••
100 Ulkede ve Türkiye'de m
t
•
•
ı
ı
Güçlü rent acar kuruluşu Budget 100 ülkede, 3200 şehirde, 700 havaalanı ofisiyle mükemmel hizmet verir. Türkiye'de oto kiralamak
istedi~inizde
yakın
en
Budget
bürosunu arayın. ihtiyacımza en uygun aracı kiralayın. Budget güçlü araç filosu ve yaygın hizmet bürolarıyla iş, tatil, av, do~a ve yat turizminin hizmetinde! FIAT 131 ŞAHİN 1> RENAULT 12 TX 1> FIAT 131 STW KART AL 1> RENAULT 12 STW 1> FIAT 131 MİRAFİORİ DO(;AN
1> RENAULT91> FORDTAUNUS 1.61> SUZUKİSJ 410-4134 WHEELDRIVEI> WRANGLER]EEP4 WHEELDRIVEI> FORDMINIBUS
IZMIR Tı:l
CLUB ALDlANA Td, (3Z I4 ) 2235-'IOBudıt<t
BUDGET RENT A C AR BÜ RO LAR ISTANBUL MERKEZ
ANTALYA
T<l
' 11)1450766(4hat) 149 57 1+ 149 ll 08 T~ı~x :259Cll buda tt Fu :149 ıs 1<4 T AKSIM T<l , lll 152 H« KADlKÖ Y TC'!
: (I)J<t.6 1338
?( ~~~~~A~~ATÜRK T<l , (1)57+1 635 57+ 60 lO M~dan
S.nrnl: ( 1) 573 29 20/ .}459
T<l
,(31) IZ5046-IZ6372 Telex : 56085 bda tT Fu : 125046
ANKARA Td ' (4) 117 59 23-IZ5 28 70 Tc-In : -46474 bdat tr. ;o( ANKARA ESENBO()A HAVALIMANI Td ' (4 )32450Z8 M<ydan S. nınl ' (4) 31Z 28 Z0/130 ÜRGÜP Td ' (+868) 1+36 T elex : 49686 cyva tt
ŞEHIROFIS I
T<l
' (3 1) ll 38 45-11 36 Z9 Telex : 56195 cm tr-56007ctr tr ;o( A NTALYA HA V ALIMANI T<l ,(31) IZ 9680/ 368 KEMER Td , (3Z I4)2809 Tc-In : 56475 budk tr CLUBSALIMA Td ' (3ZI4)15Z I-1524 Budıt<l
: (51)2580 12-2580 1J
Tdc-ıı::
537<41 cmlo tt Fax : 25 26 74 KUŞ ADA S I
ROBINSON CLUB T,), (321+) 1510 Budıt<~
Td
ALANYA
BODRUM Td , (6141) 307M MARMARIS
T<l '( 323 1) 738Z Ttlex : 565 12 bdp tr SIDE Td , (3213) 1+86
Telc-x : 56535 bda tr
SIDE RO BINSON PAMFILYA Td ' (3211)47008ud,.,. HOTEL MERIDIEN Td ' (3Z II ) 4830 Bud,.,ı
FETHIYE Td , (6 151) Z55Q.3939 Telex : 52928 seft tr
, 163611 +956-+962
Tdc-x : 58635 kmlo
Tt'l
tr
: (612) 14144
Tdı:x :
'B782 kmut
tr
;o( DALAMAN HAVALIMANI Tel
: (6119) 1961 · 1291 ~
ADANA Td · )7 1)170754-17546Z Tdıı-x : 62906 abud tr BÜYÜK SÜRMELI OTELIADANA Td , 17 1) IZ 3601-09 Bud,.,ı
KAMEL OTO KIRALAMA A . Ş . M
o
~
iCiNDEKiLER #
CONTENTS
2 THY'den Haberler News From THY Kapak lotogralı (Cover Photogrophy) By Hitit Co lor Cema l MERMER
6
Şebnem Türk Hava Yolları A.O. adına Sahibi Publisher Yüksel DiNÇER Yayın
Kurulu Başkanı Publishing Director Mehmet KUTLU
Genel Koordinetör General Coordinator Çetin ÖZBEY Yazı işleri Müdürü Managing Editor
Günvar OTMANBÖLÜK Yayın
Kurulu Publishing Board Engin ÖKTEMER Ünal KÖKSAL TuQrul GENCER Reklôm Advertising Duygu TAMER FotoQraflar Photog raphs Nihat GÖMLEKSIZ Erdal ALOK Tasarı m, yapı m, baskı Design, production, printing APA OFSET BASlMEVI Levent, Istanbul Tel: 164 64 20
Rodos'u Fethettl Se b nem Fascin ated Rhodes
20 Bak1rc1l1k Copperworking
9
24
Efes Evleri Ephese: Centre Antique
5 7. lzmlr Fuar• The ızmir lntemational Fair
12
28
Istanbul Geceleri Istanbul By Night
cam Sanat• Glass lndustry in Turkey
34 Av Turizmi Gündemde Hunting Gains Popularity
40 Oteller Five Star Hotels
46 Pamukkale Sular• Thermalwasser von Pamukkale
56
Sonbaharda Moda Gowns for Ladies
arasında
MODERN TESiSLERDE MODERN HiZMET
Genel Müdürlük binamiz aç1ld1 Bütün hizmet birimlerini aynı çatı altında toplayan yeni binada, teknolojinin en son imkanian kullanıldı ugüne kadar çeşitli yerlerde kiralanan binalarda faaliyetlerini yürüten Türk Hava Yollan A.O. Yeşil köy'deki modern binasın da bir araya toplandı. Toplam 15 milyar liraya mal olan Genel Müdürlük binarnız, teknolojinin bütün imkantanyla donatılmış durumda. Binamız içten olduğu kadar dıştan da son derece estetik bir görünüşe sahip. Zaman ve işgücü kaybını tamamen önleyecek olan Genel Müdürlük binamız üç ana bloktan oluşu yor. A Blok, iki bodrum, zemin ve asma katiann dışında iki normal kat ve 930 metrekarelik bir kullanım alanından
B
Ulattırma Bakanımız
meydana geliyor. Yönetim kurulu üyelerimiz, genel müdürümüz ve genel müdür yardımcılanmiZ ve denetleme kurulu üyelerimiz A Blok'ta yer alıyor. Bu binanın badrum katı ise Türk Hava Yollan A.O.'nın genel arşivi olarak hizmet verecek. B Blokda da iki bodrum, zemin ve asma katlar mevcut. Bunlann dışında onbir normal kat daha var. Bu onbir katın her biri 625'er metrekarelik iki ayrı modül içinde hizmet verecek. OrtaklığımlZin icra ve istişare birimleri ile büro faaliyetlerine yönelik hizmetler bu bloktan yürütülecek. Isıtma, soğut ma ve havalandırma ünitelerinin büyük bölümü de B Blok'un badrum katlannda yer alıyor. Büro modüllerinin
Ekrem Pakdemlrll, yeni binanın kordelası nı keserken göriiiOyor.
Minister of Transportation Ekrem Pakdemirli , cutting the ribbon on the opening ceremony of the new THY administrative building
bulunan çekirdek kısmında ise asansörler, tuvaleder ve yangın çıkış merdivenleri var. C Blok ise iki badrum ve iki normal 'kattan oluşuyor. Toplu kullanım hacimlerini ihtiva eden bu blok, camlı bir geçitle üst yönetim fonksiyonlarının bulunduğu bölüme bağlanıyor. C Blok'un birinci katı personel, ikinci katı ise üst yönetim yemekhanesi olarak kullanılacak. İkinci katta aynca üç ayrı toplantıyı aynı anda yapma imkanı veren konferans salonu, kütüphane yer alıyor. Birinci badrumcia kooperatif ile matbaa bölümleri, ikinci badrumcia ise garaj bulunuyor. Yeni Genel Müdürlük binamızın yapımında modern ve fonksiyonel malzeme kullanılmasına büyük itina gösterildi. Binamızın dış cephesi, enerji tasarrufu göz önüne ~ınarak çift cam ile dizayn edildi. Iç hacimler ise ,_ Sümerbank'a özel olarak imal ettirilen yün halı ile kaplandı. Giriş katlan, orta çekirdek bölümleri ve merdivenler granit ve mermerden; ışık ve tesisat birimleri ile yemekhane ise seramikten meydana geliyor. Bütün bürolanrnız alüminyum konstrüksiyon ve meşe kaplama panolarla düzenlenmiş bulunuyor. Her üç blokun da dış cephesi difızyon karakterinde ve uzun süre tabiat şartianna dayanıklı elyaf esaslı polyester karakterinde malzeme ile kaplı. Blokların enerjisi ise 1600 kVA gücündeki trafalardan sağlanıyor. Elektrik kesilmelerinde de devreye 'derhal 550 kVA'lık jeneratör giriyor. Asansörler de modern teknolojiden payını alan bir diğer bölüm. Bütün asansörlerin kumanda sistemi mikroprossesörlü. Selektif veya kolektifselektif sistenıle çalışan asansörler aynı zamanda bilgisayara bağlı . Genel Müdürlük binamlZin bir başka yeniliği de yangın ihbar sisteminde yatıyor. 80 zon kapasiteli sistem, herhangi bir tehlike halinde bina içinde sesli alarm ve itfaiyeye otomatik uyan veriyor ve klima santralini durdururak, yangın basınç faolarını çalıştınyor. Binamızın bir diğer özelliği de merkezi seslendirme sistemi. Bu sistem ile bütün bloklara aynı anda müzik yayını veya anons yapmak mümkün. Telekomüni- 'kasyon ise kelimenin gerçek anlamıyla tam bir harika. Çünkü herşey otomatik ve dijital. Hiç şüphesiz bütün bunlar siz değerli yolculanmıza daha iyi hizmet y~rebilmek amacıyla gerçekleştirildi. Ulkemize hayırlı olmasını diliyoruz.
e THY'DEN HABERlER
THY, artık bu modern ve çaQdaş binada hizmet veriyor. THY's new and modern headquarters building .
A NEW BUILDING FOR TURKISH AIRLINES
THY' s new head office inaugurated The new head office brings all service units to gether and is fully equipped with the newest technological facilities urkish Airlines Ltd., which had so far operated in buildings rented in various places, has recently moved into his own building and consolidated different service units in this modem building.
T
The Head Office of Turkish Airlines has cost a total of 15 billion T.L.'s and is equipped with the most modem technological facilities. The building conforms to contemporary aesthetic standards in its outer as well as interior design. lt is planned with a view to prevent loss of time and productive power, and consists of 3 blocs. Blo c A consists of two basements, a ground floor and a mezzanine, two regular floors and 930 square meters of
usable area. The offices of the board of directors, the general director, the vi ce general directors and the board of inspectors are situated in this bl oc. The basement of this bloc will serve as the general archives of Turkish Airlines Ltd. Bloc B consists of two basements, a ground floor with a mezzanine and eleven regular floors. Each of these eleven floors is divided into two separate medules of 625 square meters each. The executive and consultative units and the office work of the company will be conducted in this bloc. The major part of heating, cooling and air-conditioning units are in the basements of Bloc B. In the nucleus between the office medules are the elevators, toilets and fire exit stairs.
Bloc C consists of two basements and two regular floors. This bloc including areas of collective usage is connected to the seetion of upper administration functions with a glassed passage. The first floor of Bloc C will serve as the personnel department and the second floor will serve as the dining hall for the upper administrative staff. On the second floor is a conference hall-library where it is possible to held three meetings at the same time. In the fırst basement are the cooperative and press sections, and in the second basement is the garage. Great care has been taken to use modern and functional materials in the construction of the new Head Office Building. The exterior of the building has been designed with double glass with a view to econornize on energy. The interior surfaces have been covered with woolen carpet produced by Sumerbank. The ground floors, the inner nucleus parts, and the stairs are made of granite and marble whereas the lighting and installation services and the dining hall are made of cerarnic. All the offıces are designed with aluminum construction and oak coated panels. The exterior of all the three blocs is covered with fiber base poliester material which is resİstant against weather conditions and is of the character of diffusion. The power of the blocs is supplied from transformers of 1600 k VA power. In the case of power failure, a generator of 550 k VA starts operating. Elevators also work with modern technology. The commanding system of all the elevators makes use of microprocessors. The elevatos operating with selective of collective-selective system are alsa connected to the computer. Anather novelty of the Head Office Building is the fire alarm system. The 80-zone system, in case of any danger, triggers a sound alarm in the building, informs the fıre brigade automatically, stops the air conditioning unit and operates fıre pressure fans. Another feature of the building is the central sound system which enables to broadcast music or to announce to all the blocs at the same time. As to telecommunication, it is a real wonder, since each part is automatic and digital in this system. Needless to say all this efiort has been spent to be able to serve better o ur worthy passengers. May this building serve our country for a long time. [v1AGAZiN 9/88 3
THY'DEN HABERLER • NEWS FROM THY e THY'DEN HABERLER e NMS FROM
iKi DIŞ HAT DAHA
NewYork ve Helsinki'ye hava köprüsü kurduk Türk Hava Yollan'mn tarifeli sefer düzenlediği dış uçuş noktalarının sayısı 49'a yükseldi. Moskova ve Tokyo hatlan ise yakında hizmete açılacak ivil havacılık alanında hamleler serisini sürdüren Türk Hava Yolları, iki yeni dış uçuş noktasına daha ulaştı: New York ve Helsinki... İstanbul-New York hattının açılışı , milli havayolu kuruluşumuzun 55 yıllık tarihindeki en önemli olaylardan birini teşkil ediyordu. Çünkü, yılların rüyası nihayet gerçekleşiyor ve Amerika kıtasına da ayak basılıyordu . Nitekim, 21 Ağustos 1988 günü, ilk uçuş dolayısıyla Atatürk Hava Limanı' nda düzenlenen törende konuşan Ulaştırma Bakanı Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli, "Amerika Birleşik Devletleri'ne uzatılan hava köprüsünün sivil havacılığımızda çok değerli bir menzil taşı olacağını ve iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenip gelişmesine katkıda bulunacağını" ifade ediyordu. Pakdemirli'nin verdiği bilgiye göre, Türk Hava Yolları'nın ilk dış uçuş noktası olan Atina hattı , 39 yıl önce ~çılmıştı. şimdi İstanbul-New YorkIstanbul uçuşlarının başlatılmasıyla, milli havayolumuzun tarifeli sefer
S
düzenlediği
yabancı şeh~lerin sayısı
48'e yükselmiş oluyordu. Onümüzdeki gürilerde uçuş şebekesini genişletme çalışmalarına devam edilecek ve yeni hatlar birbiri ardına devreye girecekti. Böylece Türkiye, kendi imkanlarını kullanarak, dünyanın bellibaşlı merkezleriyle sürekli irtibat kuracaktı. Atatürk Hava Limanı'ndaki törenden sonra, Ulaştırma Bakanı Ek4 MAGAZiN 9/88
rem Pakdemirli ile davetlileri taşıyan " Çoruh" isimli Airbus A-310-300 uçağımız havalandı ve Brüksel üzerinden New York'a ulaştı. Üç gün sonraki New York-İstanbul dönüşü ise, Brüksel' e uğranılmaksızın direkt gerçekleştirildi . Böylece, Kaptan Ulaştırma Bakanı
Pilot Oktay Öztekİn, Kaptan Pilot Erhan Suar ve Kaptan Pilot Kerrar Karagözoğlu'ndan oluşan uçuş ekibimiz, bir rekora da imzalarını atmış oluyorlardı. Çünkü, Airbus A-310-300 tipi uçakla, ilk defa bu kadar uzun bir mesafe katediliyordu.
İstanbul-New York-İstanbul uçuş
ları, şimdilik haft~ın Cuma ve Pazar günleri yapılıyor. Ileride talebin büyümesine paralel olarak, haftalık sefer sayısı arttırılabilecek.
VE FİNLANDİYA ... Türk Hava Yollan 4 Eylül 1988 tarihinden itibaren, Finlandiya'nın başşehri Helsinki'ye de tarifeli uçuşlarına. başladı. . Istanbul-Helsinki-Istanbul uçuşla n, pazar günleri Boeing-727 veya Airbus 310 uçaklarıyla yapılıyor. Yeni hattımız, Kuzey Avrupa'daki 4'üncü, dünyadaki 49'uncu dış uçuş noktamız. Bu seferin ihdası, hem iki ülke arasındaki ilişki ve işbirliğinin gelişme sini sağlayacak, hem de Finlandiya'dan Türkiye'ye turist akınını hızlandıracak. Türk Hava Yolları , şu anda iki dış noktaya daha uzanmanın hazırlıklan içinde ... Bir iki ay içinde Moskova ve Tokyo hatlarımızın hizmete girmesi planlandı.
Ve bunlan yenileri takip edecek. Hedef, beş kıtada da Türk bayrağını dalgalandırmak ...
Ekrem Pakdemirli New-York hattı açılışında şeref defterini imzalarken Minister of Transportation Mr .Ekrem Pakdemirli signing the honour book at the inauguration ceremony of the New York line .
iKi BÜYÜK ZAFER
Malazgirt'ten Dumlup1nar'a İlki yeni bir yurt edinme mücadelesinin
parlak açılış şöleni, ikincisi o yurdu koruma salılanısının muhtesem ' ' ' fınali... İkisini bir arada ve her yıl aynı
milli heyecanın
doyumsuz gururunu yaşayarak kutluyoruz
26
Ağustos 1071... Büyük Sultanı
Alpkumandasmsındaki Türk ordusu, kendisinden kat kat üstün Bi7-<ıns ordusunu, Malazgirt Ovası'nda kesin bir yenilgiye uğrattı. Bu zafer, Anadolu 'yu eb edi Türk yurdu haline getirecek tarihi akışın başlangıç müjdesiydi. 851 yıl sonra, yine 26 Ağustos günü... Mustafa Kemal Paşa kumandasındaki Türk ordusu, Anadolu'yu işgal altında tutan yabancı güçleri söküp atmak için son harekatını , "Büyük Taarruz"u başlatıyor. Bu şahlanı.ş, 30 Ağustos 1922 günü muht~ şem finalle hedefe ulaşacak ve "Anadolu Türk'ündür" hükmü, bütün cihana tasdik ettirilecektir. Dumlupınar veya Başkumandan lık Meydan Muharebesi olarak yakın tarihimizi taçlandıran bu ikinci olayı, Atatürk, "Nutuk" adlı eserinde şu cümlelerle özetliyor: "26-27 Ağustos günlerinde, yani iki gün içinde, düşmanın Karahisar'ın güneyinde 50 ve doğusunda 2(}.30 kilometre uzunluğunda bulunan müstahkem cephelerini düşürdük. Yenilen düşman ordusunun bütün kuwetlerini 30 Ağustos'a kadar Aslıhanlar civarın da kuşattık. 30 Ağustos'ta yaptığımız savaş neticesinde, düşmanın ana kuvvetlerini imha ve esir ettik. Düşman ordusu başkumandanlığını yapan General Trikupis de esirler arasına gircii. Demek ki, düşündüğümüz kesin sonuç beş günde alınmı.ş oldu. Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Savaşı'nı ve ondan sonra düşman Selçuklu
ordusunu tamamen imha veya esir eden ve kılıç artıklann ı Akdeniz'e, Marmara'ya döken harekatımızı izah ve vasıflandırmak için söz söylerneğe lüzum görmem. Her satbasıyla düşünülmüş, hazır lanmı.ş, idare edilmiş ve zaferle neticelendirilmiş olan bu harekat, Türk ordusunun, Türk subay ve kumanda heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe geçiren bir eserdir. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin ölümsüz abidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun başkumandanı olduğumdan dolayı, ebediyete kadar mesut ve bahtiyarım."
Anadolu Türk tarihinin desçapındaki iki büyük zaferini, geçtiğimiz ayın sonlarında yine coşkuyla kutladık. Ve Alparslan'la Atatürk'ü 8,5 asırlık zaman farkıyla aynı günde birleş tiren o kader cilvesini, "yurt sahipliği imanı"nın sembol tarihi -ılarak bir defa daha benliğimize 'ndirdik. "Ne mutlu Türk'üm diyene!.." tan
arslan'ın
Mustafa Kemal Pap (AtatOrk), Kocatepe'de, BOy Ok Taarruz'un safha safha geıı,me slnl gözlüyor.
MAGAZlN 9/88 5
Şebnem
Rodos'u fethetti Rodos Adası'nda yapılan USP-88 yanşmasında Türk güzeli Şebnem birinci, İsveç güzeli ikinci ve Hollanda güzeli üçüncü oldu ürkiye'nin ve Avrupa'nın üçüncü güzeli Şebnem Tan, Rodos'ta yapılan "Miss International USP-88" de kraliçe seçilerek, daha önceki başarılannın tesadüf olma-
T
dığını ispatladı.
Daha önceleri "Akdeniz Güzellik adı altında düzenlenen, ancak daha sonra sınırlan genişletile rek "USP-88" adını alan yanşma bu yıl Yunanistan'ın Rodos adasında gerçekleştirildi. Onbir ülkenin katıldığı yarış !Jlada Türk güzeli Şebnem Tan birinci, Isveç güzeli ikinci ve Hollanda güzeli de üçüncü oldu. Bu birineilikle birlikte Şebnem üç milyon drahmi (yaklaşık otuz milyon lira) para ödülü, çeşitli armağanlar ve uluslararası fılm şirket lerinden üç de film teklifi aldı. Yarışması"
Rodos adasının en büyük diskoteği olan Highway'de düzenlenen yarışma da jüri başkanlığını, ünlü şarkıcılardan Oemis Roussos yaptı. Şebnem, taç giydikten sonra duygulannı dile getirirken şunları söyledi: "Bu, Türkiye için büyük bir olay. Yunanistan'da yapılan bir yarışınada taç giyen ilk Türk olmanın gururun~. taşıyorum .." Mimar Sinan Universitesi Iç Mimari Bölümü'nde okuyan Şebnem Tan, daha önce de Sicilya'da yapılan Avrupa Güzellik Yanşması'nda üçüncü olmuştu. YariŞ,madan sonra Rodos güzeli Sofia Ikonomu ile birlikte Türkiye'ye gelen Şebnem büyük ilgi topladı.
6 MAGAZlN 9/88
Türkiye'nin ve Avrupa'nın üçüncü güzeli Şebnem Tan, başanianna bir yenisini ekledi ve USP-88 yanşmasında birinci oldu. Şebnem Tan, the beauty queen of Turkey and the second runner up of Euro pe got the first prize in the beauty contest of USP-88
./
Sebnem Fascinetes Rhodes In the USP-88 beauty cantest held in Rhodes, the Turkish candidate Sebnem became the queen, while the Sweden and Dutch candidates took the second and third places respectively ebnem Tan who has been ranked the third in beauty oontests in Turkey and in Europe, has been elected "Miss International USP-88" in the beauty contest held in the isiand of Rhodes. The contest formerly organized
S
under the name of "Mediterranean Beauty contest" was later made to include more countries, and this year's contest, "USP-88" was heldin Greece's Rhodes lsland. Among the eleven participating countries, the Turkish candieiate Sebnem Tan was elected
queen, while the Sweden beauty was ranked second and the Dutch beauty was ran ked third. T ogether with the rank of queen, Sebnem Tan received a money award of 3 million drachmis (approximately 3 million Turkish liras), various gifts and three offers from international film companies. In the contest organized in Highway, the biggest discotheque in Rhodes, the chairman of the juıy was Demis Roussos. After being crowned, Sebnem expressed her feelings in these words: "This is asignificanteventforTurkey. I am proud to be the fırst Turkish candidate to be crowned in a contest in Greece." Sebnem Tan, a student in the department oflnterior Design in Mimar Sinan University of Istanbul, had been ranked third in the Miss Europe Beauty Cantest heldin Sicily. After the contest, Sebnem carne to Turkey with Sofia !konumu, Miss Rhodes, and they both enjoyed great popularity. MAGAZiN 9/88 7
UCAGIMIZA HOS GELDiNiZ WELCOME ON BOARD #
T
aking into consideration the fact that you may be feeling a little nervous during the flight, we would !ike to remind you that flying today is the safest form of travel. You may be disturbed by an unusual sound. The noise you hear immediately after take-off is the sound of the !and ing gear be ing pulled up as the plan e lifts off and gets int o flight position. While the plan e is taking off it requires greater power than it does while cruising. In the same way , as it prepares to !and , the reduced speed causes.a change in the sound of the engines. When the" Fasten your seat belts" and "No smoking" signs light up a beli rings. This beli is also heard when passengers ring for one of the cabin crew. During your flight, when you wish to ask a question, or request something to eat, drink or read, you may call the hostess by pressing the appropriate button. According to the type of plane you are flying in, this button may be located above your seat or on the arm of your chair; and may be marked by a picture of a hostess . When you wish for light by which to read, press the switch over your head, or on the arm of your chair. When the "Fasten your seat belts" sign is extinguished you may leave your seat to go to the toilet. If the toilet is engaged the word "occupied" will be seen on the door. CA TERING SERVICE: On morning flights breakfast is served, on afternoon flights lunch is served, and on even ing flights dinner is served. On long-distance flights snacks are served in addit ion to these main meals . On scheduled and charter flights special food is available on request for diabetics, vegetarians, and others who for reasons of health, religion or philosophy , are unable to eat the regular meals. Howewer, it is essential to inform Turkish Airlines of this, well in advance, preferably when making your reservation . Soft drinks are free of charge in international flights. According to international air transport regulations passengers are forbidden to consume their own alcoholic drinks. Alcoholic beverages , cigarettes and tobaccoes are being sold tax free during the. flights. SMOKING ON AIRCRAFT: Smoking is forbidden in domestic flights. On international flights a seetion in the front of aircraft covering 60 % of the whole seating capacity has been designated for non smokers . CHILD PASSENGERS: We are especially concerned with children and their comfort. W e endeavour to anticipate and meet their every need. Milk and baby food is heated up for them when required. Your ca bin attendants will gladly supply you with blankets and pillows upon your request. YOUR SUGGESTIONS: Inside the plane you will fınd suggestion boxes and writing paper. W e are always pleased to receive the complaints and suggestion of our passengers. W e thank you for your trust in Turkish Airlines, and wish you a pleasant flight. W e look forward to seeing you again.
8 MAGAZiN 9/88
#
H
eyecanlı olduğunuz
ihtimalini gözönüne alarak uçak ile seyahat etmenin günümüzde en emniyetli yol olduğunu hatırlatmaya gerek duyduk. Alışılmamış bir ses sizi tedirgin edebilir. Kalkış tan hemen sonra duyulan gürültü, uçağın uçuş pozisyonuna geçerken iniş takımlannı içeri çekmesinden gelmektedir. Aynı şekilde uçak inişe geçtiğinde hızındaki azalma makine sesindeki değişim şeklinde duyulur. "Kemerierinizi bağlayınız" ve "Sigara içmeyiniz" işaretleri yandığı zaman zil çalar. Zil, yôlculardan biri kabin müre ttebatını çağırdığı zaman da çalar. Uçuş s ırasında birşey sormak, yemek, içmek veya okumak istediğiniz zaman uçağın tipine göre başınızın üzerindeki veya koltuğun koliuğu üzerindeki "çekiniz" yazan yahut hostes resmi bulunan düğmeye basarak hostesi çağ ırabi lirsiniz. Okumak için ışığa ihti yac ınız olduğu zaman başınızın üzerindeki veya koltuğun kolundaki düğmeye basınız. "Kemerlerinizi bağlayınız" iş areti yanmadı ğı zaman elinizi yıka yabilir ve tuvalete gidebilirsiniz. "Tuvalet doludur" işare ti tuvaletİn meşgul olduğunu gösterir. YiYECEK VE İÇECEK SERVİSİ: Dış hatlarda kahvaltı servisi sabah uçuşlarında, öğle yemeği servisi gün ortası, akşam yemeği servisi akşam uçuş larında yapılmaktadır. Uzun parkurlu dış hatlarda bu yemeklere ek olarak snack servisi yapı ! r. tarifeli ve charter u çuş ve vejetariyenlere, sağ lık, felsefe ve din nedeniyle normal mönüyü kabul etmeyenlere, özel yemekler temin edilmektedir. Yemek servisi
yapı lan
larında, şeker hastalarına
Meşrubat dış
hatlarda ücretsizdir. Yolcuların getirdikleri alkollü içkilerin içilmesi yasaktır. Alkollü içkiler ve tütünlü maddeler uçakta vergisiz satılmaktad ır . UÇAKTA siGARA İÇMEK : İç hatlarda sigara içilmesi tamamen , dış hatlarda ise kısmen yasaklanmış tır . Yurt dışı seferlerimizde uçağın ön tarafında, toplam oturma kapasitesinin % 60 ' lık kısmı sigara içmeyeniere tahsis edilyan l arında
miştir.
ÇOCUK YOLCULAR: Uçaklarımızcia çocukların en özel dahi dikkatten kaçırmamak için çaba harcanmaktadır. Bebekler için mama , süt vb. gibi şeyler gerektiğinde ihtiyaçlarını
ısıtılmaktadır.
İstirahat etmek içinkabin mürettebatından örtü, battaniye vçya yastık i.steye~ilirsiniz. DILEKLERINIZI ALALlM: Uçaklarımızın içinde yolcu dilek kutuları ile mektup kağıtları bulacaksınız . Yolcularımı zın uçuşla ilgili şikayet ve temmennilerini almak her zaman hoşumuza gider. Türk Hava Yolları gösterd i ğiniz güven için teşekkür eder, iyi uçuşlar diler ve sizi tekrar karşılamaktan mutluluk duyar .
TÜRK HAVA YOLLARI
T U R K.l S H A 1R Ll N ES
Fotoğraflar:
Cemal MERMER
YAMAÇ EVLERi GÜN IŞIGINDA
Efes'te antik nefes Efes ve çevresindeki antik hayatın aynntılannı ortaya koyan Yamaç Evleri kazılannın ve restorasyonunun ilk bölümü tamamlandı. Yamaç Evleri, insanlık ve uygarlık tarihinin karanlıkta kalan bölümlerini aydınlatıyor
başlandı ve böylece Yamaç Evleri ortaya çıktı. Ilk olarak 1957-58 yıllarında Prof. Dr. Fritz EicWer Alytarches Stoası ve arkasındaki dükkanlarda kazılar yaptı. Sonraki yıllarda kazılar yamaçtaki evlerde sürdürüldü. 1969 yılında ise Prof.Dr. Hermann Vetters başkanlı ğındaki heyet, kazılarını ikinci adada yoğunlaştırdı. Bu tarihten sonraki kazılarda restorasyonada ağırlık verildi. Restorasyon çalışmalannın en önemli bölümünü 1979 yılında başla nan çatı projesi oluşturuyordu. Restoratör Mimar Gilbert Wiplinger'in hazırlayıp uyguladığı bu projenin birinci bölümü ve evlerde Dr. Karl Herold baş~anlığındaki Türk, Avusturya ve ısviçreli restoratörlerden oluşan ekip tarafından yürütülen mozaik ve fresklerin onarımı 1985 yılında tamamlanacak ve Türkiye'nin ilk harabe-müzesi törenle ziyarete açıla caktı.
••
nce Efes, arkasından da Yamaç Evleri keşf edildi. Efes'te yaklaşık yüz yıldan bu yana sürdürülen kazılar, başlangıçta daha çok dini ve resmi yapıların ortaya çıkartılmasına yönelikti. Zaman içerisinde değişen arkeolajik anlayış, halkın günlük yaşantısını geçirdiği
O
çıkardı. kazılarda
evleride ön plana yıllarda
yapılan
1950'li Kuretler
Caddesi ile Mermer Cadde'nin kesiştiği yerde bulunan eve Aşkevi adı verilmesi ve evde zengin fresk ve mozaiklere rastlanması , arkeologların gözlerini bu evlere çevirdi. Bilhassa, antik kentlerde bu derece kaliteli işçilikte fresk ve mozaiklerin seyrek olarak görülmesiyle birlikte benzer evlerde araştırılınaya
Yamaçta, ikinci adada kazısı tamamlanan diğer evlerde proje doğrul tusunda restore edilecek. Restorasyon u tamamlanan her evin ziyarete açılması düşünülüyor. Bütün Yamaç Evleri'nin restorasyonu bittiğinde ziyaretçiler antik çağ evleri ve antik çağların günlük faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olabilecekler. Hiç şüphesiz Yamaç Evleri'nin ortaya koyduğu en önemli husus, ikinci katın varlığını açığa çıkaran kalıntılar. Ayrıca, mermer, fıldişi ve bronz gibi
MAGAZiN 9/88 9
Restorasyonu devam eden Yamaç Evleri, tarihin karanlık bir dönemini daha aydınlatıyor. The cııff houses, the restcration work of which stili goes on, are shedding lig ht to a dark period of history. değerli malzemeden yapılmış çok sayıda heykel, mobilya parçası, süs eşyası, kandil ve mutfak eşyası bulunması antik çağ hayatının bir başka
yönünü de gözler önüne seriyor. Arkeologların yorumuna göre, şehirdeki imtiyazlı kişilerin Kuretler Caddesi'nde oturduklannın en büyük delili bu kıymetli ev _eşyalan. Roma Imparatorluğu döneminde Asia eyaJetinin başkenti olan Efes'in Anadolu'nun en kalabalık şehirlerden biri olduğu biliniyor. Bu dönemlerde şehirde ikiyüzbin kişinin yaşadığını
ortaya koyan arkeolojik veriler mevcut. Tarihi kaynaklara göre, bur.ıda yönetici ve atlılar sınıfını meydana getiren Roma vatandaşlannın sayısı çok azdı. Çünkü, Roma vatandaşı olmak başlı başına bir imtiyaz sebebiydi. Dolayı sıyla, şehrin merkezinde de bu insanların yaşaması gayet tabii idi. Evlerin konforu ve inşaatlar sırasında emek ve masraftan kaçınılmaması da bu görüşü doğruluyor.
Yamaç Evleri, antik çağların mimari dokusu ve gündelik hayatı hakkında da önemli ipuçları ihtiva ediyor. Perisıilli ev tipinin en gelişmiş örneklerinden olan Yamaç Evleri, son çierece kullanışlı olarak düşünülmüştür . Iki .veya üç katlı olarak planlanan evlerin ilk katı günlük ihtiyaçlar için , ikinci ve üçüncü katlar ise yatak odası olarak kullanılıyordu. Ayrıca, her evde
10 l'vlAGAZiN 9/88
bir bakıma merkezi diyebileceğimiz ısıtma sistemi vardı. Bunun için de çeşmelerden sıcak :-;e soğuk su elde etmek mümkündü. Ote yandan Yamaç Evleri'nde tuvalelin bulunduğu da yapılan kazılar sonucunda ortaya çıktı. Birkaç kişiyi alabilecek büyüklükteki tuvaletlerde, delikli oturma blokları ve altında ana kanalizasyona bağlı olan pis su sistemleri bulunuyordu. Yamaç Evleri'nde inşaat malzemesi olarak taş ve tuğla bol harçla birlikte kullanılmıştır. Duvarlar içten olduğu gibi dıştan da sıvandığı için duvar örgüsüne gereken itina gösterilmemiş tir. Evlerin tabanı tamamıyle mozaikle kaplanmıştır. Mozaiğin tamir edilemeyecek kadar bozulduğu durumlarda tümüyle değiştirildiği, zamanın modasına göre yeniden yapıldığı da kazılar sonucu ortaya çıkan ayrıntılardan. Efes Yamaç Evler'deki kazılar ve restorasyon çalışmaları tamamlandı ğında, Türkiye tarihi ve turistik değere sahip, önemli .bir merkez daha kazanacak. Yamaç Evleri, antik çağdaki mimari anlayışı, kültürel yapıyı, şehir hayatını ve ev içini en tesirli örnekleriyle gözlerimizin önüne seriyor. Arkeolojinin titiz çalışmaları sonucu ortaya çıkan bu tür örnekler, insanlık ve uygarlık tarihine ışık tutacak özelliklere sahip. Uzun sözün kısası, Efes nefes kesiyor. ..
LES MAISONS DU FLANC VOIENT LE JOUR
Eph9se:
Centre antique La premiere partie des fouilles et de la restauration des maisons du flanc qui mettent au jour les details de la vie antique a Ephese et aux alentours vient d'etre terminee. Les maisons du flanc mettent en lumiere ce qui etait inconnu dans l'histoire de l'humanite et de la civilisation
premiere "ruine-musee" de la Turquie fut ouverte au public. Une fois terminees les fouilles, les autres maisons serant restaurees de meme selon le projet. Ce travail pourra ainsi fournir des details importants sur les maisons et la vie quotidienne a J'Antiquite. Lie point le plus irnportant mis en evidence par les maisons du flanc est certes, la decouverte des ruines qui attestent l'existence d'un second etage. En plus, de nombreuses statues d'ivoire ou de bronze, de parures, de meubles, d'ustensiles mettent au jour un autre aspect de la vie l'Antiquite. Selon les archeologues, ces decouvertes demontrent que !es privilegies de la cite habitaient la rue des Couretes. On sait que sous l'Empire romain, Ephese, capitale de la province d'Asie, etait la ville la plous peuplee de I'Anatali e. Selon les donnees archOOlogiques, pres de 200.000 personnes y vivaient durant cette periode. D'apres les sources historiques, les citoyens romains qui formaient la classe dirigeante et !es cavaliers de la cite etaient peu.nombreux, par consequent, ces privilegies habitaient le centre de la ville. Le confort des maisons, la qualite des constructions justifient cette these. Les maisons duflancfournissentdes donnees irnportantes sur la vie quotidienne et l'architecture de l'Antiquite. Celles-ci sont !es meilleurs exemples du type de maison aperistyle. Le premier etage etait destine a !'usage quotidien tandis que le second et le troisieme comprenaient !es chambres a coucher. En plus, chaque maison etait munie d'un systeme de chauffage. D'autre part on decouvrit des toilettes dans !es maisons du flanc. Dans !es toilettes, d'une dimension permettant aplusieurs personnes de l'occuper, se trouvaient des banquettes trouees et en dessous, un systeme de canalisation qui menaitl'eau sale vers la canalisation centrale. Les principaux materiaux utilises pour la construction de ces maisons etaient des pierres et des briqu~ avec beaucoup de mortier. Chaque cote des murs etant entierement recouvert de mortier, ceux-ci ne sont pas construits d'une façon reguliere. Le sol des maisons est entierement recouvert des mosaiques. A la fın des travaux des fouilles et de la restauration das !es maisons du flanc, la Turquie sera munie d'un nouveau centre important du point de vue historique et touristique. Les maisons du flanc mettent au jour la canception architecturale, le systeme culturel, la vie citadine et quotidienne a 1' Antiquire. Ces exemples pourront eclaircir l'histoire de l'humanite et de la civilisation. Bref, Ephese est unique.
a
Efes Yamaç Evleri, antık çaO estetiOinln batanlı bir ömeOI Efes cliff houses, fine examples of the antiqunitiy aestetics.
../
abord Ephese fut decouvert, puis !es maisons du flanc. Les fouilles effectuees depuis pres de cent ans etaient plutot destinees a la decouverte des batiments religieux et officiels. Les changements survenus dans l'archOOlogie mirent en relief !es maisons ou se deroulait la vie de tous !es jours. Au cours des fouilles entreprises dans !es annees 50, on decouvrit "la Maison close", batiment qui se trouvait au croisement de la rue des Couretes et de la rue de Marbre. Les somptueuses fresques et mosaiques de cette maison attirerent l'attention des archeologues. La qualire exceptionnelle de la maind'o.euvre, rare dans !es cites antiques, !es incita a poursuivre ces travaux pour decouvrir des maisons semblables. Ainsi furent decouvertes les maisons du flanc. En premier lieu Prof.Dr. Fritz Eichler entreprit !es fouilles de la Stoa Alytarches et des boutiques situees derriere, dans !es annees 57-58. En 1969, une equipe sous la directian du Prof.Dr. Hermann Wetters concentra ses travaux dans le deuxieme ilot. A partir de cette date la restauration prit de l'irnportance. La plus importante partie des travaux de restauration comprenait le projet du toit. La premiere partie de ce projet elabore et dirige par l'architecte
restaurateur Gilbert Wiplinger et la renovation des fresques et des mosaiques, poursuivie par une equipe formee des restaurateurs turcs, autrichiens et suisses sous la directian du Dr. Karl Harold, se termina en 1985 et la Tiyatro odasının kuzey duvannda Diademe'II kadın freskl yer alıyor. The figure of the woman with a Diadem on the northern wall of the theatre
MAGAZiN 9/88 11
Galata Kulesi'nden seyredllen bir Istanbul gecesi, özlem ve rüya dolu bir ıfillıdadır. A glittering world of nostalgia and dream is evoked by the view of an Istanbul night from the Galata Tower
FABULOUS NIGHTS IN ISTANBUL
The Glitter intheDark Istanbul offers a different charm for each time of the day. lt is enough to go through the quarters of this beautiful city from sunrise to sunset, to fall in love with it t is beautiful to wake into the fresh dawn and relish the calm of the early rooming hours in Istanbul. lt is also beautiful to feel the gentle breeze rustling through the leaves of slender cypresses and age-old plane trees in the languid aftemoons. Then, in the evenings, it is an unforgettable delight to watch the glitter of the sunset daneing on the windows of the mansions on the coasts of the Bosphorus or on the windows and railings of the boats crossing the Bosphorus. But, perhaps, Istanbul is most beautiful at night, when a magic
1
12 MAGAZiN 9/88
charrn perrneates each quarter of this ancient city, remarkable for its natural beauty. One feels the magic of Istanbul nights as a combination of insatiable enthusiasm, a deep-felt nostalgia and immense aesthetic delight. lmagine the fabulous Bosphorus with glittering lights from its coasts reflected upo n its lively dark wat ers ... It is a fairy-tale trip that you will make through this famous strait of unique beauty. Innumerable restaurants, night clubs, and cafes overlooking the
phosphorescent waters of the Bosphorus you on either coast, at Beşiktaş, Usküdar, Bebek, Çengelköy, Kanlıca, Emirgan, lstinye, Tarabya, Beykoz, Sariyer, and Kavaklar, inviting you to share in the delights of this fairy-tale world throughout the night. While llstening to the music of the waves heavy with the memory of a thousand songs, you will be fascinated with the image of a glittering ship on the same lively waves. Swaying back and forth between dream and reality, you fınd yourself carried away by the magic of a night on the Bosphorus, something you should never miss once in Istanbul. ~~ait
foloArallar: Ahmet KUziK While the Bosphorus fascinates vith its dreamy calm and gently glittering lights, Taksim, Beyoglu. Galatasaray and Çiçek Pasaji downtown are throbbing with life. Hardly any tourist leaves Istanbul without having visited Çiçek Pasaji, the lively areade of tavems on Is tildal Avenue, the center of night life in Istanbul. Renewed from head to toe after the recent restoration, Çiçek Pasaji strikes one primarily with its cosmopolitan atmosphere. Here you will be surprised to see people from different parts of the world, of various cu!tura! backgrounds enjoying themselves, drinking and belly-dancing to the tune of a clarinet. As for the lively Istildal Avenue that leads you to Çiçek Pasaji, it is a sight in its own right. With a great number of night cl u bs in the streets on either side, Istiklal Avenue, rnight properly be considered the center of night life. Within a distance of 100 meters from the Çiçek Pasaji, you can fınd a variety of restaurants spacializing in French, Russian, Swedish or Italian food. Going up the Istiklal Avenue one arrives at Taksim, a central spot of the city. From Taksim Square you can either go downhill to join the Bosphorus coast and follow the coastline up the Bosphorus to stop at any of the restaurants -fısh restaurants especiallyor tavems lined on the side of the road, or choose to go to a night club at Nisantas, or in the Şişli-Etiler direction. In this latter neighbourhood, there are
also some modem discotheques decked with no less than laserlights. If you choose to go along the coast of the Marmara Sea, !et us remind you of the restaurants at Yenikapi and fısh restaurants and taverns at Kumkapi, a fıshing port where you can find the freshest fısh in the city. At Yenikapi the restaurants overlook the Marmara Sea, whereas at Kumkapi you fınd yourself in a cosy quarter of fısh restauran ts and tavems facing each other on either side of narrow streets. There you clink glasses to the tune of kanun (an instrument with strings) and kemancha (a smail violin played !ike a cello) The fresh fish is served with genuine raki, while the tables are set with the most delicious raki appetizers. You needn't worry about having a glass too many, since you can fınd an open tripe restaurant throughout the night either on the Bosphorus coast, at Pangalti or at any any another spot in the city. It is also possible to go to Sulukule from the Yenikapi-Kumkapİ direction and have a spree in the unique atmosphere of Sulukule where gypsy musicians and belly daneers perform, so to speak, impromptu. Or, further along the Marmara coast, you can drive up to Bakirkoy, Yesilkoy and Florya to find the best meat restaurants
in Turkey, as well as casual tavems in wooden sheds. These coasts offer a feast for the eyes together with a feast for your palate. Why not raund off the night by watching the full moon reflected on the Çekmece lake, or by plunging into the moonlit phosphorescent waters of the Marmara Sea after midnight, if you feel like swimming? All these treats are allawed for in a fairy-tale Istanbul night. But if you insist on relishing the charms of the Bosphorus night, responding to the call of the nostalgia inside you, there is stili anather possibility: Special boats decked with colored lights await you to launch on a nighttime Bosphorus cruise. As the boat glides through the glittering lights of both coasts, each new tum offers beautifui sights. At each new port you marvel at the picturesque charm of the villages on the coasts of this waterway. To toast the full moon on the deck is what you need to complete the magic of this unforgettable night. Of course, you are not bound to stay on board the boat throughout the night. You might as well take a bus to tour along the Bosphorus coast. Needless to say, the bus trip offers you different sights, hence different delights than the boat trip. Why not enjoy the pleasure of both trips by leaving by boat and returning by bus? If you prefer to enjoy the Bosphorus from the coast rather than from the 14 MAGAZiN 9/88
boat, you might as well cross to the Anatolian side and discover the charms of this coast. There, from Kadiköy, you have the option of proceeding along either direction: Along the Marmara coast, or further up the Bosphorus, towards the Black Sea. Along the Marmara coast you can stop anywhere along the Kalamiş, Caddebostan, Suadiye, Bostan ci line, especially if you go to Kalamiş, the sight of the moonlit waters of the charming bay is bound to remain embedded in your mind. On the other hand, if you go in the opposite direction, further up the Bosphorus, you are equally rewarded by the charms of the picturesque villages of Beylerbeyi, Çengelköy and Vaniköy. Here, green hills border the coast. So, while contemplating the phosphorescent waters, you fınd yourself carried away by the song of the nightingales from the forests behind. If you are on the boat, it is also worthwhile to get out and have a drink at a fıshermen's tavem on the coast. There aresimilar fıshermen's tavems in Küçüksu, Hisar and Kanlica further up. In Kanlica viiiage it is worthwhile to have a stop to taste its famous yoghourt or drink Turkish coffee. Continuing further up the coast and passing Çubuklu and Pasabahçe, you arrive at the last viiiage of the Anatolian coast, Beykoz, anather lovely fıshing port. There under the shelter of huge plane trees, you slip into
anather fairy tale of the Istanbul night. But arriving at Beykoz, you are by no means at the end of an Istanbul night: Why not cross the Bosphorus on a fıshing boat to fınd yourself in a tavem in Yeniköy on the opposite side or go back downtown to Beyoğlu? Of course, you may as well stay on the Anatolian side to contemplate the beauty of the night on the meadows beyond Beykoz or climb Camlica hill, the highst in Istanbul, to view the nighttime glitter of this fabulous city, established on seven hills. Istanbul is alive at night, like Paris, London, New York or any world metropolis. What's more Istanbul offers you a wide range of possibilities for the night: You may choose to spend the night at the lively modem quarters in restaurants and night clubs offering you authentic Turkish food or French cuisine, but always with a service and facilities comparable to worldstandards. As for entertainment, you may enjoy yourself to the rhythrns of such different kinds of music as Turkish popular or folk music, gypsy airs, jazz, tango, disco or pop music. Or, if you are rather romantic, you ma'y choose to relish the nighttime poetry of Istanbul, in contemplation of the unique beauty of this city surrounded by the sea. The coasts or hills of the Bosphorus, maybe the most characteristic parts of this "kingdom by the sea", Jet you have your share of this unique charm of the
HaydarpC!fS mendlrtıOinden görülen Istanbul akfamının cofkusu ve veda eden günetin son ıtıklan eplz bir manzara oluflunıyor. An exquisite view from the Haydarpaşa breakwater: The last rays of the setting sun create the magic of an Istanbul evening.
