ŞUBAT / FEBRUARY 2010 02/10
K
ITZBÜHEL
Ortaçağ Prensesi
Marakeş'in
KIZIL DUVARLARI
Bir İkonun Öyküsü CHANEL N°5
SkylifeBusiness kapak 02_10.indd 1
KITZBÜHEL Medieval Princess CRIMSON WALLS Of Marrakesh CHANEL Nº5 The Story of an Icon
1/25/10 8:38 PM
ŞUBAT 2010
FEBRUARY 2010
ENTRÉE 14 Bir Tavşan ve Bir At
A Rabbit and a Horse
15 Sekizinci Harika
The Eighth Wonder
18 Masa Sanatı
Coffee Table Art
20 En Saf Hali
Its Purest Form
22 Fırtınanın Kalbine Doğru
Into the Heart of the Storm
24 Bertha Benz’in İzinde
On Bertha Benz’s Trail
26 Geleceğin Otomobili
Automobile of the Future
onsoz.indd 4
1/26/10 10:07 AM
ŞUBAT 2010
FEBRUARY 2010
32 Kızıl Duvarların Şehri: Marakeş
The City of Crimson Walls: Marrakesh
40 Kuzeyden Bir Işık
A Light from the North
46 Sanatı Anlamaya Duyulan Hasret
The Yearning to Understand Art
52 Binbir Çiçekli Efsane
The Legend of A Thousand and One Flowers
60 Ortaçağ Prensesi
The Medieval Princess
70 Paris-Dakar’da İki Türk
Two Turks on the Paris-Dakar Rally
81 INFO
KAPAK v COVER Courtesy of | Fotowerk Nusser Aichner | İzniyle
onsoz.indd 6
1/26/10 10:07 AM
YÖNETİM MANAGEMENT Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Hamdi Topçu Chairman of the Board and of the Executive Committee Türk Hava Yolları Adına Sahibi | Genel Müdür, Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Üyesi Doç. Dr. Temel Kotil Publisher on behalf of Turkish Airlines | CEO and Member of the Board and of the Executive Committee Kurumsal İletişim Başkanı Zeki Çukur Senior Vice President Corporate Communication Aysun Ulusu aulusu@thy.com Ahmet M. Müftüoğlu ahmetm@thy.com Gökçen Ata gokcenata@thy.com Marka İletişim Danışmanı | Brand Communications Consultant Serdar Özer Öztürk Türk Hava Yolları Genel Yönetim Binası Atatürk Hava Limanı 34149 iSTANBUL Tel: +90 212 463 63 63 / 1164
YAYIN YÖNETİM Yayın Grubu Başkanı | President Grup Koordinatörü | Coordinator Finans Koordinatörü | Finance Coordinator YAPIM Yayın Koordinatörü (Sorumlu) | Editorial Coordinator
PUBLICATION MANAGEMENT Serkan Ünal Mehmet Mücahid Demir Selim Kara PRODUCTION Serdar Turan serdar.turan@infomag.com.tr
Editörler | Editors
Kültür Sanat | Arts & Culture Tarih | History Lifestyle Gezi | Travel Redaksiyon Editörü | Copydesk Editor İngilizce Editörü | English Editor Grup Tasarım Direktörü | Group Design Director Tasarım Direktörü | Design Head Fotoğraf Editörü | Photo Editor Yardımcı Fotoğraf Editörü | Assistant Photo Editor Tasarım ve Uygulama | Design and Layout ÖZEL PROJELER
Jülide Karahan julide.karahan@infomag.com.tr Hasan Mert Kaya mert.kaya@infomag.com.tr Oktay Tutuş oktay.tutus@infomag.com.tr Melih Uslu melih.uslu@infomag.com.tr Suavi Yazgıç suavi.yazgic@infomag.com.tr Margaret Sönmez Nejat Emrah Yörük emrah.yoruk@infomag.com.tr Eray Makal eray.makal@infomag.com.tr Ahmet Bilal Arslan ahmet.bilal@infomag.com.tr Şahin Aslan sahin.aslan@infomag.com.tr Halil Öter | İbrahim Kaplan | Bertuğ Yasavullar | Zeynep Akay CUSTOM PROJECTS
Koordinatör | Coordinator
Baha Yılmaz
Müşteri Direktörü | Account Director
Çisem Kartal
Müşteri Temsilcisi | Account Executive Editör | Editor Art Direktör | Art Director REKLAM Reklam Satış Müdürü | Advertising Sales Manager Reklam Satış Yöneticisi | Advertising Sales Executive Uluslararası Reklam Satış Yöneticisi | International Ad Sales Manager Marka Müdürü | Brand Manager
Zeynep Nil Suner Aynur Şenol Altun Özkan Oral ADVERTISING Sema Teker Eğilmez sema.teker@infomag.com.tr Ömer Arıcı omer.arici@infomag.com.tr Abidin Karabulut abidin.karabulut@infomag.com.tr +352 (0) 621 51 33 21 Emin Görgün emin.gorgun@infomag.com.tr
Üretim Müdürü | Production Manager
Gökhan Gönüldaş gokhan.gonuldas@infomag.com.tr
Reklam Rezervasyon | Ad Reservation
İlknur Eruzun ilknur.eruzun@infomag.com.tr
Muhasebe | Accounting
İnfomag Yayıncılık, Bilişim,Tanıtım ve OrganizasyonHizmetleri LTD. ŞTİ. Akatlar Mahallesi, Ebulula Mardin Cad. 4. Gazeteciler Sitesi A8/1 1. Levent / İSTANBUL Tel: +90 212 324 55 15 • Faks: +90 212 324 55 05 skylife@infomag.com.tr • www.infomagyayincilik.com.tr Baskı-Cilt | Printing-Binding Promat Basım Yayın San.ve Tic. A.Ş. Tel: +90 212 622 63 63 • http://www.promat.com.tr
Veysi Güneş veysi.gunes@infomag.com.tr
Skylife Business dergisi ile ilgili öneri ve şikayetleriniz için customer@thy.com adresine mail gönderebilirsiniz. Any suggestions or complaints about Skylife Business magazine are welcomed and should be addressed to customer@thy.com. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Neither, text nor photographs from this publication may be reproduced either in full or summary without acknowleding the source and without prior permission from the publisher. Skylife Business, THY tarafından ayda bir yayımlanır. Skylife Business is published monthly by Turkish Airlines.
8 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
onsoz.indd 8
1/26/10 11:30 AM
Merhaba, Greetings, Skylife Business ekibi olarak size yine bu ay da dopdolu bir içerik hazırladık. Elinizde tuttuğunuz dergi içerisinde yolculuğunuz boyunca hiç sıkılmadan okuyacağınız birbirinden farklı konular bulacaksınız. Örneğin ismi Berberi dilinde Tanrının Ülkesi anlamına gelen, Atlas Dağları’nın eteklerindeki kızıl şehir Marakeş’i ve onun hengamesi içerisindeki güzelliklerini keşfedecek; Batı Sahra’nın kalbi bu şehrin sadece akrobatlar, hikaye anlatıcıları, müzisyenler ve dansçılardan ibaret olmadığını göreceksiniz. Keşfiniz daha sonra Avusturya’da devam edecek. Alplerin en güzel yerlerinden birisinde konumlanmış olan Kitzbühel, eğer peri masallarına inanıyorsanız sizi gerçekten büyüleyecek. Dünyanın sayılı ve meşhur kayak merkezlerinden olan bölge hip otelleri, şık restoranları ve tarihi dokusuyla sanki bir ortaçağ kasabasının yenilenmiş hali gibi. Kayak yapmak ve aynı zamanda eğlenceden mahrum kalmamak için en ideal destinasyon! Sandra Backlund ismini daha önce hiç duymuş muydunuz? Bundan sonra sıklıkla duyabilir ve yaptığı harika el işi örme kıyafetleri her yerde görebilirsiniz. Bugüne kadar seri üretim yapmayan moda tasarımcısı şimdi yeni koleksiyonuyla dünyanın dört bir yanına yayılmaya hazırlanıyor. 2010 ilkbahar-yaz koleksiyonunu önceden görmek için sayfaları çevirmeniz yeterli. Koleksiyon demişken, Türkiye’de galericilik denince akla gelen ilk isim Galerist’in sahibi Murat Pilevneli, bu ay bize Türkiye’de sanat ve galericilik hakında önemli bilgiler verdi. Aklınızda yeni bir eser satın almak varsa önce bu söyleşiye göz atmanızda fayda var. Parizyen moda evi Chanel’in efsanevi parfümü No.5, ilginç hikayesiyle bu ay İkon sayfamızın konuğu. Marilyn Monroe’nun onu neden bu kadar sevdiğini şimdi daha iyi anlayacaksınız. Dakar Rallisi de bildiğiniz üzere geçtiğimiz ay son buldu. Dünyanın en zorlu rallisine bu yıl katılan Kutlu Torunlar ve Kemal Merkit’ten oluşan Türk takımının neler yaşadığını anlattığı ufak bir söyleşiyi de eklemeyi ihmal etmedik. Tüm bu konulara harika tasarım objeleri, sahip olmak isteyeceğiniz mücevherler, Bertha Benz’e eşinin tasarladığı otomobilin yenilenmiş versiyonu F-Cell Roadster, en ilgi çekici oteller ve dünyadan etkinlik haberleri eşlik ediyor. Söylediğimiz gibi dergimiz bu ay da dopdolu bir içeriğe sahip. Yolculuğunuzu tatlandırmak için şimdi içeceğinizi alıp keyifle okumaya başlayın. İyi yolculuklar.
The Skylife Business crew has, again, prepared an abundance of material this month. Within the issue you’re holding right now, you’ll find many varied topics that will keep you entertained through the duration of your journey. For instance, you’ll explore Marrakesh (which means “The Land of God” in the Berber language), the crimson city set on the skirts of the Atlas Mountains, uncovering its hidden beauties as you discover that this town, the beating heart of the Western Sahara, is so much more than the acrobats, storytellers, musicians and dancers that inhabit it. Your exploration will continue in Austria. If you still believe in fairy tales, Kitzbühel, perched on one of the most beautiful spots of the Alps, will really put you under its spell. The area, which is renowned for its position among the world’s select ski resorts, boasts a bevy of hip hotels and chique restaurants, seemingly a completely redesigned version of a medieval town. The ideal destination for skiing without depriving yourself of other sorts of fun! Have you heard the name Sandra Backlund before? You’re soon likely to see her name and the fantastic knitwear that she makes by hand popping up all over the place. The fashion designer, who has avoided mass production until now, is set to be a house-hold name all around the world with her latest collection. For a sneak peek at the 2010 spring-summer collection, you just have to turn a few pages. Speaking of collections – this month, Murat Pilevneli, one of Turkey’s greatest figures in art gallery management, has shared valuable knowledge on the state of art and curatorship n Turkey. If you have a purchase in mind, it will be beneficial to have a look at this interview. No. 5, the legendary fragrance by Parisian fashion house Chanel, is the star of our Icon page this month, along with its highly interesting story. You’ll gain a better understanding on why Marilyn Monroe cherished it so much. As you know, the Dakar Rally came to an end last month. We haven’t forgotten to interview the Turkish team, consisting of Kutlu Torunlar and Kemal Terkin, about their experiences while participating in the world’s most demanding rally. All these topics are accompanied by wonderfully designed objects; jewels you’ll be aching to own; the F-Cell Roadster, the redesigned version of the vehicle designed for Bertha Benz by her spouse; the most eye-catching hotels; and news of events from all around the world. As we said – our magazine is packed to the brim this month. So, grab a drink to mellow your journey, and enjoy your reading. Have a pleasant trip.
SKYLIFE BUSINESS
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 13
onsoz.indd 13
1/26/10 10:07 AM
Entrée
BIR TAVŞAN VE BIR AT...
v ...Yolda karşılaşmışlar, diye başlayan
bir fabl bu cümle ile devam edebilirdi. Ancak şimdilik tavşan ve at üzerine olan hikâyenin nasıl olacağını size bırakıyoruz. Yazarken de hem sizi aydınlatacak hem de ilham verecek iki aydınlatma ürününü de gözlerinizin önüne sererek... Front tarafından tasarlanan bu gerçek boyutundaki at ve gerçeğinden biraz daha büyük tavşan şeklindeki Moooi aydınlatma ürünleri, polyesterden imal edilmiş. İçlerindeki özel metal aksam sayesinde ayakta durabiliyor ve sanki canlıymış gibi gözünüzün içine bakıyorlar. Bunu sağlayan en büyük efektlerden biri atın yelesi ve tavşanın göğsündeki tüylerin gerçekmiş gibi şekillendirilmiş olması. Şöyle bir bakınca ne dersiniz, Alice’in Wonderland’deki Mad Hatter’ın çay partisine davet edeceği türden arkadaşlarına benzemiyorlar mı?
At şeklindeki lambanızın daha özel olmasını istiyor ve siyahı gerçekten sıkıcı buluyorsanız, sınırlı sayıda üretilmiş gümüş (Silver) olanlarına da bir göz atın. If you want your horseshaped lamp to be extra special, especially if you think black is a boring color, have a look at the limited silver edition.
A RABBIT AND A HORSE... v... meet on a road. This could well be the beginning of a fable. But for now, we’ll leave you to imagine what will happen with the rabbit and the horse. Instead, we present two lighting products that will illuminate your surroundings and provide inspiration as you write. These Moooi lamps, designed by Front, come in the form of a life-sized horse and a slightly-abovelife-size rabbit. Made of polyester supported by a specially-designed metal frame, these lamps seemingly come alive as they stare at you straight in the eye. These fellows seem like they’d fit right in at one of the Mad Hatter’s tea parties in Alice in Wonderland, don’t you think? www.moooi.com
14 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Entree.indd 14
1/25/10 7:17 PM
SEKIZINCI HARIKA!
v İnternet ve cep telefonu ile
tüm dünyadan insanların oy kullandığı ‘Dünyanın Yeni Yedi Harikası’, 7 Temmuz 2007’de Lizbon’da açıklanmıştı. Üzerinden geçen yıllar içerisinde birçok tartışmaya sebebiyet verse de bu seçme, birçok alanda bir sürü ürüne ilham kaynağı oldu. Tıpkı özel kalem koleksiyonlarıyla ünlü İtalyan markası Marlen’in Yeni Yedi Harika’dan yola çıkarak tasarladığı Marlen Seven Wonders Limited Edition kalemler gibi. İşçilikleri ve bir mücevherden farksız değerleriyle bu kalemler de şimdiden sekizinci harika olmaya aday. Üstelik çok az sayıda üretilmiş olmaları da bunu mümkün kılıyor. Evet, belki Tac Mahal hiçbir zaman sizin olmayacak ama cebinizde bir abidenin işlendiği kalemlerden taşıyabileceksiniz.
THE EIGHTH WONDER! v On the 7th of July, 2007, the “New Seven Wonders of The World” were announced in Lisbon after being voted on by people from all over the world via Internet and mobile phone. Though the poll has been a great source of controversy since its inception, it has inspired scores of products in several different areas. Like the Marlen Seven Wonders Limited Edition line of pens created by Marlen, the Italian company renowned for its distinguished pens, who based their design on the New Seven Wonders. The pens, which exhibit masterful craftsmanship and match fine jewelry in value, are likely a candidate to become the eighth wonder of the world; this proposition is strengthened by the fact that they have been produced in extremely limited quantity. Sure, the Taj Mahal might never belong to you, but a pen which represents one of these monuments will comfortably fit in your pocket. www.marlenpens.com
Marlen, bu olağanüstü abidelere ithafen 38 dolmakalem, 28 rollerball kalem seti üreterek; her birini cep boyutuna indirgemiş. Ayrıca, tekli olarak almak isteyenlere özel her bir ‘Harika’ için 77 parça dolmakalem, 68 parça rollerball kalem de bulunuyor.
Marlen has produced a set of 38 fountain pens and 28 rollerball pens celebrating these extraordinary monuments, which have been shrunk down to pocket size. Additionally, 77 fountain pen pieces and 68 rollerball pieces for each “Wonder” are available for individual purchase.
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 15
Entree.indd 15
1/25/10 7:18 PM
Entrée IT’S ALL ABOUT AIR
HEPSI HAVA!
v Los Angeles’a bugünlerde yolunuz
düşerse kesinlikle uğramanız ve yaptığı muhteşem cam işlerine göz atmanız gereken bir sanatçı var: Joe Cariati. 1992 yılından beri cam üfleme sanatına kendini kaptırmış olan Cariati; temiz ve yalın hatlarıyla hemen göze çarpıyor. Sabırla ulaştığı ustalık seviyesi, bugün aldığı pek çok global ödülle pekişmiş. “Yaptığım işi tek bir kelime ile tanımlamak zorunda olsaydım eğer bu ‘hava’ olurdu” diyor. Çünkü Cariati serbest teknikle Venedik stilinde üflediği camlar için ne süslemeyle ne de onlara daha fazla şekil vermek üzere düşünmekle zaman kaybetmeyi sevmiyor. Tek sevdiği, cam daha sıcakken ona üfleyerek şekil vermek ve bu şeklini muhafaza etmesini sağlamak. Bu da bütün işlerinin eşsiz birer parça olmasını sağlıyor.
Entree.indd 16
v If you happen to end up Los Angeles around these days, you really must take some time to check out the lovely glassware of the artist Joe Cariati. Cariati, who stands out for his clean and unembellished style, has been engrossed in the art of glass blowing since 1992. His patiently earned expertise is now bolstered by a number of global awards. He states, “If I had to choose one word to describe my work, it would be ‘air’”. Cariati, who uses a Venetian off-hand glassblowing technique, does not like to spend much time decorating or excessively shaping the materials – his sole passion is in molding the glass by blowing it while it’s hot and ensuring that it keeps its shape. This ensures that each of his works are completely unique. www.joecariati.com
1/25/10 7:18 PM
CENNET KUŞUNUN İLHAMI
v Doğanın en renkli canlılarından olan
cennet kuşlarının birbirinden renkli çiftleşme danslarına muhakkak bir belgeseli izlerken şahit olmuş veya bir yerlerde okumuşsunuzdur. Bu romantik ve rengârenk kuşların erkekleri dişilerini etkilemek için birbirinden renkli tüylerini açarak karşılarında çılgınca dans eder. Böylece onları ne pahasına olursa olsun etkilemeye çalışır. Bundan ilham alan yeni koleksiyonu Oiseaux de Paradis ile Van Cleef & Arpels, bu sefer kadınların hipnotize olmasını garanti ediyor. Kolye, küpe, yüzük ve saç tokasından oluşan bu koleksiyon, yüksek kalitedeki işçiliği ve göz alıcı renkleriyle göze çarpıyor; üstelik cennet kuşu gibi dans ederek kendini göstermek zorunda olmadan.
THE INSPIRING BIRD OF PARADISE v You’ve probably seen a documentary on or read a book about the kaleidoscopic courtship dances of the birds of paradise, one of nature’s most colorful creatures. The males of these romantic, multicolored birds spread their vividly shaded wings and dance furiously in order to impress the females at any expense. Inspired by this ritual, the new collection by Van Cleef & Arpels – Oiseaux de Paradis – is sure to entrance ladies of the human sort. Consisting of a necklace, earrings, ring, and hair clip, the collection catches the eye with high-quality workmanship and vivid colors – you won’t need to dance like the bird of paradise to stand out. www.vancleef-arpels.com
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 17
Entree.indd 17
1/25/10 7:18 PM
Entrée MASA SANATI
v Yılda üç kere yayınlanan ve sınırlı sayıda
basılan sanat kitabı Visionaire, 2010 için ünlü otomobil markası Smart ile işbirliğine giderek elektrikli bir masa üzeri takvim yarattı. 57. sayı olarak tasarlanan takvim, birbirinden ünlü 52 küratörün seçtiği, 365 sanatçıya ait, 365 farklı eserin her birini yüksek çözünürlüklü ekranında bir gün boyunca gösteriyor. Takashi Murakami, Marc Jacobs, Kate Moss, Hans Ulrich Obrist, Zaha Hadid, Mario Testino, Shirin Neshat, Natalie Portman, ve James Franco gibi küratörlerin seçtikleri sanatçıların eserleri, Smart’ın yeni Lithium-Ion pilli elektrikli aracına ithafen elektrikle çalışan bir masa takvimine dönüştürülerek sadece 4 bin adetle sınırlandırılmış.
COFFEE TABLE ART v Visionaire, the art book published in limited quantities three times a year, has created an electronic desktop calendar for the year 2010 in collaboration with Smart, the renowned automobile company. The calendar – which is the 57th issue of the publication – displays artworks selected by 52 famous curators for each day on its high-resolution screen, containing a total of 365 pieces by 365 artists. Featuring pieces selected by Takashi Murakami, Marc Jacobs, Kate Moss, Hans Ulrich Obrist, Zaha Hadid, Mario Testino, Shirin Neshat, Natalie Portman, and James Franco, the calendar was created to promote Smart’s new Lithium-Ion battery powered electric vehicle and runs on electricity itself. Production has been limited to just four thousand units. www.visionaireworld.com
18 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Entree.indd 18
1/25/10 7:18 PM
Entrée
... EN SAF HALI!
v Çikolata, binlerce kelimenin yapamayacağı kadar çok
şey anlatabilir. Anlatacaklarınızdaki içtenlik ve samimiyeti önemsediğiniz kadar; onu anlatacak bir araç konumundaki çikolatanın da o derece saf, el değmeden ve doğal olmayan malzemelerle kirletilmeden üretilmesini istemez misiniz? Organik ve işlenmemiş çikolata, henüz tüm dünya tarafından yaygın olarak tüketilmiyor. Onun yerine şekerle pişirilmiş ve kavrulmuş kakao çekirdeklerinden yapılmış olanları her yerde bulunabilir. Gerçek bir çikolata deneyimi yaşatarak yaratacağınız etkiyi bir düşünün...
… ITS PUREST FORM! v Chocolate can weave a story that a thousand words couldn’t begin to explain clearly. As much as you value how true and intimate what you’re trying to tell will be, wouldn’t you like the chocolate that will tell this story to be just as pure, untouched, and unpolluted with unnatural ingredients? Organic, unprocessed chocolate is not yet frequently consumed throughout the world. However, the kind that is cooked with sugar and made of roasted cocoa beans is readily available everywhere. Think about how a bona-fide chocolate experience will reflect on your individuality.
20 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Entree.indd 20
1/25/10 7:18 PM
Honest Raw Organic Chocolate
Conscious Chocolate
vThe chocolates produced by this small operation found in Cape Town are available every Saturday at Neighbourgoods Market.
v Love Potion No. 9 is the name of the chocolate which will tell everything you’ve always wanted to say. The rose nectar and natural agave flavors in this chocolate, which can be ordered online, may prove highly seductive. www.consciouschocolate.co.uk
v Cape Town’da bulunan bu minik işletmenin yaptığı çikolatalar her cumartesi Neighbourgoods Market’da satılıyor.
www.honestchocolate.co.za
v Love Potion No. 9, söylemek istediğiniz her şeyi anlatacak olan çikolatanın ismi. Online olarak sipariş edebileceğiniz bu çikolatanın içindeki gül özleri ve doğal agave aroması baştan çıkarıcı olabilir.
Fine & Raw Chocolate
v Yüzde 78 oranında işlenmemiş Ekvator Ginesi kakaosu ve agave özlü çikolatalar muhakkak denenmeli! Manhattan Adası’nda birçok dükkânda bulmak mümkün. v Chocolate containing 78 percent cocoa solids from Equatorial Guinea with a touch of agave nectar absolutely must be tried! It can be found at many shops on Manhattan Island. www.fineandraw.com
Gnosis Chocolate
v Çikolatanın sadece tatlı istediğiniz ya da daha bilindik tabiriyle krizinin etki ettiği zamanlarda değil, kendinizi iyi hissetmek ve bedeninize faydalı bir şeyler hediye etmek istediğinizde de tüketilmesi gerekiyor. Gnosis’in kurucusu Vanessa öyle diyor... Gnosis, Kıbrıs Adası ve Belçika da dâhil dünyanın hemen her yerine çikolata gönderiyor. v Chocolate is something that should be had not just for a dessert or to satisfy a craving, but also to make yourself feel better and to benefit your body. That’s what Gnosis’s founder Vanessa says... Gnosis sends chocolate to places around the world, including Cyprus and Belgium. www.gnosischocolate.squarespace.com
Pacari Chocolate
v Organik sertifikalı Ekvator Ginesi kakao tohumlarından üretilmiş çikolatalar. Başka hiçbir söze gerek yok... Sadece Arriba Nacional isimli özel kakao cinsinden üretilmiş olanına dikkat, bağımlılık yapabilir! v Certified organic chocolate made with cocoa beans from Equatorial Guinea. That ought to suffice – just be careful with the variety produced with the very special Arriba Nacional cocoa bean, as it’s reputed to be highly addictive! www.pacarichocolate.com
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 21
Entree.indd 21
1/25/10 7:19 PM
Entrée
FIRTINANIN KALBİNE DOĞRU
v Kışın soğuk yüzü, kuzey yarımkürenin
hemen her yerinde kendini göstermeye başladı. Kimileri için sevindirici olmayan bu tablo, kimileri içinse Kanada’nın batı yakasına uçmak için gerekli bahane. Keza şu sıralar British Columbia’nın batı ucunda yer alan Tofino’da bulunan Wickaninnish Inn için mart ayı ortalarına dek fırtına izleme sezonu. Chesterman Beach kıyılarını sürekli döven dev dalgaları, 240 derecelik görüş açısına sahip restoranından izleyebileceğiniz bu harika otelin en büyük özelliği, vahşi doğanın içerisinde neredeyse kaybolmuş gibi konuşlanmış olması. Denizyıldızı, vahşi orka veya kel kartal gözlemlemekten sıkıldığınızda da kendinizi teslim edeceğiniz, yakın zamanda dünyanın en iyilerinden birisi seçilen Ancient Cedars Spa, Kanada’ya bu mevsimde gitmek için sizi cesaretlendirecek.
