3 SAYFA DOPDOLU SPOR
Fener’den amansız takip
n Ligde Kayseri deplasmanından da 3 puanla dönen Fenerbahçe’nin nefesi lider Galatasaray’ın ensesinde.27
3 SAYFA DOPDOLU SPOR
n Ligde Kayseri deplasmanından da 3 puanla dönen Fenerbahçe’nin nefesi lider Galatasaray’ın ensesinde.27
MELBOURNE’DAN DEPREMZEDELERE
Avustralya Büyükelçimiz Ufuk Gezer, ülkemizde yaşanan elim depremlerin yaralarının sarılması için kentte yapılan desteklerden dolayı STK temsilcilerine ve vatandaşlarımıza teşekkür etti.
Göreve başladıktan sonra Sydney’in ardından ilk kez Melbourne’a da gelen Türkiye’nin yeni Avustralya Büyükelçisi Ufuk Gezer, depremzedeler için yardımlarda bulunan vatandaşlarımızla buluştu. Melbourne Başkonsolosumuz Arif Eser Torun’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen programa ilişkin Kanberra Büyükelçiliğimizden yapılan açıklamada, “Büyükelçi Gezer, Melbourne’da deprem nedeniyle destekte bulunan Avustralya Türk toplumu üyeleri ve yardım çalışmasında bulunan farklı etnik grup temsilcileriyle bir araya gelmiştir” denildi. Camileri de ziyaret eden Büyükelçi Gezer, desteklerinden dolayı herkese teşekkür ederek, milletçe yaraları birlikte sarmaya devam edeceklerini söyledi. Ufuk Gezer, Victoria Eyaleti Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Paul Guerra ile de verimli bir görüşme gerçekleştirdi. > ALİ KURT/MELBOURNE
Turkish opposition names Kılıçdaroğlu as presidential candidate
n Türkiye’s fractured opposition parties ended months of fractious debate on Monday and agreed to nominate the chairperson of the Kemal Kılıçdaroğlu, as their joint candidate against President Erdoğan in the upcoming May polls.
Türkiye’nin dönem başkanlığında, işbirliğini 25 farklı ülke ve 8 uluslararası platforma yaymasıyla MIKTA’nın küresel ve bölgesel etkinliği arttı. Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya arasında gayriresmi bir istişare ve eşgüdüm platformu olan MIKTA, 25 Eylül 2013’te, 68. BM Genel Kurulu genel görüşmeleri sırasında hayata geçirildi. MIKTA’ya dahil olan 5 ülkenin hepsi G20 üyesi olup, demokratik ve çoğulcu sisteme sahip açık ekonomiler. Bölgelerinde etkin birer aktör bu 5 ülke, bölgesel-küresel barış ve istikrara önemli katkılarda bulunmanın yanı sıra uluslararası sorunlar karşısında çoğunlukla benzer ve yapıcı yaklaşımlar izliyor.
5 ETKİLİ ÜLKE
MIKTA ülkeleri, küresel ve bölgesel meseleler başta olmak üzere görüş değişiminde bulunmayı, bu doğrultuda uluslararası örgütlerde daha yakın işbirliği ve eşgüdüm yapmayı ve aralarındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesini hedefliyor. MIKTA ülkelerinin, enerji, terörizmle mücadele ve güvenlik, ticari ve ekonomik işbirliği, iyi yönetişim ve demokrasi, sürdürülebilir kalkınma, cinsiyet eşitliği, barışı koruma operasyonları olmak üzere 7 daimi önceliği bulunuyor. Daimi bir sekretaryası bulunmamakla birlikte, platformun faaliyetlerinin
G20 Dışişleri Bakanları Zirvesi’nin yapıldığı Hindistan’ın başkentinde gerçekleştirilen MIKTA’nın 23. Dışişleri Bakanları Toplantısı’na; Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong, Güney Kore Dışişleri Bakan Yardımcısı Lee Do-hoon, Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi Meksika Dışişleri Bakanı Marcelo Ebrard Meksika Dışişleri Bakanı Marcelo Ebrard katıldı. Çavuşoğlu, burada, “Küresel sağlık, etkin göç yönetimi ve gıda güvenliği ülkemizin dönem başkanlığı sırasında önceliklerimizi oluşturdu” dedi.
koordinasyonu her yıl rotasyon uygulamasıyla belirlenen MIKTA
Dönem Başkanı ülke tarafından sağlanıyor.
AKTİF ROL OYNUYOR
Kurulduğu günden bu yana 22 Dışişleri Bakanları Toplantısı, 7 Meclis Başkanları Toplantısı ve 18 Kıdemli Memurlar Toplantısı düzenlendi. MIKTA tarafından küresel ve bölgesel konulara dair 100 civarında ortak açıklama yapıldı, ülkelerinin kurumları
arasında farklı düzeylerde tematik toplantılar düzenlendi. Ayrıca, MIKTA ülkelerinin dış temsilciliklerince uluslararası örgütlerde ve birçok ülkede, resmi makamlar, iş çevreleri, sivil toplum örgütleri ve benzerleriyle ortak etkinlikler gerçekleştirildi.
TÜRKİYE VE MIKTA MIKTA’nın, bölgesel ve küresel sorunlara yapıcı çözümlerin kolaylaştırılması, küresel yönetişimin daha da
etkinleştirilmesi bakımından önem taşıdığını düşünen Türkiye, bu bağlamda MIKTA işbirliğinin daha da geliştirilmesini destekliyor. Buna ek olarak MIKTA, Türkiye’nin, Meksika, Endonezya, Güney Kore ve Avustralya ile ikili ilişkilerini derinleştirmesine katkı sağlıyor. Türkiye, MIKTA Dönem Başkanlığını ilk olarak 2017’de yürüttü. Türkiye, 2022’de MIKTA Dönem Başkanlığını ikinci kez üstlendi. 7 Mart 2022’de yapılan çevrim içi MIKTA Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda Türkiye dönem başkanlığını Avustralya’dan devraldı. Türkiye’nin dönem başkanlığında, Endonezya’nın Bali Adası’nda düzenlenen G20 zirvesinde, ilk MIKTA liderler buluşması yapıldı. Geçen yıl eylülde BM Genel Kurulu sırasında Polonya Dışişleri Bakanı Zbigniew Rau’nun katılımıyla ilk kez “MIKTA Plus” formatında Dışişleri Bakanları Toplantısı yapıldı.
G20 Dışişleri Bakanları Toplantısı marjında Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de, Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen 23. Dışişleri Bakanları Toplantısı ile MIKTA dönem başkanlığı Endonezya’ya geçti. MIKTA 23. Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ardından yapılan ortak açıklamada, 6 Şubat’ta Türkiye’de meydana gelen depremlerle ilgili dayanışmaya yer verildi.
MUSTAFA SÜLÜN ÇIZGILERIN DILI
Yeni Zelanda’da 15 Mart 2019’da
Christchurch kentindeki camilere yapılan terör saldırısına ilişkin adli tıp soruşturmasının ilk aşamasının ertelendiği bildirildi.
The New Zeland Herald’ın haberine göre, adli tıp uzmanı Brigitte Windley, yaptığı açıklamada, kurbanların adli tıp raporlarının hazırlanmasında iş yükünün fazla olması nedeniyle soruşturmanın ilk aşamasının ertelendiğini belirtti.
Windley, davacı tarafların duruşmanın ertelenmesi noktasında hayal kırıklığı yaşadıklarını ancak soruşturmanın en açık ve doğru şekilde sürdürülebilmesi için gerektiği takdirde ertelemelerin yapılmasını desteklediklerini kaydetti.
Brenton Harrison Tarrant’ın 15 Mart 2019’da gerçekleştirdiği terör
saldırılarına ilişkin adli tıp raporlarının değerlendirileceği soruşturmanın ilk aşaması için 15 Mayıs-9 Haziran tarihleri belirlenmişti.
Yeni Zelanda Adalet Bakanlığı, ertelenen duruşma için bu yıl içinde yeni bir 6 haftalık tarih belirlemek üzere çalışmalara başladı.
Terör saldırılarına ilişkin davada, 120’den fazla ilgili taraf bulunuyor.
51 KİŞİ ŞEHİT OLMUŞTU
Yeni Zelanda’nın Christchurch kentindeki Nur ve Linwood camilerine 15 Mart 2019’da cuma namazında otomatik silahlarla terör saldırısı düzenlenmişti.
Saldırılarda 51 kişiyi öldüren, 49 kişiyi yaralayan terörist Brenton Tarrant, Ağustos 2020’de ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı.
Depremzede kardeşlerimize yardımlar devam ediyor. Sydney’deki Bonnyrigg Camisi’nde bu cuma günü de yardım kermesi vardı. Etkinlikle yapılan paylaşımda şunlar kaydedildi: “Bizler çok güzel bir aileyiz hamd olsun. Geçen hafta
cuma günü Kadın Kollarımızın düzenlediği hayır
kermesimizde 7 bin 305 dolar, bugün de 6 bin 10 dalar satış yapılmış olup haftaya cuma günü de kermes devam edeceğinden toplanacak tüm meblağ Avustralya Diyanet Vakfı hesabına depremzede kardeşlerimiz için konteyner
yapılmak üzere başlatılan kampanya için yatırılacaktır. Gurbet diyarında da olsak Kalbimiz Cennet Vatanımız ile. Rabbimiz devletimize milletimize zeval vermesin. Bizi bir daha böyle afetlerle imtihan etmesin. Başta Hatice Güngör Hocamız ve Kadın Kolları Başkanımız Berat Akçay ablamız olmak üzere emeği geçen tüm bayanlara, katkı sağlayan değerli cemaatimize teşekkür ediyoruz. Biz inanıyoruz ki BizBizeYeteriz ve #TürkiyeİçinİyilikVakti diyoruz.”
> YASIN GÜNGÖR / SYDNEY
Doğal afetler arasında zayiatı en yüksek olabileceklerden biri olan deprem, ülke milletlerinin her daim hazır olması gereken tehlikelerden. Nerede olabileceği, bilimsel yöntemler çerçevesinde tahmin edilebilse de ne zaman olacağı kesin olarak bilinemeyen bu doğal olayı sonrasında evsiz ve eşyasız kalmak gibi hiç istenmeyen durumlar meydana gelebilir. Peki, depremde evini ve eşyalarını kaybeden insanlara ne gibi malzemelerle yardım edebilirsin? Deprem bölgelerinde öncelikle olarak nelere ihtiyaç var? Aşağıdaki listede depremzedelerin acil ihtiyaç listesinde yer alan ürünleri görebilirsin.
Afet ve Acil Durum Yönetmeliği Başkanlığı AFAD’ın da duyurduğu üzere depremde evsiz ve eşyasız kalan insanlar, öncelikle hayatta kalabilmek adına su ve yiyecek ihtiyacı içine girer. Aşağıda depremzedeler için gerekli olan yiyecekleri görebilirsin.
- Temiz su
- Konserve gıda
- Çocuk maması
- Çatal, kaşık
- Ekmek
- Peynir, zeytin
Kıyafet ihtiyacı karşılandıktan sonra sırada hijyen şartlarının oluşumunu sağlayan ürünler var. Aşağıda depremzedelerin ihtiyaç duyabileceği hijyen malzemelerinin listesini görebilirsin.
- Hijyenik ped
- Islak mendil
- Tuvalet kağıdı
- Sabun
- Dezenfektan
Depremzedelerin gereksinim duyabileceği diğer ürünler ise şöyle sıralanabilir:
- Taşınabilir şarj cihazı (Powerbank)
- Battaniye
- Yastık, yorgan
- Yatak
- Su ısıtıcısı
- Tüplü kamp ocakları
- Isıtıcı
- Odun ya da kömür sobası
Tüm bunların yanı sıra depremdeki yıkımın boyutuna bağlı olarak şehirlerdeki enerji hatları da zarar görebiliyor. Bu sebeple elektrikten doğal gaza, telefon hatlarından su şebekesine pek çok konuda dikkatli kullanıma yönelmek son derece önemli. Bu sebeple uzmanlar, hayati konular dışında sevdikleriyle konuşmak isteyenlerin, kısa mesaj servislerine yönelmeleri konusunda halkı uyarıyor. Ülkedeki GSM operatörleri, deprem bölgelerine her ne kadar baz istasyonları kursa da sen de uzmanların uyarılarını dikkate alarak elinden gelen desteği vermelisin.
PEKI,
Yukarıdaki bilgilerden de anlayabileceğin üzere deprem bölgesinde, afetten maddi manevi zarar gören insanlar, büyük bir yıkım psikolojisi içinde olabilir. Dolayısıyla yapacağımız yardımlarla onların yaralarına bir nebze olsun derman olman olabiliriz.
Aşağıda, deprem bölgesindeki afetzedelere GÖNDERİLMEMESİ gereken malzemelerin listesini görebilirsin. Senin de her an bir depremzede olabileceğini ve bu yardımlara muhtaç kalabileceğini unutma!
- Mevsime uygun olmayan giyim eşyası
- Eski, yırtılmış ve küflenmiş kıyafetler
- Abiye kıyafetler
- Topuklu ayakkabılar
- Mevsime uygun olmayan ayakkabılar
- Son Kullanma Tarihi geçmiş gıdalar
- Kısa sürede bozulabilen yiyecekler
- Kırtasiye malzemeleri (Silikon tabancası, renkli kağıt, vb. İşte böyle sevgili dostlar, yapacağımız yardımları Rabbim şimdiden kabul eylesin.
