ekonomik-nokta-dergisi-290

Page 1

Ekonomik

WORLD MEDIA 2 6 1 0 1 2

7 7 1 3 0 7

9

ISSN 1307-2617

NOKTA Aktüel Siyasi Ekonomi Dergisi 01

- 30

Eylül 2020

Yıl 15

Sayı : 290 Fiyatı: 20 TL

TUıK’e GÖRE De KÜÇÜLDÜK ! Kamuoyuna açıkladığı istatistiklerle Sosyo Ekonomik yaşam arasında oldukça fazla fark olan TUİK verilerinde bile 9.9 gerçeleşen “ekonomik küçülme” rakamları toplum nezninde yine inandırıcı bulunmadı. Tekli rakamlarda tutulmak için özel çaba gösterilen “ekonomik daralma” çift basamaklı rakamlarda olması gerektiği vurgulandı.

TÜSİAD UYARDI :

KANADA’DA PANDEMİ

“SERBESTLİKTEN

DESTEKLERİ SÜRÜYOR

Sayfa 28

VAZGEÇMENİN MALİYETİ AĞIR OLUR” Kaslowski, “Arz ve talepte yaşanan gelişmeler iflas oranlarını bu yıl artıracak.” dedi.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau Covid -19 Pandemi Döneminde 19 milyar dolar yatırım yaptıklarını ve desteklerin süreceğini açıkladı.

YURTDIŞINDA LOJİSTİK/ TEDARİK ÜSLERİ

BORUSAN’IN ABD ZAFERİ

KURULUYOR Türkiye lojistik merkezleriyle e-ticaret üssü olma yolunda Sayfa 16

Borusan ABD’den zararını temin için 14 milyon doları geri istedi.



Yayın Türü Yaygın Süreli

EDİTÖR

Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İlker Kaplan 0 505 400 94 34

Ekonomi Küçüldü

İdari İşler Müdürü Hatice Karabay 0 505 400 94 33

İşsizlik Azaldı

Reklam Müdürü Zafer Altın 0 546 675 59 49

İlker Kaplan

Muhasebe Müdürleri Sevda Öncü Düzgün Turgut 0 542 292 83 85

T

Halkla İlişkiler Müdürü Ayşe Savranoğlu

UİK’in son derece güvenilir!’ rakamlarına bakarak ekonomi yorumlamak “deveye hendek atlatmaktan” zor olsa da yapmaya çalışalım bakalım.

Yazı İşleri Simgenur Savranoğlu Grafik Tasarım Ezgi Kamburoğlu

TUİK verilerinde 2. Çeyrek rakamlarında ekonomiye etki eden tek büyüme tarım sektöründe. Bilişim ve yazılım gibi sektörlerde de büyüme olmasına karşın istihdama ve ihracata yansıyan en önemli büyüme tarım sektöründe. Bunun altını özenle çizmek gerekiyor. Bunun dışında endüstri ve hizmet sektörlerinde genel anlamıyla bir küçülme söz konusu.

Abone Sorumlusu Defne Deniz Kaplan Beste Kamburoğlu Fotoğraf Editörleri Murat Çapkın Sinan Temur

Buna göre, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bu yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 16,9 azaldı. Bir önceki çeyreğe göre mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi de yüzde 20,2 düşüş gösterdi.

İnsan Kaynakları Müdürü Sibel Şanlı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre endeks; Ekonomi genel anlamıyla yüze 9.9 daraldı. Ulusal gelirimiz 145 milyar dolar azaldı. GSMH kişi başına düşen gelirimiz 2000 dolar civarı aşındı.

Bilişim Sorumlusu Kerem Mercan

İletişim Danışmanı Alper Tuna

Bölge Temsilcileri Çetin Sülün (Ankara) Mesut Karabay (İzmir) Umut Yıldız (Bursa)

İkinci çeyrekte istihdam yıllık yüzde 2.7 azaldı

Avrupa -Almanya - Temsilcisi Pınar Açıkgöz

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında istihdam endeksi, yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda yüzde 2.7 azaldı.

Sosyal Medya Fatma Kurşun

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında çalışılan saat endeksi, yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 29.3 azaldı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 26.7, inşaat sektöründe yüzde 25.4 ve ticarethizmet sektörlerinde yüzde 31.4 azaldı. Sanayi, inşaat ve ticarethizmet sektörleri toplamında brüt ücret-maaş endeksi, yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 8.4 azaldı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 5.2, inşaat sektöründe yüzde 8.6 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 10.5 azaldı.

Dağıtım Ali Savranoğlu Zafer Kamburoğlu Genel Koordinatör Süleyman Kaplan Hüsniye Kaplan Katkıda Bulunanlar Meryem Savranoğlu Fatma Kaplan Selda Kamburoğlu Dağıtımcı Aras Kurye - PTT - Yurtiçi Kargo

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında istihdam endeksi, yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 4.4 azaldı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 2.4, inşaat sektöründe yüzde 3.0 ve ticarethizmet sektörlerinde yüzde 5.9 azaldı. Sanayi, inşaat ve ticarethizmet sektörleri toplamında çalışılan saat endeksi, yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 28.6 azaldı Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 28.8, inşaat sektöründe yüzde 19.7 ve ticaret-hizmet sektörlerinde yüzde 30 azaldı.

Yönetim Yeri Akşemsettin Mah. Güneş Sokak No: 48 D :10 Eyüp / İstanbul Tel:0 850 532 94 68 Fax : 0 212 427 00 15

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında brüt ücretmaaş endeksi, yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 18.4 azaldı. Alt sektörler incelendiğinde, endeks; sanayi sektöründe yüzde 16.5, inşaat sektöründe yüzde 13 ve ticaret hizmet sektörlerinde yüzde 20.3 azaldı. Tüm bu veriler ışığında “eylülün ağustostan, ekimin de eylülden” daha zor geçeceğini TUİK’in eğip bükerek elde ettiği veriler de kanıtlamış oldu.

Editör - Künye

www.ekonomiknokta.com www.endustri40dergisizirvesi.com www.kesicitakimlardergisi.com www.worldmediagroupe.com www.makineotomasyondergisi.com www.elektrikpanodergisi.com www.autotuningworlddergisi.com makineotomasyondergisi@gmail.com worldmediareklam@gmail.com Ekonomik Nokta Dergisi Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz. Reklamların hukuki sorumluluğu reklamveren firmaya aittir. Ekonomik Nokta Dergisi -Sayı 289 2020

3


İÇİNDE İçindekiler

3

İÇİNDEKİLER

Ekonomİ KüÇÜLDÜ İŞSİZLİK ARTTI Kanada’da Pandemİ Desteklerİ Sürüyor

13

20

Tsai Ingwen BIO Asya Tayvan’da

28

Pelİn İncesu Orta Doğu ve Afrİka Bölge Başkan Yardımcısı oldu

Koç Grubu – Sabancı Vakfı - Borusan Holding

4 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

40


EKİLER

İçindekiler

59

Yenİ TÜSİAD Genel Sekreterİ Ebru Dİcle

130

Türkİye lojİstİk merkezlerİyle etİcaret üssü olma yolunda

Tüsİad Uyardı : “Serbestlİkten Vazgeçmenİn Malİyetİ Ağır Olur” 132 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

5


Otomasyon

Hız ve hassasİyet ya da kompakt güç paketİ? Laboratuvar otomasyonu İçİn tahrİk çözümlerİ Analitik laboratuvarlarda günlük olarak sayısız numune test edilmektedir. Bu alanda otomasyonun getirdiği faydalar son derece açık: Daha hızlı sonuçlar, daha yüksek verim, daha az hata ve daha düşük personel maliyeti. Sorunsuz bir çalışma için, yüksek dinamikler ve hassasiyet, tahrik sistemleri için son derece önemli. Dr. Aihua Hong ile FAULHABER’da sorumlu olduğu bu pazar segmentindeki gereksinimler ve gelişmeler hakkında konuştuk.

L

aboratuvar otomasyonu hangi endüstrilerde rol oynamaktadır? Otomatik prosesler kimya, ilaç ve gıda teknolojisi gibi tüm laboratuvar alanlarında bulunabilir. Tıp endüstrisi, dünya çapında önemli oranda büyüme kaydeden bir alandır. Otomatik çözümler, in vitro teşhis (IVD) olarak adlandırılan, yani kan, idrar ve doku gibi tıbbi örneklerin analizinde uzun yıllardır bu alanda vazgeçilmezdir. Test prosedürleri, yeni ilaçların geliştirilmesinde ilaç şirketlerinin araştırma laboratuvarlarında giderek daha otomatik hale gelmektedir. 6 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Laboratuvar otomasyonu tam olarak nedir? Farklı laboratuvarlardaki otomasyon derecesi oldukça değişkendir. Bağımsız cihazlar kullanarak bireysel i ş l e m l e r i n gerçekleştirilmesinden karmaşık sistemlerde tam numune analizine kadar uzanır. İkincisi, özellikle standart bir protokole göre çok sayıda numunenin incelenmesi gereken ve çok az esnekliğe ihtiyaç duyulan alanlarda gereklidir örneğin bir hastanenin ana laboratuvarında IVD veya tıbbi teşhis için büyük laboratuvarlarda..

Bu alanlarda hangi işlemler otomatik olarak gerçekleştirilir? Analiz sürecinin neredeyse tamamı bu laboratuvarlarda otomatik olarak gerçekleşir. Renk kodlu numune test tüplerinde kan örneklerinin hazırlanması ile başlar. Tarayıcı, bir test tüpü için gereken analiz türünü kaydeder ve bunun bir robot kolu tarafından uygun şekilde seçilmesini sağlar. Bu örneklerin bazıları, kan bileşenlerini ayırmak için santrifüjlenir. Numuneler daha sonra konveyor bant veya çekişli küçük el arabası gibi özel taşıma birimleri ile gerçek analiz istasyonuna taşınır.


Otomasyon Motorlar gereksinimleri

hangi karşılamalı?

Tüm süreç boyunca birçok farklı hareket gerçekleştirilmelidir ve tahrik teknolojisinden beklenen talepler de buna göre değişir. Konveyör bantları büyük ve güçlü motorlar ve mümkün olduğunca kompakt ve hafif bileşenler gerektirir. Kapsamlı ürün yelpazemiz sayesinde tüm spektrumu kapsayabilir ve neredeyse her gereksinim için son derece iyi bir çözüm sağlayabiliriz. Bize bazı örnekler verebilir misiniz? Birçok uygulama, alma ve yerleştirme ve pipetleme işlemleri gibi tekrarlanan başlatma / durdurma hareketleri için oldukça dinamik bir sistem gerektirir. Bunu yaparken hem hız hem de son derece hassas konumlandırma gereklidir. Boyut ve ağırlık da burada bir rol oynar: Tutucu kolun veya pipetleme başlığının yukarı ve aşağı hareketi için tahrik genellikle mobil bileşende bulunabilir. Bu nedenle son derece hafif ve kompakt olmalıdır.

Dr. Aihua Hong Analiz

istasyonunda

ne

olur?

Numune ilk olarak barkodu bir kameraya yönlendirerek ve okunarak tanımlanır. Ardından tıpa test tüpünden çıkarılır ve numunenin bir kısmı alınır. Daha sonra test tüpü tekrar kapatılır ve daha sonraki bir tarihte olası testler için arşivlenir. Numune, gerçek analiz için bir reaksiyon kabına aktarılır, örn. bir test plakası veya petri kabı üzerine. Sonraki testler sırasında, tahrik teknolojisi esas olarak pipetleme, sıvı taşıma ve karıştırma gibi süreçler için kullanılır.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

7


Güncel

ABB Elektrİklİ Araçlar İçİn Teknolojİ Gelİştİrmeyİ Sürdürüyor ABB İlk elektrikli otomobil küresel yarış serisi olan ‘FIA Formula E Dünya Şampiyonası’nda Gen3 otomobilleri için şarj teknolojisini sağlayacak.

İBaşkanı malat ABB Elektrifikasyon Tarak Mehta konu ile ilgili şunları söyledi: “ABB FIA Formula E Şampiyonasında - yenilikçi elektromobilite teknolojileri için ürün ve hizmetlerimizi sunuyoruz. Elektrikli araç teknolojisi tüm dünya için daha temiz bir gelecek anlamına geliyor. Elektrikli araç teknolojisinin üretim hattını geliştirme sonuçta herkes için daha temiz bir dünyayı beraberinde getiriyor.

Siemens’ten Omega’ya Ürün Eğİtİmİ

S

iemens Ürün Pazarlama Müdürü İlknur Turan ve Satış Müdürü Kaan Eryaşar Siemens Partneri Omega Pano’ya ürün eğitimleri verdi. Aynı zamanda fabrikamızı ziyareti de gerçekleştiren Siemens yetkilileri Omega Pano ile verimli çalışmalar yaptıklarını vurguladılar… 8 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020


Güncel

Bulut Tabanlı Tasarım Araçlarıyla İstedİğİnİz Yerde Yenİlİk Yapın 3DEXPERIENCE® WORKS’te bulunan tasarım araçlarını ayrıntılı

3

bir şekilde inceleyin..

DEXPERIENCE WORKS tasarım araçları, xDesign özelliğine sahip 3D Creator ile yeni iş akışı yaklaşımları kazandırır ve xShape özelliğine sahip 3D Sculptor ile serbest form alt bölme (Sub-D) modelleme gücü sağlar. Bulut tabanlı tasarım hakkında demo video serisini izleyerek 3DEXPERIENCE WORKS ile istediğiniz yerde istediğiniz cihazdan çoklu tasarım araçlarından yararlanarak yeteneklerinizi nasıl artırabileceğinizi öğrenin. Videolar, bulut tabanlı tasarım ve alt bölme modellemede size yol gösterecek, bileşenler ve montajlar oluşturmayı öğretecek ve size yeni tasarım yaklaşımları sunmak için bu araçların nasıl uyum içinde çalıştığını gösterecektir.

Borusan’ın ABD Zaferİ Borusan ABD’den zararını temin için 14 milyon doları geri istedi.

Taçtığıürkiyedavave Türk çelik şirketlerinin ABD’ye sonuçlandı. ABD mahkemesi

Başkan Trump’ın, Ağustos 2018’de Türkiye menşeli çeliğe vergi oranını 2 katına çıkartarak, yüzde 50 vergi uygulamasını haksız buldu. Davaya müdahil olan Türk çelik şirketlerinden Borusan Mannesmann, ek vergilerden dolayı 14 milyon dolar yani 96 milyon liralık alacağını istedi. ABD Uluslararası Ticaret Mahkemesi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’den ithal edilen çeliğe yönelik gümrük vergisini iki katına çıkarma kararının anayasaya aykırı olduğuna hükmetmişti. Mahkeme kararda Türkiye’den ithal edilen çelik üzerindeki gümrük tarifesi oranının iki katına çıkarılma kararının usul bakımından eksik olduğu ve anayasanın “eşit koruma garantisini” ihlal ettiğini açıklamıştı. ABD Ticaret Bakanlığı’nın, ‘ulusal güvenlik’ gerekçesi

ile yürüttüğü ve Section 232 incelemesi dava sürecine müdahil olan Türk şirketlerinden açıklamalar gelmeye başladı. ABD’de de yatırımı bulunan Borusan Holding iştiraklerinden Borusan Mannesmann, ABD gümrük otoritelerinden 14 milyon dolar yani 96 milyon liralık alacağını geri istedi.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020

9


Makale

Tekerlek poyra rulmanlarını değİştİrmeye yönelİk İpuçları NSK araç tamir süreçlerini atölye teknisyenleri ve tamirciler için daha hızlı, daha emniyetli ve daha güvenilir hale getirir. Bu nedenle, NSK ProKIT çözümlerini satın alanlar, orijinal tekerlek rulmanı almanın yanı sıra tekerlek rulmanını hızlı ve doğru değiştirmeyi sağlayan tüm destekleyici bileşenlerden yararlanır. Poyra rulmanları, montajı kolay ürünlerden değildir. Bu yüzden NSK, sık yapılan hatalardan kaçınmaya yönelik ek ipuçları sunmaktadır. Atölye teknisyenleri, NSK test kartı kullanarak poyra rulmanının enkoderi olup olmadığını tespit edebilir. Aynı test kartı, halihazırda takılı olan rulmanın zarar görüp görmediğini (durum şekil 2’deki gibi görünmüyorsa) tespit etmeye yönelik olarak da kullanılabilir. Bu sayede teknisyenler, ABS sinyal problemlerini belirleyebilir.

İ

1) Aracın ABS sensörü, enkoder keçesinin içine yerleştirilmiş birçok N+S ucunu okuyabilir

lk ipucu, montajdan önce halihazırda takılı olan rulman ile yeni rulmanı karşılaştırmaktır. Teknisyenlerin en sık yaptığı hata, yanlış rulman seçimidir. NSK çevrimiçi kataloğunu kullanarak doğru rulmanı seçip seçmediğinizi hızlıca kontrol edebilirsiniz. Daha fazla yardıma ihtiyaç duyarsanız NSK ile doğrudan iletişime geçin. Manyetik enkodere zarar vermekten kaçının Bazı poyra rulmanlarında ABS sinyali için manyetik enkoder bulunur. Bu nedenle daha çok dikkat gerektirir. Enkoder keçesinde, hız sensörü tarafından okunan birçok kuzey (N) ve güney (S) kutbu bulunur (Şekil 1). Montaj esnasında N+S uçları zarar gördüğü takdirde ABS sistemi arızalanabilir. 10 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Enkoderi manyetik alandan ve kirden uzak tutun ABS sinyalinde yeniden sorunlara yol açabileceğinden, anahtar ve tornavida gibi N+S uçlarını değiştirebilecek aletlerle enkoderin yanına yaklaşmayın ya da enkodere temas etmekten kaçının. Bunu aklınızda tutarak, rulmanı koruyucu ambalajından yalnızca montajdan hemen önce çıkarın. Enkoder yönünün doğru olduğundan emin olun Test kartında belirtildiği gibi enkoderler, Poyra I tekerlek rulmanının bir yüzünde bulunur. Bu yüzden, mafsallara baskı yaparken yönün doğru olması çok önemlidir. İşleme başlamadan önce, enkoder yüzeyinin montajdan sonra sensöre bitişik olacağından daima emin olun. Enkoder yüzeyine baskı uygulamaktan kaçının


Baskı uygularken, yalnızca Poyra I rulmanların üzerindeki dış bileziğin son yüzeyi ile temas eden bir alet kullanın (Şekil 3). Enkoder contasına ve iç bileziğe asla baskı uygulamayın. Bu durum, birkaç kilometrelik kullanımda rulman arızasına sebep olur. Uygun bir alet seçildikten sonra, rulmanı deliğe hizalı tutun ve mafsala dikey olarak bastırın.

Makale

Doğru rulman montajına yönelik diğer ipuçları Hasarları önlemek için tüm süspansiyon parçalarının bakımının yapılması gibi süreç boyunca unutulmaması gereken birçok püf nokta vardır. Ek olarak, rulmanın doğru takıldığından emin olmak amacıyla rulman ile temas eden tüm yüzeylerin önceden temizlenmesi (Şekil 2) Teknisyenler, NSK test kartı kullanarak bir enkoder 4 ve 5) ve montaj esnasında poyra ve mafsalın kontrol olup olmadığını ve varsa yerini kontrol edebilir edilmesi oldukça önemlidir. Montajın güvenli bir şekilde yeniden yapılması için dikkat edilecek son nokta, teknisyenlerin sadece araba üreticilerinin önerdiği sıkma torklarını kullanmasıdır. CVJ somunlarına aşırı tork uygulamanın rulmana zarar verebileceği bilinmektedir (Şekil 6). Özellikle, Poyra I tekerlek rulmanının, manyetik enkoderlerle birlikte doğru şekilde takılması zordur. Bu yüzden, NSK sürecin her adımını gösteren bir video hazırlamıştır. NSK, tekerlek rulmanlarına odaklanan özel eğitimler sunar. Eğitimlerle ilgileniyorsanız lütfen doğrudan iletişim kurun.

3) Ek diyagramda gösterildiği gibi rulmanın sadece dış bileziğine baskı yaparak yeterli iç bilezik boşluğu bırakan bir alet seçilmelidir

6) Yeniden montaj yapıldığında, aşırı tork rulmanın arızalanmasına neden olabileceğinden CVJ somunlarına aşırı tork uygulamaktan kaçının 4) ve 5) Montaj esnasında poyra ve mafsalı kontrol etmek ve rulmanla temas eden tüm yüzeylerin önceden temizlendiğinden emin olmak gerekir Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

11


İş Dünyası

APEC CNC Etkİnlİk Gerçekleştİrdİ

H

avacılık Sanayi için beş eksenli CNC’lerin üretimini yapan Tayvan’ın köklü firması Asya Pasifik Elite Corp. APEC CNC geçtiğimiz günlerde bir etkinlik gerçekleştirdi. Havacılığa odaklanan beş eksenli teknik uygulama merkezinde gerçekleştirilen etkinlik yoğun ilgi gördü. Etkinliğe katılan bir çok sektör profesyoneli ödüller aldı.

Delta İle Şİmdİ Keşfetmeye Başlayın ! Tayvan’ın Güçlü Firması Delta’dan Dijital Sergi..

Etelekom ndüstriyel otomasyon, bina otomasyonu, güç çözümleri, veri merkezi

çözümleri, PV invertörler, ev şarj altyapısı, LED aydınlatma, termal çözümler ve ekran çözümleri dahil olmak üzere çeşitli alanlardaki Delta ürünlerini tek çatı altında dijital sergide keşfederek etkileşimde bulunabilirsiniz. 12 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Ayrıca, serginin her yerinde özenle gizlenmiş dört küçük ağacı arayarak, daha yeşil bir dünya inşa etmek için Delta ile birlikte çalışabilirsiniz. Şimdi Keşfetmeye Başlayın!


İş Dünyası

Kanada’da Pandemİ Desteklerİ Sürüyor Kanada Başbakanı Justin Trudeau Covid -19 Pandemi

K

anada Başbakanı Justin Trudeau yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ İhtiyacınız olan desteği almaya ve sizi güvende tutmaya odaklandık. Bu yüzden eyaletler ve bölgelerle birlikte çalışıyoruz. Güvenli Yeniden Başlatma Anlaşmamız la 19 milyar dolardan fazla yatırım yapıyoruz. Bu yatırımın gerçekleştireceği durumu şu şekilde izah edebiliriz: “ Testlerin ve iletişim izleme oranlarının artmasına katkısı olacak.

En savunmasız olan sevdiklerimizi koruyacak. Sağlık sistemlerimizin kapasitesini ve kişisel koruyucu ekipman teminini destekleyecek, böylece ekonomimizi yeniden başlattığımızda güvende kalabileceğiz.” Pandemi’nin ekonomi ile bağının çok fazla olduğunu belirten Trudeau sözlerine şu şekilde devam etti : “Toplumumuzun geneli ve salgının ön saflarında yer alan tüm yurttaşlarımız çalışmaya devam edeceğinden,

ekonomimizin güçlenmesine yardımcı olacaklar. Zaten pandemi riski taşıdığınızda size 10 günlük ücretli hastalık izni verilecektir, böylece virüs bulaştığınızda evde kalabilirsiniz. Çocuklarınız için çocuk bakım alanları olduğundan emin olun, böylece işe geri döndüğünüzde gidebilecekleri güvenli bir yer olacak. Sizi desteklemek ve güvende tutmak için il ve bölge lerle yaptığımız çalışmalar hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın: https://bit.ly/3h6vMav”

Döneminde 19 milyar dolar yatırım yaptıklarını ve desteklerin süreceğini açıkladı.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

13


Makale

Kennametal, HPX Karbür matkabı sunar Temel farklılaştırmalar

Çelik

uygulamaları için

yeni nesil yüksek

performanslı

Eşsiz uç tasarımından tescilli çok katmanlı kaplamaya kadar HPX matkap, takım Matkabın yenilikçi tasarımı, üreticilerin çelikte delik işleme ömrü ve verimlilik uygulamalarında ustalaşmalarına yardımcı olur. için çıtayı

yükseltiyor..

K

ennametal, çelikte yüksek performanslı, yüksek sayıda sürekli delik delme için karbür delik delme ürün grubunda yeralan HPX Matkap programını genişletti. Herhangi bir ISO-P çelik malzemede 8 x D’ye kadar delikleri hızlı ve verimli bir şekilde delmek için tasarlanan HPX Matkap, kuru ya da az miktarda yağlamalı uygulamalarda bile rakip ürünlere kıyasla iki kat daha fazla takım ömrü ve üç kat verimlilik sağlar.

14 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

HPX Matkabı, çelik uygulamalar için tercih edilmesinde üstün kılan nedir? Fark tasarımdadır. Çelikler, genellikle maksimum takım ömrünün ve çıkan parçanın kritik önem taşıdığı üretim yoğunluğunda çok çeşitli otomotiv, ticari ve endüstriyel uygulamalar için kullanılır. Yine de çelik, delme işlemleri sırasında son derecede güçlü mekanik yükleme yaratarak, takımın hızla aşınmasına ve takımın aşınmaya daha yatkın köşelerinde talaş kaynamasına neden olan kuvvetleri ortaya çıkarır. Kennametal, küçük bir köşe pah uygulayarak ve HPX Matkabın kesme kenarını düzleştirerek bu sorun yaratan noktayı ortadan kaldırdı. Kanalların etrafını sarmalayarak boydan boya aşağıya doğru inen kenar boşluğu zırhları ile birlikte matkabın sürdürülebilir dayanıklılığı sağlanmakta ve aynı zamanda sürtünme azaltılmaktadır. Kesme kenarında talaş yapışması, alaşımlı çeliklerin delinmesinde sık karşılaşılan bir diğer sorundur. HPX Matkabın düz kesme kenarı, bunların bazılarının ortadan kaldırılmasına yardımcı olur, ancak gerçek olan sorunu kökünden çözen unsur, matkabın en uygun duruma getirilmiş kesme kenarı hazırlığıdır. Bu yumuşak honlama, takımın son derecede mükemmel parlatılmış kanallarına ek olarak, kesme kenarında

talaş yapışmasına neden olan sürtünmeyi daha da azaltır. Çelik için özel olarak tasarlanmış KCP15B Karbür kalite ile tescilli çok katmanlı bir AlTiN kaplama birlikteliği ve HPX Matkap, yüksek yoğunlukta ISO-P malzemede delik delmede takım ömrü için yeni bir standart belirlemektedir. Daha düşük kuvvetler, daha iyi güvenilirlik HPX Matkapta bulunan özel derin kesme kertiği talaş oluşumunu iyileştirir ve talaşların daha küçük kıvrımlar şeklinde oluşmasını sağlar.

Ürün müdürü Frank Martin, “HPX Matkap çok yüksek kesme parametrelerle çalıştırabilir” dedi ve kişisel görüşünü açıkladı; “Daha uzun ömürlüdür, daha az kuvvet oluşturur ve daha kaliteli delikler açar. Bir matkaptan daha başka ne isteyebilirsiniz ki? ”


Malzemeye özellikli HPX uç geometrisi, daha düşük işmili kapasiteleri nedeniyle dengesiz kesme koşullarında çalışmak zorunda kalınan ya da yetersiz iş parçası bağlamalı tezgahlar için sorunsuz çalışmaya neden olan daha düşük kesme kuvvetleri oluşturur. Sürdürülebilir kesintisiz bir kesme, HPX Matkabı takım kırılmasına karşı daha dirençli hale getirir ve çok yüksek parlatılmış talaş kanalları mükemmel talaş boşalması sağlar. Bu durum, yüksek basınçlı soğutma sıvısı pompalarını kuru kesme veya az miktarda yağlama özellikli sistemler lehine kapatmak isteyen otomobil üreticileri ve diğer üreticiler için özellikle önemlidir. Bu talaşlı imalat atölyeleri için de düşük sürtünmeli kesme ile birlikte verimli talaş boşalma koşulu önem taşımakta ve HPX Matkap her iki unsuru da sağlamaktadır.

