SOLDAN ESİNTİLER KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT DERGİSİ
12
ARALIK 2018
AMACINIZ ZARAR VERMEKSE GÜCE İHTİYACINIZ VARDIR. DİĞER HER ŞEY İÇİN SADECE SEVGİ YETERLİDİR. CHARLIE CHAPLIN
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
1
>> 4 ÜNSAL AKTAŞ / EDİTÖRDEN >> 5 REFİK DURBAŞ’I KAYBETTİK >> 6-7 HASAN SEÇKİN / Çok Ölüyorum! HÜSEYİN ASLAN / Kör Kuyularda >> 8-9 AYDIN ÖZTÜRK Temmuz İnce Bir Sızıdır İKRAM GÜNEŞ / ARA/lık BAYRAM KÖSE / HÜZÜN ve HASRET >> 10-11 SÜHEYLA GÜNEY AVCI Paranoya Seyrinde >> 12-13 ÜNSAL AKTAŞ / aforizma KAZIM BEYSÜLEN / şiir SULTAN KATARAŞ / İŞTE BÖYLE >> 14-15 RIFAT KORAY GÖKAN TOPLUMSAL DAYANIŞMA ALİ ESMERAY / SENİN İÇİNMİŞ >> 16-17 CİHANGİR ASLAN ŞİZOFRENİST DÜŞLER DUYGUSAL YANSIMALAR NİHAT YILDIZ / ŞİİR >> 18-19 MİNE GÜLEŞKEN ASLAN HAYATA SANATLA GÜLÜMSE >> 20-21 NECLA BEKTAŞ HOŞÇA KAL SEVGİLİM TURAN ÖZBUDAK / CENNET >> 22-23 NURSEV ESER / şiir AYSEL MENTEŞ / ON JOSEF KILÇIKSIZ / BOĞUNTU
2
SOLDAN ESİNTİLER
>> 24-25 NURSEN URAL / şiir NİYAZİ YANGIN / şiir SEMRA ŞİMŞEK / şiir ZİYA YILDIRIM GÜNTEKİN BENİ HATIRLA >> 26-29 AYIN KİTABI & KİTAP TANITIM >> 30-31 NURSEL ARAS / gece ve er-siz YUSUF ZİYA LEBLEBİCİ CİNAYET İŞLENDİ >> 32-33 ÇETİ AKYIL BUGÜN KİTAP OKUYACAĞIM NURAY ŞENGİL / şiir ASİYE YAŞARGÜN /şiir >> 34-35 SÜHEYLA GÜNEY AVCI KEŞİF GÜNLÜĞÜ >> 36-39 MİNE GÜLEŞKEN ASLAN / SÖYLEŞİ >> 40-41 ŞAKİR ATA SAKİNDİ ORANIN ŞAFAKLARI >> 42-45 HAVVA AĞRAL KÜLTÜRE NE OLMUŞ? SEHER ZERRİN CEVİZ AKTAŞ KORKU VE CESARET >> 46-49 TÜYAP KİTAP FUARI >> 50-51 İKİ ELİN SESİ BELGESEL FİLM GALASI ALTINI ÇİZDİKLERİMİZ >> 52-59 UNUTULMAYANLAR >> 60-61 DUYURU REKLAM ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT DERGİSİ
Yayın Türü: Aylık Süreli Yayın Sayı: 12 - ARALIK 2018 Genel Yayın Yönetmeni Süheyla Güney Avcı Ünsal Aktaş Yayın Kurulu Süheyla Güney Avcı Mine Güleşken Aslan Ünsal Aktaş
issuu.com/soldanesintiler soldanesintiler soldanesintiler soldanesintiler@gmail.com
Editör Süheyla Güney Avcı Ünsal Aktaş İzmir Temsilcisi Mine Güleşken Aslan Kapak Tasarım Ünsal Aktaş Dizgi - Mizanpaj - GrafikTasarım Ünsal Aktaş 0555 494 43 03 grafiktasarimm.reklam@gmail.com Soldan Esintiler e-posta soldanesintiler@gmail.com KURULUŞ 2015 Soldan Esintiler Degisinde yayımlanan yazı ve şiirlerden yazarların kendileri sorumludur. ARALIK 2018
HER HAKKI SAKLIDIR COPYRİGHT C SOLDAN ESİNTİLER
SOLDAN ESİNTİLER
3
EDİTÖRDEN
Merhaba değerli SOLDAN ESİNTİLER okurları. Senenin son sayısıyla sizlerleyiz. Ocak 2018’de başlayan dergi yolculuğumuzu büyük bir sabır ve özveriyle buraya kadar taşıyabilmenin sevincini ve de haklı gururunu yaşıyoruz. Dergi olarak üstlendiğimiz ve bağlı kalmaya gayret gösterdiğimiz ilkelerimiz, misyonlarımız vardı. Bunların en önemlilerinden bir tanesi halkın sesi olabilmek, amatörlüğü ön planda canlı tutabilmek, bilinmeyenin izini sürmek ve sizlerle buluşturmaktı. Her ay yaptığımız değerlendirmeler ve geri dönüşler ışığında bunu büyük ölçüde başardığımızı gördük. Diğer altını çizdiğimiz bir diğer husus da dergiyi zamanında sizlerle buluşturmaktı. Bu konuda da görevimizi yerine getirdiğimizi düşünüyoruz. Emek yoğun bir çalışmanın ürünü olarak sizlere ulaştı SOLDAN ESİNTİLER. Her sayı yeni bir yoldu ve yolun sonuna kadar varabilmek için bütün erdemlerimizi seferber ettik. Ve her yolculukta bizler “öğrendik”. 12 sayılık dilimde içimizi yoklayan cevaplar aradığımız meraklarla heyecanımızı diri tutmaya gayret ettik. Ekip olarak fikirlerimizi masaya yatırıp beyin fırtınaları yaptık, soyut olan fikirleri somutlaştırmaya çalıştık. “Neler yapabiliriz” sorularını sorduk. Arzuladığımız / arzuladığınız derginin internet ortamından sıyrılıp basılı bir hale gelmesi. Bunun için gerekli olan fizibilite çalışmalarını değerlendirmeye aldık. Yeni dönemde yenilenen bir yüzle abonelik sistemini hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Son olarak ilk sayıdan 12.sayıya kadar her sayfada her satırda emekleri olan herkese teşekkür ederiz. Yeni dönemde buluşmak dileğiyle sevgiyle kalın. Ünsal AKTAŞ Görüş ve fikirleriniz için bizlere yazın soldanesintiler@gmail.com
4
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
REFİK DURBAŞ’ı KAYBETTİK Gazeteci, Yazar, günlük konuşma dilini en iyi şekilde şiirlere yansıtan Şair Refik Durbaş, İstanbul’da vefat etti. 1 ARALIK 2018
ÇIRAK ARANIYOR Elim sanata düşer usta Dilim küfre, yüreğim acıya Ölüm hep bana Bana mı düşer usta? Sevda ne yana düşer usta Hicran ne yana Yalnızlık hep bana Bana mı düşer usta? Gurbet ne yana düşer usta Sıla ne yana Hasret hep bana Bana mı düşer usta? Refik DURBAŞ ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
5
Çok Ölüyorum!
Bu ara gitsem dağların en tepesine En yeşil, en mavi, en tepesine Öylece yitip gitsem kendimden Bir yağmur damlasının sevincinde Yeşilleşsem, mavileşsem diyorum Bu ara yemyeşiller, masmaviler görüyorum Çok ölüyorum... Siz görmüyorsunuz ama, çok ölüyorum!
Bu ara uzaklar bana çok yakın Yaban sürgünlere müebbetim Ve çetin kavgalardayım kendimle Her kavgada dövülüp kırılıyorum Bu ara ceren yüreğim iki parça Parça parça parçalanıyorum Çok ölüyorum... Siz görmüyorsunuz ama, çok ölüyorum!
Bu ara gözümü diktim yıldızlara Alıp başını gitsem diyorum Gitsem, gitsem, gitsem Ve yıldızlarda yitsem diyorum Bu ara çoğaldı yıldızların ölümü Gencecik ölü yıldızlar görüyorum Çok ölüyorum... Siz görmüyorsunuz ama, çok ölüyorum!
Bu ara gelmez oldu ilkbahar Dört mevsim sürgit ölübahar Ve başımda dönüp duruyor alıcı kuşlar Bu ara çoğaldı vakitsiz ölümler Ellerine kına yaksın zebaniler Ecelsiz her ölümle ölüyorum Çok ölüyorum... Siz görmüyorsunuz ama, çok ölüyorum!
Bu ara ses versen sesime diyorum Bu ara el versen elime diyorum Anam, babam, kardeşim diyorum Can yoldaşım, eşim diyorum Ve çocuklarım, iki gözüm diyorum Kehribar gibi çocuklar görüyorum Çok ölüyorum... Siz görmüyorsunuz ama, çok ölüyorum!
6
SOLDAN ESİNTİLER
İçimde yetim kaldı çocukluğum Siz görmüyorsunuz ama, çok ölüyorum! Hasan SEÇKİN
ARALIK 2018
Kör Kuyularda
Düşlerin ateşe verildiği yerdeyim O çıplak göğün altında Dağın güneş alan tarafını sana verdim Üşüyen yanlarımı al Susuyorum bir uçurum gibi Ağzının kıyısında bana yer aç Astım bedenimi ince bir zamana Sonsuzluğun müziğini dinliyorum Toz, kül ve karanlık Ay bir avuç kan sanki Bir kristale dönüşen gecede Giden bir yol var, hep giden bir çeşme ki Ağzında söylenmemiş kelimeler Kırık bir mermerden göğe dökülüyor.. Hüseyin ASLAN
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
7
Temmuz İnce Bir Sızıdır
Şimdi bu sokaklardan çekip aldılar mı sesinizi, bütün denizlerden gözlerinizi. Çizilirken bir kent gecesine sarmalayıp yeditepeyi yaralarının kabuğu ışıltılarla ateş çiçekleriydi yarasa nişangahlarında suların bitimsiz düşüydü morgun soğuk mermerlerinde yarası uğuldayan ateşler içinde. Şimdi ardından kemanların koştuğu o can tılsımı senfoni yarım mı kaldı bir ufkun şafaklara değişi yarım. Aydın ÖZTÜRK
8
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
ARA/lık
HÜZÜN ve HASRET
Aralık... Hafif durgun görünse de Ara sıradan daha çok A y r ı l ı k doğurur aralık. Yalnızlığa sırılsıklam vurgundur Hüzünbaz tüm ağrıları sırtlar Ve en bitimsiz gecelere sarılır aralık.
Bulutlara tutunsam yalnızlıklarda. Bir derin soluk alarak, Bir asi mavi olarak, Bir çığlık gibi sonsuza dek, Soğuk bir kurşun taşısam avucumda. Bakışınla ısınsam tan ayazında.
Aralık... Az miskin görünse de Kızıl renkli acılar avuçlayıp Sol yanı yakarak A y r ı l ı k doğurur aralık. Buruk tatlar sofrasına bağdaş kurar Solgun hayallere dalar Ve gri sabahlara selam çakar aralık.
Gülüşlerin gözlerine hasret ise, Acaba . . .…… Kaç mevsim sol yanımda solupta gider.
Aralık... Bazen değil Çoğu zamandan daha fazla A y r ı l ı k t ı r aralık. İkram GÜNEŞ
Geceye ışık tutsam yürek tadında. Umutla gülen olarak, Sevdan içinde kalarak, Gül direncini kırana dek, Işık taşısam güvercin kanadında. Güneş ile ısınsam tan ayazında. Gün ışırken yüreğine düşer isem, Acaba . . ……. Kaç mevsim sol yanımda solupta gider. “Hüzün ve hasret akşamında…….” Bayram KÖSE
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
9
Paranoya Seyrinde Kristal camı kırdığımda bir sürü gözlerin bana baktığını gördüm, üstelik bir sürü sorularla. - Neden? -Neden parçaladın düşlerimi? Şimdi kim toparlayacak bunları? Kim sıraya sokacak dağılan düşlerimi? Kim? Üzgünüm; oysa ki düşlerimi dağıtanlara öfkemi kusmuştum... Susmak başka bir şey. Beyninle, yüreğinle, aklınla, gözlerinle, bakışlarınla, gülüşünle susmak... işte tam da bu olsun. Bir dağın zirvesine çıkıp sus bayrağını dikmeli ve o dağın etrafına teller çekmeli diyorum. Beynimin içinde ki koro canavarları susmak bilmiyor. Mengene misali sıkıyor ve daha da kötüsü açılma noktası tamamen kapalı durumda sanki. Sonsuza dek içinde kalacağım sıkışık bir şekilde. Korkunç! Gecenin ortasında ki yıldızların ve ayın üzerini zifir bir çarşaf kapatmış, dibi olmayan bir kuyuda soluğun kesilmiş gibi kalmışsın. Körsün o anda, dilsiz ve mecalsiz. Aklın yitip yitmeme çizgisinin tam ortasında, düşlerin donuk, bakışların paramparça karanlığa bakar durursun öylece. İleri sayarsın, geri sayarsın, şarkı söylersin. Sadece düş canavarlarının çekip gitmesi için konser verirsin ve kendince bir zaman doldurma biçimini seçersin. Bazı anlarda vızıltılı bir sineğin camın ardında pörtlek gözleriyle seni seyrettiğini hissetmek iğrenç bir duygu olur. -Git! -Git! Korkunç öfke maratonlarım öfkemi toplayıp nefreti ardına alarak koşuyor, bilendikçe nefretim, öfkenin kollarında zirve yapıyor. Neden insanlar gereksizce varlıklarını hissettirmekte ısrarcıdır bazen? Duygusal açlıkları mı? İlgiye açlıkları mı? Yoksa varlıklarının, var sayılmamasının açlığı olabilir mi bu gereksiz hissettirme gösterileri. Israrcı
10
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
Paranoya Seyrinde gösterilere yorgunluğum her yanıma deli bir ağrı gibi saplanıyor ve her ses acemi bir hemşirenin vurduğu iğne misali canımı yakıyor. Varlıklarını ısrarla göstermek isteyen aç düş canavarlarına bugün teselli çantamda birşey kalmamış. Üzgünüm ve yorgunum.... Sonbaharın bitimindeki son kasım ayı ve kışa doğru yelken açmış gökyüzünde ki gemim hali hazırda beni bekliyor. Beyaz olacak düşlerim bembeyaz ve herbirine kar yağacak. Kapımın önündeki düş canavarları belkide çekip gidecek kimbilir? Çok değil istediğim; loş mavi bir ışık, loş bir sessizlik, loş bir şarkı ama kimsenin bilmediği bir şarkı... Ben, ben sadece düş canavarlarının gitmesini istedim, şiirlerimi bozmasınlar istedim... Geceme dokunmasınlar dedim... Süheyla Güney AVCI
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
11
Sonu bağlanamayan yarım kalmış cümleler vardır Mahkum eder insanı derin bir karanlığın içine... Ünsal AKTAŞ #yürektendökülenler Ömür dediğin dalda bir yeşil yaprak. Her nefeste yavaş yavaş sararacak. Önemli olan sararmadan daldan kopmamak... Öyle bir hayat yaşamalı ki; Dal yaprak, Yaprak kara toprak, Toprak ise sadık yarin olmalı... Yani kısaca; Cennetin de, Cehennemin de tebessümünde asılı kalmalı. Kazım BEYSÜLEN 12
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
İŞTE BÖYLE (...) Kır saçlı, yaşlı bir adam vardı hatırlar mısın? Yok artık mesela ‘Güzel yüzlü, çirkin gülüşlü’ diye takılırdık bir kadın vardı. Şimdilerde akıl hastanesinde Hikayesini dinlemiştim bir kapı sohbetinde Hakkı vardı yerden göğe Kocası, uzun burunlu karnı göçük içine Hayatla bağı, içtiği esrar kadardı Ne mi oldu ona? Görünmüyor uzundur ‘ne kapı bacada’ ne verandada. Anlaşılan küsmüş Esrardan başka herkese Kötü bir insan değildi ‘Hal hatır’ ederdi her gördüğünde Dalgındı bir de Hayat bu, işte böyle Yoruyor, kırıyor her birimizi Başka bir yerden Kiminin gönül göğü kararır öylece Kimi hayata küser kendince Kimi de işte yaşar, ‘desinler’ diye Sen nerdesin bilemiyorum.. Ben ise hâlâ direniyorum bildiğimce Delilik entarisini çok sevdim Sanki daha kolay Yaşamak böyle... Sultan KARATAŞ
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
13
TOPLUMSAL DAYANIŞMA
TOPLUMSAL DAYANIŞMA - 80 Tuval üzerine akrilik 60x80 2012 RIFAT KORAY GÖKAN Tüm toplumlarda fertler yüklendikleri görevler ile bir tür dayanışma içindedirler. Toplumlar, genellikle yönlendiren ve yönlendirilen fertlerden oluşurlar. Ressam bu birlikteliği resminde kırmızı ve mavi çubuklar ile tanımlamaktadır. Ki bu çubukların tümü birbirleri ile tam bir uyum içindedirler ve hep birlikte rüzgarın estiği yönde savrulmaktadırlar. Fizikte denge kavramı, pozitif, negatif ve nötr öğeler ile tanımlanır. Dengeli toplumlarda diğer bir deyişle fertleri tam bir dayanışma içinde olan toplumlarda, yönlendiren (pozitif) ve yönlendirilen (nötr) fertler yanı sıra negatif fertlerin de aranması gerekir. Ressamın gözlemlerinde bu fertler: toplumu tamamlayan, karşı sav yaratan, başkaldıran, asi (sarı renk) fertlerdir. Bu çalışmanın geri planını büyüleyici bir doğa (Finlandiya’da gece yarısı güneşi) tamamlamaktadır.
14
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
SENİN İÇİNMİŞ
Sana eşlik ediyormuş meğersem gökkuşağı O İrem bahçesindeki türlü türlü çiçekler kuş cıvıltıları Seninle güzelmiş mehtabın seyri suya yansımasının güzelliği O dans eden yakamozun kıvraklığı, doyumsuz nota kıvamındaki ritmin ahengi bunca zahmet bunca keramet hep senin içinmiş Senin içinmiş kar tanelerinin baş döndüren asaleti yağmur altında ıslanmak sen varsın diye güzelmiş Sen varsın diyeymiş meğersem neşem ,enerjim fikirlerim sen gidince bir bir hepsi gitti bir ben kaldım yalnız başıma, bir de bana eşlik eden koca kapkara bir evren Nereden bile bilirdim ki, her şeyin senin için var olduğunu,nerden bile bilirdim ki … Ali ESMERAY
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
15
ŞİZOFRENİST DÜŞLER DUYGUSAL YANSIMALAR Kafam hidrojenle şişmiş bir balon gibiydi. Bir çocuğun elindeyim bıraksa uçup gideceğim dedi. Çocuklar evet onlar hiçbir şekilde bırakmazlar sevdiklerini. Ne görseler hafızalarına kaydederler. Belli bir yaşa kadar bu böyle devam eder. Taa ki büyüdüğünü düşününce, anlayınca kaydetmenin yerini geri sarıp seyretmek alır. Samimiyetsizlik tahammül edemediği bir davranış biçimiydi. İnsanların gözlerindeki samimiyetsizlik onu çıldırtıyordu. Çünkü ona göre samimi insan demek, saygılı, sevgi dolu, hümanist, dost canlısı ve özü sözü bir olan demekti. Samimiyetten anladığı buydu. Âdem ile Havva inanırsınız ya da inanmazsınız ama bir şekilde ilk insanların ataları ya da atası kabul edilen canlılar vardı. Ona göre böyle sorunlar birazda nesilden nesile Habil ve Kabil’ den bu yana kardeş kavgasının alevlenmesiyle başlıyordu. Bizler özellikle hasta toplumların bireyleri olarak, ülkemiz cidden bir hastalık içinde, topyekûn kafayı yiyenler ve umuda aşık olanlar olarak ikiye ayrılmış durumdayız. Evet aşk dedim. Belki uzun zamandır dillendirmediğim bir duygu biçimiydi aşk. Hayata ve sana diye başladığımız sokaktaki herhangi bir hayvana ya da doğadaki herhangi bir bitkiye ya da insanların en özeline, kalbi kalbimize denk gelen o muhteşem insana aşık olmak, sevgiyi her yerde onun gözlerinde görmek, kalbini çıkartıp onunki sini kalbinizin yerine koymak ki böylelikle en iyi ben bakarım dersiniz aşık olduğunuz kişinin kalbine ama farkında olmadan da onu öldürürsünüz içinizde. Lakin günün birinde o gelip sizden kalbini geri isteyene kadar da taşırsınız içinizde. Ahh dedi ne çok kalbi saklamışım içimde. Daha henüz kimse kapımı çalmadı kalbimi ver diye ama şimdi ki son sahibi bir başka ısıtıyor içimi. Bu sefer sadece kalbinde yer açman yetmez bana diyor. Tüm bedeninde, tüm benliğinde, tüm ruhunda ben olmalıyım. Narin bir papatya aslında o ama siz bilemezsiniz bir papatyanın insan hayatındaki önemini, nasıl da her şeyi etkisi altına aldığını. Bir eskicinin eskimeyeni olduğunu. Cihangir ASLAN ESKİCİ
16
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
Bu kentin ne gecesi gece Ne de gündüzü gündüz Ay gizlenmiş çatıların ardına Yıldızlar sönük Güneş ise duvarların arkasına saklanmış Bulutlarla dansa tutulmuş Saklanbaç oynuyor Ay ve güneş Bu kent de boğuyor her şey Şu sokaklar Şu cadde İnsanlar Her şey telaş içinde Rüzgar telaşla Yaprakları savuruyor Ordan oraya İnsanlar telaşlı bir koşuşturmaya tutulmuş Beni ise boğuyor Bu telaş Bu koşuşturma Nihat YILDIZ
Nihat Yıldız Dersim’de Sonbahar TUYB.35.50.
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
17
HAYATA SANATLA GÜLÜMSE Aralık sayısı buluşması bizler için çok özel bir buluşma. 12. sayımız ile sizlere bir kere daha merhaba diyebilmenin mutluluğunu ve heyecanını yaşıyoruz. Yeni bir yıl yaklaşıyor. Her yeni yıl yeni umutlar, yeni başlangıçlar demektir. Etrafımızdaki şartlar ne olursa olsun içimizde saklı birçok güzellik, yetenek için çaba göstermemize değer. Yeni yıl yaklaşırken yaşanmış olan iyi-kötü her şeye rağmen bir umut olur ya içimizde. Yeni yılda her şeyin daha güzel olacağına, olumsuzlukların biten yılla geride kalacağına, kara defterlerin kapanıp bembeyaz sayfaların açılacağına dair umutla dolarız. Takip eden okuyucularımız çok iyi bileceklerdir. Hayata Sanatla Gülümse köşemizde sizlere yok olmaya yüz tutmuş el sanatlarımızı, karşılıklı sohbet havasında anlatmaya, tanıtmaya, sevdirmeye hatta zaman zaman evde basit çalışmalar halinde yapabilmeniz için örneklemeye çalıştım. Amacım, hayatın her anında içimizde olan sanat dünyasına birazcık olsun giriş yapabilmek önce kendi kültürümüzdeki el sanatlarını tanıtıp, yok olmalarına engel olabilmek adına birazcık olsun bir katkı sunabilmekti. Daha adını sayamadığımız öyle çok sanat dalı var ki. Ne kadar geniş ve zengin bir kültüre sahip olduğumuzun, bence en iyi göstergesidir bu. Sanat iyi düşünülmüş, duyarlı bir eylemdir. Hiç şüphesiz bir tabloyu seyretmek kimseye pratik bir fayda sağlamaz. Şiir okumakla insanın karnı doymaz. Ancak sanat sadece zevklere hitap eden bir eser yaratmaktan ibaret değildir. Sanatı değerli kılan, yaratıcı düşüncedir. Psikolog David Mc Clelland’a göre başarılı olan toplumların hepsinde sanatla toplumsal ilerleme at başı gitmiştir. Sanat sadece zevk ve haz vermez; toplumsal gelişmenin de önünü açar. Sanatsal bir bakış açısıyla ürünlere, hizmetlere, yapılara, kentlere değer katmak mümkündür. Tarih boyunca neyin sanat olduğuyla ilgili fikirler sürekli değişmiştir. Ama herkes sanatın “duyguların, hayal gücünün yaratıcı ve orijinal bir dille ifade edilmesi dışa vurumu” olduğu konusunda hem fikirdir. Sanat tarihçisi Thomas Munro’ya göre sanat, “Doyurucu estetik deneyimler yaşatmak amacıyla orijinal eserler yaratma becerisidir.’’ İnsanlar ilk ortaya çıktıklarından beri sanat yapıyorlar. İz bırakmak, bir karalama yapmak, bir şekil çizmek ve bütün bunlar aracılığıyla bir mesaj iletmek insanlık tarihi kadar eski bir olgu. Barnett Newman “ilk insan bir avcı, toplayıcı ya da alet yapıcı değil bir sanatçıydı’’ der. Her sanatçı içinde yaşadığı toplumun yaşama biçiminden gelenek ve göreneklerinden, dini inançlarından, siyasal ve ekonomik düzeninden, teknolojik gelişmelerinden beslenir. Bu yüzden Shakespeare’in eserlerini seyrederken insan, kendisinin tiyatroda olduğunu unutur ve söz konusu dönemde yaşıyormuş hissine kapılır. Sanat eserleri insanlığın hayat deneyimlerini anlatır.
18
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
HAYATA SANATLA GÜLÜMSE Zamanın ruhunu yansıtır. Sanat aynı zamanda geleceğe de ilham verir. Sanatçıların hayal gücü bilime de hizmet etmiştir. Jules Verne’nin 1850’lerde yazdığı romanlar, Leonardo’nun 16. Yüzyıl da yaptığı çizimler, bilime rehberlik yapmıştır. Sanatın insanları birleştirici ve kaynaştırıcı bir özelliği vardır. Bir sanat eserinin ortaya çıkarmak da o eseri izlemek, dinlemek ya da paylaşmak da insanları birbirine yaklaştırır. Sanat, insanların aynı düşünce boyutunda buluşmalarını, tek ruh olmalarını sağlar. Günümüz yaşantılarının ruhu sanatın insanların buluşabileceği bir platform olmasına daha uygun. Sanatçılar artık şehrin farklı mekânlarını da kullanarak, sanatı sokağa taşıyorlar. Binaların cepheleri, tren garları, çanak antenler, su boruları, elektrik direkleri, mağaza vitrinleri, alışveriş merkezlerinin koridorları sanat eserlerine ev sahipliği yapıyor. Seth Godin herkesin bir şeyleri değiştirme potansiyeline sahip olduğunu, insanları etkilemenin bir sanat eseri olarak kabul edilmesi gerektiğini söyler. Sanat insan zekâsının en ilgi çekici, en güzel şekillerini, seslerini, çizgilerini ortaya koyar. Sanat tek başına dünyayı değiştiremez ama ona bakış açımızı değiştirebilir. Sadece dünyaya bakışımızı değil, kendimizi algılamamızı, kafa yapımızı, iş yapış biçimimizi de farklılaştırabilir. Bu ayki yazımızda genel olarak bir yıldır anlatmak istediğim, vurgulamak istediğim sanat ve sanatın hayatımızdaki yeri konularını şöyle bir toparlamış, özetlemiş olduk. Dünya mükemmel olmadığı için sanat vardır diyorum. Yeni yılda yeni sayılarımızda hayatımızda sanata dair, sanatın dallarına dair ne varsa yazmaya devam edeceğim. Çivisi çıkan dünya insanının; henüz hiç yaşanmamış, sarf edilmemiş, harcanmamış yeni yılın kıymetini bilmesini, acıların, yoksullukların, hüzünlerin, savaşların, katliamların değil, insanca insan gibi yaşamanın iz bırakacağı bir zaman dilimine giriyor olmasını tüm kalbimle diliyorum. 2019 yılının eski yılın her birimiz payına biçtiği üzüntüleri, sıkıntıları, kayıpları teselli edecek kadar cömert davranacağını umuyorum. Yeni yılın ilk sayısında görüşebilmek dileğiyle. Her zaman ki gibi görüş ve önerilerinizi, istek ve eleştirilerinizi mail adresim aracılığı ile paylaşabilirsiniz. Soldan Esintiler’in yaşam kültürünüze dâhil olması dileğiyle, sevgiler… Mine Güleşken ASLAN mine_papatya71@hotmail.com ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
19
Hoşça kal sevgilim Hoşça kal diyebildim usulca Sesimi eski bir radyonun bozuk frekansına hapseder gibi Anlaşılmasını istemediğimden belki Ve belki de bir hoşça kala sığdıramadığımdan kendimi Duyulmasını hiç istemedim Akan rimelime karışan acımın görülmesini de Bir ömrü bir iğne deliğinden geçirir gibi Bir orman yangınında Ömrünün tek gününü tüketen kelebeğin dağılan kanadı gibi Uzun bir kış gecesinin Yaralı düş gücünün üzerini örtmesi gibi Usulca söyledim Usulca bir hoşça kal Üfleyerek geçen yaralardan değildi bu anladım İliklerimde sıtmaya tutulmuş yarınların çığlığı Ne kadar silmeye uğraşsam da Düzelmiyordu alnımdaki bozuk imla
Hoşça kal diyebildim usulca Gölgen, adı olmayan bir sokağı dönerken Artık hiç bir pencere göğe açılmıyor Üstelik içimin türbelerinde hiç bir kandil yanmıyor Zamanın kendini inkar ettiği şu günlerde Tenime keşkeler sürüyorum Yaralarıma anason Hoşça kal sevgilim Yüreğime yıldırımlar düştüğünden beri Usulca gelen yağmura hürmeten Ağlamıyorum Kirpik uçlarıma hoşça kal demeyi öğretiyorum usulca Hoşça kal sevgilim Necla BEKTAŞ
Sil baştan yazamaz mısın tanrım Alnıma kara diye çaldığın şu yazıyı
20
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
CENNET
Cennet diye cennet diye bir masala köşk kurmuşlar, Cenneti kurduğun yerin adı dünya olmalı dost. Bülbülü altın kafeste besleyip bir de sormuşlar; Ayakta durduğun yerin tadı dünya olmalı dost. Ananın sıcaklığına babandaki güvenine Ailede başlamalı bu aşk cana sine sine Sevda ile işleyip de bunu hatmettir dinine İnsan olanlarda esas güdü dünya olmalı dost. Olduğu gibi görünsek neye yarar bu maskeler Göründüğünce yaşayıp üzülmese Turaniler Bir modeldir hayatımız ömre bedel ise eğer Madem dünya fikri bizim modu dünya olmalı dost . Turan ÖZBUDAK
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
21
ON
Bir gönül meselesi bu Aklımın almadığı mavi gülüm Saatler geçmez , sabah olmaz Gecenin karanlığına hüznün karışır Öyle bir geceden kalmış Ay ışığında hep yanmış Gündüzlerim senin olsun Ve.. Gecenin yorgunluğunda Sana bir mevsim dolusu Mavi GüL.. Seneler dolusu mavi gök Asırlarda yaşamış mavi çocuklar Bırakıyorum Ve... Batıyorum her gece kızıl tepelerden Bekle beni !... Yarın şafakla doğacağım Nursev ESER
On dan sonra Saymayı unuttum Ne geriye döndüm Ne yanına bir koydum Onu onsuz yaşamaya alıştım. Bir sigara daha yaktım Dumanını yele vurdum Her seferinde bu son dedim Lanet olsun.. Yeni bir paket daha açtım. Adımı aydan aldım Okuma yazma bilmez idim Mektepsiz şair oldum Ay gibi ıssız iken Karanlığa ışık oldum Leyla olmak varken Lanet olsun Bir sigara daha yaktım Aysel MENTEŞ haypatia
22
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
Boğuntu
İçimde kayıp biri var Mehir, her gece ihtilâllerime yürür. Nehir kıpırtısız Uyuyan sularına boğdurulan şehirleri hep töhmet altında… Boğulmanın bin şeklini öğrettiler Mehir, bir dalgaya asıyorlar beni Serez’de bir kuş ki, ürpertili, göğün yalnız gidişine bakar. Kan sarkacını devrediyor zaman Böyle anlarda kendime kıysam... Bütün halatları unut Mehir Unut sınırlı sonsuzluklarını şileplerin Bir ağ var bildiğim herkesi birbirine bağlayan Sahi Mehir, ağ yapmayan örümcek ölür mü...? Josef KILÇIKSIZ
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
23
Kendimi incitmenin kaç yolu varsa, denedim hepsini bir bir. Ta kalbimin tavanında ki kırıklar bile öyle derinden batar ki Yarı sılada olan aşık gibi Deliksiz bir gece uykusunu özler Yanan tenimde yağmurlarla yüklü gözlerim… Nursen URAL
Bağışla beni! Ahlardan bir salıncak kurdum yüreğimin derinliğine... Yanmış simsiyah gözyaşları doğurur öfkem... Yenilmiş Can kırıkları toplamıdır yüzüm... Yangın yeri misali sevdam, Özlemler tutuşturur uzun saçlarımı... Niyazi YANGIN
24
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
Berrak bir çiğ tanesini yudumlar gibi bir şafak vakti, Alabora olduğum kokunu Göğümün yıldızlı gecelerine saldım... Yumdum zeytin ışığı gözlerimi, Zerdali güneşi gözlerinin demine Tomurcuk gülleri açarken gülüşünde, Kıvılcım kanadı dudağım, hasretinle... Semra ŞİMŞEK
Beni Hatırla... Hani o gök çığlığı var ya Mavi utanır, göz ıslanır Kuytuda bir çocuk, şarkıda nihavent, yürekte aşk ölür. O an hatırla beni Dümensiz gemilerin yol almasına bakma Ya martılar vurulur veya deniz ölür ahir zamanda. Çırıl çıplak sözcükler düşer dilimize İçinde ne aşk var, ne de aşktan söz eden bir şiir. Yamalı yürekten bir tek söz düşer toprağa; Ayrılık. Yangında alevler, yüreğinde aşkım can çekişirken Beni hatırla. Ziya Yildirım GÜNTEKİN
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
25
AYIN KİTABI SEVDALIM HAYAT ZÜLFÜ LİVANELİ Sevdalım Hayat kitabında Zülfü Livaneli yaşamından kesitler sunduğu kah ağlatan kah güldüren ve çokça düşündüren bir eser olarak karşımıza çıkıyor. Eserinde yaşadığı döneme damgasını vuran isimlerin hayatında yarattığı etkileri gerçekçi, yalın bir dille bizlere sunuyor. “Hemingway bana bir özgürlük duygusu veriyordu” s- 36 Özgürlük tutkusu küçük yaşta ve yaşıtlarıyla kıyaslanamayacak kadar cesur maceraların peşine sürükler Livaneli’yi. “Benim için gerçek yaşam geceleri, kitapların başında geçiyordu” s- 36 Kitap okumak onun için vazgeçilmez bir tutku olup, bu eylemi gerçekleştirmek için gece herkesin yattığı vakitleri iple çekiyordu. “Okullarda tek boyutlu insan yetiştirme programı, hayatı anlamayan, değişik disiplinleri kavramadan, vida gibi hep aynı noktada dönüp duran bireyler yaratıyor” s-39 “Bir imgeden hikaye çıkar, bir sesten ezgi. Başucuma koyduğum kağıtlara notlar yazarım” s- 70 Kitabı okuyan ve okuyacak olan dostlar, kitapla ilgili yorumlarınızı soldanesintiler@gmail.com adresine bekliyoruz. Keyifli okumalar. Ünsal AKTAŞ
26
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
KİTAP TANITIM
Şeffaf Kadın Masum Aşkı Rüzgara Bıraktı F.Gülnur Bağrıyanık toplumsal yaşamda insanın sosyolojik, psikolojik, kültürel, ekonomik sorunlarının, neden ve sonuçlarını bireyin kimlik statüsünün incelenmesi ve araştırılması her zaman ilgi alanı oldu. Şiirlerini bu bireysel bakış açısı ile kaleme aldı.
ŞAH DAMAR Hiç kusur gözetmeden Türlü çeşit var ediyor Öyle çok seviyor ki Şah damarda gizleniyor Varlığı öyle kudretli ki Hiç bir sıfat bildirmiyor Fatma Gülnur BAĞRIYANIK
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
27
KİTAP TANITIM Yüreğim Bir Karanfil Ozan Yayıncılık etiketi ile basılan ilk şiir kitabı olan Red Şiirler-1 “Yüreğim Bir Karanfil” şairin son yıllarda yazdığı seçilmiş şiirlerinden oluşmaktadır. Şair İsmail Şimşek edebiyata olan ilgisini kavgadan, sevdaya, aşktan, barışa dair ne varsa kaleminden yüreğinden dökülen, şiirlerinde
Karışıyor işte Her şey her şeye; Yüreğin yüreğime Yüzün gözüme Sözün sözüme Nefesin nefesime Aşk olup yaşanıyoruz işte.. Karışıyor işte Her şey her şeye; Sen bana Ben şiire Şiir şaire Şair aşka Söz olup dökülüyoruz işte.. Karışıyor işte Her şey her şeye; İnsan yalnızlığa Yalnızlık geceye Gece güne Gün güneşe Umut olup çoğalıyoruz işte.. İsmail ŞİMŞEK
28
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
KİTAP TANITIM
Göz leri hemen doğmaya hazır Güneş gibi dağların ardından Belki biraz içine dönmüş Derinlik kazanmış bir kalbe İşaret ediyor alnındaki kıvrımlar Dağları, nehir yataklarını, ovaları Hey hat! Bana vaat edilmiş toprak Çiçek tarlaları gibi: Mehmet Ata YİĞİZ Mehmet Ata YİĞİZ’in yeni kitabı DİLİMDEKİ KUŞLAR artshop yayınlarından çıktı. Basım Dili : Türkçe Ebatı : 13.5 x 19.5 (cm) Sayfa Sayısı : 80 Cilt Durumu : Ciltsiz Boyut : Normal Boy
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
29
gece ve er-siz
yalnız topraklar yorgunluğuydu aşkımız gece tanrı’nın cimri gülüşüyle beliren oysa kar yangını yüreğimiz kömür karası gözlerimizle güneşin ve ateşin çocuklarıydık biz birlikte kovulmuştuk cennetten kartalların kıskanç sesinde savaşların aşk öykülerinde biz vardık! biz kadınlar! kutsal kitaplar inmeden önce! ağzımızda karadut lekesi “gül” koyuyorlardı adımızı kıpırtısız büyüyorduk aşk; dudağımız arasında kızıl bir uçurumdu biz dikenlere kanıyorduk
30
SOLDAN ESİNTİLER
günlerden bir gün bir gece yarısı kirpiklerimizi kırıp ölmüş çocuklarımız üstüne yemin ettik inanmayacaktık tanrılara! çünkü elleri yoktu erkeklerimizin rüzgâr okşuyordu saçlarımızı! günahkâr evlerimizden çıkıp atlarımıza yalattık yaralarımızı aşkın üstüne yürüdük sulardan geçtik en azgın nehirlere çözdürüp düğmelerimizi yağmur sağdık memelerimizden!
Nursel ARAS
ARALIK 2018
Cinayet İşlendi... Gittiği yine yanlış yöndü Ekmek toprağa Su çamura Ve her şey tersine döndü. Yine kendi oyununa geldi En çok da aldanışına içerledi. Kaç kez bölüşmek istedi bayraklı acılarını, Kaç kez, dindirmek için sancılarını. Kiminle oturduysa aynı sofraya Hep aç kalktı, doyuramadı karnını Yine bir cinayet işlendi , katili belliydi Onu sol yanından vuran Farketmese de kendisiydi Çok kez yaralanmıştı Zamana sardı yaralarını Kaldırdı sandığına... Kan kaybetti her seferinde Yine de ölemedi Akıttığı kanla yıkarken yüzünü Bir daha gülemedi Çok istedi karşıya geçmeyi Bir de o yönü denemeyi Çok denedi Tetiğe gücü yetmedi Sonunda Şiirlerle öldürdü dizelerini. Yusuf Ziya LEBLEBİCİ ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
31
BUGÜN KİTAP OKUYACAĞIM
bugün kitap okuyacağım size benzememek için düşüneceğim insan olmak için yazacağım çıldırmamak için lakin yalnız kalacağım biliyorum bilinmeyecek lisanım sonrası yaman karanlık sonrası ayaz sonrası çöl galiba sonra yeniden sürüye katılacağım maskelerimi takacağım beni sevmeniz için size benzeyip aranızda kaybolup gitmek için ve ruhum için için ağlayıp terk edecek bedenimi sevdamın renkleri solacak dökecek içimdeki hanımeli çiçeklerini çocuklar bana küsecek kuşlar küsecek ki bilseniz ölümdür bu siz beni yaşar zannederken Çetin AKYIL
32
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
Hüzün rengi elbisem, Okyanus dibi yüreğim, Beyaz ve sessiz, Kış uykusu düşlerim, Yitik zamanın koşusundan gelmiş, yorgun gözlerim. Hangi buluta saklı bilmiyorum ama Hürriyetin ak kanatlarını saldım sonsuz maviliklere, Şimdi düşnüyorum, Acaba nerdedir diye. Nuray ŞENGİL
Sonbahar akşamında seninle olmak Senin varlığınla ısınmak, Üşüdükçe ürpermek.. Hissetmek sıcaklığını. Gökyüzünde ışık saçan yıldızlar, Denizi muhteşem kılan yakamoz Yine hayaller peşindeyim. Sarhoş ediyor mehtap beni Dalgaların sesi ninni gibi Ben kendi yalnızlığımda, Düşler ülkesindeyim... Asiye YAŞARGÜN
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
33
KEŞİF GÜNLÜĞÜ KIZKULESİ 2500 yıllık bir tarihe sahip olan Kızkulesi efsaneleri günümüzde bile ilgi çekiciliğini korumakta. Antik çağda başlayan ve günümüze uzanan bir tarih. Dile kolay Yunan, Bizans, Osmanlı, Cumhuriyet ve günümüz Kızkulesi. Kızkulesi tarihçesine kısaca göz atalım. Rum araştırmacı Evripidis’in anlatımıma göre Asya sahillerinin bir çıkıntısı olan kara parçası zamanla sahilden kopmuş ve bir ada oluşmuştur. Atinalı komutan Alkibiades, Boğaz’a girip çıkan gemileri denetlemek ve vergi almak amacıyla bir kule yaptırır Sarayburnu’ndan kulenin olduğu yere zincir çekilir böylece Boğaz’ın giriş ve çıkışlarını kontrol edilir. Yıllar sonra Yunan Komutan Chares, kulenin olduğu adacığa eşi için, mermer sütunlar üzerine bir anıt mezar yaptırır. Bir diğer anlatım ise; Roma Dönemine ait. 1110 yıllarında bu küçük adacığın üzerindeki ilk belirgin yapı İmparator Manuel Comnenos tarafından yaptırılmıştır. İmparator Manuel, şehrin savunması için iki tane kule yaptırmıştır. Birini Mangana Manastırı yakınına (Topkapı Sarayı’nın sahili) diğerini ise Kızkulesi’nin bulunduğu yere inşa ettiren İmparator Manuel, hem düşman gemilerini Boğaz’a sokmamak, hem de ticaret gemilerinin gümrük vergisi vermeden geçişine engel olmak için, iki kule arasına zincir bağlatmıştır. Zaman zaman harap olan ve yeniden onarılan Kızkulesi, İstanbul’un fethi
34
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
KEŞİF GÜNLÜĞÜ sırasında Venedikliler tarafından üs olarak kullanılır. Fatih Sultan Mehmet bu küçük kaleyi yıktırır ve yerine taştan, etrafı mazgallarla çevrili küçük bir kalecik yaptırır ve buraya toplar yerleştirir. Osmanlı döneminde daha çok bir gösteri platformu olarak kullanılmıştır. 1510 yılında küçük kıyamet olarak anılan depremde Kızkulesi de büyük hasar görmüş, Yavuz Sultan Selim yeniden onarılmıştır. Cumhuriyet döneminde Kızkulesi yeniden onarılır. Çürüyen ahşap kısımları tamir edilir ve bazı bölümler betonarmeye çevrilir. 1943’de büyük onarım geçiren kulenin çevresine büyük kayalar yerleştirilerek denize kayması önlenir. Günümüzde ise 1995 yılında restorasyon süreci başlar. Binlerce yıllık gizemli tarihin sahibi olan bu özel mekan, kendine özgü görsellerine geleneksel mimarisine bağlı kalarak bitirilen restorasyon çalışması sonrasında 2000 yılında kapılarını ziyarete açar. Gündüzleri cafe-restaurant, akşamları ise özel restaurant olarak yerli ve yabancı ziyaretçilerine hizmet vererek düğün, toplantı, lansman, iş yemeği gibi pek çok özel davet ve organizasyonlara kapılarını açmış bulunmaktadır. Süheyla Güney AVCI Fotoğraflar: Süheyla Güney Avcı ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
35
SÖYLEŞİ AĞAÇ KÜTÜKLERİNE CAN VEREN SANATÇI Sizlere bu sayımız da sıcacık bir söyleşi yaptığım çok genç bir yeteneği tanıştırmak istiyorum. Mutluluk Sanat Atölyesi’nin yemyeşil bahçesinde kahvaltımızı yaparken sohbet havasında geçen görüşmemiz son derece hayranlık uyandırıcı ve keyifliydi benim için. Öncelikle kendi cümleleri ile kısaca tanıyalım Seçil Çınardalı’nı. - Soldan Esintiler ekibine öncelikle çok teşekkür ediyorum. Yeni tanıştığım bir dergi Soldan Esintiler. Her şeyden önce sanata, sanatçısına, yazarına, şairine önem veren, saygı duyan çok güzel bir aile bence Soldan Esintiler. Bana gelince 1991 yılında İzmir’ de doğdum. Kalem, boya tutabildiğim ilk günden beri zamanımın çoğunu resim yaparak geçiriyordum. Annemin bu ilgi ve yeteneğimi fark etmesi üzerine 8 yaşında Ressam Lale Temelkuran’ dan ders almaya başladım. Lale hocamın atölyesinde eğitimime devam ederken resim yarışmalarına katıldım. Başarılı olup pek çok derece elde ettim. Resim yapmak, renkler her zaman hayatımın her anında benim için çok önemli oldu. Yetenek sınavlarına girerek başarılı oldum ve güzel sanatlar alanında lise ve üniversite de eğitimime devam ettim. Şu anda Mutluluk Sanat Atölyesi adını verdiğimiz atölyemizde eşim ile birlikte çalışmalarımıza devam ediyoruz. Seçil’in resim ile ilişkisi çok küçük yaşlarda başlamış. Güzel sanatlar Lisesi Resim Bölümünden mezun olduktan sonra 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde Moda Tasarımı eğitimi almış. O yıllarda ki hayali olan atölyesinden bahsetmesini istedim kendisinden. Seçil o
36
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
SÖYLEŞİ yılları ve hayallerini şöyle anlatıyor bizlere. - Okulun ilk yıllarında her moda tasarımı okuyan öğrenci gibi hayalini kurduğum şey kendi markamı yaratıp kişiye özel tasarım yapabileceğim bir butik açmaktı. İlerleyen yıllarda ise giyinmek, kıyafet gibi olgulardansa eğitime emek vermenin beni daha mutlu edeceğine karar verdim. Bugün herhangi birinin özel bir günde giyeceği kıyafetten duyacağı mutluluk yerine hayatına sanat dokunmuş çocukların meraklı gözleri ve soruları beni hayata karşı daha çok motive ediyor. Günümüz şartlarında ülkemizde eğitim ve sanata daha çok ihtiyacımız olduğunu düşünerek kendi atölyemi kurmaya karar verdim. Mutluluk Sanat Atölyesi, İzmir’in Bornova ilçesinde müstakil bahçeli iki katlı bir villa da çalışmalarına devam ediyor. Bu atölyenin kuruluş hikayesini dinlemek istedim. Bakın Seçil bu yolculuğu bizlere nasıl anlatıyor. -Daha önce de söylediğim gibi üniversitenin son yıllarında verilmiş karardı atölye. Sonrasında eğitim alanında ne yapabileceğimi görebilmek ve kendimi geliştirmek için farklı atölyelerde ders vermeye başladım. Kısa bir süre içerisinde gerçekten hayatımda yapmak istediğimin bu olduğuna karar verdim. Müzik öğretmeni olan eşim Nogay Evkuran ile birlikte Mutluluk Sanat Atölyesi yolculuğumuz başladı. Başlangıçta yardımcı olmak adına yanımızda olan kardeşim Serpil Çınardalı da bugün atölyenin tüm işleri ile ilgilenen biri haline geldi. Yani Mutluluk sanat Atölyesi aynı zamanda ailemizi de altında toplayan, bir arada tutan bir çatı aslında. Öğrencilerimin ve velilerimin de bu ailenin bir parçası olduğunu söylemeden geçmek istemiyorum. Seçil’in doğaya, doğal ürünlere karşı çok özel bir tutkusu var. Bu doğal ürün tutkusu her geçen gün şekillenerek Seçil’ in yaptığı sanata dönüşmüş. Ağaç kütüklerine çizip, boyadığı resimlerin nasıl ortaya çıktığını sorduğumda, Seçil tekrar çocukluğu ile bağlantılı olarak anlatmaya ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
37
SÖYLEŞİ başladı bizlere. -Çocukluğumdan beri resim yaptığımı söylemiştim ya aslında o konuyu biraz açarak bu sorunuza cevap vermek istiyorum. Öyle kağıdı alıp bir köşede resim yapan bir çocuk gelmesin aklınıza. Eline boyayabileceği, boya olur, kömür olur, ruj olur, oje olur ne geçerse artık o an için bulduğu her yüzeye bir şeyler çizen bir çocuktum. Evde duvarlara sadece odama değil evin bütün duvarlarına, kafeler de peçetelere, taşlara, yapraklara çizerdim. Kısaca çizilebilir, boyanabilir alternatif tüm yüzeyleri değerlendiriyordum. Bu gün yine alternatif yüzeylere çalışmak, tuval ve kağıt üzerine çalışmaktan daha çok motive ediyor beni. Farklı yüzeylerde farklı dokular yakalamanın bana her seferinde yeni bir şey kattığını düşünüyorum. Ağaç kütüklerini seçme nedeninden önce ağaç kütüklerini temin edişimden bahsetmek istiyorum. Ağaç kütüklerini yaşlanmış, budanması gereken ağaçlardan temin ediyorum veya sıkça yaptığımız doğa yürüyüşlerinde kendim topluyorum. Bir şekil de yaşamı son bulmuş ağaçlara dokunarak onları yaşatmaya çalıştığıma inanıyorum, onlarla çalışırken. Ağaç kütüklerine yaptığım çalışmalarda sulu boya ve akrilik boya kullanıyorum. Bunların yanı sıra zaman zaman ecoline guaj boya kullanıyorum. Hatta oje ile çalışmışlığım bile vardır. Mutluluk Sanat Atölyesini gezerken duvarda asılı bir seri çalışma gözüme çarpıyor. Bunlar güzel kadınlar ve Yeşilçam serileri. Bu serileri merak ediyor ve kimleri neden çiziyor Seçil Çınardalı diye bir soru soruyorum kendisine. Bu sorumu da tüm samimiyetiyle cevaplıyor Seçil. -Aslında hiçbir serim hiçbir zaman tamamlanmayacak. Serilerimi belirlerken dikkat ettiğim şeylerden biri de yaşamış, yaşayan ve devam edebilecek başlıklar olmasıydı. Kadınlar tarihin
38
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
SÖYLEŞİ her döneminde çok güzel ve çok özeller. Yeni kadınlar tanıdıkça yanlarına bir çoğu eklenecek. Yeşilçam serisi de oldukça geniş bir yelpazeye sahip. Sürekli yeni simalar eklemeye devam edeceğim. Resmetmek istediğim daha bir çok oyuncu var. Bu serilere yeni yüzler eklemeye devam ederken bir sonraki projelerim üzerinde de çalışıyorum. Pek çok fikrim var ama henüz tam olarak karar vermiş sayılmam. Kült filmler, Dünya Resim sanatına şekil vermiş ressamlar, müzisyenler üzerinde yoğunlaştığım konular arasında. Kahvaltı masasında yaptığımız keyifli sohbeti sonlandırdıktan sonra Mutluluk Sanat Atölyesini de gezerek birkaç kare fotoğraf çekmek istedim sizler için. Her odasından sanata gönül vermiş, yetenekli çocukların sesleri ile dolup taşan rengarenk, cıvıl cıvıl bir atölye burası. Gerçekten mutlu çocukların hayallerini gerçekleştirdiği, eğitim gördüğü bir dünya Mutluluk Sanat Atölyesi. Mine Güleşken ASLAN
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
39
SAKİNDİ ORANIN ŞAFAKLARI 90 lı yılların ikinci yarısıydı. Karadeniz’in güzel yaylası Ayder’den ayrılıp Trabzon’a gitmek için bindiğimiz minibüs yolda jandarma tarafından durduruldu. Görevli jandarma kimlik sormadan özellikle kadın yolcuları inceledikten sonra yola devam ederken yolculardan biri “Nataşa bakıyorlar” dedi. Sonrada yerel şivesiyle devam etti. Jandarma yol kontrollerinde özellikle sarışın kadınlara dikkat ettiğini, Rus kadınları toplayıp ülkelerine gönderdiklerini anlattı. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nın dağılmasıyla Artvin, Rize ve Trabzon başta olmak üzere Karadeniz kentlerinde Rus pazarları kuruldu. Eski Sovyet vatandaşları evlerinde ne buldularsa getirip buralarda satmaya başlamıştı. Bunun yanında birde “İnsan Pazarları” oluşmuştu. İnsan onuru ve bedeni para karşılığı bu pazardaydı artık. Rus kadınlar halkın deyimiyle “Nataşa” lar gelmişti. Bu pazarlarda, Nazım Hikmet’in Bursa Cezaevinde 1941 yılında Na-
40
SOLDAN ESİNTİLER
ziler tarafından 18 yaşında idam edilen Zoya Anatolyevna Kosmodemyanskaya için yazdığı Tanya şiirinde anlattığı, ülkeleri için Nazilerle savaşan ve korkusuzca idam sehpalarına giden kadınlar satılıyordu. 1972 yılı Sovyetler Birliği yapımı Sakindi Oranın Şafakları (orijinal adıA zori zdes tikhie) filmi işe bu kadınları anlatır. Boris Vasilyev’in aynı adlı romanından Sovyet yönetmen Stanislav Rostotskiy tarafından sinemaya uyarlanmıştır. Filmin oyuncuları Andrei Martynov, İrina Dolganova, Yelena Drapeko, Olga Ostrounova ve Yekaterina Markova dır. Filmin müzikleri Kirili Molchanov’a ait. 1941 yılında İkinci Dünya Savaşı sırasında cepheden uzakta Finlandiya sınırına yakın Vop gölünün kıyısındaki kasabada bulunan cephaneliği korumakla görevli Çavuş Vaskov’un birliğindeki askerlerin kurallara uymayıp kadınlarla gönül ilişki kurmalarını üstlerARALIK 2018
SAKİNDİ ORANIN ŞAFAKLARI ine rapor etmesi sonucu erkek askerlerin yerine çok genç acemi kadınlardan oluşan yeni uçaksavar takımı gönderilir. Bu kadınların birliğe katılmaları için farklı nedenleri vardır. Kimi savaşta ailelerini ve eşlerini kaybetmiş veya gönül kırgınlıkları vardır. Film siyah beyazdır ancak geri dönüşlerde savaşın başlamadığı ve henüz onları etkilemediği güzel günler anlatılan sahneler renklidir. Rita, savaş öncesinde bir subayla evli ve bir çocuğu vardır. Nazilerle savaşta kocası ölünce çocuğunu birliğin yakınlarında bulunan annesine verir. Geceleri gizlice gidip çocuğunu görmektedir. Rita’nın bu kaçamaklar sırasında gölün kıyısındaki ormanda paraşütle inen iki Alman askeri görür. Gölün çevresindeki sakin şafaklar artık geride kalmıştır. Çavuş Vaskov , Alman askerleri canlı olarak yakalayıp sorgulamak için görevlendirilir. Yanına gönüllü beş kadın asker alacaktır. Bunlar Rita, Jenya, Galya, Liza ve Gurvç tir. Askeri kurallara bağlı Çavuş Vaskov Fedot Yevgrafiç ile beş kız yola çıkarlar. Kuş seslerinden başka kıpırtı olmayan güzeARALIK 2018
lim ormanda Nazileri ararlar. Sonunda uzaktan onları görürler, iki kişiden fazladırlar. Tam on altı tam donanımlı Nazı askeri. Karşılarında ise bir çavuş ve acemi beş kız vardır. Çavuş Fedot Yevgrafiç ve genç yoldaşları kendilerini tüm Sovyetleri kurtaracak tek güç gibi görmektedirler. Savaş nasıl sonuçlanacak? Onu da filmi izleyecek olanlara bırakmalı. O günlerden 50 yıl sonra Sovyetler Birliği dağılmış. Sosyalizmden kapitalizme hızlı bir geçiş başlamıştır. Nazım’ın şiirlerine giren film de anlatılan yurtsever yürekli kadınlar Nataşa olup insan pazarlarındadır artık. Şakir ATA
SOLDAN ESİNTİLER
41
KÜLTÜRE NE OLMUŞ? Kültür yaşarken insanlığın üretiminde görülen öğeler olarak okunabilir. Zaman, yaşanan süreçler yarattığımız değerlerin, içerikleri hakkında bizlere fikirler verir ve verecektir. Yaşam kendi insani dengeleriyle stabil bir durum değil. Yaşam standartları, gelişen teknoloji, insanlığın yaşamı algılaması, hayatın içindeki aktif rolleri kültürel var oluşumuzu da etkiler. Kültürel anlam da var olmak, insanlığın kendine dair izlerini sürmek ve yaşamın anlamını yakalamak açısından çok değerli araçların varlığı da demektir. Ürettiğimiz yaşam, kültürel motiflerle süslenmiş, bizim insan yüzümüzü gösteren bir yoldur. Yaşamı üretmek de, kendine yetmek, insani ilişkileri, adalet duygusu, sanatsal duyarlılık, moral değerler açısından kitlesel bir ulaşım ve doyuma ulaşmak açısından ve daha pek çok anlamdan yola çıkar. Ya da sonuca varmaya uğraşan bir varoluşun sürecidir. Yaşamı üretmek ve var etmek emeğin kutsalı, emeği ile birlikte insanın tekrar ve tekrar var oluşunun bir yoldur. Bu döngüyü sekteye uğratan şeyler vardır. Seri, fabrikasyon bir var oluşun, el emeğini, elleri ile insanın kendi var oluş sürecini sekteye uğratan bir durum söz konusudur. Ellerin işlerliği, beyin, hafıza, sağaltım, güven demek iken, seri üretim, değersizlik, makineden bir parça olma durumunu, dolayısıyla toplumsal bir gerilimi besleyen bir başka durumu da ortaya çıkarıyor. Toplumsal gerilim salt sanayileşme ile özetlenemez. Ancak sorunsalın büyükçe bir kısmıdır. Yaşam, artık insanın otokontrolünden çıkıp, farklı manipüle bir döngüye evrildi. Sürekli rakam ve dijital ortamların devingenliği ile insanın gerçeği imiş gibi bir algı söz konusu oldu. İnsanlar, ya köşe dönmek, ya kısa yoldan ünlü olmak isteyen, toplumsal patlamalar geçiren bir olumsuz tablo çizmeye başladılar. Zamanla gelişen teknoloji, insanı öteleyen bir yere doğru giderken, sürekli tüketimi telkin eden bir durumla karşı karşıya iken Yaşamı üreten ve kendinden türeten insan da bir benlik yarası ortaya çıkmaya başlıyor. Hatta sistem tüketeni destekleyen, üreteni görmezden gelen bir yere doğru gidiyor. Her an tüketin telkinleri ile, yaşamın var oluşunu ötelemek, insani bir boşluk duygusu yaratıyor. Yani istediğine kolay ulaşanın vardığı
42
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
KÜLTÜRE NE OLMUŞ? mutsuz olma noktasına. Değersizlik ve öfke duygusu. Hız duygusu. Son zamanlarda insanlar da bir hız duygusu söz konusu da olmaya başladı. En ksıa sürede pizzanız kapıda derken zamanın da bir tüketim aracına indirgendiğini düşünüyorum. Her koşulda hız, zamanın da bir pazarlama aracı olması, insandaki gerçeklik ve tahammül duygularının yerini almaya başladı. İnsanlar tükettikleri ile bir statü kazanmış sayılıyorlar. Bir icat yapın, bir kitap yazın, bir senaryo çalışın, ancak yolda son model bir araba sizin statünüzü hiçe sayacak. Toplumsal algı, ürettiğiniz fikre bakmıyor. Baktırtmıyorlar. Yani sistemler sizin ne ürettiğinize değil, neyi nerede tükettiğinize bakıyorlar. Statüleri diploma ya da ürettiğiniz fikirler değil, kahvenizi nerede içtiğinize bakıyor. Zaman göreceli bir kavram. Kimi insanlar için, zaman çok değerli görünüyor. Kimileri zamanı daha geniş kullanabiliyor. Şimdi reklam filmlerini hatırlayın; Şu marka beyaz eşyayı kullandığınızda, zamandan tasarruf edersiniz. Peki tasarruf edeceğimiz zaman kime lazım? Şöyle söyleyeyim, sistemin kendisine lazımdır çoğunlukla. Esnek çalışma saatleri, hızlı üret,m ve sürümden kazanan sermaye için zaman, bir tehdit ve kısıtlı bir algıdır. Şu kadar saatte bu kadar üretim ve şu zamanda, bu kadar satış ancak kâr etmek anlamına geliyor. Zamanı insanlık kendi müdahil alanında kullanmazsa ne olur? Zaman öğesi de insanın dışına çıkar, insanı öteler. Tarkovsi kırsal yaşamdaki insanın bilgeliğinden söz ederken, şehir yaşamı insanı boğan, tehdit eden, kendi var oluş ve manevi yanını düşüren bir öğe oluyor. Yani durup düşünmeye vakit var mı? İnsana ne oldu? Hızlı çarkların arasında yavaşlamayı, durup düşünmeyi, hatta kim olduğunu bile unuttu. Bize ne oldu? Evine misafir kabul edemeyen, olumsuz diyerek insanları yaftalayıp iten, olumsuz düşünenden uzak durun söylemini tutarlılıkla dile getiren ruhsuz varlıklara dönüşüyoruz.
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
43
KÜLTÜRE NE OLMUŞ? Fizolofları düşünün. Düşünmek için hep geniş zamanları vardı. Büyük düşünceler için ömür yeterli gelebiliyormuş. Evet sıradanlık dayatılan bir telkinden başka nedir? Düşünen pek çok insanın; Doğa, insan, bilim ve düşünce alanında var olmaya ve var etmeye vakti ve enerjisi olabilirdi. Hatta el emeği, göz nuru bir dünya kurmaya da vaktimiz olurdu. Zaman ve dünyayı kendi müdahil alanımıza çekebildiğimiz müddetçe. Kimiz biz? İnsan, sıradan mı? Sadece doğada gezerek düşünen halk ozanlarımız vardı. Kendini kör kuyulara atmayan, inadına direnen Aşık Veysel biziz. Bizim kültürümüze ne olmuş da, zamanı cimri kullanır olmuşuz? İnsan insanın zehrini alır. Zaman ve kültürden yoksunluk, sistemin bizden çaldığı şeyler. Olumsuzluk telkin edip, olumsuz düşüneni dışlayın emri veren de sistemin telkini.Siz yine dostluk, insanlık, manevi yanınızı muhafaza etmeye bakın. Halk edebiyatı şiir, masallar hep vaktin insan eline ve emeğine geçtiği zamanların eseriydi. Kişiliklerimizi karteller, çok uluslu şirketler, dijital ortamlarda dönüp duran rakamlar belirmemişti. O bizdik… Havva AĞRAL
44
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
Korku Ve Cesaret… Yüreğimin çığlıkları yırtıyor geceyi Çığ altında kalıyor yıldızlar Boynu bükük bakıyor ay Ayın ayak ucundan damlayan Bir damla gözyaşı düşüyor alnıma… Dilimin ucunda sevdam Can çekişiyor Göz bebeklerimde aşk Kirpiklerimde asılı… Avaz avaz haykırmak istiyorum Korkuyorum Ve susuyorum Hayallerimde herkesten farklısın Gerçek olursan Sende herkes gibi misin? Cesaretim Köşe kapmaca oynuyor Belki saklambaç oynasa sobeleyebilirim Yüreğim sende diyemiyorum… Kendiliğinden gel Hisset duygularımı Tek kelime konuşma Tavrınla, duruşunla Gözlerinle, hareketlerinle Ben herkes değilim de… Seher Zerrin Ceviz Aktaş
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
45
TÜYAP
KİTAP FUARI
Uluslararası Tüyap İstanbul Kitap Fuarı 10 Kasım Cumartesi 37. Kez kapılarını okurları için açtı. Hayatı Edebiyatla Kuşatmak ana temalı fuarın bu yılki onur konuğu edebiyatçı yazar Selim İLERİ oldu.9 gün süren, 800’ün üzerinde yayınevinin katıldığı fuarın nabzını SOLDAN ESİNTİLER olarak yerinde takip ettik. Katılımın yoğun olduğu fuarda kitap fiyatlarındaki yükselmeler okurların en çok yakındığı nedenlerden biriydi.
Süheyla Güney Avcı - Ünsal AKTAŞ foto: Süheyla Güney Avcı - Ünsal AKTAŞ
46
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
Tüyap ve fuarları okurların yazarlar ve kitaplarla buluşması açısından çok önemli buluyorum. Ancak İstanbul mega kent olması itibariyle tüyapa gitmek inanılmaz zor. Çünkü saatler süren yolculuklar yapmak zorunda kalıyoruz. O nedenle tüyapların şehir merkezlerinde olması kanısındayım. Semra ATAY / İstanbul Öncelikle ulaşım şartlarının zor ve zahmetine rağmen insanlar sel gibi aktı zaman zaman, bu bir halk talebidir. Okumak istiyorlar ve arayış içersindeler, yeni bir şeyler, farklı bir şeyler, bilgili birşeyler, eğlenceli, duygulu, ögreten, gösteren, düşündüren, dinlendiren, tutku yaratan, özgür olmak için bile .... okumak istiyorlar, oluşumlarına katkı sağlamak istedikleri durumlar için kitap okumak istiyorlar. Yayınevleri ve yazan insanlarda birikimlerini aktarmak istiyorlar..... Fatma Gülnur BAĞRIYANIK / İstanbul 37.si düzenlenen 2018 Tüyap Uluslarası Kitap Fuarında Yazar ve şair Turan Özbudak fuarla ilgili düşüncelerini Soldan Esintiler Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisine paylaştı. -Fuar öğrenci ve emekliye parasız arada kalan okura paralı. Fuara ilgi büyük Edirne’den Adapazarı’ndan dolu dolu öğrenci geliyor. Bu iyi. Kitap alımı düşük ama bu fiyatlardan dolayı değil. Öğrenciler ise ceplerinde çoğu yeterli harçlık olmadan geliyor. Bu arada derginizde gündem takibi olması güzel. Turan ÖZBUDAK Bu sene 37. kez düzenlenen Tüyap Uluslararası Kitap Fuarından kısa gözlemler yaptık. Tudem yayınları standında görevli arkadaşlardan Özge Ertaş fuar ile ilgili şunları söyledi. -Okurlar kitap fiyatlarını pahalı buluyor. Bu yönden tepki alıyoruz. Bugün nedeni kâğıdın pahalı olması. Ayrıca çocuk edebiyatında çok vasat konular var ve insanların çocuk kitaplarına nasıl bakacaklarına dair bir fikirleri yok. En çok 3- 4 tl’ye kitap var mı diye soruyorlar. Bu da doğal olarak satışları çok etkilemiyor. Özge ERTAŞ ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
47
Bu yıl kapanışına bir gün kala kitap fuarındaydım. TÜYAP binasına birkaç kilometre kala trafik yoğunluğu dikkatimi çekti. Şoföre sordum.. “fuar yüzünden” dedi. İlginçti tabii.. Ne güzel dedim aklımdan.. “ne güzel, kitap fuarı trafik yoğunluğuna neden olmuş..” Şair ve romancı can dostum mavi turnam Nursel Aras’ın imza günü vardı o gün; 17 Kasım Cumartesi günü .. Biricik dostumun yanında olmak çok özeldi benim için.. aynı zamanda fuarın havasını teneffüs etmek de güzel bir duygu veriyordu bana. Onunla gurur duydum bir kez daha.. şairane zerafeti ve sıcacık gülümseyen kalbiyle imzaladı kitapseverlerin seçtikleri eserlerini.. ben de fotoğrafla ölümsüzleştirdim o anları sevinçle.. Fuarda izdiham vardı elbette ancak bu mutlu, coşkulu bir kalabalığın izdihamı idi. Her yaş grubundan, her statüden insanı görmek mümkündü.. ve onların telaşlı heyecanlarını izlemek keyif verdi bana. Standlarda yazarlar.. küçük-büyük okurlar, kitapseverler..şenlikli, renkli, hareketli... Yakın zamanda tarih ve mimarlık gibi mesleki kitaplar aldığım için, fuardan bu kez sadece birkaç edebi eser aldım, birkaç şiir kitabı, roman.. Ve unutmadan çok sevgili can tanem Sevin Okyay’ın da imza günüymüş.. tesadüfen gördüm. Hemen yanına vardım.. bir okuru ile sohbet ediyordu.. birden gözü bana ilişti.. o an sarıldık.. özlem giderdik ve tabii yeni kitabını imzalı olarak elinden aldım. Çıktığımda “fotoğrafını çekseydim keşke” dedim içimden ve dışardan görüntülerken aniden döndü gülümsedi bana sıcacık kalbiyle.. Fuarın dalga dalga yükselen dinamik insan sesi..anonslar birbirine karışırken en güzel müzikten daha güzel tınlıyordu kulaklarımda.. Fuardan çıkarken dışarıda gördüğüm kalabalık bir insan seli halinde binaya doğru ilerlemekteydi.. geçitler, caddeler, yollar iğne atsan yere düşmez misali... Kitaplar, yazarlar ve okurlar.. unutmadan yayınevleri ve yayın emekçileri.. ömrünüze bereket.. Her yıl daha da çoğalmanız dileğiyle sevgilerimi gönderdim sizlere.. hoşça kalın.. Gelecek yıla kadar hoşça kal TÜYAP. Elmon HANÇER Sanat Tarihçisi (PhD)
48
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
Tüyap Uluslararası Kitap Fuarında Tilki Kitap Yayınevinden Emrah Çelik fuara dair görüşlerini Soldan Esintiler Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisine aktardı. -Geçen seneye oranla fiyatların yüksek olması alım gücünü doğal olarak düşürdü. Katılım aynı fakat alım düşük. Maliyeti 12 tl olan kitabı 5 tl den satıyoruz. Büyük yayınevleri ile tabi ki yarışmıyoruz. Geçen yıla göre fuardan gözlemlediklerimiz muhafazakar yayınevleri ve buna bağlı kitapların artması oldu. Aynı durum çocuk eserlerinde de var. Insanlar çocuk yayınlarını daha kârlı olduğu için çocuk yayını koyuyor. Geçen yıla göre popüler kültürde de farklılaşma var. Vadped yazarları aktif değil. Mesela geçen yıl sattığımız 24 tl olan kitap bu yıl 5 tl’ye gitmiyor. -Peki eğitimciler doğru yönlendiriyor mu? -Hammadde bu olduğu için yani toplum hammadde eğitimcilerle öyle ve yönlendirme yok. Mesela Ömer Seyfettin okutulmuyor. Birde kitabın magazinselleşmesi diye bir şey söz konusu. Gençler mesela bir kitap alıyor ama sadece fotosunu paylaşıyor. Yani kitap bir aksesuar vazifesi görüyor. Mesela kitabın yan ürünleri çıkıyor. Fuara gelen çoğu öğrenci test kitabı alıyor fakat şiir roman ise alan neredeyse hiç yok.. Emrah ÇELİK / TİLKİ KİTAP
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
49
“İKİ ELİN SESİ” BELGESEL FİLMİNİN GALASI YAPILDI Müzikolog Filiz Ali’nin hayali olan 1998’de kurulan AIMA Müzik Akademisinin oluşumundan bugüne kadar projelerini, topluma kazandırdığı değerleri anlatan İki Elin Sesi Belgesel filminin galası 16 Kasım Cuma günü Beyoğlu Yapı Kredi Kültür Sanat’ta gerçekleşti. SOLDAN ESİNTİLER olarak filmin galasına katıldık. Film ekibini tebrik eder bundan sonraki süreçte başarılar dileriz. Süheyla Güney Avcı - Ünsal AKTAŞ foto: Süheyla Güney Avcı - Ünsal AKTAŞ
Yapımcı: AKSV/AIMA Yapım: SineMAnus Production Yönetmen: Metin Avdaç Kurgu: Thomas Balkenhol Kamera: Muhammet Beyazdağ, Orhan İnce, Dilek Çolak, Bulut Kaçan, Metin Avdaç Ses: Uğur Nur Işık: Beykan Baloğlu Müzik: AIMA Masterclass Öğrencileri ve AIMA Festival Orkestrası
50
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
ALTINI ÇİZDİKLERİMİZ “Okullarda tek boyutlu insan yetiştirme programı, hayatı anlamayan, değişik disiplinleri kavramadan, vida gibi hep aynı noktada dönüp duran bireyler yaratıyor” SEVDALIM HAYAT Zülfü LİVANELİ “Yalnızca bu anının içimde yaşadığını biliyordum; mutlu geçmişin kusursuzca mumyalanmış bir parçası, yaşamlarımızın dönüştüğü bu gri, boş tuvale atılan rengarenk bir fırça darbesi.” Uçurtma Avcısı Khaled Hosseini
Bir Alman şairi diyor ki, “En güzel şiir olaylardan çıkan, olayların yarattığı şiirdir.” Baldaki Tuz / Yaşar KEMAL
ARALIK 2018
Mutluluğun resmi yapılabilir mi ey ustam Yüreklerdeki kafesin kapıları açılmadan? Mutluluğu Resmi Hasan SEÇKİN Herkesin yalan dolanla, yararsız hareketlerle zaman tükettiği bu kentte hiçbir şey tam olarak netleşmiyordu kafasında. İçimizdeki Şato İnan ÇETİN
Musahipler arasında mal, mülk ayrımı yapılmaz. Biri müşkül durumda ise, diğeri ona varlık derecesine göre yardım eder. FAİLİ MEÇHUL ANILAR Turan KARATEPE
SOLDAN ESİNTİLER
51
UNUTULMAYANLAR John Steinbeck Amerikalı yazar. 20 Aralık 1968 Anısına saygıyla “Ve insan, karşısına çıkan her engeli aşmış, her düşmanı yenmiş. Yalnız bir tanesinin üstesinden gelememiş. Evet, yalnızca kendisini yenememiş. İnsanlık nasıl da nefret ediyor kendi kendisinden.”
52
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
UNUTULMAYANLAR Abidin Dino Türk ressam, karikatürist, yazar, film yönetmeni. Abidin Dino, çağdaş Türk resminin öncülerindendir. Anısına saygıyla 7 Aralık 1993, Paris, Fransa Sanat eserlerinden bazıları; Savaşın Vahşeti Goya’dan Esintiler, Acının Resimleri, Balık Pazarı, Antibes. Nazım ile olan günlerden kısa bir anıyı şöyle anlatıyor Abidin Dino; “Nâzım’ı tanıdığımda ben çiçeği burnunda bir karikatürist olarak çalışıyorum bir gazetede. Nâzım ise aynı gazetede düzeltmen olarak çalışıyordu. İkimiz de hayatımızı kazanmak için bu işleri yapıyorduk. Nâzım, Moskova’da fütürist ve konstrüktivist ressamların yapıtlarını görmüştü. Benim çizdiklerimi ilginç bulduğunu söylüyordu.”
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
53
UNUTULMAYANLAR Ömer HAYYAM Gıyaseddin Eb’ul Feth Ömer İbni İbrahim el Hayyam veya Ömer Hayyam İranlı şâir, filozof, matematikçi ve astronom. Hayyam Anısına saygıyla 4 Aralık 1131, Nişabur, İran “Sen içmiyorsan, içenleri kınama bari bırak aldatmacayı, ikiyüzlülükleri; şarap içmem diye övünüyorsun, ama yediğin haltlar yanında şarap nedir ki?”
54
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
UNUTULMAYANLAR Halil Savaş Dinçel Türk oyuncu, karikatürist ve film yönetmeni Anısına saygıyla 20 Aralık 2007 Kitapları; Uçurtmanın Kuyruğu, Meraklısı İçin Öyle Bir Hikâye, Çok sesli. Savaş Dinçel bir çok tiyatro oyununda filmde dizide oynamış ve bunun yanında; Afife Tiyatro Ödülleri : Yılın En Başarılı Müzikal ya da Komedi Erkek OyuncusuSersem Kocanın Kurnaz Karısı-2000 8. ÇASOD “En İyi Oyuncu” Ödülleri, 2001, En İyi Erkek Oyuncu, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar 20. İstanbul Film Festivali, 2001, En İyi Erkek Oyuncu, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar 22. Siyad Türk Sineması Ödülleri, 2000, En İyi Erkek Oyuncu, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar 2. Lions Tiyatro Ödülleri, 2002, Yılın Oyun Yazarı, Uçurtmanın Kuyruğu ödüllerine layık görülmüştür.
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
55
UNUTULMAYANLAR Adile NAŞİT Gerçek adıyla Adela Özcan, Türk sinema oyuncusu, tiyatrocu ve televizyon sunucusu. Anısına saygıyla 11 Aralık 1987 Çocukluğumuzun masalcı ablası Hababam Sınıfının Hafize anasıdır. Kimi zaman şefkatli bir ana kimi zaman çılgın bir mahalle kadını bazende evde kalmış koca arayan bir kız. Yüreklerimizin en güzel yerindedir sevgili Adile Naşit. “İş konusunda kesinlikle kıskanç değilim. Arkadaşlarımın en iyi işi yapmaları beni sevindiriyor. Dostlarımı kıskanıyor olabilirim. Çok sevdiğim bütün sırlarımı, dertlerimi anlattığım bir dostum benim dışımda başka bir dost bulup, benden yavaş yavaş ayrılırsa işte o zaman sezdirmeden kaçmayı seçiyorum. Kırgın oluyorum. Eğer kıskançlık buna deniyorsa böylesini yaşıyorum ben içimde.”
56
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
UNUTULMAYANLAR
Hulusi KENTMEN Türk oyuncu 20 Aralık 1993 Anısına saygıyla Ekranların sert ama bir o kadar yufka yürekli babası dedesi, kimi zaman ise gerçek bir güldürü ustası. “Genç sanatçılara önerim katiyen şımarmasınlar ve katiyen içkiye bağımlılığa uğramasınlar. Hulusi Kentmen”
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
57
UNUTULMAYANLAR Oğuz ATAY Türk roman, öykü ve oyun yazarı. 13 Aralık 1977 Anısına saygıyla Romanlarından “Tutunamayanlar (1971-1972’de iki cilt, yeni basımı tek cilt 1984)Tehlikeli Oyunlar (1973)Bir Bilim Adamının Romanı(1975) Eylembilim ise tamamlanmamış romandır” Öyküleri; Korkuyu Beklerken (1975) Tiyatroda; Oyunlarla Yaşayanlar (1985) Oğuz Atay 1970 TRT Sanat Ödülleri Yarışması Başarı Ödülü, Tutunamayanlar ile almıştır. “Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma, boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna.”
58
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
UNUTULMAYANLAR
CHARLİE CHAPLINE (asıl adı Charles Spencer Chaplin), 16 Nisan 1889’da İngiltere’nin başkenti Londra’da dünyaya geldi. 25 Aralık 1977’de İsviçre’de öldü. Amerikan yapımı sessiz filmlerde canlandırdığı acınacak halde, ama aynı zamanda komik küçük serseri (Şarlo/ Charlot) karakteriyle dünya çapında ün kazandı. 1914’te oynadığı ilk filmini izleyen iki yıl içinde ABD’nin en tanınmış kişilerinden biri olmuş, 1920’lerin başlarına gelindiğinde filmlerinin sağladığı gelirlerin yüksekliği karşısında hiçbir istediği ücreti ödeyemez hale gelmiş, o da ancak yapımcılığını kendisinin üstlendiği filmlerde rol almıştır. 1920’lerin sonlarında sesli sinemaya geçilmesinden sonra yalnızca birkaç filmde görünmekle yetinmesine karşın, ilk dönem filmlerinin sinema klasikleri olarak değerlendirilmesi ve yeni izleyici kitlelerince de ilgi görmesi nedeniyle ününü hemen hiç yitirmemiştir.
ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
59
REKLAM
2019 YILI ÖZEL TASARIM DUVAR TAKVİMİ POSTER TAKVİMİ MASA TAKVİMİ KİŞİYE ÖZEL TASARIM SİPARİŞ VE BİLGİ İÇİN Ünsal AKTAŞ 0555 494 43 03
60
SOLDAN ESİNTİLER
ARALIK 2018
REKLAM tasarim.grafik
tasarim.grafik
tasarim.grafik
KARTVİZİT -tasarim.grafik BROŞÜR - ELtasarim.grafik İLANI tasarim.grafik tasarim.grafik TAKVİMtasarim.grafik - DUVAR SAATİ tasarim.grafik
ETİKET - STİCKERtasarim.grafik tasarim.grafik tasarim.grafik AFİŞtasarim.grafik - POSTER tasarim.grafik tasarim.grafik tasarim.grafik tasarim.grafik LOGO tasarim.grafik tasarim.grafik tasarim.grafik tasarim.grafik tasarim.grafik tasarim.grafik DERGİ - GAZETE - KATALOG tasarim.grafik tasarim.grafik tasarim.grafik MÜHÜR -tasarim.grafik DAMGA - KAŞE tasarim.grafik tasarim.grafik tasarim.grafik ADİSYONtasarim.grafik - SİPARİŞ tasarim.grafik FİŞİ tasarim.grafik
tasarim.grafik
tasarim.grafik
tasarim.grafik
tasarim.grafik tasarim.grafik tasarim.grafik GRAFİK TASARIM ve REKLAM HİZMETLERİ tasarim.grafiktasarim.grafik 0555 494 43 03 tasarim.grafik tasarim.grafik grafiktasarimm.reklam@gmail.com tasarim.grafik tasarim.grafik tasarim.grafik
KİTAP MI YAZIYORSUNUZ? DOSYANIZI YOLLAYIN KİTABINIZI BASKIYA HAZIRLAYALIM. GRAFİK TASARIM VE REKLAM HİZMETLERİ 0555 494 43 03 0539 436 72 71 grafiktasarimm.reklam@gmail.com ınstagram : tasarim.grafik ARALIK 2018
SOLDAN ESİNTİLER
61