3 SAYFAU DOPDOL SP OR
Ronaldo’nun gözyaşları
T
n EURO 2020’de çeyrek final yolunda büyük mücadele yaşanırken, son şampiyon Portekiz rakibi Belçika’ya boyun eğdi.
29 JUNE 2021
rkısh NEWS PRESS
27
ON PAGE 25
SIZIN SÖZÜNÜZ
l www.turkishnewspress.com.au
. . T rkıye’nın
SESİ
www.turkishnewspress.com. au1300 917 566
Fenech here to praise Cesur Afacan
RADYOSU AVUSTRALYA
SYDNEY DIGITAL 985
MELBOURNE NORTH
SAAT 5-6 ARASI
SAAT 5-6 ARASI
FM 98.9 HAFTANIN 7 GÜNÜ WEST HER ÇARŞAMBA
4/5/7/11 H S I L G N E N I S NEW
/12/17/25/27
Food delivery driver’s death wasn’t recognised by Uber Eats and his family are still fighting for the insurance! n Uber Eats sent three delivery requests to Burak Dogan on a Thursday afternoon in April last year. He was alive for the first. Mr Dogan, a 30-year-old Turkish student, was riding an electric bike in Sydney’s inner west when he was fatally hit by a truck, moments before the final Uber Eats order requests.
5
TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY
YI ’ E Y I AK K R TÜ URAC AL UÇ N KANL’UN OLA ANBU ILDI IST ELI AT TEM
IBRAHIM KALIN
ISIS, PKK and the uses of terrorism
ASRIN PROJESINE ILK HARÇ C
umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığından itibaren “rüyası” olan ve 2011’de “çılgın proje” olarak duyurduğu, İstanbul’u içinden 2 deniz geçen bir şehre dönüştürecek Kanal İstanbul’un temeli dualarla atıldı. Proje karşıtlarını eleştiren Başkan Erdoğan, “İnsan ölür kalır eseri, eşek ölür kalır semeri. Varsın birileri semer peşinde koşsun. Biz ülkeye eser kazandırmaya devam edeceğiz” dedi.
9
Kanal İstanbul Sazlıdere Köprüsü’nün temeli; Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, kabine üyeleri ve diğer yetkililer tarafından atıldı.
DUYURU
11
Turkish News Press Gazetesi olarak yaşanan virüs endişesinden dolayı kağıt baskımıza 2 hafta ara veriyoruz. Karantina süreci bitene kadar Gazetemizi dijital ortamda www.turkishnewspress. com.au adresinden ve sosyal medya hesaplarımızdan e-gazete tadında okuyabilir, salgınla ilgili Türk ve Avustralya makamlarının resmi duyurularını takip edebilirsiniz, sağlıcakla kalın... #EvdeKalAvustralya!
2
29 Haziran 2021
T
rkısh NEWS PRESS
AVUSTRALYA Avustralya’da fare istilası cezaevini tahliyeye zorladı
Güney Galler eyaletinde fare istilası bir cezaevinin geçici olarak Y eninedeniyle boşaltılacağı bildirildi. Wellington
Cezaevi yetkilisi Peter Severin, yaklaşık 420 mahkum ve çalışanların başka bir cezaevine nakledileceğini açıkladı. Severin, mahkumlar ve çalışanların sağlığının birinci öncelik olduğunu vurgulayarak cezaevinden farelerin temizliğinin yapılabilmesi için bu adımın atılması gerektiğini söyledi. Farelerin, cezaevindeki kabloları ve tavan panellerini kemirerek güvenlik sorunu meydana getirdiği kaydediliyor. Avustralya’nın Yeni Güney Galler ve Queensland eyaletlerinde fareler, aylardır hayatı olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, fare istilasının son dönemde meydana gelen aşırı yağmurların bir sonucu olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Fare istilasının tarlara uzanması sonucu 10 binlerce dolarlık maddi kaybın yaşandığı kaydediliyor.
UNESCO ti harekete geç
Büyük Bariyer Resifi T
Dünya Mirası Listesi’ne
U
UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü), Avustralya’da mercan adaları zincirinden meydana gelen Büyük Bariyer Resifi’nin (Great Barrier Reef) “tehlike altındaki” Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmesi gerektiğini açıkladı. UNESCO, iklim değişikliğinden etkilenen Büyük Bariyer Resifi’nin gelecek ay yapılacak toplantıda listeye dahil edilmesini gerektiğini bildirdi ve Avusturalya’yı küresel ısınma konusunda “hızlandırılmış eylem planı” yapmaya çağırdı. AVUSTRALYA HÜKÜMETI KARŞI ÇIKIYOR Avustralya hükümeti ise UNESCO’nun önerisine “şiddetle karşı çıkacağını” duyurdu. UNESCO ve Avustralya yönetimi arasında Büyük Bariyer Resifi konusunda bir süredir ihtilaf yaşanıyor. Avustralya, turizm sektörünün en değerli varlıklarından biri sayılan ve yılda yaklaşık 5 milyar dolar getiren Büyük Bariyer Resifi’nin Dünya Mirası Listesi’ne girmesinin turizmi olumsuz yönde etkileyebileceğini savunuyor. UNESCO, 2017’de Polonya’daki Dünya Mirası Komitesi toplantısında Büyük Bariyer Resifi’ni Dünya Mirası Listesi’ne dahil etmeme kararı almıştı. Avustralya hükümetinin “Reef 2050 Planı” çerçevesinde resifi korumak için önemli adımlar attığı ancak konuyla ilgili daha fazla çaba göstermesi gerektiği belirtilmişti. Avustralya hükümeti, Büyük Bariyer Resifi’ni kurtarmak için 2015’te “Reef 2050 Planı” çalışmasını onaylamış, plan çerçevesinde Queensland eyaleti hükümetine 2 milyar dolardan fazla bütçe ayırdığını duyurmuştu.
rkısh NEWS PRESS
Year: 4 Volume: 162
President Yüksel Çifçi
Page Layout & Design Necmettin Öksüz Page Editors Ali Haydar, Tanyeli, Davut Kılıç, Ümit Uyar, Fatma Gençtürk, Mustafa Sülün, Dr. Hilal Çoruhlu, Elif Sele, Sinem Taslak, Suzan Çalımlı, Murat Özdamar, Miqdad Hassan, Murat Sirin, Zeynep Doktoroğlu Melbourne Team Murat Gümüş (Melbourne General Manager), Ümit Uyar (Distribution), Ömer Boyacı (Youth&Sport), Furkan Boyacı, Adem Taliç (Editor), Emre Boyacı, Saban Han, Murat Şirin, Salim Boyacı, Ali Kurt, Ayşe Sakar, Elif Sele, Hilal Kırmızı, Moemina Shukur, Salahaddin Kayıkcı, Zeynep Doktoroğlu Brisbane Team Ahmet Raci Karataş, Dr. Sait Erdem, Ömer Akdeniz, Metin Uyanık Western Australia Mehmet Kırmızıoğlan (Distribution), Gürhan Candemir, Hamza Serin, Harun Parlak, Hasan Mulla South Australia Mustafa Ergül (Distribution) Turkey Necmettin Aksoy, Ardi Ocgu, İbrahim Kalın, Murat Özdamar IT Grup Erol Gülçinay, Adem Talic, Hakan Evecik, Soner Çoruhlu
TURKISH MEDIA SYDNEY RADIO TEAM
5 YILDA ELDEN GİDER Queensland’daki James Cook Üniversitesi araştırmacıları, 2016’da hazırladıkları raporda, Büyük Bariyer Resifi’ndeki mercanların önlem alınmadığı takdirde gelecek 5 yılda kurtarılamaz hale geleceğine dikkati çekmişti. Rapor, resifte yer alan mercanların suların ısınması ve çevre koşullarının değişmesi nedeniyle orijinal renklerini yüzde 93 kaybederek ağardığını ortaya koymuştu. Araştırmacılar, mercanların kurtarılabilmesi için 10 milyar dolara ihtiyaç olduğunu vurgulamıştı.
UZAYDAN GÖRÜLÜYOR Uzaydan görülebilen tek canlı olarak bilinen Büyük Bariyer Resifi, yaklaşık 2 bin endemik balık türünü barındırıyor ve 70 bin kişiye iş imkanı sağlıyor. Büyük kömür ve gaz ithalatçısı olan Avustralya’nın, 2015 yılından bu yana iklim hedeflerini güncellemediği ve mevcut emisyonu azaltma hedefinin, 2030’a kadar 2005 seviyesinin yüzde 26’sı ila 28’ine ulaşmak olduğu kaydedildi. Çevre örgütleri UNESCO’nun açıklamasının, ülkenin iklim eylem planının yetersizliğine işaret ettiğine dikkati çekti.
Monday: Fatma Gençtürk, Bilge Başafacan, Neşe Sözen Tuesday: Ergül Uybadın, Derya Sekmen, Hülya Boz, Büşra Erkan, Tuğçe Uybadın, Kübra Erdinç Wednesday: Serkan Uyanık, Halil Yılmaz Thursday: Osman Boyacı ve Diyanet Hocalarımız Friday: Tanyeli, Serkan Uyanık, Barış Cengiz Saturday: Sülhan Yılmaz, Gülten Akbar, Yasin Köksal, Tuğçe Köksal, Ahmet Kele, Azra Vejzovic Sunday: Kübra Erdinç, Muhammed Köksal, Zafer Uyanık, Ataberk Birben
TURKISH MEDIA MELBOURNE RADIO TEAM Wednesday: Murat Şirin, Ümit Uyar, Elif Sele, Zeynep Doktoroğlu, Salim Boyacı, Adem Talic Advertisements Sydney (Türker Demiryürek): 0426 982 050 Melbourne (Ümit Uyar): 0481 136 901 Brisbane (Serkan Uyanık): 0401 398 922 Western Australia (Mehmet Kırmızıoğlan): 0401 556 500 South Australia: 0426 982 050 Canberra: 0433 162 655 Sydney Office: Unit 2-92 Bryant St Padstow NSW 2211 Phone: 1300 917 566 Fax: 612 9774 8650 E-mail: info@turkishnewspress.com.au
www.turkishnewspress.com.au
T
AVUSTRALYA
rkısh NEWS PRESS
29 Haziran 2021
3
YAŞAM KOÇUNUZ
TANYELİ İLE BİZ BİZE
cagritanyeli@icloud.com
Zor günleri birlikte aşacağız
1
MUSTAFA SÜLÜN ÇIZGILERIN DILI
2
NSW korkudan 2 hafta kapandı y e n d y S İn cin rında sokakla uyor! top oyn
Y
eni tip koronavirüsün (Kovid-19) ilk kez Hindistan’da görülen Delta varyantının, Avustralya’nın Yeni Güney Galler eyaletinde çok sayıda kişiye buluşması üzerine sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yeni Güney Galler Eyalet Başbakanı Gladys Berejiklian, Delta varyantının eyalette artması nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan ettiklerini açıkladı. Berejiklian, ilerleyen günlerde daha fazla vaka görülebileceği uyarısında bulundu. 9 TEMMUZ’A KADAR KISITLAMA Yeni tedbirler kapsamında eyaletin Greater Sydney, Blue Mountains, Central Coast ve Wollongong bölgelerinde 26
Haziran 18.00 itibarıyla başlayan sokağa çıkma kısıtlamasının, 9 Temmuz Cuma günü 23.59’a kadar sürmesi bekleniyor. Bu tarihler arasında gıda ve tıbbi bakım ihtiyaçlarının karşılanması dışında sokağa çıkma yasağı uygulanacak. ÇALIŞANLARI KAPSAMIYOR Evden çalışma uygulamasına dahil olmayan kişiler, kısıtlamadan muaf tutulacak. Uygulamaya göre, 26 Haziran-9 Temmuz tarihlerinde düğün organizasyonları da yasaklanırken cenaze törenlerine katılım sosyal mesafe tedbirlerine uyulmak şartıyla en fazla 100 kişi ile sınırlı tutulacak.
Uçaktan düşen 2 paraşütçü öldü n Avustralya’nın Yeni Güney Galler eyaletinde, uçaktan düşen 2 paraşütçünün hayatını kaybettiği bildirildi. Polis, eyaletin güneyindeki Southern Tablelands bölgesinde yerel saatle 13.00’da 2 paraşütçünün uçaktan düştüğü ihbarını aldıklarını açıkladı. Kazada, havaalanın pistine düşen 2 paraşütçünün olay yerinde hayatını kaybettiği kaydedildi. Yerel polis yetkilileri ve Avustralya Ulaştırma Güvenliği Bürosunun (ATSB ) kazanın sebebine ilişkin soruşturma yürüteceği bilgisi paylaşıldı. Yerel basınındaki haberlerde, paraşütçülerin 30 yaşlarında 2 erkek olduğu belirtiliyor.
S
evgili okurlarım, Sydney’den hepinize selam olsun, sevgi olsun, sağlık olsun, koronavirüs ve tüm çeşitleri son bulsun! Maalesef buralarda Covid-19 yine gündem, bu seferki mutasyona uğramış haliymiş, “delta Hindistan varyantı” mı ne diyorlar. Allah yar ve yardımcısı olsun tüm dünyanın... Hayat devam ediyor, sokağa çıkmadan biraz mutluluk oyunu oynamak gerek, her ne olursa olsun, hayata pozitif bakmak gerek, sıkı sıkıya iyiliklere tutunmak gerek. Örneğin; “evde kal güvende kal”, ailesiyle fazla zaman geçiremeyenler için güzel bir fırsat. Bizim hayatımıza yansıyan kısmı ise şu günlerde sizlere duyurduğumuz yeni gurubumuz ‘Tanyeli Sound Of Mediterranean’ projesi için rahat rahat prova yapacak zaman bulmamız. İnşallah durum kontrol altına alınır ve tam kapama fazla uzamaz.Bu da geçer, olumsuz düşünceleri silin kafanızdan gitsin! Bu arada aşımızı olalım. Yasaklar bitince Marrickville Camelot’a Temmuz ayının 25’inde gerçekleştireceğimiz konserimizde buluşur ve hep beraber türküler, şarkılar söyleyerek stres atarız. Diyeceğim o ki konser iptal değil:) Bu arada projemiz güzel proje diyorum ama insanlarımız da güzel, bu uzak gurbette yaşayan toplumda faydalı işler yapan birçok insanın desteği vardı Diamond Stage Events olarak organize ettiğimiz tüm konserlerin destekçi kahramanları konserlerimizin sponsorlarıydı. Başta toplumumuzun tanınan simaları ve başından beri çoğu konserimizin ana sponsoru olmuş, mücevher deyince yıllara imza atmış harika ürünleri ile Auburn’da en büyük, en şık ve en kaliteli mekan olan KEKİLLİ KUYUMCUSU sahipleri ASİYE ve ENDER KEKİLLİ çifi. Her konserimizin bir başka ana sponsoru uygun fiyatları ve raflarında çeşit çeşit gıda ürünleriyle Auburn’da faaliyet gösteren BUDGET MARKET sahipleri ATİLLA TOK ve eşi SEVİNÇ TOK ailesi. Yine çoğu konserimizin ana sponsoru başarıları Avustralya sınırlarını aşmış dövüş sanatının üstadı olmuş AUSTURALIAN MARTIAL ART’ın kurucusu,
camıza ve diğer Sevgili Rıdvan Manav Ho kür ediyoruz. ek teş tüm sponsorlarımıza
tekvandoya gönlünü vermiş ve ülkenin bir çok yerinde tekwando okulu olan RIDVAN MANAV. Akdeniz ülkelerinin sanatçıları ile başlattığımız “Tanyeli Sound Of Mediterranean’’ stüdyo aşamasında da yine ana sponsorumuz oldu. Çoğu konserinizin bir başka ana sponsoru da BLU BELLE FINANCE. Benim için kanatsız bir melektir HİLAL AYDEMİR ve işinin en iyisidir. Finansal danışmanlığı ile sadece ev, araç ve yatırım kredileri değil, paranızı doğru yatırım, finansal bir çok konuyu danışacağınız çok kapsamlı bir finansal Profesör desem doğru bir tanımlama olur. Dünya bir çok kaypakla dolu, özü sözü bir olmayan, hak yiyen hukuk bilmeyen insanlarla doluyken zor işler bunlar, desteklerini esirgemeyen işimi kolaylaştıran geçmişten günümüze ana sponsorlarıma çok teşekkür ediyorum. Dünyanın bir ucundan getirdiğiniz büyük sanatçıların sponsorları olması onlarla yola çıkmak yükü azaltıyor ve hedeflerinizi büyüterek devam ediyorsunuz. Ama başta da dedim bu sınır kapamalar benim sinirlerimle oynamadı desem yalan olur. Bunun da üstesinden geliriz evelallah. DÜn başlamadım tam 28 yılımı sanata verdim ben. Her krizde kendime, tecrübelerime inanıp madem gelemiyorlar o zaman buraya gelmiş en iyiler ile çok kültürlü bir proje yapalım dedim, ve öyle de oldu şükür... Sevgili okurlarım, evden çıkmayın, çayı demle, çekirdeği çıtlat, güzel düşüncenle aynayı çatlat:) Mani gibi oldu ancak içimden geçen budur ve yapmak istediğiniz olabilirliği olan şeylere odaklanın, olmayanlarla enerjinizi boşuna harcamayın. Allah’a güvenin, her şeyi ona teslim edin, doğru zaman, doğru mekan, doğru iş, kalbiniz dosdoğru olsun, her şeyin zamanı gelir inşallah. Haftaya yazılarda buluşmak üzere hoşça, sevgi ve en önemlisi sağlıkla kalın...
4
AUSTRALIA
29 June 2021
$10 MILLION FUNDING FOR COMMUNITY LANGUAGE SCHOOLS
Community Language Schools will receive $10.18 million in funding to boost support for teachers and contribute to the rich tapestry of multiculturalism in NSW.
M
inister for Education and Early Childhood Learning Sarah Mitchell said the 587 Community Language Schools across the state are vital to serve our thriving multicultural community. “NSW is the most culturally diverse state in the country and we are proud to embrace the many languages and cultures that contribute to our society,” Ms Mitchell said. “We have over 580 language schools helping connect more than 38,000 students with their heritage and strengthen communities through learning a language. “The funding will help operate the schools and provide professional development to the dedicated volunteer teachers. We will also be helping the schools undertake a digital transformation, allowing them to reach more people.” Minister for Multiculturalism Natalie Ward thanked the 3,210 volunteer teachers in the Community Languages Schools, which taught 62 different languages to students in the out-ofschool hours program last year. “Community Language Schools add to our social values through the benefits of bilingualism to educational achievement. They
SARAH MITCHELL
also boost social cohesion for the community as a whole,” Mrs Ward said. “Learning an additional language between Kindergarten and Year 12 is a valuable life skill that students will be able to use after school or in their future career.” Approximately 80 per cent of Community Language Schools are held in NSW Government schools, with the Department of Education subsidising the cost of that usage. The funding will be distributed to community organisations and groups who meet specific criteria to support the operations of the schools and their teachers.
