Futbol bu kez sele kapıldı
T
11 AUGUST 2020
ONLARIN FILLERI VARSA bizim de oklarımız var!
rkısh NEWS PRESS
n Türk toplumunun gururu ve Kovid-19’dan dolayı aylar sonra top başı yapan Auburn FC’nin maçları bu kez aşırı yağmura takıldı.
26
SIZIN SÖZÜNÜZ
l www.turkishnewspress.com.au
VAKALAR DÜŞÜYOR KORONAVIRÜS’E KARŞI ALINAN SIKI TEDBIRLER SONUÇ VERIYOR
SESİ
info@turkishnewspress.com.au 1300 917 566
. . T rkıye’nın
TÜRK OKÇULUĞU YAZI DIZISI Sayfa 25’te
RADYOSU
SYDNEY DIGITAL 985
MELBOURNE NORTH
SAAT 5-6 ARASI
SAAT 5-6 ARASI
FM 98.9 HAFTANIN 7 GÜNÜ WEST HER ÇARŞAMBA
H NEWS IN ENGLIS
7/10/11/12/17/27
Courtesy visit from MP Fiona Martin to MUSIAD n Federal Member for Reid, Fiona Martin MP has met with MUSIAD Sydney board members at Burwood’s Sahara Restaurant and briefed them about a wide range of topics, including the government’s response to the COVID-19 crisis.
7
TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY
IBRAHIM KALIN
Turkey in Africa
Türkiye, sarsılan Lübnan’da yara sardı
Kovid-19’da 2. dalgayı yaşayan Avustralya, başta Victoria’nın başkenti Melbourne olmak üzere aldığı sıkı önlemlerle vakaları düşürmeyi başardı. Günlerdir 400’ün üzerinde seyreden vaka sayısı nihayet 337’ye düştü.
A
vustralya’da yeni tip koronavirüse yakalananların sayısında düşüş kaydedilirken, salgında edeta ikinci dalgayı yaşayan Victoria Eyaletinin Başbakanı Daniel Andrews, uygulanan sıkı kısıtlamalarla çok mesafe kat edildiğini söyledi. Son 24 saatte Victoria eyaletinde 322, Yeni Güney Galler’de 14 ve Queensland eyaletinde 1 kişinin daha virüse yakalanmasıyla yeni vakaların 337’de kalması umutları artırdı...
3
11
HABERLERI 8,16,22’DE
Emeklilik ile ilgili her şey... MURAT ÖZDAMAR’IN YAZISI 13’TE
Haftanın kitabı Kontrbas ZEYNEP DOKTOROĞLU’NUN YAZISI 5’TE
Tam sayfa bulmaca keyfi GAZETEMIZE ÖZEL
Victoria’da seçmene kayıt çağrısı EYALET DUYURUSU 2’DE
>24. Sayfa
VICTORIA SAKINLERI
BELEDIYE SEÇIMLERINE KAYIT YAPTIRMAYA ÇAĞRILIYOR
√ VEC, koronavirüs (COVID-19) salgınının olağanüstü koşullarında seçimlerin güvenli olmasına hazırlanıyor. Oy kullanabilen tüm sakinler ve vergi mükellefleri, bu ekim ayında Victoria genelinde yapılacak yerel belediye seçimlerinde oy kullanabilmek için 28 Ağustos Cuma günü saat 16.00’ya kadar kayıtlarını kontrol etmelidir. √ Seçim Komisyonu Üyesi Warwick Gately, kayıt süresi dolmadan bir çağrı yaptı: “18 yaşına basan ve Victoria eyaletinde bir belediyede yaşayan veya vergi ödeyen herkesin kayıt yaptırmasını ve yerel belediyesinin geleceğinde söz sahibi olmasını istiyoruz.” √ Yakın zamanda 18 yaşına basan veya adres değiştiren Avustralya vatandaşları vec.vic.gov.au/enrolment adresinden kayıt yaptırabilir veya bilgilerini değiştirebilir. √ Eyaletin seçim kütüğünde mevcut adresiyle kayıtlı herkes bu seçimlerde otomatik olarak kayıtlı sayılır. Ayrıca ilgili belediyelerde yaşamayan fakat vergi ödeyen ev sahipleri, kiracılar, şirket adayları ve Avustralya vatandaşı olmayan kişiler için de ayrı kayıt kategorileri bulunmaktadır. √ 2020 Victoria Yerel Belediye Seçimleri, eyaletin en büyük tek seçim programı olacaktır ve 76 belediye genelindeki seçimlere 2.000’in üzerinde adayla 4.5 milyon seçmenin katılması beklenmektedir. √ Casey Belediyesi, Whittlesea Belediyesi ve South Gippsland Bölgesi Belediyesi bu ekim ayında genel seçim yapmayacaktır. √ Kayıtla ilgili daha fazla bilgi için 1300 805 478 numaralı telefonu arayabilir veya vec.vic.gov.au adresine gidebilirsiniz. Seçmenler ayrıca kısa mesaj ve e-posta ile önemli seçim uyarılarını almak için ücretsiz VoterAlert (Seçmen Uyarı) hizmetine kaydolabilir.
AVUSTRALYA
R E L R I B TED UÇ N O S ERIYOR! V
T
rkısh NEWS PRESS
A
3
YAŞAM KOÇUNUZ
TANYELİ İLE BİZ BİZE
cagritanyeli@icloud.com
Bir tatil hayali kurun içinde masmavi denizler olsun...
M
Vaka sayıları ilk kez azaldı Kovid-19’da adeta 2. dalgayı yaşayan Avustralya, başta Victoria eyaletinin başkenti Melbourne olmak üzere aldığı sıkı önlemlerle vakaları düşürmeyi başardı. Günlük vaka sayısı 400’ün altına inerek 337 olarak gerçekleşirken, toplam sayı ise 21 bin 407’ye yükseldi.
vustralya’da yeni tip koronavirüse yakalananların sayısında düşüş kaydedilirken, virüsün yayılmaya başlamasından itibaren bir günde ilk kez 19 Avustralyalı hayatını kaybetti. Kovid-19 salgının en fazla etkili olduğu Victoria eyaletinde 17 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, son 24 saatte eyaletteki can kaybının ilk kez 19’a çıkması, Avustralya’da bir günde virüsten en fazla ölümün yaşanmasına neden oldu. Victoria eyaletinde 322, Yeni Güney Galler’de (NSW) 14 ve Queensland eyaletinde bir kişinin daha virüse yakalanmasıyla yeni vaka sayılarının 337’de kalması, bir haftadır 400’ün üzerinde seyreden günlük vaka sayılarındaki düşüşü gösterdi. GÜNLÜK REKOR ÖLÜM Victoria Eyalet Başbakanı Daniel Andrews, başkent Melbourne’da düzenlediği basın toplantısında günlük vaka sayılarındaki düşüşe rağmen, bir günde 19 kişiyi kaybetmesinin üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi. Hayatını kaybedenlerin alilerine başsağlığı dileklerini gönderen Andrews, eyalette uygulanan sıkı kısıtlamalarla çok mesafe kat edildiğini ancak ihtiyaç duydukları başarıyı henüz elde edemediklerini söyledi. BİRAZ DAHA SABIR Yürürlükteki üçüncü ve dördüncü kategorideki tedbirlerle iyi sonuç elde
11 Agustos 2020 ğ
edeceklerine inandıklarını dile getiren Andrews, “Rakamlarda bir miktar istikrar sağladı ama (eyaleti) yeniden açabilmemiz için rakamları aşağı çekmeliyiz.” ifadelerini kullandı. 4. KATEGORİ FELAKET Kovid-19 vakaları ve can kayıplarında artış yaşanması üzerine geçtiğimiz hafta Victoria eyaletinde ‘‘felaket durumu’’ ilan edilmiş ve eyaletin başkenti Melbourne’deki yasaklar üçüncü aşamadan 4. kategoriye yükseltilerek 20.00-05.00 saatlerinde sokağa yasağı yürürlüğe konmuştu. 4 milyon 856 binden fazla testin sonuçlarına göre virüse yakalanan 21 bin 407 kişiden, 11 bin 869’u sağlığına kavuşurken, 314 Avustralyalı hayatını kaybetti. Yaklaşık 9 bin aktif vakanın bulunduğu Avustralya’da 51’i yoğun bakımda olmak üzere 658 kişi çeşitli hastanelerde tedavi görüyor. YENI ZELANDA’DA VAKA YOK Öte yandan, toplum içinde Kovid-19 vakası görülmeden 101’inci günü geride bırakan Yeni Zelanda’daki testlerde, 5 gündür virüse rastlanılmadığı açıklandı. Sağlık Bakanlığı, karantina altındaki 2 kişinin daha iyileşmesiyle ülkedeki aktif vaka sayısının 21’e düştüğü duyurdu. Aldığı sıkı tedbirlerle virüsün toplum içindeki yayılmasını sıfırlamayı başaran ülkede, virüse yakalanan 1569 kişiden 22’si hayatını kaybetmişti.
erhaba Sevgili okurlarım, bu hafta hepimiz için güzel bir tatil diliyorum... Nerden çıktı tatil demeyin, dünyanın birçok yerinde sınırlar kapalıyken, bu koronavirüs havada, karada peşimize düşmüşken, sizi bilmem ama bizim eve sınırlar kapalı.. Dünya normale dönünce, evime dönebileceğim inşallah. Her şeyin düzeldiğini hayal etmekten ve düzelmesi için dua etmekten vazgeçmeyeceğim. Neyse, uzun lafın kısası, hayal etmek bedava:) Tatil dediysem, tatil gibi bir tatil hayal ediyorum. Zihnimizi meşgul eden her şeye bir ara, bütün işlere küçük bir mola verip, biraz olsun NEFES alma TATİL yapma zamanı... Haydi bakalım, yola çıkmaya hazır mısınız, var mısınız tatil hayalini kurmaya?.. Gözünü kapat, derin bir nefes al ve derin denizlere dalar gibi tatil hayaline dal... Öncelikle nereye gideceğimize karar verelim. Düşünün uçak biletimizi almışız TÜRKİYE’M CENNETİMİZE uçuyoruz. Bu zengin coğrafyamızda o kadar güzel yerler var ki... Denizi, güneşi, yeşili bol güzel yörelerini hayal etsek bile bize en güzel motivasyon. Bir değil, bin yöremiz var. Bağlarımız bahçelerimiz var. Dağlarımız, nehirlerimiz var. Göllerimiz, çayırımız çimenimiz. Masmavi engin denizlerimiz, boylu boyunca kumsallarımız var. Alah için selamını, Allah için kelamını, vicdanlı, hoşgörülü insanlarıyla aynı yerde nefes alıyoruz. Gök kubbeye yükselen minarelerimiz ruhumuzun şifası ezanımız var. En büyük devayı, şifayı toprağımıza vermiş Yaradan. Ege’de, Marmara’da boylu boyunca sevgiyi, barışı simgeleyen zeytin ağaçlarımız... Akdeniz’e gitsek narenciye, Orta Anadolu’da mis kokan, hücrelerimize şifa ıhlamur ağaçlarımız... Bu tatil hayali ailemle deniz, kum ve güneşti... Yola çıkınca bizim hayal değil, coğrafi konum toprak zenginliklerimizin gerçekliği ile yüzleşiyor insan. Fazla motive oldum, gitmiş o ağaçlarımızı koklamış kadar oldum gerçekten. Gelin biz yaz tatili için masmavi engin bir deniz olan bir
yeri seçelim. Ben kalabalık yerler istemiyorum, bu yaşta, bu başta, bana en güzel tatil sakin yerler... Sizi bilmem ama sakin, az insan, öz insan kalabalıklar tatil değil, bende stres yapıyor. Mesela, Bodrum’da en güzel köyünde evim... Ben sonbaharda gitmek isterim, yazın ortası, çok kalabalık evden çıkmak istemiyor insan. Avustralya’dan gidiyoruz bir tekne tutalım mı?
Güzel büyük, rahat konforlu bir tekne, en az 8 kamarası olsun:) Ben ailemle en son 2017’de gidebilmiş ve 15 günlük mavi tur yapmıştım, aile değil sülalece yapmıştık desem doğrudur. Yeşil harika yelkenli bir tekneydi, gemi mi desem bilemedim... O kadar muhteşem büyük tekneydi, hadi gelin bu tekneyle çıkalım. Ben kararımı verdim aynı rotadan ilerliyorum. Sizi bilmem stres yönetimi ustası olarak ailemizi sevdiklerimizi alıp iki hafta zihnimizin gürültüsünden, üzüldüğümüz her şeyden biraz ara, mis gibi hava, deniz yolu iyidir. GÖKOVA’ya, hatta AKYAKA’ya oradan MARMARİS, DATÇA, FETHİYE yapalım yine... Her yerde en az 3 gün kalalım, 15 gün bana az bile geldi:( Sevgili okurlarım, bu zor günler, içimizi karartan bizleri kahır eden haberler de elbet bir gün bitecek. O zamana kadar siz siz olun, zihinsel ve duygusal dünyanızı sağlıklı tutmak adına, aşırıya kaçmadan, hayata karşı kendinizi bitkin, bıkkın hissetme durumuna gelmeden, sizi motive edecek, zihninizi huzura erdirecek hayaller kurun bedavaya:) Hayallerinizi defterinize yazın. Belli mi olur, yine bir yaz günü sınırlar açılır düşeriz yollara... Haftaya yazılarda kavuşuncaya dek Sağlıkla, Sevgiyle ve Hoşça kalın!
INDIRIMLI FIYATLARIMIZ
11 AĞUSTOS-18 AĞUSTOS 2020 TARIHLERI ARASI GEÇERLIDIR 99 c
99 c
Doğanay Acı/Tatlı Şalgam (1 lt)
$ 9.99 Uludağ Efsane (24’lü kutu)
ETI Krakerler (120 gr)
3 PAKET
$ 14.99 Yonca Ayçiçek Yağı (5 lt)
$ 3.99 Gürsoy Fındık Ezmesi (400 gr)
I
99 c ETI Cicibi Biscuits (172 gr)
$ 11.99 Ömür Beyaz Peynir (1.5 kg)
$ 5.99 Royles Çamaşır Suyu (5 lt)
99 c Dimes Apple Juice (1 lt)
www.facebook.com/gimasupermarket
31-35 Queen St, Auburn NSW Ph: 02 9749 4588 Fax: 02 9749 4599
T
AVUSTRALYA
rkısh NEWS PRESS
Suikastçı sineklere Marvel
B
NUŞAN TÜRKÇE KO IMIZ ELEMANL AR ADIR T BULUNMAK
5
HAFTANIN KITABI
ZEYNEP DOKTOROĞLU
karakterlerinin adları verildi ilimsel araştırmalardan sorumlu olan Avustralya federal devlet kurumu CSIRO, bu yıl 165 hayvan türüne bilimsel adlarını verdi. Bunlar arasında yeni keşfedilenler olduğu kadar daha önce isim konmayanlar da yer aldı. Bu hayvanlar arasındaki 5 suikastçı sinekse adlarını Marvel evrenindeki süper kahramanlardan ve kötü karakterlerden aldı. THOR Bunlardan birine Marvel filmlerinde Chris Hemsworth’un canlandırdığı İskandinav mitolojisindeki gök gürültüsü ve fırtına tanrısı Thor’un adı verildi. Latince Daptolestes bronteflavus adlı sineğin Türkçe çevirisi “Sarışın gök gürültüsü” şeklinde. Sineğin yüzü, anteni ve gövdesindeki altın renkli ve açık kahverengi benekler, Thor karakterinin sarı saçları ve giysisindeki altın renkli işlemeleri anımsatıyor. LOKI Bir diğer suikastçı sineğeyse Marvel filmlerinde Tom Hiddleston’ın canlan-
11 Agustos 2020 ğ
zeyneep1995@hotmail.com
“Okuma, alışkanlıkların en asilidir.“ (Antoine Albalat)
S MELBOURNE dırdığı, İskandinav mitolojisinde çevirdiği entrikalarla meşhur kötülük tanrısı Loki’nin ALİ adı verildi. KURT KARA DUL Daptolestes illusiolautus adı Türkçe’de “zarif aldatmaca” anlamına geliyor. Daptolestes feminategus adlı suikastçı sinek de adını Marvel evrenindeki Kara Dul adlı karakterden aldı. Latince isim, Türkçe’ye “deri kıyafet giyen kadın” şeklinde çevrilebilir. Marvel filmlerinde Scarlett Johansson’ın canlandırdığı karakter de deri kıyafet giyiyordu.
DEADPOOL Marvel evreninin en sıradışı ve esprili karakterlerinden Deadpool’un adı da hem karakterin giydiği maskedekine benzer şekiller hem de renklerinin Deadpool’un kırmızı ve siyah renkli giysisiyle benzerliği nedeniyle sineklerden birine verilen isimler arasında yer aldı. STAN LEE Son olarak Marvel çizgi romanlarının yapımcılarından Stan Lee’in adı da Daptolestes leei adlı sineğe verildi. Sineğin yüz şeklinin Lee’nin alametifarikası güneş gözlükleri ve beyaz bıyığını andırması nedeniyle bu ad tercih edildi.
Kontrbas
evgili kitapseverler, bu haftaki eserimiz bir müzisyenin, müzik aleti ile arasında geçen tek taraflı diyaloğu sizleri apayrı düşüncelere sürükleyecek... Patrick Süskind 1949 yılında Almanya’nın Ambach şehrinde doğmuş bir yazardır. Babası Wilhelm Emanuel Süskind de bir yazardı ve Patrick yine babası gibi üniversitede de tarih eğitimi aldı. Toplamda bilinen 6 eseri olan Süskind, bunun yanı sıra birçok yazı işleri, düzeltmenlik ve televizyon senaryoları da yazmaktadır. 1981 yılında çıkardığı ‘Kontrbas’ adlı monologu bir kontrbascının öyküsünü anlatıyor. Kontrbas, cüssesiyle doğru orantılı olarak, müzisyenin evinde ve yaşamında büyük bir yer işgal ediyor. Müzisyenin hem dostu hem düş-
manı; ne ondan kopabiliyor ne de onunla yaşayabiliyor. Önceden, kontrbassız bir orkestranın düşünülemeyeceğini belirterek onu yüceltirken, monolog ilerledikçe, kontrbasa duyduğu nefret ortaya çıkıyor. Müzisyene göre bu enstrüman hep arka planda kalmaya mahkum, bu nedenle de çalanı da arka planda bırakıyor. Süskind’in sanatsal üretkenlik ile memuriyet kalıpları arasındaki çelişkiyi, hayatı zorlaştıran “ne onunla ne onsuz” yaşamları şakayla ve incelikle işlediği Kontrbas, okuyucular için oldukça sürükleyici bir kitap olacaktır. “Müzik insani bir şeydir. Politikanın, dünyada olup bitenin ötesinde bir şey. Bütün insanlığa özgü bir şey diyebilirim, insan ruhunu ve insan beynini oluşturan bir temel unsur.”
6
11 Agustos 2020 ğ
E T K I F I PAS I B I G I M FIL N O Y S A OPER
T
rkısh NEWS PRESS
KUMSALA SOS
YAZIP KURTULDULAR
P
Pasifikteki kayıp denizciler, kumsala yazdıkları ‘‘SOS’’ mesajı sayesinde ölümden döndü. Pulap adasına gitmek üzere tekneyle denize açılan ve haber alınamayan 3 denizci, 190 kilometre uzaklıktaki ıssız bir adada Avustralya ve ABD uçakları tarafından farkedilmesi sonucu kurtarıldı.
asifik Okyanusu’ndaki Mikronezya Federal Devletleri’nin Pulawat atolundan 43 kilometre mesafedeki Pulap adasına gitmek üzere 30 Temmuz’da tekneyle denize açılan ve kendilerinden haber alınamayan 3 denizci, 190 kilometre uzaklıktaki ıssız bir adada bulundu. KUMSALDAKİ YAZI Avustralya Savunma Kuvvetlerinden (ADF) yapılan açıklamaya göre, bölgede devriye uçuşu yapan Avustralya ve ABD uçakları, yerleşim bulunmayan ıssız Pikelot adasında kumsala yazılan ve “uluslararası yardım çağrısı” olarak kullanılan dev “SOS” yazısını fark etti. Yazının, Mikronezya’nın Pulawat atolundan tekneyle yaklaşık 43 kilometre uzaklıktaki Pulap adasına ulaşmak üzere 30 Temmuz’da yola çıktıktan sonra bir daha haber alınamayan denizciler tarafından yazıldığı
belirlendi. ABD Sahil Güvenlik birimlerinin bulunduğu Guam’daki Ortak Kurtarma Alt Merkezinden yapılan çağrı üzerine Hawaii’deki tatbikatlardan dönen Avustralya Donanmasına ait Canberra adlı askeri gemi bölgeye hareket ederek kurtarma operasyonuna katıldı. İMDADA YETİŞTİLER Adaya inen Avustralya Hava Kuvvetlerine bağlı askeri helikopterdeki görevliler
tarafından kimlikleri tespit edilen 3 erkek denizciye yiyecek ve içecek su verildiği belirtildi. Pulawat’tan denize açıldıktan sonra rotalarından çıktıklarını ve yakıtlarının bittiğini anlatan denizcilerin sağlıklı olarak bulundukları Pikolat adası, ilk hareket ettikleri noktadan 190 kilometre uzaklıkta yer alıyor. HERKESİ KURTARIRIZ Canberra gemisinin komutanı Yüzbaşı Terry Morrison, kurtarma operasyonuna ilişkin yaptığı açıklamada, “Dünyanın neresinde olursak olalım denizde yaşam güvenliğine katkıda bulunma yükümlülüğümüzü yerine getirdiğimiz için gemideki herkesin tepkisi ve profesyonelliği ile gurur duyuyorum.” ifadelerini kullandı. Kaybolmalarından yaklaşık 3 gün sonra kurtarılan denizcilerin, Mikronezya’dan gönderilen devriye gemisi aracılığıyla ülkelerine gönderildiği bildirildi.