Aslında, matkap DIN 6535 ve 6909003 standartlarını karşılayan az miktarda yağlama özellikli sızdırmaz bir arayüzle donatılmış olduğundan

Makale artık müşteri odaklı özel siparişlerin ya da işletmenin öngördüğü takım biçim değişikliklerin yapılmasına gerek kalmamaktadır.

HPX Matkap, çelikte ilerlemelerin ve hızların önemli ölçüde arttığı koşullarda bile rakip takımlardan daha uzun takım ömrü sağlar.

G – Pano’dan Yenİ İhracat

G

-Pano ‘nun yeni üretimleri bu kez Güney Afrika Cumhuriyeti’ne doğru yola çıkmaya hazırlanıyor. İmalatları ve rutin testleri tamamlandığında Güney Afrika Cumhuriyeti’ne doğru yola çıkmaya hazır hale gelecek. G-Pano’lar; Panelmaster testleri için EAE’den uzmanlarını beklemekte. Sonra Panelmaster Tip Testli olarak raporlanacak ve uzun yolculuk başlayacak.

rozetlenip,

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

15


İş Dünyası

PayTR başka bİr İlke İmza atarak hayatları kolaylaştırmaya devam edİyor PayTR’nin KargoTürk ile birlikte kullanıma sunduğu yeni ürünü Kapıda Öde sayesinde iki firmayla da çalışan firmaların müşterileri, kapıda yaptığı ödemelerini link üzerinden temassız bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Böylece kullanıcı ödemelerini kolay ve hijyenik bir şekilde yapabilirken, mağaza da ödemelerine ertesi iş gününde sahip oluyor. üzerinden link, BKM Express, Masterpass ve MaxiMobil üzerinden ödeme kabul edebiliyor ve ödemelerini bir sonraki iş günü hesaplarında görebiliyor. Sipariş verdikleri ürünü teslim aldığı anda ödeme yapmayı tercih eden tüketicilerin tercih ettiği bu ürün, online kanallardan sipariş vermekte tereddüt eden tüketicileri sisteme dahil etmek için ideal bir araç olduğu gibi, kapıda kart ile ödemeyi teşvik etme ve 2023 nakitsiz toplum hedefi açısından önemli bir gelişme olarak dikkat çekiyor. Ödeme şirketi, bu sayede internet üzerinden işlem yapan yeni müşteri sayısını da artırmayı hedefliyor.

T

ürk mühendislerinin geliştirdiği yenilikçi ürün ve çözümler sunan ödeme kuruluşu PayTR, tüm dünyada sosyal mesafenin önem kazandığı bu dönemde kapıda yapılan ödemelerde de linkle ödeme imkanı sunarak temas zorunluluğunu ortadan kaldırıyor ve hem işletmeler hem de tüketiciler için hayatı kolaylaştırıyor. Ödeme hizmeti için PayTR’yi, ürün teslimatları için de KargoTürk’ü tercih eden işletmeler, tüketicilerin kapıda ödeme yapmak istemesi durumunda Kapıda Öde ürünü aracılığı ile müşterilerinden teslimat anında tamamen temassız ve hızlı bir şekilde ödeme alabilmenin yanında işlem anında dilerlerse ödeme şirketi 16 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020


Herkesin hayatını kolaylaştırıyoruz” PayTR Genel Müdürü Tarık Tombul, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “COVID-19 tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de alışkanlıkların değişmesine neden oluyor. Pandemi döneminde online işlem hacimleri rekor artış gösterirken, kapıda ödemeye ilişkin talepler de aynı şekilde rağbet gördü. İşletmelerimiz ve tüketicilerin talepleri doğrultusunda geliştirdiğimiz Kapıda Öde ürünümüz sayesinde PayTR üye işyerleri, müşterilerine kapıda kart ile de ödeme imkanı sunabiliyor, bu sayede satış hacimlerini artırabiliyor, dilerlerse ödemelerini de ertesi gün hesaplarına alabiliyorlar. KargoTürk ile gerçekleştirdiğimiz bu işbirliği sayesinde işletmeler web siteleri ya da WhatsApp üzerinden aldıkları kapıda ödeme siparişlerinde ürünü tüketiciye ulaştırdıklarında bizden

edindikleri kendi POS’ları üzerinden KargoTürk vasıtası ile ödeme alabiliyor, tüketiciler ise ödemelerini ürün geldiğinde sosyal mesafeyi koruyarak tamamen temassız bir şekilde kapıda sanal POS’umuz ile ödeyebiliyorlar. Hayatı kolaylaştırma misyonumuz doğrultusunda işletme ve tüketicilere yönelik yeni ürünlerimizi 2020 yılı içerisinde müşterilerimize sunmaya devam edeceğiz.” KargoTürk’ün Genel Müdürü Bayram Ali GÜL de konuyla ilgili şunları söyledi: “KargoTürk olarak tüm dünyayı derinden etkileyen pandemi döneminde temassız teslimata fazlasıyla önem veriyoruz. Ayrıca çeşitli işbirlikleriyle müşterilerimize sunduğumuz imkanların kalitesini iyileştirmek için çalışıyoruz. PayTR ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği sayesinde kapıda ödeme süreçlerini hem çalışanlarımız hem de müşterilerimiz için kolaylaştırmanın yanında daha güvenli hale getiriyoruz.”

İş Dünyası

Konut Kredİlerİnde Şartlar Değİştİ Avantajlı konut kredilerinde

şartlar değişti. 12 aya kadar ödemesiz dönem uygulamasına son verildi. İkinci elde de yeni düzenlemeler yapıldı. BDDK verilerine göre 17 Temmuz itibarı ile konut kredisi hacmi 251 milyar 237 milyon liraya ulaştı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “İkinci El konutlar için konut kredisi aylık faiz oranı %0.79’a çıkartılırken, kredi vadesindeki azami süre ise 120 aya düşürüldü. Gerek birinci el gerekse ikinci elde 12 aya kadar ödemesiz dönem uygulamasına son verilerek sadece 3 aya kadar ödemesiz dönem hakkı tanındı. 22.07.2020 tarihine kadar başvuru girişi yapılmış olan Avantajlı Konut Kredileri, başvuru geçerlilik süresi içinde koşulları değişmeksizin kullandırılabilecek.

Lakin 23 Temmuz ve sonrası başvurularda yeni şartlar geçerli olacak” dedi. Düzenleme İkinci Eldeki Satışları Etkileyecek İkinci elde gerçekleşen konut satışlarının daha yüksek bir orana sahip olduğunu belirten Özelmacıklı “Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı %30,9 iken, ikinci elin payı %69,1 seviyesinde. Sadece Haziran ayında 131 bin 380 ikinci el konut satıldı. Zaten 01.01.2019 tarihi ve sonrasında satış görmüş taşınmazlar ile refinansman ve borç transferleri yapılan taşınmazlar kampanyadan faydalanamıyordu. Hatta bazı meslekler dışında kredi verilmemeye başlanmıştı. Yeni düzenleme ile vade düştü, faiz oranı ise %0.74 den, %0.79’a çıkarıldı. 300 bin TL’lik bir kredide, bu faiz artışı nedeni ile tüketici toplamda 11 bin 738 lira fazla ödeme yapmış olacak” dedi.

Tok Satıcıları ve Fırsatçıları Emlak İşletmelerine Sorun Tüm Altın Emlak temsilcilerinde ilanların fiyat geçmişlerini ve hareketlerini takip eden yazılımlar kullandıklarını belirten Altın Emlak Genel Müdürü “Bu yazılımlar ile mal sahiplerinin hangi tarihte ilan girdiklerini, fiyat değişimlerini, rakip pazar analizlerini takip ediyor ve raporlayabiliyoruz. Ayrıca şirket olarak fiyatı piyasa değerinin üstünde olan taşınmazların satış yetkisini almıyoruz” dedi.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

17


Teknoloji

Vİdeolara İşaret dİlİ gelİyor İnternet sitelerine entegre olup işitme engellilerin okuduklarını anlamalarına yardımcı ve destek olan Engelsiz Çeviri, bundan böyle videolara işaret dili seçeneğini getiriyor.

İ

şaret dili yazılımıyla web sayfalarındaki metinleri anlık işaret diline çeviren Engelsiz Çeviri, geliştirdiği yeni ürünüyle artık videolara da işaret dili eklentisi yapabilme imkanı sağlıyor. Engelsiz Çeviri üzerinden aldıkları kodu kendi videolarına entegre eden kurumlar, işaret dili özelliğine sahip olabiliyor. Videolarda “play”e ya da YouTube’da çıkan işaret dili ikonuna tıklandığında, altyazı

dosyasıyla senkronize çalışan işaret dili başlıyor. Engelsiz Çeviri, işitme engellilerin en büyük sıkıntılarından biri olan “boyut” konusuna da tam ekran yapabilme seçeneği sunarak çözüm getiriyor. İşitme engelli bireylerin okuduklarını anlamalarına yardımcı olan sosyal girişim Engelsiz Çeviri; web eklentisi, PDF eklentisi ve video eklentisi olmak üzere üç ürünle hizmet veriyor. İşaret dilinde kelimelerin ek kavramının bulunmaması ve kelime dağarcığının dar olmasından dolayı işitme engelli bireylerin yüzde 50’ye yakını okuduğunu anlamakta güçlük çekiyor. Web sitelerine entegre edilen sosyal girişim Engelsiz Çeviri, işitme engelli bireylerin üzerine tıkladıkları cümleyi işaret diline çevirerek engelli bireylerin okuduklarını anlamalarına yardımcı oluyor. Böylece İşitme engelli bireyler Engelsiz Çeviri teknolojisiyle bilgiye daha rahat ve hızlı erişebiliyorlar.

Türkİye Takım Kaptanı Aleyna Tİlkİ

P

UBG Mobile’ın kıtalararası turnuvası Global Extreme Challenge’ta Dünya yıldızları önce sosyal medyada ardından PUBG Mobile’da karşı karşıya geliyor. Belçika’dan Kevin De Bruyne, Arjantin’den Paulo Dybala, Amerika’dan Ky Bowman gibi isimlerin kendi ülkelerine kaptanlık yaptığı turnuvada, Türkiye takımının kaptanı ise Aleyna Tilki. 18 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 289 - 2020

16 Dünya yıldızının yarışında ilk etap Twitter üzerinden başladı. Yıldızların hayranları belirlenen etiketi kullanarak attıkları her “tweet” ile desteklediği takıma puan kazandırıyor. 31 Temmuz’a kadar sürecek sosyal medya etabının ardından, tüm yıldızlar canlı olarak yayınlanacak Global Extreme Challenge’ta PUBG Mobile haritalarında karşı karşıya gelmek için cep telefonlarının başına geçecekler. 3 farklı haritada gerçekleşecek etaplarda yıldız isimler en çok puanı toplamaya çalışacak. Sosyal medya ve PUBG Mobile maçlarında kazanılan puanların toplanmasıyla Global Extreme Challenge’ın Dünya Şampiyonu belirlenecek. Global Extreme Challenge’ta, Aleyna Tilki’ye hayranları tarafından ilk günden itibaren yoğun bir şekilde destek “tweet’leri” gönderiliyor.


Güncel

İstanbul Sözleşmesİ Yaşatır Vicdanı olan herkesi sarsan her bir kadın cinayeti ve kadına yönelik erkek şiddeti, İstanbul Sözleşmesi’nin ne kadar yaşamsal olduğunu gösteriyor.

K

adına yönelik şiddet hem dünyada hem de ülkemizde kanayan bir yara ve bir insanlık suçudur. Kadınların çeşitli bahanelerle şiddete maruz kalması ve yaşam haklarının elinden alınması maalesef her gün sarsıcı örnekleriyle karşımızdadır. Kadınların ve çocukların hayatını karartan cinayet, tecavüz, taciz vakaları, zorla ve erken evlilikler kadını kadın olduğu için ayrımcılığa maruz bırakan zihniyet yapısının yansımalarıdır. Uluslararası sözleşmeler ve yasalarımız şiddeti besleyen zihniyet yapısı ve şiddet eylemleri ile mücadelenin en etkili araçlarıdır. İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele için vardır. İstanbul Sözleşmesi, kim olursa olsun şiddet mağdurunu korumak için vardır. “Ama”sız,“fakat”sız şiddete karşı durmak için vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 2012 yılında tüm siyasi partilerimizin ittifakıyla İstanbul Sözleşmesi’ni onaylaması dünyaya örnek ve öncü bir adım olmuştur. Bugün, 34 ülke bu sözleşmeyi uygulamaktadır. İstanbul Sözleşmesi’ni imzalamış olmak, kadına şiddet eyleminin hiçbir mazereti olamaz demektir. Sözleşmenin tartışmaya açılması ise şiddeti mazur göstermek anlamına gelir, şiddet uygulayanları cesaretlendirir. Nitekim, vicdanı olan herkesi sarsan her bir kadın cinayeti ve kadına yönelik erkek şiddeti, İstanbul Sözleşmesi’nin ne kadar yaşamsal olduğunu gösteriyor. Sözleşme hakkında dezenformasyon bir yana bırakılmalı, şiddet riskine maruz kalanların ve şiddet mağdurlarının korunmasına odaklanılmalıdır. Hangi görüşe bağlı olursa olsun, tüm siyasi partilerin ve toplum kesimlerinin şiddete

karşı birleşmesi hem insani bir sorumluluktur, hem de devletin kadın vatandaşlarına karşı yükümlülüğünü yerine getirmesi için zorunludur. Ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bilinçlenme anlamında önemli kazanımlar elde edildiğini unutmamak gerekir. İstanbul Sözleşmesinin ve 6284 sayılı Kanununun uygulamasının etkinleştirilmesi için çaba sarf eden bakanlıklarımız, sivil toplum örgütlerimiz, özel sektör kuruluşlarımız bu düzenlemelerden güç almaktadır. Kadınlar bu düzenlemelere güvenmektedir. Her alanda kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu içselleştirmek aynı zamanda aileyi ve tüm medeni ilişkileri de güçlendirecek bir yaklaşım olacaktır. İstanbul Sözleşmesi, Türkiye ve dünya kadınlarına verilmiş bir söz, güçlü bir taahhüttür. Bu sözden caymayalım. cesaretlendirmeyelim.

Şiddet

uygulayanları

İstanbul Sözleşmesi yaşatır.

Koç Sİstem’den Webinar

K

oç Sistem tarafından düzxenlenen; Türkiye Basketbol Antrenörleri Derneği (TÜBAD) Başkanı Çetin Yılmaz’ın da yer aldığı, “Dijital Dönüşüm İçin Olağanüstü Birleşim: Esnek, Modüler, Yeni Nesil Çözümler” webinar’ı 21 Temmuz 2020 tarihinde saat 14:00’de gerçekleştirildi. Dijital Dönüşüm çağında yeni nesil çözümlerin konuşulduğu webinara ilgi yoğundu. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 289 - 2020

19


İş Dünyası

Tsai Ing-wen BIO Asya Tayvan’da

Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen, 23 Temmuz’da 2020 BIO Asya-Tayvan Konferansı ve Sergisi’nin açılış

B

aşkan Tsai açılışta yaptığı konuşmada: “Asya’nın pandemi sonrası dönemin in ilk biyomedikal konferansı olan BIO Asya -Tayvan’da, COVID-19’u içeren, Tayvan’ın biyomedikal yatırım potansiyelini ve bio-teknolojiyi bir trilyon dolarlık Tayvan endüstrisine katkı sağlayacağını vurgulamaktan gurur duyduğunu” söyledi.

törenine katıldı.

20 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020


Üretim

Yenİ Intesis ağ geçİdİ PROFINET ve BACnet arasındakİ bağlantıyı kolaylaştırıyor

HMS Networks, fabrika katlarındaki PROFINET PLC’leri ile BACnet IP / MSTP’li uygulamaların kolaylaştırıcısı haline gelir. Bina Yönetim Sistemleri Intesis MAPS kullanılarak kolay konfigürasyon ve arasında entegrasyon süreci

F

Lisanslı Intesis PROFINET – BACnet ağ geçidi ile bağlantı mümkün hale geliyor

Fabrikalarda, imalat ve çalışan personel için en uygun koşulları sağlamak üzere sıcaklık, nem ve hava kalitesi gibi çevresel boyutların otomatik olarak kontrol edilmesi ve izlenmesi esastır. HVAC ve aydınlatma sistemleri gibi tesislerin etkin kontrolünü sağlayarak, fabrika sahipleri çok fazla enerji tasarrufu yapabilir ve acil durumları güvenli bir şekilde yönetebilir. Ancak, sistem entegratörleri fabrikadan binaya entegrasyonu planlarken normalde heterojen ve zorlu bir iletişim durumu ile karşılaşırlar. BACnet tipik olarak bina içindeki tesisleri kontrol etmek için Bina Yönetim Sisteminde (BMS) kullanılan protokoldür.PROFINET ise üretim süreçlerini kontrol etmek için en çok kullanılan fabrika ağlarından biridir.

Bu duruma odaklanarak, HMS Networks’ün yeni Intesis PROFINET - BACnet IP / MSTP protokol çeviricisi, PROFINET PLC’leri ve BACnet kontrolörleri arasında çift yönlü iletişim sağlayan uygun maliyetli ve kurulumu kolay bir ağ geçidi çözümüdür. 1200 veri noktasına kadar bağlantı yapabilen ağ geçidi, bir tarafta BACnet IP / MSTP sunucusu / bağımlı ve diğer tarafında bağımsız Ethernet bağlantı noktalarına sahip PROFINET I / O cihazıdır. Ağ geçidi BACnet için BTL sertifikalıdır ve en yüksek iletişim ve kalite standartlarını garanti etmek için UL işaretini taşır. Fabrika ve bina sistemleri arasındaki stratejik yerleşimi sayesinde, ağ geçidi BACnet tabanlı BMS sisteminden fabrikadaki cihaz ve makinelerin enerji ölçümü, HVAC izleme ve PROFINET PLC’den kontrol ile birlikte kolay alarm tanımlama ve yönetimi gibi çok ilginç

abrikadan binaya iletişim ile temel hedefler yerine getirilebiliyor

iletişim

Tüm Intesis protokol çeviricileri sağlamak adına için ortak konfigürasyon aracı olan Intesis MAPS, ağ geçidinin yeni Intesis her iki tarafını kapsayan ™ protokol sistem entegratörleri için çok çeviricisini sezgisel bir konfigürasyon süreci sunar. MAPS, BACnet piyasaya entegrasyonu için değerli EDE dosyaları ve bağlı herhangi bir duyurdu. Bu PROFINET PLC kontrolörünün sayede fabrika hızlı yapılandırması için katları ve GSD dosyaları ve TIA portal TAG dosyaları sağlayarak bina tesisleri entegratörlerin projelerinde arasında daha da yardımcı olur.

tam veri

HMS’nin hem fabrika hem entegrasyonu, de bina iletişimindeki uzmanlığının sonucu izleme ve Mevcut Intesis BACnet protokol çeviricilerinin kontrol sağlanır kapsamlı aralığını genişleten hale geliyor. yeni PROFINET - BACnet sürümü, fabrikadan binaya entegrasyon için yeni Intesis ağ geçidi hattında HMS Networks tarafından adım adım piyasaya sürülecek ilk üründür. Bu ağ geçitlerinde HMS, dünya çapında milyonlarca kurulumda müşterilerin güvendiği, endüstriyel ve bina odaklı iletişim için kanıtlanmış Anybus® ve Intesis iletişim teknolojilerini birleştirmektedir.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

21


Üretim

ABB, kentsel İhtİyaçlar İçİn İdeal olan kompakt yüksek En çok güçlü şarj ünİtelerini satılan Terra kullanıma sunuyor serisinin uzantısı olan yeni 180kW Terra 184, piyasada mevcut bulunan en yüksek güç yoğunluğu

B

M verilerine göre, küresel ile an sera gazı emisyonunun yüzde 60’ından fazlası şehirlerden itibariyle kaynaklanıyor ve 2050 yılına kadar şehirlerin dünya nüfusunun üçte ikisinden en kompakt fazlasına ev sahipliği yapması bekleniyor. yüksek Dolayısıyla, hızla büyüyen bu kentsel yerleşimlerin karbon emisyonunu azaltmak için güçlü şarj ileriye dönük etkili adımlar atması gerekiyor ve e-mobilite ünitesidir. bunun gerçekleştirilmesinde kilit bir öneme sahip. Ancak, emobilitenin zamanın az olduğu ve alanın zor bulunduğu yüksek nüfus yoğunluklu kentlerde hayata geçirilebilmesi için bu tür zorlukları ele almaya yönelik çözümler geliştirilmelidir. 22 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

ABB’nin şarj teknolojisindeki son atılımı tam da bunu karşılıyor. ABB’nin en çok satılan şarj ünitesi ailesinin en son üyesi Terra 184 şarj ünitesi, hızlı, kompakt, güçlü ve üç aracı aynı anda şarj edebilme imkanını sunarak araç kullanıcılarına maksimum elverişlilik, şarj ünitesi işletmecilerine de maksimum kazanç fırsatı tanıyor. 180kW’lık şarj gücü sayesinde Terra 184, en son model ya da gelecek nesil özel araçlar, otobüsler veya kamyonlar gibi her boyutta araç tarafından kullanılabilir. Ancak diğer yüksek güçlü şarj ünitelerinin aksine, Terra 54 modeliyle aynı miktarda, 0.5m2’den daha düşük bir ayak izi bırakıyor.

Dahası, modelin inovatif tasarımı, sınırlı alana sahip kentlere göre mükemmel bir hızlı ve kompakt çözüm sunmakla birlikte, ayrı olarak monte edilen güç kabinlerine ihtiyaç olmadığı anlamına geliyor. ABB global E-mobilite Altyapı Çözümleri Başkanı Frank Muehlon, konuyla ilgili olarak “Geçtiğimiz on yıl içerisinde ABB sürdürülebilir ulaşımın temellerini attı. Terra serimize eklediğimiz son parça ile hem kentsel bölgelerin ihtiyaçları hem de yolları doldurmaya başlayan elektrikli araçların ihtiyaçları bakımından, bugünün ve yarının taleplerini göz önünde bulundurarak hareket ettik.” dedi.


Terra 184, CCS, CHAdeMO ve AC de dahil olmak üzere piyasadaki tüm şarj standartlarını destekliyor ve 920V’a kadar tüm bataryaların gereksinimlerini karşılayabiliyor. Tasarlanan kişiselleştirilmiş kredi kartıyla ödeme terminali, ekran ve kabloları gibi özellikleriyle ihtiyaca göre düzenlenebilir. Daha fazla esneklik için, Terra 94 veya 124 gibi diğer Terra modellerini sahip kişiler, gelecekte ekstra güç modülleri ekleyerek şarj çözümlerini Terra 184’e yükseltmeyi seçebilirler. Terra 184, doğrudan ABB kanalıyla ve ABB’nin seçtiği distribütörleri aracılığıyla Avrupa’da Temmuz’dan itibaren, Kuzey Amerika’da

Ağustos’tan itibaren ve dünyanın geri kalanında bu yılın dördüncü çeyreğine kadar piyasaya sürülecek. Bu model, ABB Elektrifikasyonun sıfır emisyonlu bir dünya vizyonu çerçevesinde yürüttüğü Miission to Zero projesini destekleyen, güvenli, akıllı ve sürdürülebilir bir şarj çözümü. ABB, sürdürülebilir ulaşım çözümleri geliştirme alanında rakipsiz bir uzmanlığa sahip. ABB, on yıl önce EA şarj ürünleri piyasasına girmesinden itibaren 80’den fazla ülkede 14.000’den fazla ABB DC hızlı şarj ünitesi sattı. ABB, geçtiğimiz günlerde sürdürülebilir ulaşım çözümlerinin dünya çapında benimsenmesine

Üretim yönelik destekleri ve üstlendiği rol sayesinde 2019 Yılı Global E-mobilite Lideri ödülüne layık görüldü. ABB (ABBN: SIX Swiss Ex), daha üretken ve sürdürülebilir bir gelecek için toplumun ve endüstrinin dönüşümüne enerji veren öncü bir küresel teknoloji şirketidir. Elektrifikasyon, robotik, otomasyon ve hareket portföyünü birbirine bağlayan yazılım ile ABB, performansını yeni seviyelere taşımak için teknolojinin sınırlarını zorlamaya devam ediyor. ABB’nin başarısını 130 yıla uzanan mükemmeliyet geleneği ile bugün 100’den fazla ülkedeki yaklaşık 110.000 çalışanı sürdürüyor.

Goldmaster Turİst Seyahat Ütüsü İle Tatİlde Kırışıklığa Yer Yok Valizde kolayca taşınabilen boyutu, katlanabilir olma özelliği ve normal ütülerdeki gibi performans sunan şok buharıyla Goldmaster Turist Seyahat Ütüsü, seyahatlerinizde yeni yol arkadaşınız olacak.

V

alizde kırışan pantolon, elbise, gömlek kalmasın !

Ne kadar düzenli ve az kırışacak şekilde katlasanız da valizden çıktığında kıyafetlerinizin “yeni ütülenmiş gibi” olmaması canınızı mı sıkıyor? Her zaman her yerde iyi görünmek isteyenlerdenseniz, sizinle seyahat eden Goldmaster Turist Seyahat Ütüsü ile kıyafetleriniz her zaman jilet gibi olacak.

Hem portatif hem güçlü Katlanabilir yapısı ile yer kaplamamak için özel olarak tasarlanan Goldmaster Turist Seyahat Ütüsü, 60 ml su tankı ve etkili şok buharıyla normal ütülerdeki gibi güçlü performans sergiliyor. Kıyafetlerinizi düzleştirirken buhar etkisiyle bakterilerle de savaşan ürün katlanabilir tutma sapı, gold seramik tabanı ve dikey ütüleme özelliği ile yüksek performans sunuyor.

Çift voltaj (110 V-220 V) özelliği sayesinde yurt dışında da kullanıma uygun olan Goldmaster Turist Seyahat Ütüsü, iki yıl garanti ve yaygın servis ağı avantajıyla tüketicilerle buluşuyor.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

23


Finans

Paraşüt Saha Yenİ Entegrasyonu Yayınladı ! Saha ekiplerini farklı araçlar kullanarak yönetmek zor iş. Ziyaret takvimleri için incelenmesi gereken Excel dosyaları, ihtiyaç duyulduğunda konuşmak için kurulan sohbet grupları, ekiplerin lokasyonlarını öğrenmek için kullanılan araç takip sistemi derken, saha operasyonlarınızın işgücü yönetimi verimsiz bir hale gelebilir.

