1
Altınova Folkloru
Taylan Köken
2
Altınova Folkloru
Taylan Köken
ALTINOVA FOLKLORU: Altınova yani eski adıyla Ayazmend/Ayazmand höyükleriyle, antik yerleşimleriyle Ayvalık’tan çok daha eski bir tarihe sahiptir. (Altınova tarihine fırsat bulduğumuz takdirde ileride daha detaylı değineceğiz.) Altınova Belediye Başkanı Alaattin Süberoğlu’nun döneminde, belediyenin yayınlamış olduğu Altınova Tanıtım Rehberi ve Dünden Bugüne Altınova kitapları dışında detaylı bir araştırmanın yapılmadığını gözlemledik. Bu yayınlardan Altınova Rehberi Türkçe-İngilizce olarak kent hakkında kısa, tanıtıcı bilgiler vermektedir. Tarihçi Ömer Erdem beyin hazırlamış olduğu kitaptaysa, Osmanlı kayıtlarından da yararlanılarak, Altınova tarihi çok daha detaylı olarak incelenmiştir. Ayvalık hakkında kaynak araştırması yapmak için sık sık kütüphaneye giderim. Son gidişimde Ayvalık ve çevresiyle ilgili tasniflenen kitapların arasında A4 boyutunda, ciltlenmiş, ince bir kitapçığa rastladım. Altınova Lisesi Türkçe öğretmeni H. Gül Sarıcan 1979-1980 döneminde öğrencileri gruplara ayırmış ve onların büyükleriyle konuşmalarını sağlayarak sosyolojik bir araştırma yaptırmış. Sonra 44 sayfalık bu araştırmayı dosya kağıdına daktiloya çekmiş ve 1980 yılında Altınova Folkloru adıyla yayınlamışlar. Mütevazı şartlarla hazırlanan H. Gül Sarıcan öğretmenin ve öğrencilerinin hazırlamış olduğu Altınova Folkloru bizce çok daha değerli bir çalışmadır. Bir alan çalışması yapılmıştır ve günümüzde birçoğu yaşamayan büyüklerimizle konuşularak bir arşiv oluşturulmuştur. Kitapçığın önsözünden çalışma amacının ne kadar bilinçli yapıldığını anlıyoruz: Folklor, halk bilimi demektir. Konusu halkın inançlarını, gelenek ve göreneklerini incelemektir. Folklor, hayatta olan yaşlı kişilerden yararlanarak belli bir yer ve o yerdeki kişiler hakkında geçmişten günümüze değin bilgi almak ve bunu yazıya aktarmaktır. Belli bir yerde yaşayan halkın, kendilerine özgü adetleri, gelenek ve görenekleri vardır. Her geçen yıl bu adetlerin değişmesine ve kaybolmasına neden olmaktadır. Henüz bunları bilen yaşlıları yitirmeden önce bunları ortaya çıkarmak ve folklora mal etmek bir görevdir. Biz bu bilgileri alırken konuştuğumuz kişilerin araştırdığımız yörede doğmuş ve burada sürekli elli yıl oturmuş olmalarına dikkat ettik. Halktan aldığımız bu bilgileri özelliğini yitirmemesi için yine halkın diliyle yazıya geçirmeyi yeğledik. Bu arada yaptığımız araştırmalarda bize içtenlikle yardımcı olup bilgilerini aktaran anlatımcı Altınova büyüklerine en derin saygılarımızı sunarız. Kitabın hazırlanmasına olanak veren Altınova Lisesi’ne teşekkür ederiz. Bu çalışmada Altınova Lisesi öğrencileri beşerli olarak 13 gruba ayrılmış. Toplam 65 öğrenci görev almıştır. Bu öğrenciler arasında Naime Çakır, Semih Ulutaş, Necip Günsel, Ayşe Güleçyüz (Yazıcı) Altınova Belediyesinde ve meclislerinde çalışan, emekli olan öğrenciler olduğu gibi Asım Sürer gibi belediye başkanlığı yapmış halen aktif siyasete devam eden öğrenciler varmış. Altınova Tariş’te müdürlük yapan İlkay Tokça (Alpsoy) hanım gibi öğrenciler de bulunmaktadır. Araştırma için konuşulan kaynak kişiler kadınlı erkekli, 49-94 yaşları arasında 67 Altınovalıdan oluşmaktadır.
3
Altınova Folkloru
Taylan Köken
Araştırma başlıklarına gelirsek: Altınova Coğrafyası, tarihi ve adı üzerine genel bilgilerden sonra, Çevreye ait halk bilgileri, Eve ait her çeşit bilgiler, Zanaat ve meslek bilgileri, Giyim kuşam, Gıda hakkında bilgiler, Doğum, Sünnet, Düğün, Ölüm adetleri, Batıl inançlar, Halk ilaçları, Bilgi ile ilgili anlatılar, Şiirler, Maniler, Türküler, Ninniler, Tekerlemeler, Masallar, Söz ile ilgili bilgiler, Fıkralar, Atasözleri, Benzetmeler ve Bilmeceler… Neredeyse eksiksiz sosyolojik bir araştırma… Bu araştırmada anlatıcının özgün anlatımına sadık kalınmıştır. Dolayısıyla “Altınova Ağzı”nı da bu araştırmada yakalayabilirsiniz. Kitaptan bazı alıntılar aktararak yazımızı sonlandıralım…
4
Altınova Folkloru
Taylan Köken
Batıl İnançlar… Batıl inançlar, kökü çok eski tarihlere dayanan, mantıksal bir temeli olmamasına rağmen, inanmalara ve sözlere dayalı kabul edilmiş davranış biçimleridir. Türklerin yaşadığı bir coğrafya olan Altınova’da günümüze kadar gelen bazı ilginç batıl inançları kitaptan aktaralım: Simit ekme yurulurken kimseye gösterilmez, nazar olur. / Akşam ezanından sonra sirke, yoğurt ve turşu verilmez. / Çarşamba geceleri geç vakitlere kadar iş yapılmaz, çünkü çarşamba karısı gelir ve işi paralar. / Suvan, yumurta, tuz vermek çok sevaptır. / Süt pişirilirken taştığı zaman, taşan sütün üstünü tuz atılır, atılmazsa hayvanın memesi ağrır. / Salı günü bir işe başladığından o iş sallanır gider. / Yeni doğuran ineğin yoğurdu satılırken üstüne tuz ya da kömür konur. / Yeni doğan çocuğa üç ezan beklemeden meme verilirse çocuk büyüdüğünde sabırsız olur. / Gebe kadına, “A eline ne olmuş” derler, elinin içine bakasa kız, üstüne bakasa oğlan olur. / Çocuğun dişi çıkarken, zahmetsiz çıksın diye iğne dağıtılır. / Sünnet çocuğu acı duymasın diye, sünnet olurken, annesi iki eli arasında oklavayı ovar. / İki zeytin çekirdeği kaplumbağa kabuğu, göz boncuğu çocuğun omuzuna takılırsa nazar değmez. / Bir sepet yumurtayla yağmur kuşağının altından geçenin oğlan olur. / Tavanda tıkırtılar olduğunda periler dolaşıyordur. Bir Söz… Altınova halkının sık kullandığı bir söz vardır: Altınova’da kuyu çok, kova yok… Bu söz hakkındaki söylenceyi kitaptan aktaralım: Altınova çok sulak bir bölgedir. Kazılan her yerden su çıkar. Bu nedenle eskiden herkes bir kuyu açarmış. Her evde her sokak başında kuyular varmış. Hatta bir sokakta sıraya üç kuyu varmış. Açılan her kuyuda su çok bol olurmuş. Adım başı rastlanan bu kuyuların hepsinde kova bulunmazmış. Kuyunun yanına konan kovalar ya kaybolur ya da bozulur gidermiş. Kuyunun yanına varıp su içmek isteyenler kova olmadığından su içmeden dönerlermiş. Birbirlerine “Altınova'da kuyu çok kova yok” diye söylemelerinden bu deyiş bu güne değin gelmiş. Hıdırellez… Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan Hıdırellez günü, dünyada darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır/Hıdır (Veli-Nebi) ile denizlerin hakimi olduğuna inanılan İlyas'ın (İlyas Peygamber) yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünülür ve kutlanır. Türkiye'de Hıdrellez Bayramı 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece kutlanmaktadır. Hıdırellez’de Altınovalılar tarafından yapılan uygulamaları kitaptan kısaca aktaralım: Hıdırellezden bir gün önce biri çıkıp kız olan evlerden yüzük toplar. Çömlen içine yüzükleri korla. Üstüne bi mendil bi de kilit korla, çömlen azını kilitlerle. Hıdırellez sabahı yüzük veren kızla hep bi araya gelir. Yaşlanan kızın başında kiliti çevirip, mendili açarla kızın kısmeti açılsın diye. Çömle açan eline soka bi yüzük çıkarı hekes yüzüğünü tanı. Çıkaran kişi yüzü elinde tuta bi mani okur. Yüzüğün kimin olduğunu bilmez. Okuduğu mani, yüzük kiminse onun olur. Yüzükleri manile çıkarırla.
5
Altınova Folkloru
Taylan Köken
Hıdrrellez gecesi, soğan yapranın ikisi yan yana getirilip kesili. Birine cah(*) birine baht denir. Cah denilene beyaz, baht denilene kırmızı kurdele bağlanır. Hangisi saba kada büyürse, bu sene cahtın büyüyecek, bahtın büyüyecek derle. Hıdırellez gecesi, sokaktan daş toplarla taşlarla sıralayıp Allahım bana ev ver diye ev yaparla, senesine ev yapa. Hıdırellez gecesi geven, ürün getirilir. Genç kızla toplanır gevene ateş verilir. “Günahlamız Mariko’nun olsun” diye ataştan atlardık. Hızır İlyas o akşam birbirine kavuşur. Sabahına arzuhal yazıp güneş doğarken gidip denize atılır. “Arzuhal attım deryaya Halimi arzettin ulu Mevla’ya” denir. Sona Kocaçaya gidilir. Bi tarafta erkekle, bi tarafta kadınla oturur. Fırın vadı orda. Değirmen yanında fırına kuzula verilir. Sıcak sıcak yeşillikte yenir. Çınar ağaçlana salıncakla kurulur. Hekes çoluk çocuk sallanır eğlenirdi. (*) Cah: (Câhe) Makam, kadr, itibar… Taylan Köken-2016
Beş Yatırlar Türbesi (Altınova Mezarlığı)