EYLÜL / SEPTEMBER
2009 I www.anadolujet.com
ALABİLİRSİNİZ YOUR COMPLIMENTARY COPY
I 09/09 GELECEĞİ KUCAKLAYAN ŞEHİR
ÇORLU
ÇORLU A CITY EMBRACING THE FUTURE SU ÜSTÜNE RESİM YAPMAK
EBRÛ
PAINTING ON WATER
ANSIZINVARILANSEHİR
ANKARA THECITYWHICH SUDDENLYAPPEARS
VINN’lıyor.fh11 19/8/09 10:05 AM Page 8 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
EYLÜL09SEPTEMBER 38 SÖYLEŞİ: UĞUR CEBECİ INTERVIEW: UĞUR CEBECİ Uğur Cebeci, “Ayağım yerden kesildiğinde yaşadığım keyfi anlatamam. Yukarısı benim en rahat ettiğim yer” diyor.
24 ANKARA
Uğur Cebeci says “It is hard to define the joy I feel when my feet are off the ground. Up there is where I feel most comfortable.”
ANSIZIN VARILAN ŞEHİR
THE CITY WHICH SUDDENLY APPEARS
Ankara’nın mirası öyle dudak bükülebilecek cinsten bir miras değildir. Bin yıllardan süzülmüş bir birikimdir…
Ankara’s inheritance is not of the kind that can be disdained; it is an accumulation of civilizations strained through thousands of years.
42
20 ANADOLUJET’TEN SİZLERE FOR YOU FROM ANADOLUJET AnadoluJet olarak misyonumuzun genel çerçevesini de çizen bir hayalimiz var: Türkiye’de genç yaşlı demeden herkesi gökyüzü ile tanıştırmak... At AnadoluJet we have a dream that forms the general outline of our mission, which is introducing the skies to everyone in Turkey, the young and the old, to give everyone the opportunity to experience flying. 2 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
EBRÛ: SU ÜSTÜNE RESİM YAPMAK EBRÛ: PAINTING ON WATER
64 LİKYA YOLU: AKDENİZ’İN GİZEMLİ PATİKALARI MYSTERIOUS TRACKS OF THE MEDITERRANEAN: LYCIAN WAY
80 UÇMAK GÜZELDİR JOY OF FLIGHT Uçuş deneyimi ve tüyolar Flight experience and tips
42
EYLÜL09SEPTEMBER 52
74
32
YÜKSELEN ANADOLU ANATOLIA RISING
46
Anadolu futbolunun yükselişi The rise of Anatolian soccer clubs
70
46
52
74
ÇORLU: GELECEĞİ KUCAKLAYAN ŞEHİR ÇORLU: A CITY EMBRACING THE FUTURE Çorlu’nun ekonomik kaderinin esas kırılma noktası 80’li yılların başı.
KARİYERİNİZİ PLANLAYIN PLAN YOUR CAREER İşte size kariyerinize başlama sürecinde ve sırasında pratik fayda sağlayacak birkaç önemli nokta…
PORTFOLYO: SÜPÜRGECİLER PORTFOLIO: BROOM MAKERS Behiç Günalan’ın portfolyosundan süpürgecilerin fotoğraflı öyküsü.
The early 1980s constituted a turning point in the economic life of Çorlu.
Here are some practical clues which will help you both before and during your career.
The photo story of the broom makers from the portfolio by Behiç Günalan.
BİLGİ İNFO
70
4 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
84
HİZMETLERİMİZ Online bilet satışı, online check-in, promosyonel ücretler, özel sağlık hizmeti, hamile yolcu, bagaj bilgisi, uçuş tarifeleri, online dergi, oyunlar...
KARADENİZ MUTFAĞI BLACK SEA CUISINE Karadeniz insanı heyecanlı, neşeli ve kıvrak zekâlı olmasını balığı çokça tüketmesine ve her tür bitkiyi ve otu bolca yemesine borçludur. Being passionate, energetic and having an alert intelligence are the main characteristics of a Black Sea person. This seems to be due to the eat rain fall and the consumption of fish and herbs at almost every meal.
SERVICES Online ticketing, online check-in, promotional costs, special medical services, pregnant passengers, baggage information, flight schedule, online magazine, games...
C
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
ANADOLUJET MAGAZİN
Katkıda Bulunanlar / Contributors D. Mehmet Doğan
YÖNETİM • MANAGEMENT Yönetim Kurulu Başkanı • Chairman of the Board Candan Karlıtekin
AnadoluJet için başkent Ankara’ya farklı bir pencereden bakan D. Mehmet Doğan Ankara-Kalecik’li ve hayatının büyük bir bölümünde Ankara’da yaşadı. Türkiye Yazarlar Birliği kurucularından olan ve uzun yıllar bu kurumda başkanlık yapan Doğan, hâlen bu kuruluşun şeref başkanı. Türkçe uluslararası şiir şölenlerinin düzenlenmesine öncülük etti. Çalışmaları kültür, tarih ve dil konularında yoğunlaşan D. Mehmet Doğan dilimizin en önemli sözlüklerinden birine de imza attı. Başlıca kitapları arasında ‘Tarih ve Toplum’, ‘Dil Kültür Yabancılaşma’, ‘Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu’ yer alıyor. Doğan, ayrıca ‘Mimar Sinan’, ‘Şairler Meydanı’ ve ‘Kaybolan Camiler’ gibi belgesellere de imza attı.
Türk Hava Yolları Adına Sahibi Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi Publisher on behalf of Turkish Airlines CEO and Member of the Board Temel Kotil Kurumsal iletişim Başkanı Senior Vice President Corporate Communication Zeki Çukur AnadoluJet’ten Sorumlu Bölgesel Uçuşlar Başkanı Senior Vice President Regional Flights Sami Alan Halkla İlişkiler Müdürü • Public Relations Manager Mehmet Dinler Aysun Ulusu aulusu@thy.com Ahmet M. Müftüoğlu ahmetm@thy.com Gökçen Ata gokcenata@thy.com Özgecan Koca okoca@thy.com Marka İletişim Danışmanı • Brand Communication Consultant Serdar Özer Öztürk Türk Hava Yolları Genel Yönetim Binası Atatürk Hava Limanı 34149 iSTANBUL YAYIN • PUBLICATION Yönetim • Management Yayın Grubu Başkanı • President Serkan Ünal Grup Koordinatörü • Coordinator Mehmet Mücahid Demir Finans Koordinatörü • Finance Coordinator Selim Kara Yapım • Production Yayın Koordinatörü (Sorumlu) Editorial Coordinator Serdar Turan serdar.turan@infomag.com.tr Editörler • Editors Jülide Karahan julide.karahan@infomag.com.tr Mert Kaya mert.kaya@infomag.com.tr Melih Uslu melih.uslu@infomag.com.tr Oktay Tutuş oktay.tutus@infomag.com.tr Redaksiyon Editörü • Copydesk Editor Suavi Yazgıç suavi.yazgic@infomag.com.tr İngilizce Editörü • English Editor Margaret Sönmez Grup Tasarım Direktörü • Group Design Director Nejat Emrah Yörük emrah.yoruk@infomag.com.tr Tasarım Yönetmeni • Design Director Eray Makal eray.makal@infomag.com.tr Fotoğraf Editörü • Photo Editor Ahmet Bilal Arslan ahmet.bilal@infomag.com.tr Tasarım ve Uygulama • Design and Layout Halil Öter • Yavuz Aydın • Bertuğ Yasavullar Özel projeler • Custom Projects Koordinatör • Coordinator Baha Yılmaz Müşteri Direktörü • Account Director Çisem Kartal Editör • Editor Aynur Şenol Altun Art Direktör • Art Director Özkan Oral Reklam • Advertising Reklam Satış Müdürü • Advertising Sales Manager Sema Teker Eğilmez sema.teker@infomag.com.tr Reklam Satış Yöneticileri • Advertising Sales Executives Abidin Karabulut abidin.karabulut@infomag.com.tr Ömer Arıcı omer.arici@infomag.com.tr Marka Müdürü • Brand Manager Emin Görgün emin.gorgun@infomag.com.tr Reklam Rezervasyon • Ad Reservation İlknur Eruzun ilknur.eruzun@infomag.com.tr Üretim Müdürü • Production Manager Gökhan Gönüldaş gokhan.gonuldas@infomag.com.tr Muhasebe • Accounting Gürsel San gursel.san@infomag.com.tr
İnfomag Yayıncılık, Bilişim, Tanıtım ve Organizasyon Hizmetleri LTD. ŞTİ. Akatlar Mahallesi, Ebulula Mardin Cad. 4. Gazeteciler Sitesi A8/1 1. Levent İSTANBUL Tel: +90 212 324 55 15 • Faks: +90 212 324 55 05 anadolujet@infomag.com.tr • www.infomagyayincilik.com.tr Baskı-Cilt / Printing-Binding Promat Basım Yayın San.ve Tic. A.Ş. Tel: +90 212 622 63 63 • http://www.promat.com.tr ANADOLUJETdergisineinternette,www.anadoluJet.comüzerindenANADOLUJETikonunatıklayarakulaşabilirsiniz. Access ANADOLUJET magazine on the internet by clicking the ANADOLUJET icon in www.anadoluJet.com ANADOLUJET dergisi ile ilgili öneri ve şikayetleriniz için customer@anadoluJet.com adresine mail gönderebilirsiniz. Any suggestions or complaints about ANADOLUJET magazine are welcomed and should be addressed to customer@anadoluJet.com. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Neither, text nor photographs from this publication may be reproduced either in full or summary without acknowleding the source and without prior permission from the publisher. ANADOLUJET, THY tarafından ayda bir yayımlanır. ANADOLUJET is published monthly by Turkish Airlines.
D. Mehmet Doğan, who had a look at Ankara for AnadoluJet, originally comes from Ankara’s Kalecik town and lived in Ankara most of his life. One of the founder members of the Turkish Author’s Union (he also was the president for many years), Doğan currently supports the union as honorary president. Doğan has also pioneered the International Turkish Poems Festivities. D. Mehmet Doğan, whose works focus on culture, history and language, prepared one of the most important dictionaries in the Turkish language. Among his major works are: Tarih ve Toplum (History and Society), Mağlubiyet İdeolojisinin Sonu (End of the Defeat Ideology). Doğan also produced several documentaries, such as Mimar Sinan (Sinan, the Architect), Şairler Meydanı (Poets’ Square) and Kaybolan Camiler (Lost Mosques).
Mustafa Armağan Dilistan Shipman
11 Ayın Sultanı’na o bildik ‘nerede o eski ramazanlar’ nostaljisinin dışında bir perspektiften bakan Mustafa Armağan; şehir, kültür ve yakın tarih okumalarıyla ‘ezberbozan’ kitaplara imza attı. Başlıca kitapları: ‘Şehir Asla Unutmaz’, ‘Bursa Şehrengizi’, ‘Alev ve Beton’, ‘Osmanlı: İnsanlığın Son Adası’.
AnadoluJet’e Karadeniz’in Lezzetleri’ni anlatan Dilistan Shipman, ‘Ekmek Bir Tutkudur’ ve ‘Küçük Tabaklar ve Büyük Tatlar’ adlı kitaplara imza attı. Shipman ayrıca Almanya’da Aachen Volkhochschule’de ve Türkiye’de Yeditepe Üniversitesi’nde yemek kültürü dersleri verdi. Hâlen Galatasaray Üniversitesi’nde öğretim görevlisi.
Mustafa Armağan who visualized Ramazan, the Sultan of 11 months, in a different way than the “gone are the old Ramazans” nostalgia, wrote several books on city, culture and recent history that went beyond the ordinary. Şehir Asla Unutmaz (City Never Forgets), Bursa Şehrengizi, Alev ve Beton (Flame and Concrete), Osmanlı: İnsanlığın Son Adası (The Ottomans: Last Island of Humanity) are among his significant books.
Birol Biçer Ebrû üstadı Mustafa Düzgünman’ın Üsküdar’daki aktar dükkânında yetişen sanatçı Birol Biçer, AnadoluJet için yıllarını adadığı sanatını anlattı. Birçok yeni ebrû sanatçısının yetişmesine emek verdi, sergiler açtı. Ebrû sanatının derinliğini koruma kaygısını hep göz önünde tuttu. Artist Birol Biçer, who was trained in the spice shop of Ebrû master Mustafa Düzgünman in Üsküdar, explained AnadoluJet the art of Ebrû, to which he has dedicated his life. He spent a lot of time and effort to raise new Ebrû artists and organized many exhibits. He has always had the priority to maintain the deepness of the art of Ebrû.
Dilistan Shipman, who described the Flavors of the Black Sea to AnadoluJet, wrote the books ‘Ekmek Bir Tutkudur (Bread is a Passion)’ and ‘Küçük Tabaklar ve Büyük Tatlar (Little Plates, Big Tastes)’. Shipman also gave lectures on food culture in Aachen Volkhochschule in Germany and in Yeditepe University in Turkey. At present, Dilistan Shipman is a lecturer in Galatasaray University.
C
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
SAYIN KONUKLARIMIZ,
DEAR GUESTS,
Son 6 yılda Türkiye’de sivil havacılığın gelişimi, havacılık
Civil aviation in Turkey has developed spectacularly in the last six
tarihimizin en parlak dönemlerinden birini oluşturdu. 2003
years, in what is rightly considered an ongoing golden era of historic
yılında bölgesel havacılığın teşvik edilmesi, deregülasyon, bazı
proportions. The start was given in 2003 with the incentivization of
vergilerin kaldırılarak sektörün serbestleşmesi neticesinde
regional aviation, deregulations, the annulment of various taxes and
içhat havacılık sektörü son 5 yılda yüzde 285 büyüdü, yolcu
the liberalization of the sector, as a result of which the domestic flight
sayıları 4 katına yaklaştı. Büyümenin bir kısmı mevcut havayolu
segment grew by 285 % and the number of passengers increased
müşterilerinin uçma sıklığıyla sağlandıysa da artışın büyük kısmı
fourfold from 2004 to 2009. While the growth can be partly attributed
uçakla ilk kez tanışan geniş kitlelerle gerçekleşti.
to more frequent flying by existing customers of the airlines, the major
Ankara’dan Anadolu’ya içhatlar yolcu sayıları ise AnadoluJet’in
determinant was the influx of a broad mass of firsttime fliers.
doğum tarihi 23 Nisan 2008’e değin yılda 1 milyon civarında
Throughout this period, the number of passengers flying from
seyretmekteydi. Uzakları yakın etmek, Anadolu’yu birbirine
Ankara to Anatolian towns fluctuated around 1 million annually
yaklaştırmak anlayışıyla ve ‘hızlı ulaşım bir imtiyaz değil,
until the launch of AnadoluJet. We set out on April 23, 2008, to cut
ihtiyaçtır’ vizyonuyla yola çıktık. Yeni nesil uçaklarla kısa sürede
down distances, and to bring Anatolia closer together , guided by a
filo yaşı çok gençleşti. Teferruatlardan arındırılmış düşük
corporate vision that states, “speedy transportation is not a privilege,
maliyetli yeni konseptimiz sayesinde ilk 29 kişi tüm AnadoluJet
but a basic need.” Before long, we rejuvenated our fleet with new
uçuşlarında vergiler dahil 59 TL’ye sürekli uçma imkanına
generation planes. Our low-cost no-frills concept allowed us to offer a
kavuştu. Bu kampanya kış sezonunda da devam edecek. Gerek
59 TL tax included price to the first 29 passengers on every AnadoluJet
Ankara’nın coğrafi konumu gerek bu yıl Avrupa Uluslararası
flight in a highly popular campaign that will continue throughout the
Havalimanları Konseyi (ACI Europe) tarafından ‘En İyi Havalimanı’
winter season. The central location of Ankara where we have our base
ödülüne layık görülen TAV Esenboğa Havalimanı’nın iyi bir
of operations; the excellent transfer point capabilities of TAV Esenboğa
aktarma merkezi olması, müşterilerimize Ankara’dan 25
Airport, the recipient of ACI Europe’s “Best Airport 2009” award; our
şehrimize günde 70’e yakın uçuşla sunduğumuz zengin tarife
extensive flight schedule with almost 70 flights daily between Ankara
seçenekleri, sadece Ankara’dan Türkiye’nin 25 noktasına hizmet
and 25 Anatolian towns; and the way we manage to connect these
vermekle kalmayıp, aynı zamanda bu 25 şehrimizi de Ankara
25 destinations not only to Ankara, but to each other as well through
üzerinden birbirine çok kısa süreli ve ekonomik bağlantılarla da
prompt and economic connections, were all key factors in our success.
Türkiye’nin dört bir yanına bağlamamız başarımızda anahtar rol
For instance, AnadoluJet passengers who fly from Mardin to Izmir via
oynadı. Örneğin, Mardin’den İzmir’e Ankara üzerinden uçmak
Ankara only pay the price of the longer flight plus a tax included fixed
isteyen misafirimiz iki ayrı parkurun ücret toplamı yerine
price of 25 TL for the transfer flight, instead of having to pay for the two
ANADOLUJET’TEN
parkurlardan yüksek ücretli olanın bedelini, ikinci parkur içinse
laps of the journey separately. What is more, they have the choice of
vergiler dahil sabit 25 TL ödüyor. Üstelik Mardin’den Ankara’ya
continuing to İzmir as soon as they touch ground in Ankara, or picking
SEVGİLERLE
gelen misafirimiz dilerse Ankara’ya varıştan hemen sonraki İzmir
another flight within the next 24 hours to better accomodate their
uçuşunu tercih edebileceği gibi, dilerse 24 saat sonraki bir başka
travel plans.
İzmir uçuşunu tercih edebiliyor.
We are proud of having met our targets with up to 85 % fill rates that
Kısa sürede yakaladığımız yüzde 85 gibi yüksek doluluklar ve
we attained in just a matter of months, not to mention an impressive
tüm yaz sezonu boyunca yakalanan yüzde 92 gibi çok yüksek
92 % rate of timely departures we were able to maintain throughout
zamanında kalkış oranları hedeflerimizi karşılıyor. Hatay-Lefkoşe
the busy summer season. AnadoluJet is also honored to have received
gibi öncesinde uçulmamış bir hatta yüzde 80 gibi yüksek
the transportation sector award in Northern Cyprus Turkish Hotel
doluluklar sağladığımızdan ötürü bize geçen ay Kuzey Kıbrıs
Managers Association’s “Green Olive Special Tourism Awards” last
Türk Otelciler Birliği (KITOB) tarafından düzenlenen ‘Green Olive
month, a distinction we merited for achieving high fill rates averaging
Özel Turizm Ödülleri’ kapsamında verilen ulaşım alanındaki
around 80 % on the inaugural Hatay-Nicosia route. Not content to
ödül de bizleri onurlandırmıştır. Ancak bundan sonraki süreçte
rest on our laurels, we are now setting our sights higher. As new planes
çıtayı daha yukarı çekeceğiz. Yeni uçakların gelişiyle yeni
join our fleet, we will be launching new routes to bring the comfort
hatlar açıp daha geniş kitleleri uçuşun konforuyla tanıştırmak
of flying within the reach of a broader segment of population. Uni-
istiyoruz. Özellikle üniversite öğrencilerimize yönelik Jetgenç
versity students especially should keep an eye out for our soon to be
kampanyalarımızı şimdilik detaylarını vermeden müjdelemek
launched Jetgenç campaigns. Without going into detail, we can hint
istiyoruz. AnadoluJet mevcut yüzde 25 indirimin dışında birtakım
that AnadoluJet will be adding new perks to the existing 25 % lower
yeniliklerle kısa sürede gençlerin karşısına çıkacak. Konserler,
prices we have on offer for young customers : concerts, shows, flight
gösteriler, simulatörle uçuşlar, onda bir uçuş var kampanyaları ve
simulations, the “flighty ten plus one” campaign, and so much more...
birçokları. www.anadolujet.com’u takip edin.
Visit www.AnadoluJet.com to keep up with the novelties.
BU VESİLEYLE SİZ KONUKLARIMIZIN RAMAZAN AYINI VE BAYRAMINI TEBRİK EDERİZ.
ALLOW US TO TAKE THIS OCCASION TO WISH A BLISSFUL MONTH OF RAMAZAN AND A HAPPY EID TO ALL ANADOLUJET GUESTS.
BEST WISHES FROM ANADOLUJET
skylife 21,5
SERGİ / EXHIBIT
ANKARA ANKARA
BİLİYOR MUYDUNUZ? Galeri Nev İstanbul, 8 Eylül’den itibaren Hale Tenger’in ‘Garip Meyve’ (Strange Fruit) isimli sergisini ağırlıyor. Sergi, 24 Ekim’e kadar açık.
DID YOU KNOW? Istanbul Galley Nev will host Hale Tenger’s exhibition ‘Strange Fruit’, from 8 September. The exhibition will be open till 24 October.
GALERİ NEV’DE GENÇ NESİL NEW GENERATION IN GALLERY NEV İLK SERGISINI 1984 Mayıs’ında açan Galeri Nev’in 25. yıl sergisi eylül ayı boyunca görülebilir. Galeri, bu kez geçmişe değil geleceğe bakmayı seçti. Ankara Galeri Nev’in 25. yıl sergisi ‘Kayıp Gerçekliğin İzinde... NEVNESİL’; Burcu Perçin, Ercan Akın, Ferhat Özgür, Karolin Fişekçi, Murat Akagündüz ve Volkan Diyaroğlu gibi genç sanatçıları ağırlıyor.
THE 25TH YEAR exhibition of Gallery Nev, which opened its first exhibition in May 1984, can be seen in September. The gallery, which used to celebrate its anniversaries by organizing comprehensive exhibitions about the history of the three generations it represented, chose this time to have a look at the future, instead of the past. The Ankara Gallery Nev’s 25th year exhibition is titled ‘Kayıp Gerçekliğin İzinde…NEVNESİL.’ The exhibition hosts many young artists, including Burcu Perçin, Ercan Akın, Ferhat Özgür, Karolin Fişekçi, Murat Akagündüz and Volkan Diyaroğlu.
ETKİNLİK / EVENT
SANAT ENGEL TANIMIYOR NOTHING IN THE WAY OF ART ANKARA ÇAĞDAŞ SANATLAR Merkezi, 23 – 27 Eylül’de ‘Engelsiz Sanat Günleri’ne ev sahipliği yapacak. Etkinlik kapsamında beş gün boyunca; sanatçı söyleşileri, müzayedeler, panel, konferans, film gösterimi ve müzik dinletileri gerçekleşecek. Yurtiçi ve yurtdışından 100’e yakın sanat kurumunun katılacağı etkinlik, çeşitli yarışmalarla genç yeteneklere de kapı aralayacak. THE ANKARA CONTEMPORARY Arts Center will host Days of Art without Obstacles from 23 to 27 September. During these 5 days, artistic sessions, auctions, panels, conferences, movie showings and musical concerts will be available. The whole event, hosting about 100 Turkish and foreign art institutions, will open new doors to young skills through a series of contests.
KÜLTÜR / CULTURE
TARIH VE KÜLTÜR EVI MÜZESI HISTORY AND CULTURE HOUSE MUSEUM ANKARA’NIN BEYPAZARI ILÇESINDEKI ‘Tarih ve Kültür Evi Müzesi’ vatandaşlar tarafından ilgiyle takip ediliyor. 1996’da açılan müze, günümüze kadar 325.489 biletli ziyaretçi tarafından gezildi. Müze yetkilileri, müzenin içindekiler kadar bahçesindeki zahire ambarının da ilgi çektiğini aktararak, bu ambarın hiç çivi kullanılmadan yapıldığına dikkat çekiyor. THE HISTORY AND Culture House Museum in Beypazarı, Ankara, opened in 1996, has been visited by 325.489 ticketed visitors till now. Museum officials say that the grain storage in the garden has attracted attention as well as the pieces in the museum building, and that this storage was built without using any nails. Worth a visit.
skylife 21,5X27,5.FH11 8/21/09 12:29 PM Page 1 C
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
kvk_09009
OPERA / OPERA
ANKARA ANKARA TİYATRO / THEATRE
OĞUZ ATAY’DAN ‘KORKUYU BEKLERKEN’ ‘KORKUYU BEKLERKEN’ BY OĞUZ ATAY OĞUZ ATAY’IN AYNI isimli kitabındaki ‘Korkuyu Beklerken’ öyküsündeki yalnız kahramandan duyulan ilk cümle şudur: “Yalnız kalmaktan korktukça yalnızlığım artıyor”. Sonra evinde bilmediği dilde yazılmış bir mektup bulur kahramanımız. Mektupta, “Mektubu aldığınız andan itibaren evinizden çıkmamanızı kesinlikle bildiririz. Dikkat! Sizi uyarırız” kavlinde bir şeyler yazmaktadır. Kitabı okumadıysanız devamını, Ankara Öteki Tiyatro’nun 6 Eylül Pazar günü saat 20.00’deki ‘Korkuyu Beklerken’ temsilinde izleyebilirsiniz. THE FIRST SENTENCE of a lonely character in ‘Korkuyu Beklerken’, written by Oğuz Atay, is as follows, “The more I’m afraid of being alone, the lonelier I am.’ Then, he found a letter written in a foreign language at home. ‘You should definitely not step out of your home from the moment you received this letter. Be careful! We’re warning you!’ If you haven’t read the book yet, you can see ‘Korkuyu Beklerken’, the play adapted from the book, at Ankara Öteki Theater at 8.00 PM on 6 September, Sunday.
12 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
UNUTULMAZ BİR KAHRAMAN: KÖROĞLU AN UNFORGETTABLE HERO: KÖROĞLU
BİLİYOR MUYDUNUZ? Korku konusunu sıklıkla işleyen Oğuz Atay, 25 Mart 1974 tarihinde ‘Günlük’üne şöyle yazar: “Bizim ilk günahımız belki de budur. Yaşama korkusudur. Fütuhat da, herkese ve her şeye boyun eğdirerek bu korkudan kurtulma çabasıdır. Dünyayı bir savaş alanına çevirdikten sonra, her yandan düşman saldırısı bekleyenlerin korkusudur…”
DID YOU KNOW? Oğuz Atay, generally working on the topic of fear, wrote the following sentences in his diary in 25 March 1974: “Maybe this is our first sin. It is the fear of living. The challenge is to try to get rid of this fear by making anybody and anything give in. It is the fear of those who expect to see an enemy round every corner after turning the world into a battlefield...”
TÜRK DÜNYASININ BÜYÜK kahramanı Köroğlu; Anadolu topraklarından başlayarak Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan’da zulme, esarete ve sömürgeciliğe başkaldırının sembolü olmuştur. Onu yalnızca bir kahraman olarak değil, bir şair ve bestekâr olarak da hatırlamak gerek elbette. Azerbaycanlı bestekâr Üzeyir Hacıbeyli, biraz da bu niyetle 1937’de bir ‘Köroğlu Operası’ bestelemiştir. Bahsi geçen opera, eylül ayı boyunca, Prof. Eflatun Neimetzade’nin genel sanat yönetmenliğinde Kırgızistan, Kazakistan, Azerbaycan ve Türkiye’de (Ankara) sahnelenecek. 260 kişilik sanatçı ve teknik ekibin rol aldığı organizasyon, Türk Dünyası’nın bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük opera projesi olması bakımından da önem taşıyor. KÖROĞLU, ONE OF THE biggest heroes of the Turkish history, became a symbol of revolt against tyranny, enslavement and colonization from Anatolian territory to Azerbaijan, Turkmenistan, Uzbekistan, Kazakhstan and Kyrgyzstan. He should be remembered as not only a hero, but also a poet and composer. Azerbaijani composer Üzeyir Hacıbeyli’s a ‘Köroğlu Opera’ in 1937 aims partly to achieve this. The opera will be put on stage in Kyrgyzstan, Kazakhstan, Azerbaijan and Turkey (Ankara) in September under the general art directorship of Prof. Eflatun Neimetzade. The organization, in which 260 artists and technicians are involved, is the biggest opera project created by the Turkic world till now.
kvk_090097_Bell_ilan 8/25/09 5:04 PM Page 1 C
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
ANADOLU ANATOLIA İZMİR
DOĞADA RİTM, SANATTA RİTM RHYTHM IN NATURE, RHYTHM IN ART EGE ÜNIVERSITESI 3. EgeArt Sanat Günleri, ‘Doğada Ritm, Sanatta Ritm’ konulu bir Heykel Çalıştayı düzenliyor. 15 Eylül – 18 Ekim tarihleri arasında Ege Üniversitesi Yerleşkesi’nde yapılacak çalıştaya, ülkedeki Güzel Sanatlar Fakülteleri’nin Heykel Bölümleri ile heykel eğitimi veren eğitim fakültelerinden yetişen heykeltıraşlar katılacak. 15 Eylül -18 Ekim tarihleri arasında ortaya çıkan heykeller, 11- 15 Aralık tarihlerinde 3. EgeArt Sanat Günleri’nde sergilenecek. THE AEGEAN UNIVERSITY’S 3rd EgeArt Art Days will host a sculpture workshop titled ‘Rhythm in Nature, Rhythm in Art.’ The workshop, which will take place at the Aegean University’s campus from 15 September till 18 October, will be attended by sculptors who graduated from the Department of Sculpture Fine Art faculties or from other departments offering sculpture education in Turkey. The sculptures are to be made between 15 September and 18 October and will be exhibited at the 3rd EgeArt Art Days event from 11 December till 15 December.
BİLİYOR MUYDUNUZ? AnadoluJet, Ankara’dan İzmir’e, haftanın her günü, karşılıklı 3 sefer düzenliyor. Pazar, pazartesi, çarşamba, cuma ve cumartesi günleri sefer sayısı her iki yönde de 4’e çıkıyor.
DID YOU KNOW? AnadoluJet has 3 round trip flights per day between Ankara and Izmir. The number of flights in each direction rises to 4 on Sundays, Mondays, Wednesdays, Fridays and Saturdays.
BİLİYOR MUYDUNUZ ? AnadoluJet, Ankara’dan Diyarbakır’a, haftanın her günü, karşılıklı 2 sefer düzenliyor.
DID YOU KNOW ? AnadoluJet flies round trip from Ankara to Diyarbakır two times a day.
14 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
DİYARBAKIR
OTOMOTİV SEKTÖRÜ DİYARBAKIR’DA BULUŞUYOR AUTOMOTIVE SECTOR MEETS IN DIYARBAKIR DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU Bölgelerimizin ekonomik ve sosyal gelişimine katkıda bulunmayı amaçlayan Tüyap Diyarbakır Fuar ve Kongre Merkezi, Diyarbakır Oto Show 2009 Fuarı’na ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 29 Eylül - 1 Ekim tarihlerinde Tüyap Diyarbakır Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek fuarda, sektörün önde gelen markalarının 2010 modelleri sergilenecek. Fuar; Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından ODD-Otomotiv Distribütörleri Derneği işbirliği ve T.C. Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), Diyarbakır Ticaret Borsası (DTB) ile Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (DESOB) desteğiyle gerçekleşiyor. THE TÜYAP DIYARBAKIR Expo and Convention Center aims at contributing to the social and economic development of our Eastern and Southeastern regions will host the Diyarbakır Auto Show 2009 Expo. Leading companies of the sector will exhibit their, which can be seen at the Center from 29 September till 1 October. The expo is organized by TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. and ODD Automotive Distributors Association and is sponsored by the Governorship of Diyarbakır, Diyarbakır Metropolitan Municipality, the Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey (TOBB), the Diyarbakır Chamber of Commerce and Industry (DTSO), the Diyarbakır Chamber of Commerce (DTB) and the Diyarbakır Association of Tradesmen and Craftsmen Chambers (DESOB).
MARDİN
ANADOLU ANATOLIA
BİLİYOR MUYDUNUZ? AnadoluJet, Ankara’dan Mardin’e, haftanın her günü karşılıklı seferler düzenliyor.
DID YOU KNOW? Anadol uJet flies round trip from Ankara to Mardin everyday.
MARDİN’DE GÜNCEL SANAT TELAŞI CONTEMPORARY ART BUSTLE IN MARDIN MARDIN, 24 EKIM-30 Kasım tarihlerinde ‘Davetinizi Aldım, Teşekkürler’ adlı kapsamlı bir sergiye ev sahipliği yapacak. 70’e yakın sanatçıyı bir araya getirecek sergide; Erdağ Aksel, Kezban Arca Batıbeki, Hüseyin Çağlayan, Mehmet Güleryüz, Twin Gabriel, Gani Llalloshi, Oliver Musovik, Ferhat Özgür ve Hale Tenger gibi isimler var.
MARDIN WILL HOST a great comprehensive exhibition titled ‘I Received Your Invitation, Thank You’ will be held in the city fro m 24 October till 30 November. More than 70 great artists will meet in Mardin, including Erdağ Aksel, Kezban Arca Batıbeki, Hüseyin Çağlayan, Mehmet Güleryüz, Twin Gabriel, Gani Llalloshi, Oliver Musovik, Ferhat Özgür and Hale Tenger.
