1991 03

Page 1

TURKISH

Bu dergi sizin . alabilirsiniz 1 Your complimentary copy

aiR MiMAR SiNAN ŞAHESERi: SÜLEYMANiYE K!jLLiYESi MIMAR SINAN'S SPLENDID MOSQUE: THE SULEYMANIYE


Roulette, . . :· Blackjack,

~,-

;\,~?:i

. .

~::~~">'h-.~.

Punto Banco, Baccarat, Poker, Slot Machines.

••



.

Bankası

Tüketic

Peşinden koşmadan


Kredisi

ile

~linizden kaçırmadan,

)tomobil alın. \.rtık, istediğiniz taşıtı,

eşyasını satın

almak için ıeşinden koşmak, şartlarınızı zorlamak, taksitli atışların sınırlı vadeleriyle uğraşmak zorunda leğilsiniz. Otomobil, buzdolabı, fırın, bulaşık rıakinesi gibi her ihtiyacınızı peşin para avantajıyla, ıütçenize uygun vadeler le satın alma imkanını, ş Bankası Tüketici Kredisi sağlar. ~lektr?nik

hizmet

'eren Iş Bankası ubelerinden birine

ev

~1

~elin. İş Bankası ~üketici

Kredisi ile stediğinizi kolayca

~ ~tı'J"G

atın alın.

••

...u~

FURKIYE

.,uRJd't11

TÜRkin ı. IIAN1e4sı

BANKASI


The sky's the limit!

When you play, you don~t pay! Complimentary room at Holiday Inn, complimentmy dinner at our gourmet -room, complimentmy drinkı~ beverages and cow1esy limousine. All, more or some at management's discretion. The sky's the !im it.

5 p.m. till dawn.

Casinn Ataköy. Ataköy Tatil Köyü, Ataköy-İstanbu l Tel: 'i60 -ı 7 3-ı ( 3 lines) Fax: 559 68 60

000 Alakoy


Okyanus Mavi

ÇamYeşili

Petrol

Yeş ili

Pal m iye

Marmara Mavisi

Menta

Zeytin

Yeşili

Çi men

Büyükdere Mavisi

Havuzbaşı

SoncukMavi

Cennet Mavisi

Şelale

Mavisi

Bahar Yeşil i

Fıstık Yeşil i

Alsit Villaları'nda Mavi ve Yeşil'in bütün tonlarıyla birlikte yaşanır...

GökMavisi

Ay rınu/ı hilgi i('ill; liitfen/-12 06 6 1 - 1-12 04 85 11o·lu telef onlardan

HavaiMavi

Bebe Mavisi

Özlem

Şen · i

arayu11z.




The futu re on your wrist. Ceramics - for thousands of years one of the world 's toughest and most durable materials. Not only aerospace engineers but Rado designers have rediscovered it. The result? The new Rado DiaStar Anatom, an exceptionally elegant watch of timeless design . SI im and slightly convex, it is the most comfortable watch you could wear as it molds itself perfectly to the anatamy of your wrist. The Rado DiaStar Anatom is watersealed . lts ceramic bracelet and its crystal are fully scratch-proof. Available in ladies ' and gentlemen's models.

RADO Switzerland

Rado Watch Co. Ltd., CH-2543 Lengnau, Switzerland


ORSA

TURiZM IŞLETMELERI VE TIC. A.Ş.

P.O. Box 808, 07050 ANT AL YA, TÜRKiYE Tel.: (90-31) 185000 Fax: (90-31) 185025-185026 Telex : 56081 faiztr.


1

1,!

!lı i 1'

ıl

1!

jl

1'

ı:

id!

ı ı

ı

lı -

J

• __ • ,. .,_ FIL

EN DAR ...

MAU

TARİŞBANK , tüm dış işlemlerinizde, dünyanın dört bir yanına dağılmış güçlü bankacılık hizmetleriyle, size çağın hız ını kazandırıyor... TARİŞBANK , muhabir bankalarının 85 ülkedeki binlerce şubesi ile, size en hızlı hizmeti vermeye hazırdır.

TARISBANK ILE • DUNYASIZE COKYAKIN! .. ••

Hamıyet

Top,

Dı ş

GENEL MÜDÜRLÜK Şair Eşref Bulvarı No:3/1 iZM iR Tel :(51) 25 64 90 (10 hat) Fax :(51) 25 73 90 S. W. 1. F. T. Kod MIAYTR2 1 iLETiŞiM iÇiN Taner Sevınç. Genel Müdür Yardımcısı (Direkt Hat: 259579) Ilişkiler MüdiJrü (Dırekt Hat:145099) • Ela Genç. Döviz Pozisyon Müdürü (Direkt Hat:4t1587) Ender Kırkse kızoğlu . Menkul Değer l er Müdürü (Direkt Hat :145908)


iÇiNDEKiLER 1 CONTENTS THY HABERLER 1 UPDATE

12

___ 1.·_-----

_...._..

_....

Fotoğrafı Cover Photograph by: izzet KERiBAR

Körfez Krizi ve THY Turkish Airlines and the Gulf Grisis Business Class Yolcularına First Class Hizmet Travel in Style with Turkish Airlines' New Business Class Frequent Flyer: Özel Yolcu Programı "Önce Insan" Semineri Içimizden Biri

Kaoak

MART 1 MARCH 1991 YIL 8 SAYI94

Türk Hava Yolları A.O adına sahibi 1 Publisher Cem M. KOZLU

MÜZiK! MUSIC

24

Dünya Mozart'ı Anıyor. The World Salules Mozart

BiR KENT 1 A TURKISH CITY

Genel Koordinatör General Coordinator Çetin ÖZBEY

30

Yazı işle ri Müdürü

Managing Editar Günvar OTMANBÖLÜK Yayın

Kurulu

Publishing Board Engin ÖKTEMER Turgay TEKiN Ergun ERGUR Nihat GÖMLEKSiZ

Reklam 1 Advertising Duygu TAMER Yurdagül AL TINÖZ Tel: 574 73 00 11184-1185 Sanat Yönetmeni 1 Art Director

Van: En Eski Uygarlık Beldesi Van: Aneleni Center of Civtlization

MiMARi 1 ARCHITECTURE

42

Bir Mimar Sinan Şaheseri : Süleymaniye. Mimar Sinan 's Splendtd Mosque: Süleymaniye

EL SANATI / HANDICRAFTS

SO

Kilim Tutkusu Ki/im Krazy

GEZ i/TRA VEL

Kemal ÖKTEM Fotoğraflar 1 Photographs Erdal ALOK Nevzat ÇEViK

56

English Editorial ACC LTD Gümüşsuyu - istanbul Tel: 145 19 60

UÇUŞ

Adres 1 Address Türk Hava Yolları Genel Müdürlük Binası Yeşilköy-istanbul Tasarım , yapım , baskı

Design, production, printing APA OFSET BASlMEVi Levent, istanbul Tel: 164 64 20

66

Toroslar'dan At Sırtında Geçiş On Horseback Across the Taurus Mountains

NOKTASI / DESTlNAT/ON

Milano: Kuzey italya'nın Kalbi Mtlan: The Heart of Northern ltaly

KÜLTÜRICULTURE

74

Bir Osman lı Ziyafeti An Ottoman Feast

80

THY BiLGiLERi 1 THY INFORMATION Sr YLIFE 3 9' 1 1


KÖRFEZ KRizi, SlCAK SAVAŞ VE THY Sayın Yolculanmız,

Körfez Krizi'nden ve onu takip eden sıcak savaştan en çok etkilenen sektörlerin başında havacılık geliyor. Savaşın iki yönlü etkisi bu sektör üzerinde tam anlamı ile hissediliyor. Giderlerin dayanılmaz ölçüde artışı paralelinde gelirin süratle düştüğünü ve turizm faaliyetlerinin tamamıyla durduğunu görüyoruz . Yakıt fıyatlarındaki artış, giderleri yükselten en büyük etken oldu. 2 Ağustos ı990'da Iitresi 679 TL olan yurt içi uçak yakıt fiyatı, 3 1 Aralık J990'da yüzde 83'1ük bir artış l a I 243 TL'ye yükseldi. Yurt dışı uçak yakı tında ise artış yüzde 63'ü buldu. Savaş özellikle "uçak sigorta" primlerini ürkütücü hatta dayanılmaz boyutlara ulaştırdı. Sadece bu nedenle Ağustos-Aralık I 990 ayları aras~nda ı O milyar TL'Iik ek ödeme yapm ı ş bulunmaktayız. Normal şartlarda 199ı senesinde ödeyeceği­ miz sigorta primi ı2.5 milyar TL olarak hesaplanmışken, ı99ı'in ilk yirm i gününde 3.1 milyar TL. sigorta primi ödeme durumunda kaldık. Bir başka deyişle I 99ı yılı boyunca ödeyeceğimiz sigorta priminin yüzde 24'ünü senenin ilk yirmi günü içinde ödemiş olduk. Bu arada, Körfez Krizi'nin sıcak savaşa dönüşmesi paralelinde, tüm yabanc ı havayollan gibi Ortadoğu noktal arına yaptığımız seferleri durdurmak zorunda kaldık. Körfez savaşı bitenekadar Ortadoğu'nun 11 noktasına uçuş yapmayacağız. Ancak, Suudi Arabistan'da bulunan ve savaş nedeniyle dönmek isteyen vatandaşlarımızı ülkemize getirmek amac ı y l a haftada bir gün Ciciele'ye uçuyoruz. Ayrıca, yine savaş nedeniyle dış hat seferleriıııizde de azaltıııalar yaptık. İç h at seferlerimizde ise yolcu duruml arını sürekli izliyor, ticari açıdan zorunlu olan tarife ön lemleri alıyoruz. Buna rağmen, dış h at seferlerimizdeki doluluk oran ııııız yüzde 55'den yüzde 5 I 'e, iç hatlarımızda ise yüzde 63'den yüzde 54. Tye düştü. Özet olarak, bütün bu o lum suz ge li şme l er THYnin 1990 yı lı bilançosuna I 70 milyar TL'Iik bir körfez ziyanı şek lind e yans ıdı.

Körfez Krizi'nin sıcak savaşa dönüştüğü I 99 1 Ocak ayının görünümü ise daha da ürkütücü. Önümüzdeki gün lerin tüm sektör için daha ağır şartlar getireceği imdiden belli. Köıfez savaşın ın Türk Hava Yolları'na Ocak 1991 ziyanı yak l aş ık olarak 33 milyar TL. Dünya Sivil Havacılığı'nın durumu da bizden pek fark lı değil. Olumsuz şartlar tüm havayo llarını deği ik oranlarda etki liyor. luslararası Hava Taşımacıları (!ATA) b i rliğine üye havayollarının körfez ziyanları 2 milyar dolar olarak belirtiliyor. Amer ika'nın dev havayolu şirketleri büyük sarsıntı içerisinde. Eastern Havayolları iflasa uğradı. Continental ve Pan American havayolları konkordata ilan ettiler. TWA, seferle rinin yüzde 50'sini iptal etti. Avrupa Havayolları Birliği'ne (AEA) üye havayolu şirketle ı;nin ı990 bilançolarındaki Körfez zararı ı milyar dolar o larak ifade ediliyor. Interflug Alman I la\·ayolları'n ın ifl as ı açıklandı. Havayolu ş irketleri almakta o ldukl arı değişik tasarruf önlemleri kapsamında personel azaltı lm as ı yönüne de gidiyorlar. Şu ana kadar havacılık sektöründe 27.250 personelin işten çıkartılmış bulunduğu da gelen h aberler arasında .

Körfez'de savaş ın başlamasıyla birlikte I 5 yabancı havayolu şirketi, ülkemizin s ı ca k savaş bölgesine yakın olunedeniyle Türkiye seferlerini iptal etti. Uçuş larını sürdüren diğer havayolu kurulu ları ise sefer sayılarını yüzde 50'1erc varan oranda azalttı lar. Yaşanan bütün bu güçlüklere rağmen Türk Hava Yolları Ortadoğu dışındaki bütün noktalara uçmaya devam ediyor. Savaş ın ağır ekonom ik koşullarına rağmen, THYnin ülkemizin dünyaya açı l an penceresi olmak konumunu tüm imkaıılarııııın zorlayarak sürdürüyor: ve milli bir görevi yeri ne getiı· ıııe­ nin gururunu yaşıyoru/.. Herşeye rağmen, bı ı sarsınt ılı dönemi aldığımız ticari ve tasarrufa yönelik önlemlerle, en az zararla göğüsl e­ me çabasmdayız . şu

Sayın Yolcularııııız,

Körfez olayı, dünyanın konusu .. . bitecek bir gün. Bittiği zaman Türk Hava Yolları yolcu larına daha iyi ve güzel hizmet vermeye hazır olacak. Yolcu yoğunluğu açısından hayli durgun olan bu dönemden yararlanarak, eğitim çalı şma larııııız a hız verdik. llizınet kalitemi.r.i yükseltecek nitelikte hedefler belirledik. Dönemin tüm zorluklarınarağmen çalışıııalarınıızı bu yönde voğunlaştırıyor ve daha da iyi bir havayolu olmak için gayret sarfediyoruz. Bu geçiş döneminde , almak zorunda kaldığınıız önlem leri an l ay ı ş l a k arşı lanı an ızı ve bizi her zamanki gibi desteklemeye devanı etmen izi diliyorum. Saygı ları m la . Cem M. Kozlu Genel Müdür

12 SKYLJFE 3/9 1


THE GULF CRISIS, WAR AND TURKISH AIRLINES Dear Passengers, T h e airlin e industry has been the sector most affected by the gu lf erisis and ensuing hostilities. As expenses have spirall ed ou t of co ntrol , revenues have declined rapidly and tourism has stopped completely. The dua! impact of these side effects of the war have taken the ir to ll on the airlin e industry in Europe , the Arnericas and the Far East. The increase in fuel prices has been the biggest factor in escalating costs. The price of jet fuel in Turkey has risen from TL 679 per li ter on August 2nd to TL 1,243 by the e nd of the year, an increase of 83% . Overseas, prices h ave elimbed 63 % . In surance prem iums have reached astronomical !eve ls, causing us to pay an addition al TL 1O billion between August and December. U nder normal conditions, we would paya total of TL 12.:> billion in insurance premiuıns during 1991. In actuali ty, we had to pay TL 3. 1 billion in the fırst 20 days of the year alone. In other words, before Ja nuary was over, we had already paid 24 % of our total budgeted insurance premiums for the year. At the same time, !ike other international airlines, we were obliged to caneel our flights to Middie Eastern desrinations un til the war is over, although we did resume fl ying to J eddah in early February. These on ce weekly flights assist Turkish citizens working in Saudi Arabia to return h ome. In addi tion, we have reduced the number of our other international flights. On domestic flights, we are continuously ınonitoring the passenger situation and making schedule changes whenever possible. Stili, seat utilization has fallenfrom 55 % to 5 1% on international flights and from 63 % to 54.7% doınestically. Asa result of these unfortunate developments Turkish Airlines recorded a loss of TL 170 billion for 1990 and suffe red an additionalloss of TL 33 billion injanuary. The outbreak of arıned conflict in January darkened the outlook even further. It is clear that the days ahead wili be very diffıcult ones for the entire aidine indsutry. The unfavorable conditions are affecting all airl in es one way or another. Member airlin es of !ATA have announced a loss of $2 billi on for 1990 because of the gulf crisis. Carriers in the United States are in th e ınid st of a ın~or shake-up. Eastern Airlines is in liquidation and Contin ental and Pan American, while stili flying, have eleciared bankruptcy. TWA h as cancelied up to half of i ts flights. The 1990 balance sheets of ıneınbers of the Association of European Airlines (AEA) show a loss of $ 1 biliion. Interflug, formerl y the national airline of East Gerınany, is now defunct. Airlines are seeking ways to economize, and many are airline eınp l oyees have bee n laid offworldwide.

triınıning

the ir person n e l ro lls. Curre ntly, so me 27,250

With the beginning ofhostilities in the gu lf, 15 foreign airlin es cance li ed their flights to Turkey, citin g our to the war zone. Other a irlin es cut their flights by as much as 50 % . We are proud to say that Turkish Airlines is stili flying to all destinations outside the Midd le East. Despite the serim ı s diffı c u l ties, Turkish Airlines is exerting itself to do whatever it takes to serve without in terruption asa window to the world for Turkey. We have introduced a package of cost-saving measures which will enable us to withstand this unstable period a nd he lp us eınerge asa stronger, ınore ı-esponsive ai ri in e once the war is over. proxiınity

We are taking advantage of this slow period to upgrade our service capabiliti es. We are intensifying our staff training programs and moving ahead to introducc Business Class service on all internation al flights. We are conlide nt our co ntinuing efforts to improve service quality will bear fruit and help make Turk ish Aiı-lines a nıorc cflicicnt a i ı-l i n e. During this transitional period, we ask for your patience anclu nclerstancling and u-ust you "~ ll conti nue to support Turk ish Airlin es in the future. With my best regards, Ccnı :vı. Kozlu \l anag in g Director

SKYLIFE 3/91 1 3


Garanti, "Garanti"yi seçenlere 24 saat

GARANTI 24

Modern bankacılık hizmetlerinden dilediğiniz her an yararlanma olanağı: Garanti 24! .. ''Bir banka''ya ihtiyacınız olduğu her an; gece, gündüz, tatil, bayram ... Yılın 365 günü, 24 saat Garanti 24 hizmetinizdel Garanti 24' ten 14 yaşını bitirmiş tüm gençler de yararlanabilir. Ayrıntılı bilgi için şubelerimize uğrayın, broşür alın. Garanti 24 'ün size sunduğu olanaklardan mutlaka yararlanın.

açık

.


HABERLER 1 UPDATE Nisan'da

başlıyor :

Travel in Style:

Turkish Airlines inaugurates its new Business Class in April

Business Class yolcularına

First Class hizmet eni Business Class uygulamasıyla,

Türk Hava Yolları , "birinci sınıf' u l us l ararası

rak ihtimam

göreceğ i

bir havayolu konforu sunuyor. Busin ess Class, tüm dış hatl arda, yolcun un mükemmel bir hizmet alabileceği, özel olayepyeni ayrıcalıklı b ir sın ı f.

urkish Airlines' new Business Class provides a level of comfon and service usually available only in First Class. Available on almost all international jlights, Business Class is the privileged way to jly. CIP Treatment

Turkish Airlines pampers its Business Class passengers from the moment you set foot in the airport. After swiftly checking in at the special Business Class counter, you are cordially invited to wait for your jlight in the CJP Lounge. There, you can enjoy a steaming cup of Turkish coffee or relax with a drink white listening to music or ıvatcking television. The C/P lounge in Turkey are prepared as Business class equipped witlı conference tables,

Binişten inişe ayrıcalık

Business Class konforu ve ayr ı calığı daha alanda baş­ Yolcun un ch eck-in i ş l em l er i özel bankalarda yapılırken , ağ ırl a nm as ı da öze l bir salonda o luyor: C IP'de. Business Class yolc uları u çağ ın kalk ı ş saatini beklerken, güzel bir müzik eşliğinde dilederse alkoll ü, dile d erse alkolsüz içkilerini alabiliyor. .. te l evizyonları­ nı izleyebiliyorlar. Türkiye'deki CIP salon l arı, işadam ­ l arın ın iş l erini kesintisiz sürdürebilmeleri içi n hazırla­ nı yor: Top l antı masası yla, faksıy l a, telefonuyla eksiksiz bir busin ess-ce nter. Business Class' la seyahat etmenin keyfini yolculuğun h er a nınd a yaşamak mümkün: Uçağın de korasyanu göz okşayıc ı , ko ltukl arı çok rahat. Gün lük yerli ve yabanc ı gazete ler, dergiler mutlaka bulu nd u r uluyor. Uzun mesafeli uçuşlarda, elektronik kulak lıkl a birlikte "relax set" dağı u lı yor. Bu arada, Duty Free a lı şver iş yapma imkan ı da var. Yemek tam bir ziyafet! Busin ess Class yolc uları "bii"inci s ııııf' bir ikramla afi; ı rl aıııyor. İ çece k servisinde, meyve suyundan ka hveye, içkiden çaya kadar ne isten irse var. Yemek ise başlıba ş ın a b ir ziyafet. Ordövr, salata, iki seçimli s ı­ cak yemek, peynir tabağı, meyve ve tatlıdan o lu şan zengin bir menü. Bütün bu ikram, konfor ve ayrıcalık, Türk Hava Yo ll arı ile seya ha·t ed en Business Class yolc uları­ nın zorun lu u ç uşlarını keyini yolcu luk lara dönü şt ürm ek için. lı yor.

fa x maclıines and telephones. The warm smile ofyour stewardess and the wide seats of the Business Class cabin welcome you aboard. As you setlle in, your stewdardess hangs up your coat and distributes a selertian of newspapers and magazines. On long-haul jlights, you 'll receive a 11 Relax Set 11 complete witlı earphones, slippers and sleeping mask. Duty free shopping is alsa available. A Feast in the Air

Turkish Airlines' Business Class oj]m first class food and drinks, served on bmutiful china. Meals start with lwrs d'oeıwres and continue with salad, your ekaice of a hat mtrff, a rhfeSf platf, fruit baskel and dessfTt, arromfıanied by rhampagne, wine, rojjfe and cognac. Tlu carPful attention and higlı standard of serviCf you will mjoy on Turkish Airlines' new Business Class will make (lying with us a genuine pleasurr. SKYLIFE 3/91 1 S


HABERLER

••

"Frequent Flyer" üzel Türk Hava Yollan yurt yüzbinlerce yolcu geniş

dışı uçuşlarda

taşıyor ...

Fakat, bu

kitle içinde sayıları bugün 2500'e

yaklaşan

bir grup var ki,

onların

yolcu-

luklan daha keyifli geçiyor! .. Çünkü onlar, THY'nin tüm duğu

geleneksel

yolcularına

sun-

konukseverliğine

ek

olarak "özel hizmet"lerinden de yararlanıyor.

h at uç uş sayı s ın a o rantılı olarak "ücretsiz", b ile ti kaza nıyo rl ar.

gi diş-dö n üş

Üyelerimiz arasına siz de katılın ... Yalnı zca Freque n t Flyer Özel Yolcu Programı 'yla ilgile n en bir servis birim imiz var. Bü rol arı , İ stanbu l Ata tü rk H avalim anı yolu üzerind eki Gen el Yö n e tim bi namı zda, Yolcu H izme t Ge li ş tir­ m e Başkanlı ğı , Özel Proj e ler Müdürlüğü' n e bağlı olarak çalı ş ı yo rl ar.

