismael abruptly turned to the left and here our real climb began. The tree line was soan below us, but in compensation we waded through glorious spring flowers. Soan, we were amidst snow and then, there it was - the man覺nade peak of Nemrud dagh. Although it can be seen from nearly 100 miles, the topography of the country-side is such that it is only when you approach Nemrud dagh that the cone comes into view. Puffing and panting, five-and-a-half hours and 5000ft. after leaving Eski Kahta, we scrambled on to the western terrace of the mountain. I was awe-struck. Below, the Euphrates twisted and turned; araund the snow-covered peaks of the anti-Taurus mountains glistened in the sun; and above, daminating all, an artificial cone-Jike cairn of smail stones, rose for a further 150ft. From here, Antiochus, who deified himself befare his death, hoped his soul would rise to the heavenly sphere of Zeus. Strewn about the terrace were a dozen heads, mostly human, but same of fierce eagles and atl覺ers of haughty Jions. The grace and beauty of the human heads were sublime. Here were perfect examples of the idealised version of the hellenistic style and yet the portrayals had a distinctive local Anatolian influence.
18
Most striking was the head of Antiochus as a young man. The handsome features were reminiscent of Alexander the Great from whom Antiochus claimed descent on his mother's side anp the headdress indicated his association , through his father, with Persia. Another beautiful head was that of Fortuna, the fertility goddess of Commagene. She had a hair-do of the most elegant and modern vogue. What was truly remarkable was the superb condition of these masterpieces which, for the last two millenia, had been exposed to the howling winds and the driving rain, hail, sleet, and snow which are the normal conditions atop Nemrud dagh. Each head had been cut from a single limestone block, stood about 10ft. high and would weigh about three tons. Where did the stone come from?There was no trace of any on the mountain and I was forced to conjecture that Antiochus had the enormous blocks dragged from afar in order to satisfy his lust for immortality. It is sad that nothing is known of the talented artists who served him. At the north corner of the terrace, lying on its side, was a large sandstone relief of a lion decorated with 19 stars, a crescent moon, and three planets-Jupiter, Mercury, and Mars. These astral bodies were functional as well as decorative for this is the first-known Greek horoscope and from it the date of the founding of the hierothesion-July 7, 61 or 62 B.C. has been calculated. I was brought back from the heavens by Ismael nagging at me with Tarnınarn (O.K.) and Gel , gel (Come, come) and I was sorely irked that my communion with the Gods was to be so brief, instead of descending the mountain Ismael took me aro~nd the northern base of the tumulus and I found myself on the eastern terrace. I gasped.
Antiochus calls Nemrud dagh «the topmost ridge» of his kingdom and « İn closest proximity to the heavenly throne of Zeus. » He also records that he «undertook to make this holy place a common throne room of all the gods. » To join Antiochus and Zeus-Ahurmazda I scrambled up the tumulus which is composed of the chippings from the statues. Is there a burial chamber within the tumulus? What hidden treasures lie under the cairn? Will the future yield treasures which will surpass those of Tutankhamen? Unfortunately, all attempts using the most modern scientific eıquipment have failed to answer these questions. The mute stones do not speak.
Ranged along the western side of the temple area and facing the remains of an altar was a row of five colossal statues of the Gods flanked at either end by a lion-eagle complex. In this row Antiochus had taken his place among the Gods between the 'Father of the Gods' Zeus Ahurmazda and the god of strength Herakle-Artagnes-Ares. These compound names are stili another indication of the affinities which the Commagene kingdom had to both the East and W est. The statues stand on a 20ft-high platform and are about 30ft. high. Unfortunately, all are headless, the heads lying strewn about the temple area. In inscriptions at the base of the figures 19
o HO
''
''
Passengers who make reservation on a flight but deny boarding without information of cance/lation are cal/ed "NO SHOW' N the industrial world of aviation, in accorI dance with the development of economy and technology, raise in number of passenger cause the increase in number of "NO-SHOW" s. Consequently it is a constant complaint of all world airlines but no satisfactory results can be obtained to minimize the problem. Assodation of European Airlines (AEA) which has 20 members including Turkish Airlines have been searching for the precautions that have to be taken against the "NO-SHOW" affair. According to the research of the association, approximately 900.000 passengers are "NO-SHOW" in annual seat utilisation. From the point of financial aspect, it means a loss of 200.000.000 US dollars for the members. This topic is discussed annually in special meetings by AEA in the last meeting of which the precautions held by each member and their benefits are discussed. Besides a campaign is launched by AEA to educate and promote passengers, agencies and airlines whicb are thought to be the main reasons in this damaging statement.
N B
o
E, unwillinly must state that THY cıı~ tomers take quite a place in the ıquantity of "no-show" results declared by AEA. We believe that passengers do not spend the same care for the cancellatian of their denied seats as they do for their reservations. Passengers having reservations on a determined flight and having the wish of flying on a previous one or changing the carrier, without any information of cancellatia n will take part in the " NO-SHOW" problem. In this case, the airline feels not only the financial pressure but also the psychological defect of dissatisfaction for the customers on the waiting list. On the other hand, the vacant seats caused by " NO-SHOW", passengers attracts attention and critics of the ones who had diffuculty in obtaining seat or found space 'by chance on the same flight. We believe cooperation shown by both passengers and agencies to caneel seats in advance, in case of denial will complete the efforts of airlines to minimize "no-shows." The will relieve unnecessary hardship for both companies and passengers.
AEA selected symbol for no-show campaign.
S H O
İLE İLGİLİ AÇIKLAMA İLİNDİGİ
üzere, no-show (rezervasyon kaydı yaptırdığı halde gelmeyen yolcu) konusu tüm dünya havayollarını sürekli meşgul eden, ticari kayıplar yanısıra yolcu hizmetlerini de aksatan bir sorundur. Uçaklarda rezervasyon yaptırdığı halde yolcunun uçmaması durumunda no-show diye adlandırılan "uçakta yer yok dendiği halde yer olması" olayı ortaya çıkmaktadır. Karşı tedbirlerin alınmaması halinde koltuk kaybına yol açan bu konu sadece THY'na özgü bir sorun olmayıp tüm hava yollannın bir prob20
w
w
lemi olarak görülmektedir. 20 üyeli AEA (Avrupa Hava Taşıyıcılan Birliği) hava yollarının bir yıllık taşımalarında gelmeyen (no-show) yolcu nedeniyle 1 milyon koltuğun değerlendirilemediği , bunun da, toplarnın % 5'ine tekabül eden 200 milyon dolarlık bir kayba sebep olduğu görülmüştür.
AEA, önemli mertebelere ulaşan bu kayıpla rın önlenmesi için bir kampanya açmış; yolcu, acente ve hava yollarının bu konuda sürekli ilgi ve eğitimini hedef almıştır. THY da bu kampanyaya katılmış bulunmaktadır.
.
,-...... •
8
~
'-"
~ ~ ~ ~
~
DIŞ
HATLAR -INTERNATIONAL LINES 3005 1186 2209 566 . 1617 2587 802 1715 4820 2166 1911 2486 2377 5717 2815 3007 2038 1862 1986 1927 1299 3957 2007 1992 8329 2169 767 2512 1993 2713 1767 1567 1674 2240 1384 8662 488
ABU DHABi (AUH) AMMAN (AMM) AMSTERDAM (AMS) A TtNA - ATHENS (ATH) BACDAT- BAGHDAD (SDA) BAHREYN (BAH) BELGRAD - BELGRADE (BEG) BERLIN- Doğu / East (SXF) BOMBAV (BOM) BRÜKSEL- BRUSSELS (BRU) CENEVRE - GENEVA (GVA) CEZAYiR - ALGIERS (ALG) CIDDE - JEDDAH (JED) DELHI (DEL) DAHRAN- DHAHRAN (DHA) DUBAI (DXB) DÜSSELDORF (DUS) FRANKFURT (FRA) HAMBURG (HAM) HANNOVER (HAJ) KAHiRE - CAIRO (CAl) KARAÇi - KARACHI (KHI) KOPENHAG - COPENHAGEN (CPH) KÖLN - COLOGNE (CGN) KUALA LUMPUR (KUL) KUVEYT- KUWAIT (KWI) LEFKOŞE (ECN) LONDRA- LONDON (LHR) LYON (LYS) MADRiT- MADRID (MAD) MILANO - MILAN (MIL) MÜNIH - MUNICH NURNBERG (NUE) PARiS- Orly (ORY) ROMA-ROME- Fiumichıô(FCO) SiNGAPUR - SINGAPORE (SIN) SOFYA - SOFIA (SOF) STOKHOLM -- TOCKHOLM (ARN) STUTTGART ( ŞAM - DAMASCUS (DAM) TAHRAN- TEHRAN (THR) -TRIPOL TUNIS (TU (V (ZR
•
HIDIVKASRI Boğaziçi'nin, başlı başına özelliği olan değişik
ve karakterli yapılarından önemli bir tanesi, Çubuklu sırtları üstündeki "Hı d iv Kas rı »dır. Son Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa'ya ait olan saray yavrusu bina, çok eski zamanlardan beri Boğaz'ın bu en yeşil kösesini kaplayan, Saip Molla Çiftliği içine, 1906 yılında yapılmıştı. Daha önce kıyıda Türk üsiCıbu bir yalı da yazlarını geçiren Mısırlı aile, dönemin zevkine uygun olarak tepeye yaptırdıkları bu yeni binayı , 1900'1erin kendine özgü st i 1i olan ''Art Nouveau, üsiCıbunda tutmuşlardır.
kadar aile tarafından ve geniş koruluğu, 1937 ' de istanbul Belediyesi 'ne geçmiş ve o zamandan beri boş kalarak , 45 yılın için1930 'lu
yıllara
kullanılan yapı
de harap olmuştur. Koruluğun güney yamaçları zamanla satılmış olduğundan, burası bir kooperatif tarafından inşaat ve yerleşime sahne yapılarak, doğal karakterini yitirmiştir. istanbul'da bir çok tarihi yapıyı restore ederek ve onların hüviyetine uygun fonksiyonlar vererek, ülkeye ve dünyaya kazandıran Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, 1982 yılı sonunda istanbul Belediyesi ile imzaladığı yeni bir protokolla, Hıdiv Kasrı'nın onarımını da üstlenmiş ve 1,5 yıl süren yoğun ve geniş kapsamlı bir calışma i le eseri baştan başa restore etmiş, boş binayı üsiCıbuna uygun mobilya ve aksesuarla döşemiş ve yapının çevresini, taş yaya yolları, tarihi fenerler, geniş çim alanları ve gül bahçeleriyle çevirerek, tam anlamıyla imar ve ihya etmiş tir .
Geniş
bir koruluğun içerisinden, Bomavi sularını seyreden romantik yapı, gündüzleri bir çay salonu ve lokanğaz'ın tadır.
Geceleri davetler , resepsiyonlar, yaz ve kış konserleri için de hizmete açıktır. Üst katlarında devrinin zengin döşe mesine sahip yatak daireleri , 50 kişiye kadar geeeleme imkanı sağlar. Geniş koruluğun iki ucunda bulunan yapılardan, eski ahır, lokanta olarak; küçük bir şato görünümündeki kuzey kapısı ise, pastahane olarak hazırlanmaktadır .
Zengin kır çiçeklerinin yayıldığı ağaçlı servise konulan tek atlı taytonları ile, Hıdiv Kasrı , kapılarını çok yönlü hizmete uluslararası standartlarda açmış bulunuyor. Çelik Gülersoy'un yönlendirmesiyle , dekoratörlerin, kristalcilerin, mobilyacı ların antikacı ların, dökümcülerin , ışıkçıla yollarında,
rın, kumaşçıların, cilacıların, fayansçıla rın, taş
ve mermer ustalarının, aynacıla ve bahçıvanların, tekrar hayata kavuş turduğu ve bu defa size sunduğu bir eserdir Hıdiv Kasrı. rın
23
THE KHEDIVES' PALACE The Vi Ila of the Khedive is one of the most important structures on the slopes of Çubuklu, overlocking the Bosphorus. This pavilion, which can easily be considered a smail palace, was built by the last Khedive of Egypt, Abbas Hilmi Pasha , in the year 1906, at the site known as the Saip Molla farm. Prior to the completion of this new facility, bui lt and furnished in the fas h i on of the day, name Iy in Art Nouveau style, the family members of the Khedive used to spend their summers in 24
the coolness of an old turkish yalı, down on the Bosphorus sh o re. Till the 1930's the palace stayed in the Khedive's family. However in 1937 the inheritors bequeathed the building to the Municipal ity of Istanbul. In the 45 years that elapsed till 1982, the building itself suffered extensive damage by reason of neglect. The southern slopes of the green hi ll, on the top of which the Khedivian palace is situated, have been sold to housing developments, thus the whole
property losing a whole lot of its original character. T.T.O.K . (Touring and Automobile Club of Turkey). after signino a contract in 1982 , to that effect with â&#x20AC;˘ -~ Istanbul Municipality , started a thorough repair and rejuvenation project of both the palace itself , and the parks and woods surraunding it. At the end of the working period which took a little better than a year and a half the palace wa~ restaured to its original splendour, and the empty rooms were furnished with the furniture and accessories of the period it was bui lt. As to the green lawns, and trees surraunding it , they too were now blooming with newly added rose gardens and secluded promenades. That romantic complex, which overloaks the blue currents of the Bosphorus is serving the public as a restaurant and tea salon during the daytime. In the evenings its functions varies from wedding parties to concerts. lts exquisite bedrooms on the top floor , richly decorated in the style of its heyday .are suitable to accomodate up to SO guests in high s tyle and luxury. Of the two other pavillions. the old stables are being readied to be opened shortly as a fine restaurant. while the northern gate will soan assume the functions of a "patisse ri e,. With its quiet and shaded alleys under the green fal i age of the wooded area which they criss-cross, with its phaetons drawn by single horses plying these secluded and romantic roads, the Palace of the Khedive isa must to vis it. lt is a unique work of art. which an army of talented artists , such as decorators , crystal workers, furniture and antique dealers, iron masters , fabric weavers , lighting experts . stone and marble masons . mirror makers and gardeners , under the guidance of Mr. Ă&#x2021;elik GĂźlersoy . the Secretary General of the TTOK. has brought back to life . 25
dız,
TEZHİ~ANATI Anadolu
Selçukluları
devrinden gunumuze yazma eserlerden, Türk tezhip sanatının ilk döneminde kıvrık dallar üzerinde rumilerin, geçmeli geometrik desenierin yazı baş lıklarında ve aralarda kullanıldığı görülür. Erken Osmanlı yazmalarında ise, kitabın düzenlenişi ve tezhibi açısından, başlangıçta Memluk ve Timurlu dönemi Herat ve Şiraz okulları nın bezerne üslubunun etkileri hissedilir. Bu etkiler zaman içinde sürerek, 15. yüzyılın ikinci yarısında orijinal bir tezhip üslubuna ulaşılmış tır. Fatih Sultan Mehmed'in kitaba gösterdiği büyük ilgi sebebiyle hazırlanan çok sayıda eserde, tutarlı renk kompozisyonlarına sahip, daha çok rumiler ve yanısıra stilize küçük çiçeklerin ve hatayilerin kullanıldığı bir tezhip üslubu varulaşabilen bazı
dır.
15. yüzyıl sonu ile 16. yüzyıl başlarına rastlayan Sultan ll. Bayezid'in saltanat yıllarında, Türk tezhibi motifleri arasına çinbulutu motifi katılmıştır. Özellikle hattat Şeyh Hamdullah'ın nesih hatta yazdığı Kur'an'larda başlangıç yaprakları levha halinde, Fatiha ve Bakara surelerinin başlangıcı, diğer sfıre başlıkları, duraklar, güller ve Kur'an'ın bitimindeki karşılıklı yapraklar üzerine yapılmış zahriyeler zengin tezhiplidir. Bu tezhiplerde, çeşitli tonda altın yal26
Hkivert, açık mavi, turuncu, beyaz, siyah, yeşil, sarı, pembe ve beyaz renklerle madalyonlar, sanlma rumiler, hatayi çiçekli kıvrım dal ve çinbulutu motifleri işlenmiştir. Osmanlı- Türk tezhip sanatının ikinci önemli dönemi, 16. yüzyılın ilk yarısına rastlar. Bu yıl larda, Türk tezhibinin klasik dönemi hazırlan mış, çeşitli motif ve üsluplar geliştirilmiştir. ı 5. yüzyıl sonlarında Herat'da oluşan dekoratif süsleme üslfıbunun ve bezerne prensiplerinin etkile. rini yansıtan iplik inceliğinde kıvrım dallar ve rumiler, kitap süslemeciliğinde yaygınlaşmıştır. Türk tezhibinin en muhteşem ürünleri Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566) verilmiştir. Özellikle 16. yüzyılın ortalarına doğru bezerne motifleri dağarcığının birdenbire zenginleştiği görülür. Bir yandan sivri uçlu kıvrık yapraklar ve hatayi adı altında toplanan Uzak Doğu kökenli stilize çiçeklerin, farklı biçim ve boyutlarda ele alındığı tezhipler yapılırken, öte yandan Iate, gül, sümbül, nergis, süsen, zen·in gibi .çiçeklerin, bahar çiçekleriyle donanmış meyve ağaçlarının, selvi ve narların natüralist anlayışla canlandırıldığı süslemelere yer verilmiştir. Kara Menü adında bir müzehhibin getirdiği gözlemci yaklaşımla çizilmiş çiçekler, önceleri tezhip sanatında uygulama alanı bulmuş, zamanla Os-
manlı süslemeciliğinin ana teması olmuştur. Müzehhip Kara Memi'nin imzasına rastlanan en gözde tezhipleri, Kanuni Sultan Süleyman'ın şiirlerini bir araya toplayan Divan-ı Munibbi'nin 1565 Aralık- 1566 Ocak tarihli nüshasında görülür. Kanuni döneminde Saray nakkaşhane ıSinde hazırlanmış çok sayıda yazma eser, ya da yeniden elden geçirilmiş Kur'an'lar, Kara .Memi üslubunda tezhiplenmiştir. Bu tezhiplerde, natüralist çiçek tasvirlerinin yanısıra, klasik rumi, kıvnm dal, kaplan postu gibi d eğişik motiflere de yer verilmiştir. 16. yüzyılın üçüncü çeyreği içerisinde hazır lanmış olması muhtemel ünlü İranlı hattatların biraraya toplandığı bir albümün, Osmanlı müzehhiplerince yapılan tezhipleri de, seçkin örnekleri oluşturur. 16. yüzyılda, öncülerini dalıcı erken örneklerde de bulabileceğimiz farklı bir süsleme tekniği nin çok kullanıldığı dikkat çeker. Halkar adı verilen bu teknikte, boyanmamış zemine desenler, serbest fırça darbeleriyle ve altın kullanıla rak çalışılmıştır. Daha çok bitkisel motiflerin , hatayi ve kıvnk yaprakların işlendiği bu tarz bezemeler, sayfa kenarlarını süsler. Bazen, çok uçuk renklerin de kullanıldığı görülür. 17. yüzyılda , Osmanlı tezhip san atının klasik üslubu giderek kabalaşmıştır. Altının bol kullanıldığı halkar tekniğinde bezemelere ve gösterişli tezhiplere sahip eserlerin hazırlandığı bu dönemde, motifler klasik forml a rını yitirmeye yüz tutmuştur. Yüzyılın ortalarından itibaren,
Osmanlı sanatına Batı
etkileri sızmaya başla Süsleme sanatında bir yandan geleneksel motifler1 bir yandan da Avrupa sanatının etki,siyle oluşan yeni motifler ve biçimlendirmeler kullanılır. Dönemin sevilen süsleme motiflerinden çiçek buketlerine, yer yer gölgeli renklendirilerek boyut kazandınımaya çalışılmıştır. Ancak, gül, Jale ve diğer çiçeklerden oluşan bu bu.ketlerin düzenlenişi Türk üslubundadır. 18. yüzyıl kitap süslemesinde, batı sanat et,kilerinin daha kuvvetli ortaya çıkmaya başladığı tezhiplerin yanısıra, klasik motiflerin caniandı rıldığı da görülür. Halkar tarzı bezernenin ya_nında, başlıklarda ve sayfa kenarlarında barak motifleri yer almaktadır. Klasik bir tezhibin ortasında , natüralist sayılabilecek çiçeklerden bir .demet bulunur. Bu dönemde, müzehhip ve lake ustası Ali Üsküdari'nin klasik süsleme ile batı etkisini bağdaştıran eserleri önem taşır. 18. yüzyıl sonlarına doğru , Osmanlı Sarayı ve çevresinde Batı' ya ve Batı sanatına duyulan ilgi artmı ştır. Bu sebeple, her türlü sanat eserinin süslemeciliğinde olduğu gibi, tezhip sanatında da Türk Rokokosu adı verilen bir üslup yaygınlaşmıştır. Bu üslupta, iri kıvrımlı yapraklar, çiçekli girlandlar, güllerle dolu sepetler, kurdele ve fiyongların yer aldığı ağır bir bezerne hakimdir. 19. yüzyıl sanianna doğru , bu üslup, daha çok klasik motiflerin yeniden yaşatılmaya ç alışıldığı neo-klasik bir akımla yer değiştirmiş, Osmanlı- Türk tezhip sanatı bu akımla son bulmıştır.
muştur.
27
MANUSCRIPT ILLUMINATION From some written works survived from the time of Anatolian Seljuks, it is seen that rumis (ancient Romano-Anatolian or Greco-Anatolian artworks), dowtailed geometrical patterns on the twisted or curled branches were used in article headings and chapters. In the early Ottoman manuscripts, on the other hand, in respect to the organization and gilding of the book, Mamelukian and Timburlainian Herat and Shiraz schools' gilding style are felt to be influential. Such effects have been strained through the time passer, thus an original gilding style was achieved during the second half of 15th century. In many works that were prepared due to the immense interest Mehmet the Conqueror showed in books, there is a gilding style in which often rumis, and in addition to them, stilized smail flowers and hatayis were used. During the reign of Sultan Bayezid the 2nd corrcsponding to Iate 15th C, and early 16th C., the Chinese Cloud Motif was added to the patterns of Turkish gilding art. Particularly in the 28
Korans written by Calligrapher Sheikh Hamdullah using nakshi calligraphy the beginning pages were as sheets, the beginnings of the Fatiha and Bakara sures, other sure headings, pauses, roses, and the zahriyes made on the opposite pages at the termination of Koran are all gilded richly. In these gildings gold gilts in various tones, medallions in dark blue, light blue, orange, white black, green, yellow and pink, wrapped rumis, hatayi flowered twisted branches and Chinese Cloud patterns were embroidered. The second important period of OttomanTurkish Gilding Art corresponds to the first half of 16th Century. During those years the ciassical period of the Turkish gilding art was prepared, and developed by means of various motifs and styles. The thread-delicate twisted branches and rumis reflecting the effects of the decorative omamental style and adorning principles created in Herat by the end of the 15th Century became a wider used application in book ornamentation. The most magnificent products of the Turkish gilding art were created during the time of Soli-
J
man the Magnificent (1520-1566). Especially by mid 16th C., the volume of adorning motif varieties suddenly became rich. While gildings in which Far Eastern stilized flowers collected under denomination << hatayİ » and sharp-tipped twisted branches are treated in different forms and dimensions were created in one hand, ornamentations in which tulip, rose, iris (hyacinth, as well as fruit trees, cypress and pomegranates were animated under naturalisı tendeney were given consideration ,on the other. Flowers drawn under an approach brought by a gilder called Kara Memi (Memi the Black), were taken into application in gilding art first , and developed into the main theme of the Ottoman Art of ornamentation. The most favourite gilding works of Memi the Black, Gilder, are to be seen in revision December 1565-January 1566 of Divan-i Muhibbi, collecting the poems of Soliman the Magnificent. The numerous manuscripts prepared in the decoration department of the Palace during the time of Soliman the Magnificent, or the reviewed Korans, were all gilded in the Style of Kara Memi. In these gildings, besides the naturalisı flower illustrations, classical rumi, twisted branches, tiger skin ete. are also to be seen as different motifs. Other selected examples are the gildings made by Ottoman gilders onto an album which collects
the calligraphical works of famous Persian calligraphers, that is likely to have been prepared within the third ıquarter of the ı6th Century. In the ı 6th Century, a different omamentation technique is to noted of which pioneers can also be found in the earlier examples as well. In this technique called Halkar, patterns were .applied onto the blank background by free brush strikes, and using gold. This kind of gilding, in which mainly plant motifs, hatayi and twisted branches are embroidered adorn the edges of the pages. Sametimes even very light colours were used. In the ı 7th Century the classical style of the Ottoman gilding art got rougher. In the halkar technique where gold was used in abundancy, in this period in which works having ornaments and gorgeous gildings were prepared, the motifs tended towards loosing their classical forms. From the mid of the Century Western effects oozed into Ottoman art. In the ornamentation art, while the traditional motifs are used, the new motifs and formations are also applied in the meantime. In flower bouquets, one of the most favoured adorning motifs, local shadowing thus a dimensioning were applied. However, these bouquets consisting of roses, tulips and other flowers are all organized in the Turkish s tyle. In the book ornamentation of ı8th Century there are gildings in which classical motifs are employed as well, while in some the western artistic effects play more predominant role. Besides the adorning according to Halkar style, in the headings and page edges baroque motifs are also seen. At the middle of a classicle gilding, there is a bouquet of flowers which could rather be considered as naturalist. In this period, the works of gilder and laoquerer Ali Üsküdari, merging the classkal style and western effects have a considerable importance. By the end of ı8th Century in the Ottoman Palace and its surroundings the interest shown into the West and western art got more intensified. Therefore, similar to the adorning of all kinds of art works, in the gilding art too a style named Turkish Rococq was rather common. In this style, coarsely twisted branches, flowered guirlandes, baskets filled with roses, ribbons and bows are predominant. By the e nd of ı 9th Century this style was replaced with a neo-classical movement in which rather classical motifs were given a priority, thus the Ottoman-Turkish gilding art terminated. 29
Sanki
herşey
bir heyözenli ve usta ellerinden çıkmış gibi .. Oyuk ve tepelikli kayaların şaşırtıcı görünümü bunca döneme rağ men biçiminden hiç bir şey kaybetmeden tüm heybetiyle yaşıyor. Üstelik güzellikleriyle ve unutulmayan efsaneleriyle .. Efsaneye göre bir zamanlar Görerne'nin kayalarında insanlarla periler bir arada yaşamıştır. İyiliğin simgesi bu periler insanlara her konuda yardımcı olan ve mutluluğa uçan perilerdir. Bir başka deyişle nerede şenlik, eğlence ve sevinç varsa bu periler insanların yanındadır. Yaşarnın böy !esine beraberce sürdüğü bir dönemde krallardan biri peri padişahının kızına sevdalanır. Halkı derin bir düşünce sarar ve «Periler çocuklarımızın arasına karışırsa halimiz ne olur?» kaygısı ile savaş baş latırlar .. Avcı kılığına giren halk perilerio yaşa dığı kayalıklara saldırırlar.. Ancak periler birer güvercin olup, ruhlarını orada bırakıp uçarlar .. Günümüzde peri bacalarında yaşıyan güvercinleri görenler bu efsaneyi hatıriayıp şunu sorarlar: <<Kralın gönül verdiği peri kızı acaba hangi güvercin?» Kasabanın <<Avcılar » adını alışı perilere savaş açan avcılarla ilgilidir. Bunun dışında Göreme yöresindeki yeraltı kentlerinde bir zamanlar devierin de yaşadığına inanılmaktadır. Oda kapılarındaki değirmentaşı büyüklüğündeki sürgüler buna kanıt olarak gösterilir. Halk inanışı na göre burası «devlerin kentidir» ve girilirse
keltraşın
kapılar kendiliğinden kapanır.
Üstünde perilerin, altında devletin hüküm bu topraklar daha nice efsanelerle doludur. Belha Avanos ilçesinin Özkonak bucağına
sürdüğü
30
10 kilometre uzaktaBu yöre günümüzde Uruınşa olarak bilinir. Efsaneye göre bölgeye bir oymak yerleşir. Halkın sevgisini ve güvenini kazanmış, oymakbaşının Belha adını taşıyan güzeller güzeli bir kızı vardır. Günlerden birgün Ayazma sularında yıkanan Belha'nın karşısına birden bir genç çıkar. Delikanlı «ben ziyaret dağının ardın dan geliyorum ve oranın reisiyim. Günlerdir seni yıkanırken izledim ve sana gönül verdim» der. Belha önceleri bu delikanlıdan kaçar, fakat daha sonra sev da ateşi onu da yakar.. Ve başlar Ayazma'nın başında opu beklemeye. Bu arada Belha'ya tutulanlar ve onun için yanıp tutuşan lar artar. Oymak beyi güç durumda kalır. Kızı birine verse öbürü darılacak .. Düşmanlarının sayısını arttırmamak için sonunda bir çözüm yolu bulur. Düzenlenen cirit yarışması Belha'nın efendisini ortaya çıkaracaktır. Yarışma günü gelir çatar ve Ziyaret Dağı'nın beyi Belha için verdiği mücadelede göğsünden ciritle vurulur. Belha da onsuz yaşayamıyacağı inancı ile ciritin üstüne atar kendini. Böylece iki sevdalı ölürler ve sarayın bahçesine gömülürler.. İşte o günden beri yörenin Belha adıyla anılmasının nedeni .. Ürgüp'ten çıkıp Görerne'nin içine girmek 5-10 dakikalık bir zaman alır. Görerne'yi dolaşan Ür,güp'e, Ürgüp'e gelen de Görerne'ye gider.. Sanki ikisi birbirinden ayrılmaz bir parçadır ve efsanelerle bütünleşirler. Volkanik tüflerden yapılmış düz damlı evleri ile turistleri karşılar Ürgüp .. Kayaların oyulmasıyla meydana gelen bazı yerleşim yerleri, peri bacaları ve yeraltı yerleşmeleriyle insanı ürperterek değil, şaşırtarak karşılar Ürgüp. Bunca efsanedeki aşkın sıcaklığı, güzelliği ile .. dır.
(
Ant D GÖltEniE There is a corner of Anatolia, whose charms and cultural values are widely known and talked about all over the world. This wondrous country is situated right in the heart of Anatolia and is called Ürgüp. In the world tourism literature, Ürgüp is referred to as << One of the most interesting and faotastic comers of the earth». Ürgüp, no doubt, owes its fame to its fairy chimneys, its subterranean towns, and unique churches carved out of the rocks.
_.~J
The general outlook of the region is an unearthly one. lt is the eroding work of the rains and winds of millenia, upon the tufa deposits, resulting from the ancient eruptions of Mt. Erciyes, an extinct volcano. These uni,quely shaped cones and columns, carrying a harder and different character roc on the top as their capitals are, for some reason, called the fairy chimneys. The anüque name for the region is Cappadocia, meaning the «land of beautiful horses». Today the area stands within the triangle formed by the towns of Niğde , Aksaray and Kayseri. The uniqueness of the bizarre landscape is an attraction in itself, which draws the attention of thousands of tourists from all over the world. The main points of interest in the area are Ürgüp and Göreme. Placed to the south of Nevşehir, at a distance of 20 km., Ürgüp gives the impression of a sleepy Anatolian town, enveloped in dust. lts name is made up of the greek words of «Ur » and «Kup», the former meaning «fortress», and the latter «many». W ith innumerab le fairy chirnneys soaring up to the skies, Ürgüp is a veritable town of «many fortresses >>. How many?. Well who knows the exact number. But take our word for it that, their numbers surpass the half a million mark. 33
No matter in which season of the year one comes to Göreme, he is stili bound to savour particular sights of either winter, spring, or summer. Since the Görerne land scape is much different under a carpet of snow; or a n a hot summer day when the sun is shining on it, or again with its trees crowned with spring flowers a nd fields dotted with daisies. To pace one of the many exotic walleys all by himself is a unique experience. Stepping in one of those ancient churches, and lighting a match to see around, the first sight of the primitive, but inspiring frescoes depicting familiar scenes of the Bible, you'll fell like you are the discoverer of your very own special church. These churches are dating from the VIIIth ür IXth century A.D., from the days when christianity was very much iconoclastic. Same Christian priests of Anatolia, settled in Kayseri in the VII. century A.D. under pressure from the Muslim State gatl1ering strength in the southern lands, tried to migrate towards west, and on their way they discovered Cappadocia. This was heaven sent to them, since the !and
34
was quite easy to defend. They didn't need to go further; they settled the area, and after founding villages for the population, they started to carve out their rustic churches out of the soft tufa roc formations, and to embellish them with iconoclastic paintings. This was the birth of Göreme civilization .. Taday, the most important of these churches are the Elmalı, St. Barbara, Yı lanlı, Karanlık, Çarıkit and Tokalı churches, and the monasteries for girls and men. With its wineyards, grapes and wines, and also with hand woven rugs (kilims) special to this area, Ürgüp is a beautiful and exotic place to visit. Same of the man made caves are known places, which tourists in groups are visiting daily. But there are others, off the beaten path, waiting to be visited by a wayward tourİst with a wit to discover his own special church, forgolten since many a century. Ürgüp and Göreme .. two magic words .. ready to play host to thousands of tourists from all over the world, who have not yet visited these places, and to those others who are planning a second, or a third visit.
..
.
TURKJYE'DE
DEVE •• • GURESLERI '
Yeni yılın girmesiyle, Deve Güreşlerinde heyecan doruğa ulaşır. Ege ve Marmara Bölgelerini saran bu heyecan dalgası Mezopotamya uygarlığından bu yana sürüp gitmektedir. Çanakkale'den Aydın'a kadar uzanan ve genellikle Ocak, Şubat ve Mart aylarını kapsayan güreşler kurulduğu her alana binlerce meraklıyı çeker. İzmir'in Selçuk ilçesinde Turizm ve Tanıtma Bakanlığı' nın desteği ile düzenlenen <ı:Deve Güreşleri » diğerlerinden daha farklı bir görünüm sunar. Çünkü güreşleri daha ilki çekici hale getiren festival hem kış turizmine canlılık getirmekte, hem de uluslararası düzeye seslenmektedir. Bu yıl ilki17 Ocak 1988'de yapılan Selçuk Deve Güreşleri Kültür ve Turizm Vakfı ' nın öncülüğünde 6. yılını yaşadı. Efes Antik kentinde gimnazyumu dolduran binlerce insan develerio kırkpınarında kıran kı rana bir mücadeleye tanık oluyorlar. Önce «Yorgancı » nın atağını heyecanla izliyorlar. Ardından «Arıkvari » bir dalışla puan arıyor ama rakibi çoktan kapanmış, aman vermiyor .. Güreşierin yapılacağı günün sabahında görülen deve kervanı uçsuz bucaksız bir çölü aşa cakmış gibi bir manzara sunar. Oysa bu kervan Efes Antik kentine bunca iddia ve heyecanı taşımaktadır. Sürücüler ve sahipleri develerinin şampiyon olmasını diliyerek müsabaka alanına
doğru
yol alırlar. . Develere büyük bir kapışma nın iddia ve amacı yüklenmiştir ve en önemlisi develer de bunu en az sahipleri kadar hissedebilmektedir. Deve güreşlerinin son yıllardaki iki büyük şampiyonu olarak «Colombo» ve «Tülü» hatır lanıyor. Otoriteler bu iki şampiyonun jübilelerini sessizce yaptıklarını ve yerlerini yeni şam piyon adaylarına bıraktıklarını ifade ediyorlar. Şimdilerin en iyileri arasında « Yorgancı » ve «Dozer» gösteriliyor. Bu iki müsabık son yapı lan festivald e saatlerce mücadele ettiler ve kozlarını gelecek şampiyonada paylaşmak üzere ayrıldılar.
Bakışlarında meydanı
o ünlü «deve kini »ni belirterek terkettiler. . 35
DEVE GÜREŞi NEDİR? Güreş, sırf bu iş için yetiştirilmiş, yük taşıtıl mayan, erkek develer arasında olur. Bir gün önce güreşilecek yöreye getirilen develer, ısırma maları için ağızlarına gem vurulur ve ayaklarına da zincir bağlanır. Güreşler, seyircilerin çevrelediği genişçe bir düzlükte yapılır ve bir hakemler kurulu tarafından yönetilir. Seyirciler arasında bahse girenler de olur. Bir cazgır, tıpkı pehlivanları tanıtır gibi sıra ile güreşecek develeri halka tanıtır. Bütün koşumları süslenmiş olan develeri, güreş alanında beklerken kızıştırmak amacıyla bir dişi deve, alanda bir süre gezdirildikten sonra güreş başlar. Boğuşma, genellikle kıyasıya olur. Hayvanların «çelme atmak», «boyunduruk» gibi oyunlan vardır. Bazı durumlarda uzun boyunlarını bir birine öylesine dolarlar ki, bunları birbirinden ayırmak hayli güç olur. Sırtı yere gelen, kaçan, ya da yerden kalkıp güreşe girmernek suretiyle pes eden deve yenilmiş sayılır. Güreşi kazanan devenin sahibine halı, kilim, vb. armağanların yanı sıra ödül olarak para da verilir. 36
crowded, as it was excited. lt was fun to watch the expert wrestling of the champion camels, with fancy names. The champions of the last two years were «Colombo» after actor Peter Falk's famous TV character, and <<Tülü». However, under the threat of upsarts such as «Y organcı Quilt mak er» and «Dozer», the thrones of these champions seem no longer secure. Camel wrestling takes place among male beasts that doesn't carry burdens, but specially trained for that purpose. The fighting animals are brought to the site at least one day before the games takes place, and they are kept enchained, in consideration of their agressive nature. The wrestling takes place on a field bordered by the public, and controlled by a team of umpires. The crier announces the names and particulars of the fighting camels to the spectators and the animals make the rounds of the field in full regalia, eyeing each other. In order to further arouse their fighting spirit a female beast is introduced to the field for a short while. Fighting is usually very serious, can result in injuries, and at times it becomes real hard to separate the entangled animals. There are rules to differentiate the winner and the looser. The owner of the winning camel gets rugs and other kinds of presents in addition to the prize money.
..)
J
CAMEL WRESTLING in TURKEY With the arrival of the new year, camel wrestling fields start to see action in the Aegean and Marmara regions of Western Turkey. This has been as such, since the heydays of the Mesopotamian civilization. The proper season for camel wresting matches are January, February and March. The most important of these games are those that are being held each year, in the Seljuk town of Izmir, by the Ministry of Culture and Tourism. Camel wrestling is as appealing to the visiting tourists as it is to its die hard addicts. The festival-Iike atmosphere of the games also is a boost to winter tourism. This year's opening Seljuk games w ere hel d at J anuary 17, under the spansorship of Camel Wrestling and Tourism Foundation of that town. During the actual wrestling of the beasts the gymnasium of the antiıque city of Ephesus was as 37
MÜRACAAT
ABU-DHABI Sheikh Hamdan Str. P.O. Box. 698 \Ei/ SM: (9712) 338761 Sultan Bin Yousuf and Sons Rez : (9712) 338B45-326258-59 -60 Ca (9712) 333736 ADIS-ABABA (GSA) Ethopian Airlines Bale Airport P.O.Box . 1755 \Ei/ 182222 ALGIERS ·CEZAYIR 63 Rue Larbi Ben Mhidi \Ei/ 647821 AMMA N Jabal Arnman Third Girele Al Riyadh Center Bth floor P.O.Box . 39177 Amman \Ei/ 659102 / 659112 AMSTERDAM Leidsestrast 6 . 1017 / PA ~ SM : 1020) 227986 / 203754 (020) 227986 Rez: (020) 227984/85 ATHENS ·ATINA Phillellion Str. No . 19 \Ei/ 3220561 SM: (01) 3245975 Rez : (011 3236024 / 3222569 / 3221035 BAGHDAD - BACDAT
Meridian's Street Building 3/B 7187703!7187704
~
BAHRAIN • BAHREYN Car Park Bldg .
Govt Ave. Mana ma , ~ SM: 243458
Rez: 277747 -252334 BELGRADE • BELG"AD TRG Marksa Erigelsa 8 / 4 11000 ~ SM : 332561 • 333277 GSA, Yugoslavian Airlines
Sava enter M. Popavi ca 9 P.O .Box . JAT 11170 ~ 145797 BERLIN Budapester Str. No . 18b 1000 Berlin 30 ~ 1030) 2624035 SM: (030) 2624035 Rez : (030) 2624033 / 2624034 GSA 1 . 1000 Berlin 3036 Oranier Str . 5 ~ 6125080 -6125091 2 . 1000 Berlin 30 Geeben Str. 19 ~ 6124010 3. 1000 Berlin 44 Fulda Str. 58 ~ 6141124
4 . 1000 Berlin 65 Luxemburger Str. 34 t'!l 2167 684 BOMBAY Maker Chambers v 3rd Floor No. ·305 Narlman Points 400021 ~ 2046491 SM : 2043605 BRUXELLES • BROKSEL 51 Cantersteen 1000 Bruxells ~ 5126781/5126782/5117676
VE
BUCHAREST • BOKREŞ (GSA) TAROM, Ui , Republic 16 ~ 147433 BUDAPEST • BUDAPEŞTE (GSA)
Mal ev. Aooseveh. te r 2 1052 Budapost 189033 CAIRO • KAHIRE 8 Kasr Etnil Str. No . 26, 1 st Floor ~ 77 4330/7 68243/7 68459 Rez: 733400 GSA, lmper ial Travel Center 26 Mahmoud Bassi ouny Str. No. 26 ~ 758939 -760071 -761769 COLOGNE • KÖLN Trankgasse 7 -9 5000 Köln -1 ~ SM : (0221) 134443 Rez : 102211 134071 / 134072 BS : (0221) 134073 COPENHAGEN-KOPENHAG Ved Vasterport 6 1612 Copenhagen ~ 01 -144055 / 144499 / 145190 DAMASCUS - ŞAM AI · Faradees Tra ve l and T ourism Ageney Dar El Mouhandeseen Mayaloun Str. P.O.Box . 6132 ~ 227266/232190 110 linesi DELHI 56. Janpath 1 st Floor New Oelhi - 110001 ~ BS : 326661 -326613 -326602 DHAHRAN - DAHRAN King Abdülaziz Street Alnimr en Complex Gentre P.O.Box . 739 -31952 AI -Khoba r ~ (03) 6947917 / 8954904 / 8950044 DOHA ·KATAR (GSA) AI -Rayan Travel Ageney P.O.Box. 363 ~ 321910-321226-412909 412911 -412912 DU BAl Sweeden Trading Co . 63 b, Sheikh Rashid Bldg. Almaktoum Str eet P.O.Box . 1200 ~ 226038 -237230 DUBLIN (GSA) A irlingus Oublin Ai rport ~ 37 0011 DOSSELDORF Graf Adolf Str. No . 41 4000 Düsseldorf 1 ~ SM: 10211 l 374401 Rez : 102111 374080 / 374089 FRANKFURT Basaler Str. 35-37 6000 Frankfurt / M ~ 1069) 27300720- 21 -22 Santral : 27300730 GSA Necml öc sı . 5. 6800 Mannheim ~ 0621-10980 GENEVA- CENEVRE Rue de Chantepoulet No . 1-3 1201 Geneva ~ 1022) 316129//312194 (022) 316120 ~
REZERVASYON
HAMBURG Adenauerallee 10 2000 Hamburg 1 ~ (040) 241472 / 241473 SM: (040) 240120 GSA ERDEMiR Reise Altona Paul Roosen-Str. 14 2000 Hamburg 50 HANNOVER Lange-Laube No: 19 ~ 10511) 320398 Rez : (0511) 326087 / 326088 HELSINKI (GSA) Fina Mannerhel mintie 102, 00250 Helsinki 5 ~ 190)410411 JEDDAH • CIDDE City Center annex 12 / 13 Medina Road P.O .Box . 11563 'C\' 6600127 14 Linesi JOHANNESBURG (GSA) South Africa Airways P.O .Box . 7778 \Ei/ 713 -2206 Medina hd . 6531376 / 6532764 KARACHI Paktürk Tra vel Agencies 12 Avenu e centre Stracher Rd . ~ B.S. · 522068 527471 / 527472 / 523249 KUALA LUMPUR Equatorial Hotel Ground Floor, Lot. 6 Jalan Sultan lsmail 50250 Ku ala Lumpur ~ 2614055 -2614058 KUWAIT • KUVEYT Fahad Al Salem S!r. Al Abrar Bidg . P.O.Box . 23959 Safat 13100 ~ SM : 2412577 Rez: 2450655 12 Linesi 2420777 LAHORE IGSA) Paktürk Enterpri ses Lahare Branch imtiaz Plaza 85 , The Ma i l Lahere ~ 314636 SM : 522068 LONDON ·LONDRA Hanover Str. 11 -12 London W . 1 . ~ SM : 01 -4999249 01 -4913922 01 -4999240 / 01 -4081393 Rez: 01 -499247 / 01 4999248 GSA, Anglo Turkish -Service 624 Old Kent Rd . S.E. 15 LOS ANGELES ( GSA l Flying Tiger Line Ine. 7401 World Wav ~ 1213) 648-6181 LISABON • LISBON (GSA) Transportes Aerees Portugueses (TAP) Edificio 25, Aeroporto Lisboa- 5 Portugal ~ 899121 LYON 91 Rue Bugeaud 690()6 Lyon ~ 78241324
44
MADRID Plaza De Espana 18 Torre de MADRID 28008 4th Floor N .R. 20 ~ B.S. · 4632312 -4632351 MILAN • MILANO Via P.da Cannabio 37 / 2 20122 Milano ~ (02) 866350 / 8056233 / 8053976 MUNICH • MÜNIH Bayerstrasse 43 8000 M ünchen 2 ~ SM : (089) 539414 BS : (0891 51410921 Rez: (089) 51410922 / 23 / 24 / 25 GSA 1 . Reisebü ro Kont 8870 Günzburg Jahnstrasse 13 Münih 'C\' 08221 -4500-30398 2. Okkuran Bahnhofplatz Unterführung 12 7900 Ulm Jakobplatz / Kapp eneck 6 8900 Augsburg ~ 10731) 64326 / 619596 / 610344 MOSCOW ·MOSKOVA (GSA) AEROFLOT , Lening rad sky Prospekt 37 ~ 1555494 NEW YORK United Nations Pl aza New York N .Y 10017 U .S.A . NICOSIA • LEFKOŞE Osman Pa şa Cad . ~ 1020) 71328 /7 1061 / 77124 GSA. KTHY Bedrettin Demirel Cad . Lefkoş e
~ 020 - 71901
NORNBERG Am -Piarre r 8-8500 Nürnberg 80 ~ 0911 -265301/265302 OSLO Dronningens O.ate 34 3 Etasje 0154 Oslo 1 ~ 102) 412841 / 330103 PARIS A venue de I' Opera 34 75002 Paris ~ 1-42651710 Rez : 1-47426085 PEKING • PEKIN (GSA) CAAC Civil Av iation Administration of China P.O.Box . 64 Beijing PRAQUE- PRAG (GSA) Ceskoslavenske Aeroline Revolueni 1,160 15 Praque ~ 2148
RlYAD (GSA) ABC Travel Ageney Al Arbaean Str . al -malaz post box no: 20786 ~ 4779003 / 4779055 / 4760503 ROME Piazza delia Republica 55 00185 Roma ~ SM : 106) 486553 Rez: (06) 4751149
INFORMATION
ROTTERDAM Weena , 140. 30 12 Cr ~ (010) 4332177/4332465 SEUL (GSA) Korean Afrllnea KAL Building 41 -3 Seasomun-Dong Jung-Gu ~ 7517 - 115
SINGAPORE - SINGAPUR 545 Orchard Rd . 02 -21 and 02 -18 Far east shopping center 0923 ~ SM: 7344477 Rez : 7324556 SOFIA - SOFYA Bul. al. Sternboluski 11 -a ~ SM : 874220 Rez: 883596 GSA, Bulgarian Airlines Sofia AirpOt t ~ 661690 STOCKHOLM Vasagetan 7 , Box 73 101 20 Stockholm ~ 08 -218534/218535 STUTTGART Lautenschlager Str. 20 7 Stuttgart 1 ~ SM : (0711) 228084 Rez: (071 1) 221444/221445 GSA, Necmi öç, 68 Kaiser Ring 26-28 Mannheim ~ (0621) 23440 TEBRIZ (GSA Tabriz Express International Travel Tours Agency. Tabriz ~ 56004 /52 430 TEHRAN -TAHRAN Hafez Ave . 400 ~ 667283 / 664609/669026 TOKYO (GSA)
Japan Airlines 2-Chome Marunovchi Chiyoda -ku Tokyo -Japan ~ 213 - 6211
TRABLUS - TRIPOLI Muhammed Megarif Str . Algeria Sqr. ~ 38236-48798 VIENNA - VIYANA
Operngasse 3 A1010 Wien 1 ~ (0222) 563768 / 563796 / 587695 W ARSA W - VARŞOVA (GSA) Polish Airl ines 39, 17 Stycznia ST 00-906 W a rsaw ~ 460 - 411
ZURICH - ZüRIH Turkish Airlines Tal Strasse 58/62 8001 Zürih ~ 01/2111070-211107 o 2118567 ADANA Stadyum Cad . No. ı ~ SM : (711)41545 Rez : (711) 32247-43143-43538 es : 1111 ı 30867 AFYON KARAHISAR (GSA) Halaçoğlu Turizm ve Seyahat Acentesi Cumhuriyet Meydanı , Otogar Girişi No . 1 Emirdağ -Afyonkarahisar
~
194-279
AND
RESERVATION
Denıtma - lnformatlon
Sat•• Büroları - Saleo Offlcea 1. Kadıköy Bahariye Cad . Opera lşhanı Kat 2 ~ 3371876/3371891 2. Hilton Oteli Glrı,ı ~ 1470121/1470180
~ 3124910-3124900 / 33
3.
ANKARA Hipodrom Cad. Gar yanı ~ 3124900 SM : 3104745 BS : 3124900 / 43 Rez: 3126200
Baka"hklar
Sarı,
Bürosu
(Saleo Office) Atatü rk B lv. 167/ A ~ BS : 1337627. 3124900/69 SP : 1255258, 3124900/41 Kargo ~Cargo
~
3124900 / 68
GSA : Çavuşoğlu
Turizm ve Seyahat
Acentası
Ş ereflikoçhisar. Ada lılar
Sok .
Atatürk Cad . ~ 2383 ANTALYA Hastane Cad . Özel Idare (şhanı Alto ~ (311) 12830 /23432 / 15238 Ca : (311) 11028
BODRUM (GSA) Neyzen Teylik Cad . 218 Yat limanı Karşısı ~ (6141) 17 86 BURSA (GSA) Cemal Nadir Cad . No . 8-A Kocagil Apt . ~ (24) 221866 Rez : (24) 211167 -212838 DALAMAN , MU(';LA Turkish Airlines :B> (6119) 1899 DENIZLI (GSA) Köseoğlu Seyahat Acentası Enverpaşa Cad . 1 13-B ~ (621) 13746- 14500 DIYARBAKlR lzzet Paşa Cad . Demir Oteli Altı ~ (831) 10101/12314/26143 ELAZI('; Şehit ilhanlar Cad . No . 26 ~ (811) 11576 - 12300 ERZINCAN Polat Turizm Seyahat Acentası Cumhuriyet Mey ., Belediye Sitesi No . 2 ~ 2214
ERZURUM 100. Yıl Cad . SSK Ranı tesisleri No. 24 ~ (011) 18530/1 1904/13409 GAZIANTEP Atatürk Bulvarı No. 38 / C ~ (851) 15435 / 20382 ISPARTA IGSA) Ci -Tur Turizm ve Sey. Acentası Belediye Sarayı Karşısı No . 1 ~ 10131
ISTANBUL Abide-i Hürriyet Cad . Vakıf l,hanı Kat 2 No . 154-156 ~ 1464017/1471338 Rez : 5733525/15 Hat Grup Rez: 5735908/09 Işçi Charter Rez : 5735980 / 81 Yöntem Büro : 5736630 Promosyon-Promotlon : 1482631
Şlfhane
~ 1454208/ 1454238/1440296
4 . Takolm Cumhuriyet Cad . Taksim Gezl DükkAn iarı ~ 1452454/ 1452482 5 . Slrkecl Gar Karşısı , Doğubank lşhanı Kat 1 ts' 5284808 6 . Aksaray Mustafa Kemal Paşa Cad . ~ 5867514 / 5867793/5868038 IZMIR Büyük Efes Oteli a l tı ~ (51) 141220- 1-2-3-4-5-6 135121 - 136281 D/ 1: 141226 SM : 140802 Rez : 258280 / 1-2-3-4-5 Charter Rez : 141220/35 KAYSERI Sahabiye Mah . Yıldırım Cad . No. 1 ts' (351) 13947 Rez: (351) 11001 KOCAELI Sakarya Tur. ve Sey. Acentası Uzunçarş ı No . 1 52 23 KONYA Alaaddin Cad. No . 22 Kat. 1/ 106 ~ (331) 12000/12032 SM : 24676 GSA 1 . Vatan Seyahat Acentası Ankara Sad . Sümerbank yanı Ayvaz Pasajı Cihanbeyli Konya
SAMSUN Cad. 1 1 1A (361) 18260-13455-15055
Kazımpaşa
~
SIVAS Belediye Sitesi H Blok No. ~ (477) 11147 -13687 TEKIRDA('; (GSA) Trakya Turizm ve Seyahat Atatürk Bulvan No. 88 TRABZON Kemerkaya Mah. Meydan Parkı karşısı ~ Rez: (031) 13446 / 11680 SM: 22219 URFA (GSA) Necati Demirkol Atatürk Bulvarı Ak Apt. 5 / A ~ 4305 UŞAK
(GSAI Vatan Seyahat Acentası lsmeı Paşa Cad . No . 85 Kat 2 ~ (6411) 20 33 VAN Enver Perlhanoğlu Iş Merkezi Cumhuriyet Cad . 196 ~ (0611) 1241/1768
n>
~ 367
2 . Ci -Tur Turizm ve Seyahat Acentası Konya Cad . Orman Işletmesi Karşısı No . 55 Karaman -Konya ~ 4859
3 . Resul Dölek Cami Kebir Mah . Belediye Bitişiği No. 25 Kulu. Konya •· ~ 160 - 310 MALATYA Kana lboyu Cad . No . 10 Orduevi kar,ısı ~ (821) 11920/16489 Rez: (821) 11922/14063 MARMARIS Atatürk Caddesi No. 30 ~ (6121) 3751 / 3752 MERSIN 27 . Sokak No . 2 ~ (741) 15232-21278-30274 NI(';DE Aksaray Turizm ve Seyatııat Acenta11 Lise Karşısı Kütüphane ~ok. d/2 Aksaray-NiOde
Rez : 'Rezervasyon Reservation SM Satış Müdürü Sales Manager
GSA: Genel Satış Acentası General Sales BS Bilet Satış Ticket Sales
~ 2332
RIZE Belediye Karşısı ~ (054) 11007/15513
CA
Kargo C argo
45
••
AMATüR FOTOGRAFÇILAR ""
46
~
Abdullah Hekimhan
Ekrem
AkkuĹ&#x;
47
•
•
MIMAR SINAN 400. Anma
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Ba«Mimar Sinan 490. Anma Yılı » dolayısıyla, resim dalında; Cumhuriyet Türkiyesi'nin Plastik Sanatlar alanındaki birikimini, yeni anlayışlarını toplu halde sergilemek, seçici kurulca başarılı görülen sanatçılarımızı ödüllendirmek, bu eserlerin geniş halk kitleleri tarafından izlenınesini sağlamak amacıyla düzenlenen «Mimar Sinan 400. Anma Yıh Resim Sergisi» seçici kurulu, 28 Ocak 1988 Perşembe günü Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde toplanarak 229 eser içinden 6'sını ödüle 41 ' ini ise sergilekanlığı'nca,
rneğe değer bulmuştur.
