1989 02

Page 1


-

KEMERCJub~,.~ One More Step Bir Ad1m Daha Beldibi ... An encore to the performonce ot Kemer, o second Kemer'den sonra Club Solima konukseverliğinin, Club step in the hospitolity and life style of Club Solima . A Solima yaşantısının ikinci adımı. Gündüz ve gece brond new world with its spontoneous day o nd onimosyonlorıylo, çeşitl i su ve koro sporlorıno olanak nig ht enterto inment, focilities for water and lond tonıyon tesisleriyle, Jeep-Scıfo ril eriyle, mini klubüyle, spo rts. Jeep-Scıforis, mini club, theTurkish both, Türk hamamıylo, alışveriş merkeıiyle, video shopping center, video hall and lounge, outdoor ve dinlenme so l on lorıylo, Türk ve dünya mutfaklarının restourant feoturing Turkish o nd international seçkin yemeklerini sunan açık hava restoronlorıylo, cuisine, o tovern speciolizing in seo fome, pool bor balık tovernosıylo, havuz borıylo, diskoteğiyle yepyeni and its discoteque .. Hope to see you! bir dünya .. . Bekliyoruz! Like the Club Solima Kemer, the Club Solima Beldibi is operoted by Supreme Otel işletme ve Müşavirlik A.Ş. full y finonced by Turkish capital.

~

Club Solima Beldibi de Club Solima Kemer gibi yüzde yüz Türk sermayesiyle kurulan Supreme Otel işletme ve Müşavirlik A.Ş. tarafındon işletilmektedir .

SUPREffiE

SUPREME HOTEL MANAGEMENT AND CONSUL TING IN C. OTEL iŞLETME VE MÜŞAViRLiK A.Ş . Teşvikiye Cad. Sadun Apt. Na. l 05/ 3 D. 7T eşvik i ye iSTANBUL/TÜRKiYE Tel : 136 16 26-27 Fax : 161 17 82 Telex: 27646 Sprh-tr

Supreme Ine. isa member af the Comel Group of Componies . / Supreme A.Ş. Bir Com el Holding kurulu şudur.


o

~ Şubat/February

Y1VYear 6 Sayı/Number

iCiNDEKiLER ~

1989

70

-

CONTENTS

4 Galleria Ataköy Galleria Ataköy

10 Antlka Sevdasi The Love of Old Thin gs Kapak fot~rch (Cover photography) By M. Erem Çelıkoğlu/ABC Ajansı

TOrk Hava Yollan A.O. adına sahibi Publisher M. Cem KOZLU Yayın

Kurulu Batkanı Publishing Director Mehmet KUTLU

Genel Koordinetör General Coordinator Çetin ÖZBEY Yazı lflerl MOdürO Managing Editor GOnvar OTMANBÖLOK

16

lnsan1n Buğdayta Serüveni The Story of Man and Wheat

22

28

Tasarimda Çağ1 Yakaladik Türkisehes Design im Vormarsch

Doğudan Batiya Lezzet

Yayın

Kurulu Publishing Board Engin ÖKTEMER Onal KÖKSAL TuOrul GENCER

KüHürü Cuisines from both East and West

32 Adalar Klş1n Başka GOzel The lslands and Their Winter Beauty

Rekllm Advertising Duygu TAMER FotoOrallar Photographs Nihat GÖMLEKSIZ Erdal ALOK Adres Address Türk Hava Yolları Genel Müdürlük Binası Y8fllköy - Istanbul Tasanm, yapım, baskı Design, production, printing APA OFSET BASlMEVI Levent, Istanbul Tel: 164 64 20 Dlzgl Typesetting PAYMAŞ

Tel: 175 21 77 ReklAm Tarifesi : Iç Sayfalar- 4.000.000 TL- KDV , Kapak lçlerl- 5.000.000 TL Rekllmlannız

Için Tel: 574 73 00 / 1170-1184-1185

44 MODA: Kürkler... FASH lO N: Furs ...

55 THY Filmleri Movies of THY

60 YEMEK: Şekerin Hankalara FOOD: Working Wonders With Sugar - KDV, Arka Kapak- 6.000.000 TL- KDV


MISS CHARME 89 WETIBEWERB

Es weht ''Meltem'' •

aus 1n

Moskau

Miss Charme 89 birincisi Meltem Hakarar Die gewinnerin vol Miss Charme 89 Meltem Hakarar

"MISS CHARME '89"

YARlŞMASI

Moskova'da esen Meltem Sovyetler

Birliği'nde

ilk defa düzenlenen güzellik yarışmasında, Türk güzeli Meltem Hakarar birinci seçildi ve kraliçelik tacını taktı oskova'da heyecanlı gece sona ermiş. sosyalist bir ülkede düzen lenen ilk güzellik yarışmasında. Türkiye'den katılan Meltem Hakarar birinci seçilmişti. Batılı bir gazeteci sonucu şöyle yorumluyordu: "Kızın güzelliği bir yana, bu seçimin tarihi bir açık l aması da var. Yü~yıll arca Moskova'da Çar' ın sarayı ve Istanbul'da Osmanlı saray ı , Çerkezlerin en güzel kızlarını kendilerine eş ya da cariye yapmış l ardır. Böyle şeyler toplumlarda iz bırakır. Meltem Hakarar da çerkez soyundan... Moskova'da birinci gelmesine hiç şaşma­

M

dım . "

Çerkez soyundan, Türk güzeli Meltem Hakarar için, Moskova'daki yarışma gerçekten de büyük bir

2 MAGAZiN 2/ 89

zaferdir. Hakarar kesin sonuç açık l an­ madan bir gün önce halk oyuyla "Halk Güzeli" seçilmiş. böylece "Miss Charme '89" ünvanını da kazanacağı adeta belli olmuştu. Gerçekten de kazandı ve krdliçelik tacı başına takıldı. Kraliçelik tacı , bu yarışmanın diğer özelliklerinden biriydi . Çünkü, böyle yarışmalarda adet olduğu üzere, sahte değiL hakikiydi ve tacı kazanan ona hayatının sonuna kadar da sahip oluyordu. Herşey iyi hoştu da, Meltem , Sovyetler Birliği'nden ayrılırken biraz zorluk la karşılaşmıştı. Gümrük memurları, ilkönce tacı çıkaramayacağını söylemişlerdi ona. Bereket, Meltem'i geçİmıeye gelen Sovyet yetkili ler arasında Gümrük Bakanı da vardı ve onun emriyle, taç da Meltem'le birlikte Türkiye'ye gelebiliyordu.

D

ie klassische türkische Schönheit schlecthin, Meltem Haka rar wurde zum "Miss Channe" für das Jahr 1989 gekröut. Vielleicht würde dieser Name und der Titel dieser Schönheit schnell vergessen sein. waere diese Wahl nicht die erste gewescn. die seit dcr Revolution. also seit 72 Jahren in dcr Sowjct-Union veranstaltet worJen isı.

Dicsc Wahl hattc auch andere an sich. Zum ersten Mal wurde in einer solchen Organisation cine "Volksschonheit" gewaehlt, mit den Stimmen der Zuschauer fıel auch dieser titel Meltem Hakarar zu . Und wcr incinem Sozialistischen Land "des Volkes Gunsten" gcwonnen hatte. dcr fiel auch eben die Krone für "Miss Charme" zu. selbsverstaendlich. Die Kronc. die war auch cıne Bcsonderhciı. Sic war naemlich echt. mit all den Rubinen. Dİamenten und Perten darauf. Die Organisatcure aus dem Vaterlancl der Revolution zimperten nicht mit Gele! wenn es darum ging "eine Kapitalistische Gepflogenheit" in ihr Land einzuftihren. Ein journalisı sagte nach der Wahl d~r Hakarar zur disen Titel "Kcin Wunder dass. sie den , Titel hat. der İstanbuler und Moskauer Hof des Sultan und des Zaren die shönsten Maedchen der Tcharkissen sich zur Gemalılin oder Gespielin im Hof auserwaehlt. Das binter laesst Spuren, die Hakarar ist auch Tcharkisin." Tcharkisin hin Tcharkisin her gewonnen hatte die milde. hausgebackene Schönheit der Meltem Hakarar gegen Exoten und hoch stilisierte Schönheiten nach euro-amerikanisehem Mu st er. Bcsondcrlıcitcn


sistemine gösterdiginiz büyük ilgi ve ülkemizin kalkınma çabalarına katkılarımıdan dolayı bu vesile ile sizlere, ailenizle birlikte saghk, mutluluk ve başarılar dileriz.

teşekkür

eder;

Bankamızın ve diger kuruluşların, sizlerle ilgili çalışmalarına ilişkin sorunlarınız için temsilcilik ve Bürolarımız hizmetinizdedir.

~

,. CUMHURIYET MERKEZ HANKAS ' l

••

·ı

TEMSILCILIKLERIMIZ:

j

ALMANYA: FRANKFURT TEMSİLCILlGl: Baseler Str 37/VII 6000 Frankfurt/Main DEUTSCHLAND Tel: (069) 23 90 9ı-99 (069) 23 9ı 00 İSVIÇRE: ZORIH TEMSILCILlGt: Clariden Str No: 36 8002 Zurich SUISSE Tel: 202 83 45 INGILTERE: LONDRA TEMSlLClLlGl: Centric House 39ı Strand London WC2r oıT ENGLAND Tel : (O ı) 379 0548 (Ol) 379 osıo Telex 88ı3770 tcmb. ing. HOLLANDA: ROTTERDAM TEMSlUClLlGt: Schiedamse Vest 52/B 3011 Be Ratterdam HOLLAND Tel: (010) 414 64 88 (OıO) 414 62 79 Telex Rorner-NL-24143 AMERIKA: NEWYORK TEMSlLClLtGl: 82ı United Nations Plaza New York N.Y. ıooı7 U.S.A. Tel: (2ı2) 682 87 ı7 (2ı2) 682 87 ı8

ı

BÜROLARIMIZ:

BERLIN: Europa Center ı6 O.G. ıooo Berlin 30 DEUTSCHLAND Tel: (030) 26ı ll 93 DÜSSELDORF: Graf-Adolf Strasse 45 4000 Düsseldorf ı DEUTSCHLAND Tel: (0211) 38 20 61 STUTTGART: Schul Strasse ı2A 7000 Stuttgart ı DEUTSCHLAND Tel: (0711) 29 5ı ı5 HAMBURG: Steindamm 47 2000 Hamburg ı DEUTSCHLAND Tel: (040) 24 03 84 (040) 24 57 65 HANNOVER:Luisen Str. 4 3000 Hanoover ı DEUTSCHLAND Tel: (0511) 32 6ı 05 (0511) 32 6ı 06 MUNCHEN: KarJ Strasse 43 Laden ıoo5 8000 München 2 DEUTSCHLAND Tel: (089) 59 84 58 (089) 59 84 59


GALLERiA, RÜYA ALEMi GiBi

Hem .tatil keyfi, hem alişveriş

Geçtiğimiz Ekim ayında İstanbul-Ataköy'de açılan dev tesisler, özellikle hafta sonlannda dolup taşıyor. Oraya gelenler, adeta kendi şehirlerinde turist olmanın hazzını yaşıyor

ir cumartesi sabahı, ailece tatil günü programı yapı­ yorsunuz. Evde televizyon veya video filmi mi seyretmeli, yoksa pikniğe, sinemaya ya da bir aile

B

dostuna mı

gitıneli?

!-fayır, hayır.. . Galleria'ya! Iyi hoş da, a l ışverişe niyetiniz yok. Ama, bazen Galleria 'da alışverişe gere.k yok ki! I şte, ailenin bütün fertlerini hqşnut edecek "tatil" yerinize geldiniz. Once çocuklan oyun merkezine bırakın. Sonra, bir yorgunluk kah ·esi... Ve kahve sonrasında küçük birt•ır. .. Acele etmenize hiç gerek yok; çünkü akşama kadar vaktiniz var. Bir düşünün bakalım: Bugün ne yapmak istiyorsunuz? Mesela yüzme havuzuna gidip, keyifli birkaç saat geçirebilirsiniz. Dilerseniz saunada şöy­ le bir ter atabilirsiniz. Son çıkan müzik kasetlerine göz atmak da hoş bir fikir olabilir. Yahut vitrinlerin büyüş~ne kapılıp saatlerce oyalanabilirsiniz. Oğle yemeği için çocuklan alıyorsunuz . Buz pateni pistinin çevresindeki cafe'lerden birinde sandviçlerinizi, ya da az ilerde "Fish and Chips"inizi yiyorsunuz. Yemekten sonra, ilgi alanlarınıza göre, herbiriniz farklı yönlerde dağılabilirsi­ niz bu devasa yapının içinde. Yalruz, buluşma saatinizi fazla geçe almayın. Otoparkın çıkışı kalabalık olabilir. Bir pikniğe gitmek ... En ucuzundan bir "Avrupa seyahatine" çıkmak ... Arkadaşlarla buluşmak ... Türkiye'nin en büyük "süpermarketinde" alışveriş yapmak... J:1attii bir rüya aleminde gezinmek.. . Istediğiniz yere koyabilir-

4 MAGAZiN 2/ 89

s ınız

Galleria ' y ı. .. Bunlann hepsine uygun bir mekan. Peki nasıl oldu da geldi, yerleşti hayatımıza? Hangi ihtiyacımlZl karşıla­ dı? Bir ihtiyacı karşılıyorsa , bugüne kadar neden düşünmedik bu boşluğu? Ga ll eria'yı bambaşka kılan şey ne? Yoksa yeni bir hayat tarzı ını ge lişi yor orada?.. Yönetim Geliştirme Merkezi-Pazar Araştırma Merkezi tarafından yap ılan "tüketici im ajı anketi", Galleria hakkında elle tutulur bilgiler veriyor bize. Buna göre, Galleria'yı do l aşanla rın yüzde 54'ü ilk defa ayak basıyor buraya. Gelen insanların, ancak yüzde 37'si al ışveriş yapıyor. Ve bunların yarısından fazlası bin ile 50 bin lira arasında kalıyorlar. 500 bin ve yukarı­ sında alışveriş yapanların sayısı ise yok denecek kadar az. Dolayısıyla çıkan sonuç, Galleria'nın, en azından şimdi­ lik, alışveriş merkezi olmaktan çok bir turizm merkezi özelliği taşıdığı. Bunu destekleyen en sağlam veri ise Galleriayı sembolize eden buz pateni pisti çevresinde bulunan cafeterin akıl almaz cirolar yapmaları. Başka bir deyişle, ziyaretçiler kapıdan elleri boş çıkabili­ yorlar, ama bir haroburger yemeden ya da bir meşrubat içmeden gitmiyorlar. Bir turizm merkezi olarak kabul edilmek, Galleria yöneticilerini rahatsız etmiyor mu acaba? 'Milyarlar dökülerek inşa edilen bu dev "vitrin"in, Ege kumsallarından, yahut Topkapı Sarayı 'ndan bir farkı olması gerekmiyor mu? Galleria'yı yönetenler, bu sorular karşısında oldukça rahatlar. Hatta, "turistik imaj ın" yeterince yerleşemediğini bile düşünüyorlar.

Çünkü proJ e nın a na hedeflerinden biri de bu: Aynı zamanda bir turizm merkezi o lma k. Üstelik şu anda tesislerin ancak üçte birinin açık olduğunu unutmamak gerek. Yat limanı, beş y ıldızlı otel, yüzme havu zları , plaj ve aklınıza gelen ve gelmeyen her şeyin bulunduğu eğlence merkezi "Faıne City"nin eklenmesiyle birlikte, Galleria bugünkünden çok daha geniş bir turizm alt yapıs ına kavuşacak . Galleria'cıların

dikkat çek tikleri yepyeni bir durum var: Dev tesislerde, hiç de iişina olınadığımız bambaşka bir alışveriş kültürünü yaygı nl aştırma k . Bu anlamda Galleria projesi Türkiyenin ATye katılması yolunda düşünül­ müş ciddi bir "prova" olarak değerlen­ dirilebilir. YGM-PAM anketindeki bazı rakkamlar efsanenin kapısını aralarnarmza yardımcı oluyor. Oneelikle Galleria en çok gençliğin ilgisini çekiyor. Gelen kitlenin yüzde 51 'i 15-25 yaşlar arasın­ da. 26-30 yaş arasındakiler ise yüzde 15'ini oluşturuyor. Yine anket sonuçlanna göre burada gezinmek bir "eğitim" işi. Gezenlerin yüzde 42'si yüksekokul, yüzde 37'si lise, yüzde lO'u ise ortaokul eğitimi görmüş . En çok eleştiriiE>n

husus, her

şeyin


"çok pahalı" olması. Kalabalık ikinci gelen şikay~t konusu. Nitekim tatil günlerinde Inönü Stadını birkaç kere dolduracak bir kalabalık toplanıyor. Tatil günlerindeki satışiann hafta içine oranla büyük bir düşüş kaydettiğini de hemen belirtelim. Ama, ankete cevap verenler genellikle Galleria 'yı çok beğenmiş . Mimarisi, buz pateni pisti, temizliği ve ~odemliği ile puan topluyor Galleria. Işte ankete katılanlardan birkaç görüş: "Gezmek için harika bir yer, çok iyi vakit geçirilir"; "Türkiye'nin en güzel y~ri"; "Değişik, ilginç ve egzotik"; "Içim açıldı kendimi yirmi yaşında hissettim"; Güneşten ışığını almış, kardan da beyazını"; "Kınk hayaller ülkesi"; "Galleria çok eski bir kavram, mitolojiden aktanldığı için güzel"; "Hayatım böyle bir yerde geçsin isterim." Galleria'nın farkı, belki de, alışveriş denen faaliyeti şehir hayatının bir parçası olmaktan çıkanp kendi başına bir amaç haline getirmesinde yatıyor. Evet, Galleria hergün önünde geçilen, iş çıkışı, sinema, tiyatro çıkışı uğrarula­ bilen yerlere benzemiyor. Ancak "ziyaret edilebilen" yabancı bir yer. Ve bu özelliğiyle insanlara kendi şehirlerinde turist olma imkanını veriyor.

Gallerla, bir alışveriş

merkezi

değil

yalnızca.

Galleria'ya gitmek; bir pikniğe gitmek, en ucuzundan bir Avrupa seyahatine çıkmak, bir rüya aleminde gezinmek ya da kendi şehrinde turist olmak gibi birşey ... Galleria n'est pas saulement un centre d'achat. Visiter Galleria c'est comme faire un voyage bon marche en Europe, piqueniquer, se promener dans un monde de reve ou etre touriste dans son propre ville ...

MAGAZiN 2/89 5



GALLERIA COMME UN REVE

Faire des achats, - et vivre le plaisir de week-end Le centre geant ouvert au mois d'Octobre a Ataköyİstanbul reçoit enormement de personne surtout pendant les week-end. Ceux qui viennent la, vivent le plaisir d'etre tourİst dans leur propre ville

U

n samedi matin vous faites avec votre famille, un programme de week-end. Faut-il refarder a la te!evision o u voir un fılm a la video, faut-il aller au cinema, ou chez des amis? Non , non ... Allez au Galleria! Oui mais, vous n'avez pas l'intention de faire des achats! Justement, on a pas besoin de faire des achats au Galleria. Vous voila, dans un endroit de week-end qui plaira a tous !es membres de la üımille. Laissez !es enfants d'abord au centre du jeu. Et puis prenez un cafe pour se detendre. Ensuite un petit tour. Surtout ne vous pressez pas, car vouz avez le temps jusqu 'a la fın de la joumee. Reflechissez a ce que vous voulez faire aujourd'hui? Par exemple vous pouvez passer quelques moments agreables a la piscine. ll y a aussi le Sauna si vous le preferez. Voir !es demieres cassettes de musique est aussi une bonne idee. Mais biensı1r, vous pouvez aussi passer des heures a regarder !es vitrines. Vous recuperez vos enfants pour le ctejeuner. Vous degustez vos sandwiches dans un des cefes situes autour de la piste a patin, ou bien chez "Fish and Chips" qui se trouve un peu plus loin. Apres le dejeuner, vous pouvez vous disperser daııs cet immense centre chacun de son cote selon vos hobis. Seulement calculez bien l'heure de votre rendez-vours, car a la sortie de l'autoparç, vous pouvez rencontrer une enbouteillage. Pique-niquer... Faire un voyage de bon marche en Europe... Rencontrer des amis ... Faire des achats dans le plus grand "Supermarket" de Turquie ... Se promener dans un monde de reve .. Vous pouvez donner l'un de ces significations au Galleria. C'est un o

espace qui remplace tout... Mais qu'est-ce qui s'est passe pour que Galleria rentre dans notre vie? Au quel de nos desirs a-t-il repondu? S'il reponda un desir, pourquoi nous n'y avons pas pense jusqu'aujourd'hui? Qu'est-ce qui rend Galleria si different? Est-ce qu'un autre mode de vie qui se developpe la? "L'Anquette d'image de consommateur" nous donne certains renseignements. D'apres cette anquette, 54% de ceux qui se. promennent au Galleria y mettent leur pied pour la premiere fois. 37% font !es achats done plus de la Kestane kebap! Hem yer, hem dolaşırsınız. Ve hemen yanınd a "Fish and Chlps" Les chataignes tout chauds Vous poues manger en se prom enant ...

moitie des gens depensent entre 100050.000 lt. Ceux qui depensent 500.000 ou plus sont tres peu nonbreux. C'est a dire, au moins pour l'instant, ~Galleria est un centre touristique plutot qu'un centre d'achat. Chiffre d'affaire assez eleves des cafes situes autour de la piste a patin le prouve aussi. Les promeneurs n'achetent rien peut etre, mais ils ne quittent pas !es lieux sans marger ou boir quelque chose. Etre considere comme un centre de tourisme ne derange-t-il pas les dirigeants du Galleria? Faut-il pas qu'ils soient differents des plages d'Egee ou du Palais de Topkapı, ces vitrines qui ont ete montees avec tant de rnilliards? Les dirigeants du Galleria sont tres a l'aise en ffice de ces questions. lls pensent meme que !'image "tourustique" n'est pas assez repandue, car l'un des buts de ce projets est d'etre en meme temps un centre de tourisme. Mais il ne faut pas oublier aussi que pour l'instant un tiers du centre seulement est ouvert. Avee la marina, l'hÔtel, !es piscines et "fame city", Galleria sera un vrai centre de tourisme. Les dirigeants de Galleria pensent etablir une culture d'achats tout a fait different qu'habituel. En ce therme, ce projet peut etre considere comme uh essai irnportant en voie de participer au marche commun. d' Apres l'anquette, nous apprenons aussi que 51% des visiteurs de Galleria sonten tre 15-25 ans. 15% sonten tre 2630 ans. 42% ont fait des etudes superieures, 37% ont le bacaloreat, 10% ont leur brevet Les visiteurs se plaignent surtout de la "hausse des prix". lls trouvent aussi qu'il ya beaucoup trop de monde ici. Car il faut dire que la foule qui se trouve ici pandeqt les week-end peut remplir le stade d'lnönü plus d'une fois. Par contre, il faut dire aussi que pandent les week-end, on rernarque une baisse considerable d'achat. Mais la majorite de ceux qui ont participe a l'anquette, apprecient beaucoup Galleria. Voila quelques oppinions: "C'est un endroit formidable pour se promener, pour passer un tres bon temps" "Le mailleur endroit de Turquie" " Different, original et egsotique" "Jaune comme le soleil, blanc comme la neige" "Galleria est un therme tres ancien, c'est beau car cela vient de la mitholoqie" "Je voudrais que ma vie passe dans un endroit pareille" Avec Galleria, l'achat lui meme est devenu un but, et non pas une des activites de la vie de la ville. Galleria n'est pas un endroit de passage qu'on va tous !es jours apres la sortie du travail , du cinema, du theatre. C'est un lieu different qu'on visite. Pour cette raison il donne aux gens l'impression d'etre un tourist dans leur propre ville. MAGAZiN 2/ 89 7


UCAÖIMIZA HOS GELDiNiZ w. E Lc o M E o N Bo A R D ~ing in~o consideration t?e fact th_at you may be fe-

T

elıng

a lıttle nervous durıng the flıght, we would !ike to remind you that flying today is the safest w ay of travel. You may be wovied by an unusuat sound. The noise you hear ımmediately after take-offis the sound of the tanding gear being pulled up as the plane lifts off and gets in to flight pesition When the plan e is taking off it requires greater power than it does when cruising. In the same way, as it prepares to tand, the reduced speed causes a change in the sound of the engines . When the" Fasten your seat belts" ~nd "No smoking" signs light up a beli rings. This beli is also heard when passengers ring for one of the cabin crew. During your flight, when you wish to ask a question, or request something toeat, drink or read, you may cal! the stewandess by prenssing the approriate button . According to the type of plane you are flying in, this button islocated located above your s.e at or on the arm of your chair; ant islocated marked by a picture of a stewandess. When you need extra light, press the switch above your head, or on the arm of your chair. When the "Fasten your seat belts" sign is extinguishedyou may leave yourseat to go to the toilet. If the toilet is busy the word "occupied" will be seen on the door. CATERING SERVICE (On International routes) : Breakfast is served on morning flights . On afternoon flights our passengers enjoy the dinner service, and on long distance flights snacks are also served in addition to these main meals . On scheduled and charter flight special food is. available on request for diabetics, vegetarians, and others who for reasons of health, religion or philosophy , are unable to eat the regular meals. Howewer, it is essential to inform Turkish Airlines of this, well advance, preferably when making your reservation. Soft drinks are free of charge in international flights . According to international air transport regulations passengers are farbidden to consume their own alcoholic drinks . Alcoholie beverages, cigarettes and tobaccoes are being sold tax free during the flights. SMOKING ON AIRCRAFT: Smoking is forbidden in domestic flights. On international flights a seetion in the front of aircraft covering 60 % of the whole seating capacity has been designated for non smokers. CHILD PASSENGERS: W e are especially interested with children and their comfort. W e endeavour to anticipate and meet alltheirneeds Milk and baby food is heated up forthem when required. Your cabin attendanst will gladly supply you with blankets and pillows upor your request. YOUR SUGGESTIONS: Inside the plane you will find suggestion boxes and writing paper. We are always pleased to receive the complaints and suggestion of our passengers . W e thank you for your trust in Turkish Airlines, and wish you a pleasant flight. W e look forward to seeing you again.

8 MAGAZlN 2/89

H

eyecanlı olduğunuz ihtimalini gözönüne alarak uçak ile seyahat etmenin günümüzde en emniyetli yol olduğunu hatırlatmaya gerek duyduk. Alışılmamış bir ses sizi tedirgin edebilir. Kalkış­ tan hemen sonra duyulan gürültü, uçağın uçuş pozisyonuna geçerken iniş takıınlannı içeri çekmesinden gelmektedir. Aynı şekilde uçak inişe geçtiğinde hızındaki azalma makine sesindeki değişim şeklinde duyulur. "Kemerierinizi ba~layınız" ve "Sigara içmeyiniz" işaretleri yandığı zaman zil çalar. Zil, yolculardan biri kabin mürettebatını ça~rdığı zaman da çalar. Uçuş sırasında birşey sormak, yemek, içmek veya okumak istediğiniz zaman uçağın tipine göre başınızın üzerindeki veya koltuğun koliuğu üzerindeki "çekiniz" yazan yahut hostes resmi bulunan düğmeye basarak hostesi çağırabi­ lirsiniz . Okumak için ışığa ihtiyacınız oldu ğu zaman başınızın üzerindeki veya koltuğun kolundaki düğmeye basınız. "KemerIerinizi ba~layınız" işareti yanmadığı zaman elinizi yıka­ yabilir ve tuvalete gidebilirsiniz . "Tuvalet doludur" işare­ ti tuvaletİn meşgul olduğunu gösterir. YiYECEK VE İÇECEK SERVİSİ: Dış hatlarda kahvaltı servisi sabah uçuşlarında, öğle yemeği servisi gün ortası, akşam yemeği servisi akşam uçuş­ larında yapılmaktadır. Uzun parkurlu dış hatlarda bu yemeklere ek olarak snack servisi yap1lır.

Yemek servisi yapılan tarifeli ve charter uçuş­ ve vejetariyenlere, sağ­ lık, felsefe ve din nedeniyle normal mönüyü kabul etmeyenlere, özel yemekler temin edilmektedir. larında, şeker hastalarına

Meşrubat dış

hatlarda ücretsizdir. Yolcu l arın getirdikleri alkollü içkilerin içilmesi yasaktır. Alkollü içkiler ve tütünlü maddeler uçakta vergisiz satılmaktadır. UÇAKTA SİGARA İÇMEK: İç hatlarda sigara içilmesi tamamen, dış hatlarda ise kısmen yasaklanmış ­ tır . Yurt dışı seferlerimizde uça~n ön tarafında, toplam oturma kapasitesinin % 60'lık kısmı sigara içmeyeniere tahsis edilyanlarında

miştir.

ÇOCUK YOLCULAR: Uçaklarımızcia çocukların en özel ihtiyaçlannı dahi dikkatten kaçırmamak için çaba harcanmaktadır. Bebekler için mama, süt vb . gibi şeyler gerektiğinde ısıtılmaktadır.

İstirahat etmek içinkabin m ürettebatından örtü, battani-

ye

vı;:ya yastık i.steye~ilirsiniz.

DILEKLERINIZI ALALlM: Uçaklarımızın içinde yolcu dilek kutulan ile mektup ka~tları bulacaksınız. Yolcularımı­ zın uçuşla ilgili şikayet ve temmennilerini almak her zaman hoşumuza gider. Türk Hava Yolları gösterdiğiniz güven için teşekkür eder, iyi uçuşlar diler ve sizi tekrar karşılamaktan mutluluk duyar.

TÜRK HAVA YOLLARI

TURKISH AIRLIN .E S

. •'


-

-

Egebank ile gelen ayncalık. American Express Card 'ı verebilecek bankalar büyük bir özen ve dikkatle seçilir. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de American Express Card çok az sayıda banka tarafından verilebilmektedir. Egebank American Express Card'ı Türkiye'de ilk sunan bankalardandır.

Nesilden nesile taşınan güvenle, yaratıcı... kalıcı bankacılık hizmetleri veren Egebank. şimdi sizi de bu ayncalıktan yararlanmaya çağınyor. Gelin Egebank'a... American Express Card edinme koşullarını öğrenin ... Egebank'ın bu yaşam kolaylığından siz de yararlanı n... :

9

EGEBANK ••Nesilden Nesile

Bankacılık"

GalıltiL MUOORLÜK Cumrıunyet Bul 87 lımır (10 Hat) 25 o:J 90 (5 Hat) 25 39 50

•lziiM fU..........lz IZIIIR MUKD fUll&: 110 Hat) 250:S 90 (5 Hat) ~ 39 50 {5 Hat)19 S2 16 •ALSAIICAK fUUSI: 2242 90-22 47 47-2230 16 •aGIIUreOWA ~ 110039- 182382 •ÇAIIIDf.. fUMSI: 3523 32 ·35 2e34 •GAZI MILVAJitl fUKII: 110 Hat) 25 03 90 • 2505 98 •GOız'nN tu-1: 1595 40 • 15 58 87 •HATAY fUIIDI: 32 7805-32 7808 •KA,..ıYAKA . - . . 231013-23 2201 •K . . . . .ALTI fU..al:ı 191 7 87 - 192002 •YDIGON fUASt: 25 73 71 • 12 33 56 •laTAiıılHL fUUI.DdMI,z UHÇai(AJI1 ..,. . . . (5 Hl.tl 5206050-52690 70 · 520 7135 •IIUIIADAO fUASL (8 Hat) 130 20 57 - 13027 18 •GAYRnTaN fU ... lı (4 Hat) 175 13 80 · 187 4080 •KAIMKOY tu...ı: (3 Hat)347 32 00 • 347 3132 •DIGa ADANA fU-1: 118953 - 1107 15 •AJCHISAJitfU. . al: 11543 - 12023 •A&.Af&HIR fU ...I: 127 So4 - 11417 - 11007 •ANKARAfU~ 13341 7&-79 · 1351041-1351042 •ANTALYA fUKSI: 11 53 23 - 11 7857 •aAMDifiMA fUN.St; 17 9S2 • 17 963 •.UUA fUMSI: 22 79 24 • 22 18 38 •DDIIzLJ fU-'ı 12476 • 13 433 •R.AZIO~ 22818-22811

...,-........z

•OAZJA.NTPfU-lı 23937 · 231iJ38 •KAYUAifU. . .It 17 791 · 14 737 - 1t868 - 15509 •KONYAfUual: 124513 - 12.S17 •MAIIIaAfU-'a 15784 - 132 70 ·----~ 21 510 - 38115 •MAZJuJ fUaaai: 13 335 · 12131 •~f fU-I:ı ll 17- JOOl •SALIHLJ fU-I:ı 11 254 - 11 004 •'f'URGUTW fUASI: 11081 - 13 081


GEÇMiŞE ÖZLEM BÜYÜDÜ

tika sevdasi Gerçek ve doyurucu bir estetiği ancak tarihin derinliklerinde bulabileceğine inananiann sayısı hızla artarken, antika alım-satum en karlı ticaret haline geldi. Şimdi, müzayedeler birbirini kovalıyor ve fiatlar katlanarak tırmaruyar

C

ağdaş hayat, neredeyse sınırsız imkanianna rağmen sevimsiz bulan

modem teknolojinin ürünlerinde insancıl bir estetiğin yokluğundan yak.ırıan, gözünü geleceğe dikmiş günümüz uygarlığına huzursuz gözlerle bakanların sayısı hızla artıyor. Bu ruh hali, giderek bir karşı-kültür akımı halinde içten içe boy atıyor. Bakışlar geçmişe, özlemler yıllardır unutulmuş eski sandıkların diplerine yönetiyor. Nostalji, insanları birer amatör arkeolog gibi, ellerinde kazma, hayatın hemen her alanında antik buluşlar peşinde sürüklüyor. Çok değil, daha 5-10 yıl öncesine kadar eskiyi müzelerde seyredip modem dekorasyonu evinde yaşayanlar, post-modem bir felsefe ve estetik dalgası içinde "kübik" sehpalarının üstüne Van yapımı antik bir gümüş tütün tabakası koymaya, salon rluvannın en gözalıcı yerine müzehhiplerin altınla bezediği nadide bir hat sanatı örneği asmaya can atıyor. 16. yüzyıl bir Uşak halısı bulup, TV seh pası altına yayabilene ne mutlu. Antikacılık, müzecilerin, uzmanların ve tarih amştırmacılann kapalı ilgi alanından taşıp günlük hayata alabildiğine yayıldı . Açılan müzayedelerin de, bunlara katılan alıcılann sayısı da katlananık büyüyor. Yalnızca bir tek fırmanın, Antik AŞ'nin, bir yılda 14 büyük müzayede düzenlemesi ve bunların her birine 500'e ulaşan alıcının katılması, bu artışın yalnızca bir örneği. Antika eşyaya gösterilen ilgi patlamasının en tjpik göstergelerinden biri de fiyatlar. Uzeri Türk motifleriyle

10 MAGAZiN 2/ 89

süslü bir Sevr vazosu 36,5 milyona, Mahmut Cüda' nın bir tablosu 45,5 milyona, Rudolph Ersnt'in bir eseri 85 milyona satılırken, cm karesinde 120x120 düğüm bulunan 1,5 metre karelik bir Hereke ipek halısı 25,5 milyona anında alıcı buluyor. Koleksiyoncular ve antika fırmaları aynca yurt dışı müzayedeleri kaçır­ mamaya ve özellikle yarı yanya Türk eserleriyle dolu "lslarnic Art" galerilerinden elleri boş dönmemeye çaba harcıyorlar. Yalnızca Türkiye'yi değil tüm Batı dünyasını da saran antika tutkunluğu,

son derece güçlü bir ekonomi sektörü oluşturdu. Satışlarda gerçekleşen mkkamlann sıfırlan hızla artarcık milyarlara ulaşırken, spekülatörlük de yaygınlaştı. Çok hatalı seçilmem i şse, antika bir parçanın yıllık değer artışı, Türkiye'de % 200'ün altına düşmüyor. isabetli bir seçimde ise, bu oran % 500 !ere kadar çıka biliyor. isabetli bir seçim... Eğer antikacı­ lıkla ilgili sorunlardan söz edeceksek, bu konuda yeterli kültürel birikimin bulunmayışını en başa almalıyız. Neyin antika, neyin ise "yalnızca eski bir şey" olduğunu, daha doğrusu bir parçaya antika diyebilmek için onda hangi özellikleri aramak gerektiğini çok iyi bilmek gerek. Antika AŞ yetkilisi Turgay Artam, "Antika, her şeyden önce, geçmiş bir dönemin sanat anlayışını ve kültürel değerlerini yansıt­ malıdır" diyor ve ekliyor: "Ancak, bu yeterli değildir. Nadir bulunur olm~ .da belirleyici bir öneme sahiptir. Ote yandan, antika parçanın gerçekten değerli sayılabilmesi için iyi korunmuş olması gerekir".


Sandık diplerinde, tavan aıalannda bakımsız kalmış değerli parçalar, ancak ciddi bir onanın sonucu yeniden değer kaıanabiliyor. Bu ise, çok az

sayıda insanın başarabileceği,

uzmangerektiren bir iş. Cam, sedef, porselen, halı ve resim konulannda yeterli onarım uzmanı bulunmasına rağmen, ananlan parçanın değerini büyük ölçüde düşürenler de var. Mesela, ll. yüzyıl Kon~ ve Sivas, 16. yüzyıl ipekli Uşak ve Usküdar, daha sonraki dönemlere ait Gördes ve Kırşehir halılannı, malzeme ve renk hatası yapmadan onarabilmek, değme ustarun harcı değil. Seraser ve ipekli kemha kumaş türlerini, ya da hasar görmüş bir "albntelli"yi, eski haline getirmek ise, neredeyse umutsuz bir lık

çaba. uzmanlannın, "bizim kodeğil" dedikleri imitasyana gelince... Bu, başlı başına bir sanat dalı. Imitasyonun antikacılığı ilgilendiren yanı ise sahtecilik. yani, bir taklidi gerçek diye yutturma teşebbüsü. Antikacılar ve Eski Eserleri Sevenler Derneği, geçtiğimiz yıl, antika piyasasun dalgatandıran bir olayda,

Antika

numuz

FotoQnıflar:

Sami G

MAGAZlN 2/8911


bimlt ekspertiz hizmeti vermek için çaba harcamış. Gümüş eşyalara parlişah tuğrası eklemek şeklinde ortaya çıkan bu sahtecilikte, suçüstü uygulaması yapılamadığından yeterli olunamamış ; yayın yoluyla bilgi aletararak alıcıya yol gösterilmelde yetinilmiş . Şimdi en azından tuğralı bir gümüş parçada, tuğranın yakınında "çeşni" adı verilen bir çelik çentik bulunup bulunmadığına bakarak titizlenebiliriz. Öte yandan 900 ayardan daha düşük hiçbir parçada tuğr.t bulunamayacağı­ nı bilerek, biraz daha uyanık davrnnabiliriz. Elbette asıl sorun, ender rnstlanan böylesi sahteciliklerden korunmaktan çok öte, antika konusundaki genel kültür eksikliğinde yatıyor. Müzelerde sergilenen bir parçanın benzerini antikaada veya müzayedede gördüğümüz­ de, onun mutlaka yüksek bir değer taşıdığını zannediyoruz. Oysa müzeler, ilgi alanlanndaki her şeyden bir örnek bulundurmak isterler. Ve çoğu zaman da, eksiklerini antika satıcılanndan sağlarlar.

Antika uzmanı Turgay Artanı, ve yeni meraklılarm bu bilgi birikimi eksikliğini gidenneyi amaçlayan yeni bir yayın organının piyasaya çıkmak üzere olduğunu müjdeliyor bize. Antika AŞ tarafından yayınlana­ cak olan "Antik Dekor" dergisi yaklaşık 100 sayfalık sayılannda yalnızca dar bir çevreyi değil, 10 bini aşacak tirajı ile geniş bir okuyucu kitlesini hedef alıyor. Görüştügümüz antika satıcılan ve müzayedeciler, gittikçe artan talebe yeterince cevap verebilmekteki en büyük güçlüklerinin, değerli parçalan bulmak olduğunu belirtiyorlar. En az ~50 yıllık bir geçmişi bulunan ve Istanbul'da doruk noktasına ulaşan ebru, hat, tezhip ve nakış sanatının, naclide el yazması kitaplann, Selçuklular'dan gelme bir sanat olan işlemeli tahta kaşıklann en güzel örnekleri hala tavan arnlannda... Bursa çatmalan, "altın telli"ler, Usküdar ipeklileri, Washington Tekstil Müzesi'nde özenle korunan Jale, karnnfıl , gül, çintema motifli Türk ipeklileri, sandık diplerinde güvelerin insafına terk edilmiş durumda. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde geçen, Süleymaniye Külliyesi'nde icrai sanat eden 100 usta ve 500 sedef neferinin, Çemberlitaş sedefcilerinin ürünlerinin acaba kaçta kaçı müze, galeri ·ve dükkan vitrinierine ulaştı? Ya Tanzimat öncesinde, özellikle Hanedan çevresine gelen .hediyelerden oluşan, daha sonrn ise lstanbul'a dağılan Avrupa kökenli antika parçalar?.. Kısacası Türkiye'nin antika potansiyelinin büyük bölümü, ııaıa bir aysberg gibi gözlerden gizli, keşfedilip çıkanl­ mayı bekliyor. alıcılann

12 MAGAZiN 2/89

Antikacılık müzecllerln, uzmanların ve taaraştırmacılannın kapalı Ilgi alanından taşıp günlük hayata yayılıyor.

rih

lnterest in antiques breaks out of the narrowfield represented by museums and histarical research to form an integral part of the modern world .


THE GROWING NOSTALGIA FOR THE PAST

f

-

With the steady increase in the number of those who believe that a tnıe and satisfying aesthetic can only be found in the depths of the past, trade in antiques has become one of the most profitable of commercial enterprises. Prices soar as one auction follows anather

-

n spite of the almost lirnitless possibilities offered by modem life, there has been a steady increase in the number of people who complain of the lack of a human aesthetic in the products of modem technology and, disillusioned, tum away from modem civilization and its obsession with progress. This attitude is rapidly assuroing the form of an alternative culture and interest is increasingly concentrated upon the contents of long-forgotten and longignored family chests. This feeling of nostalgia is gradually converting us all into arnateur archaeologists in search of ancient fınds . Quite recently, not more than five or ten years ago, the new wave of postmodem philosophy and aesthetics began to fıll people living in impeccably modem surroundings, whose knowledge of old thing; had, until then, been limited to exhibits in museums, with a quite irrepressible desire to display antique Van silver tobacco boxes on "cubist" coffee-tables or to hang old calligraphic panels decorated by the fınest of the old gitders in the most prominent position on their sittingroom walls. One counted oneself really fortunato if one could lay a 16th century Ushak carpet under one's 1V tab le. The interest in antiques has spread far beyond the old restricted circle of specialists and antiquarians, and the number of people actively participating in auction sales is continually increasing. Antik A. S., with its fourteen auctions in a single year attended by five hundred buyers, is only one exarnple. Perhaps the best indication of the explosion in the trade in antiques is provided by the prices offered. A Sevres vase decorated with Turkish

1

motifs has recently been sold for TL 36.5 million, a Mahmud Cuda painting for TL45.5 million, a piece by Rudolph Emst for TL 85 million, while a ı .5 m2 silk Hereke carpet with 120xl20 knots per cm2 founda takerat TL 25.5 million. Collectors and antique deaters make a point of attending all the foreign auctions, and rarely retum empty-handed from the "lslamic Art" galleries, in which more than half of the objects for sale are of Turkish oıigin. This passion for antiques is not confıned to Turkey. It now embraces the who le of the Westem world and has given rise to an extremely lively economic sector. There is a wild proliferation of zeros in the prices offered, leading to widespread speculation. In Turkey, unless the buyer has rnade some dreadful mistake, an antique will show an annual appreciation of at least 200%. In the case of a really good purchase it may be as much as 500%. A really good purchase... One of the main problems connected with the trade in antiques is the lack of a sufficient accumulation of knowledge in this field. One must be able to distinguish between the merely "old" and the genuinely "antique". According to Turgay Artam, of Antik A.S., "An antique must first of all retlect Ule artistic outlook and cultural values of a certain period. But this, in itself, is not enough. Rarity is one of the most important of the determining factors. And for a piece to be regarded as really valuable it is essential that it should be ina very good condition." Many valuable objects discovered in attics or the bottom of chests only regain their true value after thorough restaration or repair. This is something MAGAZiN 2/89 i3


that requires very great skill and knowledge, and that only a very small number of experts are capable of carrying out successfully. But in adc;iition to the few specialists skilled in the repair of glassware, mather-ofpeari inlay, porcelain, carpets and paintings, there are, unfortunately, a large number of so-called experts whose work actually leads to a drastic reduction in the value of the object. Not everyone can repair an I Ith century Konya or Sivas carpet, a 16th century silk carpet from Ushak or Gordes or Kirsehir carpets from a later period without committing some blunder in the choice of materials or in the colours employed. In any case, there is no point in even attempting to restore seraser or silk kemha fabrics, or a damaged

14 MAGAZiN 2/89

altintelli, to their original states. As for imitations, which those who specialise in genuine antiques dismiss as no business oftheirs, theseconstitute a wholly independent artistic branch. Especially when the imitatian is a fake. That is, when an attempt is made to pass it off as genuine. The whole antique market was shaken last year when the Society of Connoisseurs and Antiquarians brought their own expertise to bear on the problem of the fake application of the Sultan's tughra or imperial monogram to silver objects. Huyers were advised to examine the piece very carefully to f覺nd out whether or not there was an additional mark in the vicinity of the tughra, and whether or not there was

a notch or incision known as a cesni immediately beside it. Moreover, they pointed out that a tughra was never applied to silver of less than 900 carat. But the real problem lies, not in the dangers presented by fakes and imitations, but in the lack of an adequate knowledge of antiques in general. When we come across an object at an auction or in an antique shop that looks exactly !ike something we have seen exhibited ina museum we jump to the conclusion that it must be very valuable. But we must remember that the aim of a museum is to present at least one example of every type of object, and deficiencies are usually made good by recourse to the antique dealers. Collectors, as well as those who have just recently taken an interest in the subject, will be glad to hear that Turgay Artarn has just announced the publication in the near future of a journal that will aim at remedying the lack of knowledge on the subject. Each issue of Antik Dekor, which is to be published by Antik A.S., will have at least 100 pages and, with a circulation of over 10,000 copies, will address a broad seetion of the reading public rather than a few experts. All the antique deak!rsand auctioneers we have spoken to are agreed that the greatest obstacle in the way of satisfying the demands of their prospective customers is the difficulty in f覺nding really valuable pieces. The f覺nest examples of the arts of marbling, calligraphy, gilding and painted decoration, which have a past of at least 450 years and reached their apogee in the city of Istanbul; rare manuscript books; examples of the traditional art of painted wooden spoons handed down from Seljuk times; the Bursa catmas and altintel/is, the Uskudar silks, and all those silk fabrics with tulip, carnation and chintemani motifs are stili hidden away in attics or the bottoms of chests, abandoned to damp or moths. What percentage, I wonder, of the thousand.s of objects produced by the Cemberlitas workers in matherof-peari inlay and the 500 craftsrnen and 100 master-craftsmen working in the Suleymaniye Complex referred to by the 17th century writer Evliya Celebi have found their way into museums, galleries or antique shops. And what about all the antiques that arrived from Western Europe prior to the early 19th century Reform Mavement as gifts to the Sultan or his family and were later scattered araund Istanbul?.. In other words by far the larger part ofTurkey's antique potential is stili hidden away !ike the subrnerged mass of an iceberg, stili waiting to be discovered.

-



B

BiR ANADOLU BELGESELi

lnsantn buğdayla

serüveni Anadolu topraklannda, bir uçtan bir zaman tünelinde yolculuk ediyor gibi ilerleyebilirsiniz. O kadar ki, isterseniz tarih öncesi çağiara uzanabilir, isterseniz Hitit'in "bin tanrısı" ile tanışahilir, krallarına

ve onlann

mermerler üzerine yazılmış buyruklarına

ellerinizle dokunabilirsiniz

ir fılm neyi anlatu'? Bir sanat eseri bir fotoğ­ raf, bir miizik parçası neyi anlatırlar? Bir saray kalın­ tısı. tarih öncesi çağlardan kalan bir kolye, bir vazo, bir kesici alet, lime lime bir kumaş parçası, kömürleşmiş bir buğday tanesi, bir tanrıça figürini, bir ok, bir mızrak, neyi anlatırlar? Ya da öyle çok uzun geçmişe uzanmadan, binyıllar öncesine gitmeden soralım; günürnüzü yansıtan çağ­ daş bir film, son model bir araba, bir nükleer silah, bir kitap, bir tablo neyi

UQ4

-

anlatırlar? En kısa yoldan süylersek "insan"ı.,. Gerek onbinlerce yıl öncesinden bugünlere kalabilmiş minicik bir obje, gerek günümüz dünyasına ait bir eser bir nesne... tek bir şey, evet tek bir şey

bile, insandan kaynaklanan, insan olan, insana dair şeyleri anlatır­

yapısı

lar.

İşte sizlere sözünü etmek istedi~­ rniz bu belgesel fılm de, her şey gıbi "insan"ı ele alıyor. Ama bir farkla; insanın gelişim safhalarını, biçirnlerini-odağa alarak.

yaşama

-


İNSANlN SERÜVENi

BİLİNEN EN ESKİLER. ..

İnsanın ortaya ilk çıkışı, attığı ilk

çevrenin değişme ve gelişmeleıi çok uzun zaman dilimlerini kapsıyor. Insanın ilk atalarından değişe değişe, bugünkü modern insana ulaş­ ması, en az iki milyon yıl sürdü. Kültürel gelişiminin hızı ise, şaşılacak kadar kısa oldu. Nedir insanoğlunun kültürel olgunlaşmasına i""\e kazandıran? Bu sorunun odağında "neolitik devrim" olayı yatmaktadır. Sanayi devrimi öncesinde yaşanan en büyük devrimlerden biri olan tanm devrimi Neolitik ~ğda (Cilalı Taş devri) gerçekleşti. Insanın avcılık ve toplayıcı­ lıktan sonra ekip biçmeyi öğrenmesi, . taruna bağlı olarak yerleşik düzene geçmesi, üretimin artmasına, bilginin birikmesine ortam ve imkan sağladı. Bütün bunlarla i.psarı, sosyal, kültürel alanlarda ve sanatta yeni atılırnlar , yeni

Neler mi var? Afrika'da ortaya çıkan ilk insanın Asya ve Avrupa'ya geçiş (yayılış) yolları üzerinde bulunan Anadolu, tarih öncesi çağiara ait "bilinen en eski" isk~ yerlerini günışığına çıkarıyor. Iş.te Yarırnburgaz, Karain, Kadın­ ini, Oküzini, Beldibi mağaraları, yüzbinlerce yıl öncesinin kalıntılarını

adımlar, yaşadığı

dönüşümler gerçekleştirmeyi başardı . Neolitik devrimin insanlık tarihi açısından tartışılmaz önemiyle birlikte, bilim adamlarının, arkeologların , insan ve sosyoloji araştırmacılarının gözleri, dünyanın en eski yerleşim yerlerine, Yakındoğu - Mezopotarnya - Anadolu

üçgenine çevrildi.

NEDEN ANADOLU? İnsanın uzun geçmişini adeta belge belge günümüze ulaştıran bu üç§enin ortasında yer aları Anadolu, öteki iki bölgenin sunduklarının çok ötesinde bir "arkeolojik" mirasa sahip. Neden

sun~:~yor.

Londra Üniversitesi'nden Prof. James Mellaart.

Prof. James Mellaart of London University.

Çünkü Anadolu, yüzyıllar boyunca kültürleri potasında eritmeyi, yepyeni sentezler oluşturmayı bilmiş. Topraklan üzerinde kurulmuş, yok olinuş, yeniden kunılmuş sayısız toplumdan, onu yeşerten ilk sakinlerinden bile, kalıcı izler taşıyıp getiriyor bugünlete. Çünkü Anadolu toprakları, neolitik devrimin, neolitik üretim biçimlerinin, tanm ve hayvancılığın, yerleşik düzene geçişin değişik safhalarındaki muhteşem ürünlerini sergilemekte. Ve çünkü Anadolu, arkeologların deyimiyle bilinen en eski'lerin, yeni kazılar gerçekleştikçe , belki tarihin bile değişebileceği en eskilerin, bir buluşma yeri. değişik

Işte günümüzden dokuz bin yıl öncesine ait, dünyanın bilinen en eski köy topluluklarının kurulduğu Çayönü ... Dünyada karma besin ekonomisini gerçekleştiren ilk yerlerden biri olan Çayönü'nde bulunmuş kolyeler, ~il ezikler, kesici aletler, obsidiyenler... Işte , düny~nın en şahane mozaiklerinden biri ... Işte dünyanın bilinen en eski oraklanndan biri. Çatalhöyük'ten çık­ mış ... ~ekiz bin yıl sonrasında, bugün bile elİI'lizi kesebilecek sertlikte ... İşte yirmi beş bin yıl öncesi~de yaşamış bir insanın ayak izi fozili ... Işte insanın yaptığı ilk aletler, ilk el baltaları, ve değirmen taşları, işte dünyanın mermer tozundan yapılmış ilk insan figürinleri ... ana tannçalar, tanrılar, insan elinin değdiği sanat eserleri dini, ritüel kaplar, eşyalar, sunak taşları ... İşte tarihin yazıya dökülmüş ilk arıtlaşması ...

'? mı.

Neolltlk dönemin en önemli yerlefn1e merkezi Çatalhöyük'te oulunmuf olan, bereket sembolü cıoouran 'Ana Tanrıça' heykelclfıl. (solda) Ve bilinen en eski deOirmen laflanndan biri. Çayönü kazılarında bulunmuf, Elaz~ Müzesinde sergllenlyor. (saOda)

(left) Statuette of the "M other Goddess" giving birth a fertility symbol found at Çatalhöyük, one of the most im portant centres of the Neolithic period. (right) One of the oldest mill-stones known, d iscovered in the Çayönü excavations and now exhibited in the Elazig M use um.

MAGAZiN 2/ 89 17


İşte Hititlerin, yüzellinin üstünde

insanlığın

ortak malı olan birikimleri kalıcı kılmak, yarınlara bırdkmak ... Genel danışmanlığını Ord. Prof. Ekrem Akurgal'ın, konu d.<.ınışmanlık­ larını Doç. Dr. Mehmet Ozdoğan ve Prof. Dr. Hayri Ert em 'in üstlendiği tilmde, yerli yabancı pek çok bilim adamı ve arkeolog yer alıyor. University

çeşidini bildiği, yaptığı. tannlara sunduğu ekmeklerin, kil tabietler üzerin-

deki belgesi ... Evet, Anadolu topraklarında bir uçtan bir uca, zaman tünelinde yolculuk ediyor gibi ilerleyebilirsiniz. Çünkü önünüzü görebilmeniz için, bütün ışıklar yakılınıştır. O kadar ki, bu tünelin büyülü labirentlerinde isterseniz tarih öncesi çağiara uzanabilir, binlerce yıl gerilere gidebilir: isterseniz Hitit'in "bin tannsı" ile tanışabilir. krallarına, krallarının nıermcrler üzerine yazılmış buyruklarına ellerinizle dokunabilirsiniz. İşte Anadolu'nun sunduğu zengin arkeolajik malzemeyi, dünyada insanlığın gelişmesinde rolü olmuş öteki neolitik nıerkezlerle ilişkisi içinde ele alan bu belgesel filmdeki ana temalardan birinin de, insanlığın beslenme çizgisinde buğdayın: buğdayın insan hayatına girişinde de Anadolu'nun öneminin vurgulanması oluduğunu söylemeliyiz.

NEDEN BİR BELGESEL? Filınin finansınanını sağlayan Topyıl kuruluşu-

rak Mahsulleri Ofisi, bu

18 MAGAZiN 2/ 89

Cafer Hüyük'ün kaz ıcısılyon Üniversitesinden Prof. Jacques Cauvin. Prof. Jacques Cauvin of Lyon University, the director of excavations at Cafer Huyu k.

nun ellinci yıldönümünü yaşamakta. Kutlama faaliyetleri arasında yer alan bu tilnı çalışınasının önemi, Anadolunun insanlık tarihi açısından taşıdığı zenginlikleri dünyd koınuoyuna bir defa daha sunmak, belgelerin ışığında,

of Chicago Oriental Institute and Deparınıant of Anthropology'dcn Prof. Robert J.Braidwood, London University Institute of Arehacologyden Prof. James Mellaart, Lyon University Institute de Pn~histoire Orientale'den Prof. Jacques Cauvin, Prof. Güven Arscbük, Dr. Peter Neve, Prof. Metin Özbek, Rıjksuniversiteit, Biologisch-Archacologisch lnstituutdan Prof. W. Van Zeist kendi uzmanlık alanlarında, farklı yorum, değerlendir­ me ve açıklamalarıyla çekime değerli katkı.larda bulunuyorlar. Uç bölüm halinde Ingilizce olarak çekilen, öncelikle uluslararası kamuoyu ve yayın tüketici kitlesini hedef alan tilmin çekim ve hazırlık çalışmala­ n hızla sürınekte. Bitiminde, kuşku yok ki, onbinlerce yılda yazılan tarih, yeniden insanın düşüncelerine, yorumlarına, yargılan­ na sunulmuş olacak ...


AN ANATOLIAN DOCUMENTARY

The story of man and wheat If you make your way over Anataliar覺 soil from one end of the country to the other you will feel as if you were travelling through a time tunnel. If you like, you can go right back to prehistoric times, or you may prefer to meet the "thousand gods" of the Hittites and touch with your own hands the reliefs of their kings and the marble inscriptions in which their laws and edicts were recorded

-W

hat does a f覺lm teach us? What does a work of art, a photograph, a piece of music teach us? What do the ruins of a palace, a necldace surviving from prehistoric times, a vase, an axe, a textile fragment, a charred grain of wheat, the statuette of a goddess or an arrow teach us? And, turning away from the past and the events and phenomena of thousands of years ago, what does the latesr model automobile, a nuclear weapon, a modem f覺lm, a book or

painting reflecting the life of our own day teach us? To put it briefly, they teach us about "man". A tiny artefact from tens of thousands of years ago or an object or work of art from our own day will tell us about one thing and one thing only, the nature of man. The documentary film that forms the subject of this article also tells us about man, but does so by ooncentrating upon the various phases of human development and ways of life.

THE STORY OF MAN The story of man 's first appearance on earth, the f覺rst steps he took and the changes and development in the environrnent in which he lived covers vast aeons of time. lt took man at least two million years to develop from the man represented by his earliest ancestors to man as we know him today. On the other hand, his rapid cultural development took a remarkably short time. What was it that lent such speed to man's cultural development? The seeret lies in the "neolithic revolution" .. As a result of this agricultural revolution, which took place in the Neolithic (Polished Stone) Period and was undeniably the greatest of all the revolutions prior to the great industrial revolution itself, man progressed from a state of hunting and food-gathering to the sowing and reaping of crops and the adoption of a settled way of life based on agriculture, which brought with it a great increase in productivity and a remarkable accumulation of knowledge and experience. These developments were accompanied by radical changes and new initiatives in the social, artistic and cultural fields. The vital role played by the neolithic revolution in the history of humanity has directed the attention of scholars, scientists, archaeologists and sociologists to the world 's earliest inhabited region -the triangle formed by the Near East, Mesopotamia and Anatolia.


WHY ANATOLIA? Anatolia, which offers as it were layer upon la yer of information on the long history of rnankind, is situated in the very centre of this triangle, and passesses an archaeological legacy far richer than that offered by the other two regions. How has this come about? Anatolia formed a crucible in which a wide variety of cultures fused in the course of the centuries to form an original synthesis. Vestiges stili remain from the earliest inhabitants who settled and cultivated the !and, and who formed societies that rose and fell , only to rise and fall again. Anatelian soil yields a remarkable wealth of finds illustrating the various phases of the neolithic revolution, of neolithic productive formations, of progress in agriculture and animal-raising and the change to a settled way of life. It is in Anatolia that we discover the earliest fınds known, and, as new excavations are carried out, the ancient fınds yielded may well transform our whole canception of human history. THE EARLIEST FINDS KNOWN ... What do these consist of? Anatolia lies on the route taken by primitive man as he made his way to Europe and Asia from his original home lands in Africa, and it is here that the earliest settlements known have been unearthed. The Yarimburgaz, Karain, Kadinini, Okuzini and Beldibi Caves contain remains from hundreds of thousands of years ago. At Çayönü we find the earliest known village settlements in the world, dating from 9,000 years ago. Here, one of the fırst examples in the world of a mixed nutrition economy, were found

And one of the main themes of this documentary fılm , which treats of the rich archaeological materials offered by Anatolia and its relations with the other neolithic centres that have played such an important role in the development of mankind, is the place occupied by wheat in human nutrition. And the entry of wheat into the human environment marks the supreme importance of Anatolia in the story of. Dr. Peter Neve Dr. Peter N eve

necklaces, bracelets, cutting tools and obsidian artefacts. And here we see one of the most magnificent mosaics in the world, and one of the oldest sickles. The sickles are from Çatalhöyük, and they can stili cut, after eight thousand years. And here is the fossil of a man's footprint from twenty-five thousand years ago. The first implements made by man, the fırst hand-axes and the fırst grindstones... and the first human statuettes made from marble dust... gods, mother-goddesses, works of art, religious and liturgical cups, votive slabs ... Here too is the fırst treaty to be inscribed on sto ne... And here are day tablets of the Hittites recording the loaves of bread offered to the over one hundred and fıfty gods they worshipped and depicted. Yes, you can make your way from one end of Anatolia to the other as if through a time tunnel. All the lights are !it to show you the way forward. So much so that, if you wish, you can make your way through the magic labyrinths of the time turınel thousands of years back to prehistoric times. You can, if you wish, meet the "thousand gods" of the Hittites, or you can touch with your own hand royal decrees inscribed in marble.

Yine Çayönü'nde bulunan bir ateş çukuru. A fire pit al so d iscovered at Çayönü .

Günümüzden yaklaşık onbln yıl öncesine alt bir ocak. Belki de en eskisi... 1988 yazında, Çayönü kazıları sırasında bulundu. A hearth dating from areund ten thousand years ago. Probably the oldest in the world . Discovered in 1988 during the excavations at Çayönü.

20 MAGAZiN 2/89

WHY A DOCUMENTARY? This fılm was financed by the Office of Agricultural Produce in celebration of the fıftieth anniversary of that organization. I ts aim is to impress once mo re upon the public the extraordinary wealth of human history in Anatolia, to help preserve the accumulated heritage of the centuries and to hand it on to future generations. This fılm was prepared by Ord.Prof. Ekrem Aku~gal aş, general advisor and Doç.Dr. Mehmet Oıdoğpn and Prof.Dr. Hayri Ertem as technical advisors assisted by a team of Turkish and foreign scholars and archaeologists. Of particular value was the help, advice and comment in their own special branches of study given by Prof. Robert. J . Braidwood of the Chicago Oriental Institute and Department of Archaeology, Prof. James Mellaart of the London University Institute of Archaeology, Prof. Jacques Cauvin of Lyon University Institut de Prehistoire Orientale, Prof. Güven Arsebük, Dr. Peter Neve, Prof. Metin Özbek and Prof. W. Van Zeist of the Rijksuniversieit, Biologisch-Archaeologisch Instituut. Rapid progress is being made in the fılming in English of this three part documentary which, we hope, wil1 appeal to a wide international audience. On its completion it wil1 present a thousand years of history as a subject to be pondered over, judged and interpreted.

-


-

Bankamatik İş Bankası'nın

elektronik bankacılığa kazandırdığı boyut. ..

Bankamatik kartı

cebinizde, paramz 24 saat emrinizdel ••

TURKIVE

BANKASI


Masif ahşap üzerine kök

kaplamanın kullanıldı~•

Ein Wohnsessel im Empire -stil von Metin

kanepe, Emplre döneminin tipik özelliklerini taşıyor. (Metin

Türk mobilyalari rağbete bindi Hızla gelişen

sektörün öncüsü durumundaki firmalar, başta Fransa, Japonya ve ABD olmak üzere, birçok Batı ülkesiyle ihracat bağlantılan yapmış durumda. Ürünlerimizin dış pazarlarda rekabet gücü artıyor ir masa,

altı

sandalye ve vitrinden oluşan koca bir yemek takımı Istanbul'dan yüklenip ta ABD'ye götürülür mü? Yedi parçalık , yüzlerce kiloluk bir oturma grubu Almanya'ya ya da İsrail'e taşınır mı? "Evet, irıarımayacaksınız ama taşı­ dılar" diyor İstanbul'un ünlü mobilya mağazalanndan birirıirı sahibi Metin Kaşo. Ve anlatıyor. .. ABD'li bir çift, vitrinde gördükleri yemek takımını o

B

parçalı

Mobilya)

Kaşo

TASARIMDA ÇAGI YAKALADIK

iki

Kaşo

!arına rahatça çıkabilecek ve orada güçlü rakipl~rle boy olçüşebilecek seviyedeyiz. üzeilikle 1983'ten sonra gündeme gelen toplu konut projeleri, mobilya sektöründe çarpıcı sıçramalar yaşarımasına yol açtı. Sektörün büyüme hızı, sanayideki büyüme hızının hemen hemen iki misline yakın. Şu anda kırk-elli milyon dalarda seyreden dış satırnın kısa bir sürede katlanarak artması bekleniyor. Türk mobilyacılığı, bu atılırnını, modern teknolojiye ve seri üretime geçiş konusunda gösterdiği başanda olduğu kadar, mobilya tasanrnında attığı önemli adımlara da

bo~~u.

rağmen almadan edememişler. ~vrupa'nın birçok yerinden gelip de Istan-

Dikernizdeki modern mobilyaya ilk 1950'lerde olmuş, gelişmeler bir ölçüde zevklerimize de yansımıştı. Ama, o zamanlar, ne çizgiyi günü gününe izieyebilecek yetişmiş elemanlar vardı, ne de alıcı kesimirı zevki ...

bul'dan dayanamadığı bir götürmeyi göze alan epey

Altmışlı yılların ikirıci yansı, tasanında çağı yakalama gayretlerinirı yoğunlaş­

kadar

beğenmişler ki,

bütün güçlüğüne parçayı yabancı

müşterisi olmuş Kaşo'nun. Yıllar yılı, Avrupa'dan Türkiye'ye doğru akan mobilya trafiğirıirı tersirıe döndüğünü söylemek belki zor ama, yukarıda sayılan örnekler o değişirnin işaretirıi veriyor.

Türkiye, mobilya sektöründe bir hamlenin eşiğinde. Artık, dünya pa:zar-

yöneliş

tığı yıllar oldu. İnterno Mobilya'dan

Yıldınm Kocacıklı anlatıyor:

bu

dönemı şöyle

"65'lerden önce, mağaza dekorasyonu .ustalann, marangozlarm elindeydi ıstanbul'da. Bu tarihlerde, akademi mezunu iç mimarlar piyasaya çıktılar ve dekorasyanda profesyonel


Dekoratör ömer Garip'in çizgilerinden bir yemek takımı (üstte) ve Güngör Mobilya'dan modern bir kreasyon. Ein Entwurf von ömer Garip für den Essaal und ein anderer moderner Entwurf von Güngör Mobilya .

bir akım başlamış oldu. Aynca aynı dönemde, İstanbul'daki birçok büyük mağaıanın yönetiminde bir gençleşme görüyoruz. Bu genç kuşak, Avrupa ile daha yakın temas halinde olduğu için mağaza dekorasyonuna da daha fazla önem verdi. Sonuç olarak, mobilyacı­ lıkta, özel olarak da mobilya tasanının­ da bir canlanma başladı." Elbette bu gelişmelere, hızlı şehir­ leşmenin ve şehir insanının yaşadığı

mekanla ilgili kalite arayışına yönelişi­ nin etkilerini de eklemek gerekiyor. Artık Türkiye'de geçmiş dönemlerden

farklı olarak döşemenin,

nitelikli mobilya ile ev daha geniş kesimlerin arzusu haline geldiğini söyleyebiliriz. Iç talepteki bu yükseliş, rakamlarla da ortaya çıkıyor. Mesela, Koleksiyon Mağazalan, 1988 yılı başında yaptıkla­ n hesaplarda, beş ınağaıalannın herbiri için, aylık 200 milyon liralık satış tahmininde bulunmuşlar. Oysa bugün, aylık rakamın 500 milyona çıktığını belirtiyorlar. Kısacası, modem mobilya artık Türkiye'de de önemli bir hayat alanı bulabiliyor. Tasanında ve kalitede iddialı mobilya mağaıalanrnız, iç talepteki canlanışın yanısıra, dış pazarlarda da adianndan söz ettirmeye ve başanlar kazanmaya başladılar. Koleksiyon Mağazalan sahibi Faruk Malhan, 1982'de Milana'daki Eptemasyonal Mobilya Fuan'nda "En Iyi Tasanmcı" ödülünü kazanmış. Bundan beş yıl sonra, 1987'de, aynı fuann, bir başka Türk tasanmcısının başansına sahne olduğunu görüyoruz. Güngör Mobilya'nın Fuar'daki pavyonu, bir yandan izleyicilerin büyük peğenisini kazanırken, bir yandan da !talyan televizyonunun ilgisini çekmiş. Ve Italya televizyonunda, Güngör Mobilya'nın pavyonuna ait görüntüler, "Işte 2000 yılının eşyalan" sözleriyle sunulmuş. Güngör


lnterno Mobilya'dan modern tarzda çalışılmış bir oturma gurubu (üstte) Kolieksiyon Mobilya'dan müzik dinleme koltu~u ve pufu. Siyah antllop derille hasırörgü üzerine, deri minder ve boyun yastı~ı çalışılmış. Eine mederne Wohugrüppe von «interno Mobilya» Hörsess el mit Aüsleger von «Kolleksiyon» .

Mobilya'nın sahibi, Güngör Gürsoy, bu alandaki başansının aslında daha da eski tarihlere dayandığını belirtirken bir hatırasını şöyle aktanyor: "1958'de Roma'da bir bankerin evini çizdim ve dekore ettim. O güne göre çok modeı;n bir dekorasyondu. Inanır mısınız, I talya 'da imal edecek yer bulamadık o mobilyalan. Bunun üzerine genç bir mimar bulduk ve bir atölye kurup imalatı gerçekleştirdik. J;iu dekorasyonumla, ben, 1979 yılında Italyan. Sanayi ve Eğitim Bakanlığı ' n­ dan, "Ilk modem eşyayı yapan kişi" olarak bir plaket aldım." Mobilya tasanmında erişilen bu nokta, Türkiye'ye ihracat kapılannı da açıyor. Nitekim, şu anda sektörün öncüsü durumundaki bazı firmalar, Fransa, Japonya, ABD başta olmak üzere, çeşitli batı ülkeleri ile ihracat bağlantılan yapmış durumdalar. Bu fırmalann belirttiklerine göre, Türk ürünlerinin fiatlan , dış pazar fiatlanyla rahatça rekabet edebilecek seviyede. Metin Kaşo , bunu şöyle bir örnekle anlatıyor :

"Ben, aynı kalitedeki bir , malın fiatının, Batı Avrupa'ya kıyasla bizde yan yanya ucuz olduğunu söyleyebilirim. Mesela geçenlerde Milano'da bir 24 MAGAZiN 2/ 89

Chesterfield kanape gördüm ve firma yetkilisine 'Bunu, size aynı kalitede, üçte bir fiatına yapanın' dedim. Adam şaşkınlığa düştü."

Mobilya firmalan, gerek iç talep,

gerek dışa açılma potansiyeli açısından olumlu bir noktada olduklannı , tasanın için gerekli yetenek ve kültürel birikim konusunda hiçbir eksiklikleri bulunmadığını belirtirken, en önemli sorunun bu sektöre mal üreten alt sektörlerde aynı kaliteyi tutturmada karşılaşılan güçlük olduğunu ifade ediyorlar. Ama bu güçlüğü yenınede de önemli adımların atıldığı , tirmalann hızlı üretim için gereken altyapıyı kurmaya yöneldikleri görülüyor. Koleksiyon'un Tekirdağ'da kurduğu ve40 bin metrekarelik kapalı alanı ile Ortadoğu'nun üç büyük fabrikasından biri olan yeni tesisleri, bu gelişmenin örneklerinden yalnızca biri ...


M idi Mobilya'dan orijinal ellşi bir yatak odası. Marin tarzı. A(lır1ıklı olarak maun ve masif kullanılmış. Original Handverkarbeit von Midi Mobilva .

lÜRKiSCHES DESiGN iM VORMARSCH

Türkische Möbel und Wohnungseihrichtungen er1angen konkurenzföhigkeit Führende Firmen im Sektor haben Lieferungen im Ausland unter Vertrag. Die Wettbewerbsfahigkeit der türkisehen Produkte auf dem Weltmarkt steigt ürden Sie eine mehrere hundert kilo sehwere komplete &saaleinrichtung in der Türkei einkaufen unddannin in ihre Heimatsehleppen?. Zumbeispiel in die Staaten oder in die Bundesrepublik? "Ob Sie es glauben oder nicht" sagte Metin Kaşo "das geschieht sehr oft." Kaşo ist Gründer und Chef ei ner der fuhrenden Türkisehen Unternehmen in Sachen Möbel und Wohnungseinrichtung. Er weiss von vielen fremdlaendisehen Paaren zu berichten die auf inren tlitterwochen auch die

W

Einrichtung ihrer neuen Wohnung in der Türkei besorgt haben. Jahrelang stand es umgekehrt. Wer sich sein Haus stilvoll einrichten wollte und Qualitaetsarbeit verlangte, musste sich schon nach Europa oder nach der-USA bequemen. Doch sit einigen Jahren machen sich auch auf diesem Gebiet erste Anzeichen einer Veraenderug bemerkbar. Die türkisehen Möbelproduzenten und Unternehmer fur Wohnungseinrichtung sind Weltmarktsreif. Besonders der Boom im Bausektor hat diese Branche sehr günstig beeinflusst. Die Manager der

Unternehmen verzeichnen fast doppelt so hohe Wachtumsraten als in den anderen Branchen der İndustrie. Die Exporteinnahmen, die im letzten Jahr zwischen 40-50 Millionen Dolar betrugen, werden sich auch multiplizieren, so mindestens die Erwartung der Geschaeftsflihrer. Diese Entwicklung verdankt die Branche, neben müdemer Technologie und Standarteinführung in der maschineilen Produktion, auch und nicht zuletzt den phantasievollen Designer und Stilisten im Geschaeft. "Mitte der 60'er Jahre besorgten die Tischler und Handwerker auch gleich die Einrichtung" erinnert sich Yıldınm Koçaklı von "İnterno Mobilya". Er war einer der Ersten, die sich auch für die Einrichtung und Qualitaet der Stücke Sorgen macthen. Mit einigen anderen jungen Absolventen der Innenarchitektur und jungen Arehitekten führten sie neue Masstaebe für Möbeldesign und Produktion ein. Grösere Nachfrage auf dem Binnenmarkt, Hand in Hand mit der Urt:ıanisierung der Türkei und Verstaetdlichung des Türkisehen Menschen in den 60'er Jahren, haben ·diese Entwicklung enorm beschleunigt. Als man MAGAZiN 2/89 25


Tasarımcı

Birsel Arzan'dan siyah lake polyester ve kızıl renkte kök kaplama Mobilya'dan Ingiliz stili bir yemek odası. (altta)

karışımı

bir yemek odası takımı (üstte) ve Armoni

Zwei sehr interessanıe Designs für den Essaal von Birsel Arsan (oben) und von Armoni Mobilya (unten)

in die 80'er Jahre angelangt war stieg die Tendenz fiir anspruchsvolle Wohnungseinrichtung unter den Konsumenten wieder rapide an, die Flaute der siebziger Jahc hatte man überstanden. Dies zeigen auch die Bilanzen der Untemehmen. Die Geschaeftsftihrer der "Koleksiyon"-Gruppe zum Beispiel, die fur das Jahr 1988 einen Umsatz von einer Milliarde TL. im Monat erwarteten, mussten einsehen dass Sie sich verrechnet hatten. Erfreulicherweise aber bileb der Umsatz nicht unter der Erwartungen sondem überstieg sie mehr als um das Doppelte. Aber auch auf auslaendischen Maerkten beweisen die Türkisehen Produzenten Konkurenzfaehigkeit. Der İnhaber der Koleksiyob-Gruppe 26 MAGAZiN 2/ 89

Faruk Malhan hat auf der İntema­ tionalen Messe ftir Möbel und Einrichtung, 1982 in Milan, im HeimatJand der renommiertesten Designer der Welt, den Preis "fıir das beste Design" bekommen. Nur flinf Jahre spaeter standen diesmal Möbel von "Güngör Mobilya" im ~ttelpunkt der Milaner Messe. Die RAl machte einen Program unter dem Titel "Möbel und Einrichtung im Jahre, 2000" und stellte Produkte der Firma vor. Der Gründer der Firma, Güngör Gürsoy selber Architekt und Designer erzaehlt von frühen Erfolgen: "1 958 richtete ich einen Bankier seine Wohnung in Rom ein. Doch wir konnten keine Produktionsstaette ftir die von mir entworfenen Stücke finden, in ganz İtalien

nicht." Gürsoy richtete ciarauf ein kleines Atelier in Rom her und produzierte seine Entwürfe selber. Solche Ertölge haben auch eine positive Wirkung auf den Aussenhandel. Schon viele ftihrende Firmen im Sektor haben Lieferungen im Ausland unter Vertrag. Beliebte Ausfuhrlaender für türkische Produkte sind Frankreich, Japan und die USA Besanders Wettbewerbsfaehig werden türkische Produkte durch ihre niedrigen Preise. Metin Kaşo erklaert das mit den niedrigen Arbeitnehmerlöhnen und mit den niedrigen Preisen flir das Rohmaterial. "Auf der letzten Ausstellung in Milan habe ich einen Chesterfıeld Sessel gesehen. Sie verJangten einen enormen Betrag daftir. Als ich ihnen sagte class ich ftir das gleiche Produkt dreimal weniger als ihren. Preis verlange und dabei noch profıtabel bleiben kann ohne die Qualitaet zu senken, war ihre Verwunderung gross." Kaşo erklaert den Vorteil der türkisehen Produzenten gegenüber der europaeischen Konkurenz mit diesem Beispiel. Und diesen Vorteil wollen die türkisehen Firmen ausnutzen. Nachteile wie minderwertige Qualitaet in Produkten der Nebensektoren werden durch Importe und und Einftihrungen von neuen Technologien beglichen. Dies bezeugen auch die neuen Fabriken. Die neue Fabrik von Koleksiyon, die sich über 40 tausend Qudratmeter bedeckte Flaeche erstreckt, in Tekirdağ ist nur ein Beispiel dafür.


hıternationallifestyles

-

For

incernacionals

onl

y

LEISURE INVESTMENTS TURİZM A.Ş .

"'< ...:

Istanbul Sheraton Hotel, 80174 Taksim Park, ISTANBUL- TURKEY Tel: 146 20 22 Fax: 131 32 58


TÜRKiYE'DE YABANCI LOKANTALAR

Doğudan

bat1ya lezzet kültürü Kore ve Singapur dahil tüm Uzakdoğu'nun, İtalya'dan Meksika'ya kadar pek çok Batı ülkesinin orijinal mutfak ürünlerini sunan lokantalar büyük ilgi görüyor

nsanlık kültürünün temel taşlanndan biri, belki de yemek kültüıü . Ama her gün en az üç defa tekrarlandığında n olacak; kanıksanmış, kültürel bir eylem olduğu gözden kaçmış .

getirdiği çok geniş bir menü ile karşılıyor sizi. Krepli çı tır ördeği, kızgın yağd a Wanton'u, çiğ balığı , belki başl a ngıçta yadırgayacağınız, ama bir kere ta ttıktan sonra tiryakisi olacağınız tipik Uzakd oğu yemekleri ... Ramada

Yalnızca yemeğin ha zırlanıp pişirilme­ sini değil , yeniJip içildiği mimari atmosferi, sen'isin tarzını , aksesuann

Oteli'ndeki Ramada Dynasty Oriental Restaurant ise, Singapur mutfağının üıünleıin i sunuyor. Baş aşçı Tay Kok Seng'in hazırladığı cevizli piliç, Çin spagettisi ve tavuklu, karidesli, soya soslu özel börekk rin üzerine içilen Çin ~yı ile noktalıyors unuz yemeğ i nizi ... Tüm yabancı mutfaklar içinde, Türk mutfağı na en yabancı, en ilgi çekici olanı, hiç şüphesiz çiğ balık yemekleriyle Japonlannki. Diptomalı uzman Bayan Mieko Kurotobi'nin hazırladığı Normaki'leri, Katsudon'lan , Taksim'deki Yumeya Japon Lükantası'nda deneyebilir, pirinç rakısı ve özel Japon bi rasım tadabilirsiniz. 1,5 yıl kadar önce Etiler'de açılan Seul Restaurant ise, Kore yemek kültürünü tanımam za fırsat veriyor. Bayan Na-

1

estetik özelliklerini ve belki de en önemlisi "sofra adabı" denilen o ilişkiler bütününü içine alan bir kültür. Günümüzün milletlerarası ilişkiler alanındaki olağanüstü hom ojenleştirici etkisine rağmen, her milletin ve yörenin yemek ve mutfak kültü ıü büyük ölçüde kendi özelliğini ve tadını

sürdürüyor. Ve elbette bunlarla tanış­ mak, değişik lezzette anlar yaşamanın ötesinde, insanın kültürel iç zenginliği ­ ne yeni ışıltılar ve ren!per katıyor. Türkiye, başta Istanbul olmak üzere bazı turizm merkezlerindeki yabancı lokantalan ile bu imkana sahip bir ülke. Son yıllarda birçok yeni lokanta eskilerine eklendi. Kendi mutfağını ve yemek külmıünü başka ülkelerde başka kültürlere tanıtma konusunda, Uzakdoğu ülkeleri, her yerde olduğu gibi Türkiye'de de başı çekiyor. Ankara .<Jaziosmanpaşa , Köroğlu Sokak'taki, Izmir J\lsancak'taki ünlü Çin lokantalan ve Istanbul'daki Çin lokantası, elbette başta Çin böreği ve ördeği olmak üzere, şaşırtıcı menü zenginlikleri ile yerli~yabancı müşterilerle dolup taşıyor . Istanbul, Nisbetiye Caddesi başındaki Peking Restaurant'ı işleten Hou çifti, bu alandaki başanlannı, Çin mutfağı üstüne yaptıklan akademik eğitim le perçinliyorlar. Yeşil soğanlı tavuk ve tatlı-ekşi sosla hazırlanmış karides, Peking Restaurant'ın baş yemekleri . Hong Kong'lu bayan Cathyn'in yönettiği Dragon Çin-Japon Lü kantası ise, Uzakdoğu'nun farklı bölgelerinden 28 MAGAZiN 2/ 89

miyan'ın yönettiği lok antanın baş ~ış çısı Kim Moon Soo. Bulkoki ve Kimchi, öteki Uzakdoğu lokantalannın tümünde porselen yemek luyor.

olduğu gibi orijinal takımlan içinde sunu-

Şimdi , Uzakdoğu'nun egzotik havasından ve inceliğinden Türk mutfağına daha ya kın sayabileceğimiz bir başka yem~k kültürüne geçerek, Tak-

sim'deki

Il

Ristorante

Italyano'ya

uğrayalım . Afer Gümüştaş. İtalyan eşi

Gabriella sayesinde tanımış ltilyan mutfağını . Artık çoğumuzun bildiği, hiç değilse öyle sandığı spagettileri, pizzalan bir yana bırakırsak , " Kaneloni" leri, "Lazanya"lan, "Eskalop Napoliten "l~ri bu lokantada bulabilir ve gerçek ltalyan mutfağının le:zzetine varabilirsiniz. İ talyan Lokantasfnın az ötesindeki Swiss Restaurant, lsviçre mutfağını

Hasan Kurtuluş ustanın mahir elleri ile Türkiye'ye taşımış. Hasan Usta, 4.5 yıl Bem'de yemek eğitimi görmüş. "Veal Emince", "Veal Schnitzel", "Escalop Swiss", "Dana Madalyon" ve daha niceleri, onun ellerinden buluyor tadını tuzunu. İstanbul'da yaşayıp da Rejans'ı tanımayan , hiç değilse ününü duymayan yok gibidir. 1930'1ardan beri başta Kievski tarzı ve ünlü votkası ile Rus lokantası Rejans'ı, Zişan Hanım ve eşi yönetiyor. Ve Alman mutfağının Türkiye'deki ünlü temsilcisi D. Fisher'in, uzun süredir kapalı olan Alman Lokantası'nın Gümüşsuyu'nda yeniden açılacağını müjdeleyerek sürdürüyoruz gezimizi. Bayındır Sokak'taki Ankara Washington Restaurant'ta, artık pek de yabancısı olmadığırnız Amerikan mutfağından, Ankara Hoşdere Sokak


ve Izmir Alsancak'taki İtalyan Restaurant'lanndan sonra, yepyeni bir lezzetle taruşalırn: Ankara Gaziosmanpaşa, Gölgeli Sokak'ta yeni açılan Meksika Lokantası , bol baharatlı , acılı soslu yemekleriyle büyük ilgi topluyor. Ya Kenya'nın , Hind.istan 'ın , Şili '­ nin, Norveç'in yada Alaska'nın bize vaadettiği yeni tadlar, yenikokular ve renkler... Her geçen gün dünya ile dahada bütünleşen Türkiye'de, bu kültürlerin sunacağı keyiflere ulaşma­ nın geç olmadığını umabiliriz


FOREIGN RESTAURANTS IN TURKEY

Cuisines from both East and West Great interest is being shown in restaurants offering cuisines from the Far East, from Korea to Singapore, and from the West, from Italy to Mexico ood is one of the foundation stones of human culture, but with the three meals a day routine it tends to be overlooked as a cultural phenomenon. And yet a cuisine consists not merely of the preparation of a particular type of food. It also comprises the architectural setting, the service, the aesthetic qualities of the various accessories and, what is perhaps the most important of all, table manners and etiquette. In spite of the quite extraordinary homogeneity that now exists between the various countries of the world, every nation and country stili passesses a cuisine with its own peculiar characteristics and its own peculiar flavour. And an acquaintance with these different varieties and different tastes adds new life and colour to an individual's cultural range. The foreign restaurants to be found in the various tourİst centres in Turkey, and in Istanbul in particular, rnakes it very easy for us to become familiar with foreign cuisines, and in recent years the range of such cuisines has been greatly increased by the opening of a large number of new foreign restaurants. The Far East leads the field in Turkey, as in every other country, with the introduction of its own dishes and cuisine. The Chinese restaurants in Koroğlu Sokak in Gaziosman Pasa in Ankaıa, the famous Ollnese restaurants at Alsancak in Izmir and the Chinese restaurants in Istanbul are all crowded with Turks and foreigners eager to savour Chinese duck and spring rolls. Mr and Mrs. Hou, who run the Peking Restaurant at the end of Nisbetiye Street in Istanbul attribute their success to their acadernic study of Chinese cuisine. Chicken with spring onions and shrimps with sweet-sour sauce are only two of their many specialities. In the Dragon Chinese-Japanese Restaurant, MsCathy of Hongkong offers a very varied menu from various co-

F

30 MAGAZiN 2/ 89

untries of the Far East. Duck crackling with crepe, Wun Tun in batter or raw fısh may seem rather strange at first, but once you have tried them you will very soon become a real connoisseur of Far Eastern cuisine. The Ramada Dynasty Oriental Restaurant in the Ramada Hotel offers a cuisine from Singapore. A meal of chicken in walnuts, Chinese spaghetti and chicken, shrimp or soya sauce spring rolls specially prepared by the head chefTay Kok Beng will be rounded off with a cup of delicious Chinese tea.

