AVUSTRALYA’DAN CESUR KUDÜS KARARI
Antony Albanese Hükümeti verdiği sözü tuttu, Batı Kudüs’ü İsrail’in başkenti tanıma kararını geri aldı!
Avustralya’nın Batı Kudüs’ü İsrail’inbaşkenti tanıma kararını gerialması,İslam dünyasında ve Avustralya’daki Müslümanlar tarafından büyük sevinçle karşılandı.
Avustralya’da Başbakan Antony Albanese liderliğindeki İşçi Partisi, seçimi kazanmaları halinde Batı Kudüs’ün İsrail’in resmi başkenti olarak tanınmasını tersine çevireceğine söz vermişti. Bu sözünü de yapılan açıklama ile tutmuş oldular. Batı Kudüs’ü tanıma kararı, 2018’de Scott Morrison hükümeti tarafından eski ABD
Başkanı Trump ile eş zamanlı olarak kabul edilmişti.Yeni kararı açıklayan Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong, “Avustralya, İsrail’in dostu ve Filistin halkının sarsılmaz bir destekçisi olarak kalacaktır. İki devletli çözüm arayışına bağlıyız” dedi. Yeni karar başta Filistin olmak üzere tüm İslam dünyasında büyük bir memnuniyetle karşılandı.
n A fake smile from a lioness, a raccoon waving to the camera and a galloping farting zebra are among the 40 images shortlisted for this year’s Comedy Wildlife Photo awards.
Avustralya’da Japon Ensefalit Virüsü riski
Ülkedeki seller ve sıcaklık artışlarının, yaklaşık 750 bin kişiyi Japon
Ensefalit Virüsü’ne (JEV) karşı savunmasız bırakabileceği bildirildi. Sivrisinek kaynaklı JEV, ilk olarak 1998’de Avustralya’da tespit edilirken bu yıl ülkenin güneyindeki domuz sürülerinde ve 31 kişide yeni vakalara rastlanırken virüs nedeniyle 6 kişi hayatını kaybetti. Artan vakalar üzerine Brisbane kentindeki QIMR Berghofer Tıbbi Araştırma Enstitüsü’de görevli araştırmacılar, 750 bin kişinin JEV riskiyle karşı karşıya kalabileceği uyarısı yaptı.
SİVRİSİNEK YAYIYOR
JEV’in yayılışına dair bir model geliştiren araştırmacılar, virüsü yayan sivrisineklerin yaklaşık 4 kilometre uçabilmesi nedeniyle vaka görülen domuzların 4 kilometre yakınındaki kişilerin risk altında olduğunu ve tedbir alınması çağrısı yaptı. Araştırmacılar, kanlarında sivrisinekleri 4 gün boyunca enfekte edebilecek viral seviyelerin olduğu gerekçesiyle domuzların
Sağlık sigortası şirketinin 3,7 milyon müşterisinin bilgileri çalındı!
YAŞAM KOÇUNUZ TANYELİ İLE BİZ BİZE cagritanyeli@icloud.com
Barış meleği çocuklar
salgının en büyük kaynaklarından biri olduğunu belirtti.
UZMANLAR UYARDI
Araştırmacılardan Doç. Dr. Greg Devine, kanlarında yüksek seviyede virüs barındırmaları nedeniyle yürüyen kuşlara yakın yaşayan insanların da virüs riski altında olabileceğine dikkati çekerek tedbirli davranılması gerektiğini ifade etti. Ilık ve yağışlı havaların sivrisineklerin çoğalması için gerekli ortamı hazırladığına vurgu yapan Devine, “Çoğu Avustralyalı daha önce virüse maruz
n Avustralya’nın en büyük sağlık si gortası şirketlerinden Medibank’ın müşterilerine ait kişisel verilerin fid ye talep eden bir bilgisayar korsa nı tarafından çalındığı bildirildi. Siber Güvenlik Bakanı Clare O’Neil, çalınan bilgiler arasında müşterilerin sağlık kayıtları, teşhis ve tedavi süreçleri ne ilişkin bilgilerin olduğunu açıkladı. Şirket polise yaptığı bildirimde, yak laşık 3,7 milyon müşterinin bilgile ri çaldığını iddia eden bilgisayar kor sanının fidye talep ettiğini, karşılan
kalmadı. Bu yüzden bağışıklıkları yok. İnsanları önlem almaya davet ediyoruz. En iyi koruma aşıdır. Bir de ısırılmaktan kaçınmaktır” dedi. Dr Cameron Webb ise sel nedeniyle hastalık yayılma riskinin kısa sürede olma ihtimalinin düşük olduğunu söyledi.
NADİREN ÖLÜMCÜL
Sivrisinek ısırıklarıyla yayılan JEV, çoğu zaman hafif geçen, soğuk algınlığı benzeri semptomlar gösteren ancak nadiren bazı vakalarda beynin şişmesine de neden olabilen ölümcül bir virüs olarak biliniyor.
maması halinde aralarında siyasetçi ler, medya çalışanları, aktörler, akti vistler ve uyuşturucu bağımlılarının olduğu binden fazla kişinin bilgileri ni açıklamakla tehdit ettiğini aktardı. Verilerde müşterilerin isim, adres, doğum tarihi, sosyal sigorta ve tele fon numaralarının da olduğu kayde dildi. Olay, Avustralya’da son iki ayda ikinci büyük çaplı veri hırsızlığı oldu. Geçen ay telekomünikasyon şirketi Optus, 9,8 müşterisinin kişisel bilgi lerinin çalındığını bildirmişti.
Sevgili okurlarım, yağmurlu bir Sydney gününden selam olsun, hepimize öncelikle savaşların, virüslerin, doğa felaketlerinin olmadığı, sağlıklı, huzurlu, bereketli, sevdiklerinizle güvende ve mutluluk dolu bir hafta diliyorum...
Allah biliyor ki çok güzel şeyler yazmak istiyorum, sizler okudukça içiniz açılsın, gönlünüz ferahlasın istiyorum.
İnşallah dünya fabrika ayarlarına geri döner ve içinde bulunduğumuz bizi oldukça üzen bu savaş bir an önce barışla sonuçlanır, benim kalemimin nasibine de sevinçlerimizi yazmak düşer.
Bugün de içimizde acı çığlıklar var, binlerce annenin çığlığı yankılanıyor benim de manevi dünyamda.
Allah duysun sesimizi ve inşallah güzel sabahlara güven içinde yaşanacak yarınlara uyansın çocuklar.
UKRAYNA ve RUSYA ve de daha nice ülkeler tarih boyu savaştan nasibini alan mağdur ve masum çocuklar...
Nedir bu bitmek bilmeyen savaşlar.
Bu savaşların ölen bebekleri, çocukları.
Paramparça olan hayatlar, telafisi mümkün olmayan travmalar...
Çocukların ihtiyaçları olan tek şey güvenli bir yuvada büyümek, güvenli sokaklarda yürümek.
Bombalardan, ölümden kaçmak değil!
Sığınaklarda aç kalmak değil.
Bombaların sivilleri de katlettiği bu acı dolu savaşlarda, şehirler yıkılıyor.
Maalesef ki doğdukları öz yuvalarında değil savaşın en mağduru çocuklar...
Çaresiz anneler, yerin dibinde, o soğuk sığınak taşlarının üstünde, ya da bilinmeze giden trenler için hınca hınç dolu istasyonlara koşan masum sivil insanlar, nereye kaçacaklarını,
çocuklarını nasıl kurtaracaklarını bilmeyen anneler...
Bombaların yıktığı evlerini ardına bakmaya fırsatı olmadan, bir yaşamı, eşini, işini, sıcacık yatağını, mahallesini, şehrini, ülkesini terk etmek zorunda kalan ve bu annelerin göz yaşlarını görmezden gelen, gözlerini sahip olma hırsı bürümüş savaşa “evet” diyen dünya liderleri, farkında mısınız masum çocukların katilleri haline geliyorsunuz demek istiyorum.
Savaşın ayıbı bitmez, “yazıktır günahtır” dedi tarih size duyuramadı, yıllar, yollar boyu anneler ağladı, sızladı savaşı durduramadı!
Belki çocukların çığlığı duyurur, bu son günlerde, yeni bir akım başladı dünya çocukları el ele.
Barış temalı çekimler son sürat devam ediyor.
Türkiye’mizde, cennetimizde Bodrum’da 7 yaşındaki Yaleyna ve Derya, UKRAYNA-RUSYA barışı için ellerindeki bembeyaz güvercinleri uçurmuşlar sosyal medyada paylaşmışlar.
Bir umut dünyası.
Savaşta ısrar edenlerin gözleri, yerle bir ettikleri yeryüzünden, gökyüzüne seyre dalarsa bir umut.
Allah’ın yarattığı, kainatın uçsuz bucaksız genişliğini, Allah’ın yarattığı biz insan oğluna sevgisinden, merhametinden bir zerre damlası duygularına akar da, o bombalar altında ziyan zebil olan o günahsız tüm sabilerin yüzü suyu hürmetine “dur” derler bu kirli savaşa.
“Anlaşmanın uzlaşmanın yolunu çocuklar için bulun Allah aşkına” diye atıyor kalbim.
Sevgili okurlarım, daha neler neler yazmak isterim ama kalemim hep acı damlar, hüzün damlar, gözyaşı damlar...
Haftaya barış dolu, sağlık dolu bir dünyada yazılarda kavuşmak dileğiyle HOŞÇAKALIN SEVGİ İLE KALIN.
The funniest animal shots to brighten your day
THE FINALISTS OF THE 2022 COMEDY WILDLIFE PHOTO AWARDS
Afake smile from a lioness, a raccoon waving to the camera and a galloping farting zebra are among the 40 images shortlisted for this year’s Comedy Wildlife Photo awards. Narrowed down from thousands of entries submitted by professional and amateur photographers from around the world, the competition aims to celebrate the hilarity of our natural wildlife. Co-founded in 2015 by professional photographers Paul Joynson-Hicks and Tom Sullam, the competition aims to focus “on the lighter, humorous side of wildlife photography but also [with] an important role in promoting wildlife
conservation at its heart”. “With so much going on in the world, we could all use a bumper dose of fun and laughter and this year’s finalists have definitely delivered that,” Sullam said in a statement. “When you see these amazing photographs like the one of an elephant seal, trying to use his neighbour’s head as a pillow (and we’ve all been there) or a wallaby at sunset, seemingly about to launch another wallaby into space, it makes you smile and wonder at the incredible animals that are on this earth with us.” The winners will be announced on 8 December.
5 edible plants you can find growing in your neighbourhood
FGibbons, a walk in the local park is also an opportunity to find ingredients for dinner. “I always like to bring a little picnic after I’ve been out foraging - it’s part of that connecting to nature,” she says. In fact, there are plenty of edible plants growing as weeds in local parks and green spaces. As a general rule when foraging for greens, look for the more tender and sweet young leaves. Here are five common plants that you can try to find yourself.
n Soursob (Oxalis pes-caprae)
Soursob is a common weed that grows around Australia. It’s also known as wood sorrel or sour grass, for its distinctive bitter taste. “The flavour … is kind of like a lettuce with a lemon vinaigrette all over it,” Ms Gibbons says.
Onion grass (Allium triquetrum)
You might know this plant as onion grass, onion weed, threecornered leek or wild garlic. “The flowers make great garnishes [and] you can flavour vinegar with them,” Ms Gibbons says. The leaves can also be used as an alternative to spring onions. “They can be used in salads, in stir fries, put through sandwiches. Even pickled if you’ve got the time,” Ms Gibbons says.
n Chickweed (Stellaria media)
It has tiny star-shaped flowers with white petals, and long tendrils that creep along the ground. Chickweed has a lettucelike taste and can be used in place of your regular leafy greens. “I like to chop it up and add it in sandwiches. I’ll put it into green smoothies and bulk out pesto when
I’m making them with wild ingredients,” Ms Gibbons says.
n English violet (Viola odorata)
In the wild, violets can often be found hiding away under other plants in overgrown areas. The flowers can add a special touch to your cooking.
Ms Gibbons uses them to garnish cakes, flavour sugars and to make a fragrant, purple syrup for cocktails.
n Dandelion (Taraxacum spp.)
With their big yellow flowers, dandelions are a common sight in gardens and parks, roots and flowers are all edible.
Ms Gibbons likes to use the leaves in salads, but you can also use them as a substitute for basil in pesto. “And always make sure that you’re only taking enough for what you need right now. Don’t be greedy,” Gibbons says.
TTB Başkanı Fincancı’nın ihaneti
Mal bulmuş mağribi gibi algı operasyonuna katılan Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, PKK’nın yayın organına konuşarak, örgütün Türk askerinin kimyasal silah kullandığına dair iftiralarına destek verdi.
Geçtiğimiz günlerde düzenlenen operasyonda 17 terörist daha yok edilmişti. Örgütün siyasi ayağı HDP’nin başlattığı bir girişimle Türk askerine alçak bir iftira atıldı. Mehmetçik’in, teröristleri öldürdüğü operasyonda ‘kimyasal silah’ kullandığı yalanı öne sürüldü. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşünde gazetecilerin sorularını cevaplarken TTB Başkanı Fincancı’ya sert tepki göstererek, şunları dile getirdi: “Bu konuyla ilgili arkadaşlarıma da söyledim ve Hulusi Paşa ile de bunu tekrar tekrar konuştuk. Arkadaşlar hemen süratle davaları açtılar ve bunun peşini kesinlikle bırakmayacağız. Hem tazminat hem ağır ceza davaları açarak üzerine üzerine gideceğiz. Silahlı Kuvvetlerimizin bugüne kadar kimyasal silah kullanmak gibi bir taksiratı yoktur. Attığı bütün adımları uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa bu çerçevede atmıştır ve bu çerçevede atmaya da devam edecektir. Bu, bunların namussuzluklarındandır, ahlaksızlıklarındandır. Bunlar ilk defa da bu iftiraları atıyor değiller. Bunlar densizdir, bunlar ahlaksızdır. Ordumuza hep attıkları çamur budur. Çamur at, tutmazsa iz bırakır diye düşünüyorlar. Bu komünizmin, komünistlerin de en önemli şiarıdır. Bunlar da onların artıkları olduğu için bu tür iftiraları her zaman atacaklardır. Biz de hukuk içerisinde ne gerekiyorsa bunlara bunun hesabını soracağız.”
Terör sevici Fincancı’nın iftirasına ülkeyi yönetmeye talip olan 6’lı masa
ise sessiz kalarak üç maymunu oynadı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu daFincancı’ya tepki göstererek şu ifadeleri kullandı: “Terörle mücadelemiz sadece terör örgütlerini değil, terör örgütlerinin destekçilerini de rahatsız etmektedir. Avrupa ve Amerika gücü yetmeyince operasyon çocuklarını devreye sokmaktadır. Türk Tabipler Birliği kurumunun başında böyle bir müfterinin, ülke ve millet düşmanının bulunması milletin kanına dokunmaktadır. Terör örgütünü isim vermeden, kırıp dökmeden sözde kınayanlar, Türkiye’ye yapılan bu iftiraya bakalım ne diyecekler. Tam da bugün onun bir sınavı ve bir imtihanı. Bu coğrafyada herkes için o kadar çok imtihan var ki, samimiyetsizler bu imtihanlarla her zaman yüz yüze kalacaklar.”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın açıklamaları ise şu şekilde: “Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve İstihbaratımız, terör örgütünün oksijenini kestikçe yeni iftira kampanyalarına başvuruyorlar. Kimyasal silah yalanı, terörü aklamaya ve estetize etmeye çalışanların beyhude çabasıdır. Terörle mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam edecek.” Hekimler de, TTB Fincancı’nın Türk ordusuna attığı iftiraya sessiz kalmadı. Tabip odaları, hekim sendikaları ve çok sayıda hekim örgütü Fincacı’yı istifaya çağırdı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Fincancı hakkında, PKK/YPG’nin sözde yayın organına açıklama yaptığı gerekçesiyle soruşturma başlattı.
Kahraman Mehmetçik, terörle mücadelesini en yüksek hukuki ilkelere ve standartlara bağlı şekilde yürütmektedir. TSK’nın, cinayet şebekesi terör örgütlerine karşı verdiği mücadele dünyanın en haklı, en şeffaf ve en onurlu mücadelesidir.
Allah yar ve yardımcıları olsun.
Avustralya hükümetinin Kudüs adımına teşekkür
Antony Albanese Hükümeti verdiği sözü tuttu, Batı Kudüs’ü İsrail’in başkenti tanıma kararını geri aldı!
Avustralya’nın Batı Kudüs’ü İsrail’in başkenti tanıma kararını geri alması İslam dünyasında ve Avustralya’daki Müslümanlar tarafından sevinçle karşılandı. Başbakan Antony Albanese liderliğindeki İşçi Partisi, seçimi kazanmaları halinde Batı Kudüs’ün İsrail’in resmi başkenti olarak tanınmasını tersine çevireceğine söz vermişti. Bu sözünü de yapılan açıklama ile tutmuş oldular.
MORRISON’IN AYIBI
Batı Kudüs’ü tanıma kararı, 2018’de Scott Morrison hükümeti tarafından eski ABD Başkanı Trump ile eş zamanlı olarak kabul edilmiş ancak Tel Aviv’deki büyükelçilik taşınmamıştı. Yeni kararı açıklayan Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong, 2018 kararının “sinik” ve “politik” olduğunu belirterek, şunları ifade etti: “Bugün hükümet, Avustralya’nın Kudüs’ün nihai bir statü meselesi olduğu, İsrail ile Filistin halkı
arasındaki herhangi bir barış müzakeresinin bir parçası olarak çözülmesi gereken bir nihai statü meselesi olduğu yönündeki önceki ve uzun süredir devam eden tutumunu yeniden teyit etti. Avustralya’nın büyükelçiliği her zaman Tel Aviv’de olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Avustralya, İsrail’in sadık bir dostu ve Filistin halkının sarsılmaz bir destekçisi olarak kalacaktır. İki devletli çözüm arayışına bağlıyız.”
İSRAİL KUDURDU
İsrail Dışişleri Bakanlığı ise, Avustralya hükümetinin kararından “hayal kırıklığı
duyduğunu” açıklarken, yeni karar başta Filistin olmak üzere tüm İslam dünyasında büyük bir memnuniyetle karşılandı. Filistin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, bu kararın, “Uluslararası hukuk ve uluslararası meşruiyet kararları doğrultusunda Avustralya’nın pozisyonunda olumlu bir düzeltme olarak görüldüğüne” işaret edildi.
FİLİSTİN’DEN YANALAR
Öte yandan, Avustralya Filistin Savunma Ağı’na (APAN) göre Avustralyalıların büyük çoğunluğu Filistin’in tanınmasını istiyor. Kararı değerlendiren APAN Başkan Yardımcısı Nasser Mashni, şunları dile getirdi: “Filistin artık ‘çirkin’ değil. Bir zamanlar öyleydi ama artık öyle değil. Hükümetin sağcı kanadıyla da bir araya geldik ve bunu onlara da anlattık. Aslında artık sağcılar arasında da Filistin’e destek artıyor. Sol kadar olmasa da sağda çoğunluk Filistin’i destekliyor.”
Fransa, denizaltıları yeniden teklif etmiş!
Le Figaro gazetesi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Avustralya’ya ABD ve İngiltere ile yaptığı savunma anlaşması sonucu almaktan vazgeçtiği 12 Fransız denizaltısının 4’ünü yeniden teklif ettiğini iddia etti. Macron’un, temmuzda Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ile Paris’te yaptığı görüşmede konuyu gündeme getirdiğinin kaydedildiği haberde, Avustralya yönetiminin, söz konusu açığı kapatmak için sadece Fransa’yı değil, Almanya, İsveç ve Japonya yapımı denizaltıları da değerlendirdiği, kesin kararın 2023’ün bahar aylarında açıklanacağı ifade edildi.
Page Layout & Design Necmettin Öksüz
Page Editors
Ali Haydar, Tanyeli, Davut Kılıç, Ümit Uyar, Fatma Gençtürk, Mustafa Sülün, Dr. Hilal Çoruhlu, Elif Sele, Sinem Taslak, Suzan Çalımlı, Murat Özdamar, Miqdad Hassan, Murat Sirin, Zeynep Doktoroğlu
Melbourne Team
Murat Gümüş (Melbourne General Manager), Ümit Uyar (Distribution), Ömer Boyacı (Youth&Sport), Furkan Boyacı, Adem Taliç (Editor), Emre Boyacı, Saban Han, Murat Şirin, Salim Boyacı, Ali Kurt, Ayşe Sakar, Elif Sele, Hilal Kırmızı, Moemina Shukur, Salahaddin Kayıkcı, Zeynep Doktoroğlu
Brisbane Team
Ahmet Raci Karataş, Dr. Sait Erdem, Ömer Akdeniz, Metin Uyanık
Western Australia
Mehmet Kırmızıoğlan (Distribution), Gürhan Candemir, Hamza Serin, Harun Parlak, Hasan Mulla
South Australia Mustafa Ergül (Distribution)
Turkey
Necmettin Aksoy, Ardi Ocgu, İbrahim Kalın, Murat Özdamar
IT Grup
Erol Gülçinay, Adem Talic, Hakan Evecik, Soner Çoruhlu
TURKISH MEDIA SYDNEY RADIO TEAM
Fatma Gençtürk, Bilge Başafacan, Ergül Uybadın, Derya Sekmen, Büşra Kale, Tuğba Aksoy, Neşe Sözen, Nevin Hüseyin, Tanyeli, Serkan Uyanık, Sülhan Yılmaz, Tuğçe Köksal, Yasin Köksal, Ahmet Kele, Azra Vejzovic
TURKISH MEDIA MELBOURNE RADIO TEAM Murat Şirin, Ümit Uyar, Elif Sele, Zeynep Doktoroğlu, Salim Boyacı, Adem Talic
Advertisements
Sydney (Türker Demiryürek): 0426 982 050 Melbourne (Ümit Uyar): 0481 136 901 Brisbane (Serkan Uyanık): 0401 398 922 Western Australia (Mehmet Kırmızıoğlan): 0401 556 500 South Australia: 0426 982 050 Canberra: 0433 162 655
Sydney Office: Unit 2-92 Bryant St Padstow NSW 2211 Phone: 1300 917 566 Fax: 612 9774 8650 E-mail: info@turkishnewspress.com.au www.turkishnewspress.com.au
İngilizler Gelibolu’daki batıkları görüntüledi
Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığının çalışmaları sonucu geçen yıl turizme açılan batıklar, yurt içi ve dışından dalış tutkunlarının ilgisini çekiyor. Çanakkale Boğazı’nda daha önce dalışa yasak olan batıklar, hazırlanan projeyle Birinci Dünya Savaşı temalı su altı parkına dönüştürüldü. Bölgede dalışa izin verilen 14 noktada farklı tür ve özellikteki batık savaş gemileri bir yıl önce turizme açıldı. İngiltere’den gelen çeşitli meslek gruplarına mensup 12 kişilik ekip, Çanakkale Savaşları sırasında Anafartalar Limanı’nın Suvla Koyu’nda batan İngilizlere ait “HMT Lundy” ve “HMS Louis” adlı gemilere dalış yaptı. Ekip, 27 metre derilikteki Lundy ve 13 metre derinlikteki Louis gemilerini su altı kameralarıyla görüntüledi. Dalış ekibinden Mark William Milburn, Gelibolu’yu çok merak ettiklerini belirterek, “Bundan sonra buraya daha fazla insan gelecektir” şeklinde konuştu.
Terkedilen GALYA bebeğe devlet şefkâti
Ağır yanık nedeniyle getirildiği Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne annesi tarafından terk edilen 21 aylık Faslı bebek, 6 ay süren tedavinin ardından taburcu edildi ve devlet koruması altına girdi. Bebeği uğurlayan hastane görevlileri, “Onunla güldük, onunla eğlendik, onunla yedik, onunla içtik. 7/24 bebeğimiz vardı. Üzgünüz, mutluyuz, karmaşık duygular içerisindeyiz” dediler.
Vücudundaki ağır yanıklar nedeniyle yaklaşık 6 ay önce tedavi için getirildiği Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde annesinin terk ettiği 21 aylık Fas uyruklu Galya bebek, tedavisinin tamamlanmasının ardından devlet koruması altına alındı.
Yaşadığı evde çıkan yangında yaralandığı tahmin edilen bebek, vücudunun yüzde 30’unda oluşan ikinci ve üçüncü derece yanıklarının tedavisi için başka bir hastaneden ambulansla Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesine sevk edildi.
Hastaneye getirildiğinde yanında bir yakını olmayan Faslı bebek, Yanık Merkezi’nde tedavi altına alındı. Ertesi gün, yaralı olan annesi de başka bir hastaneden buraya sevk edildi ancak anne, kızının yanında kısa bir süre kaldı ve irtibat bilgisi bırakmadan ayrıldı.
KLINIĞIN MASKOTUYDU
Annesinin hastanede “Galya” diye seslendiği ancak kimlik bilgilerine ulaşılamadığı için ismi “Acil bebek 1” diye kayıtlara geçen kız çocuğuna, hastane çalışanları anne ve babalık yaptı. Minik Galya’nın tedavisi 6 ay sürdü. Galya taburcu edildi ancak yakınlarının sahip çıkmaması
nedeniyle devlet korumasına alınarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü görevlilerine teslim edildi.
ILK ADIMINI BURADA ATTI
Yanık Merkezi Sorumlu Hekimi Prof. Dr. Mustafa Turan, bütün hastaların misafirleri, ailelerinin bir ferdi olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: “O da bizim çocuğumuz oldu. Bütün ablaları, ağabeyleri, doktorlar herkes onunla çok yakından ilgilendi. Bizim kliniğimizin maskotuydu. İlk adımlarını hastanede attı. Sahipsizlik durumu söz konusu olduğu için sürecin
başından itibaren devletin ilgili birimleriyle temas halindeydik. Onlar da incelediler, durumu değerlendirdiler ve taburculuk sürecinde de devlet, sosyal hizmetler çocuğu teslim aldı. Hüzünlüyüz, bir yandan da tedavisi olduğu için sevinçliyiz. Çocuk buraya kontrollere gelecek. O da bizim manevi çocuğumuz oldu.”