Entree.indd 22
INTO THE HEART OF THE STORM v The cool touch of winter is being felt over almost all of the northern hemisphere – an unpleasant prospect for some; for others, it's a perfect excuse to visit the west coast of Canada. At Wickaninnish Inn, located in Tofino on the west end of British Columbia, it's storm-watching season until mid-March. The most notable characteristic of this marvelous hotel, whose restaurant has a 240-degree view of the massive waves beating on the shores of Chesterman Beach, is that it is completely buried in the wilderness as if it were long forgotten. The promise of a relaxing session at the Ancient Cedars spa (recently chosen one of the best in the world) once you tire of watching starfish, wild orca, and bald eagles, will put you in the spirit to visit Canada this season. www.wickinn.com
1/25/10 7:19 PM
ÇÖLDE ÇAY?
v Abu Dabi’ye 90 kilometre mesafede
bulunan eski bir emirlik kalesi şimdilerde, yolu düşen insanların serap gördüklerini zannetmelerine sebebiyet verecek şekilde elden geçirildi ve müthiş bir vahaya dönüştü. Qasr Al Sarab isimli geçtiğimiz yılın Ekim ayında açılan bu müthiş otelin, dünyanın en acımasız iklimine sahip bölgelerinden birinde kurulduğuna inanmak gerçekten güç. Otelin sahip olduğu 206 odanın çoğunda bulunan güneşlenme terasları, yüzme havuzlarından etrafta su arayan ceylanları ve Arap antiloplarını izlerken; kendinizi susuzluktan bayılmak üzereyken bulunmuş gibi hissedebilir; balkonlarında çayınızı yudumlarken veya akşam yemeğinizi bir Bedevi çadırında yerken; Paul Bowles’un Esirgeyen Gökyüzü isimli romanına ışınlanabilirsiniz, şaşırmayın!
TEA IN THE DESERT? v A decrepit emirate castle located 90 kilometers from Abu Dhabi has been transformed into an oasis, the product of a restoration which presents the appearance of a mirage to those who happen upon it. It’s hard to believe that this terrific hotel, the Qasr Al Sarab, which opened up last October, has been set up in one of the harshest environments on the planet. You might feel as if you have been rescued from the brink of dehydration as you lounge on the sunbathing terraces or next to the swimming pools found by most of the hotel’s 206 rooms, looking on to the gazelles and antelopes seeking water just outside; and don’t be surprised at all if you find that you’ve been transported to the world of Paul Bowles’ Sheltering Sky as you’re sipping tea on the balcony or having dinner in a Bedouin tent! www.qasralsarab.anantara.com
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 23
Entree.indd 23
1/25/10 7:19 PM
Entrée BERTHA BENZ’IN IZINDE...
vYalnızca bir depo hidrojen ile 350 kilometre yol yapabilen F-Cell
Roadster isimli konsept araç; Mannheim’dan başladığı yolculuğunu Ladenburg ve Heidelberg’den geçerek başarıyla tamamladı. Geçilen bu yolların tarihi bir özelliği var; Ağustos 1888’de Bertha Benz ve iki oğlu, otomobil tarihinin efsanevi ismi eşi Carl Benz tarafından tasarlanmış Patent Motor Wagon isimli araçla aynı yolu izleyerek Pforzheim’a kadar gelmişti. O zamanlar petrol yerine kullanılan Ligroin’i temin etmek üzere bu kasabada durdukları eczacı Wiesloch da bugün hâlâ ilk dolum istasyonu olarak tarihteki yerini koruyor. Sadece hidrojenle çalışan ve Mercedes-Benz’in Sindelfingen’deki fabrikasında 150 kişilik bir ekip tarafından bir yılı aşkın sürede tasarlanan F-Cell Roadster, günümüz teknolojisini geçmişin önemli bir figürüne uyarlayarak; aslında insanoğlunun otomobil teknolojisinde ne kadar ilerlediğinin ve daha ne kadar ileri gidebileceğinin bir ürününü sunmuş oldu.
Entree.indd 24
ON BERTHA BENZ’S TRAIL v The F-Cell Roadster – a concept car capable of traveling 350 kilometers on a single tank of hydrogen – has successfully completed its journey which began at Mannheim, passing through Ladenburg and Heidelberg. This route is historically significant; it is the route used by Bertha Benz and her two sons in August 1888 using the Patent Motor Wagon designed by her husband Carl Benz, a legendary figure in the history of automobiles. Wiesloch, the drugstore where they stopped to procure Ligroin – which was used instead of gasoline in those days – still stands, proudly reminding us of its place in history as the first filling station. The F-Cell Roadster, which runs exclusively on hydrogen and was designed by a crew of 150 at Mercedes-Benz’s factory in Sindelfingen in over a year, has brought the latest technologies of our time together with an important part of history, demonstrating just how far mankind has progressed in the field of automobile technology while providing a model for future advancement. www.mercedes-benz.com
1/25/10 7:19 PM
F-Cell Roadster’da direksiyon yerine kullanılan joystick ile ileriye doğru tek bir hamleyle saatte 25 km’lik bir artış sağlanabiliyor ve araç yönlendirilebiliyor. Elde dikilmiş deri koltukları ve atasından miras aldığı tekerlekleriyle geleneksel çizgiyi sağlarken; ön tarafındaki fiberglas kanatlarıyla da günümüz Formula 1 yarışçılarına selam veriyor. The joystick which replaces the steering wheel on the F-Cell Roadster can be pushed forward to propel the vehicle to a speed of 25 km/h and is also used for steering. The handstitched leather seats and wheels inherited from its ancestor maintain a traditional aura, while the fiberglass front section is a nod toward the Formula One racers of today.
Entree.indd 25
1/25/10 7:19 PM
Entrée GELECEĞIN OTOMOBILI
v Silikon Vadisi’nin gözbebeği Tesla Motors’un bugüne dek
ürettiği elektrikli araçlar hem ekonomik hem de tamamen çevreci olmalarıyla çok tutuldu. Ancak sınırlı sayıda üretildiklerinden ve çok fazla talep görmemeleri yüzünden belli bir çevrenin –özellikle de çevreci olanların – otomobili olmaktan öteye gidememişti. 2011 yılında üretim ve teslimatlarına başlanacak Model S ise bu düzeni değiştireceğe benziyor. 45 dakikada şarj olabilen ve sıfırdan 100 kilometreye sadece 5,6 saniyede çıkabilen Model S, yedi kişilik kapasiteye ve daha geniş bir bagaj hacmine sahip. Tam olarak şarj edilme maliyeti dört ABD Doları olan araç çok ekonomik. 17 inç infotainment sistemine bağlı ekranından Google Earth ile yön bulmak ve 3G nimetlerinden yararlanmak da mümkün. Gelecek burada, sipariş için sıraya girmenizde fayda var!
Tesla sadece elektrik enerjisiyle çalışmasına rağmen, hibrit otomobillerden iki kat fazla verimliliğe sahip.
Entree.indd 26
AUTOMOBILE OF THE FUTURE v The electric vehicles produced so far by Silicon Valley sensation Tesla Motors have garnered much praise for their exceptional value and environmental friendliness. However, due to great demand in the face of limited production, their cars wound up in the hands of a very limited segment of society, most especially the small crowd of dedicated environmentalists. The Model S, which they aim to start manufacturing and delivering in the year 2011, is set to change this arrangement. Capable of charging to full in only 45 minutes and accelerating from 0 to 100 kilometers in only 5.6 seconds, the Model S can carry seven people and possesses a spacious trunk. As it costs only 4 US dollars to fully “top up” the battery, this vehicle is highly cost-effective. The 17-inch display connected to the infotainment system can be used to find directions using Google Earth and to take advantage of 3G features. The future is here – it’s a good idea to get in line for ordering now! www.teslamotors.com
Despite running solely on electrical energy, the Tesla is twice as efficient as hybrid automobiles.
1/25/10 7:19 PM
Entree.indd 27
1/25/10 7:19 PM
Entrée LONDON
ŞENLİKLİ VE ZARİF ŞUBAT
Bu şubat, en zarif sergilerden en eğlenceli kış karnavalına kadar uzanan pek çok etkinlik ile içinizi ısıtıyor.
FESTIVE AND ELEGANT FEBRUARY This February is warming you up with many events varying from the most elegant exhibitions to the most festive winter carnival. PHILADELPHIA
MODASEVERLER The Designer Wedding Show 12 – 14 Şubat | Battersea Park, Londra
v Hem en ünlü tasarımcıları hem de az tanınmış isimleri bir
araya getiren ve 130 farklı firmanın en seçkin koleksiyonlarının sunulduğu The Designer Wedding Show’da düğününüzü mükemmelleştirecek her tür özel detayı bulabilirsiniz.
FASHION LOVERS
The Designer Wedding Show February 12 – 14 | Battersea Park, London v You can find every exquisite detail to make your wedding day blissful at The Designer Wedding Show, which brings together both high-profile designers and lesser-known names and presents the most exclusive collections of 130 companies. www.designerweddingshow.co.uk
SANATSEVERLER Paris’te Picasso ve Avangard 24 Şubat – 25 Nisan Philadelphia Museum of Art, Philadelphia
v Pablo Picasso eserlerinin ağırlıkta olduğu bu sergide Paris’in
ressamların şehri olarak 20. yüzyılın ilk yarısında modern sanat tarihindeki önemi keşfediliyor. Sergide Marc Chagall, Jacques Lipchits, Patrick Henry Bruce ve Man Ray gibi birçok diğer ressamın da eserleri görülebilir.
ART LOVERS
Picasso and The Avant-Garde in Paris February 24 – April 25 Philadelphia Museum of Art, Philadelphia v This exhibition, which bears an emphasis on the works of Pablo Picasso explores the significance of Paris – as a city of painters – in the history of modern art in the first half of the 20th century. It is also possible to see the works of many other artists such as Marc Chagall, Jacques Lipchits, Patrick Henry Bruce and Man Ray.
28 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Entree.indd 28
1/25/10 7:20 PM
QUEBEC
BERLIN
SİNEMASEVERLER 60. Berlinale: Berlin Uluslararası Film Festivali 11 – 21 Şubat | Berlin
SPORSEVERLER Quebec Kış Karnavalı 29 Ocak – 14 Şubat | Quebec
çok özel etkinliklerle 60. yıldönümünü kutluyor. 12 – 15 Şubat arasında Berlin’de ünlü sanatçı Koreli-Amerikalı tasarımcı (“dosa”) Christina Kim’in geri dönüştürülmüş film, Berlinale reklam panoları, DVD’leri ve diğer film malzemelerini kullanarak hazırladığı 300 metrekarelik dev bir sinema perdesi şeklindeki “Perde” adlı enstalasyon, sinemanın gücünü ve büyüsünü gözler önüne serecek.
kıpır kıpır amigo, hip hop, country, disko ve latin dans şovlarında hissedin. Karnaval, tüm aile için zengin çeşitlilikteki aktivitelerin (St.Hubert Derbisi, Royal Canine Köpek Beceri Yarışması ve Mr.Christie/KRAFT Köyü) yanı sıra Köpek Kızağı Yarışı, Kano Yarışı, Kar Banyosu ve KRAFT Kar Raftingi gibi ekstrem spor etkinlikleri de sunuyor.
v Berlinale, 11-21 Şubat 2010 tarihleri arasında düzenlenecek
FILM LOVERS
60th Berlinale: The Berlin International Film Festival February 11 – 21 | Berlin v From February 11 to 21, 2010, the Berlinale will celebrate its 60th anniversary by presenting a number of special events. From February 12 to 15, a unique art installation entitled “The Curtain” will tell of the magic and power of the cinema: renowned artist and international Korean-American designer (“dosa”) Christina Kim will create a 300– square-meter symbolic movie-theatre curtain from recycled film and Berlinale billboards, DVDs, and other film-related materials.
v Quebec Kış Karnavalı’nın coşkusunu bol yıldızlı akşamlarda ve
SPORTS LOVERS
Quebec Winter Carnival January 29 – February 14 | Quebec v Experience the effervescence of the Quebec Winter Carnival with evenings under the stars and exhilarating dance shows: cheerleading, hip hop, country, disco and Latin. The carnivaloffers a wide range of activities for the whole family, such as sleigh rides, the St.Hubert Derby, the Royal Canine Dog Agility Competition and Mr.Christie/ KRAFT Village plus extreme sporting events, such as the Dogsled Race, the Canoe Race, the Snow Bath, and KRAFT Snow Rafting…
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 29
Entree.indd 29
1/25/10 7:20 PM
Entrée
LONDON
OSLO ABU DHABI
MODASEVERLER Marimekko: Moda ve Tasarım 14 Şubat – 9 Mayıs 2010 | The National Museum of Art, Architecture and Design, Oslo
SANATSEVERLER Arshile Gorky Retrospektifi 10 Şubat – 3 Mayıs | Tate Modern, Londra
dünyasını keşfetmek isteyenler için muhteşem bir sergi. 1951’den bu yana kendine hayran bırakan tasarımlarıyla Jacqueline Kennedy dahil dünyanın en meşhur kadınlarını giydirmiş olan bu eşsiz moda şirketinin hayal gücünü bir parça tatmak için Norveç’e gitmeye değer diye düşünüyoruz.
eserleri anısına düzenleniyor. Rothko, Pollock ve de Kooning ile beraber 20. yy Amerikan ressamlarından en güçlüleri arasında yer alan Gorky, Soyut Ekspresyonizm’in oluşumuna temel oluşturan önemli bir figür. Sergide, Gorky’nin sanat hayatı boyunca ürettiği pek çok resim, çizim ve az görülmüş birkaç heykel çalışmasına da yer veriliyor.
FASHION LOVERS
ART LOVERS
v Marimekko’nun renkli ve neşeli tekstil, moda ve aksesuar
Marimekko: Fashion and Design February 14 – May 9 | The National Museum of Art, Architecture and Design, Oslo v This is a wonderful exhibition for those who want to discover the colorful and buoyant world of Marimekko textiles, fashion and accessories. We think its worth going to Norway just to get a glimpse of the imagination of this unique fashion company who has adorned some of the most famous women of the world including Jacqueline Kennedy and has charmed many with the designs it has produced since 1951.
v Sergi, Arshile Groky’nin (1904-1948) olağandışı hayatı ve
Arshile Gorky: A Retrospective February 10 – May 3 | Tate Modern, London v The exhibition celebrates the extraordinary life and work of Arshile Gorky (c.1904-1948). Along with Rothko, Pollock and de Kooning, Gorky was one of the most powerful American painters of the 20th century, and a seminal figure in the formation of Abstract Expressionism. The exhibition includes paintings and drawings from across his career, and a handful of rarely seen sculptures.
30 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Entree.indd 30
1/25/10 7:20 PM
I
VANCOUVER
v 18 kişilik yolcu kapasiteli ve 73 metrelik son model yat
Superyatch SILVER’ın satışı 2009 Abu Dhabi Yacht Show’dan gerçekleşmişti. 2010 Abu Dhabi Yacht Show’dan neler olabileceğini bir düşünün… Geçen seneki programı oluşturan etkinliklere bir göz atmak gerekirse; golf tutkunu ziyaretçileri bir araya getiren Abu Dhabi Yacht Show Golf Classic, güneş Arap Denizi üzerinde yavaşça batarken rahatlamak ve eğlenmek için Kokteyl Partisi, Yardım Gala Yemeği ve Kapanış Seremonisi…
SEA LOVERS
Abu Dhabi Yacht Show February 25 – 27 | Yas Marina, Abu Dhabi v Last year, the sale of the 73-metre Superyacht SILVER, the state-of-the-art vessel, which can cater for up to 18 passengers, has taken place in 2009 Abu Dhabi Yacht Show. Lets presume what will take place in 2010 Abu Dhabi Yacht Show else than last year’s program including Abu Dhabi Yacht Show Golf Classic bringing the golf-lover visitors together, Cocktail Party to relax and enjoy fabulous entertainment as the sun set slowly over the Arabian Sea, The Charity Gala Dinner and the Closing Ceremony.
SPORSEVERLER Vancouver 2010 Olimpiyatları 12 – 28 Şubat | Vancouver
v Kanada, Montreal’deki 1976 Yaz Oyunları ve Calgary’deki
1988 Kış Oyunları sonrasında üçüncü kez Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapıyor. Sergilenecek yedi olimpik kış sporu; luge, kayak, buz pateni, buz hokeyi, biatlon, kızak yarışı ve curling. 2010 Olimpik Programı’nda 86 madalya etkinliği olacak; 2006 Torino Oyunları’na göre iki artış var: erkek ve kadın kros kayak.
SPORTS LOVERS
Vancouver 2010 Olympics February 12 – 28 | Vancouver v This will be the third time of Canada hosting the Olympics after 1976 Summer Games in Montreal and 1988 Winter Games in Calgary. The seven winter Olympic sports will be luge, skiing, skating, ice hockey, biathlon, bobsleigh and curling. There will be 86 medal events on the 2010 Olympic Program, an increase of two (men’s and women’s ski cross) from the 2006 Torino Games. www.vancouver2010.com
M
DENİZSEVERLER Abu Dhabi Yacht Show 25 – 27 Şubat | Yas Marina, Abu Dabi
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 31
Entree.indd 31
1/25/10 7:20 PM
Marakeş
KIZIL DUVARLARIN ŞEHRİ
THE CITY OF CRIMSON WALLS: MARRAKESH Marakeş’in dar ve kızıl sokakları sizi, daha önce benzerine hiç rastlamadığınız bir etki altında bırakacak. The narrow and crimson streets of Marrakesh will leave you with a sensation unlike anything you’ve experienced before. Yazı • Story by Serdar Turan
Marakes.indd 32
1/25/10 7:28 PM
“ Marakeş’e bu gece vardım ve pazarın bkenarında duruyorum. Ramazan nedeniyle her yerde abartılı bir hareketlilik var. Siluetler içinden geçen kapşonlu adam siluetlerine vuruluyorum; manastır rahiplerine benziyorlar. Atlar, taşıyıcılar, arabalar, bisikletler ve binlerce insan gecenin canlılığına karışıyor… Bir kakafoni hakim… Nane çayı içerek etrafı izleyebilmek için bir teras kafesine sığınıyorum. Yirmi hatta daha çok sayıda insandan oluşan çemberler pazarın etrafına serpilmiş, her birinin kendine has müzikal oyunları var; adamların omuzlarında hikaye anlatan maymunlar ya da halılar üzerinde dans etsin diye dil dökülen kobra yılanları; satılan kemik, tohum, taş ve baharatların sihirli karışımları… Örtülü kadınlar... Çevrenin yarattığı merak hissi beni esir alıyor. Bir şey ne kadar gizliyse aslında o kadar göz önünde…’”
Marakes.indd 33
“Arrived tonight in Marrakesh and am staying on the edge of the market. It is Ramadan and there is heightened activity all around. I am struck by the hooded features of men as they pass through the lights and shadows: they look monk-like. Horses, carriages, cars, bicycles and thousands of people are embroiled in the activities of the night ... A cacophony of sound. I retreat to a rooftop café to watch while sipping mint tea ... Many circles of twenty or so people are scattered around the market, each involved in their own drama of music, storytelling monkeys on men’s shoulders, or cobras being coaxed to ‘dance’ on rugs; ‘magic’ concoctions of bone, seeds, stones and spices are sold ... Women are veiled to a great degree ... I am stuck by the sense of intrigue the environment creates; as much is concealed as is revealed.”
1/25/10 7:28 PM
34 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Marakes.indd 34
These sentences are taken from the liner notes of renowned musician Loreena McKennitt’s 1994 album “The Mask and The Mirror”. Marrakesh, which has enchanted even McKennitt – who is renowned for incorporating highly original rhythms and styles in her music – is ready to welcome you for an unmatched experience. Marrakesh, which was founded in the 11th century, was the capital of an empire which spread from Spain to Senegal. Due to its pivotal position along ancient trade routes arriving from Timbuktu, it was a popular stopover for Saharan merchants transporting gold and salt to Europe. The Marrakesh of modern day could be described as a juxtaposition of Africa and Europe, of East and West, of bohemian and high culture, and of Arab cities and Berber villages. This city, set by the skirts of the snowshrouded Atlas mountains, abound with palm groves which have been around for a thousand years and walls colored a deep crimson, is sure
Images courtesy of | Assoufid Resort | Elmahrab Hicham | La Sultana | Monika | Le Meridien | İzniyle.
B T
Şehrin otantik ve eski bölgesi Medina’da gün boyunca bir Ortadoğu kentinin havasını solurken geceleri bambaşka bir dünyanın varlığını keşfedebilirsiniz.
Bu satırlar, ünlü müzisyen Loreena McKennit’in 1994 tarihli ‘The Mask and The Mirror’ albümünün kapağındaki yazıdan bir alıntı. Müziğindeki otantik ritm ve estetikle öne çıkan McKennit’i bile büyüleyecek kadar etkili bir şehir olan Marakeş, sizlere de benzersiz bir deneyim için kollarını açmaya hazır. 11. yüzyılda kurulmuş ve İspanya’dan Senegal’e uzanan bir imparatorluğun başkentliğini yapmış Marakeş, bir zamanlar Timbuktu’dan gelen antik karavan rotalarının kesişim noktasında yer aldığı için Avrupa’ya altın ve tuz taşıyan Sahra tüccarlarının uğrak yeriydi. Bugünkü Marakeş ise Afrika ile Avrupa’nın, Doğu ile Batı’nın, bohemya ile üst kültürün, Arap şehirleri ile Berberi köylerinin bir kesişimi olarak nitelendirilebilir. Kar kaplı Atlas Dağları’nın eteğinde, bin yıllık palmiye bahçeleri ve kızıl renkli duvarları ile bu şehir
1/25/10 7:28 PM
Images courtesy of | Assoufid Resort | Elmahrab Hicham | La Sultana | Monika | Le Meridien | İzniyle.
sizi büyüleyecek. Rengârenk baharatçıları, mest edici müziği, kat kat halıları, nefis mutfağı, sonsuzluğa dönen dervişleri, örgü desenli seramikleri ve mis kokulu bahçeleriyle Marakeş size hayatı adeta yeniden keşfetme imkânı sunuyor.
to put you under its spell. The colorful spice merchants, entrancing music, myriad carpets, delicious cuisine, perpetually spinning dervishes, intricately adorned ceramic works and beautifully fragrant gardens of Marrakesh give you a genuine opportunity to rediscover life itself.
FARKLI KÜLTÜRLERİN SENTEZİ
A FUSION OF DISTINCT CULTURES
Kimileri ‘Kırmızı Şehir’, kimileri ‘Tanrının Şehri’ diyor Marakeş için. Tarih boyunca Fas ve civarındaki devletlere merkez olan bu şehirde emperyal kültürün uzantılarını her noktada görmek mümkün. Marakeş, farklı kültürlerin eşsiz bir sentezi aslında. Sufizmden Fransız etkisine birçok kültürel miras, şehrin dokusuna işlemiş. Şehrin otantik ve eski bölgesi Medina’da gün boyunca bir Ortadoğu kentinin havasını solurken geceleri bambaşka bir dünyanın varlığını keşfedebilirsiniz. Marakeş’in vazgeçilmezlerinden biri olan
A day in Medina, the untouched old quarter of the city, will have you breathing in the delicate air of a Middle Eastern town.