2.4 ton kokain ele geçirildi!
n Avustralya’da polis, ülkeye sokulmaya çalışılan 2,4 ton kokain ele geçirdi. ABC News’e göre, Batı Avustralya Polis Birimi’nden yapılan açıklamada, “Kayın” adı verilen operasyonun 6 hafta sürdüğü bildirildi. Operasyonda 2,4 ton kokain ele geçirildi, kokaini ülkede dağıtması planlanan Meksika uyuşturucu karteliyle bağlantılı olduklarından şüphelenilen
12 kişi ise gözaltına alındı. Açıklamada gözaltına alınanların
7
This summer, I tore apart my backyard ahead of a major makeover to create a food-producing permaculture paradise on my small city block.
The project’s massive scale would be rather daunting were it not for a permaculture plan I spent a good year creating with help from a friend.
The idea was to invest time and energy in good planning up-front, creating a strategic garden design that will pump out heaps of organic food yet require increasingly less effort to maintain.
Understanding a few key permaculture concepts and jotting down a plan has proven crucial to guiding good design choices – and that same process might help you create a great garden, too, no matter how big or small your patch is.
Do nothing for a year – yes, really
The first step is to do nothing at all. Well, nothing more than observe – for an entire year, if you can.
This is a permaculture approach to garden renos: you actively watch and record what happens as all four seasons move past.
It’s about closely observing where the shade falls and the sun glares, where the water pools and the wind whips, which through-lines you naturally walk and which areas you rarely visit.
All of this becomes crucial information to inform your plan, whether you’re gardening on a tiny inner-city balcony, a sprawling suburban block, or a modest 478 square metres like me.
I was lucky to rent my Tarntanya (Adelaide) house for four years before buying it, so I had mountains of time to observe its permeations in all seasons.
Record your observations on a simple garden map
During the observation phase, I recorded key info onto a basic mud map of my garden area - you can hand sketch something or print a Google Earth map of your patch. This is called “sector mapping” in permacultureessentially, figuring out which energies pass through your garden and how they can best be harnessed to provide a yield.
I documented things such as:
n The direction of north on my map;
n Which direction the wind and rain usually came from;
n Where the hottest spots were in my garden, and how deep the shade fell in winter (this is called sun mapping);
n How much rainwater or greywater I could capture and reuse;
n What type of soil I have; and
n Which existing plants grow well and what seems to struggle or need special care.
Use your knowledge to start making decisions
As I moved into the decision-making phase, I kept one of the 12 permaculture principles in mind: “design from patterns to details”.
The principle encourages us to first take a zoomed-out view and broadly consider where any main elements need to be - the backbones of a garden.
For example, while renting, I’d experimented with strategically growing food plants against certain windows and walls as a living air conditioner for my house.
This worked so well that a big part of my new permaculture plan includes building a large open pergola along my home’s northern wall, up which I plan to grow grapevines - for food and summer shade, yet deciduous in winter to allow sunlight to passively heat my house.
This structural backbone, a point where my garden interacts symbiotically with my house, was one of the first elements sketched into my plan.
Year-long sun mapping also showed that half my small veggie-growing space plunges into deep shade four months each year, limiting the food I can grow.
So, my annual veggie beds need moving to a much sunnier spot - a major reshuffle of my garden layout that was sketched into my plan early, helping inform the placement of other things around it.
Map permaculture ‘zones’ while creating your detailed garden layout
With the broad brushstrokes decided, it was time to get into the detail.
Permaculture has a clever system for working out what goes where: essentially, place things you use often or tend daily closest to your house (in zones 1 and 2), and things you rarely need further away (in zones 3 and 4).
On my small urban block, this means having a protected raised bed for lettuces, annual herbs and other leafy greens right near my back door, so I can easily dash out and grab a few leaves while cooking. Meanwhile, my compost bays, which I access only once or twice a week, are best placed at the end of my little garden.
In my front yard, where I spent very little time, I created a native butterfly garden that is perennial and largely takes care of itself.
Lastly, as a sanity check and because two heads are often better than one, I brought in a permaculture designer friend to draw my final garden map - incorporating all my ideas into a succinct plan that I could work from.
Use the WASPA acronym when building your garden
I’m now full steam into my garden rebuild and an acronym common in permaculture circles is helping me figure out which bits need to happen first.
WASPA, which stands for “water, access, structures, plants, animals”, denotes the best order in which to implement your plan for ease and flow.
So, I’m creating my paths (access) and a new chicken fence and the grapevine pergola (structures) before I even think about planting anything.
To be honest, my garden looks rather terrible right now. Dusty, bare and deconstructed.
But my permaculture plan is helping me keep a level head about what feels like destruction, because I have a clear picture of where I’m heading.
And I know that, very soon, my garden will grow more food and be easier to manage, while hosting far more diversity and beauty than ever before.
How I turned my city backyard into a permaculture paradise
March 2023 Koren Helbig is a freelance journalist who practices permaculture and grows organic food in the backyard of her small urban Tarntanya (Adelaide) home.
Specialist firefighter Natalie Tarrant initially found it hard to describe what it was like witnessing the destruction in Türkiye after devastating earthquakes.
She felt mentally prepared for the task ahead when she was on the flight from Australia, but hitting the ground was a different story.
“It was like a Hollywood movie scene. It was just utter destruction,” she said.
“Everywhere you looked there were buildings down, there were crushed cars, there were people’s personal belongings just strewn through the streets.”
Based in Newcastle, which experienced a 5.6 earthquake in 1989, Ms Tarrant is specially trained in urban search and rescue.
She was among 70 Fire and Rescue NSW personnel deployed to Türkiye and Syria to join the rescue effort, after earthquakes devastated both countries, killing more than 50,000 people.
More than 22 tonnes of equipment was used to search 27 areas.
The group worked 14-hour days for 14 days straight.
All she could do was put herself in their shoes.
“I just thought, ‘What would I do if this happened to Newcastle?’
“What would I do if this happened to my friends and family’s houses and businesses? How would I cope? What would I try and do to make the locals feel better?”
To protect her mental health, she said she detached herself emotionally when searching for people who might still be trapped under the rubble.
It was a grim situation, given most of her efforts involved recovering more than 30 bodies. But she knew that it was an important job.
“Giving back to the families their
loved ones, that took away from the traumatic side of it,” she said.
“Then it turned into … a rewarding experience, that’s what took over.
“We know that we made a difference there, you could see it in people’s faces.”
The gratitude from locals was very apparent, despite the freezing conditions and the little they had to offer as crews cleared each site.
“They were giving us tea and coffee and biscuits because they had nothing else to give,” she said.
“They would hand on heart give you a little nod, just come up and try and shake your hand, they could see we had the Australian flag on our shoulder and the kangaroo on our back.
“They were just a beautiful, beautiful people, just so grateful after what had happened and so resilient.”
Terror of an aftershock
Ms Tarrant got a taste of the terror when an aftershock hit as she was going to sleep one night.
“It must have been a bit after 10 o’clock … and I was in the tent with my tent buddy and it was chaos,” she said.
“We just got rocked and rolled for what felt like a few minutes … that was very scary.
“We had a few locals staying where our base of operations were was and they were just in hysterics.
“They’d gone through that only few weeks prior and they thought the same thing was happening again.”
It was the scariest experience she encountered during her time away, but thankfully everyone around her was okay.
Now that she’s returned home and is back at work, Ms Tarrant is grateful for her normal routine of seeing friends and family, and eating more than just a ration pack.
Australian firefighter Natalie Tarrant is specially trained in search and rescue, but nothing could have prepared her for what she experienced when arriving in earthquake-devastated Türkiye. Ms Tarrant described the destruction as “like a movie scene”.More than 50,000 people have died in
Türkiye and Syria.Natalie Tarrant (middle) was among 70 people from Fire and Rescue NSW sent to Türkiye and Syria.
Avustralya’nın Kuzey Bölgesi’nde (NT) selde mahsur kalan 17 yaşındaki bir genci, askeri birliklerin kurtarma operasyonu sırasında timsah ısırdı. Alınan bilgiye göre, şiddetli yağışların ardından Victoria Nehri’nin taşması sonucu meydana gelen seller nedeniyle vatandaşların mahsur kaldığı bölgelere, askeri birlikler sevk edildi.
ASKERLER DEVREDE
NT Hükümeti Devlet Bakanı Chansey Paech, ordunun, mahsur kalanların kurtarılması
için bölgeye iki C-130, bir C27 kargo uçağı gönderdiğini söyledi. NT’nin başkenti Darwin’in 770 kilometre güneyindeki Kalkarindji’de 700 kişinin kurtarıldığını belirten Paech, selzedelerin, uçaklarla Katherine kasabasına taşındığını kaydetti.
TİMSAHLAR ARAMIZDA!
Tahliye edilenlerin eski bir Kovid-19 karantina tesisi olan Howard Springs’e yerleştirileceği, burada çocukların yerel okullarda
eğitimlerine devam edebileceği açıklandı. Öte yandan, Bakan Paech adına konuşan bir diğer yetkili ise Victoria Nehri’nin taşması sonucu timsahların etrafa yayıldıklarını, bunun da ayrı bir tehlike oluşturduğunu belirtti. Askeri birliklerin arama kurtarma operasyonu sırasında ismi açıklanmayan 17 yaşında bir kişinin bacağını timsah ısırdığı, tedavi gören gencin hayati tehlikesinin bulunmadığı bildirildi.
NEHİR 14 METRE YÜKSELDİ Meteoroloji Bürosu da Victoria Nehri’nin Kalkarindji’de hafta içinde 14 metreye kadar yükseldiğini ancak su seviyesinin düşmeye başladığını duyurdu. NT’de 1 Mart’ta Kalkarindji, Daguragu, Pigeon Hole ve Yarralin kasabalarında etkili olan aşırı yağışlar ve nehirlerin taşması nedeniyle “acil durum” ilan edilmişti.
Bölgede bazı uzak yerleşim yerlerine giden yolların halen kapalı olduğu bildirildi.
Japonya, Çin’in nüfuzunu artırdığı HintPasifik’te güvenlik işbirliği amacıyla İngiltere ve Avustralya ile imzaladığı savunma anlaşmalarını onayladı. HintPasifik bölgesinde Çin’in nüfuzunu dengeleme arayışını sürdüren Japon hükümeti, ABD’nin yanı sıra Avrupa ve Pasifik ülkeleriyle işbirliğini artırmayı hedefliyor. Nikkei Asia basın kuruluşuna göre, Tokyo hükümeti, Japonya’nın 2022’de Avustralya ve bu yıl İngiltere ile imzaladığı savunma erişim anlaşmalarını kabul etti. Savunma Bakanı Hamada Yasukazu, anlaşmaların, Japon Öz Savunma Kuvvetleri (SDF) ile söz konusu ülkelerin orduları arasındaki ortak tatbikatları kolaylaştıracağını söyledi.
