Turkish News Press - Issue 115

Page 1

Türk antrenörden büyük başarı

T

n Melbourne’da fitness salonu işleten Volkan Özalp, dünyaca ünlü Amerikan şirketi ile Avustralya’da sözleşme imzalayan ilk isim oldu.

rkısh NEWS PRESS

4

SIZIN SÖZÜNÜZ

l www.turkishnewspress.com.au

ÇIFTE BAYRAM

28 JULY 2020

H I R TA IDEN YEN ZILDI YA

Peygamber Sancağı yerine asıldı!

SESİ

info@turkishnewspress.com.au 1300 917 566

. . T rkıye’nın

Bayramınızı tebrik eder sevdikleriniz ile saglıklı ğ günler dileriz...

RADYOSU

SYDNEY DIGITAL 985

MELBOURNE NORTH

SAAT 5-6 ARASI

SAAT 5-6 ARASI

FM 98.9 HAFTANIN 7 GÜNÜ WEST HER ÇARŞAMBA

H NEWS IN ENGLIS

6/7/11/17/27

Australian Federal Police Wants You! n The AFP’s new Commander for Counter Terrorism North, Stephen Dametto told Turkish community leaders on Tuesday (21 July) that the agency was looking for ways to enchance their engagement with the Australian-Turkish and Muslim communities, as well as getting new recruits for his force from within the community.

7

TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY

IBRAHIM KALIN Freedom of Speech: Where to Draw the Line

11

Avustralya virüste 2. dalgayı yaşıyor 3’TE

Bayram TANYELİ’NİN YAZISI 3’TE

Pandemi dolayısıyla bu yıl buruk girdiğimiz Kurban Bayramı’da, ana vatan Türkiye’deki Ayasofya Camii Şerifi coşkusu dünyayı sardı.

H

New system for Turkish football ÜMİT UYAR’IN YAZISI 27’DE

Türk Okçuluğu yazı dizisi ilalin haça karşı üstünlüğünün ezeli ve ebedi sembolü olan Ayasofyai Kebir Cami-i Şerifi, 86 yıl sonra görkemli bir Cuma namazıyla ibadete açıldı. Milletin adamları Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin birlikte saf tuttuğu namaza katılan yüzbinlerce Müslüman, tarihi yarımadayı insan seline çevirdi. Kıskanç Yunanistan’da ise yas çanları çalındı...

8-9

> 25. Sayfa



AVUSTRALYA

T

rkısh NEWS PRESS

28 Temmuz 2020

3

TANYELİ İLE BİZ BİZE cagritanyeli@icloud.com

Bayram

S s e k r e H şaşkın

Avustralya virüste 2. dalgayı yaşıyor

A

Tummuz ayında Kovid-19’daki vaka ve can kaybı sayısı ikiye katlanan Avustralya kelimenin tam anlamıyla şokta... Ülkede koronavirüse yakalanan kişi sayısı 14 bin 935’e, ölenler ise 161’e yükseldi. Özellikle Victorya eyaletinde sıkı tedbirler uygulanırken Melbourne sokakları sessizliğe büründü. İnsanlar maske bulmakta bile zorlanıyor... vustralya’da son 24 saatte 549 kişinin yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanması, salgının başladığı tarihten bu yana bir günde kaydedilen en yüksek vaka sayısını ortaya çıkartırken, Melbourne kentinde virüse yakalanan 6 kişi daha hayatını kaybetti. Vaka sayılarının hızla arttığı Victoria eyaletinde 532, Yeni Güney Galler’de (NSW) 17 kişinin virüse yakalanmasıyla ulaşılan 549 yeni vaka sayısının, virüsün başladığından itibaren Avustralya’da 24 saatte kaydedilen en yüksek rakam olduğu bildirildi. REKOR SAYILAR Avustralya’da bir günde kaydedilen en yüksek rakam, geçtiğimiz hafta 502 kişiye Kovid-19 tanısı konulmasıyla ortaya çıkmıştı. Ülke genelinde gerçekleşen yaklaşık 3 milyon 935 testte, Kovid19’a yakalan 14 bin 935 kişiden, 9 bin 170 Avustralyalı sağlığına kavuşurken, Melbourne’da 6 kişinin daha hayatını kaybetmesiyle toplam can kaybı 161’e çıktı. Toplam 5 bin 107 aktif vakanın bulunduğu ülke-

de, 46’sı yoğun bakımda olmak üzere 241 kişi çeşitli hastanelerde tedavi altında bulunuyor. “EVDE KALIN” UYARISI! Victoria Eyalet Başbakanı Daniel Andrews, geçerli nedenler dışında sokağa çıkma yasağı ve maske takma zorunluğu uygulanan eyaletin başkenti Melbourne’da düzenlediği günlük basın toplantısında, Kovid19’a yakalananların evde kalmaması halinde can kaybının yükseleceğini söyledi. Eyalette hızla artan yeni vakaların rekor sayılara ulaştığının altını çizen ve vatandaşlara virüsün yayılmaması için yaptığı “evde kalın” çağrısını tekrarlayan Başbakan Andrews, “Aksi takdirde, bu kısıtlamalar olması gerekenden daha uzun süre geçerli olacak ve üzülerek söylüyorum, daha fazla insanın hayatını kaybettiğini göreceğiz, özellikle de yaşlı bakımı evlerinde” ifadelerini kullandı. MAZARETSİZ ÇIKANA CEZA Melbourne’da, geçerli nedenler olarak belirlenen “Egzersiz, okula veya işe gitmek, tıbbi bakım almak veya vermek, yiyecek ve diğer

temel malzemeleri satın almak” haricinde sokağa çıkan şahıslara kişi başına 1652, söz konusu nedenlerle sokağa çıkıp maske takmayanlara da 200 Avustralya doları para cezası veriliyor. NSW DE DİKEN ÜSTÜNDE Son 24 saatte 22 bin kişiye uygulanan testlerde 17 kişiye daha Kovid-19 teşhisi konulduğunu duyuran NSW Sağlık Bakanlığından, yeni vakaların kaynağını oluşturan Tayland yemekleri satan 2 restoranla bağlantısı olanlar ile cenaze törenine katılan veya katılanlarla temasta bulunan vatandaşlara “dikkatli olun” çağrısı yapıldı. Öte yandan Queensland Eyalet Başbakanı Annastacia Palaszczuk, yeni vakalardaki artışın sürmesi halinde, NSW ile olan “eyalet sınırlarını kapamakta tereddüt etmeyeceğini” bildirdi. Queensland, can kaybı ve yeni vaka sayılarında görülen artış üzerine Victoria eyaleti ile olan sınırlarını kapatmıştı. YENI ZELANDA SAKİN Yeni Zelanda ise Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, son 24 saatte 550 kişiye yapılan testlerde yeni vakaya rastlanmadı. Ülkede, yurt dışından dönenlerin oluşturduğu toplam 21 aktif vakanın tamamının otellerde karantina altında olduğunu belirten Sağlık Bakanlığı, hastanelerde Kovid-19’lu hasta bulunmadığını açıkladı. Aldığı sıkı tedbirlerle virüsün toplum içindeki yayılmasını sıfırlamayı başaran Yeni Zelanda’da, virüse yakalanan 22 kişi hayatını kaybetmişti.

evgili okurlarım, öncelikle tüm İslâm Aleminin ve sizin Kurban Bayramı mübarek olsun, hayırlara vesile olsun, büyüklerimin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpüyor ve bu yıl da gurbette bayram geçirdiğimiz için daha çok özlem hissediyorum. Sanıyorum benim gibi tabiri caizse gurbet kuşu olan güzel insanlarımız da bu bayramda TÜRKİYE’de olmak isterdi, ne güzel olurdu değil mi? Özlediklerimi sıralasam sayfalar yetmez. Bana ne koskocaman ruhunu yitirmiş markettlerden! Bizim mahallemizin bakkalı, taksi durağındaki emektarların selamı, Beykoz Pazarına çıktığımda pazarcılarla pazarlık adettendi :) Biliyor musunuz bu arada şaka değil, Türkiye’de TV programlarında en yoğun ve en popüler olduğum zamanlarda bile pazarıma kendim çıkardım, bizim pazar yerlerimiz bile bir başka güzel...Mutfağım en kıymetli köşesidir evimin, düşünün 5 kat eviniz var ve siz mutfakta yaşıyorsunuz, o zaman da terapi gibiydi benim için, şimdilerde daha fazla, çok seviyorum mutfağı çok :)) Yemeğimi o zaman da kendim yapardım, çocuklarım başka birisinin yemeğini yerse beğenirse kıskanırdım sanki. O zaman da çocuklarıma hasrettim çoğu zaman şehir dışı, yurt dışı programları yüzünden hayat yollarda geçiyordu, ben olmadığım zaman evimizin ve mutfağımızın direği Hacer... Çalışanımdı ama öyle demek ruhumdan gelmezdi, o bizim ailemizin canı Hacerdi... O da güzel yemek yapardı ama benim kadar değil:) Hiç bir çocuk için anneyle geçirdiği zamandan daha doyurucu ve anne yemeğinden daha güzel bir yemek yoktur. Hiç bir anne için de “anneciğim eline sağlık çok lezzetli olmuş yaptığın yemek” sözünden daha lezzetli bir tat yoktur. Ahhh şimdi Türkiye’de olsaydım Hacer’imle de bayramlaşsaydım! Türkiye’m cennetim çok özledim... Buraya dönersek gurbette olmanın bana kattığı değerli şeylerden en önemlisi, eskiden her bayram çalıştığım için çocuklarıma hasret kalırdım, şimdilerde ailemle bir aradayım ve çocuklarımla olmayı dünyalara değişmem. Allah hepimizin gönlünden geçeni biliyor. Allah yazıyor, biz yaşıyoruz, yazdığına isyan eder gibi, bazen müdahale etmeye çalışıp, haddimizi aşıyoruz. Neyi, nerede, ne zaman yazmışsa tevekkül edelim. “Tanyeli ile Biz Bize” pozitif yazılarının amacı elimizde olmayana hayıflanma psikolojisinden çıkıp, gurbette yaşayan güzel insanlarımızın yüzünde tebessüm bırakabileceğim tecrübelerime dayalı zihinsel, duygusal, ruhsal olumlamalar paylaşmak. İşte hepimize mübarek Kurban Bayramı için mutfakta şifa reçetesini veriyorum. Alın elinize kağıdı kalemi, benden söylemesi çok lezzetli, pratik tatlı tarifim var. Sydney saatine göre saatler 5’i gösterdiğinde önce mutfağa girin! Dijital radyolarınızın Kanal ayarı 985 olsun. Karşınızda “Türkiye’nin Sesi Radyosu”nun güzel ailesi bir yandan dinleyin, bir yandan bu tarifi yapmaya başlayın... NUTELLALI KURABIYE Malzemeler: 1 yumurta, 3/4 su bardağı Nutella (oda ısısında), 1 su bardağı un. İçi için: 1/2 su bardağı Nutella, 1/4 su bardağı fındık. Yapılışı: Yumurta ve Nutella’yı çırpın. Unu ekleyip karıştırın. Buzdolabında 10-15 dakika dinlendirin. Fırını 180 dereceye ayarlayın. Hamurdan parçalar kopartarak tepsiye dizin. Ortalarına kaşıkla ya da elinizle çukurlar açın. Nutella’yı kurabiyelerin ortasına yerleştirin. Üzerlerine fındık serpin. 10 dakika pişirin! Radyomuzda ben ve değerli ekip arkadaşlarım gönüllü, tam anlamıyla canı gönülden sizler için canlı canlı her gün Sydney’den öğleden sonra saat 5’le 6 arası Türkçe yayın yapıyoruz, Türkiye hasretimiz bir nebze azalsın, sizler için hazırladığımız Bayramı Özel yayınımızı dinlemenizi tavsiye ederim! Haftaya yazılarda kavuşuncaya kadar hoşça, sevgi ve sağlıkla ile kalın...


4

28 Temmuz 2020

T

rkısh NEWS PRESS

RÖPORTAJ

Türk antrenörden büyük başarı Melbourne’da fitness salonu işleten antrenör Volkan Özalp, dünyaca ünlü Amerikan şirketi “Bodybuilding.com” ile Avustralya’da sözleşme imzalayan ilk isim oldu. Özalp, “Bizim antrenman sistemimizi o kadar beğendiler ki, bize bu fırsatı verdiler. Sadece Avustralya’da değil dünyaya ismimizi duyurmak istiyoruz” dedi.

F

itness hocası Volkan Özalp, gerçekleştirdiği başarılı çalışmalarla fitness alanında dünyaca ünlü Amerikan şirketi “Bodybuilding.com” ile Avustralya’da ilk sözleşme yapan antrenör oldu. Melbourne kentinde fizyoterapist ortağı Samet Kolay ile fitness salonu işleten Özalp, dünyaca ünlü Amerikan şirketi “Bodybuilding.com” tarafından düzenlenen ve binlerce antrenörün katıldığı etkinlikte, çalışma teknikleriyle dikkati çekti. 16 YILLIK TECRÜBE Özalp, yaklaşık 16 yıldır fitness alanında uyguladıkları çalışma metotlarıyla Avustralya’da isimlerini duyurduklarını belirterek, ABD’de yapılan antrenmanlarda da ortaya koydukları tekniklerle başarılı bulunduklarını söyledi.

Elde ettikleri başarıların, “Bodybuilding.com” ile çalışmaya imza atan ilk Avustralyalı antrenör olmalarını sağladığına işaret eden Özalp, şunları deli fetirdi: “Bizim antrenman sistemimizi o kadar beğendiler ki, çalışmalarımızı fitness dünyasına göstermek için bize fırsat verdiler. Burada (Avustralya’da) yaptıklarımız çok etkili ama şimdi ismimizi dünyaya duyurmak istiyoruz.”

3 AYDA 40 KİLO VERDİ Volkan Özalp, Avustralya’da düzenlenen çok sayıda yarışmaya katıldıklarını, çalıştırdıkları kişilere sağlıklı ve formda kalmayı öğretmeye çalıştıklarını belirterek, şunları anlattı: “İnsanların hayatını değiştirmeye çalışıyoruz. Avustralya’da bir şov var, ‘Biggest Looser’a katılıp, ‘Avustralya’nın en şişman kadınına’ yardımcı oldum. Ona 40 kilo

kaybettirdim, 3 ayda hayatını değiştirdik.” 100 BİN DOLARLIK ÖDÜL 2018’de ABD’de 3 bin 700 salondan yaklaşık 400 bin yarışmacıyla antrenörün katıldığı “en iyi gelişme gösteren” kişiler yarışmasının düzenlendiğini söyleyen Özalp, çalıştırdığı “Declan McGoven” isimli Avustralyalının, bu yarışmada birinci olarak 100 bin dolarlık ödülü kazandığını kaydetti. Vücut sağlığının yetersizliğinden normal yollardan çocuk sahibi olamayan ve ekonomik yetersizlikler nedeniyle tüp bebek yöntemine başvuramayan McGoven’ın doktor tavsiyesi üzerine spor salonuna geldiğini anlatan Özalp, uyguladıkları çalışma programıyla bu kişinin hem sağlığına kavuştuğunu hem de girdiği yarışmadan kazandığı parayla çocuk sahibi olduğunu kaydetti. BEBEK SAHİBİ OLDU Volkan Özalp, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eşinden çocuk sahibi olmak istiyordu ancak sağlığı yerinde değildi. Doktor ona ‘kilo kaybedip sağlıklı, güzel bir hayat yaşaman lazım, o zaman çocuk sahibi olman için daha fazla şansın olur’ demiş. Bize geldi, kilo kaybettirdik, kolesterolünü ve tansiyonunu düşürdük. 12 haftada dünya genelindeki en büyük yarışmaya girdi ve 100 bin dolar kazandı. Onu kazandıktan sonra bebeği de oldu. Her iki şey de bizi memnun etti.” AMACIMIZ SAĞLIK Avustralya’daki başarısının ardından Amerika’da da öğrencisinin ödülü kazanmasıyla dikkatleri üzerine çektiğini söyleyen Fitness Hocası Özalp, “Amacımız, hem fiziksel ve hem mental olarak sağlığın önemini anlatmak” şeklinde sözlerini tamamladı. > Röportaj: Recep Şakar (AA)


T

AVUSTRALYA

rkısh NEWS PRESS

28 Temmuz 2020

5

HAFTANIN KITABI

ZEYNEP DOKTOROĞLU zeyneep1995@hotmail.com

“Okuma, alışkanlıkların en asilidir.“ (Antoine Albalat)

K KIYI EROZYONU

Lüks sahil evleri çöküyor

A

vustralya’nın Yeni Güney Galler eyaletindeki sahil bölgesindeki lüks evlerin kıyı erozyonu nedeniyle okyanusa doğru çökme tehlikesi altında olduğu bildirildi. SU BASTI CNN’nin haberine göre, Sydney kentinin kuzeyindeki Wamberal sahili boyunca yer alan 40’dan fazla evde yaşayan hane sakini son birkaç gün içinde, kıyı erozyonu

NUŞAN TÜRKÇE KO IMIZ ELEMANL AR ADIR T BULUNMAK

nedeniyle çökme ya da zarar görme tehdidi altında olan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bu kişilerin evlerine ne zaman dönmelerine izin verileceği ise henüz belli değil. Hafta sonu, bazı evlerin arka bahçelerinin sular altında kaldığı veya ön avluları ile balkonların kısmen çöktüğü görüldü. ACİL TAHLİYE! Yetkililer, yüksek risk altındaki evlerin elektrik,

gaz ve suyunu keserken, mülk sakinlerine, deniz suyunun çekildiği esnada eşyalarını toplamaları ve evlerini tahliye etmeleri için iki saat süre verdi. 39 BİN BİNA Hükümet jeoloji ajansına göre, Avustralya genelindeki sahillerde yer alan yaklaşık 39 bin bina, iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle hızlanan kıyı erozyon riski altında bulunuyor.

