3 SAYFA DOPDOLU SPOR
Maçlara buruk başlangıç
n Türkiye afetin ardından normalleşmeye çalışırken, Fenerbahçe erteleme maçında Konya’yı farklı yendi. 27
BONNYRIGG CAMISI’NDE “IYILIK KERMESI”
Sayfa 2’de
3 SAYFA DOPDOLU SPOR
n Türkiye afetin ardından normalleşmeye çalışırken, Fenerbahçe erteleme maçında Konya’yı farklı yendi. 27
BONNYRIGG CAMISI’NDE “IYILIK KERMESI”
Sayfa 2’de
Erdoğan pledges homes for Turkish quake survivors, urges them to stay
n MHP leader Devlet Bahçeli, President Recep Tayyip Erdoğan resumed his visit to disaster zones on Monday, meeting survivors of the Feb. 6 earthquakes in Türkiye’s south.
AVUSTRALYALI TÜRKLER ANA VATAN
IÇIN SEFERBER OLDU
Türkiye’yi sarsan felaketten sonra Avustralya’da bulunan Türkler, depremzedelerin yaralarının sarılması için yardım faaliyetlerine tam hız devam ediyor. Göreve geldikten sonra ilk kez Sydney’e gelen Büyükelçimiz Ufuk Gezer, Türk toplumuna çabalarından dolayı teşekkür ederek, “Daha yayapacak çok işimiz var” dedi.
Avustralya’daki 150 bin Türk’ün kalbi anavatan ile atıyor. Syndey’e çıkarma yapan Kanberra Büyükelçimiz Ufuk Gezer, ülkemizde yaşanan elim depremlerin yaralarının sarılması için yapılan ve yapılmakta olan yardımlar için STK temsilcilerine, vatandaşlarımıza ve Türkiye’den dönen kahraman Avustralyalı arama-kurtarma ekibine teşekkür etti. Başkonsolosumuz Ali Sevim’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen programa çok sayıda kişi katılırken Büyükelçi Ufuk Gezer, “Milletimizin başı sağ olsun. Desteklerinden dolayı herkese teşekkür ediyorum. Deprem yaralarının tam manasıyla sarılması için daha yapılacak çok işlerimiz var” diye konuştu.
Turkey, Europe and the fight against terrorism -2-
Ana vatanı vuran depremlerin acısı binlerce kilometre uzaklıktaki Avustralya’da da tüm şiddetiyle hissediliyor. Bu manada depremzede kardeşlerimizin biraz olsun acılarını hafifletmek ve tekrar hep birlikte ayağa kalkmak için yardım seferberliği tüm hızıyla devam ediyor. Bunun en güzel örneklerinden biri de Sydney’deki Diyanet’e bağlı Bonnyrigg Camimizde yaşanıyor. Camide devam eden yardım kampanyanın yanı sıra geçtiğimiz gün de depremzedeler yararına “İyilik Kermesi” düzenlendi. Etkinlikle ilgili yapılan paylaşımda şunlar ifade edildi:
TOPLAM YARDIM 250 BİN DOLAR
“Bizler çok güzel biz aileyiz hamdolsun. Cennet vatanımızdan binlerce km uzakta olsak da yüreğimiz ve dualarımız onlarla. Deprem için düzenlediğimiz kermesimizde 7 bin 305 dolar toplanmıştır. Başta Hatice Hocamız ve Kadın Kolları Başkanımız Berat Ablamız olmak üzere emeği geçen tüm hanım kardeşlerimize ve katkı sağlayan değerli cemaatimize teşekkür ediyoruz. Şu an itibariyle Camimizdeki kampanyalarımızda 250 bin dolara yakın bir meblağ toplamış olduk. Rabbim sizlerden razı olsun.” > YASIN GÜNGÖR / SYDNEY
Kâinattaki her varlık Yüce Allah tarafından belli bir düzen, gaye ve hikmete dayalı olarak yaratılmıştır. Tabiatın işleyişinden gezegenlerin hareketlerine kadar her şey belli bir ölçüye (Yunus Sûresi, 10/5; Kamer Sûresi, 54/49) ve Yüce Yaratıcının takdir ettiği bir nizama göre varlığını sürdürmektedir. Bu nizam ve işleyiş içerisinde özel bir statüsü olan insan, akıl nimeti başta olmak üzere pek çok üstün kabiliyetle donatılmış ve vahye muhatap kılınarak diğer varlıklar arasında ayrıcalıklı bir konuma yükseltilmiştir. İnsanın yeryüzündeki en temel vazifesi, varoluşunun gaye ve hikmetini idrak ederek buna uygun bir hayat sürdürmeye gayret etmektir. Bu amaçla insan, Allah Teâla’ya samimiyetle bağlanıp iman ederek iyi, güzel ve sağlam işler yapmalı; hayatı boyunca adalet, iyilik ve merhamet gibi temel insani değerlerden ayrılmamalıdır.
Dünya hayatında insanın Rabbine, kendisine ve içinde yaşadığı topluma karşı olduğu gibi tabiata karşı da çeşitli sorumlulukları vardır. Bu durum insana, öncelikle tabiatın bir nimet ve emanet olduğu bilinciyle, onu tahrip ve ifsat etmeden hareket etme sorumluluğu yükler. Zira söz konusu sorumluluk ihmal edildiğinde ve tabiata zarar verecek işler yapıldığında bunun olumsuz sonuçları yine insana dönecektir (Rûm Sûresi, 30/41). Nitekim bugün dünya
çapında yaygınlık gösteren kuraklık, sel vb. felaketlerin bir sebebi de, insanoğlunun tabiata karşı tamahkâr ve hoyratça davranışlar sergilemesidir. İnsan tabiatla ilişkisinde Allah’ın koyduğu kanunlara uygun hareket etmek ve gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Yerleşim yerlerinin inşa ve imarında doğal afet riskini hesaba katmak, zemin, malzeme ve inşa teknikleri başta olmak üzere gerekli tüm iş ve işlemleri söz konusu kurallara göre planlamak bu sorumluluğun kaçınılmaz bir gereğidir.
Zira tabiatın işleyişini dikkate almayan yapılanmalar afet risklerini beraberinde getirmektedir.
onu nasıl algılayıp anlamlandırdığı ve sonuçta nasıl bir tavır sergilediğinden sorumludur. Nitekim Yüce Allah Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Hanginizin daha iyi işler yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratan O’dur” (Mülk Sûresi, 67/2); “Her canlı ölümü tadacaktır. Sizi hem iyi hem de kötü durumlarla deneriz; Sonunda bize döneceksiniz.” (Enbiyâ Sûresi, 21/35).
Dünya imtihanında başarılı olabilmenin yolu bela ve musibetler karşısında serinkanlı tutum ve davranışlar sergilemekten geçer. Başına gelen sıkıntı ve ıstıraplara sabredip en güzel şekilde mücadele edenler, ahirette büyük bir mükafata, ebedi bir huzur ve refaha kavuşacaktır. Nitekim Kur’ânı Kerim’de “Sabredenlere mükâfatları hesapsız verilecektir” (Zümer Sûresi, 39/10) buyurulur. Ancak musibetler karşısında sabretmek, hiçbir şey yapmadan sadece beklemek ve sıkıntılara çaresizce katlanmak değildir. Aksine sabırlı davranmak, bazen afetlerden zarar gören insanları teselli ederek acılarını hafifletmeyi, bazen de sorunu ve sorumluları doğru tespit edip benzer acıların yaşanmaması için gayretle çalışmayı ve daha yaşanabilir bir dünyayı nasıl kurabileceğimize dair umutlarımızı diri tutmayı gerektirir. Müslümanın başına gelen hadiseler karşısında metanet ve sabır göstermesi, ebedi nimetlere kavuşmasının da vesilesini oluşturur. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s.) “Müminin durumu ne hoştur! Her hâli kendisi için hayırlıdır ve bu durum yalnız mümine mahsustur. Bir güzellik kendisine verildiğinde şükreder; bu onun için hayır olur; başına bir sıkıntı geldiğinde ise sabreder; bu da onun için hayır olur.” (Müslim, Zühd, 64) buyurmuştur.
Ülkemizdeki deprem felaketinin yaralarının sarılması için bir yardım kampanyası da Olympic Martial Arts
Centre - Grand Master Jemal Hasan tarafından başlatıldı. Kampanyaya ilişkin yapılan açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Olympic Martial Arts Centre - Grand Master Jemal Hasan yardım kampanyası başlatmıştır. Bu yardım kampanyası Türkiye’de yaşanan 7.7 şiddetinde gerçekleşen depremden zarar görmüş vatandaşlara yardım eli uzatmak için gerçekleştirilmiştir. Bu yardım kampanyasına katılan ve destekleyen tüm toplum üyelerini ve iş adamlarını canı gönülden tebrik ederiz.
65 BİN DOLAR TOPLANDI
Şimdiye kadar yaklaşık 500 kişinin katıldığı bu yardım kampanyasında 65 bin dolar toplanmıştır. İlk etapta Melbourne MÜSİAD, Sydney MÜSİAD birlikte Türkiye MÜSİAD, Konteyner Kent projesi için 4 adet konteyner ev bağışında bulunmuştur. Geri kalan bağışlarda depremzedelere yollanacaktır. Bu kampanya halen devam etmektedir. Bağışta bulunmak isteyenler Olympic Martial Arts Centre Instagram hesabındaki linkten bağış yapabilirler. Destek veren herkese canı gönülden teşekkür ederiz.” Biz de Turkish Media Ailesi olarak sizlere teşekkür ediyoruz iyi ki varsınız...
Aklı, iradesi, inancı, vicdanı ve başka hiçbir canlıda bulunmayan kabiliyetleri insanoğlunu her konuda olduğu gibi tabiatla ilişkisinde de sorumlu kılmaktadır. İnsanın bu bilinçle hareket etmesi ve gücünün yettiği hususlarda üzerine düşeni hakkıyla yaparak gerekli tedbirleri alması Yüce Allah’ın emridir. Dolayısıyla afetleri ve meydana gelen acı neticelerini, insan irade ve sorumluluğunu yok sayarak tamamen kaderci bir anlayışla değerlendirmek ve açıklamak inancımıza uygun değildir.
Hiçbir acının ve hüznün olmadığı tek yer, ebedi mutluluk yurdu olan cennettir. Bu bakımdan dünyanın, insanın hiç üzülmediği, yorulmadığı, problemlerle karşılaşmadığı ve sadece iyilik, güzelliklerle dolu bir yer olduğu düşüncesi gerçekçi değildir. Nitekim insanoğlu tabiatın doğal işleyişinden kaynaklanan bir takım afet ve sıkıntılarla karşılaşabileceği gibi kendi ihmal ve hatalarının acı neticeleriyle de yüzleşmek durumunda kalmaktadır.
İnsanoğlu dünyada ebedi hayatına hazırlanacağı bir imtihan sürecindedir. İnsanın bilme ve irade etme özgürlüğü gibi kabiliyetlerine binaen muhatap olduğu bu süreç, aynı zamanda, ona anlamlı bir hayat sürdürme imkânı sunmaktadır. İnsan yaşadıklarını doğru değerlendirerek başına gelen hadiselerden ibret almalıdır. Doğal afetlere maruz kaldığında da dersler çıkarmalı, sorumluluklarını hatırlamalı, maddi ve manevi alanda yapması gerekenlere yönelmelidir.
İnsan toplum halinde bir arada yaşamanın gereği olarak başka insanlar tarafından yapılan hataların sonuçlarıyla da karşı karşıya kalabilir. Böyle bir durum karşısında, hadisenin kendisinden sorumlu olmasa bile,
Kur’ân-ı Kerim’de birçok ayette tekrarla ifade edildiği üzere Yüce Allah’ın kullarına karşı olan rahmet ve merhameti sınırsızdır. Bu bakımdan Müslümanın, içerisinde bulunduğu imtihan âleminde kendisine isabet eden afet, hastalık ve sıkıntı gibi hâdiselerin sonuç olarak Yüce Allah’ın rahmetiyle karşılık bulacağını unutmaması gerekir. Nitekim Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de çeşitli vesilelerle kullarını sınayacağını haber verirken, bu süreçleri Allah’a yönelerek sabır ve teslimiyetle karşılayanları müjdeleyerek “İşte rablerinin lütufları ve rahmeti bunlar içindir” (Bakara Sûresi, 2/155) buyurması, kullarının kendilerine isabet eden olumsuzluklar karşısında mükâfatsız bırakılmayacağını açık bir şekilde ifade etmektedir. Bu doğrultuda Hz. Peygamber’in (s.a.s.), mümini inciten ve kendisine sıkıntı veren her hadisenin onun arınmasına ve âhiretteki derecesinin yükselmesine vesile olacağını haber vermesi (Müslim, Birr, 52; Ebu Dâvud, Cenâiz, 1) inananlar için büyük bir tesellidir. Allah Resûlü (s.a.s.) ayrıca, deprem benzeri doğal afetlerde enkaz altında kalarak hayatını kaybeden müminlerin şehit hükmünde olduğunu müjdelemektedir. Afetlerde ölen insanlar şehitlikle ödüllendirilirken sağ kalanlara düşen en önemli görev ise, dua, niyaz ve yakarışlarla manevi duygularını güçlendirerek umudunu korumaktır. Nitekim Yüce Rabbimiz, “Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben (onlara) yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm.” (Bakara Sûresi, 2/186) buyurarak kullarını kendisine yönelmeye davet etmektedir. Zira dua insanı teskin ederek maneviyatını besler, zorluklar karşısında dayanıklılığını artırır ve onun Allah katındaki değerini yüceltir. Netice itibarıyla müminlere düşen görev, zor zamanları sabır ve metanetle karşılamak, dünyanın neresinde olursa olsun bela ve musibetlere maruz kalanlara yardım etmek için seferber olmak ve afetlerin ortaya çıkardığı acıları azaltmaya ve yaraları sarmaya gayret etmektir. döneceksiniz.” (Enbiyâ Sûresi, 21/35).
Australia’s Islamic community is participating in what it hopes will be one of the nation’s largest religious blood drives for the Australian Red Cross’s Lifeblood.
From 12pm on Friday, 25 mosques in Queensland, New South Wales, Australian Capital Territory, Victoria and South Australia are taking part in donations to increase reserves of rare blood types.
Mosques around Queensland have been mentioning the blood drive during prayer times to encourage their congregations to donate.
An Australian Red Cross Lifeblood spokesperson said there was a growing demand and need for people to donate blood as the demand for blood products increased.
“Australia needs around 30,000 donations each week to meet demand and more than 10,000 blood donations are needed every week to support cancer patients,” the spokesperson said.
“The issue is while one in three people will need a blood or blood product donation in their lifetime, only one in 30 people donate.
“Diagnoses for cancer are also expected to increase by 22 per cent by 2031, and cancer patients will need more donors to support them over the next decade.”
Islamic community gives back Australian Islamic Medical Association Queensland vicepresident Omar Shareef, who coordinated the blood-drive
across the 10 participating mosques in Queensland, said the blood donations at the mosques would bring new donors into the Lifeblood pool.
“The congregations at the mosques have several different multicultural and ethnic communities and some people from these different backgrounds don’t know what happens to the donations, and Lifeblood explains their purpose,” he said.
“We are also practising our gratitude behaviours of giving back to the community, which is emphasised significantly in Islamic teaching.”
Dr Shareef said blood donations were largely used to treat cancer patients as well as for people undergoing major surgeries, significant trauma, complications during childbirth, and organ transplants.
The Australian Red Cross Lifeblood spokesperson said scientific advances were increasing the uses of blood donations, especially for plasma products.
“Around 10 years ago plasma was only able to make 13 products and now it makes 18, which can treat more than 50 serious medical conditions and that’s why we call it liquid gold,” the spokesperson said.
“The demand for plasma medications in Australia is soaring, with plasma products being prescribed to treat more conditions.
“If 1 per cent more of the population was to make just two or three plasma donations every year, we would be able to meet current demand.”
People aged between 18-75 years who are healthy and feeling well may be eligible to donate blood or plasma.
To book a donation call 13 14 95, visit lifeblood.com.au or download the Donate Blood app.
Australia’s Islamic community is participating in what it hopes will be one of the nation’s largest religious blood drives for the Australian Red Cross’s Lifeblood.Twentyfive mosques will participate in the blood drive.
Syndey’e çıkarma yapan Türkiye’nin yeni Avustralya Büyükelçisi Ufuk Gezer, ülkemizde yaşanan elim depremlerin yaralarının sarılması için kentte yapılan ve yapılmakta olan yardımlar için STK temsilcilerine, vatandaşlarımıza ve Türkiye’den dönen kahraman Avustralyalı arama-kurtarma ekibine teşekkür etti. Sydney Başkonsolosumuz Ali Sevim’in ev sahipliğinde Başkonsolosluk Rezidansında gerçekleştirilen programa ilişkin Kanberra Büyükelçiliğimizden yapılan paylaşımda, “Büyükelçi Ufuk Gezer, Sydney ziyaretinde ülkemizdeki depremde yardım çalışmasında bulunan Türk ve Avustralyalı dernek ve kuruluş temsilcileriyle bir araya gelmiş ve teşekkürlerimizi dile getirmiştir” denildi.
GURBETTE KENETLENDİK
Turkish Media Başkanı Yüksel Çifçi’nin de yer aldığı programa; NSW Çok Kültürlü Yönetim
Kurulu Üyesi ve ATMA Direktörü Ömer İncekara, Sydney İdari ve Sosyal İşler Ataşemiz Bilal
Aksoy, MÜSİAD Sydney Başkanı Hasan Gençtürk, ATAA Direktörü
Hakan Evecek, AFC Başkanı Vahit Orker, AFC Yönetim Kurulu Üyesi ve Yazarımız Davut Kılıç, THY Avustralya Müdürümüz Ahmet
Bey, Avustralya-Yeni Zelanda
Direktörü Ahmet Halit Kurtoğlu, Master Chef Somer Sivrioğlu’nun
yanı sıra konsoloslar, devlet erkanı, yabancı ülke misyon şefleri ile STK temsilcileri katıldı. Ali Sevim’in açılış konuşmasına yaptığı programda, Ufuk Gezer, desteklerinden dolayı herkese teşekkür ederek, “Milletimizin başı sağ olsun. Deprem yaralarının tam manasıyla sarılması için daha çok yapılacak işlerimiz var” dedi. Programda, Mehmet Evin ise Dooley’s Club adına depremzedeler için bağışladığı 50 bin dolarlık çeki Büyükelçi Gezer’e takdim etti.
Öte yandan, Büyükelçimiz Gezer ile Başkonsolosumuz Sevim, Türkiye’den dönen Avustralyalı arama-kurtarma ekibini de Sydney’de karşılayarak teşekkürlerini ilettiler. Konuya ilişkin Büyükelçiliğimizden yapılan paylaşımda, şunlar ifade edildi: “Avustralya’nın ülkemize gönderdiği arama-kurtarma ekibini dönüşlerinde Richmond Hava Üssü’nde karşıladık. Deprem bölgesindeki insani çalışmalara özverili katkılarından ötürü ekibin her üyesine ve Avustralya Hükümeti’ne ülkemiz adına teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Avustralya kurtarma ekibi
üyesi NSW İtfaiyesinden Onur
Ayyıldız ekip çalışmasına üstün katkısından dolayı tüm ekip üyelerince özel olarak alkışlandı. Onur Avustralya Türk toplumunu gururlandırdın.” > TNP/ SYDNEY
Türkiye’deki deprem felaketinin ardından Avustralya’daki Türkler de 7’den 70’e yardım için seferber oldu. Sydney’de yaşayan Funda Gezer ve Afife Tek adlı iyiliksever bayanlar, 6 saatte depremzedeler için çok şey topladı. Konuya ilişkin paylaşımda bulunan Gezer, şunları ifade etti: “Topladığımız 208 battaniye ve 194 uyku tulumunu
Türkiye’deki depremzede kardeşlerimize için AFAD’a ulaştırılmak üzere Sydney Başkonsolosluğumuza teslim ettik. 68 battaniye ve 41 uyku tulumu da Auburn Camisi’nde Osman Göreli Hoca’ya ulaştırıldı. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.”
Ggeçtiğimiz cuma günü SydneyNarrabeen semtinde bulunan
ANZAC Köyü Simpson of Gallipoli Anıtı’nda “Purple Poppy Day/War Animals” günü münasebetiyle Narrabeen
Muharip Gaziler Derneği (RSL War Vets Sub-Branch) tarafından bir Anma, Plaket Açma ve Bayrak Dalgalandırma Töreni düzenlendi.
Burada konuşan TC Sydney Başkonsolosu Ali Sevim, Türk-Avustralya dostluğuna değinerek, ülkemizde gerçekleşen elim depremlerin ardından yardımlarını eksik etmeyen Avustralya oevletine ve iyiliksever Avustralya’lılara teşekkürlerini sundu.
Sevim’in iyi niyet dileklerine
teşekkür eden Narrabeen
Muharip Gaziler Derneği Başkanı Bob Durbin de, Avustralya ve Türkiye’nin Çanakkale Savaşı’nda düşman iki ülke iken savaştan sonra müttefik, günümüzde ise dost ülkeler olduklarını, Atatürk’ün ANZAK annelerine hitabının ise bu dostluğun gelişmesindeki en önemli bağlardan birini teşkil ettiğini söyledi.
ATATÜRK’ÜN MEKTUBU
Törene katılan Muharip Gaziler Derneği Türk Şubesi (RSL Turkish Chapter) Koordinatörü Mehmet Evin ise, Atatürk’ün savaştan sonra ANZAK annelerine “Çocuklarınız bize emanetimizdir”
şeklindeki hitabını okuyarak dostluğun önemine vurgu
yaptı. Konuşmaların ardından Başkonsolosumuz Ali Sevim Atatürk’ün ANZAK annelerine hitaben söylediği sözleri içeren Plaket’i açtı. Törende ayrıca anıtta Türk Bayrağının senenin 365 günü dalgalanması için yeni yaptırılan bayrak direği de açıldı, Türk ve Avustralya bayrakları göndere çekildi.
DOSTLUKLAR PEKİŞTİ
Dostlukların pekiştiği bu anlamlı törene ayrıca Sydney
Türk Toplumunu temsilen RSL
Şubesi Üyesi Mahmut Olca, Çokkültürlülük NSW Direktöri Ömer İncekara, Muavin Konsoloslarımız Mehmet
Erçıkdı ve Ahdurrahman Murat, Türkiye Cumhuriyeti Sydney
Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi Cem Gençoğlu de iştirak ettiler.
Page Layout & Design Necmettin Öksüz
Page Editors
Ali Haydar, Tanyeli, Davut Kılıç, Ümit Uyar, Fatma Gençtürk, Mustafa Sülün, Dr. Hilal Çoruhlu, Elif Sele, Sinem Taslak, Suzan Çalımlı, Murat Özdamar, Miqdad Hassan, Murat Sirin, Zeynep Doktoroğlu
Melbourne Team Murat Gümüş (Melbourne General Manager), Ümit Uyar (Distribution), Ömer Boyacı (Youth&Sport), Furkan Boyacı, Adem Taliç (Editor), Emre Boyacı, Saban Han, Murat Şirin, Salim Boyacı, Ali Kurt, Ayşe Sakar, Elif Sele, Hilal Kırmızı, Moemina Shukur, Salahaddin Kayıkcı, Zeynep Doktoroğlu
Brisbane Team Ahmet Raci Karataş, Dr. Sait Erdem, Ömer Akdeniz, Metin Uyanık
Western Australia
Mehmet Kırmızıoğlan (Distribution), Gürhan Candemir, Hamza Serin, Harun Parlak, Hasan Mulla
South Australia
Mustafa Ergül (Distribution)
Turkey Necmettin Aksoy, Ardi Ocgu, İbrahim Kalın, Murat Özdamar
IT Grup
Erol Gülçinay, Adem Talic, Hakan Evecek, Soner Çoruhlu
TURKISH MEDIA SYDNEY RADIO TEAM
Fatma Gençtürk, Bilge Başafacan, Ergül Uybadın, Derya Sekmen, Büşra Kale, Tuğba Aksoy, Neşe Sözen, Nevin Hüseyin, Tanyeli, Serkan Uyanık, Sülhan Yılmaz, Tuğçe Köksal, Yasin Köksal, Ahmet Kele, Azra Vejzovic
TURKISH MEDIA MELBOURNE RADIO TEAM
Murat Şirin, Ümit Uyar, Elif Sele, Zeynep Doktoroğlu, Salim Boyacı, Adem Talic
Advertisements
Sydney (Türker Demiryürek): 0426 982 050
Melbourne (Ümit Uyar): 0481 136 901 Brisbane (Serkan Uyanık): 0401 398 922
Western Australia (Mehmet Kırmızıoğlan): 0401
Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen depremlerin ardından bölgeden ayrılarak Karaman’a gelen Ömer Cem (24) ve Beyza Efe (24) çifti, depremin üzüntüsünü ve kızlarını kucaklarına almanın mutluluğunu bir arada yaşıyor. Yaklaşık bir yıl önce evlenen çiftin mutlulukları bebek haberiyle katlandı. Yapılan kontrollerde doktorlar, Beyza Efe’nin 6 Şubat’ta doğum yapacağını belirterek, randevu verdi. Çift sabah doğum için hastaneye gitmenin heyecanını yaşarken, depreme yakalandı. Yaşadıkları 14 katlı binanın son katındaki evlerinden kendi imkanlarıyla çıkan Efe çifti, ilk günü Kahramanmaraş’ta geçirdi. Daha sonra Karaman’a gelen çiftin 9 Şubat’ta Karaman Eğitim ve Araştırma
Hastanesinde bir kız çocukları dünyaya geldi. Baba Efe, “Çok korktuk. Hastaneye gittik. Herkes yerlerde yatıyordu. Çok şükür şimdi eşimin ve bebeğimin sağlık durumu iyi. Bu bize depremden sonra güzel bir haber oldu. Fakat aklımız halen memleketimizde. Hayatını kaybeden, yaralanan akrabalarımız komşularımız var. İnsanlar her şeylerini kaybetti. Buruk bir sevinç yaşıyoruz” dedi. Anne Beyza ise “Kısmet burasıymış. Karaman’a geleceğim, kızımı burada dünyaya getireceğim aklıma gelmiyordu. İsmini Asel Lina koyduk. Şimdi iyiyiz” ifadesini kullandı.
ngiltere’de yaşayan ve depremden iki hafta önce memleketi Adıyaman’ın Besni ilçesine gelen Vakkas Dutlu, satmaya kıyamadığı annesinin evinde göçük altında kalarak hayatını kaybetti. Yaklaşık 25 yıldır İngiltere’de yaşayan Vakkas Dutlu (51), 6 yıldır gelmediği memleketi Besni’ye 23 Ocak’ta geldi. Aile yakınlarıyla zaman geçiren ve annesinden miras kalan bazı yerleri satıp İngiltere’de ev almayı planlayan Dutlu, işlerini halledip İngiltere’ye dönmenin hazırlıklarını yapıyordu. İhtiyacı olmasına rağmen miras kalan konutu “ana yadigarı” diye satmaya kıyamayan Dutlu, bu evde Kahramanmaraş merkezli 7,7 büyüklüğündeki depreme yakalandı. Göçük altında kalan ve cansız bedeni depremin 5’inci günü çıkarılan Dutlu gözyaşları arasında toprağa verildi.
8 AKRABASINI KAYBETMİŞ
Aynı depremde göçük altında
8 saat kaldıktan sonra kurtarılan ve tedavisine Gaziantep’teki Medical Point Hastanesinde devam edilen Vakkas Dutlu’nun ablası Meryem Öztürk, deprem anını hatırlamak istemediğini belirterek, başından geçenleri şöyle anlattı: “İlk kurtulamayacağım sandım. Çocuklarım, kardeşim gelecek şimdi diyordum. Hep öyle düşündüm. Bizim altımızda dükkanda tüpler vardı. Onlardan sızıntı olur mu diye çok korktum. Ölümü yaşadım resmen. İsmini bilmediği kişilerce kurtarıldım. Beni erken çıkarmasalardı ev tamamen üzerime yıkılacaktı. Çok değişik bir şeydi o an. Çıktıktan
dediler ama çok şükür kesilmedi. Buna da şükür. Elden ne gelir.”
ACIYA DAYANMAK ÇOK ZOR
Depremde kardeşini, oğlunu, gelinini, torununu, eltisini, amcasını ve onun 2 çocuğunu kaybettiğini dile getiren Öztürk, bu acıya dayanmanın çok zor olduğunu dile getirerek, “Ben hissettim onların öldüğünü ama bana bugün söylediler. Keşke onlar da en azından yaralı olsalardı. Hiç olmazsa kurtulurlardı.
Sevdikleriniz yanınızda olmadıktan sonra hayat neye yarar” diyor.
Kardeşi Vakkas Dutlu’yu anlatırken gözleri dolan acılı abla, kardeşinin 1 hafta önce Besni’ye geldiğini aktardı. Kardeşini çok sevdiğini söyleyen Öztürk şöyle devam etti:
ANNEMİN EVİ MEZARI OLDU
“Kardeşim 1 hafta önce gelmişti, o da gitti. Ben ona yemek hazırladım akşamdan. Sabah kalkıp ona götürecektim ama nasip olmadı. Ben kurtulduğuma şükür mü edeyim yoksa sevdiklerim için ağlayayım mı bilemedim. Sevdiklerim öldü biliyorum ama bilmemezlikten geliyorum. Sevdiklerim yok, çok canım acıyor, bu acı başkaymış. ‘İşlerim var, 40-50 gün kalıp döneceğim. dedi. 23 Ocak’ta geldi, 1 hafta beraber zaman geçirdik. 6 yıldır gelmiyordu. Orada biraz iş yerini yola koymuştu, kendisine ev ve araba alacaktı. Annemlerin evini ‘Annemin hatırası’ dedi satmaya kıyamadı. O evde depreme yakalandı, orada öldü.”
ABLANIN DURUMU İYİ
Plastik ve estetik cerrahı operatör doktor Ufuk Küçük ise Öztürk’ün durumunun iyi olduğunu söyledi. Hastayı yakında taburcu edeceklerini belirten Küçük, şunları ifade etti: “Depremde kolun altında bacağı sıkışmış bir hastaydı. Geldiğinde acil olarak böbrek fonksiyonlarını korumak için diyalize alındı. Daha sonra bacaktaki ölü yerler temizlendi. Bacağındaki yarayı tamamen kapattık. Şu an taburcu aşamasında.”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “asrın felaketi” sonrası yoğun görüşme trafiği. Kahramanmaraş merkezli depremlerden bu yana Çavuşoğlu, çoğunluğu mevkidaşlarıyla olmak üzere 23 yüz yüze görüşme ve 70’ten fazla telefon görüşmesi yaptı. Çavuşoğlu, son olarak Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile telefonda görüşerek depremlere ilişkin son durumu ele aldı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’de meydana gelen elim ve yıkıcı depremlerden sonra dünyanın her yanından dost ve kardeş ülkelerdeki mevkidaşları ve temsilcileriyle yoğun bir diplomasi trafiği geçirdi.
Bakan Çavuşoğlu, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından dayanışma ve destek için Türkiye’yi ziyaret eden dışişleri bakanları, uluslararası kuruluşların üst düzey temsilcileri ve üst düzey yabancı diplomatlarla 23 yüz yüze görüşme yaptı ve 70’ten fazla telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Merkez üssü
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan ve 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından dayanışma ve desteklerini göstermek için 20’den fazla ülkenin dışişleri bakanları ve uluslararası kuruluşların üst düzey temsilcileri Türkiye’ye geldi.
ACIMIZI PAYLAŞTILAR Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre Çavuşoğlu, deprem felaketinin ardından Ankara’da ve deprem bölgelerinde yüz yüze 23 görüşme gerçekleştirdi ve ortak basın toplantıları düzenledi. Çavuşoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile 9 Şubat, Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü
Martin Griffiths ile 10 Şubat ve Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile 11 Şubat’ta bir araya geldi.
GERGİNLİKLER 2. PLANDA
Türkiye’ye dayanışma ziyareti yapan Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile 12 Şubat’ta görüşen Çavuşoğlu, 13 Şubat’ta da Ekvator Ginesi Dışişleri Bakanı Simeon Oyono Esono Angue ve Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş ile temaslarda bulundu.
Bakan Çavuşoğlu, 14 Şubat’ta İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani’yi kabul etti.
15 Şubat’ta Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Elmedin Konakoviç ile görüşen Çavuşoğlu, aynı gün içinde Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, Kongo Cumhurbaşkanlığı Kabine Direktörü Florent Ntsiba ve Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile de bir araya geldi.
Çavuşoğlu, Türkiye’ye dayanışma ve destek için gelen Kosta Rika Dışişleri Bakanı Arnoldo Andre Tinoco ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile 16 Şubat’ta ve Özbekistan Dışişleri Bakan Vekili Bahtiyar Saidov ile 18 Şubat’ta görüştü.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Ankara’ya ve deprem bölgesine 19-20 Şubat’ta ziyaret gerçekleştiren ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile de temaslarda bulundu. Çavuşoğlu, ABD’li mevkidaşı Blinken ile
deprem bölgesinde havadan incelemeler yaptı.
Çavuşoğlu, 20 Şubat’ta Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Dönem Başkanlığını yürüten Kuzey Makedonya Dışişleri Bakanı Bujar Osmani ve AGİT Genel Sekreteri Helga Schmid ile görüştü.
Kırım Tatar Türklerinin Lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Kırımoğlu ile Güney Kore Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Jang Sung Min’i 21 Şubat’ta ağırlayan Bakan Çavuşoğlu, 22 Şubat’ta Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Avrupa Birliği (AB) Komiseri Oliver Varhelyi ve İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği ve Dış Ticaret Bakanı Johan Forssell ile bir araya geldi.
SON GÖRÜŞME MISIR İLE Bakan Çavuşoğlu, son olarak 23 Şubat’ta İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha, Nijerya Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Federal Başkent Bölgesi Bakanı Muhammad Musa Bello, Lübnan Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Abdallah Bouhabib, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Ali Hamie ile yüz yüze görüştü.
Yüz yüze görüşme trafiğinin yanı sıra Bakan Çavuşoğlu, 70’ten fazla telefon görüşmesi gerçekleştirdi, 100’den fazla dayanışma ve destek mesajı aldı. Çavuşoğlu, son olarak Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile telefonda görüştü. Bakanlar Çavuşoğlu ile Şukri, Türkiye’de meydana gelen depremlere ilişkin son durumu ele aldı.
Deprem felaketinin ardından dost ve kardeş ülkelerden destek ve baş sağlığı ziyaretleri devam ediyor... Katar, Malezya, Pakistan, Bosna Hersek, Libya, IKBY, NATO, Gürcistan’nın ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve KKTC Başbakanı Ünal Üstel Türkiye’ye gelerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüler. Erdoğan ilk olarak Aliyev ile bir araya geldi. Erdoğan, Türkiye’deki depremlerin ardından taziye ve destek ziyaretinde bulunan Aliyev’i Vahdeddin Köşkü’nde ağırladı. Erdoğan daha sonra yine Vahdeddin Köşkü’nde bu kez KKTC Ersin Tatar ve Ünal Üstel ile de bir araya geldi. Kardeş ülkelerin liderleri, Türk milletine bir kez daha baş sağlığı dileklerini ileterek, depremin ilk anından itibaren başlattıkları yardım ve desteklerini yaralar tamamen sarılana kadar depremzedelerin yanında olacaklarını bildirdiler. Erdoğan da kardeş liderler şahsında bu zor günlerde kendilerini yalnız bırakmayan Azerbaycan ve KKTC’deki soydaşlarımıza şükranlarını iletti.
Milletin adamı 69 yaşında
Türk siyasetine damga vuran, ülkeyi şaha kaldıran Recep Tayyip Erdoğan 69. yaşına girdi. İlk günkü heyecan ve dinamizmle ülkeye eser ve hizmet kazandırmaya devam eden Başkan Erdoğan, 20 yılda Türkiye’yi küresel bir güç haline getirdi. Bu arada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Erdoğan’ı telefonla arayarak, doğum gününü tebrik etti. Putin, görüşmede, Erdoğan’ın doğum gününü kutladı. Mirziyoyev de doğum günü münasebetiyle tebriklerini iletti Vucic ise Erdoğan’a, Türkiye’de yaşanan deprem nedeniyle geçmiş olsun dileklerini aktardı.
President Erdoğan was in the earthquake-hit province of Adıyaman on Monday to visit survivors, calling on them to stay in the province following the disaster and announcing that 50,000 new, safe homes would be built as soon as possible.
Accompanied by Nationalist Movement Party (MHP) leader Devlet Bahçeli, President Recep Tayyip Erdoğan resumed his visit to disaster zones on Monday, meeting survivors of the Feb. 6 earthquakes in Türkiye’s south. He first paid a visit to the province of Adıyaman’s Gölbaşı district where he spoke with displaced families in tents and containers.
Reiterating that they would like to avoid massive population shifts away from the disaster zone, Erdoğan appealed to locals not to abandon the province, highlighting that the reconstruction work would be completed within one year. In a speech at the disaster coordination center in Adıyaman, Erdoğan acknowledged that the government was being hindered by adverse weather and road conditions
A military memorandum issued by Türkiye’s National Security Council (MGK) on Feb. 28, 1997, in what has since been dubbed the “postmodern coup,” is still a deepseated memory for the collective consciousness 26 years after the fact. The memorandum, seemingly an ordinary one but essentially a culmination of a witch-hunt targeting conservative Muslims across the country, triggered a series of events, starting with the resignation of thenPrime Minister Necmettin Erbakan, and eventually came to be known as one of the most significant turning points in Türkiye’s political history.