Of all the foreign cuısınes, the Japanese, with its raw fısh dishes, very probably differs most radically from the Turkish. You can try a selection of these exotic dishes, including Normaki and Katsudon, prepared by the trained specialist Ms. Mieko Kurotobi, at the Yumeya Japon Restaurant at Taksim. You can also try rice raki and genuine Japanese beer. The Seoul Restaurant at Etiler, which opened just eighteen months ago and is run by Ms. Narniyanli with the head chef Kim Moon Soo, offers its customers the opportunity of getting to know the finest Korean cuisine. As in all the other Far Eastem restaurants, Bulkoki and Kimchi are served in original porcelain dishes. Tuming from the Far Eastern cuisine with its exotic refinement to a cuisine that is rather closer to the Turkish Jet us pay a visit to Il Ristorante Italiano in Taksim. Thanks to Afer Gumustas and his Italian wife Gabriella, we can ignore the pizzas and spaghetti that we are already perfectly familiar with, or at least think we are, and tum to genuine Italian dishes such as caneloni, lasagna and escalope Napolıtaine.

A little way beyond the ltalian Restaurant you'll find the Swiss Restaurant with a delicious Swiss


euisine introduced to Turkey by Hasan Usta, who was trained asa ehef for fo ur and a half years in Berne. Here you can enjoy an exquisite "Veal Emince"

-

"Veal Schnitzel", "Escalope Suisse" or "Veal Medallion". It is irnpossible to imagine anyone who has lived for any time in Istanbul

without visiting, or at least hearing of Regence, the Russian restaurant Famed for its ebieken Kievski and its vodka, Regence has been run ever since the 1930's by Zishan Hanirn and her husband. And may we end our little tour with the good news that Fischer's German restaurant, the most farnous representative of German euisine in Turkey, a restaurant that has remained closed for so years, will be opening up once again in Gumussuyu. Returning to Anka覺a, havingsarnpled the Washington Restaurant in Bayindir Sokak, whieh offers an American euisine -one with whieh we are already perfeetly familiar- and the Italian restaurants in Hasdere Sokak, let's try something completely new in the recently opened Mexieo Restaurant in Golgeli Sokak in Gaziosmanpasa, a restaurant whieh, with its highly spioed dishes and its piquant sauces, is causing quite a stir in the capital. And then there are the new flavours, the new savours and the new colours offered by Kenya, India, Chile, Norway and Alaska. Turkey is every day becoming more closely involved with the outside world, and we trust it is not too Iate for us to savour the delights offered by all these various eultures.


iSTANBUL'UN iNCiLERi SESSiZ

Adalar,.k1ş1n başka güzel Yaz mevsiminde binlerce insanın şen k:ahkahalanyla çınlayan Kınalı, Burgaz, Heybeliada ve Büyükada, kış aylannda adeta boşalıyor. Ama turistler, Adalar'ın kalabalığı kadar, bu sakin halini de seviyorlar

32 MAGAZiN 2/ 89


okuz kırk Sirkeci-Adalar vap~. neredeyse bomboş ... Ust güvertedeki birkaç yolcu sımsı­ kı sanlmışlar paltolanna. Alt güvertede ise gazetelerine gömülmüş tek tük insanlar... Yaz günlerinin müzik setli, şarkılı­ türkülü kalabalıklannın yerinde yeller esiyor. Çünkü mevsim kış ve Ada sakinlerinden başka hemen hemen hiç kimse, dokuz kırk vapurlanna rağbet etmiyor... Gün boyu, Adatarla iStanbul arasında yapılan diğer vapur seferlerinde de durum pek farklı değil. Biz de ıaten bunun için düştük Ada yollanna. Yazın binlerce insanın cıvıl­ daştlğı, şen-şakrak kahkahalanyla çın­ lattlğı Adalar, kışın nasıl bir görünümdeydi acaba? Vapur, Marmara'run, maviden laciverte geçen sularını yararak ilerliyor. Sağda görünen Sarayburnu ve Gülhane Parkı; kış mevsiminin sessiz-sakin günlerinden birisini yaşamakta. Kadirkıymet bilir vapur kaptanı, uçan bir çığlıkla selamtıyor bomboş kıyılan ... Daha yukandaki Topkapı Sarayı ise, her ıaman olduğu gibi, asırlam hükmetmiş olmanın derin tevekkülü içinde ...

D

sanatçının ıamana direnen özelliğini keşfediyorsunuz. Evin bazı odalan, doğrudan Sait F~'in yaşadığı gibi muhafaza edilmiş. Ozenle düzenlenmiş yatak odası, hemen başucuna katlanıp konulmuş pijama, insana garip bir hüzün veriyor. Aslında hüzün evin bütün odalanna sinmiş durumda.. Sait Faik Müzesi'nden çıkıp martı sesleri ve yemyeşil çamlann uğultusu

yandan da

arasında yürüyoruz. Yaz günlerinde olduğu kadar fazla olmasa bile, insan sesi özleniyor. Surgaz'ın kış tenbalığı, ilk yaz bahçelerine doğru savuruyor insanı ... ADALARıN

HEYBELİSİ

KINALI'SI VE

Kınalı Ada, kış ortasında tam bir kınalı kuşu gibi; ama kınasının rengi kırmızı değil , yeşil . Adayı bir uçtan bir uca kuşatan çam ormanlan, öylesine

bir

sessiz dünya

sunuyor ki

size,

İLK DURAK BURGAZ Marmara'nın ilk ineisi olan Burgaz Adası 'na yaklaşırken , sağ taraftaKaşık

ve Sedef adalan görünüyor. Kalpazankaya'nın karşıianna düşen Sivriada ve Yassıada da buna eklenirse, Burgaz, "en çok ada gören ada" ünvanını kaıaruyor.

Burgaz iskelesindç_ görevillerden hiç kimse yok. Uç-beş yolcuyla pirlikte biz de iniyoruz vapurdan. Iskelenin solunda yer alan ve yaz günlerinde Kalpazankaya'ya yolcu taşıyan motorlann yerinde yeller esiyor. Adalann ortak ulaşım araçlanndan Ç>lan fayton ve eşekler de görünmüyor. llerde, balıkçı bannağında ağlarını onaran birkaç ihtiyar balıkçı, ilgisiz gözlerle bakıyor vapurdan inenlere. Iskelenin karşısındaki kahvenin biraz daha kalabalık olduğu seçiliyor buğulu camlardan. Burgaz, ünlü hikayesi Sait Fıük'in ismiyle birlikte anılır çok zaman. Iskele meydanında yer alan Sait Faik büstü de, ömrünün büyük bir kısmını orada geçiren yazara karşı güzel bir kadirşi­ naslık örneği olarak çıkıyor karşımııa. Şimdilerde Sait Faik Müzesi olarak meraklılam hizmet veren ev ise, aslında hikayecimizin kendi evi. Issız, ahşap konakların önünden geçerek Sait Faik Müzesi'ne ulaşıyoruz. Sait Faik Müzesi'nde, duran ve akan zamanı bir arada yakalayabilmek mümkün. Bir yandan maıide kalan bir hayatın izleri kuşatıyor çevreniıi , bir başka

Turistler, adaların kalabalığı sessizliğini de seviyorlar ...

kadar,

The tourists are fond of the tranquillity of the islands, as well as the crowd ...

gürültülü şehir hayatına nasıl tahammül edebildiğiDize ister istemez şaşın­ yorsunuz. Sahildeki lokanta ve kahveterin tenbalığı tenbalığı da bu hissinizi güçlendiriyor. Belki de Kınalı, adalar arasında, kış günlerinin tadını en iyi çıkartan yer ... Konakların terkedilmiş havası veren kapalı panjurlan bir yana bırakılırsa, kış saltanatı hiç de fena değil doğrusu ... Kınalı'dan demir alan vapur, yemyeşil bir dünyadan sonsuz maviliklere açıldı . Ve son burnu aşar aşmaz, MAGAZiN 2/89 33



karşırnı:zda bütün heybetiyle Heybeli ... Yazı günlerinde vapurlann akın akın insan boşalttığı Heybeli Ada iskelesi, kelimenin gerçek anlamıyla bomboş. Deniz Lisesi'nin bahçesinde dolaşan öğrenciler de olmasa, insan bütün bir ~yı terkedilmiş sanabilir rahatlıkla. Iskeleyle Değirmen Burnu arasında o güzelim yolda, günlerinde yaşanan kargaşa ve şamatayı hatırla­ yanlar, parmaklanm ısırabilir. Adı Heybeli'yle bütünleşen Hüseyin Rahmi'nin küçük büstü, adeta boş sokaklarda bir canlı arar gibi. Ama dolup taşan kahvehaneleri görünce biraz vazgeçiyoruz bu düşüncemizden. Kah-

-

veleri dolduranlar genellikle Heybelinin yerlileri... Değirmen Burnu'nun bir uçtan bir uca kuşatan mesire yerindeki piknik masallarında in-cin top oynuyor. "Yaz günleri en tatlı hayaller gibi geçti" diyen Yahya Kemal'e hak vermemek mümkün değil . Ulu çam ağaçlannın altı bomboş. Ne el ele gezinen romantik ?şıklar, nede top koşturan afacanlar ... Ince ve kıvnm kıvnm yollardan tırmanarak ulaştığımiz tepelerqe de, durum bundan hiç farklı değil. Içimiz nostalji yüklü, tekrar iskeleye iniyoruz. Kahvehanede içtiğimiz bir bardak sıcak çay, soğukta buz kesen içimizi ısıtırken vapur yaklaşıyor. ADA SAHiLLERİNDE BEKLEMEK Ve şarkıların, şiirlerin adası Büyükada karşımızda. Büyüklüğünü bildiği için oldukça mağrur, bir başka söyleyişle kendinden emin. Ama kış yalmzlığınçlan o da payım almış anlaşılan. Iskele çevresini kuşatan çarşı nisbeten hareketli, ama Dil Burnu'na doğru yola koyulunca tenbalığı hemen farkediyorsunuz. Bahçelerinde hanım­ elilerin, çılgın ortancaların, yediveren güllerinin, şebboyların, begonyalann boy attığı köşkler, tekmil panjurlarını kapatmış. Sanki bir unutuluş perdesi çekilmiş Büyükada sokaklarına. Sanki bütün şarkılar, bütün şiirler yaz aylan için yazılmış ... Ama, Büyükada güzelliğinden bir şey kaybetmiş değil elbette. Yine tarih ve tabiat bütünleşmesinin ineisi olan bir manzara, yine ruh okşayıcı kıvnm kıvnm yollar. Ancak, bütün bu güzelliklere sinmiş olan hüznü hissetmemek mümkün değil. Akşamın dönüş

·karanlığında

yolculuğunda,

başlayan

bu pınl pınl parlayan adalar zincirine el saliayarak büyük şehrin kalabalığına kanşmaya hazırlamyoruz. Dudaklanmızda Yahya Kemal'in mısralan: "Gönlüm/e oturdwn da hüzünlendim o yerde Sen nerdesin ey sevgili yaz günleri nerde"

THE PEARLS OF ISTANBUL ARE SILENT

The lslands and their winter beauty

T

he 9.40 boat from Sirkeci to the Islands is practically empty... The two or three passengers on the upper deck are snuggling into their overcoats, while the equally few passengers on the lower deck are absorbed in ilieir newspaers ... The seats occupied in summer by crowds singing and laughing or listening to taperecorders and radios are quite empty. It is winter, and there is practically no one on the 9.40 except the isiand residents .. It will be more or less the same with all the other boats that ply between

Istanbul and the Islands during the rest of the day. And that is exactly why we have chosen to visit the Islands in this season. We are eager to fınd out what the lslands, that echo to the shouts and laughter of thousands of visitors throughout the summer, are like ona winter day. The boat ploughs through the blue and indigo water. On the right we can see Seraglio Point ad Gülhane Park, both enjoying the peace and quiet of a winter day. The captain, well aware of his rank and importance, greets the

Yaz günlerinde vapurların akın akın insan adalar iskeleleri ,imdi bombo,. Yine de bu pırıl pırıl adalarda tarih ve tabiatın bütünıe,mi' manzaralarını zevkle seyredebilirsiniz ... Ferry land ings, where hundreds of peopl e woi t d or arrivals. or departures are empty of humanity in cold winter months. bo,alttıj)ı

MAGAZiN 2/ 89 35


empty shores with a jovial hoot from the siren ... A little further on, Topkapı Palace stands in quiet dignity, daminating the centuries. FIRST STOP BURGAZ As we approach Burgaz, the first pearl in th eMarmara string, the Kaşık and Sedef Islands appear on our right. If we add to these the islands of Sivriada a nd Yassıada immediately opposite Kalpasankaya we realize that Burgaz fully merits its reputation as the

isiand with a view of the greatest number of other islands. Burgaz landing-stage is absolutely deserted except for the offıcials on duty. We get off, accomanied by one or two other passengers. Nothing is to be seen of the motor-boats that on summer days are moored on the left hand side of the jetty waiting to take passengers to the beach at Kalpazankaya. Nor is there anyting to be seen of the horse-carriages and donkeys which, together with the motor-boats, make up the favorute means of transport on the island. A little further on a few fishermen are sitting in their shelter mending their nets and curiously examining the ınssengers disembarking from the boat. The steamed windows of the coffe-house just opposite the landing-stage would seem to show that this at least is reasonably crowded. Burgaz is very closely associated with the famous short story writer Sait Faik, a,nd the bust in the landing-stage square shows that his worth is fully appreciated on the isiand where he spent so much of his life. From here we make our way to the house which Sait Faik once occupied, and which has now been converted into a museum. In the Sait Faik Museum you are surrounded on the one side by the vestiges of a life that now forms part of the past, while on the other are revealed qualities of the artist that defy the passage of time. Some of the rooms have been preserved exactly as they Ş imd i ı ssız

ve sakin duran bu yollarda, geçilmiyor ... Those desolate and quiet streets, are unusually crowded during the summer .. . yazın kalabalıktan

36 MAGAZiN 2/ 89

were when Sait Faik lived there. One cannot help experiencing a strange feeling of earie melancholy on seeing the writer's pyjamas lying carefully folded at th etop of his bed. But actually this feeling of melancholy pervades all the rooms in the house. leaving the Sait Faik Museum we make our way through green pine trees accompanied by the cries of the seagulls. One begins to long for the sound of a humen voice, though not as many, perhaps, as you would hear on a summer day. The loneliness of Burgaz in winter urges one towards the first gardens of summer. THE ISLANDS OF KINALI AND HEYBELI Kınalı Isiand in winter is covered with pine forests that offer an entire world of such peace and tranquillity that one wonders how one was ever ab le to put up with the noise and bustle of city life. The feeling is intensified by the empty restaurants and coffeehouses along the shore. Kınalı is, perhaps, of all the islands, the most pleasant ona winter's day. The winter's

Yaz gOnlerine hazirlik ezip eğlenmek için Adalar yoluna düşenleri bekleyen sayısız imk.an vardır. Dileyen denizden, dileyen de tabiattan faydalanabilir. Hazır Adalar'ın kış günlerinden söz etrnişken, yaz günleri için kısa bir kılavuz okumaya ne dersiniz? Yine Kınalı'dan başlayalım. Burada denize, İnci Burnu veya tam aksi yöndeki Kaya Burnu'ndan girebilirsiniz. Kaya Burnu'ndan Manastır Koyu'na doğru ilerlediği­ niz zaman kamp yapmaya uygun yerler bulabilmeniz mümkündür. Bıngaz'da ise, 1imanın llerisi ile, Mezarlık Burnu ve Kumbaros Burnu arasında kalan kıyı şeridi , sizi kolianna almaya hazırdır. Büyüklük açısından adalar arasında ikinci sırayı alan Heybeli, deniz imkfuıları açısından da zengin bir mekan. Yeni Iskele'den Alman Koyu'na kadar olan bölge denize girmeye son derece elverişli. Çam Limanı, geniş 'alanlarda yüzrnek isteyenler için ideal. Değirmen Burnu'nda ise kamp kuracak uygun yerler bulabilirsiniz.

G


reign is not, in fact, at all bad,' apart from the closed shutters that give the woodens mansions such an abandoned look. Saiting out of Kınalı, the boat leaves a green world for an endless blue, and, as soon we round the cape, we see the isiand of Heybeli rising up in all its majesty before us. On summer days thousands of people disembark here. Today, the landing -stage ispractically empty. If it weren't for the students strolling around in the grounds of the Naval Lycee you would think that the isiand had been utterly deserted by its inhabitants. Those who remember the stir and commotion of a summer day on the lovely road leading from the landing-stage to Değirmen Point will be absolutely amazed. The litte bust of Huseyin Rahmi, a writer very closely associated with Heybeli, seems to be looking around trying to find a living human being. But the sight of the crowded coffee-houses will soun make us change our minds. Though o(course they are fılled solely with Heybeli residen ts!

Adalarda yaz hazırlığı devam ediyor. Faytonlar, at arabaları, oteller ve kıyı yaza hazırlanıyor . Preparations for summer goes on, in the lslands . The phaetons, the horsecarts, the hotels and the coastlines are getting prepared for summer ... şeritleri

Büyükada yüzülecek, gezilecek, görülecek yerler açısından oldukça zengind.ir. Nizarn Koyu ve Dil Bwnu, hem yüzülebilecek hem de kamp kurulabilecek alanlar. Tabü bu arada, Ada'nın arkasındaki Karacabey Koyu ile Kraliçe iren Manastın'nı da unutmamak gerekiyor. Adalar'da ulaşım fayton ve eşeklerle yapılıyor. Gerçi son yıllar­ da motorlu taşıtlar da ortaya çıktı ama, bunlar ulaşımda kullanılmı­ yor. Kahvehaneler, tokantalar ise her mevsimde açık. Son zamanlarda konaklama tesisi sa)'lS;Ipda da büyük artışlar gözleniyor. üzeilikle Büyükada ve Heybeli'de modem oteller bulabilirsiniz.

Preparations for summer he islands offer a host of opportunities for recreation and amusement. Some will choose the sea, others the countrysied. and while we are talking of the islands in winter why don't we give a little information on the islands in summer. Let's start from Kınalı again. You can bathe at Inci Point orright over on the other side at Kaya Point. Between Kaya Point and Manastır Bay there are a number of

T

sites suitable for camping. As for Burgaz, the shore between Mezarlık Poind and Kumbaros Point is waiting with open arms to receive you. Heybeli, the second largest of the islands, has a great dea! to offer the swimmer. The coast between Yeni Iskele and Alman Bay is particularly suitable for bathing, and for swimmers the area around Cam Limanı is absolutely ideal. Suitable sites for camping can be found at Değirmen Point. Büyükada offers plenty of opportunities for swimming, walking and enjoyment of the scenery. Nizarn Bay and Dil Point are particularly suitable for both swimming and camping. And one mustn 't forget Karacabey Bay and Queen Irene Monastery on the other side of the island. On the islands one travels either by horse-carriage or donkey. A certain number of motor vehicles have appeared in recent years but these are not used for public transport. The restaurants and coffee-houses are open all the year round, and there has recently been a very great increase in tourist accomodation. Modem hotels can be found on Büyükada and Heybeli in particular.

MAGAZiN 2/ 89 37


Yurtta bir Banka. Avrupa' da bir Banka. HBÜ Bank, merkezi Hollanda'da bulunan ABN/HBÜ Bank'ın Avrupa'daki 58 şubesinden biridir. 1921 yılından beri Türkiye'de bankacılık hizmetleri veren HBÜ Bank geniş bilgi birikimi ve olanağa sahiptir. Avrupa ile ilişkiniz varsa, önce HBÜ Bank'a danışın . HBU Bank size en doğru ve en kısa yolu önerecek tir. Bizi heran arayabilirsiniz. Yurtta ve Avrupa'da

Yurtta bir Banka. Avrupa'da bir Banka.

HBÜ Bank ABNIHBÜ Bank'ın dünyadaki yaklaşık 240 şubesinden biridir.

İnönü Cad. 15, Gümüşsuyu , 80075 Beyoğlu, İstanbul. Tel.: (9) 144 88 02 (8 hat). Fax: 149 20 08.