AVUSTRALYA
Okan Canbolat’ın “babalık” sevinci
S
anat yaşamını Melbourne’da sürdüren Türk Sanatçı Okan Canbolat, baba oldu. 2016 yılında Deniz Canbolat ile evlenen ünlü sanatçı, Kurban Bayramında dünyaya gelen erkek çocukları ile çifte bayram yaşamış oldu. Oğluna kayınbabasının adı olan Ali ismi veren Canbolat, bebeği ile çektirdiği fotoğrafını sosyal medyada paylaşarak tebrik ve dua mesajlarına teşekkür etti. 5 yıldır Avustralya’da yaşayan sanatçının hayatı ile ilgili yapılan belgesel yakında ATV AVRUPA ekranlarından izleyicilere ulaşacak. > ALI KURT / MELBOURNE
T
rkısh NEWS PRESS
Year: 3 Volume: 117
President Yüksel Çifçi
Newspaper Editors Adem Talic, Sibel Örnek, Sinem Taslak, Tanyeli, Ümit Uyar, Davut Kılıç, Ali Kurt Page Layout & Design Necmettin Öksüz
Page Editors Ali Haydar (Diyanet), Hakan Aslan (Fishing&Sport), Recep Ağar (Sport&Recreations), Cem Birben (Sports), Fatma Gençtürk (Meals&Recipes), Op. Dr. Haydar Özcan, Dr. Hilal Çoruhlu (Medical&Health), Cemil Uyanık (Distribution) Melbourne Team Murat Gümüş (General Manager), Furkan Boyacı, Sabahaddin Kayıkçı (Distribution), Ömer Boyacı (Youth&Sport), Zeynep Doktoroğlu, Emre Boyacı, Şaban Han, Murat Şirin, Salim Boyacı, Evlaa Han, Ayşe Han, Elif Sele, Hilal Kırmızı, Elif Aydın (Editors) Brisbane Team Dr. Said Erdem, Ömer Akdeniz, Metin Uyanık (Editors) Western Australia Mehmet Kırmızıoğlan, Gürhan Candemir, Hamza Serin, Harun Parlak, Hasan Mulla
South Australia Mustafa Ergül Turkey Necmettin Aksoy, Ardi Ocgu, İbrahim Kalın, Mehmet Çelik, Murat Özdamar, Mehmet Güler IT Grup Erol Gülçinay, Adem Talic, Hakan Evecik, Soner Çoruhlu
TURKISH MEDIA SYDNEY RADIO TEAM Monday: Fatma Gençtürk, Bilge Başafacan, Cihan Bibinoğlu Tuesday: Ergül Uybadın, Derya Sekmen, Hülya Boz, Büşra Erkan, Tuğçe Uybadın, Kübra Erdinç Wednesday: Serkan Uyanık, Halil Yılmaz Thursday: Osman Boyacı ve Diyanet Hocalarımız Friday: Tanyeli, Serkan Uyanık, Barış Cengiz Saturday: Sülhan Yılmaz, Gülten Akbar, Bülent Arıkan, Mücahid Gelöz, Vahit Erzor, Yasin Köksal, Tuğçe Köksal, Ahmet Kele, Azra Vejzovic Sunday: Kübra Erdinç, Muhammed Köksal, Cem Birben, Zafer Uyanık, Ataberk Birben
TURKISH MEDIA MELBOURNE RADIO TEAM Wednesday: Murat Şirin, Ümit Uyar, Elif Aydın, Elif Sele, Zeynep Doktoroğlu, Salim Boyacı, Adem Talic
Advertisements Sydney (Türker Demiryürek): 0426 982 050 Melbourne (Ümit Uyar): 0481 136 901 Brisbane (Türker Demiryürek): 0426 982 050 Western Australia (Mehmet Kırmızıoğlan): 0401 556 500 South Australia: 0426 982 050 Canberra: 0433 162 655 Sydney Office: Unit 2-92 Bryant St Padstow NSW 2211 Phone: 1300 917 566 Fax: 612 9774 8650 E-mail: info@turkishnewspress.com.au
www.turkishnewspress.com.au
AVUSTRALYA
T
rkısh NEWS PRESS
11 Agustos 2020 ğ
7
Türkiye aşığı vekilden MÜSİAD’a nezaket ziyareti
M
MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri ve Turkish Media ailesiyle otantik Türk restorantında sosyal mesafe kurallarına göre buluşan Federal Milletvekili Dr. Fiona Martin’e, MÜSİAD Sydney Başkanı Hasan Gençtürk hediye takdim etti. ÜSIAD Sydney Yönetim Kurulu Üyeleri, Reid bölgesi hükümet kanadından Federal Milletvekili Dr. Fiona Martin’le yemekli bir toplantıda bir araya geldi. Toplantıyı, Avustralya-Türk toplumu üyelerinden ve Liberal parti adına Blaxland bölgesinde 2019 seçimlerinde çok başarılı bir kampanya yürüterek İşçi Partisine karşı ulusal ortalamanın üzerinde bir başarı yakalayan Öz Güney organize etti. BAŞARILI SİYASETÇİ Güney ve Dr. Martin seçim kampanyası sırasında omuz omuza mücadele etmiş ve yakın bir dostluk kurmuşlar. Türk toplumunun yakın dostu eski Bakan Craig Laundy’nin siyasetten emekliye ayrılmasını
takiben yıllardır ara verdiği politikaya dönme kararı alan Dr. Martin, 4 çocuk annesi ve başarılı bir iş kadını. TÜRK YEMEKLERİ VE İZMİR HAYRANI Toplantı sırasında hükümetin özellikle COVID-19 krizi ile mücadele konusunda ortaya koyduğu çalışmalarla ilgili katılımcılara bilgi veren Martin, siyasette kendisine rol modeli olarak aldığı Dışişleri Bakanı Marise Payne ile zaman zaman Burwood Sahara Restorant’ta çok sevdikleri Türk yemeklerini yemek için bir araya geldiklerini söyledi. Gençken Türkiye’yi ziyaret ettiğini anlatan Martin, özellikle İzmir’e hayran kaldığını anlattı.
GENÇTÜRK, TİCARİ İLİŞKİ RAPORUNU VERDİ Toplantı sırasında MÜSİAD Sydney Yönetim Kurulu Üyeleri Martin’i toplumu ilgilendiren çeşitli konular hakkında bilgilendirirken, MÜSİAD Sydney Başkanı Hasan Gençtürk, kendisine parlamento komisyonuna Türkiye ile ikili ticari ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin sundukları raporun bir kopyasını takdim etti. Burwood Sahara Restorant’ın ev sahipliğinde yapılan toplantıya MÜSIAD Sydney Başkanı Hasan Gençtürk, Turkish Media Başkanı Yüksel Çifçi, ATAA Direktörü Hakan Evecek ve diğer yetkililer katıldı. > ENDS
n Federal Member for Reid, Fiona Martin MP has met with MUSIAD Sydney board members at Burwood’s Sahara Restaurant and briefed them about a wide range of topics, including the government’s response to the COVID-19 crisis. Liberal party member and former candidate for federal division of Blaxland, Oz Guney, whose campaign against the incumbent Jason Clare saw an above-national average historic swing against ALP in the seat, organised the gathering. Guney and Martin ran their election campaigns shoulder to shoulder in 2019, becoming close friends during the period. Martin replaced Craig Laundy as the LNP candidate for the seat, after Mr Laundy’s retirement from politics. MUSIAD Sydney President Hasan Gencturk, Turkish News Press President Yuksel Cifci, Director for the Australian Turkish Advocacy Alliance Hakan Evecek and other prominent people from the community were present during the lunch event. While Martin introduced herself to the group and set out her government’s priorities, participants of the meeting briefed the new MP about issues affecting the AustralianTurkish community and the community’s priorities. A mother of four and a successful businesswoman in clinical psychology, Dr. Martin resumed her career in politics only recently to advocate for better mental care for Australians. She sits in a number of committees inquiring about NDIS, Australian Family Law System and Health, Aged Care and Sport. Dr. Martin told the group that her mentor and role model in politics was Minister for Foreign Affairs, Marise Payne, and both Payne and Martin loved eating Turkish food whenever they could. Dr. Martin visited Turkey when young, and fell in love with İzmir. During the meeting, MUSIAD Sydney President Hasan Gencturk presented the MP with a copy of MUSIAD Sydney’s submission to the Joint Parliamentary Committee Inquiry into Diversification of Australia’s Trade Markets, and underlined the potential benefits of growing bi-lateral trade relations with Turkey for Australia.
8
T
11 Agustos 2020 ğ
TÜRK STK’LAR SEFERBER OLDU
rkısh NEWS PRESS
.
TÜRKIYE
Türk halkı, kardeş Lübnan’ın yanında 163 kişinin öldüğü patlamayla sarsılan Beyrut’u ziyaret eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Beyrut Limanı yeniden açılıncaya kadar Mersin ve İskenderun limanlarımızın Lübnan’ın hizmetinde olacağını ifade ettik. Ayrıca tüm hastanelerimiz ve tüm hava ambulanslarımız Lübnan’ın hizmetindedir. Beyrut’un yeniden inşaası için de hazırız” dedi.
Yaralı Beyrut’a
yardım eli uzattık
başkentinde yaraların sarılması L übnanın için çalışmalarını sürdüren Türk Kızılay, felaket bölgesi ilan edilen kentteki ihtiyaçlar
için “Beyrut Yaralı, Uzat Elini” çağrısıyla insani yardım kampanyası başlattı. Patlamanın ardından bölgeye yardım ekibi gönderen Kızılay, kampanya da başlattı. “Beyrut Yaralı, Uzat Elini” kampanyasına “www.kizilay.org.tr” web adresinden, 168 çağrı merkezinden ve SMS ile 2868’e “YARDIM” yazıp göndererek mesaj başına 10 TL ile destek olunabiliyor. Afete müdahale kapsamında, Türkiye’den şu ana kadar Lübnan Kızılhaçına bağışlanmak üzere kan torbası, cerrahi maske, koruyucu tulum, koruyucu gözlük, eldiven ve gıda kolisinden oluşan acil ihtiyaç malzemeleri sevk edildi. GÜN DAYANIŞMA GÜNÜ İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, bölgedeki 3 bin 700 kişiye acil yardım ulaştırdı. İHH, yardımın yanı sıra hem arama kurtarma hem de enkazların kaldırılmasında büyük görevler üstlendi. Vakıf yetkilisi Bilal Gündoğdu, “Kriz bitene kadar Lübnan halkının yanında olacağız” dedi. Deniz Feneri Derneği de Lübnan halkına yardım için harekete geçti. Patlamanın ardından evsiz kalan mağdurlar için gıda yardımları başlatılırken, temiz içme suyu ve ekmek dağıtımı da yapıldı.
YÜZDE 100 YERLI VE MILLI
Dünyanın ilk teknolojik kepçesini Türkiye yaptı TÜBITAK Yerleşkesi’nde geliştirilen G ebze Hidromek HICON 7W elektrikli yerli
ve milli ekskavatörü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle görücüye çıktı. Aracı inceleyerek bir süre kullanan Başkan Erdoğan, hayırlı olmasını dileyerek, “Şu anda satışları hızlandırmamız lazım. Gerek içeride gerek de dışarıda. Bundan sonra bu işin pazarlamasına varım” dedi. Kendi kategorisinde dünyanın lastik tekerlekli ilk elektrikli iş makinesi olan HICON 7W, akıllı, ekonomik ve çevre dostu bir elektrikli şehir ekskavatörü olarak geliştirildi. Tek şarjla 8 saat kullanım sağlayacak olan HICON 7W, yüzde 100 elektrikle çalışıyor.
E OKTAY V LU Ğ O Ş U V ÇA ACININNDE TI BAŞKEN
L
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte patlamanın yaşandığı Beyrut Limanı’nda incelemelerde bulunan Fuat Oktay, “Gördük ki Lübnan’da Türkiye’nin, Türk milletinin, Türk halkının apayrı bir yeri var, gönülden gönüle bir dostluğumuzun olduğunu gördük” dedi.
übnan’ın Başkenti Beyrut’ta 4 Ağustos günü yaşanan ve 163 kişinin öldüğü, 6 binden fazla kişinin yaralandığı elim patlamadan sonra kardeş ülkeye sahra hastanesi ve arama kurtarma ekiplerinin yanı sıra 400 tonluk gıda gönderen Türkiye, üst düzey iki isimle Lübnan’a çıkarma yaptı... ACIYA MERHEM OLDU Fransa lideri Macron’un siyasi projeler ve şov amaçlı ziyaretinden sonra gerçekleşen Türk ziyareti, Lübnan’da yankı buldu. Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Avn, Başbakan Hasan Diyab ve Meclis Başkanı Nebih Berri ile görüşen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye-Lübnan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı, AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş ve Türkiye’nin Beyrut Büyükelçisi Hakan Çakıl eşlik etti. Başkan Erdoğan’ın ve Türk milletinin, Lübnan Cumhurbaşkanı, devleti ve halkına başsağlığı dileklerini iletmek üzere bu ziyareti gerçekleştirdiklerini vurgulayan Oktay, “Başınız sağ olsun, geçmiş olsun” dedi. HER YARDIMA HAZIRIZ Lübnan’a ilk andan itibaren Türkiye’nin geniş bir arama kurtarma ekibi gönderdiğini vurgulayan Oktay, bu ekibin Beyrut Limanı’nda halen çalışmalarına devam ettiğini hatırlattı. “İki sahra hastanemizle, sağlık ekiplerimizle, TİKA’nın yaklaşık 400 tonluk yardımlarıyla, AFAD’ın, Türk Kızılay’ın ve sivil toplum kuruluşlarının yardımlarıyla Lübnan’da olduk” diyen Oktay, şunları aktardı: “Heyetimizle gelirken de yine uçağımızda tıbbi malzemeler ve
solunum cihazlarıyla geldik ve şu anda onları yetkililere teslim ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanına ve Lübnan halkına geçmiş olsun, başsağlığı dileklerimizi ilettik. İlave ne tür desteklerde bulunabileceğimizle ilgili tekliflerimizi de ilettik. Daha fazla gıda yardımına, tıbbi yardıma hazır olduğumuzu, buna devam edeceğimizi ilettik.” LÜBNAN’IN YANINDAYIZ Türkiye’nin sonuna kadar Lübnan halkının yanında olacağını belirten Oktay, şöyle devam etti: “Lübnan’ın ticari faaliyetlerinin devam ettiği Beyrut Limanı tekrar ayağa kaldırılıncaya kadar Mersin Limanı’mızın ve İskenderun Limanı’mızın Lübnan’ın hizmetinde olacağını, büyük ölçekli ticari faaliyetlerde, hem gümrükleme hem de depolama faaliyetlerinde Lübnan’ın hizmetinde olacağını, malzemelerin sonrasında oradan buraya daha küçük gemilerle ve ulaşım araçlarıyla taşınabileceğini, bunun için hazır olduğumuzu ifade ettik. Türkiye’nin tüm hastaneleri
ve tüm hava ambulansları Lübnan’ın hizmetindedir. ” ‘ERDOĞAN’ SEVGİSİ Öte yanda, Oktay ve Çavuşoğlu, Beyrut’ta ziyaretlerden sonra Türkler ve Türk sevdalısı Lübnanlılarla biraraya geldi. Çavuşoğlu ve Oktay’ı karşılayan Lübnanlılar, “Erdoğan” ve “Türkiye” sloganları attı. Yoğun sevgi gösterileri sonrası konuşan Oktay, “Biz biriz, kardeşiz, beraberiz, bir aileyiz, bir ailenin uzuvları gibiyiz. Hiç kimse ama hiç kimse bu uzuvlardan herhangi birini diğerinden ayıramaz. Bizi de birbirimizden hiç kimse ayıramayacak” dedi. “TÜR’KÜM” DİYEN HERKESE Çavuşoğlu da, “Lübnan’da ve dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın, Türklerin ve Türkmenlerin sonuna kadar yanındayız. ‘Ben Türk’üm, Türkmen’im’ deyip de vatandaşlığı olmayan, vatandaşlık almak isteyen kardeşlerimize de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını vereceğiz” diye konuştu.
T
.
TÜRKIYE
rkısh NEWS PRESS
11 Agustos 2020 ğ
9
ESKİ BAKAN NURETTİN CANİKLİ:
Döviz üzerinden bize operasyon çekemezler A
Ayasofya’danjı a Akdeniz mes
YUNAN-MISIR
ANLAŞMASI YOK
HÜKMÜNDE
MEN SABERA, ZAFERA! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde kıldıktan sonra çıkışta vatandaşları selâmlayıp gazetecilerin sorularını cevapladı. Yoğun ilgi gören Erdoğan, vatandaşlara seslenerek, “Sabrettik, sabrettik ve men sabera, zafera, Allah bize Ayasofya’nın kapılarını hamd olsun açtı” dedi.
Cuma namazını Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde vatandaşlarla birlikte büyük coşkuyla eda eden Başkan Erdoğan, Yunanistan ile Mısır arasında imzalanan sözde yetki alanları sınırlandırma anlaşmasına ilişkin, “Yunanistan’la Mısır arasında yapılan bu anlaşmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yok” dedi.
