SOLDAN ESİNTİLER TEMMUZ 2019 by SOLDAN ESİNTİLER

4-5 SEZİYORUM Kİ SEVECEKSİN !!! ÜNSAL AKTAŞ 6-7 SİVAS MADIMAK SÜHEYLA GÜNEY AVCI 8-9 KENDİNE RASTLAMAK ALİ ESMERAY İHTİYAR BALIKÇI NİHAT YILDIZ 10-11 ŞİİR / NİYAZİ YANGIN ŞİİR / İSMAİL ŞİMŞEK 12-13 ŞİİR / NURAY ŞENGİL DOKUNMA YARE ZİYA YILDIRIM GÜNTEKİN 14-15 SEVMEK GÜZEL ŞEY AYSEL MENTEŞ #SEVMEK 16-17 1900 (Novecento) ŞAKİR ATA 18-23 HAYATA SANATLA GÜLÜMSE MİNE GÜLEŞKEN ASLAN EĞLENCENİN TAM ZAMANI RİFAT KORAY GÖKAN 24-25 ŞİZOFRENİST DÜŞLER DUYGUSAL YANSIMALAR CİHANGİR ASLAN

26-27 UMUDA UÇAN KUŞLAR BAYRAM KÖSE YILDIZLAR VE MASALLAR SULTAN KARATAŞ 28-29 MEHTAPLI GECELER İKRAM GÜNEŞ 30-31 DÜNYA GÜRÜLTÜLÜ R’Ulaş Karakuş ALTINI ÇİZDİKLERİMİZ 32-35 MODERN BİNALARIN SAKLADIĞI TARİH YELKİ MİNE GÜLEŞKEN ASLAN LEYLA HAVVA AĞRAL 36-37 KARİKATÜR HASAN SEÇKİN HÜSEYİN ASLAN 38-53 UNUTULMAYANLAR 54-55 ENİS FOSFOROĞLU’nu KAYBETTİK AYIN KİTABI 56-57 OBJEKTİFE YANSIYANLAR 58-63 DUYURU - REKLAM

SOLDAN ESİNTİLER KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT DERGİSİ Yayın Türü: Aylık Süreli Yayın Sayı: 19 - TEMMUZ 2019

Genel Yayın Yönetmeni Süheyla Güney Avcı Ünsal Aktaş

issuu.com/soldanesintiler soldanesintiler

Yayın Kurulu Süheyla Güney Avcı Mine Güleşken Aslan Ünsal Aktaş

soldanesintiler soldanesintiler@gmail.com

Editör Süheyla Güney Avcı Ünsal Aktaş İzmir Temsilcisi Mine Güleşken Aslan Kapak Tasarım Ünsal Aktaş Dizgi - Mizanpaj - GrafikTasarım Ünsal Aktaş 0555 494 43 03 grafiktasarimm.reklam@gmail.com Soldan Esintiler e-posta soldanesintiler@gmail.com KURULUŞ 2015 Soldan Esintiler Degisinde yayımlanan yazı ve şiirlerden yazarların kendileri sorumludur.

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

EDİTÖRDEN

SEZİYORUM Kİ SEVECEKSİN !!!

Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücünüz yetiyorsa buna sevmekle başlayabilirsiniz. Dostlar alışverişte görsün kabilinden değil, gönülden olsun. Her ne yapıyorsanız severek yapın, zorlamadan bıktırmadan (hem kendinizi hem çevrenizdekileri). Zorla güzellik olmaz. Doğayı sevin mesela. Yeşilini, mavisini, havasını, suyunu... Hayvanları sevin, uzatın elinizi, paylaşın sevginizi, incitmeden... Kitapları sevin. Bir düşünün aydınlık için yazılan kitapları... ve bu uğurda hunharca yakılan, katledilen aydınları... İnsanı sevin. Farklı düşünce, dil, din, ırk, renk, inançta olan... farklılığı bir zenginlik kabul ederek sevin... Üretmeyi sevin... kinden, nefretten uzak hayatı kolaylaştıracak yapıcı çözümler üretin... Sevginin birleştirici gücüne inanın. Etrafınıza bir bakın bu duyguyu yaşamayan insanların ruh hali mutsuz, mutsuzluğu yayma potansiyeli yüksek kişilerdir. Bütüncül düşünmek yerine ben merkezci düşünce ağır basar. Dursuz duraksız böyle uzayıp gider, iyi sonuçlar vermez.

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

Şiddet sevgisizlikten beslenip acı, gözyaşı, keder yaşatır. Bilen bilmeyene öğretmeli sevmeyi... Sevmek üzerine bir sözümle yazımı şimdilik. noktalıyorum. Hayatın aktığına dair sesler duyuyorum. Neden mi? Çünkü #sevmek diye bir duygu var ya, seviyor olmanın o mucizevi keyfini yaşıyorum... Yolunuz her daim sevgiye açılsın.... ÜNSAL AKTAŞ

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

SİVAS(MADIMAK) Savrulur en karasından öfke tohumu. Cahilin yobazın namus feryadı. Yakar yürekleri! Yakar şiirleri, türküleri, ozanları yakar! Canlarımız yanar! Oyy Sivas! Zulmün ateşin yatağı.. Evine misafir cana, zulmün niyedir? Aydınlığa, sevdaya kastın nicedir? Avuçlarınıza aldığınız köhnemiş inançlarınız nedir? Çoluk çocuk demeden kıyarsınız... Ölümü zulmü zafer sayarsınız... Oyy Sivas susturamadın ya türküleri... Susturamadın ya Asım’ları Hasret’leri Metin’leri!

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

Boğul Sivas kendi dumanında boğul! Köhne bilincinin karanlığında boğul! “Bir insan ömrünü neye vermeli” der ya Hasret... Yaşam için yaşatmak için değil midir? Sevda için sevmeye değil midir? Oyy Sivas yakamadın ya türküleri, silemedin ya şiirleri... Bir yanım şiir deryası, bir yanım dağlar boyu türkü çağlar... Aydınlarım, ozanlarım, çoluk çoluk ışık saçar! Bilmezmisin Sivas bilmezmisin? Avuçla tuttuğun yanarda, bilincinde yüreğinde, sevda ile tuttuğun hiçbirşey yanmaz! SÜHEYLA GÜNEY AVCI

