$4.99 x
Yıl-1 Sayı 5 Mart-Nisan 2014 www.sultanmagazine.com
Türk Birliği Nasıl Sağlanabilir, Neler Yapabiliriz? Türkler Neden Bir Araya Gelemiyor? Toplum Liderleriyle Görüştük H-1B Vize Başvurusu Yapmanın Tam Zamanı “Av. Ayhan Ögmen”
Moda İlkbahar Yaz Renkleri “Tuba Edman” Sağlık “Sırt Ağrıları ve Sebepleri”
New York Türk Etkinlikleri Çat Kapı: Francela THY New York Bölge Müdürü Ihsan Baytan la Harika Bir Sohbet
*Kanserle Dans Ailesi Büyüyor *Oskar Yolunda Koşan Kızımız “Sinem Saniye” *Tiyatro Türkleri Bir Araya Getirme Aracı “Ibrahim Yazıcı” *Osmanlı’nın Irlanda Yardımı “İbrahim Kurtuluş” ©Sultan- Mart-Nisan 1
Krediniz mi Yok? Sorun Değil Bizi Hemen Arayın
2. El Araçlarda Fabrikadan 100.000 Mile Kadar Garantili En Son Teknoloji ile Donatılmış Çevre Dostu Estetik Honda’lar Teknoloji Harikası 2014 Modellerimizi Görmeden Araba Almaya Karar Vermeyin Mutlaka Gelip Deneme Sürüşü Yapın.
Showroom Saatleri Pazartesi- Cuma 9.00 AM to 9.00 PM Cumartesi 8.30 Am-7.30 PM Pazar Kapalı Kadir Karagöz Satıs Danışmanı 201-518-2021 Email:kkaragoz@paramushonda.co
State Higway 120 Rt. 4 west Paramus, NJ 07652 Main: 201-368-0180 888-735-6480 Fax: 201-843-3796 www.dchparamushonda.com
George Washington Bridge den 10 dakika Garden State Mall’un Yan Tarafında
©2 Sultan- Mart-Nisan
Umair Khan 646-696-0502 ukhan@dchparamushonda.com Ladi Shehu 917-698-9837 lshehu@dchparamushonda.com Manny M 201-518-2031 mmuheid@dchparamushonda.com
Kadir Karagoz Satis Danismani 201-518-2021
Tel:201-368-0190/5 Hat Servis Saatleri Pazartesi- Cuma 7.00 AM- 9.00 PM Cumartesi 8.00 AM - 4.00 PM Pazar Kapal覺
Darwish Mustafa 201-518-2008 dmustafa@dchparamushonda.com Mike Swalha 201-518-2068 mswaha@dchparamushonda.com Moe Dalia 201-518-0156 mdalia@dchparamushonda.com
Shadi Saaden Internet sales manager 201-518-2066 ssaadeh@dchusa.com Hamad Deep Sales and Leasing Consultant 201-518-2004 hdeeb@dchparamushonda.com 穢Sultan- Mart-Nisan 3
İçindekiler Mart-Nisan - 2014 06
Etkinlikler
12
New York’un En Başarılı Restaurantcısından Yepyeni Bir Konsept
14 16 19
Türk Hava Yolları “İhsan Baytan”
Ayın Röportajı “Türk Birliğini Nasıl Oluşturabiliriz Toplum Liderlerinden Ortak Öneriler”
20
Kanserle Dans Ailesi Büyüyor
22
Kültür ve Sanat Sinem Saniye ve İbrahim Yazıcıyla Harika bir Sohbet
24
Av. Ayhan Öğmen H-1B Vizesi Av. Timur Akpınar Yerel Kanular
24
Tarihten Bir Sayfa “İbrahim Kurtuluş”
30
Sağlık “Sırt Ağrıları ve Sebepleri”
28
Moda İlkbahar Yaz Renkleri “Tuba Edman”
32
Kavşak Noktasındaki Şehir Kocaeli “Fatma Marmara”
©4 Sultan- Mart-Nisan
sultanmagazine.com Publisher Nevin Bakır Editörden Editörler Dilek Eski Bezirkan Seyfi Alp Fatma Marmara Moda Tuba Edman Röportajlar Nevin Bakır Fatma Marmara Yazarlar Av. Ayhan Öğmen Timur Akpınar Fatma Marmara Lütfiye Şendağ Çocuk Sayfaları Bon Bon Kids Fotoğraflar Sultan Magazine Fatma Marmara
Tasarım / Baskı Begonia Marketing & Advertising Inc. İletişim Advertise@sultanmagazine.com Editor@sultanmagazine.com Abone@sultanmagazine.com 631-942-8853
Türk Birliği Hayalinin Gerçekleşme Umudu
S
on zamanlarda Türk dünyasından oldukça üzüntü verici haberler alıyoruz. Bir yandan Uygur Türkleri, bir yandan Ahıska Türkleri derken son olarak Kırım Türkleri’ ne yönelik haksız baskı ve şiddet, Türk dünyası için ne yapabiliriz üzerinde de bir kez daha düşünmemize neden oldu. Biz de toplum liderleriyle konuyu masaya yatırıp etraflıca görüşelim istedik. Hep dile getirdiğimiz gibi sorunun çözümünün “Türk Birliği’ ile mümkün olduğu sonucuna varıldı. Bu hayalin gerçekleşmesi ise hepiminizin ortak umudu. Derginiz SULTAN MAGAZİNE’in bu sayısında umutları kapağımıza taşıdık. Dergimizin bu sayısında yine THY New York Genel Müdürü Sayın İhsan Baytan ile THY’nin gökyüzü yolculuğuna birlikte çıktık. Sayfalarımız da bir damladan başlayıp adeta okyanusa dönüşen “Kanserle Dans” hareketi ve bu hareketin başarılı isimleri ile konuştuk. Yaptığı müzik çalışmaları ile ödülden ödüle koşan Türk kızı Sinem Saniye de siz okuyuculara müzikteki hedeflerini anlattı. Bu sayımızda sosyal sorumluluk anlayışımızdan yola çıkarak katkıda bulunduğumuz bazı projelere de yer verdik. Bunlardan birisi Sunguam Elementry School’da Türkiye’nin tanıtımının yapıldığı etkinliğe katıldık. Sponsor olduğumuz ve büyük beğeni toplayan Reşat Nuri Güntekin’in ölümsüz eseri Çalıkuşu’nu sahneye koyan Turkish American Art Society of New York Başkanı İbrahim Yazıcı ile bundan sonraki çalışmaları da sayfalarımız da yerini aldı. Birbirinden başarılı mekânlara imza atan Sayın Orhan Yeğen ’in yeni mekânı Francela da, “Cat Kapı” bölümümüz de yer aldı. Birbirinden önemli haberlerin de yer aldığı bu sayımız da ayrıca her sayıda olduğu gibi bir şehrimizin tanıtımı, sağlık ve güzellik köşeleri de okuyucularımız için özenle hazırlandı. Bu sayımızdan itibaren Moda köşemiz ile okuyucularımız son trendleri izleme imkânı bulacak. Siz bu satırları okurken biz yeni sayımız için kolları sıvadık bile. Amacımız keyifle okuyabileceğiniz bir dergi hazırlamak. Yeni sayıda buluşmak dileğiyle. Sevgiyle kalın.
Nevin Bakır/İmtiyaz Sahibi Publisher
Begonia Marketing & Advertising Inc. 1717 North Ocean Ave. Suite C Medford, NY 11763 631 942 8853 www.begoniamarketing.com Yayınlanan yazılarda yazarlarımız sorumludur.
©Sultan- Mart-Nisan 5
Duyuru
Değerli vatandaşlarımız,
Y
urtdışında yaşayan vatandaşlarımızın, ülkemizde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri, milletvekili genel seçimleri ve halkoylamalarında bulundukları ülkelerde açılacak sandıklarda oy kullanabilmelerine ilişkin hazırlıklar sürmektedir. Yurtdışındaki vatandaşlarımız ilk kez Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanabileceklerdir. Yurtdışındaki seçmen vatandaşlarımızın oy kullanabilmeleri için “Yurtdışı Seçmen Kütüğü”ne kayıtlı olmaları zorunludur. Vatandaşlarımızın, Yurtdışı Seçmen Kütüğü’ne kayıtlı olup olmadıklarını, Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı’nın internet sitesinden (https://www.ysk.gov.tr/ysk/ YurtDisiSecmenSorgu.html) kontrol etmeleri önerilmektedir. Yurtdışı Seçmen Kütüğü’nde kayıtlı olmadığını tespit eden vatandaşlarımızın, oy kullanabilmeleri için aşağıdaki yöntemlerden biriyle adres beyanında bulunmaları gerekmektedir.
Vatandaşlarımız; a) Başkonsolosluğumuza şahsen müracaat ederek ekte sunulan “Adres Beyan Formu”nu doldurmak suretiyle; veya, b) Ekteki adres beyan formunu eksiksiz doldurduktan sonra, nüfus cüzdanlarının önlü-arkalı fotokopisiyle birlikte posta yoluyla Başkonsolosluğumuza göndermek suretiyle; veya, c) Ekteki adres beyan formunu eksiksiz doldurduktan sonra, nüfus cüzdanlarının önlü-arkalı fotokopisiyle birlikte posta yoluyla İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne ya da nüfus kayıtlarının bulunduğu Nüfus Müdürlüğüne göndermek suretiyle adres beyanında bulunabilirler. Saygıyla duyurulur. T.C. New York Başkonsolosluğu Adres: Turkish Consulate General 825 Third Avenue, 28th Floor New York, NY 10022
Türk Evinde Nevruz Kutlamaları Gerçekleştirildi...
N
ewruz Kutlamaları sebebiyle New York’ta bulunan TÜRKSOY Sanat Topluluğu onuruna Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Halit Çevik’in ev sahipliğinde Türkevinde bir resepsiyon verildi.Geceye Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Halit Çevik, Türksoy Sanat Topluluğu ve beraberindeki 20 kişilik sanatçı topluluğu , New York Başkonsolosu Levent Bilgen, Türkiye BM Daimi Temsilci Yardımcısı Levent Eler,Muavin Konsolos Serhat Akkoç,Başkonkonsolos Yardımcısı Ayten Eler ve Konsolos Erhan Kolbaşi NY Başkonsolosluğunu temsilen bulundular.BM KKTC Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Dana ,Uluslararası Türk Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, BM nezdindeki Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan Büyükelçileri,bazı dernek temsilcilerimiz ve birçok misafir katıldı. ©6 Sultan- Mart-Nisan
BM Nezdindeki Türkiye Cumhuriyetleri’nin Büyükelçilerine, Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Halit Çevik’e ve T.C New York Başkonsolosu Levent Bilgen’e Şükran nişanesi olarak TÜRKSOY 20.Yıl Madalyası takdim edildi.Katılan sanatçılara da birer plaket verildi.
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği Başkanı( KAGİDER) Dr. Gülden Türktan ve ekibi Amerika Türk Kadınlar Birliğinin (ATKB) konuğu olarak New York Türk evinde hanımlarla buluştu.
B
irleşmiş Milletlerin 58. Kadının Statüsü Komisyonu toplantısına katılmak için Amerika’da bulunan Türkiye Kadın Girişimciler Derneği Başkanı( KAGİDER) Dr. Gülden Türktan ve ekibi Amerika Türk Kadınlar Birliğinin (ATKB) konuğu olarak New York Türk evinde hanımlarla buluştu. Panele, KAGIDER Derneği Başkanı Dr. Gülden Türktan;KAGİDER Proje Yöneticisi Doğa Tamer, New York Başkonsolos Yardımcısı Ayten Eler,Atatürk Okulu Öğretmenleri , ATKB Yönetim Kurulu üyeleri ve New York ve çevresinde yaşayan hanımlarımızda katıldı. Panelde kadının önemine değinen ve projelerinden bahseden Sayın Dr.Türktan ayrıca Derneklerinin kısa özgeçmişine değindi.
Reşat Nuri Güntekin’in Ölümsüz Eseri Olan ÇALIKUŞU Ayakta Alkışlandı
R
eşat Nuri Güntekin’in ölümsüz eseri olan ÇALIKUŞU ayakta alkış-
landı.
Yönetmenliğini İbrahim Yazıcının yaptığı bu gösteriye ilgi büyüktü. Aylardır süren oyunun ve oyuncuların performansı müthişti… Ülkemizden kilometrelerce uzakta bize tarih kokusunu hissettiren ekip Amerika genelinde turnelere çıkmaya hazırlanıyor. Türk Tiyatrosunun yaşatılması adına bu tür oyunların tekrarlanması gerekmektedir.
©Sultan- Mart-Nisan 7
Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası TACCI 2014-2016 İdari Ekibini Seçti
T
ürk Amerikan Sanayi ve Ticaret Odasının TACCI Genel Kurul Toplantısı ve takibinde Galası THE NEW YORK ATHLETIC CLUB ta Tacci Üyelerinin katılımı ile gerçekleşti Yeni dönem yönetim ve disiplin kurulu üyelerinin seçimi üyelerin oylaması ile gerçekleştirildi Akşam düzenlenen Gala gecesine katılım yüksekti Geceye Tacci üyeleri New York Baş Konsolosu Levent Bilgen, Av. Ayhan Öğmen, TADF Eski Başkanı Ali Çınar da katıldılar. Katılımcılar yeni ve eski üyelerle tanışma fırsatı buldu. Görevi sona eren TACCI Başkanı Celal Seçilmiş Beye şimdiye kadar yapmış olduğu çalışmalardan dolayı teşekkür eder yeni seçilecek başkana ve ekibine görevinde başarılar dileriz
L
Mutluluklar Dileriz
ong Island “ın tanınmış simalarından AHMET ve NURCAN CAYAN çiftinin kızları KÜBRA CAYAN ile MUHAMMER KANDEMIR’in oğlu ZEKİ KANDEMİR ile Villa Lombardi’de düzenlenen görkemli düğünle dünyaevine girdiler. 1200 civarı misafirin katıldığı gecede davetliler gönlünce eğlendiler.
Gecenin geç saatlerine kadar devam eden düğünde genç anne ve babanın yüzlerinde heyecan ve mutluluk biraradaydı.Bu mutlu günlerinde kendilerini yalnız bırakmayan sevenlerine teşekkür ettiler. SULTAN MAGAZİNE ailesi olarak çiftimize ömür boyu mutluluklar diliyoruz..
©8 Sultan- Mart-Nisan
www.ogmenlaw.com Göçmenlik İşlemleri Şirket Davaları Boşanma Kazalar
Bütün Hukuki İşlemlerinizde Herzaman Yanınızdayız
AYHAN ÖĞMEN Avukat Etkili Güvenilir
61 Broadway Suite 3000 New York, NY 10006
Phone: +1-212-245-7070 Fax:+1-877-513-8339 info@ogmenlaw.com ©Sultan- Mart-Nisan 9
Sunguam Elementry School’da Türkiye Tanıtıldı
L
ong Island’daki Sunguam Elementry School’un her yıl geleneksel olarak düzenlenen “Multicultural Day” etkiliğinde bu kez Türkiye tanıtıldı. Derginiz SULTAN MAGAZİNE’N’IN de katıldığı, okulun tek Türk velisi olan Ender Özbarut ve Long Island’da yaşayan gönüllü annelerin yardımıyla düzenlenen tanıtım etkiliği büyük ilgi gördü. İlçe Eğitim Müdürü Kelley Fallon, Okul Müdüresi Karen Little ile çok sayıda öğretmen ve öğrencinin katıldği etkinlik ile ilgili olarak Ender Özbarut, ülkenin tanıtımı adına okullarında böyle bir frsat bulduğu için çok mutlu olduğunu belirterek, gönüllü Türk annelerine katkılarından dolayı teşekkür etti ve bu sayede Türkiye’nin öne çıkan özelliklerinin tanıtıldığını ifade etti. Özbarut, “Uzun ve yorucu bir gün olmasına rağmen herkes çok mutluydu. Belki de en güzel stand Türkiye’nin tanıtıldığı stand olmuştu. Şark köşesi, çini dekorasyonu, pasaport bölümü, bayanlarımızın otantik tarih kokan kıyafetleri, ebru gösterisi katılımcılarda güzel bi anı bıraktı” dedi. Sultan Magazin olarak öğretmenlerle yaptığımız konuşmalarda öğretmenlerin Türkiye ile ilgili fazla bilgi sahibi olmadıklarını gözlemledik. Aynı zaman da öğrenciler de bilgi sahibi değillerdi. Bu çok üzücü. Ülkemizin tanıtımı adına daha çok şeyler yapılması gerekiyiğine inanıyoruz.
TANITIMA KATKIDA BULUNMANIN MUTLULUĞU
S
ultan Magazine olarak böyle bir organizayonun içinde olmak bizi ziyadesiyle mutlu etti. En azından o gün katılan çocuklarımız ve öğretmenleri, Türkiye’nin yerini öğrenip biraz da olsa Türkiye hakkında bilgi sahibi oldular. Hafızalarında güzel bi anı kaldı. En çok etkilendikleri ise ebru gösterisi oldu. Renklerin sudaki dansını bir sihir olarak yorumladılar ve hayranlıkla izlediler. Orda yaşanan duyguları sayfalarca yazsak anlatamayız. Eminim aynı duyguları öğrencilerimizde yaşadılar ve akşam eve gittiklerinde ailelerine bu güzel günü anlatma imkanı buldular. Ülkemizin en iyi şekilde tanıtilmasi gelecekte bu çocukların üzerinde güzel bir etki bırakacaktır. Toplumsallaşma adına bu tür etkinliklerin çoğalması önemli. Kültür ise ülkelere göre farklılıklar gösteriyor. İnsanlar kültürünü öncelikle aileden, komşularından, akrabalardan, arkadaşlardan ve okuldan öğrenir. Bu öğrenime uyum sağlamanın sonucunda ise sosyalleşme oluşur. İnsanlar giyimden, yaşayış tarzına kadar bir çok konuda kültüründen etkilenir ve onu hayatında uygulamaya başlar. Bu süreç zor ve uzun süreçtir. Dileriz ki Ender Özbarut gibi annemiz ve annelerimiz, kızımız gibi çocuklarımız çoğalır ve böyle güzelikler her zaman yaşanır. Gün boyu Türkiye standımızı ziyaret eden öğrencilerimize nazar boncuklu kitap ayıraçları, kız ve erkek çocukları için nazar boncuklu bileklikler, farklı renklerde fesler ve birbirinden güzel ebrularımız hediye edildi. Katılımcıların yüzünde tatlı bir gülümsemeyle ordan ayrıldık. Ülkemizden kilometrelerce uzakta Türkiyemiz adına daha nice güzel etkinliklerde buluşmak üzere. Bu güzelliğe vesile olan Sayın Ender Özbarut’a ve gönüllü annelerimize sonsuz teşekkür ederiz.
©10 Sultan- Mart-Nisan
Avukat Emrah Artukmac Eski Savcı Yardımcısı
3239 Route 112 Medford, NY 11763 631-880-7030 emrah@ealawoffice.com
©Sultan- Mart-Nisan 11
Çat Kapı
“
Bu sayımızda Amerika’nın en çok restaurant açmış ve devretmiş bir işadamını, yepyeni bir konseptle Manhattan’ın ortasına açtığı yeni işyerini ziyaret ettik. Amerika’da Türk işyerlerinin giderek çoğalması hepimizin haklı gururu
New York’un En Başarılı İşletmecısınden Yepyeni Bir Konsept
1
984 ten bu yana devam eden bir başarı. Yaptığı iş hiç kolay olmasa da sanki sıradan bir çalışma yapıyormuş gibi gayet rahat başarabilen bir isim ORHAN YEGEN 1977 yılında geldiği Amerika da adını ve kendine has tarzını günümüze taşımıştır. 1984 New Jersey ve 1991 New York ta restaurant açan başarılı bir şekilde işletip devreden biri olarak yaptığımız röportaj da bugünlere gelmesinin hiç kolay olmadığını belirtmişti. Uzun saatler fedakârca çalışan Orhan Bey yaptığı işin hakkını fazlasıyla veriyor. 2004 yılından beri Şipşak la restaurantcılık hayatına devam etmektedir. 22 yılı aşkın bir başarı süreci Orhan Beyi durdurmaya yetmemiş ve halkımıza farklı bir hizmet vermeyi düşünmüş. Yıllar öncesi kolay bulamadığımız Türk lezzetlerini ve ürünlerini Manhattan merkeze taşımaya karar vermiş. New York ta yaşayan halkımız Türk Market alışverişi yapabilmek için Brooklyn ve New Jersey e gitmek zorunda kalıyorlardı.
©12 Sultan- Mart-Nisan
ARADIKLARINIZI FRANCELA DA BULUN !!! Yıllardır restaurantcılık deneyimi olan ORHAN YEGEN hazır yemekleri paketleyerek zamanla yarışan halkımıza büyük kolaylık sağlamak istemektedir. Bunların yansıra New Jersey e gitmeye gerek kalmadan buraya gelen misafirler Türk marketinde aradıkları herşeyi burada bulabileceklerdir. Kahvaltılık, hakiki zeytinyağı, baharatlar, kuru bakliyat ve mutfağınız için gerekli ürünler. Buraya gelip hem yemeğinizi yiyebilir hem de evinize giderken ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz… MÜTHİŞ ENERJI Bende Orhan beyin yeni yerini ziyaret etmek istedim. Kendisinin başarılarını ve renkli kişiliğini bildiğimiz için bu yeni mekândaki atmosfer çok sürpriz olmadı. Yine çok başarılıydı. Her zaman ki misafirperverliği ile bana karışık soğuk meze tabağı hazırladı. Kolay kolay dışarıda yemek yemeyen biri olarak bana ikram edilen lezzetleri gönül rahatlığı ile yedim. İster Şipşak ister Francela ya gittiğiniz de bademli pudingi denemenizi özellikle tavsiye ederim. Tam kıvamında… Tadı damağınızda kalacak hafif bir tatlı. Sultan Magazine ailesi olarak Orhan Beyi tebrik ediyor daha birlikte daha nice başarılar diliyoruz…
Cumberland Professional Campus Kiralık ve Satılık Profesyonel Ofisler Tercihe Göre İç Dizayn Yapılır
1000 sq tan 100.000 sq Kadar Satılır veya Kiralanır 70.000 sq Yaptık ve Kiraladık Profesyonel Ofislerde Bulunan kiracılarımız 100.000 sq daha Yerimiz Mevcut ***Plastik ve Kozmetik Muracat:aydinrealty@hotmail.com ***OBCYN Tel:856-691-3957 Fax: 1856-358-2001 ***Nova Care www.cpcampus.com ***Kardiyolojist ***MRI Imaging Direction: Route 55 South exit 29 ***Neurology South Jersey Hastanesi Yanı ***Community Bases Out Patient Clinic ***Welfargo Security
Professionel Commercial Plaza
Kiralik veya Satılık Dükkanlar 1500 SQ dan 50.000 sq Kadar Her İşe Uygun Liquor License Available Muracat: aydinrealty@hotmail.com Tel:856-691-3957 Route 55 South Exıt 39 Route 40& Porchtown Route
Kiralik veya Satılık 10.000 sq Liquor Store
Sebahattın (Sam) Aydın ©Sultan- Mart-Nisan 13
Röportaj THY, DÜNYANIN EN ÇOK ÜLKESİNE UÇAN ŞİRKET
“
THY’nin bugün geldiği nokta itibarıyla dünya havacılık literatüründe çok önemli ve özel bir konuma geldiğini, bu gerçeğin gerek THY ve gerekse Türkiye açısından büyük bir gurur kaynağı olduğunu söyleyen THY New York Genel Müdürü İhsan Baytan dergimiz Sultan’ın sorularını yanıtladı”
Ö
ncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz? 1965 İstanbul doğumluyum. Evliyim, 12 ve 6 yaşlarında iki kızım var. 2005 yılının Temmuz ayından beri New York Müdürü olarak görev yapmaktayım. New York Müdürlüğüne tayin olmadan önce Atatürk Havaalanında Yer İşletmeden sorumlu Daire Başkan Yardımcılığı görevini ifa ediyordum. Amerika’ya ilk olarak 1989 yılında talebe olarak geldim. Önce dil kursuna gittim ve sonrasında MBA yaptım. Okul sonrası iş hayatım da oldu ve sonrasında 1995 yılında Türkiye’ye döndüm. Aradan yaklaşık 10 yıl geçtikten sonra bu kez New York Müdürü olarak Amerika’ya dönmek kısmet oldu. THY’nin başarılı gidişatını ilgiyle izliyoruz. Fakat bir dünya markası haline gelen THY ile ilgili neler söylemek istersiniz? Dünya markası deyiminiz çok doğru. 105 ülkede 246 noktaya uçan THY bugün dünyanın en çok ülkesine uçan havayolu şirketi ünvanını elinde bulundurmaktadır. Taşınan yolcu sayısına da baktığınızda; 2004 yılında 10,5 milyon olan toplam yolcu sayısı 2013 yılında 48,5 milyon yükselmiştir. 2014 yılında ise tüm dünyada taşınan yolcu sayısının yaklaşık 60 milyona ulaşacağını tahmin etmekteyiz. Öte yandan, 2004 yılında 73 uçaktan oluşan filomuzda bugün 241 uçak mevcuttur. Bakınız, THY Avrupa’da bütün sınıflarda 4 yıldızlı hizmet kalitesine sahip tek havayolu şirketidir ve sunmuş olduğu hizmet kalitesinden dolayı da sürekli ödüle layık görülmektedir. Nitekim 2011 – 2012 ve 2013 yıllarında yani 3 yıl üst üste Avrupa’nın en iyi havayolu şirketi seçilmiştir. Elbette, tüm bunlar bir Türk olarak hepimizi gururlandıran başarılardır fakat bu başarı hikâyesi tesadüfi değildir. Başarının
©14 Sultan- Mart-Nisan
kök nedenlerine baktığınızda birçok etkeni bir arada görebilirsiniz. Son yıllarda ülkemizin parlayan yıldızı, sunduğu istikrar ortamı ve artan gelişmişlik düzeyinin başarımızdaki payı çok açık ve nettir. Öte yandan, ülkemizdeki bu olumlu gelişmelere paralel olarak, THY yönetimi almış olduğu cesur ve yerinde stratejik kararlarla şirketimizin önünü açmış ve dünya havacılığının gerilediği dönemlerde şirketi ileriye götürebilmiştir. Bu arada, güzel ülkemizin coğrafi konumunun ülkemize ve şirketimize sağladığı avantajlar da unutulmamalıdır. Tüm dünya hava trafiğinin yaklaşık % 66’sı İstanbul üzerinden geçmektedir. Ayrıca, İstanbul üzerinden 3 saatlik bir uçuş ile 41 ülkeye, 4 saatlik bir uçuş ile 53 ülkeye, 5 saatlik bir uçuş ile tam 66 ülkeye ulaşılabilmektedir ki, bu müthiş bir avantajdır. Tarihteki önemli şahsiyetlerden Fransız devlet adamı Napoleon Bonaparte’in İstanbul için “eğer dünya tek bir devlet olsaydı başkenti İstanbul olurdu” şeklinde bir sözü var biliyorsunuz. Bu, bence çok manidar ve yerinde bir tespittir. Şu anki uçuş hizmetleriniz ile ilgili bilgi verir misiniz? Mevcut durum itibarıyla Amerika kıtasında New York, Chicago, Los Angeles, Washington DC ve Houston’a düzenli sefer düzenlemekteyiz. Boston hattını ise 12 Mayıs 2014’de hizmete açıyoruz. ABD pazarı her havayolu şirketi için çok önemlidir çünkü uçulan diğer noktaları besleme özelliği vardır. Bu durum bizim için de aynıdır. Genelde tüm Amerika kıtası özelde ise ABD pazarı bizim çok önemsediğimiz, üzerinde kısa, orta ve uzun vadeli planlar yaptığımız bir pazardır. Bu çerçevede, ABD’de uçulan nokta sayısını çok yakın bir gelecekte 10’a çıkarmayı hedefliyoruz. New York Müdürlüğü olarak su an Amerika’nın kuzey doğusunda bulunan 9
eyaletten sorumluyuz. Fakat çok yakında Boston Müdürlüğünün tam manasıyla devreye girmesinden sonra sorumluluk alanımız biraz daralacak. Operasyonel konulara gelince, yaz sezonuna geçtiğimiz şu günlerde New York İstanbul arasında karşılıklı 3 sefer yapmaktayız. Günde 3 sefer uygulaması Ekim ayı sonuna kadar devam edecek ve kış sezo-
Müşteri portföyünüz nedir? Biliyorsunuz birkaç yıl öncesine kadar New York ile İstanbul arasında sadece bir uçuş yapılmaktaydı. O dönemlerde yolcuların neredeyse yüzde 70’e yakın bir kısmı Türk yolculardan oluşmaktaydı. Tabii ki, o zamanın şartları çok başkaydı ve THY o zamanlarda bölgesel hizmet veren bir şirket idi. Şimdi, durum çok farklı. Yılın yaklaşık yarısında günde 2 sefer, diğer yarısında ise günde 3 sefer icra etmekteyiz. 241 uçaktan oluşan filosuyla 105 ülkede 246 meydana uçan dünya çapında bir şirketten bahsediyoruz. Şimdilerde uçaklarımıza bindiğinizde ilk gözünüze çarpan yolcular arasındaki çeşitliliktir. Aşağı yukarı her ülkenin vatandaşına rastlamanız mümkündür. Bunun nedeni, Amerika’nın değişik yerlerinden topladığımız yolcuları İstanbul üzerinden dünyanın birçok farklı ülkesine, dünyanın çok farklı ülkelerinden topladığımız yolcuları da İstanbul üzerinden Amerika’nın farklı noktalarına taşımamızdır.
nuna girilmesiyle birlikte günlük sefer sayısı 2’ye düşecektir. Havayolu şirketleri arasında fiyatlar açısından zaman zaman çok büyük farklar olduğunu duyuyoruz. İnsanlar bu farktan dolayı farklı havayolu şirketlerini tercih ediyorlar. Bu konuda değerlendirmeniz nedir? Fiyatlar belirlenirken tabii ki piyasanın gerçekleri ve rekabet şartları sürekli olarak göz önünde bulundurulmaktadır. Fakat belirleyici unsurlardan biri de arz / talep dengesidir. Biz ürünümüze ve yolcumuza sunulan hizmetin kalitesine son derece güveniyoruz. Yolcularımızın THY’ye olan ilgisinden ve talebinden de son derece memnunuz. Havayolu seyahatindeki beklentiler son yıllarda bir hayli artmıştır. Bizler yolcularımızın beklentilerini en üst derecede karşılamak için yoğun bir çaba sarf ediyoruz ve inanıyorum ki, THY olarak
bu noktada rakiplerimizden ayrılıyoruz. Uçaklarımız yeni ve modern. Amerika’ya uçan uçakların ortalama yaşı sadece 1,5 yıl. Koltukların rahatlık seviyesi, uçak içi eğlence sistemleri, ödüllere doymayan ikram (yiyecek/içecek) konsepti ve tabii ki Türk misafirperverliğiyle bezenmiş servis kalitesi. Anketlerden çıkan sonuç ve gözlemlerimiz yolcularımızın ödemiş oldukları bedelin karşılığını aldıklarına işaret etmektedir ki bu bizleri çok mutlu ediyor. Fakat takdir edileceği üzere, sunulan tüm bu özelliklerin maliyet anlamında birer karşılığı vardır ve bu maliyetler fiyat belirlenirken ister istemez göz önünde bulundurulmaktadır. Ancak, her şeye rağmen fiyatlarımızın genelde oldukça rekabetçi olduğunu söylemeliyim. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Bizler, Türkiye’mizin bayrağını dünyanın her köşesinde gururla taşıyan milli bir ha-
vayolu şirketiyiz. Uçtuğumuz her ülke ile Türkiye arasında bir köprü kuruyoruz ve bu köprü sayesinde de ülkeler ve insanlar arasında kimi zaman ticari, kimi zaman turistik ve kimi zaman gurbet / sıla ilişkilerinde aktif olarak rol oynamaktayız. Bu anlamda, ülkemiz için önemli bir misyonu da yerine getiriyor olmanın gururunu taşıyoruz ve bundan dolayı da çok mutluyuz. Son olarak şunu söyleyebilirim ki; Türk Hava Yolları, kısa zamanda büyük bir yol kat etmiş ve bölgesel bir havayolu şirketinden dünya çapında bir marka haline dönüşmüştür. Ortada bir başarı varsa bu başarı hepimizindir. THY’mizin bu günlere gelmesinde yurtiçi ve yurtdışında yaşayan insanlarımızın katkısı asla unutulmaz, her birine ayrı ayrı teşekkürlerimizi sunuyoruz.
ing klyn v r Se Broo w No c in ore k Ko
1650 Sheepshead Bay Rd. Brooklyn, NY 11235 myhouseburgers.com (718) 93-40-400 ©Sultan- Mart-Nisan 15
Türk Birliği TÜRK BİRLİĞİ HAYALİ
“
Türk topluluklarının tarihten günümüze kadar karşılaştığı sürgün, baskı ve zulümlere karşı Türk Birliği’nin kurulmasının gerekli olduğu vurgulanıyor. Özellikle bu baskılara karşı güçlü bir kamuoyu yaratılmasının da şart olduğu belirtiliyor. Tarihte birçok Türk topluluğu sürgüne maruz kaldı. Kafkaslar, Karaçaylar, Balkarlar, Kırımlar, Ahiska Türkleri, Balkan Türkleri yaşadıkları topraklardan zorla koparıldılar. Sadece birkaç saat içerisinde yaşadıkları yerleri terketmek zorunda bırakıldılar. Zor koşullarda yapılan sürgün yolculuklarında çoğu hayatlarını kaybettiler. İşte bu topluluklar bugün bile yüreklerinde sürgün acısını hala taşıyorlar. Geçmişte sürgün acıları yaşandı ve günümüzde ise başka acılar yaşatılıyor. Bunlardan bazıları var ki yitirilen yüzlerce Türk’ün acısını yürekler taşıyamıyor artık. 1992 yılında yaşanan Hocalı Katliamı, Doğu Turkistan’da Uygur Türkleri’ne yapılan zulüm, geçtiğimiz şubat ayında da Kırım Türkleri’nin yaşadığı acılar… Tüm bu acılar karşısında toplum liderlerinin ortak düşüncesi “Türk Birliği” nin şart olduğu yönünde. Birliğin sağlanması halinde yapılan baskı, zulüm ve asimilasyonlara karşı olunabileceğini belirten liderlerin bir diğer görüşü de yapılan haksızlıkların dünya kamuoyuna anlatılmasının önemli olduğunu vurguluyorlar. İşte bu liderlerin özetle görüşleri şöyle.
KEŞKE BİRARAYA GELEBİLSEK Kırım Tatarları’nın Lideri Mustafa Cemiloğlu:
T
ürk dünyası deyince çeşitli Türk ülkeleri var. Özbekistan’ın bakışı farklı, Kazakistan’ın bakışı farklı. Rusya’nın içinde de çeşitli Türkler var. Bütün Türki ülkelerinin kendilerine göre problemleri var. Keşke bağımsız olan Türk ülkeleri bir araya gelseler ve ortak bazı kararlar alabilseler ama dediğimiz gibi hepsinin kendine göre farklı hesapları, farklı sorunları var. Birlikteliğimizi sağlayabilmiş olsak kimse bizlerle uğraşma cesaretini gösteremez.
BİRLİK İÇİN UMUTLUYUM Kırım Türkleri Amerikan Birliği Başkanı Naci Tozer:
K
Kırım’da şu anda yaşananların en önemli nedeni Rusya’nın sıcak sulara açılmak istemesi. Kırım dünyanın en büyük gemilerinin rahatlıkla gelebileceği limana sahip. Tarih boyunca da bu özelliği nedeni ile sürekli bir baskı altında olmuştur. 1944 yılında kıyım yapılmıştır. Bu tarihte 500 bin Kırım Tatarı hayvan vagonlarına bindirilip 15 dakika içinde hazırlanmaları söylendi. 200 bini o yolculukta öldü. Bu tür olaylarda etkilenenler daha çok yaşlılar ve çocuklar oluyor.. Kırım üzerinde büyük oyunlar oynanıyor. Özellikle coğrafi olarak büyük öneme sahip bir olmasından dolayı Kırım üzerinde büyük oyunlar oynanıyor. Birlik olmak şart. Ancak birliğin sağlanması için birbirimize hoşgörülü olmalıyız. Birlik için de umutlarım var.
Herkes Kendine Sormalı New York Giresunlular Derneği Başkanı Savas Şahin: Bir araya neden gelemiyoruz? sorusunu birçoğumuz birbirimize veya kendimize yıllardır sorarız. Cevaplar buluruz ama bir türlü de sonuca varamayız. Aslında herkes kendine şu soruyu sorması gerekir. Türk toplumunun yani bizlerin bir araya gelmesi için ben ne yaptım? hangi fedakârlığı yaptım? hangi kişisel çıkarlarımdan vazgeçtim? Ortak sorunlarımız nelerdir? yani çocuklarımızın eğitimi, ekonomik fırsatlar, birlikte hareket etmenin cesaret vermesi gibi bazı faktörleri birlik ve beraberliğimizi güçlendirme adına nasıl kullanabiliriz? Bunlar üzerinde çalışırsak birlik olabiliriz.
©16 Sultan- Mart-Nisan
Türk Birliği DÜNYA KAMUOYUNA SESİMİZİ DUYURALIM Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir:
U
ygur Türkleri, Kırım Türkleri ve Ahiska Türkleri günümüzde benzer baskı ve zulümle karşı-karşıya bulunmaktadırlar. Elbette, bu halkların uzun yıllardan beri çektiği azap ve uğradıkları insanlık dışı baskıların, tarihi nedenleri vardır. Bence Uygur Türkleri, Kırım Türkleri ve Ahiska Türleri’nin üzerindeki baskıların bugün dahi devam etmesi, bundan da öte bu baskıların günden güne şiddetlenmesinin önemli nedenlerinden biri, uluslararası komuoyunun bu halkların üzerindeki baskılar hakkında bilgi sahibi olmaması. En önemlisi Türk kardeşlerimizin , soydaşlarına karşı uygulanmakta olan zulüm ve baskının şiddeti, bu baskıların asıl amacının ne olduğunu yeterince idrak edememesidir. Bu durumu düzeltmek, yeni kardeşlerimizin üzerindeki baskıları azaltmak, onların bu vahim durumdan kurtulmalarına yardımcı olabilmek için işe kendimizden başlamalıyız. Bu kardeşlerimizin karşı-karşıya bulunduğu durumun bir insanlık faciası olduğunu, bunlar üzerinde uygulanmakta olan baskının şiddeti ve mahiyetini önce Türkler’e, ondan sonra da uluslararası komuoyuna anlatmamız ve onları bilgilendirmemiz lazım. Eğer Türk halkının Uygur, Kırım ve Ahiska Türkleri’nin meselesinin , gerçekte tüm Türkler’in meselesi olduğu konusunda ikna edebilirsek ve bu konuda Türk komuoyunun desteğini arkamıza alabilirsek, meselenin çözümü yolunda büyük bir adım atmış oluruz.
AB BENZERİ TÜRK BİRLİĞİ KURULMALI Ahiska Türk Amerikan Toplum Merkezi Başkanı İslam Shakhbandarov:
H
em biz hem de Kırımlılar, savunmasız bir toplumduk. Çünkü arkamızda güçlü bir devlet yoktu. Türkiye güçlendikçe bizler de artık böyle bir sorun yaşamayacağız. Adı Türk olduğu için bu sorunlar yaşanıyor. Türkler’e karşı bir antipati var. Osmanlı döneminden gelen bir antipati bu. Osmanlı Devleti dağıldıktan sonra yani güçlü devlet ortadan kalktıktan sonra o bölgelerdeki Türkler’e yönelik sistematik bir baskı başladı. Kendini savunacak durumda değildiler. Türkler’i hedef göstererek o bölgelerdeki topluma Türkler’i düşman gösterdiler. Güçlü bir Türk dünyasını kurmak lazım. Şu andaki gerçeklere göre bu zor görünsede Türk dünyasının birleşmesi halinde bu tür baskıların önüne geçilir. Hem ekonomik, hem askeri hem de jeopolitik olarak Avrupa Birliği gibi bir birlik olmalıyız. Böyle bir birliğin kurulması, bu olayların meydana gelmesine engel olur. Maalesef önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde böyle bir birlik mümkün görünmüyor.
TÜM MÜSLÜMANLAR TEPKİ GÖSTERMELİ Azerbaijanı American’s Women’s Association of New York (AAWANY) Başkanı Mina Azeri:
B
ence tüm dünyada müslümanlara karşı bir tepki var. Kırım Tatarları, Ahıskalılar, Uygurlar, Azeriler buna dahil. Bu halklar uzun zamanlardan beri Hristiyanların arasında yaşamak zorunda kalmış ve onların tepkisine maruz kalmışlar. Çin’de Uygurlar’ın durumu daha zor. Son zamanlar Doğu Türkistan’da meydana gelen olaylar, suçsuz insanların, özellikle çocukların öldürülmesi, camilerde dua eden müslümanlara hücum ederek onları kana bulamaları Çin hükümetinin yanlış siyasetinden kaynaklanıyor. Çin’de baş gösteren olaylar müslümanlara karşı yönelmiş bir vahşilik. Ne yapmamız lazım? Tüm müslüman ülkeleri, tüm organizasyonlar ayağa kalkmalı ve bu haksızlığa son koymak için elinden geleni yapmalıdır. Biz kendimiz bu mübarizeye kalkmasak, hiç kimse bize yardımcı olmak için can atmayacak. Gücümüz birlikdedir!
Azerbaijan Society of America (AŞA) Başkanı Tomris Azeri: Türk dünyasına yönelik olduğunu düşünmüyorum, bütün müslümanlara baskı var diye düşünüyorum.
©Sultan- Mart-Nisan 17
Türk Birliği TÜRK DÜNYASI İÇİN BİLİNÇLENDİRME ŞART Ali Çınar Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlardan Sorumlu Danışma Kurulu Üyesi:
“
Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlardan Sorumlu Danışma Kurulu Üyesi Ali Çınar, baskı ya da soykırım ile karşı karşıya kalan bazı Türk toplulukları için öncelikle bilinçlendirmenin şart olduğunu belirterek, devletin de soydaşlara yönelik daha güçlü çalışmalar yapması gerektiğıi ifade etti.
Y
urtdışında Yaşayan Vatandaşlardan Sorumlu Danışma Kurulu Üyesi Ali Çınar, dünyada sayıları, 6.5 milyonu bulan Türkler’in özellikle son yıllarda baskı ya da soykırımla karşı karşıya kalan bazı Türk toplulukları için bilinçlendirme ve eğitimin şart olduğunu söyledi. Son yıllarda başta Kırım Türkleri olmak üzere Uygur Türkleri, Ahiskalılar, Batı Trakya Türkleri’ne yönelik baskı ya da soykırım yapıldığını anlatan Ali Çınar, “Ayrıca devletimizin soydaşlarımıza yönelik daha güçlü çalışmalar yapmasının çok önemli olduğuna inanıyorum” dedi. Çınar, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Kıbrıs’ta bir soykırım yapılmak istendiğini açıkça ispatlamıştır. Zaten bu nedenle de Türk Askerimiz adaya gelerek, Türk izinin silinmemesi için gerekli adımı atmıştır. O nedenle şu anda bile Kıbrıs Türkleri’ne yapılan izolasyon ve baskının olduğunu söylemek yanlış olmaz. “TÜRK AZINLIĞI BİTİRİLMEK İSTENİYOR” - Bu baskı ya da soykırımın neden ya da nedenleri nedir?
- Son yıllarda ne tür Türk soykırım ya da baskı uygulanmaktadır?
Aslında Birleşmiş Milletler’in öncelikle bu konudaki tanımına bakalım: 1948’de Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde (SSECS) hukuksal bir tanımı " “ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir: grubun üyelerinin öldürülmesi; grubun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi; grubun yaşam koşullarının bunun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kastı olarak bozulması; grup içinde doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması; [ve] çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi"
Çin’de Uygur Türklerimiz, Batı Trakya'daki soydaşlarımız, Rusya’da Ahiska Türklerimizi ve son Ukrayna’da yaşanan olaylar ve öncesinde Kırım Türklerimiz örnek gösterebiliriz. Aslında her ne kadar biz Kıbrıs konusunu yani yavru vatanı ihmal etsekte 1970 döneminde Kıbrısta yaşanan olaylar
Burada bizi ilgilendiren ise etnik ve dinsel grubun bütününün bölünmesi ve yıkılmasıdır. Mesala Batı Trakya’yı örnek verelim. Batı Trakya’da Yunanistan Türk varlığını inkar etsede dünya burdaki varlığımızı biliyor. Yunanistan şiddete başvuramadığı için soydaşlarımızın özgürlük hakları ve
- Dünyadaki Türk nüfusu ve dağılımına ilişkin bilgi verir misiniz? Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının verdiği resmi bilgilere göre Yurtdışında yaşayan vatandaş sayımız 6.5 milyona gelmiştir. Bu nüfusun yaklaşık 5 milyonu Avrupada, yarım milyon civarı Amerika kıtası olmak üzere dağılım göstermektedir.
©18 Sultan- Mart-Nisan
dini imkanlarını kısıtlıyor Geçen sene Yunanistan 3536/2007 sayı ve tarihli yasa ile din görevlilerinin atanmasını engellemişti. Uygur’da yaşananlar daha acı .Çin’in resmen Türk kimliğini silmek için yapmadığı kalmadı. Aynı şekilde baskı altında yaşayan Ahiska Türklerimiz ABDye mülteci olarak gelmiş ve geride kalanların ABDye gelmesi için ciddi bir uğraş verilmektedir. Sözün özü kendi topraklarında ülkelerindeki aşırı milliyetçilerin desteği ile Türk azınlığının bitirilmesi ve haklarının kısıtlanarak bezdirme politikası yapan ülkeler mevcuttur. Osmanlı tarihimize bakınca aslında farklı din ve dilleri içeren toplulukların yaşadığı ve hangi üst düzeyde görev aldıklarını görseler, bugün Türklere karşı yapılan baskı ve zulümden bu ülkelerin utanmaları gerekir. DEVLETTEN BEKLENTİ - Tüm bu gelişmeler konusunda izlenmesi gereken adımlar nedir? Bence ilk yapılması gereken bilinçlendirme ve eğitim. Türkiyede kaç vatandaşımız veya yurtdışında yaşayan bizlerin kaçı Kırım Türkünün,Ahiskalı kardeşimin, Uygurlu Anaların acısını derdini bilir veya anlatır. Kendimizi eğitmemiz lazım. Uluslarası alanda global kampanyalarla bilinçlendirici çalışmalar yapmak ve uluslarası medyaya kendimizi anlatmamız lazım. Biz kendimizi anlatamazsak, başkası asla anlatamaz. Ayrıca devletimizin soydaşlarımıza yönelik daha güçlü çalışmalar yapmasının çok önemli olduğuna inanıyorum.
Türk Birliği BÜYÜK MİTİNGLERLE SESİMİZİ DUYURALIM
DÜNYAYA
Ercan Yerdelenli “Azerbaycan Association of New York Başkanı”
Azerbaycan Association of New York Başkanı Ercan Yerdelenli, Türk dünyasına yönelik baskı ve katliamlara karşı TADF ile geniş katılımlı mitingler düzenleyerek dünya kamuoyuna sesimizi duyurmamız gerektiğini söyledi.
A
zerbaycan Association of New York Başkanı Ercan Yerdelenli, son olarak Kırım Türkleri’nin son dönemde yaşadıklarına dikkat çekerek, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu ile birlikte (TADF) en az 500-600 kişinin katılacağı miting düzenleyerek dünya kamuyuna sesimizi duyurmamız gerektiğini söyledi. Azerbaycanlılar’ın Amerika genelinde çoğunukla Washington DC, New York, Connecticut, California ve Pennsilvania gibi eyaletlerde yaşadığı bilgisini veren Yerdelenli, “Ancak buradalarda ki soydaşlarımız genelde Güney Azerbeycanlı İran vatandaşı sayılıyor. Yani Amerikan Göçmenlik Bürosunda İranlı olarak görünüyor. Dolayısıyla Azerbaycanlılar’ın sayısının 600 ila 1 milyon olarak tahmin ediliyor” dedi. HER YIL 10-15 AKTİVİTE Cemiyet olarak Amerika’nın en aktif cemiyetlerinden biri olduğunu savunan Yerdelenli, “Zira her sene 10-15 tane aktivitemiz oluyor” diye konuştu. Bu aktivitelerle de ilgili olarak bilgi veren Yerdelenli, şunları söyledi:
KAFKAS GÖÇÜNDEN GELMİŞ
“20 Ocak Kanlı Ocak Günü Anma Töreni yapıyoruz. İlk defa bu yıl Azerbeycan’dan getirdiğimiz Cevathan Halk timinin gösterisi vardı. Türk medyasına bildirdiğimiz halde maalesef üzülerek söylüyorum çok fazla yer bulmadı. Çünkü Cevathan, şu an Kırımı işgal eden Rusya’nın ilk defa Kafkasya’da hakimiyeti ele geçirdiği bir savaştı ve buna direnen Cevat Han dı. Cevat Han o direnişi kaybetttikten sonra maalesef Kafkasya Ruslar’ın eline geçti. Ondan sonra Şeyh Şamil bu direnişi gösterdi. Ayrıca her sene Nevruz Bayramını organize ediyoruz. HOCALI MİTİNGİ İÇİN DESTEK İSTEĞİ TADF”den her yıl yaptıkları Hocalı Katliamı için düzenlenen protesto gösterileri için destek istediklerini kaydeden Yerdelenli, şöyle devam etti: Federasyon sadece başkan düzeyinde katılıyor. Ama buna rağmen biz her yıl Ermeni Yalanlarına Son Mitingi’ne en az 50 60 kişiyle katılıyoruz. Ayrıca en fazla destek veren cemiyetlerden biriyiz. Mesela geçenlerde Kırım protestosu oldu. Federasyon burda en az 500 kişi toplayabilirdi ama maalesef bir çok kişinin şahsen benim bile böyle bir protestodan haberim yoktu. Son anda haberim oldu. Biraz sahaya inmemiz lazım. Mesala bütün cemiyetler bir balo olduğu zaman, eğlence olduğu zaman’ yüzlerce insanı toplayabiliyorlar, ama bu tür çalışmalarda maaalesef çok fazla insanı bir
araya getiremiyoruz. Bu hepimizin kanayan yarası. Dün Hocalı işgal edildi bugün Kırım. Allah muhafaza yarın başka birşey olabilir. Bizim her zaman birbirimize destek olmamız gerekir.” “GEREKLİ DESTEĞİ GÖRMÜYORUZ”
R
usya’nın 2. Dünya Savaşı’nda tarihin en büyük soykırımını yaptığını ve Ahiskalı Türkler gibi Kırım Türkleri’nin de sürgüne gönderildiğini anlatan Ercan Yerdelenli, “Milyonlarca insanı ya katlettiler ya da sürgün yaptılar. Çok kötü şartlarda yaşadılar. Ukrayna o dönem Türkler’e sahip çıktı. Rusya’nın bu tavrına Türk toplumu olarak hep beraber karşı çıkmamız gerekiyor” dedi. Federasyondan tüm bunların dünya kamuoyuna duyurulması için destek isteyen Yerdelenli şunları söyledi: “Büyük katılımlı bir protesto yapılıp dünya kamu oyuna bildirilmesi gerekiyor. Şunu özellilkle vurgulamak istiyorum. Bizler Azerbaycan cemiyetleri olarak Anadolu Türkleri’nin yaptığı bütün aktivitelere katılmaya çalışıyoruz. Destek vermeye çalışıyoruz. Ama bizim aktivitelerimize gerek medya olarak gerekse dernekler olarak maalesef katılım çok az. Bu, bizi çok üzüyor. Dün Hocalı Dağlık Karabağ işgal edildi, bugün Kırım. Yarın ne olacak bu belli değil. Bizler böyle günlerde hep beraber olmalıyız, birlik olmalıyız. Özellikle bu Kırım ile ilgili olayda federasyon olarak büyük bir miting düzenleyip en az 500- 600 kişinin katılımıyla dünya kamuoyuna duyurmamız gerekiyor. “
K
ars doğumlu olup Azerbaycan’dan göçmüş bir ailenin çocuğu olduğunu ifade eden Ercan Yerdelenli, 30 yıldır Amerika’da yaşadığını söyledi. Yeredelenli, “Tahsilimi Almanya’da yaptım. 7 yıl orda okudum. 1. Dünya Savaşı’ndaki Kafkas göçünden gelmiş bir aileyiz. Halen Azerbayjan Association of New York Başkanlığını yapıyorum. Kaya Boztepe döneminde Azerbeycan derneklerinden sorumlu başkan yardımcısıydım” dedi.
©Sultan- Mart-Nisan 19
Sağlık
“
“KANSERLE DANS” AİLESİ BÜYÜYOR
Kanser hastalarına bilgi ve destek vermek amacıyla Esra Ürkmez Bayraklı ve Ebru Tontas’ın Nisan 2012’de “Kanserle Dans” adli blog bugün 33 bin kişilik dev bir aileye dönüştü. İkisi de kanser gerçeğiyle yakınlarının bu hastalığa yakalanmalarıyla tanışmış. Esra Ürkmez Bayraklı ve Ebru Tontas, bu iki ismi de buluşturan ortak nokta babalarının kanser olması nedeniyle verdikleri mücadele. Her iki kanserle mücadele gönülllüsü, babaları için verdikleri mücadele ile başlayan yolculukları bugün Amerika’dan Türkiye’ye uzanan, kalabalık ve oldukça fazla ses getiren bir dernek ile devam ediyor. Projeleri o kadar çok ilgi gördü ki, bugün 33 bin takipçiye uzanan kocaman bir aile oldular. New York’ta katılımı geniş ve oldukça başarılı “Kanserle Dans Kokteyli’ne evsahipliği yapan Bayraklı ve Tontas, dergimiz SULTAN’a yolculuklarının hikayesini ve gelecek projelerini anlattılar:
-Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? - EUB: Amerika’ya master için gelip sonra burada kalanlardanım. Hayatım ev, iş ve çocuklar derken birden babamın Pankreas Kanseri ile sarsıldı. Çok sürmedi sarsılmamız, bir kaç ay içinde babamı kaybettik.. ET: 12 yıldır Kaliforniya’dayım, anayasa mahkemesinde teknik proje müdürlüğü asıl işim. Aynı zamanda bir de gönül işim var: kanserle dans. 33 BİN KİSİYE ULAŞTIK -New York`ta çok geniş katılımlı KANSERLE DANS KOKTEYLi düzenlediniz..Bize biraz bu projenizden bahsedermisiniz? Nasıl oluştu? - EUB: Babamın hastalığı süresinde iki kere Türkiye’ye gittim, ilk gidişimde radyoterapi ile ilgili ona Türkçe bilgi ararken bir anda kanserle ilgili internette Türkçe bilgi kirliliği ile karşılaştım. Babama İngilizce sitelerden tercüme yapıp göndermeye başladım, ilaçları, tedavisi, yemesi ile ilgili. aynı zamanlarda Notre Dame de Sion’dan hiç de samimi olmadığım sınıf arkadaşım Ebru Tontas beni Facebook’daki yazdıklarımdan takip edip sürekli destek oldu. Gelin görün ki, babamın vefatından bir ay sonra onun da babasına kanser teşhisi kondu. Aynı yollardan geçtik, o da babasına bir sürü tercüme göndermiş. Ben teklif ettiğimde ortaya çıktı. Sonra dedik hadi blog başlatalım, ben facebook sayfası olsun dedim. Nisan 2012’de hem blog hem facebook sayfası olarak başladık. Blog’da 200 takipçiyi kutladık. Facebook’da ise şu anda 33 bin kişiyi aştık. Küçük şeylerle mutlu oluyoruz, bir banka hesabını açtırdığımda bile havalarda uçtuğumu hatırlıyorum. “Kanserle Dans hem New York, hem İstanbul’da dernek, ama biz kendimize Kanserle Dans Ailesi olarak adlandırıyoruz. Düşenin elinden bir değil, yüzlerce kişi tutuyor. Sadece psikolojik destek değil, aynı zamanda ücretsiz terapi, dans, nefes dersleri veriyoruz. Nisan ayında başlayacak Yaşam Koçluğu toplantılarımız var. Yazın il il meme kanseri ve kolon kanseri erken teşhis için üzerinde çalıştığımız bir projemiz var. Youtube linklerimiz, Türkiye’nin
dört bir köşesine ücretsiz dağıttığımız kitapçıklarımız, birbirini hastanede ziyaret eden Kanserle Dans Gönüllülerimiz var.. ET: Haftada bir yazı yazalım ile blog olarak başladık, çok kişiye ulaşıp güzel geri dönüşümler aldıkça alanımız genişledi, dernek olduk. Biraz da iki kültürden olmanın avantajı, burda Amerik’da başarı ile yapılan programları Türkiyeye kendi kültürümüze uyarlama imkanı ve arkamızda bizi destekleyen gönüllü ordusu ile ben şaşıyorum nerelere geldiğimize. Ama daha yeni başladık, yapacak çok işimiz ve projelerimiz var.
-Halkımzın kansere yaklaşımı nasıl? Gerekli bilince sahipler mi? Nasıl bilinçlendirilebilir? - EUB: Sanırım her geçen gün kanserin de çoğalması ile bu yaklaşım değişmeye başladı. Bunda sosyal medyanın da etkisi çok büyük. Birçok aile ferdinden duyduk, ah siz keşke 5 sene önce olsaydınız tedavim olurken, o zaman ne kadar bilinçsizmişiz, nereye gideceğimizi bilmiyorduk diye. Doktorlarımıza soru sormamız lazım, sanırım bu da zamanla değişecek. ET: Bazı şeyler değişiyor eskiden hastadan saklanmalı görüşü daha yaygınken şimdi iletişim daha açık. Bilinçlendirme yeterli mi değil tabii, ama bu hepimizin sahip çıkması gereken bir konu, sivil Toplum kuruluşları, bireyler, kurumlar, hep birlikte bu bilinçlenmenin parçası ve harcı olmalıyız. -Sizin projeniz sadece Türkiye`de mi yoksa başka ülkeler içinde böyle bir çalışma var mı? Yoksa başka ülkelerde de benzer çalşımalar düşünüyor musunuz? - EUB: Var, Amerika’da dernekler ile yapacağımz ortak çalışmalar var. İlki bu yılın ikinci yarısında başlıyoruz. Azerbaycan planımızda ama henüz proje şekilleniyor. “BİR HALKADAN OKYANUS OLDUK” - Bunların dışında SULTAN Dergisi okuyucuları için paylaşmak istediğiniz şeyler var mı? - EUB: Size çok teşekkür ediyoruz, sizler gibi duyarlı kişi ve kurumlar sayesinde daha çok kişiye ulaşıyoruz. Desteğiniz bizim için çok anlamlı. New Yok bağış gecemiz çok güzel bir örnek oldu. Herkes aynı amaç altında bir oldu ve bizim heyecanımızı duydu. Bir halkadan okyanus olduk.
GELECEKTEKİ PROJELER - Önümüzdeki yıllara ilişkin planlarınız nedir? - EUB: Şöyle özetleyeyim ilkleri yapmaya ve uygulamaya devam edeceğiz. Şu an Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde sunumunu yapacağımız ilk çalışmamız 13 bin kişinin doldurduğu terminal dönemde hasta ve ailesinin sağlık çalışanlarından beklentileri ve yaşadıklarını özetleyen çalışmamızı son hale getirip uluslararası dergilere sunacağız. Benzeri çalışmalar için ekibimiz kolları sıvamış durumda. Ama takdir edersiniz bu ölçekte çalışmaların dizaynı zaman alıyor. Bu kulvarda yakın zamanda ismimizi daha sık göreceksiniz. Tabii paralelinde hem ülke içinde hem Türkiye dışında katılacağımız kongre, organizasyon ve verimli ortaklıklar var.Pilot çalışma olarak başladığımız grup terapi ve dans terapi genişletip başka illere götüreceğiz. 2014’te birkaç ilde şube açmak da var gündemimizde. Hasta yakınlarının eğitimi radarımızda olan konulardan biri. Ayrıca çok güzel kamu spotu projeleri var yapım aşamasında olan. Kısaca, bir saniye ara vermeden son hız yola devam.
©20 Sultan- Mart-Nisan
ŠSultan- Mart-Nisan 21
Kültür-Sanat
“
Yeni albümü için Los Angeles’da stüdyo çalışmalarını yürüten ve yaptığı bestelerle biribirinden önemli ödüllerin sahibi olan Türk kızı Sinem Saniye, film müziği yapmak ve bu alanda verilen Oscar’a sahip olmak istediğini söyledi. Çok küçük yaşlarda başladığı müzik çalışmalarına bugün tüm hızıyla sürdüren Sinem Saniye, başta John Lennon adına verilen ödül olmak üzere çok sayıda ödülün de sahibi oldu. Bir taraftan Los Angales’ta yeni albümü için stüdyoya çalışmalarını sürdüren Saniye, Sultan Dergisi’nin sorularını yanıtladı”
K
ısaca kendinizden bahseder misiniz? Almanyada doğan ve New York şehirinde yetişen müzisyenim. Tüm tahsilimi ABD’de aldım. Ailemi görmek için her yaz Türkiye’ye gittim. Şimdi hala NY’da yaşıyorum ama müzik için bir sürü yerdeyim, şu an Los Angeles. Nerde olursam olayım, Türkiye hep kalbimde! 5 YASINDA BESTE YAPTIM - Müziğe nasıl ve ne zaman başladınız? 5 yaşımdan beri beste yazıyorum. O zaman başladım diyebilirsiniz. Tabi o dönem bestelerim berbattı. Profesyonel olarak 2008 senesinde başladım. Aynı zamanda ilk albümümün çıktığı yıllara rastlar. Küçüklüğümden beri müzik beni etkiledi. Üniversite de müzik eğitimi aldım, opera okudum ve söyledim, Tonmeister, ve jaz gitar da çalıştım.
©22 Sultan- Mart-Nisan
Yeni albüm çalışmalarını sürdüren Türk kızı Sinem Saniye, ileride film müziği yapıp bu alanda verilen Oscar’ı kazanmayı hedefliyor.
SİNEM SANİYE, FİLM MÜZİĞİ YAPIP OSCAR ALMAYI HEDEFLİYOR - Bugüne kadar yaptığınız müzik çalışmaları ile ilgili bilgi verir misiniz? “When I Don’t Sleep..” adli albüm çıkardım, ilk albümüm, ABD’de. süper prodüktör Henri Scars Struck ile bir sene çalıştım. Bu dünyaca başarılı bir prodüktör. Kendisi Madonna ve No Doubt remix şarkısında Grammy ödülü kazandı. Bütün zamanını bana ayırdı, ve şarkılarımı çok daha iyi yaptı. Ona çok minnetarım. Kendisi de çok mütevazı. Ondan bahsetmek istiyorum çünkü çoğu zaman arka planda olanlar unutuluyor ve sadece sanatçı tanınıyor. Ama bir albüm bestelemek, kayıtlamak, piyasaya çıkarmak tüm bir ekibin emeği onun arkadaşında ve onları da bahsetmek benim için her zaman önemli. Henri Scars Struck ile çalışan son sanatçılardan biriydim, çünkü şimdi daha çok film müziği, moda defileler için müzik yapıyor, dünyayı geziyor. En son Fransız büyükelçi için konser verdi. Onunla çalışırken, ilk beste ödülümü kazandım. Uluslararası John Lennon Beşte Yarışması’nda, Dünya bölümünde 1. olmuştum. Ondan sonra da bir sürü beste için ödüller topladım, Billboard World Music Award gibi ödüller bunlar arasında yer alıyor. En anlamlı ilk ödülüm oldu. Çünkü John Lennon efsane bestecinin ismi var tabi. Onun eşi, Yoko Onu kendisi başlattı bu beste yarışmasını. Bu ödülü kazanmak beni çok duygulandırdı. ‘ TÜRKİYE’DEN BÜYÜK DESTEK GÖRDÜM - Aldığınız ödüllere ilişkin bilgi verir misiniz? John Lennon ödülü ilk kazandığımda, ünlü jüri seçmişti. Sonra 2 bölümünde, halk seçiyordu tekrar, bu seferde ‘Lennon Ödülü’ denen ödül oylarla kazanılıyordu, ve Türkiye’den büyük destek gördüm. Türk basınıda arkamdaydı, neticede Lennon Ödülü de aldım. Bunun için bana destek veren herkeze tekrar çok teşekkür ediyorum. Benden önce bu ödülü bir sene önce kazanan yetenekli gitarist Yener Korkut idi. O da bana çok ilham verdi. Maalesef onu geçen sene kaybettik. Mekanı cennet olsun.
- Müzikte kendinize kimleri örnek alıyorsunuz? Bir çok kişi müziğimi Norah Jones, Lilly Allen, Lenka, İngrid Michaelson gibi sanatçılara benzetiyor şimdi. Ben ise, her türlü müziği severim ve dinlerim. Rap dahil. Dinlediğim ve sevdiğim müzik her zaman, hatta çoğu zaman, kendi müziğime benzemiyor. Dinleyici ve bir müzik hayranı olarak ayırdedebiliyorum. “HAYALLERİMİ YAŞIYORUM” - Birlikte çalışmak istediğiniz müzisyen ya da müzisyenler kimler? Valla, şu an hayellerimi yaşıyorum diyebilirim! Süper yetenekli ve başarılı prodüktör ve besteci Mikal Blue ile çalışıyorum, Los Angeles’de. Sony için onunla beraber besteler yazıyorum, Büyük plak şirketlerle çalışan genç sanatçılar için beşte yazıyorum. Geçen gün Grammy ödüllü sanatçı Jason Mraz geldi stüdyoya beste yazmak için. Genç bir sanatçı var, Alex G, harika sesi var ve You Tube videoları sayesinde milyonlarca hayranı var. Şimdi o da burada çalışıyor. Etrafta yetenkli insanlar var ve sürekli bu insanlarla çalışıyorum, kendimi geliştiriyorum. Kendimi çok şanslı hissediyorum. - Müzik alanındaki bundan sonraki hedef ve projeleriniz nedir? Benim hedeflerim her zaman kendimi geliştirmek, ve benden yetenekli sanatçılar ile çalışmak. Şimdilik sanatçılara beste yazıyorum ve çok talep görüyorum. Hit şarkı çıkması tabi hedeflerimden biri, bide daha ilerde filim için müzik yapmak çok isterim. Bunun için Oscar bile veriyorlar, biliyormusunuz? - Müziğin yanı sıra başka projeleriniz var mı? Kendi albümümü de çıkarıyorum. Şu an kayıt ve besteleme aşamasındayım. Perde arkası beni takip etmek isterseniz, sayfalarım http://www.facebook.com/sinemye http://www.twitter.com/sinemsaniye http://www.instagram.com/sinemsaniye
Kültür-Sanat HALKIMIZI BİRARAYA GETİREN OYUNLAR SEÇİYORUZ Amerika’da oynayacağınız oyunu hangi kriterlere göre seçiyorsunuz? - 2008 yılında kurulmuş resmi bir tiyatroyuz ancak her zaman oyun koyamıyoruz sahneye maddi zorluklardan ötürü. Bu yüzden halkımızı bir araya getirme özelliği olan oyunları seçiyoruz. Kanlı Nığar, Hisseli Harikalar Kumpanyası, Keşanlı Ali Destanı ve Çalıkusu bu özellikleri taşımaktadır.
Turkish American Art Society of New York Başkanı İbrahim Yazıcı, tüm bölgelerdeki Türkler’i de kazanmak gerektiğini, tiyatronun bunun için bir aracı olduğunu söyledi. Bugüne kadar birbirinden değerli oyunları Türk seyircisiyle buluşturdular. Son olarak New York’ta başlayıp birçok eylette de sergilemeyi sürdürdükleri “Çalıkusu’ adli tiyatro oyunuyla ayakta alkışlandılar. Tüm bu güzel oyunları sahneye koyan Turkish American Art Society of New York’un Başkanı İbrahim Yazıcı, New York’taki Türklerle biraraya gelinebildiğini, ancak diğer bölgelerdeki Türkleri’de kazanmak gerektiğini belirterek, “Tiyatro bunun için bir vesile” dedi. Tiyatroya nasıl başladığından, bugüne kadar sahneye koydukları oyuna kadar derginiz SULTAN’ın sorularını yanıtlayan Yazıcı, bundan sonraki çalışmalarını da anlattı:
TİYATRO TÜM TÜRKLERİ KAZANMANIN ARACI
T
iyatro ile buluşmanız nasıl oldu? - Ortaokulda tiyaroyla tanıştım. Liseliler Necati Cumali’nin “Masalar” adli oyununu sahnelemeye karar vermiş ve oyuncu seçmeleri yapılıyordu. Orta 3’de okuyordum ve seçmelere gittim. Liseli abiler beni almak istemediler küçüğüm diye. Bende en azından seçmeleri seyredeyim diye ricada bulundum. Sesimi çıkarmadan izlememe izin verdiler. Bu arada Sarıyer Halk Eğitim Merkez’inden yönetmen ve yardımcıları geldi. Herkesle teker teker konuşuyor ve bir şeyler okutuyorlardı. Artık dayanamadım, sadece boyları benden uzun ve bir kaç yaş büyükler diye niçin alınmıyorum şeklinde isyan ederken, oyunun yönetmenine denemek istediğimi söyledim ve sahneye aldı beni. Ancak daha sonra Sarıyer Halk Eğitim’de oyunculuğa başladım. Sonrasında New York’a gelmek ve tiyatro serüvenime burada devam etmek varmış.
romanını sahnelemenin hiç fena olmayacağını düşündüm. İpek Kadılar’ın sahneye uyarladığı hali elime ulaştığında ne kadar kolay bir oyun olmadığını gördüm. Ancak elimde hazır bir Feride olunca işin içinden çıkmak konusunda ikna oldum ve öyle de oldu. Dilek Aba bu oyundaki en büyük yardımcım desteğim oldu. Aslında bu oyunu bereber çıkardık desem yeridir. Bazı insanlar televizyon’daki diziden esinlenerek bu oyuna karar verdiğimizi düşünmüşler. Biz, dizi başlamadan 45 gün önce provalara başlamıştık bile. Oyunu seyredenler de ne romanın ne de oyunun dizi ile bir alakası olmadığını görmüştür sanırım. İNGİLİZCE OYUN - İlerisi için planlarınız nedir? - İlerisi için çok planımız var. İngilizce oyunlar, Türkçe oyunlar, müzikaller. Yine bir Türk klasiğinin tamamen İngilizce oynanması ve çocuk müzikalleri.
TV’DEKİ DİZİDEN ESİNLENMEDİK - Oyun olarak neden Çalıkusu tercih edildi? - Aslında Çalıkusu’ndan önce bir başka oyun için denememiz oldu ancak oyuna fazla ısınamadık. Bu arada Dilek Aba ( Başrol Feride) ile sohbetlerken Çalıkusu’ndan bahsetti ve kendisinin 3 yıl boyunca Türkiye’de bu oyunu oynadığını söyledi. Daha evvel Türk tiyatrosunun önemli eserlerini sahneye taşımıştım. Bu sefer de önemli bir
- Çalıkusu oyununda İngilzce çeviri mevcuttu...Bunu İngilizceye çevirmek zor olmadı ..çünkü Türkçeyi birebir çevirmek hiçte kolay bbir şey değil ama siz bunu başardınız... - Aslında bu eser için ingilizce çeviri konusunda endişelerimiz vardı. Bir kaç arkadaşımız çevirmeye başladı ama biz en çok Marta Delimelkenoğlu’nun çevirisini beğendik. İstanbullu Ermeni bir kardeşimizin klasik bir Türk eserini Türkçe’den İngi-
lizce’ye çevirmesi de bizim için ayrıca bir güzellik kaynağı. Amerikalı dostlarımız da çeviriyi gayet başarılı bulmuşlar. Her oyunumuzda İngilizce alt yazı kullanıyoruz. 8-Türk izleyicisine ve Türk toplumuna iletmek istediğiniz mesajınız var mı? - New York ve çevresinde görmeye alıştığımız Türk dostlarımız her zaman var. Bizim artık diğer Türkleri kazanma zamanımızdır diyorum. Tiyatro bunun için iyi bir vesile. Biz ayrıştırmak değil birleştirmek için varız. Bizim oyunlarımızda her kesimden insanları görmeniz mümkün. Bazen toplumun bir araya gelebilmesi için kaliteli işler yapmamız gerektiğine inanıyorum. Biz bu yolda ilerlemeye çalışıyoruz. Katılımcı olmalıyız desteklemeliyiz ki bizler de bizi destekleyenler var deyip daha hızlı yol alalım. Bana bu fırsatı verdiğiniz için Sultan Magazin ailesine çok teşekkür ederim.
HALKIMIZI BİRARAYA GETİREN OYUNLAR SEÇİYORUZ Amerika’da oynayacağınız oyunu hangi kriterlere göre seçiyorsunuz? - 2008 yılında kurulmuş resmi bir tiyatroyuz ancak her zaman oyun koyamıyoruz sahneye maddi zorluklardan ötürü. Bu yüzden halkımızı bir araya getirme özelliği olan oyunları seçiyoruz. Kanlı Nigar, Hisseli Harikalar Kumpanyası, Keşanlı Ali Destanı ve Çalıkuşu bu özellikleri taşımaktadır.
©Sultan- Mart-Nisan 23
Hukuk-Law 2015 Mali Yılı için H-1B Vize Başvurusu Yapmanın Tam Zamanı Av. Ayhan Öğmen (212) 245-7070 info@ogmenlaw.com
2
015 Mali Yılı için H-1B Vize Başvurusu Yapmanın Tam Zamanı
2015 Yılı için H-1B vize başvurusu yapmanın mümkün olacağı gün olan Nisan 1, 2014 tarihi geldi ve geçiyor. Amerikan hükümeti 1 Ekim 2014 tarihi itibariyle başlayan mali yıl başvurularını 1 Nisan 2014 tarihine kadar kabul etmektedir. Göçmenlik Ofisinin 1 Nisan 2014 tarihinden sonraki başvuruları H-1B vize türü için tayin edilen kotalara ulaşana kadar kabul edecektir. Size bu noktada H-1B statüsü elde etmesi gereken çalışanlarınız için başvuru yapmanızı öneriyoruz. Bu yıl H-1B vize kotalarının, öncelikle geçen yıl içinde dikkate alınan piyasalardaki genel toparlanma ve ayrıca bu vize türü için uygulanan kotaların yoğun rağbet neticesinde tükenmesi bilgilerinden hareketle, bu yıl için de benzeri bir tahminle kotaların kısa sürede sınırlarına ulaşacağı yönünde bir öngörü taşıyoruz. Buna ek olarak, H-1B vize kotasının Nisan ayının ilk haftası itibariyla sınırına ulaşacağı ise bir diğer öngörümüzdür. Şayet H-1B vizesi kategorisinde yayın-
lanan kota rakamlarına ulaşılması durumunda, çalışanların bu kategoride 1 Nisan 2015 tarihine kadar başvuru yapmaları mümkün olmayacaktır. H-1B vize başvurusunu yapabilmek için ilgili iş kolunun aşağıda sıralanan gereklilik şartlarından bir veya birden fazlasına haiz olması gerekir: •Belirli bir iş dalı için 4 yıllık diploma derecesi ya da daha yüksek bir derece veyahut denkliğin asgari gereklilik kriterlerinde olması. •Piyasalarda söz konusu iş dalı için üniversite derecesi gerekliliğinin yaygın olması, yahut işin niteliği gereği barındırdığı çok yönlülüğün beraberinde bu işin ilgili bir alanda 4 yıllık diploma derecesi sahibi bir kimsece yerine getirilebilir olması kanaatini doğurması. •Söz konusu işverenin bu iş için bir üniversite derecesi veya denkliğini genel olarak şart koşması; ya da •Mevcut işin yapısı gereği özellikli ve karmaşık olması ve bu işin layıkıyla yerine getirilmesinin ancak bir 4 yıllık ya da üzeri üniversite eğitimi neticesinde elde edilecek bilginin işe uygulanması ile müm
kün olması. Ogmen Hukuk Bürosu olarak biz, 1 Nisan tarihine kadar, vize kotaları elverişli olduğu müddetçe, H-1B vize başvurularınızda sizinle çalışmaktan mutluluk duyarız. Başvurularla ilgilenen adayların ofisimizle derhal bağlantıya geçerek H-1B vizesine başvuru niteliklerine haiz olup olmadıklarını öğrenmelerini ve bu konuyla ilgili tüm sorularını iletmelerini tavsiye ediyoruz. Her başvuru bünyesinde Çalışma Departmanı’ nın(Department of Labor) bir Çalışma Şartları Başvurusunu (Labor Condition Application) onaylaması gerekmektedir. Çalışma Departmanı mevzuatı ancak en fazla yedi iş günü için başvuruyu onaylar. Bu açıdan yeni H-1B başvurularının en kısa sürede başlatılması önem arz etmektedir. Lütfen bize (212) 245-7070 numaralı telefonumuzdan ya da info@ogmenlaw.com email adresimizden ulaşınız.
It’s Time to Prepare H-1B Work Visa Petitions for Fiscal Year 2015
T
he April 1, 2014 “deadline” for the filing of H-1B visa petitions for Fiscal Year 2015 is quickly approaching. Petitions for the new fiscal year, which starts on October 1, 2014, will be accepted by the government beginning April 1, 2014. U.S. Citizenship and Immigration Services (USCIS) will continue to accept new H-1B petitions after April 1, 2014, but only until the H-1B cap is reached. As soon as possible, we encourage you to identify any employees who may require H-1B sponsorship. This year we expect the cap to be reached quickly due an overall economic conditions improving over the past year and based on last year’s quick filling. This year, we expect the H-1B cap to be reached as early as the first week of April.
©24 Sultan- Mart-Nisan
Once the H-1B cap has been reached, employers will be unable to file new cap-subject H-1B petitions until April 1, 2015.
edge required to perform the duties is usually associated with the attainment of a bachelor’s or higher degree.
To qualify for an H-1B visa, the position must meet one or more of the following requirements: •A bachelor’s degree or higher degree or its equivalent is normally the minimum requirement for the particular position; •The degree requirement is common for this position in the industry, or the job is so complex or unique that it can only be performed by someone with at least a bachelor’s degree in a field related to the position; •The employer normally requires a degree or its equivalent for the position; or •The nature of the specific duties is so specialized and complex that the knowl-
Ogmen Law Firm is happy to work with you to file H-1B petitions right up until April 1st, and afterward, for as long as H-1B visas are available. We strongly advise interested candidates to contact our office immediately for questions and inquiries on their qualification for an H-1B visa. Each petition requires certification by the Department of Labor (DOL) of a Labor Condition Application (LCA). DOL regulations allow for up to seven working days to certify an LCA. It is therefore important to commence work on new H-1B petitions as soon as possible.
Hukuk-Law
By Timur Akpinar
Hey, wait a second… I’m not working for free!
I
t doesn’t take a genius to realize it’s a tough job market out there. Many industries have set up shop in places where labor is cheap and environmental regulations are lax. Furthermore, technology has shifted the boundaries of geography, with many jobs being filled from anywhere that has a high speed internet connection. This translates into large numbers of highly skilled candidates out there eager for work. We see the results of this in many classified ads for employment. Some listings read, “We can’t pay you at the start, but you’ll receive marketable experience!” Others offer candidates a chance to “Build up your portfolios and receive exposure!” And some ads say, “Start with us and receive valuable free training!” In a social contract that was once firmly entrenched in getting paid good money for an honest day’s work, these concepts can seem alienating to many. But the economy being what it is, some candidates have bitten the bullet and taken free gigs, whether in the form of internships or other arrangements. People sometimes figure it’s better to have any form of gainful work to put on a resume,
even if it doesn’t involve a paycheck. But some arrangements can raise issues of legality under existing labor laws, particularly in the area of internships. If someone takes an internship with a “for-profit” private sector employer, there are certain conditions that must be satisfied under the Fair Labor Standards Act if the person is to work for free. If all six elements listed below are satisfied, then the internship is not considered an employment relationship, which means that minimum wage and overtime provisions do not apply. *The internship, even though it includes actual operation of the facilities of the employer, is similar to training which would be given in an educational environment. * The internship experience is for the benefit of the intern. * The intern does not displace regular employees, but works under close supervision of existing staff. * The employer that provides the training derives no immediate advantage from the activities of the intern; and on occasion, its operations may actually be impeded.
*The intern is not necessarily entitled to a job at the conclusion of the internship. * The employer and the intern understand that the intern is not entitled to wages for the time spent in the internship. (Source: United States Department of Labor) Naturally, the satisfaction of some of these elements can be a matter of debate. An intern might see things one way, while the employer sees them another. According to the Department of Labor, if the employer uses interns as substitutes for regular workers, or to supplement its workforce during specific time periods, those interns would be entitled to minimum wages and overtime wages. In this difficult job market, some candidates might feel that it’s better to have something to put on a resume instead of sitting idle while waiting for the next career opportunity to arrive. On the flip side, job seekers might feel that working for free is ridiculous, and that no one should benefit from their hard efforts without paying good money.
Timur handles lawsuits for car accidents, slip & fall accidents, work accidents, cruise ship accidents, serious personal injury, hospital errors, medical malpractice, dangerous product, pharmaceutical drugs, workplace discrimination, sexual harassment and other areas of law. www.benimavukatim.com - t.akpinar@verizon.net -718 224-9824
©Sultan- Mart-Nisan 25
History
IRISH, THANK YOU LETTER TO SULTAN ABDULMECIT
By Ibrahim Kurtulus
İ
n 1845, the onset of the Great Irish Fami ne resulted in over a million deaths. Ottoman Turkey’s Sultan Abdulmecit I. Declared his intention to send 10,000 sterling to Irish farmers but Queen Victoria requested that the Sultan send only 1,000 sterling, because she had sent only 2,000 sterling herself. The Sultan sent the 1,000 sterling but also secretly sent 3 ships full of food. The English courts tried to block the ships, but the food arrived in Drogheda harbor and was left there by Ottoman Sailors. Due to this the Irish people, especially those in Drogheda, are friendly to Turks. Note Drogheda United soccer clubs emblem (football) team (on the side). Till today wears the Crest and Star to honor’s the Turks for their help. In 1845, the 10,000 pounds dedicated to the Irish from the Sultan would be worth approximately 800,000 pounds today, that is $1,683,280 US Dollars. On the other hand, the Queen gave the equivalent of 160,000 pounds today or 336,656 US Dollars.
