10/09
EKİM / OCTOBER 2009
YOLCULUK NEREYE?
Namibya'nın
kızıl çölü
Asya’nın
gizli köşeleri
Punta del Este’nin
ışıltısı
WHERE
TO TRAVEL?
NAMIBIA’S
red desert hidden spots
OF ASIA
the glamour of
PUNTA DEL ESTE
ISTCL_HP_SKYLIFE_430X275.Fh11 9/17/09 2:58 PM Page 1 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
ISTCL_HP_SKYLIFE_430X275.Fh11 9/17/09 2:58 PM Page 1 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
2010_IMF_43X27.5_C.FH11 9/16/09 11:49 AM Page 1 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
2010_IMF_43X27.5_C.FH11 9/16/09 11:49 AM Page 1 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
EKİM 2009
OCTOBER 2009
ENTRÉE 16 Aykırı Lüks
Avant-Garde Luxury
18 Gerçek Bir İngiliz
Genuinely English
20 Mücevherde Alman Estetiği
German Aesthetics in Jewelry
21 Oyun Zamanı Play Time
22 Westwood’a Saygı Duruşu A Tribute to Westwood
23 Organik Aydınlık
Organic Illumination
24 Heyecanlı Ekim
Thrilling October
26 Zarif ve Spor
Sporty Elegance
4v
001-015 ekim BUSINESS SKY.indd 4
9/26/09 4:04 AM
stil style v
EKİM 2009
OCTOBER 2009
32 Kendi klasını yaratan şehir
Resort in its own class: Punta Del Este
40 Bavulun çok ötesinde Far beyond a trunk
48 Kızıl çölün saklı hazineleri
Hidden treasures of the red desert:
Namibia 58
Gelecek nerede?
Where’s the future headed?
66 Röportaj: Mustafa V. Koç Interview
72 Düş gibi mekanlar
Dream like places
81 INFO KAPAK v COVER Fotoğraf v Photography: Bahadır Tanrıöver Fotoğraf Asistanı v Asistants: Gürkan Akhanlı, Can Çiçek Retouch: Faruk Yurdakul Prodüksiyon v Production: www.ariza.com.tr Saç-Makyaj v Hair-Make up: Cihan Küçük Mekan v Location: Park Hyatt Istanbul-Maçka Palas Model: Claude Seabre-Erberk Ajans
6v
001-015 ekim BUSINESS SKY.indd 6
9/26/09 4:04 AM
amex_businn215x275 c_p.fh11 8/25/09 9:43 AM Page 1 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
YÖNETİM MANAGEMENT Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin Chairman of the Board Türk Hava Yolları Adına Sahibi | Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi Temel Kotil Publisher on behalf of Turkish Airlines | CEO and Member of the Board Kurumsal İletişim Başkanı Zeki Çukur Senior Vice President Corporate Communication Halkla İlişkiler Müdürü | Public Relations Manager Mehmet Dinler Aysun Ulusu aulusu@thy.com Ahmet M. Müftüoğlu ahmetm@thy.com Gökçen Ata gokcenata@thy.com Marka İletişim Danışmanı | Brand Communications Consultant Serdar Özer Öztürk Türk Hava Yolları Genel Yönetim Binası Atatürk Hava Limanı 34149 iSTANBUL Tel: +90 212 463 63 63 / 1164
YAYIN YÖNETİM Yayın Grubu Başkanı | President Grup Koordinatörü | Coordinator Finans Koordinatörü | Finance Coordinator YAPIM Yayın Koordinatörü (Sorumlu) | Editorial Coordinator
PUBLICATION MANAGEMENT Serkan Ünal Mehmet Mücahid Demir Selim Kara PRODUCTION Serdar Turan serdar.turan@infomag.com.tr
Editörler | Editors
Kültür Sanat | Arts & Culture Tarih | History Lifestyle Gezi | Travel Redaksiyon Editörü | Copydesk Editor İngilizce Editörü | English Editor Grup Tasarım Direktörü | Group Design Director Tasarım Direktörü | Design Head Fotoğraf Editörü | Photo Editor Tasarım ve Uygulama | Design and Layout ÖZEL PROJELER
Jülide Karahan julide.karahan@infomag.com.tr Mert Kaya mert.kaya@infomag.com.tr Oktay Tutuş oktay.tutus@infomag.com.tr Melih Uslu melih.uslu@infomag.com.tr Suavi Yazgıç suavi.yazgic@infomag.com.tr Margaret Sönmez Nejat Emrah Yörük emrah.yoruk@infomag.com.tr Eray Makal eray.makal@infomag.com.tr Ahmet Bilal Arslan ahmet.bilal@infomag.com.tr Halil Öter | Yavuz Aydın | Bertuğ Yasavullar CUSTOM PROJECTS
Koordinatör | Coordinator
Baha Yılmaz
Müşteri Direktörü | Account Director
Çisem Kartal
Editör | Editor Art Direktör | Art Director REKLAM Reklam Satış Müdürü | Advertising Sales Manager Reklam Satış Yöneticisi | Advertising Sales Executive Uluslararası Reklam Satış Yöneticisi | International Ad Sales Manager Marka Müdürü | Brand Manager
Aynur Şenol Altun Özkan Oral ADVERTISING Sema Teker Eğilmez sema.teker@infomag.com.tr Ömer Arıcı omer.arici@infomag.com.tr Abidin Karabulut abidin.karabulut@infomag.com.tr Emin Görgün emin.gorgun@infomag.com.tr
Üretim Müdürü | Production Manager
Gökhan Gönüldaş gokhan.gonuldas@infomag.com.tr
Reklam Rezervasyon | Ad Reservation
İlknur Eruzun ilknur.eruzun@infomag.com.tr
İnfomag Yayıncılık, Bilişim,Tanıtım ve OrganizasyonHizmetleri LTD. ŞTİ. Akatlar Mahallesi, Ebulula Mardin Cad. 4. Gazeteciler Sitesi A8/1 1. Levent / İSTANBUL Tel: +90 212 324 55 15 • Faks: +90 212 324 55 05 skylife@infomag.com.tr • www.infomagyayincilik.com.tr Baskı-Cilt | Printing-Binding Promat Basım Yayın San.ve Tic. A.Ş. Tel: +90 212 622 63 63 • http://www.promat.com.tr
Skylife Business dergisi ile ilgili öneri ve şikayetleriniz için customer@thy.com adresine mail gönderebilirsiniz. Any suggestions or complaints about Skylife Business magazine are welcomed and should be addressed to customer@thy.com. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Neither, text nor photographs from this publication may be reproduced either in full or summary without acknowleding the source and without prior permission from the publisher. Skylife Business, THY tarafından ayda bir yayımlanır. Skylife Business is published monthly by Turkish Airlines.
8 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
001-015 ekim BUSINESS SKY.indd 8
9/26/09 4:04 AM
Genesis_Dergiler.fh11 9/14/09 6:18 PM Page 8 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
network_pasta_ing_215x275 9/16/09 4:01 PM Page 1 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
Merhaba, Greetings,
Bu ayki Skylife Business yolculuğumuz birbirinden ilginç arzu nesneleriyle başlıyor. Kimi sayfamızda akıllıca düşünülmüş bir çanta tasarımı, kimi sayfamızda tasarım harikası bir langırt masası yaratıcılığın sınırlarının nereye kadar zorlanabileceğini sorgulatıyor bizlere. Otomobil tutkunları, Aston Martin ile Maserati’nin zarafetle bütünleşen gücü karşısında bir kez daha şapka çıkaracak eminiz. Fashionableİstanbul ile yedi tepeli kentimizi dünyanın moda merkezlerinden biri olarak konumlandırma yolculuğunun nasıl bir adım daha öteye gittiğine şahit oluyoruz.
Our Skylife Business travel this month starts with some intriguing objects of desire. An intelligently designed bag on one page and a design-miracle tabletop soccer game on another lead us to ask just how far the limits of creativity can be strained. We are sure that car buffs are going to take their hats off once again to Aston Martin and Maserati’s marriage of power with elegance. In FashionableIstanbul we witness how our city of seven hills is moving one step closer to becoming one of the world’s fashion capitals.
Yolculuk demişken… New York Manhattan’ın coğrafyasını düşünün ve üzerine Miami tarzında bir şehir oturtun. İşte karşınızda Uruguay’ın Punta del Este bölgesi… Kumsalları, ambiyansı, popülerliği ile yeni cazibe merkezlerinden biri olan Punta, Margarita Palatnik’in kalemiyle neredeyse sayfalarda bile bir ışıltı oluşturmayı başarıyor. Eğer tercihiniz biraz daha ‘sakin’ bir ambiyans ise o zaman dünyanın en güzel butik ve konsept otelleri arasında bir gezintiye çıkmaya ne dersiniz? Asya’nın cenneti andıran doğal güzelliklerinin içinde saklanmış bu dinlence ve yenilenme mekânları beklentilerinizin sınırlarını zorlayacak gibi görünüyor. Yok, eğer macera peşinde koşmak arzusuyla yanı tutuşuyorsanız, Serra Gürçay’ın kaleminden Namibya’nın uçsuz bucaksız ama bir o kadar da egzotik çöllerine davet ediyoruz sizleri. Elmas madenlerini keşfetmek, sonu gelmeyecekmiş gibi duran kum tepelerinin arasında safari yapmak yeterince macera anlamına geliyor olsa gerek.
While we’re on the subject of travel... Picture the geography of New York’s Manhattan and then impose a Miami-style city on top of it. There you have Uruguay’s Punta del Este region! A popular new Mecca of tourism with its beaches and sunny ambience, Punta virtually radiates off the page in the article by Margarita Palatnik. If you prefer a slightly more ‘sedate’ atmosphere, then how about a foray into the world’s swankiest boutiques and concept hotels? These places of rest and renewal hidden away in Asia’s lush natural beauty are sure to surpass your expectations. No, you are burning to go in pursuit of adventure? Then we invite you to the vast but equally exotic deserts of Namibia from the pen of Serra Gürçay. Discovering diamond mines and going on a safari through the seemingly endless sand dunes should satisfy anybody’s craving for adventure.
Mimaride ‘yeşil’ trendler, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç ile İstanbul Bienali ile ilgili özel söyleşi, özel yapım bavulların hikayesi Skylife Business’da sizleri bekleyen konulardan sadece birkaçı. Keyifle okumanız dileğiyle. İyi yolculuklar…
‘Green’ trends in architecture, a special interview on the Istanbul Biennale with Mustafa V. Koç, Chairman of the Board of Koç Holding, and the story of some custom-made trunks are just a few of the topics that await you in Skylife Business. Wishing you a pleasant reading and an enjoyable flight...
SKYLIFE BUSINESS
Berlin Paris
Istanbul Bhutan
Maldives
Namibia
Punta delEste
Bali
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 13
001-015 ekim BUSINESS SKY.indd 13
9/26/09 4:04 AM
Crystal Ekim Offer OF.fh11 9/18/09 8:44 PM Page 10 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
Crystal Ekim Offer OF.fh11 9/18/09 8:44 PM Page 10 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
Entrée AYKIRI LÜKS v Hem tasarımcı hem de
kavramsal sanatçı Hollandalı Ted Noten lüks kelimesiyle özdeşleştirilebilecek malzemeleri ve markaları farklı sunumlarla yeniden yorumluyor. Fotoğrafta görülen Louis Vuitton çanta, akrilik içerisine hapsedilmiş ve sanatçının kendi koleksiyonunda yer alıyor. Bunun gibi daha pek çok çalışmaya imza atan Noten, lüks malzemelerle verdiği mesajlarla, aslında belki de kimsenin taşımak istemeyeceği veya nasıl kullanılacağına dair fikrinin olmadığı pahalı ürünler yaratıyor. Tasarımlarına kesinlikle kayıtsız kalınamayacak sanatçının ürünlerine göz atmak için: www.tednoten.com
AVANT-GARDE LUXURY v Dutch conceptualist and artist Ted Noten reinterprets materials and brands that are associated with luxury by means of unexpected incarnations. The Louis Vuitton bag featured on the page is enclosed in acrylic, and is one of the rarest pieces of the artists wide and extravagant collection. Noten creates very expensive products that carry meaningful messages by using ornate materials, while most people probably would not be bold enough to wear them, nor would they know what to do with them. To view the works of this exceptional artist, visit www.tednoten.com.
16 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
016-029 ekim giris.indd 16
9/26/09 4:18 AM
Entrée GERÇEK BİR İNGİLİZ GENUINELY BRITISH
v İngiliz lüks otomobil üreticisi
Bentley’in yeni grand tourer otomobili Mulsanne, Kaliforniya’da geçtiğimiz Ağustos’ta tanıtıldı. İngiltere, Crewe’deki Bentley genel merkezinde tasarlanan, biçimlendirilen ve geliştirilen Mulsanne, yepyeni platformuyla gelecek yıl, Crewe fabrikasındaki yeni tesisinde üretilmeye başlanacak. Bentley Motors Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Dr. FranzJosef Paefgen’in, “Mühendislerimizden isteğimiz, dünyanın en özgün sürüş deneyimini sunarak, İngiliz lüks otomotiv sektörünün zirvesinde yer alacak görkemli bir yeni Bentley yaratmalarıydı. Bu iddiaya gerçek bir tutkuyla yanıt verdiler ve ortaya çıkan sonuç; konfor, üstün performans ve el işçiliğinin ürünü, zarafet konusunda yeni standartlar belirleyen lüks bir grand tourer oldu” sözleri yeni Bentley’in arzu nesnesi konumunu pekiştiriyor.
v British luxury car producer Bentley unveiled its all-new-flagship grand tourer, the Mulsanne, in California this August. The Mulsanne was designed, styled and developed at the Bentley headquarters in Crewe, Britain. The new model will be produced at the new facility of the Crewe plant with their newest platforms the coming year. “The challenge we set for our engineers was to create a brand-new Bentley that would stand as the pinnacle of the British luxury car, offering the world’s most exclusive driving experience. They have responded to this challenge with real passion and as a result, a luxurious grand tourer was created that set new standards in terms of comfort, effortless performance and hand-crafted refinement” says Dr. Franz-Josef Paefgen, Chairman and Chief Executive of Bentley Motors, his words certainly intensify the object of desire… www.bentleymulsanne.com
18 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
016-029 ekim giris.indd 18
9/26/09 4:18 AM
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 19
016-029 ekim giris.indd 19
9/26/09 4:18 AM
Entrée MÜCEVHERDE ALMAN ESTETİĞİ v Birbirinden değerli taşları hiç akla
gelmeyecek metallerle birleştirerek ortaya inanılmaz güzellikteki mücevherlerini çıkaran Almanya’nın ilk mücevher evi Hemmerle’nin macerası, Joseph ve Anton Hemmerle kardeşlerin 1893’te Bavyera Krallığı’na savaş madalyaları üreten bir şirketi satın almalarıyla başladı. İlerleyen dönemlerde gümüş işleyen şirketin mücevher alanında ismini duyurmaya başlaması üçüncü kuşak temsilcileri Stefan ve Franz sayesinde oldu. Hemmerle, yalın bir tasarım anlayışı güdüyor ve sadece en iyi malzemeleri kullanarak mücevher üretiyor. Çarpıcı güzellikteki taşları demir, bakır, pirinç ve alüminyum gibi mücevher üretiminde pek kullanılmayan metallerle birleştirmeleri alameti farikaları. Malzemeler konusunda çok seçici oldukları için yılda sadece 250 parça üretiyorlar. Dolayısıyla bir Hemmerle mücevheri gördüğünüzde farkını anlamamanız mümkün değil. Örneğin fotoğrafta gördüğünüz bu kolye bakır, beyaz altın, turmalin, dev deniz kabuklusu (conch) incileri, safirler ve lal taşlarından oluşuyor. Oldukça nadir bulunan, inanılmaz güzellik ve parlaklıktaki turmalin taşı etrafında şekillendirilmiş kolye, Hemmerle’ye özgü ‘örme’ (knitting) tekniğiyle yapılmış. Fiyatı ise uygulama üzerine belirleniyor.
GERMAN AESTHETICS IN JEWELRY v German jewelry designers are known throughout the world for their creative jewelry designs. Combining precious stones with ordinary metals that normally would be unheard of in jewelry making. The first German jewelry house, Hemmerle, was founded after the brothers Joseph and Anton Hemmerle had purchased a company producing war medals for the Kingdom of Bavaria in 1893. The brothers focused on silver processing in the following years. The jeweler became world renowned for its bijoux during the period of Stefan and Franz, the third generation representatives of the family. Hemmerle subtle understading of design allows for extraordinary conceptions from ordinary materials like iron, copper, brass and aluminum. Being quite, selective, they create only 250 pieces a year. Rare and alluring, a Hemmerle piece stands out at first glance. The featured necklace is made from copper, white gold, tourmaline, conch pearls, sapphires and garnet. The necklace was formed around the rare and stunningly beautiful tourmaline stone using the Hemmerle ‘knitting’ technique. The price of a Hemmerle piece is based on its creation process. www.hemmerle.com
20 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
016-029 ekim giris.indd 20
9/26/09 4:18 AM
Aksesuar ACCESSORY
OYUN ZAMANI! PLAY TIME!
v İngiliz Eleven Forty şirketi, hemen herkesin
muhakkak bir kere oynadığı langırta lüks bir dokunuş yaparak onu özenle, sipariş üzerine üretilen bir oyun masasına dönüştürmüş. Kendilerine has Doppelganger isimli teknoloji sayesinde tüm oyuncuların üç boyutlu şekillendirmeleri, sizin isteğiniz doğrultusunda (gerekirse) küçücük bir fotoğraf bile referans alınarak yapılabiliyor. Dilerseniz tüm aile fertlerini, dilerseniz de en sevdiğiniz çizgi roman karakterlerini futbol oyununuza dâhil edebilirsiniz. Paslanmaz çelik, cam ve kaliteli meşe, dişbudak, ceviz ile maun ağacından tercih üzerine üretilebilen bu evladiyelik langırt; sıradan bir masa oyununu lüks bir objeye dönüştürüyor.
v British company Eleven Forty added a luxurious touch to football, a game that almost everyone has played at least once in their lives... The firm has created customized foosball tables and no two are alike. Due to an original technology called Doppelganger, three-dimensional players can be formed by using a small photograph. Play with whomever you want, be it your family or your favorite comic book characters. These durable football tables are made out of stainless steel, glass, high quality oak, ash tree, walnut tree or mahogany, built to order. This new technology has turned an ordinary table game into a luxury object. www.elevenforty.com
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 21
016-029 ekim giris.indd 21
9/26/09 4:19 AM
Entrée
WESTWOOD’A SAYGI DURUŞU v İngiliz modasının efsane ismi “Punk
Kraliçesi” Vivienne Westwood’un adına, Opus Yayıncılık özel bir kitap çıkardı. Sınırlı sayıda ürettikleri özel konulara odaklanmış kitaplarıyla bilinen şirketin sene başında çıkardığı, kapakları tasarımcının kendisi tarafından özel olarak tasarlanan bu kitaplar 900 adetle sınırlandırıldı. Şimdiden iki farklı kapak tasarımı (toplamda 9 farklı kapak ve hepsinden yüzer adet bulunuyor) tükendi bile. Fiyatları ve baskı kalitesi düşünülecek olursa bir kitaptan daha çok değerli bir mücevhere benzetilebilecek Opus kitaplarının Westwood’a adanmış versiyonunda en yakın arkadaşlarının (Kate Moss, Naomi Campbell, Helena Bonham Carter, Bob Geldof) onun tasarladığı kıyafetlerle verdikleri pozları içeren Polaroid baskılardan da 97 adet bulunuyor. Her bir kitap ayrıca Vivienne Westwood tarafından özel olarak imzalanıyor.
A TRIBUTE TO WESTWOOD v Opus Publishing released a special edition for the legend of British fashion, Vivienne Westwood, the ‘Queen of Punk.’ The publishing house already made its debut with special editions released in limited numbers. The book whose cover was designed by Westwood herself, was released in early 2009 and two cover versions have already been sold out. Opus cut the number of these books down to 900. Two cover designs have already been sold out. (Nine different covers and 100 books were published with each cover design.). Opus books may be a bit on the expensive side, but they don’t come a dime a dozen. The Westwood edition features 97 Polaroid copies of her best friends’ (Kate Moss, Naomi Campbell, Helena Bonham Carter and Bob Geldof) posing in her designer clothing. Furthermore, each copy is signed by Vivienne herself. www.krakenopus.com
22 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
016-029 ekim giris.indd 22
9/26/09 4:19 AM
v Artık adını duyunca kimsenin sürpriz
ORGANİK AYDINLIK ORGANIC ILLUMINATION
yaşamadığı dünyaca ünlü mimar Zaha Hadid aynı zamanda tasarladığı ürünlerle de organik formları insan yaşamına entegre ediyor. İtalyan modern tasarım firması Sawaya&Moroni için tasarladığı bu avize de bunun en güzel örneklerinden. 1,8 metre uzunluğundaki Vortexx avize üretiminde kullanılan fiberglas, otomobil boyası, akrilik gibi malzemeler ve formu sayesinde dünya dışı gözüküyor. Parlak ışığını ise LED teknolojisine borçlu.
v World renowned architect Zaha Hadid, also integrates organic forms into our lives through her design objects. Her famous ceiling lamp designed for the Italian contemporary design and architectural firm Sawaya&Moroni is one of her prime examples. The 1.8 m Vortexx ceiling lamp resembles the Earth’s surface due to its form and materials. Consisting of fiberglass, automotive paint and acrylic, and while it shines bright with LED technology. www.zaha-hadid.com www.sawayamoroni.com
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 23
016-029 ekim giris.indd 23
9/26/09 4:19 AM
HEYECANLI EKİM
THRILLING OCTOBER
Ekim ayında, sanattan spora birçok alanda heyecan verici etkinlikler sizleri bekliyor. Bavulunuzu toplamaya hazır mısınız?
October offers countless thrilling events from arts to sports. Get packing already.
SANATSEVERLER Berlin Işık Festivali 14-25 Ekim 2009
SPORSEVERLER Formula Grand Prix Brezilya 16-18 Ekim 2009
milyonları Berlin’e çeken Işık Festivali kapsamında Bradenburg Kapısı, Televizyon Kulesi ve Berlin’in simgesi olan birçok bina ve alan ışık gösterilerine ve ışık teması etrafında kurgulanan sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapacak. 24 Ekim’de düzenlenecek olan koşuda ise 10 kilometrelik parkur aydınlatılan güzergâhı kapsayacak şekilde planlanmış.
heyecanı yaşanacak. Sıralamada ikinci durumda olan Rubens Barrichello, kendi evinde damalı bayrağı görmek için elinden gelenin en iyisini ortaya koyacak. Kuzey yarımkürede hissedilen kışa karşın baharı yaşayan Brezilya’da hızın ve heyecanın birleştiği bu etkinlik iyi bir seçimden daha fazlası.
v Ekim ayında Berlin ışıl ışıl… Bu yıl beşincisi düzenlenen ve
v Ekim ayında Brezilya’nın Sao Paulo şehrinde Formula 1
ART LOVERS
SPORTS LOVERS
v Berlin’s shimmer and glimmer in October… For the fifth time, the Festival of Lights will transform Berlin into a sparkling city with world-famous historical landmarks in the spotlight, e.g. the Brandenburg Fate, the TV or Radio Tower, staged impressively by means of light shows, projections, fireworks and other artistic lighting activities. Complimentary to the festival, the Human Race Light Run will take place on a 10 km long racecourse extending through the atmospherically illuminated German capital and the Brandenburg Gate on 24 October. www.city-stiftung-berlin.eu
v The 2009 Formula GP will be hosted in October in Sao Paolo, Brazil. Rubens Barrichello has already been in the second rank and he will definitely do his best to win the chequered flag in his home country. Don’t miss this exciting event taking place in Brazil’s splendid autumn season. www.formula1.com
Berlin Festival of Lights 14-25 October 2009
Formula Grand Prix Brazil 16-18 October 2009
24 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
016-029 ekim giris.indd 24
9/26/09 4:19 AM
Görseller • Images: FESTIVAL OF LIGHTS/Christian Kruppa, Frankfurt Kitap Fuarı’nın izniyle, Courtesy of Frankfurk Book Fair / Buenos Aires International Jazz Festival’nin izniyle, Courtesy of Buenos Aires International Jazz Festival
Entrée
Görseller • Images: FESTIVAL OF LIGHTS/Christian Kruppa, Frankfurt Kitap Fuarı’nın izniyle, Courtesy of Frankfurk Book Fair / Buenos Aires International Jazz Festival’nin izniyle, Courtesy of Buenos Aires International Jazz Festival
FRANKFURT
Zo Loka
BUENOS AIRES
Mariana Baraj
KİTAPSEVERLER Frankfurt Kitap Fuarı 14-18 Ekim 2009
v Dünyanın en büyük kitap fuarı olan Frankfurt Kitap
Fuarı, bu yıl da yüz binlerce kitapseveri ve yayın dünyasının profesyonellerini Frankfurt’ta toplayacak. Geçen yıl Türkiye’nin onur konuğu olduğu fuarın bu yılki onur konuğu ise Çin. Son derece profesyonel bir havada geçen fuarda, yayınlar ve yayınevleri ile ilgili detaylı bilgi almak istiyorsanız mutlaka önceden randevu alın ve çantanızda içecek ve atıştıracak birkaç alternatif bulundurun. Zira fuarı gezmek birkaç gününüzü alacak.
BOOK LOVERS
Frankfurt Book Fair 14-18 October 2009 v The world’s largest book fair, the Frankfurt Book Fair, will again host hundreds of thousands of book lovers and professionals from the publishing world this year. The Guest of Honor 2009 will be China, as was Turkey last year. Be sure to register in advance for detailed information about the fair, publications and publishing houses; grab a drink and some snacks because it will take a couple of days to roam the entire fair grounds. www.book-fair.com
MÜZİKSEVERLER Buenos Aires Uluslararası Caz Festivali 15-19 Ekim 2009
v Caz müziğinin eşsiz ritmi ile Arjantin’in büyülü atmosferi bir
kez daha buluşuyor. 1984’den bu yana düzenlenen Buenos Aires Uluslararası Caz Festivali bu yıl da uluslararası ve yerel sanatçıların notalarına ev sahipliği yapacak. Recoleta Cultural Centre, Coliseo Theatre, National Library ve beli başlı caz kulüplerinde gerçekleşecek festival, cazseverler için kaçırılmaması geren bir etkinlik.
MUSIC LOVERS
Buenos Aires International Jazz Festival 15-19 October 2009 v Unique Jazz rhythms will reverberate in Argentina’s magical atmosphere once again. The Buenos Aires International Jazz Festival has been alive since 1984, and the festival will host many international and local musicians again in 2009. The performances can be seen in some of Buenos Aires’ most popular jazz clubs, including Recoleta Cultural Centre, Coliseo Theater and National Library. The whole event is a must-see for jazz lovers. http://www.buenosairesjazz.gob.ar/
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 25
016-029 ekim giris.indd 25
9/26/09 4:19 AM
Entrée
ZarifSporty ve Spor Elegance Aston Martin DB9 Volante
Yazı • Story by Oktay Tutuş
Piyasaya 2010 yılı içerisinde çıkacak, Frankfurt Motor Show’un iki gözdesi, Aston Martin DB9 Volante ve Maserati GranCabrio. İkisi de güçlü, çevik ve sürücüsünü şımartacak lüks donanımlara sahip. 26 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
016-029 ekim giris.indd 26
9/26/09 4:19 AM
Maserati GranCabrio
The much-anticipated 2010 Aston Martin DB9 Volante and the Maserati GranCabrio were the coveted jewels of the Frankfurt Motor Show. Both have the power, pinache and luxury equipment to spoil a driver silly.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 27
016-029 ekim giris.indd 27
9/26/09 4:19 AM
Aston Martin DB9 Volante Eşsiz ses, güç, performans ve cezbedici bir dış görünüm... Bunlar kaliteli bir spor otomobilin sahip olması gereken özellikler. Fakat söz konusu olan bir Aston Martin olduğunda tüm bu özelliklere; inanılmaz ve unutulmaz bir sürüş deneyimi ve bir kere tattıktan sonra vazgeçmesi çok zor olan lüks hissiyatını da eklemek gerek. Çoğu spor otomobilin aksine “ben buradayım” demeyen sakin ve akıcı hatları, en kaliteli deri ve ahşap malzemelerden oluşan iç tasarımı ve saatte 306 kilometre hıza ulaşabilen güçlü V12 motoruyla, gelecek yılın en çok konuşulan spor otomobil modellerinden birisi olacak. Her bir parçası elde şekillendirilmiş iç tasarım bileşenleri dilenen şekilde kişiselleştirilebiliyor. Kaliteli ahşap ve deri malzemeler arasından seçilebilecek döşemesi, dilenirse döşeme içerisine gizlenebilecek Bang&Olufsen’in sadece Aston Martin DB9 için yarattığı BeoSound DB9 ses sistemi ile tamamlanabilir. Dahili bir iPod doku ve kullanılmadığı zaman sessizce katlanarak gözden kaybolan bir uydu navigasyon sistemi de var.
Unmatched volume, power, performance, and a seductive appearance to boot... These are the default criteria any top-notch sports car should have. But when it comes to an Aston Martin, all these are simply the base material for an unforgettable driving experience, not to mention an addictive level of luxury. Unlike most flashy sports models that just scream “look at me”, the DB9 Volante draws a flowy and subtle profile with an interior outfitted only with the best quality leather and wood. Its quiet sophistication is nicely contrasted by its V12 motor, capable of reaching 306 km per hour – and will surely make it one of the most talked-about sports cars of 2010. Every single piece of the interior is hand-made and can be customised by choice from a range of high-quality leather and wood materials. On request, the Aston Martin DB9-exclusive BeoSound DB9 by Bang & Olufsen may be installed in a hide-away in the upholstery. Plus, an iPod dock and a sat-nav system that elegantly disappears when not needed help protect the DB9’s subtle sophistication.
TEKNİK ÖZELLİKLER Motor: V12, 5935 cc. v Maksimum güç: 6000 devirde 350 kW. v Maksimum tork: 5000 devirde 600 Nm. v Maksimum hız: 306 km/s v Hızlanma: 0-100 km, 4,8 saniye.
TECHNICAL DETAILS Motor: V12, 5935 cc. v Maximum power: 466 bhp at 6000 rpm. v Maximum torque: 600 Nm at 5000 rpm. v Top speed: 306 km/h. v Acceleration: 0 to 100 km, 4.8 seconds
28 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
016-029 ekim giris.indd 28
9/26/09 4:19 AM
Maserati GranCabrio Frankfurt Motor Show’da ilk defa görücüye çıkan otomobil, Maserati’nin muhteşem Granturismo modelinin üstü açık versiyonu olarak tanımlanabilir. Otomobilin üzerinde gözleriniz kapalı bir şekilde ellerinizi gezdirmeniz bile onun muhteşem oluşunu anlamanız için yeterli. İtalyan el işçiliğinin en üst noktası olarak lanse edilen yeni Maserati, sınıfındaki en uzun cabrio olma özelliğini de taşıyor. Kullanıldıkça karakteri oturan ve daha da çekici hale gelen özel Poltrona Frau deri kaplama koltuklarına eşlik eden geniş seçenekteki ahşap kaplama gamında, şirketin ilk defa Maserati GranCabrio’da kullanacağı Brezilya’dan getirilen Carbalho ağacı da var. GranCabrio ile Maserati, müşterilerine otomobillerini eşsiz kılma şansını da tanıyor. Sanal bir broşür üzerinden aracınızın istediğiniz tüm yerlerinin rengine ve ahşap, deri gibi malzemelerin kombinasyonlarına karar verebiliyor, dilerseniz sanki aracın içindeymiş gibi 12 farklı noktadan nasıl gözükeceğine bakabiliyorsunuz.
The GranCabrio, first revealed at the Frankfurt Motor Show, may be described as the convertible cousin of Maserati’s similarly fabulous GranTurismo model. Running a quick hand over the car with your eyes closed is a feast in itself. The new Maserati, hailed as the final frontier in Italian craftsmanship, also happens to be the longest cabrio in its class. Leather seats upholstered by Poltrona Frau take on even more character and charm as they are worn in, while the Carbalho tree brought in for the GranCabrio from Brazil make a new addition to Maserati’s already extravagant wooden panel range. Maserati offers many ways to make the GranCabrio unique to each customer. With options for color, wood type and leather available through a virtual brochure, the combinations are not only endless but so is your ability to feel as if you’re already inside the car with 12 different viewpoints to decide from.
TEKNİK ÖZELLİKLER Motor: V8, 4691cc v Maksimum güç: 7000 devirde, 440 bhp v Maksimum tork: 4750 devirde, 490 Nm v Maksimum hız: 283 km/s v Hızlanma: 0-100 km, 5,4 saniye.
TECHNICAL DETAILS Engine: V8, 4691cc v Maximum power: 440 bhp @ 7000 rpm v Maximum torque: 490 Nm @ 4750 rpm v Top speed: 283 km/h v Acceleration: 0-100 km/h 5.4 sec
www.maserati.com www.astonmartin.com
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 29
016-029 ekim giris.indd 29
9/26/09 4:19 AM
Moda dünyasının en prestijli etkinliği
FASHIONABLE ISTANBUL
Türk Hava Yolları ile Türkiye’de Fashionable Istanbul is bringing the fashion world’s most prestigious event to Turkey with
TURKISH AIRLINES
New York, Milano, Paris gibi modanın kalbinin attığı şehirlerde yıllardır geleneksel olarak düzenlenen moda dünyasının en prestijli etkinliği Fashionable İstanbul ile Türkiye’ye geliyor. Fashionable Istanbul sayesinde İstanbul dünya elit moda takviminde yerini alıyor. 23-25 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek Fashionable İstanbul ile dünyaca ünlü tasarımcılar İstanbul’da buluşacak. Türkiye’nin dünya moda ülkeleri arasına girmesini sağlayacak olan etkinlik, moda dünyasının Orta ve Yakındoğu’ya açılan kapısı olacak. Aralarında Missoni, Salvatore Ferragamo, Vivienne Westwood, Roberto Cavalli, Gianfranco Ferre gibi moda dünyasının devlerinin de bulunduğu etkinlikte Vivienne Westwood daha önce hiçbir yerde sergilenmeyen koleksiyonu Anglomania’yı da sergileyecek. Fashionable İstanbul’un yüzü, dünyaca ünlü top model Bar Refaeli de basın toplantısında konuşmacı olarak yer aldı. Türk moda sektörünü ve markalarını büyütmenin, onları moda devleri arasına taşımanın en büyük hedef olduğunun vurgulandığı Fashionable İstanbul basın toplantısının moderatörü Raif İnan, Türkiye’yi değişik alanlarda dünya çapında ön plana çıkaracak ve aynı zamanda ticari başarı yaratacak projeler gerçekleştirmek istediklerini söyledi.
Uluslararası düzeyde ve eşsiz bir etkinlik
Fashionable İstanbul’u düzenleyen organizatörlerden Hakan Baykam basın toplantısında yaptığı konuşmasında Fashionable İstanbul’un sadece Türkiye değil tüm dünya için yeni bir pro-
je olduğunu belirtirken “Fashionable İstanbul, uluslararası düzeyde ve eşsiz bir etkinlik. Dünyaca ünlü markalar, kendi networkleri’nin (Paris, Milano, Londra, New York) dışına çok zor çıkarlar. Ancak Fashionable İstanbul’a katılmayı kabul etmelerinde bizim onlarla olan kişisel ilişkilerimizin yanı sıra organizasyonun güvenilirliği de çok önemli rol oynadı. Ayrıca İstanbul’un da bunda etkisi tartışılmaz. İstanbul çok ‘cool’ ve ‘trendy’ bir şehir olarak görülüyor” dedi. İstanbul’a gelmenin dünya markaları için doğuya açılan bir kapı olacağını ve bu kapıdan geçmenin onları Ortadoğu ve Yakındoğu’ya bir adım daha yaklaştıracağını söyleyen Hakan Baykam, şöyle devam etti: “Dünya değişiyor, dünyanın bütün büyük markaları da son senelerde bu değişimi fark etti. Satın alma gücünün farklılaşması nedeniyle markalar da stratejilerini değiştirmek durumunda kaldı. İşte bu nedenle, tüm büyük markalar daha geniş kitlelere hitap etmek ve daha fazla yerde görünürlük kazanmak istiyor.” 23-25 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek olan Fashionable Istanbul’da her gün iki defile olacak ve bu defilelerde Türk markalarının yanı sıra Missoni, Salvatore Ferragamo, Vivienne Westwood, Roberto Cavalli, Gianfranco Ferre de yer alacak.
Hedef, Türkiye’yi moda devleri arasına taşımak
Fashionable İstanbul ile hedeflerinin Türk moda sektörünü ve markalarını moda devlerinin arasına taşımak olduğunu söyleyen Mehmet Çelebi, dünyada Çin, Ortadoğu, Uzak Doğu, Türkiye gibi yeni pazarların yabancı yatırımcılar için çok daha önemli hale geldiğini ve Türkiye’nin coğrafi konumu itibariyle Orta Doğu, Yakın Doğu ile Avrupa, Amerika arasında bir köprü olacağını belirtti. Fashionable İstanbul’un bir etkinlikten ziyade Türk modasına değişik yönlerden katkıda bulunacağına da değinen Mehmet Çelebi “Genç Tasarımcılar Show’u düzenleyeceğiz ve beğenilen genç tasarımcılara ünlü modacıların yanında stajyer olarak çalışma imkânları sağlayacağız. Türk markalarına gelince, bizim platformumuz Türk markalarına da açıktır. Şu anda bizlere gelen katılım isteklerini değerlendirmekteyiz, katılan Türk markalarına dünyaya açılma fırsatı veriyoruz” dedi.
30 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
030-031-advertorial_fashion_ekim.indd 30
9/26/09 4:21 AM
Rolling on the streets of New York, Milan and Paris for years, Fashion’s most prestigious event is coming to Turkey with Fashionable İstanbul. The event is going to post İstanbul on the elite world fashion calendar. Fashionable İstanbul is gathering the world famous fashion designers between October 23 and 25. The event that is expected to insert Turkey in the list of world fashion countries is going to be the fashion world’s gateway to Middle East and Near East. Missoni, Salvatore Ferragamo, Vivienne Westwood, Roberto Cavalli and Gianfranco Ferre are among the designers invited to showcase their collections in the event. For the first time, exclusively at Fashionable İstanbul, Vivienne Westwood’s Anglomania collection is hitting the catwalk. The face of Fashionable İstanbul, the world famous top model Bar Refaeli has also attended the press conference. The moderator Raif İnan emphasized that their goal is to grow the Turkish Fashion Industry and the labels in order to carry them on the same platform with the fashion world’s most wanted. He added that they are willing to develop projects that will create success and allow Turkey to stand out on the world scene.
A unique event on an international level In his speech Hakan Baykam, one of the organizators mentioned that Fashionable İstanbul is a new event for the whole world. ”Fashionable İstanbul is an international and unique event. The world famous brands rarely leave their own networks (Paris, Milan, London, New York). However our personal relationships and the organization’s credibility played a huge role while convincing the designers to showcase their collections in İstanbul. Of course Istanbul’s influence on this pitch was outstanding as the city is known as a cool and trendy city. “İstanbul is a gateway for labels from all around the world to Middle-East and Far East. By passing through this door, these labels are going to be even closer with these countries” said Hakan Baykam and continued: “ The World is changing and all the big players of the fashion industry are aware of it. To do the changes in purchasing power, these brands have also had to change their strategies. This is why, all these brands are willing to target larger masses and receive more exposure at more spots. All in all these reasons make Fashionable İstanbul a more international event compared to the others.” Fashionable İstanbul is going to continue for 3 days with 2 shows
on each day between October 23 and 25. Missoni, Salvatore Ferragamo, Vivienne Westwood, Roberto Cavalli and Gianfranco Ferre are going to be among the designers attending the event.
The goal is to make Turkey as one of the fashion centers Mehmet Celebi affirms that with Fashionable Istanbul , their goal is to position Turkey with its industry and brands as one of the leading fashion capitals in the world. Celebi explained that the emerging markets such as China, Middle East, Far East and Turkey became very important for the foreign investors. Thanks to its geographical position, Turkey will be a bridge which connects Middle East and Far East with Europe and America. Fashionable Istanbul will affect Turkish fashion industry in different ways. Mehmet Celebi says “We will organize a Young Designers’ Show and offer an internship opportunity to the most successful young designers at famous fashion designers. Our platform is also open to Turkish brands. We are evaluating Turkish brands that applied to us. We give a chance to be a world wide known brand to the Turkish brands”.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 31
030-031-advertorial_fashion_ekim.indd 31
9/26/09 4:21 AM
seyahat travel v
Punta del Este Kendi klasını yaratan şehir Uruguay’ın en popüler yerlerinden biri olan Punta del Este, genellikle Hamptons, St. Tropez, Ibiza veya Miami Beach ile kıyaslanır. Her ne kadar Atlantik kıyısında bulunan Güney Amerika’nın bu eşsiz sahil merkezi söz konusu şehirlerle benzerlikler taşısa da tam anlamıyla bir benzerlikten söz etmek mümkün değildir çünkü “Punta”, kendi klasını yaratmayı çoktan başardı.
Her ne kadar birkaç uluslararası ünlü için vazgeçilmez olmasıyla popülerleşmiş gibi görünse de Punta’nın özelliği üst sınıf ziyaretçiler için doğal bir tatil beldesi olmasıdır. Kuzey Amerika’dan, Avrupa’dan ve Latin Amerika’dan olduğu kadar Arjantin’den, Brezilya’dan, Uruguay’dan, Paraguay’dan ve Şili’den gelen üst gelir grubuna sahip kişiler, kısa ve yoğun tatil sezonunda Punta’nın tadını çıkarırlar.
Yazı • Story by Margarita Palatnik Görseller • Images by Gutemberg Ostemberg, Fernando Gutierrez
32 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
032-039 ekim punto del este.indd 32
9/26/09 4:23 AM
A Resort in its own class It´s common to find the Uruguayan resort of Punta del Este equated to the Hamptons, St. Tropez, Ibiza or Miami Beach. But although the South American beach capital on the Atlantic has much in common with these disparate spots, comparisons fall considerably short of doing it justice, as “Punta” is in a class of its own.
Although popular with a few international celebrities, the essence of the Uruguayan resort is its nature as vacation town of the regional upper classes. Argentines, Brazilians, Uruguayans, Paraguayans and Chileans mix during a short, intense high-season with more recent arrivals such as NorthAmerican, European and other Latin American visitors.
Yazı • Story by Serra Gürçay, Görseller • Images by Serra Gürçay,
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 33
032-039 ekim punto del este.indd 33
9/26/09 4:23 AM
P Doğu bölgelere gittikçe insanların ve sahillerin pırıltısı daha da artar ama Punta del Este’de yılın en kalabalık zamanında bile bomboş bir kumsalda yürümenin keyfini sürebilirsiniz.
Punta del Este, birçok tatil kasabasını, gölleri içeren sahil şeridinden ve sahilden uzak bölgelerdeki çiftlikleri kapsayan 80 kilometrelik geniş bir yarımadaya yayılır. Bir grup yüksek bina, üst uç alışveriş merkezleri, restoranlar ve yarımadanın ucundaki yat limanı, şehrin merkezini oluşturur. Sahilden uzaklaştıkça, geniş bahçelerle bütünleşen ormanlar, palmiye ağaçları ve bahçelerin okyanusla birleşen havası eşsiz bir aroma oluşturur. Bölgede farklılıklar gösteren mimari, Punta del Este’nin özünü yansıtır. Bölgede yaz dönemi Aralık ile Mart ayları arasındadır. Hemen her türden ziyaretçinin bölgeye akın ettiği ve yeni yıl dönemine denk gelen 24 Aralık- 15 Ocak tarihleri arasındaki zaman dilimi, Punta’nın en yüksek sezonunun yaşandığı dönemdir.
HERKES İÇİN BİR ŞEY VAR
Bu eşsiz şehir, farklı yaşam tarzlarını yansıtır. La Barra, Manantiales ve José Ignacio gibi şehrin doğu sahillerinde yer alan bölgelerdeki yerleşim birimlerindeki üst uç ve bohem yaşam tarzı, yarımadanın diğer bölgelerinde yürüyüşe, koşuya, bisiklet binmeye çıkan ve hafif yorulmuş
görüntüsü uyandıran insanların tarzlarıyla kontrast yaratır. Görmek ve görülmek isteyenler, doğu kıyısındaki Montoya Beach’e veya gençlerin uğrak mekânı olan Bikini Beach’deki moda gösterilerine akın ederler. Jet sosyetenin plajda vakit geçirmek, yemeklerin ve kokteyllerin tadını çıkarmak ve birbirlerini izlemek için vazgeçilmez olarak gördüğü bembeyaz ve popüler José Ignacio kasabasında da hareketlilik bitmez. Hareketi değil sakinliği tercih edenler için yakın bölgelerde denizin hemen kıyısında sezonluk kiralanabilen dairler veya büyük malikâneler çekici birer alternatif oluşturur. Son dönemlerde popüler hâle gelen ve Chara olarak adlandırılan kasaba evleri, sahilden uzak bölgelerde ama muhteşem deniz veya göl manzarasına sahip mekânlardır. Tüm dünyada yaşanan ekonomik kriz nedeniyle emlak fiyatları düşmüş olsa da Punta del Este bundan etkilenmemiş görünüyor ve lüks evlerin satışları ve inşaatları hâlâ hızla devam ediyor. Belki de bunun nedeni Punta hakkında söylenen ve klişe haline gelen şu sözdür: “Punta’da herkes için bir şey var.” Elbette ki benzersiz sahilleri ilk akla gelen çekici özellik. Ailecek keyif yapmak için
34 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
032-039 ekim punto del este.indd 34
9/26/09 4:23 AM
P
Punta del Este comprises a large peninsula with an 80 kilometer stretch of coast that includes various villages and the lakes and countryside areas off the coast. A cluster of high-rise condominiums, high-end shops, restaurants and the yacht harbor at the tip of the peninsula make up its downtown. Away from coastline, the forest mixes with lush gardens, providing a unique aroma of ocean, pine trees and gardens. Throughout, architecture exhibits a striking variety, a defining trait of Punta del Este. The summer goes from December to March. The peak weeks from 24 December through 15 January are intensified by the New Year’s celebrations, when Punta del Este bursts with vacationers and activities of every conceivable kind.
SOMETHING FOR EVERYONE The lifestyle varies greatly. The boho chic feel of towns on the east coast – La Barra, Manantiales and José Ignacio – contrasts with the super-done-up looks of walkers, joggers and bikers who do the daily tour around the peninsula, a veritable “uptown-downtown” contrast. Those interested in seeing and being seen head out east, to the fashion shows at Montoya beach, or to Bikini beach if younger, or to the white-hot village of José Ignacio, where the jetsetter crowd congregates for beach-time, lunch, cocktails and people watching. For a lower-profile there are oceanfront condos or large estates in gated garden neighborhoods. Ever increasing in popularity are the country-side estates known as chacras, some
with spectacular seaviews and lake frontage. As real estate the world over crumbled with the global financial crisis, Punta del Este appeared to be immune, with continued sales and construction of luxury properties. Maybe this is because, as the cliché goes, Punta del Este does have something for everyone. The beaches are the main draw, from family-friendly on the bay side of Punta del Este, with beach restaurants and rentals for all kinds of water sports, to the rougher ocean side Playa Brava, more fashion conscious. The glamour quotient rises as one heads east, but all along the coast one can walk down to an empty beach, even in the busiest weeks. Art lovers pack the art gallery cocktail parties that mark countless shows throughout the season, or visit the outstanding indoor-
The glamour quotient rises as one heads east, but all along the coast one can walk down to an empty beach, even in the busiest weeks.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 35
032-039 ekim punto del este.indd 35
9/26/09 4:23 AM
Punta del Este limanının civarında bulunan ve her çeşit su sporuna ve yeme içme alternatiflerine ev sahipliği yapan kumsallara gidebilir veya okyanusun daha hareketli olduğu ve daha moda meraklılarına hitap eden Playa Brava’yı ziyaret edebilirsiniz. Doğu bölgelere gittikçe insanların ve sahillerin pırıltısı daha da artar ama Punta del Este’de yılın en kalabalık zamanında bile bomboş bir kumsalda yürümenin keyfini sürebilirsiniz. Sanatseverler, sezon boyunca birçok sanat galerisinde gerçekleşen kokteyl partilerine katılabilir ya da dünyaca ünlü heykeltıraş Pablo Atchugarry tarafından oluşturulan ve Manantiales bölgesinde yer alan açık hava ve kapalı bölgeye yayılmış müzeyi ziyaret edebilir. Ünlü moda markalarının Montoya plajlarında düzenlediği partiler ve etkinlikler özellikle zengin ziyaretçiler için iyi bir alternatif. Şehirde gece kulüpleri çok yaygın olmasa da sezonları kısa vadeli ama yoğundur ve dünyanın önde gelen DJ’lerinin katıldığı birkaç büyük elektronik müzik partisi mutlaka yapılır. Punta del Este bir Ibiza değildir ama her yaz kendi içerisinde bir Ibiza anına veya köşesine tanıklık eder.
Punta del Este bir Ibiza değildir ama her yaz kendi içerisinde bir Ibiza anına veya köşesine tanıklık eder. Punta del Este is no Ibiza, but it does have its Ibiza moment or corner every summer.
outdoor gallery and museum set up in the Manantiales area by wold-famous sculptor Pablo Atchugarry. For a less high-brow entertainment, there are fashion shows organized at Montoya beach or the various parties and events organized by luxury brands marketing to the wealthy crowds. The club scene is mostly short-lived but intense, with one or two large electronic parties held featuring world-class DJs. Punta del Este is no Ibiza, but it does have its Ibiza moment or corner every summer.
