ALU&Art Dergisi Sayı 65

Page 1




Kemalettin AKSĂ–Z

DĂźnya Ăźlkelerine adeta diz çÜktĂźren koronavirĂźs sĂźrecinde, haziranda baČ™layan normalleČ™me dĂśnemiyle sanayide çarklar yeniden dĂśnmeye baČ™lamĹș, ekonomide umut verici geliČ™meler yaČ™anmĹștÄąr. Gerek devletimizin baČ™arÄąlÄą kriz yĂśnetimi, gerekse SaÄ&#x;lÄąk BakanlÄąÄ&#x;Äą ve Bilim Kurulumuzun ĂśngĂśrĂźlĂź yaklașĹmÄą sayesinde TĂźrkiye, bu sĂźreçte baČ™arÄąlÄą bir sÄąnav vermiČ™tir. CumhurbaČ™kanÄąmÄąz SayÄąn Recep Tayyip ERDOÄžAN’Ĺn çaÄ&#x;rÄąsÄąyla, ekonomik ve toplumsal Ăślçekte baČ™latÄąlan mĂźcadele ve sergilenen “gßç birliÄ&#x;iâ€? ile TĂźrkiye, dĂźnyaya Ăśrnek gĂśsterilmiČ™tir. SalgÄąnla mĂźcadelede devletimiz tarafÄąndan hemen her sektĂśre saÄ&#x;lanan kolaylÄąklar, destek paketleri, kÄąsa çalĹșma uygulamasÄą gibi yĂźrĂźrlĂźÄ&#x;e getirilen destekler, ekonominin aktĂśrlerine rahat bir nefes aldÄąrmĹștÄąr. Faaliyetlerine ara vermek zorunda kalan iČ™letmeler normalleČ™me sĂźreciyle birlikte yeniden aktif pozisyona geçmiČ™, Ăźretiminin sĂźrekliliÄ&#x;i yeniden saÄ&#x;lanmĹștÄąr. Bu dĂśnemde sivil toplum kuruluČ™larÄąnÄąn da destekleriyle firmalarÄąmÄąz, oldukça kritik bir virajdan dĂśnmeyi baČ™armĹștÄąr. YaČ™amÄąn tĂźm alanlarÄąnÄą adeta yeniden tanÄąmlayan, ekonomik deÄ&#x;er Ăźretmeyi zorlaČ™tÄąran bu sĂźreçle baČ™layan yeni dĂźnya dĂźzeninde, dijital dĂśnßșßm kaçĹnÄąlmaz hale gelmiČ™tir. Win&ARTProje ve ALU&Art Dergileri olarak bu sĂźreçte periyodik olarak sizlerle buluČ™turduÄ&#x;umuz yayÄąnlarÄąmÄązÄą, ara vermeden yayÄąmladÄąk. COVID 19 sĂźreciyle daha da Ăśnem kazanarak yĂźkseliČ™e geçen “Dijital AçĹlÄąmâ€?Äąn paydaČ™larÄąndan biri olduk. Dergilerimizi web sitemiz Ăźzerinden sizlerle buluČ™turmayÄą sĂźrdĂźrdĂźk. Issue, Turkcell Dergilik ve Vodafone dMags uygulamalarÄąndaki yerimizi koruyarak, tek bir tÄąklama kadar uzaÄ&#x;ÄąnÄązda olduk. Teknolojinin ĂźstĂźn gĂźcĂźnden faydalanarak sizlere e-mailing hizmeti sunmaya devam ettik. FirmalarÄąmÄązÄąn ve sektĂśrlerin çatÄą kuruluČ™u olan sivil toplum kuruluČ™larÄąnÄąn sesi olmayÄą sĂźrdĂźrdĂźk. COVID 19 ile baÄ&#x;lantÄąlÄą olarak tanĹștÄąÄ&#x;ÄąmÄąz normalleČ™me sĂźrecini, sektĂśrĂźmĂźzĂźn temsil gĂźcĂź olan sivil toplum kuruluČ™larÄą ve firmalarÄąmÄązÄąn gĂśzĂźnden inceledik ve sizlere aktarmaya çalĹștÄąk. Bu kapsamda Ä°TO, Ä°MSAD, Ä°KMÄ°B, GALSÄ°AD, TALSAD gibi Ăśnemli sivil toplum kuruluČ™larÄąyla COVID 19 ve beraberinde baČ™layan normallleČ™me sĂźrecini masaya yatÄąrdÄąk. Win&ARTProje ve ALU&Art Dergileri olarak firmalarÄąmÄązÄąn faaliyetlerinin devamlÄąlÄąÄ&#x;ÄąnÄą saÄ&#x;lamayÄą, daha da çok iČ™imizin merkezine aldÄąk. FirmalarÄąmÄązÄąn tanÄątÄąm ve pazarlama faaliyetlerini kesintisiz sĂźrdĂźrebilmeleri için onlarla gßç birliÄ&#x;i içinde olduk. Haberlerimizle onlarÄąn gĂźndemini sayfalarÄąmÄąza tașĹdÄąk ve gelecek hedeerine projeksiyon tuttuk. Yeni dĂźnya dĂźzeninin dinamiklerini, yeni geliČ™meleri, firmalarÄąmÄązÄąn izlemesi gereken yol haritasÄąnÄą, olasÄąlÄąklarÄą, geleceÄ&#x;e iliČ™kin ĂśngĂśrĂźleri yeni sayÄąmÄązda sizlerle buluČ™turduk. Ă–nĂźmĂźzdeki dĂśnemde Č™ekillenecek yeni dĂźnya dĂźzeninde yaČ™anan geliČ™meleri sizlerle paylaČ™mayÄą sĂźrdĂźreceÄ&#x;iz. Bu vesile ile Kurban BayramÄąnÄązÄą kutlar, bayramÄąn gelecek gĂźzel gĂźnlerin habercisi olarak hayÄąrlara vesile olmasÄąnÄą dileriz.

,661

NormalleČ™meyle Ä°Č™iniz de SaÄ&#x;lÄąÄ&#x;ÄąnÄąz da Yerinde Olsun

0Ăş0$57 <$<,1&,/,. YH 25*$1Ăş=$6<21 6$1 7Ăş& /7' Ăť7Ăş $GĂ—QD

Ä°mtiyaz Sahibi Kemalettin AKSĂ–Z YayÄąn KoordinatĂśrĂź ve Sorumlu YazÄą Ä°Č™leri MĂźdĂźrĂź Handan AKSĂ–Z handan@winartproje.com Reklam DepartmanÄą Kadir AKSĂ–Z kadir@winartproje.com Web Master AydoÄ&#x;an A. GĂœRSOY editor@winartproje.com Almanya Temsilcisi Mustafa KONAK mustafa@winartproje.com T: +49 170 92 38666 GĂźrcistan Temsilcisi Abdulmutalim TEMÄ°RAK Ä°ran Temsilcisi Hamed SARCHAMI Nijerya Temsilcisi Mehmet KASAP YayÄąn DanĹșma Kurulu GALSÄ°AD YĂśn. Krl. BČ™k. Celalettin KIRBOZ YĂźksek Mimar (MBA) Ersoy ÇAKIR Ankara CamcÄąlar ve Çerç. Der. BČ™k. Fikret YILMAZ Kompozit San. Der. G. Sekreteri Ä°smail HakkÄą HACIALÄ°OÄžLU YĂźk. MĂźh. Mimar Levent AKSĂœT Makina MĂźh. Nevin GĂœNEY TOK Dr. YĂźk. MĂźh. O. Muzaffer TAMER Mimar Osman GĂœDĂœ YĂźk. MĂźh. Mimar YaČ™ar MARULYALI Ă–Ä&#x;retim Ăœyesi - YĂśnetim DanĹșmanÄą Dr. Fatih ANIL YatÄąrÄąm ve DĹș Ticaret UzmanÄą FÄąrat GĂ–K Bilgi Ä°Č™lem BĂźlent BABATAČ˜ Merkez: $FWJ[MJ .BI #B˘EBU $BE 0mTUBOCVM 1MB[B /P .BMUFQF Ĺ‚45"/#65FM 'BY XXX BMVBSU DPN US t JOGP!BMVBSU DPN US BaskÄą: ,Ă MUĂ S 4BOBU #BT‘NFWJ -JUSPT :PMV .BUCBBD‘MBS 4JU ;# ;# 5PQLBQ‘ ;FZUJOCVSOV Ĺ‚45"/#65FM t 'BY D\GD ELU \D\Ă—QODQĂ—U .DSĂ— SHQFHUH oDWĂ— FHSKH FDP \DOĂ—WĂ—P  U Q JUXEXQX LoHUHQ $O PLQ\XP VHNW|U QH \|QHOLNWLU

+$=Ăş5$1 7(008= <Ă—O 6D\Ă—

SaÄ&#x;lÄąkla kalÄąn.

$/8 $UW %FSHJTJ OEF ZBZ‘OMBOBO ZB[‘ GPUP˘SBG WF EFSHJNJ[ CĂ OZFTJOEF IB[‘SMBOBO SFLMBN UBTBS‘NMBS‘ J[JOTJ[ LVMMBO‘MBNB[ WF BM‘OU‘ ZBQ‘MBNB[ :B[‘MBSEBLJ HĂšSĂ Ě„MFS TBIJQMFSJOF SFLMBNMBS‘O TPSVNMVMV˘V mSNBMBSB BJUUJS $/8 $UW %FSHJTJ CBT‘O ZBZ‘O NFTMFL WF BIMBL JMLFMFSJOF VZNBZB TĂš[ WFSNJĚ„UJS %FSHJNJ[ Ă DSFUTJ[ PMBSBL EB˘‘U‘MNBLUBE‘S


icindekiler 20

36

56 6

22

64

14

102 6 12 14 20 22 24 32 36

İnșaat Malzemeleri Sanayisi, Pandemiye Karșı Alınan Önlemlerle Üretimini Sürdürüyor İDDMİB, Sanal Ticaret Heyetleri ile Hedef Büyüttü Ali BAKANER: “Dünya Yüzünü Türkiye’ye Dönüyor, Tünelden Çıktığımızda Bizi Verimli Bir Ortam Bekliyor” TİM, Milli Üretim Seferberliği Kapsamında ABD’ye 100 Bin Maske Gönderdi ASAȘ, Bașakșehir Çam ve Sakura Șehir Hastanesi’nin Çözüm Ortağı Oldu

40 44 48 56

Șișecam Düzcam’ın “T Bulușmaları”nın Finaline, Ödüllü Mimar Patrik SCHUMACHER Damgası

64

GALSİAD, Üyelerinden Aldığı Güçle, Milli Dayanıșma Kampanyası’na Büyük Katkı Sağladı

78

İTO, Pandemi Döneminde İș Dünyası ile Kamu ve Devlet Kurumları Arasında Dayanıșma Köprüsü Kurdu

102

ALUTEAM’in Eklemeli İmalata Uygun Alüminyum Alașım Tozlarının Geliștirilmesi Projesi’ne TÜBİTAK Desteği A3Dizayn Danıșmanlık İnovasyondaki Gücüyle Geleceği Șekillendirecek Türkiye’nin İlk Yerli Hızlı Treninin Mutfak Setleri Öztiryakiler’den Celalettin KIRBOZ: “Sektör Olarak Hiçbir İlave Külfete ‘Evet’ Diyecek Durumda Değiliz” TALSAD, Üyeleri ve Kamu Kurulușlarıyla El Ele Vererek Alanında Öncü Adımlar Atıyor Varda Bina Teknolojileri ile Kapılar Sizin İçin Açılıyor Hüseyin KARABACAK: “Türkiye, Pandemi Sonrası Alüminyumda Dünyanın Üretim Üssü Olabilir”




Röportaj

6

İnșaat Malzemeleri Sanayisi, Pandemiye Karșı Alınan Önlemlerle Üretimini Sürdürüyor Pendemi nedeniyle rekabetin zorlaştığı küresel pazarda, inşaat malzemeleri sanayisi olarak Türkiye markasına duyulan güveni artırmayı hedeflediklerini vurgulayan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun KÜÇÜKOĞLU ile pandeminin inşaat malzemesi sanayisine etkilerini ve yeni dönemde Türkiye’yi bekleyen fırsatları konuştuk. Türkiye İnșaat Malzemesi Sanayicileri Derneği olarak pandemi dönemindeki çalıșmalarınızdan bahseder misiniz? İnșaat sektöründe pandemi döneminde neler yașandı, pandemi sonrası sektörü neler bekliyor? Türkiye, salgına karșı alınan önlemlerle, dünyanın önde gelen ülkelerine göre daha etkili bir mücadele vermeye devam ediyor. Bugün birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de yeni yol haritaları olușturuluyor. Biz Türkiye İMSAD olarak, pandemi sürecinin bașından itibaren, salgına karșı mücadele ederken üretime ara vermememiz gerektiğini savunduk. Türkiye inșaat malzemesi sanayisi, oldukça zor bir dönemde aldığı önlemlerle üretmeye devam ederek, küresel pazarda güvenilir bir iș ortağı olduğunu bir kez daha gösterdi. İnșaat malzemesi sanayisinde alt sektörler itibarıyla üretim performansı oldukça farklılık gösteriyor. Üretimde dengeli ve genele yayılan bir büyüme henüz sağlanamadı. Covid-19 salgınının üretim üzerindeki etkileri daha çok nisan ayından itibaren yașanmaya bașlandı. Bu süreçte yeni ișlerin de azalması nedeniyle nakit akıșı düștü, bazı yatırımlara da ara verildi. Sektörümüz pandemi sürecinde üretime ara vermedi ancak üretim kapasiteleri, daralan pazar șartlarına uyum sağlayacak șekilde planlandı. Kurumsal yapısı güçlü firmalar, öngörülemeyen ve ani gelișen krizlere karșı daha önceden olușturdukları acil eylem planlarını devreye

aldı. Bu doğrultuda nakit akıșı, stok yönetimi ve maliyetlere odaklanıldı. Bu süreçte nakit akıșını doğru yönetmek firmalar için her zamankinden daha da önemli hale geldi.

İnșaat malzemesi sanayisinde özellikle satıș kanallarını çeșitlendiren firmaların, kapanan ve açılan pazarları hızlı ve etkin bir șekilde yönettiğini görüyoruz. Alıcılara ürün sağlarken en önemli güçlükler lojistik tarafta; limanlarda, sınır geçișlerinde ve depolarda yașandı. Avrupa pazarında bu sorunlar hızlıca çözülebildi. Bunun dıșında hammadde tedariğinin sürekliliği de hassasiyetle yönetilmesi gereken bir alan oldu. Finansal süreçlerin de her zamankinden fazla bir hassasiyetle yönetildiğini söyleyebiliriz. Devlet ve finans kurumları tarafından sağlanan destekler, en verimli șekilde kullanılmaya gayret edildi. Bu süreçte ciddi bir testten geçen sektörümüzün odaklandığı alanların bașında ihracat geliyor. Açılan sınırlar ve nispeten rahatlayan lojistik süreçlerle azalan ihracat performansımızı en hızlı șekilde toparlanmasına gayret edeceğiz. İç pazarda ise özellikle devlet destekleri ile yenileme pazarının hareketlenmesi bekleniyor. Üreticiler olarak iç pazarı daha fazla hareketlendirmek üzere yapılabilecekler üzerinde çalıșıyoruz. Güncel verilerden bahsedecek olursak; TÜİK verilerine göre; 2020 yılının ilk çeyrek döneminde sanayi sektörü yüzde 6,2, imalat sanayi sektörü yüzde 6,7 oranında büyüdü. Hizmetler sektörü yüzde 3,4 büyürken, inșaat sektörü yüzde 1,5 küçüldü. Türkiye ekonomisi ise 2020 yılı ilk çeyreğinde yüzde 4,5 büyüdü. Türkiye inșaat malzemeleri sanayi üretimine baktığımızda, yüzde 6 büyüme olduğunu görüyoruz. Bu büyümede yenileme pazarı ve



Röportaj

8

azalması halinde yeniden artıșa hazır olduğunun ișaretini bizlere verdi. Yeni dönemde Türkiye’yi hangi fırsatlar bekliyor? Türkiye salgına karșı alınan önlemlerle, özverili sağlık ordusuyla, güçlü altyapısıyla dünyanın önde gelen ülkelerine göre çok daha etkili bir mücadele veriyor. Bugün birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de normalleșme süreci konușulmaya ve yeni döneme geçișin yol haritaları olușturulmaya bașlandı. Sektörümüz, potansiyeli ve iș hacmi açısından ülkemizin ekonomisine ve sosyal gelișimine büyük katkı veriyor.

ihracatın önemli etkisi oldu. İlk çeyrekte inșaat malzemesi sanayi ihracatı ise yüzde 2,5 artarak 5 milyar dolara ulaștı, ithalat ise aynı dönemde yüzde 7,2 yükselerek 1,73 milyar dolar oldu. 2018’de yüzde 2, 2019’da yüzde 13 küçülen inșaat malzemeleri sanayi üretimimizin, 2 yıllık küçülmeden sonra 2020 yılının ilk çeyreğinde yüzde 6 büyümesi, sektörümüzün ihtiyaç duyduğu gelișimin bașlaması adına heyecan veren gelișme oldu. Ancak küresel salgının gerçek etkisi nisan ayında net bir șekilde hissedilmeye bașlandı ve yine küçülme sürecine girdik. Tüm bu gelișmelere rağmen hedefimiz, yurtiçi ve yurtdıșında sahip olduğumuz güçlü potansiyelimizi önce korumak ve geliștirmek, ilk çeyrekte bașlayan gelișim sürecini güçlü ve istikrarlı șekilde pandemi sonrasına tașımaktır. Pandemi sonrasında dünyada üretim ve ülkeler arası ticarette nasıl bir değișim yașanacak? Ağırlıklı olarak șu an ayakta kalmak esas olsa da kriz sonrası eylem planlarının da yeni çalıșma ve ekonomik koșullar baz alınarak șimdiden yapılması gerekiyor. Risk yönetimini doğru șekilde yapabilen ve verimlilik odaklı çalıșan firmaların iç ve dıș pazarda

daha fazla öne çıkacağına inanıyoruz. Dünya ticaretinde normalleșme ile birlikte sektörümüzün yurtdıșı ve yurtiçi performansının artmasını bekliyoruz. Biz inșaat malzemeleri sanayicileri olarak, küresel salgın sürecinde rekabetin zorlaștığı küresel pazarda, Türkiye markasına duyulan güveni daha da artırmayı hedefliyoruz. Pazar șartlarına uymak amaçlı aldığımız tedbirleri ihtiyaç olduğu sürece uygulamaya devam edecek ve değișen șartlara her zamanki esnek yapımızla uyum sağlayacağız. Türkiye İMSAD İnșaat Malzemeleri Sanayi Bileșik Endeksi mayıs ayı sonuçlarını değerlendirdiğimizde de Güven ve Beklenti Endeksleri’nde olumlu gelișmeler yașanması, bize geleceğe dair umut veriyor. Küresel salgının etkisiyle 67,84 puana inerek dip seviyede tutunan Bileșik Endeks’te, salgınının etkilerinin șimdilik iki ay ile sınırlı kaldığını görüyoruz. Güven seviyesi mayıs ayında, bir önceki aya göre 0,12 puan artarken Beklenti Endeksi de nisana göre 0,3 puan artarak son yılların en düșük seviyesinden geri döndü. Sonuç olarak; mart ve nisan aylarında en sert düșüșleri yașadıktan sonra mayıs ayında durağanlașan endeks, salgının etkilerinin

Bugün yeni dönemin yol haritalarını netleștirme, olușturma gayretindeyiz. Pandemi dönemini üretkenlik ve mücadele anlamında yüksek bașarı ile yöneten sektörümüz, șu an geleceğe odaklanma sürecinde. Yașanan global değișikliklerin ülkemizin gelișimini olumlu etkileyeceğine, bu süreçte proaktif, hazırlıklı ve tedbirli olmamız gerektiğini düșünüyoruz. Türkiye, küresel anlamda daha stratejik, daha güçlü bir ülke olma yolunda önemli bir fırsat yakaladı. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmeliyiz. Hem bulunduğumuz coğrafyada hem de dünya ihracat pazarında öne çıkan ülkelerle rekabetimizi sürdürürken bu zorlu dönemi lehimize çevireceğimize inanıyoruz. Türkiye inșaat malzemeleri sanayisi, bugün ithalatının 3 misli ihracat yaparak ülkemizin gelișimine kritik fayda sağlıyor. Hedefimiz, Covid-19 sonrası 5 yıllık süreçte ithalatın 4 misli ihracat seviyesine ulașmak ve ülkemize sağladığımız cari fazlayı artırmaktır. Çünkü bu potansiyele sahibiz. Construction Materials Industry Carries On Its Production Under Measures Taken Against the Pandemic We interviewed with Türkiye İMSAD (Association of Turkish Construction Material Producers) Board Chairman, Tayfun KÜÇÜKOĞLU, who emphasized that, they, as the construction materials industry, aimed to increase the trust put in the brand of Turkey in the global market where competition became difficult due to the pandemic, regarding the impacts of the pandemic to the construction materials industry, and the opportunities to lie ahead of Turkey in the new period.





Sektör

12

İDDMİB, Sanal Ticaret Heyetleri ile Hedef Büyüttü İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB), Latin Amerika ile başlayan Sanal Ticaret Heyetleri’nde rotasını, Orta Asya’ya çevirdi. Özbekistan ve Kazakistan’a düzenlediği heyetler aracılığıyla, her iki ülkeye yapılan ihracatı artırmayı hedefliyor. dolar. Sektör ihracatımızın yüzde 1’lik payına sahip olan kardeș ülkelerimiz ile daha fazla etkileșimde bulunarak ticaret hacmimizi arttırmalıyız.