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

KENDİNE RASTLAMAK! Ne tesadüf ama yıllar sonra tenha bir sokakta rastladım kendime. Aynı akvaryumdan sıçramış bir Japon balığı gibi, şaşkın şaşkın bana baktı kendim. Merhaba nasılsın görüşmeyeli dedim kendime. Biraz alıngan ve de biraz kırgın; neredeydin şimdiye kadar bunca yıldır, neredeydin? Geç kalmadık mı, kaçırmadık mı hayat trenini? Ne fark edecek ki, ne değişecek ki, bundan sonra sen yoluna ben yoluma dedi. Evet, haklısın dedim, çok geç rastladık birbirimize; ama hiç bir şeye geç kalmadık. Rastladık ya, sen ona bak, hadi ver elini kalk bakalım sarıl şöyle bir kendine; daha yaşanacak neler var neler. Üç günde olsa yaşanacak bir ömür var önümüzde. Ya rastlamasaydık? Beli ki o da özlemişti, sarmaş dolaş olduk bir anda ve kendi yaramızı kendimiz saracaktık bundan sonra... ALİ ESMERAY (Aykırı Nota)

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

İHTİYAR BALIKÇI Ne uzak denizlere açılabilirim Nede balık tutabilirim. Artık ne balık tutmanın keyfi kaldı, Nede uzak denizlerin... Şu sahilde oturup Törpülenen bir ömrün ardından, Bu ağlarla Koca bir ömrü örüyorum. Arada bir bir şarap şişeyle kafayı bulup Eski günleri yad ediyor, son günlerimi yaşıyorum... NİHAT YILDIZ

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

Gece midir ağrıları doğuran? Çıplaktık düşlerimizde yarı ergen hazlar içinde... Gece midir ürkek sesleri toplamış ulumalar. Kanlı ve puslu sular. Eller semalarda, çocuklar uykulu gözlerde... Gece korkmuş bir kuşun saatinde... Vurur gamlı yola gecenin büyüklüğü... NİYAZİ YANGIN

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

Vakitsiz sabahlara uyandık Zamansız aşklara tutulduk Kimsesiz sevdalara. Yalnızlığın bir aşk kadar uzaklığında Sevgilinin yüreğinde olma hayalimizle.. Var mıydık yok muyduk Biz miydik yoksa sadece ben mi? İki bilinmeyenli bir denklem gibiydik. Ben Y olan, sen X olan. Uzak aşkların yalnızlığında Sana hasret, sana gurbet Ve sana suskun bu yürek.. İSMAİL ŞİMŞEK

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

Heeyy eskici! Çalma kapıyı Vermem ki anılarımı sana. Onlar benim inciden göz yaşlarım Açmayan tomurcuklarım Solgun umutlarım. Belli ki tutunmuşum onlara... Filiz verip açamamış çiçekleri ama Sen yine de çalma kapıyı eskici Veremen anılarımı sana... NURAY ŞENGİL

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

DOKUNMA YARE Ne çay, ne gurbet, ne mavi Dokunma yare.. Günah benim devran senin Elimde saz, dilimde söz Karşımda sen varsın Yaz, yaz, yaz Günah yaz, ayrılık yaz, ölüm yaz Dokunma yare.. Bu ramazan da olmadı Yükle günahlarımı peşin peşin. Ne bir eksik ne bir fazla olsun, Haksızlığa tahammülüm yok benim Yari, gurbeti, maviyi, çayı muhaf tut. Onların bir suçu yok!

Biraz küfür edeceğim Biraz yıkacağım duvarlarını Hünkâra karşı duruyorum Eyvallahım yok tuzaklara Kendim vermişim hükmümü İflah olmam ben Suçluyum... Şiir seviyorum Türkülerle yolum bulur olmuşum Aşağısıda bir, yukarısıda Cenetine talip olmam Cehenneminden korkmam Yükle günahlarımı peşin peşin. Son gemi kalkmak üzere Yari , gurbet,maviyi, çayı muhaf tut. Onların bir suçu yok! ZİYA YILDIRIM GÜNTEKİN

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

SEVMEK GÜZEL ŞEY Sevmek güzel şey Güneş gibi ısıtır çıplak yüreği Paslı çiviye benzer sevgisiz kişi Küf tutar yüreği... Kuşları çiçekleri sevmek diz boyu İnsan sevmek dolu dizgin Yüreğe yük olur mu? Sevmek güzel şey... Ilık bir meltem gibi okşar yüreği Sert bir kayaya benzer sevgisiz kişi Kötü, çirkin, kasvetli... Gülmek gibidir sevmek Gülmekten vazgeçmek olur mu? Sevmek güzel şey... Kanadı kırık serçeleri Dilenci kadının kucağındaki Sümüklü çocuğu Karşılıksız sevmedik mi? Ysşamak gibidir sevmek Nefes almaktan Vazgeçmek olur mu? Olmaz! AYSEL MENTEŞ / HAYPATİA

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

HAYATA SANATLA GÜLÜMSE DÜŞLERİN RENGİ ‘’Çalışmak için elimde yeterli araç gereç olmadığında kumsala gider bir ağaç dalıyla kumun üzerine çizimler yapar, boşluğa kuşların şarkılarını, suyun, yelin ve bir araba tekerinin sesini, böceklerin ezgisini resimlerim. Varsın yel, su tüm bunları alıp götürsün ben ruhumun saf işlerinin büyüyle başkalarının ruhunda bir yankı bulacağına inanırım’’ diyen Sürrealist akımın öncülerinden Joan Miro bu ayki yazımın ilham kaynağı oldu. 2013 yılında orijinal Miro tablolarının sergilendiği bir sergiyi gezmiş ve çok keyif almıştım. Sanırım biraz da bu sergide kendimden bir şeyler bulmuştum. Sürrealizm, 1924’te Fransa’da ortaya çıkmıştır. Sürrealistler, Freud’un psikanaliz yönteminden yola çıkmışlardır. Sanatçı bilinçaltındakileri dışa vurarak eserini oluşturur. Akıl ve mantık değersizdir. İnsanı yönlendiren içgüdüleridir, bilinçaltıdır. Sürrealizm, aklın, geleneklerin, alışkanlıkların denetiminden uzak bilinçaltı gerçeklerini yansıtan yani bilinen gerçekle bağını kesip kendince bir gerçek yaratmak amacını güden edebiyat ve sanat akımıdır. Sürrealizmin ilke ve niteliklerine bir göz atarsak şu birkaç başlık altında toplayabiliriz. Akla karşı olma, bilinçaltını esas kabul etmek. Her türlü sanat kurallarına ahlaki değer ve töreye hatta deneye karşı çıkmak. Sürrealistlere göre sürrealizm, hayal dünyasının çevirisidir. Otomatik yazıda noktalama işaretlerine, imla kurallarına lüzum olmadığı gibi bunları kullanmanın tehlikeli olduğunu, yazının akışına engel teşkil ettiğini savunurlar.

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

HAYATA SANATLA GÜLÜMSE

Mizah ve alaya büyük önem verirler, dolayısıyla alaycıdırlar. Komik, olağanüstü ve esrarlı şeyler bir aradadır. İnsanı, aklın kabul ettiği gerçeklerin dışında yer alan hayal, fantezi, rüya ile yüz yüze getirirler. Dilin kullanımında çok anlamlı ve faydalı olmaya değer vermezler. Bol imaj kullanırlar. Ancak bu imaj alışılmışın bir hayli dışında keyfi, şaşırtıcı ve yenidir. Sürrealistlerin temel çağrışım tarzlarından biri rüyadır. Zira rüya, insanın kendi iç dünyasına yönelme bu dünyanın sırlarını yakalama imkânı verir. Akıl, mantık ve gözün gerçekliğinden uzaklaştırır. Sürrealistler, akıl hastaları, uyuşturucu madde kullananlar ve paranoyalara karşı özel bir yakınlık ve ilgi duyarlar. Çünkü sarhoşluk, delilik, akli dengesizlik sürrealistlerin arzuladığı aklın kontrolünün ortadan kalkmasına zemin hazırlar. Dikkat çeken bir başka konu çocukluk düşlerine, çocukluk dönemine duyulan özlemdir. Zira çocukluk insan hayatının en hür, en serbest, en gerçekçi dönemidir. Düş kırıklığı içinde insan avuntuyu mutlu çocukluk günlerinde bulur. Gerçeküstücülük, ister söz, ister yazı ile ya da başka bir yolla düşüncenin gerçek işleyişini ortaya çıkarmak için başvurulan içinden geldiği gibi yazma yöntemidir. Bu aklın denetimi olmaksızın (rüyada olduğu gibi) her türlü estetik ve ahlak kaygısı dışında düşüncenin yazılışıdır. Louis Aragon en güzel örneklerinden birisidir bu akımın. İkinci yeni şairlerinin şiirlerinin çoğunda Orhan Veli Kanık‘ın kimi şiirlerinde bu akımın izleri görülmektedir. Türk edebiyatında gerçeküstücülüğün önemli temsilcilerinden biri de garipçilerdir. Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday’dan TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

HAYATA SANATLA GÜLÜMSE oluşan garipçiler gerçeküstücülüğün özelliklerini eserlerine yansıtmışlardır. Garipçiler ölçü, uyak gibi kuralların şiiri kısıtladığını ancak şiirin kalıplardan arınması gerektiğini dile getirmişlerdir. Ayrıca gerçeküstücülük akımının etkisiyle garipçiler, bilinçaltı, düşler ve çocukluk heyecanları gibi konuları sık kullanmışlardır. Kuralsızlığı kural edinmişlerdir. Sürrealizm, edebiyatın yanı sıra resim alanında da etkili olmuş bir akımdır. Ressamlar, yazar ve şairlerin yazarak anlattığı duyguları tablolara aktarmışlar ve ortaya mükemmel eserler çıkarmışlardır. Sürrealizm diyince bazı sanatçılardan bahsetmeden geçmek istemedim. Bunlardan biri de Salvador Dali. Salvador Dali, garip bir dünyanın sisli olaylarını, objelerini, yarattıklarını her türlü mantık düzeninden uzak tablolarında canlandırmıştır. Çöl manzaraları içinde zürafalar yanıyor, çıplak kadın, erkek vücutları türlü deformasyonlarla kamburlaşıyor, çolaklaşıyor ya da ancak desteklerle ayakta durabiliyor. Ağaç dallarına çamaşır gibi saatler asılıyor, sahiller de, kayalıklar arasında dikiş makineleri yerleşmiş çevre ile bir türlü bağdaşmayan görünümler

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

HAYATA SANATLA GÜLÜMSE ortaya çıkıyor. Salvador Dali hayal kapılarını ardına kadar açıyor. Salvador Dali’nin ve öteki sürrealistlerin inceden inceye işlenmiş bir teknikleri vardır ve bu işçilik bulutları, denizleri, dağları, taşları, insan vücutlarını değme realistlerden daha sadık bir titizlikle işlemişlerdir. Resmedilen objeler, yaratıklar, manzara ve konular o derece garip, anormal tertipler içindeydiler ki tabloya bakan seyirci otomatik olarak bir rüya ve hülya ülkesine dalmış gibi hissetmektedir. Sürrealizm diyince aklıma gelen bir başka isim de Joan Miro. Manzaralar, portreler ve renklerin hacim ve ritimlerinin etkileşimi üzerine odaklandığı resimler yapan Miro, kariyerinin başlangıcından itibaren değişmeceli bir anlatım aracı kurmaya çalışmıştır. Doğa kavramlarında aşkı, şiirsel anlamda temsil eden bulgular aramıştır. Detayları ile çizilen köpeğin üzerine birkaç fırça darbesi, gökyüzünün mavisinin yerini ise turuncu alabilir Miro’nun tablolarında. Kullandığı renkler ve figürlerde, tablolarının isimlerinde kendini gizlemeyen bir kızgınlık göze çarpar. Miro, bu öfkesini göze güzel görünecek herhangi bir şeyi resmetmeyi reddederek ve farklı materyaller ve teknikleri keşfederek kendini ifade etmeye çalışmıştır. Bu dönemde çiviler ve tüyleri kullanmış, tuvalleri yakmış, üzerlerine boya döküp yürümüş ve daha önce karşımıza çıkmayan sanat eserleri yaratmıştır. Küllerinden doğan bir feminist ikon olan Frida’nın çoğu zaman fantastik ve bazen de anlaşılmaz bir sürrealist olduğu ifade edilmektedir. Kendisi de Andre Breton’un Meksika’ya gelip ona benzersiz olduğunu söyleyene kadar bir sürrealist olduğunu bilmediğini söylemiştir. Frida’nın resimlerinde gerçek ve fantezi birbirinden ayrılamaz ve eşit ölçüde birleştirilmiştir. Duygu ve düşünceler objelerle sembolize edilmiştir. Sürrealizm, yakıcıdır ama yalnızca vizyonuna sınırlar koyan TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

HAYATA SANATLA GÜLÜMSE prangaları yok eder. Sonuçta sürrealist imgelerin içinde yaşam savaşı vermekte olduğumuz kuşkusuz. Reklamcılıktan tasarıma, ekonomiden toplum mühendisliğine, sanattan gündelik yaşama her alanda hayatın tüm katmanlarına yayılmışken sürrealizmin kullandığı silahı tersine çevirme görevi 21. Yüzyılda kimlere düşecektir acaba. Kafanızda önceden tasarladığınız bir konu olmadan, yazmakta olduklarınız aklınızda kalmasın ve yazmış olduklarınızı tekrar okuma zaafına kapılmayasınız diye olabildiğince hızlı yazın. İlk cümle kendiliğinden gelecektir. Hakikat o kadar güçlüdür ki her geçen saniye bilinçaltınızın bilmediği işitilmek için çırpınan bir cümle vardır. Bir sonra ki cümlenin ne olacağını tahmin etmek zordur. Bu sizin için önemli olmalı. Büyük ölçüde sürrealist oyunun en ilginç ve merak uyandıran yanı budur. Rüyalarında hikâyeler anlatıp, resimler yaparken hepimiz biraz sürrealistiz bence. Siz ne düşünürsünüz bilemem tabii. Sanatın başka renklerinde görüşmek üzere… Hayata sanatla gülümsemeyi unutmayın… MİNE GÜLEŞKEN ASLAN mine_papatya71@hotmail.com

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

EĞLENCENİN TAM ZAMANI– 117 Tuval üzerine akrilik 80x100 2015 Rifat KORAY Gökan için Güzel Sanatlar: - insanların birbirleriyle en verimli iletişleri kurmasının - her tür estetik birleşmeyi düzenlemesinin - farklı zamanlarda farklı kültürel formlar arasında paralellikler çizmesinin - hayatı gerçekten tadını çıkararak yaşamasının, eğlenmesinin - diğer hemcinsleri ile hayatı paylaşmayı denemesinin en has örgütlenmesidir. Bu çalışmasında ressam KORAY, gerçek dünyadaki her tür eğlenceyi sembolleriyle, alegorileriyle renklendirmek çabasındadır.

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

ŞİZOFRENİST DÜŞLER DUYGUSAL YANSIMALAR

Aklımızın, duygularımızın ve deneyimlerimizin yetersiz kaldığı noktada, dünyayı ve doğayı kavramadaki ruhun ölümsüzlüğü, tanrının varlığı ya da sonsuzluğun var olup olmadığı durumunda tıkanıp kalan beyindeki boşluğu din doldurmuştur. İnsan aklının en önemli özelliği nedensellik yasasıdır. Doğuştan gelen bu özellikle insan nedenleri sorup araştırdıkça kendini geliştirir, doğanın parçası olur. Soru sormayı bırakan bir insan ancak boş bir kafayla sıradan olur ki, boş bir kafa mezara yakışır. Gökyüzünü çok sever, uzun uzun bakar, bulutlardan resimler çizerim. Sonra o resimler bölünürler her bir bulut kümesi ayrı bir anı ve mana saklar. Geçmiş ve gelecek hakkında fotoğraflar taşır. Bir gözüm toprağa bakarken, benliğim kaybolur. Yeryüzü ölümü ölümsüzlüğü simgeler. Yeryüzü yaradılışı, gökyüzü yaradanlığı temsil eder. İnsanlar topraktan aldıkları yaratıcılığı gökyüzüne savurduklarında, sınırlarının ancak beyinlerinin içinde olduğunu fark ederler. Kafamızdaki fay kırıkları iyileşmeden içimizdeki depremler bitmez olur. Yıldız Tilbe’nin bir şarkısında şöyle geçer. Ey gökyüzü benim kadar çıplak mısın? Sudan çıplak,ateşten sıcak tek gerçek Aşk, evet aşkla yaşamak. Aşk yolunda ilerlemek, sorgusuz nedensiz sevmek tek gerçekliktir. Hayvanlar ve bitkiler severken nasıl bir koşul aramıyorsa yüreklerde aynı şekilde aramamalı. İnsan önce kendinden başlayarak koşulsuz sevmeli. Çünkü kötülüğün yok olması için en büyük güç olan sevgiyi koşulsuz kullanmalı ki kötülük kendiliğinden utanıp, aydınlığa koşmalı aşk ile.

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

ŞİZOFRENİST DÜŞLER DUYGUSAL YANSIMALAR

Beden kendine uygun eş ararken ruh fazla beklemez. Kendini ve bağlı olduğu bedene uygun olanı ya da kendini mutlu edecek eşini bulur. Beden daha çok fiziksel özellikler ararken ruh sonsuzlukta sonsuz mutluluğu arar. İnsan kelebek gibi sevmeli sevdiğini. Avuçlarında değil yüreğinde taşımalı. Bilmeli ki sevdiğini avuçlarına aldığında son kez göz kırpacaktır. ESKİCİ CİHANGİR ASLAN

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UMUDA UÇAN KUŞLAR Ayışığının yüzü perdeme vurdukça, Ben hep sevdim uykumdaki aydınlık düşlerimi…. Gecenin dehşet güzelliği oldukça, Ben hep saydım Koynumdaki parlayan yıldızları…. Sevdamın acısı kurşun oldukça, Tek tek saydım bedenime saplanan kurşunları…. Dağların doruğu heybetli durdukça, Ben hep gördüm umuda uçan, renkli özgür kuş kanatlarını…. BAYRAM KÖSE

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

YILDIZLAR VE MASALLAR çocuksu hikayelere kanıyorum çocukken bir gülüp bir ağlar ya insan yıldızlar seçerdik gökyüzünden kargalardan gülmeyi öğreniyorum. en parlak, kıpır kıpır olanından bazen sevdiğimiz olurdu yürürken sonra kayardı yıldızlar tüm sokaklar Bağdat caddesi göğümüzün ışığı oluveriyor uçurtmalar gider yürümeleri de oyun sanıyorum oyunlar susardı ardından sek sek oynanır mı cadde ortasında şimdi hayatı sek yaşıyorum bulutlar çok yakın yeryüzüne bu adada herşey koskocaman bazen ben de onlara minnacık insanlar dökseler ne varsa eteklerinden ‘Liliput’ oluyor dünya içimin incileri çağlayacak acılar battal bilirim hem artık bir yıldız tutmayacağım sevgi ilaç insan olana sevdiklerim orda kalacak galiba büyüyemedim hâlâ en siyah olanından bir imge yollayacağım ‘kötü amcalar’da bitmedi gitti haset olana ne çok masal dinlemiştim en iyisi, en beyazı gerçeği masaldan fırlayanlar gibi kalacak insan olana boşver diyor bir yanım kimi masallar gerçek kimi zaman neyse, sustum sonsuzluğu yok sevmelerin bir de ‘iyi amcalar’ın varsın olsun sevgi hep var olacak... SULTAN KARATAŞ TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

MEHTAPLI GECELER II Bu mehtaplı gecelerde, Fermandarlar dağlarken yürekleri, Beyaz tülbentli analar çığlıklar koparır, Bıyıkları yeni terlemiş delikanlılarsa, Donar buz kesilir, Acımasız çaresizlik karşısında. Ve ömürler... O güzelim ömürler sonlanır... Bu mehtaplı gecelerde, Cezbedici kekeme sevinçler, Doğsa da gözlere, Yine çarmıh renkli acılar baskın gelir... Kahırlar baskın gelir... Ve işkenceler Ve havasız rutubetli koğuşlar... Bu mehtaplı gecelerde, Hasankeyf kalesi, Zeynelbey türbesiyle selamlaşırken, Mardin yoldaşı olur, Tüm kızıl renkli sevdaların... Ve ishak paşa sarayı,

Ahmedê hanêyle diz dize dokunur. Ve coğrafyamın yanık sesi. Ve şehr-i nuh. Ve colemêrg. Ve direniş. Ve asalet... Bu mehtaplı gecelerde, Gökyüzü mavi olsa da, Zulüm peşimizi bırakmak bilmez, Bazen genzimiz yanıyor, Bazen tenimiz, Ama en çokta solumuz kanıyor/ du... Kıl çadırlar tek tek yakılıyordu. Ve o hazin, Ve o bitimsiz göçler, Baş gösteriyordu..! Eyy kahpe felek, Biliyorsun! Biliyorsun! Bu dağlar, bu taşlar tanıktır, Onurlu bir yaşam için, Özgür yarınlar için, Ve var olmak için, Savaşmak gerekiyordu...

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

Bu mehtaplı gecelerde, En çok ölüm bize sahip çıkıyordu. Ve bu mehtaplı gecelerde, Bize en çok ölüm yakışıyordu...

Ve sen... Bir gelsen..! Yağmur kokulu gözlerime bir baksan, Barut kokulu ellerimi bir tutsan, Bu mehtaplı gecelerde, Kırsan zincirlerini özlemin, Nazımın asi dizeleri, Ve şu yoksunluğunun haddini Dolanır dururdu dilimizde. bildirsen... Odun közünde mıra kahvesi Ve sen... köpüklenirdi, Bir gelsen..! Sapsarı tütünden sarılı cigaramızın Ve sen... dumanı, Bir gülsen..! En çok bıyık uçlarımızı sarartırdı. Daha kaşları cımbızlanmamış, Fistanları renkli genç kızlarsa, İKRAM GÜNEŞ Sessizce sakince umuda su taşırdı...

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

ALTINI ÇİZDİKLERİMİZ Düş, geceleri yaşamın kaynağına doğru kaçan ruhun, susuzluğunu giderdiği yerdir... DANİLO KİŞ UD VE YARA İZLERİ

Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da,bir hırstan başka neydi? Burada namuslu insanlar arasında sakin,ölümü Bu arada kaç defa rüyama girdin. bekleyecektim.Hırs,hiddet neme Bazen iyi, bazen fena. Ama ne gerekti? Yapamadım.Koştum olursa olsun, hepsi, içimin senden tütüncüye,kalem kağıt aldım. uzak kalamadığına delalet Oturdum.Ada’nın ediyordu. Hiç merak etmedin mi? tenha yıllarında gezerken canım ORHAN VELİ KANIK sıkılırsa küçük değnekler yontmak YALNIZ SENİ ARIYORUM için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım.Kalemi yonttum. Devrimci inanışları olan Yonttuktan sonra tuttum öptüm. kadınların sert militan Yazmasam deli olacaktım... görünüşlere bürünmelerine karşıyım. Kadın, kadın SAİT FAİK ABASIYANIK olabilmeli, buda kolay değil. SON KUŞLAR Halklara olan sevgisini insan ancak bireylerle olan ilişkilerinde geliştirebilir. Çok sevmeyen çok sevişmeyen birinin insancıl bile olabileceğine inanmıyorum. TEZER ÖZLÜ ESKİ BAHÇE - ESKİ SEVGİ TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

MODERN BİNALARIN SAKLADIĞI TARİH YELKİ

Bir zamanlar ünlü taş ustalarının maharetlerini sergilediği taş evler, yükselen çok katlı yapıların arasında anılarıyla baş başa zamana tanıklık ediyor Yelki’ de. İzmir kent merkezine 25 km uzaklıktaki Yelki, Güzelbahçe’ye bağlı tarihi bir köy. Yekli şimdilerde modern villaları ile emlak piyasasının cazibe merkezi olmuş. Ancak her yerde olduğu gibi bu gelişmeler tarihi dokusunu gözlerden saklamış. Bir zamanlar ünlü taş ustalarının maharetlerini sergilediği taş evler yükselen çok katlı yapıların arasında anılarıyla baş başa inzivaya çekilmiş zamana tanıklık ediyorlar artık. Köyde kalan birkaç yaşlı dışında 650 yıllık olduğu tahmin edilen Yelki’nin yakın tarihi bile unutulmaya yüz tutmuş. Buna rağmen Akçakaya tepesine doğru uzanan ilk yerleşimin sokak aralarında tarihin izlerini görebiliyorsunuz. Güzelbahçe Belediyesi yıllar önce imece usulüyle yapılmış olan muhtarlık binasını ve köy kahvesini yenileyerek sosyal amaçlı merkez haline getirmiş. Köy kadınları bu merkezde el sanatlarını sergilerken, kültürel etkinliklere de katılma fırsatı buluyorlar. Kısacası Yekli’de köy yaşamı ile modern yaşam yan yana varlık bulabiliyor. Parke taş döşeli sokak aralarında, eski taş duvarların önünde radika ayıklayan sohbet eden kadınlar bir yanda, özel kolejlerde okuyan öğrenciler, lüks villalarda oturan şehirliler bir yanda. Eski dokunun başlangıcındaki köy kahvesinde bir çay molası verip dinlendikten sonra mutlaka sokak aralarına girmenizi öneririm. İzmir’in yanı başında sayıları gittikçe azalan taş evlerin duvarlarından sarkan limon, portakal ağaçlarının kokuları arasında dolaşırken sohbet ettiğim köylülerin anlattıklarını kısaca sizlerle paylaşmak istedim. Çünkü Yelki’yi en iyi burada yaşayanlar

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

MODERN BİNALARIN SAKLADIĞI TARİH YELKİ

anlatabilirdi sizlere. O yıllarda burada yel değirmenleri varmış bu yüzden buraya Yelki denilmiş. Eskiden yöre halkı tütüncülük ve hayvancılık yaparmış. Palamut toplar, satarlarmış. Palamuttan yurt dışında oto boyası yapılıyormuş. Bu yüzden değerliymiş. Zeytin ağaçları varmış, buğday, arpa, yulaf ekilip tarımcılık yapılırmış. Devlet bu köye bir radyo vermiş, bir tek makinist Hasan açıp kapatırmış radyoyu. Kimse bilmezmiş elini sürmezmiş. Makinist Hasan’ı beklermiş gelsin radyoyu açsın diye. Bunun içinde insan var o konuşuyor derlermiş. Biraz ürkerlermiş aslında bu yüzden ellemek istemezlermiş. Köyde taş ustaları varmış. Ördükleri taş duvarlara isim yazacak kadar ustaymışlar. Burada evler hep taştan yapılırmış eskiden. Buranın tütünü meşhurmuş. Karşı dağın yamacında üzüm bağları varmış. Rezaki, efes, siyah çeşitleri halen Kavacık taraflarında yetiştiriliyormuş. Düğünlerde gelin bindallı giyer, yüzüne pullarla işlenmiş, kırmızı serpme denilen örtü örtülürmüş. Keşkek, çırakma, düğün çorbası, nohut yemeği, dolma, katmer meşhurmuş bu yörenin yemekleri arasında. 14 Ağustos’ta köyde kimse kalmazmış, sahile pikniğe gidilirmiş. Sahiller o yıllarda bom boşmuş. Güzelbahçe’den Kum Denizi’ne kadar hep insan dolarmış. Bir de 9 Eylül İzmir’in kurtuluş gününde herkes Konak ilçesine gidermiş. Süvarilerin Hükümet Konağı’na bayrağı çekişini gördükten sonra İzmir Fuarı’na gider 9 Eylül etkinliklerine katılır, o zamanın ünlü sanatçılarının şarkılarını dinlerlermiş. Yelki Köyü ziyaretimizin dönüş yolculuğunda İnkaya mağarasına da uğruyoruz. İnkaya mağarası, Güzelbahçe’nin bir mahallesi konumuna indirgenen Yelki Köyü’nün batıdaki düzlüklerini denizden ayıran yaklaşık 310 metre yükseklikteki Kocadağ kütlesinin yamaçlarında yer alıyor. TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

MODERN BİNALARIN SAKLADIĞI TARİH YELKİ

Bu bölgede Ovacık yönünden bölgeye sarkan kızılçam korusunun içine giren toprak yolun çevresinde Kocadağ’ın eteklerine doğru makilik alanlar yoğunluk kazanıyor. Meşe ağaçları, sakız çalıları, Girit ladinleri, dağ çilekleri ve sandal ağaçları bu maki dokusunu oluşturuyorlar. Çalılar arasında İnkaya mağarasının kayaların dibinde yer alan ağzını görüyoruz önce. Girişten yaklaşık 7-8 metre aşağıda yer alan mağaranın ana galerisi yaklaşık 500 metrekareye yakın bir alana sahip. Mağara oluşumları açısından çok zengin olmasa da tavanından oluşumunu tamamlamış sarkıtlar, kenarlarda iki adet sütun ve yine kenarlara yakın bölgelerde dikitler çok etkileyici bence. Binlerce yıllık insanlık tarihinde bölgede barınma olanakları açısından kullanılma olasılığı yüksek olan mağaranın bu durumu arkeolojik sit alanı olarak kayıt altına alındığı 1993 yılından sonraki yüzey araştırmalarında bulunan toprak kaplar ve insan iskeletleriyle de tespit edilmiş durumda. İzmir merkeze yakınlığı ile dikkat çeken, doğal ürünleri, tarihi dokusu, sıcacık insanları, yöresel yemekleri, kadınlarının geçimini sağlamak için yapıp sattığı el sanatları ve eşsiz manzaraları ile sizlere anlatmaya çalıştığım Yelki Köyü’nü umarım sevmişsinizdir. Her zaman olduğu gibi özgürlüğünüzü alın ve eşsiz birikimiyle sizleri bekleyen Yelki Köyü’ne mutlaka gidin diyorum. Sevgiyle kalın, hep seyahatte kalın…

MİNE GÜLEŞKEN ASLAN

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

LEYLA Feryat saçlı bir rüzgar vardı sesinde, kirpiklerinde. Acı mavi ve masum baktın bize günlerce. Kocaman ayıpları vardı bu dünyanın kan kızıl gözleri kirli elleri vardı ecelin belki… Bir yudum süt bir yudum nefes kimse duymadı sesini. Sen rüzgara söyledin belki…. HAVVA AĞRAL

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

“Aşk her halde böyle bişey olsa gerek” HASAN SEÇKİN

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

HÜSEYİN ASLAN

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR

KUTSİYE BOZOKLAR Dedim... Şiir dediler, – emektir dedim. Sevda dediler, – bilmektir dedim. İnsan dediler, – sevmektir dedim. Kavga dediler, – ilmektir dedim. İnanç dediler, – uğruna ulusça ölmektir dedim. Ya tümü dediler, ” doyasıya yaşadım.” diyebilmektir dedim.. KUTSİYE BOZOKLAR 16 Temmuz 2009 Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR

ADNAN YÜCEL Acının Rengi “Ey acılara tat veren güzellik Yüreğimize hoşgeldin Geldin de Çiçekli dallara döndürdün öfkemizi Artık ister dolu yağsın ömrümüze İsterse kar Biz ki bildikten sonra sevmeyi Bütün sabahlar Acı renginde olsa ne çıkar.” ADNAN YÜCEL 24 Temmuz 2002 Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR AZİZ NESİN Acının Duvarı Aşılınca Kendisi çatlamadan Toprağı çatlatamaz tohum. Aşmışım sınırını mutsuzluğun Ayrımsayamıyorum bile,öyle mutsuzum... Acısını artık duyamıyorum, Ki kendim öyle bir acı olmuşum. Nasıl görmezse göz kendini, Kendimi arıyor bulamıyorum... AZİZ NESİN 6 Temmuz 1995 Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR KEMAL SUNAL “Hepsi bu kadar mı kurban? -Evet. -Benimki niye ötekilerden eksik? -Onlar sendikalı. -Ben de Harranlıyam! -Git ulan işine! -Patronda sendikalı herhal, hemşerisini koriy” 3 Temmuz 2000 Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR

TOMRİS UYAR “Günlerin tam içinde yaşayamayınca, olanlara akıl erdiremeyince, bunlarla oyalanıyoruz işte, kahve pişirmek, çay demlemek..” TOMRİS UYAR 4 Temmuz 2003 Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR

LEYLA ERBİL “Yalnızlık, ne cesaret! Bile bile, köksüz, şimdisiz, kimselerle buluşmayı kabul etmeden… İntihardan başka ne kalır avunmak istemeyene?” LEYLA ERBİL 19 Temmuz 2013 Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR

RIFAT ILGAZ “Her işe aklı yatan çocuğum kalktığın zaman tahtaya yüzünün kızarması neden? Ayağında sağlamca bir pabuç sırtında ceket yok diye mi? Ne var bunda sıkılacak utanmak bize düşer çocuğum!” RIFAT ILGAZ 7 Temmuz 1993 Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR

METİN ALTIOK “Donmuş kentlerden geldin, sen bu kavruk yangın yerlerine Ürperen yalnız yüreğini, kızgın gurbete bandın bir zaman Düşündün geceler boyu, peşinden gelen tekinsiz geçmişini Gönlündeki göçük aşkın oduna, için için yandın bir zaman” METİN ALTIOK 9 Temmuz 1993(Sivas/Madımak) Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR MUHLİS AKARSU “Arsız değil idim arsız ettiler Saldılar gurbete yurtsuz ettiler Yardan ayırdılar yarsız ettiler Şimdi gizli gizli kınar el beni Akarsu’yu aşka yatkı yaradan Ömür bir gün gibi geçti aradan İşte geldim gidiyorum dünyadan Kurulmuş bekliyor kuru sal beni..” MUHLİS AKARSU 2 Temmuz 1993 (Sivas/Madımak) Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR ASIM BEZİRCİ “Nitekim, yazar olarak birçok yararı dokundu bana. Örneğin, ölçülü davranmayı, yanlışlıktan korkmayı, belgeye dayanmayı, aklını kullanmayı, duyguculuğa kapılmamayı ve gerçekçi, düzenli, dengeli, tutarlı olmayı muhasebe öğretti bana. Savunduğum ve uygulamaya uğraştığım nesnel, bilimsel eleştiri anlayışımın güçlenmesine yardım etti. Az şey mi bu?” ASIM BEZİRCİ 2 Temmuz 1993 (Sivas/Madımak) Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR HASRET GÜLTEKİN “Güneşe gel sevdiğim Güneşe Gel kurtul Ey akıl veren Tut tutabilirsen Sevdalan sevdalanabilirsen Ve hangi kainatsa o her şeye gücü yeten Tut beni oraya götür Olayım gücü yetmeyen” HASRET GÜLTEKİN 2 Temmuz 1993 (Sivas/Madımak) Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR

NESİMİ ÇİMEN “Gel Ha Gel Hey Nesimi Hakkın Nişanı Sende Var Nazlı Yarim Vay Böyle Çalınmış Kalemim Böyle Yazmışlar Yazımı Ben Haberdar Olmamışam Hey Nazlı Dostum Hey” NESİMİ ÇİMEN

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR

ASAF KOÇAK “Bizim toplumumuzda bireylerin kendilerini sorgulamaları ve dönüştürebilmeleri kaygıları oldukça az. Sorgulamak yeterli değil mesele dönüştürebilmekte. En önemli olanın aynanın karşısına geçtiğimizde kendimize ateş edebilmeyi becermemiz olduğuna inanıyorum.” ASAF KOÇAK 2 Temmuz 1993 (Sivas/Madımak) Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR

BEHÇET SAFA AYSAN “Ayrılıklar bildim acılar yaşadım Okudum Tahir ile Zühreyi Kerem ile Aslıyı ve Ferhat ile Şirini Ağlamadım da Senin öykünün duyunca Dayanamadım Kendini zeytin ağacına asan On iki yaşındaki kuma” BEHÇET SAFA AYSAN 2 Temmuz 1993(Sivas/Madımak) Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR ANTON ÇEHOV

THOMAS MORE

“Çok okurum. Ama kitap seçmesini beceremem. Belki de bana hiç gereği olmayan şeyler okuyorum. Oysa yaşadığım sürece hep bir şeyler öğrenmek arzusuyla dolu içim. Saçlarım ağardı, yaşlı bir adam sayılırım artık. Ama bildiğim ne kadar az şey var, ah!” 15 Temmuz 1904 Anısına saygıyla

“İşçiye gelince, nedir işçinin kaderi? Bugün için verimsiz, kısır bir işin altında ezilmektir ve yarın için beklediği de yoksulluk, dilencilik içinde geçecek bir ihtiyarlıktır. Aldığı gündelik, günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yetmez. Nasıl kazancından bir parçasını bir yana ayırsın da, yaşlı günlerindeki geçimini sağlayabilsin?”

JEAN- JACQUEZ ROUSSEAU

6 Temmuz 1535 Anısına saygıyla

“Yalnızlığı seviyorsam, buna şaşmak mı gerekir? İnsanların yüzünde düşmanlıktan başka bir şey görmüyorum, oysa doğa daima bana gülüyor.” 2Temmuz 1778 Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

UNUTULMAYANLAR FRİDA KAHLO Meksikalı bir ressam olan Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon yirminci yüzyıl popüler kültür ikonu haline gelmiş, resimlerinin yanı sıra inişli çıkışlı özel yaşamı ve politik görüşleri ile tanınır. Sürrealist olarak tanımlansa da kendisi bu tanımı reddetmiştir. “Benim sürrealist olduğumu düşünüyorlar. Fakat hiçbir zaman hayallerimi ya da kabuslarımı resmetmedim. Ben sadece kendi gerçekliğimi resmettim.” FRİDA KAHLO 13 Temmuz 1954 Anısına saygıyla

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

Enis Fosforoğlu’nu kaybettik... 22 Haziran 2019 Tiyatrocu Enis Fosforoğlu, Büyükada’daki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Tiyatro sanatçısı 71 yaşındaki Enis Fosforoğlu, 11 Haziran’da da kalp krizi geçirmişti. Memorial Şişli Hastanesi’nde tedavi altına alınan Fosforoğlu taburcu olmuştu.

ENİS FOSFOROĞLU KİMDİR?

Enis Fosforoğlu, 1948 yılında İstanbul’da doğmuştur. Babası oyuncu Renan Fosforoğlu, annesi Mualla Fırat’dır. Babası Renan Fosforoğlu’nun ilk eşi Muazzez Arçay eski sinema sanatçısı, ondan olan oğlu oyuncu Ferdi Merter ile kardeştir. Enis Fosforoğlu, 1970 – 1976 yılları arasında Devlet Tiyatrosu’nda görev yaptıktan sonra değişik tiyatro toplulukları içinde rol aldı, 1980 yılında kendi adına Kadıköy’de tiyatro kurarak uzun yıllar birçok sanatçının yetişmesine katkıda bulundu. Sinema ve dizi filmlerde de oynayan Enis Fosforoğlu, senaryo yazmakta ve yönetmenlik yapmıştır.