POLO VE GOLF
Punta’da golf her geçen gün daha popüler hale geliyor ve özellikle de yaz sezonunda her gün yeni bir turnuva düzenleniyor. Solanas plajından birkaç dakika uzaklıkta bulunan Laguna del Sauce gölünün hemen kıyısında bulunan The Club del Logo otelinin sahası, en popüler golf mekanlarından biridir. Her ne kadar golf yeni bir eğilim gibi görünse de birçok konut projesinde golf sahası bulunuyor veya bazı siteler, golf kulüplerine üyelik sağlıyorlar. Punta del Este’de tüm gecelerden daha heyecanlı geçen gece yeni yıl arifesidir ve heyecanın tamamı sokaklara taşar. Otellerin ve restoranların kümelendiği deniz kenarında yapılan havai fişek gösterilerine bölgedeki evlerden atılan havai fişekler de eklendiğinde şehrin gökyüzü göz alabildiğine bir renk ve ışık cümbüşüyle bezenir. Partiler ertesi sabahın ilk ışıklarına dek devam eder. Her ne kadar en önemli etkinlikler özel ve sadece davetlilere yönelik gerçekleşse
36 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
032-039 ekim punto del este.indd 36
9/26/09 4:23 AM
POLO AND GOLF Golf continues to increase in popularity and during high season every day brings a new tournament. The Club del Lago hotel, on the Laguna del Sauce lake, provides access to the golf course, and is minutes away from the mellow beaches of Solanas. Golf related development is new, but several real-estate projects offer their own courses or membership at existing clubs. The night to top all nights in Punta del Este is New Year´s Eve, most of which happens out of doors. A fireworks spectacle strings various shows along the waterfront by hotels and restaurants, in addition to the fireworks ignited from homes throughout
Punta del Este’de tüm gecelerden daha heyecanlı geçen gece yeni yıl arifesidir The night to top all nights in Punta del Este is New Year´s Eve, most of which happens out of doors.
the area, lighting up the coast and the city sky as far as the eye can see. Parties follow well into the next morning. Although the most sought after events are exclusive, invitation only, glamour and democracy meet at the harbor promenade, where well-heeled
vacationers of all ages gather to dance on the street following a late dinner. Dress in white and bring your own drink. The Punta del Este polo season is frequented by top players from around the globe, and includes several international tournaments and exhibition games as well as night-time matches. Visitors often arrange for customized polo classes or training at the pioneer Medellín Polo Club. Sail and water sports are big. Surfing, windsurfing and kitesurfing, as well as sailing are extremely popular thanks to the diversity of water bodies including lakes, river mouths, secluded bays or rough ocean coast.
O
HIGH END ACCOMODATION Off-season visitors enjoy the quieter restaurants, hotels and beaches. This is the time for bird-watching, horse-back riding, and between June and October, whale watching directly from the beaches, or from chartered boats that also take visitors to Isla de Lobos, an island and marine life reserve a few minutes off the coast of Punta del Este that is home to thousands of seals and sea lions. High-end, boutique hotel accommodation is on the rise: in Punta del Este proper, L´Auberge is set amid lush gardens; Serena, contemporary in style, is right on the Mansa beach; and AWA is
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 37
032-039 ekim punto del este.indd 37
9/26/09 4:23 AM
de insanların bir araya geldiği, sabaha dek sokaklarda dans ettiği ve ardından akşam yemeğini yediği sahil bölgesinde pırıltı hayatlar ile normal hayatlar aynı ortamda yer alır. Dikkat: Beyaz giyinin ve kendi içeceğinizi getirmeyi unutmayın… Punta del Este’nin karakteristik özelliklerinden biri olan polo sporunun sezonunda dünyanın farklı yerlerinden gelen en iyi oyuncular heyecanlı maçlara imza atarlar. Bu dönemde şehir, birçok uluslararası turnuvaya ve gündüz ve gece oynanan maçlara sahne olur. Ziyaretçiler özel polo eğitimleri veya kursları için bu alanda öncü olan Madellin Polo Club’a akın ederler. Punta’da yelkencilik ve su sporları da oldukça gelişmiştir. Bölgede bulunan nehirlerden göllere, okyanusa dek farklı su alanları nedeniyle sörf, rüzgar sörfü, kitesurf ve yelken gibi sporlar için imkanlar geniştir.
LÜKS KONAKLAMA
Yaz sezonu dışında kalan dönemde Punta’ya gelen ziyaretçiler çok daha sessiz ve sakin olan otellerin, restoranların ve kumsalların keyfini sürerler. Bu dönem, kuş gözlemciliği, at binme için uygun zamandır. Ayrıca Haziran-Ekim ayları arasında ister doğrudan sahilden isterseniz milyonlarca denizaslanına ve su samuruna ev sahipliği yapan Isla de Labos’a düzenlenen tekne turlarından birine katılarak balina gözlemciliği yapabilirsiniz. Son dönemde Punta’da üst uç butik otellerde konaklamak popüler hale geldi. Hoş bahçelerle bezenmiş olan L’Auberge, Mansa plajında yer alan ve çağdaş tasarımıyla öne çıkan Serena ve şehirdeki en iyi restoranlara sadece birkaç dakika uzaklıkta bulunan AWA öne çıkan konaklama mekânları. Punta Bellena’da bulunan Aldilda, Portezuelo limanına ve gün batımına hakim lokasyonuyla dikkat çekerken Las Cumbres, tüm yarımadayı 360 derece izlemeye imkan veren konumuyla tercih edilen oteller arasında yer alıyor. Il Belvedere, hemen plajın karşısında yer alan ve lüks bungalowlardan oluşan bir
mekân. La Barra’da bulunan La Posta del Cangrejo muhteşem deniz manzarasıyla klasik otellerden biri olarak dikkat çekerken yolun tam karşısında yer alan Le Club Posada, eğilimleri yakından takip edenlerin tercihi. Her iki otel de sahile çok yakın ve La Barra’daki gece hayatının kalbinde yer alıyor. Yakın zamanda Setai adlı özel bir mekânın açılacağı José Ignacio’da, çiftlik ortamını çağdaş sanat koleksiyonlarıyla birleştiren Estancia Vik ve nispeten daha sakin bir plaja bakan ve huzurlu bir atmosfere sahip olan 10 odalı Casa Suaya konaklamak için uygun alternatiflerden birkaçı. Dışarıda yemek yemek bu tatil kasabasının önemli etkinliklerinden biri. Punta’da iki ünlü şef bulunuyor: San Rafael bölgesinde bulunan üst düzey Fransız restoranı La Bourgogne’ın şefi Paul Bondoux ve şehir merkezinden bir saatlik bir otomobil yolculuğuyla ulaşılan ve Uruguay ve Arjantin mutfağından seçkiler sunan El Garzon restoranın şefi Francis Mallman… José Ignacio’da bulunan La Huella, havalı sahipleri ve kısa ama mükemmel menüsüyle dikkat çekici bir mekân. Restoranların toplandığı San Rafael bölgesinde bulunan Don Polidoro geleneksel bir Uruguay deneyimi yaşamak isteyen konuklara gurme tarzında barbekü yemekleri sunarken El Palenque meşhur Texel koyun eti barbeküsüyle dikkat çekiyor. Punta del Este’nin fusion mutfağında uzmanlaşmış en ünlü şeflerinden biri olan Charlie’nin kendi adını taşıyan restoranı Lo de Charlie de pişman olunmayacak bir seçim. Charlie, dünyanın farklı bölgelerine yaptığı seyahatlerde edindiği tecrübelerini bu şık ve etkileyici restoranda müşterilerine keyifle sunuyor. Eğer limanın manzarasına karşı bir akşam yemeğini tercih ediyorsanız Lo de Tere veya Isidora sizin için doğru adresler olabilir. Son söz: Punto del Este’yi gerçekten hissetmek istiyorsanız yazı burada geçirmenin tanımı olan birçok barbekü veya akşam yemeği partilerinden birine rezervasyon yapın ve şehrin kapıları sizler için ardına kadar açılsın…
38 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
032-039 ekim punto del este.indd 38
9/26/09 4:23 AM
Punta’da yelkencilik ve su sporları da oldukça gelişmiştir. Bölgede bulunan nehirlerden göllere, okyanusa dek farklı su alanları nedeniyle sörf, rüzgar sörfü, kitesurf ve yelken gibi sporlar için imkanlar geniştir. Sail and water sports are big. Surfing, windsurfing and kitesurfing, as well as sailing are extremely popular thanks to the diversity of water bodies including lakes, river mouths, secluded bays or rough ocean coast. a design hotel located at walking distance from some of the best restaurants in town. In Punta Ballena, Aldila commands views of the Portezuelo bay and the sunset, while Las Cumbres is famous for its 360 views of the peninsula. Rincón del Indio has Il Belvedere, a group of luxury bungalows on generous grounds, across the street from the beach. In La Barra, La Posta del Cangrejo is a classic with spectacular sea views and a low-key atmosphere, just across the street, from Le Club Posada, for a trendier crowd. Both are steps away from the beach and in the heart of La Barra nightlife. In José Ignacio, where the exclusive Setai is to open soon, the Estancia Vik extravaganza merges the country estate with a contemporary art collection, while Casa Suaya has 10 rooms in a peaceful setting, across the road from a deserted beach. Eating out is, unsurprisingly, a main activity in this vacation town, and Punta del Este has two celebrity chefs: Paul Bondoux, of La Bourgogne, a top-rated French restaurant in the San Rafael
restaurant district, and Francis Mallmann, of El Garzón, an hour´s drive away in a speck of a town in the countryside that offers a gourmet version of the Uruguayan and Argentine cuisine. La Huella, in José Ignacio, is casual hip by the beach, with glamorous patrons and a short but excellent menu. In the restaurant district of San Rafael, Don Polidoro offers a gourmet take on the barbeque, with a degustation of barbequed delicacies and for a traditional Uruguayan experience, El Palenque is renowned for its barbequed meats, especially its Texel lamb. Punta del Este´s fusion chef par excellence is found in the harbor area at the spot that bears his name, Lo de Charlie. This cozy and rustic restaurant serves generous dishes influenced by Charlie´s travels around the world. For dinner with a view of the harbor, head to Lo de Tere or to Isidora. But to do Punta del Este right, secure an invitation to the myriad dinner and barbeque parties that define summering here, and the keys to the town will be yours.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 39
032-039 ekim punto del este.indd 39
9/26/09 4:23 AM
Bavulun Çok Ötesinde Far Beyond a Trunk
Yazı • Story by Serdar Turan
Farklı seyahat ihtiyaçlarına çözüm sağlayan özel yapım bavullar Louis Vuitton’un 100 yıllık geçmişinin oluşturduğu tecrübeyle şekilleniyor.
O
Custom made trunks and suitcases that provide solutions for different travel needs take shape with the 100 years of experience of Louis Vuitton.
40 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
040-047 ekim vouitton.indd 40
9/26/09 4:26 AM
O
W
19. yüzyılın son dönemlerinde yaşayan bir kâşif, ünlü tasarımcı Karl Lagerfeld ve dünyanın önde gelen saat koleksiyonerlerinden birinin ortak noktası ne olabilir? Cevabı biz söyleyelim: Seyahat etmeleri ve bu seyahatlerinde özel yapım bavullar kullanmaları… Dünyanın önde gelen lüks markalarından Louis Vuitton, Fransa’daki atölyesinde farklı seyahat ihtiyaçlarına yönelik özel yapım bavullar üretiyor. Bu bavulların şekli ve özellikleri sadece hayal gücü ve malzemenin yapısıyla sınırlı. Paris’in dışındaki Asnieres bölgesinde bulunan Louis Vuitton atölyesine vardığınızda ilk anda biraz hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Zira bina dışarıdan yüksek duvarlarla çevrili ve ilk bakışta içeride neler olduğuna dair hiçbir ipucu vermiyor. Kapıdan içeri adım attığınızda ise farklı bir dünyaya girdiğinizi hissediyorsunuz. Atölye’ye gelen ziyaretçilerin ilk yaptıkları, üretim tesisini görmeden önce Maison de Vuitton’u yani Vuitton Ailesi’nin 1870-1970 arasında yaşadığı malikâneyi ziyaret etmek… Malikâne aynı zamanda müze olarak da hizmet veriyor ve sadelikle şıklığın dengeli birleşimiyle etkileyici bir mekânın nasıl yaratılabileceğini gösteriyor.
What do explorer that lived in the late 19th century, Karl Lagerfeld, and a leading watch collector have in common? Allow us to give you the answer: Their extensive amount of travelling and usage of custom-made trunks during their excurtions. Louis Vuitton, one of the leading manufacturers of luxury, is producing custom-made trunks and suitcases for different requirements in their workshop in France. The shapes and characteristics of these trunks and suitcases are only limited to the power of imagination and the structure of the material. Arriving at the Louis Vuitton workshop, situated in the Asnieres region outside of Paris, initially, you may experience an anti-climax, because the building is surrounded with high walls, giving no clue as to what is going on inside. Once through the gate though, you immediately feel that you’ve stepped into an entirely different world. The first thing visitors do before seeing the production lines is to pay a visit to Maison de Vuitton, which is the mansion, where the Vuitton family lived between 1870 and 1970. The mansion now serves as a museum displaying how an impressive surrounding
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 41
040-047 ekim vouitton.indd 41
9/26/09 4:26 AM
Örneğin tavanın hemen altındaki bordürlerle müthiş bir uyum içerisinde olan ve her bir köşesinden başlayan dal motifi ortada, şık avizenin bulunduğu noktada sonlanıyor ve adeta bu noktayı işaret ediyor. Ana salondaki şömine ise tam bir el işçiliği harikası. Mavi porselenden yapılan şöminenin dört bir yanı Çin ve Asya menşeili vazolar ve süs eşyalarıyla bezenmiş durumda. Vuitton ailesinin Asya sanatına olan ilgisi kendini evin her noktasında gösteriyor. Maison de Vuitton’un diğer bir ilginç özelliği de geçmişte yapılan bazı özel bavulların mekân içerisinde aksesuar olarak kullanılması. Örneğin odalardan birinde masa olarak işlev gören bir bavul dikkati çekiyor. Diğer bir odada ise daha küçük boyutlu ve sehpa olarak kullanılabilen bavullar bulunuyor. Yani bavul ailenin hayatının her noktasına sirayet eden, evin sakinlerinden biri gibi aslında… Malikâneden atölyeye doğru uzanan yolun hemen başında yerde pirinç bir plaka dikkat çekiyor. Kare şeklin ortasında bir daire ile işaretlenmiş bu plaka, 15 Mart 1915’de yani Birinci Dünya Savaşı’nın en yoğun yaşandığı günlerde bu noktaya düşen bir bombayı işaret ediyor. Atölye kompleksinin her noktasında bu tür bir detay, bir tarih ayrıntısı görmek mümkün.
can be created, mixing the simple with the elegant in a balanced manner. For example, a branch design starting from each corner of the ceiling, in total harmony with the designs of the borders immediately underneath the ceiling, ends in the center, as though pointing the elegant chandelier. The fireplace in the main hall is a wonderful piece of craftsmenship. Four corners of the mantlepiece, made of blue porcelain, are decorated with vases and ornaments of Chinese and Asian origins. Every part of the house is testimony to the Vuitton family’s fondness of Asian arts. Another interesting characteristic of the Maison de Vuitton is that some of the custom-made trunks are used as accessories. For example, in one of the rooms, a trunk used as a table draws attention, while there are a number of smaller trunks in another rooms, serving as coffee tables. In other words, the trunks have become residents of the house, and have penetrated the family’s life. Next to the path extending from the house to the workshop there is a brass plate on the floor. This square plate marked, with a circle in the middle, denotes a bomb that was dropped at the spot on May
42 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
040-047 ekim vouitton.indd 42
9/26/09 4:26 AM
ÖZEL YAPIM FARKI
Özel yapım bavulların tarihçesi 1800’lerin sonuna dek uzanıyor. O dönemde sanatçılardan seyyahlara dek birçok farklı profildeki insanın değişik ihtiyaçları olduğunu fark eden Vuitton, kendini sadece bir bavul üreticisi olarak değil, seyahat çözümleri sağlayıcısı olarak konumlandırıyor. Bunun üzerine birçok kişi, Vuitton’un kapısını çalarak kendi gereksinimlerine uygun ürünler üretmesi için talepte bulunuyor. Bu yaklaşım, bugün de devam eden özel yapım bavul konseptinin temelini oluşturuyor. Paris’in dışındaki bu atölyede yılda 400-600 arasında özel yapım ürün müşterilerine teslim ediliyor. Ürünlerin tamamlanma süresi yapısına ve özelliklerine göre 4 ila 8 hafta arasında değişiyor. Fiyatlar ise 20 bin doların üzerine çıkabiliyor. Özel yapım seyahat eşyası veya bavul istiyorsanız öncelikle bir mağazaya gidip bu niyetinizi bildirmeniz ve neden böyle bir bavula ihtiyaç duyduğunuzu detaylarıyla anlatmanız gerekli. Fakat bu size özel yapım bir bavul veya seyahat eşyası sahibi olma garantisi vermiyor. Öncelikle bu eşyaların kesinlikle ve kesinlikle seyahat amacı gütmesi ve Vuitton’daki uzmanları buna inandırmanız gerekiyor. “Bizim işimiz insanların yer
15, 1915, in the heat of the World War I. It is possible to find such detailed dates in every corner of the workshop compound.
THE DIFFERENCE OF CUSTOM DESIGN The history of the custom-made trunks dates back to the late 1800s. Noticing that people in different profiles extending from travelers to artists had different requirements, Vuitton classified himself not as a trunk manufacturer, but as travel solution provider. As a result, many people knocked on Vuitton’s door, demanding special products for their own requirements. This approach laid the basic foundation for the custom-made concept, which is still valid today. In this workshop located outside of Paris, 400 to 600 custom-made trunks are delivered to various clients each year. Completion of the products takes between 4 and 8 weeks, depending on the structure and the characteristics of the trunk. The prices can exceed 20.000 dollars. Should you desire a custom-made trunk or suitcase, first you need to go to a Vuitton shop, make such a demand, and explain in detail why you need a custom made trunk. However, this does not guarantee you a custom made trunk or suitcase. Primarily, these
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 43
040-047 ekim vouitton.indd 43
9/26/09 4:26 AM
Özel Yapım Bavullar ◆ Lagerfeld’in Bavulu Karl Lagerfeld’in 20 iPod’una ve bir ses sistemine ev sahipliği yapan bu özel yapım bavul, modacının müzik tutkusunu sınır tanımadan yaşamasına imkan veriyor. Custom Made Trunks ◆
Lagerfeld’s Trunk This custom made trunk that houses Karl Lagerfeld’s 20 iPods and a sound system allows the fashion designer to experience his musical passion without any restrictions.
◆ Üstte, 1888 yılında Louis (işaretli olan) Georges ve Gaston-Louis Vuitton (bavul-yatağın üzerinde yatan) Asnières‘deki atölye çalışanlarıyla birlikte. O dönemlerde yaklaşık 30 kişi ile birlikte çalışıyorlar. ◆ On top, Louis (indicated) Georges ve Gaston-Louis Vuitton (on trunkbed) are with workers of the atelier at Asnières in 1888. In that period, ateiler had 30 personnel. ◆ Sağ sayfada 1920 yılında George Vuitton, gemi yolcularıyla birlikte. ◆ Right page; George Vuitton with cruise passengers in 1920.
44 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
040-047 ekim vouitton.indd 44
9/26/09 4:26 AM
değiştirmesini yani seyahatlerini kolaylaştırmak. Bunun için çözümler üretiriz” diyor Vuitton.
İHTİYAÇ ÖNEMLİ
Uzmanlar prensipte talebinizi uygun bulurlarsa nasıl bir bavul istediğinizle ilgili detayları paylaşma süreciniz başlıyor. Burada talepler, maddenin ve sizin hayal gücünüzle sınırlı. 100 yılı aşan tarihi boyunca Vuitton hiç akla hayale gelmeyen seyahat çözümleri geliştirmiş. Örneğin 1900’lerin başında bir seyyah, seyahatleri sırasında her zaman uygun bir kalacak yer bulamamasından şikâyet ettiğinde bulunan çözüm, içinden portatif yatak çıkan bir bavul olmuş. Ya da sık seyahat eden bir aktris, tüm makyaj malzemelerini ve gardırobunun önemli parçalarını yanından bir an bile ayırmak istemediğinden açıldığında portatif bir gardırop ve tuvalet masasına dönüşen bir bavul yapılmış kendisine. 2000’lerde ise çok daha modern uygulamalar görmek mümkün. Örneğin ünlü tasarımcı Karl Lagerfeld, iPod koleksiyonunu taşımak için küçük bir çanta yaptırmış. Çinli bir iş adamı ise sahada çalışma gerektiren işinden dolayı güneş enerjisiyle çalışan bir elektrik sistemine sahip olan ve açıldığında mini bir ofis ortamı oluşturan bir bavul tasarlatmış. Bunlar dışında yüzlerce puroyu belirli bir sıcaklık ve nemde tutan bavullardan, bir saat koleksiyonerinin son derece değerli saatlerinin
trunks must definitely be for travelling purposes and you must convince the experts at Louis Vuitton of this. “Our job is to make displacement, meaning travelling, of the people easier for them. We provide solutions for this,” says Vuitton.
THE NEED IS IMPORTANT If the experts find your demand suitable in principle, the next stage is the exchange of details on your requirement. Here, the demands are limited to the materials used and your power of imagination. Within its history of over 100 years, LV has developed travel solutions impossible to dream of. For example, when a traveler complained about the inability of finding a suitable sleeping place in the early 1900s, the solution found was a trunk with a portable bed. Alternatively, when a frequently travelling actress did not want to part with her makeup gear and some parts of her wardrobe, a trunk was designed for her that converted into a wardrobe and a dresser. In the 2000s, it is possible to see applications more contemporary solutions. For example, the famous fashion designer Karl Lagerfeld had a small trunk made for carrying his iPod collection. A Chinese businessman had a trunk designed that turns into a small office when opened and containes a solar power system, which he uses for his field job. Besides these, hundreds of solutions have been
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 45
040-047 ekim vouitton.indd 45
9/26/09 4:26 AM
Özel Yapım Bavullar ◆ Çölde Çay Çinli bir iş adamının çölde hem çay içip hem de bilgisayar kullanmak ihtiyaçlarına hizmet eden bu bavul, Louis Vuitton atölyesindeki tasarımcıları en fazla zorlayan tasarım olarak biliniyor. Custom Made Trunks ◆
Tea on the Sahara This trunk serves for tea making and computer-using for a Chinese businessman, and is known as the design that has been proved most difficult so far by Louis Vuitton.
Özel Yapım Bavullar ◆ Pasta Bavulu Pasta taşımaya özgün bir yorum. Bu özel yapım bavul içerisine bir pasta, bir yemek seti ve birkaç aksesuar sığdırmanız mümkün. Özel günler için farklı bir sürpriz. Custom Made Trunks ◆
Cake Trunk A genuine interpretation for carrying a cake. You may load a cake, a complete dinner set and some other accessories in this custom trunk. A truly different way to surprise people on special occasions.
46 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
040-047 ekim vouitton.indd 46
9/26/09 4:26 AM
her birini ayrı bir çekmecede koruyan bavullara dek ihtiyacın ve hayal gücünün birleştiği birçok çözüm üretilmiş. İhtiyacınız ve talepleriniz alındıktan sonra bu bilgi atölyedeki üretim departmanıyla paylaşılıyor ve bu departman talebinizin bir ürüne dönüşüp dönüşmeyeceğine karar vererek size kabul veya ret cevabı veriyor. Eğer talebiniz kabul edilirse öncelikle tasarım grubu tarafından hazırlanan taslaklar sizinle paylaşılıyor ve ürünün nasıl bir şekil ve mekanizmada yapılacağı konusunda bilgi veriliyor. Tasarım üzerinde uzlaşma sağlandıktan sonra üretim sürecine başlanıyor.
