1988 08

Page 1


Tatil organizasyonunu bir sanatçı gibi ele almak. Bir ressamın tablosunu yaratırken gösterdiği titizliği ve inceliği . tatil programında uygulamak. Bir müzisyenin, beste yaparken hissettiği duygusallık ve yaratıcılık gibi ögeleri, bir tatile yansıtmak. Bir modacının, insana yakışanı yaratırken yanyana getirdiği çizgi ve repkleri seçmede gösterdiği özeni, tatil olgusunda yaşatmak . ... Ve her tatilde değişik bir eser yaratmak. farklı olmak. dürüstlükten uzaklaşmamak.

A ~a ~: ·ırıemrurı~ .

ı:~ .

..

'~

.~

iREmTUR "farklı

ve dürüst"

inönü Cad . 44/ 6 80090 Taksim - istanbul Tel : 151 73 35 (5 Hat) Telex: 25013 1rtu tr.


iCiNDEKiLER #

CONTENTS

2 THY'den Haberler News From THY

8

28

Yenilenen istanbul Türk Hava Yolları A.O . adına Sahibi Publisher Yüksel DiNÇER Yayın

Kurulu Başkanı Publishing Director Mehmet KUTLU

Genel Koordinetör General Coordinator Çetin ÖZBEY Yazı işleri Müdürü Manag ing Editor Günvar OlMANBÖLÜK Yayın Kurulu

Publishing Board Engin ÖKTEMER Ünal KÖKSAL Tu~rul GENCER Reklôm Advertising Duygu TAMER Foto~ raflar

Takviyeli

Kırkpınar

Rebirth of o City

Kırkpınar Festivities

16

34

Kuş

Cennetleri

Kapallçarşı

Bird Paradises

Covered Bazoor

20

40

Along the Northern Coast

Turkish Ceramics

Turizmde Karadeniz

Türk Seramikleri

46

Turizmde Kahve Tadı Turkish Coffee

54

Genç, Dinamik, Kadıns•

Young, Dynamic, Feminine

58

Photographs Nihat GÖMLEKSiZ Erdal ALOK

Türk

Tasarı m, yapı m, baskı Design, production, printing APA OFSET BASlMEVI Levent, Istanbul Tel: 164 64 20

62

Mutfağ1

Turkish Cu isi ne

Ayasofya'da Bir Sergi Exhibition in Haghia Sophia


THY'DEN HABERLER • NEWS ~OM THY e THY'DEN HABERLER e NEWS ~OM

TURiZMDE YENi HAMLE

Dalaman'a modern havaalani Türk turizminde önemli bir potansiyele sahip olan Dalaman yöresinde açılan havaalanında yılda üç milyon kişiye hizmet verilecek ürkiye 'nin turizm potansiyelinde önemli yeri olan Dalaman ilçesi, modern bir havaalanına kavuştu.

Yeni havalanının hizmete girmesi dolayısıyla , ll Tem-

muz günü düzenlenen törenin ilk konuşmasını, Mug-la Valisi yaptı. Daha sonra kürsüye gelen Ulaştırma Bakanı Ekrem Pakdemirli, bu tesislerin, yöredeki turizm hareketine büsbütün canlı­ lık kazandıracag-ını söyledi . Türkiye'de

Havaalanını Başbakan Turgut Özal açtı Prime Minister Özal at the opening ceromany

sivil havacılık alanında büyük gelişme­ ler oldug-unu kaydeden Pakdemirli, özel havayolu şirketlerinin desteklendig-ini , yabancı havayollarının charter seferleri sayısında memnuniyet verici artışla­ rın görüldüg-ünü, önümüzdeki yıllarda yeni havaalanlarının birbiri ardına açı­ lacag-ını belirtti. Başbakan Turgut Özal ise , Dalaman Havaalanı ' nın çok kısa sürede bitirilmesinde emeg-i geçeniere teşekkür etti . Özal, 40 milyar liraya mal olan tesislerin kurdelasını, hayırlı ve ug-urlu olması dileğiyle kesti . Uluslararası standartlarda inşa edilen Dalaman Havaalanı ' nın apronu beton kaplamalı ve 4 adet Boeing-747 uçağı­ nın iniş kalkışına cevap verebilecek kapasitede . 22 bin metrekarelik bir alana yayılan yolcu terminalinde , gümrüklü ve gümrüksüz yolcu salonları , restoran , kafeterya, VIP-CIP salonları ve idari üniteler yer alıyor . Dünya Sivil Havacılık Teşkilatı 'nın (ICAO) tavsiyelerine uyularak, pist aydınlatması A sınıfında yapıldı. Kontrol kulesi 29 ,5 metre yükseklig-inde . Dalaman'ın uçuş üniteleri ve geçici terminal binası 1981 yılında açılmış ve bugüne kadar, yılda yaklaşık 500 bin yolcuya hizmet verilebilmişti . Şimdi ise, yıllık yolcu hizmet kapasitesi 3 milyon rakkarnma yükselmiş bulunuyor .


THY'DEN • THY'DEN HABERLER e NEWS FROM THY e THY'DEN HABERlER

Modern Dalaman Ai rp ort

D

alaman, an important spot in Turkey's tourism potential, now has a modern airport . On the occasion of the opening of the new airport to traflic the Governor of Mu~la made the first speech of the ceremony heldon July, ll. Mr. Ekrem Pakdemirli, Minister of Transportation, who acidressed the public after the Governor pointed out that this facility will have a great impact on the already lively tourism activity in the region . Mr. Pakdemirli said that great development was taking place in civil aviation inTurkey, that support was given to private airlines, that the increase in the number of charter flights from foreign airports would successively be opened during years to come . Prime Minister Turgut Özal thanked all those who have contributed to the completion of the Dalamaı:ı. Airport in such a short period . Mr. Ozal cut the inaugural ribbon of the establishment which has costTL40 billion expressing his best wishes . The Dalaman Airport has been built up to international standards ; its apron is concrete-coated and of capacity to enable Boeing- 74 7 crafts to !and and tak e off. The passenger terminal covering 22 thousand sq.m . comprises duty and dutyfree passenger halis , a restaurant, a cafeteria, VIP-CIP rooms and administrative units. The runway illumination is made in Aciass observing the reccommendations of the International C ivil Aviation Organization (ICAO) the control tower is 29 .5 m . high. Flight units and temporay terminal buildings inDalaman were opened in1981 and have been able to serve approximately 500 thousand passengers a year until now. Today the annual passenger service capacity has recahed 3 millions .

SAAT BASI UCAK . SEFERi • !aştırma Bakanı Ekrem Pakdemirli'nin bir süre önce kamuoyuna duy~rdu~u ,hazırlık tamamlandı ve Istanbul-Ankaraİstanbul hattında saat başı uçuşlar başlatıldı. Türk Hava Yolları' nın ~nderli~nde yapı~an uygulamada, Istanbul-Ankara-Istanbul seferleri, her gün saat 07 .00'den 22 .00'ye kadar düzenli olarak sürdürülüyor. Aynca, Türk Hava Yolları ile Bo~aziçi Hava Taşımacılı~ı'nın ~a~lantı ve intik~ uçuşlan da, Istanbul-Ankara- Istanbul hattı sefer listesine dahil edildi. Böylece, bazı ara saatlerde ve gece 24.00'den sonra da yolculuk edebilme imkanı sa~lanmış oldu . Gece 24.00'den sonraki uçuşlarda, bilet ücreti, yüzde 50 tenzilatla 30 .000 liraya indirildi. THY yanın?a Bo~aziçi Hava Taşımacılı~, Istanbul Hava Yolları ve NESU firmasının da katıldı~ı programla, daha önce haftada 150 civannda olan İstanbul-Ankara­ İstanbul seferlerinin sayısı 242'ye yükselmiş bulunuyor.

U

A FLIGHT EVERY HOUR

P

reparations announced some time ago by Mr. Ekrem Pakdemirli, Minister of Transportation, have been completed now aı;ı.d flights every hour launched on the Istanbul-Ankaraİstanbul lin.e. Under the lea~-:rship of the THY, Istanbul-Ankara-lstanbul flights are regularly scheduled every day from 07:00 to 22 :00 hours . Furthermore , connection and transfer flights of the THY and Bo~aziçi Hava Taşımacılı~ı (Bosphorus Air Transportation) have been included in the İstanbul-Ankara­ İstanbul line flight schedule. Thus, it becomes possible to travel at some intermediate hours and after 24:00, THY fare for the flights has ı:ieen reduced by 50 percent to become TL 30.000 .

This program realized through the participation of the .THY, Bo~aziçi Hava Taşımacılı~ı , Istanbul Hava Yolları (İstanbul Airlines) and the company NESU increases the number of the İstanbul-Ankara-İstanbul flights in a week from 150 to 242.

UÇAKTA TELEFON ürk Hava Yolları'nın DC-9 tipi uçaklarında yeni bir hizmet başlatıldı. Bu na göre, İstanbul­ Ankara-Antalya hattının batısında kalan yurt içi sefer!erind e, artık yurt içi ve yurt dışı telefon konuşmalan yapabilmek mümkün. Bu hizmetin karşılı~ında, yolculardan herhangi bir ücret alınmıyor. Telefon sistemi, yakında Boeing-727 uçaklarınada monte edilecek .

T

PHONE ON THE CRAFT

A

new service has been launched on the THY's DC-9 planes . Now its possible to make domestic and international phone calls during domestic flights west of the İstanbul­ Ankara-Antalya line . No fee is charged to passengers for this service. The telephone system will soon be fitted to Boeing-727 crafts as well . MAGAZiN 8/88 3


SEYAHAT SiGORTASI

H

alk Sigorta ve Bosfor Turizm ülkemizde ilk

A.Ş. işbi rli~iyl e

defa uygulanacak olan Seyahat Sigortası yürürlü~e girdi. Halk Sigorta Genel Müdürü Erhan Dumanlı ve Bosfor Turizm Murahhas Üyesi Güven Terzio~lu arasında imzalanan protokol gere~i tüm yolcular lO'ar milyon liraya sigortalanmış olacaklar. Seyahat Sigortası için yolcular, normal bilet ücreti dışında ek bir ödeme yapmayacaklar. Bu sigorta, bagaj

tazminatını

da kapsayacak. Seyahat eden her yolcunun otomatikman ı O milyon liraya sigortalandı~ı Seyahat Sigortası, yolcunun İsteğı ile prim farkı ödenerek ı m ilyar liraya kadar yükseltilebilecek.

TRAVEL INSURANCE

T

ravel Insurancc will be practised for the first time in Turkey through the cooperation of the insurance company Halk Sigorta and the travel ageney Bosfor Turizm A.Ş.

According to the protocole signed between Mr. Erhan Dumanlı,the General Manager of Halk Sigorta, and Mr. Güven Terzio~lu the Managing Director of Bosfor Turizm A.Ş. every passenger will be insured for TL 10 million . Passengers will pay no extra for the Travel Insurance will also cover luggage indemniıy . The Travel Insurance which insures every passenger automatically for TL ı O million may be increased up to TL ı billion against paymen ı of extra premium.

BAKANA PLAKET

PLAQUETTE FOR THE MINISTER

çak Teknisyenleri Derne~i Yönetim Kurulu üyeleri, U l aştırma Bakanı Ekrem Pakdemirli'ye nezaket ziyaretinde bulunarak, derneklerinin plaketini sundular. Bir saat süren görüşme s ı rasında, uçak teknisyenlerinin mesleki ve sosyal sorunları h akk ında bilgi alan Bakan, bun l arın çözümlenmesi konusunda yardım c ı ol aca~ın ı ifade etti.

T

U

4 MAGAZiN 8/88

he board members of the Association of Aircraft Technicians paid a courtesy visit to Ekrem Pakdemirli, Minister of Transportation, and presented him with their Association plaquette. During the visit which lasted an hour the Minister was informed of the professional and social problems of the aircraft technicians and declared that he will assist in solving these problems.

THY LiGLERE HAZlRLANlYOR futbol takımı, sezonunu, 22 Temmuz günü düzenlenen törenle açtı. Teknik Direktör Atilla Uçar, futbolculada yaptı~ı konuşmada, günde iki çalışma ile liglere hazırlanacaklarını ve ilk beşe girmek için çalışacak l arını söyledi. THY, geçen yıl 3. ligin 9. grubunda mücadele vermişti.

T

ürk Hava

ı988-ı989

Yolları

...._


e THY'DEN · e THY'DEN HABERLER e NEWS FROM THY e THY'DEN HABERlER

ViLLA BONELLi ROMA SAMPiYONU , HY Roma Satış Müd ürlüğü'nün Fiumiçino Havaalanı sözleşmeli personeli De Martini Giuseppe'in antrenörlüğünü yaptığı , 17 yaş grubu gençlerden olu şan Villa Boneili futbol takımı, R oma bölgesi şampiyonu oldu . Villa Bonelli, zorlu fınal maçında, rakib i Grafıca Zampini'yi 3-2 mağlı1p etmeyi

T

iık seyahat sigortası anlaşmasının

başardı.

imza töreni

The signing ceremony of the first life insurance for the passengers .

THY PREPARES FOR THE SOCCER LEAGUE

T

he THY soccer team inaugurated the 1988-1989 season with a ceremony held on july 22, !988 . In a

speech he acidressed to the players, Mr. Attila Uçar, the coach, said that preparation for the leagues will comprise two exercises a day and that attempts will be made to fıgure among the first five. Last year the THY team played in the 9 th group of the 3 rd league.

THY futbol takı mı bu sezona hayli Iddialı hazırlanıyor. THY's football (soccer) team is ready for this near's challenge

YlLLA BONELLl BECOMES THE ROMAN CHAMPION

T

he V illa Boneili soccer team composed of 17 year-old boys coached by De Martini Guiseppe , contractual staff member of the THY Roma Sales Office for the Fiumicino Airport, won the Roman championship. Villa Boneili defeated its strong opponent Grafica Zampini 32 at the finals.


Uçağ1m1.za hoşgeldiniz

Welcome on BoOrd

T

aking into consideration the fact that you may be feeling a little nervous during the flight, we would !ike to remind you that flying today is the safest form of travel. You may be disturbed by an unusual sound . The noise you hear immediately after take-off is the sound of the landing gear being pulled up as the plane lifts off and gets in to flight position. While the plane is taking off it requires greater power than it does while cruising. In the same way, as it prepares to !and, the reduced speed causes a change in the sound of the engines . When the "Fasten your seat belts" and "No smoking" signs light up a beli rings. This beli is also heard when passengers ring for one of the cabin crew. During your flight , when you wish to ask a question, or request something to eat, drink or read, you may cal! lhe hostess by pressing the appropriate button . According to the type of plane you are flying in, this button may be located above your seat or on the arın of your chair; and may be marked by a picture of a hostess. When you wish for light by which to read, press the switch over your head, or on the arın of your chair. When the "Fasten your seat belts" sign is extinguished you may leave your seat to go to the toilet. If the toilet is engaged the word "occupied" will be seen on the door. CA TERING SERVICE: On morning flights breakfast is served, on afternoon flights lunch is served, and on evening flights dinner is served . On long-distance flights snacks are served in addition to these main meals. On scheduled and charter flights special food is available on request for diabetics, vegetarians, , and others who for reasons of health, religion or philosophy, are unable to eat the regular meals . Howewer, it is essential to inform Turkish Airlines of this, well in advance, preferably when making your reservation . Soft drinks are free of charge in international flights . According to international air transport regulations passengers are forbidden to consume their own alcoholic drinks. Alcoholic beverages, cigarettes and tobaccoes are being sold tax free during the. flights. SMOKING ON AIRCRAFT: Smoking is forbidden in domestic flights. On international flights a seetion in the front of aircraft covering 60 % of the whole seating capacity has been designated for non smokers. CHILD PASSENGERS: We are especially concerned with children and their comfort. W e endeavour to anticipate and meet their every need . Milk and baby food is heated up for them when required. Your cabin attendants will gladly supply you with blankets and pillows upon your request . YOUR SUGGESTIONS: Inside the plane you will find suggestion boxes and writing paper. We are aıways pleased to receive the complaints and suggestion of our passengers. W e thank you for your trust in Turkish Airlines, and wish you a pleasant flight . W e look forward to seeing you again .

H

eyecanlı oldu~nuz ihtimalini gözönüne alarak uçak ile seyahat etmenin günümüzde en emniyetli yol oldu~unu hatırlatmaya gerek duyduk. Alışılmamış bir ses sizi tedirgin edebilir. Kalkış­ tan hemen sonra duyulan gürültü, uçağın uçuş pozisyonuna geçerken iniş takımlarını içeri çekmesinden gelmektedir. Aynı şekilde uçak inişe geçti~inde hızındaki azalma makine sesindeki de~şirn şeklinde duyulur. "Kemerlerinizi bağlayınız" ve "Sigara içmeyiniz" işaretleri yandığı zaman zil çalar. Zil, yolculardan biri kabin mürettebatını çağırdı~ı zaman da çalar. Uçuş sırasında birşey sormak, yemek, içmek veya okumak istedi~niz zaman uçağın tipine göre başınızın üzerindeki veya koltu~n kollu~ üzerindeki ''çekiniz" yazan yahut hostes resmi bulunan dü~meye basarak hostesi çağırabi­ lirsiniz. Okumak için ışı~a ihtiyacınız oldu~ zaman başınızın üzerindeki veya koltu~n kolundaki dü~eye basınız . "KemerIerinizi bağlayınız" işareti yanmadı~ı zaman elinizi yıka­ yabilir ve tuvalete gidebilirsiniz. "Tuvalet doludur" işare­ ti tuvaletİn meşgul oldu~nu gösterir. YiYECEK VE İÇECEK SERVİSİ: Dış hatlarda kahvaltı servisi sabah uçuşlannda, öğle yeme~ servisi gün ortası, akşam yeme~ servisi akşam uçuş­ lannda yapılmaktadır . Uzun parkurlu dış hatlarda bu yemekiere ek olarak snack servisi yapılır .

Yemek servisi yapılan tarifeli ve charter uçuş­ lannda, şeker hastaianna ve vejetariyenlere, sa~­ lık, felsefe ve din nedeniyle normal mönüyü kabul etmeyenlere, özel yemekler temin edilmektedir. Meşrubat dış

hatlarda ücretsizdir. Yolcuların getirdikleri alkollü içkilerin içilmesi yasaktır . Alkollü içkiler ve tütünlü maddeler uçakta vergisiz satılmaktadır. UÇAKTA siGARA iÇMEK: İç hatlarda sigara içilmesi tamamen, dış hatlarda ise kısmen yasaklanmış­ tır . Yurt dışı .seferlerimizde uçağın ön tarafında, toplam oturma kapasitesinin % 60'1ık kısmı sigara içmeyeniere tahsis edilyanlarında

miştir .

ÇOCUK YOLCULAR: Uçaklarımızcia çocukların en özel ihtiyaçlarını dahi dikkatten kaçırmamak için çaba harcanmak. tadır. Bebekler için mama, süt vb. gibi şeyler gerekti~nde ısıtılmaktadır . İstirahat etmek içinkabin mürettebatından örtü, battanivı_:ya yastık i.steyel?ilirsiniz. DILEKLERINIZI ALALlM: Uçaklarımızın içinde yolcu dilek kutulan ile mektup kağıtları bulacaksınız. Yolculanmı­ zın uçuşla ilgili şikayet ve temmennilerini almak h~r zaman hoşumuza gider. Türk Hava Yollan gösterdi~iz güven için teşekkür eder, iyi uçuşlar diler ve sizi tekrar karşılamaktan mutluluk duyar.

ye

TÜRK HAVA YOLLARI

T U RKXS H A 1RLl N ES 1

6 MAGAZiN 8/88 1

1



ŞEHiR, DEVASA BiR

SANTiYEYE DÖNDÜ ,

istanbul'a gençlik GSISI #

çaplarda alt ve üst yapı yatırımları, bir yandan tarihi eserlerin restorasyon u ... Istanbul, tepeden tırnağa elden geçiriliyor ve bir bakıma yeniden fethediliyor

Bir yandan

olağanüstü

on birkaç yıldır , İstanbul '­ da gözle görülür, elle tutulur bir değişim yaşanıyor. Bu değişiml e birlikte şehir, asırl arın biriktirdi ği kirlerinden arınıp çağdaş ve modern bir görünüme kavuşmakla kalmıyor ; tarihi ve kültürel kimliğini de yeniden kazanıyor. Haliç'ten başlayan bü-

S

lstanbul'a kazandırılan eserlerden birinin daha açılışı yapılıyor. The inauquration of a newly built facility in Istanbul.

yük atılım , bugün artık dev kolektörlerle, geniş bulvarlarla, halka açılan kıyı­ lada, yap ımı hızla ilerleyen metroyla, yenilenen surlada birlikte bölge bölge bütün şehre yayılıyor . Böylece, büyük yatırımlarla 21. asra hazırlanan İstan­ bul , tarihi kimliğini kaybetmeden bir uçtan bir uca ve tepeden tırnağa gelin gibi süsleniyor. Çok değil, b eş-on yıl sonra kırk katlı gökdelenlerden şehri seyretmek, metroya binip bir ç ırpıcia istenilen yere ulaş­ mak mümkün olabilecek. Tabii iş bununla kalmıyor ... Dilerseniz, Piyer Loti'ye yürüyen merdivenlerle tırmanabi­ lecek, dilerseniz Haliç ' te denize girmenin keyfini yaşaxabileceksiniz. İlıtimal ­ ler arasında "Uç çifte kayıkla Sadabad'a uğrayıp " Küçüksu'da mehtap seyrine çıkmak da var. Bü_tün bu deği­ şimin altındaki imza ise , Istanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'a ait. İstanbul'un yaşadığı yenilenmeyi derli-toplu bir biçimle anlatmaya çalıFoto{lraflar: Sami GÜNER



şacağız. Bu gezimiz esnasında Başkan Dalan da zaman zaman bizimle olacak ve bilgi verecek. Gezimizin ilk durağı Haliç ... Çok değil, bundan üç-beş yıl önce tam bir mezbelelik olan Haliç, artık pırıl pırıl parklarla, yeşil alanlarla çerçevelenmiş durumda. Bütün pisliklerini ve artıkları­ nı Haliç'e boşaltan fabrikaların yerinde, şimdi yemyeşil ağaçlar yükseliyor. Haliç'in iki kıyısı da artık açık alan. Ama bunlar görünür kısımlarda yapılanlar. Asıl büyük yatırım, Haliç ' in altına yapılmış durumda. İki kıyı boyunca açılan dev tüneller, pis suları dev kolektörlerle M armara' nın derinliklerine akıtmaya başladı bile. Yenikapı'da yapımı tamamlanan Güney Haliç Kolektörü gerçekleştiriyor bu işi. Ancak bütün Haliç'in temizlenmesi için diğer kolektörlerinde bitişini beklemek gerekecek. Burada sözü Başkan Dalan alı­ yor:

