5 minute read

İŞ ORTAĞI "BÜTÜNSEL BIR SÜRDÜRÜLEBILIRLIK YAKLAŞIMINI BENIMSIYORUZ

"BÜTÜNSEL BIR SÜRDÜRÜLEBILIRLIK YAKLAŞIMINI BENIMSIYORUZ"

COVID-19 salgınının doğanın geleceğine olan kaygıları ve beraberinde sürdürülebilirlik anlayışını tetiklediğini ifade eden Rami Atikoğlu, bundan sonraki süreçte kaynakları daha sorumlu tüketmenin ve bütünsel bir sürdürülebilirlik anlayışına sahip olmanın elzem olacağına dikkat çekiyor.

Advertisement

ASF olarak B kuruldukları günden bu yana sınırlı kaynakları doğru kullanmak ve gelecek için yaşanabilir bir dünya bırakmak için mücadele ettiklerini ifade eden BASF Türkiye Genel Müdürü Rami Atikoğlu, hızla yükselen kurumsal sosyal sorumluluk anlayışının ilerleyen dönemde daha da önem kazanacağını ve bu anlayışın en önemli alt başlıklarından birinin doğa ve sürdürülebilirlik olacağını ifade ediyor.

BASF, nasıl bir ilk yarı yıl ve pandemi süreci geçirdi? Pandemi iş modelinizde, iş yapma şeklinizde nasıl değişikliklere sebebiyet verdi?

Sokağa çıkma yasakları süresince, çalışma alanı zorunlu kimya sanayi işletmeleri kapsamında yer aldık. Özellikle, salgınla birlikte önemi artan gıda ile temizlik ve hijyen endüstrilerinin, portföyümüzde önemli yere sahip olmaları nedeniyle, durmaksızın üretimimize devam ettik. Müşteri odaklılığımız çerçevesinde önceliğimiz, ürünlerin müşterilerimize zamanında teslim edilmesiydi. Salgın bu anlamda bir risk teşkil etti. Ancak müşterilerimiz ve hizmet sağlayıcılarımız ile birlikte çözüm üreterek, başarılı iş birlikleri oluşturduk. Bununla beraber BASF Türkiye olarak tesislerimizde salgın riskini bertaraf etmek amacıyla yüksek düzeyde tedbirler aldık, tüm süreçlerimizi yeni koşullara göre düzenledik. Üretim tesislerimizdeki

RAMI ATIKOĞLU

BASF TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ

bu çalışmalarımızı TSE Güvenli Üretim ve Hizmet Belgeleri ile neticelendirdik.

Tedarik zincirinde yaşanan kırılmalar, ihracatınıza, yurt içi konumlanmanıza ve 2020 sonu hedeflerinize nasıl yansıdı? Kimya sektörü, pandemi sebebiyle yılın ilk yarısında küçülme yaşayan sektörlerden. Siz, bu genel gidişattan nasıl etkilendiniz?

Yapılan sektörel araştırmalar ve değerlendirmeler, Türkiye’de 27 sektöre ham madde sağlayan kimya sektörünün, pandemi sürecinde tüm dünyada yaşanan küçülmeden etkilendiğini söylüyor. Ancak, bu dönemde Türkiye’de ve dünyada medikal, hijyen ve temizlik ürünlerine artan talep, kimya sektörünün diğer ürün gruplarında yaşadığı kaybı bir nebze de olsa telafi etmesini sağladı. Pandeminin etkisi tüm dünyada hissedilirken, sektörel olarak büyüme rakamlarında bir revizyon gördük. Kimya sektörü ana sanayi kollarına çok bağlı bir sektör. Neredeyse tüm sektörlerde yaşanan küçülme doğal olarak bizi de etkiliyor. Bu yılı, kimya endüstrisi olarak 2019’un yüzde 5-10 altında tamamlayacağımızı öngörüyoruz.

Pandemi sürecinde artan sürdürülebilirlik ve doğaya zarar vermeyen ürün anlayışı “Sürdürülebilir bir gelecek için kimya üretiyoruz” mottosuyla hareket eden BASF için nasıl bir farkındalığın oluşmasını sağladı?

