CAD/CAM/CAE/PLM CAD/CAM/CAE/PLM - ENDÜSTRİYEL YAZILIM TEKNOLOJİLERİ -PROJELENDİRME DERGİSİ - YIL : 2 SAYI : 4 FİYAT 10 TL 2016 / 4
CAD/CAM/CAE/PLM
TÜRKİYE’NİN CAD/CAM/CAE/PLM ENDÜSTRİYEL YAZILIM
ENDÜSTRİYEL YAZILIM
TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
SEKTÖRÜNDE FİRMALAR
AYIN KONUĞU *AUTODESK MURAT TÜZÜM
SEKTÖR *OTOMOTİV *
MAKALE *ENDÜSTRİ 4.0 *BİLGİSAYARLI RULMAN YAZILIMLARI
FUAR
*AMB
*ROLEXPO
EDİTÖR ilker kaplan
Sektörlere Işık Tutuyoruz
Türkiye; sektörel anlamda üretime dönük faaliyetlere önem vermek ve ekonomisini buna göre şekillendirmek zorunda. Bu bilimsel aklın egemen kılınması ve detaylı çalışmaların yapılmasını zorunlu hale getiriyor. Biz de bir çok sektöre hitap eden yayınlarımızla spesifik konuları masaya yatırıyoruz. Derinlemesine ele alıyoruz. World Media 12. Yıl ve Endüstri 4.0 Organizasyonumuz Yıl Sonunda World Media olarak; sektörlere ışık tutan yedi adet spesifik yayınımızın içeriklerindeki gelişimi daha farkedilir bir düzeye taşıdık. Yıl sonunda bir yayınımız daha gündeme gelecek. Ayrıca Aralık ayının ilk haftasında World Media - Endüstri 4.0 Seminer ve Sergisinin organizasyon çalışmaları başladı. Şu ana kadar önemli yol katettiğimizi söylemeliyim. Firmalarımızın bu konuda gösterdikleri ilgi ve katılım konusunda gösterdikleri olumlu yaklaşımlar; bizim için çok anlamlı. World Media 12. Kuruluş yılı etkinliği ile yılın firmalarına dönük 30 kategoride vereceğimiz plaketler de; 3 Aralık 2016 akşamı, yılın başarılı firmalarıyla buluşacak. Gala yemeğiyle birlikte düzenlenecek bu etkinlikte de önemli firmalarımız bizimle birlikte olacak.
Yayın Türü Yaygın Süreli
Editör - Künye
Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İlker Kaplan Reklam ve İdari İşler Müdürü Hatice Karabay Halkla İlişkiler Müdürü Ayşe Savranoğlu Muhasebe Müdürleri Sevda Öncü Düzgün Turgut Yazı İşleri Simgenur Savranoğlu Grafik Tasarım Ezgi Kamburoğlu Abone Sorumlusu Defne Deniz Kaplan Beste Kamburoğlu Fotoğraf Editörleri Murat Çapkın Sinan Temur İnsan Kaynakları Müdürü Sibel Şanlı İletişim Danışmanı Alper Tuna Bilişim Sorumlusu Kerem Mercan Bölge Temsilcileri Çetin Sülün (Ankara) Mesut Karabay (İzmir) Umut Yıldız (Bursa) Avrupa -Almanya - Temsilcisi Pınar Açıkgöz Sosyal Medya Fatma Kurşun Dağıtım Ali Savranoğlu Zafer Kamburoğlu Genel Koordinatör Süleyman Kaplan Hüsniye Kaplan Katkıda Bulunanlar Meryem Savranoğlu Fatma Kaplan Selda Kamburoğlu Dağıtımcı Aras Kurye - PTT - Yurtiçi Kargo
Ayrıca yıl sonuna kadar dergilerimiz için sürecek olan Yönetim Yeri abonelik işlemlerinizi yaptırırabilirsiniz. Dergilerimize ne kadar erken abone olursanız o kadar kazançlı Akşemsettin Mah. Güneş Sokak No: 48 D :10 Eyüp / İstanbul çıkıyorsunuz. Spesifik sektörel yayıncılıkta öncü Tel:0 850 532 94 68 Fax : 0 212 427 00 15 yayınlarıyla World Media Dergileri; Sizi hedef kitlenize ulaştırmanın yanında, bilimsel - teknik yazıları ve makineotomasyondergisi@gmail.com www.makineotomasyondergisi.com haberleriyle, sektörel bilgi aktarımında da önemi bir işlevi yerine getiriyor. Cad / Cam / Cae / PLM Dergisi Basın Meslek İlkelerine Uymaya Sektörün en etkili iletişim kaynağı Cad/Cam/Cae/PLM Dergimize makale - haber ve reklamla destekleriniz bekliyoruz. Bizi izlemeye ve okumaya devam edin.
Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz. Reklamların hukuki sorumluluğu reklamveren firmaya aittir.
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016 3
www.worldmedyatv.com Gelecek sayımızda yayınlanmasını istediğiniz ürün ve etkinlik haberlerinizi, world dosyası ve yüksek çözünürlüklü jpeg dosyalarıyla zenginleştirerek yazı işlerimize gönderebilirsiniz.
KAPAK KONUSU
www.makineotomasyondergisi.com
Türkiye sektörel anlamda üretime dönük faaliyetlere önem vermek ve ekonomisini buna göre şekillendirmek zorunda. Bu bilimsel aklın egemen kılınması ve detaylı çalışmaların yapılmasını zorunlu hale getiriyor. Biz de bir çok sektöre hitap eden yayınlarımızla spesifik konuları masaya yatırıyoruz. Derinlemesine ele alıyoruz.
DOSYA KONUSU
Sizde
Sektör teknolojilerindeki yeni gelişmeler, çözümler, kullanım alanlarındaki yeni eğilimler ve bunun Dergilerimizde işletme yerinizi maliyetlerine etkisini mercek altına ayırtın hedef alıyoruz. Sektörün lokomotif kitlenizi ulaşın! firmlarının görüşlerine başvuruyoruz. Röportaj - haber - makale olarak detaylı bir şekilde sektörlere fokusluyoruz.
WORLD MEDİA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER - GAZETELER
MAKİNE & OTOMASYON DERGİ MEKANİK TESİSAT & BORULAMA DERGİSİ Haber İletişim İlker Kaplan CAD / CAM/ CAE / PLM DERGİSİ Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 34 makineotomasyondergisi@gmail.com
www.tuningworld.com.tr
AUTO TUNİNG WORLD DERGİSİ
Reklam İletişim Hatice Karabay CAD / CAM/ CAE / PLM DERGİSİ Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com
www.ekonomiknokta.com
RULMAN & LİNEER DERGİSİ
EKONOMİK NOKTA DERGİSİ
CAD CAM/CAE PLM DERGİSİ
KESİCİ TAKIM DERGİSİ
www.worldmedyatv.com Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünün internet televizyonu...Yakında ...
www.ekonomiknokta.com Ekonomi ve Sanayi sektörünün haftalık internet gazetesi...
www.makineotomasyondergisi.com Makine Otomasyon ve Sanayi sektörünün aylık dergisi...
www.tuningworld.com.tr Otomobil, otomobil yan sanayi ve tuning sektörünün dergisi...
İçindekiler
İÇİNDE
İÇİNDEKİLER
SEKTÖRLERE IŞIK TUTUYORUZ
3
Autodesk Türkiye Ülke Müdürü
8
Murat Tüzüm:
“AUTODESK PROJE VE TASARIM SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRIYOR.”
12 THE CONNECTED ENTERPRİSE GENEL BİR BAKIŞ
28
SINUMERIK CNC KONTROL ÜNİTESİNDE KALIPÇILIK FONKSİYONLARI 6 CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
EKİLER 32
İnfoma Genel Müdürü Mustafa Ceran:
“TEKNOLOJİ EVRİMİNDEN, DÖRDÜNCÜ ENDÜSTRİ DEVRİMİNE” 58
TAYSAD Başkanı Alper Kanca:
ÜLKEMİZİN GELECEĞİ ÇOK PARLAK TEDARİK SANAYİ HIZ KESMİYOR
60
AMB 2016: ROBOTS ON THE RİSE
İndex
İNDEX Altar Autodesk - Arka Kapak Redoks - Ön Kapak İçi CPI - Arka Kapak İçi World Medya TV - 4. Sayfa World Medya - 5. Sayfa İmder - 11. Sayfa Maktek - 13. Sayfa CPI - 15. Sayfa Tebis - 17. Sayfa Altar - 19 . Sayfa Win Metal Working- 21. Sayfa Hizmet Teknik - 27 . Sayfa Güventek 29. Sayfa Ergen Endüstri - 30. - 31.Sayfa Emek Makina Model- 33 . Sayfa Kristal - 35. Sayfa Çam Grup - 37 . Sayfa Makine TV - 39 .Sayfa Dragonskin - 43. Sayfa WNT - 45. Sayfa MTE - 47 . Sayfa Sandvik - 49 . Sayfa Gühring - 51. Sayfa UTL - 55. Sayfa Rolexpo - 57 . Sayfa World Media End 4.0-64 . Sayfa World Media 12. Yıl - 65 . Sayfa World Media Dergiler - 66.Sayfa
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
7
Ayın Konuğu
Autodesk Türkiye Ülke Müdürü Murat Tüzüm:
“AUTODESK PROJE VE TASARIM SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRIYOR.” Autodesk Ülke Müdürü Murat Tüzüm ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede: “Biz, proje ve tasarım süreçlerini kat kat hızlandıran, revizyonların hızla hayata geçirmesini sağlayan ve üretim aşamasına geçişte hatalardan kaynaklanan maliyet kalemlerini ortadan kaldıran birçok çözüm sunuyoruz”
AUTODESK
dedi.
8
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
Öncelikle sizden ve Autodesk’ten biraz bahsedelim isterseniz?
Bilişim sektöründe 20 yıla yakın hizmet verdikten sonra Autodesk Türkiye Ülke Müdürü olarak yılın başında göreve geldim. 3 boyutlu tasarım, mühendislik ve eğlence yazılımları alanında lider bir kuruluş olan Autodesk, 1982’den beri müşterilerinin fikirlerini daha tasarım süreçlerinin başında, gerçek dünya ölçülerine ve özelliklerine göre görselleştirmelerini, simüle etmelerini ve analiz etmelerini sağlayan son teknoloji 2B ve 3B uygulamalarında büyük bir çığır açmıştır ve geniş portföyünü geliştirmeye devam etmektedir. İmalat, mimarlık, inşaat, yapı endüstrileri ve içlerinde Akademi Ödüllerinde En İyi Görsel Efekt ödülünü kazananlar da bulunan medya ve eğlence endüstrisi fikirlerini tasarlamak, görselleştirmek ve simüle etmek için Autodesk yazılımını kullanmaktadır. CAD/CAM yazılımlar kavramını biraz açar mısınız? Öncelikli kullanım alanlarından biraz bahsedelim isterseniz? CAD kısaltması, İngilizce Computer Aided Design’ın baş harflerinden oluşmaktadır. Türkçesi Bilgisayar Destekli Tasarım’dır ve piyasada bu konuda çeşitli yazılımlar bulunmaktadır. Genel olarak proje ve teknik resim çizimlerinde kullanılır. CAM ise, İngilizce Computer Aided Manufacturing’in kısaltmasıdır ve Türkçesi Bilgisayar Destekli İmalat’tır. CAM programları karışık biçimli veya elle yazılması zor olan; daha uzman konuşursak elle yazılması imkansız olan parçaların CNC tezgahlarında işlenmesi için; gerekli NC kodlarını verdiğiniz parametrelere göre oluşturan programlardır. Eskiden sadece CAM üzerine yazılan programlar yerine; günü-
müzde firmaların aynı data üzerinde çalışmayı kolaylaştırmak ve gereken ihtiyaçlara cevap vermesi için CAD ve CAM modülleri aynı paket program içerisinde gelmektedir. Makina sektörüne / kullanıcılarına ( ü r e t ke n l i k / v e r i m l i l i k / k a l i t e anlamında) ne gibi önerileriniz var? Bizim üretimde verimlilik ve kaliteyi destekleyebilecek en önemli tavsiyemiz gelişen çağı takip etmektir. Yakın gelecekte, bulut üzerinden sağlanan yazılım ve servislerin öneminin ve yaygınlığının daha fazla artacağını ve kesinlikle yakından takip edilmesi gerektiğini öngörüyoruz. Bu paylaşım ve uygulama sisteminin mobil uygulamalar sayesinde daha da yaygınlaşacağını düşünüyoruz. Biz bu gelişen sisteme uyum sağlama önceliğine sahip müşterilerimiz için abone olan müşterilerimize yönelik bulut tabanlı yazılım ve servisler sunmaya başladık. Bulut üzerinden verdiğimiz yazılım ve servislerin detayına Autodesk Türkiye’nin web sitesi www.autodesk.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz. Hangi prosesler / ürünler için hangi çözümler tercih edilmeli? Neden? Bu konuda sıklıkla yapılan hatalar nelerdir? Autodesk ile makine tasarımlarının gerçekleştirilmesi için kavramsal tasarım, mühendislik ve imalat araçları sunuyoruz. Autodesk Sayısal Modelleme Çözümleri (Digital Prototyping), makine imalatçılarının fiziksel prototipler oluşturmadan ürünlerini tasarlamalarını, 3 boyutlu olarak görselleştirmelerini ve analiz etmelerini sağlıyor. Sayısal Modelleme Çözümleri sayesinde tasarım süreci hızlanıyor ve maliyetler düşüyor. Tasarım sürecinin her aşamasını tek bir sayısal model ile birbirine bağlayan Autodesk Sayısal Modelleme Çözümleri, tasarım ekiplerinin tasarımlarını imal etmeden
Ayın Konuğu test etmelerini ve onaylamalarını sağlıyor. Böylece yenilikçilik daha az zahmetli ve daha çekici hale geliyor, tasarımların kalitesi yükseliyor ve ürünlerin pazara çıkış süresi kısalıyor. Bu çözümler kavramsal tasarım, mühendislik ve imalat aşamaları arasındaki engelleri ortadan kaldırıyor ve tasarımcıların iş akışlarını değiştiriyor. Autodesk Sayısal Modelleme Çözümleri, Autodesk Inventor ve Autodesk Product Design Suite gibi dünyanın önde gelen ve en çok satan tasarım yazılımlarından oluşuyor. Son zamanlara kadar Sayısal Modelleme çözümleri ancak büyük şirketler tarafından ulaşılabilir durumdaydı. Ancak Autodesk’in sunduğu çözümler sayesinde tüm tasarımcılar, büyüklüklerinden bağımsız olarak, ölçeklendirilebilir bu çözümlere ulaşabilir durumdalar. Şirket olarak, sektöre sunmuş olduğunuz çözümleriniz hakkında bizleri bilgilendirir misiniz? Sunduğunuz avantajlar nelerdir? Autodesk’in ana sektörleri üretim, mühendislik, mimari, inşaat, altyapı, medya ve eğlence sektörlerini kapsayan geniş bir yelpazeye sahip. Bu alanların tamamında müşterilerimize uçtan uca sektörel çözümler sağlayan tek firma olarak ön plana çıkıyoruz. Sektörlere özel olarak oluşturduğumuz yazılımlarla ürünlerinizi bilgisayar ortamında gerçeğe yüzde yüz yakın şekilde tasarlayabiliyor, görselleştirebiliyor ve simule edebiliyorsunuz. Biz, proje ve tasarım süreçlerini kat kat hızlandıran, revizyonların hızla hayata geçirmesini sağlayan ve üretim aşamasına geçişte hatalardan kaynaklanan maliyet kalemlerini ortadan kaldıran birçok çözüm sunuyoruz. Ürünlerimizde veri yönlendirmeli tasarım ile karmaşıklığa çözüm buluyor, yapılan tasarımların sürdürebilir olmasına ve görsel yolla hikaye anlatımına imkan veriyoruz. Geliştirdiğimiz tüm
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
9
Ayın Konuğu
yazılımlar ile çağımızın rekabetçi piyasa koşullarında, en kısa vadede ürünlerin hayata geçirilmesi için çalışıyoruz.
AUTODESK
CAD/CAM yazılımlar konusundaki en yeni gelişmelere teknolojilere değinelim isterseniz? CAD ve CAM yazılım teknolojilerinde, kullanıcıların işini minimuma indirecek bir yapay zeka geliştiriliyor. Siz projenizin uyumluluğunu düşünürken, en küçük bir vidanın eğiminden; en büyük parçaların materyal uyumsuzluğunu kadar birçok detayı yazılımlar sizin için fark edebiliyor. Bu sayede revizyon gerekliliğini neredeyse tamamen ortadan kaldırıp, proje teslim tarihlerini minimum zaman aralığına indirgeyebiliyoruz. Birçok kullanıcının ortaya çıkardığı iş akışları, “Proje standartlarını aktar” seçeneği ile uyumlu hale getirilebiliyor ve işbirliğinde maksimum verimlilik sağlanıyor.
Bu gelişmelerin yanında, neredeyse her türlü kaynaktan gelen çeşitli yazılımların modellerini, Autodesk ürünlerinde düzenleyip 10
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
paylaşabilme yeteneğini de eklersek; ortaya saat gibi işleyen, hataları ve revizyonları minimuma indirip verimliliği maksimuma çıkaran bir iş süreci ortaya çıkıyor. Türkiye’deki pazarı ve potansiyeli nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektörün başlıca sorunlar neler? 2007 yılının Ekim ayında faaliyete geçen Autodesk Türkiye Ofisi, farklı sektörlerde ve büyüklükte birçok firma ile işbirliğini sürdürüyor. Autodesk Türkiye ofisinin amacı, firmaların iş yapış biçimlerine katma değer sağlayacak doğru yazılımları tercih etmelerini sağlamak. Öncelikli sektörlerimiz arasında da mimari, inşaat, alt yapı, mekanik, üretim, otomotiv ve genel tasarım bulunuyor. Biliyoruz ki, AutoCAD Türkiye’de de dünyada da çok yaygın kullanılan bir program. Bu yaygın kullanımı dünya çapında ele alacak olursak, eğitimin bu konuda büyük pay sahibi olduğunu görüyoruz. Biz, AutoCAD ve özellikle 3 boyutlu diğer çözümlerimizin eğitim kurumlarında daha yaygın olmasını hedefliyoruz. Eğitime yatırım yapılması Autodesk için çok önemli. Firmalar, çizim masalarından bilgisayar ortamına AutoCAD ile geçtikleri için belli bir birikime sahip ama genç nesil algılama ve iş yapış tarzıyla gelişmiş teknolojinin içinden geliyor. Bilgisayar üzerinde modellemeye yatkın yeni jenerasyonla deney-
imli kuşakları ortak noktada buluşturmak istiyoruz ve bu konuda yakın gelecekte çeşitli çalışmalarımız olacak. Teknik liseler, teknik üniversiteler, mimarlık fakülteleri ile Autodesk’in öncüsü olduğu yeni teknolojilerin müfredata dahil edilmesi, eğitmenlerin eğitilmesi gibi çalışmalarla, öğrencilere yatırım yapmak istiyoruz. Bu konuda önemli adımlarımızdan biri de edu uzantılı e-posta adresi bulunan bütün öğrencilerin ve eğitim kurumlarının Autodesk yazılımlarına ücretsiz olarak ulaşabilmelerini sağlamak oldu. Son olarak, ileriye yönelik hedeflerinizi ve yeni projelerinizi öğrenebilir miyiz? İmalat ve özellikle makine imalat sektörü bizim için en öncelikli sektörler arasında. Özellikle bu sektöre yönelik olarak; ürünlerin tasarlanmasını, daha hayata geçirilmeden önce görselleştirilmesini ve de simule edilmesini kolaylaştıran Sayısal Modelleme çözümlerimiz bulunuyor. Bunların arasında 3 boyutlu CAD ve simülasyon yazılımımız olan Inventor’u sayabiliriz. Ayrıca pek çok ürünü bir arada ve çok uygun koşullarla sunan Suit yazılım paketlerimiz bulunuyor. Mesela Inventor yazılımını da içeren, tüm ürün tasarım süreciniz için Product Design Suite çözümümüz; en verimli fabrika yerleşim düzenini tasarlamanızı ve görselleştirmenizi sağlamak için özel olarak geliştirilmiş Factory Design Suite çözümümüz de bulunuyor.
Otomasyon
THE CONNECTED ENTERPRİSE GENEL BİR BAKIŞ İmalatçılar bugün pek çok baskıyla karşılaşıyorlar. Tüketicilerin artan sayıları ile birlikte, ürünler ve kaynaklar için artan bir küresel ihtiyaca bağlı olarak, endüstriyel üretim üzerinde artan bir talep olacaktır. Endüstriyel işletmeler, bu yüzden, verimsizlikleri gidermeye ve rekabetçi farklılıklarını ortaya çıkarmaya zorlanıyorlar.
Rockwell Automation Rockwell Automation Şti. (NYSE: ROK) müşterilerini daha üretken ve dünyayı daha sürdürülebilir kılan dünyanın kendini endüstriyel otomasyona ve bilgiye adamış en büyük şirketidir. Merkezi Milwaukee, Wisconsin’de bulunan Rockwell Automation, 22,500 çalışanı ile 80’den fazla ülkedeki müşterilerine hizmet vermektedir.
Bilgi
güçtür. Endüstriyel uzmanlığımızın rehberliğinde internet, güvenlik ve haberleşme ağlarının bir noktada birleşmesi, bulut hesaplamaları, Büyük Veri ve mantıksal çözümleme, sanallaştırma ve hareketliliği içeren teknolojileri harekete geçirmenin verdiği avansla hızlandırılmış olarak The Connected Enterprise, kendilerini Avrupa’da 12
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
Endüstri 4.0 gibi gelecekteki sistemlere hazırlamak için müşterilerin bugün atacağı temel bir adımdır. The Connected Enterprise daha rekabetçi ve yenilikçi bir sistemdir. Gerçek-zaman ve ulaşılabilir bir platformla bilgiye erişimi sağlayarak daha iyi karar almayı tetikler, verimsizlikleri ortaya çıkarır ve işbirliğinin fitilini ateşler. İşletme yöneticilerinin imalat
ve endüstriyel süreçleri yararlı bir şekilde yönetmelerine ve geliştirmelerine yardımcı olur ve IT (Information Technologies: Bilgi Teknolojileri) yöneticileri ağ karmaşıklıklarını ve siber güvenlik risklerinin açığa çıkışını azaltırlar. The Connected Enterprise üretkenlik-gelişimi bilgisini, her bir rol için anlamlı olan bir içerik içindeki işletme üzerinden, çalışanlarla
Ayın Konuğu
CAD / CAM / CAE / PLM / Ekim - Kasım - Aralık 2015 11
Otomayon paylaşır. Rockwell Automation, kurumsal ağlarla ortak çalışmayı ve endüstriyel uygulamaları emniyete almayı kolaylaştıran ve içeriklendirilmiş çalışma verisi haline dönüştürebilen bir bilgi servetini etkinleştiren standart, açık ve tek-ağlı bir mimariye dayanan bir ağ altyapı üzerinden çalışır. The Connected Enterprise’ı gerçekleştiren Ana Endüstri ihtiyaçları şunlardır: • Pazara Daha Hızlı Erişim: Pazara erişme zamanını hızlandıran ve marka eşitliğini yöneten hız ve yenilik. • Gelişmiş Varlık Kullanımı ve Optimizasyon: Esnekliği korurken, otomasyon yatırımınıza geri dönüşü maksimize eder. • Daha Düşük Toplam Mülkiyet Maliyeti: Daha etkili işletimleri, gelişmiş enerji yönetimini ve daha kolay teknoloji iletimini emniyete alan daha iyi yaşam döngüsü sağlar. • İşletme Risk Yönetimi: Fikri mülkiyetinizi ve marka imajınızı daha emin ve güvenli bir çevre ile korur ve kötü ürün kalitesi ve iç ve dış saldırılara bağlı açığa çıkmayı azaltır. • İşgücü Verimliliği: Daha iyi işbirliği ve sorun çözümü için, dünyanın herhangi bir yerinden güvenli uzaktan bağlanabilirlik ile OEE’yi geliştirip seyahat masraflarını azaltarak ve makinelerin ve süreçlerin gelişmiş desteğine ek olarak, uzmanlığa verimli bir şekilde bağlanır. • Akıllı Harcamalar: IT (Bilgi Teknolojileri) uygulamalarını tesis dışına çıkarır ve onları, IT altyapısı için büyük harcamaları daha esnek ve 14
ölçeklendirilebilir işletme giderlerine kaydıran uzak veri merkezlerinde ağırlar. İkna edici bir uygulama örneği, bizim bir The Connected Enterprise’a yapmış olduğumuz kendi yolculuğumuzdur. Birçok endüstriyel şirket gibi, Rockwell Automation da üretim sisteminde değişiklikler yaparak ve elindeki teknolojileri yükselterek, rekabetçiliğimizi daha fazla arttırabileceğimizin farkına varmıştır. Daha düşük envanterdeki başarıdan bu yana zamanında teslimatı arttırmış, isteğe-görezamanında olmayı ve daha iyi toplam kaliteyi geliştirmiş bulunuyoruz. Bunun bir sonucu olarak, yıllık %45’lik üretim artış kaydettik. The Connected Enterprise Olgunluk Modeli – Endüstri 4.0’ı Gerçeğe Çevirin Geçişi gerçekleştirmiş bir küresel imalatçı olarak biz, beş-aşamalı Rockwell Automation The Connected Enterprise Olgunluk Modeli sizin işletmenizdeki evrimi destekleyecek bir plan olarak geliştirmiş bulunuyoruz. Aşama 1: Değerlendirme Kontroller, ağlar, bilgi çözümleri ve güvenlik de dâhil olmak üzere, bir işletmenin hâlihazırdaki IT/OT altyapısını değerlendirmek hassas bir iştir. Toplam bir değerlendirme, yeni işbirlikçi işletme için, iş zekâsı yazılımı ya da bulut hesaplama kabiliyetleri gibi gelişmiş teknolojiler için temeli atarak, planı ortaya çıkarmakta yardımcı olur. Aşama 2: Emniyetli ve geliştirilmiş ağlar ve kontroller Birçok işletme için bir zorluk, işyerindeki güncel olmayan kontrolör ve ağların olumsuz çokluğu ve
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
çeşitliliğidir. Bu aşamada işletme, tesis tabanındaki işletimlerden kuruluşun iş sistemlerine, emniyetli ve adapte edilebilir bir bağlantı sağlayabilecek bir IT/OT omurgası inşa eder. Planlama başlar ve takımlar arası yeni teknoloji seçenekleri kıymetlendirilir ve yükseltme için yol haritaları hazırlanır. Aşama 3: Tanımlanmış ve organize edilmiş iş verisi kapitali (WDC) İş süreçlerini geliştirmek için gerekli olan eldeki tüm verileri tanımlamak ve organize etmek son derece önemlidir. Etkili bir IT/OT işletimi, verileri IoT cihazlarından ve kuruluş üzerinden, gerçek-zaman ve kritik karar-verme için kullanılabilecek performans-kritik bilgiyi dağıtmak için işbirliği yapar. Aşama 4: Matematiksel analiz Odak, devamlı gelişmeye ve yeni bulunmuş IT/OT yeteneklerinin en iyi şekilde nasıl yükseltileceğine kayar. WDC’yi kullanan mantıksal çözümleme, gerçek-zamanlı bilgi için en büyük ihtiyaçları işaretlemeye yardımcı olur. Bu aşamada “veriler”, görünürde ve harekete geçebilir olan “bilgilere” dönüşür. Aşama 5: Optimizasyon ve İşbirliği The Connected Enterprise, tedarik ve talep zinciri üzerinden ve dış olaylara, tedarikçi ve müşteri aktivitelerine, iş dünyasındaki eğilimlere ve değişen Pazar şartlarına karşı tepkiselliği sağlayarak, kuruluşun tümündeki aktiviteleri önceden tahmin eden bir çevrenin yaratılmasını sağlar. İşletmeler aynı zamanda, merkezi olarak yerleşmiş olan uzmanlarını, en iyi uygulamalarını paylaşarak ve tüm bir tedarik zincirinin bilgi tabanını kaydederek, operasyonları karşısında yükseltebilirler.
Plm
BAĞLANTILI BİR GELECEĞİN PARÇASI OLARAK PLM Çalışmalarınızda Donanım ve Aygıtlar
PLM satıcıları için bu kombinasyon kendisini araştırma ve geliştirme etkinliğinde, satın almalarda ve ortaklıklarda ani ve hızlı bir artış şeklinde gösterir. Endüstriyel gelecekte yatırım yapmayı düşünen kimseler için, hem teknoloji hem de iş iyileştirme bakış açılarından, karar vermek daha da zorlaşmış durumda. İtici kuvvet donanım, “akıllı” ve bulut öğelerinin bir kombinasyonudur.
K atkı maddesi üretimi ve basılı bileşenler, ürünlerin
geliştirilme ve sunulma şekillerinde devrim yaratmaya başladılar. Tamamen tanımlanmış üç boyutlu modeller, üretim tanımını doğrudan üretim noktasına götürmekteler. Yeni endüstriyel aygıtlar giderek daha güçlü ve becerikli hale geliyor, 4. ve 5. Seviye iş sistemleriyle doğrudan iletişimi mümkün kılıyorlar. Tarayıcılar ve otonom araçlar uygulanmış, üretilmiş, çalıştırılmaya hazır ortamı yakalamak için yeni yollar sağlamaktalar. “Akıllı” Ürünler, binalar ve hatta şehirler, otomasyon aygıtlarının ve ağların kapsamlı karşılıklı bağlantılar sağlamasından ötürü giderek daha akıllı hale geliyorlar. Bununla beraber, özelliklerin sürekli geliştirilmesi, ürüne ve varlık tanımına bağlantı ve bir kapalı döngü süreç yönetme yolu gerektiriyor. Bulut Mobil teknolojilerin çoğalması, herhangi bir yerden bilgiye erişmeyi mümkün kılıyor. Bulut tabanlı altyapı, daha küçük şirketlerin bağlantı derecesi yüksek bir ortama tam olarak iştirak etmeleri için daha uygun maliyetli bir mekanizma
16
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos -Eylül 2016
olabilir. Bu etkiler, servisten donanıma, ürünlerin nasıl tanımlandıklarını, üretildiklerini, kurulduklarını ve servis edildiklerini etkileyen, endüstriler arası dikeyleşmenin bir parçasıdır. Başka bir deyişle, trend tüm kullanım ömrünü kapsamak yönündedir ve işte bu nedenle PLM bu sürecin vazgeçilmez bir parçasıdır. Burada, PLM’nin bu itici kuvvetlerle ve birden fazla endüstri türünde meydana gelen değişikliklerle nasıl başa çıktığı incelenmektedir. Bu makalede ürün, hizmet, tesis ve varlık terimleri, faaliyet rotaları ve zaman aralıkları önemli ölçüde farklılık gösterse de, uçtan uca kullanım ömrü yönetiminin tüm bu kavramlar için geçerli olduğu gerçeğini yansıtmak amacıyla belli bir ölçüde birbirlerinin alternatifi olarak kullanılmışlardır. Endüstriler arası etkiler Bazı endüstriler için, tam kullanım ömrünün yönetilmesi, varlıkların uzun vadeli doğası nedeniyle uzun bir süre boyunca bir yaşam biçimi olmuştur. Bunlar, nükleer enerji, deniz ve kara inşaatı gibi yüksek derecede sermaye yoğun ve denetleme altında olan endüstriler olmuştur. Bazı endüstriler için, tam kullanım ömrünün yönetilmesi, varlıkların uzun vadeli doğası nedeniyle uzun
bir süre boyunca bir yaşam biçimi olmuştur. Bunlar, nükleer enerji, deniz ve kara inşaatı gibi yüksek derecede sermaye yoğun ve denetleme altında olan endüstriler olmuştur. Bu endüstrilerde daha yoğun varlık kullanımına yönelik devamlı arayışın bir sonucu da mobil teknolojisinin benimsenmesidir. Bu eğilim, geçmişte görev yönetimi, operasyonel veriler, arıza kaydı ve raporlaması gibi etkinliklere odaklanmıştır. Trend, canlı bilgilerin üç boyutlu modeller, animasyonlar ve servis verileri şeklinde sunulması yönündedir. Bu veri sunma şekli üretim talimatlarının, simülasyonların, denetim bilgilerinin ve özel durum raporlarının PLM üzerinden doğrudan üretim noktasına sunulduğu ve burada işlendiği bazı üretim endüstrilerinde yaygındır. Yapı ve inşaat endüstrisi modüler, fabrikasyon yapılara ve hatta “basılı” binalara daha fazla yöneldikçe, PLM’nin rolü de artabilir. Kullanılan süreçler inşaattan ziyade klasik üretim ve montaj alanlarına girmektedir. Modüler inşaat Çin’de yoğun şekilde kullanılırken ABD’de de büyüme kaydetmiştir. Buna, binalara yönelik akıllı sensörlerin yaygınlaşmasını (sadece enerji kullanımını değil, aynı zamanda ekipman ve yüzey performansını optimize etmek amacıyla) ve alanları
Plm yeniden yapılandırabilme becerisini ekleyin. İşte bu noktada PLM bu sektörde bir anahtar özellik olmaya başlamaktadır. İnşaat ve üretim evrenleri, ürünlerin, süreçlerin ve bu ürünleri üreten makinelerin, sürece dahil olan tesislerin, bunları destekleyen tedarik ve teslim ağlarının daha önce hiç olmadığı şekilde bir araya gelmesi anlamında, birbirleriyle çarpışmaktadır. Bununla beraber, PLM’nin her şeyi kapsayan bir teknoloji olduğu nosyonuna çok da kapılmamaya özen göstermeliyiz. Klasik tesislerden ve varlık yönetimi çözümlerinden hızla gelişen yapı bilgi yönetimi (BIM) sektörüne kadar başka birçok kurumsal ortam halihazırda bu özelliklerin çoğunu sunmaktadır. Fiziksel ortamlar giderek daha bağlantılı hale geldikçe, destekleyen altyapıların da etkileşim kurup pürüzsüz ve güvenilir bir şekilde bağlanmaları gerekmektedir. Bu, PLM dünyası için olduğu kadar, yerleşik protokol ve standartlara (örneğin ISA-95, OPC UA, BAC-Net) da yeni bağlanabilirlik seviyelerini desteklemeleri için meydan okunduğu otomasyon dünyası için de geçerlidir. PLM’nin katkısı Bu konuyu bağlam içinde değerlendirmek için bir adım geriye çekilip PLM ile ilişkilendirilen bazı çekirdek özelliklere bakmak faydalı olacaktır. Kapsam potansiyel olarak çok geniş, bu nedenle bu tartışmayla bilhassa ilgili olan iki anahtar alana odaklanacağız: ürün tanımı yönetimi ve yapılandırma yönetimi. PLM ürün tanımı; gereksinimleri, sistem modellerini, üç boyutlu modelleri, testleri, talimatları, süreç planlarını, araç takımlarını, kalite ölçümlerini, servis bilgilerini ve ambalajları kapsamaktadır. Bu alanlar geleneksel olarak belge biçiminde olmuşlardır ancak giderek sanal bir tanımın parçası haline gelmektedirler. Ürün tanımı ayrıca ürün yapılarının (malzeme cetvelleri) tanımını ve kritik olarak, tanıma 18
götüren süreç yolunu içermektedir. Sonuncu özellik, akıllı ürünlerin hem üretiminden hem de çalışma esnasında izlenmesinden alınan geri bildirimlerdeki potansiyel artış dikkate alındığında son derece önemlidir. Bununla beraber, ürün tanımının kapsamı değişiyor. PLM büyüyerek, donanıma ve farklı malzemelerin birleştirilmesine odaklanan, eskimiş ayrık üretim arenasından çıktı. PLM artık telekom, finans, moda ve tıbbi ilaç gibi servis endüstrilerinde bulunuyor. Sert, yumuşak, elektrikli ve elektronik bileşenleri yönetmek zorunda. Sert bileşenler dahi kompozitlerin ve diğer yeni malzemelerin benimsenmesiyle beraber değişiyor. Bu da hem ürün tanımında hem de üretim süreçlerinde ve ekipmanlarında değişiklik yaratmakta. Yazılım, mamul ürünler için giderek daha fazla kazanarak servis sektöründeki ürünlerde kademeli iyileşmeleri mümkün kılıyor. Çalışma esnasında izlemeyle birlikte bu, ürünlerin tanımını fiziksel öğenin “ürün”ün sadece bir parçasını oluşturduğu servis tanımlanmasına doğru taşıyor. Üreticiler, bir servis sunum portföyü tanımlayıp desteklemek amacıyla PLM’yi etkili bir şekilde kullanıma sokmuş olan servis endüstrilerinden ders alabilirler. Servise doğru olan hareket ivmelendikçe, bu durum kullanımda olan ürünlerden veri sağlayanları nasıl etkileyecek? Hem üreticilerin hem de tüketicilerin arıza ve risklerle ilgili bilgilere daha fazla erişebilmesinden ötürü ürün toplatma olaylarında önemli bir artış görecek miyiz? Tanımlamadan teslime tam denetim takibinin giderek daha fazla öneme sahip olacağı aşikar. Yapılandırma yönetimi ikinci anahtar özelliktir. Bu sadece sürüm kontrolü değildir; birden fazla ürün hattının birden fazla karmaşık yapılandırmasının yönetilmesi ve sadece malzeme cetveli tanımlarının
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
değil, tüm ilişkili tanım verilerinin kaydının tutulmasıdır. Ürünler giderek daha fazla özelleştirilebilir hale geldikçe, bu karmaşıklığın yönetilmesi de daha fazla önem kazanacaktır. Özellikle, yazılım güncelleştirmeleri servis kullanım ömrünün bir parçası haline geldiğinden, ürünler değişim için yeterli kapsam sağlayacak ve gelecekte modifiye edilebilecek şekilde tanımlanmalıdırlar. Tabii ki bu yeni meydana çıkmış bir sorun değildir. 25 yıldan uzun bir süre önce, büyük otomasyon sistemi sağlayıcılarından birisi donanım ve donanım yazılımı sürümlerinin yapılandırmalarının koordinasyonunun önemli garanti taleplerine yol açan büyük bir sorun olduğunu belirtmişti. Artık bunun önlenmesi için daha iyi sistemler kullanıyoruz ancak gelecekte daha karmaşık boyutlarda siparişler olacaktır. Bu karışık teknolojilerin, karışık malzemeli ürünlerin (giderek daha özelleştirilen bir dünyada yerel olarak üretilen ve teslim edilen ürünler) geliştirilmesi, üretilmesi ve inşasına dahil olan tüm bilgilerin koordinasyonu, titiz izlenebilirlikle beraber son derece güçlü yapılandırma yönetimi özellikleri gerektirmektedir. Daha Geniş Vizyonlar Kullanım ömrü yönetimi alanındaki çözüm sağlayıcılar nasıl daha geniş bir faaliyet alanını kapsıyorlar? Birincil PLM sağlayıcılar bünyesinde kayda değer gelişmeler yaşandı. Siemens, 2007 yılında Unigraphics’i satın aldığından bu yana PLM ve endüstriyel otomasyon arasında bağlantılar oluşturuyor. Dassault Systèmes, Apriso’yu satın alarak evrenlerin kesişmesinde merkeze oturdu. Apriso şimdi Delmia markası altında, sanal fabrika ve üretim planlaması, devreye alma ve faaliyet yönetimi simülasyonu için daha kapsamlı bir özelliğin bir parçasını oluşturuyor. PTC, üretim dahilinde dikeyleşme sağlamak için GE’nin Akıllı platformlarıyla ilgi uyandıran bir şekilde birleşerek, satın almadan
Plm ziyade ortaklık kurma yolunu seçti. Bununla beraber, PTC, Axeda ve ThingWorx sayesinde Nesnelerin İnterneti (IoT) özellikleriyle kullanım ömrünün servis bölümüne odaklanıyor. Endüstri 4.0 ve IoT hedefine ulaşılması, endüstriyel otomasyon piyasasında daha sofistike ve entegre PLM sistemlerine ihtiyaç duyulmasına yol açıyor. Endüstriler arası gelişmeler, geçmişteki kısıtlı PLM görüşünün dışında bir bilgi birikimi ve deneyim gerektiriyor. IBM, HP ve Accenture gibi servis kuruluşları buna hazırlanırken, Accenture yakın zamanda PLM servis özelliklerini genişletti. Bunun yanı sıra, diğer endüstrilerin ve üçüncü taraf üreticilerin de tanımsal ve operasyonel verileri bir araya getirme ihtiyacını tanıdıklarını gösteren işaretler var. Rand Worldwide, Imaginit Technologies ve tesis yönetimi (FM) bölümlerini birleştirerek, BIM ve FM evrenlerini bir araya getirdi. Geleneksel anlamda PLM sağlamasalar da, bitişik endüstrilerdeki bazı sağlayıcılar özelliklerini PLM’yle örtüşecek ve etkileşimde bulunacak şekillerde genişletiyorlar. Bentley Systems, BIM ve proje denetimi özelliklerini tümlemek için altyapı varlık yönetimindeki varlığını genişletiyor. Şirket, inşaat ve işletim fabrika tesislerindeki tümleyici özellikleri için Siemens’le birleşerek belki de endüstriler arası işbirliğinin sinyallerini verdi. Autodesk’in bulut tabanlı bir PLM çözümü var ve şirket, bulut kurumsal kaynak planlaması (ERP) sağlayıcısı Net-Suite ile ortaklık kurarak, kurumsal platformlar arasında açık etkileşim potansiyelini sergiledi. Autodesk ayrıca büyük mimarlık, mühendislik ve inşaat (BIM gibi) çözümü sağlayıcılarından. Şirket, bulut yayılımı konusundaki planlı ve güçlü adımlarıyla endüstriler arası kullanım ömürlerini desteklemek için yerini aldı. Bulut ayrıca yeni şirketlere hızla PLM benzeri çözüm geliştirme ve büyük ölçekli altyapı yatırımları
yapmaksızın servis sağlama fırsatı sunuyor. Bu çözümler genellikle kullanım ömrünün tanım aşamalarına odaklanma eğiliminde olsa da bazı ilginç trendler de ortaya çıkmakta. Bunlardan ilki GrabCAD’in üç boyutlu baskı şirketi Stratasys tarafından satın alınması. GrabCAD tam bir PLM sistemi olarak kabul edilemez. Bununla beraber, ürün tanımıyla ürün üretimi arasındaki yakın bağlantı önemli zira bir noktada endüstriyel üretim nosyonunu değiştirecek. İkinci bir alan ise, iş akışı ve yapılandırma yönetimi gibi çekirdek PLM özelliklerinin IoT için uygulama geliştirmeyi desteklemek amacıyla bir araya gelmesi. İtalya tabanlı Solair Sri. gibi şirketler, ürünün servis içi verilerini ürün tanım verilerine bağlayan bulut tabanlı IoT uygulama platformları sağlamaya başlıyor. Geleceğin silolarından uzak durmak Kurumsal yazılımla desteklenen kullanım ömrü yönetimi ortamları bir süredir şirketlerin ve bağlı değer zincirlerinin organizasyonel ve işlevsel silolarında yavaş yavaş yok olmakta. Bununla beraber, buna yardımcı olmuş olan teknolojiler de bizzat kendi silolarını yaratma tehlikesi içindeler. Satıcılar daha avantajlı bir konuma geçmeye çalışırken, asıl tehlike yeni siloların oluşturulmasında yatıyor. Bunlar geleneksel işlevsel ve organizasyonel mühendislik, üretim ve tedarik, yazılım, donanım ve elektronik cihaz, mimarlık, mühendislik ve inşaat, elektrik üretimi ve ağ planlama siloları değillerdir; bunlar, muazzam değer potansiyeli taşıyan veri silolarıdır. Bu verilerin nerede bulunması gerektiğine dair tek bir yanıt var mı? “Tek hakikat kaynağı” nosyonu PLM dünyasında tartışmalı bir konu ancak bu uygulamada gerçekten ne anlama geliyor? Geleceğin yottabayt (1.0008 bayt) dünyasında bu nasıl olacak? Bu, tek bir hakikat kaynağının başarabileceği bir iş değildir. Bu, üretimde en az PLM, ERP ve üretim yürütme sistemi özelliklerini içeren,
20 CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
tesis ve varlık yönetimine, BIM ve diğer endüstriye özel ortamlara uzanan yüksek derecede bağlantılı bir çözüm yığını gerektirmektedir. Yanıt kuşkusuz protokollerin, standartların ve tanımlanmış mimarilerin harekete geçirdiği açıklık olmalıdır. Otomasyon bileşenleri arasında iletişim için protokoller nasıl elzemse, kurumsal sistem alanlarında halihazırda betimlenmiş olan veri servis platformlarını bağlamak için de benzer protokoller gereklidir. Ancak “Günümüzün petrolü veri,” gibi ifadelerle, böyle bir açıklık için ortam çok riskli olabilir. Açıklık olmazsa akıllı, bağlantılı gelecek ve beraberinde getirdikleri asla gerçek potansiyellerine ulaşamayacaktır. KISACA PLM ve otomasyon birbirine yaklaşmakta ve bunun tüm endüstrilerde geniş kapsamlı etkileri olacak. İtici kuvvet donanım, “akıllı” ve bulut öğelerinin bir kombinasyonudur. ArGe, satın alma ve ortaklıklar PLM satıcıları için önem kazanıyor. PLM büyüyerek, donanıma ve farklı malzemelerin birleştirilmesine odaklanan, eskimiş ayrık üretim arenasından çıktı. PLM artık telekom, finans, moda ve tıbbi ilaç gibi servis endüstrilerinde bulunuyor.
Makale
TALAŞLI İMALATTA KULLANILAN KESİCİ TAKIMLAR
Talaş kaldırma esnasında oluşan kuvvetler, basınç, sürtünme, ısı oluşumu ve aşınma gibi olaylar ile birlikte ekonomiklikte dikkate alınırsa bir kesici takım, yüksek sıcaklıklarda aşınmaya karşı dayanıklı ve iyi bir kimyasal kararlılığa, ısı birikiminin önlenmesi için
Tyapıları, akım malzemeleri, iç ömürleri, imalat
şekilleri, ve mekanik özelyüksek ısı iletim yeteneğine, liklerine göre; Karbon çelikleri ve takım çelikleri, ucuz olması yanında darbe Yüksek hız çelikleri, Sert etkisine karşı yeterli dere- maden uçlu kesiciler, Seramikler, Sermetler, Siyaloncede tok olma özelliğine lar, Coroniteler, Elmaslar ve Kübik Bor Nitrürler olasahip olmalıdır. Ancak rak gruplandırılabilirler. bütün bu özelliklere sahip 1.GİRİŞ bir kesici yoktur. Çünkü bu Kesici takımlar, bir takım özellikler birbirleriyle ters tezgahına tespit edilerek endüstriyel bir ürüne düşebilmektedir. şekil veren aletlerdir. Teknolojinin gelişmesi, Bu şekil verme işlemi genellikle malzemeden değişik kesici takımları talaş kaldırılarak meydana Değişik geliştirmeyi gerekli kılmıştır. gelmektedir. makine ve makine Neticede, daha yüksek tok- parçalarının imalatını sağlamak için kullanılan luk özelliğine sahip olması, kesici takımın, talaş daha iyi aşınma direncine kaldırma esnasında oluşan yüksek zorlamaları sahip olması ve daha yüksek karşılaması zorunludur. ısıya dayanması için kar- Günümüz sanayisindeki rekabet ortamı, gelişen bürlü takım malzemeleri teknoloji nedeniyle meydana gelen talaş geliştirilmiştir (1). kaldırma yöntemlerinin çeşitliliği ve farklılıkları sonucunda metalik ve 22
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
metalik olmayan çok sayıda kesici takım malzemesinin geliştirilmesini sağlamıştır. Halen dünyanın çeşitli yerlerinde farklı çevre şartlarında talaş kaldırma işlemleriyle değişik makinelerin üretimi sağlanmaktadır. Bir çok uygulama için birden fazla takım malzemesi uygun olabilir. Sonuç olarak takım seçimi malzemenin kolay temin edilebilirliği ve ekonomikliliğine bağlıdır. Bu gereksinimleri karşılamak için yeni takım malzemeleri araştırılmış ve çok sayıda malzeme denenmiştir(1). Ticari olarak bugün mevcut takım malzemelerinin değişik uygulamalarındaki performansları; takım ömrüne, talaş kaldırma miktarına, yüzey hassasiyetine, ve takım maliyetine bağlı olarak değişmektedir. 2. KESİCİ MALZEMELERİ
TAKIM
Kesici takım malzemeleri ; iç yapıları, ömürleri, imalat şekilleri, mekanik ve fiziksel özelliklerine göre aşağıdaki
gibi sıralanabilirler: – Karbon çelikleri ve takım çelikleri, – Yüksek hız çelikleri, – Sert maden uçlu kesiciler, – Seramikler, – Sermetler, – Siyalonlar, – Coroniteler, – Elmaslar, – CBN, – PCBN.Talaş kaldırma işlemlerinde , ya tornalama ve delme işleminde olduğu gibi tek noktalı takımlarla sürekli kesme işlemi , ya da frezeleme işleminde olduğu gibi çok uçlu takımlarla sürekli olmayan kesme işlemi yapılır. Sürekli kesme işleminde kesici uçta yüksek sıcaklıklar oluşurken süreksiz kesme işleminde ise kesici uçlar darbeli yüklere maruz kaldığından daha büyük kuvvet ve sıcaklık değişmeleri meydana gelir. Bu olumsuzlukları en aza indirgemek için istenilen yüzey kalitesine ve malzemenin iç yapısına göre uygun devir ve kesme hızları verilmelidir (1). Takımın, sürekli dönme çevriminden de oluşan
ısıtma ve soğutma etkisini yenmesi için yeterli darbe direncine sahip olması gerekir. Kesici takımın bu darbe direnci düşükse takım ucu hızlı bir şekilde aşınır .Tüm bu olaylar ekonomiklikle beraber dikkate alınırsa kesici takımda aranan özellikler şöyle sıralanabilir (1): – Aşınmaya ve şekil değiştirmeye dayanıklı olması için yüksek sertlik, – Kırılmaya ve özellikle darbelere karşı yüksek tokluk, – Oksidasyona dayanıklı olması için yüksek kimyasal kararlılık, – Yüksek kızıl sertlik ve termik darbelere karşı yüksek mukavemet. 3. KARBON ÇELİKLERİ ve TAKIM ÇELİKLERİ Endüstri devriminin başlangıcından beri talaş kaldırma işlemlerinde sadece karbonlu çelikler kullanılmaktaydı. Bu yaklaşık % 0.82 karbon içeren demir alaşımından oluşmakta ve çelik yapmayı kolaylaştırmak için manganez, silis, sülfür ve fosfor gibi diğer alaşım elementleri katılmaktaydı. Karbonlu takım çeliği 835o C ile 850o C arasında kızıl sıcaklıkta sertleştirilir ve bunu oda sıcaklığına kadar çok hızlı suda soğutma takip etmekteydi. Bu ani soğuma neticesinde sertleştirme esnasında malzemenin iç ve dış kısımlarında çatlama eğilimi meydana gelebilmektedir. Diğer alaşımlı çeliklere göre aşınmaya karşı dayanımları daha düşüktür (1). Alaşımlı takım çeliklerinde; karbonlu takım çeliklerinin kesme özelliklerini iyileştirmek amacıyla alaşım elementleri ilave edilerek mukavemet özellikleri ve kritik soğuma hızları değiştirilebilir. Alaşım elementleri olarak; az miktarda tungsten (W), krom (Cr), vanadyum (V), kobalt (Co), nikel (Ni), molibden (Mo) ve manganez (Mn) katılır. 4. YÜKSEK HIZ TAKIM ÇELİKLERİ (HSS) 20. yüzyılın başından beri bilinen ve sürekli geliştirilen kesici takım grubu olup diğer takım malzemelerine nazaran düşük maliyeti ve işlenebilme özelliği nedeniyle yaygın olarak kullanılmaktadır. Yüksek hız çelikleri, yerini birçok uygulamada toz metalürjisi tekniği ile üretilen, daha yüksek hızlarda kesme işlemi yapabilen ve aşınma dirençleri daha yüksek olan sert metallere
bırakmıştır. Fakat yüksek hız çelikleri tokluk değerlerinin yüksek olması sebebiyle bazı talaşlı imalat yöntemlerinde önemini yitirmemiştir. Yüksek hız çelikleri, genelde helisel matkap, azdırma çakıları, kılavuzlar, parmak freze gibi kesici takım malzemelerinde kullanılırlar (2). Hız çelikleri, yüksek alaşımlı asal çeliklerdir. 600oC sıcaklığa kadar sertliklerini muhafaza ederler. Yüksek kesme hızlarında (30/50 m/ dak) talaşlı imalatta kullanılan kesici takımlardır. Yüksek hız takım çelikleri T ve M olmak üzere iki gruptan oluşmaktadır. Bunlar ilk alaşım olan Tungsten ve Molibden yüzdesine göre belirlenir. T serisi %12-20 tungsten ve diğer alaşım elementi olarak Vanadyum ve Kromla birlikte kobalttan oluşurken M serisi yaklaşık %3.5-10 Molibden ile diğer alaşım elementleri olarak Kobalt, Krom ve vanadyum içerir (1,2). Genel olarak, M serisi, T serisinden daha yüksek abrasyon aşınma direncine sahip olmakla birlikte daha ucuz ve ısıl işlemde daha az bozulma göstermektedir. 4.1. Yüksek Hız Çeliklerinin Genel Özellikleri M ve T türüne bakılmaksızın yüksek hız takım çelikleri kendi aralarında fiziksel olarak birçok benzerliklere sahiptirler. Bunlar şöyle sıralanabilirler. – Hepsi yüksek alaşım içeriğine sahiptirler. – Genellikle 64 Rc sertliğine müsaade etmesi için yeterli oranda C içermektedir. – Merkezden yüzeye üniform sertliğe sahiptir. – Hepsi yüksek sıcaklıklarda sertleştirilebilir (1,3). 5. SERT MADEN UÇLU KESİCİLER (SİNTERLENMİŞ KARBÜRLER) Sert maden uçlar, sıcaklığa dayanıklı takım malzemesi olup sert karbür parçacıkları ve sünek metallerle birleşmesiyle üretilir. Bu malzemeler, ilk olarak 1920’li yıllarda Almanya’da elmas kullanımının pahalı olmasından dolayı ve yeterli aşınma dirençli kalıp malzemesi üretmek amacıyla geliştirilmiştir. Önce tungsten karbür (WC) ile kobalt bağlayıcı kullanılarak üretilmiştir. Fakat birçok hatalara sahip kaba bir yapı gözlenerek kesici takım ve kalıp malzemesi olarak tatmin edici bulunmamıştır. 1923
Makale yılında Fransa’da toz metalürjisi tekniği ile ince tungsten karbür tozlarla az miktarda demir, nikel veya kobalt tozları karıştırılarak preslenmiştir. Sonra yaklaşık 1300oC de sinterlenmiştir. O zamandan beri esası WC_Co esaslı karbürlü malzemeler, farklı malzemeler ve kesme operasyonları için değişik tipleri olan karbürler geliştirilmiştir. Karbür, üretiminin yaklaşık %50 talaş kaldırma işlemlerinde kullanılmaktadır. Bu malzemeler “ sinterlenmiş karbür “ olarak da adlandırılır. Bunlar iyi aşınma direnci gösterdiklerinden 40 m/dak’dan 350 m/dak kesme hızına kadar sertliğini ve kesiciliğini kaybetmeden etkili şekilde kullanılabilmektedir (1,3). 5.1. Sinterlenmiş Karbür Tungsten karbür veya sert metal olarak da adlandırılan sinterlenmiş karbürler 1930’larda geliştirilmiştir. Bu malzeme, bir bağlayıcı metal içerisinde %90 sert karbür parçacıklı bir toz metalürjisi ürünüdür (4). Günümüzde sinterlenmiş karbürlerin iki çeşidi yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunlar: Tungsten karbür + kobalt alaşımlı düz karbür uçlar (WC+Co), Tungsten karbür + kobalt + titanyum karbür + tantalum karbürlü uçlardır(WC+Co+TiC+TaC) 5.1.1. Sinterlenmiş Karbürlerin Sınıflandırılması Sinterlenmiş karbürler için dünyaca kabul edilen bir sistem yoktur. Bileşimlerine, mikro yapılarına, fiziksel özelliklerine göre değil, kullanıcı ve üretici tarafından yapılan uygulama kod sistemine göre sınıflandırılır. Avrupa ve Japonya’da kabul edilmiş ISO sınıflandırma sistemine göre malzemeler üç gruba ayrılır. Bunlar, P, M, K harfleri ve bu harflerin sonuna gelen rakamlardır. – P serisi (mavi): Yüksek alaşımlı, tungsten karbürlü takım olup uzun talaş çıkaran malzemelerin işlenmesinde kullanılır. – M serisi (sarı): Alaşımlı tungsten karbürlü takım olup titanyum oranı P serisinden azdır. Çelikler ve dökme demirlerin işlenmesinde kullanılır. – K serisi (kırmızı): Düz tungsten karbür kobalt alaşımlı takım olup, dökme demir, demir olmayan metaller ve metal olmayan malzemelerin işlenmesinde kullanılır (1,3).
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
23
Makale 5.2. Kaplamalı Sinterlenmiş Karbürler Kaplama; kesme kuvvetini, oluşan ısıyı, ve aşınmayı büyük oranda azaltarak geçici bir yağlayıcı görevi yapmaktadır. Bu, özellikle daha kaliteli yüzey elde edilmek istenildiğinde daha yüksek hızların kullanılmasına imkan sağlar(1). Kesici takım malzemelerindeki en önemli gelişme, takımların yüzeylerinin birkaç mikron kalınlığındaki tabaka ile kaplanmasıdır. Kesici takımların yüzey kaplamalarında yaygın olarak dört farklı kaplama malzemesi kullanılmaktadır. En belli başlı kaplama malzemeleri titanyum karbür (TiC), titanyum nitrür (TiN), titanyum karbonitrür (TiCN), alüminyumoksit (Al2O3)’tir. Titanyum nitrür kaplamalar aşınma etkisini azaltmaktadır. Oksidasyona karşı direncin gerekli olduğu uygulamalarda titanyum alüminyum nitrür (TiAlN), sert malzemelerin işlenmesinde titanyum karbür nitrür (TiCN) kaplamalar en iyi özelliklere sahiptirler. Korozyona karşı direncin gerekli olduğu uygulamalarda ise daha kalın seramik kaplamalar kullanılmaktadır (5). Kaplamalı takımlarla yapılan işlemlerde, yüksek hızda aşınma direncinin yükselttiği ve takım ömrünün 2-3 kat arttırdığı görülmektedir. Bir çok kullanıcının takım ömrünü azaltmadan kesme hızını %25-50 arttırarak ekonomik açıdan büyük avantaj sağladığı görülmektedir (1,3). 6. SERAMİK KESİCİLER Seramik malzemeler yüksek sıcaklıklara karşı dayanıklı olan inorganik, metal olmayan malzemelerdir. Seramik kesicilerin dar olan kullanım alanları katkılı seramiklerin, seramik matrisli kompozitlerin ortaya çıkarılmasıyla artmaya başlamıştır (2,6). Karbür esaslı kesici uçlar 800oC sıcaklıklara kadar yüksek performans göstermektedir. Fakat daha fazla sıcaklık yükselmelerinde sertlik düşmektedir. Yüksek sıcaklıklara karşı dayanma direnci dikkate alındığında seramikler, çok daha iyi performans göstermektedirler. Çünkü bu kesiciler sertliklerini yaklaşık 1200oC’ye kadar koruyabilmektedirler. Fakat bununla birlikte seramik kesiciler, diğer kesicilere oranla daha sert ve 24
dolayısıyla da daha kırılgan bir yapıya sahip olduğundan bu kesiciler, sürekli talaş kaldırma işlemlerinin olduğu yerlerde, sert metallerin son bitirme pasolarında tercih edilmektedir (1,2,3). Seramik takımlar sert, yüksek kızıl sertliğine sahip, iş parçası malzemesi ile reaksiyona girmeyen takımlardır. Uzun bir takım ömrüne sahiptirler ve yüksek kesme hızlarında talaş kaldırabilirler. Metalik olmayan seramiklerin özelliklerinde çeliklere göre bazı temel farklılıklar mevcuttur: – Yoğunlukları çeliğin üçte biridir, – Çok yüksek basma mukavemetine sahiptirler, – Çeliklerde söz konusu olan plastik uzama seramiklerde söz konusu değildir, – Çok daha kırılgandırlar, – Saf seramiğin elastikiyet modülü çeliğin yaklaşık iki katıdır, – Çeliğin ısıl iletim katsayısının yüksek olmasına karşın seramikler çok düşük ısıl iletim katsayısına sahiptirler (4). Seramikler, yüksek sıcaklıklarda iyi oksidasyon direnci, takım aşınma miktarını azalttığı ve iyi sıcak sertlik performansları nedeniyle istenilen takım malzemeleridir. Bu özellikler işlenmesi zor olan malzemelerin 300 m/dak. kesme hızından daha büyük hızlarda kullanılmasını mümkün kılmaktadır. Örneğin, araba frenleri ve kavramalar 600 m/dak kesme hızıyla başarılı bir şekilde işlenmektedir. Bunun dışında bu takımlarla alüminyum alaşımları 910 m/dak magnezyum alaşımları 3000 m/dak da kullanılmaktadır (1,3). Seramik kesicilerin esasını alüminyum oksit (Al2O3) oluşturmaktadır. Bunun yanında magnezyum oksit (MgO), Yitrum oksit (Y2O3), zirkonyum oksit (ZrO), Krom oksit (CrO), vb. malzemeler farklı özellikteki seramiklerin elde edilmesinde kullanılmaktadır. Bugün gelinen nokta itibariyle çeşitli seramik kesici türleri geliştirilmiştir. Seramik kesicileri temel olarak üç sınıfta incelemek mümkündür (1). – Al2O3 içeren seramikler, a) Saf oksit esaslı, b) Katkılı alüminyum oksit esaslı, c) Alüminyum oksit esaslı takviyeli, – Silisyum nitrür (Si3N4) içeren seramikler, – Kaplamalı seramikler (1). Seramik kesici takımlar, öncelikle tornalama ve delik delme
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
işlemlerinde tercih edilmekte olup bu seramiklerin farklı uygulama alanları aşağıda gösterilmektedir. Yüksek sıcak sertliği ve kimyasal kararlılığı nedeniyle seramikler işlenmesi güç olan malzemelerin 300 m/dak ve daha büyük kesme hızlarında bitirme işlemlerinde kullanılmaktadır. Yüksek talaş kaldırma miktarı da rijit tezgahlarla ve sürekli kesmeyle mümkündür. Seramik kesici takımların ilk akla gelen uygulama alanları şunlardır: – Çelikler ve dökme demirler, – 66 Rc’ye kadar çelikler, – Nikel esaslı süper alaşımlar (1). 7. SERMET KESİCİ TAKIMLAR Sermet, sert partikül olarak tungsten karbür yerine titanyum karbür (TiC), titanyum karbonitrür (TiCN) ve/veya titanyum nitrür (TiN) gibi titanyum esaslı karbürlerin kullanıldığı sinterlenmiş karbürlerin genel adıdır. Sermet ismi SERamik ve METal den gelmektedir. Bunun nedeni metal bağlayıcı içerisindeki seramik parçacıklardır. Bir toz metalurjisi ürünü olan sermetlerin sinterlenmiş karbür ve tüm sert metallerin sermet olduğu tartışılabilir ancak pratikte sermet tungsten değil titanyum karbüre dayalı sinterlenmiş karbürleri içeren bir malzeme grubudur (2,3,4). Sermet kesici takımların en genel özellikleri: – Yüksek (ve belirli bir dereceye kadar düşük) kesme hızı yeteneği, – Uzun takım ömrü boyunca sağladığı yüksek hassasiyet, – Yüksek kaliteli bir yüzey oluşturmasıdır (7). Sermetler, kesme hızı bakımından kaplamalı karbürlü takımlardan daha iyi performans göstermekte ve kesme hızında yaklaşık üst sınır olarak %100 artış sağlayarak 340 m/ dak’ya kadar ulaşabilirken karbürlü takımlar ise yaklaşık 160 m/dak civarında kalmaktadır. Kaplamalı takımlarda ise bu değer yaklaşık 240 m/dak’a yaklaşmaktadır. Seramiklerle karşılaştırıldığında ise karbürlü takımlarda ilerleme miktarı aralığının 0.08 mm/dev ile 0.30 mm/ dev iken bu değer seramiklerde daha dar aralıklarda olup 0.12 mm/dev ile 0.24 mm/dev arasında değiştirdiği görülebilir. Bu nedenle, bu takımlar, kaplamalı takımlar ve seramikler arasında dengeyi sağlamaktadır (1). Sermet kesici takımların değişken
sıcaklıklar sonucu ortaya çıkan ısıl çatlaklara karşı duyarlı kılan sınırlı ısıl iletkenlikleri vardır. Soğutma sıvısının kullanılmadığı işlemlerde başarıyla kullanılırlar. Soğutma sıvısı kullanılacaksa sıcaklık değişimlerinin önüne geçilmesi için, soğutma sıvısının doğru ve yeterli miktarlarda kullanıldığı işlemlerde kullanılmalıdır (7). İlerleme ve talaş derinliğinin çarpımı olan talaş alanı, kalite için özel sınırlar içinde tutulmalıdır. Kaplamalı sinterlenmiş karbürlere göre, sermetler daha sınırlı bir talaş alanına sahiptirler. İdeal olarak en iyi verimliliğin sağlanması için yüksek ilerleme ve düşük talaş derinliği değerleri tercih edilmelidir. Gerçek kesme verilerine bağlıdır, ancak 0.35 mm/dev civarındaki ilerlemeler genellikle ilerleme için sınır değerleridir (7). Sermet kesiciler, paslanmaz çelik ve sertleştirilmiş çeliğin süreksiz olarak kaba işlenmesinde, sinterlenmiş karbüre göre yeterli olmayan tokluk nedeniyle takımın vaktinden önce kırılmasına sebep olduğundan dolayı tercih edilmezler. (1). 8. SİYALONLAR Siyalonlar, silisyum alüminyum oksinitrür (Si-Al-O-N) bileşiminden oluşan silisyum nitrür esaslı kesici takım malzemeleridir. Bunların üretiminde yaklaşık %88 alüminyum nitrür (AlN) ve %13 alümina (Al2O3) ile birlikte %10 yitrum oksit (Y2O3) tozları karıştırılarak kurutulmaktadır. İstenilen şekil ve boyutta yaklaşık 1800oC de 1 saat süreyle sinterlenerek preslenir (1,3). Seramik kesici takımlar yüksek sıcaklıklara dayanma yeteneği nedeniyle sinterlenmiş karbürlerden çok daha yüksek hızlarda kullanılabilmektedir. İyi bir bitirme yüzeyi gerektiğinde alüminyum oksit esaslı seramikler sıkça kullanılmaktadırlar. Ancak, kaba talaş kaldırma işlemlerinde özellikle aralıklı kesme işlemlerinde veya yarı bitirme işlemleri için siyalon kesicilerin seçilmesi gereklidir. Yüksek aşınma miktarlarına rağmen siyalon takımlar kopmaya karşı güvenilir ve ani uç kırılması oluşturmaz. Bu nedenle takım ömrü oldukça uzun sürmektedir (1). Nikel esaslı alaşımların kaba talaş kaldırılmasında siyalon malzemeler, karbürler veya alüminyum oksit
içeren seramiklere göre çok iyi performans gösterirler. Siyalon kesiciler kullanılarak kesme hızı, karbürlerle karşılaştırılarak % 150200 arttırılabilmektedir (1). 9. CORONİTE Coronite yüksek hız çeliğinin tokluğu ile sinterlenmiş karbürün aşınma direncini bir araya getiren yeni bir kesici takım malzemesidir. Coronite parmak frezelerin bu alandaki benzerlerinden daha hızlı talaş kaldırmalarını, daha uzun ve güvenilir bir takım ömrüne sahip olmalarını, daha iyi bir yüzey kalitesi elde etmelerini sağlar. Bu takım malzemesi daha çok çelik işleme için geliştirilmiş bir malzeme olmasına karşın titanyum ve çeşitli hafif alaşımların işlenmesinde de iyi sonuçlar verir (4). Coronite takımlara, yeni bir takım malzemesi özelliklerini kazandıran tane büyüklüğüdür. Bu özellikler çok küçük (0.1 mikron) titanyum nitrür tanelerini üreten gelişmiş teknoloji sayesinde elde edilir. Özel bir tekniğin kullanılmasıyla küçük TiN taneleri çelik matrislerin içerisine %35 ila %60 oranında bir hacim kaplayacak şekilde dağıtılır (4). Küresel uçlu parmak frezeler dışında hiçbir parmak freze tümüyle coronite malzemeden yapılmaz. Bu takımlar üç kısımdan oluşmaktadır: – Çelik bir çekirdek, – Çapın %15’i kalınlığında bir coronite tabakası, – Yaklaşık 2 mikron kalınlığında bir TiCN veya TiN kaplama (4). 10. ELMAS TAKIMLAR Elmas uçlu takımlar, çok yakın toleranslı ve yüksek hassasiyet gereken metal olmayan ve demirsiz malzemeleri işlemek için kullanılırlar. Bunlar gevrek olduğundan şoka ve kesme basıncına karşı karbürlü kesiciler kadar dirençli olmadığından esas olarak bu malzemeler son bitirme yüzeylerinin işlenmesinde kullanılan takımlardır (8). Elmas kesici takımlar genellikle demir içermeyen metalik malzemeler ve metal olmayan malzemelerin işlenmesinde kullanılmaktadırlar (1). Elmas kesici takımlarla daha verimli işlem yapabilmek ve takım ömrünün uzun olması için aşağıdaki kurallar dikkate alınmalıdır. – Elmas kesicilerde uç açısı maksimum olacak şekilde yaklaşık
Makale 90o tasarlanmalıdır, – Bu kesicilerle ayar yapılırken her zaman dikkatli olmalı, – Takım, iş parçası ekseninde ayarlanarak kullanılmalı, – İş parçası karbürlü takımla kaba işlenmeli ve ince işleme için elmaslar kullanılmalı, – Takım iş parçasına dalma işlemi her zaman iş parçası dönerken başlamalı ve kesme işlemi yapılırken asla tezgah durdurulmamalı, Tezgah titreşimden uzak olmalı ve kesici uçlar her zaman ayrı kutularda kauçuk koruyucular arasında muhafaza edilmelidir (8). Elmas uçlu takımlarla genellikle çok az ilerleme ve yüksek kesme hızlarında çok az talaş derinliğinde çok verimli şekilde kesme işlemi yapılır. Bunlar takım/talaş ara yüzeyinde oluşan sıcaklık 860oC’yi aşan malzemelerde tavsiye edilir. Her çeşit malzeme ve tezgah için ideal kesme hızları mevcut bulunmaktadır. Elmas takımlar için minimum kesme hızı 86-90 m/dak olmalıdır. Her iş için tezgah şartları maksimum kesme hızını belirler. Bazı uygulamalarda 3000 m/dak’ya kadar kesme hızlarına ulaşılabilmektedir. Elmas kesici takımların, uygun şartlar ve takım tezgahının rijitliği gibi takım performansına etki eden faktörlerin iyi derecede olması göz önünde bulundurulduğundaki avantajları şöyle sıralanabilir: – Yüksek kesme hızlarında kesme yapabilmesi ve diğer takımlara göre üretimin 10-15 kat arttırılabilmesi, – 0,128 µm ve daha az yüzey hassasiyeti kolaylıkla elde edilebilmesi, çoğu zaman iş parçası üzerinde gerekli diğer yüzey bitirme işlemlerini gerektirmemesi, – Çok sert ve abrasyona dirençli olduğundan, abrasive malzemelerin işlenmesinde daha uzun takım ömrü elde edilmesi, – 0.012 mm’ye kadar düşük talaş derinliğinde hem iç hem de dış yüzey tornalama işlemi yapabilmesi, – Daha yakın toleranslı parçalar üretebilmesi ve kesici uç üzerinde metalik parçaların kaynak olması veya yapışmasının önlenmesidir (1). 11. KÜBİK BOR NİTRÜR (CBN) Kübik bor nitrür, elmastan sonra gelen ikinci en sert kesici takım malzemesidir. Çok yüksek sertlik, çok yüksek kızıl sertlik (2000oC), mükemmel aşınma direnci ve işleme esnasında genellikle iyi kimyasal
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
25
Makale kararlılık gibi özellikleri sayesinde mükemmel bir kesici takım malzemesidir (2,4). CBN kesici takımlar çok yüksek basınç ve sıcaklıklar altında özel seramik bağlayıcı malzemelerin karışımının sinterlenerek yapıldığı kesici takım malzemeleridir. Dövme çelik, sertleştirilmiş çelik, dökme demir, yüzeyi sertleştirilmiş iş parçaları ve ısıl dirençli alaşımlar CBN takımların yaygın olarak kullanıldığı malzemelerdir (4). CBN kesici takımlar, sertlikleri 48 HRc’nin üzerinde olan sert iş parçası malzemelerinde uygulanmaktadır. İş parçaları çok yumuşaksa takım aşırı şekilde aşınır. Malzeme ne kadar sertse takım aşınması o derece azdır. CBN kesici takımlar, sağladıkları mükemmel yüzey kaliteleri sayesinde tornalama işlemlerini taşlama işlemlerine alternatif hale getirmişlerdir (4). 12. ÇOK KRİSTALLİ KÜBİK BOR NİTRÜR (PCBN) Çok kristalli kübik bor nitrür uçlar ile daha yüksek kesme hızlarında, daha fazla talaş derinliğinde kesme yapılabilmekte ve sertliği 35 HRC den daha yüksek sertlik derecesindeki malzemeler işlenebilmektedir. Çok kristalli kübik bor nitrürlerin temel özellikleri aşağıdaki gibi özetlenebilmektedir:
– Yüksek sertlik, – Yüksek abrasyon direnci, – Yüksek basma dayanımı, – Yüksek termal iletkenlik (1). Bu takımlar düz tornalama, alın tornalama, delik büyütme, profil tornalama ve frezeleme işlemlerinde de başarılı olarak kullanılmaktadır. Bu takımlar aşağıdaki malzeme gruplarının işlenmesinde kullanılmaktadır. – Sertliği 45 – 65 HRC olan malzemeler, AISI 4340, 8620, M2 ve T15 gibi sertleştirilmiş çelikler ve nikel esaslı sert malzemeler – Brinell sertliği 180 – 240 olan dökme demirler, abrasiv demirli metaller ve nikel dirençli malzemeler, – Sertleştirilmiş parçaların bitirme işlemlerinde, tipik olarak takım çelikleri veya talaş derinliği 0.5 mm’ den az ve 0.2 mm’ lik yüzeyi sertleştirilmiş parçalar, – Jet motoru parçaları gibi uzay endüstrisinde kullanılan yüksek nikel alaşımlı süper alaşımlar (1). Kaba dereceli PCBN takımla yapılan kesme işleminde başlıca uygulanan malzemeler ve işleme parametrelerini şöyle özetlenebilir (1). – Sert nikel alaşımları, – YHÇ takımları, – Soğuk iş takım çelikleri, – Cr-Ni’li çelikler, – Kobalt esaslı ve nikelli sert yüzeyli alaşımlar,
– Beyaz dökme demirler, – Esmer dökme demirler işlenebilmektedir.
vb.
13.SONUÇ ve İRDELEME İnsanoğlunun değişik ihtiyaçları sonucu değişik türde ürünler ortaya çıkmış ve ürünlerin ihtiyaçları karşılayabilmesi için çok çeşitli malzeme türleri bulunmuştur. Bu malzemeleri işleyebilme ihtiyacından ötürü de çok çeşitli kesici takımlar keşfedilmiştir. Talaşlı imalat sektörü işleyen ve işlenen malzeme olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Bu çalışmada, değişik hammaddeleri işleyebilmek için kullanılan kesici takımlar incelenmiştir. İşlenen malzemeye göre kesici takım seçimi çok önemli bir faktördür. Talaşlı imalat sektöründeki diğer önemli bir faktör ise rekabeti sağlayabilmek için zaman tasarrufu yapmaktır. Üretim zamanının kısaltılması ham maddeye göre uygun bir takım seçmekle mümkündür. 50 yıldan daha fazla bir süre önce HSS takımlar ile 20-30 m/dak’lık kesme hızları yeterli görülmekteyken günümüzde 500-600 m/dak’lık kesme hızlarına ulaşılmıştır. İlerleyen yıllarda şüphesiz bu kesme hızları geliştirilen takım ve kaplama türleriyle daha da yüksek seviyelere çıkacaktır.
KAYNAKLAR 1. ŞAHİN Y. ,Talaş Kaldırma Prensipleri ,Cilt 1. ,Gazi Kitapevi Ekim 2003 2. CAN Ahmet, AISI 5140 Çeliğinin Sermet , PVD İle Tı AIN – CUD İle TIN Kaplanmış Kesici Uçlarla Tamamlanmasında Kesme Değişkenleri, Kaplama Cinsi ve Takım Aşınmasının Yüzey Pürüzlülüğüne Etkisinin Deneysel İncelenmesi,Yüksek Lisans Tezi,Gazi Üniversitesi, Temmuz 2003 3. ŞAHİN Y., Talaş Kaldırma Prensipleri , Cilt 1., Nobel Yayın Dağıtım , 2000 ANKARA 4. ÇAKIR M. C., Modern Talaşlı İmalatın Esasları,Ceylan Matbaacılık , Mayıs 1999 5. HABALI K. ,Kesici Takım Kaplama Malzemesinin Takım-Talaş Ara Yüzey Sıcaklığı Üzerindeki Etkisinin Deneysel Olarak Araştırılması,Doktora Tezi,Gazi Üniversitesi,Nisan 2003 6. ŞAHİN Y. , İmal Usulleri ,Gazi Kitapevi , Haziran 2003 7. ÇAKIR M. C. , Modern Talaşlı İmalat Yöntemleri, Rota Ofset ve Matbaacılık, Bursa 2000 8. KRAR S.F.,OSWALD J.W., AMAND J.E.,Techonology Of Machine Tools,Third Editions. Yazar: Semih SEYMEN – Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Makine Bölümü Kalıp Ana Bilim Dalı
26
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
Makale
SINUMERIK CNC KONTROL ÜNİTESİNDE KALIPÇILIK FONKSİYONLARI
Siemens Tezgah İthalatçıları ve Son Kullanıcıları Sorumlusu Can Kurban
CAD – CAM – CNC Proses zinciri CAD -> CAM Serbest formu yüzeylerin işlenmesinde gerekli NC kodları genellikle CAM sistemlerinden sağlanır. Bir CAM sistemi takım yollarını CAD modelinden oluşturur. CAM -> CNC CAD > CAM > (post prosesör) > CNC proses zincirinin kalitesi ve uyumu serbest formu yüzeylerin işlenmesinde oldukça önemli bir rol oynar. CAD sistemlerinde, yüksek seviyeden yüzeyler (serbest formlu) oluşturulur. Örneğin bir yüzeyin tümünü frezelemek – veya çarpışma denetimi yapmak– için CAM sistem genellikle CAD yüzeylerini bir çokyüzlüye dönüştürür. Bu çokyüzlü düzgün tasarım yüzeyinin çok sayıda minik düzlem kullanılarak yaklaşık olarak elde edilir. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak orjinal CAD yüzeyinden birtakım küçük sapmalar oluşur. Bu küçük sapmalar programcının belirlediği tolerans dahilindedir. CAM programcısı bu çokyüzlüyü takım yollarını kullanarak kaplar. Postprocessor bu takım yollarından belirtilen hata toleransları dahilinde NC blokları oluşturur. Bunlar genellikle çok sayıda düz çizgiden, G1 XYZ oluşur. İşleme sonucunun bir serbest biçim olmamasının, bir çok yüzlü olmasının nedeni budur. Dikkatlice incelendiğinde bu küçük düzlemler parça yüzeyinde seçilebilir ve bu istenen bir durum değildir. Yeniden bir işlemden geçmesi gerekir. 28
Hassasiyet, hız ve yüzey kalitesi SINUMERIK kontrolleri yeniden işleme gereksinimini önlemek için çeşitli fonksiyonlar sunar: Programlanabilir köşe yumuşatmaları (G645) Bu fonksiyonlardan ilki blok geçişlerinde yuvarlatma fonksiyonudur. Bir tolerans değeri içinde blokların birleştiği köşe noktalara geometrik elementler eklenerek yumuşak takım geçişleri sağlanır.
Sistemdeki eylemsizlik, takım ayar noktası konturundan dikine ayrılma eğiliminde olduğu, yani gerçek konturun ayar noktası konturundan farklı olduğu anlamına gelir. Yandaki hata, sistem (konum reglajı) ve hızın kombinasyonundan ortaya çıkar.
Blok geçişlerindeki lineer yollar işlenirken makina eksenlerinde ivme atlamaları meydana gelir, bu atlamalar makina parçalarında rezonansa sebep olur, dolayısıyla iş parçası üzerinde pahlı veya titreşimli yüzeyler oluşur.
SINUMERIK sistemlerde yukarıda saydığımız bütün fonksiyonlar tek bir komut satırı ile aktif hale getirilebiliyor. Bu komut satırı istersek diyalog bir ekranda iki kutucuğu doldurarak da oluşturulabiliyor.
İleri hız kontrolü FFWON hıza bağlı olarak, kontur sıfıra doğru yaklaşırken ortaya çıkan hatayı azaltır. Hızı önden kontrol etmek daha fazla yol doğruluğu sağlar ve böylelikle daha iyi üretim sonuçları çıkar. Yüksek Hızda İşleme programlamasıCYCLE832
Sıkıştırma fonksiyonu (COMPCAD) CAD/CAM Sistemleri genelde belirtilern hassasiyette lineer bloklar üretir. Serbest formlu yüzeylerde ve karışık konturlarda oldukça fazla lineer bloğun oluşmasına ve data boyutunun artmasına neden olur. Bu kısa lineer bloklar makina hızının düşmesine neden olur. Sıkıştırma fonksiyonu (compressor) bu ufak G1 komutlarını, belirtilen bir tolerans bandı içinde kalacak şekilde sıkıştırır ve bir spline fonksiyonuna dönüştürür. Ve kontrol ünitesi ayrı ayrı G1 komutlarını işlemek yerine direk bu spline fonksiyonunu işler. Bunun sonuçlarını şu şekilde sıralayabiliriz; • İş parçası program bloklarında azalma. (daha küçük boyutlu programlar) • Bloklar arası geçişlerde yumuşama ve dolayısıyla daha pürüzsüz yüzeyler. • Daha yüksek ilerlemelerde çalışma ve makina yükünde azalma. Önden blok okuma (Look ahead) Kontrol ilerideki birkaç NC bloğunu hesaplar ve moda bağlı bir hız profili oluşturur. Bu hız kontrolünün hesaplanma şekli G64 vs. işlevlerle ayarlanabilir. Önden blok okuma fonksiyonu aynı zamanda tespit ettiği köşeleri yumuşatır. İleri Hız Kontrolü-Feedforward control Resimdeki takip hatalar kontur dışına çıkılmasına neden olur.
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
CYCLE832(0.01,2,1)
CAM Tolerans
İşleme türü; 3 – Kaba
Çevrim versiyonu (her zaman 1)
2 – Yarı Finiş - Finiş
Örnek Parça Programı N10 G40 G17 G710 G90 ;Takım yarıçap telafisi iptal, metrik çalışma N20 G54 N30 T5 N40 M6 N45 WORKPIECE(,,,”BOX”,0,0,-20,80,0,0,120,80) ; Simulasyon icin kaba malzeme tanımlanmasi N50 CYCLE832(0.01,1,1) ;0.01 CAM toleransı ile finish operasyonu N60 G0 X-14.059 Y-39.045 Z7.48 S9500 D1 M3 N70 Z-1.291 N80 G1 X-13.998 Y-39.047 Z-1.757 M8 F1330. N90 X-14.011 Y-39.046 Z-2.228 N100 X-14.097 Y-39.044 Z-2.691 N110 X-14.254 Y-39.04 Z-3.134 N120 X-14.479 Y-39.035 Z-3.548 N130 X-14.765 Y-39.028 Z-3.921 N150 M30 ; Parca program sonu
Röportaj
30
CAD / CAM / CAE / PLM / Nisan - Mayıs - Haziran 2016
Makale
CAD / CAM / CAE / PLM / Ocak - Åžubat - Mart 2016 30
Makale
İnfoma Genel Müdürü Mustafa Ceran:
“TEKNOLOJİ EVRİMİNDEN, DÖRDÜNCÜ ENDÜSTRİ DEVRİMİNE” İNFOMA GENEL MÜDÜRÜ MUSTAFA CERAN İnfoma Genel Müdürü Mustafa Ceran, IBM kökenli bir firma sahibi ve 35 yıllık bir sektörel geçmişe sahip. Norveç’te master eğitimini; Süper Bilgisayarlar ve Yapay Zeka üzerine tamamladı. Bilgisayar teknolojileri, Uzay Istasyonlarından, Petrol Kuyularına kadar yoğun işlemci gücü ve gelişmiş grafik özellikler gerektiren bilgisayarın, endüstriyel alanda kullanımı üzerine yoğunlaştı. Eğitimini takiben 10 Yıl yurtdışında bu alanlarda uzmanlaştıktan sonra; rahmetli Özal tarafından Türkiye’ye davet edildi. Aselsan’ın 1988’de ilk CAD/ CAM altyapısının oluşturulması çalışmalarında bulundu. Ceran ile sektörün ilk firmalarından İnformatik, CAD/ CAM/CAE/PLM teknolojileri ve bu teknolojilerin gelişimi ile ortaya çıkan ve dünyada hızla yayılan 4. Endüstri Devrimi üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. 32
CAD / CAM / CAE / PLM
Mustafa Ceran
E
“ ndüstriye yön veren mühendislerin zaman tünelindeki en yakın dostları olan T-Cetveli, Hesap-Cetveli, Şablon derken, 1950’lerde bilgisayarların hayatımıza girmesiyle mühendislik uygulamalarını da etkilemiş ve kısa adı CAD, CAM, CAE olarak bilinen teknolojiler yaygınlaşarak kullanılmaya başlamıştır. Bu teknolojilerin birincil amacı, daha önce yapılması mümkün olmayan tasarım ve hesapların yapılabilir hale gelmesi yanı sıra; diğer taraftan günler, haftalar hatta aylar alan mühendislik tasarım ve hesaplarının saatler ve dakikalarla yapılır hale gelen süreçlerin son derece hızlanmasıyla elde edilen “verimlilik” olmuştur. Bu hızlı gelişim, beraberinde üretilen yoğun mühendislik datalarının yönetilmesi ihtiyacını ortaya çıkartmıştır. Bu kapsamda, değişik aşamalarda gelişen EDM, PDM, PLM ve ePLM teknolojileri biribirini takip etmiş ve bunların sağladığı eşgüdüm, entegrasyon ve koordinasyonun da katkı sağladığı artan verimlilik sayesinde, mühendisler daha farklı ve daha gelişmiş ürünler geliştirebilmiş ve daha önceleri sınırlı imkanlarla yapılabilen “inovasyon”a ağırlık vermeye başlamışlardır. Bir taraftan üretimde artan verimlilik, diğer taraftan daha yenilikçi ürünlerin geliştirilmesi ile elde edilen başdöndürücü dinamizmin; aynı paralelde gelişen Internet, sayısal ve mobil teknolojiler ile yenilenebilir enerji kaynaklarındaki gelişim hızıyla birleşmesi sonunda, dünyamızı nereye götüreceği bugünden kestirilmesi ve geri dönüşü mümkün olmayan yeni Endüstri Devrimi için DÖNÜŞÜM başlamıştır. Bu sürecin kısa bir tarihçesi ve gelinen nokta aşağıda özetlenmiştir.
/ Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
Makale
İnformatik, ileri teknoloji mühendislik çözümleri konusunda ülkemizde kurulan ilk firmalardan birisidir. Söz konusu sektörün gelişiminde öncü rol oynayarak, başta savunma sanayi kuruluşları olmak üzere ASELSAN, TAİ, MKE, VESTEL, TÜMOSAN, SANKO Holding, ARTEMA, HİDROMEK, OTOKAR, HEMA, PEGASUS, VİKO, gibi Kurumsal müşteriler yanı sıra KOBİ’lere rekabetçi ürün geliştirme süreçlerinde “verimlilik” ve “inovasyon”a imkan sağlayan ileri teknoloji çözümlerinin uygulanması ve adaptasyonu konularında eğitimli ve uzman kadrolarıyla 27 yıldır çalışmalarını başarıyla sürdürmektedir.
Fve irmasının kuruluşu gelişimi ile sizin sektöre girişinizi biraz anlatır mısınız?
Informatik, ileri teknoloji mühendislik çözümleri konusunda ülkemizde kurulan ilk firmalardan birisidir. Söz konusu sektörün gelişiminde öncü rol oynayarak, başta savunma sanayi kuruluşları olmak üzere ASELSAN, TAİ, MKE, VESTEL, TÜMOSAN, SANKO Holding, ARTEMA, HİDROMEK, OTOKAR, HEMA, PEGASUS, VİKO, gibi Kurumsal müşteriler yanı sıra KOBİ’lere rekabetçi ürün geliştirme süreçlerinde “verimlilik” ve “inovasyon”a imkan sağlayan ileri teknoloji çözümlerinin uygulanması ve adaptasyonu konularında eğitimli ve uzman kadrolarıyla 27 yıldır çalışmalarını başarıyla sürdürmektedir. Informatik kuruluş yıllarında, endüstride ARGE kelimesi hemen hemen tanınmadığı gibi, yenilikçi ürün geliştirmekten ziyade, başkalarına taşeron olarak hizmet üretilmesi en yaygın uygulamalarının başında geliyordu.
34 CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
Dolayısıyla, Informatik, temel misyonlarından birini, endüstride ve ürün geliştirme süreçlerinde “Özgün Tasarım, Özgün İmalat” sloganı ile tanımlamıştır. Ve 27 yılı aşan süredir, Informatik bu misyonunundan sapmadan, bilhassa ileri teknolojilere dayalı, bilgisayar destekli Bilimsel, Teknik ve Mühendislik uygulama alanlarında, “KATMA DEĞERLİ TEKNOLOJİ ÇÖZÜMLERİ” üretmeye odaklananan ve bu alanda tecrübe ve uzmanlığa sahip bir mühendislik firmasıdır. Konusunda ilk olmanın bilinciyle sektöründe öncü rol oynayan Informatik, bilimsel ve teknoloji alanındaki gelişmeleri yakından takip ederek, gelişmiş ülkelerle aynı anda, başta Savunma, Uzay/Uçak, Otomotiv, Elektronik gibi imalat sektörleri olmak üzere, endüstrinin değişik alanlarınına yönelik geniş bir yelpazede bilhassa ürün geliştirme iş süreçlerinde “verimlilik” kazandıran katma değerli teknoloji çözümleri sunmanın yanı sıra; günümüzde rekabetin olmazsa, olmazı olan ve “inovasyon”a imkan sağlayan, özgün ürün ve markaların üretilebilmesi
için kurum ve kuruluşlarda “Entegre Ürün Geliştirme Teknoloji Platformları”nın kurulmasına yönelik çözümler ve danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Neden “Özgün Tasarım, Özgün İmalat” ve neden “Inovasyon” Informatik kuruluş yılları olan 1980’lerde, sanayimizin önemli bir kısmı ithal ikameci (montaj sanayi olarak), yani yabancı bir ürünün montajını yapmaktan öteye gitmiyordu. Oysa, endüstriyel alanda güçlü ve rekabetçi olabilmek ancak, “katma değerli” ürün ve hizmetlerin üretilebilmesine imkan veren, bilim ve teknolojiye yapılan yatırım ve ilerlemelerle mümkün olabilmektedir. Bu da bilindiği üzere günümüzde üretilen herhangi bir ürünün, bu her ne olursa olsun, kilogramı veya gramının kaç birim değer ettiği ile ölçülmektedir. Örnek vermek gerekirse; eski yöntemlerle dokunan kaba bir kumaşın kilosu 1 birim ise, nanoteknoloji içeren ve toplam ağırlığı diğerininin binde biri olan başka bir kumaşın kilosu 1.000 birim olabilmektedir.
Makale
Önceleri, günler veya haftalarca süren mühendislik çalışmaları, bilgisayarların gelişimine paralel olarak, her türlü karmaşık mühendislik tasarım, hesap ve simülasyonlar, kısa adı CAD, CAM ve CAE özelliklerine sahip yazılımlar ile bilgisayarlarda çok hızlı ve doğru bir şekilde saatler veya dakikalarla yapılabilir hale gelmiştir. Kazanılan bu kabiliyet ve hız sayesinde, çok daha fazla mühendis, çok daha fazla yoğunlukta mühendislik datası üretir hale gelmiştir.
36
Aynı şekilde, eski yöntemlerle üretilen bir traktörün kilosu $2-4 iken, tamamen yeni teknolojiler, elektronik, bilgisayar ve yazılımlar ile üretilen yeni nesil bir traktörün kilosu $15-$20 dolar olabilmektedir. Aradaki farkın sebebi; eski nesil metod ve teknolojiler yerine, “inovasyon” içeren, özgün tasarım ve özgün imalat yöntemleriyle üretilen yeni nesil ürün veya teknolojiler olmasında yatmaktadır. Bir başka deyişle, gelecek, kiloda hafif ama pahada ağır olan işlere yani katma değeri yüksek ürünlere yönelmekte yatmaktadır. Doğal olarak, bu da çok kolay olmayıp, ancak, ARGE’lere yapılan yatırımlar sonunda elde edilen yenilikçi, yani “inovasyon” yetkinliği ile elde edilebilmektedir. Bu terminolojileri ilk kullandığımız 25 yıldan sonra da olsa “inovasyon” kavramının değer kazanması ve bugün siyasilerin “Özgün
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
tasarım ve özgün imalat” kavramlarını kullanılıyor olması bizleri mutlu ediyor. Tabii, bu arada kaybolan zaman içerisinde ne rakiplerin ve ne de diğer ülkelerin bizi beklemediklerini de unutmamak gerekiyor. Bu kapsamda, gelişim sürecine kısaca göz atmak gerekirse; daha önceleri her türlü tasarım çalışmalarını bugün “ilkel” olarak nitelenebilecek “T-Cetveli” ve karmaşık hesaplar için de sürgülü “Hesap-Cetveli” mühendislerin kullanmak zorunda oldukları yegane teknoloji araçları idi. Önceleri, günler veya haftalarca süren mühendislik çalışmaları, bilgisayarların gelişimine paralel olarak, her türlü karmaşık mühendislik tasarım, hesap ve simülasyonlar, kısa adı CAD, CAM ve CAE özelliklerine sahip yazılımlar ile bilgisayarlarda çok hızlı ve doğru bir şekilde saatler veya dakikalarla
yapılabilir hale gelmiştir. Kazanılan bu kabiliyet ve hız sayesinde, çok daha fazla mühendis, çok daha fazla yoğunlukta mühendislik datası üretir hale gelmiştir. Çünkü bu araçlar hedeflenen verimliliği arttırmış, çok kısa zamanda çok daha fazla iş yapar hale gelmişlerdi. Ancak, yeni sorun, çok sayıda mühendis tarafından üretilen bir ürüne ait bu dataların saklanması, paylaşılması ve entegrasyonu, artan verimliliğin önünde engel oluşturmasıydı. Bunun için de mühendislik datalarının koordine edildiği merkezi EDM, PDM sistemleri geliştirildi. Böylelikle ürün geliştirme süreçlerinde mühendisler maksimum hıza eriştiler. Bu arada, bir ürünün sadece üretilmesi değil, üretildikten sonraki, yani tüm yaşam döngüsünün yönetilmesinin önemi ortaya çıktı ve bu kapsamda,
Makale
Genel olarak, endüstrideki temel gelişimlere bakıldığında, son 200 yıla damgasını vuran 2 temel sanayi gelişiminden bahsedilebilir. Bunlardan ilki daha çok mekanik ağırlıklı olmak üzere buhar ve petrol sayesinde makinaların icadı, otomobil, fabrikalar ve otomasyon ve diğeri ise, yakın geçmişe damgasını vuran elektronik, bilgisayarlar ve internet olarak gruplanabilir. Bunları kendi zaman dilimlerine göre tasniflemek gerekirse;
tüm yaşam döngüsünün yönetilmesinin önemi ortaya çıktı ve bu kapsamda, ürünün etrafındaki kalite, satınalma, planlama gibi tüm paydaşların etkin ve koordineli bir şekilde sürece dahil edilmesi gündeme geldi. Dolayısıyla, bir ürünün meydana gelmesine katkı sağlayan tüm birim ve bireylerin, lokasyon bağımsız ancak entegre ve etkileşim içerisinde çalışmalarına ve ürünün doğumundan, piyasadan çekilmesine kadarki tüm süreci kontrol eden “Entegre Ürün Geliştirme Teknoloji Platformları” yani PLM veya ePLM teknolojilerini hayata geçirilmiştir. Bu konsept, sağladığı lokasyon bağımsız verimlilik sayesinde, bugün dördüncü Endüstri Devrimi olarak nitelenen sürecin kıvılcımını yakan “yenilikçi” ürünlerin geliştirilmesine büyük katkılar sağlamaktadır. Bir taraftan kazanılan bu yetkinlik ve hız, diğer taraftan aynı şekilde hızla gelişen internet teknolojileri yanı sıra yenilenebilir enerji teknolojilerinin de sağladığı imkanlar, daha önce hayal edilemeyen yeni ufukların hayal edilmesine ve bu hayallerin şekilllendirilmesine imkan sağlamış olup, bu da dünyada endüstri adına tüm taşları yerinden oynatan yeni ENDÜSTRİ DEVRİMİ’nin ivmesini başlatmıştır.
A) 1.Endüstri Devrimi: 1700’lerde Buharlı Makinaların icadı, (Su, Buhar, Kömür) B) 2.Endüstri Devrimi: 1800’lerde Elektrik ve Otomasyon, (Kömür, Elektrik, Petrol), C) 3. Endüstri Devrimi: 1900’larda Bilgisayarlar ve Internet, (Mekatronik, Internet, Mobil) D) 4. Endüstri Devrimi: Akıllı Fabrikalar, Bu vesileyle, son birkaç Siber-Fiziksel Sistemler, yıldır dünyada çılgın bir hızla yayılan Dördüncü (Yenilenebilir Enerji) ENDÜSTRİ DEVRİMİ’ni yakından takip ederek, zaman tünelinde hızla ilerleyen bu treni de kaçırmadan, ülke olarak yerimizi almamız hayati önem taşımaktadır. Dünyayı temelinden değiştirecek 4. Endüstri 38
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
Devrimi hızla yaklaşıyor. Genel olarak, endüstrideki temel gelişimlere bakıldığında, son 200 yıla damgasını vuran 2 temel sanayi gelişiminden bahsedilebilir. Bunlardan ilki daha çok mekanik ağırlıklı olmak üzere buhar ve petrol sayesinde makinaların icadı, otomobil, fabrikalar ve otomasyon ve diğeri ise, yakın geçmişe damgasını vuran elektronik, bilgisayarlar ve internet olarak gruplanabilir. Bunları kendi zaman dilimlerine göre tasniflemek gerekirse; A) 1.Endüstri Devrimi: 1700’lerde Buharlı Makinaların icadı, (Su, Buhar, Kömür) B) 2.Endüstri Devrimi: 1800’lerde Elektrik ve Otomasyon, (Kömür, Elektrik, Petrol), C) 3. Endüstri Devrimi: 1900’larda Bilgisayarlar ve Internet, (Mekatronik, Internet, Mobil) D) 4. Endüstri Devrimi: Akıllı Fabrikalar, Siber-Fiziksel Sistemler, (Yenilenebilir Enerji)
B) 1800’ler Elektrik ve Otomasyon Dönemi, Hesap-Cetveli, karmaşık hesaplar aracı, C) 1900’larda Bilgisayar ve Bilişim Dönemi, Süper Bilgisayarlar, Mobil Cihazlar, D) 2000’ler 4.0 Endüstri Devrimi: N e s n e l erin Interneti, Sensörler, Siber-Fiziksel...? 4. Endüstri Devrimine önem veren ve bu alanda, tanımlı ilk kurumsal adımları atan ülkelerden biri Almanya olup, Alman Hükümeti tarafından teşvik edilip, yönlendirilen programlar dahilinde öncelikle yenilenebilir enerji odaklı ürünler yanı sıra, Akıllı Fabrikalar konsepti etrafında şekillenen gelişim, artan bir ivme ile hız kazanmakta olup, birçok alanda yapılan yatırımlarla bu alanda ileriye dönük lider ülkelerden biri olma imkanı hedeflenmiştir. Diğer taraftan, Avrupa Birliği, almış olduğu kararlarla 2020’de bilhassa yenilenebilir enerji alanında kesin hedefler koymuş ve kontrollü bir şekilde bu programın uygulanmasına özen göstermektedir. 4. Endüstri Devrimi’nin Profili ve Indikasyonlarına Genel Bakış
Teknoloji evrimine etki eden paralellikler ve mühendislik teknolojilerindeki etkileşimler; A) 1700’ler Buharlı Makinalar Dönemi, T-Cetveli, tasarımlarda mühendislik aracı,
Konu çok geniş olmakla birlikte, eşiğinde olduğumuz bu gelişimin, bazı temel taşlarını aşağıdaki şekilde özetlemek yanlış olmayacaktır; Öncelikli olarak, önceki endüstri devrimlerinden çok farklı olarak, bu değişimin baz enerjisi,
Makale
ve çevreyi kirleten fosil yakıtlar (petrol, kömür vb.) veya tamiri zor zararlar veren nükleer enerji yerine, tamamen temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının baz alınıyor olmasıdır. Bu kapsamda, güneş, rüzgar, deniz dalgaları, atıklar vb. hemen hemen sonsuz enerji kaynaklarından bahsetmek mümkün. Bu enerji kaynaklarına dayalı değişimin, endüstrinin baz enerjisi olması yanı sıra iki temel katkısından biri dünyamızı ve çevreyi kirletmeden işlevini görmesi ve bu dönüşüm nedeniyle ortaya çıkacak milyonlarca iş ve katma değer imkanları diğer sağlanacak faydalar Sonuç olarak, bir benzet- olarak bahsedilebilir. me ile bu yeni devrimin Bir diğer alan ise, ürünlerortaya koyacağı konseptin kaba bir tanımını in ve atıkların daha çevre dostu olmaları ve merkezi yapmak gerekirse, bir üretim altyapıları yerine insanda var olan özeldaha dağıtılmış ortamlarda liklerden yola çıkarak; aslında global anlamda üretilebilme imkanı nedeni“insan” özelliklerinin bir yle, kalabalık ve çevre yansımasının oluşmakta dostu olmayan endüstriyel olduğunu tasavvur ede- şehirler yerine, daha geniş alanlara yayılan iş ve ürebiliriz. tim imkanları sağlanmış olacaktır. Herbir evin kendi enerjisini üretir hale gelmesi, kendi atıklarını daha verimli kullanabilm-
40 CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
esi ve ürettiğinin fazlasını ihtiyacı olan başkalarına aktarabilme/satabilme imkanı, merkezi kapital yoğunlukları yerine daha bireysel kaynak imkanlarını sağlaması nedeniyle, farklı katma değer veya tüketim imkanları ortaya çıkacaktır. Günümüzde bazı bölge ve coğrafyalarda yoğunlaşan kıymetli maden ve petrol kaynaklarının güçlü olanlar tarafından, savaşlar veya çeşitli entrika ve yöntemlerle zayıfların elinden zorla alınması sonucu ortaya çıkan dengesiz gelir dağılımlarının azalması imkanının ortaya çıkması diğer bir fayda olarak tanımlanabilir. Çünkü, eninde sonunda petrol ve diğer benzer kaynaklar sınırsız olmayıp, 40, 60 yıl içerisinde kendiliğinden yok olacağından, bu da halihazırda alternatif enerji kaynaklarının araştırılması ve bulunmasını ve dolayısıyla da 4. Endüstri Devrimini tetikleyen bir başka gerçektir. Sonuç olarak, bir benzetme ile bu yeni devrimin ortaya koyacağı konseptin kaba bir tanımını yapmak gerekirse, bir insanda var olan
özelliklerden yola çıkarak; aslında global anlamda “insan” özelliklerinin bir yansımasının oluşmakta olduğunu tasavvur edebiliriz. Şöyle ki; tüm canlı ve cansız nesnelerin biribirleri ile anlık etkileşim ve iletişim içerisinde olacağı, biribirlerinden etkilenecekleri, belirli kararlar vererek, aksiyon alacakları düşünülürse, bunun vücudumuzdaki sinir sistemleri ile sağlanan iletişim, 5 duyu organımızla alınan bilgiler ve bu bilgilerin son derece hızlı işlenerek karara dönüştüğü beyin fonksiyonlarımızın bir yansıması olduğu görülecektir. Bir başka deyişle, 5 duyu organımıza benzer sensörlerden gelen bilgilerin, bugünkünden çok daha gelişmiş bir internet altyapısı sayesinde hızla karar destek mekanizmalarına aktarılması ve bunların yüksek kapasiteli işlemcilerde işlenerek aksiyon alınması, bu devrimin sonunda ortaya çıkacak fabrikaların veya ürünlerin tanımını yapmaktadır. Bu miyonlarca sensörden gelen bilgiyi taşıyacak iletişim altyapısını bugün tahayyül etmek oldukça zor. Bu iletişim için sinir uçlarındaki algılar ise,
insandaki görme, işitme, dokunma, koku, tatma gibi işlevsellikleri yerine getirecek milyonlarca sensörlerden bahsedebiliriz. Bu da bizi, bu milyonlarca sinir uçlarının ürettiği yoğun data miktarına götürmektedir ki, beynimizin eşsiz kabiliyetine benzer, bu miktardaki dataların toplanması, işlenmesi, kararlar alıp, aktarılması bambaşka bir data işleme kapasitesi gerektiren bilgi işlem cihazlarına ihtiyaç oluşturacaktır. Doğal olarak tüm bu bilgilerinde aynı zamanda güvenli bir ortamda üretilmesi ve yönetilmesi dikkat çeken diğer bir başlığı oluşturmaktadır. Hepimizin bildiği üzere, 20’ye yakın ülke bugünden yaptıkları planlar ile 2020 ve ötesinde enerjilerinin en az %50’sini güneş ve rüzgardan temin etmek üzere pilot uygulamalara başlamışlardır. Bunun sonucu olarak toplu taşıma araçları artık yenilenebilir temiz enerji ile çalışırken, elektrikli otomobillerin kullanımı da teşvik edilmektedir. Muhtemelen 3-5 sene içerisinde elektrikli otomobillerin sayısı belirli bir orana ulaşacaktır. Aynı şekilde, halen belirli ülkeler bazı kasabalarında “insansız” araç projeleri hayata geçirmiş olup, bu otomobiller yukarıda tanımlanan tüm algı, iletişim ve karar mekanizmalarını kendileri yerine getirirken siz de araçta kahvenizi yudumlayabileceksiniz. Bugünden bu resme bakıldığında, bütün bunlar ne anlama geliyor? Bence en önemli soru bugün için bu olsa gerek. Bunun anlamı, sırasıyla bahsetmek
gerekirse; • Yenilenebilir ve temiz enerji alanındaki araştırma ve geliştirmeler: Bu milyonlarca yeni iş alanı ve petrol kadar önemli yeni gelir kaynakları anlamına geliyor. Bu alanda, şimdiden yarışa katılarak varlık gösterenler, bundan nasiplerini alacaklardır, • Yüksek kapasiteli iletişim hatları: Bir müddet sonra geriye bakıldığında, “ilkel” olarak nitelenecek bugünkü internet altyapısı, muhakkak ki, bahsettiğimiz yükü taşımayacağından, mutlaka yeni ve yüksek kapasiteli bir sinir ağı, iletişim, internet altyapılarının geliştirilmesi çalışmaları başlamıştır. Bu da keza milyonlarca yeni iş alanı ve önemli yeni gelir kaynağı anlamına geliyor. Bu alanda, şimdiden yarışa katılarak varlık gösterenler bundan nasiplerini alacaklardır, • Sensörler ve Elektronik sistemler: Yukarıda değinildiği üzere, 5 duyu organımızın işlevselliğini sağlayabilen, hem çok güvenli ve hem de çok esnek yeni nesil birçok sensörün ekonomik koşullarda üretim ve temini, en önemli yapı taşlarından bir başkasını oluşturmaktadır. Dolayısıyla, bu da milyonlarca yeni iş alanı ve önemli yeni gelir kaynağı anlamına geliyor. Bu alanda, şimdiden yarışa katılarak varlık gösterenler, bundan nasiplerini alacaklardır, • Yoğun Veri Depolama Ve İşleme İmkanları: Yukarıda bahsedilen yoğunluktaki tüm sinir uçlarından gelen yüksek yoğunluktaki verilerin güvenli ve hızlı temini yanı sıra, güvenli depolanması,
Makale işlenmesi ve işlenen bilginin karar olarak aktarılması bir başka önemli yapı taşını tanımlamaktadır. Bunun için bugün bazı imkanlar mevcut olsa da, mutlaka ileriye dönük yeni ve daha kapsamlı veri işleme işini çok süratli yapacak veri saklama teknolojileri ve çok yüksek veri işleme kapasiteli teknolojilerin geliştirilmesi de yeni bir boyutu ortaya koymaktadır. Bu da yeni iş alanları, yanı sıra önemli yeni gelir kaynağı anlamına geliyor. • Güvenlik: Hayati önem taşıyan, bu kadar yoğun bilgiye, bilhassa sayısal (dijital) bilgiye dayalı bir ortamda, çok doğal olarak bu omurganın Hepimizin bildiği korunması ve güvenli bir or- üzere, 20’ye yakın ülke tamda yönetilebilmesi için bugünden yaptıkları güvenlik de göz ardı edileplanlar ile 2020 ve meyecek önemli alanlardan ötesinde enerjilerinin bir diğerini teşkil etmekte- en az %50’sini güneş ve dir. rüzgardan temin etmek üzere pilot uygulamalara Peki Türkiye olarak biz bu- başlamışlardır. Bunun nun neresindeyiz? Bu kez sonucu olarak toplu bu trende yerimizi alabil- taşıma araçları artık ecek miyiz? yenilenebilir temiz enerji ile çalışırken, elektrikli Son yıllarda ülkemizin bir- otomobillerin kullanımı çok alanda, bilhassa başta da teşvik edilmektedir. inşaat sektörü olmak üzere AVM’ler ve yüksek yaşam standardı sağlayan Rezidanslar alanında çok önemli mesafeler katettiğini hep birlikte izliyoruz. Ancak, bilhassa son zamanlarda yayınlanan istatistikler dikkatle incelendiğinde, maalesef ileri teknolojiler içeren yüksek katma değerli ürünlerin toplam üretimdeki paylarının son derece düşük olduğunu görüyoruz. Oysa, kaba teknolojilere dayalı üretim oranları çok daha yüksek rakamlar içermektedir. Bir diğer gerçek ise, yanılmıyorsam Avrupa’da kişi başına cep telefonu sayısı en fazla CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016 41
Makale
42
olan ve cep telefonunu en çok kullanan ülkelerin de başında geliyoruz. Sadece bu üç örnek veriden yola çıkarak, şu soruyu sormak, konuyu anlamak adına fayda sağlayabilir. Neden hem çok zengin ve hem de endüstri ve teknolojide dünyaya yön veren Almanya, Japonya, İngiltere gibi çok gelişmiş ülkelerdeki AVM ve Rezidans sayıları bize göre çok daha düşük? Neden, kaynaklarının çok önemli bir kısmını ARGE, invasyon ve yenilenebilir temiz enerjiye harcıyorlar. Oysa bizim petrolümüzün de olmaması nedeniyle enerjide en çok dışa bağımlı bir ülke olarak, bu alanda önümüze gelen bu yeni devrimin mesajlarını doğru okuyarak, bu konuda fazla bir gündem oluşturmuyoruz. Bana göre, bu konuya eğilmek milli bir mesele ve neredeyse “ev hanımları da dahil” bu alanda hep birlikte yoğun kafa yormamız ve yeni imkanlar için araştırmalar ve çalışmalar yapmamızın şart olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla,
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
maalesef birçok kimsenin çok değerli zamanını harcadığı ve hiçbir fayda sağlamayan “yemek ve evlenme programları” izleyerek, bu trenin yaklaştığından haberdar bile değiliz. Üniversitelerden, endüstrimize yön veren birçok sanayi kuruluşlarının yöneticilerine kadar, bu konuda toplumsal bir çalışma yapılması beklenirken, maalesef, diğer birçok ülkede bu alanda önemli hazırlıklar yaparken biz de bu hareketliliği veya farkındalığı göremiyoruz. Oysa, bütün dünyada olduğu gibi, herkes, henüz hazırlık aşamasında olan bu yeni endüstri devrimi yarışının tüm ülkelerle birlikte biz de başlangıç çizgisinde aynı şartlara sahibiz ve biraz gayretle, bu sefer biz de bu gelişimden rahatlıkla payımızı alabiliriz. Çünkü, yapılan yatırımlardan görüldüğü kadarıyla refah düzeyimiz yerinde ve biraz önceliklerin yeniden düzenlenmesiyle, neden olmasın, en fazla genç nüfusa sahip olduğu için gurur duyduğumuz bir
ülke olarak, bu kaynakların bu gelişime odaklanması ile belki de bu alandaki lider ülkelerden biri olma şansını yakalayabiliriz. Sonuç olarak, kim bilir? daha önce değindiğim üzere, bu milli bir meseledir ve her birimizin, sonsuz faydalar sağlayan internette biraz araştırma yaparak, bu alanda neler yapıldığını izlemesi, bu yazıyı yazarken benim duyduğum heyacanı sizlere de aşılayacağına eminim. Özetle, yenilenebilir temiz enerjinin hakim olduğu, fosil yakıtlardan bunalan dünyamızın bir miktar nefes alabildiği, doğanın eski yeşilliklerine kavuşabildiği ve zamanla petrol baronlarının ortadan kalkmasıyla daha adaletli bir gelir dağılımının mümkün olabileceği bir geleceğin, bu yeni endüstri devrimiyle hayat bulabileceği bir hayal olmayıp, evlerde üretilen elektrik enerjisiyle ışık bulan kasabalar ve elektrikli ve zamanla insansız araçlar bunun başlangıç sinyalleridir.
Makale
BİLGİSAYARLI GÖRÜNTÜ YARDIMIYLA RULMAN HATALARININ DENETİMİ Arda MOLLAKÖY Çankaya Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği 0814046@student.cankaya. edu.tr
Emre YENGEL Çankaya Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği e.yengel@cankaya.edu.tr
Sibel ÇİMEN Çankaya Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği c0814016@student.cankaya.edu.tr Behçet Uğur TÖREYİN Çankaya Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği toreyin@cankaya.edu.tr
I. Giriş Rulmanlar, elektrik motorlarından otomobillere kadar hareketli makine parçası içeren çok sayıda üründe sürtünmeyi en aza indirgeyerek enerji kayıplarını azaltmak amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. Rulmanların standartlara uygun olarak üretilmesi, bunları içeren ürünlerin kalitesini ve ömrünü doğrudan etkilemektedir. Üretim hattının son aşaması olan kalite kontrol, kontrolörler tarafından yapılmakta olup; bu kontrollerin güvenilirliği ise sadece kontrolörlerin deneyimine bağlı olmayıp, kontrol sırasındaki konsantrasyon seviyelerine de bağlıdır. Video tabanlı rulman denetim sistemi, kontrolörlerin iş yükünü azaltacak ve hatalı rulmanların tespit oranını arttıracak yardımcı bir araç olacaktır. Bu
44
çalışmada
tasarla-
nan video tabanlı sistem ile yılda yaklaşık olarak 10 milyon adet üretilen ORS-680106 tipi rulmanlara ait plastik muhafaza kapaklarının kontrolü gerçekleştirilmiştir. Kontrol sonucunda kapaklarının takılı olup olmadığı ve takılı ise düz mü ters mi takılı olduğu belirlenmiştir. II. Video Tabanlı Rulman Tespit Yöntemleri Literatürde yer alan bilgisayarlı görü tabanlı rulman denetimi sistemleri, Şekil. 1’de görüldüğü gibi, denetimi yapılacak rulman örneği, örneğin aydınlatılması için ışık kaynağı, görüntüyü yakalamak için kamera ve görüntü işlemeyi gerçekleştirecek yazılımın koştuğu donanımdan oluşmaktadır [1,2,3] . Görüntünün yakalanması aşamasında dikkat edilmesi gereken hususlar şu şekilde sıralanabilir: sabit ışık kaynağı ile aydınlatma,
gölgeden, aşırı parlaklıktan ve hareketli nesnelerden kaçınmak [2]. Bu hususlar dikkate alınarak, tasarlanan sistemde sabit bir ışık kaynağı ile aydınlatma yapılmalıdır. Literatürde bilgisayarlı görüye dayalı benzer bir uygulamada, çizgi-taramalı (line-scan) kameralar kullanılmıştır [4]. Gerçekten de, özellikle hızlı akan üretim hatlarındaki parçaların çözümlemesi amacıyla çizgi-taramalı kameralar birçok farklı uygulamada yaygın olarak kullanılmaktadır [5]. Yakalanan rulman görüntüleri, siyah/beyaza çevrilip, sonraki çözümleme işlemleri bu resimler üzerinde gerçekleştirilebilir [6]. Bu dönüşüm için en uygun eşik değerleri belirlenir [1, 6, 7]. denetim sistemi. Sistem, denetimi yapılacak rulman, ışık kaynağı, kamera ve görüntü işleme algoritmasının çalıştırıldığı bilgisayardan oluşmaktadır.
Şekil 1: Literatürde yer alan örnek bir bilgisayarlı görüye dayalı rulman denetim sistemi. Sistem, denetimi yapılacak rulman, ışık kaynağı, kamera ve görüntü işleme algoritmasının çalıştırıldığı bilgisayardan oluşmaktadır.
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
Makale
Bu makalede, rulman üretim hattının son basamağını teşkil eden gözle kalite kontrolüne yardımcı olmak üzere bilgisayarlı görü tabanlı bir kalite kontrol sistemi önerilmektedir. Kamera kullanılarak çekilen rulman imgeleri, geliştirilen görüntü işleme yöntemleri ile denetlenmiş ve rulmanların üretim standartlarına uygunluğu belirlenmiştir. Bu yöntemler yardımıyla rulman kapaklarının kalite kriterlerine uygunluğunu tanımlayan parametrelere göre sınanmıştır. Çalışmaya ilişkin ilk sonuçlar sistemin üretim hattında kontrolörlere yardımcı olarak kullanılabileceğini göstermektedir.
Literatürdeki benzer çalışmalarda görüldüğü üzere kutupsal koordinattan dikgen Kartezyen koordinata dönüşüm rulman denetlemeleri için etkili bir yöntemdir [4]. Koordinat dönüşümü yapıldıktan sonra rulmanlara ait öznitelik vektörleri çıkarılıp rulmanların hatalı olup olmadığına karar verilmiştir. III. Önerilen Yöntem Bu çalışmada önerdiğimiz yöntemle mevcut yöntemlerden biri taban teşkil edecek şekilde alınarak üzerine kapak var/yok, ters kapak durumlarını irdeleyen bir yöntem oluşturulmuştur. TIS DFK 72BUC02 model numaralı CMOS kamera ile rulman imgeleri kaydedilmiştir. Bu rulman imgeleri işlenmek için MATLAB’a aktarılmıştır.
Alınan imgeler ilk olarak siyah/beyaz formata çevrilip arka plandan ayırt edilerek rulman orijinal boyutlarında kesilmiştir. Rulmanların denetlemesinde ilk aşama olan öznitelik vektörlerinin çıkarılması, elde edilen görüntülerden ayrıt ve köşe sezimi yardımı ile kestirilecek rulmanların dik Polar – Kartezyen koordinat dönüşümleri gerçekleştirilmiştir. Polar – Kartezyen koordinat dönüşümleri için Hough Dönüşümü kullanılmıştır [8]. Hough Dönüşümü sayısal görüntü işlemede matematiksel olarak ifade edilebilen şekillerin varlığının, yerinin, açılarının bulunmasında kullanılabilir. Hough Dönüşüm yöntemi köşe sezim bilgisi elde edilmiş gri-seviye imgeler üzerine uygulanır. Yöntem imge uzayındaki bilgiyi parametre uzayına
taşıyarak şekil bulma problemini bir yoğunluk bulma problemine dönüştürür [9]. Bu yöntemin rulman imgeleri üzerine uyarlanması durumunda şekil bilgileri r, a ve b olmak üzere 3 parametresi bulunan bir daire denkleminden (1) elde edilir. r2 = (x - a)2 + ( y - b)2 (1) Eşitlik (1)’deki denklemde a ve b dairenin merkezini, x ve y yönleri, r ise dairenin yarıçapını temsil etmektedir. Dairenin parametrik ifadesi ise x = a + r cosq (2) y = b + r sinq (3) Elde edilen öznitelik vektörlerine bağlı kalınarak rulmanların kapaklı/ kapaksız/ters kapaklı ayrımı yapılmıştır.
Şekil 2’de bu yöntemin adımları akış diyagramında gösterilmiştir.
Şekil 2: Önerilen Yöntem Akış Diyagramı
IV. Deneysel Bulgular Ayrımı yapılmak istenen 680106 ve 6203NC3 tipi rulmanlardan sorunsuz/kapaksız/ters rulman örneklerinin her biri için CMOS kamera 2595x1944 piksel çözünürlükteki görüntüleri alınmış ve MATLAB ortamına aktarılmıştır. Bu görüntülerden sorunsuz rulman örnekleri Şekil 3(a) ve Şekil 3(b)’de, kapaksız rulman örnekleri Şekil 4(a) ve Şekil 4(b)’de, ters kapaklı rulman örnekleri Şekil 5(a) ve Şekil 5(b)’de görülmektedir. Bu imgelerdeki iç ve dış yarıçap sınırları Hough Dönüşümüne göre belirlenmiş ve bu sınırlar kullanılarak Polar-Kartezyen koordinat dönüşümü ile yatay düzleme aktarılmıştır. Bu aktarım sonucu sorunsuz rulman örneği Şekil 3(c) ve Şekil 3(d)’de, kapaksız rulman örneği Şekil 4(c) ve Şekil 3(d)’de, ters kapaklı rulman örneği Şekil 5(c) ve Şekil 5(d)’de görülmektedir.
46
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos -Eylül 2016
Makale A. Rulman Örnekleri
Şekil 3(a): 680106 Tipi Sorunsuz Rulman Örneği
Şekil 3(b): 6203NC3 Tipi Sorunsuz Rulman Örneği
Şekil 3(c): 680106 Tipi Sorunsuz Rulmanın Polar – Kartezyen Koordinat Dönüşümü Şekil 3(d): 6203NC3 Tipi Sorunsuz Rulmanın Polar – Kartezyen Koordinat Dönüşümü
Şekil 4(a): 680106 Tipi Ters Kapaklı Rulman Örneği
Şekil 4(b): 6203NC3 Tipi Ters Kapaklı Rulman Örneği
Şekil 4(c): 680106 Tipi Ters Kapaklı Rulmanın Polar – Kartezyen Koordinat Dönüşümü
Şekil 4(d): 6203NC3 Tipi Ters Kapaklı Rulmanın Polar – Kartezyen Koordinat Dönüşümü
Şekil 5 (a): 680106 Tipi Kapaksız Rulman Örneği
Şekil 5 (b): 6203NC3 Tipi Kapaksız Rulman Örneği
Şekil 5 (c): 680106 Tipi Kapaksız Rulmanın Polar – Kartezyen Koordinat Dönüşümü
Şekil 5 (d): 6203NC3 Tipi Kapaksız Rulmanın Polar – Kartezyen Koordinat Dönüşümü
48
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
Makale Şekil 6 ve Şekil 7’de gösterilen grafiklerde 680106 tipi ve 6203NC3 tipi rulmanlar için Polar – Kartezyen formunda elde edilen rulman imgelerinin yatay ve düşey eksendeki piksellerinin renk değerlerinin toplamını gösterilmiştir. Grafiklerde sorunsuz rulman, ters kapaklı rulman ve kapaksız rulman için piksel renk değerlerinin toplamı ayrı ayrı görünmektedir. Birinci kolondaki grafikler düşey, ikinci kolondaki grafikler ise yatay eksendeki piksellerin renk değerlerinin toplamını ifade etmektedir. 680106 tipi rulmanlar için elde edilen grafiklerden de görüldüğü üzere, kapağın olma ve olmama durumu karşılaştırıldığında yatay ve düşey eksenlerdeki piksellerin toplamlarında belirgin farklılıklar görülmektedir. Sorunsuz rulman ve ters kapaklı rulmanların grafikleri arasındaki fark kapak olma durumu ve olmama durumunun grafikleri arasındaki fark kadar belirgin olması beklenemez.
Bu da kontrast farkının kapak olma ve olmama durumunda daha büyük olmasından kaynaklanmaktadır. Buna rağmen çok büyük farklılıklar olmasa da sorunsuz rulman ve ters kapaklı rulman grafikleri arasındaki farklılıklar da grafikler aracılığı ile gözlenebilmektedir. 6203NC3 tipi rulmanlar ele alındığında ise her üç durum da net bir şekilde farklılıklar göstermektedir. 680106 tipi rulmanlarda kapaklı rulman ve ters kapaklı rulman grafikleri arasında kontrast farkı fazla olmamasına karşın 6203NC3 tip rulmanlardaki fark diğer tip rulmanlara göre daha fazladır. Bu sebepten ötürü sorunsuz ve ters kapaklı rulmanlar için elde edilen grafikler farklılıklar göstermektedir. Her ne kadar aralarında kontrast farkı fazla olsa da, kapaklı ve kapaksız rulmanlar grafikleri karşılaştırıldığındaki kontrast farkı çok daha büyüktür. Bu fark grafikler aracılığıyla da gözlenmektedir.
Şekil 6: 680106 Tipi Farklı 3 Rulmana ait Polar – Kartezyen dönüşümü sonrası dikey ve düşey eksen piksel toplamları
Şekil 8: 680106 Tipi Farklı 3 Rulmana ait Histogram Verileri Şekil 7: 6203NC3 Tipi Farklı 3 Rulmana ait Polar – Kartezyen dönüşümü sonrası dikey ve düşey eksen piksel toplamları 50
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
Makale Şekil 6 ve Şekil 7’ de gösterilen grafiklerdeki veri dağılımlarını göstermek için histogram yöntemi [7] kullanılmış ve bu
grafiklerin RGB kanallarından “R” (kırmızı) kanalına bağlı histogram grafikleri 680106 tipi rulmanlar için Şekil. 8’de,
6203NC3 tipi rulmanlar için de Şekil.9’da gösterilmiştir.
Şekil 9: 6203NC3 Tipi Farklı 3 Rulmana ait Histogram Verileri Bunlara bağlı olarak ortalama değer ve standart sapma değerleri de bulunmuş ve şu değerler elde edilmiştir:
Teşekkür Sorunlarını ve rulman örneklerini bizlerle paylaştıkları için Ortadoğu Rulman Sanayi A.Ş. (ORS)’ye teşekkür ederiz. 52
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül -2016
Tablo 1: Farklı tip rulman örneklerine ait kırmızı renk kanalı dağılımlarından elde edilen ortalama değer ve standart sapma değerleri
Yazılım - Röportaj
CAD / CAM / CAE / PLM / Nisan - Mayıs - Haziran 2016 53
Makale V. Sonuç Bu çalışmada rulman denetimi için bilgisayarlı görü tabanlı bir sistem önerilmiştir. Sistem, rulmanların kapaklı/ kapaksız/ters kapaklı
olma durumlarına göre rulmanları sınıflandırabilen bir yordama dayanmaktadır. Sisteme ait ilk deneysel bulgular uyarınca, geliştirilen yordamın hedefle-
Kaynaklar [1] Deng, S., Cai, W., Xu, Q., Liang, B., “Defect detection of bearing surfaces based on machine vision technique”, International Conf. on Computer Application and System modeling, pp. 548-554, 2010. [2] Wu, Q., Lou, X., Zeng, Z., He, T., “Defects inspecting system for tapered roller bearings based on machine vision”, International Conf. on Electrical and Control Engineering, pp. 667-670, 2010. [3] Shen, H., Li, S., Gu, D., Chang, H., “Bearing defect inspection based on machine vision”, Measurement, 45, 719-733, 2012. [4] Chiou, Y., Li, W., “Flaw detection of cylindrical surfaces in PU-packing by using machine vision technique”, Measurement, 42, 989-1000, 2009. [5] Yang, C. C., Kim, M. S., Kang, S., Cho, B. K., Chao, K.,
54
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
nen sonuçları verdiği gözlenmiştir. Bununla birlikte, sistemin gerçek bir rulman üretim hattına uyarlanabilmesi için farklı aydınlanma şartlarında çalışabilir ve değişik
hata tiplerini kapsayacak şekilde geliştirilmesi gerekmektedir. Araştırmaların bu yönde yoğunlaştırılıp sistemin fabrika ortamında işlerlik kazanabilmesine çalışılacaktır.
Lefcourt, A. M., Chan, D. E., “Red to far-red multispectral fluorescence image fusion for detection of fecal contamination on apples”, Journal of Food Engineering, Volume 108, Issue 2, 2012. [6] Gonzalez, R. C., Woods, R. E., Eddins S.L., Digital image processing using Matlab (2nd ed.). USA: Gatesmark, 2009. [7] Otsu, N., “A threshold selection method from graylevel histogram”, IEEE Trans. Syst. Man Cybern., 9, 64-66, 1979. [8] Jain, L., Mahor, D., “Apllication of Hough transform for finding parametric curves, International Journal of Computer Applications in Engineering Sciences, 1(2), 100- 103, 2011. [9] Boztoprak, H., “Gerçek Zamanlı Taşıt Plaka Tanıma Sistemi”, Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Isparta, 2007.
Fuar
ROLEXPO 1 – 04 Eylül 2016 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi Salon 10’da gerçekleştirilecek.
HAREKETE YÖN VERENLER ROLLEXPO’YA
D üzenlendiği ilk fuardan bu yana yaklaşık %30’luk bir
büyüme gösteren RollExpo Turkey, 2016 yılında düzenlenecek 3. RollExpo Turkey Fuarı ile bu rakamları %50’lere çekmeyi hedefliyor. Fuarda Rulman ve Makina Aksamlarını oluşturan Kasnak, Zincir, Segman, Dişli, Redüktör, Kayış, Sızdırmazlık Elemanları gibi ürün grupları sergilendi.
56
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
Fuara eş zamanlı olarak düzenlenen Seminerler damgasını vurdu. Skf Türkiye ve Özevren Rulman (INA & FAG) grubunun ayrı ayrı düzenlediği seminerler sektördeki yenilikleri gözler önüne serdi. Yerli konuşmacıların yer aldığı seminerlerde sektörün gelişmesi açısından farklı konulara değinildi.
Fuarın 3’üncüsü 01 – 04 Eylül 2016 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi Salon 10’da gerçekleştirilecektir. Bu büyük buluşmayı kaçırmayın.
Otomotiv Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği Başkanı Alper Kanca, “15 Temmuz’da yaşanan darbe
TAYSAD Başkanı Alper Kanca:
ÜLKEMİZİN GELECEĞİ ÇOK PARLAK TEDARİK SANAYİ HIZ KESMİYOR
girişiminin ardından ciddi bir ekonomik bir durgunluk beklense de gelişmeler beklenenin tersi yönde oldu. Bu alçak girişimin önünde milletimiz dik bir duruş sergiledi. Tedarik Sanayisi temsilcisi olarak bizler de 2016 yılı için uygulamaya koyduğumuz hareket planında hiçbir erteleme ya da gerilemeye mahal vermedik. Dolayısıyla sektörümüze yönelik önemli bir risk asla söz konusu değil. Tam tersine yatırımlarımız meyve vermeye başladı. Aksine artık vites büyütüyoruz. Yabancı yatırımcılar ve yurt dışındaki tüm paydaşlarımız bilmelidir ki; Türkiye ekonomisinin geleceği artık çok daha parlak” dedi.
58
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
rulu Üyeleri ve TAYSAD eski dönem başkanları Avantgarde Hotel’de düzenlenen basın toplantısında gazetecilerle bir araya geldi. Burada bir konuşma yapan Başkan Alper Kanca, 15 Temmuz sonrasında sektörün mevcut durumunu değerlendirirken, “2016 yılı için uygulamaya koyduğumuz hareket planında hiç bir erteleme, gerileme ya da aksamaya mahal vermedik. Dolayısıyla sektörümüze yönelik önemli bir risk asla söz konusu olmadı ve olmayacak. Sektörümüzde herhangi bir olumsuzluk yaşanmadığı gibi, tüm iş süreçlerimiz normal seyrini koruyor” dedi.
Türk Tedarik Sanayini temsil eden bir sivil toplum kuruluşu olarak TAYSAD’ın bundan sonraki süreçte, sanayimizi ve ekonomimizi güçlendirmek için tüm gücüyle çalışmaya devam edeceğini ifade eden Başkan Alper Kanca, “Ülkemiz bugüne kadar yaşadığı birçok zorluğun üstesinden gelmeyi başarmıştır. Milletimizin ve hükümetimizin sağduyusu ve özverisi ile bugünleri de kısa sürede geride bırakacağımıza inanıyoruz. Önümüzdeki süreçte birlik ve beraberlik anlayışının ülke ekonomisi ve geleceği için ne kadar değerli olduğunun bilincindeyiz. Millet olarak, bu duyguları derinden paylaşıyoruz. Bugün, burada
“Türk ekonomisinin geleceği oldukça parlak”
Tedarik Sanayisinin önemli bir pay sahip olduğu ülke ekonomisinin önümüzdeki dönemdeki durumunu değerlendiren TAYSAD Başkanı Alper Kanca, “Yabancı yatırımcılar bilmeli ki, Türk ekonomisinin geleceği oldukça parlak. Tedarik Sanayii de bunun bir parçası olarak aynı emareleri gösteriyor. Türkiye, halâ yatırımcıların önemsediği ve ihtiyaç duyduğu anahtar ekonomik faktörleri karşılayan dinamik bir ülke. Devam eden ekonomik büyüme hızı, destekleyici uluslararası çevreler, ekonomik çerçevemiz, genişleyen iç piyasamız ve işçilik maliyeti gibi hayati unsurlar ülkemizin sahip olduğu ana rekabet avantajları olarak göze çarpıyor. Bizim sektörümüzde yaşanan gelişmeler de bu doğrultuda ilerliyor. Daha geçtiğimiz günlerde 2014’ten bu yana sürdürdüğümüz ve 6 milyon liranın üzerinde fayda sağlanan İş Mükemmelliği URGE Projesi kapsamında Japonya’daydık. Orada
çok önemli temaslarımız oldu. Türkiye’nin bir parçası olarak biz Tedarik Sanayinin yabancı iş ortaklarımız ve paydaşlarımız nezdindeki olumlu algısını bir kez daha deneyimleme fırsatı bulduk. Tedarik Sanayi bu algının ve başarıların devamı için titiz bir çalışma içerisinde kararlılığını sürdürüyor” dedi.
Tedarik Sanayii yüzde 7 arttı!
Otomotiv
ihracatı
TAYSAD Başkanı Alper Kanca, Temmuz sonu itibariyle tedarik sanayinin geldiği noktayı aktarırken, “Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin verilerine göre, geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla, tedarik sanayimizin ihracat değerinde yüzde 7’lik artış gerçekleşti. Böylece ilk 7 aylık ihracatımız 5,3 milyar dolar seviyesine yükseldi” dedi.
TAYSAD
TKanca, AYSAD Başkanı Alper TAYSAD Yönetim Ku-
TAYSAD’ın geçmiş ve mevcut yönetimleri olarak bir arada bulunmamızın nedeni de ülkenin beraberliğine ve parlak geleceğine olan inancımızın ve bu duygularımızın ortak olduğunun göstergesidir” diye konuştu.
Kanca, toplam otomotiv sektörü ihracatının ise, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11’lik artış ile 13,5 milyar dolara ulaştığına dikkat çekerek; “Yaşadığımız bu süreçte, ihracatımızdaki artış yüzleri güldürüyor. Mevcut durumu daha da iyileştirmek adına gerek ana sanayi gerekse tedarik sanayi olarak bizler, ülke ekonomisine değer katmak için çalışmalarımızı durmaksızın sürdürme gayretindeyiz” diye konuştu.
Ocak – Temmuz 2016 Otomotiv Sektörü İhracat Değeri - $ İhracat Tedarik Sanayi Ana Sanayi Toplam
2015 - USD 4.961.190.644 7.168.357.175 12.129.547.820
2016 - USD 5.291.484.592 8.171.482.499 13.462.967.092
Değişim % 7 14 11
% Pay 39,5 60,5 100
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
59
Robot
AMB 2016: ROBOTS ON THE RİSE
Expert interview with Professor Dr.-Ing. Thomas Bauernhansl / Robotics and automation technology on the
amb
rise
R obots are taking the production halls by storm and
are being integrated in machine tools and automation systems to create plug-andplay modules. The increasing networking and platform connection leads to completely new control architectures. In brief: The world of machine tools is experiencing dramatic development. This will trigger plenty of discussion between exhibitors and visitors at AMB, the international exhibition for metal working, which takes 60
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
place in Stuttgart from 13 to 17 September. Professor Dr.Ing. Thomas Bauernhansl, Director of the Institute of Industrial Manufacturing and Management (IFF) at Universität Stuttgart, as well as the Fraunhofer Institute for Manufacturing Engineering and Automation (IPA), encourages people to take the developments seriously and discuss them in an opportunistic manner. Professor Bauernhansl, robots are taking the production halls by storm. Are ro-
bots becoming competitors to machine tools? A robot still cannot replace the machine tool. The robot can only assume non-core processes of the machine. Examples include handling activities, or supporting and accompanying the employee who operates the machine. Typical tasks are deburring, positioning or changing workpieces. But the robot will not do the actual machining or metal cutting, because it doesn’t possess the required accuracy or dynam-
Robot
How is automation technology in the field of machine tools generally developing? We are noticing that the machine tool competence among automation manufacturers is increasing. They
are optimising the layout and system design. The topic of flexibility plays a huge role, i.e. the question of scalability from manual to semi-automated to fully automated and vice-versa. This restricts the integrative approach again somewhat. Components of machine tools must be able to be replaced quickly. For instance, integrating robots or palletising systems quickly and also removing them again. It is not only about versatility and adaptability, but also about efficiency, i.e. the topic of plugand-produce by the machine operator.
The control technology also has to be adapted. What changes will we experience here? The classic control technology of the machine tool is heading towards plug-andproduce. Hard-wired hardware-based NC systems no longer have a future. For plug-and-produce the respective components need to be more intelligent, i.e. in the robot arm, gripper, spindle, feed conveyor, etc. These autonomous systems have their own microcontrollers and register on a platform via an interface. They communicate what services they
AMB
ics. In the future, however, the transition between machine tool and portal robot could become more fluid. Its flexibility and the extremely advanced possibilities of programming speak in favour of robots. The machine tool is increasingly converging with the robot, they no longer stand side by side as separate components.
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - AÄ&#x;ustos - EylĂźl 2016
61
Robot provide, and the employee at the machine can then configure it to a smart workflow. With the ever-increasing bandwidth and latency of the networks, one can outsource services from the machine tool and offer them, for example, on cloudbased platforms. In the end only a few tasks such as security are still performed locally. Functionality as a service is a big trend. How does automation technology deal with diverse requirements due on the one hand to mass production, and on the other to increasing individualisation of the products? There will always be mass production, but increasingly the customised product, which is adapted to the in-
62
dividual needs of the customer. The automation of mass production is very advanced. Here it is not only about making the processes more robust through the clever use of data and retrieving the very last percentage. In contrast, customisation demands a high degree of flexibility, i.e. the ability to convert within seconds or even during the process. These topics require a different type of automation technology with corresponding adaptability and versatility, perhaps in the future the ability of independent optimisation in communication with the component. A question which will also be discussed with great controversy at AMB: Where is Germany on an international comparison?
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - AÄ&#x;ustos - EylĂźl 2016
This topic is gaining considerable momentum in the USA, Japan, Korea and now also in China. In Germany we need to take this development seriously and deal with the issue intensively. The surveys are alarming, on the one hand 80 to 90 percent of companies state they are affected by the development, but only between ten and 20 percent of these companies are giving serious thought to the matter. We have to do more, become more determined and more companies have to get involved in the development. Above all we need to discuss the matter in an opportunistic manner and not only analyse the risks.
Robot
CAD / CAM / CAE / PLM / Temmuz - Ağustos - Eylül 2016
63
Fuar World Media
SEMPOZYUM VE SERGİ
ENDÜSTRİ 4. 0 NEDİR ? ZİRVE VE SERGİSİ TARİH: 3 - 4 ARALIK 2016 YER : VİALAND PALACE OTEL 64
CAD / CAM / CAE / PLM / Nisan - Mayıs - Haziran 2016
Fuar - World Media
12 . YIL ÖDÜL TÖRENİ ÖDÜL KATEGORİLERİ OTOMOTİV * Ana Sanayi *Jant *Lastik *Amortisör * Chip *Tedarik Sanayi *Vip Dİzayn
SANAYİ
* Aşındırıcılar * İş güvenliği * Metal İşleme * Borulama * Proses * Plastik * Fuar *Organizasyon *Reklam
*Makine *Otomasyon * Cad Cam Cae PLM *Kesici Takım *Tutucular * Kaynak *Rulman * Lineer
TARİH: 3 ARALIK 2016 YER : VİALAND PALACE OTEL SAAT: 19:00 - 22:00 CAD / CAM / CAE / PLM / Nisan - Mayıs - Haziran 2016 65
WORLD MEDİA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Reklam İletişim Hatice Karabay WORLD MEDİA Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 tuningworldmedia@gmail.com
Haber İletişim İlker Kaplan WORLD MEDİA Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 34 tuningworldmedia@gmail.com
Dergilerimizde yerinizi ayırtın, hedef kitlenizi ulaşın!...
www.ekonomiknokta.com
www.makineotomasyondergisi.com
www.worldmedyatv.com
www.tuningworld.com.tr
World Media Bünyesinde yayınlanan Dergilere abone olmak için aşağıdaki hesap numaralarına istediğiniz dergilerin Yıllık abone ücretlerini yatırabirsiniz. İsim soyisim ve adresinizi dekont fotokopisiyle birlikte makineotomasyondergisi@gmail.com adresine mail ya da 0 212 427 00 15 numaraya faks’a gönderebilirsiniz. Ayrıca Aboneliğinizi mail order sistemiyle kredi kartınızdan ödeyerekte yapabilirsiniz. *Kredi kartınızın ön yüzündeki 16 rakam: *Kredi kartınızın son kullanma tarihini ay / yıl : *Kredi kartınızın arka yüzündeki üç haneli güvenlik numarası:
ABONE FORMU
ABONE FORMU Ad
:...............................................................................................
Soyad
:...............................................................................................
Adres
:...............................................................................................
...............................................................................................
İlçe
:...............................................................................................
Şehir
:...............................................................................................
Posta Kodu
:...............................................................................................
Telefon
:...............................................................................................
Faks
:...............................................................................................
:...............................................................................................
Tarih
İmza
Dergi
İsmi
-
Yıllık Abone Ücreti
Ekonomik Nokta : Makine & Otomasyon: Auto Tuning World: Kesici Takımlar Tutucular : Rulman & Lİneer: Endüstriyel Borulama: Cad / Cam / Cae / Plm :
120 100 100 100 60 60 60
TL TL TL TL TL TL TL
+ + + + + + +
KDV KDV KDV KDV KDV KDV KDV
Abonelerimiz ve reklamverenlerimiz abone ve reklam ücretlerini aşağıdaki hesaplara yatırabilirler ; * İlker Kaplan Akbank Perpa Şubesi Şube Kodu: 0633 hesap No: 0063828 iBAN: TR 60 0004 6006 3388 8000 0638 28 *İlker Kaplan İNG Bank Çağlayan Şubesi Şube Kodu: 265 Hesap No: 373 42 71 iBAN: TR 82 0009 9003 7342 7100 1000 02
*İlker Kaplan Denizbank Zİncirlikuyu Şubesi Şube Kodu: 9142 Hesap No : 1777284 ..................................................................... *İlker Kaplan PTT - Posta Çeki Hesap Bilgisi İlker Kaplan Posta Çeki Hesap No : 5775693