Süt ve Bal

ıymetli okurlarım, bu hafta sizlere, ilginç olduğu kadar bir o kadar da duygulu ve güçlü durmayı aşılayan uluslararası genç bir dehanın şiir destesini sunuyorum... Rupi Kaur, 1992 yılında Hindistan’ın Punjab şehrinde doğmuş bir şairdir. Instagram üzerinden paylaştığı görsel şiirleri ile bir kitleye sahip olan Kaur, 2014 yılındaki yayımladığı “Süt ve Bal” kitabıyla büyük bir ün kazandı. Beş milyondan fazla satan ve 35’in üstünde dile çevrilen bu şiir kitabı dört farklı bölümden oluşmaktadır. Henüz 21 yaşındayken bu kitabı yazan Kaur, kitap arkasında okurlarla şu notu paylaşıyor:

“Bu şiir aracılığıyla hayatta kalma yolculuğu Bu yirmi-bir yılımın kan, ter ve gözyaşı Bu benim kalbim Senin ellerinde Bu Bir sancıma Bir sevme Bir kırılma Bir iyileşme.“ Kaur’un, “Her acının içinde bir tatlılık vardır” fikriyle yola çıktığı ilk kitabı Süt ve Bal özellikle kadınlara ve tüm okuyuculara içinden geldiği gibi olmayı, yıkıcı ilişkilerin içinden çok daha büyük bir güçle çıkmayı ve bir kadının kendisiyle barışmaya başladığında nasıl özgürleştiğini anlatıyor. “Sadece kadın olmak kadınım demek her şeyimle tam ve eksiksiz kılıyor beni.”


6

28 July 2020

T

rkısh NEWS PRESS

ASALA is Back

AUSTRALIA

New Zealand grants refugee status to Kurdish-Iranian journalist Behrouz Boochani

born journalist Behrouz K urdish-Iranian Boochani looks on in Christchurch, With recent provocative attacks on Azerbaijan by Armenia, both nations’ diaspora communities took to the streets in their respective countries including in Australia.

A

rmenian-Americans wearing ASALA (Armenian secret Army For the Liberation of Armenia) t-shirts have attacked and injured Turkish and Azerbaijani protesters in Los Angeles, California. In another concerning development, Azerbaijan officials in the United States reported a social media account to the police for offering bitcoin payments for information on the addresses of Azerbaijanis and Turks in California. ASALA was labelled as a terrorist organisation by CIA along with JCAG (Justice Commandos of Armenian Genocide) during the peak of its activity of murdering innocent Turkish diplomats, their family members and foreigners across the globe. With recent provocative attacks on Azerbaijan by Armenia, both nations’ diaspora communities took to the streets in their respective countries including in Australia. Australian-Armenian community bussed their supporters to Canberra for a protest outside

the Azerbaijani Embassy, while Australian-Azerbaijanis staged a protest against Armenian aggression in Sydney. The Department of Foreign Affairs and Trade responded to a question by Australian Azerbaijanian Association, and reinstated the Commonwealth position on the dispute between Armenia and Australia. “Australia itself does not seek to intervene directly in the dispute and accordingly maintains constructive relations with both countries,” the statement read. Despite the Commonwealth’s position, the powerful ArmenianAustralian lobby managed to get a statement from their supporters at the Federal Parliament led by Trent Zimmerman MP, LNP who replaced the former treasurer Joe Hockey in his seat. Armenian occupation of the sovereign Azerbaijan land has previously been condemned by all Western nations and the UN, however, Armenia continues to refuse all attempts for settlement. Experts cite

Russian support to Armenia, and the powerful diaspora lobby groups influencing politicians from Washnington to Canberra as the main obstacles ahead of a peaceful settlement based on international rule and law. ASALA and JCAG both paused their operations following global outrage for their activities, however, both groups continued their ideological indoctrination of the diaspora youth and preserved their operational command and control structures, according to top terrorism experts. JCAG operatives and their support groups carried out two attacks in Australia, while ASIO and AFP were successful in thwarting and deterring at least two others. A joint task force by AFP, NSW Police and ASIO reopened the murder case of Turkish diplomats Sarik Ariyak and Engin Sever, and detectives believe the information which may lead to a successful prosecution could well be within the Armenian-Australian community.

New Zealand, 19 November 2019 (reissued 24 July 2020). On 23 July, Boochani was formally recognized as a refugee and granted a visa to live in New Zealand. The 37-year-old had spent six years in an Australian-run detention centre in Papua New Guinea and later became the voice of those incarcerated on Manus Island.

T

rkısh NEWS PRESS

Year: 3 Volume: 115

President Yüksel Çifçi

Newspaper Editors Adem Talic, Sibel Örnek, Sinem Taslak, Tanyeli, Ümit Uyar, Davut Kılıç, Ali Kurt Page Layout & Design Necmettin Öksüz

Page Editors Ali Haydar (Diyanet), Hakan Aslan (Fishing&Sport), Recep Ağar (Sport&Recreations), Cem Birben (Sports), Fatma Gençtürk (Meals&Recipes), Op. Dr. Haydar Özcan, Dr. Hilal Çoruhlu (Medical&Health), Cemil Uyanık (Distribution) Melbourne Team Murat Gümüş (General Manager), Furkan Boyacı, Sabahaddin Kayıkçı (Distribution), Ömer Boyacı (Youth&Sport), Zeynep Doktoroğlu, Emre Boyacı, Şaban Han, Murat Şirin, Salim Boyacı, Evlaa Han, Ayşe Han, Elif Sele, Hilal Kırmızı, Elif Aydın (Editors) Brisbane Team Dr. Said Erdem, Ömer Akdeniz, Metin Uyanık (Editors) Western Australia Mehmet Kırmızıoğlan, Gürhan Candemir, Hamza Serin, Harun Parlak, Hasan Mulla

South Australia Mustafa Ergül Turkey Necmettin Aksoy, Ardi Ocgu, İbrahim Kalın, Mehmet Çelik, Murat Özdamar, Mehmet Güler IT Grup Erol Gülçinay, Adem Talic, Hakan Evecik, Soner Çoruhlu

TURKISH MEDIA SYDNEY RADIO TEAM Monday: Fatma Gençtürk, Bilge Başafacan, Cihan Bibinoğlu Tuesday: Ergül Uybadın, Derya Sekmen, Hülya Boz, Büşra Erkan, Tuğçe Uybadın, Kübra Erdinç Wednesday: Serkan Uyanık, Halil Yılmaz Thursday: Osman Boyacı ve Diyanet Hocalarımız Friday: Tanyeli, Serkan Uyanık, Barış Cengiz Saturday: Sülhan Yılmaz, Gülten Akbar, Bülent Arıkan, Mücahid Gelöz, Vahit Erzor, Yasin Köksal, Tuğçe Köksal, Ahmet Kele, Azra Vejzovic Sunday: Kübra Erdinç, Muhammed Köksal, Cem Birben, Zafer Uyanık, Ataberk Birben

TURKISH MEDIA MELBOURNE RADIO TEAM Wednesday: Murat Şirin, Ümit Uyar, Elif Aydın, Elif Sele, Zeynep Doktoroğlu, Salim Boyacı, Adem Talic

Advertisements Sydney (Türker Demiryürek): 0426 982 050 Melbourne (Ümit Uyar): 0481 136 901 Brisbane (Türker Demiryürek): 0426 982 050 Western Australia (Mehmet Kırmızıoğlan): 0401 556 500 South Australia: 0426 982 050 Canberra: 0433 162 655 Sydney Office: Unit 2-92 Bryant St Padstow NSW 2211 Phone: 1300 917 566 Fax: 612 9774 8650 E-mail: info@turkishnewspress.com.au

www.turkishnewspress.com.au


AUSTRALIA

T

rkısh NEWS PRESS

28 July 2020

7

Australian Federal T

Police Wants You he AFP’s new Commander for Counter Terrorism North, Stephen Dametto told Turkish community leaders on Tuesday (21 July) that the agency was looking for ways to enchance their engagement with the Australian-Turkish and Muslim communities, as well as getting new recruits for his force from within the community. Commander Dametto and members of the AFP community liaison team met with MUSIAD Sydney president Hasan Gencturk, Turkish News Press President Yuksel Cifci, NSW Multicultural Board member Omer Incekara and Australian Turkish Advocacy Alliance Executive Secretary Baris Atayman during a courtesy visit. Dametto informed the Turkish community leaders about the Federal agency’s new vision for better community engagement.

According to Dametto, the AFP has created two counter terrorism command units outside Canberra for the first time in history, and Dametto in this newly created role,

is in charge of the North that covers NSW, Queensland and Northern Territory operations. Representing the commissioner, Dametto said the agency would

be seeking ways to recruiting new members from Turkish and Muslim communities in order to diversify its perspective and thinking in solving the crime. During the meeting, Dametto also highlighted the fact that the agency was now allocating five times more resources than a decade ago in countering white supremacist hate groups. Turkish community leaders during the meeting told the commander their concerns about potential threats to the members of their community by white supremacists, PKK supporters, as well as hard core Armenian extremists, who continue to hold and not share information about the 1980 terrorist attack despite the recent nation-wide plea by the security agencies. > ENDS


8

T

28 Temmuz 2020

rkısh NEWS PRESS

.

TÜRKIYE

Müslümanlardan

TANSU ÇİLLER DE ORADAYDI

Türkiye’ye övgü Tayyip Erdoğan’ın önderliğindeki Türkiye’nin 86 yıl sonra Ayasofya’yı ibadete açması, başta Yunanistan olmak üzere Haçlı dünyasını ve içimizdeki ‘Bizanslılar’ı kudurturken, İslam ümmetini ise büyük bir sevince boğdu. Müslümanlar tarihi günü “diriliş” olarak yorumladı.

Eski Başbakan Çiller’in yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da namaza katıldı.

Ayasofya’yı açmak büyük cesaretti E

ski Başbakanlardan Tansu Çiller, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin açılmasının çok büyük bir dirayet ve cesaret istediğini belirterek, “Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün buna emeği geçenleri ayrı ayrı, teker teker kutlamak isterim” dedi. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin açılış programına katılan Çiller, şunları dile getirdi: “Bu heyecan, bugün bir vuslat günü olarak ortaya çıkıyor. Tabii ben bunun ne kadar güç olduğunu bilen bir geçmişten geliyorum. Çok büyük bir dirayet ve cesaret isteyen bir şeydir. Dolayısıyla bunu başaran bütün arkadaşlarımı canı gönülden kutlamak istiyorum. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün buna emeği geçenleri ayrı ayrı, teker teker kutlamak isterim.” Milli kimliğiyle bilinen Tansu Çiller, 1996 yılında da merhum Başbakan Necmettin Erbakan’la REFAH-YOL hükümetinin kurulmasında kritik bir rol üstlenerek Türkiye’de inanmış kesimin iktidara gelmesinde önemli hizmette bulunmuştu.

BBP LİDERİ DESTİCİ:

Çok mücadele verdik rüyamız gerçek oldu kılınan ilk cuma namaza katılan Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı MustaA yasofya’da fa Destici, “41 seneden fazla bir zamandır Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması rüyasıyla, mücadelesiyle bir hayat geçirdik. Allah’a hamd olsun bugün burada Cuma namazı kılmak bizlere nasib oldu” dedi. Yurtdışından gelen tepkilere de değinen Destici, şunları dile getirdi: “Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum. Bugün burası tarihi bir gün yaşadı. Yurtdışından gelen birtakım sesler var. Elbette bunları dikkate alacak değiliz. 1453’te de oradan sesler yükselmişti ama Fatih onları dikkate almış olsaydı İstanbul fethedilmemiş olurdu. Ayasofya da cami olmazdı. O günkü irade bugün de tecelli etti.”

A

yasofya coşkusu İslam âleminde devam ediyor... Mabedin yeniden cami olarak aslına rücu etmesini “Türkiye’nin tarihi misyonuna ve gücüne dönmesi” olarak yorumlayan Müslümanlar, “Ümmete müjdeler olsun. Bu tarihi gün, İslam coğrafyasının ümidini ve moralini artırmıştır. Türkiye tarihini yeniden yazıyor” yorumunda bulundular. İşte onlardan öne çıkanlar... ERDOĞAN’LA GALİP Katar Üniversitesi Körfez Araştırmaları Merkezi Müdürü Mahcub Zuveyri: “Türkiye, tarihini yeniden geri getirerek bir tarih yazıyor. Diğerleri ise tarih satıyor, coğrafya satıyor, gelecek satıyor. Ayasofya...” Katarlı yazar İman elKabii: “İslam ümmeti nasıl galip gelecek ve nasıl birlik olacak? Erdoğan’ın, 86 yılın ardından Ayasofya’daki cuma namazından önce Kur’an okuması bunun en güzel cevabı.” Katarlı yazar Fehd el-İmadi: “Ayasofya’dan ezan sesleri yükselince... Siyonist Arapların hayatında hüzünlü bir gün...” Katar’daki Raya gazetesi: “Ayasofya tarihi bir cuma gününde namaz kılanlarla mamur.” Katarlı Vatan

gazetesi: “Erdoğan, Ayasofya’daki ilk cuma namazında Kur’an tilavet etti. Kardeş Türk halkının ve İslam ümmetinin sınırları aşan bir sevince sahip oldu. Allah’a hamdolsun.” ÜMMETİN UYANIŞI Kuveytli yazar Nasır el-Usaymi: “Ayasofya sadece camiden ibaret değildir. Tarihtir. İbadete açılması ümmetin uyanışı ve kurtuluşuna vesile olacaktır. Allah’ım İslam’ı ve Müslümanları izzetli kıl.” Kuveytli yazar Abdulaziz Fazlı: “Allah Türkiye’yi emin ve emniyetli bir vatan kılsın. Allah, İslam’a ve Müslümanlara zafer nasip etsin” dedi. SANKI “FETIH” GÜNÜ Mısırlı gazeteci Ahmed Mansur: “Hilafet 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması sonrasındaki süreçte düştü. 86 yıllık aradan sonra Erdoğan yine bir 24 Temmuz’da Ayasofya Camii’ni ibadete açtı ve belki bu adım ümmetin uyanışı ve dirilişi olur.” Mısırlı gazeteci Mutez Matar: “Sanki ‘Fetih’ günü... Konstantiniye’yi fetheden Fatih’in ruhuna selam olsun. Ürdünlü İhvan’ın siyasi kanadı İslami Çalışma Cephesi Partisi Genel Sekreteri Murad elAdayile: “Bu, Türkiye’nin Batı’ya bağlılıktan kurtuluşunun ilanıdır.” Ürdün Yermuk Üniversitesi’nden öğretim üyesi Vasfi eş-Şera: “Türk devletinin uluslararası siyasetteki gücünü ortaya koyuyor.” MESCİD-İ AKSA İÇİN UMUT Ürdün Parlamentosu Filistin Komisyonu Başkanı Yahya es-Saud: “Mescid-i Aksa’nın yeniden bize dönüşüne dair bir ümit oluşturdu.” Ürdünlü mucit Salih Ubeydat: “Ayasofya’da namaz kılanların görüntüsü gönlümüzü serinletti,

içimize neşe doldurdu. Türkiye ile gurur duyduk.” Filistin Alimler Birliği Başkanı Şeyh Mervan Ebu Ras: “Ayasofya, ümmetin bağrına geri dönmüştür. Bu manzara her Müslüman için büyük bir mutluluktur.” LİDERLİĞİ HAK EDİYOR Filistinli Siyaset Uzman Mustafa Es-Savvaf: “Türkiye bugün İslam dünyasının lideri olarak ortaya çıkmıştır ve liderliği hakkediyor.” Gazze İslam Üniversitesi Tarih Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Gassan Veşşah: “Müslümanlar için büyük bir başarıdır ve Müslümanların moralini yükseltmiştir.” Gazze’deki Ablukayı Kırma Halk Komitesi Başkanı Cemal el-Hudari: “Mescidi Aksa’nın da İsrail’in işgalinden kurtulmasını temenni ediyoruz.” KARANLIK GECEYE MUM Yemenli ünlü araştırmacı yazar Yasin et-Temimi: “Yemenliler için büyük bir müjde olmuştur.” İnsan hakları aktivisti İsam el-Ahmedi: “İslam dünyasının yaşadığı karanlık bir geceye mum yakmak demektir.” Yemen’de tanınmış blok yazarı Tesnim el-Kavvas: “Türkiye Cumhurbaşkanı kalplerimizi sevindirdi, Erdoğan’a çok teşekkür ediyoruz.” İMRAN HAN’DAN KUTLAMA Pakistan Başbakanı İmran Han, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin yeniden ibadete açılması dolayısıyla Türkiye’yi kutladı. Han, Twitter’dan yaptığı açıklamada, Ayasofya-i Kebir Camii’nde 86 yıl aranın ardından ilk ibadetin yapıldığı bu tarihi günde Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kutladığını bildirdi.


T

.

TÜRKIYE

rkısh NEWS PRESS

28 Temmuz 2020

9

ALİ ERBAŞ’TAN TARIHI HUTBE

u.

ha süresini okud

Fati Başkan Erdoğan, Dua programında

Kılıçla çıktı

H I ECDADA VE IZINDE R A T IDEN YEN ZILDI YÜRÜYENLERE SELAM OLSUN! YA

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde 86 yıl sonra ilk cuma namazını kılmak için İstanbul’un incisi tarihi yarımadadaki Sultanahmet ve Ayasofya meydanlarına akın eden vatandaşlar, Beyazıt’tan Sirkeci’ye her alanı tıklım tıklım doldurdu.

Ayasofya Bayramı Hilalin haça karşı üstünlüğünün ezeli ve ebedi sembolü olan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi görkemli bir Cuma namazıyla ibadete açıldı. Milletin adamları Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin birlikte saf tuttuğu namaza katılan yüzbinlerce Müslüman, tarihi yarımadayı insan seline çevirdi. Yunanistan’da ise yas çanları çalındı.

M

üslümanların gönlünde derin bir hicran olan Ayasofya, Cuma namazıyla yeniden cami olarak müminlerin secdeleriyle buluştu. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin kubbelerinde tekbir sesleri yankılanırken, sevinç gözyaşları sel oldu aktı. Programda Türkiye’nin en seçkin hafızları Kur’an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirdi. Güvenlik önlemleri en üst seviyede alınırken, namaza katılan müminler de sosyal mesafe ve maske kullanımına büyük titizlik gösterdi. Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı Ayasofya Camii girişinde Diyanet İşİstanbul’un 1453’teki fethine kadar leri Başkanı Ali Erbaş karşıladı. 916 yıl kilise, 1934’te alınan skandal Erdoğan ile Cumhur İttifakı ortağı kararla müze oluncaya dek cami olarak MHP Lideri Başkanı Devlet Bahçekullanılan Ayasofya, Ayasofya-i Kebir li namazda birlikte saf tutu. Cami-i Şerifi adıyla yeniden ibadete HUTBEYE KILIÇLA ÇIKTI açıldı. Ayasofya’daki cuma namazının 86 yıllık esaretin son bulmaardından Başkan Erdoğan ve Devlet sı sonrası tarihi ana şahitlik etBahçeli, soluğu İstanbul’un banisi Fatih mek isteyen Müslümanlar akın Sultan Mehmet Han’ın türbesinde akın, namaz kılınması için belirle- aldılar. Peygamberin kutlu Kumandanına nen alanlara geldi. Alana gitmek dua eden Erdoğan çıkışta kısa bir isteyen vatandaşlarımız için 11 ayaçıklama yaptı. Cumhur İttifakı olarak rı arama noktası kuruldu. Fatih BeBahçeli’nin de gayretleriyle Ayasofya-i lediyesi ve İstanbul Valiliği, maske Kebir Camii’nin aslına döndüğünü ve seccade dağıtımı gerçekleştirdi. Namaz kılınacak alanlar günler personeli, 1’i helikopter ambulans öncesinden tek tek işaretledi. Ala- olmak üzere 101 ambulans görev na alınmayı bekleyen vatandaşla- yaptı. İstanbul Emniyeti ise adeta kuş uçurtmadı. Ayasofya Camii ve rın ise öncesinde şükür namazları kıldığı ve Kur’an okudukları gö- çevresinde 21 bin polis ve emnirüldü. Cuma hutbesini okuyan Ali yet mensubu görev yaptı. MİLLETİN ADAMLARI Erbaş da eski bir geleneğe uyaTarihi açılışa eski başbakanlarrak elinde kılıçla minbere çıkarak dosta güven düşmana korku verdi. dan Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM BaşERDOĞAN KUR’AN OKUDU kanı Mustafa Şentop, Binali YıldıHutbe öncesi Başkan Erdoğan rım, Bakanlar Süleyman Soylu, Beise Fatiha ve Bakara Suresi’nin ilk rat Albayrak, Fahrettin Koca, Abbeş ayetini okudu. Namaz kılınacak alanın giriş noktalarında, ateş dulhamit Gül, Mehmet Nuri Ersoy, Hulusi Akar ve birçok siyasi parölçümü ve maske kontrolü yapıldı. 17 sağlık noktasında 736 sağlık ti lideri ile milletvekili de katıldı.

Büyük Sultan ruhun şad olsun, emanetin emin ellerde... belirten Erdoğan, şunları dile getirdi: CAMİYDİ TEKRAR ASLINA DÖNDÜ! “Artık burası aslına döndü, camiydi tekrar cami oldu. Şimdi ilanihaye inşallah cami olarak tüm inananlara hizmete devam eder. Şimdi de işin gerçek sahibi Fatih Sultan Mehmet Han’ın kabrini ziyaret edelim istedik. Restorasyon çalışmalarıyla beraber Ayasofya’mızı inşallah çok daha farklı, çok daha anlamlı bir yapıya kavuşturmuş olacağız. İnşallah birlik, beraberlik içerisinde devamını da Allah’tan diliyorum.” Başkan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan başta olmak üzere yine birçok önemli isim kadınlar için ayrılan kısımda namazlarını kıldı. CHP VE YUNANİSTAN YASTA! Ayasofya’ya 1934 yılında zincir vuran CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere muhalefet ilk namaza gelmedi. Sadece Muharrem İnce icabet etti. Öte yandan, Ayasofya Camii’nde ilk namazın kılınmasının ardından Yunanistan yas ilan ederek bayraklarını yarıya indirdi. Kiliselerden çan sesleri yükseldi.

D

iyanet İşleri Başkanlığınca Ayasofya-i Kebir Camii’nin ibadete açılması dolayısıyla düzenlenen dua programı, okunan surelerin ardından Ali Erbaş’ın yaptığı duayla sona erdi. Duasında Ayasofya’ya hizmet edenleri de anan Erbaş, şöyle devam etti: BAŞKAN ERDOĞAN’A ÖZEL DUA “Bundan 567 sene evvel İstanbul’u fetheden, Ayasofya’yı, camii haline getiren başta cennet mekan Fatih’i Fatih Sultan Mehmet Han olmak üzere Akşemsettin Hazretlerinin ve fethe katılan bütün askerlerimizin, şehitlerimizin, gazilerimizin ruhlarına hediye eyledik, kabul eyle Allah’ım. O günden bugüne Ayasofya Camii’nde hizmet eden imamından müezzinine, ulemadan ders veren bütün hocalarımıza, hepsinin ruhlarına hediye eyledik, kabul eyle Allah’ım. Ya Rabb, bu caminin bu hale gelmesine vesile olan Mimar Sinan Hazretlerinin ve tüm mimarların ruhlarına hediye eyledik, vasıl eyle Allah’ım. Ya Rabb, bugün Ayasofya Camii’nin ibadete açılmasına katkı sağlayan, vesile olan başta zatı devletleri Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm devlet büyüklerimizin, emeği geçen herkesin bütün geçmişlerinin ruhlarına hediye eyledik, sen kabul eyle Allah’ım.” 86 YIL SONRA İLK HUTBE “Ayasofya: Fethin nişanesi, Fatih’in emaneti” başlıklı cuma hutbesini okumak için minbere kılıçla çıkan Erbaş, şunları dile getirdi: “Bugün müezzinlerin ‘Allah’u Ekber’ sadalarıyla yeri göğü inlettiği mübarek bir gündür. Bizleri böyle onurlu bir güne kavuşturan Cenab-ı Hakk’a sonsuz hamdüsenalar olsun. ‘Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır ve o asker, ne güzel askerdir’ buyurarak fethi müjdeleyen Habib-i Kibriya Muhammed Mustafa’ya salat ve selam olsun. Bu müjdeye nail olma aşkıyla yollara düşen, İstanbul’un manevi mimarı Ebu Eyyub el-Ensari Hazretleri başta olmak üzere, ashab-ı kirama ve onların kutlu izinden gidenlere selam olsun. Anadolu kapılarını milletimize açan Sultan Alparslan’a selam olsun. 1453 Cuma günü Ayasofya’da ilk cuma namazını kıldıran Akşemseddin Hazretleri’ne selam olsun. İstanbul’u fethe mazhar olan, sonra da bu aziz şehrin tek bir taşına bile zarar gelmesine izin vermeyen, cennetmekan Fatih Sultan Mehmet Han’a selam olsun. Ayasofya’yı asırlarca ayakta kalmasını sağlayan Mimar Sinan’a selam olsun. Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasını özlemle bekleyen ve sevinçle kutlayan bütün mümin kardeşlerimize selam olsun. ‘Ayasofya mutlaka açılacak, bekleyin gençler, biraz daha rahmet yağsın. Her yağmurun arkasında bir sel vardır’ diyerek umut ve sabır aşılayan ilim ve fikir insanlarımıza selam olsun. Rahmet olsun cümlesine.”


: DISCOVER MORE ISTANBUL WITH THE AIRLINE THAT FLIES TO MORE COUNTRIES THAN ANY OTHER

TURKEY

TURKISHAIRLINES.COM


T

TURKEY

rkısh NEWS PRESS

28 July 2020

11

TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY

IBRAHIM KALIN @ikalin1

Freedom of Speech: Where to Draw the Line SEVGI KILIÇ

YOUNG WOMAN WEARING

T

HEADSCARF BECOMES FIRST IN CHP’S PARTY ASSEMBLY he main opposition held its 37th general congress on Saturday, which saw Chairman Kemal Kılıçdaroğlu remain party chairman as the only candidate running. Sevgi Kılıç, who was born in 1993, is the first woman to wear a headscarf in the CHP executive administration, according to unofficial reports revealed by Anadolu Agency (AA). Kılıç graduated from Izmir Economy University in 2018 and has been working as a lawyer since 2019, according to her LinkedIn profile. Earlier in July, Kılıçdaroğlu acknowledged that his party has made wrong decisions in its earlier anti-

A young woman wearing headscarf became the first to be elected to the main opposition Republican People’s Party’s (CHP) party assembly, according to the “key list” distributed among congress delegates. headscarf stance. The delegates voted to elect 52 party assembly members, as well as 15 supreme inspection board members. According to unofficial results, the party’s deputy chairman and spokesman, Faik Öztrak, received the most votes with 982 ballots, AA reported. His choice in young and female candidates for the party assembly follow the ruling Justice and Development Party’s (AK Party) precedent and Turkey’s shifting population dynamics.

In the previous general elections, AK Party’s Rümeysa Kadak became the youngest person to be elected as a lawmaker in Turkey at the age of 22. The constitutional reform referendum, held in 2018, also lowered the age of running for Parliament to 18 from 25, which encouraged 113 young people to run in general elections. According to statistics, around 1.59 million voters, among a total of 57 million, voted for the first time in the June 24, 2018, presidential and parliamentary elections.

Turkish, Russian presidents discuss regional issues in phone call

P

resident Recep Tayyip Erdoğan and his Russian counterpart Vladimir Putin on Monday spoke over the phone and discussed a variety of issues, including bilateral relations and developments in the region, according to the Turkish Communications Directorate. The directorate said Erdoğan and Putin discussed bilateral ties, recent escalation between Azerbaijan and Armenia and the latest developments in Libya and Syria. The recent rise in tensions was triggered when the Armenian army attempted to attack Azerbaijani positions with artillery fire in the direction of the northwestern Tovuz border district, withdrawing after suffering losses following retaliation from the Azerbaijani military.

People use sticks instead of holding hands while performing folk dances due to COVID-19 measures in Ardahan.

A week of progress in Turkey’s fight against COVID-19 pandemic n Turkey’s coronavirus death toll on Monday increased to 5,630 with 17 new fatalities, while recoveries increased to 210,469 as 982 more patients recuperated from COVID-19, with 21 provinces reporting no patients in intensive care units. Health Minister Fahrettin Koca said 919 new infections were found in 45,283 tests carried out in the past 24 hours, bringing the country’s total number of coronavirus cases to 227,019. Koca said the

number of patients in intensive care units increased in the last three days in Istanbul, the capital Ankara, central Konya, southern Gaziantep and eastern Diyarbakır provinces. ”In 21 provinces, we did not have any intensive care patients in the last three days,” he said, adding the least increasing number of patients in intensive care units was registered in central Sivas, southwestern Isparta and Muğla, western Balıkesir and northeastern Bayburt provinces.

E

n route to the Philippines, Pope Francis defended free speech as a fundamental right but said there are limits to it. “If my good friend Dr. Gasparri says a curse word against my mother, he can expect a punch … You cannot insult the faith of others. You cannot make fun of the faith of others”, he added. Pope Francis’s comment about the limits of freedom of expression is important in that it reveals the new sacred hierarchies of late modernity. As the spiritual head of world Catholics, the Pope uses an example from civil/ personal law rather than religious history. He could have said Jesus Christ or Moses instead of “my mother.” But he is right to do so because this is the norm in most secular societies today. This is where one needs to pay more attention to religious sensitivities. Muslims hold their prophet dearer to their hearts than anything else, and when someone attacks or ridicules the prophet, it becomes an attack on both religious faith and personal belief. This might be difficult for some to understand but this sense of respect and protection is not limited to Prophet Muhammad alone. Muslims would equally react to attacks on other prophets such as Jesus Christ, Moses, Noah or Abraham. This is not fanaticism, as some militant secularists would claim. Rather, it is a demand for respect for one’s belief. Freedom of expression, while firmly protected in modern law, has been limited on grounds of not harming others within the rule of law. In France, the denial of the Holocaust is a crime and you can be prosecuted for it even though holding the opposite view can be seen as freedom of expression. The anti-Semitism laws prohibit people from making racist and discriminatory remarks against Jews who have been vilified and persecuted for centuries in Europe. This is a proper measure to prevent hatred and incitement against Jews. Beside law, there are examples of institutions taking different measures on their own. In 2008, the Charlie Hebdo editors fired Mr. Maurice Sinet, one of its prominent cartoonists, for being antiSemitic. Though not related to anti-Semitism yet a clearly political decision, the CNN International fired Octavia Nasr, its senior Middle East editor, in 2010 for saying in a tweet that she respected the Shiite scholar and spiritual leader Muhammad Husayn Fadlallah of Lebanon. Only a few days after the march in Paris, the French authorities opened a criminal investigation against the French comedian Dieudonné M’bala M’bala for posting a comment on his Facebook page and then arrested him on charges of defending terrorism. In the past, Dieudonné’s shows have been cancelled in France and the U.K. for being anti-Semitic and racist. Since the Jan. 7 attack, France reportedly opened more than 50 criminal cases for hate speech, anti-Semitism and glorifying terrorism. Even in France, the land of Liberte, there are limits to freedom of expression. A number of decisions taken by

the European Court of Human Rights including the 1967 Handyside case establishes freedom of speech as a fundamental right but also limits it on the basis of the “harm principle,” i.e., not harming others physically and psychologically. All these examples point to the limits of freedom of expression and they are widely applied in various political and legal contexts. The trouble is that the harm principle is usually forsaken when it comes to Muslim minority communities. Ridiculing their sacred values and figures in the name of free speech goes against the principle of reason, rule of law and respect for others. Furthermore, anti-Muslim hate speech and incitement is not limited to Muslim minorities living in Europe and the U.S. They are equally harmful and offensive to the 1.6 billion Muslims around the world. In its essence and impact, antiMuslim hate speech is no different to antiSemitism. But there is no legal framework to protect Muslims from libel, slander and incitement to violence in the same way that the anti-Semitism laws protect Jews. No matter how liberal and concerned they are, most European politicians and bureaucrats are against introducing a bill similar to anti-Semitism to protect Muslim minority communities. Francois Hollande, the president of France, is the most notable exception to this. In a speech at the Arab World Institute in Paris on Jan. 15, President Hollande hinted at something that can have truly significant consequences for the legal protection of Muslim minorities in Europe: “It is Muslims who are the first victims of fanaticism, fundamentalism and intolerance,” Mr. Hollande said. Underlying that “French Muslims have the same rights as all other French people,” he added that “we have the obligation to protect them. The law must be firmly enforced in places of worship such as churches, mosques, and synagogues.” Then he made this important remark: “Anti-Muslim acts, like anti-Semitism, should not only be denounced, but severely punished.” It remains to be seen what impact President Hollande’s call to protect all minority communities will have in the western hemisphere. In the meantime, Muslim communities in the West and Muslim countries around the world should be equally uncompromising against both terrorism and hate speech targeting Jews, Christians and others. It is their civic and Islamic duty to denounce anti-Semitism and anti-Christian incitement in all of its forms. They have to make a clear distinction between the policies of the State of Israel and Jewish people and apply the same principle to Christian nations. It is only by upholding this principle with cogency and determination that they will succeed in fighting against racism, hate speech and defamation in unison with the people of reason and conscience around the world. It is also within such a framework that a healthy and genuine debate on the limits of freedom of expression and respect for others can begin. > Source: Daily Sabah /JAN 17, 2015


INDIRIMLI FIYATLARIMIZ

28 TEMMUZ-4 AĞUSTOS 2020 TARIHLERI ARASI GEÇERLIDIR 99 c $ 9.99 Uludağ Efsane (24’lü kutu)

$ 14.99 Yonca Ayçiçek Yağı (5 lt)

Eti Krakerler (120 gr)

$ 5.99 Tayaş Orient Assorted (Paketi)

$ 11.99 $ 4.49

Sahara Natural Yoğurt (2 kg)

Ömür Beyaz Peynir (1.5 kg)

99 c Doğanay Acı/Tatlı Şalgam (1 lt)

$ 24.99

Ariel Çamaşır Deterjanı (10 kg)

$ 3.49

Tat Tomato Paste (700 gr)

www.facebook.com/gimasupermarket

31-35 Queen St, Auburn NSW Ph: 02 9749 4588 Fax: 02 9749 4599


T

.