P

araşüt ekibinin bu zorlu süreçte yükünüzü hafifletecek yeni bir iş birliği var: Saha ekibi yönetim programı Ekmob ile entegrasyonu yayında! Yeni entegrasyon ile: Hem Paraşüt hem Ekmob üzerindeki cari hesap bilgileriniz otomatik olarak güncellenir, böylece çalışanlarınız ihtiyacı olan tüm bilgilere her iki uygulamadan da kolaylıkla ulaşabilir. Sahada girilen satışların bilgileri Paraşüt’e otomatik olarak aktarılır, bu sayede matbu ve elektronik fatura işlemleriniz hızlanır. Saha ekibi yönetim programı Ekmob’u kullanarak: • Personelinizin ziyaret takvimini planlayarak, araç takip sistemine ihtiyaç duymadan rotalarını görüntüleyebilir, • Gerekli durumlarda çalışanlarınızla mesajlaşabilir, • Ekibinizin sahada yaptığı ziyaret ve aramaların satışa etkisini görebilir, 24 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Müşteri portföyünüzde yapılan aktiviteleri detaylı bir şekilde inceleyebilir, • Acil durumlarda belirli bir bayi veya satış noktanıza hangi personelinizin yakın olduğunu belirleyip kendisi ile iletişime geçebilir, • Çoktan seçmeli, fotoğraflı ya da ürün alanları içeren özel formlar oluşturarak sahadan bilgi toplayıp; bu verileri sektör, firma ve kullanıcı bazlı raporlayabilirsiniz. Böylece saha ekiplerinizin verimliliğini %30 artırarak operasyon maliyetlerinizi azaltabilir, ziyaretlerden elde edeceğiniz raporlarla yönetimsel kararlarınızı daha etkili bir şekilde alabilirsiniz. Paraşüt - Ekmob entegrasyonu, Ekmob abonelerine ücretsizdir. Ekmob abonesi değilseniz, deneme sürenizi başlatarak entegrasyonu 14 gün boyunca ücretsiz deneyebilirsiniz. Her türlü soru ve yorumunuz için destek@ parasut.com adresinden veya hafta içi 09.00 18.00 saatleri arasında 0 212 963 00 20 numaralı telefondan paraşüt ekibine ulaşabilirsiniz.


Oyun

Kubİlay Aka; PUBG MobIle’ın yenİ harİtası LIVIK İle kısa anlara heyecan kattı ! Mobil dünyanın fenomen oyunu PUBG Mobile, yeni yayınlanan haritası LIVIK ile gündelik hayattaki kısa anlara da heyecan katmaya başladı.

L

IVIK’te 2x2 alanda gerçekleşen bu hızlı aksiyonda, klasik “Battle Royale” modundan çok daha kısa sürelerde sona eren maçlar oynanıyor. Maksimum 15 dakika içerisinde bitebilecek maçlarda oyuncular keyifli ve heyecanlı anlar yaşıyor. LIVIK Haritası’nın kısa sürede sona erdiğini oyunseverlere duyurmak isteyen Tencent Games, güncellemeden önce dijital proje hazırladı.

PUBG Mobile hayranı olan Kubilay Aka’nın rol aldığı 3 video’dan oluşan dijital projede, gündelik hayattaki bekleme anlarının LIVIK Haritası’nda heyecanlı ve eğlenceli olarak değerlendirilebileceği gösteriliyor. Kubilay Aka; otomobilde beklerken, sipariş ettiği kahve hazırlanırken ve arkadaşının vesikalığı çekilirken beklediği kısa anlarda LIVIK Haritası’nda PUBG Mobile oynarken ekrana geliyor.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

25




Atama

2017 yılından bu

Pelİn İncesu Orta Doğu ve Afrİka Bölge Başkan Yardımcısı olarak atandı

yana AstraZeneca Uluslararası Pazarlar Ticari Strateji Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Dr. Pelin İncesu, AstraZeneca Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkan Yardımcısı olarak atandı.

D

r. Pelin İncesu, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ülkelerden oluşan Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde AstraZeneca’nın stratejisini ve operasyonlarını yönetecek. Dr. İncesu, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde yer alan Gelişmekte Olan Pazarlar başta olmak üzere tüm bölgede AstraZeneca’nın potansiyelini en üst düzeye çıkarmak ve yüksek performanslı ekipler geliştirmekten sorumlu olacak. Uzmanlığını psikiyatri dalında yapmış bir tıp doktoru olan Dr. İncesu, ilaç endüstrisinde uzun yıllara dayanan bir deneyime sahip. Kariyerine Roche İlaç’ta Medikal

28 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Yönetici olarak başlayan Dr. İncesu burada pazarlama, medikal, pazar erişim, tıbbi ilişkiler, dış ilişkiler ve ticari fonksiyonlarda çeşitli sorumluluklar üstlendi. 2000 yılında Türkiye ekibinin bir parçası olarak AstraZeneca’ya katılan Dr. İncesu, 2014-2017 yılları arasında AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı olarak görev aldı. 2017 yılında Uluslararası Pazarlar Ticari Stratejisi Başkan Yardımcısı olarak atanan Dr. İncesu AstraZeneca’nın Uluslararası Liderlik Ekibi’nin bir üyesi oldu. Dr. İncesu, bu görev kapsamında, Uluslararası Pazarlar’daki 75’ten fazla ülkenin stratejilerine öncülük ederken birçok gelişim programı da sundu.

Dr. İncesu, bu yılın Mayıs ayında Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. AstraZeneca Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkan Yardımcısı Dr. Pelin İncesu; “AstraZeneca bünyesinde Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’ne liderlik edecek olmaktan çok mutluyum. Özellikle Türkiye’nin bu bölge içinde kilit bir ülke konumunda olması nedeniyle işin bu tarafında tekrar çalışmaya başlamak benim için adeta eve geri dönmek gibi. Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’ndeki hastaların hayatında daha büyük bir fark yaratmak amaçlarıyla çalışacak olmaktan heyecan duyuyorum” dedi.


Haber

Madencİlİk Kongresİ Martta E

lli yılı aşkın bir süredir düzenlenmekte olan Türkiye’nin bu en büyük madencilik etkinliğinde, dünyanın çeşitli ülkelerinden uzmanların, bilim insanlarının ve sanayicilerin oluşturacağı geniş katılımlı bir platformda, madencilikle ilgili sorunlar ve çözüm önerileri, bilimsel, teknik, çevresel ve toplumsal boyutlarıyla ele alınacaktır. Ayrıca, pandeminin Dünya ve Türkiye madencilik endüstrileri üzerine etkileri ve sonuçları tüm boyutlarıyla değerlendirilecek, pek çok ülkeden makine, donanım ve teknoloji firmalarının ürünleri sergilenecek, çok sayıda kültürel etkinlikler düzenlenecek. TMMOB Maden Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen Kongrenin temel amacı, bilimsel ve teknik konuların tartışılmasının yanı sıra madenciliğin her alanından gelen sektör temsilcileri arasında dayanışma ve potansiyel işbirliklerinin geliştirilebilmesi adına yeni

fırsatlar yaratmaktır. Elliye yakın ülkeden 1000’ in üzerinde delegenin ve 200’ den fazla firmanın katılımının ve 2500 metre kare üzerinde ticari bir serginin gerçekleştirilmesinin beklendiği IMCET 2021 hakkında daha fazla bilgi için kongre web sayfasını www.imcet. org.tr ziyaret edebilirsiniz.

Türkiye 27. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi (IMCET 2021) 25-28 Mart 2021 tarihlerinde düzenlenecek.

Dİjİtal Dönüşüm Yolculuğunuzu Azure İle Hızlandırın Koç Sistem 20 yıllık bulut ve yönetilen hizmetler tecrübesini Microsoft Azure mimarisi ile biraraya getiriyor.

K

oç Sistem, teknoloji ihtiyaçlarınız için esnek, ölçeklenebilir ve güvenilir yeni nesil çözümler üretmeye devam ediyor. Konuyla ilgili geçtiğimiz gün bir de webinar düzenlendi. Altyapı hizmetleri, veri tabanı hizmetleri ve daha birçok yeni nesil çözümler için gerçekleştiren; “Dijital Dönüşüm Yolcuğunu Azure ile Hızlandırın” webinar’ın yoğun ilgi gördü. Koç Sistem Azure Hizmetleri hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler ilgi gösterdi. World Media Group (WMG) Haber Servisi Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 29


İnovasyon

ABB’nİn Entegre, Kestİrİmcİ Analİtİk Özellİklere Sahİp Ürünü TruONE ATS, Frost & Sullivan İnovasyon Ödülünü Kazandı İnovatif TruONE otomatik transfer şalteri, daha yüksek düzeyde kolaylık, verimlilik ve kritik güç güvenilirliği sağlayarak müşterilerin değişen ihtiyaçlarını karşılıyor.

F

rost & Sullivan her sene, bir üründe en ileri teknolojilerden faydalanmak yoluyla en inovatif unsuru geliştiren şirkete Global Yeni Ürün İnovasyonu ödülünü veriyor. Ödülde, ürünün katma değerli özellikleri/faydaları ve müşterilere sunduğu yatırım getirisi (ROI) esas alınır ve bu da zamanla müşterinin kazancını ve genel olarak pazara nüfuz edebilme potansiyelini yükseltiyor. Kendi yürüttüğü küresel transfer şalteri piyasası analizini dikkate alan Frost & Sullivan, ABB’yi TruONE otomatik transfer şalteri (ATS) ile 2019 Global Yeni Ürün İnovasyon Ödülü’ne layık gördü. ABB TruONE ATS, kendi türünde sensörleri, kontrolörleri, anahtarları ve operatör arayüzlerini tek bir üniteye entegre eden ilk cihaz olma özelliğini taşıyor. Bu entegrasyon, TruONE ATS’nin faaliyetlerinin güvenilirliğini, güvenliğini ve verimliliğini artıran kestirimci analiz ve durum izleme özelliklerinin kullanılmasını sağlıyor. TruONE ayrıca karmaşık kablolama ve bağlantıların tek bir bağımsız tasarımla değiştirilmesi sayesinde yapılandırma ve 30 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

bakımı kolaylaştırıyor. Frost & Sullivan Endüstri Analisti Sama Suwal, ürünle ilgili olarak “TruONE ATS, tüm parçaları bir araya getirerek bütün kablo demetlerini, dağıtılmış elektronik parçaları, gerilim trafolarını ve harici denetleyicileri ortadan kaldırıyor. Ürün tasarımının bu denli sade olması yalnızca ürünün ayak izini küçültmekle kalmıyor, aynı zamanda ekipmanın güvenilirliğini de artırıyor” şeklinde konuştu. “Ayrıca tamamen yalıtılmış ve çıkarılabilir insan makine arayüzü (HMI) ile güvenlik bakımından yeni endüstri standartlarını ortaya koyuyor, zira potansiyel tehlikeler bulunduran hat geriliminin ATS muhafaza kapısına bağlaması ihtiyacını ortadan kaldırıyor.” ABB Smart Power İdari Müdürü Giampiero Frisio, “ABB, müşterilerimizin gerçek dünyada karşılaştığı sorunları çözmek amacıyla inovasyonlarını gerçekleştiriyor. Kritik güç uygulamalarının ihtiyaç duyduğu her şeyi tek bir üniteye entegre eden TruONE ATS, kritik gücü daha yalın ve daha güvenilir hale getirmek amacıyla tasarlandı.

Bu inovasyon ile Frost & Sullivan’daki uzmanların takdirini kazanmak, TruONE ATS’nin arkasındaki mühendis ve tasarımcı ekipler için muhteşem bir başarı.” dedi. TruONE ATS, yeni malzemeler ve yeni bir geometrinin kullanıldığı inovatif yapısı sayesinde geleneksel ATS cihazları karşısında, yükün daha verimli bir şekilde aktarılması da dahil olmak üzere, tasarım ve mühendislik bakımından çeşitli avantajlara sahip. Yapılandırma konusunda sergilediği benzeri görülmemiş esneklik gelecekteki yapılacak genişletmelere imkan tanırken, kompakt ve hafif yapısıyla ara bağlantı sayısı bire indiriliyor. TruONE, röle tabanlı aksesuarların ortadan kaldırılması ve tasarımın ön montajının halihazırda yapılmış olması sayesinde, daha hızlı bir kurulum ve devreye alma sürecine olanak tanıyor. Bu son teknoloji ürünü ATS cihazı, kritik güç sistemlerinin uzaktan teşhis edilebilmesini ve bulut tabanlı olarak izlenmesini sağlayan ABB Ability dijital platformunun yazılım tabanlı çözümleriyle birlikte, çoklu iletişim protokollerine sahiptir. Ayrıca, TruONE ATS’nin entegre


İnovasyon

kestirimci bakım ve durum izleme özellikleri, ekipmanın işletme ve bakım maliyetini azaltır. 200 ila 480 VAC (+/yüzde 20 tolerans) değerindeki geniş gerilim aralığı sayesinde, OEM’ler ve distribütörler, bir yandan ekipmanın yüksek güvenilirliğini garanti ederken diğer taraftan stoklama, kurulum ve hizmeti yalınlaştırabilir. Suwal, “ABB, geniş bir destek ağı, güçlü teknik ürün uzmanlığı ve derin endüstri

deneyimi ile müşterileriyle kalıcı ilişkiler kuruyor.” diye belirtiyor. “TruONE ATS’nin kestirimci bakım, kendi kendine teşhis ve daha kolay devreye alma, kurulum ve çalıştırma için müşteri tarafından değiştirilebilir kritik modüller gibi ayırt edici özellikleri, onu müşterilerin en zorlu taleplerini karşılayan ideal bir konuma getiriyor.” Frost & Sullivan En İyi Uygulama ödüllerinde, liderlik, teknolojik inovasyon, müşteri

hizmetleri ve stratejik ürün geliştirme gibi alanlarda üstün başarı ve üstün performans sergileyen, bölgesel ve küresel pazarlardaki çeşitli şirketler takdir ediliyor. Endüstri analistleri piyasada bulunan katılımcıları kıyaslamaya alıyor ve sektördeki en iyi uygulamaları belirlemek için detaylı görüşmeler, analizler ve geniş kapsamlı ikincil araştırmalarla performans değerlendirmesi yapıyor.

Askaynak’tan 3 Yıl Garantİ Askaynak 30 Mart 2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ürünlerinde 3 yıl garanti uygulaması başlattı.

A

skaynak yetkili servisler tarafından kurulumu gerçekleştirilen, satın almış olduğunuz ürünlerin 3 yıl süresince fabrikasyon ve üretim hatalarından kaynaklı herhangi bir arıza yapması durumunda, Türkiye genelindeki tüm yetkili servislerde tamir hizmeti verilecektir. Satın aldığınız ürün yetkili servis tarafından kurulduktan sonra ya da yetkili servis kurulumu gerektirmeyen örtülü elektrot ürün grubu için web sitesi veya whatsapp üzerinden fatura tarihinden itibaren 30 gün içerisinde kaydı gerçekleştirildikten sonra fatura tarihi itibariyle 3 yıl süre ile garanti kapsamına alınacak. Kullanıcı hatasından kaynaklanan arızalar garanti kapsamına alınamamaktadır. World Media Group (WMG) Haber Servisi Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 2020

31


İhracat

Ege Bölgesİ, Covid-19’un panzerİ narencİyede 434 bİn 116 ton rekolte beklİyor Mandalina rekoltesi artacak, portakalda düşüş olacak

Kış aylarının vazgeçilmezi, doğal vitamin deposu, Covid19’un panzehiri narenciye ürünlerinin Ege Bölgesi’ndeki rekoltesi 2020/21 sezonunda 434 bin 116 ton olarak tahmin edildi. Ege Bölgesi’nin 2019/20 sezonundaki Narenciye Rekolte Tahmini ise; 442 bin 349 ton idi. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği ile Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü işbirliğinde yapılan Ege Bölgesi Narenciye Rekoltesi’ne göre; Portakal 206 bin 534 ton ile Ege Bölgesi’nde lider ürün olurken, geçen sezona göre portakal rekoltesi yüzde 22 geriledi. Mandalina rekoltesi 2019 rekoltesine göre yüzde 25’lik artışla 154 bin 245 ton öngörülürken, limon rekoltesi yüzde 5’lik gelişimle 67 bin 666 ton bekleniyor. Greyfurt rekoltesi ise 5 bin 205 ton tahmin edildi. Greyfurt rekoltesinde yüzde 19 düşüş sözkonusu. Pandemi narenciye ürünlerinin yıldızını parlatacak Pandemi sürecinde; Narenciye ürünlerinin içerdiği besin maddeleri, vitamin ve mineral maddeler sebebiyle sağlık açısından önemini giderek artırdığı gerçeğini hatırlatan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, bu durum 32 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

karşısında ülkemizde dengeli bir üretim planlaması ile sahip olduğu ekolojik üstünlüğünü de kullanarak kaliteyi ön plana çıkarmak suretiyle uluslararası pazardaki yerini koruyup geliştirilebileceğinin altını çizdi. Türkiye’nin üretim potansiyelimizi korumak ve geliştirmek için üretimin daha fazla desteklenmesi gerektiğine işaret eden Uçak, “Narenciye üretiminde kalitenin arttırılması için Akdeniz meyve sineği ve diğer zararlılarla mücadelede üreticiye verilen destekler bütçe olanakları çerçevesinde arttırılabilir. Pandemi sürecinde narenciye ürünlerine olan talep daha da artacak. 2019 yılında 755 milyon dolar olan narenciye ürünleri ihracatında 1 milyar dolara kolaylıkla ulaşabiliriz. Bunun için ürün kalitesinin artması kilit öneme sahip” diye konuştu. Türkiye’nin portakal üretiminde dünya dokuzuncusu, mandalina üretiminde dünya üçüncüsü, limonda ise dünya altıncısı olduğunu anlatan Uçak, Greyfurt üretiminde de yedinci sırada yer aldığımızı ihracatta sürekliliğin sağlanabilmesi için üretimin devamlılığının sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Ege’de Narenciye’de aslan payı Muğla’nın Ege Bölgesi’nde İzmir, Muğla, Aydın ve Balıkesir illerinde yapılan Narenciye Rekolte çalışmasına göre; 2020 yılı Ege Bölgesi Narenciye rekoltesinde aslan payını 260 bin 372 tonla

Muğla aldı. Muğla’yı 108 bin 786 tonluk narenciye üretimiyle İzmir takip ederken, Aydın’ın 2020 yılı narenciye rekoltesi 57 bin 807 ton olarak öngörüldü. Balıkesir’in narenciye rekoltesi ise; 7 bin 201 ton olarak tahmin edildi. Muğla, 170 bin 987 ton portakal, 66 bin 412 ton limon, 18 bin 68 ton mandalina ve 4 bin 770 ton greyfurt rekoltesi bekliyor. İzmir’in narenciye rekoltesinde 108 bin 234 ton ile mandalina dominant ürün olurken, Aydın, 34 bin 932 ton portakal ve 21 bin 61 ton mandalina hasat edecek. Balıkesir’de de mandalina 6 bin 882 tonluk rekolteyle öne çıkan ürün oldu. İhracatın yıldızı mandalina, lider Rusya Türkiye, 2019 yılında narenciye ihracatından 755 milyon dolar döviz kazanırken, mandalina 347 milyon dolarlık döviz getirisinde öne çıktı. Limon ihracatından 245 milyon doları hanesine yazdıran Türkiye’nin portakal ihracatı 92 milyon dolar, greyfurt ihracatı ise; 72 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Narenciye ihracatında Rusya Federasyonu 313 milyon dolarlık tutarla açık ara birinci sırada yer alırken, Ukrayna 90 milyon dolarlık Türk narenciye ürünleri tercih etti. Türk ihracatçılarının güçlü pazarlarından Irak’a yaptığı narenciye ihracatı 2019 yılında 76 milyon dolar gerçekleşti. Türkiye’nin narenciye ürünleri ihraç ettiği ülke sayısı ise 77 oldu.


İhracat Ege Bölgesi 2020 Yılı Turunçgil Tahmini Verimleri (ton) İL Portakal Mandalina Limon Altıntop Turunç TOPLAM Aydın 34.932 21.061 998 435 381 57.807 Balıkesir 270 6.882 49 0 0 7.201 İzmir 345 108.234 207 0 0 108.786 Muğla 170.987 18.068 66.412 4.770 135 260.372 Ege Bölgesi 206.534 154.245 67.666 5.205 516 434.166 Ege Bölgesi İllere ve Yıllara Göre Portakal Üretimi ve 2020 Yılı Tahmini (ton) İL 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 Aydın 47.650 51.562 55.854 55.505 55.779 53.105 55.416 61.544 49.903 34.932 Balıkesir 450 450 457 420 350 350 382 422 338 270 İzmir 789 716 656 556 529 613 644 617 493 345 Muğla 226.795 227.339 233.227 230.295 230.842 249.930 297.381 265.610 213.734 170.987 Ege Bölgesi 275.684 280.067 290.194 286.776 287.150 303.998 353.823 328.193 264.468 206.534 Ege Bölgesi İllere ve Yıllara Göre Mandalina Üretimi ve 2020 Yılı Tahmini (ton) İL 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 Aydın 30.103 30.419 30.366 32.283 27.140 29.333 27.070 28.350 16.849 21.061 Balıkesir 26.388 26.013 22.235 24.126 9.826 11.298 8.736 10.017 5.098 6.882 İzmir 110.614 133.887 148.713 149.163 125.677 140.106 110.452 154.166 86.587 108.234 Muğla 11.671 11.781 12.112 13.601 12.621 12.814 21.708 22.281 13.384 18.068 Ege Bölgesi 178.776 202.100 213.426 219.173 165.438 193.551 169.983 214.814 121.918 154.245 İL 2011 Aydın 1.515 Balıkesir 231 İzmir 515 Muğla 60.778 Ege Bölgesi İL 2011 Aydın 523 Muğla 3.437 Ege Bölgesi

Ege Bölgesi İllere ve Yıllara Göre Limon Üretimi ve 2020 Yılı Tahmini (ton) 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 1.543 1.506 1.534 1.417 440 1.371 1.399 950 998 234 232 203 70 53 70 71 46 49 481 468 301 298 233 272 277 197 207 61.155 61.779 60.411 54.556 52.651 65.933 99.840 63.250 66.412 63.039 63.413 63.985 62.449 56.271 53.377 69.663 101.587 64.426 67.666

Ege Bölgesi İllere ve Yıllara Göre Altıntop Üretimi ve 2020 Yılı Tahmini (ton) 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 523 527 527 446 84 525 515 483 435 3.460 3.621 3.686 3.630 4.139 5.384 6.936 5.962 4.770 3.960 3.983 4.148 4.213 4.076 4.223 5.909 7.451 6.445 5.205

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

33


İhracat

Sİyah İncİr İhracatı 30 Temmuz’da başlıyor

Siyah İncir Türkiye’den 45 Ülkeye İhraç Ediliyor..

Siyah İncir Dünya Pazarındaki Yerini Almaya Azırlanıyor..

E

ge’nin önemli tarımsal ürünlerinden siyah incir, başta Almanya, İngiltere, Hollanda, Fransa gibi Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın dört bir yanına ihraç ediliyor. Kesim tarihi 29 Temmuz, ihracat tarihi ise 30 Temmuz olarak belirlenen siyah incirin raflara yolculuğuna sayılı günler kaldı. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak’a göre sektörün zarar görmemesi için üreticilerin ve ihracatçıların kesim ve ihraç tarihlerini dikkate alması gerekiyor. “Üreticiler bu tarihlere göre ürün hasadını yapmalı, daha sonra ürünlerini ihracata göndermeli. Tüm üreticilerimizin sürdürülebilir bir ihracat için kesim tarihine uyarak, gıda güvenliğini ve insan sağlığını önceleyerek büyük bir duyarlılık ve hassasiyet içerisinde üretim yapması gerekiyor. Özellikle siyah incir hassas ve raf ömrü az bir ürün. Dolayısıyla taze olarak gittiği ülke pazarlarında kalite ve tüm özelliklerini koruyarak tüketilmesi gerekiyor. Bu durum yurt dışındaki talepleri etkileyen en önemli unsurlardan biri.

34 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

2019’da 20 bin 334 ton taze inciri 51 ülkeye ihraç ederek ülkemize 49 milyon dolar kazandırdık. Taze incir ihracatımızın 43 milyon 376 bin dolarlık kısmını siyah incir oluşturuyor. Siyah incir ihracatında 60 milyon dolara ulaşmayı hedefliyoruz.” Siyah incir hava kargoyla uçuyor Uçak, siyah incirin çoğunlukla Avrupa ülkelerine gönderildiğini, pazarı genişletme çalışmalarının devam ettiğini özellikle Uzak Doğu pazarındaki ihracat rakamlarını artırmak için yoğun mesai yaptıklarını sözlerine ekledi. “Dünyanın en kaliteli inciri Türkiye’de yetişiyor. Geçtiğimiz sene 17 milyon dolarla Almanya, 5 milyon dolarla İngiltere ve Hollanda, 3 milyon dolarla Avusturya, 2 milyon dolarla Fransa, Rusya ve Hong Kong olmak üzere toplamda 45 ülkeye siyah incir gönderdik. İhracatımız 2019’da yüzde 22 artış gösterdi. 2018’de 14 bin 794 ton olan siyah incir ihracatımız 2019’da 17 bin 697 tona ulaştı. Önümüzdeki dönemde

bunu 50 ülkeye çıkarmayı hedefliyoruz. İncirlerimiz en uzak destinasyonlardan bile talep görüyor. Hava kargoyla yapılan siyah incir ihracatımız 2019’da 1 milyon 124 bin dolara ulaştı. Sarı incirin ise kesim tarihi 25 Temmuz, ihracat tarihi 26 Temmuz. Sarı inciri geçen sene 35 ülkeye göndererek 5 milyon 569 bin dolar gelir sağladık. Bu yılki kalite ve verimden de son derece memnunuz.” Sütten iki kat daha fazla kalsiyum içeriyor Siyah incirin İngiliz Kraliyet ailesinin mutfağına kadar girdiğini söyleyen Uçak, “Yüzyıllardır alternatif tıpta ilaç yerine kullanılıyor. İçinde C vitamini dışında bütün vitaminler mevcut. Sütten iki kat daha fazla kalsiyum var. Balığın içinde yüksek miktarda bulunan omega-3 ve omega6’yı bile içerisinde barındırıyor. Tam bir antioksidan deposu. Hücrelerin yenilenmesinden cilt ve kalp sağlığına, beyin ve sinir sisteminin sağlıklı çalışmasından bağışıklık sistemine kadar bin bir derde etki ediyor.” dedi.


Üretim

Demİr – Çelİk Endüstrİ’nİn İlk Beş yüzü İstanbul Sanayi odası tarafından açıklanan Türkiye’nin ilk 500 Kuruluşu arasına Demir – Çelik Endüstri’sinden 30 üretici girmeyi başardı. Demir – Çelik Endüstrisi 30 firmanın tam sıralaması aşağıda yer alıyor. World Media Group (WMG) Haber Servisi

İ

skenderun Demir Çelik ve Ereğli Demir Çelik sekizinci ve onuncu sıradan listeye girerken. Demir – Çelik Endüstrisinin ilk iki sırasını paylaştılar. Kardemir Demir Çelik genel sıralamada 26. Sıradan listeye girerken Demir Çelik Endütri’sinin 6. Firması oldu. İzmir Demir Çelik Genelde 55. Sıradan, Erdemir Demir Çelik 69 sıradan, Borusan Mannesmain 80. Sıradan, Ege Çelik Endütrisi 247. Sıradan genel listeye girdi. Demir – Çelik Endüstrisi sıralaması ise; İzmir Demir Çelik 11. Sıradan, , Erdemir Demir Çelik 14. sıradan, Borusan Mannesmain 19. Sıradan, Ege Çelik Endütrisi 30. Sıradan listeye girdi.

Delta Groupe PSA İşbİrlİğİ Delta, Avrupa ve çevresinde; EV şarj altyapısını geliştirmek için Groupe PSA’nın ile işbirliği yaptı.

D

elta, entegre AC ve DC şarj çözümleri yelpazesinin yanı sıra; Elektrikli Araçlar (EV) sürücülerinin gelişen ihtiyaçlarını sunduğu için Groupe PSA’yı Elektrikli Araçlar (EV) şarj cihazları için teknik ortağı olarak seçti. Delta’nın EV şarj altyapı çözümleri, Groupe PSA’nın özel olarak seçilmiş EV şarj teknolojisi aracılığıyla sunulacak. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

37


Dünya

Tayvan’ın

P

olağanüstü bilgi ve iletişim teknolojisi ve

Tayvan’ın Akıllı Tarımı: Akıllı Kİmyasal Ve Pestisit Püskürtme İçİn İha Teknolojİsİ

yapay zekadaki gücü sayesinde,

İ

adanın ticari

A

insansız hava aracı (İHA) endüstrisi, hastalık önleme, afet yardımı ve tarım

N

alanlarındaki uygulamalarla yeni ve parlak bir yıldız haline geldi. Özellikle İHA’lar -diğer

O

adıyla insansız hava araçları — Güneydoğu Asya’da akıllı tarım için yeni bir “uçuş yolu” yaratıyorlar.

ha + Yapay Zeka

İHA’ların akıllı tarımdaki uygulamaları yapay zeka yardımıyla geliştirilebilir. Tayvan Geosat Aerospace & Technology firması., Nvidia marka yapay zeka bilgisayarlarını İHAlarının üzerine kurdu. Artık hızlı işlemciler ve yapay zekanın derinlemesine öğrenimi, ekinlerdeki hastalığı uzaktan havadan tespit edebiliyor. Semptomlar bulunursa, İHA’lar etkilenen bitkilere kimyasal sıkıyor; sağlıklı bitkilerle karşılaştıklarında, spreyler kapanır ve dronlar uçmaya devam eder. Bu tür akıllı tanıma teknolojisi, geniş alana yayılmış tropik ormanları bulunan Güneydoğu Asya’da çok değerli olabilir. İHA’lar ormanlarla örtülü bölümü üzerinde uçarken spreylerini kapalı tutabilir ve sadece hedef bölgeye ulaştıktan sonra etkinleştirebilir. Hassas işlemler ve hesaplamalar, görüntüleri merkeze geri göndermeye gerek kalmadan İHA tarafından gerçekleştirilir. Tayvanlı Geosat sadece yapay zekadan değil, perde arkasında çalışan geniş bir tarım bilimi araştırma ekibinden de yardım alıyor. Ulusal Tayvan Üniversitesi, Ulusal Chung Hsing Üniversitesi, Ulusal Chiayi Üniversitesi ve Ulusal Pingtung Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ndeki Biyolojik Kaynaklar ve Tarım Koleji’nden tarım uzmanları şirkete güçlü bir destek sağlıyor. Bu uzman grubu Geosat’ın hastalık belirtileri hakkında bilgi toplamasına ve Malezya’daki palmiye ağaçlarının, Tayland’daki pirinç ve Filipinler’deki muz ve ananas bitkilerinin büyümesinin görüntülerini toplayarak akıllı tarıma daha fazla hassasiyet getirdi. World Media Group (WMG) News Service

36 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020



İş Dünyası

Maden sektöründe pandemİnİn İzlerİ sİlİnİyor Maden STK’larından Birlik ve Beraberliğe Devam Mesajı Maden Sektöründen Milli ve Yerli Vurgusu

Maden STK’larından Pandemi Sonrası Sıkı Mesai

2

019’da 4,3 milyar dolar dövizi Türkiye’ye kazandıran madencilik, pandeminin en çok etkilediği sektörlerden biri oldu. Sektör son bir buçuk aydır çarkların dönmesiyle beraber toparlanma sürecine girdi. Maden platformunda yer alan Sivil Toplum Kuruluşları’nın(STK) Başkanları, Ege Maden İhracatçıları Birliği ev sahipliğinde pandemi sürecinin etkilerini, sektörün beklentilerini, sorunlarını ve çözüm önerilerini konuşmak için masaya oturdu, birlik ve beraberliğe devam mesajı verdi. Madenin tüm ihraç ürünlerinin ham maddesi olduğunun altını çizen Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, STK Başkanları olarak sektöre güvenin artırılması ve madenciliğin insan hayatının her alanına dokunan bir sektör olduğunun vurgulanmasında görüş birliğine vardıklarını söyledi. “Türkiye, Mart ayının sonlarına doğru pandemiyi hissetmeye başladı. Biz ise ihracatımızın %50’sini gerçekleştirdiğimiz Çin’in

38 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

kitlenmesi nedeniyle bunu 3 ay öncesinden hissettik. Ciddi bir çaba göstererek en az hasarla bu süreci atlatmak için mücadele ettik. Aynı zamanda kısa çalışma ödeneği, kamu bankalarının çok düşük rakamlarla kredi olanakları, Eximbank’ın mevcut kredileri ötelemesi gibi destekler sektöre gerçekten nefes aldırdı. Son bir buçuk aydır çarkların yavaş yavaş dönmeye başlamasıyla pandemi döneminde yerli ve milli ürünlerin önemi daha çok fark edildi. Sektörümüzün daha da güçlü bir şekilde canlanması için, hedeflerimize daha sağlam adımlarla ulaşmak için takım ruhuyla hareket ederek yenilenmeli ve tazelenmeliyiz. Yeni normalle birlikte yeni bir atılım dönemine başlıyoruz. Çevreye duyarlı, dünya standartlarında madencilik yapabilen kapasitemiz, insan kaynağımız, teknolojimizle her bir insanımızın sesine kulak kabartarak dün olduğu gibi yarın da el ele omuz omuza çalışarak ortak akılla üretmek şiarımız olacak.” Yeni maden kanunu çağrısı

Şu anda yürürlükte olan ve yıllar içinde yapılan onlarca değişiklik ile yıpranmış Maden Kanunu’nun her maddesinin madenciliğin önünde bir engel olarak durduğundan bahseden Kaya, sektörün önünü açacak ve büyütecek yeni bir maden kanunu çalışmalarının hız kazanmasını istediklerini söyledi. “Ülkemiz yeraltı kaynaklarının, yer bilimleri öğretileri temelinde çevreye duyarlı bir şekilde üretilerek ekonomiye kazandırılması, istihdamın artırılması, kaynaklarımızı günümüz koşullarının yanı sıra gelecek nesillere de aktarılması öncelikli hedefimizdir. Bu hedef doğrultusunda, hazırlanacak yeni Maden Kanunu Çalışmalarında tüm sektör STK’ları olarak imza altına aldığımız bir metin var; √ Yeraltı kaynaklarımızın korunarak ruhsat güvencesinin sağlanması, Kanunun amaçları arasında yer almalı, √ Medencilik sektöründen elde edilen devlet gelirinin artırılması için, sektörden alınan vergi ve devlet hakkının artırılması yerine, yatırım ve üretimi artıracak, istihdamı artıracak düzenlemeler olmalı, √ Ruhsat düzenlendikten sonra, diğer kurum ve kuruluşlar tarafından getirilecek olası kısıtlamalar karşısında, Maden Kanununda, ruhsat hukukunu koruyan ve olası dış etkilere karşı ruhsat güvencesini kesin olarak sağlayan düzenlemeler sağlanmalı, √ Maden üretimi ile doğrudan ilgisi olmayan, yükleme, tesis/ fabrika maliyetleri, ihracat giderleri gibi kalemlerden Devlet hakkı alınması önlenmeli,


√ Uluslararası uygulamalarda olduğu gibi ulusal maden kaynak rezerv raporlama sisteminin, yatırımcının ihtiyacına bağlı olarak borsada işlemleri, banka kredisi gibi benzeri durumlarda işletilmesini sağlayarak zorunluluk olmaktan çıkarılmalı, dünya ülkelerindeki gibi gönüllülük esasında olmalı √ Orman arazi izin bedellerine getirilen yüzde elli indirimin, bir defaya mahsus olmak üzere on yıl boyunca tüm ruhsatlara uygulanarak haksız rekabetin önüne geçilmeli, √ Kanunun Uygulanmasına dair Yönetmeliğin, üretim teknolojisinden kullanım yerlerine kadar büyük farklılık gösteren maden grupları ve bentlerine göre ayrı ayrı düzenlenmeli, √ Ruhsat ve izin işlemleri öngörülebilir sürede sonuçlandırılmalı, süreç şeffaf olmalı, √ Vergi Borcu yoktur yazısı ve benzeri gibi belge eksikliklerinden dolayı uygulanan ruhsat iptallerinden vazgeçilmeli, √ ETKB ve MAPEG yetkilerinin artırılarak tek merci tek izin ilkesi güçlendirilerek uygulamaya geçirilmeli, √ Son yıllarda öngörülemez oranlarda artırılan Devlet hakkı, ruhsat bedeli, orman arazi izin bedeli gibi bedeller yabancı ülkeler baz alınarak makul seviyelere indirilmeli √ Valilik, Yerel Belediye ve Köy Tüzel kişiliklerine Devlet Hakkından pay verilerek madenciliğe sahip çıkılması sağlanmalı.”

Madenciliğe ceza, mali yaptırım, diğer bakanlıkların mevzuatı ve bürokrasiden başka bir yükümlülük getirmeyen mevcut Maden Kanunu’nun geçen 34 yıl içinde 4’ü köklü olmak üzere 23 kez değişikliğe uğradığını ifade eden Kaya yeni Kanun çalışmasının tüm bunlardan arındırılarak hazırlanmasının ülkemiz madenciliği için çok büyük öneme sahip olduğunu söyledi. Ruhsat güvencesi şart Mevlüt Kaya, ruhsat devri, rödövans, arama ve işletme ruhsatı, ruhsat temdidi, işletme izni gibi işlemlerin eskiden olduğu gibi MAPEG içinde sonuçlandırılması gerektiği görüşünde. “Hangi kriterlere göre değerlendirildiği, ne kadar sürede izin verileceği, işlemlerle ilgili sonucun bilinmemesi belirsizliği de beraberinde getiriyor. Bu yüzden izin süreçlerinin öngörülebilir ve şeffaf olması lazım. Bir diğer önemli konu ise maden hakları ve ruhsat güvencesinin arttırılması. Yatırımcıyı koruyor ve yatırımcının ruhsat aldıktan sonra yapılan

İş Dünyası yasal değişikliklerden olumsuz etkilenmemesini sağlıyor. Ruhsat sahipleri ruhsatın alındığı tarihte geçerli olan yasal yükümlülüklerden sorumlu tutuluyor. Günümüzde ürün taahhüdüne girmiş, madene dayalı tesis kurmuş, yatırım yapmış ruhsat sahiplerinin ruhsat güvencesi yok. Bu durum madencilerin ve yatırımcıların sektörden uzaklaşmasına neden oluyor.” Ruhsat bedeli ve devlet hakkı makul seviyelere çekilmeli Maden Kanunu’na göre ruhsat sahiplerinden ruhsat bedeli adı altında yüksek bedeller talep edildiğini söyleyen Kaya, ruhsat bedeli ve devlet hakkının makul seviyelere çekilmesi taraftarı. “2019’daki 7164 sayılı kanunla bu bedellerin hesaplanması karmaşık hale getirildi ve aşırı yükseltildi. Diğer taraftan da devlet hakkı ödemeleri ruhsat bedelle ilişkilendirilerek ruhsat sahibinin ödeyeceği devlet hakkı kat kat artırıldı. Yakın zamanda taleplerimizle ilgili olumlu gelişmelerin yaşanmasını temenni ediyoruz.” Maden Platformu kimlerden oluşuyor? Agrega Üreticileri Birliği, Altın Madencileri Derneği, Aydın Sanayi Odası, Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği, Çanakkale Madenciler Derneği, Ege Bölgesi Madenciler Derneği, Ege Maden İhracatçıları Birliği, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği, Kireç Sanayicileri Derneği, Kömür Üreticileri Derneği, Seramik, Cam ve Çimento Ham maddeleri Üreticileri Birliği, T. Mermer Doğal taş ve Makinaları Üreticileri Birliği, Türkiye Madenciler Derneği, Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

39


Güncel

Koç Grubu – Sabancı Vakfı - Borusan Holding İş Dünyası “İstanbul Sözleşmesi Uygulansın” dedi.

T

ürkiye’de kadın erkek eşitliğini yasalarla garanti altına alan ve kamuoyunda “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen hukuk düzenlemesine , TÜSİAD sonrasında, ülkenin en büyük ekonomik gruplarından da açıklamalar geldi. Koç, Sabancı ve Borusan Grubundan da destek açıklamaları yapıldı. Koç Holding’den yapılan açıklamada, “Kadına yönelik şiddet insan hakları ihlalidir” denilerek şu ifadelere yer verilmişti: “İstanbul Sözleşmesinin tarafı olmak, kadına yönelik şiddetle mücadele konusundaki kararlılığın göstergesidir. Bu vesileyle ülkemizdeki herkesi ve tüm yetkili kurumları İstanbul Sözleşmesi’ni korumaya ve bağlı kalmaya davet ediyoruz.

Kadınların şiddete maruz kalmadığı, öldürülmediği bir ülke için dayanışma içinde mücadele etmek gerektiğine inanıyoruz. Koç Topluluğu olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadına yönelik şiddetle mücadele başta olmak üzere kadınların erkeklerle eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu bir dünya için çalışmaya devam edeceğiz.” Borusan Holding’den yapılan açıklama ise şu şekilde: “Türkiye, kadınların şiddetten ve ayrımcılıktan korunması için hazırlanan İstanbul Sözleşmesi’ni, Avrupa Konseyi üye ülkeler arasında ilk olarak, 2012 yılında imzalamıştır. Tüm yetkili kurumları İstanbul Sözleşmesi’ni koruması ve kararlıkla uygulamaya

geçirmesinin gerekliliğine inanıyoruz” Sabancı Vakfı tarafından “Kadın cinayetlerine son vermek için İstanbul Sözleşmesi etkin bir biçimde uygulanmalıdır. Kadınların yaşam güvenliğinin sağlanması için İstanbul sözleşmesi şart. “İstanbul sözleşmesi yaşatır” ifadeleriyle paylaşılan açıklamada şunlar kaydedildi: “Ülkede her 10 kadından 4’ü eşi ya da partneri tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılıyor. Kadınların yaşam hakkı ihlal ediliyor. 2016 yılından beri ‘İş Dünyası Aile Şiddetine Karşı’ projesini destekliyor, kalıcı çözümler üretmen için sivil toplum, uluslararası örgütler ve iş dünyasının iş birliği ile hareket ediyoruz.” Vakıf tarafından yapılan bir diğer paylaşımda ise “Başka Pınar Gültekinlerin öldürülmemesi için İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması şart” denildi. World Media Group (WMG) Haber Servisi

Next level AVM’de “çaytaze” Yeme içme sektörünün vazgeçilmezlerinden “Çaytaze” markası misafirlerini Next Level AVM’de ağırlamaya başladı… 40 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020


Güncel Next Level AVM Teras’ta kapılarını açan Çaytaze, geniş menü seçenekleri, mesafeli oturma düzeni ve hijyenik ortamda özenle hazırlanmış yiyecek içecek alternatifleriyle ziyaretçilerine temiz, güvenilir ve keyifli vakit geçirme imkanı sunuyor. Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen kurallara harfiyen uyulan mekanda, mutfak çalışanlarından garsonlara kadar tüm çalışanların sağlığına ve temizliğine büyük özen gösteriliyor, ziyaretçilere hijyenik koşullarda hizmet sunuluyor. Teras keyfi renklendi

J

LL Türkiye tarafından yönetilen, keyifli, konforlu ve güvenli alışverişin ilk adresi olan Next Level AVM, kafe kültürünün önemli temsilcilerinden Çaytaze markasını da bünyesine kattı.

Yaz mevsimi nedeniyle ziyaretçilerin tercih ettiği Next Level teras, pandemi döneminde de Ankara’nın gözdesi haline geldi. Sıcak yaz günlerinde açık havada hem güvenli hem de serin ve konforlu alanlar sunan teras alanı, barındırdığı lezzet durakları ile de keyifli anlar yaşatırken, sevilen markalara eklenen “çaytaze” ile daha da renkleniyor, misafirlere zengin seçenekler sunuyor.

Melda Dİnç AstraZeneca Türkİye Sağlık Ekonomİsİ ve Pazar Erİşİm Müdürü oldu Melda Dinç, AstraZeneca Türkiye Ruhsatlandırma ve Pazar Erişim Departmanı’nda Sağlık Ekonomisi ve Pazar Erişim Müdürü olarak göreve başladı.

2

012 yılında Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Bölümü’nden mezun olan Melda Dinç, 2018 yılında Yeditepe Üniversitesi’nde Farmakoekonomi ve Farmakoepidemiyoloji yüksek lisansını tamamladı. Kariyerine 2012 yılında Roche İlaç’ta Ruhsatlandırma Sorumlusu olarak başlayan Melda Dinç, 2013-2014 yılları arasında Roche İlaç’ta Fiyatlandırma ve Pazar Erişim Sorumlusu, 2014-2018 yılları arasında AstraZeneca Türkiye’de Pazar Erişim Uzmanı ve Pazar Erişim Yöneticisi ve son olarak 2018 – 2020 yılları arasında Novartis İlaç’ta Pazar Erişim Müdürü olarak görev aldı. Melda Dinç bundan sonraki kariyerine AstraZeneca Türkiye Ruhsatlandırma ve Pazar Erişim Departmanı’nda Sağlık Ekonomisi ve Pazar Erişim Müdürü olarak devam edecek.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 41


Teknoloji

Pandemİ dönemİnde kapalı kalan avm’ler yangın güvenlİğİnİ nasıl sağladı ? “İnsan sağlığı kadar hiçbir şey önemli değildir. Bunun farkında olarak, oluşabilecek olumsuzluklara her türlü önlemleri almaktayız”

P

andemi sürecinde, kapalı alanda barındırdığı insan yoğunluğundan kaynaklanan riski azaltmak üzere kapatılan AVM’ler, Covid tedbirleri eşliğinde yeniden faaliyete geçti. Bunlardan biri olan Capacity AVM “önce sağlık, sonra alışveriş” yaklaşımı ve aldığı sıkı hijyen önlemleriyle misafirlerine kapılarını açtı. Çatısı altındaki 1500 mağaza çalışanı ve normalde günlük 50 bin kişiye varan ziyaretçisiyle hareketli AVM’lerden biri olan Capacity AVM, yangın güvenliğini 11 yıldır EEC’ye emanet ediyor. Capacity AVM Operasyon Müdür Yardımcısı Altan Karabulut, yangın algılama sistemlerine yönelik “Bu sistem,

42 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

AVM’lerin can damarlarının başında ve olmazsa olmazlarımızdan biridir. İnsan sağlığı kadar hiçbir şey önemli değildir. Bunun farkında olarak oluşabilecek olumsuzluklara her türlü önlemleri almaktayız. Önceliğimiz; sistemin her zaman çalışır olması, arızaların görünür olması, yetkili personelin işin ehli ve yaptığı işin öneminin farkında olmasıdır” diyerek hassasiyetlerine dikkat çekti. Karabulut, Capacity’de tercih ettikleri üründen gördükleri faydaları aktarırken; “Kullanılan sistemin genişleme ve büyümeye uygun olması, sürekli güncellenebilir olması bizi memnun ediyor. Sistemden gelen arızaların mahal veya bölge olarak nokta atışı görülmesi,

müdahale etmemize hız kazandırıyor. Sistemin görünebilir ve görünemeyen yerlere kuruluyor olması, işin hassasiyetini ve güvenirliliğini artıyor. Yaşanabilecek olumsuzlukları sistem anlık yakalayarak, müdahale etmemizi sağlıyor. Nokta atışı olması bizim için çok önemli. Yangın İhbar Sistemi 24 saat aralıksız takip ediliyor ve anlık müdahaleler tarafımızdan yapılıyor. Gerek bakımların gerekse ihtiyaçlarımızın sorunsuz ve hızlı olarak temin edilebilmesi de bizi memnun etmektedir” dedi. Altan Karabulut yıllardır EEC’yi tercih etmelerinin sebebini ise; “Çalışan üst yönetim ekibinden sahadaki ekip arkadaşlarına kadar kolay iletişim kurabilmek işleyişimizi sağlamaktadır. İşlerinin ehli olarak, iyi niyetli ve sorunu gidermeden bırakmamaları bizim için önemlidir. AVM’de asla piyasa malı bir şey kullanmadık, o yüzden binaya EEC’den başka hiçbir marka ve model ürün dahil ettirmedik, bundan dolayı yangın algılama ve güvenliği konusunda %100 bir başarımız var” sözleriyle açıkladı.


Teknoloji

Delta Başarılı Dİjİtal Dönüşüm Uygulamalarını Paylaştı c harles Chen, dijital dönüşüm sırasında yeteneklerin en önemli özelliğinin “büyüme düşüncesi” olduğunu söyledi. Chen, önde gelen değişime ilişkin düşüncelerini vurgulamak için “Buzdağımız Eriyor” kitabına atıfta bulundu. Konuşma yaklaşık 200 kişilik bir izleyici kitlesi tarafından heyecanla takip edildi ve fikir alışverişinde bulunuldu. Delta son yıllarda başarılı dijital dönüşümler gerçekleştirdi ve akıllı imalat, akıllı binalar ve akıllı şehirlerde önemli ilerlemeler kaydetti. Firma ayrıca kendini “ Dijital Girişime Dönüştürmek” için yeteneklerini geliştirdi. ATD dünyanın en büyük yetenek geliştirme birliğidir. Bu forum bu yıl üç konuya odaklanıyor: “Eğitim – Tasarım, Değerlendirme, Liderlik ve Dijital Öğrenme.”

Dünyada, Covid – 19 Salgınından etkilenen dijital dönüşüm konusu bir kez daha büyük ilgi gördü. Tayvan’da, Yetenek Geliştirme Derneği (ATD); Delta’nın CHRO’su Charles Chen’in, görüşlerini ve Delta’nın dijital dönüşüm sürecinde uygulamalarını paylaştı.

World Media Group (WMG) News Service

Verİ Merkezİnde Güç ve Soğutma Yönetİmİ Y

üksek yoğunluklu IT ekipmanı, veri merkezlerinin güç yoğunluğu kapasitesini baskı altına almaktadır. Bu ekipmanın kurulumu ve yönetilmeyen bir süreçle

yaygınlaşması, güç ve soğutma altyapısı ile ilgili aşırı ısınma, aşırı yük ve yedeklilik kaybı gibi sorunlara neden olabilir. Öngörülebilir performans ve fiziksel altyapı kaynağının optimum şekilde kullanımı

için kabin muhafazası seviyesinde güç ve soğutma kapasitesi ölçümü yapılabilmelidir. Veri Merkezinde Güç ve Soğutma Yönetimi ile veri merkezinizi daha verimli hale getirebilirsiniz. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 43


Bilişim

HP geleceğİn çalışma anlayışını güçlendİrİyor Yeni HP EliteBook’lar AMD tabanlı çağdaş dizüstü bilgisayarlar arasında dünyanın en uzun pil ömrüne sahip olmasıyla kurumsal yaşamın gerektirdiği dayanıklılığı sunuyor ve 4x4 LTE antene sahip dünyanın ilk kurumsal dönüştürülebilir bilgisayarı olarak öne çıkıyor. Dünyanın en küçük ve en hafif mobil iş istasyonu ZBook Firefly 14, isteğe bağlı NVIDIA Quadro ile ilk kez profesyonel kalitede grafikler sunuyor ve ağırlığı da en yüksek verimliliği sunmak için yalnızca 1,41 kg’dan başlıyor. HP E Serisi Monitörler, işgücünün refahını desteklemek için her zaman açık loş mavi ışıklı dünyanın ilk ergonomik monitör serisi olarak öne çıkıyor.

44 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020


Bilişim Bunların yanında uzaktan çalışanlara yönelik özel hizmetlerimiz de HP’nin çalışanları evden çalışma deneyimlerini geliştiren doğru araçlarla, güçle ve performansla buluşturma vaadini güçlendiriyor.” Premium ticari PC’ler üretkenliğe yeni bir boyut kazandırıyor Günümüzün iş gücü nereden çalıştıklarından bağımsız olarak üretken kalmalarına destek olacak doğru teknolojilere ihtiyaç duyuyor. Bunların arasında çarpan kapılar ve köpek havlaması gibi arka plan gürültülerini azaltıp sesin net ve duyulabilir seviyede ulaşmasını sağlayan PC’ler, evin farklı odalarında çalışmayı kolaylaştıracak loş arka aydınlatma ışıkları ve dışarıdan çalışırken görüntülemeyi kolaylaştıran parlak ekranlar yer alıyor.

H

P Inc. Kişisel Sistemler portföyünü tüketicilerin evden çalıştığı ya da ofislerine hazırlandığı durumlarda üretken kalmalarına destek olacak şekilde tasarlanan yeni ürünlerle genişletiyor. Günümüz çalışma anlayışında üretken kalabilmek için doğru teknolojilere ve araçlara olan ihtiyaç her zamankinden daha fazla. Uzaktan çalışanların yüzde 50’si ofis dışında verimli olmalarını sağlayacak gereksinimlerden yoksun olduğunu bildirirken, sonu gelmeyen video konferans aramaları, yavaş ağ bağlantıları ve aile üyeleriyle yapılan bant genişliği mücadelesi uzaktan çalışanların en çok şikayet ettiği konular arasında yer alıyor. Şirket ağının güvencesinden yoksun olarak ağlara bağlanan cihazlarsa BT alanında karar vericiler için güvenlik açısından kaygı verici bir konu olmayı sürdürüyor. HP Inc. Kişisel Sistemler Bölümü Başkanı Alex Cho, konuyla ilgili şu açıklamayı yapıyor: “Hepimiz yaşam ile iş arasındaki farkın giderek belirsiz hale geldiği yeni bir normali deneyimlerken PC’nin mesafelere aldırmaksızın çalışma, yaşama, öğrenme, işbirliği yapma açısından ne kadar temel bir araç olduğu da net bir şekilde ortaya çıkıyor. Yeni nesil Elite PC’ler ve masaüstü bilgisayarlar, her daim açık mavi loş ışık özelliğine sahip, dünyanın ilk ergonomik monitörleri ve dünyanın en parlak 14 inç mobil iş istasyonlarının da aralarında bulunduğu yenilikçi ürün serimiz bugüne kadarki en geniş ticari ürün lansmanımızı oluşturuyor.

