Sultan Temmuz - Agustos 2014

Page 1

穢Sultan-May覺s-Haziran/2014- A


Krediniz mi Yok? Sorun Değil Bizi Hemen Arayın

2. El Araçlarda Fabrikadan 100.000 Mile Kadar Garantili En Son Teknoloji ile Donatılmış Çevre Dostu Estetik Honda’lar Teknoloji Harikası 2014 Modellerimizi Görmeden Araba Almaya Karar Vermeyin Mutlaka Gelip Deneme Sürüşu Yapın.

Showroom Saatleri Pazartesi- Cuma 9.00 AM to 9.00 PM Cumartesi 8.30 Am-7.30 PM Pazar Kapalı Kadir Karagoz Satıs Danışmanı 201-518-2021 Email:kkaragoz@paramushonda.co

State Higway 120 Rt. 4 west Paramus, NJ 07652 Main: 201-368-0180 888-735-6480 Fax:201-843-3796 www.dchparamushonda.com

George Washington Brictge den 10 dakika Garden Satate Mall’un Yanı tarafında ©2 SultanTemmuz- Ağustos/2014

Umair Khan 646-696-0502 ukhan@dchparamushonda.com Ladi Shehu 917-698-9837 lshehu@dchparamushonda.com Manny M 201-518-2031 mmuheid@dchparamushonda.com


Kadir Karagoz Satis Danismani 201-518-2021

Tel:201-368-0190/5 Hat Servis Saatleri Pazartesi- Cuma 7.00 AM- 9.00 PM Cumartesi 8.00 AM - 4.00 PM Pazar Kapal覺

Darwish Mustafa 201-518-2008 dmustafa@dchparamushonda.com Mike Swalha 201-518-2068 mswaha@dchparamushonda.com Moe Dalia 201-518-0156 mdalia@dchparamushonda.com

Shadi Saaden Internet sales manager 201-518-2066 ssaadeh@dchusa.com Hamad Deep Sales and Leasing Consultant 201-518-2004 hdeeb@dchparamushonda.com

穢Sultan-May覺s-Haziran/2014- A


www.sultanmagazine.com

07

İçindekiler Temmuz - Ağustos 2014

Etkinlikler

11

“Tüm Türklerin Derneği Olacağız” Nurettin Oflu

12

“Oruç İslamın Beş Şartından Biri Raşit Koç/ Mevlana Camii, Long Island

13

Ramazanda Beslenmeye Dikkat

15

Gurbette Bayram Dilek Eski Bezirkan

17

TACCI’den İşadamlarına Çağrı

18

Teknoloji Arabalarda Yakıt Tasarrufu Sağlayan Türk Alper Kızıltaş

19

“Sağlık” Sıcak Yoga İle Canlanmak Mümkün Ebru Kiraci

20 24

Hukuk “Suça Maruz Kalanlar Yeşil Kart Alabilir mi?”

Ayhan Öğmen

26

“Kadınlarda Güzellik Sırrı Betül Şangiray

Moda “ Giyim Tarzinda Burçların Etkisi”

30

Cappadocia

Tuba Edman

©4 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014


sultanmagazine.com Publisher Nevin Bakır

Editörler Dilek Eski Bezirkan Fatma Marmara Moda Tuba Edman

Yazarlar Av. Ayhan Öğmen Lütfiye Şendağ Tuba Edman Ebru Kiracı Raşit Koç Timur Akpınar Betül Şangiray Çocuk Sayfaları Bon Bon Kids Magazine Fotoğraflar Sultan Magazine

RAMAZAN HEYECANI…

Y

eni sayımızı onbir ayın sultanı Ramazan ayında siz okurlarımızla buluşturmanın heyecanını yaşıyoruz. Bir yandan İslam’ın beş şartından biri olan oruç ile ilgili görevimizi yerine getirirken bir taraftan da siz okurlarımıza Ramazan’a özel bir sayı hazırlamanın tatlı heyecanını yaşadık. Bu sayımızda okurlarımız dini görevlerini yerine getirmenin huzurunu yaşarken sağlıklı bir Ramazanı yaşamalarına hazırladığımız yazılarla katkıda bulunmaya çalıştık. Sağlıklı ve huzurlu bir Ramazan geride bırakmaya başladığımız şu günlerde yaklaşan bayramın heyecanını yaşamaya başladık. Türk toplumunun büyük ilgi gösterdiği Hukuk Seminerlerine Türk Ocağın’da devam edildi. Sultan Magazine ve Ogmen law ile ortak düzenlenen seminerlere her geçen gün ilgi artıyor. Hukuk hizmetlerinin toplumun ayağına kadar götürüldüğü seminerlerimize tatil döneminin bitiş sürecinden itibaren devam edeceğimiz bigisini sizlerle paylaşmak istiyoruz. Sultan Magazine imtiyaz sahibi olarak yönetimine seçildiğimiz Amerika’nın en büyük Türk işadamları kuruluşu Türk-Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TACCI) yeni dönemdeki stratejileri ve hedefleri de sayfalarımız da yerini aldı. TACCI Başkanı Ali Koçak ile Başkan Yardımcıları Mustafa Merç ve Ayhan Öğmen de nasıl bir TACCI görüleceğine ilişkin görüşlerini siz okurlarımız için paylaştılar. Türk-Amerikan Giresunlular Derneği’nin yeni başkanı Sayın Nurettin Oflu koltuğa oturur oturmaz ilk röportajını siz Sultan Dergisi okurları için verdi. Sayın Oflu’nun özellikle sadece Giresunlular’ın değil, tüm Türker’in derneği olmayı hedeflediklerini söylemesi dikkat çekti. Sayısal olarak Amerika’da güçlü olan ve özellikle is dünyasında önemli yeri olan Giresunlular‘ın her geçen güçlenmelerine de tanık olmak sevindirici. New York Giresunlular Derneği’nin düzenlediği geleneksel piknikte New York Senatörü Lee Zeldin de hazır bulundu. Giresunlular ‘ın güçlü lobicilik yolunda ilerlediğini söylemek mümkün.

Tasarım / Baskı Begonia Marketing & Advertising Inc.

Yine bu sayımızda her sayımızda olduğu gibi ve büyük beğeni toplayan yoga, moda ve güzellik konuları da sayfalarında yerini aldı.

İletişim Advertise@sultanmagazine.com Editor@sultanmagazine.com Abone@sultanmagazine.com 631-942-8853

Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışarak yeni sayımızı sizlere ulaştımanın mutlulugunu yaşıyoruz. Hedefimizden ödün vermeden sizlerden aldığımız enerji ile yolumuza devam ediyoruz. Bundan sonraki sayımızda da okuyucularımıza yeniliklere hazırlıklı olsun diyoruz. . Bizden söylemesi.

Begonia Marketing & Advertising Inc. 1717 North Ocean Ave. Suite C Medford, NY 11763 631 942 8853 www.begoniamarketing.com Yayınlanan yazılardan yazarlarımız sorumludur.

Bayramlar milli ve dini duyguların örf ve adetlerin uygulanıp sergilendiği bir toplumda millet olma şuurun şekillendiği, kuvvetlendiği günlerdir. Bu vesile ile güzellik, birlik, beraberlik dolu, herzamn bir oncekinden daha güzel ve daha mutlu bir bayram olmasını temenni ediyoruz. Sağlıcakla kalın..

Nevin Bakır/İmtiyaz Sahibi Publisher ©Sultan-Mayıs-Haziran/2014- A


Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odasından (TACCI) Kaynaşma Yemeği

T

ürk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası (TACCI) olarak Pazar günü Türkiye den gelen ihracatçı firmalarımızı Javits Center da TACCI başkanı Ali Koçak ile karşılamış, bütün standları tek tek ziyaret edip sıcak temaslar da bulunmuştuk. Katılımcı firmalar bugün Türkiye ile ticaretin güçlendirilmesi adına üye firmalarımızla birlikte tanışma ve kaynaşma yemeğinde bir araya geldiler. Türk Ticaret ve Sanayi Odası ile Türkiye den gelen firmalar ticaret hacminin yükseltilmesi ve Türk ürünleri tanıtımlarının artırılması için neler yapilabileceği konusunu ele aldı.

Biz de ABD de bulunan Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası olarak kendileri ile üye firmalarımız arasında karşılıklı iş yapabilmelerine imkân sağlamaya yönelik çalışmalarımızı başlattığımızın haberini ilettik. Katılımcı firmalar bu tür bağlantıların güçlü olması halinde daha çok firmanın Amerikan Pazarında yer almak isteyeceklerini belirttiler ve TACCI üyeleri ile iş yapma imkânı sağlamayı hedeflediklerini dile getirdiler. Nevin Bakır/Tacci Yönetim Kurulu Üyesi

New York Belediye Başkanı Bill De Bilasio`dan Gracie Mansion`da İftar Yemeği New York Belediye Başkanı Bill De Bilasio”sun düzenlediği iftar yemeği Gracie Mansion` da gerçekleşti. Düzenlenen iftar yemeğine çok sa-

yıda Türk ve Müslüman gruplarının yanı sıra New York Polis teşkilatında görevli polislerimiz de katıldı. Geceye Yurtdışı Akrabalar Toplulukları Danışma Kurulu Üyesi Ali Çınar, Türk Hars Birliği Başkanı İbrahim Kurtuluş, Avukat Ayhan Öğmen, Azerbaijan Society of America Başkanı ve gece-

nin Sponsorlarından Tomris Azeri ve ATAA Başkan Yardımcısı Ceren Olga Sayan, yine gecenin sponsorlarından Ali Baba Restorantın sahibi Ali Baba ve iki yüze yakın davetli katıldı. İftar yemeğine eşiyle birlikte katılan New York Belediye Başkanı Bill De Bilasio yaptığı açılış konuşmasında “New York `ta bulunan ve her geçen gün büyüyen Müslüman topluluğu ile bir arada olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.” Konuşmasının ardından tek tek masaları ziyaret edip hatıra fotoğrafı çektirdi.

Türk Ocağında Hukuk Semineri Ogmen Law & Sultan Magazine olarak düzenlediğimiz Halk Seminerimizin bir yenisi New Jersey Türk Ocağında sıcak bir ortamda gerçekleşti. Avukatımız Ayhan Oğmen katılan vatandaşlarımıza göçmenlik yasalarındaki son gelişmeler ile ilgili bilgiler verdi. Vatandaşlarımızın merak ettiği soruları cevaplandırdı. New Jersey Türk Ocağında gerçekleşen bu seminere ev sahipliği yapan Türk Ocağı Dernek Baskanı Mehmet Yar Beye, Fatoş Özkaynak Hanıma ve katılan vatandaşlarımıza nazik ev sahipliği için teşekkür ediyoruz. New Jersey Türk Ocağı Başkanı Mehmet Yar Avukatımız Ayhan Öğmene ve dergimiz Sultan Magazine böyle faydalı bır konuda attıkları adım için teşekkür etti. ©6 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014


穢Sultan-May覺s-Haziran/2014- A


Türk-Amerikan Toplumu Türk Dostu Senatörlerle Tanışıyor

H

er geçen gün büyüyen Türk Toplumu olarak bu ülkede bizlerde varız diyebilmek için çevremizdeki Türk dostu Senatör ve Milletvekillerini desteklememiz gerekmektedir. Bunların seçilmesi halinde Türk- Amerikan toplumundaki ilişkilerimiz daha da güçlenecektir. İleride çocuklarımıza daha iyi gelecek bırakabilmek adına ve onları politikada ya da devlet makamlarında görebilmek adına onlara örnek olabilmeliyiz. Bu amaçla Kasım ayında yapılacak seçimler öncesi Türk dostu senatörler ve milletvekilleri ile sık sık bir araya gelmeye başladık Buluşmalardan bir tanesi Long Island 1. bölgeden aday Lee Zeldin ile gerçekleşti. Lee Zeldin New York Giresunlular Derneği’nin

düzenlediği pikniğe katıldı ve bu sayede Türk toplumu ile bir araya geldi.

