201104

Page 1

04/11

NİSAN APRIL 2011

Zaha Hadid'in Yeni Şaheseri

Zaha Hadid's New Masterpiece

Küba'dan Enstantaneler

Snapshots From Cuba

Audemars Piguet'nin Hikayesi

The Story of Audemars Piguet

Kabına Sığmayan İtalyan: Napoli the gushing ıtalian: naples


C


C

M

Y

CM

MY

CY CMY

K


NİSAN APRIL 2011

10

10 Sadelikten Anlamıyor! Shirking Simplicity 11 İştah Açan Tasarımlar Appetizing Designs

11

14 Ev Alma Komşu Al! Don’t Buy a House, Buy a Neighbor! 15

30

Shopping Fest Devam Ediyor! Shopping Fest Continues!

26

16 Çay Mabedi A Shrine to Tea 20 Cenevre Bizi Doğayla Barıştırır mı? Will Geneva Have Us Making Peace with Nature?

14

26 Ayrıcalıklı Hissetmek İçin... To Feel Privileged 30 Kabına Sığmayan İtalyan: Napoli The Gushing Italian: Naples 2 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

16

I

A

P

w


Istanbul Abdi İpekçi Caddesi No:14/A - Nişantaşı - (+90) (212) 343 00 37

Paris - Cannes - Geneva - London - Moscow - Dubai - New York

www.zilli.fr

THE FINEST GARMENT FOR MEN IN THE WORLD


NİSAN APRIL 2011

38 Koleksiyonerin Krem Tabakası Video Alır The Cream of The Collectors’ Crop Buys Videos 44 Kıyıya Vuran Taşlar Rocks Washing Up on the Shore

44

52 Nicelik Değil, Nitelik... Quality, Not Quantity

52 60

60 Küba’dan Enstantaneler Snapshots from Cuba 68 Kendi Halinde Bir Usta An Unassuming Master 74

68

38

Portekiz’den Lezzetler Portuguese Delicacies 79 INFO

72 4 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011



MANAGEMENT | YÖNETİM Hamdi Topçu | Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Chairman of the Board and of the Executive Committee Doç. Dr. Temel Kotil | Türk Hava Yolları Adına Sahibi | Genel Müdür, Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Üyesi Publisher on behalf of Turkish Airlines | CEO, Member of the Board and of the Executive Committee Zeki Çukur | Kurumsal İletişim Başkanı | Senior Vice President Corporate Communication Murat Öz | Halkla İlişkiler Müdürü | Public Relations Manager Aysun Ulusu | aulusu@thy.com Ahmet M. Müftüoğlu | ahmetm@thy.com Gökçen Ata | gokcenata@thy.com Serdar Özer Öztürk | Marka İletişim Danışmanı | Brand Communications Consultant Türk Hava Yolları Genel Yönetim Binası Atatürk Hava Limanı 34149 iSTANBUL Tel: +90 212 463 63 63 / 11164 PUBLICATION MANAGEMENT | YAYIN YÖNETİM Serkan Ünal | Yayın Grubu Başkanı | President Mehmet Mücahid Demir | Grup Koordinatörü | Coordinator Selim Kara | Finans Koordinatörü | Finance Coordinator PRODUCTION | YAPIM Serdar Turan | serdar.turan@infomag.com.tr | Yayın Koordinatörü (Sorumlu) | Editorial Coordinator Hasan Mert Kaya | mert.kaya@infomag.com.tr | Tarih Editörü | History Editor Oktay Tutuş | oktay.tutus@infomag.com.tr | Lifestyle Editörü | Lifestyle Editor Melih Uslu | melih.uslu@infomag.com.tr | Gezi Editörü | Travel Editor Suavi Yazgıç | suavi.yazgic@infomag.com.tr | Redaksiyon Editörü | Copydesk Editor Virginia Taylor Saçlıoğlu | İngilizce Editörü | English Editor Nejat Emrah Yörük | emrah.yoruk@infomag.com.tr | Grup Tasarım Direktörü | Group Design Director Ahmet Bilal Arslan | ahmet.bilal@infomag.com.tr | Fotoğraf Editörü | Photo Editor Halil Öter | Bertuğ Yasavullar | Gülcan Sümer | Tasarım ve Uygulama | Design and Layout CUSTOM PROJECTS | ÖZEL PROJELER Baha Yılmaz | Koordinatör | Coordinator Zeynep Nil Suner | Müşteri Temsilcisi | Account Executive Aynur Şenol Altun | Editör | Editor Özkan Oral | Art Direktör | Art Director ADVERTISING | REKLAM Sema Teker Eğilmez | sema.teker@infomag.com.tr | Reklam Satış Grup Müdürü | Advertisement Sales Group Director Serkan Aydıner | serkan.aydiner@infomag.com.tr | Reklam Satış Müdürü | Advertising Sales Manager Ömer Arıcı | omer.arici@infomag.com.tr | Reklam Satış Yöneticisi | Advertising Sales Executive Abidin Karabulut | abidin.karabulut@infomag.com.tr +352 (0) 621 51 33 21 | Uluslararası Reklam Satış Yöneticisi | International Ad Sales Manager Emin Görgün | emin.gorgun@infomag.com.tr | Marka Müdürü | Brand Manager Gökhan Gönüldaş | gokhan.gonuldas@infomag.com.tr | Üretim Müdürü | Production Manager İlknur Eruzun | ilknur.eruzun@infomag.com.tr | Reklam Rezervasyon | Ad Reservation Veysi Güneş | veysi.gunes@infomag.com.tr | Muhasebe | Accounting

İnfomag Yayıncılık, Bilişim,Tanıtım ve OrganizasyonHizmetleri LTD. ŞTİ. Akatlar Mahallesi, Ebulula Mardin Cad. 4. Gazeteciler Sitesi A8/1 1. Levent / İSTANBUL Tel: +90 212 324 55 15 • Faks: +90 212 324 55 05 skylife@infomag.com.tr • www.infomagyayincilik.com.tr Baskı-Cilt | Printing-Binding Bilnet Matbaacılık Biltur Basım Yayın ve Hizmet A.Ş. Tel: +90 216 444 44 03 • http://www.bilnet.net.tr

Skylife Business dergisi ile ilgili öneri ve şikayetleriniz için customer@thy.com adresine mail gönderebilirsiniz. Any suggestions or complaints about Skylife Business magazine are welcomed and should be addressed to customer@thy.com. Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Neither text nor photographs from this publication may be reproduced either in full or summary without acknowleding the source and without prior permission from the publisher. Skylife Business, THY tarafından ayda bir yayımlanır. Skylife Business is published monthly by Turkish Airlines.

6 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011




Merhaba, Greetings, Bahara çok hızlı bir başlangıç için dünyayı turladık. O kadar çok heyecan ve macera biriktirdik ki sizin için hepsini bir arada vermemiz imkânsızdı. O yüzden elimizden geldiğince çeşitli bir sayı oluşturmaya çalıştık. Değişen yeni yüzümüzün muhakkak farkına varmışsınızdır. Sayfaları çevirdikçe Skylife Business’ı bambaşka bulacaksınız.

We went on a world tour in order to gain a head start on the spring, accumulating so much excitement and adventure for your sake that it was impossible for us to present all of this at once. Thus, we tried to create an issue as varied as we could manage. You must have noticed our new, changed face. As you turn the pages, you will find that Skylife Business is completely different.

Küba hakkında mutlaka bir fikriniz vardır. Size içine kapalı bir toplum olarak gelebilir. Ancak yazarımız Serpil Yıldız başka bir Küba deneyimini anlatıyor. Hem de oranın insanları üzerinden. Renkli, canlı ve mutlu... Biz böyle hatırlayacağız Küba’yı... Siz de deneyimlemek için yazarımızı okuyun. İtalya’yı ne kadar yazsak da bitiremiyoruz. Melih Uslu’nun “Kabına Sığmayan İtalyan” olarak tanımladığı Napoli’ye de göz atın. İtalya maceramızda yeni bir perdeyi daha araladık. Siz onu okurken biz başka yerlerine doğru yol almış olacağız.

You surely must have some notions about Cuba. It may seem a like separated, isolated, and introverted community to you, but our writer Serpil Yıldız relates a different Cuba experience through the country’s locals: colorful, lively, and happy – this is how we will remember Cuba… Read the article to experience it yourself. Next, we go to Italy; try as we may, we never run out of things to write on it. Take a look at Naples, which Melih Uslu described as “the Gushing Italian.” We pulled back yet another curtain before our Italian adventure, and as you read the article, we will have moved on to yet other parts of it.

Daha sonra Çin’e uzanacağız. Yeni destinasyonlarımızdan Guangzhou, Çin’in yeni ticaret başkenti adayı olmasının yanında yükselen mimari yapılarıyla da göze çarpıyor. Şehrin şimdiki gözdesi; Zaha Hadid’in liderliğinde gerçekleştirilen mimari şaheser Guangzhou Opera Binası. Bir foto-öykü şeklinde bu binayı daha yakından tanıyacağız. Organik formları arasında adeta kayarak geçeceksiniz sayfaları... Bu ay farklı röportajlarımız da oldu. Bunlardan ilki Audemars Piguet’nin CEO’su Philippe Merk ile olandı. Dünyanın en iyi saat firmalarından birisi hakkında daha detaylı bilgiyi bu söyleşide bulurken, yeni modellerini de göreceksiniz. İkinci röportajımız da Türk bir mücevher ustası Avedis Kendir’le gerçekleşti. Cağaloğlu’ndaki ofisinde ziyaret ettiğimiz Kendir, en son gerçekleştirdiği devasa gemisini ve daha önce yaptığı dünya starlarına da pazarlanan mücevherlerini gösterdi. Hepsinden de öte işine olan tutkusunu... Bunların yanında Cenevre Otomobil Fuarı, Hemmerle’nin yepyeni broş serisi, Paris’ten bir çay mağazası, Portekiz mutfağından yemekler, Franck Müller’in yeni devasa saati, Ali Kazma’nın en son video eserleri gibi ilginizi çekecek daha başka konularımız da var. Dediğimiz gibi size mümkün olan en çeşitli dergiyi yaratmaya çalıştık. Umuyoruz ki yeni yüzümüzü siz de beğeneceksiniz. Skylife Business’ın size kendinizi ayrıcalıklı hissettirmesi için ona bir fırsat verin ve sayfalarını çevirin. İyi yolculuklar.

Later, we reach out to China. Guangzhou – one of our new destinations – is not just a candidate to become China’s new commercial capital; the city also strikes the eye with the architectural structures rising in it. The current favorite among these structures is the Guangzhou Opera House, an architectural masterpiece realized under the leadership of Zaha Hadid. We shall get to know this building up close through a photo-story. You will practically slide through the building’s organic forms as you go over these pages… We also had a few interviews this month. The first of these was with Philippe Merk, CEO of Audemars Piguet. You will find detailed information on one of the world’s best watch brands and its new models in this interview. Our second interview was with Avedis Kendir, a Turkish jewelry master. Kendir, whom we visited in his office in Cağaloğlu in Istanbul, showed us his latest work – a giant ship – and the jewels he made in the past, which have also been marketed to global celebrities. Most of all, he showed us his passion for his work... We also have other topics that will interest you besides the above, such as the Geneva Motor Show, Hemmerle’s brand new series of brooches, a tea shop from Paris, dishes from the cuisine of Portugal, Franck Müller’s gigantic new watch, and Ali Kazma’s latest video works. As I said, we tried to create a magazine as varied as possible for you. We hope that you shall like our new face too. Allow Skylife Business to make you feel privileged, and turn its pages. Have a pleasant trip.

SKYLIFE BUSINESS 2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 9


ENTRÉE

Sadelikten Anlamıyor! v Kendi ismiyle anılan

markasıyla Franck Muller, İsviçre saatçiliğinin en komplike ürünlerini üretmek konusunda ısrarlı. Zaten karmaşık olan saat mekanizmalarını birkaç adım daha öteye taşımakta ustalaşması ve bununla anılmak istemesi boşuna değil. Giga Tourbillon isimli yeni saati adından da anlaşılacağı üzere 20 milimetrelik devasa bir Tourbillon mekanizması içeriyor. 10 güne dek güç rezerv göstergesi (saat 12 yönünde yer alıyor) bulunan saat, 59,2 x 43,7 milimetrelik ölçüleriyle “boyut önemlidir” diyor. www.franckmuller.com 10 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

Shirking Simplicity

v Franck Muller insists on creating the most complicated examples of

Swiss watchmaking with his eponymous brand. It is for good reason that he has become a master of pushing his already-complex watch movements to ever-greater limits and wishes to be known for this. True to its name, Giga Tourbillon – his new watch – incorporates a giant 20-millimeter Tourbillon movement. The watch, which has a ten-day power reserve (located around the 12’o clock mark) screams “size matters” with its 59.2 x 43.7 millimeter dimensions.


İştah Açan Tasarımlar v Almanya’nın dört kuşaktır

mücevherci ailesi Hemmerle, ünü Almanya’yı çoktan aşıp, Londra’daki Victoria and Albert Müzesi’nin kalıcı eserler koleksiyonuna tasarımlarıyla seçilen bir marka oldu. Yaratıcılık ve sıra dışı malzemeler konusunda sahip oldukları bilgiyi, şimdi mutfak konusundaki çalışmalarıyla ünlü Tamasin Day Lewis ile birleştirerek yepyeni bir mücevher ailesine imza attılar: Delicious Jewels. 11 broş ve bir çift küpeden oluşan koleksiyon, Lewis’in tariflerinde kullandığı malzemelerin mücevhere dönüşmüş hali. Lewis ve Hemmerle ortaklığından oluşan ve çok özel tariflerin yer aldığı bir kitap da Mayıs ayında piyasada olacak.

Radish Broş; bakır, gümüş, beyaz altın, yeşil spinel, beyaz ve pembe pırlantalardan oluşuyor.

Radish Brooch; copper, silver, white gold, red spinels, white and pink diamonds.

Aubergine Broş; gümüş, beyaz altın ve mor spinellerden oluşuyor. Aubergine Brooch; silver, white gold, purple spinels.

www.hemmerle.com

Pea Broş; gümüş, beyaz altın, demantoyid granat yeşim taşından oluşuyor.

Pea Brooch; silver, white gold, demantoid garnets, jade.

Appetizing Designs v The fame of Hemmerle

– a German family that has been involved in jewelry for four generations – has long gone beyond Germany, the brand’s designs having been selected to appear in the permanent items collection of the Victoria and Albert Museum in London. They fused their knowledge on creativity and unusual materials with Tamasin Day-Lewis’s renowned skill in the kitchen in creating a brand new family of jewelry: “Delicious Jewels.” The collection, consisting of eleven brooches and a pair of earrings, is the embodiment of the ingredients used by Lewis in her recipes in jewel form. A book borne of the Lewis– Hemmerle partnership featuring very special recipes will also be released in May.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 11




ENTRÉE

v Başlıktaki Türkçe deyiş Dominik Cumhuriyeti’nde yer alan Puntacana Resort & Club için geçerli. Karayip Denizi’ne bakan 15 lüks villanın bulunduğu sahil şeridinde Julio Iglesias ve Moda tasarımcısı Oscar de la Renta’nın da evleri bulunuyor. De la Renta’nın bizzat tasarladığı bu villalar tasarımcının alışkın olduğumuz şaşaalı duruşundan uzak, sakin ve adanın doğal renkleriyle malzemelerine tamamen uyumlu. Villaların içerisinde yer alan jakuziler, ayrı duşlar ve özel yemek alanları dışında her akşam yapılan özel akşam yemeği partileri de sunulan lüks hizmetler arasında. Bu partilere mekân olan sekiz ayrı restorandan Bamboo, de la Renta tarafından tasarlanmış ve sabahın erken saatlerinden itibaren sushi ve salata servisi veriyor. Six Senses Spa da komşu ziyaretlerinden sonra uğrayıp günün verdiği yorgunluğu atmanız için.

v The Turkish adage in the headline goes for the

Puntacana Resort & Club in the Dominican Republic too. The fifteen luxury villas look on to the Caribbean Sea from a beach where the likes of Julio Iglesias and fashion designer Oscar de la Renta also have homes. Designed by de la Renta himself, these villas are quite distant from the designer’s typical glitzy approach that we are accustomed to, standing in perfect, tranquil harmony with the island’s natural colors. In addition to the jacuzzis in the villas, personal showers, and private outdoor dining areas, nightly exclusive dinner parties are also among the luxury services offered. One of the eight restaurants hosting these parties, Bamboo, is designed by de la Renta, and it serves sushi and salad from early in the morning onward. In the evening, you might pop by the Six Senses Spa if you feel like shedding the day’s weariness after your guests’ visits.

Ev Alma Komşu Al! Don’t Buy A House, Buy A Neighbor!

14 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011


Shopping Fest Devam Ediyor! v İstanbul’da dev

bir alışveriş çılgınlığı yaşanıyor! Evet, şehrin farklı noktalarında tüm gün hatta gece boyunca devam eden etkinliklerle İstanbul uykusuz bir şekilde alışveriş çılgınlarını ağırlıyor. 26 Nisan tarihine dek devam edecek festivalin ödüllü bir de Vitrin Tasarımı Yarışması var. İstanbul’u bir sanat

eserine dönüştürmeyi hedefleyen bu Vitrin Tasarım Yarışması’nda Türk moda tasarımı alanında son dönemde yurtdışında ismi daha çok duyulmaya başlayan Hakan Yıldırım’ın da bir yarışma dışı işi bulunuyor. Festivali anlatan bu vitrin Kanyon Alışveriş Merkezi’nde görülebilir. www.istanbulshoppingfest.org

Shopping Fest Continues! v A massive shopping craze is under way in Istanbul! Istanbul

sleeplessly welcomes shopping fanatics with events that last all day and even through the night, At the festival, which will continue through April 26, there is also a Vitrine Design Competition ( for showcases) with an award. The event aims to turn Istanbul into a work of art, and it also includes an outof-competition piece by Hakan Yıldırım, who has lately made quite a name for himself abroad in the field of Turkish fashion design. The festival-themed showcase can be seen at the Kanyon Shopping Center.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 15


ENTRÉE

ÇAY MABEDI

A Shrine To Tea Aslında bir fincanda demlenmiş birkaç yapraktan çok daha fazlası! It’s actually much more than a few leaves steeped in a cup!

v Le Palais des Thés

Çayı tanıtmayı ve bu geniş kültürü yaygınlaştırmayı misyon edinmiş bir dükkanlar zinciri var: “Le Palais des Thés”. Yani Çayların Sarayı. Şu anda Paris’te, Brüksel, Dublin, Tel Aviv, Tokyo, Oslo ve Ljubljana’da mağazaları bulunuyor ama internet ortamında da sipariş vermek mümkün. 1986 yılında yaklaşık 50 çay meraklısının istedikleri çayları bulamamaktan yakınarak kendi şirketlerini kurmak istemesiyle ortaya çıkan “Le Palais des Thés” bu işe amatör bir ruhla sarılmış vaziyette. Adeta bir okul gibi işleyen firmada çay uzmanları, kurdukları “çay okulu”nda gençleri eğitiyor ve çayları

16 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

v Le Palais des Thés

There is a chain of stores that has dedicated itself to promoting tea and spreading this expansive culture: “Le Palais des Thés,” or the Palace of Teas. They currently have stores in Paris, Brussels, Dublin, Tel Aviv, Tokyo, Oslo, and Ljubljana, and it is also possible to place orders online. “Le Palais des Thés,” which emerged in 1986 as approximately fifty tea aficionados wished to establish their own company after lamenting that they could not find the teas they wanted, has something of an amateur spirit in the way it operates its business. The company is run like a school: tea experts educate young


yerinde satın almak üzere birlikte her sene Çin, Hindistan, Japonya, Tayvan, Nepal ve Sri Lanka başta olmak üzere 20 ülkeyi birkaç ay boyunca ziyaret ediyorlar. Satın alma politikaları konusunda oldukça titiz olan çay uzmanları, çevreyi koruyarak üretim yapan ve çocuk işçi çalıştırmayan, güvenilirliklerini ispatlamış üreticilerden alımlarını gerçekleştiriyor. Tüketilen Sanat Bu girişim sayesinde dünyadaki birçok çay çeşidi ilk defa orijin ülkelerinin dışındaki yerlerde satılmaya başlandı. Mağazaların en önemli özelliği nispeten yaygın olarak bilinen çayların dışında, çok az miktarlarda üretilen ve ithal edilebilen özel çayları da getirerek 250’nin üzerinde çay çeşidi sunuyor olmaları. Bunlar arasında yeşil, siyah, Pu Er yani koyu renk,

people at the “tea school” they founded, and visit twenty countries – primarily China, India, Japan, Taiwan, Nepal, and Sri Lanka – in order to buy tea on location every year. The tea experts are very sensitive on their procurement policies, only buying from producers that have proven their trustworthiness, take care to protect the environment, and do not employ child workers in their businesses. Consumable Art Thanks to this enterprise, many different varieties of tea from around the world started being sold outside their countries of origin for the first time ever. The most important characteristic of the stores is that they carry special imported teas produced in very limited amounts, in addition to relatively widely known teas, offering over 250

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 17


ENTRÉE

Wu Long (mavi), beyaz ve Rooibos (kırmızı) çayın yanı sıra, tütsülenmiş, aromatize edilmiş veya karışım haline getirilmiş çaylar bulunuyor. Çayın tüketilen bir sanat, bir gelenek olarak kabul edildiği “Le Palais des Thés” mağazalarına girdiğinizde ziyaretinize bir çay çeşidinin sıcak ve taze ikramıyla başlıyorsunuz. İstemeniz halinde yabancı diller konuşan eğitimli bir çay rehberi size eşlik ederek çay kültürünü, çay çeşitlerini, hangilerinin ne miktarda, ne ısıda, ne kadar süreyle demlenmeleri gerektiğini, hangi lezzetlerle birleştirilerek tüketilebileceğini ve çay keyfinizi tamamlayacak yan ürünlerin kullanım şeklini güler yüzle anlatıyor. Çay dedikleri… 250 çay çeşidi söz konusu olduğu zaman, her derde

18 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

varieties of tea. Besides green, black, Pu Er (dark), Oolong (blue), white, and Rooibos (red) tea, these varieties also include smoked, aromatized, or blended teas. When entering a “Le Palais des Thés” store, where tea is regarded as a consumable art and as a tradition, your visit begins with a hot and freshly brewed offering of tea. If you so please, a trained tea guide who can speak foreign languages will accompany you through the store, smiling as they explain tea culture; tea varieties; how, in what amounts, at what temperature, and for how long each variety should be steeped; what they can be paired up with to complement the flavor; and how to use accessories that will complete your tea experience. What They Mean by Tea With 250 available varieties

Çayı tanıtmayı ve bu geniş kültürü yaygınlaştırmayı misyon edinmiş bir dükkanlar zinciri var: “Le Palais des Thés”. There is a chain of stores that has dedicated itself to promoting tea and spreading this expansive culture: “Le Palais des Thés”


Bazı çaylar baş ağrısına, romatizmaya, demir eksikliğine iyi geliyorken bazıları da zayıflamaya, daha enerjik hissetmeye veya sadece yemek sosu yapmaya yarayabiliyor. While some teas alleviate headaches, arthritis, and iron deficiency, others may be used for slimming, feeling more energetic, or simply as a sauce for food.

deva ve her duruma özel çaylar bulmak mümkün; her biri orijin ülkeleri, tat ve karışımları, tein miktarı, yaprak rengi ve çeşidi, vitamin içeriği, yetiştirilme şekli, yaygın veya nadir oluşu ve günün hangi saatinde tüketileceğine bağlı olarak çeşitlendirilmiş bulunuyor. Bu çayların hepsi farklı su sıcaklıklarında, farklı sürelerle ve farklı miktarlarda demlenmeyi gerektiriyor, aksi halde bazen farkında olmadan çayın tadını ve esas olarak alınması gereken esansını kaçırabiliyorsunuz. Bazı çaylar baş ağrısına, romatizmaya, demir eksikliğine iyi geliyorken bazıları da zayıflamaya, daha enerjik hissetmeye veya sadece yemek sosu yapmaya yarayabiliyor. Kısacası büyük ihtimalle bir bardak demlenmiş yapraktan ibaret sandığınız bütün bir çay kültürünü birkaç sayfada anlatmak imkânsız. En iyisi mağazalardan birini ziyaret ederek işi uzmanlarından öğrenmeniz ve size en uygun olan birkaç çay çeşidini deneyerek bu dünyaya giriş yapmanız. Müptelası olacaksınız! www.palaisdesthes.com

of tea, it is possible to find teas that can be used to treat anything or in any situation. The varieties are separated by their countries of origin, flavors and blends, amount of caffeine, leaf color and cultivar, vitamin content, method of cultivation, rareness, and at what times of the day they should be consumed. Each of these teas requires steeping at different water temperatures, at different times, and in different amounts; otherwise, sometimes without even realizing, you may miss the taste and intended essence of the tea. While some teas alleviate headaches, arthritis, and iron deficiency, others may be used for slimming, feeling more energetic, or simply as a sauce for food. Put shortly, it is impossible to explain the entire culture of tea, which you likely thought consists merely of a cup of steeped leaves, in a few pages. The best thing for you to do would be to visit one of these stores and learn about the subject from the experts, diving into this world by trying a few varieties of tea that are suited to you. You will become a devotee in no time!

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 19


ENTRÉE

Cenevre Bizi Doğayla Barıştırır mı?

Will Geneva Have Us Making Peace With Nature?

v Bu satırlar yazılırken 81. Uluslararası Cenevre Otomobil Fuarı ilk haftasını devirmiş ve yaklaşık 300 bin kişiyi misafir etmişti. Bunlardan 10 bin kadarı dünyanın çeşitli yerlerinden gelen gazetecilerden oluşuyordu. Zaten son bir ayda ve muhtemelen bu ay boyunca da gözünüzün erişeceği her yerde muhakkak fuardan bir otomobil göreceksiniz. Hayatımıza bu kadar entegre olmuş bir şeyle ilgili son teknolojilerin, modellerin ve yan ürünlerin sergilendiği bir fuardan sonra başka da bir şey beklenemezdi zaten. Geçtiğimiz yıl Cenevre, otomotivde daha yeşil olan teknolojilere doğru giden bir ivme olduğunu göstermişti. Bu yıl da bu durum değişmedi hatta fuarda Green Pavilion isimli,

v As these sentences were being written, the 81st International Geneva Motor Show had completed its first week, welcoming approximately three hundred thousand visitors. Ten thousand of these visitors were journalists coming from various parts of the world. In any case, you likely saw a car featured in the show somewhere within the past month, and shall probably continue to see more this month as well. Nothing less could have been expected after such a show where the latest technologies, models, and accessories related to something so integrated in our lives were exhibited. Last year, Geneva had showed that there was a push toward greener technologies by automakers. This push has been upheld this year too; in fact, thirteen of the thirty-six participants in the special

20 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011


İlgi yine ve her zaman olduğu üzere 400 – 500 beygir gücündeki spor otomobillerde.

Gectiğimiz yıl Cenevre, otomotivde daha yeşil olan teknolojilere doğru giden bir ivme olduğunu göstermişti.

As always, sports cars of 400-500 horsepower garnered the most interest at the show.

Last year, Geneva had showed that there was a push toward greener technologies by automakers.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 21


ENTRÉE sırf bu tip araçlara ayrılmış özel bir bölümde yer alan 36 katılımcıdan 13’ü araçlarını test ettirdi. Alternatif ve ekolojik teknolojilere tampon dayayan 40 yeni model görücüye çıktı. Toplamda 170 prömiyer yapıldığını düşünecek olursak sayı aslında hiç de fena değil. Ancak gelin görün ki her firmanın fuarlarda sergilediği bu elektrikli modeller aslında vitrinlerinden başka bir şey değil diye düşünmeden edemiyor insan. Çünkü ilgi yine ve her zaman olduğu üzere 400 – 500 beygir gücündeki spor otomobillerde. Bunların da benzin konusunda nasıl sorumsuz olduğunu hepimiz biliyoruz. Sonuçta bu süslü salonlar dışında yollarda elektrikli ve çevreci hibrit teknolojilerle donatılmış araçları görmek mümkün değil henüz (Cenevre sokaklarında da daha çok lüks otomobiller görülebilir; hele iş çıkış saatlerinde tam bir otomobil galerisi gibi caddeler). Ama ileride yavaş yavaş bu teknolojilerle donatılmış araçlara olan rağbetin artacağı düşünülecek olursa bunların da birer kilometre taşı olduğu göz ardı edilmemeli. Henüz lüks birer spor otomobil fiyatında olsalar da elektrikli otomobiller de yakında seri üretim bandından geçince muhakkak ucuzlayacak. Şimdilik bebek bir teknoloji olduğunu söylemek gerek; emekliyor. Belki de fuarın 100. yılında benzinli otomobilleri sadece bir kenarda, anmak üzere ayrılmış bölümde görebileceğiz. Kim bilir?

22 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

section devoted solely to such cars – the Green Pavilion – had their vehicles tested. Forty new models on the cutting edge of alternative and ecological technologies were unveiled to the audience. Considering that a total of 170 vehicles made their debut appearances at the show, this figure is not bad at all. But one cannot do without wondering whether the electric vehicles exhibited by every company at these fairs are little more than display models – as always, sports cars of 400-500 horsepower garnered the most interest at the show. We all know how careless it is to drive such cars when it comes to fuel consumption. In practice, after all, one cannot yet see vehicles equipped with electric and environmentally friendly hybrid technologies outside these fancy exhibition halls and on real roads (much more luxurious automobiles can be seen on the streets of Geneva – especially at rush hour, the streets are like an automobile gallery). However, if one were to consider that automobiles equipped with these technologies will slowly start to receive more favor in the future, these vehicles are milestones in their own right. Although they cost just as much as luxurious sports cars for now, electric vehicles will undoubtedly become more affordable once they are put into mass production in the near future. It must be noted that the technology is still crawling through its infancy. Perhaps we will see gas-powered automobiles in a section devoted to their memory at the centennial of the show – who knows?

Henüz lüks birer spor otomobil fiyatında olsalar da elektrikli otomobiller de yakında seri üretim bandından geçince muhakkak ucuzlayacak.

Although they cost just as much as luxurious sports cars for now, electric vehicles will undoubtedly become more affordable once they are put into mass production in the near future.


2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 23


ENTRÉE LONDON NEW ORLEANS

BAHAR GELDİ!

Nisan ayında dünyadan belli başlı etkinlikler neler? Burhan Doğançay

SANATSEVERLER Çağdaş Türk Sanatı Müzayedesi, 7 Nisan 2011

SPRING IS HERE!

What are the foremost events around the world in April?

v Sotheby’s Londra’da gerçekleştirdiği Çağdaş Türk Sanatı

müzayedelerinin kazandığı büyük başarının ardından, 7 Nisan 2011 tarihinde üçüncü bir satış daha düzenliyor. Müzayedede, Mübin Orhon, Burhan Doğançay, İlhan Koman, Nejad Devrim, Hale Tenger, Canan Tolon, Ansen Atilla, Murat Pulat ve Taner Ceylan gibi isimlerin de aralarında bulunduğu 80 modern ve çağdaş Türk sanatçının 1950’lerden günümüze ürettiği işler yer alacak. Müzayedeye çıkacak eserler 1 – 6 Nisan 2011 tarihleri arasında Londra New Bond Street’deki Sotheby’s binasında görülebilecek. Bu heyecan verici ve gelişmekte olan sanatın başyapıtlarını görme fırsatını kaçırmayın.

ARTS

Contemporary Turkish Art Auction, April 7, 2011

v Following the hugely successful Contemporary Turkish Art

auctions at Sotheby’s in London, the auction house will be holding its third sale on April 7, 2011. The sale, which will feature more than eighty modern and contemporary Turkish artworks produced from the 1950s onward, will include works by Mübin Orhon, Burhan Doğançay, İlhan Koman, Nejad Devrim, Hale Tenger, Canan Tolon, Ansen Atilla, Murat Pulat, and Taner Ceylan. The works are to be displayed at Sotheby’s New Bond Street in London from April 1-6, 2011. Do not miss this chance to see the masterpieces of this exciting and emerging art form.

www.sothebys.com

24 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

CAZSEVERLER New Orleans Caz Festivali, 29 Nisan – 8 Mayıs 2011

v Başlığa bakıp aldanmayın zira festival sadece caz müziğe

adanmış bir festival değil. İsmi bir caz festivali olsa da New Orleans Caz Festivali dünyanın hemen hemen tüm müzik türlerini kucaklıyor. Festivalin bu seneki isimleri katılımcı sayısının onbinleri bulacağına işaret ediyor. Arcade Fire, Bon Jovi, Jimmy Buffett, Kid Rock, John Mellencamp, Wilco, Willie Nelson, The Strokes, Robert Plant, Ms. Lauryn Hill, Tom Jones, Jeff Beck, Sonny Rollins, John Legend & The Roots bunlardan sadece bazıları.

JAZZ

New Orleans Jazz Festival, April 29 – May 8, 2011

v Don’t let the title mislead you; this is not a festival dedicated

solely to jazz music. Although it is called a jazz festival, the New Orleans Jazz Festival embraces almost all musical genres from around the globe. This year’s lineup, featuring such world famous names as Arcade Fire, Bon Jovi, Jimmy Buffett, Kid Rock, John Mellencamp, Wilco, Willie Nelson, The Strokes, Robert Plant, Ms. Lauryn Hill, Tom Jones, Jeff Beck, Sonny Rollins, and John Legend & The Roots, is expected to attract tens of thousands of visitors this year.

www.nojazzfest.com


GEORGIA

SINGAPORE SPORSEVERLER Masters Golf Turnuvası, 4 – 10 Nisan 2011

v 1934’ten beri düzenlenen Masters Turnuvası dünyanın

en prestijlilerinden birisi kabul ediliyor. Bobby Jones ve Clifford Roberts tarafından temelleri atılan turnuvaya her yıl dünyanın her yerinden golfseverler ve dünyaca ünlü golf oyuncuları katılıyor. Tiger Woods’un da dört kere şampiyonluğu bulunan turnuva hakkında detaylı bilgi ve katılım (izleyici) koşulları için aşağıdaki adresten detaylı bilgi edinebilirsiniz.

SPORTS

Masters Golf Tournament, April 4 – 10, 2011

v Held annually since 1934, Masters Tournament is one

of the most prestigious golf events in the world. The event, founded by Bobby Jones and Clifford Roberts, attracts golf enthusiasts from around the world as well as globally renowned golf players such as Tiger Woods, who was crowned champion for four times in this tournament. For detailed information about the tournament and attendance, visit

www.masters.com

TEKNESEVERLER Singapur Tekne Fuarı, 8 – 10 Nisan 2011

v Singapur Sentosa Cove’da bulunan ONE°15

Marina’da, 8 – 10 Nisan 2011 tarihleri arasında düzenlenecek Singapur Tekne Fuarı, birbirinden etkileyici süper yatlara ve katılımcı firmalara ev sahipliği yapacak. Klasik ve modern tarzda motor-yat ve yelkenlilerden oluşan çarpıcı bir tekne koleksiyonu, fuar katılımcıları ve tekne tutkunlarının gözlerini kamaştıracak.

YACHT SHOW

Singapore Yacht Show, April 8 – 10, 2011

v An impressive lineup of superyachts and exhibitors is set

to appear at the Singapore Yacht Show April 8 through 10 at ONE°15 Marina in Sentosa Cove, Singapore. The motor and sailing superyachts to be displayed represent a stunning collection of modern and classic style yachts that is sure to impress show attendees and yachting enthusiasts.

www.singaporeyachtshow.com

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 25


AYRICALIKLI HİSSETMEK İÇİN... Biraz şımartılmaya maruz kalabilirsiniz. TO FEEL PRIVILEGED

You might be subjected to a bit of pampering.

Yolculuğunuzun konforu dilerseniz daha evinizden adım atarken başlayabilir. Özel bir araçla evinizden alınıp, havaalanına bırakılabilir ve burada da muhteşem muamelelere ve biraz da şımartılmaya maruz kalabilirsiniz. Bir First Class yolcusu iseniz Atatürk Havaalanı’nda ayrıcalıklarınız var demektir ve bunlardan sonuna kadar faydalanabilirsiniz. Bu ayrıcalıklı günü yaşamak üzere Skylife Business ekibi olarak soğuğu hafif, güneşi bol bir kış gününde Atatürk Havaalanı’nın sadece

26 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

The comfort of your journey can begin as soon as you step out of your house, if you so please. You can be picked up from your house in a private vehicle that will take you to the airport, where you will be subjected to amazing treatment and be a little pampered. If you are a First Class passenger, you have privileges at Atatürk Airport and can make use of these to the fullest. On a sunny, winter day with a light chill, we, the Skylife Business crew, are greeted by the Prime Class CIP Service Staff at Atatürk

FIRST CLASS YOLCULAR TALEP ETTIKLERI TAKDIRDE, EVLERINDEN MERCEDES ARAÇLARLA ALINIYOR VE DÖNÜŞLERINDE YINE UÇUŞ KAPISINDA “PRIMECLASS” PERSONELI TARAFINDAN KARŞILANIYOR. IF THEY WISH, FIRST CLASS PASSENGERS CAN BE PICKED UP FROM THEIR HOUSES IN MERCEDES VEHICLES. ON THEIR RETURN, THEY WILL BE GREETED BY PRIME CLASS PERSONNEL.


First Class ve Business Class yolcuları için ayrılan girişinde, primeclass CIP Servis Personeli tarafından karşılanıyoruz. Zürih’te yapacağımız röportajımız öncesinde bu ayrıcalıklı servisi yaşama fırsatı buluyoruz. Bizi karşılayan ekiple selamlaşıp kontrolden geçmek üzere ilerliyoruz. Eşyalarımızı taşımak için bize yardımcı olan görevliler ve check-in işlemlerimizi halletmek için başka görevliler yanımızda. Diğer yolculardan ayrı bir pasaport kontrolünden geçip, hiçbir sıra beklemiyoruz. Üstelik çıkışta bizi bekleyen

Airport’s exclusive First Class and Business Class passenger entrance, getting a chance to experience this privileged service prior to the interview we are to conduct in Zurich. We salute the crew that comes to greet us, and we move on to pass through screening. The staff helps us carry our items, and other personnel help us through the check-in process. We go through a separate passport control counter from that of other passengers, without having to wait in any lines. Afterward, we board an in-terminal transport vehicle

BUSINESS CLASS YOLCULARI ILE MILES&SMILES ELITE VE ELITE PLUS KART SAHIBI YOLCULAR DA ATATÜRK HAVALIMANI DIŞ HATLAR’DA TEMINALE ÖZEL BIR GIRIŞTEN GIRIYOR, KENDILERINE TAHSISLI GÜVENLIK KONTROLÜNDEN GEÇIYORLAR. IF THEY WISH, FIRST CLASS PASSENGERS CAN BE PICKED UP FROM THEIR HOUSES IN MERCEDES VEHICLES. ON THEIR RETURN, THEY WILL BE GREETED BY PRIME CLASS PERSONNEL, WHO WILL DRIVE THEM THROUGH THE TERMINAL TO A PRIVATE PASSPORT CONTROL COUNTER. 2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 27


bir terminal içi araca biniyoruz. Bir elinizde bavul sürümeden, diğer insanların arasından hızla geçerek yapılan bir yolculuk çok keyifli. Üstelik bu herkesin dilerse faydalanabileceği bir hizmet. Sürücümüz aracımızı CIP Lounge’a doğru sürerken terminal içerisinde yanımızdan bir sürü insan telaşla bir yerlere yetişmek züere geçiyor. Bizim keyfimize diyecek yok! First Class yolcularına sunulan bu hizmetler içerisinde dilenirse aracı durdurup duty free alışverişi yapabilme lüksü de var. Kararsız kaldığınız parfüm için fikirlerini beyan ederek size yardımcı olacak görevliler de cabası. Yine aynı görevliler sizi, alışverişiniz sonrası ayrı bir kasadan

28 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

awaiting us at the exit. It is very pleasant to travel without touching a single suitcase, quickly rolling past other people. Furthermore, anyone can make use of these services if they so please. As our chauffeur drives our vehicle toward the CIP Lounge, many people scramble around us in a rush to get somewhere, while we, on the other hand, enjoy a carefree and pleasurable ride. Offered to First Class passengers, these services also include the luxury of stopping the vehicle to do duty free shopping as desired. There is even staff that can offer ideas about a perfume on which you are undecided. Once again, they quickly take you through

YOLCULAR TERMINAL IÇI ARAÇLA PASAPORT KONTROLÜNE BIRAKILIYOR VE BURADA ÖZEL PASAPORT BANKOSUNDAN GEÇIRILIYOR. PRIME CLASS PERSONNEL WHO WILL DRIVE PASSENGERS THROUGH THE TERMINAL TO A PRIVATE PASSPORT CONTROL COUNTER.


2010 YILI VERILERINE GÖRE, “PRIMECLASS CIP SERVIS” 30 BIN YOLCUYA SUNULMAKTA OLUP, IÇLERINDEN YAKLAŞIK OLARAK 6200 KIŞIYE DE FIRST CLASS HIZMETI VERILMIŞ. ACCORDING TO DATA FOR THE YEAR 2010, PRIME CLASS CIP SERVICE WAS OFFERED TO 30,000 PASSENGERS, 6,200 OF WHOM WERE TREATED TO FIRST CLASS SERVICE.

çabucak geçirerek uçağınıza veya CIP Lounge’a ulaşmanızı sağlıyor. Birilerinin sizin yerinize tüm zamanlama konusunda endişe duyması gerçekten müthiş. Size kalan sadece yolculuğunuzun tadını çıkarmak. CIP Lounge içerisinde açık büfe yemeklerden tadarken bir yandan da alana inip kalkan uçakların devasa camlardan sunduğu canlı bir tablo var karşımızda. Hemen hemen tüm gazete ve dergilerden oluşan seçki arasında biraz göz gezdirdikten sonra uçak anonsumuzla beraber devam ediyoruz. Uçağa geçeceğimiz gate’in önüne gelene dek görevliler bizimle. Son bir selamlaşmadan sonra onları İstanbul’da bırakarak uçağımıza ilerliyoruz. Uçağa binerken dönüşte bizi alandan alacak bir araç olacağını bilme hissi çok güzel.

a separate check-out line, and they take you to your aircraft or the CIP Lounge. It really is wonderful for somebody else to worry about all matters of timing in your place; all that is left to you is to enjoy the journey. Sampling the open-buffet foods in the CIP Lounge, we look through the massive windowpanes before us at the planes landing at and taking off from the airport. We glance at a selection consisting of just about all newspapers and magazines, and carry on when we hear the announcement for our flight. The staff is with us until we are right in front of the gate through which we will enter the plane. After a final round of goodbyes, we leave them in Istanbul and move on to our plane. It is very nice to know that that there will be a vehicle to pick us up from the airport on our return as we are boarding the plane.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 29


NAPOLİ KABINA SIĞMAYAN İTALYAN: THE GUSHING ITALIAN: NAPLES

Yazı • Story • Melih Uslu Fotoğraf • Photograph • Haluk Çobanoğlu

Vezüv Yanardağı’nın eteklerinde, Akdeniz’deki en güzel körfezlerden birinin kıyısına kurulmuş yazılı tarih kadar eski bir şehir olan Napoli, Avrupa’nın kitle kültürüne karşı direnen bir taşra kalesi gibi.

Situated at the feet of Mt. Vesuvius and on the shores of one of the Mediterranean’s most beautiful coastlines, Naples is as old as written history itself, standing as a provincial monument against mainstream European culture.

Avrupa ve İtalya şampiyonu yaptığı Napoli’de bir efsane olarak görülen ünlü futbolcu Maradona, Napolitenlerin - yani Napoli halkının- en belirgin özelliklerini şöyle sıralıyor: Samimi, coşkulu ve fena halde İtalyan… Gerçekten de bu şehirde espriler, şarkılar, gazete sütunları, şive oyunları; kısacası Napoli’nin yöresel kültürüne dair her şey coşkunun egemenliğini yansıtıyor. Kişisel gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki, Napolili genç sabah uyandığında şöyle der: “Cebimde beş kuruş yok.

Renowned soccer player Maradona – seen as a legend in Naples, which he made a European and Italian champion – lists the most prominent features of Neapolitans, the people of Naples, as follows: intimate, exuberant, and extremely Italian… Everything related to Naples’s regional culture – jokes, songs, newspaper columns, wordplay – reflects the dominance of joy. Based on my personal obserations, I can say that when a Neapolitan awakens in morning, he says, “I don’t have a penny in my pocket, and I have to pay my

30 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011


2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 31


Bugün bankaya borcumu da ödemem lazım. Para işi nasılsa hallolur. Peki, bu akşam nasıl eğlensem?” Napoli, hayat dolu ve entelektüel insanların şehri. Eğlence için para yoksa da kitap var. Hemen her köşe başında bir kitapçıya rastlanmasının sebebi de bu. Kitap yığınları arasında usanmadan gezinen Napolitenler, zihinlerini çalıştırmak için Benedetto Croce’den Cesare Pavese’e kadar geniş bir seçkiye ilgi gösteriyor. SAVAŞIN İZLERİ Tarih boyunca istilalar yaşayan Napoli, defalarca yıkılıp yeniden inşa edilmiş. Bağımsız bir şehir

32 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

devleti olarak kurulan Napoli, M.Ö. 4. yüzyılda Roma İmparatorluğu’na dâhil olmuş. Tarihte hep büyük devletlerin parçası olan şehir, 1139 yılında Sicilya Krallığı’na katılmış. Ardından bir asırdan daha uzun süre ise Palermo’da hüküm süren Hohenstaufen DENİZ MEVSİMİ MAYISTA AÇILAN NAPOLİ’NİN TARTIŞMASIZ EN İYİ ZAMANI, BAHAR AYLARI. THE MONTHS OF SPRING ARE INDUBITABLY THE BEST TIME IN NAPLES, WHERE THE SEASIDE SEASON BEGINS IN MAY.

debt to the bank today. The business with the money will be sorted somehow, but how should I have fun at night?” Naples is a city full of lively, intellectual people. Even if there isn’t money to have fun, there are books – this is why one can encounter a bookseller at nearly every corner. Neapolitans wander tirelessly through heaps of books, maintaining an interest in a selection ranging from Benedetto Croce to Cesare Pavese to exercise their minds. THE MARKS OF WAR Naples has undergone occupation throughout history, and has been demolished

N

and rebuilt countless times. Founded as an independent city-state, Naples became part of the Roman Empire in the 4th century AD. The city, which has always been a part of large states, joined the Sicilian Kingdom in 1139. Then, more than a century later, it was controlled by the Hohenstaufen dynasty, which reigned from its seat in Palermo. In 1860, it decided to become a member of the newly founded Kingdom of Italy. Despite being invaded dozens of times, Naples preserved its identity as a city of culture. The city, which had its golden age during the time of the Roman Empire, is now the capital city of the Campania region of southern


A

PİZZANIN ANAVATANI NAPOLİ’DE BİR KLASİK: MARGHERITA. DOMATES, MOZZARELLA VE FESLEĞENLE HAZIRLANAN BU PİZZA UZUN BİR GEZİNİN HEDİYESİ. A CLASSIC IN NAPLES, THE HOMELAND OF PIZZA: THE MARGHERITA, A PIZZA MADE WITH TOMATOES, MOZZARELLA, AND BASIL, IS ONE OF THIS LONG JOURNEY’S MOST REWARDING GIFTS.

hanedanı tarafından yönetilmiş. 1860 tarihinde ise yeni kurulan İtalya Krallığı’nın üyesi olmaya karar vermiş. Napoli onca istilaya rağmen kültür şehri kimliğini koruyor. Roma İmparatorluğu döneminde altın çağını yaşayan şehir, günümüzde Güney İtalya’nın Campania bölgesinin de başkenti konumunda. Napoli koyunun batısındaki şehrin açıklarında Capri, Ischia ve Procida adaları var. Asırlar boyunca “güneşin yurdu” diye anılan Napoli, özgün kültürü ile Avrupa’nın en ilginç şehirlerinden biri. Bir yanıyla gürültülü ve kırık-dökük, diğer yanıyla da şaşırtıcı şekilde güzel. İkinci Dünya Savaşı’nda ağır bombardımana maruz kalmış olmasına karşın ne Milano gibi yerle bir edilmiş ne de Palermo gibi parçalanmış. Meydanlarını süsleyen kilise ve heykeller ise hâlâ savaş yıllarının izleriyle dolu. 1943’te bombalanan Santa Chiara Manastırı, Napolitenler için çok değerli bir yadigâr. Napoli, denize inen yokuşlu sokakları ve sahil boyunca uzanan gezinti yollarıyla suyla iç içe yaşayan bir kent. Kimilerine göre İtalya’nın en romantik şehri.

Italy. Off the shores of the city are the islands of Capri, Ischia, and Procida. Naples, known as the “land of the sun” for centuries, is one of Europe’s most interesting cities due to its unique culture. It is loud and broken down on one hand, and strikingly beautiful on the other. Despite being subject to heavy bombardment in World War II, it was neither demolished like Milan, nor torn apart like Palermo. The churches and statues decorating its squares, however, still carry the traces of the years of the war. The Santa Chiara Monastery, which was bombed in 1943, is a very valuable heirloom for Neapolitans. Naples is thoroughly intertwined with the water, with its hilly streets that go down to the sea and trails stretching across the coastline. To some, it is Italy’s most romantic city. Watching the sunset at Via Caracciolo is a classic unique to Naples. The greatest gift offered by Naples, in spite of all its shabbiness, is intimacy. Furthermore, Neapolitans are very proud of being as they are. Everyone here is ready to sing for any reason that might come to mind, whether out of love, joy, or anger.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 33


Via Caracciolo’da günbatımı izlemek Napoli’ye özgü bir klasik. Tüm salaşlığına karşın Napoli’nin sunduğu asıl armağan ise samimiyet. Dahası Napolitenler, kendileri gibi olmaktan gurur duyuyor. Burada herkes, aşktan, neşeden, öfkeden ya da akla gelebilecek her türlü sebepten şarkı söylemeye hazır. Sessiz bir avluda mırıldanan çamaşırcı kadın ya da uzaklardan gelen radyo sesi, Napolitenleri şarkı söylemeye kışkırtabiliyor. Şarkı söylerken gösterilen rahatlık, duygular paylaşılırken de kaybolmuyor. Asansörde karşılaştığınız bir yabancı size kardeşinin düşük

34 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

yaptığını anlatırsa şaşırmayın. Napolitenler dışa dönük oldukları kadar inançlı birer Katolikler de. SICAK, CÖMERT VE LÜKS Napoli’de karşınıza çıkan en belirgin mimari unsur, kavis. Görkemli müze ve kiliselere sahip olan şehir; kubbeler, dolambaçlı sokaklar ve yarım daire biçimindeki alınlıklarla dolu. Sokak manzaralarının temel unsuru ise mobiletler ya da yerel ismiyle “motorino”lar. Vızır vızır motorinolarla dolu Napoli sokakları, şehrin yaşam enerjisini hissettiriyor. Napoli’nin çehresini oluşturan mimarların amacının şehirdeki kilise cephelerini

Neapolitans may be moved to break out in song at the hum of a woman washing clothes in a quiet courtyard or the sound of a faraway radio. The ease displayed while singing songs does not disappear when emotions are shared either: don’t be surprised if, for instance, a stranger you meet in an elevator tells you that their sister had a miscarriage. Just as they are extroverted, Neapolitans are also pious Catholics. WARM, GENEROUS, AND LUXURIOUS Curves are the most prominent architectural element you will encounter in Naples. The city, which has

several splendid museums and churches, is full of domes, winding streets, and semicircular pediments. Meanwhile, the primary element of the streets’ scenery is the moped, or “motorinos” as they are known locally. The streets of Naples are packed with buzzing motorinos, conveying the life force of the city. It is known that the aim of the architects who created Naples’s face was to turn the facades of the city’s churches into stages bringing the Bible to life. Today, the striking architecture of Naples calls everyone to come to the stage. The streets and squares, meanwhile, are an important part of social


P

ANTİK YUNANLILARIN KURDUĞU, ROMALILARIN GELİŞTİRDİĞİ NAPOLİ, TARİHTE “GÜNEŞ ÜLKESİ” DİYE ANILMIŞ. NAPOLİ KOYU KIYISINDAKİ ŞEHİR, AVRUPA’NIN EN ÖZGÜN YERLEŞİMLERİNDEN BİRİ.

FOUNDED BY THE ANCIENT GREEKS AND DEVELOPED BY THE ROMANS, NAPLES WAS HISTORICALLY KNOWN AS “THE LAND OF THE SUN.” THE CITY, SITUATED ON THE SHORES OF THE GULF OF NAPLES, IS ONE OF EUROPE’S TRULY UNIQUE SETTLEMENTS.

İncil’in hayat bulduğu birer tiyatro sahnesine dönüştürmek olduğu biliniyor. Bugün Napoli’de herkesi sahneye çağıran bir mimari göze çarpıyor. Sokaklar ve meydanlarsa, sosyal hayatın önemli bir parçası. Pencereden uzanıp komşu avluya, hatta komşu meydana seslenen insanların şehri burası. Ne hakkında konuşulduğunun önemi yok. Dikkat çekici olan sohbet sırasındaki samimiyet. Napolitenler için en önemli değerlerden biri de cömertlik. Casbah’ta ya da Quartieri Spagnoli’de bir kaldırım kafesinde otururken, kendinizi sıradan bir müşteri gibi değil de

büyük bir ailenin ahbabı gibi hissetmeniz işten bile değil. Son on yıldır yaşadığı turizm patlamasıyla adeta yeniden doğan şehirde peş peşe otantik mekânlar açılıyor. Yeni kültürel uyanışla birlikte birçok yapı restore edilmiş durumda. Tıpkı şehrin kalbinde yer alan Bourbon Meydanı gibi. Şehrin en gözde semtlerinde yayalar için trafiğe kapalı alanlar üretilmiş. Lüks otellerin ve seçkin restoranların sıralandığı sahil bölgesi Santa Lucia’dan yeşillikler içindeki Posillipo Yarımadası’na kadar her yer yenilenmiş. Bir zamanlar kirlilik problemi yaşayan körfezin suları temizlenip yüzmeye

O

life. This is a city of people who lean out the window to shout out to the neighboring courtyard, sometimes even the neighboring square. It doesn’t matter what is being talked about; what stands out is the intimacy displayed in conversation. Generosity is another of the values most important to Neapolitans Sitting at a sidewalk café in Casbah or Quartieri Spagnolo, the Spanish Quarter, you may well start feeling as if you were not simply an ordinary customer, but an old friend of a large family. With the touristic boom it has experienced in the past ten years, the city has been experiencing a

rebirth; authentic, unique venues have been opening up one after another. Many structures and areas, such as Bourbon Square in the heart of the city, have been restored with this new cultural awakening. Areas closed to traffic have been created for pedestrians in the hottest neighborhoods in town. All places have been renewed, from the beachside district of Santa Lucia where luxury hotels and select restaurants are located to the Posillipo Peninsula shrouded in green. The waters of the coast, which once had a pollution problem, were cleaned and opened up to swimmers. Furthermore, the

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 35


açılmış. Daha da önemlisi, eskiden bir çöplüğe dönüşen volkanik kayalıklar gün ışığında parlıyor artık… Ünlü Alman yazar Goethe, “İtalya Seyahati” adını verdiği eserinde “Napoli’de herkes bir tür rüyada yaşar” diye yazmış. Şen şakrak sokakları, her daim çevreye yayılan müzikleri ve kendine özgü ahalisiyle Napoli, neredeyse yazılı tarih kadar eski bir şehir. Üstelik burada yaz erken başlıyor. Deniz mevsiminin mayısta başlayıp ekim sonuna kadar sürdüğü şehri görmek için en iyi zaman bahar ayları. Her şeyden uzakta bir rüyada hissetmek için bundan iyi fırsat olur mu?

L

36 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

volcanic rocks that had once become a dump now shine in daylight… In his work titled “The Italian Journey,” celebrated German writer Goethe wrote, “In Naples, everyone lives in a dream of sorts.” With its lively, ebullient streets, constantly heard music, and unique inhabitants, Naples is a city that is nearly as old as written history. Summer starts early here – the best time to see the city, where the season of the sea starts in May and lasts through October, are the months of spring. Could there be a better chance to get away from it all, to feel as if you are in a dream?

NAPOLİ GEZİ REHBERİ

NAPLES TRAVEL GUIDE

Nasıl gidilir? Roma’ya uçup Napoli’ye aktarma yapabilirsiniz. Türk Hava Yolları, İstanbul’dan Roma’ya haftanın her günü karşılıklı sefer düzenliyor. Harekat saatleri, İstanbul’dan 08:20’de; Roma’dan 11:00’da. www.thy.com

Getting There You may fly to Rome and transfer to Naples. Turkish Airlines runs return flights from Istanbul to Rome every day of the week, departing from Istanbul at 8:20 and from Rome at 11:00. www.thy.com

Nerede kalınır? Grand Vesuvio www.vesuvio.it

Where to Stay Grand Vesuvio www.vesuvio.it

Excelsior www.excelsior.it

Excelsior www.excelsior.it

Amleto www.hotelamleto.it

Amleto www.hotelamleto.it

Britannique www.hotelbritannique.it

Britannique www.hotelbritannique.it

Nerede yenir? Da Michele www.damichele.net

Where to Eat Da Michele www.damichele.net

Bellini www.ilbelliniristorante.it

Bellini www.ilbelliniristorante.it

Scaturchio www.scaturchio.it

Scaturchio www.scaturchio.it

I


Telif hakları © 2011 United Parcel Service of America, Inc.’e aittir.

UPS CORE HEARTS

UPS, küresel hizmetleriyle tüm lojistik ihtiyaçlarınızı karşılar. Çin’deki bir üretici, siparişinizi aldıktan sadece birkaç gün sonra ürünleri size ulaştırabilir. Dünyanın en büyük hava taşımacılığı filolarından birinin sahibi ve en büyük gümrük müşaviri olan UPS dünyayı sizin için küçültür. UPS, gümrüklerden en fazla mal çeken lojistik şirketidir. UPS ile ürünlerinizi pazara daha hızlı sunun. www.ups.com Bilgi için: 444 00 66

Kurye rezervasyonlarınız için: 444 00 33


Tahnitçi 38 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011 Taxidermist 2010


KOLEKSİYONERİN KREM TABAKASI VİDEO ALIR Geçtiğimiz aylarda Nam June Paik Ödülü alan sanatçı Ali Kazma, Engellemeler serisinden üç çalışmayla 25 Mart - 23 Nisan tarihleri arasında İstanbul Galeri Nev’de.

Tahnitçi Taxidermist 2010

THE CREAM OF THE COLLECTORS’S CROP BUYS VIDEOS Ali Kazma, the artist who received the Nam June Paik Award in recent months, is at Istanbul Galeri Nev March 25 through April 23 with three works from his “Obstructions” series.

Yazı • Story • Jülide Karahan Fotoğraf • Photograph • Cihad Caner Serginin adı Kırmızı Tilki Ölmeli. İnsanın, yok olmaya eğilimli dünyayı bir arada tutma çabasını araştıran ve anlamaya çalışan 1971 İstanbul doğumlu sanatçı; bu uğurda birçok üretim/onarım mekânını videoya çekti. Ameliyathaneden tekstil fabrikasına, saat tamir atölyesinden mezbahaya, dans stüdyosundan mutfağa…

The name of the exhibition is “Kırmızı Tilki Ölmeli” (The Red Fox Must Die). The artist, who was born in 1971 in Istanbul, studies and attempts to understand humans’ efforts to keep a world inclined to destruction together. He has shot videos of several production and repair facilities to this end: from an operating theater to a textile factory, from a watch repair workshop to a

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 39


Galeri Nev’de kaç video izleyeceğiz? Üç yeni iş. Mutfak, Ressam, Tahnitçi... Hiçbiri Türkiye’de sergilenmemişti. Mutfak bir tek Fransa’da, Ressam bir tek İsviçre’de görüldü. Serginin ismi neden Kızıl Tilki Ölmeli? Sergilerimin ismi hep aynıydı: Engellemeler. Karışmaya başlamıştı, o yüzden. Bir de işlerden birinde ölü bir kızıl tilki var, ona binaen. İsmin çekici olması izleyici üzerinde farklı bir etki

40 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

slaughterhouse, and from a dance studio to a kitchen… How many videos will we watch at Galeri Nev? Three new work: the Kitchen, the Painter, and the Embalmer… None of them had been exhibited in Turkey. The Kitchen was only seen in France, and the Painter only in Switzerland. Why is the exhibition called “The Red Fox Must Die?” The names of all of my exhibits were the same: “Obstructions.” They became mixed up, that’s why. And there is a dead red fox in one of the works; it’s because of that.

“ÖLÜM OLAN BIR DÜNYADA ÖLÜM YOKMUŞ GIBI YAŞIYORUZ VE BUNUN ETRAFINDA BIR SÜRÜ PRATIK GELIŞTIRIYORUZ.” “WE LIVE IN A WORLD WITH DEATH AS IF THERE WERE NO DEATH, AND WE DEVELOP MANY PRACTICES AROUND THIS.”

Ressam Painter 2011


“DÜZEN HAYATIN PARÇASI VE GEREKLI AMA HAYATIN KENDINI YOK EDEN TARAFLARI YOKMUŞ GIBI DAVRANAMAYIZ. ÇOK DÜZEN DE BIR NEVI ÖLÜM.” “ORDER IS A PART OF LIFE, AND IT IS VERY NECESSARY FOR PEOPLE TO CARRY OUT THEIR LIVES, BUT WE CANNOT ACT LIKE IT DOESN’T HAVE ASPECTS THAT DESTROY LIFE ITSELF. TOO MUCH ORDER IS A DEATH OF SORTS AS WELL.

yapıyor mu? Benim çok rahat hissettiğim bir şey değil. İlk kez böyle bir isimle sergi açıyorum. Benim için de yeni. Şimdi sırada neresi var? Almanya’da bir otomobil fabrikası. Şu sıralar izin almaya çalışıyorum. Olumlu cevap gelir gelmez gidip çekimlere başlayacağım. İşleriniz kaç kopya oluyor? Beş kopya, bir tane de kendime ayırıyorum. İleride gerekebilir, bir müze ister diye… Önemli bir müze bir işimi isterse ve beş kopya da satılmış olursa; koleksiyonerlerden müzeye satar mısınız, diye rica edeceğime kendiminkini verebileyim niyetiyle. Koleksiyonerler işlerinizi nasıl değerlendiriyor? Sergiliyorlar mı? Video işlerini koleksiyonerlerin krem tabakası alıyor genelde. Bu işe daha ciddi bakıyorlar çünkü şunu anlıyorlar: Bu günün sanat pratiği üzerine laf söyleyecek bir koleksiyonda video olmaması ciddi bir eksiklik. Zaten çoğunun birtakım kamusal projeleri var. Depoda tutmayı düşünmüyorlar. Bazen bana danışıyorlar; nasıl sergileyelim diye…

Does the name’s attractiveness have a different effect on the audience? This isn’t something I feel very easily. This is the first time I am opening an exhibit with such a name. It’s new for me too. Which location is next? An automobile factory in Germany. Right now, I’m trying to get permission. As soon as a positive response arrives, I will go and start shooting. How many copies are made of your works? Five copies, and I also set aside one for myself. Maybe a museum will want one in the future… The intention being that if an important museum wants one of my works and if five copies have been sold, instead of asking collectors if they would sell to the museum, I can give my own to the museum. How do collectors evaluate your works? Do they exhibit them? Generally, it is the cream of the collectors’ crop that buys the video works. They regard this more seriously, because they understand this: not having videos in a collection that is to speak on today’s art practices is a serious deficiency. Most of them have a number of public projects anyway. They don’t think of keeping them in storage. Sometimes they ask me

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 41


İşyerlerine, özellikle ofis girişlerine koyanlar var. Sizin tercihiniz ne? İşi seviyorlarsa ve onlar için değerliyse benim için sorun değil. Sergilediklerinde memnun oluyorum, daha fazla insan görebildiği için. Rafta duracağına yaşıyor iş; güzel bir şey bu. Tabii ilk tercihim müze ve güncel sanat kurumları. Eser topluyor musunuz? Yok, sadece birlikte çalıştığım sanatçılardan bir iş almaya çalışıyorum, Alev Ebuzziya gibi. Bu çok hoşuma gidiyor. Ben de karşılığında kendi işimin bir edisyonunu sanatçıya veriyorum. Bir de değiş tokuş yaptıklarım var. Mesela ben Kutluğ Ataman’a bir işimi verdim, o bana bir işini… Video dışında bir şey denediniz mi? Aslında fotoğraf çekiyorum ama çok ciddi değilim bu konuda. Yani kendim için ciddiyim ama sanatsal sergileme niyetim şu aşamada yok. Gerçi bir kitap projem var, onun için büyük bir arşiv oluşturuyorum. Sergisini yapabilirim ileride. Nasıl bir proje o? Epey uzun soluklu bir proje. Kitap üzerine her mekâna giriyorum. Kütüphanelere, müzelere, ciltçilere, sahaflara, font tasarımcılarına, kâğıt fabrikalarına… Yazıtlar, papirüsler ve ilk matbaa baskılarını da dâhil etmeyi düşünüyorum. Kitap ve kitabın var olduğu dünya

42 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

“YOK OLAN BEDEN, EŞYA VE TABIAT IÇINDE DÜZENI KORUMA ALANLARIMIZ VAR. O ALANLAR IÇINDE VAR OLABILIYORUZ.” “WE HAVE SPACES TO PRESERVE ORDER FOR DISAPPEARING BODIES, FURNITURE, AND NATURE. WE ARE ABLE TO EXIST WITHIN THOSE SPACES.”

üzerine bir proje bu. Binlerce fotoğrafım oldu. 2 - 3 bin tane daha çekerim herhalde. Sonra onları süzeceğim, kitapta 200-300 fotoğraf olur. Elimdeki arşivi kitap çıktıktan bir sene sonra falan sergilerim belki. Proje bir çok bölümden oluşuyor. Kütüphane, elektronik kitaplar, papirüsler, ciltçiler şeklinde. 2013’e doğru ancak olur bu. Nam June Paik ödülü sanat hayatınızda bir değişiklik yaptı mı? Pratiğimiz içinde değerli insanların işime onay vermesi tabii ki önemli. Birilerinin çıkıp yaptığınız işi değerli bulması moral veriyor. Bir şekilde tescil edilme. Tescil edilme iyi mi, kötü mü bilmiyorum gerçi. Tescil edilmese ne olur… Yalnız şöyle bir gerçeklik var; daha fazla teklif alıyorsunuz. Çalışmalarınız için gerekli izinleri almanız kolaylaşıyor. Yapacağım iş değişmiyor ama kapılar daha hızlı ve kolay açılıyor. Dünya hali. İşleriniz Nam June Paik’inkilerle ilişkilendirilmiş olmalı… Sizce nasıl bir ilişki var? Ödülün gerekçesinde medya sanatları alanında üretilen ve Nam June Paik’le ilişkilendirilen işlerden bahsediliyor ama şöyle bir

how they should exhibit them. Some place them in workplaces, particularly in office entrances. What is your preference? If they like the work and if it is valuable to them, it is no problem to me. I am pleased when they exhibit them because many people can see them. Instead of sitting on a shelf, the work lives; this is a beautiful thing. Of course, my first preference is museums and institutions of modern art. Do you collect works? No, I only try to get one work from the artists I work with, like Alev Ebuzziya. I really like doing this. In return, I give an edition of my work to the artist. And sometimes I make trades. For instance, I gave one of my works to Kutluğ Ataman, and he gave me one of his... Have you tried anything besides video? Actually, I take photographs, but I’m not very serious about this subject. I mean, I’m serious for myself, but I have no intention of an artistic exhibition at this stage. Though I do have a book project, and I’m creating a large archive for it. I could exhibit it in the future. What kind of project is it? It’s a fairly long-term project. I’m going into all the locations that have to “İNSANIN BIR DÜNYA ÜRETMESI VE ONU MUHAFAZA ETMEK IÇIN MÜCADELE ETMESI BENI ÇOK FAZLA ILGILENDIRIYOR.” “I AM VERY INTERESTED IN HOW A PERSON CREATES A WORLD AND STRUGGLES TO PRESERVE IT.”

do with books: libraries, museums, binders, secondhand booksellers, font designers, paper factories… I’m also thinking of including inscriptions, papyrus documents, and the first printed publications. This is a project on the book and the world where the book exists. I have thousands of photographs, and I’ll probably take two or three thousand more of them. Then I will sift them, and there will be two or three hundred photographs in the book. Perhaps I’ll exhibit my archive around a year after the book is released, section by section, going by libraries, electronic books, papyrus documents, and binders. This will only happen around 2013. Has the Nam June Paik award made a change to your life? It is, of course, important that people who are valued in our practice have given their approval to my work. Someone coming out and finding the work you do valuable improves your morale. It’s a form of approval. Whether approval is good or bad, I don’t know – so what if it weren’t approved? Although there is the reality that you get more offers. It becomes easier to get the permits you need for your work. The work I am to do doesn’t change, but the doors open more quickly and easily. It’s just how the world is. People must see a relationship between your works and Nam June Paik’s… What kind of relationship do you think there is? The reasoning for the award talks of works created in the field of media arts that


Mutfak Cuisine 2010

şey var; Paik’in işleriyle ilişkilendirilemeyecek bir çalışma yok. Nam June Paik o kadar çok üretmiş ki; performans, zaman, heykel, videonun heykelleşmesi, videonun dünyanın içinden bir göz olması, videonun kendine bakması, videonun dünyaya bakması üzerine... Her zaman şiirsel bir tarafı var tabii ki. Tüm işlerinde yeni bir düşünme, tartışma, entelektüel alan açma söz konusu... Bu açıdan bakınca bir yerden benim çalışmalarımla da örtüşebilir herhalde.

are connected to Nam June Paik, but there’s also this: there are no works that cannot be connected to Paik’s works. Nam June Paik created so much, on performance, time, statues, the statueization of video, that a video is an eye from within the world, for a video to look in at itself, for a video to look at the world… He always has a poetic side, of course. There is new thinking, a debate, the opening of an intellectual space to speak of in all of his works… From this perspective, it could overlap with my work too, probably.

MEDYA SANATI ALANINDA NORTH RHINE-WESTPHALIA SANAT VAKFI TARAFINDAN VERILEN NAM JUNE PAIK ÖDÜLÜNÜN 2010 YILI SAHIPLERI ALI KAZMA VE ROSA BARBA OLDU. ALİ KAZMA AND ROSA BARBA WERE 2010’S RECIPIENTS OF THE NAM JUNE PAIK AWARD, WHICH IS GIVEN IN THE FIELD OF MEDIA ARTS BY THE ART FOUNDATION OF NORTH RHINEWESTPHALIA.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 43


KIYIYA VU

SHING U

P ON TH

AR

E SHORE

Sto ry

•O

kta yT utu ş

ROCKS W A

RAN TA ŞL

Ya z

ı•

Zaha Had projesi G id’in Çin’deki ilk zorluklar uangzhou Opera tamamlanmış a rağ m e n B açıldı. inası, büy ük The G f i r s t c u a ng z h o opene ompleted u Opera H p d in s pite o roject in Couse, Zaha f g re a t diffi hina, has f Hadid’s i nal ly c ul ti e s.

Pearl Nehri’nden kıyıya iki tane devasa kaya parçası vurur. Zamanla ilk şekillerini rüzgâr, su ve hava koşullarının etkisi yüzünden yitirirler. Sonrasında aldıkları şekille hem arkalarında yükselen Guangzhou şehrinin siluetine hem de geldikleri nehrin doğasına vurgu yaparlar. “Biz aslında buralıyız” dercesine... Zaha Hadid’in Çin’in

44 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

Two giant pieces of rock from the Pearl River wash up on the shore. In time, they lose their initial shapes due to the effects of the wind, the water, and weather conditions. With the shape they later assumed, they stand in emphasis of the silhouette of the city of Guangzhou rising behind them and of the natural environment of the river they come from, as if saying, “This is where


Fotoğraf & Photograph • Iwan Baan

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 45


Fotoğraf & Photograph • Christian Richters

46 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011


Fotoğraf & Photograph • Christian Richters

VOLUPTAT REPTAS ANIMIN PERRORE AD UNT MOLO EOS ALIGENT ASPIT LABORECTAT.

GUANGZHOU’NUN ZHUJIANG FINANS MERKEZINDEKI YENI BINALARIN GÖĞÜ DELEN DURUŞLARINA NISPET YAPARCASINA PEARL NEHRI KIYISINA VURMUŞ IKI KOCAMAN KAYADAN OLUŞAN HADID’IN OPERA BINASI, MIMARI BIR MEYDAN OKUMA NITELIĞINDE. HADID’S OPERA HOUSE, COMPOSED OF TWO GIANT ROCKS WASHED UP ON THE SHORES OF THE PEARL RIVER AS IF TO SPITE THE SKYSCRAPING STANCE OF THE NEW BUILDINGS ERECTED IN GUANGZHOU’S ZHUJIANG FINANCIAL CENTER, IS AN ARCHITECTURAL ACT OF DEFIANCE.

yükselen yeni finans merkezi Guangzhou’nun kültürel hayatına yaptığı katkı olan Opera Binası, bu kadar şiirsel bir hayalin ürünü. Bu hayali gerçekleştirmek hiç de kolay olmadı. Guangzhou, yılın belli dönemlerinde muson yağmurlarının etkisi altında. Buna bir de nem ve yoğun sıcaklığı eklerseniz eğer hem malzemenin kendisi hem de ona şekil verecek işçilerin inşa etme konusundaki sabrını sınayabilirsiniz. Bu inşaat sürecindeki en büyük zorluk da değil üstelik. Zaha Hadid proje için açılan

we are actually from.” The Opera House, Zaha Hadid’s contribution to China’s nascent financial center, Guangzhou, is the product of such a poetic dream. Realizing this dream was not at all easy. Guangzhou is under the effect of the monsoon rains at certain times of the year. Add this to the humidity and intense heat, and you can effectively judge the material itself and the patience of the workers who will shape this material during construction. This is not the greatest difficulty in the construction process either. When Zaha

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 47


Fotoğraf & Photograph • Christian Richters

yarışmayı kazandığında bütün mühendislik ve konstrüksiyon işlerini dünyaca ünlü şirket Arup’un yapmasını planlıyordu. Ancak işler hiç de onun düşündüğü gibi gitmedi. China State Construction, ücret kısıtlamaları yüzünden tüm projeyi yönetmek üzere görevlendirildi. Bu kadar kompleks bir binayı daha

48 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

önce gerçekleştirmemiş olan yöneticilerin hemen hepsinin en başta ne kadar zorlandığını direktör Wen Kun Bo, “Bugüne dek yaptığım en komplike şey” diyerek özetledi. Çelik, cam ve betonun birleştiği yapının en zorlu inşa kısımları, alışılmadık şekillerdeki konstrüksiyonunun uygun olan yerlerine

Hadid won the competition run for the project, he had planned for all the engineering and construction tasks to be done by the world-famous company Arup. However, things did not at all go as he thought they would. Due to budget restrictions, China State Construction was tasked with managing the project. Wen Kun Bo, the director,

summarized exactly how all of the management – who had never realized such a complex building before – was challenged at the start by saying, “It is the most complicated thing I have done so far.” The most difficult parts of the construction of the building, incorporating steel, glass, and concrete, could be listed as the proper


Fotoğraf & Photograph • Christian Richters

Fotoğraf & Photograph • Iwan Baan

BİN 800 OTURMA KAPASITELI BÜYÜK ODITORYUMA 400 KIŞILIK ÇOK AMAÇLI BIR DIĞERI EŞLIK EDIYOR. ALIŞILMADIK BIR OTURMA DÜZENINE SAHIP BÜYÜK ODITORYUMUN AKUSTIĞI DÜNYACA ÜNLÜ AVUSTRALYALI MARSHALL DAY ACOUSTICS TARAFINDAN YAPILMIŞ. THE GRAND AUDITORIUM WITH A SEATING CAPACITY OF 1,800 IS COMPLEMENTED BY A MULTIPURPOSE COUNTERPART THAT CAN SEAT 400. THE ACOUSTICS OF THE GRAND AUDITORIUM, WHICH POSSESSES AN UNUSUAL SEATING ARRANGEMENT, WERE DESIGNED BY FAMOUS AUSTRALIAN FIRM MARSHALL DAY ACOUSTICS.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 49


Fotoğraf & Photograph • Iwan Baan

Fotoğraf & Photograph • Christian Richters

DOĞAL IŞIĞIN BINANIN IÇERISINDEKI FUAYELERE, KAFELERE VE AÇIK ALANLARA ERIŞEBILMESI VE DRAMATIK BIR KANYONLAR BÜTÜNÜ SAĞLAMAK IÇIN KATLANAN VE BIRBIRI ÜZERINE GEÇEN CEPHELER VAR. BUNLARI INŞA EDERKEN ÇINLI IŞÇILERIN OLDUKÇA KAFASI KARIŞMIŞ. THERE ARE FOLDING FACADES THAT CROSS OVER EACH OTHER WITHIN THE BUILDING IN ORDER TO ENSURE ACCESS TO THE FOYERS, CAFES, AND OPEN SPACES, AND TO PROVIDE A DRAMATIC UNION OF ITS ARCHITECTURAL CANYONS. THE CHINESE WORKERS WERE RATHER BAFFLED WHEN CONSTRUCTING THESE.

yerleştirilmesi ve bunların betonla giydirilmesi olarak özetlenebilir. Hadid’in organik formlu binalarının çoğu aslında başlı başına bir meydan okuma niteliğinde. Geçtiğimiz yıl açılan Roma’daki MAXXI Müzesi de, tarihi yapılarla dolu Roma’nın göbeğinde modern bir betonarme

50 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

yapı olarak çoğu insanın tepkisini çekmişti. Mimarın (ekibiyle beraber) tasarladığı ve şu an inşası devam eden projeleri de önümüzdeki dönemde isimlerinden çokça söz ettirecek. Şubat ayında görkemli bir şekilde açılışı yapılan Guangzhou Opera Binası’nın detaylarını takip eden sayfalarda bulacaksınız.

placement of the unusually shaped structural components and how they would be coated in concrete. Most of Hadid’s organically shaped buildings assume a defiant stance, in fact. The MAXXI Museum in Rome, which was opened last year, drew strong reactions from many, being a modern concrete structure in the heart

of Rome. The projects that the architect designed (along with his crew) and are currently under construction will also make quite a buzz in the near future. You will find details on the Guangzhou Opera House, which was unveiled with great splendor in February, in the pages ahead.



NİCELİK DEĞİL, NİTELİK... QUALITY, NOT QUANTITY

Vallée de Joux’da doğan Audemars Piguet yılda sadece 26 bin adetlik üretimi ve eski yöntemleri terk etmemesiyle prestijini koruyor. Founded in Vallée de Joux, Audemars Piguet maintains its prestige with a yearly output of just twenty-six thousand and by sticking to the old ways.

Diğer tüm iyi saat firmaları gibi tüm mekanizmayı ve saati kendi bünyesinde üreten Audemars Piguet, yılda 26 bin adetlik üretime sahip. Bu sayı tek başına iyi işçilik, kusursuz mekanizma ve kalıcı değer anlamlarına geliyor. Nicelik, nitelik bozmamak için önemsenmiyor. Oysa bugün dünya çapındaki satış ağına talep edilen kadarını

52 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

Audemars Piguet, which manufactures the entire movement and watch in-house like all good watch brands, produces twenty-six thousand watches a year. This figure alone means good workmanship, flawless movements, and lasting value. So as not to take away from quality, quantity is given little attention. Yet if they sent as much as is demanded


Audemars Piguet Millenary Minute Repeater, firmanın köklü geçmişine bir saygı duruşu niteliğinde. Henüz elektriğin icat edilmediği dönemlerde insanlara zamanı duyulabilir bir sesle anlatan saatler tüm saat endüstrisinin zamanında kullandığı yegane özellikti. Audemars Piguet bu özelliği Millenary ile yeniden kullanarak; oval kasası ve üç boyutlu mimari yapısıyla, görsel ve işitsel bir harikaya dönüştürmüş. Audemars Piguet’s Millenary Minute Repeater stands as a salute to the company’s deeply rooted past. In an era where electricity was not yet invented, watches that told the time with an audible sound were the only kind used by the entire watch industry. Audemars Piguet reused this quality with the Millenary, turning it into an aural and visual marvel along with its oval case and threedimensional architectural structure. 2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 53


60 saatlik güç rezervine sahip 4101’in, 18 ayar pembe altın kasası 13 milimetre kalınlığa sahip. Millenary 4101, Audemars Piguet’nin saygın koleksiyonunun en nadide parçalarından. Mekanizmasını görebilmek için saatin arkasını çevirmenize aslında gerek yok. 4101, ona bir kere baktığınızda da her şeyi açık ederek, tüm mekanizmayla sizi selamlıyor. The Millenary 4101 is one of the most precious items of Audemars Piguet’s distinguished collection. You do not actually have to flip the watch over to see its movement. The 4101 bares all at first glance, saluting you proudly with its gears.

54 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

The 4101 stores up to 60 hours of power in its 18-carat, 13 millimeter thick case of pink gold.


gönderseydi hemen herkesin bir Audemars Piguet sahibi olmasını sağlayabilirlerdi. Cenevre’de görüştüğümüz şirket CEO’su Philippe Merk, markadan ve taşıdığı köklü mirastan emin bir şekilde satışların iyiye gittiğinden ancak kapasite artırımının söz konusu olmadığından söz ediyor. Zor geçen yıllardan sonra dünyada dengelerin değiştiğine inanıyorken ben kendisine şimdiki durumu soruyorum. “Şu andaki toparlanma endüstrimizin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Ürünlerimizin duygusal tarafı, güçlü duruşları ve çeşitli coğrafyalarda bulunuyor olmamız ve bilgi birikimimiz endüstriyi

güçlü kıldı. İsviçre’nin sahip olduğu diğer endüstrilere de baktığımızda saat endüstrisinin en muhteşem toparlanmayı yaşayarak ihracatta önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz.” diyerek cevap veriyor Merk. Toparlanma genel olarak lüks ürünlerin hepsinde gözüküyor. Hatta bu bir toparlanmadan ziyade sıçrama olarak da addedilebilir. Ekonomik kriz aslında biz nihai tüketicilere lüksün ne olduğunu gösterdi. Savurganca harcanan para belki kimileri için lüks olarak görülebilir ama artık dünyada lüks alıcısı insanların profili eskiye göre farklı. Bir kere insanların artık daha genç yaşta daha

Royal Oak Offshore Chronograph, spor saatlerden hoşlananların beklentilerini karşılayacak bu senenin en iddialı modellerinden.

to their worldwide sales network, they could immediately allow everyone to be an Audemars Piguet owner. We spoke to Philippe Merk, the company’s CEO, in Geneva; he sounds sure of the brand and its strong heritage as he mentions that sales are going well, but that they are not considering increasing capacity. Believing that global balances had changed after several difficult years, I ask him how the situation is now. “The current recovery shows how strong our industry is. The emotional side of our products, strong stances, the fact that we are located in various regions, and our accumulation of knowledge made the industry strong. If we look at the other industries that Switzerland has, we see that the watch industry made the strongest recovery and occupies an important spot in exports,” answers Merk. A recovery is

generally visible in all luxury products. In fact, this can be deemed more of a leap than a recovery. In fact, the economic crisis showed us – the consumers – what luxury really is. Recklessly spent money may be regarded as luxury by some, but the worldwide profile of luxury buyers is different from what it was in the past. For one, it is possible to say that people now have more money at a younger age. The age of the target audience has fallen in relation to the past; this is the case in the watch industry, too. However, Merk is skeptical on whether customer inclinations have truly changed or not. He answers this question by saying, “Yes and no.” He adds, “Yes, because we are more conservative and more poised toward brands. We place importance on traditional values, and we want strong characteristics and brands.

The Royal Oak Offshore Chronograph, one of the most daring models of the year, will meet the expectations of those who like sporty watches. Jules Audemars Otomatik sade ama güçlü bir saat isteyenlerin özellikle tercihi olabilecek bir model. The Jules Audemars automatic watch is an option for those who wish for a plain yet strong watch.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 55


Royal Oak Offshore ile Audemars Piguet, seramik, çelik, güçlendirilmiş karbon ve pembe altını ilk defa bir arada kullanan firma oldu. Özellikle havacılıkta kullanılan güçlendirilmiş karbon da böylece saat üretiminde kullanılan materyaller arasına girdi. With the Royal Oak Offshore, Audemars Piguet became the first firm to use ceramics, steel, reinforced carbon, and pink gold all at once. Reinforced carbon, which is used especially in aviation, has thus entered the list of materials used in the manufacture of watches. 56 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011


Philippe Merk

“Özellikle ürünlerimizle öne çıkacağımız bir yıl olacağını ve satışlarımızın iyi olacağını düşünüyorum. Bu tüm İsviçre saat endüstrisi için de geçerli. Bir önceki yılı geçeceğiz.” “I believe that this will especially be a year where we will stand out with our products and have good sales. This is valid for the entire Swiss watch industry as well. We will surpass the previous year.”

çok paraya sahip olduklarını söylemek mümkün. Eskiye nazaran hedef kitlenin yaşı düştü. Bu saat endüstrisinde de böyle. Ancak Merk müşterilerinin eğilimlerinin değişip değişmediği konusunda şüpheli. Bu duruma “Evet ve hayır” diyerek cevap veriyor. Ve ekliyor: “Evet, çünkü artık daha tutucu ve markalara karşı daha temkinli olduk. Geleneksel değerlere önem veriyor, güçlü özellikler ve markalar istiyoruz. Diğer yandan hala güçlü, gösterişli ürünler isteyen müşteriler de var. Dolayısıyla hem değişti hem de değişmedi diyebilirim.” Köklü tarih elbette önemli. Audemars Piguet’nin zorlanmadan açık ara öne geçebileceği köklü geçmişi başarılarla dolu. Bunların arasında 1972 yılında görücüye çıkardığı, endüstriyi paslanmaz çelikle tanıştıran ve bunun pazarını yaratan Royal Oak modeli de var. Önümüzdeki yıl 40. doğum gününü kutlayacak modelin 20 yıl önce piyasaya çıkan Royal Oak Offshore versiyonu bu yıl daha da sportif bir görünüme kavuştu. İsminden de anlaşılacağı üzere yarış dünyasına adanan bu saatin

On the other hand, there are still customers who want powerful, flashy products. Thus, I can say both that it has and that it has not changed.” A deeply rooted history is important, of course: Audemars Piguet’s history, easily one of the deepest, is full of successes. Such successes include the Royal Oak model, released in 1972, which introduced stainless steel to the industry and created a market for it. Released twenty years ago, the Royal Oak Offshore edition of the model that will be celebrating its fortieth birthday next year has assumed a sportier appearance this year. When looking at the watch, dedicated to the racing world as can be inferred from its name, you may well feel as if you are looking at the gauges of a racing car due to the alterations made to its hands. Its 44-millimeter size will have you feeling this way due to others’ gazes in any case. The ceramic used for the first time in the bezel has already become the trademark quality of these watches. Other than the model based on ceramics, so used because of its resilience, it is also available in forged

Jules Audemars Moon Phase Calendar

Jules Audemars Dual Time

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 57


Jules Audemars Dual Time, pembe altın kasa ve siyah kadranlı bu versiyon gerçek bir klasiğin iddialı bir yorumu. This version of the Jules Audemars Dual Time, which has a pink gold case and a black face, is a daring interpretation of a true classic.

2,45 milimetrelik boyutuyla dünyanın en ince otomatik mekanizmalarından birine sahip olan Jules Audemars Extra Thin, sadelikten hoşlananlara ince ve zarif bir seçenek. The Jules Audemars Extra Thin, a slim and graceful option for those who like their watches to be plain, possesses one of the world’s thinnest automatic mechanisms, only 2.45 millimeters thick.

kadranı üzerinde yapılan değişikliklerle pekâlâ bir yarış otomobilinin göstergelerine bakıyormuş gibi hissedebilirsiniz. Zaten 44 milimetrelik boyutu size bunu başkalarının bakışlarıyla da hissettirecektir. Bezel’de ilk defa kullanılan seramikse bu saatlerin nişan özelliği oldu bile. Dayanıklılığı sayesinde kullanılan seramik modelin yanında dövülmüş karbon ve 18 k pembe altın modelleri

58 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

de var. Sadece önden değil arkadan bakıldığında da takdiri hak eden ROO, safir bir camın arkasından saatin Calibre 3126/3840 otomatik mekanizmasını görme fırsatı sunuyor. Calibre 3120 üzerine geliştirilen bu versiyonlar 60 saatlik güç depolayabiliyor. 2011 için piyasaya sunulan en güzel modellerden biri (spor saatleri tercih ediyorsanız eğer) Audemars Piguet Royal Oak Offshore.

carbon and 18-carat pink gold. The ROO, which possesses a backside as praiseworthy as its front, offers a view of its Calibre 3126/3840 automatic movement through its sapphire glass. These movements, developed based off the Calibre 3120, can store sixty hours’ worth of energy. If you favor sporty watches, the Audemars Piguet Royal Oak offshore is one of the most beautiful models released to market in 2011.