Türkiye’nin ihracatına önemli bir katma değer sunmak adına gerçekleștirdiği çalıșmalarını aralıksız sürdüren İstanbul Demir ve Demir Dıșı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB), düzenlediği Sanal Ticaret Heyetleri ile uluslararası ticaret köprülerini sağlamlaștırıyor. İlk olarak Latin Amerika ve Körfez bölgesine Sanal Ticaret heyetleri bașlatan İDDMİB, 22 üye firmasıyla 29 Haziran-2 Temmuz tarihleri arasında Özbekistan’la, 6-9 Temmuz tarihleri arasında ise Kazakistan’la Sanal Ticaret Heyeti düzenledi. Özbekistan, 700 milyon dolardan fazla, demir ve demir dıșı metaller ithalatı gerçekleștiriyor. Türk demir ve demir dıșı metaller sektörü, Özbekistan’a 50 milyon dolar ihracatı ile Özbek pazarından yüzde 7’lik pay alıyor. Kazakistan, demir ve demir dıșı metaller ithalatı 2,5 milyar dolar. Türk demir ve demir dıșı metaller sektörü, Kazakistan’a 36 milyon dolar ihracatı ile Kazak pazarının yüzde 1’lik payına sahip bulunuyor. Öncelikli Hedef; Altyapı, Karayolu, Havaalanı, Terminal Projeleri Kazakistan’a ve Özbekistan’a gerçekleștirdikleri Sanal Ticaret Heyetleri aracılığıyla bölgedeki pazar payını artırmayı hedeflediklerini vurgulayan İDDMİB Bașkanı Tahsin ÖZTİRYAKİ, konuya ilișkin

șu değerlendirmede bulundu: “Özbekistan ve Kazakistan hedef ülkelerimiz arasında yer alan, toplamda 50 milyon nüfus ile 56 milyar dolarlık ithalat yapan Orta Asya’nın büyük pazarlarındandır. Bu ülkelerde devam eden altyapı, karayolu, havaalanı, terminal gibi projelerde yer almak, öncelikli hedefimiz. Özellikle Sanal Ticaret Heyetlerine ara vermeden devam ediyoruz. Eylül ayına kadar gerçekleștireceğimiz heyetler ile firmalarımıza pazar paylarını arttırmada öncülük edeceğiz. Özbekistan ve Kazakistan ile demir ve demir dıșı metaller ihracatımız, toplamında yaklașık 86 milyon

Sanal Ortamda Uluslararası Platform Yarattı Günümüzde dijital platformlar daha da önem kazandı. Sanal fuarlar ve Sanal Ticaret Heyetleri ile hedef pazarlarımızda var olmaya ve iș ilișkilerimizi geliștirmeye devam ediyoruz. Metal sektörü genelinde Körfez Ülkeleri Sanal Ticaret Heyetimizde 24 katılımcı firmamız, 150’ye yakın iș görüșmesi yaptı. Türkiye’nin toplam demir ve demir dıșı metaller ihracatının yüzde 1,75’i Körfez Ülkeleri olan Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar ve B.A.E.’ye yapılıyor. 5 Körfez ülkesi; toplamda; 13 milyon nüfus ile 262 milyar dolarlık toplam ithalat ve 21 milyar dolar demir ve demir dıșı metaller ithalatı ile potansiyel bir pazar. Amacımız ortalama yüzde 2,5 olan pazar payımızı artırmak ki, firmalarımızdan gelen olumlu geri bildirimler doğru ișlerde ilerlediğimizin ispatı niteliğinde. Bir diğer bașarılı örnek, mutfak sektörü bazında yapmaya bașladığımız Latin Amerika Bölgesi Heyetindir. 1’inci, 2’inci ve 3’üncü fazını haziran ayında tamamladık. İlk 2 fazda 120 ikili iș görüșmesi gerçekleștirdik. Latin Amerikalı satın almacıların Türk firmalarına gösterdikleri ilgi oldukça büyüktü. Türk firmaları da görüșmelerin gayet olumlu geçtiğini belirttiler. Katılımcı firmalar, uluslararası platformlarda yüz yüze görüșme șansının olmadığı bugünlerde oldukça iyi bir alternatif yaratıldığı kanısındalar.” İDDMİB (İstanbul Ferrous & Non-Ferrous Metals Exporters Association) turns its course to Central Asia with its Virtual Trade Delegations İDDMİB carries on its “Virtual Landings” it has commenced during the pandemic period at full speed. Having landed its Virtual Trade Delegations first to Latin America, and then reached to the Gulf Regions, the Association now turns its course to Central Asia.



Röportaj

14

Ali BAKANER: “Dünya Yüzünü Türkiye’ye Dönüyor, Tünelden Çıktığımızda Bizi Verimli Bir Ortam Bekliyor” 30 yıllık köklü tecrübesiyle alüminyum sektörünün duayenlerinden biri olarak anılan Alfa Metal’in Yönetim Kulu Başkanı Ali BAKANER ile alüminyum sektörüne getirilen ithalat ve yeni vergi uygulamaları ile pandemi dönemi sürecinde yaşananları ve yeni dönemde Türkiye’yi bekleyen yeni fırsatları konuştuk. borcu var. Ülkemizde ihracatımız, büyük oranda ithalata bağlı olduğu için dövizin yüksek olması ciddi bir dezavantaj. Dövizin makul bir oranda, sürdürülebilir bir değerde olması lazım. 2018’de döviz kuru 7,23’ü görünce, çok firma konkordato için sıraya girdi. Hem kendileri mağdur oldu, hem de müșterilerini mağdur ettiler. 2020’de döviz kuru 7,27’yi görünce panik yeniden bașladı. Yüreğimiz ağzımıza geldi. Spekülasyonlar yaratıldı. Geç kaldık, müdahale ettik ama direkten döndük. Bu noktalarda ekonomi yönetimimizden yerinde müdahaleler bekliyoruz. Bugün șahsi mevduatlarda döviz miktarı çok yüksek. Bunu azaltmak için stopaj vergisi yüzde 10’dan 15’e çıkarıldı. Gayet yerinde bir uygulama olarak karșıladık. Çünkü artık dövizden uzaklașıp milli paramıza yönelmeliyiz. Bu yönde verilen kararları destekliyoruz.

Alüminyum sektörüne kazandırılan yeni ithalat ve vergi uygulamaları sektöre nasıl yansıdı? Ülkemizde son yıllarda ara mal ithalatı artmıștı. İthalata getirilen ek vergilerle ara mallarını ülkemizde üretir hale geldik. Öncelikle belirtmeliyim ki, bunu yerli ve milli üretimimizi, istihdamımızı artıracak bir hamle olarak karșıladık. Bilindiği gibi alüminyum hammaddesi olan külçe ve T-bar, ülkemizde yeterince üretilmiyor. Hammadde ithalatını ara malı ithalatından farklı olarak değerlendirmek, meseleye bütüncül yaklașmak gerektiğine inanıyoruz. İthalatı azaltalım derken ülkemizde yeterince üretilmeyen, sektörümüzün ihtiyacı olan hammaddelerin ithalatında yer yer sorunlar yașanıyor. İthal etmek mecburiyetinde olduğumuz alüminyum

külçe ve T-barların kırmızıya düșürülerek laboratuvara gönderilmesi, zaman ve mali kayıplara sebep oluyor. İthal ettiğimiz hammaddeyi katma değer katarak ihracat yapmamız gecikiyor ve bu durum ek maliyet getiriyor. 2014 yılına kadar ithal edilen malzeme karșılığında götürü usulü teminat mektubu veriliyordu. 2014 yılında getirilen düzenlemeyle bu teminat mektubuna ek olarak yüzde 10-12 oranında ilave teminat mektubu șartı getirildi. Bu hususun düzeltilerek eskiden olduğu gibi götürü teminat mektubuyla yetinilmesini talep ediyoruz. Yeni getirilen stopaj vergisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Stopaj, geç kalınmıș bir uygulama. İș insanlarının 180 milyar dolar civarında

Alüminyum sektörü pandemi döneminde neler yașadı, pandemi sonrası sektörü neler bekliyor? Tüm sektörlerde olduğu gibi alüminyum sektöründe de ihracatımız, yüzde 41 civarında düștü. İthalatımız da azaldı. Kısa vadede global ekonomi gibi sektörümüz de durumdan etkilendi. Ancak pandemi sonrasında dünya, öncesinden çok daha farklı olacak. Ülkelerin rejimleri, yönetimleri, ekonomik yapıları, ticaretin șekli değișecek. Pandemiyle dijitalleșme çağına adım attık. Pandemi sonrasındaki değișime hazırlık yapmamız lazım. Özellikle dijitalleșme yönündeki değișime adapte olmamız, yatırımlarımızı bu yönde sürdürmemiz lazım. Online ticarete yoğunlașmamız lazım. Pandemi öncesi Çin, dünyanın alternatifsiz üretim merkeziydi. Bu da șu anda sorgulanmaya bașlandı. Çin



Röportaj

16

Yeni dönemde Türkiye’yi hangi fırsatlar bekliyor? Türk insanı olarak bizim girișimci ruhumuz var, çözüm odaklıyız. Biz gerektiğinde kuralları değiștirir, çözüme ulașırız. Avrupalı, merdivene nasıl çıkacağı kuralını koyarken, Türk insanı merdiveni nereye koyacağını düșünür. Ülkemizin önü açık. Hem sektörümüz hem de ülkemiz açısından iyi șeyler olacağına inanıyorum. Dünya, ișlemleri bitmiș demont ürünler üretimine yöneliyor. Sanayide 5.0’a doğru gidiyor. Robotik üretim noktasında altyapımızı güçlendirmemiz lazım. Bunu bașardığımızda dünyanın tedarikçisi olma noktamızda önemli bir adım atmıș olacağız. ürünlerine antipati duyulmaya bașlandı. Çin’in dıșında alternatif üretim merkezi ihtiyacı hâsıl oldu. Coğrafi konumu, sosyo- ekonomik yapısı ve lokasyonuyla bütün oklar Türkiye’nin üzerinde. Neredeyse tüm dünyaya ortalama 4 saat uzaklıktayız. Dolayısıyla bu bizim için avantaj. Pandemi sonrası Türkiye diğer ülkelerden çok daha avantajlı bir konuma yükselecek. Alüminyum sektörü de buna hazırlık yapmalı. Çünkü artık bașta Çin’den tedarik sağlayan firmalar olmak üzere, dünya yüzünü Türkiye’ye dönmeye bașladı. Bu yönelmeler artacak. Türkiye, normal hayata yavaș değil, hızlı dönüyor. Bu yüzden hazırlıklarımız da hızlanmalı. İhtiyaçlara cevap verebilme noktasında üretim kalitemizi hazır hale getirmeliyiz. Tünelin ucundaki ıșık her geçen gün daha da görünür oluyor. Tünelden çıktığımızda bizi verimli bir ortam bekliyor. TALSAD, bu süreçte nasıl bir yol izledi? TALSAD’ın Yedek Yönetim Kurulu Üyesi ve Geri Dönüșüm ve Döküm Komitesi Üyesi’yim. Bu süreçte, ülkemizde üretilmeyen ürünlerin ithalatına getirilen ek vergiler karșısında, tıkandık. Bir anda kargașa oldu. Derneğimiz devreye girdi ve ülkemizde üretilmeyen ham maddeler vergi kapsamdan çıkarıldı. İș âlemi ve STK’lar da müdahil olunca el birliğiyle bu olumsuz karar düzeltildi. Ülkemizde üretilmeyen ham maddeyi mecburen almamız gerekiyor. Sektörümüzü temsil eden tüm kamu kurulușları ve STK’lar ile

iș dünyası ișbirliği, örnek bir ișbirliğidir. Bu süreçte ithalatın önündeki engeli karșılamak adına da örnek bir ișbirliği gerçekleștirdik. Türkiye’nin 1,6 milyon ton alüminyuma ihtiyacı var. Biz bunun yüzde 10’unu bile üretemiyoruz. Ham madde olarak dıșarıya bağlıyız. Biz bunu alacağız ki katma değer katıp üretelim ihraç edip ekonomiye katma değer sağlayalım. Pandemi sonrasında dünyada üretim ve ülkeler arası ticarette nasıl bir değișim yașanacak? Pandemiden ders çıkarmamız, tecrübe edinmemiz lazım. Çin, haksız rekabetin merkeziydi. Dünya Ticaret Örgütü sistemine aykırı hareket ederek, haksız rekabet sağlıyordu. Ham madde fiyatına ürün veriyor. Arkasında devlet olduğu için rekabet etmek mümkün değildi. Dünyanın 66 milyon ton alüminyum ihtiyacı var. 35 milyon tonunu Çin kendi bașına üretiyor ve tüketiyor. Enerji maliyeti yüksek olduğu halde, devlet desteklediği için dünyaya ucuza satıyor. Dünya daha ucuz iș gücü diye üretimi oraya kaydırarak bir kartel yarattı. Kapitalist ülkeler yaptı bunu. Șimdi “Yanlıș yaptık” diyorlar. Kendi milli üretimlerini destekleyecek projeler üretiyorlar. Çin’in tüm dünya tarafından cezalandırılması lazım. Șu anda dünyada küreselcilerle millicilerin kavgası sürüyor. Bakalım kim kazanacak! Önce üretim, millileșme sonra küreselleșme deniliyor. Dünyada millileșme dalgası bașladı. Bu șer gibi gözüküyor ama Türkiye için hayırlı olacak.

Türkiye’nin önümüzdeki dönemde nasıl bir yol izlemesi gerekiyor? Sektörümüzün önü açık. Çin karteli kırılıyor. Özellikle savunma sanayiye ağırlık vermemiz lazım. Savunma sanayide yerlilik oranı yüzde 70’e çıktı. Bunun desteklenmesi lazım. Yerli ve milli üretimde çok yol aldık. Daha da hızlandırarak, dünyaya katma değerli ürünler satabilmeli, muasır medeniyet düzeyine çıkabilmeliyiz. Değerli vaktinizi ayırdığınız için teșekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mıdır? Win&ARTProje ve ALU&Art olarak sektörün sorunlarını dillendirdiğiniz için İstanbul Ticaret Odası, Hadımköy Sanayicileri, TALSAD, GALSİAD ve camiamız adına çok teșekkür ederim. Her fuara gittiğimizde sizlerle karșı karșıya gelmekten büyük mutluluk duyuyorum. Bizleri çok iyi temsil ediyorsunuz. Her zaman yanımızdasınız. Sizlerle birlikte sektörümüzün daha da değer kazandığına inanıyorum. Ali BAKANER: “The World Is Turning Its Face To Turkey; An Efficient Environment Awaits Us When We Exit The Tunnel” We talked with Mr. Ali BAKANER, the Chairman of the Management Board of Alfa Metal, who is known as one of the veterans of the aluminum industry with his longestablished experience of 30 years, about the imports and new tax practices brought to the aluminum industry, and the things experienced in the pandemic period as well as the new opportunities that await Turkey in the new era.



Sektör

18

İDDMİB’den Dünyaya “Sanal Çıkarma” Demir ve demir dışı metaller sektörü, bu yılın ilk 5 ayında Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 5 pay alarak, 3,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Ocak- mayıs döneminde en fazla ihracat, 386 milyon dolar ile Almanya’ya yapıldı. Geçtiğimiz yılı 8,27 milyar dolarlık ihracatla tamamlayan demir ve demir dıșı metaller sektörü, pandemi nedeniyle durma noktasına gelen küresel ticaret iklimine rağmen, ihracat faaliyetlerini sürdürüyor. Sektör, bu yılın ocak-mayıs döneminde, Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 5 pay alarak, 3,1 milyar dolarlık ihracat yaptı. Böylece Türkiye’de sanayi sektörleri arasında en fazla ihracat yapan 6’ncı sektör oldu. Ocak-mayıs ayları arasındaki döneminde an fazla ihracat, 1,6 milyar dolarla AB ülkelerine gerçekleștirildi. Tahsin ÖZTİRYAKİ: “İhracat Artıșını Yakın Zamanda Bekliyoruz” İstanbul Demir ve Demir Dıșı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Bașkanı Tahsin ÖZTİRYAKİ, konuya ilișkin șu açıklamada bulundu: “Salgın nedeniyle özellikle bu yılın ilk 3 ayında küresel ticaret durma noktasına geldi. 1 Ocak- 30 Mayıs arasına baktığımızda, geçtiğimiz yıla göre ihracatımızda yüzde 13,31’lik bir düșüș olduğunu görüyoruz. Bu düșüșün makul olduğunu ve önümüzdeki dönemde ülkeler normalleșmeye bașladıkça sektörümüzün kendini toparlanacağına inanıyoruz. İDDMİB bünyesindeki sektör paydașlarımızın çoğunun fabrikalarında üretim hiç durmadı. Ancak, elbette çalıșanlarımızın sağlığı açısından çalıșma alanları seyrekleștirilerek, üretim azaltılarak çalıșmalara devam edildi. Tüm sektörlerimizin tam kapasite üretimlerine bașlayacaklarını düșünüyoruz. Firmalarımızdan yurt dıșından gelen ürün taleplerinin arttığını duyuyoruz. Bu bize bu yılın sonuna gelmeden hatta önümüzdeki 2-3 ay içerisinde ihracatımızın artacağının sinyallerini veriyor. Sektörler Arası Sinerji Ortamı Yaratıldı Sektörümüz, tüm olumsuz koșullara rağmen ihracattaki hedeflerine ulașmak adına çalıșmalarını sürdürdü. Biz de birlik olarak sektörümüze bu süreçte hizmet edecek Sanal Ticaret Heyetleri, sanal fuarlar ve tanıtım platformları gibi konularda çalıșmalar gerçekleștirdik. Salgın sürecinin en bașından beri Almanya, İngiltere, Hindistan, İtalya, Birleșik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, İsrail, Meksika, Șili, Kolombiya olmak üzere 10 farklı ülkeden, 14 ticaret müșaviri ve 2 büyükelçinin katılımıyla webinarlar düzenleyerek, üyelerimizin son dakika gelișmelerinden haberdar olmalarını sağladık. Ayrıca haziran

ayı bașında Ticaret Bakanı Yardımcımız Sayın Rıza Tuna TURAGAY’ın katılımları ile 20 sektör derneğimizin yönetim kurulları ve genel sekreterlikleri ile bir araya gelerek, istișare toplantısı düzenlendi. Gerçekleșen toplantıda sektörün sorunları gündeme getirilerek yapılan fikir alıșverișleri neticesinde, sektörler arası sinerji ortamı yaratıldı.” Tahsin ÖZTİRYAKİ: “Dünya, Dijital Ortamda Satın Alma Yapıyor” Değerlendirmesinde dünyanın artık dijital ortamda satın alma yaptığına ișaret eden ÖZTİRYAKİ, İDDMİB’in bu kapsamdaki çalıșmalarıyla ilgili detayları paylaștı: “Elbette sanal heyetlerin ve fuarların, geleneksel anlamda düzenlenen etkinliklerin yerini tutacağını düșünmüyoruz. Ancak salgın nedeniyle e-ticaret, e-pazarlamanın eskiye kıyasla hayatımızdaki önemini artırdığını ve gelecekte de önemini koruyacağını görüyoruz. Birlik olarak hızla bu sürece adapte olmak ve üyelerimize bu anlamda hizmet vermek için çalıștık. Bu çalıșmalarımızın ilki olan mutfak ve ev eșyaları sektörümüze yönelik Meksika, Kolombiya, Șili kapsamında düzenlediğimiz Sanal Ticaret Heyetimiz meyvelerini vermeye bașladı. 2008 yılından bu yana çeșitli aralıklar ile birliğimiz tarafından, gerek mutfak sektörü özelinde, gerekse diğer sektörler için Ticaret Heyetleri düzenlenen Latin Amerika ülkeleri, sahip oldukları ithalat potansiyelleri ile önemli hedef pazarlarımız arasında yer almaktadır. Heyetimize katılan 27 firmamızın yalnızca geçtiğimiz 2 günde 43 görüșme gerçekleștirmiș olması, Güney Amerika ülkelerinde de ülkemiz ürünlerine talep olduğunu doğrular nitelikte. Mutfak sektöründe ilk Sanal Ticaret Heyetini gerçekleștiren birlik olarak yılsonuna kadar Güney Amerika’da bulunan, uygun potansiyele sahip ülkelerin tamamında Sanal Ticaret Heyetleri yapmayı hedefliyoruz. Sanat Ticaret Heyetleri’nde Hız Kesmiyor Mutfak ve ev eșyaları sektörümüz ile bașlayan sanal heyet çalıșmalarımıza hız kesmeden, metaller sektörümüz için Körfez Ülkeleri, Özbekistan ve Kazakistan ile devam ettik. Demir ve demir dıșı metaller sektöründe ilk heyet olan Körfez Ülkeleri heyeti ile 100 milyar dolar ithalat yapan bir bölgeyi hedef almıș durumdayız. 5

ülkeyi kapsayan söz konusu pazarda, ortalama pazar payımız yüzde 2,5’tir. Pazar payımızı arttırmak ve yerel firmalarla dijital ortamda bir araya gelmek üzere ilk adımı atmıș bulunuyoruz. Söz konusu Körfez ülkelerinde özellikle altyapı, inșaat gibi sektörlerde bir dönüșüm söz konusudur. Gerçekleștireceğimiz sanal heyet ile alıcılarla temaslarda bulunarak ürün taleplerini karșılayacağız. Birliğimiz üyeleri için bu tür faaliyetlere öncülük ederek, kalabalık katılımlı faaliyetler gerçekleștirmeye devam edeceğiz. Ayrıca temmuz ayında armatür, valf, vana ve endüstriyel mutfak sektörlerimiz için Latin Amerika ülkeleri Sanal Ticaret Heyetleri ve ağustos ayında hırdavat sektörümüz için Rusya, döküm sektörümüz için İtalya’ya yönelik organizasyonlarımız ile çalıșmalarımızı sürdüreceğiz. Tahsin ÖZTİRYAKİ: “Yılın İlk 5 Ayındaki Açığı, Çok Çalıșarak Kapatacağız” Gerçekleștirdiğimiz bu Sanal Heyet çalıșmalarımızı pekiștirmek üzere firmalarımız ile yabancı satın almacıları sürekli olarak bulușturacağımız, yılın 365 günü açık ve tüm alt sektörlerimize ayrı ayrı olușturduğumuz web portal projemizi de önemli buluyoruz. İlk portalımız, www. turkishkitchenware365.com adresinde yayın hayatına bașlayacak. Henüz yeni kurulan portalımız, üyelerimizin de aktif katılımı ve yapacağımız yurt dıșı pazarlama çalıșmaları ile Sanal Ticaret Heyetlerimizin devamını sağlayacak önemli bir enstrüman olacak. ‘Yeni Normal’ olarak adlandırılan dönemi çok iyi okumamız ve dünyadaki fırsatları çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Sektör olarak çok çalıșarak yılın geri kalanında göstereceğimiz performansla yılın ilk 5 ayında olan açığı kapatacağımıza yürekten inanıyorum.” İDDMİB’s “Virtual Landing” To The World Despite the pandemic, ferrous and nonferrous metals sector has received 5 percent of share out of Turkey’s total export for the term of January-May, and realized an export of $ 3.1 billion. Thanks to the “Virtual Landing” it has initiated in this term, it has become the 6th most exporting sector among Turkey’s industrial sectors.



Sektör

20

TİM, Milli Üretim Seferberliği Kapsamında ABD’ye 100 Bin Maske Gönderdi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından, bünyesindeki 61 ihracatçı işbirliğinde başlatılan Milli Üretim Seferberliği kapsamında üretilen 100 bin maske, ABD’nin Maryland eyaletine gönderildi.