BURSA
KISA FİLMLER TOPLANIYOR SHORT MOVIES ON THE WAY BURSA BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI’NIN düzenlediği ‘Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali’ kapsamındaki ‘Ulusal Altın Karagöz Kısa Metraj Film Yarışması’ için zaman azaldı, elinizi çabuk tutmanızda fayda var. Yarışmanın son başvuru tarihi 11 Eylül 2009 olarak açıklandı.
THE ‘INTERNATIONAL BURSA Silk Road Movie Festival’, organized by the Bursa Metropolitan Municipality, will meet cinema lovers in Bursa between 14 November and 22 November for the fourth time. But do hurry up for the National Golden Karagöz Short Movie Contest because the deadline for applications to this contest is 11 September 2009.
ALANYA
ALANYA’DA BELGESEL SİNEMA EĞİTİMİ ALANYA SINEMATEK DERNEĞI, 5 – 19 Eylül tarihleri arasında ‘Belgesel Sinema Eğitimi’ konulu bir atölye çalışması düzenliyor. Alanya Belediyesi, Alanya Ticaret Odası ve Belgesel Sinemacılar Birliği’nin desteğiyle bu yıl ikinci kez düzenlenen atölye çalışması, Belgesel Sinemacılar Birliği eğitmenleri tarafından yürütülüyor. Program kapsamında; ‘Belgesel Sinemaya Giriş’, ‘Yapım Süreçleri’, ‘Senaryo’, ‘Film Çekimi’ ve ‘Kurgu’ başlıkları yer alıyor. Ortak bir belgesel filmin de üretileceği atölyede yer almak isteyen katılımcıların daha önce sinema eğitimi almış olmaları da gerekmiyor.
DOCUMENTARY FILM TRAINING IN ALANYA ALANYA SINEMATEK ASSOCIATION is organizing a workshop on ‘Documentary Film Training’ from 5 September till 19 September. The workshop is taking place for the second time and is sponsored by Alanya Municipality, the Alanya Chamber of Commerce and the Union of Documentary Film Makers. The sessions offered by the trainers of the Union of Documentary Film Makers. The Program includes a series of seminars including ‘Introduction to Documentary Filming’, ‘Production Processes’, ‘Scripts’, ‘Fi lm Shooting’ and ‘Editing.’ Prospective participants, who are all expected to make a documentary film together, do not need to have any previous film education.
C
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
ÇORUM&SİNOP
ANADOLU ANATOLIA
ANADOLU MÜZELERİ’NDEN BÜYÜK ATILIM BREAKTHROUGH BY THE ANATOLIAN MUSEUMS SON IKI YILDA yenilenme ve onarım çalışmalarını tamamlayan ‘Sinop Arkeoloji Müzesi’ ile ‘Çorum Müzesi’, ‘Avrupa Yılın Müzesi’ ödülleri için gereken kriterleri sağlayarak ödüllere adaylığını koydu. 2010’da Finlandiya’nın Tampere şehrinde verilecek 33. Avrupa Müze Forumu ödüllerine Türkiye’den ‘Sinop Arkeoloji Müzesi’ ile ‘Çorum Müzesi’ yanı sıra dört müze daha katılıyor.
BİLİYOR MUYDUNUZ? 2009 ‘Avrupa Yılın Müzesi Ödülü’nü Avusturya’daki Salzburg Müzesi alırken, İstanbul Modern Sanat Müzesi ‘Özel Ödül’e layık görüldü.
DID YOU KNOW? While the European Museum of the Year Award was presented to the Salzburg Museum in Austria, the Istanbul Modern Art Museum was honored with Special Prize.
THE SINOP ARCHAEOLOGY Museum and Çorum Museum, which completed their renovation and repair works over the last two years, were nominated for the ‘European Museum of the Year’ award By fulfilling the required criteria. With the Sinop Archeology Museum and Çorum Museum, four Turkish museums will also compete for the 33rd European Museum Forum prizes to be distributed in Tampere, Finland.
ÇANAKKALE
TAŞMEKTEP’TE SANAT TARTIŞMALARI
ART DEBATES IN TAŞMEKTEP ADATEPE TAŞMEKTEP INITIATES a new workshop to commemorate its 10th year. ‘What Will Be the Content of Art in the Changing World Order?’ will be discussed in the workshop, titled ‘Theses.’ The event will be held on 4-5 September under the coordination of Ferhat Özgür, Serhan Ada, Zerrin İren Boynudelik, Feyyaz Yaman and Kamil Fırat.
ADATEPE TAŞMEKTEP, 10. YILI vesilesiyle yeni bir atölye çalışması başlatıyor. Üst başlığı ‘Önermeler’ olan atölye çalışmasında ‘Değişen Dünya Düzeninde Sanatın İçeriği Ne Olacak?’ konusu enine boyuna tartışılacak. Atölye yürütücülüğünü Ferhat Özgür, Serhan Ada, Zerrin İren Boynudelik, Feyyaz Yaman ve Kamil Fırat’ın yaptığı etkinliğin tarihi 4 ve 5 Eylül günleri.
BİLİYOR MUYDUNUZ? ‘Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’; 2007’de Nezihe Meriç’e, 2008’de ise Tahsin Yücel’e verilmişti. Ödülün seçici kurulunda Özdemir İnce, Dilek Doltaş, İpek Ongun, Hüseyin Ferhad ve Celal Soycan var.
DID YOU KNOW? The ‘Literature Prize of the City of Mersin’ was given to Nezihe Meriç in 2007 and to Tahsin Yücel in 2008. The members of the jury were Özdemir İnce, Dilek Doltaş, İpek Ongun, Hüseyin Ferhad and Celal Soycan.
MERSİN
EDEBIYAT ÖDÜLÜ OLAN KENT, MERSIN THE CITY WITH A LITERATURE PRIZE: MERSİN MERSİN TICARET VE SANAYI Odası’nın (MTSO) düzenlediği ‘Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün üçüncüsüne Osman Şahin değer görüldü. Tam 23 öyküsü sinemaya uyarlanan Şahin’in ‘Katuna’da Dokuz Ay’ adlı son romanı geçtiğimiz günlerde Günışığı Kitaplığı’ndan çıktı.
18 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
THE THIRD ‘LITERATURE Prize of the City of Mersin’ distributed by the Mersin Chamber of Commerce and Industry was given to Osman Şahin. Honored with many national and international awards, Şahin has written 23 stories which were adapted into movies. His latest book, ‘Katuna’da Dokuz Ay’, was puplished by Günışığı Kitaplığı.
YARIŞMA / COMPETITION
ÇAY KEYFİNİN 1001 TÜRLÜ HALİ VAR 1001 ASPECTS OF TEA BLISS Amatör ve profesyonel fotoğrafçıların çay keyfini anlatan siyah-beyaz ve renkli fotoğrafları, 16. Allianz Fotoğraf Yarışması’na bekleniyor. ‘Çay keyfinin 1001 türlü hali var’ sloganıyla açılan yarışmaya son katılım tarihi 4 Eylül. Yarışma jürisinde Ara Güler, Gülnur Sözmen, Abdurrahman Antakyalı, Hasan Şenyüksel, Kamil Fırat ve Murat Germen var.
GENÇLERE FOR YOUTH Black-white and colored photos taken by amateur or professionals to describe tea bliss are invited to the 16th Allianz Photo Contest. The deadline for contest, whose slogan is ‘There are 1001 ways to enjoy tea is 4 September. The contest wil be judged by Ara Güler, Gülnur Sözmen, Abdurrrahman Antakyalı, Hasan Şenyüksel, Kamil Fırat, Murat Germen.
BİLİYOR MUYDUNUZ ? Türk filmlerinin böyle bir patlama yapacağı geçen yılki seyirci ilgisinden belliydi. Çünkü geçen sezon satılan 38 milyon 184 bin biletin yüzde 59’u, yani 22 milyon 618 bini Türk filmlerine kesilmişti.
DID YOU KNOW ? The boom in the number of Turkish movies was obvious from last year’s viewer numbers. From among 38.184.000 movie tickets sold last season, 22.618.000 tickets or 59% were for Turkish movies.
SANAT / ART
GENÇ RESSAM VE HEYKELTIRAŞLAR İZMİR’E YOUNG ARTISTS AND SCULPTORS IN İZMİR Ege Üniversitesi’nden genç ressam ve heykeltıraşlara çağrı: EgeArt Sanat Günleri kapsamındaki yarışmalı sergiye 40 yaşını aşmamış ve güzel sanatlar eğitimi almış ressam ve heykeltıraşlar bekleniyor. Sanatçılar sergiye, bireysel ve grup olarak diledikleri teknik ve malzemeyle katılabilecek.
Call for young artists and sculptors, from the Aegean University: Artists and sculptors under 40 years old and who have a fine arts education are invited to a competitive exhibition to be organized during EgeArt Art Days. Artists may participate in the exhibition personally or in groups, with works using any techniques or materials.
SİNEMA / CINEMA
EYLÜLDE TÜRK FİLMLERİ SAĞANAĞINA DİKKAT ATTENTION TO DOWNPOUR OF TURKISH MOVIES IN SEPTEMBER YAZ BOYUNCA SINEMALARDA pek çok büyük bütçeli Hollywood filmi izledik. Eylül ayıyla birlikteyse adeta bir Türk filmleri sağanağı yaşayacağız. Hazırlıkları tamamlanan yapımlar arasında ‘11’e 10 Kala’ (Pelin Esmer), Karanlıktakiler (Çağan Irmak), Kampüste Çıplak Ayaklar (Cansel Elçin) ve Köprüdekiler (Aslı Özge) var.
WE WATCHED VARIOUS big budget Hollywood movies during the summer. We will see, so to speak, a downpour of Turkish movies by September. Among the productions ready to be shown in the cinemas, there are 11’e 10 Kala (by Pelin Esmer), Karanlıktakiler (by Çağan Irmak), Kampüste Çıplak Ayaklar (by Cansel Elçin) and Köprüdekiler (by Aslı Özge).
AnadoluJet’ten size From AnadoluJet to you AnadoluJet olarak misyonumuzun genel çerçevesini de çizen bir hayalimiz var: Türkiye’de genç yaşlı demeden herkesi gökyüzü ile tanıştırmak, uçuş deneyimi yaşamalarını sağlamak. Bunu gerçekleştirmenin yolu, havayolu ile ulaşımı herkes için cazip kılacak bir fiyat seviyesi oluşturmaktan geçiyor. AnadoluJet, olarak ortaya koyduğumuz iş modeli ile bu hayali ge irmenin mutluluğunu yaşıyoruz. At AnadoluJet we have a dream that forms the general outline of our mission: introducing the skies to everyone in Turkey, both the young and the old, to give everyone the opportunity to experience flying. The way to achieve this is to have fares that are attractive to everyone. We are pleased to say that the work model we have been using gives us the opportunity to realize this dream.
20 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
PEKİ, NASIL OLUYOR da AnadoluJet sizlere uygun fiyatlar sunuyor? Bunun temelinde iki noktaya odaklanmamız yatıyor: Maliyet tasarrufu ve verimlilik… Havayolu işletmeciliği oldukça karmaşık süreçleri içerir. Bu nedenle de çok iyi bir planlama ve uygulama süreci kurgulamak ve bu süreci yönetmek gereklidir. Eğer bu yapı gerçekleştirilirse uçuşların operasyonel anlamda maliyetleri düşürülür ve bu da bilet fiyatlarına doğrudan yansır. 6 HOW CAN ANADOLUJET manage to offer such economic prices? Behind our lower fares lie the two main factors we focus on: efficiency and cost-cutting. Airline management involves complicated stages. For this reason, it is essential to have excellent planning and implication structuring, and efficient management of this p . If this plan works, then the costs of flights drop in operational terms and this in turn directly reflects on the fares. 6
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLU JET • 21
Maliyetler, bir havayolu işletmecisinin dikkat etmesi gereken en önemli konudur. Bu maliyetler içerisinde genel anlamda kontrol edilmesi güç olan bazı maliyet kalemleri olmasına karşın (örneğin yakıt fiyatları) bazı maliyet kalemleri de doğru bir planlama ile aşağı çekilebilir. Örneğin bir uçuşta ilave bir kilogram ağırlığı taşımanın maliyeti yılda 20 bin dolara kadar çıkabilir. Dolayısıyla uçağın ağırlığını azaltıcı tedbirler, yakıt kullanımının düşürülmesine ve böylece operasyonel maliyetin belirli ölçüde aşağı çekilmesine neden olur.
THY’nin 76 yıllık birikimi, teknik bakım kalitesi, güvenilir marka desteği ile dinamik markası AnadoluJet sadece ekonomik değil, güvenli ve rahat uçuş imkanı da sağlıyor. With Turkish Airlines’ 76 years of experience, technical maintenance quality, trusted brand name and many other advantages, young and dynamic AnadoluJet offers you not only economy but also safety and comfort in your flignhts.
AVANTAJLARIMIZ Maliyet tasarrufu anlamında AnadoluJet olarak birçok avantaja sahip olduğumuzu da belirtmek gerekir. Avrupa’nın önde gelen hava yolu şirketlerinden biri olan Türk Hava Yolları’nın sahip olduğu teknik ve eğitim imkânlarını kullanmak, bizlere oldukça önemli bir maliyet avantajı sağlar. Teknik bakım, bir havayolu şirketinin toplam maliyeti içerisinde yüzde 10’dan daha fazla bir paya sahiptir. Bu noktada THY Teknik AŞ’nin dünya çapındaki yetkinliğinin avantajı direkt olarak maliyetlerimize yansır. Eğitim süreçlerinde de THY’nin sahip olduğu imkânların desteği, kalifiye işgücü yetiştirme ve edinme maliyetlerimizi aşağı çeker. AnadoluJet olarak Boeing’in 737 serisi uçaklardan oluşan bir filoya sahibiz. Aynı modeldeki uçakların oluşturduğu filonun toplam bakım maliyetleri de daha uygun olur. Bu da avantajlı olduğumuz bir diğer noktadır. Bir havayolu şirketi için ağırlık her 6
Costs are among the most important factors that an airline operator must consider. Although there are certain items among expenses that are difficult to control (such as fuel prices), some cost items can be reduced by careful planning. For example, the cost of carrying an extra load of 1 kilogram can create a cost up to 20,000 USD per year. Consequently, measures taken to reduce the weight of the plane can cause reduced fuel consumption, and hence a reduction in operational costs and fares.
ADVANTAGES We have to admit that at AnadoluJet we are in a favorable position in terms of cost reduction. Using the technical and training facilities of Turkish Airlines (THY), which is one of the leading European airlines, is a major advantage. Technical maintenance has a share of more than 10% of the total costs of running an airline, and the worldwide competence of THY Teknik A.Ş. directly reflects on our costs. Similarly, the support of the staff training facilities available at THY, brings down our qualified staff training costs. At AnadoluJet, we have a fleet consisting of Boeing 737 series planes, and this is another point that we benefit from. For an airliner, weight is crucial. Consequently, it is a big cost factor. Each item that is involved in the weight of the plane can be handled separately. Services and catering during the flight are other cost centers. Many interesting details can be mentioned concerning this issue.6 06••ANADOLUJET 22 ANADOLUJET••EYLÜL EYLÜLSEPTEMBER SEPTEMBER2009 2009
şeydir. Dolayısıyla büyük bir maliyet noktasıdır aynı zamanda. Uçağın ağırlığını etkileyen her konu, maliyet tasarrufu açısından ele alınabilir. Diğer bir maliyet unsuru da uçuş sırasında sunulan hizmetler ve ikramlardır. Burada çok ilginç detaylar söz konusu olabilir. İkramlar, kendi maliyetlerinin yanı sıra ciddi lojistik maliyetleri de oluştururlar. İkramların uçağa yüklenmesi, uçakta işlemlerinin yapılması (ısıtma, soğutma gibi) ardından ikramların artıklarının toplanması gibi süreçlerin hepsi birer maliyet kalemidir. Mini ikram konsepti ile hem zaman hem de kaynak maliyeti açısından optimum noktada hizmet vermeyi sürdürüyoruz.
VERİMLİLİK İkinci önemli sacayağı olan verimliliğin özünde doğru planlama yapmak ve ilave maliyetlere yol açmamak anlayışı yatar. Bir havayolu şirketi olarak önceliğimiz, doğru destinasyonlara uygun sayıda sefer
yapmak, bu seferleri doğru biçimde koordine ederek elimizdeki filoyu en verimli biçimde kullanmaktır. Bu başarıldığında havaalanlarındaki yer hizmetlerinden bakıma dek birçok alanda oluşabilecek ilave maliyetleri önleme ve dolayısıyla sizlere uygun fiyatlar sunma şansı elde edilir. Verimlilik sağlamak için çaba gösterdiğimiz bir diğer alan da satış ve pazarlamadır. Bu alanlarda çok farklı uygulamalara imza atmaktayız. Bugün AnadoluJet ile karayolu taşıma şirketlerinin yarattığı sinerji, online servisler ile sizlere sunduğumuz kolaylıklar, yaptığımız sponsorluklar ve destekleyici faaliyetlerle birlikte satış verimliliğimizi artırmak ve uçak doluluğumuzu yükseltmek için çok önemli çabalar ortaya koyuyoruz. Bugün AnadoluJet, yüzde 80’in üzerinde doluluk oranına erişmiş ve bunun yarattığı ölçek ekonomisi faydasını sizlere daha uygun fiyatlar sunma avantajına dönüştürmüştür. 3
Catering, besides its own costs, may also lead to serious logistic price tags. Loading catering materials onto the plane, processing them in the plane (warming and cooling, etc.), serving them and collecting empty trays and containers are all separate cost items. With the mini meal package concept, we are able to continue to provide our services at optimum in terms of both time and resource costs.
EFFICIENCY The second important factor, which is efficiency, consists of correct planning and avoiding extra expenses. As an airline, our priority is to arrange flights to the right destinations to use our fleet in the most efficient way by coordinating these flights accurately. When this is successful, many additional savings can be made on extra costs in different areas, from ground services at the airports to maintenance, all of which give us opportunities to offer you better fares. Another area in which we try to be efficient is sales and marketing. We have many different applications in this field. The synergy created by the road transport companies along with AnadoluJet, our facilities offered online, our sponsorship portfolio and supporting activities are all a part of our efforts to increase our sales efficiency and the ratio of full seats on our planes. Today, Anadolujet has reached a full seat rate of over 80% and the scale economy that this has created has, in turn, been reflected on to your tickets as cheaper fares. 3
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLU JET • 23
Ansızın varılan şehir
ANKARA
The city which suddenly appears ANKARA, DOKSAN YILA yakındır Türkiye’nin başkenti. Coğrafî olarak ülkenin neredeyse ortasında yer alıyor. Böyle bir şehrin bir taraftan siyasî değişmeler ve idarî düzenlemeler, diğer taraftan hızlı nüfus hareketleri sonucu bir takım kimlik meseleleri olmasını tabiî karşılamak lâzım. Meşhur marşa göre ‘tek şehir’ olan Ankara’nın üstünlükleri ve Ankara övgüleri ders kitaplarımızda bile anlatılageldi yıllarca. Başkent Ankara genç cumhuriyetin ‘yoktan var edilen’ bir şehri olarak görüldü. Ankara’ya duyulan bu sevgi özellikle yeni nesillerde zaman zaman, başkent olmadan önce Ankara diye bir şehir yoktu izlenimini uyandırmakta. Aslında Ankara’nın mirası öyle dudak bükülebilecek cinsten bir miras değildir. Bin yıllardan süzülmüş bir birikim saklıdır bu bozkırda…
HACI BAYRAM KENDİ BANLAR... Şimdilerde ‘nostalji’ deniliyor; eskiden ‘daüssıla’, yani ‘sıla hasreti’, ‘memleket özlemi’ idi. Sıla ya da memleket sadece maddî unsurlar değil elbette. Mânevî unsurlar, kültürel varlıklar da hasret duyulan bir ‘ülke’, çünkü onları kaybettiğimizde de bir şeylerimiz eksiliyor. Bir mânada vatanımız daralıyor; hatta vatansız kalıyoruz. Esasında maddî vatanımızı anlamlı ve önemli kılan da bu manevî unsurlar. Bir Ankara daüssılasından söz etmek kolay değildir… Böyleşeylerneredeyse 6
24 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
ANKARA HAS BEEN the capital of Turkey for almost ninety years now. Geographically, it is situated close to the centre of the country. It is quite understandable that such a city, constantly going through political and administrative changes on one hand and having to cope with rapid population increases on the other, should have identity problems. For years, Ankara’s greatness was promulgated, books were filled with praises of this ‘unique city’, to use the words of the famous Ankara March. For decades Ankara was seen as a city that was ‘created from nothing’. This love for Ankara gave the impression to new generations that Ankara barely existed before the Republic. In reality, Ankara’s inheritance is not of the kind that can be disdained; it is an accumulation of civilizations strained through thousands of years.
HACI BAYRAM RECITES HIMSELF Nowadays, it is called ‘nostalgia’. Before, it used to be called ‘home sickness’ or ‘missing home’. Home is not just the hometown; it can easily be the home country. Of course, hometown or home country are not just material things. Moral elements and cultural values can also be ‘home’, because when we lose them, we start missing something. In that sense, when we lose our cultural values, our 6
MUSTAFA SOYER, GALİP KÜRKÇÜ
Ankara’nın mirası öyle dudak bükülebilecek cinsten bir miras değildir. Bin yıllardan süzülmüş bir birikimdir. Ankara’s inheritance is not of the kind that can be disdained; it is an accumulation of civilizations strained through thousands of years. D.MEHMET DOĞAN
İSA ŞİMŞEK
İstanbul’a mahsus sayılır. Büyük şairimiz Yahya Kemal Ankara’ya gelip gittiği dönemlerde bir nükte savurur: “Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşünü seviyorum!” Bir İstanbul şairi için, bir batı Osmanlısı için hoş sözdür. Anadolu şehirlerinin yeni yeni üzerinden atmaya başladığı kaç asırlık suskunluk, kendini gizleyiş… Bütün bunlar Ankara için bulabildiğim mazeretler. Mazeret olmayan ise, Ankara’nın mütevazı fakat inkâr edilemez varlığı. Şimdilerde dört milyon civarında nüfuslu bir şehir var ortada. Bu büyük şehrin nedense eski, küçük, fakat daha fazla Anadolu kokan Ankara’nın aleyhine alanlar kazandığını düşünürüm hep... İşte bu daüssıla ve geleceğin şehir kültüründe eski Ankara’nın varlığının tanınması arzusu sevk ediyor beni yazmaya. Ankara’dan konuşmaya başlayınca, bir anlamda bu şehrin dokularına sinmiş bir büyükten, ulu bir zattan bahsetmeye başlamış oluruz. Bizim şimdiye kadar yazdıklarımız eninde sonunda o büyük zata atıflar ihtiva ediyor: Hacı Bayram kendi banlar Ol şarın minaresinde
‘O şehrin minaresinde Hacı Bayram kendi seslenir...’ Bir şehrin adı pek nâdir olarak bir şahsın adı ile böylesine iç içe girmiş olabilir. Ankara’dan bahsetmek, muhakkak Hacı Bayram Veli’den söz açmayı gerektirir. Hacı Bayram’dan söz edenler ise mutlaka Ankara’dan bahsedeceklerdir. Geçmiş yüzyıllarda nüfusu elli bini pek aşmamış bir şehrin bugününü beş asır öteden bir insanın etkileyebilmesi, üzerinde dikkatle durulması gereken bir husustur. Bu insan ne bir devlet başkanı, ne bir muzaffer kumandan ve ne de servet sahibi kudretli, azametli bir bir zattır... Anadolu insanını yapan maneviyat dalgaları içinde bu Ankaralı, ekmenin ve biçmenin, yapmanın ve üretmenin, kendi emeği ile geçinmenin gösterişsiz ve nümayişsiz sembolü olarak belirir. Kendi toprağını işleyen, elinin emeği ile geçinen ve halka dağıtan bu tasavvuf ulusu, bağlılarını da ekip biçmeye, yani ziraate; yapıp etmeye, yani sanat sahibi olmaya yöneltir. Yapıcı üretici Anadolu insanını mayalayan Hacı Bayram’ın bugün kendi adıyla anılan mütevazı mescidini de kendi bağlıları ile birlikte, kerpiçten, tuğladan ve ahşaptan inşa ediverdiği bilinir. 6
Türk Hava Yolları’nın İstanbul’dan ve İzmir’den Ankara’ya haftanın her günü çok sayıda karşılıklı uçuşu bulunuyor. Turkish Airlines flies round trip to Ankara from İstanbul and İzmir.
26 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
1 Hacıbayram Camii,
Kanunî devrinde Mimar Sinan eliyle yeniden yapılmış bu şekliyle bile çok büyük bir yapı sayılmaz. Onun bitişiğindeki Augustus Mabedi ihtişamıyla kendini hissettirir. Hacıbayram Mosque is not big enough, even with its final version that had been re-built by Mimar Sinan during Kanuni period. However, the Augustus Mabedi just near it has a glorious presence over its visitors. 2 Aleaddin Camii’nin
sekiz asırlık minberi. Bu ahşap nadir eser Vakıflar tarafından yapılan son onarımdan sonra cam mahfaza ile korunuyor. Alaaddin Mosque’s eight century old minbar. This rare wooden piece is protected with a glass case after the last restoration done by Vakıflar.
1
2
KADİM KALE
˝ Ankara Kalesi’nin inşa
home gets smaller and we have – as it were - nowhere to live. In fact, what makes our material country important and what makes it valuable are these moral and cultural elements.
tarihi kesin olarak bilinmiyor. Ancak Hititler tarafından yapıldığı sanılıyor. Kale, Romalılar, Bizanslılar ve Selçuklular dönemlerinde birçok kez onarıldı.
It is not easy to talk about feeling homesick for Ankara. It has always been considered that such emotions can only be prompted by Istanbul. During period in which he used to commute between Istanbul and Ankara, our great poet Yahya Kemal remarked: “What I like best about Ankara is returning to Istanbul!” This is a pleasant witticism from an Istanbul poet, and a Western Ottoman.
ANCIENT CASTLE
For centuries Anatolian cities have been calm and quiet but recently there has been an obvious awakening in these cities. This regional silence could have been excused for Ankara’s similar silence, but what cannot be excused is the denial of the modest presence of Ankara.
˝ The exact date on Ankara Castle was built is still unknown. The castle had been restored by Romans, Byzantines and Selçuklus.
2
Nowadays, Ankara is a big city with a population of four million. I don’t know why, but I always tend to think that the big city has gained ground against the old, small, Anatolian scented Ankara. It is this homesickness and my desire for the general acceptance of the old Ankara that is pushing me to write. By talking about Ankara, in a sense, we start talking about a big holy figure, who is in every way part of each cell of the city. What we have written so far, sooner or later addresses this great person: Hacı Bayram kendi banlar Ol şarın minaresınde . . . ‘In the old town’s minaret, Hacı Bayram recites himself …’ It is rare that a city is so intertwined with the name of one person and . Talking about Ankara requires a definite mention of Hacı Bayram Veli’s name. Those who mention Hacı Bayram will definitely mention Ankara, too. It is remarkable that a person from a city, whose population never rose above fifty thousand, can still influence people five hundred years later. This person was neither a head of state, nor a glorious commander, nor a wealthy and powerful man. This man from Ankara became a symbol of how a man should be, planting and ploughing, building and producing, with the typical modesty of Anatolian people. This holy person who earned his own bread from the fields that he ploughed and 6
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 27
Ankara’yı gezmeye Hacıbayram’dan başlayanlar, o büyük velinin tevazu ile ortaya koyduğu mescitle, kadim Roma pagan kültürünün ihtişamlı Augustus mabedini yan yana seyrederler. Şehri tanımaya Hacıbayram’dan başlayanlara, o büyük veli, tevazu ile ortaya koyduğu mescidinden, yüzyıllar öncesinden seslenir: Nagehan ol şara vardım Ol şarı yapılır gördüm Ben dahi bile yapıldım Taş ü toprak arasında Ansızın o şehre vardım/O şehri yapılır gördüm/Ben dahi bile yapıldım/ Taş ve toprak arasında.... Şehir yapılırken insanın da yapılması… Yapma, kurma fiilinin aynı zamanda manevî bir kimlik oluşturma anlamına geldiğini ne güzel, ne basitçe ve samimi bir tarzda ifade ediyor o veli şair. Şunu da söylüyor ayrıca: Hacı Bayram kendi banlar Ol şarın minaresinde... Hacı Bayram kendi seslenir, ezan okur o şehrin minaresinde...
ANKARA’NIN SELÂTİN CAMİSİ Selatin, ‘sultan’ kelimesinin çokluk şeklidir, yani ‘sultanlar’ demektir. ‘Selatin camii’ ise sultanlara ait camii... Ankara’da bir selâtin camii bulunabileceği çoğu kimsenin aklından bile geçmez. Ama vardır. ‘Alaeddin Camii’ İç Hisarda, Kale içinde kıble duvarı surlarla bitişmiş, sur içinin nüfusu düşünülürse, hayli büyük, dolayısıyla ‘sultanî’ bir camidir. İç kaledeki bu büyük camii hem iç kale kapısının muhafızlığını yapar, hem de surlar arasından gösterdiği minaresiyle 1198 yılından beri Ankara tarihinin şahitliğini... Cumaları Ankara camilerini dolaşır, her birinde farklı hava, farklı tadlar bulurken, Alaeddin Camii -belki de ziyaretimiz bir yaz gününe rastladığı için- üzerimizde bambaşka bir tesir uyandırmıştır. Sıcak bir cuma günü, basık Ankara caddelerinin tabahhur ettirici hararetinden kaçıp Hisar’a yükseldikten sonra orada serin rüzgârların ferahlığı içinde buluvermiştik kendimizi. Bir seki üzerinde, ufku geniş bu yapı bizi bir hayli etkilemişti.
28 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
BAŞKENT PARKLARI
˝ Ankara’da kent duygusundan uzaklaşıp kendinizi doğanın kollarına bırakabileceğiniz parklar bulunuyor: Kuğulu Park, Göksu Parkı, Gençlik Parkı… Alternatif arayanlar için Atatürk Orman Çiftliği. PARKS OF THE CAPITAL
˝ Ankara has many parks that let you escape the chaos of the city; Kuğulu Park, Göksu Park, Gençlik Park... Atatürk Orman Çiftliği is also an alternative .
Ankara, başkenti Konya olan Selçuklu için de önemli bir merkezdir. Burada zaman zaman Selçuklu şehzadelerinin oturduğu anlaşılmaktadır. Şimdi bizim Alaeddin Camii olarak bildiğimiz camii de gerçekten bir Selçuklu sultanının Ankara’da şehzade olarak ikameti sırasında yapılmıştır. Fakat bu sultanın adı Alaeddin değil, Mes’ut’dur. Bu camiye buna rağmen neden Alaeddin Camii denilmiştir, doğrusu onu bilemiyorum. Aleaddin Camii ki defalarca onarılmış, defalarca yeniden yapılmıştır. Hatta bu arada tahminlere göre biraz yer de değiştirmiştir. Yine de bu ferah, aydınlık ve ufku geniş camiin içinde bulunan bir şey vardır ki, sizi heyecanlandırır, hayrete düşürür. Bu dehşetengiz sanat eseri, camiin Selçuklulardan kalma tek aslî unsuru olan minberidir...
1 2
Alaeddin Camii cevizden çakma kündekârî tekniği ile yapılmış olan minberi hem çok eskidir, hem de bütün büyük sanat eserleri gibi ter ü taze. Bugünün sanatçısı o minberin tekniğini, işlemelerini, motiflerini, hatlarını inceleyerek günlerini harcayabilir. Bana bu minber, Alaeddin Camii’nin hafızasıymış gibi gelir. Bir an, bu minberin bugüne kadar, yani yüzlerce yıl, bu camide namaz kılan müminlere şahitlik ettiğini düşünürüm. Sayısı binler, onbinler belki de yüzbinler tutar bu cemaatin. Bizden öncekilerin dualarına şâhit olan minberin, bizden sonrakilerin de dualarına şâhit olacağı aklımdan geçer. Böylece bu camiin cemaati olmanın anlamı bir başka olur gözümde.
ESKİ ANKARA’NIN EN BÜYÜK CAMİİ Alaeddin Camii, yine de eski Ankara’nın en büyük camii değildir. Büyük camiler, hangi şehrimizde olursa olsun, padişahlar, beyler, paşalar tarafından yaptırılmıştır. Belki de tek istisna, Ankara’dır. Ankara’nın en büyük camiini bir ahî şeyhi yaptırmıştır. Şimdi ‘Aslanhane
Camii’ olarak söylenen ahşap direkli ve örtmeli bu cami, Ankara’nın mimarisini doğrudan Türkistan’a bağlar. Gerçek bir ulu cami olmak yanında, çini mozaik mihrabı, kündekarî ahşap minberi ve tavan örtü sistemi ile güzelliğini ve mimarî değerini de kabul ettirir. Camiin banisi, Ahi Şerefeddin’dir. Caminin kuzey cihetinde türbesi vardır. Kimdir bu Ahi Şerefeddin? 6
•
Ankara tarihinin 1 izlerini cumbalı evlerin arasından geçen dar sokaklarda arayın. • Look for the traces of Ankara’s history in the alleys between houses with oriels. Tarihi Ankara’yı 2 gezmek için Hamamönü ideal bir başlangıç noktası. Hamamönü is an ideal point to start a historical tour of Ankara.
Sultans’ Mosque. No one could even imagine that there might be a mosque for Sultans in Ankara, but there is. Alaeddin Mosque on the other hand is in İç Hisar (Inside the Walls), its south wall adjoining the castle walls. When the population of İç Hisar is considered, it is truly a gigantic mosque; it is a mosque for a Sultan. This magnificent mosque has guarded the castle gates and witnessed the history of Ankara with its minaret popping up through the castle walls since 1198. While visiting mosques on Fridays and experiencing different pleasures in each one of them, Alaeddin mosque struck us as different. Perhaps because it was a very hot day. On a scalding Friday, escaping from the bustle of the Ankara roads, we were refreshed by the breeze while climbing up to the castle. How tremendously affected we were by the breeze, the relief, and the beauty of the spacious building aloft! Ankara was an important centre for the Seljuks, whose capital was Konya. It is understood that the Seljuk royal heirs lived in Ankara from time to time. The mosque which we now know as Alaeddin Mosque was built by one of these heirs during his stay in Ankara. The name of this Sultan was not Alaeddin, but Mesud. Why this mosque was called Alaeddin, and not Mesud, frankly, I do not know. Alaeddin mosque was repaired and re-built several times. It is also understood that its place was changed more than once. Still there is something exciting about this spacious and bright mosque and its grand view. The only remaining Seljuk part of this gracious mosque is its pulpit.
who distributed anything above his meagre needs to other people, who lead his followers to plough their own lands and to learn arts and crafts. Hacı Bayram was known to have shown every effort to encourage his followers to be productive. It is also known that the modest mosque which today bears his name was built by Hacı Bayram and his followers, from bricks, stone and wood. Those who start their tour of Ankara from Hacı Bayram see a magnificent sanctuary of the late Pagan Roman era. The great man addresses us from his modest mosque, with words that are centuries-old: Nagehan ol şara yardım Or şarı yapılır gördum Ben dahi bile yapıldım Taş ü Toprak arasında Help immediately came to that town /I watched that town when it was built/Even I was built/Between stone and soil Building a man while a town is being built…How beautifully, profoundly and sincerely the poet is expressing the meaning of construction as the formation of a spiritual identity! He continues; Hacı Bayram kendi banlar Ol şarın minaresinde... Hacı Bayram recites himself, / from that town’s minaret
SELÂTIN MOSQUE OF ANKARA Selâtin is plural for ‘sultan’, meaning ‘sultans’. ‘Selatin Mosque’, then, means
This hand engraved walnut pulpit is both very old, and a work of art in mint condition. Today’s craftsmen and artists can spend days trying to understand the construction technique, the engravings, designs and lines of this pulpit. I feel as though this pulpit is the mosque’s memory. I think of the pulpit witnessing believers praying in this mosque for hundreds of years. Their number must reach tens, may be hundreds of thousands. I think of the pulpit as witnessing the prayers of all the people that prayed before and of all those that are going to pray in the future. Being among the community of such a mosque has a different meaning for me.
THE BIGGEST MOSQUE IN OLD ANKARA Still, Alaeddin Camii is not the biggest mosque in Ankara. The big mosques, no matter which city they is in, were built by emperors, aghas and pashas. Perhaps the only exception is in Ankara. The biggest old mosque in Ankara was built by an Ahi Sheikh. This covered mosque, which is constructed around four wooden pillars and is called the ‘Aslanhane Mosque’, connects Ankara to Turkistan, architecturally. Besides its huge size, its ceramic tiled altar, engraved wooden pulpit and roofing system add to the architectural value of the mosque. The person who had this mosque built was Ahi Şerafeddin, whose tomb lies in the north side. Who was this Ahi Şerafeddin? History books say that after the collapse of the Seljuks, Ankara was for a period independent of any Beyliks. This mosque was built in that period, which is regarded as the ‘Ahi Republic’.
THE CONQUERING OF ISTANBUL AND ANKARA Ankara had connections with İstanbul before its Ottoman and later had it registered Müderris (Professor) Numan from Ankara, after meeting Sheikh Hamidüddin (Somuncu Baba), was named ‘Bayram’. After making his pilgrimage with his Sheikh, he was named ‘Hacı Bayram’. His awakening breath is felt in Ankara, which is one of the Ahis’ own. He was the follower of two grand spiritual ways: through his practices, the Nakşibendi and Halveti ways turn into the Bayramiye way. The era was that of Murat II. The number of Hacı Bayram’s followers increased together with his fame. Those who could not cope with his spiritual powers sent a 6
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 29
Hani tarihlerimizde, Ankara’nın Selçuklu sonrasında bir süre hiçbir beyliğe tabi olmadan kendi kendini idare ettiğinden bahsedilir ya, işte o dönemde, yani ‘Ahî cumhuriyeti’ olarak nitelenen devirde yapılmıştır.
(Akşemseddin) müyesser olacak!’ Hacı Bayram böyle söylerken sadece uzak görüşlü mü idi? Yoksa, aynı zamanda çocuk Sultan Mehmed’e ve müridi Akşemseddin’e hedef mi gösteriyordu?
İSTANBUL’UN FETHİ VE ANKARA
CAN İÇİNDE ARA CANI
Ankara İstanbulla ilgisini, fetih öncesinde kurar, Fetih’le tescil ettirir. Ankaralı Müderris Numan, Şeyh Hamidüddin (Somuncu Baba) ile tanıştıktan sonra ‘Bayram’dır artık. Şeyhiyle birlikte hacca gittikten sonra da ‘Hacı Bayram’. Ahiliğin merkezlerinden Ankara’da onunu diriltici nefesi hissedilir. İki büyük yolun takipçisidir. Nakşıbendi yolu ile Halveti yolu onun uygulamalarıyla Bayramiye yolu olarak birleşir. Devir İkinci Murat devridir. Hacı Bayram’ın ünü ile birlikte bağlıları da çoğalır. Bu mânevî otoritenin gücünü çekemeyenler 2. Murad’a haberler gönderirler, ‘Bu şeyhin gözü saltanattadır’ diye. 2. Murad Fetret Devrini yaşamıştır. Yeni bir fitnenin ürküntüsünü duyması âdeta imkansızdır bu yüzden. Sultan, Hacı Bayram’ın Edirne’ye, yani o zaman Osmanlı devletinin başkenti olan şehre getirilmesini arzu eder. Niyeti bu zatın ne idiğini gözleriyle görmek, ölçüp biçerek, tartarak bizzat karar vermektir. Hacı Bayram Hünkâr’ın huzuruna çıkarılır. Padişah onun dünyevî bir saltanat dâvasında olmadığını anlamakta güçlük çekmez. Hacı Bayram Edirne’de 2. Murad’ın yaptırdığı Muradiye camiinde ve Eski Cami’de vaaz eder. Padişah artık onun mânevî gücünden emindir. Bütün Osmanoğlularının içini kavuran arzuyu ona soru olarak yöneltir: ‘İstanbul’u fetheylemek kendisine müyesser olacak mıdır?’ Bir, iki, üç… Israr eder. Bu soru manevi gücünden emin olunan bir zata sorulduğu kadar, Anadolu’nun nabzını tutan bir halk önderine yöneltilmiştir. Hacı Bayram, âdeta o zamana kadar maddî ve manevi yapılışlar içinde olan Anadolu’nun güç durumunu gözden geçirdikten sonra, bu yapılışın gelecek merhalesi hakkında fikrini söyler: ‘İstanbul’u almak oğlunuz Mehemmed’le bizim Köse’ye
30 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
Ankaralı Hacı Bayram, sır sahibi velî ‘Feth’in de sırrına ermiş miydi? Menkıbeler onun bir sırra erdiğini söyler. Hacı Bayram nice fetihlerin, insan ölçeğinde ya da eşya ölçeğinde nice dönüşümlerin sırrını kavramış olmalıdır. Onun nice sert tabiatlı kişiyi muma döndürüp kalıba döktüğü anlatılır. Akşemseddin de bunlardandır… Fatih Mehmed’le birlikte onun Hocası Akşemseddin’den bahsetmemek, bir fetih kadrosunu yok saymak anlamına gelir. Bir Hacı Bayram müridi (sonra halifesi) olan Akşemseddin, İstanbul fethinin silahlı kadrosu yanında başka bir kadrosu daha olduğunu, bu kadronun askerî kadronun uzun süren beden eğitimi çalışmaları gibi, uzun bir ruh terbiyesi ve maneviyat eğitimi ile yetiştiğini hatırlatmalıdır. Hacı Bayram, küçük Mehmed’e fetih müjdesi vermekle kalmaz, fethin manevî kadrosunu da bir ordu yetiştirircesine yetiştirmeye başlar. Fatih’in mübarek ordusunda Akşemseddin Hacı Bayram bağlısı olarak tek değildir. Şimdi her biri İstanbul’un bir semtine adını veren Akbıyık Sultan ve Molla Zeyrek gibi çok bilinen isimler de Hacı Bayram’ın ocağındandır. Ya bilinmeyen veya az bilinen isimler? Feth’in Bayramilerden oluşan ve 20 bin kişiyi bulduğu söylenen isimsiz dervişler ordusu... Hacı Bayram Veli, kendi küçük mütevazı mescidini taştan tuğladan ve kerpiçten kurarken, bütün yapılışların fethedişlerin sırlarını da birlikte örer. Ve taşı taşın üstüne koydukça, tuğlaları yan yana dizdikçe, kerpiç bedenleri yükselttikçe fetih örgüsünün ilmikleri atılır durur. Hacı Bayram, ömrünün ahirinde, Sultan Murad’a böyle bir fetih kadrosunun sözünü veremez. Ama oğlunun hakanlık devrine müntesiplerinin bir ordu hazırlayabileceğine güvenmektedir. Fetih Mehmed Han’a ve ordusuna müyesser olur…3
Ankaralı, ekmenin ve biçmenin, yapmanın ve üretmenin, kendi emeği ile geçinmenin gösterişsiz ve nümayişsiz sembolü olarak belirir.
People of Ankara who earned his own bread from the fields that he ploughed and who distributed anything above his meagre needs to other people, lead his followers to plough their own lands and to learn arts and crafts.
message to Sultan Murad II saying that ‘this Sheikh has an eye on the throne’. Murad II had just lived through a period of turmoil. It was not possible for him risk a second one. For that reason, he asked Hacı Bayram to be brought to Edirne, which was then the capital of the Empire. His purpose was to see with his own eyes what this man did, measure him up and make a decision for himself. Hacı Bayram was accepted at court. The Sultan did not have difficulty in realizing that this man had no earthly ruling ambitions. Hacı Bayram started to give speeches in the Muradiye Mosque, built by Murad II and in the Old Mosque. The Sultan was now sure of Haci Bayram’s spiritual powers. He asked him the question which all Ottoman Sultans had asked: Would he be able to conquer İstanbul? Once, twice, three times he asked, he kept insisting. This question was addressed not only to a spiritual leader whose powers were unquestionable, but also to a leader who kept in close contact with his people. Hacı Bayram, after analysing the structure of Anatolia and the existing material and spiritual powers in the land, expressed his thoughts: ‘The honor of conquering İstanbul will be Mehmed’s and of our baby-faced one (Akşemseddin) here. Saying this, was Hacı Bayram too far sighted? Or, was he pointing at Sultan Mehmed, who was then a child?
SEARCH FOR THE SOUL WITHIN THE SOUL Had Hacı Bayram of Ankara, the holy man with spiritual powers, really attained the secret of victory?
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? ˝ Ankara keçisinin meşhur yününün yumuşaklığını havadaki iyot dengesinden aldığını; el zanaatları ve hediyelik eşyaların sergilendiği Samanpazarı’nın, başkentin en eski yerleşim yerlerinden biri olduğunu biliyor muydunuz? DID YOU KNOW?
˝ The wool derived from the renowned Ankara goat gets its soft touch from the iodine in the air; Samanpazarı where the souvenirs and crafted goods marketed is one of the oldest residential area of Ankara.
The myth goes that he did. Hacı Bayram should have attained the secrets of several conquests, and of many human or material transformations. It is told that he changed many tough characters into kind hearted people. Akşemseddin was one of them. Not mentioning Akşemseddin while talking about Fatih Mehmed (the Conqueror) would be like ignoring a whole army of conquerors. Hacı Bayram and his follower (later his Khalif) Akşemseddin remind us that during the conquest, there was another squad of people, besides the armed forces. Like the training of these armed forces, the training of this special squad took many years: years of spiritual training and cleansing. Hacı Bayram not only gave the good news of a future victory to little Mehmed, but started preparing the spiritualist squad for it as well. In the holy army of Fatih, Akşemseddin was not the only follower of Hacı Bayram. Well known names such as Akbıyık Sultan and Molla Zeyrek, whose names were later given to several districts in İstanbul were from Hacı Bayram’s dervish lodge. How about those whose names are not known at all? The 20 thousand strong army of dervishes, specially organized and prepared for the conquest consisted of Bayramis (followers of Hacı Bayram) Hacı Bayram Veli, while constructing his modest mosque, laying bricks and cobs, laid down the secrets of conquests and structures. And as he put bricks and cobs side by side and on top of each other, the knots of conquest were also secured. Hacı Bayram could not promise Sultan Murad an army of conquerors, but he believed that his followers might have prepared an army for Murad’s son. The honor of victory was Fatih Sultan Mehmed Han’s and that of his armies. 3
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 31
Anadolu kulüplerinin yükselişi The rise of Anatolian soccer clubs TÜRKİYE, GERÇEKTEN DE KENDİNE özgü yanları belirgin olan, pek çok durumun evrensel ölçülere göre açıklanması kolay olmayan bir ülke. En kaotik ortamların bir anda istikrar abidesine dönüşebilmesi ya da her şeyin yerli yerinde olduğunu düşündüğümüz başka bir yerde yıkıcı bir çalkantı çıkması, o ana kadar bildiklerimizin yanlış olduğunu düşündürebiliyor bizlere. Futbolda olup bitenler de bunun dışında değil. Anadolu’da futbolun ve takımların başarısını değerlendirmek için elinizdeki verilere ve sonuçlarına baktığınızda, olup biteni akılcı bir yaklaşımla açıklamak pek kolay olmaz. Bir yerde yaşanan olumlu gelişmelerle ilgili etkenleri değerlendirmeye çalıştığınızda, başka bir yerde bunun tam tersi etkenlerin varlığını görebilirsiniz. İki takımın da başarı yolunda ilerlemeleri, durumu açıklama yönünden sizi şaşkına çevirir. Örneğin, futbolun gerçeklerine, akla, mantığa uygun nedenlerle en başarılı olması gereken Anadolu takımlarından biri Gençlerbirliği. 6
32 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
TURKEY HAS QUITE DISTINCTIVE characteristics and these cannot be understood by treating it like any other country. In Turkey, the most chaotic social and economic conditions can suddenly become stable. When we think everything is at a standstill, we can wake up in the morning with the news of disastrous events. And such experiences can make us think that we may actually have been mistaken about what, up until then, we thought we knew. This is the case for what happens in soccer. When we have a look at the available data and match outcomes in order to try to evaluate the success of Anatolian soccer teams, we see that it is not easy to rationally explain what happens. When you try to analyze the factors bringing success to a team, you can see that another team is quite successful due to precisely the contrary factors. Trying to find a sensible explanation for their success can be a painful process. For example, Gençlerbirliği should be the most successful Anatolian team based on the realities and rationality of soccer, 6
Son 10 yılda iş dünyasında kendini göstermeye başlayan dönüşüm, ‘Anadolu Kaplanlarının yükselişi’ olarak adlandırılıyor. Aynı durum son iki sezon için futbolda da geçerli. The evolutionary process of Turkish business life in the last decade is known as ‘the rise of the Anatolian Tigers.’ The same applies for the Anatolian soccer teams over the last two seasons. AHMET ÇAKIR
ZMS
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 09
Çünkü başarı için en gerekli etken olarak görülen para, bu kulüpte mevcut. Öteki bütün kulüpler borç batağı içinde yüzerken, Gençlerbirliği’nin kasası ağzına kadar para doludur. Gençlerbirliği’nin tesis açısından da hemen hiçbir sorunu yok. Hatta tesisleri örnek gösterilecek bir düzeyde. Önemli Avrupa kulüpleriyle bile kıyaslanabilecek imkânlara sahip. Bu kulüpte müthiş bir yönetim istikrarı da var. İlhan Cavcav tam 30 yılı bulan yöneticilik deneyimiyle, Türk futbolunda başarıya nasıl gidilebileceğini en iyi bilen yönetici olarak gösterilir. Taraftar azlığı gibi elbette ki görmezden gelinemeyecek bir sorunun yanında, sahip olduğu bir yığın olumlu etkene karşın, Gençlerbirliği geçen sezon küme düşmekten son anda kurtulabildi. Ama bu kurtuluş kendi becerisiyle değil, son hafta maçında Antalyaspor’un Ankaragücü’nü 1-0 yenmesi ve bunun sonucu olarak ‘üçlü averaj hesaplarının’ tabloyu değiştirmesiyle gerçekleşti.
ÖNEMLİ OLAN KURUMSALLAŞMA Gençlerbirliği örneği, ileride sık sık karşılaşacağımız çelişkili durumları ve kaotik ortamı iyi anlayabilmemiz için çok işimize yarayacak. Bunun dışında elbette ki son yıllarda bir yığın olumlu gelişme futbolumuzun daha bir derlenip toparlanmasına ve bazı Anadolu kulüplerinin de bundan yararlanmasına imkân verdi. Bunlar içinde en önemlisi, kulüplerin temel gelir kaynağı olan televizyon naklen yayınlarından elde edilen gelirin daha adaletli biçimde bölüşülmeye başlanmış olmasıdır. Eskiden bu konuda 4 büyüklerin ezici bir egemenliği vardı. Şimdi bu durum
34 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
değişti. Anadolu kulüplerinin kasasına daha çok para girmeye başladı. Yaklaşık 10 yıl öncesine kadar bazı kulüplerin başına, iş durumu ve mali kaynaklarıyla hukuki yönden tartışmalı isimler, yönetici olarak gelebiliyorlardı. Dünyadaki birtakım gelişmelerin paralelinde Türkiye’de de futboldaki bu tür risklere karşı yürütülen mücadele belli bazı sonuçlara ulaştı. Henüz istenen noktanın epeyce uzağında da olsa artık kulüplerin başına tartışmalı isimlerin getirilemediğini görüyoruz, biliyoruz. Yine Anadolu kulüplerinin büyük bir bölümü, başka açılardan da iyi yönetilmiyordu. Transferi nasıl yapacaklarını, kulübün farklı işlerini nasıl yürüteceklerini, gelirlerini nasıl artıracaklarını pek bilmiyorlardı. Bunların yerine, kendi ellerini ceplerine atarak bütün açıkları kapatmaları bekleniyordu. Şimdi bu durum değişti. Örneğin, son dönemin en başarılı kulüp başkanı olarak gösterilen Mecnun Odyakmaz’ın parası yok ama kulübün daha iyi nasıl yönetileceğini iyi bildiği ortada. Hatta teknik direktör Bülent Uygun’un olağanüstü rolünü de dikkate alarak, Anadolu’da iki doğru adamın bir kulübü nerelere getirebileceğini Sivasspor örneğinde çok iyi anladığımızı söyleyebiliriz. Tabii bu noktada “Onlar gittikten sonra ne olacak?” sorusunu sormamak da elde değil. Yani sadece Sivasspor’da değil genel olarak Anadolu futbolundaki kesin bir yükselişten söz edebilmek için olayın ‘kurumsallaşma’ boyutunda da önemli adımlar atılması gerekiyor. Bu konuda en ileri noktada Kayserispor görünüyor. Kayserispor, önce Süleyman Hurma ile başlattığı genel menajer ya da bugün öteki kulüplerdeki yaygın adıyla sportif direktör uygulamasıyla mesafe aldı. Geçen sezon stadının da 6
because the club has a lot of money which is seen as the key to success in the field . While other clubs are up to their ears in debt, Gençlerbirliği’s rich in resources. Gençlerbirliği also has no big problem with its facilities. In fact its facilities are very good. The club has resources comparable to the European clubs, as well as an exemplary administrative stability. İlhan Cavcav, who has had more than 30 years of experience in administration, is seen as the best leader in terms of anticipating how to be successful in the Turkish league. The club is suffering from a scarcity of supporters and this is of course a big problem. In spite of its many advantages, Gençlerbirliği was relegated at the very last moment last year, but it has now been reinstated: and the club did not do it by itself. It was able to stay in the main league because the big picture was changed by “triple average calculations” after Antalyaspor defeated Ankaragücü 1-0.
INSTITUTIONALIZATION IS THE KEY The example of Gençlerbirliği will be very helpful for us to be able to understand the paradoxes and chaotic events and details that we will see. Besides, a series of positive developments have enabled Turkish soccer, specifically some Anatolian clubs to tidy up. The most important positive development is that the revenues coming from TV live broadcasts, which are the main revenue of soccer clubs, are now distributed more equally. The Big Four (namely, Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe and Trabzonspor) were very dominant regarding these revenues
in the past. Now it has all changed. More money flows in to the Anatolian clubs. Up until the end of the last decade, some of the clubs were run by people who had problems because of their poor business and financial conduct. In parallel to world-wide efforts, good examples and patterns of accountability, significant steps are being taken to fight against such elements. Although we are still far from the ideal point, we all see and know that notorious people do not run the clubs anymore. Most of the Anatolian clubs have suffered from further problems that stemmed from bad administration. Their administration did not know how to make soccer player transfers, how to execute other operations or how to increase the revenues. They were expected to solve all financial problems with their own money. Now this has changed. For example, Mecnun Odyakmaz, who has recently been hailed as one the best club presidents, has no money but he really knows how to manage a soccer of club. Considering the great contributions of its coach Bülent Uygun, we can say that Sivasspor is a noteworthy example indicating just how successful an Anatolian club can be, thanks to the placement of two men who are right for the job. Here, we cannot help asking: “What will happen when they leave?” Significant steps must be taken in the road to ‘institutionalization’ so that we can confidently talk about a real rise of not only Sivasspor but also of Anatolian soccer as a whole. Kayserispor seems to be the best club in terms of institutionalization. The club progressed with its application to hire a general manager, known as the “sports director” in other clubs, initiated by Süleyman Hurma. Kayserispor completed the construction of its stadium last year and now it has the potential to be well ahead of other Anatolian clubs. We all expect higher scores and a string of successes from the club. Kayserispor’s stadium construction has also been something of a pioneering move, and many Anatolian clubs are now constructing their own stadiums.
SCORES ARE CHANGING In fact, the most important development indicating the rise of Anatolian soccer in the last two seasons was the series of victories won against the Big Three (Beşiktaş, Galatasaray and Fenerbahçe). When Anatolian clubs were to play in the Şükrü Saraçoğlu, Ali Sami Yen and İnönü stadiums, everyone knew about their defeats beforehand and these matches’ scores were not more than a loose record in the past. However, in the last two seasons Anatolian clubs have played and won incredible matches in Istanbul. For example, Ankaraspor and Sivasspor were successful against Beşiktaş. Fenerbahçe was thoroughly defeated by Kayserispor. Galatasaray let in five goals from the relegated Kocaelispor and was defeated by Eskişehirspor who were playing with only 10 players. And all of these were amazing games, too. The most vivid part of this story of Anatolia’s ‘rise’ in the last season was that the fight for championship continued until its last week, with two Anatolian teams in running. Trabzonspor got very close to its championship target after more than two decades, and Sivasspor almost became the 5th champion of the Super League. Yet, there is a paradox that needs to be considered here. 6
YOLU ‘ES ES’LER AÇTI ES-ES LED THE WAY ˝ Anadolu takımları arasında en başarılısı elbette ki Trabzonspor. Bordo Mavili ekip 1970’lerin ikinci yarısıyla 1980’lerin başında Türk futbolunda fırtına gibi esti ve 6 şampiyonluğun yanısıra çok sayıda kupa kazandı, Avrupa başarılarına imza attı. Ancak bugün Trabzonspor, bir Anadolu takımı sayılmaktan çok 4 Büyükler kapsamında yer alır gibi... O nedenle, öteki Anadolu takımlarının Süper Ligdeki başarılarına bir göz atmakta yarar var. Hedefe en çok yaklaşan ekip Eskişehirspor olmuştu. Ligin ilk 3 sırasını uzun yıllar 3 Büyükler oluştururken, 1968-69’da Es Es’ler şampiyon Galatasaray’ın sadece 3 puan gerisinde ikinci sıradaydı. Bir sonraki sezon Eskişehirspor yine 2.likteki yerini korudu. Özellikle Nihat-Fethi-Önder forvetiyle fırtına gibi esen Kırmızı Siyahlılar 1970-71’de 4.lüğe geriledi ama bir sonraki sezon tekrar 2.sıraya çıktı. 1972-73 ve 1973-74’te 3’üncülükle en uzun süre zirve mücadelesi veren Anadolu takımı oldu. 1975-76’dan itibaren yerini Trabzonspor’a bırakıp sahneden çekildi. Göztepe ve Altay’ın ilk sıralarda yer alma başarılarının yanında 1980-81’de Adanaspor’un 2’nciliği, 1985-86 ve 1986-87’de Samsunspor’un 3’üncülüğü, ertesi sezon Malatyaspor’un 3’üncülüğü, Samsunspor’un 4.lüğü hiç yabana atılmayacak başarılardı. Bursaspor, Zonguldakspor, Boluspor, Gaziantepspor çeşitli dönemlerde ilk 3’ü zorlayan ve 4.lükten aşağı düşmeyen takımlar oldu. By far, the most successful Anatolian team is Trabzonspor. The claret and blue team stormed Turkish soccer between the second half of the 1970s and the early 1980s. It won six championships as well as many cups, and was also very successful in Europe. Trabzonspor is seen as one of the Big Four rather than as an Anatolian team. In order to understand this, we should examine the Super League successes of other Anatolian teams: Before the rise of Trabzonspor, the Anatolian team that got closest to the championship was Eskişehirspor. “Es Es” while the first three ranks had been held by the Big Three for years, in the 1968-1969 season came 2nd after Galatasaray with just a 3 point difference. It came 2nd again in the following season. The red and black team, which stormed the league with a great striker trio comprised of Nihat, Fethi and Önder, was down to 4th rank in the 1970-71 season, but it came 2nd again in the following season. It became the longest-running serious competitor for the championship by completing the seasons of 1972-73 and 1973-74 in the 3rd rank. Eskişehirspor left the stage to Trabzonspor after the 1975-76 season. In addition to Göztepe’s and Altay’s first rank experiences, we cannot deny the great successes of Adanaspor, which came 2nd in the 1980-81 season, Samsunspor, which came 3rd in the 1985-86 and 1986-87 seasons, and Malatyaspor and again Samsunspor, which came respectively 3rd and 4th in the 1987-88 season. Bursaspor, Zonguldakspor, Boluspor and Gaziantepspor also pushed for the 3rd rank and they have come 4th on a number of occasions.
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 35
tamamlanmasıyla, bütün öteki Anadolu takımlarına büyük fark atabilecek noktaya geldi. Bundan sonra artık onlardan daha büyük saha sonuçları ve sürekli başarı bekleniyor. Kayseri’nin bu noktada öncülük yaptığını da görüyoruz. Başka pek çok kentte stat yapımı konusunda çabalar sürüyor.
Tabii bu noktada pek fark edilemeyen bir şans faktörünün ortaya çıktığını söylemek mümkündü. Öteki Anadolu takımlarının Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’a kaybettirdikleri olağanüstü puanlar, Trabzonspor’la Sivasspor’un sonuna kadar yarışın içinde kalmalarını sağlamıştı.
SKORLAR DEĞİŞİRKEN
KENTİNDE BİRİNCİ OLMAK
Aslında geride bıraktığımız iki sezonda Anadolu futbolunun yükselişi olarak nitelendirilebilecek en önemli gelişme, 3 büyükler karşısında elde edilen galibiyetler oldu. Önceki sezonlarda Anadolu takımları başta Şükrü Saracoğlu olmak üzere Ali Sami Yen ve İnönü statlarına peşinen yenik olarak çıkar, maç sonucu da bunun kayıtlara geçirilmesi gibi olurdu. Son iki sezondaysa Anadolu takımları İstanbul’da inanılmaz denilebilecek maçlar kazandılar. Ankaraspor ve Sivasspor’un Beşiktaş karşısındaki başarıları, Fenerbahçe’nin Kayserispor karşısında aldığı ağır yenilgi, Galatasaray’ın küme düşmüş Kocaelispor’dan 5 gol yerken 10 kişilik Eskişehirspor’a yenilmesi, inanılması güç durumlardı.
Anadolu kulüplerinin UEFA’nın “2007’den itibaren mutlaka uygulanacak!” dediği kriterler açısından hâlâ çok önemli eksikleri var. Anadolu’da, Kayseri Kadir Has Stadı dışında çağdaş bir stattan söz edebilmek çok zor. Tesis ve özkaynak düzeni açısından sorunlar var. Kulüp bütçeleri ve borçlar hâlâ ciddi bir sorun olarak ortada duruyor. Çelişkili noktalardan biri de şu: Pek çok takım hâlâ siyasetçilerden çok şey bekliyor. Bir yandan siyasetin spora karışmaması gerektiği ifade edilirken, öte yandan siyasetten sık sık yardım isteniyor. Özellikle büyük kulüplere tanınan önemli devlet imkânlarına erişmede veya farklı desteklerin kazanılmasında siyasetin ve siyasetçilerin önemli bir katkı sağladığını da biliyoruz. Anadolu takımlarının daha sağlam ve sürekli bir gelişme yolunda belki de en önemli sorunları, kendi kentlerinde bile bir numara olamayışları. Trabzonspor dışındaki Anadolu kulüplerinin takımları kendi kentlerinde en çok sevilen durumunda değiller. Belki biraz Bursa, SivasveEskişehirgibikentleri bunundışındatutabilirizamahepsi okadar!Budaçokciddibirsıkıntıve gelişmeninönündekiengel...Bununla bağlantılıolarakmaçlarınınbüyükbir bölümünüboştribünlereoynamak zorundakalmalarıdaöyle... Ancak yönetimdekiakılcıdeğişimveçağdaş dönüşüm,transferlerdeyapılandikkatli vedengeliişler,teknikheyetseçimindeki özen,büyükmaçlaröncesindepeşinen yenilgiyikabuletmemegibietkenler görünürbiryükselişiortayaçıkarmış durumda.Bununçokdahafazlasını yapabilmekiçinimkânlarvefırsatlar ortada.İşdünyasında ‘Anadolu Kaplanları’nıngerçekleştirdiğini,futbolda datakımlarınyapmamasıiçinbirneden yokdiyebilmekkolaydeğilamageçmişin çokbüyükveaşılmazengellerinindebir birortadankalktığınıgörüyoruz.3
Geride bıraktığımız sezon son haftaya kadar şampiyonluk mücadelesinin sürmesi ve bu yarışın içinde iki Anadolu takımının bulunması, ‘yükseliş’ öyküsünün en parlak yönüydü. Trabzonspor da çeyrek yüzyıllık aradan sonra yeniden şampiyonluk hedefine çok yaklaştı, Sivasspor da Süper Ligin 5. Şampiyonu unvanını almanın eşiğine kadar geldi. Ancak bu noktada da gözden kaçırılmaması gereken bir çelişki vardı. Sivasspor geçen sezon 73 puanla ancak 4. sırada yer bulabilmişti. Bu sezon 2. olarak şampiyonlar Ligi’ne gidebilme şansı yakalarken elde edebildiği puan sadece 66 idi. Yani geçen sezonkinden 7 puan daha az toplamıştı.
