Millilerden yol kazası!
“Beni öldürende yoktur din iman”
T NATO’NUN YILDIZI n A Milli Futbol Takımımız, EURO 2020’ye kötü başladı. Türkiye, Şampiyonanın açılış maçında ev sahibi güçlü İtalya’ya 3-0 yenildi.
rkısh NEWS PRESS
27
SIZIN SÖZÜNÜZ
15 JUNE 2021
l www.turkishnewspress.com.au
TÜRKIYE OLDU NATO’nun ilk 5 ülkesi arasında gösterilen Türkiye, Brüksel’deki zirveye de damga vurdu. “Türkiye” vurgusu yapılan zirvede, “Müttefikimiz Türkiye’ye milyonlarca mülteciye ev sahipliği yaptığı için takdirlerimizi sunuyoruz” denildi.
C
umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı Belçika’daki NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde ülkemize övgüler yağdırıldı. Zirve bildirisinde, “Türkiye için güvenlik tedbirlerine katkılarımızı artırdık. Bunun uygulanmasına bağlılığımız sürmektedir” denildi. Erdoğan da zirvenin verimli geçtiğini belirterek, “Müttefiklerimiz teröre desteğini kesmeli” mesajı verdi. ABD Başkanı Biden ise Erdoğan’la görüşmesine ilişkin, “Çok iyi bir toplantıydı” dedi.
9
. . T rkıye’nın
SESİ
www.turkishnewspress.com. au1300 917 566
PKK’NIN ŞENIT ETTIĞI AYBÜKE’YE HÜZÜNLÜ ANMA SAYFA 8’DE
3 SAYFAU DOPDOL SP OR
RADYOSU AVUSTRALYA
SYDNEY DIGITAL 985
MELBOURNE NORTH
SAAT 5-6 ARASI
SAAT 5-6 ARASI
FM 98.9 HAFTANIN 7 GÜNÜ WEST HER ÇARŞAMBA
4/5/7/11 H S I L G N E N I S NEW
/12/17/27
How to Build Trust in
Your Remote Team n If you are an Entrepreneur or a Manager thinking of hiring remote workers, this article is for you. Here I share with you my experience in managing remote teams.... Miqdad Hassan (Business)
12
TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY
IBRAHIM KALIN
Reading Ibn Sina in Ramadan
11
AstraZeneca aşısı ‘güven’ vermiyor! HABERİ 6’DA
Gerçek Köy Peyniri FATMA GENÇTÜRK’ÜN YAZISI 23’TE
Dünyanın kıskandığı fotoğraf n NATO’da dünya liderleri Başkan Erdoğan’la görüşmek için adeta sıraya girdi. Zirvenin aile fotoğrafında en önde yer alan Erdoğan; Biden, Johnson, Merkel ve Macron’un da aralarında olduğu liderlerle görüştü. Erdoğan, samimi bir ortamda gerçekleşen görüşmede Biden’ı Türkiye’ye davet etti.
AFC’nin Kızları fırtına gibi DAVUT KILIÇ’IN YAZISI 26’DA
Tam Sayfa Bulmaca Keyfi > 24’TE
2
T
15 Haziran 2021
rkısh NEWS PRESS
AVUSTRALYA olduğu kaydedildi. Devam eden iç savaş nedeniyle yaşamın çok zor olduğu Suriye’nin başkenti Şam, listedeki 140 şehir arasında en son sırada yer aldı. Şam’ın ardından ise en az yaşanabilir şehirler listesinde sırasıyla Nijerya’nın Lagos, Papua Yeni Gine’nin Port Moresby, Bangladeş’in Dakka şehirleriyle Cezayir’in başkenti Cezayir bulunuyor.
EN YAŞANABILIR ŞEHIR
AUCKLAND ADELAIDE
Y
eni Zelanda’nın en fazla nüfusa sahip kenti Auckland, 140 kentin bulunduğu yaşanabilir şehirler sıralamasında ilk sırada yer aldı. SALGINDA YILDIZI PARLADI The Economist dergisi tarafından hazırlanan listede, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ile mücadelede gösterdiği başarı nedeniyle Auckland’ın en yaşanabilir şehir olduğu belirtildi. Şehrin Kovid-19 salgınına başarılı yaklaşımının, Auckland’da
kısıtlamaların diğer şehirlere göre daha hızlı kaldırılmasına imkan sağladığı ifade edildi. ADELAIDE İLK 3’TE Listede Auckland’ı sırasıyla, Japonya’nın Osaka, Avustralya’nın Adelaide, Yeni Zelanda’nın Wellington şehirleriyle Japonya’nın başkenti Tokyo takip etti. Geçen yıl ilk 10’da bulunan 8 Avrupa kenti, listenin en çok sıralama kaybeden şehirleri oldu. Geçen yıl ilk sırada bulunan
Avusturya’nın başkenti Viyana bu yıl 12’nci sıraya düşerken, listede 34 sıra birden düşerek 47’nci olan Almanya’nın Hamburg şehri ise en çok düşüş yaşayan Avrupa kenti oldu. ŞAM SON SIRADA YER ALDI İstikrar, altyapı, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim kıstaslarına göre değerlendirmeleri de içeren listede, bu yıl şehirlerin Kovid-19 salgınına karşı yönetim yeteneklerinin ana belirleyici
MELBOURNE 8. SIRAYA DÜŞTÜ Öte yandan, Yeni Zelanda’nın Auckland kenti dünyanın en yaşanabilir şehri unvanını almak için dört Avustralya şehrini geride bıraktı. Uzun yıllardır birinci sırada bulunan Avusturya’nın Başkenti Viyana bu ilk 10’da bile yer alamadı. Dünyanın en yaşanılabilir şehirler sıralamasında Melbourne 8. sırayı Cenevre ile değişti. Çok sayıda Kovid-19 salgını Melbourne’ın sıralamasını sekizinci sıraya düşürmesine neden oldu. > A.ÖMER BOZKURT /MELBOURNE
T
AVUSTRALYA
rkısh NEWS PRESS
15 Haziran 2021
3
YAŞAM KOÇUNUZ
TANYELİ İLE BİZ BİZE
cagritanyeli@icloud.com
Tanyeli
MUSTAFA SÜLÜN ÇIZGILERIN DILI
Oxford’lu öğrenciler Kraliçe Elizabeth’in portresini indirdiler
İ
ngiltere hükümeti, Kraliçe II. Elizabeth’in portresinin ‘sömürgeci bir geçmişi temsil ettiği’ gerekçesiyle dinlenme ve yaratıcılık odasının duvarından kaldıran Oxford Üniversitesi öğrencilerine tepki gösterdi. Portrenin kaldırılması eylemi, ülke genelinde kölelik ve sömürgede rol oynamış tarihi figürlere yönelik çok sayıda benzer protesto gösterisinin yapıldığı bir zamanda geldi. SÖMÜRGEYİ SEMBOLİZE EDİYOR Magdalen Koleji lisansüstü öğrencileri, Kraliçe’nin renkli baskı bir portresini okul duvarından oy çoğunluğu ile kaldırarak yaptıkları açıklamada, “Bazı öğrenciler için kraliyete ait bu portreler sömürge tarihini sembolize ediyor ifadelerini” kullandı. Eylemi “Aabsürt” olarak
Uluslararası öğrenciler NSW’ye dönüyor
niteleyen İngiltere Eğitim Bakanı Gavin Williamson, tepkisini şöyle dile getirdi: KRALIÇE DEVLET BAŞKANIMIZ “Kraliçe devlet başkanımızdır ve bu ülke ile ilgili en iyi olan ne varsa onu temsil etmektedir” şeklinde tepkisini dile getirdi. Ülkede, Kraliçe’nin portresinin okullarda veya üniversitelerde asılması zorunlu olmadığı gibi geleneksel de değil ancak köklü okulların çoğunda mevcut. Magdalen’deki Ortak Salon Komitesi Başkanı Matthew Katzman, “Bu oda geçmişi veya görüş ne olursa olsun tüm üyeler için davetkar, tarafsız bir yer olması hedeflenerek tasarlanmıştı. İfade özgürlüğü, zeki insanların bile saldırgan ve inanılmaz bir şekilde cahil olmasına izin verir” şeklinde garip konuştu.
n NSW Saymanı Dominic Perrottet, uluslararası öğrencilerin “6 ila 8 hafta içinde” eyalete geri dönmesi için bir pilot plan açıkladı. NSW Polisi ve NSW Health, öğrencileri oteller yerine öğrenci konaklama yerlerinde karantinaya alma anlaşmasını imzaladıklarını söyledi. İlk charter uçuşlarında öğrencilerin Avustralya’ya getireceğini ve daha sonra ticari havayollarına
gideceklerini belirten Perrottet, şunları söyledi: “Gitmeye hazırız ve bu NSW ekonomisi için harika. Yıl ortasından itibaren, otel karantina sisteminden geri dönen yolculara ek olarak, iki haftada bir 250 öğrenci getirmeyi planlıyoruz. Öğrencilerin tüm masrafları üniversite sektörü tarafından karşılanacak” dedi. Planın onay için Federal Hükümete sunulduğu açıklandı.
M
erhaba Sevgili okurlarım, harika bir hafta olsun, hepimize mutlu, huzurlu, bereketli, sevgi dolu bir hafta diliyorum. Sizi bilmem ama ben bu hafta çok heyecanlıyım nasıl anlatsam, nerden başlasam bu heyecanın tarifini... Yemek tarifim olsaydı inanın çok kolay olurdu ifade edebilmek. Hayatın bana sürprizlerimi desem, yoksa sınavlarımı bilemedim... Bu sefer en bildiğim en çok çalıştığım ama unutmaya gönüllü olduğum uzun yılların tecrübesi sahneye yeniden merhaba demek beni hayli heyecanlandırıyor, sanki daha önce hiç sahneye çıkmamış ve ilk defa çıkıyormuş gibi heyecanlıyım... Bir Tanyeli var sanki o ben değilim, nasıl bir çekinme, o kadar yol, o kadar yıl sahneye hiç adım atmamış gibi, bazen öyle bir şey oluyor ki “Tanyeli neredesin çık dışarı” diyorum, sesi var kendi yok... Allah’tan sesi var:)) Uzun aradan sonra tekrar, yine yeniden şarkı söylemeye karar verdim. Koronavirüs olmasaydı tekrar çıkar mıydım bilmiyorum. Avustralya Türkiye’nin Sesi Rodyomuzda her cuma saat 5’le 6 arası Serkan Uyanık kardeşimle yaptığımız canlı yayınımızda Türkü söylüyoruz ama yeniden sahneye çıkmak çok başka bir heyecan... Biliyorsunuz Diamond Stage Event olarak bir çok sanatçı dostlarımın Avustralya Konserlerini ben organize ediyor, onları Sydney’de, Melbourne’da ağırlıyordum. Sınırlar kapalı olunca, gelen yok, giden yok maalesef biz de bunaldık, galiba çoğumuz bunaldık ne gidebiliyoruz, yani ne gelen var, ne giden hep hasret Türküleri yakar olduk gönülden, içimizde uzak gurbet hikayesi, gurbetin gudubet silsilesi bizim ki... Tanyeli’yi aradım hep meşgule düşüyordu, korona günlerinde vakitten çok ne var, ısrarla arayınca uzun bir aradan sonra cevap geldi benden bana, hadi dedim çık yola, öyle bir
kaprisli ki, öyle her yola çıkmaz, herkesle yola da çıkmaz, her yerde sahne almaz, bir kapris bir kapris aylarca kapris, “Beni tekrar çıkartacaksan gün yüzüne öyle bir proje yap dedi ki çıktığıma değsin!” “Vay be Tanyeli” dedim bize de mi kapris? İnanın benden bana serzenişleri yazarsam bu satırlar yetmez... Öyle bir savaş verdim Allah biliyor. Uzun lafın kısası, düşündüm, taşındım öyle bir proje yaptım ki, öyle güzel Üstadlarla çıktım ki yola dayanamadı... Dedim ki: “Burası Avustralya bir çok kültür bir arada, bizim ezgileri, bizim seslerimizi Akdeniz ülkelerinin müzik kültürü ile farklı bir çalışma yapalım sahnede.” Sahnedeki Tanyeli işte o an “evet” dedi, çok şükür... Herbiri birbirinden kıymetli müzisyen ve sanatçı kardeşlerimizi öncelikle hepimizin tanıdığı Sydney’de tüm konserlerimizin olmazsa olmazı usta yorumcu Levent Artan ve bağlamanın üstadı Özkan Bayar’a “Hadi dedim hadi Tanyeli ile Akdeniz’e gidelim mi?” Yola çıktık bile, Avustralya’da bizden ve özden olan ezgilerimizi Afrika, Lübnan, İspanyol,Yunan, Makedon müzisyen ve sanatçıları ile birleştirdik, Akdeniz’e vardık... 25 Temmuz’da ilk sahnemiz Marrickville CAMELOT’ta Sizler için hepimiz güzel bir repertuvar hazırladık yok sadece güzel demek az kalır, muhteşem bir repertuvar hazırladık! Çok mutluyuz iddia ediyorum böyle bir müzik ziyafeti dünyada yok! Türkülerimiz hem ağlatıyor, şarkılarımız zıplatıyor yerinizde duramayacağınız unutulmaz bir konser seyredeceğiniz birgün için geri sayım başladı... Tüm ayrıntıları bir daha ki haftaya paylaşacağım. 25 Temmuz tarihini not etmeyi unutmayın! Sevgili okurlarım, uzun zamandır işte benim ve hepimizin heyecanın ve mutluluğumuzun sebebi bu... Haftaya yazılarda kavuşmak üzere Hoşça, Sağlıkla ve Sevgi ile kalın!
4
AUSTRALIA
15 June 2021
PREMIER’S MULTICULTURAL
COMMUNICATIONS AWARDS NOW OPEN
N
ominations for the 2021 Premier’s Multicultural Communications Awards (PMCAs) are now open. Minister for Multiculturalism Natalie Ward encouraged all eligible professionals to apply for the award program, which recognises excellence in multicultural communications across 12 categories. “The NSW Government is proud to deliver the only standalone awards program in the country recognising excellence in multicultural communication,” Mrs Ward said. “We have relied on our multicultural media professionals to communicate vital health information with our diverse communities more than ever during the pandemic. “In addition, our marketers play an important role in ensuring our State’s diverse identity is reflected on our screens and communicated to all members of our society.” The media categories are Publication of the Year, Best Audio Report, Best Text Report, Best Audio Visual Report, Best use of Digital or Social Media, Young
NATALIE WARD Journalist of the Year, Lifetime Achievement Award, Public Interest Award and Alan Knight Student Award. The marketing categories are Business Campaign of the Year, Agency Campaign of the Year and Community Campaign of the Year. The awards are open to all eligible multicultural media and marketing professionals. Nominations close at 5pm on Wednesday, 30 June 2021. For more information, please visit: https://multicultural.nsw.gov.au/
NINE SURGERIES IN A YEAR
Matilda’s feet are recovering from
third-degree burns on beach campfire n The skin started peeling off toddler Matilda’s feet instantly when she stepped on a beach campfire that had been covered with sand... Now her mother has a warning for beachgoers. It is illegal to light fires on any beach in Port Hedland and there is a $250 penalty, but Mrs Hawkins wants to ensure that if someone does light a fire, they do not hide it under sand. “If you can’t put them out cold before you leave that area you need to make it very clear that there is a fire there or there was
an old fire there,” she said. “Whether it be rocks or whatever it is because when you hide it under sand it becomes a little oven, it gets hotter.” A year on, Mrs Hawkins said Matilda was doing extremely well considering how serious the burns were. She has had nine surgeries so far and has daily physio. “I think it’s something she can overcome,” Mrs Hawkins said. “It’s just changed her entire childhood and it’s quite daunting to think she’ll probably have 30 or 40 surgeries by the time she’s 20.”
NEW ZEALAND
T
rkısh NEWS PRESS
15 June 2021
5
s Cousins explore e the impact of th i āor adoption of M children in New h Zealand throug e the story of thre to cousins trying maintain their on. family connecti
Film Cousins tells the story of
New Zealand’s stolen generation M BRIAR GRACE-SMITH
The codirectors of Cousins Briar Grace-Smith and Ainsley Gardiner believe the colonial history in Australia and New Zealand is very similar
aori woman Dr Maria Haegna-Collins says she’s one of the lucky ones she got to meet her parents. “The removal of Maori children from their families isn’t well known,” Dr Haegna-Collins told ABC News Breakfast. Dr Haegna-Collins is an oral historian whose research focuses on Maori-centred history. Her work has looked at closedstranger adoption in New Zealand, a practice she describes as the country’s very own stolen generation. That history, she said, hasn’t travelled beyond the borders of Aotearoa -the Maori name for New Zealand. Perhaps, until now. Cousins, a film directed by Maori women Briar Grace-Smith and Ainsley Gardiner, has just had a wide release in Australia. It’s currently in the top 20 grossing films of all time in New Zealand. The film is produced by an all-female, Maori team and features nine Maori actresses playing three cousins across three stages of their lives. It explores the impact of the adoption of Maori children through the story of those cousins trying to maintain their family connection. “Cousins is essentially a story of colonisation and everything that’s lost through the process, its culture, its language,” Ms Gardiner told ABC News Breakfast. “And one of the things that happened in New Zealand was that our
Three actresses who play the younger versions of Mata, Makareta and Missy in NZ film Cousins.
children were taken, seemingly for their own good.” Ms Gardiner said that led to Maori children being placed into systems and structures that created trauma for those children, their family and broadly the wider Māori community. “So absolutely the history of colonisation in Australia and New Zealand is very similar.” The film is adapted from the 1992 novel Cousins by Patrica Smith, the mother of director Briar GraceSmith. “I hope that the Australian audience watching it, and watching it from New Zealand point of view, I hope it opens their minds to the conversation here as well.” New Zealand’s strangeradoption practices Dr Haegna-Collins was first placed into a foster home and later adopted into a white family in the mid-1960s. She explains that instead of government policies of child removal, like in Australia and Canada, there were practices that resulted in the closed adoption of Maori children. The practice, as described by Dr Haegna-Collins, was that in most scenarios unless an unmarried wo-
man married the father of her child, they’d be placed into adoption. In the years between 1955 to 1985, over 80,000 children in New Zealand weDR HAEGNA-COLLNS re adopted. Dr Haegna-Collins said a large proportion of these adoptions involved children of Maori ancestry who were placed into white homes. It wasn’t until after 1985 that children in closed adoptions were able to access their records of adoption. “Most Maori children who were placed for adoption, mostly had white mothers and Maori fathers,” she said. “Even if the couple had wanted to marry, they were discouraged from doing so because their parents didn’t want them to marry Maori.” She said there was a hierarchy of babies and Maori children found themselves at the lower end. “A lot of Maori children ended up
in homes that were really substandard, and to people who wouldn’t normally be accepted.” “But there was what they termed a glut of babies of colour and trying to find homes for those babies was difficult.” Dr Haegna-Collins said a common struggle for Maori who were adopted as babies into white families is that they experience a fractured identity. “Too white to be Maori and too Maori to be white,” she said. She said no matter the processes, the outcome has been the same in New Zealand as there has been in Australia. “With Maori unable to fully participate in the world as Maori. And in some cases, being unable to re-engage and find their genealogy,” she said. Dr Haegna-Collins explained another product of closed adoption was Maori children were hard to place. “The files were altered to say that children were Greek or Spanish or Italian,” she said. “Then after 1985, where you could access the files, finding out you’re Maori, it was a real shock for a lot of people.” She said the hurt of having lost the ability to engage even when you want to is an experience still being felt by Maori today. “I remember, one of my participants talked about experiencing so much loss, but also that loss of even knowing you’re Maori.” Last year, New Zealand’s Children’s Commissioner Andrew Becroft told Newshub: “From 2014 to 2017, the removal of Maori babies ordered into state custody before birth almost doubled.” Dr Haegna-Collins warned to not view the issues of Maori family separation as a thing of the past. “Maori children are still being removed from Maori families at an alarming rate.”
6
15 Haziran 2021
T
rkısh NEWS PRESS
AstraZeneca aşısı ‘güven’ vermiyor!
AVUSTRALYA
Avustralya ve NZ’den FBI destekli operasyon ve Yeni Zelanda’daki organize suç örgütlerine, örgütler arasında gizli iletişimi A vustralya sağlamak için kullanılan “ANOM” adlı şifreli
AN K I L Ğ A AŞIYA B MASINDAN Ş PIHTILALÜM VAKASI 2’NCI Ö
A
vustralya Terapötik Ürünler İdaresi (TGA), Yeni Güney Galler’deki bir kadının AstraZeneca COVID-19 aşısını aldıktan sonra nadir görülen bir kan pıhtılaşma durumundan öldüğünü açıkladı. TGA, geçen haftadan bu yana, AstraZeneca aşısıyla “muhtemelen” bağlantılı olan trombositopeni sendromlu (TTS) dört onaylanmış tromboz vakası olduğunu bildirdi. HENÜZ 52 YAŞINDAYDI 52 yaşında bir kadın bu vakalardan biriydi ve TGA, ölümünden önce beyninde bir kan pıhtısı şeklinde ciddi bir TTS formundan muzdarip olduğunu bildirdi. Bu vaka, bildirilen dört yeni vakanın en küçüğüydü, diğerleri arasında 77 yaşında bir NSW’li erkek, 70 yaşında bir Güney Avustralyalı erkek ve 87 yaşında bir Güney Avustralyalı kadın vardı. Geçen hafta diğer dört TTS vakası, üçü NSW’de olmak üzere, AstraZeneca aşısıyla bağlantılı
olma olasılığının olası örnekleri olarak rapor edildi. ŞÜPHELİ VAKALAR Toplamda, Avustralya’da AstraZeneca aşısını takiben, milyonlarca aşıdan 35’i doğrulanmış ve 13’ü olası olarak değerlendirilen 48 TTS vakası olmuştur. Şu ana kadar 31 kişi hastaneden taburcu oldu ve iyileşiyor, biri yoğun bakımda olmak üzere 15 hasta hastanede kaldı ve iki kişi hastanede öldü. AstraZeneca aşısıyla bağlantılı olduğuna inanılan diğer ölüm, Nisan ayında bir NSW hastanesinde ölen 48 yaşındaki bir kadındı. Diyabetik olan bu kadının aşıyı almadan önce altta yatan ciddi sağlık sorunları vardı. 2. ÖLÜM OLAYI Baş Sağlık Görevlisi Paul Kelly, Avustralya’ya 52 yaşındaki kadının ölümünden sonra kan pıhtılaşmasının koronavirüs aşısına “son derece nadir” bir tepki olduğunu hatırlatarak şunları dile getirdi:
“NSW Health, son birkaç saat içinde AstraZeneca aşısıyla ilgili ikinci ölümümüzü aldığımızı duyurdu. Birkaç hafta önce aşı olan 52 yaşındaki bir kadının son derece talihsiz bir durumu. Avustralya genelinde 3,6 milyon doz aşının verildiği sadece ikinci ölüm olduğuna dikkat çekeceğim. Bu ciddi pıhtıları almak için bunun son derece nadir bir olay olduğunu belirteceğim, ancak bu durumda gördüğümüz gibi, trajik koşullara sahip olabilirler.” DOKTORA DANIŞIN TGA ayrıca TTS olaylarının son derece nadir kaldığını açıkladı, ancak endişeleri olan kişileri doktorlarına danışmaya çağırdı. Aşı olan herkes, şiddetli veya kalıcı bir baş ağrısı, bulanık görme, nefes darlığı, göğüs ağrısı, bacak şişmesi, kalıcı karın ağrısı, olağandışı cilt morarması veya aşı bölgesinin ötesinde noktasal yuvarlak noktalar şikayet etmeye başlarsa derhal tıbbi yardım almalıdır.
mesajlaşma uygulamasını 3 yıl boyunca izleyen ABD Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) elde ettiği bulgularla büyük bir operasyon düzenlendi. Avustralyalı yetkililer, operasyonda 224 kişiyi tutukladıklarını, 4 tondan fazla uyuşturucu ile 35 milyon dolar ele geçirdiklerini açıkladı. Yeni Zelanda polisi de 35 kişiyi tutukladıklarını ve milyonlarca dolar değerinde uyuşturucuya ve mal varlığına el koyduklarını ifade etti. Süreç, “Truva Kalkanı” adı verilen dünya çapında bir operasyonun parçasıydı.
T
rkısh NEWS PRESS
Year: 4 Volume: 160
President Yüksel Çifçi
Newspaper Editors Adem Talic, Sibel Örnek, Sinem Taslak, Tanyeli, Ümit Uyar, Davut Kılıç Page Layout & Design Necmettin Öksüz
Page Editors Ali Haydar (Diyanet), Hakan Aslan (Fishing&Sport), Recep Ağar (Sport&Recreations), Cem Birben (Sports), Fatma Gençtürk (Meals&Recipes), Op. Dr. Haydar Özcan, Dr. Hilal Çoruhlu (Medical&Health), Cemil Uyanık (Distribution) Melbourne Team Murat Gümüş (General Manager), Furkan Boyacı, Sabahaddin Kayıkçı (Distribution), Ömer Boyacı (Youth&Sport), Zeynep Doktoroğlu, Emre Boyacı, Şaban Han, Murat Şirin, Salim Boyacı, Evlaa Han, Ayşe Han, Elif Sele, Hilal Kırmızı, Elif Aydın (Editors) Brisbane Team Dr. Said Erdem, Ömer Akdeniz, Metin Uyanık (Editors) Western Australia Mehmet Kırmızıoğlan, Gürhan Candemir, Hamza Serin, Harun Parlak, Hasan Mulla
South Australia Mustafa Ergül Turkey Necmettin Aksoy, Ardi Ocgu, İbrahim Kalın, Mehmet Çelik, Murat Özdamar, Mehmet Güler IT Grup Erol Gülçinay, Adem Talic, Hakan Evecik, Soner Çoruhlu
TURKISH MEDIA SYDNEY RADIO TEAM Monday: Fatma Gençtürk, Bilge Başafacan, Neşe Sözen Tuesday: Ergül Uybadın, Derya Sekmen, Hülya Boz, Büşra Erkan, Tuğçe Uybadın, Kübra Erdinç Wednesday: Serkan Uyanık, Halil Yılmaz Thursday: Osman Boyacı ve Diyanet Hocalarımız Friday: Tanyeli, Serkan Uyanık, Barış Cengiz Saturday: Sülhan Yılmaz, Gülten Akbar, Yasin Köksal, Tuğçe Köksal, Ahmet Kele, Azra Vejzovic Sunday: Kübra Erdinç, Muhammed Köksal, Zafer Uyanık, Ataberk Birben
TURKISH MEDIA MELBOURNE RADIO TEAM Wednesday: Murat Şirin, Ümit Uyar, Elif Sele, Zeynep Doktoroğlu, Salim Boyacı, Adem Talic
Advertisements Sydney (Türker Demiryürek): 0426 982 050 Melbourne (Ümit Uyar): 0481 136 901 Brisbane (Türker Demiryürek): 0426 982 050 Western Australia (Mehmet Kırmızıoğlan): 0401 556 500 South Australia: 0426 982 050 Canberra: 0433 162 655 Sydney Office: Unit 2-92 Bryant St Padstow NSW 2211 Phone: 1300 917 566 Fax: 612 9774 8650 E-mail: info@turkishnewspress.com.au
www.turkishnewspress.com.au
T
ANALYSIS Writer: Suzan Calimli
rkısh NEWS PRESS
15 June 2021
7
calimli.suzan@gmail.com
Turkey brings back home stolen Iznik tiles from the Netherlands
it reklamlarınız n: 0 433 162 655
T
rkısh NEWS PRESS
..
SERI ILAN/
MELBOURNE & BRISBANE
20
20
R
İlan ve kartvizit reklamlarınız ecently Iznik tiles 237Nisan 2019 için rezervasyon: 0 433 162stolen 655 Mayıs 2019 500-year-old
20
T
rkısh NEWS PRESS
..
SERI ILAN/
from Adana’s Ulu Mosque 19 years ago during restorations, was discovered at an auction in the Netherlands. The two tiles belonged to the 223 traditional tiles that were originally stolen during the largescale theft. Turkish authorities intercepted the auction by the Oriental Art Auction House. After some negotiations, the tiles were brought back to Etnografya Museum in Turkey capital city, Ankara. “Two of the 233 pieces of 500-year-old Iznik tiles and a tile panel stolen from the Justice and Development Party (AKP), on Adana Ulu Mosque during its restoration Twitter. İlan ve kartvizit reklamlarınız Celik also added that the theft of 19 [ago] were found in the Netherlands,” için rezervasyon: 14 Mayıs 2019 21 28 11 Haziran 2019 0 433 162 655 18 cultural assetsNEWS and traditional art is an said Omer Celik, spokesman for the PRESS
T
rkısh
237Nisan Mayıs2019 2019
İlan ve kartvizit reklamların için rezervasyon: 0 433 162 65
MELBOURNE
“immorality” and “a great crime.” & BRISBANE This isn’t the first of the tiles being found and brought back to Turkey. Another set of tiles were prevented from being sold at another auction in London in March. Back in 2009, 67 tiles were retrieved in a raid in Istanbul. In recent years, Turkey has managed to bring back thousands of stolen artefacts - especially from Anatolia, where many artefacts reside from various historical civilisations. Sources: - DailySabah.com - SalaamGateway.com MELBOURNE - Pbase.com & BRISBANE - Kulturportali.gov.tr
..
..
SERI ILAN/ SERI ILANLAR
Huzur Evi Müdürü alınacak
BROADMEADOWS’DA BULUNAN OSMANLI KÖYÜ YAŞLILAR EVI’NE TECRÜBELI MÜDÜR ARANIYOR. 32 YATAK ILE ÇALIŞAN OSMANLI KÖYÜ YAŞLILAR EVI, TÜRK TOPLUMUNA HIZMET VERMEKTEDIR. ARANAN NITELIKLER: . Yaşlılar evinde müdürlük tecrübesi . Müşteri hizmet standartları yüksek . Yaşlılar evi kanunlarını iyi bilen . Çalışanlara yol gösterecek ve motive edecek Işletme bilgisine sahip . RN Div 1 veya RN Div 2 olabilir Bu pozisyona uygun kişiler 0413 815 345 numaralı telefondan Ramazan Öztaş’ı arayabilirler veya özgeçmişlerini admin@bticc.org.au adresine gönderebilirler.
8
T
15 Haziran 2021
İslamofobi İstanbul’un göbeği Nişantaşı’nda! bir arkadaşı ile parkta oturan İTÜ’de Araştırma Görevlisi olan Neşe Nur N işantaşı’nda Akkaya, başörtülü olduğu için Eray Çakın
YETER ÖĞRETMENİN TUTKUSU
70 yaşında rafting yaparak örnek oluyor doğa ve spor tutkusuyla bilinen Çevresinde 70 yaşındaki emekli öğretmen Yeter Erdoğan, ilerleyen yaşına rağmen Düzce’nin
Cumayeri ilçesindeki Melen Çayı’nda rafting yaparak gençlere ve yaşıtlarına örnek oldu. Bursa’da yaşayan Erdoğan, yaklaşık 5 yıl boyunca mide kanseri ve belindeki omurilik kayması nedeniyle hareketsiz kaldı. Geçirdiği ameliyatların ardından sağlığına kavuşan Yeter öğretmen, bir daha sporu hayatından çıkarmadı. Düzce’nin Cumayeri ilçesindeki Melen Çayı’na gelen Erdoğan, rafting yaparak gençlerle adrenalin yaşadı. YAşına rağmen huhunun genç olduğunu belirten Yeter Erdoğan, “Spor yapanın ihtiyarlığı da sağlıklı oluyor” diye konuştu.
TÜRKIYE
4 yıl önce Batman’da karne dağıttıktan sonra evine dönüş yolunda belediye başkanının aracına PKK’lı teröristlerce açılan ateş sonucu şehit olan Aybüke Yalçın, memleketi Çorum’da ve görev yaptığı Batman’da gözyaşları ve dualarla anıldı. Milyonlarca vatandaş da, şehit öğretmenimizin söylediği “Mağusa Limanı” türküsünde geçen “Beni öldürende yoktur din iman” dizelerini paylaşarak kendisini hüzünle andılar.
ERAY ÇAKIN
adlı zorbanın önce sözlü tacizine sonra da yumruklu saldırısına uğradı. Neşe Akkaya’nın kardeşi, yaşananları şöyle anlattı: “Bu kişi, ablama önce sözlü tacizde bulunuyor. Ablamın cevap vermesi üzerine yumruk atmaya başlıyor. Ablama ‘Burada ne işiniz var, siz ve sizin gibileri istemiyoruz. Gidin başka yerlere, Gaziosmanpaşa’ ya gidip oturun’ gibi birçok nefret söyleminde bulunuyor.” Olayın ardından tüm Türkiye’den yobaz adama tepki yağarken, Akkaya’nın hocası Halil İbrahim Düzenli, “Neşe yüksek lisans öğrencim. Mimar. Mimarlar Odası’na kayıtlı. Şu an İTÜ Mimarlık Araştırma Görevlisi. Doktorası devam ediyor. Memleketin nitelikli bir evladı. Merhametli ve neşeli. Daha ne zamana kadar duyacağız bu haberleri?” Gaziosmanpaşa’da da aralarından Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta’nında bulunduğu grup, Çakın hakkında suç duyurusunda bulundu. Başkan Usta, saldırganın “Nişantaşı’nda oturamazsın’, ‘Gaziosmanpaşa’ya git” ifadelerini kullandığını belirterek, “Bunu Gaziosmanpaşalı kadınlar ve tüm Gaziosmanpaşa halkı olarak kınıyoruz” dedi. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise akedemisyeni telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti. İlk gün gözaltına alındıktan sonra salınan Eray Çakın, gelen tepkiler üzerine 3 gün sonra tutuklandı.
Ü ANMA AYBÜKE ÖĞRETMENE HÜZÜNL
“Beni öldürende yoktur din iman”
HAKARET ETTİ, SALDIRDI
NEŞE NUR AKKAYA
rkısh NEWS PRESS
.
İ
lk görev yeri Batman’ın Kozluk ilçesinde 7 aylık öğretmenken 4 yıl önce 9 Haziran’da karne dağıttıktan sonra evine dönüş yolunda Belediye Başkanı Veysi Işık’ın aracına teröristlerce açılan ateş sonucu ağır yaralanan, kaldırıldığı hastanede şehit olan 22 yaşındaki Şenay Aybüke Yalçın, dün memleketi Çorum’un Osmancık ilçesindeki kabri başında, Batman’da görev yaptığı okulda, şehit edildiği noktada ve camide düzenlenen mevlüt töreniyle rahmet ve dualarla anıldı. ALLAH BELALARINI VERSİN Kabri başındaki törende şehit babası Sadık Yalçın Aybüke öğretmenin çiçeklerle süslenmiş mezarını suladı, Kur’an-ı Kerim okunmasının ardından dua edildi. Baba Yalçın, “Bu acının tarifi zor. Sebep olanların Allah belasını versin. Bugün yumuşak bir ifade kullanmak istemiyorum” dedi. Müzik öğretmeni olan Aybüke ve tüm şehitler için Kozluk’taki
Zeynelabidin Camisinde mevlit okundu. Mevlidin ardından Aybüke’nin öğretmenlik yaptığı okulda anma programı düzenlendi. Aybüke’nin şehit olmadan önce kendi emekleriyle yaptığı müzik sınıfında arkadaşları tarafından “Magosa Limanı” türküsü seslendirildi. İNTİKAMIN ALINIYOR Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da şehit öğretmeni Aybüke Yalçın’ı andı. Erdoğan, Twitter’daki hesabından yayımladığı mesajında, şu ifadeleri kullandı: “Tayini Batman Kozluk’a çıktığında ‘bayrağımızın olduğu her yer bizim’ demiş, o bayrağa duyduğu aşkla görevinin başına gitmişti. O bayrak uğruna şehit oldu. Aybüke Yalçın evladım, ömrünün baharında seni bizden ayıran hainlerle mücadelemiz sürecek. Mekânın cennet olsun kızım” dedi. Şehit öğretmen için şehit düştüğü Tepecik Mahallesi, Şehit Şenay Aybüke Yalçın
Caddesi’nde de anma töreni gerçekleştirildi. Törende, İstiklal Marşı okundu, karanfil bırakıldı. İlçe Müftüsü Hasan Serçe şehitler için dua etti. Çorum Belediyesi, şehit öğretmenin ismini yaşatmak için yaptırdığı Şehit Öğretmen Şenay Aybüke Yalçın Kültür Merkezi’nin açılışını yaptı. MINNETLE ANIYORUZ Aybüke öğretmeni rahmetle yâd eden Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da sosyal medya hesabından “Şehadetinin yıldönümünde Şenay Aybüke öğretmenimizi ve bütün şehit öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum. Ruhları şad olsun” paylaşımını yaptı. Aybüke öğretmenin ölüm yıldönümünü unutmayan milyonlarca insan da sosyal medya hesapları üzerinden şehit öğretmenimizin söylediği “Mağusa Limanı” türküsünde geçen “Beni öldürende yoktur din iman” dizelerini paylaşarak andı.
Artık vatan millet diyen başkanlarımız var n Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan’ın, “Diyarbakır annelerinin dizinin dibine oturmaya gideceğiz” diyerek 2 bin kişi ile yakında Ağrı’dan yola çıkarak, evlat nöbetindeki annelere destek için Diyarbakır’a yüreyeceklerini duyurması Diyarbakır anneleri sevindirdi. Kızı Şeyma için Bursa’dan gelerek eylem yapan anne Türkan Mutlu, “Artık Doğu eskisi gibi değil. PKK istediği gibi eylem yapamıyor, şeh-
SAVCI SAYAN
re dahi inemiyor. HDP belediyelerin halka hizmet için harcaması gereken paraları direkt PKK’ya gön-
dermesi de söz konusu değil. Bölgemizde ‘Vatan, millet’ diyen başkanlar görmek bizi çok mutlu ediyor” dedi. Acılı anne Ayşegül Biçer ise, şunları söyledi: “Savcı Sayan ilk günden beri bizi destekliyor. Diyarbakır anneleri olarak Ağrı’da öyle bir belediye başkanı olduğu için gurur duyuyoruz. Bölgemiz artık güvenli ellerde. Artık paralarımız millete, halka harcanıyor, dağa, Kandil’e gönderilmiyor.”
.
TÜRKIYE
A D ’ O T A N ÖN ENIRADA S
T
rkısh NEWS PRESS
15 Haziran 2021
TÜRKİYE’YE YÖNELİK ÖVGÜ DOLU İFADELER
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Belçika’daki NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde çekilen aile fotoğrafında ABD Başkanı Biden ve İngiltere Başbakanı Johnson ile en ön sırada yer aldı. Zirvenin ardından yayınlanan bildiride ise, Türkiye’yi yönelik şunlar kaydedildi: “Türkiye için güvenlik tedbirlerine katkılarımızı artırdık. Bunun tam olarak uygulanmasına bağlılığımız sürmektedir. Suriye’den Türkiye’yi bir kez daha vurabilecek veya tehdit edebilecek füze atışlarına karşı müteyakkız olmaya devam ediyoruz. Müttefikimiz Türkiye’ye milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yaptığı için takdirlerimizi yineliyoruz.”
Müttefiklere ‘teröre desteği kesin’ resti!
B
NATO Zirvesi’ne ve ABD Başkanı Biden ile görüşmesine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör meselesinde örgütler arasında ayrım yapan, iyi terörist-kötü terörist sınıflamasına giden çarpık anlayış, mevcudiyetini ne yazık ki koruyor. Böyle ikircikli bir tavrın terörü yok edemeyeceği, bilakis terör örgütlerine cesaret vereceği açıktır” mesajı verdi.
rüksel’deki NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nin Türkiye açısından en önemli yanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden’ın görüşmesi oldu. Biden, görüşmeye ilişkin, “Çok iyi bir toplantıydı” değerlendirmesini yaptı. Basın toplantısı düzenleyen Erdoğan ise, bu görüşmeye ve zirveye ilişkin şunları dile getirdi: - Küresel istikrarın muhafazasında NATO’nun hem belirleyiciliği hem de üstlenmesi gereken sorumluluklar artmıştır. - Dönem, sorumluluktan kaçma değil, elini taşın altına koyma dönemidir. TERÖRİST, TERÖRİSTTİR - Akdeniz’den Karadeniz’e, Avrupa’dan Asya’ya, NATO’nun sağladığı güvenlik şemsiyesine ihtiyaç duyulan her yerde ittifak aktif rol üstlenmelidir. - Sınır ötesi operasyonlarımız sayesinde, 8 bin 200 kilometrekareden fazla alanı terörden arındırdık. - (NATO Zirvesi) Gerek zirve hitabımızda gerek ikili görüşmelerimizde, PYD/PKK’ya verilen desteğin artık sonlandırılması gerektiğini açıkça dile getirdik. - Temennimiz, tüm müttefiklerimizin sığ siyasi hesapları artık bir yana bırakıp, Türkiye ile tam bir dayanışma sergilemesidir. - Terör meselesinde örgütler arasında ayrım yapan, iyi teröristkötü terörist sınıflamasına giden çarpık anlayış, mevcudiyetini ne yazık ki koruyor. - Böyle ikircikli bir tavrın terörü yok edemeyeceği, bilakis terör örgütlerine cesaret vereceği açıktır. - (Biden ile görüşme) İki mütte-
9
ERDOĞAN BUGÜN ŞUŞA’DA
Azerbaycan’a tarihi ziyaret
Erdoğan, bugün Azerbaycan’a C umhurbaşkanı gerçekleştireceği resmi ziyaret kapsamında, 28 yıl sonra Azerbaycan ordusu tarafından
Ermenistan işgalinden kurtarılan Dağlık Karabağ’ın Şuşa şehrine gidecek. Erdoğan, bugüne kadar, ilişkilerin “tek millet iki devlet” anlayışıyla geliştirildiği kardeş ülke Azerbaycan’a çok sayıda resmi ve çalışma ziyaretinde bulundu. Ancak Brüksel’deki NATO Zirvesi’nin ardından Azerbaycan’a yapacağı 2 günlük resmi ziyaret sembolik bir öneme de sahip. ZAFER ŞEHRİ ŞUŞA’YA GİDECEK Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in davetiyle gerçekleştireceği ziyarette, Ermenistan işgalinden kurtarılan, 28 yıl sonra ezan sesinin duyulduğu, tarihi ve kültürel zenginlikleri ve doğal güzellikleri nedeniyle Karabağ’ın sembol şehri olarak kabul edilen Şuşa’da temaslarda bulunacak. Şuşa Valiliği’nde bugün Aliyev tarafından resmi törenle karşılanacak Erdoğan, Aliyev ile baş başa görüşecek, heyetler arası görüşmelere başkanlık edecek. Aliyev ve Erdoğan’ın görüşmelerinin ardından, Şuşa başta olmak üzere Dağlık Karabağ’ın yeniden imar ve inşası için yapılacak projeler ile siyasi ve ekonomik alandaki anlaşmalara imza atılacak. Erdoğan ve Aliyev daha sonra Şuşa’da temaslarda bulunacak. ALİYEV İLE MİLLİ MAÇI İZLEYECEK Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın ise Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahibe Gafarova ile görüşecek, Milli Meclise hitap edecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda mücadele eden A Milli Futbol Milli Takımı’nı Azerbaycan’da yalnız bırakmayacak. Erdoğan, Bakü Olimpiyat Stadı’nda oynanacak Türkiye-Galler maçını Aliyev ile tribünde izleyecek. Başkan Erdoğan en son 9-10 Aralık 2020’de Azerbaycan’a resmi ziyarette bulunmuş, Azerbaycan’ın, Ermenistan işgalindeki topraklarının kurtarılması dolayısıyla Azadlık Meydanı’nda düzenlenen Zafer Geçidi Töreni’ne katılmıştı.
CHP LİDERİNDEN ADAYA ÇIKARMA TÜRKIYE’YE DAVET ET
TI
Yaklaşık 45 dakika baş başa görüşen iki lider ardından heyetlerarası görüşmelere başkanlık etti. Samimi bir havada gerçekleşen görüşmede Erdoğan, Biden’I Türkiye’ye davet etti.
fike ve stratejik ortağa yakışır şekilde, doğrudan diyalog kanallarını, etkin ve düzenli şekilde kullanma konusunda mutabık kaldık. ABD İLE SORUN YOK - Türkiye-ABD ilişkilerinde çözülemeyecek hiçbir mesele olmadığını, iş birliği alanlarımızın sorun başlıklarından daha geniş ve zengin görünüm sergilediğini düşünüyoruz. - Kaynak ülkelere teslim ettiğimiz teröristlerin hiçbir tahkikata uğramadan serbestçe dolaşabilmesi, hatta kimi ülkelerde terör eylemi yapabilmesi büyük bir zafiyettir. - Afganistan’dan çıkmamız istenmiyorsa, diplomatik, lojistik, mali konularda ABD’nin bize vereceği destek büyük önem arz ediyor. - (Biden’la görüşme) Ortak çıkarlara sahip olduğumuz alanlardaki iş birliği imkanlarını yapıcı bir yaklaşımla ele aldık. - (Biden ile görüşme) İlişkilerin
devamı açısından olumlu. Kendisini ayrıca Türkiye’ye davet ettim, gelebileceğini söyledi. - S-400’de bizim düşüncemiz daha önce neyse, aynı düşünceyi Sayın Başkan’a (Biden) ifade ettim, F-35 konusunu da aynı şekilde ifade ettim. - (Kabil Havalimanı’nın güvenliğinin sağlanması) Pakistan’ı yanımıza alma düşüncemizi, Macaristan’ı yanımıza alma düşüncemizi kendilerine (Biden) söyledik. MACRON VE YUNAN’A AYAR - Macron ‘İslam’a karşı olmam söz konusu değildir, bunu bir dost olarak size söylüyorum’ dedi. - (Yunanistan ile) Görüşmelerimizi gerekirse özel hattan yapmak suretiyle, ‘Araya birilerini sokmamızın anlamı yok’ kararına vardık. - Miçotakis ile güzel bir görüşme geçti. ‘Gerek Ege gerek diğer bölgelerde olsun, üçüncü ülke veya kişileri bu işe karıştırmayalım’ dedim.
Kemal Kılıçdaroğlu KKTC’yi hatırladı ana muhalefet lideri olmasına rağmen Y ıllardır pek az Kıbrıs’a giden CHP Genel Başkanı Ke-
mal Kılıçdaroğlu temasları çerçevesinde KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı da ziyaret etti. Tatar, kabulde yaptığı konuşmada, “1571’den beri atalarımızın sürdürdüğü mücadeleyi şu anda biz sürdürmekteyiz. Kıbrıs’tan baktığımızda Türkiye’yi bir bütün olarak görmekteyiz. Türkiye’nin kendi içerisinde farklı düşünceler olabilir ama Kıbrıs meselesi, milli bir davadır” dedi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu da, “50 yıldır verilen mücadelenin sonunda KKTC’nin artık bir bağımsız devlet olarak ortaya çıkmasını, tanınmasını ve dünyanın saygın ülkelerinden biri konumuna gelmesini isteriz, en büyük arzumuz budur. Bizim üstümüze düşen bir görev varsa biz o görevi yerine getirmeye hazırız” şeklinde konuştu.
OUR TEAMS ARE RESPONDING TO THE CRISIS WITH: 1. A brand new ambulance 2. Trauma surgery 3. Medical treatment and medication 4. First responder kits 5. Temporary accommodation, including blankets, mattresses, pillows, domestic tools 6. Feed the Needy packs 7. Water and hot meals HELP THE OPPRESSED TODAY! https://ausrelief.org/projects/palestine-gaza-crisis-appeal BANK DIRECT DEPOSIT Bank: Westpac Banking Corporation Account name: AusRelief BSB: 032061 Account: 480470 SWIFT Code: WPACAU2S (for overseas donors) www.ausrelief.org
T
TURKEY
rkısh NEWS PRESS
15 June 2021
11
TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY
IBRAHIM KALIN @ikalin1
A man holds his upper arm after leaving a vaccination point at a hospital, in Istanbul, Turkey, June 14, 2021.
Turkey report received its firs edly t Russia’s Sputnik batch of V vaccine on Monday as the rate of inoculation against the coronaviru s new record, wit set a h experts expressing hop e for a swifter return to normal.
INOCULATION CAMPAIGN AGAINST COVID-19 REACHES
NEW HIGH IN TURKEY
T
hings are looking bright for Turkey thanks to a speedy vaccination campaign against the coronavirus. After administering 650,000 doses in a day over the weekend in its inoculation drive, the country aims to further increase this figure to 1 million. At the current rate, it seems like an easy task. Health Minister Fahrettin Koca announced Monday that they had 750,000 vaccine appointments scheduled for the day. Monday also marked the arrival of first batch of Sputnik V vaccine from Russia according to media reports though authorities have yet to confirm the news. Experts say that the vaccination efforts can ease Turkey into a new phase of
normalcy “within two months” without disruptions to the process. Media outlets reported that a plane carrying the first shipment of Sputnik V vaccine developed against coronavirus by Russia landed in the Turkish capital Ankara Monday. The vaccine will contribute to Turkey’s ongoing inoculation campaign which has reached 34 million doses since January 2021. The country currently uses China’s CoronaVac and the Pfizer-BioNTech vaccine in its campaign. In April, the Health Ministry issued an emergency approval for Russia’s adenoviral-based jab and authorities had announced that the country would purchase 50 million doses of Russian vaccine. A Turkish
company had also signed a deal to mass-produce the vaccine. In a tweet Monday, Koca said that Turkey has come a long way since the early days of the pandemic, from the “hurtful” number of casualties, while announcing the latest figures Sunday of 53 casualties and 5,012 new cases. “The glory belongs to those walking firm. The pandemic has receded even more and the day it will be defeated is near,” he said. Aside from lowering the general vaccination eligibility age, the country has also recently expanded its vaccination campaign to include more people. On Monday, people aged 40 and above started receiving their first doses of vaccine.
Turkish captain saves migrants stranded in Mediterranean
Ü
mit Gürpınar, the Turkish captain of a Marshall Islands-flagged cargo vessel, rescued 97 illegal migrants when their dinghy started taking on water off the coast of Malta over the weekend. Gürpınar’s vessel was sailing near Malta when the country’s authorities alerted him Saturday that their ship was the nearest to the dinghy carrying Libyan, Syrian, Bangladeshi and Pakistani migrants. Gürpınar and his crew found themselves hosting the migrants after both Malta and Tunisia, the other closest country to the spot, refused to take in the migrants. After about 12 hours of negotiations, Malta reluctantly admitted the migrants, Demirören News Agency (DHA) reported Monday.
Istanbul deploys earthquaketsunami early warning system n The first earthquake-tsunami observation system for Istanbul, a city where a “big one” is expected to hit in the near future, was opened Monday. The station, equipped with multidisciplinary measurement systems for seismic data, will provide an early warning “between five to seven minutes” in case of a tsunami in the aftermath of an earthquake, authorities say. Located in Büyükçekmece, a district on the remote western
part of the city’s European side, the station will be run by the Kandilli Observatory and Earthquake Research Institute, one of the leading institutions in the country on earthquake studies and warnings. Büyükçekmece is one of the places likely to be affected by a potential major earthquake in the future if the tremor has an epicenter off the coast of the Marmara Sea. The station was established at a marina on the Marmara coast.
Reading Ibn Sina in Ramadan
I
bn Sina (980-1037), one of the greatest philosophers of all times, is not the first name that comes to mind for a spiritual reading. After the Quran and hadith, most Muslims turn to popular religious books on ethics and the hereafter or read about the life of Prophet Muhammad and early Islamic history. To many, Ibn Sina appears to be too abstract, too intellectual, perhaps more Greek than Islamic. But a closer look reveals a surprisingly different picture. Ibn Sina was called the “Prince of the Physicians” for his work in medicine. He was not a jurist or preacher; he was a philosopher par excellence. His writings bear the marks of a first rate mind. What he has to say about the meaning of existence, the purpose of human life, the structure of the universe and its spiritual meaning goes beyond standard philosophy. His conception of existence offers much for serious philosophical and spiritual reflection. In a section of “Remarks and Admonitions,” one of his last works, Ibn Sina compares and contrasts the two perspectives of the philosophers and the mystics (al-arifin). The philosophers obtain knowledge through intellectual investigation and logical demonstration; the mystics through witnessing, experiencing and “tasting.” The two modalities of knowing are complementary and lead to veritable knowledge for the mind and heart. The mind, the seat of logical and scientific knowledge, is not bereft of spiritual taste and ethical refinement. Nor is the heart devoid of intellectual content. Knowledge is not a list of items or an inventory of facts; it is a revelatory and sapiential experience, leading to understanding and salvation. As the famous story between Ibn Sina and Khaja Abdullah Ansari narrates, the philosopher knows what the mystic sees and the mystic sees what the philosopher knows. “Knowing” and “seeing” are like the two sides of a coin. The goal is to reach the truth based on intellectual rigor on the one hand and spiritual refinement on the other. Ibn Sina’s treatise on love explains one of the most powerful forces in the world of creation. Following his Greek and Islamic predecessors, he explains love in ontological terms: love penetrates everything. It is God’s infinite love that has caused the existence of all things. The beauty of things is derived from their form, not matter. What we consider to be beautiful in the human state comes from the beauty of the soul. What makes us unique and worthy is our spiritual beauty. Furthermore, all love is ephemeral except spiritual love the one love that endures and rises above ugliness and pettiness. This is all related to Ibn Sina’s greatest revolution in the history of philosophy, which was his concept of existence. Our philosopher could not have conceived a situation in which the act of existing was separate from possessing meaning.
Being is co-terminus with meaning. Clearly, Ibn Sina took this from the Quranic concept of creation: God did not create anything in vain, says the Quran. Everything exists for a purpose. Meaning is not something we mentally impose on things. It is the other way around: the mind discovers meaning in things through sense experience, analysis and synthesis. Ibn Sina posits the Necessary Being as the only real being and all else as deriving from it. The Necessary Being is one and does not need another substance for its existence; otherwise we would have an infinite chain of causation. The Necessary Being causes all other beings to exist as “contingent” beings. This suggests that things could have been very different from what they are. They may not have existed at all. But since they exist in a real sense, there must be a reason for the way they are. Ibn Sina argued for the utter contingency of the world but insisted that this did not make the world a mere illusion. The world is real but in a special sense. By itself, it cannot be self-sufficient. It is a contingent being. Through its connection with a higher principle, however, it becomes immensely important and revelatory because it reflects the wisdom and benevolence of its Creator. A key premise here is the notion that existence precedes everything. It was on this key premise that Ibn Sina declared that we “are” before we think. Descartes was wrong to say that “I think therefore I am.” It is the other way around: I am, therefore I am able to think. The ultimate ground of certainty must be existence, not my mind. That is why Ibn Sina saw philosophical skepticism as a sort of mental disease. He advices the skeptic who doubts the existence of the world should to leave the philosophy class and see a doctor. He has suggested to throw the skeptic into the cold waters of the Tigris to realize his foolishness. In the 20th century, Wittgenstein agreed in with a more moderate tone: “A doubt without an end is not even a doubt.” All this can be attributed to the confidence of medieval realism, which not only believed in the reality of a world independent of our minds but also held that the world is essentially intelligible because it is ultimately derived from existence. This ontological optimism was coupled with the religious outlook of Abrahamic monotheism that conceived the world as a teleological work of art by a benevolent and intelligent artisan. Ibn Sina’s philosophy is a call to open our minds and hearts to the truth which encompasses our existence. It is an invitation to understand reality with a sharp mind and open heart. It is an offer to “think” with the philosopher and “see” with the mystic. It is a plea to understand reality as a whole and know our place in it.What better time than the holy month of Ramadan to heed this call? > Source: Daily Sabah/Jul 11, 2015
12
15 June 2021
Writer: Miqdad Hassan
T
rkısh NEWS PRESS
BUSINESS
miqdad@careerdc.com.au
How to Build Trust in Your Remote Team
I
f you are an Entrepreneur or a Manager thinking of hiring remote workers, this article is for you. Here I share with you my experience in managing remote teams. I first managed a remote team back in 2007 when I had a Software Quality Assurance team based in India while I was working from Sydney, Australia. Now, in 2021, I am managing a fully distributed remote team based in five countries. One of the key questions I get asked is how do I trust that the team members are doing their jobs properly. Trust is a topic that pops up often in conversations on remote work. Read on as I share my tips on building trust. First, you need to be comfortable with delegating tasks to run your business remotely. Micromanaging signals a lack of trust so don’t do it. To get your team to perform, give them clear instructions. Ensure they have the skills and tools they need to take on their delegated duties. You need to trust your team to get the work done - trust is crucial to running your company remotely. You will need to check on your team, of course. And you will need to have regular, even
daily meetings and one-on ones. But there is a big difference between micromanaging your team as opposed to supporting your team. As a manager, you need to support your team, engage with your team and talk openly. Micromanage and you will not be able to grow your company. Micromanage and you will suffocate your team’s creativity. Let your team do their jobs. Remember, as a manager and business owner you cannot oversee every task. You know you have other things to do and to
focus on. Communicate with your team clearly and honestly to build and to safeguard trust. Talk often and openly. Explain your expectations and focus on your team’s results over rigid hours. Ask yourself “Do I trust my team?”. If you feel you don’t, you need to reflect on it. To have the right team for your remote company, keep the people whom you trust and who trust you. Trust is a two-way path. To have a team who will support your remote business, recruit the right people; the ones who can
get on with their responsibilities even when you are not in the same physical space as them. If you transition your existing team into a remote team, some team members may struggle with working remotely at first. To show goodwill, you could consider hiring a desk or two in a shared workspace from time to time. If you recognise that someone in your team would benefit from working in a space with other people every now and then, you can show you care by arranging it for them. If your team misses the social aspect of working on-site, you can organise a virtual team lunch or dinner. You can also arrange team building events and activities that can be done online or that would otherwise suit your distributed team. You will cultivate trust if you show your team that you are interested in their well-being. There are more tips and pointers on transforming your company into a remote business in our free ebook “Make Your Business Go Remote”. It’s a quick read and you can download it for free from this link: https:// careerdc.com.au/go_remote_ ebook/
ULUSLARARASI ÖĞRENCİ STAJ PROGRAMI Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı tarafından ülkemizin yükseköğretim düzeyinde uluslararası öğrencilere yönelik kamu kaynaklı burs programı Türkiye Bursları adı altında yürütülmektir. Son 10 yıllık süreçte ülkemiz uluslararası öğrenciler açısından bir cazibe merkezi haline gelmiş devlet ve vakıf üniversitelerinde eğitim gören uluslararası öğrenci sayısı 200 bine yaklaşmıştır. Ülkemizde eğitimlerine devam eden uluslararası öğrencilerin önemli bir kısmı kendi imkânları ile okurken yaklaşık 15 bini ise Türkiye Bursları kapsamında eğitimlerini sürdürmektedir. Öğrencilerin tüm masraflarının karşılandığı Türkiye Bursları Programı yurtdışında rekabetçi özelliği ile bilinmekte ve başvurular arasındaki en seçkin adaylar burs programına dâhil edilmektedir. Zorlu bir seçim sürecinin olduğu ve her yıl yaklaşık 4000 kontenjanın verildiği programa 2021 yılında 178 ülkeden 165.500 aday başvurmuştur. Ülkelerinin en iyileri arasında olan Türkiye burslusu öğrenciler ülkemizde bulundukları ilk yıl Türkçeyi iyi düzeyde öğrenmekte ana dilleri dışında çok dilli, çok kültürlü bir şekilde mezun olmaktadırlar. Hem ülkelerini, hem de Türkiye’yi iyi bilen mezunlar, bulundukları pozisyon itibarıyla, ülkelerimiz arasındaki siyasi, sosyal, kültürel, ticari, akademik vb ilişkilere çok boyutlu olarak katkı sağlamaktadırlar. Uluslararası öğrencilerin ülkemizdeki öğrenim sürelerini en verimli şekilde geçirmelerine yönelik birçok faaliyetler yürütülmektedir. Bunlardan biri olan uluslararası öğrencilerin ülkemizde staj yapabilmesi en önemli görülen hususların başında gelmektedir. Ülkemizde staj yapma imkânı bulan uluslararası öğrenciler bilgi, beceri ve tecrübe
edinerek öğrenim gördükleri alanlarda çalışan firma ve kurumlarla bağlantı kurarak gerek kendi ülkelerinde gerekse ülkemiz ile ileride yapılacak sosyal ve ekonomik faaliyetlerde etkin rol oynayacaklardır. Programın ayrıca yurtdışı tecrübesi ile ülkelerine dönen uluslararası öğrencilerin iş dünyasına girmeye çalışan rakiplerinden bir adım öne geçmesine, önemli kariyer basamaklarını atlayabilmelerine, üst makamlara yükselmelerine ve iş olanaklarına vesile olacağını düşünüyoruz. Staj yapacak olan uluslararası öğrencinin firmalarımıza katkı sağlayacağına ve dünyanın birçok köşesinde Türkiye’de üretilen ürünlerin ihraç edildiğini dil ve uzaklık gibi engellere rağmen firmalarımızın önemli çalışmalar yaptıklarına şahit olmaktayız. Ülkemizde öğrenimlerini görmüş Türkçe bilen ve aynı zamanda 178 farklı ülkeyi tanıyan uluslararası öğrenciler ülkemizde öğrenim görmekte iken onlara 1-2 aylık staj imkânı sağlamanın hem ülkemiz ekonomisi ve diplomatik ilişkilerine hem de firmalarımıza çok büyük fayda sağlayacağı kanaatindeyiz. Öncelikle İstanbul, Ankara ve Konya’da başlatılacak olan program için staja ilişkin prim ödemeleri adı geçen şehirlerdeki üniversitelerimiz tarafından karşılanacaktır. Bu doğrultuda Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı tarafından yürütülecek olan Uluslararası Öğrenci Staj Programı’na katılmak isteyen İstanbul, Ankara ve Konya’da faaliyet gösteren üyelerimiz, Uluslararası Öğrenci Staj Programı Firma Bilgi Formu’nu doldurarak staj@turkiyeburslari.gov.tr adresine gönderebilirler. İBRAHIM ÇUKUR GENEL SEKRETER
T
.
EKONOMI
rkısh NEWS PRESS
15 Haziran 2021
13
ÇALIŞANIN DÜNYASI
MURAT ÖZDAMAR
Sorularınız için: info@turkishnewspress.com.au
Dünyada İHA ve SİHA’lara yatırım yapan birkaç ülkeden biri olan Türkiye’nin yerli ve milli savunma sanayiinde yıldızı parlıyor.
Eşe ölüm aylığı bağlanması için gerekli prim gün sayısı
1 Bakan Varank: Dünya
F-35’leri değil savaşan İHA’larımızı konuşacak
S
anayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin savaşan insansız hava aracı (İHA) teknolojisine yatırım yapan birkaç ülkeden biri olduğunu belirterek, “Biz savaşan İHA’larımızı piyasaya çıkardığımızda emin olun dünya F35’leri değil Türkiye’nin geliştirdiği savaşan İHA’ları konuşacak” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın da katılımıyla ATO Congresium’da gerçekleştirilen Verimlilik ve Teknoloji Fuarı’nın açılış töreninde konuşan Bakan Mustafa Varank, “Kovid-19 salgınıyla dünyada çok daha hızlı dijitalleşmenin olduğunu varsaydığımızda artık verimliliği maksimize etmenin yolu ‘ileri teknolojiler’den geçiyor” ifadesini kullandı. 7.5 MILYAR $ ‘GETİR’Dİ Nitelikli insan gücüne yatırım yapmayı, dünyanın her köşesinde kullanılacak akıllı ürün ve hizmetler geliştiren “TURCORN”lar çıkarmayı hedeflediklerine vurgulayan Varank şöyle devam etti: “Son dönemde özellikle teknoloji tabanlı girişimlerde bunu yakalamayı başardık. Geçtiğimiz günlerde ‘Getir’ yatırım alarak 7,5 milyar dolarlık bir şirket haline geldi ve şu anda Türkiye’nin en değerli 2. büyük şirketi. 100 yıllık
MUSTAFA VARANK
firmalar bu başarıyı yakalayamamışken sadece bir fikirle yola çıkan 5,5 senelik Getir isminde bir firma başarıyı yakalayabiliyor. Bunları elde edebilmemiz için hali hazırda yaygın şekilde kullanılan teknolojilerde çığır açıcı dönüşümlere yol açacak yeni nesil teknolojilere yönelmemiz gerekiyor. Dijitalleşme, uzay, yapay zeka, otonom sistemler gibi teknolojilerde dünyayı takip eden değil trend belirleyen bir ülke olmak gayesindeyiz. Milli Uzay Programı’mızı bu vizyonla hazırladık.” PARAYLA ALAMADIK İleri teknolojilerde lider ülke olmak için her alanda vites yükselttiklerini kaydeden Varan şunları aktardı: “Bundan 10 yıl önce ‘bin bir dereden su getirerek’ İHA ithal etmeye çalışıyor, sonrasında bunların tamiri ve bakımı için adeta birilerinin keyfini bekliyorduk. Hamdolsun, bugün Türk mühendislerinin
geliştirdiği Türk SİHA’ları Avrupa semalarında uçmak için gün sayıyor. Daha önce diğer ülkelerin teknoloji alanındaki çalışmalarını, adeta film izlermiş gibi gıptayla izleyen bir ülkeydik. Ama bugün Ay misyonu planlayan, uzay alanında araştırma yapabilen, üretim yapabilen bir Türkiye var. Türkiye’nin Otomobili projesi, makus talihini yenen Türkiye’nin bir başarı hikayesi olacak.” YÜREKLE OLUYOR Doğru zamanda doğru teknolojiye yatırım yapabilmenin önemine dikkati çeken Varank, sözlerini şöyle tamamladı: “Şu anda dünyada Türkiye’nin geliştirdiği insansız hava araçları teknolojileri konuşuluyor. Bana sürekli F-35 Programı ile düşüncelerim soruluyor. F-35 gerçekten başarılı bir uçak ama biz bunun muadilini TUSAŞ ile birlikte Milli Muharip Uçak projesiyle geliştiriyoruz. Ama bunun ötesinde Türkiye şu anda savaşan İHA teknolojisine yatırım yapan birkaç ülkeden biri. İnşallah biz savaşan İHA’larımızı piyasaya çıkardığımızda emin olun dünya F-35’leri değil Türkiye’nin geliştirdiği savaşan İHA’ları konuşacak. Tüm bunları yapabilmek yalnızca kaynaklarla, imkanla, bütçeyle olmuyor. Biraz da yürekle, insanla ilgili.”
1.2 milyar dolarlık altın rezervi keşfedildi n Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Ağrı Mollakara bölgesinde gerçekleştirilen uzun arama faaliyetleri neticesinde, piyasa değeri 1,2 milyar dolar olan 20 ton altın ve 2,8 milyon dolar değerinde 3,5 ton gümüş rezervi bu bölgede tespit edildi” dedi. Koza Altın
İşletmeleri Mollakara Tesisi Temel Atma Töreni’nde konuşan Varank, şöyle devam etti: “2000’lerin başında 1 gram dahi altın üretemeyen Türkiye, geçtiğimiz yıl pandemiye rağmen 18 aktif madende 42 ton altın üretti. Bizden önce Türkiye’nin altın ihtiyacı yüzde 100
ithalatla karşılanıyordu. Şimdi yaptığımız üretimle her yıl cari açığın azaltılmasına 2.4 milyar dolar katkı sağlıyoruz. Türkiye dünyanın sayılı altın üreticileri arasına girdi. Tüm bu gayretleri de yeterli görmüyoruz. Sektörü daha ileriye götürecek birçok projeyi hayata geçiriyoruz.”
Ekim 2008 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel sağlık Sigortası Kanunu hükümleri gereği malullük ya da yaşlılık aylığı almakta iken ölen emeklinin dul eşine başkaca bir şart aranmaksızın ölüm aylığı bağlanır. Emekli olmadan önce ölüm vaki olduğu takdirde dul eşe ölüm aylığı bağlanabilmesi için ölenin en az 1800 gün prim ödemesinin bulunması gerekir. 1800 günden eksik kalan süreler borçlanma yoluyla da tamamlanabilir. Ölenin en son sigortalılık statüsü 4/A kapsamında ise yani SSK sigortalısı iken ölüm gerçekleşmiş ise 1800 gün prim bulunmasa dahi borçlanma hariç en az 5 yıl sigortalılık süresi için 900 gün prim ödemesi varsa ölüm aylığı bağlanır. Bir anlamda Bağ-Kur sigortalısı iken ölen yahut 15.10.2008 sonrası memur olup 4/C sigortalısı iken ölenler için 1800 gün primle ölüm aylığı bağlanırken SSK sigortalısı iken ölen açısından 5 yıl sigorta 900 gün yeterlidir. Ölüm ister 15.10.2008 tarihinden önce olsun ister sonra olsun en son sigortalılığı 5434 sayılı Emekli Sandığı kapsamında olan yani 15.10.2008’den önce memurluğa atanmış olanların ölüm tarihinde en son sigortalılığı Emekli Sandığı statüsünde ise Emekli Sandığı statülü aylık bağlanabilmesi için 10 yıl yani 3600 gün prim ödenmiş olması gerekir. Ancak 10 yıl prim ödemesi bulunmamakla birlikte en az 5 yıl prim ödemesi bulunanların dul eşlerine de ölüm aylığı bağlanmaktadır. Sigortalının ölüm tarihi 1.10.2008 öncesi olup hak sahipliği yeni oluşabilir. Örneğin; eşi 1.10.2008 öncesi ölmüş yeniden evlenmiş sonraki eşi
de ölmüş yahut boşanmış olabilir. Ölüm tarihi 1.10.2008 öncesi olup son sigortalılık statüsü SSK olanların eşlerine dul aylığı bağlanabilmesi için 5 yıl sigortalılık süresi ve 900 gün prim ödenmiş olması gerekir. Gerek süre gerekse prim borçlanma yoluyla da tamamlanabilir. Örneğin 300 gün prim ödemesi bulunan ve 5 yıl sigortalılık süre şartını sağlayan adına 600 gün askerlik borçlanması ödenmesi suretiyle ölüm aylığı bağlatılması mümkündür. Ölen sigortalının en son sigorta statüsü Bağ-Kur veya Tarım BağKur ise ve ölüm 1.10.2008 tarihi öncesi ise aylık için aranan prim gün sayısı ölüm tarihine göre biraz farklılık gösterir. Ölüm tarihi 4.10.2000 öncesi olanlar için 1080 gün prim ödenme şartı aranır. Bu süre borçlanma yoluyla da tamamlanabilir. Ölüm tarihi 4.10.2000-7.8.2001 aralığında olanların dul eşlerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için 1800 gün prim ödenmiş olması gerekir. Ölüm tarihi 8.8.2001-1.8.2003 ile 2.8.2003 aralığında olanların dul eşlerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için 1080 gün prim ödenmesi yeterlidir. Ölüm tarihi 2.8.2003 tarihi ve sonrası olanların dul eşlerine ancak 1800 gün prim ödemesi olduğu takdirde ölüm aylığı bağlanabilir. Eşi 1.10.2008 tarihinden önce ölen ve eşinden dul aylığı bağlanan kadınların annesi yahut babası 1.10.2008 sonrasında ölse de sigorta statüleri farklı ise eşinin maaşı ile birlikte anne-babası üzerinden de yetim aylığı alabilir. Dul aylığı sadece kadınlara ödenmez. Eşi vefat eden dul erkekler de evlenmemesi şartıyla ölen eşinden dolayı ölüm aylığı alma hakkına sahiptir.
Staj sigortası başlangıç sayılmaz SORU: Sigorta başlangıcım lisede 1988’de başladı. Askerden dönünce 15.8.1992 tarihinde bir işyerinde sigortalı işe girdim. SGK hizmet dökümünde ilk prim ödemem 1992’de 16 gün olarak çıkıyor. İlk girişim staj mı,1992 mi alınıyor? > Muammer D. CEVAP: Teknik ve mesleki eğitim gören öğrenciler zorunlu staja tabi tutulur. Bu staj dönemde okul tarafından öğrenci adına staj sigorta primi yatırılır. Bu prim sadece iş kazası ve hastalığı sigortası
yönüyle işçiye korumaya alır. Emeklilik primleri bu staj sigortasında yer almaz. Bu nedenle de staj sigorta başlangıç tarihi emeklilik yaş hesabında dikkate alınmaz. Emeklilik için sigorta başlangıcınız 1992 olduğu için 5600 gün primle 53 yaşında emekli olma hakkını kazanacaksınız. Ayrıca sadece 15 aylık askerlik süresini borçlanırsanız sigorta başlangıcın 15.5.1991 tarihine çekileceğinden 5525 gün primle 52 yaşında emekli olursunuz.
Primini tamamlayan değişiklikten etkilenmez SORU: 09.02.1991 doğumluyum. Sigorta girişim 2011 Ağustos. Ne zaman emekli olurum, ne zaman maaş almaya başlarım. > Mahmud A. CEVAP: İlk defa 1.5.2008 tarihinden sonra sigortalı
olanların emeklilik yaşı kademeli olarak 65 yaşına kadar uzayabiliyor. Ancak 7200 gün primi 31.12.2035 tarihine kadar tamamlayan bu yaştan etkilenmeyip kadın ise 58 erkek ise 60 yaşında emekli olabiliyor.
INDIRIMLI FIYATLARIMIZ
15 HAZİRAN-22 HAZIRAN 2021 TARIHLERI ARASI GEÇERLIDIR $ 1.49
$ 1.99
Eti Bisküvi 2’li (2x200 gr)
Eti Puf Çeşitleri 12’li (12x18 gr)
$ 9.99
$ 4.99
Ömür Beyaz Peynir (800 gr)
M.Birlik Çizik Zeytin (850 gr)
$4.99 Ecegün Süzme Bal (400 gr)
$ 4.99
Onar Gemlik Zeytin (725 g)
$ 24.99 $ 2.49 Sahara Yoğurt (2 kg)
FROM $ 2.99
Pereja Kolonya (190/450/750 ml)
Ariel Professional Deterjan (10 kg)
www.facebook.com/gimasupermarket
31-35 Queen St, Auburn NSW Ph: 02 9749 4588 Fax: 02 9749 4599 “Gima appreciates our suppliers for their support”
. A Y I Z N O S N I B RO
Ç YASAM
ı s ı l a d v e Ada s
T
rkısh NEWS PRESS
15 Haziran 2021
15
u l r u z u h çok
Tunceli’de yaşamının büyük bölümünü Keban Baraj Gölü’ndeki adada geçirdiği için roman kahramanı Robinson Crusoe’ya benzetilen Ziya Abay, 25 yıl önce trafik kazasında kaybettiği eşinin anısına adaya diktiği yaklaşık 4 bin meyve ağacının kurumaması için bakımlarını büyük özveriyle yapıyor. 83 yaşındaki Ziya Abay, “Burada kafam rahat, mutluyum. Adadan ayrıldığımda huzursuz oluyorum” diyor.
T
uncelili Ziya Abay, yıllar önce ölen eşinin anısına diktiği binlerce ağaçla yeşillendirdiği Keban Baraj Gölü’ndeki adada, şehir stresinden uzakta doğayla iç içe yaşam sürüyor. Kentin Pertek ilçesine bağlı Çakırbahçe köyünde doğan 83 yaşındaki Abay, Elazığ’daki amcasının yanında uzun yıllar ticaretle uğraştıktan sonra eşi ve 4 çocuğu ile Eskişehir’e göç etti. Bu kentte açtığı antika dükkanıyla geçimini sağlayıp çocuklarını okutan Abay, 1995 yılında eşini trafik kazasında kaybetmesi üzerine aynı yıl memleketi Tunceli’ye döndü. EŞİNİN HASRETİ Keban Baraj Gölü’nde teknesiyle gezinti yaptığı sırada gördüğü adaya yerleşen Abay, hayatını kaybeden eşinin anısına, bu adaya meyve fidanları dikmeye başladı ve yıllar sonra ağaçların sayısı 4 bine ulaştı. Doğa sevgisiyle kurak bir adayı kısa sürede diktiği ağaçlarla yeşillendiren Abay, şimdilerde ise ilerleyen yaşına rağmen masmavi suların ortasındaki adaya diktiği şeftali, nar, kayısı, armut, ceviz ve kiraz ağaçlarının bakım ve sulama işlemlerini özenle yapıyor. ISSIZ VE HUZURLU Yaşamını genellikle adadaki kulübesinde geçirdiği için yöre sakinlerince, yaşamının bir kısmını ıssız bir adada geçiren roman kahramanı Robinson Crusoe’ya benzetilerek “Robinson Ziya” lakabıyla tanınan Abay, her sabah ilçe merkezindeki evinden ayrılarak söylediği türküler eşliğinde adanın yolunu tutuyor. Yaklaşık 3 kilometrelik bir yürüyüşün ardından evinden baraj
gölü kıyısına ulaşan Abay, burada teknesiyle mavi suların ortasında ve martıların cıvıltısı eşliğinde adasına doğru dümen kırıyor. Baraj gölünde 10-15 dakikalık yolculuğun sonunda adasına kavuşan Abay, kulübesinde birkaç dakika dinlenip doğanın sesine kulak veriyor ya da eşine ait fotoğrafa bakarak geçmiş günleri yad ediyor. 83’LÜK KOCA ÇINAR İlerleyen yaşına rağmen çalışmaktan vazgeçmeyen Abay, 82
dönümlük ada üzerinde yetiştirdiği meyve ağaçlarını da su motoru yardımıyla ya da baraj gölünden kovayla taşıdığı suyla suluyor ve bu sayede yaz mevsiminde ağaçların kurumasını engellemeye çalışıyor. ADA BENI MUTLU EDİYOR Gün boyu adadaki doğal güzelliklerin arasında huzurlu vakit geçiren ve doğa tutkusuyla çevresindekilerin dikkatini çeken Abay’ı, yurt içi ve yurt dışından çok sayıda kişi de ziyaret ediyor.
26 yıldır adada yaşadığını belirten Ziya Abay, “Adada her çeşit ağaç var ve burada incir, kiraz, vişne, elma, armut, nar ve kivi yetişiyor. Adada ev olsa Pertek ilçe merkezindeki evime hiç gitmeyeceğim, adadan ayrıldığımda huzursuz oluyorum. Adaya geldiğimde mutlu oluyor ve güçleniyorum” diyor. Abay, 83 yaşında olmasına rağmen adayı gezip tüm ağaçları suladığını dile getirerek, adada 4 bine yakın ağaç yetiştirdiğini, su motoru ve kovayla bu ağaçları suladığını anlattı. TURİSTLERDEN ZİYARET Turistlerin kendisini ziyarete geldiğini belirten Ziya Abay, şöyle devam ediyor: “Adada yaşamaktan zevk alıyorum. Yoksa evde yıkılıyorum, yürürken düşüyorum. Buraya geldiğimde mutluyum, kafam rahat, dedikodulardan uzağım. İnsanlara da değer veren bir insanım. Adada günüm çok iyi geçiyor ve çalıştığım için bakıyorum ki akşam olmuş. Domates ve biber ekmişim onları suluyorum, böğürtlenleri suluyorum. Adada kendime iş buluyorum, zaten iş çok.” 100 KOVA KİRAZ OLUYOR! “Robinson Ziya”, yaşlandığı için de artık olgunlaşan meyveleri toplamakta zorlandığını belirterek, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Eskisi gibi Pertek’te ve Tunceli’de meyveleri satamıyorum. Çünkü gücüm yok ve bir kovayı kaldıramıyorum. Yüz kova kiraz oluyor. Diğer meyveler de cabası. Ada da birkaç ay öncesine kadar karaydı zaten. Yürüyerek geliyordum. Baraj suyu biraz çoğaldı tekneyle gidip geliyorum.”
T
WORLD
rkısh NEWS PRESS
15 June 2021
17
TARIH & EDEBIYAT
SINEM TASLAK staslak@turkishnewspress.com.au
Balıkçıda geçen bir iyilik olayı
H
atıraların yüreklere gömüldüğü, sevgilerin acımasızca defnedildiği geniş mezarlar taşıyoruz yıllar geçtikçe çoğalan bedenlerimizin içindeki ruhlarımızda... Ruhumuzu yüceltebilmek ve gömdüklerimizşe birlikte kendi ruhumuzu da gömmeyelim diye iyiliklerle besleyelim ruhumuzu. İyilik meleklerinin varığına şahitlik eden ibretlik şöyle bir olay anlatılır: Adam akşam iş çıkışı eve gitmek üzere yola çıktı. İşyeri ile dolmuş duraklarının arası çok da uzak sayılmazdı. Derin bir nefes çekti ve yürümeye başladı. Akşam trafiğinde her yer karışık, sıkışıktı ve alabildiğine bunaltıcıydı. Kısa bir zaman sonra dolmuş duraklarına vardı. Köşede seyyar bir balıkçı bağırıyordu. “İstavrit 500, İstavrit 500!” Adam düşündğ, akşama balık yemek iyi olurdu. Hem kızı da, eşi de çok severdi balığı. Kendi de bayılırdı; ama en çok da o sıcacık, neşeli, o tarifi imkansız, hiçbir şeyle kıyaslanamayacak ev ortamındaki balık ziyafetine. “Kardeş, ver bakalım dedi 1 kilo istavrit.” Balıkçı “Beyim,” dedi, “1,5 olmaz mı?” Adam gülümsedi ve “Belki param yoktur” dedi. Balıkçı balıkları tartarken tezgâha, adamın yanına yaşlı bir teyze geldi. Yılların verdiği yorgunluğu ve yıpranmışlığın her anını hatırlatan yüzünde derin cizgiler vardı. Üstü başı halini anlatırcasına eski, püsküydü. “Evlat...” dedi. Sanki söylediklerini unutmak istercesine durarak ve yutkunarak “Bana da balık alır mısın?” dedi. “Tabii teyzeciğim.” dedi ve adama seslendi: “Balıklar 3 kilo oldu. Bir bana, 2 teyzeye tart bakalım.” Balıkçı balıkları poşetere koyarken “Teyze?” dedi adam, “Ekmeğin var mı senin?” Yaşlı kadın sessiz kaldı. Sözler çıkmadı ağzından sanki bir an, takıldı. “Yok evladım.” dedi zor da olsa. Adam “Dur teyze, az bekle.” dedi.
ESI
HAFTANIN KELIM
Ahval
n Herkesin bildiği hâl kelimesinin çoğulu olup ‘haller, vaziyetler, oluşlar’ anlamına gelir. “Hoca ahval-i hazıra dolayısıyla borç para isteyecekti. “Borç” “sadaka”nın edebiyatıydı.” > Mithat Cemal Kuntay / Üç İstanbul Kaynak: Hikmet Anıl Öztekin /Sufîsözlük
Koştu, bir çırpıda o yoğun trafiğin içinden sıyrıldı. Marketten 4 tane ekmek aldı. Aynı hızla geri döndü ve ekmekleri de balıkları almış olan yaşlı teyzeye verdi. Sonra tekrar sordu: “Teyzeciğim başka bir ihtiyacın var mı?” Kadın elini aynı kendisi gibi her an yırtılmaya yüz tutmuş, kim bilir kaç yıllık olan pardesüsünün cebine attı ö adamın gözlerine baktı. Utanıyordu, eziliyordu ve elinde olmadan bunu belli ediyordu. Adam gülümsedi. “O ne teyzeciğim? Bir bakayım.” dedi. Kadın cebinden bir kaç ilaç şişesi
çıkardı ve “Evladım! Bir de şu göz damlam var. Alamıyorum, 2 ay oldu.” dedi. “Ver teyzeciğim. Sen az daha dur bakalım burada.” Tüm bunlar gerçekleşirken balıkçı da şaşkın gözlerle olan biteni izliyor, duygulanıyor, bir garip oluyordu. Tezgahında her zaman ilişik duran tabureyi aldı. “Otur teyze. O aslan parçası gelene kadar.” Kadın “Sağ ol evladım.” dedi ve oturdu. Eczaneye girdi adam ve “Bu ilaçtan var mı?” dedi. Eczacı “Evet efendim.” dedi ve raftan aynı şişeden bir ilaç aldı verdi. Bu defa acele etmedi adam. Çünkü karşı kaldırımdaki teyzenin balıkçının taburesinde oturduğunu görmüş, rahatlamıştı. İçinden “Ah be yurdum insanı!” dedi. İlacı teyzeye verdi ama bu defa “Başka ne eksiğin var?” diye sormadı. Elini cebine attı ve ne kadar parası versa yaşlı kadına verdi. Elini öptü ve bir dolmuşa bindirip evine uğurladı.
ESI
HAFTANIN KELIM
HATIR İÇIN
> Yazar: Yunus Akkale
Kadın dua ediyordu adama Allah razı olsun evladım diyordu. Ağlıyordu, yanağından akan yaşlar o eski pardösünün omuzlarına düşüyordu ama mutluydu. Adam tam dolmuşa yönelecekken durdu ve balıkçıyla göz göze geldiler. Bu olaylar olurken balıkların parasını vermeyi unutmuş, dahası tüm parasını yaşlı kadına vermişti. Balıkçı gülümsedi ve “Hadi abi, uğurlar olsun!” dedi. Konuşmaya gerek yoktu. Durum meydandaydı. Konuşmadan anlaştılar. İyi akşamlar diledi adam dolmuşa yönelirken güleç bir yüzle. Birkaç adım daha attı, yine durdu. Cebinde ne dolmuşa binecek ne eve ekmek alacak parası kalmıştı. Düşündü, şükretti haline. Zaten şunun şurası evi de en fazla yay olarak yarım saat tutardı. Hafiften bir yağmur çiselemeye başlamıştı. Sakin adımları hızlandı, hızlandı, hızlandı. Köşedeki telefon kulübesinin önünde durdu. Cüzdanından pek fazla kontörü kalmamış telefon kartını çıkardı, çevirdi tuşları. Telefonu kızı açmıştı. “Hadi babacığım, neredesin?” diyordu meraklı meraklı. Adam “Geliyorum yavrum. Annene söyle, bu akşam balık yiyeceğiz.” dedi. Kızı “Olur babacığım,” dedi, “hadi çabuk gel.” Adam tekrar eve yöneldi. Yağmur da artmıştı. Sıkı sıkı tuttu balık poşetini. Bir eliyle rüzgarda uçuşan paltosunun yakasını kavradı yürüdü, yürüdü. Durdu, yine kafasını göğe kaldırdı. “Allah’ım!” dedi “Sana şükürler olsun. Ne olur bana bu gücü hep ver!” diye dua ederken duygulandı, mahzunlaştı. Yanağından akan yaşlar caddelerde akıp giden yağmura karıştı... Ve... Hatırdan çıkarmamak gerekir ki: Kalbinde Allah sevgisi olmayan biraz yarım, çokça sakattır. Rahatı, huzuru atalım bir kenara. Kula kul olmayalım ömür boyunca. Bildiğimizi korkmaz söyleriz; Bilmediğimizde susar dinleriz. Yürekten yüreğe eser gezeriz. > Yazar: Venhar Sağıroğlu / Yürek Yorgunu Satar yükünü gör sudan sermaye Rütbesi, nişanda ne güzel paye En sonunda kaldın yolunda yaya Bineğim emanet al hatır için
Hiç yoktan küser gider gurbete Bir zaman ne olur gel hatır için Fark etmez keder alıştım hasrete Bir selam ısmarla sal hatır için
Hâsılat tarlada boldur ürünü Kurtlara emanet verdin sürünü Âdem, insan saydın hayvan türünü İnsafa gel de, Resul hatır için
İşlerin yolunda keyfin yerinde Sıcağın yok ki rüzgârın serinde Sıkışmışsın duydum günün birinde Misafir ol bana, kal hatır için
Allah’ım afet yaparsa tövbeyi Doldur gönlüne Beytullah Kâbe’yi Mezar taşında meşhur kitabeyi Herkes okur geçer kul hatır için.
Israel’s Netanyahu ousted after coalition forms new government parliament has narrowly voted in favor of a new coalition government, ending I srael’s Prime Minister Benjamin Netanyahu’s his-
toric 12-year rule. Naftali Bennett, a former ally of Netanyahu turned bitter rival, becomes prime minister, presiding over a diverse and fragile coalition comprised of eight parties with deep ideological differences. Netanyahu remains head of the Likud party and will hold the post of opposition leader. Sunday’s vote, passed by a 60-59 margin, ended a two-year cycle of political paralysis in which the country held four elections. The wily 71-year-old, widely known as Bibi, clung to power for a record 12 straight years through several conflicts and a long period of political turmoil - despite also being on trial for alleged fraud, bribery and breach of trust, charges he denies. A hawkish heavyweight, he repeatedly convinced voters only he could keep Israel safe from threats. On Sunday, his fall was made official when a coalition crafted by centrist opposition leader Yair Lapid and joined by right-wing religious-nationalist Bennett narrowly won a vote of confidence in the Knesset, Israel’s parliament. The coalition, cobbled together from parties ranging from pro-settlement hardliners to conservative Muslims and secular Jewish liberals, was united by its disdain for Netanyahu. The veteran incumbent fought to the bitter end, urging his supporters to heap pressure on right-wing defectors, in the hope of luring them back to his camp.
Saudi Arabia limits hajj to 60,000 vaccinated residents Arabia is limiting this year’s hajj to S audi 60,000 vaccinated residents, the kingdom announced Saturday. The hajj ministry said
this year’s pilgrimage would be “open for nationals and residents of the kingdom, limited to 60,000 pilgrims,” according to the official Saudi Press Agency. The pilgrimage, scheduled to be held at the end of July, would be limited to those who have been vaccinated and are below 65 years of age with no chronic illnesses, it said. It will be the second year in a row that the kingdom hosts a downscaled hajj amid the coronavirus pandemic. The hajj - a must for able-bodied Muslims at least once in their lifetime - typically packs millions of pilgrims into congested religious sites and could be a major source of contagion. Only up to 10,000 Muslims took part last year, a far cry from the 2.5 million who participated in the fiveday annual pilgrimage in 2019.
PAZARTESI
Bilge Başafacan Neşe Sözen Fatma Gençtürk ÇAY MOLASI
AUSTRALIA . .
SESİ T rkıye’nın
RADYOSU AVUSTRALYA
CUMA
Tanyeli Serkan Uyanık TANYELI’YLE BIZ BIZE
I
CUMARTES
“Sizin Sesiniz”
SALI
www.turkishnewspress.com.au
Ergül Uybadın
Sülhan Yılmaz Gülten Akbar
Derya Sekmen Büşra Erkan Tuğçe Uybadın
VOICE OF TURKEY WOMENS EDITION
ÇARŞAMBA
Tuğba Aksoy GÖNÜL KAHVESİ
PERŞEMBE
Serdar Güzel Doğukan Perk Saat: 22-23 arası PORTRELER
SYDNEY DIGITAL 985 & MELBOURNE 98.9 NORTH WEST FM YAYINIMIZLA . . SIZLERLEYIZ! - Sydney’de haftanın her günü saat 17-18 arası Her gece saat 22-03:00 arası Müzikli Saatler - Melbourne’da her Çarşamba saat 17-18 arası - Yayınlarımızı aşağıdaki linklerden dünyanın her yerinden dinleyebilirsiniz. SYDNEY: www.turkiyeninsesi.sydney MELBOURNE: www.turkiyeninsesi.melbourne - Ayrıntılı bilgi için bizi arayın: +61421890600
T
rkısh
HAYATA DAIR
SATURDAY0 16.00-17.0
Tuğçe Köksal, Yasin Köksal, Ahmet Kale & Azra Vejzovic
THE SOURCE
PAZAR
Müzikli Saatler EZGİLER
ÇARŞAMBA
@turkiyeninsesiradyosu
MEDIA LIMITED
MURAT ŞIRIN
ÜMIT UYAR
MELBOURNE’IN SESİ
.
NOSTALJI
T
rkısh NEWS PRESS
15 Haziran 2021
19
YAKUP DAYI TIKIR TIKIR SAAT GIBI IŞLIYOR...
54 yıldır çubuklu pijama dikiyor
A
Yıllarca sadece sipariş gömlek ve pijama diken 70 yaşındaki Yakup Kaplan, hazır giyimin yaygınlaşmasıyla tadilat yapmaya ve hazır ürünler satmaya başlasa da mesleğinden vazgeçmiyor. Eyüpsultan’daki şirin dükkanında zamana meydan okuyan Kaplan, “Terzilik bana nasıl biliyor musun? 15’inde gençler birbirine aşık olur ya ben de bu makineye aşığım. 70 sene daha ömrüm olsa dikerim, yılmam, usanmam, ekmeğim çünkü. Çubuklu pijama artık demode, kumaşları zor buluyorum” diyor. masya’dan 16 yaşında geldiği İstanbul’da ağabeyinin yanında gömlek ve çubuklu pijama dikmeyi öğrendikten sonra Eyüpsultan’da kendi iş yerini açan 70 yaşındaki Yakup Kaplan, hazır giyimin yaygınlaşmasıyla tadilat yapmaya ve hazır ürünler satmaya başlasa da “gömlek dikmek” olarak tanımladığı mesleğini sevgiyle sürdürüyor. YARIM ASIRLIK GÖMLEKÇİ Kaplan, memleketinden 1967 yılında İstanbul’a gelir. Gömlek diken ağabeyinin yanında işi öğrenen ve kendi dükkanını açtığı 1975 yılına dek çalışan Kaplan, o günden bu yana gömlek ve çubuklu pijama dikiyor. Uzun yıllar boyunca sadece sipariş gömlek ve pijama diken Kaplan, hazır giyimin yaygınlaşmasıyla tadilat yapmaya ve dükkanında hazır ürünler de satmaya başladı. İstanbul’un yanı sıra farklı ülke ve şehirlerden yarım asırdır müşterileri olan Kaplan, kendi diktiği gömleklerin dışında gömlek de giymiyor. ALMANLARLA HİKAYESİ Yakup Kaplan, gömlek dikmeye nasıl başladığını şöyle anlatıyor: “Ağabeyim dikiş dikerken ona baktım, makineden gözümü ayırmadım. Seviyordum çünkü. Bir akşam pijama kesti, sinemaya gitti. O, sinemadan gelene kadar pijamayı dikmeyi bitirdim. Daha işe başlayalı 1-2 hafta olmamıştı. Ağabeyim ‘Pijama nerede?’ diye aradı. ‘Asılı bak’ dedim. ‘Sen dikiyor muydun?’ dedi. ‘Baktım, inceledim’ dedim. Sonra o kesti bana verdi, diktim, kesmeyi bilmiyordum. Yine Şile’ye gittiği bir gün Almancılar geldi, ‘Gömleklerimi, pijamalarımı ver’ diyor. Ne yapacağımı
bilmiyorum. Kafaya çizmişim ben demek ki kestim, diktim, verdim. Ağabeyim bana ‘Düğme dik’ diyordu, ondan hoşlanmadım, işi tam kavramayı istedim.” YETİŞEMİYORDUK! Askerden dönmesinin ardından evlendiğini ve bir yıl sonra kendi dükkanını açtığını belirten Kaplan, şöyle devam ediyor: “İlk açtığımda kumaşım da yoktu, param da yoktu. 2 renk kumaş alabildim, gelen müşteri 2 tane diktiriyordu. Daha sonra 4-5’e çıktı kumaş sayısı. Gömlek ve pijama dikiyordum.
Paça dahi yapmıyordum, fermuar dahi takmıyordum, pantolon işlerinden anlamazdım. Dükkanı açtığımda sabaha kadar çalışsam iş vardı. Haftada 100-150 gömlek dikiyordum, uzun süre böyle gitti. Bayramlarda kesmeye yetiştiremezdim, sabahlara kadar dikerdim. Saat kurardım, 40 dakikada kısa kollu, 1 saate yakın uzun kollu gömlek. Hanım da ilik, düğme dikerdi. 2000’li yıllardan sonra duraklama oldu. Ancak göbeği fazla olanlar, uymayanlar özel dikim istiyor.” İşinin gömlek
dikmek olduğunu dile getiren Kaplan, şunları ifade ediyor: TERZİLİK BENİM AŞKIM “Terzilik bana nasıl biliyor musun? 15’inde gençler birbirine aşık olur ya ben de bu makineye aşığım. 70 sene daha ömrüm olsa dikerim, yılmam, usanmam, ekmeğim çünkü. Köyde tütün dikiyoruz, para kazanamıyorsun, geldiğimde bu demiri öptüm. Bu kadar konforlu geldi bu iş, hiç sıkılmadım. Gözü kapalı dikerim, neyin ne olacağını biliyorum. Kalıp kesemem, kalıpla dikemem.” Kaplan, uzun yıllardır kendisine gömlek diktiren farklı ülke ve şehirlerden müşterileri olduğunu belirterek, gençlerin hazır giyimi tercih ettiğini, genellikle ileri yaştakilerin özel dikim giydiğini söyledi. Çubuklu pijamaları yaşlıların istediğini, 4-5 takım diktirdiklerini belirten Yakup Kaplan, çubuklu pijamanın farkını da “Rahattır, pamukludur, teri alır” diye açıkladı. Bu mesleği yapanların bırakmasıyla özel dikim gömlekçiliğin biteceğini düşünen PIJAMALAR TARIHE KARIŞTI Yakup Usta, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Gömlekçilik bence biter, yetişen yok, yapan yok, ölçü alıp dikmeyi bilen yok. Hazırlarda sentetik çok, özel ısmarlamalar sağlıklı, işçiliği bedene göre, her şey özel oluyor. Konfeksiyoncular bant usulü çalışıyor, herkes kalıp ile kesiyor dikiyor, dikenler de ayrı ayrı dikiyor. Ben komple kesip dikebiliyorum ısmarlama. 2 saate bitiririm bir gömleği. Pijama çok uğraştırmaz. Çubuklu pijama artık demode, yapılmıyor, kumaşları zor buluyorum. Gömlek gidiyor ama pijamalar tarihe karıştı.”
20
İlan ve kartvizit reklamlarınız
15 Haziran 2021 için rezervasyon: 0 433 162 655
T
rkısh NEWS PRESS
..
SERI ILAN
9748 1131
. . Ç BASARI HIKÂYELERI
T
rkısh NEWS PRESS
15 Haziran 2021
21
Vefa borcunu hizmetle ödüyor Türkiye’nin bursuyla doktor olan Filistinli genç 8 yıldır şifa dağıtıyor. Dr Mohammed Abusharekh, “Türkiye benim yaşamımda bir şanstı ve ben bu şansı iyi değerlendirdim. Türkiye’yi ikinci vatanım olarak görüyorum. Eğitimimi burs alarak tamamladığım için Türk insanlarını tedavi etmeyi bir vefa borcu olarak görüyorum” diyor.
İ
srail askerlerinin baskısından dolayı bırakmak zorunda kaldığı tıp eğitimini Türkiye’nin sağladığı bursla İstanbul’da tamamlayan Filistinli Mohammed Abusharekh, kendisine kucak açan ülkede mesleğini yapmanın gururunu yaşıyor. El-Halil kentinde dünyaya gelen 33 yaşındaki Abusharekh, liseyi birinci olarak bitirdikten sonra 2006 yılında Kudüs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitim almaya başladı. TÜRKİYE UMUT OLDU Üniversitenin İsrail tarafında olmasından dolayı bazı sıkıntılar yaşayan Abusharekh, maruz kaldığı baskılar nedeniyle okulunu bırakmak zorunda kaldı. Daha sonra Türkiye’den eğitim bursu alan Abusharekh, 2007’de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesine kayıt yaptırdı. Mezun
olmasının ardından hayalindeki beyaz önlüğü ilk kez 2013 yılında Türkiye’de giyen Abusharekh, aynı yıl Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı’nı kazanarak Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı’nda ihtisas eğitimi almaya başladı. DOKTOR YETİŞTİRİYOR Kardiyoloji uzmanı olarak 2017 yılında mezun olan Filistinli hekim, bir yıldır İzmir’deki özel bir hastanede hem hastalara şifa dağıtıyor, hem de genç meslektaşlarına eğitim veriyor. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mohammed Abusharekh, küçük yaşlardan bu yana doktor olmak istediğini belirtti. İsrail’in
KEBAB DÜKKANINA
BAYAN ELEMAN n Eastgardens Westfield Pagewood’da kebab dükkanımızda serviste haftada 5 gün, saat sabah 10am - 6pm arası çalışacak bayan eleman arıyoruz. İlgilenenler Deniz’i arasın: 0 416 449 177
SATILIK GÖZLEME STORES Preston ve Fairfield’da 4 yıldır haftada 2 gün faaliyetde bulunan getirisi güzel olan iş yerlerimiz satılıktır. Murat: 0400 88 33 40
Kebabçıda çalışacak elemanlar aranıyor! n Manly Seasi’de gece veya gündüz kebabda çalışacak elemanlar alınacaktır. İRTIBAT: 0413 554 027
Filistin’e uyguladığı baskı politikasından dolayı tıp eğitimini ülkesinde tamamlayamadığını belirten Abusharekh, şunları anlattı: “Fakülte İsrail sınırlarında olduğu için oraya giriş çıkışlar sıkıntılıydı. Bize düşmanca
tavırlar sergiliyorlardı. Üzerimizi arıyorlardı. Bazen geçmeme izin vermiyorlardı. Yaşadığım sorunlardan dolayı eğitimimi bırakmak zorunda kaldım, Türkiye Cumhuriyeti’nden eğitim bursu alınca da hayatım değişti. TÜRKIYE IKINCI VATANIM Türkiye benim için dış dünyaya açılan bir kapı oldu. Sağladığı eğitim bursu sayesinde tıp eğitimimi Türkiye’de tamamladım.Türkiye benim yaşamımda bir şanstı ve ben bu şansı iyi değerlendirdim. Türkiye’yi ikinci vatanım olarak görüyorum. Eğitimimi burs alarak tamamladığım için Türk insanlarını tedavi etmeyi de bir vefa borcu olarak görüyorum.” Abusharekh, Türk halkının Filistin’e her zaman destek verdiğini, ülkesindeki birçok gencin de eğitim hayatlarını Türkiye’de sürdürdüğünü anlattı. GÖNLÜM FİLİSTİN’DE Aklının ve gönlünün her zaman Filistin’de olduğunu belirten Abusharekh, “Filistin, İsrail baskısını uzun süredir yaşıyor. Son zamanlarda çıkan olaylarda ve Gazze’nin direnişi Filistin’in davası tekrar ön plana çıktı. Filistin meselesi direniş gösterilerek çözülecektir” diye konuştu. Mesleki birikimlerini Türk gençlerine aktardığı için ayrı bir mutluluk yaşadığını vurgulayan Abusharekh, ülkesinden gelen birçok Filistinli hastayı da tedavi ettiğini sözlerine ekledi.
GUEST ILE FERAHLAYIN! Guest Cologne/Kolonya lemmongrass organik içeriklidir. Mevcut boyutlar; 50 ve 200 ml. Nemlendirici özelliğe sahiptir, ferahlatır, senitize eder ve cildinizi korur. Hassas ve bütün ciltlere uygundur. Bu özel kolonyayı gönül rahatlığıyla istediğiniz kadar kullanabilirsiniz. Daha fazla bilgi ve alışveriş için; web: https:// guestscologne.com/Cep: 0402 677 440
KEBAB & PİDECİYE BAY-BAYAN ELEMAN n Mona Vale’de bulunan Aussie Kebab&Pide dükkanımızda gündüz veya akşam full time çalışacak serviste, pide&gözlemede tacrübeli bay-bayan eleman aranmaktadır. HANIFI: 0 401 922 786
SATILIK KEBAB DÜKKÂNI Şehir Merkezinde (City), ucuz kiralı, işlek işletmemiz satılıktır. İlgilenenler arasın! 0 423 525 419
22
15 Haziran 2021
T ALEM-I İSLAM
HAYA EL-MUŞÎ
info@turkishnewspress.com.au
Şahsiyetli adam yetiştirmek
H
ayatımız, bir köşe kapmaca düzeni içinde geçiyor. İhtiyacınızı bu kirli-puslu hava içinde, bu havanın uygunsuz düşünce ve ölçülerine ram olarak bulamazsınız elbet. Yağmurlu-çamurlu bir havada şemsiyeli de olsanız, dikkat de etseniz, size çamur sıçrayabilir, üstünüz-başınız farkında olmadan kirlenebilir. Şöyle bir uzaklaşacaksın. ‘Sahne’nin dışına çıkacaksın. Hayatın gösterişsiz alayişsiz, reklamsız, propagandasız genişliğine doğru tabii adımlarla açılacaksın. Bugün, Batı’nın düşünen kafaları da İslam’a bakmaktadır. Bir türlü çözülemeyen hatta çözülmek istenirken daha da çapraşık hal aldığı görülen bazı meseleler karşısında, herkes yeni bir bakış açısı aramaya koyulmuştur. Medeniyetler tarihi bir dönüm noktasına ulaşmıştır. Bir şeylerin yanlış olduğu, sezilmeye başlanmıştır. Dâvâsı olan insanların imtihanları daha da zor ve muhtelif. Dünyevîleşmeden tutunuz; ‘Yahudileşme Temayülü’ne; fikirsiz-düşüncesiz aksiyondan tutunuz, ahde vefasızlığa; adam seçememekten, adam harcamaya kadar… Hangi noktadan hareket edilirse edilsin, şâyet “fikrî istikamet ve hasbîlik” hasletinden zerre kadar nasib varsa, en elverişsiz ve talihsiz şartlarda bile bazı doğrular görülebilir. O hasletten nasip almanın imkanlarından kendilerini mahrum edenler, görmek isteseler de göremezler. ‘Görmek istemeyene ışık ne yapsın?’ sözü ne kadar mânidardır. Âidiyet duygusuna sahip, ‘değişerek biz kalan. Biz kalarak değişen’ bir yapıya ne kadar muhtacız? Aşağılık kompleksine kapılmadan, taşıdığı milli ve mânevi değerleri bir kambur gibi değil, gururla ve şerefle taşıyarak ‘örnek insan’ olmanın gayreti içerisinde hareket eden bir toplumu ne zaman inşâ edeceğiz? Doğru’ya, İyi’ye, Güzel’e ulaşmak için yapılacak fazilet mücadelesinin bugün düğümlendiği nokta ‘şahsiyetli adam yetiştirme’ meselesidir. Onun da ilk adımı ‘şahsiyetli/vefalı adam’ olabilmektir. Şahsiyetli-vefalı adam da kendi hayat tarzımızda yetişir. Bu düğüm çözülmeden diğer meselelere sıra gelmez. Hergün yaşadığımız olaylar hepimizi sürüklüyor. Gündemi biz belirleyemiyoruz. Fikirler/ düşünceler yok. Magazin, sosyal medya, internet teknolojisi, dijital istila, zihin ifsadı var. Kur”an-ı Kerim, hadis-i şerifler, siyer bu üçlü hep hayat tarzımızın ölçüsüdür. Âyetler bugün nazil olmuş gibi çeşitli meallerle/tefsirlerle okurum. Ama bir âyet ama bir sayfa. Anlamaya çalışarak, tefekkür ve tezekkür ederek.Okurken şu âyet dikkatimi çekti. İç ve dış dünyama ışık tuttu. Dindarı, muhafazakârı, liberali, vs.
herkes -İslam’ı yaşasın yaşamasınkendi değer ve ölçülerimize vurması gerekiyor. Nasıl mı? Buyurun düşünerek okuyalım: “Onlara, Allah’ın indirdiğine uyun, dendiğinde: Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız, derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!” Kur’ân-ı Kerim; bu ve buna benzer 50’ye yakın âyetinde kötülüğünden ve tahribinden yakındığı ecdatperestliği daha çok atalarının geleneklerini ilahlaştırmak, bu gelenekleri dokunulmaz ilan etmek olarak vermektedir. Bir şeye tâbi olma sebebi; eskilik, yenilik veya atalar yolu olup olmaması değil, Allah’ın emrine ve Hakk deliline uygun olmasıdır. Allah’ın emrine uyan ve yaptığını bilen atalara uyulur. Aksine Hakk‘ın emrini tanımayan, ne yaptığını bilmeyenlere (atalar bile olsa) uyulmaz. Bu durum, eskilerde böyle olduğu gibi yenilerde de böyledir. Kısaca hak ve iyilik ölçüsü, ne eski ve yeni, ne bilgisizlik ve istektir. Allah’ın emrine ve delile dayanan ilim gerçektir. Âyet gösteriyor ki, kısaca ve genişçe bir hak (doğru) delile dayanmayan yalnız başına taklid, din hakkında yasaklanmıştır. Çoğu insan, şeytana, kendi vehimlerine kapılıp doğru yoldan sapmıştır. Artık onların ardından gelen nice nesiller de körü körüne onları taklid edip bâtıl yolda yürümüşlerdir. Bu insanlara gittikleri yolun yanlışlığı gösterilip hak yola dâvet edilseler, bir türlü körü körüne saplandıkları taklid bataklığından çıkamazlar. “Üstâd böyle dedi, büyüğümüz böyle buyurdu. Onun dediği tartışılmaz itaat edilir. onun dediği doğrudur” diye ısrar ederler. Bilmezler ki hatadan salim olan yalnız Allah’tır. Yalnız Peygamberler masum ve mahfuzdurlar. Ölçü Kur’an ve sünnet yoludur. Peygamberler, onların vârisleri olan âlimler, bu sapık insanları yola getirmek için kendilerine nice deliller gösterirler, nice hikmetli konuşmalar yaparlar ama bunlar bir türlü anlamazlar. Kendi düşüncelerini, yetişme tarzının getirdiklerini doğru kabul edip dinin yerine koyarlar. Hakikatin yegâne ölçüsü olarak kendi grubunun, ya da kendi üstadının söylediklerini görmek, Resulüllah’ın verdiği o ölçüden uzaklaşmanın en belirleyici özelliğidir. Sapkınlıkların temelinde, yetişen nesillerin sahih İslami bilgiden mahrum bırakılması yatmaktadır. Her nesil, kendi toplumunu daha ileriye götürmekle yükümlüdür. Salih ataları takip edip ilmen ve ahlâken ilerlemek lâzımdır. Ancak imandan ve ilimden yoksun ataların yolundan gidilmez. İşte Kur’ân-ı Kerim de bunu anlatıyor. Dini anlamada ve onu kendi dini kılmada aklını ve fikrini kullanmayanlar dini asla doğru anlayamazlar. > YAŞAR DEĞİRMENCİ
rkısh NEWS PRESS
.
DIYANET&KÜLTÜR Allah Rasulünden
Vahyin Dilinden
“Size iki şey bıraktım. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece sapıklığa düşmezsiniz. Allah’ın Kitabı Kuran ve Resûlünün sünneti” . MUVATTA, RIYÂZÜ’S SÂLIHÎN
“Siz ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı temiz ve güzel şeylerden kendinizi mahrum etmeyin. Fakat sınırları da aşmayın. Unutmayın ki Allah haddi aşanları sevmez. O halde, Allah’ın size sunduğu rızıkların helal ve temiz olanlarından faydalanın ve kendisine iman ettiğiniz Allah’tan korkun.” . MAİDE SURESİ, 87-88. AYET
DIYANET İŞLERI BAŞKANI PROF. DR. ALI ERBAŞ:
Ötekileştirmenin panzehiri barış ve rahmet söylemidir e DİTİB Denetlem ı Kurulu Başkan ri le İş et ve Diyan Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, s video konferan yöntemiyle 8. yapılan DİTİB 1 l e n Olağan Ge ı. Kurulu’na katıld
A
lmanya’nın Köln kentinde genel merkezi bulunan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), 18. Olağan Genel Kurulunda yeni yönetimini belirledi. Kovid-19 nedeniyle internet üzerinden video konferans yöntemiyle yapılan olağan genel kurul, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Yapılan oylamada Divan Başkanlığına seçilen DİTİB Denetleme Kurulu Başkanı ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, genel kurul üyelerine hitaben bir konuşma yaptı. YURT DIŞINDA MANEVİ HİZMET 1960’lı yılların başından itibaren başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya gelenlerin ilk yıllarda dini ve manevi ihtiyaçlarının karşılanması noktasında büyük sıkıntılarla karşılaştıklarına vurgu yapan Erbaş, Almanya’da DİTİB’in 900’ü aşkın derneği, 25 bin gönüllüsü, bir milyonu aşkın cemaati ile Almanya’nın en güçlü Müslüman sivil toplum kuruluşu olmayı başardığını ifade etti. TEKNOLOJİYE SAĞLIKLI UYUM Erbaş, gelişen ve değişen şartlar altında çalışmaların sürekli ölçme ve değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğini, bilgi, teknoloji ve iletişim dünyasında bu unsurları en iyi kullananların daima bir adım önde olacağını, bu bağlamda İslam’ın ve Müslümanların doğru anlaşılmasında DİTİB‘e büyük bir sorumluluk
KOVİD-19 TEDBİRLERİ
Türkiye’den bu yıl da Hacca gitme yok!
düştüğünü söyledi. Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: İSLAM ADALET İÇİN VAR “DİTİB olarak kültür ve medeniyet kimliğimizi gelecek nesillere en iyi şekilde aktarmak gayreti içinde olmalıyız. Kültüründen, kimliğinden ve millet bilincinden uzak nesiller, kendilerini sadece zararlı akımlara ve alışkanlıklara bırakmıyor, aynı zamanda içinden geldiği kültür ve medeniyetin bir müntesibi olarak İslam adına olumsuz algılara da malzeme olabiliyor. Avrupa’da yükselen ırkçılık ve İslam düşmanlığını görüyoruz. İslam’ı ve Müslümanları ötekileştirici tüm söylemlere karşı en güçlü imkanımız İslam’ın barış ve rahmet ilkelerini daha güçlü şekilde ortaya koymaktır. Çünkü İslam yeryüzünde barışı, huzuru adaleti temin etmek için gönderilen bir dindir.” SOSYAL HAYATA DİNİ DOKUNUŞ DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen de, Türkiye tecrübesini gelişim ve değişim dinamikleriyle besleyerek yeniden yorumladıklarını belirterek, “Yakın bir zamana kadar din hizmetlerini ana faaliyet alanı olarak gören DİTİB, gelişen ve değişen şartlara uyum sağlayarak yeni hizmet alanlarına yönelmiş, sosyal ve kültürel hayatı da içine alacak geniş ve zengin bir hizmet ağı oluşturmayı başarmıştır” dedi.
n Diyanet İşleri Başkanlığı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle 2021 yılı hac ibadeti için Türkiye’den hacı adaylarının kutsal topraklara gidemeyeceğini duyurdu. Başkanlıktan yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, Kovid-19 salgını
sebebiyle bu sene de hac ibadeti için sadece Suudi Arabistan’da yaşayan sınırlı sayıdaki hacı adayına izin verileceğini açıkladı. Bu karar sebebiyle 2021 yılı hac döneminde diğer ülkeler gibi ülkemizden de hac ibadeti için kutsal topraklara hacı adayı kabul edilmeyecektir.” Geçen yıl da hac için gidilmemişti.
.
YEMEK&HOBI R LEZZETLI TARIFLE
RK FATMA GEwsNprÇesTs.cÜom.au info@turkishne
M
T
rkısh NEWS PRESS
15 Haziran 2021
23
YILIN 3 AYI ÜRETILEN LEZZET IÇIN 1 YIL ÖNCEDEN SIPARIŞ VERILIYOR
Gerçek köy peyniri Buralara kadar ulaşır mı bilemeyiz ama belki kokususunu alırız diye bu hafta sizleri, ninelerimizin Anadolu’da el emeği göz nuruyla ürettikleri keçi sütünden yapılan köy peynirinin hikayesine götürmek istiyorum... Kim bilir belki bir gün yolunuz düşer...
edeniyetler diyarı Mardin’in köylerinde üretilen el emeği peynirler lezzetiyle büyük ilgi görüyor. Mazıdağı ilçesinde yılın 3 ayında koyun ve keçi sütünden üretilen peynir için bir yıl önceden sipariş veriliyor. Yaklaşık 165 bin koyun ve keçi varlığına sahip ilçede besicilerin mesaisi süt veriminin yüksek olduğu mart ayından itibaren artıyor. Mart ayı boyunca sabahın erken saatlerinde otlattıkları hayvanlardan sağdıkları süt ile kuzu ve oğlakları besleyen besiciler nisan, mayıs ve haziran aylarında sağdıkları sütü de peynir yapımında kullanıyor. PAZARA ULAŞMADAN BITIYOR Kırsal mahallelerde üretilen peynir lezzeti nedeniyle büyük talep görüyor. Geleneksel yöntemlerle “salamura”, “örgü” ve “eritme” olarak üç çeşit üretimi yapılan peynirin müşterisi hazır. Pazara ulaşmadan satılan peynir bir yıl önceden sipariş veren müşterilerin adreslerine gönderiliyor. SÜTÜN PEYNİRE YOLCULUĞU Kırsal Çayönü Mahallesi’nde
yaşayan Şevkat Ulaş, koyun ve keçileri yaklaşık 7 saat otlattıktan sonra sütlerini sağmaya başladıklarını söyledi. Sağılan süte süzüldükten sonra maya kattıklarını
belirten Ulaş, 2 saat sonunda sütün peynire dönüştüğünü aktardı. Ulaş, filelere koyarak suyunu süzdükleri peyniri dilimledikten sonra tuzlayarak satışa hazır hale
getirdiklerini ifade etti. Vezire Ulaş ise bu peynirin satışından elde ettikleri gelir ile geçimlerini sağladıklarını belirtti. Günlük yaklaşık 50 kilogram peynir ürettiklerini anlatan Ulaş, binbir emekle yaptıkları peynirin büyük ilgi gördüğünü, bir yıl öncesinden sipariş aldıklarını dile getirdi. LEZZETİN SIRRI OTLARDA Tarım ve Orman İlçe Müdürü Eyüp Aydın da, Mazıdağı’nın küçükbaş hayvancılıkta Mardin’in ilçelerinde ikinci sırada yer aldığını, ilçenin bitki florasının zengin olması nedeniyle hayvanların sütlerinde yağ oranının yüksek olduğunu bildirdi. Bu nedenle sütten üretilen peynirlerin de yağ oranının yüksek olduğunu aktaran Aydın, üretilen üç çeşit peynirin lezzetinin de birbirinden güzel olduğunu kaydetti. HER YERDEN TALEP VAR Aydın, ilginin yüksek olduğu peynir için bir yıl önceden sipariş verildiğini dile getirerek, şunları anlattı: “Ortalama 3 ayda üretilen ve uygun ortamda depolanan peynir yıl boyunca tüketilmekte. Sadece bölge değil ülkemiz genelinde talep görmekte. Bu peynir bitki florasının çeşitliliği ve yağ oranının yüksek olması sebebiyle çok lezzetli.”
24
T
15 Haziran 2021
Seçkin, nitelikli
Çok becerikli
Pratik çocuk arabası
Bayan omuz atkısı
Süngü
Mızmız
Atın yavrusu
Gidilen yol
Kıvılcım
rkısh NEWS PRESS İlah
Bir asalak
Takıntı
1
Bütünüyle
Olgunluk
Onarım
Parlama
Bir erkek adı
Ayak direme Dul kadınlar (a)
İlgi, bağ Mısır'da bir nehir
Oto lambası
Onarım
Bir ilçemiz
Dinlenme
Bir hastalık
Büyük su kabı
Bir ekmek yemeği
6
Yük gemisi Bir şeyin tertibi
Arslan (F)
2
Huysuz
Mektup 5
Duyurular
Aşikar
Bir nota
Bir çeşit pasta
Kadın hakim
Kavgayı ayırma
Alimler (a)
İlaç
Övgüyle bahsetme
Adet
3
Kabul etmeme
Bıçak bileme aleti
Sukûnet hali
Bir sebze Enformasyon Yunan alfabesinin son harfi
Örnek model
Tabii
Bir kuş
Kör
Özen
Boğa güreşi alanı
Reislik, başkanlık
Ay
Boru sesi
Birden
Hitit
Kabiliyet
Yunanistan'da bir şehir
Sahip
Li anlamında ön ek Bir mastar eki
Hayır (İng.)
Neden, niçin
Sürüyerek hareket ettirme
Bir bilgisayar prog. Kıbrıs'ta bir şehir Adam öldürme
BULMACA
7
Bir harfin okunuşu
Bir kadın adı
4
Törpü
Bilmişlik taslayan
Hiç beklenmeyen bir sırada Umumi
Şişkinlik
Güzel, hoş
Uygunluk, yerinde olma Parola, iz
Gelirler
Derviş selamı
İlkel nehir taşıtı
Aşka tutulmuş
Halk tabakası
Öz su
Danışıklı maç Alay kumandanı
Ortakçı
Eski bir devlet
Yapım
Kademe
Bir makam
Azot'un remzi 8
Harp Huysuz, yaramaz Bir yar fiil (İng.) Antik Yunan filozofu
Fizikte bir kanun
Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü
Kıl payı Rutubet Tokat
Baryum'un remzi
Pişmiş yemek
Sevgili
Su
Su
Eş
Bir kadın adı
11
Galyum'un remzi
Bir ilçemiz
Dişi kurt Eski bir uygarlık
Tayin
Mektep
Ayıplama sözü
Benlik İlgi
Vidalı madeni pul Peki-olur anlamında
Durgun
Bir ilçemiz Bir kadın adı
Bir hörgüçlü hayvan Boya (eski dilde)
Servet Kıyı
Uygarlık
Asla
Tasdik
Yabancı
Salak
Asla
Bir nehrimiz
Bir erkek adı
Keykûbat
Muz (İng.)
10
Sebep veya tesir eden şey
Toprak pişirilecek çanak yap.
Bir tür başlık
Bir erkek adı
Bir ünlem
Kötü olmayan
Alkollü arpa suyu
Keçi sağan Boyun eğme
Yağ kandili lamba
Kurnaz
Engel Numara
Bir put
Bir ilçemiz 9
Kat
Bir put Tibet rahibi
Bir renk
İlaç
Gönül
Hz. Peyg. torunu
Alevi Bektaşi ayini Beton döşeme taşı Alkolle müc. merkezi Eski bir kavim
Berilyum'un remzi
Kedi (İng.)
Gözlem
Galyum'un remzi
Bir nota
Bir cetvel
Rey
Bir ünlem
Çevre, etraf Kuzu sesi
Cila yap. hayvani reçine
Alakok
12
Son devrin gönül doktorlarından
ŞİFRE SÖZCÜK
Lantan'ın remzi Gemi barınağı
İsim
Hayret ifadesi
Rusça evet
Kör
Mamul hale getirme Devam ettirme
Bir kadın adı
Yabancı bir ajans
Pozitif kutup
Yüksek sesle bağırma
Büyük tepsi
Avuç içi
Eski devirlere ait
Bir kadın adı
Üst üste yataklar, divanlar
Bir şey tartarken kap ağırlığını hesap etme
Eski bir çalgı
Tufeyli
Balkanlarda bir devlet
Ur, şişkinlik
Hayır (a)
Bir mevsim
Hadise
Son
1
2
3
4
5
6
Krema
7
8
9
10
11
12
T
SPOR
rkısh NEWS PRESS
25
15 Haziran 2021
GENÇLERIMIZ HALTERDE 18 MADALYA KAZANDI
DÜNYAYI KALDIRDIK
ÇEKYA 40 YIL SONRA KAZANDI
Türkiye Halter Federasyonu Başkanı Tamer Taşpınar, “Dünya Gençler Şampiyonası’nda 6’sı altın, 6’sı gümüş , 6’sı bronz 18 madalya kazandık. Kadınlarda takım halinde birinci, erkeklerde de ikinci olduk. Furkan olimpiyat kotasını garantiledi” dedi. Sporcularımız Nuray Levent ve Ferdi Hardal da 2020 Tokyo Olimpiyatları için kota kazandı.
Fransa Açık’ın Şampiyonu Barbora
S
H
alterde Dünya Gençler Şampiyonası’nda kazanılan 18 madalyanın sevinci yaşanıyor... 2020 Tokyo Olimpiyatları öncesinde Türk halterinin durumunu değerlendiren Türkiye Halter Federasyonu Başkanı Tamer Taşpınar, Özbekistan’da düzenlenen Dünya Gençler Şampiyonası’nda kazandıkları 18 madalya ile kadınlarda takım halinde birinci, erkeklerde de ikinci olduklarını hatırlatarak, 17 yıl sonra alınan bu önemli başarının mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. MADALYALARI KAPTIK Kovid-19 sürecinde zorlukları yaşadıklarını dile getiren Taşpınar, şunları söyledi: “2020 Tokyo Olimpiyatları yaklaştıkça yapılamayan kota seçmeleri, şampiyonalar mecburen yapıldı. Önce altın puan veren Moskova’daki Büyükler Avrupa Şampiyonası’na gittik, orada 4 altın, 2 gümüş, 11 bronz toplam 17 madalya aldık. İstediğimiz neticeyi aldık, belki biraz daha iyi olabilirdi. Taşkent’te de Dünya Gençler Şampiyonası’nda 18 madalya kazandık, 6’sı altın,
6’sı gümüş ve 6’sı da bronz 18 madalya. Kadınlarda takım halinde birinci, erkeklerde de ikinci olduk. Bu, 17 yıl sonra alınan önemli bir başarıydı. ‘’ FURKAN SEVİNDİRDİ Olimpiyatlara da değinen Taşpınar, şöyle devam etti: “Biz göreve geldiğimizde 8 yıl aradan sonra 2016 Rio Olimpiyatları’nda bir gümüş madalya almıştık, şimdi yine madalya beklentimiz var. Şu anda bir sporcumuz Muhammet Furkan Özbek olimpiyat kotasını garantiledi. Dünya sıralamasında ilk 8’e giren sporcu direkt gidiyor. Ondan sonra 5 kıtadan kıtaların en iyisi seçiliyor, yine de boş kalan sıklet olursa yarış yaptıracaklar. Dünya sıralamasında Şaziye Erdoğan’ın önünde Romanyalı bir sporcu var. Romanya’nın ceza alma durumu var dopingden dolayı. Gidemezse Şaziye gidiyor. KOTALARI DELECEĞİZ Türkiye’nin halterde 4 sporcu için kota kazanma hakkı bulunuyor. Bir tanesini garanti ettik. Kadınlarda ve erkeklerde 1’er sporcunun daha kota alma ihtimali var, 3 olursa
hedefimizi yakalıyoruz. Ama tabii ki olimpiyatta madalya almak da önemli, isterseniz 10 sporcu ile gidin. Neden 4 sporcu kota hakkımız var, 2008 Pekin Olimpiyatları’nda ceza verdiler, bu nedenle. Bizim gibi birçok ülke var. Aslında 4 kadın 4 erkek 8 kota hakkı bulunuyor. Geçmişin sıkıntısını biz yaşıyoruz. İnşallah 2024 Paris Olimpiyatları’na 8 kota hakkımız olacak.” 3 SPORCU OLİMPİYATTA Bu arada, Uluslararası Halter Federasyonunun kesinleşmiş olimpik dünya sıralamasına göre milli halterciler Nuray Levent ve Ferdi Hardal da 2020 Tokyo Olimpiyatları için kota kazandı. IWF, 2020 Tokyo Olimpiyatları’na katılacak mutlak olimpik dünya sıralamasını ilan etti. Buna göre, Türkiye’den 64 kiloda Nuray Levent ile 61 kiloda Ferdi Hardal olimpiyatlara katılma hakkı elde etti. Gençler Dünya Şampiyonu olan 67 kiloda Muhammed Furkan Özbek’in de olimpiyat kotasını önceden garantilemiş olmasıyla, Türkiye’den 3 milli haltercinin 2020 Tokyo Olimpiyatları’na katılması kesinleşmiş oldu.
GEÇEN HAFTANIN ÇÖZÜMÜ Hz. Peyg. miracını anlatan şiir
Edilgen
Pulculuk
Ehliyet, vasıf
M F İ R T A C P İ Y Ş E
n Polonya’nın Bydgoszcz şehrinde yapılan VIRTÜS Para Atletizm Dünya Şampiyonası’nda, özel sporcu Muhsine Gezer, 800 metrede birinci sırada yer alarak, dünya şampiyonu oldu. Şampiyonada 800 metrede altın madalya alan Muhsine Gezer, Türkiye’ye bu kategoride ilk altın madalyayı kazandırdı. Şampiyonada özel sporculardan Esra Bayrak, 100 metrede gümüş ve uzun atlamada bronz, Eda Yıldı-
rım ise çekiç atmada bronz madalya elde etti. Şampiyonanın 4x100 metre bayrak yarışlarında piste çıkan Edanur Akın, Fatma Damla Altın, Muhsine Gezer ve Esra Bayrak’ın yer aldığı milli takım ikinci olarak, Türkiye’ye bu kategoride de ilk madalyasını kazandırdı. Federasyon Başkanı Birol Aydın, “Milli takımımızla 3 altın, 3 gümüş , 7 bronz olmak üzere toplam 13 madalya kazanmış olduk” dedi.
L İ Y A K A T
Peygamberlik Atama
Tayyar lakaplı sahabe Dökme demir
Bir çiçek Şenlik
Esmaül Hüsna'dan
Kademe
R
A Ş K A M T A
Tanık
Toptan
Bir nota
Bizmitun remzi 7
Bıçak şeklinde silah Varsayalım ki
F Alaşım
H E. Mısır'da bir put Gemilerde yolcu odası
K Çocuk Kalsiyumun remzi
C Ölüden arta kalan
T
Bir ilçemiz Yapma
Aptal, bön Tekerlekli vasıta
A R A B A
H Bir tür dans Azla yetinme
K Ünlü bir bestekârımız
R İ Ş E M İ R E T
Kış (F)
L
16
İklim hadisesi Eskiden kazan
A H T A A R L A A N Y I
ŞİFRE SÖZCÜK
İ C E N A B
Asla Katibi adil Bir maden
T O R
A N
K E N E
Örnek sayılabilecek (Yun.)