Bu ay rıc alı ğ ı e lde etm e k için , T HYnin Freq ue n t Flyer Ö zel Yolcu Programı'n a üye olmak ve üyelik kartını cebine koym a k ye te rli. T HY Freque nt Flyer Özel Yolcu Program ı üyeleri, h a t uç u ş l a rınd a:

dı ş

e Rezervasyon li stele rinde ilk s ı ral a rı alı yo rl ar. e Ch eck-in i ş l e ml e rini Busin ess Class b a nk o l arı nd a, be kle m ed e n

yaptırı yo rl ar.

e CIP s al o nl arı n d a ağ ırl anıyor ve u ğu rl a nı yorl a r. e On kiloya kad ar ek bagaj h akkın a sahip oluyorlar. e Dahası ve e n ö n e mlisi, bir yı l içinde yaptıkl arı dı ş 16 SKYLIFE 3/91

Belkıs

Yüksel


Yolcu Programı Üyelerimizin giriş işlemleri, kartlarının düzenlenmesi, dış hatlarda yaptıkları uçuş sayısının bilgisayar merkezimizden sürekli izlenmesi doğrudan yazışmayla kendilerine bilgi iletilmesi gibi hizmetleri bu servisimiz veriyor. Üyelerin programa gösterdiği ilgiye paralel olarak bu ünite de büyüyor ve Frequent Flyer programı gibi yolcuyu h oşnut etmeye yönelik başka programlar üretmek ve geliştirmek üzere görevlendiriliyor. Buna ilişkin olarak yakında tüm dış hatlarda Business Class uygulamasına başlanacağını ve bu sınıfta uçan üyelere "extra puan" ver i leceğini müjdelemek istiyorlar.

Jale Bingöl Bugün Altın Kart sahiplerinin sayısı 60'ı, Gümüş Kart sahiplerinin sayısı ise 500'ü buluyor. Hepsi de müşteriden öte gerçek birer THY dostu. IBM, Raks, Oyak Renault, Çukurova, Ram Dış Ticaret ve büyük otelierin hemen hepsi başta olmak üzere pek çok kuruluşun üst düzey yöneticileri üyelerimiz arasında.

denecek sıklıkta yurt bir an önce THYnin "Frequent Flyer" Özel Yolcu Programı üyeleri arasına katılın. İş hayatınız çağdaş bir boyut kazanacak. Bunu her uçuşta tadacaksınız .. Gerçekten "bir

ayağı dışarda"

dışına uçuyorsanız,

Dilek

Balcı

Frequcnt FlnT Özel Yolcu Pro~raıııı'na I Temmuz 19R9'cla ba~laclı k. O zamandan Im yana aynı hizmeti Yeren bu ko n uda uzmanlaşmış arkada~larımız var. Ad l arı Bclkıs Yüksel , Dilek Balu,.Jak Bingöl, Mehmet Başpmar ve Müdür ;vıuavinlcri Bozkurt Güneş. Onları 574 74 17 ve 574 74 ()5 n u maralı telefon lardan arayarak daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz. Bu ekibin üyelerle sürekli yakm diyalog içinde olması nedeniyle yapılan her türlü eleştiri ve öneriyi çok yönlü değerlendirmeye büyük önem gösterdik. Yakında yapacağ ı nız uçuşları, mesaiderine göre değerlendirecek pıı­ an sisteminin ııygulamasına geçiyoruz. Yani sistemde uçulan parkurun mesafesine göre üyeler 1,2,3 puan alacak l ardır. Bi1.imlc Busine~:s Class'da Tokyo veya New York'a uçtuğumız takdink çok kısa zamanda gerekli p ıı­ an l arı toplayarak "Gümüş Kart" salıibi olabileceksiniz ... belki de A l tın Kart sahibi ...

Mehmet Başpınar SKY LIFE 3/ 9 1 1 7


HABERLER

"On ce İnsan" seminerlerimiz başladı:

THY' de hizmet düzeyi Türk Hava Yolları, her kesimden hava yolcusunun beklentilerine cevap verecek bir hizmet düzeyine ulaş­ mak ve bu düzeyi korumak amacıyla "Önce İnsan" sloganıyla tanımlanan bir eğitim programı başlattı. Bu eğitimin dünyadaki ilk ve tek uygulayıcısı olan TMl şirketinin üst düzey yöneticisi Claus Moller, konuyla ilgili sorulara şu yanıtları veriyor: "Önce İnsan" seminerinin temel felsefesi nedir? TMl, "Önce İnsan" seminerini, kuruluşların insan ilişkileriyle ilgili eğitimiere duydukları ihtiyacı karşıla­ mak amacıyla geliştirmiştir. TMl seminerlerinin ilki Time Manager kursuydu. İnsanlara amaçlarını saptamayı ve bu amaçlara nasıl ulaşmak gerektiğini öğretti. Time Manager seminerinin verimliliği büyük ölçüde arttırdığı gözlendi. İnsanların birbirleriyle olan ilişkiieri kendi içinde bir başarı faktörüdür ve özel ilgi gerektirir. Müşteriler­ le ilişki içinde olan herkes, şirket stratc:jisine bağlı olarak, kendisinin insanlara verdiği hizmet konusunda başarılı hisse.tmesi~i sağlayacak bu tür bir eğitimden geçmelidir. Once Insan seminerinin çoğunlukla her düzeyden tüm personeli ve yöneticileri kapsayacak şe­ kilde şirket içi kurslar olarak verilmesinin nedeni budur. Verimlilik ve insan ilişkileriyle ilgili kursların yanısı­ ra, TMl Kişisel Nitelik kursları da vermektedir. "Önce İnsan" semineri hizmet sektöründe çok yararlı, ama özellikle havayolu sektöründe bu kadar etkili olması nasıl açıklanabilir? Gerçekten de TMl havayolu sektörü için birçok program uyguladı. Bunların içinde en önemlileri British Ainvays, Scandinavian Ai ri ine Systems ve Japon Airlines için yapılan programlaı·dır ve bu programlarda sırasıyla 36.000, I 2.000 ve 22.000 kişi eğitilm iştir. New Zealand Air ve Ausu·ian, Cathay Pasific, US Air de müşterilerimiz arasındadır.

Sorunuzun yanıtı muhtemelen havayollarının seminerlerimizin yaklaşırnma ve uyguladığımız "wall-towall" yönetimine, yani herkesin kısa sürede eğitildiği ve bu yolla tüm kuruluş için ortak bir platformun sağ­ landığı metoda yatkın olmasıdır. Bu tür bir ortak payda, bir hizmet kuruluşunun yeni iş olanaklan yaratma sürecinde son derece önemlidir. Havayolu sektöründe insana yapılan yatırımın önemi nedir? Havayolu müşterileri (yalnızca iş için seyahat edenler değil), iyi bir uçak, dakiklik ve güleryüzlü bir uçak içi hizmet beklemektedirler. Filo ve donanıma yapılan yatırım l ar hoşa gitmekle beraber farkı yaratan insanlardır. Sadece onlar sıradan bir "eh, iyi" denilebilecek 1 8 SKYliFE 3/9 1

bir havayolunu tercih edilen havayoluna dönüştürebi­ lir. Yatırımlarınızın uygun bir bölümünü insanların gelişimine ayırmadıkça istikrarlı ve üstün nitelikli bir hizmet düzeyi bekleyemezsiniz. Diğer yanda, eğer bunu yaparsanız, ekibinize yalnız herşeyin iyi gittiği zaman larda değil, zor zamanlarda da güvenebilirsiniz. 1992'de havayollan sektörünün temel sorunlan neler olacak? I 992, havacılık sektörüyle ilgili yeni düzenlemeleı· ve devletin sahip olduğu veya desteklediği havayolları­ nın özelleştiri lm esine sahne olacak. Rekabet artarken, kazançlar düşecek. Şu anda karşı­ laşılan güçlükler daha da artacak. Havayolu endüstrisinin önünde durgun sular yok artık. Herhangi bir havayolunun en büyük

çabası

küçülen


daha da yükselecek . •• maları

bir zorunluluktur. Bu programın uzun süreli etkiler yaratması için gereken en önemli koşul THY yönetiminin inancıdır. Şu ana kadar, THYnin önde gelen yöneticilerinin bir numaralı Türk havayolu şirketini, gerçek bir uluslararası havayolu düzeyine ulaştırmak azminde olduklarını gözledik. Bu azim mutlaka korunmalıdır~ Son z~~n­ lardaki faaliyetlere bakarak rahatlıkla soyleyebılırım ki, bu durum korunacaktır.

CLAUS MOLLER KİMDİRt Claus Maller TMl sahibi ve yönetim kurulu üyesidir. Kopenhag Ekonomi ve İş İda­ resi Fakültesi mezunudur. TMl şirketi­ ni 1975 yılında kurmadan önce uluslararası bir hizmet firmasında pazarlama müdürlüğü ve üst düzey yönetimi görevlerinde bulundu. Geçen 15 yıl içinde TMl, 36 ülkede, 18 ayrı dilde kişi ve kuruluşların değişimini hedefleyen seminerler düzenledi. Bugün tüm TMl kurulu şlarında 150 sunucu ve yönetim danışmanı olmak üzere 650 kişi çalışmaktadır. Claus Moller, "Time Manager" adlı yönetimin bulucusu ve TMl seminerinin konularını esas alan birçok kitabın yazarıdır. Sovyetler Birliği'nde çeşitli cumhuriyet hükümetlerine danışmanlık yapmaktadır . Ayrıca "Viyana Konsülü" organizasyon üyesidir. Claus Moller, dünyada "mükemmel hizmet" konusunda uzmanlaşmış bir kişi olup, başlangıçta SAS için yaratılmış "Önce İnsan " (PPF / Putting People First) semineri daha sonra British Airways'de toplam 40.000 kişi tarafından izlenmiş ve bu iki kuruluşun çeşitli yıllarda "yılın havayolu" seçilmesinde büyük rol oynamıştır. _ TMl'nin Türkiye 'deki temsilciliğini PDR üzel Eğitim ve Danışmanlık Limited Şirketi yapmaktaşirketinin

pazardaki payını artırmak olacak. En önemli hedef ise hizmet düzeyini düşürmeden müşterilere daha hesaplı hizmet vermek ve bu arada personelin destek ve bağ­ lılığını yitirmemek olacaktır. "Önce İnsan" seminerinin Türkiye'de ilk kez THY için düzenlenınesini nasıl değerlendirebiliriz? THY rekabette bir adım öne geçti. Bu seminer THY'deki hizmet anlayışının gelişmesi­ ne ne ölçüde katkıda bulunabilir? Kapsamlı bir deği­ şim ve gelişme için neler yapılmalıdır? THYnin diğer büyük uluslararası havayollarına eşit düzeyde bir gelişme programı uygulamaya başlaması THYyi rekabetten büyük ölçüde ayırmı ş tır. Bu rekabetçi tutum , eğitimin ilk uygulanışından sonra da devam ettirilerek korunmalıdır . Personelin kendi arasında sürekli fikir ve deneyim alı şve rişi yap-

dır.

SKYIIFF 1/Q 1 1 Q


İÇİMiZDEN BiRi

Yavuz Sançam'ın görevi: U çaldan gençleştirmek! '?.akım sayesinde sağlanır. Onemli olan uçağı güven içinde uçurmaktır. Her uçağımızı, her uçuşunda, ilk uçuşuna çıkı­ yormuşcasına bakıınlı tutarız. Titizlik her iş için geçerlidir. Fakat bizim işimizin ayrılmaz bir parças ıdır. Bir arızayı ararken ya da o n arırken, o arızayla ilk kez karşı­ l aşm ı ş gibi çalı şırız. Bizim 'metal yorgun lu ğu' dediğimiz teknik bir deyim var. Şu demek, uçak diğer araçlardan çok farklı koşullar içinde çalış ı r. Her kalkış ve inişte değişik h ava basınçlarına maruz kalır. Kabin içindeki ve dışındaki bu basınç değişimleri zaqı anla metalin direncini azaltır. Bir örnek vereyim, bir kağıt ataşını kırabilmeniz için beş yüz kiloluk basınç gerekir diyelim. Fakat, o tel parçasını elinizle üç-beş kez ileri geri bükerek kı­ rabilirsiniz. İşte bizim görevimiz bu metal yorgunluğuna arıza boyutlarına varmadan, yani gözle görülür hale gelmeden engel ol-

tiz

Terminal tavanından kı sa, melodik bi r u yarı,. so nra anons: "Türk Hava Yolları'nın şu sefer sayılı u çağ ıyl a Ankara'ya gidecek yolcu l arın ç ıkı ş kapısını teşrifleri

rica olunur. .." Yakın zam a n a kadar uçak yolc uluğun u, bilet almak, kontroldan geçmek, u çağa binmek, uçaktan inme kten ibaret sanır­ dım. Fakat, "İçimizde n Biri" köşe­ si için THYnin çeş itli birimlerindeki görevlile rl e konuştukça, koskoca bir buzdağının yalnızc a su yüzeyinde görünen kısmını tanıdığı mı a nladım.

Bu say ıda sizlere de tanıtaca­ Yavuz Sarıçam, buzdağının görünmeyen kısımlarından birinde ça lı ş ı yor. B ağlı o ldu ğ u birim Genel Müdürlük Teknik Yardımcılı ğ ı , Mühendislik Başkanlı­ ğı. 1990'da "Yılın Personeli!' seçile n bu gen ç THYlinin mes l eği, Uçak Mühendisi. Görevi, u çakların bakımını yapmak, on l arı h er an u ç u şa h az ır , genç ve dinç tutmak! Konunun öylesin e yabancıs ığım

20 SKYLI FE 3/91

yım

ki, gereksiz sorularla söyl eş iyi için, sözü Yavuz Sa-

saptırmamak

rıçam'a bırakıyorum:

"Ankara doğumluyum . Ankara Gazi Lisesi'ni bitirdikten sonra girdiğim İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Mühendisliği bölümünü 1984'te bitirdim. Yedek subaylı ğımı Kayseri'de Hava İkınal Bakım Merkezi'nde yaptım . Kısa bir süre F 16'1arın yapımında çalış­ tım . 1987'de THYye girdim. İyi derecede İngilizce biliyorum. Görevimiz belirli dönemlerde uçakların bakımını yapmak. Gerekirse onarmak. Hatta, yolc ul arın kullanım al an l arını tümüyle yeni l eştir­ mek ... Önceleri uçakların modellerine göre bakım yapard ık. Şimd i sistemlere ayırd ık. Uçuş kumanda sistemi, motor, yapı sal sistem gibi ... Ben, gövde, kanat ve kapıla­ rı kapsayan yap ı sal sistemlerin bakım ınd a görevliyim. Uçak l ar ımı zın bu ana sistemleri, belirli bir uçuş süresinden sonra, tepeden tırnağa kontrolda n geçer. Uçuş güven liği ancak bu ti-

maktır.

Kuşkusuz teknoloji geliştikçe, uçak sistemleri de değişiyor. Eskinin kablolu, makaralı, e lle kum a nda e dilen parçaları ş imdi elektronik sistemle çalışıyor. Bu nedenle uçakların yapım fırmala­ rıyl a sürekli iletişim içindeyiz. Geli şme l eri bize gönderilen teknik dokümanlardan izler ve uygularız. Elimizdeki dokümanlara uymayan durumlarda on lara bilgi verir, şöyle bir onarım yapıyoruz der ve onaylarını alırız . Bakım, onarım birimleri çoğu kez yapım­ cı firmalara teknik ufuklar açar, yapıın i arını yeniden gözden geçirmelerine hatta değiştirmeleri­ ne yardımcı olur. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim: Uçak bakım ve onarımında dünya neredeyse siz de orada olmak zorundasınız ... Bu konuda geride kalmak yok." VuralSözer


HI-FI COMPACT DISC PLAYER • Ç~k. f~nksiyon!~ uzaktan kumanda • Phılıps'e Ozgu Bıtstream ıle 256 data oversampling • 30 parçaya kadar çift programlama • Otomatık çalma, _otom~t ik d urma. otomatik FTS'ye geçme , otomatık çeşıtlı çalma, müzığı yavaşlatarak ba_§~a t ma

ve bitirme_gib~

özellıklerı

programlama

• Çıft Intrescan • Cift K ışısel Parça Seçi m ı - Favorı t e Track Selectıon (FIS)· ile istenen disc ve parça num arala rı n ı sü reklı hafızad a tut ma • Dı sc tekran

pr~ram tekrarı . bölüm tekran e lşlemlen görebilnle Dısc ve parça _ısı mlerını göstergaye yaza bılme ve

hafızaya alıp d aım ı görebırme • Dijıtal kayıt ve tam zamanlama ıçın CD Syn ve Edı t • Dıııtal çıkış • Stereo kulaklık girışi ve ses ayarı

U~A!(TAN ~UMANDALI

MUZIK SETI • Çok fonksiyonlu uzaktan kumanda • 30 program ha fızah dijital radyo • Q1omatik dön üşt ü pıkap • Her ıkısı de autor~v e r se çih kasetçalar • Bas ve tı z ses ayarları • 2x10 bant grafik ekalayzer • Mikrofon ile ses m i ks ajı ımkanı • Surraund Sound ve Dynamic Bass Boost ile doygun ve akustik ses • 2x130 watt gerçek güçlü ve 3 yollu bas refl eksli hoparlörler • Compact Disc Player

COMPACT DISC PLA YER STEREO RADYO KASETÇALAR • Digital radyo (FM, MW, LW) • .Programlanabilir compact d ısc player • Intrescan • Ç ift kaset dek, bir dek aulo-reverse • Normal ve hızlı kaset kopyalama • 3 bant ekalayzer • DBB ile daha fazla bas ses • 2 yollu 4 hoparlör sistemi • 50 watt ses çı kış gücü • Likit kristal göstergeler

ffilo§~

DIGITAL AUDIO

PHILIPS



parksa hilton

restaurant

• • • • • • • • • • • • • •



tuz beş yıllık ömrünü gece gündüz çalışarak ve durmaksızın eser vererek değerlendiren Mozart'ın Türkler için ayrı bir önemi vardır. Osmanlıların Viyana'yı kuşatmaları sırasında ve sonrasında Avrupalılar, özellikle Avusturya Macaristan İmparatorlu­ ğu vatandaşları Türklerle ister istemez yakın ilişkilere girmişlerdi. Kuşatma dağılıp, Viyana kurtulunca, daha önce korkulan düşman yeni durumda merak konusu olmaya başlamıştı. Osmanlı giysileri hem erkekler hem de kadınlar arasında moda olmuş, kahve Viyanalıların yaşamına bir daha çıkmamak üzere girmiş, mehter takımının vurmalı ve üflemeli çalgıları Avrupa askeri handolarını etkilemiş, mehter müziğinden çok sayıda besteci yararlanmış, Türklerle ilgili konular müzikli sahne oyunlarının en gözde malzemesi durumuna gelmişti. Mozart, daha önce Gluck ve Haydn tarafından da benzerleri kullanılan bir Türk konusunu, yani kabaca "korsanlar tarafından kaçı­ rılıp, Osmanlı sarayına veya paşa konağına saulan bir Avrupalı genç kızın sevgilisi tarafından bin türlü hile ve desiseye başvurularak kaçı­ rılması ... " temasını işleyen iki librettodan "Zaide" ile "Saraydan Kız Kaçırma" (Entführung aus dem Serail) operalarını yaratmıştı. Mozart, Zaide'yi 1780 de bestelemeye başlar. Her hangi bir sipariş söz konusu değildir ve eseri nerede sahneleyeceği konusunda da herşey belirsizdir. Ama, besteci konuyu çok sevmekte ve ne olursa olsun Zaide'yi bitirmek istemektedir. Ancak Bavyera hükümdarı, Münih Krallık Operası'nda salınelenrnek

üzere "Idomeneo" operasını sipariş edince, Mozart Zaide çalışmalarını yarıda bırakıp bu siparişe ağırlık vermek zorunda kalır. Ne var ki aklı Zaide'de ve Türk konulu operada kalmıştır. İlk fırsatta tamamiayacağını düşündüğü Zaide'yi bir yıl sonra yeniden ele aldığında, kaldığı yerden devam etmek yerine, yepyeni taze bir başlangıca karar verir ve daha değişik bir libretto ile işe koyulur. Saraydan Kız Kaçırma operası Mozart'ın Viyana'da tanınması­ na, İmparator'un gözüne girmesine ve Alman operasının İtalyan stili

egemenliğinden

bir ölçüde kurtul-

masına

yol açar. Türk müziğinin ritmik, ezgisel ve tımsal özelliklerine gösterdiği ilgi sadece operalada sı­ nırlı kalmadı. Bestecinin en tanın­ mış eserlerinden biri olan "Türk Marşı" aslında K V. 331 La majör piyano sonaunın "Alla Turca" başlıklı son Rondo bölümüdür_. KV. 219 La majör beşinci keman konçertosu da son bölümünde yer alan mehter takımı çalgıları ve Türk motifleri dolayısıyla "Türk Konçertosu" adır.Ia ~nılır_: _ OLUMSUZ HARIKA ÇOCUK "Harika Çocuk" bilindiği gibi Almanca "Wunderkind", Ingilizce "Child Prodegy" sözcüklerinin dilimizdeki söyleniş biçimidir. Müzik tarihinin bilinen en eski, "Wunderkind" sıfatını gerçekten haketmiş kişisi Wolfgang Amadeus Mozart, daha beşiğinde ungır mın­ Mozart'ın

gır sallanırken, babasının çaldığı

keman, kızkardeşi anneri'in çaldığı klavsen sesleri arasında uykuya daim ış ya da tam tersi kulak kabartıp, gün gelince her ikisini de nasıl geride bırakacağının pla!llarını yapmaya başlamış olabilir. Uç yaşı­ na geldiğinde klavsende duyup, belleğine yerleşen parçaları kendi kendine çalmaya başlayınca babası çocukta kimselere benzemeyen bir özellik olduğunu sezer ve ona ciddi olarak ders vermeye başlar. Wolfgang üç yaşındayken bir yandan da kendince besteler yapmaya hatta bu besteleri nota kağıdı­ na geçirmeye koyulur. Babası "ne yazıyorsun?" diye sorunca da Wolfgang, ciddi ciddi "konçerto babacı­ ğım" diye yanıt verir. Köchel dizisi (K V. 10-15) keman-piyano sonatla-

Mozart'ın

kendi el yazması notalan.

An original Mozart manuscript, written in his oum hand. rı Londra'da basıldığında Mozart sekiz yaşındadır. O yıllarda ilk senfonilerini de bestelemeye başlamış, on iki yaşında ise ilk operasını tamamlamışur küçük yaraucı. İtalyan stilinde bir "opera buffa" yani komik opera olan "La fınta semplice"nin hemen ardından ilk Almanca komik operası "Bastien ve Bastienne" gelir. Yaşamının ilk on iki yılında Avrupa'yı boydan boya gezip, saraylarda krallara, kraliçelere, soylulara konserler veren, her gün yeni bir eserle ortaya çıkan Mozart'ın bir başka hayret verici yönü de birbiri ardına geçirdiği tifo, çiçek ve mafsal romarizması gibi o zamana·göre ölümcül hastalıkları atlatması, ürün vermeye devam etmesi ve keyfini hiç bozmamasıdır. Gerçi, otuz beş ya ında, erkenden ölümünde hiç kuşkusuz çocukluğunda geçirdiği ağır hastalıkların, aylarca kar, kış, yağmur demeden yapılan yolculukların yıprandırıcılığının büyük_payı vardır.