By Irish Rev. Henry Christmas M.A. Written in 1853:
Once when all these stories surfaced and the documentation was verified in British and Ottoman archives, thanks to the initial efforts of the Turkish Ambassador Baytok , the municipality of the city of Drogheda decided to commensurate this historic event with a plaque. In May 2 of 2007, Mayor Alderman Frank Goofrey thanked the Turkish ambassador during the ceremony and placed the thank you plaque on the walls of the West Court Hotel which used to be the old Government Building where the Turkish sailors and Captains had once stayed. He also drew attention to the City's logo , which consisted of a crescent and star just like the Ottoman crescent and star and added that the plaque will serve as the symbol of friendship between the two countries. On the other hand, Turkish ambassador Baytok thanked the Governor and mentioned that he first learned about this historic event from an 1957 article by Thomas P. O’Neill, published in the
Threshold Magazine. Fast forward to end of World War I – When Turkey was faced with her desperate hours during the negotiations of The Treaty of Lausanne in 1923, one of the Turkish Representatives and prominent poet Yahya Kemal Beyatli notices that while all the delegates voted against Turkey, only the Irish Representative votes for her. When Yahya Kemal asks the Irishman about the reason behind this, he replies; **"Just like any other Irishmen I have to. When we were struggling with starvation, famine and epidemics during 1840-1845 and no other country was helping, your Ottoman ancestors lend us a helping hand and not only sent us money but ship loads of food. We can never forget that hand of a true friend which reached us during these difficult times ”You are a country who always deserves our support."**
©26 Sultan- Mart-Nisan
Dergimize Abone Olun Adresinize Gelsin
Amerikada’ki Türklerin Sesi Amerikada’ki Olamaya Devam Tüklerin Sesi Ediyoruz Sizden Güçle OlmayaAldığımız Devam Ediyoruz Her Sayıda Kalitemizi Sizlerden Aldığımız Güçle Artirmaya Çalışıyoruz Her Sayıda Kalitemizi
25
$
e
sa
c de
00
Artırmaya Çalısıyoruz Abonelik için 631-942-8853 Nolu Telefondan Ulaşabilirsiniz
©Sultan- Mart-Nisan 27
tubaedman.blogspot.com tubaedman@yahoo.com
MODA
2014
ILKBAHAR-YAZ RENK TRENDLERI
TUBA EDMAN
G
ünümüzde insanlar zamanın hızına meydan okumaya çalışırken, Moda Dünyası aylar öncesinden hazırladıkları koleksiyonlarla adeta evrenin saatini daha da hızlı akıtmak telaşındalar. Bu gün bizde, onlara uyup ezeli ve ebedi döngüsünü değiştiremediğimiz tabiatın ve evrenin kargaşasına kızmak, çamuruna, yağmuruna öfkelenmek yerine, 2014 renk trendleri ile içimize baharın heyecanını ve yaşam enerjisini serpiştirelim, ne dersiniz? Kulaklarımızda, kuş sesleriyle kurulmuş ilahi orkestranın musikisi, içimizi kıpır kıpır heyecanlarla dolduralım, güneşin pırıltısını saçlarımıza yansıtalım, umutlarımızı uçurtma yapıp rüzgarla yükseklere uçalım ve sıcacık yaza ulaşalım. Hayal dünyamızda bahar yağmurları ile kederleri, öfkeleri, nefretleri, yıkayalım. Şu kısacık zaman diliminde de olsa, baharın coşkusunu, göz dolduran rengarenk, sezon renkleri ile yaşayalım. İşte bu halet-i ruhiye sizleri de sardı ise, bakalım sezonun moda renklerinden hangileri sizi heyecanlandıracak ve gardırobumu yenilemenin zamanı geldi dedirtecek. Şimdi biran için gözlerinizi kapatıp yeni yeni yüzünü gösteren baharı düşlemenizi istiyorum. Aklınıza ilk gelen şeyler; güneşin sarısı, doğanın yeşili ve denizin mavisi değil mi ? İşte 2014 bahar sezonunun renklerini keşfettiniz bile. Önümüzde ki günlerde tüm bu renkler muhteşem tonları ile vitrinleri ve gardıroplarınızı süsleyecek. Pembe, turuncu, mavi, lila, gri ve kırmızı gibi sezonun öne çıkan diğer renkleri ise; son derece renkli, cıvıltılı ve sımsıcak bir sezonun yaklaştığını müjdeliyor. Tabi
©28 Sultan- Mart-Nisan
altın ve gümüş gibi sezona damgasını vuracak metalik renkleri de unutmamak gerekir. Tüm otoritelerce kabul edilen 2014 moda renkleri içerisinde yılın resmi rengi diyebileceğimiz renk ise kesinlikle hayal gücünü ateşleyen “ Orkide Moru “. Dilerseniz, siz değerli Sultan Dergisi okurları için sezonun renk trendlerine ayrı ayrı göz atalım.. ORKİDE MORU Senenin renginin, hem pembeden hem fuşyadan hem de mordan tonlar içeren Orkide Moru olduğunu söylemiştim. Mutluluk ve neşe veren, özgüveni arttıran, etkileyici ve egzotik olarak tanımlanan ışıltılı Orkide Moruna, bir çok ünlü marka 2014 ilkbahar koleksiyonlarında oldukça geniş yer ayırmış. Bu da gösteriyor ki baharla beraber bu güzel parlak rengi giysilerde ve aksesuarlarda oldukça sık göreceğiz. Tepeden tırnağa mora bürünmek istemiyorum ama modaya da uymak ve senenin rengini taşımak istiyorum diyorsanız, o zaman en kolay yolu seçip nude tonlarla, sarı, beyaz, gri, lacivert , bej ve pembe gibi renkler ile bir araya geldiğinde son derece uyum sağlayan parlak Orkide Mor’unu aksesuarlarınızda hatta oje ve farlarınızda kullanabilirsiniz. KIRMIZI İhtişam, dişilik, şehvet, aşk, iddia, kışkırtıcı ve çarpıcı işte tüm bu olguları aynı anda çağrıştıran tek renk: Kırmızı. Her sene farklı tonlarıyla trend renk olmasına alışık olduğumuz kırmızı, bu sene de solgun kırmızıdan parlak ateş kırmızısına kadar her tonu ile koleksiyonlarda yine baskınlığını koruyacak. Ve özellikle kırmızı rengine biraz daha canlılık, hareketlilik ve romantizm katan biber kırmızısı tonu ile de sezonun gözdelerinden biri olmayı başaracak. Güçlü, cesur, kendine güvenen tabi birazda asi kadınların rengi olan kırmızı ve
tonlarını yine de kötü bir sürpriz ile karşılaşmamak adına abartılı kullanmamakta fayda var.
LAVANTA ( LİLA ) Geçtiğimiz aylarda ödül törenlerinde ve özel gecelerde ki kırmızı halılarda bol bol boy gösteren Hollywood yıldızları ve ünlüler, lavanta rengi kıyafetleri ile günlerce manşetlere taşınıp konuşulduklarından beri daha da bir popülaritesi artan lavanta yani nam-ı diğer adı ile lila rengi önümüzdeki yazın da jokerlerinden. Romantizmin ve masumiyetin rengi olan, aynı zamanda melankolik duyguları da harekete geçiren lavanta rengini, bahar ayları ile beraber Burberry Prorsum da olduğu gibi en soft tonları ile yada Badgley Mischka’nin kullandığı gibi koyulaşıp morlaşan geniş bir ton skalası ile tüm vitrinlerin baş köşesinde görebilirsiniz. PEMBE Modacılar, birkaç sezondur vazgeçemedikleri pembe renk ile yine ilkbahara romantik bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Coşkunun, mutluluğun, saflığın, masumiyetin ve elbette aşkın simgesi olarak bilinen pembe en parlak şeker ve mercan tonlarından en soft inci tonlarına kadar yeni sezonda hem oldukça güçlü hem de oldukça iddialı. Ve bir zamanlar hanım hanımcık, masum ve çocuksu kıyafetlerin rengi olan pembe artık farklı kesim ve havalı tasarımları ile ultra kadınlık yansıtmayı hedeflemiş gibi görünüyor. Sezonda bir çok markanın koleksiyonunda geniş yer verilen pembe, tüm tonları ile vitrinleri ve kalbinizi yeniden fethetmek için hazır bekliyor. YEŞİL Her tende farklı bir yansımaya sahip olan yeşil ve tonları, giysilerden aksesuarlara hatta makyaj modasına kadar birçok alanı etkisi altına almayı başarmış durumda. Geçen sezon parlayan zümrüt ve mint
Tuba Edman
GRI
ALTIN
MAVI
KOBALT
YESIL ,
FREZYA
PEMBE
LAVANTA
ORKIDE
TURUNCU
KIRMIZI 2014 Ilkbahar Yaz Renk Trendleri
yeşili, tahtını önümüzdeki bahar sezonunun açılışı ile baldıran otu ve lületaşı yeşiline bırakıyor. Yeşilin her iki tonu da orkide morundan sonra sezon koleksiyonlarında en çok kullanılan renk olmuş diyebilirim. Hemen hemen her renk ve kıyafetle uyumlu, doğanın muhteşem enerjisini içinizde hissettirecek, yenilenmenin, tazeliğin ve bereketin sembolü olan yeşil rengi ve yeni sezon tonlarını herkes kullanıp gözünüzde eskimeden gardırobunuzda yer vermek için sizde daha fazla gecikmeyin. MAVİ - KOBALT Barışçıl ve sakinleştirici etkisi ile insan psikolojisine de faydalı olan, dünyamızın hakim rengi mavi; kobalt, indigo, gökyüzü yada deniz mavisi hatta pastel gibi birçok tonu 2014 bahar renk trendlerinin ön sıralarında yer alıyor. Özellikle, buz mavisine yakın olarak tanımlayabileceğim mavinin sakin durgun tonu olan, “Placid Blue” nun ve büyüleyici kobalt mavisinin sezona damga vuracağı da mağazalarda yeni yeni yüzünü gösteren bahar koleksiyonlarından belli oluyor. Sezonda birçok modacının kullandığı mavi rengin cazibesi ve baş döndürücü havası ile hangi tonunu kullanırsanız kullanın 2014 baharında sizi stil sahibi yapacağı ise şüphesiz. TURUNCU Birkaç sezondur parlayan ve büyük çıkış yapan turuncu renk önümüzdeki sezonda ışıltısını devam ettiriyor. Baharın gelişi ile zaten gözümüzün iyiden iyiye alıştığı capcanlı turuncu tonlarını pek çok elbisenin, kıyafetin, kemerin, aksesuarın, çantanın ve ayakkabının üzerinde görecek gibiyiz. Özellikle horozibiği çiçeğinin turuncu rengi sezon koleksiyonlarında en çok kullanı-
lan ton olarak karşımıza çıkıyor. Eğer sizde dikkat çekmeyi seviyorsanız, bu renk tam size göre. FREZYA ( SARI ) Aslına bakarsanız turuncu renk ne zaman trend olsa, turuncu ile güzel bir uyum gösteren sarı da bir o kadar popüler hale geliyor. Bu sezonda da kural bozulmuyor ve en uçuk tonlarından parlak limon sarısına kadar uzanan renk skalası ile gelecek sezonun renk trendlerinde sarı oldukça geniş yer kaplıyor. Özellikle söylemeliyim ki, otoritelerce Frezya Sarı’sı tüm sıcaklığı ve enerjisi ile sezonun sarı tonu olarak ilan edilmiş durumda. 2014 bahar koleksiyonlarında fazlası ile kullanılan bu sevimli ve bir o kadar da etkileyici tropikal rengi daha önce kullanmaya cesaret edemediyseniz işte şimdi tam zamanı! GRİ Aslında yumuşak civa’dan, kum grilerine kadar birçok tonun kullanıldığı 2014 bahar sezonunda en öne çıkan gri tonu, güvercin grisi olacak. Alexander Wang, Marchesa, Chanel, koleksiyonlarının favori renklerinden biri olan grinin bu zarif tonunu siyah, beyaz, pembe, parlak ve pastel tonlarla rahatlıkla kombinleyebilirsiniz. Ayrıca siyah rengin en güzel alternatifi olan griyi sezonun cesaret edemediğiniz parlak tonları ile kullanarak daha az göze batacağınızı, tüm bunlara ilaveten bu rengin akşam kıyafetleriniz için kullanacağınız yanar dönerli kumaşlar üzerindeki ki mükemmel gölge oyunları ile sizi farklı bir havaya sokacağını ve cesur, elegant ve gizemli bir kadın olarak hafızalara kazıyacağını da unutmayın.
ALTIN Son birkaç sezondan beri aksesuarlardan fırlayıp hayatımıza giren altın rengi özellikle Dolce & Gabbana, Valentin Yudashkin, Diane Von Furstenberg ve Lanvin 2014 bahar koleksiyonlarındaki muhteşem parçalar ile büyük bir çıkış yapıyor. Eğer altın rengini kıyafetleriniz de kullanmak sizin için fazla iddialı gelir ise altın tonlarında bir ayakkabı giymeyi yada altın yansımalara sahip küçük bir el çantası ile giysilerinizi kombinlemeyi mutlaka denemelisiniz. Ayrıca senelerce “kıro” yakıştırması yüzünden gönül rahatlığı ile kullanamadığınız altın renkli aksesuarlarınızı da dilediğinizce takıp takıştırmanın tam zamanı. Elbette dozunu kaçırmadan !!! SİYAH - BEYAZ Dengeyi ifade eden bir birliktelik: Siyah ve Beyaz. Sezonda özellikle “ Monokrom ” yani siyah ve beyazın bir kombinde buluşması olmazsa olmazlardan. İster tek parçada ister iki, isterse desen yada çizgide buluşsun, siyah ve beyaz hep bir arada. Geçmişten günümüze kadar Moda Dünyası’nı etkisi altına alan bu büyülü dünyanın bitmeyen aşkı, siyah ve beyaz, tıpkı “ Yin-Yang “ın gece ve gündüzü, karanlık ve aydınlığı, iyilik ve kötülüğü ayni anda sembolize ettiği gibi zıtlıkların uyumunu, Moda Dünya’sında da hem feminen hem maskülen, hem güçlü hem sakin, hem kontrollü hem konforlu bir tarzın altını çizerek yapıyor. Yıllar geçse de hiç eskimeyecek olan siyah – beyaz birlikteliği, yeni sezonda da yine gardroplarınızın vazgeçilmezi olacak gibi görünüyor.
©Sultan- Mart-Nisan 29
Sağlık “Sırt Ağrıları
“
Vücuda destek olan sırtı önemsememek hiç doğru değil. Sırt ağrıları milyonlarca insanın ortak sorunu. Özellikle gelişmiş ülkelerde sırt sorunları önemli bir probleme dönüştü. Bunun için sırt sağlığına özen göstermeliyiz”
Y
apılan bir araştırmaya göre sırt ağrılarından yakınanların yüzde 35’i için sırt ağrıları kronik bir soruna dönüşüyor. İnsanların sırtları neden ağrır? Tıp uzmanları başlıca nedenleri şöyle sıralıyorlar: Kötü duruş, incinme, stres, hamilelik, yaşlılık ve aşırı kullanma. Duruşa dikkat Eğer düzgün durmayı ilke edinirseniz sırt ağrılarınızın azaldığını göreceksiniz. Bir süre sonra da hiçbir şikayetiniz kalmayacak. Otururken öne doğru eğilmemeye dikkat edin. Omuzlarınız öne doğru gelmesin. Sürekli olarak omuzlarınızı geri itin ve midenizi içinize çekin. Böylece vücudun ağırlığını eşit olarak çeşitli bölgelere dağıtmış olursunuz. Sakın bacak bacak üstüne atarak oturmayın. Bu alışkanlık kan dolaşımını zorlaştırır. Eğileceğiniz zaman sırtınızı öne eğmeyin. Dizlerinizi kırarak diz çökün. Böylece sırtınıza fazla yük binmesini önlersiniz. Alışverişten dönerken, yükü bir elinizde taşımayın. İki ayrı çanta ya da torbaya eşit miktarda malzeme koyun ve öyle taşıyın. Sırtınız ve omuzlarınız arasında denge kurulmasını sağlamakla, sırt ağrısı çekmekten kurtulursunuz. Ağrıları geçirmek için Eğer sırtınız ağrıyorsa, yaptığınız iş ne olursa olsun o işi bırakın. Eğer sırtınızda sıcaklık da varsa, soğuk kompres uygulayın. Eğer sırtınız ağrırken aynı zamanda geriliyorsa, sıcak su torbasını sırtınızda gezdirin. Bu arada ağrı kesici bir ilaç da alabilirsiniz. Eğer iki üç gün içinde sırt ağrılarınız geçmezse bir doktora görünmelisiniz. Uzun süre yatak istirahati yapmak, sırta destek veren kasları zayıflatabilir. Bu nedenle sadece yatarak ağrı geçirmeyi denemek yanlıştır. Bu arada yoga hareketlerinin sırt için son derece yararlı olduğunu belirtelim. Sağlıklı bir sırt için 1 - Stres ve gerginlik, sırt kaslarının gerilmelerine neden olur. Bu nedenle haftada bir kez sırtınıza masaj yaptırın ya da yoga yapmayı öğrenin. Sırt kaslarının rahatla-
©30 Sultan- Mart-Nisan
ması için bu önlemleri almak zorundasınız. 2 - Sırtın sağlıklı olabilmesi için doğru egzersizleri seçmek çok önemlidir. Yüzme ve yürüyüş sırt için ideal egzersizler olarak nitelendirilir, ama siz gene de bir doktora danışın. 3 - Oturduğunuz sandalye ya da koltuk, mutlaka çok rahat olmalı. sırtınıza destek vermeli. Evde, işyerinde ve arabada bu hususa dikkat etmelisiniz. Yumuşak kanape ve koltukların arkalarına yastık koyarak destek almak gerekir. 4 - Yaşamımızın yaklaşık üçte birini uyuyarak geçirdiğimize göre yatağımıza da dikkat etmemiz gerekiyor. Yatağınız kalçalarınızın ve omuzlarınızın rahat edebileceği bir şekilde olmalı. Sırt Kaslarınız İçin Yapabileceğiniz Basit Egzersizler 1. Boynunuzu Esnetin Dik olarak oturun ve başınızı kendi etrafında döndürmeden omuzlarınıza doğru hafifçe eğin. Telefonla konuşurken ahizeyi bir sağ omuzunuza bir de sol omuzunuza koyarak bu egzersizi yapabilirsiniz. 2. Omuzlarınız İçin Dik oturuş pozisyonunuzu bozmadan gece yatış pozisyonlarınızdan kaynaklanan sırt ağrılarınızı gidermek için omuzlarınızı önce öne sonra arkaya doğru düzenli rotasyon ile hareket ettirin. 3. Göğüs Kasları İçin Dik oturur pozisyonunuzu bozmadan kollarınızı gergin olarak önde göğsünüze paralel şekilde birleştirin. Kollarınızın gergin olmasına özen gösterin ve elleriniz birbirine birleşik iken, başınızın üstüne doğru kol iç kasları ve gögüs kaslarınızın gerilmesini sağlayın.
4. Sırt Kaslarına Devam Dik oturur pozisyonunuzu koruyarak Önce sağ/sol kolunuzu yana doğru açın. Elinizi bileğinizden yukarı doğru avucunuz dışa bakacak şekilde gerin ( Bu sizin alt kol iç kaslarınızı açacaktır). Pozisyonu bozmadan kolunuzu sırtınıza doğru gerin ve el bileğinizi kendi etrafında çevirin. Kolunuzu başınıza paralel kaldırın ve aynı hareketi tekrarlayın. Kütürdeyen kas seslerinizi duyacaksınız. Aynı işlemi diğer kolunuza da uygulayın. 5. Sıra Bacaklarda Sırtınızı dik tutmaya çalışarak bacağınızı göğsünüze doğru çekin. Arka bacak kaslarınızın gerginliğini hissedene kadar bu hareketi yapın. Pozisyonu bozmadan ayak bileğinizi kendi etrafında döndürün. 6. Yan Bacak Kaslarınız İçin Dik oturur pozisyonda önce sağ/sol bacağınızı dik olarak gövdenize paralel olarak uzatın. Bacağınızı gergin hale getirip ayak bileğinizden ayağınızı kendi etrafında çevirin.
Kadın Yüz Şeklinize Göre Saç Kesimi Nasıl Olmalı? Lütfiye Taşdemir Şendağ Güzellik Uzmanı
D
ergimizin bu sayısında yine çok önemli olan bir konuyu siz kadın okurlarımız için paylaşmak istiyorum. Birçok kadın saç kesimi konusunda çok büyük kararsızlıklar yaşar. Ama yüz şeklinize göre saç kesiminin önemli olduğunu, bu kararsızlıkların aslında çok da yersiz olduğunu biliyor muydunuz?
U
zun, oval, kare, üçgen ve kalp şekli olmak üzere yüz şekilleri var. Gelin uzun yüz ve uygun saç kesimi ile başlayalım. Uzun yüzler birçok farklı yüz şekline sahip olabilir. Hangi şekilde olursa olsun yüzünüzü uzun görünümden saç kesimiyle daha oval görünüme çevirme şansınız var. Uzun yüze sahip kişilerin genelde alınları da geniştir, o yüzden kahkul kullanmaları daha doğru olur. Alnınız geniş olmasa bile perçem veya katlı kesimler kullanın. Saçın tepesine hacim tercih etmeyin ve saçınızı daha çok yandan ayırarak kullanın. Saçınızın yanlarına hacim
verin dalgalı saç modelleri ile güzel görünüm elde edebilirsiniz. Oval yüze sahipseniz çok şanslısınız çünkü neredeyse bütün saç kesimlerini ve bütün saç modellerini kullanabilirsiniz. Ama ideali omuz hizasında ve ortadan ayırıp, saçlarınıza birazda dalgalar verirseniz çok rahat kullanırsınız. Kare yüze sahip olan kişiler daha çok uzun saç modellerini kullanmalı. Saçınıza bir de hacim vererek daha çok uçlara uygulayacağınız bukleler güzel olacaktır. Saçtaki katlara cene hizasından başlanarak uygulanan saç kesimi daha uygun.
Kisa saç kesimi istenilirse yine çene hizasında hacimli kullanın . Üçgen ve kalp şeklinde yüzlerde çene hizasının yukarısına asla çıkmayın. Kısa düz kahküller değil de yana uzanan uzun kahküller kullanın ve katlı kesimleri tercih edin. Saça şekil verirken de çene hizasına kadar saç uçlarına hafif iri dalga vererek kullanabilirsiniz. Güzel ve pozitif olmaniz dileğiyle…
MYA Dentil Arts
Dr. Sefik Yavuz *Diş Telleri (Braces) *Diş ve Diş Eti Ameliyatları *Dental İmplantlar *Kozmetik Diş Hekimliği *Kanal Tedavisi, Kaplama ve Köprüler *TMJ ve Baş Yüz Ağrıları *Botox, Derma Fillers MYA Dental Arts, PC 1117 Deer Park Ave North Babylon, NY 11706 (631) 595 2400
©Sultan- Mart-Nisan 31
Bir Şehir KAVŞAK NOKTASINDAKİ ŞEHİR KOCAELİ
Fatma Marmara
“
Güzel yurdumuzun iki denizine kıyısı bulunan, bir yanı Marmara da bir yanı Karadeniz de olan Kocaeli, Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan İstanbul’dan önceki önemli geçiş noktasıdır. M.Ö. 12yy. bu bölgede yaşamış Frikyalılar’dan sonra Yunanistan’dan göç eden bir grup tarafından Astakoz şehri daha sonra Trakia Kralı tarafından da Nikomedia şehri kurulmuş. Roma Döneminde Dünyanın en büyük 4. Şehri olma ünvanına da sahip olmuştur. Kocaeli Osmanlı Döneminde İznik’in yan komşusu anlamına gelen İznikmid adını almış ve daha sonra İzmit olarak ismi değiştirilmiş. Çevre yerleşimleri içine alarak genişleyen şehir de İzmit merkez olarak kalıp, bu şehre Kocaeli adı verilmiş. Bu ismini de İzmit ve etrafını fetheden Akça Koca’dan almış”
İ
stanbul’da okuduğum yıllarda viyadüklerin de yapıldığı dönemlerdi. Saatlerce yol çalışmaları nedeni ile kapalı trafikte beklerdik. Yeşil ve mavinin buluştuğu bu güzel ili, o durumda bile seyretmeye doyamazdım. O günden bu güne daha da büyük gelişmeler gösteren, zaten Dünyanın en önemli kavşak noktasında olan Kocaeli, aynı zamanda ileri düzeyde sanayi ve endüstri kentidir. Cumhuriyet döneminde bölgeye yapılan sanayi yatırımları ile sanayi alt yapısı tamamen şekillenip, hem devlet hem de özel girişimler artmıştır. Tarihinde daha öncede büyük depremler yaşamış olan Kocaeli, 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremini de yaşadı. İzmir de çalıştığım dönemdi ve bende bu ile gönüllü görevli olarak geldim. Kent yıkıntıların
©32 Sultan- Mart-Nisan
arasında çok büyük acı, korku, panik, can ve mal kayıpları vardı. Bir aylık görevim boyunca bize gösterilen çadırlarda kalmıştım. Yine her zaman olduğu gibi kendini çabuk toparlayıp, aradaki açığı kapatmayı başardı bu şehir. Yüzölçümünün küçük olmasına rağmen, bu gelişmişliği ile Dünya için önemli bir örnek olmasının nedenlerinden biri de metropol illerle ( İstanbul, Bursa, Sakarya) sınır komşusu olmasıdır. Derince, Yarımca gibi önemli limanları, ayrıca 34 kadar özel iskelesi ile ülkenin en yoğun deniz ulaşımına sahiptir. Gelişmiş karayolu ve demiryolu ağlarına sahip olan Kocaeli; kültür, ticaret ve jeopolitik özelliği ile köprü işlevi görmektedir. Dik yamaçlı, dar sokaklı eski tarihi evlerinin yanı sıra, şehrin büyük bir bölümün-
de modern binalar ile çok sayıda AVM ler mevcuttur. O yamaçlarda ki evlerden körfezin güzelliği doyumsuz bir tat sunarken, plajları, yaylaları, kayak merkezi ile de turizm cennetidir. Kirazdere, Riva, Ağva, Göksu, Yulaflı, Darlık, Dilovası, Burhan gibi derelerinin sularını Marmara ve Karadeniz’e akıtır. Darlık, Kızıldere, Yuvacık Barajlarının yanı sıra Sapanca Gölünün 7km.si de bu ilin doğal güzelliğine güzellik katmakta ve su ihtiyacını da karşılamaktadır. Gar binası, saat kulesi, Kasr-ı Hümayün Av Köşkü, Pembe Köşkü, Pertev Paşa Külliyesi, Orhan Cami, Akmeşe Hamamı, Canfeda Hatun Çeşmesi gibi tarihi yerlere sahip şehir pişmaniye tatlısı ile dünya çapında bir üne sahiptir.
ŠSultan- Mart-Nisan 33
Š34 Sultan- Mart-Nisan
ŠSultan- Mart-Nisan 35
Stop In To See Our Beauufull Showroom... We Carry All Major Brands
Kitchen & Bath Marble & Granite Porcelain & Mosaic Glass & Tiles
Sizlere Hizmet Vermekten Mutluluk Duyarız
35%off
All American- Made Cabinets
No Interest, No Payments For 12 Months
on every kitchen puchase up to $45.000
791 Middle Country Rd. St. James, NY Phone:631-686-6307 Serhat Fax:631-686-6310 Visit Our Website Online At www.bellagiokitchensandbaths.com Monday-Saturday 8AM-6PM Sunday 12PM-4PM
Free
Stainless Steel Sink
With Every Granite Purchase Over $2.000
Free
Sink Base Cabinets Cabin
With Every Kitchen
$1.99 sq...&up
Porcelain Tiles
$45.00 sq...&up
Granite Countertops Installed
©36 Sultan- Mart-Nisan