SOLDAN ESİNTİLER KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT DERGİSİ
22 E K İ M
Oysa ben akşam olmuşum Yapraklarım dökülüyor Usul usul Adım sonbahar ATTİLA İLHAN
2 0 1 9
4-5 HOŞ GELDİN SONBAHAR ÜNSAL AKTAŞ ADIM SONBAHAR ATTİLA İLHAN 6-7 SENİ SEVİYORUM SÜHEYLA GÜNEY AVCI MASKELİ GECE ÜNSAL AKTAŞ 8-9 PEPUG NİHAT YILDIZ 10-11 ŞİZOFRENİST DÜŞLER DUYGUSAL YANSIMALAR CİHANGİR ASLAN 12-15 VAZGEÇME 16-17 BENİM SANAT / RESİM DÜNYAM RİFAT KORAY GÖKAN YANLIŞ ANLADIK ALİ ESMERAY 18-19 KARİKATÜR HASAN SEÇKİN HÜSEYİN ASLAN 20-25 HAYATA SANATLA GÜLÜMSE MİNE GÜLEŞKEN ASLAN 26-27 ŞİİR İKRAM GÜNEŞ NURSEV ESER 28-29 BİR DELİ SARI ZİYA YILDIRIM GÜNTEKİN AYNI HİKAYE TURAN ÖZBUDAK
2
30-31 YALNIZLIK BAYRAM KÖSE ŞİİR / KAZIM BEYSÜLEN SANIK / TANIK / KARAR ÖMER BEKMEZCİ 32-33 SONBAHARA NURAY ŞENGİL ŞİİR / İSMAİL ŞİMŞEK ŞİİR / SULTAN KARATAŞ ŞİİR / NİYAZİ YANGIN 34-36 SANATIN BİLEŞEN GÜCÜ VE İNSANDAKİ KOPUŞ HAVVA AĞRAL KAZANMAK İSTEMEDİĞİM İDDİA SEHER ZERRİN CEVİZ AKTAŞ 40-49 KEŞİF GÜNLÜĞÜ MİNE GÜLEŞKEN ASLAN 50-51 BİTMEYEN KAVGA ŞAKİR ATA 52-53 AYIN KİTABI SARIYER EDEBİYAT GÜNLERİ 54-61 YİTİRDİKLERİMİZ UNUTULMAYANLAR 62-63 PARANOYA SEYRİNDE SÜHEYLA GÜNEY AVCI 64-65 ALTINI ÇİZDİKLERİMİZ 66-67 OBJEKTİFE YANSIYANLAR 68-69 REKLAM
SOLDAN ESİNTİLER KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT DERGİSİ Yayın Türü: Aylık Süreli Yayın Sayı: 22 - EKİM 2019
Genel Yayın Yönetmeni Süheyla Güney Avcı Ünsal Aktaş
issuu.com/soldanesintiler soldanesintiler
Yayın Kurulu Süheyla Güney Avcı Mine Güleşken Aslan Ünsal Aktaş
soldanesintiler soldanesintiler@gmail.com
Editör Süheyla Güney Avcı Ünsal Aktaş İzmir Temsilcisi Mine Güleşken Aslan Kapak Tasarım Ünsal Aktaş Dizgi - Mizanpaj - GrafikTasarım Ünsal Aktaş 0555 494 43 03 grafiktasarimm.reklam@gmail.com Soldan Esintiler e-posta soldanesintiler@gmail.com KURULUŞ 2015 Soldan Esintiler Degisinde yayımlanan yazı ve şiirlerden yazarların kendileri sorumludur.
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
HER HAKKI SAKLIDIR COPYRİGHT C SOLDAN ESİNTİLER
3
EDİTÖRDEN Hoş Geldin Sonbahar... Yakıcı güneşli günleri yavaş yavaş geride bırakıp, bulutlu, yağmurlu günlere yeniden giriyoruz. “Yeniden” diyorum, bu bir dönüşüm, bir ayrılık, kısa bir vedaydı, vedanın ardından yeniden buluşuyoruz. Sonbaharla birlikte herkes yaşadığı şehrin öz ruhuna geri dönüyor. Alışılagelmiş rutinlerin başlangıç noktasına desek yanlış olmaz... Rutinden sıyrılıp yeni alışkanlıklar edinip, yeni başlangıçlar yapabilmek için iyi bir zamanlama sonbahar ayları... Yaz dönemiyle kabuğuna çekilen kültürel etkinliklerin yoğunlaştığı dönemde bizler de kendimiz için yeni alanlar yaratabiliriz. Yenilikler kaçınılmaz olur sonbaharda. Bu yeniliklerin içinde bizi geliştirecek yeni dinamikler yakalayabiliriz. Geliştikçe bakış açımız da zenginleşir, aktarım gücümüz artar, iletişim frekanslarımız da gelişir... Yaz döneminde dinlenirken sonbahar için yapılacaklar listesi yapmışsınızdır mutlaka... Gidilip görülecek yerler, izlenecek filmler, okunacak kitaplar, etkinlikler, tiyatrolar, kitap fuarları, imza günleri, konserler, sergiler, seminerler... Listenizi gözden geçirip bir yerden başlamanın tam zamanı. Sonbahar seni çağırıyor!!! ÜNSAL AKTAŞ
4
unsal62aktas@gmail.com EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
ADIM SONBAHAR nasıl iş bu her yanına çiçek yağmış erik ağacının ışık içinde yüzüyor neresinden baksan gözlerin kamaşır oysa ben akşam olmuşum yapraklarım dökülüyor usul usul adım sonbahar ATTİLA İLHAN EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
5
SENİ SEVİYORUM Kıdemli bir yalnızlık sığınıyor geceye, Sesinin sessizliği, müebbet buhranlar mahkûmu... Menekşeler kokluyorum; binbir umutla! Avuçlarımla kulaklarıma hapsettiğim rüzgârın uğultusunda, sesini dinliyorum... Seni seviyorum evrenin vermiş olduğu yetkiyle...! Seni seviyorum SÜHEYLA GÜNEY AVCI
6
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
7
PEPUG Karlar erir, Gelir çatar bahar. Yeşillenir ve şenlenir doğa Baharda bir kuş doğar ve șakır dalda Duymadınız mı hiç? Pepug kuşunun sesini Yalın, sade, dokunaklı ağıt gibidir Haykırır derdini. Ormanda hayat bulur onun sesi Yankılanır dağlarda... Bahar gelir arar kardeşini Kenger bașlarında pepuk Sever kardeşini... Oynamıştır tanrılar son bir oyununu Artık; Kardeş katilidir, pepug! Yuvası orman Seslenir, yakar ağıdını Herkes duysun diye, pepug...
8
Pepuuk! “Keko” “Kî qir?” “Min qir” “Kî kuşt?” “Min kuşt” “Kî şuşt?” “Min şuşt” “Ax! Ax! Ax!” Bu sürüp gider, böylece Susar orman Susar kuşlar Susar herkes Derken; Gelir çalar kapıyı sisli güz Soğuklar bastırır Yazık... Çok yazık Bari soğuklar bastırmadan Mutlu olmalı hiç değilse pepuğun ölümü...
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
NİHAT YILDIZ
Kâğıt üzeri Akrilik 35.50 Pepug.... NİHAT YILDIZ
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
9
ŞİZOFRENİST DÜŞLER DUYGUSAL YANSIMALAR Gökyüzünü çok sever, uzun uzun bakar, bulutlardan resimler çizerim. Sonra o resimler bölünür, parçalanır farklı tablolar oluştururlar. Her bir bulut kümesi ayrı bir anlam ve mana taşır. Geçmiş ve gelecek hakkında fotoğraflar taşır. Gökyüzünü çok severim çünkü sınır tanımaz, dilediğim gibi hayaller kurarım. Kimse de buna engel olamaz. Kimse benim görüş alanıma girdin diyemez. Kimse benim gökyüzümdesin diyemez. Bir gün sizde bunalırsanız sakın unutmayın gökyüzüne bakmayı. Gökyüzü herkesindir. İnsan gökyüzünü seyrederken pek çok şeyi de düşünme, sorgulama fırsatı buluyor. Resim yapmak tercihim olsa da düşüncelerime engel olamıyorum gökyüzüne bakarken. Ölüme koşarken sendeleyip, düştüğümde bir avuç topraktan yetişip gönlüme yerleşen hayata tutunmama sebep olan papatyamı düşünürüm mesela. Bu düşüncelerin en güzelidir. Papatyamın bulutlardaki resmine bakarım. Biraz saçlarıyla oynayıp, kendim yeniden yapmak isterim bende var olan hafızamdaki resmini. Biraz mavi biraz da beyaz bulutu bir araya getirip gözlerindeki ışıltıyı çizerim önce. Saçlarını ve kaşlarını geceye bırakırım gecenin rengini alsın diye. Gözlerine yıldızlar eklerim ışıl ışıl parlasın diye. Gökyüzüne bakarken onu kendimde görmenin güzelliğini yaşıyorum işte mutluluğun resmi bu.