Some call Marrakesh “The Red City”. Others call it “The Land of God”. The remnants of imperial culture are visible all around the city, which has been the capital of Morocco and other governments in the area throughout history. Cultural impressions from currents ranging from Sufism to French influence have worked themselves deep into the texture of the city. A day in Medina, the untouched old quarter of the city, will have you breathing in the delicate air of a Middle Eastern town. At night, however, you’ll uncover a completely different world.
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 35
Marakes.indd 35
1/25/10 7:28 PM
YİYİN... DINE AT...
BO ZIN
BELDI COUNTRY CLUB
VILLA ROSA
Route de l’Ourika, km 3,5, Marrakech www.bo-zin.com
Route de Barrage, km 6, Marrakech www.beldicountryclub.com
64 Avenue Hassan II, Guéliz, Marrakech
AL FASSIA
LE TANJIA
55, Boulevard Zerktouni, Marrakech www.alfassia.com
LE MARRAKECHI
14 Derb j’Did-hay Essalam, Mellah, Medina, Marrakech
52 Rue Des Banques, Marrakech www.lemarrakchi.com
36 v SKYLIFE BUSINESS v OCAK JANUARY 2010
Marakes.indd 36
1/25/10 7:28 PM
nane çayınızı yudumlarken, batan güneşe karşı rahatlatıcı bir masajın keyfini çıkarabilir, sonra benzersiz lezzetteki yemekleri tatmak için çok özel bir restorana gidebilir, ardından benzerlerine Avrupa’nın ancak lüks merkezlerinde rastlanan gece kulüplerinde sabahın ilk ışıklarına dek eğlenebilirsiniz. Tüm bunlar size fazla yorucu geliyorsa yerel kıyafetlere bürünüp gizemli sokakları keşfe çıkmak da bir alternatif… Marakeş, Fas ve civarındaki en büyük ‘souk’ bölgesine sahip. ‘Souk’ adı verilen büyük pazarda birbirinden renkli baharatlardan tutun da el emeğiyle işlenmiş hediyelik eşyalara dek birçok farklı ürün bulmanız mümkün. Ama dikkat… Mutlaka sıkı bir pazarlık etmeniz ve bir rehberin desteğini almanız gerek. Eğer iyi bir rehber bulursanız, işçiliğine ve yapısına hayran kalacağınız nadir el işi ürünlerden bulmanız ve sevdiklerinize hoş ve kaliteli hediyeler götürmeniz mümkün. Sekiz yüz yıldan fazla bir tarihe sahip olan şehir, en eski ve tarihi kesimi olan ‘Medina’ ile, Fransızların kolonizasyon döneminden itibaren inşa edilmeye başlanan ‘Yeni Şehir’ olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Eski şehrin etrafı kızıl renkli duvarlarla çevrili. Medina’ya bu duvarlarda yer alan kapılardan giriliyor. Marakeş’in kalbi Medina’ya açılan her kapı, Medina’nın da kalbi olan Jemaa El Fna Meydanı’na ulaşıyor.
After enjoying a relaxing massage against the setting sun as you sip on your peppermint tea, an indispensable fixture of life in Marrakesh, you might go on to sample the exceptionally delicious dishes at a very exclusive restaurant, then revel till the early hours of the morning at nightclubs which rival those found only in Europe’s most opulent quarters. If all of this sounds too exhausting, a viable alternative is to be found in pulling on a set of native garb and going out to uncover the secrets of the city’s mysterious streets. Marrakesh possesses the largest “souk” area within Morocco and the surrounding region. Spices of countless different colors, hand-made gift items and many other products can be found at these large marketplaces, which are called “souk”. Buyer beware: you’ve got to make an effort to haggle, ideally with the support of an experienced guide. If you find a decent guide, you stand a great chance at taking back a collection of beautifully crafted, rare, handmade items of high quality to take back home to your loved ones. The city, which has a history going back over eight hundred years, consists of two quarters – the ancient, historical quarter of Medina, and the “New City”, which was laid out during the French colonial era. The old town is surrounded by crimson walls. Gates in the wall provide access to Medina. All of the gates to Medina, the heart of Marrakesh, ultimately to Jemaa El Fna Square, itself the heart of Medina. The first square to be placed under UNESCO’s
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 37
Marakes.indd 37
1/25/10 7:28 PM
UNESCO tarafından kültürel yaşamı sürdürmek amacıyla koruma altına alınan ilk meydan olan Jemaa El Fna’da günün her saatinde inanılmaz bir hareketlilik var. Sabah saatlerinden itibaren meydanı yılan ve maymun oynatıcıları, falcılar, cambazlar, yerel giysiler içindeki sucular, masal anlatıcıları, dövmeciler, devacılar ve diş çekiciler gibi birbirinden ilginç mesleklere sahip insanlar dolduruyor. İsterseniz kaval benzeri bir enstrümandan yayılan nağmelere uyarak aralarında kobraların da olduğu çeşitli yılanların dansını izleyebilir veya cesaretiniz varsa küçük yılanları boynunuza dolayıp hatıra fotoğrafı çektirebilirsiniz. Jemaa El Fna Meydanı, akşamları ise görkemli bir açık hava kebapçısını andırıyor; dört bir yandan değişik et ve rengarenk baharat kokuları yükselirken muhteşem bir renk cümbüşü yaratan ışıklarıyla göz kamaştırıyor.
cultural heritage protection program, Jemaa El Fna is bustling at all hours of the day. Starting at dawn, the square fills up with people practicing all sorts of professions, including snake and monkey charmers, fortune tellers, acrobats, storytellers, tattoo artists, healers, and tooth pullers. Different kinds of snakes, including cobras, dance to the melodies radiating from a flutelike instrument; if you’ve got the guts, you can have your picture taken with one of the smaller snakes wound around your neck. At night, Jemaa El Fna Square resembles a grand open-air barbecue; a mixture of many different meat and fragrant spice aromas rise into the air from all over while magnificent, kaleidoscopic display of vibrant colors dazzles the eye.
MODA VE SİNEMA
Attention and praise from the world of international fashion and design toward all things Moroccan has made Marrakesh a favorite among international celebrities and their stylists. Over the years, many stars have bought houses here, especially favoring the “riads”, miniature palaces which synthesize the unadorned style of Berber architecture with traditional Moroccan artwork. This isn’t a brand new trend. Many artists and statesmen, from Winston Churchill to Yves Saint Laurent, have fallen under Marrakesh’s spell. Yves Saint Laurent became the first Western
Uluslararası moda ve tasarım dünyasında Fas usulü her şeye rağbet duyulması, şehrin dinamik karakterine de uygun olarak, Marakeş’i şık alışveriş ve daha fazlasını arayan uluslararası yıldızların ve onların stilistlerinin göz bebeği haline getirdi. Pek çok ünlü zamanla burada bir ev edindi kendine. Sade Berberi stili ile geleneksel Fas sanatını sentezleyen minik saray benzeri ‘riad’lardan özellikle. Aslında bu durum yeni değil; Marakeş, Winston Churchill’den Yves Saint Laurent’e kadar pek çok sanatçı ve devlet adamını
FASHION AND FILM
38 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Marakes.indd 38
1/25/10 7:28 PM
KALIN… STAY AT… LA MAMOUNIA Avenue Bab Jdid, Marrakech www.mamounia.com
RIAD KNIZA
büyüledi. 1919 yılında Marakeş’in en görkemli bahçesi olan Jardin Majorelle’i kuran ünlü modacı Yves Saint Laurent ‘souk’lara sızan ilk Batılı modacı oldu. Günümüzde de Jean Paul Gaultier ve Tom Ford gibi ünlü tasarımcılar ‘souk’ların müdavimlerinden… 1960’ların sonlarında şehir pek çok ünlü modacı ve sanatçı için hem kaçış yeri hem de bohem eğlence keyfi yaşatan bir parti mekânı haline geldi. Fas ve Marakeş’teki ünlüler resmi geçidi günümüze kadar uzandı: Paul ve Talitha Getty, Franklin Roosevelt, Charlie Chaplin, David Bowie, Mick Jagger, Brad Pitt, Tom Cruise, Nicole Kidman, Gwyneth Paltrow ve Orlando Bloom hemen akla gelen isimler… Dünyaca ünlü oyuncuların sığınağı Marakeş’in ilk Uluslararası Film Festivali de 2002 yılında gerçekleşti. Festival, Fas’ın film prodüksiyonu konusunda artan değerini vurgulamada önemli bir kilometre taşı… “Ondan bana geçen güler yüz ve sıcaklığı şimdiye dek hiç kimseden görmediğimi belirtmeliyim.” Elias Canetti, 1981’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen ‘Marakeş’te Sesler’ isimli gezi kitabının bu cümlesinde Marakeş’in dar sokaklarından birinde rastladığı bir dervişin kendisini ne kadar etkilediğinden bahseder. Marakeş sizi, tıpkı o derviş gibi, daha önce benzerine hiç rastlamadığınız şekilde derinden etkileyecek.
LA SULTANA MARRAKECH 403 rue de la Kasbah, Marrakech www.lasultanamarrakech.com
VILLAS DES ORANGERS 6, SUE Sidi Mimoun, Marrakech www.villasdesorangers.com
34 Derb l’Hotel, Bab Doukala, Marrakech www.riadkniza.com
TALAA 12
RIAD LOTUS PRIVILEGE
AMANJENA
17 Derb Sidi Ali Ben, Hamdouch Medina, Marrakech www.riadslotus.com
Route de Quarzazate, km 12, Marrakech www.amanresorts.com
12 Talaa ben Youssef, Marrakesh www.talaa12.com
fashion designer to infiltrate the “souk” after founding Jardin Majorelle, Marrakesh’s most extravagant garden, in 1919. Today, other famous designers such as Jean Paul Gaultier and Tom Ford are regular customers at the “souk”. By the end of the 1960s, the city became a tranquil retreat as well as a bohemian-tinged backdrop for the wild parties of many renowned fashion designers and artists. The list of celebrities who have passed through Moroccond Marrakesh keeps growing, even today: Paul and Talitha Getty, Franklin Roosevelt, Charlie Chaplin, David Bowie, Mick Jagger, Brad Pitt, Tom Cruise, Nicole Kidman, Gwyneth Paltrow, and Orlando Bloom are just a few of them... The first international film festival of Marrakesh, getaway of famous actors worldwide, occurred in 2002. The festival is an important milestone toward demonstrating Morocco’s blossoming prowess in film production. “The friendliness and warmth that passed across to me as he spoke were such as I had never had a person bestow upon me before.” In the sentence above, taken from “The Voices of Marrakesh” a travelogue which was awarded the Nobel prize in 1981, Elias Canetti explains how she was deeply impressed by a dervish she met on one of the narrow streets of Marrakesh. Marrakesh will, just like that dervish, leave you with an impression unlike anything you’ve experienced before.
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 39
Marakes.indd 39
1/25/10 7:28 PM
Kuzeyden bir ışık
A LIGHT FROM THE NORTH Yazı • Story by Oktay Tutuş Görseller • Images by Peter Gehrke
İsveçli moda tasarımcısı Sandra Backlund aslında tasarımdan daha çok sanat yapıyor. Kendine has örme teknikleriyle yaptığı işleri de birer kıyafetten çok sanat eserini andırıyor. The work of Swedish fashion designer Sandra Backlund is really more art than design. Her signature knitting technique yields a product that resembles an artistic masterpiece more than it does a mere piece of clothing.
Moda.indd 40
1/25/10 7:34 PM
Moda.indd 41
1/25/10 7:34 PM
“Stüdyomda tek başıma oturmuş kendi kendime yeni parçalar geliştirirken, aniden örme işinin uzmanı olan bir takımla çalışmaya başlayıp bu alanda daha önce hiç bilmediğim şeylere erişme şansına sahip olmak benim için gerçekten çok büyük bir adımdı. “ “It was of course a big step for me to go from working alone in my studio, inventing pieces while doing them myself by hand, to suddenly be working with a team of experts within a field of knitwear that i never before have had the chance to get to know.“
Moda.indd 42
1/25/10 7:35 PM
Mezun olduğu 2004 yılından sonra hemen kendi atölyesini kuran Backlund, 2007’de Hyeres’deki Festival International De Mode & De Photographie’de büyük ödülü aldı ve pek çok galeri ile müzede yaptığı örgü işi kıyafetleri sergileme fırsatı bulabildi. Esas büyük çıkışını 2008’de Franca Sozzani tarafından seçildiği Protege Project ile duyurdu. Emilio Pucci ile Louis Vuitton gibi büyük markalara özel örme işi tasarımlar yaptı. O günden bugüne dek hep elde yaptığı ve kendine has tekniklere sahip kıyafetleri ilk defa bu yılki ilkbahar-yaz koleksiyonu olan White Club Sandra Backlund ile seri üretime geçiyor.
Backlund, who set up her own workshop as soon as she graduated in 2004, first gained the opportunity to show off her knitwear clothing at several galleries and museums after being awarded the grand prize at the Festival International de Mode & de Photographie at Hyeres in 2007. She caught her big break in 2008, when she was selected for Franca Sozzani’s Protégé Project, and went on to design custom knitwear for large companies like Emilio and Louis Vuitton. The clothing she has been designing, handmade until now, enters mass production for the first time this year with the White Club Sandra Backlund spring and summer collections.
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 43
Moda.indd 43
1/25/10 7:35 PM
“İşim bana mahsus. Eğer pratik uygulamalar konusunda çok fazla düşünmüyorsam kendimi kontrolsüz bir şekilde bırakarak doğaçlama yapıyorum ve neler olacağına bakıyorum. İnsan vücudu her zaman başlangıç noktam oluyor.” “My work is very personal to me. I improvise and allow myself to lose control and see what happens if i do not think too much about practical things. The human body is always the starting point.“
44 v SKYLIFE BUSINESS v OCAK JANUARY 2010
Moda.indd 44
1/25/10 7:35 PM
Ağır ve çok katmanlı örme işleri Backlund’un kıyafetlerinde bir nişanken önümüzdeki dönemde üretilecek olanlarda bunu azaltarak yine o üç boyutlu görüntüyü vermek, onun için en büyük zorluğu teşkil etmiş. Ancak İtalyanların çok iyi oldukları örme işi üretim tekniklerini gördüğünde, yapabileceklerinin ne kadar çok olduğunu fark etmesi içini rahatlatmış. Sandra Backlund, belki seri üretime geçmiş olabilir ama birer sanat eseri örmelerini hâlâ kendisine ürettirmek mümkün. Veya dilerseniz, Londra, Tokyo, Amsterdam, İtalya ve Fransa’daki müze ve galerilere de göz atabilirsiniz.
While heavy, multi-layered knitwear has been one of Backlund’s hallmarks in the past, this aspect has been toned down in the clothes that will be produced for the upcoming season – though she faced great difficulty preserving that fantastic three dimensional appearance. But her mind was put to rest when saw the Italians putting their masterful knitting technique to action and demonstrating just how many things they can do with it. Sandra Backlund may have entered the realm of mass production, but you can have her knit a custom-made masterpiece for you alone. Or, if you please, you can check out her work at museums and galleries in London, Tokyo, Amsterdam, Italy, and France. www.sandrabacklund.com 2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 45
Moda.indd 45
1/25/10 7:35 PM
sanatı anlamaya duyulan hasret
THE YEARNING TO UNDERSTAND ART Yazı • Story by Hande Eagle
“Müzayede dediğiniz şey çok nazik bir şey, karşınızdakinin güvenini kırmamanız lazım. İnsanlar bize güvenle geliyorlar.” – Oya Delahaye
Sothebys.indd 46
‘What we call an auction is something of brittle quality. You mustn’t let your clients lose trust in you. People come to receive assistance from us with great trust.’ —Oya Delahaye
1/25/10 7:46 PM
“Direncin üstesinden gelindiği noktada, sanat dirençle başlar. İnsanlar tarafından yaratılmış olan hiçbir başyapıt muazzam bir çaba gösterilmeden ortaya çıkmamıştır,” demişti Andre Gide. 15 Nisan’da Londra Sotheby’s’de gerçekleşecek olan Çağdaş Türk Sanatı müzayedesinde alıcıların gözlerini kamaştıracak eserleri gözlemlediğimde Andre Gide’nin ne kadar haklı olduğunu görüyorum. Müzayedede Canan Tolon, Ahmet Elhan, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mübin Orhon, Hale Tenger ve Abidin Elderoğlu gibi farklı dönemlerden çeşitli sanatçıların eserleri yer alıyor. 4 Mart 2009’da Londra Sotheby’s’de düzenlenen Çağdaş Türk Sanatı müzayedesinden beri gelecekte yapılacak olan müzayedeleri
Sothebys.indd 47
“Art begins with resistance—at the point where resistance is overcome. No human masterpiece has ever been created without great labor,” said Andre Gide. As I observe some of the art work which will be reflected onto the pupils of buyers on 15th April at, the Sotheby’s Turkish Contemporary Art auction held in London, I realize that is exactly the case in these works of art. There are a variety of artists from different decades whose works are presented in the auction such as Canan Tolon, Ahmet Elhan, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mübin Orhon, Hale Tenger and Abidin Elderoğlu. Since the last Turkish Contemporary Art auction held in London on 4 March 2009 by Sotheby’s, I had been wondering about their
1/25/10 7:46 PM
OYA DELAHAYE “Ben diplomat kızıyım, çocukluğumdan beri oradan oraya seyahat ettim, değişik insanlar tanıdım, değişik lisanlar öğrendim. Dramaturg olarak çalıştım, karanlık odalardan sıkılınca prodüktörlük yaptım.”
“I’m the daughter of a diplomat. I have travelled backwards and forwards since my childhood, met different people and learnt different languages. I worked as a dramaturgist and became a producer when I got bored of darkrooms.”
48 v SKYLIFE BUSINESS v OCAK JANUARY 2010
Sothebys.indd 48
1/25/10 7:46 PM
4 Mart 2009’da Londra Sotheby’s’ de düzenlenen Çağdaş Türk Sanatı müzayedesindeCanan Tolon, Ahmet Elhan, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mübin Orhon, Hale Tenger ve Abidin Elderoğlu gibi farklı dönemlerden çeşitli sanatçıların eserleri yer aldı.
merak ediyordum. Bu nedenle Sotheby’s’in future auctions. So I spoke to the Head of Sotheby’s Turkish office Oya Delahaye to find Türkiye bürosunun başına geçmiş olan Oya out about art investment and the future of the Delahaye’yle sanat yatırımı ve Türk sanatçıTurkish artist. As we started our little chat at ların geleceği hakkında konuştum. Sotheby’s the Sotheby’s head office, where I was able to bürosunda küçük sohbetimize başlarken arka see skyscrapers and hills in the background, planda gördüğüm gökdelenler ile tepeler Sotheby’s Turkish a certain feeling of comfort and trust was içimde bir rahatlık ve güven hissi oluşturdu. Contemporary Art auction evoked. I had the feeling that the more we Konuştukça daha çok konuşacağımız hissine held in London on 4 March spoke the more we would speak, as art is a kapıldım, çünkü ne de olsa sanat hacimli ve 2009 included variety subject of density and depth. derin bir konu. of artists from different When I was preparing for this interview I Bu röportaja hazırlanırken etrafımdaki indecades such as Canan Tolon, witnessed certain reactions from the people sanların Sotheby’s’in İstanbul’da büro açmasıAhmet Elhan, Bedri Rahmi I was talking to, regarding Sotheby’s’ aims na ilişkin bazı tepkilerine tanık olmuştum. Bu Eyüboğlu, Mübin Orhon, Hale in opening an office in Istanbul. So the first nedenle röportajımızın açılış konusu bu oldu. Tenger and Abidin Elderoğlu. question we would start off with was exactly Delahaye soruyu şaşırtıcı buluyor ve bana that. Delahaye seems to find the question Sotheby’s’in büro açmasının sebebinin müzaintriguing and explains that the reason yede düzenlemek yerine Türkiye’deki müşteri why Sotheby’s opened an office here isn’t kitlesine daha iyi bir hizmet sunmak olduğunu Hale Tenger, We Are So Lightly Here, organizing auctions but to serve their customer söylüyor. Koleksiyoner sayısının her sene artedition 4/5, bronz ve emaye (bronze and base located in Turkey better. She tells me that tığını ve gençlerinde koleksiyonerliğe duydukenamel), 2009, 57 x 47 x 15cm the number of collectors is increasing every ları ilginin sürekli arttığını söylüyor. Müşteriyear and that young people lerine en uygun hizmeti have an exponential interest sunabilmeleri için burain becoming collectors. daki pazarı takip etmeShe goes on to tell me that lerinin, lojistik konulara for them to provide the hakim olabilmelerinin appropriate services to their ve proje kontratlarını taclients they need to be able mamlayabilmelerinin geto follow the market here, to rekli olduğundan bahsediorganize logistics and to sign yor. Türkiye’de belli başlı contracts. She emphasizes kanunların yürürlükte olthat there are certain laws duğunun altını çiziyor ve eserlerin, 150 yılı aşkın süre ülkeden çıkartılamayacağını belirtiyor. in Turkey which clearly state that works over 150 years of age Bazılarımızın düşündüğü gibi Sotheby’s’in buradaki rolünün sanat cannot leave the country and Sotheby’s isn’t here to damage the art market in any way as some might think. pazarına zarar vermek olmadığını da sözlerine ekliyor. In last year’s Contemporary Turkish Art auction there were Geçen sene yapılmış olan Çağdaş Türk Sanatı müzayedesinde 73 pieces; this year there will be about 120 pieces. Last year 73 parça vardı, bu sene yaklaşık 120 parça olacak. Geçtiğimiz sene 22% of the buyers were foreign. This year this is also expected to alıcıların %22 ‘si yabancıydı, bu sene bu oranın da artması beklerise. Delahaye tells me that the works of art which will be taking niyor. Delahaye, 2010 müzayedesinde yer alacak olan eserlerin place in the 2010 auction date back to the 1940s and go right 1940’lardan çağdaş döneme kadar olan zamanı kapsadığını söylüup to the contemporary age. She explains further: ‘Because our yor ve şöyle açıklıyor: “Çünkü modern sanatçılarımız da, Mübin modern artists such as Mübin Orhon and Hakkı Anlı aren’t well Orhon’larımız Hakkı Anlı’larımız da yurtdışında tanınmıyor. Ki known abroad, even though they are two of the most important bunlar çok önemli sanatçılarımız. Mübin Orhon, Türk olmasaydı artists in Turkish painting. If Mübin Orhon was instead French or bir Fransız ya da ABD’li olsaydı bugün çok başka yerlerde olurdu. American he would be recognized elsewhere. For an artist to be Bir sanatçının yurtdışında tanınması için hükümetin sanatçı dostu known abroad the government needs to have artist friendly policies. politikalar izlemesi gerek. Fransa’da sanatçılar bir takım imtihanAfter certain steps in his career a French artist who has proved lardan geçtikten sonra, sanatçılığı takdir edilir ve devlet tarafından desteklenir. Örneğin bedava atölyesi olur, maaş bağlanır. Bu ülkeler, his talent would be supported by the government, i.e. he would get a free atelier, a regular salary. Those nations support their own fuarlarda kendi sanatçılarını destekliyorlar. Şimdiye kadar bizim artists in expositions. Not many have supported the Turkish artists sanatçılarımıza pek sahip çıkan olmamış. Burada sanatçı olmak çok zor. Yeni yeni değişiyor bu. Türk sanatı daha fazla ilgi görerek değer until now. It is very difficult being an artist here. That’s only just starting to change. Turkish art is gaining value exponentially. The kazanıyor. Son iki ayda fiyatlar fırladı. Ben çok potansiyel görüyosale prices in the last two months have reached an all time high. I rum Türkiye’de. Fiyatların bir anda fırlamasının olumsuz yanları see great potential in Turkey. There are certain drawbacks to the da var. Bu dinamiğin ne kadar süreceğini söylememiz zor. Sanat
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 49
Sothebys.indd 49
1/25/10 7:46 PM
Ahmet Elhan, Yerler VI (Places VI), Lambda baskı (Lambda Print), 2008, 89.4cm x 220.2cm.
Joseph-Emile Muller ‘gerçekten sanat bilgiden ziyade heyecan ister’ diyor. Sizce Türk çağdaş sanatında hangisi öne çıkıyor?
Joseph-Emile Muller says ‘In fact art requires more enthusiasm than knowledge.’ What do you think is prominent in contemporary Turkish art?
