Millilerden erken veda
T WHAT’S HAPPENING n Tecrübesizliğinin kurbanı olan A Milli Futbol Takımımız, EURO 2020’deki grup maçlarında yenilerek turnuvaya veda etti.
rkısh NEWS PRESS
27
DETAYLAR 2. SAYFA’DA
SIZIN SÖZÜNÜZ
22 JUNE 2021
?
l www.turkishnewspress.com.au
WITH THE LABOR PARTY Avustralya Türk toplumunun büyük bir sadakat ile desteklediği İşçi Partisi’ne mensup bazı vekillerin Türk karşıtı Ermeni ve Rum lobilerinin argümanlarını dillendirmesine tepki yağdı.
* İŞÇI PARTISI’NDE NELER OLUYOR?
Şuşa kahramanları buluştu
RADYOSU AVUSTRALYA
SYDNEY DIGITAL 985
MELBOURNE NORTH
SAAT 5-6 ARASI
SAAT 5-6 ARASI
FM 98.9 HAFTANIN 7 GÜNÜ WEST HER ÇARŞAMBA
4/6/7/11 H S I L G N E N I S NEW
/12/17/27
From Ruthless to Muslim:
THE MONGOLS n As many know, the Mongols were a ruthless and ferocious tribe, determined to destroy all in their path and wreak havoc in the Islamic world. Had it not been to one khan’s conversion to Islam, many Muslim nations may have perished by now.
Suzan Calimli (Analysis)
7
TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY
IBRAHIM KALIN
Will the PKK Disarm?
11
Karantinayı delen çifte 4 bin $ ceza!
Senatör Penny Wong’un beyanları Türk Toplumunu derinden üzdü.
M
SESİ
www.turkishnewspress.com. au1300 917 566
‘Oniki Havari’ye gaz tehdidi
3 SAYFAU DOPDOL SP OR
. . T rkıye’nın
HABERİ 3’TE
Kendini aldıran kararlar SINEM TASLAK’IN YAZISI 17’DE
ayıs ayında Güney Avustralyalı İşçi Partili Yunan asıllı vekiller hem Eyalet düzeyinde hem Federal düzeyde sözde Pontus-Yunan soykırımının tanınması için girişimlerde bulunmuştu... Türk toplumu için asıl sürpriz ise partinin güçlü ismi Senatör Penny Wong’un Azerbaycan’ın öz vatan toprakları olan Karabağ Zaferi’ne ve ABD Senatosu’nda kabul edilen sözde Ermeni soykırımına yönelik hezeyanları oldu.
6
Emekli maaşı hesabı MURAT ÖZDAMAR’IN YAZISI 13’TE
Tam Sayfa Bulmaca Keyfi > 24’TE n Azerbaycan’a tarihi bir ziyaret gerçekleştiren Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından büyük bir muhabbetle karşılandı. İki gardaşın 28 yıl sonra Ermeni işgalinden kurtarılan Şuşa’ya yaptıkları ziyaret, dostları sevindirirken düşmanları çatlattı. Kentte tarihi yerleri birlikte gezen Erdoğan ve Aliyev çifti, ardından “Cıdır Düzü Şenlikleri”ne katılarak halkın büyük coşkusuna ortak oldu.
9
2
22 Haziran 2021
T
rkısh NEWS PRESS
em Muhteş ik güzell tehdit altında
AVUSTRALYA
Dev örümcek istilası A vustralya’da meydana gelen sellerin ardından ortaya çıkan göçmen örümcek istilası etkisini devam ediyor. Victoria eyaletine bağlı Gippsland bölgesinde görülen şiddetli yağışın ardından bazı araziler örümcek ağıyla kaplandı. Uzmanlar, sel olaylarında yeraltı canlılarının yüksek bölgelere taşınmasının sık yaşanan bir olay olduğunu belirttiler. PILOTUN ÜZERINE ÖRÜMCEK DÜŞTÜ Bu arada, Avustralya’nın kuzeyinde Cessna tipi küçük uçağın inişi sırasında pilotun üzerine dev avcı örümcek düştü. Kakadu Ulusal Parkı’nın üzerinde yaşanan olayı çeken Sean Hancock, bunun tam da Avustralya’ya özgü bir olay olduğunu belirtti.
‘Oniki Havari’ yakınlarında gaz arama yerlileri kızdırdı Y erel halk, federal hükümetin Victoria’s Twelve Apostles’ın (Oniki Havari) 5 kilometre yakınında açık deniz gaz ve petrol aramaları için bir alan açma kararına öfkeli. Victoria’nın güneybatısındaki Büyük Okyanus Yolu üzerinde bulunan On İki Havari, Avustralya’nın en popüler turistik yerlerinden biridir. GÖZLERİ PARA BÜRÜMÜŞ Yakınlarda bir alan açık deniz gaz ve petrol aramaları için açıldı. Federal kaynaklar bakanı Keith Pitt, gaz ve petrol aramalarının Avustralya’nın ekonomik büyümesine yardımcı olduğunu söyledi. Victoria ve Batı Avustralya kıyılarındaki 21 sahanın en son açık deniz petrol arama alanı serbest bırakılması için ihale açıldı. Kıyıya en yakın olanı, Victoria’nın güneybatısındaki Port Campbell ve Yuulong arasındaki sahili takip ediyor. NADİR TURİSTİK YER Bölge, Great Ocean Road’a ve Twelve Apostles, Loch Ard Gorge ve Wreck Beach gibi turistik mekanlara ev sahipliği yapmaktadır. 2019’da 100’den fazla Port Campbell sakini, 500 nüfuslu şehrin kalbinde Büyük Avustralya Körfezi’ndeki derin deniz sondajını protesto etmek için toplandı. Yerleşik ve işletme sahibi Julie Brazier, hükümetin duyurusu karşısında şaşkına döndüğünü belirterek, “Yenilenebilir kaynaklara odaklanmak yerine neden gaz araştırmalarına para harcamaya devam ettiklerini anlamıyorum” dedi. > A.ÖMER BOZKURT MELBOURNE
T
rkısh NEWS PRESS
Year: 4 Volume: 161
President Yüksel Çifçi
Page Layout & Design Necmettin Öksüz Page Editors Ali Haydar, Tanyeli, Davut Kılıç, Ümit Uyar, Fatma Gençtürk, Mustafa Sülün, Dr. Hilal Çoruhlu, Elif Sele, Sinem Taslak, Suzan Çalımlı, Murat Özdamar, Miqdad Hassan, Murat Sirin, Zeynep Doktoroğlu Melbourne Team Murat Gümüş (Melbourne General Manager), Ümit Uyar (Distribution), Ömer Boyacı (Youth&Sport), Furkan Boyacı, Adem Taliç (Editor), Emre Boyacı, Saban Han, Murat Şirin, Salim Boyacı, Ali Kurt, Ayşe Sakar, Elif Sele, Hilal Kırmızı, Moemina Shukur, Salahaddin Kayıkcı, Zeynep Doktoroğlu Brisbane Team Ahmet Raci Karataş, Dr. Sait Erdem, Ömer Akdeniz, Metin Uyanık Western Australia Mehmet Kırmızıoğlan (Distribution), Gürhan Candemir, Hamza Serin, Harun Parlak, Hasan Mulla South Australia Mustafa Ergül (Distribution) Turkey Necmettin Aksoy, Ardi Ocgu, İbrahim Kalın, Murat Özdamar IT Grup Erol Gülçinay, Adem Talic, Hakan Evecik, Soner Çoruhlu
TURKISH MEDIA SYDNEY RADIO TEAM Monday: Fatma Gençtürk, Bilge Başafacan, Neşe Sözen Tuesday: Ergül Uybadın, Derya Sekmen, Hülya Boz, Büşra Erkan, Tuğçe Uybadın, Kübra Erdinç Wednesday: Serkan Uyanık, Halil Yılmaz Thursday: Osman Boyacı ve Diyanet Hocalarımız Friday: Tanyeli, Serkan Uyanık, Barış Cengiz Saturday: Sülhan Yılmaz, Gülten Akbar, Yasin Köksal, Tuğçe Köksal, Ahmet Kele, Azra Vejzovic Sunday: Kübra Erdinç, Muhammed Köksal, Zafer Uyanık, Ataberk Birben
TURKISH MEDIA MELBOURNE RADIO TEAM Wednesday: Murat Şirin, Ümit Uyar, Elif Sele, Zeynep Doktoroğlu, Salim Boyacı, Adem Talic Advertisements Sydney (Türker Demiryürek): 0426 982 050 Melbourne (Ümit Uyar): 0481 136 901 Brisbane (Serkan Uyanık): 0401 398 922 Western Australia (Mehmet Kırmızıoğlan): 0401 556 500 South Australia: 0426 982 050 Canberra: 0433 162 655 Sydney Office: Unit 2-92 Bryant St Padstow NSW 2211 Phone: 1300 917 566 Fax: 612 9774 8650 E-mail: info@turkishnewspress.com.au
www.turkishnewspress.com.au
AVUSTRALYA
T
rkısh NEWS PRESS
22 Haziran 2021
3
YAŞAM KOÇUNUZ
TANYELİ İLE BİZ BİZE
cagritanyeli@icloud.com
Latin Müziğinin Üstadı
VICTOR VALDES
S MUSTAFA SÜLÜN ÇIZGILERIN DILI
Otel karantinasından kaçmaya çalışırken düşüp hastanelik oldu! KOVID-19 KORKUSU TUHAF ŞEYLER YAPTIRIYOR
A
vustralya’da koronavirüsün 3. dalgası tartışmaları sürerken, ufak tefek vakalarda garip ve komik olaylar da yaşanıyor. Bunlardan ikisi de Queensland’da yaşandı... SINIR İHLALİNE 4 BİN $ CEZA Queensland polisi, Sunshine Coast’ta Kovid-19 testi pozitif çıkan Melbourne’lı çifte, sınır bildirim geçişlerinde yalan söyledikleri için 4 bin dolardan fazla para cezası verdi. İddiaya göre çift, Victoria’da bulunduktan sonra 5 Haziran’da Goondiwindi üzerinden Queensland’e gitti. İşgüzar çift, Victoria başkenti Melbourne Kovid-19’dan dolayı dış seyahate kapalı iken eyalete girdi. Polis, çiftin Queensland sınır beyannamesi geçiş belgesi almak için kasten yanlış bilgi verdiğini iddia ediyor. Yetkililer, 44 yaşındaki kadının 9 Haziran’da koronavirüs testinin pozitif çıktığı ve güneydoğu Queensland’de büyük bir temas izleme çabasına yol açmasından sonra çift hakkında uyarıldı. 48 yaşındaki adamın da testi ertesi gün pozitif çıktı. İkili, tedavi gördükleri hastaneden taburcu edildikten sonra polis tarafından sorgulandı. Her birine salgın sınır yönergesine uymadıkları için 4 bin dolar para cezası verildi.
YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA TUTULDU! Para cezaları, polisin, Cairns’teki otel karantinasından binadan kaçmaya çalıştığı iddia edilen 29 yaşındaki bir adamı soruşturması sırasında geldi. Polis, adamın Victoria’dan geldiğini ve iddiaya göre sabah 11:00’de balkondan çıkıp kendini yaralamadan önce Pacific Hotel’de karantinaya alındığını söyledi. Baş Sağlık Memuru Dr Jeannette Young, adamın düştükten sonra hastanede olduğunu ve hafif bacak yaralanmaları yaşadığını söyledi. Young, “Bir beyefendi, bulundukları balkondan tırmanmaya çalıştı ve ardından düştü ve Cairns Base Hastanesi’ne kaldırıldı” dedi.
evgili okurlarım, Sydney’den hepinize selam olsun, hayatınızda sevgi, huzur, afiyet olsun, bolluk ve bereketiniz her daim nasip olsun. Hayırlara vesile olan hayırlı dualarınız, hayırlı niyetleriniz her daim kabul olsun. Tüm iyi niyetli inananlar için bu dileklerim. Niyetim dünyanın bu karmaşası ve kargaşasında bazen göz gözü görmüyor, istek terazisi şaşıyor, hep hırsla sadece kendine güç isteyen yanı başında ihtiyaç sahiplerini görmeyenleri dahil etmiyor yüreğim. Çünkü devamlı kendini düşünen, bir değil, bir çok konuda güçlenmek için dua eden, niyaz edip de eline fırsat geçtikçe art niyetle kullanıp o güçle başkalarında mağduriyet oluşturan, eziyet eden insanlara “Allah fırsat vermesin” diyorum! Dünyanın içinden geçtiği karanlıktan ancak herbirimiz, bir başkası için dua edebildiğinde, başkaları için iyi niyet taşıyan, bir başkasının mutlululuğu, sevinci, tebessüm eden yüzü, seni de sevindirdiğinde mutluluk kapılarını açarsın. Başkalarının hüznü, çaresizliği, derdi ile mutlu olana Allah fırsat vermesin her daim bunu da dileklerime eklerim.Bir başkasının mutluluğuna samimiyetle sevindiğimizde yaşamımıza bolluk, bereket mutluluk huzur çekeriz. Hayatın şifresi bu; kim için ne dilersen, senin hayatında tezahür eden odur. *** Sevgili okurlarım, bu arada, 25 Temmuz’da Sydney’de Camelot Sahnesinde vereceğimiz konser için sanatçı dostlarımla harıl harıl çalışmaya devam ediyorum. Repertuarımızda benim de türkü okuyacağımı yazmıştım biraz da popüler şarkılar ekledim heyecanla çalışmalar devam ederken size bugün ‘Tanyeli Sound Of Mediterranean’ Gurubumuzun konuk sanatçısı Latin Müziğin kralı desem doğru bir tanım olur. 21 yıllık aile dostumuzla çok fazla anılarımız var ona yeni projemi sunduğumda çok sevindi ve 25 Temmuz’da Camelot’ta ki konserimizde İspanyolca söylediği Akdeniz şarkıları ile yerimizde duramayacağımız kesin, Türkçe şarkılarının bazılarında bize eşlik ediyor olması da bana gurur verdi. Victor Valdes’in sanatçılığını benim ifade etmem sanırım yetersiz kalır. Bu yüzden kendisinin gazete haberlerine bakıp bir bölümünü paylaşmak istedim özellikle Sydney Herald Morning gazetesinin yazarı Jhon Shand makalesini paylaşmak isterim. Buyrun beraber okuyalım: “Victor Valdes, geçmiş ve şimdiki Latin müziğinin yürüyen bir ansiklopedisidir. Avustralya’nın önde gelen dünya müziği sanatçılarından biri olan bu virtüöz Meksikalı şarkıcı, dansçı ve arp sanatçısı, Arp’ı solo ve baş enstrüman olarak yeniden tanımladı. Valdes’in güçlü, etkileyici sesi ve hikaye anlatımına olan tutkusu, izleyicileri Latin Amerika müzikal manzarasının pek çok duygusuyla dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Sahneyi Angus&Julia, Stone, Aloe Blacc’den Los Lobos, Mirusia, Jimmy Barnes ve The Wiggles’a kadar herkesle paylaştı. Valdes, Avustralya çapında folk, dünya müziği, rock ve blues festivali sahnelerinde yer aldı ve Bluesfest 2011’de Yönetmenin tercihi se-
çildi. Bir müzisyen olduğu kadar dansçı olarak da memleketi Meksika’nın folklorik geleneklerine bağlı olan Victor, kariyerine art arda üç yıl Meksika’nın ulusal folklorik dans şampiyonu olarak başladı ve Avustralya’ya yeniden yerleştiğinden beri Sydney Dansı da dahil olmak üzere Latin dansı öğretti. Solo arp sanatçısı olarak dünyanın 4 kıtasında 25’ten fazla ülkede konserler vermiş ve Avustralya’da bizzat yetiştirdiği yerel müzisyenlerden oluşan bir grupla otantik Mariachi müziği icra etmektedir. Arp’ı eşit derecede iyi çalan Valdes’in muhteşem şarkısı, kalp atışlarını biraz daha hızlandırdı. Ne söylediğini hissetti, ciddiydi ve katılmaya hevesliydi. Zekice seçilmiş bir destek eyleminin bu göz kamaştırıcı performansı, Los Lobos’un şarkıya eklemek için armonileri daha sık kullanmasını diledi ya da genellikle hantal kayadan daha canlı bir şekilde icra edilen Meksika ve Teksas-Meksika malzemesine daha fazla konsantre oldu. Real Mexico Mariachi Band’in lideri olarak, onun Música Mexicana’nın kişileştirilmiş hali olduğunu söyleyebilirsiniz, WOMADelaide ve Bluesfest dahil olmak üzere önde gelen Avustralya festivallerindeki performanslar gibi...” Evet Sevgili okurlarım, bu övgü dolu cümleler bizi yüreklendirdi, demek ki doğru yoldayız. Türk, İspanyol, Yunan, Lübnan, Fransız Akdeniz şarkılarının özü bizler gibi yıllara dayalı sanatçılardan oluşan grubumuzda geçen hafta yazmıştım, Levent Artan ve Özkan Bayar, Emrah Borhan deyince akan sular durur davulsuz, darbukasız müzik mi olur:) Makedonya’dan üstad müzisyenler var, gitar ve klavyede Sapun, Klarnettin kralı Zoran, Afrika’dan ritimlerde Aykho Akrif, Lübnanlı sanatçı Yare Arapça şarkılarda şahane, Akdeniz olur da Yunanlı sanatçı Georgette Giatis şarkıları ile de yerinizde duramayacağınız müzik şöleni bizim ki. BU KONSER KAÇMAZ! 25 Temmuz Marrickville Camelot’ta gerçekleştireceğimiz ilk konserimizi kaçırmamanınızı tavsiye ederim, biletler online satışa 4 gün önce çıktı ve inanın yarısı aynı gün satıldı! Konser özleyenlere benden söylemesi. Son dakika beni arayıp yer isterseniz elimden bir şeycik gelmezse kırılmayın. Haftaya tekrar bu sütunlarda yazılarda kavuşmak dileğiyle sevgi, huzur, sağlık ve hoşça kalın...
4
AUSTRALIA Communities are using ‘island practices’ to deal with crime with good results 22 June 2021
, Strait’s culture s e rr To e th w Ho ence colonial experi geography and ime and justice? is shaping cr
In the Torres Strait, it can sometimes take hours, even days, for police to arrive after a crime’s been reported. And often, by the time officers step foot on the island, the situation has been resolved.
R
John Scott with Uncle Ned Mosby, a police liaison officer, in the Torres Strait.
esearch shows islands in the Torres Strait, which stretch for 150-kilometres from the northernmost tip of Queensland to the coast of Papua New Guinea, have lower property crime rates than many non-Indigenous communities. A recent Australian Institute of Criminology report debunks the generalisation that all Indigenous communities are riddled with crime. John Scott, one of the report’s authors, says the Torres Strait region’s crime figures are similar to those of “a relatively well-off white agricultural community on the mainland”. “And it’s beset by the same sorts of crime problems as we’d expect to find in that type of setting,” Professor Scott tells ABC RN’s Law Report. According to the report, between 2001 and 2018, crimes against a person such as assault were lower in the Torres Strait region than in Queensland Aboriginal communities, but higher than for the whole of the state, while property offences were slightly lower than the Queensland average. Professor Scott says while the region is economically disadvantaged, like many country communities, it has high levels of “social capital” that may be keeping crime down. This includes cultural mediation, community involvement and support as well as long-practiced traditions. “We argue that in explaining these rates of crime, you’ve really got to understand the high levels of social capital that exists in the
Torres Strait,” Professor Scott says. “Social capital is something that’s not really identified with Indigenous communities in this country, which ... is a real error.” We’re not all the same’ Queensland Magistrate James Morton, who is a Torres Strait Islander, says it’s important that Indigenous communities across Australia are not grouped together. “The notion that every Indigenous person is the same, I find that is a long-dated colonial view of things,” Magistrate Morton says. Factors like location, community and culture all have an influence on crime rates, he explains. Magistrate Morton, who coauthored the Australian Institute of Criminology report, says family and long-standing traditions continue to be a large part of island life providing structure and a community harmony. But belonging to a smaller communities can be a “doubleedged sword”, he says. Shame, embarrassment and family dynamics appear to keep overall crime rates low, while people are less likely to report domestic violence. What justice looks like in the Torres Strait C’Zarke Maza, the Torres Strait regional manager of the Queensland Aboriginal and Torres Strait Islander legal service, says communities often deal with their “own issues” before matters are retro-fitted into the mainstream legal system. Each island has its own community justice group made up of elders who apply protocols and customs when dealing with a crime. They never deal with allegations of domestic violence. The justice groups were set up in Queensland as a response to the Royal Commission into Aboriginal Deaths in Custody. They provide cultural information reports at sentencing and during bail hearings, as well as contribute to unique forms of local justice like cultural mediation.
INDIRIMLI FIYATLARIMIZ
22 HAZİRAN-29 HAZIRAN 2021 TARIHLERI ARASI GEÇERLIDIR $ 6.99 Ülker Bebe Bisküvi (1 kg)
$ 1.49 Ülker Halley (8’li)
$ 1.99 Tat Domates Salçası (830 gr)
Berrak Turşu Çeşitleri (680 gr)
Mehmet Efendi Türk Kahvesi (500 gr)
$ 3.99 $ 4.99
Onar Gemlik Zeytin (700 g)
$ 24.99 $ 2.99
$ 10.99
Ariel Professional Deterjan (10 kg)
Hume Seylan Çayı (500 gr)
$ 6.99
Paşabahçe Lina Kulplu Çay Bardağı (6’lı)
www.facebook.com/gimasupermarket
31-35 Queen St, Auburn NSW Ph: 02 9749 4588 Fax: 02 9749 4599 “Gima appreciates our suppliers for their support”
6
22 Haziran 2021
T
rkısh NEWS PRESS
İşçi Partisi’nde
?
neler oluyor
SENATÖR PENNY WONG
G
eçtiğimiz haftalarda İşçi Partisi üyeleri tarafından tutulan siyasi tavır Avustralya Türk toplumunda soru işaretleri yarattı. Bugüne kadar Avustralya Türk toplumunun büyük bir sadakat ile desteklediği İşçi Partisi gerek Federal gerek Eyaletler düzeyinde Türk karşıtı lobi gruplarının argümanlarını dillendiriyor. SÖZDE PONTUS-YUNAN SOYKIRIMI GİRİŞİMİ Mayıs ayında Güney Avustralyalı İşçi Partili Yunan asıllı vekiller hem Eyalet düzeyinde hem Federal düzeyde sözde Pontus-Yunan soykırımının tanınması için girişimlerde bulunmuştu. Adelaide bölgesi Federal İşçi Partisi Milletvekili Steve Georganas, yine Güney Avustralyalı Senatör Irene Pnevmatikos ve Güney
Avustralyalı Milletvekili Tom Koutsandonis neredeyse aynı kalemden çıkan 3 farklı tasarıyı üç farklı mecliste hemen hemen eş zamanlı gündeme aldırmaya çalıştı. Türk toplumu için asıl sürpriz ise partinin güçlü ismi Senatör Penny Wong’un Senato Dışişleri Bütçe Toplantılarında dışişleri yetkililerine yönelttiği sorular oldu. ERMENİSEVİCİLER! Wong, önce Azerbaycan’ın elindeki savaş esirleriyle ilgili sorular yöneltti, ardından ABD Başkanının sözde soykırım için soykırım kelimesini kullanmasını takiben Avustralya’nın bu konuda bir tavır değişikliğini düşünüp düşünmediğini sordu. Wong’un Azerbaycan topraklarının Ermeni işgali altında bulunduğu 28 yıl boyunca bu konuyla ilgili en basit bir
soruyu dahi sormamış olması, Ermenistan-Azerbaycan 2020 savaşında Uluslararası İnsan Hakları grupları tarafından da kınanan sivil yerleşim yerlerinin Ermeni ordusu tarafından yasak silahlarla vurulması konusunu hiç gündemine almamış olması soru işaretlerini güçlendirdi. Tam da uluslararası arenada Ermeni Taşnak partisi ve uzantılarının girişimleriyle gündemde tutulan savaş sonrası bir takım konuları sorma zorunluluğu hisseden Wong, yine Ermenilerin geri çekilirken yerleştirdiği mayınlar konusunda sessiz kaldı. DESTEĞİMİZ BOŞUNA MI? Bugüne kadar İşçi Partisini neredeyse koşulsuz destekleyen Türk toplumu için seçim zamanı yaklaştıkça diğer azınlık toplumlarına verilen bu imtiyazı destek soru işareti yaratmaya devam edecek gibi görünüyor.
AVUSTRALYA
What’s Happening
With the Labor Party?
T
here are a series of political initiatives undertaken by the members of the Labor Party, which raise questions among the members of the Australian Turkish community about the party’s inclusiveness and fairness. Members of the Australian Turkish community are traditionally loyal supporters of the ALP across the nation due to its historic success in looking after the working class migrants regardless of their backgrounds. In recent years, however, some members of the party are openly going against the party’s official policy lines on issues like the so-called Armenian and Greek genocides. There are at least two motions tabled at Federal level that insinuate Turks and Muslims as genocidal barbars against Christians. Such motions are dangerously divisive according to community leaders. More importantly, in a time of heightened threat of white supremacist violent extremism, these motions identify Turks, Turkish mosques and associations as a potential target for deranged individuals. In November last year, following relentless efforts in the state parliament of NSW condemning Turkey for its support for Azerbaijan against Armenia, a “mentally unstable” person vandalised Auburn Gallipoli Mosque during a time of prayer. The Christchurch shooter had anti-Turkish, Greek and Armenian manifests inscribed on his weapons. In South Australia, Federal Member for Adelaide, ALP’s Steve Georganas took up on Athens’ foreign policy stand on pushing for the recognition of the so-called Greek genocide in Turkey in 1915. Georganas last year was elected as the 2nd Vice President of an Athens based association of elected members with Greek descent across the world. The association, according to its website, aims to help Greece further its foreign policy goals. Georganas’ move followed similar moves from fellow GreekAustralian members of the Labor party in the South Australian parliament. Motions seeking to recognise 19 May as the so-called Greek genocide recognition day had been introduced in the lower and upper houses. In the Federal parliament, the Shadow Minister for Foreign Affairs Penny Wong also surprised the Turkish community with her questions during the Senate Estimates on 3 June 2021. Senator Wong grilled DFAT staff and the Minister for Foreign Affairs Marise Payne with a line of questions which seemed one-sided and proArmenia. It is unknown to the greater Australian-Turkish community whether Ms Wong ever questioned DFAT members at senate estimates about the illegal occupation of sovereign Azerbaijani lands, or the fate of some one million people displaced by the Armenians. Ms Wong also did not ask anything about the land mines placed by Armenians during their withdrawal or their scorched earth policy. Neither did she question the civilian places bombed by Russian made banned missiles by Armenia during the recent war, a case that was also condemned by Amnesty International. All these might give the impression that Ms Wong is holding a biased view of the issue, raising her voice only at a time when similar lines are being pushed by the Armenian Revolutionary Federation and its proxy organisations across the world. Australian Labor Party is traditionally known for its multicultural inclusive understanding of our society. However, for many members of the AustralianTurkish community, there is a growing number of questions about the party’s biased-stand on religiously and ethnically divisie issues.
T
ANALYSIS Writer: Suzan Calimli
rkısh NEWS PRESS
22 June 2021
7
calimli.suzan@gmail.com
From Ruthless to Muslim: The Mongols
A
s many know, the Mongols were population, Hulagu had Baghdad, a a ruthless and ferocious tribe, magnificent city of prosperity that stood determined to destroy all in their for six centuries, that housed artists and path and wreak havoc in the Islamic intellectuals, burnt to the ground. world. Had it not been to one khan’s The genocide impacted neighbouring conversion to Islam, many Muslim Muslim nations; out of fear, they yielded nations may have perished by now. to the Mongols without a fight. When The Storm from the East news of what happened to Baghdad and Labelled as the ‘storm of the east’, the other Muslim states reached Berke Khan, Mongols instilled shock and terror into he was outraged and promised to take the hearts of their enemies, conquering retribution on Halugu: much of Asia during the 13th and 14th “He (Hulagu) has sacked all the centuries. A force that quite literally cities of the Muslims. With the help of came from the east, the Mongols blew God I will call him to account for so into Asia, Europe and even North Africa, much innocent blood.” destroying whole cities and massacring Consequently, two things happened: nations-including men, women and Firstly, Hulagu, fearing an attack by children. The Mongol name became Berke, withdrew to Perisa, leaving synonymous with massacre, murder and behind Palestine and Syria-two recent plundering mayham. Within the Muslim conquests of the Mongols-with a small world, the Mongols demolished four troop to protect the cities; and secondly, the attack of the Mamluk Turks of Egypt dynasties within 40 years: the Abbasids, on the Mongols situated in Palestine. the Auyyubids, the Khwarazmshahs, Siege of Baghdad in 1258. The Mamluk Sultan Qutuz sent Baybars, and the Seljuks. In Europe and Western one of his generals, to Palestine to claim Asia, the Mongols became known as it reklamlarınız the city. The mission succeeded in Tartars for two reasons: among the n: 0 433 162 655 both defeating the Mongols there and Turco-Mongol tribes, the Tartars were bringing their expansion to a halt. Soon the most powerful and the largest; and after, Syria was recaptured. To retaliate, secondly, Tartar came from the latin Hulagu wanted to take revenge on the word Tartarus, which meant hell and Mamluks but was unable to do so; he it was believed this was where the needed to first deal with the number of tribes came from. A Persian eyewitness attacks launched by Berke Khan in his from the 13th century described the Caucasus region. Berke was holding Mongols’ first appearance in Iran: true to his promise, forcing Hulagu to “They came, they sapped, they burnt, ve kartvizit confront him. As aİlan result, an open reklamların war they slew, they plundered and they 237Nisan 2019 için rezervasyon: 433 162 65 Mayıs 2019 between was declared the two. By0 the departed.” Ibn al-Athir, an Arab chronicler, end of it, both parties incurred serious Mongol Prince Ghazan’s A Mongol’s expressed his deeply-felt emotions defeats. Nonetheless, Berke successfully Mongol Prince Ghazan about the Mongols in words that have ruined Hulagu’s ambition of securing conversion from Buddism conversion to Islam. studying the Quran, from echoed down through the ages: a Middle Eastern Mongol empire. The to Islam, from the the manuscript of Rashid “O would that my mother had never war between the two carried on until manuscript of Rashid adad-Din’s Jami al-Tawarikh. borne me, that I had died before and their deaths-however in a twist of fate, Din’s Jami al-Tawarikh. that I were forgotten [so] tremendous Hulagu’s heirs converted to Islam. One disaster such as had never happened of Hulagu’s descendents, Mahmud Much of the Islamic world suffered successor for the khanate set aside before, and which struck all the world, Ghazan (1295-1304 CE) was the first in this way. However, by a singular for his father who had passed away MELBOURNE though the Muslims all…reklamlarınız Dadjjal khan to formally announce Islam as his event of happenstance, the Muslims before Genghis. The khanate Berke İlan veabove kartvizit [Muslim will at least spare khanate’s religion. This influenced other Khan ruled was later known& to BRISBANE be 237Nisan 2019 için rezervasyon: 0 433 162 655eventually reconquered -conversion to Mayıs 2019Anti-Christ] PRESS those who adhere to him, and will well-known rulers to follow his example. Islam. TheNEWS first to convert was in 1257 the ‘Golden Horde’. Berke’s nephew, only destroy his adversaries. These Eventually, three of the four khanates CE, by a Mongol called Berke Khan, Hulagu, governed northern Persia [Mongols], however, spared none. They became a Muslim nation as directed by known to be the grandson of Genghis and his aim was to rule the region killed women, men, children, ripped their Muslim leaders. Khan (1206-1227 CE). between Persia and Egypt for the open the bodies of the pregnant and Berke’s intercession on Hulagu’s The Conversion to Islam Mongol Empire. During the course of slaughtered the unborn.” The event that marked the beginning this mission, Hulahu’s most infamous act plans, forcing him to shift his attention One of the Mongol’s most successful away from the Mamluks to the attacks of this change occurred in the city was annihilating the city of Baghdad. strategies, and what they became in his Caucasus region, stamped down of Saray-Jük, located in modern-day Initially, Hulagu had sent a letter to the ultimately known for in warfare, was the Mongol’s further expansion into the western Kazakhstan. Berke Khan met a ruling caliph, al-Mustasim, ordering terrorising cities. Upon capturing cities, caravan of Muslim travellers and had Middle East. This ultimately protected for his surrender of the city. Having entire populations would be executed. other Muslim cities and saved the questioned them about their faith. A underestimating Hulagu’s power and Few survivors were spared and were sacred lands of Medina, Mecca and man named Sufi Sheikh replied and thinking that there was no real threat, only allowed to escape to tell of the Jerusalem from being afflicted with the subsequently convinced Berke to the caliph refused. Shortly after in abomination to neighbouring cities. As same fate of Baghdad. convert to Islam. The khan was the first 1258, Hulagu and his army set foot a result, upon hearing the approach of Sources: Mongol recorded to accept Islam. on Baghdad soil and seized the city the Mongols, the neighbouring cities - Sacred.footsteps.org Genghis Khan divided his empire in two weeks. Many of its innocent İlan fighting ve kartvizit would surrender without in the reklamlarınız - Worldhistory.org into khanates, each portion to be Muslim citizens were murdered and hope of being spared a similar fate- Mvslim.com passed down to his sons after his al-Mustasim was formally executed. için rezervasyon: 14 Mayıs 2019 21 28 11 Haziran 2019 0 433 162 655 18 most often than not, this was granted. - Eprint.soas.ac.uk passing. Berke ended up being the In addition to massacring most of the
T
rkısh NEWS PRESS
..
SERI ILAN/
MELBOURNE & BRISBANE
20
20
20
T
rkısh
T
..
SERI ILAN/
rkısh NEWS PRESS
..
. . MELBOURNE
SERI ILAN/ SERI ILANLAR & BRISBANE
Huzur Evi Müdürü alınacak
BROADMEADOWS’DA BULUNAN OSMANLI KÖYÜ YAŞLILAR EVI’NE TECRÜBELI MÜDÜR ARANIYOR. 32 YATAK ILE ÇALIŞAN OSMANLI KÖYÜ YAŞLILAR EVI, TÜRK TOPLUMUNA HIZMET VERMEKTEDIR. ARANAN NITELIKLER: . Yaşlılar evinde müdürlük tecrübesi . Müşteri hizmet standartları yüksek . Yaşlılar evi kanunlarını iyi bilen . Çalışanlara yol gösterecek ve motive edecek Işletme bilgisine sahip . RN Div 1 veya RN Div 2 olabilir Bu pozisyona uygun kişiler 0413 815 345 numaralı telefondan Ramazan Öztaş’ı arayabilirler veya özgeçmişlerini admin@bticc.org.au adresine gönderebilirler.
8
T
22 Haziran 2021
rkısh NEWS PRESS
.
TÜRKIYE
N I R A L T U L E U D B ÜN
FEDEKÂR SABIRE HEMŞİRE
I T F ÜS YLA KEY YA
Bir günde 224 kişiye Kovid-19 aşısı yaptı Bakanı Fahrettin Koca’nın, sağlık S ağlık çalışanlarının fedakarlığına dikkat çekmek
için “Bu kız bugün 224 kişiye aşı yaptı” başlıklı paylaşımını alıntıladığı İzmirli hemşire Sabire Elen, emeklerinin görülmesinin mutluluğunu yaşıyor. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine bağlı Karşıyaka Semt Polikliniğinde görevli 24 yaşındaki Elen, aşılama yoğunluğunun ardından Twitter hesabından, “Bu kız bugün 224 kişiye aşı yaptı” notuyla bir fotoğraf paylaştı. Bakan Koca ise söz konusu paylaşımı alıntılayarak, “Aşı ekibinden bir arkadaşımız dün böyle bir tweet atmış. Ardından, şu duygusunu paylaşmış ‘Son günlerde o kadar çok aşı yaptım ki dışarı çıkınca herkesin yüzü tanıdık geliyor.’ Aşı yapan ellerinize sağlık. Bu fedakarlıklar unutulmayacak” ifadelerini kullandı. Çok sayıda beğeni alan ve vatandaşların destek mesajları gönderdiği fedakar sağlık çalışanı, Koca’nın bu paylaşımıyla çok mutlu oldu. Aşı çalışmalarına devam eden Sabire Elen, şunları dile getirdi: “Aşı çalışmalarındaki yorgunluğu belirten bir tweet paylaşmıştım. Sayın Bakanımız Fahrettin Koca’nın bunu fark edip alıntılaması beni ziyadesiyle mutlu etti. Emeklerimizin görülüyor olması çok güzel. Çünkü biz burada kocaman bir aileyiz. Hepimiz bu savaşın bitmesi için uğraşıyoruz.”
n Dünya Doğayı Koruma Vakfının koruma altına alınması gereken 200 ekolojik bölge arasında gösterdiği, 3 bin 937 metreyle Türkiye’nin en yüksek dördüncü dağı olan Kaçkarlarda bulunan yaylalara kontrollü normalleşme döneminde ilgi artmaya başladı. Ziyaretçiler genellikle Çamlıhemşin ilçesindeki Pokut, Sal, Gito, Badara, Yukarı Kavrun ve Huser yaylalarını tercih ediyor. Özellikle 2 bin 700 rakımlı Huser Yaylası’nda gün batımını ve
BUNA YÖREK DAYANMAZ
sisle oluşan manzarayı izlemek isteyenler yoğunluk oluşturuyor. BÜYÜLEYİCİ MANZARA Göz kamaştırıcı yaylada sis bulutlarını izlerken salıncakta ve kayık üzerinde fotoğraf çektirmek isteyen ziyaretçiler sıranın kendilerine gelmesini bekliyor. Çamlıhemşin’e yaklaşık 60 kilometre uzaklıktaki yaylanın yolları yorucu olsa da manzarayı gören misafirler yorgunluğu unutarak doğal güzelliğin tadını çıkarıyor. Ziyaretçilerden Ömer
Faruk ve Aslıhan Keleş çifti, “Doğa ile iç içe bir yer. Bol oksijen ve muhteşem bir doğa. Salgından sonra özellikle buraya gelerek mutlu olduk. Herkesi ciğerlerini bol oksijenle doldurmaya, doğayı yaşamaya bekliyoruz” dediler. Tunceli’den gelen Gülşah Mak da, “Huser Yaylası muazzam bir yer. Güzel bir manzarası var. Bence herkesin gelip görmesi gereken bir yer” dedi. Serkan Andiçi de “Gerçekten büyüleyici bir atmosferi var” dedi.
Diyarbakır Annelerinin
eylemine 2 aile daha katıldı
Acılı baba 14 yıldır kayıp oğlunu arıyor bir ailenin 5 çocuğundan biri olan S iirtli Bayram Küpşi, 2001 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. 2007 yılında bir yakınlarını
ziyaretten dönen Bayram’ın annesi Hüsna, Ümraniye’deki evlerinde çay demlerken 6 yaşındaki Bayram da oynamak için sokağa çıktı. Bundan sonra ailesi, bir daha Bayram’ı görmedi. Oğlunu bulmak için gitmedik yer, çalmadık kapı bırakmadığını belirten acılı Baba Cevher Küpşi, şunları dile getirdi: “O dönem MOBESE kameralar yoktu. Rahmetli olan bir komşumuz sokakta oynuyorken gördüğünü söylüyordu. Onun dışında gören de olmamış. En ufak bir ipucu elimizde yok. Oğlumu görmenin hayali ile yaşıyorum. Onu bir görsem artık benim için ölüm haktır. Onu bulmadan ölmeyeyim diyorum. 14 yıldır arıyorum ve devam edeceğim. Peşini bırakmayacağım. Yaşadığını hissediyoruz.”
E
vlatları PKK/DDP tarafından dağa kaçırılan Diyarbakır annelerinin, 3 Eylül 2019’da HDP il binası başlattığı oturma eylemi, iki yıldır büyüyerek devam ediyor. Batman’da geçen yıl kandırılarak dağa götürülen 21 yaşındaki oğlu Muhammed için gelen anne Yasemin Gönyeli de oturma eylemine dahil oldu. OĞLUM ASKERE GİDECEKTİ Anne Gönyeli, oğlunun askere gitmek için hazırlık yaptığı sırada kandırılarak dağa götürüldüğünü söyledi. Oğlundan 11 aydır haber alamadığını ve onu çok özlediğini belireten acılı anna, evladına güvenlik güçlerine teslim olması çağrısında bulundu. Çocuğunu bulmak için HDP Batman İl Binasına gittiğini ama partililerin kendisine kızdığını anlatan Gönyeli, şöyle devam etti: “Evladımı onlardan istiyorum. HDP nasıl evladımı götürdüyse öyle de getirsin. Kendi evlatlarını göndersinler. Bizim evlatlarımızdan ne istiyorlar?
YASEMIN GÖNYELI
YEMLIHAN ARUL
Kendi evlatlarını Avrupa’da okutuyorlar. Neden garibanların evlatlarını dağa gönderiyorlar? Devlete sığın oğlum. Gel annene ilaç ol. Bayram geliyor, güzel evladım. Sensiz bayram olmuyor. Sensiz bir dakikam geçmiyor. Kurban olurum dön annene.” KARDEŞİ İÇİN NÖBETTE Muş’tan 7 yıl önce kandırılarak dağa götürülen kardeşi Mustafa Arul için gelen Yemlihan Arul da Diyarbakır’daki oturma eylemine
dahil oldu. Arul, kardeşinin HDP aracılığıyla dağa götürüldüğünü belirterek bu nedenle parti binası önüne geldiğini söyledi. Tek isteğinin kardeşine kavuşmak olduğunu belirten Arul, şöyle konuştu: “Kardeşim oraya gidecek bir insan değil. Onun saflığını kullanarak kardeşimi gönderen her kim ise tekrar getirmesini istiyorum. Kardeşim çık gel. Hiç kimseye kanma. Oralar sana göre değil. Cennet vatanımıza dön.”
T Karabağ kahramanları .
TÜRKIYE
ERDOĞAN&ALIYEV
rkısh NEWS PRESS
22 Haziran 2021
9
TÜRK’ÜN GÜCÜ VE MERHAMETİ
Şusa kentinde buluştu
A
İki gardaşın 28 yıl sonra Ermeni işgalinden kurtarılan Şuşa’ya yaptıkları ziyaret, dostları sevindirirken, düşmanları çatlattı. İmzalanan “Şuşa Beyannamesi” ile iki kardeş ülkenin, işbirlikleri, mayınların temizlenmesi ve tehditlere karşı müttefiklik anlayışıyla ortak mekanizma oluşturmanın yolu açılırken, Şuşa’nın yeniden inşaası için de yol haritası çizildi.
zerbaycan’a tarihi bir ziyaret gerçekleştiren Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından coşkulu bir törenle karşılandı. İki gardaş’ın, 28 yıl sonra Ermeni işgalinden kurtarılan Şuşa’ya yaptıkları ziyaret, dostları sevindirirken, düşmanları çatlattı. İmzalanan “Şuşa Beyannamesi” ile iki kardeş ülkenin, askeri, ekonomik, kültürel, sağlık alanlarında işbirlikleri, mayınlı arazilerin temizlenmesi ve dış tehditlere karşı müttefiklik anlayışıyla ortak mekanizma oluşturmalarının yolu açılırken, Şuşa’nın yeniden imar ve inşaası için de yol haritası çizildi. ERMENİSTAN’A DOST ELİ İmza töreninin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, “Şuşa Beyannamesi ile ilişkilerimizin yeni dönemdeki yol haritasını belirledik. Ermenistan’ın kendisine uzatılan iyi niyet ve dayanışma elini tutmasını, ortak geleceği birlikte şekillendirme fırsatını iyi kullanmasını temenni ediyoruz” dedi. Ateşkes Antlaşması’nın ardından artık bölgede tüm taraflar için yeni iş birliği imkanlarının doğduğunu belirten Erdoğan, şunları dile getirdi: “Türkiye olarak, biz de coğrafi komşuluk ilişkilerimizi daha derin iş birliklerine yöneltmek istiyoruz. Ermenistan’ın kendisine uzatılan bu iyi niyet ve dayanışma elini tutmasını, ortak geleceği birlikte şekillendirme fırsatını iyi kullanmasını temenni ediyoruz. 6’LI PLATFORM FIRSAT Altılı Platform’da bildiğiniz gibi Rusya, Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve İran var. Platform ile artık istiyoruz ki bölge suhuletle barış içerisinde yaşanan bir bölge olsun. Bu adımı atmak için biz kardeşim ile her türlü fedakarlığa varız, Sayın Putin aynı şekilde bu tür fedakârlıklara var. Bu konuda atılacak adımlarla bölge bir barış bölgesi haline gelmiş olur. Tabii bu tarihi fırsatın gerçekçi olmayan hevesler, söylemler ve eylemlerle kaçırılmaması en büyük dileğimizdir. Bölgedeki yeni statüye katkıda bulunmak isteyen herkesin nefret ve tahrik siyasetinden vazgeçerek barış ve iş birliğini teşvike yönelmesi şarttır. Böyle bir ihtimal oluştuğunda Ermenistan ile normalleşme için biz de üzerimize düşeni yapacağımızı her fırsatta söylüyoruz. Bu ümit verici sürecin Azerbaycan ile Ermenistan’ın imzaladıkları Ateşkes Antlaşması’nı kapsamlı
Afganistan Mehmetçiğe
emanet edildi
Afganistan’daki yaklışık 20 yıllık N ATO, misyonunu Türkiye’ye devretmeye
R DÜŞMAN ÇATL AT TILA
Şuşa’da tarihi yerleri birlikte gezen Erdoğan ve Aliyev çifti, ardından “Cıdır Düzü Şenlikleri”ne katılarak halkın büyük coşkusuna ortak oldu.
ve vizyoner bir barış anlaşması ile taçlandırmaları halinde çok daha sağlıklı yürüyeceğine inanıyoruz.” KARABAĞ IHTIŞAMINA VE ÖZ KIMLIĞINE KAVUŞACAK Erdoğan, Karabağ’ın tekrar eski ihtişamına ve öz kimliğine kavuşacağını, bundan hiç şüphelerinin olmadığını dile getirdi. Karabağ’ın kadim yerleşim yerlerinin tekrar inkişaf ettiği günleri, yakında hep birlikte göreceklerinin altını çizen Erdoğan, Türkiye olarak azatlık mücadelesinde olduğu gibi yeniden inşa faaliyetlerinde Azerbaycan’a her türlü katkıyı verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini kaydetti. TEK MILLET, IKI DEVLET Erdoğan, şöyle devam etti: “özellikle tek millet, iki devlet temelinde yükselttiğimiz ilişkilerimizi daha da ileriye taşıyacak yeni bir tarihi adımı attık. Bu adım önemli ve bunu bundan sonraki süreçte daha da güçlendireceğiz, güçlendirerek yolumuza da devam edeceğiz. Şuşa Beyannamesi ile ilişkilerimizin yeni dönemdeki
yol haritasını belirledik.” Beyannamenin Şuşa’da hayatiyet kazandığını ve bunun çok önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: HERKES KAZANACAK “Türkiye-Azerbaycan arasındaki bu beyannamenin içeriği birçok şeyleri kapsadığı gibi bundan sonra geleceğe yönelik adımları atarken artık sadece iki ülke değil, bölgeyi kapsayan bir kararlılığın burada yattığını görüyoruz. Türkiye olarak kadim şehir Şuşa’da en kısa sürede inşallah bir başkonsolosluk açmayı planlıyoruz. Böylece bölgede gerçekleştireceğimiz faaliyetlerin daha hızlı ve etkin şekilde yürütülmesini de sağlayacağız.” Azerbaycan’ın Güney Zengezur Koridoru Projesi’ni önemli gördüklerini ve desteklediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu projenin hayata geçirilmesiyle doğudan batıya herkesin istifade edebileceği yeni bir orta koridor açılacaktır; bu, çok büyük önem arz ediyor” şeklinde sözlerini tamamladı.
hazırlanıyor. Afganistan’ın Müslüman halkı tarafından hiçbir zaman istenmeyen Batılı NATO ve ABD, süreç boyunca sadece Türkiye’ye saldırılmadığını ve tepki oluşmadığını gördü. SONUNDA GERÇEĞİ GÖRDÜLER Son aylarda yapılan araştırmalarda NATO bayrağını kayıpsız olarak bölgede dalgalandırabilecek tek ülkenin Türkiye olduğu ortaya çıkınca, son NATO zirvesinde Afganistan’daki sorumluluk için ABD Başkanı Biden’den, Türkiye’ye ciddi bir teklif geldi. Bölgeden edinilen bilgiler, son dönemde yeniden toparlanan ve ABD ve Batılı müttefiklerine büyük saldırılar planlayan Taliban’ın da NATO’nun kararında etkili olduğunu gösteriyor. 20 YILDA 100 BİN CAN KAYBI Donald Trump’dan sonra Biden’ın da Afganistan’daki ABD askeri birliklerinin tamamen geri çekileceğini duyurdu. ABD ve NATO 20 yıldır Afganistan’da asker bulunduruyor. 11 Eylül 2001’de ABD’de gerçekleşen saldırıların ardından ABD’nin önderliğinde Afganistan’a karşı başlatılan mesnetsiz NATO operasyonlarında, açıklanın resmi rakamlara göre 2015 yılına kadar en üz 3 bin 488 asker kaybedildi. Bunların büyük çoğunluğunu ABD askerleri oluşturdu. İşgalin 10. yılı dolayısıyla yayınlanan bilançoda Afganistan’da bütün taraflardan toplam 70 bin 604 kişinin öldüğünü, bunların 43 bininin sivil olduğu açıklandı. 2021 yılı itibarı ile ise bu kayıpların 100 binin üzerinde olduğu belirtiliyor. SADECE TÜRKLER SEVİLİYOR Bölgedeki Türk birliklerinin istatistiklerine bakıldığında ise, genellikle operasyonel etkinliklere katılmayan Türk askerlerinin, gittikleri her bölgede sevgi gösterileriyle karşılandığı, halkın onları NATO askerlerinden ayrı tuttuğu sonucu ortaya çıktı. Bu da, bölgeden çekilme sonrasında Kabil’deki havaalanı ve bazı kritik bölgelerin Türk askerlerince korunması gerektiği kanısını güçlendirdi. NATO zirvesinde ABD Başkanı Joe Biden’in Türk askerinin Afganistan’da kalması önerisine Erdoğan, Pakistan ve Macaristan gibi ülkelerle birlikte değerlendirilebileceği karşılığını verdi. Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’da NATO için büyük bir öneme sahip olan Türkiye, bundan böyle Afganistan coğrafyasında da vazgeçilmez bir güç olarak öne çıktı. Bu da ülkemizin öneminin küresel ölçekte arttığını gösterdi.
T
TURKEY
rkısh NEWS PRESS
22 June 2021
11
TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY
IBRAHIM KALIN @ikalin1
People walk along Istiklal Street near Taksim Square, Istanbul, Turkey, May 15, 2020.
Will the PKK Disarm?
O
TURKEY IS ENDING COVID-19 LOCKDOWNS ALTOGETHER: ERDOGAN
I
n its latest drive toward normalization and due to its increasing pace in COVID-19 vaccinations, Turkey is ending overnight and weekend curfews while scrapping limitations in various fields, President Recep Tayyip Erdoğan said announced late Monday. “As of July 1, Turkey is ending COVID-19 lockdowns altogether, along with limitations on travel and public work hours,” Erdoğan said in a televised address from Ankara after the Cabinet meeting. The limitations on public transport in urban areas will also be lifted. “As of today, the number of COVID-19 vaccines administered in Turkey hit 43 million with the country
having the world’s fastest vaccination pace over the past week,” he added. A couple of minutes after the president’s speech, the Health Ministry released its daily COVID-19 report that put the number of daily positive cases at 5,294 with 51 fatalities. The country uses an inactive vaccine developed by China’s Sinovac as well as Pfizer-BioNTech’s Messenger RNA (mRNA) vaccine. A deal was also made with Russia for imports of the Sputnik V vaccine and locally made vaccines are expected to be available later this year. “Next week, we will inoculate volunteers with a Turkish-developed COVID-19 vaccine,” Health Minister Fahret-
tin Koca said in a live press conference recently. “This is the last phase in its development as it has entered the human trials phase,” he added. Koca also noted that studies are currently being carried out to determine which vaccines can be mixed if scientific research proves that a third dose is necessary. Administering over 43 million doses in less than six months is no small feat for a country of more than 83 million people. Turkey once ranked sixth in the world in coronavirus vaccination but the drive slowed down due to delays in the shipment of vaccines. Vaccine hesitancy among the public also hurts the process.
Turkey seized $18.7 billion worth of drugs in 2020
T
he Interior Ministry has shared the latest statistics on Turkey’s fight against drugs revealing drugs worth TL 165 billion ($18.7 billion) were confiscated in 2020. Figures from last year also show security forces conducted 158,960 operations against drug smugglers and 23,693 suspects were arrested. Also in 2020, 314 people died of drug consumption, a number previously given as 239. Last week, customs officers and police managed to confiscate more than a ton of cocaine in a record bust in southern Turkey, aboard a vessel traveling from South America. The country is ramping up efforts against “narco-terrorism” which the PKK terrorist group profits from.