Sivasspor received 73 points in the league last season but could barely manage 4th position. But this season it got the chance to compete in the Championship League by being the 2nd with only 66 points, even though it received 7 points less. Here, we should talk about a luck factor which generally goes unnoticed. Amazing points scored by other Anatolian teams against Galatasaray, Fenerbahçe and Beşiktaş enabled Trabzonspor and Sivasspor to be in the game up to the very end.
BEING BEST AT HOME Anatolian clubs still have a very long way to go before they will be able to meet the UEFA criteria which must have been applied by 2007. The only example for a modern stadium is Kayseri Kadir Has Stadium. Anatolian clubs have problems with their facilities and equity capital flow. They still have huge budget deficits and debts. One of the most irritating paradoxes is that many clubs still have big expectations from politicians. While it is said that politics should not be involved in sports, these clubs frequently ask for help from politicians. In fact we all know that politics and
politicians play a significant role in enabling clubs, specifically big clubs, to reach sizeable governmental subsidies or to get other resources. Maybe the biggest problem for Anatolian teams on the road to progress is that they cannot be the number one in their own cities. Except for Trabzonspor, Anatolian clubs’ teams are not the most loved and supported teams in their homes. We may like to exclude Bursa, Sivas and Eskişehir - a bit – from this statement, but that’s it! This is really a big problem preventing Anatolian teams from growing. And because of this, they play their matches to empty tribunes, which is another big issue. Still, they are in the process of rising thanks to many factors, including more rational and modern patterns of administration, more careful and balanced player transfers, and no acceptance of defeat beforehand in big matches. The opportunities and resources required to continue progressing are obvious. It is not easy to say that Anatolian soccer teams can do what the ‘Anatolian Tigers’ did in business. Luckily, however, we see that the huge and seemingly impassable obstacles of the past are being overcome, one by one. 3
YİĞİDOLAR ZORLU DÖNEMEÇTE YIĞIDOS AT A CRITICAL POINT ˝ SON 3 sezondur Türk futbolunda Sivasspor’un yükselişi, gündemin önemli maddelerinden birini oluşturuyor. Kırmızı Beyazlı ekip 2005-06 sezonunda 8.likle başladığı Turkcell Süper Ligi serüveninde sırasıyla 7.likten 4.lüğe çıktıktan sonra geçen sezonu da 2.likle kapatıp sürekli bir yükseliş gösterdi. Başlangıçta küme düşme adayları arasında sayılan bu takımın başarısında iki futbol adamının çok önemli bir payı vardı: Başkan Mecnun Odyakmaz ve teknik direktör Bülent Uygun. Sınırlı bütçeleri ve öteki imkânlarıyla dev rakipleri dize getirmeyi başaran Sivasspor, bu sezonki değişim hareketiyle biraz sarsıldı. Aslında teknik direktör Bülent Uygun’un giriştiği bu hareket bir meydan okuma gibi. Çünkü geçen sezonki kadroyu koruyup belli bir başarıyı elde etme garantisi varken, Uygun bunu istemedi. Onun yerine ciddi bir yenilenme hareketine girişti. Ancak Anderlecht karşısında adeta tek ayak üzerinde yakalandı. Henüz oturmamış kadrodan kaptan Mehmet Yıldız ve Sezer Badur da sakatlık nedeniyle düşünce beklenmedik kötü sonuçlar geldi. İkinci maçta Anderlecht’i yenen Sivasspor, bu sıkıntıyı aşabilecek potansiyele sahip olduğunu gösterdi ama Trabzonspor yenilgisi yeni bir darbe oldu. Sonuçta Sivasspor bu sezonu biraz bıçaksırtı diye nitelendirilebilecek bir durumda geçirecek gibi görünüyor. Başarılarını bu sezon da sürdürebilirlerse Uygun’un meydan okuyuşu daha bir anlam kazanacak ve belki de Türk futbolunda bir model oluşturacak. Bu nedenle de Yiğidoların sorumluluğu büyük. The rise of Sivasspor in Turkish league has been one of the hot points of the agenda for the last three seasons. The Red and White team came 8th in the Turkcell Super League in the 2005-06 season, and it rose from 7th rank to 4th. Then, it completed the last season in 2nd rank. Two men have played a great role in the success story of the team, which once was a candidate for relegation. These are President Mecnun Odyakmaz and Coach Bülent Uygun. Sivasspor, which managed to defeat its giant rivals despite its limited budget and resources, is rather troubled this season due to its movement of change. This movement, initiated by their coach Bülent Uygun, is about the passion for challenge. He has been successful to a certain degree by keeping the last season’s team, but he did not want it and he renewed almost everything.However, he was quite unprepared for Anderlecht. The team’s performance worsened when Captain Mehmet Yılmaz and Sezer Badur had to leave the already unsettled squad due to injuries. Sivasspor showed its capacity to overcome this setback by defeating Anderlecht in the second match, but it was shaken once again with a defeat against Trabzonspor. Sivasspor’s next season seems to be balancing on the edge of a knife. If the team keeps on being successful, Uygun’s challenge makes more sense and it could even be a model for the Turkish league. The Yiğidos currently have many responsibilities on their shoulders.
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 37
Gökyüzünün yazarı
UĞUR CEBECİ The writer of the sky JÜLİDE KARAHAN Tesadüfler tesadüf değil aslında. Eğer öyle olsaydı; çocukluğunu Samsun’da Pervaneli Fokker F-27’lerin iniş kalkışlarını izleyerek geçiren birinin ofisi, Atatürk Havalimanı’na bakmazdı. Eğer öyle olsaydı inşaatların ikinci katına çıkıp kollarını iki yana açarak kum tepelerinin üzerine atlayan çocuk, Planör’den Concorde’a, uçabilen her şeyi denemezdi. Eğer öyle olsaydı, Doğan Haber Ajansı (DHA) Genel Müdürü Uğur Cebeci; 12 yıldır ‘Kokpit’ sayfasını ve programını hazırlıyor olmazdı. There is no such thing as a coincidence. If there was, a person who has passed his childhood by watching propeller driven F-27’s landing and taking off, wouldn’t have an office looking at Atatürk Airport. If there was, a kid who used to jump off constructions onto sand hills with arms wide open would not try out everything that can fly, from gliders to Concordes. If there was, Uğur Cebeci the CEO of DHA (Doğan News Agency), would not be producing the “Cockpit” page and TV program for 12 years.
Yılda ortalama kaç uçuş yapıyorsunuz? Geçen ay 81 saat uçmuşum. Gerçi bir kısmı normal yolcu uçuşu değildi. Kimi demo, kimi test uçuşuydu. Ama yıl ortalamam 150 uçuş. 30 yaşımdan beri bu böyle. Yani nereden baksak 6000- 7000 kez havalanmışımdır. Hiç zorlanmıyor musunuz? Jet-lag falan önemli değil de, dönüşlerimde çalışmak istemiyorum, o sorun oluyor. En rahat ettiğim yer yukarısı. Keşke hiç aşağı inmeden günlerce uçabilsem... 2006’da emekli olup asma gölgesinde hikâyeler yazacaktınız… Ne oldu? Niyetim gerçekten öyleydi. Fakat nasıl desem, hayatımda hiçbir şeyi yarım bırakmadım. Her şeyi hedefine ulaştırdım. DHA’yı da ulaştırmak istiyorum. Son rötuşlar kaldı.
38 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
Yarın işe gelmeseniz gazete çıkmayacak gibi mi geliyor size? Aynen. Pek çok gazetecide olduğu gibi... Gelmezsem kanal ve gazete öksüz kalacak sanıyorum. Böyle bir şey yok tabii, bir gün ben gelmeyeceğim ve hayat devam edecek. Korkularınız var mı? Hayır, ben korkuyla tanışmadım daha. Hele havada asla. Bazen ‘bu uçak çok eski’ denir, çekinilir. Ama eski ve yaşlı uçak yoktur, yaşlı kadın olmadığı gibi... Olsa olsa onun da bakımsızı olur. Çirkin kadındı o... Çirkin uçak zaten yoktur. Doğal bir ortamda mükemmel bir kuşu izler gibi izlerim ben uçakları. Bence metal canlıdır zaten. Molekülü olan her şey canlıdır. İyi bir pilot nasıl olmalı? Artıkhertürlükolaylıkolsabile,geleneksel uçuşkurallarınıesgeçmemeli.Dinlenme ve beslenme de tabii önemli. 6
1950 Samsun doğumlu Uğur Cebeci, “Ayağım yerden kesildiğinde yaşadığım keyfi anlatamam. Yukarısı benim en rahat ettiğim yer.” diyor. Uğur Cebeci, who was born in 1950, says “It is hard to define the joy I feel when my feet are off the ground. Up there is where I feel most comfortable.”
İyi bir yolcu… Havalimanına zamanında gitmeli. İç hatlara bir, dış hatlara iki saat önceden. Kuralları küçümsememeli. Kemeri bağlamakla kalmayıp, beline göre ayarlamalı. Güvenlik anonslarını her defasında ilk kez duyuyormuş gibi dinlemeli. Hosteslere ve uçuş ekibine zarif davranmalı. Kısacası kuzu gibi olmalı. Siz öyle misiniz? Evet, her seferinde. Sıraya kuzu kuzu girer beklerim. Her defasında bütün kuralları itinayla uygularım. Kemerim mutlaka sıkıdır. Koltuğumu hep kontrol ederim. İlk uçuşunuz? 15-16 yaşlarımdayken pervaneli bir uçakla Samsun’dan İstanbul’a gelmiştim. Epey etkiledi beni, hayran kaldım. İlgim günden güne arttı zaten. 1980’li yılların başında Boeing’e havacılık teknolojisiyle ilgilenen bir gazeteci olduğumu anlatan bir mektup yazdım. Davet ettiler, Boeing’in merkezi Seattle’a gittim. Bir uçağın imalatını başından sonuna gördüm. Hiç pilot olmayı düşündünüz mü? Hayır, hiç! Pilotluk eğitimi uzun zaman alıyor. Ben bu işe profesyonel olarak merak saldığımda ipin ucu çoktan kaçmıştı. Başlayamazdım. Başlasam, hayatım boyunca her şeyin en iyisini yapmaya alıştığımdan yarım bırakamazdım. Küçük bir uçakla yetinmez, öbürünü de öbürünü de isterdim. Önüne geçemezdim. İmkânlarım da yetmezdi. Mutsuz olurdum. Şimdi memnunum. Sadece uçmak değil; uçağın bakımı, metali, pilotun hayatı, yolcunun hissiyatı, uçaktaki yiyecek, kısacası her şey ilgilendiriyor beni. Dışarıdan bakıyorum. Başkalarının önemsemediği şeyleri görüyorum. Tepsilerin kayma değerlerini, bardakların savrulma oranlarını falan... Uçak kullandınız mı hiç? Tabii ki kullandım, test pilotuyla birlikte... En son Airbus 380’i denedim. Yani iki pilot aynı yemeği yiyip zehirlense, uçak havada kalsa, hostes ‘yolcuların arasında pilot var mı?’ dese ve kimse el kaldırmasa uçağı indirebilirim. 6
How many flights are you taking during an average year? Last month I flew for 81 hours. However, some of those were not normal passenger flights. Some were demo or test flights. I have been flying 150 times per year on average, since I was 30 years old. I have been up in the air probably 6000-7000 times in my life. Isn’t that hard? Jet-lag is not an issue but I don’t like to work once I am back on land, which is a problem. I feel most comfortable up there, I wish I could fly for days without landing once. You were supposed to retire in 2006 and write stories under vine shades… What happened? I was really planning that. But I have never left anything undone in my life. I have always achieved my objectives. That is also what I want to do for DHA and just some last retouches are left. Do you feel like the newspaper won’t be published if you don’t show up for work? Exactly, just like many other journalists… I felt as if I didn’t come to work, the TV channel and the newspaper would be left behind as an orphan. Of course that is not true, one day I won’t go and life will go on. Do you have fears ? No, I have never met fear, especially on the air. Sometimes people are afraid of a plane, saying things like “this plane is very old”. But there is no old and aged plane, just like there is no aged woman… It could be neglected at most. Actually the saying goes “there is no such thing as an ugly woman” Ugly planes do not exist either. I watch planes as bird watchers observe birds in their natural habitat. I believe metal is alive, everything with molecules is alive. A good pilot should be… Even though there are a lot of new facilities nowadays, a good pilot should never skip over traditional flight rules. Resting and good nutrition are also important. A good passenger… Should go to the airport on time, 1 hour prior for domestic flights and 2 hours before international flights. Not only should he/she fasten his/her seatbelt, but he/she should also fix it according to his/her waist. He/she should listen to security announcements every time as if it’s their first time. Should be polite with stewards and air crew. In short, they should be obedient as a lamb. Are you like that? Yes, every time. I obediently wait in line; I apply all the rules with care, every single time. My belt is always fastened. I always check my seat. Your first flight? I flew from Samsun to Istanbul with propel driven plane when I was 15-16 years old. I was very impressed, it affected me deeply. My interest grew from since then. At the beginning of 1980’s I wrote a letter to Boeing, saying that I was a journalist interested in aeronautical technology. They invited me and I went to their head office in Seattle. There, I watched the process of production of an airplane from beginning to end. Did you ever consider becoming a pilot? No, never! Becoming a pilot requires a long education. When I was interested in this professionally, it was already too late. I couldn’t start. If I did start, since I am a perfectionist, I couldn’t have stopped. I wouldn’t be satisfied with a small plane, I would want to go bigger and bigger. I wouldn’t be able to stop myself. Since I couldn’t afford that, I would be unhappy. Now I am happy. I am interested not only flying but everything from maintenance, the metal, the pilot’s life to the feelings of the passengers, plane food, etc. I observe from outside. I see things that most people do not care to see. The trays’ gliding rates, the glass’ sliding ratios, etc… 6
Yamaç paraşütü gibi sporları denediniz mi? Yok. Ben baba uçaklarla uçarım. Çılgınlık yapacak olsanız… Akrobasi uçaklarıyla uçarım. Yolculukta en çok neye sinirleniyorsunuz? En çok kızdığım şey şu: Adamın koltuğu 26B mesela. Bilir ama daha birinci sıradayken durup “burası kaç numara acaba?” diye bakar. Bu beni çıldırtıyor. O yolcuyu kesip yemek istiyorum. Yolculukta angarya bulduğunuz şeyler var mı? Hiçbir güvenlik geçişi ve bekleme benim için yorucu ve külfetli değildir. Oflamam puflamam, kuzu gibi kuyruğa girerim. Hiçbir şey bana angarya gelmez. Ama mesela kemer çıkarma meselesi... Çok uçanlar için X-Ray cihazında ötmeyen kemer üretilmeli. Niye hâlâ yapmadılar bilmiyorum. Birisi akıl etsin artık. Pek çok yolcu bu angaryaları bahane ederek uçağı tercih etmiyor, karayoluna yöneliyor. Yok canım, bence karayolunu tercih
40 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
eden kalmadı artık. Uçmayı merak edip keyfi olarak yola çıkanlar bile var. Adana’ya bir bilet istiyor mesela, yoksa Samsun’a... Niyeti sadece bir uçak yolculuğu deneyimlemek. İşi gücü de yok aslında. Sonra sevip alışıyor. Uçağa binip uçmaya bir defa alışan bırakamaz zaten. Devamlı uçmak ister. Uçarak bir yere gitmek bağımlılık yapar. İnsan bir daha karayoluna dönemez. Ayrıca niye saatlerce yol gitsin? Yolcular ne yaparlarsa işleri çok kolaylaşır? Uçuşa dair tavsiyeleriniz neler? Öncelikle panik yapmasınlar, korkmasınlar. Çünkü dünyanın en güvenli yolu, havayolu. Binerken akıllarına korku gelirse; evde yaşadıkları kazaları; ıslak elle tuttukları prizleri, kaygan zeminleri, bir ayağı sallanan sandalyeleri düşünsünler. Uçağın ne kadar güvenli olduğunu anlayacaklar. Telaşı azaltmak için havaalanına erken gitsinler, işlemlerini zamanında yapsınlar. Güvenlik anonslarını da her defasında dikkatle dinlesinler.
UCU BUCAĞI OLMAYAN BİR PROJE: ANADOLUJET Siz uçmakla kalmıyor, deneyimlerinizi 12 yıldır ‘Kokpit’le aktarıyorsunuz. Her hafta farklı bir konu bulmak zor değil mi? İlk başta herkes, ‘Bu herif başladı ama bakalım ikinci hafta ne yazacak?’ dedi. Zannediyorum gazetede 700. haftaya yaklaştık. Aynı şey televizyon programı için de geçerli. Orada da 400’e ulaşmışızdır. Kendimizi tekrar etmeden üstelik. Bunun iki nedeni var. Birincisi, havacılık çok yüksek bir teknoloji ve her gün yeni bir şey çıkıyor. Dünyada her yıl 1,5 ile 1,7 milyar hava yolculuğu yapılıyor. Şu anda 17 binden fazla yolcu uçağı faal. İkincisi; insanlar gökyüzüne çok meraklı, herkesin gözü yukarıda. Türk havacılığının hızla gelişiyor olması konu sıkıntısı çekmemenizde ne kadar etkili? Elbette çok. Bir kere son yıllarda Türkiye’de yolcu patlaması oldu. Bunun bir kaç nedeni var. Biri
biziz, bu konuda alçak gönüllü davranmıyorum. İkincisi konuyu yasal platforma oturtan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım. Üçüncüsü Türk Hava Yolları. Türkiye’de havacılık sektörünün büyümesi THY’nin büyümesiyle doğru orantılı. Gençlik yıllarımızda Sao Paulo uzayda bir yerdeydi bizim için; THY sayesinde dünyaya bağlandık. Şimdi de AnadoluJet sayesinde Türkiye’nin her yerine bağlanıyoruz... Evet, AnadoluJet Ankara merkezli ama ucu bucağı olmayan bir proje. Fiyatlar makul. Başında Sami Alan gibi dahi derecesinde yaratıcı bir insan var. Öyle bir koşturuyor ki AnadoluJet’in başarılı olmaması mümkün değil. Müthiş bir iç hatlar ağı oluşturdular ama benim hayalimde yarı hazır pistlere de inebilen bir AnadoluJet var. Deniz uçaklarını da kullanan hatta... Bir gün gelecek AnadoluJet, Türkiye’yi birbirine bağlamakla yetinmeyerek yakın sınır kent ve merkezlere uçacak. Van’dan Tahran’a mesela... 3
Dünyanın en güvenli ulaşımı havayoluyla yapılanı. Araştırmalara göre bir insanın trafik kazasında ölme riski yüzde bir; uçak kazasında ise yirmi binde bir. The safest way to travel is by air. Researchers claim that the odds of death by a traffic accident are one in a hundred while death by plane crash is one in twenty thousand.
Uğur Cebeci’ye göre iyi pilot, tüm kolaylıklara rağmen geleneksel uçuş kurallarından vazgeçmemeli. According to Uğur Cebeci, even though there are a lot of new facilities, a good pilot should never skip over traditional flight rules.
Did you ever pilot a plane? Of course I did, with a test pilot… I tried the Airbus 380 recently. I mean, if two pilots eat the same food and get food poisoning, the plane is left on air and the steward comes and asks if anyone knows how to fly a plane, I can raise my hand and land the plane. Did you ever tried sports like paragliding? No. I only fly with strong planes. If you were to do something crazy… I would fly with an acrobatics plane. What irritates you during a flight? I am annoyed with the people who have the 26B seat and still stop at the first row and checks “What number is this?” even though they know it is not theirs. This drives me crazy. I want to kill and eat those passengers. Do you find anything dull about flights? I don’t find any security check or waiting-in-line as tiring or unnecessary. I don’t whine and get in the line to wait my turn. Nothing about flights is dull to me. Yet, there is the issue of taking off your belt… Someone should produce belts that are X-Ray friendly for people who fly often. I don’t know why no one has done that yet. Someone should have thought of this by now. Many travelers use such grinds as an excuse to choose overland routes over airways. No, I don’t think there are many people left who prefer going somewhere via land. Some people fly for fun or out of curiosity. They ask for a ticket to Adana, and if there is none, they ask for one to Samsun… Their intent is just to experience an air travel, nothing professionally. Afterwards, they like and get used to it. Once you get addicted to flying, you can’t quit. You want to fly all the time. Traveling
on air is addictive. You cannot go back to land routes. And why should they drive for hours? Any tips for passengers to make things easier? Any advice for flights? First of all, they should remain calm and not panic, because the safest way to travel is flying. If they get afraid while taking off, they should remind themselves the home accidents they have experienced, the electric sockets they hold with wet hands, slippery floors, chairs with a broken leg, etc… They will realize how safe a plane is. To avoid rushing, they should arrive at the airport in advance and complete their checkin procedure. They should listen to the security announcements with attention every time.
AN IMMENSE PROJECT: ANADOLUJET You don’t only fly, but also share your experiences with “Cockpit” for 12 years. Isn’t finding a new subject every week hard? At first everybody said “This guy started off but let’s see what he will write about in the secondly week.” I think we are almost at our 700th week with our newspaper. Same thing goes for the TV show. I assume we are at about our 400th week there as well. And we have been doing this without repeating ourselves. There are two reasons behind this. First, aeronautical technology is very advanced and there is a new thing happening every day. Every year there are around 1.5 to 1.7 billion flights happening. Right now there are over 17 thousand passenger planes which are active. And secondly, people are curious about the sky, everybody is looking up there. Does the fact that Turkish aviation is improving with such a good pace have any effect on you not having any subject scarcity? Of course. First of all, during recent years there has been an explosion in passenger numbers in Turkey. There are several reasons behind this. One of them is us; I won’t be modest about this. Second is Minister of Transportation, Binali Yıldırım, who brought the subject to a legal platform. Third is Turkish Airlines (THY). The growth of aviation industry in Turkey is directly proportional to the growth of THY. When we were young, Sao Paulo was a place in outer space for us; but now, thanks to THY, we are connected to world. And now we are connected to everywhere in Turkey with AnadoluJet... Yes, AnadoluJet is an immense project that is centered in Ankara but reaches everywhere. The prices are reasonable. It is run by a brilliantly creative man named Sami Alan. He works so hard that it is impossible for AnadoluJet to fail. They have established a great domestic network; however, I can also imagine an AnadoluJet that can land on semifinished airfields. One that even uses sea planes… One day AnadoluJet will not only connect Turkey within, but also will fly to close borders and centers. Like from Van to Tehran… 3
Su Üstüne Resim Yapmak
EBRÛ
Painting On Water 16. YÜZYILDAN SONRA Osmanlı topraklarını ziyaret ederek ülkelerine dönen Batılı seyyahların yanlarında bu egzotik topraklardan hatıra olarak götürdükleri halı, tesbih, kitap gibi türlü objenin arasında çok dikkat çekmese de rengârenk karmaşık desenlerle kaplı boyalı kâğıtlar da vardır. Hatta bu seyyahların ziyaret ettikleri dostlarından bir anı olarak imzalattıkları hatıra defterleri “album amicorum”lar benzeri görülmemiş bu renkli ve desenli kâğıtlarla ciltlenmiştir. Avrupalıların ebrû sanatıyla ilk tanışmaları bu hatıra defterlerini bezeyen ebrûlî kağıtlar sayesinde olur. 6
In the 16th century, even if they did not draw too much attention, there were papers painted with colourful mixed designs among souvenirs such as carpets, beads and books, taken back by European explorers, after paying a visit to Ottoman lands. Even the memorandum books, “album amicorums” that these explorers had signed by their friends were bound with paper of unmatched colours and designs. This is how the Europeans got acquainted with the art of ebrû, through the marbled papers decorating their memos. 6
06 • ANADOLU JET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
Ebrû sanatı, 17. yüzyıla “Ebrûmania” denecek kadar damgasını vurdu. Bugün dünyanın en güzel ebrûları hâlâ İstanbul’da yapılmaktadır. The art of Ebrû had a great impact in the 17th century, so much so that it was called the “Ebrûmania” era. Today, the most beautiful ebrûs are still being made in İstanbul. BİROL BİÇER (EBRÛ SANATKÂRI / EBRÛ ARTIST) AHMET BİLAL ARSLAN GÖKÇE PEHLİVANOĞLU
Yoğunluğu artırılmış su üzerine boya serpilerek elde edilen rengârenk desenlerle bezenmiş bu egzotik kâğıtlar ‘Frenkler’in hoşuna gider ve ciddi bir merak konusu olmaya başlar. Zamanla koleksiyoncuların ilgi odağı haline gelen bu ebrûlu kağıtlara geldiği yere atfen ‘Türk Kağıdı’ (Papier Turc) ya da damarlı, çakıllı desenlerinden ötürü ‘mermerli kağıt’ (Papier Marbré) ismi verilir. 1600’lerde Osmanlı’dan alınan bu kâğıtlar bir asır sonra Avrupa’da tahminlerin ötesinde yaygınlaşacak, özellikle kitap ciltçiliğinin vazgeçilmez malzemeleri arasına girecek ve bu dönemden sonra kâğıt dünyasında ‘Ebrûmania’ olarak adlandırdığımız bir dönem yaşanacaktır. Hatta artık bir endüstri kolu haline gelen cilt kâğıdı talebine yetişebilmek için 1800’lerin başlarında yarı mekanik bir ebrû makinesi dahi yapılır.
These exotic papers, designed with many colourful patterns obtained by sprinkling dye over condensed water were liked by the “Francs” and they become interested. These papers became collectors item in time, and were called “Turkish Paper” (Papiers Turc) because of their origin, or “marbled paper” (Papiers Marbré) due to their appearance. The papers bought from the Ottoman lands in the 1600s, became far more widespread than expected a century later and became an indispensible material for bookbinder; and after that an era started which could have been called “Ebrûmania”. There was even a semi-automatic ebrû machine designed to meet the high demand for binding paper.
DERVİŞLERİN EBRÛ YAPTIĞI TEKKE
However, the adventure of the art of ebrû was not so lively in its homeland. For a long time, ebrû was left aside, content with being a side line production for the arts of calligraphy and bookbinding. Light coloured marbled papers were used for a certain period as official papers for communication. Although ebrû has always been seen as a modest member of the art of paper making, 6 it has had to wait until the end of
Ebrû Sanatı’nın kendi evindeki macerası bu kadar hareketli olmaz. Ebrû uzun süre bir kenarda, hat ve ciltçilik için bir yan ürün olmakla iktifa eder. Açık renkli ebrûlu kâğıtlar bir dönem de resmi yazışmalara fon kağıdı olarak kullanılır. Her daim kâğıt sanatlarının mütevazı bir üyesi kabul olunursa da, başlı başına bir sanat hüviyetini kazanması 6
THE LODGE WHERE THE DERVISHES WERE INVOLVED IN EBRÛ
için ancak 20. yüzyılın sonunu, günümüzü beklemesi gerekecektir. Batı’daki macerasının tam tersine derviş meşrep bir azınlığın elinde, kalenderâne, sessiz sedasız icra edilen bir sanat olarak ağır ağır gelişir. Sûfî meşrep icracılarının elinde uzun yıllar muhafaza edilmesi neticesinde, desenli kâğıttan ibaret kalmadan, üzerine sinen tasavvufi bir havayı da beraberinde taşıyarak günümüze kadar ulaşır. Üsküdar’dan Çamlıca’ya doğru çıkarken boğazı gören bir tepede yer alan Özbekler Tekkesi için teşbihte hata olmaz - ‘ebrûnun kâbesi’ de denilir. Burayı ebrû sanatı açısından önemli kılan şey, zamanında burada önemli ölçüde ebrû yapılmış hatta ebrû sanatının burada yaşatılmış olmasıdır.
ORTA ASYA’DAN DOĞAN OSMANLI SANATI Orta Asya Çıkışlı Osmanlı Sanatı Her ne kadar Osmanlı’dan dünyaya yayılmış olsa da, ebrû sanatının menşei daha eski tarihlerin Orta Asya’sına dayanır. Ancak boyaları su yüzeyi üzerinde yüzdürüp sonra onları kâğıda aktararak kalıcı kılmayı ilk olarak kimlerin aklettiği net olarak bilinmemekte. Tarihi bilinen en eski ebrûnun İranlı hattat Malik-i Deylemi`ye ait bir yazının fonunu olusturan,”hafif ebrû” tabir olunan açık ve tek renkli ebrû deseni olduğu söylenir. İranlılar ise ebrû sanatının kendilerine ait olduğu iddiasındadırlar. Ebrû sanatı ve tekniği hakkında elde bulunan en eski tarihli kaynak ise ‘Tertib-i Risale-i Ebri’ namında bir elyazmasıdır ki bunun da tarihi
1608 yılına uzanır. Ebrû Sanatı daha eski dönemlerde Hindistan’da ve Türkistan’da da yapılmıştır. Bir teoriye göre kökü, Semerkant’ın kültür merkezi olduğu 9. yüzyıla kadar uzanır. O zamanlar pek çok kâğıt üreticisinin bulunduğu Semerkant’ta türlü desenli kâğıtların yanında ebrûlu kağıtların da geliştirildiği düşünülüyor. 13. Yüzyılda Semerkant’ta, 14. Yüzyıl’da Herat’ta ebrû yapıldığı bilinmektedir.
ESKİ USTALAR Ebrû sanatının en eski ustası Şebek Mehmet Efendi olarak bilinir. Tertib-i Risale-i Ebri’yi hazırlayarak hem üç asır önceki ebrûcuları tanıttığı hem de o dönemler ebrûnun nasıl ve hangi malzemelerle yapıldığını anlatması bakımından büyük hizmeti geçmiştir. 3 asır kadar önce yaşamış Ayasofya Hatibi Mehmet Efendi ise ebrû sanatını figuratif ögelere yani ilk ıslah edilmiş çiçek ve rozet görünümlü desenlere kavuşturur. Bu sebeple bugün bu tür ebrûlara onun adına izafeten “Hatip Ebrûsu” adı verilir. Ebrû sanatının Özbekler Tekkesi’ne
girişi ise bu sanatı Buhara’da öğrenen Şeyh Sadık Efendi ile olur. 1846’da vefat eden Şeyh Sadık Efendi’den sonra bu miras sırasıyla oğulları Nazif ve pek çok konudaki bilgi ve mahareti sebebiyle Hezarfen lakabı verilen Şeyh Ethem Efendi’ye geçer. Oradan Sami Efendi ve Aziz Efendi’ye, ardından 20. Yüzyılın ortalarına doğru Necmettin Okyay ve oğullarına kadar gelir. Giderek az sayıda insanın yapmaya başladığı ebrû sanatı adeta Özbekler Tekkesi’nin yaşattığı bir sanata dönüşür. Özbekler geleneği aynı zamanda büyük bir hattat olan Necmettin Okyay’ın ebrû öğrettiği Mustafa Düzgünman’a kadar ulaşır. Necmettin Okyay çiçekleri ıslah ederek yeni bir stile kavuşturur, ilk yazılı ebrûları yapar ve bu sanata yeni bir kulvar açar. Hüdai’nin türbedarlığını da yapan Mustafa Düzgünman da Üsküdar’da aktarlık yaptığı dükkanında ebrû sanatını vefat ettiği 1989 yılına kadar sürdürür. Bu tarihten sonrası ebrû sanatının yeniden popülerlik kazandığı, hatta günümüzde patlama yaptığı dönemin de başlangıcıdır. Bugün dünyanın en güzel ebrûları hâlâ İstanbul’da yapılmaktadır. 3
the 20th century and the present day to be accepted as an individual form of art. In contrast to its adventure in the west, this art developed quietly, in the hands of a few minor dervishes, in a very slow and modest manner. As a result of having been implemented by a religious group for such a long period, the art of ebrû arrives to the present day bearing a certain mystique. On the way up to Çamlıca from Üsküdar, the Özbekler Lodgeis located on a hill overlooking the Bosphorus, is also known as – please, let it not be misunderstood – the “Kaaba of ebrûli”. What makes it so important is that a considerable amount of ebrû was made here and the art of ebrû survived here.
AN OTTOMAN ART WITH ROOTS IN CENTRAL ASIA Although it has spread to the world from the Ottomans, the roots of ebrû go back to old Central Asia. However, it is not very clear who first thought
of floating dyes on the surface of water and later making the patterns permanent by transferring them onto paper. It is said that the oldest marbled paper known in history belonged to Iranian calligrapher Malik-i Deylemi in a form known as “light ebrû”, which is a light coloured marbling of a single colour. Iranians claim that the art of ebrû belongs to them. The oldest book available on the art and technique of ebrû is a hand written book called “Tertib-i Risale-i Ebri” (Booklet of Ebrû Arrangements), which dates back to 1608. The art of ebrû was practiced in India and Turkistan, too. According to one theory, the roots of ebrû go back to the 9th century when Samarkand was a centre of culture. It is considered that in those days, besides the various types of papers produced by many paper producers, marbled papers were developed too. It is known that marbled papers were made in Samarkand in the 13th century and in Herat in the 14th century.
