ALABİLİRSİNİZ YOUR COMPLIMENTARY COPY
ÇIKIP GELDİ SONBAHAR TIME FOR FALL
ATLARI SÜSLEYEN ELLER
HANDS THAT DECORATE HORSES
48 SAATTE TOKAT TOKAT IN 48 HOURS
SAYI / ISSUE 86 EKİM / OCTOBER 2016 anadolujet.com
EKİM16OCTOBER 14
22
MARMARA’NIN DOĞU KARADENİZİ: MAŞUKİYE Her birinin gölgesinde uzunca dinlenmek isteyeceğiniz ağaçları, sonbaharda binbir renge bürünen zengin bitki örtüsü, dereleri ve Sapanca Gölü manzaralı yaylaları ile Maşukiye her mevsim tabiat âşıklarını kendine çeker. Belki de ismi bu yüzden Maşukiye. Burada kendinizi Doğu Karadeniz’e gelmiş gibi hissedersiniz. Yaz tatilinin ardından şehrin temposundan ve kalabalığından biraz daha uzaklaşmak, biraz nefes almak istiyorsanız Maşukiye tam size göre bir yer.
30
ÇIKIP GELDİ SONBAHAR Yaprak yağmurlarının başlayacağı günler geliyor. Şairler sonbahara “hazan” mevsimi dese de, Anadolu’ya inen ışık onlara nazire yaparcasına bu mevsimde de yaşam sevinci veriyor. Yeter ki yollarda olalım.
48 SAATTE TOKAT
KAÇKAR DAĞLARI’NDA BİR GARİP HİKÂYE
Evliya Çelebi’nin “Bu havası hoş şehrin dört tarafında bahçe ve bostanlar içinden sular akar. Her bağında birer köşk, havuz, fıskiyeler ve çeşitli meyveler bulunur.” diye tarif ettiği Tokat’ı 48 saate sığdırabildiğimiz kadarıyla gezmeye başlıyoruz.
Rize’nin kuzeye bakan yamaçlarında, Kaçkar Dağları’ndayım. Duydum ki Kaçkarlar’ın Mezovit bölgesinde boğalar bir ayı yavrusunu öldürmüş, ölü yavru gölün etrafında bir yerlerdeymiş. Diğer boğalarla anne ayı arasındaki kavga da hâlâ devam ediyormuş. Duramadım, düştüm hikâyenin peşine.
TOKAT IN 48 HOURS
TIME FOR FALL
We start our 48 hours in Tokat by remembering a quote by Turkey’s most famous traveler, Evliya Celebi, who wrote, “Waters run through gardens and orchards in this city which has a nice weather. Each orchard has a mansion, pool, fountains and a wide variety of fruits.”
The days of falling leaves are here. The season brings feelings of melancholy for some. In Anatolia, the colors of the season are spectacular.
THE EASTERN BLACK SEA ON THE MARMARA: MAŞUKİYE Trees invite you to rest under its leafy branches, diverse flora that reflects the colors of autumn, and peaceful views of Lake Sapanca, Masukiye attracts nature lovers all year round. Here, you’ll feel as if you are on the shores of the Eastern Black Sea. If you want to escape the city, then Masukiye if for you.
66
I am at Kaçkar Mountains, the northeast of the city of Rize. I heard that bulls killed a baby bear in Mezovit region of Kaçkars and the little one was somewhere around the lake. The fight between the bulls and the mother bear was keep going. I decided to head out to learn more about this story.
BİLGİ INFO
120
HİZMETLERİMİZ
İç sayfaların kâğıdı, UPM tarafından EU Ecolabel reg. no. FI/11/001 sertifikalı olarak üretilmiştir. Enerji tasarrufu sağlayan EU Ecolabel kâğıtları, sürdürülebilir ormanlardan elde edilir; çevre ve hava kirliliğini önler.
SERVICES
Online ticketing, online check-in, promotional fares, special medical services, pregnant passengers, hizmeti, hamile yolcular, baggage information, flight bagaj bilgisi, uçuş tarifeleri, schedules, online magazine, online dergi, oyunlar... games and more. Online bilet satışı, online check-in, promosyonel ücretler, özel sağlık
2 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
A CURIOUS STORY ON THE KAÇKAR MOUNTAINS
Inner pages made of paper awarded the EU Ecolabel reg. no. FI/11/001, supplied by UPM. Produced by using raw material from well-managed forests, recyclable EU Ecolabel paper products with decreased air and environmental pollution.
EKİM16OCTOBER 96
M. İlker Aycı Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Chairman of the Board and the Executive Committee
102
Doç. Dr. Temel Kotil Türk Hava Yolları Adına Sahibi Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Publisher on behalf of Turkish Airlines Deputy Chairman & CEO M. Akif Konar Genel Müdür (Ticari) Yardımcısı Chief Commercial Officer Seda Kalyoncu Kurumsal İletişim Başkanı Senior Vice President Corporate Communications Said Şamil Karakaş AnadoluJet Başkanı Head of AnadoluJet
TAŞ KALE HASANKEYF Sağımızda o büyük, o muhteşem, o yeşil, yemyeşil vadisiyle Dicle akıyor, solumuzda asırlar öncesinden günümüze kadar varlığını sürdürmüş mağaralar tebessüm ediyor. Hasankeyf, yaklaştıkça kendine daha da çekiyor ve efsanevi bir güzelliğe bürünüyor.
THE STONE CASTLE AT HASANKEYF Picture it: on the right, the splendid and verdant Tigris River Valley; and, on the left, centuries-old caves echo stories from the past. It’s impossible to resist the beauty of Hasankeyf.
ANTALYA’DA SAKLI BİR CENNET: GEYİKBAYIRI Gürül gürül akan su kaynakları, yaylanın zirvesinden kuşbakışı görülen Akdeniz manzarası ve Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise sayılı kaya tırmanış alanları Geyikbayırı’nda.
A HIDDEN HEAVEN IN ANTALYA: GEYIKBAYIRI Springs pulsing, bird’s-eye views of the Mediterranean from the uplands, and and the most exciting cliffs in Turkey await rock climbers in Geyikbayiri.
TÜRK HAVA YOLLARI EDİTORYAL GRUP TURKISH AIRLINES EDITORIAL GROUP Aysun Ulusu • Koordinatör • Coordinator Editörler • Editors Rahime Demir Bulut, Gizem Canverdi, Özgecan Kahya, Melahat Bal, Sibel M. Karataş Kamil Mehmet Özkan Dijital Yayınlar Koordinatörü • Digital Publishings Coordinator
Türk Hava Yolları A.O.
Türk Hava Yolları Genel Yönetim Binası Atatürk Havalimanı İSTANBUL 34149 AnadoluJet Ofisleri Kentpark İş Merkezi Eskişehir Yolu 7. km. No: 164 Çankaya /Ankara
YAYIN • PUBLICATION Yönetim • Management Mehmet Haldun Dursunoğlu • Genel Yayın Yönetmeni • Editor in Chief Serhat Kula • Yazı İşleri Müdürü • Managing Editor Gökçen Ata • Yayın Danışmanı • Editorial Consultant Fatih Tuncer • Yayın Koordinatörü • Publishing Coordinator Halil İbrahim Uçar • Dijital Yayın Yönetmeni • Digital Publishing Director Cem Bener • İdari İşler Sorumlusu • Administrational Affairs Yüksel Yücel • Matbaa Koordinatörü • Print Production Coordinator Editörler • Tasarım • Editors • Design Feyza Rumeysa Altındal • Editör • Editor Samet Yalçın • Metin Editörü • Copy Editor Alp Kaya • Fotoğraf Editörü • Photography Editor Ali Calkan Menekşe, Eser Kurnaz • Tasarım • Design Didem Dinçsoy • İngilizce Çeviri • Translation Gail Godbey • İngilizce Editörü • English Editor
Müessese İletişim Yayıncılık A.Ş.
Merkez: Çengelköy Mah. Kalantor Sk. No: 7 Üsküdar İSTANBUL Ofis: Gürsel Mah. Darülaceze Cad. Cemal Baki Gürsoy İş Merkezi No: 32/2 Okmeydanı İSTANBUL Tel: +90 212 709 22 20 anadolujet@muesseseiletisim.com | www.muesseseiletisim.com
REKLAM • ADVERTISING
Yasemin Gebeş • Reklam Grup Başkanı • Head of Advertising Tülin Çim • Genel Müdür Yardımcısı • Deputy Director General Ayşen Çakır • Reklam Satış Direktörü • Sales Director of Advertising Seda Kesici • Reklam Satış Direktörü • Sales Director of Advertising İlknur Eruzun • Rezervasyon Koordinatörü • Reservation Coordinator
T Medya Yatırım ve San. Tic. A.Ş.
Bahariye Cad. No: 31 İkitelli, Basın Ekspres Yolu, Küçükçekmece - İSTANBUL, Tel: 0212 449 12 00 Reklam rezervasyon: For advertising reservation: skylife@tmreklam.net
Baskı-Cilt • Printing-Binding
Vatan Ofset Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş. Sanayi Mah. 1650 Sk. No: 2Esenyurt İSTANBUL 34517 Tel: +90 212 622 19 00 www.vatanofset.com
ANADOLUJET ŞİMDİ IPAD’DE! ANADOLUJET IS NOW ON IPAD! facebook.com/anadolujet twitter.com/anadolujet
Yayının Süresi: Aylık Publication Period: Monthly Yayının Dili: Türkçe/İngilizce Publication Language: Turkish/English Yayının Türü: Ulusal Süreli Yayın Publication Genre: National Periodical Publication Yayının Mahiyeti: Kültür, Gezi Dergisi (Uçak İçi Dergiler) Publication Content: Culture and Travel (In-Flight Magazine) AnadoluJet dergisine internette,www.anadolujet.com üzerinden AnadoluJet ikonuna tıklayarak ulaşabilirsiniz. You may reach AnadoluJet magazine online by clicking on the AnadoluJet icon in www.anadolujet.com AnadoluJet dergisi ile ilgili öneri ve şikayetleriniz için musteri@anadolujet.com adresine mail gönderebilirsiniz. Any suggestions or complaints about AnadoluJet magazine are welcomed and should be addressed to musteri@anadolujet.com Dergimizde yayımlanan yazı ve fotoğraflardan yayıncının izni alınmadan, kaynak belirtilmeden tam veya özet alıntı yapılamaz. Neither text nor photographs from this publication may be reproduced either in full or summary without acknowleding the source and without prior permission from the publisher. AnadoluJet, THY tarafından ayda bir yayımlanır. AnadoluJet is published monthly by Turkish Airlines.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 3
MUTLU VE KEYİFLİ YOLCULUKLAR,
HAVE A HAPPY AND PLEASANT FLIGHT.
Değerli Yolcularımız,
Dear Passengers,
Uçağımıza hoş geldiniz. AnadoluJet ailesi olarak yeni bir uçuşumuzda daha sizlerle bir arada olmaktan mutluluk duyuyoruz.
Welcome on board. We’re very happy to serve you on a new flight.
2016’nın sonbaharı, kendine has güzellikleriyle Anadolu şehirlerine yeni bir görünüm verirken yeni ziyaretler ve tatiller için fırsatlar sunmaya devam ediyor. Akdeniz illeri serinleyip, Karadeniz yaylaları ve Yedigöller gibi doğa harikaları yeşilden sarıya dönerken sonbahar mevsimi sanki hem kendi jübilesini yapar hem de yılın son gezilerini yapacaklara unutulmaz bir final yaşatır. Bu aylarda Adana, Mardin ve Hatay hafta sonunu renklendirmek isteyenler için liste başı olmaya aday rotalardır. Biz de AnadoluJet ailesi olarak sizlere dört mevsimi farklı güzelliklerle yaşatan ülkemizde eşsiz bir sonbahar keyfi yaşatabilmek için Anadolu’nun dört bir yanını kapsayan geniş uçuş ağımız, ekonomik fiyatlarımız, genç filomuz ve güler yüzlü personelimizle sizleri uçuşlarımıza bekliyoruz. Kampanyalarımızı web sitemizden takip edebilir, fırsatları yakalayabilir, avantajlı seyahatler yapabilirsiniz. Hayata geçirdiğimiz Exit Koltuk Projemiz sayesinde de uçuşlarınızda geniş koltuk aralığıyla seyahat etmenin rahatlığını yaşayabilirsiniz. Ayrıntıları web sitemizden öğrenebilirsiniz. 13 – 26 yaş arası gençler, Jetgenç platformumuzu takip ettikçe birçok avantaj yakalayabiliyorlar, gözleri jetgenc.net’de olsun. Jetgençler öğrenci ve genç olmanın, keşfetmenin keyfini uçakla daha sık seyahat ederek çıkarabilirler. Tam 93 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisimizce ilan edilen Cumhuriyet’imizin yıl dönümünü her ekim ayında olduğu gibi bu ay da coşkuyla kutlayacağız. Aynı zamanda, 13 Ekim 1923 tarihinde başkent ilan edilen ve bu anlamlı günün 93. yılını kutlayan; AnadoluJet uçuşlarının da ana merkezi olan Ankara ekim ayında çifte bayram yaşayacak. Bizler de AnadoluJet ailesi olarak Cumhruiyet Bayramımızı içtenlikle kutluyor, sizlere keyifli yolculuklar diliyoruz. Saygılarımızla.
The fall of 2016 continues to provide new opportunities for new journeys and vacations as Anatolia adopts a brand new façade with its natural beauties. As the Mediterranean cities become chillier and the green of the Black Sea highlands and Yedigöller turn to yellow, the season of fall makes a great final to the last trips of the year. Adana, Mardin and Hatay are great places for those who’d like to add color to their weekend. AnadoluJet family invites you to have a unique experience of fall in our country, where you can see the colors of all four seasons, with our wide flight network that encompasses Anatolia, affordable prices, young fleet and friendly crew. You can learn about our promotions on our website and make travel plans based on our special offers. Our Exit Seat Project will enable you to travel with the comfort of wide seat spaces. You can visit our website for details. Teenagers aged between 13 and 26 can benefit from various promotions presented by out Jetgenç platform. They can visit jergenc.com to learn more. Jetgenç provides them the opportunity to be a young student and to explore the country by flying. 93 years ago in October, the Republic of Turkey was founded by the Grand National Assembly of Turkey, and we’ll celebrate its anniversary with great joy. Declared a capital on October 13, 1913, Ankara, our company’s flight hub, will double the celebration in October and celebrate this honorary title. We’d like to wish you all a happy Republic Day and a nice flight. Kind Regards,
ANADOLU / ANATOLIA
DÜNYANIN TASARIMLARI İSTANBUL’DA GLOBAL DESIGN IN ISTANBUL
Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan İstanbul Tasarım Bienali, 22 Ekim – 20 Kasım tarihleri arasında kapılarını ziyaretçilerine açıyor. Bienalin başlığı ise “BİZ İNSAN MIYIZ? TÜRÜMÜZÜN TASARIMI: 2 saniye, 2 gün, 2 yıl, 200 yıl, 200.000 yıl”. Küratörlüğünü Princeton Üniversitesi’nde çalışmalarını yürüten Beatriz Colomina ile Columbia Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Onursal Dekanı ve Mimari Planlama ve Koruma Bölümü’nde dersler veren Mark Wigley’in üstlendiği bienal, günümüz dünyasında tasarımın yeri üzerine çok mecralı bir belgesel çalışması olmayı hedefliyor. The 3rd Annual Istanbul Design Biennale is held from October 22 to November 20. This year’s theme is “Are We Human? The Design of our Species: 2 seconds, 2 days, 2 years, 200 years, 200,000 years.” Curated by Beatriz Colomina from Princeton University and Mark Wigley, the Dean of Columbia University’s Graduate School of Architecture and a professor in the Department of Architecture, Planning and Preservation, the biennale will highlight the multitude of disciplines that are involved in today’s design. Bienale katılacak olan tasarımcılar hakkında detaylı bilgi almak için bizinsanmiyiz.iksv.org adresini ziyaret edebilirsiniz. For more information about the participating designers, visit bizinsanmiyiz.iksv.org.
6 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
YEDİ İKLİM BU FUARDA SEVEN CLIMATES AT ONE PLACE
12 – 16 Ekim tarihleri arasında Bursa’da gerçekleştirilecek olan Burtarım 2016, ülkemizin ekonomisinde önemli bir paya sahip olan tarım ve hayvancılık sektöründe üretim yapan firmaları bir araya getiriyor. 70 bin metrekare alana kurulacak olan Bursa 14. Uluslararası Tarım, Tohumculuk, Fidancılık ve Süt Endüstrisi Fuarı’nda, çiftçilerimiz yeni teknolojiler ile tanışacak. Bursa Hayvancılık Fuarı ile eş zamanlı olarak düzenlenecek fuar, tarım ve hayvancılık sektöründeki verimin ve ülkemiz ihracatını artırma hedefiyle ülkemizin ve bölgesinin en büyük üreticilerinin buluşma noktası olacak. Held in Bursa between October 12-16, Burtarım 2016 brings together agricultural companies that are major players in Turkey’s economy. Spanning an area of 70,000 sq m, the 14th AnnualBursa International Agriculture, Seed Growing, Arboriculture and Dairy Industry Fair will introduce domestic farmers to new technologies. Held in conjunction with the Bursa Husbandry Fair, the fair aims to promote productivity and exports of our country in the agriculture and husbandry industries, and will be a meeting place for the largest manufacturers in the country and the region. Fuar hakkında detaylı bilgi almak ve katılım formunu doldurmak için burtarim.com adresini ziyaret edebilirsiniz. For more information about the fair and to register, visit burtarim.com.
KADİFE SESLİ BİR AKŞAM
ADANA’DA LEZZET HAFTASI
A SOOTHING VOICE
GASTRONOMY WEEK IN ADANA
21 Ekim tarihinde Akbank Caz Festivali kapsamında sahne alacak olan Imany; caz, soul ve folk müzikten besleniyor. 2011’de yayınladığı ilk albümü “Shape of a Broken Heart” ile üç ülkede platin plak ödülü kazanan Imany’nin kadife sesi etkileyici sözlerle birleşiyor. Imany caz müziği sevenleri huzur, umut ve hüznü bir arada yaşattığı yeni şarkılarıyla festivalin özel performanslarından birine çağırıyor.
Adana’nın eşsiz lezzetlerini ve renkli kent yaşantısını tanımak isteyen herkesin davetli olduğu Adana Food & Music Fest, 1 – 9 Ekim tarihleri arasında ilk kez gerçekleşecek. Şehrin değişik noktalarındaki söyleşiler, özel menüler ve keyifli aktiviteler ile unutulmaz bir lezzet haftası sözü veren festivalin son gününde, Park Aqua’da Büyük Ziyafet organize edilecek. Yerli ve yabancı müzik gruplarının sahne alacağı ziyafet, ünlü DJ’lerin yer alacağı bir organizasyon ile son bulacak.
Jazz, soul and folk music singer Imany will take the stage at the Akbank Jazz Festival on October 21. Having won a platinum record in three countries with her first album, 2001’s Shape of a Broken Heart, Imany’s soothing voice and impressive lyrics invites jazz fans to a special performance where she’ll perform her songs of peace, hope and sorrow.
Konser hakkında detaylı bilgi almak ve bilet satışları için biletix.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
For more information about the concert and to buy a ticket, visit biletix.com.
Come to explore the exquisite tastes and colors of the city of Adana at the Adana Food and Music Festival. Held from October 1 to 9, and promises a wonderful week full of Q&As, special menus and fun activities all throughout the city, festival’s main event will be the Great Feast in Park Aqua on the last day. Local and international bands as well as famous DJs will provide entertainment.
Festival hakkında merak ettiğiniz soruların cevaplarına ve programın detaylarına foodfestadana.com adresinden ulaşabilirsiniz. For more information and festival schedule, visit foodfestadana.com ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 7
ANADOLU / ANATOLIA
İYİLİK İÇİN KOŞMAYA VAR MISIN? WOULD YOU LIKE TO RUN FOR CHARITY?
Kızılay İyilik Koşusu, bu yıl 30 Ekim’de Kızılay Meydanı’nda start alacak. Trafiğe kapalı alanda gerçekleşecek olan İyilik Koşusu saat 09.00’da başlayacak. Yarışmaya 16 yaş ve üzeri tüm sporcular katılabilecek. Koşunun ardından başlayacak olan ikinci yarışma çocuklar için olacak ve 8-13 yaş arasındaki tüm çocuklar bu yarışa katılabilecek. Koşunun amacı Türk Kızılayı için farkındalık oluşturmak, sosyal çevreyi harekete geçirmek. Kayıt sırasında toplanacak paranın tamamı Türk Kızılayı’nın sosyal projelerine aktarılacak. Böylelikle katılımcılar bir yandan spor yaparken diğer yandan ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzatmış olacak. Etkinlik günü gerçekleştirilecek eğlenceli aktiviteler ile katılımcıların ve ailelerinin keyifli vakit geçirmesi hedeflenirken, iyiliğin kalplerdeki huzur verici etkisi tüm Ankara’yı saracak. Birlikte iyiliğe koşmak için Kızılay Meydanı’na davetlisiniz. Koşu programı ve bağışlar hakkında detaylı bilgi almak için iyilikkosusu.com adresini ziyaret edebilirsiniz. For detailed information about the run visit iyilikkosusu.com
8 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
The Kızılay Run for Charity will start in a pedestrian-only area at Kızılay Square at 9 AM on October 30. The event is open to all athletes above 16 years of age. The second race after the main run is for kids between 8-13. The run aims to raise awareness for Kızılay (Turkish Red Crescent) and to promote public awareness. All the registration fees will be donated to Kızılay’s social projects while participants will have the opportunity to stay fit and also help those in need. Hosting fun events for participants and their families, the run will fill the city with the peaceful feeling of helping someone else. Everyone’s invited to Kızılay Square to run towards a common good.
DÜNYA HARİKALARININ KUM HÂLİ SAND VERSION OF THE WONDERS OF THE WORLD Antalya sahilleri dünya harikalarının kum heykelleriyle donatıldı. Bu yıl 10.su düzenlenen Uluslararası Antalya Kum Heykel Festivali, hem sanatçılar hem ziyaretçiler için harikalarla dolu. Antalya beaches will be studded with sand sculptures depicting the wonders of the world. The 10th Annual International Antalya Sand Sculpture Festival will be full of wonders both for its artists and visitors. VAHİDE ERDOĞAN
Tarihi milattan önce 4 binli yıllara kadar dayanan kum heykel sanatı son dönemlerde yeniden canlanıyor. Antalya Lara’nın altın tozu kumsallarının ev sahipliği yaptığı festival, aralarında İtalya, Brezilya, Rusya, İspanya, Bulgaristan, Fransa, Hollanda gibi ülkelerin bulunduğu, yirmiden fazla kum heykel sanatçısının katılımıyla gerçekleşiyor. Festivalin ilk aşaması 15 Nisan-5 Mayıs 10 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
tarihleri arasında tamamlandı. Bu üç haftalık süre içerisinde sanatçılar performanslarını en iyi şekilde sergileyerek bu senenin teması gereğince dünyanın eski 7 harikası ile yeni 7 harikasını Antalya sahillerinde buluşturdular. Festivalin dikkat çeken detaylarına, dünya üzerindeki ilklerine ve dopdolu programına geçmeden önce “Nedir bu kum heykel sanatı?” sorusuna cevap vermek adına kısa bir bilgi turuna çıkalım.
The history of sand sculpture art dates back to 4,000 B.C. and interest in it has been revived. The golden beaches of the Lara district in Antalya will host the works of more than twenty sculptors from Italy, Brazil, Russia, Spain, Bulgaria, France, the Netherlands, and more. The first round of the festival took place from April 15 to May 5 and featured fantastic re-creations of the Seven
Ancient Wonders of the World and Seven Wonders of the World that thrilled spectators. Before we delve further into the festival program and news, let’s learn more about the art of sand sculpture. What is Sand Sculpture Art? The care and attention that the younger artists put into their smaller-scale sculptures match that of the adults.
Kum Heykel Sanatı Nedir? Çocukların kumsalda kendilerine has dikkat ve titizlikle yaptığı küçük ebatlardaki heykelciklerden tutun da sanatçıların yaptığı devasa boyuttaki kumdan heykellerin malzemeleri birebir aynı. Sadece su ve ince kumdan inşa edilen binbir çeşitteki heykelin yapımında iş sadece sanatçının maharetine kalıyor. Sanatçı yeri geldiğinde mimar olup kumdan kaleler dikerken yeri geldiğinde heykeltıraş olup kum kalıplarını yontarak ortaya müthiş güzellikte eserler çıkarıyor. Sanatçının yeteneğinin yanı sıra kum heykelciliğinde kritik önem taşıyan bir diğer unsur malzemenin kalitesi. Kumun organik ve mineral olanı kum heykelciliğinde daha çok tercih edilirken özellikle nehir havzalarında bulunan köşeli tanecikler bu iş için biçilmiş kaftan. Antalya’daki Sandland Festivali, tamamen bu köşeli taneciklerle meydana getirilen heykellerden oluşuyor.
All that is used are water, fine sand, and a mold - the rest is imagination. Like an architect, the sculptor builds sand castles of amazing beauty by hewing out the sand molds. A large part of their talent is matching their creation to the quality of the sand; for example, sand with minerals is preferred, and other materials that are commonly found in river basins; the latter can be found in many of the Sandland Festival’s sculptures. Sculptures are on Display until November The philosophy behind sand sculpture art is that nothing is permanent and everything will disappear one day. Historically, sand sculptures were made of water and highquality sand, however, today’s sand sculptures contain an enhanced sand that bonds the grains for longer endurance. Visitors to the Antalya fair
Heykeller Kasıma Kadar Ayakta Kum heykel sanatı hiçbir şeyin kalıcı olmadığı ve her şeyin bir gün yok olacağı felsefesini taşıyor. Geçmiş zamanlarda sadece insan gücü, su ve kaliteli kumun birleşimiyle yapılan kumdan heykeller bugün daha dayanıklı ve öncekilere nispeten daha kalıcı olması için birtakım teknolojik aletlerle sıkıştırılarak meydana getiriliyor. Ancak en nihayetinde tüm kum heykelleri vakti dolduğunda yerle bir olarak kum sanatının felsefesini haklı çıkarıyor. Nitekim bu teknolojiyle donatılmış Antalya’daki kum heykeller mayıs ayının ortasından kasım başına kadar ayakta kalıp sonrasında yıkılacak.
will be able to see this special sand from the beginning of May until the end of November. 14 Wonders of the World on Display 24/7 All converging on the shores of Antalya until November 1 will both the Seven Wonders of the Ancient World (the Great Pyramid of Giza, Halicarnassus Mausoleum, the Temple of Artemis, the Lighthouse of Alexandria, Statue of Zeus, Hanging Gardens of Babylon, and the Colossus of Rhodes) and the “New7 Wonders of the World” (Machu Picchu, Chichen İtza, Christ the Redeemer, Colosseum, the Great Wall ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 11
Gece Gündüz Sizi Bekleyen 14 Harika Antalya’da 1 Kasım’a kadar ziyarete açık olacak dünyanın eski 7 harikası Keops Piramidi, Halikarnas Mozolesi, Artemis Tapınağı, İskenderiye Feneri, Zeus Heykeli, Babil’in Asma Bahçeleri ve Rodos Heykeli ile yeni 7 harikası Machu Picchu, Chicken İtza, Kurtarıcı İsa, Kolezyum, Çin Seddi, Petra ve Taç Mahal’i Lara sahilinde birleştiren festivalde 10. yıla özel ilkler de mevcut. Önceden gündüzleri gezilebilen Sandland festival alanı, modern ışıklandırma sistemiyle geceleri de ayrı bir şenlik havası içinde ziyaretçilerini kabul ediyor. 14 dünya harikasını ve aralarında Afrodit, Thor gibi mitolojik varlıkların yer aldığı irili ufaklı heykellerin de bulunduğu festival alanını geceleri de dolaşabilen ziyaretçiler, temaya uygun müzik ve videolarla kendilerini masalsı bir atmosfer içinde buluyorlar. Bunun
yanı sıra heykellerin yapım aşamasını merak edenler için sinevizyon gösterimleri yapılıyor. Açılışından bu yana büyük ilgi gören festivalde çocuklar da unutulmamış. Genişçe bir kum havuzu etrafında doluşmuş her yaştan çocuğun sanatını ciddiyetle icra etmesi görülmeye değer manzaralardan. Ayrıca festival alanında kısa bir mola verip dinlenmek için kafeterya, festivalin anısını yaşatsın diye hediyelik eşya alınabilecek bir dükkân ve anı ölümsüzleştirmek isteyenler için bir de fotoğraf standı yer alıyor. Üstelik önünde Türkçe, Rusça, İngilizce ve Almanca kısa bilgiler yer alan devasa boyuttaki heykellerin fotoğraflanması yasak değil. Kısacası bütün bu güzellikleriyle kumdan can bulmuş dünyanın 14 harikası Antalya’da misafirlerini karşılamak için çoktan hazır.
of China, Petra and the Taj Mahal) as well as some other surprises to commemorate the 10th Anniversary of the festival. For the first time in its history, a special lighting system gives spectators a chance to visit during the evening hours, and to see the works in an even more festive atmosphere. Visitors will also delight in the smaller-scale sculptures and multi-media displays of mythological figures such as Aphrodite and Thor. Those interested in learning more about the creation of the sculptures can take in a cinevision presentation, too. And, of course, the kids haven’t been forgotten! A wide sand pool will be onsite, where kids can let their imaginations go wild to build their very own sculptures. Festivalgoers can stop by the café for refreshments, and stop by the gift shop
to pick up some souvenirs. For a personalized souvenir, a photograph booth is on hand to capture the moment forever. Photographing the sculptures is permissible, and informational placards in Turkish, Russian, English and German are in place. Where else can you see all fourteen Wonders of the World? In Antalya!
BİLGİ AnadoluJet’in Ankara’dan haftanın her günü Antalya’ya karşılıklı uçuşları bulunmaktadır. INFO AnadoluJet has daily roundtrip flights between Ankara and Antalya.
12 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
MARMARA’NIN DOĞU KARADENİZİ: MAŞUKİYE The Eastern Black Sea SENEM TONGAR
SERVET SEZGÄ°N
Her birinin gölgesinde uzunca dinlenmek isteyeceğiniz ağaçları, sonbaharda binbir renge bürünen zengin bitki örtüsü, dereleri ve Sapanca Gölü manzaralı yaylaları ile Maşukiye her mevsim tabiat âşıklarını kendine çeker. Belki de ismi bu yüzden Maşukiye. Burada kendinizi Doğu Karadeniz’e gelmiş gibi hissedersiniz. Yaz tatilinin ardından şehrin temposundan ve kalabalığından biraz daha uzaklaşmak, biraz nefes almak istiyorsanız Maşukiye tam size göre bir yer. Trees invite you to rest under its leafy branches, diverse flora that reflects the colors of autumn, and peaceful views of Lake Sapanca, Maşukiye attracts nature lovers all year round. Here, you’ll feel as if you are on the shores of the Eastern Black Sea. If you want to escape the city, then Maşukiye is for you.
Tabiat ile baş başa kalmak, ciğerlerinizi dağ havasıyla doldurmak, yaylalarında yürüyüş ya da piknik yapmak, ata binmek, dağlardan gelen sularla beslenen alabalıklardan tatmak, dere kenarında leziz bir köy kahvaltısı yapmak, meyve bahçelerinde meyve yemek, ekşi mayadan yapılan köy ekmeği almak Maşukiye’de yapacağınız şeylerin başlıcaları. İzmit’ten 20, İstanbul’dan 120, Ankara’dan 327 kilometre uzaklıktaki bu harika beldenin kuzeyinde Sapanca Gölü, güneyinde ise Kartepe ve Samanlı Dağları var. Ulaşım kolaylığı ve tabii güzelliği sebebiyle Maşukiye günübirlikçilerin veya birkaç günlük gezi yapmak isteyenlerin uğrak yerlerindendir.
Kartepe ilçesine bağlı Maşukiye beldesinin nüfusu yaklaşık 10 bin. Eşsiz doğası ve yemekleriyle meşhur Maşukiye’nin adı aynı zamanda Âşıklar köyü olarak da bilinir. Eski ismi Voçbe Hable olan beldeye, 1864 yılında sona eren Kafkas-Rus savaşından sonra Kafkasya’nın sahil kısımlarında yaşayan Çerkezler yerleşmiş. Bu şirin beldede kısa bir gezinti yaptıktan sonra rotanızı Maşukiye Vadisi’ne çevirin, dere kenarında kurulmuş restoranlardan birinde güzel bir köy kahvaltısı yaparak güne başlayın. Buradaki köy kahvaltılarında civar köylerde üretilen ürünler kullanılıyor ve sofranızda aklınıza ne gelirse o oluyor. Özellikle kiremitte
Being in nature, filling your lungs with mountain air, walking around and picnicking, horseback riding, tasting the trout from mountain waters, having a delicious breakfast by the stream, eating fruit in orchards, and buying village sourdough bread are all waiting for you in Maşukiye. 20 km away from İzmit, 237 km away from Ankara and 120 km away from İstanbul, this scenic district in anchored by Lake Sapanca in the north and Kartepe and Samanlı Mountains to the south. Owing to its accessibility and natural scenic beauty, Maşukiye is a favorite amongst daytrippers as well as those needing city escape. Maşukiye is a town in the Kartepe district, has a
population of around 10,000. Known for its heavenly nature and cuisine, Maşukiye is also known as Âşıklar Köyü (Village of Lovers). Formerly known as Voçbe Hable, in 1864, after the end of the Caucasian-Russian War, the Circassians who had been living in the coastal region of the Caucasus settled here. After going for a stroll in this lovely town, set out for the Maşukiye Valley and start the day with a fine breakfast at one of the restaurants by the stream. Here, products from surrounding villages are used for breakfasts; enjoy the bounties of nature under the sun. The sujuk casserole is especially amazing. You’ll surprise yourself when you find that you can easily eat all that’s laid before you on the table. 2
MUHAMMED MUS’AB SARIN
1
TANSU AYGÜL
SERVET SEZGİN
3
16 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
1
Eşsiz bir doğa ve organik bir kahvaltının doyumsuz mutluluğu. Cool, silent waters are a source of peace and healing.
2
Sapanca Gölü, bağrındaki tüm güzellikleri cömertçe paylaşıyor. A father introduces his children to the splendor of Lake Sapanca.
3
Ailenizle güzel bir piknik yapmak için Maşukiye iyi bir fırsat. Maşukiye is a great place to go on a family picnic.
sucukları bir harika. Temiz ve açık havada iştahınızın nasıl açıldığına ve masadaki onca şeyi nasıl yediğinize şaşıracaksınız. Merak etmeyin yediklerinizi eritmek için Maşukiye’de yapılacak çok şey var. İlk olarak Aygır Deresi’nden başlayarak bir yürüyüş yapabilirsiniz. Kartepe’nin zirvesinde doğan, 15 kilometrelik bir yolculuğun ardından Sapanca Gölü’ne dökülen Aygır Deresi’nin etrafında kolay ve orta zorlukta yürüyüş parkurları bulunuyor. Yürüyüş bitince karşınıza küçük bir şelale çıkacak fakat şelalenin yukarısına çıkmak zor ve tehlikeli. Yaylalara çıkıp yürüyüş ya da piknik yapmak isteyenler için Maşukiye ve çevresinde birbirinden güzel yaylalar var. Sapanca yakınındaki Çiğdem, Soğucak, Sultanpınar ve İnönü yaylalarının güzelliğine de diyecek yok ama en çok ziyaret edilen yaylalar Kirazlı ve Kuzu
5
yaylaları. Maşukiye’ye doğa ile baş başa kalmak, huzur bulmak ve sessizlik için geldiyseniz Kuzu Yaylası ilk tercihiniz olmalı. Kayın, gürgen, ıhlamur ve rengârenk çiçeklerle kaplanmış yaylada sessizliği bozan tek şey kuş sesleri olacak. 10 kilometrelik yürüyüş yolunda size Sapanca Gölü’nün manzarası eşlik edecek. Yürüyüşten ziyade piknik yapmak için geldim diyorsanız Kirazlı Yaylası tam size göre. Geniş bir piknik alanına sahip bu yaylada hem İzmit Körfezi’ni hem Sapanca Gölü’nü görürsünüz. Bir diğer piknik alanı da Tahtalı Göleti’dir. Göletin etrafında yürüyüş yaparsanız yeni keşfedilmeye başlanan tarihî kalıntıları da görebilirsiniz. Maşukiye’ye gelmişken yakınındaki Kartepe’yi, Derbent ve Sapanca Gölü’nü de ziyaret etmeden dönmeyin deriz. Geziniz yaz aylarına denk gelirse Maşukiye’nin meyve bahçelerini de ziyaret edin.
4
ARZU İBRANOĞLU
But don’t worry! There is a lot to do in Maşukiye to burn off calories. First, go for a walk along Aygır Stream. There are walking trails of easy and medium levels of difficulty. Aygır Stream springs from the top of Kartepe and flows into Lake Sapanca after a 15 km journey. At the end of the trail, a little waterfall appears before you; don’t consider reaching the waterfall, the path is quite unsafe. There are pastures each more beautiful than the other, and are perfect for a walk or picnic. The tablelands of Çiğdem, Soğucak, Sultanpınar and İnönü near Sapanca are all beautiful; the most visited are of Kirazlı and Kuzu. If you go to Maşukiye for peace and solitude, Kirazlı would be a great first choice. The only thing breaks the silence would be the bird that call from the beech, hornbeam, lime and pine trees. Colorful flowers and Lake Sapanca views
FATMA PARLAK
18 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
line the 10-km-long walking path. Kirazli has loads of ideal picnic spots that afford terrific views of Lake Sapanca as well as the Gulf of Izmit. Another picnic site is Tahtalı Göleti (Pond). If you go for a walk around there, you will see newly discovered historical ruins. During your visit to Maşukiye, we recommend you seeing Kartepe, Derbent and Lake Sapanca. If you visit Maşukiye during the summer, you must see the orchards. Maşukiye is especially famous for its apples and cherries. You’ll be immediately transported back to your
4
Kayın, gürgen ve çam ağaçları altında atınızla harika bir tabiat gezintisine çıkabilirsiniz. You can go on a lovely ride on horseback among birch, hornbeam and linden trees.
5
Sular muamma bir meçhule kendi coşkunluğuyla akarken içinizde bir yerlerin titrediğini hissedeceksiniz. As waters energically flow towards an unknown place, you’ll feel a tremble in your heart.
Özellikle elma ve kirazlarıyla meşhur Maşukiye’de çocukluk günlerinize geri dönecek ve dalından kopardığınız meyve ve kirazların tadına doyamayacaksınız. Bunların dışında aktivite arayanlar için Maşukiye ve çevresinde seçenek çok. Paintball, ATV turu, at sürme, bisiklete binme, su kayağı, kano, oltayla balık tutma ve yamaç paraşütü bunlardan bazıları. Temiz havada, yürüyüşlerin ve eğlenceli aktivitelerin ardından eminim karnınız yine acıkacaktır. Bu sefer dere kenarındaki restoranlarda kiremitte eritme peynir, mantarlı 6
ve tereyağlı alabalık yemenizi tavsiye ederim. Yörede yetiştirilen alabalık gerçekten Türkiye’nin en nefis alabalık cinslerinden biri. Keltepe ormanlarındaki küçük göllerde ve özel üretim tesislerinde kireçsiz ve buz gibi soğuk sularda yetiştirilen bu alabalıkların eti bu yüzden sıkı ve lezzetli oluyor. Bölgede alabalık üretim çiftliği de mevcut. Toprak kokusu sinmesin diye özel beton havuzlarda yetiştirilen alabalıklar civardaki restoranlara canlı olarak gönderiliyor ve böylece alabalıklar taze olarak tüketiliyor. Tabii ki yemeklerde civar köylerde üretilen doğal malzemelerin kullanılması,
childhood, and to the smell and taste of fruit just plucked from the tree. Those looking for alternative activities will find lots of options in Maşukiye and around. Paintball, quad bike tours, horseback riding, biking, water-skiing, canoeing, fishing and paragliding are some choices. All this physical activity and fresh air is sure to make you hungry again quickly. This time, I recommend the baked trout casserole, with butter, mushrooms and melted cheese at one of the restaurants by the stream. The trout of the region is really one of the most delicious in Turkey. They come
from the small lakes in Keltepe forests and this is why the flesh of the trout is firm and delicious. In addition to wild trout, trout farming is also found here, the largest being Mersu Trout. The trout are farmed in special, concrete pools to keep them from the smell of the dirt and are sent alive to the restaurants around. This trout is as fresh as can be. The use of natural products from the surrounding villages for the meals and cooking them on the wood ovens using oak and hornbeam wood give extra flavor to the meals. I recommend buying Circassian smoked cheese, village
Orman gölgeliğinde, ırmaklarla yarışan ATV’ler. Quad bikes race with the rivers in the cool shade of the forest.
6
MUHAMMED MUS’AB SARIN
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 19
MESUDE BÜLBÜL
7
7
Tadı, acıkan doğaseverlerin damağında kalan, taş fırında pişmiş nefis alabalıklar. Delicious trouts cooked in stone ovens are a favorite of hungry nature lovers.
meşe ve gürgenden yakılan odun fırınlarında pişirilmesi de yemeklere ayrı bir lezzet katıyor. Maşukiye’den eve dönerken isli Çerkez peyniri, mantar, ekşi maya ile yapılan ve taş fırında pişmiş köy ekmeği, taze ve organik meyvelerle temiz dağ sularından almanızı tavsiye ederim. Gelenleri rengârenk bitki örtüsü, doğal yemekleri ve çeşitli aktiviteleri ile kendine hayran bırakıp âşık eden “Âşıklar Diyarı” Maşukiye’de her mevsim ayrı güzel. Buraya fotoğraf makinesi ve spor ayakkabılarınızla gelmeyi unutmayın.
20 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
8
Kokusuyla büyüleyen, yöreye özel eşsiz lezzet, mantar. The local mushrooms from this region are especially tasty.
sourdough bread, local organic fruit as well as a bottle of clean mountain water before going back home. As the “Land of Lovers,” Maşukiye fascinates its visitors with its colorful flora, natural food and recreational activities, each season has a distinct beauty. Don’t forget to come with a camera and a pair of sneakers.
8
Portfolyo / Portfolio
ÇIKIP GELDİ SONBAHAR TIME FOR FALL Yaprak yağmurlarının başlayacağı günler geliyor. Şairler sonbahara “hazan” mevsimi dese de, Anadolu’ya inen ışık onlara nazire yaparcasına bu mevsimde de yaşam sevinci veriyor. Yeter ki yollarda olalım. The days of falling leaves are here. The season brings feelings of melancholy for some. In Anatolia, the colors of the season are spectacular. AKGÜN AKOVA
22 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 23
İstanbul İstanbul Boğazı’na gözcülük eden Ahırkapı Feneri, komşuları olan ağaçlarla birlikte sonbaharı karşılıyor. Av yasağının bitmesiyle, fenerin açığında toplanıp balık sürülerinin peşine düşen tekneler ve sertleşen rüzgârlar da sonbaharın geldiğini söylüyorlar ona. Istanbul The Ahırkapı Feneri (lighthouse), the watchman of Istanbul, and its neighboring trees welcome fall. Upon the beginning of the hunting season, the waters around the lighthouse are filled with fishing boats, tossed by harsh winter winds.
24 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 25
Isparta, Sütçüler Isparta’nın Toroslar’a yaslanmış kasabası Sütçüler’de Cumhuriyet Bayramı’na katılan öğrenciler törenden sonra yaprakları havaya fırlatarak eğleniyorlar. Buralarda hâlâ Yörük nefesleri dolaşıyor, genç kızlar on bir renkli duvaklarıyla gelin oluyor, anneler çocuklarına, “Al beşik aldırayım/ İçine güller doldurayım” diye ninniler söylüyorlar. Isparta, Sütçüler Students attending the Republic Day festivities enjoy themselves by throwing leaves in the air in Sütçüler, a small town next to Toroslar in Isparta. Turkish nomads still dwell in these lands, young girls pretend to have a wedding ceremony with their bridal veils of eleven colors, and mothers sing lullabies such as “I will buy you a cradle/ and fill it with roses” to their children.
26 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 27
28 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
Artvin, Şavşat Sonbahar ıslak sarı bir mendil gibi Şavşat’a inmiş. Ciritdüzü köyünün dizi dizi mısırlar asılmış ahşap evlerinin arasından geçerken, Kibriye Teyze balkona çıkıyor. Elleriyle diktiği sardunyaların ardından “Hoş geldiniz, hoş geldiniz!” diyor bize büyük bir konukseverlikle. Artvin, Şavşat Şavşat was hit with fall like a wet yellow handkerchief. While traveling through the wooden homes with series of cobs of corn hanging from them at Ciritdüzü village, Miss Kibriye comes out to the balcony. She warmly welcomes us with her hands of which she had only recently planted geraniums saying “Welcome, welcome!” with great hospitality.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 29
48 SAATTE TOKAT Evliya Çelebi’nin, “Bu havası hoş şehrin dört tarafında bahçe ve bostanlar içinden sular akar. Her bağında birer köşk, havuz, fıskiyeler ve çeşitli meyveler bulunur.” diye tarif ettiği Tokat’ın sıcakkanlı insanlarıyla tanışmak; bağında, bostanında meyvelerinin tadına bakmak; köşklerini, camilerini, hanlarını, hamamlarını; âlimlerin, fazılların medreselerini görüp kültürel zenginliğinden faydalanmak, şairlerinden şiirler söylemek için 48 saate sığdırabildiğimiz kadarıyla Tokat’ı gezmeye başlıyoruz.
Tokat in 48 Hours We start to tour around Tokat as much as we can in 48 hours to meet the mild-mannered people of Tokat - a city Evliya Çelebi described as “Waters run through gardens and orchards in this city which have a nice weather. Each of its orchards have a mansion, pool, fountains and various fruits.” We travel here to taste the fruit from its orchards while learning about a rich culture that can be seen in its mosques, inns, Turkish baths, and madrasahs. We also have come to read the work of local poets. GÜLTEN UYAR
30 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
FATİH BALAMAN
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 31
1.Gün 10.00: Dünyanın en gösterişli ve güzel mağaralarından Ballıca Mağarası çok yakınımızda olduğu için, Tokat’ın içinde gezimize başlamadan önce merkeze 15-20 dakika uzaklıktaki ilçesi Pazar’a doğru yola çıkıyoruz. Mağaranın eşsiz güzellikteki sarkıt ve dikitlerine zarar vermemek için fotoğraf çekmiyoruz. Pazar’a kadar gelmişken Kaz Gölü’ndeki gözetleme kulelerinden saksağan, akleylek, angıt, alacabalıkçıl gibi onlarca çeşit kuşu görmeden gitmek olmaz. Kuşlarla selamlaştıktan sonra inip yürüyüş yapıyoruz sazlıkların arasında. 12.00: Pazar’da görmeden ayrılmak istemediğimiz bir diğer yer ise Mahperi Hatun Kervansarayı. Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat’ın eşi Mahperi Hatun tarafından yaptırılan kervansaray tarihî İpek Yolu’nun üzerinde bulunuyor. Bu zarif yapıyı doyasıya gezip inceledikten
Day 1 sonra Tokat kebabı yemeyi akşama bırakıyor ve burada yöresel yemeklerin tadına bakıyoruz. Tokat’ın yaprağı meşhur ama bu yapraktan yapılan zeytinyağlı yaprak sarmasını mı, etli dolmasını mı, bakla dolmasını mı yesek karar vermekte çok zorlanıyoruz. Dolmanın yanında bat yerken aklımız keşkekte, madımakta kalıyor.
14.00: Şehir içi turumuza Gaziosmanpaşa Caddesi üzerindeki Taşhan’dan başlıyoruz. Hanın kesme taştan yapılmış uzun ve güzel cephesini hayranlıkla izliyor, odalarını, avlusunu geziyoruz. Bakır ve ahşap oyma eşyalar, küçük el sanatları ürünlerinden oluşan hediyelerimizi aldıktan sonra Taşhan’ın meşhur dibek kahvesinden içiyoruz. Sırada Yazmacılar Çarşısı var. Bu aralar çok revaçta olan elvan yazmalı elbiselerden de alıyoruz.
1
1
Serdarlar şehri Tokat’ın hemen ardında ufka uzanan mor dağlar. Purple mountains reaching the horizon behind, Tokat, the leaders city
32 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
10.00: As we are close to Ballica Cave, one of the most splendid and beautiful caves in the world, we leave for Pazar, a district in Tokat located 15 to 20 minutes from the city center. We do not take photographs so as not to damage the uniquely beautiful stalactites and stalagmites in the cave. It is incredible to see the tens of various birds such as magpies, white storks, ruddy shelducks, and squacco herons on Kaz Lake from the observation towers. We also take a walk among the reeds. 12.00: Another place that we wish to see while we are in Pazar is the Mahperi Hatun Inn. It was constructed by Mahperi Hatun, wife of the Seljukid Sultan Alaettin Keykubat, and is located on the historical Silk Road. We view this elegant building and then taste the local meals in here, being sure to leave the Tokat Kebab for dinner. Tokat’s dishes made with
grape leaved are famous, but we have real difficulty in deciding what to eat: stuffed grape leaves with olive oil, “ farci” with meat, or stuffed broad beans? And while we are eating farci and “ bat”, we’re thinking about “ keşkek” and “madımak”.
14.00: We start out from the city center from Taşhan (Stone Inn) on Gaziosmanpaşa Street. We admire the inn’s long and beautiful facade made of stone and tour its rooms and yard. After we buy our gifts – engraved wooden and copper handicrafts, we drink the famous Turkish coffee of Taşhan which cooked on mortar. And now we go to the Yazmacılar Bazaar. We buy hand-painted dresses which are in great demand these days.
16.00: We head towards Sulu Street, one of the oldest areas in Tokat. We always keep our camera in our hands
16.00: Tokat’ın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Sulu Sokak’a doğru ilerliyoruz. Bu arada fotoğraf makinemiz hep elimizde. Çünkü bu sokağın neredeyse her noktasında tarihî eser bulunuyor. Ali Paşa Cami, Ulu Cami, Ali Paşa Hamamı, Sultan Hamamı, Sulu Han, Paşa Han’ı gezip Bedesten’e ve Arasta’ya oradan da Takyeciler Cami’ne gidiyoruz. Sulu Sokak’ı bitirip sokağın aşağısında yer alan ahşap işçiliğinin zirvesi sayılan Latifoğlu Konağı’nı buluyoruz. Gözlerimizi ahşap işlemelerden alamıyoruz. 18.00: Tokat Kalesi’ni görmeden günümüzü tamamlamıyoruz. Henüz gün batmadan çıktığımız
kale, bütün şehir kaleleri gibi Tokat’a hâkim yükseklikte bulunuyor. Osmanlı tarihçilerinin birinci derecede “müstahkem mevkii” olarak söz ettikleri bu kalenin Çardak-ı Bedevi denilen zindanında Bizans imparatoru A. Diogenis ve Eflak Beyliği prensi namıdiğer Kont Drakula başta olmak üzere ünlü kişilerin tutsak olduğunu öğreniyoruz. Akşam yemeği yaklaştıkça bu kez düşünmemize gerek yok. Tokat kebabı akşam yemeğimiz. Yeşilırmak manzarası eşliğinde Tokat’ı seyredebileceğimiz Gıj gıj Seyir Tepesi’nde kebabımızı yerken bir yandan da Yeşilırmak manzarası eşliğinde gün batımını ve ardından gece yanan tüm ışıklarıyla Tokat’ı seyrediyoruz.
because beautiful historic architecture is everywhere we look. We see the Ali Paşa Mosque, Great Mosque, Ali Paşa Bath, Sultan Baths, Sulu Inn and Paşa Inn, Covered Turkish Bazaar (Bedesten) and the Ottoman Bazaar (Arasta), and the Takyeciler Mosque. We come to the end of Sulu Street and come to Latifoğlu Mansion, which represents the apex woodworking. We can’t get enough taking photographs of the wooden engravings.
18.00: We end our day seeing Tokat Castle. We go to see it before sunset. It is locatedhigh enough for everyone in Tokat to be able to see it. We learn that Byzantian Emperor A. Diogenis and the prince 3
2
Yaz aylarında toplanıp salamura yapılan asma yaprakları. Vines leaves are collected to make brine in summer.
3
4 4
2
Tokat’ın asırlardır âdeta bekçiliğini yapan “müstahkem mevkii”, Tokat Kalesi. The Tokat Castle, which has been guarding Tokat for centuries.
34 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
of Walachia Beyliq, also called “Count Dracula,” were imprisoned in the dungeon (also called as Çardak-ı Bedevi) of this castle, which is mentioned by Ottoman historians as an important stronghold. And by now we are hungry. We don’t need to think much about what we’ ll eat - it’s going to be some Tokat Kebabs. We watch the sunset and the city light of Tokat in the night, accompanied by the Yeşilırmak River, as we dine at Gij gij Hill.
10.00: We set off early because we wish to have breakfast in the plateau. We are in Niksar Çamiçi Plateau.
4
Kuzu etiyle yapılan, Tokat’ın lezzetiyle nam salmış meşhur kebabı. The famous and delicious Tokat kebab, made with lamb.
2.Gün 10.00: Sabah kahvaltımızı yaylada yapmak istediğimiz için erkenden yola düştük. Niksar Çamiçi Yaylası’ndayız. Ahşap yayla evlerinin mimarisini inceleyip yayla fotoğrafları çekiyoruz. Ardından kuşburnundan böğürtlene, vişneden şeftaliye neredeyse her bitkinin ve meyvenin pekmezinin, reçelinin; envaiçeşit yeşilliğin, köy peynirlerinin, tereyağının, balın bulunduğu yayla kahvaltımızı yapıyoruz. Domatesi ve salatalığı köylüler yetiştiriyor. Yediklerimizin doğal kokusunu duymak harika. 12.00: Çamiçi’nden Niksar’a doğru inerken Ayvaz Parkı’na uğruyoruz. Ve tabii önce Ayvaz suyunun tadına bakıyoruz.
5
Day 2 Yanımızda bidon olsaydı Ayvaz suyundan doldurup alabilirdik, siz hazırlıklı gidin. Çamların, ağaçların içinde çaylarımızı yudumlarken parkta oynayan çocukların şen kahkahalarıyla kuşların cıvıltılarını duyuyoruz sadece. Niksar pidesi ve çökelekli kebap yiyebilirdik. Ama o kadar iyi bir kahvaltı yapmışız ki yaylada bile acıkmadık. Niksar’a gelince şehrin muhteşem manzarasını izlemek için önce Bakacak Tepesi’ne çıkıyoruz. Niksar’ın kuşbakışı fotoğraflarını çekiyoruz.
14.00: Türbeler şehri Niksar’da Danişment Melik Gazi ve silah arkadaşlarını ziyaret ediyoruz. Şair Emrah’ın türbesinde aklımıza Çamlıbel’in dizeleri geliyor: Tokat’a doğru/ Tozlu yolların
10.00: We set off early because we wish to have breakfast on the plateau.We are on the Niksar Çamiçi Plateau. We view the architecture of the wooden mountain houses and taking photographs of the plateau. Then we have breakfast with molasses and fruit jams of all kinds, from rose hip to blackberry, cherry and peach along with all kinds of greens, farm cheeses, butter, and honey. The local farmers grow the tomatoes, cucumbers etc. It is wonderful to smell nature in these vegetables. 12.00: We stop by Ayvaz Park while we are going from Çamiçi to Niksar. Of course, we know we must taste the waters of Ayvaz. We could’ve taken some water from the delicious local spring if we had a can - so be prepared. We only hear the laughter of the
children playing in the park while we are drinking our teas among pines. We could eat Niksar pide and kebab with dry cottage cheese. But we had such a good breakfast that we are not hungry yet. We climb Bakacak Hill first to see the spectacular views of the city when we arrive at Niksar. We see Niksar at a bird’s eye view and take panoramic photographs.
14.00: We visit Danişment Melik Gazi and his brothers-in-arms in Niksar, the city of shrines. In the Poet Emrah’s shrine, we remember the poem by Çamlıbel: (translation: Towards Tokat / The river running with dusty roads! / I have already forgotten you / Did you forget too, look back). We go to the Niksar Castle. The castle is home to Yağıbasan Madras, the
5
Niksar Fatihi, Danişmend Melik Gazi’nin Türbesi. The Tomb of Danişment Melik Gazi, the Conqueror of Niksar.
6
Temiz havası, yemyeşil tabiatıyla Çamiçi cennetten bir parça hissi veriyor âdeta. Çamici's beautiful scenery and tranquility are pure heaven.
6
5
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 35
first madrasa providing medical education for the first time in Anatolia. We also see the Great Mosque, Çöreğibüyük Mosque, Akyakı Cupola and Kırkızlar Cupola, and, finally, we set off for Almus.
7
Just like the memory of the Tokat’s inns, Turkish baths, bazaars, madrasas, mosques and historical buildings, the landscape where green meets blue, and the scent of the weather we inhaled…
18.00: We are cheered when we lay eyes upon the dam lake before we arrive in Almus. We start our travel from the Central Mosque and then climb Tufan Hill to see the Dam Lake from above. We take a quick trip to the Forest Houses Picnic Area and go to Hubyar Lodge at the foot of Tekeli Mountain. We will never forget the taste of the salmon by the Almus Dam. 8
7
Bez, kalıp ve boya üçlüsüne dayanan el basma sanatı, Tokat’ta bugün de yaşamaya devam ediyor. Hand-printing art on cloth, mold and painting continues on living in Tokat.
II. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yılı şerefine yaptırılan Tokat Saat Kulesi zamana meydan okuyor. Built in the honor of the 25th anniversary of the accession of Abdulhamid the Second to the throne, the Tokat Clock Tower defies time itself.
aktığı ırmak! /Ben seni çoktan unuttum; /Sen de unuttun mu, dön geri bak.” Niksar Kalesi’ne gidiyoruz. Kalenin içinde Anadolu’da tıp eğitiminin yapıldığı ilk medrese olarak kabul edilen Yağıbasan bulunuyor. Ulu Camii, Çöreğibüyük Camii, Akyakı Kümbeti ve Kırkızlar Kümbeti’ni de gezip Niksar turumuzu tamamlıyor ve Almus’a doğru yola çıkıyoruz.
18.00: Daha Almus’a varmadan uzaktan yeşilin kucağındaki baraj gölünü görmek içimizi açıyor. Gezimize Merkez Cami’nden başlıyoruz ve sonra Tufan Tepe’ye çıkıp 36 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
Baraj Gölü’ne bir de yukardan bakıyoruz. Orman Evleri mesire alanında hızlıca bir tur atıp yörenin en yüksek dağı olan Tekeli Dağı’nın eteğindeki Hubyar Tekkesi’ne de uğruyoruz. Almus Barajı’nın kenarında yediğimiz alabalığın tadını hiç unutamayacağız. Tıpkı Tokat’ın hanları, hamamları, çarşıları, kervansarayları, medreseleri, camileriyle örülmüş tarihî eserleriyle yeşilin ve mavinin en güzel buluşmasını yaşadığımız coğrafyası ve derin derin içimize çektiğimiz havasının kokusu gibi…
8
9
9
Kalıpların rengârenk çeşitliliği Anadolu kültürünün zenginliğini ifade ediyor. The colorful variety of molds expresses the richness of Anatolian culture.
Ankara’ya damgasÄąnÄą vuran mimari ĂźsluplarÄąyla gĂśrkemli tarihimizin tanÄąÄ&#x;Äą olan beĹ&#x; abidevi bina, bu sene 93. yaĹ&#x;ÄąnÄą kutladÄąÄ&#x;ÄąmÄąz Cumhuriyet’in deÄ&#x;erini bĂźyĂźk bir gururla sergiliyor. These five monumental buildings in Ankara have borne witness to our magnificent history. As we celebrate the 93rd Anniversary of the Founding of the Republic, we pay tribute to them.
ELÄ°F AYDINTUÄž ARI
HAMİT YALÇIN
ANKARA’DA
5
ANKARA’S FIVE REPRESENTATIVES OF THE REPUBLIC 38 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 39
Mimar Kemalettin, Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu, Mimar Mehmet Vedat Tek ve dahası... Sanâyi-i Nefîse ve Mühendis Mektebi’nde yetişmiş bu dev isimler, II. Meşrutiyet’in ilanından Cumhuriyet’in ilk dönemlerine kadar Türkiye’de neo-klasik mimarlığın oluşumu konusunda önemli eserler verdiler. Onlar birçok alanda olduğu gibi mimaride de Batı’ya yönelmenin, üzerinde bulunduğumuz coğrafyanın tarihî zenginliğini gölgelediğinin bilinciyle hareket ettiler. Bu bilinç ile tarihimizin mekân ve zaman bağlamındaki yerini ve Batı’nın değerler manzumesini çok iyi etüt edip, kendi değerlerimizden esinlenerek Cumhuriyet’in ilk dönemlerine damgasını 40 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
vuran, 1960’larda Birinci Ulusal Mimarlık olarak adlandırılan akımın öncüleri oldular. Onları bu kadar değerli, yapıtlarını öncül kılan ise, Selçuklu ve klasik Osmanlı mimarlığına ait olan mukarnas, çini, geniş saçaklar, kubbe, sivri kemerler gibi ögeleri eklektik bir üslup ile eserlerine nakşetmeleridir. İşte bu eserler arasında öne çıkan 5 anıtsal bina, Ankara’ya damgasını vurmakla beraber bu sene 93. yaşını kutladığımız Cumhuriyet’in değerini de büyük bir gururla sergilemektedir.
Architects Kemalettin, Arif Hikmet Koyunoğlu, Mehmet Vedat Tek and others: these great names were educated in the Sanayi-i Nefise and Mühendis Mektebi (School for Engineers) created important works of neo-classical architecture in Turkey, from the declaration of the Second Constitutionalist Period to the early republican period. They acted with an awareness of the fact that being guided by the Western style would ignore the rich cultural fabric of the region. With this in mind, they studied the position of our history within the context of time and space and the value system of the West, and became the leaders of the trend referred to as the First National Architecture movement during the 1960s,
which left its marks on the early republican period inspired by our own values. What makes them so esteemed and their works antecedent is the fact that they are imprinted Seljuk and Classical Ottoman architectural styles such as muqarnas, tile, eaves, domes, or lancwet arch into their works with an eclectic style. Among these works, five prominent monumental buildings have left their marks on Ankara and proudly reflect the value of the republic, which we will celebrate for the 93 rd time this year.
ETNOGRAFYA MÜZESİ 1925 yılında, Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından projelendirilen Etnoğrafya Müzesi, Türkiye’nin Cumhuriyet döneminde kurulan ilk müzelerinden biridir. Hem inşa edildiği Namazgâh Tepesi’nin manevi değeri hem de muhteva ettiği eserler bakımından Ankara’nın en değerli müzelerinden olan Etnografya Müzesi, mimarisiyle de bir nefaset örneğidir. Nitekim Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu, kendisine iletilen proje şartnamesinde belirtilen
şarta uygun olarak, Anadolu topraklarında hüküm sürmüş medeniyetlerin izlerini bu müzenin mimarisinde yansıtmış, Anadolu coğrafyasının duygularını ve ifadelerini incelikle işlemiştir. Öyle ki, sivri kemerli ve mukarnaslı sütun başlıkları ve taç kapı özelliğindeki giriş; Selçuklu mimarisini temsil ederken, kubbe ile kapatılmış girişi, kubbe içinde kalem işi süslemeleri ve cephedeki davetkâr yapılanma Osmanlı mimarisinin pek tabii bir yansımasıdır. Yapı, süslemeciliğin en güzel örneklerinden biridir.
ETHNOGRAPHY MUSEUM The Ethnography Museum, designed by Arif Hikmet Koyunoğlu in 1925, is one of the first museums built in the Turkish Republican Period. It is one of the most valuable museums in Ankara because of sentimental value of Namazgah Hill on which it was built and the works it contains. It is an example of architectural excellence. Architect Arif Hikmet Koyunoğlu’s work reflected traces of the civilizations that have reigned over Anatolia and blended
Anatolian emotions and expressions with the project specifications given to him. While its column headings with lancet arch and muqarnas and its crown gate represents Seljuk architecture, the dome over the entrance, the hand-carved ornaments on the dome and the inviting structure of the façade is Ottoman in style. The building is one of the most important examples of a balance in beauty and ornamentation.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 41
GAZİ MUALLİM MEKTEBİ Bugün Gazi Üniversitesi Rektörlük ofislerini, Eğitim Fakültesi Dekanlığı’nı ve laboratuvarlarını bünyesinde barındıran Gazi Muallim Mektebi’nin inşası, 1927-1930 yılları arasında tamamlanır. Mustafa Kemal’in isteği ve Mimar Kemalettin’in mimarlık dehası ve sadeliği ile yükselen mektep, Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın etkilerini özellikle ön cephe tasarımında kullanılan kolonlar ve derin kemerler ile ortaya koyar. Cumhuriyet’in
42 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
gelecek nesillerinin ve Enstitü olarak kullanıldığı dönemde muallimlerinin yetiştirilmesine kıymetli bir armağan olan Gazi Muallim Mektebi, Mimar Kemalettin’in elinde bir sanat eserine dönüşür. Yapıldığı dönemin şartları göz önünde bulundurulduğunda son derece modern malzemeler ile hayat bulan yapının en önemli özelliği ise millî eğitim bilincimizi bugün dahi sürdüren bir misyon ile ait olduğu Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın timsali olmasıdır.
GAZI TEACHING SCHOOL The construction of the Gazi Teaching School, which today contains the Rectorship offices, along with the Dean’s Office and laboratories of the Faculty of Education, took place between 1927 and 1930. The school was built upon the request of Mustafa Kemal by the architectural genius of Kemalettin the Architect. It reflects the influence of the First National Architecture style, especially evidenced in the columns, high and
deep arches in the façade design. Gazi Teaching School is a valuable gift for the next generations as it contributes greatly to teacher training when it was used as an institute. The building was constructed with highly modern materials considering the circumstances of the period; it is a delightful representation of the First National Architecture trend. Our country’s national educational vision is embodied in these principles.
ANKARA PALAS Mebusan Kulübü olarak Mimar Vedat Tek tarafından tasarlanan ancak Vedat Bey’in işi bırakması üzerine Mimar Kemalettin’in tasarımsal planına göre inşaatına devam edilen Ankara Palas Konukevi’nin tamamlanması 1927 yılını bulur. Mimar Kemalettin’in 1927 yılında vefatı sebebiyle planlanan tarihten biraz daha geç hizmete giren Ankara Palas Konukevi, bugün Dışişleri Bakanlığı Devlet Konukevi olarak kullanılıyor. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Ankara” kitabına konu olan Ankara Palas, o dönemlerdeki baloları, çay davetleri ile ünlüdür. Mimarisinde simetrinin hakim olduğu yapı, ön cephesindeki zengin bezemeleri, girişteki büyük kemere nakşedilmiş Rumi motifli çinileri ile dikkat çeker. Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın en ilginç örneklerinden olan bu eser, gerek tarihî gerekse sanatsal misyonu ile Cumhuriyet’in önemli simgelerinden biridir.
ANKARA PALAS STATE GUEST HOUSE The Ankara Palas State Guest House was designed by the architect Vedat Tek. Originally named the Deputies’ Club, Kemalettin took over after Tek quit, and oversaw the completion of the project in 1927. It came into service a little later than the planned date due to the death of Architect Kemalettin in 1927, and is currently used as the State Guest House of the Ministry of Foreign Affairs. The Ankara Palace was mentioned in the book “Ankara” by Yakup Kadri Karaosmanoğlu, is famous for having been the site of many elaborate costume balls and other ceremonies. Symmetry is dominant in the architecture of Ankara Palace. The building’s richly decorated facade are alongside tiles imprinted with the figure of Rumi. This building is one of the most interesting examples of the First National Architecture period; it is also one of the most significant symbols of the Republic both historically and artistically.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 43
II. MECLİS BİNASI Cumhuriyet Halk Fırkası’nın toplantı binası olarak tasarlanan ancak 1924 yılından itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak kullanılan yapı, bugün Cumhuriyet Müzesi olarak ziyaretçilerini kabul etmektedir. Selçuklu ve Osmanlı sanatının en güzel örnekleriyle bezenen yapının zarafeti ise ön cephesinde yer alan çini panolardan kaynaklanıyor. Büyük Salon ise ahşap tavanında yer alan yıldız motifleri ve sonradan eklenen çinileri ile dönemin mimari özelliklerinin bir sanat eserine dönüşme ifadesidir. Siyasi tarihimizde çok mühim bir yere sahip olan II. Meclis Binası, 1960 yılına kadar demokrasimizin en değerli simgesi olmuştur. Mimar Mehmet Vedat Tek’in Cumhuriyet’e en değerli armağanı olarak değerlendirilebilecek bu yapı, Selçuklu Taç Kapısı ile kültürümüzde millete verilen değerin en güzel sembolüdür.
MUSTAFA ÇELİK
THE SECOND ASSEMBLY BUILDING Although the building was first designed as the meeting building of the Republican People’s Party, it was used as the Grand National Assembly of Turkey after 1924 and is known as the Republic Museum today. The building is adorned with the most beautiful examples of Seldjukian and Ottoman motifs. Its elegance derives from the tile panels on its façade. The work inside the Great Hall is a reflection of the styles of the period; the star motifs on the wooden ceiling are particularly impressive. The Second Assembly Building has a crucial place in our political history and was the most valuable representative of our democracy up until 1960. This building is regarded as the most valuable gift of from Architect Mehmet Vedat Tek to the republic, is a beautiful symbol of the rich cultural value that we have inherited, with the Seldjukian Crown Gate.
MUSTAFA ÇELİK
44 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
ZİRAAT BANKASI Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın karakteristik binalarından olan Ziraat Bankası binası, 1929 yılında hizmete girmiştir. İtalyan Mimar Giulio Mongeri tarafından planlanan yapı, Selçuklu ve Osmanlı süsleme sanatından esintiler ile görkemi kadar zarafetiyle de dikkatleri üzerine çeker. Yapının köşelerinde yer alan kulelerin saçaklarının alt yüzeylerine nakşedilen Selçuklu geometrik motiflerinin
yanı sıra mermerden oyulmuş desenli balkon korkulukları da Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın eklektik yapısını en güzel şekilde ortaya koyar. Yapının en önemli özelliklerinden biri de inşasında Macar, İtalyan ve Türk işçilerin bir arada çalışarak milletler üstü bir sürece olanak tanımasıdır. Binanın bir diğer özelliği Cumhuriyet’in hemen hemen her aşamasına bizzat tanıklık ederek köklü geçmişimize ışık tutmasıdır.
DIRECTORATE GENERAL OF ZIRAAT BANK Inaugurated in 1929, the Ziraat Bank building is another classic example of the First National Architecture period. Italian architect Giulio Mongeri’s design captures the magnificence and elegance of both the Seljuk and Ottoman periods. The geometrical motifs engraved onto the tower’s lower eaves on the corners of the buildings reflect the Seljuk style, while the patterned marble
balcony parapets exhibit the slightly eclectic nature of the First National Architecture movement in the most beautiful way. One of the most significant features of the buildings is its multinational construction, by Hungarian, Italian and Turkish workers. Most notably, the building bears the traces of many periods, thus making it a living testament to our deep history.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 45
ATLARI SÜSLEYEN ELLER Hands that Decorate Horses
Saraçları yani koşumcuları merak edenimiz kaldı mı? Saraç ne ola ki diyenler çıkacaktır. Koşum ve eyer takımları yapan, satan ustalara deniyor. Peki hayatımızdan çekilen atların ardından, saraçlar mesleklerine nasıl devam ediyor? Is there anyone left who wonders about the sarachs - the harness makers? There will be those among you asking what a sarach is. It is what craftsmen who make harnesses and ‘eyer’s are called. But how do harness makers continue their craft now that horses are rarely in use? İBRAHİM GÖKBURUN
46 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
FATİH MEHMET ÖZDEMİR
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 47
Saraç yahut serraç, çok sevilen, sayılan kimse, baş tacı demektir. Saraç ve saraçlık, koşu takımları, deri malzemeler ve benzeri eşyanın imalatı için kullanılan bir kelime. Dilimize, Arapça ‘eyerci’ anlamına gelen “serrac” sözcüğünden geçmiş. Mesleğini adında taşıyanlar da var. Mesela tasavvuf büyüklerinden Ebu Nasr Serrac, saraçlık yaparak geçimini sağladığı için bu isimle anılır. Kösele denilen kalın deri ve normal ince deriden yapılan koşum, eyer takımı ve benzeri eşyaları yapıp
satan saraç, aynı zamanda meşin üzerini süsleme, muşambadan bavul ve çanta yapar. En kısa yoldan söylersek, meşin ve deriden çeşitli eşyalar yapanlara saraç, bu sanata ve işe saraçlık, bu sanat erbabının toplu hâlde bulundukları yerlere ise saraçhane adı verilir. Saraçlık çok eski çağlardan beri bilinen bir zanaattır. Asya’da gelişen saraçlık, Avrupa’ya Yunanlar yoluyla tanıtılmıştır. Eski çağlarda, özellikle de Lidyalılar arasında çok gelişen saraçlığı Yunanlar da onlardan öğrenmişlerdir.
Sarach or serrach means “one who is the loved and respected favorite.” Sarach and sarachism are words that describe the production of saddles, harnesses, leather materials and the like. The word ‘eyerci’ (saddler) is borrowed from the Arabic word “serradge.” In fact, there have been historically many tradespeople who have passed this tradition onto later generations through their last names. Ebu Nasr Serrac, a grand figure from Islamic mysticism, also worked as a sarach.
1
Sarachs also decorate meshes and make baggage and purses from linoleum. These tradespeople, who often can be found working collectively in a space known as a sarachane, are keeping this old tradition alive and well through the pride they have in the products they craft. Sarachism is an art that is deeply rooted in history. Developed in Asia, sarachism was introduced to Europe via the Greeks. The Greeks learned the production technique from the Lydians, who significantly developed the concept throughout time. The Turks’ long relationship with horses, including their ability to use both their milk and hair, also led to their masterful saddle making skills. They placed great importance on this art form as they spent so much of their lives on horseback. Over time, the Turks became famous throughout Central Asia not just for their saddles, but also for their soft, fleece-lined knee-high boots. Turks, who knew very well how to process leather took this detailed art everywhere they went and ruled.
1
48 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
Atın zarafeti erin zarafetiydi önceden. Ustalar gelini süsler gibi süslerlerdi atları. A victory for the horse rider was also a victory for the horse, too, thus leading craftsmen to design saddles that celebrate them.
Türklerin saraçlıktaki ustalığı ise elbette atlara olan yakın münasebetinde ileri gelir. Eski Türkler atın sütünden kılına kadar her şeyini kullanırlardı. Hayatlarını at sırtında geçirdikleri için bu sanata da büyük önem verirlerdi. Orta Asya’da milattan yüzlerce yıl önce Türklerin yaptığı at takımları ile dizlere kadar çıkan yanları postlu yumuşak çizmeler ün kazanmıştı. Deriyi çok iyi işlemesini bilen Türkler, bu sanatın inceliklerini gittikleri, idareleri altına aldıkları her yere götürdüler.
Saraçlar, Orta Çağ’daki bütün esnaf kurumları bir arada çalışmaya başlayınca, kendilerine ayrı bir çarşı kurdular. Dernekleri adına beylerden, sultanlardan çalışma belgesi aldılar. Fatih Sultan Mehmet de, İstanbul’u fethettikten sonra saraçlara böyle bir belge verdi ve İstanbul’da bir saraçhane yaptırdı. 1475’te açılan bu saraçhanede, İstanbul’daki saraçlar toplu hâlde çalışırlardı. Evliya Çelebi, İstanbul’un bu ilk saraçlar çarşısında 1084 dükkân olduğunu,
4
2
2
Boşuna dememişler; “Ata eyer, eyere bir er gerek.” Atını eyerleyen bir er. There’s an old saying, “A horse needs a saddle; a saddle needs a man.” Here, a young man saddles his horse.
3
Sağlam ve zarif işçiliğini deriye nakşeden bir saraç. A saddle maker adds grace through skillful decoration.
4
Türklerin en kadim yol arkadaşları. The Turks’ oldest companion.
alongside each other until 1693, when a fire damaged the structure. The rebuilt sarachane subsequently burned down in the famous Fatih fire of 1908. Today, the district in which these structures were constructed is known as Saraçhane.
3
Once sarachs began working together, like every other artisan group in the Middle Ages, they too established a collective and obtained working permits for their associations from governors and sultans. Fatih Sultan Mehmed, after the conquest of Istanbul, and opened a sarachhane in Istanbul. The sarachs in Istanbul worked together collectively in this sarach-hane built in 1475. Evliya Çelebi reports that there were 1,084 shops in this first sarach market, where they worked 50 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
In Kahramanmaraş, there is a pleasant market along with a sarachane where sarachs continue working to this day. Sarachs Street in Edirne, the Sarachs Market in Amasya and the Sarach-hane Market in Bursa are all among the famous markets where one can find this trade still being practiced. Evliya Çelebi, who visited Şanlıurfa in the 1650s wrote about sarachism in Şanlıurfa and: “...his sarachhane is located on the banks of the Ibrahim Halil River.” A good sarach is distinguished by its elegant workmanship. In essence, sarachism is, in fact, an art. Sometimes the work is decorated with colorful yarn and embroidery, while others are stamped and etched by special carving tools.
5
5
“Önce yoldaş sonra yol.” dedirten bir kare. First comes the companion; then, the journey.
1693’te bu çarşının yanması üzerine saraçların bir ara dağıldığını, 1696’da yeniden yapıldığını yazar. Bu ikinci Saraçlar Çarşısı, 1908’deki büyük Fatih yangınında tamamen yandı. Bugün İstanbul’un o semti Saraçhane adını taşıyor. Kahramanmaraş’ta hâlâ saraçların bulunduğu şirin bir çarşı ve Saraçhane Camii bulunmaktadır. Edirne’de Saraçlar Caddesi, Amasya’da Saraçlar Çarşısı ve Bursa Saraçhane Çarşısı da yine bu isimle meşhur çarşılardandır. 1650’li yıllarda Urfa’yı ziyaret eden Evliya Çelebi, Urfa’daki
In fact, some sarachs would work together with jewelers. They would add silver to the saddles and sell them accordingly to the customer’s taste and budget. Both elements must be in total harmony with the other. In fact, even the crop that the rider uses shouldn’t interrupt the balance of the whole; the niello-and-pen workmanship must be complementary and also dazzling. The various saddle models influenced by Ottoman, Circassian, Mereke, English and Spanish style are still manufactured in regions of Turkey today. However, as per
6
6
Usta ellerde nakışlanan ve nakışlandıkça çehresi değişen bir deri parçası. Leather is transformed in the skilled hands of the craftsman.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 51
saraçlıktan bahsederek şehrin saraçhanesini şu cümlelerle anlatmaktadır: “...Saraçhanesi İbrahim Halil Irmağı kıyısındadır.” İyi bir saraç sağlam ve zarif işçilikle ayırt edilir. Zira sarraciye esasında bir sanattır. Yaptığı işi kimi zaman renkli ipliklerle işlediği nakışlarla süsler kimi yerde de “soğuk damga” denilen teknikle özel kalemlerle derinin yüzeyinde izden nakışlar çıkarır. Hatta eski saraçların bazıları belli kuyumcularla çalışırmış. Bunlar işledikleri biniş takımlarını anlaştıkları kuyumcunun tezgâhında gümüşletir, hasılı süsleme müşterinin zevki ve bütçesi doğrultusunda yapılırmış. Parçalar hem birbiriyle hem de eyer takımıyla uyumlu olmalı. Hatta binicinin kullanacağı kamçı dahi takımı bozmamalı ki savat ve kalem işleri de aynı üslubun eseri olunca ortaya çıkan takım zarafetiyle göz kamaştırsın.
Osmanlı, Çerkez, Mereke, İngiliz ve İspanyol olarak adlandırılan eyer tipleri Türkiye’nin muhtelif yörelerinde bugün hâlâ üretilmektedir. Yalnız “Marifet iltifata tabidir, müşterisiz meta zayidir.” düsturunca saraçlıkta ustalık eskiye göre oldukça düşük. Eskiden yalnızca atların koşum takımlarının yapımıyla ilgilenen saraçlar, bugün çeşitli deri eşyalarının yapımıyla da uğraşıyorlar. Koltuktan tutun da üzeri meşin kaplı pipoya kadar günlük hayatta kullanılan ve deriden yapılan çeşitli eşyalar bugün yine mahir saraçların elinden çıkıyor. Saraçlar günümüzde talep az olsa da eyer ve öteki at takımlarının yapımı ile beraber, çeşitli eşyaları deri ile kaplama işlerini de yapıyorlar. Unutulmaya yüz tutmuş bu kadim mesleği belediyeler, il kültür müdürlükleri, meslek eğitimi veren okullar aracılığıyla yaşatmanın yolu bulunursa belki yepyeni ustalar elinde bambaşka güzellikler üretilebilir.
BİLGİ Eyer: Sadece yarış atları için yapılan bir tür semerdir. Me’rege: Binek atları için yapılan semerdir. Eyerden büyüktür ve boncuklarla süslüdür. Üzengi Takımı: Ayakla basılarak ata binmeye yarar. Kösele kayışların üzeri boncuklarla ve basma düğmelerle süslüdür. Kuskun: Halka şeklinde dikilen çift kat derinin içi pamuk veya talaşla doldurulur. Hayvanın kuyruk altından tek kayışla geçirilerek eyer veya me’regeye toka ile sabitleştirilir. Yarış ve binek atlarına takılan kuskun, hayvanın yokuş indiği sırada eyerin öne kaymasını önler. Sülebent: Üç kollu olup deriden yapılmıştır. Atın karnının altından gelip göğsünde birleşerek boynun iki yanından eyerin veya me’regenin ön kısmına bağlanır. Yokuş çıkılırken eyer veya me’regenin arkaya kaymasını önler. Dizgin: Uzunluğu jokeyin eli ile gem arasındaki mesafe kadardır. Atı yönlendirmeye yarar. Sadece deriden yapılır. Örgülü ve düz olmak üzere iki türü vardır. Belleme: Kış aylarında yük atlarının sırtına vurulan, alt kısmı saf keçe, üst kısmı branda ile kaplanmış sırt örtüsüdür. Gözlüklü Başlık: Başın iki yanına takılan ve gözlerin sağı solu görmesini engelleyen kapakların başlığa bağlı şekline gözlüklü başlık denilmektedir. Reşmeli başlık denilen zincir ve deri karışımı türü çok tercih edilmektedir.
52 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
7
7
Kaşgarlı Mahmut diyor ki; At Türkün kanadıdır. Kaşgarlı Mahmut says: “Horses are wings of Turks.”
the principle “skills are subject to compliments, merchandise not sold to customers is useless,” sarachism is in low demand today. Sarachs who used to focus solely on the horse saddles are busy with manufacturing other leather materials. From couches to leather-covered pipes, different types of leather goods are made by adept sarachs today. Sarachs
continue producing saddles even though demand is low as is the case with many other leather-covered goods and products. If city and provincial cultural minstry offices, as well as schools could educate the public about this timehonored profession, we may stand a chance to preserve it by training new workers.
GLOSSARY Eyer: A saddle made particularly for race horses. Me’rege: Saddles made for riding horses. They are larger than eyers and decorated with beads. Stirrups: Used to mount the horse. Kösele straps are decorated with beads and engraving. Saddle pad: Double-sided leather stitched in the form of a circle and filled with cotton or sawdust. Mounted onto to the eyer or ‘me’rege’ by buckling the strap under the animal’s tail. The saddle pan mounted onto the racing or riding animal, prevents the ‘eyer’ from slipping while the animal is descending down a hill. Cinch: Made up of three leather straps. It is placed underneath the horse’s stomach up to its chest and tied to the ‘eyer’ or ‘me’rege’ from both sides of the horse’s neck. Prevents the ‘eyer’ or ‘me’rege’ from slipping to the back while climbing a hill. Rein: Its length stretches from the jockey’s hand to the bridle of the horse. It steers the horse. Made of leather. Consists of two varieties: braided and straight. Saddle blanket: A back quilt made of pure felt is on the bottom and canvas is worn on the top by pack horses in the winter. Blinders: Mounted on both sides of the head of the horse to prevent it from seeing right or left. Reshmeli blinders are made a combination of chains and leather, and is highly popular.
İKİ MOR HECE: VARGİT Two Purple Syllables: Colchicum Speciosum- “Atrobens” FATMA KANDIR
İlk kez Düzce’nin yaylalarında göz göze geldim bu zarif çiçekle. İlk kez orada seslendi bana: “Kış geliyor, artık göç vaktidir, ‘vargit’ yoluna.” Orman içindeki patikalardan çayırlara ulaştığımda, dağların mor bir şal gibi bu çiçekleri kuşandığını gördüm ve isminin neden vargit olduğunu öğrendiğimde ise daha da sevdim bu iki heceli mor çiçeği.
54 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
My eyes caught this elegant flower in the Düzce highlands, and it was my first time seeing it. It called out to me: winter is coming, it’s time to make your way to warmer climes. I took footpaths to forest meadows where I saw mountains draped in a purple shawl; it was then that I realized why this flower was named vargit (Turkish: “let it go”). I loved this purple bloom and its two-syllable name.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 55
Yaz bitip de soğuklar hafif hafif kendini hissettirmeye başlayınca, yayla sakinlerine artık göç etme zamanının geldiğini mor hecelerle haber veriyor bu çiçek. Karadeniz yaylalarında ve dağlarında yankılanan “vargit” nidasının sahibi bu çiçekler ekim-kasım aylarında açıyor. Vargitler; orman açıklıklarında, mera ve çayırlarda doğal olarak yetişiyor. Ve siz böylesi bir zarafetin bin-3 bin metre rakımdaki sert hava koşullarına meydan okuyuşuna şaşırıyorsunuz. Tabiatı seven bir insansanız, onunla kurduğunuz ilişki bu küçük hikâyeler ile
When the summer ends and the weather starts getting cooler, the blooming of the vargits act as a signal to those living in the highlands: it’s time to migrate. “Let it, and go” echoes all throughout the highlands and in the mountains of the Black Sea region. Blossoming in the months of October and November, the Colchicum speciosum (atrobens) grow wild in the forests, meadows and prairies. It will surprise most that this elegant bloom is very hardy – it can withstand harsh weather conditions at elevations of up to 3,000 meters. In addition, a nature lover will come to really love
daha da kuvvetleniyor. Hikâyesini öğrenince, vargit bir çiçeğe konulabilecek en güzel isimmiş gibi geliyor. Döngeri, yıkılgit, güz çiğdemi, güzgülü, vargit (artık git) çiçeğinin halk arasındaki diğer adları. Latince adı; Colchicum speciosum, Liliaceae familyasından, soğanlı, otsu, gövdesiz bir bitki, oldukça da zehirli. Bu çiçekleri dünya gözüyle bir kere görmeli herkes; tam vakti. Bir yaylaya çıkın, oranın sakinlerine, vargitler ile birlikte şehre inmek için göçünü hazırlayan son birkaç yaylacıya misafir olun. 56 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
the vargit when they learn of the many other alternate names bestowed upon it: döngeri (come back); yıkılgit (go and get out); güz çiğdemi (autumn crocus); and güzgülü (autumn rose). The vargit is a member of the Liliaceae family; the Colchicum speciosum are cup-shaped, have rounded leaves, and is poisonous. Everyone should see a vargit, and now is the time. Climb up to the highlands and pay a visit to those that live there and are readying to go back to their towns, guided by the Colchicum speciosum. If you should go, a wise shepherd
1
Mesela dağların bilge çobanlarından biri çıksın yolunuza. Evlerin arasında büyük bir akşam ateşi yakılsın, yemek sonrası ateş başında muhabbet edilsin, insanları ateşin değil muhabbetin ısıttığı fark edilsin. Semaverde kaynayan çay, odun kokusu, yüzlerdeki derin çizgileri belirginleştiren ateşin yansıması… Geceye eşlik eden kavalın ezgileriyle sohbet derinleşsin. Şehrin karmaşasından dağlara nasıl sığındığını anlatsın size oradaki insanlar, yaban geyiklerinin tuz ihtiyaçlarını karşılamak üzere az ilerideki kayanın üzerine bıraktıkları tuzu anlatsın. Sabah olsun ve vargit çiçekleri size de seslensin: Haydi, göç zamanı. Sizi yayladan, ayağınıza serilen bu güzellik uğurlasın.
may come your way. Later, a big fire crackles in the open. Come and chat here after dinner; you’ ll notice that people get warmer with the chat, not with the fire. The tea boils in the teapot, and there’s an aroma from the firewood; their faces, with their deep lines aglow in the firelight. The conversation goes deeper along with the sound of the shepherd’s pipe. The people tell you how they’ve taken shelter here, away from the crowds of the city. They also tell you about how they leave salt on the rock for the deer. By now, morning has come, and you can hear the vargit say, come on, it’s time to go and leave these beautiful highlands.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 57
DİNGİNLİĞİ VE BEREKETİYLE KUCAK AÇAN URLA Urla, Embracing you with its Calmness and Fertility SEÇİL SAĞLAM
NEJDET DÜZEN
ENVER KARANFİL
58 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
İzmir’in hareketli, kalabalık şehir hayatını arkanızda bırakıp yönünüzü Urla’ya çevirdiğinizde yavaş yavaş pastoral bir dünya belirmeye başlıyor. Urla tabelasından içeri girdiğimde deniz kenarına uzanan iki tarafı ağaçlıklı yolda, ağaçların arasından süzülen güneş ışıkları yüzümde gezinirken, yol kenarında boylu boyunca uzayan zeytinliklere, bağlara bakıyorum ve içimden şu geçiyor: “Burası Türkiye’nin Toskana’sı...”
When you leave the crowded city life of Izmir and head to Urla, a pastoral world starts to appear slowly. Once I pass the Urla sign, as the autumn lights float through the trees moving around my face, I look at the olive groves and vineyards lying down the roadside, and think: “This is Tuscany of Turkey…”
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 59
Bazı görülmeli diye belirlenen yerler, beklentileri yüksek tutar, hakkında herkesin bir tavsiyesi, söyleyecek bir sözü, çoğu zaman yapılacaklar listeleri ile yola çıkmaya hazır sevdalıları vardır. Urla; iddiasızlığı, sadeliği ve sakinliği ile kendini ön plana çıkarmayı sevmeyen, zamanı uzun öğle sonralarında yaşamayı sevenleri mest eden, ince güzellikleri görmeyi bilen ve kendisiyle uyum
sağlayabilmiş insanlara güzelliklerini ve bereketini sonuna kadar yaşatabilen bir sığınak. Urla’nın tarihinin antik çağlara kadar uzanıyor olmasına şaşmamak gerek. Buradaki bereketli topraklar yüzyıllar boyunca pek çok uygarlığı da etkisi altına almış. Urla’nın adıyla ilgili hikâyelerden birinde, Osmanlı Padişahı Mehmet Çelebi’nin komutanlarından İbrahim Bey’in sefere
NEJDET DÜZEN
1
1
Balıkçıları büyük bir dikkatle izleyen kediler hazırlanan ağlara dolacak balıkları şimdiden görüyor gibiler. Watching the fishermen with great attention, the cats seem to imagine the fish getting caught in the net.
60 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
Some must-see places keep the expectations high, so everyone has something to say about these, and mostly there are people who are so eager and ready to set off with their ‘to do lists’. Urla is like a shelter that does not fancy featuring itself due to its unassertive, plain and calm nature; that enchants those who like living the day in the long afternoons; that presents its beauties and fertility to those who are able to notice the fine beauties and accommodate themselves.
It is not surprising that Urla’s history dates back to ancient times. Fertile soils here have influenced many civilizations for centuries. In one of the stories concerning Urla’s name, it is said that the name ‘Urla’ comes from the incident when İbrahim Bey, one of the commanders of Ottoman Sultan Mehmet Çelebi, was bid ‘Uğurola’ (Godspeed) by the sultan. It’s like Urla’s sincere, naive atmosphere and calmness confirms this story.
çıkarken ‘Uğurola’ (Uğurlar olsun) demesinden türediği söyleniyor. Urla’nın samimi, naif atmosferi ve dinginliği bu rivayeti doğruluyor sanki.
2
ENVER KARANFİL
Deniz kenarına vardığımda karşıma, martıların denize pike yapmalarını esen rüzgârın verdiği ferahlıkla nefis bir kahvaltı ya da Türk kahvesi eşliğinde izleyebileceğiniz Urla’nın kafeleri çıkıyor. Burası günün her saati başka keyif. Hemen ilerisinde minik liman ve balık restoranları sıralanıyor. Sabah saatlerinde küçük bir 4
AJLAN DÜRÜS
ENVER KARANFİL
3
balık tezgâhının kurulmuş olduğunu etrafında bekleşen kedilerden ve balıkların büyüklüğüne göre pazarlık yapanlardan anlıyorum. Biraz daha ileride burnuma mis gibi kurabiye kokusu geliyor. Sabah fırından yeni çıkmış damla sakızlı kurabiyeler, ev yapımı börekler, boyozlar tepsilere dizilmiş. Sevdiğim ve mutlu olmak için yeterli bulduğum her şey bu küçük alanda benim için toplanmış gibi. Urla’da özel bir konak da bulunuyor. Hemen limanın arka sokağında, Nobel ödüllü, Urla doğumlu 62 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
When I reach the seaside, the first address that I encounter is a cafe. This place is one of Urla’s most refreshing stops where you can watch the seagulls diving into the sea, accompanied by a delicious breakfast or Turkish coffee along with the comfort provided by the wind. Here, every hour of the day pleases you. Right ahead, there is Urla Pera, one of the most ancient hotels in Urla. Near the hotel, there are small fish and seafood restaurants. In the early hours of the morning, from the cats waiting around and people bargaining for the fish, I realize that a tiny fish stall is opened. Slightly ahead, I’m overwhelmed by the fragrant smell
of cookies. On the display of İskele Fırın, freshly baked cookies with gum mastic, home-made pastries and boyoz are placed in trays. It’s like everything I fancy and find enough to be happy, is gathered in this tiny area. There is a special mansion in Urla. Right in the back-alley of the harbor, the house of Urla-born Nobel prize winner Yorgo Seferis, is now used as a boutique hotel. The historical mansion that rather resembles a museum due to its furniture and some other details, is a great place for those who want to spend time among the objects that have a history.
2
Urla’nın martıları bile insana huzur ve sükûnet telkin ediyor. The seagulls in Urla are enough to instill a sense of peace and tranquility in one’s heart.
3
Urla’nın usta balıkçıları günboyu ağlarıyla ya da tekneleriyle meşgul oluyorlar. The skilled fishermen in Urla are busy with their nets or boats throughout the day.
4
Leziz bağlardan Urla pazarına gelmiş üzüm salkımları. Delicious grapes sold at the market in Urla.
BİLGİ AnadoluJet’in Ankara’dan haftanın her günü İzmir’e karşılıklı uçuşları bulunmaktadır. INFO AnadoluJet has daily roundtrip flights between Ankara and İzmir.
Urla’ya gidip usta ellerin yaptığı leziz gözlemelerden yemeden dönmeyin. Don’t leave Urla without trying gözleme (Turkish crepe) prepared by skilled hands.
6 7
Bu çarşıdan eliniz boş çıkmanıza imkan yok. İrili ufaklı hediyelik eşyalardan biri mutlaka gönlünüzü çalacaktır. You won’t leave this bazaar without buying anything. One of the knick-knacks will surely catch your attention.
7
Yorgo Seferis’in şiirlerini okuyarak adımlamalı bir de Urla sokaklarını. The streets in Urla should be experienced with the poems of Yorgo Seferis.