By standing with those who whitewash terrorism in the name of freedom of expression, European politicians seek to impose a principle on Turkey that they would never allow in Europe. Could you imagine EU political institutions and national assemblies allowing deputies to defend al-Qaida or Daesh, glorify their terrorist acts and defy court orders?
countries did their homework, shared intelligence and controlled their own citizens before turning the tables against Turkey.
and asked the people of Adıyaman to forgive them. “We are aware of everything and rest assured, we will do everything necessary,” he said. Erdoğan noted that the disaster was one of a kind in the world and since the first major earthquakes, Türkiye recorded some 10,000 aftershocks in earthquakehit provinces. In Adıyaman alone, more than 6,000 people died, Erdoğan said.
Search and rescue work continued long after the earthquakes, which have seen “miracles” of people being pulled out of the rubble more than a week after the disaster. Crews now work around the clock to remove the rubble. Erdoğan said they sped up both the relief work and rubble removal.
The president noted that 62,500 people were evacuated to other cities
following the earthquake and the government facilitated the transportation of those leaving the province on their own. He called upon the people of Adıyaman to “remain” in their hometown once it is rebuilt. “Please never leave your hometown permanently,” he said. “For each house that collapsed, we will build a better one and will give it to you. We will build better villages and better stables for your animals. We are determined to build a brighter future. We just ask you to wait for one year,” Erdoğan said. The public tender process already started in the disaster zone and the construction of mass housing complexes is set to start later this week. Erdoğan said that they would set up nearly 16,000 containers used as housing units for displaced people in Adıyaman.
n Egyptian Foreign Minister Sameh Shoukry visited Türkiye on Monday to show solidarity after two massive earthquakes jolted southern Türkiye, his first visit after a decade of tense relations.
Egypt’s Foreign Ministry said the trip aims to show “solidarity with the two countries and their
brotherly peoples” after the devastating earthquake that hit Syria and Türkiye earlier this month. For his part, Shoukry said: “This catastrophe broke our hearts, and we are working in our full capacity to support our brothers and sisters in Türkiye, to overcome this catastrophe” he said.
It is useless to condemn terrorism without taking concrete action. And it is hypocrisy to criticize Turkey for doing what most Europeans would have done in their own countries. A clear example is the case of the neo-Nazi and fascist Golden Dawn Party in Greece, which entered the Greek parliament in 2012, getting 6.9 percent of the votes and becoming the third largest party. In 2013, its chairman and several deputies were presented with criminal charges including murder and put in pre-trial detention. If found guilty, they would serve a prison sentence. We have not seen any EU official criticizing the Greek government for taking action against this political party. In the case of Turkey, the charges are even heavier as they are related to providing support to terrorism. It is Turkey’s right to expect its European and American allies to stand by it against terrorism. There are other troubling cases that reinforce this double standard. After the bloody July 15 coup attempt, which resulted in the killing of more than 240 people, the government went after the coup plotters. European officials said one thing to condemn the failed coup attempt and nine things to criticize the government for bringing the putschists to justice. Has Europe offered any help? Nine coup soldiers fled to Greece and they are still there. Tens, if not hundreds, of Gülenist suspects fled to various European countries. Has any European country returned them despite arrest warrants? Has any one of them shared any intelligence on the PKK or the Gülenist structures in European cities? Even when it was a fashionable thing to do to accuse Turkey of allowing foreign terrorist fighters into Syria, very few European
To the contrary, they are busy giving accolades to those charged with criminal acts in Turkey. The German president would not dare host a convicted citizen of another country such as the U.S. or France at his presidential palace. The German government would never consider giving a temporary passport to Eric Snowden, who is accused of leaking government documents to Wikileaks and who is still in hiding in Russia. But they can do so with regards to Turkey. Europeans think that they are free to invite PKK supporters to their meetings to “explain” what is happening in Turkey and then write “progress reports” based on them. Then they threaten Turkey with suspending EU talks or imposing sanctions. When Turkey reacts to this entrenched double-standard, it is labeled as authoritarian, intolerant, aggressive, et cetera, et cetera.
What people see and what they know is that Muhammed Fatih Safitürk, the district governor of Derik, was assassinated by the PKK, leaving behind a mourning widow and a child. The next day PKK media outlets praised the attack. No condemnation of these statements by European officials.
This is a troubling trend and must be reversed. Otherwise, Europe will lose an entire nation. Turkey considers joining the EU as a strategic goal. In a world of growing interdependence, Turkish-European relations are key for regional security and global stability. Turkey has friends in Europe and within the EU and they should speak out and correct Europe’s record on this score. The visa liberalization process, as it was agreed back in 2013, should be finalized without further ado. The EU should fulfill its financial responsibilities as part of the Turkey-EU migration deal. Accession talks should be expedited and new chapters should be opened and closed.
Europeans need to pay more attention to the security challenges Turkey is facing. They concern Turkey as much as they concern Europe. > Daily Sabah
rare visit, Egyptian FM voices solidarity with quake-hit TürkiyeMIQDAD HASSAN Managing Director at Techyworks
Expert acceleration programs are being established to support startups focused on emergency efforts before and after all disasters, and one such program is Helpcube, designed to provide ventures with the resources, expertise and support they need to develop innovative solutions for emergency relief.
QQuantum computing is a relatively new field in computer science that takes advantage of the strange behaviour of subatomic particles to perform calculations faster and more efficiently than traditional computers.
But, what exactly is a quantum computer and how does it work?
In simple terms, a traditional computer uses bits to store information and perform calculations. A bit can either be a 0 or a 1. Quantum computers, on the other hand, use quantum bits or “qubits”. Unlike bits, qubits can exist in multiple states at the same time, a property known as superposition. This allows quantum computers to perform multiple calculations simultaneously, increasing their processing power.
Another essential property of qubits is entanglement. This means that two or more qubits can become correlated, and the state of one qubit can instantaneously affect the state of another, even if they are separated by large distances. This property allows quantum computers to perform certain calculations much faster than classical computers.
Quantum computing has the potential to revolutionize many fields, from cryptography to chemistry to finance. For example, it can be used to crack secure codes much faster than classical computers, simulate the behaviour of complex chemical reactions, and solve optimization problems in finance.
Many technology ventures have been working to help heal the wounds in the aftermath of devastating earthquakes that jolted Türkiye’s southeastern region earlier this month.
We had seen firsthand how critical the services offered by tech initiatives are before and after major disasters, such as the recent disaster that affected 11 provinces.
However, the need for emerging technology that can be used in all disasters, including earthquakes, is increasing.
The magnitude 7.7 and 7.6 quakes struck on Feb. 6, severely hit neighboring Syria, killed more than 44,218 people in Türkiye, and destroyed 164,000 buildings. It has been described as the worst disaster in the country’s modern history.
Startups at technology centers are drawing attention with tools for measuring corrosion in building steel and
lighting, energy, online therapy, autonomous crane and excavator designs, and more.
Technopark Istanbul and Cube Incubation are supporting entrepreneurs with solutions for possible disasters and emergencies through their report “Technology-Based Solutions for Disasters and Emergencies.” The report highlights the solutions to provide support during and before the catastrophe.
Technopark Istanbul’s Helpcube acceleration program continues to accept applications from technology startups working on disasters and emergencies, providing exceptional support for the growth of ventures working in this critical area.
The acceleration program provides training, workspace, technical facilities, mentorship, strategic solution partners, partner company meetings and demo day events to help
entrepreneurs with validated project ideas, those in the product development stage, or those who have turned their projects into products to grow and scale. Entrepreneurs in the program will receive training on emergencies and the entrepreneurship ecosystem. Additionally, the program’s strategic and solution partners will provide one-on-one support for entrepreneurs’ projects. Other support provided to entrepreneurs in the program includes modern workspaces, technical and vertical mentorship, entrepreneurial and technical analyses, academic and technical consulting, events, assembly and use of electronic workshops, wet/ dry laboratories, and cleanroom use, matching with Technopark Istanbul companies, investor meetings, Technology Transfer Office (TTO) support, technopark tax benefits, presentation preparation, and demo day.
n Staff at the main European Union governing institutions on Thursday were banned from installing the short video-sharing app TikTok on devices used for work amid concerns over data protection, in a move that provoked an angry response from the company. TikTok, whose parent company ByteDance is Chinese, has faced increasing Western scrutiny in recent months over fears about how much access Beijing has to user data. The ban affects staff at the European Commission and European Council, which represents member states, but
the European Parliament has not yet taken a similar decision. The new rules mean staff cannot use the video-sharing app on work devices and personal devices, such as
phones, that have official EU email and communication apps installed. The Commission said its employees must remove the app as soon as possible and should comply by March 15. EU spokesperson Sonya Gospodinova said the corporate management board of the Commission, the EU’s executive arm, had made the decision for security reasons. “The measure aims to protect the Commission against cybersecurity threats and actions which may be exploited for cyberattacks against the corporate environment of the commission,” she said.
“Demystifying Quantum Computing: A Beginner’s Guide to the Wonders of Quantum Bits”A destroyed building leans on a neighboring house following the earthquake in Samandağ, Hatay, southern Türkiye, Feb. 22, 2023.
USD/TL: 18.888
AUD/TL: 12.728
AUD/USD: 0.673
BIST: 5.197
ASX: 7.224
GLD/GR: 1103
THY’nin “ Türkiye Tek Yürek” kampanyasına bağışladığı 2 milyar liralık çeki Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’ya teslim etti.
Depremin ilk anından itibaren elverişsiz hava koşullarına ve bölgedeki pistlerin zarar görmesine rağmen hızla harekete geçen Türkiye’nin bayrak taşıyıcısı Türk Hava Yolları yüzbinlerce depremzedeyi tahliye etti, yardımları hızla yetiştirdi.
Türk Hava Yolları (THY)
Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, ‘Türkiye Tek Yürek’ kampanyası kapsamında 2 milyar tutarlı çeki İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’ya teslim etti. AFAD ve Türk Kızılay koordinasyonunda gerçekleşen kampanyaya şirket 2 milyar lira tutarında katkı sunacağını ilan etmişti.
TESLİM ETTİLER
‘Türkiye Tek Yürek’e verilen bu desteğin elden teslim edilmesi amacıyla Ahmet Bolat, Genel Müdür Bilal Ekşi, Genel Müdür yardımcıları Doç. Dr. Murat Şeker ile Mehmet Kadaifçiler, İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü Yerleşkesi’nde Vali Yerlikaya’yı ziyaret ettiler. Burada konuşan Bolat, Türkiye’nin çok güç bir dönemden geçtiğini belirterek, şunları dile getirdi: “İçinde bulunduğumuz güç dönemi de aşacak kuvvetteyiz. Bu zorluğun da üstesinden
geleceğimize inanıyoruz. Ülkemizin milli hava yolu THY olarak 90 yıllık tarihimizde her güçlükte elimizi nasıl taşın altına koyduysak bugün de koyuyor ve var gücümüzle afetzede illerimizin ve kardeşlerimizin en kısa sürede iyileşmeleri için projeler geliştirip gerçekleştiriyoruz.”
Bolat, ziyarette tutarı
2 milyar lira olan çeki Yerlikaya’ya teslim etti.
HIZIR GİBİ YETİŞTİ
THY’nin 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından hemen harekete
geçerek afet bölgelerine yönelik çalışmalara başladığı belirtilen
şirket açıklamasında ise
şunları kaydedildi: “AFAD ve yetkili makamlarla
iş birliği içerisinde deprem bölgesine gerek insani yardım ile arama
kurtarma ekiplerinin
ulaştırılması gerekse
vatandaşların bölgelerden
tahliye edilmesi için
operasyonlar hızlıca başlatıldı. Halen aralıksız süren operasyonlarla 18 günlük süreçte toplam bin 838 seferiyle 347 bin 475 kişilik arama kurtarma ve yardım ekibi afet bölgelerine ulaştırıldı. Bin 915 seferle 344 bin 742 depremden etkilenen kişi bölgelerden tahliye edildi.”
BİN KONUT SÖZÜ
Açıklamada son bir günde 104 seferle 17 bin 955 vatandaşın tahliye edildiği, afet bölgelerine 103 seferin yapıldığı aktarıldı. Kargo operasyonları kapsamında bugüne kadar yurt içinden ve yurt dışından 369 kargo seferiyle 14 bin 295 ton yardım malzemesinin deprem illerine ulaştırıldığı bilgisi de verildi.
Ayrıca THY’nin daha önce de deprem bölgelerine 1000 konut yapacağını ve buralarda 1000 aileden birer kişiyi istihdam edeceğini duyurduğu hatırlatıldı.
n İki büyük depremle sarsılana Türkiye’de para piyasaları alınan tedbirlerle rahat bir nefes aldı. Yurt içinde geçen hafta BIST 100 endeksi yüzde 0,63 yükselişle 5.058,75 puandan kapanırken, bu hafta gözler salı günkü GSYH ve cuma günkü enflasyon verilerine çevrildi. AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistler, GSYH’nin geçen yılın 4. çeyreğinde yüzde 2,8 arttığını öngörüyor.
Geçen hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini 50 baz puan indirerek yüzde 8,50’ye çekerken, bankadan yapılan duyuruda ise şunlar kaydedildi: FAİZ BİLE 50 PUAN İNDİRİLDİ “Yaşanan depremin kısa vadede piyasalara etkisi olabilir ancak uzun vadede bir risk teşkil etmeyecektir. Kurul, bu ölçülü indirim sonrası para politikası duruşunun fiyat istikra-
Sorularınız için: info@turkishnewspress.com.au
Sigortalının ölümü sonrası geride kalan aile bireyleri yaşadıkları sosyal tehlike nedeniyle gelir kaybına uğrar. Sigortalının ölümü sonrası sosyal tehlikeye uğradığı için geçim sıkıntısı yaşaması muhtemel olan sigortalının dul kalan eşi, bekâr, dul veya boşanmış kız çocuğu ve annesi, uğradığı ölüm sosyal tehlikesine bağlı olarak mahrum kalacağı maddi desteğin yerini alacak sosyal bir yardıma gereksinim duyar.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, sigortalının ölümü sonrası geçimleri sigortalı tarafından sağlanan aile bireyleri olan dul eşi, çocukları ve annesinin-babasının geleceklerini güvence altına almak amacıyla, ölüm sigortası düzenlemesine yer vermiştir.
Kanun, ölen sigortalının kız çocuğunu, aylık bağlanması gerekene hak sahibi olarak belirlemiştir. 5510 sayılı Kanun, sigortalının bekâr veya boşanmış ya da dul kalmış veya sonradan bu duruma düşmüş olan, sigortalı çalışması bulunmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir ya da aylık almayan kız çocuklarını, hak sahibi olarak nitelendirmiş ve yetim aylığı bağlanmasını öngörmüştür.
5510 sayılı Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere, gerek SSK gerek Bağ-Kur gerekse 15.10.2008 tarihinden sonra memur olarak atanmış ve 4/c kapsamında sigortalı sayılanların ölümü halinde kız çocuklarına aylık bağlanması için üç şart öngörmektedir. Bu şartlar;
1- Türkiye’de veya Yurtdışında Sigortalı Çalışmamak
2- Asli Sigortalı Geliri veya Aylığı Almamak yani Kendisinin Sigortalı Çalışmasına Bağlı Emekli Maaşının bulunmaması,
3- Evlenmemiş, boşanmış veya dul kalmış olmak
Bunun yanında evli olsa bile malul olması şartıyla evli kız çocuklarına da sigortalı çalışmaması, kendi emekli maaşı da bulunmaması şartıyla ölen anne ve babasından yetim aylığı bağlanması mümkün.
Emekli Sandığı kapsamında bulunan memurlar ile Emekli Sandığı emeklisi memurun ölümü halinde kızına aylık bağlanma şartları 5434 sayılı Kanuna göre belirleniyor. Buradaki düzenleme 5510 sayılı Kanundan daha farklı. Bu farklılık bilinmediği veya SSK ve Bağ-Kur sigortalısının ölüm aylığı şartları ile karıştırıldığı için hak kayıpları olabiliyor.
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre, ölen Emekli Sandığı kapsamındaki memurun kızına aylık için üç şart aranıyor. Bu şartlar;
1- Yetim kız çocuğunun devlet memuru olmaması, Kamu kurumlarında işçi olmak ve buna bağlı olarak SSK sigortalısı olmak ölüm aylığı almaya engel değildir. Yine Bağ-Kur sigortalısı olan memur yetimleri ölüm aylığı alabilir.
2- 5434 sayılı Emekli Sandığı kapsamında emekli maaşı bulunmaması veya 4/c kapsamından emekli olmaması, Yetim kız çocuğunun SSK emeklisi ya da Bağ-Kur emeklisi olması ölen memur anne-babasından Emekli Sandığı kapsamından aylık almasına engel oluşturmaz.
3- Ölen memurun kız çocuğunun evlenmemiş veya boşanmış ya da dul kalmış olması.
Bu üç şartı sağlayan 5434 sayılı Emekli Sandığı kapsamındaki memur yetimleri ölüm aylığı almaya hak kazanır.
Ölüm aylığında beş yıllık hak düşürücü süre bulunuyor. Hakkın doğduğu tarihin üzerinden beş yıl geçmiş ise geriye doğru beş yıla ait ölüm aylığı ödeniyor.
Şu hususu da özellikle belirtelim. Yetim kız çocuğunun hem annesi hem de babası 5434 sayılı Emekli Sandığı kapsamında ise anneden ve babadan aylık bağlanamıyor. 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanun hükümleri gereği kural olarak bir kimseye sadece bir yetim aylığı bağlanabildiğinden memur yetimine sadece bir yetim aylığı ödeniyor. Oysa ölen anne ve babanın SSK veya Bağ-Kur kapsamında bulunması halinde iki yetim aylığı bağlanabiliyor.
rı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir.”
DOLAR YERİNDE SAYIYOR
Dolar/TL haftayı bir önceki haftalık kapanışın hemen üzerinde 18,8791’den tamamladı. Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 5.050 ve 5.000 seviyelerinin destek, 5.100 ve 5.150 puanın ise direnç olarak öne çıkabileceğini belirttiler.
SORU: 1997 vergi kaydım var ama Bağ-Kur kaydım olmadı, yapılmadı. Daha sonra tarım Bağ-Kur sigortalısı oldum. 2007 yılından sonra da esnaf Bağ-Kur ile devam ettim. Bağ-Kur girişimi 1997 yılına nasıl alabilirim. > Yusuf B.
CEVAP: Bağ-Kur Kanununda 2003 yılında yapılan yasal değişiklik nedeniyle verilen altı
aylık sürede Bağ-Kur tescilini yaptırmamış olanlar için 4.10.2000 tarihi öncesine BağKur tescili yapılması mümkün değil. Verdiğiniz bilgilere göre, 2.8.2003 tarihinden önce esnaf Bağ-Kur tescili için Bağ-Kur’a başvurunuz olmamış Bu nedenle mahkeme yoluyla da Bağ-Kur tescilini 1997 yılına götürmeniz mümkün değil.
Malcolm X’in hayatından etkilenerek
Müslüman olan beyaz Amerikalı Brian Anthony, “Onunla gerçek tanışmam 1992’de Spike Lee’nin filmiyle başladı. Hayatı beni çok etkiledi. Bu adamın suç, yozlaşmış, zayıflık ve güçsüzlük dolu bir hayattan farklı bir yaşama nasıl bu kadar inanılmaz bir dönüşüm yaptığı bende merak uyandıran şey bu oldu” diyor.
ABD’de 58 yıl önce New York’ta konferans verdiği sırada suikasta uğrayan sivil haklar
mücadelesinin karizmatik ismi
Malcolm X, hayat hikayesiyle insanlığa ilham vermeye devam ediyor. Malcolm X’in kişiliğinden ve mücadelesinden etkilenerek
Müslümanlığı seçen beyaz
Amerikalı Brian Anthony, oğlu ile ilk kez ziyaretine geldiği
New York’ta bulunan Ferncliff
kabristanındaki Malcolm
X’in mezarı başında konuştu.
Pennsylvania’nın Allentown
bölgesinde yaşayan ve bir
teknoloji şirketi için yazarlık yapan
Anthony, Malcolm X’i büyürken genellikle sadece televizyondaki belgesellerden duyduğunu söyledi.
1992’DEKİ FİLM ETKİLEMİŞ
Anthony, Malcolm X ile gerçek tanışmasının 1992’de Spike Lee’nin filmiyle başladığını belirterek, şunları anlattı: “Filmi görür görmez, Malcolm X’in hayatı beni çok etkiledi ve hemen Alex Haley’in Malcolm X’in otobiyografisini anlatan kitabını aldım. Ondan kısa süre sonra da ilk Kur’an nüshamı satın aldım. Malcolm X ile gerçekten ilk tanışmam onun hayatını, felsefesinde yaşadığı bağlamı, İslam’la olan ilişkisini anlamam böyle oldu.” Beyaz bir Amerikalı olarak Malcolm X’ten nasıl etkilendiğine değinen Anthony, şöyle konuştu: “Malcolm X’in hikayesinde gördüğüm şey, onun dönüşümüydü. Bu adamın suç dolu, yozlaşmış, zayıflık ve güçsüzlük dolu bir hayattan tamamen farklı bir yaşama nasıl bu kadar inanılmaz bir dönüşüm yaptığı, işte bende merak uyandıran şey gerçekten bu oldu. Kendi kendini eğitmesi, yetiştirmesi, 20. yüzyılın en büyük konuşmacılarından biri haline gelmesi, onurlu ve özsaygılı bir yaşam sürmesi, tüm insanlara ilham vermesi, aile kurması... Tüm bu türden şeyler, bu dönüşüm bana seslendi ve İslam’a olan ilgimi ateşledi.”
DERİN BAĞ HİSSEDİYORUM
Anthony, araştırmalarından sonra 1996’da Müslüman olduğunu aktararak, oğlu ile Malcolm X’in mezarını ziyaretine ilişkin de, “Burada sadece sözlerini okumaktan, filmlerini izlemekten daha derin bir şekilde bağ hissediyorsunuz” dedi. Çocukken babası beyaz ırkçılar tarafından öldürülmüş Malcolm X’in kendi
ve mücadelesinden etkilenerek Müslümanlığı seçen beyaz Amerikalı Brian Anthony, oğlu ile ilk kez ziyaretine geldiği New York’ta bulunan Ferncliff kabristanındaki Malcolm X’in mezarı başında konuştu.
ABD’de beyazların siyahilere uyguladığı ırkçı politikalara karşı en radikal direnişi gösteren isimlerden Müslüman aktivist Malcolm X, vefatının 58’inci yılında anılıyor. Malcolm X olarak tanınan “Malcolm X Little”, 19 Mayıs 1925’te 7 kardeşin 4’üncüsü olarak Nebraska’nın Omaha şehrinde dünyaya geldi. 2. Dünya Savaşı sonrasında ABD’de egemen olan ırkçılığa karşı adalet, özgürlük ve hak arayışının en etkili isimleri arasındayeraldı.Müslümankimliğiyleİslamdünyası için de bir kahraman olarak öne çıkan Malcolm X, 21 Şubat 1965’te Harlem’de konferans salonunda konuşma yapmak için çıktığı kürsüde uğradığı suikast sonucunda hayatını kaybetti. Hac dönüşü “El Hac Malik el Shabazz” ismini kullanmaya başlayan Malcolm X’in mezarı her yıl ziyaretçi akınına uğruyor.
şartları içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Anthony, şunları aktardı: “Martin Luther King, barış, birlik ve işbirliği mesajı dolayısıyla her zaman ‘sivil haklar hareketinin olumlu yüzü’ olarak görüldü. Malcolm X, esas olarak olumsuz bir figür, en azından bir şekilde sivil haklar hareketinin
karanlık bir tarafı olarak sunuldu. O, yüzleşmeyi ve işbirliği eksikliğini temsil ediyordu.”
ONU İYİ ANLATMALIYIZ
Oğluyla Harlem’de Malcolm X’le ilgili tarihi mekanları da gezdiğini anlatan Anthony, özellikle son yıllarda “Siyahilerin Hayatı Önemlidir” (BLM) hareketi gibi
siyahi ırkçılık ve mücadele bilinci konusunda çok şeyin değiştiğini ancak hala yapılacak çok iş olduğunu söyledi. Brian Anthony, şöyle devam etti: “Örneğin; okul müfredatına alınma gibi, Malcolm X ve onun gibi insanların hayatını anlamak için yapılacak daha çok iş var. Böylelikle öğrenciler, Malcolm X’i öğrenebilir, felsefesi ve düşüncesi hakkında bilgi edinebilir ve hayatını inceleyebilir. Dolayısıyla yapılacak daha çok iş var, işler daha iyiye gitti ancak Malcolm X ve mesajına ilişkin kamuoyu anlayışını, algısını ve kabulünü genişletmek için daha gidilecek çok yol var.”
İSLAM’I YAPICI KULLANDI
Malcolm X’in deneyimleri ve İslam’la ilişkisi konusunda Müslümanların da alması gereken dersler olduğuna işaret eden Anthony, şu ifadeleri kullandı: “O, İslam’ı özgürlük için bir çekiç gibi yıkıcılığı ve de yeniden yapabilirliği olan bir alet olarak gördü. Bundan bir ders alınabilir, yeni sorunlara karşı uygulanabilir. Ve bence bu, siyah topluluğun bir parçası olmayan bizler için bile Malcolm X hakkında çok ilham verici bir şey. Kendi zamanımızda İslam’ı nasıl kullanabiliriz? Nasıl yeni bir şey yapabilir ve onu bugün karşı karşıya olduğumuz yeni sorunlara uygulayabiliriz?
Malcolm X’in İslam’ı alıp olduğundan daha büyük, hatta olduğundan daha önemli bir değere dönüştürmek için yaptığı gibi ahlaki hayal gücümüzü nasıl kullanabiliriz? Bence bu, onun hayatından öğrenilmesi gereken önemli bir ders.”
DEVRİM YAPMAK İSTEDİ Babası ile ilk defa Malcolm X’in mezarını ziyaret eden 14 yaşındaki John Anthony de Malcolm X’i okulda değil daha çok babasından öğrenerek büyüdüğünü dile getirdi. Lise öğrencisi John Anthony, şu an okulda sivil haklar mücadelesine yaklaşımı konusunda Malcolm X ile Marthin Luther King’i (MLK) karşılaştıran bir dönem ödevi üzerinde çalıştığını söyleyerek, şunları kaydetti: “MLK’nin yaklaşımı, daha çok entegrasyon için barışçıl şekilde bir nevi sistemden yardım isteme şeklindeydi. Kendileri için ayağa kalkmıyorlar, daha çok zaten mevcut olan sistemle sadece bütünleşmek ve asimile olmak istiyorlardı. Ancak Malcolm X, daha çok ‘Bu sistem bizi entegre etmede başarısız oldu, dolayısıyla bu aynı eski sisteme istediğimizi yapması için yalvarmaya devam edemeyiz, kontrolü elimize alıp yeni bir sistem kurmalıyız’ şeklinde yaklaştı ve bunu da esas olarak milliyetçilik ve devrim yoluyla yapmak istedi.” Malcolm X’in mirasının, ABD’de yeterince takdir edilmediğini düşündüğünü belirten John Anthony, MLK’nin kabul edilmesinin ise devlet ve Amerikan kültürü bakımından daha kolay olduğu yorumunu yaptı.
President Volodymyr Zelenskyy bestows a flag to a soldier at a ceremony in Kyiv, Ukraine, Feb. 24, 2022.
With no end in sight to the war, Ukrainians paid tribute to their fallen loved ones Friday and vowed to fight on to victory, while Russia said its forces were making gains in battle in the east as its invasion entered a second year.
At a ceremony on Kyiv’s St. Sophia Square, President Volodymyr Zelenskyy bestowed medals to a soldier on crutches and the mother of one killed and held back tears when a band played the national anthem.
“We have become one family. There are no more strangers among us. Ukrainians today are all fellows. Ukrainians have sheltered Ukrainians, opened their homes and hearts to those who were forced to flee the war,” Zelenskyy said in a television address.
“We withstand all threats, shelling, cluster bombs, cruise missiles, kamikaze drones, blackouts and cold. We are stronger than that,” he said. “We were not defeated. And we will do everything to gain victory this year!”
Zelenskyy was due later to attend an online summit with U.S. President Joe Biden and other leaders of the Group of Seven wealthy democracies, expected to denounce the war, pledge more support for Ukraine and tighten financial sanctions against Russia. For ordinary Ukrainians who have
spent much of the year hiding in bomb shelters and supporting the war effort any way they can, the anniversary meant reflection.
“I buried my son who died in military service. I also buried my husband. I think it’s very clear to you, I’m on my own now and it’s very, very hard,” said Valentyna Krysan, 75, a shop employee in Kyiv. “I wish you a nice, peaceful day, and that such a thing will never repeat in your lives.”
Blue and yellow flags
Allies around the world showed their support. Paris lit up the Eiffel Tower in the Ukrainian flag colors of blue and yellow. In London, where the street outside the Russian embassy was painted blue and yellow, people draped in Ukrainian flags with hands on their hearts gathered at a vigil holding a banner: “If you stand for freedom, stand for Ukraine.”
“There will be a life after this war, because Ukraine will win,” Paris Mayor Anne Hidalgo said in a speech.
German Chancellor Olaf Scholz, in a video message, hailed “the determination and courage of the Ukrainians, how they defend their freedom. Germany supports them in this – as strongly and as long as necessary.”
There were no major public events to mark the anniversary Friday in
n At least 43 migrants perished when their overcrowded wooden boat smashed into rocky reefs just off southern Italy at dawn Sunday, the Italian Coast Guard said. “As of now, 80 persons were recovered alive – some of whom succeeded in reaching the shore after the shipwreck – and 43 bodies were found along the shore,” the Coast Guard statement said shortly before noon. Italian Premier Giorgia Meloni said that the migrants were crowded into a 20-meter-long (66-foot) boat in “adverse weather conditions.” In a statement released by her
Russia, which set off fireworks on Thursday for the annual “Defenders of the Fatherland” holiday and held a pop concert on Wednesday attended by President Vladimir Putin.
Tens of thousands of Ukrainian civilians are feared to have been killed along with many more soldiers on both sides since Putin ordered the invasion a year ago, saying it was necessary to protect Russia’s security.
Ukraine sees it as a brazen bid to subjugate an independent state. Its outnumbered and outgunned forces repelled Russia’s attempt to seize the capital Kyiv early in the war and later recaptured swathes of occupied territory. But Moscow still occupies nearly a fifth of Ukraine which it claims to have annexed.
Russian troops have destroyed Ukrainian towns and cities, sent onethird of the population fleeing and left streets filled with corpses in towns they have occupied and lost. Moscow denies war crimes.
In recent weeks, Russian forces, replenished with hundreds of thousands of conscripts in the first mobilization since World War Two, have launched a winter offensive of intense trench warfare, making only small gains despite fighting that both sides say has been the bloodiest of the war.
office, she expressed “her deep sorrow for the many human lives torn away by human traffickers.” “It’s inhumane to exchange the lives of men, women and children for the ‘price’ of a ticket paid by them in the false prospect for a safe voyage,” said Meloni, a far-right-wing leader whose governing allies include the antimigrant League party. She vowed to use her leadership to press for crackdowns on departures arranged by human smugglers and to press fellow European Union leaders to help Italy in her quest.
Anearly 7.2 magnitude earthquake shook a sparsely populated part of Tajikistan at 8:37 a.m. (0037 GMT) on Thursday. It was 67 kilometers (41 miles) west of Murghob, Tajikistan, and 20 kilometers (12 miles) below ground, according to the U.S. Geological Survey. Mughrob is the district capital with a population of a few thousand people high in the Pamir Mountains. The strong quake originated at a depth of 10 kilometers (6 miles), reported Chinese state television CCTV, citing the China Earthquake Networks Center. The epicenter is about 82 kilometers from the nearest border with China and was strongly felt in some areas in China’s western Xinjiang region, including Kashgar and Artux, CCTV reported. However, no casualties or damage has been reported so far, state media added, citing local information officers. Power supply and communication remained normal in Kashgar, state media Xinhua reported. The Xinjiang railroad department called a halt to passenger trains running on the Aksu to Kashgar section of the Southern Xinjiang railway, state media said. Local authorities were inspecting bridges, tunnels and signal equipment, CCTV said. Experts have long warned of the risks of a major earthquake in Tajikistan. They voiced worry, particularly over Lake Sarez, which formed as a result of a major earthquake in 1911, saying it could pose a major threat in the future. The lake is located behind a natural dam deep in the Pamir mountains, and if the dam is breached, the consequences will be catastrophic.
For ordinary Ukrainians who have spent much of the year hiding in bomb shelters and supporting the war effort any way they can, the anniversary meant reflection.
- Sydney’de her gün saat 17-18 arası program Ve her gece saat 22-24 arası Müzikli Saatler
- Melbourne’da her Çarşamba saat 17-18 arası
- Yayınlarımızı aşağıdaki linklerden dünyanın her yerinden dinleyebilirsiniz.
SYDNEY: www.turkiyeninsesi.sydney
MELBOURNE: www.turkiyeninsesi.melbourne
- Ayrıntılı bilgi için bizi arayın: +61 421 890 600
Depremler pek çok kent gibi Adıyaman’ın kültür varlıklarına da hasar verdi. Şehirde büyük hasara yol açan depremde yıkılan 5 asırlık Ulu Cami ile pek çok tarihi camide ve Tuz Hanı’nda oluşan hasar yürek burkuyor. Tarihi çarşı esnafından Mahmut Sarıkaya, “Ulu Cami’nin eski ihtişamına yeniden kavuşmasını bekliyoruz” diyor.
Kahramanmaraş merkezli depremler bölgedeki tarihi varlıkları da yıktı. Şiddetli sarsıntıların büyük hasara yol açtığı Adıyaman’da, şehrin tarihi ve kültür varlıklarından 5 asırlık Ulu Cami tamamen yıkıldı, pek çok tarihi camide ve Tuz
Hanı’nda hasar oluştu.
“Asrın felaketi” olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok yıkımın gerçekleştiği kentlerden
Adıyaman’ın tarihi çarşısındaki kültür varlıklarında oluşan hasar, dronla görüntülendi.
DULKADIROĞLU YADIGARI
İnşa tarihi tam olarak bilinmeyen
ancak 16. yüzyılda Dulkadiroğulları
Beyliği döneminde Dulkadirli Beyi
Durak Bey tarafından yaptırıldığı tahmin edilen kenti simgesi
Adıyaman Ulu Cami, depremde yıkıldı. Şehrin simge yapılarından olan caminin sadece kuzey ve batı duvarı ayakta kalabildi.
ASIRLARDIR AYAKTAYDILAR
Mimari özelliği dolayısıyla
ya da 18. yüzyılda yapıldığı değerlendirilen Musalla Cami,
Camisi de depremde büyük hasar alan tarihi yapılar arasında yer aldı. Tarihi çarşı esnafından 60 yaşındaki Mahmut Sarıkaya, Ulu Cami’nin kentin en ihtişamlı eseri olduğunu belirterek, depremdeki kayıplarının yanında Ulu Cami’ye de ayrıca üzüldüklerini söyledi.
ESKI IHTIŞAMINA KAVUŞMALI Sarıkaya, Ulu Cami’nin çarşının ve kentin simgelerinden olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: “Ulu Cami, şehrin huzurla namaz kılınan en önemli camisiydi. Ben de orada çok namaz kıldım. Bundan yaklaşık 20 sene önce bir tadilat geçirmişti. O tadilatla beraber çok güzel olmuştu. Bu depremde maalesef yıkıldı, canımız sağ olsun. Adıyaman’ın en eski çarşısı burası, Ulu Cami en baş camimizdi. Bütün dualar burada yapılır, mevlitler burada okunur, kandiller burada kutlanırdı. Sabah namazlarında çevre esnafı burada toplanır, dua ederdi. İnşallah devletimizden bekliyoruz ki Ulu Cami eski ihtişamına yeniden kavuşsun, yeniden yapılsın.”
Ilan ve Kartvizit reklamlarınız için rezervasyon: 0 433 162 655
Today’s Dental Auburn’da Türkçe ve İngilizce bilen full time çalışacak tercihen tecrübeli resepsiyon elemanı ve dişçi asistanı aranıyor. İlgilenenler lütfen bizimle iletişime geçsin.
7 Beatrice Street Auburn NSW 2144
Ph: (02) 9643 2848
Email: auburn@todaysdental.net.au
- Artık Türkiye’de avukat bulma ve ona ulaşma derdine son!
- Türkiye’de bulunan aktif hukuk bürom ve çoğu ildeki çözüm ortaklarım ile her türlü hukuki işlemlerinizi yürütmeye hazırım.
- Aile Hukuku’na dair tüm davalar, boşanma, miras, gayrimenkul davaları ve tapu işlemleri, ticari uyuşmazlıklar için arabuluculuk, yatırım danışmanlığı ve sözleşme hazırlamasına dair Türkiye’deki yargı süreci ve kanunları hakkında her türlü bilgiyi verebilirim.
- Auburn civarı veya Sydney içi görüşmelerimi yüz yüze gerçekleştirebilirim. Diğer eyaletler için telefon veya mail ile iletişim kurabiliriz.
Av. Çetin Tuğberk Gürcan
Telefon: 0479 100 411
Mail: ctugberkgurcan@gmail.com
www.apaydinhukuk.com
BAY VE BAYAN ELEMAN
n Eastgardens Westfield Pagewood’da bulunan kebab dükkanımızda full-time ve part-time çalışacak bay ve bayan eleman arıyoruz.
DENİZ: 0 416 449 177
Eastern Creek’deki Kebab ve Gözleme dükkanımızda full time/ part time çalışacak tecrübeli bay ve bayan eleman alınacaktır. İlgilenenler lütfen bizi arasın.
0410313678
ELEMAN ARANIYOR
Sydney’de Pide ve Grill’de çalışacak tecrübeli elemanlara ihtiyaç vardır. İstekli kişilere iş öğretilir. Ücret dolgundur!
Ali: 0422 678 997
Taste of Turkey Newtown
SATIŞ NOKTALARI Dilek Market turkishgrocery.com.au Afterpaygestscologne.com ile taksit imkanı
Preston ve Fairfield’da
4 yıldır haftada 2 gün
faaliyetde bulunan
getirisi güzel olan iş yerlerimiz satılıktır.
