BRİONİ ve GAZELLİNİ ' nin
mükemmel beraberliklerinden
doğ a n
kusursuz sonuçlar ...
Mükemmel uyum duygusu Kusursuz kalite Olağanüstü
Ve
bir
yaratıcılık
filuont·
Yin e GAZELLİNİ ' d e.
(1) gazellini Moda
Artık
Markadır
IRAN CADDESI , NO : 21/1 06700, KAVAKLIDERE - ANKARA TEL : 14) 467 42 36 FAKS : 14) 467 63 21
ER
&
SONS
KILMARNOCK
BOTTLED IN SCOTtAND ESTABLISHED 1820
B
işadamı
milyonlarca Norstar' ın
tercih
dünyanın
ugün
bu kadar
edilmesi
rastlantı
Norstar,
değil,
geniş
çapta
elbette
bir
bilinçli bir seçim. Çünkü
Telecom'un
ileri
tş
dünyasının
Norstar bir
devlerinden
teknolojisinin
yardım-
ürünü ... Çok yetenekli bir cı.. .
kullanıyor. ..
Norstar
haberleşme dünyasının
Northern
yanında
dön bir
megastarı.
işadamının çalışma
düzenine hemen uyum
sağlar.
Esnek
yapısı tuşlara
istenilen
verilmesini
mümkün
Dilediğiniz tuşa dilediğiniz
işievin kılar.
görevi verebilir,
kendi
alışkanlıklarınızı
leşme
sisteminden en üst düzeyde verim
sürdürerek haber-
alabilirsiniz. Norstar teorik dımcıdır.
mesajlar
Sıvı
pratik bir yar-
ekranında
kristal
işlemleri
yönlendirir.
değil
yaparken sizi
Kullanım
beliren
adım adım
kılavuzunu
ezberle-
kendini
geliştirir.
menize gerek kalmaz. Norstar Geleceğe açık
sürekli bir
yapıya
sahip
olduğundan
yalnızca
kartuşunun
değiştirilmesiyle
özellikler kazanabilir.
yazılım
çok
Norstar küçük büyük her ça lı~ı r.
Farklı
ayrı
kapasite lerde üç bulunmaktadır:
3
dış
Modüler ise esnek
ile 8
modeli
Norstar Mini
8 iç, Compact 6 ya pısı
kuruluşla
dış
dış
16 iç,
120 iç hatta
kadar hizmet verir. Norstar; duvara monte edilebile n ana ünitesi ve 4
ayrı
farklı kull anım
telefon setiyle
mükemmel bir seri Norstar'la
özelliklerine sahip
ça lışma
h abe rl e~me
ist e ndiğin d e;
operatör
numarayı
isim ile ara ma ,
çağrı
kaydı ,
açık
ISD N'e
sistem idir. •
4400
ya pısı aynı
iletişimi yapı l abilme kt e dir .
Norstar. .. Telekomünikasyon bugüne kadar
ulaşılan
lojiye sahip. en l eşme
harici
detaylı
sayesinde tek hat üzerinden ve veri
için
sesli mes"aj ve
işlemleri ,
otomatik
dünyası
en ile ri te kno-
kull anış lı
Iş
sistemi ...
ın egastarı . . .
Netaş
Türkiye'de. Ve sizinle
ala nınd a
seri haberdünyasının
güvencesiyle
ça lış mak
istiyor. <
Netas-
ile~işi:nıin.
".... :::>
g
ü
c
ü
Is tanbul (1) !74 H H Ankara (4) 417 9S 00 hmir (SI) 89 H H Acıtalya (31) 48 SO SO • saı 1/a bul ri mf' ,\ ulrmt . Sayısal Out Te l efo n Santrafı IPAHX t•t
Say ı sal Ştf
YIL 1 Year ı ı
SAYI/ Number ı25
YONETI M
Yönetim
54
Kunılu Başkanı/
Cbaimıan
oftbc Board
TÜRK FUTBOLUNDA RÖNESANS
ERMAN YERDELEN
Türk Hava YoUan A.D. Adına Sahibi 1Puhllsbcr Genel Müdür
13y DENIZ GOKÇE
TEZCAN M . YARAMANCI
60
YAYlN Genel
Yayın
AŞÇILAR
DIYARI MENGEN The Land of Cooks
Yönetmenj
Cditor-ln-Cbicf
By SAIT SINA
MUSTAFA SÖNMEZ Y:ızı ݧleri Müdürü/Managing EdilOT
ENGIN OKTEMER
Sanat
Kapak fotografı 1 Cover Photo MANUEL Ç ITAK
Danışmanı/Design
Consu/tant
DENIZ ŞAHINBAŞ
KARlDES Shrimps
Koordinatör 1 Coordirzator AHMET DEMIREL
Editör 1 r:ditor HAŞMET BABAOCiLU Yayın
Kurulu/ Publlsbing Board
NERGIS ÇAKIROCiLU MUSTAFA SOKMENOCiLU FERDI PIŞKIN
English Hditorta/ MARY
Folojlrdfiar 1 Pbcıtas MANUEL ÇITAK (Editor)
THY'DEN HABERLER
10
12 IZMIR
Reklam 1 Advcrtlsing DUYGU TAMER YURDAGÜL ALTINOZ
Tel, 663 63 00 (Eıo) 11114/J 185 Reklam Koordinatörü/ CoordlnaU>r
NURHAYAT KASABALI
22 TÜRK BORSASlNDA YABANCILAR Foreigners on the Turkish Stock Market
1 Distribution
KEREMILTER
Tel, 663 63 00 (Ext) J 189 Adres 1 Address Türk liaV"d YoUan Genel Yönetim
Binası
Limanı
AtaWrk :H ava
34830 Istanbul Yapı.m
1 Producli(m
~~~~~ANsı Osmanlı Sok. 19 Taksim IST. Te[, 251 74 84 (16 hat) Baskı
1 Prirzlitıg
1 Colour Scparatfon
1 Paper
L.EYKAM MORZTAL.ER MAGNOMAT
:t~'::}kı~>J::~:~n=il':ıeden
'!''!Ll!:_6:f!!_!'f!!'_'!l'flf!'!!!~.-·-----·····-·····- - -
SKYW'J?, 'fliY
SARDEIS VE KREZÜS By FIKRI KARANIS
76 BRÜKSEL Stroll Around Brussels By HADI ULUENGIN
tarafınJan
ayda bir yayımlanır.
SJ.yllfe is f"~bllsbcd mmıtbly by THY.
82 Book Review: BOGAZIÇI 'NDE MEKANLAR By NU RAY TEKIN
86 DUTY FREE ON BOARD
13y ILBER ORTAYLI
92
38
THY UÇUŞ BILGILERI Flight Information
ÜÇ KUŞAK MAARIF BAKANI Three Generations of Education Ministers 13y TAHA TOROS
13y ALl SA RPKAYA
ATLAS GRAFIK Crosjleld Strui/Qiitıl: slsU>ml ile yapılmıştır. K.'!tıt
PERA'DA RUS SARA YI A Tsarist Embassy
HEREKE HALILARI Carpets for the Onoman Palaces
HUrriyet Ofset
Aynmı
28
42
34625 Sefaköy !ST. Tel, 698 5R 58 Renk
70
13y TAYFUN DEVECIO~LU
Tel, 663 63 00 (Jlxt) 1174 Dagıum
By SEMIH Y ILDIZER
13y FARUK PEKIN
ERDALALOK
Advertisirıg
6
AGENDA
IŞIN
Sanat Yönet.menJeri 1 Arl Directors LALEHAN UYSAL YÜCEL ALP IŞMEN
64
so
104 OYUNLAR Puzzles
110 VIDEO Movies on THY Flights
112
BIR ROMANDAN ANILAR Memories of a Novel
A Cartoon From
By NAZLI ERAY
SEMIH BALC IO ~LU
ayın yolcularımız,
ear Passengers, Dünya havacılıgında büTbe only way to canfront the tün hızı ile sürmekte olan effects of fierce competition prevailing in the global avirekabet şart l arının etkilerinden kurtulmanın tek atian seetar taday is to adapt yolu, bu şartla ra hı zl a uyum sagto these conditions as swiftly as poslamak ve gerekeni yapmaktır. sible. At Turkish Airlines we have Biz de bunu yaptık ve bir hizmet done so by giving priority to passenkuruluşu olan Türk Hava Yollager preferences, and thereby becomrı ' nda yolcu tercihlerine öncelik ing the fastest growing company in vererek Avrupa içi taşımacılıkta the European aviation secıor. en hızlı büyüyen şirket haline Comparison of results for the pası geldik. Son üç yılın bir mukayethree years demonstrates this c/early. sesi bu durumu açıkca gösteriAs a result, where growth in schedyor. uled internationalservicesfor 1993 is concerned, Turkish Airlines now ranks first among Bu sonuçlarla, Türk Hava Yolları , 1993 yılında, tarifeli dış hat trafigindeki gelişmede AEA (Avrupa Hava Yolmembers of AEA (Association of European A irlines) and ları Birligi) üyeleri a rasında birinciligi alırken, IATA'da fourth among members of /ATA. da dördüncü sıraya oturdu. As can be seen, efforts to transform Turkish A irlines in to an international commercial airline in the true sense of Görülüyor ki, THY'yi gerçek anlamda ulus l ararası ticari bir havayolu haline getirmek için sürdürülen çathe term, by enhancing quality, renewing the fleet and other innovations, balar, hizmet kaliare proving successtesini yükseltmek, ILK 6 A 'ı1JK ~0:.:-UÇI.AR 1 RF~Uf:TS H)R T1lE FTRST ::,JX J/0.\"71/S OF 1993 ful. filoyu yen il ernek gibi girişim l er neti1 991 1992 Now I have good 1993 celerini vermekter-----------~------------------------~-------------,' newsfor you. Our Uçak sayısı - Aircraft total 33 42 SO ıı-.:--~----'::...-----__;..;..__ -~----~...;...---ı firsl Airbus 340, the dir. Koltuk kapasitesi - Seat capacity 5.562 6.894 8.066 outcome of state-ofŞimdi, size bir the-arı technology, müjde vermek istiYolcu sayısı- Passenger total 1.266.957 1.982.196 2.685.992 has joined the yorum. tki Airbus 67 Uçuş noktas ı - Destination points 60 72 Turkish Airlines 340 uçagı da filo~ Kar __,g:.;. o..;(_ to_n.;... ) _- _c._ a rg ""'o-'-(l_o_ n s..;.. J________1_6 ...;.. 9.;;... 58________2_2....;. .90 _ 7______2....;.5..; .5....;.5_0 -~ jleet . The non-s top muza katıldı. En Personel sayısı - Personnet numbers 8.884 8.164 8.392 flight are on longson teknolojinin distance ro u tes ürünü bu uçaklarla which these aircraft make possible has been launched Türk Hava Yolları, uzun hat "non-stop" uçuş dönemini Tokyo hattı ile açtı. Bu hattı Singapur ve Bangkok on the Tokyo route, and will expand with Singapare takip edecek. Yıl sonuna kadar geleceklerle uçakları and Bangkok. By year-end 1993 the THY jleet will canmızın sayısı 53'e; koltuk sayıs ı ise 8.792'ye ç ıkacak ve sisi of 53 aircraft with a total seating capacity of 8792. What is more, it will be one of the youngesi jleets in the Türk Hava Yolları dünyanın en genç filolarından biriworld. ne sahip o l acaktır. Yolcularımızın tercihlerini öne alarak giriştigimiz bu One of the latest innovations prompıed by passenger çaba l arın bir yenisi de "isim plaketi" uygulamasıdır. requests is for name cards lo be attached to the uniforms of THY personnel. Whether to find fault or commend, Yüzyüze geldiginiz Türk Hava Yolları personelinin kim oldugunu, bu kokanlardan ögreneceksiniz, tabii passengers will ıhus be able to learn the names of those 71-/Y personnel with whom they come into direct contact. gü n a hl a rı ve sevapiarı ile. Diyalog kurdugunuz Türk When you wish to express satisfaction or otherwise with Hava Yolları personelinin size sundugu hizmet konusunda, olumlu veya olumsuz, bizi bilgilendirmek isteservices provided by THY personnel, ıhese name cards will facilitaıe communication between passengers and diginizde, bu "yakal ıkl ar" sizinle biz yöneticiler aramanagement. s ında bir köprü vazifesi görecek. Tbe support of you, our passengers, is as much a facıor Başanya ul aşmamızdaki as ıl etken Türk Hava Yolları in our successes here at Turkish Airlines, as the endeavyönetimi ve personelinin gayretlerinin yanında siz ours of management and staff. We fully yolcul arımızın destegidir. Bunu biliTEZCAN M. YARAMANCI appreciate this, and are making every yor, takdir ediyor ve sizleri daha Genel Müdür 1 President and CEO effort to realise new projec/s which will çok memnun etmek için yeni projefurther improve passenger satisfaction . ler üretmeye ça lı şıyoruz. Yours sincerly. Sayg ıl arımla .
S
D
J
J
ı
FIRST CLASS SERVICES LAUNCHED
FIRST CLASS UYGULAMASI BAŞLADI Tü rk Hava Yolları olara k, tüm hazırlı k l arı tamam laya rak, çok ay rı ca lıklı ve lüks bir hi zmet olan First Class uygu lamasını b aş l att ı k. First C la ss' ı , lü ksü yolcularla b irl eşt ire n , lüksü yolcu l a rın arzuları n a göre yorumlayan bir anlay ı ş l a sürdüreceğ i %. Bu a maç la , bir grup persone limizi First Class yolcul a rına hi zmet vermek amac ı y l a özel o larak ye ti ş tird ik . Yı ll arın tecrübesiyle yoğrulmu ş personelimiz, Swissotel The Bosphorus Eğ itim Merkezi ta ra fından First Class yo l c ul a rını ta nımak ve an lamak üzere eğ itilir ken, ke ndilerine yiyece k , içecek ve servis konularında geniş bilgi verildi. First Class yo l c ul a rı Istanbul ç ıkış l a rınd a özel o larak h az ırl a nmı ş b ir salonda ağ ırl a nı yor , burada bir toplantı salonu 24 saat aç ık tutuluyor ve her türlü h aberleşme ola-
Turkish Airlines has completed fina! preparalions and now introdıtces its exclusive and privileged jlrst class service. 17/Y First Class brings luxury to the /ap ofpassengers, with a concept of luxu ry that wi/1 be constarıt~y resporısive to passengers ' own ideas and wishes. With this in mirıd, 'fi.ırkish Airlirıes has selected a group of staff memhers to atterıd special trairıirıg for service lo First Class passengers. All with several years of experience behind them, those hand-picked personnet have attended courses at Swissotel The Hosphorıts Training Centre in understanding the ~pecial needs and wishes of Fir:;t Class pa~:~engers, wilh particular emphasis on knowledge of cuisine, drinks and service. First Class passengers are entertain ed prior to their departu re from /stanbul in a special luımge equipped with every zype of commıınicaliorıs facility , including a conference room which is available 24 hours a day. Hoth the wine ~:::. . .:.f ·?"~.Jip /is ts and men us for First G1ass -;:;.~;;passengers are decorated with ::_i:%~:.. motifs inspired hy Otlarnan Turkish ar/ . The me11 11 S are ' en tire~y hand-crafted from top . quality teather. Meats include canapes, crudites, soups, delicious hat dishes, and desserts, all prepared by master chefs for guurmel tastes. When dinner is over passengers can enjuy a pteasant sleep wearirıg their special "sleeping spectac/es", which are among the artic/es provided in the amenizy kit presen/ed to each passenger. 'Jbis kil contains everythirıg imaginab/e from comfortah/e sucks tu relax in, tu a muuth spray. Music is availah/e on 12 chanrıels, as are six dijferent films . 17/Y Firsl Class isa privileged experience from the moment you set foo/ in the airpur/ tu when you leave the airport at • your destirıaliun.
n ağ ınd a n yara rl an ılı yo r.
-, ,..~A--;;f;;;;--
First Class'ta gerek "wine list"le rin , gerekse yeme k ın ö nül e rinin üzerinde Osmanlı -Türk motifle rinden ezgile re ye r verildi. Yem e k ınönül e ri lama· ~ ', me n cl yapıını o larak öze l d erid en haz ırl a ndı. Ye mek ' servisle rinde kan apele r, krudite çorbalar, değiş ik beğe nil er için usta e lle rele özenle ha z ırl a nmı ş s ı cak ye mek çeş i tleri ve ta tlıla r mevcut. Yemek so nras ı istirahat i için h az ır lanan özel uyku göz lü ğü ve çorap, bir "amenity kit " içinde sunulu yor. Bu kit içinele yemek so nrası kullanma gereği cluyulab ilecek ağ ı z sprey ine varana kadar h erşey bulunuyor. 12 kanaldan d eğiş ik müzik türle ri yay ınlanırk e n , 6 ay rı tür filmi izlemek mümkün . Türk Hava Yoll a rı First Class'ı, h ava li manına ayak basıştan , iniş nokt as ındaki ç ıkış iş l em l eri n e kadar yaşa nan bir ayrıca lık o lu şturuyor. •
...-.,
rn
A!J;'
tfi.,.;
6
SKY LIF E
EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
OCUS ON CULTURE
for BUSINESS CLASS MENUS
BUSINESS CLASS Mönü Kapaklarında Kültüre Hizmet Yo l cularımıza sunduğumuz u~akiı.;i ikranı
rinde
sürdürdüğümüz
~imse l atılım l ardan
öznel yeni bir
Turkish Airlines is dedicated to providing yet belter servicesfor passengers, and is continuing to launch innovat iorıs in both content and presentation in its ca/ering. 7be Iradilianal motifs of lznik porcelain have been the inspiration for the new interior decoration of THY aircraji, catering equipment and Business Class accessories, thereby both acquainting passengers with this superb art form and encouraging its revival. The menus provided for Business Class passengers feature illustrations of lznik plates in museu.ms collections araund the world, and in Sadberk Hanım Museum in Istanbul. On the front cover of each menu is a dose-up delaif of the design on an lznik p late, and on the back is a jiJ.ll picture. A description of each p late, including information ahout the date of manufacture and the museum where it is located is given below the illustration. Turkish Airlines suggests that Business Class passenger.; mig ht make a calleetion of these delightful menu covers. •
hizmetlebikapak la-
atılınıların yanında
örneği ınönü
rında
sergiliyoruz. Business Class yolculanınız için hazırladığıınız ınö nü le ri n listesini içeren mönü kapaklannın üzerine yurtdışı koleksiyonlarcla ve Istanbul Sarıyer ' deki Sadberk Hanım Müzesi 'nde bulunan cleği;iik zamanlara ait ~e;iitli lznik tabaklarının fotoğraflarını koycluk. Mönü kapak l arının ön yüzünele konu olarak işlenen tabağın büyürülınü~ bir kesiti yer alıyor. Mönü arka kapağında ise tanıtımını yaptığımız lznik tabağının bir fotoğrafı var. Tabakların özellikleri , yapıın senesi ve hangi müzelerde sergilendiklerine ili~kin bilgileri de arka kapakta bulabilirsiniz. Seferlerimizle birka~ kez u~an Business Class yolcul arım ı z isterlerse bu ınönü kapaklarını alarak lznik tabak l arı fotoğraflarından bir mini koleksiyana sahip olabilirler. • • Sadberk Hanım Müzesi yöneticilerine, mönt"i kapaklanmızm hazırlanmasına yaptıklan değerli katkılardan dolayıteşekkürü
• We are gratefulto the directors of Sadberk Hanım Museum for the ir valuable contributions.
borç biliriz. 7
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
"TINY GIANT" RJ-1 OOs JOIN OUR FLEET
"MİNİK DEV" FİLOMUZA Geçtiğim iz ay Airbus 340 ' \arın filoya katılmasıyla en son teknoloji harikasına sahip olan Türk Hava Yolları , Regional Jet (RJ-1 00) uçaklarını da filosuna kattı. RJ-100'\e r, iki yıldır Anadolu 'nun kısa pistli h ava lim an iarına hizmet veren ve British Aerospace ş irketinden kiralanan ATP tipi uçakların yerini alacak. Kısa pistli havalimaniarına büyük bir güvenle inebilen RJ-100 u çak ları özellikle iç hatlarda kullanılacak. 4 adet LF-502 motoru olan 31 metre uzunluğundaki RJ-100 uçakları , Economy ve Business olmak üzere iki sınıfı içeren beşli sı ralar halinde 99 yolcu taşıyor. RJ-100 uçaklarının envantere girmesiyle birlikte, THY, filosunu tamamen yeni leme programında önemli bir ad ımı daha tamamlamış oldu. RJ-100'\erin , THY'nin kısa menzilli , yüksek frekanslı iç hat uçuşlarının modernizasyonunda önemli bir rol oynayacağı bildiriliyor. Ilk ikisi filoya katıl an R-J 100 uçaklarının sayısı, yı l sonunda sekize ulaşacak. "Minik dev" olarak isimlendirilen RJ-100 uçakları tam kapasiteyle hizmete girineeye kadar ATP tipi u çak l arın da göreve devam edecekleri bildiriliyor. •
RJ-lOO'LER KATILDI
A irbus-340s joined the 77-IY jleet last month, making the airline owner of the latest miraele of modern technology. The Regional jets (Rj-100) alsa joined the jleet. 1be Rj-lOOs will replace the ATP aircraft teased from British Aerospace which for the past two years have been providing services on the short runways of Turkey's provincial airports. 1be Rj-lOOs are capable oj tanding with complete safety at airports with short runways, and will be used on domestic Jlights. Powered by four LF-502 motors, the 31-metre long Rjı OOs provide two classes oj accommodation Economy and Business -for 99 passengers in rows of five seats. With the introduction of the Rj-lOOs, 77-IY has completed a jurther major step in its comprehensive jleet renewal programme. According to THY spokesmen the Rj-1 OOs will play an important role in the modernisation of its high frequency short-distance domestic jlights. By the end of this year, there will be eight Rj-lOOs in the THY jleet. Until the Rj-lOOs, affectionately term nicknamed "Tiny Giants ", go into .f·ervice at full capacity, the A 7Ps will continue to operate on domestic routes. • 8
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
NAME CARDS F O R PASSENGER SERVICE PER S O N NEL
Yolcutarla yüzyüze gelen personele yaka kartı Yolcu ların
THY management, which a lways give
tercihlerini her zaman öne alan THY bizzat veya mektupla yaptığı başvurular üzerine, yolculara yüzyüze hizmet veren personelin yakalarma isim rozeti takmaları nı kararlaştırdı. Karar uyarınca , kargo, satış, istasyon personeli ile uçucu personel, üniformaları nın üstünde isimlik taşıyacaklar. Kısa sürede hazırlanan yakalıklar ilgili birimlere dağıtı l dı ve kullanılmaya başlandı. Uygulama sayesinde, yolcular, yüzyüze geldiği personelin kimliğini öğre nebilecek ve THY'nin sunduğu hizmet konusunda, olumlu veya olumsuz eleştirilerini kolaylıkla THY yönetimine bildirebilecek • yönetimi,
yolcuların
priority to passenger preferences, has responded to requests both in person and in writing, for personnet to wear name cards on their uniforms. Name cards have a lready been issued to cargo, sales, terminal and flight staff, who from now on are obliged to wear them. Passengers will therefore be able to identify personnet at a glance, and so notify 11/Y personnet about their satisfaction, or otherwise, with the services provided. •
THY'DE TELEFON VE FAKS DEGiŞiKLiGi CHANGE IN TELEPHONE AND FAX NUMBERS IN THY THY YEŞILKÖY YENI TELEFON NUMARALARI
GENEL MÜDÜRLÜK SANTRALI - Head Office REZERVASYON SANTRALI - Reservation KARGO REZERVASYON SANTRALI - Cargo Reservation
663 63 00 663 63 63
663 4600
YENI FAKS NUMARALARI
663 47 44 663 49 04
GENEL MÜDÜRLÜK- Head Office
9
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1 993
EYLÜL
1993
SEPTEMBER AGENDA 1 2 5 Hüsamettin Koçan Atiilyesi 3. Geleneksel Resim Sergisi, Devlet Güzel Sanatlar Galerisi' nde. Hiısameıun Koçan Atiilyesı 3rd Traditıonal Exhıbitıon at Devlet Güzel lanatlar Galllery ~ Awork by Nazan Aze rı .
Montserrat Caballe ve Jose Carreras Antalya Aspendos'ta. Montserrat (aballe and Jose Careras at Aspendos Theatıe ın Antalya. 1111>
Festıval ıs beıng
held Inanbul between 8 and ll leptember. ın
1
19
Tem Sanat Galerisi'ndeki büyük ustalardan genç ustalara uzanan serginin son günü.
Scorpions Konseri inönü Stadyumu'nda. .1.5 Eylül:de baılayan lcorpıoııs Concert aı Uçüncü Istanbul Sanat inönü Stadium. fuan'nın son günü.
~ paıntıng by Yüksel Ozen. "Thıs ıs real love".l990, oıl on canvas
100 x 125 cm.
T
26
23 ....
VII. Mücevher, Takı, Saat ve Malzemeleri Fuan, iTü Taıkı}la Binası'nda 23-26
Michael Jackson Konseri inönü Stadyumu'nda. Mıchael Jackson Concert at inönti
E~ül arasında.
Stadıum.
30 Tıirkiye'nin
ilk ve tek cam heykel sanatçısı (enan Uyanusta'nın çalı}malan Çırağan Sarayı Otel
Kempinski'de izlenebilir.
Fınal day of The Thırd inanbul An f estıval. whı ch sıarıed on 1S leptember
(enan Uyanusta's works are exhıbited at Çıragan Palace Hotel Kenıpınskı.
Berdan Tekstil , tam 40 yıldır tekstil düny ~ sında varolan ve mijkemmelllğe damg-asını vuran ~i f. isimdir. 140 bin metrekare'li}c alanı
kaplay n modern tesisl,erinde
Turkey,s third larges~ city, İzmir, is a lively Aegean metropolis. A·, major industrlal and commercial centre, İzmir is als~ the starting pointfor visiting the famous resorts. and s_igbts in- the r.egion.
Türkiye'nin üçüncü büyük yerleşimi İzmir, cıvıl cıvıl bir Akdeniz keıiti. B~ önemli sanayi ve ticaret merkezi, aynı zamanda Türkiye'nin en önde gelen turistik merkezleri için bir başlangıç noktası. By FARUK PEKIN Photos MANUEL ÇITAK
1~
00
~~ y~~~:rıi~e s~~~~<~
tuttu ğ umu z Ko rfez'de neredeyse artık canlı yaşa mı yo r. O güzelim ta rihi doğa l Körfez lzmir'e has bir koku o lu şturmu ş. Kordonboyu 'nda ki heyke lli bahçele ri , sütunlu g iri ş l e ri y l e iki-üç k a tlı neo-klasik ta rzdaki evle rin yerle rine sekiz ka tlı beton
ya pıla r dikilmi ş .
Ke ntin palm iyele ri iyice aza lmı ş. Iç soka klarda ki halko nlarınd a n fes l eğe n , sardun ya , kara nfil fı ş kıra n a h şa p , c umb a lı İzmir evleri a rtık yok gibi. Kilisele rd e ki s ıra l a r boş, ko rall a r yok olımı ş, s inagogla r çö kü yo r. Ke nt Anado lu 'da n göçe ele nl e rin gece k o nclul a rı y l a ku şa tılmı ş, be to n egeme n o lmu ş .
Bu nostaljik bir ya kl aş ım belki. Ama mada lyonun bir yüzü. Diğe r yanda İzmir hala c ıv ıl cı vıl bir Akd e ni z ke nti . Türkiye' nin üçüncü büyük ye rl eş i mi . Ö ne mli bir sanayi ve ticaret me rkezi. İ z mir Türkiye'nin e n önde gele n turistik me rkezle ri için baş l a ngı ç n o ktas ı. Bir ya ba n c ı konuk için Efes , Be rgama , Foça, Sarel , Laodikya , Afrodisyas, Pamukkale , Oidim, Milet, Priene gibi tarihsel ö re nyerle rine Ayv a lık , Çeş m e, Ku şa cl as ı , G ümüldür, Oiclim, Bodrum , Ma rma ris gibi tatil beldele rine e n uygun ul aş ım İ zmir' d en baş lı yor. İ z mir , ta rihi Kra l Yo lu ' nun , Ipe k Yo lu 'nun Ege 'd e ki so n durağ ı. Bursa 'd a n (ip e k), Ankara'dan (tiftik), Suriye ve Iran ke nt le rind e n ge le n m a ll a rın tasnif edildiğ i ve dı ş paza rla ra s u nuldu ğ u yer. Bu nede nle de tarihi han l a rın kuruldu ğ u bir ke nt. İ z mir , Türkiye mutfağ ının d a od ağ ı. Asya ' nın e t ve süt kültürü yle, Akde niz'in zeyt in yağı ve se b ze kültü rürün bulu şt u ğ u yer. S ıras ıyl a, gerela n ta tlı s ı y l a, köftes iyle, p a p az ya hn isiyle ,
Over the millenia, izmir has seen the rise and fall of many peoples: the Amazons, Lelagians, Hittites, Eolians, lonians, Phrygians, Lydians, Persians, Macedonians, Romans, Byzantines and Seljuks all came and went in turn.
he hay of /zmir where we used to fish in the Iate 1950s taday harhours hard~y a liv ing creature. 7be onc(J-clear waters now emit the sme/1 which has come to characterise the cizy. The two and three storey neoclassica l houses along the esplanade, 111ith their particas and gardens adorned with statuary, have heen swept away to make room for eight storey modern apartment blocks. }us/ a fraction C?f the ci~y s palm trees remain, and the hay-windnwed uıooden houses which once lined the side streets, their halconies a mass qf hasil, geraniums and carnations, have gnne too. 7be pews and choir stalls in the churches are empty, and the sinagogues in disrepair. 7be city Lı:; surraunded hy the shanzy cotta[!.es of rural mi[!.rants, and concrete holdı:; the citv in its grip. Perhaps 1 could he accused of nostalgia, hut this process of change is impossihle to ignore complete~y. On the other hand, /zmir stili has the same lively atmosphere. Turkey 's third lar[!.est city, /zmir is a major indus trial and commercia l centre, as well as the most cnnvenient starting point for visiting Turkey's Aegean coast and many spectacular ancient ruins . Ephesus, Pergamum , Phokaia , Sardis, Iaodicia, Aphrodisias, Pamukka le, Didyma, Miletos, Priene and other great cities of the past are within easy reach, as are
T
izmir doğana beşik olmuş, ölene mezar. Gelmişler, gitm işler. ~m azonlar, Lelegler, Hititler, Eoller, Iyonlar,. Frigler, lidyalılar, Persler, Büyük lskender ve komutanları, Romalı lar, Bizanslılar, Türk beylikleri, Osmanlı lar...
Ayvalık,
Çeşme,
Kuşadası ,
(;ümüldür, Didim, Bodrum, Marmaris and other popu/ar Aegean holiday resorts. /zmir, the ancient Smyrn.a, was the fina/ stop on the Roya l Road and the Aegean hranch of the Si/k Road . Si/k from Bursa, angora wool from Ankara, and other merchandise qf all kindsfrom Syria and Iran converged here before
musakkasıyla,
börülcesiyle, radikasıyla, rokasıyla gebir mutfak sentezine sahip. İzmir dogana beşik olmuş, ölene mezar. Gelmişler, gitmişler. Amazonlar, Lelegler, Hititler, Eoller, İyon lar, Frigler, Lidyalılar, Persler, Büyük İskender ve komutanları, Romalılar, Bizanslılar, Türk beylikleri, Osınanlıl ar. .. Kimilerine göre kenti Amazonlar kuruyor. Kent Amazan Kraliçelerinden Myrina'dan dolayı Smyrna olarak ad l andırı lıyor . Ya da kenti Lidya Kralı Tantalus kuruyor. Kuruluş söylenceleri degişik. Ama şurası bir gerçek ki, İzmir Anadolulu tanrıça Kibele'nin en önemli tapkı merkezi. Son araşt ırm alara göre Smyrna adı Ege dillerini fazlasıyla etkileyen Anadolu kökenli Luwi dilinden geliyor ve "Kutsal Yüce Ananın ülkesi" anlamın a geliyor. Bu ad daha sonra Ionca Smirni, Zmirni olarak yazılıyor ve başına "İ " eklenmesiyle İz mir'e dönüşüyor. İzmir, MÖ 3000'lerde bugün Bayraklı o larak bilinen yerde gecekondular arasında kaybolan Tepekule'de kuruluyor. Troya I kenti ile çagdaş. Bu tarihsel örenyerindeki kazılar hala sürüyor. Antik Smyrna MÖ 6. yüzyıl sonlarında Lidya Kralı Alyattes tarafın dan yerle bir ediliyor. Dagılan nüfus bugün İzmir'in ilçelerini olu ş turan yerlerde köyler kuruyorlar. Kentin bugünkü yerinde kurulması ise Büyük İskender'e ilişkin bir söylencede an l atılıyor. İskender Anadolu Seferi sırasında (MÖ 333) bir gün bugünkü İzmir yerleşimi nin en yüksek tepesi sayılan Kadifekale 'de (Pagos) av yorgunlugu sonras ında uykuya dalar. Rüyasın da bir grup Smyrnalı ondan İzmir ' i Kadifekale'ye taşımasını ister. İs kender bu talep konusunda Klaros'daki biliciden de onay alınca generallerine lzmir'i Kadifekale'de yeniden kurmalarını emreder. Ve orada bir kale tarafından korunan bir körfezcik vardır. Ve kent bugünkü Kadifekale-Basmane-Konak üçgeni arasında hızla ge li şir. Artık Smyrna, kütüphanesi, tıp oku lu , hitabet gelenegiyle ünlü , akropolü, agorası, stadyumu, tiyatrosu ve tapınaklarıyla görkemli bir kenttir. Uzun yıllar Bizanslılarca yönetilen kent bir ara Türk beylerince de fethedilir. 1261 Antiaşması 'nda Cenovalı denizcilere önemli ayrıcalıklar tanınınca Cenovalıl ar gelip kente yerleşir. Kentin tam olarak Osmanlı l arın eline geçmesi 15. yüzyılın ortasında gerçekleşir. İzmir 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra çok zengin bir kültürel mozayige sahip olur. lzmir'e gelişen dış ticaretin, kurulan yabancı şirketlerin biçirnlendirdigi
being shipped to export markets. So the city had many hans, the vast stone buildings .set araund courtyards where merchants stored their goods and conducted business. /zmir is a alsa focal point of Turkey 's culinary Iradition, where the meat and dairy foods of Asia combined with the olive oil and vegetable dishes of the Mediterranean. Gerdan tatlısı (a dessert made of neck of lamb) , köfte, papaz yahnisi (stew jlavoured with vinegar) , musakka, and a vast variety of other dishes are typical of the region. Over the millenia, /zmir has seen the rise and fal! of many peoples: the Amazons, Lelagians, Hittites, Eolians, Jonians, Phrygians, Lydians, Persians, Macedonians, Romans, Byzantines and Seljuks all came and went in turn. Ybe Amaz ons are believed by same to have founded the city, the name Smyrna derivingfrom the Amazan Queen Myrina who ruled here. Others eredil the Lydian King Tanta/us with the honour. !zmir was the principal centre of the cult of Cy bele, the A natolian mather goddess, and recent research suggests that the name Smyrna comes from the Anatatian Luwi languag e, which exerted a strong injluence on local Aegean tongues. Ybe Luwi word meaning "tand of the holy mother" became Smirni or Zmirni under the Jonians. /zmir was founded in the 4th millenia BC, araund the same time as Troy I. Excavations are ongoing at the city's original site on Tepekule hill, the shanty town district known taday as Bayrak/ı. Towards the end of the 6th century BC /zmir was razed by the Lydian King Alyattes, and the jleeing population made their homes in villages nearby. Several centuries later the city was rebuilt on its present site by Alexander the Great, who conquered Anatolia in 333 BC. It is related that Alexander went hunting one day at Kadifekale (Pagos), lzmir's highest hill, and aflerwards fet! asleep. He dreamt that a group of Smyrnians asked him to move /zmir to Kadifekale, and upon awaking consulted the oracle at Claros about the matter. Ybe araele endorsed the plan and Alexander ordered his general to rebuild the city at Kadifekale. Ybe new city grew rapidly in size and splendour. As well as its library, medical school, acropolis, agora, stadium, theatre and temples, /zmir was famous for its orators. Many centuries passed, and in the 13th century the Turks captured the city from the Byzantines. When important privileges were granted
niş
16 SK V LIF E EYLÜL+
SEPTEMBER
1993
+
17
SKYLIFE EYLÜL
SEPTEMBER
1993
yen i koşullarda çok sayıda !talyan, Frans ı z, İngiliz, Venedikli, Bollandalı aile yerl eşir ve kentte Doğu Akdeniz'e özgü levanten bir yapı o lu şur. Diğer yandan Osmanlı Rumları , Ermeniler, Museviler önemli bir nüfus oluştururlar. Katolik, Gregoryen , Ortodoks kiliseleriyle, sinagoglar cami lerle yan yana yer a lırl ar. !zmir ayrıca Sahatay lvi 'nin 17. yüzyılda yolaçtığı "clönme"lerin ele yoğun o ldu ğu bir yerdi r. Bu topluluklar arasında çok sıcak bağlar yoktur, ama yine de belli bir ortak kültürü paylaşırlar. Örneğin , misafirliğe gidilince ev sahibi konuklara mutlaka reçel, su ve Türk kahvesi ikram eder. 19. yüzyılın son l arı İzmir'de ciddi kültürel etkinliklere tanık olur. Avrupa ' nın tanınmış tiyatro ve müzik toplulukları lzmir'e çağrılır. Kentte yerel kültürel etkinliklerin yoğunluğu da artar. I. Dünya Savaş ı ve Sevr An l aşması sonrasında kent Yunanlılarca i şgal edilir. Bu işgal 15 Mayıs 1922 'den, 9 Eylül 1922'ye değin sürer. Kentin Türk askerlerince geri alınmasından sonra çıkan bir yangında kentin önemli bir kesimi y ıkıntı ya döner. Bu yangın yerine bir kültürpark yap ılır ve daha sonra burada Enternasyonal İzmir Fuarı açılır. Bu fuar, her yıl 20 Ağustos-lO Eylül arasında 1zmir'e bambaş ka bir çehre kazandırır. Bugün İ zmir'de turistik bir gezi söz konusu o lunca Kadifekale, Agora ve Arkeoloji Müzesi öne çıkarılır. Oysa İzmir bunlardan ibaret de-
to Genoese sea Iraders u nder the treaty of 1261 , many Genoese settlers arrived. The second half of the 19th century saw /zmir become even more cosmopolitan than it had been in the pas/. Foreign trade jlourished, bringing numerous.foreign companies whose /ta/ian, French, British, Venetian and Dutch employees settled in the city, crealing a Levantine community typical of the eastern Med iterranean seaboard. Ottoman Greeks, Armenians andJews alsa had their own large communities in /zmir, and Catholic, Gregorian and Orthodox churches, sinagogues and mosques stili stand side by side. Althoup,h not linked by close ties, the uarious communilies shared a comman culture in many re~pects. Every household, for
ğildir.
Bugün Kadifekale gecekondulada çok dar bir alana sıkıştırılmış olsa bile hala görkeminden bir şey yitirmiş değildir. Tepeden lzmir'e bakarken bir yerele Büyük İskender'in a ltınd a uyudu ğu ağacı görür gibi olursunuz .. Depremlerden büyük zarar gören , toprak altındaki varlı ğı ancak 1927'de keşfedilen Namazgah ya da Ti lk il ik 'teki Agora yine de ayakta kalan sü tunl arıy l a size tarihi taşır. Tarihi vakarıyla bahar konserlerine ev sahipliği yapar. Kültürpark içindeki yerinden bugün Vaıyant ' ın altın daki çağdaş binasına taşınan Arkeoloji Müzesi Ege tarihinin öğretic i öyküsünü anlatır. 1831 'de vebalı l ar için St. Rock Hastanesi olarak yap ı lan , daha sonra kimsesiz Hıristiyan çocuklarını konuk eden kentin en önemli yapılarından biri Etnografya Müzesi 'ni barındırır. Müze geçmişin canlı tanı
instance, regaled ils visitors with .fruit preserves, water and Turkish cojfee . The cosmopolilaıı Leuantine society of /zmir enjoyed a liue(y cu/tura/ life in the 19th century, with frequent visi/s by well known th eatre companies and musicians from Europe. In the ajiermath of the First World War, /z mir was occupied by Greece, the occupation lasting from 15 May 1919 to 9 September 1922. As the Titrkish army regained the city, howeuer, a fire which had broken out in the turmail blazed through a large part of İzmir. The site of the fire later became a Culture Park, where the International /zmir Fair is he/d annualry through Iate August into early September. Tbe remains of the ancient casıle at Kadifekale, the agora and the Archaeo/ogical Museum are the best
ğ ıdır.
Zaman içinde yokolan körfezciği çevreleyen tarihi yo lu izleyen Kemeraltı ve çevresinde dolaşmak apayrı b ir zevktir. İzmir'deki camiierin en görkemiisi olan Hisar Camisi (1598) , altında clükkanlar bu lun an Şaclırvana ltı (1636), Başdurak (1652) , Kestanepazarı (1663) , Konak Meydanı'ndaki Yalı (1754) camileri, kentteki hanların en büyüğü, bugün restore edilmekte olan
+
IS
S KYLIFE EYLÜL
S EPTEMBER
1993
known oflzmirs sights. Kadifekale casıle might be surrounded by houses, yel it has lost none of its splendour, and fooking down over /zmir you can imagine Alexander the Great asleep under the tree here. 7be remains of the agora were uncovered by archaeologists in 1927. Only thirteen of the columns remain standing, since !ike other ancient buildings in the city, il suffered severe damage in earthquakes over the centuries. So for the jiJl! and fascinating story of lzmir 's ancient past you should visit the Archaeological Museum, ııew~y housedin a modern building at Varyant. Alsa just outside the city, the aqueducts of Kızılçullu and Yeşildere bear witness to lzmir's Roman period. Bul these are by no means the only sights !zmir has to o.ffer. 7bere is the Ethnographic Museum, housed in the former plague hospital built in 183 1 and later usedas an orphanage for Christian ebi/dren. Mosques of particu/ar interesi are Hisar Mosque (1598) , Şadırvaııaltı Mosque (1636) with its shops underpinning the structure, Başdurak Mosque (1652), Kestanepazan Mosque (1663) and Yalı Mosque (1734). The largesi of the hans in the city, Kızlarağası Ilan , which is currently being restored, dates from 1 745. 7be Church of Sa int Polycarp at Kadifekale, one of the Seven Churches of Asia Minor, is dedicated to the hishop of Smyrna who was burned to death in AD 166 during the Christian persecutions of Marcıts Aurelius. 7be Clock Tower is regarded - sornewhat inappropriately - as the symbol of !zmir. 7be tower was built in 1901 to commemorate Abdülhamit II's 25th jubilee, and the clock was the gift of Kaiser Wilhelm II. 7be monument in Pasaport Square depicting Atatürk with his right hand extended towards the Aegean, dates from 1932 and was the work of Pietro Canonica. 7be city alsa has several p!easaııt neo-classical buildiııgs, such as the lzmir State Theatre, National Libra~y, Governmeııt Building, the Gir/s High School, and Mithatpaşa Technical School. 7be colouifu / cu/tura/ mosaic which characterised pre-war lzmir has virtua lly disappeared taday. 1/owever, services are stil/ held, if only onee a moııth, at the churches of the Dome, Santa Maria, Rosany, St . .John, the Domincans, Mary Magdelena, St. Po~ycarp, St. Antoine and St. Helene . 7be .fewish 1/ospita/ and the Beth /srael Siııagogue stil! serve the cizy's.fewisb community. 7be famous Eleva/or (Asansör) which saves inhabitants a c/imb up one of the ci(y's steep hills, is in the same district where Onassis lived until 1922, and on the street named after Dario Moreno, the famous French singer, who was born here. •
Kızlaragası Hanı (1745) böylesi bir gezintinin kaçınıl maz ugrak yerleri. Deprem ve yangın l ada fazlasıyla yıpranan kentin dışındaki Kızılçullu ve Yeşildere su kemerleri antik Smy m a'nın Roma döneminden günümüze ulaşabilen güzellikleri. 1971 Akdeniz Oyunlarına ev sahip li ği yapan İzmir , St. J oh n ' ın Yedi Kilisesi'nden biri o lan, Kadifekale'de yanan Aziz Polycarp ' ın adına adanan kiliseyi de ba-
rındırıyor.
Kentin simgesi sayılan, gerçekte lzmir'e pek de uymayan Saat Kulesi , II. Abdülhamit'in tahta çıkışının 25. yı ld ö nümü nedeniyle 1901 'de yaptırılır. Kulenin saatini Almanya İmparatoru II. Wilhelm hediye eder. Kondonboyu Pasaport Alanındaki Atatürk 'ü sağ eliy-
.. /
le Akdeniz'i gösterir biçimde betimleyen anıt 0932) Pietro Canonica 'ya aittir. Neo-klasik üsluptaki İzmir Devlet Tiyatrosu, Milli Kütüphane , Hükümet Binası , Kız Lisesi, Mithatpaşa Sanat Okulu İzmir' in !oş binaları arasındadır. Bugün İ zmir' in renkli kültür mozayiği sona ermiş g ibidir. Yine de Dom, Santa Maria , Rosany, St. John, Domeniken, Mary Magdelenu, St. Polycarp, St. Antoine, St. Helene Kiliselerinde ayda bir bile olsa ayin yapılıyor. Musevi Hastanesi , Beth !srail Sinegogu iş levlerini sürdürüyor. 1922'ye kadar armatör Onassis 'in oturduğu evin de bulunduğu bölgedeki Asansör yen il e ne rek açıldı. Asansör Sokagı ' na lzmir'cle büyüyüp Fransa 'da ün lenen şarkıcı Dario Moreno'nun adı verildi. İzmir'de tarih sürüyor. • ı g
SKYLIFE EYLÜL +
SEPTEMBER
1993
Garanti'nin son bilançosu. 1993 YILININ İLK YARlSlNDA GARANTİ BANKASI ÖZET BİLANÇOSU Bilanço Ana Kalemleri
Özet Mr Zarar (Karşılaştırmalı) 30.6. ı 993 - 30.6. ı 992 (Milyar TL)
(Karşılaştırmalı)
30.6.ı993- 30.6.ı992 (Mil~rTL)
AKT1F
~
1992
KASA VE BANKALAR MENKUL DEÖERLER KREDILER TAKIPTEKİ ALACAKLAR (NET) IŞTIRAKLER VE KURULUŞLAR (NET) SABIT KlYMETLER (NET)
5.723,9 8.013,0 12.154,2
3.558,6 1.832,9 6.296,7
625,9 1.116,3
444,6 675,4
1993
1992
FAIZ GELIRLERI FAIZ GIDERLERI
3.199,1 - 1.053,5
1.953,8 - 913,2
NET FAIZ GELIRI
2.145,6
1.040,6
931,7 -2.020,6 -81,1
470,5 - 1.045,5 -96,3
975,6
369,3
- 113,3
-44,8
802,3
324,5
FAIZ DIŞI GELIRLER FAIZ DIŞI GIDERLER KARŞILIKLAR
PASİF
MEVDUAT KULLANILAN KREDILER ÖZKAYNAKLAR
KAR DIŞ iŞLEM HACMi (Mi{yar $)
DÖNEMKARl 11.900,8 11.324,3 2.502,9 802,3
8.560,7 2.601,4 1.282,4 324,5
3,2
3,0
VERGI KARŞlLIÖI DÖNEM NET KARl
Açıklaması.
Garanti son bir yılda kendi büyüme rekorunu yeniledi:· %ı 07. Bu başarının tek nedeni var: "Büyük banka"larda görülmemiş etkinlikte bir organizasyon ve ekip. Garanti'nin bünyesinde müşteriye hizmeti ağırlaştıran gereksiz bürokratik kademeler ve modası geçmiş teknolojiler bulamazsınız. Garanti işte bunun için daha iyi koşuyor. Siz de sizin için daha hızlı koşabilen, daha büyük ağırlıklar kaldırabilen, formda bir bankayla çalışmak istemez misiniz?
•
GARANTI
FOREIGN INVESTORS ON THE TURKISH STOCK MARKET
~ ~ ~
;;:
-...;;....;::;..;ııl,l i:i
••
TURK BORSASINDA YABANCI YATIRIMCILAR By TAYFUN DEVECIOGLU "Şu anda Türkiye dünyanın en ucuz piyasası. Türkiye'den ucuz tek ülke Zimbabwe. Ama , yabancı yatırım cıların Zimbabwe'den hisse senedi alınası söz konusu
"At the moment Turkey has the world's second cheapest stock market. On{y Zimbabwe is cheaper than Turkey, but there is no question of investors huying shares there." These are the words of Dr. Mark Mobius, alias the "money doctor", and the man responsible for devetoping marke/s at Templeton, one qfthe world's largest investment companies. Mobius is in charge of a 1. 7 billion do/lar portfolio of investments ranging from Mexico and Thailand to Ch ina and Turkey. Turkey is of considerable importance for Mobius, because 15 percent of his portfolio cansis ts of sh ares quoted on Istanbul Stock txchange. His investments in Arçelik, Bekoteknik, Migros, Altınyıldız, Çukurova Elektrik and other Turkish companies total near~y 250 million dollars. In uiew of the high population growth and urbanisation rate in Turkey, Dr. Mobius puts his bel on companies prodııcing consumer durab/es for the domestic market, franchise companies marketing major brands in the fashion world, and chain stores. Dr. Mobius is the best known foreign investor on Istanbul Stock Exchange, but he is not the jlrst. The doors of the exchange were opened wide to foreign investors in August 1989, with an amendment to statutory instrurnent number 32 canceming the protection of the value of Turkish currency. 1bis enabledforeign nalianals to purchase stock in Turkey, and to tran!!(er the proflls abroad without paying tax on the proceeds.
değil".
Bu cüınle l er, Dr. Mark Mohius'a ait. Para doktoru adıy la an ıl an Mobius, dünyanın en büyük fon yönetim şir ketlerinden Templeton ' ın ge l işmektc olan piyasalar sorumlusu. Mobius, 1,7 milyar dolarlık portföyünü Meksika 'dan Tayland'a, Çin'den Türkiye'ye kadar birçok geli şmekte o lan ülke nin gelişmektc olan piyasalarında değerlendiriyor.
Mobius için Türkiye 'nin önemi çok büyük . Çünkü, portföyünün yüzde 15'i IMKB'de işlem gören hisse senetlerinden o lu ş u yor . Arçelik , Bekoteknik, Migros, Altınyılclız , Çukurova Elektrik gibi hisse senetlerinde yaklaşık 250 milyon dolarlık yat ırımı var. Türkiye'deki yüksek nüfus artı~ hızına ve kentleşmeye elikkat çeken Dr. Mobius iç pazara yönelik dayanıklı tüketim ınalları üreten, moda dünyasının dev markalarını franchising yöntem iyle pazarlayan ve mağaza zinciri işleten şirket leri favori gösteriyor. Mobius, İstanbul Borsası ' nın en çok tanınan yabancı yat ırım c ı sı. Ama , borsanın ilk yabancı müşterisi değil. Borsanın kapıları 1989'un Ağustos ayında yabancı l ara aç ıldı. Hem de ardına kadar ... Türk Parasının Kıymetini Koruma hakkındaki 32 sayılı kararnameele yapılan bir değişik likl e yabancıların Türkiye'de menkul kıyınet al22 SKYLIFE EYLÜL +
SEPTEMBER
1993
The Turkey In vestmenı Fund was the major foreign investor on the Turkish market. Established with an kıldı. inilial capital oj 70 million dol/ars, Piyasaya büyük portföyle giren ilk shares in the fund were put on sale in özelleştirmenin yabancı yatırımcı Türkiye Fonu olthe United States at 12 dollars per du (Turkey lnvestment Fund). 70 u nit. Enthusiastic demand for the hızlanması milyon dolarlık başlangıç sermayeshares by American investors promptyabancı yatırımcının siyle kurulan fonun katılına belgeed further expansion of the fund porı leri ABD'de satışa çıktı. 12 dolarfolio to 84 million dollars. The 7 mililgisini artıracak. dan satılan katılına belgeleri bülion u nit shares in the fund were yük ilgi görünce, fon portföyü 84 quoted on the New York Stock milyon dolara çıkartıldı. Amerikalı Exchange. Automation yatırımcılar tarafından kapışılan 7 Fund managers came to Istanbul of the stock exchange milyon adet katılma belgesi New hunting for shares in which to invesı. York Borsası ' na kote edildi. They first approached the chief execuand acceleration Piyasadan parayı toplayan fon yötives of Koç Group subsidiaries and of the privatisation neticileri daha sonra lstanbul'a geother major companies to purchase lerek hisse senedi avına çıktılar. shares, making up the remainder of programme are Başta Koç grubu o lmak üzere bazı their portfolio directly from the stock expected to boost şirket l erin patronlarıyla bire bir exchange. görüşmeler yaparak hisse senedi the interest o.fforeign With the appearance of the Turkey a ldıl ar. Portföyün kalan kısmını da Investment Fund on the market, investors. borsada dogrudan alım yaparak Istanbul Stock Exchange experienced doldurdular. a dassic emerging market boom, as Türkiye Fonu 'nun piyasaya girmesinden sonra, İstan the index rosefrom 875 points in Augusı 1989 to 1475 by the end ojSeptember, and to 2217 points on 31 December. bul Borsası'nda klasik bir eınerging market (gelişmekte olan piyasa) patlaması yaşandı. ı989 Agustosu 'nda 875 }ust 11 months afler the exchange had admitted foreign puan olan encleks, Eylül sonunda ı475 puana yükselinvestors, on 2 August 1990, the index rose to 5750 points, di. Yılın son günü ise 2 bin 2ı7 puanla geçildi. an increase of 600 percent. Fired by the Turkey Investment Borsanın yabanc ıl ara davetiye çıkartmasından tam ll Fund to such spectacular return levels, Istanbul Stock ay sonra 2 Agustos ı990 ' cla endeks 5 bin 750 puana Exchange became the world's most profilab/e and most talked-about exchange ... unlil the Gulf Crisis burst the yükseldi. ı ı ay içinde hisse senetlerinin elegeri yüzde bubble. 600 artmıştı. Türkiye Fonu 'nun ateşledigi IMKB yüzele 600'lük getiriLike the smail and large local investors, foreigners were siyle Körfez krizine kadar dünyanın en çok kazandıran hard bil by the crisis. 1be Turkey Invesım ent Fund sufve en çok konuşulan borsası oldu. Borsayı zirve noktafered particularly badly. With a portfolio of over 100 mils ınd a yaka layan kriz, büyük-küçük tüm yerli yatırımcı lion dol/ars, and daily transactions of araund 25 million ları oldugu kadar yabanc ıl arı da etki ledi. En zor günleri dollars, the fund had been a very large cusıomer on the de Türkiye Fonu yaşad ı. Yönettigi portföyün degeri exchange. This prevented the fund from milking all its ıoo milyon doları aşan Türkiye Fonu , günlük işlem shares back onto the market and beating a reıreat with minor losses. hacminin 25 milyon dolarlarda seyrettigi borsa için fazlaca büyük bir müşteriy 1be problem did not lie di. Dolayısıyla fonun solely in limited investor tüm hisse senetlerini sademand. Much of the tıp piyasadan az zararla Jund 's portfolio consisted çekilmesi mümkün cleof blocks belonging to gildi. major companies, and Sorun sadece piyasanın these share loıs bore darlıgı da clegildi. Portexıremely high va lues . föyünün büyük kısmını Morgan Stan ley, the ş irk etlerelen blok hisse managers of the fund, senedi alarak dolduran just could not find any fona, büyük küpürlü huyers to lake on lots of hisseler satılmıştı. Fonu 500,000-1 million shares yöneten Morgan Staneach. ley, 500 bin - ı milyon When the Gulf War drew adet hisse sened ini temto a close, the market sil eden küpürleri satapicked up . The index, maları , satmaları; elde ettik leri karı hiç vergi ödemeden kendi ülkelerine transfer etmeleri serbest bıra
Borsada "otomasyon projesi" ve
firsı
23
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEr-.IBER
1993
cak mü şte ri bulamadı. Körfez savaşının bitiminden sonra piyasa canlandı. Krizin en sıcak gü nlerinde 3 bin 250 puana kadar düşen endeks, savaştan sonra 5 bin puanı tekrar yaka l ad ı. Bu s ırad a Türkiye ekonomisinin iyice dara düştüğünü gören yabancılar, yüksek fiyatlardan istifade ederek piyasadan çıktı l ar. 1990 Ağustoso'nda dolar bazında 1080 puana çıka n endeks, 1991 Eylülü 'nde 325 puana kadar düştü. Borsanın fiyat/ kazanç ortalamas ı da lO'lara kadar geriledi . 20 Ekim 1991 genel seçimlerinin Türkiye'de bazı şeyle ri değiştirebileceğini kestiren yabancı l ar, 1991 sonbaharında yeniden "ınal" toplamaya başladılar . Seçim iktidarı değiştirdi. Borsa yeniden canlandı. Dolar bazında endeks yılbaşında 501 puana çıktı. Ancak beklenen faiz düşüşünün sağ l anaması ve sıfır riksli Hazine bonolarının en yüksek getirili menkul kıyınet ünvanını koruması borsayı yeniden krize soktu. Dolar bazında endeks 1992 Kasım'ında 266 puana düştü. Böylece yabancı yatı rım cıların 1990 Ağustosu'nda oluşturdukları 1 milyon dolarlık portföyün değeri yaklaşık 2 yı l lık bir süre içinde 266 bin dolara gerilemişti. Turgut Öza l 'ın a ldığı kararlarla Türkiye'ye g imıe izni alan yabancıların yüzü Özal'ın ölümünd~n sonra ge lişen o laylarla güldü. Çiller'i Başbakan lığa kadar taş ıya n o laylar borsa tarihinin üçüncü orta vadeli çık ış trendini başlattı. Yabancıların en yoğun alımları da bu dönemele gerçekleşti. Piyasada daha önce de var o lan Templeton, Leınming, Klein Woıt Benson, Scudder Stevens and Clark, Pictet Asset Management, Morgan Stanley gibi finans devleri istikrarlı olarak hisse senedi toplamaya başladılar. Yerli spekü latorlerin de mal toplamaya başlama sıyla encleks 10 bin 500 - ll bin aralığına yerleş ti. Dolar bazında encleks de 560 puana kadar yükseldi. Ş u anda Türk hisse senetlerinden portföy olu ş turan yabancıların büyük çoğun lu ğu zararda. 1989 so nunda ABD'de 12 dola!"dan sat ıl an Türkiye Fonu katılma belgelerinin 16 Temmuz 1993 gü nkü kapanış fiyatı 8,8 dolar. Dolar bazındaki bileşik endeks de 1990 Ağustosu'na göre yarı yarıya gerilemiş clunımda. Ama yabanc ılar piyasadaki gelişmelerden ele oldukça umutlu. Özellikle iç pazara dönük üretim yapan ş irketlerin ve pazarlama sektörünün büyük patlama yapacağını tahmin ediyorlar. Umutları çağa l tan bir başka faktör de borsanın otomasyon projesi. Bilgisayarlı hisse seneeli alım satımına yı l başında başlanacak. Önümüzdeki yılın orta larında da borsa tamamen otomasyana geçecek. Otomasyandan sonra günlük işlem hacminin birkaç kat artması bekleniyor. Piyasa iyice derinleşecek ve yabancıların en büyük sıkıntısı ortadan kalkacak. Çünkü on l arın en çok yakındığı şey, alım yapmaya başladıkla rında fiyatların anielen yükselmesi, satışa geçtiklerinde ele tüm tahtaların çökmesi.
which had fallen to 3250 points at the height of the crisis, was soan back over 5000. Foreign investors who saw the signs of recession in the Turkish economy, took the chance to sell out at high prices. In dallar terms, the index, which in August 1990 ıvas 1080 points, dropped to 325 points in September 1991. Average gains on the exchange dropped to an all-time low of araund 70 percent. In autumn 1991, fareseeing that the general elections due on 20 October 1991 would probahly lead to extensive changes in Turkey, foreign investors again began to huy on the stock market. A new party came to power and the exchange enjoyed a new lease of life, the index rising to 501 points on a dallar basis by the year end. However, when the expected fall in interest rates failed to materi-
alise, and no-risk treasury bonds continued to bring in record returns, a fresh erisis orı the staek exchange was sparked oJ!, the index falling to 266 points in November 1992. 1bus the value of each 1 million dallar irıvestmerıt by foreign irıvestors in August 1990 had dropped to 266,000 dollars irı two years. 1be death of Turgut Özal, who had been instrumerıtal irı admittirıg foreign irıvestors to Turkey 's st ock market irı the first place, irorıically' ushered in arı up-tum irı the forturtes of those same investors. 1be events which !ed up to Tansu Çiller's appointment as prime minister initiated the third medium-term upward trend in the exchange's history. 24
SKYLIFE EYLÜL +
SEPTEMBER
1993
Otomasyonla birlikte a lım satımlarda "blind broker" (kör işlemci) yöntemine gcçilccek. Hiçbir aracı kurum ya da spekülatör, kimin ne kadar hisse topladıgını, kimin ne sattığı bilmeyecek. " Şu spekülatör şu hisseyi topluyor, yabancılar bu sektörden çekiliyor" gibi dedikodular da sona erecek. Yeni dönemde özelleştirmenin hızlanması ihtimali de yabancıların piyasaya olan ilgisini artıracak. Piyasaya ilk kez ç ıkan hisse senetle rine daha çok rağbet eden yabancılar özelleştirilen şirketlerden hisse senedi toplamak için hare kete geçecekler. Piyasayı umutlanciıran bir ba ş ka olay da Scudcler Stevens and Clark'ın yeni bir Türkiye fonu kurmak için hare kete geçmesi. Scuclcler 150 milyon dolarlık bir fon oluşturmak için SPK, Hazine ve IMKB ile görüşmelerini
The heaviest foreign huying ever took place during this period. Financial giants such as Templeton, Lemming, Klein Wort Benson, Scudder Stevens and Clark, Pictet Asset Management and Morgan Stanley embarked on a new spaıe of systematic share buying. As local speculators joined in, the index soared again to 560 points on a dotlar basis, and 10,500-11,000 in Turkish lira terms. Currently the majority of foreign investors with portfolios in Turkish shares are stil/ in the red. Turkey Fund units which were so/d at 12 dollars in the United States at the end of 1989 c/osed at 8.8 dollars on 16 july 1993. The combined dotlar index has halved in value since August 1990. Nevertheless, foreigners are optimistic about developments on the market. In particu/ar they envisage a boom for companies producing for the domestic market and the retait sector. Anather cause for optimism is the planned aulomatian of the stock exchange. Computerised share trading is scheduled to commence in the new year, and by the middle of 1994 the exchange will be fully automated. The volume of daily transactions is expected to increase several fo/d with automation, which wi/l increase the depth of the market. This will relieve the most serious problem about which foreign investors complain; the fact that as soon as they commence huying prices soar, and as soon as they attempt to sel/ prices plunge. With automation, the "blind broker" system will be initiated for share trading, by which no stock broker or speculator wi/1 be ab/e to leam the identity of those engaged in transactions. This wi/1 put an end to rumours that "so and so is huying up shares in X company", or 1oreign investors are pul/ing out of Y seetar", which has an unwarranted injluence on investor trends. The acceleration of privatisation anticipated in the near future will spur foreign interest in the market. Foreign investors are keenest to buy new share issues, and they wi/1 move in to buy shares in the newly privatised companies. Anather source of optimism is the news that Scudder Stevens and Clark are preparing to establish a new Turkish investment fund. Scudder is currently engaged in negotiations with the Capital Market Board, the Treasury and istanbul Stock Exchange to estab/ish a fund of 150 million do/lars. This initiative by a flnancial gianı such as Scudder, wiıb a portfolio six times the size of that of Templeton, wi/1 encourage the other giants who are stili wary of investment in Turkey. The tatesi development where foreign investment is concerned is the application by Istanbul Stock Exchange to the US Securities Exchanges Commission (SEC) for designatian as an off-shore securities market. If this application is accepted, Istanbul Stock Exchange wi/1 enjoy officia/ US recognition as a reliable investment outlet, and US investors w il/ no /onger have to obtain permission from the SEC each time they want to buy shares in Turkey, use their preferentia/ subscription rights, or sel/ their shares to anather US investor. •
sürdürüyor. Templeton'dan altı kat daha büyük bir portföyü olan Scudde r gibi bir devin büyük bir fon kurması Türkiye'den ürken diğer devleri de cesaretlendirecek. Yabancılarla ilgili son gelişme IMKB'nin "Designated Off-Shore Securities Market" olmak için Amerikan Securuties Exchanges Conıission'a (SEC) başvurma hazır lığı yapması. Başvuru kabul edilirse ABD, İstanbul Borsası'nı güvenli bir piyasa olarak tanımı ş olacak. ABD'li yatırımcıların da Türkiye'den hisse senedi almak, rüçhan haklarını kullanmak ve ellerindeki hisseleri kendi ülkelerinde başka bir yatırımcıya satmak için SEC'den izin alma zonınlulukları ortadan kalkaca k. • 25
SKYLIFE EYLÜL+ SEPTEMBER
1993
0
路o
c
o
o
.;
o
o
o
o
o
.:>
o
o
o
o o
HiJIJir yapı
elemanı
iZOCAM Camyünü 'nün sağladığı yalıtımı sajlayamazl 5 cm.iZOCAM-DUPAN'ıll sağladığı ısı yalılımilli a11calc, e 3 1 cm. gaz •efo11, e 57 cm.clelllcll tuğla, e 73 cm.clolu tuğla, e 265 cm ••efoll duYar ile elele eclelılllrsl11ii. (TS 825 de{Jerlerine göre}
Isı Yalıtımı IZOCAM yazm s1cağ1, klşm soğuğu d1şarda blfaklr. Daha az yakitfa daha iyi 1smma sağlar. Hem bütçenizi, hem çevreyi korur.
Ses Yalıtımı IZOCAM d1ş gürültüleri d1şarda, iç sesleri içerde tutar. Huzurlu ve özel bir ortam kazand1nr. Yangına Dayanıklılık
Hafiflik ../
IZOCAM yanmaz. Can ve mal güvenliğin izi korur. IZOCAM hafiftir. Binamn yükünü azaltlf.
işçilik ve Zaman
IZOCAM kolay uygulanir. Işçilikten ve zamandan kazandlflr. Yapiiara değer kazandlflr.
SOGUGA S E S
E
YANGINA AYRINnU BILGIIÇIN AŞAGIDAKI DANIŞMA MERKEZLERIMIZI ARAYINIZ; • MERKEZ lll 275 72 22 •ISTANIUL lll 274 47 65 • ANKARA (4( 4 18 66 67 418 30 32 •lzMIR (51(84 31 78 84 57 851 •ADANA (71)52 29 80 •IURSA (24153 95 35 • ELAZIC 1811186600 •ANTALYA (J11411950 .EIZUIUM (011)39593
A TSARIST EMBASSY
PERA'DA RUS SARAYI By ILBER ORTAYLI
Pbotos MANUEL ÇIT AK
Dip/omatic relations between Russia and Turkev da te haci-?. 500 years, and there have heen Rus,•;ian rnissions in Turkey since the ear~v 18th century.
Eski Beyoğlu'nun e n görkemli elçilik saraylarından biri de Ça rlık Rusya Büyükelçiliği 'y di. Bugün Tünel'deki bu bina , Rusy a Federasyonu'nun İst a nbul 'daki B aş kon so l os lu ğu' d ur .
Türk-Rus elçilik ilişk ilerinin tarihi tam 500 yıl öncesine gidiyor. 1700'den beri de Türkiye'de, yerleşik Rus elçileri görev yapıyor.
Karş ı s ırada İ sveç Baş konkolo s lu ğ u ' nun
kar ş ı s ına Narmanlı
tam isabet eden Han 'da ise o
tarihlerde Rusya'nın İs tanbul 'daki konsolaslan ça lı ş ırdı. Osmanlı ve Rusya arasında ca nlı bir ticaret ve ziyaret olduğundan vize işlemlerinin yapıldığı bu binanın önünde o tarihte de insan kalabalı ğ ın a rastlamak mümkündü . Rusya 'nın İstanbul'daki elçilik sarayı 1831 ya ngının dan sonra etraftaki birçok bina gibi harap olmuş ve yeni elçilik sarayı da İsviçre' nin İtalyan bölgesinden Fossari bi-
Sarayın
19. yüzyıldaki görüntüsü. 1 Russian Embassy in the 19th century.
ilk elçi: Peter Alexievich Tolstoy.
Rus
Çar ı
Nikolay 1.
28
SKY LIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
The foreign embassies built in Beyoğlu during the 19th century were palatial establishments, and one of the most magnificent of all was th e Tsarist Russian embassy. Taday the embassies are in the Turkish cap ital of Ankara, leaving the consultate-generals in istanbul to occupy these disproportionately splendid premises. Until the establishment of the Turkish Republic, the Russian cansu/s in Istan bul worked not in the embassy, but in Narman /ı Han, a commercial building facing the Swedish Consulate General. Due to the thriving relations and trade between th e Ollaman Empire and Russia, there used to be queues of people waiting to gel visas outside the building a century ago. 7be first Ru.ssian embassy in istanbul was destroyed in the fire of 783 7, which swept away so many other buildings
.../
29 SKYLIFE EYLÜL +
SEPTEMBER
1993
ısmarlanmıştı. Bina tamamlandığında yerli , in Beyoğlu . The Swiss Fossali brothers, Giuseppe and herkesin dikkatini çekmişti. FossatHer (GiCaspare, from the !ta/ian region of Switzerland, were comuseppe ve Caspare) mimar olarak Rusya devletinin missioned to design and bui/d a new embassy, which hizmetindeydi. Bu konuda Profesör Semavi Eyice'nin became the ta/k of the town when it was revealed in all its tespitlerine göre, halk arasında Çar "İstanbul 'da saray splendour. According to Professor Semavi Eyice, the project yaptırıyor" diye dedikodular olmuş ("Fossati" İstan aroused popu/ar rumours that the Tsar was "building a bul Ansiklopedisi, C. XI). Hollandalılar da yeniden palace in istanbul". The Dutch were so impressed by the yaptınrken bu güzellikten etkilenmiş ler ve yeni elçiRussian embassy that they hired the Fossafi brothers to lik binasını Ruslar gibi, Fossatilere ısmarlamışlardı. bui/d a new embassy for them, too. The Ottoman governDerken İstanbul tarafından bir takım Nezaret (bakanment followed suit, commissioning several ministries, a lık) binaları, hatta Devletin arşiv binası (bugünkü Vastate arehive building (which now stands behind the goverlilik arkasında) Darülfunun (üniversite-sonra Adiiye nor's office in Cağaloğlu), and a new university, the oldu) bu mimarlara inşa ettirilmişti. O kadarla da kalDarülfunun (this later housed the Law Courts). The !ta/ian madı. İtalyanların bu dönemdeki yeni rönesans usluneo-Renaissance style popu/arised by the Fossatis spread bu Rusya gibi Osmanlı İmparatorluğu ' nu da etkiledi/ike wildfire through Russia and the Ottoman Empire, so it ginden, ülkenin her tarafında bu biçim tercih edildi. is no surprise to find that many government buildings in Eski Rusya 'nın başkent ve taşra şehirlerindeki bazı the provincial towns of both countries bear a close resembinalarla, Osmanlı vilayetlerindeki resmi binaların usblance. Next the Fossatis were entrusted with the manulub· benzerligi tesadüf sayılmamalıdır. Derken Ayamental task of restaring the former Byzantine church of sofya'nın restore edilmesi işini de FosHaghia Sophia, then a mosque and sati biradedere bıraktılar. Büyük ve taday a museum. Illustrations made by 1700 yılının Temmuz muhteşem binanın restorasyonu sıra Gaspare Fossafi of the Byzantine frescos sında fresk ve mozayikleri kopya and mosaics in this vast and splendid ba~ında Rusya ve Osmanlı eden Caspare Fossati, bunları Sultan building were published in 1852, the Devleti arasında imzalanan Abdülmecid'in cömert destegiyle cost being met by Sultan Abdülmecid. ı852 'de bastırdı. When the Crimean War broke out in istanbul Barı~ Antla~ması ı853'te Kırım Savaşı çıkıp sefir ve dip1853, the Russian dip/omatic staff left ile imparatorluk lomatik erkan Başkent'ten ayrı lın ca, Istanbul. 1be embassy was used as their ba~ken~ine ilk yerle~ik elçi müttefik Fransız kuvvetlerin İstan headquarters by the French forces in the bul'daki karargah merkezi olan Elçicity, and suffered extensive damage. In geldi. Istanbul, ünlü yazar lik büyük tahribe ugradı. Barıştan 1858, after peace was restored, the Lev Tolstoy'un ceddi Pyotr sonra ı858'de Babıali, Rusya SefareOttoman government had the building ri'ni tamir ettirerek sahiplerine teslim repaired bejare handing it back to the Alekseyeviç Tolstoy ile etti. Rusya ile ı492'den beri elçilik iliş Russians. böylece tanı~tı. kileri içinde oldugumuz biliniyor. Although dip/omatic relations between Ama İstanbul'da devamlı bir Rus ElçiRussia and the Ottomans date from ligi ı8. asrın başında kuruldu. ı863 Viyana kuşatma 1492, it was not until the 18th century that the first permasından beri Osmanlılar, içlerinde Rusya ' nın da bulunneni Russian mission was established in istanbul. Since the dugu kutsal ittifak devletleriyle uzun savaş l ar Siege of Vienna in 1683, the Ottoman Empire had been yürütüyordu. Devleti yıpratan bu savaşlar ı699 Karengaged in a series of long wars with the countries of the lofça Antiaşması 'yl a sona erdi. ı 700 yılının Temmuz Holy Alliance (Austro-Hungary, Prussia and Russia), başında Rusya ve Osmanlı Devleti arasında imzalawhich left the empire debilitated. These wars were brought nan İstanbul Barış Antiaşması ile imparatorluk baş to an end with the Carlowitz Treaty of 1699, and in early kentine ilk yerleşik elçi geldi. İstanbul, ünlü yazar july 1 700 after a peace treaty was signed by Russia and Lev Tolstoy'un ceddi Pyotr Alekseyeviç Tolstoy ile Turkey, the first permanent Russian arnbassadar was böylece tanıştı. tık sefirin hareketli etkin ve sıkıntılı accredited to the Ottoman court. So it was that istanbul bir hayatı oldu. Çünkü arada, o devirde Türklerin made the acquaintance of Peter Alexievich Tolstoy, anees"deli" diye adlandırdıkları Çar Büyük Petro ile ı 711 tar of the famous writer Lev Tolstoy. This first arnbassadar Prut savaşı da yapılmıştı. ı 7ı 4'de sefir Pyotr Tolstoy had an eventful and troublesome term of office, coinciding İstanbul 'dan görevini tamamlamış yorgun bir diplowith the Battle of Prut in 1711 against Tsar Peter the Great, mat olarak ayrıldı. Osmanlı 1mparatorlugu'nun siyasi, known as "the Mad " in Turkey. The e.xhausted Peter Tolstoy askeri, toplumsal durumu hakkında kaleme aldığı, /efi Istanbul for home in 1714. His extensive reports, often bazen yüzlerce sayfaya ulaşan, raporları bugün tarihhundreds of pages long, about the political, military and çiler için önemli kaynaklardandır. social conditions of the Ottoman Empire are taday valuable Rusya tarihinin diger önemli soylu bir ailesi de 1gnasources for historians. tievlerdi. İstanbul 'daki Elçilik Sarayı ' nda bu ailenin Anather aristocratic family which featured prominently in
raderlere
yabancı
30
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
' 'ŞANS'' I TANIMIAYABİLECEG İNİZ KAVRAMLAR DEG İŞ EB İLİR.
AMA YAKALAYABİLECEGİNİZ
ADRES
~
AslA!
Y?~
swissôteiC • .n '
'
19B'de Ankara Başkent olunca bütün elçilikler belirti bir süre içinde oraya taşındı. Beyoğlu'ndaki güzel ve görkemli bina ise Rus Başkonsolosluğu oldu. In 1913, the former Soviet embassy became the Consulate General, and hosted some of the famous fıgures of the new regime during their visits to Turkey.
Russian history was the Ignatievs. One of its members, General Nikolai Pavlovich Ignatiev, who arrived in istanbul in 1864, became one of the most injluential diptomats in the city. Ignatiev had proved his worth as an efficient administrator in provincial government, bejare transferring to the foreign service. In istanbul he made masteiful use oj a comman technique of 19th century diplomacy, which was to spread jalse rumours. amongst his fetlaw diplomats. These deceptions annoyed the European diplomatic corps in istanbul even more than the Ottoman government. lgnatiev was a personal friend of Grand Vizier M. Nedim Pasha, and the pair undoubtedly engaged in intrigues against the other European ambassadors. As his grandson, Michael Ignatiev ıvrote (The Russian Album, 1987), Ignatiev had established a highly efficient intelligence network among the Christian minorities of the empire, through ıvhich he obtained up-to-date news and ıvas ab/e to intervene in the course of events in his country's interests. 7be embassy in Beyoğlu became an influential and dynamic centre for the Balkan Slavs, and the name of Ignatiev was on everyone's lips, not only in the turbuleni Balkans, but at the Sublime Porte, the foreign embassies, and as far afield as Syria and Palestine. When ıvar broke out once more betıveen Russia and Turkey in 1877, Ignatiev !efi İstanbul and raced to the Tsar's headquarters at Plevna, as was the wont of Russian ambassadors under simi/ar circumstances. One ambas-
bir ferdi de uzun süre sefir olarak bulundu; General Nikolai Pavloviç lgnatiev 1864'de geldiği İstanbul 'da en etkili diplomatlardandı. General lgnatiev daha önce Rusya devletinin çeşitli kademelerinde yükselmiş, taşra yönetiminde ve dışişlerinde başarılı olmuş, yetenekli bir yöneticiydi. İstanbul 'da o devir diplomasisinin bir tekniğini de ustalıkla uyguladı; asılsız haberleri diğer meslekdaşları arasında yayıp onları yanıltma sı, Babıali'den çok Avrupalı diplomatları çileelen çıka rıyordu . Sadrazam M. Nedim Paşa ile closttu. Muhtemelen Avrupalı elçilere karşı müştereken bazı entrikalar yürütüyorlarclı. Ama doğrusu torunlarından Michael lgnatiev'in ele yazdığı gibi (The Russian Album, 1987) Osmanlı Devleti'nin bütün Hıristiyan tebaası arasında ne olup bittiğini anında öğrenen ve yönlencliren güçlü bir istihbarat ağ ı kurmuştu. Beyoğlu ' nda ki Büyükelçilik Balkan S l av l arı için etkin ve dinamik bir merkez haline gelmişti. İgnatiev ismi; kaynayan Balkanlar kadar, Suriye ve Filistin'cle, sefarethanelercle ve Babıali ' cle en çok anı l an isim haline geleli. 1877'de Rusya ve Türkiye arasında harp patladığıncia İstanbul 'dan ayrıldı ve Plevne'cle karşı cephede Çar' ın kararga hında görev ald ı. Rusya elçilerinin kaderi genellikle savaş patlayınca İstanbul 'dan ayrılmaktı. Ama içlerinden birisinin bu ayrılışını bir zaman sonra dramatik bir dönüş izleyecektir. Bu, İstanbul'daki son Rusya Büyükelçilerinelen biri olan Çarikov'clu . lktisa32 SKYLIFE EYLÜL +
SEPTEMBER
1993
VAI(I(O "Moda
Val覺l覺o'dur."
'.,_
Narmanlı
The
Han, geçen
asırda Ruı Elçiliği'nin ofıı binası
Ruııian conıular offıceı
were
houıed
in
Narmanlı
olarak kullanıldı. 1 Han in the laıı century. 34
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
199 3
sador. houıe>ue>r. made> a dramalic re>turn short~v after such a de>parture. 7bis was Charikov. one of the /as/ Russian amhassadors in Istanbul. Charikov ıms knowledgeah/e about hoth e>conomic and political affairs. and u ıe>/1informe>d on the Balkans and the 01/oman Hmpire. Fate> hroup,ht him and his u•ife> hack to istanbul as refup,e>e>s from the Bolshe>11ik Re>volution. and he> die>d the>re> in much straitene>d circumstance>s. 7be> last amhassador of Tsarist Russia in Istanbul, Gias, depar/ed on 2 Noue>mhe>r 1914 a.fte>r the> outhre>ak of the Great War, uıhich uıas to end in the douın.fa/1 of hoth Ollaman and Russian e>mpire>s. No other Russian arnhassadar ever came to Istanbul. hut the Soviet Union ~~ am hassadar Aralov uıas the first foreign am bassadar to arrive> in Ankara, white the Turkish p,ouernmentwas stil/fip,htinp,for the country's independence in Anato/ia. Not un/il after the Turkish Repuh/ic uıas estahlished in 1923 did the othe>r emhassies start maving to Ankara . 'Ib e former Soııiet emhassy hecame the> cansulale P,e>neral. and hosted some of the famousfip,ures qf the n('ll' re>p,ime durinp, !heir visi/s to Turkey. In theyears qf the co/d warfollowinp, World War ll. howeı ıer. this map,nificent huildinp, retreated hehind a distant and forhiddinp, c/oud, visite>d on~v by businessmen and o_fficiaLç invited to sporadic receplions. Taday that c/oud has disperse>d. and thanks to revived commercia/, cu/tura/ and scie>ntific re/ations hetuıeen Russia and Turkey, this heaut(ful buildinp, has rep,ained much of the animalion uıhich it enjoyed in the 19th ce>ntury. On~v the form er Venelian emhas.~v in the> same district can compele with the Russian emhas.~v in aesthetic terms, and the la/ler is a fascinatinp, ilius/ration qf the way in which one szyle> a_ffe>cted 111'0 coımtries. No p,uide books mention the Russian Cansulale General. althoup,h the seauıard facade in particu/ar desen;es close> examination . In the pas/. the chapel here was an important part qf the hui/dinP,. Narman/ı Han, in which the cansular o_[fices u ıere house>d in the /as/ centıny. is one of the .finest example>s o.! Russian neo-Renaissance architecture. with demi-colum ns adaming the facade. At some point in the> 19th century, a meyhane (drinkin{!, shop) here was ciased down as beinp, out of keepin{!, u ıith ils dip/omatic surroundinp,s , and even taday the /ou •er end of Beyojl,lu 's main street is less lively, the emhas.~y buildinf!.·'· p,ivinp, il an o.fficial air. At the same time, the large P,ardens o.! the former embassies have made this the greenest area of central Istanbul. Of the large number of Wbite Russian re.fup,ees uıho jlocked to Istanbul after the October Revolution, many dispersed elsewhere within a short time, and of th ose who sett/ed here none remain taday. The> Russian Archae>ologica/ Institute c/osed down in the 1920s, net 1er to re>tum. 7be.former embas.~v in BeyojJ,/u is the> so/e sım.tivinp, u•itness to the shared history of the two empires. •
di, siyasi konularda bilgili; Balkanları ve Osmanlı lnı paratorlugu 'nu iyi bilen bir uznıanclı. Kader, ihtil al yı llarınd a onu lstanbul'a sürükledi. Büyükelçi o larak ayrı ldığı şehre mülteci olarak döndü, karısı ile sıkıntı içinde bir hayat yaşayarak ömrünü noktalaclı. Çar Rusyası ' nın son büyükelçisi Giers. 2 Kasını 1914'cle her iki imparato rluk için ele sonun başlangıcı olan büyük savaş patladığıncia lstanbul 'u terketti. Bir daha bu şeh ird e onu izleyen bir Rusya Büyükelçisi olmadı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Anadolu'da mücadeleye başladığında yeni başkent Ankara'ya ilk gelen, Sovyetler hükümetinin büyük elçisi Aralov idi. 1923'de Ankara Başkent o lunca bütün e lçilikler belirli bir süre· içinde oraya taşındı. Yeni Sovyet Rusya Elçiliği zaten oradaydı. Beyoğlu ' ndaki güze l ve görkemli bina Başkonsolosluk oldu. Bir dönem yeni Rusya ' nın ünlü simalarını Türkiye ziyaretlerinde misafir etti. Il . Dünya Savaşı ' nd an sonraki soğuk harp yıllarında , Rusya ' nın eski görkemli sarayı şehirde sadece belirli günlerde veri len resepsiyonlarda işa damlarının ve protokole mensup kimselerin u ğradığ ı , gerginliğin ve soğuk luğun arkasında kaybolan bir Başkon solos luktu. Bugün Rusya ve Türkiye arasında canlanan ticari, kültürel bi limsel ilişkiler dolayısıyla , bu güzel bina nerede ise her lstanbullunun uğra dığı işlek bir diplomatik ve konsüler merkez haline geldi. Eski Rusya Büyükelçiliği c i varındaki Venedik Elçilik Sarayı ile birlikte Istanbul'un naclicle incilerinden biridir. 19. yüzyı ld a iki ülkeyi de etk ileyen aynı mimari stil ve oku lun en canlı görkemli bir örneği dir. Herhangi bir seyahat rehberi kita bında Rusya Sarayı ' ndan sözedildiği görü lmez. Onun için bu binanın denizden şehre hakim ön cephesini özellikle seyretnıe lidir. Rusya Elçiliğ i 'nin küçük kiliscsi de binanın esk iden önemli bir parçasıydı. Yukarda sözünü ettiğimiz Narıııanlı Han geçen asırcia Rusya E l çiliğ i ' nin ofis binası olarak kullanılırdı. Ön cephedeki ya rını sütun l a rı yl a Rusya 'daki neorönesans stilin bizdeki nadir örnek leri nden biridir. Bugün ticari bir h andır. Geçen asırcia bir ara bu civarda açılan hir nıeyhane diplomatik teanıi.ile uynıadığı için yıkı lnıı ştı. Gerçekten Beyoğlu Caddesi 'nin Tünel tarafı elçilik bi naları yüzünden oldukça hareketsiz ve resmi bir hüviyettedir. Fakat eski sefaret sarayl arının bahçeleri sayesinde de, şehrin içinele en yeşil ve pitoresk bir bölge olarak kalabilnıiştir. Ekim ihtilalinden sonra tstanbul 'u dolduran kalabalık Rus mültecile r kısa za manda aza ldıl a r ve bugün onlardan kimse kalmadı. Eski Rus Arkeoloji Enstitüsü ele 1920'1i yıllarda lstanbul 'u terketti. Ihtilal öncesi Rusya tarihinden daha doğrusu iki imparatorluğun müşterek tarihinden ka lan tek anı , Beyoğlu ' ndaki Elçilik Sarayı ' dır. •
Today, thanks to revived commercial, cultural and scientific relations between Russia and Turkey, this beautiful building has regained much of the animatian which it enjoyed in the 19th century.
35
S K Y LI FE EYLÜL
+
S EPTEMBER
1 993
FIAT UNO ••• FARKLI.
~ Koç
"'
aRATICI. AKlLCI. Fiat Uno, üstünlükleriyle bir bütün olarak olağanüstü tasarımındadır. Konfor ile tasarrufu, güzel ile
farklıdır. Farkı,
faydalıyı, yaratıcılıkla bağdaştır
masıdır.
"Az'\ "fazla"ya dönüş
türmeyi
başarmasındadır.
Bakın nasıl...
Fiat Uno' nun azlar1 ... ..,. Daha az
dış
Fazlalar1 •••
boyut
..,. Daha az ..,. Daha az
tüketimi
.... .... ....
Daha Daha Daha .... Daha
fazla iç hacim fazla ark kota fazla tasarruf fazla otomobil
lı ~ı
Fiat Uno, güçlü ve seri motoruyla, kentiçi trafiğinde daima çevik. Park güçlüklerinde daima avantajlı. Otomobili gündelik hayatın ayrıl maz parçası edinmiş sizler için.
Fiat Uno, Tofaş'ın kilometre yaygın servis ve Opar'ın bol, hesaplı,
orijinal yedek parça
güvencesine sahiptir.
sınırı olmaksızın
1 yıl, paslanmaya ve çürümeye
karşı
3
yıl
garantisine,
KlYASLAYlN •1 IlliDil
THREE GENERATIONS OF EDUCATION MINISTERS ,. ."'),
·.:.
.,
'•
UÇ
KUŞAK
MİLLİ
EGiTiM BAKAN!· ~
BABA, OGUL, /Jr T AHA TOROS
Yt:ni bir
eğitim yılı lı:.ı~larken t:ğitim t:.ırilıiıııizin ilgin~· lıir
saytarihimizin i l gin~· yiin lerinden biri. bir a ileden üı.; ku~ağın ardarda bakanlık sorum l uluğunu üstlt:nmt:sidir Bu tarihi aiknin ba ~ ı o~man lı İmparatorlu ğu ' nun ilk Maarif N~izırı lMilli Eğitim llakanı) olan Abdurrahman Sami Pa ~a ' dır. Ailenin ilk yurdu , uzun süre Osmanlı topraklarından olan Mora ' dır. Yört:nin ün lü bir ~t:yhi olan-Ahmet NL-cip Ekndi. Yunan i~yanında ~dıit t:di lir. Ailenın diğer krtkri . lıa~ta /lkdp Ekndi 'nin oğ l u Alxlurrahman S;imi olmak üzere . t:sir alınır . Yörenin ~oy l u vt: ~dkıtli b ir ailt:~i o ldukl a rından . vaktiyk kt:ndikrint: yap ı lan iyiliklt:ri unutıııanıı~ o laıı lıir Ruııı kaptan . onla rı kurtarır Vt: Mı~ır'a gü~·
As u new ucudernic year hegins, we decided lu recall an iııte resting page in 'f'urkey's educational history: 'fbree miıtislers uf educalian representing three generaliulis uf ibe same jumi~y. Abdurrahman Sami Paşa, the Otlumun h'mpire:,·jlrst ever minister uf education, cume from the Marea, which was part [!/'!'urkey in Eurupefrom 1458 un/il the 19th centut)'. Ilis fath er Ahmet Necip liji!ndi, a renuu•ned demish şeyh uf the region, was kil/ed in the G'reek uprising. and the res/ c!f'the jumi~y taken prisoner. '/ bey were rescued hy a G'reek sea captaiıı . who u•as indeh/ed lo the jumily for kiııdııesses in ibe past. and arraı tged for !hem lu escape lo
fasın ı ha tı rlatalım
isted ik .
Eğitiııı
L·tıııt:krin ı ~ağlar.
~:;v,J1il
O yı llarda Mı., ıı . ıııL·~ Iıur Ka\ablı Mdııııt:ı Ali l'a~.ı ·y la oğlu ibrahiııı l'a ~a · nın yünt:ıiıııintk y di . llurada ınuhablıt:ılt: kar~ıLı nan S;iıııi l'a ~a · ya . yübt:k dül.t:ydL· gi'ırevkr l't:rildi . <.;onıkLırı da l)l ırada t:ğiı ikrt:k gorn .ıldıbr Alıdurrahııı.uı S;l ıııi l'a~a . IH-ıH y ılı nda . .ıik.,iyk· hirliklL' bun -
In J:;v,ypl. tbeıı .~uverned hl' Meb nı el Ali Pa~·a c!f' Kcl/lala and bis sun Ihrabirn Paşa . th ey receiı•ed a wann welcume. and Abdurrahmaıı Sami Paşa was appuiııted lu bigh - rwıkiııg pusts ilı ibe goventme111 . 1n,· ebiidreli u•ere educu/ed in h}!,ypt aııdfolluwed theirfatber in/o the cü•il
buLı ta~ ı ndı. Keııdi .,i
sen ıic.:e .
w
oğlu Alıdullaıif Suplıi l'a ~a . Taı11. i ıııaı 38
::, K YLI FE:.. l:.YL U L
+
S t P IEMB E R
199.3
/11 1848, Abdurrahman Sami l'aşa and bisfami~y
muued tu Istanbul , where be and his sun Ahdiillalif Supbi f.Jaşa uıon the friendsbip of the bigber ecbelom ofistanbul sucieW When the ministry of educalian wus estuhlisbed i11 1856, Ahdurrubman Sami Faşa was appuinted minister, a post in which be pruued his wurtb asa statesnıan . and is renıemhered for opening the jlrst primary scbuulfurgirls. 'fbis lar}!.efami~y - Abdurrahman Slımi Paşa bad 12 children and his sun AhdiillatifSupbi Paşa 110 less than 22l - jlgured large~y i1ı the pulilical and cu/tura/life uf Turkey in the 19/h century. its memhers hecuming pasbas, guuenwrs, amhas sador"S, parliamentwy depııties, ministers, wriler"S, compuser.; and painler"S. Ahdiillat{fSupbi Paşa ( 18 18 -1886) was a culourjiıl per"Sunalily and outstanding statesman uf his time. lle serued as minister uf educalian three times, ilt/867, 1873 and 18 78.jluetimesasminister ufpiuus fuu ndatiuns. and o1ıce as minister uf trade and agriculture. lle serued tu •ice u1ı the Council uf State. and as gouemor of ~)ria . He upened dumestic science scbuuls jiır gir/s, and jiıwıded the jtr"SI conunercial wl/ege. Supbi l'aşa etıused an outcry jfvm cunseruatiue nıemher"S uf the gouernmenl wbe11 be jlrst prupused upening dumestic .\·cie 1ıce schuols fur gir/s. Educatiun, claimed his uppunents, wuuld lead lu imnwrality among the weaker sex. Gir/s who coıtld read and u•rite wuuld put pe11 lu luue leller"S.' t'botı «Jivm Ji-11/A JOJ<O.\ ' Ardıwc Supbi Paşa appealed lu Sultan Ahdülbamid ( 1876- 1909), wbu lent his support tu the project. 'ftl'u huardi11g schuuls fur gir/s were upened. an f:'1ıglisb teacber. Miss llallley. heing appuinted bead mis/res.~ uf the j11'S/ . 'Ibe school upened with /00 stude1ıts and /H teacber"S. giuing lessuns i.fl emhruidery. sewing. bistor:y. geugrupby, aritb metic. painling and music. Suphi J>aşa was a ma1ı u•itb un unsbakeahle se11se oj'jııstice. When he presided over the cuurt sL'I up to 11y the poet and turiter Nam ık Kemal on political cbarges. be grwıted his acquillal de.1pite UÖill:lllinin ünlü ki~ileri ara~ına karı~tıbr. Ililgileri Ye soyluluk fJreSS/1/'L'}iVIII many lfllarter'S lu Ibe cun/rary. larıyla el üstünde tutuklubr. Abdurrahman Süıııi Pa~a . IH'i6 Ahdiillatif Suph i Paşa 's mansion i11 the district uf Horhor yılında . iiJ.. dda kurulan Maarif Naz ırlı ğına ta yin edildi. Cerek new· Saraçhwıe taday buuses lstwıhıılllnil'l!f'Sily lnslitute bu . gerek diger de\·kt himıetlerinde lıLiyük lıa"~ırı gösterdi . u/ Medical 1/istuiJ' Ilis IIUII/e is eng1w•ed ili 01/umalt Kıt.lar iı; in iiJ..okul aı,:an lıakaıı . Sami Pa "a · yı.ı. Saffet Pa~a\lır. '/iırkish script cn•er the dour. flı udditiu11. Supbi f.Juşa had Abdurrahman S:iıııi Pa~a ku~ağı . Türkiye'nin kültür ağırlıklı u htt~e cotlltily home al Ç'twılıcu. Colısisliltg of tu •o housgeni~ bir aile~ini olu~turdu . Bunlar arasında. pa~alar. ünlü vaes sel i11 exlelısive growıds . 'Ibe !as/ priuate Ull'lter !!/the lik-ı. eı,· iler. ıııillet\· ekilleri . lıakanlar. eddıiyat~;ılar. hestek'ir 11/llltsiol/ i11 1/orhur u·as Supbi l'uşa ~~ yoıuı,~esl ch i/d. l ..ır . r~·~~aııılaı . kı~aca ülkL· ıııi1.e himıetleriyle .ıdları yıldıt.la"an l ftllndııllah Suphi 'fi:ınrıöuer ( IHHH- 1866) . Suphi Fuşa pıırchased u 40-ruom timher IIIUIISİUII sel i11 20.000 ki~i l er lıulunıııakıadır. Maddi ve ııı ~i ııevi zenginliklere sahip o lan lıu aile. öyksine sq ı wre me/res of tand in 1/urhurfrum steward uf the geni~tiı ki. ailenin ba::,.ı Abdurrahman Sami Pa~a · nııı 12. oğul C:mnd Viz ierute. Hadi Fjendi. '/iı this hınıse Suphi Fuşu l.ırındaıı Abdüllatif Suphi Pa ~a · nın 22 ı;onıgu olıııu"tur! added mı eigbt room IIWSultrr selamlik (fJublic apart Abdüllatil Suphi l'..ı::,.a ( l!>IH- IHH6) renkli ki~ iliği ve ü~tün h iz IIIL'It/s jiır n ·ceil'illg mu/e uisilui"S) 'Ib is map,ltijlcelıl hııild ıııetleri y le . yak ın tarihiıııi;. iıı. qiııe ra~tlanıııayan bir dt'l'iet ing u•us hı1nll tu ushes o1te nigbt ujier a gıtesi jivm h'g ypt jel! asleep smoking a water pipe. 'Ibe house tl'tts rehuilt ilı adamı y dı IH67. IH7) ve IH7H yıllarında ) defa Maarif ~lzırlı stıme. und the ~·eilin,~s decoruted hv a1ı 1/a/iıılt w1ist. gı . 2 dda Malıy~· ı ~l1.1rlığı . S dda Evkal ~lz ırlığı yaptı Ayrıca !.ike his father Supbi Paşa . u/lll grwıd/tllher Sdmi f.Juşa 2 dda Devk·t ~ura~ı at.alığında. Suriye Valiliğiııde . Ticaret. Zi ıa.ıt ve ı\ll.ıadııı Na1. ırlıgıııda da bulundu . Maarit N~lt.ırlığı sıra hejint· him. 1lamdullah Supbi 'f'Uiınôver hecwne minister
TO Ru N .../
.39
SKY LI F E
EYLUL
+
S t. P 1"- MI'! t. f<
1993
sında kızlar için sanat okulları açtırdı. Ayrıca, ülkemizde ilk defa açılan ticaret okulunun da kurucusu oldu. Suphi Pa~a ' nın kızlar için sanat okulu açıımıası pek kolay olmadı. Kabineele " kızlar okuma-yazma öğrenirlerse, name yazarlar! Ahlaksızlığa yönelirler'' gibilerden ele~tirilere uğradı. Suphi Paşa konuyu , Sultan Ahdülhamid 'e açtı. Bu konuda Pacli~ahın desteğ i ni sağ l adı. Açtığı iki kız sanat okulunu yat ılı ya çevirdi . Müdürlüğüne , Ingiltere'den Miss Hanley'i getirtti . Il k yı l 100 öğrenci , lS öğretmenleeğitime başlayan okulda, nakış ve eli~ l erinden başka, tarih , coğrafya , hesap, resim ve musiki dersleri de veriliyordu . Suphi Paşa'nın hukuk anlayı~ı ve vicdan ımıhasebcsi sağlam teme ll ere dayanmaktayclı. amık Kemal'i malıklım etmek için ku rulan yüksek mahkemenin ba~kanlığına tayin edilmişti. Baskılara rağmen şairin heraatine karar verdi. Abclüllatif Suphi Paşa 'clan söz edilirken, onun -halil ayakta kalan- tarihi o laylara tanıklık etmiş bulunan, ünlü konağına değinmek gerekir. Suphi Paşa ' nın, Saraçhane ba~ında Horhor'da , bugün Istanbu l Üniversitesi Tı p Tarih i Enstitüsü olar.ık kullanılan binanın kapısında , eski harflerle adı yazılıdır. Paşanın ayrıca , Çamlıca'da, büyük bir halıçe içerisinde 2 büyük köşkten oluşan yazlığı vardı. Horhor'daki kışlık konağın son sahibi , Suphi Paşa ' nın en küçük çocuğu Hamdullah Suphi Tannöver'di. Kendisinelen diniediğimize göre, vaktiyle burada 40 odalı ahşap bir konak varmış. Babası Suphi Paşa, hurasını, Sadarcı Kethudası Hadi Efendi 'den satın almış. Bahçesiyle 20 bin metre kareymi~. Suphi Pa~a buraya 8 odalı, kilgir bir selamlık dairesi eklem iş. 40 odalı ahşap konak bir sarayı andırır mış. Ne var ki, bu koca konak , Mısır'dan gelen ve gece yatısı na ka lan bir tiryakinin nargilc içerken uyuması yüzünelen yanıp kü l o l muş. Yerine bugünkü kilgir bina yapı l m ı ş. Tava n ları, ltalya'clan getirt ilen bir sanatkar tarafından süslenmiştir. Bu tarihi konakta, dış ülkelerden gelen devlet adamları konuk edilmiştir. Ayrıca bazı düğünler ve siyasi nitelikteki toplantılar da burada yapılmıştır. Bu konağın son çocuğu olan ünlü hatibimiz-ve kültür aclamı mız Hamdullah Suphi Tanrıiiver , babası Suphi Paşa , dedesi Sami Paşa gibi , Milli Eğitim Bakanı oldu. Geçmişte kültür hayatı mızın tüten bir ocağı olan Türk Ocakları ' nın Genel Başkanlı ğı ' nı yapmıştı. Kurtuluş Savaşı esnasında, etkili hitabeleriyle, mi ll elimize mor.ı l vermişti. Mustafa Kemal, onun bu meziyetlerine hayrandı. Bir fotoğrafını, Hamdullah Suphi'ye şu cümley i yazarak vermişti: " Karanlık ve sıkıntılı gün lerimizde, bizleri billur scsiyle ferahlatan Hamdullah Suphi kardeşime". Hamdullah Suphi 2 defa Milli Eğitim 13akanlığı yaptı. Ilki Kurtuluş Savaşı sırasında. Ikincisi Cumhuriyet 'in ilanını takiben , 1925 yılında. llitabelerinin bir kısmı Dağ Yolu ve Güne Bakan adlı kitaplarda yer alan Hamdullah Suphi , ülkemizi , uzun süre, büyükelçilik yaptığı Romanya 'da temsil etti. 13ir heyecan ve gönül adaını olan llaınclullah Suphi, orijinal çehresiyle, Istanbul'daki Taksim Abidesi'nde de yeraldı. Abide'nin Sıraselviler yönüne bakan tarafı, ülkenin kurtuluş savaşından sonraki görünümünü yansıt ı r. Atatürk 'ün sağında Isınet Paşa, solunda Mareşal Fevzi Paşa gözükmektedir. Atatürk'ün arkasındaki kişi Hamdullah Suphi'dir. Ünlü Heykc l traş Canonico, büyük Türk hatibi Hamdullah Suphi 'nin o günkü tipini, ~·elırcsine üzellik veren gümüş renkli gür sa~· ını , büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. Hamdullahların geniş ailesi , üç ayrı soyadı aldılar. 1lamdullah ' ın Türkçesi olan Tanrıiivcr'i, soyadı olarak, Atatürk verdi. Ailenin kaynağı Mora 'dan geldiği için, bazıları Moralı soyadını aldılar. Yine ailenin geçıni~inde ve Mora'da, pez az da olsa kullanılan Kocamemi 'yi seçenler de oldu. •
Hamdullah Suphi 1 defa Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. ilki Kurtulu} SavC!jı sırasında, ikincisi Cumhuriyet'in ilanı~ı taki~en , I925 yılında. Hamdullah Suphi Tan rıöver, Mustafa Kemal Atatürk ve lsmet lnönü ile beraber. Hamdullah Suphi served twice as minister of education, fırst during the War of Liberation, and again in I915 alter the establishment of the Turkish Republic. Hamdullah Suphi Tanrıöver with Mustafa Kemal Atatürk and lsmet inönü. of educal ian. A writer, and lec/urer irı 'fiırkish-!slamic ar/ at lstanhıt! University, Tanrıöver alsa pursued an il/ustrious political career. During the War qj' Liberalian his slirring speeches kept Turkish morale buoyant. Mustafa Kemal Ala/ürk was an enthusiaslic admirer of his oralarical skill, and signed a photograph whicb be i~ave lo him wilb the words, "To my hrother Hamdullah Suphi, whose vihrant voice refresbed our spirils in our dark and Iraub/ed days. ,. / lamdutlah Su.phi served twice as minister qj' educal ian, firsl during the War of Liheralion, and again in 1925 ajier the establishment of the Turkish Republic. He alsa spent many years as Turkish anıbassadar to Romania. One of the figu.res in the Taksim Monumenl in Istanbul represents Hamdutlah Sııphi. To Ala!ı'irk's righl stands lsmel Paşa (/snıet lnönıl, who succeeded as presidenl of the 7itrkish Republic upon Alatürk 's dea/h in 7938), lo his !efi is Field Marshat Fevzi Paşa, and behind him staııds Ilanıdullah Supbi. 7be monumenl is tbe work of the famo1/S scıl!ptor Canonico, who has portrayed Hamdullah Supbi's features and bead qj' silver-white hair with outstanding skill. When il became compulsory for all Yiırkisb cilizens to lake surnamesin the 1920s, 1/amdu//ab Su ph i 's large family took several d if/eren/ su ma m es. 1/amdul/ah Suphi 's own surname, Tcmrıöver, was given lo him by Atatürk, and is the Turkish translation of 1/amdu/lah meaning ·'In praise of G'od ". Other hranches of the fami~y recalled their nalive Marea in the surname Moralı ("of Mora ''), and a fe w chose oııe of the fami~y's tradilional sohriquets, Kocamemi. • 40
SKYLIFE EYLÜL +
SEPTEMBER
ı993
Carpets for the Ottoman Palaces
HEREKE HALILARI When tbe.fi'J:.,·t U.lf!Jet loums u'er(Y set up in the sm([/! tou'n qrflereke, east qj' İstaJLhul, ahuut ut centwy ogu. ll'bo cu u/d haue p,uessed that the finest Turkish ccopets would bf! ll 'Ol 'f!Jl tlwre? Yaklaşık
yüz yıl önce, İstanbul ' a 60 kilometre uzaklıktaki küçük körfez kasabası Hereke'de yüz halı tezgahı kuruldu. Bu tezgahlarda Türk Halı Sanatı ' nın en seçkin örneklerinin dakunacağı kimin aklına gelirdi?
By A Ll S AR PKAYA
Phutos HÜSEYIN ALSANCA K
alının
tarihi çok eskilere gitme kle birlikte, Anadolu 'ya egemen olduğu 11 'inci yüzyıldan sonra yaygınla~maya başladı. Halıcılığın sürekli geli~me sağlamasıyla , özgün ve zengin örnekleri olan Türk Halı Sanatı doğdu . Bu geli~me, bugün çe~itli aşamaları ve Türk Halı Sanatı ' nın varlık gösterdiği kimi bölgeler yönünden incelenmektedir. Örneğin Prof. Dr. Şerare Yetkin, Türk Halı Sanatı örneklerini Selçuklu halı ları , hayvan figürlü halılar , ilk Osmanlı halıları, Flaman ressamlarının tablolarında görülen halılar, klasik dönem Osmanlı halıları , U~ak halıları, Bergama halıları , Osmanlı Saray halıları ba~lıkları al-
H
" düğümlü" halı Sel ç ukluların
lthough the history of carpets can be traced back to very ancient times among the Turkic peoples of Central Asia, in A natolia the knotted-pile carpet spread with the rise of the Seljuk Turks from the l l th century onwards. Motifs and techniques developed rapidly , producing a rich variety throughout the many Turkish carpet weaving areas. As well as categories for the carpets of different regions, such as Uşak and Bergama, and those defined by dif.ferent periods of Turkish history, there are other genres based on motif and technique. These include carpeıs bearing animal motifs, Holbein (Turkish rugs which appear in the
A
tında
toplayarak ele alır. Bu ki.imeleme içerisinde Hereke halıları, tarihsel köken bakımından, Osmanlı Saray halıları grubuna girmektedir. İzmit Körfezi'ndeki Hereke'de kurulan ilk dokuma fabrikasının tarihi 1843 yılına uzanır. "Hereke Fabrika-i Hümayunu" adı verilen bu ipekli atölyesi, bir süre sonra pamuklu dokuma tezga hları da eklenerek genişletildi. 1850'de pamuklu dokuma tezgahları İstanbul Bakırköy'de kurulan fabrikaya taşınırken , Hereke'deki Kanıhane'ye (ipekli, kadife , mobilyalık üreten bölüm) 100 tane jakarlı el tezgahı eklendi. Ba şlangı çta yalnız Osmanlı Sarayı için üretim yapan Hereke fabrikası, zamanla imalata dayalı üretimini artırarak Kapalı ça rş ı ' da bir satış
magaz as ı
paintings of Hemish painters), and the Ottoman palace carpets. It is under the tatter heading that Hereke carpets belong. The first weaving shop was established at the smail coastal town of Hereke 60 kilometres from istanbul on the bay of !zmit in 1843, to supply the royal palaces with si/k brocades and other texti/es. Known as the Hereke Imperial Factory, the mill was subsequently enlarged to include cotton looms. Si/k brocades and velvets for curtains and upholstery were produced at a workshop here known as the "kamhane ". In 1850 the cotton looms were moved to anather factory at Bakırköy west of istanbul, and in their
açtı.
1878 ' de önemli bir yangın geçiren fabri ka, uzun süren onarımdan sonra 1882'de yeniden işl e tmeye açıldı.
Halıcılık
bölümü kur1890 yılında baş ladı. Sivas, Manisa ve Ladik 'te n ustalar getirtildikten sonra , 1891 'de üretime geçildi. Burada da halılar e l tezgahlarında dokunmakta ve yalnız Osmanlı Sarayı'nda kullanılacak ya da yabancı hükümdarlara armağan edilecek halılar üretilmekteydi. Bir süre sonra İstan bul'da satılmaya baş lanan Hereke halıları , Avrupa'da da ün kazanmaya başladı. Artık fabrika sipariş üzerine ça lışıyor ve istekleri zamanında karşılayamıyordu. Bunun üzerine tezgahların sayı sı sürekli artırıldı. Alınan imparatoru II . Wilhelm ile eş i Victoria 1894'te, Türkiye'yi ziyaretleri sırasında, uluslararası ün kazanmış olan Hereke Fabrikasını da gezdiler. İkarnetleri için Hereke kıyısına bir köşk kurulmuştu ... Amerikalı sanayici Andrew Carnegie'nin La Haye'de yaptırdığı Barı ş Sarayı ' nın halı ve perdeleri, aynı yıl Hereke Fabrikası ' na s ipariş edildi. Ünü gittikçe yaygınlaşan fabrika , a rtık iç ve dı ş fuarlarda madalyalar kazanmaya başlamıştı. (1892 Viyana , 1894 Lyon , 1907 Bursa, 1908 Viyana , ma
hazırlıkları
place one hundred jacquard looms installed at Hereke. Alıhough the facıory produced exclusively for the Ottoman palaces in the early years, as output increased a retait shop was opened in the Grand Bazaar in the second half of the 19th century. In 1878 afire caused extensive damage, and the factory was not reopened unti/1882. Carpet production began here in 1891, expert carpet weavers being brought here from the famous carpet weaving centres of Sivas, Manisa and Ladik. The carpets were all handwoven, and in the early years produced either for the O ıtoman palaces or as gifts for visiting statesmen. The number of looms was steadily increased to meet demand, however, and when Hereke carpets 44
SKYLIFE EYLÜL+
SEPTEMBER
1993
I>aikin kat klima s ıyla, iklimler , m e v s iml er e linizin Uza ktan kumand a lı! Daikin , klimaların kliması, iklimierin imparatoru.
altında ..
çok aç ık bir nedeni va r :. Daikin kat klima s ı dışında hi ç bir yerde göremezsiniz . Ne çamaşır m a kin es i , n e t ele vizyon , ne de oto m o bil. japonya'nın güçlü marka sı Daikin , bir klim a u z manıdır. J Bugün, Türkiye'nin en seçkin mekanl a rınd a t e rc ih ediliyor o l u şu, bunun en iyi kanıtı. Bu
f a rklı üstünlüğün ,
imzasını,
T e ba'nın
ve danışmanlığındaki ka nıtlanmı ş uzmanlığı il e siz i hemen e tki si a ltın a a la cak hu cömert impara torla tanışmak için, bizi a rayın . klim a
müh e ndi s li ğ i
DAlKIN'd an sızı ferablatacak çözümler: Tek bir içeride 5 ünite baglayabilir, b u ünitelere birbirinde n ısıtma
Daikin'la
Havası Değişenlerden
Bazıları:
• Cumhurbaşkanlı~ı Konutu • Başbakanlık Konutu • Antalya Adiiye Saray ı (Bay ın dır lık Bakanlı~ı) • Simena Tatil Köyü • Side Cenne t O te l • Club Hotel Sera • Alanya Ö~retmenevi • Anadolu Otoyolu Gişe Kabinleri • Garo Mafyan • Coşkun Sabah • Sabah - Satel TV • imaj TV • Üsküdar Te lefon Başmüdürlügü • Yeni Karamürsel Ş i şli Ma~azas ı • Akçimcnto • Enka
• Diyarbakır Pirinç lik Radar üssü (A.B.D .) • T .C. Karayolları Gn . Müdür Odası • Erzincan Vali l i~i Vali Odası • Toprakbank-Fatih/ Bakırk öy/ Beşiktaş / İzmir/ Ankara Şube l eri • T .C. Ziraa t Bankası D ı ş Muameleleri Md. • İçişleri Bakanlı~ı Bakan Odası ve Top . Odası Odas ı • Orman Bakanlıg ı Bakan Odası • Ye ni şehi r Palas O te li • Sag lık Bakanlıgı Dinle nm e Tesisleri • Aqua Park O te l • Tütav Türkevi Otelleri • C l ub Ilatel Sa li • San Club • Petrokent Tatil K öyü • Ziraat Bankası Gene l Müdürlüğü
• T .C. ıı ava Kuvvet leri Komutanlı~ı !lv . Loj . K. • Em lakbank Merter / Ga lata / Çapa Şubeleri • Ayd ın Vali Konaj\ı • Şekerbank Gümüşsuyu / istanbul • Kilim Otel • Ilcmera Otel • Koru Otel
• Mistur Otel • Club Otel Flora • Scrvus Bilgisayar
dış üniıcye
bagımsız
veya sogutma komutu verebilirsiniz. Serpan tinl er
korozyona karşı korunmu ş ıur . Yapılabilecek e n uzu n bag l antıya teknik tolerans ı yalnızca DAlKIN gösterir. Dışarısı - I O"'de, +46"'de o lsa içeride DAlKIN'la h ava nız her zaman h oş. Nem gide rme programı ve u zakta n kuma nda ise DAlKIN rahatlıgınm ufak detayları .. . Bu sayfayı çevirirke n ç ıkart acag ını z gürültü de, DAlKIN'dan da h a y üksek sesli o labilir !
E PAR END 0 S T R I VETESI S AT P AZARLAMA A .Ş . Cumhuri yet Bulvarı Çırpıcı l şhanı No : 77 Kat. 41401 35210 !Z MIR ıe ı :
(51) 25 78 07 · 41 56 96
Fa x : (51) 41 53 70
ANKARA B ÖL GE MÜ OÜALÜCO Tel (4) 428 20 821 3 ha ı Fax (4) 428 20 82 A NTAL Y A BÖ LG E lıi ÜOÜALÜCÜ T e l (31) 42 07 13 · 47 27 91 Fax (31) 47 27 91 A DANA B Ö LG E M Ü D Ü RL OC O Tel (71) 53 46 85 · 53 28 58 Fax (71) 53 28 58 IZMI R BÖL GE lıi Ü 00A L0C0 Tel. (5 1) 25 7 8 07 · •ı 56 96 Fax (51) 41 53 70 I STA NBU L BÖL GE MÜDÜALÜCÜ Te l (1) 2H 78 22 · 275 73 75 Fax (1) 2i'<& 45 75
l PAR
811
leb.a
kuruluş
udur .
iKLiMLER
iMPARATORU
wenl on safe in Istanbul !h eir .fame quickly spread to Europ e. Soan the Hereke .factory was acceptin?, com m ercial orders and continu.ed to ?,row apace. In 7894, Kaiser Wilhelm ll o.f Germany and his w(fe Victoria paid a stalevisit to Turkey and they visited th e already celebrated Hereke factory , s/ayin?, overni?,ht at a house special~y bu.ilt on the shore o.f the Marmara Sea lo accommodate these illustrious f,U.ests. When th e American industrialist A ndreuı Carnegie built the Palace qf Peace in 7be 1-la?,ue in 79 73, hoth th e carpets and curtains were ordered.from Hereke. Carpets made at Hereke won nu.merous awards al national and inlernational.fairs: in Vienna (7892) . Lyon (1894), Bursa (7 907). Vienna (7 908). Bru.ssels (1910 and 79 7 7). and Bursa (1917 ), and ?,radu.a l/ y "H e reke carpels ·· came into their oum as a distinctive ?,enre, known .for !h eir o ulst andin?, quality. Meanwhile the .factory branched ou t info th e manu .fac /u re o.f hroadc /o th. woo llens, th read and .fezes. lo ca l people in Hereke and the surrounding villa?,es sel up looms in their houses and hegan to work on a piecework basis .for the .factory, which enahled produ clion to he increased still.further to meet risin?, demand. particularzy from the Uni ted States. Taday the .factory here has heen tra1ls.formed into Hereke Carpel Training Centre. and output is limited, while mainlainin?, the ori?,inal hi?,h s/andards. 1/ereke carpets arefamous ahove allfor their fin e weave, usin?, either si/k or .fine wool thread, and occasional~y ?,Old, silver and collon. Wool carpets produced .for the palace had a densily qf 60-65 kno/s per square centimetre. and si/k carpets 80700 knots peı· square centime/re, the knots hein?, qf two main kindç: the "hekim .. knol and Turkish or Ghiordes knot. A.fler each row a sin?,le wool or
1910 ve 1911 Brüksel, 1911 Bursa)... Bir yandan "çuh a, şaya k ve iplik", "yünlü doku ma", "fes" vb. bölümle ri açılarak , bir ya ndan da tezgah sayısı a rtırıl a ra k geni ş l etilm e kte olan fabrikanın ürünle ri, artık iç ve dı ş piyasa la rda "He rekc" diye tanınıyordu. ''Hereke", aynı zamanda üstün kaliteyi ifade eden bir sözcük o lara k kullanıl maktaydı.
Zamanla, He re ke ilçesinde ve köyle rinde tezga hlar kurulup bunl a rı ça lı şt ıra nl a ra iplik verilerek "götürü " i ş düze nine geç ilmesi yoluyl a üretim artırıldı ve -da ha çok Amerika 'dan ge le n- dış talepler k a rşılanmaya ça lı şı ldı. Cumhuriyet döneminde birta kım yönetse l değişiklikler geçiren fabrika, yünlü kuma ş ve h a lı
üre timini sürdürdü. En sonunda h a lı bölümü , "He re ke Halı Eğ itim Merkezi" atölyesine dönüştü rüldü . He re ke Fabrikası ' nd a üretil e n h a lıl a rın e n öne mli özelliği, in ce liğidir. Bunla rda ya ince yün ya da ipek kull a nılır. Ayrı ca, a ltın ve g ümü ş sim ile bü kümlü pamuk ipliği kull a nıldığı da olur. Saray için üretile n yün halıl a rd a santimetrekare h aş ın a 60-6'5, ipe k halılarda 80-100 düğüm at ılır. Santimetre karede kull a nılan düğüm sayısının ço kluğu (sıklık) , halının ince li ğini belirl eyen bir ö lçüt sayı lır. Düğümler, "He kim düğümü " ve "Gördes düğümü" adı verilen te kniki eric a tılır. Her s ıradan sonra pa muk ya da yün ipliğinden "tck atk ı " geçirilir, bu da incelik ve motiflerde kıvra klık sağ lar. Kimi düğüm u çla rının kısa, kimi düğüm u çl a rının 46
SK YLIFE EYLÜL
+
SEPTEMB ER
1993
'-
---------------------------- ***** -----------------------------
FIVE NEW STARS IN THE SKY OF ISTANBUL. he sky above the Bosporus is full of stars. To be one of the "stars" here one has to shine especially bright. Therefore we have decided to add five new stars to the Bosporus skies. New Holiday Inn Crowne Plaza Istanbul... a de luxe hotel with outstanding architecture and a very special atmosphere. An impressive location at the Marina Ataköy and 298 delightful guest rooms and suites (all with a view of the Marmara Sea and the fascinating skyscape) fuifill every wish. The excellent service, a choice of restaurants and bars cater to every need . Conference facilities accommodate up to 900 persons in comfort. A fitness centre with swimming pool and tennis courts offer active and relaxing enjoyment. The two "stars"-the present 4-star Holiday Inn and the new 5-star Holiday Inn Crowne Plaza-welcome you under the breath-taking sky of Istanbul.
T
$$ -\\~~VU'\.
CROWNE PLAZA~ STAY WITH SOMEONE YOU KNOW. ISTANB UL
ISTANBUL ATAKÖY MARINA
Sahilyolu Ataköy 34710. Istanbul Ph one (90·1) 560 81 00 Fax (90-1) 560 81 SS
Sahilyolu Ataköy 34710, Istanbul Phone (90-1) 560 41 10 Fax: (90-1) 559 49 OS
uzun kesilmesiyle "kabartma" halılar da elde edilir. Bugün örneklerine Topkapı Sarayı Müzesi'nde ve kimi saraylarda rastlanan en eski Hereke halı l arındaki renk , elesen ve motifler birbirinden değişiktir. Beyaz zemin üzerine çeşitli renkler kullanıldı ğı gibi, değişik renklerde zeminler de verilmiştir. "Saray halısı" tipinde çiçekli halı lara da sıkça rastlanmaktadır. Bunlarda !ale, papatya, karanfil , çiğdem, gül, leylak , sümbül vb. çiçeklerin ince ince iş l endiği görü lmektedir. Yine "Saray halı sı" tipincieki kufi köşe madalyonları
bunlarda da yer almaktadır.
İran, Memluk , Yörük - Türkmen (Anadolu ) halılarının renk ve motif özelliklerini taşıyan Hereke halıları dokunduğu gibi, Batı modasını ya n sıtan elesenler de kullanılmıştır.
Ayrıca ,
kökeni 16 ' ın kadar giden "Madalyonlu Uşak halısı" tipinde Hereke halıları da cı yüzy ıl a
vardır. Bunların orta eksenlerinde yuvarlak, yan eksen ler ind e dilinıli
cotton warp thread is sıretebed across, and this single-warp knot creates the denser knotting which permils finer and more intrica/e designs to he worked. In some of the carpets a relief effect is obtained by clipping the pile unevenly. The oldest Hereke carpets now to he seen in Topkapı and other palaces in lstanhul display a wide vari. ety oj colours and designs. The typical "palace carpet" features intricate jloral designs, including the tu/ip, daisy, carnation, crocus, rose, lilac, and hyacinth, and often has quarter medallions in the corners. The Hereke designs drew not only on the mot(fs and composiTopkapı Sarayı tions of traditional Turkish carpets, but on those of Persia halılarındaki and Mameluke Egypt. Many also değişiktir reflected the fashdünyanın aynı ions in design current in western değerli halıları halılarıdır. Europe at the time. The medallian compositian of rugs made in Uşak in western Turkey since the J6th century was widely used at the Hereke factory .
Örneklerine Müzesi'nde ve kimi saraylarda rastlanan en eski Hereke renk, desen ve motifler birbirinden ve bugün en ince ve zamanda en Hereke
madal-
These medallions are
yanlar bulunmakta-
curved on the horizontal axis and taper to points on the vertical axis. Hereke prayer rugs Jeature patterns of geometric mot~fs, tendrils and lamps as the background design within the representation of the mihrap (prayer niche) . Once re.ferring solely to the carpets woven at Hereke, the te rm "Hereke carpet" has come to refer to any high quality carpet using simi/ar techniques. Hereke carpets re main among the finest and most valuahle carpets woven in the world. •
s ivri dır.
Mihrap zeminine geometrik şeki ll erin, ince kıvrık dalların, kandillerin işlendiği Here k e h a lılarının bir bölümü "seccade" o larak
kullanılmak
üzere
dokunmuştur.
Bugün başka yerlerde aynı dokuma tekniğiyle üretilen halılar da "Hereke" adıyla bilinmektedir. Ve yine bilinmektedir ki , bugün dünyanın en ince ve aynı zamanda en değerli halıları , Hereke halı larıdır. • 48
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
~
-
BİR ROMANDAN ANILAR. "Bir cuma
sabahı, şimdi
miştim . Kapıdaki
zilin
müze haline
yanında,
mund Freud-Ruh Hekimi", randevun1 Skylife
varmış
okurları
yazdı ,
pirinç bir
yazıyordu.
gibi heyecanla
için
getirilmiş
• •
olan Freud'un evini gez-
tabelanın
üstünde "Dr. Sig-
Sanki Freud ile o gün, o saatte
girmiştim kapıdan
içeriye".
Nazlı
Eray,
Lale Çavuldur resimledi.
Gece zamanı. Ankara 'daki evimin balkonunda oturuyorum . Bugün çok s ıcak bir gündü. Sabah uyanır uyanmaz duyurn sa dım sıcağı. Üstümde bir ağırlık, ba ş ımda hafif bir ağrı vardı. Tunalı Hilmi 'ye gidip, ku şlarıma yem alacaktım. Bir iki vitrine baktım, yazlık penye elbisele re şöyle bir gözattım. Te r içinde kalmı-
J
Night has fal/en and I am sitting on my baleony in Ankara a.fter a stifling hot day. I felt the oppressive heat the moment I woke up in the morning, and my head aehed slightly. I had to go to Tunalı Hilmi street to buy seedfor my birds, and as I walked along I glaneed in the shop windows at the eotton dresses. I was ş ım. drenebed in perspiration. Şimeli hava iyi. Balkanda otururNow the air is eooler. From the ken kent ış ı! ışı! gözlerimin önünbaleony the lights of the city are de . Az önce çiçeklerimi sulaclım. twinkling in th e distanc e . I Onlardan da hoş bir koku, bir sewatered the flowers a little white rinlik geliyor bana. Üstünde eski ago, and their eoolfragranee fil/s Avusturya lmpa rato ri çes i Elisathe air araund me. I light a beth'in resmi bulunan ça kmağımla eigarette with my lighter, the one sigaramı yaktım. Kayzer Franz ]owith a pieture of Empress seph'ın karısı Kayzerin Elisabeth... Elisabeth of Austria, wife of Sissy ... Beyaz tülde n tuvaJetinin Emperor Franz joseph and known içinde ne denli güzel. to her family and friends as Bu çakmağı Viyana 'dan , kentin Nazlı Eray "Sissy ". How beautiful she looks in ana tramvay istasyonunun altındaki ışıklı, her white tulle dress, as light as afairy's wing. renkli bir pasajdaki büfeden alrİı.ıştım. Sissy I bought the lighter.from a kiosk ina eolourful saçlarının bir kısmını tepesinde toplamış, mini shopping areade below the main tram station mini güllerle bezemiş onları . Boynuncia eşsiz in Vienna. Sissy :ç hair is dressed high on her pırlanta lardan ve zümrütlerelen yapılmış bir h ead, and deeorated with tiny roses . Her gerclanlık , pe ri kanadını anımsatan tuvaJetinin beautiful neeklaee is set with diamonds and dekolte yakasının altında, lmpa ratoriçe olduemeralds, and beneath the low neekline are
"One Friday
nıonzing
Ivisited Freud 's house, which tadayisa museum. On the
hrass plaque beside the beli it wrote, 'Dr.Sigmund Freud, Psychiatrist'. I entered with a sense ofexcitement, as
if I had an appointment to see Freud hinıseifthat
day. " Nazlı Eray muses on Vienna and istanbulfor Skylife readers.
MEMORIES
NOVEL
two decorations pinned to her dress. The guest house where I stayed in Vienna was close to the house of Sigmund Freud. Pension Residenz had a high carved wooden door, to which I was given a key for use after the door was locked at night. I passed through a shaded courtyard to the antique lift, which was enlirely surrounded by glass panels, and creaked slowly upwards /ike an old lady with rheumatism when you pressed the metal button. One J.riday morning, 1 visited Freud's house, which had been turned into a museum. On the brass plaque next to the beli it wrote, "Dr. Sigmund Freud, Psychiatrist ". I entered with a sense of excitement, as if I had an appointment to see Freud himself that day. Most of the original furnishings were in the possession of his daughter, so instead there were huge black and white photographs on the walls depicting the rooms as they had been in Freud 's lifetime. I examined them carefully. Freud 's fascination with archaeology was evident from the collections of rare objects which were once displayed in the rooms. His famous couch was in a museum in London, but the gigantic porcela in stoue at the entrance was stili there. Photographs taken of Freud at dif.ferent ages, family photographs, same of his letters, medical reports and prescriptions which he wrote for his patients were carefully arranged "Bu çakmağı Yiyana'da, renkli bir pasajdaki büfeden almıjtım". "1 bought the lighter from a kiosk in Yienna". on the walls.
ğun u belirten iki nişan var. Viyana'da kaldığım pansiyon Sigmund Freud'un evine yakındı. Pension Residenz .. Ulu, oymalı ahşap bir kapısı vardı. Bu ulu kapının anahtarını ve rmiş l erdi bana. Pansiyonun kapı sı, gecenin belirli bir saatinde kilitleniyordu. Loş bir avludan geçip, asansöre varıyordum. Her yanı camdan oluşan eski asansör, çıkık metal düğmesine basınca , gıcırclayarak yaşlı bir kadın gibi yavaş yavaş yukarıya çıkıyordu. Bir cuma sabahı , şimdi müze haline getirilmiş o lan Freud'un evini gezmiştim. Kapıdaki zilin yanında, pirinç bir tabcianın üstünele "Dr. Sigmund Freud-Ruh Hekimi", yaz ı yordu. Sanki Freud ile o gün , o saatte ranclevum varmış gib i heyecanla girmiştim kapıdan içeriye. Evin içinele, eskielen bulunan eş yaların pek çoğu , Freud ' un kızı tarafından alınm ı ş; hastaların kabul edild i ğ i bu eski odalara yeni bir düzenleme getirilmişti. Eskiden eşya l a rın durdukları yerleri gösteren büyük siyah beyaz dev duvar fotoğ rafları yeralıyordu müzede. Fotoğrafıara dikkatle baktım. Sigmund Freud'un arkeolojiye meraklı o ldu ğu fotoğraflar
daki naclicle koleksiyonlardan anlaşılıyordu. Ünlü terapi yatağı Londra 'da bir müzecleycli. Ama girişteki dev çini soba hala yerinde duruyordu. Freud'un değişik yıllarda çekilmiş çeşitli fotoğraf ları,
ile yazılmış deliler için yazd ığı raporlar, hastaları için hazırladığı reçeteler, ai lesi ile çekilmiş res iml er özen le duvarlara el
yazısı
mektupları;
serpiştiri lmi şti.
Oradan
çıkıp ,
kent
nıer-
( ı
kezinde ki Kartner Strasse'ye git mi ş; yeni yıl için neondan kuyruklu yıldızlarla süslenmeye başlayan, bu zengin dükkaniada donanmış caddede yürümüş, yerlere kadar kürkler giymiş yaşlı
From Freud 's house I went to the city centre, where the streets were already being decorated with neon shooting stars in anticipation of Christmas. I walked along Kartner Strasse lined with kadınların yanından exclusive shops, passgeçerek, Katedral'e giing elderly women in rip bir mum yakmış their ground-length tım. Katedral'ın içi yarı furs, until I came to karanlıktı; bir köşede the Cathedral. In the yakılmış yüz lerce shadowy interior I !it mum, bu eski yapının a candie and placed derinliklerine ışıklar it with the hundreds saçıyo rdu . Cafe Havelof others in one corca'da, tahta yuvarlak ner, spreading their masanın birinde yer flickering light into bulmuş, kremalı bir Vithe cavernous depths yana kahvesi içmiştim. oj the nave. Aydınların, sanatçı l arın At Cafe Haveica I gittiği gösterişsiz bir jound a place at one kahveydi burası. Sekoj the raund wooden "Hüsrev Gerede Caddesi ... istanbul'da, Te~vikiye'deki evi dü~ünüyorum." sen iki yaşındaki Letab/es, and sat for a My ıhough ts wander to my flaı on Hüsrev Gerede Caddesi in Te~v i kiye . opold Havelca'yı t!me, drinking a gördüm. Önünde beyaz önlüğü, hala dimdikViennese co.ffee with cream. This modest estabti, masalara hizmet ediyordu. Kafka'nın bir zalishment was one of Kafka 's haunts, and is stili manlar gittiği bu kahvede biraz oturmuştum. frequented by writers and artist. The octogeŞimdi, İstanbul ' da , Teşvikiye'deki evi narian proprietor, Leopold Have/ca, was there düşünüyorum. Hüsrev Gerede Caddesi ... Bein his white apron serving at the tab/es, his şiktaş'a inen yol... tki yanında eski İstanbu l back as straight as a young man 's. apartmanları. Teşvikiye'deki ev. Ne kadar çok Now my thoughts wander to my fiat in severim orayı ben. Yaşamıma üç yıl önce giTeşvikiye in !stanbul. It is on Hüsrev Gerede ren; içi !oş; ufak, İstanbul'un eski apartmanlaCaddesi which winds down to Beşiktaş, with rın a özgü bir yarı karanlığı barındıran bu oldjashioned !stanbul apartment blocks on apartman dairesi bana bir zamanlar İstan either side. How much I love that fiat, which bul'da geçirdiğim çocukluğumu , ilk gençliğimi came into my life three years ago. !ts quiet yeni baştan yaşatıyor. O evdeki yatak odasın gloomy interior reminds me of my childhood da sabahlan uyandığımda , kalkar mermer tuand youth in !stanbul. When I awake in the valet masasının yuvarlak boy aynasına bakabedroom, I sit at my marb/e dressing tab/e and nın. Tuvalet masasının merrnerierinin arasın look in the tali curved mirror. My make-up daki camının üstünde, geceden oraya yerleş stand on the glass sur:face where I arranged tirdiğim makyaj malzemelerim durur. Yerdeki them the previous Yf:ight. My bare jeet jeel the texture of the dark blue carpet. That first morngece mavisi halıya yalınayak basarım . İstan bul'da ilk u yandığım sabah, yüzüm aynada biing in !stanbul my jace seems slightly swollen. I raz şiş görünür bana. Artık havasını unuttuhad forgotten how the humidity of Jstanbul's ğum kentin nemindendir bu . Hemen kalkar summer impregnates the skin. I go and wash yüzümü yıkarım. Yeni güne uyanırım. .. • my face and wake up to a new day. •
ootball has been variously deseribed as the opium of the masses or a mirror of society. If a society is in the process of change, football too should adapt itself accordingly. In the 1980s, Turkey stepped up its economic development effort, achieving remarkable progress towards integration with the global economy. If the people as a who/e demand international standarts in every area of life, so should football aim for equivalent stan-
utbol, kimilerine göre toplumun afyonu, kimilerine göre toplumun aynası. Eğer bir toplum değişiyorsa, futbolu da değişmeli; bunu aksettirmeli . 1980'li yıllarda Türkiye ekonomik kalkınma hamlesini bir kademe öteye atmış ve dünya ile entegrasyonda hayli ilerlemişti. Toplum uluslararası standardı yaşamın her bölümünde arzu ederse, futbol da uluslararası standardı yakalamalıydı. Ama milli takımımız başta olmak üzere kulüp takımlarımız da uluslararası müsabakalarda bocalamakta idiler. Halbuki Türk futbolunda bazı yerleşik kurumlar vardı. Örneğin Fenerbahçe, Birinci Dünya Savaşı'nda işgal kuvvetlerinin takımlarını İstanbul 'da yenerek haklı bir şöhret kazanmış , milliyetçiliğin sembolü olmuş, halkın da sevgilisi haline gelmişti. Öyle ki ülkede hangi yıldız parlarsa, Fenerbahçe takımına transfer olmak istiyordu. Ancak Fenerbahçe, sistemsiz bir yıldızlar topluluğu olarak, harmoni yakalarsa şampiyon , yakalayamazsa da perişan olmakta idi. Diğer taraftan Galatasaray "mektepli " insanların takımı olması nedeni ile birçok yeniliğin kaynağı olmu ş, birçok spor branşı nı Türkiye'ye getirmiş ,bir takımdı. Ve listeye Beşik taş takımı da katılmalıydı. Başlangıçta Saray mensuplarının takımı olmuştu . Ve tabii , Anadolu 'nun sesi olarak, bölgesel güçlere dayanarak
F
F
yıllarca İstanbul ' un
üç büyüklerine kök söktüren, İzmir, Adana , Bursa, Eskişehir takımları ve Karadeniz ' in sesi Trabzonspor da etkin takımlar arasın da sayılınalı. 1980' li yıllarda ilk atılıını Galatasaray yaptı. Kafasını kaldırdı ve Alman Milli Takımı ' nın küskün eski çalıştıncısı Jupp Derwall ile anlaştı. Derwall Türkiye'ye sadece kısa vadeli bir şampiyon yaratmak için gelmemişti. Bir sistem yaratacaktı. Ancak daha ilk geldiği günlerele kendisi ile · yakından konuştuğumuz Derwall kültürel bariyerlere toslaınıştı. Türk halkı sabırsızclı. Jupp Derwall bunu "Diese Leute haben kein Geclulcl" sözleri ile özetliyordu. Gerçekten Türkler sabırsızclı. Hemen yarın şampiyon olmak istiyorlardı. Ancak bunun için gerekli ekip çalışınasını yapmak da o kuşak Türk futbolcularının damarlarında yoktu. Derwall geçici bir çözüm bulma yoluna gitti. Takımcia mevcut, örneğin kaptan Cüneyt gibi, akıllı , verimli, takım oyunu oynayan oyuncuların yanına Cevat Prekazi ve Simoviç gibi yüksek becerili uluslararası
national and club teams failed to meet the grade in international competition. 7bis was surprising in view of the venerable history of same of Turkey's leading football clubs. Fenerbahçe, for instance, had earned a prominent reputation as far back as the First World War years, when its victories over occupation forces teams made the club a symbol of Turkish national feeling. Every foothaller who made the grade in other teams aspired to transfer to Fenerbahçe, the club beloved of Turkish people in all walks of life. But as an uncoordinated calleetion of star players, each playing individual style, Fenerbahçe swung like a pendulum from the heights of glory if team spirit happened to
+
56
SKYLIFE EYLÜL
SEPTEMBER
1993
starlar eklenecek, ama takımın kollektif oyunu Almanya 'da futbol öğrenmiş Türklerin etrafında kurulacaktı. Örneğin, Uğur, Muhammet, Erhan, tlyas gibi sayıları birara dokuza kadar ç ıkan " Almancı " Türk futbolcusu transfer ediliyor ve kollektif oyunu olan, ama Türk tipi yıldızları da bulunan bir Galatasaray sentezi inşa edilerek Türkiye liglerinde peş peşe şampiyonluklar elde ediliyordu. Üstüne üstlük Avrupa Şampiyon Kulüpler maçlarında da yarı fina!
catch the players that day, to the depths of humiliating defeat if it did not. Meanwhile, Fenerbahçe's arch riva/. Galatasaray, displayed the disciplined approach of its academic origins, and was a source of innovation. Many new sports, for instance, were first introduced to Turkey by this club. 7ben there was Beşiktaş, originally the team of upper class court circles. 7be provinces, meanwhile, made their voices heard in the teams of !zmir, Adana, Bursa, Eskişehir and, /ası but not least, Trabzonspor, voice of the Black Sea. All these teams, while not toppling the three Istanbul teams from their leading positions, managed to cause them plenty of anxious moments. Galatasaray took the initiative in the 1980s when it signed on jupp Derwall, former ırainer of the German national team. Derwall's brief was not merely to give Galatasaraya leg-up to the Turkish championship titles in the short term, but to create an enlirely new system. However, Derwall came up against cu/tura/ barriers from almost the first day he arrived. Turkish fans were impatient to see results. As jupp Derwall put it, "Diese Leute haben kein Geduld. " Turks not only expected to win the title immediately, but the kind of team work Derwall expected just did not run in the veins of that generatian of footballers. So Derwa/1 sought a stop-gap solution to the dilemma. He decided to reinforce Galatasaray's nucleus of versatile players who had proved their ability to work as a team, such as the captain Cüneyt, with international stars /ike Cevat Prekazi and Simovich. But the team 's collective game would be centred araund Turks who had leamt their football in Germany. 7be influx of Turkish players transferred from European teams, such as Uğur, Muhammet, Erhan and //yas, total/ed as many as nine at times. 7be resu/ı was a team with a collective game, white stili featuring the traditional "stars" which Turkish football fans expected to see. This synthesis swept Galatasarıay to the championship title time and time again . What is more, the team excel/ed itself by reaching the semi-final in the European Cup Winners championship. Derwall alsa trained one of the players, Mustafa Denizli, as his own successor, and by eniisiing the technical services of Ahmet Akcan reshaped Galatasaray into a new and modem mould. 7be grass field, club buildings, training camp and other club facilities were upgraded in line with other changes,
oynanıyor
du. Derwall aynı zamanda takımdaki
oyuncular-
dan Mustafa Denizli'yi kendi yerine çalıştırıcı olarak yetiştiriyor ve Ahmet Akcan gibi bir teknik adamı da saflara katarak modern bir kulüp anlayışı ortaya koyuyordu. Aynı zamanda fiziki şartlar da çim sahalar, kulüp lokali, kamp yerleri gibi tesisler açısından modern düzeyi yakalarken , adeta bir şirket gibi çalışmaya başlayan Galatasaray, mali yapısını da, fiziki yapısını da, örneğin Bayern München gibi takım ların düzeyine getiriyordu. Öyle ki, artık Didier Six gibi bir uluslararası yıldız , futbol yaşamını Galatasaray takımında bitirmeyi tercih edebiliyordu. Galatasaray "mektepli takım " olarak rasyonel çözümü üretirken mütevazı bütçelerin takımı Beşiktaş , Galatasaray dalgasına karşı çok farklı bir strateji ile direniyordu. Beşiktaş, Galatasaray kadar nüfuzlu ve 57
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
paralı bir camia değildi. Ama başarıyı onlar da istiyordu. Kendi koydukları ad ile " altyapı düzeni"ne döndüler. Madem Beşiktaş' ın parası yoktu, o zaman sıfırdan başlanacaktı. Beşiktaş, sonradan milli takı mın aslan haline gelen Rıza, Feyyaz, Ali , Gökhan gibi oyuncuları kendi altyapısından çıkartırken, 1ngiltere'den gelen Gordon Milne'nin disiplin anlayışı ve fiziki güç ve takım oyununa dayanan stili ile üç yıl peşpeşe şa mpiyonluk kazanıyor ve tüm Türkiye'ye bazı prensipleri yayıyordu. Beşiktaş ' ın mesajı kısaca şu idi: Futbol bir takım oyunu idi ve gençler tarafından oynanırdı; yıldız olmak değil, takım anlayışı önemli idi; sistem önemli idi! Beşiktaş takımının gençler ile üç yıl peşpeşe şampi yaniuğu devam ederken Galatasaray Derwall yerine Mustafa Denizli ile hamleyi devam ettiriyor ve bir yandan da düşünüyordu . Almanya kaynaklı futbolcu sayısı artık azalmaya başladığına göre ve uluslararası yıldız transferi de çok pahalı oldu ğuna göre belki Galatasaray da gençlere dönrneli idi. Nitekim altyapıdan gele n Bülent, Tugay'ın başarısı idarecileri gençlere dönmeye itiyor ve peşpeşe kadroya giren altyapıdan Mustafa, Okan, Mert, başka takımlar dan transfer edilen genç Hamza, Arif, Hakan ile Galatasaray, Derwall dönemindeki " Almancı aşısı"ndan kurtuluyor ve Beşiktaş' ı bir ölçüde taklit ederek altyapı kavramının ve gençlere güvenmenin temelini iyice sağlamlaştırarak 1992-93 sezonunun şampiyonluğunu, gençlik aşısının fikir babası Beşiktaş ' ı gençlerle birkaç defa yenerek kazanıyordu. · Peki bu işler olurken Türkiye'nin en çok taraftara sahip takımı Fenerbahçe ne yapmakta idi? Fenerbahçe seyircisi, iki rakibinin başarı sını izle rke n , oyunun sadece bir yönünü oynayan bireysel yıldı z lar dan kurulu bir ta kımın bu sistem ve gençlik dalgası karşısında tutunamayacağını aç ıkca görüyor ve her düzeydeki Fenerbahçeli değişiklik rü zgariarına kendisini kaptırıyordu. Türkiye bir kadın Başbakan seçebiliyorsa, Fenerbahçe de gençlere ve t a kım oyu nuna yönelebilirdi . Yenilik arzusu dalgasıyla, Başkan Güven Sazak ve ekibi kollan s ıvıyor , Fenerbahçe de Galatasaray gibi, Beşiktaş takımının özkaynak, gençlik ve sistem anlayışını takibe başlıyordu . Acaba sonuç ne ol acaktı? Bir Akdeniz ülkesinin bütün özelliklerini taşıyan Türkiye'de, Akdeniz türü insan davranışının tüm ögelerini taşıyan Fenerbahçe kulübü bir günde değişebilir miydi? Bu sorunun cevabı 1993-1994 sezonunda verilecek. Ama dikkatli bir düşünür, köklü ve kalıcı değişimierin ancak çok geniş zaman dilimlerine yayılarak yerl eşeb il eceğini söylemeli. Acaba Fenerbahçe kulübü bu kadar sabredebilir mi? Acaba
and Galatasaray began to operate with all the e.fficiency of a commercial outfit. Soon the club's finances were on apar with such leading European teams as Bayern Munchen. So successful did Galatasaray become in these respects that an international star /ike Didier Six chose to round o.ff his football career playingfor the club. White Galatasaray was jollowing this rational scheme of things, Beşiktaş chose a different strategy by which to stave o.ff whirlwind success. Beşiktaş had neither the injluence nor the financial punch oj Galatasaray, but that did not prevent the club setting its own sights on higher things. 7be strategy it decided on was an "infrastructural system" to use the phrase coined by Beşiktaş itselj. If Beşiktaş did not have the monry for expensive transjers, then it would train up its
own players from scratch. Beşiktaş produced such players as Rıza, Feyyaz, Ali and Gökhan - later to shine as national aces -from its own grassroots. With the discipline imposed by the British ırainer Gordon Mi/ne, and a game based on teamwork, Beşiktaş took the title three years in succession. Some oj principles inaugurated by the club became standard practise throughout the country. 7be message was that football is a team sport played by young people, and what matters is not stardom but team spirit and tactics. Beşiktaş remained buoyant, collecting the cups three years running . But Galata saray kept up its momentum as Mustafa Denizli stepped info Derwall's shoes, cancentrating hard on the strategy it should now adopt. 7be pool ofplayers 58
SKYLIFE EYLÜL
+
S EPTEMBER
1993
genç Emre, Tayfur, Kemalettin gibi oyunculara fırsat verilip temel futbol anlayı~ı değiştirilecek mi? Yoksa Fenerbahçe tesadüfen biraraya getirilmiş , taşıma su sistemi ile toparlanmış , hüsranlı yıldızlar topluluğu olmaya mı geri dönecek? Türkiye yılda iki milyar dolarlık tarım ürünü ihraç eden bir ülke konumundan, yüzde sekseni sanayi
from Germany was drying up and transfering international stars had hecome prohihitively expensive. Perhaps the time had comefor Galatasaray to exploit its own young talent. The success stories of Bülent and Tugay encouraged the cluh to persue this policy, and other young Galatasaray players, Mustafa , Okan, and Mert, followed one anather into the team's ranks. Youngsters from other teams - Hamza, Arif and Hakan - were alsa signed up with Galatasaray. As Galatasaray grew out its German "inoccu/ation" it followed in the footsteps of Beşiktaş, fostering the grass roots concept which ttııst in young players. Once this new approach was firmly entrenched, Galatasaray set about toppling Beşiktaş, author of the young elixir idea, from its pedestal. So what was Fenerbahçe, the team with the largesi hody of supporters throughout the country, doing all this time? W'atching the successes of their two riva/s, fenerbahçe fans saw clearf:y that a team hased on individual stars with onesided skills could never challenge the youthful and synchronised footba/1 of Beşiktaş and Galatasaray. If Turkey could e/ect a u ıomen prime minister then surely Fenerbahçe could alter coıırse to young players and team tactics. Faced with this wave of desire for change, president Güven Sazak and his colleagues set ahout taking Galatasaray's example and imitating Beşiktaş in ternıs of funding, the focus on young players, and systematic tactics. W'ould Fenerbahçe succeed was the great question now. Formed of typical Mediterranean people in a typical Meditelfanean country, could Fenerbahçe muster the discipline and restraint needed for radical change? 7be aııswer to this question wi/1 not be clear until the end of the 1993-1994 season. But a cautious abserver has to admit that real and profound change can probably be achieved only ajter a far tonger time span. Has Fenerbahçe got the patience to sit this time out? Can the club give youngsters /ike Emre, Tayfur and Kemalettin the chance to show what they can do, and change its fundamental concepı of footba/1? Or will the team revert to being a randam calleetion of disappointed stars, playing on impulse from day to day? just as over the pası decade Turkey has succeeded in transforming itselffrom a counfly exporting 2 billion dollars' wo11h of agricultural goods, to one boasting a 20 billion dotlar e:>..port total (of which %80 consists of industrial goods) so I am confident that given time, Fenerbahçe can close the gap with Galatasaray and Beşiktaş. If Trabzonspor sıretehes beyand its own natural boundaries to gather up all the tateni of the Black Sea region , and if Bursaspor under a famous Irainer /ike Sepp Piontek, and Kocaelispor which owes its leap from the second to the first league to its young players can raise !heir standards, then Turkish football will outshiııe the expol1 success story. So ho/d oıı Europel Turkish footba/1 is metamorphosing at an ineredib/e speed. •
/
ürünü olan, yirmi milyar dolara yaklaşan ihracatçı
konumuna nasıl on yıllık bir süreç içinde geldi ise , bizce Fenerbahçe de zaman içinde Galatasaray ve Beşiktaş ile arasındaki farkı kapatacak ve modern bir anlayış sahibi olacak. Trabzonspor da bölgenin tüm gücünü toparlayarak kendi doğal sınırları dışı na taşmayı başardığı; Sepp Piontek gibi şöhretli bir çalıştırıcının önderliğindeki Bursaspor ve ikinci ligden gençlere dayanarak gelip birinci ligi sarsan Kocaelispor da standardı yükselttikleri takdirde , Türk futbol hamlesi , Türk ihracat hamlesinden de öteye bir sıçrama yapmış olacak. Sıkı dur Avrupa, Türk futbolu inanılmaz bir hızla kabuk cleği ştiriyor. • 59
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
THE LAND
of the
COOKS
AŞÇILAR DiYARI
M
E N
E N
G
"Mengen'i Mengen yapan özellik", ilçenin mutfağı. Osmanlı saray mutfaklarına kadar uzanan bir geleneği temsil eden Mengenli aşçılar ülke çapında ünlü ...
The characteristic that has earned Mengen its well-desewed fa me is the cu isi ne of the town. The cooks of Mengen, representing a tradition going back as far as the Ottoman palace cu isi ne are famous all over the country. Hy
Bo lu
SAIT SINA Photos NAZlM TIMUROGLU
Mengen is a pretty country town situ ated among the oak, fir and beech forests of Bolu mountains. In th e higher section s of its mountains there are wide plateaus covered with thick meadows. Waters in the distrtct flow to the Devrek Stream, formed by the merging of the Bolu Brook (or Büyüksu) and Mengen Stream in the vicinity of Gökçesu. In the area cal/ed the Geyik (Deer) Lake, there is a protection and rearing ground for deers. The district was under Bythinian, Roman and Byzantian rule in the past and Turkoman Iribes were settled here by Konuralp during the 14th century. In the cultivable parts of Mengen , wheat, potatoes and barley is grown, in addition to tesser amounts of corn, beans, onions, apples, pears and hazelnuts. 7be Department of Forestry creates seasonal work opportunities for those living in villages
Dağları ' nın
engehe l endirdiği dağlık
alanda kurulu; meşe, kayın, köknar, kızılçam ve sarıçam ormanlarıyla kaplı şirin
bir ilçe Mengen. İl çenin s ularını Bolu Suyu (Büyüksu) ile Mengen Çayı'n ın Gökçesu bucak merkezi yakınında birleşmesiyle
o lu şan
Devrek Çatoplar. Dağlarının yüksek kesimlerinde , gür çayırlada kaplı geniş yayiaları vard ır Mengen'in. Ilçede Geyik Gölü adıyla anı l an yörede , geyikler için koruma ve üretme alanı bulunuyor. Geçm i ş te, Bitinya, Roma ve Bizans yönetimlerinde kalan yöreye, Konur Alp tarafından Osmanlı topraklarına katıldığı 14'üncü yüzyılda Türkmen aşi retleri ye rl eşti rildi. Ekime elverişle alanlarında buğday, patates ve arpa, az miktarda da mısır , baklagil , soğan. elma, armut ve fındık yetiştirilen Mengen'de, ornı ~: :ı işletmeleri orman içi köyleryı
60
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
ı "93
Festival sırasında, geçen yıl SO metre uzunluğunda }i} kebap yaparak Türkiye rekoru kıran agılar, bu yıl 100 metrelik kebap hazırlayarak yeni bir rekor kırdılar. 1 The chefs in a joint elfort prepared a single Shish Kebab 100 metres long, breaking last years record of SO metres. 60 cooks spent 4,S hours using 300 kilograms of meat grilled on 2,5 tons of charcoal.
in the .fores ts. Animal breeding, mainly apiculture and cattle-breeding is alsa quite developed. But the cbaracteristic that has earned Mengen its welldeserved .fame is the cu isi ne of the town. The cooks of Mengen, representing a Iradition going back as .far as the Ottoman palace cuisine are .famous all over the country. The kitcbens of all the biggest bate/s and restaurants in the country are under the directian of cooks .from Mengen. In respect to the information selected by Selahattin Çoruh .from an old manuscript, the history of the "wits " of Mengen cuisine reach back to the times of Mehmed the Conquerer. According to the story, the Conquerer assigned one of his commanders to set up the royal kitchens in the newly conquered city. The commander was appearantly of Mengen origin and remained at the bead of kitchens a.fter the kitchens were set up. Soan a.fter, one of his cousins arrived in /stanbul, begging his uncle .for a job. The commander, .frustrated by his pestering couisin, sent him to the royal kitchens to wasb dishes. The hard-working and inte/ligeni coıtsin soan worked his way up to be a head cook. He, in turn, cal/ed all young and unemployed .friends and relatives .from Mengen to istanbul to teacb his master-
halka mevsimlik i ş olanağ ı yaratıyor. ve sığır yetiştiriciliğine dayanan hayvancı lık da oldukça gelişmiş. Ama "Mengen'i Mengen yapan özellik", bunlardan çok, ilçenin mutfağı. Osman lı saray mutfaklarına kadar uzanan bir geleneği temsil eden Mengenli aşçılar ülke çap ınd a ünlüdür. Türkiye'nin en büyük otel ve loka nta ların ın mutfakları Mengenli aşçıların yönetimindedir. Mengen'in "mutfak hikmeti", araştırmacı Selahattin Çoruh'un eski bir e l yazması kitaptan derlediğ i bilgilere göre Fatih dönemine uzanıyor. Hikaye şöyle: Fatih Sultan Mehmet, lstanbul'u fethettikten sonra saray aşhanesini Mengenli bir paşa ya kurdurtmuş ve paşayı da mutfa~ın başına geç irmi ş. Mengenli paşanın işe başlamasından az bir zaman sonra bir yeğen i iş bulmak umuduyla yanına gelmiş. P aşa, başka yerlerde iş bulamayınca, zorunlu olarak yeğenini saray aşhanes inin de
yaşayan
Arıcılık
bula ş ıkh anes inde ça lışmaya göndermiş.
Çok zeki ve çalışmayı seven bu yeğen , zamanla saray aşhanesinin mutfağında aşçıbaşı olur. Mengen'de işsiz olan yakınl arını, arkadaşlarını da yanın a çağırır, aşçı olarak yetiştirir. Böylece saray aşhanesi ve mutfağı Mengenliler için bir aşçılık okulu olur. Buradan yet işenl er paşaların, beyle-
61
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
ful skills. Training them all, he supplied the royal houses and gentry with exeelieni chiefs. During the course of history the chiefs of Mengen have dominated the proJessian throughout the empire. Well, at least so goes the ta/e. Nowadays a "Mengen Chiefs Festival" is annually organized in Mengen, the crad/e of Turkish w isine. Tbe ten/b of these fes/ivals took place last month. Spansoreel by Öztiryakiler Company, a kitchenware }/rm, the festival /asted two days. 77Jroughout thefestival 178 chiefs demonstrated their skills and cu/ina ry st al/s were set up by .flve star istanbul 1lote/s. Tbe festival was atieneled by ex-ministers lmren Aykut andAvni Akyol, Atalay Şahiııoğlu . the presideııt of istanbul Chamber of Commerce, and croıvds of visitors. Wellcoming the guests in a cbefs unifornı the Mayor of Mengen, Mr. Erha11 Gı'irsoy, sta ted th at Mengen made "an art of cooke1y ". The chefs in a }aint elfort prepared a single Shish Kebah 100 me/res /ong, hreaking !as/ years record of 50 me/res. 60 cooks spenl 4,5 bours using 300 kilograms of meat g~·i//ed 011 2, 5 to/IS ofcharcoal. Same of Ibe filıest dishes of the Turkisb cuisine contested in tbefestiua/. Tbe prize wenl to a sauory co tutlfy pie hakeel by Ms. Seber Can. Ms. Can declined lo disclose ber reCtpe which she .c/aimed to he a hig secret. TZ1e culina1y museum which has opened f or the .flrst time this year received great inlerest during 1be festiual. •
rin , zenginlerin yanında aşç ılık yap ın aya başlar. Gide re k Me nge nli aşçı lar hemen hemen bütün Osmanlı topraklarında aşç ılığ ı ele a lır. Me ngen 'de her yıl "Mengen Aşçılar Festivali" düzenleniyor. Bu fesrivalin o nuncusu geçtiğimiz ay içinde gerçekleştirildi. Sponsorluğunu Öztiryakile r firma s ının yaptığı festival iki gün sürdü. Türk ınutfağ ının beşiği say ıl an Mengen 'e ge len 178 aşçı, festival boyunca hüne rlerini gösterdi. İ stanbul 'daki beş yıl clızlı
otelierin stand
aÇtığı festival e es ki
bakanlardan tınr e n Aykut ve Avni Akyol, İ stanbul Ticaret Odası Ba ş kanı Atalay Şa hinoğlu ile çok sayıda d a vet li k atıldı. Da vetiiieri aşç ı kıyafe ti y le karşılayan Mengen
Belediye
,,
ı ,
\
,,
1
\
1
'
~
\•
.,;.
,
Başkanı
Erhan Gürsoy, aşç ılı ğ ı meslek halinelen sanat haline getirdiklerini söyledi. Festival sırasında, geçen yıl 50 metre uzunluğun da ş i ş kebap yaparak Türkiye rekoru kıran aşçı lar, bu yıl 100 metre lik kebap hazırlayarak yen i bir re kor kırdılar. Bu dev kebabın yapım ı s ırasın cia yaklaşık 300 kilo et, 2, 5 ton manga! köınürü kullanıldı ve 60 aşçı 4,5 saat u ğraşt ı. Türk mutfağının en güzel yeme kleri ele festivalele yarıştı. Seher Can ' ın yapt ı ğ ı "köy böreği " birinciliği kazandı. Seher Ca n , yılın e n güzel te rkibi seçilen köy böreğ inin formülünü bir s ır gibi sa klaclı ğ ını be lirterek, açıklama yapmaktan ka ç ındı. Mengen 'de bu y ıl açı l a n Mutfak Müzesi ele festival sırasında Mengen'i ziyaret eclen lerce büyük ilgi gördü . • ç ık a rtıp
62 SKYLIFE EYLÜL+ SEPTEMBER
1993
SHRIMP • K ı Deniz böceklerinin en lezzetlilerinden karides tüm denizlerimizde, tatlı su göllerinde bulunur. İster kabuklarıyla sarınısaklı ızgarasını yapıp tadın;
ister kabuksuz
pişirip
yeyin.
One of the most delicious crustaceans is the shrimp which is to be found not only in o ur seas, but in our lakes. Try them grilled in their shells with garlic, or peeled in a delicious oil and lernon dressing. By SEMIH YILDIZER Photos ARTÜR BÜYÜKTAŞÇIYAN
he shrimp, with its long feelers and cylindrical pink-white body, is 4 -8 centimetres of superb flavour . This aristaerat of crustaceans is to be found in every season, not only in our seas, but in our lakes. The most magnificent specimen of the shrimp family is the caramote, whose three pairs oj legs culminate in pincers and can be found up to 15 cm in length in the shallow waters of the Mediterranean . Anather comman variety in European waters is the species Crangon crayon, 5-6 cm in length. Found throughout the year, the jlesh oj these shrimps does not become pink when cooked. Then there is Palaenon or Leander serratus, 7-8 cm long, which favours the shores of the Atlantic and turns pink when cooked. To be eaten at their best, shrimps should be fresh and have been put on ice immediately. Araund 250 g of unpeeled shrimps per person is needed for most
zun duyargah, silindir gövdeli, 4 ile 8 santimetre uzunluğunda !ezzet küpü bir kabuklu: Ka ri des ... Yılın her mevsiminde bulunan bu beyaz etli kabuklu hemen tüm denizlerimizde, tatlı su göllerimizde bulunur. Karideslerin en gösterişiisi "karamot"tur. Bunların üç çift bacağı kıskaçlı olur ve boyları 15 cm'yi bulur. Karamotlara daha çok Akdeniz kıyılarının sığ sularında rastlanır . Bir diğer tür olan "çalı karides" (Crangon crayon), 5-6 cm uzunluğunda dır ve Avrupa'da çok yaygındır ; yılın her mevsiminde avlanır , pişirince pembeleş mez. Bir diğer yaygın tür "Asıl Karides" (Palaenon veya Leander serratus) 7-8 cm boyundadır; Atlas Okyanusu kıyılarında çok bulunur, pişirince pembeleşir. Karidesin makbulü taze ve buz üzerinde muhafaza edilenidir. Bir kişi için hazırla nacak karidesin ortalama 250 gr olması gerekir. Karides de diğer kabuklular olan ıstakoz, böcek, kerevit gibi, kabuklarıyla pişirilir. Karidesin en çok başlaması, tava-
T
U
65
S K YLIFE E YLÜL
+
SEPTEMBER
1993
)
sı ,
pilakisi, şişi yapılır. Karidesli pilav, mayonezli karides, karidesli kanepe, yumurtalı karides, limon salçalı karides, karides güveç, karides kokteyl, diğer karides yemekleri arasındadır. İşte size birkaç karides yemeği tarifi. Afiyetle yeyin. KARİDES HAŞLAMA: Yarım kilo karidesi, 1 kahve fincanı sirkeyi ve tuzu hazırlayın. Büyük bir tencereye 6-7 bardak su koyup kaynatın. Su kaynayınca tuz ve sirkeyi ekleyin. Karidesleri , kabukları ile yıkayıp kaynayan suya atın. 15-20 dakika hararetli ateşte haşlayın. Tencereyi ateşten alıp karidesleri süzün. Şimdi de üstlerine soğuk su dökün ve karicleslerin başını koparıp, üstteki sert şeffaf kabuğu soyarak çıkartın. Şimdi de kariclesin içinden üstü pembeleşmiş olan ay şeklindeki beyaz eti çıkarın. Karideslcrin sert kısmı hafif soyularak siyah iplikçiği çıkarın. Haşlanmış kariclesiniz artık hazırdır ve istediği niz yerde kullanabilirsiniz. KARlDES TAVASI: Size gereken malzeme yarım kilo iri karicles, 1 fincan kırmızı şarap ve 1 bardak kızartma yağıdır. Önce , karidesleri temizce yıka yın, süzgece boşaltıp suyunun iyice süzülmesini bekleyin. Ikinci işlem olarak yağı tavada ısıtın ve iyice ısınınca karidesleri yerleştirip tavanın ağzını kapatın. Kariclesler pembeleşinceye kadar pişirme işlemi sürmeli. Kafidesler pembeleşince bir bardak şarabı dökün ve 2 dakika daha pışırın. Şimdi de karidesleri kevgirle servis tabağına çıkarıp servis yapın. Karides tavayı , kabuklu yapabileceğiniz gibi , başlan mış karidesin de tavasını yapabilirsiniz. Ancak baş lanmış karides , besin değeri azalmış karides demektir, aynı zamanda. Lezzete öncelik veriyorsanız , kabuklu tavadan şaşmayın. KARlDES PILAKlSl: Kullanılacak malzemeler şöyle: Yarım kilo karides , iki adet patates, ı adet havuç, 1 adet domates , 1 çay bardağı zeytinyağı , yarını demet maydanoz , 1 diş sarmısak , ı adet soğan , 1 fincan sirke, tuz ve biber. Önce kariclesleri başlayın sonra da patatesleri ve
dishes. Like its relatives the lobster, spiny lobster and crawfish, the shrimp is cookedin its shell. 7be most comman method is boiling, although it may alsa be fried, stewed and grilled on skewers. Shrimps feature in pila:f, with mayonnaise, in canapes, with eggs, with leman dressing, in hotpots with melted cheese, in shrimp cocktail, and many other dishes. 1!ere are a few selected recipes for you to try. B on appetit . BOILED SHRIMPS: 500 g shrimps, 1/ 4 teacup of vinegar and salt. Bring 6-7 cups q/ water to the boil in a large saucepan , and add the salt and vinegar. Rinse the shrimps in their shells and toss into the boiling water. Boil rapidly for 15-20 minutes. Remove from the heat and drain . Pour co/d water over them , and remove first the heads and then the tramparent shells to reveal the pinky white crescent shaped shrimps. Finally remove the line of .flesh and black thread down their backs. Your boiled shrimps are now ready for use in any of the fallawing delicious dishes. FRIED SJJRJMPS: For this you need half a kilo of large unpeeled shrimps, 1 cup of red wine and 1 cup of aif to fry. Start by washing and draining the shrimps th'oroughly. Th e n heat the oil in a frying pan and when hat toss in the shrimps and put a !id over the pan. F1y un til the shrimps are golden, and then pour the glass qj' wine over the m and cook for a further 2 minutes. LVt the shrimps out of the pan with a sırainer spoon and serve. This recipe may alsa he made with boiled peeled shrimps, hut remember that hoiling reduces the nutritional value as well as the .flavour. So if .flavour comes br:;j'ore convenience of eating, stick with the unpeeled version. SI-IRIMP PlLA.Kl: Half a kilo q/ shrimps, 2 potatoes, 7 carrot, 1 tomato, 7 cup of olive oil, 1 bunch of parsley, 1 clove of garlic, 7 onion, 1/ 4 cup of vinegar, salt and pepper.
+. 66
SKYLIFE EYLÜL
S EPTE MB E R
1993
Karidesin makbulü taze ve buz üzerinde muhafaza edilenidir. Bir ki~i için hazırlanacak karidesin ortalama 250 gr olması gerekir 1 To be eaten at their best, shrimps should be fresh and have been put on ice immediately. Around 250 g of unpeeled shrimps per person is needed for most dishes.
havucu haşlayın, kabuklarını soyup dilimleyin. Bir tencereye zeytinyağını , incecik kıyılmış sağanı koyup hafif kavurun. Sonra da kabuğu soyu lmu ş fındık büyüklüğünde doğranmış damatesi 2 diş kıyılmış sarınısağı koyup karıştırın. İki bardak su, haşlanmış karides , patates ve havucu ıo-ı5 dakika pişirin . Artık servis tavağına alıp, üzerine kıyılmış maydanoz serperek servis yapmanın zamanı gelmiştir! .. KARİDES ştşt: Yarım kilo karides, ı adet soğan, ı ader limon, ı demet maydanoz, 3-4 adet domates, 3-4 yeşil sivribiber, defne yaprağı ve tuza ihtiyacınız var. Bunları hazırladıktan sonra, karidesleri haşlama dan kabuklarını soyun ve sırtların ı hafif yararak siyahlıkları temizleyin. Şimdi de soğanları ve Jimonu halkalar halinde doğrayın ; tuz, maydanoz koyup , soyulmuş karideslerle beraber serin bir yerde ı-2 saat dinlendirin. Bu arada domates ve biberleri büyük parçalar halinde doğrayın . Şiş leri de hafif yağ i ay ıp dinlendirilmiş karidesleri baş ve kuyruğundan geçirerek yuvarlak bir biçimde bir karides, bir domates , biber, arada limon dilimi olmak üzere şişlere dizin. Hazırlanan ş i şlerin üstlerine hafif su serpin, fırça ile yağ sürün. Şimdi şiş l erin ızgaraya konulma zamanı dır. Izgarada 5-ıo dakika pişirin ve sıcak sıcak servis
Boil the shrimps, and the potatoes with the carrot separately. Peel and slice the potatoes and carrot. Saute the finely chopped onion in the olive oil, and then stir in the peeled and diced tomato and chopped garlic. Add two cups of water, the boiled shrimps, sliced potata and carrot, and cook for ıo-ı5 minutes. Arrange in a dish and garnish with chopped parsley. Now all you have to do is serve it upi GRILLED SHRIMP ON SKEWERS: You need half a kilo of shrimps, ı onion, ı leman, ı bu nch ofparsley, 3-4 tomatoes, 3-4 green peppers (the long tapering variety), bay leaves and salt. Having got your ingredienis together, peel the shrimps without boiling them, and scrape the black thread from along their backs. Cut the onion and leman in rings, add salt, chopped parsley, and the shrimps and set aside in a cool placefor ı-2 hours. Meanwhile, cut the tomatoes and peppers into large chunks. Then thread them alternately with slices of leman and the shrimps (threading both the tail and head of each one) onto the lightly oiled skewers. Sprinkle the prepared skewers lightly with water and brush with oil. Now grill for 5-ı Ominules and serve hot. Anather version, alsa highly recommended, is to thread unshelled shrimps ruhbed with crushed garlic onto the skewers and grill them. •
yapın.
Ayrıca
karidesi kabuklarıyla , sarmısaklayıp ızgara yapmak da mümkün. Hem de çok lezzetli oluyor • 68
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
•
Evet, Osmanlı Bankası'nın kapısı size açık. Burada işinizi geliştirmek için ihtiyaç duyduğunuz sağlam destekiere kavuşacaksınız . Osmanlı Bankası, her şeyden önce en yakın dostunuzdur. Sizin, hedeflerinize güvenle ulaşmanızı sağlar. Çünkü Osmanlı Bankası, çözümleri görüp, hızla karar verir, hızla harekete geçer. Çünkü Osmanlı Bankası, müşterisine verdiği önemi ayrıntılarda da gösterir. Hemen bugün, size açılan bu kapıdan girerek Osmanlı Bankası'na ilk adımı atın. Sonraki adımları birlikte atalım .
~ OSMANLI BANKASI
CROESUS , ANATOLIA'S MILLIONAIRE
SARDEİS
VE KREZÜS Croesus. !ast kinp, oftbe Lydians qjAnato/ia, wasfamedfor his fabulou .'; u•ealth. )'et these riches were afactor in the.fhwl dou'J?f'a/1 of the kingdom. Anadolu
uygarlıklarından Lidya' nın
kralı
Krezüs, zenginliğiyle ün salmıştı. Zenginliği, krallığının sonunu hazırlayan önemli etkenlerden biri oldu . /Jy F IKRI KARANI S
son
!llustmtio11s S U ZAN KENT LI
2'500 yıl önce, Batı Anadolu 'da kurulan Lidya (Lydia) krallığının tahtına , günün birinde , Krezüs (Croesus) isminde biri oturmasa idi, ne ondan tarihin babası Herodot (Herodotos) söz edecek, ne de insan l arın ibret a l nıaları için onun nasıl cezalandırıldığı, kutsal Kuran, Tevrat ve lncil 'de yer alacaktı. Kimeli bu , yüzyıllardan beri ; zenginliği dillerd e n düşmeyen ünlü Lidya Kralı? " Dünyanın en zengin ö l üm l üsü " ünvanını nasıl kazanm ı şt ı ve niçin cezaland ı rı l nııştı? llakkında bildiklerimizin çoğ unu kendisi gibi b ir Anadolulu olan Bodrunılu llcrodot'tan (I lalikarnasos) öğreniyoruz: Krezüs, MÖ 566 yılında, '57 y ıl krallık yapan Mernı nadlardan Alyattes'in yerine, Lidya Kralı olduğunda otuz beş yaşında idi. tık i ş i , Sardeis'e dört kilomet-
If King Croesus had not inherited the throne of Lydia in western Anatolia 2500 years ago, neither Herodotus the father of history would have had anything to say about him, nor would the Koran or the Bible have cited his downfall as a warning to other men . Who was this Lydian king, whose wealth was so leg endary that it is stili usedas a metaphor taday? How did he become the richesi morfal in the world, and how was his pride punished? Much of what we know ahout Croesus is gleaned .fi'om the accounts of Herodotus, a Jellaw Anato/ian and natiue of Badrum (the ancient f-lalicarnassos). Croesus was 35 years old in 566 BC when he succeeded his father Alyattes of the Me1mnad dynasty, who had he/d the throne for 57 years. As king of Lydia he first set
+
70
SKYLIFE EYLÜL
SEPTEMBER
1993
re uzaklıktaki hiç kurumayan Giges gölünün (günümüzde Marmara Gölü) yanında, babası için bir a nıtmezar yaptırmak oldu. Mezar, taş bloklar üzerine oturtuldu. Çevresi 1100, yüksekliği ise 50 metre olan bir piramit şeklinde idi. Orada, bütün Sardeis
about building a monumental tomb for his father on the sbores of the Gygean Lake (today Marmara Gölü) four kilome/res from Sardis. The burial chamber was set on stone blocks, and couered by a huge pyramidal burial mound, 1100 metresin circumjerence and 50 metres high, constructed by all the inhabitants of Sardis. His second undertaking was to collect the go/d dust swept down from the heights of Musadag by the Pactolos (Sartçay) riuer. which flowed through the centre of the Lydian capital of Sardis, and fill the Lydian treasuries to the brinı with go/d ingots. Meanwhile, Croesus went
halkı çalıştırı ldı.
tkinci işi , Lidya'nın metropolü olan Sardeis şehrinin tam ortasından geçen Sartçay'ın (Pactolos), yukarı lardaki Musadağ'dan sürüp getirdiği altın tozlarını , kurduğu rafinerilerde temizletip külçe haline getirerek, hazinelerini tepeleme a ltınl a dolelurmak oldu. Bu arada; tarihe, kendi adına, ilk o larak altın para basan kral olarak geıneyi de başardı. Hazineleri o kadar büyüınüştü ki , ınallarının ço klu ğu, hazineda rl arın hafızasını yorabilir, anahtarlarını taşı mak, güçlü birkaç kişiye ağ ır gelebilirdi. Ama o, insa nl arı n bu hazinelerde payı olduğunu unutmuştu.
