10 minute read

GELECEĞİN TEKNOLOJİLERİ AKILLI ÜRETIM ÇAĞI FABR KA 4.0

AKILLI ÜRETIM ÇAĞI FABRiKA 4.0 Üretim süreçleri optimize ediliyor. Teslimat süreleri kısalıyor. İnsan-robot iş birliğinde üst düzey verimlilik ve kârlılık sağlanıyor. Geleceğin üretim anlayışını tanımlayan bu cümleler aynı zamanda yeni endüstri devriminin de tanımını yapıyor.

şçiler tarafından İ işletilen tezgahların buharla çalışan makinelerle değiştirildiği Sanayi Devrimi’nden bu yana endüstri dünyası uzun bir yol kat etti. O zamandan bu yana endüstriyel tesisler çok sayıda değişikliğe tanık oldu; elektriğin ortaya çıkışı montaj hatlarının hızlanmasını sağladı, bilgisayarlar fabrikalar için daha yüksek hassasiyet seviyeleri oluşturdu. Günümüzde ise Endüstri 4.0 dediğimiz kavramın tam ortasındayız; yoğun otomasyon ve parçalar arasında daha fazla bağlantı ile karakterize edilen bir dönemde. Bugün yeni dünya düzeninde üreticiler, imalatta verimlilik ve müşterileri için daha geniş bir özelleştirilmiş ürün karışımı sunma yeteneği arıyorlar. Rekabette kalmak için hızlı konfigürasyon değişikliklerini mümkün kılmak, teslimat sürelerini azaltmak için operasyonel süreçlerin ve üretim hatlarının entegre olması gerektiğini biliyorlar. Dahası, bunların hepsinin güvenlik veya kaliteden bir inç ödün vermeden gerçekleştirilmesi gerektiğinin farkındalar. Henüz Endüstri 4.0’ın ortalarında dahi olsak, bu kavramın akıllı ve otonom fabrikalar üzerinde büyük bir etkisi var. Fransız merkezli bilişim teknolojileri hizmeti ve danışmanlığı veren Capgemini’ye göre, akıllı fabrikalar önümüzdeki beş yıl içinde küresel ekonomiye 500 milyar ila 1,5 trilyon dolarlık bir katkı sunacak. Bu dönem aralığında akıllı fabrika pazarında, en büyük payı, endüstriyel robot pazarının alması bekleniyor. Akıllı üretim süreçlerinde endüstriyel robotik sisteme geçmek; üretkenliği artırmak, insan hatalarını azaltmak ve üretim hacmini artırmak için temel bileşenlerden birini oluşturuyor. Bununla birlikte, endüstriyel 3D baskı pazarının, otomotiv, havacılık ve savunma, yiyecek ve içecek, yarı iletken ve elektronik gibi çeşitli süreçlerde ve ayrı sektörlerde artan benimsenmesi nedeniyle 2019 ve 2025 arasında en yüksek ikinci paya tanık olması bekleniyor. Ancak bu verilerin somutlaştırılması ve geleceğin daha olumlu olabilmesi için her şeyden önce büyük veriye, nesnelerin internetine ve 5G’ye ihtiyacımız var.

Advertisement

GELECEĞIN ÜRETIM TESISLERI BAĞLANTILI OLACAK

Endüstri 4.0’ın gölgesinde ilerleyen akıllı fabrikalarda üretim sürecinin farklı yönlerini birbirine bağlayarak, otonom makineler ve insan ekipleri arasındaki verimliliği ve üretkenliği en üst seviyeye çıkarmak mümkün. Akıllı fabrika ya da diğer kullanımı ile Fabrika 4.0; tüm süreçlerin otomasyon kullanılarak, kendi kendini iyileştirmenin mümkün olduğu makine ve ekipman temelli teknolojik bir iş yeri ortamını temsil ediyor. Fiziksel dünya ile sanal ortamın birleştiği bu