Pandemi süreciyle birlikte, bireylerin,

doğanın geleceğiyle ilgili kaygıları arttı. Kaynakları daha sorumlu şekilde BASF Türkiye olarak yakın zaman önce Teknopark İstanbul tüketmek, ihtiyaç duyulan kadarına sahip bünyesinde faaliyete geçen İnovasyon Merkezimizde olmak, kaynakları verimli kullanmak önem kazandı. Biz, kurulduğumuz globalden aldığımız bilgi birikimini ve tecrübeyi, Türkiye günden beri bu anlayışa hizmet eden ve çevre coğrafyalardaki müşterilerimize, onlara özel çalışmalar içindeyiz. BASF olarak sürdürülebilirlik konusunda bütünsel bir çözümler uygulayarak sunuyoruz. yaklaşım benimsiyoruz. Bu doğrultuda tedarikçilerimiz, iş ortaklarımız ve patentin sahibi oldu. BASF’nin dünya otomotiv tamir boyaları alanında yeni müşterilerimizi de sürdürülebilirlik çapında Ar-Ge alanında 11 bin’den fazla çözümler ve müşteri ihtiyaçlarına konusunda bilinçlendirmeye çalışıyor ve çalışanı bulunuyor ve birçok endüstriyel yönelik çalışmalar gerçekleştireceğimiz birlikte projeler geliştiriyoruz. sektöre kimyasal ürün ve çözüm sağlayıp bu merkezle, Türkiye endüstrisinin BASF olarak, hızla artan dünya üretim tesisleri ve teknik geliştirme gelişimine katkıda bulunuyor olmak bize popülasyonu karşısında sınırlı laboratuvarları ile de faaliyetlerimizi heyecan veriyor. olan kaynakların dengelenmesi, destekliyoruz. BASF Türkiye olarak Sadece endüstriyel açıdan değil, kaynakların sürdürülebilir kullanılması yakın zaman önce Teknopark İstanbul akademi-sanayi iş birliğinin gelişimi, ve bunlar için gerekli inovasyonların bünyesinde faaliyete geçen İnovasyon ülkemizin geleceği için de son derece belirlenmesinde önemli bir rol Merkezimizde globalden aldığımız bilgi önemli bir konu. Gücünü inovasyondan oynuyoruz. Geçmişte olduğu gibi, birikimi ve tecrübeyi, Türkiye ve çevre alan global bir şirket olarak, 140 yıldır gelecekte de değişen dünya koşullarına coğrafyalardaki müşterilerimize, onlara hizmet verdiğimiz bu topraklara bilgi adapte olan yenilikçi çalışmalarımız özel çözümler uygulayarak sunuyoruz. ve deneyimimizi aktararak katkıda devam edecek. Globalden aldığımız Sunduğumuz çözümler, müşterilerimizin bulunmak gurur verici. bilgi birikimini BASF Türkiye olarak, kendilerini pazarda farklılaştırmasını İnovasyon Merkezimiz ve tesislerimiz sağlarken, sürdürülebilirlik ve rekabet Kimya sektörünü yeni dönemde ne aracılığıyla tüm süreçlerimizde kullanıyor avantajı da sağlıyor. bekliyor sizce? Son yıllarda hızla artan ve müşterilerimizi, sürdürülebilir kurumsal sosyal sorumluluk anlayışı çözümlerimizle buluşturuyoruz. Ortaya koyduğunuz Ar-Ge ve sektörü ne kadar aktivistleştirecektir?

sürdürülebilirlik hedefi, Türk iş Rekabet düzeyi nereye varacaktır?

Ar-Ge yatırımları artık rekabetin dünyasında nasıl bir gelişime katkı Pandeminin ilk dalgasında sektörün 20- belirleyici unsuruna dönüştü. Siz bu sunuyor sizce? 22 milyar olan 2020 ihracat hedefi doğal alana ne kadarlık pay ayırıyorsunuz? Ar-Ge ve sürdürülebilirlik hedeflerimiz olarak aşağı yönlü bir revizyon yaşadı. Ar-Ge uygulamalarınızın pazar payını doğrultusunda hayata geçirdiğimiz Ancak bu revizyon küresel ekonomide artırmaya sağladığı katkı nedir? İnovasyon Merkezimiz, Türkiye yaşanan daralma göz önüne alındığında Dünyada yaklaşık 70 lokasyonda Ar-Ge için önemli bir değer. Gıda, tarım doğal. Olası ikinci dalga da tahminlerde merkezi bulunan BASF, 2019 yılında çözümleri, evsel bakım ve endüstriyel ve sektörün gidişatında daha yeni Ar-Ge çalışmaları için 2 milyar Euro’dan temizlik, kişisel bakım ve hijyen, boya, değişimlere yol açacaktır. Burada bütün fazla yatırım yaparken, yaklaşık bin yeni mühendislik plastikleri ve poliüretan, oyuncular için önemli nokta, ihtiyaçları zamanında görmek ve buna göre aksiyon "140 YILDIR TÜRKİYE EKONOMISINE KATKI SUNUYORUZ" almak olacaktır. Diğer yandan kurumsal sosyal Türkiye’de ilk satışını 1880 yılında gerçekleştiren ve 140 yıllık bir geçmişe sahip olan BASF, birçok endüstriyel sektöre kimyasal ürün sağlamayı sürdürüyor ve cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türk ekonomisine katkıda bulunmaya devam ediyor. BASF’nin İstanbul’da bulunan merkez ofisi ve Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde bulunan diğer ofisleri, 3 üretim tesisi ve İnovasyon Merkezi'nde yaklaşık 500 kişi istihdam ediliyor. İstanbul’daki merkez ofis aynı zamanda Rusya, Türki Cumhuriyetler, Orta Doğu ve Afrika'yı kapsayan 81 ülkeyi yönetiyor. Üretim tesislerimiz ve son olarak faaliyete geçen İnovasyon Merkezimizle sadece Türkiye değil, çevre coğrafyalardaki müşterilere de hizmet sunuyoruz. Müşteriyi doğru anlamak, ihtiyaçlarını belirlemek ve bunu globalden gelen anlayış, bilgi ve tecrübeyle birleştirmek bizi sektörde farklılaştırıyor. Bu anlamda global yapımızla karşılıklı olarak birbirimizi beslediğimizi ve geliştirdiğimizi söyleyebilirim. sorumluluk kavramı, yeni dönemde çok daha büyük önem kazanacak. Sürdürülebilirliği tüm süreçlerinde benimseyen şirketlerin başarılı olacağı muhakkak. Toplumsal açıdan baktığımızda, pandemi sürecinde dayanışmanın önem kazandığını görüyoruz. Buradan hareketle şirketlerin sağlık, eğitim ve daha birçok kritik alanda topluma karşı sorumluluğunu yerine getirme misyonu önem kazandı. Sosyal sorumluluk mutlaka ticari başarıya da etki edecek ve doğru adımlar atan şirketler için rekabet avantajı sağlayacaktır.

This article is from: