Turkish News Press - Issue 226

n

The first combination COVID booster has now been introduced to Australia’s vaccine program, with Moderna’s Omicron shot officially entering the rollout from today, according to the Department of Health and Aged Care.

Annesi ve bakıcılarının desteğiyle yaşamını sürdüren Sema Yılmazgil, burnunun ucuyla tabletin ekranına dokunarak yazdığı “Sevginin Gücü” adlı kitabını bastırmaya hazırlanıyor.

Serebral Palsi hastası olan 49 yaşındaki Sema Yılmazgil, burnunun ucuyla tabletin ekranına dokunarak yazdığı “Sevginin Gücü” adlı çocuk kitabını tamamladı. Izmir’de açık öğretim ortaokul ve lise eğitimlerini tamamlayan Sema, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nü de kazanmış. Ellerini ve ayaklarını kullanamadığı için tekerlekli sandalyeye bağlı yaşayan Yılmazgil, yazıyla verdiği röportajda, engelli “Rüya” ile arkadaşı “Oya”nın üstesinden geldikleri zorlukları anlattığı 63 sayfalık çocuk kitabını yayınlayacak olmanın sevincini yaşadığını söyledi.

Türkiye, yeni bir başarıyla dünyayı salladı. Ampute Futbol Milli Takımı, İstanbul’da düzenlenen 2022 Dünya Kupası’nın final maçında Angola’yı 4-1 yenerek Dünya Şampiyonu oldu. Milli Takımımız, 2017 ve 2021 yıllarında ise üst üste iki kez Avrupa

Şampiyonluğu kazanarak tarihi bir başarı göstermişti. Millilere kupasını veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu azmin, bu hırsın önünde hiçbir şey dayanmaz. Şahsım, milletim adına Ampute Milli Takımı’mızı tebrik ediyorum” dedi.

T

MUSTAFA SÜLÜN ÇIZGILERIN DILI

Yeni Büyükelçimiz UFUK GEZER oldu

Türkiye’nin Canberra Büyükelçiliğine Dışişleri Bakanlığı Güney Asya Genel Müdür Yardımcısı Ufuk Gezer getirildi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bazı Büyükelçilerin yeni görevlerini tebliğ etti. Bununla birlikte Canberra Büyükelçisi Korhan Karakoç’un yerine Ufuk Gezer Büyükelçisi oldu. Karakoç, Türkiye’nin Avustralya’daki 15. Büyükelçisi olarak görevlendirilmişti. Karakoç, Avustralya Genel Valisi Sir Peter Cosgrove’a 13 Şubat 2019’da güven mektubunu sunduktan sonra resmen görevine başlamıştı.

Solomon Adaları

yabancı üs istemiyor

n Solomon Adala rı Başbakanı Ma nasseh Sogava re, ülkesinde her hangi bir yabancı ülkenin askeri üs süne izin verilme yeceğini açıkladı. Başbakan Sogavare, Avus tralya’ya yaptı ğı ziyarette, Baş bakan Anthony Albanese ile bir araya geldi. So gavare, Avustral yalı mevkida şıyla yaptığı gö rüşmede, “Solo mon Adaları’nın asla yabancı as keri tesisler ve ya yabancı ülke lerin üs inşası için kullanılmayaca ğını tekrar edi yorum çünkü bu, halkımızın çıka rına olmayacak tır” dedi. Albane se ise Avustralya ve Solomon Ada ları’nın demok ratik değerlerle desteklenen de rin ve kalıcı bir tarihe sahip oldu ğunu söyledi.

‘Köprü’ler koptu!

Eski Sovyetler Birliği’nde İkinci Dünya Savaşı döneminde Kerç Boğazı üzerinde

1944’te inşa edilen köprü 1945’te Azak Denizi’nden hareket eden buzulların çarpması nedeniyle yıkıldı. 1954’te Kerç Boğazı üzerinden feribot geçişi sağlansa da burada yeni bir köprünün inşa konusu sürekli gündeme geldi.

Kırım Yarımadası’nı 2014’te yasa dışı ilhak eden Rusya, yarımadayı kendi topraklarına 2015-2018 yıllarda Kerç Köprüsü’nü inşa ederek bağladı Rusya’nın Krasnodar bölgesi ile Kırım arasında bulunan ve 595 ayak üzerinde inşa edilen köprü, 4 şeritli otoyol ile demir yolundan oluşuyor. Günde 40 bin araç ve 47 çift trenin geçebileceği kapasiteye sahip olan köprünün, 9 büyüklüğünde depreme dayanıklı olduğu ve en az 100 yıl hizmette olabileceği belirtiliyor. Uzunluğu 19 kilometre olan köprünün, Avrupa’nın en uzun köprüsü olduğu ifade ediliyor. Putin tarafından 2018’de resmi açılışı yapılan köprü, Kırım ile kara yolu bağlantısını sağlaması nedeniyle Rusya için stratejik öneme sahip.

Diğer yandan, Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’ya açtığı savaşta Kırım Yarımadası’nı asker ve silah sevkiyatında etkin bir şekilde kullanması, köprünün lojistik önemini de ortaya koyuyor. Kerç Köprüsü, savaş için gerekli yakıt ve askeri teçhizatın demir yoluyla Ukrayna’daki cephelere ulaştırılmasını sağlıyor.

Rusya’yı Kırım yarımadasına bağlayan tek köprüde yaşanan patlamanın ardından Rusya, köprü üzerindeki güvenliği sıklaştırdı. Kerç Boğazı’ndaki köprü saldırısından sonra, Rusya güçleri füze saldırısı düzenledi. Kiev ,Lviv, Dnipro ve Zaporijya’da da patlamalar meydana geldi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, uzun menzilli füzelerle Ukrayna’nın enerji, askeri ve iletişim

altyapısını hedef aldıklarını söyledi.

Rusya’nın Kiev’de düzenlediği saldırılarda bir füze, Alman Konsolosluğu’nun da bulunduğu binaya isabet etti.

Vladimir Putin, Rusya Güvenlik Konseyi toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, Ukrayna Kırım’da terör saldırısı düzenledi, biz de uzun menzilli füzelerle yanıt verdik. Terör saldırısını Ukrayna gizli servislerinin organize edip düzenlediği açık diyen Putin, Rusya’nın kritik önemdeki sivil altyapısının imha edilmek istendiğini söyledi. Rusya’nın bu tip saldırılara yanıtının sert olacağı uyarısında bulundu, kimsenin bundan şüphe duymaması gerektiğini vurguladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanlığı Sözcüsü Yuriy Ihnat, Rusya’nın 83 füze saldırısı düzenlediğini ve saldırıların sürdüğünü söyledi. Ihnat, füzelerden en az 43’ünün havada etkisiz hale getirildiğini belirtti.Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal, Ukrayna’nın başkenti Kiev ile birlikte dokuz farklı bölgesinde “11 önemli altyapı tesisinin” bu sabahki bombardımanda vurulduğunu söyledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Voladimir Zelenskiy, konuyla ilgili Telegram’dan yaptığı açıklamada şunları söyledi:”Bizi yok etmeye ve yeryüzünden silmeye çalışıyorlar. Zaporijya’da evlerinde uyuyan insanlarımızı vuruyorlar. Dnipro ve Kiev’de işe giden insanları öldürüyorlar. Hava alarmları Ukrayna genelinde susmuyor. Füzeler vurmaya devam ediyor. Maalesef ölü ve yaralılar var. Lütfen barınaklardan ayrılmayın. Kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın. Dayanalım ve güçlü olalım” açıklamasını yaptı.

Bu son gelişmelerle birlikte Ukrayna-Rusya savaşında ipler iyice gerildi. Bakalım zaman bizlere neleri gösterecek... Sağlıcakla kalın, vesselam..

n Japonya, ABD ve Avustralya savunma bakanları, güvenlik stratejisi konusunda iş birliklerini derinleştireceklerini açıkladı. Üç ülkenin savunma bakanları, ABD’nin Hawaii eyaletinde bir araya geldi. Japonya Savunma Bakanı Hamada Yasukazu, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Avustralya Savunma Bakanı Richard Marles ile düzenlediği basın toplantısında “Özgür ve açık bir Hint-Pasifik’in gerçekleştirilmesine

katkıda bulunmak için savunmada üçlü iş birliğini güçlendirmeye devam edeceğiz” dedi. Yasukazu, bakanların, Japonya’nın münhasır ekonomik bölgesine düşen Çin balistik füze deneme atışlarına dair, “gerilimi tırmandıran herhangi bir eyleme” karşı olduklarını dile getirdi. Bakanlar ayrıca, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin ağustos başındaki ziyaretinin ardından Çin’in Tayvan Boğazı’nda balistik füze fırlatmasını da kınadı.

KORHAN KARAKOÇ

UFUK GEZER

The new

booster

Australian adults can now get Moderna’s Omicron COVID-19 booster. Here’s what we know

The first combination COVID booster has now been introduced to Australia’s vaccine program, with Moderna’s Omicron shot officially entering the rollout from today, according to the Department of Health and Aged Care. The Australian Technical Advisory Group on Immunisation (ATAGI) last month recommended the shot, comprising of vaccines against the original SARS-CoV-2 virus and the BA.1 Omicron subvariant, be administered as a booster to adults. Combination boosters have also been rolled out elsewhere, such as the UK, Switzerland, Canada, EU and US, with the US rolling out a booster tailored to BA.4 and BA.5 rather than BA.1. So who can get the new booster, and how much protection does it provide?

Who can get it, and how?

Moderna’s new booster, called Spikevax Bivalent Original/Omicron, or mRNA-1273.214, has been approved for use in people aged 18 years and over. ATAGI recommends it be administered at least three months after your most recent COVID 19 vaccine dose or COVID infection - but you don’t need to get it if you’re already up-to-date with your boosters. The combination booster can be administered at the same time as non-COVID vaccines. It’s not yet been approved for under-18s, nor is it to be used as a “primary dose” vaccine (one of the first two doses in most people or first three doses in severely immunocompromised people). To find out where the new boosters are available, you can use the health department’s clinic finder. How is the new booster different from the original Moderna COVID vaccine?

Like the original Moderna COVID primary and booster shots, the combination booster is an mRNA vaccine. It contains genetic blueprints that, when injected into our muscle, prompt our body to construct replicas of the SARSCoV-2 spike protein. These alert our immune system, which produces antibodies that form an immune “memory” of the spike. They can then neutralise the real virus, should the immune system encounter it down the track. But where the first Moderna vaccine only contained spike protein blueprints for the original SARS-CoV-2 virus, the new combination booster also includes blueprints for the Omicron BA.1 subvariant spike, which was circulating widely when the vaccine was developed earlier this year. BA.1and its suite of Omicron siblings - have at least 30 mutations in their spike protein compared to the original virus, giving their spikes a slightly different shape. The original COVID vaccines are less effective at neutralising infections caused by these new subvariants, as the antibodies they generated are less likely to recognise Omicron spike proteins (but some still can) Why include mRNA for the original virus at all?

Given almost none of the ancestral SARSCoV-2 virus is circulating now, and Omicron has dominated infections in 2022, why include mRNA against the original virus at all? When faced with less-mutated variants such as Delta, original mRNA vaccines provide strong protection against infection, hospitalisation and death (although this waned over time). And we don’t know what the virus will do next. It will almost certainly spin off into another variant, but older ones might make a comeback, so having broader protection is a way of preempting future potential infections.

How well does it work?

Pretty much everything we know about Moderna’s combination boosters comes from Moderna’s own trials. Preliminary results showed what ATAGI called “a small incremental benefit” in an immune response against Omicron subvariants BA.1, BA.4 and BA.5. In a study published in the New England Journal of Medicine, around 800 triple-vaccinated people received either a fourth dose of the original Moderna vaccine or the new combination booster. Both cohorts made antibodies that could neutralise the ancestral virus and BA.1they’re similar enough for the original vaccine to generate some antibodies capable of latching onto BA.1 - but those who had the combination booster ended up with an average 1.75 times the BA.1 antibody response after 28 days when compared to the original vaccine group. The combination shot also gave recipients higher antibody levels against the BA.4 and BA.5 variants, especially if they’d been infected with COVID previously. Moderna’s chief medical officer Paul Burton told the ABC in June that these antibody levels are “guaranteed to correlate with clinical protection against infection and against severe disease”. But precisely how such antibody levels translate to preventing infection, hospitalisation and death in the real world isn’t known yet, nor do we know how long the antibodies last. There were some breakthrough infections in Moderna’s study. The researchers wrote, “in an exploratory analysis, SARS-CoV-2 infection occurred in 11 participants after the [combination] booster and in nine participants after the [original] booster”. Of those, six and seven respectively were asymptomatic infections. It’s also important to note that we already know the original Moderna vaccine provides protection against severe disease against Omicron subvariants, and ATAGI recommends “people who are due for a COVID-19 dose book an appointment, using whichever vaccine is available to them”.

How safe is the new booster?

Moderna’s combination booster has a similar safety profile to the original. In trials, the most commonly reported local adverse reactions following the combination shot as a fourth COVID vaccine dose, or second booster, were pain at the injection site (77 per cent), fatigue (55 per cent), headache (44 per cent) and muscle aches (40 per cent). Moderna’s combination booster trial is ongoing, and in a media release, the TGA confirmed the pharmaceutical giant must provide information about longer-term results from such studies - including safety assessments - as well as continued monitoring after the vaccine’s rollout. Like previous COVID vaccines, combination boosters will be batch-tested before being distributed to and administered at participating pharmacies and medical clinics as part of the existing rollout.

What other variant-specific vaccines are coming down the line?

Moderna’s combination shot might be the first to be used in Australia, but it won’t be the last. Pfizer and Novavax are trialling vaccines that aim to protect against more than one variant. Research is also underway into slimmed-down versions of current COVID vaccines, which are designed to try to generate a higher proportion of neutralising antibodies, as well as vaccines that target parts of the virus that don’t mutate as quickly as the spike protein.

This would have been part of the wing.” Willie Flinn, 15, is standing over a twisted bit of metal in the middle of a Papua New Guinean jungle. It’s been around 80 years since the plane it was attached to crashed. The aircraft and the four men believed to have been onboard have lain here since, undiscovered. It’s estimated there are between 500 and 600 crash sites across PNG from World War II, but the locations of many of them remain unknown. After this discovery, there will be one less Australian plane considered missing in action.

The long jungle trek to discover a wreck

The tip-off first came from a pig hunter who stumbled across the wreckage while tracking his prey. It was up in the hills of East New Britain, outside the town of Rabaul where Willie’s family lives. But getting to the site to investigate wasn’t easy. “I collapsed on the way in, so it was pretty tough for me,” Willie says. He blames himself for not eating enough before beginning the trek. “And all the river crossings going to the crash site, it was brutal, I ended up going back with a sprained ankle. “But it was all worth it.” He went in with a group of family friends. They were hosted by the chief of the nearest village, Barrum, with some of the villagers accompanying the group to the site. From the village, it takes several hours of trekking to get to the site: through the bush, across several rivers and up and down multiple mountain sides. For one stretch of the walk, the group used the river as their path, walking through the water for several hundred metres to reach the next point to climb. They used machetes to cut a rough path through the jungle as they went. Then they came across the first piece of metal debris. “I was going nuts, I went bananas. I said, ‘No way, what is this bit of metal doing in the middle of the jungle?’,” Willie recounts. Pieces of the plane are scattered across the hillside. Some parts look like scrap metal, but others are clearly identifiable: part of a propeller, a bit of a door, several guns. Willie and his crew had to dig to discover much of the plane which had been buried in decades of mud. “What helped identify that aircraft was a Beaufort control column,” Willie says. “It was in the cockpit area, which was underground by about three metres maybe, so we dug down and took out the control column.”

The group could also see bones of the men who had been onboard, parts of a leather watch and the pilot’s vest.

The volunteers piecing together war history

Willie brought the control column and some of the rusted weaponry back to his father David Flinn to try to identify the plane. David is president of the Rabaul Historical Society and the reason Willie has such an interest in WWII history.

“I used to follow him out to investigate leads that others would provide for him, and we would go and see crash sites,” Willie says of his childhood. Rabaul was a significant site during the war. Guarded by a small contingent of Australian troops, it was captured by Japanese forces in 1942 and turned into a major naval and air military base. It then suffered intense allied bombing until the end of the war. Across Rabaul, huge tunnels still remain that were dug by the Japanese - largely using forced labour - to hide people and materials from the air strikes. Over on the main island of New Guinea in East Sepik province, the US Embassy recently carried out their own excavations to repatriate the remains of WWII soldiers. David is among a small group of locals who volunteer to preserve the history and discover crash sites in Rabaul. He’s glad to see his son take on the interest. “It’s extremely important because people like us, we’re at the end of our careers. I can’t walk up into the bush like I used to,” he says. Rod Pearce, another local and an experienced diver, has identified more than 50 crash sites - mostly underwater. Many families have come to

Rod for help in locating relatives who were lost during the war. “I always reply but in a lot of cases it’s beyond me to even start a search, and a lot of times they don’t know where he went down,” he explains, sitting on his boat in Rabaul Harbour. But Rod has been able to assist many families, as well as authorities from the US, Australia, and Japan, in locating sites. It involves extensive research, planning, and trawling through records. “Some of the aircraft still have [people listed as missing in action] onboard, waiting for the authorities to do the recoveries. And that’s what I like [to see] - to just see closure for those airmen from WWII,” he says.

‘The plane was shot at’: Villagers share stories of the downed aircraft

The memories of the war have also been passed down in many villages across East New Britain. “Stories of the war were passed down from generation to generation,” Barrum village chief Israel Joseph says. “During the war, the Japanese had killed some of locals. “Others were used as carriers, some died because of carrying heavy loads.” He came across the crash site that Willie is now studying 15 years ago. He says he has heard stories of the plane being shot down. “It flew that way and crashed over there. My grandfather told me this. They watched the plane crash land from the old Vunga village.” The chief has protected the site and was glad to see Willie come to document and report it, but he’s worried

about people from a neighbouring village coming onto his land to try to steal parts of the plane. David Flinn says many crash sites are lost to people pillaging. “The single-biggest problem we have is that people believe that these wrecks are very valuable,” he says. “So, they go up and smash the site to bits and by the time we get to hear about them there’s usually not a lot left.” There is also concern about sites being destroyed by logging companies.

Identifying the plane - and the Australians onboard

It’s been a year since Willie first trekked out to the plane site. He recently returned to try to get more identifying information. David and Rod are working on the guns he brought back from the first trip, trying to clean them up and find serial numbers. On his second visit to the site, Willie was trying to find identifying numbers on the props and other parts of the wreckage, but the material was either too rusted or buried. Willie remains hopeful that the plane can be identified. “It would mean the world to me,” he says. The team has so far been able to identify the aircraft as an Australian Beaufort, and based on records of that type of plane and the area it was found in, the team believes there are two likely options.

“It could be one of two - I wouldn’t like to speculate who it is, simply because we haven’t done enough investigation on it yet and it could take another year before we really find out who is in there,” David says. Also, they think four airmen would have been onboard, based on the type of plane. The Australian Defence Force was informed when the site was found last year, but they haven’t been out to visit yet, so there hasn’t been an official identification.

“In light of the eased COVID-19 related travel restrictions, further investigation of this remote crash site is planned in 2023,” a spokesperson said in a statement. There is a small team within the Royal Australian Air Force tasked with investigating wreckages like this one. The defence spokesperson said RAAF has provided guidance to minimise disturbance to the site to ensure the best chance of positively identifying the aircraft and recovering any human remains. “Defence is committed to the recovery, identification and burial of its men and women who died while serving their nation,” the statement said. David says he’s hopeful the authorities will soon be able to make the trip, in order to finally bring closure to the families of those who went down with the plane.

Villagers have shared stories of the plane that crashed in the jungle for generations. Now, its secrets are being uncovered

Among the debrisfound at this crash site wereold weapons andrusted bullets.

Sydney Bonnyrigg Cami İmam Hatibi Yasin Güngör ve öğrencisi Selim, kanserle mücadele eden çocuklara ve ailelerine destek amacıyla başlatılan “Great Cycle Challenge”a katıldılar. Sydney Başkonsolosu Ali Sevim, Sydney Eğitim Ataşesi Doç. Dr. Cem Gençoğlu ve İdari ve Sosyal İşler Ataşesi Bilal Aksoy’u ziyaret eden Yasin Hoca ve öğrencisi, iki yıldır sürdürdükleri etkinlikleri hakkında bilgi verdiler.

BAŞARIYI TAKDİR ETTİLER

Oldukça samimi bir ortamda gerçekleşen ziyaretlerde Türk yetkililerden tam destek alan ve takdir edilen Yasin Hoca ve Selim, ziyaretlerinde kendilerine göstermiş oldukları nezaket ve verdikleri destekten

dolayı Sevim ve Gençoğlu’na çok teşekkür ettiklerini dile getirdiler. Başarılı etkinlikleriyle dikkat çeken Yasin Güngör, “Great Cycle Challenge” projesi hakkında şu bilgileri verdi: HEM SPOR HEM DUA “Avustralya’da her yıl kanserden 600 kişi ölüyor. Her hafta 3 çocuk kanserden dolayı hayatını kaybediyor. Çocuklar bizim geleceğimiz. Bizler de onların hayatına ve mücadelesine dikkat çekmek ve onlara destek olmak amacıyla bisiklet sürüyoruz. Geçen yıl takımımızla yaklaşık 1950 km bisiklet sürüşü gerçekleştirdik. Ayrıca Children’s Medical Research Institute(CMRI) kurumuna yaklaşık 26 bin dolar bağış toplandı. Katkı sunmak

isteyen isteyenler hayırseverler paylaştığımız linklerle bağışta bulunabilirler. Kendilerine bağış makbuzları da gönderiliyor. 2 doların üzerindeki bağışlar vergi indiriminden faydalanabiliyor. Ayrıca herkes (Tax-Deductible) bize katılıp bisiklet sürebilir. Maddi katkıda bulunup kanserle mücadeleye destek de olabilirsiniz. Duanızda yer ayırabilirsiniz.”

BAĞIŞ ADRESLERİ

Selim’ page: https:// greatcyclechallenge.com.au/ Riders/SelimAkdeniz

The Imam’s page: https:// greatcyclechallenge.com.au/ Riders/ImamYasinGungor

Our Team’s page: https://greatcyclechallenge. com.au/Teams/

MIKTA Film Günleri

C

ezayir’de düzenlenen MIKTA (Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya) Film Günleri yönetmen Çağan Irmak’ın “Babam ve Oğlum” filminin gösterimi ile başladı. Türkiye’nin Cezayir Büyükelçiliği tarafından başkentteki İbn Haldun Tiyatrosu’nda gerçekleştirilen film gösterimine, Büyükelçi Mahinur Özdemir Göktaş ile MIKTA ülkelerinin diplomatik misyon temsilcileri katıldı. Türkiye’nin 7 Mart’tan bu yana MIKTA’nın başkanlığını yaptığını hatırlatan Büyükelçi Göktaş, film festivallerinin insanların farklı kültürleri tanıması için önemli bir fırsat olduğunu dile getirdi. MIKTA Film Günleri, 26 Ekim’e kadar devam edecek.

President Yüksel Çifçi

Page Layout & Design Necmettin Öksüz

Page Editors Ali Haydar, Tanyeli, Davut Kılıç, Ümit Uyar, Fatma Gençtürk, Mustafa Sülün, Dr. Hilal Çoruhlu, Elif Sele, Sinem Taslak, Suzan Çalımlı, Murat Özdamar, Miqdad Hassan, Murat Sirin, Zeynep Doktoroğlu

Melbourne Team

Murat Gümüş (Melbourne General Manager), Ümit Uyar (Distribution), Ömer Boyacı (Youth&Sport), Furkan Boyacı, Adem Taliç (Editor), Emre Boyacı, Saban Han, Murat Şirin, Salim Boyacı, Ali Kurt, Ayşe Sakar, Elif Sele, Hilal Kırmızı, Moemina Shukur, Salahaddin Kayıkcı, Zeynep Doktoroğlu

Brisbane Team Ahmet Raci Karataş, Dr. Sait Erdem, Ömer Akdeniz, Metin Uyanık

Western Australia

Mehmet Kırmızıoğlan (Distribution), Gürhan Candemir, Hamza Serin, Harun Parlak, Hasan Mulla

South Australia Mustafa Ergül (Distribution)

Turkey Necmettin Aksoy, Ardi Ocgu, İbrahim Kalın, Murat Özdamar

IT Grup

Erol Gülçinay, Adem Talic, Hakan Evecik, Soner Çoruhlu

TURKISH

Tanıştıkları rafting botunda evlendiler

D üzce Rafting İl Temsilcisi ve rehber Birol Tepe ile Ankara’da kalp damar hemşiresi olarak görev yapan Begüm Tepe, tanıştıkları rafting botunda dünya evine ginmenin mutluluğunu yaşıyor. Bir yıl önce arkadaşlarıyla Ankara’dan Cumayeri ilçesi Dokuzdeğirmen mevkisinde bulunan rafting tesislerine gelen GATA’da görevli kalp Menekşe (27) ile aynı bota bindiği rehber Tepe (36) tanışarak arkadaş oldu. Bir süre sonra evlenmeye karar veren çift, nikahlarını tanıştıkları bot üzerinde yapmak istedi. Cumayeri Belediyesinden nikah günlerini alan çift, gelin aracı gibi süsledikleri rafting botuna nikah masası kurdu, “Gelin bota binmiş ya nasip demiş” yazısı astı. Nikah memuru ve davetlilerin süslenen botlara bindirilmesinin ardından Melen Çayı’na açılan çiftin nikahı kıyıldı. Nikah memuru Erol Yiğit, nikah defterini çifte teslim ettikten sonra damat Birol Tepe tarafından suya atıldı. İkisi de koyu Beşiktaş taraftarı olan çift, daha sonra formaları giyip ellerine aldıkları kürekle Melen Çayı’nda diğer davetlilerle konvoy oluşturarak rafting yaptı. Misafirlerin botlarıyla çiftin önünü keserek damattan bahşiş alması renkli görüntüler oluşturdu.

T

Burnuyla kitap yazdı

SEMA’NIN AZMI ENGEL TANIMIYOR

İ

zmir’in Balçova ilçesinde yaşayan serebral palsi (SP) hastası 49 yaşındaki Sema Yılmazgil, burnunun ucuyla tabletin ekranına dokunarak yazdığı “Sevginin Gücü” adlı çocuk kitabını tamamladı. Doğum sırasında beyninin oksijensiz kalması nedeniyle SP hastası olan Sema Yılmazgil, Eskişehir’de başlayan yaşam mücadelesini İzmir’de bakıcılarının yardımıyla sürdürüyor.