En yeni HP EliteBook’lar kurumsal hayatta aranan iş dayanıklılığı için üstün bağlantı ve birlikte çalışma gereksinimlerine yönelik olarak tasarlanmış bulunuyor. 5G ya da Gigabit Class 4G LTE bağlanmayı ve işleri sonuçlandırmayı kolaylaştırıyor. Ürün, 88 derece görüş alanına sahip geniş açılı kamera ve arka plan gürültülerini en düşük seviyeye indirerek video görüşme deneyimini daha net hale getiren yapay zeka tabanlı ses özellikleri bulunuyor. Konik kenarlar, cihazların açılmasını kolaylaştırırken, kauçuk kubbe tuşlarına sahip klavye son derece sessiz bir yazma deneyimi sağlıyor ve entegre web kamerası gizlilik kepenkleri, anında ve endişesiz gizlilik için kamerayı fiziksel olarak engelliyor. HP EliteBook x360 1030 G7 ve HP EliteBook x360 1040 G7, bir önceki nesle kıyasla yüzde 6,3 oranında daha küçük olan ve kurumsal dönüştürülebilir bilgisayarlar segmentinde en yüksek oran olan yüzde 89’a varan oranda ekran-gövde oranına sahip Premium seviyede dizüstü bilgisayarlar olarak öne çıkıyor. Dizüstü bilgisayarlar 10’uncu nesil altı çekirdekli Intel® Core™ vPro® işlemcilerle maksimum performans sağlıyor. HP EliteBook x360 1040 G7 29 saate varan pil ömrüne sahip. Bundan böyle hem AMD hem de Intel tabanlı işlemci seçeneklerine sahip olan HP EliteBook 805 G7 ve HP EliteBook 800 G7 Series PC’ler çoklu görev ve çoklu çalışma alanı ihtiyaçlarına göre tasarlandı. 13,3 “, 14” ve 15,6 “diyagonal ekranlara sahip ürünler, her ortamda bağlantılarını ve üretkenliğini koruyan güçlü, yüksek düzeyde güvenli ve dayanıklı bir dizüstü bilgisayar imkanı sunuyor. EliteBook 800 Serisi’nin yeni üyeleri: • Radeon™ VEGA grafiklerine sahip AMD Ryzen™ PRO işlemcilerden güç alan HP EliteBook 805 Serisi PC’ler, dünyanın en ince ve hafif AMD tabanlı kurumsal dizüstü bilgisayarları olarak öne çıkıyor. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

45


Bilişim

HP EliteBook 805 Serisi, AMD tabanlı kurumsal dizüstü bilgisayarlar arasında dünyanın en uzun batarya ömrünü sunuyor. HP EliteBook 835 G7’nin batarya ömrü 24 saate varabiliyor. • HP EliteBook 800 G7 Serisi PC’ler, 10. Nesil altı çekirdekli Intel® Core™ vPro® işlemcilerden güç alarak kullanım durumuna göre performans, bağlantı ve hız sunuyor. Böylece kullanıcılar hızlı ve güvenilir şekilde program çalıştırabiliyor, içerik üretebiliyor ve ağlara bağlanabiliyor. HP EliteBook 830 G7’nin batarya ömrü, 23 saat 15 dakikaya kadar çıkabiliyor. • HP EliteBook x360 830 G7, 4x4 LTE antenine sahip ilk kurumsal 360 derece katlanabilir dizüstü bilgisayar olarak öne çıkıyor. 10. Nesil altı çekirdekli Intel® Core™ vPro® işlemcilerden güç alan dizüstü bilgisayar,360 derece dönebilen menteşesiyle kullanıcıların içerik üretme, bağlanma ve birlikte çalışma yöntemlerine uyum sağlayabiliyor. Yüksek Performans Sunan ve Uzaktan Çalışma Yöntemine Uygun Masaüstü PC’ler En yeni EliteDesk 800 Serisi PC’ler, daha fazla esneklik ve yükseltme imkanı sunan güncellenmiş bir kasayla geliyor. Ayrıca önceki nesillere göre daha sessiz bir kullanım sunuyor ve VR kullanımına hazır özelliklerle uzun ömürlü bir kullanım sağlıyor. HP EliteOne 800 Hepsi-bir-Arada G6 PC, dünyanın en güçlü ticari Hepsi-bir-Arada PC olmasıyla öne çıkıyor. 10 Nesil Intel Core işlemcilerden güç alan PC, ince kasada 23.8” veya 27” diyagonal ekranın yanı sıra şirketlerin ön sıralarında yer alan çalışanlar için gelişmiş bir tasarım sunuyor. VR özelliklerine sahip dünyanın ilk ticari Hepsibir-Arada PC’si, opsiyonel olarak NVIDIA GeForce RTX 2070 SUPER grafiklerle donatılıyor. Düşük mavi ışığa, parlamaya karşı ekrana ve üç tarafta ince çerçeveye ek olarak kullanıcıların çalışma şekline uyum sağlamak için çeşitli ayaklık seçeneği bulunuyor.

46 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Zoom Rooms’lu HP Collaboration Hepsi-bir-Arada G6, toplantı odaları veya yöneticilerin masaları için ideal olan özel Zoom Room kamerasıyla entegre bir çözüm ile birlikte geliyor. Şirketlerin yüzde 54’ü, salgın yüzünden seyahatlerini kalıcı olarak kaldırmayı planlıyor. Zoom’un bu cihazıyla toplantılara katılmak için sadece bir tuş yeterli oluyor ve görüntülü video görüşmelerinde de kulaklık taşımaya gerek kalmıyor. Windows 10 IoT işletim sistemine ve 88 derece geniş açılı 5MP pop-up kameraya, entegre hoparlöre ve mikrofona sahip olan cihaz, birlikte çalışma sürecini ve video konferanslarını kolaylaştırıyor. HP EliteDesk 800 G6 Serisi, kullanıcıların daha verimli olmasını sağlarken, istedikleri cihazda sektör öncüsü güvenilirlik, güvenlik ve yönetim deneyimi sunuyor. • HP EliteDesk 800 G6 Masaüstü Mini PC, dünyanın en küçük ve en güçlü Ultra Küçük Form Faktörlü kurumsal PC’si olarak öne çıkıyor. • HP EliteDesk 800 G6 Küçük Form Faktörlü PC, kurumsal sınıf küçük form faktörlü PC’ler arasında dünyanın en yüksek performansını ve en fazla yükseltme seçeneğini sunuyor. • HP EliteDesk 800 G6 Tower PC, kurumsal sınıf kule tipi PC’ler arasında dünyanın en yüksek performansını ve en fazla yükseltme seçeneğini sunuyor. HP aynı zamanda tamamen yeniden tasarlanan ve çok yönlü seçeneklere sahip HP ProDesk 600 G6 ve HP ProDesk 400 Serilerini duyurdu. Cihazlar, büyüyen işletmelere daha sessiz ve verimli enerji tüketen bir tasarım sunuyor. Performans Artık Hiç Olmadığı Kadar Mobil Çalışanlar değişmeye ve uzaktan çalışmaya uyum sağlamaya devam ediyor. Şirketlerin yüzde 56’sı, kullandıkları portatif cihaz sayısını artırmayı planladıklarını söylüyor. HP ZBook serisine eklenen yeni ve güçlü dizüstü bilgisayarlar, profesyonel seviyede performans, üstün görüntüleme deneyimi ve birlikte çalışma imkanı sunmak için özel olarak üretiliyor. 17 saate varan batarya ömrü sunan ZBook Firefly G7; MIL-STD 810G seviyesinde dayanıklılığı ve güvenilirliğiyle, sektör lideri güvenlik özellikleriyle, daha büyük ve parlak ekranıyla yüksek performans gerektiren işler yapanların, içerik üretenlerin ve STEAM alanlarındaki öğrencilerin hareket halindeyken bile verimli olmalarını sağlıyor. • Dünyanın en küçük ve hafif mobil iş istasyonu ZBook Firefly 14, önceki nesle göre yüzde 8,8 daha küçük ve yüzde 5,2 daha hafif. Aynı zamanda yüzde 84 ekran-gövde oranına sahip. Dünyanın en güvenli mobil iş istasyonlarından birisi olan cihaz, HP Sure View Reflect ile görsel sızma girişimlerine karşı anında korunuyor ve HP Sure Start Gen6 ile yazılım ve kötü amaçlı yazılımlara karşı savunmaya sahip oluyor.


• HP’nin en hafif 15” mobil iş istasyonu olan ZBook Firefly 15, önceki nesle göre yüzde 9,5 daha küçük ve yüzde 1,8 daha hafif. Ayrıca yüzde 86 ekran-gövde oranı sunuyor. Yeni ZBook’lar, 4GB RAM’e sahip NVIDIA® Quadro® P520 grafikleri ve 10. Nesil altı çekirdekli Intel® Core™ işlemcilere varan seçenekleriyle ultra mobil bir tasarım içinde kullanıcıların üretken olmalarını ve birçok uygulamayı aynı anda kullanmalarını sağlayacak gücü sunuyor. HDR 400 4K UHD ekran, büyük bir netlik oranı sunarken, 500 nit parlaklık da yüksek ışıklı ortamlarda bile ekranın görünmesini sağlıyor. HP Z’nin tahmin algoritmaları, kullanıcıların GPU veya CPU’yla sınırlı kalmamasını ve gücün gerçek zamanlı olarak bu iki parça arasında dinamik olarak geçiş yapmasını sağlıyor. Z Power Slider da her işe özel dengeli performans sunuyor. 4G gigabit LTE’ye (4x4) varan seçeneklerle hızlı, bağlantısı kopmayan ve güvenli bir çözüm haline geliyor. HP Collaboration Keyboard, HP Noise Cancellation, her yöne dönebilen mikrofon, B&O ses sistemi, 4K çözünürlükle birlikte çalışma imkanı ve ZCentral Remote Boost ekran paylaşma teknolojisi sayesinde kullanıcılar sorunsuz bir şekilde çalışabiliyor. Ekranlar, Çalışanların Bağlantıda Kalmasını, Birlikte Çalışmasını ve Sağlıklarının Desteklenmesini Sağlamak için Yeniden Tasarlanıyor Ofis çalışanlarının yüzde 38’i, harici bir ekranı evden çalışmanın önemli parçalarından biri olarak görüyor. HP de kullanıcıların sağlığı, portatiflik ve kablosuz teknolojiler üzerine inovasyonlara sahip olan monitörlerle görsel bilişimi yeni bir seviyeye çıkarıyor. Yeni ekranlar, aşağıda yer alıyor:

Bilişim Kullanıcılar, HP Quick Pair Bluetooth uygulamasıyla veya klavyelerinden Windows tuşu + K kombinasyonunu yaparak PC’lerini kolayca bağlayabiliyor. Verimliliği En İyi Düzeye Getiren ve Çalışan Deneyimini İyileştiren Hizmetler Kurumlar yeni uzaktan çalışma düzenlerini benimsemek için çalışmalar yapıyor. BT ekipleri de temas noktası en az olan ama kutudan çıkarıldığı anda kullanıma hazır olan cihazları göndermekle görevlendiriliyor. HP Cihaz Temin Hizmetleri, kurumların maliyetlerini azaltmak, verimliliği artırmak ve çalışan deneyimini iyileştirmek için önceden temin edilmiş bulut kullanımına hazır cihazlara sahip olmasını ve yönetmesini sağlıyor. Kurumlar, fabrika çıkışlı veya profesyonel birçok hizmet arasından seçim yaparak belirli ihtiyaç ve gerekliliklerini karşılayabiliyor. Sürdürülebilirlik, Güvenlik ve Sağlık Alanlarına Öncülük Ediyor • Sürdürülebilirlik: En sürdürülebilir ürünleri tasarlamaya odaklanan HP, dünyanın en sürdürülebilir PC portföyünü sunuyor. HP, dünya çapında PC ve ekran ürünlerinin son montaj aşamasının yapıldığı yerlerin yüzde 67’sine, yüzde 100 yenilenebilir elektrikle güç veriyor. • Güvenlik: HP dünyanın en güvenli ve yönetilebilir PC’lerini de sunuyor. Yazılım ve kötü amaçlı yazılım saldırılarına karşı koruma sağlayan HP Sure Start ve daha güvenli bir internet deneyimi için kötü amaçlı yazılımları kapana kıstıran HP Sure Click gibi çözümler, HP’nin PC’lerini baştan sona koruyor.

• Her zaman aktif düşük mavi ışığa sahip dünyanın ilk ergonomik monitör serisi olan HP E-Serisi Monitörler, çalışanların sağlığını destekliyor. HP Eye Ease, renk doğruluğunu etkilemeden veya sarı tonlu herhangi bir geçişe neden olmadan mavi ışığı azaltabiliyor. Bu cihazlar, düşük mavi ışık sertifikası liderinden başka bir örneği olmayan TUV Düşük Mavi Işık Donanım Çözümleri sertifikasına sahip ilk monitör serisi olmasıyla öne çıkıyor. • HP E14 G4 Portatif Monitör, çift ekranın sunduğu gücün mutfak masası veya verandadaki masa da dahil olmak üzere her yerde kullanılabilmesini sağlıyor. Dünyanın en parlak 14” portatif monitörü, yalnızca 640 g ağırlığında ve 4.75 mm’den daha ince. Böylece bir önceki modelden yüzde 36 daha hafif ve yüzde 25 daha ince olurken USB-C® bağlantısına sahip dizüstü bilgisayarlara kolay bağlanabilmek için iki USB-C® girişi bulunuyor. • HP U27 4K Kablosuz Monitör, kullanıcıların hem iş hem de oyun sırasında dünyanın ilk 4K çözünürlüklü otomatik ve kablosuz bağlantı imkanına sahip olmasını sağlıyor.

• Sağlık: HP, birçok dezenfekte edilebilir PC sunarak çalışanların sağlığını da olumlu yönde etkileyen önemli adımlar attı. Elite PC’ler, masaüstü bilgisayarlar, Z by HP cihazları, ekranlar ve seçili aksesuarlar yaygın bir şekilde bulunan birçok dezenfektanlı mendillerle temizlenebiliyor.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

47




e-ticaret

Türkİye lojİstİk merkezlerİyle e-tİcaret üssü olma yolunda Yurtdışında lojistik/ tedarik

226,6 milyar dolarlık ihracat hedefine lojistik merkezleriyle ulaşılacak..

üsleri kuruluyor.. Lojistik merkezleri ihracatta dönüm noktası olacak.. Dünya ticaretine açılan kapı: Lojistik merkezleri..

Lojistik merkezleri dünya ticaretine açılan kapı olacak..

P andemi sonrası ülkelerde kurulacak

hedef lojistik merkezleri 2023 yılı 226,6 milyar dolar ihracat hedefine giden yolda büyük bir rol oynayacak. Egeli ihracatçılar lojistikte devreye alınacak yeni nesil çözümlerin hem ekonomiye ivme kazandıracağı hem de tedarik zincirini güçlendireceği görüşünde. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi’ye göre korumacılık önlemlerinin pandemiyle birlikte daha da artış gösterdiği bu dönemde lojistik sektöründe her yaşanan gelişme ihracatçıların ve hedef ülkelerle ikili ticaretin

50 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

lehine olacak. “Pandemi süresince tedarik zincirinin kırılmasıyla gördük ki global lojistik sistemleri hayati önem arz ediyor. Türkiye’nin dünya geneline hizmet sunan bir e-ticaret merkezi haline gelmesi yolundaki süreci hızlandıracak lojistik merkezlerine ve e-ticarette iş birliklerine ihtiyacımız var. Buna odaklanarak yeni nesil ticaret köprüleri oluşturmalıyız. Ticaret Bakanlığımızın İhracatçı Birlikleri ve lojistik sektörüyle bir araya gelerek hedef pazarlara erişimi kolaylaştıracak, var olan pazarların büyümesini sağlayacak lojistik merkezlerinin bir an

önce hayata geçirilmesini istiyoruz. Tedarik üsleri, eihracatta hızlı teslimat ve iade maliyetlerinin azaltılmasında da büyük rol oynayacak. Dünyada ilk üçte yer alan Çinli e-ticaret platformuyla da gıda özelinde çok yakın bir zamanda yeni iş birliklerine imza atacağız. Türkiye’nin ilk sanal fuarını başlatan birlik olarak önümüzdeki dönemde de bir çok sanal heyet ve fuar projemiz var. Yurtdışında kurulacak tedarik üslerinin özellikle e-ihracat yapmayı hedefleyen B2B şirketlerimiz için ayrı bir önemi var.” Hem ulaşım maliyetlerinde hem tedarikte avantaj


Özellikle lojistik anlamda stratejik noktaların seçilmesi gerektiğini vurgulayan Eskinazi, Chicago’yu örnek göstererek Orta Amerika’nın imalat sanayii, lojistik, kara taşımacılığı, depoculuk, demiryolları açısından gelişmiş bir merkezi olduğunu anlattı. “Türk nüfusunun yoğun olduğu bölgelerin seçilmesi de bir başka stratejik hamle olabilir. Hangi sektörlerden ağırlıklı olarak talep geleceği, bu merkezlerde çalışmak isteyen firmaların sayısı, talep edilen hizmet türleri ve alanın büyüklüğü gibi konuları netleştirmek için üreticilerle temas kurulmalı, firmaların bakış açısı ve ön talepleri için görüş alışverişleri hızlandırılmalı. Lojistik merkezleri hem ulaşım maliyetlerinde hem de tedarikte sağladığı avantajlarla ihracatçılar için dönüm noktası olacak. Öte yandan Türk Ticaret Merkezleri’miz (TTM) ürünlerimizin tanıtılması, depolanması, lojistik ve finansal olarak hizmet vermek ve pazara girişlerini kolaylaştırmak için 7 ülkede faaliyet gösteriyor. TTM’ler ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, Rusya, Kenya, BAE’de konumlanmış durumda.

e-ticaret

En son Dubai’de Ticaret Bakanlığı desteğiyle mobilya sektörüne yönelik bir TTM kuruldu.” Türkiye lojistik merkezleriyle eticaret üssü olma yolunda Depo, ofis, showroom, lojistik hizmetlerinin yanında satış ve servis desteği de vererek Türkiye’yi çekim merkezi haline getiren TTM’lerin ihracatçılar için bir fırsat olduğunu söyleyen Jak Eskinazi yurtdışı lojistik merkezlerinin daha büyük bir fırsat olduğunu sözlerine ekledi. “Tedarik zincirinin kapsamının genişletilmesi adına bir sonraki açılımımızın lojistik merkezleri olması lazım. İlerleyen dönemde devlet kapsamına girdiğinde bizim için yurt dışındaki alıcılara daha kolay ulaşılıp, e-ticaretin

etkinliğinin daha çok artırılacağı bir sıçrama tahtası olacak. Dünyanın en iyi ürününü de yapsanız eğer profesyonel bir servis ağınız yoksa ürününüzü satamazsınız. Türkiye’nin sürdürülebilir bir ihracat büyümesini yakalaması, 2023 yılındaki 226,6 milyar dolar hedefine ulaşabilmesi, ihraç ürünlerinin rekabet gücünün artırılması için lojistik sektörü ve altyapısının gelişmesi büyük önem taşıyor. Türkiye, taşımacılık sektöründeki yaklaşık 18 milyar dolar cirosuyla dünyada ilk 20 ülke arasında yer alıyor. Bu sistemleri eticarete entegre ederek dış ticaretteki lojistik etkinliğimizi artırabilir, maliyet yükünü azaltabilir, ürünlerin pazara ulaşım süresini kısaltabilir, hem e-ticaretten alınan payı hem de dünya pazarındaki konumumuzu güçlendirebiliriz.”

Kanada’dan Yenİ Covid – 19 Teknolojİ Uygulaması Kanada Hükümeti Covid - 19 sürecinde; tüm vatandaşlarına dönük yardım çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmalara bir yenisi daha eklendi. Google Play ve App Store’dan indirilen yeni uygulamalar ile Kanadalılar Covid – 19’a karşı daha korunaklı.

K anada Başbakanı Justin Trudeau konuyla ilgili yaptığı açıklamada

şunları söyledi: “Ekonomimizi kademeli olarak yeniden başlatıyoruz. Bu süreçte yenilikçi teknolojiler ailelerimizi ve topluluklarımızı güvenli ve sağlıklı tutmamıza yardımcı olacaktır. Çünkü son birkaç aydır iyi ilerleme kaydetmiş

olsak da, COVID-19 sağlığımız için hala ciddi bir tehdit olmaya devam ediyor. Bugün, virüsün yayılmasını sınırlandırmamıza yardımcı olacak yeni bir ulusal mobil uygulama COVID Alert uygulaması - duyurduk. Ücretsiz olarak indirilebilen ve kullanıma sunulan uygulama ile kullanıcılarını test sonucu pozitif

çıkan bireylerle temas konusunda bilgilendirecektir. Uygulamanın nasıl çalıştığını öğrenmek, daha fazla bilgi edinmek ve uygulamayı indirmek için bu videoyu izleyin: https://bit.ly/ 3feUaWg World Media Group (WMG) Haber Servisi Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

53


İhracat

EİB, İhracatta pandemİyİ sona erdİrdİ madencilik sektörünün ihracatı ise 85 milyon dolar oldu.

EİB’ten Temmuz’da 1 Milyar 193 Milyon Dolarlık İhracat

E

ge İhracatçı Birlikleri’nin Temmuz ayı ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 artışla 1 milyar 193 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. EİB’nin Temmuz ayı performansı, 2020 yılında ay bazında en başarılı ay oldu ve pandeminin ihracat üzerindeki olumsuz etkilerini sildi. Türkiye’nin Temmuz ayı ihracatı ise bir önceki aya göre yüzde 11,5 artış göstererek 15 milyar 12 milyon dolar oldu. Ocak-Temmuz döneminde 7 milyar 69 milyon dolarlık ihracata imza atan Ege İhracatçı Birlikleri, son 1 yıllık dönemde 12 milyar 752 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Ege İhracatçı Birlikleri’nin kayda aldığı ihracat verilerine göre Temmuz ayında EİB üyelerinin sanayi ürünleri ihracatı 679 milyon dolar, tarım sektörlerinin ihracatı 428 milyon dolar,

52 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Hazırgiyim ve konfeksiyon zirvede, hububat artış rekortmeni Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği yüzde 54 artışla 43 milyon dolarla Temmuz ayının artış rekortmeni oldu. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği yüzde 17’lik artışla 157 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırarak birinci sırada yer aldı. Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği ise 122 milyon dolarlık ihracatla ikinci sırada. Yaş meyve sebze ihracatı yüzde 42’lik artışla 38 milyon dolara yükselirken, meyve sebze mamulleri ihracatı ise yüzde 17 artarak 56 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği toplamda 95 milyon dolarlık ihracata imza attı. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamulleri İhracatçıları Birliği yüzde 18 artışla 89 milyon doları Türkiye’ye kazandırdı. Ege Maden İhracatçıları Birliği ise 85 milyon dolarla beşinci sırada yer alıyor. Ege Tütün İhracatçıları Birliği’nin ihracatı yüzde 18 yükselişle 72 milyon dolar olarak gerçekleşirken, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin ihracatı ise yüzde 6 artışla 60 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği 57 milyon dolarlık ihracatla Temmuz ayını geride bırakırken, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği yüzde 27’lik yükselişle 23 milyon dolar ihracata imza attı. Temmuz ayında, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği 12 milyon dolar ihracat rakamına ulaşırken, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği 11 milyon dolarlık ihracatı hanesine yazdırdı. Eskinazi: Pandeminin izlerini tamamen sildik Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, EİB’in Temmuz rakamının ay bazında 2020’nin rekoru olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “12 İhracatçı Birliğimizin 8 tanesi ihracatını artırırken diğer 4 Birliğimizin düşüşleri tek haneli rakamlarda kaldı. Temmuz ayı bizim için pandeminin izlerini tamamen sildiğimiz bir ay oldu. Özellikle salgından en çok etkilenen lokomotif sektörlerimiz hazır giyim ve demir çelik sektörlerimizde ciddi artışlar kaydettik. Sanayicimiz açısından ciddi bir maliyet unsuru oluşturan maske ve koruyucu kıyafetlerde hibe uygulamasında geç kalınan düzenlemeye rağmen hazır giyim konfeksiyon ihracatımızdaki etkilerini bu ay gördük.


Tarım ihracatımızda son bir yıllık dönemde 5 milyar doları aştık. Sanayi ürünlerinde ise iki aydır canlanma söz konusu. İçerdeki teşvikler ve ihracat pazarlarındaki kademeli normalleşmeyle dipten dönüş sinyallerini görüyoruz. Bu bizi gelecek için umutlandırıyor. Geçen Temmuz ayına göre Türkiye’nin ihracatı performans olarak geride kalırken biz yüzde 7 artış sağladık. 2020 yılının geride kalan 5 aylık döneminde göstereceğimiz performans ile 2020 yılındaki 15 milyar dolarlık hedefimize ulaşmak için yoğun mesai harcayacağız.”

İhracat

PayTR, EMEA bölgesİnde en hızlı büyüyen teknolojİ şİrketlerİ arasında B DDK tarafından 2016’da yetkilendirilen, Türk mühendisler

tarafından geliştirilen ödeme kuruluşu PayTR; Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) bölgesindeki en hızlı büyüyen teknoloji firmalarının belirlendiği Deloitte Technology Fast 500™ EMEA 2019 listesinde yer aldı. Avro kuru üzerinden büyüme oranlarının hesaplandığı 2019 programında Türkiye’den 21 şirket listeye girmeye hak kazandı. Güçlü altyapısı, müşteri odaklı yaklaşımı ve deneyimli personeli ile 35 binin üzerinde işyerine Sanal POS ile ödeme alma, pazaryeri (marketplace) sahtecilik önleme ve tek tıkla ödeme (kart saklama) hizmeti sunan PayTR, 2015 ve 2016 yıllarında da aynı listede yer almıştı. EMEA bölgesinde en hızlı büyüyen teknoloji firmalarının arasında yer almanın oldukça önemli ve gurur verici bir başarı olduğunu belirten PayTR Genel Müdürü Tarık Tombul, “Hem Türkiye’de hem de bölgede büyüme devam edeceğiz. 2020 yılının ikinci yarısı için sektörde etkimizi artırmaya yönelik planlarımız hazır” dedi.

Türk mühendislerinin geliştirdiği yenilikçi ürün ve çözümler sunan ödeme kuruluşu PayTR, Deloitte Teknoloji Fast 500™ EMEA 2019 listesinde dereceye giren şirketler arasında yer aldı.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

53


Sağlık

Ankılozan spondilitin İlk ve temel belİrtİsİ bel ağrısı

Bel ağrısı 40 yaşından önce başlamışsa

Sağlık Bilimleri Üniversitesi İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Ömer Kuru, halk arasında Ahmet Mete Işıkara ve Suna Pekuysal hastalığı olarak bilinen ankilozan spondilit (AS) hakkında önemli bilgiler verdi ve hastalara önerilerde bulundu.

ankilozan spondilite dikkat Ankilozan spondilit vakalarının yüzde 90’ından fazlası 45 yaşından önce görülüyor..

İ

ltihaplı bir romatizma hastalığı olan, omurga ve leğen kemiğindeki eklemleri tutan ankilozan spondilit (AS) kendini en çok bel ağrısıyla belli ediyor. Bel ağrısı sebebiyle doktora başvuran hastalara konulan yanlış bel fıtığı teşhisi ise AS’nin erken evrede teşhis edilmesini engelliyor. Bel ağrısı eğer 40 yaşından önce başlamışsa, istirahatle geçmeyip egzersizle düzeliyorsa, sinsi başlangıçlıysa, gece uykudan uyandırıyorsa ve sabah tutukluğu yaratıyorsa ankilozan spondilit hastalığına dikkat.

54 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Ankilozan Spondiliti teşhiste aile öyküsü çok önemli Ankilozan spondilitin sebebinin kesin olarak bilinen bir hastalık olmadığını ifade eden Sağlık Bilimleri Üniversitesi İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Ömer Kuru şunları söyledi: “Eğer sebebi net olarak bilinseydi tedavisi çok daha kolay olurdu. Genetik faktörler ve yatkınlık çok önemli. AS’li hastaların çok büyük bir kısmında HLA-B27 adı verilen bir antijen mevcut. Hastaya yapılan tetkikler

sonucunda bu antijenin pozitif olarak bulunması, AS olasılığını artırır fakat tek başına hastalığı işaret etmez. Bunun dışında tetikleyici bazı faktörlerin de olması gerekir. Bu faktörlerden en çok mikrobiyal ajanla rüzerinde duruluyor ancak genel olarak “Şununla karşılaşırsak biz bu hastalığa maruz kalırız” şeklinde bir şey ispatlanmış değil. Omurga dışında hastalığa bağlı olarak göz ve bağırsaklar gibi vücudun diğer bölümlerinde de iltihap gelişebiliyor. Bu nedenle bel ağrısı yakınmalarıyla gelen bir kişide sedef hastalığı, iltihabi bağırsak hastalığı


(ülseratif kolit, Crohn hastalığı) ya da göz kızarıp şişmesiyle kendini gösteren üveit hastalığı varsa hemen akla ankilozan spondilit gelmeli. Biz bel ağrısı şikayetiyle gelen bir hastaya bu hastalıklarından birinin ya da birkaçının akrabalarında olup olmadığını da sorarız. AS’de aile öyküsüyle tanıya gitmek çok kullanılan bir yöntemdir. “ İlk ve temel belirti bel ağrısıdır İlk ve temel belirtinin bel ağrısı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ömer Kuru: “Ancak tüm bel ağrılardan ayrılan özellikleri vardır. AS’de görülen bel ağrısı dinlenmeyle geçen, zorlanmaya bağlı gelişen bir ağrı değildir. AS’de iltihabi bir ağrı söz konusudur. Bir bel ağrısı 40 yaşından önce başlıyorsa, istirahatle geçmeyip egzersizle düzeliyorsa, sinsi başlangıçlıysa, gece uykudan uyandırıyorsa ve sabah tutukluğu yaratıyorsa o zaman bu iltihaplı bel ağrısıdır. Bu durumda ankilozan spondilit varlığını araştırmak gerekir.” Hastalığın iklime göre değil, yaşa ve cinsiyete göre değiştiğinin altını çizen Prof. Dr. Ömer Kuru sözlerini şöyle sürdürdü: “Başlangıç yaşı 40 yaşından öncedir. Genellikle 20’li yaşlarda başlar ve erkeklerde görülme riski kadınlara göre 3 kat daha fazladır. Dünyada görülme sıklığı yüzde 0.6 ila yüzde 1.4 arasındadır. Türkiye’de görülme sıklığı ise yüzde 0.5 civarındadır.” Hasta eğitimi tedavide çok önemli Hasta eğitiminin tedavide çok önemli olduğunu dile getiren Prof. Kuru: “Hastayı hastalığı konusunda bilgilendirmek, egzersize yönlendirmek, hastanın sigarayı bırakmasını sağlamak ve hekiminin önerdiği şekilde ilaç kullanmasını sağlamak gerekiyor. AS’de vakaların yüzde 90’ından fazlası 45 yaşından önce görülüyor “Tıpta bazı hastalıkların sık görüldüğü yaş aralıkları vardır.AS’de vakaların yüzde 90’ından fazlası 45 yaşından

önce görülüyor.” diyen Prof. Dr. Ömer Kuru: Hastalığın neden erken yaşlarda ortaya çıktığı bilinmiyor. Erken yaşlarda başlaması tanı koymada hekime ipucu verir. 60 yaşında bir hastanın bel ağrısıyla gelmesi AS’yi düşündürmez. Ancak bu kişi genç ise akla gelen seçenekler arasında ankilozan spondilit de yer alır. Hatta eskiden askerlik çağındaki genç erkeklerin hastalığı olduğu, sadece erkeklerde görüldüğü düşünülürdü. Sonra yapılan çalışmalar aslında kadınlarda da bu hastalığın ortaya çıktığını gösterdi.” Sakroiliak eklemin emarı görülerek teşhis koyulmalı AS’ye tanı koymada son yıllarda çok önemli gelişmeler olduğunun müjdesini veren Prof. Dr. Ömer Kuru: “Bunda hekimlerin farkındalığının artmış olması çok etkili oldu. Bir de eskiden tanı koymada röntgen çekilerek AS’nin vücutta tuttuğu sakroiliak eklemi görüntülemek tercih edilirken artık klinik muayene ve öykünün yanı sıra sakroiliak eklemin emarı (MR) ve HLA-B27 testi teşhiste çok daha önemli bir yer tutar hale geldi. Sakroiliak eklem, kuyruk sokumu kemiğiyle (sakrum) leğen kemiğini birleştiren eklemdir. Ankilozan spondilit genellikle bu eklemin romatizmal iltihabı şeklinde başlar. Ancak AS zaman içerisinde yavaş yavaş ilerleyen bir hastalık olduğu için erken dönemlerde çekilen röntgenlerde bu iltihabı görmek mümkün olmazdı. Bu da geç ve yanlış tanı konulmasına sebebiyet verirdi. Eğer bir kişide 40 yaşından önce başlayan, sinsi ilerleyen, sabah tutukluğu yapan bir bel ağrısı varsa direkt sakroiliak eklemin emarı (MR) görülerek teşhis koyulmalı. Genel bel emarları bu aşamada doğru sonuç vermez.” Ankilozan spondilitte tanı gecikmesi çok sık yaşanıyor Ankilozan spondilitte tanı gecikmesinin çok sık yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Ömer Kuru sözlerine şöyle devam etti: “Yaklaşık 9 yıl kadar

Sağlık geç tanı alan hastalar mevcuttur. Bel ağrıları toplumda çok yaygın ve çok farklı sebeplere bağlı olarak görüldüğü için AS’li hastalardaki bel ağrısının diğer nedenlere bağlı bel ağrılarından ayırt edilmeleri çok önem taşır. Yapılan bir çalışmada AS’li hastaların 3’te 1’ine yanlışlıkla bel fıtığı tanısı konulduğu ve bunların yüzde 7’sinin ameliyat edildiği bildirilmiştir.” Duruş ve solunum egzersizleri tedavide etkin rol oynuyor Özellikle duruş ve solunum egzersizlerinin tedavide etkin rol oynadığını ifade eden Prof. Ömer Kuru: “Hastalar ilacını kullanıp kendini iyi hissettiği dönemlerde dâhil olmak üzere her gün 40-45 dakikasını egzersize ayırmak zorunda. AS öne doğru eğen bir hastalık olduğu için geriye doğru esnemeyi sağlayan kasları güçlendiren yüzme, basketbol gibi sporlarla uğraşmak yine oldukça fayda sağlar. Yine pilates gibi omurgayı güçlendiren egzersizlere de başvurulabilir. Ancak AS’li hastaların kemikleri, iltihabın yol açtığı tahribattan dolayı hassas olduğundan kırılmaya daha meyillidir. Bu nedenle AS’li hastalar Uzak Doğu, güreş gibi temas sporlarından kaçınmalı.” AS’li hastalar sigaradan kesinlikle uzak durmalı Prof. Dr. Ömer Kuru: “AS en çok omurga ile sakroiliak eklemi, daha sonra kalça, omuz gibi büyük eklemleri ve nadirde olsa el ve ayak eklemlerini tutuyor. AS’de göğüs kafesinin genişlemesi çok azaldığı için solunum problemleri de olabiliyor. Kas-iskelet sisteminin yanı sıra göz, böbrek, aort gibi eklem dışı tutulumlar da görülebiliyor. AS’li hastalarda iltihabi bağırsak hastalıkları ve sedef hastalığı gelişebiliyor. AS’li hastalarda ölüm riski hasta olmayanlara göre 1.5 ila 4 kat daha fazla. Sigara bu sayılan hasarların daha da hızlanarak artmasına ve tablonun ağırlaşmasına neden oluyor. AS’li hastalar sigaradan kesinlikle uzak durmalı, asla kullanmamalı” uyarısında bulundu. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

55


Teknoloji

HMS İkİncİ nesİl Anybus Communicator’ı görücüye çıkarıyor – cİhaz ve makİneler geleceğe bağlanıyor

İlk piyasaya sürülüşünün 20.yılında, HMS Networks cihaz ve makineleri

Dünyanın dört bir yanındaki cihaz üreticileri, makine üreticileri ve sistem entegratörleri arasında popüler milyonlarca cihaz ve makine, bugün çok çeşitli endüstriyel uygulama alanlarında ağ bağlantısı için Communicator serisine güvenmektedir. HMS şimdi 2020’de piyasaya sürülecek yeniikinci nesil Communicators serisini duyurdu. EtherNet / IP’nin ilk versiyonu piyasada ve onu Modbus TCP, PROFINET ve PROFIBUS versiyonları izleyecek. HMS Networks’ün son 20 yılda Anybus Communicator ile müşteri etkileşimiyle gelen tüm deneyimini içerisinde barındıran yeni Communicators, modern ve yüksek performanslı ağ geçitleridir. Bu iki nesil ayrı bir ürün yaşam döngüsüne göre beraber hareket edecekler.

endüstriyel ağlara bağlayan yüksek performanslı Anybus® Communicator™ serisinin ikinci neslini duyurdu. EtherNET/IP için Anybus Communicator artık piyasada. Diğer ağları içeren sürümler de 2020 ve 2021’de piyasaya sürülmeye devam edecek.

2

. nesil Anybus Communicator - güçlü bir pakete sığdırılmış 20 yıllık HMS deneyimi Neredeyse 20 yıldır piyasada bulunan HMS Networks’ün Anybus Communicator serisi, seri-fieldbus ve endüstriyel Ethernet bağlantısı için pazar lideri ağ geçidi ailesidir.

56 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Son Anybus teknolojisiyle güvenlik, yüksek performans ve endüstriyel güvenirlik Tüm 2. nesil Communicator serisi ürünler, HMS’nin yerleşik çözümlerinde kullanılan ödüllü Anybus NP40 endüstriyel ağ işlemcisi tarafından desteklenmektedir, bu da Communicator serisinin performans, güvenilirlik ve güvenlik açısından zorlu gereksinimleri karşılamasını sağlar. Kullanım durumuna bağlı olarak, yeni donanım ve yazılım sayesinde veri çevrim süreleri 1. nesil Communicator’dan 10 kat daha hızlıdır. Kullanıcılar bağlı PLC’den ağ geçidine ve ağ geçidinden PLC’ye 1 448 bayta kadar aktarılabildiği için önemli ölçüde artırılmış veri alışverişi desteğinden de yararlanabilirler. Ayrıca, mevcut ve gelecekteki güvenlik zorluklarını aşmak için tüm ürünler bir güvenlik yongasıyla donatılmıştır.


Güvenli önyükleme, yazılımın kurcalanmasını engeller. Communicators, doğrudan DIN rayı montaj için yeni ve çekici bir ince muhafaza içinde paketlenmiştir. CE ve UL işareti gibi ilgili tüm endüstriyel sertifikaları taşıyan Communicators, çok zorlu endüstriyel koşullarda çalışmaya devam etmek için -25 ila +70 ° C sıcaklık aralığını destekler. Yapılandırması ve uygulaması kolay Ağ geçidini bir çıkış yolu bağlantısı PLC’sine bağlamadan önce, kullanıcı Communicator’ı bir veya daha fazla cihaz / makineden oluşan bir alt ağ ile iletişim kuracak şekilde yapılandırır. Bu bir bilgisayardan Ethernet yapılandırma bağlantı noktasına bağlanarak yapılır, daha sonra kullanıcı yeni grafiksel ve duyarlı web tabanlı 2. nesil Communicator kullanıcı arayüzüne erişmek için herhangi bir tarayıcıyı açabilir. Konfigürasyonlar basitçe sürükle bırak kullanılarak yapılır ve ek bir yazılıma gerek yoktur. Başlangıçta, 2. nesil Communicator öncelikle bağlı ekipmanla Modbus RTU iletişimine odaklanıyor. Birden fazla düğüme sahip çok karmaşık yapılandırmalara izin veren 150’ye kadar Modbus komutu desteklenir. Son yapılandırmalar ileride kullanılmak üzere güvenli bir şekilde saklanabilir ve yönetilebilir. Bittiğinde, ağ geçidi, ağ geçidinin diğer tarafındaki PLC sistemine bir düğüm olarak dahil edilmeye hazırdır. Yapılandırma bağlantı noktası ve web arayüzü de kullanıcının ağ trafiğini izlemesini ve teşhis etmesini sağlar. Kullanıcı, endüstriyel ağ bağlantısının durumunu, seri bağlantıyı ve ayrıca bireysel seri düğüm durumunu hemen görebilir. İletişim günlükleri kullanıcı tarafından daha ileri analizler için sağlanır.

Teknoloji Anybus Communicator, önceden yapılandırılmış harici iletişim modülü olarak bir cihaz veya makine ile birlikte teslim edilmek üzere tamamen hazır halde gelir. Bu seçenekle ilgilenen üreticiler, OEM kişiselleştirme, marka etiketleme ve ağ geçidi ön yapılandırması ile ilgili HMS’den çok çeşitli hizmetlerden yararlanabilirler. Sistem Entegratörleri, ağ geçidini bir fabrikadaki herhangi bir cihaz veya makine ile iletişim kuracak şekilde yapılandırmak için öncelikle yukarıda belirtilen çok yönlü yöntemden yararlanır, ki bu da mevcut ekipmanın yeni endüstriyel ağlara hızlı ve sorunsuz bir şekilde bağlanması gerektiğinde güçlendirme durumları için mükemmel bir çözümdür. EtherNET/IP piyasaya sürüldü – Modbus TCP, PROFINET ve PROFIBUS ise 2020/2021’de duyurulacak EtherNet / IP için Anybus Communicator piyasaya sürülen ilk ağ geçidi sürümüdür. Kullanıcılar, ortam yedekleme, ağ hatası algılama ve ağ hatası çözümü için Beacon Modlu Aygıt Seviyesi Halkası desteği de dahil olmak üzere, HMS tarafından önceden onaylanmış tam sürüm EtherNet / IP uygulamasından yararlanır. Bu sayede kablo kopuktan sonra bile iletişim akmaya devam edebilir. 2020 ve 2021 boyunca, HMS popüler Modbus TCP, PROFINET ve PROFIBUS ağları için ek 2. nesil Communicators yayınlayacak. Bu konuda daha fazla detaylı ileriki günlerde verilecek.

Cihaz ve makine üreticileri için kişiselleştirme – sistem entegratörleri için çok yönlülük

Altın Rekor Tazeledİ Euro Rekorunu Egale Ettİ Geçtiğimiz hafta TL’deki değer kaybı ve altın ve euro’daki ani yükseliş sonrası bu hafta biraz daha sakin bir piyasa ile karşı karşıyayız.

G

eçtiğimiz hafta altının gram fiyatı 443 TL’ye kadar yükselmiş ve tarihi rekorunu kırmıştı. Euro ise 8,29 ile 2018 Ağustosu’nda gerçekleştirdiği yükselişi aşmış ve yeni bir eşiğe doğru geçmişti. Euro’dan daha yumuşak şekilde yükselen dolar ise 7 TL sınırını aşmıştı. Şimdi ise 2- 8 kuruş arasında dalgalanan bu değerli metalar TL’nin değerinin her geçen düştüğünü bize gösteriyor. Diğer bir değerli meta olarak gümüş fiyatı Mayıs 2013’ten bu yana ilk kez ons başına 24 dolar seviyesinin üzerine çıktı. Gümüş fiyatı 24,40 dolar/ons seviyesini gördü.

Gümüş fiyatı son bir haftada yüzde 25,5 ve yıl başından bu yana yüzde 34,7 arttı. Piyasalara müdahale ederek TL’deki değer yitiminin önüne geçmeye çalışılsa da; bu durumun para piyasaları tarafından dirençle karşılaştığı görülüyor. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 57


Üretim Tesisi

ABB, küresel bir Mükemmeliyet Merkezi ve

ABB, küresel talebİ karşılamak İçİn EA şarj ünİtelerİne yönelİk $30 mİlyon değerİndekİ tesİs yatırımını duyurdu

Elektrikli Araç Şarj Altyapısı üre-tim tesisi olarak hizmet verecek İtalya, San Giovanni Valdarno’daki yeni tesisisin inşaatını başlattı. 16.000 metrekarelik tesisin 2021 yılının sonuna kadar kullanılabilir hale gelmesi bekleniyor.

E

-mobilite çözümlerinde küresel bir pazar lideri olarak, bu yeni tesise yapılan 30 milyon dolarlık yatırım, ABB’nin hızla büyüyen bu sektörde inovasyonu sürdürme konusundaki kararlılığının bir başka kanıtı. Bu yatırımdan önce, Hollanda’da Delft Teknik Üniversitesinin kampüsünde bulunan, resmi olarak bu yılın sonunda açılışı yapılacak olan, tamamen sürdürülebilir yeni Araştırma ve Geliştirme (AR-GE) merkezi ve küresel e-mobilite merkez binası için 10 milyon dolarlık bir yatırımda daha bulundu. Bu yeni tesiste, ev içi kullanıma dair sistemlerden kamusal alanlarda kurulum ger-çekleştirilmesine ve

58 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

kentsel toplu taşımaya yönelik sistemlere kadar, ABB’nin doğru akım (DC) elektrikli araç batarya şarj üniteleri portföyünün tamamı üretile-cek. Ayrıca ABB’nin e-mobilite sektöründeki büyümesine ve inovasyonlarına da-ha büyük katkı verilmesini sağlayacak. ABB Smart Power Birimi Başkanı Giampiero Frisio, konuyla ilgili şu yorumda bulundu: “Bugün, e-mobilite ürün grubumuz için son derece önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. ABB olarak sektörde on yılı aşkın süredir ilerleme kaydetmeyi sürdürüyoruz ve bu son teknoloji tesis, sıfır emisyonlu elektrikli mobilite için küresel çapta yürüttüğümüz hareketin daha da ileri

taşınmasına önemli bir katkı sağlayacak.” Yeni tesisin ayırt edici özelliği, ABB AbilityTM dijital çözümlerinin entegre edilmesi olacak. Bu çözümler her bir ürünün üretim aşamalarının tamamen görünür olma-sını ve optimizasyonunu sağlayacak. Otomatik depo yönetim sistemlerini fabrika-nın diğer birimlerine bağlayacak. Baskı devre kartlarının montajı için otomatik ekipmanlar ile izleme ve test sistemleri fabrika bilgi sistemine bağlanacak. AR-GE faaliyetleri, geliştirme ve prototip oluşturma çalışmaları için ayrılmış 3.200 metrekarelik özel bir alanda gerçekleştirilecek.


Üretim Tesisi Burada odak nokta hem dahili olarak hem de harici biçimde elektronik üretim hizmetleri yoluyla, AR-GE faaliyetle-rinin üretim faaliyetlerine tam olarak entegre edilebilmesi için inovatif çözümler, yeni yazılımlar ve ürün yaşam döngüsü yönetim araçlarının hayata geçirilmesi olacak. Ayrıca, yapının çatısına güneş paneli gibi bir yenilenebilir enerji kaynağının enteg-re edilmesi, optimize edilmiş bir ısıtma ve soğutma sistemi ve çalışanlara, lojistik, satış ve hizmet ekiplerine elektrikli bir araç filosunun sunulması, tesisin

çevreye verebileceği zararın etkisinin azaltılmasına yardımcı olabilir. ABB’nin E-mobilite Altyapı Çözümleri Bölümü Başkanı Frank Muehlon son ola-rak şunları ekledi: “Bu yeni tesis, sürdürülebilir ulaşıma yönelik küresel talep artmaya devam ettiği müddetçe, ABB’nin bu talebi karşılamasını ve uçtan uca e-mobilite çözümlerimizi sunmaya devam etmesini sağlayacak.” ABB, sürdürülebilir ulaşım çözümleri geliştirme alanında rakipsiz bir uzmanlığa sahip. ABB, on yıl önce EA şarj ürünleri piyasasına girmesinden itibaren 80’den fazla

ülkede 14.000’den fazla ABB DC hızlı şarj ünitesi sattı. ABB, geçtiğimiz gün-lerde sürdürülebilir ulaşım çözümlerinin dünya çapında benimsenmesine yönelik destekleri ve üstlendiği rol sayesinde 2019 Yılı Global E-mobilite Lideri ödülüne layık görüldü. ABB, geçtiğimiz günlerde dünyanın tamamen elektrikli araçlarla gerçekleştirilen ilk yarışması olan ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonasında yarışan 3. Nesil araçlara şarj teknolojisi alanında destek olacağını duyurdu.

TÜSİAD Genel Sekreterİ Ebru Dİcle Oldu TÜSİAD Genel Sekreter Vekili Ebru Dicle, TÜSİAD Genel Sekreteri görevine atandı.

E

bru Dicle TÜSİAD’da 25 yıllık çalışma süresi içinde demokratikleşme, toplumsal kalkınma ve bilgi toplumuna dönüşüm alanlarında görev yaptı. Bu çerçevede AB uyum sürecinde siyasi reformlar, toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitim reformu, istihdam politikaları ve dijital dönüşüm başlıklarında, Genel Sekreter Yardımcısı olarak çok sayıda çalışma, araştırma ve etkinliğin sorumluluğunu üstlendi. Kadınların iş dünyasında konumunun güçlendirilmesi, dijital çağa uygun eğitim politikaları ve eğitimişgücü ilişkisi üzerine TÜSİAD projelerini koordine etti. Ebru Dicle, Şubat 2020’den bu yana TÜSİAD Genel Sekreter Vekili olarak görev yapmaktaydı. 1972 doğumlu Ebru Dicle Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İngilizce İktisat Bölümü mezunudur.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 59


Emlak

İşyerİ Kİralarında KDV ve Stopaj İndİrİmİ 3 1.07.2020 Gün ve 312020 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2812 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile kira ödemelerinde Katma Değer Verisi ve Stopaj oranları değişti. Yeni düzenlemeye göre 31.12.2020 tarihine kadar işyeri kiralama hizmetinde yüzde 18 olan KDV yüzde 8’e, yüzde 20 oranında uygulanan gelir vergisi stopaj oranı ise yüzde 10’a düşürüldü. Kiracılar açısından uygulanan bu indirimin esnaf ve tacirler için can suyu olacağını belirten Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Stopaj, iş yeri olarak kullanılan gayrimenkullerin brüt kira bedelleri üzerinden alınan bir vergi türüdür. Kiracı tarafından ödenen stopaj aslında mal sahibi adına vergi dairesine ödenmekte. Bu ödemelerde yapılan indirim ile normalleşme sürecine önemli bir katkı sunulmuş olacak” dedi. Milyonları İlgilendiriyor TESK’in Haziran ayı verilerine

göre Türkiye’de 2 milyon 58 bin 615 işletme ve 1 milyon 906 bin 219 esnafın olduğunu belirten Özelmacıklı “GİB istatistiklerine göre 2020 Haziran ayı itibari ile Gelir stopaj vergisi faal mükellef sayısı 3 milyon 4 bin 259’a yükselirken, KDV mükellefi sayısı da 2 milyon 827 bin 139 oldu. Yapılan düzenleme çok sayıda mükellefi etkiliyor” dedi. Kira Gelir Beyannamelerine Yansıyacak Altın Emlak Genel Müdürü “Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar; gayrimenkul sermaye iradına konu mal ve hakları kiralamaları durumunda, bu kapsamda yapacakları kira ödemeleri üzerinden gelir vergisi kesintisi (tevkifat) yapmak zorundadırlar. Kiracı olan söz konusu kişi ve kuruluşlar, yaptıkları kira ödemelerinin brüt tutarı üzerinden yılsonuna kadar %10 oranında gelir vergisi kesintisi yapacaklar. Bu durumda kira geliri elde eden

mükelleflerin gelir artmış olacak” dedi.

vergisi

Kira Kontratları Gözden Geçirilmeli Kontratlarda yer alan maddelere bakılması gerektiğini belirten Özelmacıklı “Örneğin kira bedeli KDV dahil aylık 10 bin TL yazıldı ise, bu durum kiracı için bir avantaj oluşturmayacaktır. Ayrıca kira kontratları yazılırken kira bedelinin net mi brüt mü olduğunun açıkça yazılmış olması gerekir. Yazılmaması durumunda bu kira bedeli brüt kira olarak kabul edilmektedir” dedi. Güven Endeksinde Artış Devam Ediyor TÜİK verilerine göre Güven endeksinin hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde yükseldiğini belirten Altın Emlak Genel Müdürü “Mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Temmuz ayında bir önceki aya göre; hizmet sektöründe %20,2, perakende ticaret sektöründe %9,6 ve inşaat sektöründe %11,6 arttı” dedi.

Geleceğİn Orta Gerİlİm Anahtarlama Donanımları

A rtık IoT ve akıllı teknoloji, yalnızca araçlarınızla evinizin bağlantısını yapmakla sınırlı değil.

60 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Aynı zamanda orta gerilim anahtarlama donanımı ve OG şebekesinin diğer alanlarında da dönüşümler sağlıyor.

Günümüzde, IoT ve akıllı teknoloji ile operasyon duruşlarını engellemek ve arızaları önceden tespit edilebilmek mümkün.



Bİlgisayar

HP Yenİ Ürünlerİyle Üstün Oyun Deneyİmİ Sunuyor Yeni OMEN ve Pavilion PC’leri ve aksesuarları oyuncuların oyun deneyimini zenginleştirerek, akıcı bir oyun keyfi sunuyor. Yeni logosu ile oyuncuların karşısına çıkan OMEN’in gelişmiş ekosisteminde yer alan OMEN 25L ve 30L masaüstü bilgisayarları ile oyunlar 2K çözünürlükte oynanabiliyor. Aynı zamanda bugüne kadarki en küçük kasaya sahip OMEN 15, bir oyun dizüstü bilgisayarı içinde ilk defa bir termopile sahip olarak termal kapasiteyi en yükseğe çıkarıyor ve fan kontrolünü iyileştiriyor. HP Pavilion Gaming portföyü ise herkese güçlü bir oyun deneyimi sunan 16’’ dizüstü bilgisayar ve OMEN Command Center’la genişliyor.

H

P, oyunlarda üstün performans sunacak şekilde tasarlanan OMEN 25L ile 30L masaüstü bilgisayarlarını ve Omen 15 bilgisayarını tanıttı.. Ayrıca gaming serisinin ilk 16’’ dizüstü bilgisayarını tanıtan HP, günümüzün oyuncularının cihazın sınırlarını zorlayarak oyunlarını en iyi şekilde oynamalarını sağlayacak şekilde ürünleri tasarladı. HP Tüketici Kişisel Sistemleri Genel Müdürü ve Başkan Yardımcısı Kevin Frost, konuyla ilgili şunları söyledi: 62 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

“Arkadaşlarımızla ve sevdiklerimizle sosyal bağlantılar kurmanın çok önemli olduğu bu zamanda OMEN markasını geliştirmeye, donanım ve yazılım çözümlerinden oluşan birinci sınıf ekosistemimizi büyütmeye devam ediyoruz. En yeni OMEN oyuncu masaüstü bilgisayarlarında bulunan Cooler Master, Western Digital’ın WD_Black’i ve daha fazla HyperX® seçeneği ile oyuncuların en sevdikleri oyunlarda ilerleyebilmeleri için en iyi araçları sunmaya devam ediyoruz.”

YÜKSEK PERFORMANS SUNACAK ŞEKİLDE TASARLANDI Yenilenmiş soğutma sistemi ve microATX anakart standartlarıyla uyumlu OMEN masaüstü bilgisayarlar, 25 litre ve 30 litre seçenekleriyle oyunculara istedikleri donanımı kullanma esnekliği sunuyor. 30 litrelik modelin de dahil olduğu kasa seçeneklerinde güçlendirilmiş camlı ön çerçeve ve EMİ kaplamalı cam yan paneller yer alıyor Yeni masaüstü bilgisayarların özellikleri arasında aşağıdakiler yer alıyor:


• Güçlü Performans: NVIDIA® GeForce® RTX 2080 Ti veya AMD Radeon™ RX 5700 XT’ye varan grafik seçenekleriyle oyuncular hiçbir kareyi kaçırmıyor. 5.3GHz’e ulaşabilen 10 çekirdeğe ve 20 iş parçacığına sahip 10. Nesil Intel Core i9-10900K ile en yeni AMD Ryzen™ 9 9300 masaüstü işlemcisi seçenekleriyle bir oyunun ihtiyaç duyduğu tüm güç sağlanıyor. “Zen 2” çekirdek mimarisini kullanan AMD’nin işlemcilerinde 7nm işleme teknolojisi bulunuyor. • Üst Düzey Bileşenler: Cooler Master, işlemciler için 92mm hava veya 120mm sıvı soğutucu ve 750W Cooler Master 80 PLUS Platinum PSU’ya varan seçeneklerle ilk defa OMEN cihazlarında yer alıyor. Kasanın içi, RGB ışıklandırmaya sahip HyperX® FURY DDR4-3200Mhz XMP’nin 64GB’lık versiyonuyla renkleniyor. 2TB WD_Black PCIe M.2 SSD’ye varan üst düzey depolama seçenekleriyle kullanıcılar en önemli dosyalarına çok hızlı bir şekilde ulaşabiliyor. • OMEN Command Center Entegrasyonu: Ön logo, arka fan, iç ışıklandırma, CPU soğutucusu, hafıza ve grafik bölgeleri olmak üzere toplam 6 alanın ışıklandırmasını 5 özel mod’la yönetebiliyor. Akıllı hız aşırtma (overclock) özelliği de patentli bir algoritmayı kullanarak CPU için en uygun ayarları belirliyor, otomatik olarak hızı aşırtıyor ve bu sayede mümkün olan en iyi performansı sunuyor. Fan Kontrol özelliği de soğutma kontrolüne sessiz, normal ve turbo ayarlarını ekliyor. En yeni OMEN Command Center ile Remote Play (Uzaktan Oynama), My Games (Oyunlarım), Profiles (Profiller), Coaching (Eğitim) ve Rewards (Ödüller) özellikleri geliyor. ÜSTÜN OYUN DENEYİMİ İÇİN TASARLANDI OMEN 27i oyun monitörü DCI-P3 renk gamının yüzde 98’ini barındıran Nano IPS panel ile birlikte geliyor ve sRGB’ye kıyasla yüzde 25 daha geniş renk gamı sayesinde daha derin renk tonları ve doğru renkler sunuyor. Aynı zamanda yüzeysel açılarda renk

bozulmalarını da engelliyor. • Parlaklık: Quad HD (2560x1440) çözünürlük ve 350 nit değerindeki parlaklık ile bu monitör, oyunları üst seviyeye taşıyor. • Üstün Görseller: NVIDIA® GSYNC® uyumluluğu sayesinde ekran takılmalarını, gecikmeleri ekran yırtılmalarını ortadan kaldırıyor. • Güçlendirilmiş Yapı: Siyah renge sahip yüksek performanslı 27 inç diyagonal monitörde çift sütunlu ayarlanabilir ayaklık ve dört adet kullanımı kolay yükseltilebilen girişle birlikte geliyor. Ek olarak arka tarafta yer alan elmas şeklindeki ışıklandırma da OMEN Command Center’dan yönetilebiliyor. Patentli nişan destek özelliği de özel şekilli ve renkli göstergeler oluşturuyor. SÜRÜKLEYİCİ DENEYİM VE PERFORMANS İÇİN TASARLANDI En yeni OMEN 15, her nesilde daha da küçülen ve yeniden tasarlanan kasasıyla minimalist bir tasarım sunuyor ve maviden yeşile geçiş yapan OMEN’in yeni elmas logosunu taşıyor. OMEN 15, yüzde 8 daha kısa ve yüzde 11 daha ince kasasıyla daha fazla güç sunuyor. Dizüstü bilgisayarda aynı zamanda Mika Gümüşü ve Gölge Siyahı renk seçeneklerinin yanı sıra tüm tuşlarda opsiyonel RGB ışıklandırma imkanı bulunuyor. Ek özellikler: • Kazandıran Performans: MAX-Q Tasarımı ile NVIDIA® GeForce® RTX™ 2070 Super’e varan seçeneklerle gelişmiş grafikler sunuyor. 10. Nesil Intel® Core™ i7 H Serisi işlemcilere varan seçeneklerin yanı sıra AMD Ryzen™ 7 H Serisi işlemci seçenekleriyle AMD’nin işlemcilerinin ilk defa kullanıldığı bu OMEN dizüstü bilgisayar, masaüstü seviyesinde performansla oyunlara da güç veriyor. 32 GB DDR4’e varan RAM seçenekleriyle birden çok işi aynı anda kolaylıkla yapabiliyor. Cihaz aynı zamanda aralarında RAID 0’ı destekleyen 1TB’a varan PCle SSD veya çift PCle SSD ile yükleme sürelerini de en aza indiriyor. • Gelişmiş Görseller: Oyun seanslarında daha stabil bir kullanım için 180 derece düz olabilen menteşeli

Bİlgisayar tasarımla desteklenen 15.6’’ diyagonal ekran sunuyor. OLED UHD 120 Hz veya FHD 300 Hz seçeneğinin yanı sıra seçili yapılandırmalarda NVIDIA G-SYNC™ teknolojisi de yer alıyor. Seçili yapılandırmalarda yer alan Thunderbolt™ 3 ile birden çok kanalda yayınlanan HD ve 4K videoların da sorunsuz bir şekilde oynatılmasını sağlıyor. • Termal İnovasyonlar: HP, sektörde ilk defa bir oyuncu dizüstü bilgisayarında IR termopil sensörünü kullanarak termal verimliliği iyileştiriyor, sabit ancak sessiz fan kontrolü sunuyor ve OMEN Command Center bünyesindeki Dinamik Güç özelliğinden en fazla performansın elde edilmesini sağlıyor. OMEN Tempest Soğutma Teknolojisi de geniş havalandırma açıkları ve 12 V fanıyla parçaların son derece soğuk olmasını sağlıyor. Üç taraflı hava tahliye imkanı da 5 yönlü hava akışı sağlıyor ve dizüstü bilgisayarın masaüstü seviyesinde CPU performansı sunuyor. • OMEN Command Center Güncellemeleri: Batarya ömrünü 12,5 saate kadar artırarak filmlerin kolayca izlenmesini ve uzun süre iş yapılmasını sağlayan OMEN Command Center, medya içeriklerini oynatırken veya internette gezinti yaparken Graphics Switcher ile verimliliği maksimum seviyeye çıkarıyor. OMEN Command Center’da yer alan Performans Kontrolü sayesinde performans özelleştirme imkanını bir üst seviyeye çıkıyor. Bu sayede cihazın ısısı ve fan hızı da kolayca kontrol altında tutulabildiği gibi, performans modu sayesinde CPU ve GPU’nun gücü yüzde 17 artabiliyor. OMEN Vector Fare ve OMEN Vector Essential Fare’de PixArt ile birlikte geliştirilen ve ergonomik hafif tasarımı ve pürüzlü kauçuk dokunma alanlarıyla uzun oyun seanslarında konforlu bir kullanım sunuyor. Kullanıcılar, cihazların OMEN Command Center entegrasyonu sayesinde 16,8 milyon renk arasından RGB ayarlayabiliyor, altı programlanabilir tuşun fonksiyonlarını seçebiliyor ve DPI’ı belirleyebiliyor. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 289 - 2020 63


Bilgisayar • OMEN Vector Fare: espor seviyesinde OMEN Radar 3 sensöre sahip fare, yüzde 99 doğrulukla 16.000’e kadar DPI seçeneği sunuyor. Aynı zamanda 400 IPS, hızlandırma ve otomatik kalibrasyon imkanı da sunuyor. Farede 50 milyon tıklama ömrüne sahip Omron tuşlar ve dolanmayı engelleyen örgülü kablo bulunuyor. Farenin altında yer alan özel bölmeye eklenebilen 25 grama varan ağırlıklarla daha kontrollü bir kullanım sağlıyor. • OMEN Vector Essential Fare: OMEN Radar 1 sensörüne sahip olan ve 7.200’e kadar DPI destekleyen bu 88 gram ağırlığındaki hafif fare, 20 milyon tıklanmaya dayanan tuşlarıyla tüm gün süren oyun deneyimi için gerekli hızı ve kontrolü sunuyor. OMEN Dyad Kulaklık, OMEN serisinde yer alan ilk kulaklık olmasıyla öne çıkıyor. Dengeleme armatürüne sahip çift sürücü teknolojisine sahip bu kulaklık, oyun sırasında ihtiyaç duyulan tüm sesi güçlü ve dengeli bir şekilde sunuyor. Üç farklı kanca seçeneği ve dört farklı kulaklık mantarı sayesinde özel ve konforlu bir kullanım sağlıyor. Kulaklık mantarlarından birisi Comply™ premium kulaklık mantarı olup, kulaktan çıkmayacak, kulağı rahatsız etmeyecek ve ses kalitesi için kulağı en iyi düzeyde kapatacak şekilde tasarlandı. BÜYÜK EKRAN, AZ YER KAPLIYOR Dünya çapında 1 milyardan fazla oyuncu var ve oyuncu sayısındaki artış sayısı rekor yapmış durumda. Bu yüzden HP Pavilion Gaming portföyü de oyun, video düzenleme ve içerik yaratma alanlarında üstün performans sunarak hem işi hem de oyunu destekliyor. Yeni HP Pavilion Gaming 16 dizüstü bilgisayar, şirketin 16’’ ilk diyagonal oyuncu PC’si olmasıyla öne çıkıyor. 10. Nesil Intel® Core™ i7 işlemciye ve Max-Q tasarımlı NVIDIA® GeForce® RTX 2060’a varan seçeneklerin yanı sıra açılı ve siyah bir kasaya sahip.

64 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020

İnce çerçeve ve 300 nit değerindeki IPS seviyesinde ekran da 1080p çözünürlükte 144 Hz’e kadar hızlı yenileme hızı sunuyor. Güvenilir oyun ve içerik yaratma için tasarlanan son derece portatif cihaz, aynı zamanda OMEN Command Center bulunan ilk Pavilion Gaming dizüstü bilgisayarı. Wi-Fi 6 seçeneği de her yerde güvenilir bir bağlantının korunmasını sağlıyor. EĞİMLİ MONİTÖR, ÜSTÜN SES DENEYİMİ SUNUYOR En iyi oyun deneyimi için eğimli monitörün de dahil olduğu HP Gaming serisi ekran ve aksesuarlar, tasarımlarıyla evlerde bulunan kurulumları tamamlıyor. • HP X24c Gaming Monitör, HP’nin bugüne kadar sunduğu en yüksek eğim değeri olan 1500R eğriliğe sahip. Bu sayede ekranın köşeleri, oyuncuya çok daha yakın oluyor. Full HD ekrana sahip monitör, AMD FreeSync™ Premium sertifikaya sahip ve 144 Hz yenileme hızının yanı sıra 4 ms tepkime süresine sahip. Kullanıcılar, bu ekranla FPS sayacını ve özelleştirilebilir nişangah yardımcısını kullanabiliyor. Ek olarak, tepkime sürelerini belirleyebiliyor ve OMEN Command Center entegrasyonu sayesinde ekran modunu da seçebiliyor. • HP X1000 Kablosuz Gaming Kulaklığı da 20 saate varan kablosuz deneyim sunuyor. Kalın kulak yastıkları ve başlık tarafındaki yumuşak kısım, 50mm büyük sürücüyle desteklenen 7.1 sanal çevresel ses deneyimi sağlıyor. Kulak üzerindeki tuşlara kolay erişim ve ekolayzır ayarları da OMEN Command Center üzerinden yönetiliyor ve ses tamamen kullanıcının kontrolünde oluyor. • HP Gaming Hoparlör X1000 30 W RMS ve üstün bas için bir subwoofer’ın bulunduğu 2.1 bir sistem olup, masa üstünde ses deneyimi sunuyor. OMEN Command Center üzerinden kontrol edilebilen RGB ışıklandırma seçeneği ve ayarlanabilir ekolayzır, oyundaki alanın gerçekçi bir şekilde yansımasını

sunarken, üzerindeki 3.5mm AUX ve USB-A girişi de PC, akıllı telefon veya tablet gibi birçok cihazın hoparlöre bağlanabilmesini sağlıyor.



Gıda

TMMOB’dan Gıda Açıklaması

A Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile İlgili TMMOB Gıda Mühendisleri Odası bir açıklama yaptı.

çıklamada şu görüşlere yer verildi: “24.06.2020 tarihinde TBMM Başkanlığı`na verilen gıda, tarım ve orman alanında yürürlükte olan kimi kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifi geçtiğimiz günlerde TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu`nda kabul edilerek Genel Kurul`da görüşülmek üzere beklemektedir. 34 maddeden oluşan torba yasa teklifinin yalnızca 4 maddesi 5996 Sayılı Kanun ile ilgilidir. Gıda güvenliğinin sağlanması ve tüketicinin korunması açısından taklit – tağşişin ve gıdada bilgi kirliliğine neden olan, aynı zamanda tüketiciyi yanlış yönlendiren yanıltıcı yayın yapılmasının etkin bir biçimde önlenmesi gerekliliği TMMOB Gıda Mühendisleri Odası olarak bizlerin de uzun zamandır dile getirdiği konulardır. Genel olarak, bu eksikliğin giderilmesi amacıyla bir yasa çalışması yapılmasını olumlu buluyoruz. Bununla birlikte, yapılan çalışmanın amacına ulaşabilmesi açısından üzerinde durulması gereken önemli noktalar olduğu görülmektedir. Bu noktalar şu şekildedir: Gıda güvenliği ve gıda güvenilirliğini ilgilendiren yasa teklifinin bütünsel olarak ele alınmaması ve hazırlık aşamalarında ilgili meslek odalarından ve üniversitelerin ilgili bölümlerinin katılımı sağlanmadan hazırlanmış olması eksikliktir. Diğer taraftan, son yıllarda TBMM`nin sıklıkla başvurduğu “torba yasa tasarıları” yasa yapma tekniği açısından var olan sorunun çözülmesine hizmet etmekten çok, zamanla karmaşık sorunların yaşanmasına yol açmaktadır. Diğer torba

66 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

yasalarda olduğu gibi, söz konusu yasa teklifinde de ilgisiz pek çok konunun bir arada ele alınması; gıda güvenliği gibi yaşamsal bir öneme sahip konunun kendisiyle ilgisi olan ya da olmayan pek çok yasal düzenlemeyi içeren başlık ve alt başlıklar arasında sıkıştırılarak düzenlenmeye çalışılması, zaman içerisinde bu düzenlemeye ulaşmak isteyenlerin sıkıntı yaşaması ve sürece etkili bir çözümün sunulamayacağıyla ilgili kaygılarımızı artırmaktadır.” Yasa teklifinin 28. Maddesinde 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 3. Maddesinin birinci fıkrasına 79`uncu bent olarak yanıltıcı yayın tanımlamasıyla “her türlü yazılı, görsel, işitsel ve dijital iletişim araçları üzerinden yapılan ve ticari reklam kapsamına girmeyen, gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicide endişe, korku ve güvensizlik yaratarak tüketicinin tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkileyen gerçeğe aykırı yayınlar” maddesi eklenmiştir denilen açıklama şu şekilde devam etti: “ Teklifin 29. Maddesinde konuyla ilgili olarak 5996 sayılı kanunun 24. Maddesine 5. Fıkra eklenerek “Gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda yanıltıcı yayın yapılamaz” hükmü getirilerek yanıltıcı yayınların yasaklanacağı, 30`uncu maddede ise 5996 sayılı yasanın 40. Maddesine “r” bendi eklenerek “…yanıltıcı yayın yapan kişilere yirmi bin Türk Lirasından elli bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir” ifadesiyle bunu yapanların cezalandırılacağı anlaşılmaktadır. Kamuoyunda

bilinenin aksine, gıda güvenliği konusunda tüketicide endişe, korku ve güvensizlik yaratarak, tüketicinin tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkileyen, gerçeğe aykırı yanıltıcı yayınların hangisi olduğuyla ilgili kararı bilime dayalı biçimde verecek bir bilimsel kurulun yasal düzenleme içerisinde yer almadığını önemle vurgulamak isteriz. Tarım ve Orman Bakanı`nın vermiş olduğu demeçlerden yola çıkarak böyle bir kurulun yasal düzenlemede yer alacağı düşüncesi hakim olmuş fakat torba yasa tasarısı içinde böylesine bir oluşuma yer verilmemiştir. Yetkililerle yapılan görüşmelerde oluşturulacak bir bilimsel kurulun 5996 sayılı yasanın 43. Maddesinde ifade edilen “Komisyonlar ve ilgili kuruluşlarla işbirliği” çerçevesinde ele alınması gereken bir konu olduğu söylenmektedir. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası olarak yıllardır yapmış olduğumuz bilimsel, mesleki ve teknik kongre, sempozyum, panel, çalıştay, konferans, söyleşi ve seminerlerimizde gıdada bilgi kirliliği gündem yapılmış, açılış konuşmalarımızın, oturumlarda yapılan sunumlarımızın konu başlığı olmuş ve sonuç bildirgelerimize, basın açıklamalarımıza yansıyarak kamuoyu ile paylaşılmıştır. Geçen yıl düzenlenen 3. Tarım Şurası`nın yerel ayakları dahil olmak üzere yapılan hazırlık toplantılarına katılarak konuyla ilgili Gıda Mühendisleri Odası`nın görüşü, dosya halinde teslim edilmiş, raporlara geçmiş ve sonuç bildirgesine de yansımıştır. Tarım şurasının çıktısı olan


bu sonuç bildirgesinde gıdada bilgi kirliliğine yol açan yanıltıcı yayınlarla ilgili bir yasal düzenleme yapılması ve cezai yaptırım şartının olması genel kabul görmüş ve somut olarak ortaya çıkmıştır. Gelinen noktada, yukarıda yaptığımız eleştiri hakkımızı saklı tutmak kaydıyla bir torba yasa tasarısı içinde yapılan düzenlemeyle konunun ele alınması sevindirici olmakla birlikte kimi endişeleri de beraberinde getirmiştir. Yasa taslağında neyin yanıltıcı yayın olduğuna karar verecek olan kurulda temsiliyetin nasıl olacağı ve kurulun bağımsızlığının nasıl sağlanacağı net değildir. Bu konudaki kaygıları gidermek ve düzenlenecek oluşuma güven sağlamak için, yanıltıcı yayının değerlendirme süreci hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde tanımlanmalı ve bilimsel içerikli yayınların, ilgili meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının görüş ve önerilerinin önünü kesecek sansür boyutuna ulaştırılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki şu an var olan bilgi kirliliği ortamının tek nedeni yasal düzenleme eksikliği değil; topluma sürekli ve bilimsel temelli bilgi aktaran, toplum nezdinde güvenilirliği olan bir kurum veya kurulun yokluğudur. Kamuoyunda yaratılan bu kaygının aşılabilmesi için düzenlenen taslak metinde yer almamakla birlikte, 5996 sayılı yasanın 43. Maddesi uyarınca kurulması planlanan, adı “bilimsel kurul” olan yapının fiilen “sansür” kuruluna evrilmesine yönelik endişeler giderilmelidir. Yasal temeli olmayan bilimsel danışma kurulunun sorunlara çözüm olması beklenemez.” Açıklamanın son kısmında ise şunlara değinildi: “ Üniversitelerin Gıda Mühendisliği Bölümleri başta olmak üzere, konuyla ilgili fakülte ve bölümler ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının temsiliyetinin sağlandığı demokratik, bağımsız ve tarafsız bir Gıda Bilim

Kurulu ( veya Gıda Güvenliği Kurulu ) oluşturulmalıdır. Bu kurulun bağımsız bir kurul olacağı, bilim insanları ve kamu kurumu niteliğindeki kurumların temsilcilerinden oluşacağı yasada açıkça yer almalı; çalışma esas ve usullerini belirleyecek olan yönetmelik hükümleri ise katılımcı bir biçimde ilgili kesimlerle toplantılar halinde düzenlenmelidir. Böylesi bir düzenleme ile kurula sadece yayın inceleme yetkisi verilmemeli, aynı zamanda gıda güvenliğine ilişkin güncel ve olası bütün riskleri değerlendirmesi yanında, gıda mevzuatı ve politikalarına yönelik öneriler sunması sağlanmalıdır. Aksi taktirde medya kuruluşları herhangi bir ceza ile karşılaşmaları endişesi ile oto sansür uygulayarak bilimsel, tüketici için faydalı yayınlardan dahi uzak durabilecektir. Medya üzerindeki baskının neden olabildiği oto sansür uygulamalarına her gün rastlamaktayız. Yasa teklifinin 30`uncu maddesinde yer aldığı şekliyle taklit ve tağşiş edilmiş gıdalar, kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak gıdalardan ayrı olarak değerlendirilmiş ve bunu yapanlara karşı daha hafif cezalar düzenlenmiştir. Taklit bir ürünü hiç olmadığı bir ürünmüş gibi sunmak, tağşiş ise bir gıda maddesinin temel özelliğini veren bir ögeyi çıkartarak, yerine aynı değeri taşımayan bir ögenin eklenmesi ve bu yolla ilgili gıdayı daha değersiz bir şeyle karıştırmak ve saflığını bozmak anlamlarını taşımaktadır. Bala şeker katmak, peynir yapımında sütten kendi yağını uzaklaştırarak bitkisel yağ kullanmak ve bu ürünleri gerçeği gibi pazarlamak en çok karşılaşılan tağşişler içerisindedir. Çoğu zaman gıdada taklidin tüketiciyi sadece maddi yönden zarara uğrattığı düşünülürken, aslında büyük bir usulsüzlük olduğu gözden kaçırılmaktadır. Bu usulsüzlüğü yapan bir kurumun tağşişi yaparken insan hayatını ve sağlığını tehlikeye

Gıda sokmayacağını düşünmek yanlış bir yaklaşım olacaktır. Her bir tağşiş olayı aynı zamanda en az bir gıda güvenliği riskine temel oluşturmaktadır. Dolayısıyla yapılacak olan yasal düzenlemenin kendisiyle de çelişmemesi için taklit ve tağşişin düzenlemedeki otuzuncu maddenin “a” bendinde olduğu gibi değerlendirilerek yaptırım getirilmesi gerekmektedir. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası olarak, gıda ile ilgili tüm süreçlerde gıda güvenliğinin sağlanmasına yönelik denetimlerle ilgili yetersizliklerin giderilmesi (başta Gıda Mühendisleri olmak üzere ilgili mesleklerin istihdamının sağlanması, yetkilendirilmiş gıda danışmanlığı projesinin hayata geçirilmesi ve yeterli sıklıkta denetimin yapılması), risk değerlendirme ile ilgili Daire Başkanlığı` nın Bakanlığın bir birimi olmaktan çıkarılarak, AB ülkelerinde olduğu gibi bağımsız ve özerk bir yapıya kavuşturulması, Gıda ile ilgili bileşenlerden (Meslek Odaları, Sivil Toplum Kuruluşları, Üniversiteler, Sektör vd.) “Gıda Güvenliği Kurulu” veya “Gıda Bilim Kurulu” oluşturulması, dahası, gıdaya ilişkin konulara odaklanan ayrı bir Gıda Bakanlığı kurulması noktasında çözülemeyen sorunların süregeldiği değerlendirilmektedir. Hazırlanan bu ve benzeri yasal düzenlemelerle ilgili olarak, konunun uzmanı olan, doğrudan bu konuyla ilgili çalışmaları bulunan ve aynı zamanda her türlü çıkar ilişkisinden uzak olan başta TMMOB Gıda Mühendisleri Odası gibi meslek kuruluşlarının bilgi, birikim, deneyim görüş ve önerilerinden yararlanılması ve değerlendirilmesi gerektiği inancıyla, yasa tasarısının TBMM Genel Kuruluna gelmeden önce ihtisas komisyon ve alt komisyonlarında görüşülürken ifade edilen tüm konuların takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu”

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 2020 67


Enerji

Roth Enerjİ Sıhhİ Tesİsat Çözümlerİ

R

oth enerji ve sıhhı tesisat sistem teknolojileri ile insan, doğa,sürdürülebilir bir yaşam için evsel atıksu,yağmur suyunu arıtın, depolayın tekrar kullanın. Ayrıca; Güneş enerjisi ile ısıtın, soğutun, depolayın tekrar kullanın. Hayvancılık,Tarım, İnşaat şirketinizde yakıt ikmal istasyonları ile enerjiyi etkin ve efektif kullanın. Roth Enerji ve Teknolojileri Genel Müdürü Zeki Arslan konuyla ilgili insanlar için yaşamı kolaylaştıran mühendislik çözümlerinin gelişerek süreceğini söyledi. World Media Group (WMG) Haber Servisi

68 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020


Enerji

Ekonomik Nokta Dergisi - SayÄą 290 - 2020 69


İhracat

Pandemi döneminde taze

Taze meyve sebze İhracatçılarından pandemİ dönemİnde İhracat rekoru geldİ

meyve sebze ve mamulleri üretimi ve ihracatı fren yapmadı Pandemi döneminde taze meyve sebze üretimine destek olan bürokratlara teşekkür

Pandemi, Egeli Taze Meyve Sebze ve Mamulleri İhracatçılarının 1 Milyar Dolar İhracat Hedefine Engel Olamadı..

P

andemi döneminde, tüm dünya ekonomileri küçülüp, birçok sektörde üretim ve ihracat rakamları gerilerken, taze meyve sebze ve meyve sebze mamulleri üretimi ve ihracatında yeni rekorlar kırıldı. Türkiye, 2020 yılının ilk 6 aylık döneminde, taze meyve sebze ihracatında yüzde 38’lik artışla 1,1 milyar dolara ulaşırken, Meyve sebze mamulleri ihracatı yüzde 8’lik gelişimle 778 milyon dolara çıktı. Yaş meyve sebze sektörü, pandemi döneminde

70 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

üretiminin devam etmesinde ve ihracat rekorları kırmasında en büyük desteklerden birini kamu bürokratlarından gördü. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, pandemi döneminde sokağa çıkma kısıtlamasının uygulandığı dönemde yaş meyve sebze ve meyve sebze mamullerinin üretimi ve fabrikaların çalışmasına destek veren yaş meyve sebze üretiminin önemli merkezlerinden Kemalpaşa ve Selçuk’taki kamu bürokratlarına teşekkür

ziyaretinde bulundu. Başkan Uçak, Kemalpaşa Kaymakamı Kemal Kızılkaya, Selçuk Kaymakamı Ekrem İnci ve Selçuk Tarım ve Orman İlçe Müdürü Mustafa Acargil’e teşekkür plaketi takdim etti. Uçak: “1 milyar dolar ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyoruz” Pandeminin tüm yoğunluğuyla yaşandığı 2020 yılının ilk yarısında Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin taze meyve sebze ihracatının yüzde 45’lik


artışla 137 milyon dolara çıktığı bilgisini veren Başkan Uçak, meyve sebze mamulleri ihracatının ise; 296 milyon dolara ulaştığını, 2020 yılının ilk yarısında Türkiye’ye 433 milyon dolar döviz kazandırdıklarını, 2020 yılı sonu için belirledikleri 1 milyar dolar ihracat hedefine emin adımlarla ilerlediklerini, bu başarıda üretici ve ihracatçılar kadar katkı sahibi bir diğer kesimin kamu bürokratları olduğunu dile getirdi. Ege Bölgesi’nde yaş meyve sebze üretiminde Kemalpaşa’nın

kiraz başta olmak üzere pek çok yaş meyve sebze üretimiyle, Selçuk’un ise öne çıkan şeftali ve nektarin yanında diğer yaş meyve sebze ürünleriyle çok önemli bölgeler olduğunun altını çizen Uçak, “Pandemi döneminde sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu dönemde ürünlerimizin tarlada kalmaması, işletmelerimizin çalışması için yetki kullanan Kemalpaşa Kaymakamımız Kemal Kızılkaya, Selçuk Kaymakamımız Ekrem İnci ve Selçuk Tarım ve Orman İlçe Müdürümüz Mustafa

İhracat Acargil’den büyük destek gördük. Bu destek sayesinde Kiraz ihracatında Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık ve şu ana kadar 212 milyon dolarlık döviz gelirini elde ettik. Sezon sonunda 250 milyon dolara ulaşmayı hedefliyoruz. Şeftali ve nektarin ihracatında ise 75 milyon dolara ulaştık. Değerli bürokratlarımıza bu başarılara destek oldukları için üreticilerimiz ve yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri ihracatçılarımız adına teşekkür ettik, işbirliğimizin devamını istediğimizi ifade ettik” şeklinde konuştu. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, kamu bürokratları yanında Ege Bölgesi’nin önemli meyve sebze mamulleri ihracatçıları Fersan Fermantasyon Ürünleri San. ve Tic. A.Ş., Euro Gıda San. ve Tic. A.Ş., Çiçek Salamura San. Tic. A.Ş. ve Dimes Gıda San. ve Tic. A.Ş. firmalarını da ziyaret etti. Ziyaretlerde Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Sadık Demircan, Mehmet Kırıcı, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Üyesi Aydın Elçiboğa, Ege İhracatçı Birlikleri Şefi Gökay Çelikli ve Ziraat Mühendisi Şükrü Ercan Başkan Uçak’a eşlik etti.