C
uma namazını Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde kılan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çıkışta gazetecilerin sorularını cevapladı. Dış politika, ekonomi ve iç siyasete dair önemli mesajlar veren Erdoğan, Yunanistan ile Mısır arasında imzalanan sözde deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasına ilişkin, “Yunanistan’la Mısır arasında yapılan bu anlaşmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yok” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Malta ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin dışişleri bakanıyla geniş kapsamlı görüşmeler yaptığını hatırlatan Erdoğan, şunları dile getirdi: BUNLARIN SÖZÜNE GÜVENİLMEZ “Yunanistan’la Mısır arasında yapılan bu anlaşmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Niye yok? Şimdi bir defa buralara baktığımız zaman özellikle Yunanistan’ın, Libya’yla ilgili olarak buradaki kıyıdaş olma konusunda bir alakası var mı, ne işi var orada? Mısır’ın aynı şekilde bir alakası var mı? Yok. Biz Libya’yla böyle bir anlaşmayı yaptıktan sonra
bunların hepsi bu işin üzerine atladılar. Bizler burada özellikle deniz yetki alanlarında hiç hakkı, hukuku olmayanlarla buraları görüşmeye bile gerek duymuyoruz. Şansölye Merkel, benden ricada bulundu; ‘İşte buradaki sondaj çalışmalarını durdurursanız benim işimi kolaylaştırırsınız.’ Ben de ‘Eğer siz Yunanistan’a güveniyorsanız, diğerlerine güveniyorsanız biz şöyle 3-4 haftalığına bu sondaj çalışmalarına ara veririz ama ben bunlara güvenmiyorum. Göreceksiniz bunlar sözünde durmayacaklar.’ Nitekim öyle de oldu. Şimdi de biz hemen sondaj çalışmalarına yeniden başladık.” DOLAR YERLİ YERİNE OTURACAKTIR Ekonomide yaşanan dalgalanmaya da değinen Başkan Erdoğan, şöyle devam etti: “Ekonomide koronavirüs seyrinden sonra çok ciddi zikzakların olduğunu görürsünüz. Burada tüm samimiyetimle ben içerdeki düşmanları zaten gündeme getirmek istemiyorum, bize zaten dışardakiler yetiyor ama içerdekiler de onlara gayet güzel pompalama görevi ifa ediyorlar. Türkiye bir tırmanışta ama bizim bu tırmanışımızı görmek istemeyen, gözü olup da görmeyenler var. Şu anda gerek TL’de, gerek dövizde, gerek altın rezervinde... Şu anda ise 105 milyar dolar Merkez Bankası’nın döviz rezervi. Yani Türkiye bu noktada dimdik ayakta. Kimse halkımızı yanıltmaya çalışmasın. Biz güçlenerek yolumuza devam ediyoruz. Bugün dünden daha
güçlüyüz. Yarın daha güçlü olacağız. Türkiye’de ekonomi sistem olarak oturmuştur. Yılbaşı itibarıyla (dolarda) 10 liradan falan bahsediyorlardı. Bu da yerli yerine oturacak. Özellikle TL’nin yerli yerine oturacağına inanıyorum. Dövizin de aynı şekilde yerini bulacağını, altının da aynı şekilde bulacağına inanıyorum. Bunlar gelip geçici şeyler. Bu dalgalanmalar her zaman olur.” BAHÇELI VE İNCE HAKLI Muharrem İnce’nin parti kurma çalışması iddiasına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, şunları söyledi: “Bu tür şeylere yabancı değiliz tabii. Bizim içimizden de birileri ayrıldı, gittiler partilerini kurdular. Tabii bu parti kuruluşları nereye varır bilemem. Sayın Muharrem Bey’le ilgili olarak o da onun en doğal, en tabii hakkıdır. Eski bir siyasetçidir, yani yeni değildir. Eski bir siyasetçi olarak da o da onun doğal hakkıdır.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Lideri Bahçeli’nin, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e “Evine dön” çağrısını şöyle değerlendirdi: “Sayın Bahçeli’nin daveti olabilecek en makul çizgide bir davettir. Temenni ederim ki birlik beraberliğin tesisine yönelik inşallah bir adım olabilir. Çünkü dağınıklıkta bir şey yok. Ne kadar birlik beraberlik artarsa, hele de böyle HDP’yle, terör örgütleriyle el ele olmak, milli ve yerli olarak düşündüğümüz İyi Parti’ye hiç uygun da düşmeyebilir. Ülke genelinde de bir bütünleşmenin gereği bana göre önemlidir.”
K Parti Genel Başkan Yardımcısı ve eski Bakan Nurettin Canikli, kurdaki dalgalanmayla Türkiye ekonomisinin ilk defa karşılaşmadığını, 180 milyar dolar ihracatı olan ve yılda 50 milyon turisti ağırlayan bir ekonomiye döviz üzerinden yıkıcı bir operasyon çekilemeyeceğini belirtti. Türkiye ekonomisinin “kadrolu baykuşlarının” 2004’ten beri, her yıl kriz tellallığı yaptığını vurgulayan Canikli, şunları kaydetti: “Geldi, gelecek dediler. O kriz hiç gelmedi. Yine de vazgeçmediler, halen de kulaklarına fısıldanan fitne tohumlarını saçmaya devam ediyorlar. Boşuna beklemeyin, 100 defa sonuç alamadınız, 101. kez de efendileriniz hayal kırıklığı yaşayacak. Dalgalanmalarla Türkiye ekonomisi ilk defa karşılaşmıyor. 180 milyar dolar ihracatı olan ve her yıl 50 milyon turisti ağırlayan bir ekonomiye döviz üzerinden yıkıcı bir operasyon çekilemez. Cumhurbaşkanımızın kararlılığı ve isabetli öngörüsü sonucu faiz oranları düşürülmemiş olsaydı Türkiye ekonomisi pandemi sürecinden çıkamazdı, çökerdi. Parasal sıkılaştırmaya gidilmeyerek faizlerin düşürülmesi ekonomik göstergelerin hızla, pandemi öncesine dönüşünü ve ekonominin şahlanmaya devam etmesini sağlamıştır.”
CHP LIDERINDEN YANGINA KÖRÜK
Bakan Albayrak’ın istifa etmesini istedi P
arti Meclisi (PM) Toplantısı’nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, rantiyecilerin sindirmeye çalıştığı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı ile Türkiye’nin yıldızlaşan dış politikasını hedef aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, Kabine’yi hedef alarak şunları söyledi: “Sayın Erdoğan, hâlâ bu milleti seviyorsan, bu milletin perişan olmasını istemiyorsan ilk yapacağın iş o sosyete damadın görevine son vermektir. Bu kadar. Onu savunmaya kalkma, zaten berabersiniz ben onu gayet iyi biliyorum. Suçu onun üzerine yıkıyorsun bazen, bazen de savunuyorsun. Bu sosyete damadın ekonomiden anladığı falan yok, bunun bir eli yağda bir eli balda. Dolayısıyla bunun görevden alınması toplumu rahatlatacak. Senin parti tabanını da AK Partilileri de rahatlatacak... Büyükelçi olmak kolay mı, genel müdür, üniversitede akademisyen olmak kolay mı? Bütün bunları attılar bir tarafa, dolayısıyla, damattan Hazine Bakanı, rüşvetçiden, iş takipçilerinden büyükelçi yaptılar. Yanlış bunlar. Bir Kızılay yöneticisi eleştiriyor, ‘Güreşçiden banka yönetim kurulu üyesi olmaz’ diyor, kendisi de AK Parti’li, hemen AK Parti’den atıyorlar.”
10
11 August 2020
As new school year approaches, many questions linger
T Greece alarmed after Turkey resumes exploratory drilling in Eastern Mediterranean rkısh NEWS PRESS
Turkey resumed exploratory drilling in the Eastern Mediterranean, while Greek officials expressed alarm over the development and were closely watching the Turkish vessel...
closing their doors on March 16 A fter and switching to online education for the remainder of last semester, schools
across Turkey are preparing to welcome students back into classrooms on Aug. 31 for the new academic year. Even before then, most private schools will restart classes as soon as next week to make up for time students lost when they were confined at home during lockdowns to prevent the spread of the coronavirus. Throughout the summer, however, one question has remained in many parents’ minds: Will it be safe for children to go to school amid the COVID-19 pandemic? On June 19, the 2019-2020 school year was officially declared over, and millions of students for the first time received their report cards online. That did not stop the Ministry of Education from immediately drafting plans for the next school year. They convened regularly with the country’s Coronavirus Scientific Advisory Board to determine necessary precautions while watching daily infection numbers. By early July, Selçuk was giving clear signals of the ministry’s intent to reopen schools, and on July 26 he confirmed that students would be going back to classrooms.
Nationwide inspections seek to ensure compliance with COVID-19 rules in Turkey
were in the field Thursday in A uthorities a nationwide inspection to monitor the public for compliance with rules against
the coronavirus outbreak as Turkey strives to maintain the momentum of its success against the pandemic. From governors to gendarmerie commanders, administrators and security officials in 81 provinces of Turkey toured their area of responsibility on Thursday in mass inspections looking to catch violations of rules to stem the COVID-19 outbreak. In simultaneous inspections, crews of law enforcement checked whether the public and businesses were observing the virus-related requirements. Those not complying with rules such as wearing protective masks and maintaining a social distance of at least 1.5 meters (5 feet) were warned and fined.
TURKEY
A
Turkish seismic exploration vessel has reached its new destination to conduct exploratory drilling in the Eastern Mediterranean in an area between Greece and the island of Cyprus, the energy and natural resources minister said Monday, as he reiterated Turkey’s determination to protect its interests in the region. Meanwhile, the Greek prime minister said he will convene the national security council over Turkey’s announcement. “Our MTA Oruç Reis seismic research vessel reached the operation area after departing from Antalya, for its new mission in the Mediterranean. 83 million Turkish people support you, Oruç reis,” Dönmez wrote on Twitter. “Our efforts in the Mediterranean and the Black Sea for Turkey’s energy independence will continue uninterrupted,” Dönmez added. Seismic surveys are part of the preparatory work for potential hydrocarbon exploration. In a Navtex, or international maritime safety message, issued earlier on Monday, Turkey announced that MTA Oruç Reis would conduct seismic exploration activities in the Eastern Mediterranean from Monday to Aug. 23. Oruç Reis will continue its activities in the Eastern Mediterranean with the Cengiz Han and Ataman vessels.
The seismic vessel was built by Turkish engineers in a domestic shipyard in Istanbul. The vessel can sail non-stop for 35 days. The ship has a helicopter pad, hydrography and oceanography features and the ability to scan the sea floor up to a depth of 15,000 meters (9.32 miles). Turkey has consistently contested the Greek Cypriot administration’s unilateral drilling in the Eastern Mediterranean, asserting that the Turkish Republic of Northern Cyprus (TRNC) also has rights to the natural resources in the area. Turkey’s plans for Oruç Reis to search for hydrocarbons off the island of Kastellorizo (MegistiMeis) had infuriated Athens last month. Then, Ankara agreed to suspend “for a while” the search off the Greek island depending on the outcome of negotiations with Athens and European Union heavyweight Germany. But President Recep Tayyip Erdoğan on Friday said the Greek side failed to keep promises and said another vessel, the Barbaros Hayrettin, had also been sent to the East Mediterranean. Turkish Foreign Ministry Spokesperson Hami Aksoy also said Monday that Turkey’s military presence in the area was not designed to escalate tensions but was aimed only for defense if
deemed necessary. Aksoy once again underlined that Greece’s objections regarding Turkish seismic activities had no legal basis. He said that the previous halting decision came after a meeting with Berlin aimed at keeping dialogue channels open, however, Athens did not respond to this attempt but rather signed a “pirate agreement” with Egypt on Aug. 6. NATO Secretary-General Jens Stoltenberg Monday called for the countries to act within the frame of international law following a phone call with the Greek prime minister. “I spoke with the Greek prime minister today on the situation in the eastern Mediterranean. The situation must be resolved in the spirit of Allied solidarity and in accordance with international law,” he wrote in a Twitter statement. Turkey has consistently objected to the Greek Cypriot administration’s unilateral drilling activity in the Eastern Mediterranean, during which it commissioned American, French and Italian energy companies like Exxon, Total and ENI. The island of Cyprus has been divided since 1974 when a Greek Cypriot coup was followed by violence against the island’s Turks and Ankara’s intervention as a guarantor power.
Turkey donates technical equipment, uniforms to Kosovo’s military n Turkey provided the Kosovo Security Force with $743,000 (TL 5.4 million) worth of donations, including military uniforms, beds and technical equipment. The initiation ceremony of the donation took place at the Adem Jashari barracks in the capital Pristina on Monday, the Kosovan Defense Ministry said in a statement. The military attache of Turkey’s
Pristina embassy, Col. İsmail Cenkeri Ersöz, participated in the ceremony alongside other military officials. Turkey also recently provided the Balkan country with medical aid to fight COVID-19, strengthening the bonds between the two nations. Kosovo’s President Hashim Thaci on March 19 sought help from Turkey to mitigate the spread of the coronavirus.
T
TURKEY
rkısh NEWS PRESS
11 August 2020
11
TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY
IBRAHIM KALIN @ikalin1
Turkey in Africa
Two men read books at a table outside the coffeehouse in Akçakoca district, in Düzce, northern Turkey, Aug. 9, 2020.
TURKISH COFFEEHOUSE OFFERS FREE TEA TO READERS Coffeehouses in Turkey, which were called “kıraathane” or reading houses in the past, long lost this meaning as card games replaced books in most places. Determined to change this trend, Murat Yanmaz, a coffeehouse proprietor in Akçakoca, a quiet town on the Black Sea coast in the northern province of Düzce, offers free tea for patrons reading a book.
M
urat Yanmaz, intent on encouraging more people to read, set up a small library in one corner of his coffeehouse and filled it with Turkish and international literary classics. In exchange for providing a summary of the books read, customers get free tea for a week. Yanmaz said he was pleased to see more and more people of all ages coming to his place to read books. He told Anadolu Agency (AA) on Sunday that he wanted to promote reading among his customers and seeks to diversify his library.
He also called on people to donate books to the library. “I have a small library here but want to expand it to 1,000 books probably. If I can have more books, I want to sell some among them to give education grants to students,” he said. His free tea campaign is not limited to book readers. Yanmaz also offers free tea for one week for those who quit smoking. The rate of people reading books in Turkey has risen from 30% to 42% in the last 11 years, according to a 2019 study by the Turkish Publishers
Association, the Okuyay Platform and the research company Konda. The government has recently launched reading cafes or “millet kıraathanesi” (people’s coffeehouses) to transform the concept of coffeehouses from a hangout for the unemployed and retired to social spaces where citizens can read books and enjoy free drinks and pastries. Upon President Recep Tayyip Erdoğan’s instructions, more than 30 such coffeehouses were opened across the country over the past two years.
Top WHO official praises Turkey for fight, vaccine development against COVID-19
T
urkey’s relative success in its fight against the coronavirus pandemic continues as the country has managed to decrease daily fatalities and new cases. Irshad Ali Shaikh, interim director of the World Health Organization (WHO) Turkey office, says the country has been successful in managing the outbreak, which has contributed to the idea of setting up a regional office for the international health body in Istanbul. Shaikh also hailed Turkey’s efforts in vaccine development. So far, two potential vaccines developed by Turkish scientists locally wrapped up animal trials and will soon conduct human trials, according to authorities. COVID-19 Turkey Platform, endorsed by the government and set up in the first days of the outbreak in the country, works on drugs and vaccines in 18 different projects by scientists from Turkish universities and the private sector.
Turkey’s marathon season preparing for COVID-19-fit comeback this fall n Though at a much-reduced capacity and later than usual, many marathons will be held in Istanbul in the fall with many COVID-19 precautions in place. Coming up on Sept. 20 will be the Istanbul Half Marathon, a 21K run kicking off from Yenikapı that will take participants along the coast of the Bosporus past the historical city and to the Golden Horn to end up in Eyüp and then loop back.
Considered to be one of the top 10 best half marathons in the world, the 15th Vodafone Half Marathon is usually held in early April but was postponed to September this year due to COVID-19 precautions. In an era in which most marathons worldwide have been canceled or delayed, the Istanbul Half Marathon poses a unique opportunity to take on the challenge of getting in the best shape of your life.
P
resident Recep Tayyip Erdogan is paying his first official visit to Africa this week after the Second Africa-Turkey Summit that was held in Malabo, Equatorial Guinea on Nov. 19-21, 2014. The three-country visit to Ethiopia, Djibuti and Somalia around the Horn of Africa confirms Turkey’s commitment to expanding its relations with the continent. Turkey’s opening to Africa policy began in 1998 and took a new turn in 2008 when the African Union declared Turkey a strategic partner. The same year, the first Turkey-Africa Summit was held in Istanbul with the participation of all the major African leaders. The third summit will be held in 2019 in Istanbul. In the meantime, a steady traffic of high-level visits, business forums and international partnerships add new dimensions to Turkish-African relations. In its long and rich history, Africa has created great cultures and civilizations. It has been home to thousands of ethnic communities and tribes. Local, animistic religions as well as the three Abrahamic faiths of Judaism, Christianity and Islam have been part and parcel of the continent’s religious diversity. Africa has been an important part of both classical and modern Islamic history. The first Muslim community under the Prophet Muhammad had several people of African descent, the most famous one being Bilal Habeshi, the “Ethiopian.” Bilal was a black slave who entered Islam in Mecca and became the first “muezzin” - the one who recites the call to prayer - in Islamic history. His name decorates the walls of thousands of mosques in the Muslim world as the “imam al-muazzinin,” meaning the leader of those who make the call to prayer with a beautiful voice. Facing oppression and persecution, Muhammad sent a group of his companions to the Ethiopian King Negus, known in the Muslim world as Najashi. When the Meccans came to ask for them, King Negus refused to return them and granted them protection in his kingdom. Ever since then, Negus has been praised in the Muslim world as a just and virtuous king. After almost 1,400 years, the Turkish International Cooperation and Development Agency TİKA, Turkey’s official aid agency, is now rebuilding the tomb of Negus with a mosque and cultural center around it. Today, dozens of Turkish companies are investing in Ethiopia and providing employment to 30,000 Ethiopians. Around 200 Ethiopian students are studying in Turkey with full scholarship from Turkey. Over all, there are about 5,000 students from Africa studying in Turkey. As part of its global foreign policy outlook, Turkey is expanding its relations with African countrıes. In 2004, Turkey had only 12 embassies in Africa. Today, it has 39 and the next Tur-
kish embassy will be opened in Equatorial Guinea this year. African countrıes had only a handful of embassies in Ankara. Today, there are more than 30 African diplomatic missions in Turkey. A decade ago, Turkey’s total trade with Africa was less than $3 billion. Today, the trade volume has exceeded $25 billion. Turkish Airlines flies to about 40 points in more than 30 African countries - more than any other international airline in the world. In 2012 and 2013 alone, Turkey contributed around $800 million to various aid programs in Africa. TİKA has 12 offices in Africa, doing hundreds of projects around the continent from digging wells and opening clinics to training farmers and restoring historical sites. Dozens of Turkish nongovernmental organizations and aid organizations are also actively helping the needy. What Turkey has done in Somalia has received global recognition and appreciation. In 2011, Turkey led an international campaign to help Somalia in one of its worst moments in modern history. It mobilized its resources to fight famine and disease, contributed close to $500 million in aid and helped Somalis establish a certain degree of security and economic infrastructure. Somalia still faces major political, security and economic challenges. The absence of a strong central government and the ongoing fight with al-Shabab make it vulnerable in many respects. Despite these challenges, Somalia is also making progress in various sectors. The capital Mogadishu is already showing signs of significant improvement with new constructions and renovations in its air and seaports. New paved roads and buildings have been built. Famine has been contained. The Somalian government is working on a new plan for 2015 and 2016 to improve the country’s security and economy. In addition, Turkey is helping the ongoing talks between Somalia and Somaliland. The last round of talks was held in Istanbul and the high-level officials meetings will continue. As Hassan Shiekh Mohamud, the president of Somalia, said: “Turkey has treated Somalia as an equal partner, respected our requests and insisted on our input. Turkey’s perception of Somalia as a future trading partner enabled us to approach our relationship from an equal footing, leading to mutual respect and enthusiastic cooperation. Turkey’s role in the development and stabilization of Somalia has been a model of solidarity in hard times.” The rich and powerful countries of the world should help African countries reach political independence, human security and economic development rather than follow policies that deepen political instability and economic dependence. What Africa needs today is not exploitation, but fairness and opportunity. > Source: Daily Sabah /JAN 24, 2015
12
11 August 2020
T Samsung launches new Note, rkısh NEWS PRESS
TECHNOLOGY
foldable phone to rev up sales Microsoft aiming to buy TikTok’s entire global business, reports say
has expanded its talks on TikTok M icrosoft to a potential deal that would include bu-
ying the global operations of the fastgrowing video-sharing app, the Financial Times reported Thursday. Microsoft declined to comment on the report, after previously disclosing it was considering a deal for TikTok operations in the U.S., Canada, Australia and New Zealand. The U.S. tech giant has been in discussions with TikTok’s Chinese parent firm ByteDance, amid a call by U.S. President Trump to ban the popular app over national security concerns. Trump and other officials have argued the app could be used for Chinese espionage, a claim repeatedly denied by TikTok, which does not operate within China. According to the report, Microsoft has shifted its view because of the complexities of splitting the app and making it operable globally. Trump has set a Sept. 15 deadline for any deal that would take TikTok from the Chinese firm.
S
amsung launched its previous premium model, the S20, in February at the start of the pandemic but since then has ceded its top ranking in the smartphone market to China’s Huawei, as people opt for cheaper models in tough times. The Z Fold 2 has a 6.2-inch (15.75 centimeters) screen when folded to provide a full smartphone experience even when it is closed, Samsung announced during a livestreamed event. Its unfolded display measures 7.6 inches (19.3 centimeters). The new iteration is thinner than the first Fold, and the hinge is improved to be more resilient, Samsung said. Samsung did not disclose the phone’s price but said more details and preorders will be available on Sept. 1. The new Note 20 boasts a larger screen at 6.7 inches (17 cm), 5G connectivity, enhanced writing features with its S-Pen stylus, and access to more than 100 console and PC games via a tie-up with Microsoft Corp’s Xbox cloud service. It will go on sale on Aug. 21 in about 70 countries, including the United States, where the basic version will retail for $999, compared with its predecessor’s $949. “It is an uncertain time to laun-
Samsung Electronics Co Ltd unveiled its latest Galaxy Note smartphone and new version of its foldable phone, the Z Fold 2, on Wednesday, hoping to regain ground against rivals Huawei and Apple Inc as the smartphone market begins to recover from its COVID-19 slump.
ch a new premium device given the challenging competitive and economic environments,” said Paolo Pescatore, an analyst at PP Foresight Tech, adding that the “eye-watering price” could deter some buyers.