OLD MASTERS The oldest master known in the art of ebrû is Şebek Mehmet Efendi. By writing his book Tertib-i Risale-i Ebri he contributed greatly to the art of ebrû, explaining how ebrû was made and what materials were used in those days. Mehmet Efendi, who lived 3 centuries ago and was also the speaker at Ayasofya (Hagia Sophia), introduced for the first time flower and rosette shapes to the figures. For this reason, these types of patterns are still called “Hatip Ebrûsu” (Speaker’s Ebrû). The introduction of ebrû to the Özbekler Lodge was with Şeyh Sadık Efendi, who learned this art in Buhara. After his death in 1846 his legacy passed in turn to his sons Nazif and Şeyh Ethem Efendi, who was nicknamed “Hazerfen” because of his intellectuality and his capabilities in different fields. Later, it was passed on to Sami Efendi and Aziz Efendi and then to Necmettin Okyay and his sons towards the middle of the 20th
century. Ebrû, which was practiced by fewer people each day, turned into a form of art that survived because of the Özbekler Lodge. The Özbekler tradition extends to Mustafa Düzgünman, who was taught by Necmettin Okyay. Necmettin Okyay, who was also a great calligrapher, re-designed the floral patterns and made the first ebrûs with inscriptions. In this way he opened up a new path in the art of ebrû. Mustafa Düzgünman, who was also the tomb keeper for Hüdai, continued practicing the art of ebrû in his herb shop in Üsküdar until 1989. After this date, the art of ebrû became popular again and is almost booming now. Today, the most beautiful ebrûs in the world are still made in Istanbul. 3
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 45
Geleceği kucaklayan şehir
ÇORLU
A city embracing the future
06 • ANADOLU JET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
ÇORLU, TRAKYA’NIN ORTA yerinde, geleceği kucaklayan bir şehir… Büyük kadim şehirlerden İstanbul’un yanı başında, onu Avrupa’ya bağlayan geçmişteki en güvenilir yollardan birinin üstünde… Bir yanı Marmara Denizi (sekiz kilometrelik bir sahili var)… Bir yanı Yıldız Dağları’na bakıyor. Ergene nehri ve kollarının sularını boşalttığı alanın içindedir arazisinin çoğu. Kolunun birini Anadolu’ya uzatmış, birini Avrupa’ya… 6
ÇORLU, LOCATED IN THE middle of Thrace, is a city that embraces the future. It is very close to Istanbul, one of the oldest and biggest of cities, and located on one of the safest roads connecting this city to Europe. While the Sea of Marmara lies on one side of Çorlu (it has an 8 km coastline), the other side of the city faces the Yıldız Mountains. Most of the city lies in the mouth of the Ergene River. It is as if one of the arms of the city reaches out for Europe and the other one for Anatolia 6
Çorlu’nun ekonomik kaderinin esas kırılma noktası 80’li yılların başı. Ülkedeki sosyal, siyasal, ekonomik gelişmeler sonucu dış pazarlara açılma imkânlarının doğması Çorlu’yu sanayiye odaklanan bir şehir durumuna getirdi. Theearly1980sconstitutedaturningpointintheeconomiclifeof Çorlu.Theopportunitiestoopenuptoforeignmarketsthroughsocial,politicalandeconomicdevelopmentsinTurkeytransformed Çorluintoacityfocusingonindustry. A.VAHAP AKBAŞ
AHMET BİLAL ARSLAN
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLU JET • 09
Çorlu Balkan Anıtı Balkan savaşı hatırasına yapılmış olup heykeltıraşı Tankut Öktem’dir. The Balkans Monument of Çorlu has been built in memoriam of the Balkans War and its sculptor is Tankut Ökten. Süleymaniye Camii’nin Mimar Sinan eseri olduğu sanılıyor. Süleymaniye Mosque is believed to be a work of the Great Architect Sinan.
Bu konum, günümüzde olduğu gibi geçmişte de hep önemli kılmış Çorlu’yu. Bölgedeki antik buluntulardan hareketle şehrin geçmişi M. Ö. 1000’li yıllara dayandırılıyor. Çorlu’nun Osmanlı hâkimiyetine geçmesi Murat Hüdavendigâr zamanı. Edirne’yi fethetmeyi amaçlayan padişah, Bizans’tan gelecek tehlikeleri bertaraf etmek için aradaki Çorlu ve Lüleburgaz’ı ele geçirir.
YIKIM VE SONRASI Yüzyıllarca bir savunma şehri özelliğini taşımış Çorlu. Görevi, Balkanlardan gelecek tehlikeleri savuşturmak... İstanbul’un fethiyle yeni fonksiyonlar kazanır. Eski başkent ile yenisini bağlayan karayolu üzerinde hızla gelişir. Canlı bir ticaret merkezi haline gelir. Avrupa içlerine sefere çıkan orduların toplanma yeri, ihtiyaçlarını karşılama merkezi olur. Şehirlerimizin evveliyatı irdelenince ilk başvurulan kaynak Evliya Çelebi oluyor. En iyi o tutmuş çünkü zamanının nabzını. 17. yüzyıl ortalarındaki Çorlu’nun canlı tablosunu onun gözüyle seyrediyoruz. Üç bin meskenli, yirmi bin nüfuslu bir yerleşim yeriymiş o zaman Çorlu. Otuz mahallesi varmış. Çarşısında 600 dükkân mevcutmuş. Haftada iki defa kurulan pazarda yok yokmuş. Çorlu’nun peyniri memleketin her yerinde meşhurmuş.
48 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
19. yüzyıl başlarından itibaren Balkanlar gibi, hatta bütün imparatorluk gibi Çorlu’nun da kaderi değişir. 1829’da Rus saldırısına uğrar. Halkın 93 Harbi dediği 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında bir kez daha hedef alınır. Balkan Savaşı’nda bu defa Bulgarların ateşine maruz kalır. Şehir yakılıp yıkılır, tarihî eserler yok edilir. Dönemin salnamelerine bakıldığında önceki yıllarda var olan eserlerin birçoğunun adının anılmadığı görülür. 1920’de Yunan saldırısından ancak 1 Kasım 1922’de kurtulur. Cumhuriyet döneminde, ekonomik alanda 70’li yıllara kadar rahvan bir yürüyüşle ilerler Çorlu. 5. Kolordu Komutanlığı’ nın bulunduğu, hafta sonları izne çıkan askerlerin canlandırdığı, nispeten sorunsuz, şirin, sakin, modern bir memur-asker kenti görünümünde. Mümbit topraklarında ülkenin diğer bölgelerine göre daha modern ziraat yapılmakta. Buralara yazın yolu düşenler göz alabildiğine uzayıp giden ayçiçeği tarlalarının
güzelliği karşısında şaşkına döner. Eti ve peyniri, Evliya Çelebi’nin belirttiği kadar olmasa da hâlâ ünlüdür. İlçedeki ilk sanayi kuruluşları, hammaddeleri ve hayvancılığa dayanan un ve ayçiçeği yağı fabrikalarıyla taş ocakları ve tuğla üretim yerleridir. Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası’nın verilerine göre 50’li yılların sonunda ilçede ondan fazla çalışanı olan 17 kadar sanayi tesisi vardı. Şehir çevresi ile istasyon civarındaki bu tesislerde işlenen ürünler Çorlu ve çevresinde tüketilmekteydi. Bu dönemde Çorlu’da üretilip bir bölümü demiryoluyla ya da Marmara Ereğlisi’nden deniz yoluyla İstanbul’a sevk edilen ürünler ayakkabı, un, ayçiçeği yağı, yoğurt ve peynirdir ki bu, o dönemde Çorlu ekonomisinde tarım ve hayvancılığın ağır bastığını gösterir. 70’li yıllarda Çorlu çevresinde sanayi kolları çeşitlenir. İstihdam edilen kişi sayısı bini geçer ki bu, o dönemin mütevazı Çorlu’su için önemli bir sayıdır. 6
ŞEHRİN DİNAMİZMİ
˝ Bir sanayi şehri olması Çorlu’nun günlük hayatında da büyük dönüşümlere yol açtı. Trakya’nın kalbi Çorlu’da daha hızlı atıyor. DYNMICS OF THE CITY
˝ Being an industrial city has caused major transformations in the daily life of Çorlu, where the heart of Thrace beat faster.
Evliya Çelebi as the first source because he is remarkable for his observations of his times. Looking at Çorlu in the middle of the 17th century through his eyes, Çelebi writes that Çorlu had 3,000 dwellings and a population of more than 20,000 people. There were 600 stores in its bazaar and 30 districts. People could buy anything they wanted in the street markets set up twice weekly. Çorlu’s cheese was well-known all over the country. Its location gave Çorlu great importance in the past, as is the case today. Based on ancient relics found in the region, it is possible to say that the city dates back to 1,000 BC. Çorlu became part of the Ottoman Empire during the reign of Murat I. The sultan aimed at conquering Edirne and he seized both Çorlu and Lüleburgaz on his way there, to eliminate potential threats from the Byzantine Empire. For centuries Çorlu was an important defense post. Its role was to deflect potential threats from the Balkans. The city took on a new function following the conquest of Istanbul. It developed rapidly along the overland route connecting the new capital city to the older one (Edirne), and it became a lively trade center, a meeting spot and a supply station for armies on their way into Europe. If you want to have a look into the past of the Turkish cities, you turn to
DESTRUCTION AND AFTERWARDS The status of Çorlu changed starting from the beginning of the 19th century, as was the case for the Balkans and most empires. The city was targeted by the Russians in 1829. It was occupied again during the Ottoman-Russian wars of 1877 and 1878, commonly known as the ’93 Harbi’, and later by the Bulgarians during the Balkan War. The city was ruined and its historical monuments were destroyed, so much so that most of the monuments documented in the registers of the period vanished, even from the pages of later registers. The city was targeted by the Greeks in 1920 and regained its independance freedom on November 1st 1922. Following the declaration of the republic, Çorlu’s economy ambled on through the 1970s. It is now a relatively problem-free, lovely, calm and modern city mainly populated with civil and military servants from the 5th army corps. More modern agricultural activities are undertaken on the fertile soils of Çorlu than in any other part of Turkey. Those who travel to the city in the summer are astonished by the beauty of its large sunflower fields. Çorlu’s meat and cheese are still famous, even if they’re not as famous as mentioned by Evliya Çelebi. The most important industrial facilities of the city are the flour, sunflower oil factories and quarries and brick manufacturing sites. According to data from the Çorlu Chamber of Trade and Industry, there were 17 industrial sites, each of which had more than ten employees, at the end of the 1950s. The products manufactured in these facilities, which were located around the city and in the station area, were consumed in Çorlu and its surrounding cities. Among the products then manufactured in Çorlu and delivered to Istanbul via railroad or sea routes through Marmara Ereğli, were shoes, flour, sunflower 6
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 49
80’LERDE KAZANILAN İVME Çorlu’nun ekonomik kaderinin ve tabii ki buna paralel olarak sosyal hayatının esas kırılma noktası 80’li yılların başları. Ülkedeki sosyal, siyasal, ekonomik gelişmeler sonucu dış pazarlara açılma imkânlarının doğması Çorlu’yu sanayi odağı bir şehir durumuna getirir. Tabii ki bunda E-5 karayolunun ve pek yakındaki Ereğli ve Tekirdağ limanlarının Avrupa’ya sevkıyatı kolaylaştırıcı etkileri var. Etkileyici bir unsur da İstanbul’un artık taşıyamadığı ve dışarı attığı büyük fabrikaların bu bölgenin imkânlarından yararlanmayı hedefleyerek buraya taşınmalarıdır. 90’lı yıllarda Çorlu ve çevresinde sanayi bakımından tam anlamıyla bir patlama olur! 1991 yılı kayıtlarına göre, E-5 çevresinde, Çorlu-Tekirdağ yolu üzerinde, Çerkezköy yolu üzerinde ve tabakhanelerde yarısından fazlası tekstil-boyama ve deri olmak üzere 115 sanayi tesisi faaliyet göstermektedir. Bu fabrikalardaki çalışan sayısı 17 bin civarındadır. Bugün ise nüfusu 200 bini geçmiş, birçok ilimizden daha büyük, daha gelişmiş bir ilçe artık Çorlu. Trakya’da sanayi gelişiminin yoğunluğu bakımından birinci sırada ve Türkiye sanayinin en dinamik merkezleri arasındadır. Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı 4700 civarındaki işletmenin 770 kadarı büyük sanayi kuruluşudur.
50 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
AVRUPA SERBEST BÖLGESİ ˝ Türkiye’nin 500 büyük sanayii kuruluşundan 26’sı Çorlu’da faaliyet göstermektedir. EUROPE FREE TRADE ZONE ˝ One of the factors that brings Çorlu an economic dynamism is the Europe Free Trade Zone in the area.
oil, yoghurt and cheese, showing that agriculture and stock-breeding played a major role in Çorlu’s economy. Industrial sites began to diversify around Çorlu following the 1970s. The number of people employed exceeded one thousand, which was very high for a small city like Çorlu at that time .
AVRUPA SERBEST BÖLGESİ
ACCELERATION FROM THE 1980s
Çorlu’ya ekonomik dinamizm kazandıran etkenlerden biri de burada kurulmuş bulunan Avrupa Serbest Bölgesi. Ülkemizdeki bu en büyük serbest bölge, kurumlar vergisi muafiyeti sunmak, döviz cinsinden defter kayıt düzenine imkân vermek, transit ticaret imkânı, gümrüksüz stoklama, ikinci el makine edinebilmek gibi birçok avantaj sağlamak suretiyle, dış ticaret ve üretim maliyetlerini düşürmekte ve böylece Türkiye’nin dış ticaretinde büyük rol oynamakta.
The beginning of the 1980s was a turning point in Çorlu’s economic and social life, as Çorlu became an industrial area following new opportunities to open up to foreign markets that were unleashed by significant social, political and economic developments in Turkey. Of course, the advantages of transportation through the E-5 route overland to Europe and the nearby Ereğli and Tekirdağ ports cannot be overlooked. Another important factor was that industrial plants, which were no longer sustained by Istanbul, were moved to Çorlu to take advantage of its resources.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından her yıl üretimden satışların baz alındığı değerlerle hesaplanan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” belirlenmektedir. İSO’nun 2008 yılı listesinde Çorlu’da faaliyet gösteren 26 sanayi kuruluşunun yer alması, Çorlu’da sanayinin boyutlarının ve bölgenin Türkiye ekonomisindeki rolünün en iyi göstergelerinden biridir. 6
Today, Çorlu is much bigger than many other Turkish cities with a population exceeding 200,000. It ranks in the first place in Thrace in terms of industrial development, and it is one of the most dynamic industrial sites of Turkey. 770 of the 4,700 enterprises registered with the Chamber of Commerce and Industry are large-scale industrial facilities.
An industrial boom took place in Çorlu and the vicinity in the 1990s. According to the records of 1991 and 1992, 115 industrial facilities, half of which were engaged in textile-dyeing and leather processing, operated around the E-5, on the Çorlu-Tekirdağ route, on the Çerkezköy road. Around 17,000 people were employed in these facilities.
EUROPEAN FREE ZONE One of the leading factors in Çorlu’s economic dynamism is the European Free Zone established here. This is the biggest free zone in Turkey and of great importance in reducing foreign trade and manufacturing costs and thus in 6
Hızlı sanayileşme, şüphesiz şehrin fizikî ve sosyal yapısını da etkiledi. Bugünün Çorlu’su, yağma, işgal ve ihmalkârlıklardan kurtulmuş eski zaman eserleriyle çağın ihtiyaçları doğrultusunda boy gösteren, bambaşka bir dille konuşan yeni binaları harmanlayarak şekilleniyor. Cumhuriyet Meydanı’nda Kanunî döneminden kalma (muhtemelen Sinan eseri) zarif Süleymaniye Camii ile tarihi Şucaattin Okulu ve hamamın yerine yapılmış devasa Belediye Kültür Merkezi binası, eski ile yeninin terkibini ve aslında yeni Çorlu’yu ifade eden bir belge gibi duruyor. Çorlu Deresi üzerinde, yüzlerce deri atölyesinin ve Türkiye’nin en büyük arıtma tesisisin yanı başındaki Osmanlı yapısı münzevi taş köprü de benzer bir tablo oluşturuyor. Çorlu, nefes almadan değişen şehir… Yüzü yarınlara dönük daha çok. Fakülteler, yüksek okullar barındırıyor. Ticaret, kültür ve cemiyet hayatı capcanlı… Geçmişte olduğu
gibi bugün de devleşen İstanbul’un hatta Türkiye ekonomisinin yükünü paylaşmaya çalışıyor. Giderek geliştirilen havaalanı, bölge ulaşımına getirdiği kolaylığın dışında, Çorlu’nun yakın gelecekte daha da önemli merkez olacağının işareti. Otomotivden tekstile, dericilikten kâğıda, yağa bütün büyük sanayi kuruluşlarına ev sahipliği yapıyor. Yeni büyük sanayi yatırımlarıyla, serbest bölgesiyle, toplu konut projeleriyle, büyük alışveriş merkezleriyle, ulaşımı hızlandırma, kolaylaştırma çabalarıyla geleceğin nüfusu milyonu aşacak şehri olmaya hazırlanıyor Çorlu. 3
Çorlu civarının en büyük alışveriş merkezlerine ev sahipliği yapmaktadır Çorlu is the hometown for the biggest shopping centres of the area
developing Turkey’s foreign trade by offering many advantages, from exemptions of corporate taxes to permission to keep accounts in foreign currencies, from transit trade to duty-free stockpiling and to importing second-hand machines. The Istanbul Chamber of Commerce announces a list of the Top 500 Industrial Enterprises of Turkey annually, based on numbers of sales. There were 26 industrial enterprises operating in Çorlu in the 2008 list, and this is one of the best indicators of the size of the industry in Çorlu and of Çorlu’s important role in the Turkish economy. The rapid industrialization process has of course affected the physical and social structure of the city. Today’s Çorlu is shaped by a combination of its oldest buildings, recovered from the pillage, invasions and negligence of the past, and of its newest buildings, singing a totally different tune based on the needs of our present age. In Cumhuriyet Square, the Süleymaniye Mosque, built during the reign of Suleiman the Lawmaker (probably by Sinan), the historic Şucaatin School and the huge Municipality Culture Center, built on the site of historic public baths, all go to show the great mixture of old and new that is contemporary Çorlu. A similar view can be observed along the Çorlu Stream, where there are hundreds of leather workshops and Turkey’s biggest water treatment facilities right next to a neglected stone bridge built by the Ottomans. Çorlu is changing very rapidly. It is facing the future. It is home to faculties and technical schools preparing the city for the future, and its social, commercial and cultural life is thriving. Today ,it is sharing the burden of Istanbul’s and Turkey’s colossal economic growth, as it did in the past. Its airport has been developed to ease the heavy traffic of Istanbul’s Ataturk airport. It hosts big industrial facilities in many sectors from the automotive to the textile industries, from leather processing to paper and cooking oil production. It is planning to become a metropolitan inhabited by a minimum of one million people. With the new industrial investments, free zone, mass housing projects, enormous shopping malls and its improved transportation, Çorlu is well prepared to become a metropolitan city. 3
AnadoluJet’in Ankadara’dan Çorlu’ya Pazartesi, Çarşamba, Cuma ve Pazar olmak üzere haftada dört gün karşılıklı seferleri bulunuyor. AnadoluJet flies round trip form Ankara to Çorlu on Monday, Wednesday, Friday and Sunday.
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 51
Foto Portfolyo BEHİÇ GÜNALAN Photo Portfolio
Nesli tükenen
SÜPÜRGECİLER BROOMMAKERS An almost extinct species
Süpürge otu tel süpürge haline gelene kadar pek çok aşamadan geçer. Heather goes through many processes before becoming a broom thread.
Edirne, süpürge otunun yetiştiği ender şehirlerden biri. Edirne is one of the rare cities where the heather plant can grow.
Kükürt odalarında sarartılan süpürge otları, ayıklanıp sarıldıktan sonra dikilip paketlenir. Heather plants, which are dried out in sulfur rooms, are picked, wrapped, sewn and packaged.
Süpürge üretimi yapan ustaların sayısı günden güne azalıyor. The numbers of broom makers are decreasing day by day.
000 ANADOLUJET EYLÜL | SEPTEMBER 2009
Edirne, son ustaları kuşaktan kuşağa aktarılan süpürgecilik geleneneğini yaşatmak için direniyor. Edirne’s last broom makers are struggling to keep this tradition, which has been passed over generations alive.
Aynalı tel süpürgenin kapı dışına asılması, evde evlenecek çağda genç kız olduğuna işaret eder. Hanging a mirrored thread broom outside the house is a sign for a single girl in the house who is looking for a husband.
Temizlek aracı olarak gözden düşen tel süpürge vvarlığını süs nesnesi olarak sürdürüyor. The booms lost their popularity as a cleaning tool , nowadays they ade an object for decoration.
Eskiden Süpürgeciler Hanı’nda toplanan süpürge ustaları, son yıllarda kentin virane yerlerine dağıldı. These craftsmen used to get together in “ Broom Makers Bazaar”; however, nowadays they have been scattered to wrecked parts of the city.
000 ANADOLUJET EYLÜL | SEPTEMBER 2009
Artık kimsenin süpürge ustası olmak istemediğini söyleyen eski ustalar, zamanın süpürgecileri de süpürdüğü konusunda hemfikir. Craftsmen say nobody wants to become a maker anymore and agree on the fact that time has swept up broom makiqers as well.
Çocukluğumuzdaki ramazanların güzelliklerini, büyüsünü, lezzetini neden hiç unutamıyoruz? Why can we not forget the beauties, fascinations and flavors of the ramazans of our childhoods? MUSTAFA ARMAĞAN
10 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
ALP KAYA
AHMET BİLAL ARSLAN
Kutsal’ın tebessümü
RAMAZAN The Smile of the Holy 19. yüzyıl başlarında İstanbul’a gelmiş olan İngiliz Amirali Sir Adolphus Slade, anılarında şu çarpıcı cümleye yer verir: “İstanbul’da, hemen hemen bütün halk hareketleri ve isyanlar Ramazan gecelerinde tasarlanır.” Şaşırtıcı mı? Hiç de değil, inanmıyorsanız gazeteci Server İskit’in Ramazan notlarına bir göz atalım: “Hülasa, ibadetle yıkanan ruhların ve günahlarının affı ümidiyle şenlenen gönüllerin huzur ve sevinci ile Müslümanlar bu ayda coşar, coşardı. Kitle halinde namaz, kitle halinde niyaz, kitle halinde heyecan, İstanbulluları kitle halinde sevince boğardı.”6
Sir Adolphus Slade, an English Admiral who visited Istanbul in the beginning of the 19th century, noted in his memory that “In Istanbul, almost all of the social movements and rebellions are organized during Ramazan evenings”. Surprising? Not really. If you find it hard to believe, let’s have a look at journalist Servet İskit’s notes on Ramazan: “With the inner peace and joy of the souls washed down with worship and of the hearts filled with the hope of being forgiven, Muslims would become exuberant during this month. Collective praying, collective wishes and collective excitement would cause collective joy for the people of Istanbul”. 6 EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 59
Hatta buna bereketli Ramazan gecelerinin, işgal İstanbul’unda Anadolu’ya insan ve silah kaçırma amaçlı yeraltı faaliyetlerinin yürütülmesi için gayet uygun bir zemin sağladığı bilgisini de ekleyebilirsiniz. Demek istediğim şu ki, artık Ramazan’ı geçmişe postalama alışkanlığımızı değiştirmenin zamanı geldi. Hafızalarımızın galerisine, içinde Meşrutiyet döneminden miras kalan gündüz açlıkla, geceleri kantolarla uyuşmuş varlıkların gezindiği Ramazan resminin yerine yeni bir tablo asmamız gerekiyor.
STATÜKOYU YIKAN AY Genel olarak bir içe kapanma ve pasifleşme ayı olarak algılanmakla birlikte, gerçekte Ramazan ayı toplumsal coşku ve heyecanın doruğuna çıktığı bir duygusal yoğunlaşma dönemidir. Sanılanın tersine, alışkanlıkların kırıldığı, statükonun zincirlerinin gevşediği ve insanları yeniliklere açık hale getiren diri bir zaman dilimidir. Ramazanlarda şeytanların zincire vurulduğu hadisini, biraz da insanın cennetteki özgür yaşantıyı bu dünyada kısa süreliğine de olsa deneyimleme imkânına kavuşması şeklinde anlayabiliriz. Öyleyse Adolphus Slade’in hatırlattığı gibi, Ramazan statüko için gerçekten de ‘tehlikeli’ bir ay değil midir? Öte yandan bir algılama sorunumuz olduğu kesin: Çocukluğumuzdaki Ramazanların güzelliklerini, büyüsünü, lezzetini neden hiç unutamıyoruz? Hayat merdiveninde ne kadar yükseklere tırmanırsak tırmanalım, özellikle de iftar öncesi yaşanan o üst üste bindirilmiş film kareleri hiç silinmez; olmadık vakitlerde hafızamızın denizinden bir umut adası gibi fışkırıverir, sonra bizi kucağına alıp bebek kokulu mavi kundağına sarmaya başlar. Toplumsal hafıza da biraz böyle değil midir? Bugünün akışı içinde bulamayacağımızı 6
60• ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
In fact, this argument is also supported by the fact that the generous Ramazan evenings paved the way for underground independence war activities aimed at carrying people and arms into Anatolia during Istanbul’s occupation.
YENİ RAMAZANLAR ˝ Yoksa yeni Ramazanlar üretemedik de mi sürekli başımızı geriye çevirmek ihtiyacını duyuyoruz? NEW RAMAZANS
˝ Is it because we were What I am trying to say is that it is time to change our habit of sending Ramadan to the past. We need to replace the Ramazan image in our minds, in which days are numb because of hunger and nights because of classical Ramadan activities, with a brand new vision.
THE MONTH THAT BREAKS THE STATUS-QUO Although it is seen in general as a month for inward-looking and passivity, in reality Ramazan is the month of emotional concentration when social enthusiasm and excitement peak. Contrary to assumptions, it is a lively period when old habits are broken, the chains of the status-quo are loosened and people become open to new ideas. In fact, Muhammad’s hadith, which states that the devil is chained during this month, can 6
unable to create new Ramazans that we constantly feel the need to turn back to the old ones?
bildiğimiz yitik bir damarın geçmişte kımıldandığına inanma eğilimindeyizdir. Yoksa anlı şanlı ilerleme çağında bile ‘Ramazan’ denilince özellikle Osmanlı’nın son dönemindeki Ramazanların hatırlanması bir paradoks değil midir? Şu soru büsbütün anlamsız değildir: Yoksa yeni Ramazanlar üretemedik de mi sürekli başımızı geriye çevirmek ihtiyacını duyuyoruz? Etrafımızda “Ah, nerede o eski Ramazanlar!” hayıflanmasını bu denli sık işitmemizin sebebi, henüz Ramazanları kucaklayacak genişlikte bir sosyal teçhizat üretemeyişimiz olmasın.
ŞİMDİKİ RAMAZANLAR DA ÖZLENECEK Aslında Ramazan’ın güzelliklerini salt geçmişte arama tavrımızda bugünkü hayatımızda açılmış olan bir boşluğu mazinin kuyularından doldurma çabası yatar. Oysa şimdiki Ramazanlar da pekâlâ yaşanıyor ve kendi içinde benzersiz güzellikleri bugünün çocukları tarafından da tadılıyor. Bu yıl ilk defa oruç tutan çocuklar da ileride yeni kuşaklara, ilk sahura kalkışlarındaki mahmurluğu, iftarlarının acemi sabırsızlıklarını, uzun teravihlerdeki kıkırdamalarını 6
be interpreted as indicating a period in which people have a chance to experience the free living of heaven, even for a short while, on this earth. In that case, as we are reminded by Adolphus Slade, isn’t Ramazan a ‘dangerous’ month for the status-quo? On the other hand, it is certain that we have a problem of perception. Why can we not forget the beauties, fascinations and flavors of the Ramazans of our childhoods? No matter how high up we go on the ladder of life, particularly the memories of the time right before iftar never leave us to surface in our minds in the most unexpected times. Isn’t public memory like this in a way? We are inclined to believe that the things which seem to be lost in our present life used to have different degrees of influence on our lives in the past. Otherwise, isn’t it a paradox that whenever ‘Ramazan’ is mentioned, we remember the magnificent Ramazans of the late Ottoman period, even in this glorious age of development? The following question is not altogether nonsense: Is it because we were unable to create new Ramazans that we constantly feel the need to turn back to the old ones? Can the reason of people around us constantly wailing “Gone are the old Ramazans” be that we haven’t 6
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 61
eminim bizler gibi bıkmadan anlatacaklardır. Yaz Ramazanları geldiğinde kar yağarken oruç tuttukları günlere hasretle dönüp bakmak isteyecek, buz gibi karpuzlarla oruçlarını açtıklarında ise damaklarında portakal ve mandalina kokan iftar sofralarının buhurunu hissedecekler ve bu böyle nesiller boyu sürüp gidecektir. Belki artık vükela konaklarında kurulan ve her canı isteyenin teklifsizce oturabildiği, çıkışta ellerine ‘diş kiraları’nın tutuşturulduğu, kalaylı sinilere tek kullanımlık nakışlı tahta kaşıkların dizildiği kuş sütü eksik yer sofraları yok dünyamızda. Lakin bugün de belediyeler ve vakıfların kurdukları ve on binlerce insanın istifade ettiği devasa iftar çadırlarından tutun da 5 yıldızlı otellerdeki ‘zengin’ menülere varıncaya kadar alabildiğine çeşitli sofralar yine kuruluyor şehirlerimizde. Teravihlerde eskisi gibi camiler dolup taşıyor, oruca duyulan saygı, evlerde okunan mukabeleler, türbe ve cami ziyaretleri ulaşım imkânlarına paralel olarak artıyor.
yet created a social mechanism wide enough to embrace the new with the old Ramadans?
TODAY’S RAMADANS WILL BE MISSED TOO In fact, what lies beneath our attitude to search for the beauties of the Ramazan only in the past is an effort to fill a gap that was opened in our present lives from the wells of the past. However, today’s Ramazans will be a history tomorrow and their own unique beauties are experienced by today’s children. I am sure that the children who are fasting for the first time this year will, just like us telling about our past experiences, tell the younger generations – over and over – about their drowsiness when they woke up for the first time to eat something before dawn, their novice impatience at fast-breaking time, their giggles during the long teravihs. During summer Ramazans, they will look back and long for the days they fasted when it snowed; when they break their fasting with ice cold water melons, they will feel the taste of oranges and tangerines in their mouths and this will go on and on for generations. Perhaps there are no longer the feasts organized in the mansion houses, where anyone could join in where disposable wooden spoons used to be laid on tinned copper trays and where there were all kinds of food. However, there are still suppers organized in the cities, varying from those in the giant marquees set-up by the municipalities, from which tens of thousands of people benefit, to ‘rich’ menus available at five star hotels. The mosques are still full for the teravihs, and respect for fasting, prays in houses, and visits to tombs and mosques are increasing in parallel to increasing travelling facilities.
WHAT DO WE MISS? Well, despite all of this, what is it that makes us feel we no longer have the joy of the old Ramazans? Or, are we facing a rather sweet game played by our memories, hand in hand with our childhood?
NEYİ ÖZLÜYORUZ? Peki, buna rağmen bugün bizi eski Ramazanların tadından yoksun olduğumuz duygusuna sürükleyen şey nedir? Hafızamızın çocukluğumuzla el ele vererek bize oynadığı tatlı bir oyun karşısında mıyız yoksa? Önemli olan kabuk ise haklısınız, o eski dünya sırra kadem basmış durumdadır. Teknolojik değişim birçok başka unsur gibi hayatımızın derine inen damarlarını da büyük ölçüde kurutmuş görünüyor. Dünyamız gizeminden soyunmuş, Max Weber’in dediği gibi efsununu yitirmiştir. Lakin umutsuzluğa düşmenin da âlemi yok. Eğer din, özünde bir ‘kalp’ meselesiyse ve en önemlisi de inanmak, bizi kendi ölümsüz merkezimizle yeniden buluşturma girişimiyse, bilin ki, o merkez bir yere gitmiş değildir. Modernlik onu geçici olarak karartabilir, sislere boğabilir, 6
62 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
If it is the cover of a book that is important, you are right; that old world has totally disappeared. Technological changes seem, to a great extent, to have drained most of the veins that go deep into our lives, just like many other functions. Our world has been stripped off its mysteries. As Max Weber has said, it has lost its charm. However, we don’t need to lose hope. If religion, in the real sense, is a matter of the ‘heart’, and most importantly, if believing is an attempt to bring us together again with our eternal center, you should know that this centre has not gone anywhere. Modernity can shadow it 6
ONBİR AYIN SULTANI ˝ Gündelik hayatın koşuşturmaları içine gömülen tozlanmış kalbimizin, “On bir Ayın Sultanı” Ramazanlarda bizi hasretle beklediğini unutmayalım. Ne zaman sonsuz bir bahara uyanır gibi kucağına yeniden dönebilirsek, onu orada taptaze ilhamlarla bizi beklerken bulacağız. “SULTAN OF THE ELEVEN MONTHS”. Let us not forget that our dusty hearts lost in the daily hustle anxiously wait for us during Ramazan, the “Sultan of the eleven months”. Whenever we can return to its arms, as though waking up to eternal springs, we shall find it waiting for us there, full of fresh inspiration.
yanlış adreslere yöneltebilir, hatta görünmez kılabilir ama asla yok edemez. Belki bize dargındır, o kadar.
temporarily, can bury it in fog, can divert it to incorrect addresses, can even make it invisible, but it can never dispose of it. Perhaps it is a little offended with you, that’s all.