Lockdowns make couple’s nomad dream a reality n If it were not for Victoria’s lockdowns, Josh Murtagh and his fiancee, Mikayla Parker, would not be travelling across Australia in a caravan right now. The two are among the latest to join the digital nomad movement, a way of working and a lifestyle they chose specifically because it offered more certainty and security during a global pandemic than their former careers. For more than six years, Josh Murtagh ran his own massage
business from home in Mildura. Last year, during the state’s first lockdown, instead of preparing for clients, the 30-year-old was on the couch in his dressing
gown, struggling with his mental health and the fact he could no longer provide as the main breadwinner. “It’s just that feeling of going from my business being very successful and being really proud of what I built there to all of a sudden watching the news and the next morning you’re applying for Centrelink and not going to work,” Mr Murtagh says. He says it was at this moment that he and Ms Parker decided to start a side hustle.
T
AUSTRALIA
rkısh NEWS PRESS
29 June 2021
5
BURAK DOGAN Burak Dogan’s sister says her family misses her brother’s “happiness”.
Burak Dogan had been working as an Uber Eats rider before his death in April 2020.
Food delivery driver’s death wasn’t recognised by Uber Eats and his family are still fighting for the insurance!
A
spate of rider deaths at the end of last year four on NSW roads in three months - sparked a government task force and promises of action from the delivery platforms. But the issues these riders face may be worse than originally thought. Mr Dogan’s crash on April 2, 2020 was not reported in the media as the death of a food delivery rider. Although he was logged into the app when he was killed, Uber Eats does not recognise the death as a workplace fatality. And the company’s insurer has rejected a death benefit claim worth hundreds of thousands of dollars. What happened? A police report released to the ABC by the NSW Coroner’s Court suggests the driver of the truck was not at fault in any way. Mr Dogan was riding his bike in the blind spot of the truck driver on a stretch of Parramatta Road where a lane disappears. The Uber Eats data shows that Mr Dogan had accepted his first job for the day and travelled to the restaurant, but cancelled it for an unknown reason at 12:25pm. He was hit by the truck in the left-hand lane at 12:50pm. Mr Dogan’s sister, Seda, says the family has not been contacted by Uber Eats since her brother’s death. Speaking on the phone from Turkey, she remembers her brother as a devoted friend who was close to his family. “Burak was a very happy person,” she says. “I miss that happiness.” Counting the dead In April this year, Uber Eats general manager for Australia, Matt Denman, was asked in NSW Parliament about worker fatalities. Appearing before a committee on the future of work, Mr Denman said how saddened the company was by the loss of life. He talked about safety initiatives like helmet detection and fatigue management that the company had employed. The chair of the committee, Labor MP Daniel Mookhey, wanted to know how many Uber Eats riders had died on NSW roads in the last year. “There were three of them, were there not?” he asked. “That is correct,” Mr Denman replied. Uber Eats had already publicly acknowledged the deaths of three of their riders who were killed in 2020 - Dede Fredy, Bijoy Paul and Ik Wong.
Uber Eats sent three delivery requests to Burak Dogan on a Thursday afternoon in April last year. He was alive for the first. Mr Dogan, a 30-year-old Turkish student, was riding an electric bike in Sydney’s inner west when he was fatally hit by a truck, moments before the final Uber Eats order requests. SafeWork has said a review of the case “noted it was unclear if the rider was working at the time of the incident”.
It meant Mr Dogan was not included in the answer. The company later told the ABC in a statement that, in the hearing, it was referring only to “road fatalities involving delivery people who were making a delivery with Uber Eats”. Ten crucial minutes Not only was Mr Dogan left off the list of fatalities, he also narrowly missed out on insurance cover. Uber Eats treats its riders as independent contractors, rather than employees, which means they don’t have access to the NSW workers’ compensation scheme. The company said in the parliamentary hearing that it was the first food delivery platform to introduce free insurance for its riders. Mr Dogan’s insurance included a $400,000 death benefit to be paid to his family, and funeral expense cover, should he be killed at work. However, the insurance policy covers riders only while they are making a delivery, and for 15 minutes after they complete a delivery or cancel a request. On April 2, 2020, he logged on at 12:17pm and remained online until his death. Having cancelled his last order at 12:25pm, he was only insured until 12:40pm, but was hit 10 minutes later.
Yavuz Cikar is outraged that his cousin Burak Dogan was not insured by Uber Eats at the time of his death. Yavuz Cikar, Mr Dogan’s nearest relative in Australia, says he was appalled to learn Uber Eats had denied a claim for funeral costs. “With my simple mind, not as a lawyer or anyone who’s a professional - what I think is simply this guy was still working for Uber at the time of his death because they were trying to call him,” he says. “From a big corporation, I would expect more fair treatment towards the people who are working, because without people, no big corporations could achieve anything. “The people is the base for everything.” ‘Unclear’ if he was working After the crash, Uber Eats notified the workplace health and safety regulator, SafeWork NSW, advising that Mr Dogan was not on a trip or returning home at the time of
the accident. SafeWork told Background Briefing in a statement the death was included in the government’s “workplace fatality figures in relation to the traffic incident.” However, SafeWork also said a review of the case “noted it was unclear if the rider was working at the time of the incident”. Michael Kaine, national secretary of the Transport Workers Union, says he is shocked to learn of Mr Dogan’s case. “This just tells you that these are unthinking, unfeeling actions by companies who are absolutely dedicated to maintaining an exploitative model, absolutely dedicated to minimising cost,” Mr Kaine says. According to the union, food delivery riders and drivers should be recognised as employees, which would give them access to the workers’ compensation scheme. In April, the NSW Minister for Customer Service, Victor Dominello, announced a consultation on possible improvements to insurance cover for delivery riders. Separately, the Minister for Better Regulation, Kevin Anderson, has announced new safety equipment requirements on platforms, plus a new penalty system and unique tracking numbers for riders to enforce safety rules. However, some riders are concerned heavier fines could cause them to rush to make up for lost income, and take greater risks. ‘I’m not going to give up’ After Burak Dogan’s death, police collected his possessions from his Paddington sharehouse: a copy of the Quran, some Marlboro Gold cigarettes, a photograph, $13 in change. They were packed into two bags. The smaller one, containing his identification documents, was sent back to his family. “The other big bag with his belongings - I couldn’t open the bigger bag,” says Burak’s cousin, Yavuz Cikar, who keeps the bag in his car. “It’s still sealed like that because I’m going to take it to his family and hand it to them as it is given to me.” Mr Cikar says he is still considering taking Uber Eats and its insurer to court, even though legal action against the company would cost him significantly. “I’m not going to give up. I’m going to try to find someone who thinks there is a light at the end of the tunnel and we can do something about it. “Just for justice’s sake, I want to follow this thing.” (Source: ABC Madia)
6
29 Haziran 2021
T
rkısh NEWS PRESS
Avustralya’da “Eve girerken ayakkabı çıkartılmalı mı, çıkartılmamalı mı?” anketi
AVUSTRALYA
Beyaz olmayan kadın ayrımcılığa uğruyor yapılan bir ankette, beyaz A vustralya’da olmayan kadınların yüzde 60’ının iş yerinde ayrımcılığa maruz kaldığı tespit
60 bin kişiyle gerçekleştirilen araştırmanın ilginç sonuçları
A
vustralya’da bazı etnik kökenlilerin evlerine ayakkabılarını çıkartarak, bazılarının ise çıkartmayarak girmesi, bu konuda tartışmalara neden oldu. ABC kanalının haberine göre ülkedeki farklı etnik kökenlere sahip bazı vatandaşların evlere ayakkabısız, bazılarının ise ayakkabıyla girmeyi tercih etmesi üzerine, toplumun genel alışkanlığını görmek için yaklaşık 60 bin kişinin katılımıyla anket düzenlendi. YENİ NESİL DUYARSIZ İlginçi ankete göre, Avustralya’da doğanların yüzde 24’ü, 10 yıl içinde Avustralya’ya göçenlerin yüzde 38’i, 10 yıldan önce bu ülkeye göç edenlerin yüzde 44’ü misafirlerinden eve girerken ayakkabılarını
çıkartmalarını talep etti. Mart ayında yapılan bir başka ankette ise Avrupa kökenli olmayan Avustralya vatandaşlarının yüzde 74’ünün, misafirlerinden, evlerine girerken ayakkabılarını çıkartmalarını beklediği sonucu çıktı. YETIŞTIRILMEYE BAĞLI Kanala konuşan Filipinler kökenli Sean soyadlı bir
kişi, ayakkabılarını çıkartma alışkanlığının, Filipinler’in başkenti Manila’da yaşadığı evden kalma olduğunu belirterek sokakların evler kadar temiz olmadığını söyledi. Çin ve Malezya kökenli Ben Çeong da “Dış dünyada bütün bakterileri taşıyorsunuz. Bu bakterileri evinize götürmek istemezsiniz” değerlendirmesini yaptı. Çeong ayrıca, birinin evine girerken ayakkabıyı çıkartmanın saygı ve nezaket gösterisi olduğunu vurguladı. BİR EVDE 3 UYGULAMA Hindistan kökenli Zeeta ise babasının eve girerken ayakkabılarını çıkarttığını, annesinin ise çıkartmadığını belirterek kendisinin ise ev sahibinin kurallarına göre hareket ettiğini ifade etti.
edildi. Ülke basınındaki habere göre, Beyaz Olmayan Avustralyalı Kadınlar hareketinin Murdoch Üniversitesi ile ortaklaşa yaptığı ankete katılan 543 kadına iş yerinde ayrımcılık konusunda çeşitli sorular yöneltildi. Ankette, iş yerinde beyaz olmayan her 10 kadından 6’sının ayrımcılığa uğradığı ortaya kondu. Katılımcıların yüzde 30’unun kimliklerinin iş yerinde artı değer olarak görüldüğünü ifade ettiği ankette, kadınların 60’ının cinsiyeti, etnik kimliği, yaşı ya da dini nedeniyle ayrımcılığa uğradığına işaret edildi. Ankete katılan kadınların yüzde 70’inin çalıştıkları iş yerinde kimlik, cinsiyet, din gibi farklılıklara sahip kişilerin üst pozisyonlara getirilmediği cevabını verdiği aktarıldı. “Beyaz Olmayan Avustralyalı Kadınlar Hareketi”nin kurucusu ve yöneticisi Brenda Gaddi, sonuçların şaşırtıcı olmadığını ve ayrımcılık mağdurlarının oranın yüzde 70-80’leri bulabileceğini ifade etti. Öte yandan, ülkede geçen hafta yapılan bir başka ankette de kadınların yüzde 51’inin cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığı ortaya konmuştu.
Avustralyalıların yüzde 60’ı Çin’e güvenmiyor! merkezli Lowy Enstitüsünün A vustralya yaptığı ankete göre, ülkedekilerin yüzde 60’ından fazlası Çin’e güvenmiyor. Enstitü’nün mart ayında gerçekleştirdiği “Avustralya’nın dünyaya karşı tutumu” anketine, 2 bin 200’den fazla Avustralyalı katıldı. Avustralyalıların yüzde 60’ından fazlası, Çin’i ekonomik bir ortaktan ziyade bir güvenlik tehdidi olarak gördüğünü belirtti. Yüzde 16’sı ise Pekin yönetiminin dünyada sorumlu davranacağına güvendiğini ifade etti. Lowy Enstitüsü’nden Natasha Kassam, 2018 yılında yapılan ankette yalnızca yüzde 12’lik bir kesimin Çin’i bir güvenlik tehdidi olarak gördüğünü söyledi. Avustralyalıların iyi niyetinde “dramatik” bir düşüş olduğunu belirten Kassam, “Hong Kong’daki yasaklamalar, Uygur Türklerinin gözaltına alınması, Avustralya’ya yönelik yaptırımlar gibi rahatsız edici konular, ikili ilişkileri ve kamuoyu algısını en düşük seviyelere indirdi” dedi. Katılımcıların yarısından fazlası ise Çin ile ABD arasında bir savaş olması durumunda Avustralya’nın “tarafsız kalması” gerektiğini belirtti.
T
ANALYSIS Writer: Suzan Calimli
rkısh NEWS PRESS
29 June 2021
7
calimli.suzan@gmail.com
Ghazan Khan: His Struggles & Contributions
it reklamlarınız n: 0 433 162 655
T
rkısh NEWS PRESS
..
SERI ILAN/
MELBOURNE & BRISBANE
From the manuscript of Rashid ad-Din’s Jami al-Tawarikh.
G 20
20
hazan Khan converted to Islam in 1265 AD, Ghazan was very much attached to marking an important event for both the traditional Mongol, Yasa, laws. He worked Muslim citizens and Mongol ruling class in hard to enforce it among his subjects; his kingdom. The khan was encouraged to however, after his conversion, Ghazan convert by his viceroy, Nawruz, who had the found himself caught between needing to responsibility of informing Ghazan about decide which law-Yasa law and Shari’a lawIslam in an attractive way. Ghazan converted; he should implement in certain situations. İlan ve effect kartvizit this had the ripple ofreklamlarınız Islam spreading Some areas of conflict included marriage, 237Nisan 2019 için rezervasyon: 0 433 162 Despite 655 Mayıs 2019 even further amongst the Mongols. the slaughtering NEWS PRESS of animals and ritual purity. his conversion, Ghazan continued to A few years after the khan’s death, Shari’a follow Mongol law, Yasa, even if acts or became the governing law in the Il-Khanid decisions he made was against Islam. In one kingdom. This is said to be because Islamic circumstance, Ghazan wanted to marry his concepts-even if only believed at theory deceased father’s wife, Bulughan Khatun. level-took a deeper root among the Mongol However, according to Islam jurisdiction, leading class. This naturally allowed Shari’a this act was strictly forbidden. Stuck in a to be the main law to follow; it was not a difficult legal situation, the khan was intent of deliberate attempt to abandon Yasa law. abandoning Islam if it did not permit such a Despite conflicting morals when it came marriage. However, one of the ulema offered to Shari’a and Yasa laws, Ghazan was known a loophole, a legal manner of approaching for his efforts to bring out new administrative the situation; since the father was a pagan, reforms in his kingdom and rebuild Iraq, his marriage with Bulughan Khatun was not Perisa and Central Asia after the devastation legitimate within Islam, meaning Ghazan caused by his ancestors in the previous could legally marry her.ve If this story is century. In addition, Ghazan decreased tax, İlan kartvizit reklamlarınız true, it would suggest that Ghazan’s initial assisted the poor, arranged the kingdom’s için rezervasyon: 14 Mayıs 2019 21 28 11 Haziran 2019 0 433 162 655 18 commitment to Islam was not very sincere. justice system and more. Tabriz was declared
20
T
rkısh
T
..
237Nisan Mayıs2019 2019
Ghazan studying the Quran, from the manuscript of Rashid İlan ve kartvizit reklamların ad-Din’s Jami için rezervasyon: 0 433 162 65 al-Tawarikh.
the capital by Ghazan who beautified the city with exquisite buildings. The khan also founded some universities and asked many scholars to offer their knowledge there. Areas of study including geometry, astronomy, architecture, art and Farsi literature flourished. Ghazan himself was MELBOURNE well-versed in many languages including & BRISBANE Mongolian, Turkish, Persian and Arabic. Despite his conversion, Ghazan’s rivalry with the Mamluks did not come to an end; both wanted to rule the Syrian highlands. For a brief period of time, Ghazan controlled Damascus. Instead of traditional Mongol intentions, the conquest was done in the name of the Qur’an. However, in 1301, the Mamluks took back the city, and Ghazan’s troops retreated. The khan amalgamated his power in Persia instead, putting a divide between Central Asia and the Mediterranean world. From the 14th century, the main language spoken by the Muslims of Asia was Farsi; Arabic was used mostly for sacred scriptures including the Qur’an and prayer. Sources: - Jstor.org - historyofislam.com
SERI ILAN/
rkısh NEWS PRESS
..
. . MELBOURNE
SERI ILAN/ SERI ILANLAR & BRISBANE
Huzur Evi Müdürü alınacak
BROADMEADOWS’DA BULUNAN OSMANLI KÖYÜ YAŞLILAR EVI’NE TECRÜBELI MÜDÜR ARANIYOR. 32 YATAK ILE ÇALIŞAN OSMANLI KÖYÜ YAŞLILAR EVI, TÜRK TOPLUMUNA HIZMET VERMEKTEDIR. ARANAN NITELIKLER: . Yaşlılar evinde müdürlük tecrübesi . Müşteri hizmet standartları yüksek . Yaşlılar evi kanunlarını iyi bilen . Çalışanlara yol gösterecek ve motive edecek Işletme bilgisine sahip . RN Div 1 veya RN Div 2 olabilir Bu pozisyona uygun kişiler 0413 815 345 numaralı telefondan Ramazan Öztaş’ı arayabilirler veya özgeçmişlerini admin@bticc.org.au adresine gönderebilirler.
8
T
29 Haziran 2021
FOTOĞRAF TUTKUNLARI
rkısh NEWS PRESS
.
TÜRKIYE
Kızı PKK’dan kaçtığı için eline kına yaktı Bakanı Soylu’dan, ikna yoluyla terör örgütünden kaçarak teslim olan 5 kişiden birinin kendi çocuğu olduğu öğrenen evlat nöbetindeki anne Atiye Dayan, sevinçten havalara uçtu. Evini Türk bayraklarıyla süsleyen ve ellerine kına yakan anne, sevincini evlat nöbetindeki ailelere sarılarak paylaştı.
Mor renkli lavanta tarlaları moda oldu lavanta tarlaları fotoğraf tutkunlarının ilgisini çekmeye devam T ekirdağ’da ediyor. Mor ve eflatunun tonlarını fon
yapan fotoğraf tutkunları en güzel kareyi yakalamaya çalışıyor. Kentin yanı sıra İstanbul ve yakın illerden de ziyaretçiler lavanta tarlalarını ziyaret ediyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu, Tekirdağ’ın eşsiz güzelliklere sahip olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: “Özellikle İstanbul’dan çok sayıda ziyaretçi geliyor. Foto safari tutkunları mor renkli tarlaları sıklıkla tercih ediyor. Doğanın sunduğu bu eşsiz güzelliği fon olarak kullanan fotoğrafçılar mükemmel kareler yakalıyorlar. Gelin - damat çekimleri de buralarda yapılıyor. Fotoğrafların sosyal medyada paylaşılması da ilimize ilgiyi de artırıyor. Ziyaretçiler hem doğanın tadını çıkarıyor hem de birbirinden güzel anları deklanşörleriyle ölümsüzleştirerek buradan ayrılıyorlar.” Lavanta tarlasına fotoğraf çekmeye gelen Mehmet Emre Bingül de, mor renkli tarlaların fotoğrafçılar için “doğal stüdyo” haline geldiğini belirterek, “Marmara Denizi manzaralı lavanta tarlası gerçekten çok güzel. Bu muhteşem manzara eşliğinde fotoğraf çekiyoruz. Özellikle fotoğraf sanatçıları için bu yerler çok ilgi görüyor” şeklinde konuştu.