HEMŞIRELER HÜZÜNLÜ
Bebeğin bakımını üstlenen hemşirelerden Kevser Aslan da, ailesinin eksikliğini hissettirmediklerini dile getirerek, “Zamanla kendimizi Galya’nın anne babası gibi hissetmeye başladık. Birbirimize çok fazla bağlandık. Tedavisinin bitmesi aslında bizi çok mutlu ediyor. Aynı zamanda, aramızdan ayrılacağı için çok da üzülüyoruz” diye konuştu. Hemşire Halil Mutlu da, bebekle birbirlerine çok bağlandıklarını belirterek, şöyle konuştu: “20-25 gün sonra kendim de baba olacağım için kendi bebeğimize bakıyormuşum gibi hissettim. Onunla güldük, onunla eğlendik, onunla yedik, onunla içtik. Hayatımızın her yerinde 7/24 bebeğimiz vardı. Duygularımı tarif etmek mümkün değil. Üzgünüz, mutluyuz, karmaşık duygular içerisindeyiz.”
ABD’den İzmir’e gelip tezgah başına geçti
ABD’de moda tasarımı üzerine yüksek lisans yapan 23 yaşındaki Kyra Zapf, Osmanlı’da padişah kaftanlarında da kullanılan 5 asırlık geçmişe sahip “Tire beledi dokuma” tekniğini işin ustasından öğrenmek için İzmir’in Tire ilçesinde tezgahın başına geçti. Beledi dokumasının son ustalarından Saim Bayrı’nın torunu Nurefşan Yaykal’dan ders alan Kyra, şunları dile getirdi: “Beledi dokuma tekniğini bir haberde okumuştum. Türkiye ziyaret ettiğim 7. ülke oldu. Her tekniğin kendi zorluğu oluyor ama bu tezgahta takip etmeniz gereken bir sürü şey var. 13 pedalla kumanda edilebilen beledi dokuma tekniği gerçekten çok ilginç bir yöntem. Tarihi dokuma teknikleriyle teknolojiyi bütünleştirmeyi amaçlıyorum.”
Fransız turizmciler Pınarbaşı’nın konyonlarına hayran kaldılar
Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesinde Fransız tur acentesi yetkililerine yönelik kanyonlara gezi düzenlendi. Pınarbaşı Belediye Başkanı Şenol Yaşar, Safranbolu Turizm İşletmecileri Derneği ve Samistal Travel aracılığı ile ilçeye 12 Fransız tur acentesinin yetkilisinin geldiğini söyledi. “Dünyanın en derin ikinci kanyonu” olarak gösterilen Valla Kanyonu, doğal bir akvaryumu anımsatan Horma Kanyonu, Ilıca Şelalesi ile dünyanın en büyük dördüncü
mağarası olarak gösterilen Ilgarini Mağarası’nın bulunduğu ilçelerini gezen Fransız turizmci kafilesinin manzaralar karşısında hayranlıklarını gizleyemediğini belirten Başkan Yaşar, başarılı bir tanıtım olduğunu belirtti. Bu sezon Pınarbaşı’nın, Safranbolu’ya gelen turistlerin de rotasında yer alacağını aktaran Yaşar, “Sloganımız; ‘Türkiye’nin dünyaya armağanı Pınarbaşı.’ İlçemiz, Kastamonu’nun turizm lokomotifi oldu” dedi.
Diyarbakır’la aydınlık geleceğe yürüyeceğiz
Peygamberler şehri Diyarbakır’ı köklerinden koparmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini belirten Başkan Erdoğan, “Diyarbakır’ın sembol olduğu koskoca bir coğrafyayı, ideolojik hezeyanların mezesi haline getirmek isteyenlere meydanı bırakmadık. Bunun için diyorum ki, Diyarbakır gel, ülkemizin aydınlık geleceğine 85 milyonla hep birlikte yürüyelim” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstasyon Meydanında düzenlenen “Diyarbakır Çevre Yolu, TOKİ 1525 Konut, 17 İşyeri, 1 Camii ve Büyükşehir Yatırımları ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni”nde yaptığı konuşmada tarihi mesajlar verdi. “Diyarbakır’ı özlemişiz Diyarbakır da bizi özlemiş” ifadesini kullanan Başkan Erdoğan, alana asılan, “Diyarbakır etrafında bağlar var, altılı masa size buradan mesaj var. Sahiplerinize fırsat vermeyeceğiz, Kürtleri masanıza meze etmeyeceğiz” pankartını da okuyarak, şunları dile getirdi:
TERÖR DEĞİL KARDEŞLİK
“Yıllardır ne diyoruz? Türk’üyle Kürt’üyle Laz’ıyla Çerkez’iyle Gürcü’süyle Abaza’sıyla ne diyoruz, yaratılanı yaratandan ötürü severiz. Ayrım yok. Diyarbakır’ın sembol olduğu koskoca bir coğrafyayı, ideolojik hezeyanların mezesi haline getirmek isteyenlere meydanı bırakmadık. Avrupa’dan, Amerika’dan beslenen zehirli
köklerini coğrafyamızın kalbine bir bıçak gibi saplamaya çalışanlara eyvallah etmedik. Nerede bu Batı’nın insan hakları savunucuları? Nerede bunlar? Bir kere gelip de Diyarbakır annelerini, evlatları Kandil’e kaçırılan Diyarbakır annelerini gelip ziyaret ettiler mi? Benim Diyarbakır annesi kardeşlerim bunlara prim vermediler, dik durdular, eğilmediler. Diyarbakır’ın rengi, PKK’nın istismarı veya HDP’nin sapkınlığı değildir, bugün sizlerle birlikte sergilediğimiz işte bu kardeşliktir, muhabbettir, birliktir, beraberliktir.”
DİCLE’NİN NAZLI KUZUSU
Peygamberler ile nice nebilerin, sahabilerin, gönül sultanlarının şehri Diyarbakır’ı köklerinden koparmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Bunun için diyorum ki Diyarbakır gel, ülkemizin aydınlık geleceğine 85 milyonla hep birlikte yürüyelim. Gel, insanlık tarihi kadar eski olan bu bölgenin kadim şehirleri
Şam’ın, Bağdat’ın, Kudüs’ün boynu bükülürken, ülkenin diğer 80 vilayetiyle beraber senin de yıldızını yükseltelim. Çünkü sen, büyük ve güçlü Türkiye hedefimizin en önemli lokomotiflerinden birisin. Çünkü sen, Dicle’nin en nazlı kuzusu, Mezopotamya’nın en kıymetli hazinesisin.”
CEZAEVİ MÜZE OLUYOR
Diyarbakır Çevre Yolu, bin 525 TOKİ konutu, 17 iş yeri, bir cami, büyükşehir yatırımları ile yapımı tamamlanan toplam 5 milyar 125 milyon liralık 140 eserin açılışını gerçekleştiren Erdoğan, yeni yatırım ve müjdeleri ise şöyle sıraladı: “Kayapınar Şehir Hastanemizi de ihalesini hızla yenileyerek hizmete sunacağız. 5 bin 570 konut, 450 sanayi sitesi ve 30 bin konutluk arsa daha kazandıracağız. Eski stadın yerine Millet Bahçesi yapıyoruz. Silvan Barajı’nı hayata geçireceğiz. Silvan Barajı yakında su tutmaya başlıyor. Geçmişte nice zulümlere konu olan Diyarbakır Cezevi sanata hizmet edecek. Diyarbakır cezaevi müze oluyor.”
iyi bilsinler ki bizim adayımız belli, kararımız nettir. 1.5 yıldır adayın kim olacağı tartışılıyor, ama ortada aday yoktur. Kılıçdaroğlu meydan okuyor, ancak hâlâ adayım diye miyor, buna dili varmıyor. Belediye başkanlarını Sayın Erdoğan’la devamlı
tutup ona rakip olarak gösteriyorlar. Bu bir FETÖ yönte midir, yenemiyorsan
Türk Devletleri Teşkilatı ortak dilde birleşiyor
Türk devletlerinin ortak bir alfabeye geçmesi ve dilde birlik sürecinin hızlandırılması amacıyla “Ortak Alfabe Komisyonu” kuruldu. Dil Bayramı’nın 90. yıl dönümü dolayısıyla geçen ay Bursa’da yapılan “Türk Dünyası Ortak Alfabe Çalıştayı”nda Türk Devletleri Teşkilatı’na (TDT) sunulmak üzere kararlar alındı. Çalıştay, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı ve AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’ın katılımıyla Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Gürer Gülsevin’in oturum başkanlığında düzenlendi. TDK ve TDT iş birliğiyle yapılan, Türk devletlerinden bilim insanlarının, kendi ülkelerinde kullanılan alfabe ve tarihi süreçlere ilişkin bilgi verdiği çalıştayda, ortak alfabeye geçiş süreçlerinin hızlandırılması ve uygulamanın yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı. Çalıştayda, Türk dünyası ortak alfabesi için TDT bünyesinde “Ortak Alfabe Komisyonu” kurulması kararlaştırıldı. Türk Cumhuriyetleri’nin dille ilgili resmi kurumlarınca önerilecek 2’şer üyeden oluşacak komisyon, TDT Aksakallar Konseyi’ne ortak alfabe ve ondan üretilecek ulusal alfabelerle ilgili rapor hazırlayacak. İlk toplantısını Kırgızistan’da yapacak komisyon, ortak alfabe çalışmalarını gözlemleyecek ve Aksakallar Konseyi’ne rapor verecek. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Muhammet Hekimoğlu, Türk Devletleri Teşkilatı Azerbaycan Aksakalı Hasan Hasanov da çalıştayda yer aldı.
Geçmiş olsun Aksakal
Azerbaycan’da trafik kazası geçiren AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’ın yanı sıra kaza yapan araçta bulunan AK Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım ve koruma görevlisi Oğuzhan Demirci’nin tedavileri İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde devam ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yaralıların sağlık dumlarının iyi olduğunu ve Binali Yıldırım’a saçlı derideki doku kaybı dolayısıyla başarılı bir doku nakli ameliyatı yapıldığını bildirdi. Bu arada, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Yıldım ve beraberindekileri
Azerbaycan’da ilk kaldırıldıkları hastanede ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini iletti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Yıldırım’ı Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde ziyaret ederek sağlık durumu hakkında bilgi aldı ve geçmiş olsun dileklerini aktardı. Yine TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül ve Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Mohammed Alharbi de Yıldırım’ı hastanede ziyaret ettiler.
T
rkısh
Officials attend the 12th Conference of the Information Ministers of the OIC, Istanbul, Türkiye, Oct. 22, 2022.
OIC ADOPTS ISTANBUL DECLARATION TO COMBAT ISLAMOPHOBIA WORLDWIDE
The Organisation of Islamic Cooperation (OIC) adop ted a declaration to fight against disinformation and Islamophobia, Türkiye’s Communications Director Fahrettin Altun said on Sa turday following the conc lusion of the organization’s two-day conference held in Istanbul.
“Undoubtedly, disinfor mation and Islamophobia are among the strategies used by the colonial order established in the context of media and information in the international arena.
“Therefore, we need to wage an effective and mul tidimensional struggle in solidarity against this co lonial order. For this rea son, we have accepted the Istanbul Declaration at our conference today,” Altun said at a news conferen ce following the 12th Con
ference of the Information Ministers of the OIC.
During the two-day con ference in Istanbul, minis ters and high-level repre sentatives from 57 countri es discussed several issu es, seeking to deepen co operation in the fields of media, communications and information in the Isla mic world.
The conference, held under the theme of “Com bating Disinformation and Islamophobia in the PostTruth Era,” aimed to deve lop and strengthen the co operation of Islamic coun tries in the field of media and communications.
The Istanbul Declarati on, Altun said, was adop ted at a critical time when the countries struggle against Islamophobia.
“In the declaration, we emphasized the importan
ce of combating systema tic disinformation in the digital age we live in.
“We have pointed out the threat that disinfor mation activities and fake news pose to the security of individuals and countri es, as well as to the Muslim community and minorities around the world.”
Altun said in the decla ration they also reaffirmed commitment to the Palesti nian cause and reiterated solidarity with the Palesti nian people.
“We have put forth a will to give more covera ge to Israel’s unlawful ac tions in Jerusalem in the member states’ media and to share more with the in ternational public the gri evances of the Palestini an people against Israel’s propaganda activities,” he added.
In memory of Jan Hecker
In one of our long phone calls about two months ago - we have had a lot of them over the years -Jan Hecker and I talked about our future dream that he would come to Turkey as Germany’s ambassador and we would co-teach a course on law, philosophy and international relations at the Turkish-German University in Istanbul.
We would bring in our theoretical knowledge and practical experience in government service and current affairs but also seek to answer the big questions of reason, justice, freedom and the meaning of life. We used to say that it would be interesting to take stock of the meaning of it all once this phase of history is all over. Of course, it will never be over; history will move on without us. But we will no longer be there to make it, shape it and make sense of it.
Jan’s untimely death in Beijing makes our dream even more special and meaningful. As mortal beings, we will all die but what we do with what is given to us will join eternity long after we are gone.