Apple fans are unlikely to jump ship to the new Samsung model as the 5G iPhone is likely to be launched later this year, analysts say. Samsung posted a 29% on-year drop in shipments in the June quarter, the biggest fall among top vendors, according to researcher IDC. Apple, which launched the budgetfriendly SE during the period, remained resilient with 11% on-year shipment growth, while Huawei posted only a 5% fall. The global smartphone market shrank about 16% on-year in the April-June quarter due to COVID-19 lockdowns and consumer caution, a larger contraction than in the first quarter, and is expected to improve only slightly in the second half, IDC said. “Before the COVID-19 existed, Samsung’s flagship launch usually had a big splash. (...) Even if things are recovering, the splash is not going to be as big as it was before,” said Nabila Popal, research director at data provider IDC.
T Manisa’dan Avustralya ve Yeni Zelanda’ya çan ihracatı
rkısh NEWS PRESS
.
EKONOMI
E
Demirci ilçesinde atölyelerde geleneksel yöntemlerle üretilen gıcır gıcır çanlar, 10’dan fazla ülkeye ihraç edilerek ekonomiye katkı sağlanıyor. Esnaf Odası Başkanı Ahmet Simavlı, “Avustralya, Yeni Zelanda ve Hindistan’a kadar çan gönderiyoruz” dedi. ge’nin incilerinden Manisa’nın Demirci ilçesinde el emeğiyle üretilen yılda 300 bin çan, çok sayıda ülkeye ihraç edilerek ilçe ekonomisine önemli katkı sağlanıyor. Çan yapımının kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaştığı ilçede 4 işletmede çan üremi devam ediyor. Sabahın ilk ışıklarıyla beraber çekiç seslerinin yükseldiği atölyelerde üretilen çanlar, sıcaklığı 200 dereceyi bulan kömürlü ocakta tavlanıyor. Daha sonra kulpu takılıp ses ve ritim ayarı yapılan çanlar kullanıma hazır hale getiriliyor. Büyüklüğüne göre 1 ile 50 numara arasında sınıflandırılan çanlar, başta Yunanistan, Avustralya, Yeni Zelanda, Sırbistan, Hindistan ve Bulgaristan gibi 10’dan fazla ülkeye ihraç edilerek, önemli gelir elde ediliyor. Demirci’de yapılan çanlar, ihraç edildikleri ül-
kelerde hayvanlar için ya da aksesuar eşyası olarak kullanılıyor. İLÇENİN ADINI DÜNYAYA DUYURDU Demirci Madeni Eşya Elektrik Cam ve Ağaç İşleri Sanatkarları Esnaf Odası Başkanı Ahmet Simavlı, ilçenin çan üretimiyle adını duyurduğunu belirterek, ihracatın artması için üreticilere destek vermeye devam ettiklerini anlattı. Simavlı, 4 işletmenin çanlarının kalitesiyle dünyada adını duyurduğuna dikkati çekerek, şunları anlattı: “Çan üretiminde kendimizi geliştirerek ihracatımızı artırdık. Yunanistan, Sırbistan, Avustralya, Yeni Zelanda, Bulgaristan ve Hindistan başta olmak üzere birçok ülkeye çan gönderiyoruz. İlçemizde bu alanda ekonomik olarak 4,5 milyon lira gibi para girişi olurken, her geçen gün artan üre-
tim istihdam olanağı da sağlıyor.” dedi. 70 yaşındaki çan ustası Mustafa Sabancı, mesleğe 10 yaşında babasının yanında başladığını, şimdi de mesleğini oğluna aktardığını kaydederek, “Mesleğimizi üçüncü kuşağa taşıdık. 60 yıldır bu mesleğin içindeyim. Yaz demedim kış demedim rızkımız için çalıştık.” diye konuştu. 30 yıllık çan ustası Ahmet Doğru da bir çanın hazır hale gelene kadar 33 farklı işlemden geçtiğine işaret ederek, şunları dile getirdi: “Her bölgede bu şekilde çan üretilemez. Tamamıyla el marifeti ile üretimi yapılıyor. Ürettiğimiz çanlar büyükbaş ve küçükbaş hayvanların yanı sıra aksesuar süs eşyası olarak da kullanılıyor. İşletmelerimizin üretim hacmi büyüdükçe istihdamı ve ihracatı da artırıyoruz.”
11 Agustos 2020 ğ
13
ÇALIŞANIN DÜNYASI
MURAT ÖZDAMAR
Sorularınız için: info@turkishnewspress.com.au
Terörden zarar görenlere maaş bağlanması
B
ir Kurban Bayramı’nı daha idrak ettik. Kurban Bayramlarında içimi bir hüzün kaplar. Aklıma kurban eti dağıtırken terör örgütü üyeleri tarafından şehit edilen çocuk yaştaki Yasin Börü gelir. Terörden zarar görenlere maaş bağlanması konulu bu yazımızı şehir Yasin Börü anısına yazarak şehidimizi yad etmek istiyorum. 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 4’üncü maddesine göre terör olayları nedeniyle zarar oluşan illerde zarar tespit komisyonları kurulmaktadır. Komisyon, zarar görenin veya mirasçılarının başvurusu hâlinde bu kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmektedir. Zarar gören veya mirasçılarının veya yetkili temsilcilerinin zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren 60 gün içinde, her hâlde olayın meydana gelmesinden itibaren 1 yıl içinde zararın gerçekleştiği veya zarar konusu olayın meydana geldiği il valiliğine başvurmaları hâlinde gerekli işlemlere başlanır. Bu sürelerden sonra yapılacak başvurular kabul edilmez. 5233 sayılı Kanunun 7 inci maddesi hükmüne göre, a) Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar. b) Yaralanma, engelli hâle gelme ve ölüm hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri. c) Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar, Devletimiz tarafından tazmin edilmektedir. Yaralanma, engelli hale gelme ve ölüm halinde yapılacak ödemeler ise (7000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunan miktar üzerinden belirlenir. 2020 yılında memur maaş katsayısı 0,154461 olduğuna göre bu rakamın 7000 gösterge rakamı ile çarpımı sonucu bulunan tutar 1081,23 TL olacaktır. Buna göre, Terör olayı nedeniyle üçüncü derece engelli (% 40-59 arası) duruma gelmiş vatandaşlarımıza 1.081,23 TL tutarın 4 katından 24 katına kadar (4.324,92 TL ile 25.949,52 TL arası) Terör olayı nedeniyle ikinci derece
engelli (% 60-79 arası) duruma gelmiş vatandaşlarımıza 1.081,23 TL tutarın 25 katından 48 katına kadar (27.030,75 TL ile 51.899,04 TL arası) Terör olayı nedeniyle birinci derece engelli (%80 ve üzeri) duruma gelmiş vatandaşlarımıza 1.081,23 TL tutarın 49 katından 72 katına kadar (52.980,27 TL ile 77.848,56 TL arası) nakdi ödeme yapılmaktadır. Terör nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımızın mirasçılarına ise 1.081,23 TL tutarın 50 katı tutarında (54.061,50 TL) ödeme yapılmaktadır.. Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanuna göre yapılan bu zarar tazmininin dışında ayrıca terör nedeniyle yüzde 40 ve üzeri engelli hale gelen vatandaşlarımızla teröre bağlı olarak ölenlerin hak sahibi aile bireylerine yani ölenin, eş, çocuk, anne ve babasına maaş bağlanmaktadır. Terör nedeniyle engelli duruma düşenlerle ölenlerin hak sahiplerine aylık bağlanması yakın bir zamanda, 2012 yılında başlamıştır. Bağlanacak aylık miktarı ise engellilik derecesine göre farklılık göstermektedir. Öncelikle (9.500) gösterge rakamı, memur aylık katsayısı ile çarpılarak 1.467,38 TL tutar tespit edilmektedir. -Üçüncü derece engelli olanlara yani bu tutarın yüzde 60’ı ek ödeme dahil edilerek 924,60 TL olarak, -İkinci derece engelli olanlara bu tutarın yüzde 80’i ek ödeme dahil edilerek 1232,60 TL olarak, -Birinci derece engelli olanlara ise tamamı olan 1.467,38 TL tutara ek ödeme ilave dilerek 1.526,08 TL maaş bağlanmaktadır. Şehit olanın hak sahibi aile bireylerine ise 1.467,38 TL tutar, hisseleri oranında ve ek ödeme ilavesi yapılarak her ay maaş olarak ödenmektedir. Şehidin eş ve çocuğundan artan hisse bulunması halinde başkaca bir şart aranmaksızın anne ve babasına da terör maaşı bağlanmaktadır. Şehidin sadece eşine aylık bağlanması halinde maaş 1.155,56 TL, eşi ve çocuğuna aylık bağlanması halinde eşine 770,37 TL çocuğuna 385,19 TL, birden fazla çocuğa aylık bağlanması halinde 1.540,74 TL tutarın tamamı eşe iki çocuklara birer hisse biçiminde denmektedir. Sadece anne veya sadece babaya aylık bağlanması halinde bağlanan maaş 385,19 TL tutarında olmaktadır.
Bekar kız çocukları babasının üzerinden sağlık yardımı alır SORU: 23 yıllık devlet memuruyum. Emekliliğime 2 yıl kaldı. İşten ayrılıp beklemeyi düşünüyorum. Bağ-Kur emeklisi babamın sigortasından sağlık yardımı alabilir miyim? > Nuray T. CEVAP: Devlet memurları ücretsiz izne ayrılabilir. Ücretsiz izin döneminde bir yıllık sürede çalıştığı kurum ücretsiz izne ayrılan memurun sağlık primini de ödemeye devam eder. Ücretsiz izin alarak sağlık hizmetinden yararlanmayı
sürdürebilirsiniz. Yine bekar, boşanmış veya dul kalmış olan kız çocuklarının sigortalı çalışması yoksa emekli ya da sigortalı olan anne veya babası üzerinden sağlık yardımı alabilir. Eğer babanız 1 Ekim 2008 tarihinde emekli maaşı alan biri ise veya 1 Ekim 2008 tarihinden önce sigortalılığı olan bulunan biri durumunda ise istifa etmeniz halinde babanızın üzerinden sağlık yardımı alabilirsiniz.
: DISCOVER MORE ISTANBUL WITH THE AIRLINE THAT FLIES TO MORE COUNTRIES THAN ANY OTHER
TURKEY
TURKISHAIRLINES.COM
. GEZI
T
rkısh NEWS PRESS
11 Agustos 2020 ğ
15
. Z I N E D ÖLÜ
! i l e m r ö Herkes g
D
Likya’nın “ışık ve güneş diyarı” Ölüdeniz... Muğla’nın Fethiye ilçesindeki dünyaca ünlü Ölüdeniz tristik bölgesi, muhteşem manzarası, mavi ve yeşilin tonlarını kucaklayan eşsiz doğası, turkuaz rengi durağan denizi ve mavi bayraklı plajları ile yerli ve yabancı turistleri cezbediyor. Bölgeye gelenler yamaç paraşütü heyecanı da yaşıyor... Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, “Ölüdeniz dünyanın en güzel coğrafyası. Bölgemizi herkesin görmesini tavsiye ediyorum” dedi. eniz... Kum... Güneş... Ve insani büyüleyen eşsiz Doğa... Bunların hepsi dünya güzeli Ölüdeniz’de... Eğer yolunuz ana vatan Türkiye’ye düşerse mutlaka ama mutlaka bu turizm cennetine uğramanızı şiddetle tavsiye ediyoruz... Muğla’nın Fethiye ilçesindeki dünyaca ünlü Ölüdeniz, doğal güzellikleri, coğrafi konumu ve eski çağlara dayanan tarihi ile Türk turizminin lokomotif destinasyonlarından biri olarak öne çıkıyor. MASMAVİ TURİZM CENNETİ Fethiye’nin Ölüdeniz Mahallesi, muhteşem manzarası, mavi ve yeşilin tonlarını kucaklayan eşsiz doğası, turkuaz rengi durağan denizi ve mavi bayraklı plajları ile her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin akınına uğruyor. Mahalledeki 1965 rakımlı Babadağ ise yamaç paraşütü yapmak isteyen macera ve adrenalin tutkunları için Ölüdeniz’in eşsiz manzarası eşliğinde unutulmaz bir deneyim yaşama fırsatı sunuyor. Babadağ’daki pistlerden yamaç paraşütüyle havalanan tatilciler, yemyeşil ağaçlarla kaplı doğayı ve bu muhteşem atmosferle bütünleşen masmavi denizi, kuş bakışı izleme imkanı buluyor. LİKYA’NIN GÜNEŞ DİYARI Bölgede, mavi bayraklı Kumburnu ve Belcekız plajları da bulunuyor. Özellikle Babadağ’dan yamaç paraşütü ile atlayanların sosyal medya hesaplarından paylaştığı Ölüdeniz’in muhteşem manzarası, Türkiye’nin tanıtım filmlerinde de görsel güzelliğiyle yer alıyor. Anadolu’nun gü-
Ölüdeniz dünyanın en güzel coğrafyası. Bölgemizi herkesin görmesini tavsiye ediyorum.” YAMAÇ PARAŞÜTÜ HEYECANI Babadağ’da 28 yıldır yamaç paraşütü pilotluğu yapan Erdal Akkuş da Ölüdeniz manzarasının muhteşem olduğunu belirterek şunları söyledi: “Turistler buraya hayran kalıyor. İnsanlar manzarayı sadece yerden değil havadan da görüyor. Gökyüzünden inanılmaz bir manzarası var. Turistlerin, dünyanın hiçbir yerinde bu
neybatısında yer alan Ölüdeniz, eski çağlara dayanan tarihi ile de ziyaretçilerini büyülüyor. Likya medeniyetinde ‘’ışık ve güneş diyarı’’ olarak isimlendirilen Ölüdeniz, tarihi ve kültürel geziler ile deniz keyfini bir arada yaşamak isteyenleri adeta zamanda yolculuğa çıkarıyor. DÜNYANIN EN GÜZELİ Dünyaca ünlü bu gezi rotası, misafirlerine heyecanlı olduğu kadar huzur dolu bir deneyim yaşatıyor.
Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, Babadağ’dan bakıldığında muhteşem bir manzaraya sahip Ölüdeniz’i herkesin görmesini istediğini söyledi. Dünyanın en büyük hava oyunlarından olan Uluslararası Ölüdeniz Hava Oyunları Festivali’nin ilçede gerçekleştirildiğini hatırlatan Karaca, şunları dile getirdi: “73 ülkeden 1200 sporcuyu ilçede ağırladık. Pandeminin geçmesinden sonra yine bu etkinliklerimiz devam edecek.
güzellikte deniz olmadığını söylediklerine şahit oluyoruz.” SUYU AYRI MANZARASI AYRI... İstanbul’dan gelen 28 yaşındaki Ömer Ali Kaya da Ölüdeniz’in kendisini çok etkilediğini söyleyerek şunları ifade etti: “Suyu dalgasız, sığ ve tertemizdi. Babadağ’dan yamaç paraşütüyle atladığımda ise muhteşem bir manzarayla karşılaştım. Ölüdeniz’in suyu ayrı manzarası ayrı güzel. Tatile gelen herkesin bu güzellikleri görmesini tavsiye ediyorum.”
16
T
11 Agustos 2020 ğ
MİLLİ GÖRÜŞ’ÜN ACI GÜNÜ
rkısh NEWS PRESS
DÜNYA
Yastaki Lübnan’da hükümet istifa etti A M A L T A P KELLE ! Ü D R Ü T Ö G
CEMAL KINACI
Almanya’da din görevlisi, Elbe Nehri’nde boğuldu Stade kentinde görev yapan Samsun’lu din görevlisi Cemal Kınacı’nın A lmanya’nın serinlemek amacıyla girdiği Elbe Nehri’nde ters akıntıya kapılarak hayatını kaybettiği bildirildi. Diyanet İşleri Türk İslam Birliğinden (DİTİB) yapılan açıklamada, Hamburg yakınlarında bulunan Stade kentindeki İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Medine Cami görevlisi Kınacı’nın serinlemek için girdiği Elbe Nehri’nde boğulduğu ve tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı belirtildi. DİTİB Başkanı Kazım Türkmen, Kınacı’nın vefatından duyduğu üzüntüyü belirterek, şunları ifade etti: “Kısa süre görev yapmış olmasına rağmen bölgede yaşayan Müslümanların sevdiği, hizmete gönül vermiş, gecesini ve gündüzünü insanlara yardım etmeye ayırmış çalışkan bir din gönüllüsüydü. Hocamıza Allah’tan rahmet diliyorum.”
Lübnan Başbakanı Hassan Diyab (sağda), başkent Beyrut’taki Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gelerek hükümetin istifa mektubunu, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’a sundu.
163 kişinin öldüğü ve 6 binden fazla yaralının olduğu Beyrut Limanı’ndaki şok patlamayla sarsılan Ortadoğu’nun küçük ve karmaşık ülkesi Lübnan’da hükümet, baskılara dayanamayarak istifa etti. Başbakan Hassan Diyab, siyasileri topa tutarak, “Felaket devlet yönetimindeki kronik yolsuzluğun sonucudur” dedi. Protestolar ise dinmiyor...
BİLİM KURULU ÜYESİ SÖYLEDİ
L İran’da Kovid-19 rakamları gerçek sayıların 20’de 1’i Koronavirüsle Mücadele Kurulu Üyesi Muhammed Rıza Mahbubfer, İ ran’da ülkede koronavirüs salgınına ilişkin
yapılan resmi açıklamaların gerçek sayıların sadece “yirmide biri” olduğunu söyledi. Mahbubfer, “İran’da ilk Kovid-19 vakaları, resmi olarak duyurulduğu tarihten bir ay önce görülmüştü. Hükümet, bazı siyasi ve güvenlik gerekçeleriyle, devrim kutlamaları ve genel seçimlerin yapılmasından sonra virüsün ülkede yayıldığına dair resmi açıklama yapma kararı aldı” dedi. Ülkede salgının yayılmaya başladığı günden bu yana Kovid-19 kaynaklı ölüm ve vaka sayılarına ilişkin açıklanan resmi sayıların gerçeği yansıtmadığını söyleyen Mahbubfer, şöyle devam etti: “Sayılarla ilgili şeffaf bir bilgi akışı sağlanmadı. Resmi sayılar, siyasi ve güvenlik endişeleri göz önüne alınarak açıklanıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan (can kaybı ve vakalara dair) sayıların, gerçek sayıların yirmide biri olduğunu düşünüyorum.”
übnan Başbakan Hassan Diyab, hükümetin istifasını Cumhurbaşkanı Mişel Avn’a sundu. Lübnan’da son dönemde yaşanan ekonomik kriz kaynaklı protesto dalgasının ardından geçen hafta Beyrut Limanı’nda meydana gelen büyük facia, ülkede yeni bir toplumsal öfke dalgasına ve büyük protestolara yol açmıştı. Başbakan Diyab, Bakanlar Kurulunun ardından Başbakanlık binasında düzenlediği basın toplantısıyla istifasını açıkladı. YOLSUZLUK İTİRAFI Ülkedeki siyasi güçlere tepki dolu ifadeler kullanan Diyab, şunları dile getirdi: “Yaşanan bu felaket devlet yönetimindeki kronik yolsuzluğun sonucudur. Daha önce yolsuzluğun devletin tüm kademelerinde var olduğunu söyledim. Bugün ortaya çıkıyor ki yolsuzluk sistemi devletten büyüktür, devlet söz konusu yolsuzlukla mücadele edemiyor.” PROTESTOLAR ÇÖKERTTİ Ekonomik krize karşı geçen yıl ekim ayında başlayan halk protestolarına da dikkati çeken Diyab, şöyle devam etti: “Devrim (protesto eylemleri) onlara karşıydı ancak bunu kavrayamadılar ve bildiklerini okumaya devam ettiler. Hükümetimiz, ülkeyi kurtarmaya çalışırken bunlar çöküş sorumluluğunu bize yüklemeye çalıştı.” Kendilerinin hiçbir kişisel çıkarın peşine düşmeden ülkeyi kurtarmak için var olan gücüyle
çaba sarf ettiğini söyleyen Diyab, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün tüm yansımalarıyla ülkeyi vuran bu depremin yaşandığı aşamaya geldik. Tek derdimiz ise bu felaketin zaman aşımına uğramaması için hızlı bir soruşturma yürütmektir. Ülkenin kurtarılması için bir kapı açmak istiyoruz, bu nedenle de hükümetin istifasını duyuruyorum.” CUMHURBAŞKANI DA GİTSİN Bu arada hükümetin istifa haberinin gelmesi üzerine başkentin göbeğinde toplanan yüzlerce vatandaş, Cumhurbaşkanı
Mişle Avn ve parlamentodaki siyasi partilerin istifa talebiyle Meclis binasına doğru yürüyüş geçti. Öfkeli göstericiler ile kendilerine göz yaşartıcı gazla müdahale eden güvenlik güçleri arasındaki olaylar devam ediyor. Beyrut Limanı’nda 4 Ağustos’ta patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda önce yangın çıkmış ardından bütün kenti sarsan çok güçlü dehşet bir patlama meydana gelmişti. İHMALLER ZİNCİRİ Patlamada, 163 kişi hayatını kaybederken, yaklaşık 6 bin kişinin de yaralandığı açıklanmıştı. Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, patlamaya 6 yıldır Beyrut Limanı’ndaki bir depoda tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitrat maddesinin yol açtığını söylemişti. Bu açıklamanın ardından sosyal medyanın yanı sıra Lübnan ve dünya basınında birçok soru ve ihmal iddiaları gündeme gelmişti.
T
WORLD
rkısh NEWS PRESS
11 August 2020
17
TARIH & EDEBIYAT
SINEM TASLAK
MUSTAFA II
S
ultan Mustafa II was born on 6th February 1664, in Istanbul. His father was Sultan Mehmed IV and his mother was Emetullah Rabia Gulnus Sultana. His mother was from Crete. He had a strong science education. On the third day of his accession; he declared a programme (hatti humayun) explaining what he was going to do. In his writing he was telling “We have prohibited ourselves pleasure, delight and comfort”. The article that he had written to one of his viziers, was as fallow: “Power and treasury are not necessary for me. If required I can eat only bread. I sacrifice my body for my religion. I forbear every kind of trouble. Until my mission towards my nation finishes I do not return back the campaign. Of course I, myself take part in the campaign.” “Kendim bi nefsihi gitmek üzere gaza ve cihada külli niyet eyledim.” As justification, the new sultan gave the following explanation, “...since my father’s sultanate, no rules has taken to the field of battle in person - thereby the giavors (pagans/Christians) have attacked Muslim lands and taking Muslim prisoners.” From the very first few days of his reign, this sultan saw himself as the redeemer of the state, who was bent on reversing the tide of
Berhudâr
HAFTANIN KELIMESI
B
sinem.taslak@gmail.com
retreat and defeat to one of expansion and victory. The model he set for himself was none other than that of Suleyman I (1522-66), variously called the magnificent and the lawgiver. At no point in his long reign had this sultan,
Mustafa II pointed out to his chief executive officer, left the conduct of military campaigns to his subordinates. No, indeed, he made sure that he was always at the head of his army. He was the Ottoman sultan from 1695 to 1703, whose determination to regain territories lost after the unsuccessful attempt to take Vienna
n Mutlu. Nasipli. Fayda gören. Dilimize Farsça’dan geçmiştir. Hisse ve pay mânâsındaki Berhûr kelimesinden türetilmiştir. Berhudar ol: “Hayırlı
günler gör, hayır üzere ol” anlamında büyüklerin küçüklere söyledikleri bir duâ sözü: “Ooo, Nihat Bey oğlum, berhudar ol!” (Yusuf Z. Ortaç). Berhudar olmak:
in 1683 led to the continuation of the war against the Holy League (Austria, Poland, and Venice). Mustafa’s military campaigns met with early success. After recovering the island of Chios from Venice, he made gains against Austria in 1695 and 1696. The Russians occupied Azov (at the mouth of the Don River) in 1696, however, and he was defeated by the Austrians at Senta (see Zenta, Battle of) in 1697. The Treaty of Carlowitz (1699) radically reduced Turkey’s Balkan holdings, and the Treaty of Constantinople (1700) confirmed Russia’s gains. Internally, the continued warfare caused social and economic dislocations. Heavy taxes drove many cultivators off the land; and the government’s exclusive preoccupation with Europe resulted in local revolts in eastern Anatolia and among the Arab tribes of Syria and Iraq. Disillusioned by the defeat at Senta, Mustafa left most matters of state to the leader of the Muslim hierarchy, Feyzullah, while he himself devoted his last years to hunting. A military mutiny deposed Mustafa on Aug. 22, 1703. > Sources: http://www.theottomans. org/english/fam ily/mustafa2. asp; https://www.britannica.com/ biography/M ustafa-II; https://www. jstor.org/stable/1595336?se q=1
Mesut olmak, murâdına ermek: “Hepsi de berhudar olalar.” (Safiye Erol). > Kaynak: Banu Ertuğrul & Onur Ertuğrul / Bazı Kelimeler Çok Güzel
14-year-old Syrian commits suicide after Netherlands rejects asylum request
A
li Ghezawi was one of the millions of Syrians who fled their country during the nine-yearlong brutal civil war that has devastated his country. His family immigrated to Europe after long desperate years in a refugee camp in Lebanon. Yet, the journey only exacerbated the Ghezawis’ grief, as 14-year-old Ali committed suicide after the Dutch Authorities denied the family’s asylum request, local media reported Monday. The Ghezawis fled to Lebanon and spent five years in a refugee camp there. They were later granted asylum by Spain, but could not survive there due to grave living conditions and lack of employment. The family later traveled to the Netherlands with the hope of finding a permanent home and started to live at a refugee center in the southern province of Limburg. However, the Dutch authorities denied the Ghezawis’ application for asylum. “When we heard that we could not stay in the Netherlands, something snapped inside him,” his mother Aisha told the Algemeen Dagblad (AD) newspaper. “He did not want to talk or eat anymore.” Such incidents are rife at Dutch refugee centers, according to the Netherlands’ refugee settlement agency, COA. AD reported that the institution registered at least 590 “selfdestructive acts” last year “which includes suicide attempts and hunger strikes.”
HAYATIN AYRINTILARI
ir esen rüzgâr olup hiç bilmediğimiz yerlere, yollara savrulmak isteriz bazen. Tanımadığımız yüzler, yollar ve hanelerle kendimizi sıfıra çekmek isteriz. Bazen de sarı sayfalardan başımızı kaldırarak yaşayan kitaplar okumak üzere yollara düşmeyi arzularız. Yeni yeni hayatlar, yeni yeni savrulmalar sanki bizi bize getirecek gibi gelir. Belki kendimizden kaçmak istiyoruzdur da bunlara sığınmak bahanemiz olur. Herkesin sığınakları farklıdır. Kimi yollarda, kimi seslerde, kimi şarkılarda yaşar bu duysunu ama illaki yaşar. Bazen baharlar açar içimizde renk renk, çiçek çiçek… Çoşmak, çağlayanlar gibi çağlamak gelir içimizden. Sığmayız ne kabımıza ne olduğumuz yere ne de yüksek dağların zirvesine. Gözlerimizdeki yıldızların sayısı, Çoktur belki uzaydaki yıldızlardan bile. Bazen de ıssız bırakmak isteriz kendimizi; öylesine bomboş, yalnız, sade ve yalın. Hani sadeleştikçe zenginleşirmiş insanoğlu. Belki de zenginleşmek için sadeleşmek gerek hayatın her evresinde. Sadeleştikçe çoğalmak… Kimbilir, belki de içimizde kopan feryatlar ve sessiz çığlıklarımızı bir duyan olsun diye. Yaşamın ayrıntıları, yaşadığınız ayrıntılarda gizlidir. İşte bu ayrıntılar bizi hayata bağlayan en güzel sır ya da hayatı çekilir kılan en tatlı unsurdur. Bazen çok sıradan bazen de mucizelerle dolu ama üzerinden yıllar yıllar geçmesine rağmen her aklınıza geldiğinde kalbinizi minik bir kuş gibi kıpır kıpır hareket ettirir.
Bazen de sırf bir güzelliğe tanıklık ettiğiniz için kendinizi bahtiyar hissedersiniz. Olayın öznesi siz değilsinizdir; ama yine de kendinizden bir şeyler bulup, mutlu olursunuz. Küçük bir kız çocuğunu bir müfettiş edasıyla takip ettiğim anlar, bunun güzel bir misalini teşkil eder. O gün ben oradaydım ve başkasının yaşadığı bir güzellikten dolayı mutlu olmuştum. Küçük kız, çok heyecanlı ve bir o kadar da meraklı bakışlarla reyonları tek tek dolaşıyordu. Aradığı şeyin ne olduğunu çok iyi biliyormuş gibi, reyonları hızlıca göz atıyor, hemen bir sonrakine geçiyordu. Onun bu heyecanını ve gözlerinden okunan mutluluğunu fark etmem uzun sürmedi. Onunki kadar olmasa bile, ama hiç de azımsanmayacak bir heyecanla ben de başladım onu takip etmeye. Annesi de benden farklı değildi. O da anlayamadığı bu heyecanı çözmek için kızının peşinde ilerliyordu. Sonunda küçük kız aradığını bulduğunda, belki de biz ondan daha çok heyecanlanmıştık. Etikete baktıktan sonra, elinde sıkı sıkı tuttuğu parayı kontrol etti. Bir daha, bir daha saydı. Yöneldiği kasayı annesine işaret ederek koşmaya başladı. Artık iyice meraklanmıştık annesiyle ikimiz. Küçük kız kasiyerin kulağına bir şeyler fısıldadı ve kenara çekilerek beklemeye başladı. Bu ne heyecanlı bir andı böyle! Onun ne yapmaya çalıştığını anlama merakı almıştı bizi. Az sonra kasaya bir anneyle kız geldi. Temiz ve özenli giyinmişlerdi; fakat giydikleri iyice yıpranmış kıyafet, yoksul
olduklarını ele veriyordu. Belli ki kız bir şey istiyordu ama annesi izin vermiyordu. Az sonra fark ettik ki, bizim küçük kızı izlediğimiz gibi, küçük kız da bu anneyle kızını takip ediyordu. Anneyle kızı kasaya geldiklerinde, kasiyer çıkarıp elindeki paketi onlara uzattı. Annenin şaşkın bakışları arasında kız paketi açtı ve paketten çıkan şeyin aradığı kıyafet olduğunu görünce çok mutlu oldu. Küçük kızın bu mutluluğu hepimizi çok duygulandırmıştı. Meğer bizim küçük kız, annesiyle gelen bu kızın istediğini daha önceden duymuş ve ona yardım etmek için koşturup durmuş. Kendisi küçük ama ruhu büyük olan bu kız, kendisi gibi küçük bir kızın istediği şeyi alıp ona hediye etmişti. Paylaşma duygusunun bazı küçük insanlarda ne denli büyük olduğunu bu küçük kızdan öğrenmiş ve ondan büyük bir ders almıştım. Hediyeyi alan o küçük kızın gözlerindeki parıltı belki de her şeye değerdi. Dünyalara bedeldir birilerinin gözlerine yıldızlar yakmak. İşte bu küçük kızın yaktığı o parlak yıldız, o gün hepimizin yüreğini aydınlatmıştı. Ne güzeldir yıldız yıldız bakan bir çift göz… Sevgiyi şelaleler gibi gözlerinden gözlerinize akıtması. Âdemoğlunun uzayın her köşesini keşfedeği günler gelir de Bu duyguyu çözemeyeceği kesindir bence. > Kaynak: Venhar Sağıroğlu / Aşkın Suskunluğu
Israel tries to evict Palestinian family from cave home A
hmed Amarneh’s home, with a wooden door opening into cushion-lined rooms, is not the first Palestinian residence in the occupied West Bank to receive a demolition notice from Israel. But it may be the first built inside a cave which the Jewish state has threatened to destroy. Amarneh, a 30-year-old civil engineer, lives with his family in the northern West Bank village of Farasin, where Israel insists it must approve any new residential construction and can tear down homes built without permits. “I tried twice to build (a house), but the occupation authorities told me it was forbidden to build in the area,” Amarneh told AFP, using a term for Israel used by some Palestinians. The Oslo peace accords of the 1990s gave the Palestinians self-rule in parts of the West Bank. However, some 60% of the territory dubbed Area C, where Farasin is located, remains under full Israeli civil and military control.
PAZARTESI
Fatma Gençtürk Cihan Bibinoğlu Bilge Başafacan ÇAY MOLASI
. . T rkıye’nın
SESİ RADYOSU info@turkishmedia.com.au 1300 917 566
CUMA
Tanyeli Serkan Uyanık TANYELI’YLE BIZ BIZE
I CUMARTES
SALI Ergül Uybadın Derya Sekmen Büşra Erkan Tuğçe Uybadın
VOICE OF TURKEY WOMENS EDITION
ÇARŞAMBA
Serkan Uyanık Halil Yılmaz IZZET-I IKRAM
PERŞEMBE
Diyanet Sydney Saat 17-18 & 22-24 DIYANET SAATİ
SYDNEY DIGITAL 985 & MELBOURNE 98.9 NORTH WEST FM YAYINIMIZLA . . SIZLERLEYIZ! - Sydney’de haftanın 7 günü saat 17-18 arası Perşembe ve Cuma geceleri saat 22-24 arası - Melbourne’da her Çarşamba saat 17-18 arası - Yayınlarımızı aşağıdaki linklerden dünyanın her yerinden dinleyebilirsiniz. SYDNEY: www.turkiyeninsesi.sydney MELBOURNE: www.turkiyeninsesi.melbourne - Ayrıntılı bilgi için bizi arayın: +61421890600
T
rkısh
Sülhan Yılmaz Gülten Akbar HAYATA DAIR
PAZAR
Zafer Uyanık Cem Birben MUHABBET ZAMANI
SATURDAY0 16.00-17.0
Tuğçe Köksal, Yasin Köksal, Ahmet Kale & Azra Vejzovic
THE SOURCE
ÇARŞAMBA
@turkiyeninsesiradyosu
MEDIA LIMITED
MURAT ŞIRIN
ELIF AYDIN
ÜMIT UYAR
MELBOURNE’IN SESİ
.
NOSTALJI
T
rkısh NEWS PRESS
11 Agustos 2020 ğ
19
Ömrünü zikir sayacına adadı...
Tespihlere imzasını
‘imameyle’ atıyor Yaptığı birbirinden farklı imameli tespihlerle dikkati çeken Kültür ve Turizm Bakanlığı geleneksel el sanatları sanatçısı Kenan Alak’ın, 40 yıldır ürettiği el emeği göz nuru eserleri, yurt içi ve dışından yoğun talep görüyor... Tespih Ustası Kenan Alak, “Yaptığım eserlerde hep imameyi ön plana çıkarmaya çalıştım. Sade imamede 10 çeşitten fazlaya çıkamazsınız ancak ince demir boru üzerine gümüşlü imamede sınırsız şekil verme imkanınız var” diyor...
M
alatya’da yaşayan ve yaptığı birbirinden farklı tespihlerle dikkati çeken geleneksel el sanatları ustası Kenan Alak, 40 yıldır çalışmalarına imzasını imamelerle atıyor. Türkiye’de kültürün ve inancın önemli bir parçası durumunda bulunan tespih, kimi için zikir aracı kimi için hobi kimi için de aksesuar oluyor. EVİNİ ATÖLYEYE ÇEVİRDİ Malatya’nın Yeşilyurt ilçesindeki evinin bir odasını atölyeye çeviren 63 yaşındaki Alak da yaptığı birbirinden farklı imameli tespihleri meraklılarının beğenisine sunuluyor. Kehribar, kuka gibi taşları el emeği göz nuruyla birbirinden değerli sanat eserlerine dönüştüren Alak’ın tespihleri, yurt içi ve dışından yoğun talep görüyor. Aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı geleneksel el sanatları sanatçısı da olan Kenan Alak,
gençlik yıllarında gördüğü sarı-kırmızı tespihin hoşuna gitmesiyle bu alana yöneldiğini söyledi. CUMALİ DAYI’NIN YADİGÂRI Gördüğü tespihi 10 katına satın aldığını, ardından merakının başladığını anlatan Alak, koleksiyon yaptığını, ardından da atölyede tespih üretmeye başladığını ifade etti. Alak, o dönem kentte tespih ustası “Cumali dayı” ismiyle bilinen kişiden bu işi öğrendiğini, onun sayesinde bu ala-
na ağırlık verdiğini ve kendini geliştirmeye başladığını ifade etti. HAYAL GÜCÜNE BAĞLI Ustasından öğrendiği mesleği hayal dünyasını katarak geliştirdiğini ve farklı ürünler ortaya çıkardığını belirten Alak, şunları anlattı: “Daha sonra gümüş işlemeli imameli tespihler yapmaya başladım. Yaptığım eserlerde hep imameyi ön plana çıkarmaya çalıştım. Sade imamede 10 çeşitten fazlaya çıkamazsınız ancak ince demir boru üzerine gümüşlü imamede sınırsız şekil verme imkanınız var. Şehitlerimizin adına, Ömer Halis Demir adına gümüş imame işlemeli tespihler yaptım. Tespihin güzelliği yapanın hayal gücüne bağlıdır. İnce demir boru üzerine gümüş işlemeli imameli tespihleri ilk kez ben yaptım ancak şimdi yaygınlaştı.” 35 SANTIMLIK IMAME İmamenin tespihin en önemli noktası olduğunu belirten Alak, “Bir ima-
menin yapımı aralıksız çalışmayla yaklaşık 15 saat sürüyor ancak daha öncesinde ne yapacağını düşünmek, ardından ona göre çalışmaya başlamak gerekiyor. Bugüne kadar yaptığım en uzun imame 35 santimetre” dedi. Tespihlerini internet üzerinden meraklılarına tanıttığını belirten Alak, şunları dile getirid: “Eserlerim yurt içi ve dışından yoğun talep görüyor. Tespihlere en çok Almanya ve Fransa’dan talep geliyor. Arap ülkelerine bile ürettiğim tespihlerden gönderdim. 750 liradan başlayıp 3 bin liraya kadar satılıyor ancak kullanılan malzemeye göre fiyatı daha yukarılara çıkabiliyor.” GÖZ GÖRENE KADAR DEVAM! Mesleğini çok sevdiğini anlatan Kenan Usta, şöyle devam ediyor: “Ne zaman gözlerim görmez, ellerim tutmaz o zaman bu işi bırakırım. Mesleğini gelecek nesillere bırakmak için çırak da yetiştiriyorum. En büyük hayalim ise büyük bir tespih sergisi açmak. Yaptığım imamelerin hepsi birbirinden farklı. Aynısını hiçbir şekilde bulamazsınız. Bir daha dünyaya gelsem yine bu işi yaparım. Allah herkese sevdiği işi yapmayı nasip etsin.” Alak, atölyesinde modern cihazlar kullanmadığını, daha çok el işçiliğinin ön plana çıktığını söyledi. AÇTIĞI YOLDAN ILERLİYOR Kenan Ustadan sanatını öğrenmeye çalışan Bülent Kömürkara ise yaklaşık 2 yıldır eğitim aldığını söyledi. Ustasından sanatını en iyi şekilde öğrenip sürdürmeyi hedeflediğini belirten Kömürkara, “Değerli ustalarımızın kıymetini bilmeliyiz. Kendisini örnek alıyorum. Elimden geldiği kadar ustamın açtığı yoldan ilerlemeye gayret ediyorum” diye konuştu.
20
11 Agustos 2020 ğ
İlan ve kartvizit reklamlarınız için rezervasyon: 0 433 162 655
T
rkısh NEWS PRESS
..
SERI ILAN
Ustasından ses, saz ve müzik dersleri verilir, ayrıca enstrüman satılır. Zafer Uyanık 0457 133 254
Toplumu Koronavirüs’ten (COVID-19) koruma COVIDSafe hayata doğru giderken, iyi değilseniz evde kalmanız önemlidir. Üşütme veya grip benzeri belirtiler taşıyorsanız COVID-19 testi yaptırmaya ilişkin tıbbi öneri almalısınız. Hafif belirtiler gösteren kişiler de virüs yayabilir.
sonuçlarının belli olması bir ya da iki gün sürebilir. Solunum zorluğu gibi ciddi belirtileriniz varsa acil tıbbi yardım için 000’ı arayın.
COVID-19 TESTI YAPTIRMA Test, hastaların COVID-19’a yakalanıp yakalanmadığını belirler ve sağlık makamlarının virüsün yayılmasını takibini kolaylaştırır. Erken tanı virüsü arkadaşlarınıza ya da ailenize yaymaktan sakınmanız için önlem alabilmeniz anlamına gelir. Ateş, öksürük, boğaz ağrısı veya nefes darlığınız varsa test yaptırmanız önemlidir. İyi değilseniz ve aşağıdaki şartları taşıyorsanız test daha da önem kazanır: l Avustralya’ya yurt dışından yeni döndüyseniz. Tüm yolcular Avustralya’ya geldiklerinde 14 gün karantinada tutulacaktır; l Son 14 gün içinde COVID-19 tanısı konulmuş birisiyle yakın temasta bulunduysanız; l Sağlık bakımı, yaşlı bakımı ya da bakımevi çalışanı ya da hastalarla doğrudan teması olan bir çalışansanız. NEREDE TEST YAPTIRABILIRIM? Testi ayarlaması için doktorunuzla görüşebilir ya da bir solunum
kliniğine gidebilirsiniz. Doktorunuza giderseniz ilk olarak klinikle irtibata geçip belirtilerinizi bildirmeniz önemlidir. Böylece, siz gelmeden önce hazırlık yapabilir ve klinikteki diğer kişileri koruyabilirler. Solunum klinikleri ülke genelinde akut solunum enfeksiyonu belirtileri gösterenleri test etmeye odaklanmış sağlık merkezleridir. Size yakın bir solunum kliniğini www.health.gov. au/covid19-clinics adresinden bulabilirsiniz. Eyalet veya bölgenizde test yaptırabileceğiniz başka klinikler de olabilir. Bunları eyalet ya da bölgenizin sağlık İnternet sitelerinden bulabilirsiniz. Virüs testi yaptırırsanız evde kalmanız ve diğer insanlarla temastan kaçınmanız gerekir. Test
YAYILMANIN DURDURULMASINA YARDIM EDIN Halkımızı korumak için herkes sosyal mesafeye ve hijyen kurallarına dikkat etmeye devam etmelidir. İyi değilseniz diğer insanlarla 1,5 metre mesafeyi koruduğunuzdan emin olun ve evde kalın. Ellerinizi su ve sabunla yıkayın ve öksürürken ve hapşırırken dirsek içini kullanın. COVID-19’un yayılmasını durdurmak için üstümüze düşeni yapmalıyız. COVIDSAFE UYGULAMASINI INDIRIN Henüz yapmadıysanız aile ve arkadaşlarınızla toplumu korumak için COVIDSafe uygulamasını indirin. Bu uygulama kamu sağlığı görevlilerinin, koronavirüsü olan birisine temas etmiş kişilere bildirimde bulunma sürecini destekler. COVID-19 HAKKINDA DAHA FAZLA BILGI Resmi kaynaklardan bilgileri sürekli takip etmek önemlidir. www. australia.gov.au adresine gidin, 1800 020 080’den Koronavirüs Yardım hattını veya 131 450’den yazılı ve sözlü çeviri hizmetini arayın.
22
11 Agustos 2020 ğ
T ALEM-I İSLAM
HAYA EL-MUŞÎ
info@turkishnewspress.com.au
Virüse İlahi pencereden bakış
İ
nsan kendi kendine yeten kusursuz bir varlık değildir. O yüzden, tek başına yaşayamaz insan. Kusursuz bir varlık gibi hareket ettiği andan itibaren, insanı bağlayan başka bağların, nefsinin arzularını yerine getirememesi, elindeki imkanlarını kullanamaması son dönemde çok zor geçen dünyada yaşadığı ve yaşayacağı imtihanı sıkıntılı geçmiştir. Her şeyin Allah’tan geldiği, O’nun izni olmadan hiçbir şeyin olamayacağı düşüncesinin gölgede kalması (hâşâ bu virüsün de Allah’tan bağımsız insanların eseri) gibi inanılması Müslümanları sarsmıştır. İnsanın yolunu bulması için Rabbiyle arasına giren engelleri kaldırması, Allah’ın insana lûtfudur. İnsan, işte Allah’ın bu ihsanını fark ettiği ölçüde ve oranda yükselir. Nefsinin ağlarına takıldığı zaman arzularının kulu, kölesi olur. Bizim kulluğumuzun gayesi; yeryüzünde Allah’ın istediği büyük, köklü ve kapsamlı değişim ve dönüşümü gerçekleştirebilmektir. Bizim için kulluk, namaz, oruç, infak, zikir, dua gibi ibadetlerle beraber, yeryüzünün imar ve ıslahı için yapılan her siyasi, ekonomik, askeri ve uluslararası faaliyettir. Bu yolda yapılan her teknolojik ve ilmi faaliyet ibadettir. Her basınyayın ve medya faaliyeti ibadettir. Bu vazife gereği yapılan her sosyal ve ailevi faaliyet, her düşünsel çaba ve hatta bu hedefe yönelik her nefes alış verişi ve her kalp atışı da bir ibadettir. Dinimiz hayat tarzımızda boşluk bırakmaz. Son yaşadığımız ‘virüs imtihanı’ sadece bulaşıcı hastalıkla izah edilmez. “Çin’de çıktı. ABD’ye varıncaya kadar yayıldı” gibi ifadelerle Allah’tan bağımsız bir izah ve yorum itikadi ve ameli bakımdan din kardeşlerimizi sıkıntıya sokar. Zor imtihan günlerinde yaşıyoruz. Kazalar, belalar, hastalıklar, ölümler, vs. kısaca uğradığımız âfet ve musibetlere karşı nasıl bir tavır içinde olmalıyız? “3 T”yi unutmayalım; TedbirTakdir-Tevekkül. Acı ve tatlı başa ne gelirse gelsin hepsi Allah’ın takdiri iledir. “İnsana ancak Allah’ın takdir ettiği şeyin isabet edeceği” bildirilmiştir. Rasûlullah aleyhisselam şöyle buyurdu: “Mü’minin durumu gıpta ve hayranlığa değer. Çünkü her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece mü’minde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur.” Dünya imtihan dünyasıdır. Hayat yolu inişli, çıkışlı, yokuşludur. Ayağına taş değdiği, başına bir sıkıntı geldiği zaman bunların da
imtihanın birer şıkkı olduğunu hatırlamalıdır. Başına gelene derin bir tevekkülle sabretmelidir. Bu acıların kendisine boş yere verilmediğini, sıkıntılara sabrettiği takdirde bu dertlerin kendisine ahiret azığı olacağını bilmelidir. Hadis-i şerifimizde görüldüğü üzere Peygamber Efendimizi hayrete düşüren şey, kulun nail olduğu nimetleri verene şükredince de, şer gibi görünen dertlere, sıkıntılara ve hastalıklara sabredince de sevap kazanmasıdır. Mü’min, başkalarına değil, sadece kendisine verilen bu güzelliği görmeli ve haline şükretmelidir. Fakir, ‘neden hep ben sıkıntı çekiyorum?’ diye hayıflanmamalıdır. Hasta ‘neden dertler hep beni buluyor?’ diye şikâyet etmemelidir. Çünkü bazı insanlar, her istediğine sahip olunca yolunu kaybeder. Bazı insanlar da yokluk çekince isyankâr olur. İşte bu sebeple zenginlik gibi fakirlik de bir lütuftur. Fakir yokluğa sabretmeli, zengin varlığa şükretmelidir. Aynı şekilde hastalık da bir nimettir. Dertler ve acılar, sabreden mü’mini, hiçbir hayır ve ibadetin eriştiremediği cennetteki yüksek derecelere kavuşturur. “Elbette Rabbimiz Allah’tır” diyenler ve sonra da tahriklere aldırmadan emredilen yolda sabır ve sebatla yürüyenler için, ne gelecek endişesi vardır, ne de geçmiş korkusu. Yeryüzüne ve insanlara gelen musibetlerden arız olan hadiselerden, zuhur eden hayrı ve şerden hiçbir şey kendiliğinden meydana gelmez. Ancak Allah’ın izni ve dilemesiyle meydana gelir. Çünkü her şeyi yaratan, ilmiyle kuşatan Allah’tır. O’nun izni dışında bir şeyin vücut bulması mümkün değildir, Allah’ın izni olmayınca bir yaprak bile yerinden oynamaz. Allah’ın izni olmadıkça hiç kimse ölmez, ölüm belirli bir süreye göre yazılmıştır. Bu inanç, akide dengeli hareket ettiği zaman problem yaşamaz, insana bu dengeyi her hal ve şartta bunalımsız yaşamayı sabır ve şükür dengesini sağlamayı iman meydana getirir. Eğer, bu imanın icaplarını yerine getirirse belalara sabretmeye nimetlere şükretmeye Allah onu muvaffak kılar. Allah herkesin imanını, nifakını, küfrünü, itaat ve isyanını bilir. Ameline göre karşılığını verir. Hiçbir şey senin değil, kendinin zannettiğin her şey sana ‘Allah’ın emaneti’dir. Gereği gibi şükür, nimetin gerçek sahibini bilmektir. Rabbimiz bizleri, şeytandan, fitneden, fesaddan, cehaletten berî kılıp, karşılaşacağımız zorlu imtihanları başaran, sabır ve şükür ehli kullarından eylesin. > Yaşar Değirmenci
rkısh NEWS PRESS
.
DIYANET&KÜLTÜR Allah Rasulünden
Vahyin Dilinden
“Onlar hâlâ Kur’ân üzerinde gerektiği gibi düşünüp kendilerine neler kazandırabileceğini hesap edemiyecekler mi? Yoksa akıllarında, kalplerinde üstüste kilitler var da, düşünmekten yoksun oldukları için mi Kur’ân’a iman edip uygulamıyorlar?” . MUHAMMED, 24. AYET
“İnsanları doğru yola çağıran kimseye, kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir. Ona uyanların sevaplarından da hiçbir şey eksilmez. Başkalarını sapıklığa çağıran kimseye de, kendisine uyanların günahı gibi günah verilir. Ona uyanların günahlarından da hiçbir şey eksilmez.” . MÜSLIM, EBÛ DÂVÛD, TIRMIZÎ, İBNI MÂCE
MAZLUMUN VE MAĞDURUN OLDUĞU HER YERDEYİZ
TDV, Lübnan’a yardıma koştu
Beyrut Limanı’ndaki elim patlamanın ardından bölgedeki partner kuruluş aracılığıyla ilk etapta ihtiyaç sahibi ailelerin tespitini yapan Türkiye Diyanet Vakfı, ekmek ve su başta olmak üzere bölgede gıda dağıtımı gerçekleştirdi.
T
ürkiye Diyanet Vakfı (TDV), Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta meydana gelen ve 163 kişinin hayatını kaybettii, 6 bin kişinin de yaralandığı dehşet patlamanın ardından ihtiyaç sahiplerine Türkiye’nin şefkat ve yardım elini ulaştırdı. “YERYÜZÜNDE İYILIK EGEMEN OLUNCAYA KADAR” DEVAM... TDV’den yapılan açıklamaya göre, “Yeryüzünde İyilik Egemen Oluncaya Kadar” sloganıyla dünyanın dört bir yanında mazlum ve mağdurların yardımına koşan ve kriz bölgelerine acil insani yardım götüren vakıf, Beyrut Limanı’ndaki patlamanın
ardından Libya halkına yardımlarını ulaştırdı. Açıklamada görüşlerine yer verilen TDV Mütevelli Heyeti İkinci Başkanı İhsan Açık, bölgedeki partner kuruluş aracılığıyla ilk etapta ihtiyaç sahibi ailelerin tespitini yaptıklarını belirtti. MİLLETİN ELİ Patlamada ciddi zarar gören Karantina,
Beşura ve Jummeyzi bölgelerinde ekmek ve su başta olmak üzere gıda dağıtımlarına başladıklarını bildiren Açık, şunları anlattı: “Türk milletinin yardım elini vakit kaybetmeden ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırıyoruz. Dağıtımla birlikte inceleme ve tespit çalışmalarımız da sürüyor. Kimin neye ihtiyacı varsa ona göre yardım ulaştırmaya çalışıyoruz.” Bölgedeki diğer Türk sivil toplum kuruluşlarıyla koordineli şekilde hareket edildiğini kaydeden Açık, el birliğiyle yaraların en kısa sürede sarılacağını dile getirdi.
Mevlid-i Nebi’de çocuk sempozyumu n Diyanet İşleri Başkanlığınca 6-8 Kasım’da düzenlenecek Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu’nun teması “Peygamberimiz ve Çocuk” olarak belirlendi. Sempozyumla çocuk konusunu Kur’an ve sünnet perspektifinden ele almak, çocukların ve ebeveynlerin yaşadığı sorunlara temel dini referanslar ile bilhassa Peygamber Efendimiz’in sünneti ekseninde çözüm önerileri sunmak amaçlanıyor. Ayrıca sempozyumla Diyanet’in çocuklara yönelik hizmetlerinin değerlendirmesini yapmak ve geliştirilmesine katkı sağlamak hedefleniyor. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce düzenlenecek sempozyuma katılmak isteyenler Türkçe, Arapça ve İngilizce dillerinde tebliğ sunabilecekler.
.
YEMEK&HOBI R LEZZETLI TARIFLE
T
rkısh NEWS PRESS
11 Agustos 2020 ğ
23
DÜNYAYI DÖRT MEVSIM LEZZETLE BULUŞTURAN TÜRKIYE’MIN NIMETLERI
Bizim için kurutuyorlar
RK FATMA GEwNspreÇssT.coÜm.au
B
info@turkishne
Kurutmalık domates işinde çalışan mevsimlik tarım işçileri, daha çok ürün işlemek için çabalıyor. Kışın lezzeti olan domatesten tarlalar ise görenleri adeta büyülüyor...
aşta Avustralya olmak üzere irçok ülkede sofraları süsleyen kurutmalık domates işinde çalışan mevsimlik tarım işçileri, kavurucu sıcağın altında hem zamanla hem de birbirleriyle yarışıyor. Türkiye’nin kurutulmuş domates ihracatında lider konumda bulunan İzmir’in Torbalı ilçesindeki tarlalar, adeta kırmızıya büründü. Binbir zahmetle kurutulmaya bırakılan domates işinde çalışanların büyük kısmını ise Anadolu’nun diğer illerinden kente geliyorlar. ALIN TERİ EL ÇABUKLUĞU Kendi imkanlarıyla kurdukları derme çatma çadırlarda yaşamak zorunda kalan aileler, evlerinden yüzlerce kilometre uzakta “gurbet mesaisini” sürdürüyor. Temmuz ve Ağustosta hasadı yapılan domatesler kurutulmak üzere traktör ve kamyonlarla belirlenen alanlara getiriliyor. Gün doğumuyla çadırlarından çıkarak domates mesaisine başlayan işçiler, toprak zemin üstüne serilmiş beyaz örtüyle kaplı alana giriş yapıyor. Dağıtılan domatesleri tek tek
ortadan ikiye kesen işçiler, ardından ürünleri kuruması için tarlaya seriyor. Öğle yemeği için çadırlarına giden aileler, kısa bir dinlenmenin ardından yeniden domateslerin kurutulduğu alanın yolunu tutuyor. KASA KASA LEZZETLER Kavurucu güneşin altında saatlerce çalışan işçilerden her biri
el çabukluğuna göre günde ortalama 100 ila 150 kasa domates kesebiliyor. İşlem yaptıkları kasalara göre para kazanan işçiler, bu nedenle daha çok domates kesmek için adeta zamana karşı yarışıyor. Günlük 150 kasalık domates kesen kişi ortalama 37 bin 500 ürün işlemiş oluyor. Domates kesen kadınlar, çadırda
yemek, temizlik ve çocukların bakımı gibi işler için de mesai harcıyor. Banyo, mutfak, elektrik ve su olanakların kısıtlı olduğu alanda küçük çocuklar ise oyunlar oynayarak keyifli vakit geçiriyor. “ÖMRÜM ÇADIRDA GEÇTI” İlerleyen yaşına rağmen torunlarıyla çalışan 57 yaşındaki Hüsna İlik, çocukluğundan itibaren bu işlerin içinde olduğunu belirterek, “Ömrüm çadırda geçti. Pamuk, pancar, soğan, fındık her işte çalıştım ama yaş artık ilerledi zorlanmaya başladım. İşimiz zor ama emeğimizin karşılığını alabildiğimiz için şükrediyoruz. Seneye ölmezsek yine geleceğiz” diyor. ŞİKAYETÇİ DEĞİLLER 7 çocuk babası 42 yaşındaki İbrahim İlik ise, “Her gün saat 6’da mesaiye başlıyoruz. Önce kasa domatesleri kesip kesiyoruz. sonra tuzcular tuz atıyor. Hava sıcaklığına göre 6 günden sonra domates kuruyor. Toplayıp depoya gönderiyoruz. Allah’a şükür işimizden memnunuz” şeklinde şükrediyor. Lise öğrencisi Zehra İlik de okullar kapandıktan sonra İzmir’e geldiklerini belirterek, “Günde ortalama 120 kasalık domates kesiyorum. dile Bu işte hız ve dikkat çok önemli” diyor. Ne diyelim; kazandıkları ekmek helal olsun!
ÇÖREK OTU YAĞI, TÜM DERTLERE DEVA! Çörek otu yağı nedir? Faydaları nelerdir? Hangi hastalıklara iyi gelir? Şifa deposu çörek otu yağı ile ilgili bilmeniz gereken her şey... l Diyabet diğer bir adıyla şeker hastalığı için de faydalıdır. l Kan damarı duvarlarının esnekliğini arttırmaya yardımcı olur. l Kronik yorgunluğa iyi gelir. l Safra kesesi taş oluşumu ve böbrek taş oluşumuna karşı etkilidir. l Dolaşım sistemine yarar sağlar. l Cinsel gücü arttırıcı etkisi vardır. l Ateş düşürmeye yardım eder. l Amfizem rahatsızlığına karşı kullanılabilir. l Kan basıncını ve yüksek tansiyon yani hipertansiyonu düşürür. l Kolesterolü düşürücü etkisi de vardır. Kolesterolü dengeler. l Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara karşı direnç sağlar. l Diş ağrılarını geçirmeye yardım eder. l Gebelikten sonra emzirme dönemini arttırır, doğum yağmış annelerde süt artışı sağlar. l Romatizma ağrılarını dindirir. l Kanı sulandırır. l Eklem ağrıları, artrit ve romatizmaya iyi gelir. l Uykusuzluk çekiyorsanız şifayı çörek otu yağında bulabilirsiniz. l Kas ağrıları için bir çay bardağı çörek otu yağı ile masaj yapabilirsiniz. l A, B, ve C vitaminlerinin yanı sıra kalsiyum, potasyum, magnezyum ve çinko gibi değerli bileşenleri içerir. l Yaraları iyileştirici özelliği vardır. l İltihap giderici ve idrar söktürücüdür l Cilt hastalıklarını tedavi edicidir. l Antioksidan özelliğe sahiptir. l Zayıflamaya yardımcı olur. l Hazmı kolaylaştırır. l Mikrop ve virüslere karşı koruyucudur. l Baş ağrısına iyi gelerek baş ağrısını geçirir.
l Bağırsak kurtlarını düşürücü etki yapar. Bağırsak parazitlerini geçirir. l Sindirim sistemini rahatlatır. Gaz giderici özelliği vardır. l Kabızlığı gidermeye yardım eder. l Dizanteriye karşı fayda sağlar. l Hemoroid yani basur için de iyileştirici özelliği vardır. l Burun tıkanıklığını giderir. l Astım yada alerjik reaksiyonları olan kişilere de fayda sağlar. l Bronşit ve öksürüğe iyi gelir. Özellikle kış hastalıkları olan nezle, grip için etkilidir. l Inflamasyon azaltir NASIL TÜKETİLMELİDİR? l 2 kez bir çay kaşığı; sabah kahvaltıdan 20 dakika önce, ve yatmadan önce alınır. l Soğuk pres şeklinde üretilen, koruyucu, katkı maddesi olmayan ve karışım yağ içermeyen çörek otu yağı tercih edilmelidir. l Açıldıktan sonra güneşin görmediği yerde tutulur.
NEREDEN TEMİN EDİLİR?