ZIPKIN GİBİ
ATLET CEMAL 15 yıldır işe koşarak gidip geliyor Gölyaka ilçesinde Gençlik ve D üzce’nin Spor İlçe Müdürlüğü bünyesinde yardımcı personel olarak çalışan 59 yaşındaki Cemal
Keçeci, 15 yıldır işine koşarak gidiyor, evine de aynı şekilde koşarak dönüyor. Sigarayı 40 yıl önce bırakarak spor yapmaya başlayan Keçeci, hayatının bir parçası haline gelen koşmayı çok seviyor. İl dışı seyahatleri dışında ulaşım aracı kullanmamaya gayret gösteren Keçeci, 3 kilometre mesafedeki iş yerine koşarak gidip geliyor. Çevresinde “Atlet Cemal” olarak tanınan Keçeci, şunları dile getiriyor: “Bir yarışmada 43 kilometre koştum ve derece aldım. Her fırsatta koşuyorum. Koşmadığımda başıma ağrılar giriyor, kendimi kötü hissediyorum ama günlük koşumu yaptığımda dünyaya yeniden gelmiş gibi oluyorum. Hiçbir rahatsızlığım yok. Ölesiye kadar koşacağım”
ATIYE DAYAN
I
çişleri Bakanlığı koordinesinde Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığınca yürütülen ikna çalışmaları sonucu 5 PKK’lı terörist daha örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldu. İkna çalışmaları sonucunda bu yıl teslim olan örgüt mensubu sayısı 86’ya yükselirken teslim olanlardan birinin ailesinin Van’da evlat nöbeti tutan aileler arasında bulunduğu tespit edildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, evlat nöbeti tutan ailelerden birinin daha evladına kavuşacağını belirterek “Diyarbakır’dan Almanya’ya uzanan evlat nöbetinde, 26’ncı aile de evladına kavuşuyor. Van’daki Annelerden Atiye Dayan’la konuştuk. Mutluydu. İnşallah devamı gelecek” dedi. EVINI BAYRAKLA SÜSLEDI Van’da 17 yaşındayken çalıştığı işyerinde yemeğine ilaç atılarak dağa kaçırılan kızı Şilan Dayan’ın teslim olduğu müjdesini Soylu’dan alınca sevinçten havalara uçan Atiye Dayan, ellerine kına yakarak kızına kavuşacağı anı sabırsızlıkla beklemeye başladı. Van’daki evlat nöbetinde 15 haftadır yer alan 32 aile de Dayan’ın, Tuşba ilçesindeki Türk bayrakları ile süslenen evinin önünde sevincine ortak oldu. SARILIP GÖZYAŞI DÖKTÜ Annelere sarılıp sevinç gözyaşları döken Dayan, mutluluğunun tarif edilemez olduğunu söyledi. Heyecandan uyuyamadığını ve ellerine kına yaktığını belirten Dayan, şunları anlattı: “Yıllar sonra evladıma kavuşacağım. Onun heyecanını yaşıyorum. Kızım güvenlik güçlerinin gücüyle kurtuldu. Şu an şoktayım. Elim ayağım titriyor. Devlet büyüklerimize ve güvenlik güçlerimize, polislerimize ve ailelere teşekkür ediyorum. Minnettarım. Ailelere desteğim sonuna kadar devam edecek.
Kızıma kavuştum diye vazgeçecek değilim. PKK’ya ve HDP’ye karşı bir kez daha kazandık. Devletimizin gücüyle zafer bizimdir, anneler kazanacak.” BÜYÜK BİR REİSİMİZ VAR Kızı Şeyma için Diyarbakır’da başladığı evlat nöbetine Van’da devam eden Nazlı Sancar da kendi evladı gelmiş gibi mutlu olduğunu ve Atiye ile birlikte ellerine kına yaktıklarını söyledi. Dağda tek bir çocuk kalıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirten Sancar, şöyle konuştu: “26 evladımızı onların pençesinden kurtardık. Kalanları da kurtaracağız. Hepimiz evlatlarımıza kavuşacağız. Büyük bir reisimiz var. Güçlü bir bakanımız var. Onların gücüyle
evlatlarımıza kavuşacağız. Her çocuk bir fidan. Onları bizden alıp götürdüler. Evlatlarımızın hepsini alıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. HDP’den de PKK’dan da korkmuyoruz. Zalimlerin elinden bir evladımızı daha aldık. Şeyma, kızım, anneni görüyorsan, sen de teslim ol. Hepsine sesleniyorum gelin ailenize kavuşun. Bu bayrağın altında doğdunuz, bu bayrağın altında ölün. Onlar haindirler.” DIYARBAKIR’DA BAYRAM Diğer yandan, 662 gündür HDP önünde evlatlarının gelmesini bekleyen Diyarbakır anneleri de bir annenin daha evladına kavuşacak olmasının sevincini yaşadı. Ellerinde çocuklarının fotoğrafı ile bekleyişini sürdüren annelerden İmmihan Nilifırka, Bir annenin daha evladına kavuşacak olmasından dolayı çok mutlu olduklarını belirterek, “Hepimiz çocuklarımızı almadan buradan gitmeyeceğiz. HDP olmazsa bir çocuk daha kaybolmaz, dağa gitmez” dedi. Oğlu Hasan’dan 4 yıldır haber alamayan baba Baba Zeki Öz de, “HDP tarafından kandırılarak dağa götürüldü. Bir aile daha evladına kavuşacağı için bayram yaşıyoruz. İnşallah hepsi gelecek” ifadelerini kullandı.
.
TÜRKIYE
T
rkısh NEWS PRESS
29 Haziran 2021
9
İSTANBUL’UN AVRUPA YAKASINDA
500 bin kişilik yeni bir şehir kuruluyor!
İstanbul’un temel atma töreninde K anal proje hakkında bilgiler de Erdoğan,
Kanal İstanbul Sazlıdere Köprüsü’nün temeli; Başkan Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, kabine üyeleri ve diğer yetkililer tarafından Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın duasıyla atıldı.
ÇILGIN PROJEYE ILK HARÇ A
Erdoğan’ın belediye başkanlığından itibaren “rüyası” olan ve 2011’de “çılgın proje” olarak duyurduğu, İstanbul’u içinden 2 deniz geçen bir şehre dönüştürecek Kanal İstanbul’un temeli dualarla atıldı. Proje düşmanlarını eleştiren Başkan Erdoğan, “İnsan ölür kalır eseri, eşek ölür kalır semeri. Varsın birileri semer peşinde koşsun. Biz eser kazandırmaya devam edeceğiz” dedi.
srın rüyası Kanal İstanbul’un ilk harcını teşkil eden Sazlıdere Köprüsü Temel Atma Töreni, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Başkan Erdoğan, törendeki konuşmasına, “Bugün Türkiye’nin kalkınma tarihinde yeni bir sayfa açıyoruz. Bugün ülkemizin gelişmesi, milletimizin güçlenmesi yolunda atılan adımlara bir yenisini daha ekliyoruz. Bugün rahmetli Menderes, rahmetli Özal, rahmetli Erbakan, Demirel gibi ülkemizin kalkınma mücadelesinin sembol isimlerinin ruhlarını bir kez daha şad ediyoruz” diyerek başladı. Kanal İstanbul Projesi’nin ilk köprüsünün temelini attıklarını belirten Erdoğan, aynı zamanda Kuzey Marmara Otoyolu’nun, Nakkaş, Başakşehir kesiminin Sazlıdere Barajı üzerindeki bağlantı yolu da olan bu köprünün ülkeye, millete, İstanbul’a hayırlı olmasını diledi. Z KUŞAĞI BUNLARI BİL! “Acaba bu proje neden gerekliydi?” diyen Erdoğan, şunları dile getirdi: “İstanbul Boğazı dünyanın en kalabalık gemi trafiklerinden birine sahiptir. Boğaz’dan, 1930’lu yıllarda, yılda ortalama 3 bin gemi geçiş yapıyordu. Günümüzde 45 bine ulaştı. 2050 yılında Boğaz’dan geçecek gemi sayısının 78 bini bulacağını gösteriyor. Halbuki İstanbul Boğazı’nın güvenli gemi geçiş kapasitesi 25 bindir. Denizden 500 bin kişilik insan trafiği söz konusudur. Her büyük gemi ciddi risk anlamına geliyor. Yaşı biraz ilerlemiş olan İstanbulluların hafızalarında Boğaz’da haftalarca yanan petrol gemilerinin
ul’un Kanal İstanb atıldı la temeli dualar
Proje hakkında her şeyi açıklayan Başkan Erdoğan’ın tören alanına gelişi sırasında vatandaşlar sevgi gösterisinde bulundu.
görüntüleri mutlaka vardır. Şimdi gençlerimize, Z Kuşak’a sesleniyorum: Bakınız, bütün bu olan bitenler 20 yıldır bu ülkede iktidarda olan bizler, neleri gerçekleştirdik, hangi adımları attık, bunları bilmeniz gerekiyor. Bu İstanbul’un geleceğini kurtarma projesidir.” ÇEŞME AÇMIYORUZ KEMAL Konuşmasında proje karşıtlarına da cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bize sorulmadı diyenlere sesleniyorum. Unutmayın, kime sorulması gerekiyorsa onlara sorulmuş ve yola böyle çıkılmıştır. Dünyanın en önde gelen mühendislik merkezi bünyesinde 35 ayrı ülkeden 3 bin 500 kişi görev aldı Bay Kemal. Bak bu bir çeşme açılış töreni değil, bir çeşme musluk takma töreni de değil. Sizin zaten bu ülkede bu güne kadar dikili bir ağacınız yok. Bu ülkede sizler şu ana kadar Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık, aynen bugün Kanal İstanbul için nasıl çıldırıyorsanız, orada da öyle çıldırdınız. Osman Gazi Köprüsü’nü, Avrasya
Tüneli’ni, Marmaray’ı, İstanbul Havalimanı’nı yaptık. Yine aynı şekilde önümüzü kesmeye çalıştınız, çılgınlar gibi ama yaptık.” KİMİ TEHDİT EDİYORSUNUZ? Kalkınma hamlelerinin bu zihniyet tarafından sürekli engellendiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kim bu isim? CHP. Bugünkü CHP ve yandaşları da ‘nasıl ön keseriz’ diye çalışmaların içindedir. 3. köprü ile ilgili ‘Artık 2 beton kuleden ibaret’ diyerek sevinç naraları atanlar da yine bunlardı. Sabiha Gökçen Havalimanı’yla ilgili CHP’nin başındaki zat, ‘Uçağın inmediği yere havalimanı yapan başka ülke gördünüz mü?’ diyerek aklınca dalga geçiyordu... Yatırımcıları tehdit ediyorlar. Ya bu ne terbiyesizliktir? Bunlar devlet terbiyesi de görmediler. Bunlar tam manasıyla çaylak. Milletimiz söylenenleri ciddiye almıyor. ‘İnsan ölür kalır eseri, eşek ölür kalır semeri.’ Varsın birileri semer peşinde koşsun. Biz ülkemize ve milletimize eser kazandırma mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”
kanalın her iki yanında planlanan 500 bin nüfuslu yerleşim alanlarının da İstanbul’un merkezindeki baskıyı ortadan kaldıracağını belirterek, şunları dile getirdi: “Kanal İstanbul sadece Türkiye’nin değil belki de dünyanın en çevreci projesi olarak hayata geçirilecektir. Proje alanının yüzde 52’si bu doğrultuda kullanılacaktır. Kanal’dan geçecek gemi boyutları ve trafik kapasitesi Boğaz’daki mevcut trafiğin yüzde 99’unu karşılayacak şekilde tespit edildi. Kanalın uzunluğu 45 kilometre. Taban genişliği minimum 275 metre. Derinliği 21 metre olarak belirlendi. Etütler, gemi trafiğinin Boğaz’a göre 13 kat daha güvenli gerçekleşeceğini gösterdi.” MALİYET 15 MİLYAR DOLAR SÜRE 6 YIL İleride hem diğer köprülerin ve alt yapı çalışmalarını hem de kanal kazısını başlatacaklarını aktaran Başkan Erdoğan, şöyle devam etti: “Kanal İstanbul’u yaklaşık 15 milyar dolarlık bir maliyetle 6 yıl içinde tamamlamayı hedefliyoruz. Buradan geçecek gemilerden sağlanacak gelir ve proje kapsamındaki liman başta olmak üzere, diğer unsurlardan elde edilecek kazançlarla Kanal İstanbul kendi kendini rahatlıkla finanse edecektir. Böylece Türkiye, devletin ve milletin kasasından, kesesinden 5 kuruş çıkmadan, kendi gelirleri ile finanse edilerek dünya çapında bir esere daha kavuşacaktır. RABBİM AÇILIŞI DA NASİP ETSİN Bizim referansımız 84 milyon vatandaşımızın her birinin hayat kalitesini yükselten, geleceğini aydınlatan, umutlarını güçlendiren başarılara imza atmamızdır. Kanal İstanbul işte bu atılım zincirinin yeni bir halkasıdır. Değerli kardeşlerim, ekranları başında bizleri izleyen sevgili milletim. Rabb’im kazasız, belasız Kanal İstanbul’u tamamlamaya bizleri muktedir eylesin. Temelini attığımız gibi inşallah açılışını yapmaya da bizleri muktedir eylesin.”
EFSANE BAKAN BİNALİ YILDIRIM:
Bu bir dünya projesidir stanbul’un ve Türkiye’nin sayısız ulaşım
imzası bulunan eski Başbakan İ projesinde ve Bakan AK Parti Genel Başkanvekili
Binali Yıldırım, Kanal İstanbul Temel Atma Töreni’nde yaptı konuşmada, “Bu proje, Türkiye’nin projesi değildir, bölgenin projesidir. 3 kıtayı birleştiren dünyanın incisi İstanbul’u emniyete alacak önemli bir projedir. Kendi içinde bir fizibilitesi olan, İstanbul güvenliğine katkı sağlayan, hava kirliliğini önceleyecek olan, Karadeniz, Akdeniz’deki akışları hızlandıracak, böylece Marmara’daki oksijen azalmasını da ortadan kaldıracak çok önemli bir proje” dedi. Törende konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, da, “Temelini attığımız köprümüz, 45 km’lik BahçeşehirHadımköy yolunun bir parçası olmakla birlikte, Kanal İstanbul’un Sazlıdere kesiminin de geçişini sağlayacaktır. Viyadükleri ile köprümüzün toplam uzunluğu 1.618 metre olacaktır” dedi.
OUR TEAMS ARE RESPONDING TO THE CRISIS WITH: 1. A brand new ambulance 2. Trauma surgery 3. Medical treatment and medication 4. First responder kits 5. Temporary accommodation, including blankets, mattresses, pillows, domestic tools 6. Feed the Needy packs 7. Water and hot meals HELP THE OPPRESSED TODAY! https://ausrelief.org/projects/palestine-gaza-crisis-appeal BANK DIRECT DEPOSIT Bank: Westpac Banking Corporation Account name: AusRelief BSB: 032061 Account: 480470 SWIFT Code: WPACAU2S (for overseas donors) www.ausrelief.org
T
TURKEY
rkısh NEWS PRESS
29 June 2021
11
TURKISH PRESIDENTIAL PRESS SECRETARY
IBRAHIM KALIN @ikalin1
Osman Erol prepares a spot for planting a sapling, in Çankırı, central Turkey, June 28, 2021.
, sets an Osman Erol, 90 station fore example for re as a day hh in Turkey, whic issue, by e dedicated to th plings in sa planting 40,000 village is h 35 years in
ISIS, PKK and the uses of terrorism
A
90-YEAR-OLD TURKISH MAN’S
PASSION FOR SAPLINGS
TURNS VILLAGE GREEN H allaçlı is a small village in the central Turkish province of Çankırı, but it has enough space for Osman Erol to pursue his passion: planting trees. His one-man pursuit of keeping his village green saw Erol single-handedly plant about 40,000 saplings in 35 years. Despite his advanced age, the 90-yearold man still finds time and energy to plant trees. The farmer started planting saplings in an area just outside the village and, over the years, increased the number and places they were planted. Along with pine and poplar, he expanded his planting drive to fruit trees, from plum and pear to almonds. Either in free-
zing winter or in scorching days of summer, Erol both plants saplings and takes care of their growth. His efforts were recognized by a certificate of appreciation issued by the district governorate of Kızılırmak, where his village is located. “I don’t remember how I decided to plant them but it became a desire for me to have trees all around here,” Erol told Anadolu Agency (AA) on Monday. Some nights, when he cannot sleep, he plants trees wherever he can find an empty spot. He occasionally hops into his tractor to examine the state of the trees he planted. “It does not matter if the weather is bad. I always visit the trees
I planted and water them if they need and tend to them,” he said. He also has a habit of carrying almond seeds in his pocket wherever he goes, in case he finds a good spot to plant them. “I planted and grew many trees, from plum to pear, and villagers are free to eat their fruits,” he said. Erol boasts that almost all spots in the village have at least one tree he planted, adding he does not do it for his own benefit. “Now it takes most of my time to care for them,” he said. But he does not complain. “I will continue planting trees until I die. I hope people will pray for my soul after my death whenever they eat the fruit from the trees I planted,” he said.
Grateful woman’s legacy enriches Istanbul firefighters
T
he fire department of Istanbul’s Fatih district was not aware that this was the second time they had rescued Mahmure Birsen Sakaoğlu, a retired doctor, when she was trapped in her burning home in 2000. Sakaoğlu, who was also rescued from another fire when she was only four-years-old, decided to repay her debt to the department. A lengthy lawsuit over her will, where she donated her savings to the department, concluded on Thursday and 272 members of the brigade were distributed her inheritance: TL 25 million ($2.8 million). A court in Istanbul concluded the 18-year lawsuit, which also awarded a fraction of savings to Sakaoğlu’s foster child.