EKONOMI

rkısh NEWS PRESS

28 Temmuz 2020

Ayasofya’ya

turist akacak Ücretsizng i giriş dopaptı etkisi y

Virüs salgını başta hizmet sektörü olmak üzere turizmi de can damarından vurmuştu. Sydney, Melbourne gibi tek başına turist çeken dünya destinasyonlarından olan İstanbul, yeni normal hayatla birlikte biraz hareketlenmişti. Ayasofya Camii’nin de ibadete açılmasıyla megakente turist akını yaşanıyor.

A

yasofya-i Kebir Camii’nin 86 sene sonra ibadete açılması turizme olumlu katkıda bulunacak. İstanbul otelleri, özellikle yerli ve müslüman turistlerle dolup taşacak. OTELLER DOLACAK Geçen ay doluluk oranı yüzde 13.8 olan otellerin Ayasofyai Kebir’in de rolüyle ağustos ayında rağbet göreceği tahmin ediliyor. Bilhassa Fatih, Beyoğlu ve Şişli’de yer alan konaklama mekânlarına talebin yoğun olacağı öngörülüyor. 62.3 euroya denk gelen günlük oda bedelinin de talebe paralel önemli artması bekleniyor. SAYI AZALMIŞTI Koronavirüs (Kovid-19) tedirginliğinden dolayı 2020 Haziran ayında İstanbul’da doluluk oranları yüzde 81.2 azalmıştı. Ortalama günlük satılan oda bedeli de yüzde 35.2 düşmüştü. Oda başı elde edilen gelirler ise yüzde 87.8 gerilemiş ve 8.6 euroya inmişti. Gelecek aylarda verilerin iyileşmesi, hem doluluk oranlarında hem

Keşmirli Şuayip Doktor da ailesiyle Ayasofya’da ilk namazı kılmak için kente geldi.

de oda bedellerinde ibrenin yukarı dönmesi bekleniyor. Otel yetkilileri, Ayasofya-i Kebir Camii sayesinde yaz ve sonbahar döneminin verimli geçeceğini kaydediyorlar. İlerisi için umutlu olan aynı yetkililer, “120 bin yatak adedimizle, Kovid19’a karşı korunaklı otellerimizle on binlerce konuğumuzu en iyi şekilde ağırlamakta kararlıyız” ifadelerini kullanıyorlar. HARAKET ARTACAK Armada Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Kasım Zoto da yaptığı açıklamada, Ayasofya-i Kebir Camii’nin açılışının

İstanbul otellerine ilgiyi arttıracağına işaret ederek, “Kuşkusuz, tarihi mabedi dolaşmak için Anadolu’dan da gelen giden çok olacaktır” dedi. Zoto, ağustos, eylül ve ekimde konaklama sektörünün gelirlerine gelir ekleneceğini belirtti. YABANCI DA GELİR Kovid-19’dan dolayı otellerin doluluk oranlarının dibe vurduğunu anlatan Zoto, “Temennimiz pandemi tehdidinin tamamen atlatılması, hayatın normale dönmesi ve İstanbul’un Asyalılar ile Avrupalılarca tercih edilmesi” şeklinde konuştu.

S&P, Türkiye’nin kredi notunu teyit etti n Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard amd Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunu teyit etti. Koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkileri nedeniyle Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3.3 oranında daralmasının beklendiğine

işaret edilen açıklamada, ekonomik büyümenin yılın ikinci yarısında toparlanma

göstermesinin öngörüldüğü kaydedildi. Kuruluşun açıklamasında, durağan görünümün, özel sektörünün direncine karşı Kovid-19 salgınından kaynaklı aşağı yönlü riskler ve kamu net borç stokunu dengelediği kaydedildi.

13

ÇALIŞANIN DÜNYASI

MURAT ÖZDAMAR

Sorularınız için: info@turkishnewspress.com.au

Gazilerin sigortalılığı

D

evlet memuru olarak görev yapanlar, vazifelerini yaptıkları sırada, vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken ya da kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken yahut idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana gelen kazadan dolayı mesleklerini yapamaz duruma gelirse vazife malulü sayılarak vazife malulü maaşı bağlanır. Vazife malullüğü harpte fiilen ateş altında iken oluşmuşsa bu kez harp malullüğü aylığı bağlanır. Malul kalma olayı barışta güven ve asayişi korumakla, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle, trafik ve yol güvenliğini sağlamakla, tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerini sağlamakla, TSK, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Emniyet Teşkilatında bulunan patlayıcı maddelerin incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hâle getirilmesi işlemlerinde, görevli oldukları sırada bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalıklardan doğması halinde bu kez 2330 sayılı Nakdi Tazminat Ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında Vazife Malullüğü Maaşı bağlanır. Ayrıca 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 21 inci maddesi hükmüne göre, kamu görevlilerinden; yurtiçinde veya yurtdışında görevlerini ifa ederlerken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak veya terör olaylarını önlemek amacıyla her türlü patlayıcı maddeye bağlı olarak meydana gelen olaylar sonucunda ya da her ne şekilde olursa olsun terör olaylarının önlenmesi, takibi veya etkisiz hale getirilmesi amacıyla ifa edilen görevler sırasında veya bu görevlere gidiş dönüşler esnasında meydana gelen kazalar sonucunda yaralanan, engelli hâle gelen, hastalanan veya hayatını kaybedenler hakkında da 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır ve Terör Gazisi Maaşı bağlanır. Terör eyleminin ortaya çıkarılması, etkilerinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı olan sivil vatandaşlarımız hakkında Nakdi Tazminat Komisyonu tarafından karar verilirse malul kalmaları halinde Gazilik maaşı bağlanır. Vazifesini yaparken malul hale gelen memurlarımıza, terörle mücadele kapsamında görev yapan ve malul sayılan asker ve polislerimize, askerlik hizmeti sırasında

malul kalan askerlerimize, güvenlik korucusu olarak görev yaparken malul hale gelen korucularımıza, terörle mücadele kapsamında yarar gösteren ve malul hale gelen sivil vatandaşlarımıza, Gazi Maaşı bağlanması ile birlikte varsa geçmiş sigortalılık hizmetleri de tasfiye olmaktadır. Buna göre Gazi Maaşı bağlananların bu maaş bağlandığı tarihten sonra sigortalı bir işte çalışmaları halinde sigortalılık başlangıcı Gazilik Maaşı bağlandığı tarihten sonraki sigortalılık başlangıcı esas alınır. Gazi Maaşı alanların sigortalılıkları özellik arz eder. Bir Gazi Maaşı bağlanan vatandaşımız bir işyerinde SSK sigortalısı olarak çalışırsa veya Bağ-Kur sigortalısı olmayı gerektiren ticaret yaparsa sadece yüzde 2 oranlı iş kazası ve meslek hastalığı primi ödenir. Kendilerinin emeklilik primi ödeme beyanı varsa bu kez SSK’lı çalışıyorsa işvereni aracılığıyla ticari faaliyette bulunuyorsa Bağ-Kur dosyası açılan müdürlüğüne yazılı olarak emeklilik primi ödeme talebini iletmelidir. Konuyu daha anlaşılır kılma adına örnekle açıklama yapalım. Gazilik Maaşı olanlar, SSK’lı işe girince işverenine Gazi Maaşı aldığını, prim bildirgesinin 23 numaralı verilmesi gerektiğini belirtmelidir. İkinci bir emekli maaşına hak kazanmayı düşünüyorsa bu kez maaşından emeklilik primi de kesilerek 24 numaralı prim bildirgesi verilmesi hususunu işverenine yazılı olarak bildirmelidir. 15 Temmuz Gazilerinden malul sayılmadığı için maaş bağlanamayanlar ise SSK’lı işe girmişse işverenine maaşsız 15 Temmuz Gazisi olması hasebiyle maaşından sağlık prim kesintisi yapılmamasını ve SGK’ya 52 numaralı prim bildirgesi verilmesi gerektiğini belirtmelidir. Gazi Maaşı bağlanan ve BağKur sigortalısı olmayı gerektiren ticari faaliyet içine giren Gaziler ise şayet emeklilik primi ödemeyi düşünüyorlarsa Bağ-Kur dosyasının açıldığı SGK Müdürlüğüne yazılı başvuru yapmalıdır. Bu nitelikte ödenecek emekli primi de ileriye doğru mümkün olup geriye doğru ödeme yapılması söz konusu değildir. Yine Gazi Maaşı bağlanmamış olan ve Bağ-Kur sigortalısı olan 15 Temmuz Gazileri de fazladan sağlık primi ödenmemesi adına Bağ-Kur dosyasının bulunduğu SGK Müdürlüğüne yazılı başvuru yaparak prim oranının düzeltilmesini talep etmelidir. Gazilerimizin Gazi Maaşı bağlandıktan sonraki sigorta başlangıcı üzerinden 20 yıl geçmişse ve en az 5000 gün prim ödemesi de oluşmuşsa SGK’ya yazılı emeklilik başvurusu yapılması halinde emeklilik için yaş şartı aranmadan Gazilik maaşına ilave ikinci bir maaş bağlanacaktır.


Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz Halil Okur

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz Huseyyin Mustafa

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz


Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz

Bayramınızı kutlar sevdiklerinizle sağlıklı günler dileriz



T

WORLD Süleyman II

S

üleyman II, in full Süleyman İbrahim II, (born April 15, 1642, Constantinople [Istanbul, Tur.)died June 23, 1691, Edirne, Ottoman Empire [now in Turkey]), Ottoman sultan (1687-91) who, despite his short reign and 46 years of enforced confinement before he succeeded his brother Mehmed IV, was able to strengthen the Ottoman state through internal reforms and reconquests of territory. The army mutiny that had brought Süleyman to the throne and deposed his brother continued violently through the early part of his reign, and the Ottomans suffered a series of military defeats in the Balkans. In 1689, however, a member of the Köprülü family, which earlier in the century had given Turkey two outstanding viziers (ministers), came to power; Fazıl Mustafa Paşa became grand vizier, reestablished order, drove the Austrians out of Bulgaria and Transylvania, and retook Belgrade and Niš in 1690. Süleyman, allowing Fazıl Mustafa Paşa a free hand in the government, succeeded in introducing reforms to lighten the tax burden and to improve the condition of his Christian subjects. > Source: https://www. britannica.com/biography /Suleyman-II-Ottoman-sultan

17

SINEM TASLAK sinem.taslak@gmail.com

Köprülü Fazıl Mustafa Paşa n Köprülü Fazıl Mustafa Paşa, (born 1637, Vezirköprü, Anatolia, Ottoman Empire [now in Turkey]-died Aug. 19, 1691, Slankamen, Serbia), Ottoman vizier and then grand vizier (1689-91) who helped overthrow the sultan Mehmed IV but was himself killed in the disastrous Battle of Slankamen (1691). Fazıl Mustafa Paşa was the second son of the grand vizier Köprülü Mehmed Paşa. He received a theological education, but he spent most of his early years on military service with his brother Fazıl Ahmed Paşa, the next grand vizier. After his brother’s death (1676) the grand vizierate went to a brother-in-law, Kara Mustafa, whose failure to take Vienna (1683) in the great siege caused the collapse of the whole imperial edifice that the first two Köprülüs had erected. Fazıl Mustafa Paşa, who had been vizier since 1680, had to resign. Later, however, when another brotherin-law, Siyâvuş, became grand vizi-

Vicdan... B

28 July 2020

TARIH & EDEBIYAT

HAFTANIN KELİMESİ

Hayatın Sesi

irini tanımak istiyorsak öncelikle parayla olan ilişkisine, kendinden üst mevkide bulunanlar ile ilişkisine ve kendinden vasıf olarak altta olan insanlara davranış şekline bakılmalı. Bir insanı tanımanın en iyi yollarından birisi de herkes tarafından sevilip sevilmediğidir. Herkes tarafından sevilen bir insan yeterince dürüst ve açık sözlü değildir. Belki bir gün işime yarar diye veya tepki görmekten korktuğu için böyle davranıyor, yeri geldiğinde tepkisini dile getiremiyordur. Bir insanı tanımanın yollarından birisi de beraber yalnız kalınacak bir durum oluşturmak, tatile, seyahate çıkmaktır. Arkadaş, sevgili her kim olursa olsun en zor ve stresli anlarda, zorda kalınan durumlarda nasıl tepki verdiği görülür. Zorluklara, aksiliklere karşı çözüm üretebilme becerisi gözlenir. Otomobiller düz ve güzel yolda birbirine benzerler,

rkısh NEWS PRESS

yağış ve yol kalitesi düştükçe, virajlar ve rampalar başlayınca otomobiller gibi insanlarda gerçek yüzlerini gösterirler. İyiyken herkes iyidir, kötüyken de aynı kişiyse o zaman problem zaten yoktur. Çıkarların çatışması diğer bir tanıma yolu, menfaat bitince muhabbette bitermiş, terkedilmek de insanın gerçek yüzünü ortaya çıkarır, mutluluk, aşk, arkadaşlık, sevgi hepsi birer maske ve maskeler düştüğünde ortaya çıkan yeni yüzler. Bir insanı tanımanın diğer bir yolu da kavga anıdır bütün çirkefliği ile karşında olur. Ama şu da bir gerçektir ki kötü zamanlarda insanlar başka tepki, iyi zamanlarda başka tepki verirler. Bir insanı tanımak için yıllar gerekir, iyi ve kötü insan yoktur. İnsanların içinde iyilik ve kötülük hep vardır, duruma göre ortaya çıkarırlar. Sonuç insanlar kötü tanımayın... > Kaynak: Hülya Çakıcı

er, Fazıl Mustafa Paşa was made second vizier (Oct. 2, 1687), and they both played a major role in deposing Mehmed IV. But soon rebels turned against them, and Fazıl Mustafa Paşa saved his life only with the protection of the new sultan, Süleyman II. In 1689, when the Austrian army advanced in the Balkans, Fazıl Mustafa Paşa was called to the grand vizierate. In the campaign of 1690 he liberated Nish and Belgrade from occupation; he was killed fighting an imperial army under Louis of Baden at Slankamen; Fazıl Mustafa Paşa was mortally shot while rushing to support his right wing. It fell to Mehmed Paşa’s nephew Amca-zâde Hüseyin Paşa, grand vizier between Sept. 13, 1697, and Sept. 29, 1702, to conclude the peace treaty with the allies at Carlowitz (Jan. 26, 1699). > Source: https://www.britannica. com/biography/KopruluFazil-Mustafa-Pasa

n İyiyle kötüyü birbirinden ayıran; iyiden haz, kötüden gam duymaya sebep olan mânevi his. Dilimize Arapça’dan geçmiştir. Kendinden geçecek kadar ilâhî aşk hâli mânasındaki vecit kelimesinden türetilmiştir. “Utanmıyor musunuz, utanmıyor musunuz, cehennemden, anladık, korkmuyorsunuz, ama vicdanınız da mı yok, yoz, sefil, ahlâksız yaratıklar, nasıl oluyorda kendi keyfinizden ve dükkânınız ve fabrikanızın kârından başka hiçbir şey düşünmeden yaşayabiliyorsunuz, anlamıyorum ama artık göstereceğim size.” > Orhan Pamuk / Sessiz Ev

Azerbaijan, Turkey to launch large-scale joint military exercises Azerbaijani defense ministry on Monday T heannounced that Ankara and Baku are going to launch large-scale military exercises

as part of the Agreement on Military Cooperation between both countries. “Azerbaijani-Turkish Live Fire Joint LargeScale Tactical and Flight-Tactical Exercises will be held in our country with the participation of the Land Forces and the Air Force of both countries,” a written statement of the ministry said. It added that the joint exercises will involve military personnel, armored vehicles, artillery mounts and mortars, as well as military aviation and air defense equipment of the armies of the two countries. “According to the plan, exercises involving the Land Forces will be held from Aug. 1 to 5 in Baku and Nakhchivan, and exercises with the participation of military aviation will be held from July 29 to Aug. 10 in Baku, Nakhchivan, Ganja, Kurdamir and Yevlakh,” the statement added. Turkey and Azerbaijan have been reiterating cooperation in every field, especially the military, after an Armenian attack took place on Azerbaijan’s border on July 12. A week after the attack, Turkish Defense Minister Hulusi Akar, Azerbaijani Deputy Defense Minister Ramiz Tahirov and Kerem Mustafayev, army chief of the Nakhchivan Autonomous Republic, an exclave of Azerbaijan bordering Armenia, Turkey and Iran, came together and discussed the recent situation. On the security of Azerbaijan and the region, Akar said Turkey and the Turkish Armed Forces (TSK) will continue to do what they have to do, adding, “No one should doubt that.”

Dünya Kervanı

A

llah der ki: “Nasihat istersen ölüm yeter”. Öyle. İnsan ister istemez bir içe yöneliyor. Yönelsinde. İç dünyasıyla, vicdanı ile barışık olmayan insanla zor anlaşırsın. Geçtiğimiz haftada iki gün ara ile hem yengemi Aynur Taslak, hem de Anneannemi Fatma Özcan’ı kaybettik. Allah ikisini de gani gani rahmet eylesin. Taksilatlarını affetsin, bizlere akıl fikir versin. Normal şartlarda insanları gözlemlemeyi severim. Zor günlerde gözlemci olmak daha da faydalı. İnsanları tanırsın. Ve şu kadarını söylüyorum, ‘Evet, insanlar saygılı da olabilirler; fakat bazen de arsız, saygısız, nerde nasıl hareket edeceğini bilmeyen insanlarda var.’ Hani tamam dersin, olabilir, ama herşeyin bir yeri zamanı, haddi hududu olur. Az sabredin. Yangından mal kaçırır gibi… İçe yönelik demiştim… François de La Rochefauca-

uld der ki, “Sükuneti kendi içimizde bulamazsak başka yerde aramak imkansızdır”. Bir bakıyorsun, kendi içinde muhasebe ediyorsun. Acaba diyorsun, ‘benim bu insana karşı saygısızlığım olmuş olabilir mi’ diye düşünüyorsun. Cevabın ‘hayır’ sa, ne mutlu size. Vicdan, en büyük yüktür insana. Bir dizi de replik şöyle söyler: “Bir umut öldürür insanı, bir de vicdan”. Allah kimseye vicdan azabı çektirmesin, çektirecek hareketlerde de bulundurmasın. Dünya kervanı üç günlüktür. Dün, bugün ve yarın. Kaldı ki, yarınımız garanti bile değil. Biraz tevazu, biraz vicdan, biraz edep, sabır, saygı, en çok da saygı, hoşgörü, insan olmayı hatırlamayı çalışalım. Çünkü ‘insanlık öldümü’ sorusuna ‘Evet’ demeye ramak kaldı. Kalın sağlıcakla. Saygılar, İyi Bayramlar... > SINEM TASLAK

Man shot, killed during Black Lives Matter protest in Texas

person was killed when several shots O newere fired amid a Black Lives Matter protest in downtown Austin, Texas,

on Saturday, authorities said. Footage posted during a Facebook Live showed the moment when several shots rang out in the Texas capital as about 100 people marched and chanted, “Fists up! Fight back!” Austin police and emergency medical services said on Twitter that one person was killed during the shooting. There were no other deaths or people shot, according to the EMS department. Initial reports indicate the suspect was carrying a rifle and shot at the victim, who was in his car, police told a briefing. The suspect has been detained, they said.


Sevgili Annemiz

FATMA ÖZCAN’ı

kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Bizi bu acılı günde yalnız bırakmayan dost ve akrabalarımıza teşekkür ediyor, Canımız Annemize Yüce Allah’tan rahmet diliyoruz.

HATİCE VE İSMAIL TASLAK

Değerli Büyüğümüz

FATMA ÖZCAN’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Bizi bu acılı günde yalnız bırakmayan dost ve akrabalarımıza teşekkür ediyor, Kıymetli Büyüğümüze Allah’tan rahmet diliyoruz.

TASLAK AİLESİ

TAZIYE “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi raciûn” Kıymetli Büyüğümüz

FATMA ÖZCAN’ın vefatını derin bir üzüntüyle öğrendik. Teyzemize Cenab-ı Allah’tan rahmet; kederli ailesine, akrabalarına, dostlarına, sevenlerine ve Türk Toplumuna başsağlığı diliyoruz.

T

rkısh MEDIA GROUP


Canımız Annemiz Mustafa Taslak’ın eşi, Kerem, Ethem ve Ekrem Taslak’ın Anneleri

AYNUR TASLAK’ı

kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Bizi bu acılı günde yalnız bırakmayan dost ve akrabalarımıza teşekkür ediyor, Sevgili Annemize Yüce Allah’tan rahmet diliyoruz.

TASLAK AILESI

Sevgili Yengemiz

AYNUR TASLAK’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Bizi bu acılı günde yalnız bırakmayan dost ve akrabalarımıza teşekkür ediyor, Değerli Büyüğümüze Allah’tan rahmet diliyoruz.

İSMAIL VE HATİCE TASLAK

TAZIYE “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi raciûn” Kıymetli Ablamız

AYNUR TASLAK’ın vefatını derin bir üzüntüyle öğrendik. Ablamıza Cenab-ı Allah’tan rahmet; kederli ailesine, akrabalarına, dostlarına, sevenlerine ve Türk Toplumuna başsağlığı diliyoruz.

T

rkısh MEDIA GROUP



..

SERI ILAN

T

rkısh NEWS PRESS

İlan ve kartvizit reklamlarınız için rezervasyon: 0 426 982 050

Radiology receptionist will be taken 3 Only candidates with experience in Medical reception work (Radiology preferred but not essential) need apply. 3 Excellent knowledge of Medicare - including eligibility criteria, and billing. 3 Outstanding customer service.

3 Enthusiastic, pleasant personality. 3 Excellent team player. 3 Good IT skills. 3 Ability to work under stress 3 Excellent communication English & Turkish 3 Experience with Kestral (Karisma). 3 Experience with medical typing. 3 Services we offer include CT, X-ray, Ultrasound and interventional procedures. 3 The position is for immediate start or can be negotiated for the right candidate. Location Auburn or Harris Park Resume to e-mail: info@crystalradiology.com.au

KEBABÇIYA BAY/BAYAN ELEMAN Doonside’da Kebab dükkanımızda serviste full time/part time çalışacak İngilizce bilen tecrübeli bay ve bayan eleman alınacaktır. ARAM 0402389075 We are looking for a male and a female full time/part time experienced staff to work at customer service for our Kebab shop in Doonside. Aram 0402389075

28 Temmuz 2020

21

KEBABÇIYA BAY BAYAN ELEMAN

KAHVALTI HAZIRLAYACAK BAYAN ELEMAN ALINACAK Chipping Norton’da Coffee Shop’da, sabah servisinde kahvaltı hazırlayacak bayan eleman alınacaktır. Ücret dolgundur. İlgilenenler arasın. OSMAN 0411327744

Chipping Norton’da Kebab House’a servisten anlayan full time bay veya bayan eleman alınacaktır. Ücret dolgundur. İlgilenenler arasın. Osman 0411 327 744

TOMMYS PIZZA AND KEBAB SHOP

FAIRFIELD BÖLGESİNDE FULL TIME SERVİSTE ÇALIŞACAK ELEMANA İHTİYAÇ VARDIR. MB.0405136360 Shop.no 02 97245544

Ustasından ses, saz ve müzik dersleri verilir, ayrıca enstrüman satılır. Zafer Uyanık 0457 133 254


22

28 Temmuz 2020

T ALEM-I İSLAM

HAYA EL-MUŞÎ

info@turkishnewspress.com.au

Ayasofya Müslümandır!

H

er şeyden önce şu net olarak bilinmelidir ki Ayasofya bir şov malzemesi değil, bir şuur mefkûresidir. Şu sese bir kulak verelim: Evet, Ayasofya Müslümandır. Yapıldığı tarihten İstanbul’un fethine kadar gizli Müslümandır, haniftir. Beş yüzyıldan beri de açık Müslüman. Fil Vakası gibi, bin yıl hiç sönmeden yanan Mecusî ateşinin sönmesi gibi Peygamberin doğuşunu haber veren işaretlerden bir işarettir ve bu işaretlerin en önemlilerinden biridir Ayasofya’nın yapılması. Peygamber doğmadan önce Mecusî ateşi söndü. Bu demektir ki, İran Müslüman olacak ve bu ateş sönecektir. Nitekim öyle oldu. Ve Peygamber doğmadan az bir müddet önce Ayasofya yapıldı. Bu demektir ki, İslâm İstanbul’u içine alacak ve Ayasofya cami olacaktır. Nitekim öyle oldu. Bunlardan biri doğuşu haber veren negatif bir olay, öbürü pozitif bir olaydı. Biri münker, öbürü ma’ruf kadrosuna dahildi.… Evet, Ayasofya, bütün anlamıyla İslâm’a aitti. Hz. Peygamberin gelişinin haber halindeki en büyük anıtı oldu. Ölüler için bir anıt değil. Gelecekler için, ebedî sağlar ve sağlıklar, diriler ve dirilişler için bir anıt. Daha, Hazreti Muhammed, Peygamberliğinin ilk yıllarında, panayırlarda yaptığı konuşma ve dine çağırışlarda, İstanbul’un ve İran’ın alınacağını müjdeliyordu. Elbet, O, dünya malına düşkünlükten zerre bir duygu taşımadığına ve taşımayacağına göre, anlattığı ve haber verdiği, mecusi ateşgedesinin söneceği, İran’ın, Anadolu’nun, İstanbul’un Müslüman olacağı, gerçeği kabul edecekleri, dolayısıyla Ayasofya’nın Müslümanlığın sembol mabedi olacağı fikriydi. Hendek muharebesinde de, küngü kayaya salladığı zaman, kayadan sıçrayan alev ve kıvılcımların çizdiği kubbe şüphesiz Ayasofya’nın kubbesiydi ve Hz. Peygamber, bizzat Fatih’i ve mübarek ordusunu, o kıvılcımlanan köprüsü, kemerleri ve ebemkuşağı altından geçip surların önünden Ayasofya’ya yürür ve girerken görmüştü. Bu heybetli ve muhteşem resmi geçidi seyrederken dudaklarından altın kelimeler dökülmüştü: “Konstantiniyye (İstanbul) muhakkak fetholunacaktır; onun fatihi ne güzel emir ve ordusu ne güzel ordudur.” Peygamberin mucizesi önünde zaman nedir ki? Belki de Fatih’in İstanbul’a o muhteşem girişindeki vekar, bizzat Hz. Peygamberin önünde yapılan bir resmi geçit şuurundan ileri geliyordu. Tarihin tribününde Hz. Peygamber vardı. Ve törenin bittiği nokta Ayasofya’ydı. Hz. Peygamberin küngünü vurduğu kaya, Ayasofya’nın taşlarının çıkarıldığı ilk kayadan başka bir şey değildi. Ve böylece gerçek mimarı da Hz. Peygamber oluyordu. Şimdi neden bin yıl boyunca İslâm ordularının İstanbul’a aktığı ve Ayasofya’ya hilâli dikmek için Hz. Eba Eyyub’tan Ulubatlı Hasan’a kadar sayısız Müslümanın şehit olduğu daha iyi anlaşılıyor. Hz. Peygamberin, İstanbul’a bu kadar önem vermesi, onun Doğunun sözcüsü, Batıya karşı Doğu Kürsüsü olmasındandı. Orada Ayasofya’nın

bulunmasındandı. Ayasofya’nın cami olması, dinin cihanşümulleştiğinin tescili olacağındandı. Ayasofya’yı kölelikten kurtarmak, hürriyetine kavuşturmak isteğindendi.… Ayasofya’yı açmak, çağın kördüğümünü, İskender’in kılıcı gibi biçmek olacaktır. (Sezai Karakoç) AYASOFYA, MESCID-I AKSA’DAN AYRI OLABILIR MI? Ayasofya yeniden dirilirken tehdit ve tehlike altında olan Mescid-i Aksa ile bağının kurulmasında da bu bilincin, bu hâfızanın etkisi büyüktür. İki mabet de asırlar boyu Osmanlı barışını temsil etmiştir. İstanbul’da, Ayasofya gölgesinde bütün dinler yaşatılırken, Kudüs’te de farklı inanç ve mezhepler en yüksek saygıyı görmüşlerdir. Bugün dünyanın muhtaç olduğu bu anlayış, o zamanın siyasi zorunluluklarından, ya da sadece idari tedbirlerden kaynaklanmıyordu. Bilakis iki mabet arasında toplumsal hafızada yer alan anlayıştan kaynaklanıyordu. Osmanlı kaynaklarında, iki mabet arasında ilginç bir ilişki kurulmaktadır. Tarihin bilinen metotlarıyla ispatı mümkün olmayan bu ilişki, toplumsal hafızamızın derinliklerine yerleşmiştir. Erken dönem anlatılarında, Osmanlı kaynakları Ayasofya’yı yüceltirken onu kiliseden devşirilmiş bir cami olarak tasvir etmek yerine Kudüs’teki Hz. Süleyman Mabedi ile ilişkilendirmektedirler. Fatih’in görüp hayran kaldığı ve vakıf kurarak camiye dönüştürdüğü bu eser hakkında döneme en yakın Oruç Bey ve HeştBihişt gibi kaynaklar bilgi verirken, iki eserin de mayasının bir olduğuna dair rivayetleri zikretmeleri dikkat çekicidir. Meseleyi kabul edilebilir hale getirmek maksadıyla Ayasofya’nın son inşası sırasında Hz. Süleyman’ın yıkık mabedinden bazı materyallerin İstanbul’a getirildiği; hatta muhteşem kubbesini tutturmak için Şam ve Kudüs’te metfun peygamberlerin kemiklerinden parçalar taşınıp kaynaştırıcı olarak kullanıldığı nakledilmektedir. Ünlü tarihçimiz İbni Kemal’in, bu rivayeti biraz daha ileri taşıyarak, kubbenin tutturulabilmesi için her on iki kerpicin üstüne bir peygamber kemiğinin konulduğunu aktarması oldukça manidardır. Bu rivayetleri nakledenler, Ayasofya’nın hâlâ gizemini sürdüren ve dünyayı hayran bırakan kubbesinin ihtişamı ve aynı zamanda mimari özelliklerinin farkındadır. Fakat onu teknik yönleri ile anlatmak yerine, efsaneleştirip Kudüs ile birlikte hafızalarda yer etmesini sağlamayı tercih etmişlerdir. Nitekim Ayasofya’nın camiye dönüştürülürken mihrabının da Kudüs’e yönlendirildiği ifadesini atlamayan bu kaynaklar; iki mabet arasındaki ilişki bilincini gelecek nesillere miras olarak bırakmışlardır. Ayasofya ile Mescid-i Aksa, İstanbul ile Kudüs arasında bir bağ kurmak ne tesadüfidir ne de siyasi bir tercihtir. Aksine, geçmişten miras olarak devralınan hafızamızın tazelenmesidir. Bu yüzden Cami-i Kebir’in, ulu cami Ayasofya’nın aslî fonksiyonuna dönüştürülmesi, İslâm dünyası ve barışı özleyen insanlık için bir umuttur. Tarih bu umudu yeşertip besleyenleri, bu yolda emek sarf edenleri ve umudunu daima canlı tutanları unutmayacaktır. (Hayrettin Karaman)

rkısh NEWS PRESS

.

