SOLDAN ESİNTİLER
KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT DERGİSİ
14
GÜLE GÜLE “İKİ GÖZÜMÜN ÇİÇEĞİ” Biz insanların beynine beynine vurmadan, dostça, eğlendirerek, bir şeyler anlatabildik. Bizden insanlara bir çok anı kaldı, gülüşler kaldı, sözler kaldı. Bunu bilmek bana hoşnutluk veriyor.
Ayşen Gruda
Ş U B A T 2 0 1 9
1
4-5 EDİTÖRDEN SÜHEYLA GÜNEY AVCI 6-7 PARANOYA SEYRİNDE SÜHEYLA GÜNEY AVCI 8-9 ESKİYEN ELLERİM - HÜSEYİN ASLAN ŞİİR - İSMAİL ŞİMŞEK 10-11 UNUTMA BİZİ - NECLA BEKTAŞ 12-13 TEKAMÜL - JOSEF KILÇIKSIZ PUSULASIZ - SULTAN KARATAŞ 14-17 ŞİZOFRENİST DÜŞLER CİHANGİR ASLAN AFORİZMA - ÜNSAL AKTAŞ 18-19 BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM NURSEN URAL 20-21 BEN İCAT ETTİM - ALİ ESMERAY ESMER BİR KADIN - İKRAM GÜNEŞ 22-23 BİR ÇIĞ SÖKÜN EDER DE AYDIN ÖZTÜRK ALTINI ÇİZDİKLERİMİZ 24-25 AFORİZMA- NURAY ŞENGİL ŞİİR - ÇETİN AKYIL SANA GELMEK İSTİYORUM BAYRAM KÖSE 26-27 BELKİ - F. GÜLNUR BAĞRIYANIK BAKMA SEN - AYSEL MENTEŞ 28-29 BİL İSTERİM - Z.YILDIRIM GÜNTEKİN
30-33 İKİ GÜN BİR GECE - ŞAKİR ATA AYIN KİTABI 34-35 YEKTAN AŞKINDAYIM TURAN KARATEPE BERDUŞ BABA YUSUF ZİYA LEBLEBİCİ 36-37 OK EYLENMİŞ GÖZDE KAŞI NEYLEYİM - TURAN ÖZBUDAK ŞİİR- NİYAZİ YANGIN 38-41 KEŞİF GÜNLÜĞÜ MİNE GÜLEŞKEN ASLAN RESİM - NİHAT YILDIZ 42-43 KARİKATÜR -HASAN SEÇKİN KARİKATÜR - HÜSEYİN ASLAN 44-47 HAYATA SANATLA GÜLÜMSE MİNE GÜLEŞKEN ASLAN BEN DE BEDREDDİN’İM KENDİMCE - YAŞAR UĞURLU 48-59 UNUTULMAYANLAR YİTİRDİKLERİMİZ 60-61 ŞİİR - SÜHEYLA GÜNEY AVCI FOTOĞRAFA YAZILANLAR MİNE GÜLEŞKEN ASLAN 62-66 OBJEKTİFE YANSIYANLAR REKLAM
SOLDAN ESİNTİLER KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT DERGİSİ
Yayın Türü: Aylık Süreli Yayın Sayı: 14 - ŞUBAT 2019 Genel Yayın Yönetmeni Süheyla Güney Avcı Ünsal Aktaş
issuu.com/soldanesintiler soldanesintiler
Yayın Kurulu Süheyla Güney Avcı Mine Güleşken Aslan Ünsal Aktaş
soldanesintiler soldanesintiler@gmail.com
Editör Süheyla Güney Avcı Ünsal Aktaş İzmir Temsilcisi Mine Güleşken Aslan Kapak Tasarım Ünsal Aktaş Dizgi - Mizanpaj - GrafikTasarım Ünsal Aktaş 0555 494 43 03 grafiktasarimm.reklam@gmail.com Soldan Esintiler e-posta soldanesintiler@gmail.com KURULUŞ 2015 Soldan Esintiler Degisinde yayımlanan yazı ve şiirlerden yazarların kendileri sorumludur.
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
HER HAKKI SAKLIDIR COPYRİGHT C SOLDAN ESİNTİLER
3
EDİTÖRDEN Merhaba dostlar Bugün bu köşemizde farklı bir konuya değinmek istiyorum. Yaşamda karşılaştığımız bir çok insanın mutsuzluğu mantıksal açıdan eksik kalmalarıdır. Çünkü mantık ve duygu kavramı parçalanmış durumdadır. Burada “Akılcılık” konusuna değinmek sanırım yerinde bir durum olacak. Günlerdir insanlar üzerinde gözlemlediğim bir konu var. İnsanoğlu ne kadar akıllı ne kadar akılcı. Aklını kullanım miktarı nedir? Neye göre akıl kavramını kullanır? Akılcı bir insan mantık ötesi davranır mı? Duyguları aklın üzerine geçirerek yapılan hiç bir iş akılcı değildir. Duygusal zeka hatalar yaptırır, mantık ise hataları düzeltir çünkü akılcıdır. Öfke ve hırs duyguları akılcı davranışlardan uzakta gider ve insanın yaşam boyu bir çok hatalar yapmasına neden olur. Hataları düzeltmek yerine daha da büyütür. Bunun gibi aşk gibi duygusal kavramlarda akılcı değildir. Akılcı davranmasıda zordur. Çevremizde gördüğümüz bazı insanların yaşam boyu genel yaşamlarını başarısızlık üzerine kurması ve mutsuz olmaları akılcı zekalarını düzgün kullanamamalarından kaynaklı olduğundandır. Bazıları özgüven düşüklüğünden yada yokluğundan kaynaklanan akılcı olmayan davranışlar sergiler. İşle ilgili ele alalım; mesela hırs mantığı ile hareket eden bir insanın başarısı nedir? Hırs insanı çürüten ve zamanla yokeden sistematik bir durumdur. Yaşamın da varolan herşey olumsuz etkilenir ve kişinin kendi ruh sağlığıda dahildir buna. Çelişkiler hatalar çevresindeki insanları kırmak vs vs davranışlar başarısız bir yaşama neden olur. Oysa ki akılcı davranmak mantık analizi yapmak başarı ile toparlanır ortaya çıkar. Yada istekler üzerine ele alalım. Örneğin bir insanın maddi isteklerini karşılama gücü yoksa ama ısrarla bu istekleri zorlayarak yerine getiriyorsada akılcı davranmamış olur. Beklentileri eldedir ama bedeli koca bir kamburdur. Sırada bu kamburdan kurtulmak vardır ama
4
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
EDİTÖRDEN buda ayrı bir bedel olur. Hırs akılcı değildir. Akıl dışı hareket eder. Mutsuzluğa ve başarısızlığa dair bir yaşam akılcılık yeteneği kavramını içselleştirememiş insanların yaşamıdır. Bu yüzdendir ki akılcı gerçekçi davranışlar bizi başarısız kılsa bile mutsuz kılamaz. Çünkü başarılı olamasanda mutlu olmak bir başarıdır herşeye rağmen. Mutluluğun başarı sayıldığı günler dileğiyle.... SÜHEYLA GÜNEY AVCI
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
5
PARANOYA SEYRİNDE “Yol yorgunu şimdi, fikrimdeki hüzünler” Öfkelerimi kızgınlığımı gülüşler mezarlığına gömüyorum. Çünkü öfkeyi öldürüp gömmenin en güzel yolu gülmekten geçiyor. Tıpkı hüzünleri saklamak gibi. Hüzünler gülüşlerde saklanırken, öfkelerimi öldürmek için de gülüşlerimi silah olarak kullanıyorum ve biliyor musunuz? “Hüküm giymiş gülüşlerim var; Hecelerde örgütlenip, dizelere firar etmiş, hüznün mavi çiçeklerini takmış gülüşlerim...” Fakat şu an, şu an öyle kızgınım ki ve öfkeli; Aptallıkta sınır tanımayanlar var... inanılmaz sınırsızlar. Öyle ki bu varlığı bazen “bu da böyle” deyip kabul edebilmekte zorlanıyorum. Beynim soğuk bir savaşa giriyor. Düşünüyorum, düşünüyorum da insan bu kadar mı algısız olur ve hiç bir algıyı tadına, hedefine varmadan öylece amaçsızca öldürebilir. İstisna insanlar demeyeceğim, genelinde bu böyle sanki. Sanırım bugün düşsüz canavarlara kilitlenmiş bütün öfkem, bütün kinim.. Buradan bir an önce uzaklaşmam gerekli biliyorum. Başka bir şehrin sakin ormanlarına gitmeliyim.. Düşlerimi ağaçlar arasına kurmalı, oksijenin bütün düşlerime yayılıp yeşertmesini sağlamalıyım. Güneş ufukta olağan üstü bir güzellik sunuyor. Alaca bir karanlık az sonra yok olacak ufuktaki gün doğumunu seyreden çocukla birlikte ve ben hala öfkemi öldürme çabasındayım... Karanlık basınca soğuğun keskinliği daha da artıyor gibi. İtiraf etmem
6
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
PARANOYA SEYRİNDE gerekir ki hava şu an aydınlık, aydınlık olmasına da soğuk bana her zaman karanlık gelmiştir ve benim düşlerim de soğuk hava hep karanlık kalmıştır. Birde bu şekilsiz düşsüzler var her biri arı misali vızıl vızıl soğuk hava ile harmanlanıyorlar. Soğukla tiz sesin karışımının verdiği acı....offf!! Tiz sesli arılardan bir tanesi başımda dönüp dolanıyor kulağımın dibinde. Ya şimdi hayallerime iğnesini batırırsa ya canım acırsa korkusu, bütün pozitif güçlerimi ele geçirmek için cebelleşiyor. Zaten soğuğun direncine karşı savaşmaktan yorgunum bir de bunlar... Herşey soğuğa boyanmış! Boyamışlar havayı, suyu, geceyi, güneşi bile!! Düş bölücüleri bunlar, sessizlik algılarımın katliamcıları... Susuyorum işte, öylece yorgun, bitkin, cevapsız.. Keşke sıcak bir gülüş karşımda donup kalsaydı. Hiç olmazsa kış boyu düşlerime destek olurdu.. Yoruldum; Kapattım bütün kapıları, tek bir ışık noktası sızmıyor. Bastım düşlerimin ışığına, gözlerimin önünde kocaman bir mavi gülüşle.... SÜHEYLA GÜNEY AVCI
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
7