ATÖLYENİN HAVASI
Özel yapım bavulların üretim sürecinin her aşaması atölyede gerçekleştiriliyor. Ahşaptan deriye, fermuardan metal kilit aksamlarına dek birçok malzeme, atölyedeki depoda bulunduruluyor ve hepsi ustaların elinden geçerek sağlamlık ve fonksiyonellik açısından kontrol ediliyor. Ustalardan söz etmişken… Atölye’de ustalık mertebesine erişmek hiç de kolay değil. Basamakların en altından başlayan bir deri işçisinin ustalık mertebesine ulaşması için ortalama 15 yıl geçmesi gerekiyor. Ustalar bile tasarım bölümünün önlerine getirdiği şablonun ve sürecin dışına çıkamıyor. Tüm süreçler kesin bir ciddiyet ve disiplin içerisinde gerçekleşiyor. Sürecin ilk basamağı bavulun kasasını oluşturan ahşap formun yapılması. Bunun için her biri alanında uzman marangozlar, tasarım departmanından gelen çizimler çerçevesinde kasayı oluşturuyor. Bavulun içinde taşınması amaçlanan eşyalar, yeri geldikçe ahşap malzemenin içine koyularak denemeler yapılıyor. Örneğin iPod için bir çanta sipariş edilmişse ahşap bölgeler oluşturulurken orijinal iPod’lar kullanılarak bölmelerin bu cihazları en ideal biçimde kavrayacak ölçülerde yapıldığından emin olunuyor. Ardından tasarıma uygun deri malzeme kaplanmaya başlanıyor. Bu aşamada ustalar kesim işlemlerinden çivileme işlemlerine dek her işlemi el emeğiyle gerçekleştiriyor. Ardından kilit, köşebentler gibi detaylar da bavula ekleniyor ve ürün sonuçlandırılıyor. Louis Vuitton’un özel yapım kültürünün temelinde 100 yılı aşkın bir deneyim ve seyahat etmenin ve seyahat eden kişinin genel ve özel ihtiyaçlarını bütünleştirecek bir yaklaşım yatıyor. Bu yaklaşım bir bavulun çok ötesinde, şık, lüks ve fonksiyonel bavulların yaratılmasını sağlıyor.
designed, where the power of imagination met with needs, changing from trunks keeping hundreds of cigars at a constant temperature and humidity to a trunk for keeping a watch collector’s items, each in a separate compartment. After your needs and demands are recorded, these are transferred the production department in the workshop to which, after studying your needs, decides on whether your demands can be turned into an order or not. If your demand is accepted, the drafts prepared by the design department are shared with you, and information is given on the shape and the mechanism of the product. When an agreement is reached on the design, the production begins.
ATMOSPHERE IN THE WORKSHOP Each stage of the production process is completed in the workshop. Experts individually test different types of materials from wood to leather, from zippers to locks, for both strength and functionality. Talking of experts, it is not easy to become an expert in the workshop. For a leather worker who starts at the bottom of the scale, it takes about 15 years to become a master. Even the experts cannot go beyond the template and the time scale provided by the design department. All stages are completed in an absolute frame or seriosity and discipline. The first step of production is preparation of the wooden structure forming the case of the trunk. For this, carpenters who are experts in their own fields build the case in line with the templates sent by the design department. As required, the goods that need to be carried in the trunk are supplied and tested for good fit. For example, if the trunk is ordered for carrying an iPod, while wooden compartments are made, an iPod is brought in and tailored to. Following this stage, wooden parts are covered with leather suitable to the design. At this stage, all processes from cutting to nailing the wood are done manually by the experts. After that, details such as the locks and corner pieces are added and trunk finds its final form. In the principles of Louis Vuitton custommade culture lie an expertise of over 100 years and an approach which combines the general and special requirements of the traveler and travelling. It is this approach that helps create elegant, luxurious, and functional trunks cross borders far beyond the ordinary.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 47
040-047 ekim vouitton.indd 47
9/26/09 4:26 AM
48 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
048-057 ekim nabibyaa.indd 48
9/26/09 4:29 AM
Kızıl çölün saklı hazineleri
Afrika’nın en zengin ülkelerinden Namibya’ya giden Serra Gürçay, göç eden kumulları, çöl koşullarına kendilerini uyduran ilginç hayvanları ve elmas tarlalarını keşfe çıktı.
Hidden treasures of the red desert
Serra Gürçay visited Namibia, one of the riches countries in Africa, and explored the moving sand masses and interesting animals that have adapted themselves to the conditions of the desert and the diamond fields.
Yazı • Story by Serra Gürçay, Görseller • Images by Serra Gürçay, Osman Bülent Demirağ
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 49
048-057 ekim nabibyaa.indd 49
9/26/09 4:29 AM
G “Namibya insanı iki kez ağlatır” dediğinde yüzümde gördüğü şaşkınlık karşısında keyifle cümlesini tamamlıyor: “Önce buraya neden geldim diye ağlar, son gün ayrılmak zorundayım diye bir kez daha ağlarsın.”
Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde uçak değiştirip, kuzey batıya doğru iki saat daha uçuyorum. Yanımda oturan Alman asıllı Namibyalı, bu topraklara ilk kez ayak basacağımı tahmin ediyor: “Namibya insanı iki kez ağlatır” dediğinde yüzümde gördüğü şaşkınlık karşısında keyifle cümlesini tamamlıyor: “Önce buraya neden geldim diye ağlar, son gün ayrılmak zorundayım diye bir kez daha ağlarsın.” Benimse aklım, havayolunun koltuğa iliştirdiği dergide okuduğum “Çölde Susuzluk” isimli yazıda. Dünyanın en eski çöllerinden biri olan Namib çölünde arabası bozulup susuzluktan ve sıcaktan ölenlerin sayısının hiç de az olmadığını öğrenmenin huzursuzluğu içindeyim. Anlaşılan ağlamaya başlamadan hemen önce, kiralayacağım arabanın içini şişe şişe suyla doldurmam gerekecek. Elimdeki haritadan Namibya’nın sınır komşularına bakıyorum: Güney Afrika, Botswana ve Angola. 2.110 dolar milli geliriyle kara kıtanın en zengin ülkelerinden birine ayak basmak
üzereyim. Yüzölçümü Türkiye ile neredeyse eşit olan Namibya’da bir kilometrekareye iki kişi düşüyor. Burası 1,7 milyon nüfusuyla Afrika kıtasının en tenha ülkesi. 1883’den 1914’e kadar Alman kolonisi olmuş. Daha sonra Güney Afrika hükümeti tarafından yönetilmiş ve nihayet 1990’da bağımsızlığını ilan etmiş. Şimdi resmi dili İngilizce olmasına rağmen, Alman kültürü, mimarisi ve Alman dili başkent sokaklarında hâlâ varlığını gösteriyor. Namibya’yı diğer Afrika ülkelerinden farklı kılan, güney batısındaki Namib Çölü ve zengin elmas madenleri. 80 milyon yaşındaki Namib Çölü, Kuzey Afrika’daki Sahra’dan sonra dünyanın en büyük ikinci sıcak çölü. Bu bölgede hareket eden ve boyları 200 metreyi aşan, dünyanın en yüksek kumulları bulunuyor. Atlantik okyanusuna yakın olan bölgedeki kızıl kum tepelerinin içinde dünyanın sayılı elmas rezervleri saklı. Ben bunları düşünürken uçak alçalmaya başladığından gözlerimi kapatıyorum. O sırada kulaklığımdan Marilyn Monroe’nun “Diamonds are a girl’s best friend” (her kadının en iyi arkadaşı
50 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
048-057 ekim nabibyaa.indd 50
9/26/09 4:29 AM
A “Namibia makes you cry twice”, he says. Seeing my confusion, he completes his words proudly, saying, “First, people cry asking why they are here, then they cry asking why they have to leave.”
After changing planes in Johannesburg, South Africa, I fly for another two hours towards the northeast. My flight companion, a Namibian of German origin, guesses correctly that this is my first visit to Namibia. “Namibia makes you cry twice”, he says. Seeing my confusion, he completes his words proudly, saying, “First, people cry asking why they are here, then they cry asking why they have to leave.” In the mean time, my mind is still busy with the article “Waterless in the Desert”, which I read in the airline’s magazine. I feel uneasy about learning that the number of people who have died in the Namib Desert, due to heat and lack of water, after vehicle breakdowns, are quite considerable. From what I understand,
I shall need to fill my rental car with bottles of water, before the tears come. I am checking the neighbors of Namibia from the map in my hand South Africa, Botswana and Angola. With an average household income of US$ 2,110, Namibia is one of the richest countries in Africa. Although its surface area is as large as Turkey, only two people occupy a square kilometer. Its total population of 1.7 million, makes it the least crowded country in Africa. From 1883 to 1914, Namibia was a German Colony, later governed by South Africa and finally an independent state in 1990. Although its official language is English, German culture, archi-
tecture, and language still exist on the streets of the capital. What makes Namibia different from other African countries are the Namib Desert in the southwest and its rich diamond mines. The 80 million-year-old Namib Desert is the second largest hot desert in the world after the Sahara. Moving red sand masses with heights exceeding 200 meters hide one of the world’s richest diamond reserves near the Atlantic Ocean. As our plane starts to descend, I think of this and I close my eyes. In the mean time, Marilyn Monroe sings, “Diamonds are a girl’s best friend” into my headphones. With this melody echoing in my brain, I recline into the arms of the country I shall be exploring.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 51
048-057 ekim nabibyaa.indd 51
9/26/09 4:29 AM
elmaslarıdır) isimli şarkısı etrafa yayılmaya başladı. Kafamda bu melodiyle kendimi yeni keşfedeceğim ülkenin kollarına bırakıyorum.
KIZIL KIVRIMLAR
Şehirden uzaklaştıkça ağaçlar seyreliyor ve toprak kızarıp yavaş yavaş kuma dönüşmeye başlıyor.
Windhoek’un Hosea Kutako Havaalanı oldukça küçük ama Afrika’da gördüklerim arasında en düzenlilerinden biri. Yine de, araç kiralama şirketinden önceden ayırttığım 4X4 aracı bulmakta zorlanıyorlar. Çölü minik bir şehir aracıyla geçemeyeceğimi yetkililere anlattıktan sonra muradıma eriyorum. Aracı ayaklı bir su deposu haline getiriyor ve rehberimle yola çıkıyoruz. Hedefimiz, Alman mimarisi ve kolonyal tarzda binalarıyla göz dolduran küçük ve yeşil başkent Windhoek’ı geride bırakıp Namib Çölü’nde ilerleyerek lüks çadır kampımızda geceyi geçirmek. Yol sekiz saat sürecek... Bir diğer alternatif de başkentten kiralanan helikopterle çölü kısa zamanda geçmek. Biz zoru seçiyoruz. Namib’i eninden yarıp, kızıl kum tepelerinin en görkemli olduğu bölge- nehrin bittiği vadi anlamına gelenSossusvlei’ye kara yoluyla ulaşacağız.
Şehirden uzaklaştıkça ağaçlar seyreliyor ve toprak kızarıp yavaş yavaş kuma dönüşmeye başlıyor. Karşı istikametten ancak saatte bir araç gelmeye başladığını fark ediyoruz. Geçen araçlar sanki kırk yıllık dostuna rastlamış gibi bize selam veriyor. Telefonumuz çekmiyor, etrafta kuru ağaç ve kumdan başka hiçbir şey kalmadı. Namibya öyle bir ülke ki, göz alabildiğince giden boşluk karşısında insan kendini dünyada yapayalnız ve güçsüz hissedebiliyor. İşte burada uçaktaki yolcunun sözleri aklıma geliyor: “Önce buraya neden geldim diye ağlarsın” demişti. Evet, biraz ürkütücü olduğu kesin ama ağlamanın bir anlamı yok. Dev kum denizi içinde, doğanın muhteşem gücü karşısında saygıyla eğilip onun koyduğu kurallara uymak en güzeli. Namib-Naukluft Milli Parkı yakınlarında Solitaire isimli kasabadan geçiyoruz. Tek taş yüzük veya yalnızlık anlamına gelen ismini bu kasabaya çok yakıştırıyorum. Burası çölün ortasında minik bir vaha gibi. Café Solitaire isimli küçük restoran buranın başlıca çekim merkezi. Her sabah yapılan taze elmalı tartların kokusu, çölün sıcağında insanı baştan çıkarmaya yetiyor.
52 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
048-057 ekim nabibyaa.indd 52
9/26/09 4:29 AM
RED WHIRLS Windhoek’s Hosea Kutako Airport is quite small, but is one of the most organized airports I have seen in Africa. Still they have difficulty in locating the 4x4 which I have reserved in advance. I at last achieve my aim after explaining to the officials that it will not be possible to cross the desert in a small town car. I turn the vehicle into a water tank on wheels and we hit the road with my guide. We head to leave behind the eye catching capital Windhoek, with its German architecture and colonial buildings and to reach our luxurious campsite, proceeding into the Namib Desert. The trip will take approximately eight hours. Another alternative is to rent a chopper in the capital and cross the desert in a shorter time, but we chose the difficult route.
We shall cross the Namib and arrive at Sossusvlei by road, which means “the valley where the river ends”, where the magnificent sand hills are. As we move away from the city, the trees become sparse and gradually the soil starts turning into red sand. We notice that there is only one car passing by us in the opposite direction per hour. Those that arrive start saluting us as if we have been friends a long time. Our telephone is out of the coverage area; there is nothing around except for dry trees and sand. Namibia is such a country that you can feel totally alone and helpless in the world with all the emptiness around you. Here, I recall the remarks of my flight companion: “First you cry, saying why I am here.” Yes, definitely, it is a little frightening, but there is
no point in crying. The best thing to do, in the middle of this ocean of sand, is to bow in respect in front of the immense power of nature and to obey the rules it has set. We go past a town called Solitaire near the Namib-Naukluft National Park. Its name is quite apt. The town is like an oasis in the middle of the desert, while a little restaurant named Café Solitaire is its main point of attraction in this town. The smell of the freshly baked apple pies in the heat of the desert is sufficient to blow anyone’s mind. After having a short break in this desert-visitor favorite, we hit the road again. After travelling a few hours between the red sand hills, we arrive at our hotel. The cacti and the gravel in the garden lead us to our
As we move away from the city, the trees become sparse and gradually the soil starts turning into red sand.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 53
048-057 ekim nabibyaa.indd 53
9/26/09 4:29 AM
Çöle çıkanların en sevdiği mola noktasında soluklandıktan sonra tekrar yola koyuluyoruz. Kızıl kum tepeleri arasında birkaç saat daha yol aldıktan sonra otelimize varıyoruz. Bahçedeki kaktüsler ve çakıl taşları bizi odamıza götürüyor. Sosussvlei Lodge, Sesriem-Naukluft Milli Parkı’nın hemen girişinde oldukça iyi bir konuma sahip. İsteyen çöl atmosferine uygun, içinde her tür lüksün bulunduğu çadırlarda, isteyen bungalovlarda konaklıyor. Çadırımız kızıl tepelerin hemen karşısında. Ay ışığında bu nefes kesen kızıllığın içine dalınca, ne buz gibi esen çöl rüzgârını, ne de saçlarımıza karışan kum tanelerini önemsiyoruz. Etrafın boşluğu, sakinliği ve manzara çok çarpıcı... Ay’a ayak basmış gibiyiz. Akşam otelin açık hava restoranında Boma ateşinde (gece yakılan ateş etrafında masalar kuruluyor ve böylece vahşi hayvanların size yaklaşması engelleniyor) yenilen özel dana, antilop, devekuşu barbeküsü ve meyvelerle süslü salatalar çölün ortasında hayatın küçük zevklerini hatırlatmaya yetiyor.
HAYAT VEREN SİS
Ertesi gün çölü gezerken dikkatimizi bazı hayvanlar ve yer yer kendini gösteren bitki örtüsü çekiyor. Bu kadar kuraklıkta bu
canlıların nasıl yaşadığını öğrenince, doğaya inancımız bir kat daha artıyor. Bu bölgede yaşayan antilop cinsi hayvanların kendini sıcaktan korumak için bir tür iç klima geliştirdiğini, bu bölgedeki kum sincaplarının kuyruklarının diğer sincaplara göre daha uzun olduğunu ve güneşe karşı siper olarak kullandıklarını, karınca ve böcek türlerinin ise çölde bacaklarının uzadığını, böylece kızgın kuma değmeden yürüdüklerini öğreniyoruz. Çöl koşullarına adapte olan hayvanlar, etrafta buldukları yeşillikleri yiyerek hayatta kalıyorlar. Çölde gördüğümüz yeşilliklerin nasıl yaşadığını öğrenince şaşkınlığımız bin kat daha artıyor. Kum tepelerinin 150 kilometre ardındaki Atlantik Okyanusu’ndan her sabah kalkan sis, rüzgârın verdiği yönle Namib Çölü’ne gelip, kum dağlarının üzerine buğusunu bırakıyor. Atlantik’ten esen soğuk rüzgâr dalgasıyla, çölün kuru havası buluşunca oluşan sis çölün yaşam kaynağı ve her sabah çölü sulama görevini eksiksiz yapıyor. Hayat veren sis, senede 40-50 mm yağmur suyunun yerini tutuyor. Bölgede bulunan deve dikeni ve bir kaktüs türü olan Welwitchia ağaçları sisten aldıkları nemi emerek, yağmur ve topraktan gelen suya gereksinim duymadan yaşamayı başarıyorlar.
54 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
048-057 ekim nabibyaa.indd 54
9/26/09 4:29 AM
THE MIST THAT BREATHS LIFE The following day, visiting the desert, some animals and vegetation attract our attention. Learning how these living things survive in such severe conditions makes us respect nature even more. We learn that the impalas in the region develop a kind of internal air conditioning system to protect themselves from the heat, that the squirrels that live in the region had longer and wider tails and used them as a shade and that the insects and ants in the desert had longer legs so that they could move around without touching the hot surface of the sand. The animals have adopted themselves to desert conditions and remain alive by eating the greens they scavenge.
KONAKLAMA • ACCOMMODATION Namib Çölünde • In the Namib Desert: v Sossusvlei Lodge, Sesriem –Naukluft
Parkı’nın girişinde Namib Çölü’nde.
v By the entrance of the Sesriem –Naukluft Park, in the Namib Desert.
+264 (63) 693-223 www.sossusvleilodge.com v Sossusvlei Mountain Lodge, NamibRand Doğal Rezervi’nin girişinde. v By the entrance of the NamibRand Natural Reserve.
www.ccafrica.com v Serra Cafema Camp, Güney Afrika ile Namibya sınırında çölün güneyinde. v by the border of South Africa and Namibia, in the south of the desert.
www.wilderness-safaris.com v Little Kulala, www.wilderness-safaris.com
Swakopmund:
v Swakpmund Hotel, kolonyal tarzda şehir içinde. v At the city center, colonial style.
rooms. Sosussvlei Lodge has quite a favorable location by the entrance of the Sesriem-Naukluft National Park. Those who wish may stay in luxurious tents, suitable for the desert weather, or in the bungalows. Our tent is just opposite the red hills. When you dive into the depth of this breathtaking redness, neither the ice-cold desert wind nor the sand in your hair has any importance. The emptiness of the surroundings, the calmness, and the view are quite intriguing. It is as though we have landed on the moon. In the evening, the barbeque dinner prepared from special beef, impala and ostrich meats, coupled with salads decorated with a variety of fruits, served in the open air restaurant of the hotel around the Boma fire (the tables are set around an open fire to protect guests from wild animals) is sufficient to remind you of the simple pleasures in life.
We are more surprised when we learn how the greens survived in the desert. The fog that rises from the Atlantic Ocean, 150 kilometers behind the sand hills, arrive at the Namib Desert by the help of the wind and dampens the sand hills. When the damp cool air from the ocean is confronted with dry air of the desert, a mist is formed and it is this mist that waters the desert every morning, without fail. The life-giving mist is equivalent to 40-50 mm of raindrops per year. The thistles and Welwitchia trees, which are a type of cacti, manage to survive without the need for rain and water from the soil, absorbing the moisture from the mist.
2 Theo-ben Gurirab Avenue, Swakopmund. +264 (61) 256580 www.swakopmundhotel.co.za v The Burning Shore, Angelina Jolie ve Brad Pitt’in ilk çocuklarını dünyaya getirmek için uzun bir süre kaldıkları otel. v The hotel where Angelina Jolie and Brad Pitt stayed in for a long time for the birth of their first biological child.
Long Beach 4 th Street 152 Swakopmund. +264 (64) 207568 www.burningshore.na
DEATH VALLEY My guide tells me that he wishes to take me to Death Valley (Deadvlei) in the Sossusvlei Park, but as the vehicle cannot enter this region, we would have to walk for a while. Since the mist cannot penetrate this region, the soil is dry, cracked, very hard
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 55
048-057 ekim nabibyaa.indd 55
9/26/09 4:29 AM
ÖLÜM VADİSİ
Rehberim, beni Sossusvlei parkının içinde bulunan Ölüm Vadisi’ne (Deadvlei) götürebileceğini, fakat aracın bu bölgeye giremediği için biraz yürümemiz gerektiğini söylüyor. Bu bölgeye sis girmediği için toprak tamamen kurumuş, çatlamış, sertleşmiş ve beyaz bir renk almış... Ölmüş toprağın üzerini cansız duran ve hayaleti andıran ağaç kütükleri süslüyor. Etrafı kızıl kumullarla sarılı olan Ölüm Vadisi’ne biraz uzaktan bakınca ışığın ve belki de sıcağın oyunuyla sanki beyaz bir göl görüyorum. Rehberim serap gördüğümü söylüyor. Ölüm Vadisi’nin mistik havasına çabuk kapıldım sanırım!
ELMAS TARLALARI
Gün batımıyla elmas tarlalarını görme zamanımız da geldi. Minik pır pır uçak gezimiz, genç ve cesur pilotumuz sayesinde oldukça heyecanlı başlıyor. Kumulların neredeyse üzerine konacak kadar yakınlarından geçiyor, pervanenin rüzgârıyla kumların hareket ettiğini bile görebiliyoruz. Geçtiğimiz yerlerde yol olmadığından burayı gezmenin tek çaresi hava yolu... Pilot bizi 150 kilometre güney batıya okyanusa götürüyor. ‘Yasak Elmas Bölgesi’ ayaklarımızın altında. Güneye Oranj Nehri’ne kadar giden bu bölge, Güney Afrika’daki madenlerle birlikte dünyanın en büyük
elmas madenlerinden biri. Bu madenlerden çıkan elmaslar tüm dünyaya buradan yayılıyor. Bu bölgede çalışan madencilerin izin günlerinde tamamen soyunarak arandıkları ve buraya izni olmayan kimsenin adım atamadığını öğreniyoruz. 1908 yılında bir Alman demiryolu memuru, işçilerden birinin küreğine takılan taşın bir elmas olduğunu fark etmiş. Bunun üzerine Kolmanskop Şehri bir maden şehrine dönüşmüş. Bu bölgede hâlen senede 200 kilo ham elmas çıkarılıyor. Maden şehri Yasak Bölge ilan edildiğinden dolayı artık ‘Hayalet Şehir’ olarak da anılıyor. Elmas tarlalarını ancak kuş bakışı görebilmenin verdiği hüzün ile dönüş yoluna geçiyoruz. Rehberime: “Tarlada gezip bir iki mahsulün ayakkabı tabanıma yapışıp kalmasını dilerdim” dediğimde “Buraya her gelen senin gibi düşünse zaten maden filan kalmazdı” cevabını alıyorum. Akşam yemeğinde otelimizin bize hoş bir sürprizi var: Çölün kuzeyinden Walvis Körfezi’nden özel olarak getirtilmiş meşhur iri ve etli Namibya istiridyeleri tabağımda serin serin yüzüme bakıyor. Acı sosla gelen istiridyelerin neden bu kadar meşhur olduğunu ilk lokmada anlıyorum. Kabukluları incelediğimi gören pilotum: “Tarladan elmas toplayamadın ama acaba istiridyenden inci çıkar mı? diyor göz kırparak. Bu ayaz çöl akşamında yıldızlara bakarak rüyalara dalıyorum..
56 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
048-057 ekim nabibyaa.indd 56
9/26/09 4:29 AM
LEZZET DURAKLARI • TASTE STOPS v Namibya’da otellerin restoranları ilk
seçeneğiniz olmalı.
v Restaurants of Namibian hotels should be your first choice. v Joe’s Beer House; başkent Windhoek’da
kolonyal ve Afrika lezzetlerinin açık büfe olarak sunulduğu rahat ve canlı bir ortam. v In the capital Windhoek, a lively and pleasant atmosphere, and an open buffet where colonial and African tastes are served.
+264 (61) 232457. Nelson Mandela Avenue 160, Windhoek www.joesbeerhouse.com and of a whitish color. The dead soil is decorated with lifeless tree trunks. Looking onto Death Valley from a distance, I see a white lake surrounded by red sand hills. Perhaps it is a trick played by the reflections of the sunrays and the heat. My guide tells me that it is a mirage. I believe I have gotten carried away with the mystique of Dead Valley a little too soon!
DIAMOND FIELDS It is time to visit the diamond fields at sunset. Our trip in a small propeller plane starts out in an exciting way, thanks to our young and courageous pilot. He flies over the sand hills almost grazing them. We can even see the sand moving with the gusts by the propeller. Since there are no roads in the vicinity we pass through; the plane is our only means of transport. The pilot takes us 150 kilometers southwest, towards the ocean. The “Forbidden Diamond Region” lies below us. This region that extends south, to the Orange River, is the second largest diamond mines in the world, after South Africa. The diamonds mined in this region are distributed to the world. We learn that the miners that work here are stripped naked and then searched during off days and that people are not allowed in the area without special permission. In 1908, a
German railway operator noticed that one of the stones that was stuck on the shovel of one of the workers was a diamond. From that day on, Kolmanskop was turned in to a mining town. Today, 200 kilograms of diamonds are mined each year. Since the mining town is now a forbidden zone, today, it is also known as “Ghost Town”. We start our way back to the hotel, feeling rather sad because of only having a bird’s eye view of the diamond fields. I tell my guide that I wish I could walk on the fields and feel some of the crop stuck to the bottom of my boots. His response
v Cafe Solitaire; çölde Solitaire kasabasının
incisi.
v The pearl of the Solitaire town in the middle of the desert.