Istanbul, büyük bir hızla modern ve çağdaş bir şehre dönüşüyor, tarihi ve kültürel kimliğini yeniden kazanıyor "İstanbul altı milyonluk bir köydü,

biz

başkan olduğumuz

zaman. Çünkü altyapı narnma hiçbir şey yoktu. Ama bugün artık İstanbul, altyapısını süratli bir şekilde tamamlamaya çalışan, şehir­ leşme yolundaki bir yerleşimünitesidir. '' En büyük harcama payı kanalizasyon yatırımiarına ayrılmıştı. Çünkü İstan­ bul'a, toplam uzunluğu 11.500 kilometreyi bulan bir kanalizasyon şebekesi döşeniyordu. Hatta, deniz altındaki deşarj kanallarından biri, Ahırkapı'dan başla­ yıp Boğaz ortalarına kadar ulaşmıştı. Mühürdar'da da 2.000 metre açığa kadar uzanan bir deniz dibi deşarj sistemi vardı. Pendik'den Moda'ya, Küçükçekmece'den Yenikapı'ya uzanan kolektörler, bir yandan denize akan bütün kirli suları arıtarak açığa dökecek, bir yandan da kıyılarda rahatça denize girilmesini sağlayacaktı. Dalan'ın ifadesiyle, "Beş yıl içersinde Urfa Tüneli kadar büyük bir tünel açılmıştı İstanbul'­ un altında.'' Ancak kanalizasyon sisteminin tamamı 1991 'de bitirilebilecekti. Haliç'i cıvıl cıvıl çocuk parklarıyla geride bırakıp büyük tartışmalara sebep olan Tarlabaşı'na tırmanıyoruz. Tarlabaşı da, yıllar önce Haliç'in. kötü bir kopyası gibiydi. Bir zamanlar Istanbul'-

10 MAGAZiN 8/88

un en güzide yerlerinden olan Beyoğ­ lu, Tarlabaşı 'nın sefahat yuvasına dönüşmesi sonucu, aynı kaderi paylaşmak zorunda kalmıştı. Tarlabaşı'ndaki toplam 3. 200 binadan yüz kadarı yıkılmış ve yerine geniş bir bulvar açılmıştı. Bulvarm yapımıyla hem İstikiiii Caddesi trafiğini rahatlatmak, hem de Beyoğlu'nu eski çehresine kavu_şturmak amaçlanı­ yordu . Yol açılınca lstikliii Caddesi trafiğe kapatılacak ve yaya bölgesi olarak hizmete sunulacaktı. D alan, '' 1960'lı yıllarda Rumlar gidince burada boş kalan evlere birtakım kişiler el koymuşlar'' diyor ve devam ediyor: "Zamanla buralardaki kalite öylesine düşmüş ki, durumdan İstikiiii Caddesi de etkilenmiş. Hatta, insanlar aileleriyle birlikte İstikiiii Caddesi'nden geçemez olmuşlar. Dolayısıyla, Beyoğ­ lu'nu Beyoğlu yapan pastane ve dükkanlar zaman içerisinde kapanmış. Daha sonra da bu bölge şehrin bataklıanesi olarak anılır olmuş. Yol geçirmek suretiyle söz konusu batakhanelerin bir kıs­ mını ortadan kaldırdık. Bu yıkımlarla bölgeye yeni bir ışık gelecek. Şu anda cer~.atin bir kısmını akıtmış oluyoruz. Tarlabaşı'ndan Tünel'e, oradan da Karaköy'e iniyoruz. Karaköy'de yeni Galata Köprüsü'nün yapımı bütün hı­ zıyla sürüyor. Eminönü tarafına geçtiğimiz zaman yeraltı çarşısının neredeyse bitmiş olduğunu görüyoruz. Yeni Galata Köprüsü, kazıkia rı n i' zerine oturtulacak ve eskisinden daha büyük olacak. Şimdiki köprü ise turistik amaçlarla kullanılacak. Kazıkiarı görünce, aklımıza bir süre önce hizmete açılan Arnavutköy'deki kazıklı yol geliyor. Peki ama neden gidip bakmıyoruz? Arnavutköy'ün tıkanıklığıyla meşhur trafiğinin yerinde yeller esiyor. Her iki yöndeki araçlar da gayet rahat bir akış içindeler. Kazıklar altta kaldığı için görünmüyor ve bu itibarlayola artık "kazıklı yol" demek pek mümkün değil. Bir zamanlar Boğaz'a adeta sahiplenen yalılar da tam ortada kalmış. "Mecbur muydunuz kazıklı yola?" diye soruyoruz Başkan Dalan'a; işte cevabı: ''Kazıklı yol, elbette sevimli bir iş değildi. Ama çaresizlikten yaptık. Şimdi Sarıyer'den gelen bir hemşehrimiz Beşiktaş'a varıncaya kadar Çayırbaşı, Arnavutköy ve Ortaköy'de takılır. Bu tı­ kanıklıkların açılması için, çok ciddi araştırmalar yaptık. Arkadaki dağlar çok sertti ve geçiş hemen hemen imkansızdı. Biz binaları da yıkmadık ve önünden geçtik. Şimdi herkes hayatından memnun. Diğer tıkanıklıkları aynı metodla açacağız. Amacım hemşehrileri­ mizin insanca yaşayabilmesidir. '' Bu arada Boğaziçi'ndeki değişiklik-

Değişen ve gelişen istanbul'dan üç ayrı manzara: Okmeydanı 'ndakl PER-PA binası (üstte), Tarlabaşı Bulvarı (yanda) ve Arnavutköy'deki kazıkil yol.

Three recent additions to the known face of old istanbul: Per-Pa (the great hardware market large picture); Tarlabaşı blvd. (opposite), and the Arnavutköy coastal avenue.

r


MAGAZiN 8/88 11


lerden söz etmek gerekiyor. Kıyılar, hemen bütünüyle halka açılmış. Çocukların oynaştı~ı parklar yem yeşil. Hafta sonlarında buralarda kolay kolay yer bulamazsınız. Kuruçeşme'deki çirkin kömür depolannın y~rinde yeller esiyor. Düzenleme çalışmaları ise halen devam ediyor. Peki, ya metro ne a.Iemde? Yönümüzü Aksaray'a, Vatan Caddesi'ne çeviriyoruz. Burdaki hummalı faaliyet hemen dikkat çekiyor. Dev makinalar harıl harıl çalışıyor , binlerce işçi oradan oraya koşuşturuyor . Metronun başlan­ gıcı olan Vatan Caddesi'ndeki ilk istas-' yon ise bitmiş durumda. Çinileri bile döşenmiş. Her şey öylesine etkileyici ki, biraz sonra tren gelecek ve sizi alıp götürecek sanıyorsunuz . Zaten vagonlar da çoktan gelmiş durumda. Burada aklımıza metro için yapılan "hafıf-a~ır" tartışmaları geliyor. En iyisi Dalan'a sormak: "Hikaye şu: İlk önce alüminyum gövdeli vagonlar aldık , sonra vazgeçip çeliğe döndürdük. Derken, peronları, bir seferde bin kişi taşıyacak şekilde uzattık . Yani bizim metronun dünyadaki örneklerinden hiçbir farkı yok . Saatteki hızımız 80 kilometre. Bir vagon 300 civarında yolcu taşıyacak . Bunlar dünya standartlarına uygundur. Kelime oyunlarıyla yapılan hizmetleri küçük göstermeye çalışmak bir fayda vermez ." Metrodan sonra yönümüzü Belgratkapı 'y a çeviriyoruz. Burada şaşkınlık ­ tan küçük dilinizi yutmanız mümkün. Çünkü, tam bir harabe olan surların Belgratkapı bölümünün restorasyonu hemen hemen tamamlanmış durumda ve gerçekten görülmeye de~er bir manzara. Tarih , sanki yeniden canlanmış . Birazdan mazgallardan askerler fırlaya­ cak zannediyorsunuz. Burçta ise bayrak dalgalanıyor . Surların restorasyonunun hangi hızda seyrettiğini öğrenmek için yine Bedrettin Dalan'a başvuruyoruz : "İstanbul'u, Yedikule ' den Ayvansaray'a kadar kuşatan yedi kilometrelik surların restorasyonu için, ilk aşamada yaklaşık 7 milyar lira harcanacak. Bunun için Belgratkapı 'y ı dört kulesi ile birlikte başlangıç noktası olarak tespit ettik . Unutmamak gerekir ki, tarihi eserler bizim namusumuzdur. Onları namusumuz gibi korumak zorundayız. Zaman dilimleri içerisinde kimin tarafından yapılmış olursa olsun, İstanbul'­ un bütün tarihi eserleri bizim öz malı­ mızdır. Onları koruyup kollamak da asli görevlerimiz arasındadır. " Surların restorasyonu için, önce kısa adıTAÇ olan Türkiye Anıt-Çevre Koruma Vakfı'na bir plan hazırlattırılmış. "İstanbul Karasurlarını, Hendeklerini Koruma ve Y eşi! Alan Düzenleme

12 MAGAZiN 8/88

Planı"

olarak bilinen bu plan gerçekleş­ çevresi açık hava tiyatroları, spor alanları, yüzme havuzları, çocuk parkları, hayvanat ve botanik bahçeleri ve turistik alışveriş merkezleriyle donanmış olacak. Hendekierin bir kısmının temizlenerek, ilk şeklinde olduğu gibi suyla doldurulması da düşü­ nülüyor. Bir başka düşünce, fetih esnasındaki Türk izlerinin korunması. Surları.n tamamının restorasyonu bitti~in­ de Istanbul'un çehresinin büsbütün de~işece~i kesin bir gerçek. Haliç kadar büyük bir proje bu. Gezimiz boyunca dikkatimizi çeken en önemli şeylerden biri de, hemen her yerde devam eden inşaatlardı. Dalan'ın deyimiyle "şehir büyük bir şantiye­ ye dönmüştü.'' Bir yandan beş yıldızlı. turistik oteller, bir yandan toplu konutlar, bu şantiye benzetmesini haklı çıka­ rıyordu . İstanbul hem eski eserleriyle yenileniyor, hem de modern bir görünüme kavuşuyordu . Alınan bilgilere göre , şu anda toplam 600 bin konut inşa tiğinde, surların

Istanbul'un

yaşadığı

değişim,

2000'li yıllarda asıl meyvesini verecek ve şehir dünyanın sayılı kültür ve ticaret merkezlerinden birisi olacak halinde . Bu konutların zaman içinde bölüm bölüm tamamlanmasıyla, İstan­ bul'un ana dertlerinden biri olan konut meselesinin önemli bir kısmı çözülmüş olacak. Büyükşehir Belediye Başkanı Bedı;ettin Dalan'a kulak veriyoruz: "Insanların en büyük sıkıntısı, özellikle büyük şehirlerde, konut problemidir. Atalarımız bu yüzden, "Dünyada mekan, ahirette iman" demişler. Bazı aileler bütün gelirini kiraya yatırıyor ama yine de yetişmiyor. O açıdan, mümkün olduğu kadar kısa sürede ve mümkün olduğu kadar çok sa nd~ kişi­ yi konut sahibi yapabilmek için, Istanbul'un şehir planını bitirdik. Bu planı bitirmenin yanında , konut sahalarını süratli bir biçimde açtık ve yaklaşık bir milyon birimlik yeni konut alanı oluş­ turduk . " Tabii, iş konuda bitmiyordu . Musluklarından su akmayan konutların bir faydası olmayaca~ açıktı. Kısaca, su meselesi için ne gibi çözümler düşünü­ lüyordu? Cevabı Dalan veriyor: "Biz başkanlığa geldiğimizde, İstan­ bul'a 950 bin metreküp su veriliyordu .

Şu anda 1 milyon 300 bin metreküp su verebiliyoruz. Barajiara ilave pompa koyduk ama, asıl önemlisi, iki barajımız inşa. halinde. Bu iki baraj hizmete girince, Istanbul'a 100 bin metreküp daha su verebilece~iz. Ancak belirtti~im rakamlar, modern şehirlerin aldı~ı su miktan yanında hayli düşük. Bunu bildi~imiz için de, yeni su kaynaklarının peşinde koşuyoruz. Ayrıca, su şebeke­ sinin ıslahı söz konusu. Bugüne kadar 2.000 kilometrelik su borusunu yeniledik. Bu sene ise 1.500 kilometresi daha de~işecek."

Ne var ki, İstanbul'un dertleri, konut yapıp suları akıtmakla bitecek gibi değil. Bütün büyük şehirlerde olduğu gibi, bir de çevre sorunu var. Yeşil alanlar giderek azalıyor . Başkan Dalan'ın bu konudaki düşüncesi neydi acaba? "İnsana, 'İşte sana ev, burada yaşa ama sesini çıkarma' diyemeyiz. İnsan için, evi kadar çevresi de önemlidir. İş­ te bu sebeple biz çevre konusuna öylesine önemle e~ildik ki, Dünya Çevre Sa~lı~ Ödülü'nü, Birleşmiş ~illetler ismen bize verdi. Biliyorsunuz, Istanbul'un kıyıları insanlara tamamen kapalıy­ dı. Şimdi kilometrelerce uzunlukta kı­ yı şeridine kavuştuk. Kişi başına düşen

bir metrekarelik yeşil alan mpc.tannı, yedi metrekareye çıkardık. Istanbul'un yok olan plajları yerine, kum vakumlayarak suni plajlar inşa ediyoruz. Bunların hepsi, insanlar için, daha insanca yaşanabilsin diye yapılıyor ."

De~işen İstanbul'u, öyle birkaç güri içinde gezip görmek pek kolay değil. Topkapı'ya yapılan geçit , Yerebatan Sarayı restorasyonu, Perşembe Pazarı, İkitelli, yeni garajlar, Ataköy'deki dev alışveriş merkezi ve turistik tesisler, Kadıköy-Bostancı sahil yolu , İstanbul'­ un en önemli ulaşım yolu olan denizi kullanılır hale getiren deniz otobüsleri, Bozdoğan kemerinin restorasyonu, yoğun asfaltlama kampanyası, sabit pazarlar ... Bu çok yönlü de~işime yetişrnek mümkün de~il. Şair Yahya Kemal Beyatlı'nın "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstan­ bul 1 Görmedim gezmediğim, sevmedi~im hiçbir yer 1 Omrün oldukça gönül tahtıma keyfınce kurul /Sade bir semtini sevmek.bile bir ömre değer" diye tanımladı~ Istanbul, mahalle mahalle, sokak sokak, semt semt, tepe tepe yenileniyor. Meselenin kültürel boyutları da ihmal edilmiyor ve artık İstanbul parklarını Yahya Kemal'in, Orhan Veli' nin, Fuzuli'nin heykelleri. süslüyor. Öte yandan, beş yüz yıldır Istanbul için yazıl­ mış bütün şiirlerin bir araya getirileceği dev bir antolojinin hazırlık çalışma­ ları da sürüyor. Sözün özü, Istanbul yeniden fethediliyor ...


Tarihi Istanbul surlarının restorasyonundan sonraki görünümü The fortification of Istanbul alter the recent restcration

MAGAZiN 8/88 13


ISTANBUL LOOKS LIKE A GIANT CONSTRUCTION SITE

Rebirth of a City... Huge investments in both infrastructure and superstructure go hand in hand with the restoration of historical spots in the city. Istanbul is renewed from head to toe, as if conquered for the second time

D

uring the last few years Istanbul has been undergoing a palpable change. With the wide scale reconstruction and restoration , the old city, shakes off the accumulated dirt of the centuries and regains its historical and cultural identity! The elearing of the banks of the famous Golden Horn , the installation of giant sewage collectors , the paving of wide avenues, the opening of the coastline to the public, the construction of the first underground line and the restoration of the historical city walls .. . All these h u ge undertakin gs will enable this ancient city to prepare for the needs of the twenty-first century, while preserving its unique historical features. In some ten years time you may be able to view the panorama of Istanbul from the top of a forty-storey skyscraper or cross the city rapidly by the underground. You may also elim b to the famous Pier Loti cafe by escalators to view the Golden Horn or swim in the Golden Horn itself. All this transformatian is conducted by the administration of Bedrettin Dalan, the Mayor of the Greater Metropolis of Istanbul. Let's have a closer look at the transformation and reconstruction of the city by visiting different quarters. Our first stop is the Golden Horn. This favorite promenade of ancient Istanbul, had until recently been invaded by factories pouring their industrial waste into the Golden Horn, which had practically become a cesspool. Now all these buildings have been pulled down and the banks of the inlet turned into green parcs. Meanwhile wastepipes along the banks carry the sewage ofl to the depths of the Marmara Sea. W ith the completion of the waste collectors the Golden Horn will be deared thoroughly and regain its former beauty.

14 MAGAZiN 8/88

Another quarter witnessing a complete transformatian is Tarlabashi and Beyoğ­ lu, the once elite quarters of the European side of Istanbul , which had, however, degenerated into an ill-reputed slum neighborhood . Leading to much controversy, so me ı 00 buildings in this area have been pulled down to open up a broad avenue to take the traffic away from its present axis, lstiklal Avenue. Thus , this favorite shopping district will become a pedestrian mali.

Istanbul is fast becoming a contemporary city and regaining its ancien t renown

The construction of the new Galata Bridge spanning the Golden horn at its mouth and connecting major commercial districts on both banks is another important step in speeding up the flow of the traffic in the densely populated areas of the metropol is. Another solution has ben found to relieve the traffic load along the narrow road following the Bosphorus coast, lined on one side with rocky escarpments, difficult to excavate, and on the other with ancient wooden mansions next to the sea, one of the characteristic features of the Bosphorus. The only solution seemed to build

another road on the:Bosphorus itself,supported by stakes and passing in front of the once seaside houses. At Aksaray , an other crossroads of old Istanbul, the first station of the underground has already been completed and the rapid working of h u ge machines and thousands ofworkers leads one to expect that the operation of the underground will soon be possible. The restoration of the ancient !and walls of the city spanning the west side of the historical peninsula, connecting the sea walls along the Golden Horn in the North and those along the Sea of Marmara in the South, is another great undertaking. After the restaration of the walls daıing from the Byzantine period, the originallook will be further revived by Iiliing some of the moats outside the walls with water. With the building of open air theaters, parcs , sports facilities, ete. outside the wall s the whole area will develop into a recreational complex. Thus integraling the historical Istanbul with the everyday life of the people, answering their present needs. Another need to be answered is housing: Ina city !ike Istanbul , with a rapidly increasing population, housing is, of course, one of the most urgent problems. Again the wide scale construction activity undertaken promises to fight this problem more efficiently in the near future. As manyas 600 .000 new housing units have been created, with a potential capacity of housing some ı million. people. Of course, the water supply of the city needsa parall el increase to answer the needs of this growing population. The Dalan Administration has increased the water supply of the city from 950.000 to 1.300.000 cubic meters. But this is not sufficient . On completion of two new dams the water supply will increase by another 700.000 cubic meters. Like all big cities , Istanbul has an environment problem, too. One has to fight against the pollution and the rapid destruction of the green areas du e to a lack of urban planning. Nowadays kilometers of coastline along the Marmara Sea are being filled and paved to create sidewalks and green areas for the recreation of the people. New beaches have ben created by pumping sandon some ofthese coasts. All this is undertaken to create a more pleasant living environment for the people of Istanbul. To complete the task, one must stili mention the underground passage at Topkapİ bus terminal . The restoration of the Byzantine Cistern Basilica (Yerebatan Palace) the construction of new bus garages, the sea buses speeding up the sea traffic considerably, the asphalt covering of several streets all around the city ... In short, each and every quarter of this historical city is renovated, in an efiort to bring it up to contemporary urban standards while preserving each feature of its historical past.


Üsküdar-Harem yolu (saOda), Bebek Parkı ' nı süsleyen Fuzull heykell (solda) ve bütün bunlar çocuklara daha mutlu yannlar Için. (altta) Üsküdar-Harem avenne by the seaside (right); the statue of the famous turkish poet Fuzuli at the Bebek Pare (left), and the children (below) to enjoy all this.

MAGAZlN 8/88 15



MANYAS, SEYFE, ÇAMALTI VE DiGERLERi. ..

Kus cennetleri ~

Manyas'daki ''olağanüstü tabiat resitali'' 50 yıl önce fark edilmişti. Şimdi, bu resitalin başka yörelerde de daha ihtişamlı icra edilmesine çalışılıyor ve Türkiye'de kuşların alabildiğine hür olduğu yeryüzü cennetlerinin sayısı çoğalıyor neti, çevre kirlili~i ve diğer faktörlerin ilk gördüğü.mde için verdi~i bu ödül, ı976 tarihini taşı­ henüz gündeme gelmediği dönemlerde bir dünyaya yor. O günden bu yana geçen zaman geldiğimi sandım. Ba"A sınıfı Avrupa Diploması " nı hakeiçinde "Kuş Cenneti" sadece Bandır­ decek bir bütünlüğe sahipti. Avrupa lık takımlarını bir kemalılann de~il, bütün Türkiye'nin, hatnara atmış, onları Konseyi ' nin ola~anüstü tabiat güzellikta bu güzelli~i farkeden Avrupa'nın ilseyre dalmıştım .. Halerini dikkate alarak, başarılı koruma gi alanı haline geldi. vada daireler çiziyorlar, mutluluk danSoyu giderek tükenen nadide kuşların korunmaya alınması ve bu amaçla milli sını tamamladıktan sonra iniyorlardı . parklar kurulması bütün dünyada yaygın bir uygulama. Göl kenarları ve sazlıklar, göç yolunun tabii bir kuş m oteli haline gelmişti . İri­ To save the existing ra re birds, whose species are taeing extinction, isa recent practice, li ufaklı rengarenk görünüşlerini, anlafinding a fine example in the presence of the Manyas National Park . tılması güç bir ses arınonisi tamamlıyor ve olağanüstü bir güzellik bütün gölü kaplıyordu . Artık oradan vazgeçemezdim . Ertesi sabah gün doğumunda tekrar gittim. Sanki seyredildiklerinin farkındaydılar ve kendilerine hayranlık duyulmasından hoşnut, o eşsiz tabiat resitalini, güneşin batışına kadar sürdürdüler. Onlara "Cennetin'Kuşları " adı­ nı verdim. Manyas artık benim için bir · kuş cennetiydi.

O

nları

başka

Prof. Dr. C urt Cosswigg , ı 938 yılın­ da Almanya' dan kaçıp geldiği Türkiye'de, böylesine bir görüntü ile karşılaşa­ ca~ını elbette bilmiyordu . Yaşanır bir ülke olarak seçti~i Türkiye'de "Kuş Cenneti"ne, tesadüfler sonucu ulaşmış­ tı. İşte onun açtı~ kapıdan bakanlar, bu harikalar yöresinden haberdar olmuşlardı. · Alman bilim adamının ilgi çeken çaTürk yetkililerin de katılma­ sı sonucu Manyas'daki kuş alanı, gecikmiş de olsa ı 950'li yıllarda koruma al-

lışmalarına

tına alınmıştı.

200'den fazla türe ait 2 milyona yaManyas Kuş Cen-

kın kuşun u~radı~ı


Gökyüzünün güzelim konukları, yeryüzünde cennetlerde yaşamayı Kuş cennetleri birer tabiat harikası olarak nefes kesiyor.

yüzyıllardır

hakediyorlar.

Exquisitely beautiful birds of the blue heavens truly deserve every effort to be shown, in order to preserve their species.

Çevre tesislerinin atıklarını uzaklaş­ rinin kalıcılı~ı ile yaşıyacaklar, hem de ülke büyük yapısal tesis zincirlerine gitgölün yapısını bozan "bent" timeden, büyük çapta turizm girdisine pi çalışmalardan kaçınmak akla gelen ilk kavuşacaktı. tedbirler oluyordu. "Uluslararası Bandırma Kuş Cenneti Kültür ve Turizm Başbakanlık, Çevre Genel MüdürFestivali" ise olayın sürekli gündemde lü~ "Milli Park" ve "Tabiatın Korunması" konusunu sürekli güntutulması yolunda atılmış en önemli adımdı. Festival sırasında düzenlenen demde tutuyor ve Seyfe Gölü'nün kopaneller, bu dünya harikası Kuş Cenrunması da Devlet Planlama Teşkilatı'­ nın icraat programına alınıyordu. neti 'nin sonsuza kadar ömürlü olması yolundaki çabaları pekiştiriyordu . BiFlamingo Kuşlarının yaşadı~ Seyfe lim adamlarının konu ile ilgili verdikGölü'nün tıpkı Manyas gibi koruma alleri bildiriler, yöre halkının hassasiyeti tına alınması sadece 350 bin flamingove devlet deste~i ile kuşlar, her türlü nun yaşamasını sa~lamayacak .. Sayıları tehlikeden uzak hür dünyalarında yine 700 bine varan bu kuşları üretme ve komutlulu~a kanat çırpıyorlardı. ruma tedbirleri ile Türkiye'nin tabiat Soyu giderek tükenen naclide kuşla­ hazinelerine katkıda bulunulacak. rın korunmaya alınması ve Milli ParkÖte yandan, İzmir'in Karşıyaka semlar yoluyla turizm alanı oluşturulması pek çok ülkede yapılan bir uygulama tine 26 kilometre uzaklıkta bulunan Teidi. Mesela flamingo kuşlarının yaşadı~ kel Çamaltı Tuzlası içinde de bir "Kuş Nakuru Gölü 'nün milli park haline ge- -,Cenneti" var. 182 ayrı kuş türünün batirilmesi ile Kenya'ya döviz akınaya • nndı~ bu bölge, tabü ve arkeolojik SİT başlamıştı. "Milli Park" anlayışının alanı il!n edilerek, üç yıl önce Kültür Türkiye'de de do~ru ve sa~lam bir teve Turizm Bakanlı~'nın denetimine girmişti . mele oturması ile kuşlar hem cennetletırmak,

18 MAGAZiN 8/88

Şimdi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Çamaltı Tuzlası'nın yaklaşık

10 kilobüyük kanal projesinin arıtma tesislerini kuracak. Ve hemen akla bir soru geliyor: Acaba bu yatırım, ileride tabü dengenin bozulması gibi kötü bir sonucu davet edebilir mi? .. Çevre uzmanlarına göre, hayır ... Tam tersine, arıtma tesisinden denize verilecek organik atıklar, kuşların besin kaynaklarını zenginleştirecek ve onların üreme potansiyellerini artıracaktır. Bu arada, kademeli stabilize havuzlar sistemiyle arıtılacak su, üçüncü ve sonuncu havuzda balık yetiştirilmesine imk!n verebilecek ölçüde temiz olacaktır . İşte, tabü çevrenin korunmasına gösterilen özenin tipik bir öme~ ... Şehrin kanalizasyon problemini çözümleyecek tedbirler alınırken bile, bunun, di~er canlılara da yarar getirmesine çalı­ metre

uza~ına,

şılıyor.

Manyas, Seyfe, Çamaltı ve di~erle­ ri ... Kısacası, Türkiye, kuş cennetlerinin ana mek!nlarından biri olma yolunda . .


The General Directorate of Environment of the Prime Ministry was permanently keeping the subjects of "National Park" and "Protection ofNature" on the agenda and the protection of the Seyfe Lake was included in the action program of - the State Planning Organization. The protection of the Seyfe Lake where flamingo birds live exactly !ike it was done for Manyas will not only permit 350 thousand flamingoes to live: with breeding and protection measures for aquatic birds the number of which is almost 700 thousand, contribution will bemade to the natural treasures of Turkey. On the other hand, there is another "Bird Paradise" within the Tekel Çamaltı Saltpan area 26 km to İzmir-Karşıkaya. This region where 182 different bird species live was declared a natural and arcsite and placed under the surThe importance of Manyas saİıctuary was discovered haeological veillance of the Ministry of Culture and Tourism three years ago. 50 years ago. Today the same kind of bird heavens Now the İzmir Metropolitan Municipaare being created elsewhere lity will set up the treatment plants of its master canal project approximately at 10 km to the Çamaltı Saltpan. And naturally, a question comes immediately to mind : Would this investment bring about a reit was not yet question of environmental be first time I saw tbem I tbougbt sult such as the destruction of natural equpollution and other factors . This prize I was in a different world. I bad ilibrium in future? The answer is " No" awarded by the Council ofEurope for sucput away my fisbing equipment according to environmental specialists ... cessful protection taking extraordinary naand was carried away by their All ·on the contrary, the organ ic was tes tural beauties into consideration dates existence. They were drawing circ/es in which will be discharged from the treatfrom 1976. Since that time the "Bird the air and tben /anding once the dance ment plant to the sea will enrich the aliParadise" has become the focus of inteof bappiness was accomplisbed The lake mentary sources of the birds and increase rest not only of the inhabitants of Bandır­ shores and the sedges bad become a their breeding potential. Meanwhile, wama but also of the en tire Turkey and even natural birds' motel on the migratian ter which will be treated by the system of of Euro pe who has d iscovered this beauty. graded stabilized ponds will be dean to the fligbt Tbeir smail and big, fuU-color To remove the waste of the environing extent to enable fish breeding in the third appearance was completed by an inex:facilities and to avoid works of the " dam " and last pond. plicable barmony of sounds and an type which sp oil the nature of the lake weThis is a typical example of the care ex:traordinary beauty was covering the shown for the protection of the natural enre the first measures whii::h came to one' s who/e lake. From tben on, I couldn 't do vironment. .. Whilst taking measures to mind, and the "Bandırma Bird Paradise witbout this place. The nex:t morning, I solve the city's sewage problem, it is also International Culture and Tourism went tbere at sunrise. I bad the impression attempted to make this action bring beFestival' ' was the most im portant step tathat they were aware of being watcbed ken to keep the matter continually alive. nefit to other living creatures . and, pleased to be admired, they Panel discussions organized during the fesManyas, Seyfe, Çamaltı, and others .. continued that unique recital of nature tival strengthened the efforts to keep the In short, Turkey is on its way to become until sunset. I named them the "Birds of Bird Paradise, this world wonder, endone of the major bird paradise areas .. . Paradise". Manyas for me, bad become a lessly in life. With Communiques made · bird paradise. by scientists in relation to the subject, the Manyaıı ' da hür yaşamanın sesi, kanat sensibility of the local population and State çı rpışlarında duyuluyor. When Prof. Dr. Curt Cosswigg fled supports, birds were beating wings again Germany in 1938 to become a refugee in .Free and protected birds at Manyas Lake. towards happiness in their free world far Turkey, he certainly didn't know that he from any danger. was to witness such a spectacle in this co-

MANYAS, SEYFE, ÇAMALTI and PLACESALIKE

Bird Paradises T

j

(

untry. In Turkey, he had chosen asa livable country, he reached the "Bird Paradise'' accidentally. Those who looked through the gate he opened were informed of the existence of this wonderland. Turkish authorities contributed to the interesting research carried out by the German scientist and consequently the bird area at Manyas, although representing a delayed measure, was taken under protection in the 1950s. Manyas Bird Paradise, a stop for almost 2 million birds belonging to over 200 species, had in entirety tomerit the "A class European Diploma'' during periods when

The protection of rare birds the species of which were gradually vanishing and the creation of tourism areas through National Parks represented a common practice in many countries. The conversion, for instance, of the Nakuru Lake where flamingo birds live into a National Park, created a foreign exchange inflow for Kenya. W ith the establishment of the "National Park"concept ona correct and firm basis also in Turkey, both birds would live in their permanent paradise and also the country would obtain tourism earnings inimportant volumes without undertaking extensive structural facility chains .

MAGAZiN 8/88 19




~eada'dan başlayıp Sarp'ta sona eren Karadeniz kıyı şeridi, henüz yeterince keşfedilmemiş uçsuz bucaksız güzellikleri ile uzayıp gidiyor. Denizin ve ormanın nefes kesen ahengi, tabii koyların akıllara durgunluk veren ihtişamı kadar tarihe de ilgi duyuyorsanız, bu yolculuğa çıkmak için her türlü sebebiniz var demektir. Ege ve Akdeniz'den Karadeniz' e kayan turizmin ilk kaşifleri arasında neden siz de olmayası­ nız?

Karar vermenizi kolaylaştırmak için biraz rehberlik edelim size ve İ~eada'­ dan Sarp'a, Karadeniz'in güzelliklerini dilimizin döndüğünce anlatalım. İlk durağımız İ~eada ... Karadeniz'in sınırlarımız içinde kalan bölümü, İ~eada'dan başlıyor. Adı sizi yanıltmasın; Kırklareli il merkezine 100, İstanbul'a 190 kilometre uzakta bulunan İğneada, aslında ada değil . Ama ne gam, Istranca dağlarının eteklerinde kurulmuş bulunan bu nefis yöre, ormanla kurnun kaynaştığı gerçek bir tabiat harikası. .. Denizin hemen arkasındaki ormanlarda yer alan küçük gölleri ve göz alabildiğine uzanan kumsallarıyla, bir görenin tekrar görmeden ederneyeceği bir _yer. Balığının bolluğuyla da tanınan l~eada' da, başta kalkan ve lüfer olmak üzere, kofana ve dil balığını taze taze yiyebilirsiniz . İkinci durağımız Kırklareli'nin .Vize ilçesine bağlı ve güzellikte hiç de Iğne­ ada'dan aşağı kalmayan Kıyıköy veya eski adıyla Midye ... Kıyıköy, tabii güzellikleri kadar, tarihi eserleriyle de hemen dikkat çekiyor. Bizans döneminden kalma surlar, yerleşim merkezini ikiye bölüyor ve buraya ayn bir hava veriyor. Karadeniz'e tamamİyle hakim bir noktaya kunılmuş olan Kıyıköy'ün manzarası nefes kesecek güzellikte. Köyün kuzeyindeki ko-

Bir gUnbatımında veetalaşılan COfkusu ... Işte Karadeniz. ..

güneşle,

bir gündoOumunda yeniden selamiaşmanın

ya Papuçdere, güneyindeki koya ise Kazandere dökülüyor. Istranca'mn soğuk sularını koya taşıyan bu derelerden sazan ve kefal avianabildiği gibi, eşsiz orman manzarasını seyretmek için sandalla içecilere doğru süzülmek de mümkün. Papuçdere ile deniz arasındaki dar ve uzun kumsalın enfes manzarasını mutlaka gidip görmek gerekli; çünkü kelimelerle anlatılacak gibi değil. .. Bu kumsalın bir diğer özelliği, bir tarafın-

da tuzlu, diğer tarafında tatlı suda yüzülebilmesi. Papuçdere'nin iç tarafların­ daki Aya Nikola Manastında yören.in tarihi güzellikleri arasında yer alıyor. Istanbul'a 140 kilometre mesafedeki Kı ­ yıköy'de, bol bol ucuz ve taze balık yiyebilirsiniz. İstanbul'dan sadece 113 kilometre uzakta bulunan Yalıköy de bir başka tabiat harikası. Pırıl pırıl uzanıp giden kumsal, gözleri dinlendiren uçsuz bu-


A~a veya yeni adıyla Yeşilçay ; buraya kadar söz etti~imiz beldelerden hiç mi hiç eksi~i olmayan , şirin, ruh okşa­ yıcı bir Karadeniz kasabası. Tarlaların arasından akıp geçerek denize kavuşan yemyeşil çayı, kasahaya ayrı bir güzellik katıyor . Zaten Yeşilçay adı da buradan geliyor. Geniş ve ince kumlu kumsalının romatizmaya iyi geldi~ söylenen A~a'dan , Şile bezi üzerine taş baskı yazmalan hatıra olarak alabilirsinız .

To say a hearty "Hel lo" to the same sun to whom you bade farewell at the last sunsetisa special joy at Karadeniz coast. caksız deniz ve denizin hemen arkasın­ da yer alan ormanlar ... Sessizli~i , temiz bir denizi özleyip lezzetli balıklar yemek isteyen herkes, çadınnı kaptı~ gibi solu~ Yalıköy ' de alabilir. Avrupa yakasım bırakıp Asya yakasına geçti~inizde de güzellikler devam ediyor. Burada denize girilebilecek ilk yerleşim merkezi Riva. Yaz .aylarında ve özellikle hafta sonlarında Istanbul'un sayfiyesi görünümüne bürünen Ri-

va' nın plajları , insana yorgunlu~nu ve streslerini unutturuyor. Kurnun altın sansı, denizin mavisi ve ormanın yeşili burada estetik bir sentez meydana getiriyor. Riva'dan kıyı boyunca devam ederek Şile'ye ulaşabilirsiniz . Şile , yörenin turistik bakımdan en gdişmiş ve tanınmış merkezleri arasında yer aldı~ için , sözü~üzü fazla uzatmıyoruz . Istanbul' a 11 O kilometre uzaklıktaki

Kandıra'nın kuzeyindeki balıkçı köyleri Kefken ve Kerpe, çoktan keşfedil­ miş iki turistik yöre. Yeşillikler içindeki şirin ve ~zel villalarıyla balıkçı köyünden çok !sviçre kasabalannı andın­ yar. Bu yöre, denizinin temizli~ ve sı~­ lı~yla da tanınıyor. Uzanıp giden kumsaldaki nefis kayalıklar, özellikle fılmci­ lerin büyük ra~bet gösterdikleri çekim mekanlan arasında. Buradaki tek sıkın­ tı , su kıtlı~. Kıyı boyunca Kefken'e kadar uzandıktan sonra, Karasu'ya gitmek için Adapazan' na dönmeniz gerekli . Çünkü karayolu ba~lantısı henüz kurulmuş de~il. Ama Karasu, yolda çekilen güçlükleri size bir anda unutturuverecektir. Yaz ayları boyunca çadırlarla dolup taşan ilçe sahilleri bir harika. Son yıl­ lardaki sa~lıksız betonlaşma , ne yazık ki bu şirin beldeyi de etkilemiş . Karasu' dan Akçakoca'ya, Karadeniz'in en düzgün yollarından biriyle ulaşılıyor. Yol boyunca uzanan sakin kumsallar ve nefes kesen manzara, Karadeniz turizminin hangi manaya geldi~nin dilsiz şahitleri bir bakıma. Bu güzelli~ ortasında yüksden Akçakoca, cıvıl cıvıl bir Karadeniz kasabası. E-5 karayoluna 35 kilometre mesafede yer alan Akçakoca'da, her türlü ihtiyacın karşılanması mümkün. Sonraki ilk durak, Fatih Sultan Mehmet'in "çeşm-i cihan" olarak vasıflan-


dırdığı

Amasra. Yörede hala dilden dile dolaşan, nesilden nesle aktarı l an rivayete göre, Fatih Sultan Mehmet, 1460'da savaş yapmadan Amasra'yı fethettiğinde, bugün "Bakacak" olarak isimlendirilen tepeye çıkmış ve şöyle bir bakmış avaya. Genç ve aynı zamanda şair olan padişahın ağzından, gördüğü manzara karşısında "çeşm- i cihan", yani "dünyanın gözü" sözleri dökülmüş . Yeşillikler içinde şipşirin bir sahil kasabası olan Amasra'nın dalgasız denizinde serinleyebilir, derdere şifa diye bilinen kumlarında güneşlenebilirsiniz. Biraz iyi yüzüyorsanız, Tavşan Adası'­ na kadar gidip tavşanları görebilir ve tepelerden de güneşin batışı esnasındak i o 'fnuhteşem manzarayı seyredeb ilirsinız.

Amasra limanı son derece iyi düzenhalka açık bir plaj var. Dilerseniz buradan, dilerseniz başka koylardan denize girmeniz mümkün. Tarih meraklıları ise Cenevizler'den kalma Kale'yi gezip, ilgi çekici ağaç iş­ lerinin bulunduğu Çekiciler Çarşısı'nda geniş bir tur atabilirler. Amasra'nın çevre koyları, en az Amasra kadar güzel. 15 kilometre uzaklıktaki Çakraz, denizle ormanı büyüleyici bir ahenkle bütünleştiriyor. Hemen sonra gelen Kapısuyu ve Tckkcönü köyleri, koyları kadar keseric tckneyapılan atölyeleriyle de görülmeye değer bir yöre. Buralarda deniz ürün lerinin yanı sı­ ra, dcrelerden çıkan al abalıklarla, tad ı ­ na doyulmaz bir ziyafet çckcb ilirsiniz kendinize. Amasra'dan sonra başlayan Kastamonu sahillcri, Karadeniz'de görüleb ilccck yerlerin yoğunluğu konusundaki düşüncenizi biraz daha pekiştirecektir hiç şüphesiz . Yenice, Kumluca, Cide, Çaykara, İnebolu, Abana ve Çatalzeylenmiş. Yanında

Karadeniz'de bir köy evi.

A viiiage house at the Black Sea coast

Fındık ,

Karadeniz'de

hayatın ayrılmaz

bir

parçasıdır.

Hazelnuts are a way of life in the Black Sea.

tin, gerek

kumsallarıy l a,

gerek ormanancak Karadeniz'de rastlanabilen bir güzellikler zincirinin halkalarını oluşturur . Özellikle C ide ve Abana sahillerinin kumları pırıl pırıl parlar . Coğrafi mevkii itibariyle Türkiye'nin larıyla eşine

en kuzeyinde ye r alan Sinop, toplam 175 kil ometrey i bulan sahil şe ridi yl e, mutlaka görülmesi gereken bir yöre . Ormanla deni zin mükemmel uyumu , bu şeridi her köşesinde tatlı sürprizler bulunan bir şö l ene dönüştürür. İç inde pek çok ünlü ism in yattığı Sinop Cezaevi ve Sinop Kalesi, d enizin yanı sıra , burada tarihin de vazgeçilmez önemde olduğunu duyuruyo r insana. Şehir merkezindeki modern turistik tesisler ise, rahat bir tatilin imkanlarını her an emrinize sunmaya h az ır . Şimdi , yaz aylarında nüfusu birkaç kat artan Gerze 'deyiz. Tabii güzelliklerinin yanı sıra modern görünümüyle de dikkatleri çeken bu ilçe, son yıllarda düzenlenen deniz festivalleriyle adından sıkça söz ettiriyor. Gerze ve çevresindeki plajlar, deniz ve ormanlar, insana görülmemiş güzelliklerin hazzını yaşatı­ yor. Bir sonraki durak olan Samsun, son yıllarda hızla gelişen Karadeniz turizminin merkezi olmaya aday. Her türlü ulaşım imkanına sahip olan Samsun, gerek tarihi, gerek estetik açıdan görülmeden geçilemeyecek bir şehir . Samsun'dan Doğu Karadeniz' e doğru uzunan sahil yolu ise, adeta masal atmosferi meydana getiriyor. Zümrüt yeşili uzunlu ğu


Alongthe Nort~ern

Coast

D

Pazar yerleri Karadeniz ahalisinin zevkli u{J'ak yerlerinden biridir. V ıliage women w ith characteristic shawis at market piace. yamaçların

bir yanda, denizin bütün ihöte yanda bulunduğu yol, ilk etapta Ünye'ye ulaşıyor. Samsun'a iki saatlik mesafedeki bu şirin ilçe plajlan ve _ç am ormanlanyla ünlü . Unye'nin kapı komşusu Fatsa da tabiatın gayet cömert davrandığı bir ilçe merkezi . Ünye-Fatsa arasındaki "kendin pişir kendin ye"ciler ise, Karadeniz'in özelliklerini tamamlayan bir baş­ ka unsur. Ancak , buradan sonra sebzeseverlerin biraz daha dikkatli olması gerekiyor. Çünkü , daha ötede et yenıek­ leri büyük ağırlık kazanıyor. Ünye-Fatsa derken, Perşembe üzerinden Ordu 'ya geliyor sıra . Fındık bahçeleri ve tütün tarlaları ile çevrili bu ilimiz de or m;ın ve deniz c ümbüşü içinde. Tıpkı hemen arkasından gelen Giresun gibi ... Bu iki şehir, son yıllar­ da büyük bir gelişme gösteriyor. Ve Trabzon . .. Trabzon'da ilk gö0lecek yerlerin başında tarihi camiler ve sarp kayalıklar üzerine kurulu, 5 . asır­ da yapıldığı tahmin edilen Sümela Manastırı geliyor . Biraz daha içerilerde yer alan Vazelon Manastırı ise ka.şiflerini bekliyor. Deniz, orman ve tarih üçlüsünün buluştuğu Trabzon' da yoğunlaşan Karadeniz folkloru da işin cabası. . . tişamıyla

/

Trabzon'un ötesinde yol ayrımı var. Rize istikametinden kıyı boyunca Sarp'a doğru devam etmek veya Sümela'nın yorgunluğunu Hamsiköy ' ün meşhur et yemeği ve sütlacı ile atmak mümkün . Rize yönü , deniz ve orman kadar "yağmur turizmi" için de elverişli . Sarp ise eşsiz manzarasının keşfi 'için sınır kapısının açılmasını bekliyor. Hamsiköy'den Çamlıhemşin'e kıvrıla kıvrıla yükselen ve manzarayı dört bir yandan seyretme imkanı veren dağ yolu, nefes kesici bir güzelliğe sahip. Çamlıhemşin'de ise ormanda kamp kurup dağa tırmanmak ve hatta kano yapmak bile mümkün. Çoruh Nehri ne güne duru yo r? Tabiat zenginliği açısından Türkiye'nin en güzel şehirlerinden birisi olan Artvin' e ulaşınca, Şavşat ve Karagöl'ü de ihmal etmemek gerekiyor. Mavi çam ormanlarıyla tanınan bu yöre, yolculuğun son durağı olabilir. Hopa ve Arlıa­ vi'den deniz yoluyla dönebilirsiniz elbette. Tabii karayolu ile Erzurum'a g-itmeyi de tercih edebilirsiniz. Erzurum'da kalkışa hazır Türk Hava Yolları'nın uçakları , bu zevkli Karadeniz yolculuğunu mutlu bir sonia noktalayacak ve sizi istediğiniz yere ulaştıracaktır . Kemerierinizi bağlayın lütfen ...

o you want to make holidays and at the same time rest your mind and heart? Then come to the Black Sea .. . Pristine sand bays with plenty of sunshine, together with green forests extending beyand the eye's ran ge . .. As you wish: rest your body in the salty, or fresh water, or listen to the sound of silence in the forests .. . The coast line which begins at İğneada and ends up at Sarp extends with its endless beauties until now insufficiently discovered. If you are interested in history as much as in the breatlıtaking harmony of the sea and the forest and the ineredible majesty of the natural bays, then you have all the reasons to take this journey. Why not you wouldn't be among the first explorers of the tourism mavement that shifts from the Aegean and Mediterranean beaches to the Black Sea coast? Let ' s be your guide a little to facilitate your decision and teli you about the beauties of the Black Sea from İğneada to Sarp as much as we can. Our first stop is at İğneada ... The Black Sea coast within the Turkish borders begins with İğneada (Pin ~sland). Not that its name mislead you: Iğneada, 100 km to Kırklareli and 190 km to Istanbul is not an isiand in reality. Howewer, this is of no importance and this exquisite settlement established on the foot of the Istranca mountains is a true wonder of nature where forest and sand entangle ... It is, with its ponds located in the forests just before the sea and the sandy beaches extending as far as the eye can see, a place the visitar always returns to. In İğneada also known for the abundance of its fish, you may enjoy the delicious turbots, bluefish and soles just out of the sea. Our next stop is Kıyıköy or the ancient Midye, a locality in no sense inferior in beauty compared to İğneada .. . Kıyıköy immediately draws one' s attention with its historic remnants as well as its natural beauties. City walls of the Byzantine era divide the settlement center into two and impart a special atmosphere. The panorama of Kıyıköy established at a point which daminates the Black Sea is ofbreathtaking beauty. The Pabuç Brook flows in to the northern and the Ka-

MAGAZiN 8/88 25


zan Brook into the southern bays of the village. Carp and gray mull et may be fished in these brooks which carry Istranca's cold waters to the bays. It is also possible to sneak in boats to watch the incomparable fore st views. One must absolutely go and see the exquisite wiew of the narrow and long sandy beach between the Pabuç Brook and th e sea, for it can't be deseribed in words: .. An other feature of this beach consists of swimming in salt wat er on one side and in fresh water on the oth er. Alon g the inn er portion of the Pabuç B rook fi gures th e St. N icholas Monastery amo ng historic beauties of the region. In Kı yıköy 140 km to Istanbul , you may have aboundant, inexpensive and fresh fi sh. Yalıköy only 11 3 km to Istanbul is anoı­ her wonder of nature . The far-extending d ean beach, the endless sea which rests the eyes and forests just nex t to the sea. All those who long for silence a nd a dean sea and want to enjoy delicious fish may come to camp at Y alıköy. When you leave the European bank and pass to the Asian side, beauties again follow you. H ere the first settlement which one can see is Riv a. The beaches of Riva which, in summ er months and especiall y on weekends, take on the appea rence of l stanbul' s summ er resort make anyone forget one' s tiredness and stress . The gold of the sand, the bl u e of the sea and the green of the forest make up an aestetic synthesis here . You may continue along the sh o re from Riva and reach Şile. As Şile figures among the most developed , and best kn own centers of the region in terms of tourism, we won't dwell long on this point. Ağva or Yeşilç ay as it is now called, 110 km to Istanbul, is a charmin g Black Sea

Ordu'da geleneksel bir ev

A tradıtional Black

Şea

house at Ordu .

Karadeniz'in tabi at ı,

yerleşimi

büyük ölçüde etkilemiştir ... Da{lınık köy evleri...

Viiiage houses along the Black Sea coast are distant from each othP.r. town which has nothing to envy to places wc have mentioned so far. Its green brook emerging amidst the fields to reach the sea adds a different beauty to the little town. In fact its name ( Y eş ilçay: Green Brook) comes from this. Ağva's broad be-

ach with its fine sand is said to be beneficial to rheumatic affections . You may buy its souvenirs of lithographcd fin e cotton. The fishing villages north of Kandıra , namely Kefken and K erpe are two touristic localities long ago discovered. More than fishing villages, th ey look !ike small Swiss towns with th eir charming and beautiful villas a midst greeneries. This region is known for its dean sea and shallow waters. Exquisite rocks on the long sandy beach a re among the most favorite shooting sets of movie makers . The only trouble here is the scarcity of water. When you reach Kefken following the coast line , you have to turn towards Adapazarı to go to Karasu for the highway connection is not i'et m ade; but Karasu will make you forget immediately all the trouble of the voyage. The town's shores which fill with tents during the summer months are wonderful. What a pity that the unhealthy concrete constructions of the recent years have also affected this charming locality. One goes from Karasu to Akçakoca via one of the best road s of the Black Sea region. The calm sandy beaches extend all the way to Akçakoca which is a lively Black Sea town rising amidst this beauty. In Akçakoca 35 km to the E-5 motorway, it is possible to satisfy all one's needs . The next stop is Amasra, qualified by Sultan M ehmet the Conqueror as the " World 's eye". According to the legend


Ha gayret uşaklar, çekln da ... To tak e a boat ashore isa demanding job.

/

stili told and transferred from one generation to other in the region, when Sultan Mehmet the Conqueror took Amasra without any fıghting in 1460, he went up the hill today called "Bakacak" and overlooked the plain. The young monarch, also a poet, couldn't retain himselffrom uttering the words "the world's eye" upon the panorama the enjoyed. You may cool yourself in the waveless sea of Amasra, charming smail coast town amidst greeneries, and sunbathe on its sands known for their therapeutic qualities. If you are a good enough swimmer, you may go up to the Tavşan (Hare) Island, see the hares, and also watch from the hills that magnifıcent sunset panorama. The port of Amasra is extremely well set. There is a public beach just next to it. You may bathe here or in other bays. History chasers may visit the Genoese Castle and have a walk around the Çekiciler Market where they may find interesting wood handicraft . The bays of the surraunding area are as beautiful as Amasra itself. Çakraz, 15 km away, unites the sea and the forest in a bewitching harmony. The Kapısuyu and Tekkeönü villages just after represent aregion worth seeing with i ts bays and workshops where boats are being built . There you may offer yourself an unforgettable banquet with sea products along with river trouts.

fotoOroflorı Sami GÜNER

The Kastamonu shores after Amasra will no doubt strengthen your idea about the density of places worth to vis it in the Black Sea regi_on. Yenice, Kumluca, Cide, Çayyaka, Inebolu, Abana and Çaralzeytin mak e up the links of a chain of beauties to be met only along the Black Sea coast both with their sandy beaches and their forests. The sand of the beaches of Cide andAbana twinkle with sunshine. Sinop, geographically the North extremity of Turkey, is a must to see with its 175 km-long coast line. The perfect harmony of the forest and the sea converts this line in to a feast of sweet surprises at every po int. The Sinop Prison and the Sinop Castle, once the "residence" of a great many famous personalities, makes one feel the indispensable im portance of also the history there together with the sea. And the modern tourism facilities of the city center are there at your disposal to offer you the possibilities of a comfortable holiday. Now we are at Gerze, a town the summer population of which is several foldhigher than us u al. The name of this little town which draws one' sattention with its natural beauties as well as w ith its modern appearence is often heard now because of the festival organized during the recent years. Gerze and the beaches around, the sea and the forests altogether mak.e one experience the pleasure of unexplored beauties.

Samsun, the next stop, is a candidate to become the center of the recently, fastdP.veloping Black Sea tourism. Samsun equipped with !and, sea and air connections, is a city one can't pass by in terms of both history and aesthetic va! u es. The coastal road extending from Samsun to the Eastern Black Sea region affords an atmosphere of fairy tale. The road with emerald slopes on one side and the sea with all its majesty on the other reaches Ünye first. This charming !itti e town at two hours distance to Samsun too is famous for its .~eaches and pine forests. Unye's neighbor Fatsa also is a little town where N ature has been extremely generous. The "cook yourself and eat" restaurants between Ünye and Fatsa represent another feature of the Black Sea region. However vegetable lovers must be sornewhat keener from there onwards, for beyond that point, meat courses get the first place. Now its Ordu's tum via Perşembe . This little town surrounded by hazelnut orchards and tobacco fields too is amidst the forest-and-sea carousel. Exactly !ike Giresun right after. .. These two towns display a great development in the recent years . And Trabzon ... Among the places to visit first in Trabzon come the historic mosques and the Sümela Monastery established on very stiff slopes, estimated to be built in the Sth century. The Vazelon Monastery located in the hinteriand compared to Sümela stili awaits its explorers . And the Black sea folklore is in its densest form in Trabzon where sea, forest and history meet. After Trabzon, the road forks. It is possible either to continue from the Rize direction towards Sarp along the shore or to have a rest after the Sümela visit enjoying Hamsiköy's famous meat course and rice pudding. The Rize directian is appropriate al so for the "ra in tourism" as it is for its sea and forest. And Sarp, awaits for the discovery of its unrivalled panorama the border to be opened. The mountain road twisting up from Hamsiköy to Çamlıhemşin permitring an all around view of the panorama has a breatlıtaking beauty. At Çamlıhemşin, it is possible to camp in the forest and go on for mountain climbing, and even to canoe: otherwise, why is the Çoruh River there for? When you reach Artvin, one of the most beautiful towns of Turkey in terms of natural riches, you shouldn't forget Şavşat and KaragöL This region known for its blue pine forests may be the last stop of the journey. Sure, you may return from Hopa and Arlıavi by sea, or naturally, you may prefer to go to Erzurum by !and. The THY planes awaiting you in Erzurum will punctuate this pleasant Black Sea trip with a happy end and fly you to the destination of your choice. Fasten your seat bel ts, please ...

MAGAZiN 8/88 27


Kırkpınar

The

1988'1n başpehlivan ı Recep GürbOz ve dereceye giren diQer pehlivanlar cramp ion of 1988 Recep Gürbüz, and other winners.

Kırkpınar

627 YillN ARDlNDAN

Takviyeli K1rkp1nar Önümüzdeki yıldan itibaren, güreşler yanında okçuluk atıcılık ve binicilik karşılaşmalarının da kapsama alınmasıyla , Kırkpınar büyük bir spor şenliğine dönüştürülecek rhan Gazi kuşatmak

Bizans'ı amacıyla

Rumeli'ye geçme kararını 1346 yılında vermişti.

öte

Meriç Nehri'nin Os-

yakasındaki Domuzluhisar 'ın

28 MAGAZiN 8/88

seçkin askeri, Hıdırellez şenlig-inde eş­ ve Kırkpınar'ın ilk mücadelesi böylece başlamıştı. Güneşin batışına kadar kıran kırana süren mücadelede, kimilerine göre 40 yig-it yenişemez ve son nefeslerini er meydanında verirler (Bazı kaynaklar gün batımında ölen güreşçilerin iki kişi oldu~nu belirtir). Şehit oldukları yere gömülen güreşcilerin can verdiği alanda ise iki sög-üt ag-acı yeşerir. Güreşcilerin gömüldüğü alan bir pı­ narın oluşmasıyla yemyeşil bir görünüme bürününce Ahir Köyü sakinleri 40 yig-idin hatırasını ebediyen canlı tutmak için buraya "Kırklar" adını verirler. Ardından pınarların oluşumu ile yöre ''Kırkpınar'' olarak tanı n ır. Kırkpınar güreşleri iki yi~idin Ahir Köyü ' nde şehit düşmesinden 12 yıl sonra başlamış ve günümüze kadar geleneksel olarak gelmiştir . İlk dönem Kırkpınarları'nın en büyük ismi kuşkusuz Kel Aliço'dur. Plevneli Aliço, 1885 yılına kadar süren güreş hayatı boyunca tam 27 defa başpeh­ livanlı~ı kazanmış ve erişilmesi güç bir rekor kırmıştı. Kel Aliço'nun çekilmesinden sonra başpehlivanlık kemerini Koca Yusuf takmış, ardından Adalı Haleşmiş

manlı egemenli~ine geçmesinden sonra, sıra di~er hisariara gelmişti . Az, fakat seçkin bir kuvvet Süleyman Paşa kumandasında Selanik'i kuşatma fermanını almış ve yola koyulmuştu . 1349 yılının 6 Mayıs günü Ahir Köyünde (Samona) kurulu ordugahın 40


Kırkpınar er meydan ıdır. YIOitler kısbet giyip pefrev çekerler ve davul-zurna efiiOinde gürefler ba,lar. In the Kırkpınar wrestling field, the competitors performing warm-up routines with the accompaniment of drums and flutes.

lil, Geçkinli Yusuf Pehlivan ve Delior· manlı Hergeleci İbrahim yetişmiştir. Hergeleci İbrahim Ahir Köyü'nde yapılan son Kırkpınar'ın başpehlivanı ünvanını taşır . Çünkü 14 Mayıs 1914 tarihinden sonra bu er meydanı "Samona" adını alacak ve yöre Yunan toprakları içinde kalacaktır. . Arnavutojtlu, Kavasojtlu Ibrahim, Makarnacı Hüseyin, Şamdancıbaşı Kara İbo, Yozgatlı Kel Hasan, Yörük Ali, Filiz Nurullah, Kara Ahmet, Kazıkçı Karabekir, Suyolcu Mehmet gibi Türk güreşinin nice ustalarına kucak açan bu er meydanı 19_15'de Edirne 'ye taşınmış ­ tır. Osmanlı Imparatorluıtu döneminde Sarayiçi'nde yapılan Kırkpınar ' ın ilk başpehlivanı Kara Murat ' tı . Cumhuriyet döneminde ise Beni Abdullah başpehlivanlık ünvanını alan ilk güreşci oldu (1924) . Sandırmalı Kara Ali (Acar) ilk yiliann ünlü pehlivanı olarak güreş tarihine adını yazdırmış ve 4 defa arka arkaya başpehlivanlığı kazanmıştı .

Tekirdağlı Hüseyin (Alkaya) bugün bile yaşayan, erişilmez bir rekorun sahibidir . Tekirdağlı Hüseyin 1934-1942 yılları arasında 9 defa Kırkpınar baş­ pehlivanı olmuş ve ilk dönemin Kel

Aliço mucizesinden sonra en büyük başarıyı elc!e etmişti. Daha sonraki yıllar­ da ise Ihrahim Karabacak, Ordulu Mustafa (Bük), Ayd~n Demir, Hüseyin Çokal, Sabri Acar, Ihrahim Gümüş ve Recep Kılıç Kırkpınar'ın dijter başarılı başpehlivanları arasında yer alıyordu . Bu yıl, üç gün süren ve 10 Temmuz's~na eren Kırkpınar şöleninde, baş­ pehlivanlığı, 26 yaşındaki Antalyalı Recep Gürbüz kazandı. 35 dakika süren zorlu final maçında, geçen yılın şampi­ yonu Recep Kılıç'ı yenıneyi başaran Gürbüz , Başbakan Turgut Özal'ın 7 milyon liralık ödülünü, Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'den aldı. Yeni Başpehlivana, ayrıca Edirne Belediyesi'nin koyduıtu 1 milyon liralık ödül verildi . da

Her yıl Temmuz ayının en önemli spor olayı olan Kırkpınar şenlijti, gelecekte uluslararası bir hüviyete bürünecek . Bu arada, muhtemelen önümüzdeki yıldan itibaren, atıcılık, okçuluk ve binicilik, karşılaşmaları da programa dahil edilecek . Böylece, hem Türk gelenekleri daha geniş çapta yaşatılacak, hem de ata sporlarımız canlandırılmış olacak. MAGAZiN 8/ 88 29


Recep Gllrbllz ve Recep Kılıç finalde zevkli bir gllref çıkardılar. Recep Gürbüz and Recep K ıl ıç , the two finalists, performed superbly in the championship match .

KlRKPlNAR FESTIVITIES

W restiers on the

Meadow n 1346 Orhan Gazi decided to cross over to Rumelia and lay siege to Byzantium . With the capture of the Domuzlu fortress on the other side of the Maritza River, the time hadcomefor attack on the other fortresses . A smail but select body of men under the command of Suleyman Pasha received orders to besiege Salonica, and set out on their campaign. On 7 May 1349, while the army was encamped at the viiiage of Ahir Koyu (Samona) forty picked soldiers were paired off for wrestling, and thus took place the first Kırkpınar competition exactly 672 years ago .

1

30 MAGAZiN 8/88

The struggle went on un til sunset, and according to some sources, none of the forty combatants were able to overcome their opponents and all breathed their last on the wrestling field. (According to other sources two of the wrestlers had died by the time the sun finally set .) Those who di ed were bu ri ed on the field of the contest and two willow trees grew up over their gravers. The inhabitants of the village named the meadow in which the contest had taken place "Kirklar" (The Forty) in memory of the forty wrestlers, and as the whole area was kept beautifully green by the water of the springs that flowed in to it, it

finally became known as "Kırkpınar" (Forty Springs). The Kırkpınar competitions began twelve years after the death of the two wrestlers at the viiiage of Ahir Koyu, and the tradition has continued right up to the presenty day. The greatest name from the first period of the Kırkpınar wrestling competitions was undoubtedly that of Kel Alico. Alico won the title twenty-seven times in the course of a wrestling career that lasted until 1885, thus setting a record that is almost impossible to break. After Kel Alico's retirement the beit was won by Koca Yusuf, followed by Adalı Halil, Geckinli YusufPehlivan and Deliormanli Hergeleci lbrahim, who won the title at the last games to be hel d in Ahir Koyu, for after 14 May 1914 Ahir Koyu was to become part of Greece and to be known henceforth as "Samona". In 1915 the site of the competitions, in which so many Turkish wrestlers, such as Arnavutoglu, Kavasoglu Ibrahim, Makamacı Huseyin, Samdancibasi Kara lbo, Y ozgatli K el Hasan, Y oruk Ali, Filiz Nurullah, Kara Ahmet, Kazikci Karabekir and Suyolcu Mehmet, had taken part, was moved to Sarayİcİ in Edirne, the site of the old Ottoman Palace. Kara Murat was the first wrestler to win the title here. The first wrestler to win the title in the Republican period was Beni Abdullah, while Kara Ali (Acar) of Bandırma was another famous wrestler to have his name inscribed in the roll of honour by winning the title four years in succession. Hüseyin (Alkaya) of Tekirdağ set up a difficult record which remains unbroken today. Between 1934 and 1942, he won the Kırkpınar title nine times, thus perfor· ming the greatest achievement since the Kel Aliço miraele of the earlier times . In later years, İbrahim Karabacak, Mustafa (Bük) of Ordu, AY.dın Demir, Hüseyin Çokal, Sabri Acar, Ihrahim Gümüş and Recep Kılıç figure among other successful winners of Kırkpınar. This year, during the Kırkpınar feast which lasted three days and ended on july, 10,26 year-old Recep Gürbüz of Antalya won the title . Gürbüz defeated Recep Kılıç, last year's champion, in the difficult fınal match that lasted 35 minutes and received Prime Minister Turgut Özal 's TL 7 million award from Deputy Prime Minister Kaya Erdem. Furthermore, the new winner w as awarded one million TL by the Edirne Municipality. The Kırkpınar festivity, the outstanding sportive event of july every year, will have an international identity in the future. Meanwhile , starting probably next year, marksmanship, horse riding and archery competitions will also be in included in the program . Thus, Turkish traditions will be more extensively animated and ancestral sports revived .

'-


Dünya'nın her yerinde, günün 24 saati, bulunduğunuz ülkenin parası. Tek gereken Visa Kartınız ve (yalnız sizin bildiğiniz)* kişisel tanıtım numaranız olacaktır.

Yurtdışınaseyahatemi çıkıyorsunuz? San Fransisko'

dan Sevilla'ya, Kopenhag'dan Karakas'a; Visa Kartınızla bir düğmeye dokunarak anında nakit para çekebilirsiniz.

Çok iyi tanıdığınız Visa amblemini taşıyan otomatik bir vezne makinasına kartınızı sokup, klavyede kişisel tanıtım numarınızı yazdığınızda, çok geçmeden bulunduğunuz ülkenin para birimi elinizde olacaktır.

)

Visa, 30 ülkede; şehirlerde, havalimanlarında konumlanan makinaları ile Avrupa'nın ve Dünya'nın en geniş otomatik vezne ağına sahip bulunmaktadır.

Ve tabii ki, Visa kartınız dünyanın dört bir yanında 6 milyon işyeri tarafından kabul edilmektedir. Visa Kartınızı kullanın, güvenle seyahat edin. Başka birşey gerekmez. *Eğer henüz kiş isel tanıtım nurnaran ı z ı öğrenmed iyseniz, NI

ÇAPlNDA DESTEKLEYEN KURULUŞ

O ctD

Vi sa B ankanız ı arayın .



''Bu

işin

esprisi tabii...''

''.. .A rkadaslar takılır bana. ,

'Yine ne yaptı yaptı, bizi at/attı' derler. Bu işin esprisi tabii... Kimseyi atlattığım Jalan yok. Aslında belli yerlerden alıyoruz elbise/eri... Ne bileyim, bazen diktiriyorum ama, terzilerimiz de belli... Peki, neler oluyor?.. Kumaş. Evet, önceliği kumaşa veriyorum. Hepsi bul,,

Altınyıldız Iyi bir elbisenin sırrı kumaşında gizlidir.


ayakkabı mağazaları ...

Hediyelik eşya kuyumcular, m obilyacı lar , halıcılar, antikacılar . .. Ve daha niceleri ... Büyük yapıların altındaki pasajları birkaç yüz defa zihninizde büyütün; bu tasavvur, neyi anlatmak istedig-imize dair size bir fikir verebilecektir. İstanbul'un içinde apayrı bir şehir görünüroünde olan Kapalıçarşı, beş yüzyılı aşkın bir geçmişe sahip. Fatih Sultan Mehmet' in, şimdi "Eski Bedesten" denilen yapıyı inşa ettirmesiyle temeli atılan bu çarşı , zamanla büyüdü ve gelişti . Her sokak, belli bir mesleği icra edenlere ayrıldı. Böylece Kalpakçılar , Keseciler, Terziler, Sahaflar, Perdahçılar , Koltukçular, Yorgancılar, Kuyumcular, Halıcılar gibi üniteler oluştu. Çeşitli el sanatlarının ustaları, nesilden nesile mesleklerini ve geleneklerini sürdürdüler. satıcıl arı,

1 7. yüzyılda yaşamış ünlü Türk seyEvliya Çelebi, Kapalıçarşı'yı anlatırken şöyle diyor: "Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptınlmış, kale gibi bir binadır. Bir hazinedir ki, demir kapulu mahzenlerinde cümle vezirlerin ve ayanın malları durur . Dört yanında dört kapusu vardır. Bunlardan Kuyumcular' a açılan kapunun üzerinde , büyük bir kuş resmi görülür. Kanatlarını açmış heybetli bir kuştur ki, bu kapunun üzerine nakşetmekten meram şudur: ''Kazanç, servet dedikleri, vahşi bir kuştur. Yolunu bulup yakalayabilirsen, bu Bedesten 'de kazanabilirsin " demişl er . Bedesten esnafı , gayet zengin tüccarlardır. 70 nefer bekçisi vardır, gayet namuslu adamlardır . Geceleri Bedesten ' i kandillerle aydınlatarak n ezaret ederler.'' Evliya Çelebi'ye paragraflar açtıran Bedesten, kıymetli silahlar, kumaşlar, mücevherat ve benzeri eşyaların toplandıg-ı, üstü örtülü bir alandır. Zaten bu tür kapalı çarşılar "Bedesten" adı ile yahı

FotoOraflar: Sam; GÜNER

BES, ASlRLlK TiCARET MERKEZi·

Ka pal1çarş1 olan Kapalıçarşı, sabahtan akşama kadar arı kovanı gibidir. Giyim, süs ve ev dekorasyonunda akla gelebilecek her şeyi , orada binlerce çeşidi ile bulabilirsiniz ve adeta geçmişe yolculuk yaparsınız Elli

sokağı

-u

zerleri kubbe biçimi çatılarla örtülmüş 50'den fazla sokak ... Bu sokakların iki yanına dizili, 497'si kapısız 5 bine yakın dükkan ... Toplam 2 bin 200 odalı 40 han, bir cami, 10 mescit, 19 çeşme, okul ve hamam ... İş­ te, İstanbul'un adı geçince mutlaka akla gelen ünlü Kapalıçarşı. .. Havanın sıcag-ından-sog-ug-undan ve motorlu araçların gürültülü trafıg-inden 34 MAGAZiN 8/88

anılmıştır.

Büyük Kapalıçarşı ' nın tam ortasın­ daki Eski Bedesten, 1,5 metre kalınlı­ g-ında bir duvarla çevrilmiş, üstü 15 kubbe ile örtülü bir binadır . 1336 metrekarelik alanı kapsayan Bedesten 'in , Keseciler, Takkeciler, Sahaflar ve Kuyumcular caddelerine açılan dört kapı­ sı vardır.

uzak, saatlerce dolaşıp alışveriş edebilmek, herhalde zevkli olsa gerek. Saatlerce diyoruz; çünkü Kapalıçarşı'ya girdikten sonra, çıkışımza kadar, zamanın nasıl akıp gittig-ini pek fark edemezsiniz. Işılışıl vitrinler, cazibe merkezleri gibi adım başında sizi durdurur ve kendine çeker. Hele, yan sokaklara da göz atmak isterseniz, sonunda bir hayli yorgun düşeceg-inizi hesaba katmalısınız. Yüzlerce mücevherci dükkanı. .. Konfeksiyon , manifatura , deri giyim,

Bina,yapı malzemesi ve karakteri ile Türk üslı1bundadır. İlk adı "Cevahir Bedesteni" iken çarşının gelişip büyümesi ile, "İç Bedesten", daha sonra da "Eski Bedesten" adını almıştır. Bu bedesten içindeki dükkanlara, kapısız oluşl arından dolayı "sandık" veya "dolap" denilmiş , kıymetli mallar, camlı dolaplar içinde teşhir edilmiştir. Akşamlan bedesten esnafı sandık, dolap ve dükkanları kapayıp çarşıdan çı­ kar, bu zengin sessizliği , Bedesten Kah-

r



Bir yandan pınl pırıl vltrlnler, bir yandan da Iç Içe glnnlş sokaklar lntricately winding narrow streets, and shop windows glittering with gold. yası'nın adamları beklerdi. Kanyalar devletin tayin ettigi resmi görevlilerdi. Eski iç bedestenin bir özelligi de, diger büyük şehirlerdeki bedestenlerde oldu!tu gibi banka işlerini üstlenmiş olmasıdır. Banka gibi kurumların bulunmadıltı dönemlerde, halk birikmiş parası­ nı Bedesten 'in namuslu ve şöhretli olan mücevher tüccarlarına, senetler karşı!ı­ gında emanet eder ve gelir saglardı. Halk , kıymetli malını, ayrıca kira ile tuttuıtu sandıkta muhafaza ederdi. Sandıkların Bedesten Kahyası'nın gözü önünde kilitlenmesi ve aynı biçimde açılması gelenekti. Bankaların kurulmasından sonra da sandıklar aynı önemini sürdürdü. Rivayete göre 2. Abdülhamit döneminde Iranlı bir manifatura tüccarı ölmüş, sandıgı, varisi bulunana kadar uzun yıllar açılmamıştı. Daha sonra ölenin kardeşinin gelmesi ile sandık bir heyet önünde açılmış ve içinden 150 bin altının çıktıgı görülmüştü. Kapalıçarşının dogu tarafında yer alan "Sandal Bedesteni " de dört kapı­ lıdır . 20 ku b be ile örtülü bu bedestenin, şimdi Nuruosmaniye Caddesi'ne ve çarşı içindeki Sandal Bedesteni S~kagı' na açılan iki kapısı işlemektedir. Istanbul Belediyesi'nin mezat salonlan olarak kullanılan Bedesten, eskiden kıymetli kumaşların satıldıgı bir çarşı idi. Adını ise, "Sandal" denilen gayet agır ve kıy­ metli bir kumaştan almıştı. Kapalıçarşı, tarihi boyunca büyük yangınlara, depremiere maruz kaldı. Ama, bu felaketiere ragmen, hiçbir zaman kapalı kalmadı. İstanbul'un sembol yapılarından biri olarak, gelecekte de varlıgmı, önemini ve çekiciligini sürdürecek .

36 MAGAZiN 8/88

FIVE CENTURIES OLD SHOPPING CENTER

The Covered Bazaar

M

are than 50 alleys roofed by d ames . .. Al most 5 thousand shops along both sides of these alleys, 45 7 of the m w ithout doors ... 40 Commercial buildings comp rising 2, 200 room s in total, one mosque, 10 smail mosques, 19 fountains, a school and a Turkish bath . .. This is the Covered Bazaar which necessarily comes to miııd whenever mention is made of Istanbul .. . Stroll araund for hours and shop far from the cold or the hat temperature of outside and away from the noisy traffic mu st be plaesant. W e say, for hours; because once you've entered the Covered Bazaar, and until you have left the place , you won't really understand how fast ti me flows. Sparkling showcases makc you stop each step !ike attraction centers . If

you want to have a look also at side streets, you'li have to take into account that you' li be quite tired at the end . Hundreds ofjewelry shops ... Ready wear, haberdashery, leather clothing, shoes ... Souvenir shops, furniture, rugs and carpets, antiques .. . And so many more .. . M ultiply in your mind by several hundreds the shopping alleys built on the basements of large buildings: this image will give you an idea about what we want to describe . The Covered Bazaar which looks !ike a distinct town within Istanbul has a past of over five hundred years. This bazaar the foundations of which w ere laid when Sultan Mehmet the Conqueror ordered the construction of the building called the "old Bedesten" grew larger and developed in time. Each alley was allotted to those practising a determined profession . Thus, separate sections were formed for calpac and purse makers, tailors, bouquinistes, polishers, chair and du vet makcrs , jewelers, rug and carpet merchants . .. Masters of different handieraft specialities, from one generatian to another, pursued their profession and traditions in this place . Evliya Çelebi, famous Turkish travelcr of the 17th century, teli s the following while describing the Covcrcd Bazaar: " lt isa castle-like building commissioned by Sultan Mehmet the Conqueror. It is a treasure in which the properties of all viziers and notables are kcpt in iron gated cellars. It has four gate on four sides. One sees a bird picture on the gate which leads to the jewelers. This is an openwinged majestic bird, and what is intended to express by putting this drawing on the gate is : What people cal! gain and fortu ne isa wild bird. If you manage to ca ptu re it, then you may gain in this Bedesten . The Bedesten ıradesmen are very wealthy merchants. There are 70 watchmen and they are very honest. They superintend by illuminating Bedesten with oil lamps in the night.'' Bedesten, this place which urged Evliya Çelebi to write paragraphs on, isa co-


llc

vered area where precious arms, fabrics, jewelry and the !ike are amassed. In fact, covered bazaars of this type were generally referred to as "Bedesten". The Old Bedesten, just at the center of the Covered Bazaar is a building roofed by 15 domes and surrounded by a 1.5 mthick wall. Bedesten comprises an area of 1,336 sq. m.and has four gates opening out into the streeıs ofPurse Makers, Scullcap Makers, Gold Mongers and jewelers. The building is in the Turkish style in terms of construction material and character. Iıs first name was the "Jewelry Bedesten'', but with the development and enlarging ot the bazaar, it was named the "Inner Bedesten" and later the "Old Bedesten ''. The shops in this bedesten were called "coffer" or "cupboard" because they didn't have doors, and precious objects were displayed in glass showcases. In the evening, the bedesten ıradesmen

shut the coffers, cupboards and shops, and the Bedesten Major Domo's men attended this wealthy silence. The Major Domos were officials nominated by the state. Anather feature of the old inner bedesten was, as it was in the bedestens of other major cities, that banking operations were performed the re. During those times when institutions such as banks didn't exist, people used to entrust their savings to the honest and well-known jewelers of Bedesten against vouchers and obtained an income . People also used to keep their precious objects in their safe coffers. The tradition was to lock the coffers and to open them in the presence of the Bedesten Major Domo. After the establishment of banks, the coffers remained just as important as before. The legend tells that during the reign of Abdülhamit II, a Persian haberdashery merchant died and that his coffer remained locked for long years until his heir was found. Later, upon ar-

riva! of the defunct's brother, the coffer was opened in the presence of a commitlee and 150 thousand gold coins were found in it. The "Sandal Bedesten" located in the eastern side of the covered bazaar has also four gates. This bedesten iscovered by 20 domes and today, ıwo of its gates function, one opening out into the N uruosmaniye street and the other into the Sandal Bedesten street. The Bedesten usedas the auction halis of the Istanbul Municipality was a market where precious fabrics used to be sold, and it was named after a very heavy and precious fabric called ''Sandal". The Covered Bazaar suffered im portant fires and earthquakes throughout its history but, despite these catastrophes, never remained shut. As one of the symbolic landmarks oflstanbul, it will preserve its existence, importance and attractiveness for years to come.

MAGAZiN 8/88 37


l'

ı"

''

PLEASE ... ·

ilindi~i üzere, no-show konusu tüm dünya havayollarını sürekli meşgul eden, ticari kayıplar yanı sıra yolcu hizmetlerini de aksatan bir sorundur. Uçaklarda rezervasyon yaptırdı~ halde yolcunun uçmaması durumunda no-show diye adlandırılan "uçakta yer yok dendiği halde yer olması" olayı ortaya çıkmaktadır. Karşı tedbirlerin alınmaması halinde kolt~k kaybına yol açan bu konu sadece THY'na özgü bir sorun olmayıp tüm hava yollarının bir problemi olarak görülmektedir. 20 üyeli AEA (Avrupa Hava Taşıyıcıları Birliği) hava yollarının bir yıllık taşımalarında gelmeyen no-show yolcu nedeniyle 1 milyon koltu~n de~erlendirilemedi~i, bunun da, toplarnın % 5'ine tekabül eden 200 milyon dolarlık bir kayba sebep oldu~ görülmüştür. AEA, önemli mertebelere ulaşan bu kayıpların önlenmesi için bir kampanya açmış; yolcu, acenta ve hava yollarının bu konuda sürekli ilgi ve e~itimini hedef almıştır. THY da bu kampanyaya katılmış

·

B

bulunmaktadır .

'

' '

~··

.

"

. P

ass.enge: reservations are .cli~bing swıftly ın the world of avıatıon, due to growth in technology and the world economy. Unfortunately, the increasing numbers cause a corresponding rise in no shows, a problem for all airlines. But no satisfactory solution has yet been found. The Association of European Airlines (AEA) which has 20 members including Turkish Airlines, has been searching for both preventive measures and remedies for no shows. Each year 900,000 passengers fail to board after making inital reservations, costing 200 million US$ . To counterract the no show problem, AEA holds meetings annually to discuss tactics, and a campaign is being launched by AEA to educate passengers, travel agencies , and airlines, wich are the cause as well as the solu tion . Customers contribute to the problem when they do not take the same care in cancelling unneeded seats as they do in making reservations , if they decide to change flying times or airlines. This inflicts a fınancial burden on the airline, and damages the corporate image as well. W e believe that cooperation by both passengers and agencies will enhance the efforts of the AEA to miı;ıimize the problem. ;

,.

• Rezervasyon kaydı gelmeyen yolcu.

ı

,. '

~~ ,:, '

ll>'•

\ .t ·~ ( ..

yaptırdtp

halde

/

,. •

_ı'

*Passengers who make reservations on a flight but fail to board without cancellation

,.,


Get to Know 1lır by Getting to Know Us...

• Change your money into 1\ırkish Liras at Garanti Bankası and get a premium rate for your currency without paying a service charge. • MasterCard and Visa credit card halders can get a cash advance at Garanti Bankası branches and mo bile outlets araund 1\ırkey.

• We purchase navellers Cheques. • Our Atatürk Airport branch and Dalaman Airport exchange bureau are open 24 hours a day, eveıy day. Get to know 1\ırkey by getting to know us. Have a 1\.ırkish friend you can bank on.

YOU CAN BANK ON •


Sanat saheseri seramiklerimiz 1_

Mavi-Beyaz, Haliç İşi, Şam Tipi, Rodos İşi (İznik) seramikler, gerek renkleri, gerek üzerlerine işlenmiş motif ve yazılada büyük hayranlık uyandırıyor ürk süsleme sanatında önemli bir yere sahip bulunan seramikler, asırlar boyunca çeşitli mekanlarda kullanılmış ve duvarları çiçek bahçesine çevirmiştir . Bu önemli süsleme sanan, gerek yerli, gerek yabancı sanat tarihçilerinin de ilgisi çekmiş ve geniş araştırmalara konu olmuştur.

MAVi BEY AZ SERAMiKLER Osmanlı

devrinin en kaliteli örnekleyüzyıl sonu ve 16 . yüzyıl başlarında yapılan Mavi-Beyaz seramikler porseleni hatırlatan sert ve pürüzsüz hamurları, mavi-beyaz renkleri, ustalıklı desenleri ile üstün seramikler-

rinden, 15 .

dir. Sert ve kaliteli şeffaf sır altında mavi tonları ile işlenen desenlerde, Çin tarzı şakayıkiar, krizantemler, rumiler ve ha-tayiler, bulutlar, pul, stilize ejdt:r hatta üç top (Çintemani) motifleri hakimdir. Bunların yanı sıra Jale, karanfil, bahar dalları gibi, çeşitli naturalist çiçekler, asma dalları , kuş, geyik , tavşan, balık , hayvan mücadele sahneleri, nesih ve kı1fi yazılar, daha önce görülmeyen zenginlikte ve incelik te bir desen programı sunularak 16. yüzyılda gelişen sır altı seramiklere öncü olurlar. Erken örneklerde mavi tonları koyudur, sonradan daha açık ve tatlı bir maviye döner, biraz firuze de kullanı­ lır . Bazen desenler mavi zemin üzerin-

de beyazla yer alır . Erken örneklerde ağır ve sıkışık motifler, daha geç örneklerde hafifler. Lale, karanfil , sümbül , çiçek demeti kompozisyonlarının işlendiği örneklerde mavi tonları arasına firuzenin de yer alışı dikkati çeker . Firuzeli seramikler, 1530-1540 arasında tarihlemr. Ming porselenlerinin doğu motifleri etkisini bu seramiklerde, 15 . yüzyıl eserlerinde görebiliriz . Osmanlı sarayına hediye olarak sunulan ve ithal edilen Ming porselenlerinin bu modaya öncü olması tabiidir. Bu grup seramiklerde İranlı ustalar da çalışmış olsa, AnadoIulu ustalarla birlikte çalışmış olmaları ve Anadolu 'ya has bir stilin geliştiği muhakkaktır . Mavi-Beyazların merkezi üzerinde çeşitli münakaşalar , 1963 'de Prof. Oktay Aslanapa'nın İznik kazıla­ nndan sonra kati olarak aydınlanmış­ tır. Ana merkez muhakkak İznik ' tir . Prof. K. Otto Dorn da, kazılarından evvel "Türkische Keramik" adlı eserinde aynı görüşü öne sürmüştür . Eskiden "Kütahyalı Abraham" seramikleri olarak tanınan bu mavi-beyazların esas yapılış merkezi Kütahya,kabul ediliyordu . Bu görüşe yol açan, Ingiltere 'de Godman Koleksiyonunda bulunan 1510 tarihli, Kütahyalı Abraham adının geçti-

16. yü.zyahn Ikinci ~eyretlnde

yapdmtf

Hallç işi tabak (Kuveyt Milli Müzesi)~


gi ejder şeklinde kulplu bir ibrik olmuş· tur. Burada "Allahın hizmetkarı Kütahyalı Abraham hatırasına 1510'da yapılmıştır" yazılıdır. Kütahya'da kazılar yapılmadığından eli~izde pek bilgi yok, ancak Kütahya'nın Iznik seramik merkezine destek ikinci bir merkez oldu~nu kabul edebiliriz. Çini sahasın·

da çok az mavi-beyaz tanınırken, sera· miklerde kenar lı tabaklar, çukur kase· ler, vazolar, ibrikler, maşrapalar, süra· hiler ve Anadolu' da ilk cami kandille· rini görürüz. Bazı ta?ak ve kandillerde, daha önce "Millet Işi" adını alan ka· selerde, bilinen radyal yollar dikkati çe· ker.

HALiÇ iŞi SERAMiKLER Mavi-Beyazlardan daha ender rast· ]anan bir grupta, helezonlar meydana getiren ve çengel gibi küçük yapraklar· la süslü sarmaşık esastır . Bu ser!lJiıikle· re eskiden yanlış olarak ''Hal iç Işi' ' adı verilmiştir . İznik kazılarında bol olarak bulunan, helezoni sarmaşıklı mavi-beyazların merkezi İznik'tir. Bunlar, di~er mavi-beyazların de~şik bir türüdür; hamur, işçilik tamamen aynıdır. Erken örneklerde helezoni sarmaşıkiarın ara· sında uzun ince yapraklar, rumili ma· dalyonlar da görülür. 16. yüzyıl başın· dan kalan örneklerde daha sade küçük yapraklar ve çiçekler, helezoni sarma· şıkları süsler. Ingiltere'de Godman Koleksiyonu'nda bulunan bo~azı kırık sürahinin üzerinde 1529 yılında Kütahya'da sipariş edildi~~ yazılıdır. Bu örnek, " Haliç Işi" adını !!lan se· ramiklerin, esas merkezi olan lznik'in yanı sıra, Kütahya'da da yapıldığını or· taya koyar. · Helezoni sarmaşık desenlerinin ilk örneklerini Selçuklu dönemi Kayseri Key· kubatiye sarayında görmekteyiz. Ara· daki büyük boşlu~a ra~en kökleri böy· lece Selçuklularakadar uzatmak m üm· kündür. Daha az rastlanan bazı örneklerinde de helezoni çiçeklerin siyahımsı oldu~ dikkati çeke·r. Mavi-Beyaz seramiklerden "Haliç İşi" adını alan grubun, 16. yüzyılın ikinci yarısında İtalya'da da taklit edildigini görmekteyiz. Venedik atölyelerinde yapılan bu seramikler "Moiolica" adını almaktadır. Renk ve dekor bakı­ mından Ming porselenlerinin tesirinde olmasına ra~men, Selçuklu devrinden

Sokullu Mehmet Pata Camii'nin lambas1 (Istanbul Arkeolollsl Müzesi)


gelme motifler, üslubun gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır . "Haliç işi" adını alan bu seramikler, mavi.-beyazların 16. yüzyılın ilk yarısında Iznik' te yeı:ıiden gelişti~ni gösterir. Ince spiral kıvnk dallar, daha önce çi-· nilerde (Bursa Yeşil Türbe, çini lahdi, Edirne Üç Şerefeli Cami avlusu pencere alınlıgı, Gebze, Çoban Mustafa Paşa Türbesi gibi) ve tezhiplerde göze çarpar. İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Topkapı Sarayı Çinili Köşk, Victoria and Albert Museum , Paris Musee Nationale de Ceramique, Washington D .C . Freer Gallery, New York Metropolitan Museum, Do~ ve Batı Berlin Staatliche Museum , Atina Benaki, Hamburg Kunstgeverbe Müzeleri, Kopenhag David Koleksiyonu ve yurt içi ve dışında çok çeşitli özel koleksiyonlarda, mavi-beyaz seramiklerin bol örnekleri vardır. Çeşitli çukur ve yassı ayaklı ve ayaksız, kenarlı ve kenarsız tabaklar, .kaseler, vazolar, ibrikler, sürahiler, cami kandilleri ve topları, kalemdanlar, matralar, maşrapalar bu. tip seramiklerde oldukça yaygındır. Dk olarak mavibeyazlarla bu kadar geniş kullanma sahası olan seramiklerle karşılaşılır .

ŞAM TIPI SERAMIKLER Anadolu'da yalnızca Bursa'daki Yeni Kaplıca'da görülen bu çiniler seramikte bolca kullanılmaktadır . " Şam Tipi" denmesinin sebebi, Şam'da 16.

yüzyılın

ikinci yansında çeşitli eserlerde görülerek Ş~ ' dan ihraç edildi~nin sanılmasıdır. Iznik kazılarında bolca rastlanan bu tip seramiklerin Şam'da­ ki örnekleri, daha önce Şam'a ithal edilen İznik seramiklerinin etkisinde kalı­ narak yapılmış olabilir. Bu seramikl'erde iyi kalitede beyaz hamur üzerinde sır altı tekni~i ile mavi, zeytin yeşili, eflll.tun, turkuaz kullanılmıştır. Mavi-beyazlarda görülen Çin etkili şakay~.k, pul, krizantem, bulut, çintemani (Uçtop), desenlerin~ yanı sı­ ra bolca da 16. yüzyıl kırmızı Iznik çinileri,tipik realist çiçek tasvirleri kullanılmıştır. Çiçekler genellikle daha önceki motiflerin aksine bir demet olarak işlenmiştir . Bunlar Jale, karanfıl , sümbül, tarnurcuk halinde veya açmış güldür. Enginar, balık pulları, rozet çiçekleri, bazen çiçek motifleri arasında yabancı bir motif olarak ibrik, vazo gibi şekiller de göze çarpar. Daha önce belirtildi~i gibi üç çeşit mavi ve firuzeden başka zeytuni ve kimyon yeşili, manganez veya menekşe moru, konturlar için yeşilimsi siyah gibi renkler ortaya çıkar . Parlak yerine mat ve hafif renkler, beyaz zemin üzerine hafif nüanslarla mavimtırak bir renk görülür. Bunlara çeşitli tabak ve kll.selerin yanı sıra ibrik, vazo ve sürahilerde de · rastlanır . Kırmızı İznik'lere göre daha pastel ve donuk renklerin biikim oldu~ bu seramikler, naturalİst çiçeklerle, üsluplanmış çiçek dekorunun şahane bir karmaşası ile Türk serami~nin yaratıcı gücünü ve daha sonraki devrin büyük geliş-

m esini bütün canlılı~ ile belirtir. Bugün British Museum 'da bulunan Küdus Kubbetü's-Sahra 'dan gelme Şam ~ipi bir cami kandilinin kitabesinde, lznik'te 1549 tarihinde Nakkaş Muslu tarafından yapıldı~ı belirtilmektedir. Bu seramiklerin 1525-1555 yılları arasında oldukça kısa bir dönemde yapıldıgı anlaşılmaktadır . Özellikle Topkapı Sarayı Çinili Köşk , Bursa, Londra, Victoria and Albert Museum, Do~ Berlin Staatliche Museum, Paris Musee' des arts Decoratifs ve çeşitli özel kole~siyonlarda kırmızılı ve mavili beyaz lznik çinileri kadar olmasa da bol örnekler vardır .