ESKİYEN ELLERİM günlerden cumartesi iki dilde seviyorum yüzüne baktım bir aynaya bakarcasına topukların iyilikten bozma tanrı ustalığı senin sesin suyu anlatan bir şeydi acemi bir taş gibi yardım havayı -büyüdüm güneşe doğru büyüdüm güneşe doğruannemin adını nehirlere benzettim resimler çizdim parmaklarımın yorumunu okudum ellerimi düşünüyorum eskiyen ellerimi mevsimler öpüp öpüp kokluyor alnımı ayrılığın süslediği yollar geçiyor içimden bir kuşun gözlerinden dağları geçtim yürüdüm gök kuşağı ile renkler arasından avuçlarımda yosun avuçlarımda elma kokusu ey gül yaprağı kardeş yarası süzülüp geldiğim rüyalar ninova’da gördüm binlerce ağız binlerce söz atların bir mavilik olarak belirdiği yer işte çocuklar dedim sanki büyüyorlar sanki yaşlılar artık şımartmayın beni bahçe kapısı hoş kokular yalnızlık dönüştürüyor seslerimi şimdi yaprakları ma su yürüdü mumları söndürdüm geçiyorum akşamın yaslı karanlığından bana aslını ver dokun canımın yıldızlarına doğur beni çıplak kadınların ayaklarına HÜSEYİN ASLAN
8
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
Herkes kendi acısını yaşıyor Kendi yarasını sarıyor Kendi gerçeğinden kaçıyor Kendine saklanıyor.. Herkes herkese sağır Herkese yabancı Herkese kör.. Kimsenin kimseyi anladığı yok Kimsenin kimseyi sevdiği Kimsenin kimseyi dinlediği.. Tek duyduğu kendi sesi Tek gördüğü kendi yüzü Tek konuştuğu kendi gölgesi.. İSMAİL ŞİMŞEK
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
9
UNUTMA BİZİ Yalnızlığımla aramdaki o gizli antlaşma Ayışığının kardeşi olan Gözlerine sevdalandığımda bozuldu Çocukluğumun yüzüne benzerdi yüzün Ruhumu o mahçup gözlerin Tenhasında saklamak istedim Seni, o yıldızlı gecede sevdim Ben senin yaşındaydım Ayak izlerimin altında Ayak izin dururdu Sesin değerdi sessizliğime Kalbinin kokusunu duyardım Yüzüm kavrulurken boynunda Ben batıdan bir karayel Sen güneyin kavuran lodosu Seviştik bir akşamüstü Sen terden döküldün Ben teninden Tuttum denize küstüm Sen sustun Betona kızdım Nehirler çıktı içinden Tuğladan duvarlar devirdim üstüme Sen güzelliğinden üfledin Kederi boyumu aşan dünyaya Ben uzağın bilmecesi Sen sınırlardan arınmış bir sevişme Onsekiz yaşımın heyecanı yerleşirdi ellerime Terinden damlardım Atlas yataklar üzerine Sen tenimde bir akşamüstü Ayışığı olup düştün göğsüme
10
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
Ben keskin bir acıyı sevdim Sen yalın bir sızı sandın Boynunun altında usulca gülümserdim Ayrılık pencerenin pervazında beklerdi Yarını öpmeyi öğretirdim kendime Yanıbaşında yaşlanmayı dilerken Yalnızlığı ağlar bulurdum koynumda Yalnızlık korkusu yalnızlıktan daha çok acıtıyor insanı Sevdiğim, hasretimsin Gül bana Sevdamızın kaderi yazılıyor Temmuzda bir sabah Üşüyorum Kirpik uçlarımdan birazdan düşecek ayrılık Tut Bırakma bizi Ya da Seviştiğimiz günün O soylu hatırasına sığın Unutma bizi Unutulmak korkusu tek başına bile ağlatabilir insanı NECLA BEKTAŞ
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
11
TEKÂMÜL şeylerin düzeni bozulmuş Mehir veda yarayla öpüşür toprağın rahat etmediği kırmızı utanmalar içinde elinde küreğiyle imeceye çağırıyorlar bir ölüyü en güzel anları anıyor gömülmeden önce, yâdından sürülmüş olanın geri döndüğü yağmurla yaşamaları ve gizli vaatlerini anıyor mayıs akşamüstlerinin koşunun hızı ama hep boşluğa doğru… çok hesap bıraktık sokaklara Mehir, çinko damlara uçurum yüzlü martılar... aramızda kötürüm tanrılar vardı, kör bir bıçakla yontuyorlardı yüzümüzü bir cinayetin röntgenini çıkarıyordu hayat bazalta vurup vurup kırıyordu gölgelerimizi... ben hep yenilgiydim zaten, baktığım tüm aynalar karaydı belki yol boşluğu kuşanmalıydı sarılmak için, alnımızdaki gülü koparmalıydı zaman... bir kıyımın göbeğindeyim şimdi ve derinliğe inanman için hiç tanığım yok... gidişin gidiş değildi Mehir iki dağ nicedir bakmıyordu birbirine, iki sağ bir ölü etmiyordu çoktan eylül görgüsü kazanmıştı zaman, anlayamadık en azından bu gece kederi bir yana bırak zaten misafir gelmez gece yarısı melekler uğramaz deli rüzgârı denizin yangınlarla yanılır gecelerim seni düşününce... unutma, benliğimden ıskat olmuş parça hep sana hep tamamlanmaya doğru… JOSEF KILÇIKSIZ
12
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
PUSULASIZ yaşlı bir kapı bu, köy damına açılan hasretle, fısıltılarla eprimiş perdeler bir ateşle tutuşan kımıldanışların teri gurbete demir atmış, ay altında dizim dizim ağıtlar sözleri, anadilinde yanık anımsamanın ürpertisiyle direnirken zamana bir koşu söz aldım yıldızlardan noktasız, virgülsüz soluklanmadan düşler dünyasından (...) aklın derinliklerinde yüzen hüzün kaç göbektir taşıdım üzerimde bu ‘ölü toprağını’ ‘insan, yaşam kadar yakın ölüme’ hayatın sürdüğü varoşlardasın şimdi yaşıyor gibisin (...) çocuklar bekliyor ölümü olasılık, yüksek yüzdeler dahilinde gökkuşağı geçmeyecek ölüm haritasında griye çalacak yedi renk eksilecek yorgun yüzler minik eller kazamayacak çamuru bir şair çıkıp yazacak yağmur karanlığını pusulasız deniz yolculuklarını... SULTAN KARATAŞ ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
13
ŞİZOFRENİST DÜŞLER DUYGUSAL YANSIMALAR Düşünme eylemi ne zor bir eylemdir. İnsanı öyle bir sarar ki düşündükçe dünya bazen çok karmaşık gelir. Boğulursun sanki tüm olumsuzluklar, tüm sorunlar senin çözmeni bekliyordur. Kendini sorumlu hissedersin, dünyaya kurtarıcı olarak geldiğine bir kez daha inanırsın. Spor yapmak, resim yapmak, gezmek, okumak, yazmak vb. tüm sosyal aktiviteler düşünmeye daha doğrusu yoğun düşünmeye iyi gelir derler. Ama siz bakmayın onlara bana sadece yazmak iyi geliyor. Diğerleri söylenenin aksine bana yapması bile zor gelen işler. Beyin hastalığı denilmiş adına adı üzerinde beyin sizden bağımsız çalışıyor. Emir komutları veriyor. Ve bu durum henüz çözülmüş değil. Düşünüyorum da geçmişim birbirinden zıt yaşam şekilleriyle dolu. Yirmiye kadar serseri, yirmi beşe kadar sosyalist olmaya çalışan bir sempatizan, yirmi beşinden sonra da şizofren oldum. Tüm bu yaşadığım zıtlıklar aslında benim karakterimin yol göstericisi olmuştur. Şizofren olduktan sonra zaman zaman kontrolü elden bıraksam da çoklu karaktere sahip olmak hoşuma gitmeye başlamıştı. Çocukluğuma dair çok fazla güzel anım yok. Genelde evde annem ile oturur, kardeşlerim ile oynar, babamdan da çok korkardım. Annem beni de yanına alır her gün radyoda arkası yarın programını dinlerdi. Arkası yarında çocuk annesine ‘’Anne babam ne zaman bana çizme alacak?’’ derdi. ‘’Annesi de oğlum yarın alacak’’ derdi. Öyle bir şeydi ki bu o yarınlar hiç gelmezdi. Akşam babam eve gelince bende babamdan çizme istediğimi hatırlıyorum. Hafta sonu mu ay sonu mu tam hatırlayamıyorum bir gün babam elinde çizme ile geldi eve. Öylesine mutluydum ki o gün. Aklıma birden radyodaki çocuk geldi. Acaba oda çizmesini almış mıydı? Bunun cevabını hiç öğrenemedim ama çizmelerimi giydiğim her gün radyodaki o çocuğu düşünmeden duramadım. Köyden İstanbul’a geldikten sonra hayatımız çok rutin geçiyordu. Bir
14
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
ŞİZOFRENİST DÜŞLER DUYGUSAL YANSIMALAR iki komşuya gider televizyon seyreder, bazen de sokakta oynardık. Annem evde türkü söylerdi biz de onu dinlerdik. Annem köyden yeni gelmiş olmanın etkisi ile fazla gezmezdi. O zamanlarda çevremizde bizim gibi memleketinden ayrılıp gelmiş insanlarla doluydu. Bu büyük şehirde hem çevremize yabancıydık hem de kendi içimize. Yaşım ilerledikçe ergenlik dönemlerinde sol hareketlere ilgi duymaya başlamıştım. Çoğunlukla gece eve gitmiyor, matbaada sabahlıyordum. Bir akşam babam ile tartıştık. Su testisi su yolunda kırılır gibi klasik laflar etmeye başladı. Ben de kendimi tutamadım babama bağırdım. Babam söylenerek odasına gitti. O günden sonra bir süre daha benimle konuşmadı. O sıralar nenem de bizimle kalıyordu. Nenem bana döndü ve sen solcu musun dedi. Evet nene dedim. Ben solcuyum. Peki solcular halktan yana değiller midir? dedi. Evet, nene dedim. Peki, baban niye sana bağırıyor durum böyleyse diyince neneme bir şey diyemedim. Seksen darbesinin etkileri hala ülkemiz üzerinde sürdüğünden başladığım ilkokulda sürekli öğretmen değişiyor bir türlü ne öğretmenimize ne de okula adapte olamıyorduk. Duyulan silah sesleri, gece duvarlara yazılan sabah askerler tarafından silinen yazılar, devrimciler, sağcılar, solcular derken ben çocukluğun verdiği tüm saflık ve masumiyet ile o yıllarda platonik bir aşk yaşıyordum. İlkokulun ilk günlerinde onu gördüğümde içimde tarifi imkânsız duygular yeşermiş, heyecan duymuştum. Öyle ki okul bitene kadar beş yıl onunla tek bir kelime konuşmamıştım. Sadece onu görebilmek için okula gitmeye can atıyordum. Bizim yan sınıfta okuyordu. Saçları uzun ve kıvırcıktı. Gülen gözleri vardı. Ve galiba benden hoşlanmak yerine biraz çekiniyordu. Ben hem haylaz hem de çalışkan bir öğrenciydim. Okulda ilk günden herkes beni tanımıştı. Kimisi haylaz yönümle kimisi çalışkan yönümle tanımıştı. İlkokulu bitirdiğim gün platonik aşkımı da bitirmiş oldum sanırım. ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
15
ŞİZOFRENİST DÜŞLER DUYGUSAL YANSIMALAR Sevmek insanı değiştiriyormuş. Platonik de olsa birisine aşk ile bağlanmak onu iyi biri yapıyormuş. İlkokuldan sonra bir iki hoşlandığım kızı da saymazsak başka kız arkadaşım olmadı. Ailemden de kaçıyordum zaten. O dönemde sokaklar ve kafamın güzelliği yetiyordu bana. Beni durduracak, kalbime dokunacak bir el yoktu hayatımda. Lisedeyken Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin bahçesine gider bira içerdik. Her kafayı dağıtmak, yalnız kalmak istediğimde oraya giderdim. Nereden bilecektim ki yıllar sonra beş altı kez bu hastanede yatacağımı ve hiç yabancılık çekmeyeceğimi. Bu anıların etkisindendir bilinmez ama hala hastaneye karşı bir yakınlık bir sıcaklık duyarım. Evim gibidir benim için. Okul ve aile içinde gayet efendi ama sokaklarda serseri bir hayat yaşadım. Belki de manik depresif yüzünü çocukluk, gençlik yıllarında göstermişti de haberimiz olmamıştı. Geriye dönüp baktığımda dışarıda kötü, ev de iyi, ara sıra kendine zarar veren, sürekli içen, bazen çok konuşan bazen suskunlaşan tam olmasa da bipolar özelliği taşıyan yanlarım varmış benim, lakin anlaşılmamışım. CİHANGİR ASLAN ESKİCİ
16
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
İnsanları ihtiyaç halinde sığınabileceğiniz biz istasyon olarak kullanmayın... Günün birinde o istasyonda ürkütücü bir hiçliğin içinde terk edilmiş halde bulabilirsiniz kendinizi !!! Ünsal Aktaş #YÜREKTENDÖKÜLENLER
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
17
BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM Büyük çapalar zamanı patlamış suyum, senem anaya müjde gitmeyince, eril egemen dilin taşıyıcı ninem anlamış gelini yine patlak doğurmuş.. Her çocuk gibi düşlerim bedenime, bedenim düşlerime sığmazdı geceleri ayda, yıldızlarda gündüzleri güneşte, bulutlarla ikamet ederdim. Yağmur sonrası açık kestane , ince telli saçlarımı savururdum kırlarda bir kerecik ninemin kucağında oturmak için Gökkuşağı altından geçip, değiştirecektim cinsiyetimi. Şimdi gözlerim önümde koşan çocuğa kavuşmuyor ellerim karlar altında yorgun soluklanır çocukluğumun rengine boyadığım açık kestane ince telli saçlarım. Babam altıncı çocuğuna altı aylık ömür çalmıştı devletten içine doğmuş olmalı, çocukların devlet eliyle öldürüleceği.
18
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
Ben kafa kağıdında doğmadan önce masalar kuruldu,çamlar,caddeler ışıklandı dilekler dilendi,umutlar yenilendi bir yıl önce ki acıları unutmak için. Bu sabah “büyük çapalar zamanı doğdun” sesinde inip kalktı temmuz teriyle çapalar annemin içine attığı çığlıkla ocak ayazında kızıllaştı güneş. Çocukluk işte tam on beş yıl büyük çapalar zamanı annemin gözleri önünde anıt gibi dikildim doğum tarihimi anımsaması için. Bugün benim doğum günüm değil annemin bende, on beş yaşımdan sonra doğduğu gün kırık gülüşüyle temmuz sıcaklığı teriyle basar bağrına. Bugün benim kafa kağıdında ki doğum günüm umutlarımın boyladığı, yaşla ömrümün eksildiği oysa ben bir adım daha anne özleminin biteceği güne yakınlaştım. NURSEN URAL ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
19
BEN İCAT ETTİM Tezgâhı kurmuş müfsit tüccarlar Pahasıza eder biçip ,değer katarlar Sözde edep ile erdem satarlar Bilmezler ki Parayı, pulu da ben icat ettim. Ortalık hüzünlü keder deminde Açın hali, tokun değil umurunda Adam yakan var hala bu devirde Bilmezler ki od’un çakmağın da ben icat ettim. Düzeni ele geçirmiş softa beyinler Tapulu dağıtılır Aden de bahçeler Kafa tutar ilime, bilme kara cahiller Bilmezler ki hurili cenneti de ben icat ettim. Madem sihirliydi Musa’nın asası Bazen yılan oldu bazen ejderhası Dönüp vursa firavuna bitecek davası Bilmezler ki ummanı yarmayı da ben icat ettim. Delilik gömleği biçilse de bana Düşmanlık etmem hiçbir cana Bana kıyın, değmeyin sabi sübyana Bilmezler ki can almayı da ben icat ettim. Hoyrat sorguladı hep ulu gerçeği Çözdüm Âdem’i buldum merceği Ayan beyan görür oldum geleceği Bilmezler ki ilacı aşıyı da ben icat ettim ALİ ESMERAY (HOYRAT)
20
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
ESMER BİR KADIN Esmer bir kadın Umudun kenar mahallesinde Cebinde bir avuç sevgi kırıntısı Suretinde hayata kanmışlığın acısı Gözlerinde sevdanın sancısı.. Esmer bir kadın Yazgısında keder Nefesinde hüzün Düş şehrinde ölüm... Esmer bir kadın Geceleri hasret yüklü Gündüzleri telaş Kaç zamandır mehtabı hiç doğmadı Güneşi yıllardır firar... Esmer bir kadın Saçlarında ağartılmış mevsimler Dudaklarında çatlaklık Avuçlarında şubat soğuğu Dili lâl Bakışları yorgun Solu kırgın mı kırgın... İKRAM GÜNEŞ
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
21
Bir Çığ Sökün Eder de “hep tanımlamak istedim onlar geçerken önümden içimdeki umutlara çizilen coşkularını sanki dağlar kıpırdanır yerinden bir çığ sökün eder de yürür ayazlarda sesime...” AYDIN ÖZTÜRK 22
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
ALTINI ÇİZDİKLERİMİZ
“Eğer hayatlarımızın her bir anına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim...Biri o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken..Öteki bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim kişiyle öpüştüğüm ilk gün...Herkes âşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu...Ama aslında bu kadar basitti işte, birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan âşıksın...” Kürşat Başar “Başucumda Müzik” “Tüm ölüler birer imalat hatası ve yaşayanlar ise, yaşlarını yanlış hayatlara park etmişler etimolojik krizler geçirerek.” Diljîn Kovexî “Epilya”
Bitik ışıklarını sezinler gibi oldu karanlığın içinde. Bir süre daha yürüdü. İşte fener ayaklarının dibindeydi artık. Kazmayı küreği aldı yerden. Başına oturttuğu çuvalını düzeltti. Yağan yağmurdan kurşun gibi ağırlamıştı. Feneri alıp yürüdü değirmenin bendinden yana. Ayakları buz kesilmişti, elleride öyle...” Rıfat Ilgaz Karadenizin Kıyıcığında ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
23
Hayat daima gerçekleri ister, ama yürektir önemlisi. Hayaller başlatır, gerçekler yol gösterir... NURAY ŞENGİL
Gecenin şarkısını söyleyeceğim sana Sabaha karşı Uyumazsan eğer Ne olur uyuma Ne olur aç gözlerini Gece barut kokuyor Gece ölüm Burda bir başıma koyma beni ÇETİN AKYIL
24
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
SANA GELMEK İSTİYORUM Bugün ıslak bir hava var bu şehrin boş sokaklarında… Bir de uçamayan bu kuşlar. Böğrüme vuran hain rüzgar da var… Ve ben sana gelmek istiyorum. Islak ıslak sokakların adını okuyarak.