+264 (63) 293387 Walvis Bay v Lyon des Sables, Fransız tarzı mutfak. Theo ben Guirab ve 10 caddenin kesiştiği nokta. v French cuisine, on the corner of Theo ben Guirab and the 10th Road.
Walvis Bay. +264 (64) 221220 v The Raft Restaurant and Bisto v (istiridye için, for oysters) v The Esplanade, Lagoon Walvis Bay. +264 (64) 204877.
rather startles me, “If everyone thought like you, there would be no mine anyway”. For dinner, our hotel has a very nice surprise for us. Namibian oysters, specially grown in the north of the desert, in the Walvis Bay, watch me coolly from my plate with my first bite, I understand why these oysters, served with a hot sauce, are so famous. Catching me inspecting the shells, our pilot says, winking, “You couldn’t collect diamonds from the fields, are you trying to see if there are any pearls in those?” I fall asleep in this desert breeze, watching the stars in the sky.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 57
048-057 ekim nabibyaa.indd 57
9/26/09 4:29 AM
mimari architecture v
Yazı • Story by Oktay Tutuş
Gelecek Where’s Nerede? the Future Headed?
Yapıların ekolojik açıdan çevreye uyumlu olması geleceğimizi nasıl şekillendirecek? How will ecologically friendly structures change our future?
Yapılarda modernizm; sadece göğe doğru uzanan katı, donuk ve tasarım adına (maalesef) bir yenilik getirmeyen, salt yukarı doğru yükselme hevesiyle boğulmuş gökdelenlerden oluşmuyor neyse ki. İnsanların modern yaşamın dünyaya etkilerinden her geçen gün daha fazla haberi oluyor. Sivil inisiyatifler ve çevre koruma örgütlerinin topyekûn savaşı elbette modernizme değil, onun beraberinde getirdiği zorunlu, basmakalıp ve çevreye etkileri düşünülmeden kullanılan fabrikasyon ürünlerine. Artık duymaya alıştığımız sıradan haberlerin yanı sıra bir de dünyamızın geleceği için yapılan, bu sesini tam olarak duyuramayan hareket var ki, ona kısaca “yeşil direniş” diyebiliriz. Tüm dünyada etkisi hissedilen bu hareket, mimari alanında da bir soğuk savaşa yol açmış durumda. Kapitalist sistemin kuleleri kabul edilen gökdelenler ve onlara sahip olma peşindeki gelişmekte olan uluslar ile çok uluslu şirketler arasında süren bu soğuk savaşın meyveleri bir bir toplanmaya başlıyor. “Yeşil direniş”in bir sonucu olarak kendine günümüz modern mimari anlayışı içerisinde genişçe yer bulan ekolojik mimari hareketler, hem yukarıda bahsettiğimiz ülkelerin ve şirketlerin imajları hem de trendlerin bu tarafa daha çok eğilmesine kayıtsız kalmak istenmemesi adına gelişiyor ve çeşitleniyor. Takip eden sayfalardaki fotoğraflar, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde dünyanın çehresini değiştirmesi muhtemel olan sürdürülebilir mimari projelerden seçildi. Gelecekte yapıların ne yönde değişebileceklerini öngörebilmek adına sayfalara bir göz atın ve geleceğin çok da karamsar bir tablo çizmediğini kendi gözlerinizle görün.
Modernism in architecture does not solely consist of stiff and dullish skyscrapers, lacking a trace of innovation that only aspire to extend to the sky. People are becoming more aware of the effect of modern life on our planet. Of course, the wars waged by civil initiatives and environmental protection agencies aren’t focused on modernism altogether. Their war is against the fabricated products that are consumed without any awareness and the effects of modernism. There’s what we call the ‘green movement’ which we witness on the news. It aims to bring attention to the future of the planet, but its voice is still rather quiet. This movement felt all around the world, seems to have also declared a cold war in the discipline of architecture. The cold war between the skyscrapers, developing countries and multinational companies for ownership has begun to bear its fruits. However, all this doesn’t mean that there aren’t constructive efforts. As a result of the ‘green opposition’ there are architectural movements that find their place within the current understanding of modern architecture in the images of countries and corporations mentioned above which also bend trends in their diverse favor. The photographs on the following pages have been chosen from sustainable architecture projects that are likely to change the face of the world within the next few years. Take a look at how buildings will change in the future and see with your own eyes that the future isn’t as grim as we all think.
58 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
058-065 ekim yesil mimari.indd 58
9/26/09 4:31 AM
Dragonfly Vincent Callebaut Architectures Vincent Callebaut 1999’dan beri yaptığı projelerle gelecekte insanların yaşamlarını nasıl sürdürebileceklerine dair muhteşem fikirler geliştiriyor. Bunların arasında iklim mültecileri için yüzen bir şehir projesi olan Lillypad de var (arka sayfaya bakınız). Belçikalı Callebaut’un en yeni projesi ise dünyanın en kalabalık şehirlerinden birisinin ortasında yer alacak bir
dikey çiftlik kompleksi olan Dragonfly. Her katında ayrı tarım ve hayvancılık işleriyle uğraşılabilecek bu dev kompleksin tüm bileşenleri New York’un iklimine uygun olarak seçilmiş. Dragonfly, bir konsept tasarım ancak yakın bir gelecekte Callabaut’nun kapısını çalan belediye başkanları olursa hiç şaşırmamak gerek. www.vincent.callebaut.org
Vincent Callebaut has been producing excellent ideas on how humans can lead their lives in a sustainable manner with projects he has been working on since 1999. Among these projects there is the city concept Lillypad, floating on water, designed for climate refugees (please, turn over for the photograph). Belgian Callebaut’s newest project Dragonfly is a metabolic farm for urban agriculture, to occupy the centre of one of the
major cities. All the components of this complex, which will operate different tasks of agriculture and stockbreeding on each floor, have been chosen to be compatible with the climate in New York. Dragonfly is a concept design but it wouldn’t be surprising if there were mayors knocking on Callebaut’s door in the near future.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 59
058-065 ekim yesil mimari.indd 59
9/26/09 4:31 AM
Lillypad - Vincent Callebaut Architectures İklim mültecileri için amfibik bir ekopolis… Dünya ısındıkça okyanus seviyesindeki yükselme de paralel olarak artıyor. Ancak buna sebep olan çoğu insanın yanıldığının aksine kutuplardaki buzulların erimesi değil. Arşimet Kanunları’nı hatırlayacak olursak eğer, suyun içindeki buzun erimesinin su seviyesinin yükselmesine bir katkısı olmaz. Esas önemli olan karalar üzerinde bulunan buzulların erimesidir ki dünyada şu anda erimeleri büyük tehlike yaratan iki bölgedeki buzullar endişe veriyor: Antarktika ve Grönland. Sıcaklıktaki her bir derecelik artışla beraber bir metre yükselen okyanus sularının bu yüzyıl içerisinde 20 – 90 cm arasında yükselmesi bekleniyor. Uruguay, Mısır, Hollanda ve Bangladeş’in bundan göreceği zararların boyutlarını bir düşünün. İşte tam bu noktada devreye Lillypad giriyor. 50 bin iklim mültecisinin yaşamasına olanak sağlayan bu yüzer ekolojik şehirler, nilüfer çiçeğinden esinlenilmiş. Tamamen yeşil ve kendi enerjisini kendisi üretiyor.
An amphibious ecopolis for climate refugees....Global warming is parallel to the increase of ocean levels. However, what causes this isn’t the melting of the icebergs as many of us would think. If we remember the principles of Archimedes, the melting of ice that’s partially in water doesn’t cause a rise in water levels. What’s crucial is the meltdown of icebergs located on land, two of which are rapidly alarming due to their rate of meltdown: Antarctica and Greenland. Ocean levels that rise one metre with every single temperature rise are expected to rise between 20 and 90 cm within the next century. Have a think about the level of harm that this can cause in Uruguay, Egypt, Holland and Bangladesh. This is where Lillypad may come to our rescue. This ecological floating city that allows for 50,000 climate refugee inhabitants has been inspired by the water lily in its design. Lillypad creates its own energy itself and is completely green.
60 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
058-065 ekim yesil mimari.indd 60
9/26/09 4:31 AM
Eco City Hamburg Tec Architecture & ARUP Eco City, to be built by the Tec Architecture and engineering solutions company ARUP, will be producing most of its own energy in one of the biggest industrial and commercial cities in Germany, by Hamburg’s seaport. Building-integrated turbines, located on the top of buildings will generate more than 10% of the complex’s power. Solar energy will also act as an important source of gathering energy for 10 buildings’ hot water and energy needs. The majority of all visible roofs will be green roofs, serving to slow storm water runoffs and to reduce the heated island effect.
Almanya’nın en büyük sanayi ve ticaret bölgelerinden biri olan Hamburg’un liman bölgesinde, Tec Architecture ve mühendislik çözümleri şirketi ARUP tarafından inşa edilecek olan Eco City, tamamen olmasa da enerji ihtiyacının çok büyük bölümünü kendisi sağlayacak. Dev rüzgâr türbinlerinin binaların tepelerinde konumlandırılmalarıyla tüm
yapıların enerji ihtiyaçlarının yüzde 10’luk kısmını rüzgâr sağlayacak. Ayrıca güneş de, inşa edilecek 10 binanın enerji ve sıcak su ihtiyacının giderilmesinde rol oynayacak. Çatılarda yapılacak peyzaj çalışmalarıysa binanın hem soğutulması hem de yağan yağmurun yakalanması için düşünülmüş. www.tecarchitecture.com www.arup.com
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 61
058-065 ekim yesil mimari.indd 61
9/26/09 4:31 AM
The Interlace Office of Metropolitan Architecture (OMA) Söz konusu olan apartmanlar olunca insanların (ne yazık ki çoğu mimarın da) aklına hep göğe doğru yükselen dikdörtgen ve sevimsiz binalar gelir. Ancak yakın zamanda (2010) Singapur’da inşasına başlanacak Interlace bunlardan farklı bir serpilme anlayışı güdecek. Dikdörtgenler prizması şeklindeki 31 apartman bloğunun birbirleri üzerine garip şekilde oturtulmasıyla yapılacak bu apartman projesi kabaca Japon denge oyunu Jenga’ya benzetilebilir. Elbette yıkılma tehlikesi söz konusu olmadan. Yaklaşık 1.040 daireden oluşacak bu kompleks, sürdürülebilir olma özelliğini özensizce dağıtılmış gibi gözüken blok yerleştirmelerine borçlu. Her bir blok doğal çevrenin rüzgâr, gün ışığı ve yağmur özellikleri düşünülerek yerleştirildiğinden enerji sarfiyatını minimuma indiriyor. Her bir çatı ve balkondaysa kendine has ve yine çevredeki bitki örtüsüyle uyumlu bahçeler bulunacak.
When most architects think of apartments they usually think of bleak buildings that extend far into the sky. However, in the near future (2010) Interlace, that will start to be built in Singapore, will have a different understanding of dispersion compared to the former vision for apartments. 31 apartment blocks, shaped as rectangular prisms stacked on top of each other in a strange manner can be associated with the Japanese board game, Jenga-without the possibility of collapse. The complex, which will consist of nearly 1,040 flats, owes its somewhat sloppy look to that which allows it to have sustainable characteristics: block placements. As every block has been designed with the wind sunlight and rain, in mind, it helps to create a construction that limits energy usage to a minimum. On every roof and balcony there will be gardens that are compatible with the flora in the nearby environs. www.oma.nl
62 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
058-065 ekim yesil mimari.indd 62
9/26/09 4:31 AM
Gwanggyo Power Center MVRDV Güney Kore, Seul’ün 35 kilometre güneyinde kurulması planlanan yeni şehir ve iş merkezi için açılan yarışmayı Hollandalı MVRDV mimari ofisi kazandı. Her biri birçok halkadan oluşan bu dikey bahçeler aslında geniş teraslara sahip ev ve ofis alanları. Seul’ün en büyük problemlerinden birisi yapılaşma uğruna coğrafyada bulunan doğal vadilerin doldurulması. Bunun doğal sonucu olarak da rüzgârlar yön değiştiriyor, yağmurun toprak üzerindeki etkisi değişiyor ve daha çok sis oluşuyor. MVRDV, bunu görerek vadi doldurmak yerine vadinin içinden coğrafi duruma uygun yeşil tepeler yükseltilmesini uygun görmüş. Her biri yağan yağmur suyunu tüm katlara yönlendirerek balkon ve teraslara ekilmiş yeşil bitkilerin sulanmasını sağlayacak bir sisteme sahip olan bu binalar zamanla daha da yeşerecek ve çevresi içerisinde adeta yerden bitmiş izlenimi uyandıracak.
The competition that has been initiated to develop the project of establishing a city and business centre in South Korea, 35 km to the sound of Seoul, has been won by Holland’s architecture company MVRDV. Residences and offices that have capacious terraces are in fact vertical gardens that comprise of many hoops. One of the biggest problems in Seoul is the filling in of natural valleys to be able to build new developments. Naturally, this causes winds to change direction which in return leads to the change of rain effect on soil and produces high levels of fog. MVRDV has seen a viable solution in creating green raised hills compatible with the geographical surroundings. These buildings will be utilising the rain fall on the balconies and terraces of every floor to water to the plants that are planted and will become greener over time to create a look of having grown out of the ground, instead of looking like man-made structures. www.mvrdv.nl 2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 63
058-065 ekim yesil mimari.indd 63
9/26/09 4:31 AM
Masdar – Foster & Partners Architecture Dünyaca ünlü mimar Sir Norman Foster ve partnerleri tarafından tasarlanan dünyanın ilk karbon emisyonu “sıfır” olacak şehri, Masdar. Abu Dabi’de yapılacak bu yeşil şehir, sıfır karbon emisyonu ve sıfır çöp üretimi ile içinde yaşayan insanlara dünyanın geri kalanının belki de hep kavuşmayı bekleyeceği bir yaşam vadediyor. 6,5 kilometrekarelik bir alan içerisinde herkesin ihtiyacını karşılayabilecek yenilenebilir enerji kaynakları olacak ve atmosfere hiç karbon gazı salınmayacak. Şehre kesinlikle motorlu araç girişi yok ve ulaşım elektrikli toplu taşıma araçlarıyla yapılacak. Masdar, kendi alanında bir öncü. Ayrıca birçok yeni teknolojinin geliştirilebilmesi için de büyük bir fırsat sunuyor. Daha şimdiden şehrin rüzgâr türbinleri ve güneş panelleri için açılan ihaleler sonuçlanmış durumda. Masdar CEO’su Sultan Al Jabar’ın ağzından dökülen şu sözler birçok şeyi açıklıyor aslında: “Abu Dabi, Masdar aracılığıyla - sürdürülebilir bir gelecek için yenilenebilir enerjiye uzun vadeli kararlılığını göstererek - küresel enerji liderliğini geliştirmektedir.!” 64 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
058-065 ekim yesil mimari.indd 64
9/26/09 4:31 AM
Masdar is the first city to be created by the world famous architect Sir Norman Foster and partners with zero carbon emission. This green city, which will be constructed in Abu Dhabi, promises a life that the rest of the world would aspire to, with zero carbon output and zero garbage production. There will be renewable energy sources within its area of 6,5 km, designed to meet all its resident’s needs. Furthermore, carbon gases will not be emitted into the atmosphere as motor vehicles are not allowed in the city. Public transport will be provided by electric vehicles. Masdar is a leader in its field. Moreover, it offers many opportunities for the development of new technologies. Contracts for wind turbines and solar panels have already been signed. In fact, the following words from Masdar’s CEO, Sultan Al Jabar, explain a lot: “Abu Dhabi is evolving its global energy leadership through the Masdar Initiative – demonstrating long term commitment to renewable energy for a sustainable future.” www.masdar.ae
v SKYLIFE BUSINESS v 65
058-065 ekim yesil mimari.indd 65
9/26/09 4:31 AM
66 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
066-071 ekim MKOC.indd 66
9/26/09 4:34 AM
“EVET,
SANAT İLE SERMAYENİN İLİŞKİSİ VARDIR
VE…”
Uluslararası İstanbul Bienali’nin ana sponsorluğunu on yıl süreyle üstlenen Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, sermaye-sanat ilişkisini Skylife Business okurları için değerlendirdi.
“YES, ART AND CAPITAL Röportaj • Interview by Jülide Karahan Görseller • Images Mustafa Seven
DO GO HAND IN HAND,
AND...”
Koç Holding has assumed the responsibility for being the main sponsor of the Istanbul Biennial for the next ten years. Here CEO Mustafa V. Koç assesses the relationship between capital and art for Skylife Business readers.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 67
066-071 ekim MKOC.indd 67
9/26/09 4:34 AM
Uluslararası İstanbul Bienali’nin ana sponsorluğunu 2007’den itibaren 10 yıl süreyle üstlenmek çok büyük bir karar. Kaldı ki 10 yıl için milyonlarca dolarlık bir yatırımdan bahsediliyor. Bu karar nasıl verildi? İstanbul Bienali, sanat çevrelerinde büyük saygı gören ve uluslararası boyutta kabul edilmiş bir etkinlik. Ülkemizde gerçekleştirilenler arasında da, Bienal, yurtdışında en fazla ses getiren ve yabancı basında en fazla yer alan sanat etkinliklerinden biri. Ayrıca, İstanbul’un ve ülkemizin tanıtımı için de çok önemli. Sponsorluk kararımızın altında yatan ana etken, İstanbul Bienali’nin bu başarısı ile Koç Toplululuğu’nun misyon ve vizyonunun birebir örtüşmesi. Burada bir önemli nokta var; İKSV ile anlaşmamız gereği sponsorluk bedeli konusunda bir açıklama yapmadık. Yani yapılan yatırım sadece Bienal sponsorluğu karşılığında verilen bedelle sınırlı kalmıyor. Bienal’in tanıtımı açısından da ciddi bir misyon üstleniyor ve iletişim çalışmaları için üstümüze düşeni yapıyoruz. Bunun yanında, hem Vehbi Koç Vakfı hem de Topluluk şirketlerimizle çeşitli alt projeleri sahipleniyor ve ek sponsorluklarla Bienal’e destek oluyoruz. 10. Uluslararası İstanbul Bienali’ni 6 bini yabancı, 100 bine yakın kişi ziyaret etti. 35 ülkeden 600’e yakın basın mensubu Bienal’i gezdi. Yerli basın ise konuyu aylarca işledi. Bunları değerlendirdiğinizde, sponsorluğumuza değdi diyor musunuz? Belirttiğiniz gibi, 2007 Bienali’nde ziyaretçi sayısı bir önceki Bienal’e göre ikiye katlanarak neredeyse 100 bine ulaştı. Daha yoğun bir iletişim kampanyası yapmamızın bunda önemli bir rolü var. Bunun yanı sıra 10. Bienal, medyada öncekilere nazaran daha geniş şekilde yer aldı. Bütün bu göstergeler, doğru bir iş yaptığımıza işaret ediyor. Bu yıl, İKSV ile ortaklaşa çalışarak ziyaretçi sayısını daha da artırmayı hedefliyoruz. Biz Bienal sponsorluğunu on yıl boyunca üstlenerek, güncel sanat ile Türk insanını yakınlaştırmayı, güncel sanatı daha fazla insanın günlük yaşantısına sokmayı amaçladık. Yıldan yıla ilginin arttığını ve bunda desteğimiz olduğunu görmek elbette memnuniyet verici. Koç Holding’in desteğiyle İstanbul ve çevre illerdeki üniversitelerden 18 bin öğrenci 10. Uluslararası İstanbul Bienali’ni bilet almadan gezdi. 11. Uluslararası İstanbul Bienali’ni de yine Koç
Holding’in desteğiyle tüm üniversite öğrencileri ücretsiz gezebilecek. Bu bir tür direnme mi? Kamusallaştırma adına…
“Vakfımızın kurulduğu ilk yıllardan itibaren başta kurucumuz Vehbi Koç olmak üzere, gerek aile bireyleri, gerekse sektörlerinde liderlik üstlenen öncü şirketlerimiz aracılığıyla aralarında kültürsanatın da olduğu pek çok alanda topluma hizmet vermek için çaba harcadık.” “Starting with our founder Vehbi Koç, we, as family members and our leading companies from different sectors acting as mediators, have made extensive efforts to serve the public in many areas, which also include arts and culture, since the early years of our foundation.”
Bizim 80 yılı aşkın bir kurum ve marka olarak, Koç Topluluğu’nu genç kuşaklarla buluşturmak gibi bir hassasiyetimiz var. Bu hassasiyetimizi sosyal sorumluluk projeleriyle ortaya koyuyoruz. Bienal dışında, gençler için oluşturduğumuz ve yıllardır sahiplendiğimiz kendi projelerimiz var. KoçFest gibi... Sponsorluktaki en önemli hedeflerimizden biri, güncel sanatın toplumun birçok kesiminde daha iyi anlaşılmasını sağlamak. Dolayısıyla bu tür çalışmaları desteklemekten mutluluk duyuyoruz. İnsanların zaman içinde Bienal’leri takip etmekten ve güncel sanat aktivitelerine katılım göstermekten zevk alacağına inanıyoruz. Bu tür faaliyetlere halkın her kesiminden geniş katılım sağlanması oldukça önemli. İlgiyi artırmak istiyorsanız kolay ulaşılabilir hale getirmelisiniz. Üniversite öğrencilerinin ücretsiz girişi böyle bir proje. Sanat öğretmenleriyle yapacağımız atölye çalışmaları ve 6 - 14 yaş grubu için başlattığımız etkinliklerin ana hedefi de bu. Sanatı kamusallaştırma; yani sanatın şehri dönüştürmesi için o şehre ve o şehrin sakinlerine nüfuz etmesi… Bienalden hareketle güncel sanat şehre nasıl ve ne kadar sirayet ediyor, şehri nasıl dönüştü-
68 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
066-071 ekim MKOC.indd 68
9/26/09 4:34 AM
It is a big decision to assume the responsibility of being the main sponsor of the Istanbul Biennial for ten years starting in 2007, as this means an investment of millions of dollars over a decade. How was this decided? The Istanbul Biennial is an event that is respected from those involved in the arts and that has gained international recognition. The biennial, compared to other events organised in our country, is one of the most influential as well as being one of the events that has the most press coverage overseas. Moreover, it is also very important for the publicity of Istanbul and Turkey. The underlying factor in our decision to sponsor this event is that the success of the Istanbul Biennial matches the mission and vision of Koç Group entirely. There is a significant point here; we did not announce the cost of the sponsorship as a result of our agreement with IKSV. Therefore, the investment is not restricted to the costs of sponsoring the biennial. We are undertaking a serious mission with regard to the publicity of the biennial and we are doing whatever we can to support the communication flow. In addition to this, the Vehbi Koç Foundation and the Koç Group companies take responsibility for different sub-projects and support the biennial with additional sponsorships. Nearly 100 thousand people, of whom 6 thousand were foreigners, visited the 10th Istanbul Biennial. Moreover, nearly 600 members of the press from 35 different countries have also visited the biennial. The local press covered the subject for months on end. When you consider these facts, do you think that your sponsorship was worth it? As you have made clear, the number of visitors has doubled since the last biennial and has reached 100 thousand in 2007. The fact that we have a more intense communication campaign set up has a big role in this. Also, the 10th biennial had wider press coverage compared to the ones before it. All these indicators point to the fact that we are doing well. This year we aim to increase the number of visitors by working in co-operation with IKSV. By undertaking the responsibility of sponsoring the biennial for ten years we have aspired to familiarise the Turkish public with contemporary art and aimed to integrate contemporary art in the daily lives of people. It is of course gratifying to see that there is an increasing interest and that we have role in that increase.
“Biz Bienal sponsorluğunu on yıl boyunca üstlenerek, güncel sanat ile Türk insanını yakınlaştırmayı, güncel sanatı daha fazla insanın günlük yaşantısına sokmayı amaçladık.” “By undertaking the responsibility of sponsoring the biennial for ten years we have aspired to familiarise the Turkish public with contemporary art and aimed to integrate contemporary art in the daily lives of people.”
rather important that there is broad participation from all backgrounds of society for such events. If you want to increase interest in a subject you have to make it easily accessible. The free entry of university students is a venture of this sort. The atelier projects we will be conducting with art teachers and activities tfor the 6-14 age group also targets this. Bringing art into the common space; in other words making art public so that it engages inhabitants of the city and the city itself, so that the city can be transformed by art... When we look at this issue from the stance of the biennial how and to what extent does contemporary art penetrate the city, how does it transform the city? Or can it transform the city? The biennial has a very clear cut dimension on contemporary art; it is a form of art that is new and alive, it’s current, interactive, open to communication, innovative, international, as well as sensitive to societal problems and that which encourages dreaming. Contemporary art is considered as unattainable,
With the support of Koç Holding, 18 thousand students from Istanbul and nearby cities have visited the 10th Istanbul Biennial for free. Once again with the support of Koç Holding all university students will be able to visit the 11th Istanbul Biennial without charge. Is this a resistance? In the name of bringing art into the common space… As a corporation and brand that has a history of over 80 years, we are especially keen on introducing young generations with the Koç Group. We put across our aim with social responsibility projects. Other than the biennial we have our own initiatives that target young people, like KoçFest. One of our most significant goals is to enable contemporary art to be apprehended better in many parts of society. Therefore, we are happy to support such ventures. We believe that with time, people will enjoy ensuing and participating in contemporary art activities. It is
066-071 ekim MKOC.indd 69
9/26/09 4:34 AM
“Biz bu sponsorluk ile güncel sanat aracılığıyla bir konuşma ve tartışma ortamının oluşmasını, gelişmesini ve sanatçıların kendilerini özgürce ifade etmeleri için fiziksel imkânlara kavuşmasını destekliyoruz.”
rüyor? Ya da dönüştürebiliyor mu? Bienal’in çok belirgin bir güncel sanat boyutu var; yeni ve yaşayan bir sanat biçimi, güncel, interaktif, yenilikçi, uluslararası boyutu olan, toplumsal sorunlara duyarlı, iletişime açık ve hayal etmeyi teşvik eden… Güncel sanat erişilmez, anlaşılmaz ve soğuk algılanıyor. Oysaki toplumu ve sorunlarını konu alan, özü itibariyle sokaktaki insana yakın duran bir sanat dalı. Gençlerde güncel sanat bilincini oluşturmak çok önemli. Çünkü güncel sanat; düşünen, yaratıcı, üretken, özgür ve yenilikçi bir nesil oluşmasına yardımcı olacak. Bu bağlamda, İstanbul Bienali’ni, Türkiye’de bu sanatla henüz tanışmamış insanları harekete geçirebilecek kapsamlı bir sanat etkinliği olarak değerlendiriyoruz. Daha iyi tanıtılmasını sağlayarak merak uyandırmayı, genç nesillerimizde müze ve galeri kültürünün gelişmesini, güncel sanata karşı duyulan genel ilginin artırılmasını hedefliyoruz. Dolayısıyla, sorunuza ‘Evet, zaman içerisinde güncel sanat kenti dönüştürüyor’ diye cevap verebilirim. Küratör Ali Akay bir sempozyumda “Sanat sermayenin en kuvvetli olduğu yerlerde, dönemlerde olur” demiş ve eklemişti: “Paris, sermaye merkezi olmadan kültür merkezi olabilmiş ender şehirlerden biridir” Katılıyor musunuz? Sermaye - sanat ilişkisini İstanbul üzerinden nasıl değerlendiriyorsunuz? Evet, sanat ile sermayenin bir ilişkisi vardır ve Paris’in bu açıdan bir istisna olduğu da doğrudur. İstanbul da, şu anda dünyanın en gözde sanat merkezlerinden biri ve 2010 Avrupa Kültür Başkenti sıfatına sahip. Bu özelliğini daha çok, yüzyıllardır birçok medeniyete yapmış olduğu ev sahipliğine ve bu medeniyetlerden elde ettiği mirasa borçlu. Son
dönemlerde de çeşitli vakıfların ve özel kuruluşların sanata yapmış olduğu büyük yatırımlar var. Ancak, sanatın en büyük sermayesinin; toplumdaki sanat bilinci, sanata karşı duyulan ilgi ve merak düzeyi olduğunu düşünüyorum. Bizim gibi, ‘sermaye’ adı altında nitelendirdiğiniz gruplara düşen en büyük görev, toplumumuzdaki sanat bilinci seviyesini artırmak olmalı.
“With this sponsorship we are supporting the formation and development of an environment for discussion and speech through the mediation of contemporary art and aim to create solid opportunities for artists to express themselves freely.”
Serbest piyasa ekonomisi; vakıflar, şirketler, kurumlaşmalar… Miladı 24 Ocak 1980 kararları olarak düşünürsek; ki ülkemizin ilk özel müzesi Sadberk Hanım da Vehbi Koç Vakfı desteğiyle aynı yıl açıldı. Bastırılmış müteşebbislik ruhu 80’den sonra açığa çıktı ve Koç ailesi de hızlıca harekete geçti diyebilir miyiz? Vehbi Koç Vakfı’nın kuruluşunun üzerinden tam 40 yıl geçti. Vakfımızın kurulduğu ilk yıllardan itibaren başta kurucumuz Vehbi Koç olmak üzere, gerek aile bireyleri, gerekse sektörlerinde liderlik üstlenen öncü şirketlerimiz aracılığıyla aralarında kültür-sanatın da olduğu pek çok alanda topluma hizmet vermek için çaba harcadık. Bu çabamız halen devam ediyor. Sadberk Hanım Müzesi 1980’de açılsa da, binanın müzeye dönüştürülme fikri 1970’lerin ikinci yarısının başında doğmuş ve nitekim müze için hazırlıklar ve restorasyon çalışmaları 1978 yılında başlamıştır. Vakfımız büyüdükçe ve toplum için ürettiği değer arttıkça, yıllar içinde sadece kültür - sanata değil; eğitim, sağlık ve özellikle son yıllarda artan bir şekilde çevreye yaptığımız yatırımlar da hızlanmış ve gelişmiştir. Bugünkü Bienal sponsorluğumuzu da bu gelişim sürecinin bir devamı olarak görmekteyiz. ‘Tanas Berlin Türk Çağdaş Sanatlar Galerisi’, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan ‘Türkiye’de Güncel Sanat’ sergi ve monografi dizisi, 10 yıllık bienal sponsorluğu ve açılması beklenen ‘Çağdaş Sanat Müzesi’ birlikte düşünüldüğünde Koç Holding Türkiye’de güncel sanatın neferi olma iddiasında diyebilir miyiz? Bizim Koç Topluluğu olarak yönümüz, gözümüz hep ileride. Bienal de toplumların ilerlemesi için önemli odak noktalarından biri olan kültür-sanat alanı içinde. Kültür ve sanatın özünde yaratıcılık ve özgür düşünce var. Biz bu sponsorluk ile güncel sanat aracılığıyla bir konuşma ve tartışma ortamının oluşmasını, gelişmesini ve sanatçıların kendilerini özgürce ifade etmeleri için fiziksel imkânlara kavuşmasını destekliyoruz. Böyle bakınca, bizim odağımızda kültür ve sanat etkinliklerine Koç markaları adına ve ailemiz adına destek vermek yer alıyor. Bu alandaki çalışmalara katkıda bulunmaktan ve çorbada tuzumuzun olduğunu bilmekten son derece gururluyuz.
70 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
066-071 ekim MKOC.indd 70
9/26/09 4:34 AM
confusing and cold. However, it is a form of art that takes society and its problems as a subject and in essence has an intimate stance towards the man on the street. It is very important to build awareness in young people with regard to contemporary art. In this context, we appraise the Istanbul Biennial as an expansive event that can activate people who have not met with this art form yet. By providing better publicity we are aiming to arouse curiosity, help develop the culture of museums and galleries for young generations and to increase the interest toward contemporary art. Thereby, I can answer your question by saying ‘yes, with time contemporary art is transforming the city’. In a symposium, curator Ali Akay had stated, “Art is created in places and at times when capital is most powerful. Paris is a rare city which became a centre for art without being a centre for capital.” Do you agree? How do you assess the relationship of art and capital when you consider Istanbul? Yes, there is a relationship between art and capital and it is true that Paris is an exception in this aspect. Istanbul is also one of the most popular art centers in the world and holds the attribute of being the European Capital of Culture for 2010. It owes this characteristic to being the host of many civilizations for centuries and to the heritage that it acquired from these civilizations. There are vast investments that have been committed to art from different foundations and private corporations in the last years. However, I think that the greatest fund of art is awareness, along with the level of interest and curiosity for art in a given society. The most important task of companies, identified as ‘capital’ groups, such as us, is increasing the level of art awareness in society. Free market economy, foundations and companies, corporate structuring... If we think of 24 January 1980 as a turning point for decisions, as this is also the year in which the first private museum of our country, Sadberk Hanım Museum, was opened to public with support of the Vehbi Koç Foundation, can we say that the repressed soul of entrepreneurship showed its face after the 1980’s and the Koç family acted upon this rather quickly? It has been 40 years since the Vehbi Koç Foundation was established. Starting with our founder Vehbi Koç, we, as family members and our leading companies from different sectors acting as mediators, have made extensive efforts to serve the public in many areas, which also include arts and culture, since the early years of our foundation. These efforts are still intact. Even though the Sadberk Hanım Museum was opened in 1980, the idea of turning the building into a museum had been formed in the second half of the 1970s. Following this, preparations and the renovation of the building had started in 1978. With the growth of the foundation and the increase of the values that were created by the foundation with regard to society, our investments including culture and arts, education, health, and in the last few years the environment, have also gained speed and developed. We see our sponsorship of the biennial today as a continuation of that development process. In view of the ‘ Tanas Berlin Turkish Contemporary Arts Gallery’,
“Evet, zaman içerisinde güncel sanat kenti dönüştürüyor” “Yes, with time contemporary art is transforming the city”.
the monograph series and the exhibition of ‘Contemporary Arts in Turkey’ published by Yapı Kredi Yayınları, a 10 year biennial sponsorship and the Museum of Contemporary Arts, which we are awaiting the inauguration of, can we say that Koç Holding has the claim of being the scion of contemporary art in Turkey? As the Koç Group our bearing and our eyes always look to the future. The biennial is in the subject area of arts and culture, which is one of focal points for society’s development. At heart arts and culture bear creativity and freethinking. With this sponsorship we are supporting the formation and development of an environment for discussion and speech through the mediation of contemporary art and aim to create solid opportunities for artists to express themselves freely. When we look at it from this perspective, our focus is based on supporting the arts and culture events in the name of the Koç family and Koç brands. We are very proud of landing our hand and participating in these projects.
“Sanatın en büyük sermayesinin; toplumdaki sanat bilinci, sanata karşı duyulan ilgi ve merak düzeyi olduğunu düşünüyorum.” “The greatest fund of art is awareness, along with the level of interest and curiosity for art in a given society.”
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 71
066-071 ekim MKOC.indd 71
9/26/09 4:34 AM
Düs gibiMekanlar , Dream Like Places İş, stres, trafik... Hepsinden kaçıp biraz kendinizi dinlemeye ne dersiniz? Kafası sürekli meşgul insanlar için huzur bulmak; şehir yaşamında, özellikle de sıkı çalışıyorken mümkün değil. Bu durumda yapılacak en güzel şey kendinizi saklı bir cennette bir süreliğine şımartmak...
Long working hours, stress and traffic… How about an escape from it all for some rest? It is very difficult for busy people to attain peace of mind, especially in urban life. The best thing to do is to spoil yourself by indulging in a hidden heaven.
Yazı • Story by Oktay Tutuş, Görseller • Images Design Hotels’in izniyle • Courtesy of Design Hotels 72 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
072-079 ekim design hoteller.indd 72
9/26/09 4:36 AM
Alila Villas Hadahaa, Maldivler Okyanus üzerindeki bir villada huzurlu uyku... Dünyanın en derin
dan 20 tanesinin de özel yüzme havuzu var. Mekanı özel yapan sebeplerin başında çok iyi bir spa merkezi olması geliyor. İzole edilmiş beş adet villa içerisinde buhar banyoları, yağmur duşları, tropik bahçeler ve yüzen yoga platformları bulunuyor. Alila Villas Hadahaa Leisure Concierge, dilerseniz seyahatinizde ve yapacağınız organizasyonlarda size yardımcı oluyor. Tüm adadaki villaları kapsayan Wi-Fi bağlantısı da var. Ancak böyle bir cennetteyken dünyanın kalanıyla iletişim kurmak istemeyeceksiniz.
Alila Villas Hadahaa, Maldives
villas. 20 of them have private swimming pools. There is an exclusive spa center in the resort. Five isolated villas have steam baths, rain showers, tropical gardens and swimming yoga platforms. Alila Villas Hadahaa Leisure Concierge is always at your beck and call to advice on what to do in the Maldives. Although there is island-wide Wi-Fi connection, we are sure you will not want to communicate with the rest of the world while in such a place of heaven.
ve en büyük mercan resiflerinden birisi olan Kuzey Huvadhoo Mercan Resifi üzerindeki Hadahaa tropikal adasında bulunan bu resort, gerçek bir Maldivler deneyimi yaşamak için en ideal yerlerden. Turkuvaz deniz, beyaz kumsallar ve tropikal iklim... Alila Villas 14’ü su üzerinde, 36’sı da adada kurulu olmak üzere toplam 50 villadan oluşuyor. Bunlar-
A peaceful sleep in a villa on the ocean… The resort is
located in the Hadahaa tropical island on the Northern Huvadhoo Atolls, one of the deepest and largest coral reefs of the world. It’s the ideal place to experience the “real” Maldives. Turquoise sea, white sands and a tropical climate… Alila Villas Resort includes 50 villas in total, with 14 aqua villas and 36 island
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 73
072-079 ekim design hoteller.indd 73
9/26/09 4:37 AM
Alila Ubud Bali, Endonezya Sonsuzluğa karşı yüzmek için...
Eğer dünyanın en güzel 50 yüzme havuzu için oy verecek olsaydınız, Alila Ubud’un sonsuzluğa doğru uzanan bu havuzu listenin en başında yer almaz mıydı? Bardan başlayarak tepeden baktığı vadideki ağaçların üst dallarına doğru uzanıp oradan gökyüzüne dokunan bu havuzda yüzmenin keyfini tarif etmek yersiz, deneyimlemek şart! Bulunduğu coğrafyanın geleneksel mimari stilinden ödün vermeden, yumuşak geçişlerle modern dokunuşlar yapılmış Alila Ubud, Bali’nin kültür merkezi Ubud’dan sadece beş kilometre uzaklıktaki Ayung nehri vadisinin tepesinde bulunuyor. Hangi gezegende olduğunuzu unutmak için ideal.
Alila Ubud Bali, Indonesia Swimming to eternity… If you were to vote for the 50 most beautiful swimming pools of the world, wouldn’t you put the Alila Ubud’s eternity pool at the top of your list? Describing how euphoric it is to swim in this pool, set in the upper valley among the tree tops and the clear sky, is unjustifiable; you must experience it yourself. In Alila Ubud, traditional and modern architectural styles coexist, combined with soft touches. Alila Ubud is located on the hills of Ayung Valley, just 5 km away from Ubud, the cultural and artsy center of Bali. An ideal place to forget which planet you’re on.
74 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
072-079 ekim design hoteller.indd 74
9/26/09 4:37 AM
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 75
072-079 ekim design hoteller.indd 75
9/26/09 4:37 AM
Luna2 Özel Otel Bali, Endonezya Kendi evinizden hiç ayrılmamışsınız gibi...
Bali’nin Seminyak sahil şeridinde yer alan bu beş odalı özel otel, tümüyle kiralanabiliyor. Balayı, sevdiğinizle kaçamak veya ailecek tatil... Bunların hepsini yapmanız mümkün. 50’lerin sonunda Ay’a ulaşan ilk araçtan aldığı ismini retro-modern dış tasarımı; James Bondvari iç tasarımı tamamlıyor. Kendinizi 60’lardan bir film karesinde hissetmeniz her an olası. Bisazza mozaiklerin kullanıldığı havuzunun dibinde olanca güzelliği ve meşhur beyaz elbisesiyle gülümseyen bir Marilyn Monroe yatıyor. Otel, başarısını genel müdürü Danny Drinkwater’ın işletme becerisine ve güleryüzlü, 23 kişilik, hepsi de size hizmet için bekleyen deneyimli personeline borçlu. Seminyak’taki restoran ve eğlence merkezlerine yakın ve havaalanına sadece 20 dakika uzaklıkta.
Luna2 Private Hotel Bali, Indonesia
As if you were home… Located in the Seminyak coastline of Bali, this five-room private hotel can be fully rented. It’s definitely a place for honeymoons, quick escapes or family vacations…The hotel is named after the first spacecraft to land on the moon in the 50s. Its retro-modern outer design is complemented by the James Bond-like interior. It’s just a matter of time until you feel you’re in a 60’s movie. The bottom of the swimming pool, adorned with Bisazza mosaics, is decorated with that most famous picture of Marilyn Monroe, laughing as her white dress is blowing up. The hotel owes its success to the administrating capabilities of general manager Danny Drinkwater, as well as the service and skills of its 23 personnel. The hotel is nearby all restaurants and recreational centers, and 20 minutes away from the airport.
76 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
072-079 ekim design hoteller.indd 76
9/26/09 4:37 AM
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 77
072-079 ekim design hoteller.indd 77
9/26/09 4:37 AM
78 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
072-079 ekim design hoteller.indd 78
9/26/09 4:37 AM
Uma Paro, Bhutan Gerçek bir kendini keşfetme deneyimi için...
Bhutan’ın Paro Vadisi üzerinde 38 hektarlık bir tepede kurulu Uma Paro, doğal güzellikleri, sofistike mimarisi ve özenli otel servisiyle; içerisinde 20 inç LCD TV, DVD oynatıcı, kahve ve çay hazırlama ünitesi, yoga matı ve COMO Shambhala banyo ürünleri bulunan 20 oda ve 9 villa üzerinden hizmet veriyor. Himalayalar’da konuşlanmış ve halkının tamamı Budist olan Bhutan, dünya üzerinde turistik işletmelerce kirletilmesine izin verilmeyen nadir bölgelerden birisi. Paro ise ülkenin tek havaalanının bulunduğu yer ve otele sadece 10 dakika uzaklıkta.
Uma Paro, Bhutan
For a true self-discovery experience…
Uma Paro sits on a 38-hectare hill overlooking the Paro Valley, Bhutan. It offers an exceptional experience with its natural beauty, sophisticated architectural design and exclusive service. Uma Paro has 20 rooms and nine villas that include 20-inch LCD TVs, DVD players, coffee and tea machines, yoga mats and COMO Shambhala bathroom products. Bhutan is located in the Himalayas and its people are Buddhist; it is one of the few places in the world that has not been bombarded with tourists and tourist attractions. The only airport in Bhutan is in Paro, just 10 minutes away from the hotel.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 79
072-079 ekim design hoteller.indd 79
9/26/09 4:37 AM
Sabiha_gokcen_ilan_21.5x27.5 9/17/09 2:18 PM Page 1 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
INFO Farrelly Biraderlerden Saf Bir Komedi
A Pure Comedy from the Farrelly Brothers
82
First Class’da İyi Uykular
Sweet Dreams in First Class
83
Size Özel Servislerimiz İçin..
Our Special Services for You...
84
Özel Lezzetlere Hazır mısınız? Ready for unique delicacies?
94
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 81
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 81
9/26/09 4:41 AM
Sizin İçin Seçtiklerimiz UPFRONT THE KING AND HIS KRAL VE BİLİNMEYENLERİ UNKNOWNS v Michael Jackson made USA love
MICHAEL JACKSON’IN HİT’LERİ BU AY UÇUŞLARIMIZDA THIS MONTH, MICHAEL JACKSON HITS ARE ON OUR FLIGHTS
FEATURED INT. ARTIST v MICHAEL JACKSON ABC • Ben • Got To Be There • Blame It On The Boogie • Can You Feel It • Shake Your Body (Down To The Ground) • Don’t Stop ‘Til You Get Enough • Rock With You • She’s Out Of My Life • Off The Wall • Girlfriend • Wanna Be Startin’ Somethin’ • The Girl Is Mine (with Paul McCartney) • Billie Jean • Beat It • Human Nature • P.Y.T. (Pretty Young Thing) • Thriller • Liberian Girl • Bad • I Just Can’t Stop Loving You • The Way You Make Me Feel • Man In The Mirror • Dirty Diana • Smooth Criminal • Black or White • Heal The World • Remember The Time • In The Closet • Who Is It • Will You Be There • You Are Not Alone • Earth Song • Cry • Whatever Happens (ft Carlos Santana) • Gone Too Soon
THERE’S SOMETHING ABOUT MARY OYUNCULAR • Cast: Cameron Diaz, Matt Dillon, Ben Stiller YÖNETMEN • Director: The Farrelly Brothers
KLASİK FİLMLER KANALINDA SEYREDEBİLİRSİNİZ WATCH IT ON THE CLASSICAL MOVIES CHANNEL
v Amerikalı yönetmen kardeşler Peter ve Bob Ferrell yaptıkları vodvil tarzı durum komedileri ile dünyada tanınmaktadırlar. “Slapstic” komedi olarak da bilinen bu tarz hem mantık anlamında hem de fiziksel anlamda aşırıya kaçan hareketleri benimser. Üst üste tekrarlanan ironik ve saçma durumlar, tıpkı çizgi film gibi, inandırıcılıktan uzak olmasına karşın seyirciyi güldürmeye oldukça yatkındır. Siyah beyaz sinemanın altın çağı bu tip filmlerle doludur ve Charlie Chaplin’in erken dönem sineması başarılı örneklerden sayılır. 1998 yapımı film, 2006 yılında sinema dergisi Premiere tarafından tüm zamanların en iyi 50 komedisinden biri olarak seçildi.
v Siyah müziğini ABD’ye sevdiren; albümleri, dansı, giysileri ve tavırlarıyla 80 ve 90’lara damgasını vuran Michael Jackson, 50 yaşında hayatını kaybetti. Jackson’ın öldüğü ilan edildiğinde Türkiye’de takvim 26 Haziran 2009’u, saatler 01.19’u gösteriyordu. Uzun süredir müzikten uzak olan Jackson, biletleri Mart ayında satışa çıkar çıkmaz tükenen bir dizi Londra konserinin son hazırlıklarını yapıyordu. • En sevdiği çizgi film karakteri Pinokyo’ydu. • 1984’te 8 Grammy kazandı. Bu, bir şarkıcının tek yılda kazandığı en çok Grammy ödülüydü. • Dünya çapında 50 milyondan fazla satan ‘Thriller’ tüm zamanların en çok satan albümü oldu. • 1997’de yapılan bir araştırma sonucunda dünyanın en tanınmış insanı ilan edildi. • En bilinen evcil hayvanı, ‘Bubbles’ adındaki şempanzesiydi. • Heykeltıraş Jeff Koons, Micheal Jackson ve ‘Bubbles’ın bir seri heykelini yaptı. Serinin tek parçası 5.6 milyon dolara satıldı.
African-American music and left a great mark on the 1980s and 1990s with his wonderful albums, dances, costumes and attitudes. He died on 26 June 2009 at 01.19, at the age of 50. He had stayed away from music for years but he was working on the last details for a series of concerts in London, for which tickets had been sold out immediately when they were up for sale in March. • His most favorite cartoon character was Pinocchio. • He won eight Grammy awards in 1984. This was the only time when most Grammy awards were won by any single artist. • ‘Thriller’ sold more than 50 million copies world-wide, thus becoming the world’s best-selling album ever. • Research in 1997 declared him as the world’s best known person. • His most famous pet was a chimpanzee named ‘Bubbles.’ • A series of sculptures of Michael Jackson and Bubbles were made by Jeff Koons. One of the series is sold for $5.6 million.
v American director brothers Peter and Bob Ferrell are world famous with their vaudeville style situational comedies. This style that is also known as ‘slapstic’ comedy takes upon actions and instances that go over the top both in logic and physical aspects. Ironic and absurd situations, though far from reality, that are repeated over and over again, just like cartoons, are prone to make the audience laugh. The golden age of black and white cinema is filled with such movies and early Charlie Chaplin cinema is considered as one of the successful examples of this genre. Filmed in 1998, the movie was chosen as one of the 50 best comedy movies of all times by the cinema magazine Premiere, in 2006.
