135 milyar metreküp gaz keşfi
T
9
8 JUNE 2021
GTKF at Green Valley Islamic College
rkısh NEWS PRESS
n Sultan Abdülhamid’in rüyası Filyos Limanı’nı açan Erdoğan, “Karadeniz’de toplam doğalgaz keşfimiz 540 milyar metreküpe çıktı” dedi.
NEWS ON PAGE 2
SIZIN SÖZÜNÜZ
l www.turkishnewspress.com.au
OKTAY KIZILKAYA
3Futbolcu 3Antrenör 3Oyuncu Babası 3Menajer Eşi SYDNEY
3 SAYFAU DOPDOL SP OR
B
26
SYDNEY DIGITAL 985
MELBOURNE NORTH
SAAT 5-6 ARASI
SAAT 5-6 ARASI
FM 98.9 HAFTANIN 7 GÜNÜ WEST HER ÇARŞAMBA
2/4//5/ 7/ H S I L G N E N I S NEW
11/12/17/27
Leyla&Majnun n Leyla and Majnun is a classic love story, believed to have originated from Persia, of starcrossed lovers. Both Nizami Ganjavi and Muhammed Fuzuli have developed the character and plots in their works, bringing the story to life... Suzan Calimli (Analysis)
7
TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY
IBRAHIM KALIN
Crisis in the Muslim World
11
Melbourne’da
AFC’nin sponsorlarından Kızılkaya Ailesi tam bir futbol aşığı... İş Adamı Oktay Kızılkaya antrenör ve futbolcu. Kardeşi Koray Kızılkaya antrenör. Kızları futbolcu, eşi ise menajer... 16 Yaş Genç Kız Takımı’nı çalıştırıyorlar. Kızları Ceren ve Lara da yine AFC’de top koşturuyorlar. Eşi Ayşe Kızılkaya ise AFC 14 Yaş Altı Genç Kız Takımı’nın menajerliğini yapıyor. Kendilerini tebrik ediyoruz...
RADYOSU AVUSTRALYA
DAVUT KILIÇ
SPOR AŞIĞI AILE u hafta size spor tutkunu bir Ailemizden bahsedeceğiz... Gözleme King’in sahibi İş Adamı Oktay Kızılkaya, hem antrenörlük yapıyor hem de AFC 45 Yaş Üstü White Takımı’nda oynuyor. Kardeşi Koray Kızılkaya ile beraber AFC
SESİ
www.turkishnewspress.com. au1300 917 566
. . T rkıye’nın
27 Milli Takım EURO 2020’ye hazır
Kovid-19 endişesi HABERİ 6’DA
Çiçek mutlu eder TANYELİ’NİN YAZISI 3’TE
Coach Şenol Güneş ÜMİT UYAR’IN YAZISI 27’DE
Bosnalı Fata Ninenin zaferi > DİYANET 22’DE
2
8 June 2021
T
rkısh NEWS PRESS
AUSTRALIA
GTKF at Green Valley Islamic College
G
et the kids fit has many programs tailored to schools, special needs services, businesses, community centres and corporate companies. GTKF’s approach is genuine and friendly. Their focus is to encourage kids to be more active with the intention to allow them to understand that the benefits of being fitter have a positive effect on their future. Today’s featured school is Green
Valley Islamic College, with year groups ranging from 7 to 10 working through week 7 of their program. The focus is to get the kids to experience various sports they normally wouldn’t have experienced and understand what it entails to be a general sportsman or sportswoman. It’s great to see GVIC take initiative and administration towards kids sports. The kids have been
very responsive and have seen a great impact not only towards their education but towards the way they hold themselves as individuals. GTKF thanks and appreciates the school for allowing them to be a positive contributor towards the kids schooling career. Thank you Davindar Singh deputy principal with Omar Saadi from GTKF and Musiad President Hasan Gencturk.
AVUSTRALYA
T
rkısh NEWS PRESS
8 Haziran 2021
3
YAŞAM KOÇUNUZ
TANYELİ İLE BİZ BİZE
cagritanyeli@icloud.com
Çiçekler iç dünyamızı aydınlatan mutluluktur
MUSTAFA SÜLÜN ÇIZGILERIN DILI
Seyehat yasağına onay
A
vustralya’da mahkeme, federal hükümetin Kovid-19 önlemleri kapsamında uyguladığı seyahat yasağını onayladı. Avustralya’da ifade özgürlüğü ve serbest piyasayı destekleyen düşünce kuruluşu Liberty Works, Avustralya vatandaşlarının ve daimi oturma izni olanların ülkeden ayrılmasını “mücbir sebep” sunabilecekleri “istisnai durumlar dışında” yasaklayan kararını mayıs ayında federal mahkemeye ta-
şıdı. Mahkeme, davayla ilgili açıkladığı kararında, federal hükümetin seyahat yasağına yönelik kararını onayladı. Kararda, “Seyahat yasaklarının sert olduğu kabul edilebilir. Bireysel hakları ihlal ettiği de kabul edilebilir. Ancak parlamento bunun farkındaydı” denildi. Başbakan Scott Morrison, 18 Mart 2020’de Kovid-19’a karşı verilen mücadele kapsamında yurt dışına seyahatlerin yasaklandığını açıklamıştı.
M
erhaba Sevgili okurlarım, Sydney’den hepinize selam olsun, sevgi olsun.. Gönül ister ki sadece bu satırlarda değil, her daim sevgi dolu kelamlar aksın dilimizden, o kelamların kaynağı özümüzden, yaşamımıza anlam katan sevgi, hoşgörü, nezaket her zaman daim olsun. Evrende yankılansın bu güzel sözler, şifa olsun yağmur gibi yağsın dünyamıza. Ruhumuzu karartacak hiç bir zerre kelam kalmasın, kalbimiz pırıl pırıl bir gökyüzü gibi parlasın inşallah... Sevgili dostlar, yine günler, ayları, aylar, yılları acelesi var gibi kovalarken bir bakıyoruz zaman su gibi akıp gidiyor, peki biz bu zaman içinde neler yapıyoruz? Ömür bahçemize neler katıyoruz? Çalı çırpı mı, dolmasın. Kış mevsiminde, çok güzel çiçekler var, hatta en sevdiğim çiçeklerden ORKİDE bu mevsimin en güzel çiçeği bence. Zihinde bahçe gibi, ne ekersen onu biçiyorsun, kış soğuk olabilir ama içimizi ısıtacak, baktıkça içimizi aydınlatacak, sevgimizi gün yüzüne çıkaracak rengarenk kış çiçekleri var. Bu hafta terapim budur daha güzeli can sağlığımız ama inanın baktıkça bu güzel çiçeklere insanın ömrüne ömür katıyor, bir masal gibi çiçeklerin her biri, ayrı bir mutluluk hikayesi anlatıyor... Ben her hafta kendime çiçek alırım, kimsenin beni düşünmesini beklemem siz de beklemeyin hatta hiç kimseden bir şey beklemeyin, mutluluğunuzu dışarıdan, yani sadece eşinizden dostunuzdan gelecek bir şeylere bağlamayın, onlar da getirdiği zaman ekstra mutluluk oluyor... Biz her daim içimizi gülümsetecek hobilerle yaşamımıza değer katalım, bu hem ruhsal, hem de görsel güzellikleri, rengarenk çiçekleri evimizin baş köşesi için almayı
sizde âdet edinin derim... İnsana çok iyi geliyor, zihin mekanizması gün içinde anlık da olsa, karamsarlık kuyusuna düşmeye meyilli ancak gözler çiçekleri gördüğünde duygusal ve düşünsel algı frekansı da anında değişiyor, pembesi bir nezaket, yeşili bir zerafet, mor olanı bereket, beyaz olanı masumiyet, kırmızı olanı sevgi enerjilerini duyumsatıyor, özümüzün güzelliği ile bir oluyor, bütün oluyor çiçek deyip geçmeyin öyle güzel yönde, anında değiştiriyor iç dünyamızın enerjisini... Mutluluktur çiçek... Canlı çiçek beslemeyi çok severim, her gün yeni çiçekleri öğreniyorum. İnanın kış aylarında çiçeklere daha fazla vakit ayıran ve onlardan kopamayan insanlardan iseniz soğuğa dayanıklı kış çiçekleri tam anlamıyla sizin de aradığınız çiçek türleri olabilir. Zevklerinize ya da dekorasyonunuza uygun olarak tercih edeceğiniz, soğuğa dayanıklı kış çiçekleri sayesinde, kış aylarını daha renkli geçirerek depresyona da meydan okuyabilirsiniz. Çiçeklerin bakımı ile uğraşmak ise ayrı bir hobi ve zihni sakinleştiren bir terapidir. Sizlerle kış çiçekleri listemi paylaşıyorum, bence hepsi bir birinden güzel ve narin bu çiçeklerden evinize sizde alın onlara sevgi ile bakın, besleyin arada onlara teşekkür ettiğim, sevdiğimi söylediğim doğrudur onlar da canlı ve hissediyorlar bence:) Evdeki çiçeklerim ağaç gibi oldular desem yeridir. İŞTE KIŞ ÇIÇEĞİ LISTEM Manolya Kış Sümbülü Kasımpatı Nergis Çuha Çiçeği Orkide Açelya Sıklamen Çiçeği. Sevgili okurlarım, haftaya yazılarda kavuşuncaya dek hoşça kalın sevgi ile kalın...
4
8 June 2021
AUSTRALIA
Australian peace ode
POEM
CADA
info@turkishnewspress.com.au
Tell me in which country do you reside? Composition between all flags where we combined. Belonging under the southern cross, blues, whites oceans and skies. Residents of thriving cultures, with Equal colours. The Anzacs enabled the world to meet in the middle with peace. In Prosperity we left the war behind with their bloods we have rejoiced in safety. Our commonwealth toils our health, wealth and educates to equally enlighten it’s people. Industries built and bridges made between trades. Darling hangs by reconciliation the elderly our pillars . Blooming migrants, immigrants and setters from islands afar, settled on Aboriginal Australian plains. Who am I, who are you, who are we? I am Australia, And the national emblem is me! You represent Australia who made you and me, We all are Australian. Communications of legislations fairness, and valued in the life of laws. Youthful nation of the worlds, we came back! With hands we endeavour diverse communities we strive forward. You’ll walk the waltz’s in Matilda with swag’s. Bountiful by Botany Citizens of Dawson’s in multiculturalism. Love that set her free, this is our home...
JACINDA breaks the mould of ‘thick-skinned’ politicians
N
ew Zealand’s Prime Minister Jacinda Ardern has revealed that at first she did not believe she was tough enough for the political landscape. In an interview on Thursday with CNN’s David Axelrod of The Axe Files podcast, Ms Ardern said she declined the offer to run for parliament numerous times. “I didn’t know that I was tough enough for politics,” she said. Since her appointment as New Zealand’s prime minister, Ms Ardern has led her country through natural disasters, a terrorist attack and the COVID pandemic. “I had it in my head, for good reason, that you had to be quite thick skinned - you certainly can’t be the emotional type,” she said. “That assumes that all political leaders need to be really thick skinned, that it’s not OK to be a sensitive person in politics.” Ms Ardern explained to CNN that although she was the 99th female politician to have entered New Zealand politics, “it was not so long ago, that being a woman in politics was a very isolating experience”. “My advice would be: do not change yourself, do not think that to succeed you have to fit the mould of what you see around you … And perhaps in doing so you might better reflect a whole
other part of society that hasn’t felt reflected or seen in that place.” Ms Ardern further reminisced on the formative experiences in her childhood town, Murupara, when the forestry industry collapsed and the small town experienced significant job losses revealing the social inequality of her surroundings. “When you look at the world through the lens of a child, it doesn’t make sense why I had shoes and another child didn’t, or I had a school lunch and another child didn’t,”Ms Ardern said. “So I think probably from quite a young age, I was motivated by issues of inequality - it took me a long time to decide that politics is the place to do something about that.” Ms Ardern said: “The better you are able to manage the things that you don’t anticipate, the more likely you are to be in a position to do the things that you came to do.”
T
DRAMA
rkısh NEWS PRESS
8 June 2021
5
Jodie Maree Larcombe was last seen in 7 December 198 near Coburg, Victoria.
Police launch new search for body of murdered 21yo Jodie Larcombe New South Wales Police have begun a new search for the body of murdered Melbourne woman Jodie Larcombe.
D
aryl Suckling was sentenced to life in prison in 1996 over the murder of the 21-year-old, who was last seen in late December 1987. Though her body has never been found, NSW detectives arrested and charged Daryl Suckling over Ms Larcombe’s murder in June 1994. Police say they will conduct a coordinated land search around Mourquong, an area they have already searched extensively, over the next few days. Officers established Strike Force Turret earlier this year after receiving new information relating to the possible location of Ms Larcombe’s remains. Last month police travelled to the NSW town, near Mildura in Victoria, to conduct initial inquiries. Some media is reporting that Suckling has given police information on where to find her remains in a bid to be released on parole. Detective Superintendent Danny Doherty said detectives would use all available resources to search the area. “It has been more than three decades since Jodie’s murder and detectives would like nothing more than to return her remains to her family so they may finally lay her to rest,” the Homicide Squad Commander said.
Ken Larcombe near the site where New South Wales Police have renewed their search for his daughter Jodie’s remains. Police have not commented on whether the search is connected to a parole bid from Suckling. The search is expected to continue for several days.
Mixed emotions Ken Larcombe has waited more than 30 years to find his lost daughter, but he is not sure how he will feel if the search finally ends. “At the moment I’m a bit blank, but who knows?” he said from the side of Arumpo Road, just off the Silver City Highway near Mildura. “If we find something I’ll probably fall in a big heap but I don’t know, to be perfectly honest. “I’m not here to bullshit. “It just depends on what they
find and when they find her.” Mr Larcombe said he had already found closure for the loss of his “fantastic daughter” in the form of a roadside memorial he created for her and her late mother along the side of Arumpo Road. ‘They can stop the search today’ Mr Larcombe said the reports that Suckling was angling for parole were a matter of “speculation” from his point of view, but either way he did not want the outcome of the search to
lead to the killer’s release. “If it means him getting out of jail, they can stop the search today because me and the family, we do not want to see him out of jail,” Mr Larcombe said. “Jodie is at peace now with her mother, so what we’re finding now, in one way it’s irrelevant. “It’s not going to change anything, so why should it change his status and let him out?” The search involves various agencies and some volunteers. “It’s not a cheap operation to get this done, so I’ve got every bit of respect for the police and those concerned involved in arranging it,” Mr Larcombe said. “The homicide squad and the police we’ve had to deal with have been fantastic. “There are people from Sydney, Albury, Wagga, and they’ve all come here to help find Jodie, so I can truly appreciate their effort.” Police have not commented on whether Suckling is seeking parole. ’Out helping a friend’ Mr Larcombe said he was grateful for support from the local Mildura community, as well journalists Janet Fife-Yeomans and Allan Murphy, who he said had faithfully covered the story over three decades. Mr Larcombe remembered his “lovely daughter” as someone who would “help anybody”. “The day she got abducted she was out helping a friend - a friend who was in need,” he said. Police are also encouraging anyone in the community with information that can help them to contact Crime Stoppers.
6
8 Haziran 2021
T
rkısh NEWS PRESS
AVUSTRALYA
Geyikler Melbourne’a indi Hill, Northcote ve Fitzroy’da C lifton sokakların da bir tane geyik trafikten kaçarken görüldü. Melbourne şehrinin
Kovid-19 endişesi
V
ictaria eyaletinin başkenti Melbourne’da sokağa çıkma yasağının olası sonu yaklaşırken, gizemli vakalar ve yaşlı bakımı gündemde kalmaya devam ediyor. Victorialı yetkililer ve uzmanlar, COVID-19’un son derece bulaşıcı Delta varyantı konusunda endişelerini sürdürüyor. Victoria Eyalet Sağlık Bakanlığı yetkilileri, 4 kişilik bir ailesinin Hindistan kökenli Delta varyantını nasıl kaptığını henüz çözemedi. HİNDİSTAN VARYANTI Türün, İngiltere’de ortaya çıkan Alpha varyantından yaklaşık yüzde 40 daha fazla bulaşıcı olduğu ve Victoria’nın ikinci dalgası sırasında mevcut olan vakalarda daha bulaşıcı olduğu düşünülüyor. Melbourne Üniversitesi’nden Nancy Baxter, “Bunun nereden geldiğini bilmediğimiz için hâlâ çok endişeliyim” dedi. Yetkililer tarafından Pazartesi günü açıklanan verilere göre, 2 işçi ve Arcare Maidstone yaşlı bakım evinden 1 sakin dahil olmak üzere yerel olarak 11
vakanın tespit edildiğini açıkladı. Virüsün son zamanlarda nasıl yayıldığına dair ise net bir açıklama yapılmadı. VAKA SAYISI 14’E ÇIKTI 3 çocuk olmak üzere 4 yeni vaka, Delta varyantı ile Batı Melbourne’da yaşayan bir ailede tespit edildi. Aile, Yeni Güney Galler tatilinden döndükten sonra testleri pozitif çıktı. Böylece toplam vaka sayısı 14’e yükseldi. Eyalet Sağlık Bakanlığı, otel karantinasında ise yeni vaka olmadığı açıklandı. Eyalet genelinde 24 bin 265 test yapılırken, 17 bin 719 kişiye de Kovid-19 aşısı yapıldığı bildirildi. LABORATUVAR İDDİALARI Öte yandan, pandemi öncesinde aşıyı bulan bilim insanının sır ölümü, koronanın laboratuvardan çıktığı iddialarını yeniden gündeme getirdi. Koronavirüsün pandemi ilan edilmesinden birkaç hafta önce Çinli Zhou Yusen isimli bilim insanının aşı için başvuruda bulunduğu ve bu başvurudan yaklaşık 3
ay sonra hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Hayatını kaybeden Zhou’nun Wuhan Viroloji Enstitüsü müdür yardımcısı ile yakın çalıştığının öğrenilmesi sonrasında koronavirüsün Çin laboratuvarından çıktığı iddiaları bir kez daha gündeme geldi. ÇİNLİ GİZEMLİ ADAM Zhou Yusen isimli Çinli bir bilim insanının 24 Şubat 2020’de Çin Halk Kurtuluş Ordusu adına bir Kovid-19 aşısı için patent başvurusunda bulunduğu ortaya çıktı. The Weekend Australian’ın ele geçirdiği rapora göre; aşı için patent başvurusu, Çin’in virüsün insanlara bulaştığını ilan etmesinden sadece birkaç hafta sonra gerçekleşti. Başka bir deyişle Çin ordusunda görev alan bilim adamı, virüs küresel bir pandemi ilan edilmeden önce bir Kovid-19 aşısı için patent başvurusunda bulundu. Zhou’nun aşı için bu kadar hızlı bir şekilde patent başvurusu yapması, Çinli yetkililerin virüsü itiraf ettiklerinden çok daha önce bildiğine işaret ediyor.
boş sokaklarında haydut bir şekilde koşan bir geyik görüldü. Victoria Polisi, Clifton Hill ve Northcote bölgelerinde trafiğe giren ve çıkan bir geyikle ilgili olarak hem cuma hem de cumartesi günü telefon aldı. Bir çok kişi, cumartesi sabahı Edinburgh Bahçeleri’nde ve Fitzroy’daki Johnston Caddesi boyunca hayvanı gördüğünü bildirdi. Cumartesi günü Twitter’da paylaşılan bir videoda ise, cüretkar bir geyiğin yakındaki başka bir şeride dönmeden önce Gore Caddesi yakınlarındaki Johnston Caddesi boyunca hızla koştuğu görülüyor.
T
rkısh NEWS PRESS
Year: 4 Volume: 159
President Yüksel Çifçi
Newspaper Editors Adem Talic, Sibel Örnek, Sinem Taslak, Tanyeli, Ümit Uyar, Davut Kılıç Page Layout & Design Necmettin Öksüz
Page Editors Ali Haydar (Diyanet), Hakan Aslan (Fishing&Sport), Recep Ağar (Sport&Recreations), Cem Birben (Sports), Fatma Gençtürk (Meals&Recipes), Op. Dr. Haydar Özcan, Dr. Hilal Çoruhlu (Medical&Health), Cemil Uyanık (Distribution) Melbourne Team Murat Gümüş (General Manager), Furkan Boyacı, Sabahaddin Kayıkçı (Distribution), Ömer Boyacı (Youth&Sport), Zeynep Doktoroğlu, Emre Boyacı, Şaban Han, Murat Şirin, Salim Boyacı, Evlaa Han, Ayşe Han, Elif Sele, Hilal Kırmızı, Elif Aydın (Editors) Brisbane Team Dr. Said Erdem, Ömer Akdeniz, Metin Uyanık (Editors) Western Australia Mehmet Kırmızıoğlan, Gürhan Candemir, Hamza Serin, Harun Parlak, Hasan Mulla
South Australia Mustafa Ergül Turkey Necmettin Aksoy, Ardi Ocgu, İbrahim Kalın, Mehmet Çelik, Murat Özdamar, Mehmet Güler IT Grup Erol Gülçinay, Adem Talic, Hakan Evecik, Soner Çoruhlu
TURKISH MEDIA SYDNEY RADIO TEAM Monday: Fatma Gençtürk, Bilge Başafacan, Neşe Sözen Tuesday: Ergül Uybadın, Derya Sekmen, Hülya Boz, Büşra Erkan, Tuğçe Uybadın, Kübra Erdinç Wednesday: Serkan Uyanık, Halil Yılmaz Thursday: Osman Boyacı ve Diyanet Hocalarımız Friday: Tanyeli, Serkan Uyanık, Barış Cengiz Saturday: Sülhan Yılmaz, Gülten Akbar, Yasin Köksal, Tuğçe Köksal, Ahmet Kele, Azra Vejzovic Sunday: Kübra Erdinç, Muhammed Köksal, Zafer Uyanık, Ataberk Birben
TURKISH MEDIA MELBOURNE RADIO TEAM Wednesday: Murat Şirin, Ümit Uyar, Elif Sele, Zeynep Doktoroğlu, Salim Boyacı, Adem Talic
Advertisements Sydney (Türker Demiryürek): 0426 982 050 Melbourne (Ümit Uyar): 0481 136 901 Brisbane (Türker Demiryürek): 0426 982 050 Western Australia (Mehmet Kırmızıoğlan): 0401 556 500 South Australia: 0426 982 050 Canberra: 0433 162 655 Sydney Office: Unit 2-92 Bryant St Padstow NSW 2211 Phone: 1300 917 566 Fax: 612 9774 8650 E-mail: info@turkishnewspress.com.au
www.turkishnewspress.com.au
T
ANALYSIS Writer: Suzan Calimli
rkısh NEWS PRESS
8 June 2021
7
calimli.suzan@gmail.com
Leyla and Majnun
it reklamlarınız n: 0 433 162 655
L 20
T
rkısh NEWS PRESS
..
SERI ILAN/
MELBOURNE & BRISBANE
with him. Tradition, however, society. Although they both eyla and Majnun is a classic gets in the way: mandating that loved each other deeply, love story, believed to have Leyla needs to grieve for her each expressed their love originated from Persia, of stardeceased husband in solitude differently. Leyla’s love is crossed lovers. Both Nizami for two years. Unable to cope Ganjavi and Muhammed Fuzuli quiet and subtle whereas any more with the wait, Leyla Qays is loud and public as have developed the character İlan ve kartvizit reklamların gives up on life and hope. She he continuously and crazily and plots in their works, 237Nisan Mayıs2019 2019 için rezervasyon: 0 433 162 65 becomes sick in the process announces his love for Leyla bringing the story to life. The and dies of a broken heart. for all to hear. The people story has circulated across When Majnun finds out about of the tribe start to call him many sub-continental and Leyla’s death, he goes to her “Majnun” which translates to Middle Eastern cultures and graveside and sprawls on top madman. religions: Muslim, Hindi Sufi of it. Right there, on Leyla’s Majnun goes with his father and secular. In addition, the grave, Majnun died from to ask for Leyla’s hand in story of Leyla and Majnun has grief. His last hope was that marriage. However, due to not been reinterpreted through they would be reunited in the wanting a scandal revolving many poems, languages, MELBOURNE İlan ve kartvizit reklamlarınız afterlife. Before his passing around his daughter marrying plays, paintings, musical 0 433 162 655 237Nisan 2019 için rezervasyon: Mayıs 2019 & BRISBANE PRESS Majnun wrote three poems, on a madman, NEWS Leyla’s father compositions and songs. The in which is the following: refuses. Instead, he gives his idea of the story is believed to daughter to an older man from go as far back of Arabic in the “I will pass through these a nearby village. Overwhelmed fifth century. Nizami’s work is walls, rom which Leyla passes by rejection and grief, Majnun appreciated as he succeeded And I will kiss that wall that abandons his family and home in reshaping Majnun from a Leyla passes from to live alone in the wilderness. him. When Majnun’s parents romantic fool into a classic This is not the love of the pass away, Leyla asks an He continues to remain story of idealised love. walls in my heart that makes elderly man to deliver the The story setting starts within obsessively in love with Leyla, my heart happy news to Majnun. This only writing day and night about the Banu ‘Amir tribe where a But whoever draws my made Majnun become more her. During his solitude, her young Qays ibn al-Mulawwah attention from those walls, depressed and regretful. bonds with wildlife animals. falls in love with Leyla bint I love her.” After some time, Leyla’s During this time, in the Sa’d. They were classmates at Sources: husband also passes away. hopes that their son would a maktab. Their love develops - www.freepressjournal MELBOURNE İlan ve kartvizit reklamlarınız Still in love with Majnun, she come back, Majnun’s parents as they age however is not Nazmiyalantiquerugs.com 14 Mayıs 2019 21 28 Haziran 11 2019 için rezervasyon: 0 433 162 655 18 & BRISBANE becomes PRESShopeful to reunite would leave food outside NEWS for deemed as acceptable by - laylaandmajnun.org
20
20
T
rkısh
T
..
SERI ILAN/
rkısh
..
..
SERI ILAN/ SERI ILANLAR
Huzur Evi Müdürü alınacak
BROADMEADOWS’DA BULUNAN OSMANLI KÖYÜ YAŞLILAR EVI’NE TECRÜBELI MÜDÜR ARANIYOR. 32 YATAK ILE ÇALIŞAN OSMANLI KÖYÜ YAŞLILAR EVI, TÜRK TOPLUMUNA HIZMET VERMEKTEDIR. ARANAN NITELIKLER: . Yaşlılar evinde müdürlük tecrübesi . Müşteri hizmet standartları yüksek . Yaşlılar evi kanunlarını iyi bilen . Çalışanlara yol gösterecek ve motive edecek Işletme bilgisine sahip . RN Div 1 veya RN Div 2 olabilir Bu pozisyona uygun kişiler 0413 815 345 numaralı telefondan Ramazan Öztaş’ı arayabilirler veya özgeçmişlerini admin@bticc.org.au adresine gönderebilirler.
8
T
8 Haziran 2021
ELİF, KOLOMBİYA’DA LİSTE BAŞI
rkısh NEWS PRESS
.
DUYGULANDIRAN BULUŞMA
TÜRKIYE
Şehitlerinin kabrine
60 yıl sonra kavuştular Oyuncu Volkan Baş muhtarlığa aday oldu Söke ilçesinde A ydın’ın yaşayan sinema ve dizi oyuncusu
Volkan Baş, mevcut muhtarın vefatı üzerine tekrarlanacak seçimlerde muhtar adayı olduğunu açıkladı. Atatürk Mahallesi’nde Muhtar Zeki Acet’in hayatını kaybetmesinin ardından 6 Haziran’da yeniden seçime gidilmesine karar verildi. Muhtarlık için 8 kişi aday oldu. Adaylardan birisi de mahallede ikamet eden sinema ve dizi oyuncusu Volkan Baş oldu. Volkan Baş, yaptığı açıklamada, mahalleye hizmet için aday olduğun söyledi. TİYATRO VE SİNEMA GÖSTERİMİ VAADİ Projeleri olduğunu dile getiren Baş, “Uğur Mumcu Parkı’nı sanat merkezi haline getireceğim. Burada bulunan açık hava tiyatromuzda pandemi nedeniyle gösteriler yapılamadı. Ayrıca haftanın 2 veya 3 günü film ve sinema gösterimi yapılacak” dedi. 41 yaşındaki Volkan Baş, Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü mezunu. Volkan Baş, “Güzel Köylü”, “Dürüye’nin Güğümleri”, “Baba Ocağı”ve “Kuzey Rüzgarı” gibi dizilerde oynadı. Oyuncu Volkan Baş’ın rol aldığı başlıca filmler ise şunlar: “Döndüm Ben”, “Reis”, “Kabr-i Cin Mühür”, “Ketenpere”, “Tutmayın Beni” ve “Süper İncir”.
23 YIL ÖNCE MEZARINI HAZIRLATMIŞ
Erzincanlı Kore Gazisi 92 yaşında vefat etti Tercan ilçesinde 92 yaşında vefat eden Kore gazisi Zeynel Polat, E rzincan’ın son yolculuğuna dualarla uğurlandı.
Yaşlılığa bağlı nedenlerle hayatını kaybeden Polat’ın cenazesi, ilçeye bağlı Çatakdere köyüne getirildi. Burada Kovid-19 tedbirleri çerçevesinde kılınan cenaze namazının ardından Kore Gazisi Polat’ın naaşı, kendisi için 23 yıl önce köy mezarlığında hazırladığı yere defnedildi. Törene, Vali Mehmet Makas, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Tercan Kaymakamı Musa Kazım Çelik, Muharip Gaziler Derneği Erzincan Şube Başkanı Sabri Taş, askeri ve sivil erkan ile Polat’ın ailesi katıldı.
Şanlıurfa’da 1961’de şehit olan ve birinci derece yakınları hayatta olmadığı için yeri bilinmeyen Rizeli Fehmi Taşcı’nın mezarı, yeğeninin öğretmen kızı Tülay’ın girişimleriyle bulundu. Yeğen Günaydın Taşdemir, “Çok duygulandık, ağladım. Dayımızın sevgisi hep içimizdeydi. Şehidimize kavuştuk şükürler olsun” derken, Tülay da, “Bir parçamızın Şanlıurfa’da olduğunu biliyorduk. Artık yerini biliyoruz” diye konuştu.
Dram filmlerine konu olacak bir hikaye!
Ş
anlıurfa’nın Akçakale ilçesinde 1961’de şehit olan ve birinci derece yakınları hayatta olmadığı için yeri bilinmeyen Rizeli Fehmi Taşcı’nın kabri, yeğeninin öğretmen kızının girişimleri sayesinde 60 yıl sonra bulundu. Rize’de yaşayan, küçükken anne ve babasını kaybeden Fehmi Taşcı, 1959 yılında vatani görevini yapmak üzere Suriye sınırındaki Şanlıurfa Akçakale’ye geldi. AH GARİBAN ŞEHİDİM! Evli olan Fehmi Taşcı, tezkeresine 3 ay kala apandisit patlaması sonucu 25 Mart 1961’de şehit oldu. Çocuğu olmayan ve eşi de vefat eden Taşcı’nın cenazesi Şanlıurfa’da defnedildi. Taşcı’nın naaşının nerede toprağa verildiğini bilmeyen yakınları, yıllar sonra şehidin mezarını bulabilmek için girişimde bulundu. Uzun yıllar mezar yerini öğrenemeyen Taşcı’nın yeğeni Günaydın Taşdemir, Mardin’de öğretmenlik yapan kızı Tülay Taşdemir’den yardım istedi. HİKAYE URFA’DA BİTTİ Tülay Taşdemir, İçişleri Bakanlığından şehit Taşcı’nın kabrinin nerede olduğunu öğrenmek için girişimde bulundu. Durumun Şanlıurfa Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma
Derneğine iletilmesinin ardından yapılan çalışma sonrası şehit Taşcı’nın mezarının Şanlıurfa Bediüzzaman Mezarlığı’ndaki askeri şehitlikte olduğu tespit edildi. 60 yıl sonra şehit dayısının mezarına kavuşan Günaydın Taşdemir ve kızı Tülay gözyaşları içinde şehidin kabrini ziyaret etti. 60 YIL KURUMAYAN GÖZYAŞI Mutluluklarını yakınlarıyla cep telefonuyla görüntülü konuşarak paylaşan Taşcı’nın yeğeni, 56 yaşlarındayken büyüklerinin dayısının Şanlıurfa’da şehit olduğunu fakat mezarının yerini bilmediklerini söylediklerini aktararak, şunları anlattı: “Büyüdükten sonra dayımı aramaya başladık. Uzun yıllar aradık fakat cevap alamadık. Kızım Tülay Mardin’de görev yapıyordu. Geçen birlikte Şanlıurfa’ya geldik, dayımızın mezarını bulmak için çalışma yaptık. Kızım Bakanlıktan birilerine ulaştı. Sağ olsunlar onlar da bizi Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine yönlendirdi. 60 yıl sonra dayımızın mezarını bulduk. Çok duygulandık, ağladım. Çok mutluyum, mutluluğumu anlatamam. Dayımızın sevgisi hep içimizdeydi. Dayımıza, şehidimize kavuştuk şükürler olsun. Ömrümüz olduğu sürece onu hep ziyaret edeceğiz inşallah. Toprağından alıp memlekete götüreceğiz. Yakınlarımıza haber verdik onlar da çok sevindi, gelecek inşallah.” BİR PARÇAMIZ ORADAYDI Tülay Taşdemir de küçüklüğünden beri annesinin dayısının şehit olduğu ve mezarının Şanlıurfa’da olduğu hikayesiyle büyüdüğünü söyledi. Çok gururlu ve mutlu olduğunu ifade eden Taşdemir şöyle
konuştu: “Ailem beni ziyarete geldiğinde durumu anlattılar. Ben de hem annemi mutlu etmek hem de bir parçamızı, şehidimizi bulmak için girişimde bulundum. Bizim için çok değerliydi. Mardin’e gelince araştırma yapmaya başladım. Dayımızın Şanlıurfa’da olduğunu bildiğimiz için buraya sık sık gelip araştırdım. Araştırmada dayımızın ölümünden sonra eşyalarının bulunduğu kolinin köyüne gönderildiği belgesine ulaştık. Dayımla ilgili başka herhangi belge büyüklerimize ulaşmamış. İnşallah sık sık Şanlıurfa’ya gelip şehidimizi ziyaret edeceğiz. Bütün akrabalarımıza haber verdik. İnşallah onlar da gelecek. Başta devlet büyüklerimiz olmak üzere emeği geçen Şanlıurfa Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Yavuz’a teşekkür ederim.” DEVLETIMIZ KORUMUŞ Samsun’da oturan Fehmi Taşcı’nın yakını Ahmet Taşdemir de yaşadığı mutluluğu ifade ederek, şunları dile getirdi: “Vatanımla, bayrağımla ve ülkemle gururluydum şimdi daha çok gururluyum. 60 yıl önce izini kaybettiğimiz şehidimizi devletimiz korumuş. Hizmetini yapmış. Hiçbir millete nasip olmaz böyle bir değer. Nasip oldu bizler de bugün şehidimize kavuştuk. Devletimiz sağ olsun bizi kavuşturdu. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” Şanlıurfa Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Yavuz ise, “Ailenin sevincine gözyaşları içinde ortak olduk. Anlatılamaz bir duygu, emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.