Ister Sulukule'de dansöz seyredln, Ister kabarede revü , sonuç aynıdır. lstanburun tadına doyulmaz... Whether you watch a floor show on a cabaret, or follow the belly dancer in Sulukule, the result is stili sheer pleasure.
city, alternaling between entertainment and aesthetic pleasure at sh ort intervals. Thus, while you are impressed by the variety of entertainment offered at so many different parts of the city throughout a night in Istanbul, you are also fascinated by the üıiry tale world of romance and poetry created by the unique beauty of this city, tinged always with a feeling of nostalgia. Hence, it is not surprising that night tourism in Istanbul should constitute an important part oftourism mavement in the city. Tourisim organisations have not been slow to notice it, and "night tourism in Istanbul" is, gradually establishing itself as a sector in its own right. It is undeniable that living the nightime magic of Istanbul is an essential part of your stay here.
lstanburun günü güzel, gecesi gOzel._l,te Tarabya'da hOzOniO bir günbabmı. Istanbul nights are as enchanted as it's daylig ht hours. The picture above depicts a purple sunset in Tarabya.
KARANLIGIN PIRlLliLI YÜZÜ
JVIasal gibi Istanbul geceleri Şair "İstanbul'u sevmezse gönül, aşkı ne anlar" diyor.
Gün batıınından doğumuna kadar, şehrin çeşitli semtlerinde dolaşırsanız, bu aşkın ne demek olduğunu daha güçlü anlar ve yaşarsınız
•
stanbul'un uyku mahmurluğunu henüz üzerinde taşıdığı tan vakitleri, o çiğ düşmüş sabahlara uyanı Jan sessiz saatleri güzeldir. Serviierin ve ulu çınariann ihtişamlı gölgelerini hissettirdiideri yorgun ikindiler de güzeldir. Hele güneşin Boğaz'ın iki kıyısında sıralanan yalıların camlannda, vapur pencerelerinde, balıkçı motorlannın tuzlu küpeştelerinde akşam üzerieri meydana getirdiği ışık ve renk oyunlan bir başka güzeldir. Ama belki de en güzeli, bir tarih ve tabiat şaheseri
1
16 MAGAZiN 9/88
olan İstanbul'u, gecenin o kendine has atmosferinde yaşamaktır... Neresinden bakılırsa balalsın tadı na doyulmaz bir coşku, insanı inceden ineeye sarar:ı bir hüzün ve estetik bir çılgınlıktır. Istanbul geceleri ... Boğaziçinin iki kıyısında da tekmil ışıklar yanmıştır. Birazdan masal ve şiir !!Çrüveni başlayacaktır. Beşiktaş'ta, Usküdar'da, Bebek'te, Çengelköy'de, Kanlıca'da, Emirgan'da, Istinye'de, Tarabya'da, Beykoz'da, Sanyer'de ve Kavaklar'da, yakamozlann duvarlan-
na yansıdığı sayısız restoran, gece klübü ve kahvehane, sabaha kadar bu masal atmosferinden dilimler sunar misafirlerine. Bir yanda, binbir şarkıyı sinesinde barındıran nazlı dalgalar, bir yanda, Boğaz'ı adeta ortadan ikiye keserek yol alan ışıltılı bir vapurun suda oynaşan görüntüsü... Hayaile hakikat arasında sallanıp dururken, istanbul'un olağanüstü geçelerini farkedersiniz birdenbire... Işte masal budur. Sessizlik Boğaz kıyılan ise, çılgınlık da Taksim•dir, Beyoğlu'dur, ,9alatasaray'dır, Çiçek Pasajı'dır. Istanbul'a gelip de Çiçek Pasajı coşkusunu yaşamamak olur mu hiç ... Son restorasyonla bir başka kimliğe bürünen Çiçek Pasajı'nda, her dil, Estetik bir çılgınlıkbr Istanbul geceleri••• W hat one lives in an Istanbul night is an sesthetic wadness .
Bir Istanbul gecesinde Çiçek Paaafında veya Kumkapı'da deOiflk hazlar YBfayablllralnlz.
Nightly entertainment of Istanbul; esther in the Kumkapı district or on one of the tables in the famous Çiçek Pasaj.
-"
din ve ırktan insana rastlamak mümkündür. Değişik kültürlerden gelen bu insanlan, bir klarnetin eşliğinde karşı lıklı göbek atarken sadece orada görebilirsin~. Sizi Çiçek Pasajı'na götürecek Istik!ftl Çaddesi ise her zaman bir şenliktir. Istanbul'un hareketli geceleri, çoğu defa burada başlar. Pasaj'dan çıkıp yüz n:ıetre yürüyerek Fransız, Rus, Isveç ve ıtalyan lokantalannda da alabilirsiniz soluğu. Ancak daha sonraki mecburi istikarnet Boğaziçi'dir. Tabü sizin bileceğiniz iş: Nişantaşı 'nın muhtelif lokanta ve gece klüpleri ile Şişli'den Etiler'e uzanan zinciri de takip edebilirsiniz. Yine dilerseniz, lazerlerle donatılmış modem diskotekler emrinize amadedir .. . Bu arada, Yenikapı sahilleriyle meyhanelerini unutmamak gerekiyor. Yenikapı'nın Marmara'ya, Kumkapı'nın ise birbirlerine bakan ve kanunla, kemençeyle, cümbüşJe renklenen meyhaneleri, bir başka Istanbul gecesinin mekanıdır. Buralarda, bütün bir gece boyunca balığın en tazesini yiyip rakının en halisini içebilirsiniz. Dünyaca meşhur rakı me~leri ise çoktan masamza dizilmiştir. Oyle fazla içip rahatsız olmaktan da korkmayın. Çünkü gecenin hangi saatinde olursa olsun, gerek Boğaz kıyılannda, gerek Pangaltı'da, gerek bir başka köşede mutlaka bir işkembeci sizi beklemektedir. Kumkapı
./
MAGAZiN 9/8817
Yenikapı ve Kumkapı istikametinden Sulukule'ye uzanıp, o dillere destan gecelerden birini yaşamak da her zaman mümkündür. Görenlerin tekrar gömıeye can att ı ğı Sulukule. kerıdinc has bir eğlence sektörüdür ve Istanbul'un bamba5ka bir çehresini çıkartır kars ını za. Ama dilerseniz Bakırköv. Yeş.ilköy ve Florya kıyılarına da vurabilirsiniz kendinizi. Türkiye'nin en iyi et lokantalarıyla salaş meyhanelcrinin iç içe bulunduğu bu kıyılar. gör zevk iyle damak zevkinin tabii bir sentezini sunarlar size. Gecenin bir ya rı s ından sonra Çekınecc kıyılarına doğru uzanıp. tabak gibi ınchtabııı nas ı l dilimiere avrıldığını görerek. şaşk ı!ılıktan küçük. dilinizi yutabilir~i niz. Istanbul masalının bir parçası da budur çünkü .. . Ve gecenin öte yüründe denize girmek isterseniz. yakam07lu kı yıl a r ne güne duruyor '! "Ama ben Boğaziçi gecelerini yaşamak ist iyorum." diyorsa içinizden siir dolu bir özlem. ürülmeve gerek yok . Renk renk ampullerle donatılmış gemilerimiz, ış ıltı lı ve her kıvrımı binbir sürpri zlc dolu bir Bo_ğaz gezintisi için h az ır beklivor zaten. Iskeleden iskclevc ateş böcc.kleri gibi yanıp söncrck il erleyen vapur. size hayal bile cdcmcyeceğini l
man1~ıralar
hazırlamıştır.
Güvenede ınelıtaba kadclı kaldırma nın keyfini orada yaşayabilirsiniL. Elbette vapura malıkum değilsini1. Boğaz turu yapan bir otobüse atlayarak da. bütün bir gece dolasabilirsini1 Boğaziçi . kıyılannch Ama · vapurdan yaşamın ls\anbul masalıyla. otobüsten yaşana n Istanbul ımısalı arasında küçük farklar olacaktır. En iyisi. vap urla gidip otobüsle dönmek ve masal say ı sm ı çeşitlendirip art ı ıınak ... Ancak hemen hatırlatalım. karada kalınaya niyetliyseniz, İstanbul'un A nadolu yakasma geçerek de gecenin tad ını ç ık arab ilirsini L. Kadıköy'den başlayarak iki yön lü ilerleyebilirsiniz. Bir yön K a l amış. Caddebostan. Suadiye. B os tancı kıyı sı dır. Eskilerin "Bir tatlı
huzur
alnıaya
geldikleri" Kala-
ını ş' t a. size de ikranı edilecek pek çok şey vard ır. Bu kısa hatırlatmadan sonra. Anadolu kıyısından. yıldız ışıltılan arasında Karadeniz istikametinde yola ç ı kan say ın yo l cularımız . Beylerbeyi. Çen-
gelköy ve Yaniköy'de yakamoz seyri ne geldiniz. Tepeleri kuşatan çamlık lardaki bülbüller sarkınıza eslik ederken , vapurun küpeştesine ay~klannızı u za tıp . s ım s ı cak bir. mutluluğun kucağına a tıl ab ilirsin i 1. lskclcyc inip civardaki balıkçı ıneylıanclerinde de t'urunuzu renklendirebilirsiniz. Benzer balıkçı meyhanelerini Küçüksu, Hisar ve Kanlıca'da da bulabilirsiniz elbette. Çubuklu. Paşabalıçe derken. istersenil Beykol'da genişçe h oş
18 MAGAZiN 9/88
Yenilenen ve "çiçek" gibi olan Çiçek Pasajı , Istanbul'un y~un Ilgi toplayan mekanlanndan biri olmayı sürdürüyor.
The "Çiçek Pasaj" which went through a refurenation processisa real flower now. ~oluklanabilirsini1.. Bu arada Kanlı ca \la bir sade kah ve içmek ya da ünlü yoğurdundan yemek tercihinize kalmış. Ama Beykoz. seçkin bir masal merke1idir. Ulu çınarlar, geceleri büsbütün ımısal atmosferine bürünen dalları) la. !>izi kendilerinden bir parça kılariarsa .hiç şaşmayın. Çünkü. yaşa ç!ığınız Istanbul gecesidir ve bir Istanbul gecesinde her şey mümkündür ... Bey ko? son duraktır diye hemen küsmeyin. Bir bakıma. gece şimdi başlıyor. Belki de şu ana kadar görüp vasadıkların11 teselli mükafatı türün(tc;ı sevlerdi. Bakın simdi ne imkanlar var · bnünü1de: B~ykoz'dan balıkçı motorlanyla Yeniköy'e geçip o güzelim kıyı meyhanelerinde geceye devam ederek . soluğu yine Beyoğlu'nda alabilirsinil. Tabii. Sevkoz'dan biraz daha ilerleyip Osmanlı. padişahlarının cirit attığı ünlü çayırda. ay ışığının ağaç yapraklarında gerçekleştirdiği cünıbü-
şü izlemek de var. Bir başka alternatif. Çamlıca tepesine çıkıp, geceye "Tepeden" bakmaktır...
Geceleri uyumuyar İ stanbul. Tıpkı Paris gibi. Londra gibi. ew York gibi ... Isteyen dünya ö lçülerinde modern bir gece geçirebilir. isteyen kafasını ve kalbini din lemek için gecenin diğer nimetlerinden faydala nır. Boğaziçi kıyı l arında ise. her iki eğlence türü. değişik periyottarla yaşanabilir. Gezmek, göıınek. eğlenmek ve aynı zamanda bir masal ye ş iir dünyasını paylaşmak için !.stanbul geceleri bulunmaz fırsatt ı r. I şte bu büyük potansiyeli di~kate alındığında, bir süre sonra "lstanbul'da gece turizmi" diye bir sektörün doğması hiç de ihtimal dışı değil. Çünkü, geceleriyle de yaşayan şehir l erin soluklan, daha kalıcı ve etkili oluyor. gönül
e diyor şair, "İstanbul'u sevmezse aşkı ne anlar ... "
Bankamatik:
İş Bankası'nın
elektronik bankacılığa kazandırdığı
boyut!
Bugün elektronik hizmet veren 300'ü aşkın
İş Bankası şubesinde
vadesiz hesabı olan herkes, Bankamatik kartı alabilir ve Bankamatik kolaylığından yararlanabilir! Bankamatik kartı olanlar, diledikleri Bankamatik'ten, diledikleri an (gündüz/ gece ... hafta içinde, hafta sonunda, tatilde ... ) hesaplanndan para çekebilirler! Bankamatik kartı cebinizde paramz 24 saat emrinizde
••
•
TURKIVE
•
IŞ
BANKASI
Bankamatik bulunan İ ş Bankası Şube l eri: • Ankara: Başkent , Çan kaya, K avaklıd e re, Kızılay, Yenişehir. + İstanbu l: Bakırköy, Be yazıt , Caddebostan, Kadıköy , Levent, Nişantaşı , Şiş l i , Yıldız Posta Caddesi . + İzmir: Alsancak, Girne Aksoy, H atay, Konak. + Di ğerl eri: Alanya, Bodrum, Bursa, Çeşm e , Fethi ye, Ku şadas ı , Marmaris.
YEDi BiN YILLIK SANAT
BakirCIIIğin ikinci doğumu Dünyada hiçbir ülke, bakır eşyada Türkiye kadar çeşit zenginliğine sahip değil. Bu zenginliğin farkedilmesi, dış taleplerde yoğun artışlara yol açtı. Çıraklık Yasası ise, geleceğin ustalarını yetiştirmede en büyük adım olacak
•
nce ve uzun çekiçler külçe üzerine belli bir ritm içinde iniyor ve tok sesler tüm sokağa yayılıyor du. "Gürültü mü? Hayır hayır. Ben bu çekici, burada 40 yıldan beri vuruyorum. Sabahın erken saatlerinden gün batımına kadar hep aynı sesi duydum. Onunla kırk yıldır dostuz. Bu çekiç sesleri sadece mesleğimizin değil hayatımızın da aynlmaz bir parçası
1
dır. "
Böylesine bir cevabı, cılar Çarşısı'ndan değil ,
sadece Bakır Gaziantep'in-
den Diyarbakır'ına, Konya'sından Edirnesi'ne kadar Anadolu'nun çeşitli yörelerindeki her ustadan duyabilirsiniz.. .
Gerçek anlamda, bakınn eritilmesi başlayan metaluıji tarihinde, en eski tekniği oluşturan "dövme" , çeşitli eserlerin yapımında kullanılmış, yüzyıl ile
lar ilerledikçe hem usulleri hem de aletleri gelişmiştir. Tunç çağında, taş aletlerin yerini tunçlar, demir çağında ise çelikler almıştır. Metalurji tarihinin ilk başladığı topraklar olarak bilinen Anadolu, çok zengin maden yataklarına sahipti. Arkeolajik kazılardan elde edilen veriler, madenciliğin dünyada ilk defa yaklaşık 10 bin yıl önce Anadolu'da Çayönü'nde başladığını gösteriyor. İlk üretim ise büyük bir kültür merkezi olan Çatalhöyük'de gerçekleşti . M.Ö. 7 bin yılındaki ilk arıtılma işlemlerinde FotoOrafıar: Sami GÜ N ER
Bakırcı lık, çıraklıkla baflıyor ve zaman Içinde kazanılan uetalıknadlde eeeı1er yaratıyor.
Copperswithing isa trade that one learns as an apprentice, helping the export journeymen .
Deeen deeen nalaflanan bllkıı18r, tuı1etlerln büyük Ilgialni çekiyor. bakır cevheri kuşkusuz önemli bir yer tutuyordu. . Osmanlı Imparatorluğu döneminde oldukça yaygın olarak kullanılan bakır eşyalann hemen hepsi, olağanüs tü bir işçiliğin ürünüdür. Kap türlerinin fazlalığı, zengin biçimleri ve kullanılan malzeme, bu dönemin karakteristik özelliği olmaktadır.
Türklerin Balkanlar'daki egemenliği sırasında kurulan ve çeşitli teknİk lerle çalışan atelyeler Ustova, Petkova, Priştine ve Saraybosna'ya kadar yayıl mış, Anadolu'da ise usta eller "dövme" tekniğinin uygulayıcılan olmuştur. Binlerce yıldan beri uygulanan bu teknik, bakır külçenin çekiçlenmesinden başka bir şey değil . Bakır kiliçenin levha haline getirilmesi işlemi, günümüzde modern silindir makinalan ile yapılı
yor. Ancak, hala eski sistemde direnen ve "el emeğinin yerini makine tutmaz" diyen bakır ustalan, çekiçlerini vura vura yeni örnekler sunuyorlar. Bazı yerlerde, "Şahmerdan" adı verilen otomatik çekiçler, insan gücüyle yapı lan inceitme işinin zorluğunu ortadan kaldırdığı için tercih ediliyor. Şahıner dan kullanılması sırasındaki yeknesak çekiç vuruşlannın gücü ve hızı eşdeğerli olduğundan , bakır levhalar hep aynı ölçüde incelebiliyor. daha sonraki işlemlerde ise, ustalar sanatlarını ortaya koyuyorlar. Muğla'nın Yatağan ilçesine bağlı
Günümüzde, Kayseri, Muğla, Denizli, Tokat, Sürt, Erzincan ve Elazığ yörelerinde süregelen bakırcılık sanatı yeni-eski karışımı el işçiliği ile yabancı pazarlara açılıyor. Eski bakırcılık sarıatı örneklerini yeni işçilikle sunan Gaziantep parçalan, vitrinieri "albeni"si ile süslüyor. Eski dönem bakır eşyaların, yeni işçilikle "eskiye sadık" kalınarak yapılması,
hem antika pahalılığını ortadan kaldı nyor hem de bu büyük sarıatın yaşatılmasını temin ediyor. Günde ortalama sekiz saat çalışan bir bakır ustasının, kısa aralıklarla sürekli çekiç vurduğu düşünülürse, bu sanatın ne büyük çaba ve sevgi istedi~ büsbütün ortaya çıkıyor. Bakın
sarıat
yapan da bu
olmalı
açısından
"altın"
herhalde...
Copper-ware in different shapes are admired by tourist from the world over. Kavaklıdere'de, 100 kg. ağırlığındaki Jeblebici tavalan, külçe bakınn uzun ve ağır çekiçlerle dövülmesiyle şekilleni yor. Kavaklıdere, bu sebeple, külçe bakınn dövülme geleneğini sürdüren en önemli bakırcılık merkezi sayılıyor. Sanayideki yeri bir kenara bırakı lırsa, mekanların vazgeçilmez eşyası olan bakır, plastik ve alüminyum karşısında uğradığı yenilgi ile mutfaklardan çıktı gitti. Ama yıllar geçtikçe, antika değeri kazandı. Eski fonksiyonlan ile günümüzde kullanılma imkanı olmayan bakır parçalar ise, dekoratif nitelik kazandı. Kazanlar saksılık, kildanlar mücevher kutusu, mangallar çiçeklik, lengerler ise sigaralık olarak hayatlannı sürdürüyor. Araştırmacılara göre, hiçbir ülke, Türkiye kadar bakırda çeşit zenginliği ne sahip değil. Bu zenginliğin farkedilmesi ile dış taleplerde de her geçen gün artış görülüyor. Tabü, turizmdeki gelişmenin, el sanatlan!'!lıza carılılık getirdiği bir gerçek. Ote yandan, Çıraklık Yasası'nın gündeme gelişi, bakırcılık başta olmak üzere diğer el sarıatlarımızda da geleceğin ustalannı yetiştirecek. Meslek okullan ise, el emeğinin çağdaş biçimde değerlendiril mesinde bilgi ve beceri yuvaları olarak
çoğalıyor.