KÜBA’DAN ENSTANTANELER S N A P S H OT S F R O M C U B A

Yazı • Fotoğraf • Story • Photograph • Serpil Yıldız

60 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011


2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 61


Ne zaman Küba’yı anlatmaya kalkışsam, bir an düşünürüm. Nereden başlasam? Şimdi o anlardan birindeyim.

Whenever I try to talk about Cuba, I have to think for a moment. Where should I start? I am having one of these moments right now.

Eylüldü. İki kişiydik. Küba’yı yaşamak, insanları yakından tanımaktı düşümüz. Havalimanından kent merkezine giderken, akşamüstünün pembe turuncu renkleriyle sımsıkı sarmalanmıştık. Tropik altı iklimin bunaltıcı bir gününde Havana güneşi uğurluyordu. Çevresi çeşitli tropik ağaçlarla, palmiyelerle süslü geniş bulvarlarda, devrim öncesinden kalma 50’li yılların Amerikan arabaları, sivilleştirilmiş askeri tır ya da kamyonlar, bunlardan devşirme toplu taşıma araçlarıyla günümüzün sıradan otomobilleri bir arada ilerliyordu. Yol kenarlarında, devrime gönderme yapan slogan, resim ya da grafikle bezenmiş dev panoların dışında, tek bir reklam, tanıtım yoktu. Bulvarları kesen sokaklarda en çok iki katlı, eski yüzlü, bakımsız yapılar sıralanıyordu. Kente yaklaştıkça hem araçlar çoğaldı hem de insanlar. İş çıkışıydı. Ne telaş ne de keşmekeş vardı. Artık kolonyal ya da Amerikan mimarisinin güzel örnekleri sıralanıyordu önümüzde… Casa Particular denen evlerde konaklayacak, böylece Kübalılara daha yakın olacaktık. Vedado’da, Havana Libre (Eski Hilton) Oteli’nin dibindeki eski, büyük Amerikan evlerinden birininkiydi çaldığımız kapı. O gün tanıştık Hilda’yla. Uzun boylu, beyaz tenli, beyaz saçlıydı. Yaşı 55 gibi görünüyordu ama 72 imiş. Ana dili gibi İngilizce konuşan, emekli bir biyologdu Hilda. Kocası nörolog, oğlu ve gelini ürologdu (tıp doktorluğu Küba’daki en yaygın mesleklerden biri). Farklı zamanlardaki yolculuklar sırasında Hilda’nın evi kürkçü dükkânımız olmuştu:

It was September. We were two people. Our dream was to experience Cuba and get to know the people up close. As we went from the airport to the city center, we were tightly wrapped up in the pink and orange colors of dusk. Havana was seeing off the sun after a stifling day in its subtropical climate. American cars of the 50s, left over from before the revolution; civilianized military semi-trailers or trucks and public transport vehicles derived from them; and ordinary modern-day vehicles were progressing alongside each other down the expansive boulevard lined with tropical trees and palms. Besides slogans referencing the revolution and giant panels plastered in pictures or graphics, there was not a single advertisement or promotional image on the roadsides. Twostoried, neglected structures wıth well-worn facades lined most of the streets jutting off the boulevards. Numbers of vehicles and people both multiplied as we neared the city. It was at the end of working hours, but there was no hurry, nor was there any disarray. Beautiful examples of colonial or American architecture now stood lined up before us... We were to stay at the houses known as Casa Particular, so we would be closer to the Cubans. The door on which we knocked belonged to one of the old, large, American houses at the foot of the Havana Libre Hotel (once the Hilton) in Vedado. We met Hilda on that day. She was tall, with white skin and hair. She looked fifty-five, but was seventy-two. Hilda, a retired biologist, spoke English as if it were her native language. Her

62 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011


AFRO-KÜBAN GELENEKSEL MÜZIĞI VE DANSI GERÇEKTEN BÜYÜLEYICI. AFRO-CUBAN TRADITIONAL MUSIC AND DANCE IS TRULY ENCHANTING.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 63


KENTE YAKLAŞTIKÇA HEM ARAÇLAR ÇOĞALDI HEM DE INSANLAR.

NUMBERS OF VEHICLES AND PEOPLE BOTH MULTIPLIED AS WE NEARED THE CITY.

Bir iki gün kalıyor, yanımızda taşımak istemediğimiz her şeyi Hilda’ya emanet edip, birkaç günlüğüne yollara düşüyor sonra yeniden evimize dönüyorduk. Hilda’nın evinde sabahlar, bol şekerli espressoyla karşılanırdık. Ocakta sürekli su kaynar, sık sık pazar alışverişi yapılırdı. Tropik meyve fruta bombayla ilk tanışıklığımız da ilk sabahtan Hilda’nın ikramıyla başlamıştı. Evin yardımcısı Vivien her gün evi, kaldığımız odayı temizler, çarşafları değiştirir ve varsa çamaşırları (bizimkileri de) yıkayıp ütülerdi (Küba’dan dönüşte kirli giysimiz yoktu). Yeşil muzları sarartmadan yemenin karın ağrıtacağı uyarısını da Vivien’den almıştık. Oysa bu ülkede portakal ve ananaslar da yeşilken yeniyordu… Doğu’ya, Santiago de Cuba’ya gidecektik. Konaklayacağımız evin telefonla onayı gerekti. (Devrimden beri ülkenin resmi dili İspanyolca. Yaşlılar çok iyi biliyor ama İngilizce 2000’li yıllarda eğitime katılmış; ara kuşaklarsa hemen hiç bilmiyor. Biz de İspanyolca bilmiyorduk.) Hilda devreye girdi. Konuşmanın sonunda, yeni ev sahibimizin tanınmak için baştan ayağa kırmızı giyinip istasyonda bekleyeceğini öğrendik. Bunu söylerken, bir çekmeceden kendi kartvizitlerini çıkarıp elimize tutuşturan Hilda “İş iştir, lütfen bunları Dianora’ya verin.” dedi. Konuşmayı iş fırsatına çevirmiş, sayesinde bizim de bir işimiz olmuştu; kaldığımız Casa Particular’lar arasında kartvizit taşımak. Dianora gerçektende bluzdan ayakkabıya kırmızı giyinmiş tek kişiydi ve hiç İngilizce bilmiyordu. Sabah 06.00’dı ama bizimle anlaşabilmek uğruna İngilizce bildiğini düşündüğü tüm tanıdıklarını telefonla uyandırdı. İlk soru kahvaltı saatiydi. Bol yağda pişmiş ikişer yumurta, jambon, mango ve guava suyu ile bol şekerli Küba kahvesi… Karayip rüzgârlarının baskın olduğu Santiago de Cuba daha “junky.” Batıdakinin aksine insanlar “pıst pıst” diyerek seslenmiyor, dokunup durdurmak sanki bir gelenek. Tuhaftı! Ama çabuk alıştık bu sıcaklığa. Yolda kolumuza giren iki Rasta’yla Sergen’den söz ediyorduk! Kübalı bir denizci hediye etmiş formasını. Birlikte, “Casa de la Musica” denen bir evde bulduk kendimizi. Kolonyal yapının yüksek sütunlu avlusunda, bir yana konuşlanmış üç kişi perküsyon çalıyor; öte yanda üç kadın bir erkek şarkı söylüyor; beyaz elbiseli, siyah taytlı siyah bir kadın sertçe kıvrılıp bükülüp eteklerini havalandırarak dans ediyordu. Afro-Küban geleneksel müziği ve dansı gerçekten büyüleyici. Rasta olan ve olmayan Kübalıların dışında bizim gibi bir iki yabancı daha vardı. Sanki bir ritüeldi izlediğimiz. Araçta dört kişiydik. Şoför, rehber ve biz. Sierra Maestra eteklerindeki kahve çiftliklerinden dönüyorduk. Bir otobüs durağından geçerken aracı durduran rehberimiz, durakta bekleyen öğrenci çocuğu almak için izin istedi. Çok sevimli ve sessiz yol arkadaşımızı, otobüsü gelmiş bir durakta bıraktık. Küba’da hiçbir resmi araç boş gidemiyor (turistlerin kiraladıkları olanlar dışında, bütün araçlar resmi). Bir iş için yola çıkan kamyon dâhil her çeşit taşıt boş kalır kalmaz yolda bekleyen

husband was a neurologist, and her son and daughter-in-law were urologists (being a doctor is one of the most widespread professions in Cuba). Hilda’s house served as a base for the various trips we took: we would stay for a day or two, entrust everything we didn’t want to carry with us to Hilda, hit the roads for a few days, and return to our house. Mornings at Hilda’s involved heavily sweetened espresso, the constant boiling of water on the stove, and frequent shopping trips to the market. Our first introduction to the tropical fruit Fruta Bomba also started on a morning , the first, with Hilda’s offering. Every day, Vivien – the household help – would clean the rooms that we stayed in, change the sheets, and would wash and iron the laundry if there was any (including ours: we had no dirty clothes on returning from Cuba). Vivien was also the one to give us the warning that eating green, unripe bananas would cause a bellyache. Yet in this country, oranges and pineapples are eaten while green too... We were to go eastward, to Santiago de Cuba. We needed telephone confirmation from the house where we would stay. The country’s official language has been Spanish since the revolution. Though the elderly know it very well, English only entered the educational system in the 2000s, and the intervening generations know nearly nothing of it. And we didn’t know Spanish. Enter Hilda. At the end of the conversation, we learned that our new landlord would be donned in red from head to toe when waiting for us at the station, allowing us to recognize her. As Hilda told us this, she removed her calling cards from a drawer and stuffed them into our hands: “Business is business; please give these to Dianora.” She had turned the conversation into a business opportunity, and gave us a task: we were to carry her calling card between the Casa Particulars in which we stayed. Dianora really was the only person dressed in red from her blouse to her shoe. She knew no English. Although it was 6 AM, she phoned everyone she knew that might know English so she could communicate with us. The first question was on the time for breakfast: two eggs fried in plenty of butter, ham, mango, guava juice, and Cuban coffee with plenty of sugar… Santiago de Cuba, where the Caribbean winds blow heavily, is “junkier.” Unlike in the West, people don’t call out to each other by going , “psst, psst” – stopping someone by touching them is like a tradition. It was strange! But we quickly got used to this warmth. We were talking about Sergen – a Turkish soccer player – with two Rastafarians who linked arms with us along the way; a Cuban sailor gave his uniform as a gift, they say. Together, we found ourselves in a house called “Casa de la Musica.” In the courtyard of the colonial structure, beneath its tall columns, a black woman in a white dress and black tights was dancing , sharply gyrating as she tossed her skirt back and forth. Afro-Cuban traditional music

64 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011


O SIRADA RENKLI KOCAMAN ŞEMSIYESIYLE GEÇIP GITTI ÖNÜMÜZDEN MAVI GÖZLÜ, KOYU TENLI, ÇIPLAK AYAKLI BIR MELEZ. A BAREFOOT MULATTO PASSED BEFORE US RIGHT THEN, BLUE EYED AND DARK SKINNED, CARRYING A LARGE AND COLORFUL UMBRELLA.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 65


ya da yürüyen Kübalıları alıp taşımak zorundaydı. Demek bu yüzden kamyon ya da tır kasasında yolcu olan Kübalılar görüyorduk! Bize gülüyorlardı… Deli, tropik bir yağmurun altında, adanın doğu ucu Baracoa’da “insan gözünün görebileceği en güzel topraklar”daydık. Niteleme Kolomb’un. Adaya ayak bastığında söylemiş. Fırtınada, dev dalgaların dövdüğü Atlantik kıyısında bedeni karaya, yüzü doğuya dönük devasa bir Kolomb heykeli duruyordu karşımızda. Islak, gülümseyen, mutlu bir heykel. O sırada renkli kocaman şemsiyesiyle geçip gitti önümüzden mavi gözlü, koyu tenli, çıplak ayaklı bir melez. İki görüntü… Ve kocaman bir tarih…

66 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

and dance is truly enchanting. Besides Cubans who were and weren’t Rastafarians, there were two foreigners like ourselves, watching as it if were a ritual. We were four people in the car – the driver, the guide, and ourselves. We were returning from the coffee farms at the feet of Sierra Maestra. Our guide stopped the vehicle as we passed by a bus stop, and asked for permission to pick up a schoolchild who had been waiting at the stop. We left our adorable, quiet travel companion at a stop where a bus had arrived. No official vehicles in Cuba can travel while empty (except for those rented by tourists, all vehicles are official). All sorts of vehicles that are on the road for whatever purpose, including trucks, have to pick up Cubans waiting by the side of or walking on the roads as soon as they are free. So this is why we saw Cubans traveling in the back of trucks or semi-trailers! They were laughing at us... We were in Baracoa, beneath a wild, tropical rain, in “the most beautiful lands a human eye could see.” This statement belongs to Columbus, uttered when he stepped foot on the island. A giant statue of Columbus stood before us on the shores of the Atlantic that were being beaten by massive waves, his body facing the land, and his face eastward; a wet, smiling, and happy statue. A barefoot mulatto passed before us right then, blue eyed and dark skinned, carrying a large and colorful umbrella. Two images... And a massive history...



Kendi Halinde Bir Usta AN UNASSUMING MASTER İstanbul’da hâlâ gerçekten sanatçı olan mücevher ustaları var. 10 yaşında başladığı işi 40 yıldır devam ettiren Avedis Kendir de bunlardan birisi. Sakin, sessiz, yaptığı işle konuşan denilebilecek bir usta.

There are still master jewelers in Istanbul who are true artist. Avedis Kendir, who has been continuing the work he began at age ten for forty years, is one of them: a calm, quiet master who speaks through his work. Yazı • Story • Oktay Tutuş Fotoğraf • Photograph • Ahmet Bilal Arslan

68 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011


2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 69


Cağaloğlu’nun tarihi dokusuna tezat teşkil eden binalardan birinin en üst katına doğru çıkıyorum. Bindiğim bu daracık asansör beni İstanbul’daki en iyi mücevher ustalarından birisinin ofisine götürecek ancak yaptığı işle karşılaştırınca her şey (asansör, bina) mütevazı. Sürprizlere her zaman hazır olmak gerek, nerede en büyüğüyle karşılaşacağınızı bilemezsiniz! Avedis Kendir’in ofisi, kutusundayken tahmin edemeyeceğiniz bir mücevher gibi. Açıp bakınca, saatlerce inceleyebileceğiniz karmaşıklıkta ve detaylarla süslü. Masa, kalabalık kelimesinin hakkını verircesine objelerle dolu. 1963 model bebek mavisi bir Vespa motorsiklet, gemi dümeni şeklinde bir kahve sehpası, biraz bakımsız kalmış çeşitli saksılar içerisindeki bitkiler, Osmanlı şamdanları, âlemler, minyatür oyuncakların saklandığı bir vitrin, eski bir soba (oda bununla ısınıyor) ve duvarlarda Kendir’i çeşitli doğa maceraları içerisinde gösteren fotoğraflar... Hemen onların yanındaysa Kraliçe Elizabeth, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ünlü fotoğrafçı Ara Güler gibi isimlerin çerçevelenmiş fotoğrafları var. Bunların hemen önündeki çalışma masasındaysa çoğunun ne işe yaradığını ancak ustanın bilebileceği aletler duruyor. Sanki gelişigüzel dağılmış gibiler ama az sonra içeri girecek Avedis Kendir eminim hepsinin yerini ezbere biliyordur. Burası onun mekânı ne de olsa... 10 yaşında mesleğine başlayan Avedis Kendir o günden bugüne mücevher tasarımı yapıyor. Devasa bir tarantula ile süslenmiş bir yüzük gösteriyor asistanı o

70 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

gelene kadar. Ağzını bir şeylere kızmışçasına açmış bir yılanın dolandığı asa da masada duruyor. Çiçeklerle bezenmiş bir ayakkabıyı incelerken içeri giriyor. Neşeli, enerjik iri yarı ve sevimli bir adam olduğunu hemen yaydığı enerjiyle hissettiriyor. Az sonra bize, baktığımız ayakkabının yüzük ve küpelerini de gösterecek. Böylece onu çalışırken görebileceğiz. Keza kendisi konuşmayı pek sevmiyor. Dolayısıyla bu yazı da tamamen benim izlenimlerimden ve onun arada sarf ettiği bir iki cümleden oluşuyor. Çalışma masasının sağ tarafından devasa boyutlarıyla Ayasofya’yı ve Topkapı Sarayı’nı, tam karşısındansa Boğaz’ın tüm güzelliğini ta Boğaz Köprüsü’ne dek görebiliyor. Her çağdan ilham aldığını söylediği tasarımları tam da bu noktadan çıkıp Paris, New York, Dubai, Beyrut, Japonya, Londra gibi dünyanın çeşitli yerlerine dağılıyor. Victoria, Art Nouveau, Art Deco, Osmanlı... Tüm dönemlere ve akımlara ilgisi var ve kendi tarzını ArtAvo

I go up to the top floor of one of the buildings that stand in contrast to Cağaloğlu’s historical texture. The narrow elevator I am in will take me to the office of one of Turkey’s greatest masters of jewelry – everything (the elevator, the building) is quite modest compared to the work he does. One must always be ready for surprises; you never know where you might meet the greatest! If Avedis Kendir’s office were a jewel, you wouldn’t be able to tell its true nature from its box: when you open the box, you find that it possesses such detail and complexity that you could inspect its intricacies for hours on end. The table is covered in enough objects to qualify as a crowd. The room is occupied by a baby-blue 1963 Vespa, a coffee table in the shape of a ship’s rudder, somewhat neglected plants in various pots, Ottoman chandeliers, âlems (moon and crescent shaped ornaments mounted on flagpoles, minarets, or

domes), a showcase in which miniature toys are kept, an old stove (which keeps the room heated). On its walls are photographs showing Kendir on various adventures amid nature, and next to them, framed photographs of such people as Queen Elizabeth, President Abdullah Gül, and famed photographer Ara Güler. His tools sit on a desk right in front of these photographs, and only a master could tell what most of them are for. They seem to be tossed about at random, but I’m sure that Avedis Kendir, who will soon enter the room, knows where all of them are by heart. This is his place, after all. Kendir began his profession at age ten, has been designing jewels since then. His assistant shows me a ring decorated with a giant tarantula until he shows up. A staff with a snake wound around it, baring its fangs as if it were angry at something, also sits on the table. He enters the room as he inspects a shoe adorned with flowers. The fact that he is a joyful, energetic, heavyset, and happy man is immediately conveyed by the energy he emits. Soon, he will finish the ring and earrings to complement the shoe we are looking at as well. Thus, we will be able to see him at work. He doesn’t like speaking much, so this article consists entirely of my observations and the one or two sentences he uttered from time to time. From the right side of his desk, he can see the giant Hagia Sophia and Topkapı Palace; across them, the


2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 71


olarak açıklıyor. Hepsinden birazcık esinlendiğini ama asla taklit yapmadığını üstüne basarak söylüyor ve devam ediyor: “Renkli olan her şeyi çok seviyorum. Ruhu olan bütün taşlar hoşuma gidiyor. Benim için mercan, yeri gelir pırlantadan daha değerlidir.” Laf arasında pırlantayı çok renksiz bulduğu için sevmediğini de ekliyor. Tüm dünyaya yayılan işlerin bu eski masadan ve onun arkasındaki bu sessiz adamdan çıktığını bilmek büyüleyici. Büyük mücevher evlerinin süslü tasarım ofislerinden uzak, naif bu yerden çıkan harika işler ismini vermek istemediği dünya starlarına, politikacılara, iş insanlarına ve hatta büyük mücevher evlerine satılıyor. Kendi mağazası İstanbul’da Çırağan Sarayı içerisinde yer alırken dünyanın çeşitli yerlerinde başka mücevher evlerinin markaları basılmış Avedis Kendir işleri görmeniz mümkün. Peki, mücevher

72 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

beauties of the Bosphorus stretching all the way to the Bosphorus Bridge. This is the point of departure from where his designs, which he says are inspired by all periods in history, go out to various parts of the world, such as Paris, New York, Dubai, Beirut, Japan, and London. Whether Victorian, Art Nouveau, Art Deco, or Ottoman, he has an interest in all periods and movements, and calls his own style “ArtAvo.” Emphasizing that he incorporates a little bit of all of them but never imitates, he says, “I love everything that is colorful. I like all stones that have soul. For me, coral is, at times, more valuable than diamonds.” He also mentions that he doesn’t like diamonds as he finds them too colorless. It is enchanting to know that before they spread out to the entire world, his works come from this old desk and the quiet man behind it.

KENDİR, ÇALIŞMA MASASININ SAĞ TARAFINDAN DEVASA BOYUTLARIYLA AYASOFYA’YI VE TOPKAPI SARAYI’NI, TAM KARŞISINDANSA BOĞAZ’IN TÜM GÜZELLIĞINI TA BOĞAZ KÖPRÜSÜ’NE DEK GÖREBILIYOR. FROM THE RIGHT SIDE OF HIS DESK, HE CAN SEE THE GIANT HAGIA SOPHIA AND TOPKAPI PALACE; ACROSS THEM, THE BEAUTIES OF THE BOSPHORUS STRETCHING ALL THE WAY TO THE BOSPHORUS BRIDGE.

Örümcek yüzük: Altın: 63,23 gr; Elmas: 16,33 ct; Pırlanta: 0,14 ct. Spider ring - Gold: 63.23 g, diamond: 16.33 ct, cut diamond: 0.14 ct.