.
TÜRKIYE K A D L MET U G ZONUN MEHALARLA UZ
U ILDI D I I CAM ETE AÇ
IBAD
T
rkısh NEWS PRESS
n Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zonguldak’ta toplam 7.500 kişilik kapasiteye sahip Uzun Mehmet Camii’nin açılışını da gerçekleştirdi. İlk cuma namazını eda ettikleri caminin hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, camiyi inşa eden Hasan Gürsoy’a teşekkür etti. Birlik ve beraberlik mesajları veren Erdoğan, şunları dile getirdi: “Rabbimiz ‘Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder’ buyuruyor. Şehirlerimize kazandırdığımız her bir caminin ülkemizin ve milletimizin geleceği için vatan topraklarına dikilen birer manevi muhafız olduğuna inanıyorum. Bu eserler çağımızın mührüdür. İstiklalimizin ve birliğimizin nişanesidir. Kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkmalıyız.
8 Haziran 2021
9
MARMARA’DAKİ MÜSILAJA EL ATTI
Çevre Günü’nde 10 Millet Bahçesi
Erdoğan ve protokol üyeleri, Pendik Millet Bahçesi’nde düzenlenen C umhurbaşkanı “5 Haziran Dünya Çevre Günü Toplu Açılış
ERDOĞAN AÇIKLADI:
135 milyar metreküp yeni doğalgaz müjdesi
Z
Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamid döneminde planlanan Filyos Limanı’nın açılışında konuşan Başkan Erdoğan, “Fatih sondaj gemimiz Sakarya Gaz Sahası’ndaki Amasra 1 kuyusunda 135 milyar metreküplük yeni bir doğalgaz keşfi daha yaptı. Böylece bölgede keşfettiğimiz toplam doğalgaz miktarımız 540 milyar metreküpe çıkmış oldu” dedi. onguldak’a çıkarma yapan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir dizi açılışta bulundu. Başkan Erdoğan, Filyos Limanı Açılışı ile Doğalgaz İşletme Tesisleri Temel Atma Töreni’nde yaptığı konuşmada, enerji arama çalışmaları konusunda yeni müjdeler vererek şunları dile getirdi: - (Filyos Limanı) 2023 hedeflerimiz arasında yer alan, ülkemizi dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına çıkarma projemizin önemli altyapılarından biridir. - Yıl sonunda 200 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmanın ışığını görmeye başladık. KARADENİZ’DE YENİ KEŞİF - Fatih sondaj gemimiz yine Sakarya Gaz Sahası’ndaki Amasra 1 kuyusunda 135 milyar metreküplük yeni bir doğalgaz keşfi daha yaptı. Böylece bölgede keşfettiğimiz toplam doğalgaz miktarımız ise 540 milyar metreküpe çıkmış oldu. Bu güzel haberin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. - Amasra-1 kuyusunun çevresindeki sondajlama çalışmalarımız sürüyor. İnşallah bu bölgeden yeni müjdeli haberler bekliyoruz. - Kanuni Sondaj Gemimiz Fatih’in açtığı kuyuları üretime hazır hale getirmek üzere faaliyete başlayacak. Karadeniz gazını 2023’te kullanıma sunmak için arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyor.
Töreni”nde; İstanbul, Aydın, Kars, Malatya, Muş, Trabzon, Mersin ve Adıyaman’daki 10 ayrı millet bahçesinin açılışını gerçekleştirdi. Törende; Van, Niğde ve Batman’daki atık su arıtma ile Artvin Hopa’daki içme suyu arıtma tesisleri, Alanya, Körfez, Tuzla, Kızılcahamam ve Şehitkamil ilçelerindeki atık getirme merkezleri, Kaş, Pendik, Kulu, Seydikemer ilçelerindeki bisiklet yollarının da açılışları yapıldı. Daha sonra Pendik Millet Bahçesi’ni ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklarla birlikte diktiği ağaca can suyu verdi. HALİÇ’TE RÜŞTÜMÜZÜ İSPATLADIK Törendeki konuşmasında Marmara Denizi’nde yaşanan ve ‘deniz salyası’ denilen çevre kirliliğine de değinen Erdoğan, şunları dile getirdi: “Son dönemde Marmara’da karşımıza çıkan müsilaj gibi sorunların kaynağı arıtılmadan denizlere bırakılan atık sulardır. Bu konuda Çevre Şehircilik Bakanıma talimatı verdim. Hiç gecikmeden ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi niye bunu yapmıyor, İzmir niye yapmıyor, Konya bunu niye yapmıyor, şu niye yapmıyor, bu niye yapmıyor?’ demeyeceğiz. Çevre Şehircilik Bakanlığı olarak bu işi koordinasyonuna alacaksınız, üniversitelerle beraber el ele verip bütün başta Marmara olmak üzere, bu müsilaj belasından denizlerimizi kurtaracağız. Biz bunu yapar mıyız? Yaparız. Biz bunu Haliç’te yaptık mı? Yaptık.”
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU:
- Filyos’taki tesisi de hızla tamamlayarak hem denizde hem karada bu işi bir an önce bitirmekte kararlıyız. Türkiye’yi en büyük cari açık kalemi olan enerji ithalatından kurtaracak kalkınma hamlemizi hızlandırmak en büyük hedefimizdir. - Denizdeki doğalgazı karaya üç etapta çıkarmayı planlıyoruz. Birinci aşama deniz tabanında kurulacak doğalgaz üretim sistemleridir. İkinci aşama karada doğalgazı işleyecek ve kullanıma hazır hale getirecek tesistir. Üçüncü aşama ise denizdeki sistemle, karadaki tesis arasındaki bağlantıyı sağlayacak boru hattıdır. SABIR VE AZMİN ÜRÜNÜ - Doğalgaz kullanıma hazır hale geldiğinde zaten ekonomimize büyük katkı sağlayacaktır. İlk etapta 10 kuyunun sondajını ve tamamlama işlemini bitirecek, ardından yeni sahalara açılacağız. - Türkiye’nin denizdeki ve karadaki doğalgaz arama faaliyetlerinde bugün geldiği yer dikkatli, sabırlı, azimli
çalışmaların ürünüdür. 2023 HEDEFLERİNE DOĞRU - Nice sıkıntılara, nice tuzaklara, nice sabotajlara, nice ihanetlere göğüs gererek baş koyduğumuz bu yolda adım adım ilerledik. - Ecdadımız Fatih, açılmaz denilen surlarla çevrili İstanbul’u gemileri karadan yürüterek fethetmiştir. Biz de ekonomik engeli, sinsi ayak oyunlarını aşarak ülkemizi 2023 hedeflerinin eşiğine getirdik. - Bu yıl 2 bin megavatı güneş ve 2 bin megavatı rüzgar olmak üzere toplam 4 bin megavatlık yenilenebilir enerji yatırımını harekete geçirmiş olacağız. FİLYOS LİMANI AÇILDI Osmanlı Padişahı Sultan 2. Abdülhamid döneminde planlanan ve Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinde 2016’da yapımına başlanan Filyos Limanı’nda çalışmalar tamamlandı ve açılışı Erdoğan tarafından yapıldı. Filyos limanına aynı anda farklı boyutlarda 13 gemi yanaşarak elleçleme yaptırabilecek.
Hainlere inat yapacak daha çok işimiz var çişleri Bakanı Süleyman Soylu, Afyonkarahiyaptığı konuşmada önemli mesajlar İ sar’da vererek şunları dile getirdi: “Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenler, geçmişten bugüne yapmak istedikleri oyunları yapmak, Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için ellerinden gelen her şeyi ortaya koymaya çalışıyor. Bunlara fırsat vermemek için; güçlü, iri, diri, bir ve kardeş olmalıyız. Karadeniz’de toplam 540 milyar metreküp doğal gaz buluşumuz... Biz ne kadar bulursak onlar, o kadar çatlayacak. Varsın çatlasınlar, patlasınlar. Dertleri şu; ‘acaba Türkiye’yi tökezletebilir miyiz?’ Tökezletemeyeceksiniz. Dünyaya medeniyetimizi nakşedeceğiz. Milletimizin, ülkemizin, Cumhur İttifakı’nın, Cumhurbaşkanım Erdoğan’ın yapacağı çok iş var. Durmak yok, yola devam.”
T
TURKEY
rkısh NEWS PRESS
8 June 2021
11
TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY
IBRAHIM KALIN @ikalin1
Mucilage, or “sea snot,” covers the shoreline in Istanbul, Turkey, June 6, 2021.
A
Turkey announ ced a new action p lan to combat mar mucilage, or ‘s ine ea snot,’ covering parts of the Marmara Sea, but the thick substance has now spread to Black Sea, with the expe warning about rts the future risk...
‘SEA SNOT’ SPREADS TO BLACK SEA AMID FIGHT IN TURKEY’S MARMARA n organic, slimy mass called marine mucilage, or “sea snot” as it is known colloquially, has become an imminent threat to the Marmara Sea in Turkey’s northwest. Just as the government unveiled new measures to fight it, a second sighting of the phenomenon was reported in the Black Sea, north of the Marmara. After Samsun, mucilage was also spotted off the coast of Ordu province. Though it is in a very limited area, unlike the Marmara, the microorganism boom may be as bad in a few years without timely measures, experts warn. Pollution and climate change are among the
causes of sea snot, which destroys flora and fauna by cutting off oxygen at the bottom of the sea and closes down beaches to swimming. Authorities on Sunday announced a 22-point action plan to clear a recent surge in mucilage in the Marmara after days of talks to draft a plan as part of a workshop attended by government officials, academics and experts. “As part of the emergency response, as of June 8, 2021, efforts will be launched to completely clean the mucilage in the Marmara Sea with scientific-based methods on a 24/7 basis,” Environment and Urbanization Minister
Murat Kurum told reporters during the launch of the plan. “On Tuesday, we will conduct the largest seacleaning (effort) in Turkey with a consciousness of mobilization together with all our institutions, municipalities, nature lovers, athletes, artists and citizens,” Kurum said. “We will launch efforts to designate the entire Sea of Marmara as a protected area” He underlined that the water resources of the entire world, not only Turkey, have been impacted by climate change, making the recovery of treated wastewater of the utmost importance.
Turkish forces kill PKK’s Makhmour regional leader in N. Iraq
T
he PKK terrorist group’s so-called Makhmour regional leader in northern Iraq codenamed “Doctor Hüseyin” was eliminated in a joint operation by National Intelligence Organization (MIT) Saturday, President Recep Tayyip Erdoğan stated. Erdoğan said Turkey would not allow the “treacherous and separatist organization” to use Iraq’s Makhmour district as an “incubation center” for terrorism. “We will continue to eradicate terrorism at its source,” he stressed. According to a security source, two more terrorists were neutralized in the operation.
Turkey’s Stone Road welcomes thrill seekers n It took 132 years and a bunch of entrepreneurs to make Stone Road a household name for adrenaline junkies, but the winding road atop cliffs has managed to attract people to the Turkish town of Kemaliye in the country’s eastern province of Erzincan for a thrill ride. One of the “most dangerous roads” in the world with sharp hairpins and bends, it is only 10 kilometers (6.2 miles) long, but that is enough to get your heart pumping
as one wrong move can have your car end up at the bottom of cliffs from a height of 800 meters (2,625 feet) in some spots. The breathtaking scenery of Dark Canyon, where the road is located, takes away the scary aspect of the ride. The road’s origin dates back to the 19th century when locals wanted to connect the town, now added to UNESCO World Heritage List, to central Turkey through Sivas in the west.
Crisis in the Muslim World
T
he Muslim world is in a state of crisis. The crisis is not so much political or economic, though both have their share in the current state of affairs, as existential and intellectual. Neither sure of itself nor engaging the globe constructively, the Muslim world cannot manage to be an agent of its own acts. It vacillates between the glory of a brilliant past and the apathy and misery of the present. Many Muslim countries suffer from political crises, economic backwardness, weak infrastructure, bad education, lack of competitiveness in science and technology, polluted and badly managed cities and environmental hazards. They are paralyzed by social inequality, injustice toward women, sectarian conflict, extremism, violence and terrorism. Islam’s core teachings of peace, justice and compassion are lost in the brutal races for worldly power. Political leaders, religious scholars and intellectuals have mostly failed to stop the internal bleeding in the Muslim world. They have either succumbed to the temptations of power or become irrelevant. While the world powers and the current international system have much to blame for, Muslims themselves have failed to take care of their own. As I’ve written before, “the legacy of imperialist interventions, failed states, poverty, illiteracy and the sense of dispossession and alienation has created deep wounds in the social and political landscape of the Middle East. A divisive identity politics has become a powerful ideological tool. In the name of religion, nationalism or anti-imperialism, political opportunists and extremists have used the longstanding grievances of ordinary people to advance their political goals.” This is all true, and more: Western democracies have betrayed their own values and principles. They have watched the occupation of Palestine and its expansion for almost 50 years, supported a bloody coup in Egypt, created disastrous conditions in Iraq, failed to support the Syrian people, turned a blind eye to the suffering of millions of people in Myanmar, Somalia and other places. As the largest polluters of the world, they have destroyed the natural environment. They are the biggest producers of the deadliest weapons in human history and sell them to poor countries. They run an economic system that favors the rich and keeps the poor at the bottom. They use international law to secure their own interests without regard to others. Some justify discrimination and racism against Muslims in the name of fighting religious extremism. These are all true, and the list goes on. But blaming others does not solve our problems; rather, it leads to intellectual laziness and moral conformism. It is one thing to take pride in the great achievements of the classical Islamic civilization; we should all do and learn from it. But
it is an entirely different matter to reproduce them today, which should be the task of an effective educational system. It is meaningless to blame the West or the international system for the ill fortunes of the Muslim world without first stopping the internal bleeding in Muslim societies. A moment of reflection reveals the bitter truth: Just like the powerful countries of the world, Muslims have betrayed their own tradition. They have allowed injustice, inequality, poverty, extremism and terrorism to fester in their midst. They have failed to address legitimate grievances in morally sensible and rationally effective ways. Instead of working to resolve their problems with wisdom and patience, they have resorted to intolerance, fanaticism and violence. The result is the spread of such extremist groups as al Qaida, ISIS and Boko Haram. As we approach the end of the holy month of Ramadan, the Muslim world needs to have a moment of reflection and reckoning. This needs to start from within. The Islamic intellectual tradition insists on the complementarity of the “inner” (albatin) and the “outer” (al-zahir): what is out there is a reflection of what is within you, and the good within you needs to come out and establish peace, justice and mercy in the outside world. As the Quran says, “God will not change the condition of a people until they change what is in themselves.” Muslim leaders, scholars, and men and women of letters, business and community work need to step forward and build a culture based on faith, reason and virtue. They can and should re-establish the selfesteem of the Muslim faith without arrogance and without discrimination against those of other faiths. They can show the way to engage the world in a creative and constructive manner just as al-Farabi and Ibn Sina did in philosophy, Biruni and Ibn alHaytham did in science, Ibn al-Arabi and Mawlana Jalal al-Din Rumi did in spirituality, the Andalusian rulers did in southern Europe, and numerous Muslim rulers, scientists and artists did in their respective fields. Blessed with rich natural resources, Muslim countries need to invest in poverty eradication, education, good governance, urban development and youth and women empowerment. There are only a handful of Muslim countries that seriously invest in these fields. More countries need to make better use of their resources so that Muslim lands once again become regions of peace, justice, faith, reason and virtue. This requires better governance, better politics and better planning. But above all, it requires a revolution of the mind whereby we redefine our relationship with the world and treat it as a “trust” given to us. And all this starts with purifying our inner state and take care of God’s creation with intelligence and compassion. > Source: Daily Sabah/Jul 07, 2015
12
T
8 June 2021
Turkish Getir’s valuation triples to $7.5B as quick-delivery booms
rkısh NEWS PRESS
TECHNOLOGY
Designer develops “Third Eye” for ‘smartphone zombies’ South Korean in dustrial designer Paeng Min wook showcase s robotic eye, ca a ll “ The Third Eye ed ,” on his forehead as he use mobile phone s his w walking on the hile st in Seoul, South reet, Korea.
rapid grocery delivery company Getir has raised $555 million in the latest T urkish funding round, tripling its valuation to over
$7.5 billion since March, announcing Friday the latest investment boom in the red-hot sector. The Istanbul-based startup that only began to expand outside Turkey in January plans to invest the proceeds to launch in Paris and Berlin this month following rollouts in London and Amsterdam, with several cities in the United States to follow in the last three months of the year. The company had raised $428 million in two funding rounds in January and March for international expansion. The latest series of investments means the company raised almost $1 billion so far this year. The latest deal means that the company is worth more than food delivery apps Deliveroo and Grubhub, as well as British supermarkets Morrisons and Marks and Spencer. Istanbulbased Getir, founded in 2015, pioneered a category of 10-minute delivery for customers who order by a smartphone app, with riders fanning out from neighborhood warehouses that stock essential groceries.
Turkish e-commerce site Hepsiburada applies for Nasdaq listing
of Turkey’s largest e-commerce platforms Onebyto gomarket share, Hepsiburada.com is set public on the U.S.’ Nasdaq stock
exchange. Hepsiburada.com made the filing to list its shares on tech-heavy equity gauge to the Securities and Exchange Commission (SEC) on May 28. It made the filing under the formal name D-Market Elektronik Hizmetler ve Ticaret A.Ş. According to the application made to the SEC, Hepsiburada.com hired Morgan Stanley, JPMorgan Chase & Co., Bank of America Securities, UBS Investment Bank and Goldman Sachs Group Inc. to seal the deal. Further details about the number of shares to be listed or the timeline were not revealed by the company. The revenues of Hepsiburada.com, the second-largest ecommerce platform in Turkey, more than doubled in 2020 as COVID-19 measures and stay-at-home orders led to a surge in online shopping. The filing comes at a time when Turkish technology startups have begun attracting strong international interest. Peak Games was sold to Zynga Inc. for $1.8 billion (TL 15 billion) last year, while rapid online delivery app Getir is seeking funds in a round that may raise its value to more than $7 billion from $2.6 billion in February.