ÜNİVERSİTEYİ KAZANDI

okuyarak geçirmeye başladı. Evde kaldığı süre içinde çocuk tiyatrosu yazan ve karikatür çizen Sema Yılmazgil, en büyük hayali olan bir çocuk kitabını çıkarabilmek için harekete geçti.

“SEVGİNİN GÜCÜ”

Ağalık parasını katırla belediyeye getirdi!

Çanakkale’de, Lapseki ilçesinin Çardak beldesinde bu yıl 288’incisi düzenlenen Çardak Yağlı Pehlivan Güreşleri’nde ağalığı kazanan Seyhan Aslan, katırla getirdiği ağalık parası 1 milyon 17 bin lirayı belediye başkanına teslim etti. Tarihi güreşlerde üç yıldır üst üste ağalık yapan Aslan, altın kemerine kavuşmasının ardından ağalık yarışında iş adamı Mesut Öner ile karşı karşıya geldi. Finalde galip gelen Aslan, kazandığı ağalık parası 1 milyon 17 bin lirayı katıra yükleyerek, belde sokaklarında davul ve zurna eşliğinde dolaştırıp Çardak Belediye Başkanı Metin Semerci’ye teslim etti. Paraları teslim alan Semerci, “Buradaki amaç, bazı dedikoduların önüne geçmek ve Çardak güreşlerini gerçekten bütün Türkiye’ye tanıtmak. Asıl amacımız bu” dedi. Aslan ise, bu yıl final yılı olduğunu belirterek, “Başkanımıza emaneti temsil ettim. ‘Ağalık vermekle olur’ diyorum. Biz Çardak’ı da ata sporu güreşi de seviyoruz” diye konuştu.

Eskişehir’de Porsuk İlkokuluna annesinin tekerlekli sandalyeyle götürdüğü Yılmazgil, tedavisi için 2000 yılında taşındıkları İzmir’de açık öğretim ortaokul ve lise eğitimlerini tamamladı. Lisenin ardından 2010’da Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nü kazanan Sema Yılmazgil, o dönem bakıcısının hayatını kaybetmesi üzerine okula devam edemedi. Ellerini ve ayaklarını kullanamadığı için tekerlekli sandalyeye bağlı yaşayan Yılmazgil, tüm gününü evde kitap

Hastalığının yol açtığı kasılmalar nedeniyle sadece burnunu kullanabilen Yılmazgil, burnunun ucuyla dokunduğu tabletin ekranında her harfi güçlükle yazarak “Sevginin Gücü” adlı kitabını yaklaşık 2 yılda tamamladı. Yılmazgil, engelli “Rüya” ile arkadaşı “Oya”nın üstesinden geldikleri zorlukları anlattığı 63 sayfalık çocuk kitabını, Balçova Belediyesinin desteğiyle bastırmaya hazırlanıyor.

Sponsor arayışlarını sürdüren Yılmazgil, kendi parasını kazanabilmek için yine burnunu kullanarak uzaktan bilgisayar, tablet veya telefonla çalışabileceği bir iş bulmak istiyor. Balçova’daki bir apartmanın zemin katında, 88 yaşındaki annesi Müzeyyen

Yılmazgil ve iki bakıcısıyla yaşayan Sema Yılmazgil, yaşadıklarını ve hedeflerini yazı aracılığıyla anlattı. Çok üzüldüğü ve depresyona girdiği zamanlar olduğunu belirten Yılmazgil, yine de çalışmaktan vazgeçmediğini ifade etti. Yaşamanın ve hayatta kalmanın yollarını aradığını belirten Sema, şöyle devam etti: HİÇ YILMADIM

“1997-2000 ve 2003 yıllarında TRT’nin düzenlediği radyo çocuk tiyatrosu yarışmasına, burnumla elektronik daktilomla yazdığım radyo tiyatrolarım ile katıldım fakat bir derece alamadım. Daha sonra İzmir Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği engelliler konulu karikatür yarışmasında mansiyon ödülü aldım. Karikatürümü elektronik daktilomla çizdim ve şimdi de çocuk hikayeleri yazıyorum.”

Kızının her türlü zorluğa rağmen yaşama sevincini hiç kaybetmediğini belirten anne Yılmazgil ise, Sema’nın mutluluğu hak ettiğine, başarılı bir yazar olacağına inandığını söyledi.

Üniversite hayali 70’inden sonra gerçek oldu

n Bayburt’ta yaşayan Veysel Gi der, içinde ukde kalan üniversi te hayalini 70’inden sonra ger çekleştirmenin mutluluğunu ya şıyor. Lise eğitiminin ardından iş hayatına atılan Gider, 1989 yılında emekli olduktan sonra kentte yerel yayın yapan bir ga zetede çalışmaya başladı. Gi der, bu yıl üniversite sınavına girdi. Gider, yeterli puanı alarak Bayburt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Ta rih Bölümüne kayıt yaptırdı. Oğ lu Yusuf Gider (22) ile aynı sını fı paylaşan Veysel Gider, ilerle

yen yaşına rağmen azmiyle ve derslere ilgisiyle öğrencilere ve çevresine örnek oluyor.

“TARİH DEDE” DİYORLAR

Yıllarca üniversiteli olma ha yali kuran Gider, şunları anlat tı: “Öğretmen olmak arzumdu. Atatürk Üniversitesi Kazım Ka rabekir Eğitim Enstitüsünü ka zandım. Kayıt yaptırdıktan son ra işim nedeniyle okuyamadım.

Tarih sevdası ağır bastı. Hatta yaşlanınca bana ‘tarih dede’ di ye hitap eden arkadaşlarım var dı. Oğlum, kızım, ben aynı anda üniversiteyi kazandık.”

Ellerini ve ayaklarını kullanamayan serebral palsi hastası, burnuyla kitap yazdı. İzmir’de annesi ve bakıcılarının desteğiyle yaşamını sürdüren serebral palsi hastası Sema Yılmazgil, burnunun ucuyla tabletin ekranına dokunarak yazdığı “Sevginin Gücü” adlı çocuk kitabını bastırmaya hazırlanıyor.

CEMEVINE BAŞKANLIK DEDELERE

n Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Şahkulu

Sultan Dergahı ve Cemevi’nde düzenlenen

Cemevleri Temel Atma ve Toplu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, bugün burada ülke genelinde inşası tamamlanan cemevlerinin açılışı ve temel atma töreni vesilesiyle Alevi Bektaşi kardeşleriyle hasbihal etmek için bir arada olduklarını söyledi.

4 CEMEVİ AÇILIŞI, 7 TEMEL ATMA Hizmete açacakları 4 cemevini kullanacak vatandaşlara hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Kütahya ve Kayseri’de inşası süren Burdur Çavdır, Denizli Ardıçlı, Bilecik Bozüyük, Aydın Koçarlı ve Kırklareli Babaeski’de de temelini bugün atacakları 7 cemevinin bir an önce tamamlanarak hizmete girmesini temenni etti. Buraların Hazreti Peygamber’e ve ehlibeytine aşık olanların durağı olduğunu hatırlatan Erdoğan,

şöyle devam etti: “Şu an içinde bulunduğumuz Şahkulu Sultan Dergahı, Orhangazi devrinden bugüne önce ahilerce, ardından Hazreti Hünkar’ın yolunda hizmet edenlerce ayakta tutulmuş ve ihya edilmiştir. Bugün karşı karşıya kaldığımız imtihanlarımızı da ancak aşkla muhabbetle birlikte beraberlikle kardeşlikle göğüsleyebiliriz. Milletimiz her tehdidin üstesinden bu muhabbetle gelmiştir. Dergahlarımızda ilim ve ahlak birlikte yol yürür. Medeniyetimize hayırlı insanlar burada yetiştirilir.

KURUMSAL YAPI MÜJDESİ

Müjdeler de veren Erdoğan, şöyle devam etti: “Alevi, Bektaşi vatandaşlarımızın ve onların etrafında bir araya geldiği mekanların tüm meselelerinin devlet nezdinde takibini ve yürütmesini yapacak kurumsal bir yapı kuruyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımız kendi bünyesinde

kuracağımız Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, muhtarlıklara, derneklere, belediyelere, federasyonlara bağlı cemevlerinin tamamının yönetimini yürütecektir.

MASRAF VE MAAŞ DEVLETTEN

Cemevi hizmetlerinden eğitim faaliyetlerine kadar tüm çalışmalar, bu kurumsal yapı altında kamu güvencesi desteği ve denetimiyle yürütülecektir. Böylece cemevlerinin aydınlatma, içme ve kullanma suyu, yapım, onarım, bakım giderlerinin karşılanması ve imar planlarındaki yeriyle ilgili tüm sorunlar çözülmüş olacaktır. Cemevlerinde erkan hizmetlerini yürütmekten sorumlu Alevi Bektaşi inanç önderlerinden talep edenlere de bu kurumsal yapı bünyesinde kadro verilebilecektir.” Törende, Dergah Dedesi Ali Doğan tarafından “Gülbang Duası” da edildi.

Rum’a SIHA’lı misilleme

ABD’nin Rumlara yönelik silah ambargosunu kaldırmasına tepki gösteren Erdoğan, Kıbrıs’ta yeni Türk üssüne ilişkin, “Şu anda İHA ve SİHA’larımız KKTC’de. Yine benzer şeyler olabilir. Bunun olması haktır. Kuzey Kıbrıs’ı dört bir yandan her yönüyle sağlama almamız lazım” dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Prag’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) toplantısının ardından yurda dönüşü sırasında uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Ege ve Kıbrıs’taki gerilimlere yönelik şunları dile getirdi: “Bu konuda biliyorsunuz biz kimsenin düşünmediği bir dönemde ne yaptık? İlk işimiz İHA’ları, SİHA’ları Kuzey Kıbrıs’a yerleştirdik. Şu anda İHA ve SİHA’larımız oradalar ve bu söylediğiniz yerle ilgili konuda da yine benzer şeyler olabilir. Bunun olması da zaten haktır. Çünkü Kuzey Kıbrıs’ı dört bir yandan, her yönüyle bizim sağlama almamız lazım. Olsa da olmasa da zaten bizim şu anda kendi ana karamızdan uçaklarımız kalktığı anda zaten anında Kıbrıs’ta. Herhangi bir sıkıntı orada da söz konusu değil.

ANASTASIADIS’E RET

Bir de bu akşam Anastasiadis, illa bir görüşelim, konuşalım filan dedi. Araya birilerini de soktu. Dedim ki ‘Başkan sen şimdi zaten gidiyorsun.’ İki ay sonra ayrılıyor. Dedim ‘Böyle bir zamanda bunlar konuşulmaz.’ Ayrıca dedim ki ‘Siz hep bir yerden bir talimat alıyorsunuz. Bu talimatlarla falan zaten bu işler yürümez.’ Onun için bunların ipiyle kuyuya inilmez. Aksi takdirde kuyuda kalırsın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin başörtüsü teklifine ilişkin ise, şunları söyledi: BAŞÖRTÜSÜ TEKLIFI

“Aslında Kılıçdaroğlu’nun ortaya attığı bu tez, siyaseti ne kadar bilmediğini, kendisinin bir siyaset fukarası olduğunu gösteriyor. Bir defa ortada şu anda yasal bir düzenlemeyi gerektirecek bir durum yok ki. Şu anda bu haliyle kızlarımız üniversiteye, ortaöğretime gidebiliyor mu, polis olabiliyor mu, asker olabiliyor mu? Evet. Bütün bunlar şu anda var mı? Var. Şimdi böyle bir durum ortadayken, bayram değil seyran değil, nereden çıktı bu iş? Sen dürüstsen o zaman gel bunu anayasaya alalım ki bundan sonra kimse bu işin üzerinde oynayamasın. Hemen ne yaptılar? ‘Desteklemeyeceğiz’ demeye başladılar. Öyle de olsa şu anda ben çalışmayı başlattım. Adalet Bakanımın riyasetinde şu an itibarıyla gerek Bekir Bey gerek Anayasa Komisyonu, Adalet Komisyonu Başkanım bu çalışmayı yapıyorlar. ‘Yanınıza milletvekili arkadaşlarımızı, MYK’den arkadaşlarımızı da alın çalışmayı hazırlayın’ dedim. Devlet Bey ile de görüştüm bu konuyu. İnşallah bu işi hemen Meclis’e sunalım. Tabii ne olarak sunacağız? Anayasa değişikliği olarak. İnşallah arkadaşlar güzel bir hazırlık yapacaklar ve bu

hazırlığı da Meclis’e sunacağız. Aile filan hepsi bu işin içinde. Öyle bir şey yapıyoruz ki hadi bakalım görelim seni. Bu işte ne kadar samimisin, değilsin, bunu burada göreceğiz.”

LGBTI’CILERI BILIYORUZ

Aile yapısıyla ve ailenin korunmasına yönelik düzenleme de sorulan Erdoğan, şöyle devam etti: “Aile kavramı bizim olmazsa olmazımız zaten. Çünkü güçlü bir millet, güçlü aileden olur. Şimdi bizim bunun çalışmasını da yapmamız lazım. Çünkü son zamanlarda topluma LGBT’yi soktular. LGBT ile birlikte de bizim aile yapımızı bunlar dejenere etmenin gayreti içerisine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız. Biz kimlerin LGBT’ci olduğunu biliyoruz zaten. Ama bunu da aile olarak gelip oraya koyalım. Burada da çıksın bakalım neresinden savunacak onu da görelim.”