RODOS IŞIIZNIK SERAMiKLERI 17. yüzyıl kadar geçen sürede Türk seramiklerinin İznik atölyelerinde, kısmen de Kütahya'da yapıldıkları tahmin edilir. Bu seramikler Osmanlı sanatının en yaygın ve çeşitli dünya m üzelerinde bol bulunan örneklerindendir. Çinide de bol kullanılan bu seramiklerde, kobalt mavisi, yeşil, firuze, beyaz , siyah , biraz pembe, kahverengi , gri ve 16. yüzyıl ortalarından başlamak üzere 50 senelik bir devir için hafif kabartmalı parlak bir domates kırmızısı kullanılmak­ tadır. Konturlar ço~ zaman siyahtır. Parlak ve sert bir sır altında renkler beyaz veya yeşil , firuze , kırmızı, mavi, lacivert zemin üzerinde de yer alabilir. 16. yüzyıl ortasından sonuna kadar olanlar, en güzel ve kaliteli örneklerdir. Siyah konturların içinde parlak ve canlı tonlarda çok çeşitli ve başarılı kompozisyonlarda, naturalİst Jale, karanfıl, gül, gonca, sümbül, nar çiçe~ , menekşe , bahar dalları , kıvrık ve iri dişli yapraklar, Çin bulut ve kayası , serviler ve çiçek bahçeleri yer alır. 16.

yüzyıl ortalarından

sonlarına

ll

Kime alt oldulu bilinmeyen Celi·Sülüs "Y1 Hlf1z"

yazlll seramik kompozisyon.

.r



MÜRACAAT VE REZERVASYON •INFORMATION AND RESERVATION DIŞ BÜROLAR

2. 1000 Berlin 30 Geoben Str. 19 'B' 6124010 3 . 1000 Berlin 44 Fulda Str. 58 5' 6141124 4. 1000 Berlin 65

1NTE RNATICNAL OFFICES

Luxemburger S tr. 34

ABU -DHABI Sheikh Hamdan Str . P.O. Box . 69B ~ SM : (97 121 33 8761 Sultan Bin Yousuf and Sons

Rez : (97121 33884~ · 326258 - 59 - 60 Ca (97121 333736 AD IS-ABABA (GSA I Ethopian Airlines Bale Airport

P.O.Box . 1755 ~ 182222 ALG IERS - CEZAYIR 63 Aue Larbi Ben Mhidi 'Ei! 6 47821 AMMA N Jabal Arnman Third Circl e Al Aiyadh Center Sth floor

P.O.Box. 39177 Arnman 659102 / 659112 AM ST ERDA M Leidsestrast 6 . 1017 / PA "i"io SM : (0201 227986 / 203754 (0201 227386 Rez : (0201 227984 / 85

'Ei!

AT HENS - AT IN A Phillellion Str . No . 19 ~ 322056 1 SM : (011 3245975 Rez : (011 3236024 / 3222569/ 3221035 BAGHDAD - BAI:DAT Meridi an 's Street Buil ding 3 / B 'B' 71B7703/7187704

'B'

2167684

BOMBAY Maker Chambers v 3rd Floor No. 30 5 Nariman Points 400021 'B' 2046491 SM: 2043605 BRUXELLES - BRÜKSEL 51 Cantersteen 1000 Bruxells 'B' 5126781/5126782/5117676

BUCH AREST- BÜKAEŞ IGSAI TAAOM . Ui . Aopublic 16 'Ci 147433 BU DAPEST - BUDAPEŞTE IGSA) Mal ev, Ao osevelt , ter 2

1052 Budapost 189033 CA IRO - KAH IRE 8 Kas r Etn il S tr . No . 26. 1 st Floor 'C:! 774330 /7682 43 /768 459 Rez : 733400 GSA. lmperial Travel Center

'B'

26 M ah moud Ba ssiouny S tr.

No . 26

'Cl 758939 -760071 -761769 COLOGNE - KÖLN Trankgasse 7-9 5000 Köln -1 'C SM : 10221) 134443 Rez : 102211 134071 !134072 BS : (0221) 134073 COPEN HAGEN - KOPENHAG Ved Vasterport 6

1612 Copenhagen

'L 01 -144055 / 144499 / 145190 DAMASCUS -

ŞAM

AI -Farad ees Travel an d Tourism Ag eney Dar El Mouhandeseen Mayal oun S tr.

o

TÜRK HAVA YOLLARI TURK ISH AIRLIN ES

KABIN BAGAJI CA BIN BAGGAGE BAHRAIN - BAHR EYN Car Park Bldg. Govt Ave . Manama,

'B'

SM: 243456 Rez: 277747 -2 52334 BELGRADE - BELGRAD TRG Marksa Engelsa

8 ! 4 11000 5' SM : 332561 - 333277 GSA , Yugoslavian Airlines Sava enter M . Popovica 9

P.O.Box . JAT 11170 'B' 145797 . BERLIN Budapester Str. No. 18b 1000 Borli n 30 'B' (0301 2624035 SM: (0301 2624035 Rez: (0301 2624033/2624034 GS A 1 . 1000 Berlin 3036

P.O.Box. 6132 227266/232190 ( 10 linesi DEL HI

'B'

56. Janpath 1 st Floor

New Dolhi -110001 5' BS : 326661 -326613 -326602 DHAHRAN - D AH RAN King Abdülaz iz Street Alnimren Complex Cantre

P.O.Bo x . 739-31952 AI -Kho bar 'B' (031 8947917/8954904/ 8950044 D OHA - KATAR (GSA) AI - Aayan Trave l Ageney

412911 -412912 D U BAl Sweed en Tra ding Co. 63 b. Sh eikh Aashid Bldg. Alma ktoum Street

P.O.Bo x. 1200 'B' 226038-237230 DUBLIN (GSAI A irl ingus Oublin Ai rport

'B'

37 00 11 DÜSSELDORF Graf Adolf Str. No . 41 4000 Düsseldorf 1 'B' SM : (0211) 374401 Rez : (02111 374080 / 374089 FR ANKFURT Basaler Str. 35 -37 6000 Frankfurt/M 'B' (069) 27300720 -21 -22 Santral: 27300730 GSA Necmi öc sı .

5,

68oo

'B'

'B'

062 1-10980

ri\ MM!a ~ \:::::J "rUMUaH Alli . . 'YoÜift(

kg.

Adenauerallee 10 2000 Hamburg 1 (0401 241472/241473

BRU

GS A EADEMiA Aeise Altona Paul Aoosen -Str . 14

2000 Hamburg 50 HANNOVER Lang e-l aube No : 19 d (05 111 320398 Rez: (0511) 326087/326088 HELSINKI (GSA)

~IRLIK

WEGHT

GIOECEGi YER OESTINATION

'B'

BRUSSELS M 28000

TK

UÇUŞ

N Q FLIGHT N 9

Fina Mannerhelmintie 102 .

00250 Helsinki 5 (901 410411

c

JEDDAH - CIDDE

TK

28 000

City Center annex 1 2 / 13 Medina Road P .O .Box . 11563 ı_:

South Africa Airways

P.O.Box . 777 8 ~- 713 -2206 Medina Ad . 653 1376 / 6532764 KARACHI Pakturk Travel Agencies 12 Avenue cantre Stracher Ad .

\B

BRUSSELS

6600127 14 linesi

JOHANNESBURG (GSAI

B.S. · 522068 527 471 /527 472 /5232 49

KUALA LUMPUR Equatorial Hotel Ground Floor, Lot . 6 Jalan Sultan ısmail 50250 Kuala Lumpur

~ TURK HAVA "<'OLLANI 'CJTURKISH AIRUN.S 20122 Milana "---- (021 866350 / 8056233 / 8053976 MUNICH - MüNIH Bayerstrasse 43

8000 Mıinchen 2 -t:_ SM : !0891 539414 BS : (089) 51410921 Rez : (089) 51410922 / 23 / 24 / 25 GSA 1. Aeiseburo Kont 8870 Gunzburg Jahn stra sse 13 Munih

ü 2614055 -2614058 KUWAIT - KUVEYT

\"

Bahnhofplatz Unt erfiJhrung 12

Al Abrar Bidg . P.O .Bo x. 23959 Safat 13100 ~ SM : 24 12577 Rez : 2450655 (2 linesi 2420777

7900 Ulm Jakobplatz / Kappeneck 6 8900 Augsburg ~ (07311 64326 / 619596 / 610344

LAHORE (GSA) Paktürk Enterprises Lahare Branch im tiaz Plaza 85 , The M ail Lahare

'B'

314636 SM : 522068

LONDON - LONDRA Hanover S tr . 11 - 12 London W .1.

'B'

SM : 01 -4999249 01 -491 392 2 01 -4999240 / 01 -4081393 Rez: 01 -499 247 / 01 4999248

GSA, Anglo Turkish-Service

624 Old Ke nt Ad . S.E . 15 LOS ANGELES IGSA) Flying Tig er Line Ine.

7401 Wo rld Way 'B' (2 13) 646 -616 1 LISABON - LISBON (GSAI Transportes Aerees Portugueses

(TAPI Ed ificio 25 , A eroporto Lisboa -5 Portugal ~

899121

LYON 91 Rue Bugeeud 69006 Lyon 'B' 78241324 MADRID Plaza De Espana 18

Torre do MADRID 28008 4th Fl oor N .A. 20 'C:! B.S. : 4632312 -4632351 M ILAN - MILAND Via P .da Cannabio 3712

08221 -4500 30398

2 . Okkuran

Fahad Al Salem Sfr .

P.O.Box . 363

Mannheim

44 MAGAZiN 8/88

HAMBURG

'Ci 321910 -321226 -412909

Oranier Str . 5

6 125080 -6 125091

GENEVA - CENEVRE Rue de Chantepoulet No. 1-3 1201 Geneva 'B' (022) 316129//312194 (0221 316120

MOSCOW - MOSKOVA (GSAI AEAOFLOT. Leningradsky Prospekt 37 f' 1555494 NEW YORK United Nations Plaza New York

N .Y 10017 U .S.A. NEWYORK Turki sh Cent er 821 Unit ed Nat ions Pl aza N ewyork

N .Y. 100 t7 U .S.A. b 112 121 2129865050 -21 29 86505 1 NICOSIA Osman

LEFKOŞE Pa şa

Cad .

,, (020171328/71061/77124 GSA. KTHY Bedrettin Demirel Cad . L e fkoş e

t::

020 -71901

NÜRNBERG Am -Piarrer 8 -8500 Nurnberg 80

'i5

0911 -265301 / 265302

OSLO Oronning ens Oate 34

3 Etasjo 0154 Oslo 1 'Es (021412841 / 330103 PARIS 12 Rve de I' Echelle 7500 Paris ~ 1-42605718 Rez: 1-42602808 PEKING - PEKIN IGSAI CAAC Civil Aviation


Administration of China P.O .Box . 64 Beijing

PRA QUE · PRAG (G SA ) Ces koslavenske Aeroline Revolueni 1, 160 15 Pra que 'ES' 2146 RIYAD (G SA ) ABC Travel Ageney Al Arbaean Str. al -malaz post box no : 20786 r:; 4779003 / 4779055 / 4760503 ROM E Piazza delia Aepublica 55 00185 Roma 'ES' SM: (06) 486553 Rez: (06) 47511 49 RO TTERDAM Weena. 140. 30 12 Cr

n

ıo 1 0I· 4 332177 / 4332465

SEU L ( GSA ) Korean Airlines KAL Building 41 -3 Seasomun-Dong Jung-Gu 6 7517 -115 SINGAPORE • SING APUR 545 Orchard Ad . 02 -21 and 02 -18 Far east shopping center 0923 6 SM: 7344477 Rez : 7324556 SOFI A • SOFYA Bul. al . Sternboluski 11 -a c.:, SM : 874220 Rez: 883596 GSA, Bulgarian Airlines Sofia Airport ü 661690 STOCKHOLM Vasagatan 7 . Box 73 101 20 Stockholm ~ 08 -218534/218535 STUTTGART Lautenschlager S tr . 20 7 Stuttgart 1 C SM : (0711) 228084 Rez: (0711) 221 444 /22 1445 GSA. Necmi Öç. 68 Kaiser Ring 26 -28 Mannh~im

~· (062 1) 23 440 TEBRIZ (GSA Tabriz Express International Travel Tours Agency , Tabriz 56oö'4 t 52 43o TEHRAN · TAHRAN Hafez Ave . 400 'C" 667283 / 664609/66902 6 TOKYO ( GSA ) Japan Airlines 2 -Chome Marunovchi Chiyoda-ku Tokyo -Japan 'ES' 213 -6211 TRA8LU !i • TRIPOLI Muhammed M egarif Str . A lgeria Sqr. 'ES' 38236 -4 8798 TUNUS Complxe EJ -M echtei-Boulcvard Oule t Haffouz E\a ge 3 Tuni ::: ı2161ı 788317/786473!787C3 3

n

iÇ BÜROLAR DOMESTIC OFFICES ADANA Stadyum SM : Rez : 8S :

{,'\

\_J'

.l

Al TURK HAVA V

102002

Cad . No . 1 (71)141545 (71) 13 72 47 -14 3 1 43 -14 35 38 (71) 13 08 67

AFYON KARAHISAR (OSA) Halaçoğlu Turizm ve Seyahat Acentesi Cumhuriyet M eyda n ı, Otogar G irişi No . Emirdağ - A fyonka r ahisar

'ES'

194 -279 ANKARA Hipodrom Cad . Gar ya nı 'ES' 3 124900 SM: 3 10 4 74 5 BS: 3 124900/ 43 Rez : 3126200 Danı ş ma-Information

'['i; 31249 10-3 12 4900 / 33 B a k a n lı kl ar Satı ş Bürosu ( Sales Office ) A tatü rk B lv . 167 / A 'ES' BS: 1337627. 3 124900 / 69 SP : 1255258, 312 4900/ 41 Kargo-Cargo 'ES' 31 24900/ 68

GSA : Çavuşoğlu

Turizm ve Seyahat

Acentası

Şereflikoçhisar, Ad alı l ar

Sok.

Atatürk Cad . 23 83

n

ANTALYA Hastane Cad . özel Idare işhanı Altı

'ES'

(311 ı 12830/23432/ 15 238 Ca : (311) 110 28 SOORUM (GSA) Neyzen Teyfik Ca d. 2 ı 8 Yat Limanı Karşısı 'ES' (61 41 ı 17 86 BURSA (GSA ) Cemal Nadir Cad . No. 8 -A Kocagit Apt. 'ES' (24) 22 1866 Rez : (24 ) 211167 -212838 DALAMAN . MUilLA Turkish Airli nes 'i'3' (6 119) 1899 DENIZLI (GSA ) Köseoğlu Seyahat A centası Enve r paşa Cad , ı ı 3 -B ~ (621) 137 46 -14 500

n

VI ENNA · VIYANA Operngasse 3 A1010 W ien 1 r:; (0222) 563768 / 563796/ 587695 W ARSA W - VARŞOVA (GSA ) Polish Airlines 39 . 17 Stycznia ST 00-906 Warsaw 'ES' 460 -41 1 ZURICH · ZüRIH Turkish Airlines Tal Strasse 58 /6 2 8001 Zür ih 'ES' 0 1/2 111070-2 1110 7' 2 118567

T~RKISH

1.....1!1~············ lliiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiil

DIYARBAKlR !zzet P aşa Cad. Demir Oteli Alt ı 'ES' ( 831) 10101 !1 2314 / 26143 ELAZIC Ş ehit llha nlar Cad . No. 26 ~ (811 ) 11 57 6 - 12300 ERZINCAN Pola t Turizm Seya hat Ac e n tası Cumhuriyet M ey ., Belediye Sitesi No. ~ 221 4

ERZURUM 100 . Y ı l Cad . SSK R a nı tesis leri N c.ı . 24 'ES' (011 1 18530/ 11904/ 13409 FETHIVE (GSA) Fetur Seyahat Ac e n tas ı 'B' (6151 ı 2034 - 2443 GAZIANTEP Ata türk Bulvan No. 38 /C 'ES' (851 ı 15435 / 20382 ISTANBUL Ab ide- i Hürri yet Cad . Va kı f lş han ı Kat 2 No. 154- 156 '['i; 1464017 / 1471338 Rez : 5733 5 25 / 15 Hat Grup Rez: 5735908/09 I şç i Charter Rez : 5735980 / 81 Yöntem Büro : 5736630 Promosyon -Promotion: ı482631 Satış Büroları

1.

- Salea Officea

Kadıköy

Bahariye Cad . Opera lşh anı Kat 2 'Cl 3371876 / 3371891 2 . Hilton Oteli Olrlşl '['i; 1470121 / 1470180

3 .. Şişhane

'B 1454208 / 1454238 / 1440296 4 . Taksim Cumhuriyet Cad . Taksim Gezi D ü kk A n i a rı 'ES' 1452454/ 145 2482 5. Slrkecl Gar K ar şısı. DoOubank lşha n ı Kat ı '['i; 5284808 • 8 . Aksaray Musta fa Ke mal Paşa Cad . 'ES' 5867 5 14/ 5867793 / 5868038 IZMIR Büyük Ef es Otel i alt ı 'ES' (5 1 ) 141220-1- 2-3-4- 5-6 135 121 -136281 D /1: 141226 SM : 140802 141220/ 35 Rez:Charter 258280Rez: / 1·2-3-4-5 KAYSERI Sahabiye M ah . Yıl d ı rım Cad. No. 'ES' (351 ı 13947 Rez: (35 1 1 11001 KOCAEli Sakarya T ur. ve Sev. A centa sı U zunçarşi No. 1 '['i; 52 23 KONYA A laadd in Cad . No . 22 Kat . 1/106 '['i; ( 331 ) 12000 / 12032 SM : 24676 . GSA 1. Vatan Seyaha t A ce n tası Ankara Sad . Sümerbank yan ı Ayvaz P asajı Cih anbeyl i

Konya 'ES' 367 2. Ci-Tur Tu ri zm ve Seyahat Ac e n ta sı Konya Cad . Orman I şl et mes i Kar ş ısı No. 55 Karaman -Konya 'ES' 48 59

MALATYA Kanalboyu Cad . No . 1 O Orduevi karşı s ı 'ES' (821 ı 11920 / 16489 Rez : 1821 ) 11922 / 14053 MARMARIS A tatürk Caddesi No. 30 '['i; (6121) 3751 / 3752 M ERSIN 27 . Sokak No. 2 'ES' (741) 15232-21278-3027 4 NillDE Aksaray Turizm ve Seyahat Acenta sı Lise Karşısı Kütüphane Sak. d / 2 Aksaray-N iade ~ 2332

RIZE Belediye Karş ı sı 'ES' (054) 11007 / 15513 SAMS UN Kaz ı mpaşa Cad . 11 / A ~ (361) 18260- 13455 - 1505Ş SIVAS Belediye Sites i H Blok No. 7 ~ (477) 11147-13687 TEKI RD AC (G SA) Trakya Tu rizm ve Seyahat Atatürk Bu lvarı No . BB T RABZON Kemerkaya Mah . Meydan Park ı karşısı 'ES' Rez: (031) 13446/ 11680 SM : 22219 URFA ( GSA ) Necati Demirkol Atatürk Bu lva n Ak Apt . 5 / A 'ES' 43 05 UŞAK ( GSA ) Vatan Seyahat Acentas ı lsmet Paşa Cad . No. 85 Kat 2 '['i; (6411 ı 20 33 VAN Enver PerihanoO iu I ş Merkezi Cumhuriyet Cad . 196 '['i; (0611) 1241/1768

R ez 'Rezervasyon Reservation SM Satış Müdürü Sales Manager

GSA: Genel Sa tış Acer .tası General Sales

BS Bilet Satış Ticket Sales

CA Kargo Cargo

MAGAZiN 8/88 45


TURiZMDE KAHVETADI

''Gönül • ah b 1ster, kahve bahane'' Dünyaca tanınan "Türk Kahvesi", kültürümüzün halkaları arasında yer El değirmeninde çekilmiş, bakır cezve içinde ve mangalın sıcak külünde p işirilmiş kahve içenlerin sohbetine ayrı bir çeşni katar

alır.

ski Meserret Kahvehanesinin cam kenarındaki bir masasına kurulmu~ olabilirsiniz. Ya da İkbal Kıraatha­ nesi 'nde Ahmet Rasim ' i anarak oturuyorsunuz . Kimbilir belki de Eyüp sırtları nda bir zamanların İstanbul'unu dinliyorsunuz. Her ~y alabildi~e güzel... Şehir hayatının , insanları kıskaca alan yorgunlu~nu kısa bir süre için de olsa atabilmek ve dostlada çevrili yeni bir mekan olu~turabilmek için, güne bir sabah kahvesi ile ba~layabilirsiniz . Kahveniz sade olabilir. Dilerseniz orta, yahut az ~ekerli içebilirsiniz .. Bu tercih, kahvenin tadımına vakıf olanlar için sadece bir ayrıntıdır. Çünkü eskilerin deyimi ile " Kahveye tadı içenler verir. " Ama, yine de içilen kahve önem ta~ır . İlk toplanı~ından saklanışına, pi~i­

rilmesinden sunulu~una kadar, kahveye çeşni katan öylesine çok unsur var ki ... Tüm bunların yanında Edmondo de Amicis ' in deyi~i ile " Kahve Türk kahvesi ise içilir" . 14. Yüzyılın ikinci yarı­ sında , Merkezefendi'de bile çınaraltı kahvehaneleri oldu ~nu belirten ve Galata ile Beyazıt kulelerinde kahve içildi~ini ifade eden yazarın, geçmi~teki o şenlikli "kahve kültürü"nden nasibini aldı ~ anla~ ı lıyor. Tarihçi D 'Ohsson , 18. yüzyılda İstanbul ' un hemen her ye-


Içmenın de bir olduOunu bütün dünyaya Osmanlıler öOrettl.