Bedri Rahmi Eyüboğlu, İsimsiz (Untitled) tuval üzerine yağlıboya ve mum (oil and wax on canvas), 1961, 93.5 x 58.5cm. Canan Tolon, Glitch VI, tuval uzerine yagliboya (oil on canvas), 2008, 135cm x 142.5cm
50 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Sothebys.indd 50
1/25/10 7:47 PM
aynı zamanda bir yatırım diyorsanız, yarın iki misline satılabileceği garantisi yok. Aslında koleksiyona başlamanın en güzel yolu sevdiğiniz şeyleri almaktır.” 30’larında birçok başarılı genç insanın tablo ve fotoğraf koleksiyonerliği yaptığını söylüyor. Bundan büyük bir keyif aldığını gizleyemiyor ve düşüncelerini heyecanla açıklıyor. Bu koleksiyonların bilinçli ve sistematik bir şekilde ya da sadece zevk için oluşturulduğundan emin olmadığını söylüyor. Delahaye insanların duvarlarına tablo asmalarını muhteşem bir gelişme olarak görüyor. “Aldıkça bilinçlenir, aldıkça göz gelişir” diyor. Bana en beğendiği sergilerden bahsediyor. Konuşması coşkulu bir hal alıyor; New York’taki Museum of Modern Art’taki Rothko sergisini ve Londra’da Tate Modern’de gezmiş olduğu Turner sergisini ne kadar beğendiğini anlatıyor. Kendisine Türkiye’de düzenlenen sergiler hakkındaki düşüncelerini soruyorum. Hemen Dali sergisini örnek gösteriyor ve ne kadar zevk duyduğunu dile getiriyor. “Hayatımda çok Dali sergisi gezmiş bir insanım. Sakıp Sabancı Müzesi bundan önce de çok önemli sergiler düzenledi ama bu sergi Dali’yi çok güzel öğretiyordu. Dolu dolu bir sergiydi, bu tip sergiler Avrupa’da bile nadir. Çok başarılı buldum. Pera Müzesi’ndeki Chagall sergisini de çok sevdim, o da tematik bir sergiydi. İnsanlara sanatçının yaşadığı acıları ve korkuları anlatmak çok önemli.” Türkiye’de sanata karşı büyük bir açlık olduğunu ve bunu gözlemlemekten hoşlandığını söylüyor. “İstanbul’da artık her şey olabilir diye düşünüyorum. Kaç tane müze açıldı. Fransa ve İngiltere gibi memleketleri örnek alırsanız daha çok başındayız, ama her şey çok çabuk ilerliyor. Bence biz bilinçsizliklerimizi aşacağız. Öğrenecek bir şey kalmayınca yeni şeyler öğrenmek heyecanlı oluyor. Batman, Mardin, Diyarbakır gibi sanat merkezlerine gitmek, sanatçıları gençleri tanımak istiyorum. Türkiye’den enteresan sanatçıların çıkabileceğini düşünüyorum. Burada kuvvetli simalar, inançlar var. Burası sanatçı için çok verimli bir yer. Kadın sanatçıların sayısı erkek sanatçılarla eşit. Kadınlar artık sanatı kullanarak kendilerini ifade edebiliyorlar. Ben geleceği çok güzel görüyorum”, diyor Delahaye. Oya Delahaye’nin bürosundan ayrılırken daha ümitliyim, bu olumlu hissin kalıcılığına dair aklımın biraz karıştığını hissediyorum. Ardından kendime Albert Camus’nun bir sözünü hatırlatıyorum ‘Eğer dünya bütünüyle berrak olsaydı sanat varolamazdı.’ Her ne kadar sanat pazarındaki rüzgarın bizi nereye yönlendireceğini görmeye sabırsızlanıyor olsam da, şimdilik, iki ay sonra herşeye kadir o tokmak vurunca neler olacağını görene kadar, beklemeye karar veriyorum.
rapid price rise and we cannot be sure how long this dynamic will last. If you are in the opinion that art is an investment, I must say that there is no guarantee that the art work you purchase today will have double the value in the future. In fact, the best way to start a collection is buying what you like.’ She goes onto tell me that many successful young people in their mid 30s buy and collect paintings and photographs. She cannot hide the pleasure she feels and becomes very excited as she unravels her thoughts. She tells me she is not sure if these collections are put together consciously and in a systematic manner or just for pleasure. Delahaye sees it as a great development for people to hang paintings on their walls. She says ‘the more you buy the better you train your eyes’. She tells me about some of her favorite exhibitions. She speaks with great enthusiasm and tells me how she enjoyed the Rothko exhibition in New York’s Museum of Modern Art and the Turner exhibition in London’s Tate Modern. I ask her about her observations on the exhibitions curated in Turkey. She uses the Dali exhibition as an example and tells me how much she enjoyed it. “I visited many Dali exhibitions in my life. The Sakıp Sabancı Museum has put on many important exhibitions in the past, but this exhibition was very good educating people on Dali.” There were many interesting pieces which is something that happens seldom in Europe. I think it was a very successful exhibition. I also liked the Chagall exhibition at the Pera Museum, it was quite thematic… it’s very important to tell people about the fears and pains of the artist. She says there is great hunger for art in Turkey and that she loves observing it. Delahaye says ‘I think everything is possible in Istanbul now. There are so many new museums. If you consider countries such as England and France we are yet in the earlier stages but everything is happening very quickly. I think we will overcome our unconscious behaviors regarding art. It’s exciting to learn new things when it seems as if there was nothing left to learn. I want to go to art centers such as Batman, Mardin and Diyarbakır. I would like to get to know artists and young people there. I think interesting artists can sprout from Turkey. There are strong characters and beliefs here which makes it very fertile for an artist. There are also as many female artists as male artists. Women can express themselves through art now. I foresee a very beautiful future.’ As I leave Oya Delahaye’s office, I feel more hopeful and yet a little perplexed as to whether this positive feeling would last long. Then, I remind myself what Albert Camus once said. ‘If all the world were clear, art would not exist.’ Even though I cannot wait to see where the breeze in the art market will drag us, I decide to keep observing until I see what happens in two months time at the strike of that almighty hammer.
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 51
Sothebys.indd 51
1/25/10 7:47 PM
THE LEGEND OF A THOUSAND AND ONE FLOWERS
B
inbir çiçekli efsane
Chanel.indd 52
Yazı • Story by Aydan Sümercan
1/25/10 7:50 PM
Yaratılışındaki yenilikçi tavrı, gizemli duruşu ve hep zamanının büyük starları tarafından temsil edilmesi sayesinde ikon olan Chanel No: 5, şimdi bir efsane. Chanel No:5 which is now a legend, having become an icon due to its innovative style, mysterious stance, and popularity with the biggest stars of the time.
Chanel.indd 53
1/25/10 7:50 PM
Yeni toplanmış yaseminler cenderelerdeki yerlerini alıyor. The freshly picked Jasmine are placed in the extractors.
BIR PARFÜM DOĞUYOR…
Gabriel (Coco) Chanel ile zamanın büyük parfümcüsü Ernest Beaux, 1920’de Cote D’Azur’de, Grand Duc Dimitri Pavlovitch sayesinde tanıştılar. Chanel ondan kendisi için çok özel, çok kadınsı, bütün parfümleri geride bırakacak bir parfüm yaratmasını istedi. Gül, ylang ylang ve yasemin içerikli bir beste düşünüyordu ama öyle bir koku olmalıydı ki asla taklit edilememeliydi! Ayrıca bir kadın ona göre sadece gül (dönemde popüler olduğu üzere) kokmamalıydı, giysiler gibi koku da biçimlendirilmeli, yaratılmalıydı. Bu, bir terzi adına gerçekleştirilen ilk beste olacaktı. Beaux, Chanel’e elindeki en değerli elementleri kullanacağını söyledi. Gerçekten de en pahalılarını seçerek birbirinden değerli elementlerle zengin karışımlara girişti ancak ilk yaptığı karışımlarda kokunun ana notalarının geride kaldığını gördü. Onları değerlendirerek taşımak ve kokunun tamamına yaymak için laboratuar çiçekleri de diyebileceğimiz aldehitleri kullanmaya karar verdi. Bunlar biraz narenciye biraz da metalik koku veren sentetik moleküllerdi ve ilk kez bir parfümün içeriğine giriyordu. Ve Ernest Beaux; Chanel’e 1’den 5’e ve 20’den 24’e kadar numaralandırdığı on parfüm sundu. Chanel beşinci flakonu
THE BIRTH OF A PERFUME Gabriel (Coco) Channel and Ernest Beaux - the greatest perfume maker of the time - met in 1920 at Cote D’Azur through Grand Duke Dimitri Pavlovitch. Mademoiselle Chanel asked him to create her a perfume that would be very special, very feminine and one which would leave all other perfumes behind. She was thinking of a composition with rose, ylang ylang and jasmine but it had to be inimitable. Moreover, in her opinion a woman wasn’t supposed to solely smell like roses (as it was back then), scents were supposed to be shaped like clothes and created in the same manner. This would be the firstever fragrance made for a tailor. Beaux told Mademoiselle Chanel that he would be using the most precious elements at his disposal. And he did so by choosing the most expensive elements to compose rich mixtures. However, he saw that in the first mixtures the main notes of the perfume were lagging behind. In order to carry them and to disseminate it to the whole of the scent he decided to use what we could call laboratory flowers: aldehydes. These were synthetic molecules that gave out a subtly metallic and citrus scent and were to be used in a perfume for the
54 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Chanel.indd 54
1/25/10 7:50 PM
Rosa Centifolia, Mayıs Gülü olarak da biliniyor. Rosa Centifolia, also known as the May Rose. 2010 JANUARY OCAK v SKYLIFE BUSINESS v 55
Chanel.indd 55
1/25/10 7:50 PM
seçti. Onu yılın beşinci ayı olan Mayıs’ın 5’inde lanse edeceğini söyledi; adı da 5 olmalıydı ve bu onun uğur rakamı olacaktı! Hayli yadırganacak bir parfüm adıydı ama Chanel No: 5’in ünü tüm dünyaya yayıldı. Chanel kokusunu hemen piyasaya çıkarmadı, önce özenle seçtiği toplu yerlerde kullandı. Kadınların havayı nasıl kokladıklarını gözlemledi. Sonra kendi salonunda etrafa sıktı. Müşterileri arasından merak edip soranlara da, küçük bir parfümeride tesadüfen bulduğunu söyleyip onlara ve dostlarına da bu parfümden hediye etti. Böylece tanıtımından önce Chanel No:5, meraklı birkaç kadın sayesinde tüm Paris’te yankılandı. Kokunun içine konduğu flakon da, o zamana kadar görülmemiş basit çizgileriyle çok konuşuldu. Zamanın barok, süslü püslü kristal parfüm flakonlarıyla hiç bağdaşmayan bu cam şişe, köşeleri kırık bir kare şeklindeydi. Tek süsü de şişenin boynundaki kordondan ibaretti. Chanel, bu alışılmadık tasarım için “İçindeki daha önemli” diyordu. Yani bir kez daha Chanel, modaya uymamış kendi tarzını yansıtmıştı, tıpkı “moda gelip geçer ama stil kalır,” dediği gibi…
OLAĞANDIŞI BIR KOMPOZISYON
Chanel No: 5, 80 bileşenin kullanıldığı zengin bir içeriğe sahip. Bu sıradışı kompozisyon içerisinde; Grasse yasemini, Grasse mayıs gülü ve neroli, Comores Adaları’ndan ylang ylang, Mysore’dan sandal ağacı, Bourbon vetiveri... Taze çiçeklerin buluştuğu bu pastoral senfonide aldehitler, çiçek notalarını taşıyarak güçlendiriyor. Chanel No: 5 bu kadar yoğun çiçek içeren ilk parfüm olmasına rağmen belli bir çiçeğin notalarını öne çıkarmıyor. Yine de kokunun içeriğinde ağırlık yaseminde; daha önce hiçbir parfümde bu kadar yoğun bir şekilde yasemin kullanılmamıştı. Parfümler için en iyi yaseminler de Fransa’daki Grasse’da yetişiyordu. Bu nedenle Chanel parfümü ve onun sürekliliği için yasemin üreticileriyle hemen bir kontrat imzaladı ve yaseminin kalitesinin korunması için üretimi teşvik etti. Bugün, Chanel laboratuarları için Grasse’dan yılda 19–20 ton yasemin geliyor. Sabah gün doğarken, her çiçek
1921
1924
first time. Hence Ernest Beaux presented Chanel with ten scents that he numbered from 1 to 5 and 20 to 24. Mademoiselle Chanel chose the 5th bottle and said that she would be launching it on the 5th month of May, the 5th month of the year. The name of the perfume had to be 5 - which would be its lucky number. The name of the perfume was thought to be rather strange but it travelled the world. However, Mademoiselle Chanel didn’t put the scent on the market immediately. She first used it in public spaces that she chose carefully. She observed how the women around her were picking up the scent. After this, she sprayed it around her showroom. When asked where she had found it, she told them she found it in a small perfumery perchance and gifted some to her friends and clients. Therefore, before its launch, Chanel No:5 had already echoed in the streets of Paris by means of a few curious women. The bottle in which the scent was placed was heavily discussed, due to its simple cut, seen for the first time. This glass bottle, which had nothing common with the baroque, gaudy crystal flasks of the time, was shaped as a square with bevelet corners. The only adornment on this bottle was the cord tied around the neck of the bottle. Mademoiselle Chanel used to say that ‘the contents were more important’ when she considered this unusual design. Once again, Chanel chose not to conform to fashionable trends and created her own style. As she said, ‘ fashion fades, only style stays on.’
AN EXTRAORDINARY COMPOSITION Chanel No: 5 has a rich content in which 80 elements are used. An outstanding bouquet of flowers, including Grasse jasmine, Grasse rose and neroli oil, ylang ylang from the islands of Comores, sandalwood from Mysore and Bourbon vetiver are contained in this great orchestra where fresh flowers meet. In this pastoral symphony aldehydes bear away and bolster up floral notes. Even though Chanel No: 5 was the first perfume to include so many flowers, it did not highlight the scent of a specific flower.
1950
1970
1986
Chanel No. 5 flakonlarının evrimi. Evolution of the Chanel No. 5 flasks.
56 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Chanel.indd 56
1/25/10 7:51 PM
Chanel’in burnu Jacques Polge Jacques Polge, nose of the Chanel
teker teker, ezilmeden elle toplanıyor ve hemen üretim merkezine gönderiliyor. Günümüzde de parfümün kalitesinin korunması için neredeyse her gün laboratuarlarda Chanel No: 5 ile ilgili çalışmalar düzenli olarak yapılıyor.
KOKUNUN CEZBETTIĞI ÜNLÜLER
Chanel “Parfümünüzü öpülmek istediğiniz her yere sürün…” diyordu. Bu sebeple belki de şu an dünyada her 30 saniyede bir Chanel No:5 satılıyordur. Hiçbir anlaşması bulunmamasına rağmen 1954 yılında Marilyn Monroe’ya geceleri ne giydiği sorulduğunda, unutulmayan o çok şiirsel cevabı verir: “Birkaç damla No: 5…” Ve zamanın önemli kişilerini işlerine konu etmiş Andy Warhol, 1959’da New York’ta Modern Sanatlar Müzesi’nde gördüğü Chanel No: 5’in avangard flakonundan esinlenerek onu pop-art bir sanat eserine dönüştürmüştür. Parfümü bugüne dek dünyanın en ünlü kadınları temsil etti. Aslında Marilyn Monroe, Chanel tarafından seçilmemişti ama o ünlü cevabı bir slogan gibi hafızalara işledi ve unutulmadı. Chanel No:5 tanıtımlarında gördüğümüz en ünlü kadınlar arasında; Catherine Deneuve, Candice Bergen, Vanessa Paradis, Carole Bouquet, Nicole Kidman ve bu yıl da sinemada Chanel’i canlandıran Audrey Tautou var.
Although jasmine was easily distinguishable in the scent and no other perfume had as much jasmine in its composition. The bestquality jasmine for perfume making is cultivated in Grasse. Because of this, Mademoiselle Chanel immediately signed contracts with jasmine producers and encouraged its cultivation in order to preserve its quality. Even today there are 19-20 tons of jasmine arriving from Grasse to the Chanel laboratories. The flowers are carefully hand picked at dawn and then sent to the production center. Everyday work is undertaken on Chanel No:5 at the laboratories in order to preserve the quality of the perfume.
CELEBRITIES ALLURED BY THE SCENT Mademoiselle Chanel used to say ‘spray your perfume wherever you want to be kissed.’ Perhaps because of this Chanel No:5 is being sold every 30 seconds all around the world. In 1954, when asked wore at night, Marilyn Monroe gave that unforgettably poetic reply even though she wasn’t a contracted promoter of the perfume: A few drops of No:5... And Andy Warhol, who worked on the most important people and icons of the time, visualized the avant-garde Chanel No:5 bottle which he saw at the Museum of Modern Art in New York and turned it into pop-art work of art. The perfume has been represented by the most famous
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 57
Chanel.indd 57
1/25/10 7:51 PM
Mayıs Gülü hasatından bir görüntü A scene from harvest of Rose de Mai (May Rose)
Images courtesy of |Chanel | İzniyle
Chanel.indd 58
1/25/10 7:51 PM
Chanel’in son yıldızı Audrey Tautou Chanel No.5 star Audrey Tautou
Images courtesy of |Chanel | İzniyle
Jacques Helleu ‘Moulin Rouge’u gördükten sonra da Nicole Kidman ile Baz Luhrmann’ı, Chanel No: 5 için biraraya getirmek istedi ve böylece en uzun, en pahalı reklam filmi ortaya çıktı : ‘The Film’ (2004). 2009 yılıysa her anlamda bir Chanel yılı oldu. Coco Chanel’i anlatan iki film birden çekildi. Anne Fontaine tarafından yönetilen ‘Coco Before Chanel’de, Coco Chanel’i canlandıran Audrey Tautou, bu yıl parfüm tanıtımını da üstlendi. Bu kez reklam filmi, İstanbul’a doğru yola çıkan Orient Express’te geçiyor ve Haydarpaşa garında son buluyor. Gece treni yolculuğu boyunca flakonun gölgeleri düşen karelerde yine damgayı aşk teması vuruyor. Chanel No: 5, her şeyden öte bir ikon. Tasarımı, sadeliği, içerisinde barındırdığı yoğun kokusu ve elbette bir nişan olmuş dişi cazibesiyle…
women of the world until our day. Though Marilyn Monroe was not commissioned by Chanel, that renowned reply was carved into minds like a slogan and hasn’t been forgotten ever since. Among the most famous women whom we have seen on Chanel No:5 adverts are Catherine Deneuve, Candice Bergen, Vanessa Paradis, Carole Bouquet and Nicole Kidman. This year, we have Audrey Tautou portraying Chanel in the film. After seeing the movie Moulin Rouge, Jacques Helleu wanted to bring together Nicole Kidman and Baz Luhrmann in another commercial for Chanel No:5. This resulted in the most expensive and the longest advert ever made for Chanel No:5: ‘The Film’ 2009 has been a year of Chanel in every sense of the word. Two films were produced about Coco Channel in 2009. Audrey Tautou, who played in the film ‘Coco Before Channel,’ directed by Anne Fontaine, has also taken the responsibility of the perfume commercials this year. This time the commercial film takes place on the Orient Express heading towards Istanbul and ends at the Haydarpaşa train station in Istanbul. Throughout the journey on the night train we see the shadow of the perfume flask in certain frames which bear the theme of a love story. Above all, Chanel No:5 is an icon, with its design, simplicity, the intense scent it harbors within, and especially with its hallmark feminine appeal.
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 59
Chanel.indd 59
1/25/10 7:51 PM
Kitzbühel
ORTAÇAĞ PRENSESİ Giydiği bembeyaz elbisesi altında Alplerin en çekici kış sporları merkezi olan Kitzbühel’de hemen herkes için yapacak bir şey var: Alışveriş, spor, eğlence, yemek...
60 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Kitzbuehel.indd 60
1/25/10 7:55 PM
THE MEDIEVAL PRINCESS
Yazı • Story by Oktay Tutuş
Wrapped in a white dress, Kitzbühel is one of the most attractive winter sports resorts of the Alps, offering a variety of activities for everyone: Shopping, sports, fun and fine dining…
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 61
Kitzbuehel.indd 61
1/25/10 7:55 PM
The best thing to do during the long winter season is to make the most of winter sports. And the best resorts for winter sports are found in the Alps. A small town blinks on almost every slope and the population of the Alps triples with people coming to these scattered resorts. The Alpine resorts are no doubt wonderful alternatives for an idyllic winter holiday, away from the rest of the world. With an impressive scenery and Dolomites pullulating from the ground like large blocks of granite, the Tyrol Region is one of the most popular places in the Alps. One of the most beautiful mountain settlements in Austria’s Tyrol region, for most people, Kitzbühel is the place to be. It offers all the amenities of any modern European city, though at the heart it is a ski resort - unless you account for its summertime offerings!
ESKI ÇAĞLARDAN BERI ORADA
Taking into consideration the fact that skiing became a popular sports activity only in late 19th century and people have been living and working in this area since the medieval times, calling Kitzbühel merely a ski and winter sports resort would be unfair. It has an extensive history.
Aslında Ortaçağ’dan beri insanların burada yaşadığı ve çalıştığı; kayak sporunun da 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıktığı düşünülecek olursa Kitzbühel’e sadece bir kayak veya kış sporları merkezi demek onu küçümsemek
WITNESS TO THE AGES
Images courtesy of | Medialounge | Johannes Felsch | Astner Stefan | Hannes Dabernig İzniyle.
K T Kış boyunca yapılacak en güzel şey kış sporlarının keyfini çıkarmak değil midir? Bunları yapabilmek için en iyi yerlerden biri şüphesiz ki Alpler. Hemen her yamaçta ayrı bir kasabanın göz kırptığı, kışın neredeyse nüfusunu üçe katladığı ve dağınık merkezlere insanları topladığı için Alpler; hem huzurlu hem de gözlerden ve dünyanın kalanından uzak bir şekilde kış tatilini değerlendirmek için müthiş bir alternatif teşkil ediyor. Alplerin en gözde yeri de şüphesiz ki görkemli coğrafyası, birer iri granit kütle halinde yerden bitmiş gibi gözüken Dolomitleri ile Tyrol Bölgesi. Avusturya’nın Tyrol Bölgesi içerisinde kalan en güzel dağ yerleşkelerinden birisi Kitzbühel, hatta çoğu insan için en güzeli... Avrupa’nın büyük bir şehrinin sunduğu alternatiflere sahip ancak özünde bir kış sporları merkezi, yazın yapılabilecekleri hesaba katmazsanız eğer!
62 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Kitzbuehel.indd 62
1/25/10 7:55 PM
Milattan önce 1000’li yıllara dayanan yerleşim tarihiyle Kitzbühel, bugün ortaçağ dokusuna sahip ama herşeyiyle modern bir Alp kasabası.
Images courtesy of | Medialounge | Johannes Felsch | Astner Stefan | Hannes Dabernig İzniyle.
With a history reaching back to the 1000s B.C., when it was first settled, Kitzbühel retains a mediaval feel, though it is a modern Alpine town in everyway.
olur. Çünkü burasının tarihi çok eski zamanlara dayanıyor. Milattan önce 1100 ve 800 yılları arasında ilk yerleşenlerin İIiyralılar olduğu ve bölgedeki tepelerde bakır madeni çıkardıkları biliniyor. Daha sonra M.Ö. 15 yılında Roma İmparatoru Augustus Alpleri ele geçiriyor ve Kitzbühel’in bugünkü haline ulaşması için bir süreç başlatmış oluyor. Kitzbühel 13. yüzyılda, Yukarı Bavyera’nın bir parçası haline geliyor. Şehrin etrafı devasa duvarlarla çevriliyor ve uzunca bir süre bir ticaret merkezi olarak gözde bir konumda yer alıyor. Bugün sokaklarda yürürken görebileceğiniz muhteşem güzellikteki ve renkteki evlerin, restoranların, otellerin hepsi işte o zaman örülen devasa şehir duvarlarından yapılıyor. Duvarları eski olan bu evlerin hepsinin içi oldukça modern. Kitzbühel, tarihi bir şehir olmasına rağmen eğlencesi, sunduğu hizmetler, altyapısı ve konforu içinde bulunduğumuz çağın hiç de gerisinde değil.
KIŞ SPORLARI IÇIN DOĞRU ADRES!
1890’larda kayak ve kış sporları için en uygun yerlerden biri olduğu anlaşılınca (tıpkı Alplerin geri kalanına olduğu gibi) Kitzbühel de kendini bu konuda geliştirmiş. Kithzbühler Horn ve Hahnenkamm dağlarına sırtını dayamış olması ve her yıl dünyanın en tehlikeli yamaçlarından biri olan Streif üzerinde yapılan Kayak Yarışları Dünya Kupası’na sahne olması popülerliğini daha da pekiştiriyor.
The first settlers of the region were the Illyrians, who came here sometime between 1100 and 800 BC and mined copper at the hills nearby. In 15 BC the Roman Emperor Augustus occupied the Alps, starting Kitzbühel’s long history. In the 13th century, Kitzbühel became a part of Upper Bavaria. It was fortified with massive city walls and kept in seclusion as a trade center for a long time. The colorful and beautiful houses, restaurants, and hotels you will see on Kitzbühel’s streets today were made from the remnants of these ramparts that were razed as the city expands. Although they are centuries old, none of these buildings are denied the luxuries of modern technology, just as Kitzbühel itself offers state of the art entertainment, services, infrastructure and comfort within a historical setting. THE RIGHT PLACE FOR WINTER SPORTS Together with many other resorts in the Alps, Kitzbühel started investing in winter sports in the 1890s, as it was understood that the region was very convenient for skiing and winter sports in general. Located between the mountains Hahnenkamm and Kitzbühler Horn, the resort is famed for its annual world cup ski races, including the circuit’s most important event, the downhill race on the Streif slope. This slope is considered one of the most
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 63
Kitzbuehel.indd 63
1/25/10 7:55 PM
Kithzbühler Horn ve Hahnenkamm dağlarına sırtını dayamış olması ve her yıl dünyanın en tehlikeli yamaçlarından biri olan Streif üzerinde yapılan Kayak Yarışları Dünya Kupası’na sahne olması popülerliğini daha da pekiştiriyor. Located between the mountains Hahnenkamm and Kitzbühler Horn, the resort is famous with annual world cup ski races, including the circuit’s most important event, the downhill race on the Streif slope.
challenging downhill competitions in the world cup. During the summer season Kitzbühel hosts the ATP tennis tournament, also known as the Austrian Open. If your vacation coincides with the tournament, you have to make reservations well in advance and be prepared to pay higher prices as Kitzbühel becomes very crowded. It’s advisable that you balance your energy well as the partying goes on around the clock. Among all Austrian towns, Kitzbühel is the most impressive, stylish, lively and also the most expensive one, as a result of clever investment policies. While the new S3 cable car makes it easier to travel between Pengelstein and Jochberg, Steinbergkogel (C6) cable car travels over the long distances in the Kitzbühel basin much faster. With artificial snow machines and other related investments the skiing season is prolonged. The new connections built between Kirchberg, a relatively inexpensive resort preferred by professional skiers and young tourists coming from England, Germany and the
64 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Kitzbuehel.indd 64
1/25/10 7:55 PM
Images courtesy of | Astner Stefan | Johannes Felsch | Martin Lugger | İzniyle,
Ayrıca yaz boyunca ATP Avusturya Açık Tenis müsabakaları da yine burada yapılıyor. Eğer seyahatiniz bu zamanlara denk gelirse çok önceden rezervasyon yaptırmanız ve normal zamanlarından daha fazla ücret ödemeyi göze almanız gerekiyor. Çünkü kelimenin tam anlamıyla Kitzbühel’de bu dönemler içerisinde iğne atsanız yere düşmüyor. Her sokakta gülen ve eğlenen insanlarla hiç uyumayan bir Kitzbühel sizi bekliyor olacak. Enerjinizi iyi dengelemenizde fayda var. Avusturya’daki tüm kasabalar içinde burası en şık, etkileyici, pahalı ve canlı olanı. Bunun en başında iyi bir yönetimle ve yatırım anlayışıyla izlenmiş politikaların etkisi var. Yeni 3S teleferiği Pengelstein ve Jochberg arasında seyahati daha hızlı hale getiriyorken; sekiz yolcu alabilen Steinbergkogel (C6), Kitzbühel çanağı içerisindeki uzun hatları kolayca ve hızlı bir şekilde kat etmenizi sağlıyor. Ayrıca sahip olduğu suni kar makineleri ve bu amaçlı yatırımlarla da sezonu oldukça uzatabiliyor. En büyük haber
Images courtesy of | Astner Stefan | Johannes Felsch | Martin Lugger | İzniyle,
de Kitzbühel’in nispeten daha ucuz ancak profesyonel kayakçılarla gençlerin tercih ettiği Kirchberg ve Avusturya’nın birbirine teleferiklerle bağlı kayak bölgesi olan Skiwelt’a 250 teleferik ve 700 kilometreyi aşan bir patikayla ulaşımın sağlanacak olması.
Netherlands and Skiwelt, the largest skiing region of Austria, will enable ski enthusiasts to reach an area greater than 700 km thanks to a fleet of 250 cable cars.
ROMANTIK BIR ORTAÇAĞ PRENSESI
If possible, try to reach Kitzbühel before sun sets. As the street lamps start to light up, you will feel the magic in the air. Candles shine at restaurant windows and the historical atmosphere is enlivened with echoing laughters of people having a good time. The streets are centuries old but Kitzbühel is definitely a modern princess – austere, impressive and inherently romantic! From award winning gourmet shrines to fast food chains, this romantic princess conceels an incredible variety of restaurant alternatives in her bosom. Located in the upper-crust Schwarzer Adler hotel, Neuwirt is considered the best restaurant in town. Schwedenkapelle is another option for luxury dining, mentioned in
Eğer mümkünse Kitzbühel’e güneş batmadan hemen önce gidin. Sokak lambalarının yanmaya başladığı bu zamanda size bambaşka bir büyü gibi gelecek burası. Hemen her restoranın camında ışıldayan mumlar ve sokaklardaki o eski hava ve aniden duyduğunuz yükselerek yankılanan bir kahkaha ve çatal bıçak sesleri... Sokaklar belki eski olabilir ama Kitzbühel kesinlikle modern bir masal prensesi. Ağırbaşlı, etkileyici ve kesinlikle uslanmaz bir romantik! Bu romantik prensesin koynunda inanılmaz çeşitlilikte ve herkese hitap edebilecek yemek alternatifleri sunan restoranlar
A ROMANTIC MEDIEVAL PRINCESS
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 65
Kitzbuehel.indd 65
1/25/10 7:55 PM
every city guide. Established in a historical building, Chizzo is yet another alternative for a perfect dinner. Wirsthaus Steuerberg is the right address for an elaborate barbecue whereas Restaurant Hochkitzbühel at Hahnenkamm mountain is perfect for a romantic dinner every Friday. Speaking of mountain restaurants, the steak salad and other meat selections at Bärenbadalm on the way to Resterhöle and the limited menu and rustic atmosphere of Usterweis in Pengelstein are also worth mentioning. The mountains surrounding Kitzbühel hosts more than 50 restaurants and cafès, from historical and traditional ones to modern alternatives, all worthy of attention if you are planning to stay for a while. For an after dinner drink, Hinterstadt 24 is a good choice. If you are after loud music and wild fun, go to the Londoner, where everyone will be dancing till the wee hours of the night - after a while, you’ll find yourself singing along. For a late snack, Giovanni’s Treff at the city center serves the best hotdogs in town. The Phyton and Take Five are other clubs you can visit when you want to dance. As we said at the beginning, Kitzbühel offers something for every taste; be it fine dining, romantic flings, wild partying, shopping or making the most of winter sports.
Images courtesy of | Hotel Schwarzer Adler | İzniyle
var. Bol ödüllü gurme mabetlerinden tutun da ünlü fast-food zincirlerine kadar. Kitzbühel’in en kalburüstü otellerinden Schwarzer Adler içerisinde yer alan Neuwirt buranın en iyisi olarak addediliyor. Schwedenkapelle de yine en pahalı ve en iyi yemekleri bulabileceğiniz yerlerden. Gidince çoğu rehberde ismini gördüğünüze şaşırmayacaksınız. Chizzo ise en eski binalardan birisinde hizmet veriyor ve iyi bir akşam yemeğinin kesinlikle en iyi adresi. En iyi barbekü için gitmeniz gereken yer Wirtshaus Steuerberg, eğer sevdiğiniz birisiyle başbaşa yemek istiyorsanız Hahnenkamm Dağı’nın tepesindeki konumuyla Restaurant Hochkitzbühel (her cuma) ideal olan yerlerden. Hazır dağ restoranlarından bahsetmişken, Resterhöhe yolundaki Bärenbadalm’da yiyeceğiniz biftekli salatadan ve dilerseniz diğer et çeşitlerinden oluşacak mönüye, Pengelstein’daki Usterweis’in limitli mönüsü ve sıcak ahşap iç dekoru eşlik edebilir. Kitzbühel’in dağ yollarında neredeyse 50’den fazla restoran ve café bulunuyor. Seyahatiniz uzunsa eğer hepsine göz atmanızda fayda var. Eski ve geleneksel olanlardan modern ve hip olanlara kadar seçeneğiniz çok çeşitli. Yemek sonrasında bir şeyler içmek için Hinterstadt 24 güzel bir alternatif. Daha gürültülü ve eğlenceli bir yer istiyorsanız kesinlikle herkesin geç vakitlere kadar çılgınca eğlendiği The Londoner’a gidin, kendinizi bir süre sonra şarkılara eşlik ederken bulabilirsiniz. Gecenin bir vakti karnınız acıkırsa Giovanni’s Treff, şehrin merkezinde ve en iyi sosisli sandviçleri yapıyor. The Python ve Take Five da dans etmek istediğiniz zaman gidebileceğiniz diskolar. Yazının başında da dediğim gibi Kitzbühel’de hemen herkes için yapacak bir şey var: Yemek yemek, romantik kaçamaklar yapmak, çılgınca eğlenmek, alışveriş yapmak ve olmazsa olmaz kış sporlarının tadını çıkarmak…
66 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
Kitzbuehel.indd 66
1/25/10 7:55 PM
Images courtesy of | Hotel Schwarzer Adler | İzniyle
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 67
Kitzbuehel.indd 67
1/25/10 7:55 PM
NEREDE KALINIR? WHERE TO STAY SCHLOSS LEBENBERG
17 Lebenbergstrasse +43 5356 6901 austria-trend.at/leb
ROMANTIKHOTEL TENNERHOF
Griesenauweg 26 +43 5356 63181 tennerhof.com
HOTEL SCHWARZER ADLER
15 Florianigasse +43 5356 6911 adlerkitz.at
HOTEL VILLA LICHT
8 Franz-Reisch-Strasse +43 5356 62293 villa-licht.at
WEISSES RÖSSL
Bichlstrasse 5 +43 5356 71900 roesslkitz.at
VILLA MELLON
Franz Walde Weg 1 +43 5356 66821 villa-mellon.at
KLAUSEN HOTEL
A-6365 Kirchberg +43 5357 2128 klausen.at
MÜZİK VE DANS MUSIC AND DANCING THE LONDONER
4 Franz-Reisch-Strasse +43 5356 71428 thelondoner.at
CLUB TAKE FIVE
22 Hinterstadt +43 5356 713000 club-takefive.com
THE CITY MUSEUM
32 Hinterstadt +43 5356 67274 museum-kitzbuehel.at
ROPEWAY MUSEUM
+43 5356 6957 bergbahn-kitzbuehel.at
Kitzbuehel.indd 68
Images courtesy of | Hotel Schloss | Angelika Kirchmaier | Martin Lugger | İzniyle,
MÜZELER MUSEUMS
1/25/10 7:55 PM
NEREDE YENİR? WHERE TO EAT BARRIQUE
Hinterstadt 19 +43 5356 62658 restaurant-barrique.at
LANDHÄUSL
Obere Gänsbachgasse 8
+43 5356 64007
GIGGLINGSTUBE AURACH
Images courtesy of | Hotel Schloss | Angelika Kirchmaier | Martin Lugger | İzniyle,
Gigglingweg 17 +43 5356 64888
SCHWEDENKAPELLE
Klausenbach 67 +43 5356 65870
BÄRENBADALM, JOCHBERG
Bergstation Bärenbadkogel II +43 664 8557994
GASTHAUS HERZ’L
7 Graggaugasse +43 5356 67275 kitz-herzl.com
WIRTSHAUS STEUERBERG
78 Bichlachweg +43 5356 64887 steuerberg.com
RESTAURANT HOCHKITZBÜHEL RESTAURANT ALT-KITZBÜHEL
Hahnenkamm +43 5356 6951230 hochkitz.com
JIMMY’S
31 Vorderstadt +43 5356 64409 jimmys-kitz.at
9 Untere Gänsbachgasse +43 5356 62350 alt-kitzbuehel.com
HINTERSTADT 24
24 Hinterstadt +43 5356 62300 hinterstadt24.at
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 69
Kitzbuehel.indd 69
1/25/10 7:56 PM
DAKAR’DA
İKİ TÜRK
TWO TURKS ON THE DAKAR RALLY Röportaj • Interview by Oktay Tutuş, Ahmet Bilal Arslan
ParisDakar.indd 70
1/25/10 8:03 PM
Katılmanın da en az yarışmak kadar zor olduğu Dakar Ralli’sinin Türk takımı Kutlu Torunlar ve Kemal Merkit, insanlık mücadelesi dedikleri bu zorlu ralliyi ve yaşadıklarını anlattılar. The Turkish team of Kutlu Torunlar and Kemal Merkit of the Dakar Rally, which is just as difficult to participate in as it is to compete, told us about their experiences during the rally which they identify during the challenging rally, which they identified as a struggle to survive.
1 Ocak’ta Arjantin’den başlayan Dakar Ralli’si 17 Ocak günü sona erdi. Ralliye katılmaya hak kazanan Türk motor sporcuları Kutlu Torunlar ve Kemal Merkit, çok zorlu etaplardan geçtiler. Bunlardan en zoru sayılabilecek beşinci etapta, sağ el bileği kırılarak yarış dışı kalan Kutlu Torunlar yaşadıkları bu zorlu macerayla ilgili sorularımızı yanıtladı.
The Dakar Rally which started in Argentina on January 1st ended on January 17th. Turkish motorists, Kutlu Torunlar and Kemal Merkit who earned the right to join the rally went through insuperable stages. Kutlu Torunlar who broke his right wrist on the fifth and most difficult stage and had to stay out of the running answered our questions on the challenging adventure they experienced.
Herkesçe bu ralliye katılmanın oldukça zor olduğu bilinir. Türk ekibi olarak siz ne gibi aşamalardan geçtiniz, neler yaşadınız? Uluslararası federasyon, süper lisans denen uluslararası rallilerde kullanacağınız bir lisans veriyor. Bunun için de bir takım testlerden geçmenizi istiyor. Biri üç senelik, biri de ömür boyu sürüyor bu testlerin. Yani fiziksel kapasitenizin bu tarz müsabakalara uygun olması gerekiyor. Lisansa böyle başladıktan sonra uluslararası lisans size geliyor. Çok fazla başvuru olduğu için de
Everybody knows that it is very difficult to participate in this rally. What kind of processes did you go through as the Turkish team, what have you experienced? The international federation provides a licence called the ‘super licence’ for applying to international rallies. In order to receive this licence you have to go through certain tests. One of these tests lasts 3 years and the other a life-time. What I mean is, your physical capacity has to be suitable for races of this sort. Once you start your licence as such, then you receive an international licence. Even if
ParisDakar.indd 71
1/25/10 8:03 PM
bu testleri geçseniz bile sizin kariyerinize, geçmiş başarılarınıza ve neden Dakar Ralli’sine katılmak istediğinize dair verdiğiniz bilgilere dayanarak bütün başvurular içerisinde bir elemeye gidiyorlar. Ondan sonra da size bir onay mektubu geliyor. Örneğin 2007’de biz takım olarak başvurmuştuk, ancak onay verilmedi. Biz de kalktık Fransa’ya gittik ve derdimizi onlara anlattık. Bir hafta sonra bize yer açıldığına dair bir konfirmasyon geldi ve o günden beri de artık Türk takımı olarak bir daha geri çevrilmeyle karşılaşmadık. Bu ralliye katılabilmek için öncelikle iyi bir sürücü olmalısınız. Bu zorlu ralliyi yapabileceğinizi ispatlamanız gerekiyor. Teknik testleri geçerek kabul edildikten sonra da ralliye hazırlanmaya başlıyorsunuz. Çünkü 15 gün süren, toplamda 10 bin kilometre civarında olan, her gün 500–600 kilometre yol kat ettiğiniz bir yarış. Çok değişik şartlara, şiddetlere maruz kalıyorsunuz. Bu darbe de olabilir, motorun mekanik problemleri de olabilir, hastalık da olabilir... O yüzden bütün bu problemlerin başınıza gelebileceğini düşünerek iyi hazırlanmalısınız. Bu sonuçta bir dayanıklılık yarışması. Dolayısıyla kardiyo yaparak çalışmanız, fiziksel dayanıklılığınızı artırmanız gerekiyor. Esasında start noktasına kadar, altı ayınızı alan bir uğraş bu. Aslında biz Türk ekibi olarak çok fazla donanımlı değiliz. Diğer takımların belli işlerini halleden ekip üyeleri var. Kimi lojistik destek veriyor kimi de fizyoterapist. Biz sadece iki kişi olarak motosiklet üzerinde yarışıyoruz. Muhakkak oldukça fazla vardır ama bu ralli süresince başınıza gelen, unutamadığınız ilginç bir olay veya anekdot var mıdır? Yarış 15 gün sürüyor ama daha ilk günden anekdotlar başladı. Starttan önce motorlarınızı koyarsınız sonra dokunmazsınız. Bu kuraldır. Start zamanı da motorunuza biner ve yol alırsınız. Daha start verilmeden 73 numaralı yarışmacının, sanıyorum İtalyan’dı, motoru alev aldı ve gözümüzün önünde yandı. Dakar onun için daha başlamadan bitti. Bu gibi anılarla başladık. Sonra içinizde bir şüphe kalıyor tabii. “Bende de böyle bir şey olur mu?” acaba diye. Daha ilk gün zincirim koptu. Arjantinli seyirciler vardı, onların sıcaklığı sayesinde kurtuldum diyebilirim. Seyircilerden birisinin zincirini rica ettim, o da verdi. Yoksa daha ilk gün yarış dışı kalabilirdim. Hem rakiplerinizle mücadele ediyor hem de rakipleriniz ve seyircilerden yardım alıyorsunuz. Çünkü herkes
Dakar’ı bitirmenin ne kadar önemli olduğunu biliyor. O yüzden her günü, ayrı bir macera diyebilirim. Her gün defalarca sorunla karşılaşıp, onlarla uğraşıyorsunuz. Dakar zaten beklenmeyeni beklemek demek. Bu bir insanlık macerası. O 15 gün insana aylar, yıllar gibi geliyor. Dolayısıyla mücadelenin tamamı bir anekdotlar silsilesi. Dakar Rallisi’nin izlediği yol daha önce değiştirildi. Sizce Afrika’daki etapla Güney Amerika’daki etap arasındaki farklar nelerdir? O 15 gün öyle bir ayarlanıyor ki her türlü coğrafyadan geçiyorsunuz. Kayalık da var, toprak da, yağmur da, çamur da... Bunun özelliği dünyanın en zorlu rallisi olması. Götürdükleri coğrafyada da bu şartların olmasını sağlıyorlar. Afrika’da Sahra Çölü vardı. Güney Amerika’da ise dünyanın en kurak çölü olan Atakama var. İkisinin arasında en önemli fark, Güney Amerika’nın medeniyet içerisinde olması. Genellikle yerleşim yerlerine yakın. Dolayısıyla etrafta bir sürü seyirci ve yaşamsal aktivite zaten oluyor. Aslında daha konforlu denebilir; seyirci faktöründen dolayı. Bir problem yaşadığınızda yardımcı olabiliyorlar. Kutlu Torunlar Afrika’da bu yok. Bazen yarışçılardan başka kimseyi görmediğiniz günler oluyor. Afrika o açıdan daha gizemli ve cezbedici gelebiliyor insanlara. Bu yarış, artık bir marka olduğu için Dakar’da bitip bitmemesi çok da önemli değil. Mühim olan bunun dünyanın en zorlu rallisi olması. Dakar Rallisi’ni sizce bu kadar özel kılan nedir? Dakar Rallisi makine ve insanın birlikte mücadelesi. Kendi limitlerinizi sonuna kadar zorladığınız ve katılanların yüzde 50’si de bitiremediğinden insanlar için çok önemli. Özellikle de bu tip motor sporlarıyla ilgileniyorsanız, Dakar sizin için zirve. Tıpkı Türk takımı olarak bizlerin yaptığı gibi.
72 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
ParisDakar.indd 72
1/25/10 8:03 PM
you pass these tests, because there are far too many applicants they start eliminating by looking at your career, past success and reasons as to why you want to join the Dakar Rally. Following this stage, you receive a letter of acceptance. For example, we had applied in 2007 as a team but they did not grant approval. So we went to France and explained ourselves there. A week later we received a confirmation that there would be an eligible space and after that day we were never again turned down as the Turkish team. First things first: in order to join this rally you have to be a good driver. You have to prove that you can complete this challenging rally. After you pass the technical tests you start getting ready for the rally, because this is a race that lasts 15 days, takes 10,000 km which adds up to 500-600 km a day. You are exposed to very different circumstances and difficulties. This might be due to impact or mechanical problems or sickness. Therefore, you have to foresee you might have such problems and prepare well. At the end of the day this is a race of endurance. So, you need to do cardio work-outs and increase your physical endurance. In fact, this is an endeavor that takes 6 months until the start point. As the Turkish team not as wellequipped as some others. Other teams Kemal Merkit have crew members who sort out certain errands. Some of them offer logistic support and others are physio-therapists. We are solely racing as two people on motorcycles. I am sure you have plenty, are there any interesting events or anecdotes from the time of the rally that you cannot forget? The race lasts 15 days but the anecdotes started on the first day. Before the start you leave your motors without being in contact with them until the race starts. This is a rule. When it’s start time you get on your motorbike and keep driving. Before the start signal was given the motorbike of the contestant number 73, I think he was Italian, took fire and burnt to ground right before our eyes. For him Dakar ended before it started. We started off with memories as such. These memories leave you with
a certain sense of doubt; you wonder if it would happen to you. My chain broke on the first day. There were Argentinian spectators and I can say that I got out of that situation thanks to their friendly attitude. I asked for the chains from one of the spectators and he gave it to me. If that hadn’t happened I could have had to stay out of the running. As well as struggling with your rivals you receive help from both your rivals and the spectators, because everyone knows just how important it is to complete Dakar. Thus I can say that every day was a new adventure. The Dakar Rally stands for ‘expecting the unexpected’. This is an adventure of humanity. Those 15 days feel like months, even years. Therefore, the entire struggle is a series of anecdotes. The path of the Dakar Rally was altered before. What do you think are the differences in the stages between Africa and South America? Those 15 days are organized so that you go through all possible lanscapes. There are rocks, soil, rain and mud. This makes it the most difficult rally in the world. They make sure that the geographies they take you also have these conditions. In Africa there was the Sahara Dessert and in South America there was the Atacama desert, which is the most arid desert in the world. The most important difference between them was that South America has civilization. It is generally close by settlements. Therefore, there are many spectators and vital activity around. In fact we can say that it is more comfortable because of the spectators. When you have a problem they can help out. In Africa you don’t have that. Sometimes there are days when you don’t see anyone else other than the racers. Africa can be more appealing and mysterious in that aspect for some. Because now the rally itself is a brand, it’s not very significant that the race ends in Dakar, what’s important is that this is the most difficult rally in the world. What do you think it is that makes the Dakar Rally so special? The Dakar Rally is the struggle of mankind together with machinery. It is very significant because you push yourself to the utmost possible limit and because fifty percent of participants cannot complete it. If you are interested in motor sports of this sort, then Dakar is the peak. Just as we do as the Turkish team. www.dakarturk.com
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 73
ParisDakar.indd 73
1/25/10 8:03 PM
Image courtesy of | Sezer Arıcı | İzniyle.
74 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
MuratPlevneli.indd 74
1/25/10 8:21 PM
“SANAT UZUN VADELİ BİR KOŞU” “ART IS A LONG-TERM RACE” Röportaj• Interview by Jülide Karahan
Image courtesy of | Sezer Arıcı | İzniyle.
Türkiye’de çağdaş sanat piyasasının yüzde 70’ini elinde tuttuğu söylenen Galerist’in sahibi Murat Pilevneli’yle galeri özelinden sanat piyasası geneline uzun bir gezintiye çıktık. Yol boyunca; sermayenin sanat piyasasına fazlaca bulaşmasının tehlikelerinden spekülasyonun ayak seslerine pek çok gedikli konuya değindik.
We went on a long journey along the path of the art market; specifically the contemporary art market in Turkey, which 70 percent of is said to be under the helm of the owner of Galerist, Murat Pilevneli. We touched upon many different topics along the way from the dangers of capital becoming over involved in the art market to the patter of speculations.
Galerist’in neden işlevsel bir web sitesi yok? Kurulduğumuzdan, yani 2001’den beri yok ve herkes durumdan şikâyetçi. Biliyorum, önemli ama şimdiye dek birkaç kez denememe rağmen içime sinen bir sayfa çıkmadı karşıma. Fena da olmadı. Galeri ulaşılmaz ve gizemli kaldı. Ama iyi haber: Sonunda Amerika’da bir şirketle anlaştık. Bugün yarın teslim edecekler.
Why doesn’t Galerist have a functional website? Since our establishment in 2001 we haven’t had one and everyone is disgruntled about it. I know it’s important but even though I have tried a few times I never came across a design that sunk in with me. It’s not that bad either. This enabled the gallery to be unreachable and mysterious. The good news is that we have reached an agreement with a company in America. They will be providing us with the final product pretty soon.
Galerinin çalıştığı sanatçılar kimler? 30 sanatçımız var. Hüseyin Çağlayan, Haluk Akakçe, Taner Ceylan, Erinç Seymen, Ayşe Erkmen, Thomas Ruff, Michael Craig Martin ve Tony Cragg çalıştığımız isimlerden bazıları. Sanatçılarınızla ilişkileriniz nasıl? İlgilenme, yönlendirme, imkân sağlama açısından… Yönlendirme yapmıyoruz. Sanatçının aklında bir proje varsa öneri yapıyor, fikir veriyoruz ama kararı her zaman o veriyor.
Who are the artists that the gallery is working with? We have 30 artists. Hüseyin Çağlayan, Haluk Akakçe, Taner Ceylan, Erinç Seymen, Ayşe Erkmen, Thomas Ruff, Michael Craig Martin and Tony Cragg are just a few of the names we work with. What are your relationships with your artists like? In matters of care, guidance and providing opportunities..
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 75
MuratPlevneli.indd 75
1/25/10 8:21 PM
2001’de yurtdışında yaşayan ve çalışan ama Türkiye’de bir galeriye bağlı olmayan sanatçılara yönelmiştiniz. Şimdi durum ne? Başta öyleydi. Çünkü galeriyi yeni kurmuştuk ve yeni sanatçılar keşfetmek istiyorduk. Şimdi sadece Türk sanatına değil, uluslararası sanata odaklanıyoruz. Yetenek keşfi yapmıyoruz. Belki iki üç sene sonra… Bu yıl Freeze Art Fair’e katılmadınız. Özel bir sebebi yok değil mi? Hayır, çok özel bir sebebi var. 2007’de 8 – 9 uluslararası fuara katıldık. Brüksel, Dubai, Atina, Paris, Londra, Miami, Rotterdam… Öyle bir noktaya geldik ki, ‘şu fuar sirkini bir kenara bırakalım’ dedik. Bütün dünyayı gezerek olmuyor bu işler. Önce ev ödevlerini yapmak lazım. Karar verdik, sadece Miami ve Basel’e katılıyoruz artık. Sirk mi dediniz? Evet, öyle dedim. Bir noktadan sonra sirke dönüşüyor. Biz şöyleydik: Basel’de bir sanatçının eserini Belçikalı bir koleksiyonere sattık diyelim. Hadi şimdi bir de Belçika’ya gidelim, orada iş yapalım. Ama öyle yürümüyor. Koleksiyoner kendi şehrinde etkinlik etkinlik dolaşıyor o sırada. Amacı sanata bakmak değil, sosyalleşmek… İstanbul’daki fuarlar için de geçerli mi bu? İstanbul’da sadece birinci ve dördüncü yani son Contemporary’e katıldık. Bu seneki çok iyiydi. Sirk gibi değil miydi? Değildi. Ticari bir platform vardı. Ama yine de yabancı bir galerinin buraya katılması çok cazip değil. Yabancı alıcılar Türk piyasasına ne kadar dâhil? Dâhil ama olgun ve kaliteli bir alıcı kitlesi değil bu. Hatta biraz da
We do not guide. If there is a project in the scope of the artist we provide suggestions and give ideas, but the artists always make their own decisions. In 2001 you had taken an interest in artists living and working abroad who weren’t tied to a spesific gallery in Turkey. What is the situation now? In the beginning it was like that. The gallery was newly established, we wanted to present something new and discover new artists. Aren’t only focused on Turkish art now, we also have a focus on international art. We are not hunting for talent. Perhaps in two or three years... You didn’t participate in the Freeze Art Fair this year. There isn’t a specific reason, is there? No, there is a very spesific reason why. In 2007 we participated in 8-9 international expositions. Namely in Brussels, Dubai, Athens, Paris, London, Miami and Rotterdam. We have reached such a point that we decided ‘lets leave the circus of expositions to one side.’ These things don’t happen by travelling the whole world. First we have to do our homework. We have decided only to participate in Miami and Basel from now on. Did you say circus? Yes, that’s what I said. After a particular point it turns into a circus. We were of the following opinion: Let’s say we sold the work of an artist in Basel to a Belgian collector. Then let’s say we go to Belgium and do some business there. The truth is things just don’t work that way. The collector walks from one event to the other in his own city. His aim is not viewing art but socializing. Is this the same for expositions in Istanbul? We only joined the 1st and the 4th Istanbul Contemporary
76 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
MuratPlevneli.indd 76
1/25/10 8:21 PM
tehlikeli bir kitle. Çünkü henüz müze gibi kurumsal alıcılarımız yok. Şu anki yabancı alıcılar çok spekülatif; şimdi alıp bir iki sene sonra müzayedelerde elden çıkarmayı planlıyorlar. Satmamak daha mı doğru? Hayır, dengeyi iyi oturtmak lazım. Bir, ucuza satmamalı. İki, çok fazla eser satmamalı. Türk sanatçıların eserlerine kıymet veren yine Türk koleksiyonerler mi bu durumda? Doğal olarak... Nasıl bir yaklaşımla? Yani koltuğun rengine göre mi, ileride kâr etmek için mi, “bende bu var” demek için mi? Önce hepsi. Bir piramit gibi düşün. Aşağıda çok şey var, yukarı doğru azalıyor. Bir bakıyorsun karşındaki tam bir koleksiyoner olmuş. Bir eser var, almak isteyen beş kişi… Alıcıyı nasıl seçiyorsunuz? Öncelikle sanatı sadece bir yatırım aracı olarak görenleri eliyoruz. Tercihimiz müze ve kurumsal koleksiyonerlerden yana. Alıcılar nelere dikkat etmeli? Danışman kullansınlar mı mesela? Kesinlikle kullanmasınlar. Danışman sadece malzeme toplamada yardımcı olabilir. ‘Bu çok iyi, şu yükselen değer’ muhabbetine hiç inanmıyorum. Çünkü koleksiyonerlik çok şahsi bir şey. Başkasının senin üzerine giydirmesiyle olmaz. Koleksiyoner ne yapmalı? Galeri gezip yayın takip ederek mümkün olduğunca çok sanat eseri görmeli bir kere. Yerel kalmak istese bile mümkün olduğunca yurtdışındaki sergi ve fuarları takip etmeli sonra. Çünkü ancak o zaman özgünlük ayrımı yapılabilir.
expositions. This year’s was very good. It was busy nearly every day. So, it wasn’t like a circus? It wasn’t. There was a commercial platform. However, it is still not very appealing for a foreign gallery to participate in this exposition. To what extent do foreign buyers participate in the Turkish market? They do, but it is not a mature and developed crowd. In fact it’s a rather endangering crowd because we don’t have corporate buyers like museums. The current foreign buyers are speculative, they base their plans on buying now and selling in a couple of years time in auctions. Is it better not to sell? No, you have to establish a balance. The first rule is you shouldn’t sell low. The second is you shouldn’t sell too many pieces. Given the circumstances would you say that the people who pay attention to the works of Turkish artists are Turkish collectors? Naturally... From which perspective? Do they pay attention regarding the color of their sofa at home, to make a profit in the future or to be able to say ‘‘lown this’ ? At first all those perspectives are real. Think of it as a pyramid. There are very many things below and they get fewer as the pyramid peaks. Sometimes you take a look and realize that the person you are dealing with has become a proper collector.
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 77
MuratPlevneli.indd 77
1/25/10 8:21 PM
Sanatçı ve müşteriyi kriz zamanlarında nasıl koruyorsunuz? Sanatçımızın her zaman arkasındayız. Fiyatları abartmıyoruz. Müşteriyi de koruyoruz, gerekirse eseri geri alıyoruz. 2009 krizinde zor durumda olan müşterilerimizden satın alımlar yaptık. Kötü günde yanlarındayız. Bu, uzun vadeli bir koşu…
Let’s say there is a work of art and there are five willing buyers... How do you choose whom you are going to sell to? At first we eliminate those who see art purely as an investment opportunity. Our preference is always museums and corporate collectors.
Galerist 2009 krizini de, 2001 krizini de avantaja çevirdi. Nasıl oluyor bu? İki krizin dinamikleri de limitleri de farklıydı. 2001 krizinin avantajı ciddi bir güven bunalımı yaşanmasıydı. Hep anlatıyorum; bir arkadaşım 20 bin dolara aldığı bir eseri 5 bin dolara satamadı 2001’de. Biz bunun üzerine gittik, yeni bir söylem oturttuk ve yükseldik. Kolay oldu. Bugün Türkiye’nin dinamiği farklı. Biz kriz içinde yaşamayı bilen bir ülkeyiz. 2009’da krize rağmen Türkiye piyasasında çok fazla alıcı vardı. Hem İstanbul Modern, Santralistanbul, Borusan Holding gibi kurumsal müşteriler; hem de önümüzdeki aylarda müze açmayı planlayan koleksiyonerler… Bir de elinizde iyi eser varsa her dönemde satarsınız. İyi dönemde aradığınız ilk kişiye satarsınız, kötü dönemde 6. 7. kişiye... Ama satarsınız. İyi eser her zaman bulunmaz, değerlidir. Bir de hangi eserin kime teklif edileceğini bilmek lazım. Biz biliyoruz.
What are the things that buyers should be careful about? Should they obtain the services of a consultant? They shouldn’t obtain the services of a consultant. The consultant can help them bring together a variety of materials together. However, I don’t believe in the attitude of ‘this is great, this is increasing in value’ at all, because being a collector is a very personal thing. Someone else cannot adorn you with it. The collector should visit galleries, follow publications, and see as many works of art as possible. Even though the collector might want to stay local, they need to follow important events, exhibitions and expositions abroad as much as possible, because only then can a distinction of individuality become apparent.
Haluk Akakçe İsimsiz (Parkta Aşık Olmak) (detay) Ahşap üzerine akrilik Untitled (Falling in Love in the Park) (detail) Acrylic on board
How do you protect the artist and the client during times of economic crises? We don’t let the prices soar. We are always behind our artists. We protect the client too, if necessary we buy back the art work. We have carried out buy-backs from our clients who have been hit by the crisis in 2009. We are there for them on their rainy days. This is a long-term race.
“Beş yıl sonra İstanbul gerçekten çok ciddi bir sanat başkenti olacak. Yeni müze ve galeriler açılacak, yeni koleksiyonerler olacak, hatta yabancı sanatçılar İstanbul’da yaşamaya başlayacak.”
“In five years time Istanbul will be an important capital for the arts. New museums and galleries will burst forth. There will be new collectors and in fact, even foreign artists will start to live in Istanbul.”
Galerist has managed to turn both the crises in 2009 and 2001 into an advantage. How did this work out? The limits and dynamics of both crises were different. The 2001 crisis in Turkey had an advantage. As I always tell everyone, a friend of mine who bought a work of art for 20,000 dollars couldn’t sell it for 5000 dollars in 2001. We clamped down on this, established a new discourse and rose. It was easy. Turkey’s dynamic is different. We are citizens of a country which knows how to live in crisis and manage fine. Despite the crisis in 2009 there were many buyers in the Turkish market. Alongside corporate clients such as Istanbul Modern, Santralİstanbul and Borusan Holding there are collectors who are planning on opening museums in the next few months. Also, if you have good works of art in your realm you will be able to sell it at any time. You will most likely sell it to the first person
78 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
MuratPlevneli.indd 78
1/25/10 8:21 PM
Erinç Seymen Okulda Bir Gün (detay) Kağıt üzerine mürekkep One Day at School (detail) Ink on paper
you contact in times of stability, but 6 or 7 people in times of hardship. In the end you will be able to sell it. Good works of art aren’t always found because of their value. You also need to know what you should offer each client. Now, we know the ins and outs of this.
Beş yıl sonra Türkiye’de çağdaş sanat… Cümleyi nasıl tamamlarsınız? Çok yükselecek. İstanbul’da özellikle. Bu şehrin inanılmaz bir geçmişi ve birikimi var. Coğrafi ve politik olarak güçleneceğiz. Eskisi gibi ekonomik çalkantılar yaşayacağımızı da hiç düşünmüyorum. Bence Türkiye, kendi coğrafyası içinde çok sağlam bir ülkeye dönüşecek. Politik ve ekonomik gelişme, beraberinde kültürel bir iyileşme de getirecek. Beş yıl sonra İstanbul gerçekten çok ciddi bir sanat başkenti olacak. Yeni müze ve galeriler açılacak, yeni koleksiyonerler olacak, hatta yabancı sanatçılar İstanbul’da yaşamaya başlayacak. Moby Dick’teki Kaptan Ahab beyaz balinaya ne kadar bağlıysa sanat da ekonomiye o kadar bağlı diyebilir miyiz? Hayır, hayır o biraz gaddarca. Sanat her şekilde, her koşulda var olacaktır. Ama sermaye sayesinde bambaşka bir yere taşındığını inkâr edemeyiz. Bu taşınma tehlikeli değil mi? Sanatçı bir şirket olarak algılanır, sanat eseri de hisse senedi gibi görülürse elbette tehlikeli. Özellikle piyasada suni rakamlar oluşturan spekülatörlere karşı dikkatli olmak lazım. Son aylarda Türkiye’de çok ciddi rakamlar konuşuldu. Burhan Doğançay’ın ‘Mavi Senfoni’si 2,2 milyon TL’ye satıldı… Duyduklarımız spekülasyonun ayak sesleri mi? Olacak bu, oluyor da… Yerel piyasada, bilhassa müzayedelerde telaffuz edilen rakamlar hiç gerçekçi değil. Galeri ve sanatçılar ne yapmalı? Oyunlardan uzak durup sadece işini yapmalı. Sanatçı eserini üretecek, galerici de alıcısını iyi seçecek… Zor iş. Baskı olmaz mı? Olabilir. Ama ne olursa olsun mücevher bizim elimizde ve onu kime teslim edeceğimizin kararını biz veririz.
Contemporary art in Turkey in 5 years time will... How would you complete this sentence? Will soar. Especially in Istanbul. This city has a great history and accumulation. We will gain strength geographically and politically. I don’t think we will go through economic fluctuation as we have done in the past. In my opinion Turkey will transform into a a very durable country in its own geography. The political and economic development will also bring about cultural healing. In five years time Istanbul will be an important capital for the arts. New museums and galleries will burst forth. There will be new collectors and even foreign artists will start to live in Istanbul. Can we say that the arts is dependent on the economy just as Captain Ahab in Moby Dick is devoted to the white whale? No, that’s rather tyrannical. Art will exist in all its forms, in all circumstances. However, we cannot deny that it reaches a completely different platform by means of capital. Isn’t it hazardous? It is hazardous if the artist is perceived as a company and the work of art is seen as a stock . We should especially be careful in the face of speculators who create artificial prices in the market. In the last months great sums have been talked about. Burhan Doğançay’s ‘Mavi Senfoni’ (Blue Symphony) was sold for 2.2 million Turkish Liras. Are these the footsteps of speculation we hear? This is what will happen and it is taking place right now. The sums that are a subject of conversation in the local market, especially in auctions, aren’t realistic at all. What should gallery owners and artists do in these circumstances? They should stay away from games and do their own work. The artist should produce his/her work of art and the gallery owner should choose its buyer well. This seems like tough business. Can’t pressure work in this case? Perhaps. However, whatever happens, the gem is in our palm and we will decide to whom we grant it.
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 79
MuratPlevneli.indd 79
1/25/10 8:21 PM
INFO Yeni Film: The Informant!
First Class’da İyi Uykular
Size Özel Servislerimiz İçin..
82
83
84
New Movie: The Informant!
Sweet Dreams in First Class
Our Exclusive Services for You...
Özel Lezzetlere Hazır mısınız? Ready for unique delicacies?
94
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 81
INFO.indd 81
1/25/10 8:24 PM
Sizin İçin Seçtiklerimiz UPFRONT MICHAEL JACKSON’U ÖN SIRADAN İZLEMEK
MICHAEL JACKSON’IN HİT’LERİ BU AY UÇUŞLARIMIZDA THIS MONTH, MICHAEL JACKSON HITS ARE ON OUR FLIGHTS
FEATURED INT. ARTIST v MICHAEL JACKSON ABC • Ben • Got To Be There • Blame It On The Boogie • Can You Feel It • Shake Your Body (Down To The Ground) • Don’t Stop ‘Til You Get Enough • Rock With You • She’s Out Of My Life • Off The Wall • Girlfriend • Wanna Be Startin’ Somethin’ • The Girl Is Mine (with Paul McCartney) • Billie Jean • Beat It • Human Nature • P.Y.T. (Pretty Young Thing) • Thriller • Liberian Girl • Bad • I Just Can’t Stop Loving You • The Way You Make Me Feel • Man In The Mirror • Dirty Diana • Smooth Criminal • Black or White • Heal The World • Remember The Time • In The Closet • Who Is It • Will You Be There • You Are Not Alone • Earth Song • Cry • Whatever Happens (ft Carlos Santana) • Gone Too Soon
THE INFORMANT!
OYUNCULAR • Cast: Frank Welker, Matt Damon, Melanie Lynskey, Scott Bakula, Patton Oswalt YÖNETMEN • Director: Steven Soderbergh
GİŞE FİLMLERİ KANALINDA SEYREDEBİLİRSİNİZ WATCH IT ON THE BLOCKBUSTER MOVIES CHANNEL
v Al‘The Informant’, 1990’ların başında yaşanan tuhaf bir ajanlık hikâyesini gerçek hayattan sinema perdesine aktarıyor. Bir yönetici çalıştığı şirketin müşterileri dolandırdığını fark ederse ne yapmaz? FBI’a başvurmaz mesela... Ama hayat bazen film gibi olabiliyor. ‘The Informant’ın esas adamı Matt Damon, yapılmayacak olanı itinayla yapıyor. Film, Kurt Eichenwald’ın 2000 yılında yayınlanan ve çok satanlar listesine giren ‘The Informant: A True Story’ adlı romanından uyarlanmış. Yönetmen koltuğunda Steven Soderbergh’in oturduğu filmin en ilginç tarafı, suçluları ele veren esas adamın FBI tarafından ‘kahraman’ ilan edilip iyi halden 8,5 yıl hapis yemesi. Üstelik gerçek hayatta… Nedenini merak ediyorsanız hayata değil, ekrana bakın!
A FRONT ROW SEAT TO MICHAEL JACKSON
v His albums, his dances, his clothes, and his attitude all shaped the 80s and 90s. Now, Michael Jackson will meet with fans once more in November release This is It, a film containing backstage and rehearsal footage from what would have been his sold-out summer concert at London’s O2 Arena. Produced with full support from Jackson’s family and friends, 100 hours of footage, tracks, and daylong rehearsal scenes celebrate the artist’s last effort before his death on June 26, 2009. Some scenes from the full HD, digital audiorecorded film are in 3D. Director Kenny Ortege of High School Musical fame also created three new music videos, including one for “Thriller”, featured in the film. This is It provides a view on Michael Jackson like never before, and from the very front row…
v ‘The Informant’, 1990’ların başında yaşanan tuhaf bir ajanlık hikâyesini gerçek hayattan sinema perdesine aktarıyor. Bir yönetici çalıştığı şirketin müşterileri dolandırdığını fark ederse ne yapmaz? FBI’a başvurmaz mesela... Ama hayat bazen film gibi olabiliyor. ‘The Informant’ın esas adamı Matt Damon, yapılmayacak olanı itinayla yapıyor. Film, Kurt Eichenwald’ın 2000 yılında yayınlanan ve çok satanlar listesine giren ‘The Informant: A True Story’ adlı romanından uyarlanmış. Yönetmen koltuğunda Steven Soderbergh’in oturduğu filmin en ilginç tarafı, suçluları ele veren esas adamın FBI tarafından ‘kahraman’ ilan edilip iyi halden 8,5 yıl hapis yemesi. Üstelik gerçek hayatta… Nedenini merak ediyorsanız hayata değil, ekrana bakın! v ‘The Informant’ is the screen version of a wacky whistleblower’s story that actually happened in the early nineties. What would a good company man do if he realized the corporation he worked for was involved in a scam? He would not, for example, go to the FBI... But sometimes life imitates cinema. The protagonist, played by Matt Damon, goes out of his way to do the unthinkable. The film is an adaptation of Kurt Eichenwald’s best-seller, ‘The Informant: A True Story’, published in 2000. The most interesting part of this Steven Soderbergh film is that the man who blows the whistle on the criminals and is hailed as a ‘hero’ by the FBI ends up getting eight and a half years for his good behavior. In real life no less! If you want to know why, take a look at life, not at the screen!
82 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
INFO.indd 82
1/25/10 8:24 PM
Filmler hakkında daha detaylı bilgi için: Sayfa 88
DİJİTAL BİLGİ VE EĞLENCE
DIGITAL INFO & ENTERTAINMENT
v Eğlence sistemimizde 23 inç’lik düz ekranlardan Bose marka kulaklıklarla sizin için seçilmiş olan 250 farklı albümden oluşan müzik yayınını dinleyebilirsiniz. Klasik, vizyon, uluslararası ve çocuk filmlerinden oluşan film seçenekleri ile çeşitli dizi, belgesel ve çizgi filmlerden oluşan kısa program kanalını izleyebilirsiniz. Tüm bu hizmetlere ilave olarak bireysel ve çoklu oyunculu 17 adet interaktif oyun kanalı, küçük yolcularımız için ayrı çocuk kanalı ve sesli kitaplar da beğeninize sunuluyor. Yolculuğunuz esnasında eğlence sisteminde yer alan bilgi kanalını kullanarak saat başı güncellenen ekonomi, magazin, finans haberlerine, dört saatte bir güncellenen hava durumu haberlerine erişebilirsiniz. Ayrıca kısa mesaj ve elektronik posta gönderebilir ve yine koltuktaki ekranlarınıza mesaj ya da e-posta alabilir, ister koltuktan koltuğa, isterseniz de yerdeki yakınlarınıza telefon ile ulaşabilir, bağlantılı seferler kanalından, bağlantılı seferlerinizin bilgilerini öğrenebilirsiniz. Yolcularımız seyahatleri esnasında süitlerinde laptop ile çalışabilecektir.
v On the 23” flat screen of our entertainment system, you can select from a wide array of entertainment, including the music broadcast via Bose earphones, with 250 different albums selected for your enjoyment, the movie of your choice selected from Classical, Invision, International or Children’s movies, or follow the short program channel, which contains various series, documentaries and cartoons. In addition to all these services, there is also a games channel containing 17 different individual or multi-player video games, a separate Children’s channel for young travelers, and Audio Books, including a variety of preferences. Using the information channel in our entertainment system, you can access magazines, economic and financial news (updated hourly), and the weather forecast (updated every four hours). In addition, you can send and receive messages on your screen. Moreover, you can make seat-to-seat calls or call your relations on the ground by telephone, or find information on your connecting flights on the connecting flights channel. Soon passengers will also be able to use their laptops in their seats.
RENKLİ RÜYALAR v First Class’taki misafirlerimiz dinlenmek istediklerinde koltukları kabin ekibimiz tarafından yatak konumuna getirilecektir. Üzerine özel çarşaflı alez (kaz tüyü) serildikten sonra, iki adet yastık ve yorgan emrinize tahsis edilecektir. Ayrıca özel tasarlanmış pijamalar ve terlikler lavanta kokuları içeren özel bir çantada size takdim edilecektir.
SWEET DREAMS v When our First Class guests wish to go to sleep, their chairs are converted into a bed by the cabin staff, and an exclusive cover (filled with duck down) with a special sheet will be spread out and two pillows and a quilt will be provided. Specially designed pyjamas and slippers will also be provided in a lavenderscented special case.
For more information about movies, please refer to page 88
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 83
INFO.indd 83
1/25/10 8:24 PM
BUSINESS CLASS Özel Hizmetler EXCLUSIVE SERVICES UÇUŞ ÖNCESİ HİZMETLER v Değerli Business Class yolcularımız, THY olarak size sunduğumuz ayrıcalıklı hizmetleri anlatmak bize mutluluk verecek. Business Class’tan yararlanan yolcularımız, ayrı bankoda check-in yaparken bir yandan da öncelikli yer tercihi fırsatından yararlanabilecek. Bankoda bagajınız için özel Business Class Etiketi, CIP Salonuna Giriş ve Uçağınıza Biniş Kartınız verilecektir. Özel salonumuzdaki telefon/fakstan yararlanıp, TV/Müzik yayını eşliğinde limitsiz ikramın keyfini çıkarıp, yerli-yabancı gazete ve dergilere göz atarken uçağınızı düşünmeyin. Çünkü tüm yolcular uçağa yerleştikten sonra uçağa yönlendirilecek ve bagajlar için özel tanıtıcı etiket ve ayrı yükleme hakkına sahip olacaksınız. Bu arada diğer yolculardan farklı olarak 20 değil 30 kg serbest bagaj taşıma (Parça - bagaj sistemi uygulanan Atlantik aşırı uçuşlar için iki parça serbest bagaj hakkı) ve iki parça el bagajı taşıma hakkınız olduğunu hatırlatırız. (Ülke kuralları gereği İngiltere çıkışlı yolcular sadece bir parça el bagajı taşıyabilir.) Business Class ve Elite Plus kart sahibi yolcularımız yurt dışından İstanbul’a gelmek üzere check-in işlemi yaptırdıkları esnada verilecek olan ‘fast track’ kartlarıyla İstanbul Atatürk Hava Limanı’na varışlarında geliş katındaki 29–30 numaralı pasaport kontrol bankosundan geçişlerini sağlayabilirler.
CIP (ÖZEL BEKLEME) SALONU v Sizi özel bekleme salonuna davet ediyoruz. Biniş kartınızı sizi karşılayan CIP Salon hostesimize bırakınız, uçağınızın kalkışından önce size haber verilecektir. Güzel bir müzik eşliğinde içeceğinizi hiçbir ücret ödemeden yudumlayabilir, ikramlarımızın lezzetine bakabilirsiniz. Ayrıca faks gönderilerinizi ücretsiz yapabilir, internete kablosuz erişim aracılığı ile ücretsiz bağlanabilirsiniz. Televizyon seyredip, Business Center’da işlerinizi kesintisiz sürdürebilir, günlük yerli ve yabancı gazetelere, dergilere göz atabilirsiniz. CIP’lerde yararlanacağınız hizmetler elbette bunlarla sınırlı değil. Kişiye özel banyo kiti kullanarak duş alma imkanı sunmamızın yanı sıra anne ve babalar bebek alt değiştirme pusetlerini kullanabilirler. Ayrıca bay ve bayan tuvaletlerinin yanı sıra özürlülerin ihtiyaçları da unutulmadı. Salonumuzda mescit de mevcut.
RAHATINIZ İÇİN v Günlük yerli ve yabancı gazete, çeşitli konularda dergi servisimize ilaveten, uzun dış seyahati yapan yolcularımız uçuşlarının daha konforlu olması için çorap, gözlük, el kremi gibi ürünler içeren çantalardan yararlanabilecekler.
Business Class yolcularımız 30 kg serbest bagaj taşıma (Parça-bagaj sistemi uygulanan Atlantik aşırı uçuşlar için iki parça serbest bagaj hakkı) ve iki parça el bagajı taşıma hakkına sahiptir.
84 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
INFO.indd 84
1/25/10 8:24 PM
SERVICES EXCLUSIVE TO BUSINESS CLASS PASSENGERS v Dear Business Class passengers, We’d like to take this opportunity to inform you about some of our exclusive services. Instead of waiting in long queues, benefit from the Business Class counter, where exclusive Business Class luggage tags, and your CIP/VIP lounge entrance and boarding card will be issued. Relax in the exclusive lounge or take advantage of telephone, fax, TV/ Music broadcasting, limitless food and snacks, as well as local and foreign newspapers and magazines. Don’t worry about time since you have priority for seat selection, exclusive luggage tags and separate loading of the luggage while you’ll be directed to the plane once all passengers are on board. In the mean time, allow us to remind you again that your free luggage allowance is 30 kg (two pieces of free luggage on transatlantic flights where the piece-luggage system is applicable) instead of 20 kg in economy and you have two pieces of hand luggage allowance (subject to law, only one piece of hand luggage for passengers departing from the UK). Business Class and Elite Plus card holder passengers can obtain a “fast track” card during their check-in on their return to Istanbul and upon arrival at Istanbul Ataturk Airport; they can use passport control kiosks the 29-30.
CIP (EXCLUSIVE WAITING) LOUNGE v We’d like to invite you to the exclusive waiting lounge. If you wish, leave your boarding card with our CIP Lounge hostess receiving you at the CIP Lounge and you will be informed before the departure of your flight. In our lounge, enjoy the free catering service (hot and cold soft drinks, fresh squeezed orange juice, sandwiches, croissants, pastries, tarts, tartlets, sweet and salted biscuits, nuts, and hot soup until 11 am and after 8 pm). Listening to pleasant music, you can sip a drink, send a fax and connect to the internet via WLAN—all free of charge. You can also watch TV, continue your work in the Business Center, or leaf through the local and foreign daily newspapers and magazines. If you need to freshen up there are also shower facilities, so don’t forget to ask for your personal bath kit and towel at reception. For parents, a baby nappy changing trolley is also available. Men’s and women’s toilets (including disabled) are also easily accessible. For spiritual matters there’s a prayer room in the lounge.
FOR YOUR COMFORT v Local and foreign daily newspapers and magazines are available for our passengers to choose from. In addition, for the comfort of our Transoceanic Business Class Passengers, an amenity kit containing a pair of socks, hand cream and eyeglasses is available.
For our Business Class passengers, 30 kg free luggage allowance (two pieces of free luggage on transatlantic flights where the piece-luggage system is applicable) and two pieces of hand luggage allowance is provided.
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 85
INFO.indd 85
1/25/10 8:24 PM
FIRST CLASS Özel Hizmetler EXCLUSIVE SERVICES İSTANBUL ATATÜRK HAVALİMANI’NDA VERİLEN HİZMETLER
KALKIŞ ESNASINDA v Değerli First Class yolcuları, İstanbul il sınırları içinde limuzin hizmetinden (Mercedes-S, Mercedes Viano VIP Design) yararlanarak buraya geldiniz. Limuzin hizmeti istemeyen yolcularımız ise talepleri halinde Atatürk Havalimanında ücretsiz vale ve yedi güne kadar otopark hizmetinden yararlanabilir. Dış Hatlar Terminali E-girişinde Prime Class personeli tarafından kapıda karşılandıktan sonra uçak kapısına kadar size refakat edeceğiz. Size özel salon hizmeti (Prime Class), checkin bankosu ve pasaport kontrol noktasından yararlanabilirsiniz.
Çıkış harç pulunu check-in aşamasında ücretsiz olarak temin edebileceğinizi unutmayınız. Bunların yanı sıra talebiniz halinde bagajlarınızı ücretsiz kaplamaktan, terminal içindeki tüm transferlerinizi özel araç ile sağlamaktan kıvanç duyacağız. Size uçuşa 30 dakika kalana kadar E- kapısından yolcu kabulü sunuyoruz.
VARIŞ ESNASINDA
KABİN İÇİ HİZMETLERİMİZ
v Değerli First Class yolcuları,
v Değerli First Class yolcuları,
Prime Class personeli tarafından uçağın kapısında karşılandınız. İstanbul il sınırları içinde limuzin hizmetinden yararlanmak için görevli personel eşliğinde limuzin ya da aracınıza kadar transfer hizmetinizi gerçekleştirebiliriz. Özel pasaport bankosundan ve fast-track’tan yararlanırken terminal içindeki tüm transferlerin özel araç ile sağlandığını hatırlatırız. Uzun menzilli uçuşlardan yararlanan transit First Class yolcularımıza ise talepleri halinde Atatürk Havalimanı Airport Hotel’de 24 saat konaklama hizmeti verebiliriz.
Uçuş kabinine hoş geldiniz. Burada günlük yerli ve yabancı gazeteler, çeşitli dergiler beğeninize sunulmakta. Konforunuz için her ayrıntıyı düşündük. Diş fırçası, diş macunu, saç fırçası, dünyaca tanınmış seçkin markalı parfüm, krem, dudak nemlendiricisi, çorap ve göz bandından oluşan “amenity kit” servisimiz mevcut. Uyumak isteyen yolcularımızın koltukları ise kabin ekibimiz tarafından yatak konumuna getirilecek. Üzerine özel çarşaflı alez (kaz tüyü) serildikten sonra, iki adet yastık ve yorgan emrinize tahsis edilecektir. Ayrıca özel tasarlanmış pijamalar ve terlikler lavanta kokuları içeren özel bir çantada size takdim edilecek. Tıraş olmak isteyen erkek yolcularımız için tuvaletlerde tıraş bıçağı ve köpüğü bulunmakta.
First Class yolcularımızın serbest bagaj taşıma hakkı 60 kg’dır.
MILES & SMILES ÜYELERİNE ÖZEL AVANTAJLAR v Değerli Miles&Smiles Classic ve Classic Plus üyelerimiz. Türk Hava Yolları ücretli First Class uçuşlarından ekonomi sınıf mil değerinin iki katı, Elite ve Elite plus üyesiyseniz de ekonomi sınıf mil değerinin üç katı mil kazanıyorsunuz. Miles&Smiles üyelerimiz de Türk Hava Yolları ödül bilet tablosunda yer alan
limitli yer kapasiteli ödül bilet ve limitli yer kapasiteli refakatçi bilet First Class mil değerleriyle Türk Hava Yolları uçuşlarında First Class ödül bilet düzenletebilirler. Ödül bilet mil değerlerine www.thy.com/smiles web sayfasından ulaşılabilirsiniz. Uzun menzilli uçuşlarda ücretli gidiş/dönüş First Class bilet ile
seyahat eden Classic ve Classic Plus üyelerimizin, mevcut kart statüsü Elite karta yükseltilir. Uzun menzilli uçuşlarda (Hong Kong, Singapur, Bangkok) ücretli gidiş/dönüş First Class bilet ile seyahat eden Elite Kart üyelerinin mevcut Elite Kart sürelerinin bitiminden itibaren iki yıl daha uzatılacağını hatırlatırız. Uzun
menzilli uçuşlarda ücretli gidiş/ dönüş First Class bilet ile seyahat eden ancak Miles&Smiles üyesi olmayan yolcularımıza üyelik açılarak Elite kart verilecektir. Ücretli biletteki yolcuya verilen tüm hizmetlerden Miles&Smiles ödül bilet ile seyahat eden yolcular da yararlanabilir.
86 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
INFO.indd 86
1/25/10 8:24 PM
SERVICES OFFERED AT ISTANBUL ATATÜRK AIRPORT
ON DEPARTURE FLIGHTS v Dear First Class passengers, Within Istanbul city limits a limousine service is available (Mercedes-S, Mercedes Viano VIP Design). For passengers who do not wish to use the limousine service, there is a free valet service with up to 7 days of free parking, available on demand. After the welcome reception of our Prime Class Personnel at the E-entrance gate of the International Flights Terminal, you’ll be escorted to the plane door. Exclusive lounge service (Prime Class), exclusive check-in counter and exclusive passport control point are all waiting for you.
Please allow us to remind you that your provision of departure dues and luggage coating (if required) are provided free of charge at check-in. We’ll be pleased to facilitate your transfers within the terminal by special vehicles. Besides, you’ll have acceptance to the plane through Gate-E until 30 minutes before the flight and are permitted up to 60 kg of checked luggage.
ON ARRIVAL FLIGHTS
FIRST CLASS INCABIN SERVICES
v Dear First Class passengers,
v Dear First Class Passengers,
You will be welcomed at the plane door by Prime Class personnel. Limousine service within Istanbul city limits and transfer services under the escort of an appointed staff member to the limousine or passenger’s vehicle are all at your disposal. We’re pleased to remind you that an exclusive passport desk, fast-track service and provision within the terminal by special vehicles are also available at your convenience. For long distance travel, you may also take advantage of a 24-hour stop-over service at the Atatürk Airport Hotel, available upon request.
Welcome on board. Your choice of Turkish and foreign daily newspapers and magazines are available. It’s been our intention to bring whatever is necessary for your comfort. An amenity kit, containing a toothbrush, toothpaste, hair brush, a bottle of perfume by a well-known brand, skin cream, lip moisturizer, a pair of socks and an eye mask is available. When you’re ready to sleep, your chair can be converted into a bed by the cabin staff, with an exclusive cover (filled with duck down) with a special sheet, and two pillows and a quilt spread out by your cabin attendant. Exclusively designed pyjamas and slippers are also available for your comfort. For our male passengers who wish to shave, shaving cream and razors are provided in the toilets.
First Class passengers are allowed to carry luggage up to 60 kg.
SPECIAL ADVANTAGES FOR MILES & SMILES MEMBERS v Miles&Smiles Classic and Classic Plus members earn twice the economy class points on paid Turkish Airlines First Class Flights, and Elite and Elite Plus members earn three times the economy class miles points. Our Miles&Smiles members can have limited amounts of award tickets and limited amounts of companion
tickets issued, shown in the award ticket tables, and can have First Class award tickets issued for Turkish Airlines flights, using their mileage points as indicated in the tables. Award tickets, and miles points can be accessed via the www.thy.com/smiles web page. Classic or Classic Plus members, who travel on long-distance flights
by paid First Class return tickets, can upgrade their cards to Elite cards. Elite card holders who travel on long distance flights (Hong Kong, Singapore, Bangkok) by paid first class tickets, will have their Elite card membership extended for another two years from the expiry date of the card. For passengers who travel on
long-distance flights by a paid First Class return ticket, but who are not Miles&Smiles members, a membership is assigned and an Elite card will be issued. All Miles&Smiles award ticket holders may benefit from the services available for the paid ticket holders.
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 87
INFO.indd 87
1/25/10 8:24 PM
The Informant!
Filmler MOVIES LAW ABIDING CITIZEN
GİŞE FİLMLERİ BLOCKBUSTER MOVIES NEW YORK, I LOVE YOU Oyuncular • Cast: Bradley Cooper, Hayden Christensen, Natalie Portman, Orlando Bloom, Justin Bartha, Christina Ricci, Andy Garcia, Rachel Bilson v Aralarında Fatih Akın’ın da bulunduğu on iki birbirinden değerli yönetmenin ve içinde Uğur Yücel’in de olduğu geniş oyuncu kadrolu film, New York’un beş ayrı bölgesinde değişik, evrensel temalı aşk hikayelerine konu oluyor.
Oyuncular • Cast: Leslie Bibb, Jamie Foxx, Bruce McGill, Colm Meany, Gerard Butler Yönetmen • Director: F. Gary Gray
v Bir gün iki saldırgan Shelton‘ın evine gelir ve onun gözleri önünde eşi ve çocuğunu öldürür. Artık tek bir amacı vardır; bu olayda suçlu gördüğü herkesi birer birer ortadan kaldırmak. v When Clyde Shelton’s wife and daughter are brutally murdered, he is sorely disappointed when prosecutor Nick Rice cuts a deal with the main suspect. Ten years later, Shelton takes matters into his own hands and exacts deadly revenge...
v A collaboration of storytelling from some of today’s most imaginative filmmakers, featuring an all-star cast. Together they create a kaleidoscope of the spontaneous, surprising, electrifying human connections that pump the city’s heartbeat.
v Amerika’nın Büyük Bunalım yıllarında geçen filmde, FBI ajanı Melvin Purvis’in o dönemin en ünlü suçluları John Dillinger, Baby Face Nelson ve Pretty Boy Floyd’u cezaevine tıkma çabası anlatılıyor. v Depression-era Chicago: steely FBI agent Melvin Purvis sets his sights on notorious American gangster John Dillinger, whose bank robberies and audacious jailbreaks made him a front page celebrity... Stylish, brutal and exhilarating!
Oyuncular • Cast: Frank Welker, Matt Damon, Melanie Lynskey, Scott Bakula, Patton Oswalt Yönetmen • Director: Steven Soderbergh v Çarpıcı gerçek bir öyküye dayanan bu heyecanlı komedide, büyük bir şirkette çalışan manikdepresif Mark Whitacre, şirketin vergilerde dolandırıcılık yaptığını anlar ve FBI’a onlar için gönüllü muhbirlik yapmak istediğini belirtir. v Based on a fascinating true story, this comedic thriller recounts the tale of Mark Whitacre, a brilliant corporate man who was the highest-ranking executive to ever turn whistleblower in U.S. history. A hero who becomes mentally unhinged.
PUBLIC ENEMIES
Oyuncular • Cast: Christian Stolte, Marion Cotillard, Jason Clarke, Christian Bale, David Wenham, James Russo, Johnny Depp Yönetmen• Director: Michael Mann
THE INFORMANT!
AMELIA
Puplic Enemies
Oyuncular • Cast: Christopher Eccleston, Hilary Swank, Richard Gere, Mia Wasikowska, Ewan McGregor Yönetmen • Director: Mira Nair vAmelia kadın bir pilot olarak yaptığı cesaret abidesi uçuşlarıyla ünlü tarihi bir karakterdir.1937 yılında Pasifik üzerinde dünyayı turlamak için yola koyulan ve sonra kayıplara karışan Amelia Vidal’ ın hayatı üzerine kurulu
ULUSLARARASI FİLMLER INTERNATIONAL MOVIES POKER KING (POU HARK WONG)
Oyuncular • Cast: Ching Wan Lau, Louis Koo, Stephy Tang Yönetmen • Director: Hing-Ka Chan v Babası ölünce Jack’e Macau’da büyük bir kumarhane miras olarak kalır. Ama kısa süre içinde babasının sert tavırlı iş ortağının başka düşünceleri olduğunu fark eder. Bu sürükleyici ama eğlenceli Çin filminde poker, para ve güç oyunları var. v When his father dies, Jack inherits a giant casino conglomerate based in Macau, but he soon learns that his father’s hard-edged business partner has other ideas, in this gripping but humorous Chinese movie about poker, money and power.
Poker King (Pou hark wong)
v Oscar® winner Hillary Swank plays the legendary aviator whose pioneering solo flights made her a celebrity. Born in Kansas, Earhart didn’t learn to fly until her twenties, yet flew solo across the Atlantic just twelve years later.
88 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
INFO.indd 88
1/25/10 8:24 PM
Lady in the Water
BU AYIN YENİLERİNDEN SEÇMELER
KLASİKLER CLASSIC MOVIES
OUR PICKS FROM THIS MONTH’S NEW SHOWS
LADY IN THE WATER
Oyuncular • Cast: Sarita Choudhury, Jeffrey Wright, Paul Giamatti, Bob Balaban, Bryce Dallas Howard Yönetmen • Director: M. Night Shyamalan
KAMINEY
Oyuncular • Cast:������������� Shiv Subrahmanyam, Tenzing Mima, Deb Mukherjee, Priyanka Chopra, Carlos Paca, Hrishikesh Joshi, Amole Gupte, Shahid Kapur, Chandan Roy Sanyal Yönetmen • Director: Vishal Bhardwaj
v Utangaç inşaat yöneticisi Cleveland Heep genç kadını boğulmaktan kurtardığında, başka yaratıkların evine dönmesine engel olduklarını ve sadece Cleveland’ın ona yardımcı olabileceğini söyler... Sürükleyici ve büyüleyici bir macera.
Queen to Play (Joueuse)
v Charlie ve Guddu birbirlerine katlanamayan ikiz kardeştirler. Kaderin cilvesi bir yağmurlu gecede yolları kesişir.
v When reclusive building manager Cleveland Heep rescues a mysterious young woman from the pool, she claims that creatures from another world are stalking her and only Cleveland can help her return home... A riveting tale of magic and menace.
v Charlie and Guddu are twins who can’t stand each other. One fateful rainy night, they cross paths: Charlie gets mixed up in a deadly get–rich-quick scheme, while Guddu realizes that his girlfriend has unwittingly put a price on his head!
CASABLANCA
QUEEN TO PLAY (JOUEUSE)
Yönetmen • Director: Ingrid Bergman, Peter Lorre, Humphrey Bogart, Paul Henreid Yönetmen • Director: Michael Curtiz
Oyuncular • Cast:�������������� Sandrine Bonnaire, Francis Renaud, Alexandra Gentil, Kevin Kline, Valérie Lagrange Yönetmen • Director: Caroline Bottaro v Korsikalı hizmetçi monoton hayatını değiştirecek bir uğraşı keşfeder. Tesadüfen karşılaştığı satranç oyununa aşık olur. Gizemli doktorun yardımıyla kendini geliştirmeye başlar ama ailesi ve köyden arkadaşlarını kızdırır. v An unassuming Corsican housemaid upturns her monotonous life when she accidentally falls in love with the game of chess. She sets out to master the game with help from a mysterious doctor, but soon alienates her family and fellow villagers.
Casablanca
v II. Dünya Savaşı sırasında Rick’in Kasablanka’daki gazinosu, Victor ve Ilsa Laszlo gibi göçmenlerin rağbet ettiği bir yerdir. Yardım talebine Rick karşı çıkar, çünkü Ilsa’yı daha önceden tanımaktadır... Üç Oscar® sahibi bir film. v During WWII, Rick’s café in Casablanca is the hottest night spot and a popular meeting place for refugees -- like Victor and Ilsa Laszlo. When asked for help, Rick hesitates, for he and Ilsa are no strangers... Winner of three Oscars®.
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 89
INFO.indd 89
1/25/10 8:24 PM
Filmler MOVIES MY NAME IS EARL Quit Smoking v Earl kendisi yerine haksız yere hapse giren adama itirafta bulunur. Bu arada Joy, Earl’ü öldürerek mirasına konmak ister.
KISA PROGRAMLAR SHORT FEATURES HOW I MET YOUR MOTHER Purple Giraffe
v Earl tackles two items on his karma list: making up for all the second-hand smoke he’s inflicted, and confessing to a man who served time for a crime Earl committed. Meanwhile, Joy decides to kill Earl so she can inherit his money.
THE BIG BANG THEORY The Bat Jar Conjecture
v Ted tesadüfen tanışmayı umduğu Robin’i verdiği partiye davet eder. O gelmeyince bir parti daha, daha sonra bir parti daha verir. Bu arada Lily’nin doymak bilmez iştahı Marshall’ın tezini yazmasına engel olmaktadır.
v Fizikçiler Sheldon ve Leonard yan daireye taşınan güzel bir kızla karşılaşınca, laboratuvar dışında yaşamı bilmediklerini farkederler. Bu bölümde, çaresiz kalan adamlar, Penny’den, iki kişilik Halo takımlarından birine katılmasını isterler.
v Ted throws a party and invites Robin, so he can ‘run into her’ in a casual way. When she misses the party he throws another one the next night, and the next. Meanwhile Lily’s insatiable desire for Marshall prevents him from writing a paper.
v When physicists Sheldon and Leonard meet a beautiful girl moving in next door, they realize they know nothing about life outside the lab. In this episode, in desperation, the guys ask Penny to join one of their two-person Halo teams.
ARRESTED DEVELOPMENT Top Banana
THE MENTALIST Red Tide
v Baba hapse girip aile varlıkları dondurulunca, zengin ve uzun geçmişi olan aile kenetlenir. Michael ise Bluth Frozen Banana Stand dahil, aile işlerinin başına geçmek arzusundadır.
v Santa Marta sahilinde boğulmuş bir kız cesedi bulunduğunda, diğer sörfçü arkadaşları şüpheliler arasına alınır. Soruşturmalar tıkanınca, Patrick yeteneklerini kullanarak katilin kim olduğunu bulmak ve onu yakalamak zorunda kalır.
v A wealthy, multi-generational family bonds together after the patriarch is arrested and the family assets are frozen. With his father imprisoned, Michael attempts to gain control of the business, including the Bluth Frozen Banana Stand.
v When a drowned girl’s body is found on the Santa Marta beach, many of her surfer friends are among the suspects. When the interviews lead to nothing, Patrick uses his various subtle skills to determine and catch the killer.