YALANI FRENLEYECEĞIZ

Erdoğan, çok tartışılan dezenformasyonla mücadele yasasına ilişkin de şunları ifade etti: “Dezenformasyonla mücadele yasasıyla ilgili 14 madde Meclis Genel Kurulu’ndan geçti. Bu yasanın çıkışıyla beraber inşallah bunları ciddi manada frenleyeceğiz ve gereği de neyse onu da inşallah yapacağız. Yasa bu noktada zengin, güçlü bir yasa.”

ERDOĞAN

Putin’den arabuluculuk teşekkürü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile dün bir kez daha telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, Türkiye-Rusya ilişkilerini geliştirecek hususların yanı sıra Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki son gelişmeler ele alındı. Erdoğan, görüşmede, Ukrayna meselesinin herkesin yararına olacak şekilde barışçıl bir çözüme kavuşturulması noktasında üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını yineledi. Bu arada, cuma namazının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Erdoğan, Putin ile görüşmesinin sorulması üzerine şunları dile getirdi:

“Putin’in doğum günü. 70 yaşında. Hem onu bir tebrik edeyim istedim. Hem de bu devam eden süreçle ilgili de kendisi bizim bu arabuluculuğumuza özellikle teşekkür etti ve ‘Bu başarılı arabuluculuk sebebiyle tebrik ediyorum’ dedi. Önümüzde bizim bir de Asya Platformuyla ilgili bir buluşma söz konusu.

Eğer oraya Sayın Putin’in de gelme durumu olursa, o zaman dedim orada buluşmak suretiyle etraflıca, gerek ikili görüşmeler, gerek Rusya-Ukrayna konularını da daha etraflıca görüşme fırsatımız olur dedik. Ve orada bir mutabakatımız oldu. Dediğim gibi

Asya Platformu’nda inşallah bir araya gelme durumumuz olacak.” Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile de görüşme gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceğine yönelik soruyu ise, “Ben her ikisiyle de görüşüyorum” dedi.

AK PARTİ’DEN İKİNCİ AÇILIM

Avrupa Alevi Düşünce Derneği Başkan Yardımcısı Nergiz Bolat, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurulacağı açıklamasını olumlu bulduklarını söyledi. Alevilerin ülkenin temel taşlarından biri olduğunu vurgulayan Bolat, şunları kaydetti: “Cemevlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlanmasından yanayız. Geçmişe baktığımız zaman bugüne kadar Alevilere bu kadar imkan tanınmadı, verilmedi. Bunları değerlendirmek lazım ve icraatı görmek lazım. Siyasi bir şey olarak kullanılmak, ötelenmek istemiyoruz. Cumhurbaşkanımızın açıklamalarına katılıyoruz, olumludur. Güzel şeyler olacağına da inanıyoruz. Bunu siyasi partilerin de desteklemesi lazım. Geçmeşti verilen sözlerin de yerine getirilmesini isteriz. Sözde değil, özde görmek, icraatta görmek isteriz biz bunları.”

Cemevleri Temel Atma ve Toplu Açılış Töreni’ne katılan Başkan Erdoğan türbede dua etti. Büyük bir muhabbetle karşılanana Erdoğan’a saz da hediye edildi. Katılımcılar birlikte açılış kurdelesini kesti.

Tourists, coming mainly from Russia, leave from the arrivals terminal at Antalya International Airport, in the Mediterranean resort city of Antalya, Türkiye.

MORE TOURISTS TO RUSH TO TÜRKIYE THIS WINTER AS EUROPEAN PRICES SOAR

Turkish travel companies are expecting a rush of European tourists in the months ahead amid higher demand following the coronavirus pandemic and as energy prices rocket.

“This winter we expect more tourists than in previous years,” Cem Polatoğlu, spokesperson for the travel operators’ association Tur Operatörleri Platformu, told Deutsche Presse-Agentur (dpa).

“During the pandemic, people could not go on holiday for a long time. Now that travel restrictions have been lifted, many tourists will feel as though they have ‘broken free from chains,’” he said.

Additionally, the high costs of energy in Europe are also leading to an increase in reservations during the winter season, particularly for accommodation that costs

less, he said.

Europe faces an acute energy crunch heading into winter after Russia cut gas supplies in response to Western sanctions imposed over its invasion of Ukraine.

“It is positive for the tourism sector that European tourists –especially pensioners –prefer long holidays in Türkiye during the winter months due to the increase in natural gas prices,” said Ali Onaran, chair of tour operator Prontotour.

He said his data showed that demand was particularly high “from countries like Germany, England and the Netherlands.”

Onaran said it was encouraging that more people were booking their holidays during the winter period despite global inflation.

“There are developments

such as rising fuel costs, energy expenses, food crises, which affect ticket and hotel prices and therefore people’s overall travel budget,” he said. Despite those factors, bookings were in line with tour operators’ expectations.

A further incentive for people to head to Türkiye on their holidays may be the weak Turkish lira, according to Polatoğlu.

For tourists, he said that booking a package holiday at a five-star hotel in Türkiye currently costs less than spending the time in Europe. “And with much more comfort than at home,” Polatoğlu added.

Rebound in Türkiye’s critical tourism industry this year has been driven by a major leap in demand from Europe, spearheaded by Germany and the United Kingdom, as well as Russia.

RareAnatolian

ürkiye has filled all of its natural gas storage units, according to the country’s energy ministry, as the im port-dependent country moved to secure energy supplies ahead of the win ter. Officials have said Tür kiye has been affected by the global energy crisis, yet in contrast to Europe, it is not expected to face any disruptions this winter as long as gas suppliers fol low through on their ple dges. Russia’s invasion of Ukraine and the resulting energy standoff have left Europe scrambling to find alternative gas supplies.

Fears in Europe rose over a potentially bleak winter after Russia said it would keep its main gas pipeline to Germany shut.

n An elusive Anatolian leopard, a species long thought to be extinct before one was captured on camera in 2019, was sighted again, Türkiye’s Ministry of Agriculture and Forestry announced on Monday via a social media post. Turkish researchers had managed to prove the existence of the species in four regions of Anatolia but the leopards were not found despite exhausting studies. The ministry posted photos of the

animal in a rural area and a brief video showing the animal confidently roaming the isolated landscape. Photos and video were captured with wildlife cameras known as “camera traps” set up in remote wildlife reserves.

The ministry did not disclose the location in a bid to protect the species.

An Anatolian leopard killed in 1974 in the Beypazarı district of the capital Ankara was thought to be the last of its species in the past.

Socrates, wisdom and our modern follies -2-

The principle of Socratic irony also implies that only true knowledge and wisdom can lead to right action. The most important condition of being a good human being is to possess the right kind of knowledge and act accordingly. Socrates formulates this with a key definition: “Virtue is knowledge.” There is no virtue without the knowledge of the truth. If we want to lead a good life in the moral sense of the term, we have to know the truth. Morality begins with intellectual uprightness.

What follows from this is a revolutionary idea of the Socratic tradition, that no human deliberately does wrong. People do wrong when they do not know the truth, i.e., the true meaning of good and evil, right and wrong. No murderer kills while believing that murder is bad.

He has to find a way to justify his murder in his mind before committing such a heinous crime. But if someone is really convinced of the evil of murder, he can never commit it. Socrates believed that even the most ignorant and evil person can be taught the good so that he will refrain from committing any moral sins.

In the present in which we live, we claim moral superiority over the societies of the past and see ourselves as marching toward a more mature and noble state of humanity. Yet the reality is that we keep producing some of the greatest injustices and deadliest weapons in recorded human history and seek to justify them in the name of realpolitik, national interest, profit or individual pleasure. Our claim to a higher state of humanity is denied by the countless breaches of justice, intelligence and compassion. We may pretend that we are the masters of the world but it is the desire to have the world that has enslaved our minds and will. The rush to possess the world has not elevated but downgraded our humanity. The result is a long list of human shame from colonialism and slavery to mindless wars, the Holocaust and rampant racism.

A humble dose of Socratic irony can help us recover a degree of sanity and moral integrity in our modern lives. Instead of posturing as the uncontested masters of the world, we should see ourselves as the modest servants of good and compassion. It will help us immensely to remember that the

world of nature has been given to us as a trust, as the Quran says, and we are its protector, not its usurper. Returning the trust to its rightful owner unharmed is the sign of true dignity and nobility. As we enjoy the month of Ramadan and fast to tame our souls and seek proximity to God, we should all remember what is essential in our fleeting existence on this earth.

Socrates’s last words at court were the following: “Now it is time that we were going, I to die and you to live, but which of us has the happier prospect is unknown to anyone but God.” Socrates turned out to be the smart and happy one and his legacy went on to inspire the best minds and hearts since his execution 25 centuries ago.

Socrates kept teaching himself and his students until his last breath. His very last words after he drank the poison in his prison cell show his true character better than any argument. As he felt the effect of the poison on his heart, Socrates told Crito, his devoted student and friend: “We ought to offer a cock to Asclepius,” and then died. Why did Socrates make such a request at the last minute of his life? Because it was a common custom among the Greeks to make an offering to Asclepius, the divine healer, after recovering from an illness. Socrates believed that the death he was about to meet was not an end, but an awakening into a new life, “life more abundantly.” He was the teacher of truth in life as well as in death.

What do we need to lead a life of reason and virtue, “life more abundantly?” Simply put, we need to seek the truth and live by it. We have to shake off our modern pretensions and arm ourselves with knowledge, wisdom, compassion and humility. We ought to treat the world as a trust given to us, not as an end in and of itself. It is only with wisdom and humility that we will be able to get rid of such modern heresies as the violent extremism and terrorism of al-Qaida, DAESH and the like. It is only with true knowledge and honesty that we can eliminate all forms of racism and discrimination against Islam and Muslim communities living in the West.

It is only by overcoming our selfish egos and the pettiness of the world that we can realize the noble spirit within us.

T

Türkiye heads into winter with full natural gas storage

Piyasalarda ateş dinmiyor

GÖZLER ABD ENFLASYON VERILERINDE

Dünya genelinde enflasyonist baskıların süreceğine işaret eden gelişmeler mevcudiyetini korurken, merkez bankalarının agresif adımlarının resesyon riskini artırdığına dair endi şeler de giderek güçleniyor. Fed’in kasım ayı faizi için gözler enflasyon verisinde olacak.

Küresel pay piyasaları, enflasyon ve resesyon endişeleri arasında geçen hafta pozitif bir seyir izlerken, bu hafta gözler başta ABD’de enflasyon olmak üzere yoğun veri gündemine çevrildi.

Dünya genelinde enflasyonist baskıların süreceğine işaret eden gelişmeler mevcudiyetini korurken, merkez bankalarının agresif adımlarının resesyon riskini artırdığına dair endişeler de giderek güçleniyor.

ŞAHİN MERKEZLER

IMF Başkanı Kristalina Georgieva, gelişmiş ülke merkez bankalarının ultra şahin tutumlarının küresel ekonomiye zarar verebileceği ve ihtiyatlı olunmasına yönelik telkinler risk algısını sınırlı da olsa yumuşattı.

Buna karşın hafta boyunca açıklanan makroekonomik verilerde ABD başta olmak üzere ekonomik

aktivitenin güçlü kaldığına yönelik işaretler pay piyasalarındaki satış baskısının artmasına sebep oldu. ABD’de açıklanan verilere göre tarım dışı istihdam eylülde 263 bin artarak beklentileri geride bırakırken, işsizlik oranı yüzde 3,5’le Şubat 2020’den bu yana en düşük seviyeye geriledi.

Son üç toplantıda 75 baz puan faiz artışına giden Fed’in, enflasyonda önemli bir gerileme gözlenmemesi halinde kasımda da aynı büyüklükte bir adım atmasına kesin gözüyle bakılıyor.

PETROL OYUNU

Öte yandan OPEC ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun, günlük petrol üretimini kasım ayından itibaren 2 milyon varil azaltma kararı alması da risk iştahındaki düşüşü destekledi. Brent petrolün varil fiyatı söz

konusu gelişmelerin ardından haftayı yüzde 14,7 artışla 97,8 dolardan tamamlarken, beş haftalık düşüş eğilimini de sonlandırdı. Altının ons fiyatı ise yükseliş eğilimini üst üste ikinci haftaya taşıyarak haftalık bazda yüzde 2,06 artışla 1.695 dolara çıktı.

TÜRKİYE POZİTİF Avrupa’da ise gözler ECB Başkanı Christine Lagarde’ın çarşamba günkü konuşmasına çevrildi. İngiltere Maliye Bakanı da, yüzde 45’lik en yüksek gelir vergisi dilimini kaldırma planından vazgeçtiklerini duyurdu. Asya’da ise 3 hafta aradan sonra yükseliş eğilimi öne çıktı. Avustralya Merkez Bankası politika faizini 25 baz puan artırarak yüzde 2,6’ya yükseltirken, gelecek toplantılarda da şahin duruşunu koruyacağı mesajını verdi. Türkiye’de de borsadan rekor haftalık kapanış gerçekleşti.

