1994 03

Page 1


:· Thanks to Çınar... ·:

••

••

• 213 Rooms. • 6 Su~es . • 2 Presidenfiat suites.

A son of hotel w hich

• 2 Restauranls.

gives a pleasure Lo you

• 24 hour room service.

w i t h i ts faciliLi es . It ta k es

• Patisserie.

a spccia l p lace in your

• 4 Bars.

life.

• Tennis court. • Sea water swimming pool. • Healed sea · water indoor swimming pool, jacuui. • Sauna and health club. • Jogging alongthe coast. • Meeting and Conference room s (Capacity 850). • S minules from the airport ... • Located on the quiet shores

~

of the Marmara Sea.

• Casino.

ÇINARHOTEL

• ••••

• Shopping Arcade.

"Thanks to Çznar"

• Barber and Beauty Parlour... Fl' ll <'! r

ııı c dc ii

3 4 800

Yeş ilk,w

Is t a nbul

Te l ,

02ı2

l'63 29 00 (i 8

lı at )

Fa x, 02

ı 2

663 29 2

ı

· 663 29

ı

7 Tc le x, 28861

C ııı

Tr


Alfa Romeo Türkiye Genel Dlstrlbütörü: Zeytinoğlu Ticaret ve Sanayi A.Ş. (212) 233 88 25 - 233 95 37 231 62 08 - 231 50 09 Yetkili Satıcılar: ISTANBUL (Göztepa) Zeytinoğlu (216) 302 64 00 ANKARA Karsal (312) 447 02 55 IZMIR Alro (232) 486 99 55 BURSA Zimaş (224) 261 02 60 ESKIŞEHIR Zeytinoğlu (222) 335 72 90

Tur~ıytt

Dııtrıbutoru

• ZEYTiNOGLU TICARET

VF

~.ANA'IIı


YIL /Year 12

SAYI /Number 131

YÖNETIM

46

Yönetim Kurulu Başkanı/

Cha innan of the Board ERMAN YERDELEN

UZUNCABURÇ journey to the Temple of Zeus

Türk Hava YoU anAdına Saltibi 1 Publlsher arı beba!f af THY Genel Müdür VekilV Aciing Prr!sidetıt arıd CEO

By ASLI KAYABAL

YUSUF BOLAYIRLI

56

YAYlN Genel Yayın Yönetmeni

SOLON 'DAN BU YANA Interview with Ayd ın Gün

8ditar-irı -Chief

MUSTAFA SÖNMEZ Yazı Işleri

Müdürü/Marıagi>ıg Editar

ENGIN OKTEMER

SanaL

Kapak Joıografı 1 Cover Photo

By A YTEKIN HATIPOG LU

MANUEL ÇIT AK

Danışmanı/ Design Cansultanı

62

DENIZ ŞAHINBAŞ

Koordin.'ltör 1 Coordinator AHMET DEMIREL

4

Editör 1 Editar HAŞMET BABAQ(;;LU Yayın Kunılu/ Publlsblııg

Board

THY'DEN HABERLER

MUSTAFA SÖKMENO(;;LU RUHAT KALAYC IO(;;LU FERDI PIŞKIN Erıgllsh

Edttarial

MARY

IŞIN

TUVALINDE INSAN VAR: HÜSAMETTIN KOÇAN

AGENDA

By ANNA TURAY

10

74

ALlŞVERlŞ MERKEZLERI

DUTY FREE ON BOARD

Fotograflar 1 Pbatos MANUEL ÇITAK (Editar) ERDALALOK

Shopping Ce ntres

Rek:Jam 1 Adverti..ı;ing DUYGU TAMER YURDAGÜL ALTINOZ

By

SELDASAV AŞ

80

Tel: 663 63 00 (Ext) 1184/ 1 ı 85

18

RekJam Koordinatörü/

Aduertlslng Coordirıatar NURHAYAT KASABALI

LATIF KOKULAR ÜLKESINE YOLCULUK ] o urney to the Land of Fragrance

Tel: 663 63 00 (Ext) 1174

1 Dlstriblllion

KEREMILTER

Tel: 663 63 00 (Ext) 1189 Adres 1 Address

By ADALET AGAOG L U

Türk Hava Yollan

Ge nel Yönetim Binası Atatürk Hava Limanı 34830 Istanbul Yap ıın

30

1 Production

Hürriyet

ve Gazetecilik 34625 Sefaköy !ST. Tel: (0-2!2)698 58 58 Renk

Aynmı

A . Ş.

38 TÜRKIYE'DE KARlKATÜRÜN ÖNCÜSÜ : CEMIL CEM Pio nee r of Turkish Cari canı re

44

Crosjleld Sııldiollnk slstemf ile yapılmıştır. Kaj!ıt

1 Paper

,{ologmjlardatı kaytıal: beltntlmedetı lam ve 6ze1 almil yapılamaz.

SKYIJFE, 17/Y tarafımkm ay<l;~ n7 bl;:r~ = !Y"cm ::-c la:::.,::: "·-­

Skyllje is pubUsbcd morıtbly by 'J'HY.

94 VIDEO Movies on THY Flights

By TAHA T OROS

ATlAS GIIAfiK

Derglmlrde yayınlanan yazı 11e

THY UÇUŞ BILGILERI Flight Information

OYUNLAR Puzzles

1 Coloı1r Separation

L EYKA M MORZTALER MAGNOMAT

83

By Z E YNEP O RAL

1 Printing-Biuding

Ohıet

VE REZERVASYON Information and Reservation

88

Sok. 19 Taksim IST. Tel: 251 74 84 (16 hat)

Ma tbaacılı k

DANIŞMA

TURHAN SELÇUK Caricaturist, Writer and Critic

Osmanl ı

Baskı-Cilt

66

8

Sanat Yöneunenleri 1 Arl Directors LALEHAN UYSAL Y Ü C EL ALP IŞMEN

Daj!ıom

SÜTLÜ TATLlLAR Try a Milk Pudding

9000 YILLIK BIR ÖYKÜ :KADIN 9000 Years of the Woman in Anatolia By

AYŞE

P EK IN

96 Kartposta i: MANASTIR Monastir By NECDET SAKAOG LU


ayın yolcularımız,

ear passengers, Recently in the newspapers I yolcuları arasında gerçekleşti­ noticed the conclusions of an rilen bir anketin sonuçları göopinion pal/ among air passenzüme çarpt ı. Ingiltere'de yapı­ gers carried out in England, in lan bu kamuoyu yoklaması yolculawhich passengers placed !heir preferrın tercihlerini şöyle sıralıyordu: ences in the fallawing order: 1) Nazik bir kabin ekibi, 1) A courteous cabin crew, 2) Hosteslerin yolcu ve özellikle ço2) Consideration shown by hastesses lo cuklara iyi davranması, passengers, and particularly ebi/dren, 3) Sacakların rahat edecegi oturma 3) Comfortab/e seating, allowing düzeni ve rahatlık, plenzy of leg-room, 4) Kaliteli yemek ve içkiler, 4) Good quality food and drinks, 5) Uçuş güvenligi, 5) Flight safety, 6) Eglence (film gösterisi ve müzik 6) Entertainment: films, music, ete. gibi), 7) A minimum of de/ay at check-in, 7) Bilet kontrollerinin fazla bekletilmeden yap ı lması, 8) Punctual departıtre and arrival. 8) Ka l kış ve varışlarda dakiklik. In last month's fetter I mentioned the test qf THY carried Geçen sayımızdaki makalemde, Airline dergisinin THY ile ilgili out by Airline magazine. In that fetter you heard the views testini sizlere aktarmıştım. Üçüncü şahısların THY hakkında of third persons about THY. As you will agree, self-crilineler düşündüklerini , o yazımda görmüştünüz. Bilirsiniz, kişi­ cism is one of the faremost virtues. Now /et us see how the nin kendi kendisini tenkit etmesi gibi büyük erdem olmaz. passenger preferences expressed in the aforementioned Gelin yukarıda bahsettigiın kamuoyu yoklamasından çıkan opinion poll apply to THY. yolcu tercihlerinin THY'de nasıl uygulandıgına bir göz atalım. International aviation puhlications, which rank THY as Kabin ekibi mensuplarımızın , yolcularımıza ve çocuklarına ne excellenf where the courtesy of our cabin crews to passendenli nazik davrandıklarının en güzel şahidi, bu konuda gers and children are concerned, provide the jlnest testiTHY'nin mükemmeli yakaladıgını kabul eden havacılıkla ilgili monyon this point. ulus l ararası yayınlar. The THY fleet, which consists of Europe 's youngesi and Avnıpa ' nın en genç ve modern uçaklarına sahip olan THY fimost up-to-date aircraft, ranks ıvith other major internalosu , uçuş güvenligi ve rahatlık bakımından da, diger ünlü tional airlines in terms of air safety and comfort. uluslararası havayolu kuruluşları ile boy ölçüşecek bir durumWhere catering, film shows and music broadcasts are conda. cerned, our aircraft are fitted wilh the fatesi electronic syslkram, film gösterileri ve müzik yayınları bakımından , modern tems, and of/er passengers a full range of facilities and elektronik imkanlara sahip uçaklarımız, yolcularımıza uçuş esconveniences during flight. Unfortunately preventing nasında, her türlü imkan ve rahatlıgı saglıyor. delays for passengers al check-in does not depend solely on Bilet kontrollarında yolcumuzun fazla bekletilmemesi maa lesef 1HY. These formalities at the airports can in same cases be sadece THY'nin iradesine baglı bir olay degil. Havaalanlarında prolonged whether in Turkey or abroad due to factors yapılan bu işlemler, yurtiçinde ve dışında, havayollarının beyand the airlines ' control. Neverlheless, you may be sure d ı şındak i etkenler sebebi ile, bazı hallerde uzayabiliyor. Yolwe are doing everything we can to realise this fully juslicuların çok haklı bu isteklerini tam anlamı ile gerçekleştirebil­ fied wish ofpassengers. mek için elimizden geleni yapmaya çalıştıgımızdan emin olWhere punctuality of departıtre and arrival of our flights is manızı isterim. concerııed, again as you know, there are other factors Uçaklarımızın vaktinde kalkış ve varışlarındaki dakiklik konuinfluencing timing beyand our control. Despite adverse sunda da, gene bazı dış etkenierin etkisi altında oldugumuz factors which are unrelated to THY, we have succeeded in sizlerce de bilinen bir gerçek. Buna ragmen THY 1993'de reducing the proportion of delays among our total 70,251 70.251 sefer gerçekleştirmiş ve kendi bünyesi dışındaki o lumjlights in 1993 to an acceptable /evet. suz etkeniere ragmen, rötarları kabul edilebilir bir seviyede As this shows, in a very brief time THY has attained a stantutmayı ba~armı~tır. dard capable of nıeeting passenger preferences satisfactoriGörüldügü gibi THY, çok kısa bir sürede, yolcu tercih lerini laly. Tangible proof of this fact are fetters received by our y~kıyle karşılayabilecek bir seviyeye gelmiş bulunmaktadır. Bu Customer Seroices Department in 1993. Most of the fetters gerçegin en elle tutulur kanıtı 1993 yılında Müşteri Hizmetleri from passengers are full of expressions of gratitude to THY Servisi'mize gelen mektuplar. Siz yolcularımızdan gelen mekstaJl There has been a sharp drop in the proportion of tupların büyük bir kısmı THY mensupianna teşekkürler ile docomplaints over the pası few years, and a sharp rise in the lu. Geçen yıllarla kıyasladıgıınızda şikayetlerin azaldıgı , teşek­ number q( fetters of thanks. kürlerin çogaldıgı açıkça görülüyor. Ama, bizler hiçbir zaman Hoıvever, we ıvill never be satisfied with the level we have ulaştıgımız seviye ile yetinmeyecek, attained ah·eady, and ıvill devote YUSUF BOIAYIRU sizlere daha iyisini verebilmek için, our attention to providing ever belGen e l Müdür V. canla başla çalışacagız. ter seroices for you. Bizler de sizlere yürekten teşekkür We ojfer our sineere thanks to you ederken, THY ile mutlu yolculuklar all, and wish you happy flights dileriz. ıvith THY. Saygılarımla , With my best regards,

S

Geçenlerde gazetelerde, uçak

D


A

F E A S T

T H E

N

s

K y

Gökyüzünde ziyafet Toplu hava taşımacılığına artan rağbet ve buna bağ lı o larak sürekli gelişen yolcu potansiyeli, Türkiye içinde ve dışında tüm havayolu kuruluşla­ rını rekabet ortamında değişik arayışlara itti. Bazı ş i rketl er ara l arında birleşip küçülürken, mevcut ikram ve servis standartı­ nı aynı düzeyde korudular. Türk Hava Yo ll arı 1993 yılında ikram açısın­ dan yeniliklerle dolu bir paket sundu yolcu l arına. Muhtelif sınıf yolcular ile çocuk yolcularımız için değişik menülerin özenle seçilip hazırlanması öncesinde; tepsi ve aksesuarlarının renk ve düzeni değ i ştirilerek, kurumsal kimliği yansıtan turkuaz renk ikram setlerinin kullanımına geçildi. 1993 yaz programı çalışmaları , uçaklarıımza ikram hizmeti veren Usaş tesislerinde tertiplenen bir prezantasyon ile başladı. Somon balığından yapıl­ mış "Koulibiaca" veya milföy hamuruna sarı l mış deniz ürünleri "Croustade" gibi farklı tarzlar yolcularım ı zın beğenisine sunulmak üzere hazırlandı. Çocuk yolcularımıza cazip gelecek, yüz şekl i verilm iş bir menü yaratı l dı: Izgara sosis, Polonez soslu makarna yanında, zeytin ile göz yapılmış kaşar peyniri, salarn ve yumurtalı kanape tabağı. Tüm dünyada değişen ve hızla artan beslenme alışkan lıkianna cevap verebilecek sebze ve meyve ağırlıklı "Vejeteryan" menü ile diabetik, kollestrolsüz, düşük kalarili menüler seçildi. B/ C yolcularımıza servis öncesinde dağıtılan me-

The increasing demand for air travel and expanding passenger potential have compel/ed all airline companies both in Turkey and abroad to seek different ways oj getting the edge over their competitors. Same companies have merged and pruned back their operations white maintaining their existing cafering and service standarcis. In 1993, Turkish Airlines presented its passengers with a package full of innovations where cafering is concerned. The preparation and careful selection of new men us for child passengers as well as adult passengers of all flight classes was preceded by changes in the colour and style of THY trays and accessories, with turquoise cafering sets reflecting the corporate image. Preparations for the 1993 summer programme began with a presentation at Usaş, which provides cafering servicesfor our aircrajt. Unusuat dishes such as coulibiac made of salmon, or croustade of seafood wrapped in puffpastry were cooked to tempt the patate ofpassengers. An imaginative menu was createdfor our junior passengers in the shape of a jace: Grilled sausages, pasta with bolognese sauce plus eyes made of olives and kaşar cheese, with salami and egg canapes. 4

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


kartları

We have selected menus which respond to rapidly changing dietary patterns throughout the world: a vegetarian menu based on vegetables and fruit, and diabetic, choleste rol-free and law calorie menus. The menu cards dis tributed to Business Class passengers bejare meals have been redesigned. The covers show 12 different lznik tile patterns, the slides for most of which were provided by Sadberk Hanım Museum. First Class accommodation was introduced on our scheduled flights to Tokyo, Bangkok and Singapare by A-340 aircraft at the end of August 1993. Custom-made porcelain, crystal glasses and French Christojle silver cıttlery are provided, and at the bar decorated with jlowers you can enjoy champagne or fresh orange juice accompanied by crudite of celery, carrot and cucumber sticks. Winelists for drinks available to First Class passengers have been prepared. An entree of caviar or lobster is followed by a choice of two hat soups. The main dishes include braised beef sliced on a wooden board at the table, a rol/ of steamed sea bass with mushroom and shrimps, or stuffed quails in orange sauce. These are accompanied by mixed fried vegetables, almond pilaf or spinach pasta containing eggs. This is followed by a hasket of fresh fruit and selected cheeses, stewed quinces, apples or pumpkin with clotted cream, or Turkish sweet pastries depending on the season, rounded of! with petits fours. If you happen to be jlying to Tokyo or from Bangkok to Istanbul, you will be served with a hat breakfast prepared on the spot bejare landing: cberry tomatoes, grilled sausages, sauteed mushrooms

yenilendi. kapaklar için İznik çinilerinden derlenmiş 12 muhtelif modelin çoguna ait dialar Sadberk Hanım Müzesi'nden temin edildi. 1993 Agustos ayı sonunda A-340 uçakları­ ınızla Tokyo, Bangkok ve Singapur tarifeli seferlerinde First Class Dış

uygulamasına başlandı.

Bu se rvisler için öze l yap tırılmı ş porselen , kri sta l ve Fransız "Christofle" gümüş l eri kullanılmakta, çiçeklerle bezenmiş barın karşısında, şampa n ya

veya taze sık ılmı ş portakal suyuna kereviz, havuç ve salatalık çubukl arından derlenmiş "Krudite" eş lik etmekte. Arzu edilen çeşide göre yerli ve yabancı marka içkiler, uçuş boyunca sunuluyor. Yolcularımıza First Class içkilerini tanıtan "Wine List"ler hazırlatıldı. Havyar veya istakoz ikramını iki seçenekli sıcak çorba izliyor. Gözünüzün önünde, tahta üzerinde dilimlenen "Dana Breze", mantar ve karides ile hazırlanmış bugulama levrek rulosu, portakal soslu bıldırcın dolması rotasyona göre çeşit l erden birkaçı. Garni olarak, kızarmış karışık sebze, bademli pilav veya yumurtalı yeşil erişte ikram ediliyor. Taze meyve sepeti ve tanınmış peynir çeş itle­ ri, mevsimine göre kaymaklı ayva, elma veya kabak tatlısı, çeşitli hamur tatlılarıyla hazırlanmış özel tabagın arkasından petit fours 'lar. .. Yolunuz Tokyo'ya düşerse veya Bangkok'dan İs­ tanbul 'a geliyorsanız, inmeden önce kahvaltınız gözünüzün önünde hazırlanıp sıcak sıcak ikram edi liyor: Kiraz domates, ızgara sosis, sote edilmiş mantar ve parizyen patates yanın­ da çırp ılmı ş yumurta . İç hat uçuş ikramları­ mıza da degişiklikler getirildi . Desenli özel kutular h azırlatıp içerigi yenilendi. Açlıgınızı giderecek bir sandviçin yanında taze veya ku5

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


ru tul m u ş meyve ile ağzınız tarlanacak. Halen dış istasyon lardan Türki ye'ye gelen uçuş­ larda ikram edilen menüler üzerinde ça lı şma l ar devam ediyor. Almanya , New York, Paris , Roma ve Milana şehi rl eri nd e uçaklarımıza hizmet veren ikram kuru-

and potatoes parisienne with seramb/ed eggs. Innovations have alsa been made in refreshments served on domestic flights. Passengers enjoy sandwiches with fresh or dried fruit served in specially designed boxes. Work is continuing on menus for inearning international flights to Turkey. Various presentations and selected menus have been prepared by the catering companies which supply our aircrafl in Germany, New York, Paris, Rame and Milan. We will shortly be participating in new presentations in Strasbourg, Zurich, Geneva and Basel. Our aim is to start the new suınmer timetable, which begins at the end of March, with new and unusuat refreshınents on jlights from these cifies. We have a message for passengers who have seni us constructı:ve eritic is m and suggestions: the food served on our international jlights is shock-frozen at -20 degrees Centigrade after being cooked and prepared under hygenic conditions, and is loaded according to daily jlight plans. 1bese procedures make it impossible to serve certain menus, since space in the aircraft galleys and ovens is limited. White we believe that p leasing th e patate and the ~ye is the most effective vehic/e of competilion , il is our passengers who have the /ast word as to whether we ıneet their expectations or not. Wishing you "aRyet olsun " (bo n appeti/) for your next safe and comfortab /e jlight. •

luşlarında hazırla­

nan muhtelif prezantasyonlar ile seçilm i ş menüler hizmete girdi. Önümüzdeki günler içinde Strasbourg'da , Zurih, Cenevre ve Basel'de yeni prezantasyonlara katılıyoruz. Amacımız; Mart sonu itibariyle başlayacak yaz tarifesinde, bu şe­ hirlerden ele yen i ve değişik ikramlarla karşını­ za çıkmak ... Yapıcı e l eştiriler ve değişik öneri ler gönderen bazı yolcu l a nmı za duyurmak i stediğ imi z kısa bir mesaj var; dış hatlarda uçaklarımızcia sunulan yemekler, hijyenik şartla rda h az ırl an ıp pişirildikten sonra -22 C'cla şoklanarak muhafaza ed ilmekte, günlük uçuş planiarına göre yüklenmektedir. Bu tip işlemler , arzu edilen bazı menülerin sunu lm asını imkansız kılıyor. Uçaklardaki galley (mutfak) ve fırın yerlerinin minumum sayıda ve sınırlı o lu şu ile orant ılı bir yükleme yapıl­ ması zorunluluğu

da başka bir etken . Damak zevki il e göze hitap etmenin en etkin rekabet aracı

o ldu ğ unu

düşünmekte

isek de, başarı grafiği­ miz hususunda son söz yine siz sayın yolcularımızın ... Emniyetli, konforlu bir uçuş öncesinde, şimdielen "afiyet olsun'' . •

6

S K V LIFE MART

+

MARCH

1 994


B

ugün

dünyanın dört bir yanında.

milyonlarca işadamı Norstar kullanıyor. .. Bu elbette

rastlantı değil ,

seçim. Çünkü devlerinden

bilinçli bir

h abe rle ş me dünyasının

Noıthem

için sizi adım adım yönlendirir. açık

Geleceğe

bir yapıya sahiptir ve yazılım

kartuşunun

Telecom'un ileri

duvara monte edilebilen, 4

deği ş tirilme s iyle

yeni özellikler

kazanır.

Farklı

mükemmel bir seri

kapasitelerde üç modeliyle kurulu şa

her büyüklükte

kolaylaştıran

uygundur.

Opsiyonel

uygulamalara

açık

özelli~i

var. ..

J Norstar esnek tuş yapısına sahiptir, dilediğiniz

tu şa

dilediğini z

verebilirsiniz. Norstar teorik bir

yardımcıdır. Sıvı

kristal

görevi

de~il

prdtik

ekranında

arama.

4400 harici

numarayı

detaylı \"ağrı kaydı.

sistemidir •.

haberle şme

I ş dünyasının

Norstar, Netaş güvencesinde Türkiye'de ... Ve sizinle

çalışmak

istiyor.

isim ile tek hat

Nefas-

iletişimin

lstanbuı Tcl.(2ıllr-ıjı-·ı Ankara Td

heliren mesaj lar

yapacağın ı z işlemler

üzerinden ses \"e veri

iletişimi

megastart

olan

Norstar, sesli mesaj ve otoınatik oper.ıtör işlemleri ,

ayrı

telefon setiyle kullanılabilen Norstar

teknolojisinin ürünü ... Ve haberleşmeyi pek çok

kolaylıklar sunabilmektedir. Istendiğinde

gibi

#.'·)eri 1/aherle,o;nıe .':.'iste nı i: Snytsa/ Ö::el Telc~/(nı .' ·lflltlrllh I'AIJX re Saytsal .,'•it~f.'·eı'n'/('1" .\'istem i)zellikleriHi11

lznıir Tt·l ı.n21 ı~9 .'\.~ .~.'\

gücü (.\12) ıl-'l'i< X)

Antalya Td (.!ın .!ı~ ~o~)

tt"innilltl IOJI"tlll noli.-· .. ;,. 1"';,. ı.

·· 1·--··1 ••• •••

. ... .... .

.

J


MART

1994

MARCH AGENDA • Bükre~ Virtüözleri ve Hadrigal Korosu, Cemal Re~it Rey (CRR), 19 .00. • Ankara Film Festivali, 6 Hart'a kadar sürüyor. • Bucharest Virtuosos and the Hadrigal Choir, Cemal Re~it Rey (CRR), 19:00. • Ankara Film Festival until 6 March. Corneille gravür sergisi,

7

}ampiyonlar ligi'nde HonacoGalatasaray, Honaco'da, Star'dan naklen yayın. Galatasaray plays Honaco in the Champions league, live from Honaco on Star.

9

8

Te~vikiye

Sanat Galerisi' nde. Corneille engravings exhibition, at Te}vikiye Art Gallery.

• Dünya Kadınlar Günü. • "PTT: Hatlar Kan~tı" söyle~isi, Yapı Kredi' de. • World Women's Day • "PTT: Tangled lines" talk at Yapı Kredi.

...Ergin inan resim sergisi,

Yapı Kredi KaTcqkent, Beyo~u . Ergin inan painting exhibition, Yapı Kredi Kazım Tcqkent, Beyoğlu.

zım

16

Salih Acar, Haria Kıhço~u resim ve heykel sergisi, Eylül Sanat Galerisi'nde, Tel: 2136846. Salih Acar and Haria Kıhçoğlu's paintings and sculpture at Eylül Art Gallery, Tel: 231 68 46.

22

Um ur ~ürk er resim sergisi, Vakko lzmir Sanat Galerisi. Umur Türker art exhibition, at Vakko izmir Art Gallery. T

21 .&

• Galatasaray-Honaco, Ali Sami Yen'de. •Zoran Dukiç'ten gitar konseri. • Galatasaray-Honaco football match, at Ali Sami Yen Stadium. • Guitar concert by Zoran Dukiç.

23

Erdal Alantar'ın Paris, Bodrum ve romantik müziğin sentezi resimleri, Galeri B'de, Te~vikiye , Tel: 2270363 Erdal Alantar's paintings. a synthesis of Paris, Bodrum and romantic music, at Galeri B. Te~vikiye, tel: 227 03 63.

28

istanbul Devlet Tiyatrosu'nda "Shakespeare Günleri" bcqhyor. "Shakespeare Days" begin at Istanbul State Theatre.

jack de johnetle caz konseri, CRR, 19.00. jack de johnetle jazz concert, CRR 19:00.

8

SK V LIFE MART

+

MARCH

1 994

Barcelona-Galatasaray, Barcelona'da, Star' dan naklen. Bareelona-Galatasaray football match, live from Bareelona on Star.


3

eChilingirian Dörtlüsü'nden Oda Müziği, CRR, 19.00. eSerge Henri Kretzıchmar resim sergisi, Sandoz Sanat Galerisi. eChamber music from the Çilingirian Quartet, CRR 19:00. ePaintings by Serge Henri Kretzschmar, at Sandoz Art Gallery. Önder Ergün resim sergisi, AKM Sergi Salonu, ll Mart'a kadar. Önder Ergün art exhibition, Atatürk Cultural Center Exhibition Hall, until ll March.

1o

4

Koray Ari} heykel sergisi, Galeri Nev'de, 8 Mart'a kadar. eKoray Ari} sculpture exhibition, at Galeri Nev until 8 March.

5 • Seyhan Topuz'un heykel sergisi, Maçka Art'ta. • Kuvvet lordo~u ile Rumelifeneri-Kilyos, Fest, Tel: 2582589. • Seyhan Topuz sculpture exhibition, at Maçka Art. • Rumeli Feneri-Kilyos tour with Kuvvet lordoğlu, Fest, tel: 258 25 89.

Necmettin Özlü resim sergisi, Vakko B Mart'a kadar. Necmettin Özlü art exhibition, Vakko Beyoğlu until B March. Beyo~u.

24

Hüsamettin Koçan 'ın "Anadolu'nun G'ôrnl Tarihi, Fasikül 2: Osmanlı" sergisi Yıldız Sarayı Silahane Binası' nda. 11 Hisan'a kadar. Hüsamettin Koçan's "Anatolia's Visual History Fascide 2: the Ottomans" exhibition at Yıldız Palace Annoury, until 12 April.

Figen Aydınta}bafın resim sergisi, Taksim Sanat Galerisi ve Tank Zafer Tun aya Kültür Merkezi'nde. Figen Aydınta}ba} art exhibition, at Taksi m Art Gallery and Tarık Zafer lunaya Cultural Centre.

11

Meuo Soprano Gail Gilmore'dan }an resitali, CRR, 19.00. Singing recital by mezzo soprano Gail Gilmore, CRR, 19:00.

17

6

Galatasaray-Fenerbahçe, 19.00, Show TV'den naklen yayın . Galatasaray-Fenerbahçe football match, live on Show TV, 19:00.

18 Jonathan Demme'nin yönettiği "Philadelphia" Istanbul sinemalannda. "Philadelphia" dir~cted by jonathan Demme opens at Istanbul cinemas.

19

yönettiği ~Günden

20

Kalanlar" Istanbul. sinemalannda. "The Remains ııf the Day". directed by jones lvory is showing at Istanbul

l'Onnindo Opera: Francesco Cavalli, CRR, 20.00. l'Ormindo opera, Francesco Cavalli, CRR, 20:00.

25

• Nina Corti Flamenko dans, CRR, 19 .00. • laurence Salzmann fotoğraf sergisi, Atatürk Kitaplığı'n da. • Nina Corti, flamenco dancing, CRR, 19:00. elaurence Salzmann's photographic exhibition at Atatürk library, Taksim . ...

james lvory'nin

26 lordo~u Kayalar-Kandıra,

Kuvvet

ile Kefken-Pembe Fest, Tel: 2582589. Tour of Kefken-Pembe Kayalar- Kandıra with Kuvvet lordoğlu, Fest, Tel: 258 25 89.

• • • •

Dünya Tiyatrolar Günü. Yerel Seçimler. World Theatreı Day. local elecıions.

27



SHOPPING

CENTRES

ALlŞVERiŞ MERKEZLERİ İstanbul

ve Ankara'da birbiri ardına açılan dev alışveriş merkezleri, tüketim toplumuna dönüşmenin yeni sembolleri sayılıyor.

Gigantic shopping centres in İstanbul and Ankara are the new symbols of the consumer socie(y. By

SEL D ASAVAŞ

T he rapid transformatian of Turkey into a consumer society is a favourite topic of discussion these days, and the huge modem shopping centers springing up in Istanbul and Ankara give substance to this idea through the medium ofglass, steel and concrete. 1be concept of the consumer society is based on a passian for shopping, which has become more than just a necessity but a way of life. When did shopping originate? Perhaps when the first man met the second man! Whether they bargained or not no one knows, but what is certain is that the history of mankind can be equated with the phenomenon of shopping. Giving what you own in retum for something belonging to sameone else has always been irresistible to human beings. In order to satisfy this acquisitive instinct, human beings have ıraversed impassable mountains; sailed into the unknown, placing their trust in a tiny boat; and embarked on journeys lasting not just months but years by caravan along the ancient trade routes. 1bis overwhelming passian has become yeı more powerfıtl today and in different ways holds us all under its sway. The modern world offers ever more diverse forms of shopping to tempt willing customers. No tonger are basic and physical requirements such as fashionable dothes the sole goal of shopping. Jnstead, atmosphere, aspirations and even the style of shopping count for as much as the purchases themselves. For instance, you might define yourselfas a modem cultured person. But that isn 't enough. To convince others that you are modem and cultured you have to

Türk toplumunun hızla bir ttiketim toplumu haline dönüşmes i , son yılların favori gündem maddelerinden biri. İstanbul ve Ankara'da birbiri ardına açılan büyük, modern alışveriş merkezleri bu düşüncenin ete kemiğe, daha doğrusu , cama, çe liğe ve betona bürünmüş ifadeleri olarak gösteriliyor. Tüketim toplumu kavramının belkemiğini alışveriş tutkusu, alışverişin giderek ihtiyacı karşı lamaktan öte bir yaşam biçimi haline gelmesi oluşturuyor. Alışveriş ne zaman başladı? Belki de ilk insan, ikinci insana rastladığı anda! Pazarlık ya pıp ya pmadıkları bilinmez. Ama şurası kesin ki, insanlığın tarihi alış­ verişin tarihiyle denk. Alışveriş insanın vezgeçilmez aşkı olmuş her zaman. Sahip olduğunu vermek ve karşılığında kendinde olmayanı almak ... Bu uğurda i nsanoğ l u aşı l maz , geçit vermez dağ l arı aşm ı ş; bir küçücük tekneye güvenip bilinmeyene yelken açmış ; kervanlarla aylar, yıllar süren yolculu klara çık­ mış.

Bu bitmez ti.ikenmez tutku , bugün daha da güçlenmiş ve farklılaşmış olarak hepimizi etkisi altında turtı yor. Çağdaş dünya, alışverişi, her geçen gün daha da çeşitlendirerek sunuyor insanlara. Artık yalnızca moda ve giyecek gibi temel ve somut ihtiyaçlar değil, görünümler, atmosfer, tarz da alışveriş konusu. Örneğin kendinizi modern , kültürlü , bakımlı biri olarak mı tanımlıyorsunuz? Yetmez! Bizi buna inandırabilmeniz için modern, kültürlü, bakımlı biri gibi giyinmeniz, ona uygun yerlere gitmeniz, belli şekil­ lerde eğlenmeniz, böyle bir kişinin dinteyeceği müziği dinlemeniz gerekli. Çok zor de~il! Aradıkl arını11

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


Fenerb~hçe'deki Pyramid, içerenköy'deki Carrefour ve Ataköy'deki Galeria'da aradığınız hel'}eyi bulmanız mümkün. 1 Pyramid in Fenerbahçe, Carrefour hypermar-

ket

ın ıçerenköy,

and Galleria in Ataköy are three more shopping spots.

keep up appearances, go to the rigbt places, enjoy yourself in the correct way, and listen to the rigbt sart of music. It's not di.fficult! You can find all the tbings you need in one oj the new sbopping centers. If you live in Bakırköy, Ataköy or Yeşilyurt, Galleria awaits you. Jstanbul 's first full scale sbopping center, Galleria is stili as popu/ar as when it opened on 1 October 1988. Wbatever you seek is available in the 127 shops bere. lfyou get tired or hungry go down to the tower jloor, cboose wbatever you jancy from the diverse jood on of!er, and enjoy it at the side of the ice rink, doing your best not to laugh at the antics of the amateur skaters. Perhaps your children don 't /et you shop in peace? Wbat is Fa me City there for? Instead of admonishing your ebi/dren, leave them alone to play sajely at the entertainment centre while you finisb your sbopping. Meanwhile make a note to come here one day for a bowling session witb your friends or your busband. Let's say you live in Etiler or Levent. You now have a new alternative. Instead of watking mi/es from street to street and shop to shop you 'll find everytbing you need at Akmerkez, wbich opened on 20 December 1993. Akmerkez is one of Europe 's largest shopping centres, with a jloor area of 165, 000 square metres, oj which 245 shops on three jloors account for 32,500 square metres. On a winters day in !stanbul wander

zın

tümünü yeni alışveriş merkezlerinden birinde bulabilirsiniz. Eger Bakırköy, Ataköy, Yeşilyurt tarafında oturuyorsanız, Galleria sizi bekliyor. İstanbul ' un ilk alışveriş merkezi olan Galleria, hala ı Ekim 1988'de aç ıldıgı günkü popülaritesini koruyor. Aradıgınız her neyse, buradaki 127 magazadan birinde bulmanız mümkün. Acıkır veya yoru lursanız alt kata inin. Çeşitli yiyecekler arasından canınızın çektigini alın ve buz pistinde kaymaya çalışanlara gülmemeye ça lı şarak atıştırın. Çocuklar fırsat vermiyor mu? Fame City ne güne duruyor? Çocuklarınıza "sus", "yapma", " hayır" demekten vazgeçin; bırakın güvenli bir ortamda rahatça oynasın lar; siz alışverişi: nizi tamalayın. Bu arada birgün arkadaşlarınız veya eşin izl e birlikte bowlinge gelmeyi de aklınızın bir köşesine not edin. Diyelim Etiler, Levent tarafında oturuyorsunuz. Artık sizin için de yeni bir seçenek var. Alışveriş yapmak için sokak sokak, dükkan dükkan dolaşmak yerine, herşeyi bir çatı altında bulabileceginiz Akınerkez 20 Aralık 1993'te açıldı. Akınerkez Avnıpa ' nın en büyük alışveriş merkezlerinden biri. 165.000 metrekarelik bir alanda inşa edilen Akınerkez'in 32.500 metrekaresi alışverişe ayrıl­ mış; 3 kata yayılmış tam 245 magaza var. İstanbul 'da kış günü , palmiyeler arasında yürüyerek al ı şverişi 12

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


SİGOR TA

BATI

10

Y

I

L

D

I

R

SiZiNLE EL ELE! BATI SIGORTA SIGORTAClLlK HIZMETINDE 10. YILIN I TAMAMLADI. DAIMA KENDINI YEN ILEYEREK , DAIMA YENİLİKLER ÜRETEREK VE SIGORTACILIÖA BAŞLADIÖI GÜNDEN BU YANA HEDEFLERINI BİRER BIRER GERÇEKLEŞTiREREK ...

BUGÜN, BATI SIGORTA

BAT I LI ANLAMDA SIGORTACILIÖIN ÜLKEMIZDEKI ILK UYGULAYlClSI OLMANIN HAKLI GURURUNU YAŞlYOR! BATI SIGORTA 10 YIL BOYUNCA, EN ZOR ANLARINIZDA HEP YANlNlZDA OLDU . iÇINIZi RAHATLATTI . SIZI GÜLÜMSETTI. ÇÜNKÜ SIZINLE HEP ELELEYOl VE ÖYLE OLMAYA DA DEVAM EDECEK . ÇÜNKÜ, ZATEN SiGORTAClLlK BUDUR .

G. Müdürlük : İn önü Cad. Dersan Han No:90 Kat: ı 80090 Gümüşsuyu ISTANBUL Tel : (2 12) 251 02 80 (5 hat) Ege Bölge Müd ü rlüğü/İzmir : (232) 489 64 65·489 44 19 O rta Anadolu B


165 bin metre karelik bir alanda inja edilen Akmerkez'in 32 bin 500 metre karesi alıjverije ayrılmıj. Burada, 3 kata yayılmıj tam 245 mağaza var. 1 Akmerkez with 245 shopı on three floorı has a total area of 165,000 square metreı, of which the shopping area coverı 32,000 square metres.

amidst the palm trees from shop to shopi At any moment a Hawaian beauty might appear out oj nowhere and hang a garland ofjlowers araund your neck. In addition to shops, Akmerkez has three cinemas, restaurants, fast jood cajeterias, and a huge supermarket. In short you can do your entire family shopping in a pleasant and relaxed atmosphere without any unnecessary stress and strain, or even take the family here for a Sunday outing. So you live on the "other side" oj Istanbul. In that case try Capital in Altunizadei As you can see, the time when our cousins on the opposite side of the Bosphorus had to go all the way to Osmanbey to buy a · pair of trousers is a thing oj the pası. Indeed the inhabitants of Istanbul 's European side are jlocking to Capital to play quasar. Covering an area of 57,000 square metres, with 131 shops on six jloors Capital opened on 18 September 1993. As well as a large supermarket, there is an extensive entertainment arcade, three cinemas, one spherical screen cinema, a bowling alley, and billiard and quasar salons. Apart from these three major shopping centres, two smaller scale centers have proved their popularity with Istanbul 's shoppers: Atrium in Ataköy and Pyrainid in Fenerbahçe. Migros, Turkey 's largesi supermarket chain, with branches in several cities and in alması every district of Istanbul, the cash and carry store,

Her an köşeden bir Hawaili kız çıkıp boynunuza bir çiçek ha lkası takabilir! Akınerkez'de mağazaların yanısıra 3 sinema salonu, lokantalar, hazır yiyecek bölümleri ve büyük bir süpermarket de yeralıyor. Kısa­ cası , tüm alışverinizi burada, hoş ve rahat bir ortamda, s ı k ıl madan yapmanız, dilerseniz ailece bir Pazar gününü burada geçirmeniz mümkün. Demek siz "karşı " da oturuyorsunuz. O zaman sizi Altun izade'ye, Capitol 'e alalım! Gördüğünüz gibi " karşı " da oturanların pantalon almak için Osmanbey'e geldiği günler çok gerilerde kaldı. Hatta işantaş ı ' nda oturanlar quasar oynamak için Altunizade'ye Capitol 'e akın ediyor artık. 18 Eylül 1993'te açılan Capital 57.000 metrekare alana kuru lu ve 6 kat lı. 131 bağ ı msız bölüm kapsayan Capitol 'de , büyük bir süpermarketin yanısıra, geniş bir eğlence merkezi, 3 sinema , bir küresel perdeli sinema , bowling, bilardo ve quasar salonları da yer a lıyor. · Bu üç büyük alışveriş merkezinin dışında , daha küçük ölçekli, daha yerel merkezler de İstanbul ha l kı­ na hizmet veriyor; Ataköy'deki Atrium ve Fenerbahçe'de yer alan Pyramid. Ayrıca Türkiye'nin pek çok kentine yayı lan ve İstanbul'un hemen her semtindeki mağazalarıyla büyük bir zincir haline gelen Migros, 1990'dan bu yana Güneşli ' de faaliyette bulunan ve bir şubesi de Kozyatağı ' nda açılan Metro ile geçtiğimiz günlerde İçerenköy 'de faaliyete geçen Carreı 4

SKYLIFE MART +

MARCH

1994

,.


Never before has a television delivereel such visual beauty in such incredibly beautiful style as the new GAOO. Compareel to conventional 29" TV sets. it's remarkably slim-with a depth of only 45cm. The seeret? GAOO's new Super Slinı Picture Tube. The world's thinnest*, it enıploys technology developed for high definition television (HOTV) to deliver the clearest. most beautiful color you'ye ever seen. With Auto Picture Equalizer. you're sure to have the ultimate TV viewing experience. Anel. there's nıore to GAOO than meets the eye. Hexacone Donıe Sound System and Auto Souncl Equalizer ınake coınmercials less intrusive. draına ıııore dramatic, and ınusic siıııply marvelous.

1.

It's a whole new angle on TV viewing pleasure.

Official Worldwide Olympic Spansor

ccrıo Panasonic


Ankara Çankaya'daki Atakule, adını 125 metrelik kuleden alıyor (solda). istanbul Altunizade'deki Capitol, 57 bin metre kare alana kurulu (sağda). 1 Atakule shopping centre with iıs 125 metre high tower is on Çankaya hill in Ankara (left). Capitol at Altunizade in istanbul covers an area of 57,000 square metres.

four, lstanbullulara daha farklı bir seçenek sunuyor. Bu magazalarda çeşitli ürünleri bir çatı a ltında ve daha ucuza bulmak mümkün . 10.000 metrekarelik satış alanıyla Türkiye'nin en büyük hipermarketi olan Carrefour, yakında inşa edilecek olan alışveriş merkeziyle hipermarket olmanın yanısıra , İstan­ bul'un başlıca a lı şveriş merkezlerinden biri haline gelecek. İstanbul ' un son 5 y ıl içinde açılan bu dev merkezlerine k arş ılık Ankaralıların da iki al ı şveriş merkezi var: Çankaya'da yer alan ve adını aldıgı 125 metrelik kulenin ya nı sıra, 155 magazanın , bir nikah salonunun ve bir eglence merkezinin bulundugu Atakule ile Kavaklıdere'de 382 magaza ve 103 ofisi kapsayan Karum İş ve Alışveriş Merkezi. Aslında, son 5 y ılın olgusu gibi görüne n alişveriş merkezleri bize, en az ından İstanbullulara pek de yaba ncı degil. Neredeyse 500 yı ldır İstanbul 'un adıy­ la, siluetiyle bütünl eşen Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı bugünün alışveriş merkezlerinin öncüsüydü. Şark Kahvesi'nden, Köylü Pazarı ' ndan , Mısır Çarş ı ­ sı ' nın baharatçılarından buz pistlerine, lazer oyunlarına, fastfood dükkanlarına , lüks giyim magazalarına uza nan çizgide mekanlar degişse de a lı şveriş hep ay nı.

Metro, with two branches in istanbul, and the newly opened Carrefour in içerenköy on the Asian side ojfer istanbul's inhabitants diverse shopping alternatives. In these stores food and many non-edib/e products can be found under one roof and a t cu t rate prices. Carrefour, wilh a shopping area of 10,000 square metres, is Turkey 's largesi hypemıarket, and plcms are afoot to bui/d a shopping cenll-e nextdoor, making this site one ofistanbu/'s principal shopping emporiums. Ankara, too, is not wilhout its new-style shopping cent res, such as the 125 meter high Atakule Tower in ·Çankaya, wilh its 155 shops, reception roomsfor marriages and other occasions and entertainment centre, andKarumin Kavaklıdere, wilh its 382 shops and 703 o.ffices.Seemingly a new phenomenon of five years ' standing, in fact lstanbullus are no strangers to the shopping centre concept. For five centuries the Grand Bazaar and the Spice Market have been part of istanbul 's fabric, the main des/i nations of shoppers from far and wide. Tbe traditional coffee house in the Grand Bazaar, vau lted stone roofs a nd spice shops might seem a far cry from ice rinks, laser games, fast .food shops and designer clothes, bul these are on~y supe!Jicia/ innovations which have not altered the fundamental idea ofshopping under one roof •

+

16

SKYLIFE MART

MARCH

1994


'

:..

. . . "' . . . . ~

~ :' .

.. .

.

. .. .

·.. :

.,.

.

-

-• beğ0rlQik a· · · · "-o ı . ı .ş v· e r. i · ş i n

o ş ~k e n•t i ~,

'


JOURNEY T3JTHE LAND

FRAGRANCE

Latif kokular ülkesine yolculuk Her

çağın

kokusu vardır. Her yılın, ayın, günün kendi kokusu ... An ' ların kokusu vardır. Nerede bir tahta sandık görsem, burnuma dolan selvi ağacının kokusudur.

Every age has its pel:finne. Euery year, euery month, euery day has its own ji·agrance ... eueJZ monzents. Wheneuer I see a ll'Ooden chest it is the scent of the cypress free u.ıhichjWs my nostrils. By ADALET AGAOGLU

Geçen yılın son ayınd a, Istanbul , Büyükdere'de ki Sadberk H a nım Müzesi'nde Kokuların Mirası sergisi açılmıştı. Sergiyi gezerken gözüm bir yandan iki bin yedi yüz yıllık kokulu yağlar , parfümle r tarihinin buradaki kanıtl a rı olan kü çüklü büyüklü çeş it çeş it parfüm ş i şel e rind e, yağ ve gülsuyu kap l arıncla , sa bun , pudra etiketlerinde; öte yandan kafam hep bir romanda: Ba ş ta "insa n koku s u ", kokular , b öy lece d e "koknıayan l ar" üstüne söylenebilecek her şey i söylemiş, hatta bunun da ötesine geçmiş bu roman, Patrick Süskind 'in Koku (Das Parfüın) adlı kitabı. Bakın . Alman yaza rı Süskind, romanında "Amour et Psyche" adlı bir kokudan söz açmış­ ke n, ne eliyo r: '' Kokuların öyle bir inandırı c ılığı vardır ki , sözlerd e n . gözle görmekten, cluyguclan , iraelede n daha güçlüdür. Savılıp atılamaz bu inandırıcılık, soluduğumuz havanın ciğerlerimize i ş l ey i ş i gibi içimize iş l e r, doldurur bizi, he pten ele geçirir". (P.Süskind, Ko ku , Ca n yayınları, 1987. Çev. Tevfik Turan. s. 85) Herhalde bu inandırıcılığından ötürü insa nl a r,

Th e last month of 1993 saw the Legacy of Pe1jumes exhibition open at Sadberk Hanım Museum in Büyükdere, !stanbul. Casting my eye over peıfu me bottles of all shapes and sizes, surviuors of a history of fragrant oils and p erfumes which sıretehes back 2700 years, containers for oil and rosewater, and iabe/s for soap and powder, my mind strayed to Das Patfum by Patrick Süskind. 7bis novel says all there is to say about the scent of human beings, peıfumes, and indeeel the scentless. In this novelthe German writer says of a peıfume nameel Amour et Psyche, "Peıfumes have such power of persuasion that they are more poweıful than words, than sight, than sense, than ıui/1. 7bis power, which is not to be dismissed, leaves an impression ıuithin us which, as the air we breathe is absorbed into our lungs, fills us, ouerwhelms us completely. " Probably on account of this persuasiueness, people have long extracted the essence of fragrant things and presen/ed these essences, scents and essenfiat oils to history, as if in retaliation 18

SKYLIFE MART

+

MARCH

1 994


against the smells oj rotting jlesh which are the omen oj death. Such retaliation has always gone on. At the root of the endeavour to distil everything which is alive or which has Jragrance, to obtain new scents from combinations oj these distillates, lay the instinct to exorcise wickedness, to defend life against death; long bejare people were motivated by personal vanity. Remember the mystic incenses of the East, the agalloch tree of churches, the storax resin of mosques and musk. Taday we are obliged to constantly spray things, to clean the increasingly polluted air, to get rid of ·mosquitoes. Tbese tatter-day incenses make holes in the ozone layer, but the instinct is always the same: pleasant fragrances to ward off evi!, volatile substances to sweep it away.

ölümün işareti çürük ve leş kokularına bir karşı gibi, güzel kokan şeylerin özünü çıkarıp bu ' ruhları ' (scent'ler) ş ifalı yaglar, güzel kokular tarihine armagan etmişlerdir; bu karşı koyuşları hep de sürmüştür. Canlı olan, yani kokulu her şey i damıtmanın, bu damıtıkların karışımından değişik kokular elde etmenin kaynagında , insanların kendilerini başkalarına daha çekici kılma isteğinden önce, kötülükleri kovma, hayatı ölüme karşı savunma güdüsü var. Doğu'nun çeş itli mistik buhurl a rını , kiJiselerin öd ağacı, camiierin günlük, misk tütsülerini koyuş

düşünün.

Günümüzde gittikçe yogunlaşan kirli havayı 'temizlemek', sivrisinekleri ' ka ç ırmak ' için de durmadan bir şeyler 'püskürtmekteyiz' . Ozonu da delip geçen, yeni zaman tütsüleri : •• Spreyler. .. Ne olursa olsun, güdü aynı: Kötülüge latif kokular, ' alıp götüren' uçucularla karşı durTbe idea of being swept away isa crucial one. Let's say that you are not at the ma çabası. •• ~·P~~~~~ij~~~~-~ Legacy oj Fragrances exhibi'A lıp götüren. ' Bu ço k tion , but in an aircraft. Swept away by a sense of önemli. Diyelim ş imdi Kokuların freedam which begins at Mirası sergisinde değil de, the airport, you !ean combir uçakta olsanız . Havalanfortably back in your seat. manın getirdiği özgürlük If you browse through the duygusuyla koltuğunuzda pages of the magazine rahatça arkanıza yaslansawhich the airline has kindnız. Uçak şirketinin sizler Iy published for its passeniçin yayınladığı dergiyi alıp gers, you will begin to discover brand-new regional sayfalarını karıştırmaya ba ş­ cultures that you were quite lasanız, konumunuz gereği kuşbakı ş ı da olsa , sadece unaware of, even from fotograflardan , yazılardan photographs; perhaps a dahi bilmediğiniz kültürleri , birds-eye view but nonetheyepyeni yöresel zenginlikleri less a fascinating one. A ke ş fetmeye koyulursunuz. Binose with just a minimal sense razcıK koku alan bir burun, yani azıcık hayal güof smell, just a tiny amount oj imagination, is cü yeterli bunun için. İşte , gelişigüzel karıştırdı­ sufficient for that. You see, you have already gınız sayfalardan uçucu bir şeylerin kokusunu caught the odour of sometbing volatile rising from the pages as you turn them at randaml Tb is almaya başladınız bile! Ağrı Dağı'nın kokusu might be the odour of Mt. Ararat, or that oj the olabilir bu . Isparta gül bahçelerinin kokusu olarose gardens of Isparta, the old bilir. Paris'in eskimiş kağıt kokusu , Chicago'nun parchment of Paris, Chicago~ rare ızgarada kanlı et kokusu , Tibet'in yün, Londgrilled steak, the wool oj Tibet, the ra ' nın çay kokusu -biraz gümüş karış ıgı- olabilir. tea - tainted a little by that oj the 'Duty Free on Board' tanıtımını yapan sayfalara silver spoon - of London. baktıgınızda ise, çeşit çeşit parfüm şi şel erinin foWhen you look at the pages listtografları , koku alma duygunuzu büsbütün kır­ ing duty free items available on baçlar. Sadece kokuların çekici ş işelerini görboard, the photographs of numermekle kokular ülkesine bir yolculuk ba ş lamıştır. ous perfume bottles incite your sense oj Bir zamanlar parfümlerin Amber, Şuklıfe, Sortilege, Au Revoir gibi adları da varmış büsbütün smell. just the sigbt of those attractive bottles

19

SKYLI FE MART

+

MARC H

1994


alıp

götüren. Ş imdi yepyeni k oku adları sparks o.ff a journey to the tand offragrance. ve herbiri yine bir sanat eseri olarak tasaAt one time peifumes all had names !ike Amber, rımlanmış, cam, kristal, tıpalarıo da ayŞukufe, Sortilege, or Au Revoir. Now peifumes nca müthiş çekici biçimde dizayn have quite dtfferent names and their bottles are edilmiş parfüm şişeleri .. . Latince Per each designed as a work of art, their glass and Fumum'dan (tütücü, uçucu , dumancrystal lids each an irresistible attraction. The lı) gelme parfümlerin, afrodizyak lığı word peifume derives from the Latin per fumu, da adlarında yarı gizli latif kokuların meaning volatile or fume-like, and their aphroşişeleri. Tabii belki artık , diyelim 18. disiac properties are latent in the names of these yüzyıla ait, çam ağacı biçiminde, tıpaelegant scent bottles. Of course the bottles of taday sı kuş ya da yald ı zlı gonca gülden, cannot compare with, fet us say, an 18th century her yaprak ucunda kızıl bir kirazın asılı peifume bottle in the form of a fir tree, its stopper bulundu ğu, birer yanından kadın ve erkek figürin the form of a bird or a gilded rose hud, with a lerinin kucakladığı şişelerden biri değil bunlar. red cherry dangling at the tip of every leaf and Gümüşten tel sepete yerleştirilmiş, tıpası s ır- AJ:j~lflt'llıt-... embraced on either side by figures of a man ma püsküllü, boynuncia fildişinden minianda woman. Nor are they bottles set in a cik bir kaş veya kirpik tarağı asılı bu luhasket of silver wire, their stopper made nan ş işelerden de değil. Şimdiki zaof silver tassles, anda miniature eyemanın pratik, hemen yarın yine brow or eyelash comb made of biçim ve öz değiştirmeye aday duivory hung araund its neck. Instead, rumuyla tüketilmeye sunulmu ş parthese perfume bottles have all the fümlerin şişeleri. Hepsi o kadar çekipracticality of the modern age, ready ci kılınmı ştır ki, fotoğraflarda bile to change shape and essence tomorsanki ş i şe l e rd en birinin tıpası açılırow, to be consumed. All have been vermiştir. Kokulu bir esinti sizi kamade so tempting that even in phonatlarına bindirmişt ir. Böylece gitographs it is as if the stopper of one dersiniz. Sadberk Hanım Müzesi'ni of the bottles has jlown open, and a bile terkedip başka zamanlara kofragrant breeze is carrying you on nuk olursunuz. Koku romanının its wings. You may abandan even 18. yüzyıl Paris ıtriyatçısı BaldiSadberk Hanım Museum to pay a ni'nin dükkanı önünde clurursubrief uisit to other times. You halt nuz. Camekanın üstünde yeşil bejare the shop of Baldini, a perre nkte görkemli bir sayvan gerilifumer of 18th century Paris in dir, yanında Baldini'nin som alDas Paifum . A magnificent green tında n a rması ; İçinelen bir demet awning is stretched over the wina ltın çiçek yükselen altın bir fladow and beside it is Baldini's coat kon. of arms in solid go/d, a go/d jlagon İçeri girmek üzere kacontaining a bunch of go/d jlowers. pıyı itseniz, İran işi bir If you push the door to enter, a Persian çıngırak düzeni ses verebeli will ring and two silver parrots will cek, gümüşten iki balıkçıl kuşu begin to spray violet water from their beaks into a da altın kapl amalı çanağa gagago /d plated bowl, as a spring breeze fills your larından menekşe suyu püskürtnostrils. meye ba ş layacaktır. Ve burnuThe cal/ of perfume is a river of associations. nuz bir bahar esintisiyle dolar. Those empty bottles testifying to their various hisKoku çağrısı bir çağrışımlar ırtories carry you away to other springtimes. In mağıdır. Tarihlerine tanıklık places and at times when you are filled with a eden içi boş ş işe leri de sizi yearning for clear c/ean air, you can remove the başka baharlara götürür. Hestopper of one of the jlagons and breathe in the le dunı , tertemiz bir havapure air stored within. ya ·o kadar özlem duy•• duğunuz yerlerde ve In my childhood, wheneuer we went out into the günlerde, flakonlarcountry, bejare the picnic baskets had even been dan birisinin tıpasım opened I used to hear my mother's voice !ike that 20

SKYLIFE MART

+

MARCH

1 994


açıp

o raya tersiniz.

depolanmış

saf

havayı

of a wayfarer who has found water in the desert: "Children, ~Vh~ breathe deeply, breathe deeply!" She used to acı as if the air which belonged to everyone all the time, was a spring of water soon to be swallowed up by the ground. I never understood why she acted !ike that. She used to choose a high spot for herseif and stand there with the grass under her feet and the scent of nectar from the jlowers in the air. She took deep breaths of that intangible, invisible thing as if savaıtring every gulp. just !ike keeping the essences of plants and .flowers in Florentine bottles. Or !ike the retort distilling rose water in Isparta. "Get some fresh air, get same fresh air, " I am fooking at the Legacy of Peifumes exhibition but it is the aifectionale voice of my mather that I hear. 7bis OneThousand-and-OneFlowers cologne bottle seems to be a bottle of clean air which she stored herself. Soan she will take down the jar in the larder and open it for us to sniff. And what about this narrow necked, plump bodied 17th century Millefiari of Murano glass! Bottles with .floral designs ... Probably these were for storing the air on picnics. Every age has its perfume. Every year, every month, every day has its own fragrance ... even moments. Wbenever I see a wooden chest it is the scent of the cypress tree which fills my nostrils. Wbenever I see snow white sheets and underwear the scent of lavender overjlowing from · the cupboards assai/s me. I am not one of those who is farever sighing for the past, yet I have to admit that the larders where the winter provisions were stored had a scent of their own: the mixed scent of quinces, prunes, apricots and mastic. To these were added dried peppers, aubergines, okra, grain, garlic sausage, winter grapes and mel-

koklamak is-

•• Çocuk lu ğumda ne zaman kırlara gitsek, daha piknik sepetleri açılmadan annemin çölde suya kavuşmuş sesini işitirdim: "Çocuklar derin soluk a lın , derin soluk alın! "

Her zaman herkesin olan hava, az sonra yeraltında yitip gidecek bir kaynak suyuymuş gibi davranırdı. Neden böyle yapa rdı , an l amazd ım. Kendisi yüksekçe bir yere dikilmiş olurdu . Ayaklarını altında otlar, havada ba llı çiçek kokuları ... Annem derin derin soluk a lıp vermekte, elle tutulmaz, gözle görülmez diye bildiğim o 'şeyi ', sanki yudum yudum içmektedir. Tıpkı bitki, çiçek özlerinin Floransa şişel erinde sakl anması gibi. Isparta 'da gülsuyu damıtan imbik gibi: "Temiz hava alın , temiz hava alın! .. " Kokuların Mirası sergisini geziyorum ama, hep annemin bu sevecen sesi. İşte şu Binbir Çiçek kolanya şişesi , sanki onun kendinde depoladığı temiz hava ş işesidir, az sonra da kilerdeki kavanozuyla indirecek, bir parçasını bize koklatacaktır. Hele şu ince boyunlu, genişçe kalçalı, Murano camından 17. yüzyıl Millefiori'si! .. Çiçek desenli şişeler... Herhalde özellikle bunlarda o piknik günleri havasını depolamıştır. Her çağın kokusu vardır. Her yılın , ayın, günün kendi kokusu ... An ' ların kokusu vard ır. Nerede bir tahta sandık görsem, bumuma dolan selvi ağacının kokusudur. Nerede kar gibi beyaz çarşaflar, iç çamaşırl arı, orada dalapiardan taşan lavanta çiçeğ i kokuları. Her ad ım başı geçmiş için "ah, vah" edenlerden değilim , ama doğrusu, kışlık erzağın depolandığı kiler odaları nın da kendine has bir kokusu vardı: Ayva, kuru erik, kayısı , bir miktar da sakız karışımı bir koku. Bunlara da karışan kuru biber, patlıcan, bamya, tahıl, sucuk, durmuş üzüm ve kavun kokusu. Bana sorarsanız , koku karışımiarı içinde en mükemmel karışım kiler parfümüdür. Eğer ben Das Parfum'un kahramanlarından işte şu babadan oğula parfümcü Baldini ol saydım , eğe r benim de onun gibi özel kişilere özel bir Parfum de la

ons.

If you ask me the 21

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


most exquisite blend of see nt is the peifume of the larder. lf 1 had been Baldini, the perjitmer who learnt his trade from his father and one of the heroes of Das Paifum, if /ike him 1 had a nose skilled enough to make a special Paifum de la Marquise de Pompadour for exclusive customers, if 1 had an apprentice named jean Baptiste Granouille, do you know what 1 would do? 1 would find out the formula for that larder blend oj the pası and make a gift of it to the juture.

Marquise de Pompadour kokusu ima l edebilecek burun yeteneğincle, jean-Baptiste Granouille adını taşıyan bir ' çırağım ' olsaydı , ne yapardım biliyor musunuz? Geçmişin 'ki ler odaları ' karışan formülünü bulur, bunu mutlak gelecek zamana armağan ederdim.

•• Eskilerde bütün adların benim için bir rengi vardı. Annemin: "temiz hava alın! " la ne demek istediğ i ni kavradıktan sonra olabilir, burmım da her kente bir koku biçmeye başladı. İşte Ankara iğ­ de kokusu ise, İstanbul daha çok balıklı yosun kokusuyclu. Semtlerine ayırırsak Bostancı çınar, Tepebaşı yanmış şeker (karanıela), Kuleelibi havra kokusuyla gelir. Büyükdere tabii ıhla­ mur, manolya ve ille ele 'forest ', yani bir ağaç l ar, yapraklar karışımı. Taipei'nin sokakları deyince ise güherçile kokusu alırım . !zmir, deyince, kenevir karışığı tütün kokusu. Kokularla ilgili özel coğrafyalarımızın , tarihlerimizin yolculuğu bir başladı mı , hiç bitmez. Herbiri ötekini çağırır durur. Viyana ' nın bana neden hep kına, Münih 'in ise kaynatılmış posta! koktuğunu bir türlü çözeme-

••

Once upon a time all names signified a colour for me. Perhaps ajter 1 realised what my mather meant by insisting that we get fresh air, my nose began to formuiate a peifume for every town. Ankara 's perjume was that oj oleaster and lstanbul's a mixture of fish and seaweed. The same applied to the districts of cities. Bostancı was a maple, Tepebaşı was caramel, Kuledibi the scent oj a synagogue, and Büyükdere (natural/y) was linden, magnolia and forest trees. When the streets of Ta i Pei are mentioned 1 can smell saltpeter, and lzmir brings to mind a blend of hemp and tobacco. Once a journey through the geography and history of fragrances begins it never ends. Each one brings to mind another. 1 have never been ab/e to work out why Vienna always reıninds me of henna, and Munich of boiled boots. Whether in jl.ight or not, 1 am stili at the exhibition of bottles which are the legacy oj the thousand and one scents stored in my olifactory meıno­ ry. The calleetion has been compiled by Hatice Paksoy, and perhaps originally with feminine instincts. What the jars and batıtes oııce containing peifumes and jragrant oils, and powder and soap Iabe/s going back to the 7th century EC cal/ to mind is not only enchanting peifumes now consuıned, and c/ean air, but alsa the lives which used them. Some oj these perfume bottles are no bigger than a hazelnut, but who is to say that they did not break more hearts than their size suggests? You stili come across little bottles oj rose oil and perfumes oj musk and aınbergris in bottles ue1y simi/ar to these ıniniature ones on the stalls of ilineranı perume seliers in Istanbul behind Yeni Mosque. These white haired peddlars have trays hung araund their necks. A jew yards away are the perfumers, our connoisseurs in the Egyptian

mişimdir.

•• Uçakta ya da değil , geçmişten burun belieğime depolanmış binbir kokuyla bunların mirası şişeler sergisindeyim hala. Bayan Hatice Paksoy tarafından , ilkadımda belki de kadınca duygularla derlenmiş bir koleksiyon bu. Geriye doğru, ta M.Ö. 7. yüzyıla kadar uzanan koku , kokulu yağ kaplarının, şişelerinin, pudra, sabun etiketlerinin çağrıştırdığı yalnızca tüketi l miş güzel kokular, temiz havalar değil. Aynı zamanda bunları tüketmiş hayatlar. Parfüm şişelerinden bazıları fındık kadar. Ama cürmünden fazla yer yakmadığını kim biliyor? Bu minyatür şişelere çok benzeyen gülyağı , 'miski-amber' koku şişelerine Eminönü 'nde, Yeni Cami arkasındaki bir iki ayaklı koku satıcısm­ da rastlayabilirsiniz. Top top ak sakallı bu satıcı­ ların boyundan askılı tezgahları vardır. Az ötede, Mısır Çarşısı ' ndaki koku imalatçılarımız , 'konesör'lerimiz, ıtrıyatçılık mesleğini babadan oğula sürdürmektedirler. Koku 'daki Baldini'nin öfkeyle ağzından kaçırdığı gibi, "parfümcülük, uçuculuğu sirkeden öğrenmekle olmaz. Sirkecilikten ıtrı­ yatçılığa geçmek, sadece enflasyondur. " 22

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


Bir güzelliği yaratmak. .. emek, ve

yaratıcılığa

sabır

ve özenle. Hayata

inanmak. ..

Sevmek doyasıya hayatı. Ve daha güzel bir Türkiye için

ya~amak .. .

Temsa-Komatsu insan için çalı~ıyor. Büyük dü~leri gerçek kılmak için .. . emek,

sabır

ve özenle.

Daha iyi bir hayat için ... Daha güzel bir yarın için ... Te m sa- K o mat s u ... Daha güzel bir Türkiye için.

ÜRETIM TESISLERI · Ad•n• BÖLGE TESKILATl fat•nbul Ank•r•

4IJ(/# - . : :..

l•~lr

Ad•n•

ı

Tel : (0-322) 346 1

ı

Tel (0-216) Tel . (0-312) Tel · (D-232) Tel (0-322)

ı ı

ı

~BO (B Het) 377 .as !30 346 40 40 (9 Het) 435 31 73 348 15 SO (6 H a t)

Fex ~ (0-322) 346 1 8 44 Fel'l: : [0-216)377 04 38 Fex : (0-312) 346 33 34 Feıx : (0-232) 435 ~S 94 Fex : (0-322) 348 01 83

- - TEM OO KOMATSU LTD. 'NIN TÜRKIYE DISTR/BÜTÖRÜ VE LiSANSLI ÜRETICISIDIR.

TE M

®e

KOllAR U Türkiye'n i n En Büyı.Jk ı. Mekln••• Oretlclal


Mısır Çarşısı ' nda,

boyundan koku tezgahını aynen dükkana uygulamış Mehmet Selim Bey'in yanına varırsa­ nız , size kokular tarihine iliş­ kin istediginiz kadar bilgi verebilir. Ama koku formüllerinden bir damla bile koklatmaz. Meslek sırrıdır. Kartında 'Rose Oil Consultant' diye yazar. Siz bununla yetinmek istemiyorsanız, dosdogru Isparta'nın yolunu tutacaksınız. Orada elbette koku romanı­ nın baş kişisi Granouille'ı bul amazsınız. Bulsanız da kendinin kokusu yoktur, bu nedenle de sizden nefis bir 'insan kokusu' damıtıp onu sürünıneye kalkışabilir. Onun için siz en iyisi Isparta 'daki gülsuyu çıkarma, damıtma kazanlarının yeni sahiplerinden birin bulun. Ber Pellisier mesela. Koku ve kokulu yaglar ticareti ta 16., 17. yüzyıl­ larda başlamış. Bu çok degerli, dolayısıyle pahalı ugraş, her zaman rakip taeider dogurmuştur. Zaten Pellisier'ler de (Koku'nun bir başka kahramanı) ortaya böyle çıkmıştır. Her gün yeni bir koku icat eden yeni zamanlar parfümcüsü, enf-

Bazaar, pursuing a trade passed down from father to son. As Baldini inadvertently said when carried away by anger on one occasion, "Perfumery is not learning about volatility from vinegar. To move from vinegar making to perfumery is merely inflation. " If you go to see Mehmet Selim Bey, who has adapted the traditional perfume tray hung araund the vendors' necks to his shop in the Egyptian Bazaar, he may give you as much information as you want about the history of perfume but he will not fet you snif.f even a drop of his formu/as. That is a professional secret. His card bears the words, "Rose Oil Consultant". If that is not enough for you then you must make your way to Isparta where naturally you will not find Granouille, hero of Das Parjum. Or if you do, he may not have any scent himself and so might attempt to distill a delicafe human scent from you. So it would be better if you found one of the new owners of the rose water extraction and distillation plants in Isparta, Ber Pellisier for example. Trade in perfumes and scented oils dates back to the 16th and 17th centuries. This valuable and bence expensive trade gave rise to fierce competition between the merchants. Indeed that is how the Pel/isiers (another hero of Das Parfum) came into being. The tatter day perfumer who invents a new scent everyday, the ancestor of inflation creators! And I, as you can see, whether in an airplane or at an exhibilion, am an heiress of perfume. just look, tbese boules date from the 19th century. Gilded glass. Bottles in the form of guitars, swords, pinecones and lemons. Myself I liked this mather-of-peart capsule inlaid with si/ver. Wbat is it I wonder, a box for rouge? One of the tourists visiting the exhibition is nearly pul/ing her hair out in dismay . "Oh no, how many empty perfume bottles I threw out of my mother's cupboards. If only !'d realised!". I don 't say a word, because the woman is expressing my thoughts exactly - except that

ask ılı

l asyoncuların atası!..

Ben ise, işte gördügünüz gibi, uçakta olsun, sergide olsun, tam bir koku mirasyedisiyim. Bakın, ş u şişeler de 19. yüzyıla aitmiş. Cam üstüne altın ya ldızlı. Gitar, kılıç, çam kozalagı, limon biçiminde şişeler de var. Bendeniz, gümü ş kakmalı şu sedef kapsülü begendim. Nedir acaba, allık kutusu mu? Sergiyi gezen turist kadınlardan biri, yanımda, neredeyse saçını başını yoluyor: "Aahh, annemin dolaptanndan nice boş porfüm ş i şesi att ım ben. Bilseydim! .." Benim sesim çıkmıyor , çünkü kadın, İngilizce da o lsa hislerimin yüksek sesli tercümanı. Hiç degilse annemden kobalt mavisi bir Soir de Paris şişesi sak l amış olsaydım. Asıl temiz havayı belki de buna depolamış­ tı. En azından bir Eyüb Sabri kolanya şişesi. Hadi onu da geçelim, kötü günler için bir Kanzuk öksürük şurubu şişesi alıkoy­ maz mı insan? Aaa, şu Beykoz işi gülabdan'a bakın! Camdan, gagası yaldızlı , 24

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


Dünyayı saran l~alite ...

Berdan 43

yıldır

bir Türk

markası

kalitesiyle

ingiltere ' den Almanya ' ya , Fransa ' dan Finlandiya ' ya kadar tüm Berdan Tekstil. . . iç ve

dış

dünyayı sarıyor . . .

Kurulduğu

pazarlara

ilk günden beri ,

sunduğu

karelik

alanı

kapsayan modern tesislerinden çağdaş işletme anlayı­

ileri teknolojisine , şından

profesyonel yönetimine kadar

herşeyiyle

Ve

" önce kalite " için ipliğe

çalışır

kazandırdığı

...

eşsiz

ürünleriyle konusunda lider olan

nitelikleri dokuyarak , soylu bir

Berdan Tekstil , 140 bin metre-

kumaşa

dönüştürür.

Genel Müdürl ük : Adana Aslaltı üzeri 7.km. 33401 TARSUS Tel : (324) 6t3 38 30 (12 hat) Faks : (324) 613 39 81 istanbul Bürosu : Aşiretendi Cad. Faal Han Kat. 5 Sultanhamam iSTANBUL Tel : (212) 520 75 46 Faks : (2 12) 520 75 47 Ankara Bürosu : Atatürk Bulvarı . Batıhan No. 151 /601 Bakanlıklar ANKARA Tel : (312) 425 80 34 Faks : (3121 425 80 35


ve kuyrugu yeşile gülsuyu püskürtüyor. Kokuların Mirası sergi katologunda gülabctan üstüne şu bilgiler var: "Gülsuyu şişeleri gülabdan'lar, Türk geleneginde simgesel bir anlam taşımaktadır. Gülsuyu'nun asıl yaygın kullanımı dinsel amaçlıdır. Özellikle Türk Müslümanları arasında yaygın olan ve Kuran okunarak Allah'ı, Paygamber'i öven mevlüt toplantılarında misafirlerin eline gülsuyu dökülürdü. Gülsuyu serpmek için şişkin gövdeli, ince uzun boyunlu, cam, porselen, gümüş gülabdan'lar kullanılırdı. Kuş biçimindeki gülabdanlarda bagıınsızlık, saflık, iyilik gibi birçok özellik simgeleştirilmiştir. Bunların büyük kısmının kuyrugunun kırık olması çeşitli genelekiere baglanmaktadır. Sözde, güvey gerdege girdiginde eline gülsuyu dökülen kuş biçimi gülabdan ' ın bir yanını kırarak, kurulan yuvayanazar degmesini önlemek istermiş ". Tabii sizler bununla aslında geline gözdagı verilmek isteniyor; güvey, en küçük itaatsizlikte senin da kolunu kanadını böyle kırıveririm, demeye getiriyor, diye düşünmekte kuşlar kadar özgürsünüz. Hem unutmayalım, parfümler yoruma açık olmalarıyla da ayrıca çekici, gizemlidirler.

gögsü

kızıl

benek,

kanatları

boyalı. Yaldızlı gagası

they are in English. If only, at least, 1 had kept that cobalt-blue Soir de Paris bottle. Perhaps the real c/ean air was stored in there. Or at least an Eyüp Sabri cologne bottle. Shouldn 't J have saved a Kanzuk cough mixture bottle for a rainy day? Oh, just look at that Beykoz glass rosewater flask/ With its gilded beak, red spotted breası and green wings and tail. The rose water is sprayed from the gilded beak. In the catalogue for the Legacy of Perfumes exhibition it tel/s us the following about güliibdfm. Gülfibdfins, or rose water bottles, have a symbolic meaning in Turkish tradition. The most widespread use of rose water was religious . Among Turkish Moslems it was customary to sprinkle rose water into the hands of guests at mevlut meetings at which passages from the Kur'an were read and psalms in praise of God and the prophet chanted. Gülfibdiins made of glass, porcelain and si/ver, with tali slender necks and ratund bodies were used to sprinkle the rose water. Those in the form of birds symbolised independence, innocence, goodness and many other qualities. The fact that the majority of them have broken tails is put down to diverse traditions. lt is said that on the wedding night the groom was supposed to break off some part of the gülfibdfin used to pour rose water into his hand, so as to ward off the evi/ eye from his nıarriage. " Of course you are free to assunıe that the groom was really waming his bride that at the slightest disobedience he would break her bones. Do not Jorget, the fasGination and mys-

tery of pefjit nıes lies in the extent to which they are


EVERYTHING YOU CAN FIND IN DIVAN HOTELS IS 100 % PUREO

o o

Shower Towels 100% pure cotton. 100 % pure ho ney.

_.;

Freshly squeezed 100 % pure Orange ]u ice. 100 % pure Scotch on the rocks.

Extra Blanket 100 % pure wool.

100 %pure Turkish Hospitality.

..J

(@) DiVAN HOTELS "Gateway to Turkish Hospitality"

----111111111--

DiVAN

--i'%'&'W-

TALYA

ALTINYUNUS

T"l : (2 12) 231 4 1 00

Tel: (242) 248 68 00

Tel: (252) 455 22 00

5*1Mii11Li


2000 YlLlN~, YENI TEM Yeni Tempra 2.0 l.e. lle artık güç sizde. Bu duyguyu ve bu gücü, yeni Tempra 2.0 l.e.'yi

!

lııandıtınızda tüm beniitinizde hissedecek; tüm i

gerçekliğiyle yaşayacaksınız. Yeni Tempra 2.0 l.e.11J 2000'1i yıllara doğru gururla yol .alacaksınız. !

Yeni Tempra ı:o i.e., kategorisinin en güçlü ve ~tak otomobili. 4 zamanlı ve 1995 cc'lik motoru, ı

O'dan 100 km/saat Kurtunsuz benzin

hıza sadece 10.1 saniyede u latıyor. Azami hıZJ saatte 195 km'yi buluyor.

kullanımına da uygun bu motJ., elektronik ateşleme ve enjeksiyon sl~mlyle

Ostün performanSinin ~ıstra yalo,ttan da büyük tasarruf sallıyor.

renginde boyalı ve elektrik kumandall

r··

dlldz aynalan bu

'f'! Dnclfne özlü nJtelllder kaı:an«ltnııror.


PRA 2000

L ALlN

Yeni Tempra 2.0 i.e. kendi kategorisindeki otomobillerin en Bilgisayar teknolojisiyle tasarlanan olan ve yan darbelere vazgeçilmez

karşı

sağlam

koruyucu

ve

dayanıklı yapısal

özelliğe

geniş

elemanlan,

iç mekana sahip

kapı

olanı.

içlerine yerleıtirilmiş

sahip lateral barlan Ise Tempra güvenlik sisteminin

unsurları.

"'

Üstelik yeni Tempra 2.0 i.e. sizlere şimdi, tam otomatik klimalı modelinin yan111ra, kllınljlfjıj~ m odeliyle de sunuluyor. Yeni Tempra 2.0 l.e. de tüm ve paslanmaya

karşı

3

Tofaş

yıl

otomobilleri gibi, kilometre s1n1n olmaksiZin 1 yil

garanti

altında. Tofaş'ın

mt*-tnH~

tüm yurdu kapsayan yaygtn servis

bol ve hesaplı yedek parça güvencesi ise her zaman yanınızda. gOç timdi yeni Tempra 2.0 i.e. sahiplerinde. 2000'11 T•nııııra

2.0 i.e.'yl seçin.

yıllara

güvenle ve prestljle yol alm

aJt lle



CARICAT URIST, WRITER AND CRITIC Bir karenin içine sıkışmış birkaç çizgiyle, yeryüzünün, dünyanın, ülkenin durumunu anlatıvermek ... Birkaç çizgiyle insanlık hallerini, insanı insan yapan özellikleri, insan onurunu, insanın müthişliğini ya da korkunçluğu­ nu, sevdasını ya da öfkesini, acımasızlığını ya da umudunu gözler önüne serivermek ... İşte büyük bir ustanın, çizgi ustası , karikat ü r u stası, eleştiri ustası Turhan Selçuk'un

Expressing the sitilation of the world or a countıy in a few lines squeezed info a square ... Portraying the human condition, man 's characteristics, his honour, his marve/s and iniquities, his passian aııd rage, his cruelty and hope ... Ybat is what a master of line. caricature and criticism has been doing for years. His first carical u re w_as published in the daily Türk Sözü newspaper in Adana in 1941 , making Turhan Selçuk 's career over . half a centuty old. Ybe famous Turkish novelisi Yaşar Kemal says of Turhan Selçuk, "Turhan Selçuk, man of letters, a poet, a novelisi and a story writer .. . This definition might seem strange, O RAL but to me il gets to the heart of Turhan Selçuk's qualities. Do not assume that I am underestimating the art of caricature. On the contrary I believe that the art of caricature can rank with the art of Chekhov, Katherine Mansfield or Sait Faik, and is comparab/e to epic art. Turhan Selçuk has attained this goal .., Looking at his drawings covering a few square centimeters in the newspapers, who can deny that Yaşar Kemal is right. Let us go back in time: As a child I used to see his caricatures in newspapers and magazines. During my school years we used to exchange his caricatures among ourse!ves. They impressed on our young minds the need to oppose all injustice, whether in our immediale circle or in the outside world. We were frivolous young gir/s, jluctuating between studying and playing tmant, bul

KARiKATÜR, MiZAH VE

yı llardır yaptığı...

ELEŞTiRi

tık

karikatürünün 1941 Adana 'da çıkan günlük "Türk Sözü" gazetesinde yayınlandığı y ıl ında

düşünecek o l ursanız ,

USTASI:

TURHAN

ya rı m as ı rda n

fazla sürdürüyor bu işi Turhan Selçuk! Ünlü yazarımız Yaşar Kemal , Turhan Selçuk için şöyle der: "Turhan Selçuk , bir edebiyat By Z EYN E P adamı , bir ozan , bir roman ve öykü yazarı­ d ı r ... Bu tanımlama garip gelebilir. Ancak bence Turhan Seçuk'un özelliklerini belirleyicidir. Sakın karikatür sanatını küçümsüyorum sanı l masın. Tam aksine, inanıyorum ki karikatür sa n atı , Çehov'un, Katherine Mansfield 'in ya da Sait Faik'in düzeyine u l aşabileceği gibi destan sanatıyla da yarışa­ bilir. Turhan Selçuk bu hedefe u l aşmıştır. " Onun gazetelerele birkaç santimetre kare lik bir a l anı kaplayan çizgilerine bakınca Yaşar Kema l'e hak vermemek elde değil ... Gerilere dönüyorum: Çocuktum, gazetelerde, dergilerde onun karikatürlerini görüyordum. Okul yıllarında onun karikatürlerini elden ele dolaştırıyorduk. Onun karikatürlerini izledikçe, genç beyinlerimizele her tür haksız lı ğa , en yak ın ımızdaki ve en uzağımızdaki tüm

SELÇUK

ha k sızlıklara karşı çıkmamız gerektiğini öğreniyorduk. 3ı

SKYLIFE MART

+

MARCH

1 994


Ve insan onurunu ne pahasına olursa olsun korumamız gerekligini öğreniyorduk. .. Aklı beş karış havada , ders çalışınak l a oku lu kırmak arasında gidip gelen genç kızlard ı k, ama o karikatürler karşıs ında toparlanma gereği duyuyorduk. Yüzümüzcle muziplikleri sürdürmenin keyfi, iki duclağımız arasında kahkahalar, kendimize çeki düzen, düşüncelerimize çeki düzen verme gereği duyuyorduk ... Yetişmemizde. kişiliği­ ın i zi bulmacia Turhan Selçuk'un karikatürlerinin büyük bir payı olduğuna inanıyorum.

those caricatures pricked our conscience. White snıiling with glee at our pranks, bursting info roars of laughter, we stili felt the need to pull ourselves and our thoughts together... I anı certain that Turhan Selçuk's caricatures made a vital contribution to the development of our personalities. To be truthjitl, in childhood and ear~y youth we were more interı ested in what these caricatures ~ were saying. Was I aware of their arlistic quality I wonder, I don'! know? I was to discover in time, that Turhan Selçuk had a unique language of his own ... What was Turhan Selçuk 's language of caricatu.re? He was a striking departıtre from his predecessors in the Iradition of Turkish caricature. Nevertheless, h(/ was not alienated from the story of Turkish caricature, which began when Turkey's first humorous magazine Diyojen was published in 1877. His style was a synthesis of east and west, pas/ and future. His narrative

Doğrusu, o çocuk ve ilk gençlik dönemimde bu karİka­ türlerin ne söyl ediği, ne anlattığı galiba bizleri daha çok ilgilendiriyordu. Bu karikatürlerin içerdiği özellikleri , sanatsal niteliği pek farkın­ da mıydım, bilemiyorum. Bunları zamanla " keşfede­ cektim". Yani Turhan Sel-' çuk'un kendine özgü bir dili oldugunu ... Neydi Turhan Selçuk'un karikatür dili? Türk karikatür geleneğin­ de, kendinden önce gelmiş ustalardan çok farkl ı ydı. ıvas extrenıely ecoııomica l . Ama yine de Türkiye'de He had no need for words. A line, a curve, a patch, yayınlanan ilk mizalı dergieven the invisible (and the si "Diyojen"den, 1877'den Turhan Selçuk.. olağanüstü bir Türk Asterix'i, Abdülcanbaı'ı yaratan bir deha. beri süregelen karikatür seundraıvn) enabled us to .. . d k k d e ~'>'ld. Turhan Selçuk ıs a genıus who created a remarkable Turkısh Astenx-Abdülcanbaı. ruvenın en opu "see ". If caricature means 5 ı ı. Çizgileri Doğu ' yl a Batı'nın, geçmişle geleceğin bir sento say much in few lines, his carical u res expressed the tezini oluşturuyordu. Sonsuz ekonomik bir anlatımı varmost arresting essence in a bare minimum of lines. As dı: Onun söze ihtiyacı yoktu. Bir çizgi, bir kıvrım , bir early as the Iate 1940s, using the term "humour leke, görümneyeni bile (çizilmegraphique " he advocated the miş olanı da) "görmemizi" sağlıuniversal narrative of caricature. yordu .. . Karikatür az çizgiyle çok Through the concept of humour şey söylemekse, onun karikatür- . graphique, abstractions, reflec1eri en az çizgiyle en çarpıcı özü tions of concrete ideas, inciden/s söylüyordu ... Daha 40 ' ların soand actions, his drawings went nunda Türkiye'de "humour grapfar· beyand the pictorial. hique" yani "grafik mizah" terimiAll these qualities were to prompt ni kullanarak, karikatürün evrenthe famous art histarian and sel anlatımı olduğunu savunan eritic Alexandre Alexandre to oydu. "Grafik Mizah" anlayışıyla, write, "/see Turhan as· the teader soyutlamalarla, somut düşüncele­ of the modern humouristic ri, somut olayları, somut davradesign school and one of the nışları yansıtmasıyla, onun çizgigreatest caricaturists of our (!ge. ·· leri resme benzeyen karikatür ya According to the Sıvedish writer da karikatürize edilmiş resim olThomas Hamnıarberg , Turhan Selçuk is "a genius who created a maktan çıktı. Bütün bu özellikler, ünlü eleştirrenıarkable Turkish Asterix -

-


AYA DAHA Ö N CE AYAK BASABILIRDIK.