The picnic grounds with wocxlen tables and benches surraunding the whole of Değirmen Point are absolurely deseıted. One realizes what Yahya Kemal meant when he talks of something "passing by like the sweetest dreams of a summer day". The venerale pines spread an empty shade. There are no loving couples strolling hand in hand, no mischeivous little rascals playing ball ... And when we climb up the narrow windin paths to the tops of the hills it is just the same. Filled with nostalgia, and freezİng cold, we make our way back to the landing-stage. As we warm ourselves with a cup of h ot tea in the coffee-house we see the boat approaching.

displa ys a ceıtain pride and dignity, a ceıtain self-confidence. But Büyükada, too, has its share of winter loneliness. The shopping centre around the landing-stage is quite busy, but as soon as you set out for Dil Point you become aware of how empty and deseıted everything is. The gardens are full of honeysuckle, hydrangeas, roses, stock and begonias, but all the shutters in the

W AITING ON THE SHO RES OF THE ISLAND And now we are approaching Büyükada, the isiand of songs and poetry. Conscious of its superior size it

Adalar'• n tarihi arih boyunca Halk Adalan, Papaz Adalan ve Prens Adalan gibi çeşitli isimlerle anılan Adalar'da, Roma İmparatorluğu döneminden bu yana insanlar yaşıyor. Ama, Adalar'ın asıl şöhretini kazanması Iznik Konsülü'nün yaşadığı döneme rastlıyor. Konsüllük tarafından sürgün edilen papazların burada manastıdar inşa etmeleri, dikkatierin Adalar üzerinçie toplanmasına yol açmış. Bizans

T

Imparatorluğu'nun çöküş yılların­

da, iktidan kaybeden eski imparatorların gözlerinin oyularak buraya sürülmesi de bu şöhretin kaymağı oluyor. Sonraki yıllarda bir anlarnda sayfiye niteliği kazanan Adalar'a "Prens Adalan" denilmesi de, benzer uygulamalardap kaynaklamyor. Çünkü, Bizans Imparatorluğunu garantileyen kişi, hiç vakit kaybetmeden, kendisine rakip olabilme ihtimali bulunan prensleri bu Adalar'a sürüyordu. Malazgiıt'te yenik düşen Romen Diyojen, Kına­ hada'da sürgün yaşarken ölmüştü. Adalar'ın Türkler'in eline geçmesi, İstanbul'un fethedildiği yıllara rastlar. Baltaoğlu Süleyman Bey komutasındaki küçük bir donanma, kuşatma sürerken Adalar'ı fethetmişti. Ancak, İmparatorluğun son dönemlerine kadar Adalar'a

Günümüzde adalar tam anlamıyla bir turizm merkezi. Özellikle yaz aylarında dolup taşıyor .. lslands are favourite visiting spots especially in summer months .

pek önem verilmedi. Sadnazam Mustafa Reşit Paşa'nın vapur seferi koydurması üzerine ulaşım kolaylaşınca, Adalar'da mülk edinmek isteyenlerin sayısı birdenbire arttı. Cumhuriyet yıllarında da bu artış hızından hiç bir şey kaybetmeden devam etti. Günümzde Adalar tam anlamıyla bir turizm merkezi. Hele yaz aylarında dolup taşıyor. Yazı başka, ~ı başka güzel olan Adalar Istanbul'un en gözde sayfiyelerinden birisi olma özelliğini hala koruyor.

A history of the

islands

T

he islands, which have, in the course of history, been known under various names such as the Priests' Islands and the Princes' Islands, have been inhabited ever since the days of the Roman Empire. They became really well known, however, only after the Council of Nicaea, when

villas are closed and a cuıtain of oblivion is drawn over the Büyükada streets. It is as if all the poems and all the songs were composed only for summer days. But in winter, Büyükada loses nothing of its loveliness. There is still the landscape created by a synthesis of nature and history, and there are still the quiet lovely winding roads. But, at the same time, we cannot but feel the melancholy which all this is steeped. As we start out on our return joumey in the darkness of a winter evening, waving farewell to this chain of islands with its brightly shining lights and preparing to plunge back once again into the noise and bustle of the city we cannot help murmuring the couplet by Yahya Kemal: I sat down here with my heart in melancholy sadness Where are you, my beloved? Where are the summer days?

priests whom the Nicaean Council had sent into exile built a monastery there. The islands were also famous as a place of refuge in exile for Byzantine Emperors who had been deposed and blinded. The islands later became a sort of summer resort, but the name "Prince's lsland"s derives from the fact that whoever managed to secure the throne would immediately send any royal princes who might possibly emerge as rivals into exile here. It was here too that the Emperor Romanus Diogenes spent his last years after his defeat by the Turks in the Battle of Malazgir. The islands fell into the hands of the Ottomans at around the same date as the conquest of Istanbul, being invested and finally captured by a small fleet under the comand of Baltaoğlu Süleyman Bey. Little importance was given to the islands during the Ottoman period, but the great improvement in communications resulting from the boat services initiated by the Grand Vizier Mustafa Resit Pasha led to a great increase in the isiand population. This process has shown a steady acceleration throughout the Republican period. The islands have now become a tourist centre, and during the summer months it is absolutely packed with visitors. As lovely in winter as it is in summer, the Is lan ds stili constitute one of Istanbul's favourite recreation and pleasure resorts.

MAGAZiN 2/ 89 39


kapasiteli. Buna Güney Pisti, Gez Yaylası, hele dev Konaklı-Tekederesi bölgesi eklenirse, toplam kapasite 180.000 kayakçıya ulaşıyor.

AlPlER'E GÜÇLÜ RAKiP

K1ş

sporlarina yeni merkez: Pa landöken Erzurum yakınlanndaki Palandöken Kayak Merkezi'nin toplam kayakçı kapasitesi 180 bini buluyor. Bu yöre, yakın gelecekte, dünya kış turizminin gözde merkezlerinden biri olmaya aday ış sporlan denilince, akla gelen ilk yer, Avrupa'nın ünlü Alp sıradağlandır. Ama, Erzurum'un güneyindeki Falandöken sıradağlan üzerinde dört ayn alanı kaplayan kayak tesisleri, yakın gelecekte Alpler'in bir numaralı rakibi olacak. Türkiye Kayak Federasyonu, Palandöken'in sunduğu zengin tabii

K

irnkfuılan

değerlendirmek

amacıyla,

yıl geniş kapsamlı bir faaliyet başlattı ve konunun dünya çapında uzmanı olan Richard Plattner'i ülke-

geçen

mize getirtti. Araziyle ilgili doneleri toplayan ve ayrıntılı bir rapor hazırla­ yan Plattner'in görüş ve teklifleri, bölgedeki yatırırnlara ışık tutacak. Şu anda, Hınız Boğaıı'ndaki günlük kayak yapabilme kapasitesi, en iyimser tahminle 2.000 kişiyi geçmiyor. Oysa, bu boğaıın sadece Kuzey Pisti, uluslararası standartta 18.000 kayak

2250-3716 metre yükseklik kuşak­ lan arasında yer alan Falandöken Kayak Merkezi'nde, 7 ay süreyle kış sporlanrıa elverişli iklim, zemin ve dünyanın en auzun ikinci pisti (5 km.) bulunuyor. Aynca, Uluslararası Kayak Federasyonu'nca tescilli iki pist daha var. Diğer tesisiere ek olarak, 1989 sonunda, 200 yataklı , Türkiye'nin ve Balkanlar'ın en büyük kayakevi kompleksi hizmete girecek. Türkiye Kayak Federasyonu, 1984'den beri, Türkiye birincilikleri organizasyonunun yüzde 90'ını Palandöken'de gerçekleştiriyor. Bu Şubat ayının ilk haftasında da, Erzurum Kış Turizmini Geliştirme Projesi'nin tanı­ tilması amacıyla, bir kayak şöleni düzenlendi ve davetliler, öğretmenler nezaretinde kayak eğitimi yapma imkfuıını buldular. Evet, kış sporlannda Falandöken de ismini duyurmaya kararlı. Birkaç yıl sonra, bu yöre, dünya kış turizminin en gözde merkezlerinden biri haline gelirse, kimse

şaşmarnalı ...

ÖZÜR: Aralık 1988 nüshamızda yer alan "Kış Turizmi Günleri" başlıklı yazıda, Erzurum-Palandöken Kayak Merkezi, sehven "Ağn-Palandöken" olarak geçmiştir. Düzeltir, özür dileriz.

Erzurum Palandöken Kayak Merkezi, yakın gelecekte kış turizminin merkezi olmaya aday ... The ski center in Erzurum Palandöken, will probably be the center of winter tourism , in a very short time ...

40 MAGAZiN 2/89


-

Mükemmel televizyon yayın sistemlerini kendisi secer. Tamamen otomatik. Mükemmel televi'zron kanalları otomatik arar. Renk, ışık, ses ayarlarını kendisi yapar.

0 T

d;~'d~~n~~~~~~:· k~~!:f~:::d~~ek":~!~~ Tamamen otomatik.

~ Koç

Mükemmel televizyon ARÇELIK markasıyla üretilir.

1 j

t .~ ARÇELIK

ı

MÜKEMMEL TELEViZYON


A POWERFUL RIVAL TO THE ALPS

sporlarını ve dağ turizmini gelişti­ remerniş ve bu konuda özellikle altüst yapıyı tarnamlayamarnıştır. Aynca kış turizmi Türkiye'de iç

Anew ce ntre for winter

turizme hitap eden, gelir seviyesi yüksek olan kişilerin iştirak ettiği bir turizm çeşidi olarak karşırnıza çıkmaktadır. Kış turizmine hizmet eden yatak arzı da, toplam yatak arzı içinde % 3.2 dır. Bu oranı artırmak için; dağ ve kış turizmini beraber ele almak, tüm dağlık alanlarda iç-dış turizme yönelik tedbirleri acilen hazırlamak, zincir otel-restoran birimleri kurmak gereklidir. Tüm dünyada dağ turizmi ile ilgili rakkamlar önemli boyutlara varmış iken, Türkiye bu alanda rakiplerine göre hem genç, hem yetersizdir. Yurdumuzda ilk kez 1914 yılında Haliç'te bir marangoz atelyesinde yapılan çok sayıda kayak, hayvan sırtırıda Erzurum'a taşınmış ve Kafkas cephesinde kayakçı er yetiştirilmek üzere kullanılmıştır. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte, Türkiye'de ilk dağ gezileri ve spor çalışmalan Uludağ üzerinde başlatılrnıştır. 1925-1933 yıllan arasında Galatasaray Lisesi'nde görevli yabancı öğretmenie­ rin önderliğinde başlatılan Uludağ gezileri, daha sonra Ankara, Erzurum gibi şehirlerde oturan ve dağ sevenlerin uğrak yeri olmuştur. 1936'da Dağcılık ve Kış Sporlan Federasyonunun kurulmasıyla, dağdaki bu faaliyetler sistemli bir hale dönüştürülmüş ve kampların yerini 1960'lardan sonra kayak evleri, tesisler almıştır. Kış turizmine olan talebin artrnasıyla, daha büyük ve. kar amacına dönük konaklama birimleri inşa edilmiştir. Böylece Uludağ, gerek büyük şehir­ lere yakınlığı, gerek ulaşım kolaylığı açısından tüm ülkenin turistik nitelikli tek dağı olma özelliğini yıllarca korumuştur. Bugün Türkiye'de birkaç merkezde kış turizmine elverişli yerler bulunmaktadır. Bunlar arasında Uludağ'dan sonra, Bolu Kartalkaya merkezi, Antalya Saklıkent kayak merkezi, Alanya Akdağ kayak merkezi ve Ankara Elmadağ kayak merkezi vardır. Ama kayak mevsimi daha uzun, pistleri muhteşem , manzarası, kan, havası çok güzel olan KayseriErciyes, Erzurum-Palandöken, Rize-Kaçkar, Niğde-Toroslar, Ağn, Hakkari-Cilo,Sat dağlan yok denecek kadar az yatak ve kayak kapasitesi yle, kış turizmine açılmayı beklemektedirler.

spor ts

he mere mention of winter sports immediately calls to mind the famous centres in the Alps, but the ski centres covering four different areas in the Palandoken mountain-range to the south of Erzurum bids fair to becoming in the very near future a number one rival to the great Alpine centres. Last year, the Turkish Ski-ing Federation undertook a comprehensive investigation into Palandoken's rich natural potential, and invited Richard Plattner, the internationally renowned expert in this field , to assist in the work. Richard Plattner will prepare a report based on the data collected, and investments in the area will be made in the light of his views and suggestions. At the moment, the most optimistic estimate of the daily ski capacity of the centre at Hiniz Bo gaz would give it no more than 2,000. On the other hand, the North Slope alone has a capacityof 18,000 by international standards, and the addition of the South Slope, the Gez Plateau and the vast KonakliTekederesi area would raise the capacity to 180,000. The Palandoken Ski Centre liesata height of between 225~3716 metres and boasts a climate suitable for winter sports throughout seven months of the year, not to mention the second longest ski slope in the world (5 km). There are alsa two other slopes attested by the International Ski-ing Federation. By the end of 1989,200 beds will be added to the already-existing accommodation by the opening of the largest ski-ing complex in Turkey and the Balkans. Since 1984, Palandoken has been the site of 90% of the organization of Turkish fırsts carried out by the Turkish Ski-ing Federation. A ski-ing festival in which the guests had the opportunity of learning to ski under the supervision of skilled instructors was held during the fırst week of February as part of a publicity campaign for the Erzurum Winter Tourism Development Project.

T

42 MAGAZiN 2/ 89

Dr. Füsun i stanbul/u Dinçer İstanbul Üniversitesi Turizm Öğretim Görevlisi

Programı

Kiş turizmi ısa .bir tanım y~p~ak gerekirse; kış tunzmı, özellikle dağların karla kaplı olduğu zamanlarda gerçekleştirilen, sportif ağırlıklı bir turizm çeşididir. Kış turizminin kaynağı olan kış sporlarının tarihçesi ve gelişimine J!,ÖZ attığımızda; kayıtlara göre, M. O. 4000 yıllarında kar ayakkabısı olarak kullanılmaya başlanan kayak, daha sonra göçlerle ıskandinav ülkelerine ulaşmış ve karadan uzun mesafeler kateden insanlara büyük hizmetler vermiştir. Kar pabucu, binlerce sene göçlerde ve savaşlarda kullanılmıştır. Avrupa'da kayak sporunun yaygınlaş­ ması xvm. yüzyıldan sonralara rastlar. Gelişmiş ülkeler zengin tabü kaynaklarını en iyi biçimde kullanırken, dağ-kış imkantannı da değerlendirerek turistin hizmetine sunmuşlardır. Bu kaynaktan sağla­ nan en büyük yarar, turizm mevsiminin kış ayianna kaymasından ve turizm sektöründeki personel istihdamının yıl boyu süreklilik kazanmasından doğmaktadır. A.B.D., Kanada, Avrupa ülkelerinden Avus~rya. lsvjçre, Fransa, Almanya, Ispanya, ltalya, Balkan ülkelerinden Yugoslavya, Romanya kış turizminde hamleler yapmışlardır. Türkiye yüksek dağlık yöreleri, orta yükseklikteki dağlık ve ormanlık bölgeleri. ile geniş alanlara sahip bir ülkedir. Iklim özelliklerinden ve dünya üzerindeki konumundan dolayı, kış mevsiminde kar yağışlan etkili, karın yerde kalma süresi uzun ve kar kalınlıklan 3 metreye kadar uzanan niteliklere sahiptir. Türkiye'nin kış turizmi açısından zengin bir potansiyeli vardır. Ama dağ

K


-

Altın Rehber • Altın Rehber'i, abonelerinin ev • Günün 24 saatinde, her an veya iş adreslerine -Pn kanalıyla başvurabileceğiniz vazgeçilmez ücretsiz olarak- ulaştırıyor... bilgi kaynağınız... • Basımı tamamlanan bölgeler Altın • Bölgeniz iş telefonlarını içeren Rehber'lerine kavuşurken, 1989 yılı sürekli, etkili, ekonomik tanıtma Altın Rehber çalışmaları da aşamalı aracınızdır... olarak tüm yurda yayılıyor ... • Her yıl -en son ve·geçerli bilgileri • ın Bil ka, iş telefonlarının yer aldığı içerecek şekilde- yeniden Altın Rehber'in yanısıra, ev yayımlanmaktadır. telefonlarını içeren, Türkiye'deki ev ın Bil ka Pn ile yapılan anlaşma telefonları rehberlerini de · hazırlayacaktır. uyarınca,

Siz de. Altın Rehber'le sorunlarınızın çözümüne kolayca ulaşın ... Altın Rehber'de yerinizi alın, yeni müşteriler kazanın 1 u

Çözüm Elinizin Allinda"

iSTANBUL


SOGUK GÜNLERiN SlCAK DOSTU

••

KURKLER...

K

ış mevsiminin soğuğuna karşılık, modacılar, hamm/arı

hem

ısıtacak,

hem de şıldık/annıı şıklık katacak modeUer üretiyor. Bunların en başında ylll1UIŞacık kürkler ve içieri kürk kaph veya doğrudıın soğuğu geçirmeyen derilerden yapılmış olonlar geliyor. Türk modacılar da, Jaşın bu lüks giyimlerine kreasyonlannda oldukça geniş yer veriyor. KIŞ DA Kalın kürkten hoşlanmayan hanımiann benimsediideri bu stilde Ieopar bir başına kullanıldığı gibi, modelde göriildüğü biçimde, başka kürklerle kombine olarak da kullanılabiliyor.

LEQPAR MüDASI BU

sürüyor.

İzmirli Kürk'ün 1989 kış koleksiyonundan bir manto.

LEOPARD SKIN CONTINUES to be fashionable this winter. For women wh(l dislike thick furs this style may be used with leopardskin alone, as illustrated, or with leopard combined with other furs. A coat from the IZMIRLI FURS winter 1989 coUection.

44 MAGAZiN 2/ 89


SİYAH TILKİDEN YAPILAN BU GÖSTERİŞLİ

kürkün boyu oldukça uzun tutulmuş. Aynca omuzlıp-a alman tilki ve kalpak şıklığı bir kat daha arbnyor. Izmirli Kürk'ün koleksiyonundan. A DRESSY, FAIRLY LONG FUR IN BLACK FOX

made even more attractive by the fox cape and the fur cap. From the IZMIRLI FURS coUection.

-

MAGAZiN 2/89 45


A WARM FRIEND ON A COLD DAY

FURS ...

F

or the co/d winter season faslıion designers are producing new models that wül keep the wearer warm whüe at the same time enhancinf( her elegance. In their luxurious winter creations Turkish faslıion-designers are making generous use of soft furs, fur linings and cold-proofleather

RENKLi TILKİLER ... imitasyon iki kürk. Gece mavisi ve gri mavi renginde. Şal yakalı ve takma koUu olan kürkler, kışın işte

soğuğunu

hissettinneyecek kadar abmlı. Park Kürk'ün haıırladığı bu iki kreasyon yılın moda

rengini de vurguluyor. Içlerine giyilen mini elbiseler, tafta kumaştan yapılnuş. Gece için nefıs bir ikili oluşturuyor .

COLOURED FOX. two synthetic furs in bleu-nuit and grey with shawl coUars and regular sleeves that wiU keep out the winter cold. These two creations from PAKKURK are based on this year' s fashionable colour. Ilıe ınini­ garments wom beneath are in taffeta, making an exquisite two-piece for evening wear.


-

PAK KÜRK'DEN kar beyaıı bir kürk. Mini etek üzerine palto, uzun etek üzerine turvakar olarak alınabilir. Omuzlarda serbest pililerle genişleyen kürkün kollan da serbest pililerle bollaştınlmış. Dik yakalı olan kürkün koliamu enli manşetler topluyor. Yanda gizli cepleri var. A SNOW-WHITE fur from PAK-FURS. The coat can be wom over a mini-skirt or as a tlıree-quarter length coat over a long skirt. The fur has a Ghandi collar and spreads out in broad pleats over the shoulders. The sleeves are full with free pleats gathered into wide cuffs. Concealed pockets at the sides. MAGAZiN 2/ 89 47


*Passengers who make reservations ona flight but fail to board without cancellatfon


Televizyonun

--

icadından

beri en heyecan verici yenilik:

MULTIVIS ION

Şimdi

iki kanalı aynı anda izieyebilir, uydu göz atabilir, isterseniz videonuzu seyredebilirsiniz .•. Hepsi aym anda! yayınianna

Türkiye'nin ilk digital televizyonu: VESTEL MULTIVISION , video bağiantısıyla tam dört görüntüyü ekrana alır. Yayın sistemini (Pal , Secam , NTSC) otomatik olarak seçer. Uydu anteniyle uydu ve " Teletext"

Nasıl ,

mucize gibi,

değil

mi?

Vestel'in dünya pazarlanyla aynı anda Türk insanına sunduğu VESTEL MULTIVISION'la bir an önce tanışın , heyecan verici mucizesini siz de

yaşayın.

Şimdi dünya bu televizyona Vestel hazır .

hazırlanıyor.

yayınlanndan yararianınanızı sağlar.

VESTEL MULTIVISION görüntülere hükmeder: İster birinci-ikinci kanal , ister uydu yayını , isterseniz video ... İki yayını hareketli olarak aynı anda izieyebilir, diğerlerine göz atabilirsiniz. Dilediğinizin yerini değiştirir , dilediğinizi dondurursun uz.

VESTEL Vestel

bır

g, Polly Peck

lnternatıon al

PLC kurulusudur.


1

1

Lokkod;,

l.,, Comorin

j MALDiV AD LARI

,繚 -:

Ekvator

H

i

N

o

T

K

y

A

N

u s u

Cha覺:覺os Tak覺m ad .