Domestic COVID-19 jab Turkovac
begins Phase 3 trials in Turkey n An inactive coronavirus vaccine began Phase 3 trials on Tuesday at a ceremony attended by President Recep Tayyip Erdoğan. The first volunteers were injected with the jab, which was named “Turkovac” by Erdoğan. The vaccine is being developed in cooperation with Erciyes University and Health Institutes of Turkey. It was tentatively named Erucov-Vac, after the name of the university. It is expected to be
the first locally-made vaccine to be available in the country if it receives approval from Health Ministry after safety tests. Earlier, authorities announced that it may be available before the end of 2021. The president said they aimed to vaccinate the entire population age 18 and above within a few weeks and lift more restrictions with new “progress in the fight against the pandemic and through vaccination.”
series of terrorist attacks claimed close to 40 lives this week in Turkey. The two terrorist organizations, the Islamic State of Iraq and al-Sham (ISIS) and the PKK, have chosen to target Turkish citizens and security forces in separate attacks. Though acting with different motivations, the two share similar tactics and goals. On Friday, Turkey acted to counter these growing security risks at home and across the border. Despite major democratic gains, the political representation of Kurdish voters in the Turkish Parliament, economic development and PKK leader Abdullah Öcalan’s calls for disarmament, the PKK refuses to disarm. Instead, it continues armed struggle and uses terrorist tactics to maintain its presence and relevance. The PKK fears that a fully democratic and transparent process will make it an irrelevant entity. The PKK seeks political space through terrorism - a plan that no democratic country in the world will ever accept. That’s why its political wing, the Peoples’ Democratic Party (HDP), is trying but, needless to say, failing to justify the PKK’s politics of terrorism. This is also the reason why HDP figures, while condemning the ISIS attack in Suruç, which claimed 32 lives, do not say anything regarding the PKK’s terror attacks that killed one soldier and three police officers. They condemn the deaths without making any reference to the PKK despite the fact that the PKK has claimed responsibility for them. It is becoming increasingly clear that the PKK is manipulating the “solution process” to its advantage. It opposes its primary goals, which are the expansion of rights for all citizens including the Kurds, the disarmament of the PKK and ending all forms of terrorism. It imposes its own ideological and political demands as if they are the legitimate demands of the Kurdish people. Instead, the PKK and its political operatives are engaged in demonizing President Recep Tayyip Erdoğan and Prime Minsiter Ahmet Davutoğlu, the very political actors who can move the process forward. By attacking Erdoğan, the PKK-HDP camp is only undermining whatever is left of the solution process. This also sends the HDP’s claim to be an all-Turkey party down the drain. On the Syria front, the PKK is using the war in that country and the international fight against ISIS as a pretext to claim political and military space. It is mobilizing its military and political forces to incite a new wave of political confrontation and violence. The PKK’s calculation might be to make short-term gains from increased tension but this policy is certain to backfire in Syria and elsewhere because you cannot defeat one terrorist organization with another one. The Democratic Union Party (PYD), the PKK’s Syria wing, has already begun causing outrage among Syrian Kurds, Arabs and Turkmens for its policies of oppression, forced migration
and intimidation. The Assad regime remains the ultimate source of this new wave of instability and terrorism. This criminal regime has already killed more than 300,000 people, driven millions from their homes and turned Syria into a breeding ground for warlords and terrorist groups. The longer the Syrian regime stays in power, the more time and space ISIS will find in the Syrian territories to support its criminal war in the Middle East and around the world. The failure of the international community to remove the Assad regime has made the Turkish-Syrian border a major security threat for Turkey. The recent events confirm once again the importance of Turkey’s call for creating a safe zone along the Turkish-Syrian border with air cover and protection for Free Syrian Army (FSA) and other moderate opposition forces fighting against the Assad regime on the one hand, and ISIS on the other. All other options, flawed by a short-sided perspective and lack of political leadership, have made ISIS a more potent and dangerous terrorist force. The anti-ISIS coalition will have to do more to stop the threat of ISIS. It was only a matter of time before Turkey confronted ISIS militarily along its border. This happened this week. The attack by ISIS terrorists that killed one Turkish soldier might be an isolated incident or part of an organized plan. Regardless, Turkey has responded with force and determination and will continue to do so. The immediate goal is to clear Turkish-Syrian border from ISIS and other security threats. Securing the border is critical for both Turkey and for the moderate Syrian opposition including the FSA. It will also help the Syrian refugees fleeing ISIS’s barbarism and the barrel bombs and the militia violence of the Assad regime. Those who spread the propaganda that Turkey is not doing enough against ISIS and those who unashamedly claim that Turkey supports ISIS have proven to be wrong once again. Before this week’s operations, Turkey has already taken stern measures. Over the last seven months, Turkey has detained more than 500 ISIS-related individuals and arrested about 100 of them. In addition, more than 1,600 foreign citizens, suspected of ISISrelated activities, have been expelled and 15,000 foreign individuals have been suspended from entering Turkey. As Turkish officials have stated before, stopping the flow of foreign terrorists into Syria is not Turkey’s problem alone; it is the collective responsibility of the international community. Needless to say, the countries from which these terrorists come have to do their homework. As this week’s events show, ISIS and the PKK seek political gains through violence and terrorism. They manipulate political developments to make military gains. No democracy can allow that. Terrorism must be opposed in all of its forms whether it is ISIS or PKK terrorism. > Source: Daily Sabah/Jul 26, 2015
12
29 June 2021
Writer: Maria Nordenswan
T
rkısh NEWS PRESS
BUSINESS
info@careerdc.com.au https://careerdc.com.au
Graduate Employability: Work Integrated Learning Holds the Key
A
t the same time, students want to see return for their higher education investment. Work integrated learning can help build the bridge between academic credentials and new graduates’ employability. It can be a great point of collaboration between companies, young students and their education providers and lead to great gains for all. What is Work Integrated Learning Work Integrated Learning (WIL) is an overarching term that covers a mix of strategies, whose purpose is to help merge theory with the way work is done in practice, embedded in a purpose-built higher education curriculum. WIL provides students with an avenue to connect what they have been learning and what happens in practice, at the business level. According to 2017 data collected by Universities Australia, WIL takes the form of one of four broader categories: workplace placements – such as internships – projects, fieldwork and simulations. Placements tend to be the most common form of WIL. Project-based internships are the second most common type of WIL, and are gaining popularity; when students take part in project work, they get to work on authentic problems within a practical context which will increase their experience and develop their overall employability. Businesses have an important role to play in providing good quality learning opportunities to students. What is the deal with Employability There is an expectation that higher education providers prepare their students for a smooth entry into the world of work and that graduates can demonstrate generic, readyto-apply abilities. Companies now focus their attention on the abilities of new graduates and potential new hires. As a result, academic credentials don’t weigh as heavily as they used to. To succeed in finding meaningful employment, graduates need to be employable, that is, they need to have the skills and attributes that are most valued by employers. According to an Australian study on science graduate’s employability, a great number of employers were not satisfied with graduates’ commercial awareness, ability to learn independently and to solve problems, leadership skills and ability to use initiative. Another, international, study looked into the development
How employable their graduates are is, and should be, at the top of higher education providers’ agenda. It is important to businesses too; according to an Australian research paper on employability, industry representatives, such as advisory boards and professional associations, have called out for students to be better equipped to work professionally after graduation.
of entrepreneurial skills in the context of work integrated learning and found there is an increasing demand for graduates to have those skills. It was found that autonomy, innovativeness, risk-taking, and proactiveness, which may lead to an ability to solve problems creatively and contribute to the growth of an organisation, are also employee attributes linked to organisational performance, increased profits, growth and innovation. As such, the study suggests, there is a desire and a demand for new graduates who show those attributes. Work Integrated Learning and Employability Employers want graduates with ready-to-use skills and qualities. However, and as one study found, there exists a poor match with what employers want and the capabilities of graduates. To address any such shortfall, higher education institutions need to support their students to gain the skills and abilities that will increase their employability. It has been shown that traditional methods of teaching are not
enough to develop the soughtafter qualities in graduates. It has become clear that individual companies and industries as a whole can have a massive impact on shaping the abilities of students and future graduates. According to the Business + Higher Education Roundtable (BHER), Canada, the intersection of business, education and employment presents real challenges to all parties involved, that is companies, students and their education providers. Work integrated learning is what can bring the three key players together to work on their common interests. Work Integrated Learning as a means to scope talented graduates Work integrated learning programs offer a great avenue for employers to gauge talent. WIL could be used more by employers to recruit and develop talented graduates. It provides an ideal way for companies and higher education providers to partner up and jointly develop well-skilled graduates. There is a mutual desire for new graduates
to be “fit-for-work” as they graduate and a corresponding wish to have supportive structures in place; when a study asked what universities could do better to support graduate employability, 53% of science graduates and 31% of employers said providing placements is the way to help students prepare for a career. Partnerships for structured Work Integrated Learning It would be mutually beneficial to create work integrated learning partnerships between higher education institutions and industry representatives, including individual companies and businesses. Many universities are doing it already. But to better support students to gain the skills and attributes that make them employable, WIL programs ought to be customised and integrated into curriculum across the spectrum. There is a need to facilitate work integrated learning and work experience opportunities. Higher education providers and companies can work in tandem, or they can independently or jointly seek the assistance of a work integrated learning facilitator, such as CareerDC. According to Australian Collaborative Education Network (ACEN), placements are often limited, even when a placement is necessary for professional accreditation. If the next generation of graduates is to have the skills and qualities required to make a start on their careers, it is crucial to attract more companies to work integrated learning programs, to ensure there are enough structured opportunities for all students and to ensure students get to benefit from work integrated learning as part of their degree before they graduate. Taking part in work integrated learning initiatives, be it in the form of an on-site or a remote internship, or a project-based internship, for example, presents a fantastic opportunity for employers to help ensure future graduates have the skills and attributes that the employment market needs. At best companies will be able to develop talented graduates and find their next star hire in the process. Maria Nordenswan is the Content Manager at CareerDC. CareerDC has connected hundreds of businesses with thousands of interns and has coordinated mutually beneficial internships and other work integrated learning programs to the satisfaction of both the host companies and the young interns.
.
EKONOMI
Girişimcilik Hikâyeleri
T
rkısh NEWS PRESS
29 Haziran 2021
13
ÇALIŞANIN DÜNYASI
MURAT ÖZDAMAR
Sorularınız için: info@turkishnewspress.com.au
Temmuz ayında emekli olmak daha avantajlı
H 5 kız kardeş baba mesleğini aile işletmesine dönüştürdü Sivas’ta hayvancılık ve arıcılık sektörü üzerine devlet desteğinden yararlanan kardeşler, çalışkanlıklarıyla herkese örnek oluyor. Ailenin en küçük temsilcisi Fatma Tüç, “Aile birliği olursa başarı da kaçınılmaz oluyor” derken, Mavuş Tüç de, “Organik süt, yağ, peynir ve bal üretip satıyoruz” bilgisini paylaştı.
Y
ıldızeli ilçesine bağlı Doğanlı köyünde yaşayan 5 kız kardeş, 2012’de babalarından devraldıkları hayvancılık ve arıcılık işini son 5 yılda devletin sağladığı 300 bin liranın üzerinde hibe, 27 bin lira da faizsiz kredi desteğiyle daha da geliştirerek organik süt, peynir, yoğurt, manda yağı ve bal üretiyor. Tüç ailesinin 5’i kız 6 ferdi çalışkanlıkları ve girişimci yapılarıyla dikkati çekiyor. ÜNİVERSİTELİ Ailenin en küçük temsilcisi 34 yaşındaki Fatma Tüç, 2009’da Cumhuriyet Üniversitesi Yıldızeli Meslek Yüksekokulu Bahçe Ziraatı Bölümünden mezun olduktan sonra bir süre babasına yardım ederek hayvancılığı öğrendi. Fatma Tüç, köydeki mermer ocağında çalışan ağabeyi Sadık Tüç’ün işlerinin yoğun olmasından dolayı diğer 4 kız kardeşiyle birlikte 9 yıl önce babasının işini devraldı. Tarım ve Orman Bakanlığının 2016’da arı ve malzemelerini kapsayan 30 bin liralık genç hibe desteğinden yararlanan 5 kız kardeş, 20182019’da ise Doğu Anadolu Projesi (DAP) Kalkınma İdaresi Başkanlığından ahır yapımı için 170 bin li-
ra hibe aldı. Girişimci kardeşler, 2020’de de Orman Genel Müdürlüğü Orman ve Köy İlişkileri (ORKÖY) Dairesinin 5 yıl ödemeli 27 bin liralık faizsiz kredi desteğinden faydalandı. DEVLET DESTEĞİ Valilik himayesinde nisan ayında hayata geçirilen “Mandalarda Verim Yükseltme Projesi” kapsamında damızlık bir mandanın hibe edildiği aile, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun yüzde 65 malzeme destekli Katılım Öncesi Kırsal Kalkınma Aracı (IPARD) programına da kabul edilerek 100 bin liranın üzerinde destek almaya başladı ve kovan sayısını 40’dan 80’e, büyükbaş hayvan sayısını ise 15’ten 50’ye çıkardı. KADIN İSTERSE HER ŞEYI YAPAR Fatma Tüç, devlet destekleriyle bugünlere geldiklerini vurgulayarak şunları dile getirdi: “Hayvancılık eskisi gibi zor bir meslek değil. Teknoloji, imkanlar gelişti ve destekler çoğaldı. Kimse korkmasın, yapabilen için çok güzel bir meslek. Özellikle bayanlara yönelik destekler bayağı arttı. Ben ziraat teknikeri olarak başvurduğum her projeden olumlu
cevap aldım ve bu çok hoşuma gitti, işime daha çok sarıldım. Bayanlar isterse her şeyi yapar. Benim arkamda ailem, yani ablalarım ve abim var. Biz bir işe gireceğimiz zaman artısını, eksisini birlikte düşünerek karar veriyoruz. Yani aile birliği olursa başarı da kaçınılmaz oluyor.” İŞ BÖLÜMÜ YAPTIK Kardeşler arasında iş bölümü yaptıklarına değinen 35 yaşındaki Mavuş Tüç de, “Tamamen organik süt, yağ, peynir ve bal üretip satıyoruz. Destekleri aldıkça daha çok heveslendik. Devlet desteği olmasaydı biz bu işleri yapamazdık” diye konuştu. Ahırdaki hayvanların bakımı ve yemlenmesinden sorumlu 38 yaşındaki abla Filiz Tüç de elde ettikleri ürünleri civar yerleşim birimleri başta olmak üzere İstanbul’a gönderdiklerini dile getirdi. Hayvansal gıda üretiminin kârlı ve zevkli bir iş olduğunu vurgulayan Tüç, “Köyde gerçekten hayat var. Bu işi herkese tavsiye ederim” diyor. 41 yaşındaki en büyük abla Satı Tüç ise arılarla kendisinin ilgilendiğini belirterek, organik balı petekli ve süzme olarak sattıklarını söyledi.
Türkiye’nin ilk doğal gaz depolama gemisi n Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’nin hizmete alınan ilk doğal gaz depolama gemisi Ertuğrul Gazi’nin ilk sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) transferini bugün gerçekleştireceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı Hatay’daki toplu açılış törenine gemiden katılan Dönmez, “110
milyon metreküp depolama ve 28 milyon metreküp gazlaştırma kapasitesiyle Ertuğrul Gazi, arz güvenliğimize önemli bir esneklik kazandıracak” dedi. Geminin boyunun 295, eninin 46, yüksekliğinin de 63 metre olduğunu belirten Dönmez, neredeyse 3 futbol sahası büyüklüğünde olduğunu dile getirdi.
aziran ayında emekli olmakla Temmuz ayında emekli olmak arasında fark var mı? Siz kıymetli okurlarımız her sene sonunda emeklilik için Ocak ayını beklemek mi avantajlı yoksa Aralık ayında emekli olmak mı avantajlı diye bizlere soru sormakta biz de bu soruyu her sene sonunda cevaplamaktayız. Ekonomik göstergelerdeki değişimlere bağlı olarak hesap yaparak kimi yıl emeklilik için Ocak ayını beklemeyi tavsiye edip kimi yılda Aralık ayında emekli olmayı önermekteyiz. Emekli olma hakkını elde eden çok sayıda okurumuz, bu ay emekli olmaya hak kazandım, hemen emekli olayım mı yoksa emeklilik için temmuz ayını mı bekleyeyim diye bizden bir açıklama beklemekte. Konunun sadece emekli maaş miktarı açısı dışında bir de işçiler için kıdem tazminatı ve memurlar için emekli ikramiyesi yönü bulunuyor. Bu nedenle bu soruya ilişkin Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı statüsünden emekli olacaklar için ayrı ayrı cevap vermemiz gerekecek. Emekli olma hakkını kazanan Bağ-Kur sigortalılarının hemen emekli olması menfaatine. Yani Haziran ayında emekli olmakla Temmuz ayında emekli olmak arasında bir fark yok. Gerek Haziran ayında emekli olan gerek Temmuz ayında emekli olan hem Ocak hem Temmuz emekli zammından yararlandığı için maaş miktarı aynı. Haziran ayında emekli olan Temmuz ayında emekli olana göre fazladan bir maaş alacağına göre emeklilik için Temmuz ayını beklemeye gerek yok. Bunların hemen emekli olmaları menfaatine. İşçi olduğu için SSK sigortalısı olan ve emekliliği gelmiş olanlar için de maaş miktarı açısından Haziran ayı ile Temmuz ayı arasında bir fark yok. Yani Haziran ayında emekli olanın da Temmuz ayında emekli olacak olanın da emekli maaşı aynı tutarda olacak. Yani temmuz ayında emekli olan
Haziran ayında emekli olan gibi hem Ocak hem Temmuz emekli zammından yararlanacak. Burada esas fark kıdem tazminatı açısından söz konusu olabilecek. Çalıştığı işyerindeki brüt maaşı kıdem tazminatının altında olan yani brüt maaşı 7.639 TL altında olan işçilerin Haziran ayında emekli olmaları menfaatine. Ancak brüt maaşı 7.639 TL tutardan fazla olanlar kıdem tazminat tavanının son altı aylık enflasyon artışı kadar yükseleceği Temmuz ayını beklemeleri isabetli olur. Örneğin bir kamu kurumunda 30 yıl hizmeti bulunup brüt maaşı 9.000 TL olan işçi bu ay emekli olsa 30 x 7.639 = 229.170 TL kıdem tazminatı alabilecek. Oysa bu işçi Temmuz ayında emekli olsa son altı ay enflasyonu yüzde 5 çıksa kıdem tazminat tavanı da yüzde 5 artacağından alacağı ikramiye 30 x 8.021=240.630 TL olacak. Bir anlamda brüt ücreti kıdem tazminat tavanı üzerinde olup tavan artışı nedeniyle ilave ikramiye tutarı bir maaştan fazla olan işçinin emeklilik için Temmuz ayını beklemesi avantajlı. Ancak brüt ücreti kıdem tazminat tavanı altında ise Haziran ayında emekli olmak avantajlı. Çünkü bu bir fazla maaş almak demek. Memurlar açısından da maaş yönüyle bir fark yok ama emekli ikramiyesi yönüyle fark bulunuyor. Emekli ikramiyeleri memur maaş katsayısı üzerinden ödeniyor. Temmuz ayında memur maaş katsayısı artacak. Bu artış son 6 aylık enflasyon kadar olacak. Dolayısıyla emeklilik için Temmuz ayını bekleyip Temmuz ayında emekli olan memur Haziran ayında emekli olan memura göre altı aylık enflasyon kadar yani yaklaşık yüzde 5-6 oranında daha yüksek ikramiye alabilecek. Burada bir hususu da belirtelim. Eğer memur 65 yaşını tamamladığı için resen emekliliğe sevk edilmiş ise bunlar istisnai olarak Temmuz ayındaki katsayı artışı üzerinden ilave ikramiye alacaklarından bir kayıp yaşamayacaklar.
Kız kardeşe ölüm aylığı bağlanmaz SORU: Devlet okulunda öğretmen olarak görev yapıyorum. Bütün şartları taşıyarak aralık ayında emekli olacağım. Eşimden boşandım, bekarım, çocuğum yok. Ölen babamdan dul ve yetim aylığı alan annem ve iki bekar kız kardeşim var. Ayrıca evli olan bir kız ve iki erkek kardeşim daha var. Ben emekli olduktan sonra öldüğümde kime ya da kimlere ölüm aylığı bağlanır? Eğer kimseye bağlanmaz ise tavsiyeniz var mı? > Selçuk B.