Gündelik hayatın koşuşturmaları içine gömülen tozlanmış kalbimizin, Onbir Ayın Sultanı Ramazanlarda bizi hasretle beklediğini unutmayalım. Ne zaman sonsuz bir bahara uyanır gibi kucağına yeniden dönebilirsek, onu orada taptaze ilhamlarla bizi beklerken bulacağızdır.
Let us not forget that our dusty hearts lost in the daily hustle anxiously wait for us during Ramadan, the “Sultan of the eleven months”. Whenever we can return to its arms, as though waking up to eternal springs, we shall find it waiting for us there, full of fresh inspiration.
Yoksullara yardım kampanyaları olsun, iftar sofraları kurmak olsun, dertlilere deva bulmak olsun, hepsi bir arayışın işaretleri bence. Gizemini yitiren dünyaya yeniden bir gizem aşılayabilmek ve onu dönüştürebilmek için bir enerjiyle doldurmak şeklinde özetleyebiliriz bu arayışı. Belki neyi aradığımızın tam olarak farkında değiliz ama unutmayalım ki, bulanlar yalnızca arayanlardır.
I believe that either charitable campaigns for people in need, or organizing fast-breaking meals, or finding solutions for people in trouble, are all signs of this search. We can summarize this search as an injection of mystery into a world that has lost it. Perhaps we are not really sure of what we are looking for, but let us not forget that finders are only made from searchers.
Bulacağımız şeyin devrimci bir tebessüm olacağına inanıyorum: Özellikle Ramazanlarda ufkumuza değip geçen kutsalın tebessümü. 3
I believe that what we shall find will be a revolutionary smile. Specifically, the smile of the Holy that touches and crosses by our horizon during each Ramadans. 3
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 63
Akdeniz’in gizemli patikaları
LİKYA YOLU LYCIAN WAY
Mysterious tracks of the Mediterranean
TEKE YARIMADASI, Fethiye’nin Faralya köyünden başlayıp Antalya’da sona eren Likya Yolu’nun en heyecan verici bölümüdür kuşkusuz. İngiliz gezgin Cate Clow, antik kaynaklarda ‘ışığın ülkesi’ adıyla anılan Likya Uygarlığı’nın Anadolu’nun güneybatısına kurulmuş 23 kentini birleştiren, Türkiye’nin uluslararası öneme sahip ilk işaretli yürüyüş rotasının fikir babası. Patara, Kalkan, Kaş, Olimpos ve Tekirova üzerinden Antalya’ya uzanan parkur boyunca tercihe göre; çadır kampında, köy pansiyonlarında ya da konforlu otellerde konaklamak mümkün. 3 bin metrelik Toros Zirveleri’nin eteklerine yayılan Likya Yarımadası’nın sahilleri, yazın en sıcak günlerinde bile taze dağ rüzgârlarıyla serinliyor. Nehir ağızlarındaki verimli arazilere kurulan ekolojik tarım çiftlikleriyse, turizmin yeni trendlerinden. Antalya’ya antik Likya penceresinden bakmak ilginizi çektiyse, buyurun işaretleri takip edelim... 6
64 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
THE TEKE PENINSULA is undoubtedly the most exiting section of the Lycian Way, which starts from Faralya village in Fethiye and ends at Antalya. English explorer Cate Clow is the master mind behind the first flagged trekking route of international importance, which connects 23 cities of the Lycian civilisation, known in antique sources as the “country of light”, and which were established in the South western parts of Anatolia. Along the path that extends into Antalya via Patara, Kalkan, Kaş, Olympos and Tekirova, it is possible to stay in tents, village boarding houses or comfortable hotels, as preferred. The 3 thousand metre long coast line of Lycia, lying at the skirts of the Taurus Mountains, is cooled by mountain breeze, even at the peak of the summer heat. The ecological farms established on the fertile lands at river mouths are among the new trends in tourism. If having a look at Antalya through the window of Lycian seems interesting to you, let’s follow the flags together. 6
Akdeniz’in en güzel sahillerini, yaylalarını ve dağ köylerini birleştiren 509 kilometrelik Likya Yolu, Antalya’nın büyüleyici arka bahçesine açılan antik bir patikalar ağı. The 509 km long Lycian Way, which connects the most beautiful coasts, plateaus and mountain villages of the Mediterranean, is like a network which opens up into the dazzling back gardens of Antalya. MELİH USLU
YÜKSEL ALTINTOP
3
TOROSLARIN ISSIZ TEPELERINDE
ONTHEDESERTEDPEAKSOF THETAURANRANGE
Toroslar’dan Kalkan’a uzanan Eşen Nehri’nin serin suları, Likya Yolu’nu işaret ediyor. Likya’nın üç incisi Ksanthos, Letoon ve Patara, nehrin Akdeniz’e döküldüğü deltanın ağzını süslemiş. Uzaklardan gelen çoban kavallarının ezgileri ve kaplumbağaların hışırtıları ıssızlığın sesi… 18 kilometrelik uzunluğuyla Türkiye’nin en büyük kumsalı Patara, Kalkan’ın ilk sürprizi. Caretta caretta’ların yaşam alanı olan kumsalında, yakın zaman önce tarihteki ilk deniz feneri kalıntıları ortaya çıkarılmış. Kalkan’da dar bir kanyonun denize açıldığı noktada bulunan Kaputaş, Türkiye’nin en güzel plajlarından. Kaş ile Demre arasında, Likya Yolu’nun birleştirdiği tam 18 Likya kentinin çoğu, vahşi ve ulaşılması zor yerlerde. Türkiye’nin güneyindeki en önemli dalış merkezi Kaş, Akdeniz’e uzanmış eşsiz bir yarımadanın ucuna kurulmuş. Beyaz badanalı evleri, daracık sokakları, pırıl pırıl sahilleri, şık restoran, kafe ve barlarıyla Kaş, Akdeniz’in yeni Bodrum’u nicedir. Kaş’ın doğu ve batı yamaçlarına dağılmış kaya mezarları, Uzunçarşı’daki anıt mezar, Çukurbağ Yarımadası’ndaki antik tiyatro ve Yeni Camii’nin çakıl mozaik avlusu, Likya’nın en belirgin izleri. Kaş’tan Toros yaylalarına uzanan parkur, Likya Yolu’nun en zorlu ve heyecan verici bölümlerinden. Bulut kümeleriyle kaplı ormanlık tepeler arasında günlerce yürümeyi gerektiren dağ yolu, Kalkan - Bezirgân - Akçay rotasını izleyerek Elmalı’da son buluyor.
The cool waters of the Eşen River that flow from the Taurus Mountains to Kalkan point at the Lycian Way. The three pearls of Lycia, Ksanthos, Letoon and Patara ornament the delta where the river flows into the Mediterranean. The music arriving from a distant shepherd’s flute and the rustlings of the turtles are the sounds of isolation. The first surprise of Kalkan is Patara beach, which is the longest beach in Turkey, with a length of 18 kilometres. On this beach where caretta carettas live, the ruins of the first known lighthouse in history have recently been excavated. Kaputaş, on the point where a narrow canyon in Kalkan opens up to the sea, is among the most beautiful beaches in Turkey. Most of the 18 cities between Kaş and Demre, which the Lycian Way connects, are in wild and inaccessible places. Kaş, which is the most important diving centre in Southern Turkey, is located on the edge of an unmatchable peninsula, extending out into the Mediterranean. With its whitewashed houses, narrow streets, clean beaches and elegant restaurants, cafes and bars, Kaş is like the new Bodrum of the Mediterranean. The graves carved into the rocks on the eastern and western slopes of Kaş, 6
SU IÇINDE MEDENIYET Toroslar’ın bıçak gibi tepeleriyle çevrili vadiler, beton yüzü görmemiş Yörük köyleri, nane ve kekik tarlaları, şelaleler ve dağ gölleri eşliğinde ilerleyen yol, 2 binli metrelere kadar tırmanıyor. Kaş’tan Üçağız’a uzanan 30 kilometrelik sahil yolunun en ilginç durağı, Kılıçlı köyü. Kekova Adası’nı kuşbakışı izleyen köy; Theimiussa, Aperlai, Isında ve Kyaneai adlı dört Likya 6 66 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
2
2 KANOYLA LİKYA’NIN GİZEMLİ SAHİLLERİ ˝ Kaş çıkışlı kano turlarıyla Likya Yolu gezinize heyecan katabilirsiniz. Konaklamalı olarak da yapılan kano turlarıyla en kuytu deniz mağaralarından ıssız antik patikalara dek pek çok yer keşfetmek mümkün. LYCIA’S MYSTERIOUS COASTS BY CANOE ˝ You can add excitement to your Lycian Way tour with canoe tours starting from Kaş. In these tours, which can also include accommodation, it is possible to explore everything from the most isolated sea caves to the most remote antique tracks.
1
kentinin tam ortasına kurulmuş. Kılıçlı’nın eteklerinde, küçük bir balıkçı köyü olan Üçağız’ın kıyıları; dev kayalara oyulmuş keşiş hücreleri, tek kişilik adalar ve denizin içinde esrarlı bir hazine sandığı gibi duran Likya lahitleriyle bezeli. Marinasında keyifli balıkçı lokantalarının sıralandığı Üçağız’ın en büyüleyici köşesi ise Simena. Üçağız’dan Simena’ya uzanan 2,5 saatlik yürüyüş parkuru, Harnup Korusu içinden geçen güzel bir rota. Türkiye’nin batısında karayolu ulaşımı bulunmayan tek köy olan Simena, bozulmamış bir Akdeniz peyzajı vaat ediyor. Kalesi, Rodos şövalyelerinden miras. Simena’nın karşısındaki Kekova Adası’nın kıyıları, Batık Şehir olarak tanınan yarı yarıya denize batmış antik bir yerleşimin izleriyle dolu.
NOEL BABA’NIN EVI Üçağız’ın kapı komşusu Demre, Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikaolaos’un köyü. 3. yüzyılda Demre’de yaşayan Noel Baba’nın görev yaptığı kilise, bugün bir müze olarak turizme hizmet veriyor. Noel Baba Kilisesi’ni süsleyen bin yıllık freskler, Aziz Nikoalaos’un hayatını anlatan yeryüzündeki en zengin örnek. Bu kilisede hayata gözlerini kapatan Noel Baba’nın ölüm yıldönümü olan 6 Aralık’ta, her yıl, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen binlerce kişinin katıldığı bir festival düzenleniyor. Demre çevresindeki en görkemli Likya kenti olan 6
the tombatUzunçarşı (Longmarket),the antiquetheatreinÇukurbağpeninsula andthepebblemosaiccourtyardofYeni Cami,aredistinctivefeaturesofLycia. ThetrackthatextendsfromKaştothe plateausoftheTaurusMountainsare amongthemostdifficultandexciting sectionsoftheLycianWay.Themountain trackthatfollowstheKalkan-Bezirgân– Akçayrouteandalongwhichonecould hikefordaysthroughthecloud-covered foresthills,endsatElmalı.
CIVILISATIONINWATER Thepaththatpassesthroughthe knifeedgepeaksoftheTaurus,Yörük villagesthathaveneverseenconcrete, surroundedbymintandthymefields, waterfallsandmountainlakes,aclimb upto2thousandmetres:KılıçlıKöyüis themostexcitingstop-overpointofthe 30kilometreslongcoastalpathwhich stretchesfromKaştoÜçağız.Thisvillage, whichoverlooksKekovaIsland,islocated rightinthemiddleoffourLyciancities, namelyTheimeiussa,Aperlai,Isındaand Kyaneai.ThecoastsofÜçağız,whichisa smallfishermen’svillageontheskirtsof Kılıçlı,areornamentedwithmonks’cells carvedintogiantrocks,one-manislands andtheLyciantombsthatremaininthe middleofthesea,lookingliketreasure chests.Themostintriguingcornerof Üçağız,wherepleasantfishrestaurants lineupalongitsmarina,isSimena.The2.5 hourlonghikingpath,extending6
4
1 Toroslar’ın sarp
yamaçlarında fotoğraf molası A photograph taking break on the sharp hillsides of the Taurus Mountains 2 Parkurun tamamını
yürümek bir aydan fazla sürüyor Hiking the whole path takes more than one month 3 Keskin zirveler zaman
zaman sisle örtünüyor From time to time the sharp peaks are covered by fog 4 Sular altında kalmış bir
Likya harabesi An underwater Lycian remnant
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 67
Myra, neredeyse hiç bozulmadan günümüze kalmış tiyatrosu ve hemen arkasındaki kaya duvarına oyulmuş mezar odalarıyla hayli etkileyici. Demre Vadisi’nin ucundaki kayalık bir tepenin üzerinde yükselen Sura Akropolü, Likya’nın kehanet merkezi olarak kurulmuş. Likya Yolu, Demre’den sonra Teke Yarımadası’nın doğu ucuna uzanıyor. Deniz ve dağ kombinasyonuyla devam eden gezi, Antalya’nın 60 kilometre güneyindeki Adrasan’da sürüyor. Çavuşköy adıyla anılan Adrasan, sahilden birkaç kilometre içeride, kayalık tepelerle çevrili bir körfezi ve kumsalı olan, küçük otellerle dolu turistik bir köy. Köyden güneydeki yarımadaya doğru uzanan keçi yolunu izleyince, yalnızlığın bekçisi bir deniz fenerine ulaşılıyor: Gelidonya Feneri. Denizden 227 metre yükseklikteki fener, beş adayı içine alan etkileyici bir panoramaya sahip.
TARIHIN KOYNUNDA Adrasan’ın 8 kilometre kuzeyinde bulunan Olimpos, Likya’nın kutsal yerleşimlerinden biri. 2366 metre yüksekliğindeki Tahtalı Dağı’nın eteğindeki Olimpos, Çıralı adlı turistik bir Akdeniz köyünden sığ bir nehir yatağı ile ayrılmış. Vahşi bitki örtüsünün içine dağılmış gizemli Likya harabelerinin yanı sıra, pansiyon olarak kullanılan ağaçların üzerine kondurulmuş tahta kulübeleri, salaş balık lokantaları, bir dağ yamacında hiç sönmeden yüzyıllardır yanan Yanartaş’ı ve üç kilometre uzunluğundaki tertemiz plajıyla Olimpos, gerçek bir Akdeniz rüyası. Olimpos’un 22 kilometre kuzeyindeki Phaselis, üç farklı antik limanı birleştiren sıradışı bir Likya kenti. Phaselis’in 11 kilometre kuzeyindeki Kemer’in cazip özellikleri arasındasi; 5 yıldızlı tatil köylerini, Dolphinarium’u ve geleneksel Yörük yaşamının canlandırıldığı Ayışığı Parkı’nı saymak mümkün. Antalya’ya 42 kilometre uzaklıktaki Kemer’den sonra şehir merkezine doğru yaklaştıkça, her yanda turistik tesis hâkimiyeti görülüyor. 6
68 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
from Üçağız to Simena, is a beautiful route passing through carob woods. Simena, which is the only village in western Turkey without an access road, promises an untouched view of the Mediterranean. Its citadel is inherited from the Knights of Rhodes. The coast line of Kekova Island, just across the water, is full of remains from an ancient settlement known as the Sunken City.
SANTACLAUS’HOUSE Demre, the neighbouring village to Üçağız, is the village of Saint Nicholas also known as Santa Claus. The church in which Santa Claus served as a bishop in the 3rd century is now serving tourism as a museum. The thousand year murals that decorate the walls of this church are the richest examples of pictures that describe Father Christmas’ life. Every year, on 6 December , which is the date the Saint passed away in this church, a ceremony is held with thousands of participants from different countries. Myra, the most magnificent city near Demre, is quite impressive with its ancient theatre that has remained almost undisturbed, and the graves carved into the rocks, right behind the theatre. The Sura Acropolis that rises on top of a rocky hill at the end of Demre valley was built as a centre of prophecy. The Lycian Way, after Demre, extends to the eastern edge of Teke Peninsula. The walk that continues along a combination of sea and mountains continues into Adrasan, 60 kilometres south of Antalya. Adrasan, also known as Çavuşköy, is a touristic village a few kilometres inland from the coast, its bay surrounded by rocky hills and a sandy beach, and with several small hotels. Following the path from the village towards the peninsula to the south, a lighthouse guarding the loneliness, is reached. Gelidonya lighthouse is 227 metres above sea level and has an impressive panoramic view, encircling five islands.
NASIL GİDİLİR?
˝ Likya Yolu gezisine Fethiye yönünden başlamak için Dalaman, Olimpos tarafından başlamak için ise Antalya Havaalanı’na uçabilirsiniz. THY’nın İstanbul’dan, AnadoluJet’in Ankara’dan Dalaman ve Antalya’ya, haftanın her günü karşılıklı seferleri var. HOW TO GET THERE
˝ AIn order to take the Lycian way from the Fethiye direction, you can fly to Dalaman, or you can fly to Antalya to start from the Olympos direction. Turkish Airlines has flies rond trip to Dalaman and Antalya from Istanbul, Ankara and İzmir. Tel: +90 0212 444 2 538 www.anadolujet.com
INTHEARMSOFHISTORY Olympos, situated 8 kilometres north of Adrasan, is one of the holy establishments of Lycia. Built on the skirts of the 2366 metres high Tahtalı Mountain, it is separated by a shallow river bed from a touristic Mediterranean village, called Çıralı. Olympos is a real Mediterranean dream with its mysterious remnants scattered in the woods, wooden huts which are used for lodging, situated on top of the trees, humble fish restaurants, its burning stone, Yanartaş, that has been burning for hundreds of years without going out, and its three km-long clean beaches. Phaselis, 22 kilometres North of Olympos, is an extraordinary Lycian city that brings together three separate harbours. 11 kilometres north of Phaselis, Kemer’s attractions are 5 star holiday villages, a Dolphinarium, and Ayışığı park where a traditional Yörük way of living is simulated. As one approaches the Antalya city centre from Kemer, which is 42 kilometres away from Antalya, touristic establishments are seen everywhere.6
KALKAN KELEBEKLER VADİSİ üÇAĞIZ
KEKOVA PATARA
KILÇLI KÖYÜ
MISAFIRPERVER KONAKLAR
HOSPITABLE MANSIONS
Türkiye’de turizmin lokomotifi ve başlı başına bir metropol olan Antalya, Likya Yolu gezisini unutulmaz bir final ile taçlandırmak için doğru seçim. Bozulmamış tarihi dokusu, restore edilerek otel, restoran ve bara dönüştürülen eski evleri, Hadrianus Kapısı, Yivli ve Kesik Minareleri, Hıdırlık Kulesi ve Yat Limanı ile Kaleiçi, sizi bugünden koparıp yıllar öncesinin estetik liman kenti Adalya’ya götürecek. Yöreye özgü keskin falezleriyle ünlü Lara sahili, balık ve ızgara türleri için ideal adres. Likya Yolu’nu Antalya klasikleriyle zenginleştirmek için Manavgat Side - Alanya rotası sizleri bekliyor. 12 kilometrelik rafting parkuru ve doğal güzellikleriyle Köprülü Kanyon, Aspendos Antik Tiyatrosu, Konyaaltı Plajı, Antalya Müzesi, Perge, Saklıkent Kayak Merkezi, kentin diğer hazineleri. Aslında yörede hazine çok; yeter ki siz, Likya’nın ışık dolu patikalarıyla tanışmaya karar verin... 3
Being the locomotive of regional tourism and an important centre of tourism in Turkey, Antalya is an ideal choice for crowning the Lycian Way with an unforgettable finale. Its undisturbed historical structure, old houses restored and converted into restaurants and bars, Hadrianus gate and Yivli and Kesik minarets and its marina, Kaleiçi will drag us from the present into the beautiful harbour city of yesteryears, Adalya. Lara beach, famous for its cliffs that are specific to the region, is the correct address for fish and grilled meats. In order to enrich the Lycian Way with the classical beauties of the Antalya, the Manavgat – Side – Alanya route is waiting for you. Köprülü Canyon, with its 12 km-long rafting course and natural beauties, Aspendos antique theatre, Konyaaltı beach, Antalya museum, Perge, and Saklıkent skiing centre are the other treasures of the district. Indeed, there are very, very many treasures in the region. What it needs is for you to decide to experience the illuminated Way of Lycia. 3
DEMRE ADRASAN
PHASELIS
OLİMPOS ANTALYA TEKE YARIMADASI
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 69
JETGENÇ
Her geçen gün daha fazla kurum yetenekli çalışan, daha fazla aday iş arıyor. Bu arz ve talep terazisinde doğru dengeyi kurmak için kariyerinizi ilk aşamadan itibaren iyi kurgulamalı ve yönetmelisiniz. İşte size kariyerinize başlama sürecinde ve sırasında pratik fayda sağlayacak birkaç önemli nokta…
Each day, more enterprises are looking for talent and more unemployed people are looking for jobs. You should conceive and manage your career well from the very beginning to find the right balance in this supply and demand see-saw. Here are some practical clues which will help you both before and during your career.
Fark Edin ve Fark Yaratın RealizeandMakeADifference
70 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
1
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Dolayısıyla kendinizi anlatacak, ilgi alanlarınızı somutlaştıracak bir arka plan oluşturmaya önem verin. Bunu yapmanın ilk ve en etkili yolu internet. İşe ve sosyal hayata yönelik sosyal ağlara üye olun. Bugün dünyanın önde gelen internet temelli iş ilişki ağları Türkiye’de de faaliyet gösteriyor ve çalışan seçimlerinde her geçen gün önem kazanıyor. Kendinizi ifade edecek, bir internet blogu (güncesi) oluşturun ve bu bloga zaman ayırıp sürekli güncel ve zengin tutun. İnternet dünyasındaki varlığınızı güçlendirin ve pekiştirin. Bunun yanı sıra fiziksel dünyanın bağlantı mekanizmalarında da yer almaya gayret edin. Okulunuzdaki sosyal kulüplere dâhil olmak, sivil toplum kuruluşlarında gönüllü çalışmalarda bulunmak, sanayi odaları, ticaret odaları gibi bölgesel oluşumların etkinliklerine katılmak (çoğu etkinlik ücretsizdir) sizi yeni insanlarla tanışmak, yeni fikirler edinmek anlamında çok fazla geliştirebilir.
KENDİNİZİN FARKINDA OLUN KNOW YOURSELF
2
Kendinizi ne kadar iyi tanıyorsunuz? Bu sorunun cevabını bulmak için önünüze boş bir kâğıt alın ve bir çizgiyle ortadan ikiye ayırın. Bir tarafa kendinizde güçlü gördüğünüz özellikleri alt alta sıralayın. Aynı tarafta elde ettiğiniz başarılarınızı, varsa ödüllerinizi de not edin. Diğer tarafa da geliştirilmesi gerektiğine inandığınız özelliklerinizi ve kendinizi zayıf bulduğunuz noktaları yazın. Ardından kâğıdın bir köşesine bugüne dek amatör veya profesyonel anlamda kariyerinizin basamaklarını not etmeye çalışın. Sevdiğiniz işleri, hangi alanda çalışmak istediğinizi hayalinizdeki kariyeri kısaca kâğıda dökün. Bu çalışma sonucunda kendi profilinizi daha net göreceksiniz.
BİR HAFIZA OLUŞTURUN CREATE A TRACK RECORD
How well do you know yourself? To answer this question, take an empty paper and and drow a line in the middle. Write down your strongest traits on one side. Note your successes and your awards, if any, on the same side. Write down the traits which you believe need to be developed and your weaknesses on the other side. Then, note the steps in your amateur or professional career taken up to now on any part of the paper. And write down your favorite job, the field you want to work in, and your dream career, briefly. At the end of this activity, you will see your profile more clear.
Work speaks. Therefore, you should create a background through which you can express yourself and you can make your areas of focus concrete. The easiest and most effective way to do this is through the internet. Sign up for business and social networks. The world’s leading internet-based business social networks are today operative in Turkey and they are becoming increasingly important in selecting employees. Establish a web blog enabling you to express yourself and give some time to that blog to keep it updated and full. Reinforce and strengthen your presence in the internet world. In addition, make an effort to take part in the network mechanisms of social life. You can meet new people and hear new opinions by joining the social clubs at your school, by participating in voluntary projects in non-governmental organizations or by participating in the events organized by regional organizations, such as the chambers of industry or trade chambers.
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 71
3
ÖZGEÇMİŞİNİZ SİZİ YANSITSIN LET YOUR CV REFLECT YOU
İş bulma sürecinde temel ama çok etkili aşamalardan biri de doğru özgeçmiş (CV) oluşturmaktır. Çoğu zaman sadece ‘kronolojik’ bir geçmiş sıralaması gibi hazırlanan özgeçmişler yeterli etkiyi bırakmaz. Öncelikle şunu netleştirelim: Özgeçmişiniz sizi karşınızdaki kişiye kısa sürede anlatmalı. Bu nedenle özelliklerinizi, kariyerinizi ve başarılarınızı ön plana çıkarmaya özen gösterin. Bunları anlatırken basit ve bilgilendirici bir ton kullanın. Destekleyici bilgiler anlamında eğitim, hobiler ve benzeri detayları da içersin özgeçmişiniz ama şaşaadan, fotoğraflardan ve gereksiz detaylardan uzak durmaya çalışın. Unutmayın ki iş görüşmesini yapacak kişi, pozisyona ve şirkete göre onlarca ya da yüzlerce özgeçmiş incelemek zorunda kalabilir. Kısa zamanda ona istediği bilgileri vermeye çalışın. Mümkünse özgeçmişin önüne kısa ve öz bir niyet mektubu da iliştirebilirsiniz. One of the most basic and most effective steps in finding a job is to create an accurate curriculum vitae (CV). A CV which is no more than a ‘chronological’ explanation of what you have done does not create the intended effect. First of all, let us make something clear: Your CV must describe you to the other party in a short time. Therefore, highlight your traits, your career and your successes. Use a simple and explanatory tone. Your CV should include details about your educational background and your hobbies, but try to avoid showing off photographs and unnecessary details. Remember that the person who will interview you for a job may need to review tens of or even hundreds of CVs for the position and company in question. If possible, you can attach a short and to-the-point letter of intent to your CV.
4
GÖRÜŞMEYİ CİDDİYE ALIN TAKE YOUR JOB INTERVIEW SERIOUSLY
Eğer özgeçmişiniz işe yaramış ve dikkat çekmişse iş görüşmesi sürecine gelmiş olmanız gerekli. Bu, sürecin en kritik aşamasıdır. Kesinlikle ve kesinlikle görüşmeye gitmeden önce şirket ile ilgili araştırma yapın. Şirketin hangi alanlarda faaliyet gösterdiği, temel ürün ve hizmetlerinin neler olduğunu bilin. Halka açık bir şirketse son dönemdeki finansal verilerine bakın. (www. imkb.org.tr’den bu bilgilere erişebilirsiniz) Görüşme talebi geldiğinde kiminle görüşme yapacağınızı sorun ve mümkünse o kişi hakkında da bilgi sahibi olmaya özen gösterin. Hiçbir işveren kendi sektörü ve şirketiyle ilgili fikri olmayan bir adayı çok fazla ciddiye almayacaktır. Ciddiye alınmak istiyorsanız siz de görüşme öncesi hazırlığı ciddiye alın. If your CV has worked and been considered, you will proceed to the job interview. This is the most critical point of the whole process. Without question you must learn about the company before you go to the interview. Learn in what field the company operates and what products and services it offers. If it is a publicly-held company, have a look at its recent financial data. (You can reach this data from www.imkb.org.tr). When you are invited for an interview, ask who will be interviewing you and, if possible, learn something about that person. Employers do not take seriously any applicant who is unaware of the sector and their company. If you want to be taken seriously, prepare well before your interview.
72 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
5
KENDİNİZİ İFADE EDİN EXPRESS YOURSELF
Görüşmeye zamanında gidin ve pozisyonun ve şirketin gerekliliğine uygun bir kıyafet tercih edin. Ne abartılı derecede resmi ne de çok gayri resmi görünmemeye dikkat edin. Görüşmeyi nazik ve güler yüzlü bir tonda sürdürün. Elbette ki gerilim hissedeceksiniz ama bunu kontrol etmeye çalışın. Güçlü yanlarınızı aklınızda tutun ve bunları vurgulayın. Görüşmeyi soru yanıtlar gibi değil bir diyalog biçiminde yürütmeye çalışın. Siz de yeri geldiğinde birkaç soruyla karşınızdaki kişiden bilgi almayı ihmal etmeyin. Size talepleriniz sorulduğunda rasyonel bir çerçevede beklentinizi ortaya koyun. Go to the place where you will be interviewed on time and wear proper clothes, fitting the requirements of the position and the company. Be neither too formal nor too informal. Be polite and smiling during the interview. Of course you will be nervous but try to control that feeling. Remember to emphasize your strengths. Proceed during the whole interview by answering the questions while maintaining a dialogue. When appropriate, do not forget to get information from the other party by asking a few questions. When you are asked about your expectations from the job, describe them in a rational manner.
6
KENDİNİZİ HATIRLATIN REMIND YOURSELF
Görüşme sona erdiğinde görüşmeyi yapan kişiden bir kartvizit ya da iletişim bilgilerini almaya özen gösterin. Ardından bir e-posta veya bir mektup ile görüşmeyi yapan kişiye teşekkürlerinizi iletin. Böylece ilginizi göstermiş ve kendinizi hatırlatmış olursunuz. Unutmayın ki her görüşmede sonuç alınması söz konusu olmayabilir. İlişkilerinizi canlı tutmaya özen gösterin. Following the interview, ask for a business card or for contact information from the person who interviewed you. Then, thank that person by sending an e-mail or letter. In this way you show your interest and remind the company of yourself. Remember that you may not be hired after every job interview. You should keep your business relations alive. EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 73
Karadeniz’in Lezzetleri Flavours of the Black Sea
Karadeniz insanı heyecanlı, neşeli ve kıvrak zekâlı olmasını bölgenin bol yağış alan iklimine, balığı çokça tüketmesine ve toprakta yetişen her tür bitkiyi ve otu bolca yemesine borçludur. Being passionate,energetic and having an alert intelligence which are the main characteristics of a Black Sea person seems to be due to the abundant rain fall, eating fish and herbs in almost every meal. DİLİSTAN ÇİLİNGİROĞLU SHIPMAN SERKAN ELDELEKLİOĞLU
HAŞİN DALGALARIN BOĞUŞTUĞU deniziyle, yemyeşil dağlarıyla, tüm heyecanların ortaya döküldüğü horonuyla, inanılmaz lezzetli tatlarıyla hakikaten bir başkadır Karadeniz. Folklorik danslarındaki coşkunun ve heyecanın ise doğanın Karadeniz’e verdiklerini ifade ettiği söylenir. Örneğin, horonda görülen omuz silkme figürüyle yakalanan balığın can çekişmesini ya da dalgalar arasında takaların sallanmasını tasvir ettiği ileri sürülmüştür. 6 With its harsh waves, evergreen mountains, energetic folk dance ‘Horon’ and its amazing tastes the Black Sea region is really something different to experience it is said that the folkloric dances represent what nature granted the region, an example of which can be seen in the famous dance called “horon”. The shaking of the shoulders in this dance is interpreted as the dying of the fish or the shaking of their typical boat called “Taka” among the waves of the harsh sea. 6
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 75
TOPRAĞIN VE DENİZİN BEREKETİ
THE BLESSING OF THE EARTH AND SEA
Türkiye ekonomisinde önemli bir rolü olan Karadeniz Bölgesi coğrafi olarak üçe ayrılır. Dolayısıyla yemek konusunda da bu farklılıkları izlemek mümkün. Ancak genel olarak bakıldığında pratik ve basit bir mutfağa sahip olan Karadeniz Bölgesi denince herkesin aklına önce fındık, çay, mısır ve hamsi geliyor. Aslında Karadeniz ot yemekleri açısından da zengin bir bölge. Yeşilliğin yer almadığı bir sofra düşünemezsiniz Karadeniz’de. Fasulye turşusu kavurmaları, kaygana, karalahana, kiraz kavurma ve daha niceleri.... Kiraz, adını aldığı şehir Giresun’da oldukça önemli bir meyvedir ve rengi bilinenin aksine sarıdır.