Kahve edebı

lt w as the Ottomans who taught the world the ways of brewing coffee properly and how to savour it.

rinde kahvehaneler gördügünü, bunlann çoSUnlukla sokak ve caddeler kadar, kır yerlerinde büyük aA-aç ve çardak altlannı kapsadıA'ını belirtir. Kahve, içenler yanında, içiidiA-i mekana da deA-işik bir kültür kazandırmış­ tır . Geçmişin kahvehaneleri, havadan sudan konuşmalarla vaktin öldürüldügü, k!A"tt oyunlan ile günün yok edildiA-i yerler deA'ildi. Buralarda kurulan dost meclislerinde her türlü bilgi alışve­ rişi yapılır, kitap okunur ve dinlenirdi. Kahveci, kitap okuyan müşterisinden ücret almaz, böyle bir kültür hizmetine aracı olmaktan aynca memnun kalırdı. Beyazıt'ın Sahaflar ve Pera (BeyoA"lu) kitapçılarından toplanmış kitaplar peykelere ve çardak altıanna kurulmuş müşterilere sunulurdu. Kitabi tartışmalar, zaman zaman bir kenardan yükselen ud sesiyle kesilirdi. Kahve kültürü konusunda oldukça zengin bir birikime sahip bulunan Fransa ile Türkiye arasında bir karşılaştır­ ma yapan TMophile Gautier' i en ç~k şaşırtan, müşteri tipidir. 16.yüzyılda Istanbul 'da kahve 20 paraya içilirdi. ,Müşterinin sosyal durumu, aA"trlama ve ikramda bir farkiılıA-a yol açmaz, toplumun her kesiminden tipler birarada görülürdü. Yoksul ile zengini birleşti­ ren ve aA"tzlara aynı tadı verebilen baş­ ka bir mekanı düşünemiyorrlu Gautier. Fransız yazar, peykelere kurulmuş in-

sanların kiminde gördüg-ü altın işleme­ ler ile yamalı elbiselerin, aynı mutluluSU paylaşmasını " büyüleyici" olaraktanımlar . Gautier, Türk kahvesini ve kahvehaneleri anlatırken, Türklerin aynm yapmaması ve her insana aynı biçimde saygı ile yaklaşınalan üzerinde önemle durur. Ona göre, Pariste'ki cakalı ve havalı kahvehanelerden birine gidenler ile İstanbul'da bir Türk kahvesi içenler, aradaki farkı hemen aniayabilecektir.

"G<Jnü/ ne kahve ister, n e kahvehane GtJn ü / ahbab ister, kahve bahane" Yakın

bir döneme kadar kahvehane duvarlannı en çok bu biçimdeki deyiş­ ler süslerdi. Victor Adam'ın av resimleri, güzel ve fettan bir İspanyol kızı, Ratishonde Savaşı'ndaki Napol~on, en ilkel biçimde çizilmiş geyik ve gazallar ile vatan şairi Namık Kemal, duvarlara renk katardı. İstanbul'da büyük bir uçuşun ünlü ismi olan Tornaski'nin balonu, çok sayıda aslan resimleri, kalburüstü pehlivanların portreleri ile, kahvehaneler bir galeriyi andırırdı. Insaniann sadece damak deA-il, göz zevkini de tatmin ettikleri kahvehanelerde, zaman zaman hafifbir sesle söylenen "yap bir orta, ocaktan" siparişi, yardımlaşmanın ve bereketin işareti sayılırdı . Fincanlar, tabaklar ve cezveler, kah-

ve pişirilen her mekanda, yani evler ve kahvehanelerde özel bir ilitirnam görürdü. Pırıl pınl bakır cezveler, süslü kutulardan boşalacak bir tutarnlık "halis" kahveyi hasretle beklerdi. Tahtadan yapılmış kahve-şeker kutusu ve kahve soSUtucusu, özellikle büyük kahvehane ve köşkler için iftihar vesilesi idi. El deA-irmenlerinde öA"ütülen ve çekilen kahvenin, cezvede, hele bir mangalın sıcak külünde aA"tr aA-ır pişirilip kı­ vamında sunulması, kuşkusuz ona tam anlamıyla "Türk Kahvesi" dedirtecektir. Kanuni Sultan Süleyman dön~.min­ de (1520-1566) Habeşiştan Valisi Ozdemir Paşa tarafından Yemen'den getirilen kahve, günümüze kadar hayli serüven yaşadı. Asırlara işlenen bu serüvende zaman zaman büyüyen yasaklar ve tepkiler, onunla meraklılan arasındaki beraberli A-i hiçbir zaman yok edemedi . Başlatılan turizm seferberliA"inde, Kültür ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz'in ifadesi ile ''Geçmişle gelecek arasın­ da en önemli köprü olan Türkiye" sahip olduA-u deA-eriere artık daha titizlikle eA'iliyor. Bu yüzden genel turizm anlayışında şimdi "Türk Kahvesi"de baş­ lıbaşına önem taşıyor. Özetlersek, ''geçmişle gelecek arasındaki köprü'' nün temel taşlanndan biri sayabiliriz onu ... MAGAZlN 8/88 4 7


TURKISH COFFEE

A Special Taste

Y

ou may have been comfortably sitting on a tab le by the window in the once very famous Meserret coffee house. Or maybe you are at the İkbal Kıraathanesi, trying to rev ive the memories of the olden days, when illustrious turkish writer Ahmet Rasim was one of the regulars of the establishment. Than again, you may simply spend your time lingering on the slopes of Eyüp, overlocking the Golden Horn, listening to the many sounds of Istanbul, belonging to a bygone era. Everything is beautiful, everything is to suit your taste ... Well, than why not enjoy yourself and enliven your day with a properly brewed, wonderful cup of turkish coffee. You may orderit black (Sade- without sugar), Orta (moderately sweetened), Şekerli (sweet), or Çok Şekerli (definitely on the sweet side) if you really have a sweet tooth. This preference is only a detail for the con noisseurs of coffee. Since what is important for them isn't the qualitiy of the coffee and the way it is brewed. It is the taste the drinker gives to the coffee itself that is important. According to Edmondo de Amicis, who visited Istanbul in the XIV. century and made the tour of the coffee houses around M erkezefendi, "Coffee is worth drinking only when it is turkish coffee." Besides

rustic coffee shops, unscrupulously serving their customers in open air, under huge plane trees, coffee could also be had in Galata and Beyazıt towers .. . During the visit o( the histarian D'Ohsson, which came about four.centuries later, coffee houses in several dasses were to be found everywhere in Istanbul, induding the unpretentious ones in side streets. The habit of drinking coffee in a coffee house had already brought about a new passtime anda new kind of culture, revalving around the minuscule coffee cup. In the distant pası coffee houses weren'tjust ordinary places where people who had notlıing better to do used to waste away their time in gossip and card games. The topic of the conversations used to center around general exchange of serious information, and reading. Since the habit of reading was interpreted as an intellectual activity , adding extra prestige to the reputation of the shop, the owner, at times, used to dispense with charging the reader the fee of the coffee. After all to sponsor reading was a good deed, worthy of a good Samaritan ... This type of coffee house s u sed to have suitable reading meterial gathered from the dusty shelves of the Sahaflar Çarşı sı (second h and book seliers in Beyazıt) or in Pera, !ai d on tables to be offered free of charge to the dientele (he nce the name Fotojlra flo rı Sami GÜNER

Kahve tirya kllerinin telvenin tadına doyamadığı

bilinir.

Drin ki ng several cups of coffee a day is a serious addiction for many a person.

48 MAGAZiN 8/88

Kıraathane = reading room). Such readings and literary discussions used to be accompanied at times by alu te performer, playing for the benefi ı of the intellectuals. What used to startle Theophile Gautier, famous french traveller and writer, when comparing the coffee cultures of the Ottoman world, and that of his own country, w as the great difference between the coffee shop goers of the two countries. In the XVI. century the regular fee for a cup of coffee in Istanbul w as around 20 paras. The social status of the customer wasn't a factor to be taken in consideration while serving him. People from all walks of life u sed to come together u nder the same roof, or under the same branch of the plane tree, and the same kind of courteous service was extended to them all, regardless of ı heir social status. To Gauı:ier the fact that modest persons with thorn shirts and worn out shoes, sitting side by side with well to do people, sporting gold embroidery on their garments, drinking the same good coffee from the very same cups, was fascinating. This modest attitude, according to him, was in sharp canı­ rast with the smart coffee shops of Paris, where only richly attired persons were welcomed.

''The heart d esires neither coffee, n or the coffee shop. What the heart desires are friends to chat w ith, coffee is only a pretext. .. '' Un til quite recent times the walls of coffee houses in Turkey used to sport framed up sayings similar to the couplet above. The same walls were alsa decorated with the prints ofpainter W alter Adam's hunting scenes; with the drawings of wide eyed, beautiful Spanish ladies; Napoleon during the batıle of Ratishonde; or portraits offamous turkish national poets, such as Namık Kemal. Other drawings !ike Tomaski's flight in the Istanbul skies with his famous balloon; wild animals in the lion and tiger category; and more than anything else, full size pictures of champion turkish wrestlers were on display in these unpretentious coffee house exhibitions. The Ocak (heart, where the coffe is brewed) was a very im portant feature of coffee houses, and in any self respecting establishment it was kept dean and beautiful as a showplace. The rows of dean cups arranged in pyramids, enamelled cezves (in which individual coffee is brewed specially) in lively colours, and glittering hand grinders in polished bronze hanging over them. The pair of wooden coffee and sugar boxes was an other attraction of the hearth. Coffee was brought to Turkey during the reign of Sultan Suleyman the Magnificent ( 1520-1566) by his governor to Yemen, Ozdemir Pasha. The many peoples forming the texture of the Ottoman Empire fell in love with this new beverage, and coffee become a daily habit and a way of life in Turkey ever since.


W'NDA EŞSiZ BiR SiTE 80~~---

~Sitesi Villaları İstanbul'a sadece

40 Km. mesafede, şehrin dertlerinden uzakta ile iç içe, işinize yakın bir konumda

doğa

Bayramoğlu

Balyanoz'da ... Özenle tasarlanmış mimarisi, uyumlu çevre düzenlemesi ve 80 süper lüx villa'dan oluşan 'Özel' bir site. En kaliteli malzeme ve titiz işçiliğin ürünü olan Murat Sitesi villaları, 5 değişik tipte, müstakil, tripleks, bahçeli, deniz manzaralı, özel otoparkı, yüzme havuzu, tenis kortu,

ve çocuk oyun alanları ile sağlıklı ve bir yaşam sunuyor sizlere.

çağdaş

I989 yazından itibaren teslim edeceğimiz villaların zevkinize en uygununu seçin. Çağdaş bir ortamda dört mevsimi de mutlu ve huzurlu yaşayın. • Uydu Anten • Terasıa Barbekü, Salonda Şömine • Müstakil Kalorifer • Dahili Telefon • Hidrofor • Kesintisiz su ve elektrik • Döşemeler ı. sınıf parke . Do~rarnalar ı. sınıf çarn.• Duvarlar macunlu plastik • Banyolar mermer veya seramik • Arınatürler ECA ve VİTRi\ . Teraslarmermer veya seramik kaplama. Mutfaklarda mermer tezgah, ı. sınıf ahşap dolap • Dış cepheler Kaleterasit

MORAl

L-~------------=~~~~

Feniş İnşaat güven, kalite ve tecrübe de"mektir.

§ i i :::ı--tl

A,

)

~N~Y~ !~am!Q~~~:!!

Over Sokak Basın S i tesi Yanı MERKEZ: Stad Han Büyükdere Cad . 85/10 Ali Sami Yen Stadı Karşısı Tel : 1743900(10hat) 1751678 Telex: 25455alutr.

FENiS "Doğru

Seçim"


U MM AN D E NiZi Sokn t r n 1Yemen OH

1 )o

-

1

1

a:tındı s)

1

1

----.....

Lokkodiv Adi ··:. :..

1

~

MALDiV ADALARI

1 Ekvator

1 '0 -

1

H

i

N

T

o

y

K Choqos Tokımod .

(Ing

ı

.· 50 MAGAZiN 8/88

r

A

N

u s u


MESAFELER DESTINATIONS ·~

istanbul'dan (km) From Istanbul (km)

.

~DIŞ HATL'ARjiNTERNATIONAL LINES i

~ HoKKoido

··Oc:;u ...:

V

.:

·

'Şıınghav

: \

oo

Okınova ~ OJ IABIJJ .;:, \ C:: CIN

~

·.

.

o

~ ~:

~

El'li21

~

. c<-

Taypey

',

g 1\ong

~

o" \20

FORMUZA (1 A.YVAN)

/-< ):.

oo-sıung

·

c:

~. Hoi - non

.,

"'

~

~ \ .}

~

.,:<:

'<,~<.ı

Cıty ~

,;,. ~-·

'

;' . 1

Polouor .'

~

"P

-: · ı . ··.. -~

' . ..

<ı

1

Q

Manncı

""

(J)

~-

au

1

- ~

'

. 1!

ABU DHABi AUH AMMAN AMM AMSTERDAM AMS ATiNA 1 ATHENS ATH BAGDAT 1 BAGHDAD SDA BAHREYN BAH BELGRAD 1 BELGRADE BEG BERLiN 1 Doğu 1 East SX BOMBAY BOM BRÜKSEL 1 BRUSSELS BRU CENEVRE 1 GENEVA GVA CEZAYiR 1 ALGIERS ALG CiDDE 1 JEDDAH JED DELHiDEL DAHRAN 1 DHAHRAN DHA DUBAiDXB DÜSSELDORF DUS FRANKFURT FRA HAMBURG HAM HANNOVER HAJ KAHiRE 1 CAIRO CAl KARAÇi/KARACHIKHI KOPENHAG /COPENHAGEN CPH KÖLN 1 COLOGNE CGN KUALA LUMPUR KUL KUVEYT 1 KUWAIT KWI LEFKOŞE ECN LONDRA 1 LONDON LHR LYON LYS MADRiT 1 MADRID MAD MiLANO 1 MILAN MIL

3005 1186 2209 566 1617 2587 802 1715 4820 2166 1911 2486 2377 5717 2815 3007 2038 1862 1986 1927 1299 3957 2007 1992 8329 2169 767 2512 1993 2713 1767

NURNBERG NUE PARiS 1 Orly ORY ROMA 1 ROME 1 Fiumicino FCO SiNGAPUR 1 SINGAPüRE SIN SOFY A 1 SOFIA SOF STOKHOLM 1 STOCKHOLM ARN STUTIGART STR ŞAM 1 DAMASCUS DAM TAHRAN 1 TEHRAN THR TRABLUS 1 TRIPOLI TIP TUNUS 1 TUNIS TUN ViYANA 1 ViENNA VIE ZÜRiH 1 ZURICH ZRH

1674 2240 1384 8662 488 2209 1760 1082 2041 1669 1667 1252 1762

ADANA ADA ANKARA ESB ANTALYA AYT DALAMAN OLM DiYARBAKlR DIY ERZURUM ERZ GAZiANTEP GZT iZMiR ADB KAYSERiASA KONYA KYA MALATYA MLX SiVAS VAS TRABZON TZX

714 366 484 476 1035 1050 871 315 620 463 924 774 920 1364

-1·< '. •

ı Mın~ ~

~.

1 '

CE~EBES

••.

THY UCAK TiPLERi VE ÖZELLiKLERi TYPE AND CONFIGURATION OF AIRCRAFT

AZAM i KALKIŞ AC'>IR LI C'> I

AVUSTRALYA >UO

1

M AX. TAK Of WEIGH KOLTUK ADEDI . ·SEATING CAPACITY YAKrT KAPASITESI .. FUEL CAP,A.CITY MOTOR GUCU ENGINE THRUST AZAMI MENZIL MAXIMUM RANGE AZAMi UCUS TAVANI MAXIMUM c'EILING AZAMI SURAT MAXIMUM SPEED NORMAL SEYiR SURATi NORMAL CRUISE SPEED

DC-9

B-727 2F2

A-310

A-310-300

153.000 kg. 18 F/C-248/C 160Y/C

48.989 kg_. 107/111/115

44 .000 kg .

48 .872 k .

50 .000 lb .

2x55 .000 lb .

4 .400 mil 42 .000 ft . _il 2.802 m)

4 .500 mil. 41.000 ft . ll 2.7~~ ml

2405 km . 35 .000 ft .

3518 km . 42 .000 ft.

870 km/hr .

900 km/hr

938 km/hr

938 km/hr.

796 km/hr .

862 km/hr.

878 km/hr .

878 km/hr . M AGNIN

8/ 88 51


KUZEY

_.

DENiZi

o

Cl)

--

---

E



1988-89 SONBAHAR VE KIS, MODASI

Gene,

dina~mik

ve kad1ns1 az h enü z sürüyor ama, için kış çoktan başladı. .. Siz ipek elbiseler içinde terlerken, modacılar sonbahar ve kış kreasyonlarını ekspozisyon ve delile salonlarında sürdürüyor ... Sonbahar ve kış modasının ana hatlarına gelince, modacılar arasında ufak -tefek çizgi, renk ve biçim farklılıkları olsa da, belli noktalarda kadını veya er~.eği belli bir çizgide görmek istiyor. Onümüzdeki yılın kadını genç, dinam ik ve kadınsı bir görünüm içinde olacak. Gündüzleri ceket etekler, akşamları vücut hatlarını daha açık ortaya koyan kreasyonlar ağırlık kazanacak. Renklerde ise siyah-beyaz gene süksesini sürdürüyor . Bunun yanı sıra toprak renginden yeş i le uzanan tonlar ... Leke biçiminde kırmızılar ve siyah

Y

modac ıl ar

k ı rmızının karışı­ mı

olan bordolar

hanımların gardı­

robunda önemli bir yer tutacak. Gri ve lacivert gene var. Ku maşl a­ rın yanı sıra trikolar da çok moda. Özellikle triko etekler, ceketler ve takımlar günlük giyimin vazgeçilmez parçaları. Sonbahar ve kış sezonunda, özellikle çalışan hanımlar, deri elbiselere rağbet edecek. Ayrıca deri kemeri er. .. Deri takılar ve askılı deri çantalar bunları tamamlı­ yor. . . Blue j eanlardan gençler vazgeçemediği için modacılar da vazgeçemiyor.

H anııniarın

gardıroplarında

trikolar önemli bir yer tutuyor. Günün her saatinde trikolarla şık olmak mümkün . Şok Triko'nun moda renkler ve çizgilerle hazırladığı bu ceketle modern ve şık olabilirsiniz.

K

nits are a must this year. They come in handy for different parts of the day. The coat by Şok Triko in fashion colors and lines gives you a modern and smart look .

lu e Jean genç kızların vazgeçilmez elbiseleri arasında . Mini etek.lerin üzerine giyilen uzun ceketler hem şık hem rahat . İşte Benetton'dan gençler için bir Jean

B

takım .

B

lue Jeans always popular with the youth, are indispensable featu res of each new collection. Long coats worn with mini skirts are smart and comfortable, Here is a Jean outfıt from Benetton.


BM

Club'den spor giyim sevenler için . Pilelerle genişleyen lacivert yünlü bir etek ve üzerin e giyilen pötükare kısa bir ceket. Beyaz bluzla giyilen ceketin cep kapakları ve arka yakası siyah kadife kumaştan .

·.:, 1

F

or the lovers of sports clothes, from BM Club . A clark blue woolen plaited skirt, a short small-checkered coat with velvet collar and pocket linings . A white blouse completes the outfit.

D eriler yalnız S iyah-beyaz her yaşın,

her mevsimin rengi. Gece de gündüz de bu renkler kullanılabiliyor. Ama gece havası bir başka oluyor. Siyah-beyaz ipek kumaştan hazırlanan gece elbisesi anvelop olarak kapanıyor. Samanyolu Butik' in hazırladığı bu gece elbisesini tamamlayan şapka Ayça'dan.

hanımlar için değil, erkek modasında da <?.nemli bir yer tutuyor. Üzeilikle aksesuarlarda tabii derilere çok sık rastlayacağız . İşte Çifkurtlar firmasının özel olarak hazırlattığı deri evrak çantası, sümen, cüzdan ve askılı çantalar. Bu aksesuarları hem kadın hem erkek kullanabilir .

L

eather is in fashion for men's clothes, too . Natural leather is especially popular in accessories . Here are a leather briefcase, desk set, wallet and sports bags prepared specially by the Çiftkurtlar firm . Of course, women can also use these acccssories.

B lack and white is for all ages and all seasons. It's for daytime and for nighttime. But one must adınit it is especially attractive at night. This black and white silk evening dress is doublebreasted, A hat by Ayça completes the evening dress by Samanyolu Boutique .

MAGAZiN 8/88 55


Young, dynamic and feminine

W

hile the summer is stili here, the fashion designers have already completed their winter collections . As you are sweating in summer heat, the autumn-winter collections are exhibited in fashion shows. Despite minor variations in design, color and style , fashion designers all agree

to give a young, dynamic and femininc look to women in the coming scason. Whilc coat and skirt outfits are for the day, daring dosc-fitting low-cuts dazzl c in the evening. Beside black and white which is stili in fashion , shades of earth and grccn also come to the foreground. Red, clark red, grey and clark blue are in fashion, too.

..

Ü ~!eden sonra için kadınsı

görüntüyü pekiştiren bir kıyafet. Siyahın hakim oldu~u kıyafeti bordo rengi volanlar daha da şıklaştırıyor. Bu şık kıyafet Beymen imza s ını

Knits are in fashion again . Especially knitted skirts, coats and outfits are esentials for everyday dothing. Leaıher dothes are especially popular with the working women . Leather belts, accessories and bags, of course, complete thcse dothes.

D eğişik ve otantik sevenler için tay

dcrisinden değişik bir çanta. Zarf biçiminde kapanan çantanın kenarları el işi; askısı da kenarlarına u ygun bir biçimde yapılmış. A y rı ca değişik tokaların süslediği enli kemerler, önümüzdeki günlerde hanımların bellerini sarmaya hazır.

taşıyor.

A

feminine look for the afternoon. Dark red ruffles give the black drcss a smarter look. This creation is Beymen 's.

56 MAGAZiN 8/88

A

smart colt leather bag for those who go in for a djfferent look. The edges of the envelope bag are embroidered, the handie is matching. Wide belts with different buckles will also be popular in the coming season.


D eri elbiseler çabuk buruşmadığı

J

için özellikle çalışan hanımlar tarafınd a n çok tutuluyor. Y a ban c ı turistler de bizim deri elbise ve aksesuarlarımıza büyük ilgi gösteriyor. Koşar Deri de 1988-89 yılı için birbirinden şık elbiseler haz ı rladı. Siyah deriden hazırlanan bu pardösü d e son moda çizgileri taşıyor. Kurvaze kapanan pardösü erkek yakalı ve takma kollu .