Man of integrity
reason and taste. Our friendship ran deeper than our political differences. After hours of tense negotiations, arguments, counterarguments and occasional fights, we would pause for a few days but Jan would always come back with a new set of ideas. When I would tell him jokingly, “Jan, you will not be able to convince me on this; you are just being annoying now.” He would reply, “Of course I will annoy you, because I am your friend.” He made significant contributions to TurkeyGerman relations at critical times and sought to make Germany a strong voice and a relevant force for good in international relations. In the thick of major political affairs, we were able to strike a friendship that survived many crises.
His friendship
It was this friendship that gave me the comfort to ask Jan in the Summer of 2019 to help me pay a visit to Martin Heidegger’s hut in Todtnauberg, in the Black Forest near Freiburg where Heidegger had worked as a professor.
The Turkish graduates as sociation provided huma nitarian assistance of 120 tons to the flood-affected people in Pakistan. Pakis tan Alumni and Members Association (PAMDER), a nongovernmental organi zation (NGO) created by Turkish students studying in Pakistan, gave huma nitarian assistance of 120 tons to flood victims in the Sindh province of Pakistan, which was recently hit by the worst natural disaster in the history.PAMDER, in cooperation with a private company from Türkiye and Dost Eli Association, deli vered aid to hundreds of families in need in the Mi ro Khan district of Qambar Shahdadkot region.
Russian couple finds refuge from war in Istanbul’s bookstore
n Oleg and Aleksandra Chernousov are among Russian emigres settling in Türkiye after the RussiaUkraine conflict. The start of a new life in a new city they once thought would just be a temporary home. Seven months earlier they had fled from St. Petersburg with a handful of possessions and one clear thought - to get themselves and their 11-yearold daughter far away from the conflict. As the conflict
raged on and their savings ran low, they and other Russian emigres started looking around in Türkiye and making longer-term plans. For the Chernousov family, those plans have taken shape in Istanbul’s fashionable Moda district with the launch of their new bookstore “Black Mustache”. Oleg, 33, many say they fled Russia for fear of being arrested for opposing the invasion, which Putin calls a “special military operation.”
Hecker was a man of integrity, a true professional, a competent expert, an accomplished civil servant and a dear friend. He was fun to reason with, even when we disagreed. He knew that arguments are based on ideas but ideas are brought to life with emotions, beliefs and passion. His reading of high politics in Germany, Europe, Turkey and the rest of the world was always a pleasant food for thought over our multidimensional conversations. His admirable legal expertise in international law was an invaluable asset for his country and colleagues. German Chancellor Angela Merkel’s confidence in him was a reflection of his outstanding qualities. It was also this confidence and support of hers that enabled Jan to make full use of his bright mind and expertise.
Over the years since we were tasked by our respective leaders to work together, Jan and I worked on many issues including TurkeyGermany relations, Turkey-EU relations, Turkey-Greece relations, Eastern Mediterranean, migration, Libya, Syria, Cyprus, security, terrorism, humanitarian aid, EU politics and the trans-Atlantic alliance.
He was always constructive, cordial and creative. He was a man of conviction and believed in ideas and principles. Even when we disagreed, we disagreed with
Heidegger, one of the most influential philosophers in the 20th century, wrote most of his important works in that small hut - a place that I always wanted to visit.
Jan was kind enough to contact Mr. Arnulf Heidegger, Heidegger’s grandson and himself a lawyer like Jan, to show me the place. Thanks to their kind generosity, I was able to spend time inside the hut and had a feel for the place from within. The time I spent there was memorable and moving. Heidegger’s Dasein continues to whisper to the ears of those who want to listen with an open mind. I told Jan part of what was whispered into my ears there and he was pleased to hear it.
I had the pleasure of meeting Jan’s lovely family in Berlin over a meal in their house. He was an excellent host both at home and at work. He would tell me about his family history and their struggles during the first and second world wars. I would occasionally provoke his “Germanness” and he my “Turkishness” in response but we would always end up finding a common ground in our shared humanity.
Jan will be missed dearly. His services to his country will be remembered with honor. Anyone who has known him will testify to his competence, professionalism and deep humanity. And I will always remember him as a true friend and a first-rate mind.
Turkish grads give 120 tons of relief to flood victims in Pakistan
124 ÜLKEDEN ziyaretçi akını
2-5 Kasım tarihleri arasında İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek MÜSİAD EXPO 2022’nin lansmanında konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, “124 ülkeden ziyaretçi akını bekliyoruz. Fuarda 5 milyar dolarlık ticaret hacmi oluşturmayı hedefliyoruz” dedi.
İstanbul önemli bir orga nizasyona daha ev sahip liği yapıyor. Müstakil Sa nayici ve İşadamları Der neği (MÜSİAD) koordinas yonunda 1993 yılından bu yana iki yılda bir düzenle nen Türkiye ve bölgenin en kapsamlı karma tica ret fuarı olan MÜSİAD EX PO, bu sene 2-5 Kasım’da TÜYAP İstanbul Fuar ve Kongre Merkezinde yapı lacak. Bu kapsamda, MÜSİ AD Genel Merkezi’nde fu ara ilişkin gerçekleştiri len basın tanıtım toplantısı gerçekleştirildi.
TİCARİ DİPLOMASİ
MÜSİAD Genel Başka nı Mahmut Asmalı, toplan tıda yaptığı konuşmada, dünyanın dört bir yanın dan sanayici, yatırımcı ve girişimci iş insanının İstan bul’da bir araya geleceği ni söyledi. MÜSİAD EXPO kapsamında düzenlenecek farklı etkinlikler ile fua rın aynı zamanda bir ticari diplomasi zirvesi olacağını
da belirten Asmalı, şunları dile getirdi: “Cumhurbaş kanımız Sayın Recep Tay yip Erdoğan’ın da vurgu ladığı üzere Türkiye, 2023 yılında 500 milyar dolar ih racata ulaşmayı hedefliyor. MÜSİAD EXPO 2022 ise ulusal hedeflerin gerçek leştirilmesi noktasında çok önemli bir konuma sahip tir. Fuarımız ile kıtaları bir leştiren bir ticaret ağı ku racağız. Türkiye’nin yerli ve milli üretim gücünü tüm dünyaya ispat edeceğiz.”
50 ÜLKEDEN ALIM
Salgının ardından bu yıl çok daha katma değer li bir sürece imza atacak larını vurgulayan Asmalı, şöyle devam etti: “124 ül keden ziyaretçi akını bek liyoruz. Avrupa, Asya, Sah ra altı Afrika ve Ortaoğu ve Kuzey Afrika yani ME NA bölgesinden ciddi bir katılım olacağını öngörü yoruz. Azerbaycan, Rusya, Çin, Katar, S.Arabistan, Fas, Endonezya, Nijerya, Pakis
tan, İran ve Cezayir baş ta olmak üzere farklı 50 ül keden alım heyeti ağırla yacağız. Burada bütün sek törlerin bir araya gelece ği, yaklaşık 24 farklı sek törden katılımcı ve ziya retçileri, bir araya getire ceğimiz bir fuar olacak. Bu fuar kapsamında 5 milyar dolarlık bir ticaret hacmi oluşturmayı hedefliyoruz.”
ÇOK TİTİZ ÇALIŞTIK
Fuar için kapsamlı ve ti tiz bir çalışma yürütüldü ğünü ifade eden Asmalı, sözlerini şöyle tamamladı: “Ticari diplomasinin kal bi olarak konumlanan fuar çerçevesinde düzenlene cek Uluslararası İş Forumu ve çeşitli etkinliklerle; Tür kiye’nin gücünü tüm dün yaya duyuracağız. Bu yılki Uluslararası İş Forumu’nda ise ‘Gıda Güvenliği ve Neslin Muhafazası’ başlığı na odaklanacağız. Yine D-8 büyükelçilerinin katılımıy la özel bir etkinlik de dü zenlenecek.”
Piyasaların gözü merkez bankalarında
n Küresel pay piyasaları, enf lasyon ve resesyon ikilemi ara sında geçen hafta karışık bir seyir izlerken, bu hafta gözler başta Avrupa ve Japonya mer kez bankalarının faiz kararla rı başta olmak üzere yoğun veri gündemine çevrildi.
Dünya genelindeki enflasyo nist baskılar ve şahin para poli tikaları tahvil piyasalarında sa tış baskısının derinleşmesine sebep olurken, ABD’de tahvil
faizleri 12 haftadır yükselmeye devam ediyor. Fed’in gelecek ayki 75 baz puan faiz artırma sına kesin gözüyle bakılırken, bankanın aralık ayında da 75 baz puan faiz artıracağına iliş kin beklentiler artan resesyon endişesi sonrası güç kaybetti.
TEK TÜRKİYE DÜŞÜRÜYOR
Avrupa’da ise ECB’nin faizleri 75 baz puan artıracağı öngörü lürken, Lagarde’ın toplantı son rası yapacağı konuşmada vere
ceği mesajlar varlık fiyatları açı sından önem taşıyor. Asya ise BoJ’un faiz oranlarını değiştir mesi beklenmiyor. Türkiye’de ise Merkez Bankası politika fai zini 150 baz puan indirerek yüz de 10,50’ye düşürdü. Buna kar şın doların yerinde sayması dik kat çekti. BIST 100 endeksi de haftayı yüzde 8,48 kazançla 3.934,63 puandan tamamlaya rak tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirdi.
ÇALIŞANIN DÜNYASI
ÖZDAMAR
Borçlanma yapmanın birçok avantajı var
Sigortalının kendi isteği dışında, sigortalılık süresinin kesilmesi, sona ermesi veya askıya alınması halinde, bu sürelerin primlerinin ödenerek sigortalılık sürelerinden saydırılması işlemine sosyal sigorta borçlanması denilmektedir. Bir anlamda borçlanma prim ödenmeden geçirilen sürelerin, bu sürelere ilişkin primlerinin ilgili sigortalı tarafından daha sonra ödenmesi suretiyle sigortalılık hizmetinden saydırılması işlemidir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda, çok sayıda sigorta borçlanması bulunmaktadır. Kanunda yer alan düzenlemeye bağlı olarak sigorta borçlanması yapanların bu süreleri uzun vadeli sigorta kollarına tabi hizmet sayıldığı için borçlanma yapmanın emekli maaşına hak kazanmaya hem süre yönüyle hem de aylık miktarı yönüyle etkisi olmaktadır.
Sigorta yardımlarına hak kazanma diğer bir ifadeyle emekli olmak amacıyla borçlanma yapmak iki önemli sonuç doğurur. Emekliliğe hak kazanmada sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısının aranması nedeniyle borçlanma yapmak emekli olma tarihini daha erkene çekebileceği gibi emekli maaşını artırma işlevini de görebilir.
Şayet borçlanılacak süre ilk defa sigortalı olunan tarihten daha önceki bir süreye aitse borçlanma sonrası ilk defa sigortalı olunan tarih borçlanma süresi kadar geriye götürülür. Bu geriye götürme işlemi, sigortalıyı bir yıl veya iki yıl önce bazen de üç yıl önce emekli olmasını sağlar. Örneğin; ilk defa 1.2.2000 tarihinde sigortalı olan bir erkek 60 yaşında emekli olabilir. Ancak askerliğini bu süreden önce 15 ay yapmış olsa borçlanma halinde ilk sigorta başlangıcı 1.10.1998 tarihine geleceğinden 57 yaşında emekli olabilir.
Yine emeklilik yaşı tamamlanmasına karşın sigortalılık süresinin beklendiği durumlarda da sigortalılık süresi eğer borçlanma ile tamamlanabiliyor ise borçlanılan süre kadar daha erken emekli olmak da
mümkün olacaktır. Örneğin; ilk defa 1.4.1999 tarihinde sigortalı olup prim gününü ve yaşını tamamlayan ancak 25 yıl sigortalılık süresini 1.1.2024 tarihinde tamamlayacağı için bu tarihi beklemesi gereken sigortalı sigorta öncesi 20 ay askerlik süresini borçlanırsa ilk sigorta başlangıcı 1.10.1997 tarihine geleceğinden 25 yıl sigorta şartını sağlayarak emekli olma hakkını kazanabilecektir.
Bir anlamda ilk defa 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı olanlar açısından emekli olma şartları yani gereken prim günü ve emekli olma yaşı, 23 Mayıs 2002 tarihindeki göre sigortalılık süresine göre belirlendiği için sigortalı, ilk defa sigortalı olduğu tarih öncesine ait bir süreyi borçlanırsa daha erken yaşta emekli olmaya hak kazanmaktadır.
Bağ-Kur kapsamından emekli olma yaşı, sigortalılık süresine göre değil 1 Haziran 2002 tarihine kadar ödenen prim gün sayısına göre belirlendiği için Bağ-Kur kapsamından emekli olacak sigortalılar da borçlanma yoluyla hizmetlerini artırarak bir ya da iki sene daha erken emekli olma hakkını kazanabilecektir.
Borçlanma yapılması halinde borçlanma yapılan süreler için sigorta primi ödemiş olduğundan borçlanma yapılmasıyla birlikte sigortalı borçlanılan süreler için hem prim gün sayısı hem de sigorta prim matrahı kazanacaktır.
Emekli maaş hesabı için önemli bir parametre olan aylık bağlama oranı, borçlanma sonrası prim gün sayısının artmasına bağlı olarak artış gösterecek ve sonuç olarak borçlanma emekli maaş miktarını artırıcı bir işlevi görecektir. Bu maaş artışı sigortalının toplam prim gün sayısına, primin ödendiği dönemlere, geçmiş prim matrahlarına bağlı olarak ortalama 600 TL kadar artabilecektir. Bu artış tutarın herkes için sabit olmadığını da özellikle belirtelim.
Aktif olarak çalışan işçinin borçlanma yapması halinde ödenen borçlanma tutarı vergi matrahından indirilebileceğinden sigortalı borçlanmanın vergi oranı çarpımı nispetinde kazanç elde edecektir.
En düşük emekli maaşı 3.500 TL
SORU: 1994 yılında sigortalı oldum. Emekliliğime 10 gün kaldı. Primlerim asgariden yattığı için sanırım en düşük emekli maaşı bağlanacak. SSK emeklileri için en düşük maaş nedir? > Hakan B.
CEVAP: En düşük bağlanacak emekli maaşı hakkında bazı gazetelerde yer alan açıklamalar gerçeği yansıtmıyor. Emekli maaşı teknik hesap bilgisi gerektirdiği için haber yapanlarda bu bilgiye sahip olmadıkları için verdikleri bilgiler gerçeğe gölge düşürüyor. Öncelikle şunu belirteyim SSK emeklisi olacaklar için ve
1.10.2008 tarihinden sonra prim günü olanlar için verilebilecek sabit bir en düşük aylık yok. Bu prim ödenen dönemlere ve prim matrahlarına göre değişken. İlk defa 1.10.2008 tarihinden önce emekli olanın şu an için aldığı en düşük maaş ek ödeme dahil 4.687,07 TL. 1.10.2008 tarihinden sonra emekli olanlar için genelleme yapılamayan herkesin durumuna göre değişen bir en düşük aylık söz konusu. Ayrıca bağlanacak olan emekli maaşı 3.500 TL tutardan az ise 3.500 TL tutarında maaş ödenmektedir.
6 yaşındaki Zilan’ın eğitimi için 5 kilometre yol katediyor
Türkiye’nin en doğusunda Van’ın Gevaş ilçesine bağlı köyde görev yapan fedakâr Öğretmen
Cihan Yakut, öğretmeni olmayan komşu köydeki eski öğrencisi için hafta sonları dağların arasında 5 kilometre yürüyerek Zilan’ın evine ulaşıyor. Zamane ‘Çalıkuşu’ Cihan Öğretmen, “Zilan’a ders için söz verdim ve bu sözümü de tutuyorum” diyor.
olduğum için çok mutluyum. Önemli olan zoru başarmaktır. Burayı anlamak için burada yaşamak ya da zaman geçirmek gerekir.”
GÖZYAŞLARINA DAYANAMADI
Van’ın Gevaş ilçesinin Daldere Mahallesi’ne bağlı Kardeşler mezrasında görev yapan öğretmen Cihan Yakut, daha önce görev yaptığı mezrada yaşayan 6 yaşındaki Zilan Patır’a okuma yazma öğretebilmek için hafta sonları 5 kilometre yol katediyor.
Daha önce 5 yıl görev yaptığı Daldere Mahallesi’nin Doruklu mezrasındaki 4 öğrencisini mezun eden Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü mezunu Yakut, bu yıl 4 öğrencisi bulunan Kardeşler mezrasındaki ilkokulda görevlendirildi.
O BİR EĞİTİM NEFERİ
İlçeye 80 kilometre mesafedeki Kardeşler mezrasında kalan ve öğrencilerine en iyi eğitimi verebilmek için çaba gösteren fedakar öğretmen, önceki görev yerinde okula gidemeyen 6 yaşındaki Zilan Patır’ı unutmadı.
Mezradaki tek öğrencinin eğitimden geri kalmasına gönlü
el vermeyen Yakut, gönüllü olarak her hafta sonu yaklaşık 5 kilometre yürüyerek Zilan’ın bulunduğu mezraya geliyor, minik öğrencisine evlerinde özel eğitim veriyor.
OKULUN HER İŞİNİ YAPIYOR
Araç olmadığı için iki mezra arasını yürümek zorunda kalan, bu nedenle dağ yollarını kullanarak mesafeyi kısaltan Yakut, görevli olduğu okulun temizlik ve bakım işlerini de kendisi yapıyor.
Öğrencilerin eğitimi için gösterdiği çabayla mezra
sakinlerinin takdirini kazanan Yakut, 5 yıldır aynı bölgede öğretmenlik yaptığı için vatandaşların kendisini tanıdığını söyledi.
BURADA ÇOK MUTLUYUM
Görev yaptığı bölgedeki hayat şartlarının çok zor olduğunu belirten Yakut, şunları anlattı: “Yollarımız toprak. Şebeke ve internetimiz hiç yok. Bu nedenlerle sadece ben değil bütün öğretmenler zor şartlarda çalışıyor. Kışın buraya araba da gelmiyor. Her zorluğa rağmen buralara geliyoruz ama burada
Daldere Mahallesi’nin Doruklu mezrasında geçen yıl 4 öğrencisini mezun ettiğini söyleyen Yakut, şöyle konuştu: “Öğrencilerden yalnızca Zilan Patır kaldı köyde. Benden sonra oraya öğretmen ataması olmadı. Eşyalarımı almak için oraya gittiğimde Zilan bana sarıldı, ağladı ve duygusal anlar yaşadık. Onun o haline dayanamadım ve her hafta sonu ona ders vermek için gideceğimi söyledim. İki mahalle arasında kara yoluyla 10 kilometreye yakın mesafe var ancak bu mesafe dağ yolu ile çok kısalıyor. Ben de her hafta sonu birçok riski göze alarak, Zilan için Doruklu mezrasına kadar yürüyorum. Söz verdim ve sözümü de tutuyorum. Eğitim, bir toplumun en önemli temel taşı. Bunu çocuklara aşılamak için elimden geleni yapıyorum.”
HOCAMI ÇOK SEVİYORUM
Minik Zilan da öğretmenini çok sevdiğini dile getirerek, “Benim için her hafta evime geliyor. Çok teşekkür ederim” dedi. Zilan’ın annesi Mesude Patır da, “Öğretmenimizin hakkını ödeyemeyiz. Biz okuyamadık, çocuklarımız okusun istiyoruz” dedi. İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Kasım Erva ise, bölgenin zorlu bir coğrafyasının olduğunu belirterek, “Oradaki çocuklarımızın hiçbirinin eğitimden geri kalmaması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Oraya fedakar öğretmenlerimizi gönderiyoruz. Cihan kardeşimiz de onlardan biri. Öğrencimizin takibini mutlaka yapacağız. Gerekli eğitimi almasını sağlayacağız.”
Cihan Öğretmenin eğitim aşkı mesafe tanımıyor
BIRAKANLAR
‘We are fighting for our lives’: Ukraine’s first lady Olena Zelenska
Complete control: Xi secures historic 3rd term as China’s leader
Chinese President Xi Jinping secured a historic third term as the country’s leader Sunday as he filled his inner circle with close allies, achieving complete dominance over the ruling Communist Party after a decade in power. The party’s Central Committee elected Xi as its general secretary for another five-year term, bringing the country back toward one-man rule after decades of power-sharing among its elite.
Ukrainian first lady Olena Zelenska gestures after an event organized by Brigitte magazine as part of the Frankfurt Book Fair, in Frankfurt, Germany, Oct. 22, 2022.
Ukrainian first lady Olena Zelenska spoke at the Frankfurt Book Fair on Saturday about the horrors faced by Ukrainians amid the Russian invasion and her hope for the future.
“We are fighting for our lives,” she told the audience at an event organized by the German women’s magazine Brigitte.
There were Russian airstrikes in Kyiv again on Saturday, she noted, saying she could not help but be concerned for her two children.
Sunak enters British PM race as Johnson battles to win backing
“Our planning horizon is maybe a day or two - we don’t know what tomorrow is or the day after tomorrow,” she said.
At the same time, Zelenska said, a certain routine is setting in: “The heart doesn’t race as much when the sirens are blaring. We go to the shelter.”
The Ukrainian first lady described the search for normalcy despite the effects of the war – for example, she said, her daughter has begun her studies.
“We are constantly in other
n Conservative Rishi Sunak announced Sunday he was entering the race to become Britain’s next prime minister, setting him on course for a potentially bruising battle with his former boss Boris Johnson. Ex-finance minister Sunak said he had a “track record of delivery” and would lead Britain out of a “profound economic crisis,” which experts say has been worsened by the aborted policies of outgoing leader Liz Truss. “I want to fix our economy, unite our party and deliver for our country,” he said in a short statement posted on Twitter confirming his widely expected candidacy. The no-frills announcement contrasted with his last failed bid to be Tory leader when he faced criticism for a slickly produced video launched just days after
places - the children have rarely seen their father but they talk on the phone every day.”
Zelenska was in Frankfurt in part to help launch a book advocating for better inclusion of people with disabilities and injuries.
She said the topic becomes more important with each passing month of the war.
“We need to think about rebuilding right now,” she said, adding that she hoped schools would be rebuilt so they had ramps for wheelchairs.
he had helped depose ex-prime minister Johnson by resigning in July. The 42-year-old is the second Conservative MP to declare a run for the top job after cabinet member Penny Mordaunt launched her campaign Friday. Sunak’s campaign, however, received some serious backing Sunday. Suella Braverman, the former British home secretary who resigned the day before Truss stepped down, endorsed Rishi Sunak to be prime minister, she said in a Telegraph article published Sunday. In the meanwhile, Johnson is anticipated to enter the likely weeklong contest, after he cut short a Caribbean holiday to return to Britain Saturday and attempt an audacious political comeback less than two months after leaving office.
“I wish to thank the whole party sincerely for the trust you have placed in us,” Xi told journalists at Beijing’s Great Hall of the People after the closed-door, rubberstamp vote was announced. Xi, 69, was also reappointed head of China’s Central Military Commission, keeping him in charge of the People’s Liberation Army (PLA). He is now all but certain to sail through to a third term as the country’s president, due to be formally announced during the government’s annual legislative sessions in March. Sunday’s developments cement him as the most powerful leader since Communist Party founder Mao Zedong. In a wide-ranging acceptance speech Sunday, Xi made signature remarks celebrating China’s rise as a global power and its success under his rule. ”The world needs China,” Xi said.
“After more than 40 years of unflagging efforts towards reform and opening up, we have created two miracles - rapid economic development and long-term social stability.”
World-famous singer Akon gets hair transplant in Türkiye
Grammy-winning Senegalese-American singer Akon announced that he had a hair transplant in Türkiye, describing the country as being known for “two things” - hair and teeth. “They’re really good on both,” the singer said in a statement. Akon had to address his new look after fans noticed his new hairline and began roasting the artist in comments online, dubbing him “lego man.” Participating in a podcast, Akon noted that he paid $7,500 (TL 140,000 ) for hair transplant surgery in Türkiye. He also stated that the same treatment cost nearly $50,000 in the U.S., which is why he opted to undergo the procedure in Türkiye. Explaining that before getting the procedure, his hair was thinning at the front, Akon added that the process was not painful.
MOLASI
SAATİ
Tanyeli Serkan Uyanık
PLAK MERAKIGençlerin koleksiyona döndü
Hobi olarak başlayıp 5 yılda 9 bin plak biriktirdiler. Cansu Atik ve İsmail Alparslan Ece, son 5 yılda topladıkları plakları sanatçılara imzalatmak için Türkiye’nin dört bir yanındaki konserleri takip ediyor. Cansu Atik, “1960-70’lı yıllarda çok ünlü olan, bir iki plak çıkarmış ancak şimdilerde pek bilinmeyen çok sanatçı var. O sanatçıların şarkıları dilimizde ama kimin söylediği artık çok bilinmiyor. Bu şekilde birçok sanatçının imzalı plağı var elimizde” diyor.
Denizli’de yaşayan Cansu Atik ve İsmail Alparslan Ece, 2017 yılından bu yana hobi olarak topladıkları 5 bini imzalı 9 bin plaktan oluşturdukları koleksiyonu nostalji kafede sergiliyor.
Cansu Atik ile liseden bu yana arkadaşı olan İsmail Alparslan Ece, 2017 yılında İzmir’de çalıştıkları tekstil fabrikasından ayrıldıktan sonra ilgi duydukları plakları bit pazarından veya satış yapan yerlerden toplamaya başladı.
NOSTALJİ AVCILARI
Kısa sürede ellerindeki plakların sayısı artan ikili, Türkiye’nin dört bir yanını dolaşarak nostaljik plakları toplamayı sürdürüyor.
Sanatçıların konserlerini de takip eden Atik ve Ece, aralarında Ajda Pekkan, Erol Evgin, Ümit Besen, Işın Karaca, Selami Şahin, Orhan Gencebay, Bülent Ersoy, Neşe Karaböcek gibi isimlerin de yer aldığı yüzlerce ünlüye plaklarını imzalattı.
Yaklaşık 5 yıllık süreçte 9 bin plak toplayan ve bunların 5 binini sanatçılara
imzalatan ikili, Denizli’de açtıkları nostalji kafede koleksiyonlarını ziyaretçilerin beğenisine sunuyor.
Türkiye’nin her bölgesine giderek farklı şehirlerdeki konserleri takip ettiklerini
dile getiren Cansu Atik, ellerinde birçok sanatçıya ait imzalı plak bulunduğunu söyledi.
ŞARKI VAR SANATÇI YOK
Konser vermeyen ya da sahne almayanların da
evlerine gidip plaklarını imzalattıklarını anlatan Atik, şunları anlattı:
“1960-70’lerde çok ünlü olan, bir iki plak çıkarmış ancak şimdilerde pek bilinmeyen çok sanatçı var. O sanatçıların şarkıları biliniyor ama kimin söylediği artık çok bilinmiyor. Bu şekilde birçok sanatçının imzalı plağı var elimizde.”
HER BİRİNDE AYRI ANI Plak toplamaya hobi olarak başladıklarını aktaran Atik, arşivlerini hiçbir zaman kaybetmek istemediklerini dile getirdi.
Atik, koleksiyonerliğin bir sonu olmadığını ifade ederek, söyle devam etti: “Bir plağın farklı farklı baskıları oluyor. Biz bunların hepsini toplamaya çalışıyoruz. Aynı plaktan 4 tane olan var elimizde ama hepsi farklı yıllarda basılmış, farklı versiyonları.”
Plaktan müzik keyfinin çok farklı olduğunu söyleyen Cansu Atik, plakların içinde yer alan şarkıların hikayelerini de öğrendiklerini sözlerine ekledi.
UZMAN AVUKATINIZ
- Artık Türkiye’de avukat bulma ve ona ulaşma derdine son!
- Türkiye’de bulunan aktif hukuk bürom ve çoğu ildeki çözüm ortaklarım ile her türlü hukuki işlemlerinizi yürütmeye hazırım.
- Aile Hukuku’na dair tüm davalar, boşanma, miras, gayrimenkul davaları ve tapu işlemleri, ticari uyuşmazlıklar için arabuluculuk, yatırım danışmanlığı ve sözleşme hazırlamasına dair Türkiye’deki yargı süreci ve kanunları hakkında her türlü bilgiyi verebilirim.
- Auburn civarı veya Sydney içi görüşmelerimi yüz yüze gerçekleştirebilirim. Diğer eyaletler için telefon veya mail ile iletişim kurabiliriz.
Av. Çetin Tuğberk Gürcan
Cologne/Kolonya lemmongrass organik içeriklidir. Mevcut boyutlar; 50 ve 200 ml. Nemlendirici özelliğe sahiptir, ferahlatır, senitize eder ve cildinizi korur. Hassas ve bütün ciltlere uygundur. Bu özel kolonyayı gönül rahatlığıyla istediğiniz kadar kullanabilirsiniz. Daha fazla bilgi ve alışveriş için; web: www. guestscologne.com /CEP: 0402 677 440
HAYA EL-MUŞÎ
Dindarlığımızı gözden geçirelim
Dini hayat; Allah ve Resulünün ölçülerine vurulmayınca, dine göre kafa değil, kafaya göre din oluşuyor. Dinimizin hayat tarzımız olduğu unutulunca da ferdi hayat, sosyal hayat, kamu hayatı, insan ilişkileri, kâfirlerle olan münasebetlerimiz hepsinde izzet ve şeref başka yerlerde aranıyor. Bu ve benzeri meselelerde dikkat etmemiz, imanımızı, imanımızla öbür âleme gitme meselemizi, dindarlığımızı gözden geçirmemiz lazım. Bu manada izzet; zayıflık, âcizlik ve alçaklık anlamlarına gelen ‘zillet’ kelimesinin karşıtı olarak kullanılır. Mü’minlerin kâfirlere ve kendi aralarındaki hallere temas eden âyetleri düşündüğümüzde, Müslümanın imandan kaynaklanan izzetinin mü’minlere karşı şefkatli, merhametli ve mütevazı davranmayı gerektirdiğini, kâfirlere karşı ise vakarlı ve sert davranmak, iman izzetinin davranış boyutudur.
Fâtır sûresi 10. âyette “Kim izzet ararsa bilsin ki izzet tamamıyla Allah’a aittir” buyrulmuş ve insanın sahip olmak isteyeceği izzetin, yegane kaynağı ve nerede aranması gerektiği açıklanmıştır. Yine Yunus sûresi 65. Âyette “Onların sözleri/propagandaları seni üzmesin. Hiç şüphesiz izzet/ güç tamamen Allah’ındır” buyrulmaktadır. Bunların ışığında Mü’minler, insanların sahip olacakları her çeşit izzet, onur ve üstünlüğün, Allah’tan olduğunu, O’nun yolunda gidildiğinde bir değer taşıyacağı, İslâm düşmanlarıyla münasebetlere çok dikkat edilmesi gerektiği, hele onlarla vatan, millet, ümmet, devlet meselelerinde beraber hareket edilmesinin çok kötü ve fecaat olacağı fikir ve düşüncesiyle hareket edilmesinde mecburiyet vardır.
‘Mü’minler kardeştir’ emrini zedeleyecek basit grup, fırka, camia, cemaat anlayışı dinimize, kitabımıza uygun değildir. Müslümanların bir tarafı bırakıp, İslâm dışı grup ve muhitlere yönelmek suretiyle bir anlamda dünya kamuoyunda kendileri için izzet ve saygınlık aramaya kalkan insanların, Müslüman grupların bu yaptıkları Kur’an-ı Kerim’deki âyetlerin dikkat çekilen imansızların yaptıklarına benzer çok büyük bir yanlışlıktır.
Nisâ sûresi 139. Âyet
“Mü’minleri bırakıp kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet, yalnızca Allah’a aittir” diye hem teşhir edilmiş, hem de pek ciddi şekilde kınanıp uyarılmıştır. Olmayan yerde izzet ve şeref aramanın, boşa gidecek bir davranış olduğu daha baştan
bellidir. Ancak ‘küfür mantığı’ ile hareket edenlerin bu ‘iman tehlikesi’ni kavramaları imkansız hale gelmektedir.
İyiliği emredip yaymak, kötülüğe karşı koyup onu engellemek, İslam’ın Müslümanlara yüklediği en önemli görevlerden biridir. Zira bizzat Allah Kur’an’da Müslümanların bu özellikte bir toplum oluşturmasını onlardan istemekte ve şöyle buyurmaktadır; “Sizden hayra ve iyiliğe davet eden, iyiliği emredip kötülüklere engel olan bir toplum oluşsun. İşte kurtuluşa erenler de onlardır” (3. Âli İmrân, 104). Bir başka ayette “Siz insanlık için (tarih sahnesine) çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, iyiliği emreder kötülüğü yasaklarsınız/ engellersiniz” (3. Âli İmrân, 110) buyurmuş ve İslam toplumunun en hayırlı ümmet oluşunun, iyiliğin emredilmesi şartına bağlı olduğunu açıkça ifade etmiştir.
İslam dünyası Allah’ın bu emrini yerine getirdiği sürece ayakta kalmaya devam etmiş, bu konuda ihmalkâr davrandığında ise gerek İslam toplumlarının sosyal yapıları, gerek İslam ümmetinin genel yapısı bozulmaya ve çökmeye yüz tutmuştur. Günümüzde hem İslam dünyasının sosyal yapı bakımından bir bozulmaya yüz tuttuğu; hem de küresel ölçekte dünya düzeninin ve insanlık ailesinin, adaletsizlik, zulüm, emperyalizm, sömürü, katliam, tabii kaynakların talan edilmesi, maddi-manevi çevre felaketleri, fakirlik, açlık, kıtlık, kan ve gözyaşı altında kıvrandığı gözlenmektedir. Şüphesiz bu kaosu, bu düzensizlik düzenini, başıboşluğu durdurmak isteyen bir ferdin, Allah’ın ve Peygamberinin iyiliğin emredilmesi, kötülüğe mani olunması yolundaki emirlerini uygulamaktan başka bir çaresi yoktur. Kâfirlerle, vatan, millet, ümmet ve devlet düşmanlarıyla birlikte hareket edenler bunun hesabını veremezler.
Şu âyetleri hiç unutmayalım: “Allah’a ve O’nun Rasulüne tâbi olun. Birbirinizle didişmeyin. Sonra direncinizi, mukavemetinizi yitirirsiniz. Rüzgârınız (kuvvet ve yardımınız) da kesilir. Muhakkak sabredin (direnin), unutmayın ki Allah sabredenleri (direnenleri) sever.” (8 Enfal 46)
“Küfre sapanlar birbirleriyle dayanışma içindedirler. Ancak siz de böyle yapmadıkça yeryüzünde fitne (zorbalık) ve büyük bir fesat (baskı) hâkim olacaktır.” (8 Enfal 73)
“Kim Kur’ân-ı Kerîm’i okur ve onunla amel ederse, kıyamet günü ebeveynine bir tac giydirilir. Bu tacın ışığı, güneş dünyadaki bir eve konulduğunda onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur’ân-ı Kerîm ile bizzat amel edenin ışığı nasıl olur, düşünebiliyor musunuz?”
. EBÛ DÂVÛDSANATÇI YUSUF İSLAM, TÜRKİYE’DE KONSER VERDİ
Şarkıyla gençlere mesaj veriyorum
Dünyaca ünlü İngiliz müzisyen Yusuf İslam, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Beyoğlu Kültür Yolu Festivali kapsamında Türkiye’de ilk kez konser verdi. Yaptığı albümlerle 1960 ve 1970’li yıllara damga vuran, 1977’de Müslüman olmayı seçen sanatçı, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Türk Telekom Opera Salonu’nda müzikseverlerle buluştu. Konsere gelenleri “İyi akşamlar, Türkiye’de çalıyor olmaktan dolayı çok mutluyum. Bu çok harika” diyerek selamlayan sanatçı yaklaşık 2 saat sahnede kaldı. İslam, uzun yıllardır pek çok şarkı yazdığını belirterek, “Şarkılarımda bu gezegenin sorumluluklarını devralacak gençlere mesaj veriyorum” dedi.
YUNUS EMRE’DEN ESİNLENDİM
“The Wind” parçasını seslendirmeden önce kimden esinlendiğini açıklayan sanatçı, “Sonraki şarkıyı aslında Türk ozan ve büyük tasavvuf öğretmeni Yunus Emre’den esinlendim. O bir şiir yazdı. İsmi ‘Gel gör beni aşk n’eyledi’. Bu şiir sonsuza kadar nasıl aşık olunacağını öğretiyor.” Yusuf İslam, hayat yolcuğunun ilginç olduğunu belirterek, “Sadece bir rüzgar gibi. İslam’ı keşfetmeden önce rüzgar hangi yöne eserse oraya gidiyordum” şeklinde konuştu. Aralarında “Moonshadow”, “Morning Has Broken”,
Yusuf İslam AKM’deki konserinde performansıyla göz doldurdu.Mersin’in Mut ilçesinde 29 yaşındaki Macaristanlı Eszter Varga, Müslüman oldu. “Eslem” adını alan Varga, nişanlısı Teoman Öztürk ile evlenecek. İlçe Müftülüğünde düzenlenen ihtida töreninde Kelime-i Şehadet getiren Varga, ilçe müftüsü olan kayınbabası Mustafa Öztürk’e Mekke ve Medine’ye gitmek
“The Beloved”, “Father & Son”, “Wild World” ve “Peace Train” adlı unutulmaz eserlerin de olduğu bir repertuvarı yorumlayan dünyaca ünlü sanatçı, “Türkiye Kültür Yolu Festivalleri” kapsamında Ankara’da da konser verdi. YARDIM KURULUŞUNA BAĞIŞ
Yorumcu, şarkı sözü yazarı ve müzisyen Yusuf İslam’ın Türkiye konserlerinin geliri, yardım kuruluşu Peace Train’e bağışlanacak. Sosyal projelere verdiği destekler ve İngiltere’deki Yusuf İslam Vakfı aracılığıyla yaptığı yardım faaliyetleriyle de öne çıkan sanatçının Türkiye konserleri, 2023’te gerçekleştireceği uluslararası turnesine de öncülük ediyor.
istediğini söyledi. Varga’ya hediyeler veren baba Öztürk, kendi iradesiyle İslam’ı seçtiğini belirterek, “Kızımız şu andan itibaren hayatında tertemiz bir sayfa açtı” dedi. Müslümanların misafirperverliğinden etkilenerek bu kararı verdiğini dile getiren Varga da, “Yeniden doğmuş gibi hayata başlamış durumdayım” diye konuştu.
“İman
için yararlı işler yapanlara gelince,
için eksilmeyen
mükâfat vardır.”
YAŞAR DEĞİRMENCİ
Lahmacunun kralı kim
Gaziantep’te
Güzel Türkiyemiz’in Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin öne çıkan gastronomi kentlerinden Gaziantep ve Şanlıurfa’nın paylaşamadığı tescilli lezzet lahmacun, soğanlı ve sarımsaklı seçenekleriyle iki kent arasında tatlı bir rekabet yaşatıyor. Kültür turizmi noktasında her yıl binlerce turisti ağırlayan Gaziantep ve Şanlıurfa, konuklarına sunduğu eşsiz mutfaklarıyla hem göze hem de mideye hitap ediyor. İki kentin vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alan lahmacun ise boyutları ve içerisinde kullanılan malzemelerle birbirinden ayrılırken, hem Gaziantep hem de Şanlıurfa’daki ustalar, tescilli olan lezzetlerinin daha iyi olduğunu savunuyor.
ANTEP’İN FARKI SARIMSAK
UNESCO’nun gastronomi alanında “yaratıcı şehirler” ağında yer alan Gaziantep’in öne çıkan lezzetlerinden olan ve Türk Patent ve Marka Kurumunca 2017’de coğrafi işaretle tescillenen “Antep lahmacunu”nun en önemli özelliği, sarımsaklı olması. Domates, koyun eti, maydanoz, kırmızı ve yeşil biber ile farklı bir tada ulaşan lahmacun,
URFA LAHMACUN
ANTEP LAHMACUN
Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat, “Lahmacunun en önemli özelliği, içerisine giren isot, domates salçası, tarlalarımızdan üretilen ürünlerden oluşması. Aynı zamanda çok çok önemli olan et de kendi hayvanlarımızdan. Dolayısıyla Urfa lahmacunu bir başkadır, tescillidir” diyor. Mutfak şefi Zafer Kulak da Şanlıurfa lahmacununun, içerisine konulan malzemelerle Gaziantep lahmacunundan ayrıldığını vurgulayarak, şunları dile getirdi:
SOĞANLISI DAHA HAFİF
lokantalarda ya da mahalle fırınlarında pişiriliyor. Lahmacun ustası Dinçer Polat, Gaziantep lahmacununun Şanlıurfa’dan farklı olduğunu belirterek, şunları anlattı: “Gaziantep lahmacununda maydanoz, domates, et, biber ve sarımsak tercih ediyoruz.
Şanlıurfa lahmacununda ise ağırlıklı soğan tercih ediyoruz. Onun haricinde domates, biber ve et kullanıyoruz. Şanlıurfa lahmacunu biraz daha yuvarlak yapılıyor.
Antep lahmacununu ise oval şekilde yapıyoruz. Sonuç itibarıyla
Gaziantep’te, gastronomi kenti olması dolayısıyla tescilli ürün Antep lahmacunu daha çok tercih ediliyor. Dışarıdan gelen yerli ve yabancı turist ise Antep lahmacununu daha çok merak ediyor. ”
URFA’NIN KIYMALISI
Kendine has mutfağı, birbirinden lezzetli yemekleriyle öne çıkan Şanlıurfa’nın 2018’de coğrafi işaretle tescillenen “Urfa lahmacunu”, yöre halkı tarafından “kıymalı” olarak da adlandırılıyor. Soğanlı hazırlanan lahmacunlar, hem lokantalarda hem de mahallerdeki fırınlarda pişiriliyor.
“Kuru soğan ve isotumuz ve frenk suyumuz (domates salçası) ile bizim zırhta çekilen kuzu etimiz harmanlandıktan sonra harika bir lezzet oluşuyor lahmacunumuzda. Biz yöresel ağızla kıymalı diye hitap ederiz, Antep ile arasındaki fark sarımsak özelliği var, biz soğan kullanırız. Bizimki ince ve yuvarlaktır, Antep’in biraz daha oval şeklinde olur, içerisine biber ve domates de koyarlar. Bizim özelliğimiz kendi isot ve domates salçamızla yapılır, harika bir aroma ve çok güzel bir lezzet verir. Yabancı misafirlerimizin Urfa lahmacununu tercih etmelerindeki en büyük etkenlerden bir tanesi de bizimkinin soğanlı olması. Sarımsak aromasının ağır olmasından dolayı tercih etmiyorlar.”
rkısh
SON DAKIKADA YIKILDI 2-2
por Toto Süper Lig’in 11. haftasında Corendon Alanyaspor ile 2-2 berabere kalan Galatasaray’da puan kayıpları sürüyor. Sarı-kırmızılı takım, Nef Stadı’nda konuk ettiği Corendon Alanyaspor karşısında ilk yarıyı Dries Mertens ve Mauro Icardi’nin golleriyle 2-0 önde tamamladı. Sacha Boey’in 31. dakikada gördüğü kırmızı kartla bir kişi eksik kalan Galatasaray, ikinci yarıda baskılı oynayan rakibinin 68. dakikada Jure Balkovec ve 90+1. dakikada Ahmed Hassan ile bulduğu gollere engel olamayarak galibiyeti son anda kaçırdı. Sarıkırmızılı takımda Abdülkerim Bardakcı da 90+4. dakikada kırmızı kartla oyundan atıldı.
3 MAÇTA GALİBİYETİ YOK
Galatasaray bu sonuçla ligde puanını 18’e çıkarırken, Corendon Alanyaspor ise puanını 13 yaptı. Galatasaray, Süper Lig’deki son 3 maçında galibiyete ulaşamadı. Ligin 9. haftasında deplasmanda Adana
Demirspor ile 0-0 berabere kalan sarı-kırmızılı takım, 10. haftada ise konuk olduğu Yukatel Kayserispor’a 2-1 yenildi. Galatasaray, bu hafta da Corendon Alanyaspor ile 2-2 berabere kalarak son 3 maçında sadece 2 puan toplayabildi.
İKİ KIRMIZI KART
Galatasaray’ın Fransız futbolcusu Sacha Boey, maçın 31. dakikasında gördüğü kırmızı kartla oyundan ihraç edildi. Karşılaşmanın hakemi Ali Palabıyık, hızlı gelişen Corendon Alanyaspor atağında Daniel Candeias ile orta sahada girdiği mücadelede bariz gol şansını engellediği gerekçesiyle Boey’i doğrudan kırmızı kartla oyun alanı dışına gönderdi. Hakem Ali Palabıyık, maçın 90+4. dakikasında ise Efecan Karaca’ya yaptığı faul sonrası Abdülkerim Bardakcı’yı da direkt kırmızı kartla oyundan attı. Abdülkerim Bardakcı, Gaziapten FK maçından sonra bu sezonki ikinci kırmızı kartını Corendon
Para yelkenci Miray dünya 2.’si
n Japonya’da düzenlenen Para Yelken Dünya Şampiyonası’nda milli sporcu Miray Ulaş, gümüş madalya kazandı. Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonundan (TBESF) yapılan açıklamaya göre, 13 ülkeden 120 sporcunun mücadele ettiği şampiyona sona erdi. Hiroşima kentinde gerçekleştirilen organizasyonda 3 gün boyunca 5 yarışa çıkan TBESF para yelken sporcuları, hansa 303 tekler kategorisinde yarıştı. Kadınlarda son dünya üçüncüsü Miray Ulaş,
başarısını geliştirerek dünya ikinciliğini elde etti.
TARİHE GEÇTİ
Açıklamada görüşlerine yer verilen Miray, “Para yelken alanında tarihimizdeki ilk gümüş madalyayı kazanmış olduk. Çok büyük zorluklarla bu madalyayı aldık. Çok daha iyisi olacağına da inanıyorum.” ifadelerini kullandı. Erkeklerde ise genel klasmanda 13. sırada yer alan İbrahim Kalay, kendisini en çok geliştiren erkek sporcu özel ödülüne layık görüldü.
Alanyaspor karşısında gördü. Galatasaraylı futbolcular Dries Mertens ve Mauro Icardi, sarıkırmızılı formayla ilk gollerini attı. Sarı-kırmızılıların bu sezon kadrosuna dahil ettiği Mertens ve Icardi, resmi maçlardaki ilk gollerini Corendon Alanyaspor maçında kaydetti.
ALİ PALABIYIK’A TEPKİ
Galatasaraylı taraftarlar, karşılaşmada kararlarını beğenmedikleri hakem Ali Palabıyık’a sert tepki gösterdi. Taraftarlar, özellikle ilk yarının bitiş düdüğünün ardından Ali Palabıyık’ı ıslıklayarak protesto etti. Tepkiler nedeniyle bir süre saha içinde bekleyen Palabıyık ve yardımcıları, güvenlik görevlileri eşliğinde soyunma odasına gitti. Bu sırada sahaya bazı yabancı maddeler atıldı. Sarı-kırmızılı taraftarlar, maçın sonunda da hakem Ali Palabıyık aleyhine küfürlü tezahüratta bulundu. Öte yandan, karşılaşmayı 45 bin 34 biletli taraftarın takip ettiği açıklandı.
Trabzon’da bileğini bükebilen çıkmadı!
Trabzonspor, Spor Toto Süper Lig’in 11. haftasında Demir Grup Sivasspor’u 1-0 yenerek iç sahasındaki yenilmezlik serisini kazanarak sürdürdü.
Şenol Güneş Spor Kompleksi’nde oynanan karşılaşmada bordo-mavili takıma galibiyeti getiren golü 9. dakikada Slovak yıldızı Marek Hamsik, kaydetti.
Sahasında 592 gündür mağlup olmayan bordo-mavililer, ligde sahasındaki yenilmezlik serisini de 30 maça taşıdı.
Ligde Kasımpaşa ile sahasında golsüz, Beşiktaş ile deplasmanda 2-2 berabere kalan bordo-mavililer, Demir Grup Sivasspor’u yenerek 2 maç aradan sonra da 3 puan elde etti.
HAMSIK’TEN ILK GOL
Trabzonspor’a galibiyet getiren golü kaydeden Hamsik, bu sezon ligde ilk golünü kaydetti.
En son geçen sezon 15. haftasında 12 Aralık 2021 tarihinde oynanan Adana Demirspor maçında rakip fileleri havalandıran Hamsik, 322 gün sonra gol kaydetti
Trabzonspor taraftarları, son dönemlerin en az ilgisini bu maça gösterdi.
Tribünlerde 21 bin 125 bordo-mavili taraftar, takımına destek verdi.
Trabzonspor’da sarı kart gören Eren Elmalı, cezalı duruma düştü.
Ligde 4. sarı kartına ulaşan bordo-mavili futbolcu, Arabam.com Konyaspor maçında takımda yer alamayacak.
IBRETLIK HIKÂYELER
Güreşin Altınları
Ispanya’da düzenlenen 23 Yaş Altı
Dünya Güreş Şampiyonası’nda milli sporcularımız büyük başarı gösterdiler.
Beşiktaşlı milli güreşçi Nesrin Baş, daha önce Türk sporcuların 2 kez kazanma başarısı gösterdiği 23 Yaş Altı
Dünya Güreş Şampiyonası altın madalyasını, 4 yıl sonra İspanya’da elde etti.
4 YIL SONRA GELEN ALTIN İspanya’da düzenlenen 23 Yaş Altı Dünya Güreş Şampiyonası kadınlar 68 kilo finalinde Japon Naruha Matsuyuki ile karşılaşan ve rakibini 8-0 yenerek altın madalya kazanan Nesrin Baş, bu organizasyonda, kadınlardaki 4 yıllık şanssızlığı da kırmış oldu.
Beşiktaş Kulübü sporcusu 20 yaşındaki güreşçi, 2018’den sonra 23 Yaş Altı Dünya Güreş
Şampiyonası’nda kadınlarda finale yükselen ve madalya kazanan ilk milli sporcu olmayı başardı.
“ASLA PES ETMEDIM”
Şampiyonluğuyla ilgili konuşan genç güreşçi, “Yeri geldi sakatlandım, ağladım ama asla pes etmedim. Bir sürü olumsuzluklar yaşadım ve her seferinde daha çok çalıştım, başarıyı daha çok istedim. Ve sonunda hayallerimi gerçekleştirdim.” dedi.
Nesrin Baş, “Beni bu yolda yalnız bırakmayan başta ailem olmak üzere, her zaman yanımızda olarak bizi destekleyen kulübümüz Beşiktaş’a, benimle bu yolda ter dökerek dualarını esirgemeyen arkadaşlarıma, hocalarıma teşekkür ederim. Emeklerine
ve yüreklerine sağlık. İyi ki varsınız” ifadelerini kullandı.
Aynı organizasyonda, 2017 yılında Evin Demirhan ve 2018 yılında da Buse Tosun altın madalya kazanmıştı.
IŞTE GURUR TABLOSU
l Nesrin Baş: Altın madalya
l Kerem Kamal: Altın madalya
l Fatih Bozkurt: Altın madalya
l Hamza Alaca: Gümüş madalya
l Ahmet Duman: Gümüş madalya
l Ahmet Ekrem Taşkınoğlu: Bronz madalya
l Emrah Ormanoğlu: Bronz madalya
l Emre Çiftçi: Bronz madalya
l Feyzullah Aktürk: Bronz madalya
l Elvira Kamaloğlu: Bronz madalya
l Zeynep Yetgil: Bronz madalya
Buse Naz’lar yine ringleri yıktılar!
G urbette yaşıyorsanız ve geleli de henüz birkaç ay olmuşsa telefonda kısacık süren selam sabahtan sonra herkesin sorduğu o meşhur soru ile karşılaşırsınız: “Eee nasıl bir yer anlatın bakalım?” Anlatayım efendim. Ertesi gün bayram olduğunu unutacak kadar uzak, bayram sabahlarının insana coşku katan telaşlarının olmadığı, sokaklarında çocukluğun yaşanmadığı, yarenlik hattında herhangi bir ray döşenmemiş, başka yaşamlara ait bir arz. Rüzgârlardan başka her şeyin durduğu, sadece yaprakların hışırtılarının konuştuğu bir yer. Çevrede çıtın çıkmadığı, insanların sus pus oturduğu bir coğrafya. Olanca dinginliğine rağmen sokaklar etrafa cömertçe huzur saçmıyor. Kulağa çalınıp insanı uzaklara götüren türküler yükselmiyor dükkânlardan. Yılların paslarını biriktirdiği raylar tanıdık hikâyeler anlatmıyor. Kimse hasretle sarılıp uğurlanmamış ya da heyecanla beklenilmemiş gibi. İşe gitmek için sabah erkenden yola düşüyorum. İstasyon sessiz sedasız beni bekliyor. Ufka kadar uzanan raylara bakıp hayallere dalıyorum. Kaldırım taşlarında çınlayan tiz topuk sesleriyle o uzun sessizlikler sekteye uğruyor ve irkiliyorum. Manzara değişiyor. O tiz ses sükûneti peşinden sürüklüyor. Sonra ardında bıraktığı izlere aldırmadan çekip gidiyor. Yirmi dakika sonra gelecek treni ayakta beklemeyi tercih etmiyorum o an. Dört kişilik bankın, belki başka gelen de olur düşüncesiyle sağ köşesine oturuyorum. Kimse oturmak istemiyor. Bank, boşluğu bekliyor. Bankta boş kalan o üç kişilik yerin bekleyişi, benim bekleyişimle bitecek biliyorum. Ancak ben kalkarsam o bank gerçekten boşalacak.
Kaç tane insanlık treni kaçıyor bu bekleyişte kim bilir?
O zaman yabancı olduğumu anlıyorum. Buz kesiyor zihnim, kavurucu ağustos sıcağında. Benim yabancı, bana da yabancı olan bu ellerde. Rüzgârlar aşılayamamış saygıyı diye geçiriyorum içimden. Bulutlar hamaset yüklü ki yağmur ıslatamıyor kurak bakışları deyip boş vermeye çalışıyorum. Olmuyor. Canım nasıl da secde çekiyor o an. Bir solukta ulaşabileceğim bir cami olsa da oraya gitsem, hıçkıra hıçkıra ağlasam… Bir mabedin kucağına sığınmanın dayanılmaz hasreti kuşatıyor benliğimi. Bizi bu diyara getiren niyet neydi sorusunun peşimi bırakmadığı günler oluyor. Saba makamında ezanlarla uyanmayacağımı biliyordum. Minarelerin gölgeleri de olmayacaktı üzerimde. Gökyüzüne en çok yakışan kırmızının dalgalanmasını uzun uzun seyredip yeniden minnetle selamlayamayacaktım bayrağımı. Mahzunluk dolacaktı yanım yörem, biliyordum. Yine de bir teselli yeşeriyordu yüreğimde. Gurbette de olsa bitişikteki evden okunan lahuti bir sesle içime işleyecekti Yasin suresi. Unutacaktı tüm mesafeleri diye umutlar beslemiştim. Ne olacak ki “insan mekânla değişir mi” diye içten içe telkin vermiştim gönlüme. Artık uzaklık diye bir şey kalmamıştı diye de saydam bir avuntu uydurmuştum. Yine de hazırlıklı değilmiş yüreğim. Hâlbuki devasa ormanlarda kaybolup yeni satırlarda kendimi bulmak için biçilmiş kaftan burası. Beni her şeye bağlayan şu aidiyet duygusu olmazsa ciltlerce söz var kapıda bekleyen. Kalemin yabancısı olmaz ama gönlüm gelememiş. Toprağımdan, gökyüzümden göçememişim…
Australian Steelers Are World Wheelchair Rugby Champions
T he Australian Steelers are the new world champions of wheelchair rugby. The Steelers defeated the United States 5855 in a classic world championship final to win the gold medal in Vejle, Denmark on Monday. “We were written off three months ago and now we are the best wheelchair rugby team in the world,” said Australian captain Chris Bond. “We never got a good lead but we just fought inch by inch. We held our nerve. Our bench players came in, got some turnovers. The US got some back from us which was a little bit sketchy but we knew we just had to hold on, grit our teeth and keep pushing.”
n Avrupa Kadınlar Boks
Şampiyonası’nda 50 kilo finalinde milli sporcu Buse Naz Çakıroğlu, İrlandalı rakibi Caitlin Fryers’i yenerek altın madalya kazandı.
Türkiye Boks Federasyonundan yapılan açıklama göre, Karadağ’ın Budva kentinde gerçekleştirilen organizasyonda bugün milli sporcu Buse Naz Çakıroğlu ringe çıktı.
50 kiloda mücadele eden Buse Naz Çakıroğlu, finalde İrlandalı rakibi Caitlin Fryers’i 5-0 yenerek Avrupa şampiyonu oldu.
Öte yandan, diğer yarı final mücadelelerinde 66 kiloda
Busenaz Sürmeneli, Polonyalı Aneta Rygielska’ya, +81 kiloda Şennur Demir de Ukraynalı Maria Lovchynska’ya yenilerek bronz madalyada kaldı.
TEBRIK YAĞDI
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Avrupa Kadınlar Boks Şampiyonası’nda altın madalya kazanan Buse Naz Çakıroğlu ile bronz madalya elde eden Busenaz Sürmeneli ve Şennur Demir’i kutladı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da Buse Naz Çakıroğlu’nu kutladı.
Kuşların uyruğu yoktur insanlar gibi peki ya neden eğreti duruyorlar gözümde. Kuşları da, gözleri de var edenin aynı olduğu hakikati ortadayken üstelik. Gelgit mi denir, gelgeç mi denir karar veremediğim bir yığın düşüncenin kördüğüm olduğu bir yer burası. Tabii ki güzellikleri de var. Bazen yalnızlığı delen bir telefon geliyor hiç tanımadığım kişilerden. Türkiye’den geldiğimizi öğrenen birileri oluyor diğer uçta ve sesi alabildiğine kardeşlik kokuyor. Yıllardır biriktirdiğimiz dostlar gibi başlıyoruz muhabbete daha ilk tanışmada. Görüşmek üzere inşallah deyip kapatınca sevinçten ağlamak böyle bir şeymiş deyip bizi kardeş yapan Rabbime hamt ediyorum. Kursumuza gelen okullu küçük kızın selamını almak için erkenden giriyorum sınıfa. Minicik ses tonu ve kocaman yüreği ile “es-selamu aleykum” deyince sarılıp öpüyorum alnından. Müslüman çocukları uzak topraklarda büyütmenin kıymeti daha da artıyor gözümde. Hele hafta sonunu gezip tozup tembellik yapmak yerine Kur’an öğrenmek için ayıran gençleri de etrafımda gördükçe gözyaşlarım geciktiriyor derse başlamayı. Mushaf’ı yüreğinde taşımanın mutluluğunu seyrediyorum gözlerinde. Sonra kalplerimize kadar ulaşan ezan sesini dinliyoruz usulca. O ezan ki hangi renkten Müslüman’a rastlarsa tutup getiriyor secdeye. İlk Müslümanların Mekke sokaklarındaki şecaatlerini görüyorum delikanlıların tavırlarında. Her secdede haykırıyorlar Müslüman olduklarını. Sekiz dokuz yaşında var yok bir ses müezzinlik yapıyor ya namazda, işte o an çocuk cıvıltısıyla neşeleniyor gönlüm. Her vakit sabırsızlıkla bekliyorum o çocuk müezzini. Buğulu gözler eşliğinde söylenen “en çok ezanı özledim” sözü uzakları yakın ediyor burada. Mesafeleri yok ediyor, aynı safta namaza durmak ve köprüler kuruluyor yüreklere yârenlik niyetiyle. Zaman da mekân da insan da güzelleşiyor böylece.
HAFTANIN FIKRASI
Celtics down Magic, 76ers struggles perpetuate
Boston forward Jayson Tatum poured in 40 points as the Celtics beat a very well coached Orlando Magic 126-120 to improve to 3-0 in the fledgling NBA season while the Philadelphia 76ers fell to 0-3.
The rebuilding San Antonio Spurs stunned the Sixers 114-105 in Philadelphia, where frustrated 76ers coach Doc Rivers said after the game his team was “not ready” to win yet.
In Orlando, Tatum’s exploits and a 27-point contribution from guard Derrick White helped the Celtics notch another win in a game that featured 21 lead changes with neither team able to build a double-digit advantage.
Orlando big man Wendell Carter knotted the score at 111-111 with a
put-back dunk with 4:23 to play.
Carter then fouled Tatum and Tatum’s two free throws ignited a 10-2 scoring run that put Boston up for good.
Terrence Ross led the Magic with 29 points and top draft pick Paolo Banchero added 23, but Orlando fell to 0-3.
That’s also where the 76ers found themselves after the inexperienced Spurs, whose championship chances were downplayed by none other than coach Gregg Popovich before the season, drained 16 threepointers on the way to their second straight win. Devin Vassell scored 22 points, Keldon Johnson added 21 and Tre Jones chipped in 17 for San Antonio while Doug McDermott made four three-pointers on the way to 14 points.
TENNIS
SELECTION ÜMIT UYAR
n Two-time major winner Simo na Halep has been provisionally suspended after testing positive for a banned substance, the In ternational Tennis Integrity Agen cy (ITIA) announced. The former world number one said being notified of the adverse finding was “the biggest shock of my li fe”. Currently ninth in the WTA rankings, Halep confirmed she has tested positive for Roxa dustat, a prohibited anti-anemia drug recently approved for me dical use in the European Uni on. According to the EU’s medi cines agency, which approved Roxadustat last year, it stimula
tes the body to produce more of the natural hormone erythropoi etin, or EPO. EPO has long be en a doping product favoured by cyclists and distance runners owing to its ability to enhance the production of red blood cel ls and improve the flow of oxy gen to muscles. During a provi sional suspension, a tennis pla yer is ineligible to compete in, or attend, any sanctioned events.
“Halep, a 31-year-old Romani an tennis player, has been provi sionally suspended under Artic le 7.12.1 of the 2022 Tennis An ti-Doping Programme,” the body said in a statement.
Ducati’s Bagnaia wins Malaysia MotoGP to all but seal world title
n Ducati’s Francesco Bagnaia all but secured his maiden MotoGP world championship title after a near-flawless display to win the Malaysian Grand Prix on Sunday. The result at the Sepang International Circuit ensured that Italian Bagnaia stayed ahead of 2021 champion Fabio Quartararo, who kept his faint hopes alive in third, in the standings heading into the final round of the championship in Spain next month. Bagnaia, the 2018 Moto2 champion, made a scorching start from ninth as he held the inside line to surge to second behind Jorge Martin in the first lap, while Frenchman Quartararo also recovered from 12th to remain in the hunt. Martin, who had set a lap record on Saturday to take pole position, crashed in the seventh lap to hand Bagnaia the race lead before Enea Bastianini moved ahead with 10 laps to go. Bagnaia overtook him with six laps remaining.
Süper Lig’de çıkışını sürdüren Fenerbahçe, Kadıköy’de zorlu rakibi Başakşehir’i son dakika golüyle yenerek liderliğe yükseldi.
Fenerbahçe, Spor Toto Süper Lig’in 11. haftasında konuk ettiği Medipol Başakşehir’i 84. dakikada Uruguaylı oyuncusu Diego Rossi’nin golüyle 1-0 mağlup etti. Ülker Stadı’nda oynanan karşılaşmaya her iki takım da temkinli bir oyunla başladı. İkinci yarıda baskısını artıran sarı-lacivertliler, rakibini devirerek lideliği kaptı.
ROSSI ATTI, ALTAY KURTARDI
Ligde daha önce Alanyaspor ve MKE Ankaragücü maçlarında gol sevinci yaşayan Rossi, Başakşehir karşısında attığı golle takımına 3 puanı getiren isim oldu. Fenerbahçe’nin milli kalecisi Altay Bayındır ise, galibiyette
önemli rol oynadı. Son haftalarda performansıyla eleştirilen Altay, maçın son dakikalarda çok iyi bir kurtarışa imza attı. Sarı-lacivertli taraftarlar da bu kurtarışın ardından Altay’a sevgi gösterisinde bulundu.
BAŞAKŞEHIR’IN 2. YENILGISI
Başakşehir ise, bu sezon ligdeki ikinci yenilgisini yaşadı. Bu maçtan önce rakibiyle aynı puana sahip olan turuncu-lacivertliler, 20 puanda kaldı ve Fenerbahçe’nin üç puan gerisine düştü. Başakşehir, Süper Lig’de son 3 maçta 2. yenilgisini yaşadı. Ayrıca Fenerbahçe mağlubiyeti, Medipol Başakşehir’in bu sezon ligdeki ilk deplasman yenilgisi de oldu.
- Antalyaspor-İstanbulspor: 2-1
Ümraniyespor- Karagümrük 1-3
Trabzonspor-Sivasspor: 1-0
Fenerbahçe-Başakşehir: 1-0
Kasımpaşa-Kayserispor: 0-1
A.Demirspor-Konyaspor: 1-1
Galatasaray-Alanyaspor: 2-2
Başakşehir-İstanbulspor: 2-0
Hatayspor-Beşiktaş: Bugün
Giresun-Ankaragücü:
TENNIS STAR SIMONA HALEP TWO-TIME GRAND SLAM WINNER SUSPENDED FOR DOPING VIOLATION