PUSHING DAISIES Dummy
BOSTON LEGAL The Black Widow
v Bir oto tamircisi bir araba kazasında ölünce, Ned şüphelenir. Bir aracı test etmek üzere olan bir şirkette çalıştığını öğrenir. Bu arada, Chuck nasıl olup da Ned’in kendisini hayata döndürdüğünü öğrenmek istemektedir.
v Emmy® ve Golden Globe® birincisi: Shore ve Brad zengin kocasını zehirlemekle suçlanan bir kadını savunmaktadırlar ve Tara, dilsiz bir viyolonselisti taciz etmekle suçlanan bir doktoru savunmak zorunda kaldığında, eski aşkı ile karşılaşır.
v When a car expert is found dead after a hit-and-run accident, Ned suspects foul play. He finds out the deceased worked for a company that was about to launch an experimental car. Chuck wants answers about how Ned brought her back to life.
v Emmy® and Golden Globe® winner: Shore and Brad represent a woman accused of poisoning her rich elderly husband; and Tara finds herself battling an old flame when she has to defend a doctor accused of indecently assaulting a mute cellist.
OCEAN ADVENTURE: Call Of The Killer Whale v Katil balinaların sayısı dünyada 100,000 adetten azdır ve hem kuzey hem de güney yarımkürede onların peşinden giden JeanMichel Cousteau ve takımının bu muhteşem serüvenlerini izleyebilirsiniz. v Orcas number fewer than 100,000 worldwide and learning about them is a global endeavor for Jean-Michel Cousteau and his team of explorers, who travel to both the northern and southern hemispheres to seek out these amazing killer whales. How I Met Your Mother
90 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
INFO.indd 90
1/25/10 8:24 PM
ALBÜMLER ALBUMS TURKISH
AYIN SANATÇISI:
Muazzez Abacı Sevdiklerinizle • Alpay Küçük Bir Öykü... Best Of Alpay • Ben Deniz Olsun • Bengü İki Melek • Göksel Mektubumu Buldun mu? • Hadise Kahraman • Kenan Doğulu Patron • Mustafa Sandal Karizma • Nilüfer Hayal • Sezen Aksu Yürüyorum Düş Bahçelerinde • Redd 21 • Çeşitli Sanatçılar İz – Nefes • Arzu Ne Fayda • Osman Murat Tuğsuz Genç Sufi - Young Sufi • Fahir Atakoğlu Featured Turkish Artist
FEATURED ARTIST OF THE MONTH:
FAHİR ATAKOĞLU
INTERNATIONAL Black Eyed Peas The E.N.D. • Chrisette Michele Epiphany • Keri Hilson In a Perfect World • Shinedown The Sound Of Madness • Taylor Swift Fearless • Green Day 21st Century Breakdown • Simply Red Greatest Hits • Kenny G Rhythm & Romance • Fazıl Say 1001 Nights In The Harem • Various Artists Salsa Hits 2009: The #1 Series • Delerium Nuages Du Monde • Deuter Spiritual Healing • Jens Gad Le Spa Sonique • Santana The Woodstock Experience • Michael Jackson Featured International Artist
Black Eyed Peas
Müzik MUSIC
Fahir Atakoğlu
BU AYIN YENİLERİ THIS MONTH’S NEW SOUNDS
GRAMMY ADAYI BİR ALBÜM DAHA…
ANOTHER GRAMMY NOMINATED ALBUM
Olumlu eleştiriler alan ‘Istanbul In Blue’nun devamını yapmayı düşünüyor musunuz? ‘Istanbul In Blue’ gerçekten çok olumlu tepkiler aldı. Hatta Dünya müziği listelerinde tam üç kez 1 numaraya yükseldi. Caz listelerinde ilk 20’lerde yer aldı. Bütün bunlar bana yeni çalışmalar yapmam için güç veriyor aslında.
Are you thinking of continuing the concept of ‘Istanbul in Blue’ following its positive criticism? ‘Istanbul in Blue’ did indeed receive very positive feedback. In fact it reached number 1, three times in the World Music lists. It was ranked in the top 20 of the Jazz lists. Actually, all this success gives me the power to undertake new projects.
Son albümünüz ‘Faces and Places’ nasıl bir çalışma? ‘Faces and Places’ geçtiğimiz Temmuz sonunda Amerika’da yayınlanmış; bayramda ise Türkiye’de yayınlanacak son albümüm. Tüm besteleri bana ait. Yine çok önemli müzisyenlerle çalışıldı. Yıllardır, benim gibi rüyalarının peşinde, dünyanın değişik ülkelerinden Amerika’ya göç etmiş müzisyenlerle çalışıyorum. Her biri bana ilham veriyor. Basta hem solo çalışmaları, hem de Chick Corea’dan tanıdığımız John Patitucci; davulda Horacio ‘El Negro’ Hernandez; saksafonda Yellow Jackets grubundan Bob Mintzer, trompette Randy Brecker; gitarlarda Brezilyalı Romero Lubambo, İspanya’dan Flamenco gitaristi Rene Toledo, New York’tan Wayne Krantz ve perküsyonda yine Brezilyali Rogerio Boccato… Ayrıca ‘Yaylı sazlar’ grubu da bize eşlik etti. Albümün Grammy’e aday gösterilmesi söz konusu olabilir mi? Önemli müzisyenlerle çalıştım. Tüm müzisyenler kendilerine özgün renkleri bütün samimiyetleriyle müziğime taşıdılar. Hatta albümün içinde okuyacağınız üzere albümü onlara ithaf ettim. Güvendiğim bir çalışma; bu albümle de bu sene Grammy’e aday gösterileceğime inanıyorum.
What would you say about your latest album ‘Faces and Places’? ‘Faces and Places’ is my last album, which released in America last July, and will be released in Turkey after Ramadan. All the compositions belong to me. Once again, we worked with great musicians. I have been working with musicians (in pursuit of their dreams) who have emmigrated to United States from different countries, just like me, for years. Each and every one of them is a source of inspiration for me. On the bass is John Patitucci whom we know from his solo work and Chick Corea. On the drums is Horacio ‘El Negro’ Hernandez. On the saxophone we have Bob Mintzer from Yellow Jackets. Rounding up; Randy Brecker on trumpet; on the guitars is Brazilian Romera Lubambo; Flamenco guitars from Rene Toledo of Spain; New York’s Wayne Krantz on electric guitar and finally, on percussion, again from Brazil, is Rogerio Boccato... ‘Yaylı sazlar’ also accompanied us. Do you think that there is a possibility that the album will be nominated for a Grammy? I worked with important musicians. All the musicians carried colors of their own to my music with sincerity. In fact, as you will read in the album notes - I have dedicated ‘Faces and Places’ to them. It’s a project that I trust and I do believe that this album will be nominated for a Grammy this year.
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 91
INFO.indd 91
1/25/10 8:25 PM
Müzik MUSIC
KLASİK MÜZİK v CLASSICAL MUSIC
ULUSLARARASI SESLER INTERNATIONAL VOICES POP HITLINE Black Eyed Peas Boom Boom Pow • Beyonce Halo • Jamie Foxx Blame It (On The Alcohol) ft. T-Pain • Jordin Sparks Battlefield • Kid Cudi Day ‘N’ Nite • Shinedown • Second Chance • Sean Kingston Fire Burning • Adam Lambert Mad World • Keri Hilson Knock You Down • Keith Urban Kiss A Girl • Black Eyed Peas • I Gotta Feeling • Kris Allen No Boundaries • Lady Gaga Love Game • Souljah Boy Kiss Me Thru The Phone • Kelly Clarkson I Do Not Hook Up • T.I ft Justin Timberlake Dead and Gone • Kristina Debarge Goodbye • David Cook Permanent • Pink Please Don’t Leave Me • Charice Note to God • Nickelback If Today Was Your Last Day • Lady Antebellum I Run To You • Taylor Swift You Belong With Me
CAZ v JAZZ Earl Klugh Sleepyhead • Herbie Hancock Solitude • Diana Krall Lets Fall In Love • Ramsey Lewis Sun Goddess • Weather Report A Remark You Made • Stanley Clarke Quiet Afternoon • The Sax Pack Fallin For You • Rick Braun Shining Star • Peter White Dreamwalk (with Phil Kenzie on Alto Sax) • Mindi Abair True Blue • Marion Meadows Suede • Byron Woods Fly Away • Brian Simpson It’s All Good • Dave Koz Faces of The Heart • Chuck Loeb Tropical • Jaheim My Place • Kenny G Silhouette • Stan Getz & João Gilberto Ft. A. Carlos Jobim Desafinado • Luis Armstrong What A Wonderful World
92 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
INFO.indd 92
HAFİF MÜZİK v EASY LISTENING Berlin Take My Breath Away • Roxette Listen To Your Heart • Brian Ferry & Roxy Music Jealous Guy • Fleetwood Mac Seven Wonders • Crowded House Don’t Dream It’s Over • Duran Duran Ordinary World • Frankie Goes To Hollywood The Power Of Love • George Michael with Aretha Franklin I Knew You Were Waiting (For Me) • Phil Collins Separate Lives • Hall and Oates She’s Gone • Whitesnake Is This Love • Carly Simon & Michael McDonald You Belong To Me • Foreigner I Want To Know What Love Is • The Corrs What Can I Do • George Michael A Different Corner • Nazareth Love Hurts • Extreme More than Words • Joe Cocker & Jennifer Warnes Up Where We Belong • Sinead O’Connor Nothing Compares To You • Firehouse Love Of A Lifetime
Craig Armstrong Weather Storm • Tchaikovsky Piano Concerto No1 In B Flat Minor • Elgar Nimrod • Tschaikovsky Dance of The Reed Flutes • Alexander Borodin String Quartet No2 In D Major Notturno Andante • Ludwig Van Beethoven Piano Sonata No8 in C minor • Gabriel Faure Pavane (Arr. Craig Leon) • Samuel Barber Adagio For Strings • Johann Pachelbel Canon In D • Giuseppe Verdi La Donna E Mobile (Rigoletto) • Antonio Vivaldi Concerto ‘L’estate’, RV 315 - III- Presto • Frédéric Chopin Piano Concerto No1 In E Minor • Michael Nyman The Heart Asks Pleasure First • Johann Sebastian Bach Air ‘On The G String’ • Johannes Brahms Waltz No. 15 In A Flat • Gustav Mahler Symphony No. 5 In C Sharp Minor - IV. Adagietto • Sergei Rachmaninow Piano Concerto No. 2 In C Minor (Opening) • Wolfgang Amadeus Mozart Lacrimosa (Requiem In D Minor K626) • Johann Strauss On The Beautiful Blue Danube • Stanley Myers Cavatina • Craig Armstrong Balcony Scene • Wolfgang Amadeus Mozart Piano Concerto No21 in C • Vaughan Williams Greensleeves • Johann Sebastian Bach Goldberg Variations
Johann Sebastian Bach
NEW AGE Amethystium Arcus • Emiliana Torrini Unemployed In Summertime • Paul Schwarz Veni Redemptor Gentium • Trincha Live From Heart • Achillea Amor (Parte I) • 3rd Force Echoes of a Dream • B-Tribe Sensual Poe Haunted • Jens Gad Navajo • Blue Stone Dreamcatcher • Cantoma Essarai • Agron Love My Soul • Diane Arkenstone Under The Blue Sky • Kevin Wood Honoring Tradition • Vargo The Moment • Narsilion Faraway • Medwyn Goodall The Willow • Zero 7 Destiny
Lady Gaga
1/25/10 8:25 PM
TÜRKÇE MÜZİK SEÇKİSİ SELECTED TURKISH TUNES
Bengü
TÜRK SANAT MÜZİĞİ+HALK MÜZİĞİ TRADITIONAL + CLASSICAL TURKISH Zeki Müren İmkansız • Muazzez Ersoy Gözlerimden Yüzün • Yılmaz Morgül Köprüler Yaptırdım • Hülya Sözer Mihrabım Diyerek • Umut Akyürek Artık Yeşerecek Bir Dalım Yok • Zekai Tunca Eski Dostlar • Emel Sayın Bülbülün Çilesi • Muazzez Abacı Yaşımı Sormayın • Necmettin Yıldırım Nasıl Geçti Habersiz • Mediha Demirkıran Seninle Bir Sonbahar • Emel Sayın Duydum ki Unutmuşsun • Hüner Coşkuner Seni Ben Ellerin Olsun • Cengiz Kurtoğlu Tara Saçını Tara • Şükriye Tutkun Pencereden Kar Geliyor • Orhan Hakalmaz Aslım Paktır • Arzu Oy Sevdiğim • Kıvırcık Ali Bir Selam Sal • Elif Yıldız Kalenin Bedenleri • Onur Akın 33 Kurşun • İlkay Akkaya Ordunun Dereleri • Kubat Sen Gülersen • Şevval Sam Dertliyim Kederliyim • Aydın Öztürk Bela Çiçeğim
FEATURED TURKISH ARTIST v FEATURED TURKISH ARTIST: FAHİR ATAKOĞLU 12 • Demirkırat (Jenerik) • Deniz • Mavi • Notalar Savaşınca (Kıbrıs Belgeselinden) • Sarı Zeybek • Yeşilada (Kıbrıs Belgeseli) • Zaman İçinde • Sultan • Uzaklara • Beyoğlu • Geçiniz • As One • Hayat • Sonbahar • About Autumn • As One World Lounge Mix • Onun için • Beyza’nın Kadınları • Geze Geze • Gözyaşı • İstanbul (Sertab Erener) • İlk • Aşk • Ağır Roman Bale Suiti 2 • Istanbul In Blue
FAHİR ATAKOĞLU VE ‘ISTANBUL IN BLUE’’ ‘IF’ albümünü 2005 yılında çıkaran Fahir Atakoğlu, ‘İstanbul in Blue’ albümünü o sıralarda kurgulamaya başladı. IF’teki takıma Mike Stern, Wayne Krantz ve Bob Franceshini’yi ekleyen sanatçı, albümün kayıtlarını üç günde tamamladı. Albümdeki 10 parçanın sonuncusu ‘İstanbul in Blue’nun bestesini ailesine duyduğu özlemi anlatmak için yazan Atakoğlu’nun yeni albümü ise: Faces and Places.
FAHİR ATAKOĞLU AND ‘ISTANBUL IN BLUE’’ Fahir Atakoğlu launched his ‘IF’ album in 2005 but he had already started to work on his next album, ‘Istanbul in Blue.’ He added Mike Stern, Wayne Krantz and Bob Franceshini to his ‘IF’ team and they completed ‘Istanbul in Blue’ in three days. Atakoğlu expresses his yearning to his family in the last of these 10 songs, which has the same name as the album. His new work titled as “Faces & Places.”
Meyra
Şevval Sam
TÜRK POP MÜZİĞİ TURKISH POP Nalan Yaralıyım • Özgün Zilli • Ajda Pekkan Resim • Murat Boz Özledim • Gülben Ergen Giden Günlerim Oldu • Kenan Doğulu Beyaz Yalan • Niran Ünsal Sen Nasıl Delikanlısın • Serdar Ortaç Hadi Çal • Nazan Öncel Hatırına Sustum • Yalın Ah Be Kardeşim • Funda Arar Yak Gel • Gökhan Tepe Çok Özlüyorum • Sıla İnşallah • Batı Yakası 4 Gün Önce • Göksel Baksana Talihe • Manga Beni Benimle Bırak • Ziynet Sali Beş Çayı • Meyra Karar Bize Ait • Müslüm Gürses Tutamıyorum Zamanı • Gülben Ergen Söz • Teoman Çoban Yıldızı • Ebru Yaşar İçime Çeke Çeke
UÇAĞA GİRİŞ MÜZİĞİ BOARDING MUSIC Ferid Alnar Concerto for Kanun – I Moderato • Ferid Alnar Concerto for Kanun – III Allegro Poco Moderato • A. Akaçça, Ç. Erçağ, B. Canözer Hasret • Mercan Dede Napas • Kayahan Masal Yüzlüm • Mercan Dede Halitus • Furtuna Keyif • Ayhan Günyıl Gitti Gideli • Best of Ethnic Music Serap • Doğan Canku Sultan-ı Yegah Sirto • İncesaz & Macar Radyo Senfoni Ork. Güneş Yolu • İncesaz & Macar Radyo Senfoni Ork. Göç Yolu • İncesaz & Macar Radyo Senfoni Ork. Kral Yolu • İncesaz & Macar Radyo Senfoni Ork. Baharat Yolu • İncesaz & Macar Radyo Senfoni Ork. İpek Yolu • İncesaz & Macar Radyo Senfoni Ork. Hezarfen
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 93
INFO.indd 93
1/25/10 8:25 PM
İkram CATERING BUSINESS CLASS İÇ HATLAR v İç hat seferlerinin tamamında yeni menü ve porselen malzemelerle sunulan yeni ‘Business Class’ikram konseptinde yedi günde bir değişen menü tipleri servis edilerek çeşitlilik sağlanmakta ve sık seyahat eden yolculara farklı menüler tatma fırsatı sunulmaktadır. v Saat 02:00 ile 09:59 arasında servis edilen B/C sıcak kahvaltı menülerde; tereyağı ve reçel ile birlikte peynir, zeytin çeşitleri vardır. Meyve salatası veya yoğurt çeşitlerinin yanı sıra ana yemek tabağında sıcak kahvaltı servisi mevcuttur. v Saat 10:00 ile 16:59 ve 21:00 ile 01:59 arasında servis edilen soğuk yemek menü içeriklerinde şarküteri ve zeytinyağlı ürünlerden oluşturulan tabaklar, saat 17:00 ile 20:59 arasında ise sıcak yemek servisi bulunmaktadır. Yemek saatlerinde uçuşu olan tüm seferlerde Türk ve dünya mutfaklarından seçilen nefis tatlı çeşitleri dönüşümlü olarak sunulmaktadır. Sıcak ekmek çeşitleri ile birlikte ikram edilen menüleri haricinde alkollü ve alkolsüz zengin içecek çeşitlerinin servisi devam etmektedir.
DIŞ HATLAR v Uçuş süresine göre kısa menzilli olan hatlarda genel olarak soğuk servis sunulmakta olup orta ve uzun menzilli hatlarda kalkış saatlerine göre iki seçenekli sıcak kahvaltı ya da üç seçenekli sıcak yemek alternatifiniz olacaktır: Diyet uyguluyorsanız ya da özel bir tercihiniz varsa THY Özel Menüleri yardımınıza koşacak. v Farklı damak tadı arayanlar dünyaca ünlü konyakları, likörleri ile “digestive içkileri” deneyebilir.
OKYANUS AŞIRI BUSINESS CLASS YOLCULARIMIZ v İsme özel menü kartlarımız yolcularımıza dağıtıldıktan sonra, yolcuların yapacakları seçimlere göre yemek servisi başlar. Seferlerin kalkış saatine göre ilk olarak yedi çeşit ordövr/meze ya da hafif yemek tepsisi içinde seçenekli ordövr ve mezeler ile yemek servisine geçilir. Daha sonra sıra çorbalara gelir. v Ana yemek servisi ise üç sıcak yemek seçeneğinden oluşur ve Türk Mutfağından da lezzetleri seçenekleri içerir. Sıcak yemek tabaklarının dekorasyonu konuyla ilgili eğitim almış kabin ekiplerimiz için özel olarak hazırlanan talimatlara göre yapılmaktadır. Yemek servisini takiben, peynir, meyve ve zengin tatlı çeşitleri sunulmaktadır. Sıcak ve soğuk tatlı çeşitlerimiz mevcut olup, leziz Türk tatlıları da servise sunulur. v Yemek servisinden sonra çay kahve servisi son dereceli kaliteli likor ve konyaklarımız eşliğinde yapılmaktadır.
DOMESTIC FLIGHTS v On all domestic flights, within the new “Business Class” concept, a new menu is prepared every seven days and served up on porcelain dishes; in this way variety is achieved and frequent flyers are given the opportunity to taste different menus. v On the B/C hot breakfast menu (served between 2 am and 09:59 am) cheese and olives are served alongside butter and jam. In addition to fruit salad and a variety of yoghurts, a hot breakfast will be served. v On the cold food menu (served between 10 am and 4:59 pm and 9 pm and 1:59 am), we offer a variety of delicacies and cold dishes prepared in olive oil. Hot meals are served between 5 pm and 8:59 pm. On all flights selected desserts from both Turkish and international cuisine are served at meal times, on a rotating basis. v A variety of hot breads are served with all meals, as well as a wide range of soft drinks and alcoholic beverages are served for your enjoyment.
v Tüm seferlerde alkollü ve alkolsüz içecek servisi geniş yelpazesi ile yolculara ikram edilir. Çay (adaçayı, siyah çay, ıhlamur, yeşil çay, karışık bitki çayı), kahve (instant ve filtre kahve), meyve suları, çeşitli meşrubatlar haricinde seçilip belirlenen zengin içki servisi mevcuttur. Ayrıca Hazır Türk Kahvesi, espresso, cappucino ve sıcak çikolata servisi de vardır.
INTERNATIONAL FLIGHTS
v Menü detayları ve servis tipleri operasyonel şartlar, uçulan tarih, hat ve saate göre değişebilir.
v Please feel free to sample world famous brandies, liqueurs and other digestive drinks.
v Depending on the flight duration, you will have a choice of 2 hot breakfasts on short flights and a choice of 3 hot meals on long flights. If you have special dietary needs or if you have a specific choice, THY special menus are at your disposal.
TRANSOCEANIC BUSINESS CLASS PASSENGERS v After individual menu cards are distributed to our passengers, the meals selected by the passengers are served. Depending on the departure time of the flight, the meal service will generally commences with appetizers, hors d’oeuvres or light dishes of 7 different choices. Soups are also served. v The main meal provides a choice of 3 hot dishes, which include delicious choices from Turkish cuisine. The arrangement of the hot meals is conducted by our specially trained cabin staff, according to specific instructions. v Following the meal service, cheese, fruits and a rich variety of desserts are served. A rich selection of hot and cold desserts from Turkey and around the world will be served served as well. v After the food has been served, tea and coffee, as well as high quality liqueurs and brandies will be offered. v On all flights, a wide range of drinks are available to our guests. Besides a variety of teas (sage tea, black tea, linden tea, green tea, mixed herbal tea), coffee (instant and filtered), fruit juices and various soft drinks, we also offer a wide variety of alcoholic beverages. In addition to these, we also provide Turkish coffee, espresso, cappuccino and hot chocolate. v Menu details and service types may vary according to operational conditions, flight dates, routes and the times.
94 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
INFO.indd 94
1/25/10 8:25 PM
FIRST CLASS v Özel tasarımlı menü kartları dağıtılmasıyla birlikte yolcunun arzu ettiği aperatif içecek kanepe ile sunulur. Uçuş süresi boyunca istediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebilirsiniz. Servis zamanı kısıtlaması bulunmamaktadır.
v While the specially designed menu cards are distributed, an aperitif of the passenger’s choice is served with canapés. During the flight, you can eat whatever food you wish, whenever you feel like having it. There is no limit to service time.
v Yemek servisinde değişik Türk mezeleri, uluslararası mutfaklardan ordövr seçenekleri sunulmakta olup okyanus aşırı seferlerimizde ayrıca havyar servisi yapılmaktadır.
v There are different Turkish appetizers, choice of hors d’oeuvres from international cuisines. On transoceanic flights, caviar is also served.
v Dört seçenekli ana yemek menüsü (et / balık /Uzakdoğu yemeği / vejetaryen) ve çorba servisi konuklarımıza sunulmaktadır. v Çeşitli Türk ve dünya tatlılarının da yer aldığı tatlı, peynir ve meyve servisi seçenekleri bulunmaktadır. v Geleneksel Türk çayı cam bardaklarda limon eşliğinde, Türk kahvesi ise lokum eşliğinde sunulmaktadır. Cappucino ve espresso yanı sıra çeşitli “soft drink” ve bitki çayları uçağımızda bulunmaktadır. v Türk ve dünya şaraplarından seçenekler ve diğer aperatif alkol çeşitleri yer almaktadır.
v A main dish menu consisting of 4 choices (meat/fish/far eastern/ vegetarian) and a soup service is available for our passengers. v There is also a choice of sweets, including Turkish and international desserts are present, as well as an assortment of cheese and fruit. v Traditional Turkish tea is served in a glass with lemon, and Turkish coffee is served accompanied by Turkish delight. Cappuccino and espresso, as well as various soft drinks and herbal teas are also available. v Turkish and international wines, beer and various spirits and liquors are readily available throughout the flight.
2010 FEBRUARY ŞUBAT v SKYLIFE BUSINESS v 95
INFO.indd 95
1/25/10 8:25 PM
ATATÜRK HAVALİMANI | ATATÜRK AIRPORT 96 v SKYLIFE BUSINESS v ŞUBAT FEBRUARY 2010
INFO.indd 96
1/25/10 8:25 PM