Çörek otu yağımız soğuk pres makinelerinde üretilmektedir. Ayrıca taze Türk kahvesi çekilir. Adres: Shop 2/184-186 Haldon St, Lakemba NSW 2195 Phone: 0416 143 342 ALTIN KÖPRÜ VIDEO Adres: 4 Civic Rd, Auburn NSW 2144 Phone: 0296 432 184
50 ml: $20 5 100 ml: $3 0 250 ml: $7
*ADVERTORIAL
A
klınıza gelebilecek her türlü hastalığa karşı koruyucu görevi gören çörek otunun faydaları saymakla bitmez. Pek çok sağlık sorununa iyi gelen bu şifalı bitki günümüzde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Üzerine en çok bilimsel araştırma yapılan bitkilerden biridir. ÖLÜMDEN BAŞKA HER DERDE DEVA! Türkiyemizde çörek otu diye bilinen ‘Nigella Sativa’nın ölümden başka tüm dertlere deva olduğunu bize sevgili Peygamberimiz (s.a.v) tarafından 1400 sene önce, bildirmiştir. Tarih boyunca tıbbın gözde bitkilerinden biri olmuştur. ÇÖREK OTU YAĞININ FAYDALARI l Kansere karşı koruma sağlar. Prostat ve meme kanserini yavaşlatır, akciğer kanserine karşı da koruyucudur l Mide bulantısı ve ağrıları için bire birdir. l Kalbi korur. l Sinüzite iyi gelir. l Saçların yapısını korur ve saçların kolay, sağlıklı uzamasına yardım eder. l Saç dökülmesini önler, saçların erken beyazlamasını engeller. l Sinir, stres depresyon ve gerginlikten uzaklaştırır.
24
T
11 Agustos 2020 ğ
Mızmız
Hüzünlü
Pulculuk
Ehliyet, vasıf
Gökle ilgili
Politik
Temizlik
Lityum'un remzi
Teşvik sözü
1
rkısh NEWS PRESS Bayan omuz atkısı
BULMACA
Bir cins iri zeytin Bir erkek adı
Demir yolu
Tokat
Kavgayı ayırma
Bir soru şekli
Bir ilçemiz
Kamer
Bir kadın adı Bir harfin okunuşu
Buyruk
Rusça evet
Manda yavrusu
Sevgili
Kainat
Kışla kapısı
Kamuflaj
Hoş koku
2
Geometrik bir şekil
Yakın olmayan
Devlet başkanına itaat
Zehir
Hasta
Elbiselerde boyun kısmı
Sözün kısası
Bir kürk hayvanı Sert rüzgar
Hesap ilmi
Beyaz
Söylenti
Ben (a)
3
Bizmut'un remzi Bir çeşit kömür
Bayrak Kırmızı
Eti
Fecr vakti Şiirde tekrar kısmı
Nisbet
Muz (İng.)
Hacim
İl
Üye
Bir tür kumaş
Baryum'un remzi
Bir ilimiz Dört tarafı Balkanlarda sularla çev. bir şehir kara
Boş söz
Ölüden arta kalanlar
Zihin Sebze, meyve satıcısı Bir çeşit pasta
Eşik
Bir ilimiz
Bir üzüm çeşidi
Ağaç püsü
Bir put
Derman
İcar
Tufeyli
Padişah konutu
4
Memleket Bir tür peksimet
Üste sunulan mektup Mahşer yeri Körfez
Bir binek hayvanı Üzüm kütüğü
Garipler Galyum'un remzi
Bir binek hayvanı
Zariflik
Rey
İtalyan parası
Bakış Mısır'da bir nehir
Ehil, erbab Bir petrol ülkesi
Yara bakımı Tabanca (argo)
Uzaklık işareti Kıymetli bir maden
Özür dileme
Hz. Peyg. damadı
Boyun eğme
Tahta perde
Alakok Eğme Bir gezegen
Kahve, çay içilen yer
Ufuklar Başıboş Bir alan ölçüsü
Asya'da bir bölge
Vezirlik makamı
Nam, şan
Mamul hale getirme
Bön, aptal 6
Pus
Yurt
Hacda, umrede ihram giyilen yer
Hatırlama Bir nota
Bebek yemeği Ayıplama sözü
Sükûnet, sağduyu
Cevher Hint mihracesi Kalay kaplı ince saç
Benlik
Bilmişlik taslayan Bir cins iri at
Kademe
Bir ilimiz Deha sahibi
8
Padişah
Altının remzi
Sakin, huzurlu
İç işleri
Bir nota
Kraliçe
Alkolle müc. merkezi
Rey
Sanki
Sicim
Müzik yazısı Bir kadın adı
Bir kadın adı
Nazik
Rusça evet
Kötü
Maden suyu
Barınma
Bir gaz
Akıllı Şişkinlik
Yemeklerin tadı ....
Hülâsa
Yaşlı
Vücuttaki sıvı şişkinliği
Kötek
Kuzu sesi
Beyaz
Neden, niçin
Kayıp kıta
Bir tür çerez 10
Devletin kasası
Çocuk doğurtan kadın Demir'in remzi
S.Arabistan'da bir şehir Bir devlete ait simge İdarenin fiyat tesbiti
Adam (a)
Dudak (F)
Bir ilçemiz
İyot'un remzi
Atın ayakkabısı
Arızalar
11
Bir put
Cefa
Bir makam
Vilayet
Mağara
Radyum'un remzi 14
4
5
6
7
9
10
11
12
13
12
7
Araba düdüğü Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
8
K.Kerim'de bir sûre
Bir ünlem
Şehzade eğitmeni
Bir kadın adı
3
Hamle
Kısa hatırlatma yazısı
Deniz paşası
2
15
Oto lambası
Ünlü bir tarih ve fikir adamımız
1
Bir erkek adı
Rezillik
Bir kadın adı
Bay (İng.)
ŞİFRE SÖZCÜK
Bir tür aydınlatma
Ter, buhar
Sayı yazısı
Ekin biçme aleti
Fotoğraf mak.
Namus
Bir yar. fiil (ing.)
Şeddat'ın bağları
O yer
Geçici nikah
En fazla
Kekemelik
9
Bir ajans
Büyük, yüce
5
Devam ettirme
Bilgisayar hafızası Müslümanların ibadethanesi
Bir kadın adı
14
15
13
. . . YAZI DIZISI
T
rkısh NEWS PRESS
11 Agustos 2020 ğ
Onun filleri varsa
25
bizim de oklarımız vardır
İ
lk iki yazımızda Türk yay ve okları hakkında bilgiler paylaşmış, tarihten bazı çarpıcı örnekleri aktarmıştık. Bu son bölümde yine bazı tarihi aktarımlara değindikten sonra, geleneksel okçuluğa başlamak isteyen okçu adaylarına temel bilgiler ve naçizane tavsiyeler sunacağız. Doğu Roma İmparatoru Aleksios Kommenos’un kızı ünlü tarihçi Maria Komnena, babasının imparatorluk yaptığı dönemi (1081-1118) anlattığı “Aleksiad” adlı eserinde, Türkler için “Düşmanı tam bir çember içine alıp ona ok atarlar ve kendilerini uzaktan savunurlar. Bir Türk, kovalamaya geçmişse, düşmanını ok atarak haklar. Kendisi kovalanıyorsa, okları sayesinde üstün gelir. Bir ok fırlatır ve o ok gider ya ata ya atlıya saplanır. Ok, çok güçlü bir kolla gerilerek atılmışsa, gövdeyi delip geçer. Onlar gerçekten çok usta okçulardır” tespitine yer vermektedir. 11. yüzyılda yaşamış ve Urfalı Mateos olarak tanınan ünlü Ermeni tarihçi Matevos Urhayetsi ise, Selçuklu hanedan üyeler Kutalmış ile İbrahim Yınal komutasındaki Selçuklu ordusu ile Doğu Roma İmparatorluğu ordusu arasında yapılan Pasinler Savaşı’nda (1048) bir Selçuklu okçusunun attığı okun Doğu Roma ordusunun müttefiki Gürcü birliğinin komutanı General Liparit’in yeğeni Çortuanel’in ağzından girip ensesinden çıktığını aktarmaktadır. Adıgeçen tarihçi, Sultan I. Kılıçarslan komutasındaki Selçuklu ordusu ile Haçlılar arasında 1097 yılında İznik önünde gerçekleşen muharebede Türklerin oklarının vızıltısının ve yaylarının gıcırtısının adeta yeryüzünü kapladığını da yazmaktadır. 12. yüzyılda yaşamış Doğu Romalı tarihçiler Niketas Khoniates ile Ioannis Kinnamos da eserlerinde, Doğu Roma İmparatoru Manuel Komnenos’un, 1146 yılındaki Konya seferi sırasında mızrağıyla atından düşürdüğü bir Türk askerinin düşerken kendisine attığı okla ayağından yaralandığını kaydetmektedirler. Khoniates ile Mateos ayrıca, eserlerinde, Selçuklu okçularının attıkları okların zırhları, hatta demir miğferleri bile delip geçtiğini vurgulamışlardır. Bu bilgiler anılan dönemde kullanılan yayların muazzam çekiş ağırlıkları hakkında açık bir kanıttır. 13. yüzyılda yaşamış ve İbn Bibi olarak tanınan İranlı tarihçi Nasıruddin Hüseyn bin Muhammed, Selçuklu Sultanı I. Giyaseddin Keyhüsrev’in, şehit düştüğü Alaşehir Savaşı’nda (1211) “kolunda canilerin kalpleri gibi sert bir yay bulunduğunu” yazmaktadır. Tüm bu hususlar Türk okçuluğunda kilit noktanın güç olduğuna işaret etmektedir. O dönemdeki yayları gerecek güce erişmek günümüzde neredeyse olanaksızdır. Ortaçağ Türk ordularında okçular neredeyse sütten kesildikleri andan itibaren eğitilmektelerdi. Kaynaklarda aktarıldığına göre, yürümeye başlayan çocuklar etrafı zeminden kütüklerle çevrilmiş bir talim sahasında koyunların üstüne bindirilir, ellerine kullanabilecekleri güçte yay ve oklar verilir ve kendilerinden bu sahanın içine salınan fareleri vurmaları beklenirdi. Böylece çocuklar bir yandan farelerden ürktükleri için tepinen koyunların üstünde dengede kalmaya çalışırlar, diğer yandan da koyunlardan ürktükleri için sağa sola koşturan fareleri oklamaya çalışırlardı.Yaşları ilerleyip kuvvetleri arttıkça günümüz vücut geliştirme sporunda “progressive overload” olarak tabir edilen yöntemle daha sert yaylara geçen okçu adayları, okçuluk maharetlerini atla çıktıkları ceylan avlarında daha da geliştiriyorlardı. Osmanlı döneminde vücut ve kol yapılarından ötürü okçu olmak üzere ayrılan devşirme çocukların ise, eğitimlerinin ilk yıllarında tek ok dahi atmadan sürekli olarak -çile çekme olarak tabir edilen - kepaze yay germe talimleri yaptıkları bilinmektedir. Bu sürecin sonunda da doğrudan uzaktaki hedeflere ok atma eğitimine geçilmez, yakın mesafeden 45 derece eğik açıyla torba hedeflerine atış talimleri yaptırıldı. Yıllar süren eğitimin ardından okçular çok sert yayları rahatlıkla gerecek güç ve tekniğe sahip oluyorlardı. Türk okçuluğu kendini adama ve sebat gerektirir. Tarihi dizileri izledikten sonra amiyane tabiriyle gaza gelip internet üzerinden yay ve ok sipariş etmek hatalı bir başlangıç olacaktır. İlk yanıtlaması gereken soru “Ne tür bir yay almalıyım?”dır. Mutlaka bir bilene danışılmalıdır, aksi takdirde tenise yeni başlayan bir kişinin bir spor mağazasına gidip profesyonel tenisçiler için üretilmiş bir raket almasına benzer bir hataya düşülebilir. Başarılı bir atışın beş unsuru olduğunu bu ve-
* ARSLAN YABGU
TÜRK
OKÇULUĞU 3
Okun geçeceği ve “tir geçimi” olarak adlandırılan kısım yayın tam ortası değil, kabzayı tam ortadan tutan elin başparmağının üstüdür.
Sanatı zihgir ustalığı olan Fatih Sultan Mehmed’in başparmağındaki tahminen fildişinden zihgir. sileyle hatırlatalım. Bunlar yay, ok, kiriş, zihgir ve okçudur. Üretici firmalar sattıklara yaylara uygun kirişleri zaten takmaktadırlar. Okçu ise sizsiniz ve gelişmeniz tamamen size bağlıdır. Bu noktada Dr. Murat Özveri’nin “Türk okçusu haftasonu okçusu olmaz” altın öğüdünü lütfen hafızanıza kaydedin. Geri kalan üç unsur yay, ok ve zihgirler için ise ancak kişisel deneyimlerime dayanarak önerilerde bulunabilirim. YAY: Piyasada dört tür geleneksel Türk yayı bulabilirsiniz. Boynuz, ahşap ve tendon katmanlarından oluşan, form ve üretim tekniği açısından kadim Türk yaylarına en çok benzeyen organik bileşik yayların üretiminde Macar firması “Grozer” öne çıkmaktadır. Fiyatı 2.000 AUD civarındadır, bakımı çok zordur, adeta canlı bir organizmadır. Ancak en üst düzeye eriştikten sonra kullanabilirsiniz. Sadece 70 libre ve üstü çekiş ağırlıklarında diğer yay türlerinden farkını ortaya koyar.Yine ahşap, boynuz ve tendon katmanlara sahip, ama organik bileşik yaydaki gibi tamamen orijinal malzemenin kullanılmadığı, üretim aşamasında fiberglass takviyesi yapılan biyokompozit yaylar ise kullanıcı dostudur, bakımı kolaydır. Organik bileşik yay kullanımı hissini bir ölçüde vermektedir. “Grozer” fiyatı 800 AUD civarındadır. Lamine yaylar ise en çok kullanılan türdür. Boynuz ve tendon katman yoktur. Macar firması “Grozer” ve Slovak firması “Bogar Archery” tarafından üretilen lamine yayların fiyatları 500 ile 800 AUD arasındadır. Türkiye’de “Şimşek” (Bursa) ve “Şahvat” (Tarsus) firmaları son dönemde çok olumlu kullanıcı yorumları alan lamine yaylar üretmektedir. Dördüncü türü “base” olarak adlandırılan yaylar oluşturmaktadır. Performans ve kalite bakımından üstteki türlerin gerisindedir. Tek avantajı uygun fiyatıdır. Ben şahsen biyokompozit ve lamine yaylarımdan neredeyse aynı performan-
sı alıyorum. Ancak biyokompozit yayın kabzasını kavradığınızda deri, tendon, ağaç ve boynuzu hissetmek bence bu türü bir adım öne çıkarmaktadır. Diğer dikkat edilecek önemli nokta ise alacağınız yayın çekiş ağırlığıdır. Benim ilk yayım on yıl önce Grozer’den aldığım 42 librelik “Turkish base” yayıydı. Sonra 50 librelik Moğol yayı aldığımda, bırakın rahatça germeyi ve nişan almayı, kurmakta dahi zorlanıyordum. Ancak beş yıl önce düzenli olarak haftada 6 gün spor salonuna gitmeye başladıktan sonra mevcut aşamada artık 68 librelik bir yayla arka arkaya yorulmadan 100-120 ok atabilecek düzeye eriştim. Dolayısıyla okçuluğa başlayacaklara tercihan bir spor salonunda, en azından evde, sırt ve kol kaslarını güçlendirecek idmanlar öneriyorum. Okçuluğa başlarken değerli önerileriyle beni yönlendiren “Tirendaz” grubunun kurucusu Dr. Murat Özveri, yay ağırlıkları konusunda, sağlıklı bir kadın için 30 libre, sağlıklı bir erkek için ise 40 libre çekiş ağırlığına sahip yayların başlangıç için ideal olduğunu vurgulamaktadır. Bu noktada şunu baştan söyleyelim ki, geleneksel bir yayla TV spor kanallarında veya sosyal medya ortamlarında izlediğiniz okçuluk turnuvalarındaki makaralı yay kullanan sporcular gibi uzak hedeflere nokta atışı yapmanız neredeyse olanak dışıdır. Bir açık hava okçuluk kulübüne gittiğiniz zaman yanınızda makaralı yay kullanan sporcuların, uzun süren bir nişan alma sürecinden sonra rahatlıkla 70 m. uzaktaki hedeflere düz uçuşlu nokta atışları yapabildiklerini göreceksiniz, moralinizi bozmayın. Makaralı yaylar benim kişisel görüşüme göre yay değil, makinadır; son teknoloji ürünüdür, güç kullandığınız tek aşama yayı gerene kadardır, çekiş yapıldıktan sonra kirişi artık makaralar tutar, uykunuz gelene kadar kirişi yorulmadan gerili tu-
tabilirsiniz, nişangahı vardır ve hatta su terazisi mevcuttur, attığı oklar da yine son teknoloji ürünü hafif karbon oklardır. Buna karşın geleneksel yaylarda asıl mücadele kirişi germenizden sonra başlar, kirişi tutan sizin sırt ve kol gücünüzdür. Bugüne değin belki de yüz kez başıma gelen hikayedir: Ok atarken yanımdaki makaralı yay kullanan sporcu, benim 30 metreden hedefi ortadan zar zor vurabilmeme biraz da acıyarak bakarken, gözlerini elimdeki yaya çevirir, “Kaç libre?” diye sorar. “68” yanıtını aldığında “Benimki de 65, bir deneyebilir miyim?” der, olumlu yanıt verdiğimde yayımı eline alır, gösterdiğim şekilde başparmağıyla çekiş yapmaya çalışır, sonra 10 cm. geremeden “Bu nasıl 68 libre, 168 libre olmasın” diye şaşkınlığını belirtir. Zorlayarak atış yaptığında atabildiği ok ya 15 m. ileride yere saplanır ya da hedefin 20 m. üzerinden aşar gider. Demek istediğim şudur ki, şayet amacınız 70 m. uzaktaki hedef kağıdını sürekli tam isabetle (bulls eye) vurmaksa, bu geleneksel yayla başarabileceğiniz bir şey değildir. Bu zorluktan ötürü geleneksel okçuluk müsabakalarında 18 metreden puan, bunun üstü mesafelerde ise ıska-isabet atışları yapılır. Türk okçuluğunda, içten dışa doğru sarı (gold), kırmızı, mavi, siyah ve beyaz dairelerden oluşan olimpik okçuluk hedefi değil, Farsça’da hedef anlamına gelen “bute” sözcüğünden değişmiş “puta” adı verilen, 110 cm x 77 cm ebatında armut şeklinde deri kılıflı hedefler kullanılmaktadır. OK: Ok alırken dikkat edeceğiniz hususlar okun “spine” değerinin elinizdeki yaya uygun olması, okun uzunluğunun ise keza sizin vücutkol ölçünüze denk olmasıdır. Başlangıç aşamasında hedef okları almanızı öneririm, zira çelik temrenli savaş okları belli bir “spine” ölçüsünün üzerindedir ve 55 librenin altındaki bir yayla kullanılmaları uygun olmayacaktır. Belli bir düzeye eriştikten ve güçlü yayları kullanmaya başladıktan sonra ise arada bir savaş oklarıyla da atış yapmanızı tavsiye ederim. ZIHGIR: Zihgir ezbere alınmaz, mutlaka deneyerek almalısınız, başparmağınıza tam oturmayacak bir zihgiri kullanamazsınız. Düşük libreli yaylar için sentetik zihgirler de iş görür ama kaliteleri çok düşüktür. Başlangıçta dahi en azından ahşap zihgir almanız faydalı olacaktır.Yayınız 50 librenin üstündeyde boynuz zihgir, 60 librenin üstündeyse kesinlikle tunç veya gümüş zihgir kullanmanız elzemdir. Hedefe ok atarken nasıl durulacağı da risalelerde uzun uzadıya anlatılan bir husustur. Standart bir vücut yapısına sahipseniz hedefe tam veya hafif yan duruş tavsiye edilmektedir. Dikkatinize getireceğim son husus ise, çapa noktanızı iyi belirlemenizdir. Osmanlı dönemi risalelerinde kulak memesi tek nokta olarak kayıtlıdır. Günümüzde ise çapa noktaları olarak kulak memesine ilaveten elmacık kemiğinin, bıyığın, kaşın, çenenin ve göğsün de kullanıldığı görülmektedir. İsabet kaydetmek istiyorsanız mutlaka istikrarlı olmalı, sürekli aynı yay ve uygun oklarla, aynı duruş ve çekiş-bırakış tekniğiyle atış yapmalısınız. Nişan alma konusunda “youtube”da çok sayıda öğretici video vardır.Youtube “abdulkabza” kanalındaki “How to aim with Turkish traditional bow” videosunu izlemenizi öneririm. Ben hissi (instinctive) olarak adlandırılan yöntemi kullanıyorum. Burada doğrudan hedefe bakar ve odaklanırsınız, aynı taş atarken taşa değil de hedefe bakıyor olmanız gibi, bu asla nişan almadığınız anlamına gelmez, zira nişan alma işini beyniniz size fark ettirmeden yapıyordur. Kişisel deneyimlerime göre 30-40 libre civarı bir yayla 20 m. mesafedeki hedefe düz uçuşla atış yapılabilir, ancak hedef uzaklaştıkça yayınızı belirli açılarla yukarı kaldırmalısınız, burada da yayın ağırlığına ve mesafenin uzaklığına göre yumruğunuzdaki parmaklardan hedefi görme şeklinde nişan alma yöntemi vardır ki, ben yine de size hissi atışı tavsiye ederim, ama bu atışta başarılı olmanın şartı bol bol talim yapmaktır. Belli bir düzeye eriştikten sonra, hedef hangi mesafede olursa olsun, zaten hiç hesap yapmaksızın yayınızı kendiniz bile fark etmeden uygun açıyla kaldırıp atış yapabileceksiniz. -BİTTİYazımızın sonunda Türk okçuluğunun tanıtımı için üç sayıdır tam sayfa yer ayırma nezaketini gösteren Turkish News Press ekibine şükranlarımı sunuyorum. > O. İLHAN ŞENER, TC KANBERRA BÜYÜKELÇILIĞI BIRINCI MÜSTEŞARI
26
11 Agustos 2020 ğ
Editor: Davut Kılıç Auburn FC
Hikâyelerinizi Bana Yazın: david.kilic@hotmail.com
T
rkısh NEWS PRESS
SPOR
Futbol maçları bu kez de yağmur engeline takıldı
K İBRETLİ R ÖYKÜLE
Eskiden çok eskiden...