Solgun sokak lambaları var bu şehrin boş sokaklarında… bir de hüzün yükün de boğulanlar. Kirpiklerimde parıldayan kanlar da var. Ve ben sana gelmek istiyorum. Sokakların yağmurlarında ıslanarak.
Gezmek istiyorum Islanmak istiyorum. Sana Şiirler yazmak istiyorum Sokaklarda dolaşmak istiyorum. Toprak kokusunu, Ekmek buğusunu ve son tütünümü içime çekerek Sisli limanın rıhtımından geçerek Sıra sıra dizilmiş martılara bakarak Yıkanmış kaldırımların yalnızlığında Yağmurlarına tutulmak istiyorum.
Yitik düşlerimi istiyorum Rüyalarımı istiyorum. Seninle Alacakaranlığında kalmak istiyorum Koynunda uyumak istiyorum. Teninin kokusunu, o camın buğusunu ve Son resmini yüreğime çizerek Gecenin bütün boşluklarını delerek Sessizce ve usulca uykumu dağıtarak Islanmış yatakların yalnızlığında Yüreğine tutunmak istiyorum…. BAYRAM KÖSE
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
25
BELKİ Sağanak taşıyan dolu bulutlar gibi Yağmak istiyorum üzerine üzerine Kalpte ıslanmadık duygu kalmasın Belki o zaman sen de, beni anlarsın Gül bahçelerindeki çiğ tanaleri kadar Gözyaşı bıraktım avuçlarının içine Yüreğini yüzünü onunla yıkarsın Belki o zaman sen de, beni anlarsın Martıların çığlıklarına karıştı ahlarım Deniz dalgalarıyla yıkandı, hıçkırıklarım Seni gözlerimden mahrum bıraktım Belki o zaman sen de, beni anlarsın FATMA GÜLNUR BAĞRIYANIK
26
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
BAKMA SEN Bakma sen Benim zırhlarımı kuşanıp deli yel gibi esip savurduğuma. Sen gel de beni. Gizli köşelere sinmiş saçları yoluk yoluk küçük kıza sor. Bakma sen. Kocaman kocaman konuşup yedi düve ne kafa tuttuğuma Sen gel de beni. Gözümün daldığında gittiğim yerlere sor. Bakma sen. Yorulmaz yenilmez gibi göründüğüme. Sen gel de beni... Kırk fırın dolaşıp ta ekmeksiz kaldığım günlere sor. Bakma sen. Benim gülümser hallerime Sen gelde beni ... Küllenmiş yangınlara kirpiğinden su içiren gözlerime sor... AYSEL MENTEŞ
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
27
BİL İSTERİM... Sana şiir yazıyorum Gecenin bir köşesine kıvrılmış uykulu bir yıldız düştü saçlarıma Yüzümden gitmiyor bir türlü sana gönderdiğim gülüşüm Ki sen göresin Ki saçımdaki yıldızı saçına Yüreğimdeki duaları yüreğine yazasın diye Sana şiir yazıyorum Dizelerdeki özlemim olasın diye, Sana yine yine yine şiirler yazıyorum... Sen hangi yanımın acısısın düştün toprağa? Böyle melekleri tek sıraya dizip, gecelere matem düşürdün Şiirlerimdeki meçhul yar, Türkülerimdeki ağıt Yazın üstüme yağan kar sen miydin? Gitme Gitme sana şiirler yazıyorum Ki gülüşlerimdeki gözyaşıma dokunmayasın Ki beni böyle yüreğimden yüreğimden vurmayasın Bu evren bana dar geliyor sevgili İçimde kopan bir meltem rüzgarı var üşütüyor sıcağın benliğimi.. Güneşle iyi geçinemiyorum Bu yüzden kuzeyin mevsimleri bana iyi gelmiyor Ne karanlıkta ay ışığını, ne ezgilerin acısına soruyorum seni Gel Gel sana şiirler yazıyorum ki yeniden tutkumun içine düşesin ki geceme yeniden bir yıldız çizesin
28
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
Yine sokak isimlerini karıştırdım bir birine İçime biriken acılarıma saklamıştım adresini Bir gel git yaşıyor mevsim rüzgarları Hangi acımı sana savururlar bilinmez Ne yüreğimdeki darbe, ne umudumdaki ölüm sorulmaz... Aldırma... Aldırma sorgulanmama Ayakta kal... Diren Yorgunluğunu belli etme Gözlerini çekme gözlerimden Sevdalanmış bilsinler bizi Ben senin acına sarılmışım Ben seninle aynı şehirde vurulup aynı dağda ölmüşüm.. Yine yüreğime dokundu kahpe düzen, yaran kanıyor yaramın üstüne.. Aldırma.. Çekme ellerini elimden Türkünü karıştır türküme Bizi bir saysınlar Ki düşüncelerimizi vurmasınlar Ki umudumuza kıymasınlar. Ben yine sana şiirler yazıyorum Ki savunmasız dizelerime sahip çıkasın Ki tan yeri ağardığında benim gözümle sabahlara bakasın. Bil isterim Bir ak güvercin saldım göklerine Bir yürek boyadım maviye Ki beni görüp, Ki beni her mavi düşüncelerimin içinde bir kez sevesin... ZİYA YILDIRIM GÜNTEKİN ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
29
İki Gün. Bir Gece Yönetici olarak çalıştığı şirketin, sorumlu olduğu bölümde bir birimin kapatılacağı için burada çalışan yedi kişinin işten çıkarılmasına karar vermişti. İşvereni üç kişinin başka görevlere verilmesi için ikna eder. Gidecek dört kişi kimler olacaktı? Yönetici buna nasıl karar verecekti? İşini kaybedecek olanlar ne yapacaktı? Neler hissedecekti? İki Gün, Bir Gece (Deuxjours, unenuit) filmi bu soruya en iyi cevabı veriyor. İşini kaybetmek üzere olan Sandra’nın yaşadıklarını filmin adında olduğu gibi iki gün bir gecelik zaman diliminde onunla birlikte yaşıyoruz. Belçikalı yönetmen, senarist ve yapımcı Dardenne kardeşlerin (JeanPierre ve LucDardenne) senaryosunu birlikte yazıp yönettikleri 2014 yılı yapımı film Avrupa’da yaşanan işsizlik sorununa ve insanlar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Filmin başrol oyuncusu Marion Cotillard. Belçika’da küçük bir işletme de çalışan Sandra sağlık sorunları nedeniyle işine ara vermiştir. Tekrar işine dönmek istediğinde ise onun yokluğunda on altı kişi ilebiraz mesaiyle işin yürüdüğünü gören işveren ve birim şefi,Sandra’yı tekrar işe almak istemezler. Ancak bunun kararını kendileri vermek yerine onun iş arkadaşlarına verdirmek için oylama yaptırırlar. İşçilerin iki seçeneği vardır. Ya Sandra işte kalacak ya da bin avro ikramiye alacaklardır. Onun yokluğunda yapılan oylamada sadece iki kişi Sandra’nın kalması için tercih yaparlar. Bunlardan biri arkadaşı Juliettedir.Julitte’in ısrarı üzerine Sandrahafta sonu tatili başlamak üzere iken işveren ile görüşerek yeni bir oylama yapılmasını sağlar. Onun işsiz kalması karşılığında bin avro ikramiye alacak olan iş arkadaşlarını hafta sonu ikna etmesi gerekmektedir. Bunun için iki gün, bir gecesi vardır. Arkadaşları ikramiyeden vazgeçip onun tekrar işe dönmesini isteyecekler mi? Ya Sandra onu istemeyen arkadaşları ile nasıl tekrar birlikte çalışacaktır.