(I ng l

~ -----+-------t-1


MESAFELER DESTINATIONS '• <l

Istanbul'dan

From Istanbul (km)

DIŞ HATi:AR/INTERNATIONALLINES ABU DHABI AUH ~ ; : ''. ~, AMMAN AMM -: ~- .,;;: AMSTERDAM AMS .:~·~if'· ATINA 1 ATHENS ATH ·~ BAÖDAT 1 BAGHDAD SDA .:: BAHREYN BAH BASEL BSL BELGRAD 1 BELGRADE BEG BERLiN 1 D<>Ou 1 East SXF BOMBAY BOM BRÜKSEL 1 BRUSSELS BRU CENEVRE 1 GENEVA GVA CEZAYiR 1 ALGIERS ALG CiDDE 1 JEDDAH JED DELHi DEL DAHRAN 1 DHAHRAN DHA

3005 NEWYORK NYC 1186 NURNBERG NUE 2209 OSLO OSL 556 PARiS 1 Orly ORY 1617 RiYAD 1 RIYADH RUH 2587 ROMA 1 ROME 1 Flumicino FCO 1839 SiNGAPUR 1 SINGAPORE SIN 802 SOFY A 1 SOFIA SOF 1715 STOKHOLM 1 STOCKHOLM ARN 4820 ' STUTIGART STR 2166 ŞAM 1 DAMASCUS DAM 1911 TAHRAN 1 TEHRAN THR 2486 TRABLUS 1 TRIPOLI TIP TUNUS 1 TUNIS TUN 23 n 57 17 ViYANA 1 ViENNA VIE 2815 ZÜRiH /ZURICH ZRH

DUBAI DXB DÜSSELDORF DUS FRANKFURT FRA HAMBURG HAM HANNOVER HAJ HELSiNKi HEL KAHIRE 1 CAIRO CAl KARAÇi/KARACHIKHI KOPENHAG /COPENHAGEN CPH KÖLN 1 COLOGNE CGN KUALA LUMPUR KUL , ı;.~ KUVEYT 1 KUWAIT KWI ' ,,t LEFKOŞE ECN ~·1'• LONDRA 1 LONDON LHR LYON LYS " . MADRIT 1 MADRID MAD .'!N MILANO 1 MILAN MIL

3007 2038 1862 1986 1927 2164 1299 3957 2007 1992 8329 2169 767 2512 1993 2713 1767 1567

*'

.....

~ ·

·~

~

c:ı:

~

Polouor

t-·~1

MÜNiH 1 MUNICH MUC V

(km)

8047 1674 2447 2240 2758 1384 8662 488 2209 1760 1082 2041 1669 1667 1252 1762

lC HATLAR #

DOMESTIC LINES ADANA ADA ANKARA ESB ANTALYA AYT DALAMAN OLM DIYARBAKlR DIY ERZURUM ERZ GAZiANTEP GZT IZMiR ADB KAYSERiASA KONYA KYA MALATYA MLX SIVAS VAS

366 484 476 1035 1050 871 315 620 463 924

n4

TRABZON TZX

920 1364

VAN VAN

,y,c·~

THY UÇAK TIPLERI VE ÖZELLIKLERI TYPE AND CONFIGURATION OF AIRCRAFT AZAMI ~A&IRUCll

DC>9

a.727/2t2

{Max. Take o Weight} 48.989 kg 86.409 kg 142.000 kg 153.000 kg KOLTUK ADEDI 107/ 111/ 115 167 18F/ C-248/ C 18F/ C-24B/ C 168Y/ C 16(]'(/ C {Seating c:r,c~) YAKIT KAP TES

,i

ı ı

ı

,

AVUSTRAlYA

,.

:ıoo

ı

ı

{FueiCa~)

11 .180 kg

MOTOR 14.500 Ib {Englne Thrust} AZAMI MENZIL {Maximum range} 2A05 km AZAMI ~ TAVANI {Maximum Ceiing} 35.000 lt AZAMI sORAr 870 km/ hr {Maximum Speed~ NORMAL SEYIR s Tl (Normal Cruise Speed) 796 km/ hr

24.688 kg

44.000 kg

48.872 kg

15.500 Ib

2x50.000 Ib

2x55.000 ı b

3.518 km

6.480 km

8.100 km

42.000 lt

41 .000 lt

41 .000 lt

900 km/ hr

900 km/ hr

900 km/ hr

862 km/hr

860 km/ hr

860 km/ hr

MAGAZlN 2/89 51


/

/ •

1

ı'

E

52 MAGAZlN 2/89


; ··~~ .. ' ·~.

,. ı

ı

.

\ .

'

Denizi

N

;~


BUtUn sevdiklerim birarada! ,._ ~,. ••• ---

Dopdolu pizza Piz~.a-Hut'ta. Salamlı, mantarlı .. domatesli. <"> U stü yumuşacık bol peynirli. Doyurucu.. kocaman ve ne kadar lezzetli!

(") Mozz.arella peyniri.. kıyma.. ve seudiğiniz birçok pizz.a malzemesi daluı .. sannısaklı ekmek. . spaghetti.. dondurma .. ve diğer/m ...


D

THY MOVIE VIDEO PROGRAM

t~adley'in

lsyan1 Oyuncular (Cast): Griffin O' Neal, William Devane, Charles Durning, Adam Baldwin, lisa Lucas, Chad McQueen Yönetmen (Directed by): Fred Walton

Buluğ çağından delikarılılığa

geçmekte olan ve güreşle ilgilenen bir Amerikan gencinin, gönül ilişkileriyle spor çalışmalan arasında gidip gelen serüvenini aktaran bu hareketli gençlik fılmini Fred Walton yazıp yönetrniş. 1985 Amerikan yapımı, 96 dakika.

-

Hadley's Rebellion H~·year-old

Astory of a American boy, whose passion is wrestling. In this very moving, "youth" film, the various adventures of Hadley (Griffin O'Neal), from an adolescent affair with a girl, to wrestling trainings and tournarnent, are given. Written and Directeel by Fred Walton, a 1985, American fılm. Running time: 96 minutes.

S1cak intikam Oyuncular (Cast): Richard Haıch, Michael J. Pollard, lo/ina MitchellCol/ins, Robert Walker, Dennis Paırick, Mil/s Waıson. Cameron Dye, Ron Max Yönetmen (Directed by): Edward Mıophy

Vietnam gazisi Joe Hoffman (Richard Hat ch), 13 yıl önce bıraktığı sevgilisi Michelle Twasson'u (Jolina Mitchell-Collins) arayıp bulmak üzere Laos'a geri döner ve Laos ormanlannda, başından umulmadık olaylar geçer. Edward Murphy'nin yazıp yönettiği ve yapımcılığİn! üstlendiği "Heated Vangeance-Sıcak Intikam", son derece hareketli ve sürükleyici, şiddet unsuru-

nun öne çıkuğı bir dizi savaş serüvenini aktaran, 1986 Amerikan yapımı bir macera fılmi. 90 dakika.

Heated Vengeance

V ietnarn veteran (Richard Hatch) has

Joe

Hoffman to Laos, in search of Michelle Twassoon (J olina Mitchell-Collins), the !over he left behind thirteen years ago. He goes through unexpecıed events in the Laotian jungles. Heated Vengeance, written, produced and Directed by Edward Murphy, is an extremely moving and attractive fılm. A film of violence, it offers a series of war adventures. A 1986, American adventure fılm. Running time: 90 minutes. reıurned

MAGAZiN 2/89 55


L

Complementary... @

play the violin, you need a bow. Just as you need a correspondent bank with favourable and extensive knowledge and experience in the Turkish commercial and industrial life, as well as having traditional banking values. Definitely, you are looking for us: a bank that is well organized and complementary to your banking systems with thirty-five years of experience, but stili young and dynamic to set your business transactions in tune.

DEMiRBANK MeĹ&#x;rutiyet

Cad. No: 10 BeyoOiu/ISTANBULPhone: (01)152 96 70 (8 lines) Telex: 25685 dmrb tr - 25032 dban tr - 25029 dbnk tr - 24560 debk tr. Fax: 151 '015


D

THY MOVIE VIDEO PROGRAM

Kanli Adaklar Oyuncular (Cast): Melissa Gübert, Joe Penny, Eileen Brennan, Tony Franciosa, Talia Shire, Carmine Can'di Yönetmen (Directed by): Paul Wendkos

yaşayan,

-

New York'ta genç ve güzel moda tasanıncısı Marian Wınslow (Melissa Gilbert ile New York'lu avukat Edward Moran'ın (Joe Penny) ilişkileri ve evliliklerini anlatan bu fılmin güzel kahramanı, çok geçmeden gelin gittiği ailenin gerçek yüzünü tanır ve garip kuşkulara kapılır. Bütün hayatı alt üst olan ve Mafya'ya gelin olduğunu anlayan Marian, FBI ajanı­ na (Tony Franciosa) giderek korunmasını ister. "Blood Vows-Kanlı Adaklar" ya da "Mafya Kadınının Hikayesi" adını taşıyan fılm, 1987 Arnefikan yapımı. 95 dakika.

Blood Vows Marian Winslow (Melissa Gilbert), a young, naive and beautiful clothing designer who lives in New York, gets into a relationship with handsome and sophisticated lawyer Edward Moran (Joe Penny). After a faJıtasy relationship for Marian , they get married. After the wedding, Eddie and Marian are happy, but a series of unsettling and suspicious event s puzzle Marian. When all of the pieces come together, she realizes that she has married into the Mafıa. Marian fınally goes to an FBI agent (Tony Franciosa) who has been shadowing the Morans. Blood Vows or The Story of a Mafia Wife, isa ı987 , American fılm . Running time: 95 min utes. (15 OCAK -15 MART) tarihlerinde THY uçaklarında gösterilecek tilmler Tough/ove - Brüxtlleo- New York Blood Yows - Ntw York - Briixel/es Hadley's Rebe/lion -Istanbul - Dt/hi Istanbul - Bombay Hellted YeniJ'<lll<e - Singapur - Dt /hi Singapur - Bombay Tough/ove - De/hi - Singapur Bombay - Singapur Blood Yows- De/hi - Istanbul Bombay - Istanbul

Belall

Aşk

Oyuncular (Cast): Lee Remick, Bruce Dern, Piper Laurie, Dedee Pfeiffer. Yönetmen (Directed by): Glenn Jordan

hacası

Lise Rob Charters (Bruce Dem) ile kansı Jan Charters (Lee Remick), iki oğullanyla mutlu bir aile hayatı sürdürmektedirler. Küçük oğul­ Jan Scott (Eric Schifl) örnek bir çocukken ı 7 yaşındaki Gary (Jason Patric) biraz problemli bir delikanlıdır. Gary, sınıf güzeli kız arkadaşı Kristen

(Dedee Pfeiffer) vasıtasıyla uyuşturucu krizleriyle dirlik düzeni bozulan ailenin küçük oğlu, Kristen 'in aşın dozdan ölümünden sonra ağabeyinin izini sürerek onu kendinden geçmiş bir halde bulur. Uyuşturucu tehlikesine karşı bütün ana-habalara ders olacak nitelikte, 1986 Amerikan yapımı bir ibret fılmi 95 dakika.

Toughlove A ssistant high school principal Rob Charters (Bruce Dem) and his wife Jan (Lee Remick) are a happily married couple with two teen-age sons. While their youngest son Scott (Eric Schifl) is a model child, their ı 7-yearold son Gary (Jason' Patric) has some problems. Gary has been using some drugs for some time, he has been introduced to drugs by his beautiful class-mate Kristen (Dedee Pfeiffer). From that on, there's no peace and happiness for the Charters family. After the death of Kristen of a drug over dose, the youngest son scott tracks down his older brother and fınds him living in a state of drug-hazed poverty. lt's a waming fılm to all parents, about the danger of drugs. A ı 986, American fılm. Rurıning time: 95 minutes. MAGAZlN 2/ 89 57


MÜRACAAT VE REZERVASYON ·INFORMATION AND RESERVATION DIŞ BÜROLAR

2. 1000 Borlin 30 Goobon S tr. 19 'iB/ 6124010 3 . 1000 Borlin 44 Fulda Str. 58 'iB/ 6141124 4 . 1000 Borlin 65 Luxemburger Str . 34 'iBI 2167684

1NTE RNATICNAL OFFICES ABU -DHABI Sultan Bin Yousuf and Sons

Sheikh Hamdan Str. P.O .Box. 698 'iB/ SM: 19712) 338761 Rez : 19712) 338845 -326358 -59 -60 Ca : 197 12) 333736 ADIS -ABADA (GSA) Ethoplan Alrlinos Bole Airport P.O.Box. 1755 5' 12511 ı 18222 ALGIERS - CEZAYIR 63 Rue Larbi Ben M hidl 'iBI 1213) 647821 AMMA N Jabal Arnman Third Circle Al Riyadh Center Bth Floor P.O .Box. 39177 Amman 'iBI 1962 -6) 659.102/659112 AMSTERDAM Loidsestrast 6. 1017 / PA !:_ SM : 1020) 227986 / 203754 1020) 227386 Rez: 10201 227984 / 85 ATHENS • ATINA Phi llollion Str. No . 19 ~ 3220561 SM: 101) 3245975 Rez : 1011 3236024 / 3222569 / 3221035 BAGHDAD - BAI!lDAT

Merldian 's Street

Makers Chambers v 3rd Floor No. 305 Nariman Points 400021 ~ 122) 204491 SM 122) 2043605

BRUXELLES - BROKSEL 51 Cantersteen 1000 Bruxells ~

1322) 5126781 -5126782 5117676

BUCHAREST • BOKREŞ (GSA) TAROM , UJ, Republic 16 ~ 147433 BUDAPEST • BUDAPEŞU (GSA)

Malev, Roosevl lt, ter 2 1052 Budape1t ~

1361) 189033

CAIRO • KAHIRE 8 Kasr Etnil Str. No . 26, 1st Floor ~ 1202) 774330-768243 -768459

Rez 1202) 733400 GSA. lm perial Travel Center 26 Mahmoud Bassiouny Str. No. 26 ~ 1202) 758939 -760071-761769

COLONGNE · KÖLN Trankgasse 7 -9 5000 Köln-1 ~ SM 10221) 134443

Rez 102211 134071-134072 BS 102211 134073

1612 Copenhagen

o

1011 144055 - ı44499 - 145190 OAMASCUS · ŞAM AI -Faradees Travel and Tourism Ageney Der El Mouhandessen Maysaloun Str .

P.O. Box . 317ô '{3 111) 227266 -232190 110 Linesi

OELHI New Del hi - 11 0001 56. Janpath ıst Floor

'Ci SS:

1ı11 326661 - 3266ı3 -

326602 DHAHRAN • DAHRAN

KABIN BAGAJI CABINBAGGAGE BAHRAIN - BAHREYN Car Park Bldg.

Govt Ava. Manama, ~ SM :

(973) 243456 Rez: (9731 277747 -252334

BELGRADE - BELGRAD TRG Marksa Engelsa 8/4 11000 'iBI SM : (11) 332561 -333277 GSA, Yugoslavlan Airlines Sava enter M . Popovlca 9 P.O .Box . JAT 11170 nı (11) 145797 BERLIN Budap ester Str . No . 18b 1000 Berlin 30 'iB/ 1030) 2624035 SM : (030) 2624035 Rez: 1030) 2624033/2624034 GSA 1 . 1000 Ber lin 3036

K ing Abdülaziz Street Alnimran Complex Cantre P .O .Box . 739 -31952A 1-Khobar

D

103) 8957917 -89549048950044 DOHA · KATAR IGSA) AI -Rayan Travel Ageney

P.O.Box. 363 19741 32ı910 - 3212264 ı 2909 -412911 -412912 OUBAI

n

Sweeden Trading Co . 63 b . Sheikh Rashid Bldg .

P.O.Box . 200 19714) 226038-237230 OUBLIN IGSA)

ü

Airlingus Dublin Alrport ;C" 13531 ı 370011

DUSSELDORF Grat Adolf Str. No . 41 4000 Ousseldorf 1 ~ SM :

10211) 374401 Rez : 10211) 374080-374089 FRANKFURT Basel er S tr . 35-37 6000 Frankfurt / M

ô· 1069) 27300720-21 -22

Ora n ler Str. 5

Santral : 27300730 GSA. Nocm; Öc S1 .5,6800

'iBI

Mannheim Tel 0621 -10980

612 5080-6125091

58 MAGAZiN 2/89

Adenauerallee 10

BRU

2000 Hamburg 1 1040) 241472/241473

ü

GSA ERDEMiR Reise Altona Paul Roosen -Str. 14

BRUSSELS

2000 Hamburg 50 HANNOVER

lange-laube No : 19

6

COPENHAGEN . KOPENHAG Ved Vasterport 6

TÜRK HAVA YOLLARI T URKISH AIRLINES

HAMBURG

kg . GIOECEGI YER OESTJNATION

BOMBAY

Bulldlng 3/B 'iBI 11) 7187703/7187704

o

GENEVA · CENEVRE Rue do Chantopoulot No. 1-3 1201 Geneva 'iBI (022) 316129//312194 1022) 316120

10511 ı 320398 Rez : 10511) 326087/326088

HELSINKI (GSA)

TK

28000

U ÇUŞ

NQ

FUGHT N 9

Fina Mannerhelmintie 102 .

Q0250 Helsinki 5 C:. 190) 410411 J ED DAH • CIDDE Clty Center annex 12/13 Med'Ina Road P.O .Box: 11563 ~ (2) 6600127 (4 Linos) JOHANNESBURG (GSA) South Africa Airways

P.O .Box. 7778 ~ (2711) 713 -2206 Medina Rd 6531376/6532764 KARACHI Paktürk Travel Agoncles

12 Avenue centre Stracher Rd. 'C!? (9221) B.S. : 522068 527471/527472/523249 KUALA LUMPUR Equatorial Hotel Ground Fioor. Lot. 6 Jalan Sultan lsmall 50250 Kuala Lumpur 'iBI (60) 2614055/2614058

Tl

28000 BRUSSELS

~TÜRK

HAVA \IOLLAift \C)l'VRKISH Al~

20122 Milana 102) 866350 / 8056233 / 8053976

6

MUNJCH • MONIH Bayerstrasse 43 8000 M unchen 2 ;C

SM : 1089) 539414 BS : 1089) 51410921 Roz : 1089) 51410922 / 23 / 24 / 25

GSA 1. Reiseburo Kont

8870 Gunzburg Jahnstrasse 13 Munih

08221 -4500 -30398

2. Okkuran

KUWAIT • KUVEYT

Bahnhofplatz Unterführung 12

Borj Al -Hamam Building Abdulla AI -Mubarak Street

P.O.Box . 23959 Safat 13100 'C; SM : 19651 2412577 Rez : 1965) 2406475-2421703 2424639 LAHORE (GSA) Paktürk Enterprlses Lahere Branch

lmtiaz Plaza 85, The Mail Lahare Bl (9242) 314636 SM : (9242) 522068 LONDON • LONDRA Hanover Str. 11 - 12

London W .1.

'lS' SM: 01-4999249 01 -4913922 01 -4999240 / 01 -4081393 Rez : 01 -499247 /0 1 4999248 GSA, Anglo Turkish -Servi ce

624 Old Kent Rd . S.E. 15 LOS ANGELES ( GSA) Flying Tiger Line Ine.

7401 World Wav 'iB/ 1213) 646-6161 llSABD N • LISBON ( GSA 1 Transportes Aerees Portugueses

(TAP) Edlflco 25, Aeroporto llsboa-5 Portugol '!51 (3511) 899121 LYON 91 Rue Bugeaud 69006 Lyon 'C!? (337) 78241324

7900 Ulm Jakobplatz / Kappeneck 6

8900 Augsburg r 10731) 64326 / 619596 / 610344 MOSCOW · MOSKOVA (GSA) AEROFLOT . leningradsky Prospekt 37

'C;' 1555494 NEW YORK United Nati ons Plaza New York

N .Y 10017 U .S.A . NEWYOHK Turkish Center 821 United Na t ions P l<~z a Newyork

N .Y . 10017 U.S.A . iEJ] I ı 21 21 2 ı 2986 5050 -2129 0 650 51 NICOSIA ·

LEFKOŞE

Osman P aşa Cad . ~;

1020) 71328/71061/77124 GSA. KTHY

Bedrettin Demirel Cad . lefkoşe

" ' 020-71901 NORNBERG Am-Piarrer 8 -8500 Nurnberg BO

.::-· 0911 -265301 / 265302 OSLO Oronningens Oate 34

3 Etasjo 0154 Oslo 1 B 1021 412841 / 330103

MADRiD Plaza Do Espana 18 Torre de Madrid 28008 4th Floor N .R. 20 'iBI B.S.: (341 )4632312 -4632351

PARIS 12 Rve de I' Echelle 7500 Paris B 1-42605718 Rez : 1-42602808

M ILAN • MILAND

PEKING . PEKIN (GSA)

Via P.da Cannabio 37/2

CAAC Civil Av iation


-.~

Administration of China P.O.Box . 64 Beifing

-

PRAOUE - PRAG (GSA) Ceskoslavenske Aeroline Revolueni 1,160 15 Praque ~ (422) 2146 RIYAD IGSA) ABC Trave l Ageney A l Arbae an Str. al-malaz post box no : 207B6 ~ (9661)4779003/4779055/4760503 ROME Plazza delia Republica SS 001S5 Roma \5> SM : (06) 4S6553 Rez: (06) 4751149 ROTTERDAM Weena. 140. 30 12 Cr ~ (010) 4332177/4332465 SEUL (GSA) Korean Ai rllnes KAL Bullding 41 -3 Seasomun -Dong Jung-Gu ~ (S22) 7517 - 115 SINGAPORE - SINGAPUR 546 Orchar d Rd . 02-21 and 02 -18 Far east shopplng center 0923 ~ SM: (65) 7344477 Rez: (65) 7324556 SOFIA - SOFYA Bu l. al. Stomboluski 11 -a \5> SM : S74220 Rez: SS3596 GSA. Bulgarian Airlines Sofia Airport 6> 661690 STOCKHOLM Vasagatan 7. Box 73 101 20 Stockholm '!51 OS -2 1S 534 / 21S535 STUTTGART Lautenschlager Str . 20 7 Stuttgart 1 \Q' SM : (0711) 22SOS4 Rez: (0711) 221444/ 221445 GSA. Necmi öç. 6S Ka iser Rinç 26-28 Mannt-ıe i m

15> (0621 ı 23440 TEBRIZ (GSA Tabriz Express International Travel Tours Agency, Tabriz ~ (41) 56004/52430 TEHRAN - TAHRAr.t Hafez Ave. 400 ~ (21) 667283/664609/669026 TOKYO (GSA) Japan Alrl lnes 2-Chome Marunovchl Chlyoda-ku Tokyo-Japan ~ (8 13) 213-6211 TRABLUS - TRIPOLI Muhammed Megarif Str. Algerla Sqr. 15> (21821) 38236-48798 TUNUS Compl xe E ~ · M echtei - B o u lcvıı r d Oulet Haffouz E,age 3 Tuni ~ \0' (2161) 7S83 17 /7 S6473 /787033 VIENNA - VIYANA Opernga sse 3 A1010 Wien 1 \0' (0222) 56376S/563796/ 5S7695 W ARSA W - VARŞOVA (GSA) Poll sh Alrllnes 39.17 St:ycznla ST 00-906 W arsaw ~ (22) 460-411 ZURICH - ZORIH Turkish Alrllnes Tal Strasse 58/62 S001 Zürlh 15> 01/2111070-211107 o 211S567

iÇ BÜROLAR

~

DOMESTIC OFFICES ADANA Stadyum Ca d. No. 1 iQ' SM : 171) 14 15 4 5 Rez: (71) 13 72 47 -14 31 43 -14 35 38 BS : (71) 13 OS 67 AFYON KARAHISAR (GSA) Halaçoğlu Turizm ve Seyahat Acente9i Cumhuriyet Meydanı, Otogar Girişi Em irdaO -Afyonkarahisar 15> 194-279 ANKARA H ipodrom Cad . Gar yanı 15> 3124900 SM : 3104745 SS : 3124900 / 43 Rez : 3126200 Canı tm a - Information

\0'

3124910 -3124900/33 Bakanlıkl ar Satış Bürosu (Saleıı Office) Atatürk Blv . 167 1 A ~ ss: 1337627. 3124900 / 69 SP : 125525S. 3124900/41 Kargo-Cargo 15> 3124900 / 68 GSA : Çavu ş o{l l u

Tu ri zm ve Seyahat

A centası

Ş e ref l ikoçh l sar , Adalılar

Sok.

Atat ürk Cad . 'lS' 23 S3 ANTALYA Hastane Cad . özel Idare l şhanı Alt ı

~

(311 ı 12S30 / 23432/1523S Ca : (311)11026 SOORUM (GSA) Neyzen Teylik Cad . 2 1S Yat Limanı Karş ı sı 5> (6141) 17 S6 BURSA (GSA) Cema l Nad ir Cad . No. 8-A Kocagll Apt. 5> (24) 221S66 Rez: ( 24)211167 -212S3S DALAMAN, MUCLA Turki sh Air lines 'Cl' (6119) 1S99 DENIZLI (GSA) KöseoOiu Seyahat Atentası Enverpa şa Cad. 113 -B 5> (621) 13746-14500 DIYARBAKlR lzzet Pa şa Cad Demir Otel i Altı 'l'J} (S31) 10101 / 12314/ 26143

\D

Gün/Da te

AIR

TURK HAVI:l V

102002 ELAZIC

Konya

Şeh i t

~

llhanlar Cad . No. 26 (S11)11576 - 12300

ERZINCAN Pol at Tu ri zm Seyaha t Acentası Cumhuriyet Mey. , Belediye Sitesi No. '.5' 2214 ERZURUM 100. Yıl Cad . SSK Rant tes is leri N tı . 24 ~ (011)1S530/1 1904 / 13409 FETHIVE (GSA) Fetur Seyahat Atentası ~ (6151) 2034 - 2443 GAZIANTEP Atatürk Bu l varı No . 38 / C '.5' (S51) 15435 / 203S2 ISTAN BUL Abide-i Hürri yet Cad . Vak ı f işhanı Ka t 2 No. 154- 156 'l'J} 1464017 / 147133S Rez : 5733525/15 Hat Grup Rez: 573590S/09 Işç i Charter Rez : 57359S0 / 81 Yöntem Büro : 5736630 Promosyon-Promotion : 1482631 S atı, Bürol arı

1.

- Salea Offlcea

Kadıköy

Bahariye Cad . Opera işhanı

'{5! 3371S76 / 3371S91 2 . Istanbul Sat ı ş

Cumhuriyet Cad . 199 / 20 1 3 . Şlşhanti 5 145420S / 145423S / 1440296 4. Taksim Cumhuriyet Cad . Taksim Gazi DükkAniarı 'l'J} 1452454/ 14524S2 5 . Slrkecl Gar Karşıs. ı , Doğubank l şhanı Kat 1 5> 528480S 8 . Aksaray Musta fa Kemal Pa ş a Cad . 'l'J} 5S6 75 14./ 5S6 77 93 / 58S 25 3S IZ MIR Büyük Efes Oteli alt ı '.5' (51) 141220- 1-2-3-4-5-6 135121 -1362S1 D /1 : 141226 SM : 140S02 Rez : 25S280 / 1-2-3-4-5 Charter Rez : 141220 / 35 KAYSERI Sahabiye Mah . Y ı ldı rı m Cad . No. \0' (351)13947 Rez: 1351) 11001 KIRŞEHIR

TK

T~RKISH

~ 367

2. Ci -Tu r Turizm ve Seyahat . Acenta sı Konya Cad . Orman I ş l etmesi K a rş ı sı No . SS Karaman -Konya ~ 4S 59 MALATYA Kanalboyu Cad . No . 10 Orduevi karşısı ~ IS21) 11920/ 164S9 Rez: (S21) 11922 / 14053 MARMARIS Atat ürk Caddesi No . 30 5> ( 6121) 3751 / 3752 MERSIN 27 . Sokak No . 2 'l'J} (741)15232 -2127S -30274 NICDE Aksaray Turizm ve Seyahat Acentas ı Lise Karşısı Kütüphane Sok . d/2 Aksaray-NiOde '.5' 23 32 RIZE Belediye Karş ı sı ~ (054)11007/15513 SAMSUN Kazımpaşa Cad . 11 1A \0' (361) 18260-13455-15055 SIVAS Belediye Sitesi H Blok No. 7 ~ (477) 11147 -136S7 TEKIRDAC (GSA) Tra kya Turizm ve Seyaha t Atatürk Bu lvarı No. 88 15>. 91 S61!9S 439

TRABZON Kemerkaya Mah. Meydan Parkı karşıs ı ~ Bez : (031) 13446!11680 SM : 22219 URFA (GSA) Necat( Demirkol Atatürk Bulver ı Ak Apt . 5 / A <B> 43 05 UŞAK (GSA) Vatan Seyahat Acentas ı lsmet Pa şa Cad . No . S5 Kat 2 ~ (6411)2033

VAN Enver Parihanoğlu I ş Merkezi Cumhuriyet Cad . 196 'l'J} (0611) 1241/176S

Rez Rezervasyon Reservation

•• J..

SM Satış

Müdürü Sales Manager

Çavu şoğlu Turizm Seyahat Acentası

Eski Ankara Cad . Atatürk Kat: 1 No. 316 ~ 21172 KOCAELI Sa karya Tur . ve Sey. Acentası Uzunçar ş ; No . \0' 52 23 KONYA Alaadd in Cad . No . 22 Kat. 1/106 'l'J} (331) 12000/ 12032 SM : 24676 GSA 1. Vatan Seyahat Acentası Ankara Sad . Sümerbank yanı Ayvaz Pa s aj ı Cihanbeyli

•·"-r.:' ;,.. !"f.. ~ \

Bulvarı

~~

' ·~

GSA: Genel Satış Acer .tası General Sales

BS Bilet Satış Ticket Sales CA

Kargo Cargo

MAGAZiN 2/ 89 59


ŞEKERiN HARiKALAR 1

Tatli yiyelim, tatli konuşalim

Türk mutfak ürünlerinin hatın sayılır bir bölümünü tatWar oluşturur. Sütten hamura, hatta sebzeye, meyveye kadar pek çok yiyecek maddesi, şekerle bi[leşince, damağımızda birbirinden nefıs zevkler uyandınr. Işte, dört ayrı malzemeden yapılan, dört özel Türk tatlısı tarifi

e4 bardak un e 1 bardak maden sodası e 1 bardak erimiş margarin e 1 adet yumurta e 1 çay kaşığı tuz e 4 bardak toz şeker eYanın limon

e Kızartma yağı YAPILIŞI

Unu

bir

tepsiye

koyun, içine

yumurtayı, tuzu, yağı ve maden sodasını katıp iyice yoğurun. Kulak memesi kıvamına gelince, ceviz büyüklüğünde parçalar halinde koparıp, avuç içinde yuvarlayın. Yuvarlanan hep parçayı tel süzgecin üzerine koyun. (Bu pürtüklü bir şekil vermek içindir.)

Üzerine parmağınızı bastırıp yassıltın ve bir tarağı öteki tarafın üstüne kapanacak şekilde yuvarlayın. Kızgın yağın içine atın, pembeleşince kevgir kaşıkla alıp çukur bir kaba aktann. Diğer · tarafta bir tencereye şekeri koyun, üzerine şekeri örtecek kadar su ve yarım Jimonun suyunu ilave edin. Kısık ateşte ağdalı bir sıvı haline gelene pişirin. Ateşten alın, içine kızarmış hurmaları atıp 10-15 dakika bekletin. Kevgir kaşıkla servis tabağına alıp servis yapın.

kadar

60 MAGAZiN 2/89

e 2 kilo balkabağı e l kilo toz şeker e 150 gram döğülmüş iç ceviz YAPILIŞI Kabağın kalın kabuğunu soyun, yıkayıp iri iri doğrayın. Tencereye

koyup, üzerini örtecek kadar suyla pişirin. Yumuşamalarına yakın, üzerine şekerini döküp karışıırın ve bu defa iyice yumuşayıncaya kadar pişirin. Servis tabağına alın, soğuduktan sonra üzerine ceviz serperek servis yapın.

e 1 su bardağı toz şeker e l su bardağı süt e 4 su bardağı su e Ilirnon e 1 su bardağı irmik YAPILIŞI

Sütün içine şekeri, suyu ve 1 lirnonun rendelenmiş kabuğunu katın, birlikte kaynatın. Sonra devamlı karış­ tırarak, içine azar azar irmiği katın. Kaynayana kadar karıştırmayı sürdürün. Muhallebi kıvamına gelince ~teş­ ten indirin, bir kalıba dökün. Iyice soğuduktan sonra kalıbı ters-yüz ederek kalıptan çıkarın ve servis yapın.

KABAK TATLISI



WORKING WONDERS WITH SUGAR

Who eats sweet talks sweet Sweets make up a sizable proportion of Turkish cuisine. All sorts of ingredients, from milk to flour, and even to vegetables and fruit, combine with sugar to produce the most delicious sweets. Here are the recipes for four Turkish sweets made from four quite different sets of . . ingredients ~ ~ ı ~ '"

,-

..

Iy

'•

~.

~

-; ~

::._

e 2 kilos pumpkin e 1 kilo granulated sugar e 150 gr ground walnuts Cut ofT the hard rind of the pumpkin, wash and cut into large pieces. Cook in pan with just enough wate to cover the pumpkin. When it is becoming soft sprinkle with sugar and stir and continue to cook until really soft. Remove from pan and allow to cool. Serve sprinkled with walnuts. 62 MAGAZiN 2/ 89

~

"

1 ,/.

e 4 glasses flour e 1 glass mineral soda water e ı glass melted margarine e ı egg e ı teaspoon salt e 4 glasses granulated sugar ·e juice of half a lernon e hot fat

.•

\

:

.

':· c

e 1 tumbler granulated sugar e l tumbler milk e 4 tumblers water eııemon e 1 tumbler sernalina e a little cinnarnon Add the sugar, water and the grated peel of one lernon to the rnilk and boil the mixture. Then slowly add the semolina, stirring constantly. Keep stirring until it boils. When it reaches the consistency of a milk pudding remove from the heat and empty into a mould. When cold, turn the mould upside-down to remove the contents and serve.

Put the flour ina pan, add egg, salt, melted margarine and mint!ral soda water and stir until quite thick. Divide up into pieces the size of dates and knead in your hand. Place each piece ona wiresieve (to give it a lined surface) and press with your fingers. Tum the pieces over and repeat process. Throw the pieces into the hot fat and cook till brown, then remove with a perforated ladle and place ina bowl. Put the sugar, enough water to cover the sugar and the lernon juice in a pan and cook over a low flame till the mixture reaches the consistency of a thick syrup. Remove from the heat, throw in the fried "dates" and leave them for 10-15 minutes. Remove with perforated ladle and serve.


DUTY FREE ON BOARD THY uçaklannda uygulanan gümrüksüz içki ve sigara fiatlan Turkish Airlines in flight price list for spirits and tobaccos Yeni

Rakı

Whisky

70CI

4.50.-0M

100 Cl

19.-0M

Exp. 100's 100's 100's K.S K.S K.S K.S K.S K.S K.S 100's

12.-0M

(White Label, Pipers, Ballantines, J.B., Bell's) Samsun Martbora Parliament Palmali H.B. Lord Kent Rothmans Ou nhill Camel Silk Cut Salem

Yukandaki fiatlar dergimizin

basım

19.-0M 19.-0M 17.-0M 17.-0M 17.-0M 17.-0M 17.-0M 17.-0M 17.-0M 17.-0M 17.-0M

taribi itibariyle geçerlidir. These prices are valid at the printing da te of the Magazine


BULMACA 2 3

4

s 6 7

8 9 10 11 12

SOLDAN SAGA: ı- 1345-1398 yıllan arasında yaşamış, Eretnaoğulları Beyliği'nin veziri (baş­ bakanı) iken , birdarbe ileSivas'ta tahta geçmiş ( 1380) ve kendi adıyla anılan devleti kurmuş, Yıldırun Beyazıt'a karşı koymuş, ancak Akkoyunlu Beyi tarafından pusu ya düşürülerek öldürülmüş, büyük bir bilgin ve şftir olarak da ün yapmış, Türk tarihinin seçkin bir şahsiyeti ... Sivas'ın bir ilçesi. 2- Tohumu hamur işlerinde, ayrıca rakı imalinde kullanılan bir bitki ... Haykırma, bağır­

ma. .. Selçuklular döneminde, büyük sultana bağlı bulunan ve yönettikleri geniş bölgede, yarı bağımsız s ultan naibi olarak hüküm süren kişilere verilen ad. 3- Nefes,an,zarnan(eskidil) ... Kimyada lityum... Alaturka musikide bir makam ... Kocaeli'nin bir ilçesi. 4- Hammaddeleri mamul hale getirme işi ... Polonyalı ... Mal değişimi ... Arap alfabesinde ince K harfı. 5- Tarih (eski dil) ... Bir yere g!tmek için hareket etme, yola çıkma... !tfaiye, ambulans ve polis arabalannın düdüğü. 6- En fazla ... Anonim ortakbklarda, sermaye arttı­ rımı için pay sahiplerine yapılan çağn ... Rütbe, nişan veya bir imtiyaz verildiğini belgeleyen ferman; patent. 7- Sovyetler Birliği'nde otonom bir cumhuriyet ve aynı adı taşıyan ünlü bir Türk şehri ...

6ot MAGAZiN 2/89

Argoda sokak çocuğu... Osmanlı ordusunun son dönemlerinde albay. &Eserler.. . Afrika kökenli Amerikan zenci müziği... Kötü, utanılacak, ayıp (eski dil) ... Boş, geçici süs ve gösteriş (eski dil). 9-- Mikroskop camlanndan .. . Yazıt... Kanşık renkli ... Bir hayvan .. . Bir nota. ı O- Bir işte, işyerinde veya bir alanda çalışan insaniann her biri ... Bir yerden başka bir yere götürme, taşıma ... Büyü, muska, aşın derecede sevilip bağlanılan kişi veya eşya. ll- Kazakl.ar'da köy veya askeri birlik başk'!fll ... Isteme, dileme ... Bir soru edatı. 12- Ilkel silahlardan... Bele veya süngü ucuna takılan, kısa, kalın kılıç. .. Ad kavmi hükümdarı Şeddad'ın, Cennete benzetrnek için yaptırdığı bahçe... Karnı doymuş.

YUKARIDAN AŞAGIYA:

k

İzmir'in , efsanelere göre, Büyük Iskender zamanında inşa edilmiş ünlü kalesi, 2- Kansızi ık... Bir canlının üzerinde veya içinde yaşayan küçük canlılara verilen ad. 3- 64 kare üzerinde taşlarla oynanan bir oyun ... Büyüklük. 4- Sahip ... Kemer, cüzdan vs. yapımın­ da kullanılan timsah derisi ... Birmastar. 5- Üflemeli bir çalgı ... İki yanı keskin, sivri uçlu, enli bıçak. 6- Hububat tozu ... Takım, ekip ... Edebiyatta, söyleniş veya

aniamca birbirine benzeyen iki kelimenin, her iki tarafa yorumlanabilecek şekilde kullanılması. 7- Mekke yolu üzerinde, hacı adaylarının ilirama büründükleri yer. .. Farsça olumsuzluk eki. &- Sonucu korkulu ve acı verici olay; XIX. yüzyıl sonlarında, Osmanlılar'da "trajedi" karşılığı kullanılmıştır ... Halk şfuri. 9-- Kuş ve balık yakalama işi ... Merhale, safha ... Altınordu devletinin kurucusu, XIII. yüzyılda Rusya, Lehistan, Macaristan, Oalmaçya, Bulgaristan ve Romanya'yı ele geçiren büyük cihangir. ı O- Yiyecek maddelerine hükümet veya belediyece konulan fiat... Orta oyununda ustanın yardakçı­ sı. ll- Eziyet... Geniş sepet... Yükseltme, yüceltme, yukaı:ı kaldırma (eski dil). ıı- Tarz, usul... lnleme, iniltİ (eski dil). 13- Kırım Türkü... Bir uzunluk ölçüsü ... Daire hesaplarınd~ kullanılan sabit sayı. ı4- Köpek. .. lnatçılığıyla maruf hayvan ... Bağışlama . ıs- Cahil, kaba, terbiyesiz ... Eski Mısır mabudu ... Eskrimde bir karşılaşma. ı6- Gönderme, diriitme (eski dil). .. İstanbul'da, Haliç'te bir semt. ı 7- Altın (eski dil) ... Sultanlar; içinde hünkar mahfili bulunan cami. ı s- Sarhoşun zıddı ... Demiryolu... Bir peygamber. 19-- Kuzey Afrika'da bir devlet... "Hayır" anlamında bir nida. 20- Cennet ile Cehennem arasındaki yer. .. Bir maymun türü.


Travel from Turkey to NewYOrk in 30 seconds Take our new direct iligbt from Istanbul to JFK and experience traditional warmth of Turkish hospitality until you walk down the aircraft steps in New York. Throughout your journey you'll enjoy the finest dishes of famousTurkish Cuisine, while luxuriating in the spacious cornfort of our new wide-bodied jets. No other airline offers you a service dedicated solely to the Istanbul-New York ro ute. And none has such convenient timings in each direction.

The opening of this new route is just the latest example of the growth and improvement of Turkish Airlines' international services. ISTANBUL- NEW YORK Every Friday and Sunday

Istanbul Brussels Brussels New York

Depanure Arrival Depart ure Arrival

12.15 14.25 15.55 18. 10

NEW YORK- ISTANBUL Every Friday and Sunday New York Brussels Brussels Istanbul

Depart ure Arrival Departure Arrival

21.10 10.50' 12.20 16.35

繚 Amval覺s on the follow覺ng day.

TURKISH AIALINES " Together, we're on our way "


secur

Setur, gümrük

hattı dışı

eşya satış mağazaları işletmeciliğinde 20 yılı aşkın tecrübesiyle öncü kuruluş

t iç-dış turlar ve otel rezervasyonları . bilgisayar sistemiyle her türlü bilet rezervasyonları , kongre, seminer ve bayi to p lantıl arı , marina, bereboat, yat charter işletmecili\)i , araba. uçak. otobüs ve her türlü araç kiralama servisleri , yurdumuzun sınır kapılarında geniş mal çeşitlerini kapsayan 20 gümrük hattı d ışı eşya satış ma\)azaları ile SETUR sizin SEYAHAT GRUBU şerketi nizdi r.

Yurda glrl' ve

çıkı,larda aıı,verl' yapabileceğiniz mağazalarımız .

Havalimanı • Esenbo\)a Havalimanı • Adnan Menderes Havalimanı • Antalya Havalimanı • Dalaman Havalimanı Karaköy Denizlimanı • Kuşadası Denizlimanı • Marmaris Den izliman ı Bodrum Denizlimanı • Kuşadası Marina • Kapıkule Sınır Kapısı

• Atatürk

• • • Ankara Diplomatik Servisler ve istanbul, Ankara büyük ma!)azaları yurt dışında çalışanlarımızın hizmetinde.

~ Koç

secur

Güvenli, Düzenli, Sistemli, Titiz Hizmetin Simgesi.

Cumhuriyet Cad. 107 Elmada\)a 80230, istanbul - Telefon (1) 130 03 36 (8 Ha Telex 227 18 stur tr, 22783 set tr, 27794 seti tr - Telefax 130 32 19


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.