DIYANET&KÜLTÜR Allah Rasulünden

Vahyin Dilinden

“(Oysa onların tek gerçek kabul ettikleri) bu dünya hayatı, hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir; âhiret yurduna gelince işte asıl hayat odur; keşke bunu bilselerdi!” . ANKEBUD SURESİ, 64. AYET

Peygamber Efendimiz buyurdu: “Zenginlik, mal çokluğuyla değildir. Bilakis zenginlik göz tokluğuyladır” . BUHARI, MÜSLIM, TIRMIZI

DIYANET’TEN HÜZNÜMÜZÜ DİNDİREN KAMPANYA

Dualarımızla

HACDAYIZ

Kovid-19 salgını nedeniyle Suudi Arabistan hükümetinin bu yıl yurt dışından hacı adaylarını kabul etmeyeceğini açıklamasının ardından “Hatimlerimizle Hacdayız” başlığıyla hatim kampanyası başlatıldı.

Bu yıl salgın tedbirleri kapsamında hacda olmasak da dualarımız ve kalbimiz Kabe’de olacak.

D

iyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğü koordinasyonunda düzenlenen kampanya, İslam aleminde kıymetli zaman dilimlerinden biri olarak bilinen zilhicce ayının ilk günün hayata geçirildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bu sene tüm dünyayı etkileyen salgın nedeniyle hac yolculuğuna çıkamadıklarını belirtti. BİR NEBZE GÖNÜL TESELLİSİ Başkan Erbaş, şu ifadeleri kullandı: “Bu hüznü bir nebze de olsa giderebilmek adına hac mevsimini daha yoğun bir tilavet, tesbihat, tefekkür ve ibadetle ge-

çirmeye yönelik programlar hazırlıyoruz. Bu bağlamda hatimler okunacak ve dualar yapılacaktır. Şüphesiz yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i okumak, anlamak ve yaşamak, dünyada huzurumuz, ahirette kurtuluşumuz için yegane yol ve imkandır. Bu vesileyle sizleri ve tüm kardeşlerimizi Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzün organize ettiği bu anlamlı faaliyet çerçevesinde hatim ve dua programına katılmaya davet ediyorum. Yüce Rabb’imiz huşu ve tefekkürle okuyacağımız Kur’an-ı Kerim’i ve samimiyetle yapacağımız dualarımızı, bela ve musibetlerin define, huzur ve afiyete vesile eylesin.”

HATIM DUASINI ERBAŞ YAPACAK Okunan hatimlerin duası ise Erbaş tarafından Kurban Bayramı namazında yapılacak. Kampanyaya katılmak isteyenler, Kurban Bayramı sabahı saat 05.00’e kadar “https://hatim.hac. gov.tr” adresine girerek okudukları hatimleri kendi isimleri üzerinden kaydedebilecek. Öte yandan, kampanyanın daha geniş kitlelere ulaştırılması amacıyla Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürlüğünce sosyal medyada #HatimlerimizleHacdayız etiketiyle bir çalışma başlatıldı. Vatandaşlar, okudukları hatimleri sosyal medya hesaplarından bu etiketle paylaşabilecek.

TDV’nin kurban kampanyasına yoğun ilgi n Türkiye Diyanet Vakfına (TDV) vekalet yoluyla yapılan yurt içi ve yurt dışı kurban bağışlarının yüzde 40 arttığı belirtildi. TDV Mütevelli Heyeti İkinci Başkanı İhsan Açık, Kovid-19 nedeniyle vekalet yoluyla kurban bağışlarında artış görüldüğünü bildirdi. Kurban bağışı çalışmalarına ocak ayında başladıklarını ifade eden Açık, bağışta bulunmak isteyenlerin, vakfın yurt içindeki 1003 şubesinin yanı sıra yurt dışında müşavirler, ataşeler ve

din görevlilerine başvurabileceğini söyledi. Kurban bağışı, kesim ve dağıtım işlemlerini Kovid-19 tedbirleri kapsamında yürüteceklerini dile getiren Açık, “Benim kurbanımı yurt içinde kesin’ diye bağışta bulunan kardeşlerimizin sayısında, geçen yıla oranla düşünüldüğünde, yüzde 80’leri aşan bir durum var. Yurt dışı bağışlarla birlikte genel olarak şu ana kadar yapılan kurban bağışında ise ortalama yüzde 40 civarında bir artış görüldü” dedi.


.

YEMEK&HOBI R LEZZETLI TARIFLE

T

rkısh NEWS PRESS

28 Temmuz 2020

23

GAZİANTEP’DEN DÜNYANIN DÖRTBİR YANINA VİTAMİN YAYILIYOR

Kurutmalık lezzetler

RK FATMA GEwNspreÇssT.coÜm.au info@turkishne

G

Gaziantep’in coğrafi işaret tescilli kurutmalıkları, kentin yüksek tepelerindeki iplerde renk cümbüşü oluşturuyor. Kadınlar tarafından içleri oyularak iplere dizilen biber, kabak, patlıcan ve acurlar, yüksük tepelere kurulan tezgahlarda özenle kurutularak, dünyanın dört bir yanına gönderiliyor.

astronomi kenti Gaziantep’in tescilli kurutmalıkları, iplerde yerini aldı. UNESCO tarafından gastronomi dalında “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilen ve Türkiye’nin “kurutmalık deposu” Gaziantep’te doğal yöntemlerle güneşte kurutulan biber, kabak, patlıcan ve acurlar, kentin yüksek tepelerinde renk cümbüşü oluşturuyor. YÜZDE YÜZ DOĞAL ÜRETİM Kent mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinde kuru dolmaların yapıldığı sebzeler, sofralara yoğun bir zahmetin sonunda ulaşıyor. Gaziantep ve çevresinde tarlalardan toplanan sebzelerin içleri, mahallelerde kadınlar tarafından temizlendikten sonra iğne aracılığıyla iplere diziliyor. Bir süre suda bekletilen sebzeler, daha sonra kentin yüksek yerlerinde özel olarak oluşturulan alanlara taşınıyor. Kurutmalıklar burada tezgahlara serilerek güneşin kavurucu sıcağıyla baş başa bırakılıyor. Hava durumuna bağlı olarak ortalama 15 günde tamamen kuruyan ürünler, paketlenerek Türkiye’nin ve

Kurban Bayramınızı tebrik eder saglık ğ ve esenlikler dileriz

dünyanın çeşitli yerlerinde satılıyor. SOFRAYA ZENGINLIK KATIN Türk Patent ve Marka Kurumundan coğrafi işaret tescilli kurutmalıklar, özellikle kışın mutfakların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. İşçilerden Yasin Eken, güneşin

kavurucu sıcaklığında çalışmanın zor olduğunu dile getirerek şunları anlatıyor: “Kurutmalıklar yaş olarak geliyor ve 15 gün içinde istediğimiz kıvama geliyor. Titiz çalışıyoruz, kalite çok önemli. Sofralarımıza zenginlik katsın diye bizler güneş

T

altında emek veriyoruz.” HORMONSUZ VE İLAÇSIZ Hacı Mehmet Kaya ise kurutmalık sezonunun temmuzda başladığını ve kasım ayına kadar devam ettiğini belirterek, şunları söylüyor: ““Bin bir emekle burada hormonsuz ve ilaçsız kurutmalık yapıyoruz. Sabah ilk iş olgunlaşan kurutmalıkları topluyoruz ve ardından yeni gelen ürünleri ipe asıyoruz. El emeği göz nuru ürünlerin zahmeti gerçekten çok büyük oluyor.” GÜNEŞİN BAHŞETTİĞİ NİMET Kentte kurutmalıkların yoğun alarak satıldığı Tarihi Elmacı Pazarı esnafından Eyüp Kum da yeni mahsulün oldukça bol ve bereketli olduğunu söyleyerek şunları kaydetti: “Fiyatlar geçen yıla göre hemen hemen aynı. Güneşin bize verdiği nimetlerden biri kurutmalıktır. Yeni mahsul piyasaya çıktı. Gaziantep’in kurutmalığı ince olduğu için iyi pişiyor. Kadınlar bu kurutmalıkları çok tercih ediyor.”

rkısh MEDIA GROUP


24

28 Temmuz 2020

Kuşatma

Egemenlik

Koruma

Boğa güreşçisi Takva sahibi

Temiz

Olağanüstü

Pulculuk

Sıvı olmayan

T

rkısh NEWS PRESS

BULMACA

Kuru olmayan Ulema cübbesi

Lüks otel Bir çoğul eki

Hayret ifadesi Bir erkek adı

Bir folklor oyunu

Gerçek

Endişeli hal İyileşme

Matlup Buyruk Latif olma hali

4

Anılar Yüz

Bir suikast silahı

Çoban üstlüğü

Siyah Kışın yağar

Bir üzüm cinsi Sodyum'un remzi 2

Hatırlama

Şerik

İçtenlik

Zirve

Bozma, bozukluk

5

Su

Kültür

Görünme

Kardeş

Bir peygamber

Dolaylı anlatım

3

Vilayet

Selenyum'un remzi

Boğa güreşi alanı

Kuruş Bir erkek adı

Peygamberlik Tantal'ın remzi

Mısır'ın ünlü yapısı

Erzak deposu

Bütünüyle

İst. bir semt

Zahmet, gayret

Kavgayı ayırma

Hz. Peyg. annesi Bir kış sebzesi

Sürahi

Gelecek

1

Zaman

Bir tür pasta

Çay, kahve içilen yer

Ünlü biatımız

Kamuflaj

Büyük fıçı

İstek, dilek

Unsur Boşluk

Üste sunulan mektup

Deniz kenarı

Yüceltme, yükseltme Müzikte dur işareti İsteme, dileme

Hüzün, üzüntü Bizmut'un remzi Bir yar. fiil (İng.)

Yapma

Bayındır

Erbab, usta

Derviş külahı

Akarsu

Zorla

Kaynak Arzlar, yerler Seri üretimli ilk otomuz

Kalay kaplı ince saç

Musibet

Ayak direme Belirti Kardeş

Güven Devam etmekte olan

Çok çok güzel

Sağır

Gülün acıtan bölümü

Dirilik 6

Mağara

İsim

İşle ilgili Yılın bölümleri

Bir bağlaç Bir şirket şekli

Sahiplik Kıl payı Bir cins peynir Eski devirlere ait

Delikli kumaş Bir Osmanlı kalesi

Yabancı

Farsça arslan

Tekerlekli vasıta

Fiyat yaftası

Eşik

K.Kerim'de bir sûre

Ünlü bir halk şairimiz

Eğme

Küçük askeri grup Selenyum'un remzi

Çoğalma 7

Köpek Eski bir vergi Oburlar (a)

Ekinin ürün kısmı Mazeret

Berilyum'un remzi

Kabul etmeme

Sapılan yer

İst. bir semt

Nehrin saniyede akan su miktarı

Kas

Öz su

Bir bilgisayar programı

İsteme, dileme

Av Çok bilmiş

Bağırsak

Neşeli

Yörük çadırı

Kaan

Hesap ilmi

Fesatlık

Erbab

Çalışır vaziyette

10

Dinin kuralları

Bir erkek adı

Kıstırgaç Bir erkek adı

Tellür'ün remzi

Mana, anlam

Eski bir medeniyet

Sağın zıddı

İridyum'un remzi 9

Bir kadın adı

Yardım

Sinirli

Yalıyar

Bir yazı türü

Verimsiz toprak

Fotoğraf baskısı

1

2

Şehzade eğitmeni

Bir duvarcı aleti

3

4

5

6

Çocuk doğunca kesilen kurban

Üste sunulan mektup

Rızık

Cefa

Ünlü bir ilahiyatçımız

ŞİFRE SÖZCÜK

Bir asalak Gelecek

Bir kadın adı Şia mensubu Yardım

Bir bağlaç

Hitit

Toplumun önde gelenleri

Bir erkek adı Bir terör örgütü

Derya

Hane

Spor ayakkabı alt çivisi Bayram öncesi

Bir ünlem

Mutlu olma, sevinme

Motoru boşa almak İthal ürün sınırlaması

Yemek kabı

Büyük süslü köşk

Bir yazı çeşidi

İlk peygamber

8

Uzaktan hissetme

Çorba kabı

Bir erkek adı

İyi niyet teatisi

Namus

Pişmiş yemek

Gelenek, görenek

Bobin

Derviş selamı

Gomalaka

7

8

9

10

Fasıla

Arının yaptığı


. . . YAZI DIZISI

T

arihte okçulukla özdeşleşmiş iki ulus vardır, biri biz Türkler, diğeri ise Orta Asya bozkırlarındaki komşumuz Moğollar. Günümüz Batı Türklerinin bağlı bulunduğu Oğuz kolunun ismi de “Oklar” anlamındadır. Eski Türkçe’de “iz” ve “uz” çoğaltma ekleridir. Destanlarda Oğuz Kağan’ın çocukları da “Üçoklar” ve “Bozoklar” olarak iki kola ayrılmaktadır. Babası ölen çocuk için kullanılan “öksüz” sözcüğü de çocuk korumasız, silahsız kaldığı için “oksuz kaldı” ifadesinden türemiştir. Bizans, Ermeni ve Süryani tarihçilerinin önceki yüzyıllardaki geçici temaslar bir yana bırakıldığında - ilk kez 11. yüzyılda Anadolu coğrafyasında karşılaştıkları Türkleri “uzun saçlı okçular” olarak tarif ettikleri kaynaklarda görülmektedir. Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in sürekli olarak elinde bir ok bulundurduğu ve tuğrasının da ok şeklinde olduğu kaynaklarda yazılıdır. Tuğrul Bey’in Pasinler Savaşı’nın (1048) ardından Doğu Roma’yla yapılan barış görüşmeleri sonucunda o zamanki adıyla Konstantiniyye kentinde koruması altına aldığı Emevi Camii’nin mihrabına ok ve yay figürleri işlettiği de bilinmektedir. Türkler ve Moğollar bozkır okçuları olarak nitelendirilirler. Bozkır kavimlerinde ordular süreklidir, bir başka ifadeyle at üstünde durabilen ve yay gerebilen erkek ve kadın herkes savaşçıdır. Bozkır savaşçılarının en önemli silahı ustalıkla kullanabildikleri yaylarıdır. Ünlü Arap alimi El-Cahiz (781-868), “Hilafet Ordusunun Menkıbeleri ve Türklerin Faziletleri” (Menâkıb Cünd el-Hilafe ve Fuza’il el Etrak) adlı eserinde Arapların en savaşçı kabilesinden bir okçunun daha yayına bir ok yerleştirmeden bir Türk okçusunun on ok atabildiğini aktarmaktadır. Türkler tarihteki pek çok savaşı okçu birliklerinin sağladığı üstünlük sayesinde kazanabilmişlerdir. Bu durum bilhassa Haçlı Seferleri kapsamındaki çok sayıdaki muharebe için geçerlidir. Bu noktada Birinci Haçlı Seferi ile İkinci Haçlı Seferi arasında gerçekleştirilen ve Batılı tarihçilerin büyük hezimetten ötürü yok sayma eğiliminde oldukları “1101 Yılı” Haçlı Seferleri”nde üç grup halinde Anadolu’ya giren Haçlı birliklerinin Türkiye Selçuklu Sultanı I. Kılıçarslan ve Danişmendoğulları Beyi Gümüştegin emrindeki Türk okçuları tarafından neredeyse toptan imha edildiklerini vurgulamakta fayda vardır. Bir diğer keskin örnek ise 1176 yılındaki Miryokefalon Savaşı’dır ki, sonuçları bakımından “İkinci Malazgirt Savaşı” olarak da nitelendirilmektedir. Savaşlarda okçuların önemi konusunda İslam tarihindeki en önemli örneğin ve aslında en acı dersin de Uhud Savaşı olduğunu bilmekteyiz. Allah’ın elçisinin “Bizlerin cesetlerinin akbabalar tarafından parçalandığını görseniz bile yerinizi bırakmayacaksınız” emrini vererek günümüzde “Okçular Tepesi” olarak adlandırılan stratejik tepeye yerleştirdiği okçuların çoğunun savaşın kazanıldığını sanarak aldıkları emir hilafına tepeyi terk etmiş olmaları zaferi yenilgiye dönüştüren süreci başlatmıştır. TÜRK YAYI ILE İNGILIZ UZUN YAYI ARASINDAKI FARKLAR Bozkır yaylarını Avrupa’daki karşıtlarından, örneğin İngiliz uzun yayından ayıran özellikleri bilmek bozkır yayının gücünü ve işlevini daha iyi anlamak için faydalı olacaktır. İngiliz uzun yayı genellikle porsuk ağacından olmak üzere tek parça ahşaptan üretilir. Şartlar zorunlu kılarsa bir günde üretilmesi mümkündür. Kirişsiz halde uçları çok hafif sola bükük “I” harfine benzer, kirişlendiğinde uzun bir “D” harfi formunu alır. İngiliz uzun yayları 35 kg. ila 65 kg. arasında çekiş gücüne sahiptir. Savaş menzili 300 metre civarındadır. Piyade okçular içindir, uzun olduğundan süvari tarafından kullanılamaz. Okçu sağ elini kullanmaktaysa, ok yayın sol tarafına gezlenir ve üç parmakla çekilir.Yay gerilirken okun düşmemesi için okçunun hangi eliyle yayı gerdiğine bağlı olarak - Russell Crowe’un oynadığı 2010 yılı yapımı “Robin Hood” filminin Blu-Ray/DVD kapağındaki görselde de görüleceği üzere - yay hafif sağa veya sola bükülür.Yayın kirişi genellikle çene altına, bazı durumlarda da göğse çekilir. Türk yayı ise hepsi aynı anlama gelen