BioNTech, Avustralya’da mRNA merkezi ve tesis kuracak

n Alman biyoteknoloji firması BioNTech, Kovid-19 aşısının ar dından Avustralya’nın Victoria eyaletinde bir araştırma mer kezi ve üretim tesisi inşa ede rek uluslararası varlığını geniş leteceğini bildirdi. Şirketten ya pılan açıklamada, BioNTech ile Victoria eyaletinin potansi yel mRNA tabanlı aşı ve teda vilerinin araştırılıp geliştirilme si konusunda niyet mektubu imzaladıkları belirtildi. Strate jik iş birliği kapsamında, BioN Tech, Melbourne kentinde mR NA tabanlı ürünlerin ve aday

MURAT ÖZDAMAR

ların üretimi için” BioNTainers” olarak adlandırılan üretim kon teynerleri inşa edecek ve araş tırma merkezi kuracak. BioN Tech, Avustralya’daki bilim in sanlarının araştırma projele

rinin uygulanmasını destekle yecek ve ülkede test edilmek te olan iki Faz 2 adayına ek ola rak otolog CAR-T hücre tedavisi adayı BNT211 dahil olmak üze re ek klinik kanser ürünü aday larının testlerini değerlendire cek. Melbourne, Alman şirke tin ülke dışındaki üçüncü ken di mRNA üretim tesisi olacak. Şirketin Ruanda ve Singapur’da bu tür üretim tesisleri bulunu yor. Geçen yıl aşılardan 19 mil yar euro gelir eden şirket, bu nun yıl bunun 17 milyar euroya düşmesini bekliyor.

Engellilere üç farklı sigorta kolundan maaş bağlanır

5

510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun engelli ve malullere kolay şartlarla aylık bağlanması düzenlemesine yer verilmiştir. Engelli ve malullere yönelik aylık bağlanması üç farklı sigorta kolunda düzenlendiği için engelli sigortalılara, üç farklı sigorta kolundan, üç farklı maaş bağlanabiliyor.

Maaş bağlanan engelli sigortalılar dahil toplumun geneli engelliye bağlanan aylığı malullük maaşı zanneder. Oysa engelli sigortalıya bağlanan aylık malullük aylığı olmayabiliyor. Malullük aylığı bu üç farklı emekli maaş türünden sadece bir tanesidir. İş kazası ve meslek hastalığı sigortası üzerinden bağlanan emekli maaşının ismi “Sürekli İş Göremezlik Geliri’dir. Sigortalının, işyerinde iş kazası geçirmesi veya çalıştığı işten kaynaklı meslek hastalığına yakalanması halinde, bu kaza ya da hastalık, sigortalının meslekte kazanma gücünü yüzde 10 ve üzerinde eksiltmişse, sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri olarak isimlendirilen emekli maaşı bağlanıyor.

İş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle bağlanan “Sürekli İş Göremezlik Geliri”, sigortalıya ömür boyu ödeniyor. Hatta sigortalının ölmesi halinde bu maaş, ölen sigortalının eşi, çocukları ve anne babasına da intikal ediyor.

Ayrıca ölüm aylığı bağlanma şartları oluşmuş ise dul eş, yetim çocuklar ve anne babaya hem ölüm aylığı hem de ölüm geliri bağlanıyor.

Ölüm geliri, ölüm aylığından farklıdır. Ölen sigortalı, malullük ya da yaşlılık aylığı alan konumundaysa veya sigortalının prim günleri 1800 gün ve üzerinde ise ya da SSK’lı iken ölmüşse beş yıl sigorta 900 gün primi varsa, ölüm aylığı bağlanabiliyor. Ancak eş, çocuklar anne ve babaya ölüm geliri bağlanmasında belirli bir prim günü aranmamaktadır.

Ölen sigortalının dul eşine, yetim çocuklarına ve annesine-babasına hem ölüm geliri hem de ölüm aylığı bağlanırsa bunların yüksek olanı tam düşük olanı yarım ödeniyor.

Engelli sigortalıya maaş bağlanma hakkı veren bir diğer sigorta kolu ise

malullük sigortasıdır. İlk defa sigortalı olduğu tarihten sonra hastalık veya kaza nedeniyle çalışma gücünü yüzde 60 ve üzerinde kaybeden kişiler malul sayılıyor. Malul sigortalının en az 10 yıl sigortalılık süresi varsa ve toplamda en az 1800 gün prim ödemesi varsa malullük aylığı alma hakkı doğuyor.

Engelli sigortalılara emekli maaşı alma hakkı tanıyan üçüncü sigorta kolu ise yaşlılık sigortasıdır. 5510 sayılı Kanunda, yüzde 40 ve üzerinde engelli olanlar özel bir korumaya alınmış ve engellileri koruyan özel hükümler düzenlemiştir.

Kanunda yer alan düzenleme gereği yüzde 40 ve üzeri engelliler, daha düşük tutulan prim günüyle ve daha kısa belirlenen sigortalılık süresiyle yaş şartına da tabi olmaksızın emekli maaşı almaya hak kazanabiliyor.

Engellilere mahsus özel emeklilik olarak isimlendirilen bu sigortadan maaş bağlanması için belirli bir sigortalılık süresi ve prim gününün tamamlanması gerekir. SSK şartlarından emekli olacak sigortalılar için bu süre ilk defa 1.10.2008 tarihinden önce sigortalı olanlar açısından, sigortalı olunan tarihe göre 15 ile 20 yıl arasında değişmektedir. Gerekli prim gün sayısı ise 3600 gün ile 4400 gün aralığındadır. Bu haktan yararlanabilmek için vergi indirim belgesine sahip olmak gerekir.

İlk defa sigorta olunan tarihte malul olanlar için aranan sigortalılık süresi ise 15 yıldır. Ödenmesi gereken prim gün sayısının ise en az 3960 gün olması gerekiyor.

İlk defa 1.10.2008 tarihinden itibaren sigortalı olan engelliler için emeklilik şatları daha farklıdır. Bunlardan yüzde 40 ile 49 arası engelli olanların yani hafif düzey engellilerin emekli olabilmeleri için 18 yıl sigorta şartını ve 4680 gün prim gününü tamamlaması gerekir. Yüzde 50 ile 59 arası engelli olanların yani orta düzey engellilerin emekli olabilmeleri için 16 yıl sigorta şartını ve 4320 gün prim gününü tamamlaması gerekiyor. Bunlar için emeklilik yaş şartı aranmıyor. Maaş bağlanması için prim gün şartını ve sigortalılık süre şartını tamamlamak yeterli oluyor.

İki ölüm aylığı almak mümkün

SORU: Kamuda SSK’lı işçi olarak çalıştıktan sonra emekli olan kocam 5 ay önce vefat etti. Ölen kocamdan dolayı SSK statüsünden dul eş maaşı bağlandı. Babam ise öğretmendi. 21 sene önce vefat eden memur emeklisi babamdan yetim maaşı alma hakkım var mı? > Büşra U.

CEVAP: Bir kamu kurumunda memur olarak çalışmıyorsanız veyahut memur emeklisi değilseniz, 5434 sayılı Emekli

Sandığı kapsamından emekli olan babanızdan dolayı yetim çocuk aylığı alma hakkınız olacaktır. Ancak memur babanızdan yetim aylığı bağlanabilmesi için SGKI’ya yazılı başvuru yapmanız gerekiyor. Başvuruyu e-devlet şifresiyle de yapabilirsiniz. SGK hizmetlerinin olduğu alandaki “Ölüm Yardımı ve Dul/Yetim Aylığı Talebi” başlıklı yeri onaylamanız yeterli olacaktır. Yine başvurunuzu posta yoluyla da yapmanız mümkün.

Fotoğraf tutkunlarının doğal dekoru

KAPADOKYA

Peri bacaları diyarı güzelliğiyle göz kamaştırıyor

Vadi, kanyon, yamaç ve rengarenk balonlar fotoğraf çektiren turistlere ve çiftlere doğal dekor oluyor. Kapadokya’ya her mevsim ilginin yoğun olduğunu belirten fotoğrafçı Nevruz Mardin “Kapadokya dünyaya açılan bir pencere. Gün doğmadan işe başlıyoruz. Yeni evlenen çiftler düğün anılarını burada ölümsüzleştiriyor. Talebe yetişemiyoruz” diyor.

Tarihi ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de öne çıkan Kapadokya’daki peribacaları manzarasında fotoğraf çektirmek isteyen ziyaretçiler, gün doğumunda vadi ve yamaçlarda yoğunluk oluşturuyor.

UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’nde yer alan, milyonlarca yıl öncesine uzanan kaya oluşumlarıyla konuklarına masalsı görünüm sunan Kapadokya’da, turistlere yönelik tur aktivitesinde kullanılan sıcak hava balonları, klasik arabalar ve atlara, fotoğraf meraklıları da geliyor.

BÜYÜLEYİCİ MANZARA

Bölgede sabahın ilk ışıklarıyla vadi ve yamaçlara gelenler hem manzaranın tadını çıkarıyor hem de bu görsel güzelliğin içinde objektiflere poz veriyor.

Güneşin yüzünü göstermesiyle peş peşe bölge semalarına yükselen balonların önünde konukların kimisi at sırtında kimisi ise kiraladığı kostümlerle fotoğraf çektiriyor.

Bölgedeki vadi ve kanyon içlerini de tercih eden ziyaretçiler, fotoğrafçıların belirlediği kaya içlerinde doğal dekordan faydalanarak birbirinden güzel fotoğraflara sahip olabiliyor.

BALAYI İÇİN GELİYORLAR

Göreme beldesindeki Kılıçlar Vadisi’nde fotoğraf çektirenlerden Merve Meydan, balayı tatili için geldiği bölgede fotoğraf

çektirebilmek için gün doğmadan balon kalkış alanına geldiklerini söyledi. Ortaya çıkan manzaranın paha biçilemez olduğunu dile getiren Meydan, “İki ay öncesinden planlayıp rezervasyon yaptırdık. Fotoğraflarda anısı kalsın diye

Mersin’den geldik” dedi. Mustafa Doğan da, Kapadokya’daki tüm alanların fotoğraf için eşsiz mekanlar barındırdığını kaydederek, “Burası zaten sosyal medyada ve diğer mecralarda gerek balonlar

gerekse tarihi yerleriyle meşhur. Daha önce böyle bir planımız vardı. Burası hoşumuza gitti. Gece saat 03.00’te kalkıp buraya geldik. Gün doğumunda fotoğraf çektiriyoruz” ifadelerini kullandı.

AT VE BALON TAMAMLIYOR

At sırtında fotoğraf çektirmek isteyenlere hizmet sunan Nevruz Mardin ise bölgedeki gezilerini fotoğrafla taçlandırmak isteyenlerin taleplerine cevap verebilmek için çaba gösterdiklerini belirterek, “Sabah gün doğumunda insanlar fotoğraf çektiriyor. İnsanların talebi üzerine gün doğmadan işe başlıyoruz. Kapadokya dünyaya açılan bir pencere. Özellikle atlar insanların ilgisini çekiyor” diye konuştu. Bölgedeki fotoğraf sanatçılarından Hayri Yayan da yerli ve yabancı konuklara fotoğraf hizmeti sunduklarını dile getirererk, şöyle konuştu:

NEREYE BAKARSAN GÜZELLİK

“Bölgemiz fotoğraf için çok iyi bir yer. Bu nedenle çok fazla talep oluyor. Her mevsim hareketlilik oluyor. Bölgenin her tarafı güzel. Ne tarafa yönelseniz güzel fotoğraflar çıkıyor. Yazları yurt dışından çok fazla talep geliyor, bu aylarda da yerli turistlerin talebi artıyor. Balayı çiftleri veya gezi için gelenler fotoğraf çektirmek istiyor. Kapadokya, her yıl çok sayıda turist tarafından ziyaret ediliyor. Bölgede gezilecek alanların çok sayıda olması turistleri buraya çekiyor.”

BIRAKANLAR

İZ

T

‘Türkiye’s role is critical to prevent Russia to use nuclear weapons’

Türkiye can play a key diplomatic role to prevent the use of nuclear weapons by Russia in the Ukraine war, Marko Mihkelson, chairperson of the Estonian parliament’s foreign affairs committee, said Monday.

“Türkiye and President Recep Tayyip Erdoğan made important diplomatic moves by bringing the recently warring parties to the negotiating table. On nuclear weapons, too, Erdoğan may have effective words to say to (Russian President Vladimir) Putin,” he told the Anadolu Agency (AA) on the recently rising possibility of the use of nuclear weapons in the war. Mihkelson, who was in Türkiye as part of an official visit, said that both Estonia and Türkiye are members of NATO and have similar perspectives that prioritize peace.

He pointed out that both countries are facing security problems arising from the conflict environment in their neighboring countries.

“We are two allied countries seeking solutions to similar challenges,” he underlined.

Regarding Putin’s statement that he will not hesitate to use all the capabilities at his disposal, referring to nuclear weapons, when necessary, he said: “If Russia even uses nuclear tactical weapons, it will be the end of history. Nobody wants to witness the use of nuclear weapons.”

Stating that Russia should turn to diplomatic channels, Mihkelson said that President Erdoğan can play an important role in preventing such a crisis.

Noting that Turkey has achieved significant mediation successes on issues such as the grain crisis and prisoner exchange in the recent period, he said: “Türkiye and President Recep Tayyip Erdoğan made important diplomatic moves by bringing the recently warring parties to the negotiating table. On nuclear weapons, too, Erdoğan may have effective words to say to Putin.”

Crimea bridge reopens after bridge explosion

Noting that NATO is an alliance that is in harmony and only defends its own territory, Mihkelson used the following expressions: “If Estonia is targeted, Türkiye is targeted, if Türkiye is targeted, Estonia is also threatened. One of Putin’s goals is to cause division in the NATO alliance. I believe the idea of ‘all for one, one for all’ is very powerful and has been preserved among NATO allies for more than 70 years. Russia must understand that NATO has no plans to destroy Russia. NATO is a structure that only defends its own territory.”