Yılı
Resim Sergisi
1. Ödül : İbrahim Örs «Mimar Sinan'a Saygı »
2. Ödül : Mustafa Ayaz «Mavi Rüya>> 3. Ödül: Alp Tamer Ulukılıç «Kırkdört Baharında , Bir yalnızlık Öyküsü» Mansiyon (l'inci) : Nuri Abaç «Süleymaniye 1987 >> Mansiyon (2' nci): Tülin Onat «Mimar Sinan'a saygı»
Mansiyon (3'ncü) : BilalErdoğan <<Parçalanmalar Dizisi» olarak belirlenmiştir.
3 Mart 1988 günü Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde açılacak ve 27 Mart 1988 tarihine kadar izlenebilecek olan se rginin ödülleri;
In order to present to the public, within th e scope of an exposition the accumulated wealth of art of the Republican Turkey, and to reward the artists which will be found successful by the board of judges, a competition was opened by the Turkish Ministry of Culture and Tourism. The judges got together at the 28th January, 1988, at the State Gallery of Fine Arts, in Ankara and came to the decision that 6 of the 229 paintings which were submitted to this competition, hel d at the occasion of the 400th Ye ar of the Death of the Great Architect Sinan, were fit to be rewarded, and anather 41 to be exhibited. The exposition of the 4 7 paintings in all w ill be opened on March 27th, 1988, at the State Fine Arts Gallery in Ankara. The artists who won the prizes are enumerated in the following order:
lst Prize: Ihrahim Ors «Homage to Mimar Sinan>> 2nd Prize : Mustafa Ayaz «Blue Dream» 3rd Prize : Alp Tamer Ulukılıç «A Story of Loneliness in the Spring of '44» Honourable mention (lst) Nuri Abaç «Suleimaniye 1987» Honourable mention (2nd) Tülin Onat <<Homage to Mimar Sinan» Honourable mention (3rd) Bilal of Breakdowns»
Erdoğan
«Row 49
Asya bozkırlarından Türkler tarafından Anadolu'ya taşınan cirit Osmanlı döneminde İstan bul'a kadar uzanmıştı. Cirite çok özel bir sevgisi olan Türkler, bu oyunu barış zamanlarında, hem moral yükseltmek, hem de savunma yeteneğini artırmak amacıyla düzenlediler.. Askerlerin cirit oynayarak eğitim görmesinin yararlı olacağına inanan Yıl dırım Beyazıd, seçme ciritcilerden iki rakip bölük oluşturmuştu. Aynı uygulamaya I. Mehmet döneminde de raslandı. Amasya ve Merzifon'da seçme ciritcilerden oluşan bölükler, bu oyunun sevilip yayılmasına öncülük etmişlerdi. İstanbul'daki cirit oyunları ise daha görkemli olur, At meydanına toplanan ciritciler, hünerlerini padişah önünde göstermek fırsatını bulurlar-
dı.
Ciritin
yanısıra,
yeniçeriterin
mızrak
atma
yarışları ve diğer müsabakalar, İstanbul'daki
spor şölenlerine ayrı bir renk verirdi. 1826'da Yeniçeri Ocağı'nın kapatılması ile bir süre oynanmayan cirit, bu kez Enderun Ağa ları tarafından ele alındı. Endcrun Ağaları, Osmanlı saraylarının geniş avlularında ciriti, atsız oynanış biçiminde padişahlara takdim ettiler. Özellikle XVI-XIX. yy.larda Osmanlıların en yaygın sporu olan cirit, «Bamyacı» ve «Lahanacı» adları ile ikiye ayrılan rakip grupların yeni oyunları ilc renk kazanmıştı. Büyük binicilik mahareti yanında, «havada giden ciriti yakalamak» gibi hüner ve ustalık isteyen cirit, günümüzde Erzurum, Kars, Artvin, Bayburt, Konya ve Söğüt çevrelerinde hillii oynanmaktadır.
)
51
Eski Istanbul'da bir cirit
oyu:tıu
CİRİT NASIL OYNANIR? Aynı sayıda ciritciden oluşan takımlar, bu konuda özel eğitilmiş atlara binerek, geniş bir alana düzgün bir biçimde sıralanırlar. İki takım arasında 700-800 m mesafe vardır. Oyun, eski ciritci ve hatırı sayılır kişilerden oluşan hakem heyetinin önünde başlar . Ciritcilerin tanıtımı, değnekcilerin düzeni sağlaması ve yaşı küçük bir ciritcinin çaldığı Köroğlu ve cenk havaları son safhayı teşkil eder. Atiann tırısa kalkması ile oyuncu ciridini rakip oyunculardan birine
--------
Demir-
Sadağında
52
Kişt
üç cirit
fırlatır
ve hızla kendi bölümüne kaçar. Cirit atı lan kişi ise aynı anda atını sürer ve ciridini fır latır. Geri dönüşte bu kez karşı taraftan bir ciritci onu kovalar. Oyun karşılıklı kavalamaca ile sürer. Rakibine cirit isabet ettiren sayı kazanır. Bu sayıları toplayan hakem heyet i, oyun sonunda galip gelen takımı açıklar. Ciritin ata vurulması hoş karşılanmaz. Usta ciritciler rakiplerine her attıkları ciriti isabet ettirirler ve karşı tarafın ciritinden kurtulmak için at üzerinde hünerlcrini gösterirler.
Sadağın
ağız
Sadağında
kısmı
Mızrak uçları
üç cirit 53
~UtlTEŞEM Sük!!M~ «Türk milleti büyük ve zengin bir killtürel mirasa sahip olmaktan ve bunu bilime, sanata katkıları bulunan ingiliz ulusu ile paylaşmaktan kıvanç duymaktadır.»
Sadece Amerika'yı değil, Avrupa'yı da fetheden «Muhteşem Süleyman Sergisi»nin British Museum'daki açılışına gelen davetliler, gerçekten muhteşem bir dönemin örneklerini gördükten sonra yukardaki sözleri doğrulamışlardı. Galler Prensi veliaht Charles ve Prenses Diana, serginin açılışına gelmişler ve Başbakanın eşi Semra Özal tarafından karşılanmışlardı. Kültür ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz ile Londra Büyükelçimiz Rahmi Gümrükçüoğlu 'nu n hazır bulunduğu açılış töreninden sonra 164 parça İngi lizlerin ilgisine sunulmuştu. Prenses Diana'nın açış konuşmasındaki Kanuni Sultan Süleyman'ı 54
«sanatı
koruyan ve sanat eserlerini toplayan kiolarak tanımlaması gerçeği yansıtıyordu. Prenses sözlerine «Türkiye'nin cümertliği sayesinde bu eserleri görebildiklerini» de eklemişti. Sergi İngiliz kamuoyunda sadece geçmişi sunmasından değil , gelecekle köprü kurması açısın dan da etki yapmıştı. Başta Times olmak üzere yayın organları özel ekler yayınlamışlar ve Muhteşem Süleyman devrini, çağdaş Türkiye ile birleştirmişlerdi. Sergi ile Türkiye'nin sanayi, ekonomi, turizm ve sanatı gündeme gelmiş ve British Museum'u gezenler, 389 yıllık bir dostluk olayı nı da öğrenmişlerdi. 1599 yılında Cambridge'li ünlü org ustası Thomas Dallan'ın İstanbul'a bir org gönderdiğini hatırlatan yetkililer, Türkiye'nin buna muhteşem bir sergi ile karşılık verdiğini şi»
belirtiyorlardı.
)
55
"Cihaz1n1z1 en ince ayr1nt1s1na kadar tan1yoruz. Çünkü onu Türkiye'de, biz ü retiyoruz.''
Bizler, 3000 deneyimli Netaş uzmanı ve Netaş ürünleri kullanan 3000 seçkin işyeri nin o lu şturduğu büyük Netaş Ailesinin bir pa rçasıyız.
Montajdan operatris eğitimine , testlerden periyodik durum değe rlend i rmesine , haberl eşmenizi kesintisiz ve mükemmel düzeyde sürdürmek, gelişmenize sürat ve titizliğin desteği ni sağ l amak için görev başındayız. Netaş, yoğun araştırma geliştirme faaliyetleriyle gelişmenizi n her aşamasında cihazı n ızı n yeteneklerine yenisini ekler. Netaş, ürünün
~atli~esl·i·n~
..sel rvis us un uguye bütün ler. • istanbul: 174 34 74
Nle.'Aa'S.