Page Layout & Design Necmettin Öksüz
Page Editors
Ali Haydar, Tanyeli, Davut Kılıç, Ümit Uyar, Fatma Gençtürk, Mustafa Sülün, Dr. Hilal Çoruhlu, Elif Sele, Sinem Taslak, Suzan Çalımlı, Murat Özdamar, Miqdad Hassan, Murat Sirin, Zeynep Doktoroğlu
Melbourne Team
Murat Gümüş (Melbourne General Manager), Ümit Uyar (Distribution), Ömer Boyacı (Youth&Sport), Furkan Boyacı, Adem Taliç (Editor), Emre Boyacı, Saban Han, Murat Şirin, Salim Boyacı, Ali Kurt, Ayşe Sakar, Elif Sele, Hilal Kırmızı, Moemina Shukur, Salahaddin Kayıkcı, Zeynep Doktoroğlu
Brisbane Team Ahmet Raci Karataş, Dr. Sait Erdem, Ömer Akdeniz, Metin Uyanık
Western Australia
Mehmet Kırmızıoğlan (Distribution), Gürhan Candemir, Hamza Serin, Harun Parlak, Hasan Mulla
South Australia
Mustafa Ergül (Distribution)
Turkey
Necmettin Aksoy, Ardi Ocgu, İbrahim Kalın, Murat Özdamar
IT Grup
Erol Gülçinay, Adem Talic, Hakan Evecek, Soner Çoruhlu
TURKISH MEDIA SYDNEY RADIO TEAM
Fatma Gençtürk, Bilge Başafacan, Ergül Uybadın, Derya Sekmen, Büşra Kale, Tuğba Aksoy, Neşe Sözen, Nevin Hüseyin, Tanyeli, Serkan Uyanık, Sülhan Yılmaz, Tuğçe Köksal, Yasin Köksal, Ahmet Kele, Azra Vejzovic
TURKISH MEDIA MELBOURNE RADIO TEAM
Murat Şirin, Ümit Uyar, Elif Sele, Zeynep Doktoroğlu, Salim Boyacı, Adem Talic
Advertisements
Sydney (Türker Demiryürek): 0426 982 050
Melbourne (Ümit Uyar): 0481 136 901
Brisbane (Serkan Uyanık): 0401 398 922
Western Australia (Mehmet Kırmızıoğlan): 0401 556
Göreve başladıktan sonra Sydney’in ardından ilk kez Melbourne’a da gelen Türkiye’nin yeni
Avustralya Büyükelçisi Ufuk
Gezer, ülkemizde yaşanan elim depremlerin yaralarının sarılması için kentte yapılan ve yapılmaya devam desteklerinden dolayı yardımlar için STK temsilcilerine, vatandaşlarımıza teşekkür etti. Çeşitli ziyaretler gerçekleştirdi. Melbourne
Başkonsolosu Arif Eser Torun, ev sahipliğinde Başkonsolosluk Rezidansında gerçekleştirilen programa ilişkin Kanberra
Büyükelçiliğimizden yapılan paylaşımda, şunlar kaydedildi:
“Büyükelçi Gezer Melbourne’da deprem nedeniyle destekte bulunan
Avustralya Türk toplumu üyeleri ve yardım çalışmasında bulunan farklı etnik grup temsilcileriyle bir araya gelmiştir.” Melbourne Başkonsolosu Arif Eser Torun’un açılış ve teşekkür konuşması yaptığı programda, Büyükelçi Ufuk Gezer, desteklerinden dolayı herkese teşekkür ederek, milletçe yaraları birlikte sarmaya devam edeceklerini söyledi. Gezer ve Başkonsolos Torun yardımsever cami cemaatleriyle de bir araya gelerek dayanışmadan dolayı memnuniyetlerini dile getirdiler. > ALI KURT/MELBOURNE
Büyükelçi Ufuk Gezer, Victoria Ticaret Odası Başkanı Paul Guerra’yı ziyaret etti
Türkiye’nin Canberra Büyükelçi Ufuk Gezer, Melbourne ziyaretleri kapsamında, Victoria Eyaleti Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Paul Guerra ile de önemli bir görüşme gerçekleştirdi. Buluşmada Türkiye ve Avustralya arasındaki ticaretin geliştirilmesi için ortak projeler üzerinde duruldu. Ziyarete ilişkin açıklamada bulunan
Büyükelçi Gezer, şunları ifade etti: “Avustralya ticaretinin merkezlerinden olan ve önemli yatırım fırsatları sunan
Victoria eyaletindeki iş çevreleriyle karşılıklı yatırım fırsatlarıyla ilgili görüşmeleri sürdüreceğiz. Önümüzdeki dönemde Türkiye ve Avustralya İş Konseyi’nin tesis edilebilmesi için çalışacağız.” Ziyarete Melbourne
Başkonsolosumuz Arif Eser Torun, Melbourne
Başkonsolosluğu Ticaret Ateşesi Hazal Oğuz Sarıkaya, Ticaret Ateşeliği Ticaret Uzmanı İdris Muslu da katıldı. > Ali KURT/MELBOURNE
K ahramanmaraş’ın Afşin İlçesinde yer alan tarihi Eshab-ı Kehf Külliyesi, “asrın felaketi” olarak da nitelendirilen 6 Şubat’taki depremleri hasarsız atlattı. Roma döneminde Hristiyanlığı kabul ettikleri için putperestlerin zulmünden kaçan 7 gencin, köpekleri Kıtmir ile mağaraya sığınarak yüzlerce yıl burada uyudukları mekan olarak rivayet edilen ve milattan sonra 466 yılında yapılan mescidiyle en eski ziyaretgahlardan biri olan Eshab-ı Kehf Külliyesi, Kahramanmaraş merkezli depremlerde ayakta kalan yapılardan biri olarak dikkati çekti. Bölgede incelemelerde bulunan AK Parti Trabzon Milletvekili Bahar Ayvazoğlu, yaptıkları incelemelerde Eshab-ı Kehf Külliyesi’nin depremde hiç hasar almadığını gördüklerini belirterek, tarihi yapının en kısa sürede eskisi gibi ziyaretçilerine kavuşmasını arzuladıklarını kaydetti. Külliyeyi ziyaret eden Kocaeli Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt ise “Depremin olduğu günden itibaren ülke olarak seferber olduk bölgeye. Bölgede yaraların sarılması için elimizden gelen desteği sağlamaya devam ediyoruz” dedi.
Devlet bölgede yoktu, Yardımlar ulaştırılmadı, Can kayıplarından iktidar sorumlu” gibi iftiralarla afetten siyasi rant elde etmeye çalışan kesime Ahbap’tan cevap geldi. Bazı kesimlerin AHBAP ile devletin arasını bozmaya çalıştığını belirten derneğin kurucusu Sanatçı Haluk Levent, “Biz deprem bölgesine gittiğimizde bakanlarımız sayın Hulusi Akar, Mehmet Ersoy ve Fahrettin Koca’yı gördüm. Görmedim mi diyeyim?” şeklinde tepkisini dile getirdi.
Kendilerine kimlerin operasyon çektiğini de canlı yayında kamuoyu ile paylaşan Levent, FOX TV’de İlker Karagöz’le Çalar Saat programına konuk olarak deprem sonrası yaşananları ve kendisine çekilen operasyonu anlattı.
Daha önce Elazığ depreminde, Giresun’da sel felaketinde ve İzmir depremi gibi büyük çaplı
felaketlerde de bölgede olduğunu belirten Haluk Levent, devletin kurumlarıyla organize şekilde hareket ettiklerini söyle. Yıllardır AFAD’la birlikte olan çalışmalarını anlatan Levent, şunları dile getirdi: “Siz beni AFAD’la Ahbap’ı nasıl karşılaştırabilirsiniz! Özellikle bazı hesaplar benim hedefe gelmem ve devletle iyi çalışamamam ve bunun sonucunda itiraz etmem için ‘devlet yok Ahbap var’ dedi. Kesinlikle böyle bir şey yok. Biz devletin karşısında hiçbir şey değiliz.”
DEVLET ORADAYDI
Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm gücüyle deprem bölgesinde olduğunu vurgulayan Levent şöyle devam etti: “Devlet, hükümetin bir bakanı ya da sayın Cumhurbaşkanımız değil, devlet herkes, belediye başkanı da enkaz altında olan insanlar da devlet, biz de devletiz. Hükümet ayrı devlet ayrı şeydir. Devletin
tamamı oradaydı. Ha elinden bir şey gelmiş gelmemiş o benim konum değil. Yanlış anlaşılmasın diye söylüyorum, ben gittiğimde bakanlarımız sayın Hulusi Akar, Mehmet Ersoy ve Fahrettin Koca’yı gördüm. Görmedim mi diyeyim?”
FETÖ FİTNE PEŞİNDE AHBAP’ın hedef alınmasına ilişkin FETÖ’yü işaret eden Levent, “Okyanus ötesi hesapları, devlet yok Ahbap var yazmaya başladı. Bu nasıl bir kötülüktür. Biz bir derneğiz, biz orada 3040 kişiyiz, AFAD yüzbinlerce kişi. Biz nasıl devletle yarıştırılabiliriz” dedi. Devletle AHBAP’ı karşı karşıya getirmek isteyen FETÖ’cü hesapların kendilerine alan açmaya çalıştığını vurgulayan Halik Levent, “Cumhurbaşkanlığı en baştan bizleri de aradı, fakat hesaplar sanki ben devletin karşısındayım diye, hâlâ da yazıyorlar. Bunlar kendilerini devlet gören hesaplardır” dedi.
AK Parti iktidarını ve Başkan Erdoğan’ı devirmek için kurulan 6’lı masanın 12. toplantısı, millet ittifakının sonunu getirdi. Her fırsatta CHP Genel Başkanı Kemal Klıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığına karşı olduğunu dile getiren İyi Parti
Genel Başkanı Meral Akşener, masadaki 5 liderin kendilerine “Kılıçdaroğlu” ismini dayattığını belirtti. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını
öneren Akşener, masayı terketti. Partisinin milletvekilleri ve Genel İdare Kurulu (GİK) üyeleri ile yaptığı görüşmeler sonrası kameraların karşısına geçen
İP Lideri Akşener, “Geldiğimiz noktada, İYİ Parti bir kıskaca alınmış; bir dayatmaya, mecbur bırakılmış; ölüm ve sıtma
arasında, bir tercihe zorlanmıştır. Ve elbette, buna boyun eğmeyecektir” diye konuştu.
KUMAR, NOTER MASASI
Meral Akşener, “5 siyasi parti Kılıçdaroğlu’nun adaylığını dile getirdi. Bizim tüm önerilerimiz ise reddedildi. Masa artık potansiyel adayların tartışılabildiği ortak akıl platformu olmaktan çıkmış, tek bir adayın tasdiki için çalışan bir noter masasına dönüşmüştür. Şahsi hırslar Türkiye’ye tercih edilmiştir. Ne kumar masasında ne de noter masasında
Daha önce AK Parti’yi terk edip
MHP’yi de bölen
Meral Akşener, son haraketiyle Millet İttifakı’nı da darmadağın ederek
“Bayan Bölen” sıfatını sonununa kadar hak etti!
olmayacağız” dedi.
MANSUR, EKREM’E ÇAĞRI
Kendilerinin masaya adaylık için Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimlerini önerdiklerini belirten İP Lideri Akşener, bu iki isme seslenerek şunları şu çağrıda bulundu: “Kritik kırılmanın eşiğinde millet sizi göreve çağırıyor. Bu saatten sonra bizlere düşen bir seçim yapmaktır. Ya milyonlarla yürüyeceğiz ya da trajik hikayede figüranlık yapacağız. Ya tarih yazacağız ya tarih olacağız.”
CHP Lideri Kılıçdaroğlu da, konuşmayı nezaketsizlik olarak tanımlayarak, “Hiç meraklanmayın bütün
taşlar yerine oturacak. Yolumuza devam ediyoruz. Bu saatten sonra değişmem. Bu sofrada Erdoğan dilinin olmaması gerekirdi. Halkımız kaygılanmasın, biz her şekilde Erdoğan’ı da, Erdoğan’ın propaganda makinasını da yeneriz, yeneceğiz. Ben birleştiririm, sofra büyümek zorunda. Bunu kimse durdurumaz” sözleriyle terör partisi HDP’ye göz kırptı.
Dün ise Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin genel başkanları Saadet Partisi Genel Merkezi’nde düzenlenen
“Liderler Buluşması”na bir araya geldi. Akşener’in cuma günkü restiyle panikleyen
ittifakın küçük ortaklarından Saadet Partisi coşkuyu vererek partilileri genel merkezin önüne davet etti. Ardından Akşener, üst akıldan gelen telkinlerle tekrar masaya oturdu. Sağ partilerin
önünde takla atmasıyla havaya giren CHP liderinin ise keyfine diyecek yoktu. 5 saat süren toplantının ardından kameraların karşısına çıkan 6 liderin adına açıklama yapan ev sahibi SP lideri Temel Karamollaoğlu, ittifakın cumhurbaşkanı adayının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu açıkladı.
Partisinin TBMM Grup Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Reçcep Tayyip Erdoğan, deprem üzerinden siyasi rant peşinde koşan siyasi ve ideolojik odaklara tepki göstererek, “Millet vakti geldiğinde bunlara prim vermeyecektir” dedi. Yaraları en kısa sürede saracaklarını ve kentsel dönüşüm projelerine hız vereceklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Dikkat ederseniz deprem anından beri kifayetsiz muhterislerin hiçbirini muhatap almadık, cevap vermeye tenezzül etmedik. Şu anda biz can derdindeyiz, onlar ise mal derdinde. Bu millet inşallah, vakti geliyor, 14 Mayıs’ta gereğini yapacaktır. Asla bu tür kuru sıkı atanlara da prim vermeyecektir. Yıkılan binalarla ilgili sorulması gereken hesapları da adli, idari, siyasi olarak sormak boynumuzun borcudur. Deprem sonrası şehirlerimizin hızla ayağa kalkabilmesini temin etmek için Afet Yeniden İmar Fonu kuruyoruz. Ayrıca Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli oluşturuyoruz.”
Türkiye’s main opposition Republican People’s Party (CHP) Chairperson Kemal Kılıçdaroğlu poses for the press ahead of a meeting with opposition party leaders in Ankara, Türkiye, March 6, 2023.
Türkiye’s fractured opposition parties ended months of fractious debate on Monday and agreed to nominate the chairperson of the Republican People’s Party (CHP), Kemal Kılıçdaroğlu, as their joint candidate against President Recep Tayyip Erdoğan in the upcoming May polls.
“As a result of our meetings, we have decided that Kemal Kılıçdaroğlu will run as our candidate for president,” Temel Karamollaoğlu, the chairperson of opposition Felicity Party (SP) said, after hosting a meeting with the leaders of six opposition parties.
In a joint statement following their meeting in the capital Ankara on Monday, the six-party opposition bloc announced their decision.
The death toll from the powerful earthquakes in southeastern Türkiye on Feb. 6 has risen to 46,104, President Recep Tayyip Erdoğan has stated at press conference following the Cabinet meeting Monday. The president also said that Türkiye aims to set up 100,000 containers over two months in the quake-hit southeastern region for disaster victims. The magnitude 7.7 and 7.6 earthquakes, centered in Kahramanmaraş province, struck 10 other provinces in the south and southeast including Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Adana, Diyarbakır, Kilis, Osmaniye, Elazığ and Şanlıurfa.
The alliance of six opposition parties comprises the CHP, Good Party (IP), SP, Future Party (GP), Democrat Party (DP) and Democracy and Progress (DEVA) Party.
IP Chairwoman Meral Akşener rejoined the opposition alliance and attended the coalition’s meeting on Monday.
Akşener quit the bloc on Friday due to her unwillingness to support the candidacy of Kılıçdaroğlu for the upcoming elections.
Revealing a roadmap for a “Strengthened Parliamentary System,” the opposition alliance said during the transition process, the leaders of the parties that are part of the opposition, will be vice presidents. “Constitutional amendments regarding the transition to the
Strengthened Parliamentary System will be completed and put into effect as soon as possible by the structure of the Parliament that will be formed after the elections,” it also said.
“The distribution of ministries will be determined according to the number of deputies elected by the political parties forming the alliance in the general election of deputies and each of the alliance parties will be represented by at least one minister in the Cabinet,” it said. The joint roadmap also revealed that the Istanbul and Ankara Metropolitan Mayors Ekrem Imamoğlu and Mansur Yavaş, will be appointed as vice presidents at the time deemed appropriate by the president and with defined duties.
n Türkiye needs a robust government and a strong political will to recover from the recent disasters and their direct and indirect impacts, President Recep Tayyip Erdoğan said Monday following a Cabinet meeting. He announced that they would officially launch the process for Türkiye’s presidential elections on March 10 President Erdoğan emphasized that Türkiye cannot afford to waste ti-
me, and energy or be distracted at this critical moment. The priority is to focus on the recovery process without getting bogged down in political discussions. “What Türkiye needs is full focus on healing the wounds in the earthquake zones and making up for the losses in an immediate manner,” the president said, adding that it was necessary to leave aside political and election tensions.
The EP’s decision on Nov. 24 to suspend negotiation talks with Turkey should be seen within a larger framework of misplaced fears, old prejudices and political populism against Turkey and Turks.
The European Parliament (EP) takes a scandalous decision against Turkey at a time when Europe fails to address the real issues of growing racism, xenophobia, anti-immigration groups, radicalization, alienation and Islamophobia. With its internal problems, micro-nationalisms and the Brexit-process, Europe is narrowing down its strategic outlook and losing its relevance. The EP decision on Nov. 24 to suspend negotiation talks with Turkey should be seen within a larger framework of misplaced fears, old prejudices and political populism. Though legally non-binding, the decision reflects the toxic political climate in the EP and its narrow strategic outlook. It is fed by the growing anti-Turkish political populism in Europe. It reveals the old prejudices of the old continent against Turkey and Turks. But it is part of a new pattern that says more about the eclipse of the European political horizon than Turkey per se.
No month passes by without someone in Europe trying his luck in the lucrative business of attacking Turkey and the Turkish President Recep Tayyip Erdoğan to score a point. Politicians, journalists, comedians, artists and others seem obsessed with Erdoğan to the point where the word “Erdoğan” no longer refers to a person, the president of the Republic of Turkey, but to some nebulous notion that can be invoked every time these people need an “other” to oppose, attack, vilify and feel good about themselves.
We have seen this Erdoğanobsessed crowd going wild with their diatribes, insults and fearmongering and hoping that their deliberate provocations will lead to some reaction - the kind of reaction which they will then use again to demonize Erdoğan and “his supporters,” another nebulous term that is so handy and useful that it can be employed any time and any
where when needed. As Elif Zehra Kandemir, a TurkishGerman Muslim woman, notes, “Erdogan has become a kind of insult. A projection for old prejudices. An undying enemy. He’s everything for which there’s no place in Europe.”
An alarming example of this new pattern is the special September issue of Der Spiegel, the German magazine that has made it a habit for itself to attack Erdoğan in a systematic manner. The cover has a dominating “godfather” picture of Erdoğan with sunglasses looking over the Blue Mosque whose two minarets have been turned into missiles. A reflection of the minaret-turned-missiles falls on Erdoğan’s mafia-looking sunglasses, suggesting fire, burning and cruelty. The title explains what all this imagery seeks to convey: Turkey loosing its freedom.
The fact that Der Spiegel publishes this cover only two months after the failed Gülenist coup attempt is telling. Perhaps this German magazine is not happy with the failure of the coup. Maybe, it would have supported the coup had it been successful. It would have probably featured a smiling (or crying?) picture of Fetullah Gülen on its cover as the leader of the coup who gave Turkey its freedom back! Der Spiegel may have celebrated the coup as a good thing for democracy and use its genius reporting to explain that there is actually no contraction between democracy and military coup.
This magazine and its Erdoğan-crazed cohorts across Europe could also explain how harboring PKK terrorists and their supporters in Deutschland and the rest of Europe serves democracy and the fight against terrorism. They could explain why an anti-coup rally in Cologne became such a big issue in the German media and how a few weeks later an openly pro-PKK rally was allowed and covered in the German media with no concerns raised.
> MORE NEXT WEEK
TikTok announced the introduction of automatic daily screen time limits of one hour for accounts belonging to minors after the social media platform faced criticism over its addictiveness among young users.
Teenagers will have to enter a passcode to continue watching after 60 minutes and those aged below 13 require a parent or guardian to set or enter a passcode to release an additional 30 minutes, TikTok said.
The short-form video-sharing app said the changes would be implemented “in the coming weeks.”
In today’s fast-paced business world, companies must be agile and efficient to stay ahead of the competition.
One way to achieve this is by implementing an ERP system.
So, what is an ERP system? ERP stands for Enterprise Resource Planning.
It is a software system that integrates all aspects of a business, from finance and accounting to inventory management and human resources.
An ERP system provides a unified view of the company’s operations, allowing for better decision-making, faster response times, and improved customer service. It automates routine tasks and provides realtime data to help managers make informed decisions.
The benefits of an ERP system are numerous. For one, it helps eliminate redundant and manual processes, reducing the risk of errors and improving efficiency. It also provides a single source of truth for all data, eliminating the need for multiple systems and reducing the risk of data inconsistency.
An ERP system also helps businesses manage their resources more effectively. It provides real-time data on inventory levels, allowing businesses to optimize their supply chain and reduce inventory costs. It also helps businesses manage their finances more effectively, providing better insight into cash flow and profitability.
But implementing an ERP system can be a complex and time-consuming process. It requires a significant investment of time and resources, as well as careful planning and coordination. However, the benefits of an ERP system far outweigh the costs, making it a worthwhile investment for any business looking to stay ahead of the curve.
In conclusion, an ERP system is an essential tool for any modern business looking to streamline its operations and improve efficiency. With its many benefits, it can help businesses stay competitive in a fast-paced, ever-changing market. So, if you’re looking to take your business to the next level, consider implementing an ERP system today.
If a young person’s access to TikTok is via a family pairing account, parents can set a maximum screen time for their child based on the day of the week, TikTok added.
The Chinese version of TikTok, Douyin, is restricted to 40 minutes of daily use for those under14s and is inaccessible to them between 10:00 p.m. and 6:00 a.m.
The new feature adds to existing measures to control young people’s screen time such as a prompt introduced last year that encourages teenagers to enable screen time management and a weekly inbox notification summarising a user’s screen time.
But young users will still be able to deselect the time limit feature or lie about their age, as on other platforms.
The Chinese social media site has faced criticism over the soaring time children aged between four and 18 spend scrolling through videos suggested to them based on their tastes and algorithms.
According to a recent study by
the parental control app Qustodio, minors spent on average one hour and 47 minutes on TikTok per day in 2022.
Concerns about data protection in the West have also affected the site owned by Chinese company ByteDance, with the European Union’s institutions recently ordering their staff to purge the app from their devices.
The White House has given U.S. federal agencies 30 days to remove TikTok from governmentissued devices and Canada has implemented a similar measure. Turkish watchdog fines TikTok $93,000 over weak data measures
Chinese short video-sharing app TikTok has been fined TL 1.75 million ($93,000) by Turkish authorities for failing to take sufficient measures to protect users from unlawful processing of their data, the Personal Data Protection Board (KVKK) said Wednesday.
The fine comes amid growing international concern over the app and who accesses its user data. Government institutions in Europe and Canada banned the app from staff phones and the United States is discussing a bill giving President Joe Biden the power to ban TikTok.
The KVKK said it had decided to fine TikTok for “not taking all necessary measures to ensure the appropriate level of security to prevent unlawful procession of personal data.”
The data protection authority also said in a statement on its website that TikTok should translate its Terms of Service into Turkish and update its privacy and cookies policy texts in line with the country’s regulations.
TikTok said they are looking into the Turkish regulator’s fine, adding that they remain committed to providing a safe and protected platform for users.
“Our uncompromising commitment is to provide all users with the peace of mind they deserve by ensuring the safety, security and protection of their personal information – because their trust matters to us,” a TikTok spokesperson said.
Türkiye has the ninth most active TikTok users in the world, with some 30 million accounts on the social media platform, revealed data from Statista.
n After powerful earthquakes struck Türkiye last month, technology initiatives have ramped up efforts to develop solutions and collaborate to create intelligent storage solutions to address urgent needs following disasters. More than 200,000 buildings have either completely collapsed or were damaged to the point of needing demolition after huge quakes flattened the swathe of the south of the country. The disaster killed more than 45,00 people and left more than 2 million people homeless. Roads, electricity, water, sewage, communication and natural gas infrastructure all
sustained heavy damage. The aftermath of the quakes saw a massive relief campaign in the disaster zone. Yet, determining the size of the necessary aid and who needed what and where, as well as the delivery, turned out to be the biggest challenges. Identifying
and delivering needs from the first day of the earthquake has been a fundamental problem, which affects not only scenarios after the tremor but all disasters. Civil society organizations are trying to create data through solutions, such as need mapping and deprem.io.
“Streamline
USD/TL: 18.893
AUD/TL: 12.705
AUD/USD: 0.672
Milyonlarca kişiyi ilgilendiren EYT kanunlaşarak yürürlüğe girdi. e-Devlet Kapısı EYT’lilerin başvuruları için hazır. EYT’lilere başvuru hizmeti, e-Devlet Kapısı’nda “Gelir, Aylık, Ödenek Talep Belgesinin Verilmesi” sekmesi üzerinden sunuluyor.
Cumhurbaşkanlığı
Dijital Dönüşüm Ofisi, Emeklilikte Yaşa Takılanlara (EYT) ilişkin düzenlemeyle emeklilik hakkını kazanan vatandaşların başvurularını e-Devlet Kapısı üzerinden yapabilmeleri için gerekli hazırlıklarını tamamladı.
EYT düzenlemesiyle 8
Eylül 1999 öncesinde sigortalı olup kadınlarda 20, erkeklerde 25 yıl sigortalılık süresini tamamlayanlar emekli olabilecek.
2 MILYON 250 BIN
İlk etapta 2 milyon 250 bin kişinin emekli olmasını sağlayacak düzenlemede en hızlı ve kolay başvuru yolu e-Devlet Kapısı olacak.
EYT koşullarını sağlayan vatandaşlar, başvuru sürecinin başlamasının ardından süre sınırı olmaksızın ve sosyal güvenlik kurumlarına gitmeden, e-Devlet Kapısı üzerinden emeklilik işlemlerini yapabilecek.
EVRAK YOK SIRA YOK
Vatandaşlar, sıra beklemeden, istedikleri zaman güvenli şekilde başvurularını e-Devlet Kapısı’nda yer alan “Gelir, Aylık, Ödenek Talep Belgesinin Verilmesi” dijital hizmeti üzerinden gerçekleştirebilecek.
Hak sahipleri, e-Devlet Kapısı’nda yer alan arama çubuğuna EYT, gelir, aylık, ödenek veya emekli kelimelerinden birini yazarak hizmete erişebilecek.
Ayrıca hizmete kolay erişilebilmesi için eDevlet Kapısı ana sayfasında yer alan 4/A ve 4/B emeklilik başvuruları duyurusu üzerinden de dijital hizmete erişim sağlanabilecek. “Gelir,
Aylık, Ödenek Talep Belgesinin Verilmesi” başlıklı dijital hizmete erişim sağlandıktan sonra açılan ekranda
“Yeni Başvuru” butonu tıklanıp, tahsis talep türü olarak “Yaşlılık Aylığı”nın seçilmesi gerekiyor.
PRATIK BAŞVURU
Sonrasında sigortalı türü olarak SSK kapsamında aylık talep edeceklerin
“4A SSK”, Bağkur kapsamına girenlerin ise “4B Bağkur” seçeneğini işaretlemesi ve “Başvur” butonuna tıklaması gerekiyor. Devamında maaş ödemesinin yapılacağı banka ve şube bilgisi ile e-posta, cep telefonu numarası, adres bilgisini içeren iletişim bilgilerinin doldurulması önem taşıyor.
“Aylık alıyor mu?” sorusuna “Evet” veya “Hayır” yanıtı verildikten sonra son aşamaya geçilecek. Son aşamada “Başvur” butonuna basılarak başvuru tamamlanmış olacak.
n Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), üretim yöntemiyle hesaplanan gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı.
Buna göre Türkiye ekonomisi geçen yıl yüzde 5.6, 2022’nin son çeyreğinde de yüzde 3.5 büyüme kaydetti. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, geçen sene bir önceki yıla kıyasla yüzde 107 artarak 15 trilyon 6 milyar 574 milyon liraya yükseldi. 2022’de 2021’e na-
zaran toplam katma değer finans ve sigorta faaliyetlerinde yüzde 21.8, hizmet faaliyetlerinde yüzde 11.7, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetlerinde yüzde 9.9, bilgi ve iletişim faaliyetlerinde yüzde 8.7, diğer hizmet faaliyetlerinde yüzde 5.8, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetlerinde yüzde 4.8, gayrimenkul faaliyetlerinde yüzde 4.3, sanayide yüzde 3.3, tarım
sektöründe yüzde 0.6 arttı. İnşaat sektöründe ise yüzde 8.4 azaldı. Önceki yıla göre tüketim harcamaları yüzde 19.7 arttı. Mal ve hizmet ihracatı yüzde 9.1, ithalatı yüzde 7.9 arttı. KİŞİ BAŞI 10 BİN 655 DOLAR Kişi başına GSYH değeri ise, geçen yıl cari fiyatlarla 176 bin 589 lira (10 bin 655 dolar) olarak hesaplandı. Böylece Türkiye ekonomisi üst üste 10 çeyrektir büyümüş oldu.
BIST: 5.392
ASX: 7.328
GLD/GR: 1122
Sorularınız için: info@turkishnewspress.com.au
Kahramanmaraş ilimizde meydana gelen deprem on bir ilimizi etkisi altına alan deprem nedeniyle
TBMM’deki çalışmalar kesintiye uğradı. Ancak TBMM bu hafta çalışmalarına kaldığı yerden devam edecek.
TBMM’de görüşülecek düzenlemelerden bir tanesi de EYT
Yasası.
EYT Yasasının TBMM tarafından kabulü halinde ilk defa 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı çalışması bulunanlar EYT Yasası gereği, yaş beklemeksizin emekli olma hakkını elde edecekler.
EYT Yasası, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kapsamından emekli olacak kişilerin prim gün sayısında bir değişiklik öngörmüyor. Dolayısıyla SSK sigortalılarının EYT kapsamından emekli olabilmeleri
için ilk defa sigortalı olduğu tarihe karşılık gelen prim gün sayısını tamamlamaları gerekiyor. Tamamlanması gereken prim gün sayısı 5000 gün ile 5975 gün arasında değişiyor.
Esnaf Bağ-Kur veya Tarım Bağ-Kur sigortalılarının EYT kapsamından emekli olabilmeleri için kadın ise 7200 gün prim erkek ise 9000 gün prim ödenmiş olması şart.
Aynı biçimde Emekli Sandığı kapsamındaki sigortalıların EYT kapsamından emekli olabilmeleri içinde kadın ise 7200 gün prim erkek ise 9000 gün prim ödenmiş olması gerekiyor.
Bir kimse çalışma hayatı içerisinde birden fazla statüde prim ödemiş olabiliyor. Hatta sadece bir statüde prim ödemesi olanlar yani
Esnaf Bağ-Kur veya Tarım Bağ-Kur ya da Emekli Sandığı sigortalıları, daha erken emekli olabilmek adına SSK statünde sigortalısı olmak için bir işyerinde çalışmak yoluyla iki farlı statüde prim ödeyebiliyorlar.
Burada, Esnaf Bağ-Kur ile Tarım Bağ-Kur statüsünün aynı sigorta olduğu gibi bir hatalı düşünce yaygın. Oysa Esnaf Bağ-Kur ile Tarım Bağ-Kur aynı statüde sigortalılık değil. İki sigorta
statüsü farlı. Dolayısıyla hizmet birleştirmesi yapılırken bu iki statü ayrı değerlendiriliyor.
Birden fazla statüde prim ödemesi olan EYT’liler hakkında 2829 sayılı Hizmet Birleştirme Kanununun 8’inci maddesi hükmü uygulanacak. Uygulanacak olan Kanunun bu maddesi hükmüne göre birden fazla statüde prim ödemesi var ise fiilen yatmış olan son yedi yıl primine yani en son yatan 2520 gün prime bakılacak. Bu 2520 gün primin fazlasının SSK olması halinde kişi SSK statünden emekli olabilecek.
Son 2520 gün prim içerisinde hem SSK statüsünde hem Esnaf Bağ-Kur statüsünde hem de Tarım Bağ-Kur statüsünde prim ödemesi bulunuyor ise bu üç statü ayrı ayrı değerlendirilecek. Bu üç sigorta statüsünün içinde fazla ödenmiş olan prim SSK statüsünde ise emeklilik SSK statüsünde, fazla ödenmiş olan prim Esnaf Bağ-Kur statüsünde ise emeklilik Esnaf BağKur statüsünde, fazla ödenmiş olan prim Tarım Bağ-Kur statüsünde ise emeklilik Tarım Bağ-Kur statüsünde değerlendirilecek.
Örneğin bir sigortalının son 2520 gün priminin 800 günü Esnaf BağKur, 1000 günü SSK ve 720 gün Tarım Bağ-Kur statüsünde ise 2520 gün içinde fazla olan prim statüsü 1000 gün ile SSK olduğundan kişi SSK şartlarına göre bu kişi 25 yıl sigortalılık süresinin ve işe girişine karşılık gelen prim gün sayısını tamamlaması halinde EYT kapsamından SSK emeklisi olmaya hak kazanacak.
Son yedi yıl primleri içerisinde hem Esnaf Bağ-Kur hem de Tarım Bağ-Kur prim ödemesi olan sigortalıların bu iki sigorta statüsünün farklı olduğunu dikkate alarak emeklilik planlaması yapmaları ve hatta bu konuda ne zaman emekli olabileceği hakkında mutlaka SGK Müdürlüklerinden bilgi talep etmeleri menfaatlerine olacaktır. Yapılacak bir küçük hesap hatası emekli olunacak tarihi uzatacak ve buna bağlı olarak da hak kaybı yaşanacaktır.
SORU: 1972 doğumluyum. Lise öğrencisi iken staj yaptığım için sigorta başlangıcım 15.10.1988 görünmekte. İlk prim ödenen tarih ise 15.5.1992 tarihidir. Emeklilik yaşı hangisine göre belirlenir? > Emin U.
CEVAP: Stajyerler ve çıraklık da sosyal sigorta kapsamındadır. Stajyerlik ve çıraklık döneminde sigortalılık otomatikman başlar. Ancak bu dönemde işçi
olunmadığı ve buna bağlı olarak Kanunda da stajyerin emekli primi yatırılması öngörülmediği için sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası primi yatırılır. Dolayısıyla yatan primlerin içinde emeklilik primi olmadığı için staj sigortasının emekliliğe etkisi olmaz. Emeklilik priminizin yattığı tarih 15.5.1992 olduğundan 5600 gün prim şartıyla EYT’den emekli olmaya hak kazanacaksınız.
Türk askeri depremzedelerin her ihtiyacını görüyor. Malatya’da depremlerin ardından yüzlerce kişiyi ağırlayan bu çadır kentte afetzedelerin günlük ihtiyaçlarının karşılanması için askerler görev yapıyor. Depremzede Güler Toy, “Allah’a şükür vatanımızla milletimizle ayaktayız. Deprem yaşadık ama şu an huzurluyuz çünkü böyle sevecen insanlarımız var” diyor.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından Mehmetçik, Malatya’da kurulan çadır kentte afetzedelerin günlük ihtiyaçlarını karşılıyor. Kentte depremlerde evleri yıkılan veya hasar gören 1350 kişi, Malatya Büyükşehir Belediyesinin yanında kurulan çadır kente yerleştirildi.
Yaklaşık 250 çadırın bulunduğu alanda depremzedelerin günlük ihtiyaçlarının karşılanması için Malatya 2. Ordu Komutanlığı ile Kırklareli 41. Komando Tugay Komutanlığına bağlı 75 personel görev yapıyor.
AŞ DA YAPIYOR TRAŞ DA Depremzedeler için fırında ekmek pişiren, üç öğün yemek hazırlayan askerler, odun keserek yakmaya hazır hale getiriyor.
Afetzedeleri tıraş da eden Mehmetçik, lise ve üniversiteye hazırlanan öğrencilere destek veriyor.
Yakınlarıyla çadırda kalan 27 yaşındaki Arzu Aylaz, askerin ve polisin ilk günden beri kendilerini hiç yalnız bırakmadığını söyledi.
Aylaz, “Bir şikayetimiz veya bir eksiğimiz olsa söylüyoruz, yardımcı oluyorlar. Ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar.” dedi. Kardeşi Meltem Aylaz
da hayatlarının bir gecede değiştiğini belirterek, zor bir süreçten geçtiklerini kaydetti.
BİR GECEDE DEĞİŞTİ
Mehmetçik’in şartlarını kolaylaştırdığını dile getire Aylaz, “Bakıyorum, bazen
rüya gibi geliyor. Sıcacık yatağımızdan kalktık ve bir gecede bu duruma düştük.
Annem de sağlıklı bir bireydi, yürüyordu. Şu anda yoğun bakımda, ölüm kalım savaşı veriyor. Bir gecede ne olacağını
insan bilmiyor. Bir gecede oldu bu durumumuz. Yine çok şükür sağız, hayattayız” diye konuştu.
DEPREMZEDE MİNNETTAR
Evleri hasar gören üç çocuk babası 38 yaşındaki Aziz Önder, Mehmetçik’e minnettar olduklarını dile getirerek, “Türk Silahlı Kuvvetleri burada olmasaydı, şu an buradaki düzenin hiçbiri olmazdı. En baştan en sona kadar çok emekleri var. Allah onlardan razı olsun” ifadesini kullandı. Çadır kentte eşiyle kalan 68 yaşındaki Güler Toy, evlerinin hasar gördüğünü, burada her türlü ihtiyaçlarının karşılandığını belirterek, şunları dile getirdi:
CANIM FEDA OLSUN “Allah’a şükür vatanımızla milletimizle ayaktayız. Deprem yaşadık ama şu an huzurluyuz çünkü böyle sevecen insanlarımız var. Askerimiz, polisimiz, sağlıkçımız var. Hayırsever vatandaşlarımız yardımları gönderiyor, onlar da bire bir detaylı şekilde dağıtıyor. Özveriyle hizmet sunuyor. Yemeği günde üç defa veriyorlar. Yaşlıyız, gelmesek getiriyorlar. Allah razı olsun. Ayağımda ayakkabı yoktu. Askerlerimiz buldu getirdi, sağ olsunlar. O kadar candan ve gönüldenler ki ‘Ana, abla’ deyip ağızlarından bal damlıyor. Onlara canımı feda ederim.”
The U.S. military presence in northern Syria to combat the terrorist organization Daesh is still worth the risk eight years on, according to Army General Mark Milley. Milley, chairman of the Joint Chiefs of Staff, flew on Saturday to Syrian regions occupied by the PKK and its Syrian wing, the YPG, to assess efforts to prevent a resurgence of Daesh and review safeguards for American forces against attacks, including from drones flown by Iran-backed militia.
“General Milley visited Northeast Syria today to meet commanders and troops,” Joint Staff spokesman Col. Dave Butler told reporters.
“While there, he received updates on the counterISIS mission, inspected force protection measures, and assessed repatriation efforts for the Al Hol refugee camp,” Butler added, referring to Daesh by an alternative acronym.
While Daesh is a shadow of the group that ruled over a third of Syria and Iraq when it declared a so-called “caliphate” in 2014, hundreds of fighters are still camped in desolate areas where
the Syrian army, with support from Russia and Iranian-backed militias, and YPG terrorists backed by the United States struggle to exert full control.
Thousands of other Daesh fighters are in detention facilities supervised by the YPG, the Syrian extension of the PKK, recognized as a terrorist group by Türkiye and described as “key ally” by Washington.
Asked by reporters traveling with him if he believed the deployment of around 900 U.S. troops to Syria was worth the risk, Milley tied the mission to the security of the U.S. and its allies, saying, “If you think that that’s important, then the answer is ‘Yes.’”
“I happen to think that’s important. So, I think that an enduring defeat of ISIS and continuing to support our friends and allies in the region ... I think those are important tasks that can be done,” Milley said.
According to U.S. media outlets, the mission carries risk. For example, four U.S. troops were wounded during a helicopter raid last month when a Daesh leader triggered an explosion.
n Greek rail workers went on strike for a sixth day on Monday to protest over safety conditions following a train crash last week that killed 57 people. The busy rail route that connects the capital Athens with the northern city of Thessaloniki has been suspended pending an investigation into the Feb. 28 disaster, when two services on the same track were involved in a head-on collision. Almost all the victims, many of them university students, were in the fast-speed passenger train which hit a freight train. A rolling strike by rail workers since the crash has brought passenger and
The same month, the U.S. military shot down an Iranian-made drone attempting to conduct surveillance on a patrol base in northeastern Syria.
Three drones targeted a U.S. base in January in Syria’s Al-Tanf region. The U.S. military said two of the drones were shot down while the remaining drone hit the compound, injuring two YPG terrorists.
U.S. officials believe drone and rocket attacks are being directed by Iran-backed militia, a reminder of the complex geopolitics of Syria where Syrian President Bashar Assad counts on support from Iran and Russia and sees U.S. troops as occupiers.
America also considers NATO ally Türkiye’s potential offensive in Syria against PKK/YPG terrorists “a threat” to its troops and so-called partners.
For years, Türkiye has strenuously objected to Washington’s proven assistance, including arms, military training, and regular patrols, to the terrorists who have attacked Türkiye and taken tens of thousands of lives in the past 40 years.
freight rail services to a standstill across the rest of Greece. Railway workers’ unions and train drivers have extended their strike until Wednesday, saying that safety systems throughout the rail network have been deficient for years. The crash has also prompted anti-government protests over the past week across the country, including one drawing 10,000 people in central Athens Sunday, demanding better safety standards on the rail network. A rail employee on duty at the time of last week’s crash has been held in custody pending trial.
Russia said Monday its peacekeepers halted a weekend clash in Azerbaijan’s Karabakh region between Yerevan and Baku, urging all parties to show restraint. “Through the efforts of Russian peacekeepers, the clash was stopped,” the Russian defense ministry added in a statement carried by Russian news agencies. On Sunday, Azerbaijan’s Foreign Ministry said a shootout occurred when Azerbaijani soldiers went to check vehicles suspected of transporting weapons along an auxiliary road that links Armenia with Karabakh. Armenia’s Interior Ministry dismissed the claim and described the shooting as an “ambush,” saying that three Armenian police officers from Karabakh were killed. The Russian Defense Ministry said on Monday that its troops patrolling the region as peacekeepers under the 2020 Moscow-brokered deal moved quickly to halt the clash. The ministry confirmed that three Armenian police officers were killed and added that two Azerbaijani troops also died in the shootout. The Russian Foreign Ministry expressed concern about Sunday’s shooting and urged all parties to show restraint and make steps to deescalate the situation. Azerbaijani President Ilham Aliyev and Armenian Prime Minister Nikol Pashinian have met several times as part of efforts to resolve the conflict, but periodic violence has hurt peace efforts. Relations between the former Soviet republics of Armenia and Azerbaijan have been tense since 1991 when the Armenian military illegally occupied Karabakh, a territory internationally recognized as part of Azerbaijan, and seven adjacent regions. Clashes erupted on Sept. 27, 2020, with the Armenian Army attacking civilians and Azerbaijani forces, violating several humanitarian ceasefire agreements. During the 44-day conflict, Azerbaijan liberated several cities and around 300 settlements and villages that Armenia had occupied for almost 30 years.
- Sydney’de her gün saat 17-18 arası program Ve her gece saat 22-24 arası Müzikli Saatler
- Melbourne’da her Çarşamba saat 17-18 arası
- Yayınlarımızı aşağıdaki linklerden dünyanın her yerinden dinleyebilirsiniz.
SYDNEY: www.turkiyeninsesi.sydney
MELBOURNE: www.turkiyeninsesi.melbourne
- Ayrıntılı bilgi için bizi arayın: +61 421 890 600
Türkiye depremin yaralarını sarmaya çalışırken, “İyilik Elçileri” de soba başındaki sohbet ve müzikle bölgede depremden etkilenen çocuklara moral veriyor. Ekiple birlikte Hatay’a gelen Bahçelievler Belediye Başkan Yardımcısı Göksel Erdem, “Bu sobanın başında umut, güzellik, gelecek, geleceğimiz olan çocuklar var” diye konuştu.
söyleyen Başkan Yardımcısı Erdem, şunları dile getirdi:
İstanbul Bahçelievler Belediyesine bağlı “İyilik Elçileri” ekibi, akşam saatlerinde soba başında hep birlikte söyledikleri şarkılar ve sohbetlerle depremden etkilenen çocuklara umut oluyor.
Kahramanmaraş merkezli
6 Şubat’taki 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin en fazla yıkıma neden olduğu kentlerden Hatay’da afetzedelere yönelik psikososyal destek çalışmaları sürüyor.
HAYAT DEVAM ETMELİ
Aile ve Sosyal Hizmetler ile Milli Eğitim Bakanlığının çalışmaları dışında belediyeler ve STK’lerce afetten etkilenenler için çeşitli etkinlikler de düzenleniyor.
Özellikle depremzede çocukların yeniden sosyal hayata katılabilmeleri için İstanbul Bahçelievler Belediyesi bünyesinde oluşturulan ve gençlerden oluşan “İyilik Elçileri” ekibi, çadır ve konteyner kentlerde akşamları canlı müzik ve sohbet etkinliği yapıyor.
Gittikleri bölgelerde akşam etkinliği için duyuru yaparak çocukları ve gençleri soba başında toplayan elçiler, bağlama ve gitar eşliğinde umut dolu şarkılar
söylüyor. Afetzede çocuklarla “istek” parçaları da hep birlikte seslendiren ekipler, çocukların depremin etkisinden kurtulmalarını sağlayarak onlara hem umut veriyor hem de eğlendiriyor.
TÜRKİYE SEFERBER OLDU
Bahçelievler Belediye Başkan Yardımcısı Göksel Erdem, afet bölgelerinde ilk günden itibaren çeşitli çalışmalar yaptıklarını
söyledi. Antakya’da 800 metrekarelik aşevi kurulumuyla işe başladıklarını belirten Göksel Erdem, “Yaklaşık olarak 30 bin kişiye yemek çıkardık. Yaklaşık 20 gündür hizmet veriyoruz, 3 öğün sıcak yemek sağlıyoruz, isteyenler evlerine, çadırlarına da götürebiliyor” diye konuştu. Temel ihtiyaçlarla ilgili çalışmaların dışında etkinlikler de yaptıklarını
NOSTALJİK GECELER “Bölgede genelde gençlerle ilgili çalışmalarımız var. Çocuklara deprem ortamını birazcık da olsa unutturmaya çalışıyoruz. Afetten sonra bölgede ihtiyaç olduğu için iyilik elçilerimiz buraya geldi. Ekibin içinde gitar ve bağlama çalan arkadaşlarımız var. Burada kurulan konteyner veya çadır kent alanına gençlerimiz duyuru yapıyor, etkinlikle ilgili. Akşam olunca soba etrafında halka oluşturuluyor, gitarımız, bağlamamız, müzik aletlerimizle gençlerimiz geliyor. Çocukların istediği şarkılar, çoğunun televizyon izleme imkanı da yok. Her gün ayrı bir çadır veya konteyner kentte bir araya geliyoruz. Hem aileler burada çocuklarıyla mutlu oluyorlar, biz de bunu sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz. Bu sobanın başında umut, güzellik, gelecek, geleceğimiz olan çocuklar var.”
UMUTLAR YEŞERİYOR “İyilik Elçileri” gönüllüsü mimar ve endüstri mühendisi Estel Nasıroğlu da bu etkinliğe katıldığı için çok mutlu olduğunu söyledi. Çadır kentleri gezerken çocukların bu tarz etkinliklere özlemini fark ettiklerini belirten Nasıroğlu, şunları anlattı: “Çocukları eğlendirmek için geliyoruz ancak yetişkinler için de şarkılar söylüyoruz. Çocuklardan bizimle birlikte umutlarının yeşerdiği yönünde geri dönüşler alıyoruz. İlk etapta programımızı 45 gün şeklinde planlamıştık ama bu, ihtiyaç dahilinde uzatılabilecek bir süreç. Biz de bunu destekliyoruz çünkü burada umutların yeşerdiğini hissedebiliyoruz.”
Ilan ve Kartvizit reklamlarınız için rezervasyon: 0 433 162 655 7 Mart 2023
Today’s Dental Auburn’da Türkçe ve İngilizce bilen full time çalışacak tercihen tecrübeli resepsiyon elemanı ve dişçi asistanı aranıyor. İlgilenenler lütfen bizimle iletişime geçsin.
7 Beatrice Street Auburn NSW 2144
Ph: (02) 9643 2848
Email: auburn@todaysdental.net.au
- Artık Türkiye’de avukat bulma ve ona ulaşma derdine son!
- Türkiye’de bulunan aktif hukuk bürom ve çoğu ildeki çözüm ortaklarım ile her türlü hukuki işlemlerinizi yürütmeye hazırım.
- Aile Hukuku’na dair tüm davalar, boşanma, miras, gayrimenkul davaları ve tapu işlemleri, ticari uyuşmazlıklar için arabuluculuk, yatırım danışmanlığı ve sözleşme hazırlamasına dair Türkiye’deki yargı süreci ve kanunları hakkında her türlü bilgiyi verebilirim.
- Auburn civarı veya Sydney içi görüşmelerimi yüz yüze gerçekleştirebilirim. Diğer eyaletler için telefon veya mail ile iletişim kurabiliriz.
Av. Çetin Tuğberk Gürcan
Telefon: 0479 100 411
Mail: ctugberkgurcan@gmail.com
www.apaydinhukuk.com
BAY VE BAYAN ELEMAN
n Eastgardens Westfield Pagewood’da bulunan kebab dükkanımızda full-time ve part-time çalışacak bay ve bayan eleman arıyoruz.
DENİZ: 0 416 449 177
Eastern Creek’deki Kebab ve Gözleme dükkanımızda full time/ part time çalışacak tecrübeli
bay ve bayan eleman alınacaktır. İlgilenenler lütfen bizi arasın.
0410313678
ELEMAN ARANIYOR
Sydney’de Pide ve Grill’de çalışacak tecrübeli elemanlara ihtiyaç vardır. İstekli kişilere iş öğretilir. Ücret dolgundur!
Ali: 0422 678 997
Taste of Turkey Newtown
SATIŞ NOKTALARI
Dilek Market turkishgrocery.com.au Afterpaygestscologne.com ile taksit imkanı
Preston ve Fairfield’da
4 yıldır haftada 2 gün
faaliyetde bulunan
getirisi güzel olan iş yerlerimiz satılıktır.
MURAT: 0400 88 33 40
n Manly Seaside’de gece veya gündüz kebabda
çalışacak elemanlar alınacaktır.
İRTİBAT: 0413 554 027
Guest Cologne/Kolonya lemmongrass organik içeriklidir. Mevcut boyutlar; 50 ve 200 ml. Nemlendirici özelliğe sahiptir, ferahlatır, senitize eder ve cildinizi korur. Hassas ve bütün ciltlere uygundur. Bu özel kolonyayı gönül rahatlığıyla istediğiniz kadar kullanabilirsiniz. Daha fazla bilgi ve alışveriş için; web: www. guestscologne.com
/CEP: 0402 677 440
n Mona Vale’de bulunan Aussie
Kebab&Pide dükkanımızda gündüz veya akşam full time çalışacak serviste, pide&gözlemede tacrübeli bay-bayan eleman aranmaktadır.
HANİFİ: 0 401 922 786
Şehir Merkezinde (City), ucuz kiralı, işlek işletmemiz satılıktır.
İlgilenenler arasın!
0 423 525 419
info@turkishnewspress.com.au
Kur’ân insandan yaşadığı dünyayı “imar” etmesini istemiştir: “O, sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizden yeryüzünü imar etmenizi istedi.”
İmar konusunda bir başka âyette de şudur: “Onlar, hiç yeryüzünü dolaşıp kendilerinden önce yaşamış olan [hakîkati inkâr edenler]in sonlarının ne olduğunu görmediler mi? Onlar ki daha kudretliydiler, yeryüzünde daha derin izler bırakmışlardı ve dünyâyı daha iyi imar etmişlerdi.”
Âyetler bize gösteriyor ki; yeryüzünü “imar” etmek ve ihtiyaçlar doğrultusunda “mamur” hâle getirmek insanın aslî görevidir. Aslında bu, insanın “imanı” ve bir anlamda “ibâdeti” anlamına da gelmektedir. Çünkü Hz. Peygamber: “Yeryüzü bana mescid kılındı” demiştir.
Eğer yeryüzü bizim mescidimizse ve yeryüzünün her toprağında Allah’a secde/yakınlık kurabiliyorsak, öyleyse bu mescidimizi/mekânımızı temiz tutmak, onu imar etmek imanımızın ve buna bağlı olarak amelimizin bir yansımasıdır.
Bu gerçek Kur’ân’da şöyle verilir: “Allah’ın mescidlerini ziyaret etmek yahut onarıp gözetmek, ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, salâtında dosdoğru ve sürekli olan, arınmak için vermekle yükümlü olduğu şeyi veren ve Allah’tan başka kimseden korkup çekinmeyen kimselere vergidir. Ve dolayısıyla, ancak böyleleri doğru yolda yürüyenler arasında olmayı umabilirler!”
Âyette açık bir şekilde görülüyor ki; iman ile imar arasında kopmaz bir bağ vardır ve bu noktadan bakıldığında çevresini biçimlendirme/ güzelleştirme çabası içerisinde olan her insan mimari bir faaliyet içerisindedir. İnsana dünya hayatında bahşedilen zaman dilimine “ömür” denilmiştir ve bu kelime de imar ile aynı kökten gelmektedir. Bu da bize imar ile geçmeyen bir ömrün, ömür olamayacağını ve insanın hem kendisini hem de çevresini mamur edemeyeceğini göstermektedir. Bu nedenle kıyâmette kişiye sorulacak sorulardan birinin de “ömrünü nerede veya ne yaparak geçirdin?” şeklinde olacağı söylenmiştir.
İmar ile geçen bir ömrün oluşturacağı/şenlendireceği mekânlar medeniliğin/uygarlığın, refah, saadet ve mutluluğun tasavvuru olarak “ümran”ı ortaya çıkarır. Ümran; insan ve âlemin birlikte imar edilmesinin adıdır. Eğer bu yapılmazsa yeryüzünün neşesi/canlılığı kaçar ve insan, nefsinin doymak bilmeyen tutku ve ihtiraslarının doğrultusunda yaşadığı çevresini fesada dönüştürür.
Bu gerçeklik Kur’ân’da şöyle vurgulanır: “[Allah’ın buyruklarını umursamaz hale gelen şu] insanların kendi elleriyle yapıp-ettikleri
sonucunda karada ve denizlerde çürüme ve bozulma başladı: Bu şekilde [Allah], belki [doğru yola] geri dönerler diye yaptıklarının bazı [kötü] sonuçlarını onlara tattıracaktır.” İnsanın mimarisinde Allah, ruh
ve beden dengesini uyumlu/ahenkli bir şekilde yaratmıştır. Bu nedenle Kur’ân, ruh için maddeyi, sonsuzluk/ âhiret için dünyayı feda etmeyi önermez. Tevhitte hayatın birliği esas olduğundan dünya ve âhiret arasında denge ve uyum kaçınılmazdır. Hayat bir bütündür ve bunun ilk ve asıl kısmı dünya kısmıdır. Âhiret ise, dünyanın bir uzantısı ve dünyada ekilenlerin bir hasat dönemidir. Eğer dünya imar edilmemiş cehenneme dönüştürülmüşse, bunu yapanların âhirette cennet vaadlerinin bir anlamı kalmamıştır. Kendi denge mimarisini varlıklarında gerçekleştirenler, hayatın tümünde kazanmak için dünyada da âhirette de güzellik/hüsn istemeleri gerekmektedir.
Bu nedenle insan; yeryüzüne ömür vermek, onun uzun hayatını uzatmak, onu korumak ve kısaca ona “ümrân” kazandırmak için amel/eylem/imar yapmalıdır.