30
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
İki Gün. Bir Gece Sandra’nın kocası bir fastfood restoranında aşçı olarak çalışmaktadır İlkokul çağında bir kız bir oğlu vardır. Depresyonda olan Sanda sürekli ilaç kullanmaktadır. İşsiz kalmak, ev kredisini ödeyememe endişesi ve en önemlisi de iş arkadaşları tarafından paraya tercih edilmek onu daha da kötüleştirir. Kullandığı ilacın dozunu sürekli arttırır.Kocasının desteği sonucu arkadaşları ile görüşerek pazartesi sabahı yapılacak yeni oylamada onun işte kalması için oy vermeye ikna etme turuna başlar. Herkes alacakları paraya gereksinimleri olduğunu söyler. Bazıları kalması yönünde oy kullanacağını söylerken bazıları da bin avroyu almak zorunda olduklarını bu nedenle tercihlerini ikramiyeden yana yapacaklarını söylerler. İşçiler arasında yabancı işçiler de bulunmakta ve aralarında hem iş güvencesi hem de ücret adaletsizliği vardır.Hatta ücretler yetersiz olduğu için iş dışında başka ek işlerde çalışmaktadırlar. Yönetmen kardeşler bunu Avrupa’nın bir gerçeği olarak bize sunarlar. Arkadaşlarından birinin evde olmasına rağmen onunla görüşmek istememesi Sandra’yı ikna görüşmelerinden vazgeçmesine neden olsa da kocası ısrar eder. Sandra’nın görüştüğü arkadaşlarından bazıları para için onun işsiz kalmalarını tercih ettikleri için pişmanlık duymaktadırlar. Bunlardan biri de Timur dur. Timur boş zamanlarında çocuklara futbol dersi verdiğisahada Sandra’ya ağlayarak pişman olduğunu söylemesi farklı milliyetlerden insanların aynı duyguları paylaşmaları için sadece insan olmak gerektiğini hatırlatır gibidir. Son görüştüğü arkadaşı Anne evlerinde tadilat yaptıkları için paraya ihtiyaçları olduğunu kocası ile görüşüp tekrar değerlendireceğini söyler. Ancak kocası bin avroyu istemektedir. Bunun üzerine Sandrapes eder. Çocukların yataklarını düzeltir ve bir kutu ilaç içer. İşte bu sırada kocası Anne’nin onu görmek istediğini söyler. Anne kocası ile karga ettiklerini hatta ondan ayrılacağını oylamada onu destekleyeceğini söyler.Sandra ilaç içtiğini itiraf etmesi üzerine hastahaneyekaldırlıp midesi yıkanır. ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
31
İki Gün. Bir Gece Sandra’nın İki Gün, Bir Gece süren ikna çabaları bazı arkadaşlarının yaşamlarında çatırdamalar yaratsa bu oylamada nasıl sonuçlanacaktı? Onu destekleyenler hem bin avro ikramiyeyi kaybedecekler hem de desteklemeyenler ve şeflerinin gözünde olumsuz bir yer edinecektiler. Gizli oylama sonucunda sekiz arkadaşı Sandra’nın işte kalmasını sekiz işçi de ikramiyeyi tercih ederler. İşine devam edebilmesi için çoğunluğu sağlayamamıştı. Ancak işverenin Sandra’ya bir önerisi vardı. İşine devam edebilirdi. On altı kişiye ihtiyacı vardı ve birkaç ay sonra sözleşmesi bitecek zenci işçi yerine onu tekrar işe alabilecekti. Kararı ona bırakır. İşsiz kalacaktı veya oylamada kendisinden yana oy kullanan zenci işçi yerine işine dönebilecekti. ŞAKİR ATA
32
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
AYIN KİTABI
EZİLENLER Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından olan Fyodor Dostoyevski, bu eseri sürgünden döndükten sonra St. Petersburg’da yazdı. Romanı anlatan, genç bir yazar olan ve gelecek vaat eden İvan Petroviç’in, yazma yöntemleri ve toplumsal konumu Dostoyevski’nin kendi yaşamından alınmıştır. Kahraman, büyük bir ünden yoksulluğa düşer. Yazarın en güçlü eserlerinden sayılan Ezilenler, yoğun özyaşam öyküsel izler taşır. Ezilenler: Naif iyimserliğe reddiye Keyifli okumalar...
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
33
YEKTAN AŞKINDAYIM Ey sevdiğim, sevgisinde canıma can dilendiğim Çekmeyesin dağların dert yükünü, ver bana ben çekeyim Güneş gibi şavkında doğup, ruhunla şad olayım Bülbül gibi gül cemaline mihman olup, yektan aşığın olayım Yanacaksam senin teninde yanmalıyım Kaybolacaksam senin gözlerinde kaybolmalıyım Sarhoşsam senin lebi zehrinde sarhoş olmalıyım Yak, kaybet, sarhoş et, ben bende değilim, Canımı, ruhumla sana adamışım, yektan aşkındayım Tanrımdan armağandır bu aşk, değildir bilmece Senin aşkınla gökdenizlerinde kutsandım, ayettir her bir hece Kanatlanıp can kuşunla gelmelisin, bulutlardan atlas döşek sereceğim sana her gün her gece Göklerin, denizlerin, âşıkların aşkına şarap içelim Güneşin narında yanıp, ay’ın şavkında üryan sevişelim TURAN KARATEPE
34
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
BERDUŞ BABA Ey berduş baba, söylesene bana; Bu dünyanın ortasına bal döksem Diner mi acılar, biter mi sancılar. Doğruları istesem, Sen, -şarap parası- dersin ama benim doğrularıma gelir mi insanlar inanır mı savcılar... Ey berduş baba, söyle bana; Geceler örtündüğünde kara çarşafla Elimdeki fırçamla çıksam ortaya Boyasam her tarafı beyaza. Gerçi sen -şarabı çiz- dersin ama Ben bulutları çizerim kara çarşaflara... Mermi bulutu deler mi baba? Delse de, avuçlarımı tutsam altına. Yağan yağmurların inadına -şarap akmasa- da bulutlar umut sağsa avuçlarıma... Sen, çöpteki tenekeyi bense, dünya denen bu çemberi tekmelesek ne, tekmelemesek ne. Bir berduş, bir şairle değiştirebilecekse bu düzeni Tekmele berduş baba, tekmele. Sen, şarabına mücadele Ben, haklara mücadele... YUSUF ZİYA LEBLEBİCİ ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
35
OK EYLENMİŞ GÖZDE KAŞI NEYLEYİM Özene bezene yaratmışsın da Ok eylenmiş gözde kaşı neyleyim Yüreğim içine fırlatmışsın da Sineme yaslanmaz başı neyleyim Ne gecemin tadı kaldı ne günün Bana hak gördüğün bu muydu senin Bu sevda nasıl bir sevda demeyin Suyuna hasretim aşı neyleyim Kemik erimeden sarkmadan derim Zannetme ki yarsız gelir göçerim Dokunup yarama derman et barim Gözümdeki dinmez yaşı neyleyim Ummana sarıldım dere güründü Denizler kurudu kara göründü Sandım ki çareli yara göründü Kâbusa bürünmüş düşü neyleyim Turani’yim yaklaşırken son durak Ne harmanım kaldı ne elde orak Başucuma gelip yadımdan uzak Yakutla yazılmış taşı neyleyim TURAN ÖZBUDAK
36
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
Kirpiklerin kimliksiz hal... Seni benden alıyor, gözlerin renkli dallar. Şarkımız çalıyor duyuyor musun? Al kırmızı yanaklarımız, soğuk ellerimiz... Soba yanıyor, Gel yanalım sevdanın közünde... Gece giymiş ölüm yalnızlığını... Çıplak kızlar hayalleri süslüyor. Yaşam kirli bir gelinlik... Rüzgarlar dolanıyor ince belli kızların avuçlarına... Dinle, ölüler süslenmiş ağıtlarla... Dinmeyen öğütler yükseliyor ananın sesinden... Toprak yağmura seslenmiş sevincini boyuyordu. NİYAZİ YANGIN
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
37
KEŞİF GÜNLÜĞÜ HUZURUN DİĞER ADI AKYAKA Öyle bir yer düşünün ki, sabah korna sesiyle uyanmıyorsunuz, marketlerde uzun kuyruklar beklemiyorsunuz, pazarda köylülerin ürettiği sebze ve meyveleri satın alabiliyorsunuz, insanlar hiçbir şey için telaş etmiyorlar, etrafta bisikletle gezinenler, bozulmuş bir kentleşme yerine binalarda sanatsal dokunuşlar var. Eğer hayal gibi geldiyse bu yazdıklarım, Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Akyaka Köyü’ne mutlaka gitmelisiniz bence. Akyaka Köyü, çam ormanlarıyla kaplı, dağları ile Gökova Körfezi’nin en ucundaki gri kumlu plaj arasında yer alıyor. Konumu gereği şirin bir balıkçı ve turizm kasabası diyebiliriz. Azmak nehrinin başlangıcında kurulmuş olan köy, Mimar Nail Çakırhan’ın tasarımı olan UlaMuğla Osmanlı tarzındaki yarı ahşap evleri ile çarpık şehirleşmeye direnerek Türkiye’nin ikinci slow city kasabası olmuştur. Doğaya saygılı, kendine özgü mimari yapısını koruyan, hizmet ve altyapısı güçlü, sürdürülebilir ekolojik turizme odaklı, insanlarının birlikte beraberlik içinde ortak hareket edebildiği bir yerdir Akyaka Köyü. Mavi bayrağa sahip Akyaka Plajı yüzmek için güzeldir. Çınar Plajı ise derin suları ile şnorkelle dalmak için uygundur. Yaz aylarında tekne turları ile Kleopatra Adası’na gidebilirsiniz. Burası parlak altın kumu, Helenistik ve Roma kalıntılarına sahip olan plajları ve koyları ile ünlü bir adadır. Azmak Nehri üzerinde cam gibi suda yeşil yosunları izleyerek bir
38
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
KEŞİF GÜNLÜĞÜ gezinti de yapabilirsiniz. Akyaka köyünün ilk çağlardaki ismi İdyma’dır. Her ilk çağ kenti gibi buranın da bir hikâyesi var elbette. Seneca, belki de Theophrastos’un kayıp kitabından aldığı bilgiyle, yer altı sularından ve içlerinde yaşayan zehirli canlılardan bahsederken, İdyma yakınlarındaki bir yer altı suyunun aniden yeryüzüne dere olarak çıktığını bu dereden balık yiyen herkesin öldüğünü anlatmıştır. Efsaneleri pek keyifli olmasa da Akyaka çok güzel bir yer. Azmak Nehri pırıl pırıl koyları ve kendine has mimarisi ile gidenlerin gözdesi olmuş bir belde. Mimarlığı meslek edinen şair ve gazeteci Nail Çakırhan tasarımı ile Akyaka evlerinin simgesi olmuş. Bu yapıların konumu ve iç düzenlemesi yörenin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde tasarlanmış. Zamanında küfelerle getirilen tütün yaprakları, evin güneyine bakan kısmında iplere dizilip kargılara asılır, denizden esen meltem rüzgarı eşliğinde kurutulurmuş. Akyaka sırtına aldığı ormanların havasıyla bol oksijen yayarken bir yandan da Kadın Azmağı Deresi alışılmış deniz tatilinden farklı imkânlar sunuyor ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
39
KEŞİF GÜNLÜĞÜ ziyaretçilerine. Azmak Nehri, pek çok su sporuna olanak verirken derenin iki kenarında piknik yapmak isteyenler içinde idealdir. Su altı bitki örtüsü, balıkları, kaplumbağaları, ördekleri ve su samurları ile doğal akvaryum görünümündeki nehirde tekne turu yapabilirsiniz. Derenin hemen yanındaki Akyaka Milli Parkı ise orman manzarası ile piknik yapmak ve kamp yapmak isteyenlerin tercih ettiği gözde bir parktır. Sakartepe Seyir Terasında Gökova’nın sonsuz manzarasına tanık olabilirsiniz. Çınar Plajı ve Azmak Göleti de serin suları ile deniz tatili arayanlar için uygun olacaktır. Her zaman olduğu gibi özgürlüğünüzü alın ve eşsiz birikimiyle sizleri bekleyen Akyaka’ya mutlaka gidin diyorum. Sevgiyle kalın, hep seyahatte kalın… MİNE GÜLEŞKEN ASLAN
40
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
Mazgirt Dağları Kağıt üzerine akrilik NİHAT YILDIZ
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
41
HASAN SEÇKİN
42
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
HÜSEYİN ASLAN
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
43
HAYATA SANATLA GÜLÜMSE Bizler için gelen her yeni ay ile bir yol açılıyor önümüzde. İçinde bizlerden, sizlerden bir parça olan, kültür, sanat ve edebiyat adına bir şeyler bulabileceğiniz upuzun denize inen bir sokağa benzeyen bir yol açılıyor. Bir ay boyunca bu yolda yürüyoruz taa ki bir sonraki sayımızda sizlerle karşılaşıncaya dek. Bu yolda yürürken bilgi birikimlerimizden faydalanarak araştırıyoruz, okuyoruz, geziyoruz, gözlemler yapıyoruz. Sizler için göremediklerinizi, okuyamadıklarınızı bir şekilde sizlere aktarmaya çalışıyoruz. Yolda yürümekten bahsederken, dağ yürüyüşleri sırasında karşılaştığım ormanda mantar toplayan köylülerin ellerindeki sepetler bu ay ki yazıma ilham kaynağı oldu. Yürüyüşe küçük bir mola verip sohbet ettik. Artık eskisi gibi sepet üretimi yapamadıklarını anlattılar. Hatta yetişen gençlerin sepet dokumayı hiç bilmediğini bundan dolayı üzgün olduklarını dile getirdiler. Eski sepet dokuma sanatının insanlık tarihindeki en geniş yayılıma sahip el sanatlarından biri olduğuna inanılmaktadır. Süreç, çeşitli kullanışlı formlar yaratabilmek için bükülebilir doğal malzemeleri birleştirmekten ibarettir. Asma dallarından veya söğüt çubuklarından çeşitli ürünler yaratma sanatı bin yıldan fazla bir süre önce biliniyordu. İnsanların günlük ihtiyaçlarını tatmin etmekle ilgili olan gerekli bir beceriydi belki de. Şu anda yeni başlayanlar ve deneyimli ustalar için dokuma sepetler inin dokunmasının nedeni daha çok mantar, çilek ve sebze toplamak ve depolamak için
44
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
HAYATA SANATLA GÜLÜMSE değil, aynı zamanda dekorasyon amaçlı eğlenceli bir hobi olmasıdır. Bir sepeti dokumak için hazır söğüt çubukları satın alabilir veya kendiniz toplayabilirsiniz. Ürünü dokumaya başlamadan önce daha esnek hale getirmek için söğüt çubuklarını 30 - 40 sıcak suda bekletilmeli daha sonra da iyice kurutmalıyız. Çalışmak için ihtiyacınız olan araçlar keskin bir çakı, makas ve bir tornavidadır. Sepet dokuma sanatında basit bir işleyiş vardır aslında. Sepetin alt kısmına bakarsanız ışın şeklindeki merkezden uzaklaşan ve konuşmacı olarak adlandırılan kalın düz çubuklar görürsünüz. Sepetin duvarlarını oluşturmak için çalışma sürecinde yukarı doğru bükülürler. Konuşmacılar ve direkler arasında bükülen ince söğüt çubuklarının tüm bölümlerine örgü veya atkı denir. Genellikle sepetin altından dokumaya başlanır. Daha sonra duvarlar ve sap tamamlanır. Sepeti örerken tabanını kucağımıza yerleştirirsek daha kolay örebiliriz. Her sanat dalı her ne olursa olsun bir mesleği bir ustalığı belirtir. Bir insanın kendi zekâsıyla belirli bir maddeyi belirli bir şeye, ürüne, sanat eserine dönüştürme yeteneğidir. Bütün sanat ürünlerinin ve sanat etkinliklerinin açık ya da gizli bir toplumsal mesajı vardır. Bu mesajın amacı yaşamın adil ve insancıl bir yönde geliştirilmesine katkıda bulunmaktır. Sanat özgürlüğü, en yalın şekliyle insanın kendisini yaptığı sanat eserleri ile ifade edebileceği bir özgürlüktür.