MURAT: 0400 88 33 40
n Manly Seaside’de gece veya gündüz kebabda
çalışacak elemanlar alınacaktır.
İRTİBAT: 0413 554 027
Guest Cologne/Kolonya lemmongrass organik içeriklidir. Mevcut boyutlar; 50 ve 200 ml. Nemlendirici özelliğe sahiptir, ferahlatır, senitize eder ve cildinizi korur. Hassas ve bütün ciltlere uygundur. Bu özel kolonyayı gönül rahatlığıyla istediğiniz kadar kullanabilirsiniz. Daha fazla bilgi ve alışveriş için; web: www. guestscologne.com
/CEP: 0402 677 440
n Mona Vale’de bulunan Aussie
Kebab&Pide dükkanımızda gündüz veya akşam full time çalışacak serviste, pide&gözlemede tacrübeli bay-bayan eleman aranmaktadır.
HANİFİ: 0 401 922 786
Şehir Merkezinde (City), ucuz kiralı, işlek işletmemiz satılıktır.
İlgilenenler arasın!
0 423 525 419
info@turkishnewspress.com.au
Maddi manevi sebepler neticesinde, İlâhî gücün kararıyla görülen bütün doğal afetlerin en bariz ciheti, tarafsız oluşlarıdır.
Canlı-cansız, insan-diğer canlılar, zengin-fakir, güçlü-güçsüz, yaşlıçocuk, kadın-erkek herkesi eşitliyor, tek düzeye indiriyor İlâhî afetler!
Ve lisanı halleriyle demektedirler ki: En büyük olan, sizleri ve elinizdekileri yoktan var ettiği gibi bir anda yok edebilen ALLAH’tır!
O, dilemedikçe kaşınızı dahi oynatamazsınız! Taş üstüne taş koyamaz, O’nun mülkünden hissenize bir tüy bile taşıyamazsınız! Ne biriktirdiğiniz, ne de varlığıyla övündüğünüz hiçbir gücünüz O’na karşı koyamaz…
O, karar kılmadıkça, izin vermedikçe bir salise bile yaşayamazsınız. O, dilemişse, size ömür tanımışsa eğer bütün dünya haşmetiyle başınıza yıkılsa dahi canınızı alamaz!
Yaşadığımız son depremde ekranlara yansıdı, şahit olduk. Sarsıntının ilk dakikalarında ruhunu teslim edenler olduğu gibi 12. gününde, 296. saatte (Allah’ın izniyle) enkazın altında hayatta kalanları da gördük.
Hatalarımızı, sorumluluğumuzu hiçbir kimseye yıkmadan, herkes kendi hissesine düşeni bilsin; gördüğümüz gerçekler buna engel değildir, kimse de engel görmemeli!
Bunu anlamak ve dillendirmek, önüne geçemediğimiz ahlaksızlığa, hırsızlığa, katil ve caniliğe kılıf bulmak değildir.
Yazımın başında özellikle belirttim, “Maddi manevi sebepler neticesinde, İlâhî gücün kararıyla görülen bütün doğal afetler” diye… Zira hayrı da şerri de yaratan Allah’tır. O, izin vermeden hayır da şer de oluşmaz. O, hayrı murad eder, şerrin oluşmasını istemez! Ama kul, cüzi iradesini kullanıp şerri istemişse (imtihan gereği) yüce Allah ona da mani olmaz, şerri sevmemesine rağmen yaratır. Öldürmeyi sevmediği/ yasakladığı halde katil, öldürmek istediğinde, onun özgür iradesine müdahale etmemek için orada, maktul için ölümü yarattığı gibi. Nitekim hayrı-şerri, hidayeti-dalaleti yarattığı gibi hayatı ve ölümü de yaratan Allah Teâla’dır. “O ki, ölümü ve hayatı yaratandır…” (Mülk 2)
Bu bağlamda iki örnek:
Asrın felaketi olarak isimlendirilen depremde 8 kişilik aile, deprem bitinceye kadar evi terk etmiyor, ailenin büyük oğulları kendisi kadar güçlü olan iki kardeşinin elinden sıyrılıyor ve merdivende depreme yakalanıp hayatını kaybediyor. Diğerleri ise oturdukları 3. kat zemine oturuyor, balkondan sağ olarak dışarı çıkıyorlar!
Aynı enkazın yanındaki kalabalık, yağmurdan korunmak için caddenin diğer tarafında, yıkılmayan binanın önünde beklerken bir sebeple oradan ayrılıp, cadde ortasına geldiklerinde ikinci depremle sığındıkları bina yerle bir oluyor! Hikmetini bilemediğimiz benzer binlerce örnek var…
Evet, her şeyi yaratan Allah’tır. Ama bu, katili mesuliyetten kurtarmaz. Yapmadıklarımız, terk ettiğimiz tedbir sebebiyle meydana gelen yıkımın müsebbibi olmaktan bizi kurtarmaz!
Kader, ecel, Allah’ın takdirine, yaratıcı olmasına inanmamak, onu devre dışı bırakmak nasıl yanlışsa, üzerimize düşeni yapmamak, gerekli önlemi almamak da yanlıştır.
Bir önceki yazımda da temas etmiştim. Bu felaket, kimisine dokundu, kiminin ise yakınından dahi geçmedi.
Deprem bölgesinde bizzat gördüm ve yaşadım. Yıllardır birbirleriyle konuşmayan, selamlaşmayan, düşman gibi davranan nice yakınlarımın yekvücut olduklarına şahit oldum. Dahası, ilk yardıma koşanlar, en sevmedikleri yakınları oldu…
Yıllardır, ırkçılık, mezhepçilik, coğrafi farklılık ve sosyal statü üzerinden bizi birbirimize düşman kılanlara rağmen -dünya ülkelerini saymıyorum- Türkiye’nin her bölgesinden ilk yardıma koşan kim oldu?
Sevinç ve acının bir arada yaşandığı bu felakette tanıdık, tanıdık olmayan herkes ortak oldu!
Allah’ın, fiilî âyeti depremle tek düzey kıldığı/eşitlediği bizleri kim, neden tekrar ayrıştırma gayretinde?
Neden bu deprem, aklımızı başımıza alıp aynı hatalara düşmemize engel olmuyor? Verilen kayıplardan, ölenlerden ziyade depremden ders çıkarması gerekenler bizleriz! Gidenler imtihanlarını bitirdi… Bizim imtihanımız devam ediyor!
“Bu depremin bizdeki şiddeti kaçtır?” hiç düşündük mü? Herkes yaptıklarının hesabını bu dünyada olmasa da ahirette verecektir. Buna iman edenleriz. 500/1000 yılda bir rastlanılan bu gibi felaketlerden ders ve ibret çıkarmak durumundayız.
Yanlışlarımızı, depremin sıcak saatlerinde veya iki hafta geçmeden unutursak bu, kale almadığımız Allah’ın gücüne gider.
“Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir...” (Şûrâ 30) deniliyor.
Ne sebeple olursa olsun, başımıza ne gelirse yine yapıp, ettiklerimiz sebebiyledir. Bunun göz ardı edemeyiz. Bildiğimiz, yaptığımız hata ve kusurlarımızı -hiçbir ders çıkarmadan- sürdürürsek, “Allah’tan korkma/takva hariç hiçbirinizin diğerine bir üstünlüğü yoktur” gerçeğine rağmen ayrıştırmaya kalkarsak benzeri felaketler gelmeye devam eder. Ve bu sorumluluk bize yüklenir!
Bu sebeple, bütün farklılıklarımızı kabul edelim ancak bu, bizim ahlaki davranmamaya, bile bile yalan beyanda bulunmamaya, haklıya hakkını vermemeye, adaletli davranmamaya sevk etmesin!
Zira bir vakit, ansızın dünyadan ayrılış bizi yakaladığında bize faydası dokunacak tek şey, dosdoğru davranmamız ve Hak’tan yana tavır takınmamız olacaktır. Bunu unutmayalım! > NUSRET REŞBER
“Benim namazım, kurbanım, ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden, âlemlerin, bütün varlıkların Rabbi Allah rızası içindir” de. . EN’AM SÛRESİ 162. AYET
“Tüccarda şu dört özellik olursa kazancı temiz yani helal ve bereketli olur: Mal satın alırken (ucuz almak için) (aldığı malı) kötülemez. Malını sattığında (pahalı satmak) için övmez (yalancı reklama başvurmaz). Müşteriye satarken, malındaki kusuru gizlemez. Alışverişte, (müşteriye kendine güvendirmek için) yemine başvurmaz.” . ESBEHANİ
Malatya’da afetzedelerle görüşen Ali Erbaş, Diyanet Çocuk Etkinlik Kursu’ndaki çocukları severek sohbet etti.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, depremden etkilenen Malatya’da depremzede çocuklarla bir araya geldi. Erbaş, kentteki ziyaretleri kapsamında İnönü Üniversitesi kampüsünde Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) bünyesindeki İlhan Akıncı Öğrenci Yurdu’na geldi. Burada depremzede 4-6 yaş çocuklarına yönelik eğitim verilen kursu ziyaret eden Erbaş, eğitmenler, aileler ve çocuklarla sohbet etti. Çocuklarla yakından ilgilenen Erbaş, vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti.
MANEVI
Depremlerde vefat edenlere
Allah’tan rahmet dileyen Erbaş, şunları dile getirdi: “Burada vatandaşlarımızı ziyaret ediyoruz. Şu anda Kredi Yurtlar
Kurumu İlhan Akıncı Yurdu’ndayız. Buradaki vatandaşlarımızın hem kendilerine hem de Diyanet Çocuk
Projesi içerisinde eğitim alan buradaki çocuklarımızı ziyaret ettik. Hocalarımız onlara yardımcı olmaya çalışıyorlar. Manevi rehberlik yapıyoruz, manevi noktada destek olmaya
çalışıyoruz.” Deprem bölgelerini yalnız bırakmamaya gayret ettiklerini vurgulayan Erbaş, “İlk günden itibaren 20 bine yakın hocamız, 72 il müftümüz, ilçe müftülerimiz, müftü yardımcılarımız, vaizlerimiz, imamlarımız defin işlemlerinden, cenaze işlerinden başlayıp arama kurtarma, yemek ikramı, mobil mutfak ve vakfımızın yapmış olduğu pek çok yardımlar, bütün bunları hocalarımızla birlikte organize ettik” dedi.
YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ
Devletin bütün kurumlarıyla önemli işler yaptığına ifade eden Erbaş, şöyle devam etti: “Malatya’da ve diğer yerlerde deprem mağduru kardeşlerimizin mağduriyetini giderme, yaraları sarma noktasında büyük mücadeleler verdi. Biz de Diyanet olarak baştan beri buralardayız ve inşallah yaralarımız sarılıncaya kadar hem Başkanlığımız mensupları hem de Türkiye Diyanet Vakfı mensuplarımız olarak kardeşlerimizin yanında onlara destek olmaya gayret edeceğiz inşallah.”
n Ukrayna vatandaşı Yulııa Hvozdıeva, Bursa Müftülüğü’nde düzenlenen ihtida töreniyle Müslüman oldu. Bursa İl Müftülüğünden yapılan açıklamaya göre, Müftülüğe başvuran Hvozdıeva, Müslüman olmak istediğini bildirdi. Müftülük binasında gerçekleştirilen ihtida töreninde Hvozdıeva, İl Müftü Vekili Nurullah Koçhan rehberliğinde kelimeişehadet getirdi. Koçhan, İslam dininin temel esasları ile ilgili bilgi verdiği Hvozdıeva’ya ayrıca Kur’an-ı Kerim, ilmihal ve İslam dini hakkında genel bilgilerin bulunduğu kitapları hediye etti.
FATMA GENÇTÜRK
info@turkishnewspress.com.au
Bu kadar sevildiğimizin biz bile farkında değildik. Afet sonrası Avrupa’nın diğer ucundan depremin vurduğu kentlerden Adıyaman’da gelip yemek yapan İngiliz aşçılar, “Türk insanını çok seviyoruz ve Türkiye ile ilgili çok şey biliyoruz. Bize ne kadar ihtiyaç duyulursa buradayız” diyorlar.
Ana vatan, afetin yaralarını sarmaya çalışırken insanın içini titreten güzel dayanışma örnekleri de yaşanmaya devam ediyor... Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından İngiltere’den Adıyaman’a gelen aşçılar, depremzedelere ve güvenlik personellerine günde 3 öğün yemek pişiriyor. “Asrın felaketi” olarak nitelenen depremlerin büyük hasar oluşturduğu
Adıyaman’da, Valilik ve AFAD koordinesinde yaraların sarılması amacıyla çalışmalar devam ediyor. Afet sonrası yurt içi ve yurt dışından kente gelen çok sayıda dernek ve sivil toplum örgütü üyeleri ile bazı belediye ekipleri de ihtiyaç
sahiplerine yardım eli uzatıyor.