Türk bakırcılığının teşviki yapılan çalışmalar, bu uluslararası alanda daha da
konusunda
emeğin değerlenınesini sağlayacak.
MAGAZiN 9/88 21
A 7000 YEAR OLD ART
The Reb"rth of Copperworking No country in the world passesses as a wide a variety of copperware as Turkey. The discovery of this wealth abroad has led to an increase in the demand for copperware exports. The new Apprenticeship Law will be the greatest help in training future master coppersmiths he tic-toc of slender harnıners beating lumps of copper rhythmically was heard all along the street. "Noise? Not at all, I have been haromering here for forty years and am used to hearing this so und from early in
T
the moming till the sunset This tic-toc of the harnıners is an integral part not only of our work, but also of o ur life." Such an answer may come from any coppersmith either in Bakircilar Çarşisi (Coppersmiths' Market) in Istanbul or in any workshop in
Bakırcılıkta ustalık
kadar önemli bir dl{ler husus sabır ve dikkat. Patience anda steady hand are real im portant in working the copper-ware.
Gaziantep, Diyarbakir, Konya, Edirne or in any other part of Anatolia. In the history of metallurgy, which started properly with the melting of copper, forging, the oldest technique, has been employed in the manufacture of various objects. Through the ages, both the methods a nd the tools of forging have undergone changes. Bronze tools in the Bronze Age and steel tools in the Iron Age have replaced the st one tools used in forging cop per. Anatolia, where the history of metallurgy is known to have started, abounds in regions of rich mineral deposits. Archaeological excavations have shown that mining has started approximately 10,000 years ago in Çayönü in Anatolia. Copper was produced for the first time in Çatalhöyük, an important cultural center at the time. In the first smelting process during the 7th millennium B.C., the copper ore undoubtedly had an important place. The copper articles enjoying prevalent use during the Ottoman years were all products of extraordinary skill. Various kinds of bowls, in etabora te style and out of the finest material, are characteristic products of this period. Workshops established in the Balkans during the Turkish doruination and employing various techniques spread as far as Ustova, Petkova, Pristine and Sarajevo; meanwhile in
Anatolia master craftsmen stuck to the forgery ("beating") process. This technique, employed for thousands of years, consists of hammering the lumps of copper until it is thinned into sheets. In fact, taday modem cylinders are widely employed for this process. Nevertheless, there are stili some master coppersmiths who insist that "the machine can not replace the human hand," and produce new specimens entirely through hand work. In certain places, heavy drophammers, ca ll ed "Şahmerdan", are preferred in the monotonous task of reducing the thickness of the copper sheet through repeated blows. The advantage of using the Şahmerdan consists in that, by dealing even blows all over the surface, the copper sheets are thinned in a uniform fashion. In such workshops, the masters reveal their craft in the la ter stages. In the viiiage of Kavaklidere, located in the country of Yatağan, province of Muğla, 100-kg. chickpea roasting pans take form through the beating of the copper mass with long and heavy hammers. Due to this activity, Kavaklidere is considered the most important center continuing the traditional beating process. Leaving aside its role in industry, copper has almost completely disappeared from the kitchen, after having suffered defeats in the hands of plastics and aluminum. Yet, passing years have raised copper objects to the status of
antiquıtıes.
Handmade copper pieces unusable for their original purpose, have today gained a decorative quality and an increased value. Old cauldrons now continue their life as flower-pots; kildans as jewelry boxes; braziers as flower stands; and large bowls as cigarette box holders. According to researchers, no country has as rich a variety of copper objects as Turkey. The discovery of this
wealth abroad is leading to increased demands for copper exports. Of course, it is true that the developments in tourism bring new vitality to handcrafts. Furthermore, the passing of the new Apprenticeship Law will no doubt help train the master craftsmen of the future, especially in copperworking. It is encouraging to see that there is a rise in the number of trade schools; these are nurturing environments where knowledge and skill about traditional crafts are imported to promising youth. Current efforts to encourage Turkish coppersrnithing will allow this art to receive international renown. The products of he coppersrnith's art, practised today in Kayseri, Mugla, Denizli, Tokat, Siirt, Erzincan and Elazig, mixing tradition with innovation, are being seen in increasing numbers in foreign markets. Works from Gaziantep, presenting old models with new workmanship, often catch the customer's eye in displays. These are faithful replications of traditional copper articles, using modem working methods; such iterns are both serving to perpetuate this great art and also fighting against unaffordable prices for genuine handwork. If one thinks that a master coppersmith works approximately 8 hours per day, and harnıners continuously during this time, it becomes evident how much dedication and hard work goes into the creation of each article. And perhaps it is this kind of treatment which transforms copper into "gold".
MAGAZiN 9/88 23
FUAR 57 YAŞlNDA
•
lzmir'de ekonomi şöleni
Otuzdan fazla ülkeden ikibine yakın yerli ve yabancı kuruluşun katıldığı İzmir Enternasyonal Fuarı, kapılarını açtı. Fuar, ekonomik ve kültürel açıdan büyük önem taşıyor. lHY pavyonu büyük çapta ilgi topladı ç
57. defa açtı Enternasyonal Yanın asn aşkın tecıübesi ile her yıl ortalama 30'dan fazla ülke ve 2 bine yakın yetli ve yabancı kuruluşun katıldığı fuar, aynı zamanda dostlukların pekleşmesinde de en önemli rolü oynuyor. Fuar sadece İzmir ve Ege Bölgesi'ne yeni bir canlılık vermekle kalmıyor, Başbakan Turgut Ozal'ın deyimi ile
V
kapılannı
Izmir Fuan.
"Yerli ve yabancı işadarnlannı bir araya getirip, ticari bağlantılar için en uygun zemini hazırlamaktadır. Aynı zamanda tecriibesi ve fuarlar arasındaki mümtaz yeri ile ülkemizi en iyi biçimde tanıtmakta ve ekonomik potansiyelimizin sergilenmesinde büyük bir paya sahip bulunmaktadır." Fuarın Türkiye ve iştirak eden ülkelerin yarariarına uygun, gerçek ticari bağlantılann yapılacağı bir or.tam hazırladığını belirten Başbakan Ozal,
lzmlr Fuan, hem ekonomik yönden, hem de kültürel yönden hareketli geçiyor. The ızmir International Fair is im portant both from the po int of view of economy and
24 MAGAZiN 9/88
lzmlr Enternasyonal Fuarındakl THY pavyonu ziyaretçi akınına u(J'adı. THY pavillion inthelzmir International Fair attracted quite a number of visitors.
bilgi ve teknoloji transferine bu alanda da vurguluyor. Türk Ekonomisi'nin aynası olma niteliğini, fuarla isbatlayan İzmir, şimdi 57 yılın tecrübesi ile, dünya fuarcılık hareketinde en ön sıralara doğru ilerliyor. İzmir Büyük Şehir Belediyesi ise fuarın çok geniş kapsarnlı işlevi konusunda yoğ!.ın çaba veriyor. Baş kan Burhan Ozfatura katılan ülke sayısının her yıl artışını fuarın giderek uluslararası alanda önem kazanması na bağlıyor. Fuarın ihracat fuarı haline geldiğini dile getiren başkan "işadamı nın ayağına gelen yabancı ülke temsilcileri ile yararlı.. bilgi akışına giriştiğini" kaydediyor. Ozfatura bu yıl en son teknolojinin sergilendiğini belirterek, fuarın dünyadaki . yerini şu sözleı:le ortaya koyuyor: "lzmir Fuarı, "UFI" Uluslararası Fuarlar Birliği Takvimi'ne dahil olmuştur. Fuann yurt içi ve dışında tanttılması ve potansiyelin geliştirilmesi yolunda önemli adımlar fırsat yaratıldığını
Singapur'dan Filipinler'e, Güney Kore'den Pakistan'~ kadar çeşitli ülkeleri kaynaştıran Izmir Fuarı, Asur ve Fenikeiller dönemindeki ilk fuarcılık anlayışının son halkası olarak şimdiler de çağdaşlığın temsilciliğini yapıyor.
Tarih, fuar anlayışı ve benzer hareketlerin ilk olarak Mekke civarın da Fenikeliler tarafından başlatıldığını yazıyor. Fenikeiiierin ürettiği cam eşyalar, süs ve takılar panayırtarda pazarianıyor ve satıcılar ile alıcılar genişçe bir alanda bir araya geliyorlardı. İlk fuar niteliğini taşıyan bu panayırlarda, sanatçılar hünerlerini gösterir ve ticareti renklendirirlerdi. Anadolu'da ise Asurlular zamanın da açık pazar niteliğinde şehirler vardı. Kayseri ise bunların en büyüğü ve özellik taşıyanıydı. Her yıl Haziran ayında Mezopotamya'dan hareket eden ticaret kafılesi, Asurların ziynet ve deri .ürünlerini Kayseri'ye getirir, böylece Iç Anadolu'da en önemli fuar hareketi yaşanırdı . Anadolu her zaman bir ticaret yöresi olduğu için panayır ve fuar anlayışını hep sürdürmüştür. Bugün . Anadolu'nun her bölümünde hasad sonunda yapılan panayıdar kendilerine has özellikleri ile görülüyor. 1871 'de temeli İngiltere'de atılan modern fuarcılık günümüzde . tüm ülkeler tarafından paylaşılıyor. Izmir Enternasyonal Fuan ise konumu ve nitelikleri ile çok büyük çaptaki fuarlar arasında yer alıyor.
Giderek geliten ve büyüyen lzmlr Enternasyonal Fuan'nı her yıl binlerce klfl ziyaret ediyor. The Fair is growing every bear in size, and in im portance
atıldı. "
Fuarın altyapı çalışmalarının sonuçlandınlması , estetik ve fonksiyonel özelliklerin gerçekleştirilmesi bu çabaların başında geliyor. Aynca yeni büfelerin kurulması ve göl tecritinin gerçekleştirilmesi ile, bazı pavyonların Türkiye başta olmak üzere restore
edilmesi, İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanlığı'nın yoğun çalışmaları arasında yer aldı.
MAGAZiN 9/88 25
THE FAIR'S 57TH BIRTHDAY
Economic Rendez-Vous In lzmir The Izmir International Fair opened its doors to almost 2000 domestic and foreign organizations from more than 30 countries.The fair carries great economic and cultural importance
T
he !zmir International Fair recently opened its doors for the fıfty-seventh time. In recent years almost 2000 domestic and foreign organizations from more than 30 countries have brought their partİcİpa tion to the Fair having half a century's worth of experience. In addition to its economic purpose the Fair plays a very significant role in the consolidation of international friendships. The F air does not stop at revitalizing !zmir and the Aegean region . In the words of Prime Minister Turgut ÖZal: "The Fair prepares the most suitable ground for the meeting of domestic and foreign businessmen and the establishment of commercial contacts. At the same time with its experience and prominent place among the international trade fairs, the Fair has a great share in publicizing our country and its
economic potential." The Prime Minister also indicates that the special environment furnished by the Fair which allows the establishment of real commercial contacts beneficial to the interests of all ~articipating countries. The opportunitıes created for the transfer of knowledge and technology are some other benefits. As the organİzer of the Fair for 57 years, !zmir has gained areputation for being the mirror of Turkish economy. With its oontinuing initiatives in this :l!C::a, .Izmir is now among the leading cıtıes ın the worldforthe organization of international trade fairs. The municipality of Greater Izmir spares no efforts in the intensive organisation of this diverse fair. The Mayor of !zmir, Burhan Özfatura attributes the year-to-year increase
lzmlr Fuar'ında özelllkle çocuklann hücumuna u(J"ayan bölümlerden birisi de lunapark. Amusement park ıs the most attracted spot for children.
u;
the number of partici pating countries to the growing international recognition given the Fair. Acoording totheMayor, the F air is an environment in which "the businessman exchanges useful information with his co.ı:ınterparts from other oountries." Mr. Ozfaruta after po inting to the latest technology on exhibit in this year's fair, mentions with same pride that the lzmir Fair has now been included in the Calendar of the International Union ofFairs(UFI). The Mayor does not overlook the major steps tak en in order to publicize the F air domestically and intemationally as well as the efforts made for further developing its potential. The most important ones among these efforts are the completion of the underground installations and the realization of aesthetic and functional improvements. In addi tion, the Municipality ofGreater lzmir is actively engaged in the construction of new food stands and the complete isolation of a new artificial lake, and there modelling of the Turkish and a number of other'pavillions. . The !zmir International Fair bringıng to gether S ingapore and Philippin es, South Korea and Pakistan, and many other countries is a contemporaray representative of a very ancient ıradi tion which was already witnessed in the Assyrian and Phoenician cultures. History records that the first even having the nature of a trade fair was initiated by the Phoenicians, at a place not far from Mecca. On that distant occasion Phoenician glassworks, jewelry and omaments were exhibited and large numbers of seliers and huyers were brought together in an impressive square. In these earliest trade fairs artists gave li ve demonstrations in orderto add excitement to commerce. In Anatolia, in the age of Assyrians, there were certain cities which had the nature of open markets. Kayseri (Caesarea) was the largest and most special. Every year in the month of J un e, mercantil e caravans would set off from Mesopotamia carrying to Kayseri the leather goods and precious omaments of Assyrian craftsmen; In this way, Central Anatolia would Iive the most magnificent fair ofthe region each year. Having always been a region of commerce, Anatolia has kept alive traditions of fairs and market places. Harvest fairs held in the different comers of Anatolia today oontinue these traditions while demostrating interesting local differences. The modem ooncept of trade fairs, started in England in 1871 is now shared by all countries. The !zmir International Fair both with ıts geographic location and its qualities has taken its place among some of the largest in the world.
PLEASE ... ilindiği üzere, no-show konusu tüm dünya havayollarını surekli meşgul eden, ticari kayıplar yanı sıra yolcu hizmetlerini de aksatan bir sorundur. Uçaklarda rezervasyon yaptırdığı halde yolcunun uçmaması durumunda no-show diye adlandırılan " uçakta yer yok dendiği halde yer olması ' ' olayı ortaya çıkmaktadır. Karşı tedbirlerin alınmaması halinde koltuk kaybına yol açan bu konu sadece THY'na özgü bir sorun olmayıp tüm hava yollarının bir problemi olarak görülmektedir. 20 üyeli AEA (Avrupa Hava Taşıyıcıları Birliği) hava yollarının bir yıllık taşımalarında gelmeyen no-show yolcu nedeniyle 1 milyon koltu~n ., '·' değerlendirilemediği ; bunun da, toplarnın % 5'ine tekabül eden 200 milyon dolarlık bir kayba sebep oldu~ görülmüştür. AEA, önemli mertebelere ula§an bu kayıpların önlenmesi için bir kampanya açmış; yolcu, acenta ve hava yollarının bu konuda sürekli ilgi ve eğitimini hedef almıştır. THY da bu kampanyaya katılmış
P
B
bulunmaktadır.
• Rezervasyon kaydı gelmeyen yolcu.
yaptırdı#J.
halde
assenger reservations are elirobing swiftly in the world of aviation, due to growth in technology and the world economy. Unfortunately, the increasing numbers cause a corresponding rise in no shows, a problem for all airlines. But no satisfactory solution has yet been found. The Assodation of European Airlines (AEA) which has 20 members including Turkish Airlines, has been searching for both preventive measures and remedies for no shows. Each year 900,000 passengers fail to board after making inital reservations, costing 200 million US$ . To counterract the no show problem, AEA holds meetings annually to discuss tactics, and a campaign is being launched by AEA to educate passengers, travel agencies , and airlines, wich are the cause as well as the solu tion. Customers contribute to the problem when they do not take the same care in cancelling unneeded seats as they do in making reservations, if they decide to change flying times or airlines. This inflicts a financial burden on the airline, and damages the corporate image as well. We believe that cooperation by both passengers and agencies will enhance the efforts of the AEA to minimize the problem.
ı"'
*Passengers who make reservations ona flight but fail to board without cancellation
hergün içiçe E vimizdeki pencerede, soframızdaki bardakta , bizi ay dınlatan ampulde odamızı süsleyen . kristallerde hep onlar var. Sadece bu kada r değil. Inş aat , otomoti v, gıda, içki, eczacı lık , savunma, ta rım ve hizmet sektörleri gibi, ekonominin çeş itli ala nla rınd a, cam mamulleri ay rı bir önem taş ı yor. T ürkiye Şişe Cam Fabrikalan A. Ş. Türk iye' nin en büyük sanayi kuruluş l a rınd a n biri . Dünyada on uncu, A vrupa'da ise b eş in c i s ırad a yer a lı yor. Halk arasın da " Paşa ba hçe" _ o la rak bilinen kuruluş , 1935'de adını aldığı semtte faa liyete geç tiğinde, sadece T ürkiye' nin şişe i hti yac ını karş ıla mayı a maç edinmi ş ti . FabrikanJn yeri, Beykoz'un ca m ürünleri ile ünlü ol uşu ve kumım ıın ima lata elverisli bulunm as ı sebebiyle seçilın işti . BÖylece küçü k çapta baş l a tıl a n üretim da ha sonra mutfak eşya l a rını da kapsayacak ve l96 1'de ülke nin il k düz cam fabri k as ı k u rulacak t ı. Aynı yı ll arda züccaciye fabr i kas ı ve dört fırın i ş le tın eye açıl a cak, 196 Tde ise krista l üretimine geçi lecekti . T ürkiye Şişe ve Cam Fabrikala n A.Ş . ikisi yurt d ış ında o lmak üzere ş u anda to pla m y inni a l t ı ş irk eti n o l tış tur du ğu bir sanayi devi. O nyedibi ni aş kın kişi n in çaba la rı ile 670 bin to nlu k ca m üretimi ge rçe kl eş t ir il di ve I trilyon 125 milya r lira do l ay ın da ciro sağ l a n d ı. Genel Müdür Ta lat O rho n. sürekli veni yat ırı m lar yapıld ığını ve gelirin bü.yi.ik bir bölümünün bura la ra a kt a rıldı ğını belirterek şöyle d iyor: "Geçen y ıl 223 milyo n dolar lı k (ya kl aşık 269 mi lya r TL.) ihracat ya ptı k . Toplam 66 ülkeye ca m ve cam ürün leri ihraç edi yoruz. Bunun üçte bir i Avrupa To p l u l uğ u ülkelerine ya pı l m ış t ı r. Paza nın ı z Amerika'dan Uza kd oğ u ülkelerine, Afrika'dan Avrupa)a kadar u za ı:ı_ın i;l kta dır . " Ote ya nda n, TU BITAK'dan sonra en ge n iş ve en büyü k a raş t ı rma merkezine sahip olan kuruluş , bugü n yet iş ti rd i ğ i uzma nla da " ihti sas laş ma "nın ürü nlerini topluyor. "N için böyle büyük bir araş tırm a merkezi?" sorusuna ise, Talat Orha n'un ve rdiği cevap h erşey i açı klam aya yetiyo r: "Dev bir k urul uş olara k dünya piyasasında ayakta kalmanın şartları
O
nlarla
yaş ıy oru z .
Türkiye Şişe ve cam Fabrikalari, Ikisi yurt d1ş1nda olmak üzere, 26 kuruluşun oluşturduğu bir sanayi devi MAGAZiN 9/88 29
Tllrtder asırtardıwı bert cama hayat veriyor. Tllrtt ustalann emekleri camllerde vHray, masalarda çefmlblllblll olarak hayatımızın Içinde yer alıyor.
The ski ll of Turkish master gl assmakers has created a w ide ran ge of works; from the stained gl ass in the mosques to the delicate glassware in o ur homes.
EmeQin, ltçiiiOin ve asteUOin bir araya gelmesiyle camların listünde gllller açıyor. Hard work and ski ll ereale wonders out of gl ass.
\
vardır.
50 yılı aş~ın bilgi birikimimizi sürekli yenilernek ve dünya cam teknolojisini çok yakından izlemek zorundayız. Dünya teknolojisini sadece almak da yetmiyor. Onu uygulayacak insanlar yetiştirmek gerekli. A vrupa ve dünya ile yanşmanın teknolojik kurallan vardır. Kuruluşumuz, araştır ma merkezinden tutun, diğer ünitelerine kadar her yönde bu büyük yanşı başarılı sürdürmek düşüncesiyle hazır lanmaktadır."
"Şeffaf güzel", 4.000 yıldır insanoğlunun hayatında yer tutuyor. Plinius'un naklettiği bir efsaneye göre. Fenike kıyılarına çıkan bazı tacirlerin, yemek pişirirken tencerelerini oturttukları gü herçile topakları yerdeki kumlarla karışmış ve ateşin etkisiyle ilk cam meydana gelmiş . Şimdi teknolojinin gücüyle, cam, şekilden şekle, renkten
Eritilen cam, özel borular ve nefes yardımıyla şekliden şekle giriyor. Kulplar
Ise ayrı bir teknik lle takılıyor.
The melted gl ass is shaped into various forms, by blowing through special pipes. The handles are attached by a different technique. Adını bulunduQu semtten alan Paşabahçe fabrikası,
dev bir tesis olarak hizmet veriyor. The Paşabahçe factory, established in a Bosphorus viiiage of the same name, is a huge enterprise
FotoOraflar: Sami GÜNER
renge giriyor. Türkler, tarih boyunca camcılığa önem verdiler. Selçuklular çeşitli cam eşya yapıyorlardı. Artuklular ve Selçuklular devrine ait cami ve medreselerde kullanılan ve "şernsiye" adı verilen carp türü çok ünlüydü. Fetihden sonra Istanbul cam eşya yapımının merkezi haline gelmiş ve sonraki dönemlerde Eğrikapı civarında cam imalathaneleri kurulmuştu . Bazı kaynaklar Bakırköy çevresinde de imalat~aneler bulunduğunu belirtmektedir. Istanbul Bostancı Ocağı'nın bir kolu olan Camcılar Ocağı, sarayda kullanı lacak camlan hazırlamakla görevliydi. XIX . asır başlannda Çubuklu taraflarında kurulan bir kristal cam imalathanesinde, "çeşmibülbül" adı verilen özel camiann üretimine başlan dı. Günümüzde "Beykoz" olarak adlandırılan bu eşyalann, ışığa tutulduklan zaman kırmızı renk yansıtma ları, Prof. S. Tumer tarafından "eşine raslanmaz bir sanat" olarak yorumlanıyor .
Federal Almanya'da yapılan bir anketin, tüketicilerin yüzde 24'ünün Leonarda'yu tercih ettiğini göstermesi, Türk ürünleri açısından gerçekten onur verici bir sonuç olmuştu. Çünkü Leonarda, Paşabahçe'nin ürünüydü. Bohemya gibi, Waterford gibi dünyaca bilinen bir marka Paşabahçe ... Dünya cam yarışında daha ön sıralara geçmek için sürekli atılırnlara hazırla nan kuruluş , 123 milyarlık yeni yatırımı ile daha büyük başarıların müjdesini veriyor.