NASA 1961 ' de

Başkan

Kennedy ' den Apoila projesi için onay

Ancak Ke nnedy ' den sonraki temkinl i

politikac ı

ı a·r a f ı n da n yavaş

Oysa . ileri

görüş l ü

1

pro j e

ve yöneticiler

a ı ıl d ı .

g ir işimlerin,

yat ı rımcılara

yıllarda

aldı .

cesur destekçilere , geleceOe i na n an

gereksini mi

v ar d ı r .

-Arm s trong Ay ' a çok daha ö n ce ayak basabilirdi . GeleceOe

yatırım

yapmayı

düşünüyorsa n ız,

beklemeyin .

Halk Leasing size destek olmaya

hazır .

Halk Finansal Kiralama

A.Ş .

Mer kez: 19 M ayıs Cad. No :1 Golden Plaza Kat :2 80220 Şişli . Istanbul

Tel : 230 92 48 - 23 4 48 79 Faks : 230 46 69 Anka ra: Cinnah Caddesi No :102/4 Çankaya Tel : 440 71 96- 440 55 82 - 440 50 06 Faks : 440 65 37


men, sanat tarihçisi Alexandre Ahdülcanbaz ." According to the Alexandre'a ~u sözleri yazdıra ­ !ta/ian eritic t:nrico G'ianeri, cakt ı: "Turhan ' ı modern humoris"Tbe suhtlety and heauty which tik desen ekolünün lideri ve çadistinguish Turhan Selçuk 's ğımızın en büyük karikatüristledrawings. cannot perhaps he rinden biri olarak görüyorum."... seen in the work of any other lsveçli yazar Thomas Hammarcaricalurist in the world. 7be berg'e göre Turhan Selçuk, " ... spellbinding amhience oj the ariOlağanüstü bir Türk Asterix 'i entat world, mixed with a very modern satire imparts an interAbdülcanbaz ' ı- yaratan bir deha "dır .. . !talyan eleştinnen Enrico national flavour to his drawGianeri 'ye göre "Turhan Selings." çuk'un çizgilerini belirleyen inceTurhan Selçuk was bom in Milas lik ve güzellik, belki de dünyada in 1922. His father was an offihiçbir karikatüristte yoktur. Doğu cer, and as he was posted from dünyasının büyüleyici ç izgisi , place to place, Turhan Selçuk çok modern bir hicivle karışınca, çizgilerine uluslaraıdsı frequently changed schools and environment . These changes sharpened his powers oj observation. Tbe carbir tad vermektedir. " icatures he drew white stili at school were !aden with Turhan Selçuk 1922'de Milas'da doğdu. Babası subaydı ve tayinler nedeniyle bol bol criticism. He was 19 years yöre, çevre ve okul değiştir­ old when his first caricadi. Bu değişimler ona göztu re was published in Adana 's Türk Sözü newslem yeteneğini kazandırdı. paper. He was thrilled. At Daha okul s ıralannda ç izdiğ i karikatürler e l eşt iri yüklüy21 he joined the creative dü. Adana 'da "Türk Sözü " team at the celebrated gazetesinde ilk karikatürü Akbaba magazine. Later he and his brother puhyayın l andığıncia 19 yaşın ­ lished '41 Buçuk ' and daydı. Dünyalar onun oldu . 21 'inde ünlü Akbaba DergiDolmuş magazines. He began to draw his strip si'nin çizerleri arasına katıl ­ cartoon Abdülcanbaz for dı. Daha sonra kardeşi llhan Milliyet newspaper in Se lçuk ' la "41 Buçuk " ve Abdülcanbaz, bu yıl istanbul Devlet Tiyatrosu tarafından yeniden sahneye kondu. " Dolmuş " dergilerini ç ıkarttı. 1957. Ahdülcanbaz was This year, Abdülcanbaz was adapted for the stage by Istanbul State Theatre. adapted for the stage by 1957'de Milliyet Gazetesi 'nde Dostlar Theatre in 1972 and istanbul State Tbeatre in " Abdülcanbaz " ı çizmeye ba~ladı. Bu çizgi roman önce 1994. White on the one hand his caricature alhums Dostlar Tiyatrosu tarafından 0972), sonra Istanbul Devwere heing published, on the other a series of exhihilet Tiyatrosu tarafından 0994) sahneye kondu. Bir yantions of his work were he/d in dan karikatür albümleri yayın l a ­ Turkey and ahroad. Ilis carnırken bir yandan yurt içinde ve yurt dı~ında sergi ler birbirlerini toons are in a number qf caricaizledi. Dünyanın çeşitli karikatür lıtre museums araund the world, and he has won many national müzelerinde eserleri bulunan saand international awards. natçı , ulusal ve uluslararası birI thank Turhan Selçuk .for his çok ödü l kazandı. 50-year art career, his personalTurhan Se lçuk 'a 50 yıllık sanat ity, his drawings, his ohservayaşamı için , kişiliği için, çizgileri tions and criticisms, his canıri­ için, gözlem leri ve elc~tirileri bution to the intellectual develiçin, birka ç neslin yeti~mesin e opment of several generations, katkıda bulund u ğu için , evrensel çağdaş bir kültür birikiminde .for representing Turkey in the universal contemporary cu/tura! Türkiye'yi temsil ettiği için , bunheritage, .for the pride I .feel in dan duyduğum kıvan ç için , ve e n önemlisi insanı insan yapan him, and ahove all his defence qf the values which makes man değerleri sav undu ğu için teşek­ kür ediyorum • what he is. •

(_



B a z

Sermaye

kesmeyi

ı

ı

tör

ve

ciddi

a r

etmemeyi gerektirir.

değer

Kıymetler A.Ş.,

ihraç eden Üzel sek-

kamu

kuruluşları

<(

:

ı

iştir. Narı bıçakla

özenle soyarak, tek bir tanesini

Kar on Menkul

menkul

n

ı

pıyasasına açılmak,

değil,

bile feda

a r

ıçın, kı ı kırk yaran bir titizlikle hizmet verır,


b

ı

ı

ç a

e s e r ...

a

kestirme çözüml e re itibar etmez. Sermay e

Piyasası ' na

açılırken, yatırım dünyasının nabzını

de tu tan Kar on

elin-

uzmanlığına baş-

vurun, yük s ek finans

hendisliğinden

mü-

yararlanın.

Genel Müdürlük • /, ıan b ul Levent Tel.

(2 12) 280 33 77 Fn k •. (2 /2 ) 280 25 55 Şubeler

660 08 Bl • A nlc:cmı

E • lıiıe h ir

l.ıa nb ul

B olurlcöy

Tel .

(2 12)

660 08 82 f'o ks . (2 12) 543 05 12

Te l. (312) 431 ll 8 7 • 43 1 33 86 f "o lu . (3 12)

T e l. (222) 2.1 1 14 64 - 23 1 22

s .ı

Fak11 . (222) 23 ·1- ,17 6-l

• A n ta l ya Tel. (2 42 ) 2 48 6/ 95 - 2 •18 43 75 Faks. (242) 243 l l 9/

Ka Menkul

ro n

Kıymetler A.Ş.



CEMiL CEM, PIONEER O/TURKISH CARICATURE Ülkemizde mizalı ve karikati.ir sanatı, Tanzimat'tan çok sonra filizlendi. Diyojen gazetesinin ilkel denilebilecek karikatürleri, Düyun-u Umumiye Müdürü Ali Bey'in mizalı a lanındaki denemeleri, olsa olsa sessiz patika yolların birer işaret taşları gibiydi. Karikatürle mizalı sanatı­

The art of caricature did not biossam in Turkey until well into the 19th century. 1be naive caricatures in Diyojen newspaper were the first experiments in this young arı. Caricature came into its own with the declaration of constitutional government in 1908. Through caricature, Cemi/ Cem combined nın düzlüğe çıkması, TÜRKİYE'DE humour with the Meşrutiyet'in ilanı ile expressian of his subbaşlar. KARİKATÜRÜN Batılı anlamda, bu iki jects ' personali Iy sanatı perçinleyerek which brought them to Türkiye'ye getiren üslife in a way pho tographs failed to do. tad Cemi! Cem'dir. With irony and satire, Cemi! Cem, karikatürleriyle insanlara fotoğCemi/ Cem illustrated rafiann veremediği bir contemporary events By TAHA TOROS and eminent figures. karakter, bir canlılık His insight and critiverirdi. O, hicvi çizgilerle bezeyen karikacism brought the türlerini mizahın görevents of his time into kemli çerçevesiyle sharper focus than süsleyen bir sanatkarany serious comment. Cemi/ Cem, son of the dı. Birbirleriyle kardeş military doctor Cemal sayılan hicvi, mizahı ve karikatürü genel Paşa , was born in anlamda günün olayIstanbul in 1882. I arına ve insaniarına Already at the age of uygulamakta büyük six his pictures were bir hüner sahibiydi. admired by contempoAslında bu sanat soyrary artists and by lu bir teknik , hatta nine his talent was dayanıklı bir yürek iselear-Iy evident. His terdi. Cem'deki mezidetermination to yet, Tanrı vergisi olabecome an artisi was confirmed at a young rak mevcuttu . Askeri doktorlardan age. He graduated Cemal Paşa ' nın oğlu from Vefa secondary olan Cemi! Cem 1882 school in 1899 and yılında İs tan bul ' da entered the law school that year. He alsa ıook dogdu. Altı yaşında iken yaptığı resimler, up a post at the dönemin sanatçıları Cansular Department of · the Foreign tarafından hayranlıkla izlendi. Dokuz yaşına Ministry . In 1903 he Cem'in çizgileriyle Hacivat ve Karagöz. 1 Karagöz and Hacivat drawn by Cem. ge ldi ğinde yaptığı rewas appointed vicesimler, ünlü ressamlaconsul and chancellor rımızın üzerinde derin takdir duyguları yarattı. Ceat the Cansu/ate-General in Toulon. During this mil Cem'in bu yeteneğinin, gelip geçici bir heves period, he attracted the attention of Salih Münir olmadığı kısa zamanda anlaşıldı. Paşa, Ottoman arnbassadar to Paris, who was devot1899 yılında Vefa ldadisi'nden mezun oldu. Aynı yıl ed to art and history. At the ambassador's recomHukuk Mektebi'ne girdi ve Hariciye Nezareti (Dışiş­ mendation the Ottoman government appointed leri Bakanlığı) şehbenderlik kaleminde görev aldı. Cemi/ Cem as secretary to the Paris embassy.

ÖNCÜSÜ

CEMİL

)

CEM

39 SKYLIFE MART+

MARCH

1994


1903 yılında önce Nice, sonra Toulon başşehbenderliği konsolos yardımc ılığına ve kançılaryasına atand ı. O ·

In Paris Cemi! Cem 's love of art flourished and his talent matured. He en rolled at th e Faculty of Palilical Science, and meanwhile made the acquaintance of the celebrated French artists of the time. sıralarda Osmanlı Paris opened the infinite horizons of art for Cemi! İmparatorluğu 'nun Cem, and by the time he graduated the jluid lines of Paris sefiri olan sahis caricatures were appearing in magazines. nat ve tarihle de sıkı When constitutional government was proclaimed in ilgisi bulunan Salih 1908, Cemi/ Cem was still·working at the embassy in Münir Paşa'nın dikParis, but this did not prevent the wind of freedam katini çekti. Büyükelblowing in his home/and from exerting a profound çinin Bab-ı Ali'ye tavinfluence over him . His powerjul ability to express siyesi üzerine, Paris emotions in drawings was to earn him a popu/ar Elçiliği Katip liği'ne nakplace in the Turkish press. ledildL Tbe writer Sa/ab Cimcoz and the art histarian Celal Paris, Cemi! Cem'in sanat Esat Arseven began to publisb the bumorous magahayatındaki tohumu filizlenzine, Kalem, and Cem 's caricatures, wbicb bad dirdi, sanat yeteneğini burada never been publisbed in Turkey before, were received olgunlaştırdı. Bir taraftan da Siyasi Bilimler Fakültewitb acclaim. He began sending western-style politisi'ne devam ederken dönemin ünlü Frans ı z ressamcal caricatures to Kalem from Paris, and later from ları yl a tanıştı. Vienna and Rame, where be was posted ajter leaving Paris ona, sanatın sonsuz ufkunu açmıştı. Fakülteyi Paris. bitirirken, keskin çizgileriUpon his return to Turkey ni de sihirli kalemine taşı­ {n 1910, Cem decided to yordu . Yaptığı bazı kariproduce his own magakatürler dergilerde yayın ­ zine named Cem. This l a ndı. magazine brougbt a new 1908'de Meşrutiyet'in ilan dimension to Turkish edi ldiğ i .günlerde, Cemi! bumour and caricature Cem Paris E l çi liği'nde çafrom the time it went into lışıyordu. Anavatanda publication in October esen hürriyet rüzgarı, onu 1910. Half in Turkish Paris'te hayli etkiledi. Bu and half in Frencb Cem duygularını çizgilerle bebecame regular reading lirtmektek i ustalığı Türk for the upper classes, basınına o günlerde yansı­ intellectuals and politidı. cians, and caused many Meşrutiyet ' in il anı üzerine, disturbed nigbts for the ünlü sanat adam i arımız­ government. dan Salah Cimcoz ile Published weekly, Cem Celal Esat Arseven , Kalem cost 50 para. lts offices adlı edebi bir mizah derwere in Kayseriliyan Hanı 22 Haziran 1911 tarihli Cem dergisinde, Cem'in çizgileriyle Sultan Rejat gisi yayınlamaya başladı. opposite Markiz Cafe in Sultan Reşat drawn by Cem in Cem magazine dated 22 june 1911. O zamana kadar TürkiBeyoğlu. The magazine ye'de bilinmeyen Cem'in karikatürleri, bu dergide was printed by Ahmet lhsan Bey, owner of Servet-i geniş ya nkıl ar uyandırdı. Cem, Paris'ten nakledildiği Fünun newspaper, except for a spell when it was Viyana ve daha sonra da Roma'dan, Kalem dergisiprinted at Şant printing house in Galata. Later the ne Batı tipli, Batı anl am lı , siyasi karikatürler gönderoffices moved from Beyoğlu to Bab-ı Ali Caddesi, the meye devam etti. !stanbul Fleet Street. 1910'da Türkiye'ye dönen Cem, Kalem dergisindeki Tbe editar was the fam ous novelisı and humourist başarısını, kendi adıy l a yayınlad ığı bir dergide deRefik Ha/it Karay, but he left after the thirtieth issue. nemek istedi. Türk mizahına ve karikatürüne bamCem was etased down three times, reopening finally başka bir renk ve hava getiren bu dergi, 1910 Ekion 15 December 1927 ajter the pradamatian of the mi'nde yayınlanmaya başlayan Cem'di. Yarısı TürkTurkish Republic. çe, yarıs ı Fransızca yayın l anan Cem, daha çok üst Cemi/ Cem was not only a brilliant caricaturist, but 40 SKYLIFE MART+ MARC H

1994


GHANA

ll

Al GE AlA

-

ITAlY

HOUAND

MAlTA

CANARY ISLANOS

UK

HONG KONG

lURK[Y

THEYKNOW W E HAVE

BETTER QUALITY BETTER RELIABILITY Çanakkale Çimento is not only the largest manufacturer in Turkey but also one of the few capab/e of exporting i ts own products worldwide. Çanakkale's power is deeply rooted in customer satisfaction, cost ejjiciency, innovali ve management.

Karaköy Pa/as K:6. 80002 Istanbul - Turkey Phone: (0212) 252 25 10 Fax: (0212) 293 90 48

CANAKKALE -QMENTO -

A M E MB ER

OF ÇUIUIIOYA GROUP


tabakanın, aydın kişilerin

ve politikacıların kapıştığı bir dergi oldu. Devrin yönetimini düşündüren, zaman zaman uykusunu ka çıran bu mizah dergisinin fiyatı 50 paraydı. Haftada bir yayın l anan derginin idarehanesi, bugünkü lstiklal Caddesi'nde Markiz Pastanesi 'nin karşısındaki Kayse riliyan Hanı ' ndaydı. Dergi, 16. sayıya kadar Servet-i Fünun sahibi Ahmet İhsan Beyin matbaasında basıldı. Daha sonra yayı­ nını Ga lata'da Şant Matbaası ' nda sürdürdü. Sonunda tekrar Ahmet lhsan Matbaası 'na nakledildi. Gazetenin idarehanesi 30 . sayıdan sonra Beyoğlu'ndan, Bab-ı Ali Caddesi'ndeki 52 nolu binaya taşındı. Gazetenin sorumlu müdürü Cemi! Cem, başyazarı ünlü romancı ve mizahçı Refik Halit'di (Karay). 30 sayıdan sonra, Refik Halit dergiden ayrıldı. Cem dergisi, aralıklarla, üç defa kapandı. 32. sayı­ dan sonra yay ını durdurulan Cem, 19 Ekim 1912 Be.ı ~nar'da, masa kenannda sohbet Oturanlardan biri "Padi,ıah Haırederi'ne bizim kasabayı da il yapmasını teklif etsek mi" diyor. 1 In depth conversation günü , ikinci kere yayma başladı. Ne var ki, 43 . sayı­ at a table at Be.ı Çınar. One of those seated is saying, "Do you think we da tekrar kapatıldı. Cumhuriyetin ilanından sonra should ask His Majesty the Sultan to tum our town inıo a province." 15 Ara lık 1927'de tekrar yayın hayatına atı ldı. Cem ya lnız, keskin çizgileriyle fikir dolu bir karikaalsa an accomplisbed painter. Between 1921 and rurist değil , aynı zamanda karakalemle, su lu ve yağ­ 1925 be was director of the Academy of Fine Arts lı boyayla birçok eser yapmış bir sanatkardı. 1921and made lasting contributions to art education in 1925 y ıll a rı aras ınd ak i Güzel Sanatlar AkademiTurkey. si'ndeki Müdürlüğü, resim eğ itimi a l anında başarılı He dedicated the last years of his life to art at his hizmetle rle dolu olarak geçmiştir. house in Kadıköy, istanbul. He was one of those who Son y ıll arı nı Kadıköy ' de bir sanat yuvası diyebilecedemonstrated to the general public that caricature ğimiz konağında, resimler was not superficial yaparak geçirdi. Karikatübumour but a tbougbtrü gü lüp geçilecek hafif provoking medium of çizgiler karışımı olarak depotilical criticism, alerı­ ğil, düşündürücü , kültüre ing the government to hi zmet eden ve yönetimi public opinion. Cemi! uy aran bilinçli bir sanat Cem, who was a olarak tanıtanlardandı. colourful figure of early Kişiliğinde karikatür tarihiTurkish caricature, mizin renkli kapağını o lu ş­ died of a beart attack turan Cemil Cem 1950 Niin April 1950 and was sanı'nda kalp sektes inden buried alongside many öldü . Birçok ünlünün yatother distinguished makta o ldu ğu Rumelihisanames in Rume/ibisarı rı ' na defnedildi. Cemetery. Oturduğu ev in sakağına The street where he onun adı verildi. Bu solived, which was kakta , günümüzde büyük named after him, is apartman lar yükselmektetaday lined by high-rise dir ve sokak eski güzelliği­ blocks of jlats, and has Sunaltıcı sıcakta cılız bir ağacın gölgesine sığınan adam: "Bu sıcakta bir ni ve sükünet ini kaybetlost its former beauty ağaç gölgesi altında oh diyemeyenlere Allah acısın". 1 Aman taking refuge miştir. Ama, Cem'in oğlu and tranquility . Yet from the blazing sun under a scrawny tree is saying "May God take mercy Mehmet Cem, babasının Cem:- son Mehmet Cem on those who can not breathe a sigh of relief in the shade of a tree". an ıl arıyla dolu olan ve bahas preserved this old harda sa rm aş ıki arın ikinci kata kadar uzandığı bu wisteria covered house with all its memories, despite esk i zaman evini muhafaza etmektedir. Antika eşya­ being overshadowed by its modern concrete neighlar ve tablolarla dolu evin her odasında Cemi! Cem bours. Cemi! Cem lives on in every room of the yaşatılmaktadır house, which is filled with antiques and paintings. •

..

42 SKYLIFE MART +

MARCH

1994


Mevduat Hesabınız s a ği ı ki ı ın ı?

sağ h ğı

önemli olmayabilir. Ama Osman h Ba n kası'nda öyle değil! Osmanlı Bankası, zı

bir

da

bankacılık

ları

sağlık

sağlık sigortanız

parçası

olarak görüyor. Ve yeni sizlere yepyeni olduğu kadar çok sağlıklı b .ir hizmet sunuyor : HASTANE SİGORTALI

EVDUAT

HESABI

Osmanlı Bankası'nda vadeli ya da vadesiz mevduat sahibi olanlar, Hastane Sigortalı M evduat Hesabı sayesinde, bir miktar prim

Çünkü, her

şeyin

başı sağlık!

~ OSMANLI BANKASI 11

K -a p

sigortalanıyor.

vermesi! Şu a n da varsa bile düşünmeyin, hemen bugün bir Osmanlı Bankası şu­ besine uğrayın, müşteri temsilcimizle görüşerek Hastane Sigortalı Mevduat Hesabı'yla ilgili her ayrıntıyı öğrenin. Sadece _ken dinizin değil, sevdiklerinizin de sağlığını güvence altına alın. Bizden

sizin sağlığını ­ hizmetlerinin

y ıl da

M

konusunda

ı ın ı

z

0-2 I 2-25 I 18 99'dan

s i z e ayrıntılı

a ç

ı

k

11

bilgi alabilirsiniz.






If you decide on the spur of the moment to ıravet south to Silifke in the province of Mersin, do not forgel to visit the ancient city of Olba Diocaeserea (taday known as Uzuncaburç) 30 km. north of Silifke. According to the information given by the geographer Strabon and inscriptions found here, Uzuncaburç was known during the Heltenistic Age as Olba, and under the Romans during the reign of Vespasian as Olba Diocaeserea. çevreye daAll along the main road between Silifke and Mersin are scattered remains from the Günümüzde Uzuncaburç Roman age. The most remarkable building of Olba is the Zeus O/bios olarak bilinen antik temple dedicated to Zeus, the Gad of Gods, in whose name countless ternOlba kentinin en ünlü ptes were erected in Anatolia. yapısı, adına Anadolu'da Ord. Prof Ekrem Akurgal gives the fallawing details about this temple, the sayısız tapınak in~a oldest known in the Corinthian order: edilmi~ olan Tannlar "1be Zeus O/bios temple is extremely well preserved. It was probably built Tanrısı Zeus'a adanan during the time of Seleukos I in the "Zeus Olbios Tapınağı". early 3rd century BC . .During the early Christian period it was canverı­ Tapınak günümüze ed into a church ." değin iyi korunmu~ The extraordinary chasms known locally as Heaven and Hell, which are bir yapı.

Ani bir karar vererek güneye, Mersin-Silifke yöresine giderseniz, Silifke'nin 30 km kuzeyindeki antik Olba Diocaeserea (Uzuncaburç) şehrini ziyaret etmeden geçmeyin. Cografyacı Strabon'un verdigi bilgiler ve kentte bulunan yazıtlara bakılırsa Uzuncaburç'un Hellenistik çagdaki adı Olba. Roma Çagı'nda lmparator Vespasian ' ın yönetimi döneminde Olba Diocaeserea adıyla tanınıyar şehir.

tarihlenen çeşitli kalıntıları olarak, Silifke-Mersin arasında uzanan karayolu boyunca görebilirsiniz. Ancak antik Olba' nın en ünlü yapısı, adına Anadolu'da sayısız tapı­ nak inşa edilmiş olan Tanrılar Tanrı­ sı Zeus'a adanan "Zeus Olbios Tapı­ Roma

Çagı'na

gılmış

nagı".

Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Korinth düzeninde inşa edilmiş, bilinen bu en eski tapınak hakkında şu bilgileri vermiş: "Zeus Olbios tapınagı iyi korunmuş bir yapı. Olasılıkla MÖ 3. yüzyılın başında, I. Seleukos döneminde inşa edilm i ş. Erken Hıristi­ yanlık döneminde ise kiliseye dönüştürülmü ş" .