T

rkısh NEWS PRESS

GELENEKSEL TÜRK OKÇUSU VE ÇEKİLDİĞİNDE LALE FORMUNU ALMIŞ TÜRK YAYI

TÜRK ve OK

ayrılmaz ikili “Savaşta onları siz öldürmediniz, fakat onları Allah öldürdü. (Oku) attığında da sen atmadın, fakat Allah attı.” (Enfal-17) “Çocuklarınıza ok atmayı, ata binmeyi ve yüzmeyi öğretiniz” (Hadis-i Şerif)

BAŞPARMAK ÇEKİŞİNDE YANDAN YUMRUK FORMLU GÖRÜNÜŞ

TÜRK

OKÇULUĞU 1 “katışık”, “birleşik”, “mürekkep”, “kompozit” yapıya sahiptir. Oğuz Kağan destanında “katı/katığ yay” olarak geçer. Bir başka deyişle tümü organik birden fazla materyalden oluşur. Sözkonusu bu dört materyal ağaç, boynuz, sinir (tendon) ve balık tutkalıdır.Yayın alt ve üst kısımlarında kullanılacak boynuzlar aynı hayvanın sağ ve sol boynuzu olmalıdır. Çeşitli işlemlerdden geçirilen ahşap ve manda boynuzu birbirine uyumlu şekilde kesilip törpülenip balık tutkalıyla yapıştırılır ve öküz tendonu katmanıyla güçlendirilir, bilahare tercihan üç yıl askıda dinlenmeye bırakılır. Boğa yerine öküz tendonunun kullanılmasının sebebi, öküz iğdiş edilmiş olduğu için tendonlarının daha güçlü olmasıdır, çünkü çiftleşme amacıyla kullanamadığı proteini tendonlarında toplanır. Sonraki dönemlerde çile olarak da adlandırılan yay kirişinin erken dönemlerde at kuyruğundan üretildiği bilinmektedir. Zaten kiriş sözcüğü de at anlamındaki “kir” sözcüğünden gelmektedir. Bilahare kirişlerin ipekten imal edilmesi yöntemi benimsenmiştir.Yay kirişlerinin bir dönem kurt si-

ZİHGİRLE BAŞPARMAK TUTUŞU (ÖNDEN BAKILDIĞINDA YUMRUK FORMU)

nirinden yapıldığı bilgisine de yine kaynaklarda rastlanmaktadır. Bu vesileyle bozkır okçularının en korkulu rüyasının yağmur olduğunu not etmekte fayda vardır.Yağmur yağdığı zaman hem organik materyallerden imal edilen yaylar zarar görür, hem de kiriş ıslandığı için etkili atış yapılamaz. Türk yayı kısadır ve at üstünde rahatlıkla kullanılır. Okçu at üstünde her yöne rahatlıkla dönebilir çünkü yayın alt ucu ata hiçbir şekilde takılmaz. Türk yayında başparmak çekişi uygulanır. Başparmağa zihgir adı verilen yüzük takılır, aksi halde hem etkili bir çekiş ve bırakış yapılamaz, hem de başparmak savaş yayının kirişini ardarda çekmeye fazla dayanamaz. Elbette burada güçlü savaş yaylarından söz ediyoruz. Zihgirler tunç, manda boyuzu, kemik, fildişi, ahşap ve bazı taşlardan üretilir. Sağ elini kullanan okçu oku yaya sağ taraftan gezler, sol elini kullanan ise sol taraftan. Ok kirişe takıldıktan sonra zihgir bulunan başparmak okun altına gelecek şekilde kapatılır, diğer dört parmak ise önden

28 Temmuz 2020

25

bakıldığında bir yumruk olarak gözükecek şekilde başparmağı kapatır. Mandallama olarak adlandırılan bu yöntemle - sağ elini kullanan bir okçu için anlatmak gerekirse başparmak tarafından alttan, işaret parmağının sol yanı tarafından sağdan, dayandığı yay tarafından da soldan ve ileriki yazılarda değineceğimiz dügül tarafından üstten baskıya maruz kalan ok hiçbir şekilde kıpırdamaz. Yayın kirişi genellikle yüzün üzerinde “elmacık kemiği”, “kulak memesi”, “bıyık”, “kaş” ve“çene” gibi çapa noktalarına, bazı durumlarda ise göğse çekilir. Türk yayı ayrıca ters bükümlüdür, kirişi takılı değilken tersine, yani atış yönüne doğru kıvrık, “C” harfi formundadır. Kirişlendiğinde tam bir “D” harfi, ok gezlenip gerildiğinde ise “lale” formunu alır. Ters bükümlü olmasının en önemli avantajı okun çıkış ve havadaki uçuş hızını artırmasıdır ki hedefin güçlü şekilde vurulmasında bu durumun büyük katkısı vardır. Türk okçularını bilhassa demir adamlar olarak tabir edilen Haçlılara karşı üstün kılan en önemli özellik attıkları okun hem ters bükümlü yaylardan çıkması, hem de hedefe doğru dört nala koşmakta olan atların üstünden atılmalarıdır. Atın koşu hızı da okun hızına doğrudan katkıda bulunmaktadır. Topkapı Sarayı Müzesi’ndeki örneklerden görüldüğü üzere Türk yaylarının çekiş gücü 36 kg. ila 82 kg. arasındadır. Savaş menzilinin ise 500 metrenin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. (Günümüz geleneksel okçuluk yarışmalarında kullanılan yayların çekiş gücü ortalaması ise 20 kg. civarındadır ki bu durum ecdadımızın güç bakımından bizden kat be kat önde olduğunun açık bir kanıtıdır. Bugün dünya genelinde yayların çekiş gücü “libre” (lbs) cinsinden ifade edilmektedir. 1 libre de 0.45 kg. olduğu için, örneğin üzerinde 50 lbs yazan bir yayın çekiş gücü 22,5 kg. olmaktadır.) Bu noktada Tozkoparan İskender’in 1550 yılında Okmeydanı’nda 845 metre mesafeye ok atmış olmasının savaşlarda da bu mesafeye ok atılabildiği anlamına gelmediğini hatırlatmakta fayda vardır. Zira menzil atışlarında kullanılan yaylar da oklar da tamamen uzun mesafeye atış yapılabilmesi amacıyla üretilebilmektedir. Menzil koşusu olarak adlandırılan bu yarışlarda bazen haftalarca uygun rüzgarın beklendiği de vakıadır. Bir menzil yayının savaşta kullanılması olanaklı değildir. Menzil okları ise kısa, hafif, uzun uçuşu mümkün kılacak aerodinamik yapıda endamlı ve genellikle “soya” olarak tabir edilen kemik, nadiren de pirinç uçludur ve doğal olarak sertleştirilmiş çelik temrenli savaş oklarından çok daha uzak mesafelere erişebilmektedir, ancak değil sağlam bir zırhı, sertleştirilmiş deri zırh için dahi tehdit teşkil etmez. TÜRK OKÇULUĞUNDA KULLANILAN TERMINOLOJI Ok ve yay sözcükleri Türkçe’dir. Türklerde okçulara “okçu” denir. Divanü Lugati’tTürk’te ok çantası için “kiş” ve “okluk, yay çantası için ise “kurman” ve “yasık” sözcükleri bulunmaktadır. Ok ve yay çantaları için “gedeleç” ve “kuburluk” sözcüklerinin de kullanıldığına bazı kaynaklarda rastlanmaktadır. Günümüzde okçu anlamına gelen “kemankeş” ve “tirendaz”, ok anlamına gelen “tir” ve okların koyulduğu kılıfa verilen “tirkeş” sözcükleri Farsçadır. Türk okçuluğunu ön plana çıkarmaya çalışan bazı kurum ve kuruluşların “okçu” yerine ısrarla Farsça olan bu sözcükleri kullanmaları yadırganasıdır.Yay kılıfı anlamına gelen “sadak” sözcüğü ise Moğolca “sagadag” sözcüğünün Türkçeleşmiş halidir. Sadak Türkçe’de hem yay hem de ok kılıfı olarak kullanılmıştır. Sadak sözcüğünü ok kılıfı için kullandığınızda bazı kişiler size “Hayır, ok kılıfı tirkeştir, sadak yay kılıfıdır” derlerse itibar etmeyin, zira Dede Korkut kitabında “Sadakından doksan oku yere döktü” ifadesi mevcuttur. Okun tüylerine “yelek”, bazen “tülek”, nadiren de “sakal” denilir. Genellikle çelikten imal edilen ok ucuna “temren”, okun kirişe takılan dip kısmındaki kertiğe ise “gez” denilir. Türk okları konusuna gelecek yazımızda detaylı olarak değinilecektir.


26

28 Temmuz 2020

T

Editor: Davut Kılıç Auburn FC

Hikâyelerinizi Bana Yazın: david.kilic@hotmail.com

n Tilkinin kuyruğu kayaya sıkışmış ve kurtulmak için kuyruğunu kesmek zorunda kalmış. Daha sonra bir başka tilki onu gördüğünde, “kuyruğunu neden kestin” diye sormuş. Kuyruğu kesik olan; “Böyle kendimi çok mutlu hissediyorum şimdi o kadar mutluyum ki adeta sevincimden havalara uçuyorum” demiş. Bunun üzerine diğer tilki de kuyruğunu kesmiş. Fakat mutluluk yerine şiddetli bir acı çekmiş. Hemen tilkiye gelip; “Neden bana yalan söyledin çok canım acıdı”

KISSADAN

HİSSE

rkısh NEWS PRESS

Tilkinin kuyruğu...

demiş... Tilki; “Eğer acı çektiğini diğer tilkilere söylersen onlar asla kuyruğunu kesmez ve bizimle dalga

SPOR

geçerler” demiş. Bu iki tilki diğer tilkilere yaşadıkları mutluluğu anlatmışlar. Böylece tilkilerin çoğu kuyruklarını kesmişler. Çoğunluk onlara geçince bu seferde kuyruğu olanlarla dalga geçip onlara eziyet etmeye başlamışlar... İşte böyle... Önce toplumu bozup farklılaştırırız, sonrada toplumu birbirine düşman ederiz. Kıssadan hisse; Sonuç bir toplumda bozulmalar artınca bozuk insanlar iyi insanları ayıplarlar ve dalga geçerler!

İK İBRETLE R ÖYKÜL

Komşun kapını çalsa!

3

saat önce zil çaldı. Alt kattaki bizim yaşlı teyze ’’Torunumu sizde yıkasam kızar mısınız’’ diye sordu. İçimden ne alaka dedim. Çok şaşırdım, o an hayır diyesim geldi ama siz geçin buyurun ben kombiyi açayım dedim. Biz de birkaç ay önce taşınmıştık. Eşim de ben de öğretmeniz, pek vakit olmadı. Kim kimdir pek bilmeyiz. Teyzeye denk geldikçe kapı önünde selam verip geçmekteyiz. Kız çocuğu olduğu için eşim ‘’Ben markete varayım alacaklarımı alayım’’ deyince, pek sevindi 9 yaşındaki Ayşe. Bir çırpıda torununu yıkadı teyze. Havlu diye yanında getirmiş eski bir kumaş gibi bir şey. Onu bırak teyze al bu el havlusu ama hiç kullanılmadı deyip verdim. Hazır olan sofraya buyur ettim. Biz tokuz dedilerse de dinlemedim. Teyze pek bir şey yemedi ama Ayşe hem çorbayı içti, hem de pilavdan iki tabak yedi. Açmış benim yavrum, yemeğin üstüne masaya meyva da koydum. Ayşe’nin babası başka bir kadın eve getirmiş, annesi de evi terk edip anneannesinin evine yerleşmiş. İşe de girmiş. Ama daha ilk haftası imiş. ‘’Maaşa çok var daha, torunum da üzüntüden olunca çok hasta, ilaç parası doktor derken gaz faturası kaldı diğerlerini öderken. Ben de 3-5 kuruş her ay onlara verdim, gaz faturası kaldı da kaldı. Bugün hastanede test yaptıklarında saçlarına jel krem sürmüşler. Şimdi evde yıkasam soğuk suyla hasta olur diye düşündüm ’’ diye anlattı. Bir poşet aldım, içine dolaptan yiyecek bir şeyler koydum. Bize müsaade dedi. Ben de sizinle geleyim poşeti getireyim deyince buyur dedi. Annesi gelmiş yatıyor, beni görünce utandı ayağa kalktı. Belli ki çok hastaydı. Kadın üzüntüden, onca saat işte çalışıp eve ve hastaneye yetişmekten bitmiş. Yatacak yerleri var, götürdüm hemen elimdekileri buzdolabına kadar. Bir kutu salça, beş yumurta, birkaç salata ve üç patates gördüm dolapta. Bence bu akşam ekmek bile olmayacaktı sofralarında. Müsaadeniz ile dedim, hemen eşime telefon ettim. Arabayı yanaştır kapıdan beni al dedim. Durumu anlatınca; çok üzüldü. Büyük bir markete gittik. Etinden, çamaşırına kadar hallettik. Sonra doktor arkadaşımıza telefon da ettik. Sabah hastane de olsunlar saat dokuzda, tüm masrafları benden ne gerekirse bundan sonra dedi. Eve getirip verdiklerimiz Ayşe’yi de, annesini de çok mutlu etti. Şimdi whatsapp’tan da yazdık herkese. Onlara bir sene yetecek para toplandı neredeyse. Hem de 1 saat içinde… 21 yıllık evliyiz. Ama hiç evlat sevemedik ve sevemeyeceğiz. Ne yapalım olmadı. İki maaş alıyoruz galiba ilk defa bir işe yaradı. İsmim siz de kalsın ama yayınlarsanız insanlar örnek alsın. Çünkü ben sizin paylaşımları okuduğum için, bu akşam o yüzden dedim Ayşe’ye buyurun içeri geçin. Yoksa eve sokulur mu, kimseye güven olur mu? Neyse kısmetmiş, ayağımıza gelmiş. Size de teşekkür ederiz, sayeniz de bize bir evlat sevdirdiniz. Yavrum benim küçük Ayşe. Bırakmayacağım artık onu Rabbim ömür verdikçe…

AFC, Süper Lig’de bu hafta mutlu etti Auburn FC U9’s

H

Auburn FC U9’s

Auburn FC U14’s

alil Boz’un hem oynadığı hem de çalıştırdığı Auburn FC Süper Lig takımlarımızdan Beyaz Takımımız, hafta içi ve hafta sonu oynadığı maçlarda yüzümüzü güldürdü. Perşembe akşamki maçta 31, hafta sonunda ise Holryod Rangers’e karşı 5-3 galip geldiler. HAZMEDEMEDİLER AFC Atıl Keselik’in Siyah Takımı da Merrylands’ı çok zorlu mücadelede 2-1 yenmeyi başardı. Maçtan sonra oyuncular arasında çıkan kargaşa ise AFC Yönetimi tarafından çok büyümeden önlendi. Futbolda ister istemez böyle olaylar oluyor. Bazen futbolcular yenilgiyi hazmedemiyor. Olmasa çok daha iyi olacak. Fakat bu futbolun çirkin olan bir gerçeği. Allah’tan bu tarz olaylar pek fazla olmuyor. Fulbol, fairplay çerçevesinde oynanması gereken bir spor. Böyle şeyler bize yakışmaz. Diğer yandan, AFC 45 Yaş Üstü Siyah Takımı, Ermington United Takımını 4-2 yendi ve liderliğini sürdürdü. Diğer 45 Yaş Üstü Beyaz Talia İşler Takımımız ise maalesef

Auburn FC Yonetim Greystanes 45 Yaş Üstü Beyaz Takımına 3-0 yenildi. Takımlarımızda bu hafta çok eksik oyuncu vardı, sakatlanan oyuncu sayısı her hafta artıyor. Eh kolay değil 90 dakika topun pesinde koşmak 45’inden sonra. Fakat yine de helal olsun oyuncularımıza. FARKLI SKORLARLA ŞOV AFC 35 Yaş Üstü Takımız bu hafta Greystane’i 10-0 yenerek şov yaptı. Bekir Bulut’un 18 Yaş Takımı rakibini 9-0 yenerek liderliğini sürdürüyor. 15 Yaş Takımımız 2-2 berabere kaldı canları sağ olsun! 14 Yaş Siyah Takımımız 11-0 galip geldiler ve liderler. Diğer 14 Yaş Beyaz Takımımız ise maalesef 4-2 yenildi.