Most recently, Türkiye enabled a prisoner swap between the warring countries. Also, Turkish mediation proved vital in facilitating the signing of a deal between Türkiye, the United Nations, Russia and Ukraine in Istanbul to reopen certain Ukrainian ports to release grain that had been stuck for months because of the ongoing RussiaUkraine war – a development that has been crucial in responding to a growing global food crisis.

Türkiye is one of the most active countries working to ensure a permanent cease-fire between Ukraine and Russia. Its delicately balanced act of assuming a role as a mediator by keeping communication channels with both warring sides

n The bridge linking Moscowannexed Crimea to the Russian mainland has reopened to car traffic after it was heavily damaged by an explosion, the Russian-installed head of the peninsula said on Saturday. “Road traffic has begun on the Crimea bridge,” Sergei Aksyonov, the Moscow-backed leader of Crimea, said on Telegram. He added that there are “full inspection procedures” for buses and cars using the bridge. The speaker of Crimea’s Kremlin-backed regional parliament immediately accused Ukraine of being behind

open provides a glimmer of hope in diplomatic efforts to find a solution and achieve peace in the Ukraine crisis.

With its unique position of having friendly relations with both Russia and Ukraine, Türkiye has won widespread praise for its push to end the war.

Since the beginning of the conflict, Ankara has offered to mediate between the two sides and host peace talks, underlining its support for Ukraine’s territorial integrity and sovereignty. While Ankara has opposed international sanctions designed to isolate Moscow, it also closed its straits to prevent some Russian vessels from crossing through them.

In a breakthrough, Russian and Ukrainian delegations met for peace talks in Istanbul on March 29 as the war entered its second month, with casualties piling up on both sides. Türkiye also hosted the foreign ministers of Russia and Ukraine in Antalya in March.

Erdoğan recently said the Istanbul grain deal and RussiaUkraine prisoner swap are diplomatic successes for Türkiye despite all the difficulties.

Türkiye, the U.N., Russia and Ukraine signed an agreement in Istanbul on July 22 to resume grain exports from three Ukrainian Black Sea ports which were paused after the start of the Russia-Ukraine war in February.

A Joint Coordination Center (JCC) with officials from the three countries and the U.N. was set up in Istanbul to oversee the shipments.

Erdoğan said that since the first ship left Ukraine under the deal on Aug. 1, over 6 million tons of agricultural products have left ports.

“The continuation of the grain shipments in the upcoming period will be to the benefit of the people of Ukraine, all of Europe and the world,” Erdoğan said.

The president also stressed that Russian fertilizers should be supplied to countries in need via Türkiye.

the explosion, though Moscow didn’t apportion blame. Ukrainian officials have repeatedly threatened to strike the bridge and some lauded the destruction, but Kyiv stopped short of claiming responsibility. The bombing came a day after Russian President Vladimir Putin turned 70, dealing him a humiliating blow that could lead him to up the ante in his war on Ukraine. Hours after the explosion, Russia’s Defense Ministry announced that the air force chief, Gen. Sergei Surovikin, would be the commander of all Russian troops fighting in Ukraine.

Marine Le Pen urges more mosque closures in France

F

rench far-right politician Marine Le Pen called on the government to close down more mosques in the country. Her demand comes despite the closure of 24 mosques in France in the past two years upon the order of Interior Minister Gerald Darmanin. In an interview with French TV channel BFMTV, Marine Le Pen said: “He (Darmanin) closes a mosque there, a mosque here. He dismisses a preacher once in a while but he must close all extremist mosques in our lands.” Asked about her criteria for the closures, she said all Muslims who have “radical rhetoric” should be deported. Last year in August, France’s highest constitutional authority approved a controversial “anti-separatism” law that has been criticized for singling out Muslims. The bill was passed by the National Assembly last summer, despite strong opposition from both rightist and leftist lawmakers. Touching on the upcoming trial of Justice Minister Eric Dupond-Moretti in a conflict of interest case, Le Pen demanded President Emmanuel Macron remove him from the post. Her National Rally party will propose a bill for Kohler’s removal, she said.

A

lbanian Prime Minister Edi Rama said Turkish-made Bayraktar drones agreed to be purchased by his country will be put into service very soon. “These satellites will be followed very soon by (Bayraktar) drones. In line with new developments, we decided to complete them and buy armed drones,’’ Edi Rama said at the signing of a satellite service contract between the Albanian National Civil Defense Agency and the firm Satellogic USA to monitor the country with advanced defense and security technology.

“Of course, armed drones are for extreme situations against terrorism or a potential enemy. However, these drones have a number of complementary functions in harmony with satellites,” he added. According to Rama, the agreement is worth $6 million. The reputation and international demand for Türkiye’s Bayraktar TB2 and Bayraktar Akıncı have risen across Europe since the start this February of Russia’s war on Ukraine This April, Serbia also reaffirmed its intention to purchase Türkiye’s combat drones, which have been in high demand worldwide.

Turkish drones to be put into service in Albania soon: PM Rama

MARKO MIHKELSON

Tanyeli

ARABA Müzesi zamanda yolculuğa çıkarıyor

Antalya’daki

Pikapı, otomobili, kamyonu, traktörü, otobüsü, dolmuşu... Her birinin hayatımızda ayrı bir anısı var... Faaliyeti sona eren İplik ve Pamuklu Dokuma Fabrikası’nın pamuk ambarında oluşturulan Antalya Araba Müzesi’nde farklı dönemlerden 70 klasik araç sergileniyor. Zamanın yaşanmışlıklarını anlatan araçlar, Yeşilçam’dan esintiler de sunuyor.

Turizm cenneti Antalya’da eski dokuma fabrikasının pamuk ambarında oluşturulan araba müzesinde sergilenen 70 klasik araç, ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor. Kentte 2003’te faaliyeti durdurulan Antalya İplik ve Pamuklu Dokuma Fabrikası, daha sonra Kepez Belediyesine devredildi. Belediye tarafından etkinlik alanına dönüştürülen eski fabrikanın pamuk ambarı ise araba müzesi haline getirildi.

DÖNEMİN RUHU

Bu yıl açılışı gerçekleştirilen ve klasik araçların değişik konseptlerde sergilendiği Antalya Araba Müzesi’ni gezenler, araçlar hakkında teknik bilgiye sahip olurken, dönemin mahalle, sinema ya da müzik kültürüne dair de fikir ediniyor.

Ziyaretçileri, restore edilerek sergiye alınan 1966 model Chevrolet Impala’nın karşıladığı müzede, bir dönem Antalyaspor takımının kullandığı otobüs, belediye personel servisleri, makam ve hizmet araçları da görülebiliyor.

MAHALLE KÜLTÜRÜ

Müzede bazı araçlar ise nostaljik telefon kulübesi, tarihi Kaleiçi sokağı ya da eski sanayi atölyesi konseptiyle sergileniyor. Bir dönem ticari taksi olarak sıklıkla kent sokaklarında görünen bir araç, taksi durağı fonunun önünde beğeniye

sunuluyor.

ŞOFÖR NEBAHAT, ÇİÇEK

ABBAS, AL YAZMALIM

Kullanıldıkları filmlerle hafızalara kazınan Şoför Nebahat’in 1962 model Desoto otomobili, Çiçek Abbas’ın minibüsü ve Al Yazmalım filmindeki kırmızı kamyon ise bu filmlere atıf yapılarak düzenlenen alanlarda yer alıyor.

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Antalya Araba Müzesi’nin Türkiye’de bir eşinin bulunmadığını söyledi. Araba müzesi fikrinin,

2015’te belediyeye ait bir parkta sergilemeye başladıkları 1975 model Murat 124 araca gösterilen yoğun ilgi sonrası ortaya çıktığını anlatan Tütüncü, müzede en yenisi 25, en eskisi 75 yaşında 70 vasıtanın bulunduğunu kaydetti.

Klasik otomobil müzesindeki gibi araçların tarihine odaklanmayarak projeyi hayata geçirdiklerini belirten Tütüncü, şunları anlattı: HER BİRİNİN HATIRASI VAR

“Dünyadaki otomobil müzeleri, otomobilin icat edildiği günden bu yana tasarımsal gelişmeleri ele alır. Otomobiller de genellikle ABD ve Avrupa menşeili olduğu için ABD ve Avrupa tarihi gibi olur. Burada ise hayatımızda önemli yer tutan eşyalardan olan arabalar üzerinden, onlardaki hatıralarımızı, mahallelerden izleri, Türk sinemasından kesitleri görüyorsunuz. Bu araçların her biri zamanının yaşanmışlıklarını anlatıyor. Şehrin hatıralarına, Yeşilçam’dan hatırladığımız günlere odaklanıyor. Buradaki arabalar bu kez bizi hatıralarla yolculuğa çıkarıyor.”

VE DEVRİM OTOMOBİLİ

Müzeleri aynı zamanda bir eğitim kurumu olarak gördüğünü dile getiren Tütüncü, Türkiye’nin otomobil tarihine ilişkin girişimlerini Devrim otomobiliyle, savunma sanayindeki yüzyıllık girişimleri ve bu girişimlerin akamete uğratılmasını ise 2 uçak replikası üzerinden araba müzesinde aktardıklarını sözlerine ekledi.

TÜRK HUKUKUNDA UZMAN

- Artık Türkiye’de avukat bulma ve ona ulaşma derdine son!

- Türkiye’de bulunan aktif hukuk bürom ve çoğu ildeki çözüm ortaklarım ile her türlü hukuki işlemlerinizi yürütmeye hazırım.

- Aile Hukuku’na dair tüm davalar, boşanma, miras, gayrimenkul davaları ve tapu işlemleri, ticari uyuşmazlıklar için arabuluculuk, yatırım danışmanlığı ve sözleşme hazırlamasına dair Türkiye’deki yargı süreci ve kanunları hakkında her türlü bilgiyi verebilirim.

- Auburn civarı veya Sydney içi görüşmelerimi yüz yüze gerçekleştirebilirim. Diğer eyaletler için telefon veya mail ile iletişim kurabiliriz.

KEBAB DÜKKANINA

BAY VE BAYAN ELEMAN

n Eastgardens Westfield Pagewood’da bulunan kebab dükkanımızda full-time ve part-time çalışacak bay ve bayan eleman arıyoruz.

Preston ve Fairfield’da

yıldır haftada 2 gün faaliyetde bulunan getirisi güzel olan iş yerlerimiz satılıktır.

n Manly Seaside’de gece veya gündüz kebabda çalışacak

Guest Cologne/Kolonya lemmongrass organik içeriklidir. Mevcut boyutlar; 50 ve 200 ml. Nemlendirici özelliğe sahiptir, ferahlatır, senitize eder ve cildinizi korur. Hassas ve bütün ciltlere uygundur. Bu özel kolonyayı gönül rahatlığıyla istediğiniz kadar kullanabilirsiniz. Daha fazla bilgi ve alışveriş için; web: www. guestscologne.com /CEP: 0402 677 440

KEBAB & PİDECİYE

BAY-BAYAN ELEMAN

n Mona Vale’de bulunan Aussie Kebab&Pide dükkanımızda gündüz veya akşam full time çalışacak serviste, pide&gözlemede tacrübeli

eleman aranmaktadır.

Karanlık dünyanın ışığı Mevlid Kandili

Her Mevlid Kandili, Resûlullah´ın hayatını, gücümüz nisbetinde iyi bileceğimiz günlerin doğumu olmalı. Peygamber Efendimiz; Allah’ın bize sunduğu olmazsa olmaz örneğimizdir. İslâm’ın nasıl yaşanacağının en güzel ve mükemmel örneğidir. Veladeti, bu anlayışla karşılayacağız. Bütün insanlar arasında her yönüyle örnek alınabilecek Sevgili Peygamber Efendimizdir.

Sırf kandil simitleriyle, tebrik mailleriyle, telefon kutlamalarıyla, kültür-merasim-şeklî Müslümanlıklarla kandiller lâyıkı veçhile değerlendirilemez. Her hal ve şartta yaşanan bir dinin, her hal ve şartta dinini yaşayıp örnek olması gereken mü’min şahsiyetine bu ümmetin de bu milletin de ihtiyacı vardır. Onun için, kandilleri törenleştirmekten çıkaralım. Sadece Peygamberimizin doğumundaki olayları anlatarak olmaz. Rabbimizin emirleri, uyarıları ve “alemlere rahmet” olan örnek kul son Resul Efendimizin tavsiyelerini, ikazlarını hayatımıza taşıyarak doğumuyla karanlık dünyamız, aydınlanmıştır.

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçekten iman etmiş sayılmazsınız?” diyen, mümini tarif ederken de “Seven sevilen, dost olan, dostluk kurandır. Sevmeyen, sevilmeyen de, dost olmayan ve dostluk kurmayan da hayır yoktur” uyarısında bulunan bir Peygamberin doğum gecesi.