TÜRK TOPLUMU RECCHİA`Yİ DESTEKLİYOR! Amerika`da yaşayan ve gelişen Türk Toplumunun daha da güçlü ve etkili olabilmesi amacıyla Türkiye aleyhtarı Kongre Üyesi Michael Grimm’e karşı aday olan Domenic Recchia’ya destek olmak üzere bir toplantı düzenlendi.

“TÜRK TOPLUMUNA KAPILARIMIZ HER ZAMAN AÇIK” Domanic Recchia ise yaptığı konuşmada: Staten Island ve Brooklyn de görev yapmaktan mutluluk duyacağını söyleyen Domanic; apılarının her zaman Türk toplumuna açık olduğunu belirtti. Türkiye ile ilişkilerin her geçen gün arttığını belirterek “Bu çok büyük yarış ve ben bu yarışı kazanacağım” dedi. Türk toplumu ile siyasi liderleri sık sık bir araya getirmede öncülük eden Türk Hars Birliği Başkanı İbrahim Kurtuluş’a ve Yurt Dışı Akrabalar Topluluğu Danışma Kurulu Üyesi Ali Çınar’a bu başarılı çalışmalarından dolayı tebrik ediyoruz…

Kore Gazileri Long Island’da Anıldı

L

ong Island’da yapılan Kore Gazilerini Anma Töreninde Kore Savaşında mücadele eden şehitlerimiz anıldı. Başkonsolos Yardımcısı Ayten Eler, Hars Birliği Başkanı İbrahim Kurtuluş, Birleşmiş Milletlerde görev yapan Askeri Ateşe Kurmay Albay Namık Kemal Çil, New York Giresunlular Derneği Başkanı Savaş Sahin, Amerikan Ordusunda Asker Abdi Akgün’ün de katıldığı programda Kore ve Amerikan Gazilerinin Türk Temsilcilerine ilgisi ve minnettarlığı görülmeye değerdi.

HALA ASKERLERIMIZ KAYIP Türk Hars Birliği Başkanı İbrahim Kurtuluş yaptığı konuşmasında; 179 askerimizin hala kayıp olduğunu ve onlar için dualarımıza devam etmemiz gerektiğini vurguladı. Ayrıca gelecek nesillere tarihimizi öğretmenin önemine değinen Kurtuluş, çocuklarımızı iyi yetiştirmemiz gerektiğini söyledi. Başkonsolos Yardım©8 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014

cısı Ayten Eler ise yaptığı konuşmasında Türkler ve Korelilerin ayni cephede omuz omuza savaşan kan kardeşi olduklarını, Koreli, Amerikalı ve Türk milletleri arasında güçlü dostluk ve dayanışmanın temellerinin atıldığını belirtti. “As we all know, the Korean War is sometimes called the “forgotten war.” But it will never be forgotten by the tens of thousands of veterans of that war, and their families and friends-- it brings memories and nightmares that will never be forgotten. The world which expected peace to come from victory of World War II and which yearned for security woke with terror on the morning of June 25, 1950, at a time when it had not yet recuperated from the fatigue of war, upon the sound of guns and canons exploding in Korea. The Republic Turkey which was against aggression immediately supported the United Nation as

a requirement of the Peace at Home Peace Abroad principle of founding father Ataturk. Turkey was the first nation after the US to run to the help of South Korea with 5,000 troops to a land most Turks had never heard of before, but they know freedom was at steak. Almost every Turkish family had connections with the Korean War, and Turkish troops who participated in the war came back home with a reputation as hard and brave fighters and gave no quarter in battle. Their bravery heroism requires no embellishment. Turkish troops came home as if they were Koreans... and a part of---- and sons of the Republic of Korea.” Ibrahim Kurtulus Turkish American Cultural Alliance Türk Hars Birliği


穢Sultan-May覺s-Haziran/2014- A


FİLiZ VE UĞUR KAHVECİ ÇİFTİNE ÖMÜR BOYU MUTLULUKLAR DİLERİZ Long Island’ın tanınmış ailelerinden Filiz & Uğur Kahveci çifti Villa Lombardi’de düzenlenen görkemli bir törenle dünya evine girdiler. Kalabalık bir davetli grubunun katıldığı düğünde misafirler doyasıya eğlendiler.

©10 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014


Toplum “TÜM TÜRKLER’İN DERNEĞİ OLACAĞIZ” “TAGD’in yeni Başkanı Nurettin Oflu, sadece Giresunlular’ın değil, tüm Türkler’in derneği olmayı amaçladıklarını belirterek, üye sayısını 1000’in üzerine çıkararak güçlü lobicilik yapmayı hedeflediklerini söyledi” Röp:Dilek Eski Bezirkan 38 BİNİN ÜZERİNDE GİRESUNLU VAR TAGD Başkanı Nurettin Oflu, New York Konsolosluğu’nun geçen yıl verdiği rakamlara göre Amerika genelinde 38 binin üzerinde Giresunlu olduğu bilgisini verdi. Oflu, “Giresunlular iş dünyasında ağırlıkta. Buraya gelen Giresunlular, bir iki yıl çalıştıktan hemen sonra kendi işlerini kurup, kendi işlerinin patronu olmuşlar” dedi.

Aydın ilk başkanlığını yaptı. Bu tarihten sonra Orhan Bayram dernek başkanlığını devraldı. O dönem binamız yoktu, çanta dernekçiliği yapıyorduk. Etkinlikler ve toplantılarımız için farklı yerleri kullanıyorduk. Orhan Bayram’dan sonra Cevdet Özdemir başkan oldu. Kiralık da olsa derneğe ait bir bina olmasını istedi. Böylece binamiz kiralandı. Daha sonra daha büyük bir binaya taşınıldı. 2 yıl önce şu anki yerimize kavuştuk. Cevdet Bey, 4 yıllık başkanlık yapacaktı, ancak son bir yılını tamamlamadan işlerinin yoğunluğu nedeniyle ayrılmak zorunda kaldı. Bunun üzerine yönetim kurulu kararıyla ben başkanlığa seçildim.” 1000’İN ÜZERİNDE ÜYE HEDEFİ

Amerika’da sayısal olarak odukça fazla olan Giresunlular’ın iş dünyasındaki varlıkları da küçümsenmeyecek kadar fazla. Amerika’da önemli bir yere sahip olan Giresunlular tarafından kurulan Türk Amerikan Giresunlular Derneği’nin (TAGD) yeni Başkanı Nurettin Oflu, sadece Giresunlular’ın değil bölgedeki tüm Türkler’in derneği olmayı amaçladıklarını söyledi. Oflu, “Ayrıca üye sayımızı 1000’in üzerine çıkararak Türkler’in sesini daha fazla duyurmayı ve güçlü lobicilik yapmayı hedefliyoruz” dedi. “VALİ DERNEK KURUN’ DEDİ” 2008 yılında dönemin Giresun Valisi Mustafa Taşkesen’in bazı temaslarda bulunmak üzere Amerika’ya geldiğini belirten Oflu, kendilerinin derneğin olmamasından yakındığını ifade etti. Bunun üzerine derneğin kurulması önerisinde bulunduğunu kaydeden Oflu, şunları söyledi: “Ziyareti esnasında derneğimizin olmadığını gördü ve Giresunlular’ın Amerika’da sayılarının çok olduğunu ve bir derneğin kurulmasıgerektiğini söledi. ‘Çok üzülüyorum, bir Giresun valisi olarak gittiğim toplantılarda ya da katıldığım etkinikte Giresunlular’ın varlığını görmek isterdim. Sizden derneğin kurulmasını rica ediyorum’ dedi. Böylece o yıl dernek kuruldu. Sebahattin

Şu anda derneğin 700 üyesi olduğunu, ancak aktif üye sayısının 250 in üzerinde olduğunu ifade eden Oflu, “Hedefim 1000 üyeyi aşmak. Bunu gerçekleştirmem halinde belediyelere gidip lobicilik yapmayı planlıyorum” diye konuştu. Üye sayısını artırmanın kısa vadedeki hedefi olduğunu, bunun için de gerekirse kapı kapı dolaşağını ifade eden Oflu, “Bulunduğum bölgede 5-6 bin Türk’ün yaşadığı söyleniyor. Dolyısıyla burada yaşayan sadece Giresunlular değil, Türkiye’nin heryerinden insanlar yaşıyor. Bu sebeple Başkanlık dönemimde sadece Giresunlular’ın değil, Amerika’da herkesin derneği olmayı amaçlıyoruz” dedi. Çevrelerinde bulunan herkesin derneğe üye olabileceğini ifade eden Oflu, “Üye sayımızı artırmak önemli. Çünkü derneğin başka geliri yok, dolayısıyla üye sayısını artırarak gelecek aidatlarla derneğin gelirini artıracağız. Mevcut binamızın şu an bize yıllık 30 bin dolar masrafı var. Bunu ödeyebilmemiz için üye sayımızı artırmalıyız. Biz Türk’üz, biz de varız diyebilmek için üye sayımızı artırmamız gerekiyor” diye konuştu.

MÜLKİYETİ DERNEĞE AİT BİNA ARAYIŞI Mülkiyeti kendilerine ait ve tüm sosyal aktivitelerin gerçekleştirileceği bina arayışı içinde olduğunu kaydeden TAGD Başkanı Nurettin Oflu; “Binayı bulduğum an Amerika’daki tüm Giresunlular’ı dolaşıp maddi destek de bulunmalarını isteyeceğim. Herkes kendi bütçesine uygun destekte bulunursa kendi binamız olur dedi. Şu andaki kiralık olan Edgewater Park’taki binalarının da 120 kişilik kapasiteye sahip olduğunu da kaydeden Oflu, tüm toplantılar , kına gecesi, nişan,ve doğum günü partileri için kiralanabileceğini ifade etti.

ÇOCUKLARA TÜRKÇE DERSİ Dernek olarak bugüne kadar toplum yararına birçok etkinlik düzenlediklerini ve bundan sonra da düzenlemeyi sürdüreceklerini ifade eden Oflu, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Burada doğan Türk çocuklarına kendi gelenek ve göreneklerimizi aşılamayı arzu ediyoruz. Bu kapsamda hafta sonu çocuklarımıza yönelik Türkçe dersi veriyoruz. 27 çocuğumuza Türkçe öğrettik. Bunlara devam edeceğiz. Bunun dışında Amerikan vatandaşı olacak olan üyelerimiz için de bu sınava hazırlıyoruz. Bu bölgede oturan yaşlılarımıza yönelik İngilizce kursu düzenledik. “Öte yandan New York Giresunlular Derneği’nin kendi derneklerinin herhangi bir şubesi olmadığını da kaydeden Oflu, ancak birçok eyaleeten derneğin şubesi olmak için teklifler geldiğini ve bunları değerlendirme aşamasında olduklarını dile getirdi.

©Sultan-Mayıs-Haziran/2014- A


ORUÇ, İSLAMIN BEŞ ŞARTINDAN BİRİ Raşit Koç/ Mevlana Camii/ Long Island

A

YOLCULUK VE HASTALIK

nu belirten ayetin (2/183) peşinden, orucu daha sıkıntılı hale getirmesi muhtemel iki durumu (hastalık ve yolculuk), orucun tutulmamasına bir mazaret olarak zikredilmiştir; “Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakiri doyuracak fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır (Bakara 2/184)”. İbaresi geçen bu ayet Ramazan orucunu tutmamayı mubah kılan özürleri (mazeret) bildirmektedir; bunlar, yolcu olma (sefer) ve hastalık halidir. Yolcu olma, uzun süreli araba yolculuğu veya uçak yolculuğunda oruç tutmama ruhsatı vardır. Ramazan ayının bitiminde bayram günlerinden sonra uygun bir günde ramazan ayında tutulamayan oruçlar kaza edilebilir.

Oruç tutmak, diğer ibadetlere kıyasla biraz daha sıkıntılı olduğu için Kur’an-ı Kerim’de , oruç tutmanın farz olduğu-

Hastalık halinde de oruç tutmama ruhsatı vardır. Ramazan ayında tutulamayan oruçlar Ramazan ayı bitiminde

yların sultanı olan mübarek Ramazan ayınin en önemli özelliği, yetişkin olan bir müslümanın bir ay boyunca oruç tutma zorunluluğudur. Oruç, İslam dinin beş şartından biridir. Peygamberiz bu hususu “İslam beş şey üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka Tanrı olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık etmek, namaz kılmak, zekat vermek, ramazan orucunu tutmak ve gücü yetenler için Beytullah’ı ziyaret etmek(hac) diyerek bildirmiştir, (Buhari, “İman”,34,40). Yetişkin bir müslümanın oruç tutma zorunluluğu Kur’an-ı Kerim’de: “Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz (Bakara 2/183)” ayetiyle bilgimize sunulmuştur.

me hakkı bu karşılığın değerini ortaya koymaktadır. Oruç, nefsin isteklerinden iradi olarak uzak durma olması nedeniyle bir irade eğitimi, açlık ve susuzluğun verdiği sıkıntıya dayanma yönüyle de bir sabır eğitimidir. Nefsin isteklerinin kontrol altına alınmasında, ruhun arındırılıp yüceltilmesinde oruç güçlü bir etkendir. Bu orucun değişik biçimlerde de olsa hemen hemen bütün dinlerde ve kültürlerde nefisle mücadele yolu olarak kabul gördüğünü açıklar. Zikri geçen ayet (2/183) Bizim dinimizden önce gelen dinlerde de oruç farz kılındığını bildirmektedir. Şekli ve süresi müslümanların tuttuğu oruca benzemese de Yahudiler’in, Hiristiyanlar’ın ve diğer din saliklerinin kendilerine has oruçları olduğunu bu ayet teyid etmektedir. (Bknz. Yaşayan Dünya Dinleri,

Oruç ibadeti gösterişin (riya) en az karışacağı bir ibadet olduğu için sevabı en fazla olan ibadetlerden biri olarak kabul görmüştür. Peygamberimiz’den nakledilen bir hadiste Allah, “Oruç benim içindir; onun karşılığını ben vereceğim” (Buhari, “Savm”,2,9) buyurmuştur. Oruç tutmanın sevab olarak karşılığı çok yüksektir. Oruç tutanların cennetin “reyyan” adlı kapısından gir-

http://eogrenme.anadolu.edu.tr/ eKitap/ILH2009.pdf

©12 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014


bayram günlerinden sonra uygun bir günde kaza edilebilir. Oruç tutmama ruhsatı ayette (2/184) geçen sefer ve hastalık halinin dışında, gebelik, çocuk emzirme, yaşlılık, ileri derece açlık ve susuzluk, zor ve meşakkatli işlerde çalışma durumunda da geçerlidir. Bu durumlarda olanlar oruç tutmama ruhsatını kullanır ve ramazandan sonra uygun günlerde kaza ederler. TABAN 10 DOLAR Oruç tutmama ruhsatını gösteren bu ayette ayrıca oruç tutmamaya hiçbir zaman muktedir olamayacaklar için fidye ödeme ruhsatı verilmiştir. Maddi gücü olup oruç tutma gücü olmayanlar her bir oruç günü için 10 dolar taban olmak üzere senenin tüm Ramazan günleri için bir fakire veya fakirlere güne gün veya toplam olarak Ramazan bitiminden önce ödeme yapmak zorundadırlar. Sıralanan bu tüm oruç tutmama ruhsatlarına rağmen oruç tutmak için gayret göstermek, vaktinde tutalamayan oruçları uygun bir zamanda kaza etmek daha değerlidir. Cünkü ruhsatı veren ayetin (2/184) sonunda “Oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır” ibaresi geçmektedir. En değerli ibadetlerden biri olması sebebiyle Ramazan ayını oruçla geçirmek, çocuklarımıza orucu tavsiye edip oruçlu günlerinde onları ödüllendirmek böylece Allah’ın farz olarak bizlere emrettiği bir ibadeti ifa edip manevi değerlerimizi yükseltmek temel hedefimiz olmalıdır. Zor ve çetin yaz sıcağında tuttuğumuz oruçlarımıza ilaveten üzerimize farz olan 5 vakit namazı kılmak, gücümüz nisbetinde bolca yardımlar yaparak yoksul insanları ve yakınlarımızı sevindirmek bu ramazanı nasıl daha güzel eda edebilirim? sorusunun en güzel karşılığı olacaktır. İdrak edeceğimiz Ramazan ayının hepimize ve sevdiklerimize hayırlara vesile olmasını diliyorum.

RAMAZAN’DA BESLENMEYE DİKKAT!

G

ündüzlerin uzamasıyla birlikte Ramazan ayında oruç süresince aç kalınan zaman artıyor. Bu nedenle oruç tutanlar, sağlık sorunları yaşamamak için özellikle beslenmelerine dikkat etmeleri gerekir. Beslenmeye dikkat edilmemesi halinde iftarda yeme atakları yaşanmasına sebep olacağı gibi bunun sonucunda Ramazan ayının ardından kilo artışı da olabilir. Peki sağlıklı bir Ramazan ayı geçirmek için neler yapılmalı? SAHUR KESİNLİKLE ATLANMAMALI Öncelikle Ramazan ayında 2 ana öğünden biri olan sahur kesinlikle atlanmamalı. Uzun süreli açlıklar metabolizmanın yavaşlamasına neden olacağı için, sahurun yapılması oldukça önemli. Kahvaltılık türünde, çok ağır olmayan fakat aynı zamanda tok tutucu besinler tüketmek gerekir. Tuzlu peynir, zeytin, salam, sucuk gibi gıdalardan ise uzak durulmalı. Bu tür besinler hem gün içerisinde susuzluk hissini artırır, hem de yağlı oldukları için kilo artışına neden olurlar. Bu nedenle sahurda daha çok hafif kahvaltı, çorba, az yağ ile hazırlanmış zeytinyağlılar tercih edilmeli. Mide rahatsızlıklarının oluşmasının engelleyebilmek için özellikle yağlı besinlerden, kafein içeren kahve ve kakao tüketiminden kaçınılmalı ve yemeğin hemen üzerine uykuya yatılmamalıdır. Yaz aylarında artan sıcaklardan dolayı, oruç tutan bireyler sahurda ve iftardan sonra belli aralıklarla bol su tüketmelidirler. İFTARDA MİDEYİ YORMAYIN İftar, uzun süren açlığın ardından yenilen ilk yemek olduğundan oldukça önemlidir. İftarda yemeklere bir anda aşırı yüklenmek mideyi zorlayabilir. Bu nedenle iftara su ve çorbayla başlamak ve yemekleri uzun süre çiğnemek mideye çok yüklenmemek için önemli. Çay içilecekse, yemeğin üzerinden 45 dakika geçmiş olmasına özen gösterilme. İftarda çorba, et-tavuk veya balık gibi yağsız-derisiz et çeşitleri, sebze ve kuru baklagil yemekleri,çeşitli sebzelerden oluşan salatalar, bulgur, tarhana, erişte gibi tam taneli tahıllar, çavdar, tam buğday veya karışık, çok tahıllı ekmekler, hazmın kolaylaşması için komposto veya hoşaf öncelikli olarak tercih edilmeli. İftar sonrası ara öğünde mevsime uygun taze meyveler, dondurma veya sorbet, sütlü tatlılar, kuru meyveler ve yağlı tohumlara öncelikli olarak yer verilmeli. Aynı zamanda iftar sonrası yapılacak fiziksel aktivite ile yavaşlayan metabolizma hızlandırılabilir ve böylelikle kilo alma durumunun da önüne geçilmiş olur.

Not: Ramazan ayı ve Oruç hakkında daha geniş bilgi almak isteyenler “http://ramazan.diyanet.gov.tr/” adresine müracaat edebilirler.

©Sultan-Mayıs-Haziran/2014- A


GURBETTE BAYRAM Dilek Eski Bezirkan “Eskiden bayramlar buluşma, kaynaşma ve paylaşma demekti.. Hala bu anlayış sürdürülmeye çalışılsa da gurbette bayram yaşamak daha da zor. Zor da olsa gönlünüzce bayramlarınız olsun.”

Küçük yüreklerde büyük bayram sevinçleri yaşanırdı.. Sabahı zor ederdi küçükler.. Yastık altına saklanan ayakkabıları biran önce giyme, minik ellere yakılan kınalar vardı bayram sevinçlerinde. Bayram harçlığı ve şekerler için de çoktan hazırdı taşınabilecek büyüklükteki torbalar…

ba? Kaç çocuk ayakkabısını yastığının altında bayram sabahı giymek üzere saklıyor, bayram sabahına kınalı elleriyle uyanmak istiyor? Kaç kişi bayram sabahında camilerde başlayan bayramlaşmayı yaşayabiliyor? Ya da yuvasında bayram heyecanını yaşayabiliyor mu doyasıya?

Büyükler ise küçüklerin bu sevinçleriyle bayramları bir başka yaşarlardı. Bayram aynı zamanda mutlulukların paylaşımı, dostların buluşması, sahip olduğun güzelliklerin de paylaşımı demekti. Erken kalkılırdı bayram sabahlarında. Temizliğin, saflığın kokuları eşlik ederdi bayram sabahlarına. Büyüklerin bayram namazından gelmelerinin telaşı vardı bir de. Çoktan hazırlanan büyük kahvaltı sofraları beklerdi büyüklerin yollarını. Camileri dolduran büyüklerin ilk bayramlaşmasının ardından evlerde bayramlaşma heyecanı yaşanırdı. Önce yuvada başlardı bayramlaşma heyecanı, sonra akrabalar, komşular derken yumak yumak büyürdü bu heyecan…

Bu soruların yanıtlarına çoğumuzun maalesef ‘hayır’ dediğini duyar gibiyim. Bu heyecanı yaşayan nesil için artık bu sevinçleri yaşayamamak çok üzücü. Hep bir eskiye özlem yüreklerde öylece duruyor. O nedenle dillerden“ Nerde o eski bayramlar?” sözleri düşmez. Yüreklerin başka bayramlar yaşamasına inat eskiyi özleten, aratan bayramlar yaşanır. Bayram sevinçlerinin saflığıdır özlenen, içtenliğidir özlenen bayramlar.

Günümüzdeki bayramlarda bu heyecanların ne kadarı yaşanabiliyor aca©14 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014

Memleketinde bile eski bayramlar aranırken, özlenirken gurbette bayram yaşamak daha bir üzer insanları. Eski bayramların özleminin yanına bir de yabancılaşan duygular da katılır. Daha bir ararsın eski bayramları. Hatta memleketinde olup özlemene rağmen yaşamak zorunda kalınan bayramları bile tercih edersin gurbetteki bayram-

lara. Gurbetin ağırlığı bir başkadır. Ne seni anlayan, ne de aynı heyecan için atan yürekler vardır çevrende. Memleket özlemi bayramlarda daha bir ağır olur. Bu ağırlığın altında buruk yaşadığın bir bayram olur sadece. Ama bir avuç insan da olsa, gurbetliğin ağırlığı da olsa yine de doyasıya yaşanmak ister bayram heyecanını aile ile, eş ile dostla… Çünkü onlarla aynı dili konuşuyor, aynı duyguları yüreğinde taşıyorsundur. Çocuklara bayram sevincini yaşatmanın heyecanı da vardır büyük yüreklerde. Onların sevinci, bayram sevincini katlar çünkü. Sultan Magazine ailesi olarak her zaman gurbette zor olsa da güzel bir Ramazan ayı ve bayramı yaşamanızı dileriz. Ailenizle, sevdiklerinizle eskileri aratmayan bayram sevinçleriniz olsun.. Küçük yüreklerin bayram sevinçleri bol, torbaları şekerle dolsun.. Herşey gönlünüzce, hayatınız hep bayram olsun..


穢Sultan-May覺s-Haziran/2014- A


İş Dünyası TACCI’DEN İŞADAMLARINA “KATILIN” ÇAĞRISI Dilek Eski Bezirkan “Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi OdaAv. Ayhan Öğmen sı’nın (TACCI) yeni Başkanı Ali Koçak, Ticaret Odasinin uzun vadeli yaşaması için J-1 Vizesine Sponsor tüm işadamlarının katkıda bulunmasının olabilme imkânı sağlanacak öneminden bahsetti ve katılmaları çağrıTACCI nin yeni dönem Başkan sında bulundu” Yardımcılarından Avukat Ayhan Öğmen TACCI nin yeni yönetiminin Türkiye ile ABD arasındaki uzun suredir geliştirilmeye çalışılan ticaret hacminin artırılması için ciddi çalışmalar yapılacağını belirtti.

TACCI yeni yönetimi ile uzun yıllardır Türkiye ile ABD arasında oluşturulmaya çalışılan köprü olma görevini yerine getirecek, Türkiye den gelecek olan iş adamlarımızın ilk uğrayacağı kapı olması için gerekli alt yapı oluşturulması yönünde çalışmalar yapılacak, is adamlarımızın ABD pazarında başarılı olmaları için gerekli adımları atılıp bağlantılar kurulacak. TACCI ABD de bulunan Türk kökenli işletmelerimiz ve firmalarımız ile yakın temaslar kurarak onların yaşadığı ticari sorunlara çözümler arama yoluna gidecek. Ticaret odamızın ABD de State Department tarafından verilen J-1 vizesine (Staj Vizesi) Sponsor olabilme imkânı sağlanıp, Türkiye den her yıl gelecek binlerce stajyer öğrencilerimize ABD deki Türk ve Amerikan kökenli firmalarda staj imkânı sağlanması için çalışmaları çok ciddi bir şekilde yapacak. Bu sayede hem Türkiye den gelen genç beyinlere ABD de güvenli bir şekilde tecrübe imkânı verilecek hem de Türkiye ile ABD arasındaki iş ilişkilerinin güçlenmesi sağlanacak. ©16 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014

A

merika’daki Türk iş dünyasının önemli kuruluşlarından Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TACCI) yeni Başkanı Ali Koçak, yeni dönemde birleştirici, barışçı, dinamik ve herkese kapısı açık olan bir TACCI olacağını belirterek, tüm Türk işadamlarına katılmaları çağrısında bulundu. Yeni dönemdeki vizyon çalışma ve hedeflerini Sultan Dergisi’ne açıklayan Koçak, yeni dönemde özellikle kapılarının herkese açık olduğunu vurgulayak herkesin destek ve katkılarını beklediklerini söyledi. Yeni dönemde kısa ve uzun vadeli olmak üzere hedefler belirlediklerini ifade eden Koçak özellikle birleştirici, barışçı, dinamik herkese kapısının açık olduğu bir TACCI hedefliyoruz” dedi. Kısa vadeli projelerini kendi yönetim süreleri kapsamında değerlendirdiklerini ifade eden Koçak, “Uzun vadeli ise TACCI’nın bundan sonraki süreçte de kalıcı, yani bizden sonra da devam edecek projeler hedefliyoruz” diye konuştu. TİCARİ İLİŞKİLERDE KÖPRÜ GÖREVİ Kısa vadeli hedeflerin başında özellikle network faaliyetlerine ve ticaret odasinin üye sayısının artırılmasına ağırlık vereceklerini vurgulayan Koçak, şunları söyledi: “Türkiye’deki iş dünyası ile ilişkilerimizi artırmayı ve

Mustafa MERÇ: Üye Sayısını 100’un Üzerine Çıkaracağız TACCI yeni yönetiminde başkan yardımcılığına seçilen Mustafa Merç, bir yıl içerisinde üye sayısını 100’e cikarmayı hedeflediklerini söyledi. Aynı zamanda TACCI’nin geçmiş dönem başkanları arasında da yer alan Merc, seçimlerin hemen ardından komitelerde görev dağılımının yapıldığını belirterek, kendisinin de üyeliklere yönelik komitesinin başına getirildiğini kaydetti. TACCI’nın Amerika’da ticari şirket olmak üzere 43 üye, Türkiye’de de ticaret ve sanayi odası olmak üzere 13 üyesi, toplam 56 üyesi olduğunu ifade eden Merc, “İlk hedef olarak 1 yıl içinde üye sayısını 100’un üzerine çıkarmayı planlıyoruz. Ondan sonra da inşallah bu sayıyı daha çok artırmaya çalışacağız. Arkadaşlarla birlikte bu konuda çalışacağız” diye konuştu. Türk ve Amerika’nın ekonomik ilişkilerine katkı sağlamaya çalışacaklarını kaydeden Merç, “Ticaret Odası olarak da üye sayımızı ne kadar çok artırırsak hem daha çok etkinlik düzenleyebiliriz hem de buradaki toplumun sorunlarına çözüm üretmekte etkili oluruz. Bu üye tabanının büyümesi ile olur” dedi.


buradaki işadamlarımıza komiteler aracılığıyla köprü görevi görmek istiyoruz. İki ülke arasındaki işbirliğini artırmayı amaçlıyoruz. Üye sayısının artırılarak ilişkilerin güçlendirilmesi, Türkiye’den buraya gelecek olan yatırımcı ya da ihracatçılara destek olmayı ve güçlerini artırmayı amaçlıyoruz. Türkiye’ye yatırım yapmak isteyenlere de yardımcı olmak amaçlarımız arasında yer alıyor. Aynı zamanda aylık seminerler düzenlemeyi planlıyoruz. Bu seminerlerde iki ülke arasındaki ticareti anlatmaya ve geliştirmeye yönelik içerik ve konuşmacılar olacak. “

güzel işler yapacağımıza inanıyorum. Bunu yönetimimizde de görüyorum. Ayrica vize, kaynak oluşturma, derneğin bütçesinin artırılması ve daha geniş tabana yayılma gibi hedeflerimiz de var” diye konuştu. Aynı görüş ve öneriler de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin de görüş istediğini belirten Koçak, “Bu işe herkesin katkısını bekliyoruz. Toplumumuzdan istediğim, bu benim ya da yonetim kurulu üyemizin kurumu değil. Bugün varim yarın yokum. Tüm Türk işadamlarımızdan ricam gelsinler, sahip çıksınlar, katkıda bulunsunlar ki uzun vadeli yaşatalım” dedi.

“HERKESİN KATKISINI BEKLİYORUZ”

Amerika’daki Türk iş dünyasını da değerlendiren Koçak, “Türkler’in iş dünyasında varlığı daha çok restaurant ve benzin istasyonları kurarak başladı. Ancak şu anda Türkler, her alana yayılıyor. Dolayısıyla gerek yaratılan iş hacmi, gerekse iş alanı daha genişledi. Biz de TACCI olarak ABD deki Türk iş dünyamızın daha büyümesine vesile olacağız” diye konuştu.

Tüm yönetim kurulu üyelerinden nelerin yapıbileceğine ve TACCI’yi nerede görmek istediklerine ilişkin görüş ve öneri istediğini ifade eden Koçak, “Buna göre bir vizyon çizmek istedik. Bunun sonucunda çok önemli fikirler geldi” dedi. Gelen öneri ve görüşler sonucunda katkıda bulunmaya hazır, dinamik ve uyumlu bir yönetime sahip olduğu sonucuna vardığını kaydeden Koçak, “Dolayısıyla bizim çok daha

©Sultan-Mayıs-Haziran/2014- A


Teknoloji Alper Kızıltaş FORD MOTOR’DAN DAVET Projeyle ilgilenen oldu mu?

D

ünyaca ünlü Amerikalı araba şirketi, Ford, otomotiv endüstrisi için çevreye duyarlı, hafif, geri dönüştürebilir kompozit malzemeler üzerine çalışması için davet etti. Bunun üzerine Michigan’da, Ford’un merkez kampüsünde dünyaca ünlü Sürdürülebilir Plastik Araştırma Grubu’nda 6 ay staj yaptım. Bu sırada bioplastiklerin petrol türevi plastiklerin yerine arabalarda kullanılması, selüloz ve selülozik bazlı maddelerin mühendislik plastikleri ile kullanılması ve araba koltuklarında kullanacak biyo-esaslı esnek nanopoliürethan köpüklerin üretilmesi projelerinde çalıştım. Ford’daki ön çalışmalarımda çok düşük miktarlarda ve değişik nanaparçacıklar kullanılarak, köpük reçetesindeki soy oranın artırabileceğini ve elde edilen esnek köpük malzemenin yüksek mekanik ve termal özelliklerinden dolayı, araba koltuklarının yanı sıra, arabaların diğer kısımlarında kullanabileceğini gösterdim.

T

ürk dahi Alper Kızıltaş’ın geliştirdiği proje sayesinde otomotivlerde hafifleme ve yakıt tasarrufu sağlandı. Dünyaca ünlü otomotiv firması Ford Motor’dan geliştirdiği proje sayesinde davet alan ve çalışmalarına bir süre burada devam edecek olan Kızıltaş, kazandığı deneyimlerin ardından Türkiye’ye döneceğini ve otomotiv sektörüne katkıda bulunacağını ifade etti. Proje ile birçok ödülün sahibi de olan Kızıltaş, Sultan Magazine’in ©18 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014

ARABALAR HEM HAFİFLEDİ, HEM DE YAKIT TASARRUFU SAĞLADI sorularını şöyle yanıtladı:

-Kendinizden kısaca bahseder misiniz? 1985 yılında Kars-Sarıkamış’ta doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Sarıkamış’ta tamamladıktan sonra Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği’nden 2004’de mezun oldum. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2007’de yurtdışında yüksek lisans ve doktora eğitim bursu için açtığı sınavı kazandım ve halen Bartın Üniversitesi adına, selüloz mikro ve nanokompozitleri alanında dünyaca ünlü olan Maine Üniversitesi’ nde eğitimime devam ediyorum.

-Projeniz ile ilgili bilgi verir misiniz? Geliştirdiğim proje atık halılardan elde edilen mühendislik plastiklerinin (nylon 66) selüloz ile güçlendirilerek elde edilen kompozit malzemenin otomobil endüstrisinde direnç gerektiren ve ısıya karşı dayanaklı olan kaput altında kullanılması projesi ile 2012-2013 yılı için verilen bursa, otomobil endüstrisinde uzman ve bu sektöre yön veren insanlar tarafından oluşturulan jüri tarafından layık görüldü. Bu proje ile daha ucuz, hafif ve geri dönüştürebilir araba parçacıkları üretimi mümkün olacak. Ayrıca bu proje sayesinde dünya da gittikçe artan hali atıkları sonucu ortaya çıkan çevre kirliliği de azalacak. Yapılan araştırmalara göre yüzde 10 ağırlık azalmasının otomobillerde yüzde 7 yakıt tasarrufu sağladığını ortaya koyuyor. Geliştirdiğim kompozit malzemenin otomobil endüstrisinde kullanılan çelik malzeme ile yer değiştirmesi sonucu yüzde 60’lar civarında ağırlık azalması olacak.

-Bu projeyi hazırlama fikri nasıl oluştu? Günümüzde nanokompozit malzemeler çeşitli mühendislik uygulamaları için kullanılmakta ve bu malze-

melerin sahip oldukları iyi performans özelliklerinden dolayı, özellikle otomobil endüstrisinde fazlaca kullanılan çelik ve aluminyumun yerine kullanılmakta. Toyota şirketinin 1991 yılında nanokompozitleri araçlarında kullanmasından sonra, dünyada nanokompozitlerin otomobil endüstrisinde kullanılması üzerine birçok çalışma yapılmaktadır. Ülkemizde bu alan tamamen yeni olmakla birlikte sellüloz mikro/nanoparçacıkları ile güçlendirilirmiş halı atıklarının, dünyada ve ülkemizde hızla gelişen otomobil endüstrisinde kullanması konusunda yeterli ve detaylı bir çalışma bulunmamaktadır. Otomobil endüstrisi için gerekli olan mikro/nanokompozitlerin üretiminde selüloz mikro/nano parçacıkları ve geri dönüşüm plastiklerin kullanılabildiği ve ülkemizdeki atıl vaziyetteki halı atıkları (geri dönüştürülmüş mühendislik plastiği (naylon 6&66) kaynağı) göz önüne alındığında, bu kompozitlerin üretimi için iyi bir potansiyele sahip olduğumuz görülmektedir. Ancak bu tip bir üretimin gerçekleştirilmesi için ihtiyaç duyulan bilgi birikimi, danışmanlık ve yol göstericilik misyonunu üstlenecek alt yapıya sahip araştırma kurumları yeterli sayıda bulunmamaktadır. Hedeflenen proje ile ile plastik, hali, kompozit ve otomobil üreticilerinin, halı atıklarından elde edilen mühendislik plastiğinin (Naylon 6&66) mikro/nanoselüloz parçacıkları ile güçlendirilerek otomobil endüstrisinde kullanılması ile ilgili ihtiyaç duyduğu bilgi ve uygulama eksikliğinin giderilmesi bu projenin ortaya çıkmasında en önemli etken olmuştur.

-Projenize ilgi nasıl? Ford Motor’un otomotiv endüstrisi için çevreye duyarlı, hafif, geri dönüştürebilir kompozit malzemeler üzerine çalışması için davet etmesinin yanı sıra doktora eğitimimi tamamlamadan önce araba endüstrisinde kulanılacak plastik malzeme üreten birçok şirketten de iş teklifi aldım. Otomotiv


kompozitleri bölümü bursun yanı sıra diğer önemli organizasyonlardan, alanı ile ilgili yapılan değişik uluslarası konferanslarda en iyi sözlü/poster sunum ödülleri, University of Maine’de Orman ve Doğa Bilimleriri Fakültesi’nde En iyi Doktora öğrencisi ödülü, Üniveşity of Maine’de en iyi lisans öğrencisi yetiştiren doktora öğrenci ödülü (Üniversite bünyesinde sadece iki kişiye verilen önemli bir ödül) vb) gibi 20’ye yakın ödül kazandım. Selü-

loz micro ve nanoparçacıkları güçlendirilmiş malzemeler üzerine iki patent başvurusu ve 20 ye yakın makale de bulunmakta. -Bundan sonraki çalışmalarınız ile ilgili bilgi verir misiniz? University of Maine eğitimimi tamamladıktan sonra, Michigan da Ford Şirketinde, ARGE mühendisi olarak, çevreye duyarlı, hafif, geri dönüştürebilir

Ebru Kiracı, M.S.CHEMİCAL SCİENCES&YOGA INSTRUCTOR

kompozit malzemeler üzerine çalışmalarıma devam edeceğim. Orman Endüstri Mühendisi olarak otomotiv alanında çalışacak ilk kişi olacağım. Bir kaçyıl tecrübe kazandıktan sonra Türkiye’ye döneceğim ve otomobil sektörüne katkıda bulunmak için çalışacağım.

Sağlık

SICAK YOGA İLE CANLANMAK MÜMKÜN 40 DERECEDE YAPILIYOR Bıkram yoga, 40 derece sıcaklığında yapılan Bıkram Choudhury tarafından geliştirilen birbirini takip eden 26 yoga pozu başta ve sonda olmak üzere 2 nefes egzersizinden oluşan bir yoga türüdür. Bu yoga türünde yoga yapılan alanın 40 derecede tutulmasının nedenlerinden bazıları: 1) Kasları derin esnemelerden korur. 2) Kanı incelterek dolaşım sisteminin temizlenmesini sağlar. 3) Gözenekleri açarak toksinlerin dışarı atılmasını sağlar. Sıcak yoga tüm cildi, dokuları, kasları, bağları, tendonları ve eklemleri çalışmaya dahil etmek, kan dolaşımını, salgı bezlerini ve sindirimi ihinsel ve bedensel rahatlauyarmak ve sinir mayı sağlayan, mutlu olmayı sistemini dengeve mutluluk vermenin yollalemek üzere tasarrını arayanların uğraş verdiği yoga lanmıştır. Çalışma Amerika’da oldukça popüler hale boyunca toksinler geldi. Meditasyon olarak da bilinen atılır,- ki bu genç egzersizlerden oluşan yoganın kalabilmenin birinci koşullarından farklı türleri bulunuyor. Bu yabiridir. Tüm vücut zımda “Bıkram” yani “sıcak yoga oksijenden üst se”hakkında sizlere bilgi vereceğim. viyede faydalanır. Özelikle yaz aylarına girdiğimiz Konsantrasyon şu günlerde birçoğumuz güneşin artar ve doku yeyakıcı sıcağından dolayı kendinilenmesi hızlanır. mizi halsiz hissederiz. Bedenimizi Bu çalışmanın dış canlandırmak ve enerji vermek etkileri ise dengeiçin sıcak yoga sizlere fazladan bir li ve dik bir duruş, dinçlik sağlayacaktır. Bunu nasıl dayanıklı bir kas yapacağız? Sıcak yogayı herkes yayapısı, artan eklem pabilir mi? Sıcak yogayı nerelerde kabiliyeti, esnekyapabiliriz? Bu soruların cevabını lik ve artan enerji burada bulacaksınız. olarak görülür.

Z

KAS YAPISINI ARTIRMA VE ZAYIFLAMA Özellikle 35 yaşını geçen bayanların kas yapılarını arttırmak için bu yogayı tavsiye ediyorum. Kimi bayanlar pre-menopoz yaşına daha erken girebiliyorlar. Bu da kas kaybı ve güçsüzlüğe neden olabiliyor.Sıcak yoga yaparak zayıflayabilirsiniz. Tabi bu sizin ne kadar kararlı olduğunuza bağlıdır. Hafta da 3 gün bıkram yoga ile her dersin sonunda yaklaşık 800 kalori verebilirsiniz. KİMLER YAPAMAZ? 1) Ciddi kalp hastaları ve tansiyon rahatsızlıkları olanlara tavsiye edilmez. 2) Terlemeye hazırlıklı olun bu yüzden sıvı dengenizi de korumak için seans sırasında minerallı su veya normal su içmeyi ihmal etmeyin. 3) Bıkram yoga sıcak bir sahil kenarında açık havada da yapılabilir. Mekanı sadece 40 derece sıcaklıkla sınırlamayalım. 4) Seansta giyeceğiz kıyafeti ince pamuklu olarak seçmeye özen gösterin. 5) Seanstan önce yaklaşık 1 saat öncesinden hafif bir öğün yiyin. Sağlıklı bir zayıflama sağlıklı bir öğün ile olacağından benim şeker krizlerimle başa çıkmamı sağlayan çok güzel bir kitabı size tavsiye edeceğim. Kitabın ilk sayfasında Hz.Mevlanın sözünü görmem merakımı attırdı. Sufi bir yazardan yoga ile uğraşan bir bireyin beslenmesine dair inanılmaz güzel tavsiye ve görüşleri bulacaksınız. ”The Yoga of Eating”/Charles Eisenstein Mutlu ve sağlık dolu bir yaz dilerim.

©Sultan-Mayıs-Haziran/2014- A


Hukuk Avukat Ayhan Öğmen

OGMEN LAW PLLC. 61 Broadway, Suite 3000, New York, NY, 10006 Phone:212-245-7070 aogmen@ogmenlaw.com www.ogmenlaw.com

Suça Maruz Kalanlar Yeşil Kart Alabilir mi?

S

uç Faaliyeti Mağdurları için ‘’U’’ Vizesi. ‘’U’’ vizeleri, birtakım belirli suçlardan dolayı istismara maruz kalmış ve bu yüzden de gerek ruhsal, gerekse de fiziksel mağduriyet içinde bulunan ve bu suç faaliyetlerinin soruşturulması veya kovuşturulmasında ilgili makamlarla , güvenlik birimlerine yardımcı olabilecek kişilere verilmektedir. Bu kişilerin 4 yıla kadar olan bir süre için Amerika Birleşik Devletleri’nde geçici statüde yasal ikamet etmelerine ve çalışabilmelerine imkân sağlamaktadır. Ayrıca bu kişilerin eş ve 21 yaşından küçük çocukları da kendilerine eşlik etmek üzere vize müracaatında bulunmaları da mümkündür. Bu vize türü 2000 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongresi tarafından Şiddet ve Kaçakçılık Mağdurlarını Koruma Yasası’nın (Victims of Trafficking and Violence Protection Act) bir parçası olarak kabul edilmiş ve yürürlüğe konmuştur. Yasanın çıkarılmasındaki esas amaç, gerek güvenlik birimlerinin aile içi şiddet, cinsel taciz ve insan kaçakçılığı, ayrıca benzeri suçların soruşturulmasındaki faaliyetlerini güçlendirmek,gerekse de bu tip suçlardan

©20 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014

mağdur duruma düşen kişileri korumak, onların ilgili güvenlik birimlerine bu tip suçların kovuşturmasında yardımcı olmalarını temin etmek ve güvenlik birimlerinin suç mağdurlarına daha iyi bir hizmet sunmalarını sağlamaktır. ‘’U’’ Vizesi Kimlere Verilir? Bu vize türüne müracaat edebilmek için belirli suçlardan dolayı mağdur duruma düşmüş olmak gerekmektedir. Ayrıca bu suçların Amerika Birleşik Devletleri’nde işlenmiş olması veya Birleşik Devletler kanunlarının ihlal edilmiş olması gerekmektedir. Bu suçlar arasında şantaj, adam öldürme, cinsel taciz, ırza geçme, cinsel istismar, dolandırıcılık, rehin alma, işkence, adaleti engelleme, yalancı tanıklık, insan kaçakçılığı, aile içi şiddet ve benzeri suçlar bulunmakla birlikte müracaatlarda mağduriyete sebep olan suç ya da suçların daha detaylı bir şekilde ortaya çıkarılması veya belirlenmesi uygun olacaktır. Bu suçlara maruz kalmış veya bunlardan dolayı önemli derecede ruhsal ve bedensel mağduriyet yaşayan kişilerle işlenmiş olan bu

suçlar hakkında bilgi sahibi olan ve bu bilgileri ilgili güvenlik makamlarına bu suçların soruşturulmasında yardımcı olma niyetinde olan kişiler ‘’U’’ vizesi için müracaatta bulunabilirler. ‘’U’’ Vizesinden Green Card’a Geçiş Daha önceden ‘’U’’ vizesi almış olup Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan kişiler, belirli kriterlere uygun oldukları sürece statü değişikliği için müracaat edebilir ve green card alabilir. Bu kriterler arasında aşağıda belirtilmiş maddeler bulunmaktadır: Amerika Birleşik Devletleri’ne ‘’U’’ vizesi ile giriş yapmış olmak ve bu vize ile kesintisiz 3 yıl süre ile ikamet ediyor olmak; ‘’U’’ vizesi aldıktan sonra ilgili güvenlik birimlerine sebepsiz yere yardımcı olmamış ve bilgi aktarımında bulunmamış olmak; Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasası’nın (Immigration and Nationality Act-INA) yargısız infazlar ve işkencelerle ilgili 212(a)(3)(E) maddesi ile alakalı olmamak.


穢Sultan-May覺s-Haziran/2014- A


HUKUK

Discrimination in the Workplace By Timur Akpinar

E

very now and then, we see stories on the evening news about high profile discrimination lawsuits where the victim wins millions of dollars. With these verdicts, juries are often angered by something outrageous the company did. To send a strong message, they award large punitive damages… with lots of zeros after the dollar sign! However, this is not what usually happens in the typical discrimination lawsuit. Many people who’ve experienced discrimination at the hands of an employer face imposing challenges in prosecuting their cases. This difficulty isn’t because of any shortage of legislation out there to protect people against discrimination. Title VII of the Civil Rights Act of 1964 prohibits employment discrimination based on race, color, religion, sex, or national origin. The Age Discrimination in Employment Act of 1967 prohibits discrimination against workers who are forty years old or older. The Americans with Disabilities Act of 1990 prohibits discrimination against individuals with disabilities. There are also many state laws in place for preventing discrimination. A major difficulty in these cases hinges on being able to demonstrate that discrimination took place. That might sound easy. But it means the person must prove that what the employer did amounted to discrimination, ©22 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014

not just bad treatment. Sure, the employee may have been disciplined unjustly. She may have received unfair performance reviews. But those things, in and of themselves, might not necessarily prove that an employer discriminated against her based on age, sex, color, race, religion, national origin, disability, pregnancy, or other criteria. The employee could argue the employer’s mean-spirited conduct should be construed as discrimination. But the employer could argue that negative performance reviews were based on the quality of work she produced, and that there was nothing malicious about them. The employer could argue that its seemingly unjust disciplinary practices were warranted by safety considerations.

“he said - she said.” Each side denies what the other says and jurors are left to decide which side seems more credible on the witness stand. Further, these cases can require extensive investigation. This can mean hiring people to go around and interview company personnel and subpoena human resources records. That can be expensive. And in the end, it isn’t always predictable how a court will decide a matter. This may explain why it’s often common for victims of discrimination to walk away quietly and avoid costly battle, rather than take their chances before a judge and jury.

About Timur Akpinar

Things would be quite simple if there was some sort of “smoking gun,” so to speak. But that doesn’t often happen. What are the chances of a manager telling someone, “I think you’re both excellent workers, but Jim is in his thirties. And you’re in your fifties. I just can’t see you keeping up with the demands of this job.” Would a manager actually say something like that in the company lunchroom in front of half a dozen people? Of course not!

Timur handles lawsuits for car accidents, slip & fall accidents, work accidents, cruise ship accidents, serious personal injury, hospital errors, medical malpractice, dangerous product, pharmaceutical drugs, workplace discrimination, sexual harassment and other areas of law.

This is why discrimination claims can be difficult to prove. It isn’t easy to gather such meaningful testimony from witnesses or telephone records. In the absence of such direct evidence, the victim often faces a situation of

www.benimavukatim.com t.akpinar@verizon.net 718 224-9824


Long Island Helal Meat Market Hay覺rl覺 Ramazanlar Temenni Eder

穢Sultan-May覺s-Haziran/2014- A


ASTROLOJIK STILINIZ STROSTIL

B

TUBA EDMAN tubaedman.blogspot.com

errak bir gecede, şehrin ışıklarından uzakta, uçsuz bucaksız gökyüzü, adeta binlerce minik pırlantanın ışıldadığı simsiyah bir kadife gibi görünür gözümüze. Bu muhteşem manzara içindeki gök cisimleri ve onların hareketleri bir yandan Tanrı’nın yaratma gücüne hayranlığımızı aratırken diğer yandan biz farkında olalım ya da olmayalım yaşamımızı doğrudan etkiler. İşte yaşadığımız harikulade evrendeki bu muazzam gücün insan karakteri ve yaşamındaki etkisini anlayabilmemizi Astroloji bilimi sağlar. Astroloji, dendiğinde aklımıza ilk gelen şey ise burçlardır. Aslında bu bilimin bizi ilgilendiren kısmı da burçlar ve burçların bize kazandırdığı özelliklerimizdir. Burçlar kimliğimizin önemli bir parçasıdır.

KOC,

Bundan, dolayı değil midir ki, yeni tanıştığımız birinin nerdeyse isminden önce burcunu öğrenmek isteyişimiz. Burçlar, karakterimizi doğrudan belirlediği gibi, iş hayatımız, kariyerimiz, eş seçimimiz, nelerden hoşlandığımız, uğurlu sayılarımız hatta giyim stilimiz ve modaya bakış açımızda da büyük ölçüde etkilidir. Her burcun kendine has bir beden yapısı, tarzı ve karakteristik özelliği olduğu yıllar boyu yapılan derin araştırmalarla tespit edilmiştir. Kimi burçlar klasik, kimileri sportif, kimisi seksi, kimisi de çocuksu giyinmeyi sever. Eğer sizde burcunuzun giyim tercihinizdeki etkilerini merak ediyorsanız bu yazımızda burçların giyim tarzınıza etkilerini inceleyebilir ve Astro stilinizi keşfedebilirsiniz.

IKIZLER İkizler (21 Mayıs- 20 Haziran)

ASLAN

Aslan (21 Temmuz- 20 Ağustos) ava grubundan olan İkizler burcu kadıteş grubundan olan aslan burnı, tıpkı hava gibi müthiş bir hızla decu kadını hiç bir zaman yerinde teş grubundan olan koç burcu kadını, ğişebilir. Onlar için her gün yeni bir maceduramaz, her zaman etrafına güneş özellikle giysileriyle dikkati çekmeyi radır denebilir. İkizler kadını bir türlü hangi gibi ısı ve enerji saçar. Dişiliklerini sever,bu onlar için başlı başına bir zevktir. rengi daha çok sevdiğine ve giyineceğin ön plana çıkartmayı seven aslanlar, Ayrıca bu konuda onu eleştirenlerin ne dükarar veremez. İkizlerin en belirgin diğer bir girdikleri tüm ortamlarda bütün gözşündüğünü de hiç mi hiç umursamaz. Dolaözelliği her şeyden çok çabuk sıkılmasıdır. lerin üzerinde olmasını ister. İlgi çekbının yarısı kırmızı, diğer yarısı da turuncu, Sürekli yeni bir şeyler alır ve eskilere dönüp mek onlar için çok önemlidir. Onlasarı gibi pırıltılı renklerle doludur. Çalışkan bakmaz bile. Bu da dolabının hiç giymediği rın renk tercihleri, içlerindeki enerjiyi ve hırslı yapısı koç kadınını her an farklı yergiysilerle dolup taşmasının en büyük sedışa yansıtabilecek sarı, kırmızı ve lere sürükleyebilir, o yüzden topuklu yerine bebidir. Kıyafet seçimi konusunda oldukça turuncu gibi ateş renkleri ve bunu babet, tarzı oradan oraya koşturacağı rahat cesur davranan ikizler kadını, herkesin kodengeleyecek olan toprak renkleayakkabıları tercih eder. Temelde spor tarzlayca giyemeyeceği kıyafetleri bile büyük ridir. Aksesuar olarak ne varsa takip ları olan koç kadınları gömlek, ceket, kanvas bir rahatlıkla giyinebilir. Abartılı ve bol renkli takıştırır hatta tüm aksesuarları aynı ve kot pantolon giymeyi sever ve titizlikle giysileri tercih etseler de, her an fikirlerini anda kullanabilirler ama yaratıcılığı seçtikleri kostümlerinde detaylara oldukça değiştirip farklı bir stille de karşınıza çıkabive zekâsı sayesinde, asla kötü bir gölirler. Aslında ikizler burcu kadının moda ve önem verir. Aksesuar konusunda ise seçimrüntü vermezler. tarz seçimleri genellikle o günkü ruh halleri hikâyesi olan ve mesaj veren küçük oblerine bağlıdır. BOGA jelerden yanadır. YENGEC BASAK , , KOÇ (21 Mart- 20 Nisan)

A

Boğa (21 Nisan- 20 Mayıs) önetici gezegenleri Venüs, boğa burcu kadınına doğuştan zarafet ve estetik konusunda torpilli davranmıştır. Boğalar nerde ne giyeceklerini iyi bildikleri gibi, alımlı, bakımlı ve temizdirler. Boğa kadını için uyum sihirli kelimedir. Ayrıca toprak grubundan olan boğa burcu kadını tam bir doğa tutkunudur, bu yüzden de giysilerinde çoğunlukla mavi, yeşil, sarı ve toprak renklerini tercih eder. Kıyafetleriyle aralarında duygusal bir ilişki kuran boğa kadınları giysilerini özenle saklar ve uzun yıllar kullanırlar. Onlar ne giyerse giyinsin kaliteye büyük önem verirler. ©24 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014

Y

H

A

Başak (21 Ağustos- 20 Eylül)

Yengeç (21 Haziran- 20 Temmuz) on derece duygusal yengeç kadını, bu duygusallığını giyimine de yansıtır. Moda onlar için iç dünyalarını yansıtacakları güzel bir araçtır. Su grubundan olan yengeçler sürprizlerle doludur. Moda dünyaları da tıpkı hayalleri gibi geniştir, herkesten ve her şeyden esinlenebilir. En çok sevdiği rengin beyaz olduğunu da söylemeliyim, çünkü ona göre beyaz renk, saflığı ve temizliği sembolize eder. Seksi görünmeyi sever, bu nedenle de pudra tonlarını, pembe, lila renklerini, çiçekli giysileri, tülleri, dantelleri ve uçuşan var yok arası incecik giysileri tercih eder.

S

D

üzen başak kadınını tarif eden yegane sözcüktür. Başak kadını öylesine düzenlidir ki, gömleklerin, tşörtlerin, pantolonların, eteklerin kısacası tüm giysilerinin dolaplarında ayrı ayrı bölmesi olabilir. Genellikle renk tercihini toprak renklerinden yana kullanan başaklar, krem, kahverengi, lacivert ve mavi gibi renklere de ayrıcalık tanır. Çoğunlukla dolapları klasiğe yakın fazla gösterişli olmayan giysilerle dolu olsa da tüm seçimlerini son derece modern ve zarif hale getirmeyi başarırlar.


MODA TERAZI

YAY

Terazi (21 Eylül- 20 Ekim)

G

üzelliğine çok düşkün olan terazi kadını her zaman bakımlı, zarif ve giyim tarzı ile büyüleyici görünmek ister. Bu yüzden, modayı ve trendleri yakından takip eder. Giyimine verdiği önemin gerçek nedeni ise kendi ışıltısını ön plana çıkartmak, farklılığını vurgulamaktır. Aslında duru ve temiz bir güzelliğe sahip terazi kadınının bu kadar uğraşmasına da hiç gerek yoktur, zaten güzelliğini burcunun yönetici gezegeni olan Venüs’ten almıştır. Hava grubundan olan terazi kadını giysilerinde kesinlikle uyuma ve ahenge önem verir. Teraziler, uçuk renklere bayılsa da dolabını senenin moda olan renk ve kıyafetleriyle doldurur. Şapkalar, değişik gözlükler, çekici aksesuarlar, ince kumaşlar ve transparan kıyafetler tam onlara göredir.

AKREP

Kova (21 Ocak- 20 Şubat)

Yay (21 Kasım- 20 Aralık)

H

ayata eğlence, macera gözüyle bakan yay kadını, gezmeyi, partilere katılmayı, sosyal olmayı çok sever. Sürekli farklı ortamlara katılır, bu yüzden de en geniş gardrop çeşitliliği ondadır. Ama yay kadınları, kendilerini asla rahatsız hissetmek istemezler bu nedenle de sportif giyim tarzını tercih ederler. Zodyak’ın gezgin burcu olan yaylar, bir çok kültürü de tanımayı araştırmayı sevdikleri için, etnik giysilere oldukça meraklıdır. Tarihi aksesuarları ve şifalı taşları seven yay kadını, mistik konulara ve felsefeye büyük ilgi duyar. Yaylar üzerinde taşıdıkları her şeyin bir anlamı, değeri olmasını çok önemserler. Bu yüzden de marka düşkünlükleri yoktur. Onlar asla moda kurbanı olmaz. Atletik ve genelde ince vücut yapısına sahip olan yaylar kobalt mavi, sari, bej ve uçuk pembeleri çok iyi taşırlar.

K

ova kadını; orijinal, kendine güvenen, entelektüel ve kesinlikle sıra dışıdır. Kovalar adeta ünlü olmak için doğmuşlardır. Asla zamanın gerisinde kalmazlar, hatta gelecekte yaşarlar diyebilirim. Sıra dışı ve entelektüellikleri de buradan gelir zaten. Bir çok modacı, kitleleri arkalarından çok rahat sürükleyebilen bu yenilikçi burçtan çıkar. Onlar hep gelecekte yaşadıkları için ünlü olmayı başarmış bir kova asla gündemden düşmez ve her zaman yeni bir şeyle karşımıza çıkar. Bu burcun kadını alışverişe çıktığında henüz kimsenin üstünde olmayanı bulup çıkaracaktır. Parfüm ve çanta merakı oldukça fazla olan kovalar renkleri kullanmaktan korkmaz. Onlar renklerin kadınıdır. En çok tercih ettikleri renkler elektrik mavisi, gümüş ve altın tonlarıdır. Hayattan zevk almayı bilen kovalar her zaman genç görünür ve geç yaşlanırlar.

OGLAK

Akrep (21Ekim- 20 Kasım)

Z

KOVA

odyak’ın gizemli burcu olan akrepler çok alımlı ve seksi olurlar. Bu yüzden siyah, mor, gece mavisi ve koyu kırmızı tonlarıyla kendilerini her zaman daha iyi ifade ederler. Su grubuna dâhil olan akrepleri bakışlarından ve tavırlarından, kadınsı seçimlerinden, ince ve narin yapılarından tanıyabilirsiniz. Popülerliği seven akrepler, modayı da yakından takip ederler ve ön planda olmaya, ilgi görmeye bayılırlar. Kararsızlıkları onları alışverişte her zaman zorlar, ancak seçtikleri sonunda hep dişiliklerini ön plana çıkaran seksi ve şık giysiler olur.

BALIK

Oğlak (21 Aralık- 20 Ocak)

G

elenekçi ve geçmişine çok bağlı olan oğlak kadını, antikaya olan büyük ilgisinden dolayı çoğunlukla tarihsel simgeleri olan ya da tarihi anlam taşıyan aksesuarları tercih eder. Toprak grubu üyesi olan oğlaklar, kıyafetlerini kolay kolay atamaz, eskitemez ve oldukça da tutumlu olduğu için de gardırobunu öyle sık sık yenilemez. Ayrıca çok zeki olan bu burcun kadınları, uzun vadeli planlar konusunda çok başarılıdırlar, bu yüzden sezonluk değil tüm yıl hatta yıllarca giyebilecekleri, modası geçmeyecek kıyafetleri almaya özen gösterirler. Onlar için giyimde önemli olan pratikliktir. Saatler boyunca hazırlanmak onlara göre değildir. Detaylara boğulmak yerine genel görünüşte zarif olmayı tercih ederler.

Balık (21 Şubat- 20 Mart)

B

alıklar romantik, duygusal, sezgileri güçlü, hayalci ve kesinlikle sempatiktirler. 6.hisleri çok kuvvetli olan balık kadınının hayal dünyası da oldukça geniştir. Bu nedenle onlar çoğunlukla hayal ettikleri kıyafetleri alırlar. Balıklar vücudumuzda ayakları simgelerler, bu nedenle balık kadını için ayakkabı çok önemlidir. Kıvrımlı vücut hatlarına sahip balıklar kilo almaya çok müsaittirler bu nedenle de sık sık alışverişe çıkmak zorunda kalabilirler. Uçuşan kumaşlar, aqua tonları, ve desenleri balık kadını için idealdir. Bir balık kadınından kıyafetini ödünç vermesini istediğinizde olumsuz yanıt alırsanız şaşırmayın, çünkü onlar kıyafetleriyle aralarında duygusal bir bağ kurarlar ve asla ayrılmak istemezler.

©Sultan-Mayıs-Haziran/2014- A

tubaedman@yahoo.com


Kadın

KADINLARDA GÜZELLİK SIRRI Betül ŞANGİRAY Güzellik Uzmanı

G

üzellik her kültür ve statüde kadının vazgeçilmezi. Güzellik salonları kadınlar için ikinci adres olabilmeli. Maddi imkanlar yeterliyse, 15 günde bir güzellik salonunda park edilmeli. Yeterince parası ve zamanı olmayanlar için de mucizeler var. Hem de evde düşük maliyetli güzellik sırları Cilt bakımı, saç bakımı, vücut bakımı, manikür, pedikür ya da epilasyon kadının vazgeçilmez kürleridir. MÜKEMMEL CİLTLER

HARİKULADE VÜCUDUN SIRRI Fırçalayın: Banyoya girmeden önce selülit yumrularını azaltmak ve kan dolaşımını hızlandırmak için cildinizi fırçalayın. Duştan zevk alın: Bir banyo yağı ile zenginleştirilmiş ılık küvette başınızı dinleyin ve cildinizi yumuşatın. Cildinizi pürüzsüzleştirin: Küvetten çıktıktan sonra dizlerinizi, ayak topuklarınızı ve dirseklerinizi ovun. Vücudu nemlendirin: Ayak bilekleri gibi zor bölgelere nemlendirici kremle masaj yapın. Ayak bakımı önemli: Meyve asitli kreminizi ayak topuklarınızdan parmaklarınıza kadar yedirin ve daha sonra pamuklu çorap giyin. Bu iş hem pedikürünüzün daha kalıcı olmasına hem de ayaklarınızın yumuşamasına yardımcı olacaktır.

YÜZ BAKIMI Yüzünüzü temizleyin: Bir temizleme sütüyle cildinize uzun, yukarı doğru masaj yapın ve yüzünüzü durulayın. Kan dolaşımını harekete geçirin: Ilık suyun içine bir miktar aromaterapik esans dökün ve karıştırın. Bu karışımı bir bez yardımıyla yüzünüze sürün. Bezle yüzünüze dört-beş kez baskı yapın. Böylece sirkülasyona yardımcı olursunuz. Peeling yapın: Düzenli olarak uyguladığınız peeling, cildinizi aydınlatır ve uygulayacağınız tedaviyi hızlandırmak için hazırlar. Peeling ürünüyle dairesel hareketler yaparak nazik bir şekilde baskı uygulayın ve masaj yapın. Boynunuzu unutmayın. Ardından cildinizi suyla temizleyin. Cildinizi maskeyle canlandırın: Yüz temizliğinin önemli bir bölümü maskedir. Özellikle kil özlü ürünler, tıkalı gözenekleri açarak cildi aydınlatmaya yardımcı olurken, su bazlıları ise cildi nemlendirir. Yoğun bakım kremleriyle cildi sakinleştirin: Tüm bu uygulamaların ardından yağ ya da yoğun bakım kremleri cildinizi yumuşatmaya yardımcı olur. ©26 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014

Parıldayan bir cilt için sadece kremlerin mucizeleri yeterli değil. Vücudunuzun doğal ritmine ayak uydurmanız, onun güzel görünmesine yardımcı olacaktır. Işıltılı bir cilde sahip olmak için uzmanların tavsiyelerine uymanız yeterli. Erken uyuyun: Boşuna “güzellik uykusu” denmiyor. Eğer cildiniz günün stresinden sonra kendine gelemezse, kırışıklıklara karşı cilt bakımınıza ne kadar harcadığınızın önemini yitirdiği amansız bir savaşa girdiniz demektir. Hasarı düzeltmek için altı ila sekiz saat arasında bir zamana ihtiyacınız var. Sakin olun: Stresin yaşlanma üzerinde büyük etkisi var. Stresin en büyük düşmanlarından biri ise yoga... Günlük birkaç basit hareket bile sirkülasyonu ve oksijen alışverişini düzenler, stresi azaltır. Cildinizi nemlendirin: Nem, cildi sulu ve dolgun tutmaya yarar. Yatak odanıza bir nemlendirici ya da geceleri ağzı açık boş kaba su koyun. Kırışıklıkları masajla yok edin: Lenf sirkülasyonunu harekete geçirmek ve cilt saflığınızı artırmak için cildinize masaj yapın. Yürüyün, koşmayın: Yüksek etkili egzersizler sadece vücut için değil, aynı zamanda cilt için de streslidir. Bu yüzden yürüyüş ve oval hareketler daha yararlıdır. Kahkaha atmaktan çekinmeyin: Norveç Bilim Teknoloji Üniversitesi yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, gülmek insan ömrünü ortalama 7 yıl uzatıyor. Biraz cilveli olun: Yılda 150 kez seks yapmanın insan ömrüne 8 yıl eklendiği hesaplanmış. İsrailli araştırmacılar, iyi bir seks yaşamına sahip olan kadınların sağlık harcamalarının daha az olduğunu tespit etmiş. Kendinize güvenin: Hayvanlar üzerinde yapılan bir deney, utangaçlığın ömrü kısaltabileceğini ortaya koydu. Alışkanlıklarından farklı, yeni bir şeyle karşılaştıklarında kendilerine güvenen farelerin, diğerlerine göre yüzde 20 daha uzun yaşadığı gözlemlenmiş. Şansınızı denemek konusunda cesur davranırsanız, daha iyi işler bulabilir ve daha mutlu bir yaşam sürebilirsiniz.