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
45
HAYATA SANATLA GÜLÜMSE
Kendini sanatı ile ifade edebilmek diyince size Anna&Willow olarak bilinen bir İngiliz heykeltıraştan bahsetmek istiyorum. Dokuma sanatından esinlenerek, bu zamansız sanat dalına çağdaş bir yorum getirerek, söğüt çubuklarından inanılmaz heykeller yapıyor kendisi. Her insanın gönlünden geçen bir sanat dalı mutlaka vardır. Bu konuda araştırmalar yapın ve sıkça okuyun. Öğrendikçe yeni fikirler doğacak, yeni ilhamlar gelecektir. Düşünme yeteneğiyle insanın yaratılan en üstün varlık olduğunu düşünürsek sabır, gayret ve istikrar ile yol aldıkça sanatın size kattığı olumlu değişimleri görüp yaşama daha sıkı sarıldığınızı fark edersiniz. Yeni sayımız da bizlerle buluşacağınız; yazılarınızla, önerilerinizle, eleştirilerinizle ve sorularınızla dayanışma içerisinde olacağımız, hayata sanatla gülümseyebildiğimiz günler diliyorum. Soldan Esintilerin yaşam kültürünüze dâhil olması dileğiyle, sevgiler… MİNE GÜLEŞKEN ASLAN mine_papatya71@hotmail.com
46
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
BEN DE BEDREDDİN’İM KENDİMCE Tarihçiler oturmuş tarih yazar Kulakları sarayda Kalemleri hünkarındır Mürekkep yalan söylemez Kağıtlar tanığımdır Gerçek tarihi ozanlar yazar Bedreddin dediğin Libası kefen Ayakları yalındır Alimdir aklı Yüreği bilimdir Okursan kitabını Kana bulanır yüreğin O al kan benimdir
Bir sabah tan ağarmadan Serez’de bir çınar devrildi Yaprakları irfan Dalları ilimdi Gazele karıştı felsefe İznik gölü volkana durdu Gökyüzü isyan etti gürledi Allı bir turna verdi selasını Yağmur sicimleri kıldı namazını Kuru yapraklar toplandı hışırdayarak Bir yel geldi savurdu evrahı Hoyrat bir sesle ağlayarak..! Bu sesler Bedreddin’in Hem vuslatı, hem vedasıdır Kim der ki Bedreddin Ak Şemseddin’in hocasıdır..! Kaldı bu dava divana kaldı Hak kadısı geldi adımı sordu Adımı söyledim sessizce Ben de Bedreddin’im kendimce..! YAŞAR UĞURLU
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
47
UNUTULMAYANLAR
DOSTOYEVSKİ 9 Şubat 1881 Rus roman yazarı. “Üstün zekalı insanlarda paradokssal düşünceler oluşur. Onlar yaşamları boyunca bu düşüncelerinden dolayı ızdırap çekerler. Ve düşünceleriyle birlikte yaşamanın bu denli acı verici, hatta imkansız olması için yüksek bir fiyat ödemişlerdir.”
48
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
UNUTULMAYANLAR
YAMAN OKAY Türk sinema ve tiyatro oyuncusu ve aynı zamanda dublaj sanatçısı. Sinema ve tiyatroda sayısız rollerde oynamış seslendirme yapmış olan Yaman Okay, 19 Şubat 1993 tarihinde istanbul’da 42 yaşında pankreas kanseri yüzünden sonsuz yolculuğuna çıktı... Anısına saygıyla
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
49
UNUTULMAYANLAR
BAYKAL KENT Türk sinemasının ünlü isimlerinden Baykal Kent Hababam Sınıfı ile Türkiye’nin tanıdığı ve bugüne kadar sayısız bir çok filmde oynayan ünlü tiyatrocu 6 Şubat 2012 tarihinde kalp yetmezliği sonucu sabaha karşı hayatını kaybetti. 25 yıl boyunca Ferhan Şensoy’un Orta Oyuncular kadrosunda sahneye çıkan Baykal Kent sanat hayatına tiyatro oyunculuğu ile başladı. 1963 yılından itibaren sinema filmlerinde figüran olarak çalışmaya başladı. Sinemadaki ilk çıkışını 70’li yılların ortasında yaptı. Daha çok komedi ağırlıklı filmlerin tombul komiği olarak yer aldı. Tiyatro çalışmalarını da yine aynı yıllarda devam ettirdi. Anısına saygıyla
50
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
UNUTULMAYANLAR CEM KARACA İstanbul’da dünyaya gelen Cem Karaca Azeri asıllı bir baba ve Ermeni bir annenin çocuğudur. Okul yıllarında özellikle Rock müziğine karşı büyük bir hayranlık duyuyordu ve arkadaşlarıyla toplanarak bir müzik grubu kurdu. O dönemin ünlü sanatçılarından biri olan İlham Gencer de Cem Karaca’ya ve ekibine büyük destek verdi.Cem Karaca’nın babası müzikle ilgilenmesinden büyük rahatsızlık duyuyordu ve hatta adam tutarak kendi oğlunu konserinde yuhalatmıştır. Buna rağmen Karaca müzik sevdasından yine de vazgeçirememiştir. Usta sanatçı 8 Şubat 2004 sabahı, solunum ve kalp yetmezliğinden geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda etmiştir. Anısına saygıyla
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
51
UNUTULMAYANLAR BARIŞ MANÇO Saymakla bitiremeyeceğimiz hünerlerin sahibi Barış Manço toplumumuzun yetiştirdiği en özel değerlerinden biridir. Yaşadığı sürece yaşamına onlarca kimlik yapmış, unutulmazlar listesine adını altın harflerle yazdırmıştır. Her yönüyle 7’de 77’ye kendini her kesime sevdiren Manço şarkıcı, besteci, söz yazarı, yapımcı ve hatta gezgin kişiliği ile bir çok alanda başarılara imza atmıştır. Her yönünü değerlendiren, parçalarından mükemmel bir bütün olan Barış Manço’nun şarkıları bugün hala hepimizin dilinde. Sanatçı 1 Şubat 1999’da evinde kalp krizi sonucu hayat gözlerini yumdu. Büyük bir değer, usta bir sanatçıydı.. Anısına saygıyla.
52
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
UNUTULMAYANLAR
VAHİ ÖZ İstanbul’da doğmuş asıl adı Vahe Ozinyan olan Vahi Öz Türkiye Ermenisidir. Vahi Öz okuduğu liseyi bitiremeden kendini sanatın içine atmış, tiyatro oyuncusu olmuş İlk kez 1928’de Samsun Gençlik Mahfeli’nde sahneye çıktı, oyunculuğa Halkevi piyeslerinde başlamıştır. 1965 Yılın da Ertem Eğilmez’in gerçekleştirdiği “Kart Horoz” filminde yarattığı “Horoz Nuri” tiplemesiyle tanınmış ve Mualla Sürer’le birlikte Türk sinemasının unutulmazları olmuşlardır. Sanatçı 12 Şubat 1969 tarihinde 58 yaşında Prostat kanserinden vefat etmiştir. Anısına saygıyla.
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
53
UNUTULMAYANLAR
HASAN ALİ YÜCEL Öğretmen, eski millî eğitim bakanı, Köy Enstitüleri’nin kurucusu. Hasan Âli Yücel, 17 Aralık 1897’de İstanbul’da doğdu. Hasan Âli Yücel deyince aklımıza ilk gelen Köy Enstitüleridir. 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile ilkokullara öğretmen yetiştirilmesi amacıyla açılan okullar olan Köy Enstitüsü projesi bütünüyle Türkiye Cumhuriyeti’ne aittir ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından yönetilmiş bir programdır. Cumhuriyetin ilk yıllarında okuma yazma oranı yüzde 5’i bile geçmiyor ve nüfusun yüzde 80’i köylerde yaşıyordu. Bu sebeple 1940 yılı itibariyle tarıma elverişli köylerde Köy Enstitüleri açıldı. Bir cok kazanım sağlatan Enstitüler sayesinde 1940 ve 1946 yılları arası 15 bin dönüm tarla tarıma elverişli hale getirildi ve bu tarlalarda üretime başlandı, 750 bin fidan dikildi, 1200 dönüm bağ oluşturuldu, 150 büyük çaplı inşaat, 60 işlik, 210 öğretmen evi, 36 ambar ve depo, 48 ahır ve samanlık, 100 km yol, 16 su deposu, 12 tarım deposu, 20 uygulama okulu ve 12 elektrik santrali yapılmıştır. 1946 yılında Hasan Ali Yücel’in Milli Eğtim Bakanlığı görevinden ayrılmasından sonra Milli Eğitim Bakanı görevini sürdüren Reşat Şemsettin Sirer Köy Enstitüleri’ni Köy Öğretmen Okulları’na dönüştürdü. Köy Öğretmen Okulları da 27 Ocak 1954 tarihinde Demokrat Parti hükümeti tarafından kapatılmıştır. 26 Şubat 1961 Yılın da yaşama veda eden Hasan Âli Yücel’i saygıyla anıyoruz.