82 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 82
9/26/09 4:41 AM
Filmler hakkında daha detaylı bilgi için: Sayfa 88
DİJİTAL BİLGİ VE EĞLENCE
DIGITAL INFO & ENTERTAINMENT
v Eğlence sistemimizde 23 inç’lik düz ekranlardan Bose marka kulaklıklarla sizin için seçilmiş olan 250 farklı albümden oluşan müzik yayınını dinleyebilirsiniz. Klasik, vizyon, uluslararası ve çocuk filmlerinden oluşan film seçenekleri ile çeşitli dizi, belgesel ve çizgi filmlerden oluşan kısa program kanalını izleyebilirsiniz. Tüm bu hizmetlere ilave olarak bireysel ve çoklu oyunculu 17 adet interaktif oyun kanalı, küçük yolcularımız için ayrı çocuk kanalı ve sesli kitaplar da beğeninize sunuluyor. Yolculuğunuz esnasında eğlence sisteminde yer alan bilgi kanalını kullanarak saat başı güncellenen ekonomi, magazin, finans haberlerine, dört saatte bir güncellenen hava durumu haberlerine erişebilirsiniz. Ayrıca kısa mesaj ve elektronik posta gönderebilir ve yine koltuktaki ekranlarınıza mesaj ya da e-posta alabilir, ister koltuktan koltuğa, isterseniz de yerdeki yakınlarınıza telefon ile ulaşabilir, bağlantılı seferler kanalından, bağlantılı seferlerinizin bilgilerini öğrenebilirsiniz. Yolcularımız seyahatleri esnasında süitlerinde laptop ile çalışabilecektir.
v On the 23” flat screen of our entertainment system, you can select from a wide array of entertainment, including the music broadcast via Bose earphones, with 250 different albums selected for your enjoyment, the movie of your choice selected from Classical, Invision, International or Children’s movies, or follow the short program channel, which contains various series, documentaries and cartoons. In addition to all these services, there is also a games channel containing 17 different individual or multi-player video games, a separate Children’s channel for young travelers, and Audio Books, including a variety of preferences. Using the information channel in our entertainment system, you can access magazines, economic and financial news (updated hourly), and the weather forecast (updated every four hours). In addition, you can send and receive messages on your screen. Moreover, you can make seat-to-seat calls or call your relations on the ground by telephone, or find information on your connecting flights on the connecting flights channel. Soon passengers will also be able to use their laptops in their seats.
RENKLİ RÜYALAR v First Class’taki misafirlerimiz dinlenmek istediklerinde koltukları kabin ekibimiz tarafından yatak konumuna getirilecektir. Üzerine özel çarşaflı alez (kaz tüyü) serildikten sonra, iki adet yastık ve yorgan emrinize tahsis edilecektir. Ayrıca özel tasarlanmış pijamalar ve terlikler lavanta kokuları içeren özel bir çantada size takdim edilecektir.
SWEET DREAMS v When our First Class guests wish to go to sleep, their chairs are converted into a bed by the cabin staff, and an exclusive cover (filled with duck down) with a special sheet will be spread out and two pillows and a quilt will be provided. Specially designed pyjamas and slippers will also be provided in a lavenderscented special case.
For more information about movies, please refer to page 88
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 83
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 83
9/26/09 4:41 AM
BUSINESS CLASS Özel Hizmetler EXCLUSIVE SERVICES UÇUŞ ÖNCESİ HİZMETLER v Değerli Business Class yolcularımız, THY olarak size sunduğumuz ayrıcalıklı hizmetleri anlatmak bize mutluluk verecek. Business Class’tan yararlanan yolcularımız, ayrı bankoda check-in yaparken bir yandan da öncelikli yer tercihi fırsatından yararlanabilecek. Bankoda bagajınız için özel Business Class Etiketi, CIP Salonuna Giriş ve Uçağınıza Biniş Kartınız verilecektir. Özel salonumuzdaki telefon/fakstan yararlanıp, TV/Müzik yayını eşliğinde limitsiz ikramın keyfini çıkarıp, yerli-yabancı gazete ve dergilere göz atarken uçağınızı düşünmeyin. Çünkü tüm yolcular uçağa yerleştikten sonra uçağa yönlendirilecek ve bagajlar için özel tanıtıcı etiket ve ayrı yükleme hakkına sahip olacaksınız. Bu arada diğer yolculardan farklı olarak 20 değil 30 kg serbest bagaj taşıma (Parça - bagaj sistemi uygulanan Atlantik aşırı uçuşlar için iki parça serbest bagaj hakkı) ve iki parça el bagajı taşıma hakkınız olduğunu hatırlatırız. (Ülke kuralları gereği İngiltere çıkışlı yolcular sadece bir parça el bagajı taşıyabilir.) Business Class ve Elite Plus kart sahibi yolcularımız yurt dışından İstanbul’a gelmek üzere check-in işlemi yaptırdıkları esnada verilecek olan ‘fast track’ kartlarıyla İstanbul Atatürk Hava Limanı’na varışlarında geliş katındaki 29–30 numaralı pasaport kontrol bankosundan geçişlerini sağlayabilirler.
CIP (ÖZEL BEKLEME) SALONU v Sizi özel bekleme salonuna davet ediyoruz. Biniş kartınızı sizi karşılayan CIP Salon hostesimize bırakınız, uçağınızın kalkışından önce size haber verilecektir. Güzel bir müzik eşliğinde içeceğinizi hiçbir ücret ödemeden yudumlayabilir, ikramlarımızın lezzetine bakabilirsiniz. Ayrıca faks gönderilerinizi ücretsiz yapabilir, internete kablosuz erişim aracılığı ile ücretsiz bağlanabilirsiniz. Televizyon seyredip, Business Center’da işlerinizi kesintisiz sürdürebilir, günlük yerli ve yabancı gazetelere, dergilere göz atabilirsiniz. CIP’lerde yararlanacağınız hizmetler elbette bunlarla sınırlı değil. Kişiye özel banyo kiti kullanarak duş alma imkanı sunmamızın yanı sıra anne ve babalar bebek alt değiştirme pusetlerini kullanabilirler. Ayrıca bay ve bayan tuvaletlerinin yanı sıra özürlülerin ihtiyaçları da unutulmadı. Salonumuzda mescit de mevcut.
RAHATINIZ İÇİN v Günlük yerli ve yabancı gazete, çeşitli konularda dergi servisimize ilaveten, uzun dış seyahati yapan yolcularımız uçuşlarının daha konforlu olması için çorap, gözlük, el kremi gibi ürünler içeren çantalardan yararlanabilecekler.
Business Class yolcularımız 30 kg serbest bagaj taşıma (Parça-bagaj sistemi uygulanan Atlantik aşırı uçuşlar için iki parça serbest bagaj hakkı) ve iki parça el bagajı taşıma hakkına sahiptir.
84 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 84
9/26/09 4:41 AM
SERVICES EXCLUSIVE TO BUSINESS CLASS PASSENGERS v Dear Business Class passengers, We’d like to take this opportunity to inform you about some of our exclusive services. Instead of waiting in long queues, benefit from the Business Class counter, where exclusive Business Class luggage tags, and your CIP/VIP lounge entrance and boarding card will be issued. Relax in the exclusive lounge or take advantage of telephone, fax, TV/ Music broadcasting, limitless food and snacks, as well as local and foreign newspapers and magazines. Don’t worry about time since you have priority for seat selection, exclusive luggage tags and separate loading of the luggage while you’ll be directed to the plane once all passengers are on board. In the mean time, allow us to remind you again that your free luggage allowance is 30 kg (two pieces of free luggage on transatlantic flights where the piece-luggage system is applicable) instead of 20 kg in economy and you have two pieces of hand luggage allowance (subject to law, only one piece of hand luggage for passengers departing from the UK). Business Class and Elite Plus card holder passengers can obtain a “fast track” card during their check-in on their return to Istanbul and upon arrival at Istanbul Ataturk Airport; they can use passport control kiosks the 29-30.
CIP (EXCLUSIVE WAITING) LOUNGE v We’d like to invite you to the exclusive waiting lounge. If you wish, leave your boarding card with our CIP Lounge hostess receiving you at the CIP Lounge and you will be informed before the departure of your flight. In our lounge, enjoy the free catering service (hot and cold soft drinks, fresh squeezed orange juice, sandwiches, croissants, pastries, tarts, tartlets, sweet and salted biscuits, nuts, and hot soup until 11 am and after 8 pm). Listening to pleasant music, you can sip a drink, send a fax and connect to the internet via WLAN—all free of charge. You can also watch TV, continue your work in the Business Center, or leaf through the local and foreign daily newspapers and magazines. If you need to freshen up there are also shower facilities, so don’t forget to ask for your personal bath kit and towel at reception. For parents, a baby nappy changing trolley is also available. Men’s and women’s toilets (including disabled) are also easily accessible. For spiritual matters there’s a prayer room in the lounge.
FOR YOUR COMFORT v Local and foreign daily newspapers and magazines are available for our passengers to choose from. In addition, for the comfort of our Transoceanic Business Class Passengers, an amenity kit containing a pair of socks, hand cream and eyeglasses is available.
For our Business Class passengers, 30 kg free luggage allowance (two pieces of free luggage on transatlantic flights where the piece-luggage system is applicable) and two pieces of hand luggage allowance is provided.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 85
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 85
9/26/09 4:41 AM
FIRST CLASS Özel Hizmetler EXCLUSIVE SERVICES İSTANBUL ATATÜRK HAVALİMANINDA VERİLEN HİZMETLER
KALKIŞ ESNASINDA v Değerli First Class yolcuları, İstanbul il sınırları içinde limuzin hizmetinden (Mercedes-S, Mercedes Viano VIP Design) yararlanarak buraya geldiniz. Limuzin hizmeti istemeyen yolcularımız ise talepleri halinde Atatürk Havalimanında ücretsiz vale ve yedi güne kadar otopark hizmetinden yararlanabilir. Dış Hatlar Terminali E-girişinde Prime Class personeli tarafından kapıda karşılandıktan sonra uçak kapısına kadar size refakat edeceğiz. Size özel salon hizmeti (Prime Class), checkin bankosu ve pasaport kontrol noktasından yararlanabilirsiniz.
Çıkış harç pulunu check-in aşamasında ücretsiz olarak temin edebileceğinizi unutmayınız. Bunların yanı sıra talebiniz halinde bagajlarınızı ücretsiz kaplamaktan, terminal içindeki tüm transferlerinizi özel araç ile sağlamaktan kıvanç duyacağız. Size uçuşa 30 dakika kalana kadar E- kapısından yolcu kabulü sunuyoruz.
VARIŞ ESNASINDA
KABİN İÇİ HİZMETLERİMİZ
v Değerli First Class yolcuları,
v Değerli First Class yolcuları,
Prime Class personeli tarafından uçağın kapısında karşılandınız. İstanbul il sınırları içinde limuzin hizmetinden yararlanmak için görevli personel eşliğinde limuzin ya da aracınıza kadar transfer hizmetinizi gerçekleştirebiliriz. Özel pasaport bankosundan ve fast-track’tan yararlanırken terminal içindeki tüm transferlerin özel araç ile sağlandığını hatırlatırız. Uzun menzilli uçuşlardan yararlanan transit First Class yolcularımıza ise talepleri halinde Atatürk Havalimanı Airport Hotel’de 24 saat konaklama hizmeti verebiliriz.
Uçuş kabinine hoş geldiniz. Burada günlük yerli ve yabancı gazeteler, çeşitli dergiler beğeninize sunulmakta. Konforunuz için her ayrıntıyı düşündük. Diş fırçası, diş macunu, saç fırçası, dünyaca tanınmış seçkin markalı parfüm, krem, dudak nemlendiricisi, çorap ve göz bandından oluşan “amenity kit” servisimiz mevcut. Uyumak isteyen yolcularımızın koltukları ise kabin ekibimiz tarafından yatak konumuna getirilecek. Üzerine özel çarşaflı alez (kaz tüyü) serildikten sonra, iki adet yastık ve yorgan emrinize tahsis edilecektir. Ayrıca özel tasarlanmış pijamalar ve terlikler lavanta kokuları içeren özel bir çantada size takdim edilecek. Tıraş olmak isteyen erkek yolcularımız için tuvaletlerde tıraş bıçağı ve köpüğü bulunmakta.
First Class yolcularımızın serbest bagaj taşıma hakkı 60 kg’dır.
MILES & SMILES ÜYELERİNE ÖZEL AVANTAJLAR v Değerli Miles&Smiles Classic ve Classic Plus üyelerimiz. Türk Hava Yolları ücretli First Class uçuşlarından ekonomi sınıf mil değerinin iki katı, Elite ve Elite plus üyesiyseniz de ekonomi sınıf mil değerinin üç katı mil kazanıyorsunuz. Miles&Smiles üyelerimiz de Türk Hava Yolları ödül bilet tablosunda yer alan
limitli yer kapasiteli ödül bilet ve limitli yer kapasiteli refakatçi bilet First Class mil değerleriyle Türk Hava Yolları uçuşlarında First Class ödül bilet düzenletebilirler. Ödül bilet mil değerlerine www.thy.com/smiles web sayfasından ulaşılabilirsiniz. Uzun menzilli uçuşlarda ücretli gidiş/dönüş First Class bilet ile
seyahat eden Classic ve Classic Plus üyelerimizin, mevcut kart statüsü Elite karta yükseltilir. Uzun menzilli uçuşlarda (Hong Kong, Singapur, Bangkok) ücretli gidiş/dönüş First Class bilet ile seyahat eden Elite Kart üyelerinin mevcut Elite Kart sürelerinin bitiminden itibaren iki yıl daha uzatılacağını hatırlatırız. Uzun
menzilli uçuşlarda ücretli gidiş/ dönüş First Class bilet ile seyahat eden ancak Miles&Smiles üyesi olmayan yolcularımıza üyelik açılarak Elite kart verilecektir. Ücretli biletteki yolcuya verilen tüm hizmetlerden Miles&Smiles ödül bilet ile seyahat eden yolcular da yararlanabilir.
86 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 86
9/26/09 4:42 AM
SERVICES OFFERED AT ISTANBUL ATATÜRK AIRPORT
ON DEPARTURE FLIGHTS v Dear First Class passengers, Within Istanbul city limits a limousine service is available (Mercedes-S, Mercedes Viano VIP Design). For passengers who do not wish to use the limousine service, there is a free valet service with up to 7 days of free parking, available on demand. After the welcome reception of our Prime Class Personnel at the E-entrance gate of the International Flights Terminal, you’ll be escorted to the plane door. Exclusive lounge service (Prime Class), exclusive check-in counter and exclusive passport control point are all waiting for you.
Please allow us to remind you that your provision of departure dues and luggage coating (if required) are provided free of charge at check-in. We’ll be pleased to facilitate your transfers within the terminal by special vehicles. Besides, you’ll have acceptance to the plane through Gate-E until 30 minutes before the flight and are permitted up to 60 kg of checked luggage.
ON ARRIVAL FLIGHTS
FIRST CLASS INCABIN SERVICES
v Dear First Class passengers,
v Dear First Class Passengers,
You will be welcomed at the plane door by Prime Class personnel. Limousine service within Istanbul city limits and transfer services under the escort of an appointed staff member to the limousine or passenger’s vehicle are all at your disposal. We’re pleased to remind you that an exclusive passport desk, fast-track service and provision within the terminal by special vehicles are also available at your convenience. For long distance travel, you may also take advantage of a 24-hour stop-over service at the Atatürk Airport Hotel, available upon request.
Welcome on board. Your choice of Turkish and foreign daily newspapers and magazines are available. It’s been our intention to bring whatever is necessary for your comfort. An amenity kit, containing a toothbrush, toothpaste, hair brush, a bottle of perfume by a well-known brand, skin cream, lip moisturizer, a pair of socks and an eye mask is available. When you’re ready to sleep, your chair can be converted into a bed by the cabin staff, with an exclusive cover (filled with duck down) with a special sheet, and two pillows and a quilt spread out by your cabin attendant. Exclusively designed pyjamas and slippers are also available for your comfort. For our male passengers who wish to shave, shaving cream and razors are provided in the toilets.
First Class passengers are allowed to carry luggage up to 60 kg.
SPECIAL ADVANTAGES FOR MILES & SMILES MEMBERS v Miles&Smiles Classic and Classic Plus members earn twice the economy class points on paid Turkish Airlines First Class Flights, and Elite and Elite Plus members earn three times the economy class miles points. Our Miles&Smiles members can have limited amounts of award tickets and limited amounts of companion
tickets issued, shown in the award ticket tables, and can have First Class award tickets issued for Turkish Airlines flights, using their mileage points as indicated in the tables. Award tickets, and miles points can be accessed via the www.thy.com/smiles web page. Classic or Classic Plus members, who travel on long-distance flights
by paid First Class return tickets, can upgrade their cards to Elite cards. Elite card holders who travel on long distance flights (Hong Kong, Singapore, Bangkok) by paid first class tickets, will have their Elite card membership extended for another two years from the expiry date of the card. For passengers who travel on
long-distance flights by a paid First Class return ticket, but who are not Miles&Smiles members, a membership is assigned and an Elite card will be issued. All Miles&Smiles award ticket holders may benefit from the services available for the paid ticket holders.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 87
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 87
9/26/09 4:42 AM
Filmler MOVIES ICE AGE 3
Oyuncular • Cast: Ray Romano, John Leguziamo, Denis Leary Yönetmen • Director: Carlos Saldanha
GİŞE FİLMLERİ BLOCKBUSTER MOVIES DONDURMAM GAYMAK Oyuncular • Cast: Turan Özdemir Yönetmen • Director: Yüksel Aksu
v Dondurma satıcısı Ali, büyük dondurma markalarıyla rekabet etmek için yeni sarı motosikletiyle köyünde dondurmalarını pazarlamaktadır. Motosikleti çalındığı zaman büyük dondurma üreticisi firmaları suçlar.
v Ünlü ‘Ice Age’ ve ‘Ice Age: The Meltdown’ filmlerinin kahramanları tekrar aramızda, bu sefer inanılmaz bir maceraya atılıyor. Kahramanlarımız buzların altında, dinozorların yaşadığı gizli bir dünyayı keşfediyor. v The sub-zero heroes from the worldwide blockbusters ‘Ice Age’ and ‘Ice Age: The Meltdown’ are back, with an incredible adventure. This time, they are beneath the ice, discovering a world of dinosaurs. Dondurmam Gaymak
MY SISTER’S KEEPER
Oyuncular • Cast: Cameron Diaz, Alex Baldwin, Jason Patric Yönetmen • Director: Nick Cassavetes v Sara ile Brian’ın kızı Kate lösemi olunca onu kurtarmak için bir çocuk daha yaparlar. Ama Anna 11 yaşına gelince, vücuduyla ilgili kararlarda söz sahibi olmak için anne babasına dava açar ve Kate’in yaşamı tehlikeye girer. v When Sara and Brian Fitzgerald learn that their daughter, Kate, has leukemia, they conceive Anna to help save her. But when Anna, now 11, sues her parents for medical emancipation, Kate’s survival is left to fate.
Ice cream salesman Ali tries to survive the competition from the big ice cream brands, by promoting his ice cream in his village, using his new yellow motorbike. But, when his motorbike is stolen, he accuses the big ice cream brands.
THE PROPOSAL
Oyuncular • Cast: Sandra Bullock, Ryan Reynolds Yönetmen • Director: Anne Fletcher
MUTLULUK
Oyuncular • Cast: Talat Bulut, Özgü Namal, Murat Han Yönetmen • Director: Abdullah Oğuz
v New York’da editörlük yapan Margaret, Kanada’ya sınır dışı edilme tehlikesiyle karşılaşır. Margaret hemen asistanı Andrew ile nişanlı olduğunu açıklar. Ancak elinde fazla iş olan asistanı, bunu kabul etmek için bir koşul ileri sürer.
v Meryem baygın bulunur. Ailesi, bekaretinin bozulmasına Meryem’in razı olduğuna inanır ve onu öldürmeye karar verir. Bu görevi akrabası Cemal’e verirler. Bu arada Prof. İrfan Kurudal İstanbul’daki hayatını terk eder.
ULUSLARARASI FİLMLER INTERNATIONAL MOVIES RAB NE BANA DO JOJI Oyuncular • Cast: Shahrukh Khan, Anushka Sharma, Vinay Pathak, Shonali Nagrani Yönetmen • Director: Aditya Chopra
v İyi kalpli, dürüst bir adam olan Surinder Sahni, tam zıttı olan bir kadınla, gösterişli ve hayat dolu Taani ile karşılaşır. Bunun ardından kahkaha, gözyaşları ve bolca aşkla dolu bir yolculuk başlar. v Surinder Sahni, a kind hearted, honest man, meets his total opposite and finds love in the flamboyant, vivacious Taani. What follows is a journey filled with laughter, tears and a lot of love.
v Margaret is an editor in New York who faces deportation to Canada. She quickly declares that she’s engaged to her overburdened assistant Andrew, who agrees to go along with this under one condition.
v Meryem is found unconscious. Her family believe that she has willingly had her chastity corrupted, and so decide to kill her. The task is given to her relative Cemal. Meanwhile, Professor Irfan Kurudal leaves his life in İstanbul.
Ice Age 3
The Proposal
Rab Ne Bana Do Joji 88 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 88
9/26/09 4:42 AM
APRIL BRIDE
Oyuncular • Cast: Nana Eikura, Eita Yönetmen • Director: Ryuichi Hiroki
BU AYIN YENİLERİ THIS MONTH’S NEW SHOWS
v Bu duygusal filmde Chie Nagashima’nın gerçek öyküsü ele alınıyor. Chie, kötü hastalığını müstakbel kocası Taro’dan saklamaktadır. Taro, arkadaşları ve ailesi ile muhteşem bir düğün için gizlice hazırlık yapar. v This emotionally charged drama is based upon the true story of Chie Nagashima, a young woman who conceals a devastating illness from her future husband, Taro. Taro and his friends and family secretly plan the most magnificent wedding.
SCANDAL MAKERS
Oyuncular • Cast: Tae-hyun Cha, Bo-yeong Park Yönetmen • Director: HyeongCheol Kang v Nam Hyun-soo eskiden, kendine hayran kızların gönlünü çalan ergen bir idoldü. Artık eskisi gibi tanınmasa da, sunduğu radyo programı sayesinde ününü kısmen korumaktadır. Radyodaki hareketsiz yaşamı Jung-nam arayınca değişir. v Nam Hyun-soo was once a teen idol who captured the hearts of adoring females. His star power has diminished, but he retains some celebrity status by hosting a radio show. Life at the station isn’t very eventful, until Jung-nam calls.
KLASİKLER CLASSIC MOVIES THERE’S SOMETHING ABOUT MARY Cameron Diaz
Oyuncular • Cast: Cameron Diaz, Matt Dillon Yönetmen • Director: The Farrelly Brothers
v Bir felakete dönüşen mezuniyet balosunu bir türlü atlatamamış olan bir adam, nihayet lisedeki aşkıyla tekrar buluşma şansını yakalar. Ama bu sefer de kızın diğer talipleri karşısına çıkacaktır! v Having never fully recovered from his prom that became a disaster, a man finally gets a chance to reunite with his prom date and dream girl from high school, only to face other suitors!
ONE FINE DAY
Yönetmen • Director: Michelle Pfeiffer, George Clooney Yönetmen • Director: Michael Hoffman v Melanie bir gün boyunca oğluna bakmak zorunda kalınca işler çığrından çıkar. Bir hafta boyunca kızına evde bakmak zorunda kalan Jack de aynı durumdadır. İkisi okulun önünde karşılaşınca, sinirler boşalır. v Things spin out of control for Melanie when her son is left in her care for the day. Jack finds himself in the same situation when his daughter stays with him for a week. When the two meet in front of the school, ill-tempered sparks fly.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 89
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 89
9/26/09 4:42 AM
Filmler MOVIES KISA PROGRAMLAR SHORT FEATURES CHUCK Chuck vs The Alma Mater v Chuck Bartowski, içinde şifreli hükümet sırları olan bir e-postayı açınca dünyanın kaderine karar verecek kişi haline gelir. Bu bölümde Chuck, eski arkadaşı Bryce Larkin hakkındaki gerçeği öğrenir. v When Chuck Bartowski opens an e-mail encoded with government secrets, it leads to the fate of the world being left in his hands. In this episode, Chuck learns the truth about a former friend, Bryce Larkin.
CHUCK Chuck vs The Crown Vic v Chuck Bartowski, içinde şifreli hükümet sırları olan bir e-postayı açınca dünyanın kaderine karar
verecek kişi haline gelir. Bu bölümde Chuck, siyasi ilişkileri olan bir dolandırıcıyı durdurmak için Sarah’ın kocası rolünü üstlenir. v When Chuck Bartowski opens an e-mail encoded with government secrets, it leads to the fate of the world being left in his hands. In this episode, Chuck pretends to be Sarah’s husband on a mission to stop a politically connected counterfeiter.
BIG BANG THEORY The Dumpling Paradox v Fizikçiler Sheldon ve Leonard yan daireye taşınan güzel bir kızla karşılaşınca, laboratuvar dışında yaşamı bilmediklerini farkederler. Bu bölümde, çaresiz kalan adamlar, Penny’den, iki kişilik Halo takımlarından birine katılmasını isterler. v When physicists Sheldon and Leonard meet a beautiful girl moving in next door, they realise they know nothing about life outside the lab. In this episode, in desperation, the guys ask Penny to join one of their two-person Halo teams.
BIG BANG THEORY The Grasshopper Experiment v Fizikçiler Sheldon ve Leonard yan daireye taşınan güzel bir kızla karşılaşınca, laboratuvar dışında yaşamı bilmediklerini farkederler. Bu bölümde, anne babasının tanımadığı bir kızla randevu ayarladığı Koothrappali ne yapacağını bilemez. v When physicists Sheldon and Leonard meet meet a beautiful girl moving in next door, they realise they know nothing about life outside the lab. In this episode, Koothrappali is overwhelmed when his parents arrange a blind date for him.