10
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
ŞİZOFRENİST DÜŞLER DUYGUSAL YANSIMALAR Gündüz papatyama konan bir kelebek, gece ise yıldız olmamı sağlayan düşler kurarım gökyüzüne bakarken. Gökyüzünü seyrederken, bir palyaço olurum sanki her oyunun sonunda makyajını gözyaşlarıyla temizleyen. Sıradan insanların hayatına el koymuş bir güç var sanki dünyada. İşte o güç ne istiyorsa o oluyor ne kadar isterse o kadar yaşanıyor. Oysa ben gökyüzüne bakıyorum ve o gücü tanımıyorum, hissetmiyorum. İnadına yaşamak, her sabah yeniden başlamak gerekir. İşte heyecan veren seçeneklerden biri daha gökyüzüne bakarken içinden akıl almaz gibi görünen her şey aslında küçük bir satranç hamlesiyle çözülecek cinsten. Sadece merak ediyor insan bazen buna değer mi? ESKİCİ CİHANGİR ASLAN
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
11
#vazgeçme Günümüz dünyasının acı gerçeklerine dayanmak zor olsa da kendin için bir yeşil ışık yak, ve Hayatın sevilecek yanlarını aramaktan #vazgeçme
ÜNSAL AKTAŞ İnsan iyilikleri kadar zengindir. Kötülüğe rağmen iyilikten #vazgeçme GÜLÇİN ERDOĞ
12
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
#vazgeçme
#vazgeçme sakın; Sevdiğim hava Güldüğüm güneş İçimi ferahlatan su Şehrinde kaybolduğum sevgili Merakımı delirten romanım Ağır yürüyen felsefe kitabım Sevdalı müziklerim Avucuma sığınan gözyaşlarım Küfürbaz kahkahalarım Bazen densiz şımarık tavırlarım Yokluğuna ölümü eş tuttuğum yoldaşım Vazgeçme hayatımı talan etmekten ki Çoğalsın günahkâr şiirler taşıyan mısralarım... #vazgeçme SÜHEYLA GÜNEY AVCI EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
13
#vazgeçme
Olur ya bir gün; Hüzünden, çaresizlikten, hayattan,istediklerini elde edememekten, düşlerine ulaşamamaktan, yalnış seçimlerden yorulduğunda, umutların siyaha dönüştüğü anda hayata küsme. Siyahın da bir rengi var. İnsanın taşıdığı rengarenk umutlara benzeyen. Böyle anlarda vazgeç artık diye kulağına fısıldayan egondur. Umut ise her zaman devam et diye fısıldar. Bir an umutsuzluğa düştün diye kendine olan inancından #vazgeçme... MİNE GÜLEŞKEN ASLAN
14
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
#vazgeçme “Sevgili Kentinden gidiyorum diye Ne sesimden Ne nefesimden Ne de yüreğimden #vazgeçme” İKRAM GÜNEŞ
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
15
BENİM SANAT / RESİM DÜNYAM
BENİM SANAT/ RESİM DÜNYAM- 87 Tuval üzerine akrilik 80x60cm 2014 Rifat KORAY Gökan’ın çalışmaları sürekli gerçekler ile soyutlamalar ve akılcılık ile duygular arasındaki sınırda...
16
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
YANLIŞ ANLADIK İnsanlık akarken bu ulu mecrada Biz her şeyi yanlış anladık. Hurisi badesi hepsi dünyada Biz cenneti yanlış anladık
Doğru tartmıyor adalettin kantarı Kula kul olanda hakkın tokmağı Hapishane olmuş masum yatağı Biz adaleti yanlış anladık.
Baharlarda ermez oldu güze Can almak içindi tüm sunaklar Mevsimsiz sebzeler dize dize Ölülerle beslendi kutsal ruhlar Genetik hastalık bulaştı bize Terk etti bizi yaratığımız ilahlar Biz bilimi yanlış anladık. Biz tanrıyı yanlış anladık. Her ocakta musallat ekmek Oysa bizi uyarmıştı ulu ozanlar kaygısı İçimizdeki özdü asıl arananlar Kalmamış kimsenin kimseye Egoya kibre mağlup insanlar saygısı Biz yunusu yanlış anladık. Bitirecek bizi bu kardeş kavgası Biz birbirimizi yanlış anladık. İnsandı çözecek bu yüce sırrı Ne umarı kaldı nede esrarı Hoyrat der doğrunun yol bir İflah olmayız biz bundan gayrı olur Biz kutsallığı yanlış anladık. Hakkaniyet taşı gediğe konur Sorgulayan can gerçeği bulur Biz insanlığı yanlış anladık. ALİ ESMERAY EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
17
Karikatür: HASAN SEÇKİN
18
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
Karikatür: HÜSEYİN ASLAN
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
19
HAYATA SANATLA GÜLÜMSE GÜLÜMSEMEKTE BİR SANATTIR Davranışlarımızı değiştirmeden yaşamımızı değiştirmeye çalışmak paslı bir yüzeyi boyamaya benzer. Bir süre sonra boyalar dökülür ve altından o paslı yüzey çıkar. Oysa işimizi, eşimizi ya da kazanç düzeyimizi değiştirmeden kalıcı bir mutluluğa ulaşmak mümkündür. Korkunun yerine sevgiyi, bencilliğin yerine paylaşmayı, öfkenin yerine huzuru nasıl yakalayabileceğimizi öğrenirsek, hayata barış, güven ve mutluluk içinde sarılabiliriz. Asık suratlı insanlardan kurulu bir aileye, yeni doğan bebeklerinin sevgi ve tebessümüyle gelen yaşama sevincini düşünün bir an. Minik bir bebek bir anda pek çok şeyi değiştirmiştir doğumuyla o ailenin yaşantısında. Bu değişim asık suratlardaki gülümseme ile başlamıştır üstelik. Güçlü bir tebessümün açamayacağı kapı yok şu dünyada. En suratsız komşunuzda, en öfkeli patronunuzda deneyin yanılmadığınızı göreceksiniz. İçim dopdolu. Bunun ‘’yaşama sevinci’’ olduğunu bilecek kadar tecrübem var artık. Büyük bir şükran duyuyorum hayata karşı. Sevmek, gülümsemek, şükretmek hayatın sırrı bunlardan öte ne ola-
20
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
HAYATA SANATLA GÜLÜMSE bilir ki. Yaşama sevinci dediğimiz başka ne olabilir ki. Sanat eserlerinde surat asan kişilerin yüzlerine gülümseme yerleştirmek. Hiçbir sanat galerisinde gezerken ‘’herkes neden bu kadar mutsuz görünüyor’’ diye düşündünüz mü? Grafik tasarımcısı Olly Gibbs, bunu düşünmüş ve Hollanda’nın başkenti Amsterdam’daki Rijks Müzesini ziyareti sırasında bazı portreleri neşelendirmeye karar vermiş. Bunun için yüz tanıma yazılımını kullanan ve insanların yüzünü daha yaşlı, daha genç ve ya farklı cinsiyette gösteren Face App uygulamasını kullanmış. Bu uygulama aynı zamanda insanı gülümsetmeyi de başardığı için sanat eserlerini gülümsetirken bu uygulamadan faydalanmış. Gülmek belki de insanoğlunun bugüne kadar keşfettiği ya da farkına vardığı en güzel buluş. Hayatı daha olumlu yaşamanın, pozitif bakmanın, yaşanan tüm olaylar karşısında gülebilmenin değeri hemen hemen hiçbir şeyle ölçülemiyor. “Gülünce gözlerinin içi gülüyor, Kendimi senden alamıyorum. Bilmem bakışların neler söylüyor? Cesaretim yok ki soramıyorum.’’ Zeki Müren’in seslendirdiği parçada olduğu gibi gözlerinin içi gülen insanlar yüreklerini daha olumlu hale getirebilmeyi başararak daha mutlu bir hayat yaşayabiliyorlar. Küçük bir tebessümün yaşamın yoğun koşuşturması içerisinde hemen iyileştiremeyeceği hiçbir şey yok. EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
21
HAYATA SANATLA GÜLÜMSE Yüzyıllardır bunu farkına varan edebiyatçılar, şairler, düşünürler, yazarlar, sanatçılarda gülmeyi bir tema olarak sıkça kullanmışlar. Bazen bir sevgilinin yüzündeki küçük bir tebessüm, bazen sıkı bir dostun kahkahası ya da minik bir çocuğun çevreye verdiği pozitif enerji yayan gülücükleri olmuş bu tema. Ünlü şairimiz Cemal Süreya; “Gülen gözlerinin bebeğinde kendimi görebilmekti dilediğim; keşke yalnız bunun için sevseydim seni’’ diyor. Aşklarını tutkuyla yaşayan herkes için söylenmiş bu söz bence. Ziya Paşa ise bunu görerek görülen tüm gülüşlere aldanmamak gerektiğini söylüyor. “Yaktı nice kanlar o nezaketle tebessüm Şiirin dahi kastetmesi cana gülerektir.’’ Fuzili ise gülen sevgilisini görünce birazda ne yapacağını şaşırıyor sanki. “Nutkum tutulur gonca-i handanını görünce’’ Cahit Sıtkı Tarancı ise sevgilisinin gülüşüyle kendinden geçiyor. “İlktir hem sarhoş hem ayık olduğum. Bir gerçek içindeyim düşten güzel. Sevdiğim gülüyor yanı başımda.’’ Gülmek sadece şairlerin dikkatini çekmiyor tabii ki. Hayatı yakından gözlemleyen romancılar ve hikâyeciler de eserlerinde gülmeyi işlemeyi ihmal etmiyorlar. Örneğin, Ahmet Haşim biraz farklı bir yaklaşımla gülenleri pek sevmediğini söylüyor.