ÇefmlbOibOIIerln Oretlmlne 19. asrın baflarında Çubuklu'da kuNian bir lmalathanede başlandı
MAGAZiN 9/88 31
GlASS MAKING AND GlASS INDUSTRY IN TURKEY
From Çeşmibülbül to Paşa bahçe Turkey Bottle and Glass Factories exported glass and glassware to 66 countries last year. The trademark Paşabahçe is an assurance of quality in many countries of Europe, America, the Far East and Africa lass forms part of our everyday life under manydifferent forms. lt is on our windows and ı on our .tables as glassware, on our ceilings as Jamps and bulbs, on our shelves as china and crystals decorating our houses. Moreover glass and glass products have a significant role in various industrial sectors, such as construction, automotive food , beverage, chemistry, defence, agriculture and service. Turkey Bottle and Glass Factory lndustry. One of the major industrial enterprises in Turkey, is the tenth largest in the world and fifth largest in Europe. The factory chain is known commonly as Paşabahçe, after the name of its original Jocation on the
G
Anatolian coast of the Bosphorus. It was in Paşabahçe that the factory was fırst founded in 1935 with the purpose of meeting the bottle demand of TurkeyThe location was chosen because of its proximity to Beykoz, the next viiiage along the Bosphorus, famous for its manufacture of glass and having sand suitable for the manufacture of\ it. The factory started \on a smail scale was enlarged afterwards to cover the production of kitchen articles and in I96 I the fırst plain glass factory in Turkey was founded here. During the same years, the china factory and 4 ovens started operating and in I 967 the factory started manufacturing crystal. Turkey Bottle and Glass Factories Industry is an industrial giant comprising a total of 26 companies, of which 2 abroad. In the factories 670.000 tons of glass have been manufactured employing more than I 7.000 people, with a total sales volume amounting to I trillion 125 billion Turkish Liras. General director Talat Orhon po in ts out that new investments absorb the greater part of the profıt made and continues as follows: "Last year we exported goods to the amount of 223 million dollars. We export glass and glassware to a total of 66 countries. Of these, one third are members of the EC. Our customers range from the countries of America and the Far East to those of Africa and Europe." Besides, the enterprise having the largest and most extensive research center in Turkey after TU BITAK, benefits from the rewards of specializing. When asked why such a big research center was necessary, Talat Orhon says the following:
"Surviving on the world markets as a giant enterprise is only possible if you fulfill certain conditions. We have to renew constantly our techniques and mastery, an accumulation of more than 50 years' experience, and follow the developments in the glass technology all over the world very closely. Moreover, it is not enough to adopt the latest technology in the world: It is also necessary to train the personnel who is to apply this technology in our factories. You have to be up to date technologically if you want to compete with Europe and the world. It is our · aim to carry on this competition not ' only with our research center but with the work of all the units of our factories." The "transparent beauty" has occupied an important place in the history of mankind for 4000 years. According to a legend related by Plinius, the fırst glass was formed by accident, when some merchants laneting on the Phoenician coast were cooking their food by a fıre that they lit on the sand: The salt-peter (potassium nitrate) lumps on which they rested their pans mixed with the sand on the ground, to form, with the help of the heat from the fıre, the fırst glass. Today, due to improved technology, glass is manufactured in every shape and colour. The art of glass making has always had an important place in Turkish society. The Seldjuk Turks were skilled in making different kinds of glassware. Especially, the kind of glass called "şemsiye" and used in mosques and medresseh's (theological schools) was famous. After the Conquest, Istanbul had become the center for the manufacture of glassware and later on glass factories were established in the vicinity of Eğrikapi. At the beginning of the 20'th century, a crystal glass factory was established in Çubuklu, near Paşabah çe.This factory started manufacturing an especially sophisticated kind of glassware decorated with flowers and interlaced designs, named "Çeşmibül bül" (The nightingale's eye). The artİdes made of this special gl ass, called Beykoz today, reflect a red hue when held up to the light. The art of the Çeşmibülbül crystals is deseribed by Prof. S. Tum er as being of an exquisite refınement. Paşabahçe
is a world famous trademark, like Waterford and Bohemia. However, the enterprise, never losing sight of the competition in the world glass market, is ever launching new investments, trying to excel itself with each new product.
D E
AL S i T
UFUK
GENiŞLEDi
Bir
ALSIT VILLASI size bir mekanın sunabiteceği en değerli şeyi kazandırabilir: Yeni bir yaşam sevinci... Orada bir "ev" den beklediğiniz her şeyi ve çok daha fazlasını bulacaksınız.
~ &ll!:.&l~G:[@ lııı:ıııl
=
A LS
1T
"YAŞADICI MEKANDA DECER ARAYANLARA"
=Alsıt Vıliaları Buyukdere sırtlaronda sonsuz bır korulu()un ıçinde . BoQazın en güzel manzaralarından bırıne konumlandı • Alsıt Vıl l a!arı ideal bır mimarı düzenlemeyle. genış. rahat. estetik mekanlar olarak yukseldı . •
•
Orada yuzme havuzundan tenis kartlarına . ayrıntılar var. • Alsıt Vıllaları ıçin daha geniş
çocuk bahçelerıne, almak istiyorsanız lütlen bızı arayın .
gezıntı alanlarından .
bilgı
hayatı
zevkli
kıla cak
Büyükdere Tel: 142 06 61-142 04 85-142 90 40
MAGAZiN 9/88 33
GOOD LUCK, HUNTERS!
Hunting Tourism Gains Popu arity The extensive hunting grounds and forests of Turkey prornise a big development for the hunting tourismin the near future. In Turkey's forests live 19 species of big game belonging to 7 families o sooner was man created and Jeamed to use his hands that he started to hunt in order to feed himself. Hunting which started almost with the appearance of man on the surface of the earth, has continued uninterrupted up to our days. Though with the passage of centuries, the tools and the purposes have both undergone changes, the essence of the activity hasn't. While at earlier times the purpose was to feed oneself and to
N
protect oneself from animals that could hurt you, today, one goes hunting mainly as a sport. While at earlier times the tools used were extremely primitive, today one can go hunting with the most sophisticated weapons. Also, whereas hunting used to be an individual pursuit, nowadays it is often done in groups. Hunting, an extremely exciting and attractive sport, like everywhere else in the world, has become popular in our country, too. Turkey's natural wealth of hunting grounds and forests is being
Hem spor yönü, hem de heyecanı olan avcılık Için özel kıyafeUer gerekiyor. Hunting, which combines sport with excitement requires equipment and special wear.
discovered by hunters of foreign countries as well, and various tourism companies are organising outings for this purpose. Hunting grounds in Turkey consist of 20.5 million hectares of forest land and 2.5 million hectares of rocky territory. Needless to say it is extremely enjoyable to hunt over such extensive areas where a variety of animals are found in abundance. However, like in other countries, certain hunting grounds in Turkey have been placed under protection in order to prevent the extinction of certain varieties of animals. At this time, 19 species of large game game live in Turkey's forests. These belong to 7 families which are the following; the deer family, the empty homed animals, the boar family, the bear family, the hyena family, the wolf family and the wild cats family. The great majority ofthese animals Jive in forests and steppes. All over Turkey, there exist hunting grounds dı:signated by the Ministry of Agriculture, Forestry and Viiiage Affairs. One can hunt on these grounds in accordance with the rules and the timetables established by the same ministry. In the calendar for 1987-88, prepared by the Central Hunting Committee, the following are the species and the permitted times for hunting them: 1. From August to February,quail, pigeon and sand grouse. 2. From September to February:
Fotoğraflar: Av, Doğa, Silah dergisinden alınmıştır.
Av hayvanlannın nesilnin tUkenmemesllçln, Merkez Av Komisyonu taratından av takvlml bellr1enlyor. To see ure the future ot prey animals the Central Hunting Ageney is keeping a strict seasonal calendar.
MAGAZiN 9/88 35
Zengin bir tablat örtüsüne sahip olan ülkemizde av turizmi yeni yeni gellflyor. Ancak gen ı, aviaklann gelecek yıllarda büyük Ilgi toplaması bekleniyor. In the Turkish countryside, having a rich Iy diversidied natural flora and fauna, the hunting tourism is gaining mornantum recently. New hunting areas will attract large numbers of hunters in the coming years.
fox, badger, skunk, weasel, wild duck, wild goose, water hen, blackbird and woodcock. 3. From October to December: rock partridge, sand partridge, hazel grouse and rabbit 4. Throughout the year: lynx, hyena, wolf, jackal, boar, yellow wagtail, magpie and crows. However, before goind on hunt, it is also useful to know about the methods which are prohibited by the Central Hunting Committee. According to the Committee's decisions, traps, cages, hook, nooses, nets, birdlime, snares, and decoy birds are forbidden. Furthermore, poisoned meat or bait cannot be used. In addition, electronic devices cannot be used on hunting grounds to detect game, or to hunt animals. One fınal restriction is that, because hunting is a sport, one cannot use vehicles such as automobiles, tractors, and motoreydes while hunting. As one can imagine quite easily, the purpose behind these various interdictions is to prevent the extinction of species of game and thereby to make it possible for the hunters to enjoy the pleasures of hunting for a long time to come. On the other hand, there are some restrictions with respect to the defıni tion of hunting grounds. According to 36 MAGAZiN 9/88
these, it is not allowed to hunt on grounds designated for protecting, nurturing and resettiing game and in national parcs, in forest resting areas, in excursion and picnic grounds. However the Antalya Düzlerçami area and the hunting grounds in the region of Artvin are not included in these restrictions. After receiving a Tourism Hunting Permit, one can hunt wild goats in Antalya Düzlerçami and bears, wild boar, wolves and jackals in the Artvin region. It is an exquisite pleasure to go to an evergreen forest and engage in the sport of hunting while enjoying the beauty of nature. Of course, one should not discount the possibility of "the hunter himself being hunted", as the well-known Turkish proverb says. For instance, in the Antalya Düzlerçami Area you can really run up a bull by shooting at wild goats and missing, because for each sh ot missed there is a penalty of 10.000 TL's. In the event ofwounding but not killing the penalty goes up to 50.000 TL's. Well, maybe it's not worth talking about these, becaust'; for each wild goat killed you will have to pay 100.000 TL's anyway. And when you shoot a second one, the fee goes up to 300.000 TL's. But it is ditfıcult to imagine that any hunter, given the chance of hunting in such beautiful
forests would complain about the cost. Just to remind you, a good hunter evidently has to equip himself with a cartridge beli:, a backpack, a rifle holster, gaiters, a rifle strap, and, of course, a rifle. Needless to say, the rifle, too, has its basic requirements: namely, gunpowder, capsules and cartridges. These have to be kept in generous supply during the outing. Consequently, a dedicated hunter should be prepared to spend quite a lot of money to meet all the necessary expenses. How much would all this cost? Between 5 and 10 million TL's. Yes, one must confess that hunting is an expensive sport, but its amateurs are well a ware of its rewards. Of course, what matters here is not killing. Since, today, people have become aware of the need for the preservation of wild life, and care as much for protecting as for hunting game. Turkey's potential for hunting hasn't properly been discovered yet. As with tourism in general, hunting tourism too is a fast developing sector and promises to flourish in the near future. Extensive forests abcunding in various game and hunting grounds of exquisite beauty await explorers from all over the world. Good luck, hunters!
:.
.l.~ .
HAYDi AVCILAR, RASTGELE. ..
Av turizmi gündemde Türkiye'nin geniş avlaklan, yakın gelecekte av turizminde büyük gelişmeler olacağını ortaya koyuyor. Ormanlanmızda, 7 familyaya bağlı 19 tür büyük av hayvanı yaşıyor
•
nsan yaratıldı, ellerini kullanmayı öğrendi ve karnını doyurmak için avianınaya başladı ... Evet, hemen hemen insanın yaradılışıyla birlikte gündeme gelen avcılık,
1
o
gün
bugündür devam ediyor. birlikte araçlar ve amaçlar değişti ama, olayın özü değişmedi. Asırtarla
Son derece hareketli ve cazip bir spor olan avcılık, dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de yaygın. Zengin bir tabiata sahip olan Türkiye, av turizmi açısından büyük ilgi çekiyor. Çeşitli turizm şirketleri, bu konu için geniş organizasyonlar düzenliyorlar. Ülkemizin av sahalan, 20,5 milyon hektan orrnanlı, 2.5 milyon hektan da kayalık arazi üzerinde. Hayvan çeşitle rinin bol bulunduğu böylesine geniş arazilerde avianmak ise oldukça zevkli. Ancak, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok avlak, bazı hayvan nesillerinin tükenmemesi için korunmaya alınmış durumda. Halen Türkiye ormanlannda 19 tür büyük av hayvanı bulunuyor. Bu 19 tür, yedi familyaya bağlı. Familyalar şöyle sıralanıyor: Geyikgiller, içiboş boynuzlugiller, domuzgiller, ayıgiller, sırtlangiller. köpekgiller ve kedigiller.
Önceleri amaç kann doyurmak veya kendini korumaktı; b~gün artık spor için yap ılı yor avcılık. ünceleri kullanı lan araçlar son derece ilkeldi, şimdi en modem silahlarla avianmak mümkün. Önceleri, genellikle ferdi bir olaydı avcılık, şimdi gruplar halinde de
Bu hayvaniann büyük çoğunluğu ormanlarda ve bozkırlarda yaşıyor . Bütün Türkiye'de sınırları Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığı tarafın dan belirlenmiş aviaklar var. Avlaklarda, yine aynı bakanlığın tesbit ettiği kurallar ve takvim çerçevesinde avlanı labilir. Merkez Av Komisyonu tarafın dan hazırlanan 1987-1988 takviminde, hangi aylarda hangi hayvaniann avla-
yapılıyor.
nabileceği şöyle belirlenmiş.
MAGAZiN 9/88 37
Gerekli hazırlıklannı yapan avcılar bir gündoı}umunda yola çıkarlar ve başanil bir av biltün yorgunluklannı glderlr. Hunting isa dewarding sport which requires lots of preparation, an early start and lots of walking in difficult terrain
,.
1. Ağustos - Şubat aylan arasında birinci grup hayvanlardan bıldırcın, güvercin, bağırtlak.
2. Eylül - Şubat aylan arasında tilki, porsuk, kokarca, gelincik, sansar, yaban ördeği, yaban kazı, su tavuğu, karatavuk, çulluk. 3. Ekim - Aralık aylan arasında keklik, kum kekliği, çi1 ve tavşan.
kınalı
38 MAGAZiN 9/88
4. Yıl boyunca, vaşak:, sırtlan, kurt, çak:al, yaban domuzu, kuyruksüren, sak:sagan ve kargalar. Ancak, avlanmaya çıkmadan önce, yasaklanmış avianma şekillerini bilmekte de fayda var. Merkez Av Komisyonu kararianna göre, kapan, kafes, olta, ilmek, ağ, ökse, tuzak ve çığırtkan kullarulamaz, zehirli et ve yemle hayvanlar zehirlenemez. Aynca, elektronik cihazların da kullanılmama-
sı gerekiyor. Nihayet av bir spor olduğu için otomobil, traktör, motorsiklet gibi araçlardan yararlanılması mümkün değil. Kolayca tahmin edilebileceği gibi, bu yasaklarnalann amacı, av hayvanlannın nesiinin tükeomesini önlemek ve dolayısıyla, avcılığın keyfini s~.rekli yaşatabilmek. Ote yandan, avianma yöreleri, yani avlaklarla ilgili bazı sınırlamalar da söz konusu. Buna göre, av koruma, üretme ve yerleştirme sahalanyla, milli parklarda, orman içi dinlenme yerlerinde, mesire ve piknik alanlannda av lanmak yok. Ancak, bu sınırlarnalara av turizmine ayrılan Antalya, Düzlerçarnı mevkii ile Artvin yöresinpeki aviaklar dahil değil. Av Turizmi Izin Belgesi alınarak Antalya - Düzlerçarnı 'nda yaban keçisi, Artvin yöresinde ise ayı, yaban domuzu, kurt ve çakal avlayabilirsiniz. Güzelim çam ormanlannda bir yandan tabiatın keyfınİ çıkartırken, bir yandan da spor yapmak nimet değil de nedir? Tabii, ünlü atasözümüzde olduğu gibi "ava gidip avianmak" da var işin içinde. Mesela, Antalya - Düzlerçarnı mevkiinde yaban keçisi peşinde koştu rurken, karavana atışlar yapmanız, size yüklü bir fatura çıkartabilir. Çünkü, her boş atış için on bin lira ödemek zorundasınız. Yaralayıp da öldürerneme halinde ise, bu rakam elli bin liraya fırlar. Neyse aslında o kadar üzerinde durmak da gerekmiyor. Vurduğunuz her yaban keçisi için d!! yüzbin lira ödeyeceksiniz zaten... Ikinci yaban keçisini vurduğunuzda ise bedel üç yüzbine çıkıyor. Ama böylesine güzel ormanlarda avianma imkanı bulduklan için hiçbir avcı o masraftan şikayet etmez. Şunu da hatırlatalım: İyi bir avcı olarak önce fışeklik, çanta,sırtlık, tüfek kılıfı, kıtka, tozluk, tüfek kayışı ve elbette tüfek almak zorundasınız ve tüfeğin de bazı ihtiyaçlan var hiç şüphesiz. Söz gelişi, barut, kapsül ve fışek olmadan, değil ava, eve bile gidemez iyi bir avcı. .. Dolayısıyla cüzdarunızın biraz şişkin olması gerekiyor. Ne kadar mı? Beşle on milyon arasında değişiyor av sporunun maliyeti... Evet, avcılık pahalı bir spor ama, erbabı bunun zevkini iyi bilir. Tabii burada önemli olanın öldürmek olmadığı gayet açık. Çünkü artık insanlar, hayvanlan avlamak kadar, korunmasına da büyük önem veriyorlar. Türkiye, av sporu açısından henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş bir ülke. Uçsuz - bucaksız ormanlanyla av turizminde de yakında büyük patlamalar yaşamaya aday. Geniş ve birer tabiat harikası olan avlaklar, yerli ve yabancı kaşiflerini bekliyor. Haydi avcılar, rastgele ...
;
Get to Know Thr by Getting to Know Us...
• Change your money into 1\.ırkish Uras at Garanti Bankası and get a premium rate for your currency without paying a service charge. • Mastercard and Visa credit card holders can get a cash advance at Garanti Bankası branches around n.irkey.
• We purchase navellers Cheques. • Our Atatürk Aifport branch and Dalaman Aifport exchange bureau are open 24 hours a day, every day. Get to know 1\.ırkey by getting to know us. Have a 1\.ırkish friend you can bank on.
YOU CAN BANK ON
LUXURY SPOTS OF TOURISM
Five-Star Hotels in Turkey At present, there are only fourteen five star hotels in İstanbul, Ankara; İzmir, Antalya, Bursa and Adana. But, when the construction of the great number of new hotels is completed, the whole coastline is going to be covered with "5-stars"
he great increase in the number of tourists visiting Turkey has given fise . to an urgent need to create additional means of accomodation for them. A remarkable construction activity is going on, especially along the M edi terranean and Aegean coastline of Turkey, giving one the impression of an extended con::truction site. While the bed capacity of the existing accomodation facilities is being increased with additional buildings, huge investments are made to erect new hotels, especially luxury hotels in big cities and touristic centers. The operation of these five-star hotels, one of the most indispensable elements of contemporary tourism, will surely contribute a lot to increase Turkey's ineome from tourism . Meanwhile, let's have a look at the five-star hotels, operating at present in various parts of Turkey and learn about the facilities they offer:. Evidently, we start with Istanbul, the major touristic center of the country. At present, there are seven five-star hçıtels operating throughout the year in Istanbul. However there isa greater number of them being constructed. Let's start with presenting Hilton Hotel in Cumhuriyet A venue/ Harbiye. It has 4 IOroorns and 874 beds, with a bath in each room. The facilities offered include a restaurant, night-club, casino, Turkish bath, sauna, swimrningpool, tennis and child care service. Each room also has air-conditioner, telephone, television and refrigerator.
T
40 1\!lAGAZiN 9/88
The Sheraton Hotel in Taksim has 437 roorns and 874 beds with a bath in each room. Other facilities include a restaurant, night club, casino, Turkish bath, sauna, swimming pool, tennis and child care service. There is a telephone, a television, a refrigerator and air-conditioner in each room. The third fıve-star hotel in İstanbul we are about to present is The Grand Tarabya Hotel in Kefeliköy Avenue/ Tarabya. Other facilities offered by the hotel having 261 roorns and 524 beds include a restaurant, night cl u b, casino, Turkish bath, sauna, swimming pool, tennis, mini golf and child care service. There is a bath, a telephone, a television, a refrigerator and airconditioner in each room. The Etap Marmara Hotel in Taksim Square has 424 rooms and 704 beds. lt has a restaurant, night club, casino, Turkish bath, sauna, swimming pool and child care service. Each room also has a bath, telephone, television, refrigerator and air conditioner. Another five-star hotel in Istanbul is the Divan Hotel in Cumhuriyet Caddesi/Şişli. It has 96 rooms and I9 I beds. lt has a restaurant and a swimming pool. Each room is equipped with a bath, a telephone, a television, a refrigerator and air-<:onditioner. Another fıve-star hotel, Büyük Sürmeli is in Saatçihayır Street/ Gayrettepe. The facilities offered by the hotel having 224 roorns and 462 beds include a restaurant, night club, casino, Turkish bath, sauna, swirnming pool
HILTON/istanbul
SH ERATON/istanbul Fotoğraf:
Ramada
Arşiv
TARASYA/istanbul
DIVAN/istanbul
RAMADA/istanbul
FotoOraflar: Sami GÜNER
MAGAZiN 9/88 41
and child care service. Each room is equipped with a both, telephone, television, refrigerator and air-<:<>nditioner. The most recently built five star hotel in Istanbul, is the Ramada Hotel, which started operating after the restauration of Tayyare Appartments in Laleli. The hotel having 275 rooms and 560 beds, offers the following facilities: a restaurant, night club, casino, Turkish bath, sauna, swimming pool, and child care service. Each room is equipped with a bath, telephone, television, refrigerator and air-<:<>nditioner.