Olümünden önceki son beş yıl içinde Mozart'ın hummalı bir biçimde birbirinden önemli eserlerini peşpeşe yarattığı görülür. Sanki ömrünün uzun olmayacağını farketmişçesine yoğun bir çalışmadır bu. 1786 ile 1791 yılları arasında "Figaro'nun Düğünü', "Don Giovanni", "Cosi fan Tutte", ve "Sihirli Flüt" operalarını, "Prag" ve 'Jupiter" gibi büyük senfonilerini, son piyano konçertolarını ve yaşamının en dokunaklı ve anlamlı eseri olan SKYLIFE 3/ 91 25



aradoxically, the military defeat of the threemonth Ottoman seige of Vienna in September 1683 marked the beginning of a rage for all things Turkish in Europe. The formerly feared enemy became a subject ofgreat interest. Ottoman costumes became fashionable for both men and women; coffee became an inseparable part of Viennese life; the drums and wind instruments of the Ottoman Janissary Band influenced European military music; numerous composers adopted musical motifs from ]anissary music; and Turkish-inspired subjects became the most popular material for operas and operattas. For Mozart (1756-1791), Turkish themes had a special fascina·tion. Adapting a story previously used lJy Gluck and Haydn, Mozart embroidered the basic story of a European girl kidnapped lJy pirates and sold into the harem who is abducted lJy her sweetheart through a thousand ruses and intrigues into the half-finished "Zaide" and the full-length "Abduction from the Seraglio". Mozart began to compose "Zaide" in 1780. It was not a commissioned piece and where the opera would be staged was uncertain, but the composer was determined to finish "Zaide" no matter what. However, when the Bavarian ruler commissioned "Idomeneo" to bestaged at the Munich Royal opera, Mozart was forced to leave "Zaide" halffinished and concentrate his attention on his new commission. A year later, Mozart took up "Zaide" again, intending to .finish it at the first opportunity. Instead of continuing where he had left of!, he decided on a completely new overture and a different libretto. The result, "Abduction from the Seraglio ", introduced Mozart to Vienna and brought the young composer to the attention of the Emperor. The opera created a sensatian and was instrumental in liberating German opera from the dominance of the

Italian style. Mozart's interest in the rhythmic, melodic and tonal particularities of Turkish music was not limited to opera. Among the composer's best known works are the Turkish March, the final rondeau of the Piano SonatainA (K. 331), entitled Alla Turca, and the Violin Concerto No. 5 inA (K. 219), called the Turkish Concerto because of the inclusion of janissary instruments and Turkish motifs in the last movement. THE IMMORTAL CHILD PRODIGY In the history of music, Wolfgang Amadeus Mozart remains one of the true child geniuses. At age three, when he began to sit at his sister' s harpsickord and play his own compositions, his father understood that his son possessed a rare talent and began to give him music lessons in eamest. From that age on, Mozart not only began to compose but to transeribe his compositions on paper. When his father asked what he was doing, Wolfgana answered in all seriousness "a concerto, rny dear father. " Mozart was eight years old when the Küchel Series (K.J0-15) violin-piano sonatas were printed in London. In those years, the young creative genius began to compose his .first symphonies. At age 12, he completed his first opera, "La Finta Semplice" a comic opera in the ltalian style. lmmediately afterwards, he wrote

Salzburg Festivali'nde sergilenen "Saraydan Kız Kaçırma" operasından bir sahne (1988).

"Abduction from the Seraglio " as presented at the Salzburg Festival in 1988.

the first German comic opera "Eastien and Bastienne". The .first twelve years of his life were spent traveling around Europe, going from palace to palace, giving concerts to kings, queens and aristocrats, composing a new piece every day. Mozart managed to survive the fatal childhood diseases of typhus, smallpox and rheumatic fever, continuing to compose and perform with undiminished enthu-. siasm. His earlydeathat age 35 was no doubt partially due to his childhood illnesses and his ceaseless traveling in bad weather. In the five years before his death, Mozart composed one important work after the other as if he realized he did not have long to live. Years later his wife Constanze told the English Oiographers Mary and Vincent Novello that her husband used to work through the night, writing musical scores lJy candlelight, in a frenzy of creativity, rarely stopping to sleep. Between 1786 and 1791, he composed the operas "The Marriage ofFigaro", "Don Giovanni ", "CosiFan Tutte", and "The Magic Flute", the great Prague and jupiter symphonies , the last piano concertos and the most moving and expressive work of his life, the "Requiem ". SKYUFE 3/ 91 2 7


"Requiem'i besteler. Eşi Constanze yıllar sonra İngiliz biyografıstleri Mary ve Vincent Novello'ya, kocasının kimi geceler sabahlara kadar mum ışığında çalı tı-

ğını,

hele Don Giovanni operası­ overtürünü ilk temsilden bir önceki gece sabahiayarak yazdığım anlatır. Mozart, uykuya daimamak için Constanze'den yanında durnın

ve dans etmesini istermiş. Böyle uzun uykusuz gecelerdeki tek eğlencesi hastalık derecesinde tiryakisi o ldu ğu bilardo oyunu

masını

imiş.

1991 MOZART YIU

1991 IS THE YEAR OF MOZART

200. ölüm yılında Mozart, Avrupa ve ABD başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanında sayısız etkinliklerle

To comrrıenwrate the 200th anniversary of his death, musical groups in Europe, the United States and elsewhere will perform the entire range of Mozart's music. Salzburg, Geneva, Lucerne, Nice, London, Munich and Vienna are all planning major Mozart festivals. In New York, Mozartmania will reach its height during the next nine months as every noteMozart every wrote is performed at Lincoln Center. The Presidentat Symphony Orchestra will present in Ankara Mozart 's "Requiem" the first week in December. In Istanbul, the State opera and Ballet will present "Don Giovanni " on March 2nd, March 21st and April 9tlı. "The Magic Flute" can be seen on March 12th. All performances are at the Atatürk Cultural Center (AKM) in Taksim. Tickets are available at the Box Office. In addition, "Abduction from the Seraglio" is performed every summer in the courtyard of Topkapı Palace as part of the istanbulinternational Festival. The Gernil ~it Rey Concert Hall will present two allMozart programs: the Brodsky String Quartet from England will perform April 29th and 30th andthe Chor Graz Mariatrost will give a concert on May 17th.

anılacak.

Cenevre, Londra, Luzern , Münih , Nice, Salzburg ve Viyana'da Mozart' ın anısına müzik festivalleri düzenleniyor. New York'taki Mozart sevgisi ise doruk noktada. Yıl boyunca verilecek konserlerle seslendirilmeyen tek bir Mozart notası kalmayacak! Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Aralık ayınm ilk haftasında Ankara'da Mozart'ın"Requiem"ini seslendirecek. İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 2 Şubat' ta başlayan etkinliklerin devamı olarak 12 Mart'ta Sihirli Flüt, 2 ve 21 Mart ile 9 isan'da Don Giovanni operalarını Atatürk Kültür Merkezi'nde sahneleyecek. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda ise, 29 ve 30 Nisan günleri Brodsky Yaylı Çalgılar Dörtlüsü, 17 Mayıs günü de Chor Graz-Maria Trost, konserler verecek. Avusturya Başkonsolosluğu Kültür Ofisi'nin Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlediği Mozart Sergisi de, 12 Mart'a kadar açık. Mozart'ın "Saraydan Kız Kaçı ıma" operası, her yaz olduğu gibi bu yaz da Topkapı Sarayı avlusunda İstanbul Festivali etkinlikleri çerçevesinde sergilenecek.

Bir Komatsu Forklift Kaç Rulo Kagıt Yükler? Gazeteye kağıt yükleniyor . Zor iş. İşin altından Komatsu'lar kalkar. Güçlü

kollarında

yükseliyor, kartonlar iniyor. Her Okurları

bekletmeyin,

şey

rulolar

okurlar için.

bobinleri Komatsu'yla yükleyin. i 1fflfll$ift1 2-2,5-3 -4 Ton Kaldırma

KapaslteU Komatsu ForkUftler FD20NT-ıı FD25NT-ıı

TE M

@e

FD30NT-ll FD40zu

1::) ~<•l~ Pi\1 ~;g

G ÜÇ VE GÜ VEN DO LU

KOMATSU FORKLİFIUR TORKiYE'NiN YÜKÜNE TALiP.


PULLMAN ETAP'JN BÜYÜK VE IŞILTILI DÜNYASI Iş ya da eglence. Pullman Etap bugunun insanına bekledı­ Ilinın en iyisini sunuyor Konukseverlik gelenegi ile buluşan çagdaş kon for. şık mekanları butunleyen ozenli servis Ola-

gan bır gi.ıne kalite katmak. ozel anları unutulmaz kılmak ıçın buyuk ve ışıltı lı bir dunya Yeryuzunun 43 kentinde 261 otelle paylaşılan aynı ayrıca­ lık. aynı gorkem aynı farklılık

>\,'( f '\ - PROVF'\ ı...f • o\ ı Ho\tiA • .o \\' "iTfROA\, • -~·\KAR.-\ • 1\S\1.-\\ • BA'\ OOl • ROl h... \. o\ • BO'\'\ • BOR Db\lı.X • BRAZbWil LF • BR USt..fl S • LAROU R~...o • CAIRO • Lo\V'~of ~ • ( HATH GUYO \ • COU,:X.:.'\f • DAMR • fl R\! Y VOLTAIRI • FLOR['o,.U • FRA\i'..f :RT • u f 'l.f\-o\ • : sT~\B ll e ZM IR e Ktlo\\~ IS \hhH"'ı'T e lOVF e LUGA\ 0 • L' · , .., . \~o\fl ll: l., • \1o\~"ıf 1L U e '\o\ "\ H S • '\ rl f • O R L Y • OU A~..oo\ DOUGOU • PAR I S • RO \<\~ • ROUE. '. • 'J. A.RREBR Ut K • ')( tl iPitOl e 'tt H tiA~U I e Vf'\ '( ~ e \'1['\ \ A • ZURIC H

-

PULLMANHOTELs • PULLMAN ETAP ISTANBUL • PULLMAN ETAP ALTINEL • PULLMAN ETAP MOL.A • PULLMAN ETN> IZMIR • PULLMAN ETAP KONAK • PULLMAN ETAP TRABZON ı ı992 de açıı.yor ı Member of Pullman lnternaı ıonal H oı els Wapıs Lıts Group




vayage !Jy steamer at 1646 meters above sea-level! Lake Van, called 11 the sea 11 !Jy locals, oJ!ers you the opponunity to cruise on its blue waters at an altitude which usually finds you high in the air among white clouds. You embark at Tatvan on the lake's western shores and end your journey across the water at Van. The city of Van, which lies on the slopes of the Erk mountains, is both old and new. These hills, which rise abruptly behind the city to the east, have witnessed Van's 3500 year-old history and its painful occupation between 1915-1918. Afler the liberation, instead of rebuilding the ruined city, the local inhabitants erected a new town araund the old Bağlar neighborhood. Once you have disembarked from the boat, you can begin to explore the city. A.fter watking along the tree-lined Iskele Caddesi turn to the right; you will see state offıces and commercial establishments stretching the length of Cumhuriyet Caddesi. There are many shops selling construction materials - an obvious sign of the city 's building boom.

A

enizden 1646 metre yüksekte vapur yolculuğu!.. Yöre halkının deniz dediği Van gölünde, TatvanVan arasında yolculuk etmenin farkı bu. Ancak uçakla ve beyaz bulutları yararak yapılabilecek bir yolculuğu, vapurla ve gölün mavi sularını beyaz köpüklerle yararak yapmak!..

D

ı

lkbahar Van gölüne ve çevresine ayrı bir güzellik katar Gölün hemen doğusundaki hafif eğim­ li yamaçlarda kurulu olan Van, hem yeni hem çok eski bir kentimiz. Kentin doğu­ sunda birden bire yükselen Erk dağları, Van'ın günümüzden 3500 yıl öncesine uzanan tarihine de, 1915-1918 yılları arasında yaşadığı acılı işgal yıllarına da tanık­ lık etmiş. Kurtuluştan sonra yöre halkı tamamen bir harabe haline.,gelmiş olan eski Van'ı yeniden yapmak yerine, şehrin Bağ­ lar semtinde yeni bir yerleşim beldesi oluş­ turmuş.

Vapur yolculuğunuz bitip de, İskele Caddesi'nin ağaçları arasından geçerek kente vardığınızda, sağa dönerseniz, önünüzde Cumhuriyet Caddesi boyunca, devlet dairelerinin ve ticari kuruluşların yer aldığı "çarşı"nın uzandığını görürsünüz. Dükkfmlar arasında inşaat malzemesi satı­ cılarının fazlalığı, kentin hızlı yapılaşması­ nın bir işareti. Dört bin metreye yaklaşan dağlarla kaplı il toprakları tarımdan çok hayvancılığa elverişli.

1968'de ilin

kalkınmada

öncelikli iller gerçekleşen peynir, yağ, yün ipliği fabrikaları, et kombinası ve ayakkabı fabrikaları ile hayvancılık ürünlerinin bölgede değerlendi­ rilmesi mümkün olmuş. kapsamına alınmasıyla yapımı

32 SKYLIFE 3/9 1

With mountains nearly 4000 meters high, the tand surraunding Van is more suited to mising anima/s than to agriculture. In 1968 ıınder the government's development plan, livestock related industries such as cheese, butter, wool yarn, meat processing and shoe factories were introduced. Animal feed, cement factories and the 1971 opening of the railway to Iran have alsa contributed significantly to the province's development. Afler exploring the commercial area on Cumhuriyet Caddesi, stroll along Sihke Caddesi which leads to the southwest and to the historic Van castle. Parts of the fortress, the oldest building in Van, remain from 3000 years ago when the city, tken known as Tushpa, was the capital of the Urartu kingdom. The citadel encompasses the history of the area with its 50-meter-high 11Madir 11 tower, rock-carved rryyal tombs, rock monument called 11Mother and Girl, 11 11 Treasury 11 door, mosque, minaret, theological school, and the remains of a military building. Partially destrryyed in the Mangol invasion of 1387, the caslle was renovated in



.

Yaklaşık

3000 yıl önce

Urartulann Tuşpa adıyla

kendilerine başkent yaptığı Van'ın

eski

en

anıtsal

yapısı,

Kale.

The fortress of Vanwas built nearly 3000years ago when the city, then known as Tushpa, was the capital of the Urarlu kingdom.

an Gölü'nde su yüksekliği mevsimden mevsime değ4mektedir Bütün doğal çarpıcılığıyla

Van gölü kı­ yıları .

Theshores of Lake Van are strikingly beautiful.

34 SKYLIFE 3/ 9 1




Ayrıca, yem ve çimento fabrikaları ile 1971 'de işletmeye açılan İran demiryolu, ilin ekonomik gelişmesindeki önemli etkenler. Eğer Cumhuriyet Caddesi'ne değil de, bu caddeyle bir açı yaparak güneydoğuya uzanan Sihke Caddesi'ne girerseniz, bu yol sizi tarihi Van Kalesi'ne ulaştırır. Günümüzden yaklaşık 3000 yıl önce, Urartuların Tuşpa adıyla kendilerine baş­ kent yapuğı Van'ın en eski anıtsal yapısı, kale ... Elli bir metre yükseklikteki "Madır" burcu, kayalara oyulmuş kral mezarları, "Analı Kız" kaya anıtı, "Hazine" kapısıyla olduğu kadar, kale içinde yer alan cami, minare, medrese ve askeri yapı kalınula­ nyla Van Kalesi, kendi başına bir tarih. Kale, 1387 Timur işgali sırasında yıkıma uğra­ mışsa da Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde onarılarak uzun yıllar kullanılmış ve tüm görkemiyle günümüze ulaşmış. Urartulardan sonra tarih boyunca Medler, Persler, Romalılar, Sasaniler ve Arapların egemenliğinde kalan Van, Malazgirt Savaşı'ndan altı yıl önce, Alpaslan tarafından Selçuklu topraklarına kaulmış. Daha sonra İlhanlı, Celayirli, Karakoyun-

both the Selcuk and the Ottoman periods and continued Junctioning for years. After the fall of the Urartus, Van was ruled by the Medes, Persians, Romans, Sasanids and Arabs. Six years bejare the Batlle of Malazgirt, Alpaslan conquered the city and added it to his Seljuk empire. The succession of rulers continued with the llkhanids, jalayirids, Karakoyunlu, Timur-

ake Van is particularly beautiful in the spring lu, Timur, Akkoyunlu ve Safevi egemenliklerini yaşayan kent, Kanuni'nin Irak seferi sırasında Osmanlı ülkesine dahil olmuş.

Toprakkale kazılarında çıkarılan tarihsel kalınulardan başka, Karakoyunlu yapı­ sı Ulu Cami, Hüsrev Paşa Cami ve Türbesi, Çifte Hamam, Kayaçelebi Camisi gibi, 16. yüzyıl yapıtları, Van'ın başlıca tarih kalınu­ ları.

Türkiye'nin en büyük gölü, dünyanın ise en büyük sodalı gölü olan Van Gölü'nde balıkçılık hemen hemen yok gibi. Sadece gölü besleyen İncesu, Karasu, Dönemeç Çayı gibi akarsu ağızları balıkların yaşamasına ve avianmasına olanak veriyor. Gölün kuzeyindeki yaka ve doğu kıyıla­ rı na yakın Çarpanak adalarından başka, güneyde Gevaş yakınlarındaki Akdamar adaları, özellikle doğu Hristiyanlığının ilginç yapısı Akdamar Kilisesi'yle yabancı turistlerin uğrak yeri olmayı hak ediyor. Göl kıyısındaki tesisler yörenin turizm potansiyeline hizmet veriyor. Yolunuz Van'a düştüğünde bu tesislerden gurubu seyrederek yiyeceğiniz kebapları ve yöresel yemekleri kolay kolay unutamayacağı­ nızı şimdiden söyleyelim ... Melek Dener

ids, Akkoyunlu and Safavids. Süleyman the Magnificent brought it under Ottoman rule during his conquest of Iraq. Besides the ancient fınds excavated at Toprakkale, Van's main historic buildings include the Karakoyunlu period Great Mosque, and the 16th century Hüsrev Paşa Mosque and shrine, the Çifte bath, and the Kayaçelebi Mosque. The water in Turkey's largest lake has a high content of sodium bicarbonate and consequently does not support many fısh. There is same fıshing where the Incesu, Karasu, and Dönemeç Çayı rivers empty into Lake Van. In the northem part of the lake is Yaka isla nd, and the Carpanak islands lie along the eastern coast. Near Gavaş to the south, are the Akdamar islands on which stands eastern Christianity's impressive Akdamar Church stands. For vacationers, lakeside resorts provide excellent service. Ifyou happen to be one of the lucky tourists to visit Van, you may be su re that the kebabs and regional food you will enjoy white watching the sun set will be remembered for a long time... SKYLIFE 3/91 3 7


Nissan Pathfinder... 覺k ser羹venci! -~


issan Pathfinder 4X4 ile. yeni bir araç soyunun mükemmel örneği karşın ı zda! Nissa n Pathfinder 4X4. -ister benzinli Z24. ister dize! TD27 olsun- her iki türüyle de hem zorlu bir serüvenci. hem şık bir kentlid ir. 2400 cc güçlü motorundan dinamizmi ya n s ı tan dizaynına. spor jantlarından çelik tamponl arına güç ve güveni yaşatır ... Ayarlanabi lir direksiyon ve ön koltuklarından modern ön paneli ne. müzik setinden güçlü ı s ıt­ ma-havalandırma sistem ine. "sunroof" o lana ğ ından aç ılır arka penceresine... her ayrıntı sıyla da bir lüks

otomobil konforu sunar. issan Pathfinder. kırları ve kentleri. .. iki ayrı dünyayı s ınır s ız ca yaşa mak isteye nl eriçin o la ğanüstü bir seçenek. i ss an Pathfinder. ister tepelerde ister caddelerd e gerçek bir şık serüvenci! lı:mir • Mortcoı: Ankara Aslaltı No 64 Bornova · 35100 Tel 16 94 40 (6 hall lotanbul Show· Room: Al<abe Tıca,.ı Merken Buyukde•e Cad 71H1012 Mec<drıei<ôv · 110450 ~ıanbul Tel 167 4B Ol!

lffiJIB

11

n 1 1fi1)1

1~ 1fi1--M ~ 1

1



CI="40C

Çukurova ithalat ve ihracat T.A.Ş. ISTANBUL Gn Md (1) 133 01 80 (15 hat) ADANA (71) 15 11 47 (5 hat) . ANKARA (4) 287 33 00 (12 hat). DIYARBAK lR (831) 57600 (7 hat) . ISTANBUL-KARTAL (1) 395 34 60 (5 hat). ISTANBUL-TOPKAPI (1) 567 88 18 (12 hat) . IZMIR (51) 18 24 75. BURSA (24) 35 35 44 .ERZURUM (011) 23499 KAYSERI (35) 16 91 68. KONYA (33) 16 31 71 - 16 05 90 . KUTAHYA (231) 13342. MARMARIS (612) 12475. TRABZON (031) 53747 - 50287



anuni Sultan Süleyman 'ın sabrı taş­ mak üzere!.. Çünkü, kendi adını taşıyacak caminin bir an önce tamamIanınasını istiyor. Oysa, yapım uzadıkça uzuyor ... Bir gün, bir haber getiriyor birileri: "Padişahıın, yapım elbette bitmez. Senin mimarbaşı oturmuş, caminin ortasında nargile fokurdatıyor! .. " Kanuni hı­ şıınla kalkmış, doğru yapı alanına.