İyimser olmak: ABD sağlık kurumlarından Mayo Clinic uzmanları, iyimserlerin genç ölme ihtimalinin, kötümserlere oranla yüzde 50 oranında azaldığını söylüyor. Bunun sebebinin de iyimserlerin düşük tansiyon ve stres düzeyine sahip olmaları. Şekerleme yapın: Yapılan araştırmalar, öğleden sonra yapılan şekerlemenin, kalp krizi geçirme riskini yüzde 34 azalttığını ortaya koydu. Bunun bir diğer kanıtı da “siesta”sıyla ünlü İspanya’da kadınların, diğer Avrupa ülkelerindeki hemcinslerine göre 3 yıl daha uzun yaşamaları... Yeni arkadaşlar edinin: Avustralya’daki Flinders Üniversitesi uzmanları, iyi arkadaşlıkların insan yaşamını 10 yıl kadar uzatabildiğini söylüyor. Sıkıcı bir sosyal hayatınız varsa, harekete geçmenin tam zamanı! Kırlara koşun: Atina Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmanın sonucuna göre, kır yaşamını sevenler, kenti tercih edenlerden ortalama 8 yıl daha uzun yaşıyor. Fazla kilolardan kurtulun: Uzmanlar, ideal kilonuzun üzerinde taşıdığınız her kilonun, ömrünüzden 36 gün çaldığını söylüyor. Küçümsenecek bir rakam değil!


穢Sultan-May覺s-Haziran/2014- A


k i n mi

sultan

masal

story by Çiğdem Altınöz

SPORTMEN DUMBO çıkıyordu. Orman şenlenmiş, tüm hayvanlar bu şampiyonadan büyük keyif alır olmuşlardı. Dumbo’cuğun ormanı rakiplerini yene yene finalist olmuştu. Başka bir ormanın takımı ile oynacaklar ve maçı kim kazanırsa turnuvanın şampiyonu olacaktı. Hazırlanan muhteşem kupa ve çeşit çeşit yiyecekler şampiyonu bekliyordu. Herkes yerine oturdu ve karşılaşmanın başlamasını bekledi. Nihayet o büyük an geldi maç başladı. Oyun çok heyecanlı geçiyordu. İlk yarı berabere bitti. Karşı takım maçı alacağından emin görünüyordu. Dumbocuk bir köşede maçı seyrediyor, kendi ormanının takımı kazansın diye hortumunu ara ara havaya kaldırarak taraftarlara sesleniyor, onları takım lehine tezahürat yapmaya teşvik ediyordu. İkinci yarının sonlarına doğru karşı takımın kaplanı kaleciye doğru bir hamle yaptı ve kaleci yere yıkıldı. Yardıma koşsalar bile faydasızdı. Kaleci kötü şekilde yaralanmıştı ve oyuna devam etmesi olanaksızdı. Rakip takımın oyuncuları ve taraftarları sevinçle bağırıyor maçı kazanacaklarını haykırıyorlardı. Oyuncular çaresizce bakışırlarken birden

gözler Dumbo’ya kaydı. Bugüne kadar onu oyunlara hiç katmamışlar hep kendilerinden uzak tutmuşlardı. Arslan hemen Dumbo’yu yanına çağırdı ve ondan kalecilik yapmasını istedi. Dumbo sevinçle kabul edip kaleye geçti ve oyun başladı. Karşı takım ne yaparsa yapsın kaleye topu atamıyordu. Dumbo’nun arkadaşları bir de gol atınca karşı takım iyice sinirlenmişti, ellerine ne kadar top geçirmişlerse hepsini kaleye atıyor, sert şutlar çekiyorlardı. Sevimli Dumbo ise canla başla çalışarak topların kaleye girmemesini sağlıyordu. Sonunda sığırcık kuşu ıslık çaldı ve maç bitti. Dumbo’nun takımı maçı kazanmıştı. Ormanın tüm hayvanları çılgınca bağrışıyor, orman adeta sevinçten inliyordu. Diğer orman takımı üzgün bir halde sahayı terk etti. Tüm hayvanlar Dumbo’nun etrafına toplanarak tezahürat yaptılar. Arslanlar da şampiyonluk kupasını Dumbo’nun hortumuna takıverdiler. O günden sonra da aralarına almak istemedikleri Dumbo’yu bir daha hiç yalnız bırakmadılar.

SPORTSMAN DUMBO

A

lot of noise was coming from the forest. Cheers, applause…All the animals were sitting in two separate sections, facing each other and applauding their friends, who were playing soccer in a big meadow to enthusiastic cheers. But the lovable Dumbo was watching them from behind the trees with tearful eyes. None of the other animals wanted to play with him. His big body was too frightening for them. He was dying to show them what he was able to do. First he would watch them. Then he would go to a hiding place and train real hard by himself. The only help he was getting was from a hedgehog who he was using as a ball. The soccer tournament of animals got ©28 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014

so much attention that they decided to organize a tournament with the animals from other forests. All the kings of the jungle gathered together and agreed on how the games would be played. The big green meadow was prepared for the tournament and the games started. They were playing in defined groups. The defeated teams were being eliminated and the winning ones were going on to an upper group. The forest became joyous and all the animals were having fun. Dumbo’s forest won all the games and went to the finals. His forest’s team were to play against another forest’s team and whoever would win, would be the champion of the tournament. A wonderful cup and lots of delicious food was waiting for the champions.

Everybody took their places and waited for the game to start. Finally the big moment came and the game started. The game was so exciting. At the end of the first half they were tied. But the opponent team members were sure they would win. Dumbo was watching the game from a corner and was shaking his trunk up and down to motivate the audience to cheer for his team. Towards the end of the second half, the tiger of the other team jumped on top of Dumbo’s team’s goalkeeper and knocked him down. Even though they ran for help, it was useless. He was hurt badly and it was impossible for him to continue playing. The opponent team’s supporters were cheering in joy and crying out that they were going

Art by Oznur Kalender | Translated into English by Gamze Çakmak

O

rmanda sesler yükseliyor, alkışlar, bağırışlar birbirine karışıyordu. Tüm hayvanlar iki gruba ayrılmış olarak oturmuşlar geniş ovada maç yapan arkadaşlarını seyrediyor, çılgınca tempo tutuyorlardı. Sevimli fil Dumbo ise ağaçların arasından yaşlı gözlerle onları seyrediyordu. Hiç kimse Dumbo’nun diğer hayvanlarla oynamasına izin vermiyordu. İri cüssesi diğerlerini çok korkutuyordu, Dumbocuk ise neler başaracağını herkese göstermeyi çok istiyordu. Onları seyrediyor sonra gözlerden uzak bir yere giderek kendi kendine, sadece top gibi kullandığı kirpiden yardim alarak antrenman yapıyordu. Hayvanlar arası futbol şöleni o kadar dikkat çekti ki sonunda diğer ormanlardaki hayvanlarla bir kupa maçı yapılması fikri ortaya atıldı. Ormanların kralları biraraya geldiler ve maçların nasıl yapılması konusunda karar birliğine vardılar. Yemyeşil ova kupa maçlarına hazırlandı ve kıyasıya oyunlar başladı. Gruplar kendi aralarında maç yapıyorlar yenilen eleniyor, yenen bir üst gruba


穢Sultan-May覺s-Haziran/2014- A


Cappadocia MyTurkeyTrip.com

C

APPADOCIA, in other words KATPATUKA, Land of Beautiful Horses Cappadocia is one of the flowers of world with history, geography, and culture it has. Hence this extraordinary feature has drawn attention of the world and has been included into World Heritage List by UNESCO in 1985. Turkey is one of the nine countries taking place in World Heritage List.

History of Cappadocia The earliest record of the name of Cappadocia dates from the late 6th century BC, when it appears in the trilingual inscriptions of two early Achaemenid kings, Darius I and Xerxes, as one of the countries (Old Persian) of the Persian Empire. In these lists of countries, the Old Persian name is Katpatuka, the land of beautiful horses. History of Cappadocia dates back to Paleolithic Age. The prehistoric set-

©30 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014

tlements of the area are Koskhoyuk (Kosk Mound) in Nigde, Aksaray Asikli Mound, Nevsehir Civelek cave and, in the southeast, Kultepe, Kanis and Alisar in the environs of Kayseri. First known local people in history of Cappadocia are Assurians, establishing trade colonies in Anatolia and formed first trade colonies. cave hotels of cappadocia. This area with unusual topographic characteristics was regarded as sacred and called, in the Scythian/khatti language, as "Khepatukha" meaning "the Country of the People of the Chief God Hepat". The tablets called Cappadocian Tablets and the Hittite works of art in Alisar are of the important remains dating from 2000s B.C. After 1200s B.C., the Tabal principality, of the Khatti Branches of Scythians, became strong and founded the Kingdom of Tabal. Following the Late Hittite and Persian aras, the Cappadocian Kingdom was established in 332 B.C. During the Roman era the area

served as a shelter for the early escaping Christians. There are also several underground cities used by early Christians as hideouts in Cappadocia. After Romans, Cappadocia was under domination of Seljuk's and Ottomans. Location of Cappadocia Cappadocia Region located in the center of the Anatolian Peninsula; in the center of what is now Turkey, with its valleys, canyons, hills and unusual rock formations. (Rose Valley, Love Valley, Monk's Valley, Zelve Valley, Ihlara valley, Dervent Valley) you are able to see them through "red tour" and "green tour". Cappadocia is surrounded by Aksaray, Kayseri, Kırşehir, Nigde and Nevsehir city where these rock formations are widespread as to the others. The relief consists of a high plateau over 1000m in altitude that is pierced by volcanic peaks, with Mount Erciyes (ancient Argaeus) near Kayseri (ancient Caesarea) being the tallest


at 3916 m. The boundaries of historical Cappadocia are vague, particularly towards the west. To the south, the Taurus Mountains form the boundary with Cilicia and separate Cappadocia from the Mediterranean Sea. To the west, Cappadocia is bounded by the historical regions of Lycaonia to the southwest and Galatia to the northwest. The Black Sea coastal ranges separate Cappadocia from Pontus and the Black Sea, while to the east Cappadocia is bounded by the upper Euphrates, before that river bends to the southeast to flow into Mesopotamia, and the Armenian Highland. This results in an area approximately 400 km (250 mi) east–west and 250 km (160 mi) north–south.

Climate of Cappadocia

Formation of Cappadocia 60 million years ago Taurus Mountains raised up in 3rd geologic age. Volcanos started erupting with the compression of North Anatolian plateau. Mount Erciyes, Hasandag and Golludag, between two of them, spumed forth lava to the region. Ashes collected in the plateau formed a soft ash layer. Upper side of ash layer was covered with a thin lava layer consisted of basalt in some areas. Basalt cracked and fell apart. Rains started eroding soft tufa by weeping through the cracks. Winds also took part in the formation. Consequently, cones with hard basalt hat came into existence. Local people gave a name to these interesting and different kinds of rocks: "Fairy Chimneys".

Due to its inland location and high altitude, Cappadocia has a markedly continental climate, with hot dry summers and cold snowy winters. Rainfall is sparse and the region is largely semi-arid to arid.

©Sultan-Mayıs-Haziran/2014- A


Give them the moon and more

This Ramadan, send money to your loved ones in minutes*

800-926-9400 moneygram.com /moneygram

@moneygramMe

Available for pick up at one of these locations: And anywhere you see the MoneyGram sign

©32 Sultan- Temmuz- Ağustos/2014

*Subject to agent operating hours, availability and local laws/regulations. Licensed as a Money Transmitter by the Banking Department of the State of New York. MoneyGram, the Globe and MoneyGram Bringing You Closer are marks of MoneyGram. MGPO04-14-21 All other marks are the property of theirrespective owners. © 2014 MoneyGram.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.