Her veladette Mekke´yi, Medine´yi, Kâbe´yi, Taif´i, Huneyn´i, Hayber´i, Hudeybiye´yi bir şuur hali içerisinde hatırlasak. Verilen mücadele ve imtihanların benzerlerini bugün yaşayıp yaşamadığımızı sorsak kendi kendimize. O kırılan, temizlenen putların çağımızdaki cahiliyesinden nasıl kurtulacağımızı düşünsek. Dünyevîleşme putlarına insanımızın esaretinin sürüp sürmediğine bir kafa yorsak. O günlerin putlarından zihinlerin putlarına kadar yaşanan süreci hatırlasak, sonra da o hayata kurban edilen nesilleri. Kimseyi değil, kimsenin imanını değil; kendimizi yargılasak önce. Sevgili Peygamberimizin doğumu kendimize dönmemizin vesile günleri olamaz mı? Peygamberimiz ne verdiyse onu alan, neyi yasakladıysa ondan kaçınmanın adımlarını atıp, Dinin samimiyet olduğunu idrak edemez miyiz? “Gevşemeyin, üzülmeyin, inanıyorsanız mutlaka üstünsünüz” âyetinin

yüreklerimizde bir inşirah, bir sevinç, bir fetih olacağının şuurunu kazanamaz mıyız? Bizler de her türlü dar bir mağaraya sıkıştırıldığımızda, birbirine sokulmuş iki dost gibi “Lâ Tahzen! İnnallâhe meana! Üzülme, Allah bizimle beraberdir” tevekkülüyle yaşayamaz mıyız?

Allah Resulü de Mekke’de Ebu Kubeys tepesine çıkıp, tehlike kampanasını çalarak insanları toplamış ve insanlığa kurtuluş davetini ilan etmişti. Şimdi biz hangi tehlike kampanasını çalıp da “Durun kalabalıklar! Bu cadde çıkmaz sokak” diyeceğiz? İnsanlık duysun-duymasın biz dâvetimizi yapalım. Böyle bir dünyaya Rasulüllahın daveti tek umuttur.

Hele şu âyet düşünülmelidir: “Siz insanların iyiliği, faydalanması için ortaya çıkarılmış, seçilmiş en hayırlı ümmetsiniz; iyi ve doğru olanı teklif eder, kötü ve yanlış olandan sakındırırsınız; zira Allah’a güvenip inanırsınız.” Bütün bunların ışığında, hayatımıza şekil veren dinimizi, onu uygulayan/ uygulatan bir Peygamberin ümmeti olduğumuzu unutmayalım. Bunları unutmayıp hayatımıza yansıtırsak; küçük hesap yapmayız. Rabbimizin şefkat ve merhametine layık oluruz.

Her hal ve şartta dinimiz İslâm´ı yaşayışımızı belli gün ve gecelere hasretmeyip Peygamber Efendimizin sünneti ve hadisi şerifleriyle yaşamalıyız. Bu günler, kandiller bizi “İnnemel mü’mine ihvetün”e götürecek inşallah.

Bütün zamanları kucaklayan; sınırları, iklimleri aşarak insanlığı kurtuluşa, kardeşliğe, hakkahukuka çağıran, yeni, yepyeni, taptaze, hayat ve gerçek dolu ses O’nun sesi. Tek ışık, tek ümit, tek hasret O! Sevgisiz ve yalnız kalmış kalpler O´nu öyle arıyor! Kimseyi mahcup etmeyen, incinmeyen, incitmeyen, kırmayan O’ydu. İnsanların sevinciyle sevinen de. O’ydu herkesin ıstırabıyla yanan. Saygı uyandıracak ne varsa, iyi, sevimli ne varsa O’nun hayatını doldurmuştu. En karanlık geceler O’nunla aydınlandı. Dönüştüreceğiz evlerimizi cennetten bir şubeye. Rasûlullah etrafında halkalanan insanlar gibi kenetlenirsek birbirimizle, insanlığa karanlık dünyanın kandilini yakarız. Rabbim, Mevlid Kandilini, Milletimiz, Ümmetimiz ve Devletimiz için hayırlara vesile kılsın. Gözyaşlarımızı katık yaptığımız dualar edeceğiz. Rabbimiz sıhhat/âfiyet içinde nice nice kandillere ulaştırsın. Rızasını kazanan kullarının zümresine bizleri de ilhak buyursun.

“İyi Müslüman; dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu, zarar görmediği kişidir. Asıl muhacir de Allah‘ın yasak ettiği şeyleri terk eden kimsedir.”

BUHARİ

DIYANET IŞLERI BAŞKANI ERBAŞ’TAN FRANSA ÇIKARMASI

İstanbul değil, Paris!

Fransa’da temaslarda bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, ilk olarak gurbetçi gençlerle sabah namazında bir araya geldi. Valenton kentindeki Yunus Emre Camisi’nde “Sabah Namazı Gençlik Buluşması” etkinliğine katılana Erbaş, kılınan namazın ardından cemaate hitap etti.

CAMİLER YUVAMIZ

Mevlid-i Nebi Haftası’nda olduklarını hatırlatan Erbaş, şunları dile getirdi: “Hz. Muhammed’in insanlığa kazandırdığı o muazzam değerleri, ilkeleri biz bugün hem yaşamak hem de insanlara tebliğ etmek, insanları o güzelliklere, o kazanımlara davet etmek için varız. Camilerimiz onun için var, mescitlerimiz onun için var. Kur’anı Kerim’in okutulduğu yerler, Kur’an ilimlerinin anlaşılmaya çalışıldığı yerler onun için var.” İlk

defa 28 yıl önce Fransa’ya geldiğinden bugüne cami sayısı ve cemaatinin arttığını kaydeden Erbaş, “Gençler, çocuklarımız camilerde temel dini bilgilerini öğreniyorlar. Kur’an-ı Kerim öğreniyorlar. Camilerimiz bizim yuvamız gibi olmuş” dedi.

MEVLİD COŞKUSU

Erbaş ikinci durağı olan başkent Paris’te ise Mevlid-i Nebi programına katıldı. Paris’te bir etkinlik salonunda düzenlenen programda, sela ve ezan okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı.

Burada konuşan Erbaş, Hazreti Muhammed’in yeryüzünde insanları karanlıktan aydınlığa çıkarmak için vazifelendirildiğini anlattı.

İSLÂM BARIŞTIR

Hazreti Muhammed’in kıyamete kadar bütün insanlığa gönderilen peygamber ve yeryüzüne gönderilen en son peygamber olduğunu söyleyen Erbaş, “İslam ‘barış’ demektir, ‘mutluluk’ demektir. Peygamber Efendimiz bütün dünyaya barışı, mutluluğu, iyiliği yaymak için mücadele etti” diye konuştu.

Hafızlıklarını Ismailağa Kur’an Kursu’nda tamamlayan 82 öğrenci için Istanbul Fatih Camii’nde hafızlık icazet töreni düzenlendi. Eğitimlerini başarıyla tamamlayan öğrenciler, kalabalık cemaat eşliğinde hafızlık belgelerini aldı. Reisül Kurra Mustafa Demirkan’ın riyasetindeki coşkulu merasimde, çok sayıda

kurra hafız, imam ve müezzin Kur’an-ı Kerim okudu. Fatih Müftüsü Hüseyin Baş, hafızlık icazetinin önemini anlatarak, Kur’an-ı Kerim’in manasıyla amel etmenin önemli olduğunu söyledi. Program sonunda hafızlara icazet belgeleri ve çeşitli hediyeler verildi. Fatih Belediyesince cemaate yemek ikram edildi.

Fransa’nın başkenti Paris’te Mevlid-i Nebi programına katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Valenton kentindeki Yunus Emre Camisi’nde de “Sabah Namazı Gençlik Buluşması” etkinliğinde gurbetçilerle buluştu.

Tokat mı Sivas mı?

ki güzide şehrimiz Tokat ve Sivas’ta kuzu eti ve çeşitli sebzelerle hazırlanan kebap, adını aldığı iki kent arasında lezzet rekabeti yaşatıyor. Gastronomi alanında söz sahibi ülkeler arasında yer alan Türkiye’de, yöresel lezzetler arasındaki farklılıklar dolayısıyla şehirler arasında yaşanan tatlı rekabet, yemek kültürüne zenginlik katıyor. Komşu iki il Tokat ve Sivas arasında da zaman zaman kebap rekabeti yaşanıyor. Bu kentlerde kuzu eti ve çeşitli sebzelerle hazırlanan kebap, “Tokat kebabı” ve “Sivas kebabı” olarak adlandırılıyor. LEZZETİ TESCİLLENDİ

Tokat kebabı, 2015 yılında coğrafi işaretle tescillendi. Yaylalarda kekikle beslenen kuzuların eti ile bölgede yetiştirilen patlıcan, patates, biber, sarımsak ve domatesle hazırlanan Tokat kebabı, özel fırınlarda, en üste kuyruk yağı geçirilen şişlerde yaklaşık yarım saat pişiriliyor. Kebap ustası Mücahit Yılmaz, Tokat kebabının lezzetinin yöreden kaynaklandığın belirterek, şunları anlatıyor: “Komşu ilimiz Sivas bu kebaba sahip çıkmaya

çalışıyor. En sonunda kebabı, ‘Tokat’ olarak tescil ettik. Biz Tokat kebabını satmasın demiyoruz, satsınlar. Tıpkı Adana, Urfa gibi. ‘Tokat kebabı’ diye satsınlar, kendi illerinin adını koyup satmasınlar. İnsanlar Sivas’tan Tokat’a Tokat kebabı yemeye geliyor. Bu kebap bizim kebabımız. Bu malzemenin olması yetmiyor.

TOKAT KEBABI

Bunun kendine özgü ocağı var. Bu ocak sadece Tokat’ta yapılıyor.”

LOKUM GİBİ YUMUŞACIK

Sivas’lı kebap ustası Abdulsamet Ağca ise, Sivas kebabında kullandıkları eti, yöredeki dağlarda kekikle beslenen kuzulardan seçtiklerini belirterek, şunları dile getiriyor: “Özellikle kuzunun

but, kaburga ve pirzola kısmını kullanmamız bu rekabette bizi öne geçiriyor. Yani etin yumuşak yerlerini seçiyoruz ayrıca biz Tokat’tan ayrı olarak patates kullanmıyoruz, patlıcan, domates, sarımsak ve biber kullanıyoruz. Ocağımız, ateş tuğlasından yapılmış, sadece bu kebaba özgü tandır fırınıdır. Burada pişen kuzu etinden akan yağ kebabın üzerine dökeriz, ayrı bir lezzet katıyor. Tokat ile kebapta tatlı bir rekabet içinde olmaktan çok mutluyuz. Bu ülkemizin çeşitliliğini gösteren bir şey. Ülkemizde böyle yöresel lezzetlerin olması ve damağa hitap etmesi çok güzel. Ama biz bir adım öndeyiz.”

SİVAS

KARTAL’DAN TEK PENÇE 1-0

por Toto Süper Lig’in

9. haftasında Beşiktaş, deplasmanda Bitexen Giresunspor’u 1-0 mağlup etti. İşte maçın önemli anları...

15. dakikada Masuaku’nun serbest vuruşta ceza sahasına yaptığı ortada oluşan karambolde Emrecan Uzunhan, topa son dokunan isim oldu ve meşin yuvarlak ağlara gitti. Yaşar Kemal Uğurlu, VAR kontrolünün ardından golü iptal ederken, Bitexen Giresunsporlu Bajic’in, Tayyip Talha Sanuç’a yönelik müdahalesinden dolayı penaltı kararı verdi. 20. dakikada topun başına gelen Weghorst’un vuruşunda top kaleci Onurcan Piri de kaldı.

TAYYİP TALHA’DAN MÜTHİŞ RÖVAŞATA

30. dakika Tayfur Bingöl’ün sol kanattan yaptığı ortada Dele Alli, kafa ile arka direğe aktardı. Defansın ters vuruşunda topu kaleci Onurcan Piri, son anda kurtardı.

34. dakikada Masuaku’nın sağ kanattan kullandığı korner atışında ceza sahasında oluşan karambolde defasın uzaklaştıramadığı top, son olarak Tayyip Talha Sanuç’un önünde kaldı. Bu oyuncunun müthiş röveşata vuruşunda topu ağlara gönderdi. 0-1 Karşılaşmanın ilk yarısı konuk ekibin 1-0 üstünlüğüyle sona erdi.

İKİNCİ YARI YATTI

47. dakikada Weghorst pasında ceza sahası içerisinde Redmond boş pozisyonda topla buluştu. Bu oyuncunun sol çaprazdan yaptığı vuruşta top yandan auta gitti.

74. dakikada Dele Alli iki oyuncuyu çalımlayarak sol kanattan getirdiği topu ceza sahası içerisindeki Ghezzal’a aktardı. Bu oyuncu kaleci Onurcan Piri ile karşı karşıya kaldı, vuruşunda top kalecide kaldı.

80. dakikada Görkem

Sağlam’ın sağ kanattan kullandığı korner atışında ceza sahası içerisinde Arias’ın dokunduğu topu Beşiktaş defansı kale çizgisi önünde uzaklaştırdı.

87. dakikada Ghezzal’ın defansın arkasına attığı pasta NKoudou topla buluştu. Bu oyuncunun yerden topu Weghorst’a aktardı. Weghorst’un vuruşunda kaleci Onurcan Piri, topu son anda kurtardı.

SON DAKİKA SENDROMU

90. dakikada Bitexen Giresunspor atağında sağ kanattan Borja Sainz’in ceza sahasına yaptığı ortada Hayrullah Bilazer, boş pozisyondaki Oğulcan Çağlayan’a topu aktardı. Bu oyuncunun vuruşunda top köşeden ağlara gitti. Ancak maçın hakemi Yaşar Kemal Uğurlu VAR kontrolünün ardından ofsayt kararıyla golü geçerli saymadı.

Karşılaşma konuk ekibin 1-0 üstünlüğüyle sona erdi.