Gözüyle görmek istemiş. Ve gördüğü zaman da gözlerine inanamamış. Gerçekten Koca Mimar Sinan, caminin bir kö esinde oturmu nargile fokurdatıyor ... "Bre Sinan ne yaparsın?" "Görüyorsunuz efendimiz ... " "Peki bu ne demek olur?" "Şu demek olur sultanım. Şöyle, taa karşı köşeye geçiniz ... daha öteye ... duvar dibine." Denileni yapmış padişah şaşkın­ lıkla. Sinan ise yeniden nargilesinin başına geçmiş, bir iki nefes fokurdatmış:

"Nargilenin sesini duyuyor musunuz efendimiz?" "Evet. .. Duyuyorum." "İşte bunu yapıyorum efendimiz. Aksıseda hesabı ... " "Aferin sana mimarbaşı ... aferin. Allah kolaylığını versin ... " "Ser mimar-ı cihan ve mühendisan-ı devran" (dünyanın başmimarı ve zamanın mühendisi) olarak anı­ lan Mimar Sinan, Süleymaniye için "kalfalık eserimdir" der ... Mimar Sinan Erciyes dağının eteklerinde, Kayseri'nin Ağırnas köyünde dünyaya gelmiştir. Süleymaniye Camisi onun sadece bir mimarlık şaheseri değil, aynı zamanda çağının gerektirmelerine yanıt getiren bir sosyal ve kültürel kurumdur. Bu görkemli yapılar bütününde Mimar Sinan, ta çocukluk yılla­ rında bilinç altına nakşettiği Erciyes dağının çizgilerini yansıtır. Süleymaniye Külliyesi, batılıların "Muhteşem Süleyman" diye adlandırdıkları Kanuni Sultan Süleyman'ın, Osmanlı ülkesine askeri, siyasi ve kültürel alanlarda kazanelır­ dığı gücün de simgesidir. SKYC!fE 3, 1

43


Caminin dört minaresi, Kanuni'nin fetihten sonraki dördüncü ... on şeretesiyse onuncu Osmanlı padişahı oluşumı belirler. 84 cami, 50'yi aşkın mescit, 57 medrese, su yolları, köprüler ve kerlansaraylara imza atmış koca mimarın bu dev eseri, sadece temel işleviyle değil, daha nice olağanüstü hesaplan maharetle yyguladığı bir eser niteliğin­ dedir. Orneğin, mükemmel akustiğinin (nargile öyküsüne rağmen) nas ı l hesapJanelığına hala akıl erdirilemiyor. Caminin kubbe çapı "ebcet" hesabıyla yazıya çevrildiğinde, "Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali" okunuyormuş. Sırn çözülemeyen havalandırma sistemiyle, kandillerinden çıkan is'in kubbedeki bir pencerede toplanarak hattaliara mürekkep yapılmak için damıtılma­ sı, bugün de akıllara durgunluk veren bir hesaba dayanıyor. Yapının doğal ortama uyumu, yerinin seçimi, sütunları, mermerleri, oymaları, kakmaları ve çinilerinin yanı sıra, Sarhoş İbrahim'in vitrayları ve Ahmet Karahisari'nin hat'ları, caminin uyumlu bütünlüğünü oluştu­ ran önemli ögeler. SO SYAL, KÜLTÜREL BİRİMLER

Süleymaniye Külliyesi'ni oluştu­ ran diğer yapılara gelince ... Çağının tıp fakültesi demek olan "Darüttıp", külliyenin en küçük bölümü. Tıp teorisi öğretilen bu kurumda 20 akçe yevmiyeli bir müderris (profesör) toplam sekiz öğrenci­ ye haftada dört gün ders veriyordu. Yapı, günümüzde de Sağlık Merkezi olarak kullanılıyor. Darüttıp'la aynı yapı kitlesi içinde yer alan, "Sıbyan Mektebi" ile "Evvel" ve "Sani" medreseler, yirmi iki küçük kubbenin örttüğü blok içinde. Günümüzün ilk, orta ve lisesi demek olan bu eğitim kurumlannın yazlık ve kışlık dersane leri, avluları var. Bugün medreselerin yerinde Süleymaniye Kitaplığı, Sıbyan Mektebi'nin yerindeyse Çocuk Kitaplığı hizmete devam ediyor. Caminin Haliç ve Boğaz'abakan cephesindeki, "Rabi" ve "Salis" medreseler, arazinin egımine uyum sağlayan ve aviulu medrese planının uygulandığı bağımsız yapı­

lar. Bu iki medresenin ve Darüttıp'ın camiye bakan cephesinde "Tiryaki Çarşısı" denilen bir sıra dükkan uzanıyor. Caminin I laliç'e 44 SKYLIFE 3/9 1


Süleymaniye Camisi'nin Zeyrek'ten

ls profile of cascading rlomes daminating lslanbul's rityscape, the Sü!Jymaniye, Sinan 's aTclıilectural wondeT, exemplifies proportion and Tefınement. Buill in only seven yean, on an awkwaTd and sloping site, it is a testament to the rnililary, fıolilical and cullural power of the Ottoman Empire in the reign of Sullan Süleyman (1520-1566). A fitting memorial to the ruler known by his oıım people as the Lawgiver and in the Europe as the Magnificent, the Süleymaniye was and

is more than a mosque. An entire complex of buildings or külliye, which provided all social services, this was a kind of city center and occupied an area of 12 hectares. Surraundgörünüşü (yanda). Cami ing the mosque were four theologicallaw colleges or Medrese avlusunda which taught the four diflerent lslamic codes, a Koran namaz çıkışı. school, a hostıilal and medical school, soup kitchen, hospice, The Süleymental asylum, caravansarai, school ofreligious tradition, maniye dambat/ı, shops, as well as the mausolea of the Sullan and his inates old Iswife. tanbul (left). The endowment records provide documentation of the uses, The courtstaffıng, ineome and expenditures of the various parts of the yard stili complex. In the Darüttıp or medical school, a professor serves asa taught eight students four times a week and earned a salary focus of soof 20 silver coins; today, the building serves as a clinic. In cial life. the same section, covered by twenty-two small domes, were the religious sclıools which had both summer and winter classrooms. These rooms are presently used as libraries. Faring the mosque, adjoining the medrese and the medical center was the Tiryaki çarşısı, or addicts market, a row of shops whose ineome contributed to the operating costs of the charities. We know that the Darüşşifa, or hospice, employed three physicians, two surgeons, two eye-specialists, one pharmacist, an assistant pharmacist, a steward, a seller of sherbet, a butler, a nurse, a laundress, a barber and a bath-attendant. The Bimarhane, or mental hospital, with iLs pavilions and wards surraunding a courtyard was known as the most advanced asylum of its li me. Now it houses a military printing housP. Consisting of eiglıteen cells, the Darülhadis, or school of religious Iradition, is two-story building built on the slope of the hill facing the Golden J/orn; currently shops occupy the cells. The lmaret was the soup kitchen wlıere the poor cmıld be sure of a hot meal. Recently it housed the museum of Turkish and lslamic Art and is now the Calligraphy Museum. SINAN'S INCREDIBLE CALCUIATIONS This complex was indeeri Sinan's triumph. Bornin Ağırnas, Kayseri and trained as an engineer, Sinan didn 'ı design his first building until he was almost fıfty. In his career he buill 84 congregational mosques, over 50 small mosques, 5 7 theological schools, bat/ıs, aqueducts, bridges and caravansanes. Although the silhouette of the mosque commands the skyline when seen from r>ither Calata or the Asian side of Istanbul, the geography of the old city conceals the splendid monument. Afler navigating through a maze of narrow winding streets, one arrives all of a sudden at the open space wlıich surrounrls the building and looks up to admire the imposing structure. Inside tlıe mosque an original program of dPcoration creates an atmosphere of harmony and rationalism. The minaturelike lznik tile decoration of the mihmb - the first USP of Bolu red - juxtaposes with the grandeur of the architPctural scalP. Sinan was responsible for the entire design of the building, and his enginPPring backgrmmd is atJfıarent in the subtle mathematical proportions and symboLs in his works. lt is said that the mosque's four minarets signify that Sullan Süleyman was the fourtlı ruler afler the conquest of Istanbul and thP tm mincn"f't balconiPs remind that he was the tenth Ottoman ruler. How he created the nıosque's fabulous acoustics, despite the waterpipe sto1)', (sPP box) is slill un known. \Mıen the mnemonic formula used to calculate the rirrwnferma of the dome is spelled out, it reads "Oh Allah, Oh MohammPd, Oh Ali." THE MAUSOLEA OF SÜLEYMAN AND HIS FAMILY The 46-ymr rngn of Süleyman marked the golden age of the Ottoman SKYLIFE 3/ 9 1 45


bakan yanında, külliyenin en uç yapısı olan "Darüşşifa"da, 30 akçe yevmiyeli bir başhekim, 20 ve 10 ak· ı·ı uç · 11ek"ım, ı·ki cerra11, ı·k·ı goz ·· h e ki mı,· b"ır çe yevmıye ıc: ·ı k"lh . k eczacı, b ır eczacı ·a ıası ı e ve · ı arç, şer b•etçı,. k"ı Ier. cı, hastabakıcı, çamaşırcı, berber ve teliakın görev yaptığı, kurumun vakfıyesinden (vakıf senedi) an-

Süleymaniye'nin bir mimarlık şaheseri olan geniş C . kubbesi . . . (yanda). .. ül" arnının ıçme suz en .. da gun ışıgın namaz

kılanlar (altta).

Th

l

!aşılıyor. e structura .. Havuzlu bir avlu etrafından dizilen revaklar ve scheme of the Sukoğuşlarıyla "Bimarhane", zamanın en ileri akıl leymaniye reinterhastanesi olarak anılır. Yapı günümüzde askeri prets that of the matbaa olarak kullanılmakta. 6th century Rabi ve Salis medreselerinin Haliç'e bakan yü- Haghia Sophia zünde, ancak öbür medreseleri bitirenlerin devam (right). Worsipers edebildiği, günümüzün master ya da doktorası dü- o~woay in the serene . d -· . "D ··ıh d. M d ., r•' z~yı n .. e egı tım veren aru ~ .ıs -~ r.esesı on se~ interi or of the kız hucreden oluşuyor. Arazının egımıne uyan ıkı mosque bathed in katlı yapının altında bugün de kullanılan ,1} [· ht dükkanlar bulunuyor. sı· sun ıg. Darüşşifa'nın yanında, dikdörtgen planlı, sivri ( e ow). kemerli revaklada çevrili avlunun çevresinde yer alan "imaret" (Yoksullara yemek dağıtan aşevi) 1983 yılına dek Türk İslam Eserleri Müzesi olarak

1

kullanılıyordu.

Tüm külliyenin kileri, mutfağı ve yemekhanesi olan "Tabhane" ise, orbir havuz bulunan dikdörtgen aviuyu çevreliyor.

tasında yalın

ANUNİ VE YAKINLARININ TÜRBELERi DE KÜLLiYENİN İÇİNDE Kırk altı yıllık padişahlığı döneminde İmparatorluğuna en görkemli

dönemini yaşatan Kanuni'nin Zigetvar seferi sırasında ölümü, Sokullu Mehmet Paşa tarafından kırk sekiz gün gizli tutulduktan sonra, cenazesi İs­ tanbul'a getirilerek Süleymaniye Camisi avlusuna gömülmüştür. Sekiz köşeli plan üzerine yapılan, on dört pencereli Kanuni Türbesi, dıştan yirmi dokuz sütunltı bir revakla çevrilidir. Girişin önünde dört yeşil somaki sütun! u bir revak var. Dıştan kapı yanları, içten duvarları İznik çinileriyle kaplanmış. Abanoz ağacından kapılar tildişi kakmalarla süslü. Pencere kanatlarıysa geometrik motifli ahşap oyma. Türbede Kanuni'den başka, yakınlarının da sandukaları bulunuyor. Aynı avluda yine sekizgen planlı, hasık kubbeli yapısıyla, bahar dalı motifli İznik çinileriyle kaplı Haseki Hürrem Sultan Türbesi de yer alıyor. Fetva yokuşuyla Mimar Sinan Caddesi'nin kesiştiği köşede Üçüncü Murat döneminde yapılan sebilin arkasında , bu muazzam mimarinin yaratıcı­ sı Mimar Sinan , son derece sade yapılı türbesinde yatıyor. Türbenin yazı­ tıncia Sai'nin mısraları bulunuyor:

olup mimarı bü merrl-i güzin Yaptı bir cami, verir firdevs-i aladan nişan /~'mr-i şahiyle kılup su yollarına ihtimam Hızr olup ab-ı devranda şekl-i kehkeşan Kıldır dört yüzden ziyade mesrid-i ali bina Yaptı seksen yerde m mi bu azir kar-dan Yüzden artık ömr sürdü akıbet kıldı vefat Yattığı yeri Huda kılsın anın bağ-ı cinan Rıhletin Sai-i Dai dedi tarihin Cöçdi bu demdP cihandan pir-i mimamn Sinan Han

Süleyman'ın

4 6 SrYL.FE 3 '91


Sultan Süleyman was about to lose his patience... He was anxious for the mosque which would be named after him to be completed immediately, but construction went on and on. One day someone told him that the architect was in the middle of the mosque smoking a water-pipe. Annoyed, the Sultan went straigbt to the building site to see with his own eyes if the report was true. lndeed, ina comer sat the great architect Mimar Sinan smoking a narghile. "Sinan, what do you think you are do ing?" "Just what you see, your Higbness." "What does that mean?" "lt means this, your Highness. Please go as far as the opposite corner ... further stili ... there, next to the wall." Bewildered, the Sultan did as he was told. The architect sat down again and inhaled from his water-pipe. "Do you hear the water-pipe bubbling, your Highness?" "Yes, I do." "Well, that was what I was doing a moment ago ... I was calculating the echo."

EmpirP. His deaılı during the Szigetvar campaign was concealed from thP army &y Sokullu Mehmet Paşa for 48 days. When his body was brought to Istanbul, it was buried in thP courtyard of the Süleymaniye. His ortagonal mausoleum is surrounded &y a 29 columned pavilion; an overhanging eave supported &y four green marble columns shellers the entranCP. rtanking the door and paving the interior walls are splendid Iznik tiles which convey the poı~ PT and majesty of the Sultan who res ts insidP. NPighboring his tomb is that of his belovPd wifP Roxelana ( HasPki Hün·em Sultan) who predeceased him. Her shalloı~domed ortagonal mausoleum rejlects her femininity; euro the lznik tile decoration ofJlowning plum trees seern to speak of Sü!Ryman 's lovP. Surh was Sinan 's investmmt in this rmnjılex that lıP chose to build his tomb nmrl7y at the intPTsection of thP I·"Ptva slopP and Mimar Sinan strPPt. lt is a rnodest building easily missed; on his tornbstone a eulogy f7y thP poet Sai l.aud.s the arrhitert 's rnagnifirmt a rrornplishrnenls. Sf"YLIFE 3/91 47


_

..........

-


If you are looking for a Bank that

speaks the Language of your business

OSMANLI BA NKASI / OTTOMAN BANK Voyvoda Cad. 35-37, Karak繹y 80000-襤sta覺覺 bul Tel: 152 30 00 Telex: 24 828 di ro tr. - 24 193 d iro tr. Te lefax: 144 64 71


The artistic and decorative magic of kilims is irresistible. Like a growing number of collectors in Turkey and abroad, Katherine Precht has fallen undertheir spell.

Türk kilimleri sanatsal ve dekoratif büyüsüyle gerek yurtiçinde, gerekse dışarda pek çok koleksiyoncunun başını döndürmekte. Katherine Precht anlatıyor.

KILIM Photographs: Turgut Salgar

Every time I walk inlo the bawar I teli myself, "You can't buy anything, you 've already spenl this monlh 's allowance, " and yel I have never made an exrursion wilhout bringing somethinga grain sack, a saddlebagface, a kilim, an apron - home. I suffer from the wellknown addiction, or madness, for textites and kilims in partirular. In the jıast 15 years these exuberant brightly colored jlat weaves have captured the hearls and imaginations of rollectors, decorators, scholars, and dealers. For centuries they were ignored, exrepl lıy the women who made them and their families who cherished them, &y a world which condemned them because they didn 'l have a piiR. The very slrurture of kilims, rolored wefl threads weaving a design on a laut warp, makes them more prone to d arnage than the more substantial pilt' rug or halı; intaci kilims over 200 years old are a mrity. Everyone has heard the story of bu nd les of carjJets being sent for export wrapped in (then) worthless kilims. Sin re !heir redisrovery in the mid-seventies, elhnographers, archaeolog:ists and art lıistorians have begıın to study the weavings to lmm about tlıeir provenanre, their creators, their uses, their techniques, and the origin of tlıeir designs. Thr more these questions are investiwıted, the grealer the controversy bul alm the greater the apjıreciation. Thefırst kilims to berome popıılar in the Wesl were Iranian of two diarnetrically ojıposed types - the Qashqai kilim wilh a bold pattern of bright colors and the inrredibly subtle and Jıne Sennehs. Caucasian kilims, elegant witlı a brilSO SKYUFE 3/9 1

KİLİM TUTKUSU Kapalı ça r ş ı'dan

içeriye ne zaman atsam, içimde bir ses söylenmeye başlar: "Tek bir şey bile satın alamazsın. Bu ay zaten fazlasıyla alışveriş ya ptın." Ama gene de, dışarı çıkarken elimde muhakkak bir çuval veya heybe, ya birkilim ya da bir örtü vaı·dır. Çünkü tanıdığım pek çok insan gibi ben de kilim ve dokuma delisiyim ... Cıvıl cıvıl renkli, havsız Türk kilimle ri son on beş yıldır koleksiyoncusundan dekoratörüne, akademisyeninden toptancısına, binlerce kişinin aklı­ nı başından almış bulunuyor. Oysa sırf havlı olmadıkları için yüzyıllar boyunca bütün dünya tarafından küçümsenmi şlerdi. Onları dokuyan aileler dışın­ da, değer veren yok gibiydi. Tezgaha gerilmiş ipler arasından renkli yünlerin geçirilmesi yöntemiyle dokunan kilimin halı ya nazaran çok daha dayanıksız olması da bu ilgisizliğin sebeplerinden biriydi . Bozulmadan en fazla iki yüz yıl dayanabilen kilimler vaktiyadımımı



It is the Anatolian kilim which has captured the imagination of collectors, museum directors and dealers everywhere. liant palale and refıned design, also suited westenı tastes. . For the last ten years, however, it is the A natolian ki lim which has captured the imagination of collectors, museum directors and deaters everywhere. Many of the oldest and best preserved examples can be seen in the Istanbul Vakıflar Museum in Sultanahmet. Originally given to mosques as a pious donation &y the weaver or her family these tapestries lay for years u nder layers of rugs and reed mats, until they were collected for the museum. With the assembling of these old pieces at the beginning of the 1980s, the study of the motifs and their meaning began. A ny trip to the Covered Bazaar will teach you about the ram 's honı, the elibelinde (hands on hips), the bird, the comb, or the monster's feet- the current descriptive namesfor the symbols. Bul whether the weaver intentionally imbued her tapestry with the meanings now ascribed to the designs is anather story. Currently a scholastic debate rages about the origin and meaning of the motifs - did they come from Central Asia with migrating Turkic tribes or are they the remains of Neolithic imagery also (ound on wall paintings at Çatal Hüyük. At the November 1990 exhibition in San Francis co at the occasion of the 6th International Conference on Oriental Carpets, this issue was mostly avoided when the kilims were discussed aestheticall"f as abstract art objects. This theoretical argument, nowever, doesn 't add to my appreciation or lave of 52 SKYLIFE 3/ 91

le , ihraç edilen halılara ambalaj malzemesi olarak kullanılıyordu! Derken, 1970'lerin ortalarında kiJim yeniden ke fedildi. Kilim desenlerinin kökenleri, bu desenierin yaratı­ cıları ve dokuma teknikleri sayısız etnoğraf, arkeolog ve sanat tarihçisinin ilgi alanı haline geldi. Bu bilimsel çalış­ malar kesin yanıtlar getirmese bile, yüzyıllardır ihmal edilen kilimin sonuçta kadrinin bilinmesini sağladı. Batı dünyası ilk önce birbirinin tam zıddı iki İran kilim tipine, canlı renkli iri desenlerle bezeneo Kaşkay ile inanılmayaca k derecede ince bir işçilik gösteren Sine'lere gönlünü kaptırdı. Gene canlı renklerden olu an zarif desen leriyle Kafkas kilimieri de bir hayli beğeni u ya ndırmaktaydı.

Fakat Anadolu kilimieri son on yıl­ dört bir yanında koleksi-

dır dünyanın

yoncu , müze yö neticisi ve toptaneıla­ rıo gönlünde taht kurmu bulunuyor. Bu kilimierin en eski ve en iyi korunmuş örneklerini bugün Sultanahmet'deki İstanbul Vakıflar Müzesi'nde görebilirsiniz. Vaktiyle dokumacısı ya da onun ailesi tarafından camilere bağı !anan ve yıllarca halı ların, hasır yaygıların altında yatan bu kilim ler, bugün müzenin baş kö esinde sergileniyor. 1980'lerin ba ında, bu eski parçalar müzelere girmeye başlayınca, ılzerle­ rindeki motifler ve bu motifterin anlamı da bir ara tırmakonusu haline geldi. Kilim motiflerine bugün "koç boynuzu", "eli belinde" , "kuş", "tarak", "canavar ayağı" gibi isimler veriliyor. Ama bu seınbollere günümüzde yakış­ tırılan anlamların dokumacının mesa-

"Eli belinde" motifi. Detay.

A detail of aMalatya kilim highlights the elibelinde (hands on hips) motif.



jını

gerçekten yans ıtıp yansıtmadığı bir konu! Motifterin kökeni ve an lamları bugün akademisyenleri yoğun tartışma­ lara yöneltmekte. Kimilerine göre kiJim motifleri göçebe Türk boylarıyla Orta Asya'dan gelmiş . Kimileriyse bu motiflerle Çatalhüyük'te gün ışığına ç ıkan Neolitik duvar resimleri arasın­ da bir paralellik kuruyor. Ku kusuz, bu tartışmalara hiç girmeyip, Kasım 1990'da San Francisco'da 6. Uluslararası Halı Konferansı çerçevesinde düzenlenen sergide olduğu gibi, kilimieri oyut sanat eserleri olarak değerlen­ dirmek de mümkün . Bütün bu teorik tartışmalar benim ki !im sevgimi pek etkilemiyor açıkçası. Ben bir kilime bakarken bambaşka sorular soruyorum kendime: Bunu dokuyan kadın ş u bölümü yaparken ne dü ünüyordu? .. Bu motifı niçin kullandı ?. . eden böyle bir renk bile imi seçti? .. Deseni önceden tasariarnı mı ydı ?.. kadar zamanda dokudu?.. Ayrıca kilimierin sırf anat eseri olmadıklarını da unutmamak gerek. Aynı zamanda bir i !evleri de vardı. Kilimin büyü ü i te bütün bu unsurların birleiminden kaynaklanmakta. Yüzy ılla­ rın ve kültürlerin ötesinden, kilimi dokuyan kadının yaratıcı lı ğı hala bize eslenebiliyor. Doğal olarak ben de bu çağrıya "hay ı r" diye miyorum . Evimdeki her yüzey kilimlerle kaplı . ereye baksanız kilim dese nleri görüyorsunuz. En güzel, en artistik parçalar duvarları, daha dayanıklı olan lar yerleri süslüyor. Heybel rden yaptığım yastıkl ar bir kö ede küçük oturma grubu o lu turmakta . Ma alar, yıpranmı koltuk yüzeyleri, hep irili ufaklı kilim parçalarıyla örtülü. İnanılır şey değil ama Konya, ErLUrum, Malatya, ivas, Aydın, hatta Trakya gibi çok fark lı yörelerden gelen kil imler, bir evin içinde on derece uyumlu bir bütün olu turabiliyor. apayrı

BirDoğu

Anadolu kiliminden "gül" motifi. Detay.

A gül (rose) motiffrom an eastenı AnatoZian kilim.

54 SKYLIFE 3/ 91

these weavings. When I look at a kilim many factors combine to form my reaction. Wlıat was the weaver thinking when she wove a certain area, why did she use a particular motif, why did she seleel a color composition, how much did she plan her kilim ahead of time, how long did it lake her to WP.ave the rug? lt is also important to remember that kilims were conceived as more than art objects - they served a functional purpose as well. T'he synthesis of all these elements is what gives kilims their power. Despite the passage of centuries and culture:;, the weaver's handiwork still speaks to us. It 's a call I can't resist. In my house flatweaves cover every available surfa ce, so that your eye is constantly assaulled with pattem. The best and most artistic ones hang on the walls, large and durable examples lie on the Jloor, stuffed grain sacks form an informal silting area, and many bits and pieces cover undistinguished table tops and drape over worn upholstery. It amazes me that kilims from different places Konya, Erzurum, Malatya, Sivas, Aydin, and even Thrace - all relate to each other and live happily together in one house. When next I debate a purchase, inevitably the creativity and skill of the weaver will cry for recognition, and once again I' ll su ecu mb to this richly rewarding addiction.