AJLAN DÜRÜS 64 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
5
6
While wandering in the streets around the harbour, I’m attracted by a house on whose stairs cats are sleeping, and before which second-hand objects, jewellery and clothes are displayed. This is a gentlewoman’s house, who in fact
5
7
AJLAN DÜRÜS
Otelin ahşap giriş kapısının hemen yan kapısından geçilen özel bir atölye bulunuyor. Sabah saatlerinin huzurlu dinginliğinde atölye temizliği ile uğraşan bir hanımefendi görüyoruz, insana enerji veren ses tonuyla ‘buyrun buyrun’ diyerek içeriye davet ediyor. Kendisinin eseri olan nefis tablolara, minik çerçevelerdeki Urla resimlerine büyük bir zevkle bakarken sohbet ediyoruz. Urla’ya yerleşmeyi seçip,
There is a private workshop where you can enter from the side door of the hotel’s wooden entrance gate. A lady who engages in workshop cleaning in the peaceful calmness of morning hours, invites people inside by saying’ come in, come in’ with an energetic tone of voice. We chat with her while looking at her own works, the magnificent paintings and pictures of Urla in the small frames, with a great pleasure. She is one of those who has chosen to settle in Urla, brought her own energy here, and add an extra beauty to Urla with her works of art.
AJLAN DÜRÜS
şair Yorgo Seferis’in evi bir butik otel olarak yaşatılıyor. Mobilyaları ve diğer detayları ile daha çok bir müzeyi andıran tarihî konak, hikayesi olan eşyalarla dolu.
buraya kendi enerjisini de getiren ve sanatı ile Urla’ya güzellik katanlardan. Liman civarındaki sokaklarda dolaşırken, merdivenlerinde kedilerin uyuduğu, ikinci el objelerin, takıların ve elbiselerin kapı önünde sergilendiği bir ev dikkatimi çekiyor. Burası Urla’nın sokak hayvanlarının adeta koruyucu meleği olan bir hanımefendinin evi. Kendisi ile tanışamadım ancak kapısına, camına astığı hayvanları korumaya dair
ENVER KARANFİL
8
sözler ile kendini adamış olduğu belli olan bu ev sahibesi Urla’nın temsili bir iyi niyet elçisi. Pazar günleri ise Urla, bir sanat sokağına dönüşüyor. Zafer Caddesi’ndeki tezgâhlarda kitaplar, antikalar, tablolar ve burada yapacağınız hoş sohbetlere bir mola vermek istediğinizde de sevimli fırın ve kafeler insana göz kırpıyor. Urla, sevimli kapıların ve taş evlerin bulunduğu,
huzur bulmaya gelenlerin güzelleştirdiği, kapısının önünde sokak hayvanları için ikinci el eşyalar, kıyafetler satan iyi kalpli insanların yaşadığı, Ege’nin özel ve bereketli yerlerinden. Ve size son bir tavsiye: Urla civarında gezerken yolda gördüğünüz tabelalara saparsanız asla pişman olmazsınız hatta at çiftliklerini, zeytinlikleri, nefis manzaraları görmenin sırrı farklı tabelaları takip ederek rotanızı değiştirmenizde saklı.
has become the guardian angel of street animals in Urla. I haven’t got the opportunity to meet her, but one can easily say that this landlady is the symbolic goodwill ambassador of Urla, by looking at the words on animal protection that she hung on her door and windows. On Sundays, Urla turns into an “Art Street”. There are books, antiques, paintings displayed in the stands on Zafer Street, and also pretty bakeries and cafes if you need a rest. Urla is one of the private and fertile places of Aegean where there are pretty doors and stone houses, and good-hearted people who sell second-hand objects and clothes in front of their houses, for street animals. We have one last suggestion for you: You will not regret it if you happen to get off course while wandering Urla; a great way to see the horse farms, olive groves and magnificent views, lying beneath sign posts inviting you for a change of route.
ENVER KARANFİL
9
8
Urla’nın insanın içini ısıtan sokaklarından sadece bir tanesi. One of the lovely streets of Urla.
9
Urla İskelesi’nden denize bakınca ayrı, denizden iskeleye bakınca ayrı güzel manzara karşılıyor sizi. The district offers a beautiful view both from the Urla Pier and from the sea.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 65
KAÇKAR DAĞLARI’NDA BİR GARİP HİKÂYE A Curious Story on the Kaçkar Mountains SERDAR KILIÇ
SERDAR KILIÇ -ASLAN AYHAN
Rize’nin kuzeye bakan yamaçlarında, Kaçkar Dağları’ndayım. Duydum ki, Kaçkarların Mezovit bölgesinde boğalar bir ayı yavrusunu öldürmüş, ölü yavru gölün etrafında bir yerlerdeymiş. Diğer boğalarla anne ayı arasındaki kavga da hâlâ devam ediyormuş. Duramadım, düştüm hikâyenin peşine.
66 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
I am at Kaçkar Mountains, the northeast of the city of Rize. I heard that bulls killed a baby bear in Mezovit region of Kaçkars and the little one was somewhere around the lake. The fight between the bulls and the mother bear was keep going. I decided to head out to learn more about this story.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 67
Çamlıhemşin üzerinden önce Ayder sonra Kavrun Yaylası’na ulaşıyorum. Burası deniz seviyesinden yaklaşık 2 bin 250 metre yükseklikte. İlk defa 26 yıl önce buraya geldiğim zaman yayla evlerinin çok olmadığını hatırlıyorum. Şimdi baktığımda fark ediyorum ki, yayla evlerinin sayısı artmış, hayvanların sayısı azalmış. Eskiden boyunlarındaki çıngırakları ile ses çıkaran inekler, koyunlar her tarafa yayılırdı. Şimdi sadece belirli bir yerde, öbek hâlinde 15-20 büyükbaş hayvan görüyorum. Bu sürede, tabiatla zaman 1
Yaylaların kalbinde sislerin sakladığı bir mezra. A hamlet hidden in the misty heart of the highlands.
2
Kokusu ve rengiyle baş döndüren yayla çiçekleri, doktora olan ihtiyacı azaltıyor bu yörelerde. The fragrant and colorful flowers on the highlands heal one’s soul.
3
Karadeniz’de kadınlar yükünü sırtında taşımaz, kalbinde taşır. Bu yüzdendir belleri bükülse de yüzlerinden tebessümün eksik olmayışı. The women of the Black Sea carry their burden in their hearts, not on their backs. Maybe that’s why they keep on smiling even if their back is bent.
3
68 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
Crossing over Çamlıhemşin, I first arrive at the highlands of Ayder and then Kavrun. Here, it is around 2,250 metres above sea level. When I came here, for the first time 26 years ago, there were not a large number of mountain houses. Now I see that the mountain houses have increased in number while the number of animals has decreased. In the past, cows and sheep with their bells ringing were everywhere. But now, I only see a group of 1520 bovines in one. In the meantime, the number of people spending time in nature has decreased and the people who stay indoors all
1
2
geçiren insan sayısı azaldı, evlerine kapananlar çoğaldı. İnsanoğlu tabiatla fiziksel, ruhsal ve manevi bağını yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Burada mis gibi bir hava var; çağlayarak akan derenin sesi ve otların arasından görünen sarı kantaron çiçeği ile orkideler… Sırt çantamla dağlara doğru yol alıp Kavrun, Çeymakçur, Palakçur, Avusor, Dübe yaylalarının olduğu vadilerden geçerken buraların kalbimde yer etmiş olduğunu hissediyorum. Gittiğim, gördüğüm hiçbir yerde
day has increased. Humans have gradually lost their physical, spiritual and inner bond with nature. The air is fresh here, and the sounds of the flowing stream, the hypericum blooms appearing, and, of course there are the orchids… I head towards the mountains with my backpack and leave behind the valleys of Kavrun, Çeymakçur, Palakçur, Avusor, Dübe, feeling that these places have left an imprint on my heart. These places give me a feeling that I cannot find anywhere. The ability to use our senses in nature is much better out here than in the city. This is
bulamadığım bir sırrı var bu toprakların. Tabiatta yaşayan canlıların duyularını kullanma kabiliyeti, şehirdekilere kıyasla çok daha üstün; bu orada yaşayan insanlar için de aynı. Onlar çok uzakları görebilir, işitebilir ve koku alabilirler. Neredeyse yüzyıla yakın ömrünün tamamını kırsalda geçirmiş rahmetli babaannemi, hep koku duyusunun gücüyle hatırlarım meselâ. Onu tanıdığımda yaşı doksanı geçmişti, buna rağmen burnu hâlâ çok iyi koku alıyordu. Rahmetli, çocuk yaşlarımda beni ve kardeşimi dizinin üzerine oturtup hep tabiattaki hayvanlarla ve insanlarla olan hikâyelerini anlatırdı. O hikâyelerdeki kahramanların neredeyse 4
hepsi de çok iyi koku alan, gören ve hisseden canlılardı. Bahsedilen yere vardığımda çobandan dinlediğim hikâyeyi birebir aktarıyorum: İki yaşındaki yavru ayı annesiyle birlikte etrafta dolaşırken boğalara denk geliyor. Yavru ayı bir şekilde -belki de oyun maksatlıboğaların içerisine düşüyor. Boğalar, ayıyı tehdit unsuru olarak algılayıp zarar vermeye başlıyorlar ve anne ayı, büyük bir mücadele vermesine rağmen yavrusuna boğaların zarar vermesine engel olamıyor. Aynı gece bu kez anne ayı, intikam almak ve boğalara zarar vermek amacıyla Kaçkarların o bölgedeki en yüksek yerine çıkıp bağırarak boğaların
the same for both a human being and a bear. They have long-distance vision, and hear sounds and recognize smells from far away. For instance, I always remember my grandmother who spent nearly one hundred years in the countryside with the strength of her sense of smell. She had a keen sense of smell. When I knew her, she was over 90 years old. My grandmother sat me and my sibling on her lap and told us stories about animals and human beings. Almost all of the characters in those stories had a strong sense of smell, vision and feeling. After arriving at the mentioned place, the shepherd told me the story, and now I will narrate it in exactly the same way: when the two-year
old baby bear and its mother were floating around, they came across the bulls. The cub -maybe with the intention of playing- ran into the bulls. The bulls perceived the cub as a threat and began to attack it. In spite of the mother bear’s valiant fight against the bulls, she could not prevent them from harming her cub. She same night, the mother bear climbed the highest point in the Kaçkars and growled, rolled the boulders down on to the bulls, in an attempt to take revenge. The next day, being in pain, the mother bear attacked the herd once again. The bulls could not prevent the courageous mother bear from killing a bull from the herd. The following day, she chased another bull and killed it. I found the place mentioned in the story.
Görkemli ve gizemli Kaçkar Dağları’nın eteklerinde terk edilmiş bir kulübe. An abandoned hut at the peak of glorious and mysterious Kaçkar Mountains. 4
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 69
üzerine kaya yuvarlıyor. Neredeyse travma yaşayan anne ayı, büyük acısıyla ertesi gün bir daha sürüye saldırıyor. Cesaretli ve iri yarı anne ayının sürüden bir boğayı öldürmesine engel olamıyor boğalar. Ertesi gün başka bir boğayı kovalayıp sürüden koparıyor ve götürdüğü yerde onu da öldürüyor. Sahipleri o boğayı da bulamıyorlar. 5
hayvanların ayak izini takip ederek hikâyede sözü geçen yere, öldürülen yavruya ulaşıyorum. Boğuşma izleri, çamurda ayı ve boğa izleri… Burnumuzun dibindeki tabiat ne kadar görkemli ve gizemli değil mi? İnanın, sadece bu izleri takip ederek hayâl kurmak ve kafamda hikâyeyi kurgulamak bile heyecan veriyor bana. Güreşirken birbirleriyle
iyi mücadele etsinler diye kızdırılıp güreştirilen ve daha sonra barışsınlar diye bütün yaz bu yükseklikteki platolara bırakılan öfkeli boğaların, bu durumla karşılaşacaklarını sahipleri bile kestirememiştir muhtemelen. Boğaların iri boz ayıyla olan mücadelesinde, dağları sallayan o gürültülü bağrışmalarını hissetmeye
Doruklara doğru sis yoğunluğu arttıkça görüş mesafesi azalıyor. The range of vision decreases as the fog thickens towards the peak.
çalışarak aşağılara iniyorum. Bu kez derelerin sesi yükselmeye başlıyor. Derken otların, çiçeklerin boyları yükseliyor ve 2 bin metrenin altına indiğimde meşhur Doğu Karadeniz ladinlerinin yükselmeye başladığını görüyorum. Böyle bir yerde insan kolundaki saati kullanmaya ihtiyaç duymuyor, güneşin hareketi ve gün ışığı önemli hâle
6
5
The traces of the struggle, the trails of the bear and the bull in the mud were everywhere. How splendid and mysterious it nature that is right under our noses! The thought of tracking and even fictionalizing the story in my mind excited me. Perhaps, even their owners could not guess that such things could happen to bulls left on a tableland of this height for the whole summer to make their peace after tempting and wrestling them for a better struggle at the bull fightings. Trying to imagine the roar that shook the mountains
70 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
during the fight between the bulls and the huge brown bear, I climb down. This time, the sound of the stream begins to louden. Just then, the grass and flowers reappear and when I descend below 2,000 metres, I find the famous and very tall spruce trees of the Eastern Black Sea. Here, one does not need to use a wristwatch; the movement of the sun and daylight become important. There is no urgent work here; just tranquility and patience. You do not have a job or an appointment to catch. If this life becomes unbalanced, both human
6
Karadeniz insanının çocukluğunu, geçmişini, yöresini, hasretini canlı tutan bir yayla evi. A house on the highlands reflects a Black Sea childhood and nostalgia.
7
Ablalar, Karadeniz’de kardeşlerinin ağabeyleridir. Onları daima korurlar. This older sister is very protective of her younger siblings.
7
geliyor. Burada acele iş yok, sükûnet ve sabır var yalnızca. Nasıl olsa yetişmemiz gereken bir işimiz ya da randevumuz yok. Tabiat ve insanın bir denge içinde yaşadığına şahitlik etmek en güzeli. İşte bu denge bozuldu mu, insanın da tabiatın da tadı kaçıyor. 21. yüzyılda yaygınlaşan teknoloji sayesinde bir veri bolluğu içinde yaşadığımızı düşünüyoruz. Ama bu bilgi çağında yaşamsal öneme sahip asıl bilgilerden yoksunuz. Bunlardan biri de şu ki, insan tabiatı ancak koklamakla, işitmekle, tatmakla, görmekle tanıyabilir ve koruyabilir.
being and nature lose the equilibrium. As technology is synonymous with the 21st century, we think we are living in an information-rich society. But, regardless of this, we are deprived of the most vital piece of information. People can heighten their senses and learn to appreciate nature on the deepest level simply by being here.
8
9
8
Fırtına, tayfun, dolu ve yağmur; taştan dağ evlerinin yapılış sebepleri. Storms, hail, and rain - all reasons to build stone houses atop mountains.
9
Eti, sütü, peyniri, yoğurdu, yağı ve arkadaşlığıyla bu hayvanlar âdeta Karadenizlilerin yaşam kaynağı. Animals in the Black Sea region are not just a food source, but are valued friends.
BİLGİ AnadoluJet’in Ankara Esenboğa ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan haftanın her günü Trabzon’a karşılıklı uçuşları bulunmaktadır. INFO AnadoluJet has daily roundtrip flights between Ankara Esenboğa and Istanbul Sabiha Gökçen Airport and Trabzon.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 71
72 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
SİZ HİÇ ÂŞIK OLDUNUZ MU? Have You Ever Fallen in Love? Fethi Gemuhluoğlu’nun yeni tanıştığı insanlara, muhabbet esnasında ansızın soruverdiği soru: “Siz hiç âşık oldunuz mu?” Bu soruyu bir âşıktan başkası sorabilir mi? Hak âşığı, Peygamber âşığı, dost âşığı, millet âşığı, vatan âşığı, türkü âşığı… Ömrü boyunca dostluğun, aşkın, irfanın türküsünü söyleyen büyük aydın, büyük mütefekkir, büyük ağabey Fethi Gemuhluoğlu’nu vefatının 39. yılında rahmetle, minnetle ve muhabbetle anıyoruz.
The question asked suddenly by Fethi Gemuhluoğlu to people who he meets for the first time during conversation: “Have you ever fallen in love?” Can anyone other than a lover ask this question? We remember Fethi Gemuhluoğlu as a great intellectual, thinker and brother, who was a lover of the God, Prophet Muhammad, friendship, nation, country and folk music and, always vocalized about friendship, love and wisdom for his entire lifetime, with mercy and gratitude on the 39th anniversary of his death.
FEYZA RUMEYSA ALTINDAL
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 73
Çocukluğu son Osmanlı aydınlarının yaşadığı Erenköy ve Göztepe semtlerinde geçen ve bu çevrede tarih, edebiyat ve tasavvufla yoğrulan Fethi Gemuhluoğlu, yaşadığı zamana ve bir şekilde temas ettiği bütün insanlara mührünü vuran, dostluk kelimesi ile her manada bütünleşen bir isimdir. 1975’te bir toplantıda irticalen yaptığı ve sonrasında “Dostluk Üzerine” ismi ile kayda geçen konuşmasında, mektuplarında ve çeşitli yayınlarda yer bulan
makalelerinde iman, aşk, güzel ahlâk, emek, hürriyet gibi değerleri önemle vurgulamış, bunların savunucusu olmuş ve yaşadığı sürece gençliğe bu değerleri aşılamak için büyük emek vermiştir. Ona göre; sanatla başlamıştı yurdumuzdaki yabancılaşma ve yine sanatla kalkacaktık ayağa. Bu yüzden şiire, yazıya, bilime, sanata istidatlı gençleri büyük bir titizlikle bulup çıkarıyor ve onları yetenekleri doğrultusunda yüreklendirip elinden gelen
2
her türlü yardımı yapıyordu. Kurulacağına inandığı yeni dünyaya hazırlanmak için gençlerin çok iyi okuyarak kendilerini yetiştirmeleri gerektiğinin her yerde ve her zaman altını çiziyordu. Fethi Gemuhluoğlu; “İnsana dost olmak, fikre dost olmak, coğrafyaya dost olmak, tarihe dost olmak, kendi vücuduna dost olmak, komşuya dost olmak” gibi ifadelerle bütüncül bir dostluğu sürekli vurgulamış, 74 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
1
3
şöhret, mal ve uyku dışında her şeyle ve herkesle dost olmanın gereği üzerinde ısrarla durmuştur. Birbirinden çok farklı çevrelerden çok sayıda insana hiçbir çıkar endişesi gözetmeden hizmet etmeyi ibadet kabul etmiş, toplumu hiçbir ayrım gözetmeksizin bir bütün olarak ele alan hoşgörülü tutumuyla bu söylediklerinin nasıl yapılacağını da fiilen göstermiştir. Serdengeçti, Yeşilada, Arapgir Postası, Türk Yurdu, Düşünen Adam
Fethi Gemuhluoğlu, who spent his childhood in Erenköy and Göztepe districts where the last Ottoman intellectuals lived. He studied history, literature and Islamic Mysticism and was always inspired by everyone that he came into contact with. The word “ friendship” and Gemuhluoglu became synonymous. He emphasized values such as faith, love, social ethics, effort and independence, at a
meeting in 1975. The contents of this speech was published later under the title, “On Friendship” (Dostluk Üzerine), and other letters and articles were published in various publications. He embodied these values and made a great effort to instill them in the younger generations throughout his lifetime. According to him, the alienation of our country began with art, thus, we needed to reconnect with
1
Oğulları Ali ve Selman Gemuhluoğlu ile birlikte. The author with his sons, Ali and Selman Gemuhluoğlu.
2
Almanya’da iki yıl serbest gazeteci olarak çalışan Fethi Gemuhluoğlu’nun çok sayıda vakıf, dernek ve hayır kurumlarında da hizmetleri oldu. A freelance journalist in Germany for 2 years, Gemuhluoğlu also worked for foundations, associations, and charities.
3
Yazar Hüseyin Nihal Atsız ile birlikte. He’s with author Hüseyin Nihal Atsız.
4
Bir ömrü dinmez bir aşk ve cezbe ile geçiren Fethi Gemuhluoğlu’nun son dönemlerine ait bu siyah beyaz fotoğrafta, gözlerinde dostluğun binbir rengi görünüyor. Gemuhluoğlu lived a life full of love and passion. This black-and-white photograph shows the light of friendship in his eyes.
Mecmuası, Yeni Sabah, Göldağı gibi gazete ve dergilerde yayımlanan yazılarında, büyük şehirlere göçlerin gelecekte doğuracağı tehlikelerden, mazlum ve masum milletlerin bağımsızlığına, İslâm ülkelerinin birbirine yakınlaşmasının öneminden Müslümanların birbirlerini tenkit etmesinin yanlışlığına dair pek çok mühim konuyu ele almış, üzerinde hassasiyetle durduğu bu meseleleri çözüme kavuşturacak akademik kadroların yetişmesi için büyük gayret göstermiştir. Bugün tanınan pek çok şair, yazar, bürokrat ve entelektüeli yetiştiren, zihinlerini, gönüllerini dostlukla, muhabbetle mayalayan Fethi Gemuhluoğlu, bulunduğu bütün görevlerde batılılaşmanın Türk toplumunda meydana getirdiği tahribatın onarılması için ciddi uğraş vermiş, bütün hayatını ülkemizin kaynaklarını zenginliğe dönüştürecek geniş ufuklu, erdemli ve bilgili insanların yetişmesi için gerekli şartları oluşturmaya adamıştır. Fethi Gemuhluoğlu, hakkında bir şeyler yazmanın en zor olduğu insanlardan biridir
4
it somehow. Therefore, he introduced young people with an ability for poetry, writing, science and art, encouraged them and helped them by doing all he could do. He always emphasized that young people should improve themselves by reading to prepare for the new world which he believed to have been established. Gemuhluoğlu always placed emphasis on friendship through coining phrases such as, “to be friends with people, to be friends with opinions, to be friends with geography, to be friends with one’s own body, to be friends with neighbors.” He laid great stress on the necessity
of having friendships with everything and everybody. He regarded serving people from different backgrounds without looking for benefits as vital and placed emphasis on the fact that society should adapt a more tolerant attitude towards others. In his articles published in publications such as Serdengeçti, Yeşilada, Arapgir Postası, Türk Yurdu, Düşünen Adam Mecmuası, Yeni Sabah, and Göldağı, he addressed many important issues ranging from dangers which migration to big cities would cause, independence of aggrieved and innocent nations; from the importance of Islamic countries not criticize
each other. He also trained academics to find a solution for these issues that he so cared about. He befriended many poets, writers, bureaucrats and intellectuals. His mind and soul enriched with these friendships, Fethi Gumuhluogly undertook real efforts to undo what he saw as damage to Turkish society by the West. He devoted his entire life to trying to enlighten and educate people, and to use that to brighten the country’s future. In my opinion, Gemuhluoğlu is incredibly difficult to write about; his service, career, and character was so great that whatever is written about him in the end appears to ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 75
5
5
Edebiyatçılarla beraber bir sohbet meclisinde. He’s in a conversation with other authors.
bana göre; kaleminiz ne yazacağını şaşırıyor, heyecanlanıyor, hangi tarafını, hangi hizmetini, hangi hasletini anlatsanız az geliyor, yetmiyor. Bu sebeple, onu tanımak, tanışmak için onun yazıp-söylediklerini ve onunla tanışma bahtiyarlığına erişmiş kişilerin onun hakkında yazıp-söylediklerini iyi okumak gerek. Ondan bahsederken yüzlerinde ve gözlerinde beliren hâli de görme fırsatı olursa, “Fethi Ağabey”in neden bu namla anıldığını daha iyi anlıyor insan. Onu, gönül dünyasını, misyonunu en iyi anlatan cümlelerinden bir tanesiyle yazıyı nihayete erdirelim: “Kendisine dost olmayanlar, gayrıya dost olamazlar. Kendileri ile barışa varamayanlar, gayrı ile barışa varamazlar. Kaldı ki, savaş yoktur. Dünya, dostluk üzere halk edilmiştir.”
76 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
be completely inadequate. Therefore, we must read what he wrote and said and what others who had the opportunity to meet him also said and to therefore become acquainted with him in this way. The opportunity to see the expression on the faces of people talking about him allows us to understand better why our “ brother Fethi” is known with this name. I would like to end this article with a sentence that I believe best explains his soul and mission: “Those who do not become friends with themselves cannot be friends with others. Those who cannot make peace with themselves cannot make peace with others. Moreover, there is no war. The world was built on friendship.”
KISA BİYOGRAFİ 1922’de İstanbul Göztepe’de doğdu. 1940 yılında Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenimini sürdürdü. 1950-1955 yılları arasında İstanbul’da çeşitli okullarda Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği yapan Fethi Gemuhluoğlu, 1955-1963 yılları arasında İstanbul Spor ve Sergi Sarayı Müdürlüğü yaptı. 1963-1965 yılları arasında Almanya’da kaldıktan sonra 1965-1966 yıllarında Millî Eğitim Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü görevinde bulundu. 1966-1970 yılları arasında Türkiye Odalar Birliği Basın Müşaviri olan Fethi Gemuhluoğlu, 1970 yılında kuruluşunu gerçekleştirdiği Türkpetrol Vakfı’nın Genel Sekreterliğini vefatına kadar sürdürdü. 5 Ekim 1977 tarihinde vefat eden Fethi Gemuhluoğlu’nun bazı sohbet, mektup, hâtıra ve yazılarıyla, vefatından sonra hakkında yazılanların bir kısmı ‘Dostluk Üzerine’ adlı bir kitapta toplanmıştır. SHORT BIOGRAPHY He was born in Göztepe, İstanbul in 1922. After graduating from Haydarpaşa High School, he continued his education as a law student at İstanbul University. He worked as a Turkish Language and Literature teacher at various schools in İstanbul between 1950 and 1955, and served as the manager of the İstanbul Sport and Exhibition Centre from 1955 to 1963. After living in Germany between 1963 and 1965, he worked as the Private Secretary to the Ministry of National Education between 1965 and 1966. He also served as the Press Counselor of the Turkish Union of Chambers between 1966 and 1970, and was the Secretary General of Turkish Association of Petrol, which he founded in 1970, he continued on in this role until his death. Some of the letters, memoirs and notes were collected in a book, “On Friendship.” He passed away on October 5, 1977.
ÜÇ TABAKTA AFİYET A THREE-COURSE FEAST Türkiye’nin her bölgesi ayrı bir lezzet sunuyor. Bu ay sizler için Anadolu’nun taze ürünleri ve leziz etleriyle hazırlanan kebap, köfte ve tatlı tarifi hazırladık. Afiyet olsun. Every region in Turkey offers unique dishes. This month, we prepared a kebab, meatballs and a dessert made with fresh ingredients and delicious meat from Anatolia. Enjoy your meal! SERAF
78 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 79
PATLICAN KEBABI Malzemeler: • 180 gr kuzu döş ve but karışım • 2 adet patlıcan • Tuz
Hazırlanışı: Patlıcanlar soğuk su içerisinde bekletilir. Et karışımı köfte hâlinde elle yoğrulur. Küp ya da parmak formuna getirilen köfteler kısa bir süre buzdolabında bekletilir. Halkalar hâlinde kesilen patlıcanlarla köfteler ardınca şişe dizilir. Şişlerin kenarları tepsiye asılacak şekilde fırında düşük ısıda pişirilir.
EGGPLANT KEBAB Ingredients: • 180 g minced lamb brisket and rump • 2 eggplants • Salt
Directions: Let the eggplants rest in cold water. Knead the minced meat. Take a small piece of meat, shape it into a cube or into a short stick. Let the meatballs rest in fridge. Slice the eggplants. Put the meatballs and eggplants on skewers. Cook the kebabs on low heat.
80 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
ilan
SÜRYANİ İÇLİ KÖFTE Malzemeler: • • • • •
500 gr bulgur 100 gr irmik 4 orta boy soğan 200 gr sıvıyağ 500 gr kıyma
Hazırlanışı: Küp küp doğranan soğan kıymanın yarısı ile birlikte kavrulur ve içersine baharatlar ilave edilir. Bulgur ve irmik suyla ıslatılır, yoğrularak hamur elde edilir. Hamurun içine kavrulan kıyma eklenir. Kaynar suda haşlanır.
CRANBERRY BEANS WITH CELERY Ingredients: • • • • •
500 g bulgur 100 g semolina 4 medium-sized onions 200 g sunflower oil 500 g lean minced meat
Directions: Finely chop the onions and them with half of the minced meat with spices. Damp the bulgur and semolina and knead them into a dough. Put the cooked meat in a small piece of dough and roll it into a meatball. Boil in water and serve.
82 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
HURMA TATLISI Malzemeler: • • • •
750 gr hurma 350 gr incir 1500 gr süt 200 gr tereyağ
Hazırlanışı: Tencereye süt ve tereyağ konulur, bir süre sonra incir eklenir. İncirler kısa süre kaynadıktan sonra hurmalar eklenir ve kaynatılır. Yaklaşık 20 dakika sonra ocaktan alınıp soğumaya bırakılır.
DATE DESSERT Ingredients: • • • •
750 g dates 350 g figs 1500 g milk 200 g butter
Directions: Put the butter, milk and figs in a saucepan. Boil the figs a few minutes. Add the dates and boil it for another 20 minutes. Remove from heat and let it cool.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 83
84 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
AKİDE ŞEKERİ Sugar Candy YELİZ AKERSOY SARI MESUDE BÜLBÜL
Yıllar yıllar önce hayat daha yavaş akarken, el emeğinin yerini makinelerin almadığı zamanlarda, şu yumuşak şekerlerden, jelatinlerden ve yapay tatlandırıcılardan çok önceki zamanda doğmuş ve bugüne ulaşmayı başarmış akide şekerinin öyküsüdür bu... This the story of akide sekeri, which was first made centuries ago all by hand and all natural, before the arrival of candies, jellies and artificial sweeteners, when life was simpler, and people didn’t have machines to do work for them...
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 85
Bazı tat ve kokuların insan üzerinde sihirli bir etkisi vardır. Bu sihirli güç sizi âdeta bugünden alıp geçmişte bir yolculuğa çıkarır. Bazen çocukluğunuza, bazen bir bayram anısına, bazen de eski bir dost ziyaretine alır götürür. Akide şekerinin tadında da bu sihirli gücü bulursunuz, göz alıcı renkleriyle damağınızda bıraktığı tatla birden geçmişin özlemini dindiriverir. Elmasları, yakutları, zümrütleri çağrıştıran renkleriyle; güllü, tarçınlı, karanfilli ve elbette naneli aromalarıyla tarihe meydan okuyan bu lezzet, Osmanlı’dan günümüze hiç değişmeden hep aynı tatta kalarak gelmeyi başarmıştır. Osmanlı mutfağının bu en eski şekerlemesinin adı Arapça kökenli “akit’’ kelimesinden gelir. Bildiğiniz üzere akit
kelimesi bağlılık, güven, nikâh, birbirinden ayrılmama, yapışma anlamına gelir. Akide şekeri tarihin en tatlı tanığı olmuştur; Ulufe divanlarının başrolü ondadır, nice bayramlar görmüş geçirmiş, sünnet törenlerinde şehzadelerin ağzını tatlandırmış, kız istemelerde sevincin, cenaze merasimlerinde ise acının ortağı olmuştur. Akide şekerinin Osmanlı Devleti için çok daha derin bir anlamı vardır. Yeniçerilere üç ayda bir dağıtılan ulûfeleri için düzenlenen, “Ulûfe Divanı” adı verilen törenlerdeki bu törene akit töreni de denir, yeniçerilere yemekler ikram edildikten sonra akide şekeri sunulurmuş. Rütbelere göre farklı miktarlarda dağıtılan akide şekerini yeniçerilerin kabul etmesi, padişaha bağlılıklarını göstermeleri anlamına geliyormuş.
1
2
Some tastes, and some smells have a magical effect on people. This magical power takes you on a trip to the past. It takes you to your childhood, sometimes to a memory of a feast, sometimes to the visit of an old friend. You can find this magical power with sugar candy today. It relieves the past with its attractive colors and lingering tastes. The colors recall diamonds, rubies and emeralds and has the aromas of rose, cinnamon, clove and, of course, mint. It came to us from the Ottomans and has not been changed whatsoever 1
86 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
Bayram, düğün, mevlid gibi geleneksel merasimlerimizin baştacıdır akide şekeri. İkram listesinde mutlaka adı vardır. Sugar candy is the queen of our traditional ceremonies such as bairam, wedding and mawlid. It’s a must to serve it to guests.
since - the taste is the same. Te Ottoman word for this candy comes from the Arabic word “akit,” meaning covenant, devotion, trust, belief, nonseparable and sticking. Sugar candy is the sweetest witness to this history. It was the star of the Ulûfe councils; saw many feasts, sweetened princes’ mouths at their circumcision ceremonies. It shared in happiness of asking for the girl in marriage and shared in the sadness at funerals. Sugar candy had a much deeper meaning for the Ottoman Empire. The 2
Fındıklısı, tarçınlısı, nanelisi, susamlısı… Çeşitli lezzetleriyle akide şekeri herkesin kalbinde kendine yer bulur.. Nut, cinnamon, mint, and sesame – sugar candy of all kinds are loved by everyone.
3
3
Geleneksel çeşitlerin yanında günümüzde farklı aromalarla yapılan türlü renklerdeki akide şekerleri de şekerci vitrinlerini şenlendiriyor. In addition to traditional flavors, sugar candy is produced with different aromas today. They brighten the glass windows of candy stores.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 87
Askerlerin şekeri kabul etmemeleri ise maaşlarından ve yönetimden hoşnutsuzluklarının ve doğabilecek bir isyanın habercisi oluyormuş o günlerde. Kısacası akide şekeri bir zamanlar Osmanlı Devleti’nde bazen bir müjdenin, bazense bir felaketin habercisi olmuş. Padişahın yeniçerilere tören eşliğinde ikram ettiği bu lezzet, bugün hâlâ yaşıyor ve eski usûllerle üretiliyor. Bu tarihî şekerin büyük cam kavanozlara yerleşmeden önce mahir ellere ihtiyacı var. İstanbul şekerciler kenti olarak ünlense de bu mahir eller saraya ve İstanbul’a Anadolu’dan, özellikle Kastamonu’nun Araç ilçesinden gelmiş şeker ustalarına ait. Mücevheri andıran görünümü, enfes tatları ve nefes kesen kokusuyla baş döndüren bu lezzet, Anadolu ustalarının elinde hayat bulmuş. Osmanlı’nın saf şekerden üretilen bu vazgeçilmez lezzeti, dünyanın hiçbir yerinde rastlayamayacağınız bir tat. Su ve şeker bakır kazanlarda
salaries of janissaries were paid every three months during ceremonies called the Ulufe Council. These ceremonies were also called a covenant ceremony. After foods were offered to janissaries, sugar candies were presented. These sugar candies were presented in different amounts according to the rank. Accepting the sugar candies meant showing their loyalty to the padishah. Rejecting the candy sugars showed that the janissaries were unpleased with their salaries and governance. Refusing it could signal the beginning of a riot. Once upon a time, sugar candy was sometimes the messenger of a gospel, sometimes the messenger of disaster. The candy offered to janissaries by the Padishah is still alive and produced in the old way. This historic candy needs expert hands. İstanbul was famous for its sugar producers. However, these expert hands belong to masters who came
4
4
Elmasları, yakutları, zümrütleri andıran renkleriyle, güllü, naneli, karanfilli akide şekerleri. Resembling diamonds, rubies, and emerald with their colors, sugar candy is flavored with rose, mint and clove.
5
III. Selim’in cülus törenini gösteren bir gravür. Üç ayda bir yapılan ulûfe törenleriyle padişah yeniçerilere akide şekeri dağıtırdı. Yeniçerilerin bu şekerleri kabulü padişaha olan bağlılığı gösterirdi. An engraving from Selim III’s coronation ceremony. They’d pass out sugar candy at ulûfe (janissary salary payment) ceremonies held every three months. The janissaries would accept the candy as a token of their loyalty to the sultan.
5
88 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
6
6
Kadıköy’de eski bir şekerci dükkânı. An old candy store in Kadıköy.
180°C sıcaklıkta kaynatılıyor. “Akidenin suyu ne kadar az olursa o kadar lezzetli olur.” diyor ustalar. Akidenin ağza yapışmadan âdeta bir bilye gibi ağzımızda dört dönmesi için içine bal ekleniyor. Kaynayan akide, bakır kazanlardan mermer zemine dökülüyor, şeker ağdası soğurken içine isteğe göre gül suyu, tarçın, karanfil, nane, fındık, susam gibi malzemeler ekleniyor. Soğuma tam gerçekleşmeden akideler özel makaslarla kesiliyor. Buradaki zamanlama çok önemli, çünkü ustalar şekerin en fazla 10 dakika bekleyebileceğini, yoksa tüm emeğin çöpe gideceğini söylüyor. İşte birbirinden
güzel renklerde, çeşit çeşit tatlardaki akide şekerlerinin büyük cam kavanozlara, kristal şekerliklere, bayramlık mendillerin arasına girmeden geçirdiği yolculuk böyle. Görüntüsüyle tıpkı bir yakutu andıran kırmızı renkteki tarçınlı akide şekeri ise çeşitlerin içinde rengi, kokusu ve tadıyla en baş döndürücü olanı ve hâlâ en popüleri… Eğer İstanbul’daysanız kentin meşhur şekercilerinin dükkânlarını mutlaka ziyaret edin, bakalım akide şekerlerinin büyüleyici tadı damaklarınızda ve hafızalarınızda ne izler bırakacak...
to İstanbul from Anatolia, especially from the Araç, city of Kastamonu. The candies dazzle with their jewel tone colors, delicious taste and delightful smell. It was born in the hands of masters from Anatolia. This indispensible taste of the Ottomans was produced of pure sugar not found anywhere in the world. Water and sugar is boiled in copper caldrons at 180°C. Honey is added to prevent sugar candy from sticking to your mouth. Boiled sugar candy is poured on a marble countertop and while the sugar syrup cools off, products are added such as, rosewater, cinnamon, clove, mint, nuts or sesame.
Before it completely cools, the candies are cut with special scissors. Timing is very crucial here, because the sugar can wait at most for 10 minutes, otherwise, the candy is thrown out. These beautifully colored candies are then poured into large glass jars, crystal sugar bowls or between feast napkins. Sugar candy with cinnamon looks exactly like an amethyst and may be the most tempting one with its color, smell and taste. If you are in İstanbul, you should visit one of the famous candy maker shops. Let’s find out which flavor will leave the biggest impression with you.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 89
GÜDÜL’DE PEKMEZ ZAMANI Pekmez Time in Güdül Yaz aylarında sofralara salkım salkım ferahlık taşıyan üzüm, kış aylarında da sofrada kalabilmek için uzun ve zahmetli bir yolculuğa çıkıyor; eziliyor, kaynatılıyor, savruluyor ve nihayet pekmez olup yiyenlere şifa oluyor. Bringing bunches of grapes to summer tables call to mind the long and difficult journey they endure in the winter. After being crushed, boiled, and cooked, it becomes pekmez, a molasses with healing properties. HAMİT YALÇIN
90 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 91
1 1
2 3
Anadolu, prehistorik dönemlerden itibaren bin yıllar boyunca farklı kültürlerin ürettiği birikimlere ev sahipliği yapan, sayısız keşiflere kaynaklık eden ve tarımsal çeşitliliğiyle dikkat çeken eşsiz bir coğrafya. Üzümse, tarihsel ve mitolojik kaynakların aktardığına göre yeryüzünün en eski ve kutsal sayılan meyvelerden biri. Şifa kaynağı bu leziz meyve, aynı zamanda bir mitoloji malzemesi. Özellikle Akdeniz havzasında görülen bazı inançlar için zeytinle birlikte ritüellerin olmazsa olmazı olan üzümün pekmeze dönüşmesi ise apayrı bir seremoni. Bereketin, bolluğun, kimi yörelerimizdeki söyleniş biçimiyle döküm zamanının sembolü sayılan sonbaharda Güdül’ün Karacaören köyündeyim. Bağbozumu zamanı çoktan gelmiş. Sabahın erken saatlerinde Karacaörenliler bağlarının arasında gündelik işlerine başlamışlar bile. Selam verip aralarına katılıyorum. Kocaman salkımlardan 92 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
koparıp yörenin oldukça tatlı ve rayihalı üzümlerinin tadına bakarak bu şirin köyün bağlarında geziniyoruz. İri taneli salkımlardan birini güneşe doğru tutuyorum. Kırmızıya çalan üzüm bir yakut gibi ışıldıyor.
2
Güdül’de birbirinden farklı cinslerde pek çok üzüm yetişiyor. Many types of grapes grow in Güdül.
Bağdaki üzümler insanın önce gözünü doyuruyor ve ardından damağınızda bıraktığı lezzetle güzelliği tamamlıyor. The grapes at the vineyard are a sight for sore eyes and complement this pleasant feeling with their lasting taste.
3
Anadolu’nun farklı yörelerinde bin 200 çeşit üzüm yetiştiği söylenir. Güdül’de de aladiriz, hevenk, gut, çavuş, dimrit gibi tat ve renkleri birbirinden farklı çok sayıda üzüm cinsi var. Pekmez yapımına geçmeden evvel, muhabbet ettiğimiz köy sakinleri bu yıl mahsulün çok iyi olduğunu mutlulukla ifade ediyorlar. Bereketleri daim olsun. Yaz boyu yiyenleri serinletip ağızlarını tatlandıran üzümler, başka bir biçimde olsa da kış boyu yine sofralarda yer bulmak için pekmez olmaya doğru yolculuğa çıkıyor. Toplanıyor, küfelere dolduruluyor. Sabahtan akşama kadar sürüyor bağbozumu. Toplanan leziz üzümler bağlardan köye taşınıyor sonra. Çuvallara doldurulup ağızları sıkıca
Anatolia is a unique geographical site which has hosted diverse cultural backgrounds for thousand of years, also has an incredible amount of agricultural diversity. Grapes are deemed to be one of the oldest and holiest plants on Earth according to the folklore and history. In the Mediterranean basin, this delicious and
healing fruit is the staple for many customs and rituals, and are as important as olives. I visited the Karacaören Village in Güdül in the fall, the time of plentitude, abundance. The vintage season had already come. The Karacaören villagers had already begun to do their day-to-day business in their vineyards in the early morning.
bağlanıyor. İlk aşamada havuzlarda sıkılarak üzümün suyu elde ediliyor. Anadolu’nun bazı yörelerinde bu havuzlara çaraş deniyor. Üzüm suyu bir süre dinlenmeye bırakılıyor. Kimi köylüler kendi evlerinde, kimileri köyün meydanında pekmez kazanlarını sıra sıra diziyorlar. Kazanların içi üzüm suyuyla altları odunlarla
doldurulup yakılıyor ve ardından savurma işi başlıyor. Pekmez olurken kazanı hızlı ve aralıksız karıştırma işine savurma deniyor. Savurmada kullanılan sopalar da bu iş için özel yapılıyor. Pekmez kaynatma işini daha çok kadınlar yapıyorlar. Onlar pekmezi savurup kıvamını alması için uğraşırken,
4
4
Pekmezin kıvamını bulana kadar sürekli karıştırılması en önemli lezzet sırrı. The secret to a delicious molasses is to constantly stir it until it thickens.
5
Köy meydanına dizilmiş kazanlarda kaynayan pekmezin dumanı bütün göğü sarmış gibi. It’s as if the sky is covered with the steam of boiling molasses lined around the village square.
I greeted and joined them. We went for a walk in the vineyards in this quaint village, and picked enormous, sweet and aromatic grapes. I tilted one of the coarsegrained bunches towards the sunshine. The red-tinged grapes sparkled like rubies. It is said that 1,200 grape varieties are grown in different regions of Anatolia. Güdül also has a wide variety of grapes with differing tastes and colors, such as Aladiriz, Hevenk, Gut, Çavuş and Dimrit. Before making the pekmez, the villagers happily state that the harvest was quite plentiful this year. I wished them eternal plentitude. Refreshing and sweet summer, these grapes endure a long journey before finally making it to the summer table. They are picked up and filled in the large baskets. The harvest lasts from morning till night. The delicious grapes which were picked up were brought
from the vineyards to the village. They were filled in sacks and the tops of the sacks are tightly fastened. In the first stage, the grapes are squeezed in the basins and their juice is obtained. These basins are called “çaraş” in some regions of Anatolia. The grape juice is left to mature for some time. Some villagers line up pekmez boilers in their own houses and some are put in the village square. The boilers are filled with grape juice and firewood is placed at the bottom of the boilers and is lit. Then winnowing process begins. “Winnowing” refers to the uninterrupted mixing of the boiler contents during pekmez making. The sticks used for winnowing is specially designed for this process. Pekmez is boiled mostly by women. While the women winnow pekmez and try hard to get its proper consistency, the conversation also came to its proper consistency. I take photos of the wonderful sunset. Made of neither water nor sugar,
5
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 93
6
6
Güneş vurdukça renkten renge giren üzüm salkımları, içinde türlü şifalar saklıyor. The grapes change color in the daylight, hiding various benefits in themselves.
muhabbet de kıvamını buluyor ve bir taraftan da gün batımıyla birlikte ortaya çıkan harika görüntüleri fotoğraflıyorum. Ne su ne şeker katılmadan tamamen üzümün özünden yapılan bu pekmez, kış boyunca üşüyenlerin içini ısıtacak, yorgunlara enerji verecek, kansızlık sorunu yaşayanlara kan yapacak, öksürenlere şifa olacak. Uzun ve yorucu ama muhabbeti bir o kadar tatlı savurma-kaynatma işleminden sonra nihayet gelmesi gereken kıvama gelen katkısız, nefis pekmezin tadına bakıp yeniden gelebilmek ve yine pekmezin taptaze köpüğünün tadına bakabilmek dileğiyle ayrılıyorum Güdül’ün Karacaören köyünden. Eğer siz de bu harika seremoniyi izlemek ve damağınızda eşsiz bir tatla tamamlamak isterseniz, şimdi tam mevsimi. 94 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
but only of grape juice, pekmez will warm those feeling cold during winter, combat fatigue, help those with anemia, and suppress coughing. I tasted the plain, yummy pekmez which finally came to the required consistency after the prolonged and tiresome winnowing–boiling process. I left the village knowing that it was just a matter of time before I would get to taste the pekmez.
7
7
Uzun merhalelerden sonra pekmeze dönüşen üzüm, bu hâliyle de sofraların vazgeçilmezlerinden. After a long process, pekmez finally makes its way to the table.
Ä°LAN
TAŞ KALE HASANKEYF The Stone Castle Hasankeyf RECEP ŞÜKRÜ GÜNGÖR
96 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
ENGİN GÜNEYSU
Hasankeyf’e doğru ilerlerken Raman Dağları’nın, petrol kuyularının arasından geçtim ve dağlarda mağaralar görünmeye başladı. Sağımda o büyük, muhteşem, yeşil, yemyeşil vadisiyle Dicle akıyor, solumuzda asırlar öncesinden günümüze kadar varlığını sürdürmüş mağaralar tebessüm ediyor. Hasankeyf, yaklaştıkça kendine daha da çekiyor ve efsanevi bir güzelliğe bürünüyor. On the way to Hasankeyf, I passed through the Raman Mountains and oil wells, and caves on the mountains came into sight. On the right, River Tigris is running along a splendid and verdant valley, on the left, the centuries-old caves are smiling. As you come closer to Hasankeyf, it pulls you more and becomes magnificently beautiful.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 97
Batman Havalimanı’ndan şehre doğru ilerlerken adını şehirden alan çayı, Raman Dağları’nı ve şehrin üzerine çöreklenen petrol sisini görüyorum. Hasankeyf’e doğru ilerleyerek Dicle Nehri’ne doğru yol alırken petrol kuyularının başında inip kalkan at başlarının ham petrol çıkarışı, bu toprakların altının da üstünün de paha biçilemez kıymetlerle dolu olduğunu bir kez daha fısıldıyor bana. Uzaktan belirmeye başlayan Hasankeyf Kalesi, minareleri, türbelerin kubbeleri Hasankeyf efsanesinin ilk satırları oluyor zihnimde. Dicle Nehri’nin başında yeni köprünün girişinde sadece ayakları
kalmış eski köprüyü, taş kalenin ihtişamını ve mağara evlerin gizemli deliklerini seyrediyorum. Mihmandarım Nağman Bey, şehrin tarihini anlatırken âdeta küçük dilimi yutuyorum. Tarihî derinliği Asur ve Urartu’ya uzanan şehir, medeniyetlerin merkezi sayılacak bir konuma sahip. Süryanice, Ermenice ve Arapça gibi dillerde Hasankeyf “taş kale” anlamına geliyor. Yekpare taştan yapılan bir kaleden oluşuyor. Taşın tepesine “yukarı şehir”, nehrin kıyısında kalan bölgeye de “aşağı şehir” deniyor. Taş kale, kazı çalışmaları sebebiyle ziyarete kapalı. Kalenin dışında kalan kayalardaki
While heading for the city from Batman Airport, I see the brook getting its name from the city, the Raman Mountains, and the mist settled over the city. Moving towards Hasankeyf and heading for the Tigris River, the sucker rods around the oil wells extract crude oil, moving up and down, and whispers once more that priceless assets lay both under and above these lands. Hasankeyf Castle, the minarets and the domes of the tombs bursting into sight, are the first lines of the legend of Hasankeyf in my mind. By the Tigris River, at the beginning of the new bridge, we see the old bridge of which only the piers remain, the 1
1
98 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
magnificence of the stone castle and the mysterious cave houses. While my host, Sir Nağman tells me about the history of the city, I am lost for words. Having a history going back to Assyria and Urartu, the city is the center of the civilizations. It is said that Hasankeyf, meaning “Stone Castle”, gets its name from many languages such as Syriac, Armenian and Arabic. The city is a castle made of a monolithic stone block. The top of the stone is called uptown and the region by the river is called downtown. The stone castle is closed to visitors because of the excavation work. The caves outside the castle might be visited, but it is impossible to reach the caves via the Tigris.
Hasankeyf’de tarihin yansıdığı sular, şen çocuk gölgeleriyle daha da güzelleşiyor. The waters in Hasankeyf, on which the history is reflected, become even prettier with the shadows of happy children.
2
2
Hasankeyf Kalesi’nin üzerinden Artuklu Camii’nin minaresi de görünüyor. Hasankeyf Castle overlooks Artuklu Mosque.
3
3
Zeynel Bey Türbesi, Hasankeyf’in en çok ziyaret edilen noktalarından. Zeynel Bey Mauseloum is one of the most popular landmarks in Hasankeyf.
mağaraları gezmek mümkün ama Dicle kenarlarında kalan mağaralara ulaşmak mümkün değil. Nehrin kıyısına kurulan tahtlar üstü çadır, altı ahşap sedir şeklinde yapılmış ve ziyaretçilere nehrin balıklarından ikram etmek için hazır hâle getirilmiş. Boğaz’da yediğiniz balıklara benzer tadı burada bulabilirsiniz. Zaman az, gezilecek yer çok. Üstelik buradaki hemen her yapının uzun ve güzel hikâyeleri var. İlk olarak Zeynel Bey Türbesi’ne gidiyorum. Ilısu Barajı’ndan dolayı taşınacağını öğrendiğim türbe Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan’ın oğluna ait. Çokça ziyaretçisi olan bir başka türbe ise İmam Abdullah Türbesi. İslam ordusu Hz. Ömer zamanında Halid Bin Velid komutasında Hasankeyf’i almaya geldiğinde Cafer-i Tayyar’ın (r.a.) oğlu Abdullah
The upper parts of the thrones, by the riverside, are made of tents while the lower parts of the river offer fishing opportunities. You can find fish here that are similar to those found in the Bosphorus. So little time, so many places to visit. Every structure here has a long and beautiful story. Firstly, we visited Zeynel Bey Tomb. It is the tomb of the son of Uzun Hasan, the ruler of the Akkoyunlu (White Sheep Turkomans) Dynasty; I learned it will be destroyed will be destroyed because of the Ilısu Dam Project. Another tomb open to the public is Imam Abdullah Tomb. During the reign of Caliph Umar, when the Muslim forces came to conquer Hasankeyf at Khalid ibn Walid’s command, the son of Cafer-i Tayyar (r.a.) passed away, and a tomb was built for him.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 99
burada vefat etmiş ve sonraki yıllarda adına bu türbe yaptırılmış. Bir zamanlar taş kalede para basma merkezi kurulmuş. Kalenin içinin altın dolu olduğu söyleniyor. Hamdaniler, Mervaniler, Artuklular, Eyyûbîler döneminde buraya çokça altın gömüldüğü ve bu altınların bulunduğu takdirde devlet hazinesine büyük katkısı olacağı da diğer rivayetler arasında. İnsanın burada her şeye inanası geliyor. Mesela Dicle’nin aktığı güzergâhı Danyal Peygamberin asasıyla çizdiği söyleniyor. Sonra Hasankeyf masalı: Hasan isminde bir genç Dede Korkut’taki Deli Dumrul misali köprüden geçenleri haraca bağlıyor. Yakalanıp zindana atıldıktan sonra idam için meydana getirildiğinde son isteği soruluyor.
Once upon a time, a center for coinage was established at that stone castle. It is told that the castle is full of golds. It is also said that during the periods of the Hamdanids, Marwanids, Artuqids and Ayyubids, a vast amount of gold were buried here and if found, it would be a great contribution to national treasury. One tends to believe in everything here. It is told that Prophet Daniel drew the course of the Tigris with his rod. And the tale of Hasankeyf: Hasan, a young man, just like Delidumrul in the Dede Korkut epic, forces the ones crossing the bridge to pay money. After being arrested and imprisoned, he is brought into the town square for execution and his last wish is asked. He wishes to ride a horse and throw and his dying wish is honored. He suddenly jumps into the Tigris and escapes by crossing the river. The people at the square scream, asking
5
5
Hasankeyf’te yüzyıllar önce insanların yaşadığı mağaralarda bugün restoran ve dükkânlar bulunuyor. The caves in Hasankeyf, which were inhabited by people centuries ago, have been converted into restaurants and shops.
100 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
4
4
Hasankeyf’i belleğimize nakşetmek için ona uzun uzun bakmamız gerek. You have to take a long look at Hasankeyf in order to carve it into your memory.
BİLGİ AnadoluJet’in Ankara’dan haftanın her günü Batman’a karşılıklı uçuşları bulunmaktadır. INFO AnadoluJet has daily roundtrip flights between Ankara and Batman.
6
6
Kalenin kayalarında yuva yapan bir şahinin kuşbakışı gördüğü Hasankeyf bu olsa gerek. Hasankeyf is nestled in the rocks beneath the castle.
Ata binip meydanda cirit oynamak istediğini dile getiren gencin isteği yerine getiriliyor. Hasan cirit oynama bahanesiyle meydanda dönerken birdenbire Dicle’nin sularına atıyor kendini ve karşıya geçerek kurtuluyor. Meydandaki halk “Hasan keyfa?” (Neden yaptın Hasan?) diyerek çığlık atar. O günden sonra bu yörenin adı Hasankeyf kalır. Efsaneler, masallar öyle tatlı anlatılır ki, gerçek olmadığını bildiğimiz hâlde inanırız. Hasankeyf öyle güzel bir gizemle kuşanmış ki, orada her anlatılana gerçekmiş gibi yaklaşıyor insan. Dünyanın ilk mağara evlerinin serinliğini, Artuklu Sarayı’nda dünyaya harikalar bırakan mühendis Cezerî’nin ve minareye çift merdiven yapan kalfanın seslerini duyarak ayrılıyorum kayadan yapılma kale Hasankeyf’ten.
“Hasan keyfa?” (Why did you do that Hasan?). From that day on, the region has been called Hasankeyf. The legends and tales are told so delightfully that we willingly believe in them. Hasankeyf is covered with such a beautiful mystery that one feels that everything told there is real.
7
By feeling the coolness of the first cave houses of the world and hearing the voices of Cezerî, the engineer left the world a legacy at Artuklu Palace and the foreman who built a double ladder for the minaret, I leave Hasankeyf, the castle made of rocks.
7
Hasankeyf’in tarihi Asur ve Urartu’ya kadar uzanan köklü bir tarih. Hasankeyf’s history is a rooted one reaches to Assyrian and Urartian civilizations.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 101
ANTALYA’DA SAKLI BİR CENNET: GEYİKBAYIRI A Hidden Heaven in ÖNDER KOCA
Torosların tepelerinde, Beydağları yamaçlarına gizlenmiş, Antalya’nın yeşil cennetlerinden bir tanesi… Gürül gürül akan su kaynakları, yaylanın zirvesinden kuş bakışı görülen Akdeniz manzarası ve Türkiye’nin en büyük, dünyanınsa sayılı kaya tırmanış alanları Geyikbayırı’nda sizi bekliyor.
102 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
On the hills of Taurus Mountains, behind the sides of Bey Mountains (Beydağları), it is one of the green heavens of Antalya… Springs pulsing, bird’s-eye view of Mediterranean from the top of the upland, and the world wide known, largest rock climbing areas of Turkey are waiting for you in Geyikbayırı.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 103
Geyikbayırı, Likya yollarının başlangıç noktası olması, bio ve habitat zenginliği, kanyonları, mağaraları gibi doğal güzelliklerinin yanı sıra son zamanlarda dağ sporları ile uluslararası platformlarda da adından sıkça söz ettiren bir yer. Bundan yaklaşık 16 yıl önce deneyimli kaya tırmanışçıları Metin Yılmaz ve Öztürk Kayıkçı’nın kayalıklarda yeni rotalar açarak bölgenin taşıdığı potansiyeli keşfetmeleri, Geyikbayırı’nı dağcılık ve tırmanış sporu yönünden uluslararası bir üne kavuşturdu. Geyikbayırı, dünyanın en
değerli ve en çok sevilen 10 kaya tırmanış alanı arasında ve Avrupa’da da kışın tırmanış yapılacak bölgeleri arasında ilk üçte gösteriliyor. Senede yaklaşık 10 bin kişinin ziyaret ettiği ve yaklaşık bin tırmanış rotası bulunan yöre, dağcılık ve eko turizm bölgesine dönüşmüş durumda. Geyikbayırı, Geyik Sivrisi Dağı’nın muazzam manzarasının eteklerinde kurulu. Yöredeki tüm tırmanış rotaları bu dağın eteklerinde ve karşı tarafındaki tepelerde yer alıyor. Kızılçam ormanlarıyla
The rich biodiversity and natural scenic beauty of the Lycian region is found in Geyikbayırı is now synonymous with mountaineering. About 16 years ago, after Metin Yılmaz and Öztürk Kayıkçı, the experienced rock climbers, had discovered the potential of the region by setting new routes, Geyikbayırı gained an international fame for mountaineering and climbing sports. Geyikbayırı is among the favorite 10 rock climbing areas and it is ranked among the top three
of climbing areas in Europe for winter. Attracting 10.000 visitors per year and 1,000 climbing routes, the region has turned into a place for mountaineering and ecotourism. Geyikbayırı is at the foothills of the magnificent Geyik Sivrisi Mountain. All of the climbing routes of the region are located on the foothills of this mountain and the hills on its opposite side. It is said that the district got its name from the many deers around the region which is covered with
1
Bulutlara doğru uzanan tırmanıcılara Geyiksivri’nin Kızılçam ormanları ve şirin Geyikbayır evleri eşlik ediyor. The mountain climbers are accompanied by Turkish pines in Geyiksivri and traditional Geyikbayır houses.
2
Aşağıda olmak bazen yukarıda olmaktan zordur. Arkadaşının hayatı emniyetçinin ellerinde. Sometimes it’s harder to be on the ground than to be high above. The life of the climber is in his friend’s hands.
3
Yamaçları okşayan yalçın kayalıklar, aynı zamanda sporcuların tırmanış sektörlerinden bir tanesi oluyor. Steep rocks that sweep the cliffs are frequented by climbers.
4
Ayakları titremiyor çünkü doğanın bir parçası olduğunu biliyor. His feet don’t tremble because he knows he’s a part of nature.
1
BİLGİ AnadoluJet’in Ankara’dan haftanın her günü Antalya’ya karşılıklı uçuşları bulunmaktadır. INFO AnadoluJet has daily roundtrip flights between Ankara and Antalya.
104 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
kaplı bölgede eskiden çok geyik olduğu için yörenin bu ismi taşıdığı söyleniyor. Köylülerin “geyik” ismini verdikleri aslında bu yöreye özgü bir dağ keçisi. Günümüzde ise sayıları çok azaldığından türü koruma altına alınmış.
2
Alışılmışın dışında farklı bir tatil yapmak istiyorsanız; tertemiz bir hava, içimine doyum olmayan buz gibi kaynak suları, portakal, limon ya da nar bahçeleri arasında, kekik kokularını süsleyen kuş cıvıltılarıyla Geyikbayırı mutlaka görmeniz gereken bir yer. Torosların orta
red pines. In spite of being called “ deer” by peasants, they are actually a kind of mountain goat specific to the region, and as they are dying away today, the species are under protection. If you would like to have a unique holiday, Geyikbayırı is a must-see: with its fresh air; the tasty, icy spring water; its orange, lemon, pomegranate orchards and the smell of thyme beautified by the birds’ songs. It is also ideal for walking around the Beydağları on the Middle Taurus Mountains, climbing 3
tepelerindeki Beydağları’nda dolaşmak ve binden fazla tırmanış rotasında ister başlangıç seviyesi ister zor parkurlar arasından seçiminizi yapıp dilediğinizce tırmanmak ve spor yapmak için de ideal. Antalya merkeze yarım saat uzaklıkta, dünyanın dört bir tarafından gelen dağcılar ile beraber kalabileceğiniz, yaz kış açık olan keyifli, üstelik uygun fiyatlı birçok kamp da mevcut. Konforuna düşkün olanlar için bungalov tipi mekânlar da var. Kamplarda kahvaltı, öğle ve akşam yemeği servisleri yapılıyor.
as you wish on over a thousand of climbing routes of varying difficulties.
4
Half an hour away from the center of Antalya, there are also many joyous and affordable camps open in summer and winter where you can stay with mountaineers from all over the world. Bungalows are also there. Breakfast, lunch and dinner are served in the camps. In the evenings, there are usually conversations by the stars in company with guitar melodies.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 105
Akşamları da genelde gitar eşliğinde, bol yıldız manzaralı sohbetler oluyor. Geyikbayırı, dağcılık sporları dışında çevresiyle de olağanüstü bir yer. Gün içinde hem tırmanış yapıp hem de denize girmek isterseniz Konyaaltı Plajı sadece 18 km. uzaklıkta. Kış aylarında ise kayak yapmak için Saklıkent Kayak Merkezi’ne ulaşmak için sadece 25 km. gitmeniz gerekiyor. Roma ve Bizans dönemi antik kentlerinin belki de en büyüğü olan Trebenna Antik Kenti kalıntıları Geyikbayırı Köyü’nün yanı başında. Doğaya gömülmüş bir tarih görmek istiyorsanız, burada yürüyüşe çıkmanızı tavsiye ederiz. Güllük Dağı Millî Parkı’na ise (Termessos Antik Kenti) köyden 20 kilometrelik bir patika yol ile ulaşmak mümkün. Ayrıca köy içinden geçen Kral Yolu, Geyik Mağarası, tarihî Sinan Değirmeni ve güzel yayla evlerini de görmelisiniz. İster dağ sporlarına ilgi duyun ister kamp yapmaya gelin, yürüyün, bisiklet sürün… Geyikbayırı sizi her zaman el üstünde tutacaktır.
Apart from its mountaineering, Geyikbayırı is a splendid place with its surroundings. If you want both climbing and swimming during the day, Konyaaltı beach is just 18 km away. You are only 25 km away from Saklıkent Ski Resort for skiing during winter months. For history lovers, the ruins of the ancient city of Trebenna, perhaps the biggest of the ancient cities of Rome and Byzantine period, is right beside the Geyikbayırı village. It is possible to arrive at Güllük Mountain National Park (Termessos Ancient City) via a path of 20 km from the village. You must also see the King Path, the Deer Cave, historical Sinan Mill and beautiful mountain houses. Whether have an interest in mountaineering sports or camping, walking, cycling… Geyikbayırı will welcome you beyond your expectations in every respect.
5
6
5
En zoru inerken dengede kalmak. The hardest part is to keep your balance while climbing down.
6
Dik yamaçlarda rüzgâr koca kaya parçalarını bile sürükleyebidiğinden ne kadar sağlam tutarsa o kadar şanslı. The wind on these steep cliffs can even drag big rocks so the climber should tighten his grip.
7
Ve dönüş. Güzel yayla evlerinden Kral yoluna doğru antik bir yol arkadaşlığı. And, on the way back, an ancient fellowship from lovely highland houses to the King’s Road.
7
BİLGİ Kalacağınız kamplar belirli bir ücret karşılığında havaalanından transferinizi sağlıyor. Ayrıca havalimanından kalkan toplu taşıma araçlarıyla kolayca Geyikbayırı’na ulaşabilirsiniz. INFO Your transportation from the airport is provided by the camps or you can easily go to Geyikbayırı via public transportation.
106 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
108 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
TEZ YAZMAK MI? BENİM İÇİN HİÇ ZOR DEĞİL! Writing a Thesis Paper? It’s in the Bag! HÜSNA BAKA
Tez yazımı akademik hayatın en zorlu dönemeçlerinden biri. Çoğu insan için bitmek bilmez, uzun mu uzun bir süreç. Eş dost, akrabanın “Nasılsın?” sorularına daima “Tezimle uğraşıyorum, nasıl olsun.” cevabını verirken, “A, hâlâ bitmedi mi?” hayretlerini duymazdan gelmek zorunda kalırsınız. Pırıl pırıl bir genç olarak hevesle başladığınız akademik hayat, bir anda sırtınızdan atılması gereken bir yüke dönüşür. Bu çıkmazdan kurtulabilmeleri için, bu yıl tez yazacak arkadaşlara birkaç önerimiz var.
Writing a thesis paper is one of the most difficult times of academic life. It is an unending and long process for most people. You will have to bear answering friends and family and answer their questions with the repeated answer, ““I’m busy with my paper, how else should I be?” as they uniformly reply with,“Really, you’re still not finished with that?” and pretend not to be aware of their astonishment. The academic life that you began as a bright teenager suddenly turns into a burden that you immediately need to get off your back. In order to escape this dead end, here are a few suggestions for those of you who are writing their thesis papers this year.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 109
1.Konunuzu Çok İyi Seçin İndirimli öğrenci kartınızın devam etmesi için yapıyor bile olsanız, eğer tez yazıyorsanız, çalışma alanınızdaki bütün araştırmaları okumanız, incelemeniz ve en önemlisi üzerine bir şeyler eklemeniz gerek. Böylesine özveri ve saatler boyu çalışma gerektiren bir işi bitirebilmeniz için konunun gerçekten ilginizi çekmesi, sizi heyecanlandırması ve bir anlam ifade etmesi lâzım. 2.Danışman Hocanızı İyi Seçin Akademik hayata yeni başlayanlar için tez yazımı, keşif yolculuğundan farksızdır; danışman hocanız, bilmediğiniz bu sularda sizin rehberiniz olacak. Çalışmak istediğiniz konuda size yardım edebilecek uzmanlıkta olması elbette ilk şart, ama bunun ötesinde çekinmeden odasına girip çıkabildiğiniz, yakın ilişki kurabildiğiniz birini seçmelisiniz. Alanında çok ünlü diye seçtiğiniz, yoğunluktan e-postalarına iki hafta sonra ancak cevap verebilen bir danışman, aslında size pek de yardımcı olamayacaktır. 3.Danışmanınızı Rahatsız Etmekten Çekinmeyin Takıldınız, teziniz ilerlemiyor, kafanızda soru işaretleri var. Odasından bir saat önce çıkmış olsanız bile danışman hocanızı rahatsız etmekten, olmadı e-posta yağmuruna tutmaktan hiç çekinmeyin. Danışacak birine ihtiyaç duyuyorsanız, tez danışmanları bunun için var. Hocanızın nezaketini ve yardımseverliğini hak etmek için suçluluk duymanıza gerek yok.
110 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
1. Choose Your Topic Very Carefully Even if you are continuing writing your thesis paper for the sake of being able to continue using your discounted student bus card, you must still read, examine and most importantly improve all of the research papers on your topic. Such devotion to a research that will take hours on end necessitates a topic to truly captivate your attention, and mean something to you. 2. Choose Your Advisor Very Carefully For newcomers to academic life, writing a thesis paper is equivalent to going on a voyage for discovery; your doctorate advisor will be your guide in these unfamiliar waters. Of course the foremost prerequisite will be their expertise in your field and their being able to help you, but you should also take social factors such as being able to enter your advisor’s room without embarrassment and being able to establish intimate communication. Choosing an advisor based on their fame but getting email messages from them two weeks late deserves consideration. 3. Don’t Hesitate to Bother Your Advisor You’re stuck, your paper isn’t getting anywhere and you have questions boggling your mind. Even if you’ve just left you advisor’s office an hour ago, don’t hesitate to or bombard with emails. If you need someone to consult, that’s what advisors are for. You don’t have to feel guilty for taking advantage of your advisor’s courtesy and helpfulness.
4.Danışabileceğiniz Bütün İsimlere Ulaşın İyi anlaştığınız, size vakit ayıran, alanına son derece hâkim bir danışman hoca seçtiniz evet, yine de bununla yetinmeyin. O alanda çalışmış bütün isimlere ulaşmayı deneyin, konunuzu anlatın, nasıl geliştirilebileceğini sorun, okuma önerisi isteyin. Eğer okulunuzun hocası değillerse tezinize dışarıdan destek verip veremeyeceklerini sorun. Ne demişler isteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara. 5.Tartışmaktan Çekinmeyin Araştırmanızın verdiği sonuçlar konusunda hocanızla fikir ayrılığı mı yaşıyorsunuz veya araştırmanın hocanızın etkisiyle sizin arzu etmediğiniz bir tarafa yöneldiğini mi görüyorsunuz; hocanızla tartışmaktan, kendi fikirlerinizi ısrarlı bir biçimde savunmaktan çekinmeyin. Yaptığınızın beyin fırtınası olduğunu, hocanızın rehberiniz olduğu kadar aslında bu sürecin bir katılımcısı olduğunu unutmayın. 6.Tezinize Zaman Ayırın “Çok zaman var daha, nasıl olsa biter.” diye düşünüp kesinlikle yazma işini ertelemeyin. Danışmanınız belli olduktan sonra tezinize mutlaka her gün zaman ayırın. Tez yazmanız için size tanınan süreyi boş vakit olarak görmeyin, hem çalışır hem tez yazarım ne olacak deyip bu dönemde işe girmeyin, hatta anne baba olma gibi planlarınız varsa iki kez düşünün. Sizi kitap yığınlarıyla dolu masanızdan uzaklaştıracak bütün uğraşlardan kaçınmalısınız.
4. Get Into Contact with Everyone Who You can Consult So yes, you’ve chosen an advisor who you understand well, who spares time for you and who’s dominant in the field, still, don’t stop there. Try getting into contact with everyone who has previously worked in your field, explain your topic, ask how to develop it and ask for reading recommendations. If they are not affiliated with your school, ask if they will provide external support. As the saying goes, asking for help is hard, but refusing to help is harder. 5. Don’t Hesitate to Argue Are you in a state of conflict with your advisor regarding the results of your research, or do you think that your research is going astray due to the influence of your advisor; don’t hesitate to argue with your advisor and insistently defend your ideas. Don’t forget that this is a practice of brainstorming and that as much as your advisor is your guide, they are also a participant in this project. 6. Spare Time for Your Thesis Paper Do not procrastinate and delay writing with an idea of “there’s still a bunch of time left, I’ll take care of it eventually”. Spare time every day for your paper. Don’t think of the time allocated for you to write your thesis paper as idle time, don’t get a job during that period thinking that you will work and write your paper, if you have plans of having children, think twice. You must stay away from every distraction that will pull you away from your desk full of books.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 111
7.Aşırı Titizlik Yapmayın Tamam, elinizden geldiğince özenli çalışın, ama yazdığınız tezle o konuya son noktayı siz koymayacaksanız. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın eksik bıraktığınız, gözünüzden kaçan, yanlış yorumladığınız, yetersiz kaldığınız noktalar olacak. Bunları ileriki yayınlarınız için bir fırsat olarak düşünün.
7. Don’t Be Extremely Tidy Ok, work as diligent as you can, but don’t forget that you’re not going to put the complete this topic with your thesis paper. However much you try, there will be inevitable, errors, incorrect comments and inadequate points. Think of these as an opportunity.
8.Konunuz Çok Dallanıp Budaklanmasın Hele ki sosyal bilimler alanındaysanız, her olgunun başka olgularla ilişkili olduğunu görüp şuna da değinmeliyim, meselenin bu yönü de var diye yetmiş sayfalık tezi iki yüz sayfaya, altı aylık uğraşı iki yıla çıkarmayın. Sonuç bölümü bunun için var, meselenin başka boyutları da olduğuna sonuç bölümünde işaret edip içinizi rahatlatın.
8. Don’t Go off Topic Especially if you are the field of social studies and you observe that each event is linked with other events don’t think that you have to mention each and every small detail. Don’t extend your 70 page paper to a two hundred page paper and your six month effort to a two year effort for the sake of showing every aspect of the matter.
9.İkinci Bir Göze Kontrol Ettirin Teziniz büyük ölçüde tamamlanınca, danışmanınız dışında, titizliğine güvendiğiniz başka bir hocadan da tezinizi okumasını mutlaka rica edin, yalnızca dışarıdan bir gözün fark edebileceği hatalar her zaman çıkar. . 10.Teşekkürü Unutmayın Tezinizin sonunda size bu süreçte zaman ayıran, yardımcı olan, anlayış gösteren ve en önemlisi tahammül eden herkese teşekkür ettiğinizden emin olun.
9. Have a Second Pair of Eyes Check Your Work Once the majority of your paper is finished, make sure to ask someone besides your advisor your paper. There will always be errors that only an outsider can notice.
112 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
10. Don’t Forget to say Thanks Make sure that you have thanked everyone who has spared time for you, helped you, showed understanding and most importantly tolerated you during this period.
ILAN
3-12 YAĹž İÇİN EĞİTÄ°MDE YENÄ° MODEL: PYP Ă–Ä&#x;rencilerin akademik baĹ&#x;arÄąlarÄąnÄą artÄąrmanÄąn yanÄąnda deÄ&#x;er ve davranÄąĹ&#x; odaklÄą bir eÄ&#x;itim modeli sunan PYP, dĂźnyadaki baĹ&#x;arÄąsÄąnÄąn ardÄąndan Ăźlkemizde de yaygÄąnlaĹ&#x;maya baĹ&#x;lÄąyor.
!3 + !( Ĺ?* 1 0Ĺ?+* +" Ĺ?$Ĺ?( .!* #! !03!!* ă * Ä Ä‚Ä? PYP, which provides a value- and behavior-oriented education model as well as increasing students’ academic success, is also becoming widespread in Turkey. ĹžULE BALKAN
114 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 115
Eğitimin hayatımıza neler kattığının ya da ondan neler çaldığının önemine dair hiç yapmadığımız kadar sık sohbetler yaptığımız şu günlerde, hiç şüphesiz yerel ve global eğitim sistemlerindeki trendler de sıcak tartışma konularından. Bu sistemlerden biri olarak adından sıkça söz ettiren Uluslararası Bakalorya Organizasyonu’nun alt programlarından olan İlk Yıllar Programı (PYP)’na dair çok şey söylenmekte ancak bir kez de yanlış bilinenler üzerinden gitmekte fayda var. 1.PYP, finansal anlamda sıkıntı yaşamayan her okulda uygulanabilecek bir programdır. Bakalorya Teşkilatı, okulların bu programı uygulama yetkisi noktasında finansal kapasitelerinden önce, kurum ile arasında felsefe
116 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
olarak kan uyuşmazlığı olup olmadığını sorgulamaktadır. Okuldaki liderlerin, kendilerini öğrenenler toplumunun bir parçası olarak görüp “geliştirici” ya da uzaktan-sonuç odaklı “yönetici” roller benimseme noktasındaki tercihleri ile yakından ilgilidir. Felsefe olarak öğrencisinden, velisinden ve öğretmeninden kopuk bir zihniyete sahip okullar, Uluslararası Bakalorya (IB) programlarını uygulama noktasında yetkilendirilmemektedir. Okulun misyon bildirgesi, IB Organizasyonu’nunki ile uyumlu olmalı ve nihai olarak ortak insanlık amacına hizmet etmelidir: “Daha iyi ve daha huzurlu bir dünya!”
The trends in local and global education systems are undoubtedly among the top discussion topics these days when we discuss the importance of what education adds to or takes from our lives. PYP is one of the sub-programs of the International Baccalaureate Organization (IBO), which is frequently mentioned as one of these systems. Lots of things are said about PYP, but it will be useful to mention about the misinformation on PYP for once. 1.PYP is a program which can be applied in every school that is not in financial difficulty. The Baccalaureate Organization first investigate whether there is a philosophical inconsistency between itself and the school before their financial capacity in terms of the schools’ authority to apply. The organization is interested in the adoption by school administrators of a
“ developing” role regarding themselves as part of the community of learners or of a distant and solution-based “administrative” role. Schools that are disconnected with their students, parents and teachers are not authorized to apply the IBO programs. The school’s mission should be in line with the mission of the IBO and serve to the universal humanity values: “A better and more peaceful World!” 2.PYP has an international curriculum and is not appropriate for application in Turkish schools. On the contrary of what is known, PYP does not offer an obligatory curriculum. It is flexible with the content in terms of the acquisition of gains that change by country; however, it provides an obligatory framework on how to transfer these gains. It is based on the question “How?” rather than “What?”
Considering the change in Turkish National Education system towards a more constructive mentality, quite a compliant picture can be seen.
2.PYP uluslararası bir müfredata sahiptir ve Türk okullarında uygulanması uygun değildir. Bilinenin aksine, PYP zorunlu bir müfredat içeriği sunmaz ve ülkelere göre değişen kazanımların ediniminde içerik olarak esnek olmakla birlikte, kazanımların nasıl aktarılacağına dair zorunlu bir çerçeve çizer. “Ne?” sorusundan ziyade “Nasıl?” ile ilgilenir. Türk Millî Eğitim sisteminin de giderek daha yapılandırmacı bir yaklaşım çerçevesinde
değiştiğini düşünürsek ortaya oldukça uyumlu bir tablo çıkmakta. 3.PYP, okullara akademik başarı için sistem sağlar; oysa değer odaklı bir program olduğu söylenemez. PYP’de “biliş” kadar “davranış” da önemli rol oynar. Öğrencilerin neyi bildiklerinin önemi ancak onu uygulamaya aldıkları âhlak dairesinde ölçülmeli prensibinden yola çıkarak PYP, bizim maneviyat merkezimize hiç de uzak düşmeyen; hoşgörü, değer
bilme, bağlılık, şevk ve saygı gibi değerleri müfredatının kalbinde tutar. Bu tutumların rol model olarak sergilenmesi ve benimsenmesi için zorlayıcı kriterler sunar. 4.PYP, kendisini “zorlayıcı” bir program olarak adlandırıyor. Parlak olmayan öğrenciler bu programda başarılı olamazlar. Her ne kadar zorlayıcı ifadesi ile yan yana görülse de, PYP’nin belki de en temel özelliği tüm öğrenciler için kapsayıcı ve dâhil edici bir program olmasıdır. Yetkilendirilmiş bir okul olma yolunda olmazsa olmaz kriterleri ile yönetsel zorluklar yaşatsa da, çocuklar için bir o kadar esnek, gelişimsel, kabul edici ve teşvik edici bir programdır. Gardner’ın insanlığa hediyesi olan “çoklu zekâ kuramına” yakın bir anlayış ile her öğrencinin en iyi yönünü ön plana çıkarabileceği ve geliştirilmesi gereken yönlerini saptayarak onlarla barışık bir şekilde sorumluluk alma cesaretini gösterebileceği deneyimler sunar.
3.PYP provides a system to schools for academic success; but it cannot be regarded as a valueoriented program. “Behaviors” as well as “ knowledge” is important in PYP. PYP has a curriculum oriented to tolerance, appreciation of value, commitment, enthusiasm and respect, which are also our basic spiritual elements, based on the principle that the importance of students’ knowledge should only be assessed within the framework of the morals they embrace while putting this knowledge into practice. This provides challenging criteria for the exhibition and adoption of attitudes as role models. 4.PYP refers to itself as being a challenging program. Unpromising students cannot succeed in this program. Although it is seen side-by-side with the phrase “challenging,” perhaps the basic characteristic of PYP is being a comprehensive and inclusive program. Its obligatory criteria for being an authorized school lead to administrative difficulties; however, it is as well a flexible, developmental, accepting and encouraging program for children. With an approach close to the “multiple intelligence theory,” Gardner’s gift for humanity, it determines each student’s best characteristics and the characteristics they can show or need to improve and offers them experiences where they can be brave to undertake responsibilities being friendly to them.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 117
BİLGİ INFO
SATIŞ/REZERVASYON/CHECK-IN
BAGAJ BİLGİSİ
TICKET SALES/RESERVATION/CHECK-IN
BAGGAGE INFORMATION
Ë İç hat uçuşlarında yolcularımıza tanınan serbest bagaj hakkı 15 kg.dır. Ankara – Kıbrıs karşılıklı uçuşlarında ve bağlantılı Kıbrıs seferlerinde 20 kg.dır. Bu limitlerin aşılması hâlinde fazla bagaj ücreti ödenmesi gerekecektir. Fazla bagaj ücret bilgisi almak için Türk Hava Yolları – AnadoluJet satış ofislerine, 444 2 538 – 0850 333 25 38 no’lu çağrı merkezine müracaat edebilirsiniz. Kabin el bagajının ağırlığının 8 kiloyu ve boyutlarının 23x40x55 cm.’yi geçmemesi gerekmektedir. Ë The free baggage allowance offered to passengers on domestic flights is 15 kg. The free baggage
Ë Gidiş-dönüş ya da devam parkurlu bilet alan yolcularımızın seyahat etmeyecekleri durumda rezervasyonlarını iptal ettirmemeleri halinde ilk uçuşla birlikte tüm rezervasyon kayıtlarında görünen uçuşları sistem tarafından otomatik olarak iptal edilmektedir. Ë Check-in işlemleri icin iç hatlarda uçağın kalkış saatinden en az iki saat önce, dış hatlarda en az üç saat önce havaalanında olmaya özen gösterilmelidir. Ë Check-in işlemleri iç hat uçuşlarında asgari 45 dakika önce, dış hat uçuşlarında 60 dakika önce sona ermektedir.
Ë If passengers who have purchased round tickets or
multi-destination tickets decide not to fly but do not cancel their reservations, all their continuation and return reservations are automatically cancelled by the system, because the first flight is a no-show. Ë For domestic flights, you should be at the airport at least two hours before your scheduled departure, for international flights, you should be at the airport at least three hours before your scheduled departure. Ë For domestic flights, check-in ends in fourty-five minutes prior to departure. For international flights, check-in ends sixty minutes prior to departure.
limit for Ankara - Cyprus - Ankara flights and connecting Cyprus flights is 20 kg. An excess baggage charge will have to be paid if these limits are exceeded. For information about the excess baggage charge, you can contact AnadoluJet sales offices and the call centers at 444-2-538 and (+90) 850333-25-38. Carry-on luggage should not weigh more than 8 kg or be larger than 23x40x55 cm.
UÇUŞ SIRASINDA GÜVENLİK FOR YOUR SAFETY DURING FLIGHT
Ë Cep telefonu ve cep telefonu özelliği taşıyan cihazların uçuş moduna alındığından ve kapatıldığından emin olunuz.
Ë İniş ve kalkışlarda ve ‘kemerlerinizi bağlayınız’ ikaz ışıkları yanarken, her türlü taşınabilir
radyo, elektronik oyunlar, dizüstü bilgisayar ve benzeri elektronik cihazlar kullanılamaz.
Ë Please make sure that your cell phones or devices with cell phone features are in flight mode and turned off. Ë For safety reasons no radios, electronic games, laptop computers, or similar electronic devices can be used during takeoff, landing, and while the “Fasten Seat Belts” sign is on.
MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ / CUSTOMER RELATIONS PROMOSYONEL ÜCRETLER PROMOTIONAL COSTS
Ë Promosyonel ücretli U ,W ve P sınıfı biletlerde uçuş öncesi ve sonrasında iptal ve iade ile rezervasyon ve parkur değişikliği yapılmamakta, uçuşun gerçekleşmemesi hâlinde alan vergisi iadesi yapılmaktadır.
Ë Tickets with promotional fares in U Class,W Class and P Class cannot be canceled or refunded, nor can reservation details or destinations be changed before or after the flight. If the flight does not take place, the airport tax is returned to the passenger.
118 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
444 25 38 numaralı çağrı merkezini arayarak sizlere daha iyi hizmet verebilmemiz için dilek ve önerilerinizi iletebilirsiniz. Fikirleriniz bizim için değerlidir.
Contact our call center at 444 25 38 to send your wishes and suggestions to us, so that we may serve you better. Your ideas are valuable to us.
* Gümrük uygulaması olan istasyonlarımız; İstanbul (IST), Ankara (ESB), İzmir (ADB), Antalya (AYT), Adana (ADA), Trabzon (TZX), Gaziantep (GZT), Dalaman (DLM), Erzincan (ERC), Bodrum (BJV), Samsun (SZF), Konya (KYA), Kayseri (ASR), Hatay (HTY) Malatya (MLX), Sabiha Gökçen (SAW), Bursa (YEI), Sivas (VAS), Şanlıurfa (GNY)’dır. * Customs; Istanbul (IST), Ankara (ESB), Izmir (ADB), Antalya (AYT), Adana (ADA),
Trabzon (TZX), Gaziantep (GZT), Dalaman (DLM), Erzincan (ERC),Bodrum (BJV), Samsun (SZF), Konya (KYA), Kayseri (ASR), Hatay (HTY), Malatya (MLX), Sabiha Gökçen (SAW), Bursa (YEI), Sivas (VAS), Şanlıurfa (GNY)”.
HAMİLE YOLCU / PREGNANT PASSENGERS
EVCİL HAYVAN / PETS Ë Evcil hayvan
taşımacılığı ücrete tabidir. Uçuş öncesinde rezervasyon yaptırılması gerekmektedir. Kabin içinde veya kargoda sadece kedi ve köpek taşınabilir. Bu ücret bagaj teslimi sırasında kafes ve hayvan beraber tartılarak tespit edilir. Kabinde taşınması istenen evcil hayvanlar, evcil hayvanın sahibi tarafından temin edilen 45 x 35 x 23 cm ölçülerdeki kafeslerde taşınmalıdır. Kabinde taşınacak evcil hayvanların kafesleri ile birlikte tartıldıklarında, ağırlıklarının 6 kg.’ı geçmemesi gerekir. Geçmesi hâlinde kargo kompartımanında taşınır. Görme ve işitme engelli yolculara ait refakatçi köpekler, rezervasyon yaptırılarak ücretsiz olarak kabin içine kafessiz kabul edilirler.
Ë Charges apply
for the carriage of pets. Reservation is required prior to flight. The fare is calculated during baggage delivery by weighing the pet in the carrier. If the pets are to be carried in cabin they are accepted in special pet carriers sized 45x35x23 cm and the passengers are expected to provide the carriers themselves. The pet in the carrier to be carried into the cabin should not exceed 6 kg. If it exceeds this weight, the pet will be carried in the cargo compartment. Dogs assisting blind and deaf passengers can be carried free of charge in the cabin without any pet carrie carrier.
Ë 28 haftayı (yedi ay) doldurmamış olan hamile yolculardan rapor istenmez. Tek bebeğe hamile yolcuların 28. haftanın başından 35. haftanın sonuna kadar (iki veya daha fazla bebeğe hamile yolcular için 28. haftanın başından 31. haftanın sonuna kadar) kendi doktorundan aldığı “uçakla seyahatinde herhangi bir sakınca yoktur” ibaresi yer alan raporu ile seyahatine izin verilir. 36 haftadan (iki veya daha fazla bebeğe hamile yolcular için 32 hafta) sonra ise doktor raporu olsa dahi seyahatine izin verilmez. Yedi günden eski olmaması gereken raporda doktorun adı, soyadı, diploma numarası ve imzası olmalıdır. Ë Expectant passengers under 28 weeks (7 months) of pregnancy do not need to submit doctor’s rs who are pregnant with one child report. Passengers are allowed to flyy with a doctor’s report stating that they are fit to fly from the beginning of the eir pregnancy until 28th week of their 5th week and the end of the 35th up to 31st week for those tiple birth. expecting a multiple After the 36th week of pregnancy (32ndd week for xpecting those who are expecting a multiple birth) these passengers are noo longer en with allowed to fly even nce. The a medical clearance. issuing doctor’s name, ma number surname, diploma ust be shown and signature must port. clearly on the report.
REFAKATSİZ ÇOCUK YOLCU yaşın gün almış, Ë 7 yaşından
12 yaşından yaşınd gün almamış çocuk yolcularımız yolc AnadoluJet seferlerinde AnadoluJ ilave ücret ücre karşılığında refakatsiz olarak seyahat edebilirler. edebilirler
UNACCO UNACCOMPANIED MINOR PASSENGERS P (UMS) An Ë On AnadoluJet
flights, ch children aged seven to twelve t may travel una unaccompanied on payment of an additional service ch charge.
HASTA-ENGELLİ YOLCU / SICK-HANDICAPPED PASSENGERS Ë Meydan doktoru veya tedavisini yürüten doktorundan “uçakla seyahatinde
ÖZEL SAĞLIK HİZMETİ Ë Sedyeli ve tekerlekli
sandalyeli yolcularımızın uçaktan terminale, terminalden uçağa transferleri uzman ekiplerce gerçekleştirilir.
SPECIAL MEDICAL SERVICES Ë Passengers traveling with
wheelchairs and stretchers are transferred from the aircraft to the terminal and from the terminal to the aircraft by a professional medical team.
CIP SALON KULLANIMI Ë AnadoluJet seferleri ile seyahat eden yolcular; uçuş öncesi bekleme süresini özel ve konforlu hâle getiren THY CIP salonlarından ücret karşılığı yararlanabilirler.
CIP LOUNGE SERVICE Ë On payment of a fee, AnadoluJet passengers may
herhangi bir sakınca yoktur” raporu alan hasta yolcularımız AnadoluJet seferlerinde seyahat edebilirler. 10 günden eski olmaması gereken rapor Türkçe veya İngilizce yazılmış olmalıdır. Uçakta bakıma muhtaç durumdaki hasta yolcular refakatçileriyle beraber uçarlar. Engelli ve doktor raporuna sahip yolcularımızın tekerlekli sandalye talepleri ücretsiz sağlanmaktadır. 24 saatten az süre kalmış uçuşlara sedye talebi kabul edilmemektedir.
Ë Sick passengers are required to supply a report from the
airport or from their medical doctor declaring that there are no medical objections to them travelling on an aircraft. This report must be dated ten days prior to the flight and be written in English or Turkish. Passengers who need special care during the flight must travel with an escort. Disabled passengers and passengers holding medical clearance are provided with wheelchairs free of charge. Stretcher requests will be accepted if made at least twenty-four hours prior to scheduled departure time.
access Turkish Airlines CIP lounges to have a pleasant and comfortable start to their journey. ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 119
FİLO FLEET
anadolujet.com
444 2538 AJET
+
0850 333 25 38 B 737 - 800
ANADOLUJET TÜRK HAVA YOLLARI MARKASIDIR. ANADOLUJET IS A TRADE MARK OF TURKISH AIRLINES.
122 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
Uçak adedi•Quantity: 35 Kanat açıklığı•Wingspan: 35.79 m Gövde uzunluğu•Length: 39.47 m Yerden yüksekliği•Height: 12.55 m
Yatay uçuş sürati • Cruise speed: 858 km/h • 35’i 189 Koltuk Kapasiteli • 35 aircrafts with 189 seats 2’si 165 Koltuk Kapasiteli • 2 aircrafts with 165 seats Azami yatay uçuş yüksekliği •Maximum cruising altitude: 41,100 ft
1 ARAÇLAR MENÜSÜ / TOOLS MENU
ÇEVRİMİÇİ ONLINE
Siteyi görüntülemek istediğiniz dili buradan seçebilirsiniz. Bunun yanında İletişim ve yardım sayfalarına da buradan ulaşılabiliyor. AnadoluJet web sitesi içinde ulaşmak istediğiniz her şeyi yine bu alandan arayabilirsiniz. Choose a language in which to display the web site, here. The “Contact Us” and “Help” pages can be accessed here. Search for what you are looking for here.
2 ANA MENÜ / MAIN MENU anadolujet.com’un tüm içeriğine bu menü aracılığıyla ulaşabilirsiniz. Menü kullanıcı eğilimleri değerlendirilerek yeniden oluşturuldu. All contents of the AnadoluJet website can be accessed through this anadolujet.com page. This page was re-designed according to user tendencies.
3 SHOWCASE ALANI / SHOWCASE AREA AnadoluJet’in sizi özellikle haberdar etmek istediği duyurulara, haberlere bu alandan ulaşabilirsiniz. Buradaki görsellerin üzerine tıklayarak detaylarına ulaşabilirsiniz.
anadolujet.com e
AnadoluJet news and announcements can be found on this page. Detailed information may be obtained by clicking on the icons here.
4 ONLINE İŞLEMLER / ONLINE TRANSACTIONS Bu alandan rezervasyon yapabilir, online bilet alabilir, daha önce almış olduğunuz biletinizin check-in işlemini yapabilirsiniz. AnadoluJet tarife bilgisine de bu alandan ulaşılmaktadır. Türk Hava Yolları aktarmalı uçuşlarınız için Çoklu Uçuş linkini kullanabilirsiniz. Bunlar dışındaki online işlemlere ana menüdeki Online İşlemler linkine tıklayarak ulaşabilirsiniz. * Online check-in uçuştan 24 saat önce başlar, uçuşa 90 dakika kala sona erer. Reservations can be made, e-tickets can be purchased and online check-in for flights that have already been purchased can be done here. Click on the Multiple Destinations links for Turkish Airlines connecting flights. Other operaitons can be made by clicking the Online Services link. * Online check-in starts twenty-four hours before your flight and terminates ninety minutes before the flight time.
5
DUYURULAR ALANI / ANNOUNCEMENTS AREA
AnadoluJet tarafından sunulan fırsatlara, AnadoluJet’ten son haberlere, AnadoluJet Magazin içeriğine ve AnadoluJet’in gençlik projesi JetGenç’le ilgili öne çıkan başlıklara bu alandan ulaşabilirsiniz. Detaylar için detayını görmek istediğiniz görsele tıklamanız yeterli... AnadoluJet offers, AnadoluJet’s latest news, the contents of AnadoluJet Magazine, and headlines on AnadoluJet’s youth program JetGenç can be found here. Click on the icons for more details.
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 123
Eresin Otelleri’nde 3 kat Mil kazanma zamanı. 1 Kasım’a kadar Eresin Otelleri’nde konaklayan Miles&Smiles üyeleri, 3 kat Mil kazanıyor.
Sigortam.net’te her poliçeniz 1.000 Mil kazandırıyor! Sigortam.net’ten kasko, trafik veya özel sağlık sigortası alan Miles&Smiles üyeleri, hem %45’e varan fiyat avantajından yararlanıyor hem de ilk kez aldığı her poliçeden 1.000 Mil kazanıyor. Sigortam.net'e tıklayın veya 444 24 00'ı arayarak teklif alın.
milesandsmiles.com
+90 212 444 0 849
BULMACA PUZZLE
ÇENGEL BULMACA
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 125
SUDOKU
126 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016
KARE BULMACA
ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016 127
128 ANADOLUJET • EKİM • OCTOBER 2016