Mersin ve çevresinde gezerken Mer-

48

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


50 km. from Mersin and 22 km. from Silifke, are anather fascinating site in this area. In fact these are both swallow ho/es, caused by the collapse of an underground cave roof 7bey are extremely deep and steep sided, and openings to the cave system which honeycombs the terrain bere can be seen in the wat/s and at the battom of both pits. 7be city near here was known in ancient times as Korykos. 7be most striking monuments in the area belong to two east/es, one on the sbore built in the 12th century, and the second known asMaiden s Casıle (Kızkulesi) on a tiny offsbore isiand 7 km from Korykos. The geograpber Strabon and Pomponius Meta, a contemporary of the Roman emperor Nero, have both deseribed these two swallow ho/es in great detail. The first modern researchers to visit Heaven and Hel! were the orientalist Victor Langlois and the ıravetler and researcher P. de Tchihatatchej, who visited th e area in 1852. 7be larger of the two colossa/ pits is Heaven, whicb is 200 m wide and 70 m deep. At the foot of the steep southern face of the pit is a wall of polygonal stones belonging to

SO km uzaklıktaki Cennet ve Cehenda kesinlikle görün. Bu iki derin ve geniş çukura bu isimleri yöre halkı vermiş. Cennet ve Cehennem'in yakınlarındaki antik kentin adı Korykos. Şehrin en çarpıcı kalıntıları, MS 12. yüzyıl­ da inşa edilmiş olan ve kumsalda yer alan kale ile, küçük bir adacık üzerinde inşa edilmiş olan bir diger kale (Kızkalesi). Cografyacı Strabon ve Roma imparatoru Neron'la aynı çagda yaşamış olan Pomponius Mela, Cennet ve Cehennem ç ukurlarını tüm ayrıntıları ile anlatmış . Silifke'den 22 km, Kız­ kalesi'nden 7 km uzaklıkta bulunan Cennet ve Cehennem'i ilk defa 1852 yılında , Doğubilimci Viclor Langlois ile gezgin-araştırmacı P. de Tchihatatchef ziyaret etmiş ve incelemi ş. Cehennem'den daha büyük olan Cennet çukuru 200 metre genişlikte, 70 metre derinlikte. Güney ucunda, çokgen taşlardan örülmüş duvarı bugün de görebilirsiniz. Bir zamanlar bu duvar Tanrı'nın Evi'ni kuşatırmış. Burada yer alan ilk yapı, Zeus'un dev Typhon'a karşı kazandıgı zaferin simgesi olarak dikilmiş anıt. Bu ilk yapı Hıristiyanlık döneminde yıkılınsin'e nem

yaklaşık

çukurlarını

The most remarkable building of Olba, known as Uzuncaburç today, is the Zeus Olbios temple dedicated to Zeus, the God of Gods, in whose name countless temples were erected in Anatolia. The temple is extremely well preserved. 49

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


ca, yerine bir kilise inşa edilmiş. Cennet çöküğünün içinde bugün ayakta kalabilen tek yapı ise Meryem Ana Kilisesi. 70 metre derinlikteki kilise MS 5. yüzyılda inşa edilmiş. Üzerindeki kaya uzantısı doğal bir çatı görevi gördüğünden, yalnızca yan birimleri bir kubbe ile örtülü. Önm yerindeki kahvelerde biraz soluklanıp, bir şey­ ler içtikten sonra Cennet çukurunun 200 metre kuzeyindeki Cehennem çukurunu görmeye gidebilirsiniz. Belki de bu çukurdan yardımsız yukarıya çıkmak mümkün olmadığı için halk buraya Cehennem adını vermiş. Ürkütücü Cehennem'i yukarıdan seyrederken mitolojideki Styks ırmağı ile ilişkili olduğu sanı­ lan, Strabon ' un " Acı Su"

a church built here in the early Chn"stian period, on the Jormer site of a pagan monument built to commemorale the victory of Zeus over the giant Typhon. This church dedicated to the Virgin Mary was built in the 5th century. Since the church is huilt into the large cave bere, which links up to a labyrinthine and largeIy unexplored cave system, only part is roo.fed by a do me. Ajier struggling back up the steep winding path .from the depths of Heaven, it is time to rest for a white in one of the cafes amidst the ruins which surraund botb swallow ho/es, hefore going to see Hel!. This intimidaling phenomena fully deserves its name. As you look down into Hel! .from higb above you can hear the murmur of the underwater stream called Bitterwater by Strabon and once associated with the river Styx itself The sides qf Hel! are far too steep to negotiate and a raifing protects visilors from tumb/ing down. ll is not hard to imagine that this might indeed be one of the entrances into Hades, the Underıvorld named after the Gad of DeaJh. Two other ruined cities in the vicinity of Mersin are Elaiussa-Sahaste taday known as Kanlıdivane, and Pompeiopolis, known as

adını verdiği, yeraltından

akan derenin uğultusunu da dinleyebilirsiniz. Antik çağda Zeus'a tapınılan bu çukur, yüzyıllarca çeşitli olayların yorumlandığı bir merkez olmuş. Cehennem çukurunda, yeraltı deresinin sesine kulak verirken, burasının yeraltı dünyası­

nın tanrısı Hacfes'in ülkesine geçit veren yollardan biri olduğunu da bilin. Mersin çevresinde örebileceğiniz eliğer iki yerleşme ise, bugün Kanlıdivane adı ile tanınan Elaiussa-Sahaste ve Viranşehir adı ile bilinen Pompeiopolis ... Kanlıclivane, Korykos'un kuzeydoğusunda yer alı­ yor. Bu antik kentte Hellenistik , Roma ve Bizans çağından kalma yapı kalıntı­ ları ve mezarlar görülebilir. 5. yÜzyılda Bizans Imparatoru II. Theodosius tarafın­ dan yeniden düzenlendikten sonra şehir, " Yenişehir" an l amına gelen "Neopolis"

Viranşehir.

Elaiussa-Sahaste east of Korykos has ruins of buildings and tombs daling from Hellenistic , Roman and Byzanline times. After being extensively rehuilt hy the Byzantine emperor Theodosiu.s ll in the 5th century, Elaiussa-Sahaste was renamed Neopolis or New

adını almış.

Ci~y.

Viranşehir

ise Mersin 'in ll km batısında. Kent MÖ 700'de Roclos'tan gelen kolonilerce kurulmuş. Kent sakinleri güneşe taptığı için, şehre Grekçe güneş anl amına ge len "Soli " ismi verilmiş. Viranşehir veya Pompeiopolis önemli hir dışsatım limanıydı. MÖ . 64'te burada faaliyet gösteren korsanlar Romalı Pompeius tarafından bozguna uğratılmca, kent Pompeiopolis adını almış. Viranşehir, kalıntılarından çok, MS 150"200 yılları arasına tarihlenen, dağ ve eleniz kapı­ ları arasında uzanan, güzel ve korunmuş elirekli yolu ile ünlü . •

Pompeiopolis wasfou.nded by colonistsfronı Rbodes in 700 BC on a coastal site 11 km west q{ Mersin. Since the inhahitants worshipped the sım, the Greeks named the city So/i. Pompeiopolis became an important commercial port, and was renamed Pompeiopolis after the pirates who infested the seas here were defeated by the Roman emperor Pompey in 64 BC. Pompeiopolis is known not so mucb for ils ruins daling from 150-200 AD bul for its beautiful and well preserved co/onnaded road extending .from the sea • lawards the mountains.

+

50

SKYLIFE MART

MARCH

1994


SIRADANLIG ı AŞMANIN EN GÜVENLi YOLU:

Saab, ünlü klasi~i Saab 900'ü 1S yıldan

üstünlü~ünü

sonra de~iştirdi . Yen i Saab 900 ' e

Standart

ulaşmanın

sistemine ek olarak, Saab ' ın ünlü

gövdesi, bu model için geliştirilen S

boşuna de~il . Çünkü Saab'da de~ i ­

güçlendir i lmiş

vitesli özel

şiklik ,

yeni gel i ştirilen " güvenli koltuk"

benzersiz bir sürüş zevki yaşatıyor .

mükemmellik yaratıldı~ında gerçek-

tasarımı

Yen i Saab 900, üstün performansı ile

leşir. Işte o zaman geldi. ..

yolculara tam bir güvenlik ve

bu kadar uzun sürmesi

ancak tam ve

kalıc ı

bir

sa~lıyor .

verdi~i

TÜMÜYLE YENI.

daha da pekiştiriyor .

'airbag '

ve

ABS

fren

" güvenlik kafesi" ve

ile Yeni Saab 900, tüm

Yeni Saab 900, insan

rahatlık

sunabiliyor. Çok düşük bir sürtünme katsayısına

sahip yeni aerodinamik şanzıman

sistemi ile,

de tam bir Saab.

hayatına

önemle de tam bir Saab.

Yeni Saab 900, Saab'ın tasarım ve

AKlLCI BIR SEÇENEK. Yeni Saab 900, gelecek yüzyıla kalacak

teknoloj i a l anındaki tüm yenil iklerin i

DAHA DINAMIK.

biraraya getiren i lk mode l. Başka

Yen i s·aab 900, sürücüye en zor

Showroom 'da, s ı radan seçeneklerle

hiçb i r otomobilde bulamayaca~ ı n ı z . hemen farkedilen özgün nite likleriyle, otomobil dünyas ı nda şimdiden

koşullarda

yetinmeyenleri bekliyor.

bile pratik, akılcı çözümler

yeni bir klasik . Yen i Saab 900, Saab

kend ine farklı bir yer edindi. Yeni Saab 900, herşeyden önce, orj i nall i ~ i yle tam bir Saab.

Türkiye Genel Distribütörü

Genoto

DAHA GÜVENLI. Birbirinden farklı tam 19 özel kaza testinden geçen Yeni Saab 900, Saab ' ın güvenlik

alanındaki

tartışılmaz

General Otomotiv Pazarlama ve Ticaret A.Ş . Saab Showroom: Ba!dat ·cad. No: 452, 81 11O Suadiye/lstanbul Tel: (216) 302 41 1211 3 Genoto bir Dotuı Holding A.Ş. kunıluıudur.

YENi SAAB 900. TAM BiR SAAB.


--

ADANA

AKDENIZ - HEDITERIIANEAN SEA

Spotlight on fo ur antique cities DÖRT ANTİK KENTiN KİMLİGİ OLBA: Kentin en ünlü yapısı olan Zeus Olbios tap ınagı 6x12 sütunlu peripteros planlı, korinthos düzeninde bir yapı. Yine korinthos düzenindeki Tyke tapınagı MS l 'inci yüzyılın ikinci yansına tarihleniyor. Roma döneminin takkapı, kent kapıları, gymnasium, tiyatro, Geç Hellenistik döneminden anıt mezarlar, Türklerin Uzuncaburç olarak adlandırdıgı 22,5 metre yüksekligindeki kule Olba 'nın öteki önerrıli tarihsel yap ıl arı arasında sa-

OLBA: The most famous building in the city is the Zeus

Olbios temple in the Corinthian order with a peripteros plan of6x12 columns. Tbe Temple ofTyke, again in the Corinthian order, dates from the second half of the 1st century AD. Other major monuments at Olba are the Roman porta!, city gates, gymnasium and temple, the Iate Heltenistic mausoleums, and the 22.5 metre high tower known in Turkish as Uzuncaburç. KORYKOS: Tbe ancient city of Korykos in the Trakheia region of Cilicia is situated in the eastern part of the Göksu delta. Part of the city is on the coast in the district of Erdemli on the Mersin-Silifke road, and part on an offshore is /and. The city came under the rule of Antiochus III of the Ptolemaios in 197 BC, and monıry began to be minted here in the first century BC. Korykos was a major Roman port, and its importance continued under the Byzantines during the middle ages. Tbe city was taken by the Karamanogulları in 1448 and abandoned in the 19th century. Tbe ruins include a castle, Byzantine walls, a Roman gate, structures thought to be temples, the plinths of a colonnade and a necropolis. There are also 5th and 6th century churches in the region. ELAIUSSA-SABASTE: Tbe remains of this ancient city adjoin the village of Ayaş in the district of Erdemli in the province of Jçel. Originally the city was situated on an isiand very close to the shore, but the sea here became silted up and the isiand is now attached to the maintand. Tbe ruins, which cover a wide area on the MersinSilifke highway, include a peripteros temple, an early Christian church, a water system, a theatre, stoa and tombs. POMPEIOPOLIS: Situated near the village of Meritli west of Mersin, the city was an archbishopric during the Christian period. Only the ruins remain of such buildings as the harbour, theatre, temple, baths, colonnaded road with 200 columns, water system and necropolis. •

yıl abilir.

KORYKOS: Kilikya Trakheia bölgesindeki Korykos antik kenti Göksu deltasının dogusunda kurulmuş . Kentin bir bölj.imü Mersin-Silifke yolu üzerinde Erderrıl i ilçesi kıyıla rında, bir bölümü de karşısındaki adada yer a lıyor. MÖ 197'de Ptolemaioslardan Antiokhos Ili'ün denetimine geçen kentte MÖ l'inci yüzyılda para basırnına baş­ l a ndı. Roma döneminde bir liman kenti o lan Korykos'un, Bizans dönemindeki ö nemi Ortaçag'da da sürdü. 1448'da Karamanogu lları tarafından alınan kent 19'uncu yüzyılda terk edildi. Kentteki ka lı ntı l ar aras ında kale, Bizans surl arı, Roma kapısı, tapınak oldugu sa n ı­ Jan yapılar , bir dizi sütun kaidesi ve nekropolis sayılabi­ lir. Yörede 5 ve 6'ıncı yüzyıl lardan kalma kiliseler de vardır.

ELAIUSSA-SABASTE: Antik kentin ka lıntıları İçel' in Erderrıli ilçesi merkez bucagına baglı Ayaş köyü bitişigin­ dedir. Kentin kuruldugu yer kıyıya çok yakın bir ada durumundayken, denizin alüvyonlarla dolmasıyla karaya baglanmışur. Mersin-Silifke karayolu üzerinde geniş bir alana yayılan kalıntıl ar arasında peripteros tapınak, erken Hıristiyanlık döneminden kilise, su yolları, tiyatro, stoa ve mezarlar sayılabilir. POMPEIOPOUS: Mersin'in batısında Meritli köyünün yakınında kurulan kent Hıristiyanlık döneminde piskoposluk merkezi idi. Kentin limanı, tiyatrosu, tapınagı, hama mı , iki yüz sütunlu ana yolu, su yolları gibi yapı la­ nndan ve nekropolisinden ancak bazı kalıntılar günü• müze ulaşabil rniştir. 52

SKYLIFE MART

+

M ARC H

1994


Kumaş, Kumaşın

yeni ufuklara yelken aç1yor.

ve giyimin

kuralları

bize göre,

aşılmak

ve yeniden biçimlendirilmek

için var. 1994 ilkbahar/Yaz Koleksiyonumuzda, bu anlayışın eşsiz örneklerini göreceksiniz: Gold Trophy, Adventure ve Özel kumaşlar. Farklı bir duygu .. .

diğerleri

...

Kadın

ve erkek için .

ALTINYILDIZ



G e 1e c e

Ş e

f

ğ

e

y o•• n e 1

Sekreter

1

Sistem

k

1

Aleptel 5101 Elelctronik Şef Sekreter Sistemi, 3 dış 8 iç hatta ulaşan kapasitesi ve zengin özellikleri ile iş dünyasının

ihtiyaçlan düşünülerek, modern çizgilerle tasarlanmış müşterek devresiz yeni

şefsekreter sistemidir. Özellikle PABX santralianna bağlı bir alt sistem olarak işyerinizde iletişimi hızlandıracak, kolaylaştıracak

bir yapıya sahiptir.

Alcatel 51 O 1'in rahat ve akıcı kullanıma olanak tamyan özellikleri; Ahizesiz konuşma ..- Ses ve zil ayan ..- Gösterge..- Tek tuşla arama..- Tek tuşla

özellik kullanımı ..- Rahatsız

edi/meme

..- 24 Hafıza ..- Son

numara tekran ..- Aynı anda gelen harici

çağrı/ara

kolay

ulaşım

..- Herhangi bir iç aboneden dış hat/ara çıkma kolaylığı ..- Müdür/ Sekreter grubu için farklı tonda zil sesi ..- iç ve dış aramalarda farklı zil tonlan ..- Ekranda saat, aranılan numara ve seçilen programı izleme imkanı ... TELETAŞ

güvencesinde ALCATEL ' in

teknoloiisine sahip olmak, işletmeniz için ileriye dönük doğru bir seçim olacaktır.

VTELETAS iSTANBUL: Tel: (0216) 328 35 00 Telel<s: 29458 dts tr Telefaks: {0216) 344 Ot 36 Teleteks: 938611 teltas tr ANKARA: Tel: (0312) 439 23 43 Teleks: 40239 tlta tr Telefaks: (0312) 439 23 44 izMiR: Tel: {0232) 483 28 06 Telefaks: (0232) 483 31 75



Donizetti Paşa ... Muzıka-yı Hümayfin ... Riyaseti Cumhur Senfoni Orkestrası... Devlet Konser Bürosu ... Şehir Filarmonisi, Radyo Orkestraları .. . Devlet Senfoni Orkestraları, Opera ve Baleleri... Derken, Uluslararası İstanbul Festivalleri... Batı müzik sanatının, Osmanlı zamanında başlayıp günümüze gelen bu topraklardaki ilginç serüvenini hiç düşündünüz mü bilmem. Başta tarihçiler olmak üzere, bilim ve sanat adamları için çarpıcı olabilecek tezlerin ipuçlarıyla dolu iki yüz yıllık olaylar, olgular örgüsü ... Son beş yıldır da Harbiye'deki Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda da Batı'nın ünlü herhangi bir büyük kentindeki gibi heyecan verici konserler, sahne olayları . .. Hemen hemen haftanın her günü sahne spotları yanan bu salonda dopdolu bir sezon yaşanıyor. Cemal Reşit Rey sezonları, bu ilginç örgünün günümüzdeki renkli ilmeklerini baglıyor, birbiri ardına ... İstanbul Festivali; bünyeleri elverişsiz bir ana babadan dogacak, ne olacagı belirsiz bir çocuk gibi beklenmişti. Yirmi yılı Ay d ı n geçti. Şimdi o, kendisinden herkesin çok şeyler bekledigi, ergin kimligini oturtmak üzere olan parlak bir genç. Cemal Reşit Rey'se çevresine ısı yayan bir sanat

From Donizetti Paşa and the Imperial Orchestra of the last century, to the Presidential Symphony Orchestra, the State Concert Off ice, the City Philharmonic and Radio Orchestras, State Symphony Orchestras, and Op era and Ba llet Company of the 20th century. .. Tben finally the International !stanbul Festival. The story of westem music in Turkey from the time it became popu/ar among the upper classes and at the Ottoman palace is a compel/ing one, rich with material f or historians and students of the arts over the past two centuries. For the past five years Cemal Reşit Rey Concert Hall in Harbiye, !stanbul, has been a new venue for thrilling programmes of concerts and the stage arts, matching those in any leading westem city. Almost every day of the week the spotlights of this auditorium are /it during seasons filled with music and dance events. The Cemal Reşit Rey links the Aydın colou rfu l strands of this f ascinating web from day to day. !stanbul Festival was anticipated with a m ixture of hop e an d unease, as if the city might prove an incongruous and arid setting for such an ambitious arts event. But now after 20 years the pessimists have been p roven wrong, and the festival has grown into a promising youth arousing great expecPhotos MANUEL Ç IT AK tations f or his future. A lready !stan bu l Festival is the acknowledged zenith of the arts year. Cemal Reşit Rey, is anather radiant focal point of !stanbul's cu/tura/ scene. This magnificent concert hall was founded at the sacrifice of a highly convenient downtown carpark, and the name of an outstanding Turkish composer, Cemal Reşit Rey, was chosen. By the time the concert hall opened its doors to the general public, that prominent figure of the music world, Filiz Ali, had long si nce set to work laying thefoundationsfor its inspired role in tne city's cu/tura/life today. Shortly afterwards the job of art director was taken over by an old hand with a young and dynamic perspective, Aydın Gün. An opera singer by profession and holding the coveted title of state artist, Gün is known best not for his singing, however, but for the !stanbul Festival which he founded and has direct-

Interview with Gün SINCE SOLON Gü n'le Röportaj

SOLON'DAN

odagı...

BU YANA ...

İstanbul ' un koca bir otoparktan vazgeçeBy AYTEKIN HATIP O ~LU rek sahjp olabildigi bu güzel salona, degerli bir müzisyenin, Cemal Reşit Rey'in adının verildigi günlerde müzik dünyasının degerli bir kişisi Filiz Ali çoktan işe koyulmuş, bugünkü pı­ rıltılı sanatsal hareketinin temellerini atıyordu. Bir süre sonra salonun genel sanat yönetmenligini bir başka isim devraldı: Gencecik, dinamik düşünsel yapısıyla bir eski tüfek. Aydın Gün. Aslen opera sanatçısı. Resmi ünvanı, "Devlet Sanatçısı". Ama çogunluk onu operadan degil, kurdugo ve yıllarca yönettigi İstanbul Festivali ile Cemal Reşit Rey'in iki sezondur gerçekleştirdigi kaliteli performansıyla tanıyor. İstanbul ' da önce konser ve resitallerle dolu Haziran-Temmuz aylannı sonra da "sezonları " tesis eden, yıllar geçtikçe daha enerjik, daha dinamik olan bu eski tüfek neyi, ne için, nasıl yapıyor? Skylife okurları için bir kaç soruyla ögrenmeye çalıştım. 57

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


SKYLIFE: Önce, son iki sezonu değerlendirir misiniz? GÜN: Her iki sezonda da izleyicilerimizin yalnız alışkanlıklarından ve duygusallıklarından kaynaklanan taleplerini değil, çağdaş ve öncü değerlere karşı duyduğu ilgi ve gereksinimlerini de dikkate alarak çalışmalarımızı sürdürdük. Çok yoğun bir kültürel-sanatsal kargaşanın yaşandığı ülkemizde (ve dünyamızda) sanat kurumlarını ayakta tutacak en doğru ve en verimli çalışmanın -sanatsal estetiksel kalitede ödün vermeden zor beğenenlerin sayı­ sını arttırmak- üzere ça lışmalar yapmak olduğunu düşünüyoru z. Bizim bu konudaki görüşümüz , Atina lı Salon'un düşünceleri gibidir. Solon, "yu rttaşla­ nna en hoşlarına gidenleri değil, en iyiyi söyle, görünenleri görünmeyenlerden çıka r" demişti ... SKYLIFE: Her ay THY Cityscope'un müzik notlarını· yazarken hem heyecanlanıp hem şaşırıyorum; Richter gibi bir usta ' nın ça ldı ğı sa lıneyi iki gün sonra Tzimon Barto veya Hüseyin Serınet gibi genç yıldızlar alıyor, soprano Barbara Hendricks'i john Surman'ın saksofonu, Beaux Arts Trio'yu David Russel'ın gitarı izliyor. Prograrnı olu ştururken hangi verilerden, ilke ve olanaklardan yola ç ıkıyorsunuz? GÜN: Programları hazır­ larken halkımızın doğru­ yu , güzeli ve ge rçeği almadaki isteğine ve bunları ayırt etmekte gösterdiği degerlendirme yetenegine güvenebiliriz. Kişilerin ve

ed for many years, and his superb achievements over two seasons at Cemal Reşit Rey. An experienced organiser of arts events, Gün first filled ]u ne and july with spectacular international per:formers, going on to fill the seasons with music and dance. His energy and dynamism have intensified over the years. How and why does he do it? I set out to discover the man behind the scenes for Skylife readers. SKYLJFE: First of all could you evaluate the last two seasons for us? GÜN: Throughout both seasons we have endeavoured not only to meet requests based on the habits and existing affections of our audiences, but to expand their perspectives into the new frontiers of modern music and dance. We believe that in the intensive cultural and artistic chaos in Turkey (and indeed in the world as a whole) the most valid and productive way of keeping art institutions alive is to seek to increase the number of critica/ audiences without making concessions in artistic and aesthetic quality. Our approach is /ike that of Salon of Athens, who said, "Teli citizens not what pleases them best but what is best, that" the visible may emerge from the invisible. " SKYLIFE: Every month when I write Musical Notes for THY Cityscope I am overwhelmed with exitement and astonish ment. A master such as Richter is succeeded two days later by young stars !ike Tzimon Barto or Huseyin Sermet, soprano Barbara Hendricks is followed by john Surman 's saxopbone, and the Beaux Arts Trio by David Russe/'s guitar. What factors and policies are involved in drawing up the programme? GÜN: In devising the programmes we place trust in the desire of the public to appreciate the real, the true and the beautiful, and on their ability to evaluate and recognise these qualities. Tbe critica/ abilities of individuals and societies are the yardstick of civilisation. SKYLIFE: What have you tried and found popu/ar or otherwise? GÜN: Not every programme and every experiment has been successful. Tbat was not to be expected. However so long as we are ab/e to eriticise what we do and want to do, and to renew ourselves, I believe that the gates of success will not close in our faces. Every failure proves

t op luml arın değerlendir­

me yetenekleri onların uygarlık göstergeleridir. SKYLIFE: Neler denediniz? Neler tuttu, neler tutmadı?

GÜN: Yaptığımız her program, her deney başarılı olmadı. Olamaz da. Ancak, yaptıklarımızı ve yapmak istediklerimizi sürekli olarak eleştirip, kendimizi yenileyebildiğimiz sürece başarı kapılarının yüzümüze kapanmayacağına inanıyorum; - her başarısızılık bir çok başarı olanaklarının var olduğunu açıklar.-

SKYLIFE: Dinleyici profilinizi tanımiayabiliyor musunuz? GÜN: Dinleyici profili, müzik türlerine göre çok değişi k oluyor. Fakat şahsen beni çok sevindiren, 58 SKYLIFE MART+

MARCH

1994

\_

\....

\....



bütün müzik türlerinde gençlerin Bayısının her gün biraz daha artış göstermesidir. Ben bu olguyu sanatsal, kültürel gelişmemizin güvencesi olarak de-

the e.xistence offar more opportunities to succeed. SKYLIFE: Could you define your audience profile? GÜN Our audience profile varies greatly according to ğerlendiriyorum. the type of music, but what I persona/Iy find most satisSKYLIFE: Vokal müzik, çağdaş müzik, oda müzifying is the increasing number of.young people in the ği ... Bu ayrımlarda dinleyicinin ilgi yoğunluğunu ve audiences of musicel events of all types. I see this as a nedenlerini değerlendirir misiniz? guarantee of our continued artistic and cu/tura/ develGÜN: Dinleyicinin ilgi yoğunluğunu etkileyen en opment. önemli nedenlerin başında popülerlik geliyor. SKYLIFE: Vocal music, modern music, chamber Özellikle de pop, rock müzik alanında popülerlik music ... could you comment on the /eve/ of interest in these areas? (star'lık) büyük bir çekicilik yaratıyor. Gene de, hangi türde olursa olsun, nitelikli olandan kolay GÜN Popularity is the faremost factor influencing the kolay vazgeçmiyor izleyicilerimiz .. . /eve/ of interest among audiences. Tbis is particularily SKYLIFE: Sponsor'larla aranız nası l? İ·stediğiniz ketrue where pop and rock music are concerned. simlerden istediginiz ölçüde spansor bulabiliyor Nonetheless whatever the type of music, audiences musunuz? :readily respond to quality. GÜN: Bu konuda çok başarılı olduSKYLIFE: How are your relations with görü~ümüz, ğumuzu söyleyemeyiz. Önümüzdesponsers? Do you manage to find Atinalı ki zaman içinde daha iyi sonuçlar enough sponsers in targel sectors? alabileceğimizi ümit ediyorum. dü~ünceleri GÜN: I cannot claim outstanding Yaptığımız çalışmalarla düzeyli bir success in this respect. But I am apti"yurtta~larına kalite imajı yaratabildiğimiz ve bumistic that the situation will improve ho~larına nu yaygınlaştırabildiğimiz takdirde in time. If we can create a high qualbu konuda daha başa rılı olacağımı­ ity image and promote this sufficientdeğil, za inanıyorum. ly widely I am confident that we will SKYLIFE: Sizin programlarınızda get better results in future. ' değer' ve geniş kapsam üzerine ıs­ SKYLIFE: An insistence on quality rarlı bir çaba gözleniyor. Bu açıdan and broad scope is evident in your çıkar" demi~ti Devlet orkestralarının ve Filarmoni programmes. From this point of view Dernekleri'nin programlarını değer­ could you comment on the pro lendirir misiniz? grammes of the state orchestras and GÜN: Sözünü ettiğiniz sanat kuphilharmonic societies? rumlaa, bizim kurumumuz gibi halGÜN Tbe institutions you mentioned kımıza en değerli, en yeni ve öncü are, as we are, endeavouring to offer eserleri vermenin gayretleri içindeaudiences the finest, newest and most dir. Gördükleri ilgi ve beğeni buinnovative works. Tbe interest which nun en açık kanıtıdır. Biz aynı misthey arouse is the clearest demansıra­ yanun parçalarıyız . Sözünü ettiğiniz tion of this. We are different facets of kurumlar için ancak bunları söylethe same mission. Tbat is all I can yebilirim. say about the institutions you meninvisible." SKYLIFE: Genel olarak Türkiye'de tioned. sanat ve sanatçının geleceğine dair SKYLIFE: How do you see the future of art and artists in Turkey? düşünceleriniz nelerdir? GÜN: Bazı olumsuz gelişmelere karşın ben çok GÜN Despite same disappointments I am extremely iyimserim. Dünyamız, her sektörde (finansal, siyaoptimistic. Our world is in the throes of rapid globalisal, teknolojik) hızlı bir küreselleşme (globalleşme) sation in every seetar -financial, political, and technosürecini yaşamasına karş ın, çok köktenci bir kültülogical - and this has been accompanied by a deeprel bölgeselleşme (kendi içine kapanma) hareketi rooted cu/tura/ regionalisation movement, with a regrettable tendeney towards introversion. But I believe ile de karşı karşıyadır. Zamanla bunun da aşılaca­ ğına inanıyorum . Dünyamızın yeni yaşam koşulla­ this will be overcome in time. We must participate in rına ve düşün hareketine katılmak ve katkıda buthe new ways of life and attitudes of our world, making our own · contributions to them. We cannot isoiate lunmak zorundayız. Bu büyük oluşum ve akışıının dışında kalamayız , kalmamalıyız da ... Kendi özourselves from this overwhelming phenomenon, nar günlüğümüzü ve kimliğimizi yitirmeden bizi başa­ should we. High quality culture and art is the driving nya götürecek en başat güç, nitelikli kültür ve saforce which will carry us to success without losing sight nattır. of our own heritage and idenlity. • •

Bizim

Salon'un gibidir.

Solon, en

gidenleri en iyiyi söyle, görünenleri görünmeyenlerden ...

Our approach is like that of Solon of Athens, ·who said,"Tell citizens not what pleases them best but what is best, that the visible may emerge from the

60

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


:n ôneın1i bU' bl'J\üJilÜ şebil' i

ôn.letnlel'ln

o).al'

dıŞ1Jl(la1'­

a;ıına1'3k otel rezel.'Va8 cll

~ında bel'}lall€.\ bil'

-ıUl'ece~ gôz ônün6 a;una1'3k yeni bil' tı erek. gerekli n SU1'ette

taunıatın ve~sı. gerelj

"raJ:ıat.SlZ edJll1181lle" k.lll'a.ı

güil boyunca \<()llferanB salonunda 1:ı

ı 300

.n .etilll -g:urulu

ôğleye

i)"yeıe]'IIlill-

faaliyet rapol'U

~

k.ad.al' ı

bel'

.uOo-'~ao~---_;;;_:_

;K,reterYanın J:IAZ!R an ~uŞUllluz ryelerln çantalarını MC"L~'"J.LU

·eçınelel'i rica edilcuğınde nuda rek-abete

ışlel'ln nası1

~... n-mobil tansis ed.i)lnesi

Doküman Pro≤i Günümüzün h areketli konfe<ans orta

d unyasının ..

~

'yogun ıoplanh vo

ınında her türlü d .. ~. okuman altın degd mi? Kritik kada• degedi anlarda ' işl erın · yetişmedi ~. . .. . . gonnek <Stei? XERO gnn hang• firma X, altın deg~ e rıodeki . .. . dokü urehp k manlanmzo a onusunda size , o"te k'ı mark a1ardan daha

çoğaltın

kapsamlı

çozumler .... get·ırıyor . ...

'~""~.•mn~ ,~;;'' ~"'"'~.,~''""'n<"~, "~ s: M~·~·; ~· • ~~~,!,~ "'•'-<~T:.':;""

A.Ş.

M IR: Eııriko Ar :'""'' ''· •'·!i:.'onak'"·Azer ~han """'""'"' BG . Tekkom Bilgisayar~ emXEBOX Ofis Tel·(3812 ulvan No:S4 138/ABC KavakiKiere Izeiter Elektron:~~npa~ Rekl..:.~~ ~d~ti.o;:•:. Tel:(462) 3iJ hat) Fax:(3 12) 427 3 M" çoow'""""'" t '{" ,;""'M' .. Sonfa TıcSistemleri . BUro ve Tıc Ltd .ANA: )223 435 SO 08 an. ve . Ltd . Şti. Tel:(282) 7 jŞ~ıl. . Tic ~~(224) 23 ~~BZON: Kamer~ Tel:(312) 4 ~ ;;(4 veANKARA Ot.;,. A.Ş. Tel:(332) 2:,r:;ALYA: Anadolu ~;9 ro Makınalan " '6SISıstemleri Kasap s-"-" IZ ~No: I2/SK

. ve

Tıc. A. Ş . Tei:(322~S

oru:

SAMSUN: 1 62 44/JS 1 79 44


TRY

••

A

MILK

PUDDING

••

UTLU TATLILA Bir muhallebici dükkanının önünden geçerken kısa bir mola verin, vitrinieri süsleyen birbirinden leziz, sütlaç, muhallebi veya keşkülün tadına bakın. Tb e next time you pass by a muhallebici take a short break to taste those delicious mi/k puddingsfrom which these establishments take their name. Camları bugulanmış

bir muhallebici vitrini. Hemen yeni çıkmış, -kesilmeyi bekleyen kızarmış bir börek. Köşede, camdan sürahinin içinde korunan buz gibi bir limonata. Aşağıda, çukur kaselere dökülmüş çeşit çeşit sütlü tatlı: Muhallebi, keşkül, sütlaç... · İstanbul ' da yaşamış lövanten kökenli, Venedik'li bir ailenin bireyi Willy Sperco, İstanbul'la ilgili anılarını dile getirdiği , "Yüzyılın Başında İstanbul " acilı kita-

The misted window of a pudding shop .. . On the upper shelf stands a tray of freshly baked börek with its golden crust wailing to be cut. In the corner is a large glass jug of ice cold lemonade. Below are little bowls of different milk puddings: muhallebi, keşkül and süt/aç. In his memoires, Willy Sperco, the son of a Levantine family of Venetian origin who lived in istanbul, recalls Turkey 's muhallebicis or pudding shops at the turn of the 20th century: "Large and small every Turkish town has

ardında yukarıda, fırından

62

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


bında,

_)

bir zamanların İstan­ bul muhallebicileri hakkında şunları yazmış: "Büyük olsun küçük olsun, bütün Türk kentlerinde çok sayıda muhallebici vardır. Dümdüz ve temiz merınerlerle kaplı masanın üzerinde 'sütlaç' denen pirinçli süt, 'muhallebi ', yoğurt, pirinç unu ile ince dövülmüş badem karışıını olan 'keşkül', başlanmış tavukla 'pilav', 'kaymaklı ekmek kadayıfı' ve iyi cins bir dondurma yenir. Ayrıca portakal suyu, limonata ve şuruplar da içi! ir." Venedik'li Sperco'nun geçen yüzyılın İstanbul'unda gözlediği o eski muhallebici dükkaniarının yerinde bugün yeller esiyor. Günümüzde istanbul sokaklarında turlarken çeşit çeşit ınuhallebici dükkaniarı yine karşınıza çıkar. Vitrinierde kasetere dökülmüş sütlü tatlılar sizi adeta içeri davet eder. Yüzlerini yenilemiş Istanbul muhallebicilerincle artık sosisten hamburgere, dönerelen cheeseburgere kadar her türlü yiyeceği ele bulabilirsiniz. Bir zamanlar cam şişeler veya sürahilerde saklanan buz gibi liınonatalar ve şurupların yerini ise çoktan gazoz ve benzeri meşrubatların aldığını görürsünüz. Siz bir muhallebici dükkanı­ nın önünden geçerken kısa bir mala verin, vitrinieri bugün ele süslemeye devam eden birbirinden leziz, sütlü tatlıların tadına bir bakın. Tercihiniz tarçınlı bir muhallebi, hindistancevizli bir keş­ kül veya zencefilli bir sütlaç olabilir. Süt, şeker ve pirinç unu katı­ larak yapılan, geleneksel bir tatlı olan muhallebinin sayı­ sız türü var: Vanilyalı adi ımı­ hallebi , baclemli muhallebi, Bağdat muhallebisi, fıstıklı, hindistancevizli , portakal re-

many pudding shops. On fiat and spotlessly c/ean marb/e tab/es customers eat rice pudding known as süt/aç, a kind of blancmange known as muhallebi, keşkül made of ground rice and almonds, pilav with boiled chicken, ekmek kadayıji with clotted erearn and the finest kind of ice cream. To drink there is orange juice, lernonade and fruit syrups." Most of the old jashioned muhallebicis which Sperco s'aw in Istanbul a century ago have not disappeared but undergone a metamorphosis, and in their new guise remain a feature of lstanbul 's streets taday. The bowls of mi/k puddings stili beckon temptingly from their windows, although lstanbul's muhallebicis have adapted themselves to the times, seliing a new range of fas ı jood from sausages to hamburgers and döner kebap to cheeseburgers. In place of the ice co/d lemanades and fruit syrups kept in glass bottles or jugs once upon a time, are newjang/ed fizzy drinks and fruit juices. The next time you pass by a muhallebici take a short break to taste those delicious mi/k puddings from which these establishments take their name. Choose a muhallebi ~prinkled with cinnarnon perhaps, keşkül sprinkled with grated coconut or süt/aç flavoured with ginger. 7bere are countless varieties of the traditional muhallebi, whose basic ingredients are mi/k, sugar and ground rice. Apart from the ordinary vanilla flavoured variety, you can find atmand muhallebi, Baghdad muhallebi, muhallebi with pistachio nuts, coconut, orange marmelade, mastic, without sugar or the variety flavoured with rose water known as su muhallebisi. If you feel /ike some muhallebi and plan to make your own at 63

SKYLIFE MART

+

MARCH

1 994


çelli, sakızlı, sütlü, şekersiz ımıhallebi ve su muhallebisi... Canınız muhallebi çektiyse ve bu işe evde girişecek­ seniz önce sütü bir tencerede içine şeker eriterek pişirin. Başka bir kapta, pirinç unu ve çok az miktarda nişastayı azar azar akıtılan su ile karıştırarak bulamaç yapın. Bu karışımı kaynamakta olan şekerli süte katarak, elibini tutmaması için tahta bir kaşıkla karış­ tırın. Boza kıvamına gelince ateşten alarak kaselere bölüştürün. Soğuduktan sonra üzerine hindistancevizi, tarçın, dövülmüş badem, antepfıstığı veya fındık serperek servis yapabilirsiniz. Sütlaç şeker, süt ve pirinçle hazırlana[l bir tatlı. Sütlacın, "sütlü-aş" tamlamasından geldiği söylenir. Sütlaç için kolları sıvayacaksa­ nız, ilk işiniz pirinci bir süre suda başlamak olmalı. Daha sonra sütü ilave ederek, ağır ağır karıştırmalısınız. Pirinçler yumuşar yumuşamaz, toz şekeri ekleyerek bir süre daha karıştırmaya devam edin. Sütlaç yapımında pirinç dışında, pirinç unu veya nişastası da kullanı­ lır. Sütlacı da kaselere bölüp, sağumasını bekleclikten sonra üzerini tarçın ve zencefil gibi baharatlada süsleyebilirsiniz. Keşkül yine süt, şeker, içbadem ve pirinç unu ile hazırlanan bir tatlı. Bademler başlandıktan sonra, macun haline gelene kadar havanda dövülür. Dövülmüş bademler, üzerlerine bir miktar süt dökülerek bekletilirken, bir başka kapta sütün geri kalanı kaynatılır. Kaynayan süte, pirinç unu azar azar ilave edilir. On dakika karıştırılır ve şeker ile bademler bu karışı­ ma eklenir. Keşkül, düğün çorbası kıvamında koyulaşana kadar karı~;tırma işlemini sürclürülür ve sonra soğumaya bırakılır. Bir zamanlar dervişlerin kullandı­ ğı hinclistancevizi veya abanozdan yapılmış küçük çanaklara keşkül adı verilmiş. Dervişler, keşküllerini boşaltmak için tekkeye döndüklerinde önce aşevine uğrarlarmış. Muhallebi benzeri bir tatlı olan keşkülün ele bu derviş çanağı ile ilgili olduğu söylenir. Keşkü­ lü ele diğer sütlü tatlılar gibi süsleyebilirsiniz. Bunun için çekilmiş badem, antepfıstığı ve hindistancevizi kullanılabilir. •

home tben you should start by simmering the mi/k (1 1) and sugar (250 g) unlil the sugar dissolves. Tben mix ground rice (75 g) and a little corn starch (25 g) in anather bowl and gradually stir in a little water until it is a smootb mixture. Pour into the boiling mi/k and stir continuously witb a wooden spoon for a fine ereamy consistency. Vary the jlavour by adding vanilla, rose water, crusbed mastic or grated coconut. When it has tbickened remove from the beat and pour into bowls. Once cooled sprinkle grated coconut, cinnamon, ground almonds, pistacbio nuts or bazelnuts over the top. Süt/aç, or rice pudding, consists basically of sugar, mi/k and sbort-grain rice. Start by boiling the rice (75 g) in water (500 ml) for at least half an bour until the grains saften and burst and most of the water has been absorbed. Now add the mi/k (1 1) and cook gent~y for a furtber half bour until the miXture tbickens. '!ben add granulated sugar (250 g) and cookfor afurtber 1O minules slirring alt the time. Same recipes add ground rice or corn starcb as well as rice (in wbicb case use 25 g and reduce the rice accordingly). Pour the rice pudding into bowls, and after it has cooled sprinkle cinnaman or ground ginger on top. Keşkül cansis ts of m ilk ( 1 1), sugar (250 g), ground rice 75 g) and almonds (lOOg). The almonds should first be blanched and pounded in a mortar until they are a fine paste. Pour same of the mi/k over the atmand paste and set aside. Meanwhile bring the rest of the mi/k to boil, and stir in the ground rice a !itıle at a time. Stir over a genıle heat for ten minutes, then add the sugar and atmand paste. Continue stirring until the keşkül is in the consistency of a thick soup, pour into bowls and leave to cool. 1bis pudding is named afler the smail alms bowls made of coconut shell or ebony used by ilineranı dervisbes in the past. When the dervisbes returned to tbeir lodges to empty their bowls, they used to visit the kitcbens. Wbetber the fact that keşkül was part of the meal or that the bowls were simi/ar in form gave rise to this pudding 's association witb the alms bowl is uncertain. Keşkül can be decorated /ike other mi/k puddings, • with ground almonds, pistachio nuts or coconut. 64

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994



HÜSAMETTİN

KOÇAN

TUVALiNDE İNSAN VAR Büsarnettin

Koçan' ın

tuvallerinde,

yalnızca

küçük bir gezinti

yapmanız

yeterli. " İnsan " la karşı karşıya kalacaksınız. Uygarlık ve barbarlık sürecinde insan ...

You on~y need to cast your eyes hriefly over Hüsamettin Koçan 's canvases to find yourse!f canfronting human heings; human heings hoth ciuilised and harharic. By ANNA TURAY 66

SKYL/ FE MART

+

MARCH

1994


ırnaklarınızla kazımaya

hiç gerek yok; boyaBüsarnettin Koçan'ın tuvallerinde, yalnızca küçük bir gezinti yapmanız yeterli. "lnsan"la karşı karşı­ ya kalacaksınız. Uygarlık ve barbarlık sürecinde insan ... Uzunca bir süre cinsiyetten, ideolojiden, her türlü "yerel " özellikten, önyargılardan arındırılmış, "farklı " bir insanın resmini yaptı Büsarnettin Koçan; daha doğrusu bir tür "evren yaratığı"nın ... Hiçbir zaman tam an l amıyla emin olam ı yordunu z: Kopkoyu , gizemli bir boşluktan doğan bu gövdeler gerçekten insanı mı simgeliyordu, yoksa herşey bir çeşit illüzyon muydu? Kesin olan tek şey, tuvalde insanın yazgısı kadar karanlık , bilinçaltı kadar derin, ürkütücü bir sonsuz luğun varlığıydı. Ve yüzeyde beliren bütün ·O düşsel varlıklar, garip bir güçle sizi boşluğa çekmeye çalışıyorlardı. Sonra, zaman içinde Büsarnettin Koçan'ın tuvalindeki varlıklar da değiş im geçirmeye başladı. Flulaştırılmış, kimlik izleri silinmiş figürler giderek birer kimlik kazandı. Artık uzayımsı bir boşlukta uçmuyorlar. Ayakları toprağa basıyor ş imdi, Anadolu

here is no need to scratch the suiface with your nails; they are not concealed under the paint. You only need to cast your eyes briefly over Hüsamettin Koçan 's canvases to find yourse?f canfronting human beings; human beings both civilised and barbaric. For a long time Hüsamettin Koçan painted a different sart of human being, free from sexual identity, ideology, any trace of folksy characteristics or prejudices; in other words a kind of universal creature. You were never completely certain whether these bodies, dark and born of a mysterious vacuum really symbolised people, or whether everything was a kind of illusion. The only certain thing was the existence of a disturbing infinity on the canvas, as dark as human destiny, as deep as the subconscious. And all those figments of dream which were manifested on the suiface were attempting to draw you with unfathomable power into the vacuum. As time went on the entities on Hüsamettin Koçan 's canvases began to change. The .blurred figures from which all traces of identity had been erased gradually began to take on identities of their own. No tonger did

T

T

nın altına gizlenmiş değiller.

67

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


.'

they jly in an outerspace-like void. Now their feet were set firmly on earth, on the earth of Anatolia. All those abstract entities leapt within time and space, transformed into people living - or who had once lived - on Anato/ian soil. For a long time Koçan has been listening to the pulse of Anatolia. He embraces Anato/ian mythology, and all the Anato/ian cultures which have sprung up in these lands and imparted life to them. "These are all my kin, they are all us in fact, " he says. "I want to listen to the pulse of Anatolia. Wbat happens there seems of outstanding importance to me. Anatolia has sheltered these dif.ferent cultures throughout the ages, and been the place where they were conceived. The way of life might be constantly changing, but at the same time beneath this jluctuation is an underlying integrity and continuity which fascinates me. There I begin to comprehend human beings and all u niversality. " This identity which makes its appearance in Hiisamettin Koçan 's paintings throws lig ht on a process in which awareness comes bejare sensibility. Hiisamettin Koçan has made a study of Turkish folk painting and has a large calleetion of this genre. "I think it is these folk paintings which brought me face to face with the people of Anatolia and its history," he muses. The artisi took his most important step in this journey of exploration with his undefined busts exhibited at

topragına ...

Bütün o soyut varlıklar, zaman ve mekan içerisinde zıplayıp, Anadolu topragında yaşayan -veya bir zamanlar yaşamış- insanlara dönüştü.

Koçan, Anadolu'nun gögüs kafesini dinliyor uzun bir süredir. Anadolu mitolojisini , bu topraklarda hayat bu lan ve bu topraklara hayat veren tüm Anadolu kültürlerini kucaklıyor. " Bunların hepsi benim akrabam, hepsi aslında biziz" diyor. "Anadolu 'nun gögüs kafesini dinlemek istiyorum ben. Orada olup bitenler son derece önemli geliyor bana. Anadolu sürekli olarak kültürlere yataklık yapmış, onların döllendigi bir alan olımış. Orada sürekli bir yaşam farklılıgı var. Ama bu farklı­ l aşmanın aynı zamanda alttan alta devam eden bir bütünlügü, bir sürekliligi de var ki, bu bana son derece çekici geliyor. Orada insanı, tüm evrenselligi ile algılamaya başlıyorum. Hüsamettin Koçan'ın resimlerinde beliren bu kimlik, bilincinin sezgilerinden daha ön plana çıktıgı bir süreci de gündeme getiriyor. Türk halk resimleri konulu bir araştırması ve bu alanda geniş bir kolleksiyonu olan Hüsamettin Koçan, "beni Anadolu insanı ve Anadolu tarihi ile yü zyüze getirenin halk resimleri oldugunu düşü­ nüyorum" diyor. Sa natçı bu serüvenin e n önemli adımın ı 2. İstanbul Sanat Puan'nda sergiledigi ""I:a nımsız Büstler"le at68

SK YU FE MART

+

MARC H

1 994


the Second Istanbul Att Fa ir. Each was a jragment qf an ancient Roman bust, the position and significance changed. They were undefined, but each jragment gave clues as to where the journey would lead. "The Visual History of Anato/ian CivilisationsFascicle /"at the Third ystanbul Art Fair was the first true "title ". Through this project Hüsamettin Koçan turned his cıttention directly to the lives, cu.lture, and relationships of the people of Anatolia. "What I have done is to take a picture oj each of the civilizations which have lived in Anatolia for over 400 years and to define them by means oj certain codes; the Ottoman period is represented by green, the Republic of Turkey by red, the Byzantines by gold, the Ionians by charcoal and Rame by marble. These definitions have become firmly rooted. What I plan to do in the next stage is to examine Anato/ian civilisations step by step, in large chunks, and then in time to focus directly on individuallives there. " Hüsameıtin Koçan is by no means alone on this long journey. He has a blood relationship with everyone, and a thorou.gh knowledge of these lands. "I feel that they are all my kith and kin, from the Hittite king who engraved his own discourse in the rock, to the Byzantine artist who depicted an event he himself had experienced in mosaic; from the dervish in a Seljuk lodge, to any ordinary worker in Turkey taday. I jeel that I am one of them and they are a part of me. At a time when people are splitting into ethnic groups and opposed jactions, when national bou.ndaries are steadily imploding, when vast cu/tura! legacies are

tı. Antik Roma büstleri birer fragmandı. Konum ve anlam degiştirmiş, tanımsız, ama serüvenin gelecegine ilişkin ipuçları veren birer fragman ... 3. İstanbul Sanat Fuarı ' nda yer alan "Anadolu Uygarlıklarının Görsel Tarihi - Fasikül 1" ise ilk gerçek "başlık " oldu. Bu projeyle, dogrudan dogruya Anadolu 'da yaşa­ yan insanların hayatlarına, kültürlerine, ilişkilerine yöneldi Hüsamettin Koçan. "Benim yaptıgım , Anadolu 'da 400 yılın üzerinde yaşamış uygarlıklardan birer görüntü almak ve birtakım kodlarla onları tanımlamaktı. Osmanlı dönemini yeşille, Cumhuriyet'i kırmızıyla, Bizans ' ı doreyle , lyon'u kömürle, Roma 'yı mermerlerle ... Artık bu tanımları kalıcı hale getirdik. Bundan sonraki aşamada gerçekleştire­ cegim şey, Anadolu uygarlıklarını adım adım, büyük kompartmanlarda , periyodlarda inceleyip, sonra zaman içerisinde oradaki hayatlara, dogrudan tekil yaşantılara yönelmek. " Bu uzun yolculukta hiç de yalnız degil Hüsamettin Koçan. Herkesle kan bagı taşıyor, bu diyariarı iyi tanıyor:

"Kendi söylemini kayaya kazan Hitit kralından , Bizans'ta yaşadıgı hikayeyi mozaiklere aktaran sanatçıya , Selçuklu tekkesindeki adamdan Türkiye Cumhuriyeti'ndeki herhangi bir işçiye varıncaya kadar hepsinin akrabam oldugunu hissediyorum. Benim onlardan, onların benden oldugunu hissediyorum. İnsanların etnik gruplara , degişik örgütlenmelere bölündügü, ulusal çerçevelerini giderek daha daralttıgı, belli inanç kümeleri altında büyük

69

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


çapta birikmelerin, bütün öteki alanları reddeden ve içine kapanan bir dönemin yaşandıgı bir aşa­ mada , doğrusunu isterseniz, bu akraba lık bana çok an l amlı ve önemli geliyor. " Sanatçının son aylarda üzerinde ça lı ştığı, Mart ve Nisan ayla rında İstanbul'da , 7 Mart'tan itibaren Ankara 'da lş Bankası Sanat Galerisi 'nde ardarda gerçek l eştireceği sergiler de bu projenin bir parçasını

being smothered by groups of a particu/ar Jaith, in rejection oj all but their own intmverted perspective, I find this sense oj kinship of vital significance. " The paintings on which the artisi has been working over recent months, and which will be on show in Istanbul in March and April and at Iş Bankası Art Caltery in Ankara from 7 March onwards is part of 'this project. The first and faremost segment, as Koçan himself puts it, "the first fascicle ", belongs to the Ottomans. , This will be followed by the Byzantines, Romans, and Ionians. In this exhibition consisting of 36 dif.ferent units Hüsamettin Koçan composes the Ottoman family tree in diverse codes and a distinctive visual language. Upon the large leaves of his beloved poplar tree in the garden of his house in Dragos are some images of those who governed an empire for six centuries. just below them are various symbols illustrating the exploits of the sultans during their reigns. Hüsamettin Koçan symbolises both the lives of the Ottoman sultaııs and .ı the disparate !eve/s of Ottoman soci'ety, whose structure is ident~(ied directly with the fonn of a headdress, the "kavuk ". He explains that th e ~ form of the kavuk is the best way of illustrating in visual terms the concentric rings of social structure: the palace, the military class, the theological hierarcky, and the comman people. · That is why the exhibi,tion includes a huge sculpture of a kavuk. "The fact that this form symbolises every level of society and the power of authority imparts a quite unique and mystic power. It is planned to make the kavuk 3 metres in height. It will both be a piece of sculpture and in a sense, a means of capturing the mystique of the feudal organisation of Ottoman society. " Hüsamettin Koçan, who is a professor at Marmara University Faculty of Fine Arts, is realising this project with the help of a group of students. '"In studying folk art, I established the closest relationship with the Ottomans. There is a missing element in our outlook on folk culture; we assume it to be a cu/ture rooted directly in Islam. Yet quite apart from the elements originating from the ancient Turkish culture q( Central Asia and that of Islam, there is the element

oluşturuyor.

lik büyük ve özel dilim , Koçan ' ın deyimiyle "ilk fasiki.il " Osmanlı ' ya ait. Ardından Bizans, Roma ve İyon ge lecek. Hüsamettin Koçan , 36 ayrı birimden olu şacak bu sergide Osman lı soy agacını değişik kocllarla, farklı bir görsel dille kurgu luyor. Dragos'taki evinin bahçesinden topladığı , sevgili kavak ağacının iri yaprak ları üzerinde 600 yıllık bir imparatorluğa hükmeden kimi "suretler" var. Onlqrın hemen altında ise çeşitli simgelerle, paclişahların hüküm sürelükleri zaman içinde ne yaptıkları gösteriliyor. Hüsamettin Koçan hem Osmanlı Sultanların ın yaşam l arını, hem de Osmanlı'daki toplumsal katmanları s im geleşt iri yor ... Ve bu yap ı , doğrudan doğruya "kavuk " formuyla özeleş kılınıyor. ,Dışarı doğru giderek geniş l eyen , saray, asker, ulema ve halk çemberierinin en iyi, kavuk formuyla görsell eştiğini söylüyor. Bu yüzden sergi kapsamında bir de büyük heyket uygulaması yer a lıyor: Dev bir kavuk. "Bu formun , toplumun her katmanını simgelemesi ve otoritenin gücünü taşıması açısından , son derece farklı , mistik bir gücü var. Üç metre olarak planladığımız kavuğun üretilmesiyle de , hem bir heyket üretmiş olacağız , hem de belki bir bakıma Osmanlı toplumundaki mistik ve feodal iç örgütlenmenin büyüsünü yakalamaya çalışacağız. " "Anadolu Uygarlık l arının Görsel Tarihi - Fasikül 2 Osmanlılar" uzun bir araştırma döneminin ürünü. Aynı zamanda Ma.rmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim üyesi o lan Prof. Hüsamettin Koçan, bir grup öğrencisiyle birlikte gerçekleştiri­ yor bu projeyi. 70

S KYLIFE MART

+

MARCH

1 994


contributed by Anatolia itself. "

yaparken en yakın ilişkiyi Osmanlı'yla kuruyordum. Bizde, halk kültürüne bakıŞta eksik bir ayak vardır: Doğrudan doğ­ ruya İslam kökenli bir kültürü anlarız. Oysa Orta Asya'dan gelen bir ayağın ve İslamiyetle gelen ayağın dışında, bir ele Anadolu ayağı vardır." Peki Osmanlı'y l a kurulan ilişki neden bu derece üst düzeyde? Neden doğrudan tahtla ''konuşuyor" Hüsamettin Koçan? "Aslında" diyor, "tahtla ilişki kurmak Osmanlı örgütlenmesini kavramayı getiriyor beraberinde. Üstelik alt yapı kültürünün verileri çok fazla korunmuş da değil. Osmanlı kültürünün avantajlarından biri yazılı kaynağın çok fazla olması. 'Neden öteki kültürler değil de Osmanlı' diyecek olursanız da, başlangıç noktası burası olmalı. Hem daha yakın, hem daha can l ı, hem de ma lzemesi daha bol. Bir de Osmanlı sultanlarının oluşturduğu üst yapıda, insanın ümmet, kul durumuna getirilmesi var ki, beni çok ilgilendiriyor. tnsanı bu konuma indirgeyen üst yapı nedir, doğru­ su çok merak ediyorum. Bu yapıyı koruma grafiğini çok merak ediyorum ayrı­ "Halk resimleri

araştırmasını

So why is the relationship with the Ottomans so closely

bound up with the upper echelons of society? Why does Hüsamettin Koçan address the throne directly? "In fact, " he says, 'Jorging a relationship with the throne leads to comprehension of the organisation of Gıtaman society. Although data about the culture of the substructure have not been well preserved, one of the advantages of Onoman culture is the phenomenal .quantity of written sources. If you ask why the Ottoman in preference to other cultures, I say that this should be the starling point. lt is both ciaser in time, more vivid, and offers a greater wealth of material. "Then in the upper echelonsformed by the Ottoman sultans there is the idea of man paying bomage in humility, which interesis me greatly. 1 am really curious about this superstructure which can reduce human beings to this lowly position. 1 am alsa fascinated by the mechanism which preserved this structure. " After being interested in fo/k paintings for so long, Hüsamettin Koçan 's latest work is characterised by disparate searches and cross-examination, devetoping along an Anato/ian axis. Has be ever been apprehensive about excessive use of local colour or that he might be the targel of such criticism at least? "Fo/k culture has an extremely perilous dimension. This is not a culture which has been cross-examined; in other words which has been approved or rejected on the basis of such cross-examination. Bither blunt rejection or unquestioning acceptance are the two alternatives here. lt is hard to pass value judgements in areas where people feel exposed and vulnerable, as well as biased. As a result of the populist ideology contemporaneous with the Turkish Republic there is a profound sympathy for fo/k culture. 1 did not wish to cash in on that sympathy. If the source of fo/k art was to make its appearance in my works, it first had to be absorbed in my blood and incorporated as an instinctive rejl.ex. Only then was true creation possible. Now 1 believe that this has happened. I do not view the li nk forged with traditional culture as the direct introduction of the traditional. From the moment that you recreate tradition you introduce a continuity into tradition. Only then do you make a coııtribution from the Anato/ian family to the p,lobal family. " •

ca."

Uzunca bir süre halk resimleriyle ilgilenen Büsamettin Koçan ' ın son dönem işleri ise Anadolu ekseninde gelişen , farklı arayışlar, sorgulamalar. .. Fazla yerel renklere bulanmak, veya en azından böyle yargılanmak korkusu taşıdı mı hiç? "Halk kültürünün son derece tehlikeli bir boyutu var. Sorgulanmış , yani sorgulanarak onaylanmış veya reddedilmiş bir kültür değil bu . Ya doğrudan reddi, ya da doğrudan sorgusuz kabulü söz konusudur. İnsanların uç verdiği ve önyargılı olduğu bir alanda at koşturmak zor. Cumhuriyet'le birlikte, o ' halkçı' olmanın getirdiği ideoloji sonucunda halk kültürüne bir sempati de var. O seınpatiyi kullanmak istemedim. Eğer halk resimlerinin kaynağı yapıtlarıına girecekse, ondan önce kanıma işleyip, refleksime dönüşmeliydi. O zaman gerçek bir üretme söz konusuydu. Şimdi galiba kanıma girdi ve refleksime dönüştü. Ben geleneksel kültürle kurulan bağı geleneğin doğrudan aktanını olarak algı­ laınıyorum. Geleneği yeniden yarattığınız andan itibaren geleneğe bir süreklilik kazandırınış oluyorsunuz. Ve ancak o zaman Anadolu ailesinden dünya ailesine bir katkı üretmiş oluyorsunuz. " • 71

SKYLIFE MART

+

MARCH

1 994


UÇUŞ İKRAM PLANI 1 Inflight Service Plan Bazı uçuşlarıınııda

vercligimiz

ikraın

hizmetlerimiz 1 We are pleased to infonn you of our !nflight Seıvice Plan on somef/ights

02

Ol

ISTANBUL BRUSSELS

TK

581

BRUSSELS NEW YORK

fj ın fj

·- NEW YORK TK 582

ISTANBUL

TK

ISTANBUL BANGKOK

m

BANGKOK SINGAPUR

r---

SINGAPUR BANGKOK

TK

m

fj fj

TK

TK TK

fj

TASHKENT ALMA ATA

fj (;}

ALMA ATA TASHKENT

(§]m D fj • m D f4 •mo f4E3mD

PARIS

926/928 ı ISTANBUL TK

592

1ISTANBUL TOKYO

TK 593

TK

630

TK

631

TK

560 TK

561

6

TASHKENT ISTANBUL 1 ı

ı

APERITIF

ISTANBUL KARACHI KARACHI ISTANBUL

ın

12

ll

lO

~ ın ~

ın

fj

c ~

(3

g

fj

o

m

[3·

(§]·

ın

(!

COFFEE & TEA 1 Çay & Kahve

~

SNACK

D MOVIE 1 Film

ın

BREAKFAST 1 Kahvaltı

I şletme

09

08

~

m

DUTY FREE

07

ma

ISTANBUL TASHKENT

ISTANBUL PARIS

925/927

fj

TOKYO ISTANBUL

LONDON ISTANBUL

TK

06

m mD mD ma

mm ~ fj m ~ fj ~ m ~ fj m fj ma fj ~ ma

ISTANBUL LONDON

980/982

0

05

f4l! m f4l! m

BANGKOK ISTANBUL

979/981

l!l

04

OJ

1

LUNCH 1 Öğlen Yemeği DINHER 1 Alqam

Yemeği

UGHT MEAL

nedenlerinden dolayı servis ve uçuş süresi degişebilir. 1 Due to unexpected operatiorıal occumrıces, seıvice time and flying hours may change.

72 S KYLIFE MART +

MARÇH

19.94

ll


Totally ceramics: the new Rado 'Sintra'. Simply captivating! The new Rado 'Sintra' with its avant-garde design, lustrously brilliant platinumlike look and the uncompromising use of an exeepticnal material: scratchproof, enduringly beautiful high-tech ceramics. But it' s when you put this watch on that you really get to k now it: cool, smooth and comfortable, the ceramics bracelet and case mould themselves to your wrist. Together w ith the legendary Rado scratchproofness and the futuristic material, it is this unique wearer-comfort that especially makes the Rado 'Sintra' an incomparable timepiece .

-f1 diff!.reut world

_)

Rado DiaStar 'Sintra'. M ade entirely f rom scratchproof, wearer-friendly high-tech ceramics. In three sizes.

RADO Switzerland

Rado W at ch Co. Ltd ., 2543 Lengnau


UTY FREE On

BOARD

TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES

DUTY

FREE PERFUMES PARFÜMLER

-

FAHRENHEIT Ha u de 1'oilell<' Spray 50 ml/ AS 1fXJml.

56 DM- 55 DM

DUNE Eıw

de Toilette Nal . Spray 50 ml.

62 DM POISON &111 de To ilelle Spray

50ml.

80 DM

EAU -oıLET TE

N°5

CHANEL

iRISTIAN DIOR Make-Up

60 DM

VAPORISATEUR ~ECHARGEABLE

. hO!

CHANEL NO 5 wde'lf,ilell<•.\lmlı • 'iOml.

65 DM

:ı.1 J.I ı

-


DUTY FREE On

BOAR

BOUCHERON LADIES LINE Eau de Toilelle Spray 50ml. 65 DM

llOllCIII:HO\

BOUCHERON MEN'S LINE Eau de Toilette Spray 50 nı!. 60DM

BOUCHERON SANTOS de Cartie Eaıt de 7bilette Spray 50 82 DM PASHA de Ca1tier Eaıı de Toilette Spray 50 80 DM MUST de Cartier Eau de Toilelle Sprt~V 50

75 DM PANTHERE de Gi Eau de Toilette Sprc~v 50 75 DM

TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES

DUTY

FREE

KENZO

r:au de Toilet;e Spray 50ml. 70DM


DUTY FREE On

BOARD

KNOWING Hau de

Parjiım

Spray 30 ml.

71 DM BEAUTIFUL Eatt de Parfum Spray 30 ml.

70 DM TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES

DUTY

FREE Eaıt

Ea.ıt

de

OPlUM Spray 30 ml. 60 DM

Toileıte

PARIS de Toilette Spray 50ml. 62 DM

KOUROS Ea.u de Toilette Spray 50 ml. 50 DM

JAZZ Ea.u de Toiletle Spray 50ml. 45 DM

ACCESORY AKSESUAR

CAMEL TROPHY Saat 325 DM 230DM VAKKO Eşarp

120 DM


DUTY FREE On

BOARD

SPIRITS IÇKILER GRANT'S Whisky 20DM BALLANTlN ES Wbisky 20DM

J .B. Whisky 20DM

YENI RAKI 7DM

TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES

DUTY

FREE CIGARETTES SIGARALAR

&üer vENDOME

EXTHA

CARTIER 22 DM LORD EXTRA 22 DM


DUTY FREE

On

BOARD

ROTHMANS 22 DM

TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES

DUTY

FREE CAM EL Filters lOO's

22 DM

CAM EL Filters Box 22 DM

TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH AIRLINES

DUTY TEKEL 2000 16 DM

FREE


DUTY FREE

MARLBORO 100' s 22 DM

On

BOARD


DANIŞMA VE REZERVASYON

DIŞ BÜROLAR

BERLIN

INTERNATIONAL OFFICES

BOMBAY

Sultan Bin Yousuf and Sons Harib Tow<>t 1 Ground Floor lnter.;ection of Airpon Road and Electra Road. P.O. Box 698 Tel: Rez: (97 12) 338845 BS: (9712) 211194 ADIS-ABABA (GSA)

Ethiopian Airlines llole Airpon P.O Box: 1755 Tel: (251-1) 182222 ALMAATA

Hocel Otrar Room 102-103 Oogol Str. No: 73 Tel: BS 1 Rez: (7) (3m) 506220 331154 AMMA N

Jabal Arnman Thiıd Cirde A. Riyadh Centre 8th Ploor Tel: BS 1 Rez (962-6) 659102- 659112

JI[MSTERDAM

Sıadhooderskade

2, 1054 ES Amsterdam Tel: BS /Rez (3120) 6853801 (41ines-hat)

Tel: (736) (32) 5f1666- 512218

ATHENS ·ATINA

PhileUilon Str. No: 19 10557 Athens Tel: BS: (30-01) 3222569 Rez: (30-01) 3221035 - 3222569 3220561 SAHRAIN • BAHREYN

Manama Travcl Company W.LL P.O. Box 828 Man:ıma- Bahrain Tel: (973) 211896

BAKU

Husı

Haayev Cad. No: ll Baku Tel: (789) (22) 941943-942'i05-651219

BANGKOK (GSA)

Gulf Express Transport Ageney CP. Tower 3ni Level 313 Silom Road, 10500 Bangkok Tel: Rez/BS: (66-2) 2310300 (7 lines-hat) SARCELONA-BARSELONA

Paseo de Grasl:ı No: 49 Ist Floor Tel: (34) (3) 4875349 BEIJING-PEKIN (GSA)

BRUSSELS-BR0KSEL

GENEVA-CENEVRE

51 Ca nt ersıec n . 1000 Bnı xe ll es Tel: BS: (32-2) 50207 11 Rez: (32·2) 5126781 - 51267825140453- 5117676

Rue de Chantepoulet No. ı -3 120 1 Geneva Tel: (4 1.022) 731612073 16129 -738n96

BUCHAREST-B0KRE$ ( GSA) T:ı rom 10, Bre1.olanu Sir.

HAMBURG

Adcnauer• ik'C 1O 20097 Hamburg Tel: (49) (040) 241472 (4 lines-hat)

Tel: (401) 6150499-6152747 CAl RO- KAHIRE

HANNOVER

Mustafa Kemal Sok. No. 3 Tel: Rez: (20-2) 3908960 - 3908961 (GSA) lmpcrial Travcl Center 26 Mahmoud Basiouny Sır. Tel: (20-2) 761769- 758939 - 76oo71

Bahnhof Sır. 8, 30159 Hannover Tel: (49) (0511) 3048210 (4 Jirıe;.fDI) HELSIN KI

Aleksanterinkatu 488 306 00100 Helsinki Tel: BS: (358) (0) 628173 Rez: (358) (O) p28199

COLOGNE-K0LN

Trankgasse 7-9 50667 Cologne Tel: BS: (49-()221) 131443 Rez: (49-0221) ı34onn2/73

HONG KONG (GSA

M.ııda

Building 5th. Floor. El Dıh Tel: (961) (1) 408096-407236 (GSA) Pan Aslatic Gcfınor Centre Rue Clemenccau P.O. llox 113 - 5486 Tel: (961) (1) 86742s-36I230-361231 Autosırade Jal

TRG Nlkole Pasica 8/lV 11000 Belgrade Tel: BS: (38-11) 3332n-332561 (GSA) JAT Yugoslavian Airlines Ho Si Miılova 16 11070 Novi lleograd Tel: Rez: (38-11) 2222123

.

Best Holldays Ltd. Rms

1603-4 Fleet House 38 Gloucester Rd. Tel: (852) 8613111

Ved Vcsıerpoıt 6 1612 Copenhagen Tel: BS: (45-33) 144055- 144499 Rez: (45-33) 145190

JEDDAH•CIDDE

DALLAS ( GSA)

City Center Bldg. 12/13 Medina Road. P.O. Box. 11563 Tel: (966) (02) 66ool27 GSA: ABC Travel Ageney Meilina Road Alquithnıi Uldg. P.O. Box. 11679 Tel: (966) (02) 65!83Q(Hi532856

AMR GSA Scrvices 4255 Aman Coner Blvd. MD4235 Fonh Wonh TX 76155 Tel: (800) 288-2520 DAMASCUS·ŞAM

Alfaıdos Str. llıem Zaidun Bldg. 3ıd Fl. Tel: (963-Jl) 2227266 - 2239no GSA: AJ-Faradees T. Tourism Ageney Dar-El Moubandeseen Bldg. Maysaloun Str. P.O. Box. 8389 Tel: <96Hl) 2228284 - 2239n0 2232190 (lO lines-hat)

JOHANNESBURG(GSA)

South African Airways P.O. llox. n78 Tel: (713) 2206 KARACHI·KARAÇI

12 Avenue Centre Strachen Road Tel: BS: (92) (21) 5682078 Rez: (92) (21) 5685922 5685766 - 5685487 GSA: Paktürk Enterprises lmtaz Plaza 85 Tel: (92) (21) 303503 - 301029

DHAHRAN-DAHRAN (GSIC)

ABC Tr•vel Ageney !Gng Abdülaılz Sır. Alnimran Complex Centre P.O. Box: 739 Alkhobar 31952 Tel: (66-3) 8950044 - 8954904 lleng;ıl Airlift !ıd . 54 Motijheel C.A. Dhaka 1000 Tel: 243059

BEIRUT-BEYRUT

Tripoli Office Tel: BS: (061) 922011/ 12/13

Maker Chambcrs V 3 ıd . ~1oor No. 305 Nenman Po in ıs 4()0.201 Bombay Tel: BS: (91-22) 2040744- 2875657 Rez: (9 1-22) 2043605

DHAKA·DAKKA (GSA)

CAAC lleijing Sak-s Office ll 7 Dongs i Wesı Street Tel: (665) 558861 - 551031

MALTA (GSA)

Haseter Str. 35 - 37 60329 Frankfuıt Tel: BS: (49) (069) 27300731/32 Rez: (49) (069) 273300720/ 21/22/23 (GSA) Neani ÖC S 1-5. 68 161 Mannheim Tel: (0621) 10980

COPENHAGEN·KOPENHAG

ASHKHASAD·AŞKABAT

SENGHAZI-BINGAZI

FRANKFURT

Budapester Strasse 8 10787 Berlin Tel: BS: Rez.: (30) 2624033/34/35

ABU DHABI (GSA)

BELGRADE-BELGRAD

1 Information andReseroation

4 Karl Marks Street No: 4 Apt: 22 Tel: 2291550 KUWAIT·KUVEYT

Fahad Al-Salem Sır. Dowliah Complex P.O. Box 23959 13100 Safat- Kuwait Tel: (965) 2453820/21 - 2422889

AJ-Rayan Tr•vel Ageney P.O. Box: 363 Tel: SM: (974) 412911-412912 DU BAl

63-n Shdkh Hamdan llldg.

· Al Makroom Str. P.O. Box: 1200 Tel: (971-4) 226038-215970 (GSA) Swaidan Trading Co.Ud. (Same address/a ynı adres)

LEF~f3~er Akif Cad. No: 54 Tel: (392) 2271061-2271382-2mı24 LISBON·LIZBON (GSA)

25, Aeropon Lisbon-5 Tel: (3511) 899121

Edifıcio

DUBLIN ( GSA)

Aerlingus Dublin Airpon Tel: (3531) 3700 11

LONDON-LONDRA I 1- 12 Ilaonover Str.

London WIR 9HF (44) (07 1) 4994499 (5 lines-hat)

DUSSELDORF

T~ :

Graf Adolf Str. No. 21 40212 Dusseldorl Tel: (49) (211) 373062

LOS ANGELES

AMR GSA Services 5230 Pacifıc Concourse Drive Suite 200

TURKISH

Tel: (310) 6434595 LYON

91 Rue Bugeaud

BUSINESS CLASS

69006 Lyon Tel: (33) 78241324 MADRID

AIRLINES

Princesa, ı Torre de Madrid, PLT OF 7 ~ Madrid Tel: (9-9-341) 5416426 - 5416849

80

SKYLIFE MART

+

248 Tower Road, Sliema Tel: (356) 316645 - 316705 MANCHESTER

Manchester Airpoıt, Room 1163/1167, Level ı , Tenninalı Tel: (061) 4896161-4898123 GSA: Sam Travel Suite 229 22 Deansg;ıte Manchester M3 !PH Tel: (061) 8321228 MANILA (GSA)

Deka Air Ine. noı Golden Rock Bldg. 168 Salcedo Str. Legaspi Viiiage Makati Metro Tel: (63-2) 812145s-Bl21452-lll 23865 MECCA-MEKKE

ABC Travel Ageney Al Mansour Sır. Al Khazcndar Bldg. Tel: (02) 5434887 MEDINA-MEDINE

ABC Tmvel Ageney Kurlıa n Al Naz ıl Sır. Bchind Sdny Co. Tel: (966) (04) 8224426- 8221R28 MILAN· MILANO Via P. Da Cannobio

37 Milan Tel: (39) (2) 8056233 - 8053976 MOSCOW -MOSKOVA

Kuzneısky Most No: 1/8 Tel: (7) (095) 292434s-2925 121-2921667

Fru1.enskaya Nabcrezlınaya 4 Tel: (7) (095) 2466996 MUNICH -MO NIH

Bayer Sırasse 43 D-80335 MOnehen Tel: BS: (49) (089) 51410920/21 Rez: (49) (089) 51410922/23/ 24125 MUSCAT-MASKAT (GSA)

A2D Travel and Tourism Agendes ll.C, P.O. Box. 5490 Ruwi, Muscat Tel: (968) 707303-707310 NEWYORK

821 U.N. Plaza 4th Floor N.Y. 10017 Tel: (1) (212) 9865050 NICE (GSA)

KI EV

DOHA-KATAR (GSA)

Arrigo Group Limited

MARCH 1994

Sultan Sari 28 Rue Masscna Tel: (33) (93) Bn207 NURNBERG

Am Plaerrer 8 90429 Numberg Tel: (49) (0911) 9297214 - 9297216

PARIS

ı Rue S<:ribc 75009 Paris Tel: (33-1) 42664740- 42664739

PRAGUE-PRAG (GSA) Ceskoslavenske Aeroline

Revoyochi, 160 15 Praque Tel: (422) 2146

ı

RIYADH-RIYAD Klıalidiya

Bldg. Olaya Main Sır. P.O. llox. 25194 Riyadh 11466 Tel: (966) (1) 46316oo - 4632087 GSA: ABC Travel Ageney (Same addrc...-.ynı adrc>s) Tel: (966) (!) 4632807 ROME-ROMA Plaıa Della Republica 55 OQ185 Rome Tel: BS: (39) (6) 4873368 Rez: (39) (6) 4819535 - 4827149

ROTTERDAM

Wecna - 6080 3012 CN Tel: (3 1) ( lO) 4332In- 4332465


DANIŞMA VE REZERVASYON

IÇ BOROLAR

SIEOUL•SIEUL (GSA)

Kal Building 41-3 Jung-gıı

SINGAPORIE·SINGAPUR

300 Orchard Road The Prnmenade No: o6-11 Singapore 0923 Tel: Rez: (65) 7324556- 7324557 SOP'IA·SOFYA Salıoma Sır. No: Il-A Tel: (359) (2) 883596 - 874220 GSA: Sofia Alıpoıt Tel: (359) (2) 661690

BTOCKHOLM·BTOKHOLM

Vasagaran 7 P.O. Box. 73 10121 Stockholm Tel: (46) (8) 218534 - 218535 STRASOURG-STRASBURG

2 Allee De La Roberts:ıu 67000 Sırasbourg Tel: (33) (88) 521413 (3 lines-haı)250017

STUTTGART

Lautenschlager sır. 20 70173 Stuttgaıt ı Tel: (49) (711) 2214#-226806-2263475 SYDNEY·SIDNEY Artıerican

Express Tower Suite !602 388 George Streeı NSW 2000 Sydney Tel: (02) 2332105- 2211711 TAIF (GSA) sır.

TAIPEI (GSA)

Golden Foundation Tours Corp. SP, 134 See. 4, Chung Hsigo E.R.D. Lung Meh Bldg. Tel: (02) 7733266 TASHKENT-TAŞKENT

Tel: (83712) 332788 TI!HRAN·TAHRAN Ostııd Mooıhari Avenue No: 239 Tel: BS: (98) (21) 6469026 Rez: (98) (21) 627464

TELAVIV Hay:ırkon sır. No: 78 53432 Tel: (!TI2) (03) 5172333/34/35 5173505- 5172336 - 5103686

TOKYO Rappoıt,

4th Floor, 1-16-1 Toranomon Minato-ku Tokyo 105 Tel: Rez: (81 ) (03) 52511511 Tel: BS: 52511551 GSA: Kindai Ait System GM Bldg. 8th F1oor 4-10-10 Ginza Chuo-ku Tokyo Tel: (81) (03) 354397111 TRIPOLI·TRABLUS

Muhammed Megarif Str. Cezayir Sq.

Tel: (218) (21) 48798-38236 TUNISIA·TUNUS

Complex El Mechtel lloulevard Oulet Halfouz tunis Etage 2 Tel: (216) (1) 786473 - 787033 VIENNA· VIYANA

Opemgasse 3 1010 Wien

Tel: (43) (222) 5862024 - 5876795 ZURICH-Z0RIH

Tal sı,.,., 58 8001 Zurich Tel: (41) (1) 2111070 - 211107 1 2118567- 2118567-2111047

KI RtlEHIR (-A) "Ça~

lnOnO cad. No: 8 Tel: (412) 2212314-2226143 GSA: Giral Seyahat Acentası Teh (412) 22ı3054-2235733

ADANA

Hepublic of Korea Tel: (822) 7517-115

Toranomon

DIYARBAKlR

DOMESTIC OFFICES

Se:ısomun-Dorıg

AIJC Travel Ageney Shubra udi Cairo Bank Karşısı Tel: (966) (02) 7324m

1 Information and Reseroation

Stadyum Cad. No. 32 Tel: BS: (322) 45tQI67 Rez: (322) 4542393 - 4543538 4537247 - 4543143

Turizm ve Seyahat Acenıası Atıtürk Cad. No: 7/2 Tel: (386) 2121172- 2121718

IELAZ16

KONYA

Şehit lthanbr Cad. No: 26/D Tel: BS (424) 2183730 Rez: (424) 2181576- 2182300

Aiaaddin Cad No. 22 Kat ıtıo6 Tel: (332) 2512000- 2512032 ı. (GSA) Varan Seyahat Acenıası Ankara Cad. Ayvaz Pasajı No: 4ı

AP'YONKARAHISAR (GSA)

Gold Turizm ve Seyahat Acentası Cumhuri)-et Meydaru 0togar girişi , No. 1 Eınirdag Tel: 4415194 - 4415044

lERZINCAN (-A)

Polar Turizm ve Seyahat Acentası Cumhuriyet Meydanı, Beleeliye Sitesi No: 2 Tel: (446) 2ı46784

cm>

AKSARAY (GSA) 1-Aks:ıray Acentası

Turizm ve Seyahat

Lise

CihanlıeyU

Tel: (332) 6732306 - 673ı367 2. (GSA) Orlwıgazi Yıldız Seyahat Acentası, Atatürk Cad. No. ıO/A Kulu Tel: (332) 64ı63so- 6416710

ERZURUM

50. Yd Cad. SSK Ranı Tes. No. 24 Tel: (442) 2188550 Rez: (442) 2181904- 2183409

Karşısı

Kütüphane Sok. D/2 Tel: (382) 2132332 Z-Aksar:ıy Seyahat Arentası Zafer Mah. Devlet Hastanesi Karşısı No: ı Ortaköy Tel: (382) 3518462-3513471

KU·=~AJa!Y~IN

ESKIŞEHIR (GSA) Yöre Turizm Işletınceilik

ve Tic. AŞ Tel: (222) 23ı6500 (4 llnes-hat) 2310448- 2315295

ANKARA

FETHIVE (GSA), MUÖLA

Hipodrom Cad. Gar Yanı BS: (3 12) 3124900 Rt'Z: (312) 3090400 (ı5 line&-hat) Şeh ir Ofısi-Town Offıce: Atatürk Bulvan 167/ A Bakanlıklar Tel: (3 ı2) 4176499 - 3124900/385 GSA: Ça~u Turizm >-e Seyahat Acentası Ankara Cad. Ça~u Sok. Kat: ı No:! Şereflikoçhisar/Ankara Tel: (3 ı2) 6872383

FeturTurizm ve Seyahat Acentası Kordon Boyu 48300 Fethiye Tel: (252) 6ı42034-614244~ı46076

lnOnü Bulvan No: 18/A Tel: (256) 6ı44205 - 6149382 MALATYA

Kanallıoyu Cad. No: 10 Orduevi Karşısı Tel: (422) 32ı 1920-321 1922-32ı4053

MARMARIS

Atatürk Cad. No: 50-B Tel: (252) 4123751 - 4ı23752

MERSIN

lstikJa1 Cad. 27. Sok. Çelebi ~nı No: 7 Tel: (324) 2315232 - 232ı278 2330ıOO- 2330274

GAZIANTEP

Atatürk Bulvan No. 30/B Tel: BS: (342) 2301563-64 Rez: (342) 2301565-66 HATAY(GSA)

MUŞ

Anı-Tur, Antaky:ı Turizm ve Seyahat Acentası. lnönü Cad. No: ı 5/D Antakya-Hat2y Tel: (326) 2157532- 2ı57252

ANTALYA

Cumhuriyet Cad. Ozei Idare

Turizm ve Seyahat Acentası Istasyon Cad. \"~ayet karşısı Tel: (436) 2123070

RIZE

Kazdal Camii Yanı Belediye Sooyal Hizmetler Binası Kat: ı Tel: (464) 2ı3059ı - 2ı30592

ISTANBUL

lşhanı Altı

A. Istanbul SatıŞ MildOrlOgü Cumhuriyet Cad. No. ı99-201 Kat 3 Harbiye Rez: (2ı2) 6636363 BS: (2ı2) 2482631-2464017-2471338 Saıış Bürolan - Sales Offices

Tel: SM: (242) i410558- 2428522 Rez: (242) 2426272 - 2423432 2412830 BS: (242) 2434383-87 GSA: Pamfilya Turizm Hastane Cad. ŞOh retler Sitesi 122 Sok. 21/B Kemer Tel: (242) 8144719-8144720 GSA: P.Jınf~ya Turizm Camü Sok. No: 11/ 3 Side Tel: (242) 7531345 GSA: An Turizm Seyahat Arentası Çarşı Mah. Damlatış Cad. Alanya Tel: (242) 5131194

ı. Kadıköy

Bat-Air Turizm ve Seyahat Acentası , Cad. P1T karşısı , Bayraınoglu Ap. No: 12 Tel: (488) 21391492139222 - 2ı34(ıl5 Diyaıbokır

BODRUM (GSA), MU~LA

Toumlpin Tr:ıvel Ageney Yeniçarşı 6. Sok. No: 6 Tel: (252) 3168733 - 3166325

BURSA Ha!jirn lşcan Cad.

SAKARYA (GSA) Sakary:ı 1\ır

Kat 3 No: 23 Adapazan Tel: (264) 2749688 Ka zımpaşa Cad. No. ı llA Tel: BS: (362) 43 13455 - 43ı5065 Rez: (362) 4318260

SIVAS (GSA)

Sivas Turizm ve Seyahat Arentas ı Isıasyon Cad. 30. Yıl Sitesi, No: 7-8 Tel: (346) 2211147-2213687-2244624 ŞANLIURFA

Kalıru

TEKIRDA~ (GSA)

Traky:ı Turizm ve Seyahat Acentası AtatOrk Bulvan No. 68 Tel: (282) 2618438 - 26ı8439

TRABZON

Kemerkaya Mah. Meydan Parkı Karşısı Tel, (462) 3211 680-32ı3446 UŞAK

ls mt.'tpaş:ı Cad. No, 85 Kat: 2 Tel: (276) 2152033- 2125129

Bulvan No: 1/P Büyük Efes Oteli Altı Tel: Rez: (232) 4258280 llS: (232) 4841220 (5 li nes-hatı

Ça~u

Turizm ve Seyahat Arentas ı Yeniyol Mah. Kul aksız Sok. No, 4/ A Tel: (364) 2243928 - 2245789

VAN

KARAMAN (GSA)

Cici 1\ır ve Seyahat Arentası Orman ~letmesi Karşısı Konya Cad. No. 55 Tel: (338) 2114859 - 2120680

DALAM AN , MU~LA

Tel: Rez: (252) 6925899 Tel: BS: (252) 6925499

Ça~u

KAYSERI

Sahabiye Mah. Y~dırun Cad. No. Tel: (352) 2223858

81 SKYLIFE MART +

MARC H

1994

Turizm ve Sey. Arentası

uSe Cad. No: 6 Kat: 3 Tel: (354) 2ı29ı93 - 2ı23946

Suur Turizm ve Seyahat Acentası Atatürk Cad. No: BO Tel: (474) 2233839

lstiklal Cad. No: 27/B 20100 Denizli Tel: (258) 2648661-2648671 Tel· SM: (258) 264865 1

Enver Perihanoglu Iş Merkezi Cumhuriyet Cad. No: 196 Tel: (432) 2161019 - 2161241

YOZGAT (GSA)

KARS (GSA)

DENIZLI

(GSA)

Vatan Seyahat Acenta.'il

Ga1.iosmanpaşa

ÇORUM ( GSA)

(GSA)

Turizm Seyahat Arentası Atatürk Bu ivan, Ak Ap. No: 5/ A Tel: (4 14) 3122057 - 3ı22058

IZMIR

Tugtış ~hanı No:73 Tel: (224) 2211167 - 2212838

ve Seyahat Acentası

Kudüs Cad. Birlik lşJıaru

SAMSUN

Bahariye Cad. Opera lşlıaru, Kat 2 Tel: (2 16) 3371876-337189 1 2. Harbiye Cumhuriyet Cad. No: 199/ 201 Tel: (212) 2250556 (6 Unes-hat) 3. Taksim Ge1J Dükk :ı nlan No: 10 Tel: (2 12) 252 1106 (6 Uneslhat) ll. Aksaray Sat ış Müdürlügü Mustafa Kemal P~ Cad. No: 79 Tel: (212) 5 186840-5 1 664 ı 9 Satış Bürolan - Sales Offıces 1. Sirkeci Hamidiye Cad. Dogubank lşhanı No: 26 Tel: (212) 5228888-528426ı 2. Aksaray Mustafa Kemal Paşa Cad. No: 27 Tel: (212) 63~322587

BATMAN (GSA)

(GSA)

Muşowsı

REZ :~aoon

SM : Satış MüdOtü/Sales Manager GSA: Genel Satış Arentası ı

General Sales Ageney BS : Bilet Sat ış/ Tıcket Sales



UÇUŞ BILGILERI Fligbt Information

MESAFELER FLIGHT DISTANCES

'""'

~~

iNl i

..

Km

Mil

ALMAATA ALA

3927

2534

§~

>:.:

AMMAN AMM

1680

754

(/)

3429

~~

0:

ABU DABI/ABU DHABI AUH AMSTE RDAM AMS

~] ~ı;

..

'""'

~~

~~ :s ~ ~li;

lll

~

ö ı-

I

e> ' :J

lı..

~

ıı::

.J lll ıı.

< Ul

1373

MADRID MAD

2713

1687

566

345

MILANO/MILAN MXP

1701

1038

BAHRAIN BAH

2587

1607

MOSKOVA/MOSCOW MOW

1779

1091

BAKÜ BAK

2147

1108

MÜNIH/MUNICH MUC

1567

975

BANGKOK BKK

7478

4647

NEWYORK NYC

8051

5009

NICE NCE

2037

1117

NURNBERG NUE

1674

1042

<(~

BELGRAD/BELGRADE BEG

812

507

PAR1S/ORLY ORY

2240

1392

~!z <(<(

BERLIN SXF

1716

1076

RIYAD/RIYADH RUH

2456

1527

BEYRUT/BEIRUT BEY

1054

614

<.ı:

Z<(

N

oi'

N

><

0:

~-:.:z

ffi<=> -o:uı>-Ul Zi>-Z::E

~!:!~~~

~NN~IIl<D ;ıöi

..,r!ı8

~~

..;

ROMA(ROMEI

BINGAZI/SENGHAZI BEN

1247

1_384

852

BOMBAY BOM

4820

2995

SINGAPUR/SINGAPORE SIN 8662

5381

BRÜKSEUBRUSSELS BRU

2166

1347

SOFYA/SOFIA SOF

CENEVRE/GENEVA GVA

1911

1189

STOKHOLM/

C1DDEIJEDDAH .IED

2377

1477

STOCKHOLM ARN

2050

1364

DUBAI DXB

3007

1868

STRASBOURG SXB

1863

1159 1095

FIUMICINO FCO

488

304

DÜSSELDORF DUS

2038

1267

STUTTGART STR

1760

FRANKFURT FRA

1862

1158

ŞAM/DAMASCUS

1082

672

HAMBURG HAM

1986

1236

TAHRAN/TEHRAN THR

2043

1270

HANNOVER HA.I

1927

1205

2118

HELSINKI HEL

2166

KAHIREICAIRO CAl

1229

764

KARAÇIIKARACHI KHI

3957

2459

KOPENHAG/

DAM

TAŞKENTTAS

3360

TELAV1VTLV

1136

701

TRABLUSITRIPOLI TIP

1669

1037

TOKYO NRT

8999

5755

TUNUSITUNUSIA TUN

1667

1038

COPENHAGEN CPH

2009

1249

VIYANAIVIENNA VIIE

1252

779

.i

KOLN/COLOGNE CGN

1992

1240

ZÜRIH/ZURıCH ZRH

1762

1096

"<:

KUVEYT KWI

2171

1349

A 31(}203

A 340-311

R.J-100

142000

257000

44225

225

288

99

9362

2

-

'<t

ı:

E

.... ~ lll

1233

2209

1144

z

1994

1387

id

<( ı-

1552

LYON LYS

1839

]~

u

2512

1869

2230

~aı~~ııı

E

767

BASEL BSL

~ı:~~ ı:

ECN

BARGELONA BCN

<~

""

uıse w~ tt.;

LEFKOŞA

Mil

C<

§~~~

11 ~

Km LONDRA/LONDON LHR

ATINA/ATHENS ATH

li!:: i' lll

\..

,c"

lstanbul'dan !From Istanbul

''? <:! ı:

11 2

lll

.i

:E

"<:

ı:

THYUÇAK TIPLERI VE ÖZELLIKLERI TYPE AND CONFIGURATION OF THY AIRCRAFT

~

u ~ ~.ıc ıı:ı:1 <(O:l!llll!! <mi: z.ı (/) <( <( z <( lll <( ::> ~<(ID(.?UID

~~

!z~~:)~~

0:

.ı:::ı:o:;:;ı~z

.ı:ınouıw!!!

OC9-32

B727·2F2 8737-100 B737·&Xl

A 31(}304

AZAMI KALKIŞ ACI~I

Ul:) <( ~:ı:

MarT'*Qflr'fbl~

48989

86408

6803B

60702

107

164

150

11 200

24&Xl

16140

16140

48872

44000

108365

2X14&Xl LB

3XI5500 LB

2X23&Xl LB

2X20000 LB

2)(52000 LB

2X480CO LB

4X31200 LB

4X7000 LB

8100

6480

11952

1600

41000

31000

153000

KOLTUK ADEDI Seatinıı

~ ~ ı.n ı­

lı..

>-

I

ı-

ii: ~ tl)o :ı

lJo :ı

>-

I

ı-

1

Copocily

117

210

YAKIT KAPASht:SI

!ii ::ı illi~ r-ı

-

Futl Copocily~

MOTORGÜCÜ

N~ ffi ~

I

C) ...J

-N-00

w z<(

u

~

f~Wiııt'lbnlsı

><

:d~

AZAMI MENZIL

::ıo~~<Zz

ıuı

1

~Z-<~2~ :>~O::)ID NNi<<Z o:< O:<( E

ı-

..,:ı

2

o

I

C)

:J lı.. ..... ıı::

lll

.J lll

ıı. .

<:! ı::

!!!

.ı:;

E

~

1 <:! ı::

~ ":ı

< .., ın lll " !!! :E

~

uıcı!:!::ıoı->

:!:8il'i~ıeoı

-

.i ı::

E

~

cla<ın

3450

3 350

3865

Ma.ı~mı~m..tbitudt(m

35000

42000

37000

37000

870

900

856

856

796

862

698

60BB

77 10

7 &Xl

21

41000

41100

---

"8(1) ı:::r-;ı

AZAMISORAT Maximum~~)

900

900

945

820

860

860

890

780

4460

18650

25000

41409

3741

2

7

7

NORMAL SEYIR SÜRAT!

''?

a

~ "

0: LL

<(ID~~BN ~

2&Xl

AZAMI UÇUŞ TAVANI

<:!

i'Pl-.t--.rSf "<:

:1

Ma.ıimılmJiaıVıt(Km)

~sz

uıo:o <..ı:~z~- 11 ;I~ N <o:.ı.ı:::ı:i'J 2 (f)o.JID ~~~~:5-z .i :>Z<( OZZ<<W S:: :ı:~ ı: <<<ıDOO "<:

/ianırQ/O.Iııt~(l(ıw!Jrl

698

KARGO KAPASht:SI Cmgo Copocily ('-8)

UÇAK ADEDI' Number rf 1'fanes

9

7

83

SKYLIFE MART

+

MARCH 1994

2

5



~

o

s

E

A

o...

o

0 TuOruQ

\oB•&va

tı.u \ G

"'

y

:ııı

1

)


)

.( / ~C.Iinograd Ot llllfll

>,.!: Tenni ••

K•og;do

l ;,.-,,

OSilııllı

<

E

'-o

J..

B YA

...,

A

R

A

B

S

E

A

MALDIVES ISLANDS

N

1

D '-

., Am~tamcls

SEYCHELLES

C•ffl. fS•'fdıJ

SCAR

o

c

t


R SEA

OF

OKHOTSK

stmuw

"""'

·-....... ""

~

~.

\

\'

ShMof.n·tiJ

Shlb«w·t6

1'lzınltkhiıo

s-..

TUNG EASTCH/NA SEA

,._)

~· ~;:J Olunaw• ~o Ç)

~uıtQr•la.

lf.A 1

• •

. sY:ıo

~~.:····'

NıN

p

A

o-to ls

c

"-/

c

F

.._,,._ (Voltt:MOI•J

~WAN

C»Jno Ton(.Np.J a.buy•n 1•.

PH ILIPP/NE

S E A

E

N

G

...,

NicoNrlı.

,

J

A

N

A

Sil»rut

N Java ChmtfiN61. {Al<Jif }

lll'

ııoo

ISO'


ltoloib'• pan birimi

T.pk."""

Taı imanı

88

SK V LIFE MART

+

MARCH

1 994


.

OU"~a

n'\arka\arı sizi Gazellini'ye davet edivo

(i)

gazellini "Moda

Artık Markadır "

Iran Caddesi No: 21 / 1 06700 Kavaklıdere ANKARA Tel: (312) 467 42 36 Fax: (312) 467 63 21 Abdi lpekçi Caddesi No : 2 80200 Nişantaşı ISTANBUL Tel: (212) 233 37 49 (5 Hat) Fax : (212) 233 82 86


atranç

a

b

c

e

d

f

g

Crosswords •••••••••••••••••••••••

h

T. Gorgiev'in bu küçük sevimli etüdü ilk kez 19'uncu Sovyetler Birligi Şampiyonlugu Bülteni'nde yayınlandı. Siyahırı iki tehdidi birden var: .... .. AxK ve ...... Kb8 mat. Kendinizi bir turnuvanın son oyununda düşünün ve bir beraberlik aldıgınız takdirde tumuvayı kazanacaksınız . O halde, hamle sırası beyazda ve beraberligi saglıyor. Nasıl oynardıruz? Tb is position, from a delightfullitt/e study ~ T. Gorgiev liXlS publisbed original(y in the Bul/etin ofthe X!Xth Championship of the USSR. Black is not only threatening .... NxR, but a/so ..... Rb8 mate. Image, then, thatyou have the white pieces in the deciding game ofa toımıament: if.vou can gel . a draw, then your side wi/1 win the toıtrnament! So, it is White to play and draw: ~?j~~~~~~ ... bow do .vou do it? 92 O

23. Swiss cbeese

ACROSS 1. Sky-blue

26. Finisbed

5 . Call on 8. Wild plants 9. Leader 10. Pottery 11 . Musical drama 14. Period of occupation 1 7. Hooded jacket 20. Narrow stretcb of water 21. Travel document 22. Wading bird

surface 28. Timidity,

apprebension 31. Decrease 33. The eartb 34. Adorer 35. Bring to mind 36. The Merry Widow compaser 37. Evade

FiŞiN

. A763 + A9 +1086 42

• v ıo8 • 63 +R9 3

D

B G

92("-

zn kızartma makinasına

+VS . RD95 + V72 +D V75

ait oldugunu bulabilece k misiniz?

+ AR97 • 42 + RD10854 +A Batı

Solutio ııs -

4 fişten hangisinin ekmek

+62

K

race-course 2. Workers ' organisation 3. Struggle, attempt 4. Bird ofpeace 5. Empty 6. Winter sportsrnan 7. Express gratitude towards 12. Upset, agitate 13. Clotbing 15. Banisbment 16. Custom 18. Typeof willow 19. Living 24. Peruser 25. Tottered, staggered 26. A, E, I, O or U 27. Aretic directian 29. Vigorous, lively 30. Spending session 32. Tiny particle

UCU

plugged

+D108 43

DOWN 1. Berksbire

Wbicb one of the four plugs belongs to the toaster.

5 karo kontratma karşı kör valesini devam edersiniz?

çıkar.

Çözümle r Solutioııs ~

Nasıl

92 -

Çözüm~~(. . 90

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994


~ru~u ı 11\l'HlVlLf\IlilllLtlJrAJll~lL

N\YKAJ.Vll.J\K UhulŞI:~J)lLlK .

AMA YAKALAYABİLECEGİNİZ

ADRES AsLA!

?5~

swissôteiD


ÇÖZÜMLER 1 SOLUTIONS

YAPMAYlN! DON'T! Sayın Yolcularımız

\ \

1

~:;::::::::::~

CROSSWORDS ACROSS: 1. Azure, 5. Visit, 8. Flora, 9. Chief 10. China,

Uçuş

emniyeti için;

inişte, kalkışta veya

"Kemerlerinizi ikaz ışıkları ya narken ; walkman , e lektronik oyunlar, taptop kompüter ve benzeri e lektronik Baglayınız"

cihaziarın kullanılması yasaktır.

Ladies and Gentlemen Sl~{el )' t·eaSOIIS, it is forbidden to use any electronically operated device such as walkmans, electronic entertainment devices and taptop computers, during take-off, tanding or when the 'Jasten seat beit" sign is on.

rOl

Sayın Yolcularım ı z

Tüm

uçuş

boyunca,

com pact disc player,

11. Opera, 14. Tenure, 17. Anomk, 20. Strails, 2 1. Visa, 22. fbis, 23. Gntyere, 26. Veneer, 28. Neroes, 3 7. Abate, 33. World, 34. Lover, 35. Evoke, 36. Lehtır, 3 7. Dodge. DOWN: 1. Ascot, 2. Union, 3 . Effort, 4. Dove, 5. Vacant, 6. Skier, 7. Thank, 12. Perturb, 13. Raiment, 15. Exile, 16. Usage, 18. Osier, 19. Alive 24. Reader, 25. Reeled, 26. Vowel, 27. North, 29. Vivid, 30. Spree, 32. Atom.

Satranf 1 CHESS

1. Kel+ Şd

2.Ke2+! Şd8 (Siyah, kaleyi a l a mıyo r , çünkü 2.... . ŞxK 3. Fa6. Ka leyi açmaza alan Beyaz be raberligi saglıyor) . 3. Fb7! KaS+ 4. Fa6 KxF+ S. Şb7 Ka7+ 6. Şc8! Ka8+ 7. Şb7 Kb8+ 8. Şa6! ve bu döngü böyle sürüp gidiyor. Oyun beraberedir çünkü Siya h, kaleyi a l a mı yor, a ldıgı an beyazın yapacak hamlesi olm adıgı için oyun pat oluyor.

1. Re1+ Kd2 2.Re2+! KdB (the white rook was a Grecian gift, s ince afler 2 ..... KxR 3. Ba6 secures the draw at once) 3. Bb7! Ra5+ 4. Ba6 RxB+ 5. Kb7 Ra 7+ 6. Kc8! RaB+ 7. Kb 7 RbB+ 8. Ka6! and so on. The ga me is drawn because if Black should capture the hite rook, then White would be stalernated!

briç Dekiaran için aç ıkça görüle n e n iyi oyun yere iki pik çak tırına ktır. Bir karo ve bir kör verıneye raz ı d ır. lik eli asla alır ve üç el pik oynar. Ş imdi üçüncü pike yerden dokuzluyla çakmak normal görülebilir; böylece as ı , Dogu'nun üste çakma ihtimali daha yüksek olan dördüncü tura sa klamı ş olur. Ancak Dogu'nun piki şe kild ek i gibi ikili olunca, de kiaran üçüncü pike doku zluyla çakarsa Dogu üste ç ıka r ve koz döner. Böylece Güney iki el daha (bir kö r ve bir pik) vererek batar. En iyi oyun üçüncü pike asla ve dördüncüsüne dokuzlu yla ça kınaktır. Dogu son pike va leyle üste çakacak ama a rtık sadece bir kör yapabilecektir. FIŞiN UCU 1 jJ

f

D harfi ile gösterile n Plug D

radyo ve televizyon alıc ıl arı

ile

taşınabilir

telefonlar ve telsiz cihazları,

yolcular

tarafından

kesinlikle

kullanılamaz.

Ladies and Gentlernen Dut iug tbe enli n .f1iglıt

the operation of

compact disc players, radio and TV recivers, portab/e phones and walkie talkies is strictly prohibited.

92

SKYLIFE MART

+

MARCH

1 994

ll

gg ( d

fiş.

i

J/


En değerli kar ortaklarımızdan biri.

Nesli tükenmekte olan Tepeli Pelikan, ülkemizin korunması

gereken

doğal

zenginliklerinden biri. Garanti,

karının

bir bölümüyle, __, · türlerinin çalışmalar

kuş

korunması

için

yapan

Doğal Hayatı Derneği'nin

destekliyor.

Koruma

projelerini

.

GARANTI


THY VIDEO PROGRAMI 1

Özellikle yaşlı komşuları George Wilson, küçük yararnazın can yakıcı şakalarından bıkıp usanmı ş tır. Henıy ve Alice beklenmedik bir i ş gezisine çıkınca küçük yumurcak yaşlı komşulara kalır. Kahkaha dolu olaylar bundan sonra başlar.

ROOKIE OF THE YEAR OYUNCULAR 1 CAST

Thomas lan Nicholas, Daniel Stern.

Gaıy

Busey,

YÖNETMEN 1 DIRECTOR

Daniel Stern. İngilizce,

Kanal ı 1 English, Channel ı. Japonca, Kanal 2 1 Japanese, Channel 2. Türkçe altyazı 1 Turkish subtitles

RISlNG SUN OYUNCULAR 1 CAST

Sean Conneıy, Wesley Snipes, Harvey Keitel, Kevin Anderson. YÖNETMEN 1 DIRECTOR

Thomas lan Nicholas, filmde küçükler liginden, profesyonel lige transfer olan ı2 yaşındaki Henıy Rowengartner'i canlandırıyor. Bir kaza sonucu mükemmel top atma yetenegi kazanan genç oyuncu , uzun zamandır puan kaybetmekte olan Chicago Cubs'a kupayı kazandırır .

Philip Kaufman. İngilizce, Kanal ı 1 English, Channell. Japonca, Kanal 2 1 Japanese, Channel 2. Türkçe altyaz ı 1 Turkish subtitles

Rising Sun, büyük bir Japon firmaLos Angeles'deki merkezinde ölü bulunan bir genç kadının cinayetini araştıran iki detektifın öyküsünü an latı yor. Film, JaponAmerikan iş ilişkilerini ve bu alandaki rekabetin ilginç yönlerini gözler önüne seriyor. sının

Rising Sun is the story of two special liaison detectives investigating the death of a young woman found murdered in the Los Angeles headquarters of a large japanese corporation . The film is set against the backdrop of US-japanese business relationships and competition. DENNIS THE MENAGE OYUNCULAR 1 CAST

In the film, Thomas lan Nicholas stars as twelve year old sou_thpaw Henry Rowengartner, who makes the leap from Little League to the Major Leagues. An accident endows him with a magical pitching arm that may just bring a pennant to his beloved, long-suffering Chicago Cu bs.

Christopher Lloyd, Mason Gamble, Walter Matthau. YÖNETMEN 1 DIRECTOR

Nick Castle. İngilizce/English

Türkçe

altyazı/Turkish

subtitles

Henıy

ları

ve Alice'in yaramaz çocukDennis tam bir baş belasıdır. 94

SKYLIFE MART

+

MARCH

1994

Filmed enlirely on location in the Chicago area, "Dennis the Menace " features the classic chararacters of Hank Ketcham 's beloved comic strip, including Dennis; his parents, Henry and Alice; his friends joey and the bossy, prissy Margarel; his loyal dog Ruff - and of course George and Martha Wilson , the o/der couple next door who endure the brunt of Den n is ' endless mayhem. SCAM OYUNCULAR 1 CAST

Christopher Walken, Lorraine Bracco. YÖNETMEN 1 DIRECTOR

John Flynn. Ingilizce/ English Türkçe altyazı/Turkish subtitles

.._


sıcaktan kavrulurken, dolanMaggie Rohrer, kentin en ünlü otellerinden birinin barında kend isine ilgi gösteren Jack Shanks adlı adamın saat ve parasının peşine düşer . Içkis ine ilaç koydugu adamın odasına çıkarak saatini ve parasını alır. Herşey plana uygun gibi görünür. Fakat Maggie saatin peşi ­ ne düştügünde, jack da Maggie'nin

Sean Armstrong, a professional wrestler, decides to break away from the ring due to the pressure of the business. He is then persuaded by his business manager, Burt, to be both bodyguard and babysitter of the kids of a genius entrepreneur, whose advanced reseat·ch has made him targel of same dangerous gangs.

peşine düşm ü ştür.

MADE IN AMERICA

The city of Miami sizzles as Maggie Rohrer, a tough scam artisı makes her way into the bar of one of the trendier hotels. Maggie is approached by jack Shanks, handsome, but seemingiy harmless. It is not his looks that attract her but his watch. She goes to his room, and s tea/s his mo ney and wat ch. Everything goes according to the p lan except that after Maggie goes for the watch, jack goes for Maggie.

OYUNCUlAR 1 CAST

Miami d ı rıcı

MR . NANY OYUNCUlAR 1 CAST

Hulk Hogan, Sherman Hamsley. YÖNETMEN 1 DIRECIOR

Michael Gottlieb. İngilizce/English

Türkçe

a l tyazı/Turkish

subtitles

Manajeri, profesyonel bir güreşçi o lan Sean Armstrong'u tehlikeli bir çetenin hedefi o lan önem li bir gir işimcin i n çoc u klarına bakmaya ve on l arı korumaya ikna eder. Film boyunca, çocuklar, bu dev cüsseli güreşçiye yapmad ı k l arını bırakmazlar.

Whoopi Goldberg, Ted Danson, Will Smith, ia Long.

yaşında durumu öğrenir. Zora gerçek babasını bulmak istediğinde , bütün aile büyük bir sürpriz ile karşılaşır çünkü dolandıncı bir araba sarıcısı olan babası aynı zamanda bir beyazdır.

Türkçe altyazı/Turkish subtitles Kalifornia'da geçen "Made In America", bir sperm bankası sayesinde ham ile ka lan, başına buyruk bir zenci kadının öyküsünü anlatır . Bu hamilelikten dogan kızı Zora, 18

Set in Oakland and Berkeley, California, ''Made in America " te/ls the story of an independent black woman who conceives a ebi/d with the help of a sperm bank. When her daughter Zora discovers the truth 18 years later and attempts to learn who her anonymous father is, the who/e family is in for a big surprise: he turns out to be Hal jackson, a bu.ffoonish car dealer who alsa turns out to be white.

AIRBU5 340 MÜZIK YAYlNLARI

MU51C ON BOARD AIRBU5 340'5

YÖNETMEN 1 DIRECIOR

Richard Benjamin . İngilizce/English

Kanal

Müzik Türü

Klasik Batı Müzigi 1 Opera Klasik Türk Müzigi Müzikal Filmler ve Film Müzikleri Türk Hafif Müziği Pop Müzik Unutulmayanlar Jazz Modern Müzikaller Easy Listening Nostalji (Oldies) Hard Rock Çigan

1

2 3

4 5 6 7 8 9 10 ll 12

MARCH

1 2

3 4 5 6 7 8

9 lO 11 12

Entertaitımetıt Selectiotı

Channel

2

Easy Listening Unforgettables Classical Turkish Music Turkish Pop Music PopMusic Classical Music Modern Musicals

2 3 4 5 6

3 4 5

6 7 8

95

+

Classical Music Classical Turkish Music Film Music and Musicals Turkish Pop PopMusic Unforgettable jazz Stage Musicals Easy Listening 0/dies Rock Tzigane

Kanal

Soft Müzik Unutulmayanlar Klasik Türk Müzigi Türk Pop Müzigi Pop Müzik Klasik Müzik Modern Müzikaller SKYLIFE MART

Channel

MU51C ON BOARD AlRBU5 310'5

AlRBU5 310 MÜZIK YAYlNLARI Müzik Türü -

Entertainment Selection

1994

7

8


Geçmiş

Zaman Olur ki

1 ONCE UPON A TIME

Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Osman l ı Rumelisi'nin önemli merkezlerinin başında Manastır geliyord u. 1387'de fethedilen Manastır ' ı , Evliya Çelebi 3.000 evin, 900 dükkanın, 70 caminin bulundugu, 20 mahalleli bayındır bir kent olarak tanıtır. Selanik'e ulaşan anayol üzerinde bulunan Manastır, Makedonya ' nın önemli şehirleri ndendir. Osma n lılar döneminde bir ordu merkezi olan

By NECDET SA KAOC';LU

The town of Monastir was one of the most important in Rumelia (Ottoman lands in the Balkans and Eastern Europe) in the second half of the 19th century. Monastir was conquered by the Turks in 1387 and by the 17th century was deseribed by Evliya Çelebi as a cily wilh twenty parisbes and seventy mosques, 3000 bouses and 900 sbops. Located on the main road to Salonika, Monastir is a major city of Macedonia. During the Ottoman period the city was a military centre, with military schools and bospitals as well as many public institutions. Tbe second constitutional govermeni was first proclaimed bere in 1908. Tbe Ottomans lost Monastir during the Balkan War in 1912. At the end of the 19th century, the province of Monastir consisted of 22 sancaks (sub-provinces) including Monastir itself, Debre, Seifiçe, !/basan and Görice, 24 districts and 1908 villages. Tbe streets and bouses of the town were simi/ar to those of Edirne. Tbe province was governed by an Ottoman governor with the rank of vezir or field marshal. Monastir's population in 1899 ıvas around 35, 000, of ıvhich two tbird.s ıvere Mos/ems. Tbe etbnic mosaic ıvas made up ofTurks, Albanians, Macedonians, Wallacbians, Greeks and

M o n a ]_t ir

M ana§ LCJlJr

kentte askeri okul ve hastanele r, pek çok kamusa l

kurum bulunuyordu. tkinci Meşrutiyet de, 1908'de ilkin burada ilan edilmişti. Manastır, 1912'de Balkan Savaşı ' nda Osmanlı sınır­ l arı dışında kaldı.

biterken Manastır Vilayeti, merkez sanile Debre, Serfiçe, llbasan, Görice sancaklarında toplam 22 kazayı, 24 nahiyeyi 1.908 köyü kapsıyordu. Kentin sokakları ve evleri Edirne 'yi andımıaktaydı. Vilayeti, 'vezir ya da mü şir rütbeli bir Osmanlı valisi yönetiyordu. 1899 yıl ındaki saptarnalara göre Manastır' ın kent nüfusu 35.000 dolayında olup bunun 2/ 3'ü Müslüman'dı. Etnik mozayigi Türkler, Arnavutlar, Makedonlar, Ulahlar, Rumlar ve Museviler oluştur­ maktaydı. • 19.

yüzyıl

cagı

]ws.

96

SKYLIFE MART

+

MARCH

1 994


OOM§ "'"""'

Cod. No 7) 80660' Lm"'!iST Td 781 J(l 00 ' " 779 00 50

:s ı;,



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.