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

AYIN KİTABI DELİKANLI Fyodor Mihayloviç Dostoyevski Kadın düşkünü bir toprak sahibinin gayrimeşru çocuğu olan on dokuz yaşındaki Dolgorukiy’in, St. Petersburg’da bir araya geldiği babası Versilov’la yaşadığı çatışmaların anlatısıdır Delikanlı. Baba ve oğlun duygusal, ideolojik ve ahlaki tartışmaları etrafında şekillenen uyuşmazlıklar, Dolgorukiy’in zıtlıklarla dolu yaşamöyküsünü ortaya koyar. Dostoyevski’nin sondan bir önceki romanı olan Delikanlı, yazarın diğer romanlarındaki felsefi ve politik sorunlardan uzak olmakla birlikte, insanlar arası ilişkilere odaklanarak psikolojik incelemelerde bulunur. “Dostoyevski’nin tüm büyük romanları bir yana, Delikanlı farklı bir yerde durmaktadır. Büyük sorunları ve çelişkileri tartışmaz yazar burada. Basit, gündelik durumları ve yaygın insani tutkuları kullanarak oluşturulan bu roman, incelikli, gerilim dolu ve nefes kesici bir başyapıttır.” -Aleksandr Soljenitsin-

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

OBJEKTİFE YANSIYANLAR

Foto: Bayram Köse Adalar/Faytonlar

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

OBJEKTİFE YANSIYANLAR

Foto: Süheyla Güney Avcı Abant Gölü

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

YENİ YERİMİZDE HİZMETİNİZDEYİZ Yaz okulu ve ders kayıtlarımız devam etmektedir. Yediden yetmişe her yaş grubunu bekliyoruz...

detaylı bilgi için 0530 976 03 03 - 0212 642 02 83 Çamlık Cad. Kaktüs Sok. Can Ap. No: 4A - 4B Bahçelievler İSTANBUL

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

TİYATRO GİTAR KEMAN BAĞLAMA RESİM ŞAN PİYANO

DRAMA BALE DANS SANTRAÇ YAN FLÜT FOTOĞRAF

Çamlık Cad. Kaktüs Sok. Can Ap. No: 4A - 4B Bahçelievler İSTANBUL

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

SABAH YILDIZI SABAHATTİN ALİ Uzun araştırmalar ve iki yıl süren çekim sürecinden sonra 2012 de galası yapılan Sabahattin Ali’nin yaşam hikayesini anlatan “Sabahattin Ali Sabah Yıldızı” belgesel film yedinci yılında ege bölgesinde yolculuğuna devam ediyor. Tüm gösterimlerde yönetmen Metin Avdaç yer alacak film sonrası söyleşide olacak. FİLMİN ÖYKÜSÜ: Edebiyatçı kişiliği ile bilinen Sabahattin Ali yaşam mücadelesi ile bu ülkenin aydınlık geleceğine değer katmış biridir. Buna karşılık yaşarken de, ölümünün ardından da yazdıklarını halkıyla buluşturması hep engellenmiştir. Bugün, eserlerinin tamamı basılmış ve kitapçılarda kolayca bulunuyor olmasına ve çoksayıdaki şiiri bestelenmiş ve tanınan müzisyenler tarafından seslendirilmesine rağmen toplum tarafından yeterince tanınmıyor. Sabahattin Ali cinayeti çözülmüş olsaydı, acaba TBMM resmi kayıtlarında 17.000 faili meçhul cinayet dosyası olurmuydu! Her Cumartesi “Cumartesi Anneleri” Galatasaray Lisesi önünde toplanır mıydı? Sabahattin Ali’nin ölümünün ardındaki gizemi çözmek değilse de olası sebep ve sonuçlarını sorgulamak, sorgulatmaktır...

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

METİN AVDAÇ Yapımcı/Yönetmen YapımYılı: 2012 - Süresi: 117 Dakika GÖSTERİM YERLERİ: 25 Temmuz 2019 - DATÇA / MUĞLA –SAAT: 21:00 YER: AmfiTiyatro-BiletSatış: DamakTadım Cafe Tel: 0 252 712 23 67 23 Temmuz 2019 GÜMÜLDÜR / İZMİR - SAAT: 21:00 YER: AmfiTiyatro-BiletSatış 1 : Mandarin Beach Otel 0 232 793 40 28 - BiletSatış 2 :ZerenKitap 0 507 763 26 27 (GecePazarı saat:20:00 itibaren) 20 Temmuz 2019 SIĞACIK / SEFERİHİSAR - SAAT: 21:00 YER: SığacıkKaleiçi BiletSatış 1 :SeferiKeçeKitap cafe 0 535 016 4774 -BiletSatış 2 : Lotus Konukevi 0 232 743 2003 18 Temmuz 2019 ESKİ FOÇA / İZMİR - SAAT: 21:00 -YER: Beş KapılarKalesi BiletSatış: GökkuşağıKırtasiye&Oyuncak Tel: 0 555 810 55 07 17 Temmuz 2019 KARABURUN/ İZMİR –SAAT:21:00 YER: HayalbazOtel -BiletSatış: HayalbazOtel Tel: 0 232 731 2693

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

REKLAM

KİTAP MI YAZIYORSUNUZ? DOSYANIZI YOLLAYIN KİTABINIZI BASKIYA HAZIRLAYALIM. GRAFİK TASARIM VE REKLAM HİZMETLERİ 0555 494 43 03 0539 436 72 71 grafiktasarimm.reklam@gmail.com ınstagram : tasarim.grafik

TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER

REKLAM GRAFİK TASARIM VE REKLAM HİZMETLERİ *KARTVİZİT , *LOGO , *BROŞÜR , *AFİŞ , *POSTER , *BRANDA *FATURA , *İRSALİYE , *ADİSYON , *SİPARİŞ FİŞİ *KATALOG , *AMERİKAN SERVİS *TAKVİM , *DUVAR SAATİ , *DAVETİYE *ANTETLİ KAĞIT , *STİCKER(ETİKET) , *PLAKET *KUPA BARDAK , *MAGNET , *ZARF *CEPLİ DOSYA , *BLOKNOT , *BİLET *KİTAP , *DERGİ , *BÜLTEN , *GAZETE *E-DERGİ , *E-KİTAP , *E-BÜLTEN , *KİTAP DAMGASI , *MÜHÜR , *KAŞE *ÖĞRETMEN KAŞESİ *ÖDEV , *YILLIK , *İMSAKİYE *DOĞUM GÜNÜ KONSEPTİ *TSHİRT , *PROMOSYON ÜRÜNLERİ *ÖZEL GÜNLER İÇİN ÖZEL TASARIMLAR *KİŞİYE ÖZEL TASARIM YAPILIR ONLİNE TASARIM YAPILIR !!! BİR TELEFON KADAR YAKINIZ... DİJİTAL BASKI OFSET BASKI FOLYO BASKI HIZLI HİZMET !!! Detaylı bilgi için bize ulaşın Ünsal Aktaş Gsm: 0555 494 43 03 #WhatsApp Gsm: 0539 436 72 71 e-mail: unsal62aktas@gmail.com grafiktasarimm.reklam@gmail.com ınstagram : @tasarim.grafik TEMMUZ 2019 SOLDAN ESİNTİLER