HOW IT WORKS v How It Works ile dünyada çok yaygın bazı nesnelerin, inanılmaz icatların ve iddialı inşaatların iç yüzünü öğrenebileceksiniz. Mükemmel çekimlerle büyüleyici ve şaşırtıcı pek çok süreci izleyebileceksiniz.
v How It Works brings you the inside story of some of the world’s most familiar objects, incredible inventions and ambitious constructions. The footage captures a huge range of fascinating and surprising processes.
DELUXE v Deluxe, zevk almanın zirvesini merak edenler için. Bu özel seride lüks yaşamın sırlarını öğreneceksiniz. Modadan lüks evlere, şık ikonlardan arzulanan nesnelere kadar artık hiçbir şey için düş kurmayın, hepsini Deluxe ile keşfedin. v Deluxe is about ultimate indulgence. The secrets to luxurious living are revealed with this exclusive series. From haute couture to heavenly havens, chic icons to objects of desire. Don’t dream about it, discover it with Deluxe.
PLANET LUXURY Gems/Shoes/Espresso v Planet Luxury, yeryüzündeki en kaliteli şeyleri konu alıyor. Dünyanın dört bir yanında enfes şeylerin kaynağına giderek, bunların nasıl yapıldığını, neden bu kadar pahalı olduğunu ve bunları kimlerin aldığını göreceksiniz. v Planet Luxury is about the best of the best. By travelling internationally to the source, the audience finds out how exquisite items are made, why they cost so much and who shells out the money to buy them.
CHEESE SLICES The Champion of English Cheese v Cheese Slices, dünyanın en sevilen peynirleri ile bunları yaratanların tutkuları ve becerilerine göz atıyor. Bu bölümde Will, İngiltere’de dolaşarak, ülkenin beğenilen peynirlerini keşfediyor.
Big Bang Theory
v Cheese Slices explores the world’s best-loved cheeses plus the passion and skill of the cheese makers who create them. Here, Will travels across England to find out about several popular cheeses across the country.
90 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 90
9/26/09 4:42 AM
ALBÜMLER ALBUMS TURKISH
AYIN SANATÇISI:
Muazzez Abacı Sevdiklerinizle • Alpay Küçük Bir Öykü... Best Of Alpay • Ben Deniz Olsun • Bengü İki Melek • Göksel Mektubumu Buldun mu? • Hadise Kahraman • Kenan Doğulu Patron • Mustafa Sandal Karizma • Nilüfer Hayal • Sezen Aksu Yürüyorum Düş Bahçelerinde • Redd 21 • Çeşitli Sanatçılar İz – Nefes • Arzu Ne Fayda • Osman Murat Tuğsuz Genç Sufi - Young Sufi • Fahir Atakoğlu Featured Turkish Artist
FEATURED ARTIST OF THE MONTH:
FAHİR ATAKOĞLU
INTERNATIONAL Black Eyed Peas The E.N.D. • Chrisette Michele Epiphany • Keri Hilson In a Perfect World • Shinedown The Sound Of Madness • Taylor Swift Fearless • Green Day 21st Century Breakdown • Simply Red Greatest Hits • Kenny G Rhythm & Romance • Fazıl Say 1001 Nights In The Harem • Various Artists Salsa Hits 2009: The #1 Series • Delerium Nuages Du Monde • Deuter Spiritual Healing • Jens Gad Le Spa Sonique • Santana The Woodstock Experience • Michael Jackson Featured Int’l Artist
Black Eyed Peas
Müzik MUSIC
Fahir Atakoğlu
BU AYIN YENİLERİ THIS MONTH’S NEW SOUNDS
GRAMMY ADAYI BİR ALBÜM DAHA…
ANOTHER GRAMMY NOMINATED ALBUM
Olumlu eleştiriler alan ‘Istanbul In Blue’nun devamını yapmayı düşünüyor musunuz? ‘Istanbul In Blue’ gerçekten çok olumlu tepkiler aldı. Hatta Dünya müziği listelerinde tam üç kez 1 numaraya yükseldi. Caz listelerinde ilk 20’lerde yer aldı. Bütün bunlar bana yeni çalışmalar yapmam için güç veriyor aslında.
Are you thinking of continuing the concept of ‘Istanbul in Blue’ following its positive criticism? ‘Istanbul in Blue’ did indeed receive very positive feedback. In fact it reached number 1, three times in the World Music lists. It was ranked in the top 20 of the Jazz lists. Actually, all this success gives me the power to undertake new projects.
Son albümünüz ‘Faces and Places’ nasıl bir çalışma? ‘Faces and Places’ geçtiğimiz Temmuz sonunda Amerika’da yayınlanmış; bayramda ise Türkiye’de yayınlanacak son albümüm. Tüm besteleri bana ait. Yine çok önemli müzisyenlerle çalışıldı. Yıllardır, benim gibi rüyalarının peşinde, dünyanın değişik ülkelerinden Amerika’ya göç etmiş müzisyenlerle çalışıyorum. Her biri bana ilham veriyor. Basta hem solo çalışmaları, hem de Chick Corea’dan tanıdığımız John Patitucci; davulda Horacio ‘El Negro’ Hernandez; saksafonda Yellow Jackets grubundan Bob Mintzer, trompette Randy Brecker; gitarlarda Brezilyalı Romero Lubambo, İspanya’dan Flamenco gitaristi Rene Toledo, New York’tan Wayne Krantz ve perküsyonda yine Brezilyali Rogerio Boccato… Ayrıca ‘Yaylı sazlar’ grubu da bize eşlik etti. Albümün Grammy’e aday gösterilmesi söz konusu olabilir mi? Önemli müzisyenlerle çalıştım. Tüm müzisyenler kendilerine özgün renkleri bütün samimiyetleriyle müziğime taşıdılar. Hatta albümün içinde okuyacağınız üzere albümü onlara ithaf ettim. Güvendiğim bir çalışma; bu albümle de bu sene Grammy’e aday gösterileceğime inanıyorum.
What would you say about your latest album ‘Faces and Places’? ‘Faces and Places’ is my last album, which released in America last July, and will be released in Turkey after Ramadan. All the compositions belong to me. Once again, we worked with great musicians. I have been working with musicians (in pursuit of their dreams) who have emmigrated to United States from different countries, just like me, for years. Each and every one of them is a source of inspiration for me. On the bass is John Patitucci whom we know from his solo work and Chick Corea. On the drums is Horacio ‘El Negro’ Hernandez. On the saxophone we have Bob Mintzer from Yellow Jackets. Rounding up; Randy Brecker on trumpet; on the guitars is Brazilian Romera Lubambo; Flamenco guitars from Rene Toledo of Spain; New York’s Wayne Krantz on electric guitar and finally, on percussion, again from Brazil, is Rogerio Boccato... ‘Yaylı sazlar’ also accompanied us. Do you think that there is a possibility that the album will be nominated for a Grammy? I worked with important musicians. All the musicians carried colours of their own to my music with sincerity. In fact, as you will read in the album notes - I have dedicated ‘Faces and Places’ to them. It’s a project that I trust and I do believe that this album will be nominated for a Grammy this year.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 91
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 91
9/26/09 4:42 AM
Müzik MUSIC
KLASİK MÜZİK v CLASSICAL MUSIC
ULUSLARARASI SESLER INTERNATIONAL VOICES POP HITLINE Black Eyed Peas Boom Boom Pow • Beyonce Halo • Jamie Foxx Blame It (On The Alcohol) ft. T-Pain • Jordin Sparks Battlefield • Kid Cudi Day ‘N’ Nite • Shinedown • Second Chance • Sean Kingston Fire Burning • Adam Lambert Mad World • Keri Hilson Knock You Down • Keith Urban Kiss A Girl • Black Eyed Peas • I Gotta Feeling • Kris Allen No Boundaries • Lady Gaga Love Game • Souljah Boy Kiss Me Thru The Phone • Kelly Clarkson I Do Not Hook Up • T.I ft Justin Timberlake Dead and Gone • Kristina Debarge Goodbye • David Cook Permanent • Pink Please Don’t Leave Me • Charice Note to God • Nickelback If Today Was Your Last Day • Lady Antebellum I Run To You • Taylor Swift You Belong With Me
CAZ v JAZZ Earl Klugh Sleepyhead • Herbie Hancock Solitude • Diana Krall Lets Fall In Love • Ramsey Lewis Sun Goddess • Weather Report A Remark You Made • Stanley Clarke Quiet Afternoon • The Sax Pack Fallin For You • Rick Braun Shining Star • Peter White Dreamwalk (with Phil Kenzie on Alto Sax) • Mindi Abair True Blue • Marion Meadows Suede • Byron Woods Fly Away • Brian Simpson It’s All Good • Dave Koz Faces of The Heart • Chuck Loeb Tropical • Jaheim My Place • Kenny G Silhouette • Stan Getz & João Gilberto Ft. A. Carlos Jobim Desafinado • Luis Armstrong What A Wonderful World
92 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 92
HAFİF MÜZİK v EASY LISTENING Berlin Take My Breath Away • Roxette Listen To Your Heart • Brian Ferry & Roxy Music Jealous Guy • Fleetwood Mac Seven Wonders • Crowded House Don’t Dream It’s Over • Duran Duran Ordinary World • Frankie Goes To Hollywood The Power Of Love • George Michael with Aretha Franklin I Knew You Were Waiting (For Me) • Phil Collins Seperate Lives • Hall and Oates She’s Gone • Whitesnake Is This Love • Carly Simon & Michael McDonald You Belong To Me • Foreigner I Want To Know What Love Is • The Corrs What Can I Do • George Michael A Different Corner • Nazareth Love Hurts • Extreme More than Words • Joe Cocker & Jennifer Warnes Up Where We Belong • Sinead O’Connor Nothing Compares To Love Of A You • Firehouse Lifetime
Craig Armstrong Weather Storm • Tchaikovsky Piano Concerto No1 In B Flat Minor • Elgar Nimrod • Tschaikovsky Dance of The Reed Flutes • Alexander Borodin String Quartet No2 In D Major Notturno Andante • Ludwig Van Beethoven Piano Sonata No8 in C minor • Gabriel Faure Pavane (Arr. Craig Leon) • Samuel Barber Adagio For Strings • Johann Pachelbel Canon In D • Giuseppe Verdi La Donna E Mobile (Rigoletto) • Antonio Vivaldi Concerto ‘L’estate’, RV 315 - III- Presto • Frédéric Chopin Piano Concerto No1 In E Minor • Michael Nyman The Heart Asks Pleasure First • Johann Sebastian Bach Air ‘On The G String’ • Johannes Brahms Waltz No. 15 In A Flat • Gustav Mahler Symphony No. 5 In C Sharp Minor - IV. Adagietto • Sergei Rachmaninow Piano Concerto No. 2 In C Minor (Opening) • Wolfgang Amadeus Mozart Lacrimosa (Requiem In D Minor K626) • Johann Strauss On The Beautiful Blue Danube • Stanley Myers Cavatina • Craig Armstrong Balcony Scene • Wolfgang Amadeus Mozart Piano Concerto No21 in C • Vaughan Williams Greensleeves • Johann Sebastian Bach Goldberg Variations
Johann Sebastian Bach
NEW AGE Amethystium Arcus • Emiliana Torrini Unemployed In Summertime • Paul Schwarz Veni Redemptor Gentium • Trincha Live From Heart • Achillea Amor (Parte I) • 3rd Force Echoes of a Dream • B-Tribe Sensual Poe Haunted • Jens Gad Navajo • Blue Stone Dreamcatcher • Cantoma Essarai • Agron Love My Soul • Diane Arkenstone Under The Blue Sky • Kevin Wood Honoring Tradition • Vargo The Moment • Narsilion Faraway • Medwyn Goodall The Willow • Zero 7 Destiny
Lady Gaga
9/26/09 4:42 AM
TÜRKÇE MÜZİK SEÇKİSİ SELECTED TURKISH TUNES
Bengü
TÜRK SANAT MÜZİĞİ+HALK MÜZİĞİ v TRADITIONAL + CLASSICAL TURKISH Zeki Müren İmkansız • Muazzez Ersoy Gözlerimden Yüzün • Yılmaz Morgül Köprüler Yaptırdım • Hülya Sözer Mihrabım Diyerek • Umut Akyürek Artık Yeşerecek Bir Dalım Yok • Zekai Tunca Eski Dostlar • Emel Sayın Bülbülün Çilesi • Muazzez Abacı Yaşımı Sormayın • Necmettin Yıldırım Nasıl Geçti Habersiz • Mediha Demirkıran Seninle Bir Sonbahar • Emel Sayın Duydum ki Unutmuşsun • Hüner Coşkuner Seni Ben Ellerin Olsun • Cengiz Kurtoğlu Tara Saçını Tara • Şükriye Tutkun Pencereden Kar Geliyor • Orhan Hakalmaz Aslım Paktır • Arzu Oy Sevdiğim • Kıvırcık Ali Bir Selam Sal • Elif Yıldız Kalenin Bedenleri • Onur Akın 33 Kurşun • İlkay Akkaya Ordunun Dereleri • Kubat Sen Gülersen • Şevval Sam Dertliyim Kederliyim • Aydın Öztürk Bela Çiçeğim
FEATURED TURKISH ARTIST v FEATURED TURKISH ARTIST: FAHİR ATAKOĞLU 12 • Demirkırat (Jenerik) • Deniz • Mavi • Notalar Savaşınca (Kıbrıs Belgeselinden) • Sarı Zeybek • Yeşilada (Kıbrıs Belgeseli) • Zaman İçinde • Sultan • Uzaklara • Beyoğlu • Geçiniz • As One • Hayat • Sonbahar • About Autumn • As One World Lounge Mix • Onun için • Beyza’nın Kadınları • Geze Geze • Gözyaşı • İstanbul (Sertab Erener) • İlk • Aşk • Ağır Roman Bale Suiti 2 • Istanbul In Blue
FAHİR ATAKOĞLU VE ‘ISTANBUL IN BLUE’’ ‘IF’ albümünü 2005 yılında çıkaran Fahir Atakoğlu, ‘İstanbul in Blue’ albümünü o sıralarda kurgulamaya başladı. IF’teki takıma Mike Stern, Wayne Krantz ve Bob Franceshini’yi ekleyen sanatçı, albümün kayıtlarını üç günde tamamladı. Albümdeki 10 parçanın sonuncusu ‘İstanbul in Blue’nun bestesini ailesine duyduğu özlemi anlatmak için yazan Atakoğlu’nun yeni albümü ise: Faces and Places.
FAHİR ATAKOĞLU and ‘ISTANBUL IN BLUE’’ Fahir Atakoğlu launched his ‘IF’ album in 2005 but he had already started to work on his next album, ‘Istanbul in Blue.’ He added Mike Stern, Wayne Krantz and Bob Franceshini to his ‘IF’ team and they completed ‘Istanbul in Blue’ in three days. Atakoğlu expresses his yearning to his family in the last of these 10 songs, which has the same name as the album. His new work titled as “Faces & Places.”
Şevval Sam
Meyra
TÜRK POP MÜZİĞİ v TURKISH POP Nalan Yaralıyım • Özgün Zilli • Ajda Pekkan Resim • Murat Boz Özledim • Gülben Ergen Giden Günlerim Oldu • Kenan Doğulu Beyaz Yalan • Niran Ünsal Sen Nasıl Delikanlısın • Serdar Ortaç Hadi Çal • Nazan Öncel Hatırına Sustum • Yalın Ah Be Kardeşim • Funda Arar Yak Gel • Gökhan Tepe Çok Özlüyorum • Sıla İnşallah • Batı Yakası 4 Gün Önce • Göksel Baksana Talihe • Manga Beni Benimle Bırak • Ziynet Sali Beş Çayı • Meyra Karar Bize Ait • Müslüm Gürses Tutamıyorum Zamanı • Gülben Ergen Söz • Teoman Çoban Yıldızı • Ebru Yaşar İçime Çeke Çeke
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 93
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 93
9/26/09 4:42 AM
İkram CATERING BUSINESS CLASS İÇ HATLAR v İç hat seferlerinin tamamında yeni menü ve porselen malzemelerle sunulan yeni ‘Business Class’ikram konseptinde yedi günde bir değişen menü tipleri servis edilerek çeşitlilik sağlanmakta ve sık seyahat eden yolculara farklı menüler tatma fırsatı sunulmaktadır. v Saat 02:00 ile 09:59 arasında servis edilen B/C sıcak kahvaltı menülerde; tereyağı ve reçel ile birlikte peynir, zeytin çeşitleri vardır. Meyve salatası veya yoğurt çeşitlerinin yanı sıra ana yemek tabağında sıcak kahvaltı servisi mevcuttur. v Saat 10:00 ile 16:59 ve 21:00 ile 01:59 arasında servis edilen soğuk yemek menü içeriklerinde şarküteri ve zeytinyağlı ürünlerden oluşturulan tabaklar, saat 17:00 ile 20:59 arasında ise sıcak yemek servisi bulunmaktadır. Yemek saatlerinde uçuşu olan tüm seferlerde Türk ve dünya mutfaklarından seçilen nefis tatlı çeşitleri dönüşümlü olarak sunulmaktadır. Sıcak ekmek çeşitleri ile birlikte ikram edilen menüleri haricinde alkollü ve alkolsüz zengin içecek çeşitlerinin servisi devam etmektedir.
DIŞ HATLAR v Uçuş süresine göre kısa menzilli olan hatlarda genel olarak soğuk servis sunulmakta olup orta ve uzun menzilli hatlarda kalkış saatlerine göre iki seçenekli sıcak kahvaltı ya da üç seçenekli sıcak yemek alternatifiniz olacaktır: Diyet uyguluyorsanız ya da özel bir tercihiniz varsa THY Özel Menüleri yardımınıza koşacak. v Farklı damak tadı arayanlar dünyaca ünlü konyakları, likörleri ile “digestive içkileri” deneyebilir.
OKYANUS AŞIRI BUSINESS CLASS YOLCULARIMIZ v İsme özel menü kartlarımız yolcularımıza dağıtıldıktan sonra, yolcuların yapacakları seçimlere göre yemek servisi başlar. Seferlerin kalkış saatine göre ilk olarak yedi çeşit ordövr/meze ya da hafif yemek tepsisi içinde seçenekli ordövr ve mezeler ile yemek servisine geçilir. Daha sonra sıra çorbalara gelir. v Ana yemek servisi ise üç sıcak yemek seçeneğinden oluşur ve Türk Mutfağından da lezzetleri seçenekleri içerir. Sıcak yemek tabaklarının dekorasyonu konuyla ilgili eğitim almış kabin ekiplerimiz için özel olarak hazırlanan talimatlara göre yapılmaktadır. Yemek servisini takiben, peynir, meyve ve zengin tatlı çeşitleri sunulmaktadır. Sıcak ve soğuk tatlı çeşitlerimiz mevcut olup, leziz Türk tatlıları da servise sunulur. v Yemek servisinden sonra çay kahve servisi son dereceli kaliteli likor ve konyaklarımız eşliğinde yapılmaktadır.
DOMESTIC FLIGHTS v On all domestic flights, within the new “Business Class” concept, a new menu is prepared every seven days and served up on porcelain dishes; in this way variety is achieved and frequent flyers are given the opportunity to taste different menus. v On the B/C hot breakfast menu (served between 2 am and 09:59 am) cheese and olives are served alongside butter and jam. In addition to fruit salad and a variety of yoghurts, a hot breakfast will be served. v The cold food menu (served between 10 am and 4:59 pm and 9 pm and 1:59 am), we offer a variety of delicacies and cold dishes prepared in olive oil. Hot meals are served between 5 pm and 8:59 pm. On all flights selected desserts from both Turkish and international cuisine are served at meal times, on a rotating basis. v A variety of hot breads are served with all meals, as well as a wide range of soft drinks and alcoholic beverages are served for your enjoyment.
v Tüm seferlerde alkollü ve alkolsüz içecek servisi geniş yelpazesi ile yolculara ikram edilir. Çay (adaçayı, siyah çay, ıhlamur, yeşil çay, karışık bitki çayı), kahve (instant ve filtre kahve), meyve suları, çeşitli meşrubatlar haricinde seçilip belirlenen zengin içki servisi mevcuttur. Ayrıca Hazır Türk Kahvesi, espresso, cappucino ve sıcak çikolata servisi de vardır.
INTERNATIONAL FLIGHTS
v Menü detayları ve servis tipleri operasyonel şartlar, uçulan tarih, hat ve saate göre değişebilir.
v Please feel free to sample world famous brandies, liqueurs and other digestive drinks.
v Depending on the flight duration, you will have a choice of 2 hot breakfasts on short flights and a choice of 3 hot meals on long flights. If you have special dietary needs or if you have a specific choice, THY special menus are at your disposal.
TRANSOCEANIC BUSINESS CLASS PASSENGERS v After individual menu cards are distributed to our passengers, the meals selected by the passengers are served. Depending on the departure time of the flight, the meal service will generally commences with appetizers, hors d’oeuvres or light dishes of 7 different choices. Soups are also served. v The main meal provides a choice of 3 hot dishes, which include delicious choices from Turkish cuisine. The arrangement of the hot meals is conducted by our specially trained cabin staff, according to specific instructions. v Following the meal service, cheese, fruits and a rich variety of desserts are served. A rich selection of hot and cold desserts from Turkey and around the world will be served served as well. v After the food has been served, tea and coffee, as well as high quality liqueurs and brandies will be offered. v On all flights, a wide range of drinks are available to our guests. Besides a variety of teas (sage tea, black tea, linden tea, green tea, mixed herbal tea), coffee (instant and filtered), fruit juices and various soft drinks, wealso offer a wide variety of alcoholic beverages. In addition to these, we also provide Turkish coffee, espresso, cappuccino and hot chocolate. v Menu details and service types may vary according to operational conditions, flight dates, routes and the times.
94 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 94
9/26/09 4:42 AM
FIRST CLASS v Özel tasarımlı menü kartları dağıtılmasıyla birlikte yolcunun arzu ettiği aperatif içecek kanepe ile sunulur. Uçuş süresi boyunca istediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebilirsiniz. Servis zamanı kısıtlaması bulunmamaktadır.
v While the specially designed menu cards are distributed, an aperitif of the passenger’s choice is served with canapés. During the flight, you can eat whatever food you wish, whenever you feel like having it. There is no limit to service time.
v Yemek servisinde değişik Türk mezeleri, uluslararası mutfaklardan ordövr seçenekleri sunulmakta olup okyanus aşırı seferlerimizde ayrıca havyar servisi yapılmaktadır.
v There are different Turkish appetizers, choice of hors d’oeuvres from international cuisines. On transoceanic flights, caviar is also served.
v Dört seçenekli ana yemek menüsü (et / balık /Uzakdoğu yemeği / vejetaryen) ve çorba servisi konuklarımıza sunulmaktadır. v Çeşitli Türk ve dünya tatlılarının da yer aldığı tatlı, peynir ve meyve servisi seçenekleri bulunmaktadır. v Geleneksel Türk çayı cam bardaklarda limon eşliğinde, Türk kahvesi ise lokum eşliğinde sunulmaktadır. Cappucino ve espresso yanı sıra çeşitli “soft drink” ve bitki çayları uçağımızda bulunmaktadır. v Türk ve dünya şaraplarından seçenekler ve diğer aperatif alkol çeşitleri yer almaktadır.
v A main dish menu consisting of 4 choices (meat/fish/far eastern/ vegetarian) and a soup service is available for our passengers. v There is also a choice of sweets, including Turkish and international desserts are present, as well as an assortment of cheese and fruit. v Traditional Turkish tea is served in a glass with lemon, and Turkish coffee is served accompanied by Turkish delight. Cappuccino and espresso, as well as various soft drinks and herbal teas are also available. v Turkish and international wines, beer and various spirits and liquors are readily available throughout the flight.
2009 OCTOBER EKİM v SKYLIFE BUSINESS v 95
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 95
9/26/09 4:42 AM
ATATÜRK HAVALİMANI
ATATÜRK AIRPORT
Otopark Parking
Çıkış Exit
Çıkış Exit
Metro
Yiyecek & içecek Food & Beverage
Kırmızı Otopark
Mavi Otopark
Sarı Otopark
Havalimanı Oteli Airport Hotel Pasaport Kontrol Passport Control
DIŞ HATLAR GİDİŞ INTERNATIONAL DEPARTURE
İç Hatlar Domestic
CIP SALONU CIP LOUNGE
Bagaj Alımı Baggage Claim
Self Check-in
Danışma Info
Servis Shuttle
Çıkış Exit
THY Bilet Satış THY Ticket Sales Kırmızı Otopark
DIŞ HATLAR GELİŞ INTERNATIONAL ARRIVAL
Mavi Otopark
Sarı Otopark
İç Hatlar Domestic
96 v SKYLIFE BUSINESS v EKİM OCTOBER 2009
081-097 BusinesINFOEKIM.indd 96
9/26/09 4:42 AM
kevin_kartpostal 21.5x27.5 2 9/16/09 3:50 PM Page 1 C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K