CEVAP: Annenizin, babanızdan dolayı aldığı ölüm aylığı emekli sandığı yani memur emeklisi ise, sizin ölümünüz halinde annenize sizin üzerinizden aylık bağlanmaz. Babanızdan dolayı annenize bağlanan aylık SSK veya BağKur’dan ise, annenizin geliri net asgari ücretin altında olması şartıyla sizin ölümünüz sonrası annenize sizden emekli sandığı aylığı bağlanır. Yasa gereği eş çocuk anne-baba dışında kalan yakınlara aylık bağlanmıyor.
INDIRIMLI FIYATLARIMIZ 29 HAZIRAN - 6 TEMMUZ 2021
TARIHLERI ARASI GEÇERLIDIR $ 6.99 Ülker Bebe Bisküvi (1 kg)
$ 1.49 Ülker Halley (8’li)
$ 1.99 Tat Domates Salçası (830 gr)
Berrak Turşu Çeşitleri (680 gr)
Mehmet Efendi Türk Kahvesi (500 gr)
$ 3.99 $ 4.99
Onar Gemlik Zeytin (700 g)
$ 24.99 $ 2.99
$ 10.99
Ariel Professional Deterjan (10 kg)
Hume Seylan Çayı (500 gr)
$ 6.99
Paşabahçe Lina Kulplu Çay Bardağı (6’lı)
www.facebook.com/gimasupermarket
31-35 Queen St, Auburn NSW Ph: 02 9749 4588 Fax: 02 9749 4599 “Gima appreciates our suppliers for their support”
RÖPORTAJ
T
rkısh NEWS PRESS
Anadolu’nun eski lezzet mekanlarını ‘Gastronomi
Atlası’nda buluşturdu
T
25 yıldır Türk mutfağı üzerinde çalışmalar yapan Araştırmacı Şef ve Seyyah Ömür Akkor, “Yeni açılmış bir lokantayla pek işim olmuyor ve geleneksel yemek yapmayan hiçbir yerle ilgilenmiyorum. Ben çok eski bir köfteciye veya tatlıcıya gittiğim zaman onun ne kadar kıymetli olduğunu bilerek gidiyorum. ‘Burası biraz fazla ayak üstü bir yermiş. Masasını da pek hijyenik bulmadım’ diyerek gezmiyorum. Benim önceliğim kültürün devam etmesi” diyor.
ürk mutfağı için 350 bin km projesini tamamlayan ve 81 ili gezen Şef, Seyyah ve Araştırmacı Ömür Akkor, yerel lezzetlerin sonraki nesillere aktarılmasının ve kültürün devamı için yerel esnafın desteklenmesinin önemini ayrıca Anadolu’daki en eski lokanta, helvacı veya şekercilere yer verdiği kitabındaki detayları anlattı. Enlü Şef Akkor, yerel lezzetlerin kaybolmaması için öncelikle bakış açısının değişmesi gerektiğini belirterek, şunları dile getiriyor: EN GELENEKSELİNİ ARIYORUM “Ben çok eski bir köfteciye gittiğim zaman, onun ne kadar kıymetli olduğunu bilerek gidiyorum. ‘Burası biraz fazla ayak üstü bir yermiş. Masasını da pek hijyenik bulmadım.’ diyerek gezmiyorum. Emin olun o da çok dikkat ediyor. Ama sizin beklentinizin, önceliğinizin, kültürün devam etmesi olması
gerekiyor. Benim önceliğim, kültürün devam etmesi. Her şey öğrenilir ama o dükkan kapanırsa bir daha ondan hiçbir şey öğrenemeyiz. O yüzden gezdiğim bütün lokantaları, bu düsturla geziyorum ve onları kayıt altına almaya çalışıyorum. Yoksa benim son zamanlarda açılmış bir lokantayla pek işim olmuyor ve geleneksel yemek yapmayan hiçbir yerle ilgilenmiyorum. En gelenekselini bulmaya ve onu desteklemeye çalışıyorum.” Gelenekseli yaşatmaya çalışan esnafın desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Akkor, “Tabii ki oralara gidip yemek yemeliyiz. Zor zamanlarda destek vermeli ve her zaman arkasında durmalıyız. Bir daha o esnaflar gelmeyecek” diyor. SUŞI PIRINCIYLE PILAV OLMAZ Birçok kez ülke liderlerine yemekler yapmak üzere mutfağa giren Akkor, yurt dışında Türk yemeği yaparken dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin şunları söylüyor: “Türkiye’de kullanılan malzemenin orada da olması gerekiyor. Bunun en iyi örneği İtalya. Neden iyi İtalyan yemeği yapabiliriz Türkiye’de? Çünkü İtalya’dan İtalyan makarnası ve domatesi alıyoruz. Siz buradaki domatesle o sosu yapamazsınız. Çünkü o domates farklı. Aynı şekilde New York’ta, Belçika’da, Japonya’da bir Türk marketi, Türk ürünleri, salçası, nar ekşisi, kayısısı, pirinci bulmazsanız Türk yemeği yapamazsınız. Orada bulduğunuz suşi pirinciyle pilav yapılmaz. Yaparsanız da insanlar beğenmez. O
yüzden lokantalardan daha önce marketlerin gitmesi, o ürünlerin taşınması gerekiyor. Ben neredeyse 300 kilo malzemeyle gidiyorum. Ne kadarını gümrükten geçirirsem... Bazen yakalanıp, dünyanın sorgusu, cezası... Başka ülkeden malzeme alıp geri geliyorum. Almanya’ya yakınsam, başıma bir şey geldiğinde Almanya’ya arabayla gidip, (Türk marketinden alıp) eşyaları getiriyorum. Çünkü malzemesi iyi olmazsa çok iyi tanıtamazsınız.” BABAANNEMİZİN SOFRASI Başarılı şef, yapımı kolay yemekler kadar zorlu yemeklerin de tercih edil-
29 Haziran 2021
15
diğinin altını çizerek, şöyle devam ediyor: “Eskilerde de hızlı pratik yemekler var ama onları ön planda tutmamışız. Kaybolabilir mi? Tabii ki kaybolabilir. Çünkü uzun bir zamandır yapmıyorsunuz ya da zor geliyor. Ama yine de bir bayram sabahı, babaannemizin sofrasında o yemeklerin kaybolmaması gerektiğini anlıyoruz. Tereyağında demlenmiş pilavı, geceden sabaha pişmiş kapamayı özlüyoruz. Bence en azından geleneği devam ettirmek için herkes bu yemekleri öğrenmeli.” 1628’DE KURULMUŞ TATLICI Ömür Akkor, Anadolu’daki her yeri tavsiye ettiğini belirterek, şunları anlatıyor: “Ben artık ilçe bazlı geziyorum ve gerçekten her gittiğimde karşıma başka bir şey çıkıyor. En son seyahatim Balıkesir’eydi. Tıflıpaşa Helvacısına gittim. 1628 yılında kurulmuş. Yani siz onun karşısına, dünyada çok az tatlıcı koyabilirsiniz. Edremit’te bir helvacı bu. Çorum’a gittiğiniz zaman leblebiden başka ne var deniyor ama Çorum’un elindeki un hazinesi çok kıymetli. Çorum unundan yapılmış börekler, baklavalar, kurabiyeler çok lezzetli. Çorum’a o sebeple gidiyorum. Oradaki yerli üreticiyi buluyorum. Buğday niye daha lezzetli, onu araştırıyorum. ZONGULDAK’A GELME DEDİLER Mesela Zonguldak. Zonguldak’a gittiğimde demişlerdi ki, ‘Zonguldak’ta bir şey yok. Zonguldak’a gelme demişlerdi. Sonra ‘Bu ne ya. Biz şehrimizi seninle tanıdık dediler. Bu tamamen bakış açısıyla alakalı. Yaşadığınız şehirde etrafınıza çok dikkat etmiyorsanız, belki bu rehber insanlara kendi şehrini tanımayı öğretecek. Çünkü ben her yerin çok kıymetli olduğunu düşünüp, kendine has bir gözle geziyorum ve bunun karşılığını da Anadolu’da fazlasıyla alıyorum.” Yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da oldukça tanınan ve bugüne kadar 28 kitabı yayımlanan Akkor, Ketebe Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı “Türkiye Gastronomi Atlası”na da değinerek, “Bu kitapta daha çok seyahat üzerine yazmak istediğim için, yemeklerin bazılarının isimlerini yazdım ya da ‘Kendinizi bir Malatyalının evine davet ettirin, bir Anteplinin bağ evinde şunu mutlaka yiyin’ gibi şeyler yazdım. Hepsi olmasa bile tariflerin birçoğu diğer kitaplarda mevcut”diyor. DÜNYANIN İLK PİRİNCİ BİZDE Ünlü şef, dünyanın en eski gıdalarından Türkiye’de olanlara da işaret ederek, şöyle devam ediyor: “Karacadağ pirinci, dünyanın ilk pirinçlerinden biri. Urfa’da ya da Diyarbakır’da Karacadağ pirincini nasıl alabilir, bu kaynağa nasıl ulaşabilirsiniz? Üreticilerini de yazıyorum. Mesela sade yağı nereden alacağız? Niye Urfa’nın sade yağını alıyoruz da başka bir sade yağ bulamıyoruz? Çünkü ivesi koyunundan çıkıyor. O da o yöreye özgü bir koyun. O sebeple o yağı alıyoruz.” HAMBURGERCI ADRESI YOK! Son eserinde geleneksele özellikle yer verdiğinin altını çizen Akkor, şunları ifade ediyor: “Kitapta yeniye ait bir şey, değiştirilmiş bir tarif, yeni açılmış bir lokanta, bir hamburgerci adresi ne yazık ki yok. 1628’den (bugüne kadar gelen) bir helvacı var mesela. 200 yıllık bir şekerci var. 100 yıllık esnaf lokantaları var. Genellikle Anadolu’da bulabileceğiniz en eski adresler var. Tabii bir çoğunu da kaybettik.” Akkor, kitabın diğer dillere de çevrilmesine ilişkin ise, “Aslında çizimleri ve grafikleri tutup, diğer kısımları silip, İngilizce yazmak gibi bir planım var ama bu ara yeni bir kitap daha hazırlıyorum. O bitmeden bunun İngilizcesine geçmeyiz. Ama diğer kitapların İngilizcesi geliyor”diyor. Ömür Akkor’un Türk Mutfak kültürü üzerine yazdığı 28 eserin yanında, görme engelliler için hazırladığı 3 yemek kitabı da bulunuyor.
T
WORLD Kıssa: Padişahın işi ne?
K
abri İstanbul Unkapanı’nda bulunan Nalıncı Baba’nın asıl adı Muhammed Mimi Efendi’dir. Bergamalı olup 1592 yılında vefat etmiştir. Sultan 3. Murat o gün bir hoştur. Telaşlı gibi görünür. Etrafına bir şeyler demek ister sonra vazgeçer. Neşeli mi? değil, üzüntülü mü? deseniz hiç değil. Veziri Siyavuş Paşa sultanı bu halde görünce sordu: - Hayırdır sultanım canınızı sıkan bir hadise mi var? - Gece tuhaf bir rüya gördüm. - Hayırlısı olsun inşallah. - Hayır mı şer mi göreceğiz. Haydi, hazırlan dışarı çıkıyoruz. Tebdili kıyafet ile iki molla kılığında yola çıktılar. Padişah hâlâ gece gördüğü rüyanın etkisindeydi ancak gideceği yeri iyi biliyordu. Hızlıca ve emin adımlarla Beyazıt’a gider, oradan döner Vefa semtine oralardan aşağılara sallanır. Sonunda Unkapanı civarında soluklanır. Çevresine dikkatle bakar. İşte tam o esnada yerde yatan bir ceset gözlerine ilişir. Padişah ile orada bulunan ahali ile aralarında şöyle bir konuşma cereyan eder. - Yerde yatan, kimdir bu? - Aman hocam hiç karışma, ayyaşın biridir işte! - Nereden, nasıl biliyorsunuz? - İzin ver de bilelim hocam. 40 yıllık komşumuzdur! Oradan bir başkası lafa girer. Aslında sanatı, işçiliği iyi idi. Azaplar çarşısında nalının (ayakkabı) alasını yapardı. Lakin kazancını içkiye ve fuhşa harcardı. Hem şişe şişe şarapları, içkileri evine götürür, hem de yani malum kötü kadın bulursa takar peşine evine götürürdü. Velhasıl mahalleli hiç iyi şeyler konuşmaz. Bizim tebdil-i kıyafet etmiş mollalar kalırlar mı ortada. Vezir tam hazırlanıyordu ki padişah sorar: - Nereye? - Ne bileyim belki bu adamdan uzak durursunuz sanırım.
HAFTANIN ŞİİRİ:
ŞIMDI Eskiden hep giderken olsam derdim, Bilmediğim oraları özlerdim. Nedir dönerken, nedir akşam Bilmezdim, bilmeden gülerdim. Başka, hep başka bir yerde olsam. O gelir beni bulur derdim. İçinde neler olup olmadığını düşünmeden, Evlerin, evlerin arasından geçip giderdim. > Kaynak: Özdemir Asaf / Çiçek Senfonisi
17
SINEM TASLAK staslak@turkishnewspress.com.au
- Millete ne bakıyorsun onlar çeker gider. Ben onlara bir şey diyemem. Ancak biz gidemeyiz. Onlar bizim tebaamızdır ve defin işini biz tamamlasak gerek. - İyi o zaman saraydan bir kaç hoca ayarlar yollarız, kurtuluruz bu vebalden. - Olmaz vezir olmaz daha rüyadaki hikmeti çözemedik ki. - Peki ne yapacağız sultanım? - Mollalığa devam edelim. Cesedi yerden kaldırmalıyız en azından. - Yapmayın padişahım, daha bunun yıkanması var. Kefenlenmesi var… - Meraklanma onları ben hallederim. Ancak önce bir gasilhane bulalım. - İşte şurada bir mahalle mescidi var…
- Olmaz vezir ölen sen olsaydın nerede olmak isterdin? - Ne bileyim sultanım hani Ayasofya, Süleymaniye o da olmaz ise Fatih Camii’nden... - İlk ikisinde devlet erkanı çok vardır. Bilinmek istemem. Lakin Fatih Camii iyidir. Hadi bakalım yüklenelim. Gelirler camiye ve usulünce güzel bir şekilde yıkarlar ki ceset sanki ayan beyan güzelleşir. Alnında bir nur çıkar, yüzü ise şakilere hiç benzemez. Bir gayretle nalıncıyı kefenleyip tabuta koyarak musalla taşına bırakırlar. Lakin namaz vaktine daha vardır. Beklerken bir ara vezir sıkıntılı bir şekilde yaklaşır. - Sultanım der, biz galiba yanlış yapıyoruz! Acelece sorup soruşturmadan
ESI
n Kısacası, sözün kısası. Dilimize Arapça’dan geçmiştir. Meydana gelen, ortaya çıkan manasındaki hâsıl kelimesinden türetilmiştir. “Velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim.” (Ece Kayhan -Yalınayak Şiirdir, Bütün Yort Savul’lar!) > Kaynak: Banu Ertuğrul & Onur Ertuğrul / Lûgat365 Bazı Kelimeler Çok Güzel
29 June 2021
TARIH & EDEBIYAT
HAFTANIN KELIM
Velhasıl
rkısh NEWS PRESS
N
France’s far right Le Pen fails to win any regions in run-off Le Pen’s far right National Rally (RN) M arine party failed to win in any region in the Fren-
ch run-off vote, according to exit polls. The RN candidate Thierry Mariani was ahead in the southern region of Provence-Alpes-Cote-d’Azur in the first round of voting, but he only achieved 42%, the France 2 broadcaster reported Sunday evening, citing projections by Ipsos/Sopra Steria polling institute. The Ifop polling agency estimated that the far-right National Rally barely surpassed 20% of the vote nationally, trailing both the mainstream right and the combined weight of green and leftist candidates. Polling agencies also said that the National Rally was roundly beaten in the southeast, in the region that had been seen as its best chance of securing a breakthrough victory in the balloting for regional councils. If confirmed by official results, the National Rally’s failure to win any of mainland France’s 12 regions threatens to slow the momentum of its candidate, Marine Le Pen, in her campaign for the presidential election next year. The party dominated the first round of the last regional elections in 2015, but also collapsed in the runoff as parties and voters joined together against it.
Eski dostluklar
e güzel arkadışlar vardı. Eskiden. Sonra ne oldu da bittiler, bilmem. Arkadaş derdik ama kardeştiler. Dostunu iyi gününde değil, her gününde tutarlardı. Onla kalkar onla düşer onla ağlarlardı. Yalnız bırakmayan adam gibi adamlardı. Eskiden bir kitap alırdın elden ele herkes okurdu. Şimdi arkadaşım dediklerinin dedikodularını ağızdan ağıza dolaşıyorlar. Dostlarımız varken başımız bu kadar ağrımazdı. Sesi huzur, yüzü huzur dostlardı. Derdin olsa anlatasın gelir, derdini
E
getirdik cenazeyi, belki hanımı vardır, belki yetimleri vardır. - Öyle ya, doğru söyledin, sen burada bekle, ben mahalleye bir bakıp geleyim. Padişah hızlıca maceranın başladığı mekana koşar. Araştırarak nalıncının evini bulur. Kapıyı çalar, yaşlıca bir kadın aralar. Padişahın anlattıklarını metanetle dinler. Adeta bu vefatı bekler gibiydi. Hakkını helal et dedi evladım. Belli sen çok yorulmuşsun. Bir müddet baktı sonra eşiğe çöküp ellerini şakaklarına dayadı. Dertli dertli biliyor musun oğlum dedi! Bizim efendi âlem bir insandı. Akşamlara kadar çalışır, nalın yapardı. Lakin birinin elinde bir içki şişesi görmesin, hemen elinde avucunda ne varsa verir ondan satın alırdı. Sonra da getirip helâya dökerdi. Sonra tutar malum kadınlara ücretlerini öderdi. Eve getirir onlara sizin zamanınızı satın aldım mı diye sorardı. Onlar da evet derlerdi. Öyleyse şimdi dinleyiniz der ben de onlara menkıbeler anlatır, ilmihal, Huccetül İslam okurdum. Şaşıran Sultan: - Bak hele! İnsanlar ne sanıyor halbuki. - Onların ne sandığı, ne dediği umurunda değildi ki. Hoş, o zaten buralardaki mescitlere değil uzak mescitlere giderdi. Namazda öyle bir imama tabii olmalı ki, tekbir aldığında Kâbe’yi görmeliydi. - Hatta bir vakit bak efendi dedim. Sen tamam böyle yapıyorsun ancak komşular, ahali seni kötü bilecek. Bak inan cenazen ortada kalacak. - O ise kimseye zahmetim olmasın diyerek mezarını kendi kazdı bahçemize. Lakin ben yine üsteledim iş sadece mezarla bitiyor mu efendi. Seni kim yıkayacak, kim kaldıracak? - Heyecanlanan Sultan, Peki o ne dedi? - Az bir durdu sonra uzun uzun güldü. Allah büyüktür, tasalanma hatun dedi. Hem padişahın işi ne? > Kaynak: https://osmanlicaogren.com/ dini-kissalar-padisahin-isi-ne
anlatsan derdinin bitesi gelirdi. Boza içilirdi mahallelerde, para çıkmazsa tek bardağı paylaşırdık. Kimse verdiğinin, aldığının hesabını yapmazdı. Eskiden doğru adamları doğru adamlar vardı. Şimdi etraf, doğru adamları yanlış yapanlarla doldu. Eskiden sevdiğine kıymet veren, onu koparıp sahiplenmeyi değil, gerçekten sevmeye niyet eden adamları vardı. Evet böyleleri vardı. Şimdilerde de böyle adamları bir türlü denk gelemeyen bizler varız. > Hikmet Anıl Öztekin/Eyvallah 2
Erdem öğretisi
flatun’a iki soru sormuşlar. Birincisi: “İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir?” Eflatun tek tek sıralamış: “Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler; ne var ki çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler, ama sağlıklarını geri almak için de para öderler. Yarından endişe ederken bugünü
unuturlar; dolayısıyla da ne bugünü ne de yarını yaşarlar. Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar; ancak hiç yaşamamış gibi ölüler.” Sıra gelmiş ikinciye soruya: “Peki sen ne öneriyorsun?” Bilge yine sıralamış; “Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, sadece kendini sevilmeye bırakmaktır.
Önemli olan; hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır!” Anonim bir türkü gibi Kahramanını yitirmek Bir yürekte yitmek Bir yürekte bitmek Bir şarkısını eksik notası Dikeni olmayan bir gül gibi… > Yazar: Venhar Sağıroğlu / Aşkın Suskunluğu
Former British Secretary of State for Health Matt Hancock (L) and then-Home Secretary Sajid Javid (R).
UK’s first Muslim health minister replaces disgraced Hancock
British Finance Minister Sajid Javid will replace Matt Hancock as the country’s health F ormer minister, Prime Minister Boris Johnson’s
office said late Saturday, making him the first Muslim health minister in British history. Javid resigned as finance minister last year after he refused to fire his political advisers as demanded by Johnson. British Health Minister Matt Hancock resigned Saturday after images appeared of him breaking coronavirus rules by embracing and kissing his married aide for which he had apologized yesterday. The incident had enraged colleagues as well as the public who have been living under lockdown. The 42-year-old wrote to Prime Minister Boris Johnson to resign after The Sun newspaper published photos of the married minister embracing a woman who he had appointed to a taxpayer-funded role to scrutinize the performance of his department.
PAZARTESI
Bilge Başafacan Neşe Sözen Fatma Gençtürk ÇAY MOLASI
AUSTRALIA . .
SESİ T rkıye’nın
RADYOSU AVUSTRALYA
CUMA
Tanyeli Serkan Uyanık TANYELI’YLE BIZ BIZE
I
CUMARTES
“Sizin Sesiniz”
SALI
www.turkishnewspress.com.au
Ergül Uybadın
Sülhan Yılmaz Gülten Akbar
Derya Sekmen Büşra Erkan Tuğçe Uybadın
VOICE OF TURKEY WOMENS EDITION
ÇARŞAMBA
Tuğba Aksoy GÖNÜL KAHVESİ
PERŞEMBE
Serdar Güzel Doğukan Perk Saat: 22-23 arası PORTRELER
SYDNEY DIGITAL 985 & MELBOURNE 98.9 NORTH WEST FM YAYINIMIZLA . . SIZLERLEYIZ! - Sydney’de haftanın her günü saat 17-18 arası Her gece saat 22-03:00 arası Müzikli Saatler - Melbourne’da her Çarşamba saat 17-18 arası - Yayınlarımızı aşağıdaki linklerden dünyanın her yerinden dinleyebilirsiniz. SYDNEY: www.turkiyeninsesi.sydney MELBOURNE: www.turkiyeninsesi.melbourne - Ayrıntılı bilgi için bizi arayın: +61421890600
T
rkısh
HAYATA DAIR
SATURDAY0 16.00-17.0
Tuğçe Köksal, Yasin Köksal, Ahmet Kale & Azra Vejzovic
THE SOURCE
PAZAR
Müzikli Saatler EZGİLER
ÇARŞAMBA
@turkiyeninsesiradyosu
MEDIA LIMITED
MURAT ŞIRIN
ÜMIT UYAR
MELBOURNE’IN SESİ
.
NOSTALJI
T
rkısh NEWS PRESS
29 Haziran 2021
19
R E L V E TAŞ i k a d ’ ı t a ç a l A
r o y ı k a r ı b n hayra
Çeşme Alaçatı, tarihi taş evleriyle büyük ilgi görüyor. Osmanlı döneminde piyade ve süvari köyü olarak bilinen Alaçatı, şimdilerde ise adından turizmle söz ettiriyor. Tarihi cumbalı taş evleri ve Arnavut kaldırımları Alaçatı için adeta bir simge. Taş binalardan sarkan kırmızı, mor ve beyaz begonviller ise evlerin renkli örtüsü gibi duruyor.
R
üzgar sörfünde Türkiye’nin en önde gelen noktası olan, mimarisi ve otantik taş evleriyle öne çıkan Alaçatı’da, turizm sezonunun iyi geçmesi bekleniyor. Osmanlı Dönemi’nde piyade ve süvari köyü olarak bilinen Alaçatı, şimdilerde ise adından turizmle söz ettiriyor. Tarihi cumbalı taş evleri ve Arnavut kaldırımları Alaçatı için adeta bir simge. Taş binalardan sarkan kırmızı, mor ve beyaz begonviller ise evlerin renkli örtüsü gibi duruyor. CUMBALI TAŞ EVLER Alaçatı’daki cumbalı taş evlerin büyük bölümü otel olarak hizmet veriyor. Alaçatı sokaklarında halen 600’ün üzerinde butik otel mevcut. Sakin ve küçük otellerin tercih edildiği salgın döneminde
de ilgi gören Alaçatı, bireysel su sporlarından sörfte önemli bir merkez konumunda yer alıyor. Yılın yaklaşık 300 günü rüzgar alan Alaçatı, yerli ve yabancı sörfçülerin ilgisini çekiyor. Alaçatı Turizm Derneği Başkanı Celal Bayraktaroğlu, salgında değişen tatil tercihlerinden Alaçatı’nın diğer destinasyonlar gibi çok etkilenmediğini söyledi. Küçük otellerin yanında yazlık evlere de talebin arttığına işaret eden Bayraktaroğlu, bu konuda da Alaçatı’nın şanslı olduğunu vurguladı.
TURIST ÇEKİYOR İnsanların tatil yapmayı özlediğine değinen Bayraktaroğlu, şöyle konuştu: “Bu sezonu geçen yıla göre daha iyi geçireceğimizi düşünüyorum. Bunun nedeni aşılama ve bilinçlenme. Başta yerli turist olmak üzere temmuzun ikinci yarısından itibaren de yabancı turistlerin geleceğini öngörüyoruz. Bölgenin tanıtımı için Kültür ve Turizm Bakanlığı ve yerel belediyelerle çalışıyoruz. Vaka sayılarımız da çok düşük. Bu bizim için avantaj. Bunun tanıtımını yaparsak daha çok turist çekeriz.
Tabi insan sağlığı çok önemli. Bölge halkının sağlığını da düşünerek hem tedbirin hem de aşılanmanın artmasıyla güzel bir sezon bizi bekliyor.” RÜZGARI DA MEŞHUR Çeşme Yarımadası’nın rüzgarının meşhur olduğunu belirten Bayraktaroğlu, deniz kenarında yayla havası yaşadıklarını söyledi. Yaz gecelerini serin geçirdiklerini dile getiren Bayraktaroğlu, “Bu, sıcak havadan uyunmayan tatil beldelerine göre büyük avantaj. Rüzgar estikçe turist geliyor” şeklinde konuştu. İlçede bulunan İmren Han Otel ve Konakları Müdürü Kemal Kaynaşoğlu da bu yıl 2020’ye göre daha uzun bir sezon beklediklerini dile getirdi. Butik otellerde hijyen standartlarının daha uygulanabilir olduğuna değinen Kaynaşoğlu, butik otellerin yıldızının bu yıl da parlamaya devam edeceğini belirtti. SAFRANBOLU EVLERININ TAŞ HALI Mimar Mithat Olcay ise Alaçatı’daki evlerin birçoğunun 1850-1900’lü yıllarda yapıldığını aktararak, şunları kaydetti: “Evlerde ise bölgeden çıkan volkanik taş kullanılmış. Şimdiye kadar yaklaşık bin 500 ev onarıldı. Alaçatı evleri, Safranbolu evlerinin taş hali diyebiliriz. Geçmişte bu evler yaşam alanı olarak kullanıldı. Bu evlerin zemin katı genelde hayvanların ahırı olarak kullanılmış. Bölgenin geçim kaynağı olan üzüm ve tütün de depolayanlar var. Binalar, sokağa veya caddeye sıfır konumda. Evin cephesi sokağa sıfır. İçeriye girence arkada bir bahçe var. Bu bahçe o zamanlar tarla olarak kullanılıyor. Yaşam alanları olarak daha çok üst katlar kullanılıyor. Evlerin istikameti ise kuzey-güney. Bunun iki avantajı var. Biri hem güneşi yazın az alıyor. Diğeri de yazın imbat rüzgarını alması. Yazın oturduğunuzda bu evlerde sıcaklar sizi bunaltmaz. Ayrıca bütün sokakların başında kuyular var.”
20
İlan ve kartvizit reklamlarınız
29 Haziran 2021 için rezervasyon: 0 433 162 655
T
rkısh NEWS PRESS
..
SERI ILAN
9748 1131
. . . . IYILIK HAREKETI
29 Haziran 2021
21
KENDISI IÇIN BAĞIŞLANAN AKÜLÜ ARACI DAHA ÇOK IHTIYACI OLAN KADINA VERDI
Yakup sen ne iyi insansın!
D
üzce’de trafik kazası sonucu engelli kalan Yakup Ceylan, muhtar ve hayırseverlerin kendisi için düşündüğü akülü aracı, Bolu’da kafede çalıştığı sırada aracı bozulan engelli kadına bağışladı. Gölyaka ilçesi Kuyudüzü Mahallesi’nde yaşayan 40 yaşındaki Ceylan, 2019 yılında trafik kazası geçirmesi sonucu bedensel engelli oldu. YÜREĞİ SIZLADI Tedavi için Bolu İzzet Baysal Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesine gelen Ceylan, yakındaki bir kafede çalışan 31 yaşındaki engelli Emine Özkeskin ile tanıştı. Özkeskin’in çay dağıtımı sırasında akülü aracının bozulduğunu fark eden Ceylan, hayırseverlerin kendisi için düşündüğü akülü aracı, daha çok ihtiyacı olduğunu belirterek engelli kadına vermek istedi. Bunun üzerine Kuyudüzü Mahallesi muhtarı Halil Düzen ile Bolu’nun Karacasu Beldesi Kaplıca Mahallesi’ndeki kafeye giden Ceylan, akü-
DONT MISS THIS OPPORTUNITY
lü aracı Özkeskin’e hediye etti. ARTIK AĞABEYİM Yakup Ceylan, böyle bir şeye vesile olmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getirerek, “Bundan sonra da yardımcı olacağız. Her süreçte yanında olmak istiyoruz” dedi.Emine Özkeskin de, 13 yaşındaki oğlu için mücadele ettiğini belirterek, “Allah razı olsun ağabeylerimden. Şimdi arkamda des-
tek olan iki ağabeyim daha var” dedi. Muhtar ise şunları anlattı: “Yakup’u arayıp bir ihtiyacın var mı dedim. ‘Muhtar, benim hiçbir ihtiyacım yok ama Emine kardeşimizin akülü tekerlekli sandalyeye ihtiyacı var’ dedi. ‘Emine Hanım ev geçindiriyor. Bana bakan annem, babam ve eşim var. Durumum iyi’ diyor. Allah kardeşimizin yüzünden gülücükleri eksik etmesin.”
KEBAB DÜKKANINA
BAYAN ELEMAN n Eastgardens Westfield Pagewood’da kebab dükkanımızda serviste haftada 5 gün, saat sabah 10am - 6pm arası çalışacak bayan eleman arıyoruz. İlgilenenler Deniz’i arasın: 0 416 449 177
SATILIK GÖZLEME STORES Preston ve Fairfield’da 4 yıldır haftada 2 gün faaliyetde bulunan getirisi güzel olan iş yerlerimiz satılıktır. Murat: 0400 88 33 40
Kebabçıda çalışacak elemanlar aranıyor! n Manly Seaside’de gece veya gündüz kebabda çalışacak elemanlar alınacaktır. İRTIBAT: 0413 554 027
Top reviews immaculate new equipment - Long lease 3 x 5 - Affordable rent - Prime location next to the pubs/ post office/coffee shops... - Easy manage - Excellent late night trade - Fb account - Instagram account - Uber eats- Manuloge- Delivaroo... Need to move overseas! We are open 7 days 11 am to 10 pm. Great opportunity business you can extand long hours pluse Doordash, add Pizza, Peda, whole Chicken and the most out off all MARKETING to boost sales but I Dont have time by my self! This bussines is suitable for a family bussines/ partners. There is some construction side for self explnation on photos estimate deadline in 4 weeks!
Contact: Zabehullah 0432909423
Marrickville KEBAB
GUEST ILE FERAHLAYIN! Guest Cologne/Kolonya lemmongrass organik içeriklidir. Mevcut boyutlar; 50 ve 200 ml. Nemlendirici özelliğe sahiptir, ferahlatır, senitize eder ve cildinizi korur. Hassas ve bütün ciltlere uygundur. Bu özel kolonyayı gönül rahatlığıyla istediğiniz kadar kullanabilirsiniz. Daha fazla bilgi ve alışveriş için; web: https:// guestscologne.com/Cep: 0402 677 440
KEBAB & PİDECİYE BAY-BAYAN ELEMAN n Mona Vale’de bulunan Aussie Kebab&Pide dükkanımızda gündüz veya akşam full time çalışacak serviste, pide&gözlemede tacrübeli bay-bayan eleman aranmaktadır. HANIFI: 0 401 922 786
SATILIK KEBAB DÜKKÂNI Şehir Merkezinde (City), ucuz kiralı, işlek işletmemiz satılıktır. İlgilenenler arasın! 0 423 525 419
22
29 Haziran 2021
T ALEM-I İSLAM
HAYA EL-MUŞÎ
info@turkishnewspress.com.au
Bir dert eğitimi sohbeti
B
atı’lı gelmiş, incelemeler yapmış ve bulduğu neticeyi şöyle açıklamıştı. ‘Zeka dolu, enerji dolu pırıl pırıl çocuklarınız var. Nasıl bir eğitim sistemi uygulayıp da onları aptallaştırıyorsunuz, bir türlü anlayamadım.’ Ömrünü din eğitimine vermiş bir hocamız: ‘Bütün çocuklar mı kabiliyetsiz, arzu ettiğimiz gibi yetiştiremiyoruz. ‘Eğitim tezgâhını değiştirmemiz lazım. En kaliteli malzeme bozuk tezgâha girince mâmül bozuk çıkıyor’ diye dertleniyordu. Bizim uğraştığımız ne? Tabletle eğitim, çantasız eğitim, önlüksüz eğitim, ödevsiz eğitim vs. Ne istiyorsunuz çantadan, önlükten, kitaptan… Çocukların yolunu açın, bahtını aydınlatın, yüzünü güldürün, şefkatli-merhametli, sevgi-saygı dolu yetiştirin. Çocuklar; ‘dijital işgal’in altında. Okul; senelerce (pandemi belasına kadar) ‘başından atıp kurtulma’ disiplini olarak kullanılır hale geldi. Çocuklar evde oturmayı bilmiyor. Oturanlar da TV, bilgisayar, internet ağında uyuşmuş vaziyette. Ders için zorla birkaç saatliğine masa başına gönderiliyor. Mecburiyet olmasa, çocuklar eve hiç girmeyecek! Evlerden soğuduk, evler de bizden soğudu. İster ister pandemi, ister bir başka türlü imtihan deyin, şimdi de mecburi olarak uzaktan eğitim eğitimdeyiz. İki seneye yaklaştı. Yavrularımızı evde yapamadık, hazırlıksızlık, mahrumiyetlere alıştıramamak, adı ‘millî’ de olsa tamamen pozitivist oluşu, okumayı ve düşünmeyi verememe bizleri de eğitimin nasıl yapılacağının cevabını arar hale getirdi. Kamu, sokak ekran, böyle gidiyor işte! Bu da geçecek ama epeyce derinden delerek geçecek. Eğitimin hastalıklı hali, öğrencilerini, ailelerini de hastalıklı hale getirdi. Tabii öyle bir hal ki hastalığı sadece KBB, dâhiliye, hariciye, göz, vs.’den ibaret görülürse; psikolojik hastalıklar bilinmezse, bu tedaviyi görenlerin nasıl çoğaldığına kafa yorulmaz ise sonuç elbette vahim olur. Toplumun, insanımızın bu fecaate nasıl ve niçin geldiği bile sorulmayıp sadece sonuç konuşulursa çare bulamayız. Önce teşhis, sonra tedavi ve kontrol! Akıllı tahtayla, bilgisayarla onları mekanikleştirerek olmuyor. Bilimsel diye diye gözyaşıyla tuzlu suyu, anne sütüyle pastorize sütü aynı görürlerse, bayrağı bez parçasıyla, vatanı da karnının doyduğu yer olarak görür. Ay yıldızlı bayrağımızın sembolleri bile bilinmez. Hedef, ideal, dâvâ, din, dil, tarih şuuru ilk yapılacak işlerdendir. Hangi noktada bulunursak bulunalım, düşüneceğimiz, kafa yoracağımız meseleler vardır ve olmalıdır. Hâlen bulunduğumuz
noktada ne düşünüyoruz? ‘Bilime tekniğe, bilgisayarlı eğitime önem verelim.’ Bu düşünce midir? ‘Çağ değişiyor, çağdaş eğitime önem verelim’ Bu da düşünce değil, temennidir. Çağdan, çağdaşlıktan, modernizmden ne anladığımıza da bakmak lâzım. Önce halimizi düşünelim. Bir teşhis mutabakatına varalım. Şimdiki çocuklar ‘teşhis mutabakatı’nı da anlamaz, tanı ittifakını da, konsesüsünü de! Cümleleri değil, kelimeleri anlamayan bir nesille (affedersiniz değil pardon, nesil değil kuşak) karşı karşıyayız. Konuyu kaçırmamak için uzatmıyorum. Bizim derdimiz, bilime tekniğe önem vermemek değil ki. Çocuklar; gece, ‘bilim ve teknik’ rüyaları görüyor. Onunla ilgili bir dalda okuyabilmek için ailevî baskılar altında çırpınıp duruyor. Teknolojik ürünlere anlayan anlamayan, faydalanmayı bilen bilmeyen, herkes hayrandır. Meselâ bölücülüğü bilim ve teknoloji mi çözecek? Çocuklarımızın içinde bulundukları buhranlarına, sıkıntılarına, boşluklarına hangi bilim-teknoloji çare bulacak? Yolsuzluğu, hırsızlığı, sorumsuzluğu gizli kameralarla mı halledeceksiniz? ‘Her eve bir bilgisayar kampanyası’ başlatarak mı çözeceksiniz problemleri. Eroin bağımlısı gibi acı çeken teknoloji kölelerini ne zaman hürriyetlerine kavuşturacaksınız? Son moda aletler tarafından yönetilen milyonlarca insanın üzerindeki baskıyı hangi âletle kaldıracaksınız? ‘Zulümde nöbetleşme’ esasına dayanan beşeri münasebetleri, hangi tıp merkezinde düzelteceksiniz? Siyaset başlı başına problem! Her şeye karşı çıkmanın adı muhalefet. Her beklentiyi yerine getirmenin adı da iktidar! Sorumluluk, idrak, duygu, düşünce, aidiyet, mensubiyet, millî manevi teklifler, çözümler, hayat tarzımız hiç gündeme gelmez. Bu partilerin, bu ‘partiler demokrasisi’nin hali ne olacak? Lideri, devlet adamını, biz hangi teknoloji ile yetiştireceğiz? Rüşveti, nasıl ortadan kaldıracağız? Yozlaşmayı nasıl durduracağız? Dengeleri nasıl kuracağız? Her şeyin uzmanı var. Havale edin üniversiteye, hallediversinler! Niçin çözemiyorlar kültürmedeniyet buhranımızın problemlerini? Tefekkürsüz (düşüncesiz) çözemezler de onun için. Yapılmaması gerekenleri yapmamak, yapılması gerekenleri yapmaktan daha önemli ve önceliklidir. Meselesizliği mesele haline getirenler, elbette ki gerçek meselelere eğilemezler. Ne demiş şâir: “Bî derd olanın derdine dermân olunmaz.” > YAŞAR DEĞİRMENCİ
rkısh NEWS PRESS
.