13 Yaş Takımımız, Pendle Hill FC’ye karşı 4-0 kazandı. 12 Yaş Takımımız, Lidcombe Warataha karşı 3-1 galip geldi. AFC All Age Men’s yani Erkekler Karışık Yaş ise Wenty’s karşı 5-2 mağlup oldu. AFC Altyapı Takımlarımız bu hafta çok başarılıydı. 8 ve 9 Takımlarımız galip geldi. 10 ve 11 Yaş Takımlarımız mağlup oldu. BRAVO KIZLAR! Bayanlar 30 Yaş Üstü Takımımız cuma akşamı Newbury Bulls Black Takımını 1-0 yenmesini bildi ve 2. sıraya yükseldi, tebrikler kızlar! Genç Bayan Takımımız ve 16 Yaş Genç Kız Takımlarımızın pazar günkü maçları iptal oldu, yağışlı havadan dolayı. Maçın önümüzdeki haftalarda hafta içi oynanması bekleniyor. Eskiden çamur-yağmur demeden oynardık. Şimdi Belediye ve Federasyon izin vermiyor. Tabi oyuncuların sağlığını düşünüyorlar, sakatlık olmasın diye maçları erteliyorlar. Bu hafta da bu kadar, sağlıkla, hoşça ve sporla kalın... Şimdiden İyi Bayramlar!

GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMÜ

T

V İ R A N E

Bir av hayvanı

Kör

K

A

Olta ipi

M A

Yıkıntı Süs, ziynet

P Oruç ayımız Bir kadın adı

S Didişme Kalay kaplı ince sac

Bir kadın adı

R R A A M F İ İ Z N E E R A 5

K Su

Hane

L

1

Dişi kurt

S E N A

Hayır (a)

Uzay Yüzün bir kısmı

Arıtım evi

İ Ben Sözcük

Ayak direme Üzüm kütüğü

Y A N A K

Bir uzak doğu sporu

Bir kıta

Toplanma (a)

Yüce Vedia

E M C A

İ N A Y E T

N E T

Törpü

Emeller

Bir kadın adı

Bir nehrimiz İstanbul

Su dağıtan

Tartı aleti

Açıklama

Örnek model 8

Narin, kibar İyileştirme

T

E

A H A T

Asker

Bir ilimiz

K

A H İ Z E

R A Z İ E R

Bir renk

Bir kadın adı (İng.)

Rab, yaratıcı

V A N

Kazaen

K

9

Eti Nikel'in remzi

N Dış görünüş Ayakkabı çekeceği

G Eski çağlara ait Allah (cc) saygı

İ Ünlü bir atom alimi fikir adamımız

Beddua Telefon alıcı vericisi

R İ T A

ŞİFRE SÖZCÜK

P

Bir ilimiz

İ L K A A H M

Zevk

Herkes

Haliç'te bir köprü

Bir erkek adı

A

C Toplumun önde gelenleri Kalabalık

Bıçak şeklinde silah Bir oyuncak

L E G O Bir binek hayvanı

K A L A B

Avuç içi

El vasıtası

A

T

Bir erkek adı

Deneme çekimi Hayret ifadesi

H İ Y D A A Y A E M T A D

Emre hazır

Aciz şekilde

F A N

Mamul hale getirme

Kıymetli bir ağaç

Isıtır, soğutur

Su

Kas İlaç

Kanıt, isbat

C

D E M A O İ M A E L

Sonsuza kadar

E M

Kısa hatırlatma yazısı

L A D İ

K.Kerim'de bir sûre

C İnce, kibar Bir harfin okunuşu

A L

N

Büyük tepsi

Yarı tavlı

A Bir hayvan Yapma

İ Bir ilçemiz

O Tayin İnanış

İ Özen Bön, salak

E

İ L A H

12

İ Gıcır, yeni Azla yetinme Çocukların masal dağı

Yenilgiyi kabul sözü Baryum'un remzi

Hoş koku

Ünlü biatımız

Bir kadın adı

Ünlü Kırgız destanı

Baş ve sonun arası

Bir nota

İz

Zevk

Bir erkek adı

Yük taşıyan

Olanak

Namus

Tayin

Selenyum'un remzi

Elbiselerde iç kaplaması İridyum'un remzi

Bir nota

Hayır (İng.)

Hz. Peyg. öven şiir

Zaman (İng.)

Hayvan topluluğu

Bir cins çörek

11

Yapan

Bir salgın hastalık Bir mastar eki

7

Emirler

Talih

İnek sesi

Rey

Fakirlere aşevi

Nisbet

A K T A R 1

2

3

4

5

Camdan saklama kabı

Son

A H R A İ O R T M K A A M T A A T B O K U T A R E Z E M Su yolu

Selenyum'un remzi Kızılderililerin putu

Bayağı

B A N A L Kıymetli bir maden

T İ T A N Hint mihracesi

R A

4

Barınma

Nazik olma hali

İ

N

B A T E

E Z A K E T

Şaka

Bağışlama İnsan

C A R A M İ E N O F B E R T A E E E Y M İ S A L A M S A R A N E V E T İ Numara

Demir'in remzi

Oy

Bir renk

Ruh

L A V

Musibet

A

Bir makam

P İ

Takdir sözü

Esirlik

T R

3

Pirinç ve bulgurla yap. yemek

Engel

Duyuru

C

M E N A T

Ş A A R M A M A K A T İ N A Y İ E A A F A F E D E T

Zevce

Derviş külahı

Genişlik

Padişah konutu Türkiye'nin plakası

11

Vücudun bir kısmı

Rızık

Bir hitap şekli

12

10

E S

Bir put

Bir tür başlık

6

9

Arapça çokluk edatı Müzikte dur işareti

T A N R İ A M B E A T

Dokunma

I

8

Z A D E

Bir ilçemiz

D Ü K K A N 7

S A B

Oğul

Yörük çadırı

Hoş koku

Heyecanla eli ayağına karışma Bir kümes hayvanı

F A T İ N

Tahta perde

Emreden

F A N U S

Veri, done (a) Arkalıksız sandalye

Bir ünlem (a)

Ulema cübbesi Bir erkek adı

Bir makam

Bayram öncesi Allah (cc) kulluk vazifemiz

Fotoğraf mak.

T A L İ K

Neden, niçin

Sahip

I

L A L Bir yazı türü

O

V E R E S E

İ Y A T

Dilsiz

Telefonda ilk söz 6

C İ N Bir taş oyunu

P E

Bir kafkas kavmi

K K P R A K A B E İ M A N A S C S E F A İ A H İ R A T A M T A A S T A R M İ E H N K A R S T İ F O E L Ü M E R A T O R A N İ M E T Y Ü K S E L Ö

Askerin geri çekilmesi

10

A Z A

Doğru yolu bulma Bir tür mantar

V A D K O A M A A L L A E N

Olay

Teoloji

Zeytinyağlı bir yemek

Keçi yolu

Üye

K İ N

Varis

Aşçı yardımcısı

Bir nota

Garez Üsk. bir semt

2

Adam öldürme

İ O B M A K A R A C E M F A E Y A R A S A M İ M S A K A P İ L A K T P A T İ K N E Z İ

Denek

F E Z A

Romanyalı

R U M E N Kadın

B A Y A N


SPORT

T

TURKEY

NEW SYSTEM & REORGANIZATION FOR TURKISH FOOTBALL APPROACHING

T

he total debt of the three biggest teams in Turkey, namely Galatasaray, Fenerbahçe, and Beşiktaş, has reached astronomic levels. Beşiktaş leads the debt race with almost TL 3 billion in debt, followed by Fenerbahçe at just above TL 2 billion and Galatasaray at TL 1.5 billion. Trabzonspor, though having reduced what it owes following UEFA Financial Fair Play Regulations, also has TL 800 million in debt. These numbers have accumulated over the years, slowly but steadily, as club executives exploited the lack of proper regulations. Now, these age-old clubs face the worst crisis in their lifetime, and new dynasties seem to be rising up from the ashes. Almost all factors are working against the big three, and the broadcaster of the Süper Lig wants a discount to its annual payment, from $410 million to $287 million. The five-year contract was initially signed in 2016 for $500 million annually. But due to devaluation in the Turkish lira, a $90 million discount was already agreed between the broadcaster and the Turkish Football Federation (TFF). The clubs now face another potentially huge revenue stream loss. This affects the big three more

than the others because not only do they lose more in proportion due to their higher ranking on the table, but they are also in dire need of cash flow in the short-term. In contrast, Başakşehir, Göztepe, Kasımpaşa, and Sivasspor have little or no debt. They mostly buy players without fees and see a good return compared to their performance ratios. For example,

the champions, Başakşehir, won the championship with a squad that cost only 7.7 million euros. On the other hand, Galatasaray failed to be in the first three with a squad that cost almost 40 million euros. What these four relatively debtfree teams have in common is consistency in their performance. On top of Başakşehir’s success, Sivasspor is also in third place right now. They prove that with good administration and longterm planning, success is possible without huge costs. However,

rkısh NEWS PRESS

28 July 2020

27

AFL

SELECTION

ÜMIT UYAR umiiuyar@hotmail.com

more importantly, three of these teams, Başakşehir, Göztepe, and Kasımpaşa, are privately owned. Rather than being an archaic football association, which all the big three are, they are administrated like companies. This gives them a huge advantage in long-term planning and in making the right investments. With low costs and high revenues come the better squads and even more profitable investments, which should alert the big three. By winning the league, Başakşehir created TL 420 million in revenue for themselves, which is half the debt of their closest rival, Trabzonspor. If this financial performance translates itself to success, then we can say that the age-old order in Turkish football might come to an end. Incorporation, even though it sounds too “industrial” to an average football fan, is the future that awaits Turkish football. But first, we will witness the tragic, completely avoidable downfall of the big three because of their malicious exploitation by the club executives. Then, Turkish football will be reborn, hopefully, in the right hands and will march toward being a just, competitive, and enjoyable league.

HOLDING THE BALL IS LEADING TO CONFUSION AND PRESSURE ON AFL OFFICIALS n In recent weeks, the standard of AFL games has been frustrating and gone past a spectators sport however umpiring has become also an increasing source of frustration for fans who are rightly confused by the sometimes-inconsistent application of the rules. But is it really the umpire’s fault or more a symptom of micro-management? AFL greats and legends have signaled that there is no more difficult game to officiate than Australian Rules Football. Being an umpire is a thankless occupation conducted in a longestablished environment of ridicule and mockery. AFL umpires make split-second decisions often under physical fatigue and with their view obscured by the modern game’s mass congestion. Players are also master manipulators, who take advantage when umpires are blindsided and use subtle techniques to trick them into paying unwarranted free kicks and this absolutely happens with coaches manufactured implementations. In conventional seasons, heaving crowds also create a horrifying atmosphere that whistle-blowers must find overwhelming,

okay maybe not so much this season. Perhaps the greatest challenge for umpires is that football, the fast-paced 360-degree game, and also comes with varying degrees of interpretation. What might appear a clear holding the ball in the eyes of an Essendon supporter could also spark a Carlton fan’s screams for a push in the back, while the umpire might determine it’s simply a ball up - one incident, three different opinions, three people convinced of their interpretation. Aussie rules football is a unique sport however for a new fan of our once beautiful game it has to be absolutely confusing yet we traditional footy lovers struggle in frustration over obscured official rule interpretations. AFL does not need a facelift however our game is struggling it is not that heart-racing sensation it once was we fans will still support our clubs threw thick and thin but the game needs a touch-up. The massive problem is nobody knows where to start. Rule interpretations to help our umpires and 16 v 16 has been thrown up to battle congestion most support the idea some just say leave the game alone.

KUPASINA KAVUŞTU Fırtına’nın aklı kupada Türkiye Kupası finalinde AlanyasZ iraat por ile bugün İstanbul’da karşılaşacak Trabzonspor, 9. kez kupayı müzesine getirmeyi hedefliyor. Ligde ilk mücadele ettiği 1974-1975 sezonunda kupada final oynamayı başaran bordomavililer, bugüne dek 14 final maçının 8’ini kazanıp kupa mutluluğu yaşadı.

SON ŞAMPIYON BAŞAKŞEHIR

Son maçında Kasımpaşaspor’a 3-2 yenilmesini rağmen Süper Lig’de önceki hafta birinciliği garantileyen Başakşehir Kulübü, Şampiyonluk Kupasını kaldırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da şampiyonu Külliye’de ağırladı.

SÜPER LiG PUAN DURUMU

S

üper Lig’de 2019-2020 sezonunu zirvede tamamlayarak tarihindeki ilk şampiyonluğuna ulaşan Medipol Başakşehir, şampiyonluğu kutladı. Başakşehir Fatih Terim Stadı’nda gerçekleştirilen etkinlikte, turuncu-lacivertliler şampiyonluk kupasına kavuştu. Tribünlerde yer alan taraftarlar da takımlarının başarısını kutladı. 6 YILLIK ISTIKRARLI YÜKSELIŞ Şampiyon Başakşehir, 34. ve son hafta mücadelesinde ise deplasmanda Kasımpaşa’ya 3-2 yenildi. Başakşehir’in istikrarlı yükselişi tarihi başarıyı getirdi. Turuncu-lacivertliler, son 6 sezonda ilk 4’ün dışına çıkmadı. Turunculacivertliler, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu sezon da ligin en az gol yiyen takımı

oldu. İstanbul ekibi, sahasında oynadığı son 16 maçı kaybetmedi. KARTAL 3’ÜNCÜLÜĞÜ KAPTI! Sergen Yalçın’la istikrarlı bir yükseliş grafiği sergileyen Beşiktaş da, Süper Lig’in 34. ve son haftasında deplasmanda Gençlerbirliği’ni 3-0 yenerek sezonu üçüncü sırada tamamladı ve Avrupa kupalarına katılmaya hak kazandı. Ligin flaş ekiplerinden Sivasspor ise deplasmanda Göztepe’ye 3-1 yenilerek sezonu dördüncü sırada bitirdi. ANKARA, MALATYA, KAYSERİ DÜŞTÜ Trabzonspor, Kayserispor’u 1-2 yenerken; Galatasaray, Antalyaspor ile 2-2 berabere kaldı; Fenerbahçe de Rizespor’u 3-1 yendi. Düşen takımlar ise aynı puana sahip; Ankaragücü, Yeni Malatya ve Kayserispor oldu.

TAKIMLAR O G B M A Y AV P 1. Başakşehir 34 20 9 5 65 34 31 69 2. Trabzonspor 34 18 11 5 76 42 34 65 3. Beşiktaş 34 19 5 10 59 40 19 62 4. Sivasspor 34 17 9 8 55 38 17 60 5. Alanyaspor 34 16 9 9 61 37 24 57 6. Galatasaray 34 15 11 8 55 37 18 56 7. Fenerbahçe 34 15 8 11 58 46 12 53 8. Gaziantep 34 11 13 10 49 50 -1 46 9. Antalyaspor 34 11 12 11 41 52 -11 45 10. Kasımpaşa 34 12 7 15 53 58 -5 43 11. Göztepe 34 11 9 14 44 49 -5 42 12. Konyaspor 34 8 12 14 36 52 -16 36 13. G.Birliği 34 9 9 16 39 56 -17 36 14. Denizlispor 34 9 8 17 31 48 -17 35 15. Çaykur Rize 34 10 5 19 38 57 -19 35 16. Y.Malatya 34 8 8 18 44 51 -7 32 17. Ankaragücü 34 7 11 16 31 56 -25 32 18. Kayserispor 34 8 8 18 40 72 -32 32


Bayramınız

Mübarek Olsun

“Avustralya İslam Konseyleri Federasyonu olarak başta değerli Türk toplumu olmak üzere Avustralya’daki tüm Müslümanların bayramını kutlar, bütün insanlık için mutluluk, huzur, hayırlarla dolu, bugünlerden daha güzel yarınlar dileriz.” AFIC Başkanı Dr. Rateb Jneid


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.