Kebabs for shots: Adana local helps Turkey’s COVID-19 fight n As governments across the world struggle to come up with ideas to convince skeptics to get vaccinated against COVID-19, a man in Turkey appears to have come up with an irresistible way. The staple of Turkish cuisine: Kebab. Uğur Aydın, an owner of a restaurant in Turkey’s kebab capital Adana, has been watching the country’s fight against the coronavirus pan-
demic and decided to contribute with a tasty offer: free kebab for anyone who gets a COVID-19 vaccine. After Aydın announced he would serve free kebab to the first 1,000 people who showed up at his restaurant after receiving their shots, the outcome proved perhaps even more successful than what campaigns with multi-million dollar budgets.
ne of the key issues after the June 7 elections is the future of the “solution” process. It is expected to resolve the Kurdish issue and bring an end to PKK violence. But instead of laying down arms and following a responsible political line, the PKK and its political wing, the Peoples’ Democratic Party (HDP) is making excuses to continue armed struggle and legitimize the PKK’s politics of terrorism. After weeks of calls and public pressure, HDP Co-Chair Selahattin Demirtaş finally made a call on the PKK “to lay down arms against Turkey.” The statement came in a TV interview as a marginal note and with a muted voice. He said “against Turkey,” thus conditioning his call. Demirtaş claimed that his call will not have any impact with the PKK because he is not in a position to make such a demand. The call should be made by Abdullah Öcalan. This is rather ironic and selfcontradictory. It is ironic because the HDP claims to play a central role in the peace process but says that it is in no position to make any political demands on the PKK. It says it has to be taken seriously but cannot confront the Kurdish Communities Union (KCK) or the PKK on key political issues. The fact of the matter is that the HDP cannot make any independent decision on key issues and gets its orders from the KCK/ PKK.Contrary to Demirtaş’s claim or due to his total oblivion of facts, Öcalan did make a call in February of this year on the KCK to hold a congress to end all armed struggle. The call was supposed to be the end of PKK terrorism. Nothing has come out of it. Instead of expanding the sphere of democratic politics, the PKK and HDP are engaged in a delusional attempt to glorify terrorism, romanticize the “life in the mountains,” i.e. PKK militancy, and turn PKK violence into an aesthetic discourse. Furthermore, the HDP’s claim to be “an all-Turkey party” is undermined by its total impotence vis-à-vis PKK’s politics of rural and urban terrorism. Trying to explain and justify the KCK/ PKK’s warmongering cannot be the sole function of a political party with 80 representatives in the Turkish Grand National Assembly (TBMM). Recently, the PKK is using the war in Syria to justify its armed struggle. But clearly this is a political game. PKK terrorism has existed long before the Syrian war. Instead of thanking Turkey and President Recep Tayyip Erdoğan for accepting thousands of Kurds from Kobani and Tal Abyad, Syria and saving them from the barbarity of ISIS, the PKK and its political wing HDP run a smear campaign and seek to sow seeds of hatred and animosity. So much for politics of civility and liberalism! Let’s remember: On Oct. 7 last year, the PKK and HDP called on their supporters to go out on the streets to protest. The result has been a disaster. The street violence, anarchy and vandalism led to the death of
50 people, wounding of hundreds and millions of dollars in damages. PKK operatives burnt schools, looted libraries and museums, attacked shops and police stations, set on fire city buses, Red Crescent cars and public property. Despite ongoing violence perpetrated by PKK militants, the HDP refuses to condemn it mostly for fear of retaliation from the KCK/PKK. Neither the PKK nor the HDP can claim to speak for all Kurds in Turkey or in Iraq or in Syria. The identification of the Kurdish people and the PKK is an ideological tool used by the PKK but cannot be taken seriously. The PKK presents its own demands as the demands of the Kurdish people, posturing as the sole representative of the Kurdish people. This is nothing more than political manipulation and extortion. The PKK fought a bloody war against Turkey since 1984. The war claimed the lives of 40,000 people, wounded thousands and cost billions of dollars. The failed policies of denial, assimilation and collective punishment have now been overcome. Much has been done to bridge the socio-economic gap between the east and west of the country. Billions of dollars have been invested in infrastructure, agriculture, transportation and education in the predominantly Kurdish areas. New roads, airports and universities have allowed a greater degree of social mobility for citizens. Major progress has been made in regards to the acceptance of Kurds as part of Turkey’s tapestry of multiple ethnic identities. It is no longer a social or political anathema to identify oneself as a Kurd. The new map of Turkey’s social imagination now allows greater acceptance and inclusiveness across religious and ethnic identities. The last decade saw the lifting of restrictions on the use of Kurdish language in media, political campaigns, public speeches, books and magazines, social media, courts, prisons, schools and government offices. Optional Kurdish language courses have been introduced in schools. Religious scholars and imams give sermons in Kurdish. TVKurdi, a state TV channel, broadcasts in Kurdish 24/7. Despite huge progress in these areas, the PKK refuses to disarm and the HDP keeps making excuses. Much has changed since the 1980s and the HDP, more than any other actor, has enjoyed the change. But they still claim that Turkey has remained in the 1970s. From Turkey to Iraq, Syria and Iran, Turks and Kurds share a common culture, history and geography. They also share a common future. Instead of glorifying terrorism and demonizing Turkey, the PKK/KCK should lay down arms without conditions. The vast majority of Kurds want peace just as the vast majority of Turks do. Neither the PKK nor the HDP has the right to derail this process. > Source: Daily Sabah/Jul 17, 2015
12
E
22 June 2021 very day across Australia, truckies are driving thousands of kilometres to get fresh produce from farms to markets. But what if the truck could do this job, without a driver? The NASDAQ-listed company TuSimple is celebrating a milestone, after transporting watermelons from Arizona to Oklahoma City using an autonomous truck. There were two humans in the truck during the trial - and they did take control of the vehicle at the front and back end of the journey - but for more than 1,500 kilometres, the truck was driving itself. “Our business case is to take the human driver out,” TuSimple’s Jim Mullen said. “There’s going to be some situations where there’s going to be a need for a driver at what we call the first and final mile. “But we’re going to do another pilot towards the end of 2021, where we’ll do about 110 mile-run with freight in the state of Arizona, taking the human entirely out (of the truck).” Truck driver shortage Mr Mullen said some of the key benefits of autonomous trucks included fuel efficiency, quicker delivery, and improved safety. “If you look at the data in the United States relating to accidents and fatalities involving large trucks, about 95 per cent of those accidents are caused by human error,” he said. “Our artificial intelligence doesn’t get tired or distracted, so we will vastly improve the safety of driving large trucks.” He said the technology was not going to put truck drivers out of work. “In the United States we have a lack
T
rkısh NEWS PRESS
TECHNOLOGY
For about 1,500 kilometres
this truck transported
watermelons-without a driver! Autonomous trucks hit the highways, with Australian tech helping drive the revolution...
of drivers, it’s estimated there’s a shortage of about 60,000 truck drivers today and that’s expected to be over 100,000 in the next few years.” Mr Mullen said in the nearterm the company was focussed on operating in the southern half of America and on “high volume repetitious freight routes”. He said Australia was on the company’s “road map” for the future and it had recently started testing in parts of Asia and Europe. If all goes to plan, TuSimple will roll out a fleet
of driverless trucks in 2024. Australian tech helping to drive industry Autonomous vehicles require sensors to perceive their surroundings, provided by light detection and ranging technology, or LiDAR. At the forefront of new LiDAR technology is the Australianbased company, Baraja. For more than two years, it has been working closely with Hitachi Construction Machinery to make automated machines in Australia’s
mining sector. “Mining has been at the forefront of autonomous vehicles and there’s now several fully-autonomous mines around the world, most of them are in Australia,” Baraja CEO Federico Collarte said. He said the company was now supplying LiDAR sensors to a number of industries and several companies involved in self-driving trucks, passenger vehicles and “robotaxis”. He said TuSimple’s trial of transporting melons across America was significant. “I’m really pleased to hear that news ... it’s proof the technology is possible and practical, and it’s delivering results, especially for the fresh produce sector. “The key benefit is you can get fresh produce to the market sooner, so the shelflife can be longer.” Mr Collarte believed autonomous trucks had a role to play in Australia’s future and was aware of plans to automate a portion of highway near Melbourne to trial autonomous trucks delivering freight to a port. “I was watching the TV program ‘Outback Truckers’ and those jobs are not going to be automated anytime soon, because those people are heroes crossing the creeks and desert,” Mr Collarte said. “But long-haul highway trucking is more akin to automation. “Human truckies will still be used for the specialised pick-up of cargo and getting it to the edge of a city, to the highway, but then the autonomous system would take over that long-haul boring highway.”
ULUSLARARASI ÖĞRENCİ STAJ PROGRAMI Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı tarafından ülkemizin yükseköğretim düzeyinde uluslararası öğrencilere yönelik kamu kaynaklı burs programı Türkiye Bursları adı altında yürütülmektir. Son 10 yıllık süreçte ülkemiz uluslararası öğrenciler açısından bir cazibe merkezi haline gelmiş devlet ve vakıf üniversitelerinde eğitim gören uluslararası öğrenci sayısı 200 bine yaklaşmıştır. Ülkemizde eğitimlerine devam eden uluslararası öğrencilerin önemli bir kısmı kendi imkânları ile okurken yaklaşık 15 bini ise Türkiye Bursları kapsamında eğitimlerini sürdürmektedir. Öğrencilerin tüm masraflarının karşılandığı Türkiye Bursları Programı yurtdışında rekabetçi özelliği ile bilinmekte ve başvurular arasındaki en seçkin adaylar burs programına dâhil edilmektedir. Zorlu bir seçim sürecinin olduğu ve her yıl yaklaşık 4000 kontenjanın verildiği programa 2021 yılında 178 ülkeden 165.500 aday başvurmuştur. Ülkelerinin en iyileri arasında olan Türkiye burslusu öğrenciler ülkemizde bulundukları ilk yıl Türkçeyi iyi düzeyde öğrenmekte ana dilleri dışında çok dilli, çok kültürlü bir şekilde mezun olmaktadırlar. Hem ülkelerini, hem de Türkiye’yi iyi bilen mezunlar, bulundukları pozisyon itibarıyla, ülkelerimiz arasındaki siyasi, sosyal, kültürel, ticari, akademik vb ilişkilere çok boyutlu olarak katkı sağlamaktadırlar. Uluslararası öğrencilerin ülkemizdeki öğrenim sürelerini en verimli şekilde geçirmelerine yönelik birçok faaliyetler yürütülmektedir. Bunlardan biri olan uluslararası öğrencilerin ülkemizde staj yapabilmesi en önemli görülen hususların başında gelmektedir. Ülkemizde staj yapma imkânı bulan uluslararası öğrenciler bilgi, beceri ve tecrübe
edinerek öğrenim gördükleri alanlarda çalışan firma ve kurumlarla bağlantı kurarak gerek kendi ülkelerinde gerekse ülkemiz ile ileride yapılacak sosyal ve ekonomik faaliyetlerde etkin rol oynayacaklardır. Programın ayrıca yurtdışı tecrübesi ile ülkelerine dönen uluslararası öğrencilerin iş dünyasına girmeye çalışan rakiplerinden bir adım öne geçmesine, önemli kariyer basamaklarını atlayabilmelerine, üst makamlara yükselmelerine ve iş olanaklarına vesile olacağını düşünüyoruz. Staj yapacak olan uluslararası öğrencinin firmalarımıza katkı sağlayacağına ve dünyanın birçok köşesinde Türkiye’de üretilen ürünlerin ihraç edildiğini dil ve uzaklık gibi engellere rağmen firmalarımızın önemli çalışmalar yaptıklarına şahit olmaktayız. Ülkemizde öğrenimlerini görmüş Türkçe bilen ve aynı zamanda 178 farklı ülkeyi tanıyan uluslararası öğrenciler ülkemizde öğrenim görmekte iken onlara 1-2 aylık staj imkânı sağlamanın hem ülkemiz ekonomisi ve diplomatik ilişkilerine hem de firmalarımıza çok büyük fayda sağlayacağı kanaatindeyiz. Öncelikle İstanbul, Ankara ve Konya’da başlatılacak olan program için staja ilişkin prim ödemeleri adı geçen şehirlerdeki üniversitelerimiz tarafından karşılanacaktır. Bu doğrultuda Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı tarafından yürütülecek olan Uluslararası Öğrenci Staj Programı’na katılmak isteyen İstanbul, Ankara ve Konya’da faaliyet gösteren üyelerimiz, Uluslararası Öğrenci Staj Programı Firma Bilgi Formu’nu doldurarak staj@turkiyeburslari.gov.tr adresine gönderebilirler. İBRAHIM ÇUKUR GENEL SEKRETER
T
.
EKONOMI
rkısh NEWS PRESS
22 Haziran 2021
13
ÇALIŞANIN DÜNYASI
MURAT ÖZDAMAR
Sorularınız için: info@turkishnewspress.com.au
SSK emeklilik maaşı nasıl hesaplanıyor?
İ
İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile Avustralya Başbakanı Scott Morisson, iki ülke arasında yeni bir ticaret anlaşması imzalanmasına karar verdi.
İngiltere’den Avustralya’ya daha ucuz otomobil gelecek İngiltere ile Avustralya ticaret anlaşmasında uzlaştı. Anlaşma kapsamında, İngiltere’den Avustralya’ya otomobil, bisküvi ve seramik gibi ürünlerin çok daha ucuz maliyetlerle ihracının yapılabileceği kaydedildi.
İ
ngiltere ile Avustralya arasında yeni bir ticaret anlaşmasının imzalanması konusunda uzlaşmaya varıldığı bildirildi. İngiltere Başbakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Başbakanı Boris Johnson ile Avustralya Başbakanı Scott Morisson’ın iki ülke arasında yeni bir ticaret anlaşmasının imzalanmasına karar verdiği bildirildi. BISKÜVI DE VAR Açıklamada, anlaşma kapsamından İngiltere’den Avustralya’ya otomobil, İskoç viskisi, bisküvi ve seramik gibi ürünlerin çok daha ucuz maliyetlerle ihracının yapılabileceği belirtildi. Detayları paylaşılmayan anlaşmanın özelikle İngiliz ve Avustralyalı gıda üreticilerini her iki pazara daha kolay ve daha ucuz bir şekilde erişimini
sağlayacağı kaydedildi. Başbakan Johnson anlaşmaya ilişkin olarak, “Bugün, İngiltere’nin Avustralya ile ilişkisinde, ortak tarihimiz ve ortak değerlerimiz tarafından desteklenen yeni bir şafağa işaret ediliyor” İfadesini kullandı. HARİKA FIRSATLAR Johnson, “Yeni serbest ticaret anlaşmamız, İngiliz işletmeleri ve tüketicilerinin yanı sıra dünyanın diğer tarafında çalışma ve yaşama şansı isteyen gençler için harika fırsatlar sunuyor” dedi. Uzmanlar, iki ülke arasındaki kapsamlı ticaret anlaşmasını, İngiltere’nin Asya -Pasifik bölgesinde daha büyük ticari iş birliklerine gidebilmesinin ilk adımı olarak yorumluyor. Anlaşmayla birlikte, İngiltere’de özellikle gıda üreticilerinin Avustralyalı
üreticilerle rekabet gücünün azabileceği yönünde endişeleri de gündeme geliyor. Örneğin, İngiliz Ulusal Çiftçiler Birliği’nin (NFU) açıklamasında, Avustralyalı et üreticilerinin İngiliz üreticilere kıyasla daha düşük maliyetlerle üretim yapabildikleri, bunun da İngiltere’deki üreticileri olumsuz yönde etkileyebileceği kaydedildi. 20.1 MILYAR STERLIN TİCARET 2020 yılı itibarıyla iki ülke arasında toplam ürün ve hizmet ticaretinin toplam hacmi 20,1 milyar sterlin seviyesinde gerçekleşmişti. Avustralya, ağırlıklı olarak metal ürünleri, şarap ve makine ihraç ederken, İngiltere ise bu ülkeye otomobil, ilaç ve alkollü ürünler ihraç ediyor.
TC Merkez Bankası faizi değiştirmedi n Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini değiştirmeyerek yüzde 19’da tuttu. Yükselen küresel enflasyon ve beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkilerinin önemini koruduğu aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi: “Gerçekleştirilen parasal sıkılaştırmanın etkisiyle krediler ılımlı bir seyir izlemektedir. Bununla birlikte kredilerin seyri ve kompozisyonu makroekonomik istikrar açısından yakından takip edilmektedir. Emtia fiyatlarındaki yükselişe karşın ihracattaki güçlü artış eğilimi, kredilerdeki yavaşlama, altın ithalatındaki belirgin ge-
rileme ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasının cari işlemler dengesinde başlayan iyileşmeyi hızlandırması beklenmektedir.” DEZENFLASYONİST ETKİ Son dönemde ithalat fiyatları kaynaklı maliyet unsurlarının yanı sıra talep koşulları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyelerin, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam ettiği bildirildi. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin gözlenmeye başlandığı belirtilerek, “Enflasyon ve enflasyon beklentilerin-
lk defa 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu yürürlüğe girdi tarihten yani 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren sigortalı olanların emekli aylıkları, tüm sigorta statüleri için eşit düzenlenmiştir. Buna göre prim günü ve prim matrahları aynı olan sigortalıya bağlanacak emekli maaşı, emeklilik statüsü ister SSK isterse Bağ-Kur olun aynı olmaktadır. 5510 sayılı Kanuna göre, sigortalının çalışma hayatı boyu ödediği primler, enflasyon oranının tamamı ve büyüme hızının yüzde 30’u dikkate alınarak yeniden güncelleniyor. Güncellenen prim matrahının bir aya karşılık gelen aylık ortalaması, her 360 gün prim için yüzde 2 aylık bağlama oranı ile çarpılarak yaşlılık aylığı belirleniyor. Örneğin; 28 tam yıl yani 10080 gün prim ödemesi bulunan sigortalının güncellenmiş prim matrahı 9.000 TL ise sigortalıya 9.000 TL’nin yüzde 56’ı oranında yani 5.040 TL maaş hesaplanıyor. Bu maaş ayrıca emekli zam oranı nispetinde artırıldıktan sonra ek ödeme ilavesi yapılarak ödeniyor. İlk defa 1 Ekim 2008 tarihinden önce sigortalı olanların emekli aylıklarının hesaplanma biçimi emeklilik statüsüne göre farklılık gösteriyor. Sigortalının birden fazla statüde prim ödemesi varsa primi ödenen son yedi yıl yani 2520 gün primin statüsüne bakılıyor. Hangi statünün primi fazlaysa emekli maaşı bu sigorta statüsü esaslarına göre hesaplanıyor. Fazla olan SSK statüsü ise SSK maaş hesaplama yöntemi üzerinden fazla olan BağKur statüsü ise Bağ-Kur hesaplama yöntemi üzerinden emekli maaşı belirleniyor. Son yedi yıl primlerin fazlası SSK statüsünde geçmiş ise üç farklı dönem için yani 2000 yılı öncesi için ayrı, 1.1.2000-30.9.2008 aralığı için ayrı ve 30.9.2008 sonrası için ayrı olmak üzere üç farklı emekli maaşı hesaplanıyor. Bu maaşlar ilgili dönemde yatan prim oranının toplam prim oranına bölünmesi yoluyla üç tane kısmi maaş bulunuyor. Son olarak bu üç kısmi maaş birleştiriliyor. 2000 yılı öncesi için emekli maaşı gösterge yöntemine göre aylık hesap ediliyor. 2000 yılından önce en az 10 yıl prim ödenmişse son 10 yılın ortalaması, 10 yıldan az prim ödenmişse ödenen primlerin yıllık ortalaması bulunuyor. Bulunan ortalama yıllık kazanca karşılık gelen üst gösterge rakamı aylık bağlama oranı ve memur maaş katsayısı ile çarpılıyor. Ortalama yıllık kazanç tutarı üst göstergede yer almıyorsa bu kez prim ödenen son 5 senenin ortalaması bulunarak bu kez gösterge rakamı tespit ediliyor. Bulunan bu üst gösterge yahut
deki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir” denildi. TCMB’nin, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceği de vurgulandı. Ayrıca, enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizinin, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edileceğini kaydedildi.
gösterge rakamı aylık bağlama oranı ve memur maaş katsayısı ile çarpılıyor. Ancak hesaplanan aylık 1999/Aralık ayındaki memur maaş katsayısı olan 12000 TL’nin en düşük gösterge rakamı (9475) çarpımının yüzde 70’inden yani 79,59 TL’den az olamıyor. Bu aylık 2000 yılı öncesi prim günüyle çarpılıp toplam prim gününe bölünüyor. Bu yöntem sonucu hesaplanan emekli aylığı 31.12.1999 tarihine ait kısmi aylık oluyor. Ardından güncelleme katsayısı ile güncellenerek 1.1.2008 tarihine taşınıyor. 1 Ocak 2000 ile 30 Eylül 2008 arası için ödenen primler her yıl için enflasyonun oranının ve büyüme hızının tamamının çarpımı dikkate alınarak 2008 yılına taşınıyor. Sonrasında güncellenmiş bu kazançlar dikkate alınarak ortalama yıllık kazancın 12’de biri ile aylık bağlama oranı çarpılarak emekli aylığı tespit ediliyor. Bu yöntem sonucu hesaplanan bu ikinci emekli aylığı 1.1.2000-30.9.2008 aralığına ait kısmi aylık oluyor. Bu aylık 1.1.2000-30.9.2008 aralığındaki prim günüyle çarpılıp toplam prim gününe bölünüyor. Bu yöntem sonucu hesaplanan emekli aylığı 1.12008 tarihine ait kısmi aylık oluyor. Ardından 2000 öncesine ait kısmi aylık ile 1.1.2000-30.9.2008 tarih aralığına ait iki kısmi aylık birleştiriliyor. Daha sonra güncelleme katsayısı ile güncellenerek emekli olunan yıla taşınıyor. 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren ise güncellenmiş ortalama aylık kazanç ile aylık bağlama oranı çarpılıyor. Bu yöntemle hesaplanan SSK aylığı, önce ilgili dönem gün sayıları ile oranlanıp bu dönemin kısmi aylığı bulunuyor. Daha önceden hesaplanan iki kısmi aylık toplamı ile bu döneme ait aylık birleştiriliyor. Ardından Ocak emekli zammı kadar artırılıyor. İşte bu ödenecek emekli aylığı oluyor. Bu aylığa miktarına bağlı olarak yüzde 4 yahut yüzde 5 oranında da ek ödeme ekleniyor. Emekli maaşının nasıl hesaplandığını olabildiğince sadeleştirerek anlatmaya çalıştım. Okurlarımız sıklıkla yüksek emekli maaşı bağlanması için ne yapmalıyız diye soru soruyor. Bu konuda verebileceğim sihirli bir formül yok. Bilinmeli ki yüksek emekli maaşı için prim ödeme dönemlerinin tamamı için yüksekten prim ödenmiş olması gerekiyor. Günümüzdeki asgari ücretin tavanını dikkate aldığımızda son 30 seneden bu yana tavandan prim ödeyene 9395 TL emekli maaşı bağlanır. 30 sene asgariden prim ödeyene ise 2.260 TL emekli ödenir. Dolayısıyla primi yüksek olan yüksek, primi düşük olan ise nispeten düşük emekli maaşı alır.
. GEZI N E D E LA B Z E C ASIY RI DOĞ AFIRLE R MIS IRLIYO AĞ
T
rkısh NEWS PRESS
22 Haziran 2021
15
Ordu’nun şelaleleri aksa yukarı aksa...
F
ındık diyarı Ordu’nun turizmde öne çıkan şelaleleri, havaların ısınmasıyla ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Uçsuz bucaksız ormanları, dereleri ve yaylalarıyla doğa turizminde adından söz ettiren Ordu’da şelaleler, sıcaktan bunalan ve deniz turizmine alternatif arayanlar tarafından tercih ediliyor Şelalelere giden bazı vatandaşlar yüzerek serinlemeyi tercih ederken, bazıları ise çevrede piknik yaparak vakit geçiriyor. Vatandaşlar, eşsiz doğal güzellikleri barındıran şelaleleri fotoğraf kareleriyle de ölümsüzleştiriyor.
2 BIN DERE YÜZLERCE ŞELALE İl Kültür ve Turizm Müdürü Uğur Toparlak, Altınordu ilçesindeki Çavuşlar Şelalesi’nde yaptığı açıklamada, Ordu genelinde yaklaşık 2 bin dere olduğunu, derelerin üzerinde ise yüzlerce şelale bulunduğunu söyledi. Şelalelerin her birinin başlı başına bir destinasyon ve güzellik olduğunu vurgulayan Toparlak, buraların özellikle doğaseverler için muhteşem yerler olduğunu ifade etti. Toparlak, bölge halkının ve il dışından gelen vatandaşların hafta sonlarını şelalelerde geçirdiğini belirterek, şelale turizmi konusunda
Uçsuz bucaksız ormanları, dereleri ve yaylalarıyla doğa turizminde adından söz ettiren Karadeniz’in incisi Ordu’da şelaleler, sıcaktan bunalan ve deniz turizmine alternatif arayanlar tarafından tercih ediliyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Uğur Toparlak, “Bu sesin altında oturmak, burada çay içmek ve yorgunluğu atmak son derece güzel. Herkesi bu sesi bizimle paylaşması arzusundayız” diye konuşuyor.
önemli çalışmaları olduğunu aktardı. YOLUNUZ DÜŞERSE UĞRAYIN Ulaşılabilir şelalelerde çevre düzenlemesi ve altyapı gibi çalışmalar yapıldığını kaydeden Toparlak, “Bu çalışmalar
tamamlandığında Ordu’ya gelen misafirlerimizin en az bir ya da iki gününü buralarda geçirmelerini sağlayacağız. Böylece Ordu’nun önemli kaynaklarını gün yüzüne çıkarmaya devam edeceğiz” dedi.
Uğur Toparlak, Ordu’nun şelaleleri hem yerel halk hem de misafirler tarafından son derece ilgi gördüğüne dikkati çekerek, şöyle konuştu: “Şalelere gelen insanlar günlerini çok güzel bir şekilde dinlemiş olarak geçiriyorlar. İnsan hayatında su sesi önemli. Dolayısıyla bu sesin altında oturmak, burada çay içmek ve haftanın yorgunluğunu atmak son derece güzel. Bütün vatandaşlarımızın bu sesi bizimle paylaşması arzusundayız. Bütün misafirlerimizi, Ordu’nun şelalelerini görmeye ve keşfetmeye davet ediyoruz.” NEFES ALMAK İÇİN Altınordu ilçesinin Karaoluk Mahallesi’ndeki Çiseli Şelalesi’ni ziyaret eden Yeşim Çapkın ise, havaların ısınmasıyla boş vakitlerini şelalelere gelerek değerlendirmeye çalıştıklarını söyledi. Şelalelerin doğayla iç içe, nefes alınabilecek yerler olduğunu dile getiren Çapkın, salgın sürecinde çok bunaldıklarını, kontrollü normalleşme dönemiyle ilk fırsatta şelaleye geldiklerini anlattı. Çapkın, herkesin bu doğal güzelliği yaşaması gerektiğini, iş stresine bu gibi yerlerin iyi geldiğini kaydetti. AKDENİZ’İ ARATMIYOR Mesut Taşlı da yazın başlamasıyla ailesiyle Çiseli Şelalesi’ne gelerek vakit geçirdiklerini, şelale suyunun temiz ve oldukça serin olduğunu, bu gibi yerlerin kendilerine çok iyi geldiğini aktardı. Filiz Arslan ise Çiseli Şelalesi’nin çok güzel bir yer olduğunu, burada birçok kez dizi ve klip çekildiğini söyledi. Buranın oksijeni ve doğasıyla kendilerine huzur verdiğini vurgulayan Arslan, “Bizler için Ege veya Akdeniz’e tatile gitmeye gerek kalmıyor. Burası bize yetiyor. Çünkü burası doğa harikası bir yer.” diye konuştu.
OUR TEAMS ARE RESPONDING TO THE CRISIS WITH: 1. A brand new ambulance 2. Trauma surgery 3. Medical treatment and medication 4. First responder kits 5. Temporary accommodation, including blankets, mattresses, pillows, domestic tools 6. Feed the Needy packs 7. Water and hot meals HELP THE OPPRESSED TODAY! https://ausrelief.org/projects/palestine-gaza-crisis-appeal BANK DIRECT DEPOSIT Bank: Westpac Banking Corporation Account name: AusRelief BSB: 032061 Account: 480470 SWIFT Code: WPACAU2S (for overseas donors) www.ausrelief.org
T
WORLD
rkısh NEWS PRESS
22 June 2021
17
TARIH & EDEBIYAT
SINEM TASLAK staslak@turkishnewspress.com.au
Kendini aldıran kararlar
“Kişilik hazır olarak elimize verilmez, yapmayı seçtiğimiz devinimlerle sürekli oluşum halindedir.” John Dewey ğitimimizi geliştirme projesiyle yaşadıklarıma bugünden bakınca, bireyler arası mesafelerin kendi mini minnacık dünyalarımıza galaksiler arası mesafelerle aynı oranlarda yansıdığını görür gibiyim. O gün için, bakış farkı, çevre faktörü, kişilik özellikleri gibi nedenlerle oluşan sürtüşmeler, sataşmalar, hayret, kızgınlık ve öfkeler, güç savaşları; bugüne gelindiğinde, neredeyse birer anı olarak yerleşiyor zihne ama gerçek öyle değil. Keşke öyle olsaydı! Geçmiş, hatırlamak istediğim kadar romantik olsaydı, ben de olmak istediğim kadar idealist olurdum gelecek için ama bir de gün be gün yaşanılanlar var, değişmeyenlere bakıp hep ‘bugün’de kalacakmışız da bir adım ileriye gidemeyecekmişiz hissi yaratan ‘gerçekler’ var ya, biraz çelişkili bir ifade olacak ama işte asıl devinim orada, onlar bizi sürekli dürten! Hadi karar ver, hadi bir şeyler yap diye başımızın etini yiyen. Yoksa geçmişle şu ya da bu şekilde hesapları kapatıp ileriye bakabiliyor insan. ‘İnsanın aklını başına getirip olgunlaştıran, geçmişte olanları hatırlaması degil, geleceğiyle ilgili sorumluluklarıdır’, der Bernard Shaw. Ben de olgunlaşyprum galiba bu arada, zira dünden ve bugünden çok, yarını düşünmeye başladım son zamanlarda. O günlerde, yani Haziran’ın sonuna yaklaştığımız o sıcak mı sıcak İstanbul yazında, bir üniversite gerçeği daha gündeme geliyor: Tüm yıllık izinlerimizi
E
ESI
HAFTANIN KELIM
Liyakat
n Bir toplumun ilerleme ve gelişmesindeki en önemli kavramlardan biri olup bir kimsenin kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık, layık olma ve yeterlilik gösterme durumu gibi anlamlara gelir. Arapçadan dilimize geçmiştir, zıt anlamlısı işi ehline vermeyip adam kayırmadır. “Olmak ya da olmamak... İşte asıl mesele bu... Acaba zalim feleğin okuna, taşına göğüs germek mi, yoksa bu mihnet deryasına karşı koyarak hepsine son vermek mi daha asil bir hareket olur? Ölmek: Uyumak... Hepsi bu kadar... Ve bir uykuyla bütün kalp ağrılarını, vücudun yakındığı bin bir tabii derdi dindirebilmek... İşte varlığımızın özlediği netice! Ölmek: Uyumak, uyumak! Belki bir rüya görnek... Ah, işte güçlük burada! Çünkü ruhumuz bu fani kalıptan sıyrılıp ölüm uykusuna daldığı an, nasıl bir rüya göreceğimizi kim bilir? İşte bizi düşündüren ve uzun ömür felaketine katlandıran bu. Yoksa kim, bu yalın hançerle hayata son vermek varken, zamanın darbelerine ve hor görmesine, zalimin zulmüne, mağrurun küstahlığına, reddedilmiş aşkın sızılarına, adaletin sürüncemesine, mevki sahiplerinin hakaretine, liyakat ehlinin liyakatsizler tarafından aşağılanmasına katlanır?” > William Shakespeare/Hamlet. Kaynak: Hilmet Anıl Öztekin/Sufisözlük
7 Temmuz ayı boyunca üniversite adaylarına tanıtma programında görevli olacağımızdan yıllık izin hakkımız Ağustos ayına kalacak. Ağustos’a kadar dur durak demeden gitmenin imkanı yok, bünye isyanları oynuyor. Ne kediyi okşayarak sakinlemek, ne komşuların akşam çayı, ne de balkon sefası, hiçbir şey kesmiyor beni artık.
Sandra Bullock’la Keanu Reeves’in oyandığı “The Lake House” (Göl Evi) diye bir film vardı birkaç yıl önce izlediğim. İşte o filmin bir sahnesinde, “Tatile çıktığında evden olabildiğince uzaklara git” diyordu, esas oğlan esas kıza. Aklımda kalmış bu cümle. Ben de okuldan, evden, mahalleden, apartmandan uzaklara bir yerlere gitmek istiyorum. Gitmeliyiz de en uzak neresi olur, öyle uzak olsun ki geçmişe dönüp baktığımde ‘romantik’ bir görürüm ortaya çıksın! Bilgisyar başına geçiyorum, mesajlara bakıyorum. Terri bir mesaj göndermiş: ‘Hadi gelin bu yaz buraya’ diyor. New Jersey! Hani uzak dediysek de... Olur mu olur! Geçerli pasaport ve vizem var. Bahar’ın pasaportu da sorun
değil. Yine fazla uçtum galiba! Bahar’a söylemek için çok mu erken? Bahar ‘not yükseltme’ sınavından dönüyor. Biyoloji fena geçmedi diyor, daha sırada Kimya ve Matematik var. Edebiyatı kurtarmış durumda. O akşam pat diye ‘Amerika’ya gidiyoruz,’ diyorum. İnanmıyor. Şaşkın vaziyetteyiz. O da, ben de... “Anne benimle dalga geçme, sınavlarım bile bitmedi daha,” diyor. Kendi kararıma kendim de şaşırmış durumdayım. Gidiyoruz. Terri’ye bir mesaj, arkasından bilet ayarlamaca ve 7 Temmuz sabahı dönmek üzere programlanan on günlük bir Amerika seyahati. Gitmeden önceki birkaç gün içindeki telaş, mutluluk, koşuşturmacamız tam filmlik görüntüler. Bahar tüm enerjisini iş hallediyorum, evde, okulda, sokakta, telefonda, bilgisayarda. Daha uçmadan uçuyoruz. Sevindirik olmuşuz. Hani iflas etmişti bu beden, nereden geldi bu enerji? Annem haklıymış, bana, “Sana ayda kabul günü var deseler, merdiveni nerede diye sorarsın” derken. Laf aramızda, İstanbul’daki bir arkadaş toplantısına katılabilmek için Ankara’dan gece trenine binip, sabah İstanbul’a varıp, gece treniyle tekrar eve dönmüşlüğüm vardır bir kaç yıl öncesinde. Yani hop diye kalkıp bir yerlere gitmek olağan bir durum benim için, zira seyahat etmenin sağlığa zararını hiç görmedim şimdiye değin. İnsanın ileriye bakması ne güzelmiş, yenidem hatırlıyorum. Kendimle barışmış durumdayım. Kızgınlarımdan eser yok. > Yazar: Yasemin Alptekin / Gitmek Mi Zor Kalmak Mı?
SHEIKHA LATIFA
Dubai ruler’s daughter Latifa gains freedom after villa-prison row Latifa, a daughter of Dubai ruler Sheikh Mohammed bin Rashid Al Maktoum, S heikha has appeared in a Spanish airport after being reunited with her freedom. A new image of Latifa was posted on Instagram appearing to show her abroad following earlier pictures of public outings in the emirate where Latifa had said she was being held captive. “We are pleased to see Latifa seemingly having a passport, traveling and enjoying an increasing degree of freedom, these are very positive steps forward,” David Haigh, co-founder of the Free Latifa campaign, said. “I can also confirm that several of the campaign team have been contacted directly by Latifa,” Haigh said. The United Arab Emirates (UAE) Foreign Ministry and the Dubai government’s media office did not immediately respond to a request for comment. In February, the BBC aired a video message in which Latifa said she was being held captive in a barricaded villa, prompting U.N. rights experts to demand that the Gulf state show “proof of life” and release Latifa. Latifa, 35, mounted a failed attempt in 2018 to escape her father’s control by boarding a yacht to sail across the Indian Ocean.
DISCOVERY
Cheron: 22 June 1978
C
haron was discovered by United States Naval Observatory astronomer James Christy, using the 1.55-meter (61 in) telescope at United States Naval Observatory Flagstaff Station (NOFS). On June 22, 1978, he had been examining highly magnified images of Pluto on photographic plates taken with the telescope two months prior. Christy noticed that a slight elongation appeared periodically. The bulge was confirmed on plates dating back to April 29, 1965. The International Astronomical Union formally announced Christy’s discovery to the world on July 7, 1978. Subsequent observations of Pluto determined that the bulge was due to a smaller accompanying body. The periodicity of the bulge corresponded to Pluto’s rotation period, which was previously known from Pluto’s light curve. This indicated a synchronous orbit, which strongly suggested that the bulge effect was real and not spurious. This resulted in reassessments of Pluto’s size, mass, and other physical characteristics because the calculated mass and albedo of the Pluto-Charon system had previously been attributed to Pluto alone.