DIYANET&KÜLTÜR Allah Rasulünden
Vahyin Dilinden
“Hep birlikte Allâh’ın ipine (İslâm’a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allâh’ın size olan nîmetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun nîmeti sâyesinde kardeşler olmuştunuz.” . ÂL-I İMRÂN SURESİ, 103. AYET
“Kıyâmet günü Allâh Teâlâ şöyle buyurur: Celâlim hakkı için, bana itaat maksadıyla birbirlerini sevenler nerede? Hiçbir gölgenin bulunmadığı bugün, onları gölgemde gölgelendireceğim, onları muhâfaza edeceğim.” . MÜSLİM
KIRŞEHİR BELEDİYESİ 4 YIL ÖNCE İNŞAASINA BAŞLAMIŞ
Bosna Hersek’teki Ahi Evran
Veli Camisi CHP’ye takıldı!
K
ırşehir Belediyesi tarafından Bosna Hersek’in Olovo kentinde 2017’de inşasına başlanan ancak kaynak yetersizliği nedeniyle 2 yıldır yapımı duran Ahi Evran Veli Kırşehir Camisi ibadete açılması için yardım bekliyor. Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) aracılığıyla yapılan cami, Olovo’nun merkezindeki ilk cami olma özelliği taşırken, Türkiye tarafından tamamlanması arzu ediliyor. Caminin yapımına ilişkin açıklamada bulunan Olovo Başimamı Esad Pepic, Olovo’nun 2013’ten bu yana Kırşehir ile kardeş belediye olduğunu hatırlatarak, şunları dile getirdi: KIRŞEHİR BELEDİYESİ CHP’YE GEÇİNDE YARDIMLAR DA DURDU “Türkiye’de 30 Mart 2019’da gerçekleştirilen yerel seçimde 10 yıl boyunca görev yapan ve Olovo ile kardeşlik protokolü imzalayarak cami inşaatının yapılmasına büyük önem veren AK Partili belediye yönetimi el değiştirmiştir. Yerine gelen CHP yönetimine devam eden cami inşaatının mevcut durumu bildirilmiş bundan sonra yapılacak ödemelerle ilgili bir yol haritası çizilmesi talep edilmiştir. Lakin bu zamana kadar herhangi bir gelişme
olmamıştır. CHP idaresindeki yönetimin kentimizde yapılacak cami inşaatına sıcak bakmadığı kanaati oluşmaktadır. Yerel imkanlarla inşaatın tamamlanması mümkün değil. Uzayan süreç bölgede yaşayan Müslüman kardeşlerimizde hayal kırıklığı ve umutsuzluğa sebep olmaktadır.” EVLAD-I FATIHAN’A AYIP Cami yapımının kardeş ülke Türkiye tarafından tamamlanmasını temenni ettiklerini vurgulayan Pepic, şöyle devam etti: “Dünya lideri, İslam ümmetinin umudu Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Kalbimizin yarısı, Evlad-ı Fatihan’ diye hitap ettiği Bosna Hersek ve Müslüman halkımız için bu cami inşaatının bitmesi çok önem arz etmektedir. Yardımları heyecanla bekliyoruz. Caminin yarısının yapımı tamamlandı. İçerisi boş duruyor. Kentte 2 kilise ve 1 cami var. Kent merkezinde inşa edilen bu cami oldukça önemli. Bu yıl Ahi Evran Yılı. Caminin bu yıl içerisinde yapılmasını çok anlamlı olur.” Toplam 1520 metrekare alan üzerine yapılması planlanan cami ve külliye, Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyacak.
Hac hakları 2022’ye devredildi n Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu, hakları 2021’e devredilen hacı adaylarının, hac ücretlerinden mahsup edilmek üzere daha önce hesaplarında bırakılan 1000’er riyalin 2022 yılı haccından mahsup edilmek üzere blokesinin devamı şartıyla kayıt haklarının 2022’ye devredilmesine karar verdi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş başkanlığında yapılan toplantıda, Suudi Arabistan hükümetinin, “Kovid-19 salgını nedeniyle 2021’de hac ibadetinin sadece ülke içinde yaşayan ve değişik milletlerden oluşan sınırlı sayıda Müslüman ile ifa edileceği ve yurt dışından hacı adayı kabul edilmeyeceği” yönündeki kararı üzerine Türkiye’den hac ibadeti için kayıt yaptıran hacı adaylarıyla
ilgili konular görüşüldü. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, 2020’de kesin kayıt hakkı elde edip hac yapılamadığı için gerekli şartları yerine getirerek hakları 2021’e devredilen hacı adaylarının, hac ücretlerinden mahsup edilmek üzere daha önce hesaplarında bırakılan 1000’er riyalin 2022 yılı haccından mahsup edilmek üzere blokesinin devamı şartıyla kayıt haklarının 2022’ye devredilmesine karar verildi. Ayrıca, kesin kayıt hakkı 2022’ye devredilen hacı adaylarından hacca gitmekten vazgeçenler olması durumunda, ödenen ücretlerin tamamının iade edilmesi ve bu kişilerin kazanılmış kura kat sayıları ile gelecek yıllarda kuraya dahil edilmesi kararlaştırıldı.
.
YEMEK&HOBI R LEZZETLI TARIFLE
RK FATMA GEwsNprÇesTs.cÜom.au
E
info@turkishne
T
rkısh NEWS PRESS
29 Haziran 2021
23
PANDEMI GÜNLERINDE GÖNÜL RAHATLIĞIYLA DIŞARI ÇIKAMAYANLAR IÇIN
Evde beyti kebab keyfi Kebabımızın her çeşidi bir başka lezzet bir başka tat bir başka güzellik... Siz de evinizde bu deneyimi yaşamak istiyorsanız kolay bir kebab teklifimiz var... Pide ve kıymanın muhteşem buluşmasının sosla şenlendiği Beyti Kebaba buyrun...
vde hazırlanabilecek en kolay ve en lezzetli beyti tarifi. Hafif çıtır üst katmanı, malzemelerin uyumu ve sosuyla nefis bir lezzet. Mutlaka deneyin. Şimdiden ellerinize sağlık. KAÇ KİŞİLİK 8 kişilik MALZEMELER Yufka için: l 4 adet yufka l 2 yemek kaşığı salça l 2 yemek kaşığı sıvı yağ l 1 çay bardağı su Köftesi için: l 700 gram kıyma l 1 adet rendelenmiş soğan l 3 yemek kaşığı galeta unu l 1 adet yumurta l 1 tutam tuz l 1 tutam karabiber
l 1 tutam pul biber l 1 tutam kimyon l 1 tutam kırmızı toz biber Servis için: l 1 kase sarımsaklı yoğurt l 1 yemek kaşığı eritilmiş tereyağı
Sos için: l 1 tatlı kaşığı tereyağı l 1 yemek kaşığı salça l 1/2 çay bardağı sıcak su PÜF NOKTASI Miktarları arttırıp azaltabilirsiniz.
İsteğe bağlı közlenmiş biber ve domates ile servis edebilirsiniz. NASIL YAPILIR? 1- İlk olarak köfteyi hazırlayalım. Soğan sarımsak rendelenir veya mutfak robotundan çekilir. Kıymanın üzerine eklenir. 2- Diğer malzemeler de ilave edilip yoğrulur. İsteğe bağlı önceden hazırlayıp buzdolabında dinlendirebilirsiniz. 3- Yufka tek kat olarak açılır. Yuvarlak kısımları içe doğru katlanır. Bir kare elde edilir. Salça, sıvı yağ ve su karıştırılır. 4- Fırça yardımıyla yeteri kadar yufkanın üzerine sürülür. Köfte harcı dört eşit parçaya ayrılır. 5- Bir bölümü yufkanın uç kısmına şerit halinde yerleştirilir ve rulo yapılır. 2 parmak kalınlığında kesilir. 6- Hepsine aynı işlem yapılır ve uygun bir fırın kabına yerleştirilir. 7- Fırın kabını çok az sıvı yağ ile yağlayabilirsiniz. Önceden ısıtılmış fırında 190°’de alt üst ayarda 30-35 dakika pişirilir. 8- Sos için yağlar eritilir. Salça eklenip biraz kavrulur. Sıcak su eklenir, sos hazır. Beyti piştikten sonra ilk sıcağı geçince servis yapılır. Servis yaparken yoğurt, sos ve tereyağ gezdirilir. Afiyet olsun!
24
T
29 Haziran 2021
Cidal, kavga
Meyve kurusu Ortaklık ifadesi ek
Olgunlukla
Dahil olma
Keykûbat
En ince erkek sesi İlahi, gökle ilgili
Keman yayı
rkısh NEWS PRESS Bir çayımız
Deri ifrazatı
Adale
Yemen'in başkenti
BULMACA
Vitrin
1
2
Ağacın kolları Neden, niçin
Parlak renkli
Bildik, tanıdık
Askerin su kabı
Bir erkek adı
Boyun eğme
Kamer
Bir ilim şehri
Tokat
Lityum'un remzi
Tabii
Maç yöneten
Pulculuk
Bir kadın adı
Bucak
Fiiller
Bir ülke
İslam düşmanı pakt
Ağrı Dağı (Ermenice)
Arslan (a)
Mani olma
Güven
Düşme sesi
Bir put
Bir tür dizgi mak.
Kükürtün remzi
Mani, engel Kayıp kıta
Kısa zaman
Çatı
Valide
Eski devirlere ait
6
Fasıla
İlgili
Avrupa'da bir şehir devleti
Bir çoğul eki
Mağara
Çözümleyici
Kavgayı ayırma
İstanbul
Terörist Bebek bekleyen anne adayı
Filipinlerin başkenti Manda yavrusu
İslam'ın şartlarından İtalyan parası
Kamuflaj
Kareli kumaş
Mukaddes yer (a)
Babanın kız kardeşi
Su
Fakirlere aşevi
Pilotlara sunulan bülten
Halk
Koşu yarışı Boğa güreşi alanı Bir binek hayvanı
Bir erkek adı
Dilsiz Uygarlık
Kesin 3
Nisbet
Maskara
Çok bilmiş
Bir çizgi film kahramanı Hiç bir dine, Allah'a inanmayan
7
Bir maden
Asker kaçağı
Cılız bitki
Peygamberlik
Aletler (a) Dört tarafı sularla çev. kara
Köylü yardımlaşması
Kabadayılık 4
Güven
Sis
Genel Bir soru şekli Bir rüzgar türü
9
Bir mastar eki Sulu, verimli yer
5
8
Güven
Güzel, hoş
Ölçü Bir ilimiz
Önde, ilerde (a)
Yoğunluk
Kalsiyum'un remzi
Patlamalı gürültü
Kabiliyet
Tecessüs Yıldız 10
Dinsiz Asker Bundan sonra, bundan böyle
İst. ünlü deresi
Matem
Tantal'ın remzi
Yerli, sabit
Şaka
14
Yılın son ayı
Oburlar (a)
11
On (a) Ağaç püsü
Bir tahıl Uçurum Neodimin remzi
İşçi
Verimsiz Teberru, hibe
Beyaz
Galyum'un remzi
Üzümün kanlı göz yaşı
Gözleri görmeyen
İslam'ın şartlarından Bir kadın adı
Zor olmayan Yıldızlar alemi
Ab Kıbrıs'ta bir şehir Bir çalgı aleti
Mezbaha
Bir bağlaç
Bir peygamber
Bir harfin okunuşu
Selçuklularda Lala
Bütünüyle Bir put
Kızartma kabı
Kırılma sesi
Hoş koku
Tropik bir meyve
Kaplıca
Bir Cermen ırkı (Halk dilinde) Alkolle müc. derneği
Güven Toprak
Kusur
Yemin
Dingil
Gomalaka
Mutluluk
Bir nota
Bir ülke
Bir ölçü birimi
Süt (İng.) Kötü olmayan Dolaylı anlatım
Bir tür helva Bir peygamber Karşı Ceza
Bir nota
Pus
Bir bağlaç
Bir ajansımız
Uyan
Gelirler
Tin
Temel Donuk renkli
Kıyı Boru sesi
Bir cetvel 13
Tedrici sıralama
Azot'un remzi
Dayanıklılık
Ünlü bir münevverimiz
ŞİFRE SÖZCÜK
Öbür dünya
Bal kabı
Valide
Delikli kumaş
1
2
3
4
5
6
7
8
15
Bir işaret zamiri Hindistan'da bir kast
9
Tasdik
Telefonda ilk söz
Çevik
Olay Var sayılan
Bir tür şal
Astrolon
İlimler (a)
Yerine getirme
Zeka, us
Düşmanlık
Karışık renkli Bir yar. fiil (İng.)
Ortakçı
Kanun
Rusça evet
10
11
12
13
14
15
12
SPORT
J
SYDNEY
DAVUT KILIÇ
T
rkısh NEWS PRESS
29 June 2021
N A C A F A R U CES
eff Fenech is buzzing with pleasure in regards to the newest addition to his chew. 18 year old Cesur Afacan has impressed within the gymnasium in current weeks, since transferring from Melbourne to Sydney to coach with Fenech. “Cesur is as thrilling a prospect as I’ve ever seen for a man who has had one battle,” says Fenech. “He has all the abilities and an unbelievable chin and now that we’re working collectively he’s going to go to a different degree, then one other degree, and he’s going to maintain going up! Almost 40 years after he started boxing, Jeff Fenech is as feisty outside the ring as he was inside it as he overcame brittle hands to become one of Australia’s greatest sporting heroes. At the peak of his success in the late 1980s with three world titles won, Fenech was arguably the best-known sporting identity in the country with his catch phrase “l love youse all” in popular use. Afacan’s debut bout was an excellent 4 spherical draw with Jay Dalli in Geelong in April. But Cesur Afacan’s father Naz commented about the fight and said that his Sons age is 18 years old weight is 69kg not as it was shown on stat pic as shown , No wonder they got the decision wrong, Cesur is a humble polite Couteous young man whom has not received what was deserved on the night, Just ask opponents trainer and his opponent. I understand the politics behind the game to entice him for rematch that’s all it was, and exactly what was asked straight after the fight in the changing room on camera. All we ask from our judging panel is to be mindful what important role they have it was a very disappointing decision , Looking back on the fight Cesur definitely showed enough
N A C A F A R U S E C E RAIS P O T E R E H H C E FEN Having first stepped into the ring at age
skill and class to have won by a landslide really! The other guy was game and pulled off a couple lucky punches on the back foot But definitely there was the agenda for the rematch. It was a great fight tho!! Very entertaining and exciting for a young 18 year old bloke to show that level of aggressiveness and skill in his first fight, under the bright lights in front of a big Crowd. Will be better for the experience no doubt! Cesur Afacan’s father Nazmi Afacan has been training his Son Cesur since Cesur was 4 years old at Top Level Boxing located near Lake Caroline Victoria in the heart of Caroline Springs in a fully equipped boxing gym offering everything you’ll need to get fit fast and learn the art of boxing. Nazmi (Naz) Afacan is an amazing person, owner and head coach. Naz has over 30 years of experience in the boxing industry, training fighters of high calibre both in boxing skill and character. The Caroline Springs resident Cesur Afacan is one of Australia’s brightest young boxing talents, with Victorian and national titles already hanging from around his waist.
four, Afacan quickly found himself at home. With juniors unable to compete in Victoria until the age of 12, he was forced to go to Queensland to find competition. The extra travel and unfamiliar surroundings did nothing to slow Afacan’s progress. Competing in the under 42-kilogram division, the rising star fought his way to the Australian golden Gloves Championship in Brisbane in 2015. Afacan’s father and trainer Naz Afacan said his son had always been a natural in the ring. “He is a very strong and a very fit boy,” Naz said. “Technically, I believe there aren’t many better out there in Australia. “He is quite strong in terms of his core strength. He is still young so he has his development and learning to come.” Now that Jeff Fenech has taken over as Coach and that Cesur Afacan has moved to Sydney. Jeff is Coaching Cesur 6 days a week out of Joe’s boxing Gym at Five Dock. Cesur is of Turkish descent and we would love to see the Sydney Turkish Community to Support Cesur and Sponsor him. Jeff Fenech said Hopefully We will be able to get Cesur a fight on 28th of July we don’t know who as yet but it’s going to be a great one so we are expecting the Turkish Community to come and Support Cesur. The Opponent and Venue will be press released later. FULL NAME CESUR AFACAN - BORN IN 2003 (18) - FROM CAROLINE SPRINGS VICTORIA - 17 AMATUER FIGHTS -WIN - 1 PRO FIGHT -DRAW - 3 X NATIONAL GOLDEN GLOVE CHAMPION - 2 X NATIONAL CHAMPION - 6 X STATE CHAMPION Turkish News Press wish you all the best in your boxing career and personal life.