Yılan Baston: Altın: 370,78 gr; Elmas: 8,25 ct; Zümrüt: 1,76 ct. Snake Staff - Gold : 370.78 g, diamond: 8.25 ct, emerald: 1.76 ct.

evlerinin o kadar altyapıları, tasarımcıları ve ustaları olmasına rağmen neden kendisinden mücevher istiyorlar? “Çünkü ben mükemmelciyim,” diyor. Mükemmelciliğinin son meyvesi de üzerinde 10 yıldır çalıştığı bir ustalık eseri: Christopher Colombus’un gemisi Santa Maria. Tam karşımda bir masanın üzerinde duruyor. Colomb’un 1492’de Atlantik’i geçerek Kuzey Amerika’ya vardığı filosundaki en büyük gemi olan Santa Maria altın, gümüş ve değerli taşlarla süslü olarak yeniden canlanmış. Yaklaşık bir metrelik boyuyla bu muhteşem detaylara sahip obje, bittiğinde aslında sanatçısını da büyük bir boşluk içerisine düşürmüş. “Son 10 yıldır bununla uğraşıyordum, şimdi ne yapacağım diye düşünmekteyim” diyor. Bundaki samimiyeti yüzünden kafamdan bin bir şey geçiriyorum. Ancak hiçbirini ona söylemiyorum. Kendisini meşgul edecek şeylerin elbette bir listesini yapmıştır kafasında. Daha uzunca bir zaman renkli taşları ve malzemeleriyle bu dağınık ama güzel çalışma odasında oyunlar oynayacak ve enteresan işler ortaya çıkaracak. Kendi başına, ham bir taşkenki ederi dışında bir değeri olmayan doğadaki malzemeleri birer sanat eserine dönüştürebilme yeteneği ona bağışlanmış; o da bunu en güzel şekilde kullanıyor.

The wonderful items coming out of this unaffected place, so far from the flashy design offices of large jewelry houses, are sold to world celebrities, politicians, businesspersons, and even jewelry houses that he would rather not name. While his own store is located within the Çırağan Palace in Istanbul, it is possible to see works by Avedis Kendir bearing the brands of other jewelry houses in various parts of the world. So, why do jewelry houses want jewelry made by him, in spite of all their infrastructure, designers, and masters? “Because I’m a perfectionist,” he says. The latest fruit of his perfectionism is a masterpiece that he has worked on for ten years: the Santa Maria, Christopher Columbus’s ship. It is standing on a table right before me. The Santa Maria, which was the largest ship in Columbus’s fleet when he crossed the Atlantic and arrived in North America in 1492, has been reanimated in the form of an object that is approximately a meter long and is adorned in amazing detail work with gold, silver, and precious stones. When it was completed, it plunged its artist into a great void: “I had been working on this for

the past ten years; I’m thinking about what I will do now,” he says. His sincerity leads me to consider thousands of things, but I don’t tell him any of them. He must have made a mental list of things that will occupy him already. He will play games with his colorful stones and materials in this messy but beautiful workshop for some time yet, producing interesting work. He has been granted the ability to turn natural materials that have no value aside from their use as raw goods into works of art, and uses it in the most beautiful way possible.

Panter Baston: Altın:340,37 gr; Elmas: 25,56 ct; Zümrüt: 0,72 ct; Yakut: 1,21ct. Panther Staff Gold: 340.37 g, diamond: 25.56 ct, emerald: 0.72 ct, ruby: 1.21ct.


74 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011


PORTEKİZ’DEN LEZZETLER PORTUGUESE DELICACIES Yazı • Story • Özlem Dinç Fotoğraf • Photograph • Haluk Çobanoğlu

Hem Türk hem de Portekiz vatandaşı olan Istanbul Marriott Hotel Asia Executive Chef ’i Fikret Özdemir, iki ülkenin de damak zevkine sahip çıkan şeflerden. İstanbul’da yaşayan Portekizlilerin mutfak hasretini gidermek üzere 2-3 ayda bir Portekiz geceleri düzenleyen şef, bu mutfağı Türkiye’de daha fazla tanıtmaktan büyük memnuniyet duyuyor; bu sayede Mayıs ayı boyunca her cuma ve cumartesi akşamı Marriott Hotel Asia’da bulunan Orange Southern Mediterranean Grill Restaurant’ta Portekiz lezzetlerini tatmanız mümkün olacak. Şef Fikret Özdemir, bu sayıya özel olarak Portekiz’in 500 yıllık tarihe dayanan en ünlü spesiyalitelerinden “Cataplana” pişirdi.

As a dual citizen of Turkey and Portugal, Fikret Özdemir, Executive Chef of Istanbul Marriott Hotel Asia, literally caters to the culinary tastes of both countries. The chef organizes Portugal nights once every two or three months to alleviate the longing of Portuguese expats in Istanbul for their native cuisine, which he is very pleased to further promote in Turkey. Throughout the month of May, you will have a chance to sample Portuguese delicacies every Friday and Saturday evening at the Orange Southern Mediterranean Grill Restaurant in the Marriott Hotel Asia. Özdemir prepared “cataplana,” one of the most famous specialties of Portugal’s five-hundred-year-old history, especially for this issue.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 75


BAKIRDA DENİZ ÜRÜNLERİ VARYASYONU (CATAPLANA) Malzemeler: 4 halka kalamar, 4 kum midyesi, 3 orta boy karides, 1 jumbo karides, 100 gr çipura balık, 50 g havuç, 50 g patates, 50 g kabak, 150 ml/g ıstakozlu balık sosu, 5 gr tuz, 2 g karabiber. Hazırlanışı: Karidesleri ayıklayıp kafasız bir şekilde dizin. Sebzeleri (kabak, havuç, patates) turne doğrayın. Bütün ürünleri bakır tasa dizip üzerine kapağını kapatmadan önce tuz biber ve ıstakozlu balık sosunu da ekledikten sonra kısık ateşte ağzını açmadan 10 dakika pişirip servis edin.

76 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

SEAFOOD VARIATION IN COPPER (CATAPLANA) Ingredients: 4 rings calamari, 4 sand mussels, 3 medium shrimp, 1 jumbo shrimp, 100 g seabass, 50 g carrots, 50 g potatoes, 50 g gray squash (sub. zucchini), 150 g fish sauce w/lobster, 5 g salt, 2 g black pepper. Preparation: Devein shrimp and remove heads. Chop squash, carrots, and potatoes. Line a copper dish with the ingredients; add salt, pepper, and fish sauce. Shut lid and cook covered on low heat for 10 minutes.


PASTEL DE NATA Malzemeler (6 kişi için) Hamuru: 20 g nişasta, 80 g sıvıyağ, 100 g un, 2 yumurta. Kreması: 400 g süt, 250 g şeker, limon kabuğu, vanilya esansı, 3 yumurta sarısı, 60 g un. Yapılışı: Hamuru yoğurup, kalıba basın ve bir gün dinlendirin. Süt, şeker, limon kabuğu, vanilya esansını kaynatın ve 60 dereceye kadar soğutun. Una yumurta sarısı ekleyin ve karıştırın. İki karışımı birbirine ekleyin. Karıştırın ve kalıplara basılmış hamurun içine doldurun. 200 derecede 20 dakika pişirin.

PASTEL DE NATA Ingredients (serves 6) Dough: 20 g starch, 80 g vegetable oil, 100 g flour, 2 eggs. Cream: 400 g milk, 250 g sugar, lemon zest, vanilla essence, 3 egg yolks, 60 g flour. Preparation: Knead dough, place in a mold, and let sit for a day. Bring milk, sugar, zest, and vanilla essence to boil, and cool to 60°C. Add yolk to flour and mix. Combine the two mixtures and fill dough in molds. Bake at 200°C for 20 minutes.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 77



INFO Yeni Film: Kadro Parlak Film Hizlı New Movie: A Bright Cast, a Fast Movie

80

First Class’da İyi Uykular Sweet Dreams in First Class

83

Size Özel Servislerimiz İçin.. Our Exclusive Services for You...

84

Özel Lezzetlere Hazır mısınız? Ready for Unique Delicacies?

94

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 79


Sizin İçin Seçtiklerimiz UPFRONT

KADRO PARLAK FİLM HIZLI A BRIGHT CAST, A FAST MOVIE v Kadro parlak… Morgan Freeman, Bruce Willis, John Malkovich… Her biri ayrı ayrı seyredilesi filmografilere sahip bu starlar bir macera filminin kadrosunu oluşturuyor. Hikâye ise meslekten elini çekmiş, emekli CIA ajanı Frank Moses’i canlandıran Bruce Willis’in birden bire karşısına çıkan yüksek teknoloji silahlarla donanmış suikastçının tehdidiyle eski ekibini toplamak zorunda kalmasıyla başlıyor. Eğlencelik bir aksiyon olan filmde teknoloji ile tecrübenin kapışmasına şahit oluyoruz. Bu amansız mücadeleden kimin galip çıktığını ise seyircilere bırakıyoruz elbette.

v The cast is quite bright indeed:

Morgan Freeman, Bruce Willis, John Malkovich... These stars, each of whose filmographies are worth setting aside some time to watch, man the decks of this adventure movie. The story begins as Bruce Willis, portraying a retired CIA agent named Frank Moses, has to reassemble his old crew against the sudden threat of a killer armed to the teeth with high-tech weaponry. The fun-filled action movie sets the stage for a battle between technology and experience. We leave it up to the viewers to find out who emerges victorious from this grueling struggle.

ORTA BOYLU DEV CÜCELER ÜLKESİNDE

A GIANT OF AVERAGE HEIGHT IN THE LAND OF THE DWARFS v İngilizcenin hiciv üstadı Jonathan Swift’in edebiyat şaheseri Gulliver’in Maceraları’nın fantastik dünyasına beyaz perde hep sıcak baktı. Dört bölümden oluşan o şaheserin Liliput bölümü sinema ile teknolojinin işbirliği ile sinemaya kazandırıldı. Bermuda Şeytan Üçgeni’nde haritalarda olamayan minik insanlar ülkesi Liliput’a savrulan Gulliver’in anlattıkları mekân ve olaylar fantastik olsa da insani gerçekliğe ilişkin keskin tespitleri kesinlikle gerçeğin ta kendisini gözler önüne seriyor. Sinema ironi cambazı Swift’in sandığından daha çok ekmek yer.

80 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

v The silver screen has always

looked fondly upon the fantastic world of master English satirist Jonathan Swift’s literary magnum opus, Gulliver’s Travels. The Lilliput section of the four-part masterpiece has been conveyed to the screen through joint efforts in film and technology. Though the places and events related by Gulliver – who finds himself on Lilliput, an uncharted country of small people that is located in the Bermuda Triangle – are fantasy, his sharp observations on human reality uncover prescient truths. Cinema thus gains more from Swift – the virtuoso of irony – than he might have thought.


Filmler hakkında daha detaylı bilgi için: Sayfa 86

DİJİTAL BİLGİ VE EĞLENCE v Eğlence sistemimizde 23 inç’lik düz ekranlardan Bose marka kulaklıklarla sizin için seçilmiş olan 400 farklı albümden oluşan müzik yayınını dinleyebilirsiniz. Klasik, vizyon, uluslararası ve çocuk filmlerinden oluşan film seçenekleri ile çeşitli dizi, belgesel ve çizgi filmlerden oluşan kısa program kanalını izleyebilirsiniz. Tüm bu hizmetlere ilave olarak bireysel ve çoklu oyunculu 20 adet interaktif oyun kanalı, küçük yolcularımız için ayrı çocuk kanalı ve sesli kitaplar da beğeninize sunuluyor. Yolculuğunuz esnasında eğlence sisteminde yer alan bilgi kanalını kullanarak saat başı güncellenen ekonomi, magazin, finans haberlerine, dört saatte bir güncellenen hava durumu haberlerine erişebilirsiniz. Ayrıca kısa mesaj ve elektronik posta gönderebilir ve yine koltuktaki ekranlarınıza mesaj ya da e-posta alabilir, ister koltuktan koltuğa, isterseniz de yerdeki yakınlarınıza telefon ile ulaşabilir, bağlantılı seferler kanalından, bağlantılı seferlerinizin bilgilerini öğrenebilirsiniz. Yolcularımız seyahatleri esnasında süitlerinde laptop ile çalışabilecektir.

DIGITAL INFO & ENTERTAINMENT v On the 23” flat screen of our

entertainment system, you can choose from a wide array of entertainment, including music broadcast via Bose earphones, with four hundred different albums selected for your enjoyment, a movie of your choice selected from classic, now showing, international, or children’s movies, or follow the short program channel, which contains various series, documentaries and cartoons. In addition to all these services, there is also a games channel containing twenty different single or multi-player video games, a separate children’s channel for young travelers, and audio books. Using the information channel in our entertainment system, you can access magazines, economic and financial news (updated hourly), and the weather forecast (updated every four hours). You may also send and receive messages from your screen. Additionally, you can make seat-to-seat calls or call your relatives on the ground by telephone, or find information on your connecting flights on the connecting flights channel. Soon, passengers will also be able to use their laptops in their seats.

RENKLİ RÜYALAR v First Class’taki misafirlerimiz dinlenmek istediklerinde koltukları kabin ekibimiz tarafından yatak konumuna getirilecektir. Üzerine özel çarşaflı alez (kaz tüyü) serildikten sonra, iki adet yastık ve yorgan emrinize tahsis edilecektir. Ayrıca özel tasarlanmış pijamalar ve terlikler lavanta kokuları içeren özel bir çantada size takdim edilecektir.

SWEET DREAMS v When our First Class guests wish to go to sleep, their chairs are converted into a bed by the cabin staff, and an exclusive cover (filled with duck down) with a special sheet will be spread out and two pillows and a quilt will be provided. Specially designed pyjamas and slippers will also be provided in a lavender-scented special case.

For more information about movies, please refer to page 86

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 81


BUSINESS CLASS Özel Hizmetler EXCLUSIVE SERVICES UÇUŞ ÖNCESİ HİZMETLER v Değerli Business Class yolcularımız, THY olarak size sunduğumuz ayrıcalıklı hizmetleri anlatmak bize mutluluk verecek. Business Class’tan yararlanan yolcularımız, ayrı bankoda check-in yaparken bir yandan da öncelikli yer tercihi fırsatından yararlanabilecek. Bankoda bagajınız için özel Business Class Etiketi, CIP Salonuna Giriş ve Uçağınıza Biniş Kartınız verilecektir. Özel salonumuzdaki telefon/fakstan yararlanıp, TV/Müzik yayını eşliğinde limitsiz ikramın keyfini çıkarıp, yerli-yabancı gazete ve dergilere göz atarken uçağınızı düşünmeyin. Çünkü tüm yolcular uçağa yerleştikten sonra uçağa yönlendirilecek ve bagajlar için özel tanıtıcı etiket ve ayrı yükleme hakkına sahip olacaksınız. Bu arada diğer yolculardan farklı olarak 20 değil 30 kg serbest bagaj taşıma (Parça - bagaj sistemi uygulanan Atlantik aşırı uçuşlar için iki parça serbest bagaj hakkı) ve iki parça el bagajı taşıma hakkınız olduğunu hatırlatırız. (Ülke kuralları gereği İngiltere çıkışlı yolcular sadece bir parça el bagajı taşıyabilir.) Business Class ve Elite Plus kart sahibi yolcularımız yurt dışından İstanbul’a gelmek üzere check-in işlemi yaptırdıkları esnada verilecek olan ‘fast track’ kartlarıyla İstanbul Atatürk Hava Limanı’na varışlarında geliş katındaki 29–30 numaralı pasaport kontrol bankosundan geçişlerini sağlayabilirler.

CIP (ÖZEL BEKLEME) SALONU v Sizi özel bekleme salonuna davet ediyoruz. Biniş kartınızı sizi karşılayan CIP Salon hostesimize bırakınız, uçağınızın kalkışından önce size haber verilecektir. Güzel bir müzik eşliğinde içeceğinizi hiçbir ücret ödemeden yudumlayabilir, ikramlarımızın lezzetine bakabilirsiniz. Ayrıca faks gönderilerinizi ücretsiz yapabilir, internete kablosuz erişim aracılığı ile ücretsiz bağlanabilirsiniz. Televizyon seyredip, Business Center’da işlerinizi kesintisiz sürdürebilir, günlük yerli ve yabancı gazetelere, dergilere göz atabilirsiniz. CIP’lerde yararlanacağınız hizmetler elbette bunlarla sınırlı değil. Kişiye özel banyo kiti kullanarak duş alma imkanı sunmamızın yanı sıra anne ve babalar bebek alt değiştirme pusetlerini kullanabilirler. Ayrıca bay ve bayan tuvaletlerinin yanı sıra özürlülerin ihtiyaçları da unutulmadı. Salonumuzda mescit de mevcut.

RAHATINIZ İÇİN v Günlük yerli ve yabancı gazete, çeşitli konularda dergi servisimize ilaveten, uzun dış seyahati yapan yolcularımız uçuşlarının daha konforlu olması için çorap, gözlük, el kremi gibi ürünler içeren çantalardan yararlanabilecekler.

Business Class yolcularımız 30 kg serbest bagaj taşıma (Parça-bagaj sistemi uygulanan Atlantik aşırı uçuşlar için iki parça serbest bagaj hakkı) ve iki parça el bagajı taşıma hakkına sahiptir. 82 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011


SERVICES EXCLUSIVE TO BUSINESS CLASS PASSENGERS v Dear Business Class

passengers,

We’d like to take this opportunity to inform you about some of our exclusive services. Instead of waiting in long lines, take advantage of the Business Class counter, where exclusive Business Class luggage tags, and your CIP/VIP lounge entrance and your boarding card will be issued. Relax in the exclusive lounge or take advantage of telephone, fax, TV/Music broadcasting, limitless food and snacks, as well as local and foreign newspapers and magazines. Don’t worry about time since you have priority for seat selection, exclusive luggage tags and separate loading of the luggage while you’ll be directed to the plane once all passengers are on board. In the meantime, allow us to remind you again that your free luggage allowance is 30 kg (two pieces of free luggage on transatlantic flights where the piece-luggage system is applicable) instead of 20 kg in economy and you have two pieces of hand luggage allowance (subject to law, only one piece of hand luggage for passengers departing from the UK). Business Class and Elite Plus card holder passengers can obtain a “fast track” card during their check-in on their return to Istanbul and upon arrival at Istanbul Ataturk Airport; they can use passport control kiosks the 29-30.

CIP (EXCLUSIVE WAITING) LOUNGE v We’d like to invite you to the

exclusive waiting lounge. If you wish, leave your boarding card with our CIP Lounge hostess receiving you at the CIP Lounge and you will be informed before the departure of your flight. In our lounge, enjoy the free catering service (hot and cold soft drinks, fresh squeezed orange juice, sandwiches, croissants, pastries, tarts, tartlets, sweet and salted biscuits, nuts, and hot soup until 11 am and after 8 pm). Listening to pleasant music, you can sip a drink, send a fax and connect to the internet via WLAN—all free of charge. You can also watch TV, continue your work in the Business Center, or leaf through the local and foreign daily newspapers and magazines. If you need to freshen up there are also shower facilities, so don’t forget to ask for your personal bath kit and towel at reception. For parents, a diaper changing trolley is also available. Men’s and women’s toilets (including disabled) are also easily accessible. For spiritual matters there’s a prayer room in the lounge.

FOR YOUR COMFORT v Local and foreign daily

newspapers and magazines are available for our passengers to choose from. In addition, for the comfort of our Transoceanic Business Class Passengers, an amenity kit containing a pair of socks, hand cream, and eyeglasses is available.

For our Business Class passengers, 30 kg free luggage allowance (two pieces of free luggage on transatlantic flights where the piece-luggage system is applicable) and two pieces of hand luggage allowance are provided.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 83


FIRST CLASS Özel Hizmetler

EXCLUSIVE SERVICES İSTANBUL ATATÜRK HAVALİMANI’NDA VERİLEN HİZMETLER

KALKIŞ ESNASINDA v Değerli First Class yolcuları, İstanbul il sınırları içinde limuzin hizmetinden (Mercedes-S, Mercedes Viano VIP Design) yararlanarak buraya geldiniz. Limuzin hizmeti istemeyen yolcularımız ise talepleri halinde Atatürk Havalimanında ücretsiz vale ve yedi güne kadar otopark hizmetinden yararlanabilir. Dış Hatlar Terminali E-girişinde Prime Class personeli tarafından kapıda karşılandıktan sonra uçak kapısına kadar size refakat edeceğiz. Size özel salon hizmeti (Prime Class), checkin bankosu ve pasaport kontrol noktasından yararlanabilirsiniz.

Çıkış harç pulunu check-in aşamasında ücretsiz olarak temin edebileceğinizi unutmayınız. Bunların yanı sıra talebiniz halinde bagajlarınızı ücretsiz kaplamaktan, terminal içindeki tüm transferlerinizi özel araç ile sağlamaktan kıvanç duyacağız. Size uçuşa 30 dakika kalana kadar Ekapısından yolcu kabulü sunuyoruz.

VARIŞ ESNASINDA

KABİN İÇİ HİZMETLERİMİZ

v Değerli First Class yolcuları,

v Değerli First Class yolcuları,

Prime Class personeli tarafından uçağın kapısında karşılandınız. İstanbul il sınırları içinde limuzin hizmetinden yararlanmak için görevli personel eşliğinde limuzin ya da aracınıza kadar transfer hizmetinizi gerçekleştirebiliriz. Özel pasaport bankosundan ve fast-track’tan yararlanırken terminal içindeki tüm transferlerin özel araç ile sağlandığını hatırlatırız. Uzun menzilli uçuşlardan yararlanan transit First Class yolcularımıza ise talepleri halinde Atatürk Havalimanı Airport Hotel’de 24 saat konaklama hizmeti verebiliriz.

Uçuş kabinine hoş geldiniz. Burada günlük yerli ve yabancı gazeteler, çeşitli dergiler beğeninize sunulmakta. Konforunuz için her ayrıntıyı düşündük. Diş fırçası, diş macunu, saç fırçası, dünyaca tanınmış seçkin markalı parfüm, krem, dudak nemlendiricisi, çorap ve göz bandından oluşan “amenity kit” servisimiz mevcut. Uyumak isteyen yolcularımızın koltukları ise kabin ekibimiz tarafından yatak konumuna getirilecek. Üzerine özel çarşaflı alez (kaz tüyü) serildikten sonra, iki adet yastık ve yorgan emrinize tahsis edilecektir. Ayrıca özel tasarlanmış pijamalar ve terlikler lavanta kokuları içeren özel bir çantada size takdim edilecek. Tıraş olmak isteyen erkek yolcularımız için tuvaletlerde tıraş bıçağı ve köpüğü bulunmakta.

First Class yolcularımızın serbest bagaj taşıma hakkı 60 kg’ dır.

MILES & SMILES ÜYELERİNE ÖZEL AVANTAJLAR v Değerli Miles&Smiles Classic ve Classic Plus üyelerimiz. Türk Hava Yolları ücretli First Class uçuşlarından ekonomi sınıf mil değerinin iki katı, Elite ve Elite plus üyesiyseniz de ekonomi sınıf mil değerinin üç katı mil kazanıyorsunuz. Miles&Smiles üyelerimiz de Türk Hava Yolları ödül bilet tablosunda yer alan

84 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

limitli yer kapasiteli ödül bilet ve limitli yer kapasiteli refakatçi bilet First Class mil değerleriyle Türk Hava Yolları uçuşlarında First Class ödül bilet düzenletebilirler. Ödül bilet mil değerlerine www.thy.com/smiles web sayfasından ulaşılabilirsiniz. Uzun menzilli uçuşlarda ücretli gidiş/dönüş First Class bilet ile

seyahat eden Classic ve Classic Plus üyelerimizin, mevcut kart statüsü Elite karta yükseltilir. Uzun menzilli uçuşlarda (Hong Kong, Singapur, Bangkok) ücretli gidiş/dönüş First Class bilet ile seyahat eden Elite Kart üyelerinin mevcut Elite Kart sürelerinin bitiminden itibaren iki yıl daha uzatılacağını

hatırlatırız. Uzun menzilli uçuşlarda ücretli gidiş/dönüş First Class bilet ile seyahat eden ancak Miles&Smiles üyesi olmayan yolcularımıza üyelik açılarak Elite kart verilecektir. Ücretli biletteki yolcuya verilen tüm hizmetlerden Miles&Smiles ödül bilet ile seyahat eden yolcular da yararlanabilir.


SERVICES OFFERED AT ISTANBUL ATATÜRK AIRPORT

ON DEPARTURES

v Dear First Class

passengers,

v Dear First Class passengers,

Within Istanbul city limits a limousine service is available (Mercedes-S, Mercedes Viano VIP Design). For passengers who do not wish to use the limousine service, there is a free valet service with up to 7 days of free parking , available on demand. After the welcome reception of our Prime Class Personnel at the E-entrance gate of the International Flights Terminal, you’ll be escorted to the plane door. Exclusive lounge service (Prime Class), exclusive check-in counter and exclusive passport control point are all waiting for you.

ON ARRIVALS

Please allow us to remind you that your provision of departure dues and luggage coating (if required) are provided free of charge at check-in. We’ll be pleased to facilitate your transfers within the terminal by special vehicles. Besides, you’ll have acceptance to the plane through Gate-E until 30 minutes before the flight and are permitted up to 60 kg of checked luggage.

You will be welcomed at the plane door by Prime Class personnel. Limousine service within Istanbul city limits and transfer services under the escort of an appointed staff member to the limousine or passenger’s vehicle are all at your disposal. We’re pleased to remind you that an exclusive passport desk, fasttrack service and provision within the terminal by special vehicles are also available at your convenience. For long distance travel, you may also take advantage of a 24-hour stop-over service at the Atatürk Airport Hotel, available upon request.

First Class passengers are allowed to carry luggage up to 60 kg.

FIRST CLASS INCABIN SERVICES v Dear First Class Passengers,

Welcome on board. Your choice of Turkish and foreign daily newspapers and magazines are available. It’s been our intention to bring whatever is necessary for your comfort. An amenity kit, containing a toothbrush, toothpaste, hair brush, a bottle of perfume by a well-known brand, skin cream, lip moisturizer, a pair of socks, and an eye mask is available. When you’re ready to sleep, your chair can be converted into a bed by the cabin staff, with an exclusive cover ( filled with duck down) with a special sheet, and two pillows and a quilt spread out by your cabin attendant. Exclusively designed pyjamas and slippers are also available for your comfort. For our male passengers who wish to shave, shaving cream and razors are provided in the toilets.

SPECIAL ADVANTAGES FOR MILES & SMILES MEMBERS v Miles&Smiles Classic and

Classic Plus members earn twice the economy class points on paid Turkish Airlines First Class Flights, and Elite and Elite Plus members earn three times the economy class miles points. Our Miles&Smiles members can have limited amounts of award tickets and limited amounts

of companion tickets issued as shown in the award ticket tables, and can have First Class award tickets issued for Turkish Airlines flights using their mileage points as indicated in the tables. Award tickets and miles points can be accessed via the www.thy.com/ smiles web page. Classic or Classic Plus members, who travel

on long-distance flights by paid First Class return tickets, can upgrade their cards to Elite cards. Elite card holders who travel on long distance flights (Hong Kong, Singapore, Bangkok) by paid first class tickets, will have their Elite card membership extended for another two years from the expiry date of the card.

For passengers who travel on long-distance flights by a paid First Class return ticket, but who are not Miles&Smiles members, a membership is assigned and an Elite card will be issued. All Miles&Smiles award ticket holders may benefit from the services available for the paid ticket holders.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 85


Filmler MOVIES

GİŞE FİLMLERİ BOX OFFICE FILMS

The Tourist

RED

THE TOURIST

HEREAFTER

BLACK SWAN

v Frank, Joe, Marvin ve Victoria CIA’in en gözde ajanlarıdır. Fakat bildikleri sırlar onları CIA’in başlıca hedefleri haline getirir. Şimdi suikastten kurtulmak ve için hayatta kalmak için tüm becerilerini ve deneyimlerini kullanmaları gerekiyor.

v Frank kırık kalbini onarmak için Avrupa’ya seyehate çıkar ve Elise adında, sıradışı ve cilveli bir kadınla karşılaşır. Elise’in kasıtlı olarak karşısına çıktığından haberi yoktur.

v Herbiri farklı şekillerde ölümle yüzleşmiş üç insanın öyküsü : Amerikalı işçi George, Fransız gazeteci Marie ve İngiliz öğrenci Marcus.

v Sanat yönetmeni Thomas Leroy “Kuğu Gölü”nün baş balerinini yeni sezonda değiştrimeye karar verir ve ilk tercihi de Nina’dır. Fakat Nina’yı bekleyen yeni bir rakip vardır, o da Leroy’u etkilemeyi başarmıştır : Lily

Oyuncular • Cast: Bruce Willis, Helen Mirren, Morgan Freeman Yönetmen • Director: Robert Schwentke

v Frank, Joe, Marvin and Victoria used to be the CIA’s top agents. But the secrets they know made them the Agency’s top targets. Now framed for assassination, they must use all of their cunning, and experience to stay alive.

YOGI BEAR

Oyuncular • Cast: Anna Faris, Tom Cavanagh, T.J. Miller, Andrew Daly, Nathan Corddry Yönetmen • Director: Eric Brevig

Oyuncular • Cast: Johnny Depp, Angelina Jolie, Paul Bettany, Timothy Dalton, Steven Berkoff Yönetmen • Director: Florian Henckel von Donnersmarck

v During an impromptu trip to Europe to mend a broken heart, Frank unexpectedly finds himself in a flirtatious encounter with Elise, an extraordinary woman who deliberately crosses his path.

GULLIVER’S TRAVEL Oyuncular • Cast: Jack Black, Jason Segel, Emily Blunt, Amanda Peet, Billy Connolly. Yönetmen • Director: Rob Letterman

Oyuncular • Cast: Matt Damon, Cécile De France,Bryce Dallas Howard, Lisa Griffiths, Cyndi Mayo Davis Yönetmen • Director: Clint Eastwood

v The story of three people who are haunted by mortality in different ways : George, a blue-collar American; Marie, a French journalist and Marcus, a London schoolboy.

THE CHRONICLES OF NARNIA: THE VOYAGE OF THE DAWN TREADER

Oyuncular • Cast: Georgie Henley, Skandar Keynes, Ben Barnes, Will Poulter Yönetmen • Director: Michael Apted

v Jellystone Parkı eskisi gibi iş yapmadığı için açgözlü Belediye Başkanı Brown parkı kapatıp araziyi satmya karar verir. Bu da Ayı Yogi ve Bo Bo’nun evsiz kalacağı anlamına gelir.

v Lemuel Gulliver alçakgönüllü bir posta odası tezgahtarıdır. Bermuda Şeytan Üçgeni hakkında yazmak üzere yola çıkar ve kendini daha önce keşfedilmemiş Liliput adasında bulur.

v Edmund ve Lucy Pevensie, kuzenleri Eustace, soylu arkadaşları Kral Caspian ve savaşçı fare Reecpicheep ile birlikte bir tablo tarafından yutulurlar ve kendilerini Narnia gemisi Şafak Yıldızı’nda bulurlar.

v Jellystone Park has been losing business, so greedy Mayor Brown decides to shut it down and sell the land. That means Yogi and Boo Boo will be tossed out of the only home they’ve ever known.

v Lemuel Gulliver is a lowly mailroom clerk. After he bluffs his way into an assignment writing about the Bermuda Triangle, he goes there only to be transported to an undiscovered land, Lilliput.

v Edmund and Lucy Pevensie, along with their cousin Eustace, their royal friend King Caspian, and a warrior mouse named Reepicheep, find themselves Narnian ship, the Dawn Treader.

86 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

Oyuncular • Cast: Natalie Portman, Vincent Cassel, Thomas Leroy, Barbara Hershey, Erica Sayers Yönetmen • Director: Darren Aronofsky

v When artistic director Thomas Leroy decides to replace prima ballerina for the new season of Swan Lake, Nina is his first choice. But Nina has competition : a new dancer, Lily, who impresses Leroy as well.

MR. TROOP MOM Oyuncular • Cast: George Lopez, Daniela Bobadilla, Jane Lynch, Julia Benson Yönetmen • Director: William Dear

v Kızı Naomi ile iletişim kurmakta zorlanan Eddie, gençlerin Running Pines bahar kampında onlara eşlik etmeye gönüllü olur. Fakat kızların dünyasındaki tek erkek olacağından haberi yoktur. v Desperate to connect with young Naomi, Eddie volunteers to chaperone her troop at the Go Girls Jamboree at Running Pines Camp unaware he’ll be the only guy in a world of girls!


Going The Distance

Avatar

THE CLIQUE

Oyuncular • Cast: Elizabeth McLaughlin, Ellen Marlow, Sophie Anna Everhard, Samantha Boscarino, Bridgit Mendler Yönetmen • Director: Michael Lembeck v Florida’dan gelen yeni kız Claire Lyons, okula spor ayakkabı ve eski montuyla gelme küstahlığını gösterir. Dış görünüşü ile kesinlikle “Güzel Kızlar Kulübü”ne uygun biri değildi. Ama biraz şans ve çokça çabayla bir fırsatı olabilir. v Claire Lyons, the new girl from Florida, has the nerve to show up at school wearing Keds and two-year-old GAP overalls. She is clearly not top Clique material. But with a little luck and a lot of scheming, she might just stand a chance.

WALL STREET: MONEY NEVER SLEEPS

127 HOURS

Oyuncular • Cast: James Franco, Kate Mara, Amber Tamblyn, Sean Bott, Koleman Stinger Yönetmen • Director: Danny Boyle

Oyuncular • Cast: Drew Barrymore, Justin Long, Charlie Day, Jason Sudeikis, Christina Applegate Yönetmen • Director: Nanette Burstein

v Uzun yılların ardından hapisten çıkan Gekko kendini bir zamanlar egemen olduğu dünyanın dışında bulur. Kızıyla arasındali kopuk ilişkiyi düzeltmek için, kızının nişanlısı Jacob’la finansal bir ittifak oluşturur.

v Dağcı Aron Ralston, Utah kanyonunda düştüğü zaman büyük bir kaya parçası kolunun üstüne düşer ve kanyonda sıkışıp kalır. 127 Saat dağcının düştükten sonra kendini kurtarmak için verdiği mücadelenin gerçek hikayesini anlatır.

v Erin, okuldaki son yılını bitirmek için, San Francisco’ya döndüğünde, erkek arkadaşı Garrett, beklediği terfiyi alailmek için, Manhattan’da kalır. Webkamera bağlantısı ve sık uçuşlarla ikili güçlüklerin üstesinden gelmeye çalışırlar.

Oyuncular • Cast: Shia LaBeouf, Michael Douglas, Carey Mulligan Yönetmen • Director: Oliver Stone

v Emerging from a lengthy prison stint, Gekko finds himself on the outside of a world he once dominated. Looking to repair his damaged relationship with his daughter Winnie, Gekko forms an alliance with her fiance Jacob.

THE TOWN

UNSTOPPABLE

Oyuncular • Cast: Ben Affleck, Rebecca Hall, Jon Hamm Yönetmen • Director: Ben Affleck

Oyuncular • Cast: Denzel Washington, Chris Pine, Rosario Dawson, Ethan Suplee, Kevin Dunn Yönetmen • Director: Tony Scott

v Doug MacRay acımasız banka soyguncularının lideridir. Sahip olduğu tek aile suç ortaklarıdır, özellikle de ona kardeşi kadar yakın olan Jem. v Doug MacRay is the leader of a crew of ruthless bank robbers. The only family Doug has are his partners in crime, especially Jem, who, is the closest thing Doug ever had to a brother.

v 127 HOURS is the true story of mountain climber Aron Ralston’s remarkable adventure to save himself after a fallen boulder crashes on his arm and traps him in an isolated canyon in Utah.

v Canavar lakaplı, büyük, insansız bir lokomotif toksik kargo taşımaktadır. Önünde engel tanımadan kasabaya doğru hızla yaklaşmaktadır. Black Swan

v A massive unmanned locomotive, nicknamed “The Beast” and loaded with toxic cargo, roars through the countryside, vaporizing anything put in front of it.

GOING THE DISTANCE

v When Erin moves to San Francisco to finish her last year of school, boyfriend Garrett, stays in Manhattan to wait on that promotion he’s been promised. With a webcam connection and frequent flier miles, the two navigate the pitfalls.

AVATAR SPECIAL EDITION (ADD’L SCENES)

Oyuncular • Cast: Sam Worthington, Zoe Saldana, Sigourney Weaver Yönetmen • Director: James Cameron v Gönülsüz bir kahraman Pandora medeniyetini dünyalı askeri bir şirketin güçlerinden kurtarmak için kahramanca bir savaşa önderlik ederken kurtuluş ve keşif dolu bir yolculuğa başlar. v A reluctant hero embarks on a journey of redemption and discovery as he leads a heroic battle to save a civilization from powerful, Earthbased corporate forces.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 87


KLASİKLER CLASSICS Harry Potter And The Deathly Hallows Part 1

POLICE ACADEMY

Oyuncular • Cast: Steve Guttenberg, G.W. Bailey, David Graf, Michael Winslow, Bubba Smith Yönetmen • Director: Hugh Wilson v Suç dalgası şehri kasıp kavururken polis teşkilatı yetersiz kalmaktadır. Bunun üzerine belediye başkanı Polis akademisine yapılcak her türlü başvurunun kabul edilmesine karar verir.

POLICE ACADEMY 3

Oyuncular • Cast: Steve Guttenberg, Bubba Smith, David Graf, Michael Winslow, Marion Ramsey Yönetmen • Director: Jerry Paris v Eyaletin, iki polis akademisini birden desteklemeye gücü yetmez ve birini kapatmaya karar verir. Peki bu hangisi olacaktır? Kumandan Lazard’ın vasat akademisi mi yoksa rakip otoriter akdemi mi?

v As a crime wave sweeps the city and the police department suffers a shortage of officers, the mayor decrees that admission to the Police Academy will be open to any and all applicants.

v The state cannot afford to support two Police Academies, and the decision has been made to close one. Will it be Commandant Lassard’s academy or the rival, high-tech center full of muscular martinets who all march in step?

POLICE ACADEMY 2

SPACE JAM

Oyuncular • Cast: Steve Guttenberg, Bubba Smith, David Graf, Michael Winslow, Bruce Mahler Yönetmen • Director: Jerry Paris

Oyuncular • Cast: Michael Jordan, Wayne Knight, Theresa Randle, Manner Washington, Eric Gordon Yönetmen • Director: Joe Pytka

v Polis akademisine başvuran tuhf ve eksantrik tiplerden oluşan bir takım nasıl olduysa brövelerini almaya hak kazanırlar. Şimdi, sınırlı kapasiteleriyle tüm zekalarını haydutlarını yakalamak için kullanmaları gerekiyor.

v Michael Jordan, uzaylılara karşı oynanan bir basketbol maçında Looney Tunes’a yardım etmek zorundadır. Aksi takdirde uzaylılar tarafından yakalanıp gezegenler arası bir oyun parkında çalışmaya zorlanacaklardır.

v All the members of this squad of oddballs and eccentrics that have applied to the police academy somehow have earned their badges. Now they must use all the wits in their relatively limited capacity to tackle hoodlums.

v Michael Jordan must help the Looney Tunes win a basketball game against a group of outer-space creatures who plan, to kidnap the Looney Tunes and take them to an interplanetary theme park as the latest attraction.

88 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

THE DAY AFTER TOMORROW

Oyuncular • Cast: Dennis Quaid, Jake Gyllenhaal, Emmy Rossum, Dash Mihok, Jay O. Sanders Yönetmen • Director: Roland Emmerich v Kasırgalar Los Angeles’ı parçalıyor; Eni Delhi’yi şiddetli bir kar fırtınası vuruyor; Tokyo’ya greyfurt büyüklüğünde dolu yağıyor ve New York’ta sıcaklık bir günde bunaltıcı sıcaktan dondurucu soğuğa geçiyor. v Tornadoes rip Los Angeles apart; a massive snowstorm pounds New Delhi; hail the size of grapefruit batters Tokyo; and in New York City, the temperature swings from sweltering to freezing in one day.

HARRY POTTER AND THE DEATHLY HALLOWS PART 1

Oyuncular • Cast: Daniel Radcliffe, Emma Watson, Rupert Grint, Harry Melling, Julie Walters Yönetmen • Director: David Yates v Harry, Ron ve Hermione tehlikeli görevleri için yola koyulurlar; Voldermort’un ölümsüzlüğünün sırrı olan hortkulukları bulmak ve yok etmek için. v Harry, Ron and Hermione set out on their perilous mission to track down and destroy the secret to Voldemort’s immortality and destruction of the Horcruxes.

HARRY POTTER AND THE HALF-BLOOD PRINCE

Oyuncular • Cast: Daniel Radcliffe, Emma Watson, Rupert Grint, Michael Gambon, Dave Legeno Yönetmen • Director: David Yates v Voldemort hem Muggle hem de büyücüler dünyasındaki kıskacını daraltmaktadır ve Hogwarts eskiden olduğu güvenli sığınak değildir. Dumbledore ise Harry’yi hızla yaklaşmakta olduğunu bildiği nihai savaşa hazırlamaya her zamankinden kararlıdır. v Voldemort is tightening his grip on both the Muggle and wizarding worlds and Hogwarts is no longer the safe haven it once was. Dumbledore is more intent upon preparing him for the final battle that he knows is fast approaching.

BE KIND REWIND

Oyuncular • Cast: Danny Glover, Jack Black, Mia Farrow, Melonie Diaz, Chandler Parker, Mos Def Yönetmen • Director: Michel Gondry v Jack kazara manyetize olur ve en iyi arkadaşının çalıştığı video dükkanındaki bütün video kasetleri siler. İkili dükkanı kurtarmak için dükkanın müdavimi yaşlı bir bayanın kiraladığı filmleri tekrar çekmek zorundadır. v Jack becomes accidentally magnetized and erases all the tapes in the video store where his best friend works. To save the store, the duo re-enact and re-film every movie that its single loyal customer, an elderly woman, rents.


ULUSLARARASI FİLMLER INTERNATIONAL FILMS LOVE IN DISGUISE Oyuncular • Cast: Leehom Wang, Yifei Liu, Joan Chen, Han Dian Chen, Khalil Fong Yönetmen • Director: Leehom Wang

v Ünlü pop yıldızı Han’ın aşkta hiç şansı yoktur. Bir gün Qing adında bir guzheng solistiyle tanışır. Ona daha yakın olmak için sahte kimlikle müzik okulana kaydolur ama gerçek kimliğini gizlemek hiç kolay değildir. v Famous pop star Han has bad luck in love. One day, he meets a guzheng soloist, Qing. In order to get closer to her, Han enrolls in the music school incognito but it is difficult to conceal his true identity.

THE LIGHTNING TREE Oyuncular • Cast: Yû Aoi, Ren Ohsugi, Masaki Okad, Kengo Kôra Yönetmen • Director: Ryuichi Hiroki

v Narimichi yüksek rütbeli bir ailede doğmuştur ama altın kafeste yaşamaktadır. Şeytansı yaratığın hikayesinden etkilenmiş olarak Seta’ya gider. Dağların arasında ilerlerken Rai’ye rastlar ve birbirlerine aşık olurlar. v Narimichi was born in a high ranking family but lives in a gilded cage. Fascinated by the tale of a demon-like creature, he goes to Seta and as he rides through the mountains encounters Rai. And they fall in love.

POLICE DOG DREAM

Oyuncular • Cast: Kaho, Yasufumi Terawaki, Naho Toda, Yusuke Yamamoto, Ken’ichi Endô Yönetmen • Director: Yoshinori Kobayashi v 18 yaşındaki Kyoko’nun hayali polis köpeği eğiticisi olmaktır. Stajyer olarak kabul edildiği okulda Kinako adında bir yavruya aşık olur ve hasta bir köpek olmasına rağmen onu eğitmeye karar verir.

Adventure Of The King

MIDNIGHT F.M.

Oyuncular • Cast: Soo-ae, Yoo Ji-tae, Ma Dong-seok, Jeong Man-sik, Choi Song-hyeon Yönetmen • Director: Kim Sang-man

v 18 years old Kyoko dreams of becoming a police dog trainer. Accepted as an apprentice at the local training school, she falls in love with Kinako, and although a sickly puppy, Kyoko decides to school her.

v Sun-Young popüler bir radyo spikeridir. Son programını yaparken Dong-so adında bir dinleyicisi arar. Adam SunYoung’a talimatlarını dinlemesini yoksa ailesinin güvenliği tehlikeye girecektir.

ADVENTURE OF THE KING

Oyuncular • Cast: Richie Ren, Barbie Hsu, Nat Chan Bak Cheung, Law Kar-Ying Yönetmen • Director: Chung Shu-Kai

v Sun-Young is a popular radio host. During her final broadcast, she receives a call from listener Dong-so. He demands she must follow his instructions, otherwise her family’s safety will be at risk.

v İmparator kılık değiştirerek sarayı terkeder. Bayan bir hancı ile karşılaşır ve çok geçmeden birbirlerine aşık olurlar. v An Emperor adopts a disguise and flees the palace. He encounters a female innkeeper and the two soon fall for each other. Midnight F.M.

CYRANO AGENCY

The Lightning Tree

Oyuncular • Cast: Tae-woong Eom, Min-jung Lee, Daniel Choi, Sin-hye Park, Jeon Ah-min Yönetmen • Director: Kim Hyeon-Seok v Profesyonel çöpçatan ajansı Cyrano, terkedilmiş müşterilerine servis sunmaktadır. Şirket, müşterilerinin ideal eşleriyle karşılaşmaları için, itinayla yazılmış senaryolar sahneler. v Cyrano, a professional matchmaking agency, offers services for lovelorn clients. The company intricately stages meticulously scripted scenarios in order for clients to meet their ideal companions.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 89


Horton Hears a Who

ULUSLARARASI FİLMLER INTERNATIONAL FILMS

ÇOCUKLAR İÇİN KIDS’ MOVIES

KHICHDI - THE MOVIE

Oyuncular • Cast: Supriya Pathak, Anang Desai, Rajeev Mehta, Nimisha Vakharia, Gireesh Kr. Sahdev Yönetmen • Director: Aatish Kapadia

HORTON HEARS A WHO Robot We Are Family

v Delifişek Parekh ailesi, gelin ve damadın aşk hikayesini efsaneleştirmek adına düğününü geciktirmek için sersemce planlara başvurur.

v Birgün fil Horton bir toz zerresinden gelen yardım çığlığı duyar ve yardım etmeye karar verir...

v The madcap Parekh family employs a series of hare-brained schemes in order to stall a wedding in the family all for the sake of making the bride and groom’s love story legendary.

v A friendly elephant who one-day hears a cry for help coming from a small speck of dust and decides to help them.

ROBOT

Oyuncular • Cast: Rajinikanth, Aishwarya Rai, Danny Denzongpa Yönetmen • Director: Shankar Shanmugam

FANTASTIC MR. FOX

Khichdi - The Movie

v Dr. Vasi insansı robotunun işlemcisini geliştirir ve ona insani duygular ekler. Fakat kendi icadının hayatı için bir tehlikeye dönüştüğünü farkeder.

Oyuncular • Cast: George Clooney, Meryl Streep, Jason Schwartzman, Bill Murray Yönetmen • Director: Wes Anderson v Hikayenin kahramanı Fox isimli bir tilki. Mr. Fox ailesini beslemek için her akşam üç zengin çiftçiden tavuk, ördek ve hindi çalmaktadır. Yakalanan tilki, çiftçilerden daha zeki davranarak yakalandığı yerden aç kalmamak için çıkmaya çalışır.

v When Dr. Vasi upgrades the processor of his andro-humanoid robot and simulates human emotions in him, little does he realise that his own creation could now be a potential threat to his life.

v From director Wes Anderson comes an adaptation of beloved children’s author Roald Dahl’s novel about a fox battling angry farmers. Poker King (Pou hark wong)

90 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

Oyuncular • Cast: Jim Carrey, Steve Carell, Carol Burnett, Will Arnett, Seth Rogen, Steve Martino Yönetmen • Director: Jimmy Hayward


Kısa Programlar SHORT FEATURES

KOMEDİ SITCOM HOW I MET YOUR MOTHER : TWIN BEDS

DRAM DRAMA THE O.C.: THE DREAM LOVER

v Che ruhunun hiç ummadığı birine aşık olduğunu keşfeder. Seth’i de alır ve rüyasında gördüğü ormana giderler. Daha sonra Seth, evlenme teklifini reddeden Summer’la konuşma fırsatını bulur. v Che and Seth take a trip to a forest, where Che has a dream and discovers that his spirit might be in love with someone unexpected. Afterwards, Seth and Summer finally speak for the first time since she rejected his marriage proposal.

v Robin’in Don’un yanına taşınma kararı Ted ve Barney’nin hala onu sevdiklerini anlamalarına sebep olur. Robin ise onun ilişkisini bencilce tehlikeye attıkları için iksine de kızar ve onları hayatından çıkarmakla tehdit eder.

KATEGORIDEKI DIĞER DIZILER OTHER DRAMAS IN THIS CATEGORY - Fringe - Cold Case - Shark - Red Tide - Glee - The Closer - X-Files - Lie To Me - Gossip Girl - The Lady Vanished - Smallville - Chuck - 24 - Pushing Daisies - Bones - NYPD Blue

v Robin’s decision to move in with Don causes Ted and Barney to decide that they are still in love with her; Robin is furious that they selfishly have jeopardized her new relationship, and threatens to cut them out of her life.

KATEGORIDEKI DIĞER DIZILER OTHER SITCOMS IN THIS CATEGORY - The Good Guys - Mike&Molly - Family Guy - Friends - Yes, Dear - The Big Bang Theory - Better Off Ted - The New Adventures Of Old Christine - The Simpsons - Modern Family The O.C.

How I Met Your Mother

KISA PROGRAMLAR SHORT FEATURES ANCIENT MEGASTRUCTURES : THE ALHAMBRA v Fas mimarisinin tartışmasız en mükemmel örneği olan Elhamra dahice mühendislik çözümleri ve tehlikeli politik ihanetlere hayat verecek. v Alhambra will bring to life the ingenious engineering solutions and treacherous political betrayals that gave birth to what is arguably the most perfect example of Moorish architecture in existence.

DIĞER KISA PROGRAMLARIMIZ OTHER SHORT FEATURES - Ancient Megastructures : Petra - Ancient Megastructures : Machu Picchu - Ancient Megastructures: St. Paul’s Cathedral - Ancient Megastructures : Angkor Wat - Megacities : Hong Kong - Megacities : London - Traveler’s Guıde To The Planets: Jupiter - Traveler’s Guide To The Planets: Saturn - Dam Beavers - Monster Fish: Mongolian Terror Trout - Monster Fish : Giant Stingray - Life At The Ends Of The Earth - Secrets Of The Tang Treasure Ship - The Best Job In The World : Getting Fishy - The Best Job In The World : Grub - Superfish: Fasted Predator In The Sea 2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 91


Müzik MUSIC YABANCI MÜZİK FOREIGN MUSIC POPULAR HITS Enrique Iglesias Feat.Ludacris Tonight Lady Gaga -Born This Way Adele - Rolling In The Deep Rihanna - S&M Black Eyed Peas - The Time Bruno Mars - Grenade Jennifer Lopez Feat. Pitbull - On The Floor Jessie J Feat. B.O.B - Price Tag Kesha - Blow Katy Perry - Firework David Guetta & Rihanna - Who’s That Chick Alexandra Stan - Mr. Saxobeat Pitbull Feat. T-Pain - Hey Baby Diddy-Dirty Money - Coming Home Duck Sauce - Barbara Streisand Far East Movement Feat.The Cataracs &Dev - Like A G6 Rock Mafia - The Big Bang Taio Cruz Feat.Travie Mccoy Higher Martin Solveig - Hello Nelly - Just A Dream Pink - Raise Your Glass Far East Movement Feat. Ryan Tedder - Rocketeer Israel ‘Iz’ Kamakawiwo’ole - Over The Rainbow Milk & Sugar Vs Vaya Con Dios -

Hey (Nah Neh Nah) Rihanna Feat.Drake - What’s My Name

CHILLOUT 3-11 Poter-Surround Me With Your Love Afterlife Breather Angus&Julia Stone-Paper Aeroplane Bliss-Wish U Were Here Buika-Soledad Casanovy-I Need Your Lovin Dee Phazz-No Jive Gotan Project-Ssanta Maria Grassskirt-On My Own Koop-Koop Island Blues

CLASSIC Andre Rieu&The Johann Strauss Orchestra-Anniversary Waltz Chopin-Nocture Debussy-Clairdelux Grieg-Piano concert J.S.Bach-Double Violin Concerto In D Minor Johann Strauss-Blue Danube Waltz Johann Strauss-Radetzky Marsch John Williams-Schindler’s List Theme Mascagni-Intermezzo Rachmaninov-Piano Concert

Rihanna

JAZZ & BLUES Anita O’Day&Oscar PetersonStella By Starlight Billie Holiday-God Bless The Child Buddy De Franco-A Foggy Day Cassandra Wilson-If Loving You Is Wrong Chet Baker-My Funny Valentine Dean Martin-Dream A Little Dream Of Me Dinah Washington-Lover Man Doris Day-Since I Fell For You Duke Ellington-Tenderly Ella Fitzgerald&Louie ArmstrongApril In Paris

SPIRITUAL & MEDIDATION Maneesh De Moor-Bliss Maneesh De Moor-Interlude Maneesh De Moor-Om DeekshaOm Bhagavan Meditation [Body&Soul]Track 03 Meditation [Body&Soul]Track 05 Meditation [Body&Soul]Track 07 Peter Kater&Nawang KhechogFresh Wind Peter Kater&Nawang KhechogPrayer For The Millenium Spa Coffe Music-Dancing Wave Spa Coffe Music-Seek For Joy

POWER FM ALBÜMLER/ ALBUMS CLASSIC David Garrett-Encore Philippe Jaroussky-Carestini - The story of a castrato

JAZZ Melody Gardot-My One And Only Thrill Miles Davis-Kind Of Blue

POP Kesha-Cannibal Michael Jackson-Michael Rihanna-Loud Take That-Progress

SOUNDTRACK Burlesque Soundtrack

OLDIES Abba Gold-Greatest Hits Dean Martin-Christmas with Dino

R&B Nicki Minaj-Pink Friday

POWER XL ALBÜMLER/ ALBUMS Bedtime Stories Vol.2 Best Of Nu Lounge Series Putumayo Presents Bossa Nova Around the World Wine & Dine

92 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

WORLD Loreena McKennitt-Wind That Shakes The Barley


YERLİ MÜZİK TURKISH MUSIC TÜRKÇE POP

TÜRK SANAT MÜZİĞİ TURKISH MUSIC Müşterek Taksim Uzzal Peşrevi Kürdilihicazkar Saz Semaisi Müşterek Kürdilihicazkar Kürdilihicazkar Peşrevi Tanburi Cemil Bey Kürdilihicazkar Saz Semaisi Haydar Tatliyay Müşterek TaksimKürdilihicazkar Kürdilihicazkar Saz Semaisi Göksel Baktagir Kürdilihicazkar Saz Semaisi Reşat Aysu Müşterek Taksim-Nihavend Nihavend Saz Semaisi Ömer Altuğ Suzidil Saz Semaisi Fahri Kopuz-Sedat Öztoprak Müşterek Taksim-Hüzzam Hüzzam Saz Semaisi Udi Nevres Bey Piyano Taksimi Erkan Yüksel Sultaniyegah Peşrevi Uğur OnukErkan Yüksel *Türk Sanat Müziği içeriği TRT tarafından sağlanmıştır. *Turkish Classical Music content provided by TRT.

1.Kenan Doğulu – En Kıymetlim 2.Deniz Seki – Suya Hapsettim 3.Enbe&Mustafa Ceceli – Yağmur Ağlıyor 4.TNK – Yine Yazı Bekleriz 5.Seksendört – Hayır Olamaz 6.Sıla – Oluruna Bırak 7.Gökhan Özen – Sitemkar 8.Aydilge - Kilit 9.Kolpa – Son Nefesim 10.Cihan Güçlü – Ama 11.Sertab Erener – İstanbul 12.Tarkan – İşim Olmaz 13.Yonca Lodi – Milat 14.Meyra – Aşklayalım 15.Model – Buzdan Şato 16.Emre Aydın – Son Defa 17.Ogün Sanlısoy – Avunmak Zor 18.Serdar Ortaç – Haksızlık 19.Funda Arar – Sen ve Ben 20.Bertuğ Cemil – Geldim, Gördüm, Sevdim 21.Ümit Sayın&Tarkan – Gitme 22.Nilüfer&Şebnem Ferah – Erkekler Ağlamaz

TÜRKÇE ALBÜMLER TURKISH ALBUMS ENBE ORKESTRASIKALBİM 1-Tarkan-Herşeye Rağmen 2-Mustafa Ceceli&Elvan Günaydın-Eksik 3-Ajda Pekkan&Eren SandalSev Beni 4-Aytekin Kurt-Düşünme Hiç 5-Müslüm Gürses-Kalbim 6-Ziynet Sali-Dolaşayım Damarlarında 7-Mustafa Ceceli-Yağmur Ağlıyor 8-Ayşen-Korkak Kız 9-Ali Erenus-Doğum Günün Kutlu Olsun

CİHAN GÜÇLÜ – AMA 1-Ama 2-Seni Çok Özledim 3-Hani Hayat Bir Oyundu 4-Olur O Zaman 5-Biz İkimiz 6-Neden Böyleyiz 7-Peri 8-Zaman 9-Ağladım Bu Gece 10-Sen de Vur Gülüm 11-Kendini Azat Et

Nilüfer

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 93


İkram CATERING BUSINESS CLASS İÇ HATLAR v İç hat seferlerinin tamamında yeni menü ve porselen malzemelerle sunulan yeni ‘Business Class’ ikram konseptinde yedi günde bir değişen menü tipleri servis edilerek çeşitlilik sağlanmakta ve sık seyahat eden yolculara farklı menüler tatma fırsatı sunulmaktadır. v Saat 02:00 ile 09:59 arasında servis edilen B/C sıcak kahvaltı menülerde; tereyağı ve reçel ile birlikte peynir, zeytin çeşitleri vardır. Meyve salatası veya yoğurt çeşitlerinin yanı sıra ana yemek tabağında sıcak kahvaltı servisi mevcuttur. v Saat 10:00 ile 16:59 ve 21:00 ile 01:59 arasında servis edilen soğuk yemek menü içeriklerinde şarküteri ve zeytinyağlı ürünlerden oluşturulan tabaklar, saat 17:00 ile 20:59 arasında ise sıcak yemek servisi bulunmaktadır. Yemek saatlerinde uçuşu olan tüm seferlerde Türk ve dünya mutfaklarından seçilen nefis tatlı çeşitleri dönüşümlü olarak sunulmaktadır. Sıcak ekmek çeşitleri ile birlikte ikram edilen menüleri haricinde alkollü ve alkolsüz zengin içecek çeşitlerinin servisi devam etmektedir.

OKYANUS AŞIRI BUSINESS CLASS YOLCULARIMIZ v İsme özel menü kartlarımız yolcularımıza dağıtıldıktan sonra, yolcuların yapacakları seçimlere göre yemek servisi başlar. Seferlerin kalkış saatine göre ilk olarak yedi çeşit ordövr/meze ya da hafif yemek tepsisi içinde seçenekli ordövr ve mezeler ile yemek servisine geçilir. Daha sonra sıra çorbalara gelir. v Ana yemek servisi ise üç sıcak yemek seçeneğinden oluşur ve Türk Mutfağından da lezzetleri seçenekleri içerir. Sıcak yemek tabaklarının dekorasyonu konuyla ilgili eğitim almış kabin ekiplerimiz için özel olarak hazırlanan talimatlara göre yapılmaktadır. Yemek servisini takiben, peynir, meyve ve zengin tatlı çeşitleri sunulmaktadır. Sıcak ve soğuk tatlı çeşitlerimiz mevcut olup, leziz Türk tatlıları da servise sunulur. v Yemek servisinden sonra çay kahve servisi son derece kaliteli likor ve konyaklarımız eşliğinde yapılmaktadır.

v Uçuş süresine göre kısa menzilli olan hatlarda genel olarak soğuk servis sunulmakta olup orta ve uzun menzilli hatlarda kalkış saatlerine göre iki seçenekli sıcak kahvaltı ya da üç seçenekli sıcak yemek alternatifiniz olacaktır: Diyet uyguluyorsanız ya da özel bir tercihiniz varsa THY Özel Menüleri yardımınıza koşacak.

v Tüm seferlerde alkollü ve alkolsüz içecek servisi geniş yelpazesi ile yolculara ikram edilir. Çay (ada çayı, siyah çay, ıhlamur, yeşil çay, karışık bitki çayı), kahve (instant ve filtre kahve), meyve suları, çeşitli meşrubatlar haricinde seçilip belirlenen zengin içki servisi mevcuttur. Ayrıca Hazır Türk Kahvesi, espresso, cappucino ve sıcak çikolata servisi de vardır.

v Farklı damak tadı arayanlar dünyaca ünlü konyakları, likörleri ile “digestive içkileri” deneyebilir.

v Menü detayları ve servis tipleri operasyonel şartlar, uçulan tarih, hat ve saate göre değişebilir.

DIŞ HATLAR

94 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011

DOMESTIC FLIGHTS v On all domestic flights, within

the new “Business Class” concept, a new menu is prepared every seven days and served up on porcelain dishes; in this way variety is achieved and frequent flyers are given the opportunity to taste different menus. v On the B/C hot breakfast

menu (served between 2 am and 09:59 am) cheese and olives are served alongside butter and jam. In addition to fruit salad and a variety of yoghurts, a hot breakfast will be served. v On the cold food menu (served

between 10 am and 4:59 pm and 9 pm and 1:59 am), we offer a variety of delicacies and cold dishes prepared in olive oil. Hot meals are served between 5 pm and 8:59 pm. On all flights selected desserts from both Turkish and international cuisine are served at meal times, on a rotating basis. v A variety of hot breads are served

with all meals, as well as a wide range of soft drinks and alcoholic beverages are served for your enjoyment.

INTERNATIONAL FLIGHTS v Depending on the flight duration,

you will have a choice of 2 hot breakfasts on short flights and a choice of 3 hot meals on long flights. If you have special dietary needs or if you have a specific choice, THY special menus are at your disposal. v Please feel free to sample world

famous brandies, liqueurs and other digestive drinks.

TRANSOCEANIC BUSINESS CLASS PASSENGERS v After individual menu cards are

distributed to our passengers, the meals selected by the passengers are served. Depending on the departure time of the flight, the meal service will generally commences with appetizers, hors d’oeuvres or light dishes of 7 different choices. Soups are also served. v The main meal provides a choice

of 3 hot dishes, which include delicious choices from Turkish cuisine. The arrangement of the hot meals is conducted by our specially trained cabin staff, according to specific instructions. v Following the meal service,

cheese, fruits and a rich variety of desserts are served. A rich selection of hot and cold desserts from Turkey and around the world will be served served as well. v After the food has been served,

tea and coffee, as well as high quality liqueurs and brandies will be offered. v On all flights, a wide range of

drinks are available to our guests. Besides a variety of teas (sage tea, black tea, linden tea, green tea, mixed herbal tea), coffee (instant and filtered), fruit juices and various soft drinks, we also offer a wide variety of alcoholic beverages. In addition to these, we also provide Turkish coffee, espresso, cappuccino and hot chocolate. v Menu details and service types

may vary according to operational conditions, flight dates, routes and the times.


FIRST CLASS v Özel tasarımlı menü kartları dağıtılmasıyla birlikte yolcunun arzu ettiği aperatif içecek kanepe ile sunulur. Uçuş süresi boyunca istediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebilirsiniz. Servis zamanı kısıtlaması bulunmamaktadır.

v While the specially designed

v Yemek servisinde değişik Türk mezeleri, uluslararası mutfaklardan ordövr seçenekleri sunulmakta olup okyanus aşırı seferlerimizde ayrıca havyar servisi yapılmaktadır.

appetizers, choice of hors d’oeuvres from international cuisines. On transoceanic flights, caviar is also served.

v Dört seçenekli ana yemek menüsü (et / balık /Uzakdoğu yemeği / vejetaryen) ve çorba servisi konuklarımıza sunulmaktadır. v Çeşitli Türk ve dünya tatlılarının da yer aldığı tatlı, peynir ve meyve servisi seçenekleri bulunmaktadır. v Geleneksel Türk çayı cam bardaklarda limon eşliğinde, Türk kahvesi ise lokum eşliğinde sunulmaktadır. Cappucino ve espresso yanı sıra çeşitli “soft drink” ve bitki çayları uçağımızda bulunmaktadır. v Türk ve dünya şaraplarından seçenekler ve diğer aperatif alkol çeşitleri yer almaktadır.

menu cards are distributed, an aperitif of the passenger’s choice is served with canapés. During the flight, you can eat whatever food you wish, whenever you feel like having it. There is no limit to service time. v There are different Turkish

v A main dish menu consisting

of 4 choices (meat/fish/far eastern/vegetarian) and a soup service is available for our passengers. v There is also a choice of

sweets, including Turkish and international desserts are present, as well as an assortment of cheese and fruit. v Traditional Turkish tea is

served in a glass with lemon, and Turkish coffee is served accompanied by Turkish delight. Cappuccino and espresso, as well as various soft drinks and herbal teas are also available. v Turkish and international

wines, beer and various spirits and liquors are readily available throughout the flight.

2011 APRIL NİSAN v SKYLIFE BUSINESS v 95


96 v SKYLIFE BUSINESS v NİSAN APRIL 2011


H er mevsimin sorunlan ni (:6z0me donO;;tOren ka l1 c1, estetik ve m in ima /1 st b 1r (:abanin Orono o lan Pergola, sanat1n yap 1c1, (:6zOm ley1ci ve evrensel enerj is1nden es1nlenerek yeniden tasarland 1. Ozel gergi sistemi ile kolayca a(:1/1p kapanabilen, otomasyonlu, ray/1 tente sistemi o larak tasarlanan Pergo la ile hayat1niza yeni bak1;; a(:1/an kazand1racag1z.

Tel: +90 2 16 557 98 63

Pergola bir GEDiK YAPI kurulu~udur.

www. pergola. com. tr

PERGOLA ALL SEASONS OUTDOOR


İSTANBUL

ANKARA

MILAN

NEW YORK

PARIS

ABDİ İPEKÇİ CADDESİ NO: 17 NİŞANTAŞI | TEL: (0212) 343 00 38 BRIONI.COM


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.