Black Sea region is divided into three geographic areas which we can also be traced in food. However, the general characteric of the Black Sea Cuisine is being practical and simple. When thinking of this cuisine, hazel nuts, tea, corn and ‘hamsi’ are the first things that come to mind. However, the Black Sea Region should also be known with its herbs dishes. Indeed, you cannot think of a table not ornamented with ‘greens’, such as pickled green beans sautéed, ‘karalahana’, pickled sour cherries and many others. Yellow cherries are also very important in Giresun, as it took its name from the fruit.
Bu bölgede hamsi balıkların şahıdır ve ekim ayının ikinci haftası dualar okunarak, kurbanlar kesilerek hamsi avı sezonu açılır. Evliya Çelebi’nin de zamanında belirttiği gibi en az kırk çeşit yemeği yapılmaktadır. Hamsi öylesine önemli bir balıktır ki, hamsi ile ilgili özdeyişler ve hikâyeler bir Karadenizlinin olmazsa olmazıdır. Karadenizlilerin çocukluk yıllarına ait en güzel lezzet anılarını hamsili pilav ve kaygana süsler. Karadenizli doğa ile içiçe olmayı sever. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde odaların zemin kısmı tahta olmasına rağmen ‘aşhane’ denilen mutfak kısmının zemini topraktır. Ev halkı ahiralti adıyla da bilinen ve fasülye, salatalık, patates, karalahana ekilen bahçeyle sürekli ilişki içindedir ve çamurlu ayakkabılarını çıkarmadan topladıklarını eve, aşhane üzerinden ulaştırabilmektedir. Yemek yer sofrası üzerine konulan sinide yenilir, yere veya ‘gorc’ da denilen arkalıksız basit oturaklara oturulurdu. Aşhanede tavanda ucundaki çengele kazanların asıldığı bir zincir (kremul) bulunmakta, altında sürekli ateş yakılan bir bölüm yeralmakta burası yemek pişirme, su ısıtma amacıyla kullanılmaktaydı. 6
76 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
Hamsi, which is a special sardalian type of fish unique to the region has a special place in the heart of a Black Sea resident. In fact, Hamsi is the king of the fishes in Black Sea and in the second week of October the start of the hamsi fishing season is celebrated with lots of joy. As Evliya Çelebi has stated, 40 different dishes are made from this fish. In the olden times when there was abundance of hamsi, it was used as a fertilizer.Everyone has a story or an anecdote related to hamsi in the Black Sea region. Almost everyone’s childhood’s first taste memories are decorated with hamsi rice and kaygana. Black Sea people enjoy being embraced by nature. In the eastern part of the land, although the floors of the rooms are wood the floor of the place which is called ‘aşhane’ (Ahıraltı) -kitchen- is earth, the reason of this being that the household picks up their beans, cucumber and other vegetables from the garden and, without taking off their muddy shoes, brings them into the kitchen. In the traditional kitchen there used to be a chain (kremul) tied up to a hook from the ceiling where they hang their pots with an ungoing fire underneath. This section was used to cook their meals. 6
MISIRLI LEZZETLER Birkaç yüzyıl önce bu bölgeye getirilip iklime adapte ettirilmiş olan mısırın da Karadeniz Mutfağı’nda önemli bir yeri vardır. Mısır ve mısır unundan yapılan yiyecekler bu bölgede çok önemli bir yer tutar. O kadar ki, “Mısır Mecisi” diye adlandırılan mısır soyma işlemi için kadınlar bir araya toplanır ve şarkılar, türküler söyleyerek bu önemli ve eğlenceli görevi yerine getirirler. Mısırın her bölümünü değerlendirir Karadenizli. Kabuklarını hayvanlara yedirir ve püsküllerini de tütünle sarıp sigara niyetine içerler. Çoğu Karadenizlinin kendinden geçerek yediği mısır ekmeği ve süzme yoğurt, sanırım mutlaka tadılması gereken bir zevktir. İtalya’da Polenta adı verilen mısır unu Karadeniz Bölgesi’nde sıklıkla kullanılmaktadır. En çok bilineni, Rize’de mıhlama, Trabzon ve çevresinde kuymak diye adlandırılan mısır unlu yemektir. Geleneksel ekmek mısır unundan geniş metal tepsilerde veya pileki adı verilen yayvan çömleklerde yapılırdı. Doğu Karadeniz’de ekmeğin hammadesi olan geleneksel tahıl mısırdır. Mısır ekmeği içerisine ballı fasülye (soya fasülyesi - Lazca pitanaşi lobiya) eklenirse uzun süre taze kalabilir. 6
FLAVOURS WITH CORN Although corn was brought and adapted to this region it has always been treated as the queen of the local foods. Corn and the dishes made from corn contain an important part of the Black Sea Cuisine. In fact so that the peeling of the corn is an event which all women of the village take place with joy accompanied by songs and laughter. Cornbread with
cottage yoghurt, which is eaten any time but mostly at breakfast, is a taste that shouldn’t be missed. Named ‘Polenta’ in Italy, corn flour in the Black Sea is used in all the dishes possible, among them are mıhlama in Trabzon and kuymak in Rize. Traditional bread is made from corn flour in metal trays called “Pileki”. If you add honey bean (soy bean – local pitanaşi lobiya) to the bread it won’t go stale for a long time. 6
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 77
BATIDAN DOĞUYA Batı Karadeniz’e baktığımızda UNESCO tarafından koruma altına alınan Safranbolu şehrini görüyoruz. Evleriyle ünlü bu tarihi şehirde yenen yemekler temelinde Doğu Karadeniz’den çok farklı olmasa da farklılıklar gösterir. Kavurma iki bölgede de önemlidir. Eskiden daha çok önem verilen kıyma ve kavurma, bugün de tavalarda uzun süre pişirilip kavrulur, kıyma sahanı denilen büyük sahanlara doldurulur, soğuduktan sonra kalıplaşan kıymalar serin bir yerde korunur ve kış boyunca bu kıyma kalıplarından küçük parçalar halinde kesilerek yemeklerde kullanılır. Özellikle tarhana çorbası, yayım ve bükmede kullanılır. Bu bölgede de lahana çorba ve dolması da önemli yer tutar. Bu bölgede yer alan şehzadeler şehri Amasya da dünyanın belkide en güzel elmalarına sahip bir şehridir Karadeniz’in ve elma pekmezini yemeden bu şehri gördüm diyemezsiniz. 6
FROM WEST TO EAST When we look at the East region of Black Sea, Safranbolu is a city which is under the protection of UNESCO as it is a very old city with its unique house architecture. Although East and West have some differences in their cuisines they also have some similarities. Roasting of the meat is very important. The meat used to be cooked for a long time and after cooling down they used to be dried and kept to be used in dishes like ‘tarhana çorbası’, ‘yayım’ and ‘bükme’. In the city Amasya, known for its wonderful apples, ‘pekmez’ is a delight that shouldn’t be missed. It is made from fruit and mostly apples by cooking the mashed fruits very slowly. 6
78 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
KARADENİZ KARALAHANA Diğer bir önemli Karadeniz sebzesi ise karalahanadır. Karalahanadan yapılan çorba ve dolma (lahana vurması) önemli yemek alışkanlıklarıdır Karadenizlilerin. Bölgeler arası isim farklılıkları gösterse de temelinde biraz değişikliklerle yemek alışkanlıkları ve teknikleri aynıdır. Karadeniz yemekleri diğer bölgelere ilk yayılmaları sırasında daha ziyade Trabzon pidesi ile ünlenmiştir. Peyniri ve tereyağı özel olan bu pide popülaritesini günümüzde de korumaktadır. Temeli aynı olmasına rağmen, açık ya da kapalı oluşu, içindekiler ve boyları itibariyle oluşan farkları Karadeniz pidesinin şehirlerin adıyla anılmasına neden olmuştur. Trabzon, Bayburt, Artvin, Bafra gibi...
KARALAHANA IN THE BLACK SEA Another specialty of the Black Sea is karalahana which is a type of cabbage special to the region. It is interesing to see that almost the same dishes are called differently in different areas of the region. However habits and techniques of cooking are the same. Trabzon pidesi – a type of bread made with Trabzon butter and cheesehelped Karadeniz Cusine to be known in other regions of Turkey. Although the basics are the same depending on the size, length and the appereance these ‘pides’ are
also named differently like Trabzon, Bayburt, Artvin, Bafra pides. When it comes to sweets a special type of sugar syrup based pastry has an important place. Moreover, in the Artvin region ‘papara’ (ekmeka), also made in Crete, is an important sweet. The breakfast habits generally contain cornbread accompanied either with cottage yoghurt or ‘kaymak’, – a sort of double cream– and Black Sea tea served in small glasses.In addition to these we cannot forget the eggy bread, ‘ögmeç’ which is sautéed in butter. 3
Tatlılar konusunda tüm bölgelerde kadayıfın önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Artvin bölgesinde yaygın olan papara (ekmeka) Giritlilerin de çok iyi bildiği bir tatlıdır. Kahvaltı alışkanlıkları, çok çeşitli değildir Karadenizde. Kimileri mısır ekmeğini yoğurtla tercih ederken, kimileri de kaymakla yiyip mis gibi kokan bir çayla tamamlamayı tercih eder. Bunun yanı sıra tereyağı ile sote edilmiş ‘öğmeç’ adlı yumurtalı ekmeği de unutmamak lazım. 3
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 79
BAVULUNUZU DOĞRU TOPLAYABİLİYOR MUSUNUZ?
Bavul toplama, göründüğünden çok daha karmaşık bir işlemdir. Çünkü bavul toplama, eşyaları bavulun içine koymak demek değildir. Özenli bir çalışma ve birkaç pratik kuralı bilerek, toplayacağınız bir bavul ile eşyalarınızın kırışmadan kalmasını sağlayabilir ve gereğinden fazla yük taşımadan yolculuk yapabilirsiniz.
ARE YOU PACKING YOUR SUITCASES WELL?
Packing is much more complex than it looks. And it is more than putting stuff into a suitcase. You can keep your clothes unwrinkled and travel without an extra load by following a series of practical rules when you do your packing.
KIRIŞIKLIKLARI ÖNLEYİN
PREVENT WRINKLES
˝ Ceketlerinizi, gömleklerinizi
˝ If you reverse your jackets
ters yüz ederek bavula yerleştirirseniz kırışma ihtimalini daha azaltırsınız. Ayrıca farklı katmanlar arasına kuru temizleme torbası veya kâğıt peçete yayabilirsiniz. Tüm düğmeleri iliklemek ve fermuarları çekmek de işe yarayacaktır.
and shirts when you put them into the suitcase, you lower the possibility of their wrinkling. Besides, you can spread drycleaning bags or paper napkins in between the layers. It is also helpful to fasten all buttons and zips.
80 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
SEYAHATİNİZİ İYİ PLANLAYIN PLAN YOUR JOURNEY CAREFULLY ˝ Genellikle bavula koyulan eşyaların bir kısmı hiç kullanılmadan geri gelir. Bu nedenle seyahatinizi saat bazında planlayın ve hangi eşyalara ihtiyacınız olduğunu net olarak belirleyin. ˝ Some of the stuff in a suitcase is never used. Therefore, make an hourbased travel plan and clarify which things you will need and when.
KATLAMAKTAN KORKMAYIN
DON’T HESITATE ABOUT FOLDING
˝ Çorap, tişört, iç çamaşırı
˝ Roll items which are
gibi kırışma ihtimali olmayan ya da çok az olan eşyaları sıkı rulolar halinde sarıp bavulun köşelerine sıkıştırın. Böylece hem yer kazanır hem de diğer eşyalara destek bir katman oluşturursunuz. Çorapları ayakkabıların içine sokarak da alan kazanabilirsiniz.
never or barely wrinkled, such as socks, t-shirts and underwear, and push them into any part of your suitcase. Thus, you can either to make new room in the middle or create a new layer to support your other things. You can also put your socks into your shoes.
Nasıl Uygun Fiyat Sunuyoruz? How Can We Offer Such Economical Fare Prices? DOĞRU KATMANLAR GOOD LAYERS
UÇAK FİLOSUNUN MODELİ THE FLEET’S MODELS
˝ Seyahatinizde ilk anda ihtiyacınız
˝ AnadoluJet bünyesinde
olmayan ve ağır eşyaları bavulun en alt kısmına yerleştirin. Bu katmanın üstüne ince ve hassas eşyaları, en üst katmana ise en hafif eşyaları koyun. Böylece her katman bir altındakine ağırlık uygulamayacaktır. ˝ Put the heaviest stuff that you will not need immediately during your trip at the bottom of your suitcase. Put thin and fragile thing on top of this layer, and put your lightest stuff on the very top. In this way no layer will weigh down the layer under it.
ortalama yaşı 2,5 olan “Yeni Nesil” Boeing 737-700 ve Boeing 737-800’ün yanı sıra; 3 adet B737 – 800 , 4 adet B737 – 700 ve 1 adet B737 – 400 uçakları bulunmakta. Bir havayolunda en önemli maliyetlerden birisi de bakımdır. Eğer havayolunun uçakları benzer veya aynı modelde olursa bakım maliyetleri de azalacaktır çünkü uçakların teknik özellikleri birbirine yakın olacaktır. AnadoluJet olarak filomuzu yeni nesil Boeing 737 serisi uçaklardan oluşturduk. Böylece bakım maliyetlerinden tasarruf ediyor ve bu tasarrufu sizlere fiyat avantajı olarak aktarabiliyoruz.
AKIŞKANLARA DIKKAT PAY ATTENTION TO LIQUIDS ˝ Akma veya yayılma ihtimali olan şampuan, diş macunu, saç jölesi gibi malzemeleri bir plastik torba veya bir kılıf içerisine koyarak bavula yerleştirin. ˝ Put liquid or semi-liquid and pourable substances, including shampoo, tooth paste or hair gel, into a plastic bag or something like that, before you put them into your suitcase. .
˝ The AnadoluJet fleet has ‘New Generation’ Boeing 737-700 and Boeing 737-800 airplanes which are, on average, 2.5 years old. We have three B737-800s, four B737700s and one B737-400. One of the biggest expense items for an airway company is maintenance. If an airway company’s fleet has similar or the same models of airplanes, its maintenance costs lower automatically because these airplanes’ technical traits are similar. We, as AnadoluJet, comprised our fleet from the new generation Boeing 737 series. Thus, we can save money from maintenance costs and we use this to offer you a price advantage.
ANADOLUJET’İN FİLOSUNUN ORTALAMA YAŞI AVERAGE AGE OF ANADOLUJET FLEET
˝ AnadoluJet’in filosu sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın en genç filolarından biridir. Modern uçaklarımız, seyahatinizi keyifli bir deneyime dönüştürecektir. ˝ AnadoluJet fleet is one of the youngest fleets of not only Turkey but also Europe. Our modern airplanes let you enjoy your flight.
1
HAVAALANINDA ZAMAN KAZANIN
SAVE TIME AT THE AIRPORT
Hava alanında vakit kazanmak ister misiniz? O zaman online check-in tam size göre. İnternetten birkaç dakikada gerçekleştireceğiniz bu işlem uçuş deneyiminizi daha verimli kılacak. ˝ www.anadolujet.com adresinden Check-in bölümünü seçin. ˝ Adınızı, soyadınızı; e-bilet numaranızı veya PNR numaranızı girin ˝ İşlem yapmak istediğiniz kişi veya kişileri belirleyin ve koltuğunuzu seçin. ˝ Biniş kartınızı basarak işleminizi tamamlayın.
Do you want to save time at the airport? If your answer is yes, online check-in is exactly for you. This procedure, which takes just a few minutes via the internet, will make your flight experience more time-effective. ˝ First, select Check-in from www.anadolujet.com. ˝ Then enter your name, surname and e-ticket number or PNR code. ˝ Next, select the persons you intend to check-in and select your seat. ˝ Finally, complete your procedure by printing out your boarding card.
UNUTMAYIN: Online Check-in’i uçuşunuzdan 24 saat önce ve uçuş saatinize 90 dakika kalaya dek gerçekleştirebilirsiniz. Eğer bagajınız yoksa doğrudan uçuş kapısına gidebilir bagajınız varsa kontuarda işlem yaptırabilirsiniz.
REMEMBER: Online check-in is available 24 hours before and 90 minutes up to the departure time of the flight. If you have no baggage you can proceed directly to the boarding gate. If you have baggage, you can drop your baggage operation at the online check-in desks at the airport.
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 81
HABERLER NEWS JETGENÇ
ANADOLUJET İLE GENÇLİK GÖKLERDE YOUTH ON SKY WITH ANADOLUJET
ANKARA
THY TEKNİK A.Ş. ANKARA ESENBOĞA HANGARI AÇILDI THY TECHNIC INC. ESENBOĞA AIRCRAFT HANGAR HAS LAUNCHED THY TEKNİK A.Ş.’nin İstanbul dışındaki ilk uçak bakım hangar projesi olan Ankara Esenboğa Hangarı’nın açılış töreni 11 Ağustos 2009 tarihinde yapıldı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy, DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, Sivil Havacılık Genel Müdürü Dr. Ali Arıduru ile THY Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Candan Karlıtekin, THY Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil ve THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir’in katıldığı tören açılış konuşmalarıyla başladı.Son beş yılda yaşanan atılımlara, Ankara Esenboğa Havalimanı’nın yenilenmesine, büyüyen filo yapısı ve Ankara’nın potansiyeline değinilen konuşmalarla, Ankara’nın bir merkez durumuna geliyor olmasına vurgular yapıldı. THY TECHNIC.’s first aircraft maintenance hangar project outside of Istanbul, Ankara Esenboğa Aircraft Hangar launch on 11 August 2009. Binali Yıldırım, Minister of Transportation and communication; Hasan Taçoy, TRNC (Turkish Republic of Northern Cyprus) Minister of Transportation and Public Works; Orhan Birdal, Chairman of the Board of General Directorate of Airports Authority; Ali Arıdulu, Ph.D., Director General of The Directorate General of Civil Aviation; Candan Karlıtekin, Ph.D., Chairman of the Board of Turkish Airlines; Temel Kotil, Ph.D., CEO of Turkish Airlines and Ismail Demir, Ph.D., General Manager of Turkish Technic attended the ceremony which started with speeches about the renovations of Ankara Esenboğa Airport, the expanding fleet structure and Ankara’s potential, which emphasize on Ankara’s comeback as an important center.
82 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
AnadoluJet 24 yaş altındaki tüm üniversite öğrencilerine yüzde 25 indirim imkânı sunuyor. 2009–2010 akademik yılı üniversite açılışlarında da tüm uçuş noktalarındaki üniversitelerde yeni projesi “Jetgenç” in de tanıtımını yapmak amacıyla çeşitli etkinlikler organize edecek AnadoluJet’in üniversite öğrencilerine yönelik sürprizleri devam edecek AnadoluJet offers a 25% discount to all university students under the age of 24. AnadoluJet will organize events in all the universities that are located within its domestic network at the beginning of 20092010 Academic year and new surprises for university students will continue.
K.K.T.C.
KUZEY KIBRIS’TAN ÖDÜL AN AWARD FROM NORTH CYPRUS KUZEY KIBRIS TÜRK Otelciler Birliği (KITOB) 29 Temmuz 2009 tarihinde bu yıl 5.sini düzenlediği “Green Olive” Özel Turizm Ödülleri, sahiplerini buldu. Ülke turizmine katkıda bulunan kişi ve kurumların ödüllendirildiği gece Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın himayesinde ve Başbakan Derviş Eroğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. Türk Hava Yolları ve AnadoluJet adına “Ulaşım” dalında verilen ödülü Kıbrıs Müdürü Mustafa Uğurlu, Kuzey Kıbrıs Maliye Bakanı Ersin Tatar’dan aldı. Türk Hava Yolları ve AnadoluJet, bu yıl 25 yeni destinasyonun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne bağlanmasına öncülük etti. THE NORTHERN CYPRUS HOTELIERS Association’s (KITOB) 5th “Green Olive” Special Tourism Awards Ceremony took place at 29 July 2009. During the ceremony, which was held by KKTC President Mehmet Ali Talat and attended by Prime Minister Derviş Eroğlu, people and corporations that have contributed to national tourism were awarded. North Cyprus Economy Minister Ersin Tatar presented the award for ‘Transportation’ Cyprus CEO Mustafa Uğurlu in the name of THY and AnadoluJet. This year, Turkish Airlines and AnadoluJet have led the operation of interconnecting 25 new logistic points to North Cyprus, which had been under embargo.
İZMİR
ANADOLUJET’TEN ZAFER GÜNÜ KUTLAMASI ANADOLUJET’S VICTORY DAY CELEBRATION EGE’NIN VE İZMIR’IN KURTULUŞUNUN 87. Yıldönümünde İzmirliler için AnadoluJet uçuşlarında 8-9-10 Eylül tarihlerinde tüm koltuklar 59 TL. Ankara’dan kısa bekleme süreleri ile bağlantılı ikinci uçuşlar ise 25 TL. For the 87th anniversary of the Ageaan Regions and Izmir’s Victory Day, all AnadoluJet flights are for 59TL during 8-9-10 September. All the second transferred flights through Ankara with short waiting times are for 25TL ANADOLUJET’İN ANKARA-İZMİR, İZMİR-ANKARA UÇUŞ TARİFESİ ANADOLUJET ANKARA-İZMİR, İZMİR-ANKARA FLIGHT SCHEDULE ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR
TK 902 TK 906 TK 908 TK 904 TK 902 TK 906 TK 908 TK 904
HAFTANIN HER GÜNÜ HAFTANIN HER GÜNÜ HAFTANIN HER GÜNÜ PZT. ÇRŞ. CUM. CMRTESİ. PAZ. HAFTANIN HER GÜNÜ HAFTANIN HER GÜNÜ HAFTANIN HER GÜNÜ PZT. ÇRŞ. CUM. CMRTESİ. PAZ.
KALKIŞ:08.55 KALKIŞ:18.20 KALKIŞ:22.55 KALKIŞ13.25 KALKIŞ:08.55 KALKIŞ:18.20 KALKIŞ:22.55 KALKIŞ13.25
VARIŞ:10.15 VARIŞ:19.40 VARIŞ:00.15 VARIŞ:14.45 VARIŞ:10.15 VARIŞ:19.40 VARIŞ:00.15 VARIŞ:14.45
ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR
TK 902 TK 906 TK 908 TK 904 TK 902 TK 906 TK 908 TK 904
EVERYDAY EVERYDAY EVERYDAY MON. WED. FRI. SAT. SUN. EVERYDAY EVERYDAY EVERYDAY MON. WED. FRI. SAT. SUN.
DEPARTURE:08.55 DEPARTURE:18.20 DEPARTURE:22.55 DEPARTURE:13.25 DEPARTURE:08.55 DEPARTURE:18.20 DEPARTURE:22.55 DEPARTURE:13.25
ARRIVAL:10.15 ARRIVAL:19.40 ARRIVAL:00.15 ARRIVAL:14.45 ARRIVAL:10.15 ARRIVAL:19.40 ARRIVAL:00.15 ARRIVAL:14.45
YARIŞ / RACE
ANADOLUJET ŞAMPİYONLA BİRLİKTE ANADOLUJET TOGETHER WITH THE CHAMPION 2009 TÜRKIYE TIRMANMA Şampiyonası’nın final yarışı “Bozhane Tırmanma”, 23 Ağustos Pazar günü Polonezköy civarındaki ünlü Bozhane parkurunda yapıldı. Toplam 26 ekibin yarıştığı ve İstanbul Otomobil Sporları Kulübü İSOK tarafından organize edilen yarışta, AnadoluJet markasından sorumlu ve THY Bölgesel Uçuşlar Başkanı Sami Alan, yarış heyecanına şahit oldu. Team Renault Türkiye ve AnadoluJet sponsorluk faaliyetleri 17 Haziran 2009’da Çorlu Havaalanı’nda yapılan basın toplantısıyla ulusal basına duyurulmuştu.
THE 2009 TURKEY CLIMBING Championship’s final tournament, “Bozhane Climbing” took place at the Bozhane track near Polonezköy on Sunday, 23 August. 26 Teams competed for the Championship, which was organized by Istanbul Automobile Sports Club (İSOK). AnadoluJet and Sami Alan, Vice President of Turkish airlines respnsible for regional flights watched the competition in the exciting final. Team Renault and AnadoluJet sponsorship activities were announced to the national press during the press conference which took place at Çorlu Airport in June 2009.
PROMOSYON / PROMOTION
ANADOLUJET’TEN RAMAZAN KAMPANYASI ANADOLUJET RAMADAN OFFER ANADOLUJET, BU RAMAZAN’da tüm Türkiye’yi iddialı promosyonlarıyla iftarlarda aileleri ile buluşturacak. 25 Ağustos–15 Eylül 2009 tarihleri arasında uçuş tarihinden 9 gün öncesine kadar her şey dâhil 59 TL’den biletlerini alabilecekler. Kampanya, AnadoluJet’in tüm uçuşlarında geçerli. Ayrıca tüm uçuşlarda 24 saat içerisinde Ankara üzerinden aktarmalı ikinci uçuşlar sadece 25 TL olacak ve 12 yaş altı çocuklar, sadece vergileri ödeyerek uçabilecekler. Önümüzdeki günlerde hizmetlerinde gerçekleştireceği yenilikler, yeni hatlara başlatacağı seferlerle yolcularına her geçen gün daha iyisini sunmayı hedefleyen AnadoluJet’le rahat, pratik, ekonomik uçuş imkânları ve kampanyalar devam edecek. ANADOLUJET WILL BRING families together during this Ramadan with amazing offers. Everyone can buy their tickets for an all-included-price of 59TL in 9 days advance to the flight dates during 25 August15 September. This offer stands for all AnadoluJet flights. Moreover, all the second transferred flights through Ankara are for 25TL and all the kids under 12 can fly paying only the tax fee. AnadoluJet will continue its comfortable, convenient and reasonable flight offers, aiming to offer only the better to its passengers with upcoming improvements to its service and launching new flight connections in the near future.
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 83
BİLGİ INFO SATIŞ/REZERVASYON/CHECK-IN TICKET SALES/RESERVATION/CHECK-IN
˝ İnternet (www.anadolujet.com) ve çağrı merkezinden (444 0 258) alınan biletler 5 TL indirimlidir. ˝ Gidiş-dönüş ya da devam parkurlu bilet alan yolcularımızın seyahat etmeyecekleri durumda rezervasyonlarını iptal ettirmemeleri halinde ilk parkur no-show olduğu gibi tüm devam ve dönüş rezervasyonları sistem tarafından otomatik olarak iptal edilmektedir. ˝ Check-in işlemleri için, iç hatlarda uçağın kalkış saatinden en az bir saat önce havaalanında olmaya özen gösterilmelidir. ˝ Check-in işlemleri iç hat uçuşlarında asgari 45 dakika önce sona ermektedir. ˝ There is a 5 TL discount on tickets purchased on the internet (www.anadolujet.com) or through our call center (+90 212 444 0 258). ˝ If passengers who have purchased round tickets or multi-destination tickets decide not to fly but do not cancel their reservations, all their continuation and return reservations are automatically cancelled by the system, because the first flight is a no-show. ˝ For domestic flights, you should be at the airport at least two hours before your scheduled departure. ˝ For domestic flights, check-in ends 45 minutes prior to departure.
10 0 5 0
PROMOSYONEL ÜCRETLER PROMOTIONAL COSTS ˝ U ve O sınıfı (iç hat meydan vergisi dahil, diğer vergi ve harçlar hariç) ücretlerde uçuş öncesi ve sonrasında iptal ve iade ile rezervasyon ve parkur değişikliği yapılmamaktadır. ˝ For U/CL and O/CL (domestic airport service is included, all other taxes and charges are excluded) fares, in cases of cancellation, either before or after flight, tickets are non-refundable and rebooking/ rerouting is not permitted. 84 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
Hizmetlerimiz Services BAGAJ BİLGİSİ BAGGAGE INFORMATION ˝ İç hat uçuşlarında yolcularımıza tanınan serbest bagaj hakkı 15 kg. Hatay-Kıbrıs seferlerinde karşılıklı 20 kg.’dir. Bu limitin aşılması halinde fazla bagaj ücreti ödenmesi gerekmektedir. Fazla bagaj ücret bilgisi almak için THY-Anadolu Jet satış ofislerine, 444 2 538 çağrı merkezine müracaat edebilirsiniz. Kabin el bagajının ağırlığının 8 kiloyu ve boyutlarının 23x40x55 cm.’yi geçmemesi gerekmektedir. ˝ The free baggage allowance is 15 kg on our domestic flights. It is 20 kg for Hatay-Cyprus flights. If these limits are exceeded, an extra baggage fee must be paid. For information about extra baggage fees, please contact the THY-Anadolu Jet Sales offices or call +90 212 444 2 538. Hand luggage for the cabin should not exceed 8 kg and 23x40x55 cm.
CIP SALON KULLANIMI ˝ Anadolu Jet seferleri ile seyahat eden yolcular; uçuş öncesi bekleme süresini özel ve konforlu hale getiren THY CIP salonlarından ücret karşılığı yararlanabilirler.
CIP LOUNGE SERVICE ˝ On payment of a fee, Anadolu Jet passengers may access THY CIP lounges to make a pleasant and comfortable start to their journey.
UÇUŞ SIRASINDA GÜVENLİK FOR YOUR SAFETY DURING FLIGHT ˝ Tüm uçuş boyunca, taşınabilir telefon, telsiz cihazları, CD çalar, radyo ve televizyon alıcılarının kullanılması kesinlikle yasaktır. ˝ İniş ve kalkışlarda ve ‘kemerlerinizi bağlayınız’ ikaz ışıkları yanarken, her türlü taşınabilir radyo, elektronik oyunlar, dizüstü bilgisayar ve benzeri elektronik cihazlar uçağın bilgisayarlarında kayıtlı bulunan uçuş için gerekli tüm bilgilerin silinmesine neden olacağı için kullanılamaz. ˝ The use of mobile phones, walkie-talkies, CD players, radio and TV transmitters is strictly forbidden during the entire flight. ˝ For safety reasons no radios, electronic games, laptop computers or similar electronic devices can be used during take off, landing and while the “Fasten Your Seat Belt” sign is on.
HAMİLE YOLCU / PREGNANT PASSENGERS
EVCİL HAYVAN / PETS ˝ Evcil hayvan taşımacılığı ücrete tabidir. Bu ücret bagaj teslimi sırasında kafes ve hayvan beraber tartılarak tespit edilir. Kabinde taşınması istenen evcil hayvanlar, evcil hayvanın sahibi tarafından temin edilen 45 x 35 x 23 cm ölçülerdeki kafeslerde taşınmalıdır. Kabinde taşınacak evcil hayvanların kafesleri ile birlikte tartıldıklarında, ağırlıklarının 6 kg’ı geçmemesi gerekir. Geçmesi halinde kargo kompartımınında taşınır. Görme ve işitme engelli yolculara ait refakatçi köpekler, rezervasyon yaptırılarak ücretsiz olarak kabin içine kafessiz kabul edilirler.
˝ Charges apply for the carriage of pets. The fare is calculated during baggage delivery by weighing the pet in the carrier. If the pets are to be carried in cabin they are accepted in special pet carriers sized 45x35x23 cm and the passengers are expected to provide the carriers themselves. The pet in the carrier to be carried into the cabin should not exceed 6 kg. If it exceeds this weight, pet will be carried in the cargo compartment. Dogs assisting blind and deaf passengers can be carried free of charge in the cabin without any pet carrier.
˝ 28 haftayı (yedi ay) doldurmamış olan hamile yolculardan rapor istenmez. Tek bebeğe hamile yolcuların 28 haftadan 36 haftaya kadar (iki veya daha fazla bebeğe hamile yolcular için 32 haftaya kadar) kendi doktorundan aldığı “uçakla seyahatinde herhangi bir sakınca yoktur” ibaresi yer alan raporu ile seyahatine izin verilir. 36 haftadan (iki veya daha fazla bebeğe hamile yolcular için 32 hafta) sonra ise doktor raporu olsa dahi seyahatine izin verilmez. Yedi günden eski olmaması gereken raporda doktorun adı, soyadı, diploma numarası ve imzası olmalıdır. ˝ Expectant mothers can fly up to their 28th weeks (7th month) of pregnancy, without a doctor’s report. Pregnant women expecting one child between their 28th and 36th weeks (and pregnant women expecting a multiple birth up to their 32nd week) can fly with doctor’s report stating that they are fit to fly by air. After that, they are no longer fit to fly even with medical clearance. Medical clearance must be dated 7 days prior to the flight. The issuing doctor’s name, surname, diploma number and signature must be shown clearly on the report.