61 ihracatçı birliği, 27 sektörü ve 95 bin ihracatçısıyla Türkiye’de ihracatın tek çatı kurulușu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi, (TİM) uluslararası boyuta tașıdığı “Milli Üretim Seferberliği” ile dünya ülkelerine yardım elini uzatmaya devam ediyor. TİM’in ihracatçı birlikleriyle beraber “Bugüne kadar ihracatımız için ürettik. Șimdi sağlığımız için üretiyoruz” sloganıyla bașlattığı seferberlik kapsamında üretilen 100 bin maske, ABD’nin Maryland eyaletine ulaștırıldı. Türkiye Cumhuriyeti Washington Büyükelçisi Serdar KILIÇ, TİM adına 74 kutu maskenin temsili olarak 3 kutu maskeyi Maryland Eyalet Bakanı John WOBENSMİTH’e, düzenlenen törenle teslim etti. İsmail GÜLLE: “İyiliğin Birleștirici Gücüne İnanıyoruz” Covid-19 ile küresel mücadeleye destek doğrultusunda ABD’nin 165 farklı șehrine bugüne kadar bine yakın hijyen seti de ulaștırdıklarını söyleyen TİM Bașkanı İsmail GÜLLE, “TİM olarak iyiliğin birleștirici gücüne inanıyoruz. Salgının olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi bakımından uluslararası ișbirliğinin geliștirilmesi büyük önem arz ediyor. Sadece ABD’ye değil, Çin, Avusturya, İspanya ve Kamerun’a tıbbi malzeme desteğinde bulunduk. 60’ın üzerinde ülkeye 10 bini așkın hijyen seti gönderdik “ dedi. ABD ile İkili Ticarette 100 Milyar Dolar Hedefi ABD’nin Maryland eyaletine tıbbi malzeme desteği sağlama sözünü

tutabilmenin gururunu yașadıklarını söyleyen TİM Bașkanı İsmail GÜLLE, “Bugün ABD önemli ticaret partnerlerimizden birisi olarak öne çıkmaktadır. 2019 yılında ABD ülkemizin en çok ihracat gerçekleștirdiği 5’inci ülke oldu. Bilhassa, Covid-19 küresel virüs salgınıyla mücadelede Türkiye-ABD ilișkilerinin güçlü ișbirliğine dayalı yönü bir kez daha kendini kanıtlamıștır. Bu, iki ülke halkı için de oldukça kıymetli bir husus. İki ülke arasında ticaret hacminde gözlenen artıș sevindirici olsa da, Türkiye ve ABD’nin toplam ticaret hacimlerini düșündüğümüzde, karșılıklı hedeflerimizin ne olması gerektiğinin de farkındayız. Sayın Büyükelçimizin de bildikleri üzere, ABD ile ikili ticarette 100 milyar dolar hedefini TİM olarak stratejik bir hedef olarak görüyoruz. Bu hedefe ulașma noktasında Türkiye Lojistik Merkezlerimiz de büyük bir rol üstlenecektir. İngiltere, Dubai, ABD, Doğu ve Batı Afrika’da Lojistik Merkezlerini hızla açarak olușturmak için çalıșmalarımıza devam ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu. İsmail GÜLLE: “Bu Salgını Hep Beraber Yeneceğiz” Türkiye’nin, dünyanın dört bir köșesine gerçekleștirdiği tıbbi malzeme desteğiyle önemli bir tedarikçi ve yüce gönüllü bir millet olduğunu gösterdiğini söyleyen GÜLLE, TİM olarak da iyiliğin birleștirici gücüne inandıklarını vurguladı. GÜLLE, sözlerini șöyle sürdürdü: “Salgının

olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi bakımından uluslararası ișbirliğinin geliștirilmesi büyük önem arz ediyor. Sadece ABD’ye değil, Çin, Avusturya, İspanya ve Kamerun’a tıbbi malzeme desteğinde bulunduk. Bunun yanı sıra, meclisimiz bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye Tanıtım Grubu’muzun hayata geçirdiği “#GoodnessFromTürkiye” projesi ile hedef pazarlarımızdaki büyük alıcılara, ticari dernek temsilcilerine, basın mensuplarına özel tasarım hijyen kitleri göndererek dayanıșma ruhunu canlandırmayı hedefledik. Hazırlanan 10 bini așkın kiti, 60’ı așkın ülkedeki büyük alıcılara, ticari dernek temsilcilerine, basın mensupları ve dünyaca ünlü sosyal medya fenomenlerine, Türk ürünlerinin farkındalığına yönelik vurgu yapılan, virüsle mücadelede ișbirliği ve destek mesajlarımızı içeren bir mektupla ulaștırdık. ABD’nin 165 farklı șehrine ise bugün itibariyle bine yakın hijyen kiti sevk etmiș durumdayız. Karșılıklı ișbirliğiyle inșallah bu salgını hep beraber yeneceğiz.” TIM Sent 100 Thousand Masks to the USA As Part of National Production Campaign 100 thousand masks produced as part of the National Production Campaign started under the collaboration of 61 exporters within the organization by Turkish Exporters’ Assembly (TIM) were sent to Maryland, USA.



Sektör

22

ASAȘ, Bașakșehir Çam ve Sakura Șehir Hastanesi’nin Çözüm Ortağı Oldu Türkiye’nin lider sanayi kuruluşlarından ASAŞ, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi projesinin çözüm ortakları arasına katıldı. 10 bloktan olușan, 1 milyon 21 bin metrekare kapalı alana ve 456’sı yoğun bakım yatağı olmak üzere 2 bin 682 yatak kapasitesine sahip Bașakșehir Çam ve Sakura Șehir Hastanesi’nde yüksek ısı performansı, yoğușmaya karșı dayanıklılık ve montaj kolaylığı gibi değerleriyle öne çıkan E50, RWT55, RWT64, RD64 ve RSK50 ürünleri tercih edildi. ASAȘ, ayrıca Türkiye’nin en büyük 3’üncü sağlık yatırımı ve dünyanın en büyük hastane projelerinden olan Bașakșehir Çam ve Sakura Șehir Hastanesi’ne özel yeni ürünler de tasarladı. Projeye özel tasarlanan kapı kasa sistemi olan RD 64; oda kapıları ile ameliyathane, röntgen bölümü gibi özel bölgelerin ihtiyaçlarını karșılamak için özel olarak tasarlanıp üretimi yapıldı. Projede dekoratif görüntü ve yüksek performans avantajının yanında maliyet avantajı da sunan E50 Silikon Cephe Sistemi; yüksek ısı performansı, üretim ve montaj kolaylığı ile fark yaratan RSK 50 yeni jenerasyon ıșıklık sistemi; yüksek ısı yalıtım değerine sahip, dekoratif ve fiyatıyla da avantaj sağlayan bir ürün olan RWT 64 doğrama sistemi kullanıldı. Hakan OKUR: “Sağlık Yatırımlarında Güçlü Bir Partneriz” Konuya ilișkin bir değerlendirmede bulunan ASAȘ Alüminyum Mimari Sistemler Satıș Direktörü Hakan OKUR, șunları söyledi: “Bașakșehir Çam ve Sakura Șehir Hastanesi gibi değerli

șekilde sunuyoruz. Ayrıca ürünlerimizin yönetmeliklerin belirlediği mimari sistem standartlarına uygunluğunu belgelemek için su direnci, hava direnci ve rüzgâr direnci testlerini yaptırarak, tüm sistemlerimiz için akreditasyon çalıșmalarını yapıyoruz. Tıpkı tüm yeni sağlık tesislerimiz gibi Bașakșehir Çam ve Sakura Șehir Hastanesi’nin ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz.”

projelerde ürünlerimizle yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Türkiye’de sağlık yatırımlarında güçlü bir partner konumundayız. Felsefemiz, bir çözüm ortağı olarak kendimizi konumlandırarak projeye değer katacak en uygun sistemi sunmak. Bu bağlamda üretim konusundaki bilgi birikimimizi tasarım gücümüzle birleștirerek projeler için en uygun sistemi hızlı ve güvenilir bir

Türkiye’nin Dört Bir Köșesinde ASAȘ İmzası ASAȘ, Bașakșehir Çam ve Sakura Șehir Hastanesi’nin yanı sıra Türkiye’nin farklı illerinde hayata geçirilen en önemli sağlık yatırımlarında da çözüm ortağı oldu. Yozgat, Adana, Elazığ ve Bursa Entegre Sağlık Kampusları, Ușak, Tokat, Bilkent, Tekirdağ ve Kayseri Șehir Hastaneleri ile IPKB Dr. Lütfü Kırdar Kartal Eğitim ve Araștırma Hastanesi’nde ASAȘ ürünleri kullanıldı. Yozgat, Adana ve Elazığ’da E50, R50 ve RWT55, Bursa Entegre Sağlık Kampusu Ușak Șehir Hastanesi R50 ve RWT55 tercih edildi. Kayseri Șehir Hastanesi’nde RWT64 ürünü kullanılırken, ASAȘ Tekirdağ Șehir Hastanesi’nde Naturalbond 50+50 A2, Bilkent Șehir Hastanesi’nde Naturalbond 40+40 ürünleriyle yer aldı. Tokat Șehir Hastanesi’nde kullanılan R50-RWT55 Naturalbond 50+50 A2 yanmaya karșı dayanıklı sınıfına ait kompozit paneller sayesinde binaların yangına karșı dayanımı da desteklendi. Sağlık binaları kategorisinde Gold LEED sertifikasına sahip IPKB Dr. Lütfü Kırdar Kartal Eğitim ve Araștırma Hastanesi’nde ise ASAȘ’ın E50 ürünü kullanıldı. ASAȘ Has Become The Solution Partner Of Bașakșehir Çam & Sakura Provincial Hospital One of Turkey’s leading industrial organizations, ASAȘ has joined among the solution partners of Bașakșehir Çam & Sakura Provincial Hospital Project.



Sektör

24

Șișecam Düzcam’ın “T Bulușmaları”nın Finaline, Ödüllü Mimar Patrik SCHUMACHER Damgası Cam sektörünün global oyuncusu Şişecam Topluluğu bünyesinde faaliyet gösteren Şişecam Düzcam, “Mimarinin Şeffaf Yüzü” sloganıyla Arkitera Mimarlık Merkezi işbirliğiyle hayata geçirdiği “T Buluşmaları”nın finaline, Zaha Hadid Mimarlık’ın yöneticisi Patrik SCHUMACHER damga vurdu. Șișecam Düzcam “T Bulușmaları”nın bu yılki 2’nci etkinliği olan T06’yı global ve online olarak gerçekleștirdi. İngiltere merkezli Zaha Hadid Mimarlık’ın yöneticisi, ödüllü mimar Patrik SCHUMACHER’in konuk olduğu etkinlik; mimarlar, tasarımcılar ve yapı sektörü profesyonellerinden olușan katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Patrik SCHUMACHER: “Cam Sağlam, Dayanıklı ve Çok İyi Bir Malzeme” Yenilikçi ürünleriyle yapı sektörüne ivme kazandıran Șișecam Düzcam, yılın 2’inci etkinliği aracılığıyla, bugüne kadar 5 kez hayata geçirilen “T Bulușmaları”nın sonuncusu da düzenleyerek final yaptı. Moderatörlüğünü mimar Bilge KOBAȘ’ın üstlendiği etkinliğin konuk konușmacısı ödüllü Mimar Patrik SCHUMACHER, T Bulușmaları için hazırladığı sunumunda mimariye bakıș açısını ve hayata geçirdiği projeleriyle ilgili deneyimlerini aktararak camın dayanıklı, sağlam ve çok iyi bir malzeme olduğuna dikkat çekti.

Șișecam Düzcam’dan Cam Danıșmanlığı Aldı Sunumunda ağırlıklı olarak cam, cephe, șeffaflık ve doğal ıșık kullanımı konularına yoğunlașan SCHUMACHER, projeleri arasında yer alan Norveç’teki Oslo Metro İstasyonu projesini anlatırken Șișecam Düzcam’dan cam danıșmanlığı aldıklarını da belirtti. Ödüllü mimar, projede endirekt ıșığa odaklandıklarını ifade ederek, “Bunun için de cam kullanacağız. Cam sağlam, dayanıklı, eskiyip yıpranmayan, çok iyi bir malzeme” dedi.

SCHUMACHER mimari, șehircilik ve tasarım alanlarında en önde gelen düșünce liderlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bonn, Stuttgart ve Londra’da felsefe, matematik ve mimarlık eğitimi alan Patrik SCHUMACHER, 1990 yılında mimarlık diplomasını aldıktan sonra 2010 yılında Zaha HADİD ile birlikte Royal Institute of British Architects tarafından verilen Stirling Ödülü’nü kazandı. 1996 yılında AADRL’nin (Architectural Association Design Research Laboratory) kurucularından olan SCHUMACHER, 1999 yılında Klagenfurt Üniversitesi Kültür Bilimleri Enstitüsü’nde doktorasını tamamladı. Son 20 yılda mimari dergilere ve yayınlara 100’den fazla makale yazdı. 2008 yılında “parametrisizm” akımını bașlatan ve o zamandan beri parametrisizmi destekleyen bir dizi manifesto yayınlayan SCHUMACHER, 2010 ve 2012 yıllarında da iki ciltlik teorik “The Autopoiesis of Architecture” çalıșmasını yayınladı.

Dünyanın Önde gelen Düșünce Liderlerinden 1988 yılında Zaha Hadid Architects’e katılan Patrik SCHUMACHER, halen ofisin yöneticisi olarak çalıșıyor. Ofisin küresel bir mimarlık ve tasarım markası olması konusunda büyük katkısı olan

Award-Winner Architect Patrik SCHUMACHER Left His Mark to the Finale of Șișecam Flat Glass’ “T Meetings” Manager of Zaha Hadid Architecture, Patrik SCHUMACHER left his mark on the finale of the “T Meetings” organized by Șișecam Flat Glass, operating within the body of Șeșecam Group, the global player of the glass sector, in collaboration with Arkitera Architecture Center under the motto of “Transparent Face of Architecture”.









Sektör

32

GALSİAD, Üyelerinden Aldığı Güçle, Milli Dayanıșma Kampanyası’na Büyük Katkı Sağladı Türkiye’deki alüminyum sanayici ve iş adamlarını tek çatı altında buluşturan Girişimci Alüminyum Sanayici ve İş Adamları Derneği (GALSİAD), koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında yürütülen “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” milli dayanışma kampanyasına büyük bir destekte bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın liderliğiyle başlatılan kampanyaya, Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin teknik ekipman eksiklerini gidererek önemli bir katkı sağladı.

Üyelerinden aldığı güçle alüminyum sektörünün yükselișine yön veren GALSİAD, pandemi döneminde Cumhurbașkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın çağrısıyla bașlatılan “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” milli dayanıșma kampanyasına kayıtsız kalmadı. Koronavirüs önlemleri kapsamında, Cumhurbașkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın talimatıyla, Atatürk Havalimanı’nda, doğal afet ve pandemi alanlarında kullanılmak üzere kurulan Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin teknik ekipman eksiklerini temin etti. 31 Mayıs tarihinde açılan, 184 bin metrekare alan üzerine, 1008 yatak kapasiteyle hizmet veren hastane, GALSİAD’ın ekipman desteğiyle hastalara șifa olacak. Hastanenin Bașhekimi Dr. Gökhan Tolga ADAȘ, GALSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri ile görüșerek desteklerinden dolayı teșekkürlerini ve minnettarlığını iletti.

İște Bağıș Yapan Kișiler ve Firmalar Ali BAKANER Alfa Metal Alüminyum San. Ve Tic. A.Ș. Bülent ÇİVİCİ Sistem Makina San. Ve Tic. Ltd. Ști. Celalettin KIRBOZ Sima Alüminyum Dıș. Tic. A.Ș. Cenk ARSLAN Arslan Alüminyum A.Ș. Dinçel CANDAȘ Astaș Alüminyum San. Tic. A.Ș Hasan SOĞUKSU Saray Alüminyum A.Ș. Kerem YILMAZ Kayra Metal A.Ș Mehmet DİȘİKARA İstek Alm. Eloksal San. Tic. Ltd. Ști. Murat ÇIĞLI Seykoç Alm. Paz. Ve San. Tic. Ltd. Ști. Yașar YEREKABAN Sistem Alm. Sanayi Ve Ticaret A.Ș.

Zafer TOPAL Eksenal Alm. Eks. Tek. San. Ve Tic. A.Ș. Zeki AKBULUT Aluminance Yapı Sistemleri Ltd. Ști.

GALSİAD Made A Great Contribution To The National Solidarity Campaign With The Strength from Its Members Gathering aluminum industrialists and businessmen in Turkey under one roof, Entrepreneur Aluminum Industrialists and Businessmen Association (GALSİAD) provided a great support to the “We are self-sufficient, Turkey” national solidarity campaign carried out in the fight against the coronavirus pandemic. Prof Dr Murat Dilmener made an important contribution to the campaign, which was launched under the leadership of President Recep Tayyip ERDOĞAN, by providing the technical equipment needs of the Emergency Hospital.



Sektör

34

ASAȘ, 10 Ülkenin Yer Aldığı AB Fon Destekli RETROFEED Projesinde Önemli Bir Partner Konumunda ASAŞ, enerji yoğun sektörlerde kaynak kullanımında tasarruf ve enerji verimliliği sağlamak hedefiyle, Avrupa Birliği’nin Horizon 2020 araştırma ve yenilik programı çerçevesinde fonlanan ve Avrupa Komisyonu’nun desteğiyle hayata geçirilen RETROFEED Projesi ortakları arasında yerini aldı.

Türkiye’nin lider sanayi kurulușlarından ASAȘ, Avrupa Birliği’nin Horizon 2020 araștırma ve yenilik programı çerçevesinde fonlanan ve Avrupa Komisyonu’nun desteğiyle hayata geçirilen RETROFEED Projesi’nin 10 ülkedeki 18 ortaklarından biri oldu. İspanya Zaragoza’da bulunan Enerji Kaynakları ve Tüketim Araștırma Merkezi CIRCE Vakfı tarafından koordine edilen proje, seramik, çimento, alüminyum, çelik ve zirai kimyasal gibi enerji yoğun sektörlerde üretim proseslerinin yeniden șekillendirilerek değișken, biyo-bazlı ve döngüsel hammaddelerin kullanılmasını sağlayıp kaynak maliyetinde yüzde 22, enerji verimliliğinde yüzde 19 artıș, bunun sonucunda ise maliyetlerde ve karbon emisyonlarında azalma sağlamayı hedefliyor. Hedeflenen Enerji Karlılığı Aktarıldı Projenin ilk toplantısı, 26-27 Kasım 2019 tarihleri arasında Brüksel’de

gerçekleștirildi. Yapılan toplantıya ASAȘ’ı temsilen Enerji Müdürü Hasan Basri TAȘKIN, Ar-Ge Müdürü Görkem ÖZÇELİK ve Fon Destekli Projelerden sorumlu Ar-Ge Mühendisi Zeynep TUTKU ÖZEN katıldı. Alüminyum endüstrisinde RETROFEED çözümlerinin validasyonu yapılması görevine liderlik eden ASAȘ, toplantıda Ar-Ge faaliyetleri ve kapasite sunumunun ardından, proje sonrasında hedeflenen enerji karlılığı ve hurda alüminyum kullanımında artıșı aktardı. Atıklar Ham Maddeye Dönüștürülecek Nisan 2023’te tamamlanması hedeflenen projeyle seramik, çimento, alüminyum, çelik ve zirai kimyasal gibi sektörlerde mevcut proseslere alternatif yaratılarak, tesiste elde edilen atık ve / veya yan ürünlerin hammadde karıșımlarının entegrasyonu, mevcut fırın / reaktör

besleme stoku tedarikini tamamlamak için atık maddelerin tesis dıșından verilmesi, biyo-bazlı kaynakların hammadde olarak kullanılması, mevcut fosil yakıt talebini azaltmak için biyo bazlı yakıtların yanması ile çelik sanayi artıklarının ve diğer sanayi sektörlerinden benzer diğer artıkların alternatif hammadde olarak kullanılması amaçlanıyor. ASAȘ is an Important Partner in the EU Funded RETROFEED Project in which 10 Countries Take Part ASAȘ has taken its place among the partners of the RETROFEED Project, funded by the European Union’s Horizon 2020 research and innovation program and implemented with the support of the European Commission, with the aim of reducing resource usage and ensuring energy efficiency in energy intensive sectors.



Röportaj

36

İTO, Pandemi Döneminde İș Dünyası ile Kamu ve Devlet Kurumları Arasında Dayanıșma Köprüsü Kurdu Pandemi döneminde “Hem salgına karşı mücadele etme, hem de hayatımızı devam ettirmemiz gerektiği” ilkesiyle hareket eden İTO, iş dünyası ile kamu ve devlet kurumları arasında köprü vazifesi görüyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib AVDAGİÇ ile sahip oldukları bu misyon çerçevesinde yürüttükleri çalışmaları ve pandemi sonrası iş dünyasını bekleyen gelişmeleri konuştuk. hizmete imza attık. “Dijital Oda” dönemine yeni bir soluk getirdik. İstanbul iș dünyasının en büyük veri tabanı olan İTO internet portalını yerli yazılımla yeniledik. Ayrıca, firma bilgileri araması için sıkça kullanılan İTO Bilgi Bankası’ndaki ișlem sürelerini, kullanıcı dostu tasarımla üç kat hızlandırdık. Böylece ziyaretçilerin en hızlı șekilde bilgiye ulașmasını sağladık. Geldiğimiz son așamada; İstanbul Ticaret Odası olarak üyelerimizin salgın sürecini en az hasarla atlatabilmesi için faaliyetlerimizi tüm hızıyla sürdürüyoruz. Türkiye’nin lokomotifi olan İstanbullu girișimcilere her türlü hizmeti vermeye devam ediyoruz.

İstanbul Ticaret Odası olarak pandemi döneminde ne tür çalıșmalar yürüttünüz? İTO olarak, “Hem salgına karșı mücadele etme, hem de hayatımızı devam ettirmemiz gerektiği” ilkesinden hareket ettik. Sağlığımızın korunması önemliydi. Burada büyük sınav verdik, hâlâ veriyoruz. Ama en ağır sınavı, iș dünyası olarak verdik. İș dünyamız için çalıșanlarının sağlığını koruyarak, üretimin çarklarını devam ettirecek bir yol açtık. Önce Oda olarak kendimiz örnek olduk: Esnek çalıșma sistemine geçtik. Teknolojinin imkânlarından yararlanarak çalıșmalarımızı ve toplantılarımıza ara vermedik. Meclis ve komite üyelerimizin yanı sıra üyelerimizle sürekli toplantı ve iletișim halinde olduk.

ve imzası bulunuyor. İTO olarak, pandeminin bașlangıcında çok daha önemli bir șey yaptık: Panik havasına karșı üyelerimizi ve halkı yönlendirici açıklamalarda bulunduk. Fiziki temasın zararlarına karșı online mesafeyi ișler kıldık, üyelerimize bunu tavsiye ettik. Üyelerimizin finansman ihtiyacına karșı alınan önlemleri yakından izledik. Aksayan yönleri banka yöneticileriyle, TOBB ve kamuoyuyla anında paylaștık. Devletin açıkladığı önemli tedbirlerin üyelerimiz tarafından anında öğrenilip yararlanılması için bilgilenme kampanyası bașlattık. Hükümetimiz, Covid-19’a karșı hem ekonomik, hem de sağlık sektörü bakımından çok doğru önlemler aldı. Bu doğru kararları destekledik, iș dünyasının harfiyen uyması için özen gösterdik.

İstanbul iș dünyasının görüșlerini, sıkıntılarını ve çözüm önerilerini alıp ilgili bakanlıklarımız, İstanbul Valiliği ve TOBB’la paylaștık. Anında çözüm üretilmesini sağladık. Hükümetimizin ve valiliğimizin aldığı Covid-19’a ilișkin tedbirlerin birçoğunda İTO’nun katkısı

Üyelerimizin bu süreçte ihtiyaç duydukları finansmanı sağlamak için TOBB liderliğinde bașlatılan Nefes Kredisi’ne en büyük katkıyı verdik. Pandemi süreci, dijitalleșmenin önemini ve gerekliliğini bir kez daha gösterdi. Bu konuda iș dünyasına örnek olacak bir

Sektörler pandemi döneminde neler yașadı, pandemi sonrası firmaları neler bekliyor? 31 Aralık 2019 tarihinden itibaren olumsuz etkisini gün geçtikçe artıran pandemi, üretimi ve ticareti olumsuz etkiledi. Bir anda hayatımıza giren koronavirüs, kısa süre içinde tüm alıșkanlıklarımızı, iș yapıș biçimlerimizi, önceliklerimizi ve hayata bakıș açımızı değiștirdi. Pandeminin Çin gibi üretim merkezlerinde yol açtığı olumsuzluklar, dünya tedarik zincirinde aksamalara yol açtı. Çin’den gelecek ara mallarla üretim yapacak ülkelerin üretimi olumsuz etkilendi. Bunu biz de yașadık. İlaç sektörü bașta olmak üzere Çin’den hammadde tedariki sağlayan makina, kimya, otomotiv ve mobilya gibi sektörlerde bu olumsuzluklar yașandı. Teknoloji ve elektronik ürünlerde üretim merkezi olan Çin ve Güney Kore’de salgın nedeniyle üretimde bozulmalar meydana geldi. Aynı șekilde tașımacılık sektörü olumsuz etkilendi. Ancak mayıs ayı itibariyle gümrüklerdeki sefer sayılarının eski rakamlara doğru bir


Röportaj

37

yükselișe geçtiğini görüyoruz. Talep yönlü aksamalarda en çok etkilenen sektörler seyahat, turizm ve havacılık sektörü oldu. Çünkü salgın bașlar bașlamaz, ülkeler ilk önlem olarak sınırları kapattılar, seyahat ve uçușları engellediler. Șimdi kontrollü geçiș döneminde tüm sektörlerde gözle görülür iyileșmeler bekliyoruz. Sonuç itibariyle Türkiye’de sektörler, kendilerini yeni sürece uyarlamada büyük bașarı gösterdiler. Pandemiye esir olmadan üretime devam etmenin yöntemlerini bulup, uygulamayı bașardılar. Gıda, tıbbi cihazlar ve bilișim bașta olmak üzere yükselen sektörlerimiz oldu. Bunu daha da genișletebilmemiz mümkün. Daralan ve tedbirler sebebiyle kapalı kalan sektörlerimiz ise hükümetin aldığı tedbirlerle ayakta tutulmaya çalıșıldı. Bu destekler, yeni bir sıçrama ve bașlangıç için önemli bir katkı sağladı. Pandemi sonrasında firmaları, salgınla șekillenen yeni bir anlayıșla ticaret ve üretime yön verme gibi önemli bir dönüșüm bekliyor. Biz bu dönüșüme kısaca dijitalleșme diyebiliriz. Çünkü Covid-19 bize 2 kalıcı etki bıraktı. 1’incisi otomasyon; 2’ncisi de hızla değișen alıșveriș ve tüketim alıșkanlıklarımızın değișimi. Artık e-alıșveriș, e-ticaret, e-ihracat ve hatta e-çalıșma dönemi bașladı. Hepimiz pandemi sürecinde

online ya da uzaktan çalıșma șeklinde yașadık. Uzaktan çalıșma da tüm ağırlığıyla hayatımızda yer ediniyor, gittikçe daha fazla sayıda “ofissiz șirketle” tanıșıyoruz. Sonuç itibariyle, pandeminin șartlarına ve getirdiği yeni anlayıșa adapte olabilen firmalarımızın önünde büyük bir șans var. Onlar sayesinde de Türkiye’nin pandemi sonrasına hızlı bir çıkıș yapabilme imkânı var. Pandemi sonrasında dünyada üretim ve ülkeler arası ticarette nasıl bir değișim yașanacak? Pandeminin tarumar ettiği dünya ekonomisi için Dünya Ticaret Örgütü’nün iki senaryosu bulunuyor. İyimser senaryosuna göre, 2020’nin 2’nci yarısında yükseliș yeniden bașlayacak. Bu çıkıș süreciyle birlikte 2021’de, 2019 yılının üzerinde bir ticaret hacmine ulașılacak. Bir bașka ifadeyle, bu tahmine göre, dünya 2019’da 100 birim bașladığı yolda 2021 sonunda 90 birimi daha yeni yerine koymuș olacak. Kötümser senaryoda ise 2022’deki küresel ticaret hacmi, 2012-2013’teki seviyesine ancak erișecek. Buna göre Covid-19, dünyanın biriktirdiği sorunlara eklenen yeni bir sorun olarak varlığını devam ettirecek. Bundan bașarıyla çıkmanın tek yolu ise elbirliğiyle, katılımcı bir yaklașımla ortaya konulacak mücadeledir.

Öte yandan Çin’in virüste ikinci dalga önlemlerine geçmesi, bu konuda dünyayı tedirgin ediyor. Aslında koronavirüs bize, “Fazla hayal kurmayın, 3 ay kapanmayla benden kurtulmayı beklemeyin” mesajı veriyor. Bu sebepten dolayı, kontrollü süreçte önlemlere devam etmeliyiz. Sosyal mesafe kuralını dikkate almayarak rahatlığa kapılırsak, 2’nci ve 3’üncü dalga kaçınılmaz olur. Eğer böyle olursa, bunun șüphesiz bedeli ağır olur. Yeni dönemde Türkiye’yi hangi fırsatlar bekliyor? Öncelikle Türkiye’nin pandemiyle mücadelede geçer not aldığının altını çizmek isterim. Hem genel olarak süreci yönetimimiz, hem de Sağlık Bakanlığımızın bașarılı politikaları ve uygulamaları bunda etkili oldu. Ayrıca son dönemde sağlık sektörüne yapılan yatırımlar, bu bașarıda büyük rol oynadı. Hem, neo-liberalizmin “Kalan sağlar bizimdir” yaklașımına inat biz yașlılarımız korundu; hem de kısa çalıșma ödeneği ve benzeri desteklerle üretimden kopmadık. Türkiye’yi bekleyen en önemli fırsat, pandemi yönetiminde sergilediği bașarıya, üretim ve ticarete de uyarlayarak, salgın sonrası en iyi çıkıș yapan ülke olmaktır. Bunun için gerekli altyapıya sahip olduğumuzu tıbbi cihaz ve malzeme üretiminden gıda ve savunma sanayine kadar geniș bir yelpazede gösterdik.


Röportaj

38

kapatabileceğimizi ve artıya geçebilecek bir fırsatımız var. Türk özel sektörü olarak bu fırsatın olumlu yönde kullanılmaması için bir neden göremiyoruz. Elbette çok zorlu bir süreçten geçiyoruz. Ama eminim ki, Türkiye bu zorlu parkuru da geride bırakmasını bilecektir. Bu güce sahiptir. Çünkü Türkiye en zor zamanlarda yeni çıkıș noktaları bulabilen, kahraman bir özel sektöre ve müteșebbis ruha sahiptir.

2’nci olarak, bozulan küresel tedarik zinciri sebebiyle ülkeler, temin etmekte zorlandıkları malzemeleri ya iç piyasada üretmeye yöneldiler ya da daha uzak bölgeler yerine daha yakın bölgeleri tercih ettiler. Bu kapsamda, AB ülkelerinin de Çin ve diğer Asya ülkelerini kapsayan küresel tedarik zincirleri yerine, yakın coğrafyayı tercih edecekleri görülüyor. Artık Batı için Uzak Doğu, üretim anlamında daha “uzak” hale geldi. En yakınlarında ise Türkiye var. Ayrıca Türkiye’nin üretim kalitesi, yetișmiș insan gücü, lojistik altyapısı, tașımacılık bakımından yakınlığı da önemli avantajdır. Șimdi ekonominin çarklarının yeniden dönmeye bașladığı bu dönemde de konsantrasyonumuzu bozmayacağız. Türk özel sektör olarak, fabrikalardan ofislere koronaya geçit vermeyeceğiz. Maliyetlerine katlanarak, her türlü önlemi alacağız. Fabrikalarımızda, ișyerlerimizde alınan tedbirlerin sokakta da karșılık bulması halinde, salgının olası yeni dalgalarını da bașarıyla atlatacağız. Çin bilindiği üzere birçok sektörde etkin bir ülkeydi. Bundan sonraki süreçte neler yașanır? Ekonomistlerin değerlendirmelerine göre, pandeminin çıkıș ülkesi olan Çin’in rahat oyun kurmasının engellenme ihtimali, Türkiye için çok olumlu bir faktör. Türkiye, bu süreçte Çin’den ayrılacak bazı imalat alanlarında,

stratejik bir yatırım durağı olma fırsatını değerlendirecektir. Dünya, Çin’in dünyanın üretim merkezi olmasının yol açtığı sorunları pandemi ile gördü. Üretimin, en ucuz olduğu yere konumlandırılması stratejisi değișecek. Malum küresel imalat kapasitesinin yüzde 28,4’ü Çin’deydi. Bu da dünya üretimini kilitledi. Dolayısıyla Çin’in 2,4 trilyon dolarlık ihracat hacminin bir kısmı bașka ülkelere kayacak. Bundan Türkiye de payını alacak, stratejik bir yatırım durağı olacak. Unutmayalım ki, pandemi özellikle sanayide “dıșarıya göbek bağı” ile bağlı olmayan, ama “dıșarıyı besleyen” bir üretim anlayıșını tekrar gündeme tașıdı. Bir bașka ifadeyle, “ülkelerin kendi kendilerine yetebilmelerinin” önem kazanacağı döneme giriyoruz. Bu, bizim için büyük bir imkân! Çünkü Türkiye imalat sanayi olarak șanslı bir konumda bulunuyor. Kanaatime göre, Türkiye’nin çok önemli bir șansı var. Türkiye, hem teknolojik yenilikleri çok hızlı bir șekilde kullanma șansına sahip, hem de konvansiyonel üretimde önemli bir gücü var. Dolayısıyla bu iki kabiliyet ve imkânıyla Türkiye, dünya pazarlarından daha fazla pay alabilecek durumdadır. Deyim yerindeyse çok uzun yıllardır makûs talihimiz haline gelen dıș ticaret açığımızı artık tamamen

Tıpkı hepimizin gönlünde taht kuran efsanevî boksör Muhammed Ali Clay’in dediği gibi, “Șampiyonlar salonlardan çıkmaz. Șampiyonlar içlerinde tutku, hayal ve amaç olan insanlardan çıkar.” Biz Türk iș dünyası olarak, ticaretin ve üretimin șampiyonları olmaya kararlıyız. Çünkü Türkiye gibi büyük bir tutkumuz, Türkiye gibi büyük bir hayalimiz ve Türkiye gibi büyük bir hedefimiz var. Ve bu tutkumuzu, bu hayalimizi gerçekleștirmek için sonuna kadar gayret göstereceğiz. Değerli vaktinizi ayırdığınız için teșekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mıdır? Win&ARTProje – ALU&Art Dergilerinizde gerçekleștirdiğiniz haber çalıșmalarıyla iș dünyasını temsil eden bir yayın olarak, sizi gönülden kutluyorum. Sayfalarınızda yer alan haber çalıșmalarıyla șirketlerin gündemlerini yansıtıyorsunuz. Türk iș dünyasının ticaretin ve üretimin șampiyonu olma hedefine sizlerle birlikte güç birliği içinde ulașabileceğimize inanıyorum. Bu yöndeki gayretlerinizi șimdiden alkıșlıyorum. İTO (İstanbul Chamber of Commerce) Has Laid a Bridge of Solidarity Between the Business World And the Public/State Institutions During the Pandemic Period Having acted pursuant to the principle of “We need to maintain our lives while fighting the pandemic” during the pandemic period, İTO acts as a bridge between the business world and the public/state institutions. We interviewed with the Chairman of İstanbul Chamber of Commerce (İTO), Șekib AVDAGİÇ, regarding the activities they have been conducting within the frame of this mission, as well as the developments the business world is to face after the pandemic.



Sektör

40

ALUTEAM’in Eklemeli İmalata Uygun Alüminyum Alașım Tozlarının Geliștirilmesi Projesi’ne TÜBİTAK Desteği ALUTEAM ve SENTES-BİR Metalurji Kimya Enerji Üretim ve Geri Dönüşüm Teknolojileri’nin ortak çalışması olan Eklemeli İmalata Uygun Alüminyum Alaşım Tozlarının Geliştirilmesi Projesi, TÜBİTAK desteği aldı. 1501-TÜBİTAK Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı kapsamında değerlendirmeye alınan “Eklemeli İmalata Uygun Alüminyum Alașım Tozlarının Geliștirilmesi” bașlıklı proje, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araștırma Kurumu Teknoloji ve Yenilik Destek Programlarına İlișkin Yönetmelik ve TÜBİTAK Sanayi Araștırma Teknoloji Geliștirme ve Yenilik Projeleri Destekleme Programı Uygulama Esasları kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, olumlu görülerek destek verilecek projeler arasında yerini aldı. SENTES-BİR İle İș Birliği Alüminyum sektöründe farklı sektörler için üretilen tüm ürünlerde belli standartların olușturulması ve bu standartların ilgili kurumlarla paylașılması sonucunda, sektörün daha kaliteli ve belli standartları yakalamıș ürünler üretmesi ve sunması hedefi doğrultusunda faaliyetlerini sürdüren ALUTEAM iș birliği içinde bulunduğu kurumlarla geliștirdiği iș yapısı sayesinde bu hedefi için çalıșmalarını sürdürüyor. AR-GE faaliyetleri kapsamında devam eden laboratuvar hizmetlerinin yanı sıra Eklemeli İmalat Teknolojisini kullanarak üretim faaliyetlerini de sürdüren merkez “Eklemeli İmalata Uygun Alüminyum Alașım Tozlarının Geliștirilmesi” projesinde SENTES-BİR Metalurji Kimya Enerji Üretim ve Geri Dönüșüm Teknolojileri ile birlikte yol alıyor. ALUTEAM’den Danıșmanlık, Test ve Analiz Hizmeti TÜBİTAK TEYDEP desteği kapsamında gerekli resmi ișlemlerin tamamlanmasının ardından proje ilgili ekipçe hayata geçirilecek. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Alüminyum Test Eğitim ve Araștırma Merkezi ise bu süreçte projenin danıșmanlık, test ve analiz hizmetlerini yürütecek. Böylece ALUTEAM’in ülkemizdeki alüminyum sektörünün güncel ihtiyaçları göz önünde bulundurularak kurulmuș olan ve dünyadaki teknolojik gelișmeler takip edilerek sürekli güncellenen laboratuvar alt yapısı ve ilgili alandaki uzman kadrosunun bilgi birikimi sayesinde projenin gerçekleștirilmesinde önemli bir katma değer olușturulacak. TÜBİTAK’s Support to ALUTEAM’s Project on the Development of Aluminum Alloy Powders Suitable for Additive Manufacturing The Project on Development of Aluminum Alloy Powders suitable for Additive Manufacturing, which is a joint work of ALUTEAM and SENTES-BİR Metallurgical Chemistry Energy Production and Recycling Technologies, received TÜBİTAK’s support.

Șișecam Düzcam, Avrupalı Mimarlarla Online Share Seminerlerinde Buluștu Avrupa’nın lider düzcam üreticisi Şişecam Düzcam, online olarak gerçekleştirilen Uluslararası Mimarlık ve Mühendislik Forumu Share Bükreş ve Share Sofya Webinarları’nda Avrupalı mimarlar ve mühendislerle bir araya geldi. Cam sektörünün global oyuncusu Șișecam Topluluğu bünyesinde faaliyet gösteren Șișecam Düzcam, resmi ortağı olarak yer aldığı Uluslararası Mimarlık ve Mühendislik Forumu Share Bükreș ve Share Sofya Webinar’ları aracılığıyla Avrupalı mühendis ve mimarlarla bir araya geldi. Avrupa’nın önde gelen mimarları, Bükreș ve Sofya’da düzenlenen online seminerlerde, “Pandemi Sonrası Süreçte Mimarlık” teması altında mimari yaklașımlarını paylaștı. Pandemi Sürecinde Cam Ve Sağlık İlișkisi Ele Alındı Etkinlikte Șișecam Düzcam, “Doğru Cam Seçiminin İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri” ve “Pandemi Sürecinde Cam Danıșmanlığı” konularında; mimar, cephe danıșmanı, cephe firmaları ve mimarlık öğrencilerinden olușan sektör temsilcilerine sunumlar yaptı. Dünyaca Ünlü Mimarlar Sunum Yaptı Share Bükreș’e Polonyalı mimar Piotr Lewicki, Lübnanlı mimar Bernard Khoury ve Hollandalı mimar Erick Van Egeraat sunumlarıyla katılırken, Sofya etkinliğinde İngiliz mimar Chris Churchman, Alman cephe danıșmanı Roland Bechmann ve Hollandalı ünlü mimarlık ofisi UnStudio’dan mimar Frans Van Vuure sunumlarıyla yer aldı. Șișecam Flat Glass Met European Architects at Online Share Seminars Șișecam Flat Glass, which is Europe’s leading flat glass manufacturer, came together with European architects and engineers at the International Architecture and Engineering Forum Share Bucharest and Share Sofia Webinars.





Röportaj

44

A3Dizayn Danıșmanlık İnovasyondaki Gücüyle Geleceği Șekillendirecek A3Dizayn Danışmanlık Kurucusu ve CEO’su Yüksek Mimar Ayla ÇELİK ile kariyer yolculuğunun başladığı günden bu yana hayata geçirdiği projeler ve kurucusu olduğu A3Dizayn Danışmanlık’ın faaliyetleri hakkında bir sohbet gerçekleştirdik. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Çalıșma hayatıma 2000 yılında, alüminyum sektöründe proje departmanında bașladım. Kariyerimin son 10 yılında edindiğim Ar-Ge deneyimiyle proje çözümleme konusundaki birikimimi birleștirerek 2020 yılı itibariyle A3Dizayn Danıșmanlık firmasını kurdum. Hayata geçirdiğiniz projelerin hangi süreçlerinde rol aldınız? 20 yıllık iș hayatımın ilk 10 yılında birçok projenin alüminyum giydirme cephe ve doğrama sistemlerine adapte edilmesine yönelik; genel tasarım, projeye özel nokta detaylarının olușturulması, imalat projelerinin hazırlanması süreçlerinde çok bașarılı projelerde yer aldım. Ümraniye’de Space Center, Kağıthane’de Șelale Evleri, Ümraniye’de İș Merkezi, Çorlu Fabrika Yönetim Binası, Aktif Cephe uygulama firması ile birlikte, 2006-2008 yılları arasında tamamladığımız projeleri örnek gösterebilirim. Bu örneklerin tüm detay ve imalat projeleri tarafımca hazırlandı. Bize yönettiğiniz projeler hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz? Space Center projesinde; özel bükümlü silikon cephe, açılı kapaklı cephe,

hazırlayarak ekip arkadașlarım ile çözümlemelerini tamamladım. Çorlu Fabrika Yönetim Binası ve Ümraniye İș Merkezi projelerinde; silikon cephe, kompozit kaplama ve güneș kırıcı özel galvaniz saçak uygulama detaylarının çözülüp projelendirmesini hazırladım. Bunların yanında çalıștığım firmalar bünyesinde birçok özel detay çözümlemeleri de hazırladım. Özel paslanmaz profiller ile desteklenmiș spider cephe uygulaması, özel paslanmaz saçak uygulamaları bunlardan bazıları…

düz kapaklı cephe, yalıtımlı doğrama sistemleri, bükümlü kompozit levha uygulamalarına dair nokta detayları çözüp uygulama projelerini hazırladım. Ayrıca tüm imalat detaylarını öncelikle 3D olarak tasarlayıp, çözümleri kâğıt üzerinde simüle ederek projeyi 2008 yılında tamamladım. Șelale Evleri projesinde; dairesel plana sahip yarı kapaklı cephe uygulaması ile özel kompozit levha bitiș detaylarını

2010 yılından bu yana da projelendirme çalıșmalarımın yanında mimari sistem geliștirme üzerine yoğunlaștım. Giydirme cephe sistemleri, kapı-pencere sistemleri, sürme sistemler, iç bölme sistemleri gibi sistem geliștirmeleri projelerinde yer aldım. Katlanır kapı, veranda sistemleri özel sistem çözümlemelerim arasında yer alıyor. Bunun yanında proje veya talebe göre özel tasarımlar da gerçekleștiriyorum. Çalıșmalarınızda sizi farklı kılan nedir? Çalıștığım firmalar bünyesinde, Türkiye de ilk olma özelliğine sahip özel çözümler



Röportaj

46

geliștirdim. Katlanır kapı sisteminde 90 derece köșe dönüș profili tasarımı, ekonomik kaldır-sür sistem tasarımı bunlardan bazılarını olușturuyor. Özellikle ekonomik kaldır-sür sistem tașıma kapasitesi 200 kg olması ve normal kaldır-sür sisteme göre hem profil hem de mekanizma maliyetlerinde yüzde 50’ye yakın bir tasarruf sağlaması açısından firmalara önemli bir kazanım sağlıyor. Bugün gündeminizde neler var? Nasıl bir gelecek hedefi belirlediniz? Tasarım ve projelendirme çalıșmalarımın yanında teknolojik gelișmeleri takip ederek “Bunu sektörde nasıl kullanabiliriz?” düșüncesiyle çalıșmalarıma soluksuz devam ediyorum. Bu düșünce beni sektörde birkaç adım öne çıkarıyor. Bu amaçla son çalıștığım firmada, yine sektörde ilk olma özelliğine sahip Artırılmıș Gerçeklik (Augmented Reality) kataloğunu hazırlayıp pazarlama unsuru olarak hayata geçirdim. Bu katalog sayesinde firmalar, sistemlere ait kesitleri yanlarında tașımaya ihtiyaç duymadan, her ortamda sunum yapma imkânına sahip olabiliyor. Bu örnekten yola çıkarak, bugün teknolojik gelișmeler ıșığında, inovatif çalıșmaların gündemimde olduğunu söyleyebilirim. Önümüzdeki dönemin planlamalarını da bu çerçevede yapıyorum. Gelecek hedefime inovatif çalıșmalarım yol gösterecek. Değerli vaktinizi ayırdığınız için teșekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mıdır? Win&ART Proje ve ALU&Art yayınlarının sektörün tüm paydașlarının sesi olduğuna inanıyorum. Benim sesim olduğunuz içinde çok teșekkür ederim. Çalıșmalarım hakkında daha fazla bilgi edinmek için web sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. A3Dizayn Consultancy Shall Shape The Future Thanks To Its Strength In Innovation We interviewed with Ayla ÇELİK, Founder & CEO of A3Dizayn Consultancy about the projects she achieved since the beginning of her career journey, and about the activities of A3Dizayn Consultancy she founded.



Sektör

48

Türkiye’nin İlk Yerli Hızlı Treninin Mutfak Setleri Öztiryakiler’den Türkiye’nin milli markası olarak dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştiren Öztiryakiler, Türkiye’nin yerli ve milli üretim vizyonu çerçevesinde geliştirdiği dev projelerin son örneği olan yerli hızlı tren projesindeki yerini aldı. mutfak sektöründe geldiğimiz noktayla yerli ve milli projeler sayesinde bir bakıma dünya sahnesinde yer alıyoruz. Bu sadece bizim değil, sektörümüzün bașarısı.

Sakarya’daki TÜVASAȘ tesislerinde yerli ve milli kaynaklar ile tasarlanan yerli hızlı tren projesinin ilk seti raya indi. Yüzde 80 oranında yerlilikle üretilen tren, saatte 160 kilometre hıza ulașabiliyor. Yerli trenin mutfak setlerinde yine yerli üretim yapan ve dünyanın dört bir yanına ihracat

gerçekleștiren Öztiryakiler tercih edildi. Öztiryakiler Yönetim Kurulu Üyesi Tahsin ÖZTİRYAKİ, Türkiye’nin hemen her alanda kendi kendine yetebilecek kabiliyete eriștiğini vurguladığı açıklamasında șunları söyledi: “Bu, Türkiye’nin kendi kendine yetebildiğinin en büyük ispatı. Endüstriyel

Tahsin ÖZTİRYAKİ: “Milli Projeler Geleceğimizi Olușturacak” TÜVASAȘ’ın tamamen yerli üretim teknolojileriyle ve Türk mühendislerle geliștirdiği milli trenimiz hepimizin gurur kaynağı. Türkiye, Cumhurbașkanı kararnamesiyle yakın gelecekte dünyaya tren seti ihraç eden bir ülke olacak. Biz, Türkiye’de üretilebilen her ürünün desteklenmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Devletimiz bu konuda üreticilerimizi sonuna kadar destekliyor. Daha önce milli gemilerimizin mutfak setlerini üretmiș ve teslim etmiștik. Bugün, milli ve yerli trenimizin mutfak setlerini üretmekten ötürü gururluyuz. Bu vagonların içerisinde yabancı firmalardan yüzde 50 oranında fiyat avantajı olan Türk mutfak setleri yer alıyor. Böylesi büyük projelerle Türkiye’nin artık birçok alanda kendi kendine yetecek kabiliyette olduğunu görüyoruz. Yabancı üreticiler milli projeler sayesinde endüstriyel Türk mutfak sektörünün geldiği noktayı da görmüș oluyor. Bu sadece bizim değil, sektörümüzün bașarısı. Bașta Sayın Cumhurbașkanımız olmak üzere Sanayi Bakanlığımıza ve Ulaștırma Bakanlığımıza bir kez daha teșekkürlerimi sunmak istiyorum. Yerli ve milli projeler hem ülkemizin, hem de üreticilerimizin geleceği açısından kritik öneme sahip.”

Kitchen Sets of Turkey’s First Domestic High-Speed Train is From Öztiryakiler Öztiryakiler, making exports to every corner of the world as Turkey’s domestic brand, has participated in the domestic high-speed train project of Turkey, which is the latest example of the country’s huge projects developed within the framework of domestic and national production vision.









Röportaj

56

Celalettin KIRBOZ: “Sektör Olarak Hiçbir İlave Külfete ‘Evet’ Diyecek Durumda Değiliz” Alüminyum sektörünün çatı kuruluşu GALSİAD’ın (Girişimci Alüminyum ve Sanayici İşadamları Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin KIRBOZ, pandeminin alüminyum firmalarının faaliyetlerine yansımalarını, GALSİAD olarak bu süreçte sürdürdükleri çalışmaları ve Türkiye’yi bekleyen yeni gelişmeleri anlattı. yönetim kurulumuzun katkılarıyla aynı yardımlarda bulunduk. Süreçte sağlık ile ilgili alınması gereken ve uyulması gereken tüm kurallara uyduk ve uyulması için çalıștık. Alüminyum sektörüne getirilen yeni ve vergi uygulamaları sektöre nasıl yansıdı? Sektörümüzün ağırlıklı konusu olan profil, levha konularında yeni gelen vergilerin çok ciddi bir yaptırımı olmadı diye görüyoruz. Ancak daha önemli idari konular var. Yakın vadede onları çözmemiz gerektiğine inanıyoruz. Yeni getirilen ithalat ve stopaj vergisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu dönemde, hiçbir ilave külfete sektör olarak evet diyecek durumumuz yok. Sektör olarak zor günler geçiriyoruz. Bu zor günlerde devletimiz olabildiğince yanımızda durmaya gayret ediyor. Bizlerin de olabildiğince devletimizin yanında olmamız gerektiği kanısındayım.

GALSİAD olarak pandemi dönemindeki çalıșmalarınızdan bahseder misiniz? Pandemi sürecinde özellikle sektör temsilcilerimizin her așamada yanlarında olamaya yüksek önem gösterdik. Çalıșma șekilleri ve süreçleri ile ilgili olarak her talep eden sektör mensubu firmamıza uygun ve zamanında yanıt vererek dönmeye gayret ettik. Yine önemli bir konu olan ișveren tarafında; oda, birlik, dernek aidatlarının muaf tutulmasına yönelik çalıșmalar yürüttük.

Dernek olarak aidatları bu süreçte üyelerimizden talep etmedik. Personelimiz için sendikaların desteklerini ve katkılarını istedik. Üyelerimiz ile birlikte 100 milyon TL’ye yaklașan bir miktarda nakdi yardım ile yeni hizmete alınan pandemi hastanelerine

Ülkemizde bulunan boksit madenleri hakkında neler düșünüyorsunuz? Alüminyumda dıșa bağımlı kalmamak için bu madenler değerlendirebilir mi? Türkiye’de boksit madenleri kalitesel olarak zengin değil. En azından șu ana kadar bunu desteklemeyen bir bulgu yok. Kalitesi



Röportaj

58

havaalanı olan iki tane hastane var? Bunlar düșünülerek organize edilen süreçler. Tüm yapılan tıp alanındaki yardımlar, ambulans uçak hizmetleri gibi eleștiri oku olan hareketlerin altında, dünyaya kendimizi ve sağlık alanındaki gücümüzü göstermenin bir șeklidir. Hemen arkasından tarım gelecektir. Savunma sanayinde elde edilen bașarı, sağlık ve tarımda çok yakında meyvelerini verecektir.

düșük madenlerimiz elbette var, ancak bu madenleri ișlemek maliyet olarak zaten imkansız. Ayrıca izabe de enerji yoğunluğundan kaynaklı maliyetler nedeniyle, bu madenlerin ergitilmesi așamasında rekabet șansı azalıyor. Alüminyum sektörü pandemi döneminde neler yașadı, pandemi sonrası sektörü neler bekliyor? Pandemi süreci ve sonrası, tüm dünyada ve ülkemizde neticede olumsuz bir hava estirmiș ve estirmeye devam ediyor. Ülkemizin aldığı tedbirler ve yol haritası aslında bizleri çok önemli ters rüzgarlardan büyük oranda muhafaza etti. Faizler cephesinde alınan radikal kararlar da piyasalarda bir olumlu hava estirdi. Dövizin belli bir seviyede tutulması, faizler ve borsanın yukarı hareketi perakendeyi de hareketlendirdi. Elbette bunun devamı ve bu süreçte alınan yaraların sarılması çok önemli. Burada da iș bize düșüyor. Elbette var gücümüz ile çalıșarak bu yükü de atmalıyız üzerimizden. Pandemi sonrasında dünyada üretim ve ülkeler arası ticarette nasıl bir değișim yașanacak? Kaçınılmaz olan otonom hayat tarzı, artık büyük ölçüde hayatımıza yerleșecek, hatta yerlești. Ancak ülkemizin alt yapısının buna çok da hazır değil. Bu süreçte karbon ayak izi ve otonom hayata, endüstri 4.0 a alt yapı olarak çok hazır olmadığımız

görebiliyoruz. Bu süreç te bizi bekleyen problemlerin üstesinden gelemezsek, sonunda hüsrana uğrayabiliriz. Ülkemizin fiber optik yapısı bile bence halen bu sürece hazır değil. Bunun yanında yazılım șirketlerimiz ve elektronik sanayimizde aynı șekilde alt yapı olarak sisteme hazır değil. Dünya ticaretindeki bu otonom yapıda yer alacak șirketlerden olmak ve onlar ile çalıșmak istiyorsak, muhakkak hızla altyapı problemlerimizi çözmeliyiz. Yeni dönemde Türkiye’yi hangi fırsatlar bekliyor? Türkiye üç konuda kendisine rota çizdi: Savunma sanayi, sağlık turizmi, tarım. Bu 3 konuda kendini geleceğe hazırlıyor. Elbette bu 3 alanın ilerlemesi ile bunlara bağlı yüzlerce iș kolu da hareketlenecektir. Yani artık inșaat sektörü ile ayakta ve canlı duran bir ekonomi değil, gerçek sanayinin getirileri ile kendini bir yere koymuș ülke olmamız gerekiyor. Böylece Türkiye, bașarılı olduğu ve bugün hala 200 milyar dolara kilitlenen bir yıllık ihracat hedefini çok daha yükseğe tașıyacaktır. Bakın çevrenize, hangi ülkede içerisinde

Çin bilindiği üzere birçok sektörde etkin bir ülkeydi. Bundan sonraki süreçte neler yașanır? Çin konusunda yapılan hiçbir tahmin geçerli değil. Bu süreçteki bașarı ve bașarısızlıkta önemli olan Çin dıșında hareketinin yönünü belirleyen Amerika ve onun yansıması olan Avrupa ülkelerinin tavrıdır. Çin Avrupa’ya ve Amerika’ya satarsa büyük ekonomi, satamazsa batık ekonomidir. Değerli vaktinizi ayırdığınız için teșekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mıdır? Tüm süreçlerde olduğu gibi, bu süreçte de sektörün karșılıksız yanında ve hizmetinde olan; bu hizmeti ve ilgiyi aralıksız olarak bizler ile istișare yaparak sürdüren, yardım istediğimiz her konuda elini uzatan Win&ARTProje / ALU&Art ailesine ve değerli sahibi Sayın Kemalettin AKSÖZ’e șahsım, sektörüm, derneğim adına teșekkür ediyorum. Celalettin KIRBOZ: “Our Sector is not in the Position to Say ‘OK’ to Any Additional Burden” Board Chairman of GALSİAD (Association of Enterprising Aluminum and Industrialist Businessmen), the umbrella organization of the aluminum sector, Celalettin KIRBOZ spoke of the impacts of the pandemic on the operations of the aluminum companies, the activities they carried on as GALSİAD in the meantime, and of the new developments Turkey was to face.







Röportaj

64

TALSAD, Üyeleri ve Kamu Kurulușlarıyla El Ele Vererek Alanında Öncü Adımlar Atıyor Türk alüminyum sektörünün temsilcisi olarak pandemi döneminde üyeleriyle yakın temas halinde, sürecin etkilerini en aza indirgemeyi başaran TALSAD (Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği) sektör oyuncularının üretimdeki üstün gücünü geleceğe taşıyan adımlar atıyor. TALSAD Genel Sekreteri Dr. Erol METİN, pandemi döneminde yürüttükleri çalışmalar ve izledikleri yol haritasını anlattı. TALSAD olarak pandemi döneminde ne tür çalıșmalar yürüttünüz? TALSAD olarak alüminyum sektörünün etkin gelișme sürecinin devamı ve pandemi sürecinden olabilecek en az etki ile faaliyetlerini sürdürebilmesi birçok alanda çalıșmalar yaptık. Bu çalıșmalarda öncelikli olarak 3 alana odaklandık. İlkini pandemi sürecinde kamu kurumlarınca alınan tedbirler kapsamında alüminyum sektörüne özgün düzenlemelerin yapılması, 2’ncisini üye kurulușlar arasında iș sağlığı ve güvenliği alanlarında etkili bir iletișimin ve paylașımını sağlanması, 3’üncüsünü ise bașta Avrupa Alüminyum Birliği olmak üzere yurt dıșı sektörel kurulușlar ile yoğun ișbirliği yapılması olarak özetleyebiliriz. TALSAD olarak pandemi sürecinin bașlaması ile birlikte pandemi sürecine yönelik alınan tedbirlere, sektörlere yönelik ekonomik destek kararlarında alüminyumun stratejik ve üretim faaliyetlerinin zorunlu üretim faaliyetleri kapsamında değerlendirilmesi yönünde girișimlerde bulunduk. Bu girișimlerimiz olumlu değerlendirildi ve alüminyumu da kapsayacak șekilde sıvı metal ergitme tesisleri, folyo üretim tesisleri stratejik ve faaliyeti zorunlu tesisler kapsamında ele alındı. Bu açıdan bakıldığında, bu süreci sektörümüz, üyelerimiz ve kamu kurulușlarımız ile el ele en az zarar ile kapanacak șekilde tamamlamaya çalıștık. İlgili bakanlıklar ve kamu kurumları da bizlerle yakın temas haline kalarak destekte bulundular. Bir diğer önemli çalıșma alanımızı ise TALSAD İș Sağlığı ve Güvenliği Komitemizin pandemi sürecinde üretim yapan ișletmelerde uyguladığı tedbirler çerçevesinde gerçekleștirdik. Bu

ve verimli diyalogları olușturma konularında üzerimize düșenleri yaparak sorumluluğumuzu yerine getirmeye yönelik bir yol haritası izledik.

kapsamda, üyelerimizi kapsayacak șekilde sağlık odaklı ve pandemi etkilerinin asgariye indirilmesine yönelik çalıșmalarımızı sürdürdük. Bu çalıșmaları pandemi sürecinde yoğun bir șekilde devam ettirdik. İSG ve Çevre Komitemiz tüm șirketlerimizi kapsayacak șekilde pandemi etkilerini azaltmak üzere tavsiye ve öneriler geliștirdi ve daimi bir paylașım içinde oldu. Diğer taraftan TALSAD olarak Avrupa alüminyum Birliği’nin pandemi süresince yaptığı çalıșmalara ve bilgi paylașımına dinamik olarak katıldık ve çalıșmalarda bulunduk. AB ülkelerinde salgın etkilerinin azaltılması yönünde alınan tedbirler açısından süreçleri yakından takip ederek olușan bilgi ve deneyimi üyelerimiz ile paylaștık. Piyasa gelișmelerini ve küresel anlamda alüminyum sektörünün yașadığı etkileri değerlendirip, üyelerimize sunarak sektörümüzle iletișim içinde olduk. Özetle bir sektör temsilcisi olarak pandemi sürecinde, sektör derneklerinin yapması gereken en önemli ișlerden biri olan üyeleri ile iletișim ve yakın koordinasyon, bilgi paylașımı ve kamu kurumları ile yapıcı

Sektörde pandemi döneminde neler yașadı, pandemi sonrası firmaları neler bekliyor? Pandemi süreci bașta Avrupa ve ABD olmak üzere küresel anlamda tüm ülkeleri ve endüstrileri doğrudan etkiledi. Doğal olarak alüminyum sektörümüz de bu süreçten doğrudan etkilendi. Avrupa otomotiv sektörü pandemiden yoğun etkilenen sektörlerin bașında geliyor. Otomotiv sektöründe 2020 yılında yüzde 15 civarında bir daralma bekleniyor. Alüminyumun önemli pazar alanlarından biri olan otomotiv ve inșaat sektörlerinde yașanan gerileme, alüminyum sektörünü de etkiledi. Diğer taraftan pandemi süreci alüminyumun toplum sağlığı için ne kadar önemli bir malzeme olduğunu farkına varmamızı sağladı. Özellikle sağlık ve gıda alanlarında yoğun bir kullanım alanı olan alüminyum folyonun, alüminyumun ve sürdürülebilirlik tarafında yapılan çalıșmaların önemi tekrar ortaya çıktı. Avrupa alüminyum pazarında pandemi nedeni ile olușacak daralmanın, COVID-19 etkilerinin yılın ikinci yarısında ne șekilde gelișeceğine dair belirsizliklere de bağlı olarak, yüzde 7- yüzde 15 arasında bir daralma yașanacağını öngörülüyor. Türkiye alüminyum sektörü ise dıș ticaretimizi ve ihracatımızı doğrudan etkileyen bu süreçten olabildiğince az etkilenmek için çeșitli çalıșmalar yaptı. TALSAD olarak yaptığımız analizler, sektörün pandemi sürecinden doğal olarak etkilendiğini gösteriyor. Ocak- mayıs dönemindeki ihracat gerilememiz yüzde onbeș



Röportaj

66

civarında seyir izledi. Özellikle mayıs ayında AB ülkelerindeki ciddi pazar gerilemesi ile yüzde 30’un üzerinde bir ihracat daralması gerçeklești. Diğer taraftan normalleșme süreci ile birlikte piyasa gelișmelerinde olumlu ișaretler görülüyor. Bu dönemi yakından izleyerek değerlendirmeleri yapmak daha uygun olacak. Pandemi sürecinin sonrası ise küresel ticarette ve yeni yașam biçimlerinde özellikle daha fazla dijitalleșmeye doğru bir eğilim izleneceği çok açık görülüyor. Avrupa Birliği, pandemi sonrası öncelikli gelișme ve yatırım alanlarını dijitalleșme ve çevre öncelikli alanlar olarak tanımladı. Destek projelerini de bu alanlara öncelik verecek șekilde olușturdu. Dolayısı ile pandemi süreci sonrasında șirketlerin daha fazla dijitalleșme ve çevre

konularına öncelik veren yaklașımlara ihtiyaç duyacağı, özellikle AB ülkeleri ile yakın ticaret içinde olan ișletmeler için bunun bir gereklilik olacağı çok açık görülüyor. Değerli vaktinizi ayırdığınız için teșekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir konu var mıdır? Alüminyum sektörünün sağlıklı büyümesi ve

gelișmesi, sektörümüzün dünya ve bölge pazarlarındaki payının artması için çalıșmalar yürüten bir dernek olarak, pandemi öncesinde dijitalleșmeye yönelik bir proje bașlatmıștık. İçerisinde bulunduğumuz pandemi döneminde bu projenin ne kadar isabetli ve doğru bir zamanda hayata geçirildiğini görmüș olduk. Geçtiğimiz yıl eylül ayında bașlattığımız Dijital Dönüșüm Projesi ile Türkiye alüminyum sektörünü ilgilendiren, üreticilerimizin ve sektör kurulușlarının iç ve dıș pazarlara yönelik verileri, dinamik bir ortamda ve her an hazır kullanılabilecek șekilde șirketlerimize sunacağız. Böylece alüminyum sektöründe üretim, iç tüketim, İthalat ve ihracat kalemlerinden olușan pazar dengesini düzenli ve güvenilir bir șekilde takip edeceğimiz bir sistemi kurmuș ve dijital ortama aktarmıș olacağız. Üyelerimiz iç ve dıș pazarlardaki gelișmeleri anlık olarak gözlemleyebilecekler. Alüminyum sektöründe yașanan değișimleri, yeni projeleri, firmalarımızın çalıșmalarını Win&ARTProje ve ALU&ART Dergileriniz aracılığıyla okuyucuya ulaștırmanın mutluluğunu yașıyoruz. Sahip olduğunuz bu misyonun tüm unsurlarını yerine getirdiğiniz için sizlere teșekkür ediyorum. TALSAD Takes Leading Steps In Cooperation with Its Members and Public Institutions TALSAD (Turkish Aluminum Industrialists Association, as the oldest and deep rooted industry representative of Turkish aluminum sector, have pursued various initiatives to reduce the impact of the pandemic period, in close cooperation with its member companies, while working to prepare for the future of this important industry. TALSAD Secretary-General, Dr. Erol METİN spoke of the operations they conducted, and the roadmap they pursued throughout the pandemic process.



Makale

68

Corona Virüs Sonrası Alüminyum Sektörü Dr. Metin YILMAZ ÇUHADAROĞLU Metal San. ve Paz. A.Ș.

G

ünümüzün en önemli konusunu șüphesiz Corona virüs salgını olușturmaktadır. İlk bakıșta Corona virüs salgını istatistiki olarak bakıldığında yıllık toplam ölüm sayıları açısından çok endișe verici olmamasına ragmen Șekil.1’de görüleceği gibi verilere günlük bazda bakılıdığında bu durum endișe verici hale dönüșmektedir. Șekil.1’de Amerika Birleșik Devletlerinde 14 Nisan tarihinde günlük ölüm sayılarını hastalık kaynağına göre sıralandığında Corona virüsün birinci sırada yer aldığı görülmektedir. Oysa bu sıralama sadece 15 gün önce bakıldığında ölüm nedenleri içinde Alzeimer’dan sonra altıncı sıradaydı.

ekonomik büyüklüklerini değiștirmiștir. Örneğin 2018 bașında yașanan kur krizi nedeniyle Türkiye birkaç ay içinde yarı yarıya dünya piyasalarına göre fakirlești. Halihazırda dünyada değere baz olușturacak enstrümanlara bakıldığında altın, dolar gibi araçlar görünmekte. Ancak Corona virüs sonrası insanoğlunun değer yargıları değișecek, geleneksel değer, belirleyici güçlerin sarsıldığı, yeni değer yargılarının ön plana çıkacağı öngörülmektedir. Örneğin vasıfız bir çalıșanın bir saatlik çalıșmasının değeri, çalıșanın bulunduğu ülkeye göre dört beș kat değișebilmektedir. Bunun temel ekonomi prensipleri ile açıklanması mümkün değildir. Yine benzer șekilde bir sebze

https://www.upworthy.com/coronavirus-death-rate-not-the-flu Șekil.1: ADB’de iki hafta ara ile günlük ölüm sayılarının nedenlerine göre dağılımı.

Corona virüs salgınını geçmișteki diğer salgın hastalıklardan farklı kılan en önemli özellikler; çok hızlı yayılması, 14 günlük bir kuluçka döneminin olması, çok bulașıcı olması, belli bir yașın üstünde ve kronik hastalığı olan insanları etkilemesi, yerel bir salgın olmayıp küresel bir salgın olması gibi. Bu nedenle yakın zamanda bir çözüm bulunamaması halinde sosyal izolasyon ve hijyen dıșında elimizde çok da çare olmaması gelecek senaryoları kötümser hale getirmektedir. Bu dönemde dünyada en önemli gelișmeler, değișimler ve farkındalıkları șu șekilde özetlenebilir; Değer Kavramının Yeniden Yorumlanması Değer kavramının, Corona virüs sonrası dünyada değișmesi beklenmektedir. Küresel finans piyasalarındaki serbest piyasa ekonomisi adı altında politik ve stratejik baskılar ile hızla değișen değerler ile yıllar boyu birçok ülkenin alım güçlerini ve

ve meyvenin dünyanın bir ucundan diğer ucuna (çok özel koșullarda yüksek maliyetler ile) tașınmasına rağmen hala yerel maliyetlerden daha düșük olması, reel olarak mümkün olmaması gerekirken, șu anda dünya ticaret hacminin büyük bölümünü, bu șekilde dengesiz gelișen bir ekonomiden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla yerel üretimler, gerekli olduğu kadar üretilmesi, temel ihtiyaçlar dıșındaki lüks tüketimlerin gerekliliğinin tekrar değerlendirileceği kesin gibi görünmektedir. Özet olarak, değer kavramı yeniden yorumlanırken, birçok durum için, fiziki hareketlerin sınırlandırılması ve maddelerin hareketi yerine sadece bilginin hareketinin yeterli olması prensibi yerleșecek gibi görünüyor. Doğa Kendini Çok Hızla İyileștirebiliyor Corona virüs öncesi ve sonrası sanayisi gelișmiș Kuzey İtalya Bölgesi’nin uydu görüntülerinde hava kirliliğinde (azot oksit miktarına göre) meydana gelen farklar Șekil.2’de gösterilmiștir.



Makale

70

OCAK 2020

MART 2020

Č˜ekil.2: ,V[FZ ÄŒUBMZB EB 0DBL WF .BSU BZMBS‘OEB IBWB LJSMJMJÄźJOJ HĂšTUFSFO VZEV HĂšSĂ OUĂ MFSJ

Ăœretim ve tĂźketimin azalmasÄą sonucu hava, su ve çevre kirliliÄ&#x;i çok hÄązla azaldÄąÄ&#x;ÄąnÄąn ve doÄ&#x;anÄąn kendini çok hÄązla iyileČ™tirdiÄ&#x;inin farkÄąna varÄąlmasÄą gelecek dĂśnemde dßșßk karbon ekonomisinin kritik olacaÄ&#x;ÄąnÄąn bir gĂśstergesidir. Son zamanlarda televizyonlarda ve yayÄąn kuruluČ™larÄąnda doÄ&#x;al hayatÄąn toparlanmaya baČ™ladÄąÄ&#x;ÄąnÄą Č™ehir içlerine kadar gelen hayvanlarda da anlayabiliyoruz.

Önßmßzdeki bir ya da iki yĹl boyunca bazĹ sektÜrlerin toparlanmasĹ mßmkßn olmayacaktĹr. Bu sektÜrlerin bașĹnda turizm, seyahat, konaklama, inșaat gibi sektÜrler olacaktĹr. Buna karșĹlĹk da; t 5‘Q TBğM‘L CJMHJ JŗMFN ZBQBZ [FLB V[BLUBO FğJUJN TFLUÚSà t & UJDBSFU

Tedarik Zincirinin KĂźreselden Yerele YĂśnelimi Tedarik zincirlerinin kĂźreselden yerele doÄ&#x;ru deÄ&#x;iČ™imi beklenmektedir. Son zamanlarda yaČ™anan ulusalcÄą akÄąmlar ve ticaret savaČ™larÄą, uluslararasÄą ticarette koyulan gĂźmrĂźk vergileri, tarifeler, kotalar koruma Ăśnlemleri, kĂźresel ticareti kopma noktasÄąna getirebilir. Bu nedenle Č™irketler, tedarikçilerini belirlerken daha yĂźksek maliyetlerle bile olsa yerel tedarikçileri tercih etmek durumunda kalabilirler. DeÄ&#x;iČ™en Ä°Č™ Yapma Modelleri Ä°nternet aracÄąlÄąÄ&#x;Äą ile alĹșveriČ™ yapma, uzaktan iČ™ini yĂźrĂźtme, toplantÄąlar yapma bu dĂśnem her kesimden insan için çok hÄązlÄą olarak hayata geçmiČ™ durumdadÄąr. Daha Ăśnceleri belli bir yașĹn Ăźzerindeki bir Č™irket yĂśneticisi ile internet ortamÄąnda toplantÄą yapmak hemen hemen imkansÄąz ve kabul gĂśrmesi mĂźmkĂźn olmamasÄąna raÄ&#x;men, artÄąk gĂźnĂźmĂźzde zaruri olarak elektronik platformlarda her yaČ™tan ve kesimden insanlar kolaylÄąkla toplantÄą yapmaya baČ™lamĹș ve bunu kabullenmiČ™lerdir. Pazarlama faaliyetleri, konferanslar, uluslararasÄą toplantÄąlar, eÄ&#x;itim ve ĂśÄ&#x;renim gibi birçok faaliyetlerin internet aracÄąlÄąÄ&#x;Äą ile uzaktan yapÄąlmasÄą mĂźmkĂźn olmaktadÄąr. SektĂśrler ArasÄąnda UçurumlarÄąn BĂźyĂźmesi Evsel ticaret, turizm seyahat gibi sektĂśrlere gĂśre daha Ăśnemli olacak. SaÄ&#x;lÄąk sistemi hastaneler çok daha Ăśnemli olacak bu konuda hem fiziki yatÄąrÄąmlar hem de insan kaynaÄ&#x;Äąna yapÄąlacak yatÄąrÄąmlar hÄązla artacak ve çok Ăśnemli bir sektĂśr olacak. Birçok kuruluČ™ nakit akĹșĹnÄąn bozulmasÄąndan dolayÄą zor durumda kalacaktÄąr.

t 4BÄźM‘L TFLUĂšSĂ t 5BS‘N WF H‘EB TFLUĂšSĂ t :B[‘M‘N WF PUPNBTZPO TFLUĂšSĂ t ,VSZF UBŗ‘NBD‘M‘L MPKJTUJL TFLUĂšSMFSJ ĂśnĂźmĂźzdeki dĂśnemin yĂźkselen sektĂśrleri olma yolundadÄąrlar. AlĂźminyum SektĂśrĂź TĂźm dĂźnyada olduÄ&#x;u gibi Avrupa’da alĂźminyum sektĂśrĂź de Corona virĂźsĂźnĂźn etkilerini net bir Č™ekilde hissetmiČ™tir. Avrupa’da Mart ayÄą itibarÄą ile baČ™ta otomotiv olmak Ăźzere bir çok bĂźyĂźk çaplÄą firmanÄąn Ăźretimlerini durdurmasÄą alĂźminyum firmalarÄąnÄą da oldukça etkiledi. Ă–zellikle GĂźney Avrupa Ăźlkelerinde bu durumun çok daha derin hissedilmesi nedeniyle Ăźretimlerin kapatÄąlmasÄą çok daha fazla oldu ve Ăśzellikle bĂźyĂźk firmalarÄąn kapatÄąlmasÄąnda sendikalarÄąn çok etkili olduÄ&#x;u bilinmektedir. Ancak otomotiv sektĂśrĂźnĂźn Nisan sonu itibarÄą ile tekrar Ăźretimlere geçeceÄ&#x;i ĂśngĂśrĂźlmektedir. AlĂźminyum sektĂśrĂźnĂźn ĂśnĂźmĂźzdeki dĂśnemde Çin’de yaČ™anan LBQBONBMBS WF LBSHPOVO BODBL IBGUB TPOSB VMBĹ—BCJMNFTJ nedeniyle tedarik zincirinde metalik silisyum gibi bazÄą tedarik malzemelerinde sorun yaČ™anmasÄą ihtimali bulunmaktadÄąr. AlĂźminyum hammadde fiyatlarÄą, Č˜ekil.3’de gĂśsterildiÄ&#x;i gibi Corona virĂźsĂźn salgÄąnÄą ile birlikte diÄ&#x;er ana metallerinkine benzer bir eÄ&#x;ilim gĂśstermiČ™tir. Fiyatlar 22 Ocak’ta 1807 $ / ton dan 8 Nisan’da 1421 $/ton’a inerek, % 21 oranÄąnda bir dßșßș gĂśstermiČ™tir.



Makale

72

Șekil.3: Londra Metal Borsası alüminyum fiyatlarının değișimi.

Alüminyum tüketiminin büyük bir bölünü olușturan, tașımacılık ve inșaat sektörlerindeki talep düșüșü alüminyum fiyatını ve alüminyum stoklarını önemli ölçüde etkilemiștir. LME depolarında stoklar, Șekil.4’ de gösterildiği gibi % 27 artıșla 18 Mart’ta 960 bin tondan, 8 Nisan’da 1.22 Milyon tona çıkmıștır.

1465 - 1409 $/ton arasında değișmesi beklenmektedir. Ancak bununla birlikte biraz daha orta vadede iyi senaryo halinde talebin çok hızlı artması, hammadde bulma zorluğu ve fiyatların birden artmasına da sebep olabileceği ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerekir.

Șekil.4: Londra Metal Borsası depolarında mevcut alüminyum stoklarının değișimleri

Gösterge olarak ulașım ve depolama sektöründe Ocak ve Șubat aylarında Çin’in sabit kıymet yatırımları % 42, demiryolu tașımacılığı yatırımları % 32, karayolu tașımacılığı % 29 ve deniz tașımacılığı % 19 düșüș göstermesi nedeniyle yakın gelecekte beklentiler pek de pozitif olamaz. Bu nedenle yakın gelecekte, azalan talep, zayıf yatırım faaliyetleri ve negatif beklentilerden dolayı, alüminyum fiyatının yakın vadede

Dünyada alüminyum, demir ve çelikten sonra hacimce en çok kullanılan metaldir. Avrupa Birliği (AB) içinde alüminyum sektörü, bir milyon çalıșanı ve 600’den fazla tesisi olan bir sanayi dalıdır. Dolayısı ile AB için stratejik ve kritik kabul edilen bir sektördür. Avrupa Birliği parlamentosunun alüminyum sektörüne yönelik son dönem çalıșmaları içinde; t (àNSàL CJSMJļJ TFSCFTU UJDBSFU BOMBŗNBMBS WF E ŗ UJDBSFUF BJU mevzuat ve düzenlemelerinin güncellemesi,



Makale

74

t :FSFM BMà NJOZVN UFEBSJLJ WF Eà Å—à L LBSCPOMV UFLOPMPKJMFSF ÚODFMJL WFSNFTJ LBSCPO WFSHJTJ HJCJ t :FOJ TBOBZJ TUSBUFKJTJ PMVÅ—UVSNBT‘ ÄŒIUJNBMMFS EBIJMJOEF PMEVļVOV HÚTUFSNFLUFEJS #V EVSVNEB 5à SLJZF OJO LPOVNVOVO OFSFEF WF OBT‘M PMBDBļ‘ 5à SLJZF BMà NJOZVN TFLUÚSà Oà O HFMFDFļJ JÃŽJO PMEVLÃŽB LSJUJL PMBDBLU‘S %PMBZ‘T‘ZMB CV EÚOFNEF BMà NJOZVN TFLUÚS GJSNBMBS‘ JÃŽJO ÚOFNMJ PMBO HJEFSMFSJOJ HFMJSMFSJ JMF PSBOU‘M‘ Å—FLJMEF Eà [FOMFNFL Tà SFLMJMJļJ TBļMBZBCJMNF WF IBUUB [BNBO [BNBO PMBT‘ G‘STBUMBS‘ EFļFSMFOEJSFCJMNF BE‘OB ZFUFSMJ TFSNBZF WF SF[FSWMFSJ FMMFSJOEF CVMVOEVSNBL PMNBM‘E‘S Alüminyum Ãœrünlerinde Yeni Yönelimler ve Fırsatlar #V Hà OMFSEF TPTZBM J[PMBTZPO UFNBT FEJMFO Zà [FZMFS PMEVLÃŽB ÚOFN LB[BONBT‘ OFEFOJZMF HFÃŽJÅ— WF HJSJÅ— OPLUBMBS‘OEB UFNBTT‘[ LBQ‘MBS‘O ÚOFNJ PMEVLÃŽB BSUU‘ (FÃŽJÅ—JO ZPļVO PMEVļV ZFSMFSEF PUPNBUJL EÚOFS WF WFZB LBZBS LBQ‘MBS PMEVLÃŽB GBZEB TBļMBE‘ļ‘OEBO IBTUBOF HJCJ UPQMV HFÃŽJÅ—JO ZPļVO PMEVļV ZBQ‘MBSEB PMEVLÃŽB UBMFQ HÚSNFZF CBÅ—MBN‘ŗU‘S :JOF Ä&#x;FLJM EF HÚSà MEà ļà HJCJ HFÃŽJÅ— OPLUBMBS‘OEB FOUFSFTBO HÚSà OFO NFWDVU LBQ‘MBSB VZHVMBOBO BMà NJOZVN BZBL JMF BÃŽNB

Șekil.5: "Mà NJOZVN TFLUÚSà OEF ZFOJ GJSTBUMBS WF ZÚOFMJNMFSF ÚSOFLMFS

UVUBDBLMBS‘ NBTB WF UF[HBI ÚOà BMà NJOZVN ÃŽFSÃŽFWFMJ LPSVZVDV WJUSJO HJCJ VZHVMBNBMBS TFLUÚSà O Hà ODFM JIUJZBÃŽMBSB LBSŗ‘ I‘[M‘ SFBLTJZPO HÚTUFSEJļJOJO JTQBU‘E‘S ÄŒOTBOMBS‘O $PSPOB WJSà T TPOSBT‘ EB FWMFSJOEF EBIB V[VO CJS [BNBO HFÃŽJSFDFLMFSJ HÚ[ ÚOà OEF CVMVOEVSVMVSTB LPOVUMBSB BJU ZFOJ EPļBDBL JIUJZBÃŽMBSB ZÚOFMJL UBTBS‘NMBS‘O WF VZHVMBNBMBS‘O TFLUÚSEF ÚOFNMJ CJS ZFS BMBDBļ‘ LFTJOEJS :BQ‘MBS JÃŽJOEF Å—FGGBG BNB J[PMF EBIJMJ CÚMNF TJTUFNMFSJOJO QB[BSEBO ÚOFNMJ QBZ BMBDBļ‘ CFLMFONFLUFEJS :JOF BMà NJOZVN à Sà OMFSJO JOTBO JMF BSB Zà [à PMBO BMà NJOZVN LBQMBNBMBS WF IJKZFOJL BOUJCBLUFSJZFM BOUJWJSBM Zà [FZ LBSBLUFSJTUJLMFSJ PMEVLÃŽB ÚOFN UBŗ‘ZBDBLU‘S "Mà NJOZVN à Sà OMFSJO BNCBMBK TFLUÚSà OEF QMBTUJL BNCBMBK à Sà OMFSF LBSŗ‘ ÚOFNMJ CJS QB[BS QBZ‘ BMBDBļ‘ LFTJO HJCJ HÚSà ONFLUFEJS Türkiye Alüminyum Sanayi )BMJIB[‘SEB TFLUÚSEF Eà [FOMJ PMBSBL ZBQ‘MBO CJS ÃŽPL GVBS TFSHJ LPOGFSBOT UJDBSJ GBBMJZFUMFS HJCJ CJS ÃŽPL PSHBOJ[BTZPOMBS‘O CB[‘MBS‘ FSUFMFOEJ CB[‘MBS‘ JQUBM FEJMEJ CB[‘MBS‘ EB ZFOJ USFOE PMBO EJKJUBM QMBUGPSNMBS à [FSJOEFO ZBQ‘MNBLUBE‘S ±PļV GJSNBEB ÚOMFN PMBSBL T‘O‘SM‘ ÃŽBM‘ŗNB Tà SFMFSJ J[JOMFS GJSNB JÃŽJ IJKZFO WF LPOUSPMMFS JMF BM‘OBO



Makale

76

önlemler altında kontrollü çalıșma veya belirli süre çalıșmanın tamamen durdurulması gibi önlemler alınmıș ve alınmaktadır. Sektörümüzün bu dönemki riskleri arasında; sektörün hammaddede %95 oranında dıșa bağımlı olması nedeniyle, bu durumun devam etmesi halinde hammadde tedariğinde darboğaza girilmesi, hurda alüminyum ithalatında sorun olması, çalıșanların tekrar geri kazanılmasında, finansal darboğazdan firmaların batması, ABD ve AB nezdinde Türkiye’den yapılacak alüminyum ürünlere gümrük vergisi koyulması sayılabilir. Öte yandan, olası fırsatlar arasında da; Çin’e karșı alınan önlemler sayesinde hem Amerika hem de Avrupa pazarında Türkiye potansiyel bir alüminyum ihracatçısı olma ihtimali, dijital dönüșüme ayak uyduran firmaların çok daha güçlü bir șekilde ișlerine devam etmeleri, daralan dünya ekonomisinde ve değișen konjonktür ile birlikte yeni pazarlar bulmak gibi fırsatlar sayılabilir.

safi milli hasılanın yüzde 23’ünü olușturan ödenmesi gereken 172 Milyar Dolar borç bulunmaktadır. Bunun yanı sıra ülkeden sermaye kaçıșlarının da bașlaması durumu daha kötü hale getirmektedir. Türkiye’de bugüne kadar atılan adımlar içinde; ișverenlerin vergi yükümlülükleri, SGK primleri ve kredi borçları ertelenmesi, Kredi Garanti Fonu (KGF) limiti yükseltilerek teminat sorunu nedeni ile kredi alamayan firmaların banka kredilerine erișimi kolaylaștırılması, kısa çalıșma ödeneği ile üretime ara veren ișyerlerinde çalıșanlara geçici gelir desteği sağlanması, ihtiyaç sahibi ailelere 2 milyar TL’lik bir kaynak aktarılması, ülke içi havayolu tașımacılığında 3 ay süreyle KDV oranında indirim yapılması, ihracatçıya stok finansman desteği verilmesi, konut alımında kredi koșullarında kolaylık sağlanması, asgari ücret desteğinin devam ettirilmesi gibi önlem ve düzenleme paketleri sayılabilir.

Türkiye alüminyum sektörünün en önemli pazarı olan inșaat sektörünün uzun süre normale gelemeyeceği düșünülürse, sektörün ihracata yönelmesi kaçınılmaz olacaktır. Nakit akıșı alüminyum sektöründe bulunan firmaların en önemli sorunu haline gelecektir. Kredibilite, doğru stok yönetimi, nakit akıș yönetimi, güçlü sermaye gibi bazı faktörler firmaların durumunu belirleyecektir. Yine bu dönem ve sonrasında yalın üretim prensipleri sektör için çok önemli ve vazgeçilmez hale gelecektir. Türkiye’deki Teșvik ve Düzenlemeler Dünyada yașanan geçmiș ekonomik krizlerde uygulandığı gibi, krizin çözümü aslında çok basittir; hükümetler para basar ve insanlar tekrar tüketmeye ve ekonominin çarkları dönmeye bașlayana kadar para dağıtmaya devam eder. Ancak bu sefer krizin bașlangıcı finansal olmayıp sağlık olması, ne kadar süreceğinin belli olmaması gibi belirsizlikler uygulanacak politika ve alınacak eylemlerinde belirsiz hale getiriyor. Öte yandan Türkiye’nin dıș borç yükümlüğünün yüksek olması alınacak önlemleri ve mali paketleri sınırlamaktadır. Șekil.6’da ülkelerin dıș borçları sahip oldukları döviz rezervlerinin yüzdesi olarak gösterilmiștir. Türkiye’nin toplam 436 Milyar Dolar dıș borcu olup, bunun 123 Milyarı (GSMH’nin %17’si) kısa vadeli ve bunun da 91 milyarı özel sektör borcudur. Kısa vadede gayri

Șekil.6: Ülkelerin dıș borçlarının sahip oldukları döviz rezervlerinin yüzdesine göre sıralanması

http://www.sasad.org.tr/uploaded/Korona-Gunlerinde-Ekonomi.pdf Șekil.7: Corona virüs kapsamanda sağlanan mali destek paketlerinin ülkelerin gayri safi milli hasılalarına oranlanmıș șekilde dağılımları.

Ayrıca Merkez bankasının 17 Mart tarihinde 100 baz puan faiz indirimine gitmesi, bankaların TL ve yabancı paraya ulașımında esneklik sağlanması, reel sektöre kredi akıșının temini için bankalara ilave likidite imkanlarının tanınması, ihracatçı firmaların nakit akıșının desteklenmesi amacıyla birtakım tedbirler alınması, tahvil alımlarını genișleterek daha bol ve ucuz likidite sağlanması da alınan önlem paketleri içinde sayılabilir. Türkiye’ de alınan mali paketler dünya ülkeleri ile karșılaștırıldığında Șekil.7’de görüldüğü gibi an itibarı ile oldukça așağılarda yer almaktadır. Bunun sebeplerinde bir tanesi Türkiye’de salgının diğer ülkelere göre daha geç girmesi olabilir. Bu mali destek paketlerinin büyüklüğü ülkelerin ekonomik güçleri ile orantılıdır. Öte yandan desteğin yeterli olmaması halinde özel sektörün ve dolayısıyla ekonominin tamamen çökmesine de neden olabilir. Sonuç olarak bu dönem sektördeki firmaların, alınması gereken önlemlere azami derecede ehemmiyet göstermeleri, birikmiș tecrübe ve iș bilgisinin kaybolmaması adına çalıșanlarına mümkün olduğu kadar sahip çıkması, firma giderlerini nakit gelirlerine göre düzenlemeleri, nakit akıșlarına dikkat etmeleri, mümkün olduğunca stoklarını ve yedek akçelerini iyi yönetmeleri, kredi imkanlarını yüksek tutmaları önem arz etmektedir.



Makale

78

Varda Bina Teknolojileri ile Kapılar Sizin İçin Açılıyor Fikret YILMAZ

eni sayımızdaki köşemde, yerli ve milli ürünleriyle Türkiye’nin dünyadaki vitrinine değer kazandıran Varda Bina Teknolojileri firmasının yetkilisi Murat KARA ile gerçekleştirdiğimiz sohbet buluşmasına yer vermek istedim.

Y

Türkiye’de ürettiği ürünleri dünya ülkelerine kazandıran, bu yönüyle Türkiye markasına ve ekonomiye yüksek bir katma değer sağlayan Varda Bina Teknolojileri, yarattığı istihdamla da iş gücüne büyük bir katkı sunuyor. Özellikle içerisinde bulunduğumuz pandemi dönemi, firmanın ürettiği ürünlerin ne kadar hayati olduğunu bize gösterdi. Sadece üretimde değil, Ar-Ge ve inovasyonda da oldukça güçlü olan bu firma, geliştirdiği en yeni teknolojilerle yaşamımızın her anında kendine bir yer edinmeyi başardı. Bugün pek çok yerde gördüğümüz otomatik kayar kapıları, geliştirdiği en yeni teknolojilerle evlerimize kazandırdı. Bir

başka ifadeyle, evlerimizin kapılarında “Otomatik Açılım” yarattı. Geliştirdiği otomatik açılım mekanizması, evlerde giderek yaygınlaşıyor. Firmanın bu başarısını duyduğumda çok heyecanlandım ve hemen Varda Bina Teknolojileri firmasının yetkilisi Murat KARA ile bir araya gelmek için bağlantı kurdum. Kendisinin ev sahipliğinde gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbeti aktardığım yazımı, ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum. Gelişime açık, yenilikçi ve üstün teknolojileri çok iyi kullanmasını bilen Varda Bina Teknolojileri ile ”Açıl susam açıl” repliğiyle yer edinen, uzay filmlerinde en önemli enstrüman olarak işlenen otomatik kapılar, artık Türkiye’de üretiliyor. Murat KARA kardeşimiz de bu kapıların, yerli sermaye ve yerli beyin gücüyle en kaliteli malzemeler kullanarak ülkemizde üretilmesine liderlik ediyor. Keyifli sohbet için kendisine teşekkür ediyor, başarı hikâyesine yeni başarılar eklemesini diliyorum. değiștirdi. Zira Çin’e gitmeden önce onların sahip olduğu teknoloji ve standartlar benim için ulașılmazdı. Ardından Çin’de gördüğüm manzara beni çok șașırttı. Neredeyse dünyadaki her ülkeye satıș yapan bu ülkenin üretim standartlarını ve teknolojilerini gördüğümde, daha iyisini Adana’da, kendi șehrimde üretebileceğimi gördüm. Çin’e yaptığım ziyaret; kendime, elemanlarıma ve sahip olduğumuz olanaklara güvenimi arttırdı ve șimdi en az onlar kadar iyi ürünleri Adana’da üretiyoruz.

Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 1982 yılında Adana’da doğdum. Mersin Üniversitesi Endüstriyel Otomasyon mezunuyum. Öğrenci değișim programı ile 1 sene İspanya Sevilla’da otomasyon eğitimi aldım. Ayrıca Eskișehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. Ne kadar zamandır bu sektörün içindesiniz? Okulda eğitim aldığım branș üzerine meslek sahibi olmanın avantajlarını yașıyorum. 2006 yılından bu yana otomatik kapı sektöründe faaliyet gösteriyorum. 4 yıl önce Adana’da Varda Bina Teknolojileri firmasını kurdum. Firmamızda otomatik kapı imalatına yönelik üretim yapıyoruz. Biraz firmanız Varda Bina Teknolojilerinden bahsedebilir misiniz? Adana’ da TSE standartlarında fotoselli kapılar, magnetik mıknatıslı kapılar ve 90 derece açılan kapıları yüzde 100 yerli olarak üretiyoruz.