25
26
29 Haziran 2021
Editor: Davut Kılıç Auburn FC
Hikâyelerinizi Bana Yazın: david.kilic@hotmail.com
T
rkısh NEWS PRESS
K İBRETLİ ER L HIKÂYE
ÇOK MU ZOR?
A
N I N IF LELTANLARIDI R U S
I D N I V E S
A Milli Kadın Voleybol Takımı, FIVB Milletler Ligi Dörtlü Finali’nde Japonya’yı 3-0 yenerek bronz madalya kazandı. FIVB Milletler Ligi Dörtlü Finallerinin ilk maçında ABD’ye 3-0 kaybeden “Filenin Sultanları” üçüncülük maçında Japonya ile karşılaştı. İtalya’nın Rimini şehrindeki organizasyonda Türkiye, Japonya’yı 25-19, 25-16 ve 25-17 set sonuçlarıyla 3-0 yenerek üçüncülüğü elde etti. Organizasyonda ABD, Brezilya’yı yenerek şampiyon oldu. Üst üste üçüncü kez dünyanın en iyi 4 takımı
arasında yer almayı başaran Milliler, organizasyonun ilk turunda çıktığı 15 maçın 11’ini kazanarak finallere yükseldi. FIVB Voleybol Milletler Ligi, 2020 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını nedeniyle yapılamamıştı. 2018 yılından bu yana Voleybol Milletler Ligi adıyla düzenlenen organizasyonda Türkiye, 2018’de ikincilik, 2019’da dördüncülük elde etti. Milliler, ABD, Brezilya, ve Japonya’ya karşı FIVB Milletler Ligi’nde bu yıl Avrupa kıtasını temsil eden tek takım oldu.
NSW’de futbola
S
Kovid-19 tatili evgili AFC tarafları, maalesef kış aylarının kabusu koronavirüs yine geldi çattı. Avustralya’da geçen yıllara nazaran Kovid-19 vakası çok olmasa da hükümetler işi sıkıya alıyor. Aslın her şey bizim ve yavrularımız için. NSW Eyaleti’nin koronavirüs salgınıyla mücadele tedbirleri kapsamında almış olduğu tedbirler çerçevesinde futbol, basketbol, voleybol, tekvando, güreş, karate maçları 2 hafta yasaklandı. Dolayısıyla merakla beklediğiniz Auburn FC Kulübümüzün maçlarını ve heyecanlı haberlerini şimdilik sizlerle paylaşamayacağız. BAŞBAKAN AÇIKLADI Dilerseniz bizim de maçlarımızı yakından ilgilendirdiği için Eyalet genelinde Kovid-19 ile ilgili son gelişmelere bir göz atalım... NSW’de koronavirüs kapanma kısıtlamaları, Greater Sydney, Central Coast, Blue Mountains ve Wollongong’un tamamına genişletildi. NSW Eyalet Başbakanı Gladys Berejiklian,
Delta varyantı salgınındaki tırmanış ve kapanmadan dolayı şunları dile getirdi: “Bunun pandeminin başından bu yana en korkutucu zaman olduğunu söylemiştim. Vatandaşlarımızı korumaya devam etme yoluna gitmemiz gerekiyor ve zorunda kalmadıkça sıkıntı vermek istemesek de ne yazık ki bu zorunda kaldığımız bir durum. Pazartesiden itibaren düğünlere de yasaklandı. Cenaze törenleri
SPOR
ise devam edebilecek. HERKESE KISITLAMA Kapanma durumunda olmayan NSW bölgesel merkezlerinekırsalına da bazı kısıtlamalar getirdik. Bunlar arasında evde 5’ten fazla ziyaretçi kabul edilmemesi, ağırlama mekanlarında oturan müşteri kabulü, 4 metrekareye 1 müşteri zorunluluğu, açık havadaki organizasyonlarda yüzde 50 kapasite, kapalı mekanda maske zorunluluğu ve cenaze törenleriyle düğünler için sınırlamalar bulunuyor.” Başbakan Berejiklian ve ekibinin, bir hafta sonra kapanmanın daha erken bitirilip bitirilemeyeceği konusunu değerlendireceğini belirtti. Ancak Başbakan, kapanmanın 2 haftanın ötesine uzatılabileceğini belirterek, “Herkesin hazır olmasını istiyorum. Bugün aldığımız tavsiye bunun 2 hafta süreceği. Delta varyantının bulaşıcılığı, önceki türlerden ‘en az 2 kat’ fazla” diye konuştu.
naneniz öpülesi elleri parçalanırcasına, ovalaya ovalaya tarhana yaparken, siz, “Aman anane be, boş versene” deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz ya... Anane rahmetli oldu ve siz, o tarhananın tarifini ananeden alıp, bir kenara yazmadınız ya... İşte o nedenle, siz, genetiği değiştirilmiş organizma yemekten kurtulamazsınız maalesef. Ne verirlerse Onu yiyeceksiniz. Kız evlat yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gönderiyorsunuz. Piyano çalıyor, İngilizce konuşuyor, Grammy alanları tek tek biliyor. Bilmeli. Ama alt tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata yapmasını bilmiyor! Yoğurdu çırpıp, ayran yapamıyor, ayran... İşte o nedenle, kızınız, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkûm, maalesef torunlarınız da. Zahmet edip sütlaç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için, içinde ne olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını kemiriyor sizin oğlan! Hamur tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bi börek yapıp, çantasına koymayı bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu. Tahin-pekmezi “ köylü işi “ vıcık vıcık yağ fışkıran kremaları “modernite” sandığınız için, daha 10 yaşında çocuklarımız balona döndü, yuvarlana yuvarlana yürüyor, tıkanıyor, merdiven çıkamıyor. Size zor geliyor ama zor mu evde yoğurt yapmak? İstanbul’un güneşi müsait değil, anlarım, zor mudur İzmir’de, Antalya’da, Adana’da evde salça yapmak? Şikâyet edip duruyorsun, içine katkı maddesi konuyor, zorla beyazlatılıyor diye... İster tam buğday unundan, ister çavdardan, hakikaten zor mudur evde ekmek yapmak? Bütün ailen kabız... Tonla para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan medet umacağına, niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı? Güya, çoluğunu çocuğunu düşünüyorsun, taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun. Eğri büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun kıvırıyorsun, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun. Ne işe yaradı senin pazara gitmen? Kocanız da, bu satırları okuyup, size akıl verecek şimdi... Söyleyin ona, ukalalık etmesin, götürün aktara, hatmi çiçeğiyle zencefili birbirinden ayırt etsin, ondan sonra konuşsun! Enginar, börülce, radika, cibes pişirmekten haberin yok; gazetelerin tiraj almak için uydurduğu uzmanlarından fıldır fıldır brokoli tarifleri öğreniyorsun... Brüksel lahanası yiyerek mi AB’ye gireceğini sanıyorsun? Çin’den bal getiriyorlar mesela... Taaa Arjantin’den, Meksika’dan bal getiriyorlar. Neymiş efendim, içinde genetiği değiştirilmiş organizma olabilirmiş falan... İçinde tavuk ibiği, maymun kulağı olmadığına şükredin! Ben iddia ediyorum; Kaşla göz arasında frankeştayn ürünlere kapıları açan arkadaşlarla, Amerikan çiftçilerinin avukatı profesörlerimiz, sırf karakovan balına sahip çıksa, Şemdinli’de, Pervari’de terör bile azalır, terör bile... Uzatmayayım. Mutfak genetiğimizi kaybettik biz. Elin adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA’sını değiştirdi! Hurrraaa diye köyden kente göçerken, dışarda tıkınmayı şehirleşme zannettik. Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik. Dolayısıyla, ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz, ya da ne verirlerse onu yiyeceğiz! > YILMAZ ÖZDIL
T
SPORT A-LEAGUE
MELBOURNE CITY 3-1 SYDNEY FC
M
elbourne City claimed their first-ever A-League championship and denied Sydney FC’s dream of a historic three-peat in a thrilling Grand Final on Sunday night. City earned their revenge for last season’s heartbreak, in which they lost the final to Sydney in extra-time, with a sensational display of attacking football headlined by their young stars. A rollercoaster first half saw a red card, a penalty, and two brilliant strikes separated by just 140 seconds, before a stoppage-time bullet from
Scott Galloway sealed a dominant 3-1 victory in front of a sold-out home crowd of 15,000 at AAMI Park. City bombarded the twotime reigning champions with high-tempo and highquality offence, and could well have extended their advantage given their vast number of attacking opportunities. The victory sees Melbourne City claim a stunning premiershipchampionship double, adding to the lone FFA Cup triumph in 2016 and finally achieving the club’s long-awaited aim of league glory seven years after the club - then named Melbourne Heart.
rkısh NEWS PRESS
27
29 June 2021
TENNIS
SELECTION
ÜMIT UYAR umiiuyar@hotmail.com
FORMULA
F1 TURKISH GRAND PRIX BACK ON CALENDAR
n Turkey once again being put back onto this year’s Formula One calendar - after first initially replacing Canada, then replacing Singapore and has given fresh hope to the country’s tourism and accommodation sector, as representatives now expect the event to bring some 100 million euros in revenue compensating for part of the country’s earlier tourism losses. Vural Ak, chairperson of Istanbul circuit operator Intercity who brought F1 to Turkey last year after a nine-year hiatus, said that nearly 4,000 race teams will come to Turkey for the Turkish Grand Prix, with nearly 450 large trucks and seven to eight jumbo trucks. “We ex-
Defending champion Simona Halep pulls out of Wimbledon with calf injury n Defending Wimbledon champion Simona Halep on Friday pulled out of the grass-court Grand Slam with a calf injury. The Romanian world No. 3 and second seed had produced a stunning display to defeat Serena Williams in the final two years ago. But she tore her left calf muscle during a match in Rome in May and was forced to miss the French Open. Halep had looked set to be fit for Wimbledon and traveled to London earlier this week but has reluctantly decided she is not able to compete in the tournament, which opens Monday. The 29-year-old told Wimbledon. com: “It is with great sadness that I’m announcing my withdrawal from the championships as my calf injury has not fully recovered.” Simona Halep won her first grand slam title at Roland Garros in 2018.
pect 15-16,000 foreign visitors. Tourists will stay in the nearby hotels, and if you take into account their food, beverage and shopping expenditures, they will have left a foreign currency income of around 100 million euros to our country,” chairperson Vural Ak announced. The event will be held in Istanbul Park on Oct. 1-3. Many of the closed hotels in the metropolis are set to open their doors on the occasion. The teams are to arrive 20 days before the race to their hotels mostly located in Tuzla and Istanbul’s Anatolian side initially, though tourism professionals say all of Istanbul hotels will get their share during race week.
RONALDO’NUN GÖZYAŞLARI
Fenerbahçe’de Ali Koç yeniden başkan seçildi
Kulübünün seçimli olağan genel kurulunda, 6 bin 682 oyun 6 bin 459’unu F enerbahçe alan tek aday Ali Koç, yeniden başkanlığa seçildi. Ülker Stadı’nda gerçekleştirilen kongrede 38 sandıkta oy sayım işlemi tamamlandı. Genel kurulda aidatını yatıran 29 bin 9 üyeden 6 bin 682’si oy kullandı. Oyların 6 bin 459’unu alarak yeniden başkan seçilen Ali Koç, 3 yıl daha bu görevi üstlenecek. Koç, “Yeni döneme yelken açıyoruz” dedi.
E D ’ 0 2 0 2 EURO PRIZ
EURO 2020’de çeyrek final için mücadele eden favori takımlarda büyük sürprizler yaşanırken, Ronaldo’lu son şampiyon Portekiz, rakibi Belçika’ya boyun eğdi.
Çalım, gösteriş
M M Ü T Ş İ K A R H F A L D O S E K Barış
Yarıştırma
1
Bir ilimiz
Mevzi
Yalıyar
1
1-0
6. Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2020) son 16 turunda Belçika, Portekiz’i 1-0 yenerek çeyrek finale yükseldi. İspanya’nın Sevilla kentindeki La Cartuja Stadı’nda oynanan son 16 turu mücadelesinde Belçika ile son Ronaldo’lu şampiyon Portekiz karşılaştı. HAZARD’IN FÜZESI YIKTI 42. dakikada Belçika golü buldu. Thorgan Hazard, ceza sahasının dışında kaleyi sol çaprazdan gören pozisyonda yaptığı sert vuruşla topu ağlara gönderdi ve takımını 1-0 öne geçirdi. Ronaldo ve takım arkadaşlarının maçı çevirmek yaklaşık 1 saat boyunca büyük bir mücadele verdiler. Ancak kalan dakikalarda baş-
Haber, malumat (F) Ramazan kasidesi
Ok
10
R Ü S NUÇLAR SO
C P HAFTANIN N N H B C K Ş K GEÇEN ÇÖZÜMÜ
Gözetim altında tutma
A R K A A M A E Z A İ N
Derinlikler
Bir nota
Beddua
Sükûnet
İz, nişane
Yumuşak bir maden
Kartal yuvası Devlete ait
K
A L
Ş A R E T
A M P İ R R U N E M E H P A N A B K O M İ K A T G U R A A T R A B H A V Bilgisayar hafızası
Bir asalak
Romanyalı
Her zamanki alışılmış Rutubet
Boru sesi Toprak
ka gol sesi çıkmadı ve karşılaşmayı 10 kazanan Belçika, çeyrek finalde İtalya’nın rakibi oldu. İki takım arasındaki çeyrek final maçı, 2 Temmuz Cuma günü TSİ 22.00’de Almanya’nın Münih şehrinde oynanacak. Maçtan sonra Portekiz’in dünyaca ünlü yıldızı büyük üzüntü yaşarken, takım arkadaşları ve Belçikalı futbolcular Ronaldo’yu teselli etmeye çalıştı. ÇEYREK FINALE YÜKSELENLER EURO 2020’de Pazartesi günü itibariyle oynanan maçlardan sonra çeyrek finale yükselen takımlar ve karşılaşacakları rakipleri ise şöyle oluştu: l Danimarka-Çekya l İtalya-Belçika l İspanya-İsviçre
Ünlü bir su kanalı
Kurul
Erbab
İslam'ın ilk emri
Baryum'un remzi Ortakçı
Tabaka
Garipler
İlah
Bir bomba Halk
Boru sesi Tehlikeli durum
Bir top çeşidi
Ayak (F)
P
Nikel'in remzi
A L İ
Genişlik
E A H P L A İ M N İ E K E T T A V M Ş V E S İ A M A R H A H A L
Taştan mezar Zeytinyağlı bir yemek
Hz. Peyg. damadı
Antlaşma kağıdı Kuzey
Alan
Evrak, delil
Bir ilçemiz
Deniz paşası Kanda bir unsur
Hamas'ın siyasi lideri
ŞİFRE SÖZCÜK
Bir cins balık Uzaklık işareti
T
Bir pasta
K E K Musibet
N
Askerin su kabı
Çocukların masal dağı
Kainat
K A F
Hisar, kale
Kabiliyet
Bir erkek adı
Bir işaret zamiri
A L E
Bir nota
M E
Yürürlükte
Manyetik rezonans
R
İ
Uçakta pilot yeri
Kalsiyum'un remzi
A M İ T A R A L E Y K E T A M A R L A K E 2
Öz su
Kamuflaj Od
A T E Ş Yemekli toplantı Ayıplama sözü
Bir çiçek
A
Bir ağaç Lityum'un remzi Yemeklerin lezzeti
T U Z
T
Tahta perde
U
S
Bir gezegen
Tantal'ın remzi
Bir meyve
İ T A 8
O İ
5
Farsça ön ek
E Barınma Bir süsleme sanatı
O On (a) Erkeğin nikahsız aldığı cariye
O
Ödenti İlgi
A L A K A
G A L E T A
Bayağı
A D İ
Vilayet
İ L Bedel, taviz (a)
Tesir
A Bir cins iri zeytin Atın ayakkabısı
Mısır'da bir nehir Böylece
N A L
İ K V E A Z Z A N E İ R M Ş A L
Yetmeyen
Felçli
Kural prensip
K.Kerim'de bir sûre
Feraset
Vazife
Yün eğirme iği
Delikli kumaş Radyum'un remzi
E T K İ
C A L A A M A L S O M B A E A K A B Y A T A L A D E L İ K T A M İ N A N T A B A R E İ İlkel nehir taşıtı
Telefonda ilk söz
S A L
Sırça
Hayır (a)
ABD'de bir eyalet
9
Favori
Bir cins iri balık
Yas
Fizikte bir kanun
Ata
Vasıf
Bir hitap
Ünlü biatımız
Bir ilimiz
Delinmiş olan Uzaklık işareti
Bir Türkmen top. Bizmut'un remzi
11
Bir renk
Bir yar. fiil (İng.)
İzin, müsaade
İ
S R A
İ
L E
Ö L Ü M
1
2
5
6
8
3
4
Sütün üstündeki tabla
7
9
10
11
E.Mısır'da bir put Baş
Bitkiler alemi
3
Bir cins yumuşak toprak Fazlasıyla
Z İ Y A D E
Ahlak
Bir cins peksimet
R E N S A V A Ş
Belirti
Emirlik, beylik
Dost
A
Bir soru şekli
İlçe
Bir renk
L A
Anlam
Harp
Karışık renkli
Şöhret
Bir nota
A M N O R E K M A N Y A F E A R A B
Eserler (a)
Düzlük
K E M U T K A İ İ R A L V İ K İ T M E Eski devirlere ait
Ödeme
Ö
İnce çizgi
T İ R E
A B İ N
Arkanın zıddı
Bitki çeşitliliği
N İ K
L A L E
Ön çalışma
Delikli kumaş
Kötü
Kıvam
H E
Hayali varlık
Kişi
Koyun keçi sürüsü
Çalışma
E S M A H A Y
İsimler (a)
Güven
Yerini tutma
Bir tür çörek
Bir ünlem
E T
Filipinlerin başkenti
Araba yarışı
Hane
Kekemelik
Kusur
Çoğalma
Kıyı
K E N A R
İ Y A Y E M A İ N T İ İ L M A A T E T B A O M T İ A N
Parola
Oburlar (a)
Kesin
E Y A M
Arapça çokluk edatı
A T Yüz, çehre (a) Futbolda bir mevki
B E K Ölü olmayan Eski bir vergi
B A C
E T
A Ü T M A E T A R L A C A E C A B A R E K İ L Z İ B A T A A Ş E R A L I Doymamış Emirler
4
Servet Hitit
Matlup
Akdeniz'i kapatan boğaz
İlave
Üste sunulan mektup
A Z A
Kıstırgaç
A T A Ç Ehliyet, vasıf
L İ Y A K A T
6
En ince saz teli Dominant (uyd)
Bir hastalık testi
T Çocuk
B A L A Bir sayı Lezzet Rusça evet
D A Cet
A
Bir nota
R E
7
İlave
E K
İ K Z B A M A E L İ K A Çocuk
Bir mastar eki
Yabancı
Kabul etmeme
İ T İ R A Z
Bir Uzak Doğu sporu
İnanış
K İ A T R İ A K T A E T