54
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
UNUTULMAYANLAR ABDİ İPEKÇİ 1961 yılından Mehmet Ali Ağca tarafından suikaste uğradığı 1 Şubat 1979 tarihine kadar aynı gazetenin başyazarlığını da yürüten Abdi İpekçi, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Basın Enstitüsü Başkanlığı, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti ve Uluslararası Basın Enstitüsünün ikinci başkanlığı, Basın Şeref Divanı genel sekreterliği gibi vazifelerde bulundu. Yazılarında Atatürkçülüğü, barışı, düşünce özgürlüğünü, ülkenin bağımsızlık ve bütünlüğünü savundu. Anısına saygıyla
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
55
UNUTULMAYANLAR YAŞAR KEMAL “Türküler tıpkı kırk bin yıl su aItında kalmış, yıkanmış, cilalanmış çakıl taşı gibidir.” Kürt kökenli Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı. Sanat hayatına atılana kadar ırgat katipliği, kitaplık memuru, ırgatbaşlığı, öğretmen vekilliği ve traktör şoförlüğü gibi çeşitli işlerde çalışan Yaşar Kemal, ortaokulun ardından folklor derlemelerine başlayarak Çukurova’dan ve Toroslar’dan derlediği ağıtları barındıran “Ağıtlar” adlı kitabı yayınladı. 1939’da Görüşler adlı Adana halkevleri dergisinde ilk şiiri “Seyhan” yayımladı. Çukurova’nın yoksul halkına arka çıkan İnce Memed’in halkı için savaşmasını konu alan “İnce Memed” dört ciltten oluşan bir seri olarak otuz dokuz yılda tamamlandı. Yaşar Kemal çoğu eserlerinde Anadolu’nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. Sayısız öykü roman derleme ve bir cok eseri hayatımıza katan Yaşar Kemal 28 Şubat 2015 tarihinde organ yetmezliği nedeniyle kaldırıldığı yoğun bakım ünitesinde 91 yaşında hayatını kaybetti. Anısına saygıyla
56
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL
UNUTULMAYANLAR
“yuvasız bir atmacaydı sevmek belki de döner ha dönerdi de taa yukarlarda konamazdı bir yerlere amaçsız bir yolculuktu sevmek bir sürekli kaçmaktı kendi kanatlarından gidip gidip dönmekti hep aynı yere” Toplumcu-gerçekçi şiirin önde gelen temsilcilerinden olan şair 4 Mart 1927 tarihinde Sivas’ın Gürün ilçesinde doğdu. Hasan Hüseyin Korkmazgil yedi kardeşin arasında tek okuyan çocuktu. Gazi Eğitim Enstitüsü’nü bitirip Türkçe öğretmeni olan Korkmazgil Kahramanmaraş’ın Gökşin ilçesine öğretmen olarak atandığı yerde Nâzım Hikmet şiirlerini okuduğu için ihbar edilince, 1951’deki TKP davasına dahil edildi. Üç yıla mahkûm oldu ve tüm kamu hakları elinden alındı. Elbistan ve Nevşehir cezaevlerinde yattı. Cezaevinden sonra ekmek parası kazanmak için İstanbul’a gitti. Bu kez askere alındı; üniversite mezunu olmasına rağmen 27 ay er olarak askerlik yaptı. Yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen şiirden asla kopmadı. Eşi Azime hanımla zorlu ve uzun bir süreç sonucu evlendi. Yirmi yıl boyunca şairin ölümüne kadar çok mutlu oldular Azime hanımla Hasan Hüseyin ve bu evlilikten “Bir Oğlum Olacak Adı Temmuz” şiirinde adı geçen Temmuz adlı oğulları dünyaya geldi. 1983’te geçirdiği beyin kanaması sonucu bir yıl bitkisel hayatta yaşadı. 26 Şubat 1984’te evinde, yaşama gözlerini yumdu. Anısına saygıyla ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
57
UNUTULMAYANLAR TEZER ÖZLÜ “Tren raylarını severim. Bağımsızlığı, gidebilmeyi, kalmak zorunda olmamayı, uymak zorunda olmamayı anımsatır. Tren rayları bir tür bağımsızlıktır benim için.” Yazar Tezer Özlü başta Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk olmak üzere az sayıda kitabıyla tanınır. 10 Eylül 1943’te Kütahya Simav’da doğan Tezer Özlü öğretmen bir anne ve babanın üçüncü ve son çocuğuydu. Ailesinin işi gereği Simav, Ödemiş ve Gerede’de büyüdü. O yılları ileride “Dört bin nüfuslu bir Anadolu kasabasında dünyaya bakmayı öğrendim. Altı yaşındaydım. Dünyanın sonsuz büyüklüğünü hissettim ve gitmem, çok uzaklara gitmem gerektiğine inandım…” diyerek anlatacaktı. Özlü “Geceleri anneme sokulunca hem soğuktan korunuyorum hem de yalnızlıktan” Tezer Özlü eli kalem tutunca ünlü yazarlar Italo Svevo, Franz Kafka ve Cesare Pavese’den çok etkilenecekti. Kendi içinde ki çatışmalar ve hastalıklara geçen yaşamı henüz 43 yaşındayken 18 Şubat 1986 Yılın da sona erdi.. Anısına saygıyla
58
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
UNUTULMAYANLAR
“Ben kadınım, ben erkeğim” değil, “Ben insanım” diyebilmeliyiz. İnsan diyebildiğimiz zaman güzel oluyoruz. Güzelleşiyoruz.” Asıl adı Ayşen Erman Türk tiyatro, dizi ve sinema oyuncusu. Türk sinemasında’da domates güzeli lakabıyla tanınan Ayşen Gruda, birçok Yeşilçam sinema filminde Şener Şen, Adile Naşit, Kemal Sunal, İlyas Salman gibi oyuncularla başrolde yer aldı. Çocukluk ve gençliğimize damga vuran isimlerden biri olan sevgili Ayşen Gruda 23 ocak 2019 tarihinde aramızdan ayrıldı.. Sevgili Ayşen Gruda yerin aydınlık olsun... Anısına saygıyla
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
59
Sen Bilmezsin... Sanırsın ki gülüşlerinin ardı boş ve anlamsız... Sen bilmezsin; zulası küfür günah şiir yangını Zulası güneşin doğuşuna sevdalı O gülüşler ki bir avuca ağıt, bir avuca türkü durağı. Sen bilmezsin... Süheyla Güney Avcı
60
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
FOTOĞRAFA YAZILANLAR Ağlamayla gülmenin buluşması sonucu oluşan en özel güzelliktir gökkuşağı. Kaybolan bir damlayla ona umut olan bir ışığın birleşmesiyle meydana gelen gökyüzünün sihirli renkleridir gökkuşağı. Çocukluk hayallerimi süsleyen, resimlerime renk veren hayat veren, uykularımda yüzümde hafif tebessüm oluşmasını sağlayan vazgeçilmezim gökkuşağı. Her rastladığımda içimi kıpırdatan, gülümseten neden bilmiyorum ama şaşırmama ve sevincime ortak olan hayranlık kırıntısı gökkuşağı. Gökyüzünü kuşatan, bulutları kıskandıran, güneşi hüzünlendiren gökkuşağı. Fotoğraflara poz veren, hayranlarına imza dağıtan, görüldüğünde pencerelerden çıkan belli belirsiz kafaların odak noktası haline gelen tozdan rengarenk sevincim. Gökkuşağım, toprak her susadığında ‘’Ne zaman görebilirim?’’ sorusunun gizli öznesi. Ta kendisi. MİNE GÜLEŞKEN ASLAN
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
61
OBJEKTİFE YANSIYANLAR
Foto: BAYRAM KÖSE Yalova
62
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
OBJEKTİFE YANSIYANLAR
Foto: İSMAİL ŞİMŞEK Neuchâtel
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
63
OBJEKTİFE YANSIYANLAR
Dostlarımız albümünden Foto: SÜHEYLA GÜNEY AVCI
64
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
REKLAM
KİTAP MI YAZIYORSUNUZ? DOSYANIZI YOLLAYIN KİTABINIZI BASKIYA HAZIRLAYALIM. GRAFİK TASARIM VE REKLAM HİZMETLERİ 0555 494 43 03 0539 436 72 71 grafiktasarimm.reklam@gmail.com ınstagram : tasarim.grafik
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER
65
REKLAM GRAFİK TASARIM VE REKLAM HİZMETLERİ *KARTVİZİT , *LOGO , *BROŞÜR , *AFİŞ , *POSTER , *BRANDA *FATURA , *İRSALİYE , *ADİSYON , *SİPARİŞ FİŞİ *KATALOG , *AMERİKAN SERVİS *TAKVİM , *DUVAR SAATİ , *DAVETİYE *ANTETLİ KAĞIT , *STİCKER(ETİKET) , *PLAKET *KUPA BARDAK , *MAGNET , *ZARF *CEPLİ DOSYA , *BLOKNOT , *BİLET *KİTAP , *DERGİ , *BÜLTEN , *GAZETE *E-DERGİ , *E-KİTAP , *E-BÜLTEN , *KİTAP DAMGASI , *MÜHÜR , *KAŞE *ÖĞRETMEN KAŞESİ *ÖDEV , *YILLIK , *İMSAKİYE *DOĞUM GÜNÜ KONSEPTİ *TSHİRT , *PROMOSYON ÜRÜNLERİ *ÖZEL GÜNLER İÇİN ÖZEL TASARIMLAR *KİŞİYE ÖZEL TASARIM YAPILIR ONLİNE TASARIM YAPILIR !!! BİR TELEFON KADAR YAKINIZ... DİJİTAL BASKI OFSET BASKI FOLYO BASKI HIZLI HİZMET !!! Detaylı bilgi için bize ulaşın Ünsal Aktaş Gsm: 0555 494 43 03 #WhatsApp Gsm: 0539 436 72 71 e-mail: unsal62aktas@gmail.com grafiktasarimm.reklam@gmail.com ınstagram : @tasarim.grafik
66
ŞUBAT 2019 SOLDAN ESİNTİLER