Anadolu kilimieri

dünyanın

dört bir yanında koleksiyoncular, m üze yöneticileri ve toptancıların kurmuş

gönlünde taht

bulunuyor.





s we rode into the narrow Sıyırma valley Mehmet, a local viilager from whom we had hired a couple of horses, pointed to an inaccessible cave gouged out of a vertical slab of rock. 11 There's treasure hidden there, 11 he said. 11If anyone ever climbs to the top my village will be rich. 11 Rural Turkey abounds in folk tales; sorne of the most colorful are told &y the serni-namadie Yörük of the Taurus mountains in southcentral Anatolia. In his youth Mehmet, now in his late sixties, had be-

lieved that a vast treasure trove lay hidden behind the seventh of seven waterfalls in one of the valleys behind his village. He had spent months wandering the mountains in search of the falls and only now, half a century later, has he begun to doubt the story. Most peasants, however, rernain convinced &y tales of buried treasure, and outsiders venturing into their mountains are, they believe, searching for hidden hordes. A ll my wife joelle and I were searching for was splendid mountain scenery and a glimpse of traditional namadie life. Neither were hard to find. Soan after entering the

mouth ofthe Sıyırrna valley, one of the most beautiful in the Taurus range, we carne to the first and lowest of the summer pastures, or yayla. After two hours in the saddle we needed a break, and our horses sensing refreshment, made a beeline for the water trough. Afler dismounting we were soan the center of attraction. As a shepherd proudly showed us his striking felt mantle, known as a kepenek, two small girls approached from a group of tents on the far side of the yayla. Each carried a tray with glasses anda large bowl ofayran, a sour yogurt drink. "Hoş geldiniz (welcorne), 11 they bearned shyly, offer-


aracık Sıyırma

vadisinin girişinde, rehberimiz Mehmet Taşyalak ta yükseklerdeki bir kayanın duvar gibi dimdik inen cephesinde açılmış bir mağara ağzını göstererek, "Defıne var orada," diyor. "Tepeye bir tırmanabil­ sek, bizim köy altına boğulacak." Türkiye'nin kırsal yörelerinde her taşın bir hikayesi var. Hele Orta Anadolu'nun güneyinde, Toros dağlarında yarı göçebe bir hayat süren Yörüklerin dağarcığındaki halk hikayeleri öylesine zengin ki! Bindiğimiz atları bize kiraya veren Mehmet, gençliğinde köyünün berisindeki vadilerden birinde yedi çağlayandan yedincisinin arkasın­ da muazzam bir defıne saklı olduğuna inanırmış. Bu dağlarda aylarca dolaşıp çağlayanları aramış. Şim­ di, yetmişine merdiven dayadığı bu yıllarda, defıne hikayesinin biraz şüpheli olduğunu güç de olsa kabul edebiliyor. Fakat çoğu köylü için, gizli hazinelerin varlığı tartışılmaz bir gerçek. Dağlarına ayak basan her yabancı yı o yüzden defıne avcısı olarak görüyorlar. Oysa karım Joelle'le benim bu tanıma uyduğumuz pek söylenemez. Bizim tek arzumuz dağlarda gizli doğal güzelliği ve geleneksel göçebe yaşamını yakından görebilmek. Bu kısa gezinti bizi hayal kırıklığına uğratmadı. Torosların en güzel vadilerinden biri olan Sıyırma'ya girdikten kısa bir süre sonra, zirvelere doğru sıralanan yayialardan ilkine ulaşmış bulunuyorduk. İki saat at sırtında yolculuktan sonra, biraz dinlenıneye kim itiraz eder? Zaten atlarımız da suyun kokusunu almış, pınarın yolunu tutmuştu bile. Eyerden indiğimizde, kendimizi ilginin odağında bulduk. Biz bir çobanın gururla gösterdiği kepeneği incelerken, yayianın öbür ucundaki abadan iki küçük kız yaklaştı yanı­ mıza. Utangaç bir gülümsemeyle "Hoşgeldiniz," diyerek sundukları buz gibi ayran, yorgunluğumuzu silip götüren lezzetiyle yayla hayatı­ nın simgesi gibiydi. Susuzluğumuzu giderdikten sonra, yeniden atianınıza binip dağların derinliklerine doğru yolumuza devam ettik. Olağan turistik güzergahın dışına çıkan çoğu seySKYLIFE 3/9

59


ing a glass of milky liquid. It was cool, refreshing and a pleasing introduction to yayla life. Having quenched our thirst we remounted and headed deeper into the mountains. Like many who regularly venture oJ! the beaten track, !'ve become accustomed to travelling light. But Mehmet had no such qualms about keeping the weight down. His mule draped with bulging saddle-bags was burdened with huge juicy watermelons, a canvas tent, anda week's supply ofyufkaa thin unleavened bread. By mid-afternoon, just when the horses began to feel the strain and the heat of the strong sun, we saw the valley open out to form a wide grassy bowl. Here, beneath the towering outcrop of Parmakkaya, or finger rock, lay a second Yörük camp where we were to spend the night. As we unloaded the horses and began to erect the tents, curious children gathered to watch. They took a parti cu lar liking to J oi!lle and asked for skin cream for their weathered faces . Most of the men had le.ft the camp with their herds to wander the side valleys of the Sıyırma. There they would spend the night wrapped in their kepenek blankets, their sheep guarded by large A nato li an do gs whose spiked collars protect against attack by wolves. White 1 heated water for tea, Mehmet chopped a watermelon into slices. A fine looking woman, perhaps in her mid-thirties, accompanied by her children approached us. She chatted easily with Joiille and had considerable social confidence. She was from Çukurbağ village, where we had begun our day's journey, but had spent four years in Ankara. She didn 't need to come to the yay la she explained; she just liked to spend the summer up in the mountains. Mehmet alsa had no reason to come to theyayla but had agreed to accompany us as he did groups of mountaineers. Until ten years ago, however, he had faithfully visited theyayla each summer. Now, in semi-retirement, he preferred to re60 SKYUFE 3/ 91


yah gibi, ben de az eşyayla yolculuk etmeye alışığım. Fakat rehberimizin gereksiz yük taşırnama gibi bir kaygısı

olmadığı

anlaşılıyordu .

Çünkü katırının iki yanından sarkan heybeler bir çadır, bir haftalık yufl<a ekmeği stoku ve kocaman sulu kavunlada tepeleme doluydu. Öğleden sonra, tam atların kız­ gın güne in de etkisiyle yorgunluk belirtileri göste"rmeye başladıkları bir anda, vadi önümüzde geniş bir çay ırlık halinde açılıverdi. Geceyi burada, göğe yükselen Parmakkaya'nın gölgesi altındaki Yörük abasında geçirecektik. Atların üzerindeki yükü indirip çadırlarımızı kurmaya başladık. Çevremizi hemen saran meraklı ço-

cuklar özellikle Joelle'den çok hoş­ lanmış, güneş yanığı ciltleri için ondan yüz kremi istemeye başlamış­ lardı. Obada pek az erkek görünüyordu. Erkeklerin çoğu sürülerini Sıyırma'nın çevresindeki vadilerde otlatmaya çıkmıştı. Uzun kepeneklerine sarınarak açık havada geceleyecek, tasması çivili iri çoban köpekleriyle birlikte sürülerini kurtlardan koruyacaklardı. Ben çay yapmak için su ısıtır, Mehmet de kavun keserken, otuzotuzbeş yaşlarında güzel bir' kadın çocuklarıyla birlikte yanımıza yaklaştı. Hiçbir çekingenl ik belirtisi göstermeden Joelle'le sohbet etmeye başladı. Sabah yola ç ıktı ğımız Çukurbağ köyündendi, fakat dört

yıl

Ankara'da oturmuştu. Yayiaya mecburiyetten değil , yaz ı dağlarda geçirmeyi sevdiği için geldiğini söylüyordu. Aslında, biz olmasak Mehmet de yayiaya çıkmayacaku. On yıl öncesine kadar, hiç aksatmadan her yaz sürülerini yayiaya getirmişti. Artık kendini yarı emekli sayıyor, dağcı gruplarına yahut bizim gibi yolculara rehberlik işi çıkmad ıkça Çukurbağ'da kalıp meyve bahçeleri ve bostanıyla uğraşmayı tercih ediyordu. Mehmet'in anlattığı cin ve peri hikayelerine karşın, o gece deliksiz bir uyku uyuduk. Sabaha karşı koyunların sesiyle uyandım. Obanın üzerindeki yamaçta, bir koyun sü-


main in Çukurbağ tending his garden and orchards. We slept well that night despite Mehmet 1s stories of the evil jinn who could punish one instantly for a minar transgression. Just beJare dazım, the sound of a jlock of sheep maving slowly past the camp woke me. Dozens walked in single .file on the killside above. Then as one of them missf'd ils Jooting, sending a shower ofsmall stones rolling down the steep slope, they srattered in all directions, bleating Juriously. After breakfasting on yujka, sheep s yogurt and tea we struck camp. Mehmet Jetched the loaded horses and, waving lo the camp chil1

dren, we headed north. We spent Villagers from Mehmet s side of several days traversing rocky spurs, the mountains don 1t reach Yedi passing more camps, where we were Göller. It is invariably those from the again welcomed with ayran, until south-eastern side who come in Aufinally we began the long asseni to gust to pitch camp beneath the splenthe starkly beautiful and dramatic did peak ofDirektaş. Indeed, the JolSeven Lakes Basin, a 3000-meter- lowing day, as we descended the far high plateau known in Turkish as side of the range, we met a group of Yedi Göller. Yörüks heading up to their camp. The highest Yörük pasture in the Unlike the nomads of the Sıyırma area lies among the wide expanse of valley they were camped in goat-hair Yedi Göller. At the beginning ofjuly tents and were more guarded in their at this elevation, however, we were relationships with outsiders than too early to encounter a camp. Snow those with whom we had spent the still covered the mountainsides and first night. But they were still much of the pastureland where, Yörüks, hospitable, ı-urious and, within a fortnight, sheep and goals like generations bejare them, on their way to their beloved yayla. would graze. 1


rüsü tek sıra olmuş ağır ağır ilerliyordu. Derken bir tanesinin ayağı kaydı, dik yamaçtan aşağı yuvadanan çakıl taşlarının gürültüsünden ürken koyunlar meleyerek dört biryana dağılıverdi. Yufka ekmeği, koyun yoğurdu ve çayla karnımızı doyurduktan sonra çadırlarımızı söktük. Mehmet atları yükledi, abanın çocuklarına el salIayarak kuzeye yöneldik. Kayalık s ırtlarda günlerce süren gezintimiz sırasında daha pek çok obaya rastlayacak, hepsinde bir tas ayran ve güler yüzle karşılanacaktık. En sonunda, bu sırtları geride bırakıp deniz seviyesinden üç bin metre yüksekte, ya lın ve çarpıcı bir güzelliğe sahip Yedi Göller Havzası'na doğru

uzun tırmanışımıza başladık. Bu dağlardaki en yüksek Yörük yayiası Yedi Göller havzasındaydı. Fakat henüz temmuz ayı yeni başla­ mıştı, yani bu irtifada yayla mevsiminin açılmasına daha birkaç hafta vardı. On-on beş gün sonra koyun ve keçilerin yayılacağı çayırlar şim­ dilik hala karla örtülüydü. Mehmet'in köyü ve komşu köyler Yedi Göller'e hiç çıkmıyordu. Her yıl ağustos ayında burada, Direktaş'ın haşmetli zirvesinin altında kurulan oba yalnızca dağ sırasının güneydoğu yamaçlarındaki köylere aitti. Nitekim ertesi gün o taraftan in işe geçtiği m izde, yayiaya doğ­ ru yola çıkmış bir Yörük boyuyla karşılaştı k.

Sıyırma

vadisindeki göçebeler-

farklı olarak keçi kılından çadırlarda oturan bu boy, ilk gece bizi

den

misafir eden boya nazaran yabancı­ lara karşı biraz daha mesafeliydi belki. Fakat tüm yörükler gibi onlar da konukseverdi, meraklıydı ve yürekleri sevgili yayialarının özlemiyle dopdoluydu. Eğer, at sırtında yaptığımız bu küçük gezimiz sizde de Türkiye'nin en yalçın dağlarını, Torosları dolaşmak, tanımak isteği uyandırdıysa

iki önerimiz var: Çukurbağ köyünün Mat deresi mahallesinde oturan rehber Mehmet Taşyalak'ı bulun, bir ... Dönem olarak mayıs sonları y la te mmuz ortasını kapsayan ayları seçin, iki ...


34-/NCH THEA TRE-SIZED TV WITH SUPER WOOFER AYRI ÇlKlŞLI

SÜPER HOPARLÖR 85 cm. BÜYÜK BOY TV

349X9M • 85cm . CJ FST Ekran • Dinamik süper hoparlör ve 4 kanal stereo sistemi • 28 ayrı renk sistemi • Multiple AV terminalleri

COMPACT & PORTABLE VIDEO CASSETTE PLA YER KOMPAKT VE PORTATiF ViDEO PLA YER •'

~

H\

ı

VCP-BTE MIS] • Taşımak için sapı olan portatif player • On , Play, Rewind ve Eject düzenlemeleri otomatik • Resim dondurma-1130 ağır çekim playback sistemli • Nem dedektörlü kurgu sistemi

V-BBOMS lY1~Ş,J

• Multi-sistem uyarlamalı (PAL, SECAM, MESECAM , NTSC 4.43, NTSC 3.58) • " Rental position " düzeni, eski, gürültülü bantların gürültüsünü temizleyerek aktarır • Linear zaman sayacı ve kullanı­ labilir bant uzunluğu göstergesi • Yeni 4-kafalı long play sistemi

In Touch with Tomorrow

TOSHIBA

TOSHIBA CORPORATION


Casino Laleli

r;)Jow it is your turn ... to come and enjoy an evening at the Casino Laleli at the Ramada Hotel old town Istanbul

where enjoyment...... is the name of OP_.-

the game...

Black Jack,

-

Haccarat (Punto-Banco), 7 Card f~

Stu d Poker, American Roulette .. . Slot-Machines too .. . Daily open for Slot-Machines 1 pm. til/ 4 am, for Tab/e Games 6 pm. til/ 4 am.

At the Ramada


Türk Hava Yollan haftada iki kez Milano'ya direkt uçuyor.

Turkish Airlines Jlies non-stop twice weekly to Milan .

I

İtalya'yı görmüş, gezmiş kimle konuşsanız,

Roma 'yı, Firenze 'yi (yani Flo-

ransa 'yı) N apoli 'yi, hatta küçücük kıyı kasabalarını

öve öve bitiremezler de

Milano 'yu hep kasvetli, iç karartıcı bir kent olarak anlatırlar. Oysa ben kaldığım

bir hafta içinde sevdim Mila-

no 'yu. Bunda o sında güneşli

İtalyanların

yen

yıl Mart'ın

son hafta-

günler yaşanmasımn ve

kentten kente değişme-

sıcakkanlılığının payı

büyüktü. Sa mi

66 SKYLIFE 3 / 9 1

G ii ııer

~~~~~~



ı

...

~ :,

~

l~ ~

J

~ i

f:

~

t

:; •

~

li -~

İtalyanlann kon uş­

bu fotoğraf­ ta d a görülüyor.

When you talk with those who have traveled exlensively in Italy, they neverstop rhapsodizing about Rame, Floren ce, Naples and even the small coastal towns. And invariably they deseribe M ilanasa gloomy, depressing city. Bul I spenl a week in Milan and loved it. The sunny weather of that lasl week in March and the enduring warmlh and high spirils of the llalians had much lo do with my enjoymenl. In every restaurant in which I dined and in every bar in which I stood drinking an aperitif, inevilably sameone would break the ice, and we would launch inlo a conversation. The heart of northern Italy, Milan has both cultural and commercial sides. At once a city of music, literature, sculpture, architecture and the fine aris, it alsa supports factories, fairs and ftaly's busiest stock exchange. Since the 3rd century AD Milan has been a vitally important city. In 3 13 Emperor Constantine proclaimed the Edict of Milan making Christianity the ojfıcial religion of the Holy Roman Empire. The capital of Lombardy, M ilan was a magnet for art is ts and intellectuals during the R.enaissance. Under the patronage of the Sforza family, the aristocrats of the city, Leonarda da Vi nci and the architect Bramante were drawn to this lively metropolis. Taday Milan is known as an industrial center and is famous for its ready-to-wear fashion and shoes. Many of the brands which fill the windows of good stores everywhere are manufactured in this rity. just strolling on the Via Montenapaleone looking al the exclusive boutiques takes aday.

Sami Cii11er

kanlığı

Friendliness and volub ility ch araeterize Italians. 68 SKY' fE 3 91

The heart of northenı Italy


1"Bir sanat kentidir Milano ... " Gerçekten, oturduğum lokantalarda ya da bir kadeh bir şey içmek içiıı tezgahına dayandığ ı nı kafdenle mutlaka biri laf açıyor, so hbete giriş i yo rdu ... Ansiklopedilerde Milana'nun Kuzey İtal ya' nın kalbi , hir sa nayi m e rkezi o l duğunu okursunuz. Turistik kitaplarda ise bir sanat ken ti olarak tanıtılır. Bence de bir sanat ke ntidir Milano. Yalnız ca müze le ri , eski ya pıları , mimarisi, müziği y le değil, san ayisiyle de. Çünkü Milano Avrupa'nın moda me rkezlerinde n biri. Sanayisinin büyük bölümünü d e hazırgi ­ yim ve ayakkabı fabrikaları olu ş tu ruyor. e k çok ülked e- bu arada bizde ele- vitrinieri dolduran t a nınmı · markaların pek çoğunun Milano ürünü olduğu söylen e bilir. Yalnız ca Via Monte napol eo ne 'd e ki lüks butikl e ri dolaş mak bil e insanın bir gününü alabilir. (Onun için de c!olaş madım zaten.) Be n ilk kez gittiğim ke ntlerd e sokaklarda clola ş ma y ı,halkını , yemekl e rini , içkilerini tanınmay ı scverim. Bir ele müze le rini , tarihse l, sanatsal ya pılarını gezmeyi. Milano'cla da öyle y aptım. Milana'nun simgesi, hi ç ku şk u­ suz, dün ya nın en tanınmı ş opera bina l arından olan La Scala. Hayatı ­ nızcia hi ç operaya gitmecliyseniz bile, 18. yüzyılda yapılmış bu görkemli ya p ı y ı muhakkak gö rm e lisiniz. Eğ er operaya meraklı ysan ız, bile tle riniz zaten cebinizde hazır olmalı.

Dün yaca ünlü

Ti"ıı·k sopı·aııosıı

Leyla Gencer'in de sanatçıları araye r aldığı La Scala'da opera izl e mek sizin için gerçek bir müzik

sında

şöleni olacaktır.

Ke ntin merkezinde yükse len ve dün ya nın e n muhteşe m kat edrallerinden biri olan Duomo 'yu gezerken , vaktin nasıl geçtiği n i fa rk<.·tm eyeceksiniz bile. Yapımına 1 ~86 y ılında ba !anan bu mimari şahese­ ri ancak yüzyıll a r sonra , 19. yüzy ılın ba ş l a n nda , N apo Iyo n 'tın em ri yle tamamlanabil mi ş. Boyu 108 metre-

Sami Güner

İ::.zet Keribar

yi bulan e n yüksek kulesine 1:\:) 1 hasa ınakla ul aş ılı yor. Cepheyi süsleye n 2245 heykel dü ş gibi uçucu bir bütün oluşturuyor. Tüm İt al ya n ke ntleri gibi, MÜano 'da d a gez nı e kl e bitmeyecek kadar ço k kili se var. Bunların e n önemlilerinden biri o la n Sanı' Aınbrogio Bazilikası Roman es k Lombardi a mimarisinin tipik örıı e kl er incl e n birini o lu ş turu yor ; öze llikle 9. y üzyılda yap ılmı ş olan altın ve gümüş i ş li yüksek ınihrabı görülm eye değer. Roman esk üslubun

Duomo yakuundaki kitap ç ıları}' la ünlü Gallcria (üstte) ve tarihi binalardan biri (solda). Milaııo caddelcrinde dolaşan İtalyan "carabiniere" leri (s ağda).

The boohshops and cafes of the Gal/eria are a focal point of Milmıese life (top). Elegaııl Jıistoric buildiııgs coııtrast wiflı tlıe

efficieııcies

of modem life

(hft). Carabiniere staııd

guard in tlıe streets of Italy's busiııess capital (riglıt). SKYLIFE 3/91 69


f you wanl Lo do morP Lhan window shop, however, the wealth of rnstlPs, palaces, art galleriPs, churcht'S and rnu.wum1· ran orcujry LhrPf or four da)'S of your s tay. ThP symbol of Milan , of roursP, is IIı Sralrı- the world's most frırnaus ofJPm housf. If you' i if nnH-:r bfm Lo an ojJera, you must try to Sff onP in this splendid 18th rmtury theater; if:you already know ojJn-a, you Jnobably alrmd)' hrıvP tirkPts. You mrıy /Jp surjırisPd, lıowroer, at how exacting llalirın audienres arf of the performers. In the center of Lown slands onf of thP world's most magnifırmt rathfdmls, the Duomo, rı lrnilrling thal you nron- tire of looking at and f' XJıloring. Begun in 1386, this exquisilP rhurrh took renturies to complPtP and wasjinallyjinished in the early /9tlı rrnturies u nder orders of Najıo­ leon. /ts highest sjıire (of 135 !) rearhPs ujJ 108 metres, and i ts famdP is adornfd with 224 5 statues creating a delicafe and Plhereal wholr'. lnsidP the feeling is solemn and stately and enrourages ronternplrıtion.

As in allitatian citifs, tlırre spnn to bP morf rhurches than you could ever hope to visit. One of Milan's most important is the Basilifa of St. Ambrose (Sant'Ambrogio) wlıich exfmplifıPs thP Romanesque architertuTe of Lombardy; an intricately woTkNl 9th rmtury gold and silver higlı altrır arlorns thP na ve. A Lso in the Romanesque style is thP Daminimn

Churdı

oJ St.

Huslorf.,riıts

(Sani'

/~'ustogrio) .

NeariJy the Rmai.u anre dıurrh of St. LawwnrP (San Lorenzo Maggiore) irnjJTesses with its serıse of sj)(Lce - its gallPriPs were reserved for wornm worshipers. ThP interior of St. Maurice (San Maurizio) is ridıly decorated willı finP Renaissance fresroes.

Milano'nun ünlü Duomo'sunu objektife sığdırmak hiç kolay değil.

The Duomo's delicafe spires soar upward. 70

ı i

cE 3 i

1The ~mbol ofMii~n is La Scala


1Milano 'nun simgesi: La Scala bir diğer örneği de Saııt'Eustogrio Dominikan Kilisesi . Hemen ya kı­ nındaki Saıı Loreıızo Maggiore, Rönesans üslubuıı u yan sı tmakta . Galerileri ceınaatin kadm üyelerine ayrı lmı ş olan bu kilise iç mekanı­ nın geniş li ğiyle, San Maurizio Kilisesi ise iç duvarlarını baştan başa kaplayan zarif Rönesans freskleriyle elikkat çekiyor. Bütün bu kiliseleri bir güne sığ­ clırınanız doğru olma?, tabii . Unutmayın ki Milano sanat koleksiyonları y l a da üıılü. Sforza Şatosu 1450'1erde Fraııcesco Sforza tarafından Milano Dükalık sarayı olarak yaptırılınış. Bu görkemli şato­ nun bugün Belediye tarafından yönetilen galerilt>rincle Bonino da Campione'nin atlı Barnabo Visconti heykeli, Michelangelo'nun bitmemiş Rondanini Pieta'sı, Fra Lippi ve Beliini gibi Rön esans ve Barok dönemi ressamlarının eserleri sergilenmekte. Mutlaka uğranıanız gereken bir yer de , San taMariade lle Grazie Kili sesi. Leonardo da Vinci 'nin vaktiyle ke · işlerin nıütevazi yenıek l eri­ ne renk katmak için kilise ye mekhanesinin en uç duvarına yaptığı harikulade 'Son yemek' tablosu göz kama tırıyor. entin en değerli resim koleksiyonunu Brera Resim Galerisi'nde bulacaksınız. Veııedikli ve Lombardivalı

ressamların

başyapıtlarını,

Rönesans döneminin çeşitli ürünlerini , hatta yabancı ressamların tablolarını içeren koleksiyonuyla Bn·ra ya lııı~:c a Milano'ııuıı değil, bütün İtalya ' nın en iyi müzelerinclen biri . Ambrosiana Kitaplığı'nı da unutmayın sakın. Onyedinci yüzyıl başları ndan kalma bir sarayda yer alan bu kütüphane çok önemli bir e l yazınaları koleksiyonunun yanı­ s ıra , Raphael'in Vatikan 'daki freskl eı· iniıı eskitleri ve Leonarclo'nun defterleri de içinde olaıı çok zengin bir Rönesans eserleri koleksiy<r nunada sah ip. Eğer bunca sanat yapıtından ba-

şıııız döııclüyse, yemyeşi l Parco Scmpionc, yani llalk Bahçesi'nde kalabalıktan uzak rahat bir so luk alabilirsiniz. Ya da Duonıo yakının­ daki Salita ai Terı-azLi'cleıı kenti kuşbakışı seyredebilirsiniz. Milano'da günün yorgunluğu ise uzun akşam sofraları nda ç ı karılı­ yor. Gerçi şimdi Türkiye'de "p izza"dan, "lasagna"claıı, "ravioli'den geçilıniyor ama, bunların gerçek tadına İtalya'da varılabiliyor. Hem de nefis İtalyan şarap larının eşliğinde. Ve mutlaka s ı cakkanlı bir İtalyan'la sobet içinde.

Ünlü La Scala Milano'nun simgesi

olmuş yapılardan

biridir

(üstte). Hemen tüm İtalyan kentleri de kemerler ve sütunlarla süslüdür (altta).

Milan's 18th century La Scala is the most famous opera house in the world (top). Classical arcades recallltaly's architectural glory.

SKYLIFE 3/9 1 7 1


Sipa Press

Tipik İtalyan sokağı

The backstreets of Milan invite exploration.

Ifyou 've had enough of churches, and it's best not lo do tlıem aU in one day, M ilan is home to fabulous art collections. The magnifıcent Caslle of the Sforza (Castello Sforzesco), which dates from the 1450s, was built !Yy Francesco Sfona and was the seat of the Dukes of M ilan. Inside splendid works of art - Bonino da Campione's equestrian statue of Berna bo Visconti, Michelangelo' s unfinished Randanini Pieta as well as Renaissance and Baroque paintings - are exhibited. The clıurclı of St. Mary of Grace (Santa Mariadelle Grazie) is an essential stop. Along the end wall of the refrectory, Leonardo's magnifı­ cent "Last Supper" presided over the monks' repasts and taday stillleaves you awestruck. The best calleetion of paintings in the city resides in the Brera Picture Caltery (Pinacoteca di Brera). H ere

superb works !Yy Venetian and Lombard masters, as well as !Yy Renaissance and foreign artists, follow one ajter the other. You slıouldn't miss the Ambrosian Library ( Biblioteca A mbrosiana), whiclı, besides housing an important manuscrijıt collection, exhibits Renaissance works of art including Raphael's cartoons for frescoes in the Vatican, as well as Leonardo's notebooks. After a full day of touring, fortify yourself in one of the many restaurants and enjoy the Lombardy 's renowned cuisine. Risotto Milanese, a disk of saJfron rice, and osso bucco, braised shank of veal and vegetables, appear on most menus and will satisjy all your senses. Accompanied !Yy a good bottle of the regional Pavia wine, you can relax and rejlect on the magnifıcent sights of this northern ltalian city.

1Enjoy Milan 's renowned cuisine

NewYork Yükünü İndirdik, .Sıra Hamburg Yükünü Kaldırmalda 1 Mersin

a r tık

d e v b ir liman. Umanda

müth iş

har eket var. ~'-13H

Gü ç lü Komatsu'lar h er y erde. Küçük a l a n d a m a n evra .-~~

ü stünlükler i müke mmel. Onca ürün b ir b ir yükleniyor .

üre ti lmiş

i'Miillft'lfttl 2-2,5-3 -4 Ton Kaldırma

Kapasiteli Komatsu Forkl1ftler FD20m.ıı

TE M

@e

FD25NT-11 FD30NT-ll FD40ZT-4

C::) :(e)~ Pi\i ~-1(1

G ÜÇ V E G Ü V E N D O L U

KOMATSU FORKLİFn.ER TÜRKİYE'NİN YÜKÜNE TALiP.


EMLAK BANKASI

B u

ç

a

y ğ

k

u

d a

e

ç

k

m

e

c

iNŞAAT

M

e

m a r i ' d e n

M

ş

TEKFEN

ve TESİSAJ

m

ı

M

a

s

r

s

m a r

1şbirliği

A.Ş .

a

n

n a n

a

d

n

A n

a

i 1e

ı

t

' Dieimi t

İs t er

şe h ir

a p a rtm a n

:rvı:imarbaş ı

Sinan'a

yakışır

yapıda.

Yazın.

K ı ş ı n. herşeyi ile planlanmış huzurl u

isterseniz dört

ı,evsim

t esislerinden

a lı şveriş

TEKFEN

kalite

İNŞAAT

güvencesi

gerçekleştirilen

ve

yaşayın!

..

Ça!?;daş

ev l eri. ..

düşledii?;in i z

deniz

her şey

i mkanla rı

Yeşi l alan l arından

TEStSAT

ElVlLAK

SİNANOBA'da

b ir

me t ropolde

SİNANOBA'da.

il e

tam

sayf'iye ...

bir yaşama beldesi. .. İste r yaz. i ster

merkezl erine kadar tam bir

ve

d airesi. .. i s t er Bahçe li

A.Ş.'nin

BANKASI

yer i niz i

spor

sa h a l a rı na.

metropo l

kış.

sosya l

SİNANOBA.

taahhüt ve

işbirlii?;i

ile

şimdiden a lı n !

Üste lik dü ş ük f'a i z li E n-.l a k b a n k S in a nob a

Öze l Y u v am K re di s i k o l ay h g • il e . ..

Daha

ayrıntılı

Şubes i ' ne

ve

bilgi ve ödeme

diğer

kolaylıkları

için Emlak Kredi

Emlakbank

Şubelerine başvurabilirsiniz .

EMLAK BA NKA SI

Banka s ı

Atrium


Juliette Rossant samples the delicious secrets of the Sultans' kitchens

AN OTTOMAN FEAST til they reached the seroant nearest to the Sultan 1s apartment. H ere the chamberlain took the dishes and again passed them from ha nd to ha nd un til they reached the Sultan 1s table. " Thus began a meal at Tetpkapı Palace in 15 90 as recorded in his diary !Jy Baran Wenceslas Wratisaw, a Polish diplomal. The Sullan himself never ale at offıcial banquets, instead dining privately on food prepared !Jy his personal chef The diplarnal wrote that he was seroed soup, boiled and fried chicken, roast lamb, salad and vegetable dishes (which he did not like). Euretpeans ale very few vegetables at thal time, unlike the Ottomans who invented more than 50 ways to cook eggplant! The food of the Ottomans rejlected the heritage of their Central Asian nomadic life. The produce of A natoZia and the traditions of Islam combined lo ereale a rich and ~etphisticaled cuisine which, like early European cooking, was largely unrecorded. Cookery books and descriptions offood appear firsl at the beginning of the 19th century. Whal little is known about early O ıtoman meals romes from diaries of visitors to the caurt. In a traditional wealthy Ottoman A miniature from the JBth century Sünıame-i Vehbi in the Topkapı Saray Museum illustrates an Ottoman lıausehold of the 18th and 19th centumeal in an encampment. The low table was ries, rneals were timed according to the easily packed and moved. sun 1s position. Breakfast, usually a bowl of soup and bread, was a filling Topkapı Sarayı Müzesi'nde bulunan 18. yüzyıla ait, bir seyyar yemekhane minyatürü (Sürname-i Vehbi'den) meal consumed at day break followed !Jy a lightlunch araund eleven 0 1rlock. Dinner, the most substantial rneal with several courses and desserts, was "Araund 200 seroanls with tula ( ronical hals) emserved bejare sunsel. broidered zvith gold for a span above their forehead and In Ottoman times, men ale separately from their dressed in red silken dothes lined up between the kitchen wives and daughters. The men sat on cushions arand the Sullan 1s apartments, and bowed in greeting to ranged araund a portab!P low table called asofra, a legthose present. Then they stood si!Pnt, as still as painted acy of namadie life as it was easily packed and carried. mannequins, or statues. When the meal was ready, the Dishes were brought to the table with raund loaves of kileken stezvard took a porcelain dish and anather covbread called fodla !Jy male seroants or younger sons. ered dish from the chef and passed il to the nearesl serSpoons or bread were used to eat with until the knife and vanl, who passed il to the one beside him, and so on unfark were introduced in the 19th century; oversized nap-

74 Si':YLIFE 3/91


Juliette Rossant tadına doyulmaz saray sofralarının sırfarına ışık tutuyor • • •

BIR OSMANLI ZIYAFET!

"Kırmızı

ipek giysileri,

başlarında

alyüz kadar dairesi arakonukları se-

tın sırmalı külahlarıyla iki hizmetkar, mutfakla Padişah sına

dizildiler. Eğilerek sonra, hiç kıpırdamadan, heykel gibi beklerneye koyuldular. Yemek hazır olunca, mutfak kahyası aşçı­ başından porselen bir tabakla bir de kapaklı tepsi alıp yanındaki hizmetkara uzatu. Böylece elden ele geçen tabaklar lamladıktan

Padişah'ın sofrasına ulaştı."

Polonyalı

diplomat Baron Wenceslas defterine göre, 1590

Wratisaw'ın hatıra

yılında Topkapı Sarayı'nda katıldıkları

\\"''('oe- ~lı; ;vj

'"'t c.J ı\.:ı.1'(" \A j, ... - ....ı ı ı

.;_,~:. J.ı.,_,..

!l;.r.il-":. JS~ .:l ı }Jj j ~

..... ~.. ~J·~

l.$"'4.o j1 J~..;~ı.:;_,;..... ziyafet işte bu şekilde başlamıştı. Padişah "'\(~, .... resmi davetlerde konukların arasına ka, , J>,l:. J~l-..;.1,-. tılmıyor, ayrı bir bölmede oturup özel ır:L1l. Johj,jJ.) aşçısının pişirdiği yemekleri yiyordu. Baron Wratisaw kendilerine çorba, haşlan­ mış ve kızarmış tavuk, kuzu kebabı, salata ve çeşitli sebze yemekleri ikram edildiğini, sebze yemeklerini pek beğenmedi­ ğini yazmış. Gerçekten de o dönemde Avrupalılar sebzeden pek hoşlanmıyor­ Tokafliyan Restaurant Tokatlıyan Restoran lardı. Oysa Osmanlılar yalnızca patlıcan­ dan elli çeşit yemek pişiriyorlardı. 18 Aralık 1901 Türklerin Orta Asya'daki göçebelik 18 December 1901 dönemlerinden de izler taşıyan OsmanYumurtalı bu~yon Bouillon with egg lı mutfağı, Anadolu'nun bereketiyle İs­ Peynirli börek Cheese Börek lam geleneklerinin ortak eseri olan, zenMayonezli levrek gin ve incelikli bir yemek kültürünü yanSea Bass with Mayonnaise sıtır. Ne yazık ki, tıpkı eski Avrupa mutfaSebzeli biftek Filet of Beef with Vegetables ğı gibi Osmanlı mutfağını da tanımamı­ Dana ciğeri ezmesi Beef Liver Pate za yardım edecek belge ve bilgiler çok az. 19. yüzyılın başlarından itibaren, tek Hindi ve bıldırcın kebabı Turkey and Partridge Kebab tük de olsa yemek kitapları ve yemek taBeyaz soslu tavuklu pilav Chicken Pilav & White Sauce rifleri yayınlanmaya başlanmış. Daha esDört kardeş tatlısı Four Brothers Dessert ki Osmanlı yemekleriyle ilgili tek kaynağımız saray şölenlerine katılan Avrupalı Kremalı puding Cream Pudding konukların hatıra defterlerinden ibaret. Dondurma Ice Cream 18. ve 19. yüzyılda, Osmanlı konaklarında yemek saatleri güneşe göre ayarlanıyordu. Kahvaltı, gün ağarırken içilen doyur~cu bir tas çorba ve ekmekten ibaretti. Oğlen yemeği hafifbirşeylerle geçiştiriliyor, gün ri yemekler yaln ı zca kaşık ve ekmek yardımıyla yenirbatımına yakın oturulan akşam sofrası ise zengin yeken, 19. yüzyılda çatal bıçak da sofradaki yerini almıştı. mek ve tatlı türleriyle donanıyordu. Genellikle akşam sofral arı etli-sebzeli bir yemek ve O yıllarda kadınlarla erkekler sofraya birlikte otur- pilavla başlar, bunu salata izler, son olarak da bir sütlü, mazdı. Hatta erkeklere kadın değil erkek hizmetkarlar bir hamurltı tatlı yenirdi. Tabii, yemekten sonra içilen ya da evin küçük oğulları hizmet ederdi. Sofra takımı kahve Osmanlı evlerinin ortak özelliğiydi. göçebelik günlerinden kalma alı şkanlığın gereği, yere Evlerine içki sokmayan Osmanlılar, batılıların şa­ yayılan bir örtü üzerine konulan büyük sini ve t:.trafına rap seçiminde gösterdikleri titizliği içme suyu konudizilen yumuşak minderlerden oluşmaktaydı. Oncele- sunda göstermekteydiler. Çoğu ailenin tercih ettiği bir

SKYLIFE 3/91 7 5


kins were tucked under tlu,ir clıins and plates. In a typical dinner, a p ilav - a carejully cooked dish of ri ce - Jollowed the main meat and vegetable course. Af terwards a salad would be eaten and then a crecun pudding anda pastry sweet. A cup ofslrong Turkish coffee ended the rneal. Ottomans d id not d ri nk wine or spirils wilh din ner bulhad disrerning patates wlıen il muu' to water. Most fa milies had water deliverNI week~)' from rı Javorite

had several kitrlıens which jırepared Jood every day for the lhousands of people associated with the court. T he Turkish alimiration of European culture in the late 18th and early 19th centuries changed Jood and the way it was eaten. lnstead of chopping up Jood in the kitchen, a roast would be brought to the table, and each person would cul their own rneat as the Eumpeans did. Western style dining table and chairs were also adopted along with the western place setting. One of the earliest Ottoman men us comes from the T okatliyan RPstaurant, the most Jamous catering firm of its day, wlıich was located on the Grand Rue de Pera, today's Istiklal Caddesı. On December 18, 1909 the members of parliament, or Meclis, were given a meal, probably !Yy the Sultan. The menu of this meal demonstrates the pervasive influence of Frene h cuisine. OJ the ten courses listed, half are foreign; the bouillon, the sea bass wilh mayonnaise, the filet of beef, the cold li ver pate and the erearn pu dding. A dear soup was not part of the iradilional repetoire of Turkish food as their soups were usually thickened witlı rice or bulgur. OJ the Turkish dishes, the bö re k, a savory pastry, was an important arbiter of the cook 's skiU. Bejare an apprenlice cook became a che[ he had to pass a test which included making various kinds of börek fi t for the Sullan 's table. T he kebab of turkey and partridge was anather tradilional dish. Kebab in Ottoman cooking came lo mean many things from meal grilled over a charcoal fire lo roasted meal or ta ndir. As restaurants rarely served grilled meat, this dish was probably roasted in the oven. The pilav signaled the end of the The Tokatliyan Restaurant menu of Decernber 18, 1909 meal, /m l if a guesl was stili hungry he for the mernbers of parliament was recreated at th e could eal as much as he wanled. The Reşit P~a Konak Restaurant. firsl of three desserts, Dört k a rd eş 18 Aralık 1909'da, Tokaltıyan Restoran'nın meclis üyeleri tatlı s ı is unknown !Yy that name taday, için hazırladığı m ö nü, Reş it Paııa Konağı Restora n tarafın ­ bul many sweet dishes were called !Yy dan ye nide n ya pıldı . several names. The fina l disk, Turkish ice erearn or Maraş dondu rmas ı, was made ulith a spring. Once a year the wlıole Jrrmil)' wmt to the spring jıowdered mot particular lo the M iddle East, salep, thal bol/ı jlavored and strengthened tlıe Jrozen goal or water for a picnic, where they would lıire musicians and danclrujfalo rnilk and resulled in a stirky, laffylike ice aearn. ing berırs a nd rlistribute gijis to the workers who lended Taday, the sultans are no rnore, bul the Ottornan art the spring water. In a restauran t, as in same of the of cooking- a synthesis of namadie tradilions and palwealthier lıomes, dijferenl water mighl be snved witlı are luxuries which depended on an abundance offresh earlı rourse. ingredienis - conlinues lo exercise a daminating influPalace cooking was even mm·e elabomle witlı !>jJPtial dishes invented for the Sullan 's pleasure. The palare en ce on contemporary Turkish cooking.

76

· Y,•·t

l i


._ In Ottoman households, meals were timed according to the su n's position. Osmanlı konaklarında yemek saatleri güneşe göre ayarlanıyordu ... ~ pınar var dı. Haftada bir bu pınardan eve su getirtilir, yılda bir de ailece pınarbaşına pikniğe gidilir, bu arada pı­ n arda görevli i çilere de muhak~ak çeş itli h e diye ler götürülürdü. Ote yan d a n , kimi lokantalarda ve zengin evlerinde her yemekle farklı bir kaynak suyunun içi lmesi d e Osmanlılara özgü bir sofra göreneği ydi. Kuşkusuz Osmanlı yemek kültürünün en seçkin örnekleri sarayda pişiri­ liyor, Padi şah'ı ho nut etmek için yeni yemek türleri yaratı lı yord u. Fakat saray aşç ıl a rının tek görevi padişahın takdirini kazanmaya çalı şmak değildi. Yüzlerce aşçı h er gün binlerce saray lı­ y ı doyurmak için mutfaklarda ter döküyordu. Onsekizinci yüzyılın sonunda O smanlıları etkisi altına alan Avrupa hayranlığı ya lnız ye mekleri değil, sofra alışkanlıklarını da etki led i. Artık yemekler masa b aşında ve sandalyelerde oturarak ye niyor, sofra takımları arasında ça tal-bı çak da kullanılı yordu. Günümüze kalan eski Osmanlı ınö­ nül erinden biri, şimdiki İ stikl al Caddesi'nde zamanının en ünlü re s tora nı olarak hizm et veren Tokatlıyan'ın amblemini ta ıyor. 18 Aralık 1909'da, be lki de Meclis-i Mebusan üye lerin e verilen ziyafetten hatıra kalan bu ınö­ nü, Fransız mutfağının Osmanlı beğe­ nisini egemenliği a ltın a almaya başla­ dığının da ka nıtı niteliğinde. Mönlideki on ye meğin yarısı yabancı köke nli. Örn eğin ço rbaların genellikle pirinç ya da bulgurla koyu ltulduğu Türk A thin pastry, yıiflw, eııcases a clıiclıeıı saffroıı pilav mutfağında bulyon, yani sade et suyu (top)as well as amixture ofwlıite cheese aııd parshy. alı ş ılmamı ş bir malzeme. Aynı ekilde İnce bir yufkaya sanlmış tavuklu safranlı pilav (üstte) ve peymayo n ezli levre k, biftek, soğuk ciğer nirtl börek, çok bilinen Osmanlı yemekleridir. ezmesi ve kr e m a lı pudin g de Türk mutfağı için yabancı tatlar. Buna kaı- ılık , böre k kl asik Türk mutfağının temel unsurlarından biri. Osmanlı mutfaSon tatlı o lan "Dondunna"nın başlıca öze lliği sağında kebabın , ızgaradan tandıra türleri var. Fakat resle p. Ortadoğu'ya has bir kök olan salep dondurmaya toranlarda ızgaranın pek kullanılm adığını göz önün- h e m tat veriyor, hem d e keçi ya da manda sütünü iyice de bulundurarak, bu ke babın tandır usulü pi irildiğini koyultup yoğ unla ş tırı yo r. varsayabiliriz. Bugün artık ne padişah var, ne de saray mutfakları. Pilav sonuncu yem ek. Bunun ard ınd a n tatlılar ge liFakat bir yandan göçebe geleneklerine, bir yandan da yor. Mönüdeki üç tatlıdan ilki , "Dört Kardeş Tatlısı" saraya özgü çeşit bolluğun a dayanan Osmanlı yeme,k günümüzde bilinen bir tatlı değil. Belki de bugün baş­ sanatı , çağdaş Türk mutfağı üzerindeki egemen liğini ka bir isiml e a nılı yo r. hala koruyor.

SVYLIFE 3/91 77



yagua~ uaııKacıııKta, parayıa ııgııı

enrormasyon. paranın kendısıncıen

daha önemli. İ lemler tüm dünyaya yayılırken. bilgi kaynakları üzerinde daha yoğun bir denetim gerekivor. Daha hızlı bilgi akı ı re isıihbarata

ihtiyaç doğuyor. Türkiye'de fınans dünvasının iletişim

ihtiyaçlarına çağın

:\etaş.

İ

en geli mi çözümlerini sunan bir kurum var:

Telekomünikasyon endüstrisinin 23 yıllık önderi.

te .\leridian SL-1. Özel ama! santrallarda

dünra sa\'.ISal . lideri. Dünrada . hatlardan yararlanan her üç kuruluştan birinin kullandıği özel santral. ,\1eridian SL -1, bankanızdaki diğer bilgi işlem sistemleriyle birleşerek hızlı

Verdiğiniz kredi kartıyla

Pasifik'te bir ada almak istediler... Nasıl denetleyeceksiniz?

ve ke in bir istihbarat ve veri ileti im sistemi oluşturur. Farklı

şehir ve

ülkelerdeki ubelerinizi tek bir santral gibi çalı an bir özel

şebekede birle

tirir. Czun uluslararası numaraları hiç vakit kaybetmeden

iki tu a basarak aramaı11Zı sağlar. Önemli mü terilerinizle otomatik bağlanti olanağı verir. HIZI1 arama, araya girme

ve konferans görüşme gibi yetenekleriyle bütün çalı hız

malarınıza

ve kalite kazandırır. Ama en önemlisi, ,\leridian SL-1, ses, görüntü

re veri ileti imini tek bir telefon haııı üzerinden gerçekleştiren lSD.\ sistemine tam uyumlu tek özelsantraldır. işlemlerinizi hızlandırarak müşteri ilişkilerinizi

en üst düzeve çıkarmak ve düoyanın her yeriyle

daha etkin bir istihbarat ağı olu turmak istiyorsanız, bizi arayın.

l / •#., mutlaka rardır. 1 1.. '(1$.. iletişimi n g u c u.

:\eta 'ta ihtiyaçlarınıza uygun bir çözüm

1

te

Merkez ve Fabrika: (1) 335 ll 00 -329 ~q 44 1 istanbul: (1 ) r~ ~ -~ 1 Ankara: (4) ır 95 00 1 İzmir: (51 ) 19 33 33 1 Adana: (71) 13 04 72 1 Antalya: \)1 J 18 50 50 - ı~ 50 51


THY VIDEO FiLM PROGRAMI

1 Mart - 30 Nisan tarihlerinde THY uçaklarında gösterilen filmler. Movies to be shown on Turkish Alrlines International fllghts between March 1st and Apri/ 30th. The Great Outdoors (Brüksel - New York) TK 581 Dragnet (New York Istanbul) TK 582 Sweet Llberty (Istanbul De/hi) TK 574 Parenthood (De/hi Singapur) TK 574 Fletch Llves (Singapur De/hi) TK 575 The Burbs (De/hi Istanbul) TK 575 Fletch Lives (Istanbul Bombay) TK 570 Dragnet (Bombay Singapur) TK 5 70 Sweet Liberty (Singapur Bombay) TK 5 71 Parenthood (Bombay Istanbul) TK 571 Sweet Llberty (Istanbul Karachi) TK 592 Parenthood (Ka rachi Bangkok) TK 592 Fletch Lives (Bangkok Tokyo) TK 592 The Burbs (Tokyo Bangkok) TK 593 The Great Outdoors (Bangkok - Karachi) TK 593 Dragnet (Karachi Istanbul) TK 593 The Great Outdoors (Istanbul - Dubai) TK 586 Parenthood (Dubai Kuala Lumpur) TK 586 Sweet Liberty (Kuala Lumpur - Dubai) TK 587 The Burbs (Dubai Istanbul) TK 587 The Great Outdoors (Ankara - Cidde) TK 840 Dragnet (Cidde - Ankara) TK 841 Fletch Lives (Adana Cidde) TK 838 The Burbs (Cidde Adana) TK 839

80 Sf'YL1fE 3 '

THE GREAT OUTDOORS Oyuncular (Cast): Dan Aykroyd, John Candy, Stephanie Faracy, Annetle Bening

gider ... Aile bu davetsiz konuğu soğuk karşılar ... Beklenmedik gelişmelerin yer aldığı değ iŞik bir komedi.

Dan Aykroyd, tatilini geçirmek için uzaktan akrabası olan bir ailenin göl kenarındaki evlerine

What happens when an unannounced, uninvited and unwelcome family of fun-loving mis-

SWEET LIBERTY Oyuncular (Cast): Alan Alda, Michael Caine, Michel/e Pfeiffer, Bob Hoskins Amerika'da küçük bir kasabada komedi filmi çekmeye ça l ışa n ekibin başın dan geçen komik olaylar zinciri. .. Alan Alda stars with Michael Caine and Michel/e Pfeiffer and same of movieland's zaniest characters in this comedy about making a movie in a smail town in America.

fits converge upon a lakeside resol't to join their relatives for a summer of relaxation and fun? The result is "The Great Outdoors, • a raucous comedy star· ring Dan Aykroyd and John Candy as brothers-in-law whose persistent rivalry sets the stage for a series of riotous misadventures.


THY MOVIE VIDEO PROGRAM

PARENTHOOD Oyuncular (Cast): Steve Martin, Tom Hu/ce, Riek Moranis, Martha Plimpton, Keanu Reeves, Jason Robardos , Mary Steenburgen, Dianne Wiest Modern bir aile olan Suckman'lar çocuklarını çok iyi yetiştirmeye çalışmaktadır. Bu yönde en büyük çabayı , eşini seven bir koca, sevecen bir baba olan Gil (Steve Martin) göstermektedir. Sonuçta aile şu yargıya varır: Mükemmel bir veli ol manın tek yolu, çocukları kendi hallerine b ı rakmaktır.

(Steve Martin), who manages to keep his unique sense of humor while attempting to maintain a successful career and be a /oving husband and parent, all at the same time. As Gil and the rest of the Buckmans discover, being the ''perfect" parent often means just letting children be themse/ves.

The Buckmans are a modern day family taeing the age-o/d dilemma of trying to raise children the "right" way. At the center of the storm is Gi/

DRAGNET Oyuncular (Cast): Dan Aykroyd, Tom Hanks, Christopher Plummer, Harry Morgan, Alexandra Paul, Jack O'Halloran, Elizabeth Ashley, Dabney Cafeman Los Angeles'te bir grup serseri kanunları ve düzeni bozmak,

FLETCH Ll VES Oyuncular (Cast): Chevy Chase, Hal Holbrook, Julianne Phillips, R. Lee Ermey, Richard Libertini, and C/eavon Little Bir gazetede çalışan Fletch'e miras olarak büyük bir çiftlik kalır. Fletch işinden ayrılarak Louisiana'daki çiftliğine gider. Ancak, biri sürekli fiyat yükselterek bu yeri satın almak istemektedir. Fletch bu isteğin altında yatan nedeni merak eder. Araştırmaya baş layınca inanılmaz olaylarla karşılaşır ... halasından

Chevy Chase plays a crazy, reckless investigative reporter

who ventures to a spraw/ing 80 acre Louisiana plantatian which he inherits from his aunt. To unravel the ensuing mad /and seramb/e Fletch must rely on his trademark bag of disguises in this fast-moving comedy.

THE BURBS polisler de onlarla savaşmak kararındadır. Bu serserilerden biri de Webb'dir ve eski bir arkadaşı Los Angeles polis şefi olmuştur. Bu gergin ortam giderek eğlenceye dönüşür ... There's a scheme underway that threatens to undermine what law and order there is in Los Angeles, and the dedicated defenders from the LAPD are entrusted with combating the corruption which has spread throughout the city. lt's deadly business -- but it's not too serious -- with Dan Aykroyd as the namesake nephew of Detective Sergeant Joe Friday and Tom Hanks as his hip partner Pep Streebek. Dragnet, the movie, is a comic hamage to one of the truly efassic television shows.

Oyuncular (Cast): Tom Hanks, Bruce Dem, Carrie Fisher, Rick Docommun, and Corey Feldman Bir mahalle halkı ile yeni taşı­ nan aptal görünüşlü komşuları arasındaki komediye varan çekişmeler ... Tom Hanks stars is this comedy about how a neighborhood reacts to the new neighbors, who seem a bit odd. AiRBUS UÇAKLARlNDA YAPILAN MÜZiK YAYlNLARI MUSIC ON BOARD AIRBUSES Müzik Türü 1Entertainment Selection

Film 1Movie Film 1Movie Pop-Caz 1 Pop-Jazz Film Müzikleri 1Movie Music Klasik Müzik 1Classica/ Music Unutulmayan Şarkılar 1Unforgettable Songs Türk Müziği 1 Turkish Music

2 3 4

5 6

7 8 SKYLIFE 3/91 8 1


MÜRACAAT VE REZERVASYON-INFORMATION AND RESERVATIONS 81,1$ K4RTI / 8 0 4RDI" C PASS

BERLIN

DIS BÜROLAR INTERNATIONAL OFFICES ABU DHABI (GSA) Sullan Bın Yousul and Sons

Tower 1Ground Floor Road 1 Aırporı Road P.O Box 698 Har ı b

ını ersecuon Eıecıra

Phone· Rez 338845 BS 2 11194 ADIS-ABABA (GSA j

Sthoplan

Aırlınes e.vıe Aır por ı

PO Box 1755 Ptıone (25111182222 AMMAN Jabal Arnman Thırd Cırcle

Al

Rıyadh

Center Sth Floor

P.O Box 39177 (962·61659 102-659 11 2

Buaaoesıer Sır

No ıs B

1000 Berlın 30 Phone (0301 2624033 SM (030) 2624035 Rez (0301 2624033/34 (GSAI BAB 1 1000 Berlın 36 Oranıen Sır 5 Ptıone 6125080-61 25091 2 1000 Sertın 65 Luxemburger Sır 34 Phone 4616130-4624032 3 1CX)() Berlın 44

Leid ses traaı

Ptıone

6 10 17/PA

SM (020) 227986-203754 Rez (020) 227984/65/86187

ATHENS-ATINA

Philelhnon

Sır

No 19

Ptıone (01 ı 3245975

SM (0 1l 3246024 3222569-3221035 BAGHDAD-BAGDAT Meridıan ·s Street Buıldıng 3IB Ptıone (1)7187703.Q4

fREOUENT fLYER _ ,.......

___ _

O...•ll:fO<AN/11>1• _ _ l,CO<.;#<GI

CIP LOUNGE

BRUSSELS-BRÜKSEL 51 Cantersıeen 1000 Bruxelles Phone (322) 5126781/82-5117676

GENEVA-CENEV RE Rue de Chan t epouleı No . 1-3 1201 Geneva Ptıone (022) 3 16129-3 12194-316120

BUCHAREST- BÜKREŞ (GSA)

HAMBURG

58

TAROM Ul Republıe 16 Phone 147433 B U O APEST- BUD AP EŞTE

(GSA) M ALEV Roosevelt. Ter 2 ı 052 Budapest Phone (36) 1326529

CAIRO·KA HIRE Moustala Kemal Sq No 3 PhOne Rez 3908960/61 (GSA) lmperıaı Travel Center 26 Mahmoud Basıouny Str Phone (202) 758939-76l.YJ7 ı761769 COLOGNE-KOLN Trankgasse 7-9 5000 Kotn- ı Phone SM (0221) 134443 Rez (02211 134071/72 BS (0221) 134073 COPE NHAGEN-K OPENHAG Ved Vesterpon 6 1612 K /Obsf'havn V Phone (33) 144499-144055-145190

Kıng Abdulazız Sır

Alnımran Comp lex Centre PO Box 739 Alkhobar 31952 Ptıone (3) 8950044-8954904 8947917 (GSA) ABC Travel Ageney {Same address/ aynı adres)

TURKISH AIALINES ~ TURK HAVA YOLLARI ~)

DHAKA-DAKKA Bengal Aırtıtı Ltd 54 Motııheet CA Ohaka 1000 Bangtadesh Phone 243059 OAMASCU S-ŞAM

BAHRAIN· B AHREYN Car Park Bldg Govt Ave Manama Ptıone SM (973) 243456 Rez (973) 252344 BANG K OK (GSA) Gulf Express Transport Ageney CP Tower 3rd Leve1313 Sııom Road Bangkok 10500 Thaıtand Phone (66·212310300 B E1J1 NG-PEKIN CAAC Beıııng Saıes Otl ıce 11ı Dongsı Wesı Street Ptıone (6651558861-551031 BELG RA DE-BELG RAD

TRG Marksa

Engeısa

8/4 ı 1000 Beograd Phone SM ( 11) 33256 1-333277 (GSA) Yugosıavıan Aırhnes {JAT) Sava Center M Popovıca 9 P O Box JAT 11170 Phone (11) 145797

Ben Zaıaoun Btag 3rd lloor Phone 227266-228284 (GSA) Al Faradees Travel ana Tourısm Ageney Dar el Mouhandeseen Bldg Maysoloun Su po Bo> 8339 Phone (111227266-232190 ( tO

Trıpolı Oll ıee

Phone (061) 922011/12/13

82 SKYLIFE 3/9 1

tınes-hal)

DELHI 56 Janpath 1st F:oor New Dethı- 110001 Phone SM ( 1 1) 3326661 Rez ( 11) 3326602 BS 332 66 13 DOHA-KATAR (GSA) AI-Rayan Travel Ageney PO Box 363 P ne (974)412911 /12 412909-321 91 0

Street 63 B

Shaıkh Rashıd Bılg

PO Box 1200 PhOne (9714) 285827-237230

_!K _ _ __ C.un / ~lr

TURKISH AlALIN ES ~ TURK HAVA YOLLARI ~· 81'-IS

loı."RTI /

80 4RDI'\ (, PA'i'i

TK

2CXX) Hamburg 1 Adenaueraııee 10 Ptıone (040)

241472 (4 lınesllıat)

HANNOVER Lange-Laut>e No 19 Ptıone (0511) 320398 Rez (0511) 326087188 HELSINKI (GSA ) 1 Fınnaır Mannerheımintıe

102

L1SBON-L1ZBON (GSA) TAP -Edılıee 25 Aeroopn Lısboa 5 Portugal Phone (3511) 899"21

00250 Helsınki 25 PhoOe (90) 410411 2 Ten Toors Lld 5ponSQ( Mechelın inkatu 12-1 4 001()()) Helsınkı Phone (90) 440844 HONG KONG Best Holıdays Ltd RMS 1603-4 Fteeı House 38 Gtoucester Ad Phone 8611311

LONOON-LONORA Hanrıover Sır 1 1-12 London W Phone SM (01)4999249 Rez (01) 4999247/48 -4081393 BS (01) 4999240

ı

LOS ANGELES (GSA) Cargo!Kargo Ftyıng Tıger Lıne ıne

7401 World Way PhOne (213) 646-6161

JEOOA H-CIDDE Cıty

Center Annex 12/13 Med ıne Road PO Box 11563 Phone (2) 6600127 (4 hnes/hat) (GSA) ABC Travet Ageney Medına Road Alquıthmı Btdg POBox 11679 Phone (2) 6518300-6519964-6519440 JOHAN NESBURG (GSA) South Aftıea Aırways PO Box 7778 Phone (713) 2206 KARACHI-KARAÇI (GSA) Pakturk Travel Agencıes 12 Avenue Centre Straehen Road Phone SM (9221) 513831

KUAL A LUMPUR Equator ı al Hotel Grounc:ı Floor Lot 6 Jalan Sultan ısmaıl Ptıone (6012614055~2614058

KUWAIT-KUVEYT Borı Al-Hamam Buıld ıng Abduna At-Mubarak Street Ptıone SM (965) 2412577 Rez (965)24064752424639-2421703 (GSA) AL-Kazemı Travel Agencıes Fahad At-Salem Sır At-Abrar Bldg PO Box 23959 Sataı 13100 Phone Rez (965) 24064752421703-2424639 LEFKOŞA

Osman paşa

Cad No 32 Phone (020171382·71061 77124-77344 (GSA) 1 KTHY

DU BAl Atmakıoum

BENGH AZI· BING AZI

OUSSELDORF Gral Adali Str. No. 41 4000 Dusse1doı1 1 Phone Rez (021 1) 374080-374089

BOMBAY Maker Chamber s V 3rd Ftoor No 305 Nerıman Poını 400021 Ptıone SM (22) 2040744 Rez (22) 2043605

Fuh:ıa Sıı

PhOne 681301 7-6235029

DHAHRAN· OAHRAN

ı

OUBLI N (GSA) Aırlingus Ou blin Alrport Ptıone · (3531) 3700 11

FRANKFURT Baseter Str 35-37 6CXXI Frankfurt Ptıone · SM: (069) 27300717 Rez· (069) 273 00720/21/22 (GSA) Necmo Oc S 1.5, 6800 Mann-helm Phone (0621) 10980 lGSA) AeisebOro Aslan Hınıer bteıcher 57 65C() Maınz Ptıone (06131)22\CJe0-227751

Ptıone ·

AMSTERDAM

(GSA) Sweeden Trading Co Same address/aynı adres) Ptıone Rez 22603S-215970

Bed rett ın Demırel Cad Phone (020) 71901

2 KTHV Phone 02314-795/681 Geçıtkale (520) 77 124

LYON 9ı Aue Bugeaua 69006 Lvon Phone (337) 78241324

MAOR\0 Ptaıe De Espana 18 Torre de Maor ıd 28(X)8 4th Fıoor No 30 Phone SM (341) 5425858 BS f34ı 463:?312-4632351

MANILA-MAN ILA DeksAır ınc

701 GOlden Rock Bldg 7th ı ıoor 168 saıeeoo S tr Leoaspı Vıtıage Makatı Metro P!ıone (2) 8181455-8121452

MiLAN -MiLANO Vıa P oa Cannobıo 37 20122 Mıla no Ptıone (02) 8056233-8053976866350 MOSCOW-MOSKOVA Kuznetsky Most 1/8 Phone (095) 2924345-29216672925121 (GSA) AEROFLOT Lenıngradsky Prospekt 37 PhOne (095) 1555494 MUN1CH-M0NIH Bayerstrasse 43 80IXl Murl\;hen 2 Ptıone SM (089) 51410913/15116 BS (089) 51410920/21 Rez (089) 5 1410922/23/24/25 (GSA) 1 Reı se buro Kont 8870 GunLburg Jahns ı rasse 13 Munchen Ptıone 08221 -4500-30398

2

Reıseburo

Oztekın

Okkuran

BahnhOt spıaız ı Unıerluehrı•ng

12 7900 Utm

Phone 07:\ 1-64326


TOKYO

MUSCAT-<>MAN (GSA)

AZO Tr avetand Agoncıes

vııur

Tcıurısm

Toranomon Ptıona · Sl\.1

Mınato-ku

(8ı-3) 5953095 BS (8 ı -3) 595305 ı Rez· (8ı-3) 5952901/213

NEWYORK 82ı U N. P1aza 4th F1oor N Y ıooı7 U.S.A

Phone

Japan Company ltd.

3trı-Fı lshıi Bldg . ı &-s. ı-Chome

LLC. PO Box 8274

Mutrah. M uscat/Sultanaıe ot Oman Phone: (968) 707303-7073 ı o

TRIPOLI • TRABLUS Muhammed Megarıl Sir. Aıgeria Sq Pııone · (2 ı 82 ı) 48798-38236

(ı2ı2) 2ı29B65050/Sı

NURNBERG Am-Piarr8f 8-8500 Numbefg 80 Phone (09 11) 26530ı/02

TUNISIA· TUNU S Complex El Mechtel Boulevard Ouıeı

Hatfow: Etage 3 Tunıs

Pııone · (2ı6t) 7883ı7-786473-787033

OSLO Oronnıngens Gaıe

34

VIENNA · VIYANA Operngasse 3 A 1010 Wienna Ptıone · (0222) 583768-583796-587795

3 Eıasıe 0154 Oslo ı Phone (02) 4ı284ı-330ı03

PAR)S 2 Rue de L'Echelle 75001 Parıs Phone. (O ı) 426057ı8 Rez· 42602808-42605675

W ARSA W · VA R ŞOVA (GSA) Hotel Metropol Ul MarszalkowSka 99 A oo-693 Phone (22) 294001 (51ines hat)

PRAQUE·PRAG (GSA)

ZURICH·ZÜRIH Tal Strasse 58162 8001 Zunch Phone (O ı) 211ı070/7ı

Ceskoslavenske A8fohne Revolucnı

1, 160 15 Praque Phone (422) 2ı4ô

ı

Phone. (ı)

483ı600-4632807-4633907

(GSA) ABC Travel Ageney (Same address-aynı adres) ROME-ROMA f'Qlzza Dolla Ropubblıca ss Phone SM (06) 48ı9535 Rez (06) 4751149

••

IÇ BUROLAR

RIYADH-RIYAD Khahdıya Bldg Otaya Maın Str PO Box . 2Sı94 Rryadh ı ı466

Romo

ooı85

1435J8..142393 (7ı) ı30867

Weena 140.30 12 Cr

Phone. (OıO)

4332ı77 -43324ô5

SEOUL.SEUL (GSA) KAL Buıldıng 4 ı -3 Soosornun Dong Jung11u Republıc of Korea Phone. (822) 7517 - ı ıs

AFYONKARAHISAR (GSA) Gold Turızm ve Seyahat Acenıası Merkez Otogar gırışı No ı EmırdaQ·Atyon Tel (498ı) 1194-ı044 Şube Emek Otel gırışı Tel (49ı) ı8836 AKSARAY (GSA)

Aksaray

SINGAPORE.S(NGAPUR 545 Orchard Road 02·21 and 02-18 Far East Shoppıng Cent8f Phone: Sl\.1 (65) 7344477 Rez· (65) 7324556/57

Turızm

Lıse karşısı

Tel

Hıpodrom

Phone: 66ı690 STOCKHO~TOKHOLM

Vasegatan 7 P.O . Box . 73 101 20 Stockholm 2ı8534r.ıs

STUTTGART Lautonschlager Str . 20 7 Stuttgart Phone. Rez . (07ı ı) 22ı444/45

Acentası

Kutuphane Sok No d/2 32

(48ı) ı23

ANKARA

SOAA·SOFYA Bul al Stamboluskı Il-a Phone SM 874220 Rez. 883596 (GSA) Sofıa AJrpon

Phone: (08)

ve Seyahat

Tel · (4)

Cad Gar yanı

3ı24900

Sl\.1 (4) 3ı04745 Rez (4) 3090400 BS (4) 3ı24900/43 Inf 1 Danışma · (4) 3ı249ı(). 3 ı 24900-/33 B•kanlıklar Setıf BOroau (Sal.. Offtce): Ataturk Bulvarı 167/A (GSA) ÇavuşoQiu Turızm ve Seyahat Acentası Adalılar Sok Atatürk Cad No 16 Şereflıkoçhısar/Antwa

Tel

(454ı)2383-3119

ı

SYDNEY.SIDNEY Amencan Express TowEif 1602388 G80fge Stroot NSW 2080 Sydnoy Phone: SM · (6ı2) 2332ıOS Rez: 2211111 TABRIZ • TEBRIZ (GSA) Tabnz Express ınt . Travel Tours Ageney

Phone: (4 ı) 56004-52430 TAJPEI Go6den Foundatıon Tours Corp. BF. ı34 See. 4, Chung Hsıao Rd Lung Men Bldg . Phone: (02) 773-3266

TEHRAN ·TAHRAN Ostad: Motahari Aac No 239 Phone: Rez (2ı) 669026 • 627464

ANTALYA Hastane Cad Ozel Idare lşhanı altı Tel Sl\.1 (3ı) ı28522-110558 Rez (31) 11 5238-112830

123432-126272 BS

(3ı) ı27882

Damlataş

ve Seyahaı Acentası Cad Kanmaz Ap Alanya

Tel (323)

11ı94-1182ı

(GSA)

Arı Turızm

BODRUM (GSA), MUÖLA Touralpın Traveı Ageney Neyzen Tavtık Cad No 218

Tel

(6ı4ı)

3325-

ı786

FEHIYE (GSA), MUÖLA FETUR Turızm ve Seyahat Acentası AtatOrk Cad Tel Rez (61Sı) 2034 . 2443 GAZIANTEP Atatürk Bulvan No 38IC Tel (85) ı ı5435-ı20382 HATAY (GSA) Ant-Tur. Antakya Turızm lnönü Cad No 37 Tel (89ı) ı5893-17282

BURSA Çakırhamam Temız Cad No ı618 BURSA Tel (24) 22ı866 Rez (24) 211 ı67-2ı2838

ÇORUM (GSA) Çavu$0()1u T Ufızm ve Seyahat Acentas ı Yenıyol Mah Kulaksız Sok No 41 A Tel (469) 43928 DALAMAN, MUÖLA Tel · Rez (6119) ı899

Aıat0r1<

Cod. No. 30/B (6ı2) ı37Sı/52

Rez: (6ı2)

ı37Sı/52153

MERSIN 27 Sok. No. 2 Tel: (74ı) ı5232-2 ı276-30274 ORTAKOY (GSA), AKSARAY Aksaray Tunzm ve Seyahat

Zafer Mah. Devlet

Acentası

Hastanesı karşısı

No: 1

RizE

ve Seyahat AcentaS{

Beledıye karşısı

Tel: (054)

11007-ıssı3

SAKARYA (GSA) Sakarya Turızm ve Seyahat Acentası Kudüs Cad. Bırl ık lşhanı Kat· 3 Tel (28ı) 5223 SAMSUN KAzımpaşa

Tel

Cod No. ı 1/A

(36ı) ı826D-ı3455-ı5065

Rez. (36ı) ı5065

KadıkOy

Baharıye Cad Opera lşhanı Kat 2 Tel (1) 337ı876-337ı89ı 2 Hılton Oteh gırışı Tet (1) 1470121-1470180 3 Şışhano Tel (1) ı454208/09-ı454238-ı440296 4 Taksım Cumhurıyet Cad Gezı OOkkanları Tel (1) 1452454- 1452482

5

MALATYA Kanatboyu Cad No. 1O Orduevı karşısı Tel. (82ı) 11920-ı6489 Rez: (82ı) 11922-ı4053 MARMARIS

Tel · (48ı8) ı 462-347ı

ISTANBUL lstonbul Rez: 574 82 00 (251inos) Cumhurıyet Cad No 199-20ı Kat 3 Harbıye Tel (ı) ı4ô40ı7-ı47ı338 SM (ı) ı30ı817 Promosyon/Promotıon 1482631 satış BuroWı - Saıes Otfıces ı

Cihanboyi~Konya

Tel · (342ı) ı367 2. Cicı Turızm Seyahat Tic . San. ve Ltd . Ştı . Konya Cad. No: SS KARAMAN Tel: (343ı) 4859 KUŞADASI (GSA), AYDIN Osman Turizm Ticaret A.Ş AtatOrk Butvarı Yat limanı karşıaı Tel . (836) ı42 OS

Tel: Sl\.1

SIVAS Bolodryo Srte.. H Blok No 7 Tel (477) 11ı47-ı3687 TEKIRDAÖ (GSA) Trakya Turızm ve Seyahat Acentas. A!atürk Butvarı .No . 68 Tel : (ı86ı) 8438/39

&rkecı

Gar karşısı ()ıogubank lşhanı attı Kat ı Tel (1) 528 48 08 6 Aksaray Satış MudürlüQu Mustafa Kemal Paşa Cad Tel SM (ı) 5882538-588ı22ı BS (ı) 56675 ı 4-5667793-588 ı 222

lzMIR Buyuk Efes Oteli altı Tel (Sı) ı4 ı220 (6 hnos/hat) • ı35ı2ı Ini/Danışma (51) 141220{75-76 SM (Sı) ı40802 Rez (Sı) 258280 (5 hnes/hat) Chanor Rez (Sı) ı4ı220135 KAYSERI Sahabıye

Tel

Mah Yıldırım Cad No ı

TRABZON Kemerkaya Mah. Meydan Parkı Tel: Sl\.1: (03ı) 222ı9 BS: (03ı) ı344ô-11680

karşı!'

UŞAK(GSA)

Vatan Seyahat Acenta~ ısmetpaşa Cad . No. 85 Kat.2 Tel (6411)2033

VAN Enver Per.tıanooıu Iş Merkezi CliTlhurıyet Cad. No ı 96 Tel SM· (06ı) ı ı766 BS: (06ı) 1124ı

(35ı) ı3947

Rez

TELAVIV

S Shak:ım Atetchem Str. Telaviv 63806 Phone: (03) 652333134135136

ŞeM llhanlar Cad No 26 Tel (811) 11576-ı2300

ERZINCAN (GSA) Polat Turızm ve Seyahat Acentası ClJ'Tlhunyet Meydanı Beledıye Sıtesı No.2 Tel (023) 22ı4

100 Yıl Cad SSK Ranı Tesısten No 24 Tel (011) ı8530-11904 -ı 3409

ADANA Stadyum Cad No ı Tel SM (7ı) ı4ı545 Rez (7ı) ıJ7247-ı43ı43 BS

ELA.ZIÖ

ERZURUM

DOMESTIC OFFICES

ROTTEROAM

DENIZLI (GSA) Koseogtu Turızm ve Seyahat Acenıası Enverpaşa Cad ı ı3-B Tel (62ı) ı3746-ı4SOO DIYARBAKlR Kultur Sarayı Sok No ı ş Tel SM (83ı) 40428 BS/Rez (83ı) ı23ı4-28ı43

(35ı) 1100ı

KIRŞEHIR (GSA) Çavuşoglu Turızm

ve Seyahat Acentası Ataturk Butvarı Ankara Cad KederOQiu l $hanı Kat 1 No· 316 Tel (487) 21172

YOZGAT (GSA) ÇavuŞOQiu TlKızm ve Seyahat Acentası Lıse Cad Sayarlar lştıanı No. ı3 Tel · (473) ı9ı93

KONYA Alaadd ın

Tel

Cad No 22 r<at 1/106

(33ı) ı2000-ı2032

SM (33ı) 24676 (GSA) 1 Vatan Seyahat Acentası Arıkala cad Ayvaz Pasaıı No 4 1

Au : Rezervasyon 1Reservatoo SM : Satış MOdOrQ 1 Sales Manager GSA: Genel Satış Aconıas. Gono<al Sales Ageney BS : Bılet Satış /TickM Sales

SKYLIFE 3/91 83


DUTY FREE ON BOARD

THY uçaklarında uygulanan gümrüksüz içki ve sigara fiyatlan Turkish Airlines in flight price list for spirits and tobaccos

Yeni

Rakı

J. Walker Pipers Ballantlnes

J.B. Samsun Marlboro Parllament

?o

100CI 100CI 100CI 100CI

7.-0M 19.- DM 19.· DM

Exp. 100's

Yukardaki fiyatlar dergimizin basım tarihi itibariyle geçerlidir. 1 These prices are valid at the printing date of Magazine.


=;;

"' g w

m

co

"-o U1

MESAFELERIFLIGHT DISTANCES iÇ HATLA~ME~I A-t-IN istanbul'dan (km) 1 From Ista nbul (km)

ADANAADA ANKARA ESB ANTALYA AYT DALAMAN OLM DiY ARBAKIR DIY ERZURUM ERZ GAZiANTEP GZT

714 366 484 476 1035 1050 871

iZMiR ADB KAYSERi ASR KONYA KYA MALATYA MLX TRABZON TZX VAN VAN

315 620 463 924 920 1364


86 SKYLIFE 3 /91


'KYLIFE 3/91 87


Lokkodiv lo.dı i. .·. ---

{-Hın<J.!51

El<votor

N

o

T

K

y

------

A

N

u s u

Choqos Takımod .

(Ing

-88 SKYLIFE 3/ 9 1

ı

1-


MESAFELER FLIGHT DI STAN CES DIŞ

;:::

o

ıncıvo IA81JJ

cı~" .

oı:t·ıil'.

·.

o

.i'

OJ

i' \ C::

.ı.:-

i' Q:

-<

•~··

istanbu l'dan (k m ) From istan b ul (km)

HATLAR 1 INTERNATIONAL LI N E S

ABU DHABI AUH AMMANAMM AMSTERDAM AMS ATINA 1 ATHENS ATH BAClDAT 1 BAGHDAD SDA BAHREYN BAH BASEL BSL BANGKOK BKK BELGRAD 1 BELGRADE BEG BERLIN SXF BiNGAZI 1 SENGHAZI BEN BOMBAY BOM BRÜKSEL 1 BRUSSELS BRU BUDAPEŞTE BUD CENEVRE 1 GENEVA GVA CIDDE 1 JEDDAH JED DELHI DEL DAHRAN 1 DHAHRAN DHA DUBAiDXB DÜSSELDORF DUS FRANKFURT FRA HAMBURG HAM HANNOVER HAJ H ELSIN KI HEL KAHIRE 1 CAIRO CAl KARAÇI 1 KARACH I KHI KOPENHAG 1 COPENHAGEN CPH

KÖLN 1 COLOGNE CGN KUALA LUMPUR KUL KU V EYT 1 KUWA IT KWI LE FKOŞE EC N LONDRA 1 LONDON L H R LYON LYS MADR IT 1 MADR ID MAD M iLANO 1 M ILAN MXP MOSKOVA / MOSCOW MOW MÜNi H 1 MUNICH M UC NEW YORK NYC NURNBERG NUE OSLO OSL PAR IS 1 Orly O RY RIYAD 1 RIYADH RUH ROMA 1 ROM E 1 Flum icirro FCO S iNGAPUR 1 S ING APüRE SIN SOFY A 1 SOFIA SO F STOKHOLM 1 STOCKHOLM ARN STUTTGART STR ŞAM 1 DAMASCUS DAM TAHRAN 1 TEHRAN THR TELAVIVTLV TRABLUS 1 TR IPOLI TIP TOKYONRT TUNUS 1 TUNUS IA T UN V iYANA / VIENNA V IE ZÜRIH 1 ZU R ICH Z R H

3005 1186 2209 566 1617 2587 1839 8 277 802 171 5 1392 4820 2166 1180 1911 2377 5717 281 5 3007 2038 1862 1986 1927 2164 1299 3957 2007

1992 8329 2 169 767 2512 1993 2713 1767 2030 1567 8047 1674 2447 2240 2758 1384 8662 488 2209 1760 1082 2 041 1310 1669 13333 1667 1252 1762

THY UÇAK TiPLERi VE ÖZELLiKLERi TYPE AND CONFIGURA TION OF AIRCRAFT

..... .....

"'

~

'<J Q

AZAMi KALKIŞ AGIRUGI MaxTake Off Weight KOLTUK ADEDI Seating Ca~acit~

YAKfT KAPASiTEsi Fuel Ca~acit~ MOTORGÜCÜ Engine Thrust AZAMi MENZiL Maximum Ran e AZAMi UÇUŞ TAVANI Maxsimum Altidude AZAMi SÜRAT Maximum S eed NORMAL SEYiR SÜRATi Normal Cruise S~eed KARGO KAPASiTEsi CargoCa~ac i t~

UÇAKADEDI Number Of Planes

oc 9·32

B 727-2F2

A 310·304

A 31 0·203

48 989 kg

86 409 kg

107

167

153 000 kg 18 F/C 24 B/C 160Y/C

142 000 kg 18 F/C 24 B/C 183 Y/C

11 180 kg

24 688 kg

48 872 kg

44 000 kg

2x14 500 Ib

3x1 5 500 Ib

2x55 000 Ib

2x50 000 Ib

2 405 km

3 518 km

8 100 km

6 480 km

35 000 lt

42 000 lt

41 000 lt

41 000 lt

870 km/hr

900 km/hr

900 km/hr

900 km/hr

796 km/hr

862 km/hr

860 km/hr

860 km/hr

1000 kg

4000 kg

17000 kg

17 000 kg

9

9

6

7

000 1·

SKYLIFE 3/91 89


BMW YENi 3 SERiSi

GELECEGiN YA NSIMALARI ••• YENi BiR KiSiLiK. ,

Yeni insan ... rını aşmış, kişisel

90 ' 1ı yılların insanı ...

Statü

sınırla­

tarzınıza

uygun ... her

Örneğin, Yeni 3 Serisi'nin

tercihlerine önem

veren bir insan ... Seçimleriyle, istekleriyle

aks

farklı.

genişliği

ve aks

fazla . Bu da yüksek

Ve BMW bu "yeni insan" için .. . sizi n için, bir otomobil

s ı na BMW Yeni 3 Serisi'nin süspansiyon sisteminde sürüş rahatlığını , güven l iği ve konforu artı r ma k amacıyla çift tüplü, gaz basınçlı amortisörler

Sizin ritminize ,

neden oluyor.

yu lmaz bir

kullanılmıştır.

BMW Yeni 3 Serisi , teknokullanıyor .

aralığı

daha

hızlarda

bile

otomob il in yolu daha iyi kavrama-

yarattı :

Yeni 3 Serisi . lojiyi sizin için

şeyiyle!

yaşam

doğrudan

aktarmalı,

sürüş

Sizetad ı na

do-

zevki veriyor.

Yeni 3 Serisi'nin

kısa oranlı,

5 vitesli yeni

şanzımanı,

BMW Türki}le Genel Miimessili Bonlsan Oto Sen •is l 1t' 1karet A Ş Genel Müdürlük: Mechsı Mebusan Caddesı 103, Salıpazan-Is tanbul Tel: 152 44 05 Avcılar Servis ve Yedek Parça Merkezi: Londra Aslattı

109·11 O. Avcılar·lstanbul Tel 591 30 66 Ankara Teşhir ve Satış Mağazası: Atatur k Bulvan 199/F. Kavaklodere-Ankara Tel: 128 25 69. 16 7 54 58 &maan Oto Yetkili Satıcılan CAifabetok sırayla! Araç

Ticaret ve Sanayi

Barbaros Bulvan 131 / A. Balmumcuistanbul Tel: 166 06 96-97 Mersin

Şubesi: Gazı

Mustafa Kemal Bulvan 255 Tel: 502 06 Autorium Motorlu Araçlar Servis ve Ticaret Ltd.

Şti . Sahıtyolu.


sık sık

vites

değiştirmeden

konforlu ve sportif bir

sürüş sağlıyor.

çacıklarını

isteğe bağlı zımanda

olarak sunulan otomatik şan­

ise, elektrohidrolik (EH) kontrol ve üç

sürüş progra m ı

E-ekonomi

çok ayrıntı ... Örneğin, havadaki toz ve polen par-

var .

programı,

Yakıttan

tasarruf

sağlayan

motorun tüm gücünü emrini-

ze veren S-spor

programı

kay m ayı, patinajı

önleyen

Ve konforunuz için

Sürücü bölü mü için lümü için

düşünülmüş

daha pek

ayrı

ayrı,

yolcu bö-

ayarlanabilen klima ...

Yavaş yavaş yanıp

sönen

reostalı

ıç ışıklar ...

Şimdi kapıyı açın

ve kaygan zeminlerde * - kış programı ...

5 mikrona kadar süzen mikrofiltre ...

BMW mine

ve girin yeni

dünyasına ... yaşamınızı n nasıl

uyum

sağladığını

rit-

görün.

Yollarda farkh bir dünya

Kennedy Caddesı 31. Bakırkoy-Istanbul Tel: 542 95 00. 570 22 BO Baran Otomobilcilik Ltd. Şti. Nıspetıye Caddesı. Calıkusu Sokak 7. Leventistanbul Tel-169 59 83-84 Başpınarlar Otomotiv San. ve Tic. AŞ Buyukdere Caddesı. Yenıcerı Sokak ı. 4.Levent-lstanbul Tel: 180 26 72 !3 hatl Beta Otomotiv Servis ve ncaret AŞ Kayısdagı Caddesı 30, Zıverbey . Kadıkoy~stanbul Tel: 348 48 62 E&e Servis Motorlu Araçlar ne. ve San. Ltd. Şti . Gaııosmanpasa Bulvan 1/E tB. Efes Otelı altı} Alsancak~zmır Tel: 25 37 86 Kosiller Oto Servis ve Ticaret AŞ Bağdat Caddesı 242/5. Cıhehavuzlar-lstanbul Tel: 359 99 38, 359 99 4&-47




When You AreAway

From Home Only ... Evden Uzakta Oldugunuıda

Sadece...

DEDEMAN HOTELS *****

HOTEL İSTANBUL DEDEMAN Yıldız Posta Caddesi 50. Esentepe- 80700 Tel: ( 1) 174 88 00 Tlx: 282 17 MKD-TR Fax: ll) 1751100

İSTAI\BUL

****

HOTELANKARADEDEMAN Büklüm Sokak 1. Akay 06660 Al\ KARA Tel: (4) 117 62 00 Tlx: 42408 DimE-TR Fax: (4) 117 6214

*****

HOTEL ANTALYA DEDEMAN Lara Yolu 07100- ANTALYA Tel: (3 1) 21 39 30- 221 79 10 Tlx: 56047 OTOE-Tl 56049 HIDE-TR Fax: (31) 38 73

*****

HOTEL NEVŞEH İ R DEDEMAN Nevşeh ir-Kayseri Yolu- NEVŞEHİR

Tel: (485) 19900 Fax: (485) 121 58 Tlx: 497 19 DDMN-TR. MA~TER


$imdi VakifBank Hizmet

Farkllliği

Konaquluyor•••

VakifBank 1990'da da

ll ay değil, 1s ay çal1~t1 •• Bır banka; verdığı rekor duzeydeki kışısel kredilerr. kredı kartları. seyahat

çe lerı. altın lan. yatırım on l arı. gışe bankac ılrğı. Super On-Lıne ı şlemlerı. kultur. sanat ve spor faaliyetlerrne verdığı desteklerr. guçlu yan kuruluşlannın başarıları. kendı

dallar. nda uzman Fon Yonetımı Merkezı

ve Menkul Kıymetler Merkezlerı, olumlu dış ılışkıler ve dığer hızmetlerrvle çok çeşıtlı ve kalr elr hızmet ve ebılryorsa. o banka VakıfBank'tır Ve bu banka oğle at ıllerı. bayram tatıllerı ve hafta son larryla, bır yılda 12 ay değ;l oe IS ay bu ızmet ını surdurebrlıyorsa. bu banka hep konuşulur. 1990 VakıfBank'ın hızmeılerındekı farklılığın konuşulduğu bır yıl oldu 1991 yılı da Va~. Bank',n hızmetlerı ne yen ılerrnı; başan ian na daha buyuklerrnı ekledığı bır yıl

Ve

VakıfBank. yıne

hep

olacak

konuşulacak ...

Vakifsik Türkiye

Vakıflar B ankası


BULMACA 1

2

3 4

5 6

7

8 9 1

o 11

1 2 1 3 14 1 5 16 17 1 8 19 20

1

2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 SOLDAN SAGA 1- 6645 beyitten oluşan , Hakaniye (Karahanlı) Türkçesiyle kaleme alınmış, Türk kültürünün en önemli kaynak eserlerinden sayılan Kutadgu Bilig'in yazarı. .. Balı ­ kesir ve Çanakkale yörelerinde 12971360 tarihleri arasında hüküm süren Türk beyliği. 2- Türk sanat müziğinde tempo ... Fasıla ... THY'nin iç hat uçuş noktaların­ dan, Muğla'nın bir ilçesi ... Katışıksız , temiz. 3- Çaresiz ... Sevimli, cana yakın , güzel. .. Aynı yaşta olan .. . Bir nota. 4- Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla dokularda oluşan yumru ... Yasaklama ... Akım birimi kiloamperin kısa yazılış ı.. Derinlikler ... Güçlük, sıkıntı , rahatsızlık , problem. 5- Osmanlı padişahları , şehzadeler veya hanım sultanlar adına yaptırılan büyük canıilere verilen ad ... Kimyada samaryum ... Hecelerin uzunluk veya kısalığına göre şekillen­ dirilmiş şiir vezni. .. Yaprakları parçalı ve acı lezzetli, taze olarak salata halinde yenen otsu bitki. 6- Albert Einstein 'ın , enerji ile kütle arasında bir eşdeğeriilik bulunduğunu ortaya koyan ünlü teorisi. .. Ulaşıla­ bilecek veya ulaş ılması na izin verilen en son nokta. 7- Yelkenli gemilerde bir direk ... Eskiden, yoksullara ve medrese öğ­ rencilerine bedava yemek verilen hayır kurumu .. . insan ve hayvaniara hayat veren ve ölümle birlikte vücuttan ayrıldığı na inanılan madde ötesi güç. 8- Kimyada radon ... Güneydoğu Anadolu bölgesinde bir petrol üretim alanı. .. Gramerde ismin yeri-

96 SKYLIFE 3/ 9

ı

ni tutan kelime ... Süt çocuklarının başında oluşan kabuk halindeki kepek tabakası. 9Bir ay ... Mardin'in bir ilçesi. .. Balık yumurtasının zeytinyağı ve limonla ezilmesiyle hazırlanan meze ... Yankı. 10- Güneydoğu komşumuz ... Akıll ı. .. Rastgele olan. 11llımlı , ölçülü, soğukkanlı olma durumu .. . Kap kacak, çay veya yemek takımları ... Rütbece altta olan. 12- Bir inanca, davaya, partiye ve aşırı derecede, körükörüne bağlı kimse ... Bir bezelye cinsi ... Bir şeyi yapmaktan çekinme, geri durma. YUKARIDAN AŞAGIYA 1- 1991'in, adına "Sevgi Yılı" ilan edildiği ünlü Türk mutasavvıfı. .. Marsilya'n ın karşısında , devlet hapishanesi olarak kullanılan küçük Fransız adası. 2- Bitki özsuyu ... Kesilme, kesinti. 3- Hukuka aykırı olan ve kanunen cezayı gerektiren eylem ... Güney Kafkasya boylarından biri ve bu boydan olan kimse ... Vücudun herhangi bir yerinde, illihapianma sonucu oluşan sarımtırak renkli koyu sıvı , cerahat . 4- El yazmalarında , yazı ve sayfa kenarlarına su olarak yapılan , birbirine geçmeli süsleme ... Donanma (ispanyolcadan geçme kelime). 5- Görme siniri lifleriyle bağlantılı sinir hücrelerinden oluşan , ışığa duyarlı göz dibi zarı. .. Apartmanın bölümlerinden. 6- Yüzey ölçüsü birimi hektarın kısa yazılı ­ ŞI. .. Kurallara, yasalara uygun ... Kimyada lityum . 7- Göğün dokuzuncu tabakası ve en üst yeri. .. Kimyada sodyum ... Su orta-

sı ndaki kara. 8- Sebep, itici güç, yönelten, götüren ... Antalya'ya bağlı , portakalıyla ünlü ilçe. 9- 1864-1932 yılları arasında yaşamış, romanlarıyla ün kazanmış , bazıla­ rının sözlerini de kendisinin yazdığı şar­ kılar bestelemiş , gazetecilik yapmış , "Ahmet" önadlı edebiyatçımız .. . Osman lı imparatorluğu döneminde, il ve ilçe arasın ­ da yer alan yönetim birimi, sancak. 10- Bayağı. .. Kuru soğuk ... Çoğul eki. 11- Ey can, ey sevgili .. . Askerler ... Farsça olumsuzluk eki. 12- Vilayet... Aritmetik, cebir, geometri gibi sayıya dayanan bilimlerin ortak adı. 13- Üçüncü Cumhurbaşkanı­ mızın soyadı. .. izmir'in bir ilçesi. 14- Akla yatkın ... Klasik Türk musikisinde bir makam. 15- Antalya'nın bir ilçesi. .. Eskiden, yıldızların hareketlerini ve yerlerini göstermek için düzenlenen cetvel. .. Su (eski dil). 16- Hasattan sonra tarlada kalan tahıl saplar ı. .. Silindirlenmiş kırmataşlardan oluşturulan karayolu zemini. 17- italya'nın Piemonte bölgesinde bir sanayi şehri ... Bir şeyin yukarı kısmı , gökyüzüne bakan tarafı. 18- Notada duraklama işareti. .. Otomobillerin direksiyon sistemine bağlı , tekerleklerin istenilen yöne çevrilmesini sağlayan parça ... Siyaha yakın koyu yeşil. 19- ilkel su taşıtı. .. Mukavva, deri ve ahşap üzerine yaldız veya boya ile çeşitli motifler yapıp vernikiemek suretiyle hazırlanan cilt. 20- Hastalıktan kurtulma, iyileşme ... THY'nin iç hat uçuş noktaların­ dan bir Orta Anadolu ili.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.