Gücümüzü yerli sermaye, yerli beyin gücü, yerli ișçilik ve yerli üretimden alıyoruz. Teknoloji ve güvenlik açısından her yıl kendimizle yarıșıp, dünya çapındaki yeniliklere liderlik ediyoruz. Çin’in üretimini kaliteli bulmayıp bu sektöre girdiğiniz doğru mu? Sektöre girișim daha önce. Ancak Çin’e yaptığım ziyaret kendi ișime bakıșımı

Otomatik kapı sektörü denilince ne anlamalıyız? Otomatik kapı modelleri, örneğin farikalarda kullanılan seksiyonel endüstriyel kapılar, hızlı PVC kapılar, genel olarak sitelerde demir kapıları açan yana-kayar bahçe motorları, kollu bariyerler, market girișlerinde kullanılan fotoselli camlı kapılar, otel girișlerinde bulunan döner kapılar, petrol istasyonlarının tuvaletlerinde bulunan kanatlı 90 derece kapılar ve son yıllarda ev içerisinde kullanılan magnetik mıknatıslı kapılar gibi modeller akla gelebilir. Bu



Makale

80

ürünlerin tamamını Türkiye’de yerli olarak üretiyoruz. Otomatik kapı sektörünün Türkiye’de gelișim sürecini nasıl buluyorsunuz? Otomatik kapılar hayatımıza yaklașık 30 yıl önce girdi. Ülkemizde 15 yıl öncesine kadar yerli üretim neredeyse yok denecek kadar az, hayali bile kurulamayacak noktada iken; bu gün birçok yerli marka dünya pazarına kapı ihraç ediyor. Kısa bir süre öncesine kadar, otomatik kapı modellerini ülkemizde üretmek bir hayaldi. Geldiğimiz noktada yerli imalat, tüm otomatik kapı modellerini kapsıyor. En az dünya üzerindeki en iyi örnekler kadar da bașarılıyız ülke olarak. Firma olarak pandemi döneminden nasıl etkilendiniz? Pandemi nedeniyle yașanılan sıkıntılı ve zorlu günlerde, dıșa bağımlılığın olmaması ve yerli üretimin ağırlık kazanması

avantaj oldu. Salgının getirdiği ihtiyaçlar doğrultusunda, sahra hastanelerinde ve çoğu sağlık kurulușunda teması önlemek amacı ile otomatik kapılar kullanıldı. Dünyada kriz beklenirken Türkiye’de kapı üretim hacmi arttı. Șu anda Varda Bina Teknolojileri olarak tam kapasite ile 7/24 çalıșıyoruz. Gelecek günlerde nasıl bir sürecin bizi beklediğini düșünüyorsunuz? Bilim Kurulu, insan giriș çıkıșı olan yerlerde elle teması engellemek amaçlı, fotoselli kapının ve mevcut kapıların 90 derece otomatik kanatlı kapılara dönüștürülmesi tavsiyesinde bulundu. Bu da bizim iș yükümüzün artması anlamına geliyor. Bununla birlikte Türkiye’de yerli imalatın gelișmesi için devletimiz tarafından araștırma geliștirme projelerine çeșitli destekler veriliyor. Bir bakanlık yetkilisinin röportajında araștırma geliștirmenin yanı

sıra tasarım desteğinin de önümüzdeki yıllarda imalatçılara verileceğini okudum. Biz yerli imalat otomatik kapılarda bu yaklașımdan yola çıkılarak, teknolojik anlamda iyi olmanın yanı sıra, güzel görünmesine ve șık bir tasarıma sahip olmasına da özen göstererek üretimlerimize devam etmek istiyoruz. Son söz olarak söylemek istediğiniz bir șey var mı? 90 derece kanatlı kapı mekanizmaları, yakın gelecekte iș yerlerinde, cafe, restoranlarda, hastanelerin personel odalarında, hatta evler de bile kullanılacak gibi görünüyor. Hayatımızda birçok konuda teknolojiden faydalandığımız bu süreçte, kapılarımız da teknolojik olduğunda hem rahatımızı, hem enerji tasarrufumuzu, hem de sağlığımızı daha fazla koruyabileceğiz. Biz de kapılarımızda kullandığımız tüm parçaları Adana’da üreterek tüm dünya pazarında yerimizi almıș bulunmaktayız. Üretim performansımızı, örnek bașarı hikâyemizi sizlerin ve Win&ARTProje / ALU&Art Dergileri sayesinde kamuoyuna yansıtabiliyoruz. Bizlere verdiğiniz destek için ayrıca teșekkür ediyorum.



Makale

82

O Zaman Birbirimizi Seviyorduk. Șimdi Değil! Celalettin KIRBOZ Girișimci Alüminyum Sanayicileri ve İș Adamları Derneği Yönetim Kurulu Bașkanı u sayımızda yazımızın “Çok șükür bu illetten de kurtulduk” olarak bașlaması, bir önceki sayımızda çıkan yazımı yazarken aklımdan geçen ilk ve en önemli șeydi. Üzülerek olmadığını hep birlikte görüyoruz. Bu gerçekten her yönü ile çok üzücü bir durum. En çok ilginç tarafı ise insanların bile bile halen önlemleri hiçe saymaları ve kural tanımamaları. Buradan yola çıkarak baktığımızda gerçekten toplumumuzun en büyük problemi șu anda kuralsızlık, saygısızlık ve buna bağlı olarak gelen düzensizlik. Elbette bu hastalığın kök nedeni ise sevgisizlik. Biz Türk insanı olarak sevgisizlik hastalığına yakalanmıșız. Bu hastalık bizi her alanda eritiyor. Virüsün yayılmasının asıl nedeni olarak bile gösterebiliriz. Elbette çok alakalı gelmiyor ilk bakıșta; ama kurallara uymamak, kendinden bașkasını yok saymak bir bencillik ve sevgisizlik göstergesidir. Buradaki çok ama çok önemli fark șudur: “Maskeyi sende hastalık var ise karșındakine bulaștırma” İște burada kendinin hasta olmadığını bilen, bildiğini zanneden, her konuda olduğu gibi bu konuda da mütehassıs insanımız, “Nasıl olsa bende hastalık yok o zaman ben neden maske takayım?” düșüncesi ile bunu reddediyor. Aslında gizli hissi ve düșüncesi ise “Bende var ise zaten bende hastayım, kime bulașır ise bulașsın. Ben olduktan sonra kim hasta olmuș zarar görmüș bana ne!“ İște bu duygular ve düșünceler ile hareket eden bu toplum içeresindeki, saygısız, bencil kural tanımaz insanları sevmeyen bencil insanlar, maalesef bu davranıșları ile herkesin hayatını tehlikeye atıyorlar. Tersi olsa, “Maske sizler için çok önemlidir, sizi hastalıktan korur “denilse idi; inanıyorum tuvalette dahi o maskeyi çıkarmazdık.

B

Bu ülke acilen saygı ve sevgi konusunda insanını eğitmeli. Bunu düzeltmenin 2 yolu var ki, ilk yolu hiçbir șekilde doğru ve sonuç alınacak șekli değil, cezalandırma yolu. 2’nci yolu ise eğitim. Bu durumu her alanda yașıyoruz. Artık ailelere kadar sirayet etmiș halde. Dikkat edin, ülkemizde çok ilginç bir olay șekli var. Adam sevgilisini, karısını, nișanlısını öldürdü. Neden? “Çok sevdiği için!“ Bu ne kadar trajik komik bir olay! Çok seviyor, onun için öldürüyor. Hiç insanın sevdiğine zarar vermesi mümkün mü? Bu sevgi değil bu sevgisizlik. Çünkü bu ilișkide saygı sona ermiș ve maalesef saygının olmadığı bir yerde, ailede, toplumda, ilișkide sevgiden söz edilemez. Öyle de oluyor ve sonuç ortada. Annemi çok seviyorum; ama yașlı annemin çıkıp yürüyeceği yaya

kaldırımına arabamı park ediyorum. Babam hasta arada çıkıp kapıda tekerlekli sandalyesi ile biraz hava alması gerekiyor, ama o kaldırıma arabamı park ediyorum. Çocuğumu çok seviyorum, ama ev alırken önce otopark var mı onu soruyorum. Komșumu seviyorum, ama yolda karșılașırsam asla yol vermem, yol verilmez alınır. Devletimiz sağlık konusunda çok güzel yatırımlar yaptı; ambulanslar hastaneler, acil servisler çok güzel, ama ben emniyet șeridinde iken geçemezler. İtfaiye çok modern sistemler aldı, ben ișe gecikirsem maalesef yolunu kapatırım. Kendimiz ile çelișen böyle bir topluluk olduk. Bakın etrafa o kadar çok örnek var ki… Bir de sindirilmișlik var elbette. Sorgulayamıyor insan. “Neden bu yol kapalı?” diye. Cevap: “İnșaat var beton döküyoruz.” Peki kaldırımlar? “Görmüyor musun orada demir var çalıșıyoruz.” Üzerine sarı yelek, kafasına baret giyen herkes her yolu kapatıyor, her noktayı kendi arazisi gibi kullanıyor. Park konusunu hiç konușmaya gerek yok. Konu bir hastalık ve acil çözüm yoluna gidilmez ise bu toplumda refah maalesef çok uzak. Bu șekilde hiç kimse ne sağlığın varlığını ne de servetin getirisini yașayamaz. Hayatınız boyunca çalıșıp aldığınız bundan sonraki ömrümde rahat edeyim dediğiniz evin karșısına gelen komșu, evinizin tam kapısına çöpünü koyar ise sizin tüm rahatınız o dakika son bulur. Avrupa bunu ceza ile çözmüș. Ama çözmüș! Ben yine de eğitim ile çözelim derim ama biran evvel bașlayalım. Kaybedecek hiç zamanımız yok. Her gelen nesil biraz daha saygıyı yașamından çıkarıyor ve bu böylece büyüyerek gidiyor. Bencil hisler ile “Sana ne ben böyle iyiyim“ diyen insanlar elbette olacaktır. Emin olun her ucu bize dokunuyor ve dokunacak. Konu çok önemli hassas ve uzun analizler gerektiriyor. Bu sayımızda ekonomi, piyasa, alüminyum, sektörden çok da bahsedemedik. Sosyal yara bu halde iken ne kadar önemli diğerleri, bilmiyorum. İnsan olarak bu toplumun bir ferdi olarak ekonomi kadar, hatta daha değerli olduğunu düșünüyorum sosyal ilișkinin ve saygının… Elbette getirisi olan sevginin... Biz tarihimizde birçok problemi, zorluğu yendik. Ama emin olun o zaman birbirimizi seviyorduk. Șimdi değil!







Makale

88

Giydirme Cephelerde Yapıșma - 1 Ersoy ÇAKIR Yüksek Mimar www.ersoycakir.com

Genel Özellikler Silikon, silisyum kumundan elde dilen bir kimyasaldır. Silikonlar, kullanım yerlerine ve amaçlarına göre adlandırılırlar: – İzolasyon, – Dolgu, – Yapıștırma amacıyla kullanılırlar. Silikonlar 2 ana bașlıkta gruplandırılabilir: a. Asidik Silikonlar (kokuları kötüdür) b. Nötral Silikonlar (kokusu rahatsız etmez) b.1. Oxime b.2. Alkoxy Silikonlar genel olarak; – Elastiktir. – Nemle sertleșir. – Üzeri boya tutmaz. – UV ıșınlarına karșı dayanıklıdır. Genel Amaçlı Silikonlar – Tek komponentli ve kullanımı kolay olmalı. – Solvent içermemeli. – Anti-bakteriyel özelliği sayesinde bakteri barındırmamalı. – Tam kuruduktan sonra suya dayanıklı olmalı. – Havadaki nem ile kürlenmeli. – Sürekli elastikiyete sahip olmalı. – Dıș cephelerde güvenle kullanılmalı. – Cam, alüminyum, PVC, seramik, fayans, demir eternit, sac, çinko, bakır, boyalı yüzeyler, laminat, ağaç gibi gözeneksiz yüzeylere sahip malzemelerin birleșim yerlerinde yapıștırma ve izolasyon ișlevi sağlamalı. Uygulama Sıcaklığı: + 5 0C ile + 40 0C Uygulama Yüzeyi: Kuru ve temiz olmalı, yağ, pas, toz ve kirden arındırılmalıdır. Tam kuruma: 2 gün. (her 5mm’lik tabaka için) Raf ömrü: 18 ay. (+ 5 0C ile + 25 0C’de)

Nötr Silikonlar – Pencerelerde, üst yalıtım için, – Beton, harç ve lif çimento gibi alkalin maddeler için uygun olması nedeni ile genel inșaat ișlerinde cam, kaplamalı cam, seramik, yalıtılmıș tuğla, emaye, boyanmıș yüzeyler, metaller ve birçok plastik ve alüminyum maddeler gibi çeșitli yüzeylerde yayılma ve bağlantı noktalarını birleștirmek için makinelerle veya manuel olarak kullanılabilir. – Dıș cephelerde kullanılan alüminyum kompozit levha derzlerinde mükemmel sonuç verir. – Otomotiv, uçak, gemi yapımı, mekanik mühendislik, elektronik ve elektronik sanayide kullanılan sanayi tipi bir izolasyon malzemesidir. – Uygulama Sıcaklığı : +5 0C ile + 40 0C – Esneklik: -40 0C ile +150 0C arasında elastikiyetini korumalı. – Uygulama Yüzeyi: Kuru ve temiz olmalı, yağ, pas ,toz ve kirden arındırmalı. – Tam kuruma: 2 gün. (her 5 mm tabaka için) – Raf ömrü: 18 ay. (+ 5 0C ile + 25 0C’ de muhafaza edildiğinde) Akrilik Mastikler Mastikler genel olarak 2 ana bașlıkta gruplandırılabilir: 1- Genel Amaçlı Akrilik Mastikler 2- Silikonize Akrilik Mastikler Akrilik esaslı, izolasyon ve dolgu malzemesidir. – İzolasyon, (hava, ısı) – Dolgu, – Yapıștırma amacıyla binaların iç cephelerinde kullanılır. Mastikler genel olarak; – Yanıcı değildir. – Suya dayanıklıdır. (tam kuruma sonrasında) – Boyanabili.r – Tek komponentlidir. – Antibakteriyel özelliğine sahiptir.



Makale

90

Genel AmaçlÄą Akrilik Mastikler – Tek komponentli, kokusuz ve kullanÄąmÄą kolaydÄąr. – Boyanabilir. – GeniČ™ renk yelpazesine sahiptir ve mevcut rengini daima korur. – Anti-bakteriyel ĂśzelliÄ&#x;i sayesinde bakteri barÄąndÄąrmaz. – Tam kuruduktan sonra suya dayanÄąklÄądÄąr. – GĂśzenekli ve gĂśzeneksiz yĂźzeylerde mĂźkemmel sonuç verir. – Ä°nČ™aatlarda PVC, ahČ™ap, demir ve alĂźminyum doÄ&#x;ramalarÄąn montajÄąnda,  â€“ Yatay – dikey derzlerde ve her tĂźrlĂź çatlaklarÄąn doldurulmasÄąnda, – Prefabrik yapÄą elemanlarÄą arasÄąndaki fugalarda kullanÄąlÄąr. – Uygulama SÄącaklÄąÄ&#x;Äą: + 5 0C ile + 30 0C – Uygulama YĂźzeyi: Kuru ve temiz olmalÄą, yaÄ&#x;, pas, toz ve kirden arÄąndÄąrÄąlmalÄądÄąr. – Tam kuruma: 24 saat. (oda sÄącaklÄąÄ&#x;Äąnda) – Raf ĂśmrĂź: 12 ay. (+ 5 0C ile + 25 0C’ de) Silikonize Akrilik Mastikler – Tek komponentli, kokusuz ve kullanÄąmÄą kolaydÄąr. – Boyanabilir. – Mevcut rengini daima korur. – Anti-bakteriyel ĂśzelliÄ&#x;i sayesinde bakteri barÄąndÄąrmaz. – Tam kuruduktan sonra suya dayanÄąklÄądÄąr. – GĂśzenekli ve gĂśzeneksiz yĂźzeylerde mĂźkemmel sonuç verir. – Ä°nČ™aatlarda PVC, ahČ™ap, demir ve alĂźminyum doÄ&#x;ramalarÄąn montajÄąnda, – Yatay – dikey derzlerde ve her tĂźrlĂź çatlaklarÄąn doldurulmasÄąnda, – Prefabrik yapÄą elemanlarÄą arasÄąndaki fugalarda kullanÄąlÄąr. – Dolgu aralÄąklarÄą temiz, kuru, yaÄ&#x; ve tozdan arÄąndÄąrÄąlmĹș olmalÄądÄąr. – KartuČ™un aÄ&#x;Äąz kÄąsmÄą kesilerek, plastik kanĂźl takÄąlÄąr ve ucu derze gĂśre yatay olarak kesilir. – KartuČ™ tabancaya yerleČ™tirilir. – Mastik sÄąkÄąldÄąktan sonra suyla ÄąslatÄąlmĹș bir spatula veya benzeri aparat ile bastÄąrÄąlarak dĂźzeltilir. – Uygulamadan hemen sonra, mastik yĂźzeyi kabuk baÄ&#x;layana kadar sudan korunmalÄądÄąr. – Ä°stenmeyen yerlere bulaČ™an akrilik mastik, su ile temizlenebilir. TĂźm yapÄąlarda mevcut olan derzleri doÄ&#x;ru tasarlanmasÄą ve hava Č™artlarÄąna karșĹ dayanÄąklÄą olmasÄą gerekir. BaČ™arÄąlÄą bir uygulama için: – Uygulama için doÄ&#x;ru silikon seçilmeli. – Derz doÄ&#x;ru tasarlanmalÄą. – YĂźzeye yapĹșma laboratuar ve sahada test edilmeli. – YĂźzey ve silikon ile ilgili Ăśnerilerin kaydedilmeli. – Gerekli kalite kontrol iČ™lemlerinin yerine getirilmesi ve sonuçlarÄąn kaydÄą yapÄąlmalÄądÄąr.  Ăœç yĂźzeyli yapĹșmadan kaçĹnÄąlmalÄądÄąr. Dolgu macunu, derzin arkasÄąna deÄ&#x;il, sadece derz yĂźzeylerine yapĹșmalÄądÄąr. Ăœç yĂźzeyli yapĹșmayÄą Ăśnlemek için, standart dolgu malzemeleri veya temasÄą engelleyici bantlar kullanÄąlmalÄądÄąr.

SoÄ&#x;uk Hava Uygulama KoČ™ullarÄą – SoÄ&#x;uk hava uygulamalarÄą için en iyi zaman nemin dßșßk olduÄ&#x;u zamandÄąr. YaÄ&#x;mur, sulu kar, kar veya yoÄ&#x;un siste silikon uygulanmamalÄądÄąr. –  Silikon uygulamadan hemen Ăśnce her zaman solvent ile temizlenmelidir. Gerekiyorsa primer uygulanmalÄądÄąr. Isopropil alkol (IPA), Metil Etil Keton (MEK) gibi suda çÜzĂźnĂźr temizleyiciler kullanÄąlmalÄądÄąr. Suda çÜzĂźnĂźr temizleyiciler nemi alÄąr, yĂźzeyin kuru kalmasÄąnÄą saÄ&#x;lar. – EÄ&#x;er yĂźzey nemli veya donmaya hazÄąr Č™ekilde gĂśrĂźnĂźyorsa, silikon uygulanmamalÄądÄąr. EÄ&#x;er Äąslak nem mevcutsa silikon uygulamasÄąnÄąn uygunluÄ&#x;una karar vermek için malzeme yĂźzeyi kaÄ&#x;Äąt mendille silinmelidir. ArdÄąndan solventle temizlenmelidir. t %FS[MFS T‘DBL IBWB UVUVMBSBL WFZB EJSFLU BUFĹ—MF ‘T‘U‘MNBNBM‘E‘S t 4JMJLPOVO ZBQ‘ŗNBT‘OEBO FNJO PMNBL JĂŽJO TBIB ZBQ‘ŗNB testini sÄąk sÄąk uygulamayÄą prensip edinin. YavaČ™ kĂźrlenme oranlarÄą ile tam kĂźrlenme ve yapĹșma için silikon 14 ile 28 gĂźne gereksinim duyar. SoÄ&#x;uk havalarda silikon daha dßșßk oranlarda kĂźrlenecektir. Silikon sonunda fiziksel Ăśzelliklerine tam olarak ulaČ™acaktÄąr. EÄ&#x;er derz geniČ™liÄ&#x;ini dßșßnecek olursak, kĹș aylarÄą boyunca en geniČ™ halini alacaktÄąr. Silikonun maksimum derz geniČ™liÄ&#x;ine uygulanacak olmasÄąyla ĂśmrĂźnĂźn bĂźyĂźk bir kÄąsmÄąnda daha dßșßk baskÄąya maruz kalacaktÄąr. Bu durum silikonun yapĹșma yĂźzeyinde daha az gerilme yaratacaktÄąr. SÄącak Hava Uygulama KoČ™ullarÄą Ortamdaki hava sÄącaklÄąÄ&#x;Äą veya yĂźzey sÄącaklÄąÄ&#x;Äą 50°C nin Ăźzerinde olmasÄą durumunda, silikon uygulanmamalÄądÄąr. Bu sÄącaklÄąklarda kĂźrlenme esnasÄąnda silikon ile yĂźzeyin yapĹșma kesitinde yapĹșma ve birleČ™me performansÄąnÄą olumsuz etkileyen kabarcÄąklar oluČ™ur. SÄącak iklimlerde minimum risk için Ăśnce binanÄąn gĂślgeli kenarÄąna dolgu macunu uygulanmalÄądÄąr. BazÄą durumlarda sabah erken saatlerde, akČ™amĂźstĂź veya gece dolgu macunu uygulamasÄąna ihtiyaç duyulabilir. Bununla birlikte sÄącak iklimlerde silikonun soÄ&#x;utulmuČ™ ortamlarda stoklandÄąÄ&#x;Äąndan emin olunmalÄądÄąr. Bir silikonun uzun sĂźreli yĂźksek ÄąsÄąya maruz kalmasÄą erken bozulmaya ve uygunsuz kĂźrlenmesine sebep olur. KĂźrlenme esnasÄąndaki hareketten kaynaklanan deformasyonu minimuma indirgemek için aČ™aÄ&#x;Äądaki maddeler dikkate alÄąnmalÄądÄąr: – Dolgu macunu kĂźrlenme hÄązÄąnÄą arttÄąrmak için açĹk hĂźcreli poliĂźretan bir derz dolgu fitili kullanÄąlmalÄądÄąr. – TĂźm gĂźnlĂźk derz hareketini azaltmak için ortalama gĂźnlĂźk ÄąsÄąda derz silikonlanmalÄądÄąr. – Bir silikon derinliÄ&#x;inin (2:1) oranÄąndan bĂźyĂźk olmamasÄą veya maksimum 12 mm olmasÄą durumu saÄ&#x;lanmalÄądÄąr. – Primer uygulamasÄą hÄązlÄą yapĹșmanÄąn oluČ™umunu saÄ&#x;lar. EÄ&#x;er primer uygulamasÄą ĂśnerilmemiČ™ ise bu ek uygulama kĂźrlenme esnasÄąnda așĹrÄą derz hareketi olan yerlerde baČ™arÄąlÄą bir uygulamanÄąn saÄ&#x;lanmasÄąna yardÄąmcÄą olur.





Makale

94

Korkuluk Statiği M.Cüneyt YALÇINKAYA Cephe Statik Mühendisi

P

andemi sürecinde sokağa çıkma yasağı ile beraber biraz olsun nefes alabilmek için kendimizi balkon ve teraslara attık. Bu süreçte evde balkon veya teras gibi alanların önemi o kadar çok arttı ki, emlak sektöründe balkonlu evler ayrıcalıklı olarak pazarlanmaya bașlandı. Hatta sosyal medyada balkonu olanların ve olmayanların toplumsal hiyerarșide farklı sınıflarda bulunduğuna dair mizah içerikli paylașımlar oldu. Balkonu salona katanların pișmanlığı ise ayrı bir trajikomik durum. Peki, uzun süre vakit geçirdiğimiz balkon ve teraslarımızın korkulukları bizim için ne kadar güvenli?

güvenilir ve en geniș kapsamlı yönetmeliklerin bașta İngiltere ve Avrupa da kullanıldığını gördük. Bu sebepten Karakalem Statik olarak korkuluk hesabında British ve Europe standartlarını kullanmaktayız.

Kredi faizlerinin düșmesi ile beraber ev sahibi olmak isteyenlerin sayısında ciddi bir yükseliș oldu. Konut sahibi olmak isteyenler, evin kullanıșlı olup olmadığından, kullanılan malzemelerin ne kadar kaliteli olduğuna kadar birçok faktörü göz önünde bulunduruyor. “Depreme dayanıklı mı?” gibi teknik içerikli sorular ise alıcının bilgisiyle sınırlı kalıyor. Bir binanın depreme dayanıklılığı statik hesaplar sonucu belirlenmektedir. Fakat statik hesaplar sadece yapının depreme karșı dayanıklılığı hesabında kullanılmaz. Yapıya ait her bir malzemede statik hesaplar yapılmalıdır.

Örnek olarak dıș cephe balkonlarınızda yapılan balkon korkuluklarınızı etkiyecek rüzgâr yükü her katta aynı olmayacaktır. Birinci katta yapılan korkuluğunuz rüzgâra karșı dayanıklı olabilirken, beșinci katta veya onuncu katta yapılan korkuluğunuz rüzgâra karșı dayanıklı olmayabilir. Güvenlik ve emniyet faktörleri de göz önüne katıldığında aslında bu durumun ne kadar önemli olduğunu anlamak zor değil. Marmara da ortaya çıkan son fırtınalarda zarar gören, devrilen, kopan korkulukların haberlerini internetten görebilirsiniz.

Yeni yapılan binalarda dahi görmekteyiz ki, balkon korkuluklarının statik hesapları yapılmamaktadır. İster ferforje korkuluk olsun, ister alüminyum korkuluk olsun, ister bazalı veya gömme cam korkuluk olsun mutlaka statik hesaplarını yapmak gerekir. İnternette arama motoruna sadece “korkuluk kırıldı” yazıp aratırsanız, çeșitli nedenlerle kırılan/kopan korkulukların sonucunda onlarca yaralanma ve ölüm haberleri ile karșılașırsınız. Tabi ki korkuluk deyince aklımıza ilk olarak balkon ve apartman içi korkulukları gelmektedir. Fakat korkuluklar endüstriyel yapılardan yol kenarlarında bulunan yaya korkuluklarına kadar çok farklı kategorilere ayrılmaktadır. Her birinin amaca yönelik yönetmeliği ve hesaplama yöntemi vardır. Bașta İngiltere olmak üzere Avrupa’da korkulukların hangi standartlarda ve hangi hesaplamalar sonucunda tasarımının yapılacağı kesin olarak yönetmeliklerle belirtilmiștir. Korkuluk statik hesabı ülkemizde ise henüz ayrıntılı ve net bir șekilde belirtilmemiș olsa da ilgili makamlar bu konu üzerinde çalıșmaktadır. İngiltere’de yapılacak korkuluklar 15 farklı kategoride değerlendiriliyor ve her birinin hesap yöntemleri kullanılacak malzemeye ve rüzgâr hesabına göre ayrı ayrı yapılıyor. Korkuluk statiği üzerine yaptığımız araștırmalarımız sonucunda, en

Türk standartlarını göz önünde bulundurmak istediğinizde ise öne çıkan en önemli faktör rüzgâr faktörüdür. Yüzeysel olarak baktığınızda rüzgâr yükü hesabında göz önünde bulundurulacak en bilinen tabloyu hatırlatmak amaçlı buraya bırakıyorum. Peki, bizim bu tablodan anlamamız gereken nedir?

Dıș mekân korkuluk statiği rüzgâr hesabı, normal yapı üzerine etki eden yüklerden farklıdır. Normal bir yapıda rüzgâr hesabı yapılırken ya çekme ya da basınç durumundaki en olumsuz yük, hesaba dâhil edilir. Dıș mekân korkuluk statiğinde ise hem çekme hem de basınç durumunda bulunan yüklerin toplamı, hesaba dâhil edilir. İç mekânlarda ise ayrı bir rüzgâr hesabı bulunmaktadır. Tabi ki korkuluk statik hesabında sadece rüzgâr hesabı etken değildir. Hareketli yük ve termal yük de hesaplara dâhil edilmelidir. İnsan yoğunluğuna, bina kullanım amacına göre hareketli yük faktörleri değișkenlik göstermektedir. İncelemelerimiz sonucunda gördük ki, statik hesabı yapılan korkulukların birçoğunda ne yazık ki termal yük etkisi hesaplara dâhil edilmemektedir. Özellikle dıș ortamda bulunan korkuluklar gün așırı güneșe maruz kalmaktadır ve malzemede ısıl genleșme



Makale

96

sonucu iç gerilmeler olușmaktadır. Soğuk günlerde ise büzülme sonucunda yine iç gerilmeler olușmaktadır. Bu durum malzemenin zamanla dayanımını, durabilitesini düșürmektedir ve doğal olarak erken deformasyona uğramasına neden olmaktadır. Bu yüzden termal yükler de önem arz etmektedir ve hesaplara dâhil edilmelidir. Sonuç olarak, alacağınız konuttaki/yapıdaki iç mekânda ve dıș mekânda bulunan korkulukların statik hesaplarının yapılıp yapılmadığını mutlaka sorunuz, hayati önem arz etmektedir. Ürününü veya yapısını satacak olan veya montajını yapacak olanlara tavsiyemiz, korkuluk statik hesaplarını mutlaka yaptırmaları olacaktır. Bunun en önemli iki sebebi vardır. Birincisi statik hesap yaptırmak istemeyip korkuluklarınızı sağlam olsun diye bir birimlik malzeme kullanmak yerine iki birimlik malzeme kullanırsınız bu da size fazla maliyet olarak geri döner. Ya da iki birimlik malzeme kullanılacak yere bir birimlik malzeme kullanırsınız ve en olmadık bir zamanda yaralanma veya ölüme sebep olursunuz. Vicdani sorumluluğun haricinde bilirkiși eșliğinde yapılacak bir inceleme sonucunda taksirle adam öldürmek suçundan hapis cezası almak, kaçınılmaz bir durumdur. TCK85 bu durumu açık bir șekilde belirtmektedir;

(1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Tabi ki sadece malzeme çokluğu veya azlığı korkuluğun güvenli olmasında etken değildir. Montajın nasıl yapılacağı da statik hesaplar sonucu belirlenmektedir. Sağlam ya da çok sağlam korkuluk tabirinden ziyade “amaca uygun sağlam korkuluk” tabirini kullanabilmek, statik hesaplar sonucu ortaya çıkar. Statik hesap size optimum düzeyde en ekonomik sistemi montaj etmenizi sağlar. “Felaket bașa gelmeden önce, önleyici ve koruyucu tedbirleri düșünmek lazımdır, geldikten sonra dövünmenin bir yararı yoktur” Cephe sistemlerinin statik hesaplarına dair yazılarımız, gelecek sayılarda devam edecektir. Önerileriniz ve talepleriniz olursa statik@karakalem.com.tr adresine mail gönderebilirsiniz.



Makale

98

Yarında Kal Nevin GÜNEY TOK Makine Mühendisi

B

ambașka planlamalarla, stratejilerle ve umutlarla girdiğimiz 2020 yılının henüz bașındayken, bilimsel adı Covıd-19 olan küresel bir sağlık krizine yakalandık. Koronavirüs krizi dünyayı dramatik bir șekilde değiștirdi. Hazırlıklı değildik; hükümetlerin, kurumların ve șirketlerin 2020’yle ilgili yaptıkları tüm analiz, beklenti ve planların anlamını yitirdiği görüldü. Benzeri görülmemiș ciddi önlemler aldık ve almaya da devam ediyoruz. Geçmiște de ciddi salgınlar görülüyordu. Her salgın yeni bir șey öğretir. Covid-19 ile mücadele kapsamında süren ev karantinaları da, konutlarda balkon, pencere, teras, bahçe gibi gün ıșığı alan ve hava akıșını sağlayan mekânsal yapıların insani gerekliliğini tekrar gündeme tașıdı. Zaten insanın günlük hayatının yaklașık yüzde 90’ının binalarda geçtiği düșünülürse, bunu hiç gündemden düșürmemek yararlı olacaktır. Bildiğimiz gibi küresel ısınma ve temiz su arzı gibi çevresel sorunlarla birlikte sürdürülebilir bina, yeșil bina, pasif tasarım, enerji verimli bina gibi kavramlar giderek popüler bir hale geldi. İçinde bulunduğumuz pandemi süreci de sık sık bu kavramlarla karșılașmamıza neden oluyor. Çünkü bu salgın tüm insanlığın çok da uzak olmayan bir gelecekte çok temel yașamsal ihtiyaçlarını karșılayamaması gibi bir sonuca ulașabileceğimizi de hatırlattı. Tüm bunlar, daha az kaynak tüketen, daha enerji ve su verimli, daha kaliteli yașam alanlarına sahip sürdürülebilirlik kriterlerini ön planda tutan çevre dostu binalara olan gereksinimi önceliğe koydu. Sürdürülebilirlik kriterlerine göre tasarlanmıș ve inșa edilmiș binalar sadece enerji ve su tasarrufu sağlamamaktadır. Kullanıcıların sağlığına ve konforuna da önem vermektedir. Binalar tasarlanırken iç mekân hava kalitesi, doğal aydınlatma, sıcaklık ve nem kontrolü, atık yönetimi gibi insan sağlığını direkt etkileyen unsurlar planlanmakta, ayrıca inșaatında kullanılan yöntemler ile son kullanıcıya daha temiz bir ortam bırakılması hedeflenmektedir. Nasıl mimarlıkta doğru tasarımdan bahsetmek pek mümkün olmuyorsa, cephe için de aynı șeyi söylemek yerinde olacaktır. Cephe, bir binanın enerji verimliliği ve konfor gereksinimlerini karșılayan ana yapıcı unsurudur ve burada doğru yerine “tercihler’’ söz konusudur. Bu nedenle sistemin türü, cephe tasarımı ve akılcı çözümler; sağlıklı bir iç mekân ve konfor için kritiktir. Cephe tasarımında sürdürülebilir tasarım parametreleri düșünülerek, enerji verimli dolayısıyla çevre

etkileri düșürülmüș ve konfor șartlarını sağlayan bir bina olarak tasarlandığında, “tercihler’’ söz konusu olmaktadır. Tasarım așamasında birçok alternatif senaryo test edilir ve en optimum çözüm tercih edilir. Bu optimum çözümün bulunması sürecinde bina cephesine dair parametrelerden birinde yapılacak bir değișiklik, binanın enerji talebini değiștirecek ve ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma sistemlerini de doğrudan etkileyecektir. Ancak sistem performansının analizinin, enerji veya bütçe kararlarının, gerçekleștikten sonra doğrulamaya çalıșmak yerine, tasarım sürecine entegre edilmesi gitgide kolaylașmaktadır. Tasarımın en bașında cephede alternatif tasarımların karșılaștırmalı performans çalıșması için enerji modellemesi yapılırsa, optimum çözüme daha kolay ulașılabilir. Sayısal analiz yöntemlerinden ve bilgisayarlardan yararlanarak binanın tüm enerji harcamalarının yıllık, aylık, günlük ve hatta saatlik simule edilerek ortaya çıkarılması “yeni normal” olacaktır demek, pek yanlıș olmayacaktır. Yarın, yalnızca tecrübeye dayanarak çözümlerin bulunması asıl mümkün olmayacaktır. Yarını düșünmek ve “yeni normal”de bizleri nelerin bekleyeceğini konușmak için hesaplarımızdan duyurusunu yaptığımız günlerde Instagram’da sektörden alanında uzman kișilerle canlı yayında, “Yarında Kal’’ programında bulușuyoruz. Siz de @nevintok ve @karakalemcephe hesabından takip edebilirsiniz. Sağlıkla kalın.





Röportaj

102

Hüseyin KARABACAK: “Türkiye, Pandemi Sonrası Alüminyumda Dünyanın Üretim Üssü Olabilir” Alüminyum sektörünün pandemi döneminden kısa vadede olumsuz etkilendiğini, ancak uzun vadede Türkiye’nin bu süreçten kazançlı çıkacağını vurgulayan 4 El Kalıp ve Makine’nin yöneticilerinden Hüseyin KARABACAK ile sektörü ve pandemi sonrası dönemi ele aldığımız bir sohbet gerçekleştirdik. Fuara gidiyoruz, satıș 3 dolar, fuardan dönüyoruz Avrupa’da 2,80 dolar. Bu Türkiye’nin zararına. Rekabet olușturuyor. Sektörün büyümesine odaklanılmıyor. Aldığın ham maddeyle sattığın mala odaklanıp sektörün büyümesini sağlayabilirsin. Her șirket, kendi sektörüne odaklanırsa, bu da uzmanlık ve verimlilik getirir. Sektörün katma değeri artar. Katma değeri artırdığımızda kâr marjları yüzde 100’ü bulabilir. Yapılması gereken biraz daha emek verip, Ar- Ge departmanı açıp, ağaç, plastik, demir sektöründe üretilen ürünlerin bazılarını alüminyum olarak üretip sektöre kazandırmak. Ar- Ge uzmanları projeleri çizecek, ürün odaklı geliștirecek ve piyasaya sunacak. Ar- Ge ile yeni ürünleri piyasaya kazandırarak rekabette üstün boyuta yükselebiliriz.

Bize biraz Türkiye’de alüminyum üretiminden bahsedebilir misiniz? Türkiye’nin yıllık, 1 milyon 350 bin ton alüminyum ihtiyacı var. 80 bin tonu Seydișehir’de üretiliyor. Bunun 250 bin tonu hurdadan, 1 milyon tonu da dıșarıdan geliyor. Bu 2 milyar dolar demek. Türkiye, dünya ülkelerine rakip olmasın diye eleme deposu açılmıyor. Bu dıș açığı artırıyor. Alüminyum, 2023 hedefinde 100 milyar tonluk makine üretiminin destekçisi. Makine sektörü, sağlık sektörü yükselecekse, alüminyum ile yükselecek. Tek bașına çok sayıda sektörü etkileyen bir sektör alüminyum. Demir gibi bin yıllık bir ürün değil. 130 yıllık yeni bir ürün. Devletin alüminyum üretimine bakıș açısını değiștirmesi lazım. Alüminyum stratejik bir yatırım Türkiye için. Devletin kendisinin üretim tesisi kurması lazım. Ve ihtiyacı olan

sektörleri desteklemesi lazım. Sektör, kendi kabuğunu kıramıyor. Peki sektör kabuğunu nasıl kıracak? Türkiye’de yüksek kapasite var ama imalat güçlü değil. Fabrikaların yüzde 95’i doğru imalat yapmıyor. Yeni değil, mevcut yatırımları revize edecek șeklinde yatırımların yapılması lazım. Enerjisini artıran fırınlarla, ölü zamanları ve üretimi artırarak kapasite artıșı sağlanabilir. Yeni presler yapmanın sonu yok. Beyaz yaka ile mavi yakanın birleșmesi lazım. Sektörde katma değer artıșı nasıl sağlanabilir? Bugün 100 ton satıș yapan bir firma, fabrika kurmanın peșine gidiyor. Bu da sektörde verimsizlik sağlıyor. 500 tane pres, 350 tane firma bir savaș çıkarıyor.

Peki üniversite- sanayi ișbirliği, bu sürece nasıl katkı sağlayabilir? İstediğiniz kadar Ar- Ge çalıșması yapın, üniversite ile ișbirliği geliștirmediğiniz sürece ilerlemeniz mümkün değil. Yüksek mühendislerimiz sayesinde geliștirdiğimiz Ar-Ge projeleri ile Türkiye’de 1’incilikler elde ettiğimiz bașarılı çalıșmalar yaptık. Ama üniversite ișbirliğine çok inanıyoruz. Üniversitelerin artık sektörlere destek olması, yeni ürün geliștirilmesi noktasında iș gücü ve yüksek teknoloji sağlaması lazım. Sanayicinin önünde engel olmaması lazım. Bilgiye ulașmakta zorlanıyoruz. Üniversitelerin önündeki bariyerlerin kalkması lazım. Sektörümüzü temsil eden üniversitemiz, uzun yıllardır bașarılara imza attı. Kurulum așamasında bulunduğum ALUTEAM (Alüminyum Test Eğitim ve Araștırma Merkezi), buna çok güzel bir örnektir. Çok önemli projelere imza atmıștır. Ama bunun bireysel kalmaması lazım. Her üniversitenin aynı mantıkla çalıșması, bu örneklerin çoğaltılması


Röportaj

103

lazım. Artık üniversiteler, siyasette değil, sektörlerle ișbirliği içinde olmalılar. Sektörde alüminyuma ilișkin standartlașmaya yönelik adımlar atılıyor mu? Yeni cephe testi merkezinin kurulması çok önemli bir gelișme. Türkiye’de cephe testi yoktu. Sanayi standartlarına göre yapılırdı. Șimdi getirilen yeni belge ile buna Avrupa standartlarında yeni bir bakıș açısı getirilecek. Yeni bir test alanı kurulup, o belgeyi de akredite yapabilirsek bașarı sağlarız. Örnek vermek gerekirse, gökdelen inșaatında ilk katlarda kullanılan doğrama, 30’uncu katta da kullanılıyor. Ama hava basıncı, yüksek sıcaklık, rüzgâr yükü gibi değerler gözetilmiyor. Buna bir kot koymak lazım. Bizim en büyük sıkıntımız, ekonomik olsun diye profil inceltmedir. Fransız balkon yapıyoruz, standardımız yok. İște bu noktada üniversitelerden destek almamız lazım. Artık TSE kendi kabuğunu kırıp, TÜBİTAK ile ișbirliği kurarak alüminyumda yeni standartlar olușturmalı. Bizim sektörümüz için çok önemli. Biz zamanında Savunma Sanayi ile de görüștük. En büyük sorunumuz, araba gibi uçak gibi herhangi bir ürün geliștirdiğimizde AB’den belge almamız lazım. Uçușa elverișli bir uçak üretip üretmediğimizi test edecek merkezimiz yok. AB’ye gönderiyoruz test için. Türkiye’nin AB standartlarında merkezlere ihtiyacı var. Türkiye’de yetkilendirme adında bir çalıșma yapıldı ama altyapısı yok. Yurt dıșında binalar yapıyoruz ama Avrupa’da yapamıyoruz. Çünkü dıș cepheyi montaj yapan adamın o çatıya çıkmaya izni yok. Bu yüzden Avrupa’dan iș alamıyoruz. Türkiye’de yatırımlar nasıl ilerliyor? Dünyanın her yerinde yatırımcı kazanır. Sektöre yatırımcı çekersen kazanırsın. Ama sanayicimiz yatırımı yaparken fizibilitesini doğru yapması lazım. Yanlıș yapılan yatırımlar, firma çöplüğü yaratıyor. Bunun örnekleri çok. Bizim sektörümüz hassas bir sektör. Doğru fizibilite ile yola çıkmanız lazım. Alüminyum kârının bir kısmını da hurdadan alır. Hurdayı takip edemezsen batarsın. Hassas takip gerektirir. Sektör, koronavirüsten nasıl etkilendi? Ciddi șekilde zarar elde ettik. Ama kısa vadede elde ettiğimiz zarar, uzun vadede

zarar olarak yansımayacak. Çünkü tedarik zincirinin en büyük halkası, Çin. Șu an Avrupa, Afrika, Güney Amerika bölgeleri alternatif pazar arayıșında. Bundan 1015 yıl önce Türkiye’nin en büyük rakibi Polonya ve Mısır’dı. O dönemde Rusya’da Polonya Cumhurbașkanı’nın uçağının düșmesi, Mısır’da bașlayan Arap Baharı, Türkiye’yi ön plana çıkardı. Polonya șu an Avrupa’nın tedarikçisi, Mısır aynı șekilde. Biz önlemimizi almadık. Sektörün gelișimine değil, firmaların kâr elde etmesine odaklanıldı. Eski firmalar yeniye uyum sağlamadı, revize yapmadı. Bugün bunu yapabilirsek kazançlı çıkarız. Pandemi sonrası Türkiye’yi neler bekliyor? Çin, virüsten dolayı sektörün en büyük tedarikçisi olmaktan çıkacak. Türkiye’deki firmaların üretim hatlarını yenileyerek dünya ülkelerinin tedarikçisi olmaya hazırlanması lazım. Çin bağımlılığı olan ülkeleri kendimize çevirmek için sektörel fuarların yanı sıra Çin’deki fuarlara katılmamız lazım. O fuarlara Avrupa’dan Güney Amerika’dan katılan firmanın alüminyum elde etmek için kilometrelerce yol gitmesine gerek kalmadığını, Türkiye’de de üretimin olduğunu görmesi lazım. Pandemiden dolayı dünyada Çin’e karșı olumsuz bakıș açısı oluștu. Bu durumda yeni ticaret yolları, yeni ülke bağlantıları yașanacak. Devlet ve dernek eliyle Türkiye’nin tanıtımının yapılması lazım. Pilot bölgeler olușturmak gerekiyor. Konya ve Antep gibi. Yatırım teșviklerinin revize edilmesi, vergi tanımlamalarının yeniden gözden geçirilmesi lazım. Özellikle üretim

yapılan makinelerin vergisinin düșürülmesi lazım. Bizim ișçiliğimiz ve çalıșan, aktif bir yeni neslimiz var. Doğalgazımız yok, petrolümüz yok ama nitelikli ișgücümüz var. Jeopolitik açıdan üstünlüğümüz var. Bunu bașka bir ülkede göremezsiniz. Biz çalıșırsak kazanabiliriz. Türkiye pandemi döneminin en avantajlı ülkelerinden biri olabilir. Çünkü dünyaya bir yedek tedarikçi lazım. Pandemi sonrası Türkiye, dünyada alüminyum üretim üssü olabilir. Dünyanın ortasında 3 tarafı denizlerle, gemi sektöründe ticaretin hâkimiyiz. Ucuz ișgücümüz ve nakliyemiz var. Bu Türkiye’ye ciddi bir avantaj kazandırıyor. Sohbetiniz için teșekkür ederiz, son olarak neler söylemek istersiniz? Ziyaretiniz için ben teșekkür ederim. Tüm dünya ve ülkemiz adına içerisinde bulunduğumuz bu zorlu dönemde, Win&ArtProje ve ALU&Art dergileri olarak yayın hayatınızı ara vermeden sürdürdüğünüz, sektör temsilcilerine mikrofon uzattığınız, kamuoyunu aydınlattığınız için sizleri alkıșlıyorum. Hüseyin KARABACAK: “Turkey May Become The Base Of Production In Aluminum Worldwide In The PostPandemic Period” We interviewed on the sector, and on the post-pandemic period with Hüseyin KARABACAK, a manager of 4 El Mould & Machine, who emphasized that despite the negative effect of the pandemic onto the aluminum sector, Turkey was to land upon both feet in the long-term.




Alfabetik olarak sıralanmıştır





5HNODP úQGHNV ACP YAPI ADANA CAM

107 92-93

KARPEN / KAR ALÜMİNYUM

101

KAYALAR ALÜMİNYUM

63

KEPSAN KEPENK

30

LOCKWIN / ARS CAM

57

MACO

62

AKD KURUMSAL DANIŞMANLIK

31

AKPA ALÜMİNYUM

19

ALBOND

21

ALCAS

13

ALCO

42

MIESSO / BURHANZADE

41

ALDO HIRDAVAT

81

MİMAR CAM BALKON

77

ALFA METAL

15

MOR ALÜMİNYUM

33

ALKONEKS

111 MURAT METAL

73

MUSER OTOMASYON

67

SARAY ALÜMİNYUM

25

ALSE METAL

54-55

ANKA ALÜMİNYUM

65

ANKİROS

60

ARSLAN ALÜMİNYUM

28-29

ARTİKON

69

ASAŞ

23

BAKA YAPI

47

BİRİKİM KALIP / BOSSY

53

SERCAIR SEYAD

10

SOLAR KAUÇUK

71

SOLARWIN BİRSAN CAM

100

Arka Kapak içi-Logo

112

SOUDAL

39

BULUT PLASTİK

43

STAC

49

ÇİÇEK RESTAURANT

84

STARIUM / DOORIUM

97

SZ METAL / ALUTEM

61

DÖRTEL KALIP EKSTEK XP ERSAŞ EXAL EXPOTİM FUARCILIK

104-105 45

ŞİMŞEK ALÜMİNYUM TALSAD

89

TECHNOFORM

11

59 86-87

GALSİAD

83

TÜYAP FUARCILIK

GNS ALÜMİNYUM

85

UZUNER ALÜMİNYUM

HİLAL ALÜMİNYUM

27

İNOX

79

İNTER CEPHE

91

ÜMİT ALÜMİNYUM VEHAS ALÜMİNYUM

İZ ALÜMİNYUM

Logo-26

KANAAT ALÜMİNYUM

Alt Bant

KARAKALEM

Ön Kapak İçi-Sırt-1

Ön Kapak-7

99

VORNE YAVUZ METAL YİĞİT AKÜ / DERLAS

LQIR#DOXDUW FRP WU ZZZ DOXDUW FRP WU

17-52 5 109 50-51 35 Arka Kapak 75






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.