Krezüs 'ün
zenginl i ği
artSardeis'in ünü de, önemi de büyümüştü. Sardeis , köle pazarlarının merkezi olmuş, İran 'ın Susa şehrinden batı ya uzanan 1500 kil om etrelik "Kral Yolu "nun uç noktası olarak önem kazanmıştı. Avrupa'ya yap ı Jan ihracatın deposu da Sardeis şehri idi. Bu nedenle tacirler , devlet a daml arı, bilginler ve kahinler sık sık Sardeis'e gelirl erdi. Krezüs , onları ağırlamak için pek çok "genelev" yaptırdı. Paranın açamayacağı kapı, elde edemeyeceği zafer bulunın adığına inanan Krezüs , Yunanlı cangaver askerlerden ve kiraladığı komutanlardan oluşan bir " paralı ordu" kurdu. tık olarak İonya ' nın (İonia) Efes (Ephesus) şehrine sa ldırdı ve işgal etti, ekinlerini de yaktı. Kısa sürede çevredeki onbir krallığı hegemonyası a ltına a ldı. İşin kolayını bulmuştu. Bir sefere çıkmadan önce, a ltınl arından küçük bir kıs mını çevredeki mabedierin tanrıianna hediye ediyor, on ların desteğini elele ettikten sonra saldırıya geçiyordu . Akdeniz'e kadar geniş lemişti. Kızılır mak'ın öte yakasında ise kudretli Pers Kralı Kiros (Kyros-Kuraş II) vardı. Sıra Kiros'a saldırmaya geltıkça başkent
down in history as the first king to miııt go/d coins in his own name. His treasuries grew so great that the abundance of his possessions must have tried the memory oj his treasurers, and the weight of the keys must have been a burden for several strong people. He forgol that his people bad a sbare in tbese ricbes. As Croesus amassed euer-greater wealth, the fa me oj the city of Sardis gt-ew apace. The city became a centre of the slave trade, and the !ası stop on the 1500-kilometre Royal Road which siretebed as far as the city of Susa in Iran. Merchandise converging on Sardis was sent from bere to markets further west . The city attracted mer-
+ 71
SKYLIFE EYLÜL
SEPTEMBER
1993
mişti. Öte yandan, Kiros'un gözü de Sardeis'te ve cbants, statesmen, scbolars and sootbsayers, who were provided by Croesus witb brotbels for tbeir entertainKrezüs'ün altınlarında idi. Günün birinde; "Atina Kanunları " nın yapıcısı, filoment. A man who believed that tbere was no door zof Solon çıkageldi. Solon geldiğinde Krezüs, Kızı ıubicb money ıuould not open, no victory ıubicb money lırmak'taki komşusu olan Pers Kı·alı'na savaş açmacould not win, Croesus establisbed a mercenary army of nın haz ı rlıklarında idi. Bu nedenle tannlara hediye Greek ıuarriors and generals, and set about suhordinatsevkine hız vermişti. Solon'a bir soru yöneltti: "Atiing the Greek cities to his ıuill. nalı dostum! Hayatınızda gördüğünüz en mutlu inHis first point of attack ıuas the fonian city of Epbesus, san kimdir?" ıubicb be dejeated and occupied, buming the crops in Sorunun nedeni, kendisinin en mutlu olduğuna the surraunding countryside. Witbin a sbort time be inanması idi. Çünkü ondan zengini yoktu. bad the eleven kingdoms of Ionia under his tbumb. Solon boş övgüye sapmadı: "Tellus adlı bir Atinalı Cinesus bad jound an easier method of subjectian than dır" şeklinde cevap verdi. edeni sorulduğunda da: " İki nedeni var" dedi. "Birincisi, yaşadığı zengin şehirde, çocuk larını çok iyi yetiş tirdi. Sonra torunl arını da gördü . İkincisi, iyi bir hayat yaşadıktan sonra şanlı bir şekilde, vatandaş ları için kahramanca döğüşerek öldü. Atinalılar, öldüğü noktada büyük bir cenaze töreni yaparak saygılarını sundular". Kral bu cevaptan hoşlanmamıştı. Bir ümitle ikinci sorusunu sordu: "Ya ikinci mutlu insan kimdir?" Solon, "Argoslu iki genç adamdır" Güne}in altında deği}en bir}ey yok. Deği}en, sadece insanlar. 1 Noıhing dedi. Ne yaptıkları sorulunca da; changes under the sun. Only people come and go. "Onlar; annelerini bir yortuya götüreceklerdi. Öküzleri gecikince boyunduruğa girdiler, annelerini altı kilometre taşıdılar ve herkesin hayran olacağı bir şekilde öldüler. Tanrı, onların ölümü ile, ölümün insanlar için, hayattan da değerli o l abi l eceğini göstermişti "
dedi. Krezüs bütün bu sözlere kızmıştı.
"Durumum o kadar kötü mü ki, beni bu sıradan insanlarla bile kı yaslamadın" diyerek sitem etti. Solon; buna , "Çok zenginsiniz, sayısız uluslara hükmediyorsunuz. Mutluluk içinde öldüğünüzü görüneeye kadar sorunuzu cevaplayamam. Pek çok insan zengin fakat bahtsızdır. Ne olursa olsun, sonuna bakmalı " dedi. Krezüs bu sözleri de çok saçma bu l muştu. O, hep, " işin sonuna bakmalı " deyip duruyordu. Krezüs, yapacağı savaşın hazırlıklarını tamamlamış tL Her zaman olduğu gibi en büyük hediyeyi Delphoi'deki Apolion tanrısına göndermişti. Bunlar 250 kg ağırlığında bir altın kap ile 132 cm boyunda altından bir heykeldi. Diğer tannlara da 117 adet , herbiri 57 kg ağırlığında altın çubuklar, kaplar, altın
brute force. Bejare setting out on campaign be distributed liberal amounts of go/d to the ıemples, and having obtained the cal/abaration of the gods, proceeded to attack. Soan the kingdam of Lydia extended south as far as the Mediterranean, and eastıuards as far as the Kızılırmak (Halys) river, where expansion was precluded by the firmly ensconced Persians. By the time Croesus bad become su.fficiently over-confident to contemplate ıuar on Cyrus, the Persian king bimself bad his ı;,:ye 011 Sardis and the legendary treasure of Croesus. It so bappened that Salon, the Jamous Atbenian legisla72
SKYLIFE EYLÜL +
SEPTEMBER
1993
tabaklar gönderilmişti. Pers Kralı Kiros da Krezüs'ün hazırlıklarını öğrenmişti. Kiros tecrübeli, bilgili ve kurnaz bir askerdi. Kızılırmak ' ı süratle geçti. Krezüs'ün süvarilerine karşı , onun ordusunda develer vardı. İki ordu , Salihli ovasında MÖ 546 yılın da kapıştılar. Krezüs'ün paralı askerlerinin atları, develerin kokusundan ve biçiminden ürkerek kaçıştılar. Sardeis şehri, Pers Kralı ' na 14 gün dayandıktan sonra ünlü kralı ile birlikte teslim oldu. Debdebeli krallık bir anda yok olmuştu. Paralı askerler kendi vatanları için değil para için döğüştüklerinden ordu dağı!-
mıştı.
tor and philosopher, turned up in Sardis just when Croesus was preparing to make war on his Persian neighbours, and gifts of go/d to bribe the gods were being despatched at full speed. "Whom would you cansider to be the happiest of men?" Croesus asked So/on complacently, convinced that the answer could be none other than he himself, the richest man in the world. But Solon had no intention of pandering to Croesus 's selfdelusions: '~n Athenian named Tel/us," he replied. When Croesus demanded to know the reason , he explained: "Firstly, because he raised his children well in a wealthy city and lived to see his grandchildren. And secondly, because ajter living a good life, he died honourably, fighting heroically for his compatriots. The Athenians he/d a magnificent funeral on the spot where be died, and he/d his memory in esteem." Croesus was disappointed with this reply, but his bopes were stil/ not dashed. "So who is the second happiest person?" he asked eagerly. "Two young men from Argos," said So/on . "They were taking their mather to a ceremony at the temple, but the oxen were going so slowly that they became Iate. They took up the yoke tbemselves and carried their mather for six kilometres. When they caltapsed and died, all were filled with admiration. God had shown that death can be as estimable as life for mortat men. " Angrily, Croesus remonstrated, '~m I so abject that I cannot even be compared with such ordinary people?" To wbicb So/on replied, "You are very rich , and you rule over countless nations. But I cannot answer your question until I see you die in happiness. Many men are rich but unfortunate. No man can be deemed bappy until the manner of his death is known." Croesus completed his preparations for war, and as usual sent the greatest gift to the god Apo/lo at Delphi. This was a go/d basin weigbing 250 kilograms and a 132 centimetre higb gold statue. To the other gods be bad sent 11 7 go/d rods, bowls and plates, eacb weigbing 57 kilograms. King Cyrus was aware of Croesus' intentions. He crossed the Halys, and the two armies engaged in batıle on
Kralı ahdetmişti. Krezüs'ü çok sevdiği yakarak kurban edecekti. Büyük bir ateş hazırlattı. Krezüs ateşin önünde, yakılacağı anı bekliyor, bu arada Salon'un adını sık sık tekrarlayarak söyleniyordu. Pers Kralı , Salon'un kim olduğunu ona sordu . O da: "Salon , tüm kralların dinlemesi gereken biri idi. Bana da , herşey in sonuna bakmalı demişti", diye
Pers
tanrıianna
cevapladı.
Kiros bu sözlerden etkilenmişti. Kendisi de bir kraldı. Aynı durum onun da başına gelebilirdi. 73
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
Salihli plain in 546 BC. An experienced, wise and cunning so/dier, Cyrus set up a sc re en of ca me/s against the Lydian cauaby, knowing that !heir smell and unfamiliar shape would put the horses to flight. Routed, the army Jel! back on Sardis, which held out against the Persians for 14 days bejare surrendering. Since the mercenaries were only interested in money, taeking patriotic sentimenis to fight for, they dispersed /eauing Croesus and his splendid kingdam at the mercy of King Cyrus. Ybe Persian king had vowed to burn . i Croesus alive as a sacrifice to his heloved gods. As Croesus waited on the funeral pyre, he cried out the name of So/on over and over again. When Cyrus asked who this So/on was, Croesus answered, "So/on is a man to who m all kings should listen. ,.. · He to/d me that no man can be Altın rafınerilerinde ijlem: Altın, doğal alajımdan ayrılıyor 1 The separating of gold from the natural alloy. deemed happy until the manner of his death is known. " As a king himself, Yeniden sordu: "Sulh içinele yaşa mak varken bana Cyrus was moved by these words. Who knows but that he neden savaş açtın?" might suffer a simi/ar fate. So he asked Cyrus, "Wby did you wage war against me, when we might have lived in Krezüs: "Beni Yunan tanrısı cesaretlendirdi. Ona uydum. Barış dururken savaşmayı kim ister~ " Kiros pea ce?" bu sözlerelen sonra ateşi sönclürttü. Salon'un keha"A Greek gad encouraged me, and I listened. Who neti çı kmış , Krezüs mutlu sonu görememişti. Hikawould choose war over peace?" yesi böylece son buldu. · At those words, Cyrus ordet·ed the flames to be quenched, and Croesus lived out his life in bondage. Liclyalılardan sonra aynı topraklarda Persler, Büyük İskender, Bergama Kralları, Romalılar, Bizanslılar So/on had been proved right: no happy end awaited egemenlik kurdu; altı yüz yıldan beri ele buralara Croesus. Türkler sahiplik yapıyor. Ybe Lydians were succeeded by the Persians, Alexander the Great, the kings of Pergamum, the Romans, the İzmir-Ankara karayolunun 71 'inci kilometresincle, Salihli ilçesinin hemen yanıbaşında, Sardeis'in merByzantines, and fiııally the Turks. Seventy kilome/res merden yollarını, genelevlerini, şarap mahzenlerini, from /zmir along the Ankara road, close by the town of altın işleme yerlerini, Akrapol, Artemis tapınakları Salihli, can be seen the remains of the marb/e roads, brothels, wine cellars, go/d refineries, acropolis, temples nın kalıntıları ile yirmi bin kişilik stadyumun işaret lerini bulabilirsiniz. Şehrin dört kilometre ilerisincle, and twenty-thousand-seat stadiıtm of Sardis. And four en büyügü Krezüs'ün babasına ait olan tam 91 adet kilome/res beyand the city are no /ess than 91 burial tümülüs yükselmektedir. Bu mezarlar Anadolu firamounds, of which the largesi belongs to A~yattes, the father of Croesus. vunlarının sağlam kalan piramitlericlir. Gegis gölü gene yerindedir. Orada, kışın avcı l ar kaz ve ördek; These moulds are the pyramids of the Anato/ian yazın da balıkçılar, suclak, sazan balıgı avlarlar. pharaohs. Ybe Gygean Lake is stili there, its geese and Bereketli Gediz (Tmolos) ovasında gene bol üzüm ducks aliraciing hunters in winter, and its pike and yetişmektedir. Ama bunlar şarap için değil, ihracatca rp .fishermen in summer. Crapes stil/ grow in abu nta kullanılmaktadır. Krezüs'ü altına bogan Sartçay dance in the fertile plain of Tmolos (Gediz), and the river Pactolus whose go/d was the indireel cause of gene Sarcleis'in harabeleri arasından akınaya devam etmekte. Croesus ' downfall stil! floıus through the 111 ins of Sardis. Bir filozofun decligi gibi, "güneşin altında clegişen As the philosopher remarked, "Nothing changes under the sun.·· birşey yok"... Degişen, sadece insanlar. Tabiat; dağı, ovası, deresi ile yerl i yerinde. Aradan yüzyıllar Only people come and go, while the mountains, plains and rluers remain immutable over the ages. • geçse ele... • 74
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
Here is a practical guide to finding money in Turkey. Your own money of course!
Pamukbank's ATM 's
~ VISA j
are connected to the international ATt'tl
~ 1
networks of V ISA 1 MasterCard 1 Plus 1 Cirrus 1 EuroChcque 1 Prestige. This is the most practical way tokcep in touch with your account back home. You can withdraw instant cash , 24 hours a day
..../
â&#x20AC;˘
~...
,PWS
m
at over 400 locations in Turkey .
PAMUKBANK ~
Brüksel,
.
yılın
büyük bölümünü buharlı nemler altında geçirse bile, açık hava kahveleri kentin her yerine dağılmı} durumda. Brussels spends much of the year swathed in damp cloud, yet there are open-air cafes all over the. city. Pboto MANUEL (.TrAK 1
STROLL A ROUND BRUSSELS Birçok uluslararası kunımun karargahını barındıran Brüksel, Avrupa'nın baş kenti sıfatını fazlasıyla hak ediyor. İlginç mimarisi olan, Avrupa'da kişi başına en çok lokanta düşen bu kenti, Hadi Uluengin, Skylife okurları için dolaştı.
ı
)
As home to numerous international organisations, Brussels' claim to the tit/e of capital city of Europe is indisputable. Hadi Uluengin explored the buildings, squares and streets of this fascinating city for Skyl(le readers. u yazıyı u çagınız Brüksel'e dogru seyrederken mi okuyacaksınız, tam bilemiyorum. Ama eger öyle ise, büyük ihtimalle, tekerlekleriniz güneşli olmayan bir havada piste degecek. Dışarıda da yüzünüze çisenti inecek. Yılın büyük bölümünü buharlı nemler a ltında yaşayan Brüksel ile pek ehven olmayan meteorolojik şartlar altında tanışacaksınız. Öyle merhabalaşacaksınız. Ama ne gam! Asla dert etmeyin. Kendinizi, Batı Avrupa ' nın bu en Avrupalı ve hafif meşrep şehirler inden birisinin kolları arasına bırakın. Dışa rı vurun. Önce, Brükseliiierin haklı olarak dünyanın en güzel belediye meydanı olarak tanımladıkları Grand Place'a gidin. Hava biraz yagmurlu olsa bile, ka ldırım kahvelerinin tentesi altına kurulun. Yeryüzünde en çok yerli bira çeşidinin satıldıgı kentte, rahiplerin hala Ortaçag reçeteleriyle mayaladıgı manastır köpüklerinden birisini ısmarlayın . Sonra da etrafı temaşaya koyulun. tlkin, 16. yüzyıl Gotik uslubu ve harika mimarisi ile Belediye Sarayı ' nı göreceksiniz. Ş ansın ı z yaver gittigi takdirde de, katana beygirlerinin çektigi eski faytonla nikah ertesi turu atan yeni eviilere rastlayacaksınız . Akşam inmişse, kuleden gelen saat başı çanlarını çok romantik ışık oyunlarında dinleyeceksiniz. Biraz büyüleneceksiniz. Ba ş ınızı öteki taratlara çevirdiginizde ise, modern tarihin gerçek anlamdaki ilk burjuva sitesinin !onca binalarıyla ka rş ıla şaca ksınız . Eski zaman kasaplarının , terzilerinin, marangozlarının , boyacılarının pek zevk sahibi
ı
B
f you chance to be flying to Brussels when you
read this article, you will almost certainly touch terrafirma in cloudy weather and find it drizz ling as you leave the terminal. Living most of the year under a b/anket of chill damp, Brussels is unlikely to welcome you with encouraging weather conditions. But do not !et gloomy first appearances put you off. Tbe weather is beside the point in Brussels, so just relax into the arms of Europe's most European and most frivolous cities. Start by going to Grand Place, deseribed (by the citizens of Brussels, but nonetheless quite rightly) as the loveliest public square in the world. Even if the rain has not yet stopped completely, you can sit under the canopy of a pavement cafe and order beer stili brewed
BRÜKSEL by monks according to a mediaeval recipe. Tben sit back and study your surroundings. First your eye will be drawn to the superb 16th century Gothic Hotel de Ville (council house), and then if you are lucky you may see a newly married couple driving pası in a horse-drawn carriage. As evening draws in, you can listen to the nearby clock chiming the hour to bewitcbing ligbt e.ffects. Tbe magic of Brussels is beginning to work. On the opposite side of the square are the guild halis of modern history's first true bourgeois city. Tbe butchers, tailors, carpenters and dyers of those days certainly had good tas te. Perhaps you will hear that Victor Hugo or Karl Marx lived in exile in these same buildings, in a city which for all its bourgeois cbaracter, has always opened its arms to refugees. Or you may listen to the story of the nineteen statues on the facade of the Maison des Ducs de Brabant. Each of the stone aldermen is pointing his finger accusingly at the others, in
oldukl arını düşüneceksiniz.
Belki de, bütün burjuva kimligine ragmen bagrını daima mültecilere açmış olan bu şehirde , aynı binalarda, Victor Hugo'nun veya Karl Marx'ın sürgün yılları yaşa dıgını duyacaksınız.
Ama belki de, Brabant Dükleri Evi üzerindeki on dokuz heykelin parmaklarıyla hep ötekilerini işa ret ettigini ; çünkü yolculuktan dönen Belediye Başkanı ' nın "karım beni hanginizle aldattı " sorusuna, tüm encümen
+
77
SKYLIFE EYLÜL
SEPTEMBER
1993
üyelerinin birbirlerini göstererek cevap verdiği rivayetini işiteceksiniz. Ah eski kadınlar! Başka bir rivayeti işitmek için ise , şehrin ebedi maskotu durumundaki Manneken Pis heykeli önüne kadar yürü yeceksiniz. Bu arada da, Belediye Sarayı ' nın sağ tarafındaki kadın kabartmasına dokunarak adak tutacaksınız. Muhtemelen fazla kilo almamak ve mide fesadına uğramamak için , dünyanın en nefis çikolata ve pralinlerinden artık atıştırmaınak d ileğinde bulunacaksınız. Ya da , bütün Avrupa aristokratların ın de alışveriş yapt ı ğı danteki dükkaniarının cazibesine kapılınamak amacıyla dua okuyacaksınız. Aşağı yukarı "işeyen yumurcak" an l amına gelen Manneken Pis'in dibine ulaştığınızcla , bronz heykelin , yangın başlangıcının üzerine işeyerek , kenti faciadan koruyan çocuğun anısına dikildiğini öğreneceksiniz. Şeh rin folkloru arasında da , heykeli çeşit ç eşit giydirmek
Brükselliler Grand Place 'ı,
dünyanın
en güzel
o ldu ğunu duyacaksınız.
Ama bana kalırsa , Belediye Sarayı civarındaki ana mekanda kalmaya niyetli o l sanız bile , artık bu çocuğun civarında pek oya l anmayın. Biraz daha yukanlara çı kın. Gablon Meyclanı ' na ulaştığınızda , eğer gün lerden cumartesi ise, hiç aksatmadan seyyar antika dükkaniarın a seyirtin. Zaten bütün çevreyi sarma l amış olan ve Avrupa ' nın en büyük antika merkezi olan bu meydanda, mağazaların etiketi e l yaktığı için, hiç olmazsa seyyar tezgahiara bakın. Belki , nispeten ucuzundan bir Konstantiniye kartpostalı veya Osmanlı armalı bir köstekli saat düşürebilirsiniz. Bulamadınız mı? Beis yok. Vaktinizi öğ l eden önceye, bilhassa da pazara elenk getirin . Biraz aşağılarda , Eski Top Oyunu Meyclanı ' ncla kurulan ve muazzam boyuttaki bit pazarına yürüyün. Aslında hem Fransızca, hem ele Feleınenkçe konuşulması gereken bu şehirde , bunl arın ikisinin ele inanılmaz biçimde birbirlerine karıştığı Marolles mahallesi lehçesini dinleyin . Ayn ı lehçeye , tıpkı bit pazarı esnaf ve müşteri l erinde olduğu gibi , artık Türkçe , Arapça, Rumca , Ispanyolca karıştığını da i şitin .
Fakat, siz siz o lun , tekrardan Sablon Meydanı ' na dönün. Artık ge n ç li ğin müdavimi olduğu ve manken kız tarla playboy delikanlıların yarıştığı teraslarclan birisine oturun . Burada bira ı smarlayın . Frenküzüınü şurubu karıştı
The citizens of Brussels claim that Grand Place
rılmı ş beyaz şarap söyleyin. Bu arada, aynı masalarda yedi düvelin yü z dili konuşulduğunu işiterek ele, birçok uluslararası kuruımı barındıran Brüksel 'in Avrupa başkenti sıfatını gerçekten hak ettiğin e karar verin . Kozmopolit kenti teneffüs edin. Artık karnınız mı ac ıktı ? Doğrusu , tavsiye edecek yer bulamıyorum. Yokluktan değil, var lıktan bulamıyorum . Avrupa 'da kişi başına en çok lokantanın düştüğü bu şe hirde, şuna veya buna gidin önerisini getiremiyo-
answer to fhe question posed by a mayor of Brussels on his return from a long absence: "Which of you committed adultery with my wife?" To hear anather story, you will have to make your way to the statue of Manneken Pis, the city's celebrated mascot. On your way you can touch the relief carving of a woman on the right of the Hotel de Ville and make ~ "' ;覺: a wish. Quite possibly you wi/1 wish for strength of <;; mind to abstainfrom the wor/d's most delicious chocolate and pralines, so that you do not go home severely overweight and suffering tan覺ml覺yorlar. from chronic indigestion. Alternatively, you could pray for immunity from the attractions of the lace shops, patronised by Europe 's rich and famous. At any rate, when you reach the bronze statue of the little boy passing water, the immortal Mannekin Pis, you wi/1 discover that it was erected in memory of the boy who saved the city from buming by putting out the first jlames in so natural a fashion. You wi/1 also /earn that loca/ tradition is to dress up Mannekin Pis in a variety of costumes. Now leaving the statue behind, walk on to Place Gablon, where if it happens to be a Saturday you can browse happily among the antique sta/ls. 1bis square and its surraunding side streets is Europe 's largest antiques centre. If the price tags in the shop windows frighten you away, you can take refuge at the market sta/ls where you may even come across a bargain souvenir in the form of a 19th century postcard of Constantinople, or a pocket watch bearing an Ottoman coat of arms. No? Do not wony. 'Ibe next day is Sunday, when you can make your way downhi/1 to the huge jlea market in Place du Vieux Marche au Bal before noon. You probably expect to J;;ear French and Flemish spoken in Brussels, but in the Marol/es quarter you can listen to the /ocal dialect, an inextricable mixture of the two. And what is more, its users have incorporated snatches of Turkish, Arabic, Greek and Spanish as well. Now it is time to return to Place Sab/on and take a seat on one of the terraces where the younger generatian meet. Amidst the models and playboys competing for each otber's attention, order yourself a
l
belediye meydan覺 olarak
is the loveliest public square in the world.
beer, or for a change try white wine with a
dash of red currant syrup. From other tab/es around rises a babel of languages, spoken by the army of bureaucrats employed at the numerous international organisations headquartered in Brusse/s. Breathing the cosmopolitan atmosphere you are forced to admit that the city's daim to the title of Europe's capital is indisputab/e. Do you feel hungry by now? I hesitate to recommend anywhere to eat, not for taek of good restaurants in Brussels but, on the contrary, because the sheer nurnhers make decision impossib/e. '!bere are more restau-
rum. Şüphesiz kesenize Harun ölçüsünde güvenmek ve bir ay öncesinden yer ayırtmak kaydıyla , ünlü gastronomi rehberi Michelin'in pek hasis biçimde dagınıgı yıldızlardan en fazlasını alabilmiş ve dünyadaki çok nadir mekanlar arasında bulunan Comme Chez Soi veya Villa Terranie türünden şaheserlerde taam edebilirsiniz. Bir defa geldiginize şükredebilirsiniz. Ama isterseniz, özellikle bir akşam vakti, Grand Place'ın sol tarafında kalan ve Küçük Kasaplar Sokagı gibi adlar taşıyan geçitlerde dolaşın. Binbir çeşit balıgın, istakozun, pavuryanın, istiridyenin kaldırırnlara taşmış vitrinierde sergilendigi yüzlerce lokanta arasında gezinin. Bu arada, fırsattan istifade, kı tanın en eski ve en muhteşem pasajında dolaşın. Kraliçe Galerisi'nden Kral Galerisi'ne geçerken de, Aux Armes de Bruxelles restoranı önünde Bach icra eden kı zın şapkasına bozukluk atın. Estetigin zirveye ulaştıgı vitrinieri yakalayın. Kalitenin epey yüksek olmasına ragmen buradaki lokantaları biraz turist işi mi buldunuz. Size katılıyorum . O zaman, art deco sanatın baş kenti olan bu şehirde, tam Borsa binasının bitişiginde ki Falstaff'ı öneriyorum. Fakat sizin tercihiniz mimari degil illa mideyse, o zaman hiç durmayın , üzerinde friterie yazan harcıalem lokantalardan birine dalın. Eger mev-
Avrupa
Brüksel Avrupa 'nın Europe s most European
simiyse, muhakkak, kereviz suyunda 'nın başkenti sayılan başlanmış midye ısmarlayın . Kazanla • geıen mamulatı bitirmeye çalışmayın . ıs Pamıaklarınızı da yemeyin. Veya, birayla pişmiş sıgır yahnisi ya da iki parmak kalınlıgında biftek söyleyin. Dünyanın en leziz patates kızartmala rından tekrar istemeyin. Patronun bunu zaten tazeleyecegini unutmayın . Bazılarının anlattıgı ve Belçikalıların rüyada patates kızartması gördügünü iddia eden yalana da inanmayın. Afiyet olsun! Yemek faslından sonra ne mi yapacaksınız? Orasına ben karışmam. !sterseniz, resmini hep gördügünüz için, 1958 Dünya Puan 'ndan kalma ve nükleer çekirdegi temsil eden Atomium'a kadar uzanabilirsiniz. Çok büyük ihtimalle de hayal kırıklıgına ugrayabilirsiniz. Veya, Brükseliiierin Avrokat adını verdikleri ve hayat ritmini degiştirdik leri için pek haz etmedikleri AT memurlarının ça lıştığı ruhsuz mahallelerde dolaşabilirsiniz. Akşamın o saatinde, sisierin içinde yalnız hayaletiere rastlayabilirsiniz. Buna ters tepki olarak da, insanların sabaha kadar bira bugusu ve şarkı neşesiyle sarhoş oldugu sayısız kahvelere düşebilirsiniz. Eski Breughel tablolarını yaşayabilirsiniz. Sizin de bir tume ısmarlamanız kaydıyla , Brüksel'in fahri hemşehri si ilan edilebilirsiniz. Ya da, benim gibi, hoş kadınların ve alımlı erkeklerin sabahı bekledigi Angio-Sakson bariara ugrayabilirsiniz. Neresi oldugunu sormayın. Brüksel'i biraz da kendime • saklarnam gerekiyor.
Brussels
1
'
rants per person in Brussels than in any other European city. if mo ney is no object, and you have bad the foresigbt to book a tab/e a montb in advance, tben you may dine on the culinary mastetpieces produced by the cheft of Comme Chez Soi or Villa Terranie. You will not regret it. Tbese establisbments are the proud passessors of the maximum number of stars distributed so stingily by the Micbelin guide. A more economical altemative is to wander up the smail alleyways witb names /ike "Smail Butcbers Street" to the left oj Grand Place and try your luck in one of the bu ndreds oj restaurants wbose windows overjlow with a myriad varieties ojfish and seafood. Tb is is also the opportunity to explore the continent's oldest and most magnificent arcade. In passing from the Queen s Caltery to the King 's Gallery, toss a coin into the hat of the gir/ playing Bacb in front oj Aux Armes de Bruxelles restaurant. Tbe aesthetics of the restaurant windows are unsurpassed. But you might complain that, wishing to cast no aspersion on tbeir quality, these restaurants are too "touristy". I agree. In that case you could try Falstaff adjoining the Stock Exchange, or without a second tbought plunge into one of the ubiquitous friterie restaurants. When in season do not miss mussels stewed in crayfish stock. And remember, there is no need to finisb up the cauldron of food whicb appears, however delicious. Or perhaps try the beef stew with beer, or tender twojinger-thick steak. Whatever happens do not order a second helping oj the world's most mouthwatering French fries. Tbe waiter wi/1 bring them anyway. Do not believe it when they teli you that the Belgians see Frencb fries in their dreams. Forget about such calumny and just enjoy cbips with everything. So dinner is over, and you want to know wbat to do next. Don 't ask me. If you /ike, visit Atomium, the model oj a nuclear core built for the World Trade Fair in 1958. Having seen its picture so often you wi/1 probably be disappointed with the rea/ thing. Or stroll around the soulless districts inhabited by EC officials, dubbed Avrocrats by the unsympathetic Belgians, who are annoyed by the way the rhytbm of their lives has been put out of joint. At that hour of night you will meet none but ghosts in the mist. On the rebound, you migbt throw yourself into one of the countless cafes whose patrons carouse amidst clouds of beer fumes until the early hours. The scenes are straight out of early Breughel. Your companions wi/1 proclaim you an honorary citizen of Brusse/s ifyou order a round of drinks. Tben, as I did, you could call in at the Anglo-Saxon bars where elegant women and attractive men await the moming light. Do not ask where those are. Let me keep sometbing of Brussels for myseif. •
en Avrupalı ve hafif meşrep kentlerinden biri. aııd 11ıo
ligbtbearled ci~J'.
BOOK REVIEW
SURVIVORS ALONG THE BOSPHORUS
Boğaziçi'nde Mekanlar Th e sh o res oj the Bosphorus, that magnificent waterway linking the Black Sea and the Marmara, are in th e grip oj a chaotic "dynamism" whose consequences for th e architectural texture are impossible to faresee. Those who seek harmony, character, coherence, continuity and beauty in their environment are helpless, bemused and angry in the jace of this chaos. Tbey are helpless, because there are things which cannot be recreated once they have been destroyed; bemused, because they are conscious oj the gaps torn in their identity; and angry, because such a thing need never have happened. Settlement along the shores of the Bosphorus dates back to the early 18th century, and enjoyed its architectural heyday in the mid-19th century. lt was in the post-First World War period that deterioration set in. Tbere are stil! same green areas, and historic buildings which have miraculously managed to survive the fires and demalition squads. Tbe waterfront houses and embassies which rejlect life along the Bosphorus in past centuries are the subject of two recently published books. Volume one oj "Waterfront Houses of the Bosphorus" (the first offour planned volumes) covering the "yalıs " between Beykoz and Anadoluhisarı is by Orhan Erdenen, a member oj UNJ:.'SCO Tourism Writers who has innumerable studies of the Bosphorus to his credit. Tb is latest book has been published by !stanbul Municipality Department ojCulture. Tbe architectural features of the waterfront houses, deseribed by A. Şinasi Hisar as "elderly ladies oj oldjashioned good breeding, in whose hearts is a world remote in time to us, and whose lives have falten sh ort oj their dreams" and which "give the impression oj resulting not from geometrical calculations but the indinations oj the heart, the outcome of desire, the
Boğaziçi
bugün sergimimari karmaşayla neye dönüşe ceği belli o lm ayan . "dinamik", " yaşayan " bir kaos adeta. Var o lduğu "çevre"de uyum, kişilik , bütünlük , süreklil ik , güzellik, incelik vb. arayanlar ise bu kaos karşı sında çaresiz, şaşkın ve kızgın. Çaresiz; çünkü bir kez yok edildikten sonra .geri getirHemeyecek şeyl er var. Şaşkın; çünkü kendi kimliğinde birtakım " boşluk " lar açıldığının farkında. Kızgın, çünkü böyle olmayabilirdi. Boğaziçi bilindiği gibi büyük ölçüde isk:1na 18. yüzyıl başlarında açılmış , en parlak dönemini 19. yüzyıl ortalarında yaşam ış ve 1. Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllarda ise öze lliğini kaybetmeye başlamıştır. Bugün Boğaziçi ' nde "hala" her nasıl o lmu şsa yok edilememiş yeş il alanlar, yangınlardan , yıkım l arda n "kendini kurtarabilmiş ", zamana direnen yapı lar var. Eski Boğaz i ç i yaşant ı sının bir parçası olan bu yapılardan "sahilhaneler" ile "sefarethaneler"i tanıtan iki kitap yayımland ı bugünlerde. tlki UNESCO Turizm Yazarları Türkiye üyelerinden Boğaziçi ' ne ilişkin sayısız incelemesi bulunan Orhan Erdenen tarafından 4 cilt olarak hazırlanan " Boğaziçi Sahilhaneleri" isimli çalışma nın ilk cildi o lan "Beykoz-Anadoluhisarı " Sahilhaneleri. Kitap , İstanbul Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı l ediği
tarafından yayım l anmış.
A. Şi n asi Hisar'ın "eski zaman terbiyesi a lmı ş , gönü llerinde bize eski gelen bir alem taşıyan ve ömürleri hül yalarına uymamış ihtiyar hanımlara" benzettiği ve "hendesi bir hesap neticesi değil de bir kalbin temayülleri, bir hevesin alakaları , bir vücudun hastalıkları, bir ömrün tesadüfleri ve bir nasibin tecellileriyle hasıl a lımı ş hissi veren, hep can lı mahluklar gibi görünen, hep bir ruh, bir hüviyet, bir hayat ifade eden" ya lılar, tek tek mimari özellikleriyle tanıtılıyorlar. Söz konusu ya lıl arın 70'li ve 90 ' lı yıllarda çekilm i ş fotoğrafları da 82
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
ll
(
ı
tir
mevcut kitapta. Orhan Erdenen ilk bakışta ayrıntı gibi görünen gözlemleri kayderme nedeninin , "birçok şeyi kaybettiğimiz ve değişikliklerin çok hızlı olduğu bir durum içinde belirli bir tarih için envanter oluşturmak ve bu yalıla rın yeniden inşaları veya restorasyonları için elementleri belirlemede yararlı olmak" olduğunu belirtiyor. Şu soruyu sormadan da geçemiyor: "!nsan yaşamına değer veren ve insanların yarattığı bu anlamlı yapılar neden bu kadar az ele alındı, incelendi?" "Boğaziçi Sefarethaneleri" isimli kitap ise Yapı Kredi Yayınla rı'ndan. Doç. Feryal !rez ve Dr. Hüsamettin Aksu tarafından hazırlanmış. Araştırmanın amacı
nın, bugün yalnızca fotoğraf ve gravürlerinden tanıdığımız ve günümüzde ancak birkaç örneği kalan yazlık sefaret binalarının tanıtımı olduğu belirtilmiş. Os-
"BOGAZİÇİ SEFARETHANELERİ"
"Diplomatic Residences on the Bosphorns" HAZlRLAYANLAR,
Doç. Feryal !rez ve Dr. Hüsamettin Aksu Yapı Kredi Yayınlan
manlı padişahları tarafından çeşitli
nedenlerle yabancı devverilmiş olan bu binalar hakkındaki bilgilere ise elçilikierin arşiv kayıtlarında bile rastlanamıyor bugün. Kitapta Osmanlı devleti sınırları içindeki ilk elçiliklerden başlayarak Boğazi çi'ndeki sefarethaneler hakkında geniş bilgi veren seyahatnameler, diğer kaynaklar ve tarihçelerden de bahsedilmekte. Beş bölümden oluşan kitabın diğer bölümlerinde ise Boğaziçi ' nde bugün mevcut olmayan yazlık sefaret binaları ile sadece birkaç tane kalmış olan bugünkü yazlık sefarethaneler tarihsel öyküleri, sosyal yaşantıdaki yerleri, genel mimari ve süsleme özellikleriyle ve zengin bir görsel malzeme eşliğinde tanıtılıyorlar. Her iki çalışma da uzmanlar ve ilgililer için zengin bir kaynak oluşturuyor; "sıradan " okur içinse Boğaziçi'ni yakından tanıma fırsatı sunuyor. • letlere
"BOGAZİÇİ SAHİLHANELERİ"
"Wateifront Houses of the Bosphorus" HAZlRLAYAN Orhan Erdeneo istanbul Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı Yayınlan 83
SKYLIFE EYLÜL
+
SEPTEMBER
1993
NURA Y T E KIN
coincidences of life, and the manifestation offate; appear !ike living creatures, expressing always a single spirit, identity and !{(e ", are discussed in detail and il/ustrated with photographs. Orhan Erdenen justifies the inclusion of detailed observations as the need "to draw up an inventory for a specific date at a time when much has been lost and change is rapid, so as to pro-. vide materia/ which may be of assistance in the reconstruction and restaration of these yalıs. " Erdenen cannot resist asking this question: "Why is it that these significant buildings which enhance the value of our lives and whicE have been created by people, have been the subject oj so little research and study?" "Diplomatic Residences on the Bosphorns" by Assoc. Prof Feryat !rez and Dr. Hüsamettin Aksu is published by Yapı Kredi Press. Only a few of the residences where foreign ambassadors used to spend their summers in the past have survived, the rest we know only from photographs and engravings. Information about these buildings, which were presented to foreign nations by the Ottoman sultans, are not to be found even in embassy archives. The book begins by discussing the first embassies in the Ottoman state, · and compiles information from travel books, histories and other sources about the diplamatic residences along the Bosphorus. 7be history of these buildings, their role in Jstanbul's social life, their architecture and decoration are deseribed and lavishly illustrated. These two books are both valuable rejerence sources for researchers and jascinating readingfor the "ordinary " reader who wishes to know more about the Bosphorus . •
B AŞARININ TADlNI Toyota, tüm dünyada
ABS
tanınır.
Bu çizgi,
yaratıcı
başanya
ve öncü çizgisiyle
ne
istediğini
ve isteklerinden ödün vermeyerek
çizgi sidir. Corona,
i ş te
bilerek
ulaşanların
bu özel kitlenin beklentilerine seslenir.
2.0 It.Iik, enjeksiyonlu ve I 6
süpaplı
motoru ile
güç ve yüksek performans sunan Corona,
olağanüstü
aynı
bir
zamanda,
kategorisindeki en dü şük yakıt tüketimini gerçekleştirir. İç kabin
şaşırtıcı
bir
ile aerodinamik
geni ş liğe ulaştırılırken,
katsayı s ı
Tayota
0.31 gibi son derece
mühendisliği
düşük
indirgenir. Benzersiz bir ivmelenmeye sahip olan
ABS fren sistemi ile zarif
olduğu
kadar
güvenliğinizi kişilikli
bir
bir rakama Corona'nız,
garanti eder. Tüm bunlara,
dış
görünüm
eklendiğinde,
Corona estetiği ortaya çıkar. Ödün vermeyen ; işlevi konfora, konforu
dış
görünüme feda etmeyen gerçek
estetik. Otomobilleri ile yaşadıkları
her günü ,
kat ettikleri her kilometreyi farklı
bir dene-
yi me dönüştürmek isteyenler, onu gördüklerinde hemen
tanırlar.
~ TOYOT'A """ ~-
TOYOTA · SABANCJ OTOMOTIV SANAYİ VE TİCARET A.Ş. G <ilsuy u Mevk ii. Anka ra A s falıı 8 1540 P.K . 115 Karta l-Maltepe İSTANB U L T e l: 399 15 28 ( 13 hat ) Faks: 370 19 47
Türki ye' de TOYOTA 'lar TOYOTAeG) güvencesindedir. Tüm Toyoıas a Yetkili Satıcılan ' nda satış, servis ve yedek parça hi zmetleri bir arada s unulmakıau BALKAROOLU · ADANA (71 ) 57 98 30 / 53 29 62 / 27 40 49 / 27 25 61 TOYAN · ÇAN KAYA. ANKARA (4l 440 92 48/49 TOYOTA PLAZA DÖRT NAL · BÜYUKSANAYi , ANKARA (4) 342 10 95 / 5 HAT GÖKSOYLAR - ANTALYA (31)223034 / 35 ALTAN . BAllKESiR (66) 45 95 99143 24 71141 36 40 AKKOYUNLU - BURSA (24) 22 46 44/22 36 44
TOYOTA PLAZA MERT · BURSA (24) 54 56 06 / 54 56 08 TOYOTA PLAZA ÖZKANLAR · DENiZLi (62) 68 47 48 / 3 HAT INTER - ERZURUM (011 183 929142 44 7 SARAR - ESKiŞEHiR (22130 90 30 / 30 90 40 MUHITTINOC;LU · GAziANTEP (85) 21 55 5114 HAT
BINBAYLAR · iSKENDERUN, HATAY 1881 ) 74 198 /7 3 668 ÖlYILDIRIM - MERSiN , i ÇEL (74) 25 1303 / 25 97 84 / 26 19 75 TOYOTA PLAZA GÖKKUŞAC;t - ALTUNiZADE, iSTANBUL (1 ) 310 49 90 / 5 1 TOYOTA PLAZA K O LTAŞ - OOLAPDERE, iSTANBUL (1) 253 47 00 / 5 HAT ORTAK ÖY - ULUS, ISTANBUL (1) 25779 70 / 3 HAT
•
CORONA ILE ÇlKARlN.
@T V tOn PLAZA DUMANKAYA · PENDiK, iSTANBUL (1) 379 09 22 1379 01 80 1379 18 68 TAŞ· S EL.AMiÇEŞME,1STANBUL (1) J6J 29 65/360 62 58 10T ~ PLAZA SONKAR · YENiBOSNA, iSTANBUL (1) 652 50 00 / 6 HAT 10TA PLAZA OTOMOTIV· TOPKAP1 , iSTANBUL (1) 544 80 95 / 544 80 96/567 47 23 \1K1fl, N- ALSANCAK , iZMiR (51)635555 /220320/220178
TAYOTO- KAYSERi (35)263075/76 KOCAEU KAYA · iZMiT, KOCAELi (21) 25 91 40 / 6 HAT OTOJEN- KONYA (JJ)JJ5014/JJJJ64 PULMAK · MANiSA (55) 31 31 81/31 90 86 YA-TU- MUGLA (6 11)46984
TUZCUOOLU · ADAPAZARI, SAKARYA (26) 77 32 47 / 7120 30 TOYOTA PLAZA OERINDERELER · SAMSUN (36) 36 94 00 / 4 HAT TOYOTA PLAZA SEÇIL · TRABZON (OJ) 25 20 70125 71 25 126 TOYOTA PL.AZA TÜYLÜOOLU · KARADENiZ EREGLisi (388) 62 242 / 68 305 NECATI YÖRÜK · VAN (061) 68 585/61 687/42 376
DUTY FREE
On
BOARD
TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES
DUTY
FREE .._
PERFUMES PARFÜMLER
FAHRENHEIT Eau de Totlette Spray 50 ml/ AS JOOm/.
50 DM - 50 DM DUNE Eau de Toi/ette Nat. Spray 50 ml. 60DM POISON Eau de Toi/etle Spray
'
\
1"" \....
50m/. 68 DM
r, _ CHRISTIAN DIOR . Make-Up Palette 60 DM CHANEL NO 5 Eau de Toi/ette Spray 50 ml.
63 DM
DUTY FREE
On
BOARD
BOUCHERON LADIES LINE Eau de Toi/ette Spray 50ml. 65 DM BOUCHERON MEN'S LINE Eau de Toilette Spray 50ml. 55DM
BOUCHERON OPlUM Eau de Toi/ette Spray 30ml. 58 DM PARIS Eau de Toilette Spray 50m/. 55 DM KOUROS Eau de Totlette Spray 50ml. 45 DM JAZZ Eau de Toilette Spray 50ml. 43 DM KNOWING Eaıı
de Parfum Spray 3 0 ml.
68 DM BEAUTIFUL Eau de Parjiım Spray 30 ml.
64DM
ACCESORY AKSESUAR VAKKO Eşarp
120 DM
DUTY FREE On
BOARD
SPIRITS IÇKILER
GRANT'S Whisky 20DM BALLANTlN ES Whisky 20DM J.B. Whisky 20DM
YENI RAKI 7DM
TORK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES
DUTY
FREE CIGARETTES SIGARALAR
CARTIER 20DM LORD EXTRA 20DM
DUTY FREE On
BOARD
HB 20DM
CAM EL Filters 1OO's 20DM
CAM EL FiltersBox 20DM
ROTHMANS 20DM
SAMSUN EXPORT 15 DM
DUTY FREE
On
MARLBORO 100' s
20DM
BOARD
BiR DÜŞ KURDUK •.• VE GERÇEKLEŞTiRiYORUZ:
Bahçeşehir
bitti. Hizmet için
PTT
Binası'nın
kaba
hızla hazırlanıyor.
Bahçeşehir'deki
eviniz için telefon
nuzu, dilerseniz
taşınmadan
Böylece, nın
taşındığınız
güzellikleriyle
inşaatı
Ama,
başvuru
günden itibaren,
kuşatılmış
doğa
bir halkonda
olur.
Unutmadan ... telefon
yanı
direği,
Bahçeşehir'e geldiğinizde
kablosu, kutusu göremezseniz
Kendinizi gerçekten doğanın içinde
hissetmeniz için hepsi bizim
yeraltına alındı.
Bu da
özelliğimiz. Bahçeşehirli
da yapabilirsiniz.
kahvenizi yudumlarken, telefonunuz da başınızda
şaş ırmayın.
olmak isteyenlere özel bir
fırsat: İster peşin ödeyerek, ister Emlak Bankası
Yuva Kredisi'nden yararlanarak Bahçe-
şehi rli
olabilirsiniz.
Unutmayın,
uygun ödeme
koşulları
%1,2 DM faiz
oranları
ile
aylık
ile lO
Yuva Kredisi %4 TL, % 1 $,
yıla
kadar vade
gibi benzersiz imkanlar sunuyor.
EMLAK BANKASI EMLAK PAZARLAMA, PROJE YÖNETIMI VE SERVIS A . Ş .
ISTANBUL 2000 DESTEK PROGRAMI RESMiımsı
TANlTlM . BILGI VE SATIŞ IÇIN : Emlak Pazarlama Proje, Yönelimi ve Servis AŞ Barbaros Bulvarı . No: 121 Kat: 5. Balmumcu . 80700 Istanbul Tel : (1) 2RR 76 18 (8 hat) Emlak Bankası Genel Müdürlüğü • Istanbul Pazarl ama MUdUriUğü Tel : ( 1) 276 58 34. 276 56 48 • Ankara Pazarlama Müdürlüğü Tel: (4) 427 58 50. 426 04 06 • lzmir Pazarlama MüdUrlUğU Tel : (51) 36 07 54. 62 52 72. 36 50 44 Emlak Bankası Ataköy Turizm Merkezi Ş ubesi Galleria/Ataköy Tel: ( ı ) 559 32 54, 559 32 58 Ve tüm Emlak Banka" ~ubcleri hiLmetinizdcdir.
BAHÇESEHiR 'qo ;ondo ,.ıw·
DANIŞMA VE REZERVASYON
DIŞ BÜROLAR
BOMBAY Maker Chambers 305 ıd. Ploor No. 3055 Neriman Poinı Bombay 400021 Tel: SM: (22) 2040744-587 56 57 Rez: (22) 2043605
INTERNATIONAL OFFICES
ABUS~~::~~~~.~~ and Sons Harib Tower 1 Ground Ploor Interscction Elecıra Road 1 Airport P.O. Box 698 Tel: Rez: 338845 BS: 211194 ADI 5-ABABA (GBA ) Ethiopian Airlines Bole Airport P.O Box: 1755 Tel: (25) (1) 182222 ALMAATA Tel: SM: (7) (3272) 50 62 19 Rez: (7) (3272) 50 62 20 AMMAN )abal Arnman Third Girele A Riyadh Gentre 8th floor Tel: SM 1 Rez (962-6) 659102-659112 AMST ERDAM
Stadhoudeıskade 2, 1054 P.S Amsterdam Tel: SM 1 Rez (020) 6853801 (41ines- hat)
ATHENS · ATINA 19, Filellinon Str. 105 57 Aıhens Tel: SM : (Ol) 3245975 Rez: (Ol) 3222569- 3221035 3220561 - 3246024 BAHRAIN ·BAHREYN Manama Travel Company W.L.I.. P.O. Box 828 Manama- Bahr.ı in Tel: (973) 211896 Fax: (973) 211638 BANG KOK Gulf Express Transport Ageney CP. Tower 3rd Floor 313 Silom Road 10500 Bangkok Thailand Tel: SM : (2) 2310308 Rez/BS: (2) 231030047 (8 lines-hat) BAKU
Husı Hacıyev Cad. ll Baku, Tel: SM: (22) 651119 BS: (22) 941943 1 942505
1 Information andReservation
Azcıbaijan
BARCELONA· BARSELONA Paseo de Gr.ısia No: 49-1 Tel: (343) 4875349 BEIJING· PEKIN (GSA ) CAAC Bcijing Sales Office 117 Dongsi West Street Tel: (665) 558861 - 551031 B EI RU T·BEYRUT Mazda Building 5tlı . floor. Auıostrade )al-El Oıb Tel: (961 XI) 408096-407236 (GSA) Pan Asiatic Gefınor Gentre Rue Clernenceau P.O. Box 113 - 5486 Tel: 867425-361230-31 BELGRAD E·B ELGRAD TRG Marksa ı Engelsa 8/4 11000 Belgrade Tel: SM: (II) 3332n Rez: (ll) 332561 (GSA) )AT Yugoslavian Airlincs Ho Si Minova 16 11070 Novi Bcograd Tel: Rez: (ll) 2222123 BENGHAZI·B INGAZI Tripoli Office Tel: (061) 922011/ 12/13 BE RLI N Budapester Str.ısse 8 1000 Berlin 30 Tel: (030) 2624033 SM: (030) 2624035 Rez: (030) 2624033/34
P'RANKP'URT Baseler Sır. 35 - 37 60oo Frankfurt Main 1 Tel: SM: (069) 27300716/17 Rez: (069) 273 00720/21/22123 1-(GSA) Necmi ÖC. S 1-5, 6800
BRUSSEL5-BR0KSEL 51 Cı nteısıeen, 1000 Bruxelies Tel: SM: (32) (2) 5126781- 82 Rez: (32) (2) 5117676
Mannheiın
Tel: (0621) 10980 GIENEYA·CIENIEYRII Rue de Chanıepouleı No. 1-3 1201 Geneva Tel: (022) 7316!20-7316129-7312194
BUCHAREST·B0KREŞ
TAROM, ut, Republic 16 Tel: (09) 147433
CA! RO· KAHIRE
HAMBURG Adenauerallee 10 2000 Hamburg ı Tel: (49) (040) 241472 (4 lines!hat)
M ousıafa Kanıci Sq. No. 3 Tel: Rez: 3908960/61 (GSA) Imperial Travel Center
26 Mahmoud Basiouny Srr.
Tel: (20) (2) 761769- 758939
HANNOYER Langa-Laube No. 19 30159 Hannover Tel: SM / Rez: (41)(511) 1240 6o
COLOGNE· KÖLN Bahnhofsvorplatz 1-5000 Cologne I Tel: SM: (0221) 134443 Rez: (0221) I34071n2 BS: (022 1) 134073
HELS IN KI Aleksanterinkatu 48 B 306 00100 Helsinki Tel: SM: (358) (O) 628173 Rez: (358) (O) 628199
COPENI:tAGEN· KOPENHAG Ved Vesıerport 6 1612 Copenhagen Tel: SM: (33) 144055 Rez: (33) 144499
HONG KONG (GSA) Best Holidays Ltd. RMS !603-4 Fleet House 38 Glouccsıer Rd. Tel: (852) 8611311
DHAHRAN·DAHRAN (GSA ) ALIC TrJvel Ageney King Abdulaziz Str. Alnimran Complex Centre 1'.0. Box: 739 Alkhobar 31952 Tel: (66) (3) 8950044-8954904-S947917
JEDDAH·CIDDE City Center Bldg. 12/13 Medine Road. P.O. Box. ll563 Tel: (966) (2) 660o127 (41incslhal) (GSA) ABC Travel Ageney Medine Road Alquitluni Bldg. P.O. Box. ll679 Tel: (966) (2) 6518300-6519440
DHAKA·DAKKA (GSA) Bengal Airlift Ltd. 54 Motijheel C.A. Ohaka 1000 Bangladesh Tel: 243059 D A MASCUS·ŞAM
Alfardos Sır. lbn. Zeydoun f!ldg. 3rd floor Tel: SM: (ll) 227266 Rez: (ll) 2282&4-23m0-232190 (lO lines-hat) (GSA) Al Faradees Travel and Tourism Ageney Dar el Mouhandeseen Bldg. Maysoloun Str. P.O. Box: 8339 Tel: (ll) 227266-239n0-232190 (1 O lines-hat)
JOHANNESBURG(GSA) South African Airways P.o. Box. ma Tel: (713) 2206 KARACHI·KARAÇI Avenue Centre Sirachen Road Tel: SM: (9221) 5684139 Rez: (9221) 5685766-5685487 (GSA) Paktürk Tr.ıvel Agencies 12 Avenue Gentre Strachen Road Tel: SM: (9221) 5685922
DOHA·KATAR (GSA ) Al-Rayan Travel Ageney P.O. Box: 363 Tel: SM: (974) 32 9963 Rez: (974) 4129ll-12
KUWAIT·KUYEYT Fahad Al-Salem Str. Dowliah Complex P.O. Box 23959 13100 Safat- Kuwait Tel: (965) 2453820-21 2422889 LEFKOŞA
DU BAl Almaktoum Street 63 B Shaikh Rashid Bldg. 1'.0 . Box: 1200 Tel: (971) (4) 226038-215970 (GSA) Sweedan Trading Co. (Same address/aynı adres)
52 ~ehmet Akif Cad. No 54 Tel: (520) 71061-71382-nt24
LISBON·LIZBON (GSA) TAP· Edifıco 25, Aeroport Usboa 5 Portugal Tel: (35ll) 899121 LONDON•LONDRA Hannover Str. ll -12 London W. 1 R 9HF Tel: SM: Rez: (071) 4994499 (5 lines-hat)
DUBLIN (GSA ) Aer Lingus Oublin Airport Tel: (3531) 370011
LYON 91 Rue Bugeaud 69006 Lyon Tel: (33) 7824 1324
DU S SELDORF Graf Adolf Str. No. 21 40212 Dusseldorf Tel: (49) (0211) 373062 (6 lines-hat)
MADRID Plaza de Espana 18 Torre de 7n 28008 Madrid Tel: (34) (1) 54 16426-5416849
TURKISH
AIRLINES
+
MILAN•MILANO Via P. da Cannobio 3720122 Milano Tel: SM: (02) 866350 Rez: (02) 8056233-8053976 MOS COW · MOSKOVA Kuzneısky Most 1/8 Tel: (7) (095) 2924345 2925121-2921667 Fax: 2002245 (GSA) Aerofloı Oobrynınskaya uı. 7 Tel: (7) (095) 2388113 MUNICH · MONIH Bayeısırasse 43 8000 MOnchen 2 Tel: SM: (49) (89) 51410920/ 21 Rez: (49) (89) 51410922 (GSA) KontReisen Markplaız 2 8870 GOnzbung Tel: (08221) 6036- 6037 MUSCAT•MASKAT (GSA ) AZD Travel and Tourism Agencics ııc, P.O. Box. 5490 Ruwi, Muscat Tel: (968) 707303-707310 NEWYORK 821 U.N. Plaza 4th Floor N.Y. 10017 U.S.A Tel: SM: (1) (212) 8678925 Rez: (1) (212) 9865050 NICE (GSA ) Sultan Tourisme 28 Rue Masena 06000 Tel: (93) &n207 NURNBERG Am Plarer. ~500 Numberg80 Tel: (49) (911) 265301 /02 PARIS ı Rue Seribe 75009 Paris Tel: 42664740/46 PRAGUE·PRAG Ceskoslavenske Aerloline Revoyochil, 160 15 Praque ı Tel: (422) 21 46 RtYADH·RI YAD Klıalidiya Bldg. Olaya Main Str. P.O. Box. 25194 Riyadh 11466 Tel: SM/Rez: (966) (!) 46316004632807 (GSA) ABC Tr.ıvel Ageney (Same address-aynı adres) Tel: (966) (!) 22022624/25
GSA: Sam Travel Premier House
Suite 229 22 Deansgate Manchester M3 !PH Tel: (061) 832 1228
ROTTERDAM Weena- 608 D 3012 CN Rotterdam Tel: (!O) 4332tn- 4332465
92
SKYLIFE EYLÜL
no
ROME·ROMA Plaza Della Republiea 55 00 185 Roıne Tel: SM: (039) (06) 4873368 Rez: (039) (06) 4819535-4827149 (GSA) Arrigo Group Ltd. 248 Tower Road Sliena Malta Tel: (4) 80426
MANCH ESTER Michael Howell ltavia Tmvel Ltd. Salford Manchester MB 6FY (061) 740 50 95
BUSINESS CLASS
MANILLA-MANILA (GSA) Oeks Alr Ine. ı Golden Rock Bldg. 168 Saleedo Sır. Legaspi Village Makari Metro - Manilla Tel: (2) 812145S. 812145Z.SJ23865
SEPTEMBER
1993
lll Get To Call The Shots." J
Act just like a real director, calling shots from a distance, w ith the new VM-EX30P. lt combines active shooting, instant playback and easy editing in a single unit. When attached to the camcorder, the remote control monitor becomes the viewfinder, making shooting easy even for beginners. To put yourself in the picture, detach the monitor and use it to frame yourself from up to 2 .5 meters away. Never before
has a remote unit offered such versatility. lnstantly play back recordings on the monitor, which has a built-in speaker for sound . And use the monitor for hassle-free editing . Sanyo's "Program Edit" makes it easier than ever. The VM-EX30P Fuzzy Logic 8mm Camcorder with LCD color monitor remote control. Even if you' re a beginner, it puts you in the director' s chair, calling the shots like never before. VM-EX30P(3 SANYO
Elec 覺 r覺c.
Japan
DANIŞMA VE REZERVASYON
St:OUL•SIEUL (GSA)
KAL Building 41-3 Seosomun Dong Jung-gu Republic of Korea Tel: (822) 7517-115 SINGAPOıtiE·SINGAPUR
545 Orchard Road 02-18/21 Par Eası Shopping Center Singapore 0923 Tel: (65) 7324556 SOI"IA·SOI"YA
Al Staınbollski tt A Tel: SM/Rez: 883596-874220
(GSA) Sofı:ı Airpoıt
Tel: (2) 661690 STOCKHOLM·STOKHOLM
Yasag-ollan 7 P.O. Box. 73 10121
Stockholm Tel: (08) 218534/35 STRASBUORG-STRASBURG
2 Allee de La Robensau 67000 Strasburg Tel: (33) (88) 2500171 52 14 13 (3 hat) STUTTGART
Lautenschlager Str. 20 7000 Stuttgart ı Tel: SM: (0711) 221444 Rez: (0711) 221445- 2268085 SYDNIEY·SIDNIEY
American Express Tower 16o2 388 George Street NSW 2000 Sydney Tel: SM: (02) 2332105 Rez: (02) 2211711 TAIPIII (GSA)
Golden Foundation Tours Corp. SP, 134 See. 4, Chung Hslao Rd. Lung Men Bldg. Tel: (02) 773-3266 TIIHRAN·TAHRAN
Ostad Motahari Ave. No: 239 Tel: SM: (21) 627464 Rez: (21) 646926 TILAVIV
Ha yarkon Sır. 78 Telaviv Tel: (03) 5172333-34-35 TOKYO
Toronom Rapport Blgd 4. ll. 1-16-ı Toronom Minati-ku Tokyo 105 Td: (81) (3) 52511511 - 525 11 55ı TRIPOLI • TRABLUS
Mohammed Megarif Str. Algeria Sq. Tel: (21821) 48798-38236 TUNISIA· TUNUS
Cornplex El Mechtel Boulevard Oulet Haffouz Etage 3 Tunis Tel: SM: (1) 786473-787033 VI EN NA- VIYANA
A ıoıo Wien Opemgasse 3 Tel: (222) 5862024 (5 lines-hat) ZURICH-ZORIH
Tal Strasse 58 8001 Zurich Tel: SM: (1) 2ıl1006-2111047 Rez: (1) 2111070/71-2118567
1 Information and Reseroation
IÇ BOROLAR
ERZURUM
KARAMAN (GSA)
Cici Turizm Scyalı:ıt Tic San ve
100. Yıl Cad. SSK Ranı Tesisleri No. 24 Tel: (Oıl) 11904-13409-18530
DOMESTIC OFFICES
Lıd . Şti.
Konya Cad. No. 55 Onnan Işletınesi k~ısı, Kararnan Tel: (343) J48S9/ıo680
FETHIVE (GSA ), MUÖLA FeturTurizm ve Seyahat Acenlası
ADANA
Stadyum Cad. No. ı Tel: SM: (71) 541545 Rez: (71) 537247-543ı43-543538-542393 BS: (71) 530867 AFYONKARAHISAR (GSA)
Gold Turizm ve Sey•hat Acentası Merkez: Otogar girişi No.1 EmirdaA-Afyon Tel: (4981) 1194-ı044 Şube: Emek Otel girişi Tel: (491) 18836 AKSARAY ( GSA) ı-Aksaray
Turizm ve Seyahat Acentası Lise ka~ısı Kütüphane Sok. No: d/2 Tel: (481) 123 32 2-Aksaray Seyahat Acentası Zafer Mah. Devlet Hastanesi Karşısı . No: 1 Ortaköy Tel: (1462) 3471 ANKARA
Hipodronı Cad. Gar yanı Tel: (4) 3124900 SM: (4) 3104745 Rez:: (4) 3090400 (10 Unes-!ı:ıt) BS: (4) 3124900/43 InfJ Dan~ma: (4) 3124910-3124900-/33 Bakanlıklar SaUş Bürosu (Sales Office): Atatürk Bulvan 167/A Tel: (4) 4176499 (GSA) Çavuşoglu Turi7m ve Seyahat Acentası. Atatürk Cad. Adalılar Sok. No: 16 Şcreflikoçhisar/Ankara Tel: (4541) 2383
ANTALYA
Cumhuriyet Cad. Özel Idare lşhanı altı
Tel: SM: (31) 128522-IIOS;ia Rez. (31) 112830- 115238- 123432126272 llS: (31) 127862 (GSA) An Turizm ve Seyahat Acenta.sı Bostancı Pınar Cad. no: 16 Alanya
AlatOrk Cad. Tel: Rez: (6151) 2034-2443 AtatOrk Bulvan No. 38/C Tel: SM: (9185) ıOI563-64 Rez: (9185) ıoı5654>
BODRUM (GSA) , MU~LA Tmı ralpin Travel Ageney
Yeniç-Jrşı 6. Sok. No: 6 Tel: (614) 63 325-68 733 BURSA Çakırhamam
Temiz Cad. No: 16/B Bursa Tel: (24) 221866 Rez: (24) 211167-212838
Salıabiye Mah. Yıldınm Cad. No. 1 Tel: (35) 311001-313947
KIRŞEHIR (GSA) \Jıvuşoglu
Turizm ve Seyahat Acentası Atatürk Bulvan Ankara Cad. Tüccarlar lşharu Kat 3, No: 316 Tel: (487) 21172
HATAY(GSA)
An-Tur, Antaky-• Turizm ve Seyahat Acentası lnönü Cad. No. 37 Tel: (891) 1589}- 17282
KONYA
Alaaddin Cad. No. 22 Kat lllo6 Tel: (33) 512000-512032-524676 l.(GSA) Vatan Seyahat Acentası Ankara Cad. Ayv:ız Pasajı No.41
ISTANBUL
Istanbul Rez: (1) 6636363 Cumhuriyet Cad. No. 199-201 Kat. 3 Harbiye Tel: (1) 2464ol7- 2471338-2402316 SM: (1) 2301817 Promosyon/Prornotion: 248 90 26 Sal~ BOrolan - Sales Officcs ı. Kachköy Bahariye Cad. Opera lşhanı Kat 2 Tel: (1) 3371876-3371891 2. Harbiye Cumhuriyet Cad. 199/201 Tel: (1) 2250556 (6 Lincslha1) Taksim Gezl Dilkkanlan No: 10 Taksim Tel: (1) 252lio6 (6 Lineslhat) Aksaray SaUş MüdürlüıtO Mu>tafa Kemal Paşa Cad. Tel: SM: (1) 5882538-5881221 llS: (1) ;867793-58675 14-5881222 1. Si rk{.-'Ci
Cilı:ınbeyli-Konya
Tel: (3421) 1367 2.(GSA) Orhangazi Yıldız Sey. Acentası Atatürk Cad. No. 1OlA Kulu-Kony-J Tel: (3424) 1710-13SO KUŞADASI
( GSA) , AYDIN
Osman Turizm Ticaret A.Ş. Atatürk Bulvan Yat Limanı ka~ısı Tel: (636) 14205
MALATYA
Kanalboyu Cad. No. 10 Oıducvi Tel: (821) 11920-16489 Rez: (821) 11922-14053
MARMARIS
Atatüık Cad. No. 30/B Tel: SM/Rez: (612) 23751/52/53
MERSIN
lstiklal Cad. 27 Sok. Çelebi l ıhan ı No.6, 33060 Mersin Tel: (74) IIS232-121278130274- 130100 RIZ E
Dogubank
1~ H:mı altı , Kal : 1
Tel: Cl) 5284808-5228888-'i284261
Td: (054) 30591-92-93 SAKA R YA ( GSA) S:ık :ı rya Turi7..m ve Seyahat Acentas ı
IZMIR
Kudüs Cad. Birlik Tel: (26) 74 96 88
lşhanı
Kat: 3
SAMSUN
Kazımpaşa Cad. No.li/ A Tel: (362) 4322323-43134554315o65
TEKIRDAÖ (GSA)
l'mkya Turizm ve Sey• ha ı At'Cnıası
Atatürk Bulvan No. 68 Tel: (1861) 8438/39 lom/Nome
TRABZON
ÇORUM (GSA)
Turizm ve Seyahat Acentası Yeniyol Mah Kul a ksız Sok. No: 4/A Tel: (469) 43928
Kenıerkay-•
Çavuşogl u
DALAMAN , MU~LA
Tel: Rez: (6 119) 5291
Meydan
\JÇUINo/~tNo
_,"""'
UŞAK
VAN :ç.~;:,•ı•~: :ı..~
DIYARBAKlR KlihOr Samyı Sok. No. 1:;
Tel: llS: (832) 40428-43366 Rez: (832) 22314-26143
ıtçuı
No 1 FIQhr No
( GSA)
Vatan Seyahat Acenıası lsmetpaş:ı Cad. No.85 Kal 2 Tel: (6411) 2033
:: -~~ . ~--.: .~:..-~4=,: :[ ~ "~ l ....
Mah.
Parkı karşısı
Tel: SM, (031) 22219 BS: (031) 13446-1168o
DENIZLI
lstikial Cad. No: 27/B 20100 Denizli Tel: (62) 648651 648661-648671
Enver Perihanojtlu Iş Merkezi Cumhuriyet Cad. No. 196 Tel: SM: (o61) 11768 llS: (o61) 11241
YOZGAT ( GSA)
Çavu~lu Tuıizm
ELAZIÖ
Çıkıtl<opısı/Gote
Şelıil ll lıanlar
Cad. No: 26/ D Tel: BS (811) 83730 Rez: (811) 8157ıHI2300
ve Seyahat Acent:.ısı Lise Cıd. Sayarlar lşhanı No. 13 Tel: BS: (473) 19193 SM: (473) 13946
ERZINCAN ( GSA)
REZ : Rcıervasyon/Reservation SM : Sat~ MüdürO/Sales Manager GSA : Genel Sal~ Accn1ası
Polal Turizm ve Scyaha1 Acentas ı Cumhuriyet Meydanı Belediye Silesi No. 2 Tel: (023) 2214
General Sales Agc'flcy Satış/ Ticket Sales
BS : llilet
94 S KYLIFE EYLÜL +
SEPTEMBER
K~L"
lkil.""(liyt: K:lr}ISI
G :ır K:ırşısı ,
Büyuk Hes 01di a ltı Tel: (51 ) 141220 (6 Jin es-lı a t l135 121 l nfJDa n ııma : (51) 141220n 5-76 SM: (51) 140802 Rez: (51) 258280 (5 Jineslhal) Charter Rez: (SI) 141220/35
Tel: (323) 11194- 11821
KAYSERI
GAZIANTEP
t 993
UÇUŞ BILGILERI Fligbt Information
E'
MESAFELER FLIGHT DISTANCES
~
g~
;ı N
~~ ıı ~
>~
ı::
~~
uı ıı:
~
ı: ~
]
lstanflul'dan /From Istanbul
"' ı:
~~ ı:
~~
uı
3927
2534
uı
AMMAN AMM
1S8Ö
754
(J)o ::J
ABU DABI!ABU DHABI AUH
3429·
AMSTERDAM AMS
2209
~
Q~
:ı;
AT(N A/ATHENS ATH
<')aı-
'"'g ı! .ı: ~~ :ı; ı::
~~
'""
g~
r-ın
<(~
ı:
C<( <(<(
;ı
~ ~
<(~
Z<( <(fez <(<(
~ ı::
,sı~
N
ıı:
<(
;::,.~
~~Ol~~ oı c-
il
ı::
Ul-ıı:uı>ıı:z~>-Z
w.!::!