L

eather dothes are very popular with working women, since they don ' t crease easily. Foreign tourists are also interested in Turkish leather dothes and accessories. Koşar Deri has prepared some smart leather creations for the 1988-89 season. This black leather coat in the latest fashion lines is double-breasted with a man's collar and attached sleeves,

eymen'den yılın rengi bordo bluzla giyilen bir deri takım. Mini etekli olan takımın ceketi takma kollu ve erkek yaka.

B

A leather outfıt from Beymen , worn with ıhe fashion color clark red. The skirt is mini, the coat has attached sleeves and man's collar.

S

por giyimi tercih edenler için tümüyle spor bir takım. Gri dar paça bir pantalon, ekose bir ceket, dizierin altına kadar uzayan bir trençkot ve balıkçı yaka bir kazaktan oluşuyor. Siyah kasket kıyafeti tamamlıyor. Son moda çizgileri taşıyan bu takım Beymen ' den . sports outfıt in the latest fashion lines, from Beymen, for those who love casual clothes. Grey narrow-legged trousers, a checkered coat, a raincoat covering the knees and a turtleneck. A white cap completes the outfıt.

A

MAG AZlN 8/ 88 57


TURKISH CUISINE

Cuisine of all • c1rcumstances Together with the French and Chinese kitchens, the Turkish cuisine is one of the three greatest cuisines of the world, and its distinctive feature is i ts ran ge of variety cabaple of satisfying so many different tastes. Thus you may see that in the Turkish cuisine, a single vegetable is cooked in 8-10 different ways and tastes. The following is an example of menu from this rich cuisine with it's soup, meat course and dessert ROYALSOUP

6 Servings • 5 medium- sized eggplants • 200 gr. yoghourt

• ıoo gr milk

• ı50 gr. melted butter • 500 gr. broth • 2 egg yolks • ı 00 gr. erearn • ı leman, sufficient salt

Make pores on the eggplants with the point of a knife and fry in heated oil . Then peal and mash. Heat oil ina saucepan, mix in some flour and brown it smashing with the back of a spoon; while stirring continuously add the eggplants and milk . When the mixture becomes homogenous add yoghourt, salt and the broth. Stir again. Lastly add the egg yolks, lemonjuice and cream. SerV< with toMt<d bre.d oub" on top.

ı KEBAP WITH ARTICHOKE ı 6 Servings • • • • •

• •

6 Peeled artichokes 750 gr cubed lamb 50 gr. flour 250 gr smail onions 250 gr. carrots, ı big onion ı 00 gr. butter,

58 MAGAZiN 8/88

• 3 leaves of dili, the juice of half o leman, • ı carrot, sufficient salt and sugar Put the peeled artichokes ina saucepan, add 50 gr butter, some broth, salt, ı onion, the juice of half a lemon, ı carrot, some sugar and boil for 40 minutes. When the artichokes become tender take them out of the sauce and arrange on a plate Meanwhile, put 50 gr. butter in anather saucepan and brown the chopped onions in butter . Add the meat , flour and brown all. Then add enough water to cover the meats cubes. When it boils add carrots, salt and cook on medium heat for approximately an hour. Add peas after the meat is cooked and take the saucepan from fire . Put some on top of each artichoke. Before serving decorate with dili.

ı

EGGPLANT SALAD

'--------6-S-e-rv-in_g__,s • 8 eggplants.

• ı50 gr. oil. ı leman. sufficient salt.

Make pores on the eggplants with the point of a knife . Fry in heated oil or roast directly over fire . Put oil, salt, and lemonjuice ina saucepan . Peel the eggplants and add to the sauce. Mash all.

Beat until homogenous. Serve in a serving dish.

MASTIC PUDDING

6 Servings • 600 gr milk. ı O gr. mastic. • 20 gr. corn starch. • 40 gr. rice starch. • ı banana . • 300 gr. raspberry . • ı 00 gr sugar.

Boil milk with sugar in a saucepan. Add mastic while boiling. Dissolve corn starch and rice starch in some milk. Add this mixture on the boiled milk. Boil again and fılter. Half fill a serving di sh and cover the surface with thin slices of han ana. Boil raspberry or any other fruitjuice in anather saucepan . Add sugar and mastic and continue boiling. Dissolve corn starch and rice starch in some water. Add this mixture in the boiling fruit juice? Filter all after boiling. Pour it over the half-fılled pudding dish. Serve cold.

The recipes are supplied by the cooks of The Sheraton Hotel.


KEBAP WITH ARTICHOKE ENGiNARLI KEBAP

MASTIC PUDDING SAKlZ MUHALLEBiSi

,· ROYALSOUP HÜNKAR ÇORBASI

MAGAZiN 8/88 59


ğanları kavurun . Üzerine etleri ve unu ilave edip kavurun. Sonra su ilave edin . Su, etierin Üzerini örtecek kadar konmalıdır. Kaynadıktan sonra içine havuç , tuz ilave edin, orta ateşte bir saat kadar p i şirin . Etler piştikten sonra bezelyesini de ilave edin ve ateşten alın. P i şmiş enginariarın üzerine taksim edin , dereotuyla süsleyip servis yapın.

TÜRK MUTFAGI Türk

mutfağı, Fransız

ve Çin

mutfağıyla birlikte, dünyanın bellibaşlı üç mutfağından biri. En büyük özelliği ağız tadına cevap .. verebilecek çeşitlilikte olması. Oyle ki, Türk mutfağın da bir sebzenin , sekiz-on

de, her türlü

'---H_u_··N_KA_R_Ç_O_R_B_A_SI___.I (6

• 5 adet orta boy

farklı tür ve tatda görebilirsiniz.

pİşİrİldiğİnİ

İşte bu zengin mutfaktan, salatası, et yemeği ve tatlısıyla, bir mönü örneğİ. çorbası,

ı

ENGiN ARLI KEBAP

k iş i li k)

patlıcan

• 200 gr. yoğurt • ı 00 gr. süt • ı50 gr. eritilmiş tereyağı • 500 gr. et suyu • 2 yumurta sarısı • ı 00 gr. krema • ı adet limon • Yeterince tuz Patlıcanları bıçağın ucuyla delin , sonra k ı zgın yağda kızartın. Soyup iyice ezin. Bir tencerede yağı kızdırın , içinde unu kaşığın tersiyle ezerek ka vurun, devamlı karıştırarak üzerine patlıcanlan ve sütü ilave edin . Homojen bir hale gelince, yoğurt , tuz ve et suyunu da ilave edip karıştırın . Son olarak yumurta sarıları, limon suyu ve kremayı da içine katın, üzerine kızar­ mış ekmek parçaları koyarak servis yapın .

{6

l

l'-_P_A_TL_I_~A_N_S_A_LA_T_A_S_I_..

-

kiş i lik)

soyulmuş enginar • 750 gr. kuşbaşı kuzu eti • 50 gr. un • 250 gr. arpacık soğanı • 250 gr. havuç • ı baş büyük soğan • ı 00 gr. tereyağı • 3 dal dereotu • Yarım limon suyu • Yeterince tuz, o miktar şeker

• 6 adet

{6 • 8 adet patl ı can ı5Q gr. SIVI yağ • ı limon • Yeterince tuz

Bütün

bir tencereye biraz et :suyu , tuz, ı baş soğan , yarım limon suyu, ı havuç, biraz şeker ilave edip, 40 dakika kadar kaynatın . Enginarlar yumuşayınca bu pişme su yunun içinden çıkarıp bir tabağa dizin .

ucuyla delin, veya doğrudandoğruya ateş üzerinde pişirin . Bir kaba yağ , tuz ve limon suyunu koyun. Patlıcanları soyarak bu kabın içine ilave edin. Çırpma teliyle çırparak püre haline getirin. Servis tabağına alarak servis yapın .

yağı

SAKlZ MUHALLEBi

yağ,

Diğer

tarafta bir tencereye 50 gr. terekoyup , bu yağın içinde kıyılmış so-

patlıcanları bıçak

kızgın yağda

Temizlenmiş enginadarı

koyun, 50 gr.

ki ş i lik)

(6

kiş i lik)

• 600 gr. süt

• •

ı 00 gr. şeker ı O gr. çam sa kızı • 20 gr. buğday nişastası

• 40 gr. pirinç unu

• ı adet muz • 300 gr. frambuaz • ı 00 gr. şeker • 20 gr. nişasta • 20 gr. pirinç unu • 5 gr. çam sakızı

Tencerede sütü şeker ilave ederek kayKaynarken sakızı ilave edin. Sonra nişasta ile pirinç ununu bir tencerede süt ile sulandırarak ezin. Kaynayan sütü katın. Tekrar kaynatıp süzdürün . Servis kasesine yarım olarak koyun. Muzu ince olarak kesip, muhallebinin üzerine koyun . Ayrı bir tencerede frambuaz veya herhangi bir meyve suyunu kaynatın. Şeker ile sakızı ilave edip yeniden kaynatın. Nişasta ve pirinç ununu su ile ezin ve kaynatın meyva suyuna ilave edin . Kaynacl ık­ tan sonra süzdürün. Yarım olan muhallebinin üzerine ilave edin . Soğuduktan sonra servis yapın. natın.

EGGPLANT SALAD PATLICAN SALATASI

(Y emekler, Sheraton Oteli'nin a şçıları tar afın d an hazırlanm ı ştır.)

60 MAGAZlN 8/ 88


DUTY FREE ON BOARD THY uçaklannda uygulanan gümrüksüz içki ve sigara fiatlan Turkish Airlines in flight price list for spirits and tobaccos Yeni Rakı {ExE} Whisk}: Whisky (White Label, White Horse, 100 Pipers, J .B., Haig, Black White, Ballantines 1 Long Iohn, Bell's} Samsun Marlboro Parliament Palimali H.B Lord Kent Rothmans Du n hill Camel Ernte-23 Lux Silk Cut

Yukarıdaki

fiatlar dergimizin

hasım

37 15 cı 100 cı

4DM 9DM 19 DM

ExEort 100's 100's lOO's K.S. K.S. 100's K.S. K .S. K.S. K. S. Filter K. S.

12 DM 20DM 20DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM

10 cı

tarihi itibariyle geçerlidir. These prices are valid at the

prinıing

date of the Magazine

MAGAZlN 8/88 61


History being revived in Haghia Sophia

A

Ayasofya'da Türk sanat• sergisi yasofya Sanat Galerisi' nde eski Türk süslemelerinden ruh okşayıcı örnekler sunan bir sergi açıldı. Önal C . Akbaş ile annesinin, yıl­ lar süren sanat çalışmalarını ve biriktirdikleri naclide eşyaları bir araya getiren sergi, galeriyi ziyaret eden yerli ve yabancıların ilgisini topladı. Eski sanatçıların büyük bir maharetle bakır, çini, tahta ve kumaş üzerine iş­ ledikleri desenler, Aklıaşlar tarafından cam objeler üzerine aktarılmış. Bunların yanında, 55 parçadan oluşan antik yemeniler, kilimlerden yapılmış ev nazarlıkları ve kilim yelekler var. Ayrıca, Adana yöresi ovalarını ve Türkler'in İs-

A

62 MAGAZiN 8/88

tanbul'u fethinden sonra meydana getirdikleri Boğaziçi Medeniyeti'nin güzelliklerini yansıtan tablolar da sergilendi. Şimdiye kadar yurt içinde ve dışın­ da, Türk kültürünü tanıtıcı çeşitli sergiler açmış bulunan Önal C . Akbaş, Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver' in Tıp Tarihi Enstitüsü'ndenakış eğitimi görmüş . Dünya çapında şöhreti olan bu değerli hocanın 1986 yılında vefatından sonra, bir süre de Sıtkı Elçin ile birlikte çalışmış . Sanatçı, 17 ve 18. yüzyıl nostaljisiyle ilgili pentürler ve cam objelerde kalem işi çalışmalarıyla uğraşı­ yor; bu arada kumaş, oya ve takı koleksiyonunu zenginleştiriyor .

n exhibition displaying exquisite specimens of the old Turkish decorative arts was heldat the Saint Sophia Art Gallery . The exhibition consists of artistic achievements of many years of Önal C. Akbaş and his mother and the rare objects they have collected has aroused the interest of natives and foreigners who have visited the gallery . The patterns applied with great ski!! by past artists on copper, tiles, wood and fabrics were transeribed by the Akbaş's on glass objects. Together with these, there are also 55 other pieces comprising antique, hand-printed head scarves, home amulets made of kilims and kilim vests. Moreover, pictures reflecting the plains of the Adana region and the beauties of the Bosphorus Civilization created by the Turks after the conquest of Istanbul have also been displayed. Önal C . Akbaş who, until now, has lıeld different exhibitions in the country and abroad promoting Turkish culture was educated on traditional painting at Prof. Dr. Süheyl Ünver's institute of Medical History . After the decease of this worldwidereputed great teacher in 1986, he worked for a while with Sıtkı Elçin . He works on paintings related to the nostalgia of the 17th and 18th centuries and on handcarvıng on glass objets, meanwhile, he adds new values to his fabric , embroidery and jewelry collection .

-...


İstanbul/Ankara

Türk sivil havacılığmda yeni bir hamle: Türk Hava Yolları I Ağustos'tan itibaren Boğaziçi Hava Taştmactlt/f;l İstanbul Hava Yolları ve Nesu Hava Yollan işbirlilf;iyle "saat baş1 uçuşlan "na başladi.

Her ;;ün 7. 00122 OOaras1 Ankara'dan İstanbul' a, İstanbul' dan Ankara'ya dilediğiniz saat başım seçin. Aynntıb bilgi, rezervasyon ve bilet sattşlan için mr. BHT. İHY. Nesu büro ve acentelerine başvurabilirsiniz.

'

TORK HAVA YOLLARI BOGAZiÇi HAVA TAŞlMAClLlGI

iSTAN BUL HAVA YOLLARI

1 NESU HAVA YOLLARI


BULMACA SOLDAN SAGA ı - 1201-1274 yılları arasında yaşamış. İsmailiye Prensi Alamut'un Maliye Nazırlığı ve Başvezirliği görevlerinde bulunmuş, Hülagu'nun Bağdat'ı ele geçirmesinden sonra Meraga'da kurulan rasathanenin başına getirilmiş. burada gezegenlerin tesbitini yapmış. uzun yıllar dünya astronomi aleminin başlıca kaynağı olan "Zk-i İlhani" adlı yıldız cetvellerini hazırlamış, Ay haritasında bir bölgeye adı verilmiş ünlü Türk astronomu ... Belirti , nişa­ ne, iz. 2- Birinci Dünya Savaşı'nda İngiltere, Fransa. İtalya ve Rusya'nın oluşturduğu müttefikler grubuna verilen ad ... ispanyolca "yaşa" ... Türkler'in tarih boyunca yaşadıkları Asya topraklarının veya genelde bütün Türk ülkelerin in adı... Bir ilimiz. 3- Naziklik , incelik, giyim-kuşarn güzelliği... Japonlar'ın intihar usulü. 4- Evlat, çoluk-çocuk. soy, hanedan (eski dil) ... Akrabadan olan ... İtalyan parası... Saçta deri döküntüsünden meydana gelen küçük. beyaz tanecikler. 5- Ayrı ırka mensup kişilerin evliliğinden doğan kişi... Cinlerin çok güzel kabul edilen bir kısmı ve özellikle dişileri ... Köpek . 6- Elbiseterin buruşuk ve kırışıktıklarını gideren araç .. . Çalışma, meşguliyet... Çiçek buketi .. . Orta Asya kökenli bir saz çeşidi ... İki gözü görmez. 7- Bir nota ... Hakim. üstün, buyrugu altında bulunduran .. . I 6. yüz:,ı ılın başında deniz yolu ile dünya çevresini dolaşmış, adı Ameri.. a kıtasının güney ucundaki bağaza verilmiş olan ünlü Portekizci denizci (T'örkçe okunuşu ile) . 8- Makine Kimya Endüstrisi kurumunun kısa yazılışı... Açıkça , herkesin gözü önünde ... Futbol oyununda bir ceza atışı. 9- Ağırlık ölçen alet... İlk Çağ'da Kuzey Anadolu kıyılarında yaşamış savaşçı kadınlar topluluğu ... Dünyamızın uydusu. ı 0- "En azından. ondan aşağı olmaz" anlamında Arapça sıfat... Gece denizde kürek , balık veya dalga hareketiyle ışıkların oynaması. .. Suriye'nin kuzey kesiminde bir şehir. 1 ı- Şahıs ... Hayıflanma ... Göz değrne­ si ... Dumanın bıraktığı yağlı. kara iz. ı2- Şişe ağzına sokulup bastırılan tı-

64 MAGAZiN 8/ 88

2

3

6

8 9 10 11

12

kaç ... Çevik ... Bir olumsuzluk edatı. .. Beraat ettirme, temize çıkarma.

YUKARIDAN AŞAGIYA ı- Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan ve oğlu Melikşah zamanında 29 yıl süreyle vezirlik (başbakanlık) yapmış, "Siyasetname" adlı çok önemli eserinde devlet düzeni hakkında geniş bilgiler vermiş. "Nizamiye" adlı üniversitelerin kurucusu büyük Türk · devlet adamı, 2- Miskinlik. hareketsizlik ... İlgili. 3- İngiltere'de bir asalet ünvanı.. . Eskişehir'de çıkarılan. gözenekli , esrnerimsİ beyaz renkte, ısılı­ lınca işlenmesi kolaylaşan . nikotini emme özelliğinden dolayı daha çok sigara ağızlığı yapmakta kullanılan taş. 4- Cahiliye devrinde dişi sayılan mabut, put... Belirli bir işi yapmak üzere o l uşturulan grup. 5- Şiiliğin kollarından birine mensup... Fasıla. 6- İzmir'in Selçuk ilçesi yakın larında, tarihi harabeleri ve Hıristiyanlar için Hac yeri haline gelen Meryemana Evi ile ünlü antik şe hir. .. Büyük çağla yan. 7- İnsan vücudunu ve hastalıkları konu alan bilim dalı ... Tüfek, tabancı gibi silahlarda namlunun geri kısmın­ da bulunan ve nişan almaya yarayan kertik ... Şart takısı. 8- Bir nota ... Uygarlık. 9- Birinci. en önceki ... Bir iska m bil oyunu... Argoda gösteriş,

caka. çalım. 10- Bir soru edat ı. .. Tekran. kumaş ve diğer dokumalardaki aşırı yapranmayı ifade eder. .. İlkel silahlardan. I ı - Korkuyla karışık şaş­ kınlığı anlatan nida. .. Burun (eski dil) ... Kısa zaman parçası. ı2- Güneşe en yakın gezegen olan Merkür'ün eski adı. .. Siirt iline bağlı. zengin petrol yataklarına sahip bölge. 13- Resim. nüsha, dış görünüş, yüz, kopya ... Sıcak iklimlerde yetişen, güzel kokulu sarı çiçekler açan, karşılıklı iki sıra halinde dizili ya praklar veren bir bitki. 14- Gelir getiren mülk ... Başa ka kma . borçluyu borcunu ödemesi için sıkış­ tırma . ıs- Bir renk ... Alacağını kurtarmak için. borçlunun mal veya mülküne mahkeme kararıyla el koydurma veya sa tışını isteme muamelesi ... Eski Mısır mabudu. 16- Köpek yavrusu ... Bir spor dalında, o güne kadar alınmış en iyi derecenin üstüne çık­ mak. ı7- İsviçre. Almanya ve Hollanda'yı sulayarak Kuzey Denizi'ne dökülen büyük nehir... Ulaşmış. istediğini elde etmiş. 18- Sularda yaşayan tek hücreli bir hayvan ... İslam'ın dördüncü ha lifesi. ı9- Yüz (eski dilde) ... Bir meyve ... Yarıda kalma, kesilnıe . 20- Kapı girişinin alt kısmı... Devletin şeklini, yasa ma , yürütme. yargı organlarının görev ve yetkilerini ve vatandaş haklarının esaslarını düzenleyen temel kanun.


D 1 S C O V THE COLORFUL WORLD O BEYOND lST

E

R

TIL E U

L

ESTABLISHED IN 1951, IN TARSUS BERDAN TEXTILE ANNUALLY MANUFACTURES ONE MILLION PIECES OF EXCLUSIVE READY-WEAR IN ITS INTEGRATED PLANTS. WITH ITS REPRESENTATIVES IN WEST GERMANY AND UNITED KINGD BERDAN TEXTILE EXPORTS ITS TO MOST EUROPEAN BEING ONE HOUR'S FROM ISTAN BERDAN TEXTILE PLANTS AND HEADQUARTERS COULD EASILY BE VISITED. WHY NOT CONTACT AYKUT GüRKAN OR iHSAN Gü FROM (761)·20339 AND 20337 WHEN IN ISTANBUL. .. SOME OF OURCUSTOMERS ARE: GROSSVERSANDHAUS OUE LLE GUSTAV SCHICKE OnoVERSAND GOTILIEB HAUSBRANDT GMBH & CO. V. SPRECKELSEN GMBH & CO. KG.

IERTEX TEXTIUEN UND HANDELS GmbH Bronner Sır . 17,6 Fronkfurtl, W . Germony Tel: (069) 2B 21 77 · 2B 21 78, fox: (069) 28 21 76, Tlx: 412824 berdo d FINLOWER LTD. 17 Wells Street, London WIP 3FP, United Kingdem Tel: (Ol) 636 04 35 · 636 04 36, Fax: (O l ) 631 44 93, Tlx: 297126 finlon g

\


SETUR, gümrük hatb dışı eya satış mağazalan işletmeciliğinde

20 yılı aşkın tecrübesiyle

(

i

İç-dış turlar ve otel rezervasyonları , bilgisayar sistemiyle her türlü bilet rezervasyonlan, kongre, seminer ve bayi topl antıları , marina, bareboat, yat charter işletmecil iği, araba, uçak, otobüs ve her türlü araç kiralama servisleri, yurdumuzun sınır kapılarında geniş mal çeşitlerini kapsayan 20 gümrük hattı dış ı eşya satış mağazal arı ile SETIJR sizin SEYAHAT GRUBU şirketin izdir.

secur

Güvenli, Düz enli, Sistemli, Titiz Hiz metin Simgesi

Cumh uriyet Cad. 107 El madağ 80230, Istanbul . Telefon (1) 130 03 36 (8 Hat) Telex 227 18 stur tr, 22783 set tr, 27794 sett tr . Telefax 130 32 19

Yurda

g i riş

ve

çıkışla rda alışveriş yapabil~in iz maOazalanmız.

• Atatürk Havalimanı • Esenboğa Haval i manı • Adnan Menderes Havalimanı • Antalya Havalimanı • Dalaman Havalimanı • Karaköy Denizi i manı • Kuşadas ı Den i zlimanı • Marmaris Denizi iman ı • Badrum Denizi imanı • Kuşad ası Marina • Ka p ıkule Sınır Kapısı • Ankara Diplomatik Servisler ve Istanbul, Ankara büyük mağaza l arı yurt d ışında çal ı şanlarımızın hizmetinde.

~ Koç


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.