Doubts about Charon’s existence were erased when it and Pluto entered a five-year period of mutual eclipses and transits between 1985 and 1990. This occurs when the Pluto–Charon orbital plane is edge-on as seen from Earth, which only happens at two intervals in Pluto’s 248-year orbital period. It was fortuitous that one of these intervals happened to occur soon after Charon’s discovery. With half the diameter and one eighth the mass of Pluto, Charon is a very large moon in comparison to its parent body. Its gravitational influence is such that the barycenter of the Plutonian system lies outside Pluto. The reddish-brown cap of the north pole of Charon is composed of tholins, organic macromolecules that may be essential ingredients of life. These tholins were produced from methane, nitrogen and related gases released from the atmosphere of Pluto and transferred over 19,000 km (12,000 mi) to the orbiting moon. > Sources: https://en.wikipedia.org/ wiki/Charon_(moon); https://www. nbcnews.com/science/space/newhorizons-5-things-we-found-out-
UN delivers ‘negative message’ from Israel on aid to Hamas
Nations intermediary delivered bad A United news from Israel to Hamas Monday in which the occupiers allegedly said they lack the will
to end the humanitarian crisis, a Palestinian diplomat from the Gaza Strip said. The crowded Mediterranean territory, home to around 2 million Palestinians under an Israeli blockade since 2007, was ravaged by 11 days of conflict. U.N. Middle East peace envoy Tor Wennesland arrived in Gaza on Monday for talks with Hamas leaders, one month on since a cease-fire between Hamas and Israel came into force. But a source in Hamas, who asked not to be identified, said the U.N. envoy had also delivered a “negative message” from Israel to Hamas, without giving further details. “The meeting was bad, it was not at all positive,” the head of Hamas’ political wing, Yahya Sinwar told reporters. “They listened to us attentively, but there are no signs that there are intentions towards solving the humanitarian crisis in the Gaza Strip,” Sinwar added. The U.N. declined to comment.
PAZARTESI
Bilge Başafacan Neşe Sözen Fatma Gençtürk ÇAY MOLASI
AUSTRALIA . .
SESİ T rkıye’nın
RADYOSU AVUSTRALYA
CUMA
Tanyeli Serkan Uyanık TANYELI’YLE BIZ BIZE
I
CUMARTES
“Sizin Sesiniz”
SALI
www.turkishnewspress.com.au
Ergül Uybadın
Sülhan Yılmaz Gülten Akbar
Derya Sekmen Büşra Erkan Tuğçe Uybadın
VOICE OF TURKEY WOMENS EDITION
ÇARŞAMBA
Tuğba Aksoy GÖNÜL KAHVESİ
PERŞEMBE
Serdar Güzel Doğukan Perk Saat: 22-23 arası PORTRELER
SYDNEY DIGITAL 985 & MELBOURNE 98.9 NORTH WEST FM YAYINIMIZLA . . SIZLERLEYIZ! - Sydney’de haftanın her günü saat 17-18 arası Her gece saat 22-03:00 arası Müzikli Saatler - Melbourne’da her Çarşamba saat 17-18 arası - Yayınlarımızı aşağıdaki linklerden dünyanın her yerinden dinleyebilirsiniz. SYDNEY: www.turkiyeninsesi.sydney MELBOURNE: www.turkiyeninsesi.melbourne - Ayrıntılı bilgi için bizi arayın: +61421890600
T
rkısh
HAYATA DAIR
SATURDAY0 16.00-17.0
Tuğçe Köksal, Yasin Köksal, Ahmet Kale & Azra Vejzovic
THE SOURCE
PAZAR
Müzikli Saatler EZGİLER
ÇARŞAMBA
@turkiyeninsesiradyosu
MEDIA LIMITED
MURAT ŞIRIN
ÜMIT UYAR
MELBOURNE’IN SESİ
.
NOSTALJI
T
rkısh NEWS PRESS
. R A L K A F T U M I ESK z u m u ğ u t t u Un
22 Haziran 2021
r o y ı l ı t a ş a y e d e z ü m u b
UNESCO tarafından “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilen Gaziantep’in mutfaktaki kültürel birikimi, tarihsel bilgilerle Emine Göğüş Mutfak Müzesi’nde gelecek kuşaklara aktarılıyor... Alanında Türkiye’nin ilk örneği olan Müzenin Rehberi Oya Soygenç, “Ninelerimizin yıllarca kullandıkları mutfağımızın kültürünü küçükten büyüğe herkese aşılamaya çalışıyoruz” diyor.
T
arihi İpek Yolu’nda bulunması nedeniyle birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve UNESCO tarafından “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilen Gaziantep’in mutfaktaki başarısının sırrı, Emine Göğüş Mutfak Müzesi’nde ziyaretçilere aktarılıyor. Yüzlerce çeşit tencere yemeği, kebapları, tescilli baklavasıyla gastronomi turizminin parlayan yıldızı olan Gaziantep’in, bu kültürel birikiminin tarihçesi müzede anlatıyor. Gaziantep Kalesi’nin güneyindeki, Türkiye’nin ilk turizm bakanlarından Ali İhsan Göğüş tarafından bağışlanan Göğüş Konağı’nda 2008 yılında açılan müze, Türkiye’nin ilk mutfak müzesi olma özelliğine de sahip. AŞÇILIK KURSU DA VERİLİYOR Kent mutfağında kullanılan araç ve gereçlerin yanı sıra unutulmaya yüz tutmuş yöresel yemeklere ait görsellerin sergilendiği müzede, yöresel yemeklerden içeceklere, pişirme yöntemlerinden hazırlanışına ve erzaklarına kadar şehrin mutfak kültürü tanıtılıyor. Müzede Gaziantep yemeklerinin yapıldığı Mutfak Sanatları Eğitim Merkezi aracılığıyla da aşçılık kursu veriliyor. Böylelikle kent mutfağının incelikleri meraklılarla paylaşılıyor. Emine Göğüş Mutfak Müzesi Rehberi Oya Soygenç, müzenin Türkiye’nin ilk mutfak müzesi olduğunu hatırlattı. Müzede eşsiz Gaziantep mutfağının dünyaya tanıtılmasının amaçlandığını
belirten Soygenç, şunları dile getirdi: NİNEMİZİN BAKIR TENCERESİ “Burada mutfak araç gereçlerini, kentin yemeklerinin görsellerini görüyorsunuz. Gaziantep mutfağı dünyada şehir adıyla anılan tek mutfaktır. Çünkü bizim 293 tescilli yemek, 500’e yakın tencere yemeğimiz var. Müzemizde yemeklerin yapıldığı ocaklık,
içecek ve yemek kültürünün tanıtıldığı aletlerin olduğu odalar var. Toplamda 960 eser sergiliyoruz. Ocaklıkta ağırlıklı olarak bakır eşyalar var. Büyüklerimizin eskiden bakır kullandığını, yemeğin daha lezzetli ve sağlıklı olduğunu söylerler. O yüzden bakır malzemeler yoğunlukta.” Soygenç, ziyaretçilerin müzeden memnun ayrıldığını belirterek şunları dile getirdi: “Buraya gelenlerin çoğu kendisinden de bir şey buluyor ve beğenerek ayrılıyor. Mutfak kültürünü küçükten büyüğe herkese aşılamaya çalışıyoruz. Ayrıca müze içerisinde Gaziantep yemeklerinin yapıldığı Mutfak Sanatları Eğitim Merkezi var. Burada aşçılık kursu veriliyor. 3 aylık bir eğitimin ardından sertifika alıyorlar.” “BENİ ÇOCUKLUĞUMA GÖTÜRDÜ” Ziyaretçilerden Mustafa Yedikardeş da, “Gaziantep’e ilk defa geliyorum. Bu müzede sergilenen aletleri ilk defa görüyorum. Farklı bir ortam. Çok keyif aldım. İyi ki geldim” ifadelerini kullandı. Hatice Maaşoğlu da müzenin kendisini çocukluğuna götürdüğünü ve çok duygulandığını belirterek, şunları anlattı: “Eskileri hatırladım. Çocukluk dönemimde biz de böyle bir araya gelirdik. Şimdi kimse bir araya gelmiyor. Müzeye üçüncü gelişim, bana eskileri hatırlattığı için çok mutlu oluyorum. Şimdiki gençler buradaki aletleri bilmez. Biz de bakırda yemekler yapardık. Her şey daha güzeldi. Komşuluk, dostluk vardı. Bu müzeyi açanlara çok teşekkür ederim. Burası beni inanılmaz mutlu ediyor.”
19
20
İlan ve kartvizit reklamlarınız
22 Haziran 2021 için rezervasyon: 0 433 162 655
T
rkısh NEWS PRESS
..
SERI ILAN
9748 1131
. . . . IYILIK HAREKETI
22 Haziran 2021
21
Yetimin derdinden en iyi
babasız büyüyen anlar! Yetiştirme yurdunda büyüyen Gültekin Güneş, koruyucu aile olarak 2 çocuğa evinin kapısını açtı. Hataylı baba, “Bu kararda benim de yurtta büyümem çok etkili oldu dedi.
H
atay’da, iki çocuk sahibi aile,koruyucu aile olarak evlerinin kapısını açtıkları 2 çocuğa daha fedakarca babalık yapıyorlar. Yetiştirme yurdunda büyüyen Gültekin Güneş (35), 9 yıl önce nişanlısına koruyucu baba olmak istediğini anlattı. Gökşen Güneş ile evlenip bir erkek çocukları dünyaya gelen Güneş, eşinin de isteğiyle 2014 yılında koruyu aile olmak için müracaat etti. 2 ÇOCUĞU OLDUĞU HALDE 1 yıl sonra 6 yaşında bir erkek çocuğa evlerinin kapısını açan Güneş ailesinin, 3 yıl sonra da ikinci erkek çocukları dünyaya geldi. Güneş, 2019 yılında yine müracaat ederek 6 yaşında bir erkek çocuğu daha koruyucu aile olarak evlerine aldı. Güneş 4 çocuğunu da birbirlerinden ayırt etmeden babalık yapıyor. BABASIZLIĞI BEN BİLİRİM Bu kararında yurtta büyümesinin etkili olduğunu vurgulayan Güneş, şunları dile getirdi: “Ben yurttayken yaşadıklarımı eşime anlattım. O zamanlar bizi almaya gelen aileler oluyordu. İçimizden birisini seçip götürüyorlardı. Biz alınmayınca
DONT MISS THIS OPPORTUNITY
üzülüyorduk. Annesiz babasız büyümektense bir yuvaya kavuşması her şeye bedel. Bu durumu eşime anlatınca, ‘Biz neden almayalım?’ dedik. 1 yıl sonunda ilk çocuğumuzu aldık. 3 olacağına 4 olsun’ dedik ve 2 yıl önce diğer çocuğumuzu aldık. Bu duyguyu, heyecanı herkes yaşamalı. HERKESE TAVSİYE EDİYORUM Kesinlikle ailelere tavsiye ederim. Müslüman bir ülkede yaşadığımız için herkesin bu konuda özverili olması gerekir. Özellikle çocuğu olmayanlar için bunu çok öneriyoruz. Koruyucu baba olmak ile fizyolojik baba olma duygusu arasında hiçbir fark yok. Hiçbirini birbirinden ayıramıyorsunuz.”
KEBAB DÜKKANINA
BAYAN ELEMAN n Eastgardens Westfield Pagewood’da kebab dükkanımızda serviste haftada 5 gün, saat sabah 10am - 6pm arası çalışacak bayan eleman arıyoruz. İlgilenenler Deniz’i arasın: 0 416 449 177
SATILIK GÖZLEME STORES Preston ve Fairfield’da 4 yıldır haftada 2 gün faaliyetde bulunan getirisi güzel olan iş yerlerimiz satılıktır. Murat: 0400 88 33 40
Kebabçıda çalışacak elemanlar aranıyor! n Manly Seasi’de gece veya gündüz kebabda çalışacak elemanlar alınacaktır. İRTIBAT: 0413 554 027
Top reviews immaculate new equipment - Long lease 3 x 5 - Affordable rent - Prime location next to the pubs/ post office/coffee shops... - Easy manage - Excellent late night trade - Fb account - Instagram account - Uber eats- Manuloge- Delivaroo... Need to move overseas! We are open 7 days 11 am to 10 pm. Great opportunity business you can extand long hours pluse Doordash, add Pizza, Peda, whole Chicken and the most out off all MARKETING to boost sales but I Dont have time by my self! This bussines is suitable for a family bussines/ partners. There is some construction side for self explnation on photos estimate deadline in 4 weeks!
Contact: Zabehullah 0432909423
Marrickville KEBAB
GUEST ILE FERAHLAYIN! Guest Cologne/Kolonya lemmongrass organik içeriklidir. Mevcut boyutlar; 50 ve 200 ml. Nemlendirici özelliğe sahiptir, ferahlatır, senitize eder ve cildinizi korur. Hassas ve bütün ciltlere uygundur. Bu özel kolonyayı gönül rahatlığıyla istediğiniz kadar kullanabilirsiniz. Daha fazla bilgi ve alışveriş için; web: https:// guestscologne.com/Cep: 0402 677 440
KEBAB & PİDECİYE BAY-BAYAN ELEMAN n Mona Vale’de bulunan Aussie Kebab&Pide dükkanımızda gündüz veya akşam full time çalışacak serviste, pide&gözlemede tacrübeli bay-bayan eleman aranmaktadır. HANIFI: 0 401 922 786
SATILIK KEBAB DÜKKÂNI Şehir Merkezinde (City), ucuz kiralı, işlek işletmemiz satılıktır. İlgilenenler arasın! 0 423 525 419
22
22 Haziran 2021
T ALEM-I İSLAM
HAYA EL-MUŞÎ
info@turkishnewspress.com.au
Millî varlığımız ve Devlet
T
ürk milleti, etnik farkları kaynaştırıp ölümsüzleştiren manevileşmiş tarihi varlığıyla bir bütündür. Türk milleti Müslüman’dır. Dinini kaybedince milli özelliklerinin bütününü kaybeden ve milliyeti ile maneviyatı birbirinden ayrılmaz hale gelmiş bir millettir. Türkiye, Türk milletinin anavatanıdır. Din-dil-tarih şuuru milli sıhhatin teminatıdır. Millet olmak manevi, tarihi ve idealist bir gönül beraberliği içinde bulunmaktır. Bir kafatası meselesi değildir. Millet, yaşayan nüfustan ibaret değildir, yaşayan nüfusun muayyen bir değişim dönemindeki keyfiyeti ile sınırlı değildir. Türk milleti, Selçuklu’nun, Osmanlı’nın İslam’ı en güzel biçimde yaşamış bütün insanlarının manen içinde bulunduğu bir büyük beraberliktir. Dolayısıyla biz sadece Cumhuriyetle beraber kurulan bir devlet değiliz. Zulümleri, katliamları, ‘Batı uygarlığı’ adı altında yutturulan emperyalist zalim devletlerin uşağı gibi nasıl hareket edilir? Yaptıklarının hesabını vermemek için yurt dışına kaçanlara nasıl sahip çıkılır? “Hainlere taraf olma!” ilahi ikaz nasıl unutulabilir? “Kendilerine hıyanet edenleri savunma! Çünkü Allah, hainliği meslek edinmiş, günahkârları sevmez. Bunları savunmak da hainleri savunmak manasına gelir” (Nisa suresinde 105, 107. Âyetlere bakabilirsiniz). 15 Temmuz’u yapan/yaptıranlara ‘dur!’ diyen bu millet, dünyaya örnek oldu. Şimdi bütün bu şer güçler ve içimizdeki ‘şer ittifakı’ bu devleti yıkmaya, bu milleti yok etmeye çalışılırken bizler dini, tarihi sorumluluklarımızın şuurunda hareket etmek mecburiyetindeyiz. Milletin, ümmetin, insanlığın ümidi biziz. Biz millet olarak insanın haysiyetini, şerefini korumakla mes’ul ve mükellefiz. Batı korkuyor. Tarihin hakiki olarak yazılmasından, medenilik/ uygarlık adı altında yaptıkları vahşetin, katliamın bilinip öğrenilmesinden korkuyor. Gücün ahlakı, ahlakın gücünün yerini aldı. Mukaddesliğin, kutsiyetin, kaynağı ve aslî konusu; sadece imandır, dindir, İslâm’dır. Buradaki hassas sınır şudur: Vasıtaları gaye yerine koymayacağız. İnsan elbette ki inançlarını yaşarken bir takım maddi imkânlardan faydalanır. Ama o maddi imkânlar, kullanılmak içindir. Tek hak dindir. (Her Cuma namazında hutbe esnasında okunan ‘İnneddine İndallahil İslam’ ne demek? Âli İmran 19. Ayete bakılmalı). İslam’ı sadece bir inanç sistemi gibi görmek ve göstermek, tarihe de, sosyolojiye de uymayan, realiteyi inkâr eden, hayali hakikat sanan/gösteren tarihi
bir yanılgıdan başka bir şey değildir. İslam; temeli, çekirdeği iman olan insanlığın medeniyeti, hakikatin medeniyetidir. Dinimizi yaşayalım. Dinimize uyalım, dinimizi kendimize uydurmayalım. İslam’a teslim olalım ve onu en güzel (üsveyi hasene) ile temsil edelim. Peygamberimizi hayatın dışına itmeyelim. Din/iman ve devlet aynı potada yoğruldukça biz, büyük devlet ve büyük millet olmuşuzdur. Tarih, bir ibretler aynasıdır. Bugün hâlâ benzer sancılar içindeyiz. Bizim bir millîmanevi zâfiyet meselemiz vardır. Esasen terörün doğması daha doğrusu doğdurulması de bu meseleyle alakalıdır. Unutulmamalıdır ki; Toprak parçası, mânevileşince vatan olur. Fert mânevileşince şahsiyet olur. Ev manevileşince yuva olur. Toplum manevileşince millet olur. Yürek mânevileşince kalp olur, gönül olur. Dine toplumsal hayatın kapılarını kapatırsanız dinin zayıflaması devlet için tehlikedir. Devletin sahibi millettir. Milletin dini, milletin manevi yapısı, devletin himayesi altındadır. Siyaset bir araçtır. Onu amaç edinmemek şartıyla, insanın kendi amacı için kullanması zorunluluğu vardır. Statükoya razı olmak, her şeyi olduğu gibi kabul etmek, ‘olan’a kendini uydurmak, elbet tasvip edilir bir davranış olamaz. Batı’nın kavramlarıyla, onlara ait değerlerle biz düşünemeyiz. Hiç kimse başkasının ağzıyla yemek yiyemez. Ülkemize, milletimize, devletimize ve insanımıza sahip çıkmak birinci görevimiz olmalıdır. Hiç gündemden düşmeyen meselemiz, ülkenin bölünmezliği birliği, devletin bölünmezliği ve birliğidir. Unutmayalım, diğer hususlar buna bağlıdır. Gelin görün ki, asıl ihmal edilen; millet, milleti millet yapan değerlerdir. Milleti millet yapan değerlere önem verilseydi ve onların sosyal hayatımızı yönlendirme tesiri sağlansaydı böyle mi olurdu? Din olmazsa, devlet de milletin birlik ve beraberliği de olmaz. Sonradan Müslüman olan entelektüel Roger Garaudy diyor ki: “Bir halkın millet ve hakiki devlet olabilmesi için büyük bir dine iman etmesi ve o dinin şartları içinde yaşaması şarttır. Milletin ebedîliği dinin azametine ve devlet/millet tarafından benimsenmesine bağlıdır.” Dinimiz kıyamete kadar baki kalacağından, devletimize de devlet-i ebed-müddet diyorduk. Devlet başkanlarımız valilere gönderdiği tebliğlerde, “Teb’amıza iyi muamele ediniz. Onlar, ya din kardeşiniz yahut yaradılışta eşinizdir” diyorlardı. Tahtlarının arkasına da, bütün mazlumların koruyucusu hâmisi, dostu manasına “Veliyyü külli mazlûmîn” ibaresini bulunduruyorlardı. > YAŞAR DEĞİRMENCİ
rkısh NEWS PRESS Vahyin Dilinden “Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma! Çünkü savurganlar şeytanların dostlarıdır. Şeytan da rabbine karşı çok nankördür.” . İSRÂ SURESİ 26, 27. AYET
.
DIYANET&KÜLTÜR Allah Rasulünden
Bir defasında Peygamberimiz Sa’d’e uğradı. Sa’d bu esnada abdest alıyordu. Aleyhisselam (onun suyu aşırı kullandığını görünce); “Bu israf nedir?” diye sordu. Sa’d de, “Abdestte de israf olur mu?” dediğinde Peygamberimiz: “Evet, hatta akmakta olan bir nehirde abdest alsan bile!” diye cevap verdi.” . EBU DAVUD
ZULÜMDEN KAÇIP ALLAH’IN İPİNE SARILDILAR
133 Suriyeli genç
hafız yetiştirdik
Ş
anlıurfa’da hafızlık eğitimini tamamlayan Suriyeli çocuk ve gençlere icazet verildi. İkra Eğitim ve Kalkınma Derneği ile Hazreti Osman Bin Affan Derneği bünyesinde hafızlık eğitimi alan 8 ila 20 yaş arası 133 kişi için Mehmet Akif İnan Konferans Salonu’nda icazet töreni düzenlendi. Etkinlikte Kur’an-ı Kerim okuyan küçük hafızlar, Arapça ilahiler seslendirdi. İl Milli Eğitim Müdürü İsmail Yapıcıer, kentteki derneklerin bünyesinde bir yıldır hafızlık eğitimi alanların icazet törenine katılmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. ENSARLA MUHACİRİN AŞKI Şanlıurfa’nın yıllardır “ensar” görevini başarılı şekilde yürüttüğünü hatırlatan Yapıcıer, şöyle konuştu: “Şanlıurfa’daki Suriyeli derneklerimizin bir yıllık emeklerinin ve eğitimlerinin ardından 133 çocuğumuz hafızlık eğitimini tamamladı. Ülkemize muhacir olarak gelen ve Şanlıurfa’mızda ağırladığımız, şu anda ensar olarak kucak açtığımız her iki tarafın da kaynaşması noktasında güzel çalışmalar yürütülüyor. Şu anda
yaşadığımız anlardan bir tanesi de bu güzel çalışmanın meyvesi. Çocuklarımız icazetlerini alıyor. Onlara ne kadar eğitim verilirse bizim ülkemizin de bir katma değeri olarak hem ümmetimize hem de ülkemize katkıda bulunacaklar. Güzel bir çalışma olmuş, icazetlerini alan öğrencileri tebrik ediyorum.” TÜRKİYE’YE TEŞEKKÜR İkra Eğitim ve Kalkınma Derneği Başkanı Şeyh Bilal Korc da kendilerini yıllardan beri misafir eden Türkiye’ye minnettar olduklarını vurguladı. Türk halkının ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle çok güzel çalışmalar yürüttüklerini anlatan Korc, “İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Şanlıurfa Temsilciliği her zaman bize destek sundu. Allah hepsinden razı olsun. Bizlere kucak açıp misafir eden Türk halkına çok teşekkür ediyoruz.” dedi. İHH İnsani Yardım Vakfı Şanlıurfa Temsilcisi Behçet Atilla ise vakıf olarak her zaman eğitim çalışmalarına destek verdiklerini belirterek icazet alan çocukları tebrik etti.
ERBAŞ KARDEŞ TOPRAKLARDA n Baylkanlar’a çıkarma yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kuzey Makedonya’nın Gostivar şehrindeki Saat Camisi’ne ziyarette bulundu. Caminin bahçesindeki Hafızlık ve Güzel Kur’an Okuma Enstitüsünü ziyaret eden Erbaş, öğrencilerle sohbet edip hatıra fotoğrafı da çektirdi. Ardından Kosova’ya geçen Erbaş, başkent Priştine’de yapılacak Türk camisinin temelini attı.
.
YEMEK&HOBI R LEZZETLI TARIFLE
RK FATMA GEwsNprÇesTs.cÜom.au
T
info@turkishne
T
rkısh NEWS PRESS
22 Haziran 2021
23
1. ULUSLARARASI TRABZON KARADENIZ SOMONU LEZZETLERI FESTIVALI IŞTAH AÇTI
Bu da Somon festivali Güzel memleketimizin tatlarını keşfetmeye devam ediyoruz... Trabzon’da ünlü şefler tarafından Karadeniz somonundan yapılan ızgara, şiş, kavurma, köfte, pizza, erişte, pide, hamburger, çorba gibi yemekler büyük beğeniye sunuldu.
rabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) ile Trabzon Olgunlaşma Enstitüsünce “1. Uluslararası Trabzon Karadeniz Somonu Lezzetleri Festivali” gerçekleştirildi. Enstitü bahçesinde düzenlenen, Trabzon Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi gibi kurumların da destek verdiği festivalde, Trabzon’un 17 ünlü şefi tarafından Karadeniz somonundan yapılmış pizza, köfte, erişte, ızgara, pide, hamburger ve çorba gibi yaklaşık 30 farklı yemek beğeniye sunuldu. KARA LAHANALI ŞUSİ! Katılımcıların tattığı yemekler arasında en ilgi çekeni ise somon ve kara lahana kullanılarak yapılmış suşi oldu. Festivalde konuşan Vali İsmail Ustaoğlu, Trabzon’un, geçmişten günümüze kadim kültürünü en iyi şekilde yaşatmaya ve yeni kuşaklara aktarmaya çalışan en önemli şehirlerden biri olduğunu söyledi. Trabzon’un sahil ve deniz şehri olduğunu belirten Ustaoğlu, “Trabzon’umuz için balıkçılığın önemi malumunuzdur. Balıkçılık
kültürü şehrimizin geçmişinden beri hep var olmuş ve günümüzde de var olmaya devam etmektedir. Bu ekonomik ve kültürel değeri hem bir istihdam alanı hem de gastronomi turizmi için kullanabilmeliyiz” dedi. Ustaoğlu, ülke içi ve dışı
birçok pazarda ekonomik değeri sürekli artmakta olan Karadeniz somonunun, Trabzon’un ortak aklı ile geliştirilmesi ve dünya markası olması için üzerinde mutlaka durulması gereken bir değeri olduğunu ifade ederek, onun tanıtımı
için başlatılan festivalin, şehrin tanıtımı açısından da çok etkili olacağını vurguladı. Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu ise Karadeniz somonunun önemine dikkati çekerek, şunları dile getirdi: “İç tüketimi artırmak için kamu kuruluşlarının verdiği yemeklerde, mutfaklarında somonun olmasını istiyoruz. Bu noktada kamuya büyük görev düşüyor. Somonu pişirme konusunda yurt dışında çok çeşitlerini gördük. Şehrimizde, bölgemizde pişirilmesinin arttırılması için çalışma başlattık.” BALIK KÜLTÜRÜNE KATKI TTSO Başkanı Suat Hacısalihoğlu da, somonun üretiminin bölgede artmasının istihdama ve ekonomiye katkısına değinerek, “İhracatın tüm etkilerini aldığımızda önemli bir konuya el atıldığı aşikardır. İhracatı bir taraftan dikkate alırken, iç piyasada tüketimin arttırılması ve ekonomik yönden kaktı sağlaması için atılan adımlar çok önemli” dedi. Konuşmaların ardından festivalin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür belgesi verildi. Öte yandan festivalde, TTSO ile Olgunlaşma Enstitüsünün ortaklaşa çıkarttığı “Karadeniz Alası Somon” kitabının da tanıtımı yapıldı.
24
T
22 Haziran 2021
Gözetim altında tutma
Çalım, gösteriş
Barış
Ok
Haber, malumat (F) Ramazan kasidesi
Kesin
Çoğalma
Kıyı
rkısh NEWS PRESS Kusur
Kişi
Çalışma
Koyun keçi sürüsü
10
BULMACA Kalsiyum'un remzi
2
Yarıştırma
Lityum'un remzi Yemeklerin lezzeti
Bir pasta Mevzi
Çocukların masal dağı
Derinlikler
Kainat
Hisar, kale
Manyetik rezonans
Beddua İz, nişane
Bir işaret zamiri
Ödeme
Bir nota
Anlam Dost
Tahta perde 3
Yürürlükte
Devlete ait
Doymamış
Öz su
Emirler Ön çalışma
Filipinlerin başkenti
Ehliyet, vasıf
Arkanın zıddı
Bilgisayar hafızası
8
4
Servet
Romanyalı Güven
Eserler (a)
Harp
Hitit Matlup
Her zamanki alışılmış
Akdeniz'i kapatan boğaz
Rutubet
Ünlü bir su kanalı
Kıstırgaç
Yemekli toplantı Ayıplama sözü
Bir cins balık Uzaklık işareti
Kartal yuvası
Bir asalak
Baş Bitkiler alemi
Musibet
Yumuşak bir maden
E.Mısır'da bir put
Bir erkek adı
Bir ünlem Bir nota
Emirlik, beylik
Kabiliyet
Kekemelik
Sükûnet
Bir renk
Bir ağaç
Hayali varlık
Yalıyar
İlçe
Bir nota
Od
Askerin su kabı
Bir ilimiz
Şöhret
Bir çiçek
Kamuflaj
İsimler (a) 1
Uçakta pilot yeri
Boru sesi
Karışık renkli
Toprak
Düzlük İlave
Erbab
Üste sunulan mektup Bir soru şekli Belirti
Kurul
İslam'ın ilk emri
Baryum'un remzi
5
Delikli kumaş
Ortakçı
Farsça ön ek Tabaka
Bir cins yumuşak toprak
Bir nota
Fazlasıyla En ince saz teli Dominant (uyd)
Bitki çeşitliliği
Garipler
6
7
Barınma Bir süsleme sanatı İlah
Bir bomba
Bir hastalık testi
Halk Boru sesi
On (a)
Tehlikeli durum
Erkeğin nikahsız aldığı cariye
İlave
Bir top çeşidi Ayak (F) Genişlik
İnce çizgi
Hz. Peyg. damadı Taştan mezar Zeytinyağlı bir yemek
Ahlak Bayağı
Bir cins peksimet
İlkel nehir taşıtı
Tesir
Vilayet
Ödenti
Parola
Araba yarışı
Yerini tutma
Kötü Bedel, taviz (a)
Hane Bir tür çörek
Eski devirlere ait
Kıvam
Bir gezegen
Alan
Böylece
Bir cins iri balık
Fizikte bir kanun
Ata
Bir hitap
Vasıf Ünlü biatımız
Kuzey
Bir ilimiz
Sütün üstündeki tabla
Yüz, çehre (a) Futbolda bir mevki Kabul etmeme
Bir sayı
Tantal'ın remzi
Yetmeyen
Felçli
Lezzet
Bir meyve
Kural prensip
K.Kerim'de bir sûre
Rusça evet Delinmiş olan Uzaklık işareti
Vazife
Ölü olmayan Eski bir vergi
Delikli kumaş Radyum'un remzi
Bir Türkmen top. Bizmut'un remzi
11
Yün eğirme iği
Cet
Bir renk
Bir yar. fiil (İng.)
Hamas'ın siyasi lideri
ŞİFRE SÖZCÜK
9
Favori
Yas
Antlaşma kağıdı
Deniz paşası Kanda bir unsur
1
2
3
4
5
6
Bir mastar eki
Çocuk
Yabancı
Mısır'da bir nehir
Feraset
Bir ilçemiz
Arapça çokluk edatı
Bir cins iri zeytin Atın ayakkabısı
Oburlar (a)
Evrak, delil
Hayır (a)
ABD'de bir eyalet
Telefonda ilk söz
İlgi Nikel'in remzi
Sırça
Çocuk
7
İzin, müsaade
8
9
10
11
Bir Uzak Doğu sporu
İnanış
T
SPOR
rkısh NEWS PRESS
25
22 Haziran 2021
GALATASARAY’DA FATIH TERIM’IN ISTEDIĞI BAŞKAN OLDU Aziz Yıldırım da sahneye çıkıyor
CIMBOM ELMAS BULDU G
alatasaray Kulübünün yeni başkanı Burak Elmas oldu. Galatasaray Lisesi’nde gerçekleştirilen genel kurulda Elmas bin 541, Eşref Hamamcıoğlu bin 500, Metin Öztürk 893, Yiğit Şardan 682, İbrahim Özdemir de 92 oy aldı. Sarı-kırmızılı kulübün 102. dönem yönetiminin belirlendiği kongrede rakiplerine üstünlük sağlayan Elmas, 38. başkan olarak tarihe geçti. Mustafa Cengiz’den koltuğu devralan Elmas, 3 yıl süreyle bu görevi üstlenecek. POLATLAR LİSTEDE Burak Elmas’ın yönetim listesi şu isimlerden oluşuyor: Asil: Ali Polat Bengiserp, Mehmet Remzi Sanver, Başak Karaca, Bikem Ardakoç Kanık, Turhan Özen, Burçak Emre Zorlu, Şükrü Köksal Ünlü, Mustafa Özgür Kalelioğlu, Rezan Epözdemir, Özgür Işıtan Gün. Yedek: İbrahim Reha Keskin, Selim Sefada, Abdulvahap Gazi Tanrıverdi, Mehmet Polat Kalafatoğlu, Ahmet Ozan Şener. İLK GÖREV 23 YAŞINDA Galatasaray Kulübündeki ilk görevini 1997 yılında, 23 yaşındayken Galatasaray PAF takımı sorumlusu olarak alan
BURAK ELMAS Burak Elmas, 1998, 2000 ve 2002 yıllarında 3 dönem yönetim kurulu üyeliği yaptı. Burak Elmas, 2018 yılında da Galatasaray Sportif AŞ’de de görev aldı. BÜYÜK SEVİNÇ YAŞADI Burak Elmas ve ekibi seçimden sonra büyük sevinç yaşadı. Başa baş bir şekilde geçen seçimde sonuçların açıklanmasının ardından Elmas ve ekibi zaferlerini kutladı. Elmas yaptığı teşekkür konuşmasında, “Yarından tezi yok birlik ve beraberlik ruhuyla tüm sorunları halletmek için tek yürek olacağız,
birlikte çok çalışacağız” dedi. Daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Burak Elmas şunları dile getirdi: “Bugün biz kazanmış olabiliriz ama Galatasaray’da kimse kaybetmedi. Galatasaray’ı birleştirmek için geldik. Yarından tezi yok tek yumruk olarak Galatasaraylılar olarak birlikte çok şey başaracağız. (Fatih Terim sözü) Verdiğimiz sözlerin hepsini biliyoruz. Gereği neyse yapacağız. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Galatasaray bizim ailemiz ve ailemize verdiğimiz sözlerin gereklerini yapacağız.” FATIH TERIM FLORYA’DA Öte yandan, Galatasaray Kulübünde Burak Elmas’ın başkanlığa seçilmesinin ardından görevine devam edeceği açıklanan teknik direktör Fatih Terim, yeni sezon öncesi sarıkırmızılı futbol takımının başında ilk antrenmanına çıktı. Tecrübeli teknik direktör, yaklaşık bir haftadır Florya Metin Oktay Tesisleri’nde antrenör Selçuk İnan yönetiminde yeni sezon hazırlıklarını sürdüren sarıkırmızılı ekiple bir araya geldi. Herkesle tokalaşan Terim, “Hayırlı olsun hepimize” dedi.
Kulübünde 20 yıl başkanlık yapan Aziz Yıldırım, 24 Haziran Perşembe güF enerbahçe nü İstanbul’da basın toplantısı düzenleyecek.
Yıldırım, yaptığı duyuruda, “Hepimizin ortak sevdası olan Fenerbahçe’nin dünü, bugünü ve yarını üzerine konuşacağımız bir basın toplantısı yapıyorum” ifadesini kullandı.
K H P HAFTANIN Ş Ş R B N S K S GEÇEN ÇÖZÜMÜ
Seçkin, nitelikli Süngü
K
Kıbrıs'ta bir şehir Adam öldürme
C Oto lambası Bir ilçemiz
S
2
Kabiliyet Bir çeşit pasta
K Hayır (İng.)
Çok becerikli
Enformasyon Yunan alfabesinin son harfi
N
O M F E G R A Ay
Bir kadın adı
Umumi
Güzel, hoş
Derviş selamı
H Harp Huysuz, yaramaz
H Kıl payı Rutubet
N Baryum'un remzi
B Vidalı madeni pul Peki-olur anlamında
Öz su
A R E N A
Pişmiş yemek
Dişi kurt
Eski bir uygarlık
Mektep
Servet
Asla
M E B S E D D A
Muz (İng.)
Toprak pişirilecek çanak yap.
Bir şey tartarken kap ağırlığını hesap etme Rusça evet
Son devrin gönül doktorlarından
Kör Boğa güreşi alanı
Kademe
Bir kadın adı
A
İ
U S A A Ş R A E M A A S O
E N M A
Eski devirlere ait
1
Eski bir devlet
P
Uygarlık
Pratik çocuk arabası
Mızmız
A S L İ İ N F A İ M Y E E K
Bir tür başlık Bir cetvel
T E
K U L Balkanlarda bir devlet Keykûbat
D A R A Ur, şişkinlik
K İ S
Bayan omuz atkısı
Atın yavrusu
A M A R A T
Kabul etmeme Bir sebze
T A Y
Onarım Bir hastalık
V E R
R A O L T N A M İ A L E K T S
Bir bilgisayar prog. İlgi, bağ
Mısır'da bir nehir
Li anlamında ön ek Bir mastar eki
Huysuz
Aşikar Hitit
N E
L E T A M A H M A Y E N E L A İ A A K A V A Ş A R I M A K T Ş C A K A M U N
İlah
Kıvılcım
Gidilen yol
U S E T
Bir nota
Sukûnet hali
İ
Ş
İ
Bir asalak
Takıntı
E R A R E
Kavgayı ayırma İlaç
E M
T A K A N A K
A B
Sürüyerek hareket ettirme Sahip
I S
Bir ekmek yemeği
T İ R İ
3
A N
Ş İ L E
İ
P
Birden
Bütünüyle Parlama
Dul kadınlar (a) Dinlenme
Büyük su kabı
Arslan (F)
Neden, niçin
Onarım
T E L A E D A M İ R L A N A M A T M 6
Yük gemisi
Duyurular
T
Örnek model
İ T
Bir şeyin tertibi Mektup 5
Bıçak bileme aleti
Bir kuş
P
4
Kıyı
Tasdik
8
Bir yar fiil (İng.) Antik Yunan filozofu
Su Eş
Tayin
Bir hörgüçlü hayvan Boya (eski dilde)
Bir erkek adı
Bir erkek adı
B O Y A K
Büyük tepsi
K A R O
Bir put
ŞİFRE SÖZCÜK
9
Alakok
Asla
E L
Salak
E N A Y İ
Bir nehrimiz
K A A R T A İ K S Y A E M A N U R A F A D A N Üst üste yataklar, divanlar Avuç içi
Bir kadın adı
Sebep veya tesir eden şey Hayret ifadesi
Alevi Bektaşi ayini Beton döşeme taşı
Bir renk
Yabancı
D E V E
Bir ünlem
S
Alkolle müc. merkezi Eski bir kavim
Numara Bir ilçemiz
Gözlem
K A Ş
Bir nota
Son
Bir mevsim Tufeyli Yüksek sesle bağırma
N A R A
10
Hz. Peyg. torunu
Hayır (a)
Y A Z
Bir kadın adı
L A
A
T
Bir ilçemiz
U
Eski bir çalgı
S L A İ B İ R A D H A R A M A T E M Mamul hale getirme Devam ettirme
Alkollü arpa suyu
Boyun eğme
İsim Gönül Bir put
Tibet rahibi
H L A M A S A T A N N İ H Engel
Galyum'un remzi
Cila yap. hayvani reçine
G A
Rey
Çevre, etraf Kuzu sesi
O M Y E
İ
S K E N D E R
P A Ş A
1
2
9
3
4
5
6
7
8
10
11
Ayıplama sözü
7
Bilmişlik taslayan
Şişkinlik
Uygunluk, yerinde olma
Fizikte bir kanun
Su
Bir kadın adı
Galyum'un remzi
Benlik İlgi
L A A K M A A E A B A B C İ A L T
Pozitif kutup Kör
Kötü olmayan
Keçi sağan
İlaç
Kurnaz
Kedi (İng.)
Krema
A N Lantan'ın remzi Gemi barınağı
Berilyum'un remzi Bir ünlem
12
“İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi raciûn”
NECIP ILHAN ALICI’yı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Büyüğümüze Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyoruz, mekanın Cennet olsun. Bizi bu acılı günde yalnız bırakmayan tüm akrabalarımıza, dostlarımıza, sevenlerimize ve toplumumuza teşekkür ediyoruz.
GÜMÜŞ VE YANGIN AILESI
O L A Y
Kat
Kıymetli Büyüğümüz Seher Alıcı Ablamızın muhterem eşi
Hadise
L İ M A T N A B V A A K Y A
E L A N İ K
Tabii
K A İ N M E E U İ K S A A L B A E T O M L E G A M A
Ortakçı
Bir makam
Yabancı bir ajans
Adet
İlkel nehir taşıtı
Bir ilçemiz
K O S E N İ N A N A M İ R A A A L P K A A T C
Danışıklı maç Alay kumandanı
Yapım
A N
Övgüyle bahsetme
L İ İ T İ M A E Y A N İ Ş İ M İ M A R A A R P L A A B A Y A
Parola, iz
Sevgili
L A
E
Törpü
11
A R
Alimler (a)
Hiç beklenmeyen bir sırada
Aşka tutulmuş
Tokat
Boru sesi
Kadın hakim
Özen
Gelirler
Halk tabakası
Ayak direme
Reislik, başkanlık
Bir harfin okunuşu
Yunanistan'da bir şehir
Olgunluk
Bir erkek adı
E M E R A M İ A C A N P İ L A A T T H A S A T
12
N A T U R E L Azot'un remzi
N Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü
N A T O Durgun
S T A T İ K Yağ kandili lamba
Ç E R A Ğ
26
22 Haziran 2021
Editor: Davut Kılıç Auburn FC
Hikâyelerinizi Bana Yazın: david.kilic@hotmail.com
T
rkısh NEWS PRESS
K İBRETLİ ER L HIKÂYE
FIDAN’IN DUYGULANDIRAN YAŞAM ÖYKÜSÜ...
E
AFC U14 YAS ALTI GENC KIZ TAKIMI
Yağmur çamur
demeden devam
S
evgili Auburn FC severler, bu hafta yağışlardan dolayı zor anlar yaşadık... AFC, Webb’s Avenue Playing Fields’i kapatmak zorunda kaldı. Daha doğrusu Cumberland Belediyesi’nin ısrarı üzerine bu karar alındı. SOĞUK, MAÇ ERTELETTİ Sadece bazı deplasman maçları oynandı. Hava şartları çok kötüydü, hem yağışlı hem de soğuk vardı. Bir yandan maçların ertelenmesi bazı oyuncu ve aileleri için karlı dağlarda tatil yapmaları için iyi bir fırsat oldu. Geçelim oynanan maçlara... BİZİM ASLAN ÇOCUKLAR - AFC 8 Yaş Altı iki takımımız da başarılıydı bu hafta. Soğuk ve yağışa rağmen bizim çocuklar şikayet etmeden çıkıp aslanlar gibi oynadılar. Helal olsun sizlere. - U12 Yaş Altı Takımımız zorlu deplasman maçında Guildford McCredie Takımını 7-5 yenildi. - AFC 45 Yaş Üstü Red Takımımız da deplasmanda Dundas United Takımına 31 mağlup oldu. Taraftarlarımız soğuk ve yağışlı havaya rağmen takımlarını yalnız bırakmadı.
Jİ NOSTAL
AFC’Lİ MINIKLER (2008) ŞIMDI NERELERDELER...
SPOR
I
I GENC KIZ TAKIM
AFC U14 YAS ALT
Cuma Akşamı - 30 Yas Üstü Bayan Takımımız, Quaker Hill’s’e deplasmanda 2-0 yenildi. Nazar değdi bu hafta. İyi gidiyorlardı. Eksiklerdi, inşallah önümüzdeki hafta toparlanırlar. Pazar Günü - AFC All Age Ladies Takımımız, Auburn District ile 2-2 berabere kaldı. - AFC 16 Yaş Altı Genç Kızlar Takımımız, Greystanes FC ile 1-1 berabere kaldı. - AFC 14 Yaş Altı Genç Kızlar’ın maçı iptal oldu. Daha sonra oynanacak.
“İYİ Kİ DOĞDUN OSMAN!” Bu arada, Osman Göreli kardeşimizin Doğum Gününü kutlar, nice sağlıklı ve mutlu yıllar dileriz. Osman, Auburn Gelibolu Camisi’nde görevli I-Youth Centren’in Koordinatörü. GEÇMİŞ OLSUN EROL AMCA Diğer yandan, AFC’ yi her zaman destekleyen ve her daim yanımızda olan Serdar Sarman kardeşimizin babası Erol Sarman Beyefendinin rahatsızlığını öğrendik, geçmiş olsun diyor Allah’tan acil şifalar diliyoruz. Sağlıkla ve sporla kalın...
rtesi gün ameliyat olacağı için gündüzden bütün evi dipten bucaktan temizlemiş, pırıl pırıl yapıp duşunu almış ve biraz uyumak için yatağına uzanmıştı. Son zamanlarda hiç iyi değildi yemek yiyemiyor, hızla kilo kaybediyordu. Gittiği doktorlar, karaciğer kanserisin mecburen ameliyat olman lazım demişlerdi... Fidan, 52 yaşında adı gibi fidan bir kadındı. Babası başlık parasını çok istediği için çok sevdiği kocasıyla kaçarak evlenmiş, babası tarafından evlatlıktan reddedilmişti. Fidan 18, kocası 23 yaşındaydı hem yetim hem öksüz bir gençti. Evliliklerinin ikinci yılında Allah nur topu gibi bir erkek evlat vermişti. Zor doğumdan dolayı doktorlar rahmini almak zorunda kalmış, başka çocukları olmamıştı. Adam “Üzülme canım. Allah bunu bağışlasın yeter” demişti. Fidan, güya uyumak için yatağa girmişti ama ameliyatın heyecanıyla uyuyamıyor, mazi gözlerinin önünden sinema şeridi gibi geçip duruyordu. Oğlunu el bebek gül bebek büyütmüş, en iyi okullarda okutmuş ve sevdiği kızla evlendirmişlerdi. Ama bu mutlulukları uzun sürmemiş çok sevdiği kocasını 4 yıl önce gittikleri bir ahbaplarının düğününde havaya sıkılan bir kurşunun isabet etmesi sonucu kaybetmişti. Zaten evlendikten sonra sık sık gelmeyen oğlu babası öldükten sonra arayı daha çok açmış lütfen uğrar olmuştu. Bir gün oğlunun evine misafir olarak gittiğinde gelininin oğluna bak canım annen misafir olarak her zaman gelebilir ama şimdi kocasının öldüğünü bahane edip yalnızım korkuyorum gibi nedenlerle gelip buraya yerleşmesin hiç çekemem dediğini oğlunun da annem gelmez hem gelirse ben uygun bir dille anlatırım diye cevap verdiğini duymuş yüreğine keskin bir hançer saplanmıştı. Artık oğlunun neden sık sık gelmediğini neden arayıp sormadığını anlamıştı. Ameliyat olacağını oğluna söyleyince o da nasıl olduysa “Ben gelir seni hastaneye götürürüm” demişti. Oğlu gelmiş kornaya basıyordu. Fidan son kez evine bakıp kapıdan çıkıp arabaya bindi. Oğlu taş gibi yol boyunca susup durdu. Hemşire yanlarına gelip, “Buyurun Fidan hanım sizi ameliyata hazırlamamız lazım” deyince ayağa kalkıp oğluna, “Yavrum ölüm dirim dünyası kendine iyi bak. Şunu unutma ki sen benim canımdan cansın” deyip sarılmak isteyince oğlu, “Aman anne bu kadar duygusallığa gerek yok. Lütfen abartma” deyince zavallı annenin sarılmak için açılan kolları iki yanına düştü. Peki yavrum deyip derin bir iç çekip hemşireyle birlikte yürüyüp gitti. Annesini hastanede bırakan oğlu eve gidip karısını alıp kaynanasına kahvaltıya gitti. Damadını karşısında gören kaynana, “Hayırdır oğlum annen hastaneye yatmadı mı?” diye sorunca “Evet hastanede. Sabah götürdüm yatırdım birazdan ameliyata girecek” deyince hayretler içinde kalan kadın “Aman oğlum neden anneni orada sahipsiz bırakıp geldin?” deyip kocasına döndü ve “Bey kalk hemen hastaneye gidiyoruz o kadıncağızın bizden başka kimsesi yok onu oralarda bir başına bırakamayız. Bugün ona yarın bize...” derken kınayan gözlerle hem damadına hem de kızına bakıyordu. Hep beraber gidelim deyip hastaneye gelmişlerdi. Ameliyathaneden çıkan doktor Fidan Seri’nin yakınları kim deyince oğlu ayağa kalkıp “Ben oğluyum” dedi. Doktor başını önüne eğip “Çok üzgünüm annenizi kurtaramadık. Maalesef kanser her yerini sarmış” dedi. Herkes donup kalmıştı. Kaynanası damadına ve kızına dönüp “Evet çocuklar şunu unutmayın ki anne ve babaların kıymetleri yaşarken bilinmeli; öldükten sonra geçmiş ola...” dedi. Oğlu artık gideceği,arayıp soran kimsesi olmamanın hayatta tek başına kalmanın ne demek olduğunu anlamıştı ama artık çok geçti. Evet,o gün bayramdı ve artık elini öpeceği bir annesi yoktu. “ÜZENLERİN ÜZÜLDÜĞÜ VAKİT’DE GELİR!”
T
SPORT
rkısh NEWS PRESS SELECTION
22 June 2021
27
VOLLEYBALL
ÜMIT UYAR umiiuyar@hotmail.com
FOOTBALL
GREENVALE UNITED PANTHERS STAY PERFECT
A
fter the latest Covid restrictions, football was back!!! And what a return it was for Greenvale United Soccer Club (GUSC) as they took on Uni Hill Eagles in their Round 12 clash at Barrymore Rd Reserve on Saturday night. Unfortunately, no spectators were allowed entry other than club officials however, GUSC live streamed the game via Facebook. The night started off with the Reserves defeating Uni Hill 5-2 (HT:11) in a goal fest. Thanks to goals from Adem, Kevin x2, Oray and an own goal from Uni Hill, the Panthers came away with a fantastic win. GUSC seniors were up next to conclude the night as they came up against a tricky Uni Hill team. The first half was back and forth as both teams had their moments. Uni Hill had the best chance of the first 45 with a brilliant finish from a free kick however the goal
was deemed offside. As the 2nd half got underway, the Greenvale boys seemed like they had a point to prove. GUSC started to dominate general play with some quick ball movement, and it finally paid off as Michael hit the back of the net with
a fantastic goal down the right-hand side. With the Uni Hill defence rattled, Greenvale increased the intensity of the game, and the 2nd goal was not far behind thanks to Reis and his great composure inside the 18-yard box. With another fantastic finish by Reis in the 80th the score was 3-0 and Greenvale continued their undefeated run in 2021. The win keeps Greenvale United SC 8 points clear on top of the table. With their 5-2 win, the Reserves sit 3rd, 2 points behind ladder leaders Brunswick Zebras. Next week should be another great game against LaTrobe University SC at Barrymore Rd Reserve (Reserves kick-off 1pm, Seniors 3pm). It was great to have football back this week but it would be even better if we can get the fans back as clubs are nothing without their supporters and sponsors. Turkish media would like to thank & appreciate Mustafa Dilek for his extensive information and support.
M I K A ’DE T I L MIL RO 2020 TI
Turkey Crowned CEV Men’s Volleyball European Golden League n Turkey’s national men’s volleyball team became the winner of the CEV Volleyball European Golden League 2021 after beating Ukraine Sunday. Turkey won the final with sets of 25-11, 25-20, 18-25 and 25-21 in Belgium’s Kortrijk. They sealed the title in the tournament back-to-back. The national team won the Golden League in 2019, the 2020 edition was cancelled due to the COVID-19 pandemic. Adis Lagumdzija was the top scorer of the match with 23 points, Yiğit Gülmezoğlu accompanied Adis with 16 points of his own. Efe Mandıracı had the winning point for Turkey with a spike, his only point in the match.
GÜZEL HABERLER DE VAR
K E Ç R I F I S
EU
EURO 2020 A GRUBU
TAKIMLAR 1. İTALYA 2. GALLER 3. İSVİÇRE 4. TÜRKIYE
Milli kick boksçular 11 madalya kazandı Özbekistan Açık U luslararası Kick Boks Turnuvası’na katılan milli sporcular 11 madalya
1-3
O G B M A Y AV P 3 3 0 0 7 0 7 9 3 1 1 1 3 2 1 4 3 1 1 1 4 5 -1 4 3 0 0 3 1 8 -7 0
BÖYLE MI OLACAKTI?
Büyük umut ve hayallerle başladığımız EURO 2020’de puan alamayarak veda ettik. İsviçre’ye de 3-1 yenilen Milliler, en kötü turnuvasına imza attı.
2
020 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2020) A Grubu üçüncü maçında İsviçre’ye 3-1 mağlup olan Türkiye, turnuvaya grup sonuncusu olarak veda etti. Oynadığı üç maçı da kaybeden ay-yıldızlı ekip, grubunu son sırada tamamladı. Puan alamayan Türkiye, üç maçta kalesinde 8 gol gördü. Milli takım üç maçta yalnızca 1 gol atabildi. İtalya’ya 3-0, Galler’e 2-0 kaybeden ay-yıldızlı ekip, İsviçre’ye de 3-1 mağlup olmaktan kurtulamadı. EN KÖTÜ TURNUVA Ay-yıldızlı ekip, tarihindeki en kötü turnuvasını EURO 2020’de geçirdi. EURO 96’da puan alamayan ve gol atamayan Türkiye, Hırvatistan ve Portekiz’e 1-
0, Danimarka’ya da 3-0 mağlup olarak turnuvayı -5 gol averajıyla tamamlamıştı. EURO 2020’yi ise -7 averajla kapattık. TEK GOL TESELLİMİZ OLDU A Milli Takımın EURO 2020’deki tek golünü İrfan Can Kahveci attı. İsviçre ile Türkiye arasında oynanan karşılaşmanın oyuncusu İsviçre’nin iki golünü atan Xherdan Shaqiri seçildi. A Milli Takım’ın Teknik Direktörü Şenol Güneş ise, maçın ardından düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, şunları dile getirdi: “Üzgünüz. Bu gruptan çıkmayı hedefliyorduk, çıkacak gücümüzün olduğunu düşünerek buraya gelmiştik. Şu anda düşüncem istifa edip etmemek değil. İşimizi yaptık, buradan çıkmak düşüncem.”
elde etti. Türkiye Kick Boks Federasyonundan yapılan açıklamaya göre, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te düzenlenen organizasyonda miller, 7 altın ve 4 gümüş madalya kazandı. Turnuvada madalya alan milli sporcular ise şöyle: 7 ALTIN MADALYA Altın madalya: Erivan Barut (48 kilo low kick), Ali Erdoğmuş (+91 kilo K1 style), Altuğ Demir (71 kilo full contact), Zekiye Zelal Şengür (56 kilo K1 style), Fatma Nursev Akaltun (+70 kilo kick light), Okan Yamandağ (75 kilo full contact), Emrah Yaşar (81 kilo full contact). Gümüş madalya: Seyit Battal Ay (60 kilo full contact), İdris Şimşek (91 kilo K1 style), Cengiz Lale (60 kilo K1 style), Berke Çağan Çakmak (94 kilo light contact). Açıklamada görüşlerine yer verilen Kick Boks Federasyonu Başkanı Salim Kayıcı, elde edilen başarılı sonuçtan dolayı milli takımı tebrik etti.