The top five-star hotels in İstan bul, Grand Tarabya, Etap Marmara, Hilton and Sheraton organize Bosphorus emises in their own boats during the summer months. The two five star hotels in Ankara also operate throughout the year. The Büyük Ankara Hotel at 183, Atatürk Boulevard has 194 rooms, 316 beds. lts facilities include a restaurant, night club, casino, Turkish bath, sauna anda swimming pool. Each room has a bath, telephone, television, refriger•.tor and air- conditioner. The other five-star hotel in Ankara is Etap Altınel at 151 Gazi Mustafa
BOYOK EFES/izmir
TALYA/Antalya
42 MAGAZlN 9/88
Kemal Bulwan with 176 rooms and 316 beds. lt has a restaurant, night club, casino, Turkish bath, sauna and swimming pool and a bath, a telephone, a televisi0n and air-<:<>nditioner. The only five-star hotel in lzmir is Büyük Efes. The hotel, which operates throughout the year, has 296 rooms and 585 beds. The other facilities offered include a restaurant, night club, casino, Turkish bath, sauna, swimming - pool, minigolf and tennis fields. There is a bath, telephone, television, refrigerator and air - conditioner in each room. As for Antalya, one of Turkey's principal touristic centers, there are 2 five-star hotels operating throughout the year. Of these, Talya Hotel in Fevzi Çakmak Avenue, has 150 rooms and 300 beds. lts other facilities include a restaurant, night club, casino, Turkish bath, sauna, swimming pool, beach water ski, motorboat, sailing and tennis. Each room has a bath, telephone, television, refrigerator and air-contioner. The second five-star hotel in Antalya is Sera Hotel in Lara district. lt has 150 rooms and 310 beds. lt's facilities include a restaurant, night club, casino, swimming pool, beach, water ski, motorboat and tennis. Each room has a bath, telephone, television, refrigerator and air conditioner. The only five-star hotel in Adana is Büyük Sürmeli which operates thrqı.ıgh out the year. The hotel in Ozler Avenue/Kuruköprü has 170 rooms and 329 beds. lts facilities include a restaurant, night club, casino, Turkish bath, sa una, and swimming pool. Each room has a bath, telephone, television, refrigerator, and air-conditioner. The last five-star hotel we are going to present is Çelik Palas Hotel at 79 Çekirge A venue in Bursa. The hotel has 173 rooms and 359 beds. The facilities include a restaurant, night club, casino, Turkish bath, thermal spring, sauna swimming pool and tennis. Each room in Çelik Palas has a bath, telephone, television, refrigerator and air-<:<>nditioner. Of course these fourteen five-star hotels are not suffıcient to meet the potential accomodation needs of Turkey, where the number of tourists visiting the country increases by great numbers. But, as soon as the construction of new hotels is completed, a much bigger number than the present number ofhotels will start operating. lt is matter of a couple of years, to see the operation of a number of five star hotels in Istanbul as well as in the Aegean and Mediterranean coast.
Travelfrom Newlbrk to Turkey in 30 seconds Tak e our new direct service from JFK to Istanbul and you 're in Turkey as soo n as you elim b the aircraft steps. From the minute you're aboard, you'li enjoy the traditional warmth of Turkish hospitality white luxuriating in the spacious comfort of new widebodied jets. No other airline offers you a service dedicated solely to the New York-Istanbul route. And none has such convenient timings in each direction. The opening of this new route is just the latest
example of the growth and improvement of Turkish Airlines' international services. So, next time you travel to Turkey, start your visit white you 're stili within siglıt of Manhattan. Call Turkish Airlines for details today. NEWYORK- ISTANBUL
Every Friday and Sunday
JFK Depaıture Brussels Arrival Brussels Depaıture Istanbul Arriva!
20.10 9.40' l 1. 20 15.35
· Amval ıs on the followıng day.
TURKISH AIALINES "Together, we're on our way..." Address:Turkish Center 82 1 United Nations Plaıa . New York .N.Y. 1001 7 USA Teleplıont: 212·98650501212·9865051
MÜRACAAT VE REZERVASYON •INFORMATION AND RESERVATION
.
DIS BÜROLAR INTERNATIONAL OFFICES ABU -DHABI Shelkh Hamdan S tr . P.O. Box . 698 \B SM : {97121 338761 Sultan Bin Yousuf and Sons Rez: {9712) 33BB4~ - 32625B - 59 - 60 Ca {9712) 333736 ADIS -ABABA {GSA) Ethopian Airlines
Bale Airport P.O.Box . 1755 ~ 1B2222 ALGIERS - CEZAYIR 63 Rue larbi Ben Mhidi ~ 647821 AMMA N Jabal Amman Third Circle Al Riyadh Center Bth floor P.O.Box . 39177 Amman 'E': 659102/659112 AMSTERDAM leidsestrast 6 . 1017/PA '0 SM: {020) 227986 / 203754 {020) 227386 Rez : {020) 227984 / BS ATHENS - ATINA Ph illellion S tr . No . 19 it3 3220561 SM: {01) 3245975 Rez : {01) 3236024 / 3222569/ 3221035 BAGHDAD - BACDAT Meridian 's Street Building 3/B 'EJ 7187703/71B7704
2. 1000 Berlin 30 Geeben Str. 19 ~ 6124010 3. 1000 Berlin 44 Fulda Str. SB 'E!J 6141124 4 . 1000 Berlin 65 Luxemburger Str. 34 'E!1 2167684 BOMBAY Maker Chambers v 3rd Floor No . 305 Nariman Points 400021 'E!1 2046491 SM : 2043605 BRUXELLES - BROKSEL 51 Cantersteen 1000 Bruxells 'E!1 5126781/5126782/5117676 BUCHAREST - BOKREŞ (GSA) TAROM, Ui, Republ ic 16 147433 BUDAPEST - BUDAPEŞTE (GSA) Malev. Roosevelt . ter 2
n
1052 Budapest
o
189033 CAIRO - KAH IRE 8 Kasr Etnil Str . No . 26. 1 st Floor
o
774330/768243/768459 Rez : 733400
GSA , lmperial Travel Center 26 Mahmoud Bassiouny S tr.
No . 26 :;__ 758939 -7 60071 -761769 COLOGNE - KÖLN Trankgasse 7 -9 5000 Koln · 1 ·~ sM :
102211134443 Rez: {0221) 134071 / 134072 BS : {0221 l 134073 COPENHAGEN - KOPENHAG Ved Vasterport 6 161 2 Copenhagen .!.:._ 01 -144055 / 1444991145190
DAMASCUS -
ŞAM
AI -Faradees Travel and Tourism Ageney Dar El Mouhandeseen Mayaloun Str .
o
TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES
P.O.Box . 6132 r 227266 / 232190 {10 lines) DELHI 56 , Janpath 1 st Floor
New Delhi -11 0001 .., BS : 326661 -326613 -326602 DHAHRAN - D AH RAN King Abdulaziz Street Alnimren Complex Centre
P.O.Box _ 739 -31952
GENEVA- CENEVRE Rue de Chantepoulet No. 1-3 1201 Geneva
'E!1
HAMBURG
KABIN BAGAJI CABINBAGGAGE
ıo3ı
B947917 / B954904/ B950044 DOHA - KATAR (GSA) AI -Aayan Travel Ageney
P.O.Box . 363 321910-321226 -412909 412911 -412912 DUBA)
ü
Sweeden Trading Co .
BAHRAIN - BAHREYN Car Park Bldg. Govt Ava. Manama . 'E!i SM: 243456 Rez : 277747 -252334 BELGRADE - BELGRAD TRG Marksa Engelsa B/4 11000 ~ SM: 332561 - 333277 GSA, Yugoslavian Airlines Sava enter M . Popovica 9
P.O.Box . JAT 11170 'EJ 145797 BERLIN Budapester Str . No . 18b
1000 Beri in 30 {030) 2624035 SM: {030) 2624'035 Rez: {030) 2624033/2624034 GSA 1. 1000 Berlin 3036 Oranier Str . 5 ~ 6125080-6125091
'E!1
44 MAGAZiN 9/88
63 b, Sheikh Rashid Bldg . Almaktoum Street
P.O.Box . 1200 b 226038 -237230 DUBLIN {GSA) Airlingus Dublin Airport ~
37 0011 DÜSSELDORF Graf Adolf Str . No. 41 4000 Düsseldorf 1
'E!i
SM : {0211) 374401 Rez: {0211) 374080/374089
FRANKFURT Basel er S tr . 35 -37 6000 Frankfurt/M
'B
{069) 27300720 -21 -22 Santral : 27300730
GSA Necmi Öc
S1 ' 5, 6800 Mannhaim
'E!1
0621 -10980
BRU
GSA EADEMiA Aaise Altona Paul Aoosen -Str . 14
BRUSSELS
2000 Hamburg 50 lange-laube No : 19
-n
ıos11 ı
32o39a Rez: {0511) 326087/326088 HELSINKI {GSA)
WEGt-tT
kg.
Adenauerallee 1 O
H ANNOVER
AC;tRLIK
GIDECEGi YER OEST INAT IO N
2000 Hamburg 1 'Cl] {040) 241472/241473
TK
28000
UÇUŞ
NO FUGHT NO
Fin& Mannerhelmintie 102 ,
00250 Helsinki 5 ü {90) 410411 JEDDAH - CIDDE
Tl
28000
City Center annex 12 /13 Medina Road P .O .Box . 11563
BRUSSELS
-c_, 6600127 {4 Lines)
~TÜRK
JOHANNESBURG {GSA) South Africa Airways
HAVA 'WOl.LARI
'C) TVRKISH
P.O .Box . 7778 'C 713 -2206
AIIILIN. .
Medina Ad .
6531376 / 6532764 KARACHI Pakturk Travel Agencies 12 Avenu e cantre Stracher Ad .
-_.. B.S. : 522068 527471/527472/523249 KUALA LUMPUR Equatorial Hotel Ground Floor , lot. 6 Jalan Sultan ismail 50250 Kuala lumpur
c 2614055 -2614058 KUWAIT- KUVEYT
20122 Milana
{02) 866350 / 8056233 / 8053976 MUNICH - MONIH Bayerstrasse 43
8000 Munchen t:_ SM: {089) es : IOB9l Rez : {089)
08221 -4500-30398 2 . Okkuran Bahnhofplatz Unt erfu hrung 12
Al Abrar Bidg . P.O.Box . 23959 Safaı 13100 c, SM : 2412577 Rez : 2450655 {2 Lines) 2420777
7900 Ulm Jakobplatz / Kappeneck 6
8900 Augsburg {0731) 64326/619596/ 610344
LAHORE (GSA) Pakturk Enterprises lahare Branch lmtiaz Plaza 85. The Mail lahare
\!"3 314636 SM: 522068 LONDON - LONDRA Hanover S tr . 11 - 12 london W .1 .
'C_.- SM : 01 -4999249 01 -4913922 01 -4999240/01 -4081393 Rez: 01 -499247 / 01 4999248 GSA, Anglo Turkish -Service
624 Old
Kanı
Rd . S.E. 15
LOS ANGELES (GSA) Flying Tiger line Ine.
7401 World Way 'E!1 {213) 646-6161 LlSASON - LlSSON {GSA) Transportes Aerees Portugueses
{TAP) Edificio 25. Aeroporto lisboa -5 Portugal
'Cr 899121 LYON
2 539414 51410921 51410922 / 23 / 24 / 25
GSA 1 . Reiseburo Kont 8870 Gunzburg Jahnstrasse 13 Munih
Fahad Al Sal em Sfr.
AI -Khobar
·c
(022) 316129//312194 {022) 316120
~U..-~ 'O TUMUaN .... ..
MOSCOW- MOSKOVA {GSA) AEROFLOT , l eningradsky Pro spek t 37
"
1555494
NEW YORK United Nations Plaza New York
N .Y 10017 U .S.A . NEWYORK Turkish Cent er 821 United Na tions Plaza Newyork
N .Y 10017 U .S.A. ;:,· 112 121 2129865050 2129 86505 1 NICOSIA · Osman
LEFKOŞE Pa şa
Cad .
,. {020) 71328/71061 /7 7124 GSA, KTHY Bedrettin Demirel Cad . l e fkoşe
020-71901
~
NORNBERG Am -Piarrer 8 -8500 Nurnberg 80 ~';
0911 -265301 / 265302
OSLO
91 Rue Bugeaud
Oronningen s Oate 34
69006 Lyon 'E!1 78241324
3
MADRID Plaza De Espana ı 8
ToHe de MADRID 28008 4ıh Floor N .R. 20 .!:__, B.S. : 4632312 -4632351 MILAN - MILANO Via P.da Cannabio 37/2
Eıasje
0154 Oslo 1
c- 1021412841/330 103 PARIS 12 Rve de I ' Echelle 7500 Paris
le:; 1-4260571 B Rez: 1-42602808 PEKING -PEKI N {GSA) CAAC Civil Aviation
iÇ BÜROLAR
Administration of China
P.O .Box . 64 Beijing
DOMESTIC OFFICE S
PRAQUE - PRAG (GSA) Ceskoslavenske Aeroline Revolueni 1 ,160 15 Praque ~ 21 46
(,"\
\D
RIYAD (GSA) ABC Travel Ageney Al Arbaean Str . al ·malaz post box no : 20786 ~
4779003 / 4779055 /4760503
ROME Piazza delia Republica 55
00185 Roma ~ SM: (06) 486553 Rez: 106) 4751149 · ROTTERDAM Weena , 140, 30 12 Cr ~ (010) 4332177/4332465 SEUL (GSA)
i'S/ SM : 171) ı4 ı545 Rez; (7 ı) ı3 72 47 - ı4 3ı 43 - ı4 35 38 BS : 171) 130867 AFYON KARAHISAR (GSA)
Em i,rdağ · Afyonkarahisar
7344477 Rez: 7324556 SOFIA - SOFYA ~ SM :
874220 Rez: 883596
GSA, Bulgarian Ai rlines Sofia Airport ~ 661690 STOCKHOLM
Vasagatan 7 . Box 73
01 20 Stockholm
~ 08 - 2ı8534/2ı8535
STUTTGART Lautenschlager Str . 20 7 Stuttgart 1 ~ SM :
(07 11) 228084 Rez : 1071 ı) 221444/22]445 GSA. Necmi Oç, 68
Kaiser Ring 26-28 Mannheim ~ (062 ı
1 23440 TEBRIZ (GSA Tabriz Express International Travel Tours Ag ency, Tabriz ~
56004/52430 TEHRAN - TAHRAN Hafez Ave . 400 ~ 667283/664609/669026 TOKYO (GSA)
Japan Airlines 2 -Chome M arunovchi Chiyoda-ku Tokyo-Japan ~ 2ı3 - 62ıı
~ BS :
Muhammed Megarif Str. Al geria Sqr .
38236-48798
TUNUS
Acentası
Şereflikoçhisar .
Polish Airlines ı
~ 460 - 4ıı
ZURICH - ZüRIH Turkish Airlines
Tal Strasse 58 /62 sooı Zürih ~ oı /2 ı ı ıo70 -2 1 ı ıo7' 2ı18567
~
~ 16ı4ı ) ı7
BURSA (GSA) Cemal Nadi r Cad . No . 8 -A 124 ) 22ı866 Rez : 1241 2 ı1ı67 - 2ı2838 MU~LA
Enverpaşa
Seyahat Acentası Cad . 113 -B
~ 9ı 86ı
2 . Hilton Oteli
?55 3.
Girişi
Kemerkaya Mah. Meydan Par kı karşısı
ı470ı2ı t ı47oıao
Şişhane
Cumhuriyet Cad . Taksim Gezi DükkAniarı
Karşısı ,
lşhanı ~
Necati Demirkol ~ 4305 UŞAK
D oğubank
lsmet
5284808 Pa şa
ı4 / 586
Cad .
altı
Rez
ı3 5ı2ı - ı3628ı
TK Gün/Da te
Enver Par ihanoğlu Iş Merkezi Cumhuriyet Cad . 196 ~ (0 61ı) ı24ı /176 8
~ 15ı) ı4ı220 - ı - 2 - 3 - 4 - 5-6
Uçuş!Flighl
Ace ntası
Cad. No . 85 Kat 2 2033
VAN
77 93 / 588 25 38
!ZMIR Büyük Efes Oteli
P'aşa
~ (6 4ııı
Mustafa Kemal
5B6 75
(GSA)
Vatan Seyahat
Kat 1
8 . Aksaray ~
I03ı) ı3446/1 ı680
Atatürk Bulvan Ak Apt. 5/ A
6. Sirkeci
~ (62ı) ı3746 - ı45 00
İsim/Name
~ R ez :
SM : 222ı9 URFA (GSA)
~ ı 452454 /ı452 482
Gar
/ 98 439
TRABZON
~ ı 4 54208 / ı 4 54238 /1 440296 4 . Taksim
(6ıı9ı ı899
Köseoğlu
Trakya Turizm ve Seyahat Atatürk Bulvan No. 68
lşhanı
~ 337ı876/337ı69ı
Cad . 11 1 A
SIVAS Belediye Sites i H Blok No. 7 ~ (477) ııı47 - 13687 TEKIRDA~ (GSA)
Kat 2
Turkish Airlines
DENIZLI (GSA)
· Sales Officea
Kazımpaşa
~ (36ı) ı8260 - ı3455 - 15055
Kadıköy
Bahariye Cad . Opera
Kocagil Apt .
Karşısı
~ 1054)1ı007/15513
SAMSUN
Promosyon-Promotio n: 1482631
86
Beled iye
Vakıf lşhanı
154 - ı56
Satış Büroları ı.
2332
RIZE
Rez : 5733525 / ı 5 Hat Grup Rez: 5735908/09 Işçi Charter Rez: 5735 980 /8ı Yöntem Büro : 5736630
Limanı Karşısı
7 Stycznia ST
00-906 Wa rsaw
A ksaray - N iğde
No . 38 / C 5435 / 20382
~ ı4640ı7tı47ı338
Ca : 13111 ııo2s SOORUM IGSA) Neyzen Teylik Cad . 2ı8
'iBI
Aksaray Turizm ve Seyahat Acentas ı Lise Karşısı Kütüphane Sok . d/2
Bulvarı
Kat 2 No.
l şhanı A l tı
DALAMAN ,
~ (74ı) ı5232 - 21278-30274
Ab ide-i Hürriyet Cad.
~ 131ı)12830 / 23432/15238
/ 3752
NI~DE
ISTANBUL
Hastane Cad . özel idare
Operngasse 3
39 ,
S ok .
~ 2383
~
Atatürk Caddesi No . 30 ~ (6ı 2ı) 375ı
MERSIN 27. Sokak No. 2
(6151) 2034 - 2443
~ 185ı) ı
ANTALYA
VIENNA - VIYANA Wien ı (0222) 563768/563796/ 587695 W ARSA W - VARŞOVA (GSA)
Adalılar
Atatürk Cad .
Yat
~ (82ı) ı ı920 /1 6489
GAZIANTEP
Turizm ve Seyahat
ıo
karşısı
Rez: (821) 11922 / 14053 MARMARIS
Cad .
Fetur Seyahat Acentası
Atatürk
Çavuşoğlu
Orduevi
FETHIVE (GSA) ~
3124900/ 68
~ 12ı6ı)788317/7B6473/787C3 3
~
3124900/69 3ı24900/ 41
GSA :
Complxe EI -Mechtei -Boulevard Oule t Haffouz E.age 3 Tuni :::
Aıoıo
ıoo . Yıl
~ ıoı ı) ı8530 / ı ı904 / ı3 409
ı67/A
ı337627 ,
ERZURUM SSK Rant tesisleri Nu . 24
Kargo-Cargo ~
2 . Ci·Tur Turizm ve Seyahat Ac entası Konya Cad . Orman Işletmesi Karşısı No. 55 Karaman-Konya ~ 46 59 MALATYA Kanalboyu Cad . No .
llhanlar Cad . No . 26
(6ııı ıı576 - ı2300
22ı4
Bürosu
SP : 1255258,
b
fiolat Tur izm Seyahat Acentası Cumhuriyet Mey ., Belediye Sitesi No .
~ 31249ıo - 3ı24900/33 Bakanlıklar Satı'
(Salas Office) Atatürk Blv.
~ 367
ERl,jNCAN
SM : 3104745 as : 3124900 / 43 Rez: 3126200
TRABLUS - TRIPOLI
~
yanı
~ 3ı24900
Bul. al. Sternboluski 11 -a
ı
~ehit
Danı,ma·lnformation
~ SM:
Konya
lzzet Paşa Cad . Demir Oteli Altı ELAZI~
Hipodrom Cad . Gar
02 - ıB
DIYARBAKlR
~ (63ı) ıo ıo ı ; ı23ı4 / 26ı43
~ 194-279 ANKARA
Far east shopping center 0923
102002
Stadyum Cad. No. 1
~ 7517 - 115
SINGAPORE - SINGAPUR 545 Orchard Ad . 02 - 2ı and
Al TURK HAVA V
ADANA
Hal açoğlu Turizm ve Seyahat Acentesi Cumhuriyet Meydanı , Otogar Girişi No . 1
Korean Airlines KAL Building 41 ·3 Seasomun-Dong Jung-Gu
T~RKISH
'Rezervasyon Reservation
D/ 1: ı4ı226 SM : ı40802 Rez : 25828011 -2-3 -4-5 Charter Rez : ı 4 ı 220 / 35 KAYSERI
SM Satış Müdürü Sales Manager
Sahabiye Mah . Yıldırım Cad. No. ~ (35ı) ı3947
Rez : KOCAELI
(35ı) ı ıooı
Sakarya Tur . ve Sey . Uzunçarş ı No . 1
Acentası
~ 52 23 KONYA Alaaddin Cad . No . 22 Kat . ~ (33ı) ı 2000/12032 SM : 24676 GSA
1. Vatan Seyahat Acentası Ankara Sad . Sümerbank Ayvaz Pasajı Cihanbeyli
GSA: Genel Satış Ace• .tası General Sales BS
ı
Bilet Satış Ticket Sales
/106
CA yanı
Kargo Cargo
MAGAZiN 9/88 45
Sulann havuzlar Uzerine akıfı. Wasserfall über dem Pool
Fotoğraflar:
Cemal MERMER
TRAVENTENLER VE KA.PLICALAR DiYARI
Pamukkale'nin şifall sular• Beyaz tabakalan ve traventenleri oluşturan, bileşiminde alüminyum ve sülfür bulunan sular, özellikle sağlık için de çok yararlıdır u harika yer, su ların art ık larını, Denizli'nin kuzeyindeki Lycos vadisinden 150 metre yükseklikteki bir platforma bırakmasıyla oluşmuştur. Tabii yörenin sert ve soğuk hava akımiarına kapalı olm ası da, maden sulannın önemini vurgulayan bir faktördür. İşte bu ünlü travertenler, karbondioksit ve kalsiyum karışımı olan suların , Salpak dağ larının güney kanatlanndan aşağı akmasının sonucudur. Büyük Menderes Vadisi'ndeki büyük faya bağlantısı olan birçok mineral kaynağı, uzak Y.t;rlerden gelen, sıcak yeraltı sularıdır. ünceleri Hierapolis'in bulunduğu bu yörede, farldı ısılarda birçok sıcak su kaynakları vardı. Şu anda ise, yüzme havuzunda antik sütunların bulunduğu, bir motel tarafından işletilen büyük ana kaynak dışında, ondokuzuncu yüzyıldaki depremde ortaya çıkan bir kaynak daha vardır ve her iki kaynağin da ısı derecesi 35°C dir. Bu sıcak sular antik şehirde çok önemliydi; hatta o zamanlar, bir
B
46 MAGAZiN 9/88
Heracles (sağlık ve s ıcak sular tanrıs ı) kültü vardı. Sulann bileşiminde karbondioksit bulunduğundan, su toprağın üzerine çıkar ve kalker toprağa çökerek, beyaz tabakalar ve tortular meydana getirir. Beyaz renkli travertenler havayla temas ederek zamanla koyulaşırlar. En koyu renkli bölgeler ise, s uların düzenli olarak akmadığı bölgelerdir. Suyun küçük şelalel er şeklind e akması, tabiatın, en büyük sanatçılann eserleriyle bile karşılaştırılamayacak kadar muhteşem kabartmalar ve şek il ler meydana getirmesine yardımcı olmuştur. Bu tabiat eserlerini görmek, teraslar üzerine yayılan küçük göllerdeki şakacı suları ve güneşi seyretmek, Ecirli köyünün kalıntılarına doğru çıkarken travertenlerin görüntüsünü izlemek ve tepeye çıktıktan sonra geniş, yeşil vadiye göz atmak, irısana doyumsuz zevkler verir. Suyun içindeki elementlerin çökelmesini gözle görmek için, biraz toprak, bir şişe, bir süpürge ve topraktan yapılmış bir testi, şelalenin altına
Pamukkale'nin sularında beyazlaşan çömlekler.
Hier faerben sich innerhalb von zwei Tagen die Krüge in weiss.
bırakılır.
İki gün sonra bunlann bembeyaz renge dönüştüğü görülür. Pamukkale'nin bu suyu ayrıca berrak, içilebilir,yumuşak ve biraz da acımsı dır.
Beyaz
tabakaları
ve travertenleri alüminyum ve sülfür bulunan sular, özellikle sağlık için de çok yararlıdır. Zaten bu bölgelerdeki kaplıcaların sıkça ziyaret edilmesinin bir sebebi de budur. En çok Menderes Vadisi'nde bulunan kaplıca lar, Hierapolis'in kurulmasında da en önemli faktör o lmu ştur. Bu sular şehri. birçok özel ve genel banyolanyla, önemli bir şifa ve sağlık merkezi haline gelmiştir. O zamanlar tüm dünyadan, dinlenmek, hastalıklarına şifa bulmak ve biraz da eğlenmek isteyen birçok insan, Hierapolis'e geliyordu. Koroner hastalıklarına, yüksek tansiyona ve arterioskleroza iyi gelen bu suyla hastalar, tıpkı Pergamon Asklepion'da ruh hastalarının telkinle tedavi edilmesi gibi, tedavi ediliyorlardı. Cilt hastalıklarına, özellikle alerjik vakalara iyi gelen, göz kaslarını da güçlendiren bu suyun yardımıyla, eski zamanda, rahipler olağanüstü sonuçlar alırlardı. Tedavi amacıyla kurulan tapınaklarda hastalara ilk önce telkin yapılır, sonra da belirli bir diyet uygulanırdı. Ardından Plustonium 'a götürülen hastalar, uzun banyolar yaparlardı. En gerçek tedavi şekli, bu uzun banyolardı. Bastonlarla gelip, tamamen sağlıklı bir şekilde dönen bir çok romatizma hastası bulunurdu. Tabii sadece hastalar değil. Kilise meclisleri'nin üyeleri, krallar ve filozoflar da, eğlenmek için gelirierdi Hierapolis'e. Gerçekten de bu suların, ziyaretçiler, zenginleşme, nüfus artışı ve mimari eserlerin çoğalması sonucunda şehrin kendisinin de gelişmesi üzerinde büyük etkisi olmuştur. Çeşitli mateller ve birçok hastaya hizmet vermeye çalışan kaplıcalar, bu duruma çok iyi bir örnektir. oluşturan, bileşiminde
MAGAZiN 9/88 47
KALKESiNTERTERASSEN UNDDiE WUNDERVOLLEN THERMALBAEDER
Pamukkale's Heilige Wasser Diese Heilquellen, die die weissen Terassen formen und insbesondere gut für die Gesundheit sind, beinhalten Aluminium und Schwefel ieses eindrucksvolle Naturwunder, die gewaltigen Kalksinterterassen, die durch die Erstarrung von Kalziumkar- · bonathaltigen Therma.!wasser entstanden sind, sind von Stalagtiten urnrahmt und mit kaskadenartigen Basins geformt. Da diese Therrnalwasser alien kalten und harten Witterungsverhaeltnissen nicht ausgesetzt İst, ist dieses. Wasser sehr kostbar. Die M ineralien quellen, die heilende Wirkung haben, sind mit dem grossen Menderes Ta! verbunden und diese sind heisse Untergrundgewaesser, die aus femen Gegenden kommen. Wo in der antiken Zeit Hierapolis seinen Sitz
D
48 MAGAZiN 9/88
hatte, waren viele Wasserquellen in verschiedenen Temperaturen. Ausser der durch einen Motelvertrieb geleitete Was;erquelle, (am Swimmingpool dieses Motels sind antike Balken vorhanden) ist eine durch Erdbeben herausgeströmte Quelle, aus dem 19. Jahrhundert vorhanden. Die Temperaturen dieser Quellen betragen 35 oc. Diese Quellen in der antiken Stadt sind sehr kostbar und wie wir herausgefunden haben, haetten hier Gesundheits, und Wassergötter gelebt. Da die Zusammenstellung des Wassers aus karbondioxidhaltigen Substanzen besteht, bildet das Wasser über den Boden, das aus dem
Karbondioxidgas sich löst, diese Kalkinterterassen. Diese Kalkinterterassen kommen mit der Luft in Berührungund bekommen mit der Zeit eine dunklere Farbe. Die ganz dunklen Teile dieser Terassen kommen mit dem Wasser nicht regelmaessig in Benihrung. Aber trotz alledem, das in Form von kleinen Kaskaden fliessende Wasser hilft der Natur feine Reliefs und Figuren von derart künstlerischer Feinheit zu bilden, die nicht einmal die talentiertesten Künstler fertigbringen würden. Diese ganz und gar natürlichen Figuren zu betrachten, das malerische Wasser und auf diesen Terassen die kleinen Seen unter der Sonne zuzuschauen, ist dem Betrachter das reinste Vergnügen. Wenn Sie etwas Erde, eine Flasche, einen Besen und aus Erde hergestellten Krug unter dem Wasserfall legen, werden Sie innerhalb von zwei Tagen feststellen, wie diese sich weiss gefaerbt ha ben. Ausserdem ist das Wasser in Pamukkale sauber, trinkbar, weich und ein wenig bitter. Wegen ihrer heilenden Wirkung wurde in den Quellen schon zur Zeit der Römer gebadet. Beweis dafti.r sind die Ruinen der römischen Stadt Hierapolis binter der Terassen. Diese Gegend mit ihren Thermalbaedem sind die wichtigsten Gesundheitszentren der Türkei. Es kommen aus aller Welt Touristen hierher, um Heilung zu finden. Eine andere Eigenschaft dieser Thermalbaeder ist, dass sie viele allergische Hautkrankheiten auch heilt...
QUESTS OF TURKISH CUlTURAl FOUNDATION
_) They Came,They Saw and They Loved
turns hosting each other in a bilateral exchange. And in the summer of 1988, IO students from each country participated. "This is just a starting point." says Gürsoy. One Greek student arrived in Istanbul not knowing what to expect. Nikos Dukas thought people would have some bad feelings. "I was worried about it. When I first came, though, I found out we are the same people, we have many things in common. All the times I travelled to other countries I found differences," he says now.
Foreign students who come to Turkey with the International Exchange Programs enjoy the c,ountry a lot un-seeking students from Europe and abroad flock to Turkey's beaches and other attractions in the summer, but another kind of student has found that the country has mo re to offer than a great tan anda low price Mediterranean vacation. Kieu Vo, of Vancouver, Washington, USA, was "speechless" when she was told she would be coming to Turkey for the summer of 19ö8, through the AFS Intercultural Exchange Program. She admits now that she didn't even know where Turkey was. "I was positive there were go ing to be a lot of turkeys running around," she says. Now, after six weeks, she says "I really love this place. People are really going to get sick of me talking about Turkey when I go back." Vo is living with a host family in Istanbul, and will ret um to the US at the summer's end to fınish two more years of high school. While in Turkey she has learned to cook börek and poğca, but she stili misses American food "Pizza Hut pizza, Chinese food, my mother's cooking, M&Ms ... " S he is already making plans to come back however. "I want to learn Turkish, and come back and study the culture and history." Since 1953, Turkey has participated in the AFS Intercultural Exchange Program; Gerrnany, Austria, Holland, France, the UK, Ireland, Denmark, Italy, Greece, Malaysia, Can ada, and the US have sent students to Turkey, and hosted Turkish students in their own schools. The AFS program involves secondary school pupils and makes both summer and year-long placements, according to Ayse Salzman, AFS coordinator and director of the Turk Kultur Vakti (TKV), which provides the organizational structure for intercultural exchanges in Turkey.
F
.
../
A little-known and innovative exchange program between Turkey and Greece came close to remaining just a dream of its organizers, due to tensions between the countries. Launched at the height of the 1987 March Crisis, the Greek-Turkish Exchange was developed to give college students the opportunity to form friendships and serve as hosts to fellow students, bridging the gulf between the two countries. Director Metin Gürsoy arrived in Athens, and thought his efforts to organize the program would be useless because of the crisis. "People did not think it would be possible," he says. Yet that sumrner of 1987, three Greek and three Turkish students took AFS programlan, tatli yaparken dil öQranmeyl amaçlıyor AFS programs are conceived with the aim of teaching a foreign language to students while they are vacationing
MAGAZiN 9/88 49
Dukas was excited about the chance to live with a family in Turkey, because he says "I didn't want to be a tourist. There are people from Greece who come here and stay in a hotel ona tour; they don't speak with Turkish people. After they go back, they stili don 't understand." His Turkish host brother, Tamir Demirdelen says of Dukas, "I didn't know I would !ike him that much, not as a Greek person, but asa human." Emphasizing the differences between intercultural exchanges and student tourİst programs, TKV's Salzman says "lt really does make an impact all over the world. Multiply each student by all the countries, and consider the family and school friends, and one can get an idea of the influence of intercultural exchanges." A different kind of exchange allows college students to receive work experience abroad, usually white living with a host family. International Cooperative Education (ICE) places college students in jobs all over the world. "My friends and family all asked Why Turkey?". says Troy Wheelock of Eastem Washington University in Spokane Washington, USA. "Turkey had the best opportunity for business majors of any of the countries I looked at. I d id not expect Turkey to be all that it is. I would rather take a trip through Turkey than to the French Rivicra. This is the only unblemished part of the Mediterranean, and not out of the reach of the average person. I can go back and say what a great time I had, and deseribe the history, archaeology, and culture but they wouldn't understand," says Wheelock. He regards the work and host family situation as the ideal way to team about a new culture, and expects his work experience at Chase Manhattan Bank in Istanbul to help him in his job search after he receives his degree this year. Anather ICE student expresses similar feelings about the program: "As a tourist, one really doesn 't have to come to terms with a culture," says Lois Gramman of Eugene, Oregon, USA. A joumalism and international studies major interested in the Middle East, she sa w in Turkey the opportunity to combine both interests white working for Gelisim Yayinlari. "Many American journalists never get beyand diehes and generalizations when discussing the Middle East, and Turkey was the closest I could get to the area and culture. But I didn't realize just how different it would be from nearby countries which share a common history and the same religion," she adds. 50 MAGAZiN 9/88
TÜRK KÜLTÜR VAKFI KONUKLARI
Geldiler, gördüler, sevdiler...
(
Kültürlerarası değişim programları
çerçevesinde ülkemize gelen öğrenciler, Türkiye'yi çok seviyorlar. Bunda geleneksel misafırperverliğimizin yanısıra, tarihi ve turistik değerlerimiz de büyük rol oynuyor
A
dı
Kien Vo idi. Türkiye'nin nerede olduğunu bile bilmiyordu. Ama 1988 yazında AFS Kültürlerarası Değişim Programı çerçevesinde Türkiye'ye gönderilecek öğrenciler arasında adını görünce son derece sevinmişti. Türkiye'de altı hafta kalan Kien Vo, "Bu ülkeyi gerçekten çok sevdim" qiyor ve şöyle sürdürüyordu sözlerini: "Ulkeme döndüğümde herkese Türkiye'den söz edeceğim." Vo, şimdiden
tekrar Türkiye'ye gelmek için planlar yapıyor. Amaçlan arasında en kısa zamanda Türkçe'yi öğrenip ülkemizin kültür ve tarihini incelemek de yer a lıyor. 1953'ten bu yana AFS Kültürlerarası Değişim Programı'na katılıyo
ruz. Bugüne kadar ülkemize, başta Almanya olmak üzere A Y~;~Sturya , Hollanda. Fı:ansa , ingiltere, Irlanda, Danimarka, ltalya, Yunanistan, Malezya, Kanada ve ABD'den öğrenciler geldi ve Türk öğrenciler de bu ülkelere misafır oldu. Türkiye'nin kültürlerarası değişimini örgütleyen Türk Kültür Vakfı'nın (TKV) AFS Koordinatörü ve Müdürü Ayşe Salzman, bu tür kültür alış-verişlerinin önemini vurgulayarak, orta öğrenim kurumlarındaki öğrenciler için yaz aylan veya bir ders yılı süresince uygulanan değişim programlarının faydalarını belirtiyor. AFS programlarının ilgi çekici bir yönü de Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanıyor. Yıllardır süregelen gerginlikten dolayı henüz tam amacına ulaşamayan değişim programı, yavaş yavaş ra yına oturmaya başladı. Programın Türk müdürü Metin Gürsoy, Atinaya gittiğinde önceleri umutsuzdu. Ancak, 1987 yazında üç Yunanlı ave üç Türk öğrencinin birbirlerini ağırlama sıyla başlayan yumuşama, 1988yazında arttı. Her iki ülkeden de programa
katılan 18 öğrenci vardı artık. Ama, Türkiye'de insanların kendisine gayet kötü daveanacağını düşünen Yunanlı Dukas'ın sözleri, meseleye ışık tutuyordu: "Buraya gelince, pek çok benzer yönlerimiz olduğunu gördüm, Oysa, diğer ülkelere gittiğimde aramızda büyük farklar vardı ..." Kültürlerarası değişimin hedefi, Insanla· nn birbirini daha çok sevdiği bir dünya The exchange of culture promoters had set their aims for a new world where men love and respect each other
c
Dukas, bir başka büyük sevinci de Türkiye'de bir ailenin yanında misafır olacağını öğrenince yaşamıştı. Çünkü,
turist olmak istemiyordu. Pek de haksız sayılmazdı aslında.
Dukas'ın
ifadesiyle, "Türkiye'yi ziyaret eden pek çok Yunanlı turist otellerde kalıp turlara katılıyor. Bu da onların Türklerle tanışıp konuşmalarına fırsat vermiyor. Yani Türkiye'ye geldikleri halde Türkleri tanımadan geri dönüyorlar.. .'~ Dukas işte bunun için sevinmişti. Bir Türk ailesinin yanında kalmak bu açıdan önemliydi. Böylece Türkleri yakından tanıma fırsatını bulmuş ve yaşadıklarından son derece memnun kalmıştı. TKV Müdürü Ayşe Salzman da aynı noktaya parmak basarak, bu tür programların dünyanın her tarafında son derece etkili olduğunu belirtiyor ve şunları ekliyordu: "Bir öğrenci bütün izienimlerini ailesine ve okul arkadaşlarına arılatıyor. Bunun etkisini düşünebiliyor musunuz?" Tabii başka değişim programları da var. Bunlardan International Cooperative Education (ICE) adlı prog-
ram, gidilen ülkede bir aileyle birlikte kalıp çalışma tecrübesi edinilmesini amaçlıyor. ICE prograrnı kapsamında Türkiye'ye gelen ABD'li Troy Wheelock da hayatından gayet memnun olanlar arasında. ABD'nin Spokane Washington University öğrencisi olan Wheelock, "Fransız Riviera'sında gezmektense, Türkiye'de seyahat etmeyi tercih ederim. Akdeniz'in tek kirlenmemiş bölgesi olan Türkiye, orta halli insanların da rahatlıkla gezip görebileceği bir yer" diyor. Anlaşılan o ki, kültürel alış-veriş programları, hem karşılıklı tanıtım, hem de gerçek insani haberleşme açısından büyük önem taşıyor. Gerek ülkemizi ziyaret edenler, gerek Türkiye'den yabancı ülkelere gidenler sınır ların izafıyeti konumunda da önemli adımlar atıyorlar. Adı Kien Vo nerede olduğunu
idi. Türkiye'nin bile bilmiyordu. Geldi ve ülkemizi gördü, gezdi, Türk insanının sıcaklığını ve misafırperverli ğini yaşadı. Şimdi iyi bir Türk dostu ... Kien Vo'ların sayısı neden artmasm?
Ülkemize gelen yabancı öOrencllerln en beOendlklerl şey, mlsaflrpervertiOimlz, tarihi ve turistik deOerterlmlz
What impresses most the foreign students coming to Turkey is the hospitality shown to their by the people and the histarical viches of the country
MAGAZiN 9/88 51
1
1
lakkod"
L' Colombo
MALDIV
J• SEYLAN
,-.
ADiCARI Ekvator
H
i
N
T
o
K Chogos Tok ı mod . (Ing)
y
A
N
u s u
ABU DHABI AUH AMMAN AMM AMSTERDAM AMS ATINA f ATHENS ATH BAÖDA;'f" BAGHDAD BAHREYN BAH BASEL BSL BELGRAD 1 BELGRAD BEG BERLiN 1 Do{ju 1 East S! ,, BOMBAY BOM •. ~. BRÜKSEL 1 BRUS EL:S BR CENEVRE 1 GENEVA GV'A CEZA:YiR 1 ALGIERS AI2G CIDDE 1 JEDDAH JED DELHiDEL DAHRAN 1 DHAHRAN DHA SI DUBAi DXB DÜSSELDORF DUS FRANKFURT FRA HAMBURG HAM HANNOVER HAJ HELSINKi HEL .KAHiRE 1 CAIRO CAl KARAÇI/KARACHJKHI KOPENHAG/COPENHAGEN CPH KÖLN 1 COLOGNE CGN KUALA LUMPUR KUL KUVEYT 1 KUWAIT KWI LEFKOŞE ECN LONDRA 1 LONDON LHR LYON LYS MADRIT 1 MADRID MAD Mit:ANO 1 MJLAN MIL MÜNiH 1 MUNICH
1911 ~486
2377 5717 2815 3007 2038 1862 1986 1927 "" 2164 1299 3951 2007 199ı
8329 2169 767 2512 1993 2713 1767 1567
ADANA ADA :ANKARA ESB ANTALYA AYT DALA~AN OLM DIYARBAKlR DIY ERzURUM ERZ GAZiANTEP GZT IZMiR ADB KAYSERIASA KONYA KYA MALATYA MLX SIVAS VAS TRABZON VAN VAN
THY UÇAK TIPLERI VE ÖZELLIKLERI TYPE AND CONFIGURATION OF AIRCRAFT DC-9
;
AVUSTRALYA
:xıo
1
j
\'
t,~.. ' 7':"::::~l2!"-'==::r=::;,""'-:-:-=ır-~==.:___--=--::.::...:::=--=..~=--=-=.:=--::::=:!____ıooo km, U· j'g: ı'l!lv,ıuvu-.ı.ı ,
.--
•.,
.''
!-~.J•'"'-~J\IVII;\L;''-'"'JI.Jj:, ,
·i
.,. ürkney Adaları
. Wıck
•
-ı.
G\ Aberdeen • oundee
• Edlmbourg Newcasıle
•
KUZEY
r-
....
DENili
m
Liverpool
•
•ı
Mdncı-ıes~e
•
~
IT!
o Brest·
•
E
11
Govle "tlpırs
~ı m ·rköping
.....
"'
.....
'(ere • Kırım Sıva s topol •
•
eropol
A D
ll
E N
ÇALIŞAN KADlNLARlN GiYiMi
ve
(
yıl
C
B eymen'den bu çok moda olan mini, ekose dar bir etek. Bunu Rus stili bele hafif oturan eteği ve kol ağızlan kürklü bir ceket tamamlıyor. Kalpak ve eldivenler ise ayn bir şıklık
alışan kadınlar giderek çoğalıyor. Bunlann için-
de belli bir mekan içinde çalışanlar olduğu gibi, sık sık seyahat etmek, pek çok kimseyle görüşmek ı:- firmalarını temsil etmek zorunda olan kadınlar da var. Bu Yüzden modacılar, artık "Çalışan kadınlar için" ayn bir moda düşünme ye başladı. Yapılan defılelerde "Ç~ışan kadınlar için" özel günler düzenlenıyor. Biz de size gene ülkemizin ünlü giyim firmalannın çalışan kadınlar!l yönelik modellerinden örnekler verı yoruz.
katıyor.
From
Beymen, a tight checkered mini skirt. Wom with a Russian style coat. Slightly fitting on the waist and furred on the gem and on the sleeve ends. A fur cap and gloves add to the charm of the outfit.
Atalar Mağazası
geçtiğimiz yaz çalışan kadınlara yönelik bir bölüm açtı. Büyük ilgi
görünce bunu sonbahar ve kış içinde .sürdürmeye karar verdi. Işte siyah kumaştan yapılan bir etek-ceket. Beyaz bluzla giyiliyor. Kırının aksesuarlar ve deri çantalar kıyafeti tamamlıyor.
A
talar readyware firm opened a separate department for working women last summer. When this department found great popularity the fırın decided to continue this trend in its fall winter collection as well. Here is a skirt and coat outfit of black fabric, wom with a white blouse, red accessories and a leather bag.
56 MAGAZiN 9/88
c
Deri
elbiseler
buruşmadığı ve silinip
temizlenebildiği için özellikle seyahat eden kadı,nlar tarafından çok ilgi görüyor. Işte Koşar Deri'den taba
rengi bir etek-ceket. Kurvaze kapanan ceketin yakası siyah deriden ... Triko bluz ve deri ayakkabı kıyafeti tamamlıyor.
L
eather dothes are popular especially with working women who have to travel, since they don't crease and can be cleaned easily. Here's a tobacco skirt and coat from Kosar Deri. The double-breasted coat has black collar. A knit blouse and leather shoes complete the outfit.
yapılmış
B eymen de deriden bu taba rengi robe-manto ile çalışan kadınların şıklığına katkıda bulunuyor. Tek parçadan oluşan deri kıyafet şık, alımlı ve kullanışlı. Aksesuar bile gerektirmiyor.
T
his easy-to-use, one-piece leather coat from Beymen is so chic that it can even be worn without any accessories.
)-
MAGAZiN 9/88 57
GOWNS FOR WORKING LADIES
Simple but chic never the less M ore and more women work outside the home nowadays. While some of the working women have a certain place of work, others often have to travel as part of their job or conduct interviews or represent their companies. Evidently these situations demand a suitable
wardrobe. So, fashion designers have started to create a special style for working women. In fashion shows special exhibits are organized for working women only. Here are some models by famous firms of Turkey, prepared for working women.
Yum moda renklerinden birisi bordo. bordo-siyah bir İşte
karışımı
ayakkabı.
Kapalı ve bağcıldı olan ayakkabının topukları oldukça sivri. Spor görüntülü olan ayakkabı uygun bir kıyafetle günün her saati giyilebilir.
Cıaret
red is a fashion color this year. Here are shoes in ciaret red and black. The dassic laced shoes are high heeled. Though having a sports look they can be worn at every hour of the day.
B eymen Club'ün 1989 kışı için hazırladığı iki spor kıyafet. Erkekler için gri pantalon, lacivert ceket ve çizgi! i gömlek .. . Kadın için ekose yün etek, beyaz spor bluz ve triko bir ceket. Her ikisi de şık ve yılın moda çizgilerini taşıyor. Spor giyimden hoşlanan kadın ve erkekler için.
T
wo sports coordinates for the 1989 winter prepared by Beymen Cl u b. Grey trousers, dar k blue coat and striped shirt. For the woman a plaid woolen skirt, a white sports blouse and a knitted jacket. Both smart and in the latest fashion lines. For those who !ike the sportive look. 58 MAGAZiN 9/88
·..-.
..
••
O
,....)
nümüz
kış, şıklık
sıcaklık ta önem taşıyor. Bunun için modacılar gene birbirinden şık kürk m~tolar, ceketler hazırladılar. Işte Izmirli
kadar
Kürk'ün 1989 koleksiyonundan yepyeni bir model. Siyah deri ve süet karışımı abiye bir elbise ve bunu tamamlayan derilerle karıştırılmış füme rengi bir tilki manto. Şık ve alımlı.
W
inter will be here in no time. Keeping warm is as irnportant as being elegant. Fashion designers have prepared elegant fur coats and halflength coats for a cold winter. Here's a model from the 1989 collection of Izmir Kurk : A cocktail dress of black leather and suede and a matching smoke-color fox coat matched with leather. Elegant and charming.
..J
D erimed'dan sütlü kahverengi bir etek-ceket. Dar olan eteğin üzerine giyilen ceket etekler büzüldüğünde mont biçimine de girebiliyor. Gizli düğmelerle ilikleneo ceketin iri cepleri var. Yaka, hem açık hem kapalı kullanılabilir.
From
Derirnod, a light-brown skirt and coat. The coat, worn over a tight skirt can be turned into a mont by drawing the hems together. lt has hidden buttons anda large pocket. The collar can be worn turned down or turned up.
MAGAZiN 9/88 59
c
c Milli yemeklerimizden döner kebap, artık biltOn dOnya tarafından tanınıyor. The Döner Kebap, one of the Turkish national d ishes is widely acclaimed al l over the world .
TÜRK MUTFAGINDAN BiR iNCi
Döner
Kebap
Çağdaş hayatın getirdiği ayaküstü yemek alışkanlığı giderek yaygınlaşıyor. Türk mutfağının geleneksel
yemeklerinden döner, bu sahada da rakipsiz atı'da b~layan , hızlı yaşama biçiminin getirdiği "Sandviç k ilitürü", artık bütün dünyaya yayıldı... Sandviç killtürüyle doğan hambınger de, en gözde
yiyeceklerden biri haline geldi. Ancak son yıllarda, hamburgerin karşısına zorlu bir rakip çıktı... Döner... Bu doğulu rakip, bugün batıdaki pek çok 60 MAGAZiN 9/88
ülkede de bilinen, sevilen bir yiyecek haline geldi. Bu harika yemeği, 1964 yılında New York Dünya Fuarı'nda dünyanın her köşesinden gelen ünlü aşçılar, "Bir yemek mucizesi" olarak ilan ettiler. Burada sözünü ettiğimiz yemek, "Döner Kebap". Bu yemeğİn döner adı altında sığır kıyması ile yumurta beyazı, veya malak eti, malak kıyması
ve yumurtayla yapılan yemekten ayrıl ması gerekir. Döner kebap için, herhangi bir yemek gibi ölçüleriyle tarif verilemez. Çünkü iyi bir döner kebabı yapabilmek için, eti kağıt inceliğinde ve parçalamadan aç~a pratiğine sahip olmak gerekir. Ikinci önerrıli nokta da, etierin sinirlerini, hangisinin nereden geçtiğini bilerek temizlemek tir. Tabii bir de döner aleti gereklidir. Döner aleti, tavuk çevirme aleti esasına göre yapılmıştır. Ancak şiş, yatay değil dik durur. En iyi döner, kömür ateşi kullanılan aletlerde yapılır. Ancak şimdi pek çok yerde, elektrikli aletler kullanılıyor.
DÖNER ETLERİNİN TERBİYESİ Döner etleri nasıl terbiye edilir? Sorduğumuz döner ııstalarının her birinin, kendine göre bir terbiye tarzı olduğunu gördük. Bazılan akşamdan hazırlanmış eti, süt, yumurta, zeytinyağı, tuz, karabiber, soğan suyuyla terbiye ediyor. Bazıları yalnız soğan suyu, zeytinyağı , tuz ve karabiber kullanıyor. Ancak en ünlü ustalar, fazla terbiyenin iyi olmayacağı fikrinde birleşiyor . Bunun hem etin tadını bozacağını, hem de dönerin yarısı pişene kadar içte kalan kısmın bozulabileceğini düşünüyorlar.
yavaş yavaş döndürülmeye başlanıyor. Pişen kısımlar çepeçevre, incecik kesilerek, özel döner küreğine alınıyor. Tabakta veya ekmek içinde, sıcak sıcak servis yapılıyor.
Sonra
DÖNER TÜRLERİ En iyi dönerin koyun veya kuzudan yapıldığını söylemiştik. Ancak döner yay gınlaştıkça, her şey gibi onun da türleri çıktı. Yörelere göre tavuktan, hatta Karadeniz yöresinde hamsi balı ğından bile döner yapılabiliyor. Büyük şehirlerde, tabii bunların her çeşidini bulmak mümkün. Hele tavuk döneri, artık iyice bilinen bir tür oldu. UYGUN GARNİTÜRLER NELERDİR?
Dönere de, bütün ızgaralar gibi patates, pilav ve istenirse sote sebzelerle servis yapılabi lir. Ancak dönerin yanında en iyi gidecek yemek, tereyağlı pilavdır. kızarmış tereyağlı
Döner kebaba ününü
kazandıranlar,
döner ustalan dır.
The Döner maker's role in the perleetion of the "'Kebab" is real importants.
HANG İ ETTEN YAPILIR? Döner, koyun veya kuzu etinin her tarafından yapılabiliyor. Yalnız kol ve boyun kısmı kullanılmayacak. En iyi döner, but kısmından oluyor. Kağıt inceliğinde açılan etler, şişin üzerine üst üste geçiriliyor. Aralara kuzunun gömlek yağı konuyor. Gömlek yağı, dönerin yüzde 5'i kadar kullanılacak . Aksi halde çok yağlı olur. Bu arada yer yer kıyma da döşeniyor.
Bazıları döner kebabın içine kıyma konmaması gerektiğini sanır ve kıyma lı dönerin makbul olmayacağını düşü nür. Oysa dönerin üçte birinin kıyma dan yapı lması gerekiyor. Çünkü kıy ma, etle yağın daha iyi kaynaşmasını sağlıyor. Zaten eski saray aşçılan da kullanırlarmış kıymayı.
Sis, döner etlerini üst üste dizerek, aralara gömlek yağı ve biraz kıyma koyarak sonuna kadar dolduruluyor.
TEREYAGLI PİLAV Tereyağlı pilav için bir ölçü pirinç, iki ölçü su, ölçüsüne göre tereyağı (Bir su bardağı pirinç için bir çorba kaşığı dolusu tereyağı yeterlidir), yeteripce tuz, biraz karabiber gereklidir. Istenirse domates rendesi de katılabilir. Su, tuzla birlikte iyice kaynatılır, sonra içine ayıklanıp Y.!kanmış ve süzülmüş pirinçler atılır. Uzerine tereyağı da ilave edilip karıştırılır ve tencerenin kapağı kapatılarak bir taşım kaynatılır. Daha sonra ateşin ağzı iyice kısılıp, 10-15 dakika pişirilir . Pirinçler iyice suyunu çekip yumuşayınca, üzerine karabiber ilave edilir, biraz karıştırılıp kapak tekrar kapanır ve ateş söndürülür. 10 dakika demlenmeye bırakılıp, sıcak sıcak servis yapılır. MAGAZiN 9/88 61
A FAVORITE FROM TURKISH CUISINE
DönerKebep Döner Kebap, a traditional Turkish food has taken its leading place within the rapidly expanding fast food culture of the modem world he Westem style fast life and the accompanying "sandwich culture" have now taken hold all over the world. The haroburger which is a principal aspect of the sandwich culture has become one of the most popular foods. However, in recent years hamburger has found a serious contender: The döner. This eastem cantender has now become a well-liked food in many Westem countries, too. This wonderful food was declared a "culinary miracle" at the 1964 New York World Fair by professional cooks coming from different parts of the world. The dish which impressed the cooks was the traditional "döner
T
Dönerin
hazırlanması
da, kesilmesi de ayn
sanattır.
The preparation of the Döner is one im portant ski ii
kebap". It should not be confused with another traditional dish called "döner" which is made with ground beef and eggwhites or with ground calf and eggs. UQlİke other dishes, döner kebap cannot be prepared following exact proportions, since one has to develop the ski ll of beating the meat int o paperthin sheets without tearing it. The second important points is to know where the nerves are located, in order to remove them. Of course, one also needs a döner stand. These stands are built on the same principle as chicken roasting stands, except that the single thick rod serving in place of the multiple skewers is placed vertically, rather than horizontally. The best döner is made using stands buming charcoal. However, because of their convenience döner stands which use electricity are gaining in popularity. THE CURING OF THE DÖNER MEAT How does one cure the meat for making döner? Each master chef gave us a different response. Some are placing the meat overnight in a marinade of milk, eggs, olive oil, salt, blackpepper and onion juice. Others are using only onion juice, olive oil, salt and black pepper. The most reputable chefs seem to be of the opinion that very complex sauces are not desirable; they say that such sauces both adulterate the meat's taste and cause the interiors to rot while the outer layers are roasting. WHAT MEATS ARE BEST FOR DÖNER? Döner can be prepared from any part of mutton or lamb, with the exception of the front legs and the neck. The best döner is prepared from the rump. The paper-thin slices are skewered on the spit, altemating with lamb's intestinal fat. The proportion of fat should be about 5 % of the meat.
62 MAGAZiN 9/88
Using more than this will result in a greasy product. Between some of the layers ground meat is sandwiched. Some think that ground meat should not be used at all, as this might lower the quality of the döner. However, reputable cooks are of the opinion that approximately 1/3 of the layers should be composed of ground meat, because 'ground meet acts as a binder between the chunks of meat and the fat.Recipes from the Ottoman Palace cuisine also indicate the use of ground meat. In this fashion, the spit is fully loaded, using sheets of solid meat, ground meat and in testinal fat. The spit is placed in its sockets across from the ambers of charcoal or an electrical resistance heater. The spit is slowly rotated in place. The outerınost layer, as they are nicely roasted, are thinly cut, and received into a special döner pan. Either in a plate or in a quarter loaf of bread, it is served while piping hot. DIFFERENT KINDS OF DÖNER We said above that mutton and were the best meats for making döner. As it is with most other di!;hes, varieties have been developed, with the recent popularity of döner. In certain regions, chicken meat is used; in the Black Sea region, one even fınds döner made from sardines. In large cities, one can find all these different kinds, and especially, ebieken döner has become a commonplace. laınb
SIDE DISHES TO GO WITH DÖNER As with other kinds of grilled meat, döner can be served with French fries, pilaf and, if desired, buttered sauteed vegetables of the above, the indispensable accompaniment to döner is butter pilaf. BUlTER PILAF RECIPE For making butter pilaf, one needs one measure of rice, two measures of water, and real butter according to taste (e. g. for one cup of ri ce, one tab le spoon of butter is adequate). Salt and black pepper and if desired grated tomatoes can be used as seasoning. Water with salt is brought to a boil; picked over, rinsed and drained rice is thrown in; butter is added, the lid is covered and the water is again brought to a bo il. The fire is reduced and the ri ce is cooked 10-15 minutes. When the grains of rice have totally absorbed the water, black pepper is sprinkled over and stirred in, the lid covered again. The heat is turned off. The pot is left aside for 10 minutes before serving the rice steaming hot with the döner.
DUTY FREE ON BOARD THY uçaklannda uygulanan gümrüksüz içki ve sigara fiatları Turkish Airlines in flight price list for spirits and tobaccos Yeni Rakı (ExE) Whisky Whisky (White Label, White Horse, 100 Pipers, J .B., Haig, Black White, Ballantines 1 Long Iohn, Bell' s) Samsun Marlboro Parliament Palimali H .B Lord Kent Rothmans Dunhill Cam el Ernte-23 Lux Silk Cut
10 cı
37,5 cı 100 cı
4DM 9 DM 19 DM
ExEort 100's 100's 100's K .S. K.S . 100's K .S. K .S. K .S. K.S . Filter K. S.
12 DM 20DM 20DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM 18 DM
rffdolltlllzlliJ«iJ
,. e..,
Yukarıdaki
fiatlar dergimizin
basım
tarihi itibariyle geçerlidir. These prices are valid at the
prinıing
date of the Magazine
MAGAZiN 9/88 63
BULMACA
YUKARIDAN AŞAGIYA
SOLDAN SAGA 1- 1882-1948
1- 940-1040 yıllan arasında Doğu ve Batı Türkistan'a hakim olmuş, Müslümanlığı ilk kabul eden Türk imparatorluk hanedanı. 2- Sinirle ilgili, sinire ait, sinir hastalığı ... Akdeniz ile Kızıl deniz arasında yer alan yanmada. 3- Sanma, şüphe ... Şart takısı. 4- Asya kornşularımızdan biri... Düğünçiçeği gillerden, ilkbahar sonlarında kırmızı, pembe, beyaz veya sa rı renkte katmerli çiçekler açan, daha çok bahçelerde yetiştirilen bir bitki. 5- Bir soru takısı. .. Favori ... Basit balıkçı teknesi. 6- istenen şey, arzu, meram (eski dil) ... Bulmaya çalışma. 7- Kazak toplulukların da kabile başkanı.. . Bir kadın ismi. 8- Vazgeçme, geri çekilme ... Bir çeşit otomatik tabanca. 9- Gelir getiren mülk ... Daire hesaplarında kullanılan sabit sayı... Açık kahvemsİ renk. 10- Derme çatma kulübe ... Ekmek (eski dil). 11-. Belirti, nişane ... Doku (eski dil). 12- Işlerin kötü gitmesi, üretimde düşüklük ... Arının imalatı. .. Rey.
yıllan arasında yaşamış,
Kurtuluş Savaşı sırasında Şark Cephesi Komutanlığı'na getirilerek Doğu Anadolu'da devlet hakimiyetini sağlamış, milletvekilliği, Terakkiperver Parti Baş kanlığı ve Meclis Başkanlığı yapmış, Kurtuluş Savaşımız hakkında kaynak eserler yazm.ış büyük asker ve devlet adamırnız ... Inanılan şey. 2- Eski eser-
ler, antikite (eski dil) ... Notada duraklama işareti ... Argoda aptal. 3- "Güzel, hoş görünüş lü" an lamınçia bir kadın ismi ... 1526'da Osmanlı Imparatorluğu'nun himayesi altına girmiş , 15 yıl sonra bir eyaJet halinde Osmanlılar'a bağlanmış, 1699 Karlofça Andiaşması sonunda elimizden çıkmış olan Orta Avrupa ülkesi. 4- Su(eski dil) ... Bir harfın O~!Jnuşu.. . Argoda kavga, çekiş me... Odeme .. . Adele. 5- Duygu ... Zamanı gösteren araç... 1874-1921 yılları arasında yaşam ış, II. Meşrutiyet'in ilanından sonra Edirne Milletvekili seçilmiş, önce İçişleri Bakanı, 1916 yılında ise Sadrıazam olmuş, I. Dünya Savaşı'nın aleyhimize bitmesi üzerine yurt dışına kaçmış ve Berlin'de bir Ermeni kornitacı tarafından şehit edilmiş Türk devlet adamı. 6- Ankara 'nın bir ilçesi ... Kimyada radon ... Yunan mitolojisinde, belden yukansı insan, belden aşağısı keçi biçiminde tasvir olunan orman tanrısı. .. İslam hukukunda miras konularını işleyen bölüm . 7- Bir soru ... İh san, bağış... Bir n ota... Doğum yaptı ran kadın uzman ... Belirli bir ücret karşılığında bir gayrimenkulu kullanan veya işleten kişi. 8- Bir yerde oturma ... Tutsaklık ... Bir renk, 9- Sahip (eski dil) ... Yarıda kalma, kesilme ... Ekli ... İnsanlara yararlı bir böcek. lO- Kuzey Afrika'nın Akdeniz kıyılarında, topraklannın büyük bölümü çöl olan Arap ülkesi ... Inanma, güvenerek bağ lanma ... Dağlarda ve ekili alanlarda yaşayan, meyve, yaprak ve tanelerle beslenen, uzunluğu 30 santim civarında, eti lezzetli bir av kuşu. ll- Kısa zaman parças ı. .. Bir sayı. .. Kimyada baryum ... Madenierin oksitlenmesiyle, yüzeylerinde oluşan kirli tabaka ... Yılın bölümleıinden. 12- "Sade, saf" anlamında bir kadın ismi ... Bencillik, kendini beğenme (eski dil) ... "Geç"in zıddı.
64 MAGAZiN 9/88
2 3 4
5 6
7
8 9
10 11 12
r--+-r--+----ı
13- İstanbul'un kısa yazılışı. .. Takdir ve beğenme sözü. 14- Ana, baba ve çocuklardan olıişan topluluk ... Benzer... Kimyada platin. 15- Güney Kutbu'nu çevreleyen, buzlarla örtülü kıta. 16- Şi kar... 1583-1635 yılları arasında yaşa mış, Mesnevl tarzındaki beş eseriyle ünlü Türk şaiıi ve biyografi bilgini ... Minik para torbası.17- Zümrüd-i Anka kuşunun yaşadığı rivayet olunan masal dağı. .. Orta Yunanistan'da, Atina'nın limanı olan şehir. 18- Vahşi hayvan yuvası... Allah 'ın yazd ıkl arının gerçekleş mesi, kadı tarafından verilen hüküm, idari bölünmede ilçe... Kur'an'ın "Oku" emriyle başlayan ve "Kan pıhtı sı" anlamına gelen 96. suresi (Surenin başlangıcındaki beş ayeti, ilk inen ayetlerdir). 19- Erzurum yiğidi ... Eski devirde para ile satın alınan veya savaşta esir edilm iş hizmetçi kız, odalık. 20- Ilave ... Safranın kana karışmasından meydana gelen hastalık.
D 覺 S C O V THE COLORFUL WORLD O ~B E Y O N D 覺 S T
E
R
TIL E U
L
ESTABLISHED IN 1951, IN TARSUS BERDAN TEXTILE ANNUALLY MANUFACTURES ONE MILLION PIECES OF EXCLUSIVE READY-WEAR IN ITS INTEGRATED PLANTS. WITH ITS REPRESENTATIVES IN WEST GERMANY AND UNITED KINGD0 M, BERDAN r..-.-.."'l: EXPORTS ITS P TO MOST EUROPEAN BEING ONE HOUR'S FROM lST BERDAN TEXTILE PLANTS AND HEADQUARTERS COULD EASILY BE VISITED. WHY NOT CONT ACT AYKUT G羹RKAN OR iHSAN G FROM (761)繚203 39 AND 203 37 WHEN IN ISTANBUL ... GROSSVERSANDHAUS QUEL LE GUSTAV crL, ,... v,, ~ . . ono VERSAND G O TILIEB HAUSBRANDT GMBH & CO. V. SPRECKELSEN GMBH & CO. KG .
IERTEX TEXTIUEN UND HANDELS GmbH Bronner Str. 17, 6 Frankfurt 1, W . Germony Tel: (069) 28 21 77 - 28 21 78, Fox: (069) 28 21 76, Tlx: 412824 berdo d FINLOWER LTD. 17 Wells Street, London WIP 3FP, United Kingdam Tel: (01 ) 636 04 35 - 636 04 36, Fox: (01) 631 44 93, Tlx: 297126 linlan g
SETUR, gümrük
hattı dışı eşya
sabş mağazalan işletmeciliğinde
20 yılı aşkın tecrübesiyle
İç-dış turlar ve otel rezervasyonları, bilgisayar sistemiyle her türlü bilet rezervasyonları , kongre, seminer ve bayi toplantıları, marina, bareboat, yat charter işletmeciliği , araba, uçak, otobüs ve her türlü araç kiralama servisleri, yurdumuzun sınır kapılarında geniş mal çeşitlerini kapsayan 20 gümrük hattı dışı eşya satış mağazaları ile SE1UR sizin SEYAHAT GRUBU şirketinizdir.
s ecur
Güvenli, Düzenli, Sistemli, Titiz Hizmetin Simgesi
Cumhuriyet Cad. 107 Elmadağ 80230, istanbul. Telefon (1) 130 03 36 (8 Hat) Telex 227 18 stur tr, 22783 set tr, 27794 sett tr . Telefax 130 32 19
Yurda
• Atatürk
Havalimanı • Esenboğa Havalimanı•
Denizlimanı
~ Koç
giriş
e
ve
çıkışlarda alışveriş yapabilec~iniz magazalanmız.
Adnan Menderes Havalimanı • Antalya Havalimanı• Dalaman Havalimanı• Karaköy e Marmaris Denizlimanı • Badrum Denizi imanı• Kuşadası Marina • Kapıkule Sınır Kapısı• Ankara Diplomatik Servisler ve Istanbul , Ankara büyük mağazaları yurt dışında çalışanlarımızın hizmetinde.
Kuşadası Denizlimanı