Irkçılık yapan taraftara ömür boyu men!

n Avustralya Kupası finalinde ırkçılık içerikli eylemde bulunan taraftara, futboldan ömür boyu men cezası verildi. Avustralya Futbol Federasyonundan yapılan açıklamada, hafta sonu Sydney United ile Macarthur takımları arasında oynanan final karşılaşmasında, Nazi selamı verdiği tespit edilen bir taraftarın futboldan ömür boyu men cezası aldığı belirtildi. Açıklamada, aynı eylemi gerçekleştiren diğer taraftarların kimlik tespit

0

Trabzonspor evinde kayıp

S üper Lig’in 9. haftasında sahasında Kasımpaşa ile golsüz berabere kalan Trabzonspor, iç sahasındaki yenilmezlik serisini 29 maça çıkardı. Kasımpaşa karşısında galip gelemeyerek liderlik fırsatını tepen bordo-mavililer, yenilmezlik serisini ise sürdürdü. Karadeniz ekibi, 8 Mart 2021’de Alanyaspor’a 3-1 kaybettiği 29. hafta maçından sonra sahasında 581 günlük sürede hiç mağlup olmadı. Trabzonspor, söz konusu karşılaşmanın ardından 20202021 sezonunda 6 iç saha maçında 4 galibiyet, 2 beraberlik elde etti. Bordomavililer, şampiyon olduğu geçen sezon lig boyunca iç saha maçlarında hiç mağlup olmadı. Taraftarları önünde oynadığı 19 karşılaşmada 12 galibiyet, 7 beraberlik alan bordo-mavili ekip, en fazla puan toplayan takımların başında geldi.

BAŞAKŞEHİR’DE NAMAĞLUPLUK,

S İ VAS’TA GALİBİYET HASRET İ BİTTİ

Öten yandan, 9. Haftanın son maçında Medipol Başakşehir’i deplamsanda 2-0 yenen Demir Grup Sivasspor, ligde 8 maç aradan sonra 3 puan sevinci yaşadı. Ligde geçen sezonun son haftasında konuk ettiği Yukatel Kayserispor’u 2-1 yenen kırmızıbeyazlı ekip, bu sezon galibiyet hasretini Medipol Başakşehir karşısında sonlandırdı. Bu sonuçla namağlup turuncu-lacivertliler ligdeki ilk yenilgisini yaşarken, kırmızıbeyazlılar da ilk galibiyetini aldı.

çalışmalarının devam ettiği ve “ırkçılığa karşı sıfır tolerans” politikasının sürdürüleceği

vurgulandı. Western Sydney Stadı’nda oynanan final maçında, eski adı “Sydney Hırvatistan” olan ve ülkedeki Hırvat göçmenler tarafından 1958’de kurulan Sydney United’ın bazı taraftarları, “Her Zaman Hırvatistan” pankartı açmış ve aralarından birkaçının Nazi selamı verdiği, kamera görüntülerine yansımıştı. Karşılaşmayı, tarihinde ilk kez bu turnuvada finale kalan Sydney United’ı 2-0 yenen Macarthur kazanmıştı.

Sezona iyi başlangıç yaptıktan sonra düşüşe geçen siyah-beyazlılar, zorlu Giresunspor deplasmanında mutlu döndü. Beşiktaş Teknik Direktörü Valerien Ismael, “Günün sonu na 3 puanı almak önemliydi ve biz 3 puanı aldık. Bizim açımızdan iyi bir maç oldu” dedi.

Türkiye Ampute

Azmin zaferi

Türkiye, yeni bir zaferle dünyayı salladı. Ampute Futbol Milli Takımı, İstanbul’da düzenlenen 2022 Dünya Kupası’nın final maçında Angola’yı 4-1 yenerek Dünya Şampiyonu oldu.

Angola’nın daha etkili başladığı maçta kısa sürede dengeyi kuran ay yıldızlı ekip, 19. dakikada Ömer Güleryüz’ün kaydettiği golle 1-0 öne geçti. Angola, mücadelenin 24. dakikasında Heno Adao’nun serbest vuruştan attığı golle beraberliği yakaladı ve devre arasına 1-1 eşitlikle girildi.

COŞKU FARKA TAŞIDI

İkinci yarıya iyi başlayan Türkiye, 29. dakikada penaltı kazandı. 31. dakikada topun başına geçen Rahmi Özcan, sert bir vuruşla fileleri havalandırdı ve ay yıldızlı ekibi yeniden öne geçirdi. Milliler, 43. dakikada Rahmi ile bir gol daha bularak farkı 2’ye çıkardı. Mücadelenin 49. dakikasında Serkan Dereli’nin golüyle 4. golü bulan milliler, sahadan 4-1 galip ayrıldı ve dünya şampiyonluğunu kazandı. Müsabakanın bitiş düdüğünün ardından milli takım teknik ekibi ve oyuncuları saha içinde büyük sevinç yaşadı. Futbolcular,

ardından tribünlere giderek sevincini taraftarla paylaştı.

ASKER SELAMI

Ay yıldızlı ampute futbolcular, attıkları golden sonra asker selamı verdi. Ömer Güleryüz’ün kaydettiği golden sonra büyük sevinç yaşayan milli futbolcular, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bulunduğu protokol tribününün önüne gelerek asker selamı verdi. Erdoğan ile beraberindekiler de millileri alkışladı. Ay yıldızlı futbolcular, maçtan sonra da orta sahada yan yana gelip asker selamı vererek, basın mensuplarına poz verdi.

AVRUPA’NIN DA ŞAMPİYONU

Ampute Futbol Milli Takımı, 2018 Dünya Kupası finalinde yenildiği Angola’dan rövanşı aldı. İlk kez 2007’de katıldığı Dünya Şampiyonası’nda üçüncü olan ay yıldızlılar, 2010, 2012 ve 2014 yıllarında da aynı dereceyi elde etti. Ampute Futbol Milli Takımı, 2004 ve 2008 yıllarında ikinci olduğu Avrupa Şampiyonası’nda

ise 2017 ve 2021 yıllarında üst üste iki kez şampiyonluğu kazanarak, tarihi bir başarı göstermişti.

ERDOĞAN: ÖRNEK OLSUN Karşılaşmanın ardından düzenlenen kupa töreninde Milli Takıma kupası ve madalyalarını veren Erdoğan, söyledi: “Bu engelli kardeşlerimizin, hırsı, azmi, kararlılığı, futbolun diğer sağlam branşlarına örnek. Bu azmin, bu hırsın önünde hiçbir şey dayanmaz. Bundan dolayı gösterdikleri azim ve hırslılık sebebiyle şahsım, milletim adına Ampute Milli Takımı’mızı tebrik ediyorum.” Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu da, “Tarihinde ilk kez dünya şampiyonu olan Ampute Futbol Milli Takımı’mızın başarısında emeği olan oyuncuları, teknik heyeti, yönetimi tebrik ediyorum. Millilerimize destek veren sporseverlere de teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Farkında Olmalı İnsan…

Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı.

Farkı Fark Etmeli, Fark Ettiğini De Fark Ettirmemeli Bazen…

Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldığını

Fark Etmeli.

Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden Sığmadığını

Ve En Sonunda Bir Metre Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını

Fark Etmeli.

Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahirete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu

Fark Etmeli.

Henüz Bebekken ‘Dünya Benim!’ Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı

Olduğunu, Ölürken De Aynı Avuçların ‘Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum

İşte!’ Dercesine Apaçık Kaldığını

Fark Etmeli.

Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını Fark Etmeli. Baskın Yeteneğini

Fark Etmeli Sonra.

Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini, Nasıl Yaşarsa Öyle Öleceğini

Fark Etmeli İnsan

Ve Ölmeden Evvel Ölebilmeli.

Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte

Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini

Fark Etmeli.

Eşref-İ Mahlukat (Yaratılmışların En Güzeli) Olduğunu Fark Etmeli.

Ve Ona Göre Yaşamalı.

Gülün Hemen Dibindeki Dikeni, Dikenin Hemen Yanı Başındaki Gülü

Fark Etmeli.

Evinde 4 Kedi 2 Köpek Beslediği Halde

Çocuk Sahibi Olmaktan Korkmanın Mantıksızlığını

Fark Etmeli.

Eşine ‘Seni Çok Seviyorum!’ Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü

Fark Etmeli.

Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini, Ama Arka Sokaktaki Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç Olduğunu

Fark Etmeli.

Zenginliğin Ve Bereketin, Sofradayken Önünde Biriken Ekmek

Kırıntılarını Yemekte Gizlendiğini

Fark Etmeli.

FARK ETMELİ.

Ömür Dediğin Üç Gündür, Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,

O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,O Da Bugündür.

> CAN YÜCEL

(Soldan sağa) Rahmetli babam, annem, rahmetli dedem ve ben.

Türkiye to face Croatia, Wales, Armenia, Latvia in Group D at Euro 2024

The 2024 UEFA European Championship’s qualifying draw was held at the Festhalle exhibition centre in Frankfurt this past Sunday. Germany was not included in the draw as it advanced to the finals directly because it is the

Jurgen Klinsmann and Karl-Heinz Riedle joined the duo to host the draws. There were new additions to the draw process this year: The four finalists of the UEFA Nations League are drawn into groups of five teams, to allow them to participate in the finals in June 2023. Five country pairs are declared as prohibited and these must not be drawn into the same group: Armenia/ Azerbaijan, Belarus/ Ukraine, Gibraltar/ Spain, Kosovo/ Bosnia-Herzegovina and Kosovo/Serbia

EXPANSION

SELECTION ÜMIT UYAR

host nation. Türkiye will play with Croatia, Wales, Armenia and Latvia in Group D at Euro 2024. The first qualifying round games will be played on March 2325, 2023. Italian legends Gianluca Zambrotta and Demetrio Albertini brought the European Championship trophy to the stage. German legends

A maximum of two winter venues may be drawn into the same group including Belarus, Estonia, Faroe Islands, Finland, Iceland, Latvia, Lithuania and Norway. Several country pairings have been declared to represent an excessive travel distance. A maximum of one such pair may be drawn into the same group.

n LeBron James went to Las Vegas for a preseason game. And a pitch. James, who has spoken in the past about wanting to eventually own an NBA franchise - with Las Vegas on his mind - sent a crystal-clear message to Commissioner Adam Silver on Wednesday night, reminding him of his future plans. Silver is indeed in Abu Dhabi, for preseason games this week between the Milwaukee Bucks and Atlanta Hawks. He has spoken of expansion plans

many times in recent years, but there has also been a clear belief that the NBA won’t move forward on adding teams until the next Collective Bargaining Agreement and television deals are complete. That said, Silver has called Las Vegas “a great sports market.” The NBA already has deep ties to Las Vegas, and holds its Summer League there. “It’s the best fan base in the world and I would love to bring a team here at some point,” James said. “That would be amazing.”

Jason Horne-Francis, Junior Rioli move to Port Adelaide as part of four-club AFL trade

n Port Adelaide has snared Jason Horne-Francis and Junior Rioli as part of a “complex” trade deal between four AFL clubs. GWS will take North Melbourne’s number-one draft pick as part of the trade deal. The Giants traded out picks three and 12 to shuffle up the draft order, while the Kangaroos coughed up the top pick and last year’s number-one selection Horne-Francis. The Kangaroos have received picks two and three in return, as well as a future first-round choice that is tied to Port Adelaide. Small forward Rioli leaves West Coast, who also traded out pick two and get picks eight and 12 back. A raft of later draft picks has also changed hands in the convoluted deal, which was ticked off by league officials late on Monday. It was initially blocked because of Port Adelaide’s bid to trade future first and secondround picks. But the restructured deal - described by the Power as “complex” - now has the club receiving future second and third-round picks to satisfy AFL draft criteria. South Australian product Horne-Francis has signed a deal tying him to Port Adelaide until the end of 2028. He joins the midfield unit alongside Brownlow medallist Ollie Wines, Zak Butters and Connor Rozee.

Ligde ve Avrupa’da fırtınalar esti ren Fenerbahçe, atak futboluyla dikkat çekiyor. Sarı Kanarya, Kara bük’ü yenip yoluna devam etti.

Spor Toto Süper Lig’in 9. haftasında konuk ettiği VavaCars Fatih Karagümrük’ü 5-4 yenen Fenerbahçe, teknik direktörü Jorge Jesus yönetiminde özellikle evinde sergilediği performansla dikkati çekiyor. Sezon başında Portekizli teknik direktör Jorge Jesus’un takımın başına gelmesinin ardından uyum sürecini hızlı atlatan sarı-lacivertliler, her geçen hafta performansını artırmayı başardı.

ÇİFT KULVARDA YÜKSELİŞTE

Hem lig hem Avrupa’da mücadele etmesine ve haftada 2 maç oynamasına karşın iki kulvarda da yoluna iddialı şekilde devam eden Fenerbahçe,

tecrübeli çalıştırıcısı önderliğinde gol yollarında sahasında çok etkili bir görüntü sergiledi. Fenerbahçe, evinde oynadığı ve galip geldiği son 7 resmi müsabakada, rakip filelere 24 gol atmayı başardı.

KADIKÖY’DE KAZANIYOR

Fenerbahçe, evinde üst üste kazandığı 7 karşılaşma dışında bu sezon resmi maçlarda 3 müsabakaya daha çıktı. Fenerbahçe, bu sezon evinde çıktığı 5 müsabakada rakip filelere 19 gol attı. Sarı-lacivertliler, 5 karşılaşmada, maç başına 3,8 gibi bir ortalamaya ulaşmayı bildi. Fenerbahçe, bu sezon ligde deplasmanlarda ise puan kayıpları yaşadı.