<ı.;
ı:
,il
~ ı:
;ı ~
uıı;ı e
u
i5 1I
(!)
:J
11.
..... ıı::
E'
~
!!
~
~ m !!
ıı.
c
lıl
~
:E
"<:
1091
B AKÜ BAK
2 147
1108
M Ü N(H/MUNICH MUC
1567
975
~
-
B ANGKOK BKK
7478
4647
N EW YORK NYC
8051
5009
B ARGELO NA BCN
2230
13 87
NICE NCE
2037
1117
u
BASEL BSL
18 3 9
1 144
N U R N BERG NUE
1674
1042
81 2
507
PAR IS/ORLY ORY
2240
1392
B ERLIN SXF
17 16
10 7 6
RIYAD/RıYADH
2456
1527
B EYRUT/B EIR UT BEY
1054
61 4
üi
uı
uı :ı;
öll!l!:!~~ uı<
'<t
ı:
~..ıc
u
LıJ
~
lıl
.J lıl
ıı.
E'
~ ~
.., ı:
ı;ı
~
<oı~ Z..J <z<eW<e::J ~<(DIQUOI
<::z:ıı:;:;;~z
~~~:5S!~ <moı.ıı.ı.!!!
:E
852 5381
2 166
1347
SOFYAISOFIA SOF
1911
1 189
STOKHOLM/
CI D DE/JEDDA H JED
2377
1477
D UBAI DXB
3007
1868
D ÜSSELDORF DUS
2 038
12 67
FRANKFURT FRA
1862
HAM BURG HAM
488
304
S T OCKHOLM ARN
2050
1364
STRASBOURG SXB
1863
1159
STUTTGART STR
1760
1095
1158
ŞAM/DAMASCUS
1082
672
1986
1236
TAHRAN/TEHRAN THR
2043
1270
HANNOVER HAJ
1927
1205
2118
HELSINKI HEL
2166
-
KAHIREICAIRO CAl
1229
764
KARAÇIIKARACHI KHI
3957
2459
DAM
TAŞKENTTAS
3360
TELAVIVTLV
1136
701
TRABLUS/TRIPOLI TIP
1669
1037
TOKYO NRT
8999
5755
TUNUS/TUNUSIA TUN
1667
1038
COPENHAGEN CPH
2009
1249
VIYANA/VtENNA YlE
1252
779
KÖLN/COLOGNE CGN
1992
1240
ZÜR(H/ZURtCH ZRH
1762
1096
KUVEYT KWI
2171
1349
uı<
~~
Ulj ıı: <
Max Taie q'fW~ (/W KOLTUKADEDI Staling IApacily
-
::J~ıı:jm>
S!~~<~~
wcı !:!::Z:f- >
Fut/IA{ıacily
ow
~ ı:
~ ı:
ı;ı
.!::1
g
8AE·ATP
48 989
86 408
68038
60702
153000
142000
257000
44225
22930
107
164
150
117
210
225
288
99
64
11 200
24500
16140
16140
44000
108365
9362
5 080
2X48000
4X31200
48872
2X23500 2X20000 2X52000
4X7000
2X2300
LB
LB
LB
LB
LB
LB
LB
LB
HP
2 500
3450
3350
3665
8100
6480
11 952
1600
3500
35000
42000
37000
37000
41000
41 100
41000
31000
25000
870
900
856
856
900
900
945
820
475
796
882
698
698
860
860
890
780
450
6088
771 0
7500
4460
18 650
25 000
41409
3741
-
7
19
2
7
7
2
2
4
AZAMI UÇUŞ TAVANI
E'
~ ı:
a
MaıimumAIIflude(fT)
AZAMISORAT Maıimum~(KnıJ!ır)
NO~MAL SEYIR SÜRAT(
LLx UlN
NmMJOUı..~ (KnıJ!ır)
ıt:LL z
KARGO KAPASITESI
<(1-
<<C>- Z <C - ~ uııı:o ~2 N !! (J)o ..ım ~~~~:5-z ~ ::J Z< O ZZ <<Clıl ::z: ~ı: "<: <(<(<(0100 <ıı:..ı< ::z: f:J
RJ·100
2X14500 3X15500
Maximum Ra~~Bt(Km)
ı::
cı.ı<em z c
A 340-311
AZAMI MENZIL
~ ......
<(m~~5~
A 310.203
MOTORGÜCÜ EııgiııelbiUSI
[::8~ :!:SU\~~~ ~ 1'-<'l '<t - '<t '<t "<: 1' 1'10
:ı;
8727·2F2 8737·400 8737·50< A3 10.304
YAKIT KAPASITESI
!!
~
~
DC9·32 AZAMI KALKIŞ A~IRU~I
~:ı;
-N-00
ı::
"< m ..,"
lıl
1384
S INGAPURISINGAPORE SIN 8662
~
~~~~ôz ıı:Z< N<(
z
ıı::
BR Ü K SEUB R USSELS BRU C E NEVRE/GE NEVA GVA
F IUMICINO FCO
2 995
W IL
u
:J 11. .....
1247 4 820
TYPE AND CONFIGURATION OF THY AIRCRAFT
~
ıt:f-
<a:ıııı.ı.!!!
~~ ~~ ::z;
uı
(!)
B (NG A ZI/B E NGHAZI BEN BOMBAY BOM
RUH·
ROMA( RO ME/
THYUÇAK TIPLERI VE ÖZELLIKLERI ?::
Ç! iDgıU\~{:j
I
BELG RA D /BELGRADE BEG
KOPENHAG/
~~nıaı~:s ;za;
o ın
i5
1687 1038
~ ı:
1-
2713 1701
z <e'FJ<Cffi<( ::J
......
lıl
uı
MADRID MAD
ı::
E'
1-
1233
1373
1779
~"<:
lıl
.J
1994
MILANO/MILAN MXP
uı
-
LYON LYS
M OSKOVAIMOSCOW MOW
X
<'li'IOıtliO<'l
1552 '
2512
1869 345
~
uı
767
LONDRA/LONDON LHR
1607
·z
1-
Mil
566
O> O> N CD <') N <') '<t 10 o - '<t <') 10 '<t i'
~~
ECN
2587
<')o
E' '"ı::"
LEFKOŞA
B AH RAIN BAH
iii IL o z
ı: ,sı
Km
ALMAATA ALA
ıt:
~1!-.ı::8
. Mil
Km
~
.!ii
Cmııo <lpJ<ily
ow
UÇAKADEDI Number</ PlalleS
9
+
97
SKY LIFE EYLÜL
SEPT E MB ER
1993
N SEA
\
-~~
-- --N
() Kriti Crete)
s
E
,r
_, /l覺 Jaat繚.:覺~
o
\
A
./
'
...--G
S
E
A
1• ı
ı
MAL DI VES ISLf.NDS
1
...,. ., Arrllr4ntt!ls
SEYCHELLES , '
Ald•br•ls
,..
ııcmıs
Maf'OIII
•
0
.~
Mlhod(Fr.)
"
<>
C•rl / ISrtdıJ
.......,. ·----
F•rqult.rlı.
.
""10
..__
MA D
Volıllftllllll
S CA R
o
...
tS•rchJ
,AIIıeseıw
HtUVıllt csı •
. r·
L
~
b
N
c
t
SEA
OF
OKHOTSK
40'
30'
..
p
c.
A
O,•s•w•t•lı
~HMuJ/
c
F
thltob KilrMıla.
t;o tVok•nolıl
c
o
[
E
Otmo Ton(J.p.J
A
N
M...
10'
NORTHERN ~
PH I L I P P / N E
MARlANA S E A
IS LAN OS
-: ·augu.,
.. <.
::o~
~
~··
Rote
10'
BELAU Koror P•J.u/s o
. ,..,.
K•PfM~n
çilr
,..,
0
;ne
s.
(USA.I
FEDERATED STATES OF MICRONESIA
O'
N l•lolllf:ltl~
O J--....,-~IO:_D_ _T.'_.._,--;-;;--~~IOOOMılu ;-t. ı~o !ıOo ı~a 10110
1
ıcı
Cona
lüıiJ + Ra~!A* 8eıro
1!100
·-..
10' ' Christmesl (Auslt/
Cocosi.: (Aulttl
111111 lıH1 1lS1 100616Hoıl
JMJ..$ME!~D:AR:ET A.Ş. r.ı.ıııı.wıotı
SATIŞ
SONRASI
Foks: {1)348 56 69
1D11<A lıi14ni~III{!Hııl il{Sll33fli5CIHoıl lıi l711lll3Sl l l6 r.ı.MniOIIf ı.ı.:ısııın33ı ıwıııı ıı aıll
SNoiSlll
lıiil613397ll
UlA tıl(lA)lHI61·
340189 ıo19n fWil61340189 IW(l<(20l•ll
NilillA lıiPlJ<llllS ·
ams
r.bi31JQ171S
ıııı*GN.IIklııl
II1A*l
IWJIA M logılııc.I.No4l c;.,j,Cıoi.Noi/A ~ııo,dooo
s.wM
lıfl113571220
lANIIIII
lıl: l40670503
Not/A
ırtiW:: lıi: IS11211761
EMAR A$. MERKEZ lkııınbuli Koyııdogı Cod. Poyıoz Sol.. No: (Kol:'· 810..0Si5Qüllüçoıme . K<ıdılıiy/ISW8.l Tel: {1) 34886 3({4Hoıl -Tııi: (A)4206708 · 426 5500 lıMIRIÖlGE W: {51)881642 ELMQR A S bır HGINKAN TOPLULUGU kuruluwdu r
Oru1 ayı
'
Bir
ıoıu
oki
H.ık oıanı
Kem.ı Bilbapr'ın
....
romanı
s.rma.
kupona
Çözümler . 108(. .
The watch of the future. From Rado. Rada DiaStar 'Ceramica'. A new chapter in watch history. Case and bracelet perfectly blended into a timepiece of enduring value. Made from a unique material: high-tech ceramics. A scratchproof objeet of the future that looks just as beautiful after years as on the first day. Uncompromising. Sleek. Beautiful. Boldly created as an embodiment of the essential. For people who value what really counts: perfection of form with last ing worth .
-ll diff!.reut world
Rada DiaStar Ceramica 'Jubile'. M ade f ro m scratchp roof high-tech ceramics. In th ree sizes.
RADO Switzerland
Rado Watch Co . Ltd .. 2543 Lengnau, Switzerland (Tel. 065 519 519)
•
s
c
a t ranç H ESS
Criss-Cross ••••••••••••••••••••••• 17. /Ji/;/ical priesl.
2. \r'rillkled-1/0Se dog . .). Gog :, par/11er. 1. Fre11c/J u•bite tl'ine.
5. L'11dergmu11d part ofplalll . 6. Omti11ental measuremeJII .~pstem .
7.
Stro11,~
8.
1/cil/le of l'mms
tl'iml.
/ 5. 6. 4!. 10. h'ciSIF11ders cbamc/er.. Oıllo11 .
12. Nemai11der. U . Pbotograpbic cel/uloid.
Bu ay da mükemmel bir oyun sonu etüdü veriyoruz. Yapımcısı Eugene B. Cook (1830-1915). Beyaz oynar ve beraberligi saglar. Birkaç ipucu vermek gerekirse, sürekli şah çekerek hamle tekı-arı saglamaya çalışın, bunu yapmadan önce de iki degerli taşınızı feda etmekten kaçınıuayın . Bunu da bir ve üçüncü hamlelerinizde yapın. Gerisi size kalıyor. Tb is month a brilliant end-game study by Eugene B. Cook (1830-1915). White to play and draw. Hint: first~y you bave to set u.p rauıulabout ejfect ofpeıpetual check; secondly, in order to achieve this, you have to sacrifice two ofyour valuable pieces - be brave! and do this on nıoves one özümler and three. Solutions (. . . 108
~
• briç
••
/5. /Jebilldlıa1ıd.
70 THE RIGHT: 1. Gigmılic. 2. "f1Jroatloze11ge. 3. Makej{w a bocll. 4. Travellers· roadsic/e botel. 5. Aki11. 6. Cit'ic digni!cuy. 7. Dei(v. 9. Sa 11c(v Lyle 's ga me. 11 . Eııg i1ıe/ess pla11e. f-ligblalld Games po/e. Ci lilli ilig.
YAR I
I-I a l f
/8. Sta~er. 20. Dex/rous. ba11d1' 21 . Slimmer :>11/el/11 . 24. Road jılllclioll or
19. Clique, colerie. 22. Broadwsı oiı 'Ibe box '. 23. Maısb -gas. 26. Ltı rge, lecifi' plan/. 2 7. jewelled beaddress. 29. Ulıllamed objecl. 32. /-lue. 34. Fleel ofsbijJs. 35. Diseased lree.
bel/d.
25.
Se1ısitive
layer of
tbeı:ve.
28. Neckwear. 30. Minimum . 31 . 111}111)'.
33. Grape pla111. 36. Adam s ma le.
70 77-1E LEFJ:-
Soluliolls ı os ('-
YARlYA
&
I-I a l f
~A0 4
Şeki ld e karışık
• ov973
eş l eştirilmi ş
+ AS 5 + AlO
kap var. Koyu re nkle
biç imde
dokuz adet
gösterHmi ş ya nl a rı , açık ~
10 7 2 . ASS
~
K
B
+ 010 763
+ R7
D G
V963
. R62 + V4 • 0964
renkli
ya rılart a doğru
o lara k
eş l eştirehilir
misiniz?
~
R85 • 104 + R92 + V8532
G üney 3 SA'ya
oynamaktadır
a ltılı s ını ç ıkar . Nas ıl
e dersin iz?
devam
Here are Iline mixed-up jJots: Can you ma/ch 11/J Ibe h/ack lr:tfi ha/ues with ve
Batı
karo
their white coun!e1par1s? ÇözümlL·r
Sol11tions (. . . ı oıı
TEB mü§terisi olmanın anlamı :ıpaıranın ötesindedir.
"Dünyanın
halıları
Marco Polo Seyahatnamesi'nde en güzel Konya'da yapılıyor" diye yazıyor . Günlüğüne bu notu düşmeden önce Selçuklu kızlarının Gördes düğümüyle dokudukları, kenarları Küfi desenli bu şaheseri gördü mü bilemeyiz. Ama şunu biliyoruz: 1200'lü yıllarda Konya Alaaddin Camii'ne serilen bu eşsiz halı, değerini bilen kişilerin elinde büyük bir itina ile korunduğu için 700 yıl varlığını muhafaza ettiği gibi paha biçilmez ölçüde değer de kazandı. Müşterilerimiz arasında
Onlar,
eski eser
meraklılarının olması rastlantı değil.
kişisel varlıklarının muhafazası
ve
değerlendirilmesi
konusunda
bir bankadan da aynı itinayı görmek isterler. Türk Ekonomi Bankası'nın bunun için en doğru seçenek olduğunu bilirler. Bu nedenle TEB Özel Bankacılık Bölümü'nün müşterisi olmayı tercih etmişlerdir.
-----(@KiŞiSEL YATIRIM YÖNETİMİ
IBADETE AÇIK KILISE VE SINAGOGLAR
ÇÖZÜMLER 1 SOLUTIONS
CHURCHS AND SYNAGOGUES OPEN FOR PRAYING İSTANBUL
İZMİR
o Fener Patriarchate (Grec. Orthodox) Sadrazam Ali Paşa Cad. No: 35 Fener o St. Antoine (Cathol.) lstiklal Cad. No: 325 Beyoglu o St. Louis (Cathol) Postacılar Sok. No. ı Beyoglu o Suryani Kadim Patriachate Tarlabaşı Karakum Sok. No: 20-22 Beyoglu Tel: (1) 250 ı 6 06 o N.-D.de !'Assomption (Cathol.) Cem Sok. No: 5 Moda Kadıköy o St. Etienne (Cathol.) Cüınbüş Sok. No: 8 Yeşilköy o St.leon (Arman. Cathol.) Ali Suavi Sok. No: ı Kadıköy o St. Paciflque (Cathol.) Yeni Sok. No: 2 ı Büyükada o N.D. de Czestochova (Cathol.) Polonezköy o N.D. de Lourdes (Cathol.) Kazım Orbay Cad. No: 29 Bomonti o Church (Protestant) Ayna lı Çeşme Cad. No: 40-42 Beyoğlu Tel: (1) 250 30 40 o Church (Protestant) Rızapaşa Yokuşu No: 50 Mercan Tel: (1) 527 8ı 00 o Church (Protestant) lstiklal Cad. No: 485 Beyoğlu Tel: (1) 244 52 ı 2 o Askhenazi* Yüksek Ka ldırım No: 37 Karaköy Tel: (1) 243 69 09 o Beth İsrael• Efe Sok. No: 4 Şiş li Tel: (1) 240 65 99 o Heset Leavreaam· Yalı Mah. Pancur Sok. No: ı5 Büyükada Tel: (1) 382 57 88 o Italian Synagogue• Z iyapaşa Yokuşu No: 39, Karaköy Tel: (1) 244 77 88 o Kuzguncuk Synagogue* Kuzguncuk Tel: (1) 443 ı 6 99
oCathedrale St. Jean (Cathol.) Şeh it Nevres Bul. No: 29 o N.D. du Rosaire (Cathol.) ı481 Sok. No: 8 Alsancak o St. Polycarpe (Cathol.) Necatibey Bul. No: 2 o St. Helene (Cathol.) ı729 Sok. No: 53 Karş ıyaka o Algaze• 927 Sok. No: 73 o Berkoholim* Iki Çeşmelik Cad. No: 40 o Bet İllel* 920 Sok. No: 23 o Etzhayim* 937. Sok. No: 5 o Hevra• 927. Sok. No: 4n o Roşaar* , 3. Karataş 281 Sok. No: 67 o Sinyora lvere 927. Sok. No: 7 o Şaar Aşamayın* 1390 Sok.No: 7 o Şalom* 927. Sok . No: 38
o Baş Hahamlık*
TRABZON o Santa Maria Church (Cathol.) Sümer Sok. No: 26
· Yeıneneci Sok. No:23 Tel : (1) 244 87 94 o Neve Shalom• Büyük Hendek Cad. No: 61 Şişhane Tel: (1) 244 75 66
CRISS - CROSS TO THE RIGHT:
1. Huge, 2. Pastille, 3. Moor, 4. Motel, 5. Related, 6. Mayor, 7. Cod, 9. Colf, 11. C/ider, 14. Caber, 16. Artful, 17 Eli, 19. Set, 22. Televise, 23. Methane, 26. Tree, 27. Tiara, 29. 7bing, 32. Tint, 34. Navy, 35. Elm. TOTHELEFT:
2. Pug, 3. Magog, 4. Moselle, 5. Root, 6. Metric, 7. Ca/e, 8. Royal Albert Hall, 1O. Dot, 12. Rest, 13. Film, 15. Late, 18. Reel, 20. Deft, 21 . Diet, 24. Turning, 25. Retina, 28. Tie, 30. Least, 31. Harm, 33. Vine, 36. Eve.
Satranç 1 CHESS Dansa başlamadan önce feda gerekiyo r: 1. Af3+! exf3 2. Ff5+ Şe5 (bu ve Siyah ' ın diger tüm hamleleri zorunlu) 3. Kıxd5+' Kxd5 4. Ke6+ Şd4 5. Ke4+ Şc5 6. Kc4+ Şd6 7. Kc6+ Şe5 8. Ke6+ ve başladığınız noktaya döndünüz. Bu dansta iki tur daha attığını ıda hamle tekrari nedeniyle ber.ıberlige ulaşmış o la caksın ı z.
A sacrificial introduction is neede4 bejare the dance begins: 1. N/3+1 exf3 2. Bf5+ Ke5 (this and all other black moves are forced) 3. R1xd5+! Rxd5 4. Re6+ Kd4 5. Re4+ Kc5 6. Rc4+ Kd6 7. Rc6+ Ke5 8. Re6+, and raund you go again.
briç Güney altı eli oldugunu ve vakit kalırsa körden üç löve daha sağl ayabilecegini görür. Ama rakipierin karolarını daha önce sağlama l arı tehlikesi vardır. Dekiaran mkibin başka bir renge dönmesinden korkmarlığına göre, ilk karoyu a lmamalı , iki elden küçük oynama lıdır . Ikinci karoyu a lır ve kör atak eder. Eğer Batı asla alırsa , sağl anacak karolarını çekmek için ba ş ka antresi kalmaz; eger Dogu ruayla alırsa dönecek karosu kalmaz! Bu şekilde oynaınakla deklaran, Batıda körün hem ruası hem ası bulunına dıkça kontratını garantiler. Eger dekiaran ilk karoyu bagışlamasaydı , Dogu ilk körü a lı p karo dönerdi ve artık bağışlamak bir yarar sağlaınazdı: Batı tekrar karo döner ve kör asıyla el tutunca sağ karolarını çekerek oyunu batırırdı.
KAYSERİ
o Surp Lusavoriç (Armenian) St Gregoire l'lillumin. Topaç Sok. No: 5 KONYA o Eglise St. Paul (Cathol.) Mimar Muzaffer Cad. No: 32
' Half
MARDİN
o Keldani Church 1. Cad. No: 496
o Virgin Mary Church ( Suryani Cathol.) Cumhuriyet Meydanı o Kırk Şehit Monastery ( Suryani Orthod.) Deirü Zataran Monastery ( Suryani Orthod.) Mardin- 7 kın.
< ı
Sinagog/ Synagogue
108
SKYLIFE EYLÜL
Half
YARI YARlYA & A-7, B-8, C-9, D-1 , E-3, F-4, G-2, H-6, I-5.
+
SEPTEMBER
199:"
2
RENAULT
1
C
O
N
C
O
R
D
E
''
Bazı
anlar
herşeyi ardıruzda bırakıp,
sadece
duyguların
yönelişin peşinde kaçıp
Özgür olmak .. .Hızın , konforun,gücün tadına
otomobil Renault 21 Concorde'dur. ..
varmak ... Özlernleri, tutkuları aşmak.. .
RENAULT-MAİS yetkili saııcılarına gelin,
bir
Aydırılık,
size
doğru
Varolduğunu hisseımek .. .
vardır ... Yaşamı sırurlayan
gitmek
sadece ama
egemen
olduğu
yeni serüveniere
istediğiniz
anlar.. .
Size bu
ferah bir dünyada
olağanüstü duyguları yaşatacak
~ı
-tU Miün$1
,~
başka
hiçbir otomobilin
EMNİYET
Kt: MEKİNiZi
YAŞA!\tA
HA ii LAVI:"I/
HA i i i. A S I N.
veremeyeceği
olağanü stü duyguları
Renault 21 Concorde'la
~
..... .....-
t1!
yaşamak ...
RENA.ULT-MAİS
(1) 293 26 26
yaşayın ...
RENAULT YASANACAK OTOMOBILLER
THY ViDEO PROGRAMI /
HOME ALONE 2 : LOST IN N E W YORK OYUNCUlAR 1 CAST
önce son bir yo l cu lu ğa ç ıkar. Adeta yüzen bir şe hir görünümünele o lan bu gemideki yüz lerce adam nükleer yükün güvenliğind e n sorumludur.
Macau lay Cu lkin , Joe Pesci , Danie l Stern, .J ohn Hea rd . Catherine O'Hara YÖNETMEN 1 DIRECTOR Chris Columbus Kevin McAiister beyaz perdeye geri döndü. Ailesi Florida·ya giderken, o, New York·a g iden uçağa b iner. Bu arada, Harıy ve Marv da New York'a g itmek iç in hapiste n kaç-mışlardır. New York'ta tek başına kalan Kevin. babasının kredi kartlarını kullanarak Ritzy Otel i'nde kalmaya ba ş lar . Daha sonra ise eski dostlarıyla karş ılaşır .
SHADOW OF THE WOLF OYUNCUlAR 1 CAST
7be ll.S.S. Missouri. cı 900~joot Navy ba/1/esbip, is taki11g ils last vayage befure beillg mothballed. 'J'h e immense dreadnougbt is !ike cı floating cily. wilh bundreds of men insurillg Ibe safety of ils llltclear payload. No maller wbat tbeir personal d{[ferences, tbe crew of tbe Missouri preseni tbe world wilh a spil-and-polish i mage of a u 1t(/ied fip,hting force.
TOYS OYUNCUlAR 1 CAST
J{obin Williams 1fes hack' Keuin McA!ister retums to
the scree11 Ol/Ce ap,ain. Kel 'ill is in the dog house h~jbre the fa mi/ı • mwtiun hel.~in.,·. Ke1 •i11 a cc identallı• !Joards a planefor Neu • }(;rk u •hi/e hisfalllilr bead for 1·/orida . Coincidentallı• the ·wet l3andit.\ !-Iany all(/ Jllan • hm •e escaped Jinlll priscm on Ir tu head tn Neu• }'ork. Alone ili Neu • rurk Kel'i11 . us ing his fat her:~ eredil um! checks info the Nitz ı• //otel and j;roceeds to outu •itthe snootı• staj/'rllld !hen con1es face toface ll'ilh his o/dji'iends.
YÖNETMEN 1 DIRECTOR B : ırry
YÖNETMEN 1 DIRECTOR jacques Dorfmann Binlerce yı ldan beri kutuplar Jnuit ya da Eskimo ad ıyl a bilinen kabileye aitti. Burada o l ağanüs tü şa rtlard a yaşamları nı devam e ttiren insan lar gene ld e pek fazla bir değişime uğramaınışlardı. Ardından beyazlar geldi. .. Genç ve cesur bir savaşçı hu topraklarda , beyaz ların kültürüne karşı Eskiıll<ı gelenekleriyle bir savaş haşbtır.
Kcnncth Zcvo, sahibi o ld uğu oyunölmeden önce emin c lk·re bırakmak is te r. Bu işe çok u ygu n bir oğlu 1 · ardır. fakat o da ha ya tta tek bir şeyi ciddiye a lı r: llic; hir ~eyi ciddiye alınamakl Babası d : ı fabrikayı. oğ lu olguııla~ana kadar, cık fabrikasını
; ı.-;keri disipliııle yeti:;miş kareleşinin
viinetiminc
bırakır.
For 1housa11ds ofyean· a smail popttlalion known as lnttil , or Eskinıo. liued al the top of the u•or/d. /11 Ibe extreme cu ndi!iul!s of this Ji·u ze lt imlllr!ltsilı•. their /iues renwi11ed largeIy Ibe same. 'Jhe11 the tl'hile lll e li ca111e .. ll pruud young bulller balifes his falher, the culltll'l! o/ white ma11. {(ll(/ tbe ltnj(ngil'iltl~ !mu! ili the ejJic saga o( suruiua/ i11 the E1'kimo cu/ture, set
OYUNCUlAR 1 CAST Tonınıy
Lou Dianıond Philllips, j e nnifer Tilly, Toshiro Mifune, Donald Suthcrland , Be mard Pierre Donnadieu
Levinson
UNDER SIEGE
Steven Seagal. Ga ry Buscy
Kemıeth Zevo jowtded the jirm ilt the .finn con viction tbat to make playthiltgs work, work sould be play. 17Je lessoı ı was not lost 011 bis so11, Les/ie. who takes on ~y one thi11g serious!y: Take notbing serio us~y. As he saltlt Iers through tbe plani, il! a wat tbat karaokes in several t ong u es, he beams al the buunty ofhisfather's l(f'e long dreanı of "squ eezable ./illi jor evmyone . .,
Lee Jones.
YÖNETMEN 1 DIRECTOR Ancl y Davis 900 ayak uzunluğundaki li.S.S. Missouri gemisi ç ürüğc çıka rılnıad:ın 110
SKY LIFE EYLUL
+
SEPTEMBER
1 993
against the magn((icent wildemess q( the Arctic.
S TRICTLY BALLROOM
NATIONAL LAMPOON 'S LOADED WEAPON 1
Pa ul Mercurio, Tara Morice
YÖNETMEN/ DIRECTOR
OYUNCUlAR 1 CAST
Bay Luhrmann
Emi lio Estevez, Samuel L. Jackson. W illiam Shatncr, Kathy lreland, Tim C urıy
YÖNETMENIDIRECTOR
attığı düşüncesiyle ayrı lm aya kara r verir ve Scott kendisini dansa ye ni baş l ayan Fran 'le da ns ederken bulur.
OYUNCULAR / CAST
annesının
Scott Hastings,
zoruyla. balo salonu dansiarına hazırlanmaktadır. Dans partneri , meslek hayatını tehlikeye yaklaşmakta
olan
Gene Quintano Dra g n e t ve C hips'ten beri Los Angeles epeyce değişti. 1993'te Los Angeles, polislerin. içini dolduracak cesetler henüz ortada yokken, caddelerde cesetlerin önceden tebeşirle silüetlerini ç izelik leri bir yer haline geldi. Dedektif Jack Colı , polis bürokrasisinde savaşmaktan yorulmuş, kalitesi yüksek bir memurclur. Şimdi emekli li ğine birkaç gün kalmış bir ortağ ı vardır -Wes Luger. Iki ortağı n , kanuna ayk ırı mallarını Wilderness Cookie Kızları'na taşıttığından şüphclendik l eri General Mortar'ı bulmaları gerekmektedir.
AIRBUS 340 M ÜZ IK YAYlNLARI
,../
Los Angeles has cbanged since the days (?! Dragnet and Cbips. Tbe L.A . (?! 1993 isa place ubere cops drau• cbalk Oll flin es q( bodies 011 the streets bejare tbere is a c01pse to ji'/1 if. Tbe erime beat has take11 its to// 011 Deteclive}ack Colt . He is a high oc/al/e rehe/ who is tireel qf'jighting in a law octane potice h 11rea11crcıcy. Now he has gol a Jıeu ı par!Jıer - Wes Luger. a hy the hook po/ice 11etera11 Oil(J' a Jeu ı days .fi·om retirement. Together they mllst.flnd the euil General Moı1ar whom thi!J' s11spect has bee11 usi11,~ Wildemess Cookie Gir/s to lrt![/ic his il/ega/ p,oods.
MUSIC ON BOARD AIRBUS 340'5
Kanal
Müzik Türü
Klasik Batı Müziğ i 1 Opera Klasik Türk Müziğ i Müzikal Filmler ve Fi lm Müzik leri Türk Hafif Müziği Pop Müzik Nosta lji-Unforgettable jazz Modern Müzikaller (S ta ge) Easy Listening ostalji ( Olclies) Harci Rock Çigan
Erılertairımerıl Seleclimı
Cbamıel
./ 2
')
Classical M11sic C/assical Titrkisb Music Film 1H11sics Turkish Pop Pop Milsic
6
Uı?(orgellah/e
2
3 4
7 H 9 1O ll 12
ı
S K YLI FE E YLÜ L +
5 6 7 8
9 .10 ll
TziRCIIıe
Erılerlaitmıerıl Selecıimı
2
5
Easy Listening Unforgellables Classiccıl Titrkisb Music Turkish Pop Milsic
6
PopMıtsic
7
Classical Music Moden1 Musicols
3 4
H
ll SE PTE MBE R
4
Jazz Modem Milsicals t.asy Listenilig O/dies Rock
Kanal
Soft Müzik Unutulmayanlar Klasik Türk Müziği Türk Pop Müz i ği Pop Müzik Klasik Müzik Modern Müzıkalkr
3
12
MUSIC ON BOARD AIRBUS 31 O'S
A IRB US 310 M ÜZIK YAY lN LARI Müzik Türü
Sco/1 Hasti11gs is being groomed hy his ohsessi1•e m other for jitflll'l! hallroom daıtci ııg grea tl! ess, h11t be seems determi11ed to risk a potenlialIy glorio11s career for th e sake of doi11g his 011 '11 11011-reglllation steps. Tbis emtses his estah/isbed partner to q11if a11d he j/11ds binı self daneing wilb Fraıı. a uirt11 a l heginııer. f-lou•e11er. Fran 's fami~v take a di m Iliew of Sco/1 a 11d dispite his ai111 to partn er ber at the Pa11 Pacijlc Grcmd Prix (the \'(!or/d C11p of · Baliroom ). the re may be more prohlems abead thanj11st his 11eu• steeps.
1993
Cbamıel
2
3 4 5 6 7 8
,----- - - - SEMiH BALCIOGLU'ndan - - - - -
YAŞAMIN AZ BULUNUR HAZLARlNDAN BiRi:
SAAB 900 CABRIOLET TURBO
)
;
.
Saab 900 Cabriolet, 1986'da ilk çıktığı günden beri, tüm dünyada satış rekorları kıran bir klasik. Elbette, tüm yaşamlarını 'mükemmellik' ve 'seçkin zevkler' üzerine kuranlar için yaratıldı. Saab 900 Cabriolet, üstü kapalı başka bir modelin uyarlaması değil; her ayrıntısı "üstü açık bir Saab mükemmelliği " için düşünülmü ş, tümüyle eşsiz bir
yaşamınızda hissetmek isteyeceğiniz biri, belki bir Saab 900 Cabriolet kullanmanın keyfi olabilir. Saab 900 Cabriolet, Saab Showroom'da sizi bekliyor.
Sizin de
şeylerden
SAAB. MÜKEMMELLiK... HiÇ TAViZSiZ.
tasarım .
/ 1
Bir tuşa dokunarak otomatik olarak açılıp kapanabilen tavanı, benzer otomobi llerin çok azında bulabileceğin iz bir kolaylık. Üstelik, çok katmanlı , tam yalıtımlı tavanı , ısıtmalı arka penceresi ve standart air condition'ı sayesinde yaz-kış güvenle, zevkle kullanılabiliyor. Saab 900 Cabriolet, nefes kesici performansı, dört kişinin -bagajlarıyla birlikte- rahatça yolculuk edebilmesini sağlayan geniş iç hacmi ile de, üstü açıiabilen otomobillerin 'hiç eksiksiz', 'hiç kusursuz' olabileceğini kanıtlıyor.
Türkiye Genel Distribütörü
Genoto General Otomotiv Pazarlama ve Ticaret Suadiye (Showroom) Tel : 302 41 12113 Genoto bir
Doguş
Holding A.Ş.
kuruluşudur.
A.Ş .
Peugeot'dan uygun fiyatla otomotiv seminerleri
306 Günümüzde rekabet ve daha iyi otomobile olan özlem, otomobilin "anatomisine" ilişkin üç temel araştırma ve yatırım konusunda, üreticileri limitlerini aşmaya zorluyor: Maksimum konfor için ergonomik dizayn, ekonomiyi göz ardı etmeden performans, ve ekolojiye duyarlı materyel, enerji ... Otomobil "anatomisinde" yaşadığımız yüzyılı aşan bir uygulamaya tanık olmak isterseniz bir Peugeot Satış Mağazasına uğrayın, deriz. Uğrayın, dünyayla aynı anda Türkiye'nin beğenisine sunulan yeni 306'ları inceleyin. Otomobilde "anatominin" böylesine mükemmel bir sentezine tanık almadınız. Gördüklerinize inanamayacaksınız.
Peugeot 306 XR, 1360 cc, 75 ch(D IN), 165 km/h Peugeot 306 XT, 176 1cc, 97 ch(DIN), 182 km/h
ın OTO M OT I ~
r
PEUGEOT
AS
U
G
E
O
T
K
A
L
c
G
Ü
Z
E
L
L
K