T
Y
A
N
A
Mızmız Tantalın remzi
Kesin Dar olmayan
B O L
4
Fırtınalı soğuk ayaz
T İ P İ
N E T Tekrarı ördek sesi
Çaresiz
İlham
E S İ
Dul kadınlar (A)
S A
Bir asalak
Zihin
İz
M A H İ M A H İ B A L İ R A B E N E O Y A M A R A Z A L I L İ T A M A R A L A E R A Y
T L İ E T M O
Parlama
Maskara
Boş söz
Bir erkek adı
Mükafat Bir kadın adı
Bir erkek adı
At çiftliği
Bir kadın adı
Eski Yugoslavya diktatörü
B E L Konaklama tesisi (İng.)
Devamlı olarak
Bir sayı
Bazan
K.Kerim'de bir sûre
T A N E
Cömert, şanı yüce
P K
Adet
N
Bir ilçemiz Derman
D E V A
Nikelin remzi
Ömürler (A) Eski bir uygarlık
N İ
A K
Kazak Beyi
A
K A R A Ç A M
Z R A A R K M A A R R M A R E K İ R A Y E
Temiz
Bezelye
Bir ilimiz
Fotoğraf makinası
P A K
8
Demiryolu
Uzay
Gelecek
Kedi, köpek yavrusu
Bayrak
T
A M A
Gelir
Su, un karışımı
Isı Kahramanlık
Bir ilimiz
Bir gezegen
Ana
2
Müzikte dur işareti Adaletli halifemiz
6
Ahlak
Vilayet
Sada
Gönül
Uyku
Mamul hale getirme
Tabanca (Argo)
12
Boğa güreşi alanı Yapma
Barınma
Allah (cc) lütfû ikramı
Şeddatın bağları 10
İ R K E A Z M A D A N N A N O R A N T U A İ L H A Y A K A S K M B A D A A A T T E L D I R I M
Bir ilçemiz
Bir cins at
San
En fazla Valide
9 Rezil olma, bozulma (argo) Müzik yazısı
Yok (argo)
Rutenyumun remzi
Birinci
Ayıplama sözü Yük taşıyan
İlgili
Hatırlama
Latif olma hali Bir kadın adı
Sert
Koruma başlığı Rüzgar, yel (F)
Yahut (İng)
11
İlaç
Deri ifrazatı
Öz
Futbolda topun saha dışına çıkması Bir cetvel
Kıbrıs'ta bir şehir Toy, acemi
Rahatlama sözü Mahşer yeri
O H
İlk seri üretim otomuz
A A L R N A A A U T S A D L İ M A S O A F E T L K S P İ P E T A İ L E E R S E S N İnce, kibar
Sodyumun remzi
Mektup yazan
Bir kürk hayvanı
Tir
Temiz olmayan
İslam alf. bir harf
Derman Bir put
Bir bağlaç
Yenilgi sözü
Yok olma
Et
Bir tür cilt
Baryumun remzi
Keçi sağan
Eksiklik, kusur (A)
9
İ M 10
11
İ Ç İ M D E 12
13
14
15
13
Rusça evet
Tellümün remzi
Namus
Anne, baba ve çocuklar
1
Gaye
N A A M A Ç L A H T E L B A A K
Kuzu sesi
14
Sıvı içilen ince çubuk
T Hangi şey?
İnsan
İlave, ek
Bir çalgı
8
K L O R
Selenyumun remzi
7
6
Bir sebze
Fasıla
B E N
5
Su temizleyici gaz
Haberci
1
4
T İ
Bir cins peynir
G U R B E T 3
A
Eski devirlere ait Boru sesi
Z A M R A A Y A T E T O O R R G Ü
16
Bir gösteri sanatı
Sahip
H A A M U T A E S Ö M E E T İ L H İ M A A R İ K A İ B İ N A
Verimsizlik, sonuçsuzluk
A K A L A
2
N İ K
Kuşatma
T A K A Z A
K İ K
3
İki yüzlülük
5
H S K A İ A M A N L İ Y E A Y M F E Z A A T İ T İ Kamer
Devletin hazinesi
Bir cins pamuk
İnce, kırılgan
İyilik severlik Deniz vasıtalarını ziftleme
Ziyan
Boyun eğme
Sayı yazısı
Didişme
Bir süsleme sanatı Kavgayı ayırma
İ K A
E D A
Judoda bir kuşak Son, nihayet
Vücudun bir bölümü
P A S İ F
Kaideden sapma İstanbul'da birsemt (Yun.)
Tahta perde
B
Dünya Para Atletizm Şampiyonasında altın madalya
ezonun ikinci grand slam tenis turnuvası Fransa Açık’ın (Roland Garros) tek kadınlar finalinde Anastasia Pavlyuchenkova’yı 21 (6-1, 2-6, 6-4) yenen Barbora Krejcikova şampiyon oldu. Başkent Paris’te düzenlenen turnuvanın tek kadınlar finalinde 31 numaralı seribaşı Rus Pavlyuchenkova ile dünya klasmanının 33. sırasında yer alan Çek Krejcikova karşılaştı. Mücadelenin ilk oyununda servisini kırdıran Krejcikova, sonrasında üst üste 6 oyun kazanarak ilk seti 6-1 ile hanesine yazdırdı. İkinci sette üstünlük kuran taraf Pavlyuchenkova oldu. Üç kez servis kırdığı sette 6-2 galip gelen Rus raket, durumu 1-1’e getirdi. Krejcikova, başa baş geçen üçüncü setin 7. oyununda kırdığı servisle avantaj yakaladı. Son seti 64, bir saat 58 dakika süren maçı 2-1 kazanan 25 yaşındaki Krejcikova, ilk grand slam şampiyonluğuna ulaştı. Öte yandan 1981’de mutlu sona ulaşan Hana Mandlikova’nın ardından Fransa Açık’ta 40 yıl sonra bir Çek tenisçi tek kadınlarda şampiyonluk elde etti.
17
Ateşli
H A R A T A M E T U Ş R İ T N E R M İ K A S E S A B L A T E N A
Dokunma
Neden, niçin
Küçük kitap
Bir barajımız
Uzaklık işareti
Bir ritüel
Tekerlek Bir bilgisa(Halk dili) yar prog.
A Y
T E
İ N
K E R
Radonun remzi Eski bir öğretim kurumu
E T A Mektup
N İ A D A M A R E D A İ K A M A K E B İ L İ S E Ter, buhar
İşçi
Büyük erkek kardeş
Ur
15
17
26
15 Haziran 2021
Editor: Davut Kılıç Auburn FC
Hikâyelerinizi Bana Yazın: david.kilic@hotmail.com
T
rkısh NEWS PRESS
SPOR
!
AFC’nin altın kızları
K İBRETLİ ER L HIKÂYE
fırtına gibi esiyor
GÜZEL BİR ÖĞRETİ MELTEM ŞENGÖZLÜ AYLIN ŞENGÖZLÜ
S
evgili Auburn FC severler, baştan itiraf edeyim bu sene maşallah kızlarımız erkeklere taş çıkartıyor ve önüne gelen rakiplerini silip süpürüyor... Geçtiğimiz sezonlara nazaran çok başarılı bir grafik sergileyen tüm bayan takımlarımızı tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz bravo kızlar! 4x4’LÜK BAYAN TAKIMI Haftanın perdesini cuma akşamı açan AFC 30 Yaş Üstü Bayan Takımımız, adeta fırtına gibi esti. Zorlu rakipleri Doonside Hawksu deplasmanda 3-2 mağlup ettiler. Buraya dikkat! Bayanlarımız 4’te 4 yaptı ve liglerinde ilk 4’e girdiler. Tebrikler 30 Yaş Üstü Bayan Takımı oyuncularımıza ve Antrenörleri Ayad Naji’ye. KISA HAFTA İYİ SONUÇLAR Bu hafta Kraliçe Elizabeth’in AFC ALT YAPI OYUNCUSU doğum gününden dolayı resmi tatil vardı. Bu yüzden cumartesi günü bazı takımlarımızın maçı yoktu. Ancak oynanmamış ve ertelenmiş bazı maçlar vardı onlar yapıldı. Bayan takımlarımızı tekrar tebrik ediyoruz.. O zaman geçelim kısa haftanın kârına... Cumartesi - U13 Auburn FC: 0 Merrylands SFC: 0 - U14 Rydalmere FC: 6 AFC: 0 - O35’s Auburn FC: 2 Holroyd Rangers: 0 İ J O45’s Dundas United: 1 AFC: 8 L NOSTA Pazar - All Age Ladies Plumpton Oakhurst SC: 1 AFC: 1 - U14 Girls Marayong FC: 1 Auburn FC: 1 AFC’NİN DERBİ HAFTASI Salı Akşamı - U16 Yaş Genç Kızlarımız, Pendle Hill ile karşılaşacak. - O45 Yaş Üstü takımlarımızın derbisi var. Başkan Sebahattin AFC U14 YAŞ TAKIMI/2008... ŞIMDI NERDELER... Taş’ın 45 Yaş White Takımı
AFC 30 YAŞ ÜSTÜ BAYAN TAKIMI
İŞLER AİLESİ ile As Başkan Vahit Orker’in Takımı karşı karşıya mücadele edecek. Tüm taraftarlarımızı bu müthiş derbiye bekliyoruz. Çok çekişmeli bir maç olacak. KAZANAN BİZ OLACAĞIZ! Gerçi kim maçı alırsa alsın yine kazanan AFC olacak! Ama yine de sporun doğasında rekabet vardır ama tatlı ama sert. Hele hele konu futbol olunca... Evet bu haftayı da böylece tamamladık. Liglerdeki bütün takımlarımıza başarılar diliyoruz. Sporla ve sağlıkla kalın!
B
irgün insanlardan kaçan, yalnız yaşamayı tercih eden yaşlı bir adama sorarlar: “Sürekli yalnız olmaktan bıkmıyor musun?” Yaşlı adam cevap verir: “Yapacak çok işim var. İki şahin eğitmem gerekiyor. Ve iki kartal. İki tavşan sakinleştirmek ve yılanı eğitmek. Eşeği motive etmek ve aslanı evcilleştirmek.” “Ama senin etrafında hiç hayvan göremiyoruz!” “Neredeler?” derler. Yaşlı adam: “Onlar içimizde yaşayan hayvanlardır.” “İki Şahin” gördükleri her şeye saldırıyorlar. İyi-kötü, faydalı-zararlı onlara ayırt etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim GÖZLERİM. “İki kartal” dokundukları her şeyi mahvediyor, yaralıyor, parçalıyorlar. Onlara hizmet etmeyi ve zarar vermeden yardım etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim ELLERİM. “Tavşanlar” her zaman korkarlar, kaçarlar ve saklanırlar. Onları sakinleştirip, zor durumlarla başa çıkmayı öğretmeliyim, beladan kaçmayı değil. Çünkü onlar benim AYAKLARIM. En zor kısmı “yılanı” izlemek. Sıkı bir kafeste, güvenli bir şekilde kilitli olsa da her zaman saldırmaya, sokmaya, yakın olan herkesi zehirlemeye hazır. Bu yüzden onu takip edip, disiplinli olmalıyım. Çünkü bu benim DİLİM. “Eşek” herkesin bildiği gibi çok inatçı, sonsuza kadar yorgun ve işini yapmak istemiyor. Bu yüzden ona şükretmeyi ve akışta olmayı öğretmeliyim. Çünkü bu benim VÜCUDUM. Ve sonunda kral olmak ve herkese emretmek isteyen bir “aslanı” evcilleştirmek istiyorum. Gururlu, kibirli ve dünyanın kendi etrafında dönmesini istiyor. O aslanı terbiye etmeliyim. Çünkü bu benim EGOM.” “Gördüğünüz gibi yapacak çok işim var” Soru sorulan yaşlı adam, Lev Nikolevic TOLSTOY’dur...
T
SPORT EURO 2020
rkısh NEWS PRESS
Denmark’s Eriksen awake at hospital after collapsing in match
D
enmark star Christian Eriksen is awake at a hospital and is undergoing tests after collapsing and needing to be revived on the pitch against Finland on Saturday, as the Euro 2020 match between the teams in Copenhagen was delayed for nearly two hours. The Danish Football Union (DBU) said Eriksen was “awake and undergoing further tests” having earlier received CPR from medical personnel before being taken off on a stretcher. The Group B game - just the third of the month-long tournament which began a year behind schedule on Friday – was stopped just before half-time with the score goalless and suspended for nearly two hours before restarting at 8:30 p.m. UEFA said the decision to restart was made “following
the request by players of both teams” and supporters cheered as the game recommenced. “We’ve been in contact with him, and the players have spoken to Christian. That’s the great news. He’s doing fine, and they are playing the game for him,” Peter Moeller, a director at the DBU, told Danish television. Earlier Eriksen’s teammates were in tears as they stood around the stricken 29-yearold Inter Milan midfielder. “Moments like this put everything in life into perspective,” said UEFA president Aleksander Ceferin. Joel Pohjanpalo scored and Lukas Hradecky saved a penalty to give Finland a 1-0 victory over Denmark on Saturday in a European Championship game overshadowed by Christian Eriksen’s collapse on the field.
SELECTION
ÜMIT UYAR
15 June 2021
27
NBA
umiiuyar@hotmail.com
TENNIS
Bucks win to level series with Nets, Suns sweep Nuggets in NBA Playoffs
DJOKOVIC WINS 19TH GRAND SLAM TITLE IN FRENCH OPEN FINAL
n World No. 1 Novak Djokovic made history Sunday as he came from two sets down to beat Stefanos Tsitsipas in a thrilling French Open final. With the win, Djokovic claimed his 19th Grand Slam title and became the first man in 52 years to win all four majors twice. He triumphed 6-7 (6/8), 2-6, 63, 6-2, 6-4 in four hours and 11 minutes over the Greek 22-year-old, who was playing in his first Slam final. Djokovic is now just one major away from equalling the all-
time record of 20, jointly held by Roger Federer and Rafael Nadal. It was a second French Open crown for Djokovic after his 2016 victory and adds to his nine Australian Opens, five Wimbledon titles and three at the U.S. Open. The 34-year-old is the first man since Rod Laver in 1969 to win all four Slams on multiple occasions and just the third in history. Djokovic had also spent more than four hours on court on Friday to knock out defending champion Nadal.
n Giannis Antetokounmpo inspired Milwaukee Bucks with 34 points as they rolled to a 107-96 Game 4 victory to tie the second-round playoff series with the Brooklyn Nets Sunday. The Bucks erased a 2-0 deficit by winning two straight in Milwaukee. Game 5 is Tuesday night in Brooklyn. Brooklyn’s immediate concern is the health of its superstar trio. Irving was hurt midway through the second quarter and didn’t return. The Nets already are missing nine-time All-Star and 2018 MVP James Harden, who hasn’t played since the opening minute of Game 1 due to right hamstring tightness. That puts even more pressure on Kevin Durant, who has carried the Nets this series and provided 28 points and 13 rebounds Sunday. The only other player in double figures was Irving, who had 11 points before leaving.
KOMİTE ÖNERECEK
I B I H A A S EV LYA’Y ITA NILDIK YE
EURO 2020 A GRUBU
0-3
TAKIMLAR 1. İTALYA 2. İSVİÇRE 3. GALLER 4. TÜRKIYE
O G B M A Y AV P 1 1 0 0 3 0 3 3 1 0 1 0 1 1 0 1 1 0 1 0 1 1 0 1 1 0 0 1 0 3 -3 0
KALAN MAÇLARIMIZ 16 HAZIRAN: TÜRKIYE-GALLER 20 HAZIRAN: ISVIÇRE-TÜRKIYE
TATSIZ BAŞLANGIÇ
A Milli Futbol Takımı, EURO 2020’ye kötü başladı. Türkiye, turnuvanın açılış maçında ev sahibi güçlü İtalya’yı durduramadı ve sahadan 3-0 yenik ayrıldı.
A
Milli Futbol Takımı, 2020 Avrupa Şampiyonası’nın (EURO 2020) açılış maçı olan A Grubu ilk müsabakasında İtalya’ya 3-0 yenildi. İlk yarısı golsüz eşitlikle sona eren mücadelede İtalya’nın galibiyet golleri Merih (kendi kalesine), Immobile ve Insigne’den geldi. İtalya bu galibiyetle A Grubu’na 3 puanla başlarken, Türkiye ilk maçında puanla tanışamadı. RAKİPLERİMİZ YENİŞEMEDİ Grubun diğer maçında Galler ile İsviçre 1-1 berabere kaldı. Ay-yıldızlı ekip gruptaki diğer iki maçını Azerbaycan’da oynayacak. Bakü’ye gelen Milli Takım, yarına Galler ve 20 Haziran’da İsviçre ile karşı karşıya gelecek.
A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, ikinci yarıya değişiklikle başladı. Güneş, Yusuf Yazıcı’yı kenara alırken, Cengiz Ünder’i sahaya sürdü. İTALYA’YI DEVİREMEDİK Deneyimli teknik adam, 64. dakikada Okay Yokuşlu’nun yerine İrfan Can Kahveci, Ozan Tufan’ın yerine de Kaan Ayhan’ı oyuna aldı. Şenol Güneş son değişikliğini 76. dakikada gerçekleştirdi. Bu dakikada, Kenan Karaman’ın yerine Halil Dervişoğlu oyuna dahil oldu. İtalya Milli Takımı, ay-yıldızlı ekip karşısında aldığı galibiyetle yenilmezlik serisini 28 maça yükseltti. Türkiye, İtalya ile oynadığı 14. maçta da galibiyetle tanışamadı. Bu maçlarda 4 beraberlik ve 10 yenilgi yaşadık.
Brisbane’nın
OLIMPIYAT şansı yükseldi U luslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Yürütme Kurulu, 2032 yılında düzenlenecek 35. Olimpiyat Oyunları için ev sahibi olarak Avustralya’nın Brisbane şehrini yönetim kuruluna sunmaya karar verdi. IOC’nin resmi internet sitesinden yapılan paylaşımda, Brisbane şehrinin olimpiyatlar tarihinde ilk kez “tercih edilen ev sahibi” olarak kurula önerileceği duyuruldu. Avustralya halkının spora olan sevgisi nedeniyle Brisbane’i önereceklerini belirten IOC Başkanı Thomas Bach, ancak oylama sonuçlanmadan bunun kesinleştiğini söylemek için erken olduğunu ifade etti. Yönetim kurulu üyelerinin oylarını kullanacağı toplantı, 21 Temmuz’da Tokyo’da yapılacak. Olimpiyatların Avustralya’ya verilmesi, yaklaşık iki yıldır salgınla psikoloji bozulan kente ve ülkeye büyük moral olacak.
TANYELİ SOUND OF MEDITERRANEAN İZE M İ R E L Z SÜPRİ OLUN! HA ZIR
LEVENT ARTAN, TANYELİ & ÖZKAN BAYAR