22
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
HAYATA SANATLA GÜLÜMSE “Gülüş istediği kadar insanın bir üstün vasfı olsun halk nazarında gülüş hiçbir zaman gözyaşının vakar ve asaletine sahip değildir. İtiraf etmeli ki gülüş ruhun asil bir faaliyet eseri değildir. Hiç kimse kendine gülmez, güldüren diğerinin aczi, kusuru, dalgınlığıdır ve gülenin kendinden fazla memnun olan gururudur.’’ Ziya Gökalp ise bunu görüyor ve karşılık veriyor. “Ben hasta ruhları ve sinirli insanları daima yüzlerinin gülümser olup olmamasıyla tanırım. Sinirli insanların yüzleri gülmez. Gülümseme ruhun sağlamlığı kadar, saadetinde müjdecisidir.’’ Atilla Dorsay bir yazısında gülmeyi göklere çıkartıyor. “Gülmek… Zekâmıza seslenen, aklımızı işleten, insanla doğa arasında belli bir mesafe koyan, insana kendi dışındaki her şeye karşı bir eleştiri boyutuyla bakma olanağını hediye eden, kısaca insanı insan yapan şeylerin arasında belki de en başında gelen gülme eylemidir.’’ Ferrarisini Satan Bilge yazarı Robin Sharma gülmeyi sevenlerden. “Gülmek ruhun ilacıdır içinden gelmiyorsa bile bir aynaya bak ve birkaç dakika gül. Kendini harika hissetmekten alıkoyamayacaksın.’’ EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
23
HAYATA SANATLA GÜLÜMSE William James, ‘’mutlu olduğumuz için gülmeliyiz, güldüğümüz için mutluyuz demiş.’’ Bu nedenle güne keyifli bir adımla başlamalıyız. Gülmenin gücünün hatırlamalıyız. Müzik gibi o da yaşamın stres ve sıkıntılarına karşı iyi bir ilaçtır. İnsanlar yaşamı asla kendilerini gülmeyi unutturacak kadar ciddiye almamalıdırlar. Gülmeyi ihmal etmeyin. Gülün gülebildiğiniz kadar. Çünkü anca güldüğünüzde hayatı gerçekten yaşamaya başlayacaksınız. Hele ki bu toprakların Nasrettin Hoca’sı, Aziz Nesin’i, Gani Müjde’si, Adile Naşit’i, Suna Pekuysal’ı, Kemal Sunal’ı, Şener Şen’i ve daha birçok değeri varken gülmek bize yakışmaz mı? ‘’Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden ise zekâsını ve seviyesini anlarım.’’ diyor Mevlana. Bir başka düşünür Konfüçyüs ise ‘’Gülen yüzlü olmayan bir kişi dükkân açmamalıdır.’’ diye dünyanın öte ucundan insanlığa sesleniyor. ‘’Gülmek için mutlu olmayı beklemeyin belki de gülmeden ölürsünüz. Durum ne olursa olsun dudaklarınızdan gülümseme eksik olmasın.’’ diyor Victor Hugo.
24
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
HAYATA SANATLA GÜLÜMSE Gülmenin doğuşuna şu sözüyle ışık tutuyor Friedrich Nietzsche, “İnsan dünyada o kadar ıstırap çeker ki bütün canlı yaratıklar arasında yalnız o gülmeyi icat etmek zorunda kalmıştır.’’ Günümüze ayna tutan Gabriel Garcia Marquez diyor ki “Her an gülümse, boş ver ne düşündüğünü bilmesinler. Ve her şeye rağmen patlat bir kahkaha, bırak neden güldüğünü merak etsinler. Öyle güzel gülmelisin ki insanlar seni ağlatmaya utanmalı.’’ Hiçbir zaman gülümsemekten vazgeçmeyin, üzgün olduğunuzda bile. Gülümsemenize kimin ne zaman âşık olacağını bilemezsiniz. Yazıma Yaşar Seyman’ın şu dizeleri ile son vermek istiyorum. Unutmayın, gülmek devrimci bir eylemdir. “Gülmek direnmektir. Gülmek isyan türküsüdür. Gülmek umuttur. Gülmek yaşamaktır.’’ Yaşar Seyman Sanatın başka renklerinde görüşmek üzere… Hayata sanatla gülümsemeyi unutmayın…
MİNE GÜLEŞKEN ASLAN mine_papatya71@hotmail.com
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
25
Her ne kadar devirmeye çalıştıysanız Bir türlü deviremediniz beni Ey bir zamanlar üstüme çullanan yalnızlık Ey dilime dolanan kırık dökük dizler. Hüzünler Kederler Arsız acılar. Şerefe diyorum şimdi Şerefe ey sevda Şerefe ey şiir Şerefe ey SEVGİ.. Şerefe ey yasak Şerefe ey şafak... Şerefe diyorum şimdi Şerefe ey yüzüm, Şerefe ey gökyüzüm... İKRAM GÜNEŞ
26
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
Gülümseyerek Uzakdan baktım Galataya Türkü gibiydi Şiir kokuyordu. Geçmiş zamanlardan Aydınlanmış bir efsane İstanbul ruhuna can vermiş Bir masal... Düş görmüş gibi Mavi gökyüzüne asıldıgım Muhteşem bir andı... NURSEV ESER
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
27
BİR DELİ SARI Gidersen; Yakmam bu şehrin ışıklarını bir daha Almam yanıma şiirlerimi. Gidersen tüm notaları silerim mevsim şarkılarından Yön vermem rüzgara Islanır hayat Can kırıkları tek bir celsede yok olur Camlar buharlı, perdeleri sonuna kadar kapalı bir mahzende bir göz kapanır. Maviye hasret kalırsın.
Gidersen, dönüş yolunu yüreğime yazmam Üstü körü geçerim bir bir sensiz şehirleri Ne bir çay molası, ne simit ne de hain bir martı. Bakarsın bir ara seni bile geçmişim gitmekte Gidersen tüm dönüş yollarını haritamdan silerim
Gidersen, dellenir esir körfez Bir yelkeninin sessiz çığlıkları Gidersen, yankılanır kıyıda bu limana ikinci ihanetin olur... Yol yakınken yık karanlığı Sorgusuz her hayatın, Ön ayak ol aydınlığa çekilmemiş cezaları vardır Nerde ödeneceği bilinmez Gidersen, Öyle bir ikilemdeyiz ki, Saz, öyle bir girdap ki, söz, gidenin mi? güfte, Kalanın mı yandığı yürekte aşk nafile görülmez Gidersen düşeriz peş peşe Ve bir deli sarı vurulur gökyüzünde Ve bir deli sarı vurulur bizim yerimize... ZİYA YILDIRIM GÜNTEKİN
28
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
AYNI HİKAYE Hep aynı kalıpta aynı hikaye Bir de yeni görsem şaşıracağım Doldurdun taşar da aynı seleye Bazen beni görsem şaşıracağım Delikleri bitti kemer tokamda Görmüyor çileyi bitli yakamda Nota aynı nota her tür makamda Doğru tonu görsem şaşıracağım Ne giriş var ne de genişlemesi Sonuca varmıyor dil işlemesi Startlanmış yoktur finişlemesi Biten sonu görsem şaşıracağım Sana insan yarat demiyorum ben Çünkü benle beni gömüyorum ben Aynı aşk aynı yâr yemiyorum ben Ayrı konu görsem şaşıracağım
Neyini beğenip alkışlayayım Hangi dörtlüğüne gönül koyayım Öyle bir serpele alıp ayayım Asıl bunu görsem şaşıracağım Ağır konuştuysam sayma kusurda Dost Turani kalmaz hiç bir tesirde Ayak uydurduğun bu son asırda Bende seni görsem şaşıracağım... TURAN ÖZBUDAK
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
29
YALNIZLIK En demli gecelerin çay buğusu.
Güneşin tekrar doğacağını ve aşkımın sabaha kadar.
Yalnızlığıma karıştığı zaman…
Seninle dem alacağını bilirim. BAYRAM KÖSE
Her ömrün bir eylülü var derler Bizde ise ömür hep eylülden ibaret. Eylül dediğimiz kıştan beter. Sus deli gönlüm bu ders sana yeter KAZIM BEYSÜLEN
30
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
SANIK / TANIK /KARAR Kimlik tespiti yapıldı, Sanığa soruldu. Azar azar toprak kayar gibi, Her şey tükenirken Aşkın saf hâliyle Var olmakta neyin nesi? Neden gözlerden gözlere Tutanaksız bir yol çizildi? Gözlere ayın şavkını veren neydi? Tanığa doğrudan soruldu, Yalnızca gerçeği söyleyeceğine yemin etti. Ve dedi ki Gördüm, Hiçbir şey yokken Var olmanın güzelliğini… Önünde duvar olsa, Aşkla bakmanın neler devirdiğini.
Yaz kızım: Gereği düşünüldü. Adaletin adı kaldı kitaplarda, Terazi bozuk zaten bu dünyada… Sanığın aşk hâli, Bir adalet timsali… Sanığın aşk hâli, İki dünyada da baki… Söyleyin yedi düvele, Karar verildi. ÖMER BEKMEZCİ
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
31
SONBAHARA Yaza elveda, kışa merhaba, der gibi, inceden... Zamanın döngülerinde, şaşmayan dengeden, koşuyor hayat, dört nala, peşinden...
Bugün benim günüm olsun Ağaçlar çiçek açsın Kuşlar özgürlüğe uçsun Çocuklar doyasıya gülsün
NURAY ŞENGİL
Bugün benim günüm olsun Aşk kapımı çalsın Ülkeme özgürlük gelsin Herkes mutlu olsun Bugün benim günüm olsun Hasretler bitsin Özlemler son bulsun Gurbetlik olmasın Bugün benim günüm olsun İnsanlık kurtulsun Aç, açıkta kimse kalmasın Hayat bayram olsun! İSMAİL ŞİMŞEK
32
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
Ah düzen telalları Nasıl da aldınız Yüreğimizden insanca çığlıkları Şimdi yakası yırtık Tüm mutlulukların... SULTAN KARATAŞ
Küçüktüm, Gecenin karanlığında büyüdüm. Kızılca bir düştüm İçine düştüm Şairin duasına... Çıplaktı hüzünlü kadınlar bir akşamüstü... Uzunca yoldu bekleyişleri korku içinde... Öpünce geçerdi yaralar. Küçüklük işte, Mutluluklar gibi Satılmış sevincimize... NİYAZİ YANGIN EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
33
SANATIN BİLEŞEN GÜCÜ VE İNSANDAKİ KOPUŞ Sanatın eşitlediği ortamdan uzak kalırsak ne olur? Muhsin Ertuğrul Şiddetin artacağını söyler. Süreyya Karacabey geriye düşmekten söz eder. Hülya Nutku; sanatın toplumu sağaltıcı yönünden söz eder. Tüm bu sözleri alt alta toplarız listemiz uzar gider. Çünkü insanlık en çok kendi eksiğinin farkına varmaya, kendini iyileştirmeye, toplum ve bir bileşen olmaya çalışıyor. Bunu insanlık dediğimiz o soyut kavramın etrafında, bilgece söylemeye çalışıyorlar. Ancak insan gerçeği çok grift bir soyut resme benziyor. İyi niyetli çıktığı yolda, kendine tuzak olmanın ayrımına güç varabiliyor. İnsanlık için hizmet görünen icatlar başımıza ne işler açtı? Ve açmaya devam edecek. Kendi başımıza kanser derdini neden koyduk? Lüks görünen evlerin içleri bilmediğimiz yığınla tehlikeyle dolu. Gıdalar için ne diyebiliriz? Kimse aslında ne yediğimizi bilmez noktaya vardı. Aslında icatlar da eşitleyici bir durum. Otobüsler, yollar, köprüler, ev kaplamak için kullanılan şeyler, kırtasiye vs. Eşitlik bileşeni, insanlığın bileşeni olacak ve sorunsallıkların üstesinden daha kolay gelinecek. Peki neden olmuyor? Gelecek günler neden kaos ve faşizme daha çok yol açacak? Böyle bir tezahür nereden geliyor? Ekonomik boyutta gelişen, kalkışan ülkelerin perde arkasına bakmak gerekli. Japonya örneğinde mesela, kadın yirminci
34
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
SANATIN BİLEŞEN GÜCÜ VE İNSANDAKİ KOPUŞ yüzyıla kadar sürekli evde bir rol üstlenmişti. Sanayi gelişimi kadını aktif, faal boyuta taşıdıktan sonra ancak hareket ve eşitlik kazanabildi. İnsan bileşeni noktasında eşitlik, özgüveni ve icatları peşi sıra getirdi. Teknolojinin yıktığını, tekrar teknoloji ile kurmak fikri üzerinden Japonya bugün ekonomik boyutta ileri bir duruma gelebildi. Peki, ülkemizde de kadınlar çalışmıyor mu? Ekonomik anlamada neden kalkınamadık? Aslında kalkındık. Ama eşitlik ve adaleti örgün ve yaygın olarak yaşamak noktasına her yerde homojen evrilmedi bu durum. O yüzden ekonomi bazılarına kalkınma, bazılarına yıkım olma adaletsizliği ve zihniyeti ile, kendi feodal yapısında bir kaynaşma yaşadı. Bu bir amorf gelişimdir. Çarpıklığın, başka bir çarpıklıkla bileşeni, insani olanda bileşen olmayı güçleştiriyor. Bir kesim oldukça güçlü bir ekonomi, rahat bir yaşam, diğer kesim cinnet halinde bir fakirlik yaşıyor. Buradan insani bileşenler çıkmayacak. Başka alanlarda, yaşama dair eşitlenmenin yolu yok mu? Yaşam bir bütündür. Bu anlamada, bütünü anlatan sanat, yaşamda, örgün bileşen insanı tarif edebilmenin bir yolunu bulmalıdır. Bütüne hitap eden bir teknoloji vs. Doktor Agah Aydın insanların sosyal medyayı bir iyileşme aracı olarak gördüklerini beyan ediyor. Bu ne kadar gerçekçi bir yaklaşım tartışılır. Çünkü yine uzmanlar sosyal medyanın bir fesatlık hastalığına da yol açtığını belirtiyorlar. Ancak, eylemde, söylemde bir birlik eşit ve bileşen olmayı kolaylaştıracaktır. Gezi olaylarının EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
35
SANATIN BİLEŞEN GÜCÜ VE İNSANDAKİ KOPUŞ sosyal medya ayağı çok önemli ve kendiliğinden gerçekleşen bir durumdu. Yine Agah Aydın’a göre Gezi bir iyileşme belirtisiydi. Ama iyileşemiyoruz. Katilleri çoğalan, fakirleri, suçluları ve kurbanları sürekli artan bir ülke olmaya devam ediyoruz. Mesele kültür, insan alt yapı meselesidir. Daha bir insanı, çocukluk yıllarından, eşitsizliğe talimli bir yaşama adapte etmeye çalışmak, karamsar, potansiyel suçlu, ya da kurban rollerine hazırlamak olmuyor mu? Çocuklara eğitim de fırsat eşitliği verilmeden, ekonomi de, hoşgörü ve özgüven de yaralı bırakmak vs. Baştan karaya vurulan yaşamlar, sonra ne yapacak? Kendi varoluş ışığını nasıl bulacak? İnternet ortamı faydalı kullanıldığın da eşitlik yaratacak veriler sunabilir. Ders kanalları, filozofların video kayıtları, tiyatrolardan fragmanlar, ucuz kitaplara ulaşım imkanı, el becerileri geliştirme yolları, sesli kitaplar, e kitap indirme olasılığı, hatta sanatçılara yol yöntem sorgulamak kolaylığı. Evet bu metotlar insani olan, kültürel olan alanda bir eşitlenme durumu yaratır. Ancak böylesi talepler ile internet kullanımı, bilinci uyanabilmiş, bireysel çabası olanlar için geçerli bu dediklerimiz. Böylesi taleplerden önce, insan kuşağının izlediği yola bakmak istiyorum. Köy enstitüsü gençleri ve o dönemin yetişkin insanlarını düşünün, o gençlere nasıl baktıklarını düşünün. Vatanperver bir duygu ve gururla. Geleceğin mühendisleri, öğretmenleri, sanatçıları olarak bakılıyordu. Bu günün lise dönemi ve üniversite dönemi gençliği ile bu
36
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
SANATIN BİLEŞEN GÜCÜ VE İNSANDAKİ KOPUŞ günün kuşaklarının insan algısı nedir? Baştan karaya vurulan insan. Evet, liseli ve üniversiteli kızlara, ucuz elde edilen insan muamelesi yapılmıyor mu? Maddi durumuna göre, gençlere yaşamsal payeler biçilmiyor mu? Başını örten kızlara tepeden bakmak bile içimizdeki gizli faşizmin bir sonucu. O çocukları o tarz yaşama iten yine ekonomide ki açmazlar değil miydi? Kasti olanı görmezden gelemeyiz. Başörtülü kızların başı açık olana bakışı da aynı. Algı sürekli, benim kızım bir yerleri tuttursun, benim oğlum kapağı bir yere atsın. Alsın yürüsün. Herkesin kendini kurtardığı yerde, insanî alt yapı ve kültürel anlamda vatanperver duygular kalmamış demektir. Bileşen duyguyu yakalayamayan bencil kurtuluşlar yoluna gitmek, salt menfaat için siyasi particilik gütmek, emekte ve vatanda bileşen olamamak. Kopuş sürekli algılarda bölünmek, eşitsizlikte dağılmak, bencillikte yarış haline gelmek. Toplumu daha da derin yaralamak. Köy enstitüleri milli mücadelenin eğitim ayağı ve en önemli parçasıydı. Parçalanmış olanı derlemek adına değerler eğitimi veriyordu. Edebiyatın değil, hayatın içinden gerçek çalı kuşu çıkaran bir parçasıydı. Halk evleri, Muzaffer İzgü’lerin yolunu açıyordu. Sanat ve eğitim ayağını, ayağa düşüren, piyasacı anlayış, ülkenin geleceğine ve insan algısına gizli yaralar açmaya devam edecek. Halbuki müzik dinlemeyen çocuk, matematik zekasını kullanmayı da öğrenemiyor. Ya da enstrüman EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
37
SANATIN BİLEŞEN GÜCÜ VE İNSANDAKİ KOPUŞ çalamayan bir çocuk, sosyal ilişkiler de iyi yol alamıyor. Cemal Süreya’nın dediği gibi, masal dinlemeyen çocuklar kedileri cetvelle çizecekti. Hayal gücüne hakaret edilen çocuk dünyası ile ülkeye de hakaretler ettiler. Bize yalan atan, uydurukçu çocuklar gerekli. Sanat ve suç arasında da bir bağ olduğu biliniyor. İçeriye düşenlerin dışarıya bir sanatçıya dönüşerek, ya da iç dünyasında değişerek dışarıya çıktıkları görülmüştür. İyileşmenin yolu sanat ve eğitimden geçecek. Çünkü eşitlik ve adalet duygusu bizi iyileştirecek. HAVVA AĞRAL
38
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
Kazanmak İstemediğim İddia... Kim daha çok seviyor diye İddiamız vardı sevgilim seninle Ne kadar çok isterdim Kaybetmiş olmayı Ne yazık ki ben kazandım Bu kazanmışlık mutlu etmiyor İçin için yanan senle dolu yüreğimi…
Ve; Başı, sonu belli olmayan sevgimle Gönlümün mahzeninde Sonsuza kadar mahkumsun Kalan ömrümde de hep sen olacaksın…
Şu an duyar gibiyim ‘Neden?’ deyişini İspatı ortada aşkım Ben hala yirmi dört saat senle doluyum Her yazdığım satırda sen varsın Seni anlatır şiirlerim Seni düşünmeden geçen bir saniyem dahi yok Tüm iyi dileklerim senin için Sağlıklı ve mutlu ol ömür boyu Benden çok uzaklarda olsan da Sesini duyamasam da, Göremesem de yüzünü Hayallerimle her zaman benimlesin
Eğer; Bir gün bulursan benim kadar seni seveni Ama eminim ki bulamazsın Seni ben den çok seveni Gördün mü, duydun mu sevgilim Ben kazandım iddiayı Senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum seni… SEHER ZERRİN CEVİZ AKTAŞ
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
39
KEŞİF GÜNLÜĞÜ AŞKIN HUZUR DOLU COĞRAFYASI Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı irili ufaklı 22 kadar adanın en büyüğü ve yerleşime açık olan tek adasıdır Cunda. Türkiye’nin Ege denizindeki dördüncü büyük adası olan Cunda’nın diğer adı Ali Bey Adası’dır. Ada bu adı padişahın ‘’Yunanlılara teslim olun’’ emrine karşı gelerek silahlı mücadeleye başlayan ilk birliğin kumandanı Yarbay Ali Çetinkaya’dan alır. Cunda, doğası ve tarihi güzellikleriyle insanın ömrüne ömür katıyor. Tertemiz havası, yüreği ferah insanı ile her köşesine sirayet etmiş bir dinginlik mevcut burada. Cunda adasına adım atar atmaz Arnavut kaldırımı taşlarıyla kaplı sokaklarda defne kokusu adaçayına, zeytin kokusu dağ kekiğine, limonun iyot kokusuna karıştığı tertemiz bir hava sizleri karşılıyor. Adaya vardıktan sonra gerisini Cunda’nın atmosferine bırakıp bu zamana kadar kaybettiğiniz enerjinin vücudunuza dolmasının keyfini çıkartın. Cunda adası, bin bir farklı tona sahip masmavi denizin, eski dönemlerin gözdesi eski taş evlerin, şirin daracık sokakların ve ülkemizin zeytin cenneti denilebilecek muhteşem bir yerdir. Öncelikle bu bölgeye yalnızca yazın gidilebileceği gibi bir yanılgıya sahipseniz hemen belirtmeliyim Ayvalık’a her mevsim gidilir. Yazın işin içine su girer, deniz girer, güneşli ve makyaj yapmayı gerektirmeyen pembe yanaklar girer daha şahane olur. Fakat diğer dönemlerde de başına güneş geçmiş bir halde dolanmanız gerekmeden bölgenin her türlü güzelliğini
40
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
KEŞİF GÜNLÜĞÜ keşfedebilme, sokaklarda kaybolabilme şansınız olur ki bu da en az diğer seçenek kadar güzeldir. Ayvalık-Cunda gezisi boyunca nerede konaklayacağınız konusunda karar vermeniz gereken ilk şey Ayvalık tarafında mı kalacaksınız yoksa Cunda tarafında mı onu belirlemek. Aslında her ikisi de birbirine çok yakın ve aralarında geçiş son derece kolay olduğu için bunun çok da büyük bir önemi olmadığını söyleyebilirim. Cunda adasına giderken geçeceğiniz köprü İstanbul’u birbirine bağlayan boğaz köprüsünden 9 yıl önce inşa edildiği için Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olarak literatürlerde yerini almıştır. Bu arada köprünün yanında bulunan tabelanın önünde fotoğraf çektirmeyi unutmayın. Meraklı gözlerle, yerli turist modunda bu daracık taşlı sokaklarda dolaşırken karşınıza çıkan her küçük detay sizi keyiflendirmeye yetecektir. Renkli, işlemeli, cumbalı, dökme demir balkon korkulukları, pencere kafesleri ahşap ya da kesme taş işlemeli sarımsak taşından yapılmış evleri geçmiş zamanların izlerini günümüze taşımaktadır. Sokak aralarında dolaşırken Rum evlerinin pencerelerinden kulağımıza Rumca şarkılar gelebilir. Kimi şarkılar sokağın miskin kedilerine eşlik ederler, kimi kediler de hülyalı hayallerde bakışlar derin mi derin öylece etrafa bakarlar. Manastırlar, yeşil zeytin ağaçları, rengârenk balıkçı tekneleri, at arabaları ve merkeplerin arasında bambaşka bir atmosfer de yaşıyor gibi olabilirsiniz. EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
41
KEŞİF GÜNLÜĞÜ Adada hayat nasılda yavaş akıyor. Kimsenin bir yerlere geç kaldım derdi, telaşı, tasası yok. İşin doğrusu Cunda Adasının bir Alaçatı gibi insanı eğlendirme gayesi yok. Denizi var beach clubı yok, barı var partisi yok. Bu da Cunda’nın ‘’Ben kimseyi eğlendirmem, keyif almayı bilen gelsin.’’ diyerek ağırlığını koyma şekli bence. Taşlı sokaklarda kıvrıla büküle yukarılara doğru çıkmaya başladıkça güneşin kızıllığı taşlara vurur. Bir yanda denizin, bir yanda mevsim çiçeklerinin kokuları içinde yürümek bir başka güzellik bir başka duygu uyandırıyor insanda bence. Güneş sanki her dakika renk renk boyalara batırılmış fırçasını tuvale dokunurcasına sokaklara dokunduruyor. Evlerden sarkan begonviller, sarmaşıklar, limon ve nar ağaçları, çeşitli bitkiler zarif bir genç kız edası ile sanki hoş geldiniz diyorlar. Bu renklere adanın gerçek ev sahipleri sevimli kuşları, kedileri, köpekleri, kuzuları, tavşanları, atları, eşekleri de eklenince aşkın huzur dolu coğrafyasında olduğunuzu iliklerinize kadar hissedip bir kez daha adaya gelmekle ne kadar isabetli bir karar verdiğinizi anlıyorsunuz.
42
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
KEŞİF GÜNLÜĞÜ Ayvalık – Cunda gezisi söz konusu olunca hepimizin kafasında fotoğraf çekebilmek için muhteşem Ay olduğunuz ya da yapmadan dönmemeniz gereken birkaç temel şey vardır. Rakıbalık yapmak, kendinizi denize atıp elleriniz sudan anneannenizin elleri gibi oluncaya kadar suda kalmak ve Taş Kahve’ye gitmek. Neden illaki Taş Kahve diyenleriniz olabilir. Ben de diyorum ki o kahveye gidilecek, denize doğru dönülecek, kahve masasında memleket kurtaran sarı bıyıklı amcalara kulak verilecek ve o Türk kahvesi üstü çay içilecek kaçarı yok. Kahve fincanı ve denizi aynı kadraja alarak fotoğraf çekmeden duramayacağınızı da garanti ediyorum üstelik. Hazır kahveden bahsetmişken Ayvalık’ta ki Şeytanın Kahvesi’nden de söz etmek istiyorum. İsmi neden şeytan içeriyor bilemiyorum ama zira kendisi bayağı şirin ötesi şirin bir kahve. Hani şu Ege Bölgesi’nde ki herhangi bir beldede karşımıza çıkma ihtimali çok yüksek olan amcaların tahta sandalyelerde bütün gün oturup sohbette olduğu kahveler vardır ya onlar gibi bir kahve burası da. Ama bulunduğu sokak ile öyle bütünleşmiş o kadar tatlı görünüyor ki sizlere hiç önermesem bile önünden geçerken oturmak için heves edeceğinizden eminim. Bu kahvenin bütün özelliği muhteşem tadıyla buraya özgü koruk suyunu içmek, bu yüzden denemeden geçmeyin derim. Önce bir bardak koruk suyu sipariş verin sonra üst üste pek çok çay içme aşamasına geçersiniz. Koşkol Zoton Badomlo Olor, bademli keşkül ve sakızlı kuraEKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
43
KEŞİF GÜNLÜĞÜ biye Karadeniz pastanesine uğrayıp bu müthiş lezzetleri yemeden geçmeyin derim. İçindeki bütün bademlerin lezzetine doyamayacaksınız. Ayvalık’a geldiğinizde Ayvalık tostu yemeden dönerseniz anlayın ki bir şeyler eksik kalmıştır. Bu yüzden tostçular çarşısına mutlaka uğramalısınız. İçeride nerde yemeliyim derseniz en çok bağıran olur, tabelası ilginizi çeken olur, kalabalık olan olur orası size kalmış artık. Ayvalık’a geldiğinizde gezinizin en az yüzde ellisinin yemek üzerine kurulu olduğu gerçeğini kabullenip midenize son bulmaz bir happy hour süreci yaşatmalısınız. Ayvalık ve Cunda’da gezerken zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamayacaksınız. Çünkü doğası, tarihi, yemekleri ile size ruhunuza ve bedeninize tam bir doygunluk verecek. Peki, burada nereleri gezmeliyim derseniz sizin özellikle gitmenize gerek yok zaten gezmeniz görmeniz gereken pek çok yer siz sokaklarda dolaşırken önünüze çıkacaktır. Ben sizlere kısaca bahsetmek istiyorum gezilecek yerlerden. Cunda Adası Taksi-
44
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
KEŞİF GÜNLÜĞÜ yarhis Kilisesi 1873 yılında Rum Ortodoks cemaati tarafından yaptırılmış. Şu anda Rahmi Koç Müzesi olarak kullanılıyor ve hem kilisenin içini hem de müze koleksiyonunu görebilme şansınız var. Kilisenin duvarları ilgi çekici süslemelerle dolu. Kilisenin çanı günümüzde Bergama Müzesi’nde koruma altında tutulmaktadır. Ayrıca üst kata çıkıp kiliseye yukarıdan bakmayı unutmayın. Ayvalık tarafında hem de Cunda Adası’nda Taksiyarhis isimli iki kilise var. Ayvalık’ta yer alan kilise bölgenin ilk kilisesi olarak biliniyor. 2012 yılında restore edilmiş ve ziyarete açılmış. Ayvalık müzik festivali de burada gerçekleşiyor. 1858 yılında inşa edilen Agia Triyada Kilisesi Cunda Adası’nın ilk kiliseleri arasında yer alır. Zaman içerisinde kilise kapanınca yıkılmaya başlamış ve günümüzde sadece üç duvarı geçip giden zamana direnebilmiş. Ayvalık sokaklarında dolanırken ola ki sağından solundan bir noktadan görecek olursanız çok yüksek ihtimalle burada bir kilise daha varmış diye düşüneceksiniz. Çünkü minaresini görmediğiniz takdirde burası resmen ben bir zamanlar kiliseydim diye bağırıyor adeta. Burası gerçekten de 1923 yılına kadar kiliseymiş, ancak sonradan camiye çevrilmiş ve etrafındaki çınar ağaçlarından dolayı Çınar Camii adını almış. Cunda’nın en eski yapıları arasında yer alan Despot Evi, tarih boyunca devlet işleriyle ilgili konularda farklı amaçlarla kullanılagelmiş. Rum mimarinsin en iyi örneklerinden biri olan EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
45
KEŞİF GÜNLÜĞÜ bu görkemli yapıyı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Cunda’ya tepeden bakan ve çok yüksek ihtimalle ne olduğunu bilmeseniz bile dikkatinizi çekecek bir binada yer alan Sevim ve Necdet Kent kitaplığı aslında eski bir kilise. Uzun bir süre virane halde kaldıktan sonra yine Rahmi Koç’un katkılarıyla restore edilmiş günümüzdeki halini almış. Kitaplığın içinde Necdet Kent’e ait 1300’ün üzerinde kitap bulunuyor. Necdet Kent ilerleyen yaşlarında görme sorunları yaşamaya başladığında ‘’göremediğime değil, okuyamadığıma üzülüyorum’’ gibi bir cümleyi kurabilecek kadar ilham verici biri olduğu için, kitaplığa Necdet Bey ve sanatçı eşi Sevim Hanımın isminin verilmesi tabii ki isabetli bir karar olmuş. Kitaplığın yanında minik bir kafe de yer alıyor. Burada hem Cunda’ya yukarıdan şöyle bir bakabilir hem de gezinizin en huzurlu saatlerini geçirebilirsiniz. Kitabınızı okuyabileceğiniz saatlerce kalkıp gitmek istemeyeceğiniz kadar sessiz, huzurlu bir yer burası. Geç bunları bize manzaradan haber ver diyen ve her tepeye çıktığı yerde sosyal medya hesaplarını manzara fotoğrafına boğanlar için en ideal yerdir Şeytan Sofrası. Buranın adı ile ilgili pek çok rivayet var. Tepede yer alan ve ‘’Şeytanın Ayak İzi’’ diye adlandırılan çukur nedeniyle buraya Şeytan Sofrası denilmiş. Burada karşınıza çıkacak manzara, Türkiye genelini göz önünde bulunduracak olursak kesinlikle ilk üçü zorlayacak cinsten. Üstelik üst üste çay içebileceğiniz çaya doyamayacağınız kafeler de var.
46
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
KEŞİF GÜNLÜĞÜ Mümkünse günbatımında orada olmaya çalışın. Çünkü eşsiz gün batımı fotoğraflarından yoksun kalmamalısınız. Sarıdan turuncuya, turuncudan kızıla her türlü rengi görebileceğiniz bir şölen sizi bekliyor her akşam burada. Hayran kalacağınız bir başka yerden bahsetmek istiyorum size. Burası bir sanat köyü olma özelliğini taşıyor. Öncelikle Akıllı Köy, köyün ismi değil, dünya çapında bir akımın ismi. Yani tıpkı bir yavaş şehir ya da ekolojik köy gibi bir konsepti ifade etmek için kullanılıyor. Peki, nedir bu akıllı köy konsepti. Sürdürülebilir enerji kaynaklarını kullanan, iyi eğitim ve iyi sağlık hizmetlerine, temiz suya ve sağlıklı gıdaya herkesin erişimini sağlayan, adil, güvenli, demokratik ve cinsiyet eşitliğine özen gösteren bir şekilde gelişen yaşamını sürdüren bir köy. Yeniçarohori, Küçükköy’ün eski adı. Osmanlı döneminde vuku bulan olaylar sonucu yeniçerilerin bir süre için buraya yerleştirilmesi ile yıllar önce bu ismi almış. Günümüzde her iki isim de kullanılıyor. Burası taş evler, sanat galerileri, kafe ve restoranlar, sanatçılarla dolup taşan bir smart village konseptine EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
47
KEŞİF GÜNLÜĞÜ sahip bir köy. Proje hayata geçirildiği dönemden itibaren onlarca mekân restore edilmiş. Güzelliği elinden alınmış mekânlar eski formlarına eski güzelliklerine kavuşturulmuş. Köy çok daha farklı, yenilenmiş olarak sanat ile anılan bir köy haline getirilmiş. Burayı gezerken sokaklarda kaybolmanızı öneriyorum. Çünkü her sokakta karşınıza sürpriz farklı bir güzellik çıkacak. İster sanat olsun ister nefis yemekler olsun bu köye doyamayacaksınız. Ayvalık tekne turları içinde çok uygun bir yer. Her gün yapılan pek çok tekne turu ile hem eşsiz denizden faydalanabilir hem de adaların muazzam güzelliklerine tanık olabilirsiniz. Şu an Komili ailesinin özel mülkü olan 1835 tarihli Rahibe Okulu tam da Komili ailesine yakışır şekilde zeytin ağaçları içinde. Tekne turuna çıktıysanız eğer bu zeytin ağaçlarının arasındaki eşsiz binayı Rahibe Okulu’nu görme şansınız olabilecek. Bunun dışında görmeniz zor. Özel mülk olduğu için kara yolu ile gezemiyorsunuz. Gece ayrı bir güzelleşiyor sanki buralar. Herkese göre eğlence anlayışı mevcut. Gece kurulan güzel bir de çarşısı var. Eminim burada onca gezdikten sonra hatıra bir şeyler alıp götürmek isteyeceksinizdir. Cunda ve Ayvalık’tan ne mi alınır? Sabun, Ege otları (Cumartesi günleri buranın pazarı küçük bir not olarak belirteyim), lor kurabiyesi, lor peyniri, zeytinyağı, zeytin ve çeşit çeşit rengârenk hediyelik takı ve süs eşyası gibi pek çok şey bulabilirsiniz bu çarşılarda. Havası, suyu, insanı, doğası ve tarihiyle yazmakla, anlatmakla bitmeyen, doyulmayan insanı mest eden beldelerimiz arasında
48
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
KEŞİF GÜNLÜĞÜ sayabiliriz Ayvalık ve Cunda Adasını. Burada geçirilen birkaç gün bile bence insanın ömrünü uzatıyordur. Yolunuz düşerse göreceksiniz Cunda Adası ve Ayvalık’tan dönmek istemeyeceksiniz. Her zaman olduğu gibi özgürlüğünüzü alın ve eşsiz birikimiyle sizleri bekleyen Ayvalık ve Cunda Adası’na mutlaka gidin diyorum. Sevgiyle kalın, hep seyahatte kalın… MİNE GÜLEŞKEN ASLAN
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
49
BİTMEYEN KAVGA “Elmaları toplamasak çürürler.” John Steinbeck, Kurak Arazi üçlemesinin ilk romanı Bitmeyen Kavga 1936 yılında yayınlanır. Yazar, otuzlu yıllarda Amerika’nın Kaliforniya kırsalında tarım işçilerinin zorlu yaşamını ve büyük toprak sahiplerine karşı verdikleri mücadeleyi anlatır. Üçlemenin diğer romanları; Fareler ve İnsanlar, Gazap Üzümleri sinemaya uyarlandığı için ülkemizde daha çok bilinir. Bitmeyen Kavga (InDubious Battle), oyuncu yönetmen James Franco tarafından 2016 yılında filme çekildi. Senaryo Matt Rager, müzikler VolkerBertelmann’a ait.Amerika’da aynı yıllarda bankaların ve çok sayıda şirketin batması ile başlayan Büyük Buhran da her dört kişiden biri işini kaybeder. Bunu fırsat bilen işverenler, çok düşük ücret karşılığında uzun çalışma saatleri için tarım işçilerini zorlar. Yaşamlarını sürdürmeye bile yetmeyecek kadar az gündelikleri onlara “lütuf ” olarak sunarlar. İtiraz etseler de karınlarını doyurmak için elma bahçelerinin yolunu tutmaktan başka çareleri yoktur. Aileleri ile yaşayan işçilere katılan iki yabancı farklı düşünmektedir. “Eğer toplamazlarsa elmalar çürür.” Mac McLeod (James Franco) ve JimNolan (NatWolff), Torgas Vadisi’ndeki toprak sahiplerine karşı mücadeleyi örgütleyecek “radikaller” dir. Filmde sözü edilmese de romanda; Mac McLeod, o dönemde etkin olan Komünist Partisinin üyesi, Jim Nolan ise partili babası polis tarafından öldürülünce onun yolundan devam etmek
50
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
BİTMEYEN KAVGA isteyen bir gençtir. London (Vincent D’Onofrio), emekçiler üzerinde etkili ve sözü dinlenen biridir. Hamile gelini Lisa‘nın (SelenaGomez) doğumunu yaptıran Mac ve Jim, London’un güvenin kazanınca, topluluk tarafından benimsenir. Lisa, kaza geçirdikten sonra kocası kaybolduğu için yalnızdır. Jim’le yakınlaşırlar. Genç kadının hayali bir çiftliktir, delikanlıyı ise bekleyen bir mücadele vardır. Yaşlı bir işçinin basamağı kırılan merdivenden düşüp yaralanması, emekçilerin öfkesini iyice arttırır. Bu Mac’in bir tuzağıdır. Hiç doğum yaptırmamasına rağmen tecrübeli olduğunu söylemesini Jim benimsemez. Kendilerine London’u başkan seçerek grev kararı alırlar. Diğer şehirlerden gelen grev kırıcılar, özel ve resmi silahlı güçler devreye girip işçilerden birinin öldürülmesi her şeyin başlangıcıdır. Filmin sonu roman ile benzer olsa da kişiler yer değiştirir. Günümüzde emekçilerin koşulları o günlere göre daha yaşanılır ise bu Mac, Jim, London ve diğer işçilerin mücadelelerinin sonucudur. Çünkü onlar “Kendileri için bir şey istemediler.” ŞAKİR ATA
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
51
AYIN KİTABI PAL SOKAĞI ÇOCUKLARI FERENC MOLNAR Nemecsek, Boka ve Pál Sokağı’nın öbür çocukları 1907 yılında Budapeşte’nin yoksul Józsefváros semtinden yola çıktılar. Bugün artık bütün dünyada tanınıyorlar. Bugüne kadar her yaştan milyonlarca insan onların dokunaklı hikâyesini okudu; tıpkı Budapeşteli çocuklar gibi onlar da Boka’nın cesaretine hayran oldu, Nemecsek’in ürkek ama kararlı kahramanlığı karşısında gözyaşlarını tutamadı. Şimdi artık Pál Sokağı Çocukları’nın Arsa’sında kocaman çok katlı evler var. Ama ne gam: Dünyanın bütün çocukları Pál Sokağı’ndandır!
52
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
8.
SARIYER EDEBİYAT GÜNLERİ
25 - 29 EYLÜL 2019 KİREÇBURNU HAYDAR ALİYEV PARKI
foto: ÜNSAL AKTAŞ EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
53
YİTİRDİKLERİMİZ
SÜLEYMAN TURAN 19 Kasım 1936 - 10 Eylül 2019 Türk sinema ve tiyatro sanatçısı. Sanat hayatına tiyatro ile başlayan Süleyman Turan, bir dönem dergi ressamı olarak çalıştı. Filmlerin dışında uzun zaman karikatür ve resim yaptı. Çizimleri uzun zaman “Akbaba” dergisinde yayımlandı. Akşam gazetesinde çizgi roman çizmeye başladı. Afişler, kitap kapakları hazırladı. Senaryolarını da kendisinin yazdığı çizgi roman ressamlığına Sabah gazetesinde devam etti. 1963 yılında bir derginin açtığı yarışmayı kazanarak sinemada yer aldı. Genellikle ‘esas oğlan’ın sadık dostu rollerinde, sevecen tiplemesiyle başarılı olup beğeni kazandı. Süleyman Turan, üç film senaryosu yazmış, çeşitli sinema filmleri ve dizilerde rol almıştır.
54
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
UNUTULMAYANLAR
FAKİR BAYKURT Türk yazar ve sendikacı “Beyim diyor, bizim yolumuz, köprümüz, çeşmemiz yok; kitaplığı ne yapacağız? Anlatıyorum ona: Eğer kitaplığınız olursa, yolunuz, çeşmeniz, köprünüz de olur!” 11 Ekim 1999 Anısına saygıyla
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
55
UNUTULMAYANLAR ATTİLA İLHAN Türk şair, romancı, düşünür, deneme yazarı, gazeteci, senarist ve eleştirmen. Aydın çalışmalarıyla Türk edebiyat ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuştur. Ağustos Çıkmazı Beni koyup koyup gitme, n\’olursun Durduğun yerde dur Kendini martılarla bir tutma Senin kanatların yok Düşersin yorulursun Beni koyup koyup gitme, n\’olursun Bir deniz kıyısında otur Gemiler sensiz gitsin bırak Herkes gibi yaşasana sen İşine gücüne baksana Evlenirsin, çocuğun olur Beni koyup koyup gitme, n\’olursun
56
Elimi tutuyorlar ayağımı Yetişemiyorum ardından Hevesim olsa param olmuyor Param olsa hevesim Yaptıklarını affettim Seninle gelemeyeceğim Attila İlhan Beni koyup koyup gitme, n’olursun. ............ 10 Ekim 2005 Anısına saygıyla
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
UNUTULMAYANLAR HALİKARNAS BALIKÇISI CEVAT ŞAKİR KABAAĞAÇLI Bodrum’a olan aşkı ile tanınan ünlü roman ve hikâye yazarı Cevat Şakir Kabaağaçlı veya tanınan adıyla Halikarnas Balıkçısı... Bodrum’da Yokuş başına geldiğinde Bodrum’u göreceksin, Sanma ki sen Geldiğin gibi gideceksinSenden öncekiler de Böyleydiler Akıllarını hep Bodrum’da Bırakıp gittiler... 13 Ekim 1973 Anısına saygıyla
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
57
UNUTULMAYANLAR MEHMED UZUN Kürt yazar modern Kürt edebiyatının en önemli isimlerinden olan Mehmed Uzun, 1953 Siverek doğumlu Kürt dilinin yasak olduğu bir dönemde, birçok Kürt yazarın aksine egemen dilde değil anadilinde yazmayı tercih etmiştir. “Zor kullanarak şiddetli esen bir rüzgarın yönünü değiştirebilir misin? Geceyi gündüze dönüştürebilir misin? Ayı, güneş yapabilir misin? İnsanların ruhu da böyledir. İnsan ruhu zorla terbiye edilmez.” 10 Ekim 2007 Anısına saygıyla
58
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
UNUTULMAYANLAR SENNUR SEZER Türk şair ve belgesel anlatılar yazarı. “Ağar bir yıldız Dipsiz geceden Biz Her akşam bir işçi kanını Bir yudum şarap diye tatmadık Dinmeli bu ağrı Ağaran bozkır Diken...” 7 Ekim 2015 Anısına saygıyla
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
59
UNUTULMAYANLAR NİKOS KAZANCAKİS Yunan yazar, şair, siyasetçi ve filozof. 20. yüzyılın en önemli Yunan felsefecisi olduğu ve eserleri yabancı dillere en çok çevrilmiştir.. “Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım sevdalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan!” 26 Ekim 1957 Anısına saygıyla
60
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
UNUTULMAYANLAR ERNESTO CHE GUEVARA “Ne kadar farklı olursa olsun; sana ait olmayana tenezzül etme ve ne kadar basit olursa olsun senin olandan asla vazgeçme...” 9 Ekim 1967 Anısına saygıyla
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
61
PARANOYA SEYRİNDE Karanlığa doğru sırtımızda kambur büyüyerek gideceğiz tabu denen köhnemişliğin duvarlarını yıkmadığımız sürece. Ve bu yük ileri doğru yürümemizi de geriletecek. Otorite hangi kavram içinde olursa olsun, otoriteye itaat bizim gelişmemiş toplumumuzun genel kültürüdür cehaleti topla, önüne bir güç koy, el etek öpüp kıç bile yalarlar. Tecrübeler gözlemler bunu göstermiştir daima. İnsanlık onuru ayaklar altına alınmışsa eğer insana insanca saygı yoksa o sistemden hiç bir şey beklemek gerekmez. Küçük sistemlerde işletmelerde bile bugün yapılan; işe yaramayan hasta bir çalışanı işçiyi “Hitler” vari bir tavırla işsiz bırakan bir sistemde insanlık adına hiç birşey kalmamıştır değil mi? Hayalimde bir ülkede ucuz insan pazarından uzakta, yağmurlarla güldüğümüzden beri mutluyuz... Ve bir de çocuk yalnızlığımıza tutulduğumuzdan beri kusursuz gülüşler savurup duruyordum, bunca kokuşmuş düzeni hatırlamadığım sürece. Biliyor musunuz? İnsanların ikiden fazla yüzü var aslında. Kendilerine seçtikleri yaratıcıları ile güç buldukları bir kaç yüz... Yani demem şu en çok eli havada olanların seni incitmesi, yargısız infaz etmesi en kolayından bir selamı esirgemesi yaratıcıya bir haksızlık değil midir? Tanrı ile bu kadar samimi olupta vicdani samimiyetlerinin olmaması tanrıya karşı işlenmiş bir ikiyüzlülüktür ve bunun aksini kimse söyleyemez. Bu sistemde yazık ki arkanı dönmen yeterlidir, samimiyetin ölçüsünü görmek için destursuz riyakârlıklar pazarı kurmuş insanların küçümsenecek gülüşlerinde uçuşan ucuz senfoniler dünyasını
62
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
PARANOYA SEYRİNDE seyretmek kâfi derecede mide bulandırıcıdır. Üstelik bu kadar din ve vicdan sömürüsü yapıyor olmaları daha da çirkin bir nokta. Sonra mı? Tabi ki gitmek istiyor insan, bu kadar insanlıksız bir sistemin bu kadar höt höt yalakalarının utanç oluşturuyor olması yüzünden ve kalmak için sebebinin olmadığı her yer kurgulu bir zindana dönüyor. Dört yanında puşt gülücüklerin ağrısı diken gibi batarken yalnızlık yine sağlam bir dost olarak dikiliyor karşına dimdik ve sığınıyorsun yalnızlığa ana misali. Ve aşk! Aşk da payını alıyor bu köhnelikten maddeci bir boyutun içinde çirkefleşiyor sömürülüyor duygu tacirlerinin ellerinde ve aşk sahte bir duygu olarak dolanıyor gereksiz ağızlarda. Yani dostum kimse kimsenin nefesi de olmuyor nefesindede olmuyor. Kafesini açıp zorla dışarı atılan evcil bir kuş gibi dayanamadığın yerde kanatlarını kapatıp ölümü kucaklamayı bekliyorsun sessizce... Tozu dumana kattığımız dostluklar, sevdalar, heyecanlar yitiriyor büyüsünü. Keşke saflığın büyüsünde takılı kalsaydık... Ve keşke aynı saflığı yada aptallığı koruyabilseydik en azından sevdiklerimizin canımızı yakmasına safça duygularla bir neden bulur bu kadar üzülmezdik daha da kötüsü canımızı bu kadar yakacak kadar sevmemiş olduklarınıda öğrenmezdik. Oysa yaşam dediğimiz geçer gider dediklerimizden öte ömrümüzün geçişinden ibaret değil mi? #paranoyaseyrinde SÜHEYLA GÜNEY AVCI EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
63
ALTINI ÇİZDİKLERİMİZ Bugün uzlaşımsal usun düşünme tarzı, en standart biçim almış testleri dolduran “doğru veya yanlış” sorularıyla örneklenir ve korkunç ölçüde güçlendirilir. Kişinin, bir tümcenin “doğru” veya “yanlış” olduğunu belirtmek için bir kutuyu karalaması gerekmektedir ve bunu çok hızlı, en az düşünme ile yapmalıdır. Günümüzde çok yaygın olan bu testler, ayırtılı düşünceye veya geçişlerin farkına varmaya, izin vermez. Bir görüngünün veya ifadenin hem doğru hem de yanlış olabilmesi bağlamına ve olduğundan daha başka bir şey olma sürecindeki yeriyle ilişkili olarak bu testlerin temellendiği mantıksal öncüller tarafından dışarda tutulur. Testleri başarıyla vermek için okullara gönderilen, kariyerleri ve gelecekteki yaşantıları onların sonuçlarına bağlı olan genç insanlar arasında bu test işlemi, kötü zihinsel alışkanlıklar kazandırır. Ancak bu çeşit testlerin istediği düşünme işlemi, genç insanları organik açıdan düşünme ve gerçek dünyanın gelişimsel doğasını anlama nahif yeteneğinden uzaklaştırarak, zenginleşebilecek kafaları bölmelere ayırmakta ve özünde bilgisayarlaşmaktadır. “Toplumsal Ekolojinin Felsefesi” Murray Bookchin
64
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
ALTINI ÇİZDİKLERİMİZ Bu dünya ne zaman düzelecek, ne zaman normale dönecek sevgili Milena? gündüzleri bütün vaktimizi yıkıntıların arasında geçirip gece de yeni buluşlar için kafa patlatarak geçiriyoruz ömrümüzü... “Milena’ya Mektuplar” Franz Kafka
Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor, sana ait ne varsa hiçbiri benim değil... “Gece Buluşması” Attila İlhan
Ah, kendini pek akkılı sanan, inanmadığı kaderi kendi elleriyle yaratacağını düşünen zavallı insanlar... “Başucumda Müzik” Kürşat Başar
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
65
OBJEKTİFE YANSIYANLAR
Doğaya bakış... Foto: SÜHEYLA GÜNEY AVCI
66
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
OBJEKTİFE YANSIYANLAR
Güne bakış.... Foto: İSMAİL ŞİMŞEK
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
67
REKLAM
KİTAP MI YAZIYORSUNUZ? DOSYANIZI YOLLAYIN KİTABINIZI BASKIYA HAZIRLAYALIM. GRAFİK TASARIM VE REKLAM HİZMETLERİ 0555 494 43 03 0539 436 72 71 grafiktasarimm.reklam@gmail.com ınstagram : tasarim.grafik
68
EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
REKLAM GRAFİK TASARIM VE REKLAM HİZMETLERİ *KARTVİZİT , *LOGO , *BROŞÜR , *AFİŞ , *POSTER , *BRANDA *FATURA , *İRSALİYE , *ADİSYON , *SİPARİŞ FİŞİ *KATALOG , *AMERİKAN SERVİS *TAKVİM , *DUVAR SAATİ , *DAVETİYE *ANTETLİ KAĞIT , *STİCKER(ETİKET) , *PLAKET *KUPA BARDAK , *MAGNET , *ZARF *CEPLİ DOSYA , *BLOKNOT , *BİLET *KİTAP , *DERGİ , *BÜLTEN , *GAZETE *E-DERGİ , *E-KİTAP , *E-BÜLTEN , *KİTAP DAMGASI , *MÜHÜR , *KAŞE *ÖĞRETMEN KAŞESİ *ÖDEV , *YILLIK , *İMSAKİYE *DOĞUM GÜNÜ KONSEPTİ *TSHİRT , *PROMOSYON ÜRÜNLERİ *ÖZEL GÜNLER İÇİN ÖZEL TASARIMLAR *KİŞİYE ÖZEL TASARIM YAPILIR ONLİNE TASARIM YAPILIR !!! BİR TELEFON KADAR YAKINIZ... DİJİTAL BASKI OFSET BASKI FOLYO BASKI HIZLI HİZMET !!! Detaylı bilgi için bize ulaşın Ünsal Aktaş Gsm: 0555 494 43 03 #WhatsApp Gsm: 0539 436 72 71 e-mail: unsal62aktas@gmail.com grafiktasarimm.reklam@gmail.com ınstagram : @tasarim.grafik EKİM 2019 SOLDAN ESİNTİLER
69