• Ankara: ı 17 22 00
J- Suef Ser-ı ·AI.l}IJ'frw 2-T~ A,..,
.J.
• Adana: 30 4 72
• izmir. 19 33 33
"''•<l~mr• 0~...-l<;)tu,
Tl(·,, H!n't_<"•~B•m{)Jf .... ~;t<ur
ıtum.n Cwıılııtl MıJt • eı 4-S..~
B"'"' U t'lom OweH:ıtu•
-'.~t·f'<rf'<''')t"
GÜVENiLiR BiR HABERLEŞME ORTAMI içiN HiZMETiNiZDEYiZ.
c
Huzurlu Bir Ortama ve Uyumlu Bir Dostluğa Davet:
Boğaz'ın Eşsiz Güzelliğinde ,
Geleneksel Türk Mimarisi ile Çağdaş Konfor Bu l uşt uı
TARASYA EVLERi'NDE NELER YOK? Kalabalık
Hava kirliliği Trafik sıkışıklığı Çöp, çamur, toz Şehrin gürültüsü Oto-park sorunu Yönetim sorunları Bakımsız sokaklar Uyumsuz komşular Su-elektrik kesilmesi isten kararmış duvarlar Sevimsiz beton yığınları Bakım-onarım zorlukları
yaşama
ve insanın zevkini törpüleyen tüm olumsuzluklar ..
...PEKi, NELER VAR ? Biz Tarabya Evleri'ndeki "var" ları buraya sığdıramadık Lütfen gelin, görüşelimi Meri<ez Şantiye
Abıdc -ı Hurrıyct Cad 268. Boyda ş Han Kat 3 Şışlı lST ANSUL • TELErON 131218 1 (6Ha1) • TELEX 23603Atay 1r • TELEFAX 1467964 : Sumer Koruluğu Ferah Evlcr Hançayırı Yolu TARABYA • TELEFON 162 49 94
:
l 1
58
plan >> denilen bir mekamn etrafına yerleştiril Ancak, hemen bir farklılık dikkatinizi çeker. Bu da, havuzların bahçede veya avluda değil, evin içinde bulunmasıdır. Özellikle sıcak yaz günlerinde, havuzların çevresinde yer al an halı döşeli sedirler üzerinde oturmak ve selsebillerden damlayan suyun sesini dinleyerek kahve içmek, insana zevk ve huzur verir. Günümüzdeki bütün olumsuz etkilere rağ men, en iyi korunmuş tarihi evleri topluca Safranbolu'da görmek mümkündür. Halkın gelenek ve görenekiere aşırı denilecek ölçüde bağ lılığı, nüfus artışındaki normal seyir ve yazın bağ evlerinde, kışın şehirde oturmanın getird iği konut çokluğu, şehri yaziaşmaktan korumuş tur. Safranbolu'yu ziyaret edenler de, zaten bu övgüye değer gerçeği farkediyorlar. Ve oradaki evleri gezerken, geçmişle bugünü bir arada yaşamanın doyumsuz tezzetini duyuyorlar. miştir.
Klasik ev mimarimizden söz açılınca, ilk akla gelen isimlerden biri Safranbolu'dur. Zonguldak ilimizin bu şirin ilçesi, şimdi korumaya alı nan eski evleriyle, Türk-İsliim kültürünün seçkin yapı örneklerini sergiler. Safranbolu evlerinin tipik özelliklerini anlatmadan önce, özet bir tarihi bilgi aktaralım: İçinde Safranbolu'nun da yer aldığı; doğudan Kızılırmak, batıdan Yenice Irmağı, kuzeyden Karadeniz, güneyden Eldem ve Aydos dağları ile çevrelenen bölge, kaynaklarda Paflagonya (Paphlagonia) olarak geçer. Çok gerilere giden bir geçmiş içinde, burada çeşitli kavimler yaşamış, Selçuklu Türkleri'nin gelişinden itibaren Türk-İslam hakimiyeti dönemi başlamıştır. Anadolu Selçuklu Devleti'nin çöküşünden sonra, Safranbolu, Candaroğulları Beyliği'ne merkez olmuştur. Orhan Gazi zamanında ise Osmanlı sınırlan içine katılmıştır. Yeni dönemin başlan gıcında, Karakeçili aşireti oymakları geniş ölçüdç bölgeye yerleştirilmiştir. Safranbolu -Karadeniz bölgesinde bulunmakla birlikte- gelenekleri, folkloru ve şive özellikleriyle, daha çok Ege ve İç Akdeniz yörelerine benzer. Zengin orman örtüsü ve Milat'tan önceki yüzyıllara uzanan gemi yapımcılığı ahşap işçiliğini geliştirirken, sivil mimariyi de iyice etkilemiştir. Safranbolu evleri, hem Türk evlerinin temel unsurlarını taşır, hem de Türk-İslam kültürünün beklentilerine cevap veren kısım ve eklentileri kendinde toplar. Bu evler genellikle üç kath olarak düşünülmüş, odalar, mimaride «istavroz 59
~ (
As far as the Turkish classical house architecture is concerned, one of the first names to remember is the town of Safranbolu. This splendid town of the province of Zonguldak, through its old houses now protected under law, exhibits the selected examples of building art of the Turkish-Islamic culture. Prior to starting with the discussion on the typical features of the Safranbolu houses, a brief histarical information would be purposeful: The region bordered by Kızılırmak (The Red River) in the East, Yenice River in the West, Black Sea in the North, and Eldem and Aydos Mountains in the South, in which Safranbolu is located, is referred to under the name of Paphla60
-·
gonia in the histarical sources. Regarding a past history of many thousand years, various tribes lived in this area, and the period of Turkish-Islamic sovereignty was begun upon the Seljukian conquest. Following the fal! of the Anatolian Seljukians, Safranbolu became the captial of Candaroğlu Government. During the time of Orhan Gazi, the town was added into the boundaries of the Ottoman Government. At the beginning of the new era the subdivisions of the namadie tribe of Karakechili were widely settlcd within the region. Safranbolu, although she is situated within the Black Sea Region, rather resembles to Aegean and Inner Mcditerranean Zones with
her traditions, folldore and accent characteristics. Her rich forests and shipbuilding craft having its roots deep into the centuries B.C. have, while devdoping the workmanship of woodcn articles, also exerted an essential influence on civil architccture. Safranbolu houses do both possess the basic features of the Turkish houses, and offers the sections and additions satisfying the expectations of the Turkish-Islamic culture. Thcsc houses have generally designed to have three storeys, and the rooms placcd araund a space called ÂŤcross planÂť in architecture. A difference, however, draws attention at the first glance, which is the fact that the ponds are not in the gardcns but within the houses itself. Particularly on the hot days of Summer sitting on the carpet-covered divans sunounding the ponds, and enjoying the taste of having Turkish coffee while listening
to the water dripping from the omamental fountains is a sourcc of deep pleasure. In spite of all the unfavourable effects in torce today, the best protected and maintained houses are to be scen in Safranbolu collectively. The close addiction of the people towards the traditions and customs, the normal course of the increase in population, as well as the great number of houses as a result of residing in country houses during Summer, and in the town during Winter are the factors that prevented the town's being conupted. It is already a fact well established by the visitors to Safranbolu that the Town deserves this commendation. They do, in the meantime, feel the endless deligbt of experiencing the past and the present merged together while strolling among those houses.
Türkiye'nin En Yüksek Binası, Büro
Katları
ve Modern
Çarş1s1yla
MERSIN 'de
Inşa
Ediliyor.
iŞ DÜN~ASINA
MERTIM'DEN BAKlN mm ı m
B• ı u ı ı mm um
•••••• '''''''""'''"'"'" lllllllll ı llllllilli llllllilli llllllilli ltiiiiiiii llllllilli llllllilli llllllilli llllllilli llllllilli llllllilli
1111111111111111111111 1111111111111111111111
1111111111111111111111
1111111111111111111111 1111111111111111111111 1111111111111111111111 1111111111111111111111
1111111111111111111111 1111111111111111111111 1111111111111111111111 ıııııııııııııuııııııı 1111111111111111111111
.......... .......... ..........
,,,,.,,.,,,,,,.,,,, .. , JIIIIIIIIIIIJIIIIIIIII
ı1ıııımu
.......... .......... .......... .......... .......... ..........
l!
,, ıı.... ,.. rı•:::::::::: .,,,,,ııtl';,,,,,ıııı•
,,.,, •••••• ,.,,,,ıııll ııtıJIIIIII ıtıllllll
'''''''''''::,,,ıııııı ,,,unıı•',,ııııır"'
•••••••••• •••••••••• •••••••••• ••••••••••
...... ıı•''ıırııııı11 1
'''''''''''···"''''''
,.,,,,,ıı::,,,ıııı•••:
;;;~m::: :···· .........
iiii!!!!!ii!iiii!ii!ii
........... ,,111.. ••••• ••• t······:,ııı''"'!,ı• ••••• ••••• ...... ,,ıı••'',,,,,, ..... ,,,ı•'',,,,,,ıı;,,.,,, ••••• ••••• ·······,,,, ....,,,,,,, ••••• ••••• ::::::::::::::;;;::::; ..... •••••••• :::::::::::::::::::::. .... ~ ..... ,,,. 11111 11111
:···· :····· :····
,, ,, ;;,,.... .
1
1111
ltı
" B ır üst katınızda bır ithalat ~ ihracat Şırketı . onun yanında bır Sanayı Kurulu şu. hemen alt katınızda her türlu fınan s sorunlarını danışabileceğiniz bir Fınansman Şırketı . on kat yukarınızd a bır Sigorta Şırketi . biraz daha aşağıya inınce Bankalar. ve her bırı 7200 m2'1ik altı kat çarşı ve alı şverı ş m erk ez lerı .. ·
B u kadar yere. kısacık bır asansör yolculuğuyla ulaşırsınız Mertim 'deı Çunku 175 metre yükseklikteki 52 katıyla. 12.000 m? arsa uzerinde altı katlı altı blok çarşısıyla . 15 000 m? 3 kat otoparkıyla. her katından doyumsuz manzarasıyla . ulke mız ın en yuksek ve buyuk ış merkezı olan Mertım Tıcaret ve iş Merkezı ' nde. her alanda f a alıyet gösteren butun ışye rlerı bıraradadır . Hızla gelişmekte olan Mersın ithalat-ihracat Lımanııle Serbest Bölgesi'nin hemen yanında kurulan bu gökdelen ve çarşıdan alacağınız bir ışyerı. bır
büro.
bır
dukkan akılcı
bır yatırım
yapma
• 1 adPI c1ı/PI JPnaırıınr • O 5 MVA Clf'l<lr ı.. Qııcu • 2()(X)
'ıat
kapaS'"''
• (ipnpl al<tnlara nroor·<;
•
• •
!f·ı·iorı
~r· nıu;=k
Rılqıc;awır korır··ı•ı ı hın;ı vlınf•l"'
Ça11ı
ı"ıll"~ı
rı,: avı,ı
ı<atı
ı.;ıvn;ı()ı
ıctıırı(·ı
•
Yanqın
hb;ır
• AsansQfl('r
)ı5ff'rnı
·~
... aıı,ırı
,ıs ı•
'()(ıQ"
;,,,.
• ·ı .•·ı ,
ı-. ;ı
vı•
v' .,,.,
ı \ı ı tır"
il'~
<ll
.,,Jiı.lf"J
•
duz avaı. .1ola$r'li'l ı"kan, vf''P" rnPv•llı vf> h{>r waı. ı..uç•.:~ t>• '''ilhill•ı· ,·;ııı::ırı
• lQ..., Jf•n ():;r, •n y(> ~ilflilf r.tı"-K~nlilf • Naıwr.t lo:lınırıı.;;ıc;v<w ll' lo: n le" rpr o<;ıtr·ı~
•ı
• '"' ""
•
Bloklan: Ka•l<a•
cmsı ıcı c;Dıra'
r ıl1f· •" Ttıt'lf H fı. "'<.ırır-ı 1 ıcı ''"' IJ t ıtı• -.ı ı
~lı •ı t"ı•r
\>
".ır""'
Beıonar"lP
•6
Sizin içini .. Mertim'le dunyaya açılın
·sıı"'
• Gflzını· •slıra~a' ...ıh.ı'IP• Vf> \'P$ıllık1Pr ıçı"!İI ı..,J r" havıı, • KonfPrans vt ıosl~>r sator'ıı • 1 .!()()ro· '>U ff't)lı<;ı, VI· )ıq olr''PVPr
•
olanağıdır . Gökdelen:
Mertlm'in Genel Ozelliklert:
•
'""JI•/:lS, l( ı "'ı;; q
0>:
"ı/1
• !·
.ı·
l'il'l".ı.,.,Jı
ıç
<J'.r';l('l•r',J
.•· V<'llı 1 'l
'.'""!·)'
ı tın,ı
·• r·
ı•.·,
1 .ı·:r
·
·,ı'
t<'ı·n•
• • l" Jı'' tı.,
j·rt·l.f KC • J!'''
f <],,. •:
:r
~;ı•ıo·• .• 1 tı:ı•
•ır
ı
ı·
11 .'ıı·r·,
"' ', .. •·
;ı<:.,"·l' tı,ıı.;or•çlı t.)t· ,._ , ,ı,foT -.:Jr'ljl''«i' l;l11rl!
S;' •· .. re•
'
1
k,)r!•
<>ı:>tı'"''
!;jf"J' '"
ŞiRKETLER GRUBU
e
~.~~AY Y~PI:. S r:,•,f·
MERKEZ
'''f r 1'\'r<"lı
ı•;jn<(\f
$AN TIYE MERTIM· • ''\ri''J •
'
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
1 2 .J
ı
3
4 5 6
7 8 9
10 11 12
SOLDAN SAGA: ı Teknelerin yanlarına, küçük çarpışmalarda zarar görmeyi önlemek için konulan malzerneye verilen ad. Müzikte dur işareti 2 - Hindistan'da bir soyluluk ünvanı ABD'de bir eyalet. 3 - Bir renk. İrlanda'nın uluslararası trafik simgesi (Tersi) Batmış olma durumu. 4 Tarihi bir çalgı.(Eski dilde) Dışişleri. 5 - Işık birimi Lümen'in kısaltılması. (Eski dilde) içki. Genişlik. 6 - Sarılmış Kağıt , Etraflıca , oldukça anlamında bir söz. 7 - İskambilde papaz Etraflıca iyiden iyiye. 8 - Garez, düşmanlık. Kıta. 9 Önemli günlerde önemli meydanlara, caddelere kurulur. «Kafkas » ın ortası. ı o- Bir emir. «Alice ... Diyarında » , ünlü çocuk romanı. ll Tuıak. Bulgar para birimi. 12 Diretme. (Eski dilde) Dostlar, yakınlar.
YUKARIDAN AŞAGI : ı Asya'da sıradağ. Küçük balıkçı teknesi. 2 - Bir erkek isimi. Bilgiçlik taslayan. 3 - Türkiye Cumhuriyeti (kısaltma). « ... Ainıaçık» Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü, Matematikte sabit bir sayı. 4 - Birleşik Arap Emirlikleri (kısaltma). Bir işaret sıfatı. Bir tür eski konaklama yeri 5 Bir tür mal alım-satım usulü. Bir bayan adı. 6 - Ünlü Arjantinli futbolcu. 7 - Bir renk. Bir nota. Bir kutsal kitap. 8 - Bir kesici alet. Verme, yapma. (Tersi) Tavlada bir sayı. 9 - <<Muazzez ... «Ünlü T.S.M. sanatçısı. Hamur işlerinde kullanılan bir alet. 10 - Gelecek. Esas. Bir çoğul eki. ı ı - Beyaz eşya yapımında kullanılır. Bir ilimiz. 12 - Belçika Hava Yolları. Yaşıt.
63
BAZI BÖLGELERİMİ ZDE AYLARA GÖRE ORTALAMA SlCAKLIKLAR (SANTIGRAD) Yıllık ı
ADANA ANKARA ANTALYA İSTANBUL İZMİR
MUG LA TRABZON
9.2 -0.2 9.8 5.1 8.5 5.3 7.2
2
3
4
5
10.4 1.2 10.5 5.4 9.5 6.3 7.3
ı3 . ı
17 11.1 15.9 10.8 15.4 12.5 11.5
21.3 15.6 19.8 15.5 20.5 17.5 15 .8
5.3 ı2.7
6.7 11.2 8.3 8.1
6
7
25. ı 27 .6 19.9 23. ı 24.4 28.1 20 23.2 25 27.5 25 .5 26 20 22.6
8
9
10
ll
28 23.1 27 .8 23.1 27.2 25.7 22.6
25.3 18 24.7 19.5 23.2 21.5 19.6
20.9 12.6 19.7 15. ı 18.4
15.7 7.4 15.3 11.7 14.2
ıı.1
ı5.8
ıo.8
16.1
12.8
7.1 9.4
12
Ortalama
18.7 11.6 18.4 13.7 17.6 14.9 14.4
2.3 ı 1.7 7.9 ı0.2
BAZI BÖLGELERİMİZDE AYLARA GÖRE AÇIK-KAPALI GÜN SAYILARI 9
10
ı ı·
12
O rtalama
0.1 1.6
0.1 17
2.1 12
4.7 8.5
8.8 7.2
47.9 108.6
0.5 16.2
0.3 18.3
1.4 15.4
4.1 10. ı
7.5 5.9
15.2 2.6
80.4 94
o 21.8
o 23.3
0.4 20.4
3.2 12.2
5.5 8.4
9.2 6
. 53.5 138.1
2.4 9.8
L3 15 .1
l.l
14.4
3.1 10
7.2 6
11.2 2.6
15.2 2
99 75.5
2.3 9.2
0.6 16.9
O. I 26.6
26.5
0 .5 20.9
2.9 11.8
4.8 6.3
8.3 4.7
47 .9 143 .9
5.2 7.3
2.6 9.4
o 0.5 18.8 26.4
o 26.8
0.3 21.9
3.4 12.2
6.6 7.6
11.6 6
j
13 3.3
11.3 3.1
9.8 5
10 5.1
9.3 6.2
] 0.8 4.5
12.4 4.2
135.8 9 1.9
1
2
3
4
5
6
7
9.3 6
8. 1 4.3
6.6 4.8
4.7 4. 1
2.7 0.2
0.4 10.4
0.3 13 . ı
14.8 3.1
12.2 2.2
10.2 4
7.8 3.6
4.7 4.4
1.6 8
10.3 5.8
8.4 5.2
7.4 6.3
5.4 6.5
3.2 7.2
0.6 15
16.6 1.5
13.8 1.6
12.7 3.2
8.8 4.2
5.5 5.2
9.3 4.4
7. ı 4.3
6.9 5.7
5. 1 6.6
12 5.3
9 5.3
7.5 6.5
13.4 3.7
13 .6 2.6
14.8 3. ı
diğer
günler
8
ADANA Kapalı Açık
ANKARA Kapalı Aç ı k
ANTALYA Kapalı Açık
İSTANBUL Kapalı Açık
İ ZMİR Kapalı Açık
MUG LA Kapalı Aç ı k
o. ı
59 .3 53.5
T R ABZON Kapa l ı Açık
NOT:
64
Ay içindeki
parçalı
7.1 6
10.3 4.8
bulutlu günlerdir.
J
ı
iH In
if)
fh
itibaren THY daha kaliteli ve
alacak olan .Dergimjze
Hava
Yolları
IIJDıl~ a.ş&gıdaki
'B
140 10 67 146 20 50/234 146 20 61/234
Adres: Cumhuriyet Cad.
No: 199-201
Harbıye-İstanbul
Beklim Fiat IJ.8tiesi:
Kapak içi: 8.000.000 T.L. İç Sayfa: 6. o T.L. İç Çift Sayfa: .000.000 T.Iı. (Fiatlarırmza KDV dahildir.) Not: .Ajans komisyonu% lo olup, bufiyatlaradahilclir.
ls Bankası'nın ileri elektronik
bankacılığından bir yenilik ...
E
L
E
K
T
R
CJ
N
K
Gündüz gece, paranız emrinizde! Türkiye'nin en yaygın elektronik hizmet ağın ı kuran İş Bankası, yeni bir bankacılık hizmeti ya rattı: Elektronik Bankamatik! Bugün e lektronik hizmet veren İş Bankası şube l erin in sayısı 230'u aştı. Bu ş ube l erden herhangi birindeki hesabınıza , herhangi bir Elektronik Bankamatik'le anında ul aşab ilirs ini z . Size özel kartınızla, size özel şifreniz l e ... Birkaç tuşa basarak .. Kendi kendinize. Şub eye girmeden! Gündüz, gece.. . Bayramda, hafta sonunda ...
Elektronik Bankamatik para çekme ve bakiye sorma işlemleri için kullanılmaktadır. Şube içi ve şube l erarası hesaptan hesaba para aktarma işlemlerini de yapacaktır. Her işlemi makbuzla belgeleyebilen Elektronik Bankamatik, giderek otomatik bir banka gibi hizmet verecektir. Elektronik Bankamatik yalnız İş Bankası 'nın sağladığı bir kolaylık , bir ayrıca lıktır. Gece, gündüz yararlanman ı z için ...
TÜRKivE $BANKASI