B ımı AFC ’nin 3 tak er! namağlup lid
Doruk Birben
Auburn FC 8 Yaş Altı oyuncumuz Berk Diker, hırsı ve azmiyle dikkat çekiyor.
A
uburn’da şiddetli yağış sonrası futbol sahaları sular altında kaldı. 2 gün etkili olan sağanak yağış hafta sonu oynanması beklenen maçların iptal edilmesine sebep oldu. Cumberland City Belediyesi, geçen hafta tüm spor sahalarını kapattı. BELEDİYENİN KARARI Bu karar, hafta sonunu sabırsızlıkla bekleyen sporcular ve futbolseverleri üzdü fakat yapacak bir şey yok! Granville Futbol Federasyonu da belediyenin kararına uymak zorunda. Çünkü parklar belediyeye ait. Kapanma gerekçesi bence saha çimlerinin zarar görmemesi ve sporcuların sakatlanmaması içindi. BERK DIKER ÇOK HIRSLI Auburn FC 8 Yaş Altı oyuncumuz Berk Diker geçenlerde dikkatimi çekti. Gürbüz Aslan Hocamızın yıldız oyuncusu her hafta harikalar yapıyor, gelecekte çok iyi bir futbolcu olacağı şimdiden beli. Hiç yılmadan topun pesinden koşuyor, bu yaşta çok hırslı gözüküyor. Takım arkadaşları ile çok iyi anlaşıyor ve Gürbüz Hocanın önerilerini çok dikkate alıyor. Ağabeyi AFC 14 Yaş Takımın-
Önder, Burak ve Berk Diker da oynuyor ve başarılı bir oyuncu. Babaları ise Önder Diker, 14 Yaş Takımının Yardımcı Antrenörü. “İYİ Kİ DOĞDUN BURAK” Bu arada, Burak Diker’in de doğum gününü kutlar, nice sağlıklı ve mutlu yıllar dileriz. AFC 45 Yaş Üstü Siyah,14 Yaş Siyah ve 18 Yas Altı takımlarımız gruplarında şu ana kadar namağlup liderler. İnşallah bu sene Şampiyon olurlar. VİRÜSE KARŞI TEYAKKUZ Diğer yandan, AFC futbol sahasında koronavirüs önlemleri halen devam ediyor, kendilerini iyi
hissetmeyen oyuncuların ve antrenmanlara ve hafta maçlarına gelmemelerini duyuruyoruz. Tabi burada antrenörlere çok iş düşüyor. Hasta veya nezle oyuncu gördüklerinde eve göndermelerini rica ediyoruz. Antrenmanlara gelen tüm oyuncuların veya misafirlerin ismi ve telefonu kaydediliyor. Auburn FC olarak üzerimize düşen görevi yerine getiriyoruz. Kimsenin bu salgına yakalanmasını istemiyoruz. Futbolculara ve ailelere de çok iş düşüyor. Lütfen duyarlı olalım yoksa Allah korusun kulübü kapatmak zorunda kalırız! Hepimize is düşüyor. MAÇ SAYISI DÜŞTÜ Bu sezon oynanması gereken maç sayısı, Kovid-19’dan dolayı düştü. Normalde 18 maç oynanırken, final maçlar hariç 14 maça indirmişti Federasyon. İptal edilen maçlar ise tekrar oynanmasa sayı daha da düşer. Victoria eyaletinde tüm maçlar iptal edilmişti. Sınırlar kapatıldı. Kolay değil, Victoria virüsün 2. dalgasıyla 4. kategori felaket önlemleri altında mücadele ediyor. Bu haftalık da bu kadar. Sağlıcakla ve sporla kalın...
Fenerbahçe, Beşiktaş’taki evlatlarını kaptı! n Daha önce Fenerbahçe’de top koşturan Beşiktaş’ın başarılı milli oyuncuları Caner Erkin ve Gökhan Gönül yuvaya döndü. Kadiköy ekibi, ayrıca Trabzonspor’dan Filip Novak ve Sivasspor’dan da Mert Hakan Yandaş’ı renklerine kattı. Yine Fenerbahçe’nin eski oyuncusu ve Alanyaspor Teknik Direktörü Erol Bulut ise takımın başına getirildi. Geçtiğimz hafta Sarı-lacivertliler, Fenerbahçe Can
Bartu Tesisleri’nde yeni teknik direktörü Erol Bulut yönetiminde ilk antrenmanına çıktı. Bulut’un yanı sıra sarı-lacivertli takımın yeni transferleri Gökhan Gönül, Caner Erkin ve Mert Hakan Yandaş da antrenmana katılırken, ülkelerinde karantinada bulunan yeni transferlerden Filip Novak ile Miha Zajc idmanda yer almadı. Garry Rodrigues de havalimanından direkt tesislere geçerek idmana çıktı.
enim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı... Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım... Hatta babamın bile anahtarı yoktu... Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi... Heryere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki... En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı... Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani... Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık... Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya, zıplaya yürüyerek gelirdik... Servis falan yoktu... Ayakkabılarımız eskirdi... Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık... Annelerimiz bu durumu bildiklerinden, kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi... Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi... Susayınca girer evlerine su içerdik... Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatır, hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik... Kısacacı evine girip gelen (ki sadece çişi gelen giderdi evine) elinde mutlaka yiyecekle dönerdi... Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi... Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve olurdu... Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık... Çok garip ama kimse almazdı... Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi... Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştılırdık... Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı... Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz, onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi, en fazla saçlarımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık... Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık... Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık... Azar işitip, acillere taşınmazdık... Düşerdik ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik... Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik... Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim. Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki... Komşumu tanımıyorum ama evinin camında temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum... Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem... Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece ; bilmem kaç kuruş hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri... Evlerimiz var içinde yaşayan yok... Parklarımız var içinde oynayan çocuk yok... Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay insanlar… Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz... Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız, onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu... Ben kapılarında “vale”’ lerin, “bady”’ lerin beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir... Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana... Benim değildir bu kültür... Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder... Nedir bunlar? Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk... Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk... İyi de neden böyle olduk? Biz mi istemiştik? “Her toplum hakettiği gibi yönetilir” derler ya, Yoksa hak mı ettik? Ya sizce...
T
SPORT AFL
rkısh NEWS PRESS
T
he AFL in the coming weeks will decide to move the Grand Final away from Victoria and while it’s no surprise due to the current state of disaster. Footy’s main event has only been played away from the Melbourne Cricket Ground once since 1945 and that was in 1991 when the Great Southern Stand’s construction saw the old VFL Park play host as Hawthorn beat West Coast. In the aftermath of World War II in 1945, Princes Park hosted the Grand Final because the MCG was still being used by the military. Queensland Premier Annastacia Palaszczuk officially put Brisbane’s push to host the Grand Final on the agenda as early as July 15 once the Sunshine State became forty’s saviour and all Victorian clubs moved interstate. As it currently stands, there remains a cap on crowds attending matches at both the Gabba and Metricon Stadium with no real indication yet when it’ll be lifted. If fewer than 20,000 people could attend a Grand Final in Queensland, is it really worth it? It’s the clear reason why Perth and the 60,000-seat Optus Stadium should be the frontrunner to host the event, even if strict biosecurity laws in Western Australia
will need to be worked through. Victorian clubs being able to fly in and quarantine while playing in previous weeks means these challenges aren’t insurmountable. WA Premier Mark McGowan is currently scheduled to lift all restrictions in the state other than their hard border on August 29 after pushing that date back as a result of Victoria’s second COVID-19 wave but unlike Queensland, there’s a clear public timeline as to when a full stadium can be guaranteed. By the currently tentative Grand Final date of October 17 or 24, the state is highly likely to be able to welcome a full stadium once again, something which at this point Queensland can’t guarantee. And even if you pit a full Gabba up against a sold-out Optus Stadium, it’s the latter which wins out on almost every discernible measure. This week Western Australia made their push to not only host this year’s Grand Final but the entire finals series. Queensland is current hot favourites to host the Grand Final for a reason – the state has effectively been the home of football in July however if business thinking and common sense plays a vital role the AFL grand final should be played at OPTUS STADIUM.
umiiuyar@hotmail.com
FOOTBALL
GUE CHAMPIONS LEA RESTART: WHICH E TEAMS ARE IN TH QUARTER FINALS
n The line-up for the Champions League ‘final eight’ tournament in Lisbon is complete after the hugely anticipated European top tier competitions restart. After all the results over the weekend, there is one Premier League side left in the competition along with one Italian, two French, two German, two Spanish clubs left to compete for European football’s most prestigious club championship. The opening game of the round sees Atalanta take on Paris St-Germain before RB Leipzig face Atletico Madrid the following day. Barcelona and Bayern Munich meet for a place in the semi-finals next Friday. The remainder of the Champions League is being played in a singleleg format, with all games taking
BU NASIL ŞAMPIYON EFA Avrupa Ligi son 16 turunda 1-0’ın rövanşında Danimarka ekibi Kopenhag’a 30 yenilen Medipol Başakşehir, Avrupa kupalarına veda etti. Süper Lig’i şampiyon tamamlayarak büyük bir başarıya ulaşan turuncu-lacivertli ekip, Avrupa kupalarında çeyrek finale kalma şansını kullanamadı. MAÇ SONU BÜYÜK ÜZÜNTÜ Başakşehirli oyuncular, Avrupa kupalarından elendikleri Kopenhag karşılaşmasının ardından büyük üzüntü yaşadı. Oyuncular ve teknik ekip üzgün bir şekilde soyunma odasının yolunu tuttu. Turuncu-lacivertli ekibin teknik direktörü Okan Buruk’un ikinci yarıda sonucu değiştirmek için yaptığı hamleler de karşılığını bulmadı.
n The Turkish Basketball Federation confirmed on Aug. 7 that Super League games would be tipped-off on Sept. 26. The federation said the Herbalife Nutrition Women’s Basketball Super League would start on Oct. 3, while Turkey’s Basketball League was scheduled on Oct. 16. It added that a “Return to Basketball” protocol had been prepared upon the recommendation of the Basketball Federation Health Board. Also, the technical team, athletes, and field officials would need to undergo a coronavirus test 48 hours before the matches. According to the test results, the postponement criteria for matches were also determined with the protocol.
place in the Portuguese capital of Lisbon. It all culminates with the final on 23 August. Istanbul, originally appointed to stage 2020 final, will now host UCL 2021 final. Champions League schedule l 12 August (20:00 BST) Atalanta v Paris St-Germain (Estadio da Luz, Lisbon) l 13 August (20:00 BST) RB Leipzig v Atletico Madrid (Estadio Jose Alvalade, Lisbon) l 14 August (20:00 BST) Barcelona v Bayern Munich (Estadio da Luz, Lisbon) l 15 August (20:00 BST) Manchester City v Lyon (Estadio Jose Alvalade, Lisbon) l 18 August Semi-final l 19 August Semi-final l 23 August Final
R’DEN I H E Ş K BAŞA UPA’YA AVR VEDA TATSIZ
U
ING Basketball Super League to start in September
ÜMIT UYAR
Serena Williams’ın inadı
3-0
Süper Lig’de şampiyon olduktan sonra son maçında yenilen Avrupa’daki tek umudumuz Başakşehir, UEFA Avrupa Ligi maçında Kopenhag’a 3-0 yenilerek elendi.
TURKEY
SELECTION
WHY OPTUS STADIUM MUST HOST THE 2020 AFL GRAND FINAL
27
11 August 2020
Buruk, 54. dakikada Mehmet Topal’ın yerine Aleksic, Mahmut Tekdemir’in yerine de Elia’yı sahaya sürdü. 71. dakikada İrfan Can Kahveci’nin yerine Berkay Özcan’ı oyuna alan Buruk, son değişiklik hakkını ise 79. dakikada Enzo Crivelli’nin yerine Fredrik Gulbrandsen’i oyuna sürerek kullandı. HASAN ALI KALDIRIM’I KAPTI Maçı değerlendiren Okan Buruk, “Ligin sonu olması hem de rakibimize göre yaşımızın yüksek olması etkili olmuş olabilir. Belki şampiyonluk yaşayan bir takım olarak üzerimizde rahatlık da vardı” dedi. Öte yandan, Başakşehir, Fenerbahçe ile sözleşmesi sona eren Hasan Ali Kaldırım’ı kadrosuna kattı. 30 yaşındaki futbolcuyla 3 yıllık sözleşme imzalandığı ifade edildi.
n 23 grand-slam şampiyonluğu bulunan Serena Williams, sağlık sorunları yaşamasına rağmen 31 Ağustos-13 Eylül tarihlerinde yapılacak ABD Açık turnuvasına katılacağını söyledi. 38 yaşındaki tenisçi, “Salgını ciddiye almadığım söylenemez. Biraz münzevi birisiyim. Yanımda 50 maske taşıyacağım. Her şeyin olumlu geçmesini umuyorum” dedi.
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMÜ Motorlu olarak Parmak iltihabı
D
Yer
Ezan okunan yer
At çiftliği
Mersin'in bir ilçesi
Sülâle
Özsu
Geçmiş zaman ilmi Ayın bir şekli
D
Evlatların evlatları
Evet (İng.)
Bir çiçek
Çayda bir madde
Rezillik Şikayetçi
Parlama
Üsk. bir semt
B
Çoğalma
Aslında Baş
S
Üflemeli bir çalgı Lityum'un remzi
Bir tür mızrap
Bir gösteri sanatı
S
Yüce bir makama sunulan dilekler
Lale bahçesi
M M M M O L A M A U S T A R İ H T O O L U N A Y Y R E Z A L E T İ Z A R S A L Z A T E N N E E R E L E M Köylü yardımlaşması
1
İ M R E C K E
Geçmiş zaman
Bir bitki
Bir erkek adı Defa
Küba'nın başkenti
Kurtulmuş
H
A Z A D E
Taban Başkasının girmesi yasak olan yer
H Birinci, çıkış Döner
K Alışveriş mekanı
P Kuru yemiş Berilyum'un remzi
Vazife İç kısım
İ Ç
Güvence Bakış
N A Z A R V E R E S İ Y E
9
Oburlar (a)
Bir çalgı
Yardımcı yemek
Klasik musikimizin zirvesinde bir isim
ŞİFRE SÖZCÜK
Kanun yapma gücü Suçsuz, günahsız
Tabii
T
A
L
6
İ
İ A Z A R Bir ilçemiz Bir sebze
K A B A K
R A Y
B O R
L E
U
Kanda bir unsur
İz, işaret
O Bir ilimiz Bayındır
İ İ İ
Delikli kumaş
Bir hastalık virüsü Hasta
Kıl payı
A F
Hayret ifadesi
Ayrım
Bir bağlaç
Muvaffakiyet
Uykusu hafif
Lityum'un remzi
Mitoloji
Toplama işareti
Kesin
İşte
On (a)
Bir folklor oyunu
Sanat
Sayı yazısı
Türkiye'nin plakası
İst. bir semt
2
Mat. bir sayı
12
Bir kan hastalığı Firma tanıtım işareti
Dokunma
T E M A S
Sahip
Rezil bir halde
Mana
Kuzu sesi
Yumuşak bir deri cinsi
13
Sahip
Bir hukuk kurumu
3
Kanun
11
E S N A İ M T Y A A E T A T T A M İ R E P A L İ L S A B R O K E T A N Bir nota
Araç tanıtım levhası
Dildeki küf tortusu Acı Urfa biberi
Birinci tekil şahıs
Bir makam
Adet
D K
İ
L E
M U S İ K İ
1
2
3
5
6
8
9
10
11
Askerin su kabı
Yapılan iş
I
7
D E
Ortak pazar
S
4
Bir (İng.)
Açıklama, konuşma
Dolaylı anlatım
H E Y E L A N
Kurallara uygun
Mız mız
Gezinti gemisi Gelecek zaman
Toprak kayması
Hat yazan
7
Son
Arapça çokluk edatı
M A
Toplumun önde gelenleri
Beylikler Bağışlama
Bilgisayar hafızası
Genişlik
Su
Başlık
Azot'un remzi
Arslan (a)
10
Bulaşıcı
H S A Ş A E M A R K P İ A R K B A N İ R İ R E Z M E A M İ M E Z G İ
Kademe
P A
T R E T A D E T A F A K K E M A R T A K A N R E M H T A S İ M Z İ T O B A N A D A N A M A R M O N E Y İ E K A F A K İ S A L E A
Mercek
Olmamış
Kötek
İlave
Akıtma
L A
Kekemelik
H A R A Ç
Açıklık
Dereden, tepeden
Kötü
Hayret ifadesi
L
S A M İ M İ Y
Aksi
Kötü olmayan
Lantan'ın remzi
Örnek, model
Eski bir vergi İçtenlik
Yılın giyim trendi
Çok geniş otoyol
Bir cins peynir
A S A R
H A M A R A T
Çorba kabı
R
Bir ilçemiz
Eserler
Oruç ayımız
A
R A B
Uzun değnek
Kabul etmeme
Manyetik rezonans Bir erkek adı
İlgi
Çalışkan
Kan yolu
Küçük
T L A K E O L E K A T R A M A L A Y S S İ M A V B E S A L İ K N A A Ş A B R A K A T A T R R İ R S I T K I
Adale
Latif olma, güzellik
Sanki
İlah
A H Boyun eğen
M A
Ermenistan'ın başkenti
İ Y E
Beddua
Dışında
Gelecek
B İ Ömürler (a)
Bir erkek adı
Su
Servet
Şikar
Kamer
Alay kumandanı Tantal'ın remzi
İlave
Buyruk
B A Y
Tek hücreli bir canlı
Paylama 8
Kör
Kavmi Necip
T
Erkek
Bir kadın adı
Koruma
Yüzün kulak tarafı
A
Uygun görme Tabanca (argo)
4
Kıbrıs'ta bir şehir
Bizmut'un remzi
Yıl
Lityum'un remzi Şeriatı meydana koyan
Genel
Becerikli
N
Sinirli
Koyun (a)
A Y A
Kıvam
T S A E V N E M A A S T U
Dost
R U S
Hesap ilmi
Rutenyum'un remzi
Ahmaklık
İ
Ayetler (a)
S Y E A N R E M E G A N C A K L İ M N N A
Bir ülke
Kuzeydeki düşmanımız
Hayvan (İng.)
Peşin olmayan
E R U H İ M U H A M M İ T A E Ş A K R E S A L B E
T E M E M A Z İ E N E N E R E İ A V A N A M İ N İ M P A R L İ Ş Y A S A R E Z 5
Fazlaca büyük
B
Unsur
Bir kadın adı
H A R A
12
13
E S A T Gemi yapılan yer
T E R S A N E