Çünkü mimar sadece mekânı dolduran değil aynı zamanda mekânı bir şey ile koruyan insandır. Kur’ân’a göre, hayatın ve tekâmülün/oluşun özü sürekli eylemdir. Bu sürekli eylemin Kur’ân dilinde adı “amel/ iş/oluş” ve “sa’y/gayret/koşmak/ koşuşturmak” olarak verilmiştir.
Ayrıca “ibâdet” kelimesini de ihmâl edilen “iş ve değer üretmek” anlamında bir tabir olarak buraya almak mümkündür. Amel, sözlük anlamıyla “niyetli davranış, hareket, iş, eylem” demektir ama her amel fiil olduğu halde her fiil amel değildir. Din dilinde sadece kasıt ve niyete bağlı olan fiiller amel adını alır. Bu noktadan baktığımızda, yalnız ibâdetler değil, insanın niyeti ve şuurlu/idrakli bütün faaliyetleri amel sayılır.
Kur’ân hemen her yerde, iman kelimesinin ardından amel kelimesini vermekte ve böylece insanı başarı ve mutluluğa götürecek imanın, amelle kucaklaşması gerektiğine dikkat çekmektedir.
İmanını amelle buluşturarak “imar”a dönüştürmek isteyen mimar da Allah’ın irâdesini yeryüzüne yansıtacak bir mimarinin taşıyıcısı/ uygulayıcısı olmalıdır. Kur’ân, imanın ardından hemen devreye soktuğu amelin “salih” olmasını istiyorsa, mimari faaliyette “salih” olmalı, insana hizmete ve barışa yönelik gelişmelidir. Salih mimari aynı zamanda “Yaratıcı Faaliyet”e katılmanın da tek yoludur. Bu yolla insan/mimar, âlem ve oluş bünyesinde imar edici bir şuur hâline ulaşır. Bunun için de mimari eylem zamanı akla uygun bir biçimde verimli kullanmalı ve imarında iki eylem arasında ihmâl ve boşluk bırakmamalıdır.
Kısaca yeryüzü mescidse, bu mescid üzerinde/içinde tüm meşru fiiller/imarlar ibâdettir. Bu ibâdetin rûhu da sonsuzluğu yakalamak için sürekli iş yapıp değer üretmektir. Mimar ise Allah’ın ezeli kozmik/mistik plânı çerçevesinde oluşan O’nunla birlikte hayat, neşe, huzur, güven, mutluluk katan insandır.
> NECMETTIN ŞAHINLER’IN MISTIK MIMARI KITABINDANALINMIŞTIR
“Allah’a çağıran, dine ve dünyaya yararlı iş yapan ve ‘Ben müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kim vardır?”
FUSSILET
“Allah sizlerin dedikodu yapmanızdan, mal zayiinden (ekonomik israftan) ve ihtiyacınız olmadığı halde, insanlardan yardım talebinizden (dilenmenizden) hoşlanmaz.” . MUVATTA
Ali Erbaş, hutbesinde, “Yüce Rabbimiz, Berat gecesini, tarihin şahit olduğu en büyük depremler sebebiyle mahzun olan gönüllerimize, acıyla kavrulan yüreklerimize bir teselli, inşirah, geleceğimize yönelik bir umut vesilesi kılsın” dedi.
Dünya Müslüman
Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği, ülkemizde yaşanan depremler nedeniyle Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a geçmiş olsun ziyaretinde bulundu.
Türkiye genelindeki camilerde “Müslümanlar birbirinin umududur” konulu hutbe irat edildi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da Keçiören’deki camide okuduğu hutbenin ardından cuma namazı kıldırdı. Üç aylardan şaban ayının ortasında idrak ettiğimiz Berat gecesinin, nice hikmet ve bereketle dolu olduğunu belirten Erbaş, şunları dile getirdi: BİR TESELLİ, İNŞİRAH VE UMUT “Ruhumuzu inciten her türlü hatadan, yaratılış gayemize ve Rabbimizin rızasına yakışmayan her türlü kötülükten berat etmek için büyük bir fırsat olan Berat gecemiz mübarek olsun. Yüce Rabbimiz her hikmetli işin kendisi tarafından taksim edildiği bu mübarek geceyi, millet olarak yaşadığımız tarihin şahit olduğu en büyük depremler sebebiyle mahzun olan gönüllerimize, acıyla kavrulan yüreklerimize bir teselli ve inşirah, geleceğimize yönelik bir umut vesilesi kılsın inşallah.” Zümer Suresi 53. ayetindeki “Allah’ın rahmetinden umut kesmeyiniz.” ifadesini hatırlatan
Erbaş, şöyle devam etti: “Evet, Allah’a inanan ve O’na sığınan bir müminin gönlünde umutsuzluğa yer yoktur. Zira umuttur insanı yaşatan. İyi ve güzel olanı ummaktır hayata bağlayan. Umut, asla gerçeklerden kaçış değildir. Bilakis umut, tam bir teslimiyetle Allah’a dayanmak, sımsıkı bir şekilde azme sarılmak, hikmete ram olmaktır. Aynı Allah’a, aynı peygambere, aynı kitaba inanan, aynı kıbleye yönelen Müslümanlar, birbirinin umududur.”
KARANLIK GECENİN SABAHI
Her Müslümanın, kardeşinin acısını kendi acısı bildiğini vurgulayan Erbaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Müslüman, kardeşinin kederini kendi kederi görür. Bu bilinçle darda kalanın her daim yanında olur. Sıkıntıyla örselenen ruhuna dokunur, garipleşen yüreğine derman olur. İnanıyoruz ki her karanlık gecenin nurlu bir sabahı vardır. Yaşadığımız sıkıntılar da son bulacaktır Allah’ın izniyle. Yeter ki bizler kardeşlerimizle yardımlaşarak bu zor günlerin üstesinden gelmek için çaba gösterelim.”
n Karabük Üniversitesi öğrencisi Gabonlu Arthur Akue Obiang, İl Müftülüğünde gerçekleştirilen ihtida töreniyle Müslüman oldu. Müftülükten yapılan açıklamaya göre, arkadaşlarından etkilenerek Müslüman olmaya karar veren Obiang, Müftülüğe başvurdu. İl Müftülüğünde düzenlenen ihtida töreninde, Safranbolu Müftüsü İsmail Temur tarafından İslam dininin temel esasları hakkında Obiang’a bilgi verildi. Daha sonra kelimeişehadet getirerek Müslüman olan Obiang, “İbrahim” ismini aldı. Temur, dua edilmesiyle tamamlanan törende, İbrahim Obiang’a “İhtida Belgesi” ile mealli Kur’an-ı Kerim ve Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarından çıkan çeşitli kitaplar hediye etti.
FATMA GENÇTÜRK
info@turkishnewspress.com.au
ORTA
Afganistan’daki Türkmen ve Özbek kadınlar takılarını depremzedelere gönderirken; Özbekistanlı genç kızlar ise yıllarca binbir emek ve hayallerle düzdükleri birbirinden renkli el emeği göz nuru çeyizlik yorganlarını kardeşleri üşümesin diye yolladılar.
Asrın felaketi bir yandan yüreğimizi yakarken, diğer yandan ise bizi kardeşlerimizle biraz daha birbirine yaklaştırdı. Öyle yardım ve dayanışma örnekleri sergileniyor ki gözyaşı dökmemek elde değil. İşte onlardan iki örnek...
TIPKI KURTULUŞ SAVAŞI GİBİ Afganistan’ın kuzeyindeki Türkmen ve Özbek kadınlar gümüş ve altın takılarını, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen afetzedelere gönderdi. Ülkenin kuzeyindeki Kunduz ve Cüzcan vilayetinde Türkmen ve Belh vilayetinde Özbek kadınlar, altın ve takılarını depremzedelere gönderilmek üzere Türkiye’nin
Mezar-ı Şerif Başkonsolosluğuna teslim etti. Başkonsolos Semih Lütfü Turgut, Afgan halkının depremzedeler için ellerinden gelen gayreti göstermesinin, kendilerini Kurtuluş ve Çanakkale savaşı yıllarına götürdüğünü
belirterek, şunları dile getirdi:
“Taziye için gelen halk, bohça içerisinde takıları çıkartıp masaya koyduğunda söyleyecek bir kelime bulamadım. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir andı o an. Tüm kelimeler boğazında düğümlendi
ve burada Türkiye’nin ne kadar çok sevildiğini görmüş olduk. Afgan halkı ellerinde ne varsa Türkiye’ye göndermeye çalışıyorlar.”
NENE HATUNU HATIRLATTI
Diğer yandan, Özbekistanlı genç kızlar ise, depremlerden etkilenen illere, el emeği çeyizlik döşek ve yorganlarını yolladı. Özbekistan’dan gelen 10 tırlık konvoy depremlerden etkilenen farklı illere yardım malzemelerini ulaştırdı. Hatay’daki Özbek köyü olarak bilinen Ovakent Mahallesi’ne gönderilen tırlardan birinde çıkan malzemeler dikkati çekti. Genç kızların ve kadınların el emeğiyle kendi yaptıkları, Özbek kültürüne ait renklerde hazırlanmış çeyizlik yastık, döşek ve yorganlar, köy sakinlerini duygulandırdı. Mahalle sakinlerinden Türk Soydaşlar Derneği Başkanı Musa Kurt, şunları anlattı: “Biz koli veyahut gıda beklerken tırı açtıkça duygulandık. Oradaki annelerimiz, kızlarımız bize çeyizlerini göndermişler. Kurtuluş Savaşı’ndaki Nene Hatunlarımızı hatırlattı bize. Hepsi el emeği, göz nuru. Umre’de giydiği kıyafeti içinde bulduk. Düşünün her şeylerini göndermişler. Böyle bir milletin parçası olmak gurur veriyor bize.”
Watsup Brothers Condell Park: 87643236
Fatih Karagümrük, Demir Grup Sivasspor ve Antalyaspor karşısında puan kaybeden siyah-beyazlı takım, MKE Ankaragücü’nü mağlup ederek galibiyetle tanıştı. Beşiktaş, iç sahada yenilmezlik serisini 8 maça yükseltti. Siftah yapan Aboubakar ise attığı şık golle galibiyette önemli rol oynadı. 2-1
Süper Lig’de 24. haftanın açılış maçında Corendon Alanyaspor, konuk ettiği Medipol Başakşehir’i 1-0 yendi. 54. dakikada Alanyaspor öne geçti. Sağ kanattan gelişen atakta, Efecan Karaca’nın çaprazdan şutunda kaleci Volkan Babacan’dan seken top, Efkan Bekiroğlu’nun önüne düştü. Bu futbolcunun vuruşunda, meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 1-0. Maçta başka gol olmayınca karşılaşma, Corendon Alanyaspor’un 1-0 üstünlüğüyle sona erdi.
EMRE HOCA OYUNU BEĞENMEDI
Süper Lig’in 24. haftasında MKE Ankaragücü’nü 2-1 mağlup eden Beşiktaş, ligde 3 maç aradan sonra 3 puanla tanıştı. Fatih Karagümrük, Demir Grup Sivasspor ve Antalyaspor ile oynadığı maçlardan galibiyetle ayrılamayan ve bu süreçte 2 beraberlik, 1 yenilgi alan siyahbeyazlı ekip, başkent temsilcisini mağlup ederek puanını 43’e yükseltti. Ankaragücü ise 22 puanda kaldı.
Beşiktaş, MKE Ankaragücü galibiyetiyle iç sahadaki yenilmezlik serisine devam etti. Bu sezon Dolmabahçe’de oynadığı maçlarda yenilmezlik serisini 8 maça yükselten siyahbeyazlı ekip, tek yenilgisini Medipol Başakşehir karşısında aldı. Teknik direktör Şenol Güneş’in göreve gelmesinin ardından iç sahada oynadığı 6 maçta yenilgi yüzü görmeyen siyah-beyazlılar, bu süreçte 5 galibiyet, 1 beraberlik alırken, bu sezon ise evinde oynadığı 12 maçta 8 galibiyet,
3 beraberlik elde etti. Karşılaşmanın 36. dakikasında
MKE Ankaragücü’nün kazandığı korner atışında Pedrinho ile tribünler arasında gerginlik yaşandı. Korner için topun başına giden Pedrinho, tribünlerden atılan yabancı maddelerin kendisine isabet etmesi sonrası yerde kaldı. Beşiktaşlı futbolcuların yanı sıra başkent ekibinin teknik direktörü Sedat Ağçay ve Beşiktaş teknik direktörü Şenol Güneş de olayın yaşandığı yere giderek tribünleri sakinleştirdi.
SALIH UÇAN PERDEYI AÇTI
Karşılaşmanın 40. dakikasında attığı golle Beşiktaş’ı 1-0 öne geçiren Salih Uçan, bu sezon 3. kez gol sevinci yaşadı. Korner sonrasında yaşanan karambolde topu fileleri gönderen Salih, bu sezon Alanyaspor ve Kayserispor maçlarında da fileleri havalandırmıştı. Salih, 60. dakikada yerini Tayfur Bingöl’e bıraktı. Ara transfer döneminde Wout Weghorst’un ayrılışı sonrası yeniden Beşiktaş’a
transfer olan Vincent Aboubakar, siyah-beyazlı takımdaki üçüncü döneminin ilk golünü MKE Ankaragücü karşısında attı. Maçın 55. dakikada ceza sahasına girerek sert bir şutla topu ağlara gönderen Aboubakar; Kayserispor, Alanyaspor, Fatih Karagümrük ve Sivasspor maçlarında forma giymesine rağmen golle tanışamamıştı. Kamerunlu oyuncu, attığı ilk golün ardından büyük bir sevinç yaşadı.
WELINTON CEZALI
Karşılaşmanını uzatma dakikalarında sarı kart gören Welinton Souza, cezalı duruma düştü. Bu sezon Kasımpaşa, İstanbulspor ve Demir Grup Sivasspor maçlarında sarı kart gören siyah-beyazlı oyuncu, dördüncü sarı kartını MKE Ankaragücü karşısında aldı. Siyah-beyazlı futbolcu, gelecek hafta Medipol Başakşehir ile oynanacak karşılaşmada görev yapamayacak. Beşiktaş taraftarının yönetim protestosu ise maç içinde sürdü.
n Trabzonspor, Süper Lig’de Ümraniyespor’a 2-1 yenilerek 726 gün sonra sahasında kaybetti. En son 8 Mart 2021’de Alanyaspor’a 3-1 kaybettiği karşılaşmadan sonra 36 maçta 24 galibiyet, 12 beraberlik alarak yenilmezlik serisi yakalayan bordo-mavililer, ligin son sırasındaki rakibi karşısında bu unvanını sürdüremedi.
Konuk takıma galibiyeti getiren golleri 53. dakikada Sekidika, 65. dakikada Umut Nayır attı.
Trabzonspor’un golü ise 83. dakikada Yusuf Yazıcı’dan geldi. Trabzonspor, aldığı yenilgi
ile 38 puanda kalırken, 5 maç sonra kazanan son sıradaki İstanbul temsilcisi ise puanını 18’e yükseltti. Trabzonspor’dan Naci Ünüvar dakika 90+8’de kırmızı kart gördü. Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, “Trabzonspor ailesine, camiasına zarar verecek bir şey asla yapmam” derken, Ümraniyespor
Teknik Direktörü Recep Uçar ise, “Bu galibiyet ligde kalma açısından bir kıvılcım olacak” ifadesini kullandı.
Maçın ardından konuşan Başakşehir Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, kötü oyunlarının karşılığını mağlubiyet olarak aldıklarını söyledi. Deplasman maçlarında bugüne kadar iyi oynamadıklarını belirten Belözoğlu, “Tekrar aynı senaryoyu yaşadığımız bir maç oldu. Sorumluluk benim. Kötü oyunun sorumluluğu bende. Yapacak bir şey yok. Yolumuza devam etmek mecburiyetindeyiz” diye konuştu. Belözoğlu, önlerinde bir Avrupa maçı olduğunu hatırlatarak, “Bugünkü kötü oyunumuzun karşılığı olarak net bir mağlubiyet aldık. Alanyaspor’u tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. Alanyaspor Teknik Direktörü Ersun Yanal ise, “Bu oyunu biz istedik ve bunu başardık. Oyuncularımı tebrik ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Hikâyelerinizi Bana Yazın: david.kilic@hotmail.com
Milli atlet Tuğba
Danışmaz, Avrupa
Salon Atletizm
Şampiyonası
kadınlar üç adım
atlama finalinde
14.31’lik derecesiyle
Türkiye rekoru
kırarak altın madalya kazandı.
İstanbul’un ev sahipliğinde Ataköy
Atletizm Salonu’nda düzenlenen Avrupa
Salon Atletizm
Şampiyonası’nın kadınlar üç adım atlama finalinde milli
atlet Tuğba Danışmaz piste çıktı. Milli atlet, ilk hakkında 14.31 ile Türkiye rekoru kırarak ilk sıraya
4 Dont miss out, tickets and tables will sell fast.
yerleşti. 23 yaşındaki atlet, bu derecesiyle ilk sırada yer aldı ve altın madalyanın sahibi oldu.
n İstanbul’un ev sahipliğinde düzenlenen 37. Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası’nın ilk gününde mücadele eden 4 sporcumuzun 3’ü final bileti aldı. Kadınlar 3 bin metrede Yasemin Can ve Emine Hatun Mechaal ile erkekler üç adım atlamada Batuhan Çakır finale yükseldi. Kadınlar 800 metrede ise Tuğba Toptaş ise ilk turda şampiyonaya veda etti.
Tarihin akışını değiştiren meşhur Çanakkale Savaşında yaşanmış bir hikayedir. Hüseyin gönüllü olarak savaşa katılmıştır. Bıyıkları yeni terlemeye başlamıştır. Üstelik gözleri gece pek iyi görmemektedir. Kumandan bu genç çocuğa bakarak şöyle der:
- Senin yaşın küçük, eline silah veremem. Ama sana başka bir vazife vereceğim. Seni su sakası yaptım der. Bundan sonra görevi 35. Alayın 2. Bölüğüne su taşımaktır. Su taşıyan görevliye su sakası denirmiş o zamanlar. Hüseyin’e bir katır verirler. Adı artık “Saka Hüseyin” olmuştur. Saka Hüseyin çok maytap, neşeli esprili, hazır cevap bir çocuktur. Bölükte herkes onu çok sever. Mevsim yaz mevsimi, hava çok sıcaktır. Saka Hüseyin akşama kadar yakınlardaki Bigali köyüne kadar gider su kaplarını doldurur tekrar bölüğüne dönerdi. Gide gele katır yolu öğrenmişti. Akşam olduğu için gözleri pek iyi görmemektedir. Katırın kulağına eğilip:
- Haydi bakalım der, bugün çok geç kaldık. 2. Bölük bizden su bekler en çok da yaralılar bekler. Katır nasıl olsa yolu biliyor diyerek bizim saka Hüseyin bir türkü tutturur:
Pınar baştan bulanır, İner dağı dolanır.
Al başımdan sevdayı Buna can mı dayanır. Rinna yarim rinna
Riiinna rinna...
Artık birliğe az kalmıştır. Tam o sırada bilmediği bir dilden konuşan iki düşman askeri dur işareti yapar. Hüseyin durumum vehametini kavrar. Katır birliği hiç şaşırmaz. Demekki birlik düşman eline geçmiştir. Hemen o pratik zekasını kullanır. Gülümseyerek askerleri selamlar. Gömleğini çıkarıp beyaz bayrak niyetine sallar. Askerler onu alıp komutana götürürler. Komutanı selamlayarak katırı gösterir. Komutan meraklanır, tercüman ister. Hemen tercüman bulunur.
- Komutanım Mülazım Efendi size selam gönderdi. Hava sıcaktır yaralıları vardır, su bizim tarafta kalmıştır suları yoktur diye size su gönderdi der. Gider sulardan birer bardak içerek:
n Katar’da düzenlenen Artistik
Cimnastik Dünya
Kupası’nın Doha
etabında Adem Asil ve Ferhat Arıcan madalya elde ettiler. Katar’ın başkenti
4 https://registration.playfootball.com.au/.../WelcomeRegPl...
4 We look forward to welcoming you to the club!
4 Once registered Auburn FC club will upload the training time and days in Mid February or first Week of March.
4 Please Keep a lookout on future Post on AFC Facebook Page.
Doha’da düzenlenen
Artistik Cimnastik
Dünya Kupası’nda
Adem Asil, halkada 15.033 puanla
gümüş, Ferhat
Arıcan ise paralel
barda 14.733 puanla bronz madalya kazandı.
- Önce sen iç zehirli olmadığını anlasınlar dedi diye ilave eder. Gerçekten o kadar susuz kalmışlardır ki belki zehirli bile olsa gene içen çıkardı. Komutanın gözleri dolar. Gene de zehirli olma ihtimaline karşı onu sabaha kadar misafir edip karnını doyururlar. Sabah olunca ellerinde ne varsa peksimet, bisküvi, çikolata, sigara katırı alabildiğine yüklerler. Meğerse onların yiyeceği çoktur, ama bir damla suları kalmamıştır. Katırdaki suları mataralara doldururlar. Düşman askeri çok sevinir, adeta bayram eder. Komutan gözyaşları içinde onun yanaklarından öper. Komutanına selam söyler. Çok minnettar olduklarını bunu hiç unutmayacaklarını bildirir. Saka Hüseyin birliğine ulaşana kadar kimse ateş etmez. Bir katır yükü erzakla döner birliğine bizim saka Hüseyin. Birliğine gelince olanı biteni anlatır. Meğer bizim de yiyeceğimiz bitmiştir. Hemen askere dağıtılır. Pek bir ikrama geçer. Artık sevinme sırası bizim askere gelmiştir. O gün herkes saka Hüseyin’in cinliğini konuşup gülüşür. O gün öyle geçer. Saka Hüseyin bu savaştan gazi olarak çıkar. Memleketi olan Tekirdağ Hayrabolu’da 1975 yılında vefat eder. Tüm şehitlerimize ve gazilerimize Allah rahmet etsin.
The dynamic kickboxing duo from Osmaniye, Mikail Çevik and Hüseyin Tarık Kalalı, have stayed determined despite the destruction of their homes in the Feb. 6 earthquakes. Motivated to reach for their innate dream of competing in the International Kick Boxing World Cup held in Istanbul this May, the two kickboxers strive to be awarded the national uniform.
Undeterred by their current living arrangements in a dormitory, they press on with their rigorous training and remain hopeful of achieving their goal. Feb. 6 saw disastrous earthquakes in Türkiye’s 10 provinces, including Pazarcık and Elbistan, leaving much of their respective kickboxing gyms in shambles. The multipurpose sports salons, belonging to the Provincial Directorate of Youth and Sports, have been placed under the supervision of national kickboxing trainer Yusuf Güngördü to aid in rehabilitating the affected kickboxers.
Athletes and their families, recently housed by the General Directorate of Credits and Dormitories (KYK), are gearing up for the Youth Kick Boxing European Championship in Istanbul from Aug. 24 to Sept. 3. This tournament follows their success in the game held in May.
Seventeen-year-old prodigy Mikail Çevik, who has won the Turkish championship
Kayseri’den 3 puanla döndüler
with Anadolu Agency (AA), revealing that an urgent demolition decision was made for their home, which was tragically devastated by the destructive earthquake. “There is a World Cup in Istanbul in May. So, I hope that if I get a license there, I will represent my country with the national team in the
European Championship that will be held in my country,” he said. Çevik stated that the earthquakes significantly affected him, and he could not recover for two weeks.
“We are striving to nurture our psychological well-being through sports. My younger brother and I have been motivated
to encourage our friends and family to join us in our morning jogs, rigorous training and other activities to ensure our mental health is in its best state. This ambition has spread to me, and I want to take it to the next level and represent my country in the World Cup and European Championships, flying the Turkish flag proudly as a champion. This is especially pressing in light of the current situation in our country, and I want to honour the lives lost in the earthquake with the titles I will win,” he added. On the other hand, Hüseyin Tarık Kalalı said that he believes that Türkiye will overcome this great disaster.
Stating that they continued their work despite the earthquake, the 25-year-old athlete said, “The devastating earthquakes had a profound psychological impact on us all. As someone who is typically fearless, I was shaken to my core. In addition, I was overcome with fear for my family’s safety, scared that something catastrophic could occur. Fortunately, our homes were taken, but nothing else - we are truly grateful.”
Kalalı added that he wanted to be successful in both championships. Their coach Yusuf Güngördü has gone the extra mile, setting up his own multipurpose sports salon to replace the badly damaged facility that was previously unusable. He further reinforced their commitment to training by noting that they will continue to do so regardless of the circumstances. Pointing to the importance of the World Cup in Istanbul, Güngördü said, “Our athletes, who will be crowned champions in the World Cup, will proudly represent our country with the national team in the upcoming European Championship. I am confident they will perform to the highest standards there too.”
2-1
Lider Galatasaray’ın ligden
çekilen Gaziantep FK karşısında hükmen galip sayıldığı haftada, Fenerbahçe de kazanmasını bildi.
Yukatel Kayserispor’u 2-1 yendi.
6. dakikada Fenerbahçe öne geçti. Sol kanatta topla buluşan Lincoln Henrique’nin ceza sahasına ortasına Valencia’nın kafa vuruşunda, meşin yuvarlak ağlara gitti: 0-1.
GÜLE OYNAYA KAZANDI
68. dakikada Fenerbahçe farkı 2’ye çıkardı. Zajc’ın pasıyla topla buluşan Ferdi Kadıoğlu’nun uzak mesafeden sert şutunda, meşin yuvarlak ağlara gitti: 0-2. 90+5 dakikada Kayserispor farkı 1’e indirdi. Emrah Başsan’ın sağ kanattan kullandığı korner atışında, ceza
sahasında Arif Kocaman kafa vuruşuyla topu ağlara gönderdi: 1-2. Karşılaşma Fenerbahçe’nin 2-1 üstünlüğü ile sona erdi.
JESUS: ISTEDIĞIMIZI ALDIK Müsabakanın ardından konuşan Fenerbahçe Teknik Direktörü Jorge Jesus, Avrupa’daki maça işaret ederek, “Bugünkü hedefimiz olan 3 puanı aldık. Sevilla, UEFA Avrupa Ligi’ni en çok kazanan takım. Bu turnuvanın Real Madrid’i diyebiliriz. Şansımız az gözükse de kendimize inanıyoruz”dedi.
Kayserispor Teknik Direktörü Çağdaş Atan da, “Aslında maç tam planladığımız gibi gitti ama kaliteli vuruşlara teslim olduğumuzu söyleyebilirim” dedi.
- Alanyaspor-Başakşehir: 1-0
- F.Karagümrük-Sivasspor: 4-3
- Trabzonspor-Ümraniyespor:1-2
- Kayserispor-Fenerbahçe: 1-2 - Konyaspor-Giresunspor: 0-0
3-0 HG
- A.Demirspor-Hatayspor:3-0
BOXING Quake-hit kickboxing duo determined to raise Turkish flag high