5 GÜZEL İNGİLTERELİ
İngiltereli 5 aşçı arkadaş da ülkelerinden gönüllü olarak geldikleri kentte, depremzede ailelerin yanı sıra alanda görevli yaklaşık 1100 güvenlik personeli
için yemek yapıyor. Atatürk Stadyumu’nda kurulan seyyar mutfakta çeşitli yemekler pişiren aşçılar, her gün onlarca vatandaşın karnının doymasını sağlıyor. Aşçılardan Niti Balen, yaklaşık 2 hafta önce Adıyaman’a gelerek
depremzedelere yardım etmeye başladıklarını söyledi. Depremleri televizyon izlerken öğrendiklerini belirten Balen, şunları dile getirdi: ‘TÜRK İNSANINI SEVİYORUZ’
“Aracımızla İngiltere’den yola çıkıp buraya geldik. Türk insanını çok seviyoruz ve Türkiye ile ilgili çok şey biliyoruz. Bize ne kadar ihtiyaç duyulursa buradayız. Adıyaman’da arama kurtarma, polis ve askerlerden oluşan 1100 personel ile depremzede insanlara yemek yapıyoruz. Umarım bu küçük yardımımız işe yarıyordur ve yardım seferberliğinin bir parçası olmaktan dolayı mutluyuz.” Egidijus Statkus ise Londra’da otobüs şoförlüğü yaptığını ve aşçılık alanında bilgisi olduğunu aktardı. Statkus, aşçı arkadaşlarına yardım için kente geldiğini belirterek, “Depremden dolayı çok üzgünüz ve şu anda da Türkiye insanlarına yardım etmekten dolayı çok mutluyum” ifadesini kullandı. Aşçı Victor Rogalev de Londra’dan Adıyaman’a 2500 kilometre yol kat ettiklerini ve yemek pişirerek depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olduklarını söyledi. Siz ne yüce gönüllü insanlarsınız, biz de sizi çok seviyor ve saygı duyuyoruz.
üper Lig’in 14. haftasından ertelenen maçta Beşiktaş, konuk ettiği Antalyaspor ile 0-0 berabere kaldı. Ligin 22. haftasında Fatih Karagümrük ile 1-1 berabere kalan, 23. haftada ise Sivasspor’a 1-0 yenilen siyah-beyazlı ekip, Antalyaspor karşısında da galip gelemedi. Ligde üst üste üç maçta galip gelemeyen Kartal, bu karşılaşma sonrası puanını 40’a yükseltti. İstanbul’dan bir puanla dönen Antalyaspor’un puanı ise 25 oldu. PENALTI VE VAR IPTALI Mücadelenin 90+4. dakikasında kaleci Ataberk Dadakdeniz’in ceza sahası içinde müdahalesinin ardından Cenk Tosun yerde kalırken maçın hakemi penaltı noktasını gösterdi. Penaltıyla galibiyete yaklaşan Beşiktaş’ta topun başına geçen Cenk’in vuruşunda, kaleci Ataberk gole izin vermedi. Beşiktaş’ın 80. dakikada kullandığı serbest atış sonrasında Tayyip Talha Sanuç ceza sahası içinde kafa vuruşuyla topu ağlara gönderdi. Siyah-beyazlılara büyük sevinç yaşatan ve Türk bayrağı açılarak kutlanan gol, VAR’dan gelen uyarının ardından elle oynama olduğu gerekçesiyle iptal edildi. Böylece Şenol Güneşli Beşiktaş, iç sahada ilk kez puan kaybetti.
igde 23. haftanın bir diğer erteleme maçında ise Ümraniyespor, sahasında depremzede Adana Demirspor ile 1-1 berabere kaldı. 79. dakikada A. Demirspor golü buldu. Akintola’nın şutunda kaleci Orkun’un sektirdiği topu Badou Ndiaye tamamlayarak takımını öne geçirdi: 0-1. 90. dakikada Ümraniyespor eşitliği yakaladı. A. Demirspor ceza sahasına gönderilen uzun topta Glumac, kafayla meşin yuvarlağı Mrsic’e indirdi. Bu futbolcunun kale sahasına doğru yerden ortasında Kayode topu filelere yolladı: 1-1. Maçta başka gol olmayınca oyun 1-1 sona erdi.
Hikâyelerinizi Bana Yazın: david.kilic@hotmail.com
Kayakla atlamada en uzun kayakla atlama tepelerinden birine sahip Slovenya’nın Planica şehri şu sıralar, 2023 Dünya Şampiyonası’na ev sahipliği yapıyor. Srednja Skakalnica Tepesi’ndeki normal tepe yarışlarında ülkemizi Fatih Arda İpcioğlu ile Muhammed Ali Bedir temsil etti. Normal tepe elemeleri cuma günü yapılmıştı. Ve kayakla atlamanın önce ismi Fatih Arda İpcioğlu, TOP 50’ye girerek elemeleri
geçti. Kariyerinde ilk kez 2017’de Dünya Şampiyonası’na katılan Fatih Arda, o dönemde elemeleri geçememişti ancak bu kez şeytanın bacağını kırdı.
DERECE ELDE ETTİ
Olimpik sporcumuz 1. turda, 93.0m’lik atlayış ve 120.1 puanla yoluna devam ederek
21. sıradan finale kalan 30 isim arasına giriş yaptı. Final etabında da elinden geleni yapan Fatih Arda, (87.0m/100.7) toplamda 220.8 puanla dünya
şampiyonasını 29. sırada bitirdi. Sporcularımız büyük tepede de mücadele edecek. Normal tepenin dünya şampiyonluğunu, 2019’da olduğu gibi yine Polak Piotr Zyla kazandı. Slovenya’da düzenlenen Kayakla Atlama Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi temsil eden İpcioğlu, 97m’lik atlayış ve 123.7 puanla
18. sıradan elemeleri geçmeyi başardı. Bir diğer sporcumuz Bedir ise, 88m’lik atlayış ve 105.5 puanla 54. sırayı aldı.
n Mısır’ın İskenderiye kentinde düzenlenen Ibrahim Moustafa Ranking Serisi’nde grekoromen stil 60 kilogramda mücadele eden güreşçimiz
Kerem Kamal, Kazak rakibi Yernar Fidakhmetov’u 9-0 yenerek altın madalyanın sahibi oldu. Turnuvaya
çeyrek finalden başlayan Kerem Kamal, Çinli Liguo Cao’yu 52 yenerek yarı finale yükseldi. Yarı finalde Kırgız rakibi Nurmukhammet Abdullaev ile karşılaşan
Kerem Kamal, rakibini 8-0’lık skorla mağlup ederek adını finale yazdırdı. Final müsabakasında da Kazak rakibi Yernar Fidakhmetov’u 9-0 yenerek altın madalyayı boynuna taktı.
Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “hiç kimseyim.” Dudak bükülüp önemsenmediğini görünce, sormuş Hoca: “Sen kimsin?”
“Mutasarrıf”ım demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasreddin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam…
“Daha sonra?..” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp “Hiiiç.” Demiş
“Daha niye kabarıyorsun be adam, demiş Hoca; “Ben şimdiden, senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım!”
Makam, mevki, rütbe, unvan; bunların hepsi cekettir. Ceketi asar bir yere gideriz. Arkamızda sadece insanlığımız kalır ve öldüğümüzde sadece çıplaklığımızı götürebiliriz bu dünyadan.”
> Doğan Cüceloğlu
Damian Lillard set franchise and career highs with 71 points and 13 3-pointers, and the Portland Trail Blazers snapped a twogame skid with a 131-114 victory over the Houston Rockets. Lillard became the eighth different player to score 70 points in NBA history. At age 32, he’s the oldest player in NBA history with a 70-point game, and the only player age 30 or older to accomplish the feat, according to ESPN Stats & Information research. Lillard tied Cleveland’s Donovan Mitchell for the most points in a game this season after Mitchell also scored 71 in a win over Chicago on Jan. 2. Lillard broke his own franchise mark of 61 points, which he’d done twice, on a 3-pointer with 4:42 left that also topped his career record for 3s in a game with 11. Lillard’s 13 3-pointers on 22 attempts were one shy of the
NBA record set by Golden State’s Klay Thompson in 2018. Thompson’s Warriors teammate Stephen Curry (2016) and Chicago’s Zach LaVine (2019) also made 13 3s. Overall, Lillard was 22-of38 from the floor and made all 14 of his free throw attempts. He had six rebounds and six assists. “It really, really was a masterful performance,” Blazers coach Chauncey Billups said. “It was a piece of art. That was incredible.” In the final minutes, the Trail Blazers home crowd at the Moda Center was on its feet, phones recording the moment, while chanting “M-VP!” Lillard left the game with 44 seconds left, tied with Mitchell, Elgin Baylor (1960) and David Robinson (1994) for the eighth-most points scored in a game in NBA history. Wilt Chamberlain owns the league record with 100 for Philadelphia against New York on March 2, 1962, in Hershey, Pennsylvania.
umiiuyar@hotmail.com
n Fans of Turkish football club Beşiktaş have shown their support for children affected by the Türkiye and Syria earthquakes, showering the team’s Istanbul pitch with thousands of stuffed toys. The stadium was packed with 40,000 fans for the football match against Antalyaspor. Of them, many responded to the club’s request to bring toys to the stadium. Fans then tossed them onto the pitch at the game’s 4:17 mark - 4:17am was the time the first earthquake struck on February 6. As the toys gathered on the edges of the pitch, players ran out to collect them and thank the fans.v The stuffed bears, rabbits and other animals will be delivered to the affected children.
n Jake Paul suffered the first loss of his fledgling boxing career as he was edged out by Tommy Fury at Saudi Arabia’s Diriyah Arena. Fury, a British reality TV star, scored a split decision win against the American YouTuber. In front of an audience including Fury’s half-brother and current WBC heavyweight champ Tyson Fury, former champion Mike Tyson and footballer Cristiano Ronaldo, Paul’s considerable shortcomings were highlighted as Fury picked him off over eight rounds. “Tonight I made my own legacy, I made my own legacy,” Fury said after the bout. “All the way through these two-and-a-half years, I had a dream, a vision, and no-one believed me. Now they can stand up and take note.” Fury had the better of the opening exchanges but Paul began to settle in the third as he tried to lure his opponent forward and counter with big right hands. In a bout short on technical quality, Paul had a point deducted in the fifth round for a blow to the back of Fury’s head, but Fury had a point chalked off for holding in the sixth to even things up again. A short left hand downed Fury in the eighth and final round to shift the momentum in Paul’s favour to set up a grandstand finish in which both men chased a knockout punch that never materialised.
Acının üssü Türkiye hayata dönmeye çalışıyor. Ara verilen ligdeki erteleme maçında Fenerbahçe, Konyaspor’u 4-0 yendi..
Süper Lig 23. hafta erteleme maçında konuk ettiği Arabam. com Konyaspor’u 4-0 yenen Fenerbahçe, zirve yarışında hataya yer vermedi. Ülker Stadı’nda oynanan karşılaşmaya etkili başlayan sarı-lacivertliler, 13. dakikada golcüsü Enner Valencia ile öne geçti. Rakibinin
22. dakikada 10 kişi kalmasıyla daha da rahatlayan sarı-lacivertliler, 45+6. dakikada yine Valencia’nın golüyle farkı
2’ye çıkararak soyunma odasına gitti.
ZİRVE TAKİBİNE DEVAM
İkinci yarıda da rahat bir oyun sergileyen Fenerbahçe, 61. dakikada
Joshua King’in golüyle farkı 3’e çıkardı. Sarı-lacivertliler, 78. dakikada Attila
Szalai’nin kafa vuruşuyla 4. golü de buldu ve sahadan 4-0 galip ayrıldı. Puanını 48’e çıkaran Fenerbahçe, lider Galatasaray’ı takibini sürdürdü.
“BİZİM CANIMIZ TÜRKİYE”
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Trabzonspor, Beşiktaş, Antalyaspor, Adana Demirspor, Fatih Karagümrük ve Sivasspor başkanları da maçı izledi. Fenerbahçeli futbolcular, Valencia’nın ilk golünden sonra üzerinde “Bizim Canımız Türkiye” yazılı pankartı açtı. Futbolcuların formalarının arkasında da deprem illerin isimleri yer aldı. Maçı depremzede çocuklar da izlerken, taraftarlar atkı ve berelerini bölgeye gönderilmek üzere sahaya attı.
- Ankaragücü-Karagümrük: 0-2
- Sivasspor-Beşiktaş: 1-0
- Antalyaspor-Gaziantep FK: 1-0
- İstanbulspor-Alanyaspor: 2-1
- Hatayspor-Kasımpaşa: 1-0
- Galatasaray-Trabzonspor: 2-1
- Ümraniyespor-A.Demirspor:1-1