akıllı organizma; ürün, bilgi ve iletişim teknolojilerini kombine ederek üretim ve tedarik süreçlerini birbirine entegre ediyor. Akıllı fabrikalar, günümüz fabrikalarına oranla kaynak kullanımını büyük ölçüde artırıyor, kişiselleştirilmiş ürünlerin depolama ve dağıtım döngüsünü azaltıp, üretimin müşteri talepleri ile eş zamanlı gerçekleştirilmesini sağlıyor. Son yıllarda farklı üretim alanlarındaki üretim süreçlerinde kullanılmaya başlanan akıllı fabrikalarda yazılımlar, CPS, artırılmış gerçeklik, büyük veri, nesnelerin interneti, 3D sistemlerle Endüstri 4.0 ve onun getireceklerine uyum süreci başlatmış durumda. Endüstri 4.0 ve akıllı fabrikaların varlığını hızlandıran süreç; teknolojik gelişmelerin etkisiyle üretimde nesnelerin (IoT) ve hizmetlerin interneti ile siber fiziksel sistem uygulamalarının kullanılmaya başlanması ile oluştu.

Akıllı üretim süreçlerinde endüstriyel robotik sisteme geçmek; üretkenliği artırmak, insan hatalarını azaltmak ve üretim hacmini artırmak için temel bileşenlerden birini oluşturuyor.

Alman üreticiler uzun süredir verimliliğin ön safhalarında yer alıyorlar, bu sebeple akıllı fabrikalarda başı çekmeleri şaşırtıcı değil. Siemens’in Aberg fabrikası otomatikleştirilmiş üretimde şimdiye kadarki en iyi örnek olarak gösteriliyor. Ayda bin 300’den Verified Market Research’ün verilerine göre, IoT pazarı 2018 itibarıyla 212 milyar dolar civarındaydı. 2026 yılına kadarsa, yıllık yüzde 25,7’lik büyüme oranı ile 1,3 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bugün birbirine bağlı cihaz sayısı ise 50 milyar civarında. Bugün bir dizi yenilikçi şirket, geleceğin bağlantılı üretim tesislerini oluşturmak için yapay zeka, veri analitiği ve robotik sistemleri kullanarak kendi sektörlerinde devrim yapmaya başladı. Özellikle mobil nesnelerin internetinin akıllı üretime yatırım yapmak adına büyük bir girişim hatta ölçeklenebilir bir Endüstri 4.0 oluşturmak için gerekli hamle olduğu düşünülüyor.

1760-1840

1870-1914

1960-2020

Günümüz Endüstriyel Devrim

1.0

2.0

3.0

4.0 Temel Değişiklik

Mekanizasyon Seri Üretim

Bilgisayarlaşma

SIEMENS’TE ALMAN VERIMLILIĞINI SERGILEMEK

Otomasyon fazla farklı ürün üreten fabrikada üretimin yüzde 75’i bilgisayar sistemli gerçekleşiyor. Mühendisleri ve tasarımcıları sanal bir ortamda buluşturan PLM (ürün yaşam döngüsü yönetimi) yazılımında, ürünler fiziksel prototipe gerek olmadan üretiliyor.

DAHA AKILLI MOTOR ÜRETIMI

Dünyanın en büyük ikinci motor üreticisi olan Rolls-Royce, Washington’daki fabrikasında nikel alaşımlı disklerin üretim sürecini yarı yarıya indiren birtakım değişikliklere gitti. Rolls-Royce üretim sürecini yüzde 50 azaltma işlemini her biri küçük bir kamyon boyutunda olan 30 akıllı makineye uyguladı. İnsan operasyonlarının diskin bileşenlerinden birini yapmak için 118 saat gerektirdiği durumlarda, bu makineler aynı işi yalnızca 30 saatte yapıyor. Ayrıca geleneksel olarak, alaşım disklere karmaşık yarıklar açmak gibi zor bir görevi yapmak için bir kesme makinesi kullanılırdı. Makinenin kullanımı hantaldı ve kurulması 24 saat sürüyordu. Robotik sistem ile bu süre 25 dakikaya indirildi.

Bağlı cihazların sayısının katlanarak artması, bir fabrikanın temel bileşenlerinin de dijitalleşmesi anlamını taşıyor: Varlıklar, ekipman, araçlar, süreç. Nesnelerin internetini erken benimseyenler ise önümüzdeki beş yılı beklemeden hareket etmeye başladı. İlerici pek çok kişi zaten 4G kullanmaya başlamıştı. Onlar bugün mobilite, güvenlik ve güvenilirlik ile akıllı üretim elde etmek için fabrikalarındaki tüm varlıklar arasında mobil bağlantıdan yararlanıyorlar. Geleceğin teknolojilerinden biri olarak gösterilen 5G ise akıllı fabrikayı ölçeklendirmek için katalizör görevi görecek. Şu an için sadece isim olarak hayatımızda var olsa da 2024 yılına kadar 5G’nin dünya nüfusunun yüzde 65’ini kapsama alanına alması bekleniyor. Öngörülü üreticiler, fabrikalarında sorumlu tüketim ve üretimi gerçekleştirmek için ultra düşük gecikme süresi, yüksek bant genişliği ve güvenilir iletişim sağlayan 5G ve IoT’ye büyük bahis oynamış durumdalar. Bu artan bağlanabilirliğin sağladığı çözümler - sensörler, bulut robotları, malların merkezi takibi, uzaktan kalite denetimi,

AKILLI ÜRETIM İKLIMSEL MÜCADELEYI DESTEKLEYECEK

Tüm kârlılık ve yeni iş konuşmalarının ortasında dijital teknolojilerin ve Endüstri 4.0’ın var edeceği akıllı fabrikaların sağladığı bir başka temel fayda daha bulunuyor: İklim değişikliği ve çevresel kirlilik. Dijital teknolojiler ölçeklendirildiklerinde, Birlermiş Milletler'in ortaya koyduğu Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşılmasında en büyük destekçi olabilirler. Atlantis Press’in verilerine göre, doğru kullanıldığında, otomatik fabrika katları – sadece firmanın operasyonlarını tek bir tesiste birbirine bağlı tutmakla kalmayacak; tüm fabrikalarını ve hatta üçüncü taraf ortakların tesislerini de birbirine bağlama potansiyeline sahipler ve dünya çapında akıllı üretim merkezlerinden meydana gelen bir ekosistem oluşturuyorlar. Bağlanabilirliğin gücünü geleneksel operatörlerin ötesinde genişletmek, yeni endüstrileri bu mobil ekosistemde yer almaya teşvik edecektir. Bunu erken benimseyenler ise operatörlerden en iyi uygulamaları öğrenme fırsatına sahip olurken, aynı zamanda üretim süreçlerine yenilik katan yeni kullanımları da deneme fırsatı buluyor. Akıllı fabrikaların en büyük yeniliği ise otomasyon, konum ve izleme etrafında sayısız üretim kullanım senaryosu üretebilme potansiyeli sunması. Veri toplamayı en üst düzeye çıkarmak için mobil bağlantıyı kullanarak hem mevcut hem de gelecekteki müşterileri eyleme geçirmek ve iç görüler elde etmek mümkün. Otomasyon, montaj kontrolü, robot kontrolörlerinin bulut tabanlı uygulamaları, iş gücü güvenliği ve varlık yönetimi, trafik yönetimi, çevresel uyumluluk ve iş gücü verimliliği; üretim merkezlerindeki gelişmiş iş akışı süreçlerinden ortaya çıkması muhtemel kullanım durumlarının yalnızca bir örneği. Bu vakalar, Endüstri 4.0 dahilinde iş birliğinin önemine de işaret ediyor. Ericsson ve gelişmiş endüstriyel otomasyon çözümlerinde dünya lideri olan Comau (FCA Group) dijitalizasyon küresel emisyonların yalnızca yüzde 1,4’ünden sorumlu olurken, 2030 yılına kadar da küresel emisyonların yüzde 15 oranında azaltılmasını hızlandırabilir. İngiltere hükümetinin hazırladığı Made Smarter raporuna göre, Endüstri 4.0’ın İngiltere İmalat sektörünü 455 milyar Sterlin artırması, 175 bin yeni istihdam oluşturması ve karbon emisyonlarını

yüzde 4,5 azaltması bekleniyor. arasındaki ortaklık, sinerjiden gelen birleşik bilgi birikimi gücünün bir örneği. Ericsson’un 5G ve IoT teknolojilerindeki liderliği ile Comau’nun otomatik üretim sistemlerindeki liderliğinin birleşimi, endüstriyel otomasyon için gelişmiş IoT çözümlerinin faydalarını kanıtlamayı amaçlıyor.

Comau ve Ericsson; mevcut ve gelecekteki 5G ağ teknolojilerinden, IoT platformlarından, bulut ve büyük veri çözümlerinden yararlanarak, akıllı üretim, bakım ve kalite kontrol için yenilikçi hizmetler, artan rekabet gücü ve verimlilik sağlamaya başladı. Bu iş birliği aynı zamanda Ericsson, Comau ve müşterilerinin, hizmet sağlayıcılarının ve diğer paydaşların fikirlerini artırmak ve kaynakları paylaşmak için iş birliği yapabilecekleri güçlü bir araştırma ve inovasyon ekosistemi kurmayı hedefliyor. Dünya Ekonomik Forumu ağı da Ericsson ve Comau gibi Fabrika 4.0 sistemini erken benimseyenlere, öne çıkma ve farklı üretim uygulamaları için mobil IoT çözümlerinden gördükleri avantajları sergileme fırsatı sunuyor.

500 MİLYON / 1,5 TRİLYON DOLAR Akıllı fabrikaların 5 yıl içinde yakalayacağı pazar büyüklüğü

1,3 TRİLYON DOLAR 2026’da IoT pazarının ulaşması beklenen büyüklük

50 MİLYAR Birbirine bağlı cihaz sayısı

1,1 MİLYAR M 2 2024 yılına kadar 5G’nin dünyada sağlayacağı kapsama alanı

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞI

YIL SONUNA KADAR UZATILABILECEK İşten çıkarma yasağının 30 Haziran 2021, kısa çalışma ödeneğinin ise 31 Aralık 2020 tarihine kadar uzatılmasını öngören “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”, Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanarak Resmi Gazete’de yayımlandı.

konominin

Enormalleşmeye başlamasıyla, iş yerinde haftalık normal çalışma sürelerine dönülmesinin teşvik edilmesine yönelik hazırlanan “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Kamuoyunda “mini istihdam paketi” olarak bilinen 7252 sayılı yasa, Cumhurbaşkanlığı onayı ile Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Mini istihdam paketi ile yapılan değişiklik uyarınca, Cumhurbaşkanı’na, başvuru ve/veya kısa çalışma ödeneğinden yararlanma süresinin sektörel olarak uzatılabilmesine ilişkin yetki verildi. 31 Aralık 2020 tarihine kadar verilen yetki doğrultusunda, Cumhurbaşkanı, bu yetkiyi tüm sektörler için bir bütün olarak kullanabilmenin yanında sadece salgından en çok etkilenen sektör(ler) itibarıyla da kullanabilecek. İstihdam paketinde devreye alınan bir başka düzenleme ise, haftalık normal çalışma sürelerine dönülmesini teşvik etmeye yönelik oldu. COVID-19 kaynaklı zorlayıcı sebebe bağlı olarak, özel sektör iş yerlerinde kısa çalışma ödeneğiyle nakdi ücret desteğinden yararlananların çalıştıkları iş yerinde haftalık normal çalışma sürelerine dönülmesi halinde sigortalı ve işveren paylarının tamamı 31 Aralık 2020 tarihini geçmemek üzere üç ay süreyle İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak. Kanunda “tamamı” ibaresi kullanılmasına

rağmen destek, alt sınır (asgari ücret) üzerinden hesaplanan prim tutarları ile sınırlı olacak. Özel sektör iş yerlerinde günlük kazanç alt sınırı günlük 98,10 TL, aylık ise 2 bin 943 TL. İşverene her bir ay için sağlanacak destek süresi; kısa çalışma ödeneği alanlar için kısa çalışma ödeneği aldığı aylık ortalama gün sayısını, nakdi ücret desteğinden yararlandırılanlar için ise nakdi ücret desteği aldıkları aylık ortalama gün sayısını geçemeyecek. Bu teşvikten yararlanan işverenlerin, bu teşvikten yararlanılan ay içinde aynı sigortalı için diğer sigorta primi indirimi, teşvik ve desteklerinden yararlanma hakkı olmayacak. Cumhurbaşkanı, üç aylık süreyi sektörel olarak ayrı ayrı veya bütün olarak altı aya kadar uzatabilecek.

DESTEKTEN HAKSIZ YARARLANANLARA CEZA

Kısa çalışmadan haksız yararlanıldığının tespiti, kısa çalışma başvurusuna yönelik uygunluk tespitinin olumsuz sonuçlanması ya da nakdi ücret desteğinden haksız yararlandığının tespiti halinde, iş yeri bu düzenleme kapsamında sağlanan destekten yararlanamayacak veya haksız yararlanmış sayılacak. Destekten haksız yararlanıldığının tespiti halinde, yararlanılan destek tutarı işverenden gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecek. Bunun yanı sıra belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi, iş yerinin herhangi bir nedenle faaliyetinin sona ermesi, ilgili mevzuata göre yapılan her türlü hizmet alımı ile yapım işlerinde işin sona ermesi durumları ise 4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici 10’uncu maddesinin birinci fıkrasında

İŞTEN ÇIKARMA YASAĞI UZATILABILECEK

Yeni yasaya göre, teklifle işten çıkarma uzatılmıştı. Son yayınlanan mini istihdam yasağı her defasında üçer aylık dilimler paketinin ardından ise 17 Eylül tarihine şeklinde 30 Haziran 2021 tarihine kadar uzatıldı. 30 Haziran 2021 tarihine kadar uzatılabilecek. İşten çıkarma yasağı 17 olan süreçte işveren işçileri ücretsiz izne Nisan’da üç ay süreyle getirilmişti. Bu çıkartabilecek. Ücretsiz izindeki işçiye süre dolduktan sonra 17 Ağustos’a kadar aylık bin 168 lira ödeme yapılacak.

Kısa çalışma ödeneği desteğinden haksız yararlanıldığının tespiti halinde, yararlanılan destek tutarı işverenden gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecek.

düzenlenen fesih yasağı kapsamı dışında tutulacak. Kanun kapsamında Cumhurbaşkanı, düzenlemede yer alan üç aylık süreyi sektörel olarak ayrı ayrı veya bir bütün olarak altı aya kadar uzatmaya yetkili olacak.

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANINA ERTELEME

Diğer yandan, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun, 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri ile kamuya ait iş yerlerinde iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi görevlendirilmesine ilişkin hükmünün yürürlüğü de 31 Aralık 2023 tarihine kadar ertelendi. Ertelemenin içeriği sadece iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdam yükümlülüğüne ilişkin olup, bunun dışında kalan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun öngördüğü diğer yükümlülükler ise aynen yürürlükte kalacak.

2,32 MILYON Haziran itibarıyla kısa çalışma ödeneği alan kişi sayısı 3,1 MILYAR TL Haziranda ödenen kısa çalışma ödeneği tutarı

1,7 MILYON Nakdi ücret desteği verilen kişi sayısı (nisan-haziran) 2,8 MILYAR TL Ödenen toplam nakdi ücret desteği

This article is from: