Mursi, Hakk’a yürüdü
T
n Mısır’ın ilk sivil Cumhurbaşkanı olan 68 yaşındaki Muhammed Mursi, hasta olmasına rağmen yargılandığı mahkeme salonunda vefat etti.
18 JUNE 2019
Istanbul mayoral candidates Yıldırım, Imamoğlu face off in live debate 11
rkısh NEWS PRESS 9
SIZIN SÖZÜNÜZ
l www.turkishnewspress.com.au
SESİ
info@turkishnewspress.com.au 1300 917 566
. . T rkıye’nın
RADYOSU
SYDNEY DIGITAL 985
MELBOURNE NORTH
SAAT 5-6 ARASI
SAAT 5-6 ARASI
FM 98.9 HAFTANIN 7 GÜNÜ WEST HER ÇARŞAMBA
H NEWS IN ENGLIS
4/5/11/17/27
Norovirus n Also called the ‘winter vomiting bug’, norovirus is a virus that causes inflammation of the digestive tract, also called gastroenteritis. In Australia alone, an estimated 1.8 million cases of norovirus infections each year are diagnosed.
A D ’ A Y L A R T S U AV I R Â G Z Ü R K R TÜ
Dr. M. Said Erdem (MD, BMedSci)
4
TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY
IBRAHIM KALIN
Escape from reality
11
Nemrut’un düşündürdükleri
ÇOCUKLAR BIRLEŞTIRDI Türk toplumunun himayesinde Melbourne’da düzenlenen 18. Uluslararası Çocuk Festivali, ülkedeki birçok farklı etnik toplumu bir araya getirdi.
A
vustralya’da düzenlenen 18. Uluslararası Çocuk Festivali coşkuyla kutlandı. Etkinlik, Uluslararası Çocuk Festivali Derneğince, Melbourne’da faaliyet gösteren Türk kökenli eğitim kurumlarının yanı sıra 12 farklı etnik kökenden gelen eğitim kurumlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Türkiye’nin Melbourne Konsolosu Mehmet Uçar ve Yarra Belediye-
si Başkan Yardımcısı Misha Coleman’ın konuşma yaptığı festival, iki ülke milli marşlarının okunmasıyla başladı. Karadeniz folklor ekibinin sahne aldığı festivalde, farklı ülkelerin halk dansları sunuldu. Dernek Sekreteri Ümit Uğur, “Festivalimiz 23 Nisan Çocuk Festivali’nin bir uzantısı sayılır” dedi. Renkli etkinlik, toplu halayla sona erdi.
PROF. DR. MEHMET ÇELİK YAZISI 8’DE
Sevgi dili SİBEL ÖRNEK’İN YAZISI 24’TE
Matildas stun Brazil with comeback win ÜMİT UYAR’IN YAZISI 27’DE
Tam sayfa bulmaca keyfi
> 25. Sayfa
2
18 Haziran 2019
T
rkısh NEWS PRESS
Jacinda şimdi de askerlerini çekiyor
UBER’İN UÇAK TAKSİSİ
MELBOURNE’DA UÇACAK
U
Taşımacılıkta yeni çığır açan uluslararası taksi şirketi Uber, dünyadaki ilk ‘‘uçan taksi’’ uygulaması için seçilen pilot şehirlerin Avustralya’nın Melbourne, ABD’nin Dallas ve Los Angeles kentleri olduğunu ilan etti. luslararası taksi şirketi Uber, dünyadaki ilk ‘‘uçan taksi’’ uygulaması için seçilen pilot şehirlerin Avustralya’nın Melbourne, ABD’nin Dallas ve Los Angeles kentleri olduğunu ilan etti.Avustralya, Yeni Zelanda ve Kuzey Asya Uber Bölge Müdürü Susan Anderson, yaptığı yazılı açıklamada, Melbourne, Dallas ve Los Angeles’in ‘‘uçan taksi’’ (Uber Air) uygulamasında pilot kentler olarak seçildiğini, Melbourne’deki test uçuşlarının 2020’de, ticari uçuşların ise 2023 yılında başlayacağını belirtti. AVUSTRALYA UYUMLU Avustralya pazarına girdikleri 2012 yılından bu yana taşıdıkları 3,8 milyondan
fazla yolcunun, ülkede Uber’in benimsendiğini gösterdiğini ifade eden Anderson, uygulamanın Melbourne’ün ardından yakın bir zamanda ülkenin diğer şehirlerinde de başlatılacağını bildirdi. HÜKÜMETTEN DESTEK Federal ve eyalet hükümetlerinden önemli oranda destek gördüklerini vurgulayan Anderson, ‘‘Avustralya hükümetleri ulaşım ve gelecekteki taşımacılık teknolojisine, ileriye dönük bir yaklaşımda bulunmuştur. Bu, benzersiz demografik ve coğrafi faktörlerin yenilik ve teknoloji kültürüyle birleştiğinde, Melbourne’ü Uber Air için mükemmel bir üçüncü pilot
AVUSTRALYA
şehir yapıyor.’’ ifadelerini kullandı. Dikey kalkış ve iniş teknolojisinin kullanıldığı küçük ve elektrikli uçaklarla başlatılması planlanan uygulamada, ilk etapta havaalanları, otoparkların çatıları ve mevcut helikopter pistlerinin kullanılması öngörülüyor. CASA ONAYLADI Avustralya Sivil Havacılık Güvenliği Otoritesi (CASA) tarafından 29 Aralık 2018’de yapılan açıklamada, “uçan taksi” uygulamasının oldukça güvenli ve uygulanabilir bir çözüm olduğunu ifade edilerek sistemin başlatılması için herhangi bir engelin bulunmadığı belirtilmişti.
Türk bilim adamına
Avustralya’da ödül n İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Böbrek Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever (sağ 2) , Dünya Nefroloji Derneğinin en önemli ödüllerinden International Society Of Nephrology (Bywaters) ödülünü kazandı. Özellikte deprem ve afetlere yönelik çalışmalarıyla dikkat çeken Sever, Melbourne’da
düzenlenen törende ödülünü aldı. Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever’in 1999 Marmara Depremi ile başladığı bilimsel çalışmaları, Türk ve dünya nefroloji dernekleri tarafından saha doktoru ve afet yardım koordinatörü olarak atanması; başarılı bir afet yanıtının ardından “dünyadaki en büyük felaket veritabanı”nı hazırlaması ödüle giden yol için zemin oluşturdu.
Y
eni Zelanda’da camilere yenilek terör saldırısının ardından gösterdiği dayanışma ile Müslüman toplumun sevgisini kazanan Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, Irak ve Afganistan’da görev yapan Yeni Zelanda birliklerinin kademeli olarak 2020 yılında geri çekileceğini açıkladı. Yeni Zelanda askerleri, Avustralya askeri birlikleri ile 2015 yılından bu yana Taji Kampı’nda ortak görev yapan yapıyor.
T
rkısh NEWS PRESS
Year: 2 Volume: 59
President Yüksel Çifçi
Newspaper Editors Adem Taliç, Sinem Taslak, Tanyeli, Hilal Kırmızı, Sibel Örnek Page Layout & Design Necmettin Öksüz
Page Editors Ali Haydar (Diyanet), Hakan Aslan (Fishing&Sport), Recep Ağar (Sport&Recreations), Cem Birben, Davut Kılıç (Sports), Vahit Erzor (Koşe&Şiirler), Ayad Naji (Page Editing & Graphic Designs) Fatma Gençtürk (Meals&Recipes), Op. Dr. Haydar Özcan (Medical&Health), Dr. Hilal Çoruhlu (Medical), İzzet Anmak (Australian English&Politics) Melbourne Team Murat Gümüş (General Manager), Ümit Uyar (Distribution), Şahin Şahinkaya, Ömer Boyacı (Youth&Sport), Adem Genç, Emre Boyacı, Şaban Han, Murat Şirin, Salim Boyacı, Ali Kurt, Evla Han, Ayşe Han, Elif Sele (Editors) Brisbane Team Yıldıray Aslantaş (General Manager), Dr. Said Erdem, Ömer Akdeniz, Metin Uyanık (Editors) Western Australia Mehmet Kırmızıoğlan, Gürhan Candemir, Hamza Serin, Harun Parlak, Hasan Mulla South Australia Mustafa Ergül Turkey Necmettin Aksoy, Ardi Ocgu, İbrahim Kalın, Mehmet Çelik, Mehmet Güler
TURKISH MEDIA SYDNEY RADIO TEAM
Monday: Fatma Gençtürk, Gülten Akbar, Cihan Bibinoğlu Tuesday: Ergül Uybadın, Aybir Yılmaz, Gazel Kiliçdoğan, Büşra Erkan, Tuğçe Uybadın Wednesday: İzzet Anmak, Serkan Uyanık, Yasin Köksal Thursday: Seyrullah Aksakal, Osman Boyacı, Salime Eken, Hatice Güngör Friday: Tanyeli, Serkan Uyanık Saturday: Sülhan Yılmaz, Bülent Arıkan, Mucahid Gelöz, Vahit Erzor Sunday: Barış Cengiz, Cem Birben
TURKISH MEDIA MELBOURNE RADIO TEAM Wednesday: Şahin Şahinkaya, Murat Şirin
Advertisements Sydney (Türker Demiryürek): 0426 982 050 Melbourne (Ümit Uyar): 0481 136 901 Brisbane (Yıldıray Aslantaş): 0433 162 655 Western Australia (Mehmet Kırmızıoğlan): 0401 556 500 South Australia: 0421 889 296 Canberra: 0433 162 655 Sydney Office: P.O Box 12 Guildford NSW 2161 Phone: 1300 917 566 Fax: 612 9774 8650 E-mail: info@turkishnewspress.com.au
www.turkishnewspress.com.au “Ideal Prime Beach”
AW WA AR RD DE A ED D BE ES ST T B EW WE EL LL LE JJ E ER RY Y ST TO OR RE E II N S N AU US ST TR RA AL A L II A A 20 01 19 9 --- 2
AWA R D E D BEST JEWELLERY STORE IN AUSTRALIA - 2019 -
AWA R D E D BEST JEWELLERY STORE IN AUSTRALIA - 2019 LUXURY EUROPEAN JEWELLERY
LUXURY EUROPEAN JEWELLERY
Shop 2, 3-5 Station Rd, Auburn. T 02 9643 1888 Shop 2, 3-5 Station Rd, Auburn. T 02 9643 1888 kekillijewellery.com.au kekillijewellery.com.au
4
18 June 2019
Editor: Dr M. Said Erdem (MD, BMedSci)
HEALTH
he Also called t g itin ‘winter vom s is u bug’, norovir uses a a virus that c n inflammatio e iv of the digest ed ll tract, also ca is. it gastroenter ne, alo In Australia 1.8 an estimated s million case of norovirus infections e each year ar diagnosed.
YILDIRAY ASLANTAŞ yaslantas@turkishnewspress.com.au
Dünyada Enerji Savaşları -2-
A
BD’nin yıllık petrol ihtiyacı ise 7.5 milyar varildir. Bu da, petrolün Amerika için ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir. Bu nedenle petrolün denetimini kendi elinde tutmak istemektedir. Ortadoğu bu yüzden çeşitli oyunlara sahne olmaktadır. Örneğin; ABD kitlesel silahların yayılmasını önlemek gibi zahiri bir sebebi öne sürmüştür. Irak üzerine büyük bir askeri harekat düzenleyip Saddam rejimini ortadan kaldırmıştır. Oysa BM’nin silah denetçileri Irak’ta kitlesel imha silahlarının olmadığını açıklamışlardır. Amerika’nın bir taraftan Irak’a harekat için Körfez’e askeri yığınak yapması, diğer taraftan da silah denetçilerini bu ülkeye göndermesi kamuoyunu aldatmaya yönelik olmuştur. ABD’nin Ortadoğu’ya demokrasiyi getirmek istemesi kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. ABD’nin 11 Eylül sonrası El-Kaide ile Irak arasında bir bağlantı kurmasının da sağlam bir dayanağı yoktur. Irak’a yapılan harekâtın ana sebebi petroldür. Suriye’de ise İsrail, ABD ve AB ülkeleri bir tarafta; İran, Rusya ve Çin öteki tarafta olmak üzere bir savaş yaşanmaktadır. Bu karşı karşıya gelişin asıl sebebi yine enerji kaynaklarının paylaşımıdır. Yoksa Suriye’de yaşanan insanlık dramı ve Müslümanlara karşı yapılan katliam hiç önemli görülmemektedir. Enerji kaynaklarının zengin olduğu bölgelerde şiddetli çatışmalar yaşanmasına sebep olan terör grupları da Ortadoğu’da kontrolü ele geçirmeye çalışmaktadırlar. Örneğin; Irak’ta Musul başta olmak üzere Süleymaniye ve Kerkük petrol açısından çok zengin olan bölgelerdir. Bugün Suriye’de ya da Irak’ta yaşananlar; Hem başta petrol ve doğalgaz olmak üzere enerji kaynakları, hem de onların ulaşım güzergahını kontrol için yapılan bir savaştır. Bu gerçekler ortadayken Müslüman ülke topraklarını sömürmeyi tek çözüm göstermek, hiç insani ve samimi değildir. Bu noktada, Batılı halkları Müslüman halklardan üstün gören zihniyetin değişmesi gerekmektedir. Hangi ırktan olursa olsun tüm insanların sahip olduğu haklar eşittir. Hiçbir ırk, diğer bir ırkın haklarını sömürme yetkisine sahip değildir. Güçlü olma, üstün olma, zayıf olanları ezme mantığı Darwinizm’in hezeyanlarıdır. Adil paylaşım dururken bencillik dürtüsüyle yalnızca kendilerini düşünme mantığı da böyledir. İnsanları ruhsuzluğa, sevgisizliğe, duyarsızlığa sürükleyen bu akıma karşı eğitim şarttır. Batı dünyasının sömürü mantığıyla değil, şefkat ruhuyla hareket etmesi gerekir.
T
rkısh NEWS PRESS
Norovirus
A
lthough many different types of viruses cause gastroenteritis, norovirus is one of the most common. It tends to develop as an outbreak where many people are affected at the same time. This occurs where large crowds of people are gathered in closed environments - usually schools, restaurants, aged care homes and cruise ships. Norovirus organisms are found in the vomit or faeces of infected people. The virus is very contagious and can easily spread by eating or sharing contaminated foods, touching contaminated surfaces or coming into contact with an infected person (including vomit and faeces). Symptoms usually develop from between 12-48 hours after ingesting the virus. The most common symptoms of gastroenteritis are abdominal pain, diarrhoea, nausea and vomiting. Other symptoms can include fevers, chills, muscle aches and lethargy. Children also tend to have more severe and prolonged vomiting than adults. Most symptoms resolved within 1-2 days with no long-term issues for healthy people, however young children, elderly people and those who are immunocompromised may
have longer lasting episodes. Severe infections may also need treatment in hospital. Diagnosis can usually be made from clinical assessment of the symptoms, although a formal diagnosis can be made by taking a faecal sample for lab testing. Most public health authorities will usually need this information to help in controlling disease outbreaks. Although no cure exists for norovirus infections, mild symptoms can be treated at home with plenty of rest and drinking plenty of fluids to keep well hydrated. Dehydration is the main complication from norovirus infections and can cause significant complications if not corrected. Some pharmacies also sell oral rehydration solutions that can help replace vitamins and minerals lost from vomiting or diarrhoea. Drinks that are high in sugar (soft drinks and cordial) can make diarrhoea worse and these should be diluted with water. More severe cases where
people cannot keep any fluids down due to vomiting will need hospital treatment, usually with intravenous fluids and medication to control vomiting. People can still be infectious for up to 48 hours when all the symptoms have resolved. People that are still infectious should not handle food or be closely caring for young children or the elderly during this period of recovery. Norovirus also comes in many different strains which makes it difficult for the body to develop life-long immunity to the virus, meaning people can have repeated infections throughout their life. No current vaccines are available for the virus and antibiotics will not treat norovirus infections. However, there are many strategies to help reduce the risk of catching norovirus. Most importantly, frequent hand washing with soap and water will reduce the spread of the virus (especially after using the toilet and before eating or preparing food). Washing clothes of infected people and cleaning contaminated surfaces with disinfectant or diluted bleach will also minimise spread. Children or adults who are ill should not go to childcare, school or work for at least 48 hours after the vomiting and diarrhoea stops. For more information, see your doctor if you have concerns regarding norovirus or if you have symptoms of vomiting or diarrhoea. More information can also be found on Health Direct (www.healthdirect. gov.au/norovirus-infection) and the Department of Health fact sheet (www.health.gov.au/internet/ publications/publishing.nsf/ Content/cda-cdna-norovirus.html~cda-cdna-norovirus.htm-l-app2).
T
AUSTRALIA
rkısh NEWS PRESS
18 June 2019
5
ÖMER AKDEMIR oakdemir@turkishnewspress.com.au
İpliğini bozan kadın gibi olmamak!
S T S E P T O PR ER AF ID OV SS RA Y PRE SYDNE IN
B n NSW Greens Senator Mehreen Faruqi (L) joins protestors holding placards at a protest rally calling for the protection of press freedom outside the office of Communications Minister Paul Fletcher at Linfield in Sydney, Australia, 11 June 2019. The protests come in the wake of a raid on the offices of the Australian Broadcasting Corporation by the Australian Federal Police.
‘It could be the rest of my life in prison’ - Australian whistleblower
E
x-Australian military lawyer David McBride is facing 50 years behind bars for leaking hundreds of secret documents to the media in 2017 - which he says exposed the mismanagement of Australian forces in Afghanistan. Australian police raided the offices of the national broadcaster twice last week over allegations it had published classified material, prompting complaints of assaults on press freedom. The leaks revealed alleged cover ups of multiple incidents, including the killing of an Afghan boy and of a father and son shot dead during a raid. The documents also revealed
growing unease at the culture within the Australian armed forces, including reports of “problems” within the army, of a growing “warrior culture and of senior officers turning a blind eye to poor behaviour.” McBride had two tours of
Afghanistan, beginning in 2011, working with special forces as a military lawyer. McBride admits to leaking documents that formed part of the basis of an ABC investigation broadcast in 2017 about Australian special forces in Afghanistan. “We had a totally ruthless and cynical leadership who just happy .. .for soldier to die so they could look like leadership material,” he told TRT World in an exclusive interview. “We had lost any kind of moral compass. It had been totally replaced by the opinion poll and the spin doctors, and we were actually killing our own people.”
ir ramazan ayını daha geride bıraktık. Umulur ki Kâinatın Efendisinin ramazanla ilgili olarak “Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azâbından kurtuluştur” müjdesine, bizler de ulaşanlardan olmuşuzdur. Dileriz ki Ramazana elveda demiş olmamız; aynı zamanda, kulluğa, itaate, istikamete, cömertliğe, namaza ve niyaza da “Elveda!” dememiz olmasın. Umulur ki Ramazan ikliminde bir ay oruçlarla, dualarla, hayır hasenatlarla, zikirlerle, fikirlerle Mevlana’nın tabiriyle söylersek, “Mihrap kenarındaki mum gibi” kıvama erişmiş olması gereken kulluk anlayışımız; şu ilâhi ikazdan gereken dersi almış olsun. Yüce Rabbimiz buyurdu: “İpliğini sağlamca büktükten sonra, çözüp bozan (kadın) gibi olmayın.” (Nahl Suresi, Ayet 92) Bu âyetle ilgili verilen bilgi şudur: “Mekke`de Saide el-Esediyye adında akli dengesi bozuk bir kadın vardı. Bu kadın sabahtan öğleye kadar cariyeleriyle birlikte iplik büker, öğleden sonra vesveseye kapılarak o vakte kadar büktüğü ipi çözer dağıtırdı. Bu ayeti kerimede örnek gösterilen kadın işte bu kadındır. Bazı rivayetlerde bu kadının adı Reyte olarak geçmektedir.” (Ahmet Varol Meali) Âyetin maksadı, bu hususda Resûli Ekrem (s.a.v) ile mü’minlerin yaptıkları sözleşme ve bağlılık yeminlerine (bîatlarına) vefâ göstererek hatırlamaları hikmetine yöneliktir. (Beyzâvî, c. 1, 555) -Hayrat Vakfı MealiYine Rabbimiz şöyle buyurur: “Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar. ” (Nisâ, 65) Bediüzzaman (r.a) bu ilâhî ikazla ilgili şu önemli hatırlatmayı yapar: :“Evet, inkâr etmemek başkadır, îmân etmek bütün bütün başkadır. Evet, kâinâtta hiçbir zîşuûr (akıl sâhibi), kâinâtın bütün eczâsı (cüz’leri-kısımları) kadar şâhidleri bulunan Hâlık-ı zü’l-Celâl’i (celâl sâhibi yaratıcıyı) inkâr edemez. Etse, bütün kâinât onu tekzîb edeceği (yalanlayacağı) için susar, lâkayd kalır. Fakat O’na îmân etmek, Kur’ânı Azîmü’ş-şân’ın ders verdiği gibi, o Hâlık’ı sıfatları ile, isimleri ile umum kâinâtın şehâdetine (şâhidliğine) istinâden (dayanarak) kalben tasdîk etmek ve elçileriyle gönderdiği emirleri tanımak ve günah ve emre muhâlefet ettiği vakit kalben tevbe ve nedâmet etmek (pişmân olmak) iledir. Yoksa, büyük günahları serbest işleyip istiğfâr (tevbe) etmemek ve aldırmamak, o îmandan hissesi olmadığına delildir.” (Emirdağ Lâhikası-I, 312)
PAZARTESI
Fatma Gençtürk Cihan Bibinoğlu Gülten Akbar ÇAY MOLASI
. . T rkıye’nın
SESİ RADYOSU info@turkishmedia.com.au 1300 917 566
SALI
I
Ergül Uybadın
Gazel Kılıçdoğan Büşra Erkan
VOICE OF TURKEY WOMENS EDITION
ÇARŞAMBA
İzzet Anmak Serkan Uyanık Yasin Köksal IZZET-I IKRAM
PERŞEMBE
Seyrullah Aksakal Osman Boyacı DIYANET SAATİ
TANYELI’YLE BIZ BIZE
CUMARTES
Aybir Yılmaz
Tuğçe Uybadın
CUMA
SYDNEY DIGITAL 985 & MELBOURNE 98.9 NORTH WEST FM YAYINIMIZLA . . SIZLERLEYIZ! - Sydney’de haftanın 7 günü saat 17-18 arası - Melbourne’da her Çarşamba saat 17-18 arası - Yayınlarımızı aşağıdaki linklerden dünyanın her yerinden dinleyebilirsiniz. - SYDNEY: http://s7.viastreaming.net/8490/m/ - MELBOURNE: www.tunein.com/radio/989North-West-FM-s98822/ - Ayrıntılı bilgi için bizi arayın: +61421890600
T
rkısh
@turkiyeninsesiradyosu
MEDIA LIMITED
Sülhan Yılmaz Mücahid Gelöz Bülent Arıkan Vahit Erzor
HAFTANIN ARDINDAN
PAZAR
Barış Cengiz Cem Birben BARIŞ ZAMANI
ÇARŞAMBA
MURAT ŞIRIN
ŞAHIN ŞAHINKAYA
MELBOURNE VAKTİ
RÖPORTAJ
T
rkısh NEWS PRESS
CEMIL I Z I K N I ’ Ç MERI I N I S A B A B . . . I T T A L AN
Meçhule giden kitaplar
adreslerini buldu
Y
32 yıl önce görmediği dünyaya veda eden Türk edebiyatının mütefekkir ismi Cemil Meriç, ölümünden sonra daha iyi anlaşıldı. Babasını anlatan Prof. Dr. Ümit Meriç, “Eserlerini gözlerini kaybettikten sonra kaleme almıştır. ‘Okunmuyorum evladım’ diyordu. Biliyordu ki her kitap meçhule giden bir mektuptur. Nitekim o meçhule giden kitaplar adreslerini buldu” dedi. azar, çevirmen ve düşünür Cemil Meriç’in kızı Ümit Meriç, babasını anlattı... Dil, tarih, edebiyat, felsefe ve sosyoloji dahil sosyal bilimlerin birçok alanında araştırma yapıp yazılar kaleme alan düşünce adamı Cemil Meriç, ardında onlarca makalenin yanında 8 çeviri ve 12 kitap bırakarak, 13 Haziran 1987’de hayata veda etti. Prof. Dr. Ümit Meriç, babasının Türkiye’de bir düşünce aristokrasisi ürettiğini belirterek, şöyle konuştu: DÜNYADA BAŞKA ÖRNEĞİ YOK “Cemil Meriç 12 eser kaleme aldı, 8 tane de tercümesi var. Yani Türk düşünce hayatına 20 eser hediye etmiştir. Bu cömertliği aslında gerçek bir mucize olarak kabul etmemiz gerekir. Çünkü gözleri 38 yaşında kör olmuş ve tercümeleri hariç bütün eserlerini gözlerini kaybettikten sonra kaleme almıştır. Dünya düşünce tarihinde ikinci bir örneği yok. Tek benzeri (Jorge Luis) Borges’tir. Borges, Meriç’ten daha ileri bir yaşta gözlerini kaybetmiştir ve ondan sonra Meriç kadar verimli olamamıştır. Bu açıdan
Antakya’ya göçmüş bir ailenin çocuğu olarak 12 Aralık 1916’da Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde dünyaya gelen usta edebiyatçı Cemil Meriç hayatını kaybettiğinde 71 yaşındaydı.
bir insanın göz gibi en önemli uzvunu kaybettikten sonra dahi ne kadar önemli işler yapabileceğinin dünya çapındaki örneğidir.” HAYATI KUM SAATİNE BENZETİRDİ Usta yazarın kum saati teşbihine işaret eden Ümit Meriç, şöyle devam etti: “Üstteki kum tanelerinin her biri, bize hediye edilmiş günler. Taneler, ince belden akıp düştükten sonra mutlaka bir anlam kazanmalı, bir değere kavuşmalı. Cemil Meriç’in her günü, eserinin bir sayfasında mündemiçtir. Hiçbir gününü değil, görmediği halde bir dakikasını boş geçirmeyen bir insandır. Ağzından en çok çıkan söz ‘Oku evladım’ ve arkasından ‘Yaz evladım’ olmuştur. Onu bir insanlık kahramanı olarak değerlendir-
memiz bu açıdan çok önemli. Hepimize, bütün beşeriyete vereceği bir mesaj var. Bunu hiç unutmadan her nefesimizi alıp vermemiz gerekiyor.” Meriç, babasının çocukluğunu ve gençliğini savaş yıllarında yaşadığına dikkati çekerek, şunları anlattı: SAVAŞ YILLARINDA DOĞMUŞ “Kut’ül Amere’nin olduğu yıl doğmuştur ve Birinci Dünya Savaşı devam etmekte, son demlerini yaşamaktadır. Bir savaş sonrası çocuğudur. İkinci Dünya Savaşı’nı Türkiye’nin yaşadığı bütün mahrumiyetlerle birlikte yaşamıştır. Özellikle 1968’den sonra dış savaşın yerini alan bir iç savaş söz konusu olmuştur Türkiye’de. Bunun da en acı günlerini Cemil Meriç öğrencilerinden gelen
18 Haziran 2019
7
haberlerle yaşamıştır çünkü sokaklarda dövüşenler onun okuru olan genç okuyuculardır.” CAMI AVLUSUNDA BULUNMADIK Babasının Türkiye’ye verdiği bir mesaj olduğunu söyleyen Prof. Dr. Meriç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz büyük bir tarihin çocuklarıyız, cami avlusunda bulunmuş bir bebek değiliz. Bizim dünya çapında kurmuş olduğumuz devletler var. Bu devletler, getirdiği insani sistem sayesinde yüzyıllar boyunca yaşamış. Hala onların kurduğu adalet düzenini yenilemiş olan ikinci bir devlet onların topraklarında kurulmamış. Bugün Suriye’nin, Irak’ın, Balkanların hali, hepimizin malumu. Evvela savaşların sona erdiği, onun yerine insanların konuştuğu, kılıçların yerini kaleme bırakması gerektiği bir devre girmemiz yönünde bir telkini var Cemil Meriç’in. O dönemde sağ ve sol mücadelesi içindeydi ülkemiz ve onbinlerce gencimizi bu abes savaşta kaybettik. Cemil Meriç, verdiği mesajla bize tarihimizi tanımamız ve keşfetmemiz gerektiğini söylüyor.” Yazar Ümit Meriç, Türk insanının kendi tarihine yabancılaştığını da dile getirerek, “Bu yabancılaşmayı sona erdirmemiz ve tarihimizi yeniden keşfederek bu kadar önemli bir dönemi ve geniş bir tarihi kucaklayan bir devletin devamcıları olarak, gelecek yüz yıllara aynı güzellikte bir toplumsal sistemi teklif etmeliyiz. Bu, Cemil Meriç’in ayakları kendi ülkesinin tarihine basan özelliği” değerlendirmesinde bulundu. O BIR DÜNYA ENTELEKTÜELI Cemil Meriç’in yazılarına yansıyan özelliklerine de değinen Ümit Meriç, “O aynı zamanda bir dünya entelektüeli. Sadece kendi tarihimizi keşfetmekle kalmayalım, bir dünya vatandaşı olarak dünyanın yetiştirdiği bütün değerlere pencerelerimizi açalım mesajını veriyor Cemil Meriç. Hint edebiyatını kaleme alıyor ve Buda’nın getirdiği mesajı da ülke insana taşımak istiyor” dedi. Kendisinin yazdığı “Babam Cemil Meriç” adlı kitabın 57. baskısının yapıldığını belirten Ümit Meriç, babasının yazdığı eserlere okuma ve yazma anlamında katkıda bulunan tüm isimlerin kitapta yer aldığını kaydetti. “BİLİYORDU HER KITAP MEÇHULE GIDEN BIR MEKTUPTUR...” Ümit Meriç, babasının “Okunmuyorum evladım” dediğini dile getirerek, “Biliyordu ki her kitap meçhule giden bir mektuptur. Nitekim o meçhule giden kitaplar adreslerini buldu. Cemil Meriç bugün Türkiye’de kitapları bütün kitapçılarda raflarda dizili olan ve en çok okunan yazar” dedi. Sosyal bilimler alanında araştırmalar yapan Cemil Meriç, “Balzac”, “Hint Edebiyatı”, “Saint Simon/İlk Sosyolog-İlk Sosyalist”, “Dillerin Yapısı ve Gelişmesi”, Sosyalizm ve Sosyoloji Tarihinde Pierre Joseph Proudhon:1809-1865”, “İdeoloji”, “Bu Ülke”, “Umrandan Uygarlığa”, “Kırk Ambar”, “Bir Facianın Hikayesi”, “Mağaradakiler”, “Işık Doğudan Gelir”, “Kültürden İrfana”, “Jurnal I-II” ile “Sosyoloji Notları ve Konferanslar” eserleriyle çok sayıda makale ve çeviriyi Türk edebiyatına kazandırdı.
8
18 Haziran 2019
HASBIHAL
PROF. DR. MEHMET ÇELİK mcelik@turkishnewspress.com.au
Nemrut’un düşündürdükleri
1
2 Haziran günü iki eski dostumun ebedi hayata intikalinin haberini aldım. Biri Manisa’da ziya Elmalı, diğeri Elazığ’da Şerif Uğurlu… Allah ikisine de rahmet eylesin. Taziye nedeniyle 13 Haziran günü Elazığ’a geldim. Şerif Uğurlu, Elazığ İmam Hatip okulundan devre arkadaşımızdı. Mezuniyetten sonra uzun yıllar Elazığ’ın merkez camilerinde imam-hatiplik yaptı… Bu taziye vesilesiyle 40 yılı aşkın süredir görüşmediğimiz, daha doğrusu görüşemediğimiz bir çok arkadaşımızla görüşme imkanı bulduk. Hepimizin saçları beyazlaşmış, kimininki dökülmüş. Eski günleri yâd ettik. Ağırlıklı olarak da halihazırdaki sağlık sorunlarımızı birbirimize anlattık. Perşembe günü kayınbiraderim, eşi ve yeni mezun veteriner hekim oğullarıyla Nemrut’a gezmeye geldik. Onlar görmemişlerdir, bir nevi mihmandarlık yaptım onlara!.. Göremeyenler için söyleyeyim: Tarih ve Arkeolojiye meraklı olanlar, kültür ve inanç
turizmi için söyleyecek sözü olanlar, gidip görmesinler, çok üzülürler!.. 40 yılı aşkın akademik hayatını tarih çalışmalarına hasreden bir bilim adamı olarak şunu söyleyeyim: Antikçağa ait özgün tarihi kalıntılar açısından, Memrut’un ikinci bir örneği yok!.. Fakat ne yazık ki, bu muhteşem kalıntılar rüzgarın, güneşin, yağmurun, karın, dolunun insafına terk edilmiş durumda. 10 yıl önceki heykel ve kabartmalar, o günkü hallerinden epey şey kaybetmişler… Böyle giderse, yani gerekli önlemler alınmazsa, bugünkü hallerini de arar duruma düşeceğiz… Bu hüzünlü duygularla Nemrut’tan ayrılıp Eski Kahta’ya geldik!.. Burda da Komegene ve Memlük-Selçuklu izleri taşıyan kalede devam eden restorasyon çalışmaları hakkında bilgi aldık… Her iki konuda da bir şeyler yapılıyor yapılmasına da, ama hâlâ ortaya bir şey konulabilmiş değil!..
Türk silahları müzede yaşatılacak n Tarihteki Türk devletlerinin kullandığı ok, yay, kılıç, zırh, balta gibi geleneksel silah ve savaş malzemelerinin sergilendiği “Türkpusat Geleneksel Savaş Pusatları Müzesi” Ankara’da açıldı. Altındağ ilçesi Kale Mahallesi’nde açılan, Türk devletlerinin kullandığı savaş malzemelerinin yanı sıra geleneksel silahları yapma ve kullanma tekniklerine ilişkin bilgilerin de yer aldığı müze, savaş tarihine de ışık tutuyor. Müze sahibi Muhiddin Uyanık, başta okçuluk olmak üzere Türk savaş tekniklerini tanıtmak ve yaşatmak amacıyla açtıkları müzede 8 yıllık çalışmanın sonucunda oluşan koleksiyonun sergilendiğini belirtti.
Koleksiyon içerisinde Türk devletlerinin kullandığı farklı dönemlere ait 500 ok ucu bulunduğunu söyleyen Uyanık, “Müzemizde kılıç, yay, ok, gürz, miğfer, kalkan, hançer gibi birçok malzeme bulunuyor. Türk askerlerinin kuşandığı tüm pusatların mevcut olduğu müzemizde 2 bin 300 kayıtlı envanter yer alıyor” dedi. DOKUNABİLECEKSİNİZ! Uyanık, müzede, orijinalleriyle birebir özelliklerde üretilen geleneksel silahların da yer aldığına işaret ederek, ziyaretçilerin bunları dokunarak inceleyebileceklerini kaydetti. Müze, pazartesi günleri hariç haftanın her günü 09.00-18.00 saatlerinde ziyaret edilebilecek.
T
rkısh NEWS PRESS
.
TÜRKIYE
Kato Dağı uçurtmalarla renklendi i t t i b r ö Ter e huzur evldi barış g
B
Adı yıllarca terörle gündeme gelen Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesindeki Kato Dağı’nda, belediye uçurma şenliği düzenledi. Uçurtmaların uçurulduğu, kardeşlik halayının çekildiği, yemek ikramının yapıldığı şenliğe katılanlar, gönüllerince eğlendi... eytüşşebap ilçesinde yıllarca adı çatışmalarla gündeme gelen Kato Dağı eteklerinde uçurtma şenliği düzenlendi. Kavuştuğu huzurla sosyal ve sportif etkinliklerle ön plana çıkan Beytüşşebap’ta, belediyenin gerçekleştirdiği “1. Kato Uçurtma Şenliği” büyük ilgi gördü. Rengarenk uçurtmaların uçurulduğu, kardeşlik halayının çekildiği, yemek ikramının yapıldığı şenliğe katılanlar, gönüllerince eğlendi. ARTIK KARDEŞLIĞIN SIMGESI OLACAK Şenliğe katılan Beytüşşebap Kaymakamı İsmail Pendik, vatandaşları Türkçe ve Kürtçe selamladı. Beytüşşebap’ın en önemli simgesi olan Kato Dağı’nın artık güzellikler-
le anılır hale geldiğine işaret eden Pendik, şunları söyledi: “Bize bu güzel atmosferi sunan şehitlerimiz Aydoğan Aydın Paşa’mız başta olmak üzere Kato Dağı’nı terörden, zulümden kurtaran yiğitlerimize, şehitlerimize Beytüşşebaplılar olarak şükranlarımızı, saygılarımızı arz ediyoruz. Beytüşşebap ve Kato Dağı artık güzelliklerin birliğin, beraberliğin, kardeşliğin simgesi olacak. Ülkemizin en önemli cazibe merkezi haline gelecek.” Kaymakam Pendik, operasyonların ardından kavuştuğu huzurla bölgede Türk, Kürt, kadın, erkek, yaşlı, 7’den 70’e vatandaşların bir, beraber ve kardeş olduğunu ve geleceğe umutla koşmaya başladığı-
nı belirterek, bu güzel günler için Allah’a şükrettiklerini aktardı. “MUTLU YARINLARA ADIM ATACAĞIZ” Beytüşşebap Belediye Başkanı Habip Aşan da, mutlu bir gün yaşadıklarını belirterek, Kato Dağı eteklerinde vatandaşlarla şenlikte bir araya geldiklerini ifade etti. Aşan şöyle devam etti: “Beytüşşebaplı vatandaşlara, göreve ilk geldiğimizde dedik ki; ‘Beytüşşebap şen olacak.’ İnşallah sık sık bu tür şenlikleri hep beraber kutlayacağız. Beytüşşebap’ın gelenek ve göreneklerini, kültür ve medeniyetini, ürünlerini hep beraber bütün Türkiye’ye ve dünyaya tanıtacağız. Artık karanlık, kötü günler geride kalacak. Hep beraber daha iyi günlere, daha mutlu yarınlara inşallah adım atacağız. Herkes mutlu en kötü günümüz böyle olsun.” Vatandaşlar da, ilçenin daha önce terör saldırılarıyla gündeme geldiğini ancak devletin huzurlu bir ortam sağladığını söyledi. Şenlik, sanatçıların seslendirdiği şarkılarla ve çeşitli yarışmalarda dereceye giren öğrencilere hediye verilmesiyle sona erdi.
T
.
TÜRKIYE
rkısh NEWS PRESS
18 Mayıs 2019
9
MUHAMMED MURSI HAKK’A YÜRÜDÜ
6 yıldır zindanda olan Mursi’ye ilaçları verilmiyordu.
Esaretten şehadete
N A D ’ A Y S E A ’ L İ A : J R A S İ T MES NE
Duşanbe’de Erdoğan rüzgârı Başkan Erdoğan, zirvede yoğun bir diplomasi trafiği geçirdi. Liderlerle yakın temas kuran Erdoğan, ev sahibi Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman, Rusya Devlet Başkanı Putin, Çin Devlet Başkanı Şi, İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Katar Emiri Şeyh Al Sani, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Afganistan İcra Heyeti Başkanı Abdullah ve Kamboçya Başbakanı Hun Sen ile ayrı ayrı görüştü.
Kudüs’te yeni oldu bittileri reddediyoruz
T
Çin, Rusya, İran ve diğer Asya liderlerinin katıldığı CICA Zirvesinde Batı’ya seslenen Başkan Recep Tayyip Erdoğan, “Kudüs’te yeni oldu bittiler oluşturma gayretlerini reddediyoruz. Tüm ülkeleri Birleşmiş Milletler kararlarına, Kudüs’ün tarihi ve hukuki statüsüne saygı göstermeye davet ediyoruz” dedi. ürkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tacikistan’nın başkenti Duşanbe’de, Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (CICA) 5. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne dünyaya seslendi. Zirvenin bölgesel ve küresel hadiseler bağlamında kritik bir dönemde icra edildiğini belirten Erdoğan, “Konferansın temelleri, aksakalımız Nursultan Nazarbayev’in vizyoner önerisiyle atılmıştır. Konferansımız, ortak çabalarımız sonucu içerikli, temsil kabiliyeti yüksek bir bölgesel foruma dönüşmüştür. Üye sayımızın artması bunun ispatıdır” dedi. Türkiye’nin işbirliğinin derinleştirilmesi gerektiğine inandığını vurgulayan Erdoğan, şunları dile getirdi: “Bu minvalde konferans yapılarının kurumsallaştırılması ve çalışmalarının yaygınlaştırılması amacıyla çalışma yapılabileceğini düşünüyoruz. Konferansı hep birlikte daha fazla sahiplenmemiz gerekiyor. Finansal destek sağlanmasının yanı sıra güven artırıcı önlemlerin uygulanmasına somut katkı ve aktif katılım, sahiplenmeyi artıracaktır. Takvime bağlı somut bazı hedefler belirlemek suretiyle bu alanlardaki çalışmalarımıza ivme kazandırabiliriz.” TERÖRE AĞIR DARBE İNDİRDİK Günümüz dünyasında, düzenin değil düzensizliğin hakim olduğunu belirten eden Erdoğan, şöyle devam etti: “Yakın coğrafyamızda çatışmalar, iç savaşlar, vekalet savaşları
Emine Erdoğan, Duşanbe’de TİKA’nın Engelli Merkezini açtı.
ve terörizmle mücadele ediyoruz. Bu zirve tüm bu sınamalar karşısında ortak adımlar atabileceğimiz bir platformdur. Türkiye olarak çevremizdeki dinamikleri, barış, refah ve istikrar doğrultusunda şekillendirmenin gayretindeyiz. Komşumuz Suriye’de iç savaşın sona ermesi ve istikrarın sağlanması için elimizden geleni yapıyoruz. 4 milyona yakın Suriyeliyi ülkemizde misafir ediyoruz. Suriye’nin geleceğini tehdit eden DEAŞ ve PKK/YPG terör örgütlerine karşı yaptığımız sınır ötesi operasyonlarla çok ağır darbeler indirdik. ” DÜNYAYA ARABULUCU OLACAĞIZ Bölgenin bir diğer kanayan yarası Filistin meselesinde de aktif bir tutum sergilediklerini belirten Erdoğan, “İşgal, zulüm ve adaletsizliğin Filistin’in adeta kaderi olmaktan çıkarılması, insanlık onurunun bir gereğidir. Kudüs’te yeni oldu bittiler oluşturma gayretlerini reddediyoruz. Tüm ülkeleri Birleşmiş Milletler kararlarına, Kudüs’ün tarihi ve hu-
kuki statüsüne saygı göstermeye davet ediyoruz” dedi. Keşmir halkının beklentileri doğrultusunda çözümünü desteklediklerini de vurgulayan Erdoğan, “Rohingyaların içinde bulunduğu durumu da yakından takip ediyor, bu insani dramın bir an önce sona ermesini temenni ediyoruz” diye konuştu. Erdoğan, Türkiye’nin halihazırda BM Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ile İslam İşbirliği Teşkilatı içindeki arabuluculuk gruplarının eşbaşkanlıklarını yürüttüğünü hatırlatarak, konferans bünyesinde de arabuluculuk kapasitesini geliştirmekte fayda gördüklerini bildirdi. ŞİDDETİN GEREKÇESİ YOKTUR Şiddete varan aşırıcılık ve terörizmin dünya genelinde yükselişte olduğunu kaydeden Başkan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “35 yıldır terörle mücadele eden, DEAŞ’tan PKK’ya, FETÖ’den El Kaide’ye kadar farklı terör örgütlerinin hedefi haline gelmiş bir ülkeyiz. Bugüne kadar on binlerce vatandaşımızı terör eylemlerinde kurban verdik. Altını çizerek ifade etmek isterim ki terörün ve şiddetin hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Bu alanda kararlı ve net duruş sergilenmesi çok önemlidir. Bir terör örgütü eliyle diğerini yok etme politikalarının varacağı yer daha fazla kan, daha fazla işgal, daha fazla zulüm ve daha fazla gözyaşıdır. Suriye sahası maalesef bu acı hakikatin ispatı olmuştur.”
demokratik yöntemlerM ısır’ın le seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi 68 ya-
şında hayatını kaybetti. Mursi’nin, “casuslukla” suçlanacağı mahkeme salonunda geçirdiği baygınlığın ardından hayatını kaybettiği öğrenildi. 3 Temmuz 2013 tarihinde Batı yanlısı cuntacı Abdulfettah Sisi tarafından gerçekleştirilen darbe sonrası yönetimden uzaklaştırılan ve 6 yıldır Mısır zindanlarında esir olan Mursi’nin uzun zamandır sağlık durumunun kötü olduğu biliniyordu. ‘ONLAR ADAMDI’ DIYECEKLER Mursi ve 3 üst düzey Müslüman Kardeşler lideri, “Mısır’da istikrarı bozmak için yabancı terör örgütleriyle komplo kurmak” suçlamasından Mayıs 2015’te ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Davada 16 kişi de idam cezası almıştı. Cuntacı savcılar, Müslüman Kardeşler’in 2005’te Hamas’ın, Hizbullah’ın ve İran Devrim Muhafızları’nın askeri eğitim kamplarına bazı “unsurlar” yolladığını ileri sürmüştü. Mursi, “Gelecek nesiller bizler için, ‘Onlar adamdı’ diyecekler” ve “Anayasamız Kur’an’dır” sözleri ile zihinlerde yer etmişti. “ALLAH’IN HUZURUNDA BULUŞACAĞIZ BABAM!” Mursi’nin en büyük oğlu Ahmed, Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, şehadete yürüyen babasını kaybetmiş olmanın acısını, “Babam! Allah’ın huzurunda buluşacağız” şeklinde dile getirdi. ERDOĞAN: ŞEHIDIMIZE RAHMET DILIYORUM Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Mursi’nin hayatını kaybetmesine ilişkin, “Mursi kardeşimize, şehidimize, Allah’tan rahmet diliyorum” dedi. Erdoğan, “Rabbim inşallah Mursi’yi sevgili Habibiyle beraber haşreylesin. Dualarımız onunla beraber. Tüm onunla aynı yolu yürüyen kardeşlerimin başı sağ olsun. Mısır halkının başı sağ olsun. Allah rahmet eylesin” diye konuştu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da “Darbe Mursi’yi iktidardan uzaklaştırdı ancak hatırası silinmeyecek. Ümmet onun dik duruşunu unutmayacak” dedi.
T
TURKEY
rkısh NEWS PRESS
18 June 2019
11
TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY
IBRAHIM KALIN @ikalin1
Escape from reality
A
ISTANBUL MAYORAL CANDIDATES
YILDIRIM, IMAMOGLU FACE OFF IN LIVE DEBATE
T
Istanbul’s top two mayoral candidates on Sunday sat down for a televised debate a week ahead of a rerun of polls in the Turkish megalopolis, home to some 16 million people. he debate between People’s Alliance candidate Binali Yıldırım and Nation Alliance candidate Ekrem Imamoğlu at Istanbul’s Lütfi Kırdar Congress Center started under the moderation of veteran journalist and TV presenter Ismail Küçükkaya. Millions of Turkish citizens tuned in to the debate between Yıldırım and İmamoğlu, gathering in squares and cafes to watch the live broadcast on seven channels. Küçükkaya opened the debate by asking each candidate to weigh in on what happened in the March 31 elections and the rationale behind the decision for a rerun. Yıldırım insisted that his Justice and Development Party (AK Party) did not prefer a rerun, but the opposition People’s Rebuplic Party (CHP) did not accept its suggestions for a full recount of the vote. “Our preference was not to renew this election. We tried very hard for this, but the CHP did not help us. They refused our request for a full recount and rejected the decision, so we had to go to the election,” he said, adding that “stolen votes” necessitated the rerun. “If my vote was tallied for the CHP or another candidate, this was theft. There’s no explanation for this,” he added. Imamoğlu fiercely refuted his opponent’s assertion that votes had been stolen, asking who had stolen the March 31 election, in which he was briefly named mayor before Turkey’s election authority overturned the results over irregularities and illegalities. “Are your words for AK Party polling officials, for the Good (IYI) Party, for the MHP’s (Nationalist Movement Party) or the CHP’s? Or for the heads of balloting committees?” he asked. “The renewed election is a struggle for democracy, it’s not just a local election,” Imamoğ-
lu said. Speaking on Imamoğlu’s attempt to copy data from the Istanbul Metropolitan Municipality during his brief tenure in office, Yıldırım said: “This copying data work is a FETÖ (Gülenist Terror Group) tactic. FETÖ did it in its history,” referring to the group behind the defeated 2016 coup attempt in Turkey. Yıldırım stressed that three experts from outside the municipality were also appointed for the process of copying the data. “This is a disastrous thing in itself,” he added. In response, Imamoğlu said a mayor could do any work or examination regarding his city government. He also said the
in Istanbul, Yıldırım said he would create 20 “green corridors” and integrate them with Istanbul’s northern forests and planned “public gardens,” greatly boosting the city’s green space. In regard to the issue of transportation and traffic in Istanbul, Yıldırım said, “We will add 50 kilometers of railway systems annually, saving Istanbulites an extra 30 minutes of time spent commuting.” Imamoğlu responded by saying that “To reduce traffic and improve transportation, we will work with all actors on the roads - including drivers of taxis, minibuses and service vehiclesas well as develop sea transportation.”
process posed no security risk. Regarding the situation of over 500,000 Syrian refugees living in Istanbul, Imamoğlu said: “We will establish a special unit to address the Syrian refugee crisis in Istanbul. We will hold a refugee population census, especially among children.” Responding to the same question, Yıldırım answered: “Syrians living in Turkey are under temporary protection. They will return home. Nearly 500,000 people returned to areas liberated from terrorists by Turkey and more will leave after area east of Euphrates River is cleared.” He also said Syrians living in Istanbul who disturb the peace or engage in illegal activities would be apprehended. In regard to green spaces
Yıldırım also said his administration would provide 10 GB of free internet for youth, in addition to making entry free to municipality museums, theaters and sports facilities. Istanbul mayoral candidates Yıldırım, Imamoğlu face off in live debate Yıldırım and Imamoğlu are vying for the Istanbul mayor’s seat again after the Supreme Election Council (YSK) ordered a rerun of the March 31 Istanbul polls. The results of the vote were canceled after the ruling AK Party and MHP appealed to the council, citing irregularities and violations of election law. The two candidates concluded the evening by taking a photo together with their family members and Küçükkaya in a show of unity.
s new technological advancements enable us to create virtual worlds and alternate realities, we increasingly face the problem of escaping from reality and live in a fantasy world. Images on screens are fast replacing the things themselves, further alienating us from the natural world and the world of real people. We like our own images on screens more than ourselves. New developments in artificial intelligence (AI) will further take us into unknown territories. Can we as human beings live in between these alternate worlds and still retain our humanity? Creating alternative realities may not necessarily be a bad thing. This is what literature offers us in creative and enriching ways. Pointing to an ideal world may help us keep our hopes and standards high. But the same thing can be a delusional way of running away from the reality that defines our human condition and compels us to take responsibility for our actions. We run away from the reality in which we live because we can no longer stand what we have created with our own hands. Replacing this reality with virtual worlds, machines, robots and AI inventions is not the way to find peace, tranquility, happiness and a sense of fulfillment. Rather, it is loosing ourselves in multiple layers of imaginary worlds. In recent years, several novels and movies have taken up this fascination with the possibilities of AI and going over the human boundaries. The Matrix trilogy, “Ex Machina,” “Westworld,” “Black Mirror,” “I Robot” and “Blade Runner 2049,” among others, tell the stories of building new realities with opportunities as well as the devastating consequences. The common theme is what defines humanity in the face of new technological developments and the desire to want more of everything. What happens when we outgrow ourselves and become captives of our own creations? As we know too well from the everfresh Frankenstein story, how do we deal with our own monsters? The 2017 movie “Ghost in the Shell,” directed by Rupert Sanders and starring Scarlett Johansson, takes up the question of what happens when people use other humans as machines for their personal gains and corporate interests. The film’s lead character, Major Motoko Kusanagi (Johansson), is a cyberenhanced soldier fighting the world’s criminals. She is the first of her kind – a human soul, or ghost, with new enhancements and a robotic body, i.e., a shell. When she realizes that she has been lied to and turned into an AI thing against her own will, she begins to question everything. Although simplistic at times, the movie raises important moral and
philosophical questions. What happens when governments and big corporations begin to alter people’s minds and souls to serve their interests? Who has the right to re-design people’s memories and emotions so that they will not remember anything and obey the commands? It is a betrayal of our fundamental human values to force people into believing that they will have a better and happier life in a future virtual world far more advanced than the current reality in which they find themselves because they will no longer be themselves but a simulation, a program, an enhanced ghost in a perfect body. In “Ghost in the Shell,” some terrible things happen in the future dystopia. But we do not have to look far to see the disturbing fact that this is already happening. Our current technologies and the profit-driven companies that own them are seeking to change people’s perceptions, desires and tastes so that they become unquestioning servants of consumer capitalism. They would feel good about themselves by spending more, by wanting more and by becoming something other than themselves. Worse, most people are willing to pay the price for this delusional mode of a perfect existence. This seems to be punctuated by a deep desire to run away from our own reality to an imaginary world at all costs. Why do people want to escape into a fantasy world while fully knowing that it is just that, i.e., a fantasy world? What are we running away from? What is missing in our lives so much so that we take refuge in artificial and virtual worlds that we know very well to be unreal and fictional? I am not sure if we are ready to ask these questions to ourselves in a serious and honest way. If and when we do, the magic of this selfgratifying illusion will dissipate and we will perhaps face our naked humanity with its blessings and imperfections. We may then realize that what defines our humanity does not lie in our ability to create machines better than us, but in treating the world of nature and our fellow people with intelligence, care and love. Producing self-destructive systems is not the smartest way of utilizing our God-given abilities. Instead of creating fantasy worlds to escape reality, we have to change our own state of mind and soul so that we can live in harmony with our own reality. Perhaps, we can try to improve the state of our reality so that we do not feel compelled to run away from it. This requires serious questioning of our modern priorities and finding a new direction in our lives, a direction that will bring us closer to our inner reality and shared humanity. > Source: Daily Sabah
BUILDING FUND Let’s help build our tomorrow, today... By TAX deductible donations to the MAARIF Schools Building Fund
Hurry, donate now to claim in your 2019 Tax Return
e r a s n o i t a n All do deductible x a T 0 %10
Maarif School Building Fund: BSB: 032070 Account: 656802 Please contact: 1800 Maarif / 1800 622 743 for further information
.
EKONOMI
T
rkısh NEWS PRESS
18 Haziran 2019
Türk ekonomisine
13
25 milyarlık can suyu
K
OBİ ve işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için yeni bir adım atılıyor... Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın geçen ay açıkladığı “İleri, Verimli, Milli Endüstri (İVME) Finansman Paketi”nin ardından, KOBİ’ler ve KOBİ dışı tüm işletmeler için yeni ve dev bir destek paketi daha hayata geçirilecek. KGF TEMİNATLI KREDİ “Ekonomi Değer Kredi Paketi” adıyla devreye alınacak ve 12 bankanın katılım sağladığı paketle reel sektöre toplam 25 milyar lira tutarında finansman imkanı sağlanacak. Öncelikle işletmelerin üzerindeki finansman yükünü hafifletmeyi amaçlayan paket, Hazine Destekli Kefalet Sistemi çerçevesinde Kredi Garanti Fonu (KGF) teminatlı olacak. Paketin kapsamına, istihdam ve üretimin artırılmasında önemli role sahip KOBİ ve KOBİ dışı tüm işletmeler girecek. ENFLASYONA ENDEKSLİ DEĞİŞKEN VADELİ Paket kapsamında bankaların sunacağı kredi, enflasyona endeksli değişken vadeli olacak, TÜFE’deki düşüş kredi maliyetini de azaltacak. Düşmesi beklenen enflasyon oranları doğrultusunda, firmaların finansman maliyetleri de azalmış olacak. Aynı zamanda bankalar, enflasyon endeksi sayesinde aktif-pasif bilançolarını hedge etme imkânı bulacak. Paket kapsamında Türk lirası nakit kredilerde vade farkı ve vade koşulları ise “6 ay anapara ödemesiz toplam 36 ay vadeli krediler için TÜFE+4”, “6 ay anapara ödemesiz toplam 48 ay vadeli krediler için ise TÜFE+4,5” olarak belirlendi. 5-50 MİLYON LİRA ARASINDA KREDİ KULLANDIRILACAK Firma bazında ciroya göre 5 milyon lira ile 50 milyon lira arasında değişen tutarlarda kredi kullandırılacak. Paketin, toplam azami Hazine destekli kefaleti 20 milyar lira olacak. Toplam kefalet limitinin 8 milyar liralık kısmının 0-125 milyon lira ciro aralığındaki işletmelere, 12 milyar liralık kısmının ise cirosu 125 milyon lira üstündeki işletmelere tahsisi öngörülüyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığının garantisi ve 12 bankanın katılımıyla KOBİ ve işletmeler için 25 milyar liralık “Ekonomi Değer Kredi Paketi” devreye giriyor. Bu önemli adımı değerlendiren MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, “KOBİ’lerimize sunulacak destek, Türkiye ekonomisi için can suyu niteliği taşıyor” dedi.
Çarklar dönecek işsizlik azalacak n MÜSİAD Genel Başkanı Abazaltılmasıyla 2019’un ilk çeydurrahman Kaan, KOBİ’lereğinde yıllık bazda yüzde 13 re sunulacak 25 milyar liralık azalan yeni yatırımların yenidestekle ilgili şu değerlendirden ivme kazanacağına ve şumede bulundu: “Geçmişte olbat ayı itibarıyla yüzde 14,7 seduğu gibi gelecekte de Türkiviyesine ulaşan işsizliğin çok ye ekonomisi, brüt yatırımladaha makul düzeylere çekilerın yüzde 55’ini, toplam istihceğine inandıklarını belirtti. damın yüzde 73’ünü, toplam Kredilerin maliyetlerinin cironun yüzde 62’sini, topenflasyona endekslenmesinin lam ihracatın ise yüzişletmeler açısından avantaj de 55’ini gerçekleştiren oluşturacağına dikkati çeKOBİ’lerimizin omuzken Kaan, şunları kaydetti: larında yükselecek. Bu “MÜSİAD olarak üyelerimibağlamda KOBİ’lezin çok önemli bir kısmını rimize sunulaoluşturan, sürekli ürecak olan 25 milten, katma değer sağyar TL’lik deslayan ve mevcut serteğin, Türkiye maye sistemi içindeekonomisi için ki risklere aldırmacan suyu nitedan inatla yoluna liğinde olacadevam eden KOğını düşünüBİ’lerimize sağlaABDURRAHMAN KAAN nacak her türlü imyoruz.” Başkan Kaan, KOkanın destekçisi olaBİ’lerin finanscağımızı yeniden ifaman yükünün de ediyoruz.”
Cari açık 15 yılın dibinde TÜRKIYE’DE DIŞ TICARET DENGESI 50 MILYAR DOLARDAN 8 MILYAR DOLARA INDI
n Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre, cari işlemler hesabı, nisanda 1 milyar 334 milyon dolar açık verirken, 12 aylık cari açık 8 milyar 634 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylece yıllıklandırılmış cari açık, Ocak 2004’ten bu yana 15 yılın en düşük seviyesine gerilemiş oldu. Ekonomi yönetiminin aldığı önlemler ve ekonomideki dengelenme süreci çerçevesinde yıllıklandırılmış cari açık 11 aydır kesintisiz azalarak tek haneye gerile-
di. Ekonomistler, mayıs ayında da cari açıktaki gerilemenin süreceğini ve yıllıklandırılmış açığın 5 milyar doların altına ineceğini tahmin ediyor. AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, son 12 aylık cari açığın GSYH’ya oranla yüzde 1,1’e gerilediğini belirtti. Bürümcekçi, “2019 yıl sonu tahminimizi 6 milyar dolar açığa revize ederken, bu tahmin üzerinde risklerin aşağı yönde devam ettiğini belirtmeliyiz” değerlendirmesini yaptı.
Paris Airshow’da Milli Uçak rüzgârı
T
ürk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ), “Milli Muharip Uçağı”nın (MMU) birebir modelini ilk kez Uluslararası Paris Airshow’da sergileyecek. 17’nci Uluslararası Paris Airshow, Fransa’nın Paris Le Bourget Havalimanı’nda 17-23 Haziran’da gerçekleştirilecek. Atak ve Gökbey helikopterleri, Anka insansız hava aracı ve Hürjet fuarda sergilenecek sistemler arasında bulunuyor. TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, “Türkiye’nin en önemli projesini yürütmenin verdiği gururu bir üst noktaya taşıdık, dünya genelinde sayılı ülkelerin yaptığını yapacağız” dedi.
Avustralya lityum zengini
D
ünyada en çok lityum üretimi yüzde 44 ile Avustralya’da gerçekleşti. Geçen yıl dünyada 61 bin 800 ton lityum üretimi yapılırken, bunun 27 bin 200 tonu bu ülkede gerçekleştirildi. Avustralya’yı, 16 bin ton üretim ile rezervin yüzde 57,5’ini elinde bulunduran Şili izledi. Lityum, pil ve batarya üretiminde, elektrikli arabalarda, nükleer santrallerde soğutucu olarak ve roketlerde itici kuvvet sağlamada kullanılıyor. Ayrıca seramik ve cam yapımı ile ilaç sektöründe de değerlendiriliyor.
Yumurtanın kolisi 1 dolara düştü!
T
ürkiye’de bir yıldır özellikle gıdada yüksek fiyatlar dikkati çekerken, Irak’ın ülkemizden yumurta alımını aniden durdurması nedeniyle iç piyasada arz fazlası oluştu, yumurtanın 30 ‘luk koli fiyatı 5 liraya kadar düştü. Yumurta Üreticileri Merkez Birliği Başkanı İbrahim Afyon, Irak’ın mayıs ayının başından itibaren yumurtaya gümrük kapılarını kapattığını belirterek, üreticilerin zor durumda olduğunu açıkladı. Afyon, “Irak’a gönderilemeyen haftalık 250 tır (yaklaşık 100 milyon adet) yumurta mecburen iç piyasaya arz oldu” dedi.
INDIRIMLI FIYATLARIMIZ
18 HAZİRAN - 25 HAZİRAN 2019 TARIHLERI ARASI GEÇERLIDIR $ 5,99 Riverina Yogurt (2 kg)
99 c Favorimo Banana (Paketi)
$15.99 Omur Cheese (800 gr)
$ 5.59 Bestalla Tomato Paste (3 kg)
69 c
99 c Uludag Gazoz Orange (1.5 lt)
Tissue (Tanesi)
$ 9,99 Yonca Oil (5 lt)
99 c Doganay Salgam Hot (1 lt)
$ 8.99 Tamex Olives (2 kg)
www.facebook.com/gimasupermarket
31-35 Queen St, Auburn NSW Ph: 02 9749 4588 Fax: 02 9749 4599
. GEZI
T
rkısh NEWS PRESS
18 Haziran 2019
15
. . R O Y I R I Ğ A Ç I Z I S
Dağların arasındaki güzellik
N İ ’ Z I N E D A R A K
R E T A KR ÖLLERI G
T
Trabzon-Bayburt sınırındaki Haldizen Dağları üzerinde “Yedigöller” bölgesi olarak bilinen yaklaşık 2 bin 740 rakımlı alanda yer alan krater gölleri, doğa ile iç içe vakit geçirmek isteyenlere her mevsim farklı güzellikler sunuyor. Çaykara Belediye Başkanı Hanefi Tok, “Zirvedeki dağların arasında yer alan Yedigöller gerçekten görülmeye değer. Bozulmamış doğanın, serin suların tadını çıkarmak, doğa ile iç içe vakit geçirmek isteyen misafirlerimizi unutulmaz bir tatil için bekliyoruz” çağrısında bulundu. rabzon ve Bayburt sınırındaki dağların arasında yer alan krater gölleri, doğa ile iç içe vakit geçirmek isteyenlere her mevsim farklı güzellikler yaşatıyor. Alternatif tatil arayanlara zirvedeki serin suları ve bozulmamış doğasıyla adeta büyüleyen göller, masmavi görüntüsüyle seyrine doyum olmayan manzaralar ortaya çıkarıyor. ADI GİBİ TAM 7 TANE GÖL Haldizen Dağları üzerindeki “Yedigöller” bölgesi olarak bilinen yaklaşık 2 bin 740 rakımlı alanda yer alan Aygır Gölü, Balıklı Göl, Dipsiz Göl, İkiz Göller, Kara Göl, Sarıçiçek Gölü ile Pirömer Gölü, bahara özgü doğadaki renk cümbüşüyle ziyaretçilerini cezbediyor. Yöre halkının yanı sıra son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin de yaz aylarındaki ilk durağı haline gelen Yedigöller, tatilcilere şehrin stres ve
20, Demirkapı Mahallesi’ne ise yaklaşık 7 kilometre mesafede bulunan Haldizen Dağları’nın tepesindeki irili ufaklı çanak gölleri, özellikle yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor” dedi.
gürültüsünden uzak doğayla baş başa bir gün geçirme fırsatı sunuyor. Turizm potansiyeli giderek artan zirvedeki dağların arasında yer alan göller, ziyaretçilerini sunduğu güzelliklerle kendisine hayran bırakıyor. BAŞKAN’DAN ÇAĞRI Çaykara Belediye Başkanı Hanefi Tok, yaptığı açıklamada, Trabzon’un Çaykara ilçesinin bölge ve ülke turizmi açısından ön planda olduğunu söyledi.
İlçenin Uzungöl başta olmak üzere bünyesinde barındırdığı göl, yayla ve turizm destinasyonları ile dikkati çektiğini vurgulayan Tok, Trabzon ve Bayburt sınırındaki dağların arasında yer alan Yedigöller’in de turizmde giderek adından daha fazla söz ettirdiğini belirtti. Başkan Tok, bu göllerin en çok ilgi görenlerinin Balıklı ve Aygır Gölü olduğunu ifade ederek, “Uzungöl’e yaklaşık
TURISTLER BÜYÜK RAĞBET GÖSTERIYOR Bölgeye son yıllarda özellikle Orta Doğu’dan gelen turistlerin rağbet gösterdiğini vurgulayan Tok, “Zirvedeki dağların arasında yer alan Yedigöller gerçekten görülmeye değer. Bozulmamış doğanın, serin suların tadını çıkarmak, doğa ile iç içe vakit geçirmek isteyen misafirlerimizi unutulmaz bir tatil için bölgeye bekliyoruz.” diye konuştu. Tok, Yedigöller bölgesinin kendisine has bitki örtüsüyle adeta bir cazibe merkezi olduğuna işaret ederek, göllerin yöreye gelen ziyaretçileri sunduğu güzelliklerle adeta kendisine hayran bıraktığını da sözlerine ekledi.
AUSTRALIA
T
rkısh NEWS PRESS
TARIH & EDEBIYAT
HAFTANIN KELIMESI
Vefâ
A
hlaki bir terim olarak, ‘görülen iyilikleri unutmama, iyilikte bulunanlara misliyle veya daha fazlasıyla karşılık verme’ demektir. Tasavvufta vefa ‘ezelde, bezm-i elestte Allah’a verilen söze, misaka bağlı kalmak’ şeklinde tanımlanmaktadır. Günümüzde ise ekseriyetle bir semt adı olarak kalmış olup vefalı insan ara ki bulasın haldedir. “Kışı bin zorlukla çıkaran hastalar ve ihtiyarlardan birçoğu baharda pes ederler. Etrafta her şey uyanır ve yeniden yaşamaya hazırlanırken ölmek, muhakkak ki çok acıdır. Fakat bunun bir ufak teselli tarafı da vardır: Cenaze yalnız kalmaz. Bir ilkbahar öğlesinin ılık güneşinde, kesinleşmiş çayır, kekik ve servi kokuları arasında dostlar elbette daha derin bir vefa ile insanı mezarına götürürler.” > Reşat Nuri Güntekin / Miskinler Tekkesi, Kaynak: Hikmet Anıl Öztekin / Sufísözlük
AHDE VEFA NE GÜZELDİR Ahd iki tarafın sözleşmesi demektir. Bir taraf söz verirse bu vaad olur. Vefa ise, “sevgiyi sürdürme, sevgi ve dostluk bağlılığı” anlamındadır. Ahde vefa ise, “verdiği sözünü yerine getirmek” demektir. Vefalı insan, hata yaptığında dostunu yalnız bırakmaz, bağışlayıcı olur. Zorluk zamanlarında insanın sevgisi, sadakati ve vefası daha iyi ortaya çıkmaktadır. Öğretmen okulu, dördüncü sınıfta okuyorduk. Edebiyat öğretmenimizin dersi vardı. Teneffüste birkaç kişi derslikte oyalanıyorduk. Bir arkadaşımız öğretmenin takma adı olan “çaylak” sözcüğünü sandalyenin altına, zemine tebeşirle yazdı. Kendisine “yazma” diye çok ısrar etmemize rağmen, “eğilip bakmaz” merak edilecek bir şey yok” dedi. Edebiyat öğretmenimiz derse başladıktan bir süre sonra, sandalyeyi ileri geri oynatırken “çaylak” sözcüğünü gördü. Takma adını biliyordu, ayağa kalkarak, “bu yazıyı kim yazdı?” diye sordu. Derslikte çıt yok.
SINEM TASLAK staslak@turkishnewspress.com.au
Bu sefer, “teneffüste içeride olanlar tahtaya çıksın” dedi. Teneffüste derslikte olanlarımız eksiksiz çıktık. Tabi aramızda yazıyı yazan da var. Bize tekrar sordu: “Bu yazıyı kim yazdı?” diye. Yine bizden ses yok. Bu sefer, “yazanı gören var mı?” Diye sordu. Hepimiz de görmüş, hatta “yazma” diye müdahale etmiştik. Fakat söylememiz imkânsızdı. Arkadaşımızı asla ele vermeyecektik. Öğretmenimiz bu tavrımıza iyice kızdı. “demek yazanı ele vermeyeceksiniz, bravo size. Ben de sırayla sizi dövmeye başlayacağım, ta ki söyleyene kadar” dedi. Ceketini çıkardı, o anda, yazan arkadaşımız ileri çıkarak, “hocam ben yazdım, arkadaşlarımı dövmeyin lütfen” diye itirafta bulundu. Bu duruma yine de sevinememiştik. Nitekim gözümüzün önünde, “siz misiniz kahramanlık gösteren” der gibi insafsızca arkadaşımıza meydan dayağı çekti. Demem o ki, gencecik öğrencilerdik ve arkadaşımızı ele vermemiştik. Fakat O’da bizi koruma adına dövülmeyi göze almıştı. Bunun adı ahde vefaydı bize göre. Sevgi, şefkat, merhamet, iyilik, hoşgörü, değer vermek, unutmamak, yiğitlik vb. duygular vefanın meyveleridir. Sevgi, karşılıksız, beklentisiz ve sınırsız olmalıdır. İnsan sevdiği kişiyi her haliyle, her durumda sevmelidir. Yaşlı bir adama sokakta yürürken bisikletli çarpmış ve hafif yaralanmıştı. Görenler hastaneye götürdüler. Görevliler röntgen çekmek isteyince, yaşlı adam huzursuzlandı; “acelesi olduğunu, röntgen istemediğini” söyledi. Hastane görevlileri, merakla acelesinin nedenini sordular.
“Eşim huzur evinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim, gecikmek istemiyorum” dedi. Görevli, “eşinize telefon açar gecikeceğinizi söyleriz” deyince; Yaşlı adam üzgün bir ifade ile: “Ne yazık ki eşim Alzheimer hastası ve hiç bir şey anlamıyor, hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor” dedi. Görevliler hayretle: “Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor, neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz?” diye sordular. Adam: “Fakat ben onun kim olduğunu biliyorum” dedi. Vefa, verilen sözlere sadık kalmak, arkada bırakılanları unutmamak, dostluğun asaletine ihanet katmamaktır. Gerçek vefa; tam, mükemmel, içten, sağlam ve sarsılmaz kalp bağlılığı, sadakat ve üstün ahlak özelliğidir. Çanakkale Savaşının en kanlı sahnelerinin birinde. Bir asker, arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. Ateş yağmuru altındaydılar. Siperden dışarı hamle yapacağı sırada, yanındaki asker omzundan tutarak içeri çekti: “Büyük bir ihtimalle ölmüştür. Boşuna kendi hayatını tehlikeye atma” dedi. Fakat o dinlemedi ve kendisini siperden dışarıya attı. Korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Sırtına alarak koşa koşa geri döndü. Fakat cesur asker yaralı arkadaşını kurtaramamıştı. Siperdeki arkadaşı; “Sana gitme demiştim. Hayatını tehlikeye atmana değdi mi?” Giden, yaşlı gözlerle: “Değdi” dedi, “hem de çok değdi…”
18 June 2019
17
“Nasıl değdi?” “Yanına vardığımda henüz sağdı”: “Geleceğini biliyordum… Geleceğini biliyordum…” diyordu. “Onun bu sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için. Çünkü güvenini boşa çıkarmadım.” İşte vefanın en nadide örneklerinden biri. İnsan ilişkilerinde, güven duygusunun oluşması ahde vefaya bağlıdır. Söz namustur. Kişi namusu hususunda titiz olduğu kadar sözünü yerine getirmede de o derece titiz olmalıdır. Tutulamayacak söz verilmemeli, yapılabilecek özveriden de kaçmamalıdır. Verilen söz de mutlaka tutulmalıdır. Yapılan iyilikleri unutmamak, karşılığını ilk fırsatta fazlasıyla yapmak, dostların sıkıntılarına katlanmak, hatalarını hoşgörüyle karşılayarak görmezden gelmek, sözünü yerine getirirken severek güçlüklerine katlanmak vefanın gereğidir. Toplumu kaynaştıran, gönülleri birbirine derinden bağlayan, sevgi ve muhabbeti artıran vefa içerikli davranışlarımızdır. Anne-baba, eş, çocuklar, yakın-uzak akrabalarımız, öğretmenlerimiz, usta ve amir pozisyonunda emeği geçenler, komşularımız, arkadaşlarımız ve üzerimizde hakkı olan tüm insanlara karşı vefa borcumuz vardır. Bunlara sevgide, saygıda, hatır sormada, yardım etmede, ziyaretlerine gitmede ihmalkârlık yapmamalıyız. Başta çocuklar olmak üzere bütün insanlara, hayvanlara ve doğaya karşı hoşgörülü, merhametli olmalı, saygı ve sevgi ile muamele etmeliyiz. Güzel tavırlar sergileyip, güzel söz söylemek de önemlidir. Kötü söze ya da kötü davranışa güzellikle karşılık vermek daha güzeldir. Bugün, büyüklerine sevgi ve saygı duyan, sadık, vefalı, şefkatli, merhametli, çok yönlü düşünen, tecrübeli ve ufku geniş, cesur ve mert, gözü pek, dinlemesini bilen, sözü yerinde, kırmadan, yanlış anlaşılmaya meydan vermeden kullanan, yapıcı, hoşgörülü, kötü söz söyleyeni uygun dille uyarabilen, sevdiklerini koruyan, mağdurun ve mazlumun hakkını koruyan güvenilir insanların sayısının artmasına ihtiyaç vardır. Bu bağlamda, insanlar arasında sevgi, muhabbet, dostluk bağları kuranlara ne mutlu. Sevgiyle kalın… > Kaynak: Seyfettin Karamızrak
. Ç SAYFA YESIL
T
rkısh NEWS PRESS
18 Haziran 2019
19
Avustralyalılardan Türkiye’ye ‘evcil hayvan’ övgüsü hakları için kurulan H ayvan TBMM Araştırma Komisyonu’nda konuşan Evcil Hay-
vancılık İş Adamları Derneği Başkanı Selim Kınsun, pet shopların kapatılmasının soruna çözüm olamayacağını söyledi. Japonya, Amerika, Fransa, İngiltere gibi ülkelerdeki evcil hayvan mağazalarının standartlarıyla karşılaştırıldığında Türkiye’dekilerin iyi düzeyde olduğunu belirten Kınsun, şöyle devam etti: “Örneğin Avustralya’dan gelen ziyaretçilerimiz olduğunda ‘Sizdeki şartlar bizim ülkenin çok ötesinde’ ifadesini duyuyoruz. Keza Kanada’dan, Avrupa’dan da öyle. Amerikalı turistlerden dahi ‘hiç bunu beklemiyorduk’ ifadelerini çok duydum.”
K I N I M PIYE R I K FKÂT ŞE n Türkiye’de son yıllarda yaban hayatına karşı duyarlılık sevindirici boyuta doğru gidiyor... Bunun son örneği medeniyetler kenti Hatay’da yaşandı... Antakya ilçesinde su kuyusuna düşen kirpi yavrusunu itfaiye ekipleri kurtardı. Ekinci Mahallesi’nde
su kuyusuna kirpi düştüğü ihbarını alan Hatay Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri, bölgeye intikal ederek seferber oldu. Bağlanan halatla kuyuya inen itfaiye bir eri, sevimli kirpi yavrusunu kurtardı. Ekipler, bitkin ve halsiz görünen
yavruyu şırınga yardımıyla sütle besledi. Minik kirpi, tedavisinin ardından Doğa Koruma ve Milli Parklar Hatay Şubesine teslim edildi. Geriye ise sevimli kirpi yavrusunun, ayaklarını açarak adeta minnetini ifade edercesine selam verdiği pozu kaldı...
Dünya suya hasret
U
Yüzde 70’i sularla kaplı dünyada, nüfusun yüzde 40’ını barındıran 80 ülke su sıkıntısı çekiyor. Bilinçsiz tarımsal sulama, kirlilik ve nüfus artışı, su kıtlığının başlıca nedenleri arasında bulunuyor. Türkiye ve Avustralya da alarm veriyor... NESCO ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) raporları, dünyanın yüzde 70’i sularla kaplı olmasına rağmen, erişilebilir tatlı su dünyadaki toplam suyun ancak yüzde 1’ini bulduğunu ortaya koyuyor. Küresel su ihtiyacının 2050’de bugüne göre yüzde 30 artacağı tahmin ediliyor. Halen dünya nüfusunun yüzde 40’ını barındıran 80 ülkede su sıkıntısı çekiliyor. 2050’DE TEHLİKE VAR
Su kıtlığı çeken yaklaşık 1,9 milyar insan sayısının 2050’de 3 milyara çıkması bekleniyor. İnsan etkilerinden dolayı 20’nci yüzyılın başından beri doğal sulak alanların yaklaşık yüzde 70’inin yok olduğu belirtiliyor. Su kaynakları, büyüyen ekosistemin ve artan insan nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Nehirler, göller ve yer altı su kaynakları kuruyor veya kullanılamayacak kadar kirleniyor. Su kaynaklarının yok olması ba-
AVUSTRALYALILAR UYARDI:
İklim değişikliği barış için tehdit oluşturabilir!
ve nüfus artışı su kıtlığının başlıca nedenleri arasında gösteriliyor. Dünyanın erişilebilir tatlı sularının yüzde 70’i tarımda kullanılırken, verimsizlik ve yanlış tarım yöntemleri nedeniyle kullanılan suyun yüzde 60’ı israf ediliyor. Hindistan, Çin, Avustralya, İspanya ve ABD gibi gıda üretiminde başta gelen birçok ülke su kaynaklarının sınırlarını zorluyor. zı ekosistemleri de tehlikeye sokuyor. Bir zamanlar dünyanın 4’üncü büyük tatlı su gölü olan Orta Asya’daki Aral Gölü’nün yalnızca 40 yıl içinde mevcut hacminin yaklaşık yüzde 90’ını kaybettiği biliniyor. AVUSTRALYA DA LİSTEDE
Temiz olmayan su, 2,4 milyar insan için kolera, tifo gibi hastalıklara yol açıyor. Her yıl çoğunluğu çocuk olan 2 milyon insan, sudan kaynaklanan hastalıklardan hayatını kaybediyor. Bilinçsiz tarımsal sulama, kirlilik n Merkezi Avustralya’da bulunan Ekonomi ve Barış Enstitüsünün (IEP) yayınladığı yıllık barış raporuna göre, dünyada etkisi giderek daha çok hissedilen iklim değişikliğinin gelecek 10 yıl içerisinde dünya barışı için ciddi bir tehdit oluşturabilir. İklim değişikliği sebebiyle azalan doğal kaynaklar ve kitlesel göçler ülkeler arasında ih-
Fırtına Vadisi kaçak yapılardan temizlendi Ardeşen ve ÇamlıR ize’nin hemşin ilçelerinde bulunan doğa harikası güzelim Fırtı-
na Vadisi üzerinde yapılan kaçak yapılar bir bir yıkılıyor. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün yıkım ihalesinin ardından 21 kaçak ve ruhsatsız yapıyla ilgili İl Özel İdaresince çalışma başlatıldı. Yıkım işlemlerinin ay sonuna kadar devam etmesi bekleniyor.
TÜRKIYE YÜKSEK RISK GRUBUNDA
Türkiye, kişi başına düşen yıllık yaklaşık bin 519 metreküp su miktarıyla “su azlığı çeken ülkeler” kategorisinde yer alıyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünün gelecekte tarımda su alanında risk yaşayacağını öngördüğü ülkeler raporunda Türkiye orta-yüksek risk grubunda yer alıyor. Tarımda yaşanacak su tehlikesi endeksine göre Türkiye, 2024-2050 döneminde en çok risk taşıyan ilk 15 ülke arasında gösteriliyor. tilaf ve çatışmalar oluşturabilir. Küresel ısınma sebebiyle yaklaşık bir milyar insanın yüksek riskli bölgelerde yaşadığı ifade edilen raporda, bu kişilerin yaklaşık yüzde 40’ının halihazırda çatışmaların ve sorunların devam ettiği ülkelerde bulunduğu vurgulandı. Bu tehdide karşı ivedelikle önlem alınması gerektiği de ifade edildi.
Plastik şişe getirene kitap hediye ediliyor
Recep TayCumhurbaşkanı yip Erdoğan’ın eşi Emine Er-
doğan tarafından başlatılan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının koordinasyonunda yürütülen “Sıfır Atık Projesi” kapsamında pilot bölge seçilen Safranbolu ilçesinde “Plastik Şişeni Getir Tatil Kitabını Götür” projesi başlatıldı. Ünsal Tülbentçi İlkokulu’nda düzenlenen program konuşan Kaymakam Fatih Ürkmezer, “Gelecek kuşaklara daha temiz bir dünya bırakmayı hedefliyoruz” dedi.
20
İlan ve kartvizit reklamlarınız
14 Mayıs 2019 21 28 Haziran 11 2019 için rezervasyon: 0 433 162 655 18
T
rkısh NEWS PRESS
..
. . MELBOURNE
SERI ILAN/ SERI ILANLAR & BRISBANE
Huzur Evi Müdürü alınacak
BROADMEADOWS’DA BULUNAN OSMANLI KÖYÜ YAŞLILAR EVI’NE TECRÜBELI MÜDÜR ARANIYOR. 32 YATAK ILE ÇALIŞAN OSMANLI KÖYÜ YAŞLILAR EVI, TÜRK TOPLUMUNA HIZMET VERMEKTEDIR. ARANAN NITELIKLER: . Yaşlılar evinde müdürlük tecrübesi . Müşteri hizmet standartları yüksek . Yaşlılar evi kanunlarını iyi bilen . Çalışanlara yol gösterecek ve motive edecek Işletme bilgisine sahip . RN Div 1 veya RN Div 2 olabilir Bu pozisyona uygun kişiler 0413 815 345 numaralı telefondan Ramazan Öztaş’ı arayabilirler veya özgeçmişlerini admin@bticc.org.au adresine gönderebilirler.
Devren Kiralık Kebab Dükkanı
20
237Nisan Mayıs2019 2019
Devren Kiralık Kebab Dükkanı
Devren Kiralık Kebab Dükkanı
İlan ve kartvizit reklamlarınız için rezervasyon: 0 433 162 655
T
Brisbane yakın konumda, geliri iyi, çok temiz dükkanımı işletecek aile veya tecrübeli bir usta arıyorum. Ciddi olanlar; 0423 556 232’den Orhan’ı arayabilirler.
MR&HR Truck . . MELBOURNE Drivers Wanted for rkısh SERI ILAN/ & BRISBANE NEWS PRESS Furniture Deliveries . HR&MR Truck drivers required for busy transport company in Wetherill Park 5 days. . Furniture deliveries point to point. . Furniture delivery and driving experiences are must... . Looking for someone who keen to work and a good team player...
MR&HR Truck Drivers Wanted for call Mike on Furniture Please Deliveries 0403401433 for inquiries.
Brisbane yakın konumda, geliri iyi, çok temiz dükkanımı işletecek aile veya tecrübeli bir usta arıyorum. Ciddi olanlar; 0423 556 232 ’den Orhan’ı arayabilirler.
Brisbane yakın konumda, geliri iyi, çok temiz dükkanımı işletecek aile veya tecrübeli bir usta arıyorum. Ciddi olanlar; 0423 556 232 ’den Orhan’ı arayabilirler.
. HR&MR Truck drivers required for busy transport company in Wetherill Park 5 days. . Furniture deliveries point to point. . Furniture delivery and driving experiences are must... . Looking for someone who keen to work and a good team player...
Please call Mike on 0403401433 for inquiries.
..
SYDNEY & PORT MACQUARIE
SERI ILAN/ ILANLAR
T
Devren Kiralık Kebab Dükkanı FULL TIME ELEMAN ARANIYOR TOMMYS PIZZA AND KEBAB SHOP
rkısh NEWS PRESS
İlan ve kartvizit reklamlarınız için rezervasyon: 0 426 982 050
7 Mayıs 2019 21 28 1114 18 Haziran
21
BAYAN ELEMAN
Fairfield Bölgesinde full time çalışacak elemana ihtiyaç vardır.
Hassal Grove Take Away’de full time çalışacak tecrübeli bayan eleman aranıyor.
MB. 0435 563 397 MB. 0405 136 360
CONTACT NUMBER: 0426 822 655
MR&HR Truck Drivers Wanted for Furniture Deliveries Brisbane yakın konumda, geliri iyi, çok temiz dükkanımı işletecek aile veya tecrübeli bir usta arıyorum. Ciddi olanlar; Pacific 0423 556 232 Werribee ’den Orhan’ı Melbourne arayabilirler.
. HR&MR Truck drivers required for busy transport company in Wetherill Park 5 days. . Furniture deliveries point to point. . Furniture delivery and driving experiences are must... . Looking for someone who keen to work and a good team player...
Please call Mike on 0403401433 for inquiries.
22
T
18 Haziran 2019
ALEM-I İSLAM
ALI HAYDAR ahaydar@turkishmedia.com.au
Berzah Hayatı ne demektir?
B
erzah, sözlükte “iki şey arasındaki engel, perde ve ayırıcı sınır” demektir. Dinî ıstılahtaki karşılığı ise, “ölümden sonra başlayan ve mahşerdeki dirilişe kadar devam edecek olan kabir hayatı”dır. “Onların önlerinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır.” (Mü’minûn, 23/100) âyetinde de geçen “Berzah” ile kastedilen budur. Buna göre ölen herkes berzah âlemine girecektir. “ALLAH’IN ZAMAN VE MEKÂNDAN MÜNEZZEH OLMASI” NE ANLAMA GELIR? Allah’ın zaman ve mekândan münezzeh oluşu, O’nun hiçbir şekilde zaman ve mekânla ilişkilendirilmemesi demektir. Zira zaman ve mekân mahlûk yani yaratılmıştır. Allah ise yaratıcıdır. Dolayısıyla O yaratılmışlara has özelliklerden münezzeh yani uzaktır. Biraz daha açarak ifade etmek gerekirse, “mekân” varlık ve nesnelerin bulunduğu yerdir. Söz gelimi bir meyve ağaçta, ağaç bahçede, bahçe bir bölgede, bölge dünyada, dünyamız güneş sisteminde, güneş sistemi galakside, galaksiler uzayda bulunmaktadır. Bunların hepsi mahlûk, yani yaratılmış bir şeydir. Zamana gelince bu, varlıklardaki hareketliliğin birimsel olarak ifade edilmesi olup varlıktan ayrı bir şey değildir. Sonuçta bu da mahlûk yani yaratılmış bir şeydir. Allah ise her şeyi var eden, yaratandır (En’âm, 6/102). “O gökleri ve yeri yaratandır…” (Fâtır, 45/1) O hâlde Allah, her çeşit zaman ve mekân kayıtlarından uzaktır. GUSÜLDEN SONRA TEKRAR ABDEST ALMAK GEREKIR MI? Gusül, abdesti de içerdiğinden ayrıca abdest almaya gerek yoktur. Zira, Hz. Âişe, Resûl-i Ekrem’in (s.a.s.) guslettikten sonra ayrıca namaz abdesti almadığını rivayet etmiştir (Tirmizî, Tahâret, 79). Abdullah b. Ömer de “Hangi abdest gusülden daha umumidir ki!” diyerek gusülden sonra abdeste ihtiyaç olmadığını belirtmiştir (Taberânî, elMu’cemü’l-Kebir, XII, 371). KADER VE KAZAYA INANMAK IMAN ESASI MIDIR? Kader ve kaza, iman esaslarından söz eden âyetlerde (Bakara, 2/177, 285; Nisa, 4/136) zikredilmemiştir. Ancak her şeyin Allah’ın takdirine bağlı bulunduğuna işaret eden âyetlerin yanı sıra ilahî ilmin olmuş ve olacak tüm varlık ve olayları kuşattığını belirten âyetlerde de bu esas vurgulanmıştır. Bu âyetlerin bir kısmında Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “...O’nun katında her şey bir ölçü (miktar) iledir.” (Ra‘d, 13/8); “... Her şeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mukadderatını tayin eden Allah, yüceler yücesidir.” (Furkan, 25/2); “De ki: Allah’ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez...” (Tevbe, 9/51) Bu âyetlerden başka Allah’ın her şeyin yaratıcısı olduğunu, -kulun tercihi ile irtibatlı olarak- dilediğini dalâlette bırakıp, dilediğini hidâyete erdirdiğini, insanların ölümlerini O’nun takdir ettiğini bildiren âyetler de (bk. Zümer, 39/62; Sâffât, 37/96; A`râf, 7/178; Vâkıa, 56/60 vb.) kapsam açısından kâinatta her şeyin belli bir kadere bağlı bulunduğu, bunun da Allah Teala tarafından belirlendiği sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) de “Cibrîl hadisi” diye bilinen hadiste, ka-
deri, iman edilmesi gereken şeyler arasında saymıştır. Bu hadise göre Cebrâil (a.s.), peygamberimize, “İman nedir?” diye sormuş, o da, “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır ve şerriyle kadere inanmandır.” (bk. Müslim, Îmân, 1; Ebû Dâvûd, Sünnet, 15; İbn Mâce, Mukaddime, 9) cevabını vermiştir. Ehl-i sünnet âlimleri belirtilen âyetler ve Hz. Peygamberin hadisleri çerçevesinde kader ve kazaya inanmayı iman esaslarından saymışlardır. HANGI VAKITLERDE KAZA VE NAFILE NAMAZ KILINMAZ? Bazı vakitlerde bir kısım ibadetlerin yapılması yasaklanmıştır. Bu vakitlere kerâhet vakitleri denilir. Ukbe b. Âmir el-Cühenî’den şöyle nakledilmiştir: “Resûlullah (s.a.s.) bize üç vakitte namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasakladı: Güneşin doğmasından itibaren bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar, güneşin gökyüzünde tam dik oluşundan batıya yönelmesine kadar ve güneşin sararmasından itibaren batmasına kadar.” (Müslim, Müsâfirîn, 293; Ebû Dâvûd, Cenâiz, 55; Tirmizî, Cenâiz, 41) Bu hadiste belirtilen üç vakitte hiçbir namaz kılınamaz. Bu vakitlerin başlama ve bitiş zamanları şöyledir: a) Güneşin doğmasından itibaren, 40-50 dakika sonrasına kadar, b) Güneşin, tam tepede bulunduğu vakit (Öğle vaktinin girmesine yaklaşık 10 dakika kalmasından öğle vaktinin girmesine kadar), c) Güneş batmazdan önce, gözleri kamaştırmaz hâle gelmesinden, batmasına kadar olan vakit (Güneşin batmasına 40-50 dakika kalmasından itibaren akşam namazı vakti girinceye kadar olan zaman) (Merğînânî, el-Hidâye, I, 265-269). Bu sayılan kerâhet vakitlerinde kaza namazı, vitir gibi vacip namaz kılınamadığı gibi kerahat vaktinden önce hazırlanmış bulunan cenazenin namazı da kılınamaz. Bu vakitlerde hazırlanmış cenazenin namazı ise kılınabilir. Daha önce okunmuş bir secde ayetinden dolayı “tilâvet secdesi” yapılamaz. Ancak kerâhet vaktinde okunan secde âyetinin secdesi, daha sonraya bırakmak efdal olsa da bu vakitte yapılabilir. Güneşin batmasından önceki kerâhet vaktinde, sadece o günün ikindi namazının farzı kılınabilir. Fakat mazeretsiz olarak ikindi namazını bu vakte kadar geciktirmek mekruhtur. Bunların dışında şu vakitlerde de sadece nafile namaz kılmak mekruhtur: a) Sabah namazının sünneti hariç olmak üzere imsak vakti girdikten sonra, güneş doğuncaya kadar olan sürede, b) İkindi namazını kıldıktan sonra güneş batıncaya kadar olan sürede, c) Akşam namazı vakti girdiğinde farz kılınmadan önce, d) Cuma günü hatibin minbere çıkmasından sonra (Merğînânî, el-Hidâye, I, 269-271). Ebû Saîd el-Hudrî’den şöyle nakledilmiştir: “Resûlullah’ı (s.a.s.) şöyle derken işittim: Sabah namazı kılındıktan sonra, güneş doğuncaya kadar başka namaz yoktur. İkindi namazından sonra, güneş batıncaya kadar başka namaz yoktur.” (Ebû Dâvud, Tatavvu’, 9; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I, 271)
rkısh NEWS PRESS
Vahyin Dilinden “Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz!” . Tahrîm sûresi/6
.
DIYANET&KÜLTÜR Allah Rasulünden “Sizin en hayırlınız, aile fertlerine karşı hayırlı olandır...” . Tirmizî, İbn-i Mâce,
ERBAŞ: Farklılıkların bir arada yaşaması için katkı sağlamamız lazım Gurbetçileri ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Toplumlarda farklılıkların bir arada barış içerisinde yaşaması, tecrübelerini paylaşması için bizim katkı sağlamamız lazım” dedi.
D
iyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın dünyanın değişik ülkelerindeki gurbetçilerle buluşması devam ediyor... Bu kapsamda Bulgaristan’da bir dizi temasta bulunan Erbaş, Bulgaristan Başmüftülüğü, Sofya Yüksek İslam Enstitüsü ve Bulgaristan Din Hizmetleri Müşavirliğini ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye halkının selamlarını ileten Erbaş, Sofya’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Başmüftü Mustafa Hacı Aliş de ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Erbaş’a Diyanet İşleri Başkanlığının kendilerine vermiş olduğu destekten dolayı teşekkür etti. Daha sonra Sofya Yüksek İslam Enstitüsüne geçen Erbaş, burada eğitim gören kursiyerlere bir konuşma yaptı. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak dinin
insanlara doğru yöntem ve metotlarla ulaştırılmasını önemsediklerini ifade eden Başkan Erbaş, “Sahih dini bilginin Kur’an ve sünnet çizgisinden taviz vermeden insanlara ulaştırılması, müminlere ulaştırılması gerçekten çok önemli” dedi. AŞIRILIKTAN KAÇININ Aşırılıklardan uzak Kur’an ve sünnet çizgisinde, insanlara hoşgörüyle yaklaşan, farklılıkları zenginlik sayan bir anlayışla eğitim vermeye çalıştıklarını belirten Başkan Erbaş, “Türkiye’deki eğitim metodumuz budur. Sofya Yüksek İslam Enstitüsünde de yıllardan beri aynı metotla eğitim veriliyor.” diye konuştu. Erbaş, insanların farklı etnik yapılara, farklı renklere sahip olmalarının, farklı dilleri konuşmalarının Allah’ın bir ayeti olduğunu dile getirdi. HERKESE SAYGILI OLUN “Ey insanlar biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve tanışasınız, anlaşasınız diye sizi kabilelere, şubelere ayırdık.” ayetini hatırlatan Başkan Erbaş, şunları kaydetti: “Toplumlarda farklılıkların bir arada barış içerisinde yaşaması, tecrübelerini pay-
laşması için bizim katkı sağlamamız lazım. Eğitim metodumuzla farklı alanlardaki çalışmalarımızla buna katkı sağlamamız lazım. Medeniyetimiz bunun örnekleriyle dolu. Bu topraklarda farklı inançlardan, farklı mezheplerden, farklı etnik kökenlerden, ırklardan insanları bizim medeniyetimiz asırlarca bir arada yaşatmış. Anadolu’da, Balkanlar’da yaşatmış. İşte biz böyle büyük bir tecrübeye sahip milletiz. Bu tecrübe bizim için çok önemli. Bugün de buna dikkat ediyoruz. Gelecekte de inşallah bu metotla bir arada yaşamaya devam edeceğiz. Önemli olan herkesin birbirinin inancına, birbirinin ırkına saygı ile yaklaşmasıdır.” TOPLUMLA BULUŞTU Erbaş, daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığı Bulgaristan Din Hizmetleri Müşavirliğine geçti. Erbaş, burada Din Hizmetleri Müşaviri Mehmet Genç’ten çalışmalar hakkında bilgi aldı. Başkan Erbaş’a Türkiye’nin Sofya Büyükelçisi Hasan Ulusoy, Bulgaristan Başmüftüsü Mustafa Hacı Aliş, Bulgaristan Başmüftülüğü Yüksek Şura Başkanı Vedat Sabri Ahmet eşlik etti.
.
TEKNOLOJI
T
rkısh NEWS PRESS
18 Haziran 2019
23
KIŞISEL VERILERIN
KOPYALANMASI M U S A M Ü L M Ü N GÖRÜ KE! TEHLI
S
anayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Japonya’nın Tsukuba kentinde düzenlenen G20 Ticaret ve Dijital Ekonomi Bakanları Toplantısı’nın ardından değerlendirmelerde bulundu. Toplantıda bu sene gündeme gelen konulardan birinin “datanın serbest dolaşımı” olduğuna dikkati çeken Varank, dijital platformlarda ne kadar çok veri işlenirse o kadar başarılı olunabileceğini ifade etti. Bu noktada kişisel verilerin korunması hakkının sağlanması gerektiğini belirten Varank, “Çünkü hiç kimse kişisel verilerinin tüm dünyada dolaştırılmasını, bunların bir ticari meta olmasını, bu veriler üzerinden kendisinin manipüle edilebileceği yazılımların geliştirilmesini istemez” dedi. SIBER SALDIRILARIN ÖTESINDE Varank, Türkiye’ye yönelik siber saldırıların nasıl bertaraf edildiği konusunda ise şu bilgileri verdi: “Siber saldırıyla ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımıza bağlı birimler var. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi de siber güvenlik koordinasyon görevini yürütüyor. Aynı zamanda bakanlığımıza bağlı TÜBİTAK’ta Siber Güvenlik Enstitümüz bulunuyor. Özellikle kamuya karşı yapılan siber saldırıları önlemek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda siber saldırının bir boyut ötesine geçmiş durumdayız. Çok daha masum görünümlü, bireylerin verileri manipüle edilerek yapılan saldırılar var. Bu noktada da ülkelerin bazı tedbirler alması gerekiyor. Uluslararası şirketler dijital ortamda
Japonya’da düzenlenen G20 Ticaret ve Dijital Ekonomi Bakanları Toplantısı’na katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Şu anda siber saldırının bir boyut ötesine geçmiş durumdayız. Çok daha masum görünümlü, bireylerin verileri manipüle edilerek yapılan saldırılar var. Bu noktada da ülkelerin bazı tedbirler alması gerekiyor” uyarısında bulundu.
bir hizmet sağlarken öncelikle kullanıcı rızası istiyorlar, rızasını almazsa o hizmeti vermiyorlar. Dolayısıyla bu şirketler kullanıcıları özel verilerini açmaya zorlarken, verilerin üzerinden birtakım maksatlı çalışmalar yürütülmesi için yasal gereklilikleri sağlamış oluyor.” YAPAY ZEKÂYA BÜYÜK YATIRIM G20 dönem başkanlığını yürüten Japonya’nın bu yıl yapay zeka konusunu öne çıkarmasından dolayı memnuniyet duyduklarını söyledi. Küresel büyük şirketlerin yapay zeka alanında çok fazla yatırım yaptığına işaret eden Varank, dijitalleşmeden bağımsız bir ekonomi düşünülemeyeceğini, bunun en önemli unsurlardan birinin de yapay zeka olduğunu bildirdi. Varank, teknoloji gelişiminin, piyasanın büyük çoğunluğunu elinde tutan, yatırım imkanlarına sahip şirketlerin bulunduğu ülkeler ile az gelişmiş ülkeler arasında gelir dağılımı açısından makasın iyice açılmasına yol açtığını dile getirdi. Bakan Varank, “G20 oturumlarında üye ülkelere yapay zekayla ilgili hem standartların belirleneceği hem de yapay zeka kullanımındaki etik kurallara karar verilecek katılımcı bir yapının oluşturulmasını önerdik. Böylece sadece birkaç ülkenin bu teknolojiye sahip olarak diğer ülkelerle arasındaki farkı iyice açmasının önüne geçebiliriz ancak her ülke böyle düşünmüyor. Yapay zeka konusunda yol almış ülkeler hiçbir standarda bağlı kalmak istemiyorlar. Kendilerinin işine nasıl geliyorsa öyle ilerlemek istiyorlar.” diye konuştu.
Tsukuba’da G20 toplantıları kapsamında çok verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini anlatan Varank, Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier ile bir araya geldiklerini söyledi. Varank, Almanya ile sanayi alanında geliştirebilecekleri önemli iş birliklerinin olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu: ORTAK KONFERANS YAPACAĞIZ “İki ülkenin karşılıklı yatırımlarını nasıl geliştirebileceğimizi konuştuk. Türkiye ve Almanya’nın ortaklaşa yapay zeka konferansı düzenlenmesine karar vermiştik. Altmaier beni ağustosta ülkesine davet etti. Aynı zamanda Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ile Türk-Alman Üniversitesi ortak bir teknopark kurmak için biraraya geldiler. Buraya da Almanya’nın
en iyi araştırma enstitülerinden Fraunhofer’in destek vermesini istiyoruz. Ortak bir çalışma grubu oluşturalım, geleceğin teknolojilerini geliştirelim istiyoruz.” VERİ DOLAŞIMINDA İŞ BİRLİĞİ AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Estonya Eski Başbakanı Andrus Ansip’in yaptıkları ikili görüşmede, özellikle veri dolaşımıyla ilgili konularda AB’nin neler yaptığına ilişkin kendisini bilgilendirdiğini anlatan Varank, bu konularda AB ile çalışmalar yürütmek üzere mutabık kaldıklarını bildirdi. Varank, Ansip’in, dijitalleşme konusunda AB’deki köklü sanayileşmiş ülkelerin bile dünyadaki ilerleme karşısında yavaş kalabildiğini ancak Türkiye’nin dinamik ekonomisi ve nüfusuyla AB için büyük bir şans olabileceği yorumunda bulunduğunu söyledi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, G20 Ticaret ve Dijital Ekonomi Bakanları Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu.
24
18 Haziran 2019
T
rkısh NEWS PRESS
.
YEMEK&HOBI
ANADOLU’NUN EŞŞIZ TATLADI...
Köftelerin hassı
İNEGÖL KÖFTE
SIBEL ÖRNEK ILE GÜZELLIK & SAĞLIK sornek@turkishnewspress.com.au
Akşama köfte, piyaz ve şıra var... Osmanlı beldesi İnegöl’ün eşsiz lezzetinin tarihi Bulgaristan göçmenlerine kadar dayanıyor. Ekmek içi ve yumurtanın kullanılmadığı köfte tarifinde etin tadını baskılamayacak kadar az ve öz baharat var, e buyrun...
S
R LEZZETLI TARIFLE
evgili okurlarım, tecrübelerimizden yola çıkarak biliyoruz ki tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Her insanın kendine ait sevgi dili vardır. Eşinizin ya da arkadaşınızın birinci sevgi dilini anlamıyorsanız bu ilişki sağlıklı olmaz ve kısa sürede problemler ortaya çıkar. Şayet biz beş sevgi dilini biliyorsak bu problemleri en aza indirebiliriz; paylaşarak, dinleyerek ve birlikte anlamlı faaliyetlere katılarak. Yaşanan nitelikli beraberlik, gerçekten değer verdiğimizi ve birbirimizden hoşlandığımızı anlatır. Misal; eşinize güzel sözler söylemek, teşekkür etmek de bir sevgi şeklidir. Bazen eşinizin sizden istediği olumlu, onayladığınızı gösteren, iyi hissettiren cümleler duymaktır. Yemeğin güzel olduğunu, kıyafetinin ona çok yakıştığını, iyi bir baba olduğunu, güzel özelliklere sahip olduğunu duymak istiyor olabilir eşiniz. Bunların hepsini eşim zaten biliyor diye düşünebilirsiniz. Bununla birlikte, çiftler birbirlerinden güven veren, destekleyici cümleler duymayı arzu ederler. Sevgiyi vermenin ve hissetmenin bir şeklidir bu. ‘Yemek harika olmuş. Ellerine sağlık’, ‘Bu işin üstesinden gelebileceğine inanıyorum’, ‘Çocuklarla kurduğun bağ onlara çok iyi geliyor’ gibi eşinize destek olacak her türlü cümle sevginizin güçlenmesine yardımcı olacaktır. Herkesin sevgi dili farklıdır. Hal böyleyken, birbirinin sevgi dilini bilmeyen, anlamayan insanların oluşturduğu bir sevgi ilişkisinde durum ne olur? Bunu anlamak için sadece Türkçe bilen birisi ile sadece İngilizce bilen birisinin iletişimini hayal edin. Muhtemelen çok yorucu ve sıkıcı olacak. Bu yüzden sevgi dili ile ilgili geliştireceğimiz farkındalığın önemli olduğunu düşünüyorum. Aynı sevgi dilini konuşmadığınız takdirde çatışmalar çıkar. Mühüm olan konuştuğunuz dil değil, anlaşdıgınız dildir. İşte size Aşağdaki 5 sevgi dili: l Hizmet davranışları l Nitelikli beraberlik l Armağan almak l Onay sözleri l Fiziksel temas Mevlana’ya sormuşlar “Sevgili nasıl olmalı?” diye. “Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli, sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı, dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı” şeklinde cevap vermiş. Sevgi ve saygı dolu haftalar diliyorum...
NÇTÜRK FATMA GhnEew spress.com.au fgencturk@turkis
A
dı Bursa’nın İnegöl ilçesine, tarihi Bulgaristan göçmenlerine dayanan İnegöl köftesinin lezzet sırları elbette var. Ekmek içi ve yumurtanın kullanılmadığı köfte tarifinde etin tadını baskılamayacak kadar az ve öz baharat, lastik kıvamını ve pofuduk görüntüsünü sağlayan karbonat kullanılıyor. Birkaç nokta daha var, onları da uygulama esnasında öğrenelim. Akşama köfte, piyaz ve şıra. Küçük bir not: Bu arada bu nefis köfteler, çıkış noktası İnegöl dahil aslında çoğu yerde yuvarlak olarak da hazırlanıyor. Tarifimizi aşağıda paylaşıyoruz, keyifli sofralarınıza ilham olması dileğiyle, afiyet olsun! KAÇ KİŞİLİK l 30 adet HAZIRLAMA SÜRESİ l 20 dakika PİŞİRME SÜRESİ l 20 dakika
Sevgi dili
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMÜ Küçük bahçe köşkü Bir süsleme sanatı, nakış
T
K A M E R İ Y E
Toptan
Cet
K
A T A
K
MALZEMELER l 800 gram dana döş kıyma l 200 gram orta yağlı kuzu kıyma l 2 adet orta boy kuru soğan l 10 gram karbonat l 10 gram tuz l İsteğe göre baharat PIŞIRME ÖNERISI İnegöl köftesinin lezzetli olmasında az miktarda kullanılan böbrek yağının da etkisi olduğu söylenir. Köftenin adet sayısı büyüklüklerine göre değişiklik gösterebilir. Uzun ince formuna alışık olduğunuz köfteleri yuvarlak olarak da hazırlayabilirsiniz. NASIL YAPILIR? 1- 800 gram dana döş ve 200 gram orta yağlı kuzu kıymayı karıştırma kabına alın. 2- Kıymaya, 2 adet rendelenmiş kuru soğan, 1’er tatlı kaşığı tuz ve karbonatı da ekledikten sonra karışım macun
kıvamına gelene kadar yaklaşık 10-15 dakika güzelce yoğurun. 3- Hazırladığınız köfte harcını üzerini kapatın ve en az 3 saat kadar buzdolabında bekletin. 4- Pişirme işlemi öncesinde köfte harcını dolaptan çıkartın ve üzerine yağlı kağıt koyup, merdaneyle dikdörtgen şeklinde açın. 5- Pişirme kağıdını üzerinden çıkarıp, keskin bir bıçak yardımıyla uzun ince kesin. 6- Orta ateşte, kızgın bir tavada ters yüz ederek kızartın. Dilersinez ızgarada da kızartabilirsiniz. 7- Sıcak sıcak servis edebilirsiniz. Afiyetler olsun! SERVIS ÖNERISI Arzuya göre sumak ilavesiyle hazırlanmış soğan salatası ya da piyaz eşliğinde servis edebilirsiniz. Yanına ayran, şalgam, şıra istediğiniz içecek eşlik edebilir.
Makaleler Divan
S Ritüel İhtiyar
P Hüner, maharet Kalay kaplı ince sac
İnhisar Kıymetli bir taş
Y Bir nota
Peşin Ender olarak
N A D İ R E N Bir kadın adı Baki olma
Yetmeyen Yerine koyma
M
İ K K A M K E
Kurnaz
Kesin niyet
A N A Ç
Bir ülke
Avrupa'da evli kadın
Bir hayvan
Yok olma
Ben (Ar.)
T
E N E
Nikel'in remzi Bir ilçemiz
G Ayak (F)
P
Ateş yalımı Cet
Ödeşme Para birimimiz
L İ R A
Mısır'da bir nehir Yokun zıddı
Bir bağlaç
V E K
Çelişki
T E N A K U Z Bir bağlaç Bir kadın adı
R A D İ F E Yetmeyen Unsur
E L
V A R Bir zaman birimi Vekil olma hali
A L E T Yeni doğmuş hayvan yavrusu
K A D A Beyan etme
İ F A D E
E A M A F R A Z A N O S A F T K T Ü S E T A R M A H A L R İ K A O K Ü M A H M E
Aç gözlülük Varsayım
Katışıksız
A T A
B E K A
N A K İ T
Örfler
Bir gaz
8
Bir tür kaban Dingil
Biriktirme
Tritumun remzi
As'ın zıddı
Teşvik sözü
Delikli kumaş
Kardeş
Yer
Bir alan ölçüsü
Parlak kumaş
Önün zıddı
Kabul etmeme Gayret, zahmet
N İ L
Ç A B A
Bir ülke
S E N E
Enformasyon
E Matlup
G A L
E
Garez
N İ K A
Zihin
Kazaen
L
A
C
1
A
N
Zariflik, incelik
Hayır (a)
6
Yeni tür kahvehane Atın yavrusu
Uyarı
Şamata, latife
İ K A
Ş A K
Z
A
T A Y
K A F E
Bataklık gazı Neden, niçin
M T E A T R A B A O N A M İ M H A Z A R A C A N A Bir resim tekniği
N E
Sinirli
Alışılmış şekilde Mazeret
Bir orman ağacı Üzüm kütüğü
Tasdik
Parola
Teşvik sözü Terek
Umut
Ateşli
Sevgili
R
A
F
P İ R A M İ T
E
T E Ş İ N
A Duman kiri
Mısır'ın ünlü yapısı
Hayvan (İng.)
A
O A Bir kadın adı Cılız bitki
Ulema cübbesi
İ
Barınma Baki olma Dirilik
Y A Ş H A A M S F E İ T T Ö
Bir süs bitkisi Özel
Edebi bir tür Bir terör örgütü
Demir'in remzi
Köpek
B E K A
Kuş yemi
Ş İ K A R
Av 9
Kuşatma
10 Geometrik bir şekil Bir nehir taşıtı
Allah (cc) isimlerinden
11
K A İ N R O M E A M R A A D Z H A
Namus
Şeddatın bağları
H A Y
Fazlasıyla
Galyum'un remzi Aracı yürüten
T E K E R
12
Herkes
G A Bayram öncesi Sınır Dil
L B A İ A N S Y A A H M N A L E N K R
Bir erkek adı
Hiç olmazsa, öyleyse
D A R I Anne
Sağın zıddı
Avuç içi
Kamer
Bir mastar eki
Yol
Manga'nın remzi
Azot'un remzi
Kas
Merhem
Müvazi Emeller İşte
A H A Emirlikler, beylikler Rey
O Y Hayat (İng.) Bir soru şekli
N E
Eski bir uygarlık
Bağışlama
Avukat meslek örgütü Hüner
İ 14
10
11
Oturmak veya uzanmak için koltuk
Beyaz
Tufeyli
Onarım
A K
Kuzu sesi
Terbiyesiz adam Kalın uzun bayan dış giysisi
14
8
9
5
Vilayet
Çapul
12
13
Gemi barınağı
Gelirler
Kırmızı
Bir kadın adı
H A N
A B M A L A Z İ R A M A A B A N A K A K A R A S A N A T A L P
Bağırsak
T E K K E S
6
3
Ortakcı
Bir bilgisayar prog.
13
7
5
B A L E B
İ Bir Kafkas kavmi
Pus
Bir nota
İ
4
Ağzına kadar dolu
S E R
Demir yolu
1
3
Baş
Arının yaptığı Radyum'un remzi
C E R R A H 2
Derviş selamı
P A M A R A F A D A L E M B E M A R A L R A Y S İ E L İ F E S E M İ M T A L Çünkü, için
B A T U
İz, işaret
Şan, şöhret
C İ S İ M
S İ N Bir erkek adı
Ödeme
Bir nota
A
Mezar Kendiliğinden, özünden, kendisi
Su
Zan
O Yapılan işler
K A T O
B İ Z A İ T Ü M İ N H
4
Uzak Fasıla
A H İ R
S U N A
Boyun eğme Ruh dünyamız
Büyük oto yolu
Z E V
Bir kadın adı
H A M T O I R R A A L T L M E
Kör
Dış görünüş
2
Anılar
O
7
Bir dağımız
Hindistan'da bir kasd Madde, nesne
Geçmiş zaman
Rahatlama sözü
Tir
ŞİFRE SÖZCÜK
Latif olma hali Bir cins yumuşak toprak
Ş İ T A
Kraliçe
Bir erkek adı
Türk müziğinin ünlü icracısı
Kış (F)
Para alış veriş kağıdı
İstanbul
Evlilik akdi
H
M A S L E K İ N İ Y E L E T
Mali işler
Bir makam
Bir yazı türü
Bir erkek adı
R E T
T E A M E İ T R O A L T Y T A A L H A A N
Bayan omuz atkısı
Gerçek olmayan
K.Kerim'de bir sure
BULMACA Tatbiki, ameli
Eski devirlere ait Üzüm kütüğü
Teşrifat
Barınma
Yabancı
Yahut (İng.)
Bir erkek adı
Kas
T
rkısh NEWS PRESS
18 Haziran 2019
Yükseltme yüceltme
İkinci halifemiz
Şan
Yapılan iş
Devlete ait
Birden
Bildik tanıdık
Bir ilçemiz
Dergi yazısı Çok baba biri
Muvafakat, davete gitme Bir erkek adı
ABD'de bir eyalet
Lale bahçesi
Oburlar (a)
Boyut
Bir mastar eki
Ezan okunan yer Görülen evrenin ötesi
Baba İlgili
Bir sebze Ayna
Sürüngenler top. Mat. bir sayı Ayak (F)
Geç kalma (İng.)
Dinsiz
Hesap ilmi
Zevce Bir kadın adı
Terek Eski bir vergi
Dileme
Asker
Faiz
2
Paylama
Bir tür çerez Baryum'un remzi
3
Bir bilgisayar prog. İmkân
Bir cins yumuşak toprak
Itırlı bir bitki
Cılız bitki
Yemen'in başkenti
Sözcük
Bir ilimiz
Bir nota
Tekerlekli vasıta
Dokunma Kötülük dolu yer Çayın etkili mad.
Mahşer yeri
En baş
Kalsiyum'un remzi
Hayvansal bir gıda
Özen
Neden, niçin Fas'ın başkenti
İlave
Allah (cc) kulluk
Gönül
Kafirler
Yarı tavlı
Fakirlere aşevi
1
Çok ucuz
Tembellik Matlup
Ayetler
Atlı asker Gözde bir tabaka
Bir hayvan
Bayındır
Koruma
Bütünüyle
Hamle
Eski Yunanlı (Fr)
Av
Takıntı Bir kadın adı
Ünlü biatımız
25
4
Güzel, hoş
Balkanlarda bir cumhuriyet
TV alıcısı Deri ifrazatı
Kıl payı
Japon intiharı
Baki olma
Beddua
Dinin direği emir
Tropik bir meyve
Çirkin, nobran
Merkez
5
Futbolda bir mevki
Bağırsak
Tekerlekli vasıta
Avrupa usulü salça Bir deniz canlısı Bir nota Var sayım
Verimsizlik Sebze meyve satan Patlamalı gürültü İki benzer şey
6
Adale
Art
Bir meyve Çok ince, nazik
İridyum'un remzi Ermenistan'ın başkenti
Allah (cc) için yardım
İm, parola Favori
Mezbaha
Cihaz
Eski bir uygarlık
Bir iç çamaşırı
İşte Bir bağlaç Bir kadın adı Cefa
Izdırap
Adam öldürme
Miktar gösteren iğne Bir alan ölçüsü
Barınma
Arızalar
Rikab
Bir İran çalgısı Bir ilçemiz
Judo'da bir kuşak Canlıların şifresi Üflemeli bir çalgı
Halen Bir nota 7
Ruh dünyamız
Televizyon
Temel prensip Aç olmayan
Çokça ibadet eden
Bir nehir taşıtı
Valide
Feraset Yapan, işleyen İslam'ın şartlarından
Zeka Sevgili
Ter, buhar
Suriye'nin başkenti
Bağışlama En fazla
8
Olay Kanda bir unsur K.Kerim'de bir sûre
Parti çalışanı Çay (İng.) Kamer
Sodyum'un remzi
Bir erkek adı
Utanma
Yemek (İng.) K.Kerim'in ilk sûresi
1
2
3
4
5
6
7
Beddua
Yük taşıyan
Ünlü bir hattat ve ebru sanatçımız
ŞİFRE SÖZCÜK
Yardım Yabancı bir ajans
İşte
Bir erkek adı Hz. Peyg. damadı
Şiirde tekrar kısmı Bir binek hayvanı
Arapça çokluk edatı
Asya'da bir nehir Dolaylı anlatım
Dinsiz
Binilen şey
İsyan eden
Cet
Fotoğraf mak. Cet
Rutubet
Rey
Gümüş
Haberci Od
Üstün zıddı
Hz. Peyg. annesi
Sivilce
Bir yarımada Bir tür parlak kumaş Uçurum
Ata İzin, müsaade
Bilmişlik taslayan
Ar
Allah (cc) yalvarma
Vedia
İlaç
Mağara
8
26
18 Haziran 2019
T
Editor: Davut Kılıç Auburn FC
rkısh NEWS PRESS
SPOR İyiki doğdun Başkanım Auburn FC Başkanı Sebahattin Taş’ın doğum gününü kutlar, sağlıklı ve mutlu nice yıllar dileriz.
R İ B E AFC’D İ L ’ R E I M E R P
A
uburn FC’nin bu sene Premier Ligli Takım Menajeri ve Antrenörü olan Atalay Bayındır, yıllardır futbolun içinde olan tecrübeli bir oyuncumuz. Toplum tarafından çok sevilen ve sayılan bir futbol sevdalısı kardeşimiz. Aynı zamanda takımın ağır abisi ve hâlâ takım için verimli işler yapıyor. Zaman zamanda gerektiğinde kendisi de takımda yer alıyor. Çalışmalardaki hırsı futbolcular tarafından takdir ediliyor, her yaşta oyuncu tarafından örnek alınıyor.
AUBURN FC 45 YAŞ ÜSTÜ TAKIMI
AUBURN FC 11 YAŞ TAKIMI
RAKİPLER BİLE SAYGI DUYUYOR Hatta müsabakalarda federasyondan diğer futbol takımlarının koçları, yöneticileri ve hakemler de kendisine selam veriyor. Atalay’a bu kadar tanınmasının ve sevilmesinin sırrını sordum işte aldığım cevap: “Evet Abi, beni Premier Ligi’nden ve eski oynadığım Roosters yani Pınargücü Kulübünden de tanıyan çok. Herkesin sevgisine layık olmaya çalışacağım ve teşekkür ederim.”
Aynı zamanda bir is adamı da olan Atalay, şöyle devam ediyor: “Sadece bizim toplumumuzdan değil diğer takım ve federasyon mensupları tarafından da sevilmek, genç fulbolculara abilik yapmak gerçekten gurur verici.” O BİR OYUN ZEKASI Atalay’ın oyun zekası süper. Defanstan top çıkartmak, oyunu başlatmak, oyunu yönlendirmek futbolda çok önemli. Tüm bunlar için de akıl ve teknik beceri gerekiyor.
Ayrıca defansta oynayanların savaşması da lazım, top geldiğinden güçlü olmak zorundalar. Korkusuz oynayana, adrese teslim pas verebilen defans oyuncunuz olmak zorunda. İşte tüm bu üstün özellikler Atalay kardeşimizde var. O oyunda olduğu zaman bunları büyük bir disiplin ve özveriyle yapıyor, şartlar ne olursa olsun galibiyet istiyor. Atalay’a başarılarının devamını ve en güzel günlerin kendisiyle, ailesiyle olmasını diliyorum.
Wushucu Akyüz kardeşler Çin’de madalyaları kaptı!
T
ürk genç sporcuların uluslararası başırıları devam ediyor... Çin’de düzenlenen 8. Dünya Wushu Kung Fu Şampiyonası’nda milli sporcularımız iki günde 6 madalya kazandı. ELİF RAKİP TANIMADI Türkiye Wushu Kung Fu Federasyonundan yapılan açıklamaya göre, Emeishan kentinde düzenlenen organizasyonunda teknik ve performans üstünlüğünü ortaya koyarak rakiplerini geride bırakan Elif Akyüz iki altın madalya birden kazandı. Şampiyonanın ikinci gününde ise Zeynep Makbule Akyüz, 7 raki-
bini geride bırakarak dünya şampiyonluğuna ulaştı. Şampiyonanın ilk gününde mücadele eden milli sporculardan Necmettin Erbakan Akyüz, Hilal Feyza Çapoğlu ve Ayşe Sude Akyüz da gümüş madalyanın sahibi oldu. İKİ GÜNDE 6 MADALYA Böylece milli sporcular, şampiyonanın iki gününde gününde 3 altın ve 3 gümüş olmak üzere toplam 6 madalya kazandı. Milli sporculardan Elif Akyüz yedinci, Zeynep Makbule Akyüz ise dördüncü dünya şampiyonluğuna imza attı.
SPORT
T
AFL
AFL FAN BEHAVIOUR CRACKDOWN AN ABSOLUTE JOKE
A
FL fans across the nation are outraged at behavioural awareness officers Patrolling the crowd at marvel stadium this past week in fact AFL fans are raising Their concerns on AFL fan behaviour crackdowns and are seriously thinking Of boycotting games. Football is an emotional game, that’s what drives loyalty And brings supporters from all over the country to our venues across Australia. You are absolutely entitled to go to a sporting event and feel comfortable to yell, And cheer and boo as you please of course there is line you do not cross and most Know what that is however calling an umpire a baled headed flog crossing that line No way, not for one moment. There has been huge talk about spotters amongst the Crowd that spy on fans and on top
of all this guards getting in the face and eyeing off Passionate supporters what does this means the game is starting to isolate it’s own Fans with over the top security measures at venues. The AFL has to work out other Ideas to make our once a beautiful game better because there is a lot of unrest Swirling among supporters due to inconsistent interpretations of critical umpire Decisions and the exciting, scintillating high scoring football is a lost art. Footy Fans are already sending the AFL huge act of messages one example a Carlton Fan was seen with her mouth taped up during last weeks Blues Bulldogs clash. The electrifying atmosphere in our game is the crowds passionate voices without Them Footy is just not footy try organising a professional footy game with no Crowd no supporters no fans?..
rkısh NEWS PRESS
18 June 2019
SELECTION
NBA
27
ÜMIT UYAR
uuyar@turkishnewspress.com.au
ORLD CUP 2019 FIFA WOMEN’S W
TORONTO
RAPTORS WIN NBA
CHAMPIONSHIP
S A DIL WITH L I T MTAUN BRAZ CK WIN S
A B E COM
3-2 n The Matildas have reignited their stuttering FIFA women’s World Cup Campaign, Producing a stunning come from behind 3-2 victory against Old foes Brazil. Trailing 2-0 and with their qualification hopes appearing Dead, Caitlin Foord and Chloe Logarzo brought Australia back from the Mire, before Monica’s own goal gifted the Matildas a priceless win which Was only the second time a team have come from 2-0 down to win at the Women’s World Cup.
n The Toronto Raptors are the 2018/2019 NBA Champions. The Raptors Beat the reigning champs Golden State Warriors in game 6 114-110 To win the NBA Finals 4 games to 2 and take home to Canada it’s First ever championship in franchise history.Raptors Kawhi Leonard Took home Finals Most Valuable Player in a supreme showcase of offensive And defensive plays through out the playoffs. The Toronto Raptors Are the first Canadian club side to win a major North American sports Title since the Toronto Blue Jays captured Major League Baseball’s World series in 1993.
Emre’ye fırça uzatan şımarık özür diledi A Milli Futbol Takımımızın EURO 2020 elemelerinde İzlanda’yla yaptığı maçın öncesinde havalimanında Emre Belözoğlu’na fırça uzatan genç, herkesten özür diledi ve Türkiye forması giyerek poz verdi.
G
eçtiğimiz hafta futbolda fırtına estiren A Milli Futbol Takımımızın başarısına gölge düşüren çirkin bir hadise tatlıya bağlandı. Dünya şampiyonu Fransa’yı 2-0 yenen Millilerimiz, İzlanda deplasmanında 2-1 yenildi ama bu maçın da önüne geçen bir hadise yaşandı. PSİKOLOJİMİZİ BOZMUŞTU A Milli Takım’ın EURO 2020 elemelerinde İzlanda’yla oynayacağı karşılaşma öncesinde
Çağla Büyükakçay İspanya’daki tenis turnuvasında 2. oldu
tenisçi Çağla Büyükakçay, M illi Uluslararası Tenis Federasyo-
havalimanında Emre Belözoğlu’na fırça uzatan kişinin Belçikalı Corentin Siamang olduğu ortaya çıkmıştı. Corentin Siamang, yaptığı bu hareketten dolayı özür diledi ve Türkiye forması giydi. FORMA GİYİP GÜNAH ÇIKARDI A Milli Takımın İzlanda’da yaşadığı pasaport krizinin ardından Belçikalı bir vatandaşın, kaptan Emre Belözoğlu’na mikrofon yerine tuvalet fırçası uzatması gündeme
oturmuştu. 26 yaşındaki Belçikalı Corentin Siamang olayı kendi sosyal medya hesabından anlatmıştı. Daha sonra ise şımarık Siamang’ı Belçikalı Türkler buldu. EŞEK ŞAKASI! Belçikalı Türklere açıklama yapan Siamang, maksadının aşağılamak veya ırkçılık olmadığını sadece şaka yapmak olduğunu söyledi. Corentin Siamang, Türkiye forması giyerek tüm Türkiye’den özür diledi.
nu (ITF) tarafından İspanya’da düzenlenen turnuvada büyük bir başarı elde ederek gururumuz oldu. Turnuva boyunca rakiplerini bir bir yenen Çağlan, finalde ise zorlu rakibi ABD’li Allie Kiick’e 2-1 yenilerek ikinci oldu. Barselona kentinde düzenlenen toplam 60 bin dolar ödüllü toprak kort turnuvasının tekler finalinde Çağla Büyükakçay, 1 numaralı seribaşı Kiick ile karşı karşıya geldi. Çağla, tie-break’e giden ilk seti 7-6 kaybederek 10 geriye düştü. İkinci sette rakibine 6-3 üstünlük kuran 29 yaşındaki tenisçi, durumu 11’e getirdi. Üçüncü ve son seti 6-1 kaybeden Çağla Büyükakçay, müsabakadan 2-1 mağlup ayrılarak ikincilikle yetindi.