C
an’t take your eyes off your smartphone? Don’t worry, a South Korean industrial designer has come up with just the solution to prevent accidents. Paeng Min-wook, 28, has developed a robotic eyeball he has dubbed “The Third Eye,” which “smartphone zombies” can strap to their foreheads so they can browse injury-free on the go. The device opens its translucent eyelid whenever it senses the user’s head has been lowered to look at a smartphone. When the user comes within 12 meters (3.3-6.6 feet) of an obstacle, the device beeps to warn of the impending danger. “This is the look of future
mankind with three eyes,” Paeng, a postgraduate in innovation design engineering at the Royal College of Art and Imperial College London, told Reuters as he demonstrated the use of The Third Eye around Seoul. “As we cannot take our eyes off from smartphones, the extra eye will be needed in future.” Paeng’s invention uses a gyro sensor to measure the oblique angle of the user’s neck and an ultrasonic sensor to calculate the distance between the robotic eye and any obstacles. Both sensors are linked to an open-source single-board microcontroller, with a battery pack. Paeng’s demonstration of
the device in Seoul this week garnered attention from passersby. “I thought he looked like an alien with an eye on his forehead,” Seoul resident Lee Ok-jo said. “These days many young people can get into accidents while using their mobile phone. This would be good for them.” Paeng said The Third Eye was meant as a warning, not a real solution for smartphone addicts who won’t pay attention to where they are going. “By presenting this satirical solution, I hope people would recognize the severity of their gadget addiction and look back at themselves,” he said.
French watchdog fines Google $267 million over ad dominance n Google has been issued a penalty as part of a settlement reached between three media groups - News Corp, French daily Le Figaro and Belgium’s Groupe Rossel - that accused Google in 2019 of abusing a dominant market position over ad sales for their websites and apps. The competition authority determined that Google gave preferential treatment to its own ad inventory auction service AdX and to Doubleclick Ad Exchange, its real-time platform for letting clients choose and buy ads. “It is the first decision in the world to look into complex algorithmic auctions processes through which on-
line display advertising works,” the authority’s president Isabelle de Silva said. Media groups looking to sell ad space on their internet sites or mobile apps using rival platforms often found that Google’s services were unfairly competing against rivals, using a va-
riety of methods. For example, regulators found that Doubleclick would vary the commission it took when making a sale based on prices offered by other so-called ad servers. At the same time, Google arranged for AdX, its own supplyside platform (SSP), to give preferential treatment to offers emanating from Doubleclick – effectively squeezing out rivals such as Xandr or Index Exchange. “These very serious practices penalized competition in the emerging online advertising market, and allowed Google not only to maintain but also to increase its dominant position,” De Silva said.
T
.
EKONOMI
rkısh NEWS PRESS
8 Haziran 2021
13
ÇALIŞANIN DÜNYASI
A YARDIMDA DE KALİTEDE D 1 NUMAR A!
MURAT ÖZDAMAR
Sorularınız için: info@turkishnewspress.com.au
Malulen emeklilik ayrı, engelli emeklilik ayrı şey
D Türk Kızılay’ın helal içecekleri 30 ülkede Erzincan’da Türk Kızılay Mineralli Su İşletmesi’nin yeni üretim tesisinin açılış törenine katılan Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, madensularının dünyanın en yüksek magnezyumlu suyu olduğunu söyledi.
B
ütün geliri insani yardıma sarf edilen Kızılay İçecek AŞ, Erzincan fabrikasının kapasitesini iki kat artırarak dünya markası olma yolunda dev bir adım attı. İnsani yardımda Türkiye’nin küresel ölçekte merhamet kucağı olan Kızılay, içecek sektöründe de dünyanın dev markalarıyla boy ölçüşüyor. Kızılay İçecek’in Afyonkarahisar fabrikası ile birlikte Erzincan fabrikasında üretilen sade madensularının yanına %100 doğal meyve aromalı madensuları da eklendi. Böylece Erzincan kaynağının zengin magnezyumu doğal meyve aromaları ile birleştirildi. Kızılay İçecek’in mineralli gazlı içecekleri vişneli, karpuzlu, armutlu, mangolu, narlı, yeşil elmalı, portakal, bisküvi aromalı, elmalı olarak yakında marketlerdeki yerini alacak. GİMDES HELAL SERTIFIKASI Gün geçtikçe yeni faydaları ortaya çıkan madensuyu, şifalı etkisi ve insan sağlığına katkılarıyla önemli bir konuma sahip GİMDES Helal Sertifikası bulunan Kızılay’ın içecekleri özellikle İslam coğrafyasında büyük ilgi görüyor. Kızılay İçecek’in madensuyu, Türkiye’de helal sertifikası bulunan ilk ve tek madensuyu olma vasfını taşıyor. Alanında eşsiz bir ürün grubunu tüketiciye sunan Kızılay İçecek AŞ, üretim hattını da büyütüyor. Kızılay İçecek, Türkiye’deki ikinci üretim tesisi olan Erzincan fabrikasının kapasitesini iki kat artırdı. Bu tesiste saatte 50 bin şişe
olan üretim kapasitesi 60 bin şişeye yükseltildi. Sadece bu fabrikada saatte toplam 110 bin şişe üretim kapasitesine ulaşılması hedefleniyor. 2 bin 500 metrekare olan kapalı depo alanı ise 10 bin metrekareye çıkarıldı. İHRACAT ATAĞI BAŞLATILDI Erzincan’daki açılışta konuşan Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, Türkiye’nin helal sertifikalı ilk ve tek madensuyunu ürettiklerini belirterek, 30 ülkeye ihracat yaptıklarını söyledi. Sade madensuyunun yanı sıra yüzde 100 doğal meyve aromalı madensularınının üretimine de başladıklarını vurgulayan Kınık, Erzincan kaynağının zengin magnezyumunu doğal meyve aromaları ile birleştirilerek geniş çaplı bir ürün grubu meydana getirdiklerini anlattı. KAZANÇLAR MAZLUMA GİDİYOR Yeni üretim hattı ile Kızılay’ın madensuyu ihracatının katlanarak büyüyeceğini aktaran Başkan Kınık, “Kızılay’ın en büyük gelir kaynaklarından birisi bu kuruluşlarımız. Geçen sene 30 milyonu aşkın insana el uzattık. Erzincan’ın ekşi suyunu da yakın zamanda dünya ile buluşturacağız.” Kızılay İçecek’in yeni üretim hattının açılış töreni; Erzincan Valisi Mehmet Makas, AK Parti Milletvekillleri Süleyman Karaman ile Burhan Çakır ve Belediye Başkanı Bekir Aksun, AK Parti İl Başkanı Mehmet Cavit Şireci, MHP İl Başkanı Salih Aksu’nun katılımıyla yapıldı.
Türkiye ilk çeyrekte %7 büyümeyle rekor kırdı n Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ilk çeyreğe ilişkin dönemsel gayrisafi hasıla yurtiçi hasıla verilerini açıkladı. Türkiye ekonomisi, 2021 yılının ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde bir büyüme performansıyla yüzde 7 büyüme kaydetti. Beklentiler Türkiye’nin yüzde 6,5
civarı büyüyeceği yönündeydi. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH tahmini, yılın birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 29,1 artarak 1 trilyon 386 milyar 347 milyon lira olarak gerçekleşti. GSYH’nin birinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazın-
da 188 milyar 65 milyon oldu. Rakamları değerlendiren Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, bu yılın ilk çeyreğindeki yüzde 7’lik büyümenin yüzde 56’sının net dış talep ve yatırımlardan geldiğini belirterek, “Bu, dengeli ve sağlıklı büyümenin göstergesi” ifadesini kullandı.
eğerli okuyucularımız, bu haftaki köşemizde biraz sizlerden gelen sorulara verdiğimiz cevaplara ağırlık verelim... KANUNDA HEM MALULEN EMEKLILIK HEM ENGELLI EMEKLILIĞI BULUNUYOR SORU: Babam 1962 doğumlu. 1993 yılında Bağ-Kur başlangıcı var. Ödenmiş primi 3922 gün. Şeker ve kalp rahatsızlığı nedeniyle çalışamıyor ve hiçbir geliri yok. Emekli olması mümkün mü? > Ayfer E. CEVAP: İlk defa sigortalı olduğu tarihin üzerinden 10 yıl geçmiş olan, en az 1800 gün prim ödemesi bulunan ve çalışma gücünü yüzde 60 ve üzeri kaybeden sigortalılar malulen emekli olmaya hak kazanır. Babanız malulen emeklilik talebinde bulunsun. SGK tarafından hastaneye sevk edildikten sonra düzenlenen raporun incelenmesi sonrası çalışma gücü kaybı yüzde 60 üzeri çıkarsa malulen emekli olabilecek. Babanız malul sayılmazsa bu kez askerlik borçlanması ödeyerek engelli emekliliğine başvursun. Eğer SGK engellilik oranını yüzde 50 ve üzerinde belirlerse 4320 gün primler emekli olur. Engellilik oranı 40-49 arasında belirlenirse 4680 gün primle emekli olabileceğinden eksik kalan süreyi isteğe bağlı ile tamamlayıp emekli olma hakkını kazanabilir. EMEKLI YETIM KIZA ANNE VE BABADAN SSK VEYA BAĞKUR MAAŞI BAĞLANMAZ SORU: Annem esnaf Bağ-Kur emeklisi. Ayrıca ölen babamdan dolayı SSK ölüm aylığı alıyor. Tarım Bağ-Kur statüsünden emekli dedem geçen ay vefat etti. Anneme dedemden dolayı üçüncü bir aylık bağlanabilir mi? > Furkan H. CEVAP: Gerek SSK gerekse Bağ-Kur emeklisinin kızına aylık bağlanabilmesi için üç şartın sağlanması gerekiyor. Bu şartın ilki kız çocuğunun bekar, boşanmış veya dul kalmış olması. İkinci şart ise kız çocuğu sigortalı çalışmamalı. Son şart ise kız çocuğunun emekli olmaması. Anneniz emekli olduğu için bu üç şartın tamamı sağlanmıyor. Bu nedenle ölen babasından dolayı Tarım Bağ-Kur yetim maaşı alma hakkı bulunmuyor. Eğer babası Emekli Sandığı emeklisi olsa idi o halde üçüncü aylığı alması mümkün olurdu. DOĞUM ÖNCESI SIGORTA YOKSA DOĞUM BORÇLANMA HAKKINIZ DA OLMAZ! SORU: 1970 doğumluyum. İlk defa 9.11.1992 tarihinde sigortalı oldum. 1989 yılında ve 1993 yılında yapmış olduğum doğumlar için borçlanma
yapabilir miyim? > Nadide Ö. CEVAP: Kadınların doğum borçlanması yapabilmeleri için doğum öncesi sigortalılıklarının bulunması gerekiyor. İlk doğumunun öncesi sigortalılığınız bulunmadığı için mevcut Kanun hükmü gereği borçlanma yapma hakkınız bulunmuyor. Ancak ikinci doğumun olduğu tarihten itibaren iki yıllık sürede prim ödemeniz olmamışsa 720 gün borçlanma yapabilirsiniz. İki yıllık sürede prim ödemeniz varsa ancak 720 günden eksik kalan süre de bulunuyorsa 720 günden eksik süreler kadar borçlanma yapabilirsiniz. EMEKLI MAAŞI BULUNAN ANNEYE ÖLEN OĞLUNDAN MAAŞ BAĞLANMAZ SORU: Ben ölen eşimden dolayı 1855 TL tutarında Bağ-Kur ölüm maaşı alıyorum. Ölen SSK emeklisi oğlumdan dolayı maaş alma hakkım var mı? > Havva B. Cevap: Ölen çocuğundan dolayı annesine ölüm aylığı bağlanması için üç şart bulunuyor. Bu şartlardan birisi de annenin diğer çocuklardan kazanılmış gelir ve aylıklar hariç gelir veya aylığının olmaması yani kendinden, eşinden yahut anne veya babasından bir SGK maaşının bulunmamasıdır. Eşinizden ölüm aylığınız bulunduğu için çocuğunuzdan aylık alma hakkınız bulunmuyor. STAJ SIGORTASI BAŞLANGIÇ SAYILMAZ SORU: Sigorta başlangıcım lise öğrenim döneminde 1988 yılı Ekim ayında başladı. Okuldan mezun olup askerden dönünce 15.8.1992 tarihinde bir işyerinde sigortalı işe girdim. SGK hizmet dökümünde ilk prim ödemem 1992/2. dönemde 16 gün olarak çıkıyor. Benim emeklilikte ilk sigorta tarihim 1988 Ekim ayı mı yoksa 15.8.1992 tarihi mi alınıyor?> Muammer D. CEVAP: Teknik ve mesleki eğitim gören öğrenciler zorunlu staja tabi tutulur. Bu staj dönemde öğrenim görülen okul tarafından öğrenci adına staj sigorta primi yatırılır. Bu prim sadece iş kazası ve hastalığı sigortası yönüyle işçiye korumaya alır. Uzun vadeli sigorta koları yahut malullük ve yaşlılık sigortası dediğimiz emeklilik primleri bu staj sigortasında yer almaz. Bu nedenle de staj sigorta başlangıç tarihi emeklilik yaş hesabında dikkate alınmaz. Emeklilik hesabına esas sigorta başlangıcının 15.8.1992 tarihi olduğu için 5600 gün primle 53 yaşında emekli olma hakkını kazanacaksınız. Ancak en az 15 aylık askerlik süresini borçlanırsanız sigorta başlangıcının 15.5.1991 tarihine çekileceğinden 5525 gün primle 52 yaşında emekli olmanız mümkün olabilecektir.
INDIRIMLI FIYATLARIMIZ
8 HAZİRAN-15 HAZIRAN 2021 TARIHLERI ARASI GEÇERLIDIR $ 1.49
$ 1.99
Eti Bisküvi 2’li (2x200 gr)
Eti Puf Çeşitleri 12’li (12x18 gr)
$ 9.99
$ 4.99
Ömür Beyaz Peynir (800 gr)
M.Birlik Çizik Zeytin (850 gr)
$4.99 Ecegün Süzme Bal (400 gr)
$ 4.99
Onar Gemlik Zeytin (725 g)
$ 24.99 $ 2.49 Sahara Yoğurt (2 kg)
FROM $ 2.99
Pereja Kolonya (190/450/750 ml)
Ariel Professional Deterjan (10 kg)
www.facebook.com/gimasupermarket
31-35 Queen St, Auburn NSW Ph: 02 9749 4588 Fax: 02 9749 4599 “Gima appreciates our suppliers for their support”
. . Ç BASARI HIKÂYELERI
T
rkısh NEWS PRESS
8 Haziran 2021
15
N A Y A B N E R Ö SEMA’NIN I M Z A K Ü Y Ü B
Salgında binlerce kadına
sanal ortamda örgü öğretti
E
Eskişehir’de atölyesinde kursiyerlerine örgü örmeyi öğreten Sema Doyran, Kovid-19 tedbirleri nedeniyle iş yerinin kapalı kaldığı dönemde ücretsiz çevrim içi yayınlar yaparak yurt içi ve dışında 5 bin kişiye örgü dersleri verdi. Sema Doyran, “Pandemi sürecinde hiç sıkılmadık, hatta ben çok yoruldum diyebilirim. Özellikle son 17 günlük kapanma benim için çok verimli geçti.Çok güzel insanlarla tanıştım. Bu benim için çok kıymetli” dedi. skişehir’de yaşayan ve “örSEMAşkla” adını verdiği atölyede farklı meslek gruplarından birçok kadına eğitim veren girişimci Sema Doyran, yeni tip koronavirüs salgını sürecinde ücretsiz çevrim içi derslerle yurt içi ve dışında binlerce kişiye ulaştı. Doyran’ın, öğretim görevlileri, sağlık çalışanları, ev kadınları, üniversite öğrencileri gibi farklı gruplardan kadınlara, modayı da takip ederek yaptığı çalışmalarını aktardığı ders videoları ilgi görüyor. EĞLENCELİ DERSLER Eğitim sırasında zaman zaman kursiyerlerle sohbet eden Doyran, hem farklı coğrafyalardan katılımcılar arasında etkileşimi sağlıyor hem de dersleri eğlenceli hale getiriyor. Sema Doyran, örgü derslerini çoğu zaman Zoom programından verdiğini söyledi. HOBİYLE GELEN DOSTLUK Salgın döneminde kadınların hobi arayışına girdiğini belirten Doyran, şunları dile getirdi: “İnsanın kendisini iyi hissedeceği bir oyalanma yöntemi bulması gerekiyor. Önce kendi kursiyerlerim böyle
bir eğitim programı istedi. Sonra bu grup büyüdü ve 15 ayda birebir çevrim içi anlatım yaptığım 5 bin kişilik bir aile haline geldi.” GENÇLER DE ILGILİ Sema Doyran, “Meslekler farklı, ipler aynı” sloganıyla verdiği eğitimlerin sosyal
mesafeli günlere ilaç gibi geldiğini vurguladı. Online derslerde yaşadıklarına da değinen Doyran, şöyle devam etti: DERTLERE ŞİFA OLUYOR “Pandemi sürecinde hiç sıkılmadık, hatta ben çok yoruldum diyebilirim. Özellikle
son 17 günlük kapanma benim için çok verimli geçti. Çok güzel insanlarla tanıştım. Kanser hastası kadın kursiyerimin eşi bana ‘Eşim sizinle zaman geçirdiği süre zarfında daha iyi’ dedi. Bu benim için çok kıymetli. Üniversite öğrencisi gençlerin ilgisi de beni çok mutlu etti. Çünkü bizimle beraber örgü devri bitecek zannediyordum. Modayı takip edince gençler de çevrim içi eğitimlere ilgi gösterdi.” AVUSTRALYA’DAN DA VAR İtalya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin yanı sıra ABD, Avustralya ve Mısır’dan da çok sayıda kişiye ulaştığını aktaran girişimci Doyran, Türkiye’den yurt dışına kargoyla yüzlerce yumak iplik gönderdiğini anlattı. Canlı derslere eşiyle katılan erkeklerin de olduğuna belirten Sema Doyran, şunları söyledi: KADIN ‘AİLE’ DEMEK “Kadına dokununca aslında bir aileye dokunuyorsunuz. Kadın mutlu olunca tüm aile mutlu oluyor. Bu zor zamanları verimli geçirdiğim için çok mutluyum. Tüm kadınların üretmek için harekete geçmelerini istiyorum.”
OUR TEAMS ARE RESPONDING TO THE CRISIS WITH: 1. A brand new ambulance 2. Trauma surgery 3. Medical treatment and medication 4. First responder kits 5. Temporary accommodation, including blankets, mattresses, pillows, domestic tools 6. Feed the Needy packs 7. Water and hot meals HELP THE OPPRESSED TODAY! https://ausrelief.org/projects/palestine-gaza-crisis-appeal BANK DIRECT DEPOSIT Bank: Westpac Banking Corporation Account name: AusRelief BSB: 032061 Account: 480470 SWIFT Code: WPACAU2S (for overseas donors) www.ausrelief.org
T
WORLD
rkısh NEWS PRESS
8 June 2021
17
TARIH & EDEBIYAT
SINEM TASLAK staslak@turkishnewspress.com.au
H
Kendimizle yüzleşelim
ANGİNİZİN daha güzel iş yapacağını belirlemek için sizi imtihana çekmek üzere ölümü ve hayatı yaratan O’dur. Daima Üstün Olandır, Bağışlayandır O.” (Mülk suresi 2) Pek çok insan, dünya hayatının geçici ışıltısına aldanıp istek ve arzularının peşinde yok yere tüketir ömrünü. Tıpkı bir yaprak misali savrulur durur yaşam içinde. Bir gün öleceği gerçeğini unutup ölüm sonrası için kayda değer bir hazırlık yapmadığı gibi, değersiz ve anlamsız bir şekilde yaşar hayatını. Oysaki ölüm, yaşamın ikiz kardeşidir. Yaşamla birlikte var edilmiştir. Alınan her bir nefesin yarısı yaşam, yarısı ölüm için alınır. Ölüm, bize bu kadar yakındır. Ömür, anne karnı ile toprak altındaki iki karanlık arasında yakılan bir kibrit alevi gibidir. Alev almasıyla sönmesi an meselesidir. Göz açıp kapar gibi geçecek ve bir gün son bulacaktır. Uyanmak için uyumak gerekiyordu önce. Ölmek için yaşamak. Ve biz yaşıyorduk. Yaşıyorken de uyuyorduk. Derin bir uyku içindeyken kendimizi yaşıyor sanıyorduk. Bu gerçek ile yüzleşmeye, dünya uykumuzdan uyanmaya ve yaşamımızı sorgulamaya cesaretimiz var mı? Eğer yok ise yaşantımıza kaldığımız yerden devam ederek bizim için ayrılan sürenin sonuna gelebilir ve hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayıp hiç yaşamamış gibi ölebiliriz. Kaçınılmaz olan ölüm ile yüzleşmeden önce, yüzleşelim kendimizle. Bir su damlacığı olarak anne karnında başlayan ve koşuşturmaca içinde geçerek bir göz açıp kapama misali son bulan yaşamlarımız. Aynı başlangıç, farklı hikâyeler, aynı son. Peki, bizi farklı kılan ne? Nasıl bir hikâyemiz olsun ve bu hikâyemizin sonu nasıl bitsin istiyoruz? Ölümle yüzleşmeden önce, yüzleşelim kendimizle. İnsanların gündelik yaşantılarına baktığınızda nelere ilgi duyduklarını, ne tür sorular sorduklarını görüyor ve nasıl olup da asıl sorulması gereken soruları sormadan yaşamlarını sürdürebildiklerine hayret ediyorsunuz. Dünyevî pek çok şeye karşı yoğun bir ilgi ve merak duyar insan. Kendine fayda sağlayıp sağlamayacağına bakmadan sayısız şeyi merak eder de hayatı boyunca bir kez olsun ‘Neden var oldum?’ ya da ‘Varlığımın bir amacı var mı?’ diye sormaz kendine. Oysa ünlü filozof Sokrates’in de hatırlattığı gibi: ‘Sorgulanmamış bir hayat yaşanılmaya değer değildir.’ Öyle ya kaçımız sorgulamışızdır hayatı? Kimim ben? Neden varım? Varlığımın bir
amacı var mı? Varlığımın sonsuz olmadığını biliyorum, peki ya öldükten sonra bana ne olacak gibi pek çok soruyu sormadan, göçer gideriz bu hayattan. Aslında insan için daha önemli bir soru yoktur hayatta. Çarçabuk geçecek olan dünya hayatıyla ilgili soruların ve cevapların hiçbir değeri bulunmamaktadır, sonsuz yaşamını belirleyecek soru ve cevapların yanında. Dünyevî tüm soru ve cevaplar ölümle birlikte anlamsızlaşacak ve kişiye hiçbir fayda sağlamayacaktır. Hangi yatırımın daha kârlı olacağı; dövizin mi yoksa altının mı yükselişe geçeceği, bu senenin modasının ya da popüler
SEÇME YAZILAR
renklerinin ne olduğu, derbi maçlarının nasıl sonuçlanacağı, bu yıl kimin şampiyon olacağı ya da müptelası olduğumuz bir dizinin izleyenlerine nasıl bir final hazırladığı gibi pek çok soru anlamsızlaşacaktır. Şöyle söylüyordu meşhur Gazzâlî: ‘Mezardakilerin pişman olduğu şeyler için, dünyadakiler birbirini yiyor.’ BÜYÜK Hükümdar Selahattin-i Eyyübi, dünyadan göçme zamanının geldiğini anlayınca Şeyh-ül İslâm’ı çağırır ve şöyle sorar ona: m “Bir insan öldüğü zaman ne kadar kefen gerekir?” - “Altı arşın hükümdarım.” Bir mızrak ve bir kefen getirilmesini ister. Bir asker çağırıp: - “Bu kefeni mızrağa tak. Bağdat sokaklarında dolaş ve şöyle de: ‘Ey ahali! Ülkeler, servetler sahibi Selahattin-i Eyyübi yalancı dünyadan ebedi âleme şu kefenden başka servet götüremiyor, ibret alın!..’ ŞÖYLE söylüyordu meşhur yazar Tolstoy: ‘Hayatı anlamayanlar ölümü hatırlamayı arzu etmezler. Çünkü bu hatırlama onlara, yaşadıkları hayatın aklî vicdana uygun düşmediğini gösterir.’ Pek çok insanın Allah’a inandığını ifade ettiğini ancak yaşantılarına baktığınızda sanki Allah yokmuş gibi bir yaşam sürdükleri görüyorsunuz. Derin bir uykudalar sanki. Ölümü hatırlamak ve ölüm üzerine düşünmek istemiyorlar. Çünkü ölümü düşünmenin yaşadıkları anın tadını kaçıracağına inanıyorlar. Bu
Kalp aynalarla dolu bir saray Ne buyurmuştu Erzurumlu İbrahim Hakkı: Bil beyt-i Huda’dır, anı pak eyle şivâdan Kasrına nüzul eyler o sultan gecelerde... önül Allah’ın evidir, onu Allah’tan gayrı her şeyden temizle ki, Rahman gecelerde o saraya nüzul etsin; ilahi varidatın kalbe sağanak sağanak yağsın. O an çok iyi anladım ki Allah’a duyulması, beslenilmesi gereken sevgiyi biz insanlara, mahlukata, evlere, arsalara duyuyormuşuz. Allah’ın kalbimizde tecelli ettiği o özel mekâna, diziler, spor programları, yarışma programları, beşer aşkı koyarak adeta köreltiyormuşuz aslında kalbimizi…Oysa şahit oluyordum, seni çok seviyorum, sensiz yapamam dedikerimize gün gelip, yüzünü görmek, adını bile duymak istemiyorum diyebiliyorduk. Sen benim meleğimsin diye hitap ettiğimiz birine yine gün gelip, şeytan
G
görsün yüzünü diyebiliyorduk. Biz insanları dengesizce seviyorduk. Biz insanları sevgisini gün geliyor maalesef Allah’ın önüne koyuyorduk. Sensiz yaşayama diyerek o kişiyi hayatımızın odak noktası haline getiriyorduk. Allah’ın bize verdiği muhabbet duygusunu biz Allah’tan yana değil, kullarından yana sarf ediyorduk. Evet, Kesinlikle bu dengesizce sevişimizde bizi yoran, üzen, kalbimizi sıkıştıran ve içimizi daraltan sebep Kalpler ancak Allah’ı anınca huzur bulur ayetini unutmamız idi... Kalplere sürekli nefsimizin sevdiklerini andırmaya çalışıyorduk… Bir futbol maçını kaçırsak kahroluyorduk belki ama bir vakit namazını kaçırmak hiç bizi rahatsız etmiyordu. Nefis o kadar eşkıya hale gelmiş ki, yeni yeni farkına varıyordum... > Kaynak: Uğur Koşar / Evliya ve Eşkıya
durum, insanların hem yaşam hem de ölüm hakkındaki bilgisizliklerinden kaynaklanıyor. Ölümü düşünmemek, ölümden kurtarır mı insanı? Biz ölümü düşünmesek de ömür sermayemiz tükendiğinde gelip el koyarlar bizdeki emanete. Pek çok insan yaşarken mezar yeri satın alıyor kendine. Öldükten sonra ortada kalmayalım, yerimiz belli olsun diye. Kendine yer hazırlıyor ama kendini o yere hazırlamıyor çoğu kimse. Şöyle söylüyordu Shakespeare: ‘İnsanların çoğu ölmekten korkuyor, ölüme hiç hazırlığı olmadığı için.’ - “O kaçmakta olduğunuz ölüm, işte o, size mutlaka ulaşacaktır. Sonra, görülmeyeni de görüleni de bilene döndürüleceksiniz. O, size yapıp etmiş olduklarınızı haber verecektir.” (Cuma suresi 8) ÖLÜM bize sandığımızdan çok daha yakın. Aslında insanın bırakın geleceğe dönük olanları günlük planlarını bile gerçekleştirebileceği garanti değildir hayatta. Sabah evden çıktığımızda eve tekrar döneceğimiz, uygun fiyatlı olsun diye erken rezervasyon yaptığımız tatilimize çıkabileceğimiz garanti değildir. Diğer tüm canlılarla ortak olan tek bir paydamız vardır: Ölüm! Şöyle söylüyordu Gazneli Mahmut: ‘Yoklansın kafası mezarda her ölenin. Farkı var mı bakalım, hükümdarla kölenin?’ Ölüm, ortak kılar tüm canlıları. Üstünlükleri ortadan kaldırarak herkesi eşit hale getirir. Kişi ayrımı yapmaz. Gelmeden önce randevu almaz. Şarkılardaki gibi ‘bir ihtimal daha’ değildir. Kesindir. Hatta hiç farkında olmasak da bu satırları okuduğunuz birkaç saniye içinde, birkaç insan öldü bile yeryüzünde. Araştırmalara göre her saniye ortalama bir insan hayata gözlerini yummaktadır. Bugünün sonunu getirdiğimizde on binlerce kişi daha buna katılacaktır. Peki, bu insanlardan biri olmamamız için ne sebep var sizce? Erken ya da geç değildir hiçbir ölüm. Olması gerektiği zamandadır sadece. Vakti dolup da bittiğinde kula verilen ömür, insanlar onu genç ya da ihtiyar görür. Bu gerçeğe şu sözleri ile dikkat çekiyordu Ebû Türâb Nahşebi: ‘Bugününü düşünme, dün geçti, yarın var mı? Gençliğine güvenme, ölenler hep ihtiyar mı?’ Ölen kişi kim olursa olsun ister bir devlet başkanı, zengin bir iş adamı ya da sıradan biri. Geride bırakır şanı, şöhreti, unvanı, malı. Er kişi ya da hatun kişi niyetine kılınır namazı. Victor Hugo’nun da söylediği gibi: ‘Ölüm bu, ne hükümdar tanır, ne soytarı; herkesi aynı iştahla yutar.’ > Kaynak: Emre Dorman/Hürriyet - https:// www.hurriyet.com.tr/yazarlar/emredorman/kendimizle-yuzleselim-40119364
Cameraman of AzTV Siraj Abishov (L), and an employee of AzerTag news agency.
Two Azerbaijani
journalists killed in landmine explosion
explosion has killed a cameraman of Azerbaijan State Television Siraj Abishov, A landmine 1989, and an employee of AzerTag news
agency Maharram Ibrahimov (Alioglu) in Kalbajar district of Azerbaijan. It is also reported that Arif Aliyev, deputy representative of the head of the Kalbajar District Executive Power in the Susuzlug village was killed on June 4, when a vehicle carrying camera crew hit an anti-tank mine in the Susuzlug village of Kalbajar district. At about 11.00 am (local time) on June 4, 2021, a van with employees of TV channels and news agencies dispatched to the deoccupied Kalbajar region was hit by an antitank mine while driving in the direction of the Susuzlug village. Three people, including Siraj Abishov (cameraman of AzTV), Maharram Ibrahimov (employee of AzerTaj news agency), Arif Aliyev (deputy representative of the head of the Executive Power in Susuzlug village) died, and four others were hospitalized with various injuries. The Prosecutor General’s Office and the Ministry of Internal Affairs of the Republic of Azerbaijan have issued a joint statement on the death of media workers as a result of a landmine explosion. Armenian armed forces continue to commit criminal acts against our citizens by mining our territories in gross violation of the basic norms and principles of international humanitarian law, including the requirements of the Geneva Conventions of 1949. The prosecutor’s office and police immediately inspected the scene, appointed a forensic examination and other procedural actions. The Military Prosecutor’s Office of the Republic of Azerbaijan has launched a criminal case under Article 100.2 (planning, preparation, initiation, or waging wars of aggression), 116.0.6 (violation of international humanitarian law during an armed conflict), and other articles of the Criminal Code. French ambassador to Azerbaijan Zacharie Gross has extended condolences over the death of Azerbaijani media workers Siraj Abishov and Maharram Ibrahimov in a landmine explosion in the Kalbajar district, Report informs, citing the diplomat’s Twitter account. “Very sorry to hear of the passing away of Siraj Abichov and Maguerram Ibraguimov due to a landmine in Kelbajar. Condolences to their loved ones,” the ambassador tweeted. Azerbaijani Foreign Minister Jeyhun Bayramov has extended condolences over the deaths of three Azerbaijani civilians, including two journalists, in a landmine blast in Kalbajar.
PAZARTESI
Bilge Başafacan Neşe Sözen Fatma Gençtürk ÇAY MOLASI
AUSTRALIA . .
SESİ T rkıye’nın
RADYOSU AVUSTRALYA
CUMA
Tanyeli Serkan Uyanık TANYELI’YLE BIZ BIZE
I
CUMARTES
“Sizin Sesiniz”
SALI
www.turkishnewspress.com.au
Ergül Uybadın
Sülhan Yılmaz Gülten Akbar
Derya Sekmen Büşra Erkan Tuğçe Uybadın
VOICE OF TURKEY WOMENS EDITION
ÇARŞAMBA
Tuğba Aksoy GÖNÜL KAHVESİ
PERŞEMBE
Serdar Güzel Doğukan Perk Saat: 22-23 arası PORTRELER
SYDNEY DIGITAL 985 & MELBOURNE 98.9 NORTH WEST FM YAYINIMIZLA . . SIZLERLEYIZ! - Sydney’de haftanın her günü saat 17-18 arası Her gece saat 22-03:00 arası Müzikli Saatler - Melbourne’da her Çarşamba saat 17-18 arası - Yayınlarımızı aşağıdaki linklerden dünyanın her yerinden dinleyebilirsiniz. SYDNEY: www.turkiyeninsesi.sydney MELBOURNE: www.turkiyeninsesi.melbourne - Ayrıntılı bilgi için bizi arayın: +61421890600
T
rkısh
HAYATA DAIR
SATURDAY0 16.00-17.0
Tuğçe Köksal, Yasin Köksal, Ahmet Kale & Azra Vejzovic
THE SOURCE
PAZAR
Müzikli Saatler EZGİLER
ÇARŞAMBA
@turkiyeninsesiradyosu
MEDIA LIMITED
MURAT ŞIRIN
ÜMIT UYAR
MELBOURNE’IN SESİ
. I S E S N A Z E .
NOSTALJI
957
T
rkısh NEWS PRESS
8 Haziran 2021
19
e d i m a c yıllık
k e c e l e s k ü y n e d i n ye
U
Türkiye-Ermenistan sınırında yer alan Kars’ın Arpaçay ilçesi yakınındaki Ani Ören Yeri’nde bulunan Selçuklu eseri Ebul Menuçehr Camisi’nde yıllar sonra ezan sesi yeniden yükselecek. Tarihi yeniden ayağa kaldıracak projeyi yürüten Serhat Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. İbrahim Taşdemir, “Türklerin Anadolu’da yapmış olduğu ilk caminin ibadete açılmasını, Allah’ın izniyle bu ağustos ayında Ani’nin fethinin 957’nci yıl dönümünde gerçekleştirmiş olacağız” dedi. NESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ani Ören Yeri’nde bulunan Ebul Menuçehr Camisi, yapılacak düzenleme ve restorasyon çalışmalarının ardından yeniden ibadete açılacak. Türkiye-Ermenistan sınırında yer alan Kars’ın Arpaçay ilçesi yakınındaki Ani Ören Yeri, 961-1045 yıllarında Pakraduni Hanedanlığı döneminde Ermeni hükümdarlarına başkentlik yaptı. 11. ve 12. yüzyıla ait İslam mimarisi eserlerini de bünyesinde barındıran antik şehir, 15 Temmuz 2016’da UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’ne dahil edildi. Ani, 85 hektarlık alanda, Ebul Menuçehr Camisi’nin yanı sıra Amenaprgiç ve Abugamir Pahlavuni kiliseleri gibi önemli eserler de yer alıyor. SELÇUKLU SULTANI MELİKŞAH’IN YADİGÂRI Sultan Melikşah’ın emriyle Ebul Menuçerh tarafından 10721092 yılları arasında yapılan Ebul Menuçehr Camisi’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğünün koordinasyonunda, ilk etapta Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) desteğiyle restore edilerek ağustos ayında ibadete açılması planlanıyor. İlk etapta kapı ve pencere takılıp, minber ve mihrap konularak küçük çaplı düzenleme çalışması yapılacak cami, 64 yıllık aranın ardından ibadete açılacak. Camide
daha sonra 26 kalkınma ajansının desteğiyle kapsamlı bir restorasyon gerçekleştirilecek. ANADOLU’DAKİ İLK CAMİ Rus işgali döneminde depo olarak kullanıldığı için içerisinde aslına uygun olmayan duvarlar
örülen camideki bu duvarlar da kapsamlı restorasyon yapılırken kaldırılacak. SERKA Genel Sekreteri Dr. İbrahim Taşdemir, Ebul Menuçehr Camisi’ndeki çalışmaların başladığını söyledi.
Düzenleme ve restorasyon çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Taşdemir, şöyle konuştu: “Türklerin Anadolu’da yapmış olduğu ilk caminin ibadete açılmasını, Allah’ın izniyle bu ağustos ayında Ani’nin fethinin 957’nci yıl dönümünde gerçekleştirmiş olacağız. Ebul Menuçehr Camisi’ni ilk olarak ibadete açacağız, kapsamlı restorasyon çalışmasını da daha sonra yapacağız.” 5 BİN YILLIK TARİH TAM 23 MEDENİYET! Taşdemir, Ani Ören Yeri’nin dünya tarihi açısından çok önemli olduğunu belirterek, antik kentin 5 bin yıllık bir tarihinin bulunduğunu dile getirdi. Bölgenin 23 medeniyete ev sahipliği yaptığını aktaran Taşdemir, şunları kaydetti: “Ani’de desteklerimizle yürüyen kazı çalışmaları var. Ani’de caminin yanında farklı alanda çalışmalarımız devam ediyor. Restorasyonla ilgili projelendirmemiz devam edecek. Biz şu anda olduğu haliyle ibadete açılmasını sağlayacağız. Asıl büyük projeyi Türkiye’nin her köşesinde bir izi olan 26 kalkınma ajansımızla el birliğiyle yapacağız. Anadolu’nun nasıl ilk camisiyse Anadolu’nun her karışından bir emek burada olacak. Çalışmalarımız bittiğinde Ani’deki yıllık ziyaretçi sayısını 500 bine hatta 1 milyon turisti ağırlayabilecek seviyeye getirmiş olacağız.”
20
8 Haziran 2021
İlan ve kartvizit reklamlarınız için rezervasyon: 0 433 162 655
T
rkısh NEWS PRESS
..
SERI ILAN
9748 1131
T
Ç YASAM
rkısh NEWS PRESS
8 Haziran 2021
21
Sümela’nın kemençecisi Maçkalı Necdet Çoban, Sümela Manastırı’na giden yolda 18 yıldır kemençe çalıyor. Sempatik sanatçı, “Beni dünyanın her yerinden insanlar tanıyor. Adam Amerika’dan geliyor resmimi gösteriyor, yıllar önce çekmiş” diye konuşuyor.
T
ürkiye’nin önemli inanç turizmi merkezlerinden Trabzon’un Maçka ilçesindeki Sümela Manastırı’na giden yol üzerinde 18 yıldır kemençe çalarak geçimini sağlayan Necdet Çoban, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sessiz geçen günlerin bir an önce sona ermesini bekliyor. Maçkalı 57 yaşındaki Necdet Çoban, 16 yaşından beri kemençe çaldığını söyledi. Trabzon ve Maçka belediyelerinde 10 yıl çalıştıktan sonra ayrıldığını belirten Çoban, 2004 yılından beri de Sümela Manastırı’nın bulunduğu bölgede kemençe çaldığını anlattı. EKMEK PARASINI ÇIKARIYOR İlçede eşi ve oğlu ile yaşadığını ifade eden Çoban, vertigo ve tansiyon gibi çeşitli sağlık sorunları olmasına rağmen geçimini sağlamak için 18 yıldır her gün manastırın önünde kemençe çaldığını aktardı. Çoban, manastıra gelen ziyaretçilere kemençe çaldığını,
atma türkü söylediğini dile getirerek, herkesin kendisine ilgi gösterdiğini, fotoğraf ve video çektiklerini belirtti. Manastırdaki restorasyon çalışmaları nedeniyle son yıllarda ziyaretçi sayısının düştüğünü,
KEBAB DÜKKANINA
BAYAN ELEMAN n Eastgardens Westfield Pagewood’da kebab dükkanımızda serviste haftada 5 gün, saat sabah 10am - 6pm arası çalışacak bayan eleman arıyoruz. İlgilenenler Deniz’i arasın: 0 416 449 177
SATILIK GÖZLEME STORES Preston ve Fairfield’da 4 yıldır haftada 2 gün faaliyetde bulunan getirisi güzel olan iş yerlerimiz satılıktır. Murat: 0400 88 33 40
Kebabçıda çalışacak elemanlar aranıyor! n Manly Seasi’de gece veya gündüz kebabda çalışacak elemanlar alınacaktır. İRTIBAT: 0413 554 027
salgın nedeniyle de iyice azaldığını vurgulayan Çoban, salgının etkisini azaltmaya başlamasıyla turistlerin artacağına işaret etti. ÇOK HAYALLERİM VAR Necdet Çoban, salgının bitmesini heyecanla beklediğini
ifade ederek, “Hastalık bitsin çok hayalim var. En büyük hayalim kemençemle evime ekonomik açıdan destek olmak. Şu anda kemençem olmayınca evime destek olamıyorum.” diye konuştu. HALİNDEN MEMNUN Sümela Manastırı’nın ve bölgenin yılın her döneminde çok güzel olduğunun altını çizen Çoban, herkesin görmesi gereken yerlerden biri olduğunu aktardı. Çoban, kemençe çaldığı yere her gün saat 09.00-09.30 gibi geldiğini ve akşama kadar kemençe çaldığını dile getirerek, “Hastalık bitse hem bizler hem de turizmden ekmek yiyen herkes için çok iyi olur. 17 yıl bitti, bu yıl 18’inci yılım, artık alıştım burada durmaya, hiç sıkılmıyorum” dedi. AMERİKA’DAN TANIDIK Manastırı ziyaret edenlerden ilgi gördüğünü anlatan Çoban, “Beni dünyanın her yerinden insanlar tanıyor. 18 yılda milyonların tanıdığı olduk. Adam Amerika’dan geliyor resmimi gösteriyor, yıllar önce çekmiş. Bir kitapta da fotoğrafımı kullandılar. Bunlar beni mutlu ediyor” ifadesini kullandı. Koronavirüs için de atma türkü söyleyen Necdet Çoban, “Pandemi bitince herkesi, hepinizi Sümela Manastırı’na bekliyorum, doğa güzelliği burada” diyerek sözlerine veda ediyor. Ne diyelim kimi ekmeğini taştan kimisi ise kemençeden çıkarıyor...
GUEST ILE FERAHLAYIN! Guest Cologne/Kolonya lemmongrass organik içeriklidir. Mevcut boyutlar; 50 ve 200 ml. Nemlendirici özelliğe sahiptir, ferahlatır, senitize eder ve cildinizi korur. Hassas ve bütün ciltlere uygundur. Bu özel kolonyayı gönül rahatlığıyla istediğiniz kadar kullanabilirsiniz. Daha fazla bilgi ve alışveriş için; web: https:// guestscologne.com/Cep: 0402 677 440
KEBAB & PİDECİYE BAY-BAYAN ELEMAN n Mona Vale’de bulunan Aussie Kebab&Pide dükkanımızda gündüz veya akşam full time çalışacak serviste, pide&gözlemede tacrübeli bay-bayan eleman aranmaktadır. HANIFI: 0 401 922 786
SATILIK KEBAB DÜKKÂNI Şehir Merkezinde (City), ucuz kiralı, işlek işletmemiz satılıktır. İlgilenenler arasın! 0 423 525 419
22
8 Haziran 2021
T ALEM-I İSLAM
HAYA EL-MUŞÎ
info@turkishnewspress.com.au
Son tartışmalar vesilesiyle bir ufuk turu
A
llah’ın vaadi açıktır; Allah, kıyamet gününe kadar her türlü savaşa, yıkıma, kâfirlerin zulmüne, şeytanın keyfine, münafıkların fitnesine, Müslümanların gevşekliğine rağmen İslam dinini yaşatacaktır. Dönem dönem Müslümanlar Allah’ın dinine layık yaşadıkları için Allah’tan yardım görecek, Allah’ın nurunu üzerlerinde taşıyacaktır. Müslümanlar dinlerinden uzaklaştıkça da Allah yardımını üzerlerinden çekecek, Allah’ın nuru üzerlerinde görünmeyecektir. Ama Allah’ın nuru asla kaybolmayacak ve O nurun bir sonraki nesle ilk günkü gibi aktarılmasına kimse engel olamayacaktır. Asıl derdimiz, O nuru taşıyan ve Allah’ın desteklediği kadroda yer alıp almamaktır. Allah’ın nuru İslam’dır, Kur’an’dır, Resulullahın yaşadığı/yaşattığı Müslümanlıktır. Kâfirler İslâm’ın şartları, kuralları, kuşatıcılığı ve evrenselliğini ortadan kaldırmak, iman edenleri şüphe içerisinde bırakmak gayesi ile hiç durmadan savaşacaktır. Hepimize düşen İslâm’ı yaşayabilmek ve bir kişinin daha yaşayabilmesi için insanları Allah’a davet etmektir. İslâm ile insanı buluşturmaktır. Bu dinin hâkimiyeti Müslümanların sayıca çok olmalarına bağlı değildir. Müslümanların dünya üzerinde hâkimiyet kurmaları, galibiyetten galibiyete koşmaları, mağlup olmadan her yere zaferle ulaşmaları, mü’minlerin dinlerini yaşamada gösterecekleri tavra göredir. Millî kültür ve medeniyet hareketimiz Kur’ân-ı Kerim ölçüsüne uymalıdır. Önce iman ve ahlâk, sonra bu iman ve ahlâktan kültür ve medeniyetin meydana geldiği, millet, devlet ve sosyal yapının esası, bu inancın ahlâk nizamıyla atılmıştır. Millîliği, milliyetçiliği, kültür ve medeniyeti sosyolojik olarak bilen veya bilmesi gereken siyasilerin, ilim ve fikir adamlarının putlaştırma, cehalet döneminin değişik bir versiyonunu yaşar hale gelmesi, getirilmesi iman ve tarih şuuru bakımından üzücüdür. Kitap Şuuru kitabındaki şu cümle üzerinde de düşünmek gerekir: ‘İmanda soğuma başladığında adalet, yerini zulme bırakır. Fertte ve toplumda ahlâk düşüklüğü çoğalır. Geleneklere kapanan kültür gittikçe katılaşır ve hayatiyetini kaybeder. Aydınlar, aynı zamanda yabancı kültürlere en açık kimseler olduğu için yabancı kültürlerde çâre aramaya başlarlar.’ Sekülerleşme, bugün Müslümanların en önemli
meselelerinden biri. Modern zamanların en büyük imtihanlarından biri. Dünyaya teslim olmak, dünyaya batmak, dünyayla kayıtlı bir bilinç ve pratiğe sahip olmaktır. Önceliklerin arasına dünyanın yerleşmesidir. İslam dünyayı reddetmez, ama onu mabut edinmeyi kabul etmez. İki dünya dengesine dikkat eder. Bu dünya hayatının gelip geçici olduğunu ve ahiret hayatının da ebedi olduğunu söyler. Müslüman bilinci de iki cihanda saadet diler. Türkiye sert sekülerleşmeyi en dramatik biçimde yaşadı. Sadece devleti sekülerleşmekle yetinilmedi, toplum da sekülerleştirilmeye çalışıldı. Bunun için devletin ideolojik aygıtları seferber edildi. Kurtuluş Savaşı Ayasofya’yı kapatmak, şapkayı kanunlaştırmak giymeyenleri idam ettirmek, harf inkılabı yaparak geçmişimizle bütün bağlarımızı koparmak, ezanı Türkçeleştirmek, Kur’an’la irtibatımızı kesmek ve laiklik için mi yerleştirildi! Tahrik ve hakaret etmeden, bir tarihi muhasebe yapıp, Batı’nın, diğer emperyalist devletlerin ve İslâm ülkeleri olarak bilinenlerin yaptıklarını ilmî ve fikrî olarak tahlil edemez miyiz? Tarihimizi öğrenmek için Osmanlı düşmanlığı ile mi başlayacağız? Tabutuna hâciz konulacak hale soktuğumuz, sürgünde yaşattığımız, Türkiye’ye dönmesine yasak koyduğumuz sefalet içinde yaşamaya mahkûm ettiğimiz Osmanlı’nın padişahlarını ve ailesinin zulme uğratılıp, mazlum ve mağdur hale getirilmesinin vebalini hiç düşünmeyecek miyiz? Yaşadığımız ülkeyi bize bırakanların mirasını (on milyon kilometrekare yüzölçümünden 780 bin kilometrekareye düşürdüğümüz) Lozan’ından, inkılaplar tarihine, Birinci TBMM’den ikinci meclise, İstiklal Harbi’nin başlangıcından 1923 Cumhuriyetin ilanına, 23’ten sonrasını, Tek Parti döneminden DP iktidarından itibaren ihtilallerin 27 Mayıs’ta başlamasından 15 Temmuz’a ve sonrasında yaşadıklarımıza kadar öğretilmesi şart değil mi? Sadece peşin hükümsüz bir tarih okunmalı, okutulmalı, direk veya dolaylı Osmanlı düşmanlığı yapılmamalı. Milletin/ümmetin/ insanlığın tek ümidinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğu unutulmamalı/unutturmamalı. Bütün İslâm dünyasında şehit tabutlarının üzerine olan diğer devlet mensuplarının sarıldığı Türk Bayrağı da bizi etkilemeli kendimize döndürmeli vesselam... > YAŞAR DEĞİRMENCİ
rkısh NEWS PRESS Vahyin Dilinden
.
DIYANET&KÜLTÜR
“Mü’minler, mü’minleri bırakıp inkârcıları dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah ile bir ilişiği kalmaz. Ancak onlardan (gelebilecek tehlikeden) korunmanız başkadır. Allah asıl sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Çünkü dönüş Allah’adır.” . ÂL-I İMRÂN SÛRESİ, 28. AYET
Allah Rasulünden
“Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mü’min de insanların canları ve mallarının güvende olduğu kişidir.” . L BUHARİ
BAHÇESINE IZINSIZ YAPILAN IŞGALCI KILISE YIKILDI
Bosnalı Fata
Ninenin zaferi
B
osna Hersek’in Srebrenitsa kenti yakınlarındaki Konyevic Polye köyünde yaşayan Boşnak nine Fata Orloviç’in bahçesine izinsiz inşa edilen Ortodoks kilisesi yıkıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) 1 Ekim 2019’da verdiği kararla yıkılmasına hükmedilen kilise kepçe ve iş makineleriyle yerlebir edildi. 22 ŞEHİT VERMİŞ Bosna Hersek’te 19921995’te yaşanan savaştan önce köyünde eşi ve 7 çocuğuyla yaşayan Fata Orloviç, savaş sırasında eşi Sacir dahil, 22 yakınını kaybetti. Ülkenin farklı bölgelerinde mülteci olarak yaşayan ve ABD’de yaşayan çocuklarının tüm ısrarlarına rağmen doğduğu toprakları terk etmeyen Orloviç, 1999’da savaştan önce yaşadığı köyüne döndü. Döndüğünde
PROF. DR. ALI ERBAŞ:
Yaşadığımız çevre, yüce Allah’ın bize emanetidir
bahçesine kilise yapıldığını gören Orloviç, izinsiz yapılan bu kilisenin kaldırılması için hukuk mücadelesi başlattı. PARAYI REDDETTİ Kilisenin yıkılmaması için kendisine teklif edilen parayı reddeden Boşnak nine, 11 yıl süren hukuk mücadelesini 2019’daki AİHM kararıyla kazanmıştı. Fata Orloviç, uzun yıllar devam eden direnişten yorulduğunu ifade ederek, “Çok şükür bugünleri de gördük. Benim için zor bir gün. Herkes kendi hakkını arıyor. Ben de arıyorum. Yıkılmasını istemezdim ama böyle olması gerekiyordu” dedi. SONLARI GELDİ Kilisenin, bahçesinden kaldırılmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Orloviç, “Artık rahatça bahçeye çıkıp kahvemi yudumlayabilirim. Bize
çok büyük kötülükler yaptılar, onların da sonu geldi” diye konuştu. Fata Orloviç’in kızı Hurija Karic de yıkımın tüm aile için mutluluk verici bir gelişme olduğunu belirterek “Kendimizi çok kötü hissettik ama adalet yerini buldu” dedi. DİRENİŞ DERSİ Öte yandan, işgalci kilisenin yıkılması, Boşnak siyasetçiler tarafından memnuniyetle karşılandı. Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Bisera Turkovic, yıkımın cesaret verici bir adım olduğunu belirterek, “Bu, adalet ve Bosna Hersek için verilen mücadelenin boşuna olmadığını kanıtlar niteliktedir. Geçmişle yüzleşmek, geleceğin anahtarıdır” dedi. Srebrenitsa Belediye Meclis Başkanı Camil Durakovic ise Orloviç’in mücadelesiyle dünyaya kararlılık ve direniş dersi verdiğini söyledi.
n Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, çevreyi korumanın insanlara düşen en büyük sorumluluklardan biri olduğunu belirtti. Erbaş, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, şunları kaydetti: “Yaşadığımız çevre, yüce Allah’ın bizlere emanetidir. Çevreyle barış içinde olmadan Cenab-ı Hak’la her yönden uyum içinde olmak mümkün değil. Bizlere emanet edilen çevremizi korumak bugün üzerimize düşen en büyük sorumluluklardan biridir.”
.
YEMEK&HOBI R LEZZETLI TARIFLE
RK FATMA GEwsNprÇesTs.cÜom.au info@turkishne
R
T
rkısh NEWS PRESS
8 Haziran 2021
23
RİZELİ DEMLEME ŞAMPIYONU, DOĞRU BILINEN YANLIŞLARI PAYLAŞTI
Güzel çay demleme “Türklerin en çok sevdiği içecek nedir?” diye sorarsak herhalde cevabı zor olmasa gerek, soldaki resmime bakmanız yeterli:) Çay diyarı Rize’de demleme yarışmasında Şampiyon olan Gülhanım Delihasan, tavşan kanı çayın sırrını açıkladı, nasıl mı?..
ize Ticaret Borsası tarafından düzenlenen ‘En İyi Çay Demleme ve Sunum’ yarışması yapıldı. Yarışmanın birincisi Gülhanım Delihasan en iyi çay demlemenin tekniklerini anlattı. BAKIR VE PORSELEN DEMLİK Çayın tadı ve aromasının en iyi alınabileceği porselen ve ya bakır demlikte demlenmesi önerisinde bulunan Gülhanım, şunları söylüyor: “Çay demleme sırasında genellikle doğru bilinen bir yanlış yapılıyor. Çayı koyup üzerine suyu ilave edersek çay haşlanır. O nedenle önce suyu koyup ardından çayı ilave etmek gerekiyor. ÖNCE SU SONRA ÇAY Alt demlikteki su kaynadıktan sonra üstteki demliğimize suyumuzu koyuyoruz. Orta boy demlikler için 5 yemek kaşığı çay ilave ediyoruz. Daha sonra alt demliğe soğuk su ilave edip, suyun kaynamasını bekliyoruz. Su kaynarken üst demlikteki çay çöker, demlenir ve kıvama gelmiş olur. 10 dakikalık bir bekleme süresinin ardından çay servis edilmeye hazır hale
gelir. Bu konuyu çok karıştıranlar oluyor. Önceden demliğe koyanlar oluyor ve bu durum çayın tadını bozuyor. Bu konuya dikkat edilmesi gerekmektedir.”
KAR ÇAYIMIZI ÖZEL YAPIYOR Türk çayının en önemli özelliğinin üzerine kar yağması olduğunu da belirten Gülhanım Delihasan, şöyle devam ediyor: “Çay, karla bütün kış
beslendikten sonra kesilir. Bundan sonra fabrikada geçirdiği aşamalar çok önemlidir. Fabrikalarda titizlikle işlenen çay tadı ve burukluğu ile müthiş bir tat elde eder. ÇAY ÇOCUK GİBİDİR Rize’de yetişen çay; içeriği en zengin olan çaydır. Çay, tarladan başlayarak, fabrikasyon ve paket haline gelip dünya pazarına girene kadar adete bir çocuk gibidir. Bir çocuğa ne kadar iyi bakarsan o kadar iyi yetişir. Çayda bir çocuk gibidir. Her aşamasında özen gösterilerek toplanması gerekir. Toprağımız çay konusunda çok bereketlidir. Çay bölgemizi geliştiriyor ve Türkiye’yi besliyor. Bu nedenle Türk çayı dünyada da rağbet görüyor.”
24
T
8 Haziran 2021
Hz. Peyg. miracını anlatan şiir
Edilgen
Vücudun bir bölümü
Eski Yugoslavya diktatörü
Pulculuk
Ehliyet, vasıf
Adet
Parlama
Bir asalak
rkısh NEWS PRESS Kesin
Bir ilçemiz
Dar olmayan
Derman
BULMACA İyilik severlik Deniz vasıtalarını ziftleme
Ziyan
Temiz
Boyun eğme
4
Asla
Bezelye
Peygamberlik
Katibi adil
Bir ilimiz
Atama
Bir maden
Fotoğraf makinası
Konaklama tesisi (İng.)
Tekrarı ördek sesi
Maskara Tayyar lakaplı sahabe Dökme demir
Kış (F)
Bir kadın adı
Zihin
İlham
Şenlik
Sayı yazısı
Fırtınalı soğuk ayaz
İki yüzlülük
Dul kadınlar (A) Mızmız
Ömürler (A) Eski bir uygarlık
Kademe
3
Sahip
Uzay 5
Gelecek
Gelir
Kedi, köpek yavrusu
Örnek sayılabilecek (Yun.) Esmaül Hüsna'dan
Devletin hazinesi
Demiryolu
Nikelin remzi
Tantalın remzi
Kamer
Çaresiz
İz
Bir çiçek
Bir gösteri sanatı
Su, un karışımı
Bayrak
Boş söz
Isı
Kazak Beyi
Devamlı olarak
Ateşli
Kahramanlık Kuşatma
Didişme
Verimsizlik, sonuçsuzluk
Tanık Toptan Bir ilimiz
Bir gezegen Bir nota
2
Kaideden İstanbul'da sapma birsemt (Yun.)
Tahta perde
Dokunma
Ana
Neden, niçin
Müzikte dur işareti Adaletli halifemiz
Bizmitun remzi
Küçük kitap
8
Bir ilçemiz
Bir barajımız
Yapma Bir süsleme sanatı Kavgayı ayırma
7
Bıçak şeklinde silah Varsayalım ki
6
Ahlak Vilayet Sada
Bir cins pamuk
Gönül Uyku
Mamul hale getirme Alaşım
12
Aptal, bön Tekerlekli vasıta
Uzaklık işareti
Tabanca (Argo)
Boğa güreşi alanı Yapma
E. Mısır'da bir put Gemilerde yolcu odası
Cömert, şanı yüce
İnce, kırılgan
Bir ritüel
Tekerlek (Halk dili)
Bir bilgisayar prog.
Barınma Allah (cc) lütfû ikramı Çocuk
Şeddatın bağları
Kalsiyumun remzi
10
Bir sayı
Eski devirlere ait
Bir erkek adı Ölüden arta kalan
Judoda bir kuşak Son, nihayet
Bazan
Mükafat
Bir cins at
Bir kadın adı
16
Bir erkek adı
K.Kerim'de bir sûre
9
İklim hadisesi Eskiden kazan
Boru sesi
San
Öz
Bir sebze
Valide
İnce, kibar
Yok (argo)
Fasıla
Rutenyumun remzi
Haberci Birinci
Ayıplama sözü Yük taşıyan
Bir kürk hayvanı
Bir put
14
Tir
Temiz olmayan
Bir çalgı Yahut (İng)
Sıvı içilen ince çubuk
İlaç
Namus
Bir bağlaç
Yenilgi sözü
4
6
7
Büyük erkek kardeş
Et
9
15
Keçi sağan 17
Eksiklik, kusur (A)
8
Ur
Bir tür cilt
Anne, baba ve çocuklar
5
Tellümün remzi
Baryumun remzi
1
3
İşçi
Yok olma İlave, ek
Ünlü bir bestekârımız
2
13
Rusça evet
Selenyumun remzi
Deri ifrazatı
1
İnsan
Kuzu sesi
Latif olma hali Bir kadın adı
Azla yetinme
Ter, buhar
Bir cetvel
Toy, acemi
Mektup
Gaye
Mektup yazan
Derman
Hatırlama
Hangi şey? Radonun remzi Eski bir öğretim kurumu
İslam alf. bir harf Kıbrıs'ta bir şehir
11
Sodyumun remzi
Futbolda topun saha dışına çıkması
İlgili
Sert
İlk seri üretim otomuz
Mahşer yeri
Bir cins peynir
Koruma başlığı Rüzgar, yel (F)
ŞİFRE SÖZCÜK
Rahatlama sözü
Su temizleyici gaz
En fazla
Rezil olma, bozulma (argo) Müzik yazısı
At çiftliği
Bir tür dans
Bir ilçemiz
10
11
12
13
14
15
16
17
SPOR
T
rkısh NEWS PRESS
25
8 Haziran 2021
‘Ok’u 12’den vurduk!
A
ntalya’da düzenlenen Açık Hava Avrupa Okçuluk Şampiyonası’nda Makaralı Yay Erkek Milli Takımı altın madalya kazandı. Yine makaralı yay kategorisinde Yakup Yıldız ve erkekler klasik yayda ise Mete Gazoz altın madalya elde etti. Yasemin Ecem Anagöz ve Gülnaz Büşranur Coşkun da çeyrek finale yükselerek olimpiyat kotası aldı.
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMÜ Bir çeşit pasta Ölüden kalanlar
H K H A M U L İ R M İ R A T A B P A S İ Y G A L E
Alaşım
Gemici yükü
1
İtalyan parası
A TÜRKLER AVRUP A ŞAMPIYONASI’N DAMGA VURDU
Ayna
Hekimlik Edilgen
Bir tür peksimet
Lityum'un remzi Hastalıkla ilgili
T
L M A K K A
Mezbaha
PARA ATLETIZMDE 21 MADALYA ürk sporcular, Polonya’da düzenlenen Para Atletizm Avrupa Şampiyonası’nda büyük başarıya imza attı. Milli sporcular, Bydgoszcz kentinde gerçekleştirilen organizasyonda 6 altın, 7 gümüş ve 8 bronz olmak üzere toplam 21 madalya kazandı. ALTINLARI KAPTIK Şampiyonada kadınlar T54 kategorisi 100 metre yarışında Zübeyde Süpürgeci, erkekler T57 kategorisi cirit atmada Muhammet Khalvandi, F11/12
İlgi
kategorisi disk atmada Büşra Nur Tırıklı ve T12 kategorisi 400 metre yarışında Oğuz Akbulut, Avrupa rekoru kırarak altın madalya elde etti. Kadınlar T12 kategorisi 400 metre yarışında Sevda Kılınç Çırakoğlu ve erkekler F34 kategorisi cirit atmada Muhsin Kaedi de altın madalya kazandı. ERDOĞAN’DAN KUTLAMA Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, şampiyonada büyük bir başarıya imza atan milli sporcuları tek tek tebrik etti.
‘TEŞEKKÜRLER ÇOCUKLAR’ Erdoğan, “Teşekkürler çocuklar” başlığıyla yayımladığı ve sporcuların isimleri ile kategorilerinin de yer aldığı paylaşımında, : “Polonya’da düzenlenen Para Atletizm Avrupa Şampiyonası’ndan ülkemize 21 madalya ile dönerek bize büyük gurur yaşatan milli sporcularımızı tüm kalbimle tebrik ediyorum. Teşekkürler çocuklar. Sizi milletin evinde ağırlamayı dört gözle bekliyorum” ifadesini kullandı.
İ R
Bir barajımız
Sert, sıkı, katı
N
Yalpalayarak Romanyalı yürüme
Yön
T
A P Ş A L P A M M A
Naylon torba Şaka
Parlama
Bir devlet
Ortakçı
Süslü sedir (F) 2
D Bütün
Ezan okunan yer
M
Kabiliyet
Eski bir çalgı
7
Nikel'in remzi Kalsiyum'un remzi
C
Kapı girişi Özen
İ T İ N A
R O M E N Bir tatlı türü
R E V A N İ Yerine koyma (a) Şeddatın bağları
Kuşatma
10
P San Gemilerde yolcu odası
K Çok başarılı Milli Savunma Bakanımız
Açıklama
Tütün rengi Herkes
İ K Z A A M H U
ŞİFRE SÖZCÜK
Bir kuş
Yüzün alt kısmı
B
İşte
Keçinin erkeği
Kayıt (İng.) İslamı anlatma mektepleri
T A
Zariflik
Z E R A F E T
Askerler (a) Örnek
Bir nota
İlave
R İ K A T
H
Hesap ilmi
E
Fiyat yaftası
T
P İ K O
Bir ilçemiz Hacim
K A P A A S M İ A T
Eski bir uygarlık Derinlik
İ
K
E
Ç A N Madeni Teyp bandı
K A S E T
Sürekli elinden kaza çıkan
K A H B A M E T A I K İ R A L M A T
Allah (cc) Mekke'deki evi
Gönül
Halk
Sun-i kehribar Mevki
Nağme
Mahkeme bitiş kağıdı
8
Kademe
Ahlak Türkiye'nin plakası
T İ Yapılan iş Çok bilmiş
T A K A N A K
E Yunanistan'ın başkenti Sahip
I
3
Sukunete davet
İ On (a) Eşik
A
Bozukluk, yolsuzluk (a)
Bayram öncesi
F
A
R E A S İ K A M H A T A A M Y N K A E R A T A B A Y A T N İ A R A L U S İ 9
Berilyum'un remzi Öz
Rüzgar
Çirkin, nobran
Mürekkep balığı
Demir yolu
Ceylan
Gelecek
Felçli
Rutenyum'un remzi
Öğrencilerin tüm masraflarının karşılandığı Türkiye Bursları Programı yurtdışında rekabetçi özelliği ile bilinmekte ve başvurular arasındaki en seçkin adaylar burs programına dâhil edilmektedir. Zorlu bir seçim sürecinin olduğu ve her yıl yaklaşık 4000 kontenjanın verildiği programa 2021 yılında 178 ülkeden 165.500 aday başvurmuştur. Ülkelerinin en iyileri arasında olan Türkiye burslusu öğrenciler ülkemizde bulundukları ilk yıl Türkçeyi iyi düzeyde öğrenmekte ana dilleri dışında çok dilli, çok kültürlü bir şekilde mezun olmaktadırlar. Hem ülkelerini, hem de Türkiye’yi iyi bilen mezunlar, bulundukları pozisyon itibarıyla, ülkelerimiz arasındaki siyasi, sosyal, kültürel, ticari, akademik vb ilişkilere çok boyutlu olarak katkı sağlamaktadırlar. Uluslararası öğrencilerin ülkemizdeki öğrenim sürelerini en verimli şekilde geçirmelerine yönelik birçok faaliyetler yürütülmektedir. Bunlardan biri olan uluslararası öğrencilerin ülkemizde staj yapabilmesi en önemli görülen hususların başında gelmektedir. Ülkemizde staj yapma imkânı bulan uluslararası öğrenciler bilgi, beceri ve tecrübe
N E R
Bir ülke Favori
Şiddetli zehir olan madde
B E
Futbolda topun sahadan çıkması
Ş A L
Cılız bitki
O T
Öbür dünya
Ey, hey gibi ünlem İhsan, lütûf
B İ R E
Durum
Bir göz rengi
Namus
Kavgayı ayırma
Örfle ilgili
Bir çeşit hamur işi
Bir ilçemiz
İlaç
H A L
Nakde, paraya ait
U N İ K A A E L B Ö R K L A M A R D A H U F E H İ D A İ M A A L A K Ş E R A N E T A M S İ Y A N Ü R A K A R R I Z Rab
Birinci
Çok hareketli, rahatsız edici
Genişlik
İ
L E
4
5
6
9
R İ S N A İ L M E E T İ B K A İ D Ş E İ T
Hisar Rızık
5
6
Allah (cc) kulluk vazifemiz
En kalın erkek sesi Birey
Kaide
K U R A L Yardım etti (a)
N A S A R A
Yıl
S E N E Örfler adeter (a)
A R A F Özel
H A S Asya'da bir nehir
L E N A
Aldatma
Tekrarı acele ifadesidir
A
F
E
Avuç içi
L
I R
C E L
A Y A
Oy Tahta perde
Hayır (a)
Ölüm zamanı
Sayma, sayım (a)
Bir bilgisayar programı
Asla
Sivilce
Terek
Radon'un remzi
Ateş
Sahip
Bir sayı
13
Beyan, anlatım (a)
M Ü S E M M A 8
Bir cetvel
Küçük kitap
İ T
Ödeme
Cins
7
Peşin
Fasıla
Şikayet, yakınma (a)
Razı olma
3
Belirti
Çorba kabı
Ç A T
Bir erkek adı
Didişme
I
Elbiselerde boyun kısmı
Barınma
Bir takdir sözü
12
Delikli kumaş Bir alan ölçüsü
2
I
L A L
Hacıların vakfe dağı Tabanca (argo)
Bir ajansımız Derman, çare
Sürekli
Din devlet işlerini ayıran
T A S A R
Kırılma sesi
Dilsiz
Bir uzak doğu sporu
Beyaz
Bina yapılacak arazi
Adale Tasarlanan şey
M İ L İ İ K T A N A M A N E K T
Terörist
Y E T A M A K A R A T E A R A F A T M E B E D A A A A R A K V A İ T A İ N R N K N İ Z A O N A İ F A D E
Zeki, akıllı (a)
A D 1
Bayan omuz atkısı
T A K A S
Kaplıca
10
11
12
ULUSLARARASI ÖĞRENCİ STAJ PROGRAMI Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı tarafından ülkemizin yükseköğretim düzeyinde uluslararası öğrencilere yönelik kamu kaynaklı burs programı Türkiye Bursları adı altında yürütülmektir. Son 10 yıllık süreçte ülkemiz uluslararası öğrenciler açısından bir cazibe merkezi haline gelmiş devlet ve vakıf üniversitelerinde eğitim gören uluslararası öğrenci sayısı 200 bine yaklaşmıştır. Ülkemizde eğitimlerine devam eden uluslararası öğrencilerin önemli bir kısmı kendi imkânları ile okurken yaklaşık 15 bini ise Türkiye Bursları kapsamında eğitimlerini sürdürmektedir.
T İ
Yüksek sesle Birleştirme, bağırma telif etme Trampa
Atın ayakkabısı
11
Boya inceltici
M Ü
Bir erkek adı
S A K A R Mektup
Çayın bir maddesi Ayıplama sözü
Takıntı
Hayrı şerden ayıran (a)
Şan
Bir tür mak. nakışı
Bir yazı türü
Bir kıta
4
Kanda bir unsur
A Ş A M A M Ü A B Ş İ A N M
Anane, görenek
Mani olma
K G A M E R P E L İ Ç İ N E K E T N A N O T E E N E K E K M
Bir tür miflonlu kumaş
Bir tür balık
Bir kürk hayvanı Hainlik etme
Fotoğraf mak.
Dökme demir
Kademe
R E T
A
Bir bilgisayar prog.
Et
Bir binek hayvanı
L E T A F E T
Sayı yazısı
İ M E R T E K A M
Konya'nın bir ilçesi
A P A
Kabul etmeme Latif olma hali
edinerek öğrenim gördükleri alanlarda çalışan firma ve kurumlarla bağlantı kurarak gerek kendi ülkelerinde gerekse ülkemiz ile ileride yapılacak sosyal ve ekonomik faaliyetlerde etkin rol oynayacaklardır. Programın ayrıca yurtdışı tecrübesi ile ülkelerine dönen uluslararası öğrencilerin iş dünyasına girmeye çalışan rakiplerinden bir adım öne geçmesine, önemli kariyer basamaklarını atlayabilmelerine, üst makamlara yükselmelerine ve iş olanaklarına vesile olacağını düşünüyoruz. Staj yapacak olan uluslararası öğrencinin firmalarımıza katkı sağlayacağına ve dünyanın birçok köşesinde Türkiye’de üretilen ürünlerin ihraç edildiğini dil ve uzaklık gibi engellere rağmen firmalarımızın önemli çalışmalar yaptıklarına şahit olmaktayız. Ülkemizde öğrenimlerini görmüş Türkçe bilen ve aynı zamanda 178 farklı ülkeyi tanıyan uluslararası öğrenciler ülkemizde öğrenim görmekte iken onlara 1-2 aylık staj imkânı sağlamanın hem ülkemiz ekonomisi ve diplomatik ilişkilerine hem de firmalarımıza çok büyük fayda sağlayacağı kanaatindeyiz. Öncelikle İstanbul, Ankara ve Konya’da başlatılacak olan program için staja ilişkin prim ödemeleri adı geçen şehirlerdeki üniversitelerimiz tarafından karşılanacaktır. Bu doğrultuda Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı tarafından yürütülecek olan Uluslararası Öğrenci Staj Programı’na katılmak isteyen İstanbul, Ankara ve Konya’da faaliyet gösteren üyelerimiz, Uluslararası Öğrenci Staj Programı Firma Bilgi Formu’nu doldurarak staj@turkiyeburslari.gov.tr adresine gönderebilirler. İBRAHIM ÇUKUR GENEL SEKRETER
13
26
T
Editor: Davut Kılıç Auburn FC
8 Haziran 2021
Hikâyelerinizi Bana Yazın: david.kilic@hotmail.com
rkısh NEWS PRESS
K İBRETLİ ER L HIKÂYE
BENİ AFFET BABA! OKTAY KIZILKAYA
3Futbolcu 3Antrenör 3Oyuncu Babası 3Menajer Eşi
AYA
IZILK OKTAY VE KORAY K E IL I IM K TA IZ K Ç AFC 16 YAŞ GEN
RI
TARAFTARLA AFC’NİN VEFAKÂR
Futbol aşığı Aile
S
evgili AFC tutkunları, bu hafta size spor aşığı müstesna bir Ailemizden bahsedeceğim... Sponsorlarımızdan Gözleme King’in sahibi İş Adamı Oktay Kızılkaya, hem antrenörlük yapıyor hem de 45 Yaş Üstü White Takımı’nda oynuyor. Kardeşi Koray Kızılkaya ile beraber 16 Yaş Genç Kız Takımızı çalıştırıyorlar. BİTMEDİ... Kızları Ceren ve Lara Kızılkaya da Auburnu FC’de top koşturuyorlar. Eşi Ayşe Kızılkaya ise 14 Yaş Altı Genç Kız Takımının menajerliğini yapıyor. Lara, 14 Yaş Genç Kızlar Takımında oynuyor. Maşallah ailecek futbol ile iç içeler. AFC Yönetimi olarak biz de spor aşığı Kızılkaya Ailesinden çok memnunuz ve bizi gururlandırarak bütün ailelerimize örnek oluyorlar. Geçelim haftanın maçlarına...
VAHIT ORKER
Çarsamba - Al lage Mens Auburn FC: 0 Lidcombe Waratah Black: 1 Cuma Akşamı - AFC 30 Yaş Üstü Bayan Takımı: 1 Newbury Bulls: 0 Cumartesi - U8’s Wombat’s: Yendi - U8’s Possums: Berabere - U10’s Koalas: Yendi - U10’s Possums: Yendi - U12’nin bu hafta maçı yoktu. - U13 Guildford McCredie: 0
AFC 30 YAŞ ÜSTÜ BAYAN TAKIMI OYUNCULARI
SPOR
KADIR ORCUN
AFC: 3 - U14’ Wenty Waratah: 3 AFC: 1 - U15 Wenty Waratah: 0 AFC: 8 - All Age Mens Toongabbie: 0 AFC: 14 45 YAŞ ÜSTÜNDE DERBİ - AFC O35 Yaş Üstü Takımının da bu hafta maçı yoktu. - 45 Yaş Üstü takımlarımız Red ile Black takımları ile derbi derbi maçına çıktılar. AFC Black Takımı, Red Takımını 1-0 yendi. Golümüzü de Kadir Orcun attı. - Başkan Sebahattin Taş’ın 45 Yaş Üstü White Takımı ise Lider olan AC United takımına 6-1 yenildi. Sağlık olsun diyelim. KIZLAR BERABERE KALDI Pazar Günü - AFC 14 Yaş Genç Kız Takımımız, Merrylands ile 1-1 berabere kaldı. - AFC 16 Yaş Genç Kız Takımımız, Prospect United ile 11 berabere kaldı. - AFC All Age Ladies Takımımız de, Doonside Hawks ile 1-1 berabere kaldı. GEÇMİŞ OLSUN RESUL! Bu arada Resul Şahin kardeşimize geçmis olsun. 45 Yaş Üstü derbisinde omuzundan sakatlandı. İnşallah kötü bir şey çıkmaz, en kısa zamanda tekrar yeşil sahalarda görmek istiyoruz. Sağlıcakla ve sporla kalın...
E
vlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu düşünüyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu. Yine böyle bir tartışma anında; eşi, bütün bağları kopardı ve “Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacak” diyerek rest çekti... Eşini kaybetmeyi göze alamazdı. Babası yüzünden çıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası, sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde çocukları vardı. Eşi için çok mücadele etmişti evliliği sırasında. Ailesini ikna etmek için çok uğraşmış ve çok sorunlarla karşılaşmıştı. Hâlâ onu ölürcesine seviyordu. Çaresizlik içinde ne yapacağını düşündü ve kendince bir çözüm yolu buldu. Babasını yıllar önce avcılık merakı yüzünden kendisi için yaptırdığı kulübe tipi dağ evine götürecekti. Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, böylelikle eşiyle de bu tür sorunlar yaşamayacaktı. Babasına lâzım olacak bütün malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı. Oğlu, “Baba ben de seninle gelmek istiyorum” diye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular. Karakışın tam ortalarıydı ve korkunç bir soğuk vardı. Kar ve tipi yüzünden yolu zor seçiyorlardı. Oğlu sürekli babasına “Baba nereye gidiyoruz?” diye soruyor ama cevap alamıyordu. Öte yandan; nereye götürüldüğünü anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gözyaşı döküyor oğlu ve torununa belli etmemeye çalışıyordu. Saatler süren zorlu yolculuktan sonra dağ evine ulaştılar. Epeydir buraya gelmemişti. Baraka tipindeki dağ evi artık çürümeye yüz tutmuş, tavan akıyordu. Barakanın bir köşesini temizledi hazırladı ve arabadan yüklendiği yatağı oraya itina ile serdi. Sonra diğer malzemeleri taşıdı en son da babasını sırtlayarak yatağa yerleştirdi. Tipi, adeta barakanın içinde hissediliyordu. Barakanın içinde fırtına vardı adeta. Çaresizlik içinde babasını izledi. Daha şimdiden üşümeye başlamıştı. Yarın yine gelir bir yorgan ve birkaç battaniye getiririm diye düşündü. Öyle üzgündü ki, dünya başına göçüyor gibiydi. O, bu duygular içindeyken babası, yüreğine bıçak saplanmış gibiydi. Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu. Gururu incinmişti, içi yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Oğlu ise olanlara hiçbir anlam veremiyordu. Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu üzüntüyle sadece seyrediyordu. Artık gitme zamanıydı. Babasının yatağına eğildi, yanaklarını ve ellerini defalarca öptü. Beni affet der gibi sarıldı, kokladı. Artık ikisi de kendine hakim olamıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Buna mecburum der gibi baktı babasının yüzüne ve oğlunun elini tutup hızla barakayı terk etti. Arabaya bindiler. Oğlu yola çıktıklarında ağlamaya başladı, neden dedemi o soğuk yerde bıraktın diye. Verecek hiçbir cevap bulamıyordu, annen böyle istiyor diyemiyordu. Bir süre sonra oğlu, “Baba, sen yaşlandığında ben de seni buraya mı getireceğim?” diye sorunca dünyası başına yıkıldı. O sorunun yöneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri çevirdi arabayı. Barakaya ulaştığında “Beni affet baba” diyerek babasının boynuna sarıldı. Baba-oğul sıkı sıkı sarılmış çocuklar gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı. Oğlu, “Baba beni affet! Sana bu muameleyi yaptığım için beni affet!” diye hatasını belli ediyordu. Babası, oğlunun bu sözlerine en anlamlı cevabı veriyordu: “Geri geleceğini biliyordum yavrum. Ben babamı dağ başına atmadım ki sen beni atasın! Beni bu dağda bırakamayacağını biliyordum...”
T
SPORT EURO 2020
Veteran coach Şenol Güneş seeks to emulate Turkey’s 2002 success
W
ith the COVIDdelayed Euro 2020 just weeks away, veteran Turkey coach Şenol Güneş will be looking to repeat the success of his 2002 World Cup campaign, in which he led the Turkish national football team to a stunning third-place finish.Led by influential captain Burak Yılmaz, who had a brilliant season with French side Lille, Turkey goes into the campaign with a mix of youth and experience. The balance seems to work as it grabbed wins against the Netherlands and Norway in World Cup qualifiers this year. The 68-year-old Güneş has been back at the helm since 2019, having previously been in charge from 2000 to 2004, and achieved Euro 2020 qualification after a dismal Nations League campaign in which Turkey came bottom of League B with one win. In the Euro 2020 qualifiers,
Turkey finished second behind France but above Iceland, Albania, Andorra and Moldova. In a news conference last weekend, Güneş did not seem too optimistic about Turkey’s chances at the finals in Group A, where its plays Italy in the opening game on June 11 followed by Wales five days later and Switzerland on June 20. “All our rivals are above us in the FIFA rankings,” Güneş said. “If I was looking from outside, I’d say Italy would top the group with the other three teams fighting for the second spot.” Born and raised in Turkey’s Black Sea coast city of Trabzon, Güneş played for the local team for over a decade and won six championships. Trabzonspor later named their stadium after him. In Güneş’s first stint he took Turkey to the greatest achievement in their history, a third-place finish at the 2002 World Cup and won UEFA’s Coach of the Year award.
rkısh NEWS PRESS SELECTION
ÜMIT UYAR
8 June 2021
27
FOOTBALL
umiiuyar@hotmail.com
BASKETBALL
ANADOLU EFES CROWNED TURKISH G CHAMPION, DEFEATIN FENERBAHÇE
n Euroleague title holder Anadolu Efes on Monday sealed Turkey’s ING Basketball Super Lig title with a 3-0 series sweep over Fenerbahçe Beko in the playoff finals. With the comfortable 93-66 win at Fenerbahçe’s home Ülker Sports Arena, Efes became the champion for the 15th time in its history. Fenerbahçe Beko had a better start to the game with a 25-21 lead in the first quarter. But Anadolu Efes took control in the second quarter, which ended 44-32 in their favor.
Fan ownership: Manchester United may sell shares to supporters
Anadolu Efes dominated the second half and won the series with a huge debt to Rodrigue Beaubois, who scored 30 points. Buğrahan Tuncer also racked up 13 points and Vasilije Micic scored 11 for the visitors. For the losing side, Nando de Colo scored 19 points, while Alex Perez came off the bench to drop 10 points. With this victory, Anadolu Efes completed the epic 2020-2021 season with two major trophies, including the Turkish Airlines EuroLeague title.
n Football giant Manchester United may sell shares of the club to fans and it has started talks with its official supporters trust to set up such a program, the team announced on Friday. The move comes in response to fan backlash against the English club’s involvement in the now-halted European Super League (ESL). In addition, Man U will put together a fan advisory board in an effort to garner input from its supporters. Protests against United’s owners, the American Glazer family, in the wake of the ESL proposals forced the postponement of a Premier League clash with Liverpool at Old Trafford in May. United was one of the major drivers behind the plans that sought to guarantee elite-level European football for 12 founding clubs and cap costs.
BARTY’NIN TALIHSIZLIĞI
M I K A I T 20’YE L L I M RO 20 EU
R I Z HA
2-0
TEMPOYU ARTIRDIK
Almanya’daki son hazırlık maçında Moldova’yı 2-0 yenen A Milli Takım Futbol Takımı, Avrupa Futbol Şampiyonası’na hazır olduğunu gösterdi.
A
Milli Futbol Takımı, 2020 Avrupa Şampiyonası (EURO 2020) öncesindeki son hazırlık maçında Moldova’yı 2-0 yendi. Almanya’nın Paderborn şehrindeki Benteler Arena’da oynanan karşılaşmada ayyıldızlı ekibin golleri Burak Yılmaz ve Cengiz Ünder’den geldi. Ay-yıldızlı ekip, Moldova karşılaşmasıyla EURO 2020 öncesindeki hazırlık maçlarını tamamladı. İTALYA MAÇI 11 HAZİRAN’DA Antalya kampındaki ilk hazırlık karşılaşmasında Azerbaycan’ı 2-1 yenen milliler, ikinci maçında Gine ile 0-0 berabere kalmıştı. Milli takımın Almanya kampı, 10 Haziran’a kadar sürecek. Aynı gün Roma’ya hareket edecek ay-yıldızlı ekip,
11 Haziran’da Roma Olimpiyat Stadı’nda EURO 2020’nin açılış maçında İtalya ile karşı karşıya gelecek. BURAK YILMAZ 29. GOLÜNÜ ATTI A Milli Takım’ın kaptanı Burak Yılmaz, ay-yıldızlı forma ile 29. golünü Moldova’ya attı. Burak, ay-yıldızlı forma ile çıktığı 67. maçında gol sevinci yaşadı. Milli takımın ikinci golünü atan Cengiz Ünder de ay-yıldızlı forma altında 9. golünü kaydetti. MAçın ardından konuşan A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş, “Rakibin gücü ne olursa olsun elinden gelen direnci ortaya koydu. Güç farkı vardı, bu skora yansıdı. Oyun üstünlüğümüz de iyiydi, bundan önceki maça göre daha önde oynadık” dedi.
Naomi Osaka’nın ardından o da Fransa’ya veda etti
tenisçi Ashleigh Barty, kadınların 1 numaralı seribaşı A vustralyalı olduğu Fransa Açık (Roland
Garros) Turnuvası’nda çıktığı 2. tur maçını, sakatlığı yüzünden tamamlayamadı. Başkent Paris’te düzenlenen turnuvadaki tek kadınlar 2. tur mücadelesinde, 2019 şampiyonu Barty ile dünya sıralamasının 45. basamağındaki Magda Linette karşılaştı. 1 VE 2 NUMARALARA NAZAR MI DEĞDİ? Sol uyluğundaki sargı bezi dikkati çeken Barty, hareket etmekte zorlandığı ilk seti 6-1 kaybetti. İkinci sette skor 2-2’yken tıbbi mola alan 25 yaşındaki tenisçi, devamında karşılaşmadan çekilme kararı aldı. Böylece Linette 3. tura yükseldi. Psikolojik sebeplerle turnuvadan çekilen 2 numaralı seribaşı Naomi Osaka’dan sonra kadınların 1 numarası Barty de 2021 Roland Garros’ya 2. turda veda etti.