BİLGİ INFO
REFAKATSİZ ÇOCUK YOLCU (UM YOLCU) ˝ 7 yaşından gün almış, 12 yaşından gün almamış çocuk yolcularımız AnadoluJet seferlerinde ilave ücret karşılığında refakatsiz olarak seyahat edebilirler.
UNACCOMPANIED MINOR PASSENGERS (UMS) ˝ On Anadolu Jet flights, Children between 7 and 12 years of age can travel alone on payment of an additional service charge.
HASTA-ENGELLİ YOLCU / SICK/HANDICAPPED PASSENGERS
ÖZEL SAĞLIK HİZMETİ ˝ Sedyeli ve tekerlekli
SPECIAL MEDICAL SERVICES ˝ Passengerstravelingwith
sandalyeli yolcularımızın uçaktan terminale, terminalden uçağa transferleri uzman ekiplerce gerçekleştirilir. Bu hizmet sadece İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Adana’da verilmektedir.
wheelchairsandstretchers aretransferredfromthe aircrafttotheterminaland fromtheterminaltothe aircraftbyaprofessional medicalteam.Thisservice isprovidedonlyinIstanbul, Ankara,IzmirandAdana.
˝ Meydan doktoru veya tedavisini yürüten doktorundan “uçakla seyahatinde herhangi bir sakınca yoktur” raporu alan hasta yolcularımız AnadoluJet seferlerinde seyahat edebilirler. 10 günden eski olamayan rapor İngilizce veya Türkçe yazılmış olmalıdır. Uçakta bakıma muhtaç durumdaki hasta yolcular refakatçileriyle beraber uçarlar. Engelli ve doktor raporuna sahip yolcularımız dışındaki yolcularımızın tekerlekli sandalye talepleri ücret karşılığı sağlanacaktır. 24 saatten az süre kalmış uçuşlara sedye talebi kabul edilmemektedir. ˝ Sick passengers are required to supply a report from the airport or from their medical doctor declaring that there are no medical objections to them travelling on an aircraft. This report must be dated 10 days prior to the flight and must be written in English or in Turkish. Passengers who need special care during the flight must travel with an escort. Charges apply for passengers requesting wheelchair service except incapacitated passengers and passengers holding a medical clearance. Stretcher requests will be accepted if made at least 24 hours prior to scheduled departure time.
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 85
BİLGİ INFO
1
2
˝
5 3 4 86 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
WWW.ANADOLUJET.COM
BİLGİ INFO
ONLINE BİLET / ONLINE TICKET
1
Bu ekrandan gideceğiniz yeri, saati ve biletle ilgili diğer ayrıntıları işaretleyerek işleminize başlayabilirsiniz. You can start your online services by selecting the route, date and other details from this screen.
UYARILAR WARNING ˝ Havaalanı işlemlerinizi Online Check-In tabelası bulunan kontuarlardan yaptırabilirsiniz.
˝ Biniş kartlarınızı temin etmek için Self Check-in
ONLINE CHECK IN/ ONLINE CHEK IN
kiosklarımızdan işlem yapabilirsiniz.
˝ Uçuşunuzun kalkış saatinden en az 30 dakika Online Check-in işlemleri, aynı PNR da olmak koşuluyla bir girişte en fazla 8 yolcuyu kapsayacak şekilde, uçuşun kalkış saatinden 24 saat önce başlar ve 90 dakika kala sona erer.
2
İşlem ‘Onayla’ butonunun tıklanmasıyla check-in işlemi sonuçlandırılır. Yolcumuza gereken tüm bilgiler verilecektir. Bu uyarılar mevcut uçuş kurallarını kapsamakta olup, iç hat yolcularımız için farklı uyarıları kapsayacaktır. Online check-in operations, available maximum for 8 passengers, start 24 hours and end 90 minutes before the departure time. Check-in operation is completed by clicking the “submit” button. All the necessary information information will be given to our passengers. This information includes the flight rules and regulations. Our domestic passengers will be informed separately.
önce biniş kartlarınızı almış ve bagaj işlemlerinizi tamamlamış olmanız gerekmektedir. ˝ Bagajınız için size tanınan hakkınızı aşmış olabilirsiniz. Lütfen havaalanına geliş sürenizi, fazla bagaj ödeme işlemlerinizin süresini göz önüne alarak planlayınız. ˝ AnadoluJet operasyonel ihtiyaçlar doğrultusunda check-in sırasında seçmiş olduğunuz koltuk numarasını değiştirme hakkına sahiptir.
˝ You can make your airport operations from the online check-in counters.
˝ You can take your boarding cards from the self check-in kiosks.
˝ You should complete your baggage operations
HABERLER-DUYURULAR / NEWS-NOTICE
3
AnadoluJet’in yolcullarına sunduğu hizmetler hakkındaki en güncel bilgilere buradan ulaşabilir ve avantajlarımızdan yararlanabilirsiniz. Don’t forget to click this link to get detailed information about the latest promotions and services.
and take your boarding cards 30 minutes before the departure time latest. ˝ You may have exceeded your free baggage allowance limit. Please remember that you might need time for paying the extra baggage fee, while planning your arrival at the airport. ˝ AnadoluJet has a right to make change at the seat number you selected during check-in according to the operational needs.
FIRSATLAR / SPECIAL OFFERS
4
AnadoluJet’in sizin için hazırladığı kampanyalar ve promosyonlarla ilgili detaylı bilgi alabilmek için bu linki tıklamayı ihmal etmeyin. Don’t forget to click this link to get detailed information about the latest promotions, offers and campaigns of AnadoluJet.
OYUNLAR / GAMES
5
İnternet sitemizde bulunan şehir ve tarihi eser yapbozlarını bir araya getirerek hoşça vakit geçirebilirsiniz. You can have a good time by playing with the puzzles of the cities and historical places on our website.
ONLINE DERGİ ˝ AnadoluJet
ONLINE MAGAZINE ˝ The whole content of
dergisinin tüm içeriği online olarak yayında
the AnadoluJet magazine is available online.
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 87
ANKARA ÜZERiNDEN
24 SAAT iÇiNDE
BİLGİ INFO
GERÇEKLESTiRiLEN
2. UÇUS SADECE 25 TL
ROTA
GÜN
KALKIŞ
VARIŞ
ROTA
GÜN
KALKIŞ
VARIŞ
ANKARA ÜZERİNDEN KISA BEKLEME SÜRELERİ İLE BAĞLANTI VEREN ROTALAR
ADANA-ANKARA ADANA-ANKARA ANKARA-ADANA ANKARA-ADANA ADIYAMAN-ANKARA ANKARA-ADIYAMAN ANTALYA-ANKARA ANTALYA-ANKARA ANTALYA-ANKARA ANTALYA-ANKARA ANKARA-ANTALYA ANKARA-ANTALYA ANKARA-ANTALYA ANKARA-ANTALYA BATMAN-ANKARA ANKARA-BATMAN BODRUM-ANKARA ANKARA-BODRUM ÇORLU-ANKARA ANKARA-ÇORLU DALAMAN-ANKARA ANKARA-DALAMAN DİYARBAKIR-ANKARA DİYARBAKIR-ANKARA ANKARA-DİYARBAKIR ANKARA-DİYARBAKIR ELAZIĞ-ANKARA ANKARA-ELAZIĞ ERZİNCAN-ANKARA ANKARA-ERZİNCAN ERZURUM-ANKARA ERZURUM-ANKARA ANKARA-ERZURUM ANKARA-ERZURUM GAZİANTEP-ANKARA ANKARA-GAZİANTEP HATAY-ANKARA ANKARA-HATAY HATAY-KIBRIS KIBRIS-HATAY İZMİR-ANKARA İZMİR-ANKARA İZMİR-ANKARA İZMİR-ANKARA ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR KAHRAMANMARAŞ-ANKARA ANKARA-KAHRAMANMARAŞ KARS-ANKARA ANKARA-KARS MALATYA-ANKARA ANKARA-MALATYA MARDİN-ANKARA ANKARA-MARDİN MUŞ-ANKARA ANAKRA-MUŞ SAMSUN-ANKARA ANKARA-SAMSUN ŞANLIURFA-ANKARA ANKARA-ŞANLIURFA TRABZON-ANKARA TRABZON-ANKARA ANKARA-TRABZON ANKARA-TRABZON VAN-ANKARA VAN-ANKARA ANKARA-VAN ANKARA-VAN SABİHA GÖKÇEN -ANKARA ANKARA-SABİHA GÖKÇEN SABİHA GÖKÇEN -BODRUM
HER GÜN SALI HARİÇ HER GÜN HER GÜN SALI HARİÇ HER GÜN SAL, PRŞ, CMRTS SAL, PRŞ, CMRTS HER GÜN HER GÜN ÇRŞ, PRŞ, CUM, PAZ SAL, PRŞ, CUM, CMRTS, PAZ HER GÜN ÇRŞ, PRŞ, CUM, PAZ SAL, PRŞ, CUM, CMRTS, PAZ HER GÜN HER GÜN HER GÜN ÇRŞ. HARİÇ HER GÜN ÇRŞ. HARİÇ HER GÜN PZRTS, ÇRŞ, CUM, PAZ PZRTS, ÇRŞ, CUM, PAZ HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN PZRTS, SAL, PRŞ, CMRTS PZRTS, SAL, PRŞ, CMRTS HER GÜN PZRTS, ÇRŞ, CMRTS HER GÜN PZRTS, ÇRŞ, CMRTS HER GÜN HER GÜN PZRTS, SAL, PRŞ, CUM, CMRTS PZRTS, ÇRŞ, PRŞ, CUM, PAZ PZRTS, ÇRŞ, PRŞ, CUM, PAZ PZRTS, ÇRŞ, PRŞ, CUM, PAZ HER GÜN PZRTS, ÇRŞ, CUM, CMRTS , PAZ HER GÜN HER GÜN HER GÜN PZRTS, ÇRŞ, CUM, CMRTS , PAZ HER GÜN HER GÜN SAL, PRŞ, CMRTS SAL, PRŞ, CMRTS HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN PZRTS, ÇRŞ, CUM, PAZ PZRTS, ÇRŞ, CUM, PAZ SALI HARİÇ HER GÜN SALI HARİÇ HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN HER GÜN
07:00 18:10 22:55 16:30 14:45 13:30 07:00 10:55 15:40 19:50 09:15 14:00 18:10 23:10 11:15 09:10 07:00 22:00 16:25 14:45 15:15 13:25 10:40 19:55 08:45 18:00 14:30 12:40 15:40 13:45 11:00 19:50 09:00 17:50 07:00 22:55 07:00 17:15 19:10 20:50 07:00 10:50 15:20 20:15 08:55 13:25 18:20 22:55 15:30 13:45 11:10 09:00 07:00 22:10 15:45 13:35 15:40 13:30 21:25 19:50 20:05 18:10 10:40 20:05 08:45 18:10 11:10 15:45 09:00 13:35 07:15 18:00 19:50
08:15 19:15 00:00 17:35 16:05 14:10 08:05 12:00 16:45 20:55 10:20 15:05 19:15 00:15 12:50 10:40 08:15 23:20 17:25 15:50 16:30 14:40 12:10 21:25 10:05 19:20 15:50 13:55 17:00 15:05 12:30 21:20 10:25 19:15 08:10 00:05 08:15 18:35 20:15 21:55 08:05 12:05 16:35 21:30 10:15 14:45 19:40 00:15 16:45 14:55 12:55 10:35 8:15 23:20 17:20 15:10 17:20 15:05 22:25 20:50 21:25 19:30 12:00 21:25 10:05 19:30 12:55 17:30 10:35 15:10 08:15 19:00 21:05
TRABZON (08:45), DİYARBAKIR (08:45), VAN (09:00), KARS (09:00), ERZURUM (09:00), SAMSUN(19:50), BODRUM (22:00), İZMİR(22:55),GAZİANTEP(22:55), ANTALYA(23:10)
88 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
ANKARA ÜZERİNDEN KISA BEKLEME SÜRELERİ İLE BAĞLANTI VEREN ROTALAR
ERZURUM(17:50),İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN (18:00),ANTALYA(18:10),TRABZON(18:10),İZMİR(18:20) TRABZON(08:45), DİYARBAKIR(08:45), VAN(09:00), KARS(09:00),ERZURUM(09:00) ELAZIĞ(12:40),ADİYAMAN(13:30), MUŞ(13:30),MARDİN(13:35), ERZİNCAN(13:45) HATAY(17:15), ERZURUM(17:50), İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN (18:00), DİYARBAKIR(18:00),TRABZON(18:10) MALATYA(22:10), GAZİANTEP (22:55),ADANA(22:55),
İZMİR(13:25),DALAMAN(13:25),ANTALYA(14:00),DİYARBAKIR(18:00)TRABZON(18:10) DİYARBAKIR(08:45), TRABZON(08:45),KARS(09:00),VAN(09:00),ERZİNCAN(13:45) ERZURUM(17:50),DİYARBAKIR(18:00),TRABZON(18:10),SAMSUN(19:50),MALATYA(22:10) ERZURUM(17:50),DİYARBAKIR(18:00),TRABZON(18:10),SAMSUN(19:50),MALATYA(22:10) İZMİR(13:25),DALAMAN(13:25),ANTALYA(14:00),ÇORLU(14:45),TRABZON(18:10) BODRUM(22:00),İZMİR(22:55),ADANA(22:55),ANTALYA(23:10) İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00),TRABZON(18:10),ANTALYA(18:10),BODRUM(22:00) İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00),DİYARBAKIR(18:00),ANTALYA(18:10),İZMİR(18:20),ADANA(22:55) İZMİR(13:25),DALAMAN(13:25),ANTALYA(14:00),DİYARBAKIR(18:00),İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00) BODRUM(22:00),İZMİR(22:55),ADANA(22:55),GAZİANTEP(22:55),ANTALYA(23:10) TRABZON(08:45), İZMİR(08:55),VAN(09:00),KARS(09:00),ANTALYA(09:15) TRABZON(08:45), İZMİR(08:55),VAN(09:00),ERZURUM(09:00),ANTALYA(09:15)
VAN(09:00),KARS(09:00),ERZURUM(09:00),BATMAN(09:10),ANTALYA(09:15) ELAZIĞ(12:45),ADİYAMAN(13:30),MUŞ(13:30),MARDİN(13:35),ERZİNCAN(13:45) HATAY(17:15), DİYARBAKIR(18:00),İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00),TRABZON(18:10),ŞANLIURFA(18:10) MALATYA(22:10), GAZİANTEP (22:55),ADANA(22:55),ANTALYA(23:10)
ERZURUM(17:50), İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00),TRABZON(18:10),ANTALYA(18:10),İZMİR(18:20) İZMİR(13:25),ANTALYA(14:00),ADANA(16:30),HATAY(17:15),DİYARBAKIR(18:00) TRABZON(08:45),İZMİR(08:55),ANTALYA(09:15),DALAMAN(13:25),ÇORLU(14:45) İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00), DİYARBAKIR(18:00),TRABZON(18:10),İZMİR(18:20),SAMSUN(19:50) İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00),TRABZON(18:10),ANTALYA(18:10),İZMİR(18:20),ADANA(22:55) GAZİANTEP(22:55),ADANA(22:55),İZMİR(22:55),ANTALYA(23:10) BODRUM(22:00),GAZİANTEP(22:55),İZMİR(22:55),ANTALYA(23:10) DALAMAN(13:25),İZMİR(13:25),VAN(13:35),MARDİN(13:35),ANTALYA(14:00) BODRUM(22:00),MALATYA(22:10),GAZİANTEP(22:55),ADANA(22:55),ANTALYA(23:10) İZMİR(13:25),ANTALYA(14:00),ÇORLU(14:45),ADANA(16:30),HATAY(17:15) İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00), ANTALYA(18:10),TRABZON(18:15),İZMİR(18:20),ADANA(22:55) DİYARBAKIR(08:45),KARS(09:00),VAN(09:00),ERZURUM(09:00),BATMAN(09:10)
SECOND FLIGHT IN THE NEXT
24 HOURS
FROM ANKARA FOR ONLY
BİLGİ INFO
25 TL
ROUTE
DAY
ARRIVAL
ROTA
GÜN
KALKIŞ
DEPARTURE ROUTES HAVING CONNECTION WITH SHORT WAITING TIME VIA ANKARA VARIŞ
ANKARA ÜZERİNDEN KISA BEKLEME SÜRELERİ İLE BAĞLANTI VEREN ROTALAR
ADANA-ANKARA ADANA-ANKARA ANKARA-ADANA ANKARA-ADANA ADIYAMAN-ANKARA ANKARA-ADIYAMAN ANTALYA-ANKARA ANTALYA-ANKARA ANTALYA-ANKARA ANTALYA-ANKARA ANKARA-ANTALYA ANKARA-ANTALYA ANKARA-ANTALYA ANKARA-ANTALYA BATMAN-ANKARA ANKARA-BATMAN BODRUM-ANKARA ANKARA-BODRUM ÇORLU-ANKARA ANKARA-ÇORLU DALAMAN-ANKARA ANKARA-DALAMAN DİYARBAKIR-ANKARA DİYARBAKIR-ANKARA ANKARA-DİYARBAKIR ANKARA-DİYARBAKIR ELAZIĞ-ANKARA ANKARA-ELAZIĞ ERZİNCAN-ANKARA ANKARA-ERZİNCAN ERZURUM-ANKARA ERZURUM-ANKARA ANKARA-ERZURUM ANKARA-ERZURUM GAZİANTEP-ANKARA ANKARA-GAZİANTEP HATAY-ANKARA ANKARA-HATAY HATAY-KIBRIS KIBRIS-HATAY İZMİR-ANKARA İZMİR-ANKARA İZMİR-ANKARA İZMİR-ANKARA ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR ANKARA-İZMİR KAHRAMANMARAŞ-ANKARA ANKARA-KAHRAMANMARAŞ KARS-ANKARA ANKARA-KARS MALATYA-ANKARA ANKARA-MALATYA MARDİN-ANKARA ANKARA-MARDİN MUŞ-ANKARA ANAKRA-MUŞ SAMSUN-ANKARA ANKARA-SAMSUN ŞANLIURFA-ANKARA ANKARA-ŞANLIURFA TRABZON-ANKARA TRABZON-ANKARA ANKARA-TRABZON ANKARA-TRABZON VAN-ANKARA VAN-ANKARA ANKARA-VAN ANKARA-VAN SABİHA GÖKÇEN -ANKARA ANKARA-SABİHA GÖKÇEN SABİHA GÖKÇEN -BODRUM
EVERYDAY EVERYDAY EXCEPT TUESDAY EVERYDAY EVERYDAY EXCEPT TUESDAY TUE , THUR, SAT TUE, THUR, SAT EVREYDAY EVERYDAY WED, THUR, FRI, SUN TUE, THUR, FRI, SAT, SUN EVREYDAY WED, THUR, FRI, SUN TUE, THUR, FRI, SAT, SUN EVERYDAY EVREYDAY EVERYDAY EVERYDAY EXCEPT WEDNESDAY EVERYDAY EXCEPT WEDNESDAY MON, WED, FRI, SUN MON, WED, FRI, SUN EVREYDAY EVERYDAY EVREYDAY EVERYDAY EVREYDAY EVERYDAY EVREYDAY EVERYDAY MON, TUE, THUR, SAT MON, TUE, THUR, SAT EVREYDAY MON, WED, SAT EVREYDAY MON, WED, SAT EVREYDAY EVERYDAY MON, TUE, THUR, SAT, SUN MON, WED, FRI, SAT , SUN MON, WED, FRI, SAT , SUN MON, WED, FRI, SAT , SUN EVREYDAY MON, WED, FRI, SAT , SUN EVREYDAY EVERYDAY EVREYDAY MON, WED, FRI, SAT , SUN EVREYDAY EVERYDAY TUE, THUR, SAT TUE, THUR, SAT EVREYDAY EVERYDAY EVREYDAY EVERYDAY EVREYDAY EVERYDAY MON, WED, FRI, SUN MON, WED, FRI, SUN EVERYDAY EXCEPT TUESDAY EVERYDAY EXCEPT TUESDAY EVREYDAY EVERYDAY EVREYDAY EVERYDAY EVREYDAY EVERYDAY EVREYDAY EVERYDAY EVREYDAY EVERYDAY EVREYDAY EVERYDAY EVREYDAY
07:00 18:10 22:55 16:30 14:45 13:30 07:00 10:55 15:40 19:50 09:15 14:00 18:10 23:10 11:15 09:10 07:00 22:00 16:25 14:45 15:15 13:25 10:40 19:55 08:45 18:00 14:30 12:40 15:40 13:45 11:00 19:50 09:00 17:50 07:00 22:55 07:00 17:15 19:10 20:50 07:00 10:50 15:20 20:15 08:55 13:25 18:20 22:55 15:30 13:45 11:10 09:00 07:00 22:10 15:45 13:35 15:40 13:30 21:25 19:50 20:05 18:10 10:40 20:05 08:45 18:10 11:10 15:45 09:00 13:35 07:15 18:00 19:50
08:15 19:15 00:00 17:35 16:05 14:10 08:05 12:00 16:45 20:55 10:20 15:05 19:15 00:15 12:50 10:40 8:15 23:20 17:25 15:50 16:30 14:40 12:10 21:25 10:05 19:20 15:50 13:55 17:00 15:05 12:30 21:20 10:25 19:15 08:10 00:05 08:15 18:35 20:15 21:55 08:05 12:05 16:35 21:30 10:15 14:45 19:40 00:15 16:45 14:55 12:55 10:35 08:15 23:20 17:20 15:10 17:20 15:05 22:25 20:50 21:25 19:30 12:00 21:25 10:05 19:30 12:55 17:30 10:35 15:10 08:15 19:00 21:05
TRABZON (08:45), DİYARBAKIR (08:45), VAN (09:00), KARS (09:00), ERZURUM (09:00), SAMSUN(19:50), BODRUM (22:00), İZMİR(22:55),GAZİANTEP(22:55), ANTALYA(23:10) ERZURUM(17:50),İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN (18:00),ANTALYA(18:10),TRABZON(18:10),İZMİR(18:20) TRABZON(08:45), DİYARBAKIR(08:45), VAN(09:00), KARS(09:00),ERZURUM(09:00) ELAZIĞ(12:40),ADİYAMAN(13:30), MUŞ(13:30),MARDİN(13:35), ERZİNCAN(13:45) HATAY(17:15), ERZURUM(17:50), İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN (18:00), DİYARBAKIR(18:00),TRABZON(18:10) MALATYA(22:10), GAZİANTEP (22:55),ADANA(22:55),
İZMİR(13:25),DALAMAN(13:25),ANTALYA(14:00),DİYARBAKIR(18:00)TRABZON(18:10) DİYARBAKIR(08:45), TRABZON(08:45),KARS(09:00),VAN(09:00),ERZİNCAN(13:45) ERZURUM(17:50),DİYARBAKIR(18:00),TRABZON(18:10),SAMSUN(19:50),MALATYA(22:10) ERZURUM(17:50),DİYARBAKIR(18:00),TRABZON(18:10),SAMSUN(19:50),MALATYA(22:10) İZMİR(13:25),DALAMAN(13:25),ANTALYA(14:00),ÇORLU(14:45),TRABZON(18:10) BODRUM(22:00),İZMİR(22:55),ADANA(22:55),ANTALYA(23:10) İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00),TRABZON(18:10),ANTALYA(18:10),BODRUM(22:00) İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00),DİYARBAKIR(18:00),ANTALYA(18:10),İZMİR(18:20),ADANA(22:55) İZMİR(13:25),DALAMAN(13:25),ANTALYA(14:00),DİYARBAKIR(18:00),İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00) BODRUM(22:00),İZMİR(22:55),ADANA(22:55),GAZİANTEP(22:55),ANTALYA(23:10) TRABZON(08:45), İZMİR(08:55),VAN(09:00),KARS(09:00),ANTALYA(09:15) TRABZON(08:45), İZMİR(08:55),VAN(09:00),ERZURUM(09:00),ANTALYA(09:15)
VAN(09:00),KARS(09:00),ERZURUM(09:00),BATMAN(09:10),ANTALYA(09:15) ELAZIĞ(12:45),ADİYAMAN(13:30),MUŞ(13:30),MARDİN(13:35),ERZİNCAN(13:45) HATAY(17:15), DİYARBAKIR(18:00),İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00),TRABZON(18:10),ŞANLIURFA(18:10) MALATYA(22:10), GAZİANTEP (22:55),ADANA(22:55),ANTALYA(23:10)
ERZURUM(17:50), İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00),TRABZON(18:10),ANTALYA(18:10),İZMİR(18:20) İZMİR(13:25),ANTALYA(14:00),ADANA(16:30),HATAY(17:15),DİYARBAKIR(18:00) TRABZON(08:45),İZMİR(08:55),ANTALYA(09:15),DALAMAN(13:25),ÇORLU(14:45) İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00), DİYARBAKIR(18:00),TRABZON(18:10),İZMİR(18:20),SAMSUN(19:50) İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00),TRABZON(18:10),ANTALYA(18:10),İZMİR(18:20),ADANA(22:55) GAZİANTEP(22:55),ADANA(22:55),İZMİR(22:55),ANTALYA(23:10) BODRUM(22:00),GAZİANTEP(22:55),İZMİR(22:55),ANTALYA(23:10) DALAMAN(13:25),İZMİR(13:25),VAN(13:35),MARDİN(13:35),ANTALYA(14:00) BODRUM(22:00),MALATYA(22:10),GAZİANTEP(22:55),ADANA(22:55),ANTALYA(23:10) İZMİR(13:25),ANTALYA(14:00),ÇORLU(14:45),ADANA(16:30),HATAY(17:15) İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN(18:00), ANTALYA(18:10),TRABZON(18:15),İZMİR(18:20),ADANA(22:55) DİYARBAKIR(08:45),KARS(09:00),VAN(09:00),ERZURUM(09:00),BATMAN(09:10)
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 89
000 ANADOLUJET EYLÜL | SEPTEMBER 2009
B 737 - 800 Uçak adedi•Quantity: 3
Yatay uçuş sürati•Cruise speed: 858 km/h
Azami kalkıs ağırlığı•Maximum take off weight: 70.987 kg Kanat açıklığı•Wing span: 35.79 m
BİLGİ INFO
Yolcu kapasitesi•Passenger capacity: 189 Azami yatay uçuş yüksekliği•Maximum cruissing altitude: 41.000 ft
Gövde uzunluğu•Length: 39.47 m
Azami menzil•Maximum Passenger range: 3.700 km
Yerden yüksekliği•Height: 12.55 m
Azami kargo kapasitesi•Maximum cargo capacity : 8408 kg/45.05 m3
WWW ANADOLUJET COM
B 737 - 700 Uçak adedi•Quantity: 4
Yatay uçuş sürati•Cruise speed: 828 km/h
Azami kalkıs ağırlığı•Maximum take off weight: 61.998 kg Kanat açıklığı•Wing span: 35.80 m
Yolcu kapasitesi•Passenger capacity: 149 Azami yatay uçuş yüksekliği•Maximum cruissing altitude: 37.000 ft
Gövde uzunluğu•Length: 33.60 m
Azami menzil•Maximum Passenger range: 6.230 km
Yerden yüksekliği•Height: 12.50 m
Azami kargo kapasitesi•Maximum cargo capacity : 4178 kg / 27.30 m3
444 2538 AJET B 737 - 400 Uçak adedi•Quantity: 1
Yatay uçuş sürati•Cruise speed: 797 km/h
Azami kalkıs ağırlığı•Maximum take off weight: 68.038 kg Kanat açıklığı•Wing span: 28.88 m
Yolcu kapasitesi•Passenger capacity: 166 Azami yatay uçuş yüksekliği•Maximum cruissing altitude: 37.000 ft
Gövde uzunluğu•Length: 36.449 m
Azami menzil•Maximum Passenger range: 3.350 km
Yerden yüksekliği•Height: 11.125 m
Azami kargo kapasitesi•Maximum cargo capacity : 7491 kg/39.22 m3
ANADOLUJET TÜRK HAVA YOLLARI MARKASIDIR ANADOLUJET IS A SUB-BRAND OF TURKSH AIRLNES
DAHA EKONOMİK!
MORE ECONOMICAL!
˝ Anadolu’da uçmak hiç olmadığı kadar kolay. AnadoluJet’in ekonomik
˝ Flying across Anatolia is easier than ever before. Flying is no longer a luxury at
uçuş fırsatlarıyla uçmak lüks olmaktan çıkıyor, herkesin bütçesine uygun fiyat politikamızla Anadolu insanı için yolculuk demek uçmak demek oluyor. Çünkü AnadoluJet’in kısa uçuşlarında ekstra masraflardan kaçınılıyor. Rahat, pratik ve ekonomik uçuşlar var.
AnadoluJet’s economical fares. With our policy of fares to fit every budget, traveling now means flying for the people of Anatolia for all possible extra costs are being cut on AnadoluJet’s short flights, which are comfortable, practical and economical.
THY DESTEĞİ İLE ÇOK DAHA GÜÇLÜ! ˝ AnadoluJet, gökyüzüne THY’den aldığı güç ve güvenle yükseliyor. Uluslararası standartlardan ve güvenlikten taviz vermeden çok daha ekonomik uçuyor. THY’nin 75 yıllık birikimi, teknik bakım kalitesi, güvenilir marka desteği ve daha birçok özelliği ile AnadoluJet size sadece ekonomik değil, güvenli ve rahat uçuş imkânı da sağlıyor.
STRONGER AND SAFER WITH TURKISH AIRLINES BEHIND IT! ˝ AnadoluJet is ascending to the skies with the strength and confidence it gets from Turkish Airlines. It can fly far more economically without compromising international standards or safety. With Turkish Airlines’ 75 years of experience, technical maintenance quality, trusted brand name and many other advantages, AnadoluJet offers you not only economy but also safety and comfort in your flights.
DAHA ÇOK SEÇENEK, DAHA ÇOK NOKTA! ˝ İzmir, Erzurum, Adana, Trabzon... Türkiye’nin dört bir yanı AnadoluJet’in
MORE ALTERNATIVES, MORE DESTINATIONS!
Ankara merkezli uçuşlarıyla birbirine bağlanıyor. AnadoluJet Ankara’dan yirmi dört noktaya, yirmi dört noktadan Ankara’ya uçuyor. Anadolu insanı birbirine daha da yaklaşıyor. Aktarmalı seferlerimizde 24 saat içerisinde Ankara üzerinden Türkiye’nin yirmi üç noktasına alacağınız ikinci bilet sadece 45 TL.
˝ Izmir, Erzurum, Adana, Trabzon... AnadoluJet’s Ankara-based flights connect the four corners of Turkey. AnadoluJet flies from Ankara to 24 destinations and back, bringing the people of Anatolia closer to one another. In connected flights, the second ticket you will by for 23 destinations in Turkey via Ankara within 24 hours is only 25 tl. EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 91
TERMİNAL TERMINAL
ESENBOĞA HAVAALANI ESENBOĞA AIRPORT
Dış Hatlar International
Otopark Parking
Giriş Entrance
Metro Subway
Yiyecek & içecek Food & Beverage
Havalimanı Oteli Airport Hotel
Pasaport Kontrol Passport Control
CIP SALONU CIP LOUNGE
Bagaj Alımı Baggage Claim
Self Chek-in
Danışma Info
Servis Shuttle THY Bilet Satış THY Ticket Sales
92 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
İç Hatlar Domestic
ATATÜRK HAVALİMANI ATATÜRK AIRPORT
Çıkış Exit
Çıkış Exit
Shuttle (Havaş)
Kırmızı Otopark
Mavi Otopark
Sarı Otopark
İç Hatlar Domestic Gidiş Katı
Çıkış Exit
Kırmızı Otopark
Çıkış Exit
Mavi Otopark
Sarı Otopark
İç Hatlar Domestic Geliş Katı
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 93
BULMACA PUZZLE ÇENGEL BULMACA
94 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
SUDOKU
EYLÜL SEPTEMBER 2009 • ANADOLUJET • 95
KARE BULMACA
96 • ANADOLUJET • EYLÜL SEPTEMBER 2009
THY_SKYLIFE_107.5x275 8/26/09 10:11 AM Page 2 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
AnadoluJetC.fh11 8/14/09 7:13 PM Page 1 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K