Yatırım Fİnansman’da Yenİ Atama Yatırım Finansman Menkul Değerler A.Ş.de Genel Müdür Yardımcılığı görevine Zeki Davut atandı.

B ilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olan Zeki Davut, daha sonra University of San Diego’da Uluslararası İşletme alanında yüksek lisans programını tamamladı. İş yaşamına 1999 yılında Türkiye İş Bankası A.Ş. Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda müfettiş yardımcısı olarak başlayan Davut, 20082012 yıllarında Türkiye İş Bankası İştirakler Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı olarak kariyerini sürdürdü ve sonrasında bankanın muhtelif

iştiraklerinin yönetim ve denetim kurullarında görev aldı. 2012 yılında Yatırım Finansman’da Teftiş Kurulu Başkanı olarak görevlendirdi. 1 Haziran 2015 tarihinden itibaren koordinatör olarak görev yapan Davut, Ağustos 2020 itibarıyla Yatırım Finansman’a Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Davut; mali kontrol, destek hizmetleri, hukuk, türev ürünler, işlem aracılığı, insan kaynakları ve kurumsal iletişim fonksiyonlarından sorumlu olarak görevine devam edecek. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

71




Tasarım

9. Endüstrİyel ve Mİmarİ Doğal Taş Tasarım Yarışması Jürİ Üyelerİ Açıklandı İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) tarafından geleneksel hale getirilen 9. Endüstriyel ve Mimari Doğal Taş Tasarım Yarışması’nın jüri üyeleri belli oldu. Türk doğal taşlarının tasarımcı ve mimarlara tanıtılarak günlük yaşamda kullanılması, özgün ve endüstriyel olarak üretilebilir ürünlerin tasarlanmasına katkı sağlanması için düzenlenen yarışmanın son başvuru tarihi 14 Ağustos.

Ü

niversitelerin endüstriyel tasarım, mimarlık ve sanat bölümü öğrencileri ile sektör profesyonellerinin katılımına açık olan 9. Endüstriyel ve Mimari Doğal Taş Tasarım Yarışması jüri üyeleri açıklandı. “Öğrenci” ve “Profesyonel” olmak üzere iki kategoride başvuruların kabul edildiği 9. Endüstriyel ve Mimari Doğal Taş Tasarım Yarışması’nda başvuru projeleri Türkiye’nin önde giden mimar ve iç mimarlarının yanı sıra değerli akademisyenlerden, sektör temsilcilerinden ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği yetkililerinden oluşan bir seçici kurul tarafından değerlendirilecek. 74 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020

9. Endüstriyel ve Mimari Doğal Taş Tasarım Yarışması jüri üyeleri İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu Üyesi Mimar Akın Gölcük, Çinici Mimarlık Kurucusu Mimar Can Çinici, NUN|Architecture & Design Kurucusu Mimar Celaleddin Çelik, GMW MIMARLIK Ortağı Mimar Dicle Demircioğlu, DGADila Gökalp Architects Kurucusu Mimar Dila Gökalp, Tekeli-Sisa Mimarlık Ortağı Dilgün Saklar, EDDA Architecture Kurucusu İç Mimar Eda Tahmaz, Arkitera Mimarlık Merkezi Genel Koordinatörü Emine Merdim Yılmaz, Ege Maden İhracatçıları Birliği TİM Delegesi Prof. Dr. Faruk Çalapkulu, Elips Tasarım Mimarlık Kurucusu Mimar Feza Ökten Koca,

MTM Mimarlık Kurucusu Mimar Hasan Kıvırcık, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat Yurdakul, Editör ve Mimar Neslihan İmamoğlu, Mimaristudio Kurucu Ortağı Mimar Önder Kul, YTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Pınar Sipahi, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu Üyesi Recep Coşkun Bozanlı, Işık Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Saltuk Özemir, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sezai Alkan, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği TİM Delegesi Vedat Öksüz, IGLO Architects Kurucu Ortağı Mimar Zafer Karoğlu ve İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Zeynep Yazıcıoğlu Halu’dan oluşuyor. 9. Endüstriyel ve Mimari Doğal Taş Tasarım Yarışması sonucunda “Profesyonel” ve “Öğrenci” kategorilerinde dereceye girenlere toplam 86 bin TL’lik para ödülü verilecek. Yanı sıra her iki kategoride de ilk üçe giren tasarımcılar, T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından yurt dışı tasarım eğitimi bursu şansı yakalayacaktır.


Türk doğal taş sektörünün sürdürülebilir bakış açısıyla büyümesine ve gelişmesine katkı sağlamak hedefindeki yarışmaya; “Mimari, Kentsel Alanlar, Dekoratif Ürünler, Mobilya, Yaşam Alanları (Duvar, Zemin) için Yeni Yaklaşımlar ve Uygulamalar, Banyo ve Mutfak, Kamusal Alan Heykelleri” başlıklarından sadece biri ile katılım sağlanabiliyor. Yarışma kapsamında Türk doğal taşlarının kullanılması zorunluyken, toplam maden ihracatında 1,8 milyar dolarlık yer kaplayan mermer, traverten, granit, oniks, kayağan taşı, kireçtaşı, andezit, bazalt kullanımı ise öncelikli materyaller olarak açıklandı. Ödüllerin, Türkiye’de tasarım kültürünün oluşmasına ve Türk tasarımcılarının dünyaya tanıtılmasına katkı sağlayan ve her yıl Kasım ayında düzenlenen Design Week Turkey (Türkiye Tasarım Haftası) 2020’de sahiplerine teslim edilmesi planlanmaktadır. Yarışma başvuruları www. dogaltastasarimyarismasi.com web sitesi üzerinden tek aşamalı ve online olarak önkayıtsız alınıyor ve katılım için herhangi bir belge ya da pafta teslimi gerekmiyor. Yarışma başvuruları 14 Ağustos Cuma günü saat 17:30’a kadar devam edecek. Seçici Kurul Üyeleri: Akın Gölcük, Mimar İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu Üyesi 1977 yılında Diyarbakır’da doğdu. 2001 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden, 2012 yılında ise ikinci lisansını tamamlayarak Dicle Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun oldu. Eş zamanlı olarak Çukurova Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. 2001 yılından beri serbest çalışan Akın Gölcük, birçok kentin imar planları çalışmasında yer aldı ve plan müellifi oldu. Diyarbakır, İstanbul, Edirne, Artvin, Kastamonu, Zonguldak, Muğla gibi Türkiye’nin farklı şehirlerinde şehir planlama

çalışmaları yaptı. Akın Gölcük’ün Diyarbakır ve İstanbul’da yapımı tamamlanan mimari çalışmaları da yer almaktadır. Özel ilgi alanı olan doğal taş üzerine yıllardır kendi firmasında Türk doğal taş ihracatı yapan Gölcük İMİB, TMMOB, DİSİAD ve DİTAM gibi sivil toplum kuruluşlarına üye olmakla beraber aktif görevler de aldı. Can Çinici, Mimar Çinici Mimarlık 1962 yılında doğdu. ODTÜ (MA, 1989) ve Londra Architectural Association’da (AA Grad Dipl., 1991) eğitim gördü. Ulusal ve uluslararası düzeyde pek çok ödül kazandı. Bunlar arasında 1995 yılında TBMM Cami ile Uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü, 1999’da Tepe Mimarlık Vakfı Ödülü’nü ve Ulusal Mimarlık Ödülleri’ni (1994 ve 2014) saymak mümkündür. Aralarında 2008 - 2009 yılları arasında WA Community tarafından düzenlenen “7 Architects – 7 Hills” ve 2012 Venedik Mimarlık Bienali kapsamındaki “Traces of Centuries and Future Steps” sergileri de olan uluslararası organizasyonlara davet edildi. 2007 – 2012 arası Bilgi Üniversitesi Mimarlık Yüksek Lisans Programı’nda atölye yürütücüsü ve kurucu olarak görev aldı. Halen Çinici Mimarlık bünyesinde faaliyet göstermektedir. Celaleddin Çelik, Mimar NUN | Architecture & Design Celaleddin Çelik Kadıköy Anadolu Lisesi’nden mezun oldu, Mimar Sinan Üniversitesi’nde mimarlık eğitimini tamamladı. 2013 yılında halen mimarlık kariyerine devam ettiği NUN | Architecture & Design’ı kurdu. TRT Haber’de yayınlanan “Gelenekten Geleceğe” programını hazırlayıp sunmuştur. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ve İstanbul Şehir Üniversitesi’nde mimari proje dersleri vermektedir. Dicle Demircioğlu, Mimar GMW MIMARLIK

Tasarım 1993 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Dicle Demircioğlu 2003 yılında GMW MIMARLIK bünyesine mimar olarak katılmış; ulaşım yapıları, oteller ve ofis binaları gibi farklı ölçekli projelerin tasarım, tasarım geliştirme ve uygulama projelerinin hazırlanması ve proje yönetiminde görev almıştır. 2008 yılında idari yönetim ve iş geliştirmeden sorumlu direktör, 2011 yılında ise ortak olmuştur. GMW MIMARLIK bünyesinde yönettiği başlıca projeler; Kuwait Uluslararası Havalimanı, Roma Fiumicino Havalimanı, Avrasya Tuneli Destek Binaları, Medine Prince Mohammed Bin Abdulaziz Havalimanı, Haramain Medine Hızlı Tren Garı, Tahran Havalimanı, Esenboğa Havalimanı Devlet Hava Araçları Hangarı, Vodafone Türkiye Genel Müdürlük Binası ve Kahire Havalimanı 3. Dış Hatlar Terminali’dir. Dila Gökalp, Mimar DGA-Dila Gökalp Architects Dila Gökalp, 2006 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir Bölge Planlama ve Mimarlık bölümlerinden birincilikle mezun oldu. Poiltecnico di Milano’da aldığı mimarlık eğitiminin ardından 2011 yılında İTÜ Mimari Tasarım yüksek lisans derecesini aldı. Halen İTÜ Mimari Tasarım doktora programında akademik çalışmalarına devam etmektedir. Dila Gökalp, İTÜ başta olmak üzere, birçok üniversite ve yarışmalarda jüri üyeliği, tasarım stüdyosu yürütücülüğü ve çalıştaylar yürüttü. Mimari pratiğinin yanısıra uluslararası konferans ve toplantılarda mimari tasarım alanlarındaki çalışmalarını sunmaya devam etmektedir. Gökalp, akademik başarıları yanısıra Barcelona, Milano ve Tokyo’da ileri gelen mimarlık ofislerinde çalışarak uluslararası deneyimler edindi. 2009 yılından itibaren ise kurucusu olduğu DGA - Dila Gökalp Architects ile çeşitli mimari tasarım yarışmalarına katıldı ve ödüller aldı. Basılı ve dijital yayın organlarında proje ve yazıları yayınlandı. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020 75


Tasarım 2020 yılından itibaren Londra’ya taşınarak daha geniş bir coğrafyayı hedef alan DGA - Dila Gökalp Architects, Avrupa ve Ortadoğu bölgesindeki projelerine devam etmektedir.

Gerçekleştirdiği projelele IDA (International Design Awards), European Property Awards, 2A Architecture & Art Magazine gibi uluslararası yarışmalarda ödüller almıştır.

Dilgün Saklar, Mimar Tekeli-Sisa Mimarlık

Emine Merdim Yılmaz, Mimar Arkitera Mimarlık Merkezi

İlk ve orta öğrenimini Ankara’da, lise öğrenimini İstanbul Çamlıca Kız Lisesi’nde tamamlamıştır. 1979 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Dilgün Saklar 1980 yılında Doğan Tekeli - Sami Sisa Mimarlık bürosunda çalışmaya başlamış, 2004 yılına kadar aralıksız olarak firmada proje yöneticisi olarak çalışmıştır. 2004 yılında şirketin Tekeli - Sisa Mimarlık Ortaklığı olarak yeniden yapılanması ile beraber ortaklığa katılmıştır. Mimari üretimleri dışında YEM yayınları tarafından yayınlanan “Doğan Tekeli - Sami Sisa, Projeler Yapılar, 1954 -1994” kitabını yayına hazırlamıştır. Serbest Mimarlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan Dilgün Saklar bir çocuk sahibidir.

1978 yılında İstanbul’da doğdu. Orta ve lise eğitimini Erenköy Kız Lisesi’nde tamamladı. 1995 yılında İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’ne girdi ve 2000 yılında mimarlık eğitimini tamamladı. Mimarlık eğitimi boyunca Erözü Mimarlık’ta ve Önder Tuncay’ın yanında staj yaptı. 2000 yılında İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Yapı Kürsüsü Yapı Elemanları Bölümü’nde başladığı yüksek lisans eğitimini tamamlamadı. 2001 yılında Sinan Genim’in ofisinde ve Patara Arkeolojik Kazısı’nda çalıştı. 2002-2006 yılları arasında Arkitera Mimarlık Merkezi’nde Arkitera.com editörlüğü görevini yürüten Emine Merdim Yılmaz 2006 -2013 yılları arasında Yayınlar Direktörü olarak görev aldı. Halen Arkitera Mimarlık Merkezi Genel Koordinatörü olarak görevini sürdürmektedir.

Eda Tahmaz, İç Mimar EDDA Architecture 1991 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Restorasyon Bölümü’nden ikincilikle mezun olan Eda Tahmaz, daha sonrasında eğitimini Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümü’nde birincilikle tamamladı. 1991-1995 mezuniyet ve öğrencilik yıllarında birçok restorasyon projeleri ve uygulama çalışmasında yer alarak, 1997 yılında University of Illinois at Chicago (UIC) Endüstriyel Tasarım Bölümü’nün ardından Chicago’da bulunan Bilim ve Endüstri Müzesi’nde tasarımcı olarak görev aldı. Yaklaşık 10 senelik farklı alanlarda, farklı firmalar ile yaptığı çalışmaların ardından, 2000 senesinden beri İstanbul merkezli kendi pratiğini hayata geçirerek devam eden Eda Tahmaz, 2008 yılından beri kurucusu olduğu EDDA Architecture bünyesinde çalışmalarına devam ediyor. 76 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020

Prof. Dr. Faruk Çalapkulu Jeoloji Mühendisi, Maden Yatakları Jeokimya Profesörü (Emekli) Ege Maden İhracatçıları Birliği TİM Delegesi 1945’te Niğde’de dünyaya gelen Faruk Çalapkulu, jeoloji mühendisi ve emekli maden yatakları jeokimya profesörüdür. Kariyer yaşamı boyunca mermer ve maden yatırımları konusunda birçok projenin planlama, yatırım ve işletme aşamalarında proje koordinatörü olarak görev yaptı. Mermer ve doğal taşların, metalik madencilik ve endüstriyel ham maddelerin çıkartılması, işlenmesi ve pazarlanması alanlarında danışmanlık hizmeti verdi. Kuruluşunda ve sonrasında MARBLE fuarlarında danışma kurulu üyeliği yaptı. Fabrika-okul modeli, üreterek teknik öğretim yönteminin planlaması ve uygulaması konusunda teknik mesleki eğitim organizatörlüğü

yaptı. 2002 yılından beri doğal taş ihracatçı şirketi Stonext A.Ş. ve Egejeoteknik Ltd. Şti’nin hissedarı olan Faruk Çalapkulu Ege Maden İhracatçılar Birliği TİM Delegesi’dir. Feza Ökten Koca, Mimar Elips Tasarım Mimarlık Feza Ökten Koca İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezuniyetinin ardından İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü’nde Bina Bilgisi yüksek lisansı yaptı. 1999 senesinde Elips Tasarım Mimarlık ofisini kurdu. Mimari tasarım hizmetleri ile başladığı yolculuğuna yıllar içinde iç mimari tasarım ve anahtar teslim uygulama işlerini de ilave etti. Özellikle konut, ticari alanlar, yeme-içme, mağazacılık ve eğitim alanlarında projeler üretmektedir. Bu süreçte mobilya ve aydınlatma tasarımları da üretmeye başlayan Elips Tasarım Mimarlık, daha sonra bu çalışmaları FEZA markası altında yürütmeye karar vermiştir. Feza Ökten Koca, meslek yaşamı boyunca projeleri ve tasarımlarıyla pek çok uluslararası ödülün sahibi oldu. Halen İstanbul Medipol Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak proje yürütücülüğü de yapmaktadır. Hasan Kıvırcık, Mimar MTM Mimarlık Hasan Kıvırcık 1958 yılında Antalya’da doğdu. İlk ve orta eğitimini Antalya’da tamamladı. Yıldız Üniverisitesi Mimarlık Fakültesi’ni 1989’da, Mimari Tasarım dalında yüksek lisansını 1991 yılında tamamladı. 1989’dan beri kendi ofisinde serbest mimarlık hizmetleri yürütmektedir. Birçok projenin hazırlanması ve uygulanmasında görev almış, halen asıl olarak mimari proje ve uygulama alanında faaliyet yürütmektedir. Hasan Kıvırcık, 1992 yılında kurmuş olduğu MTM Mimari Tasarım ve Uygulama Merkezi Ltd. Şti. bünyesinde çeşitli iş ortakları ve mimar meslektaşlarıyla profesyonel çalışmalarına devam etmektedir.


Doç. Dr. Murat YURDAKUL, Maden Mühendisi Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Bölüm Başkanı Doç.Dr. Murat Yurdakul 1999 yılı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü mezunudur. Yüksek lisans ve doktorasını yine aynı üniversitede doğal taş alanında tamamlamıştır. 2010-2012 yılları arasında Iowa State University’de (USA) doğal taş alanında çalışmalarını sürdürmüştür. Doğal taş (mermer, traverten, granit vb.) alanında çok sayıda ulusal ve uluslararası yayımlanmış makalesi ve uluslararası kongrelerde sunulmuş bildirileri bulunmaktadır. Yurt içi ve yurtdışı pek çok firmaya doğal taşın kesilebilirliğinden doğal taş ocakçılığına, iç ve dış mekanda taş seçimi ve mimaride taş kullanım özelliklerine kadar pek çok konuda danışmanlık yapmaktadır. Halen Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nde görev yapmaktadır. Neslihan İmamoğlu Mimar, Editör Binat İletişim 2012 yılında Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde lisans, 2019 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Mimari Tasarım Programı’nda yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2012 yılından bu yana TAG Platform’da fiziksel çevre ve tasarım algısı üzerine çalışmalar yapıyor. 2013 yılında çalışmaya başladığı Binat İletişim ve Danışmanlık bünyesinde çeşitli iletişim ve organizasyon projelerinde, mimarlık yarışmalarında görev alıyor; VÇMD, bi_özet, BETONART ve Arredamento Mimarlık dergileri gibi basılı ve dijital yayınlarda editör olarak çalışıyor; bi_özet gayrimenkul gazetesinin ve b.kitap’tan çıkan BIM Terimleri Sözlüğü’nün yayın koordinatörlüğünü üstleniyor. Önder Kul, Mimar Mimaristudio

Önder Kul, 1997 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü’nden mezun olduktan sonra, aynı üniversitenin Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Ana Bilim Dalı, Yapı Bölümü’nde lisansüstü eğitimini tamamladı. 2006 yılında Mimar ve Yüksek Endüstri Ürünleri Tasarımcısı Ayça S. Akkaya Kul ile Mimaristudio’yu kurdu. Ana gayesi özgün, çağdaş, kaliteli ve insan merkezli hizmet sunmak olan Mimaristudio çatısı altında, özellikle farklı ölçeklerde nitelikli yeni nesil çalışma mekanları ve ofisler, labofisler, deneyimleme ve teknoloji merkezleri, kongre merkezi gibi farklı konularda projeler geliştirilmektedir. Projelerini uzun süredir üzerinde çalıştıkları “Well” kriterleri ve bununla bağlantılı Biyofilik Tasarım ve Hareket Temelli Çalışma yaklaşımları üzerine kurgulamaktadır. TMMOB Mimarlar Odası üyesi ve İdealist İç Mimarlık Derneği kurucu üyesi olan Önder Kul, yazıları ile farklı yayınlarda, davetli olarak da çeşitli üniversitelerde konuşmacı ve öğretim görevlisi olarak görev almaktadır. Dr. Pınar Sipahi, Öğretim Üyesi YTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Mimarlık lisans ve lisansüstü eğitimlerini Yıldız Teknik Üniversitesi’nde, tasarım alanında yaptığı doktorasının bir yılını İtalya’daki Bologna Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Kamusal alan tasarımlarının yanı sıra, mimarlığın sosyal boyutu ve sinerji konuları ile ilgilenir. Çalışmaları İtalya, Japonya’da ve Kanada’da yaptığı sunumlarla uluslararası boyuta ulaşmıştır. Halen Yıldız Teknik Üniversitesi’nde kadrolu Dr. Öğretim Üyesi’dir. 2018 yılında İtalya İstanbul Başkonsolosluğu ve Yıldız Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde, Instute of European Design Milano, Italian Trade Agency ve İtalyan Kültür Merkezi desteği ile organize edilen Italian Design Day’in moderatörlüğünü üstlenmiştir. 2019 Eylül ayından beri Yıldız Teknopark’ta Tasarım Danışmanı ve SatPark Koordinatörü olarak görev yapmaktadır. Küratörlüğünü dünyaca

Tasarım ünlü mimar Luca Molinari’nin üstlendiği Italian Design Days 2020 Türkiye etkinliğinin organizatörüdür ve Türkiye liderlerindendir. Recep Coşkun Bozanlı İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu Üyesi 1954’te İstanbul’da dünyaya gelen Recep Coşkun Bozanlı, Kabataş Erkek Lisesi’nin ardından İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisansını 1979 yılında İngiltere’de The College’da tamamladı. Tank Palet Fabrikası’nda Üretim Kontrol Kısım Amiri olarak başladığı meslek yaşamına Efeks Dış Ticaret A.Ş.’de İhracat Müdürü olarak devam etti. 1987 yılında Medaş Maden Endüstri Dış Ticaret ve Sanayi A.Ş’yi kurdu. Medaş 2011 yılına kadar Afyon Organize Sanayi’nde bulunan mermer işleme fabrikasında fayans üretimi yapmış tüm ürünlerini ihraç etmiştir. 2012 yılından bu yana yurt dışındaki projelere mermer ürünleri ihraç etmektedir. Dr. Saltuk Özemir Işık Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Işık Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Başkanlığı’nı yürütmekte olan Saltuk Özemir, daha önce Gedik Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Başkanlığı ve GSMF Dekan Yardımcılığı görevlerini yürütmüş olup, İTÜ Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı ve İç Mimarlık bölümlerinde de araştırma görevlisi olarak çalışmıştır. Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden mezun olan Özemir, birisi Thames & Hudson ve RCA Society’nin verdiği “Design Products Winner” ödülü ile MA tezinin “Distinction” kazanmış olduğu Royal College of Art, Design Products yüksek lisans programından, ötekisi de İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı’ndan olmak üzere iki yüksek lisans derecesine sahip olup, doktora derecesini ise İTÜ Mimarlık Tarihi programından almıştır. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 77


Tasarım

Sezai Alkan İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi 1973 yılında çırak olarak başladığı baba mesleğine bir yıl sonra 1974 yılında Fikirtepe Kadıköy semtinde atölye açarak devam eden Sezai Alkan bugün kurucusu olduğu Alkan Mermer’de Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor. KASİAD Kastamonu Sanayi İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan Sezai Alkan 2002-2006 yılları arasında İstanbul Ticaret Odası Mermer ve Doğal Taşçılar Komite Üyeliği ve sektörle ilgili bilirkişilik yaptı. 2004-2014 yılları arasında ise Tuzla Mermerciler OSB Yönetim Kurulu Üyeliği görevini üstlendi. Halen İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi’dir. Vedat Öksüz, Endüstri Mühendisi İstanbul Maden İhracatçıları Birliği TİM Delegesi 1972 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Vedat Öksüz Şişli Endüstri Meslek Lisesi Elektronik Bölümü’nü tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Sakarya Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. Kısa bir süre aile şirketimiz olan Öksitaş Mermer firmasında çalıştıktan sonra Ceylan İnşaat’ta 78 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020

Intercontinental İstanbul projesinde Kesin Hesap ve Hakkediş Sorumlu Mühendisi olarak görev yaptı. Proje bitiminde Washington DC’de bir yıl süresince dil eğitimi aldı. Ardından Park Holding Park Enerji ve Endem Şirketler Grubu’nda çeşitli kademelerde görev aldı. 2002 yılında tekrar aile şirketinde çalışmaya başladı. Halen Öksitaş Mermer firmasında yönetici olarak görev yapıyor. 2013 yılından bu yana İstanbul Ticaret Odası 62 Nolu Mermer ve Madencilik Komitesi Başkanlığı ve son dönem Türkiye İhracatçılar Meclis Delegesi görevlerini yürütüyor. Zafer Karoğlu, Mimar IGLO Architects 1986 yılında Kabataş Lisesi’nden, 1991 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Çeşitli mimarlık ofislerinde yürüttüğü çalışmaların ardından 2001 yılında Esen Akyar ile birlikte İstanbul’da Iglo Architects’i kurdu. Iglo Architects çatısı altında farklı sektörlerden gelen müşterileri için Türkiye’de ve yurt dışında mimari tasarım, proje ve uygulama hizmeti verdiği projeleriyle bugüne kadar pek çok yerli ve uluslararası ödüle layık görüldü.

Dr. Zeynep Yazıcıoğlu Halu İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı İstanbul Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Zeynep Yazıcıoğlu Halu lisans öğrenimini İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nde tamamlamıştır. Yüksek Mimar ünvanını ve doktora derecelerini yine İTÜ Mimari Tasarım alanında almıştır. İstanbul Üniversitesi’ndeki görevine başlamadan önce Dresden TU, Project for Public Spaces, Yeditepe Üniversitesi, Aalto University ve İstanbul Medipol Üniversitesi mimarlık bölümlerinde araştırmacı ve öğretim üyesi olarak çalışmıştır. Akademik çalışmalarının yanı sıra mimarlık pratiğine devam etmekte, mimari ve kentsel tasarım yarışmalarında kazanılmış ödülleri ve öneri projeleri bulunmaktadır. Akademik araştırma konuları arasında mimari tasarımda tasarım yöntemleri, tasarımda araştırma yöntemleri, konut araştırmaları, mimari tasarım eğitimi, mimarlık kuramı, insan-çevre-davranış ilişkileri bağlamında kent formu, kentsel mekan, yürünebilirlik ve kullanıcı katılımı sayılabilir. Bu konular kapsamında çok sayıda bilimsel makale ve kitabın yazarıdır.


Tasarım

9. Endüstrİyel ve Mİmarİ Doğal Taş Tasarım Yarışması’nın Başvuru Süresİ Uzatıldı İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) tarafından geleneksel hale getirilen 9. Endüstriyel ve Mimari Doğal Taş Tasarım Yarışması’na gelen yoğun talep üzerine başvuru süresi uzatıldı. 9. Endüstriyel ve Mimari Doğal Taş Tasarım Yarışması’nın yeni başvuru tarihi 24 Ağustos 2020 olarak belirlendi.

Ü

niversitelerin endüstriyel tasarım, mimarlık ve sanat bölümü öğrencileri ile sektör profesyonellerinin katılımına açık olan 9. Endüstriyel ve Mimari Doğal Taş Tasarım Yarışması’na gelen yoğun talep üzerine başvuru süresi uzatıldı. Yeni başvuru tarihi 24 Ağustos 2020 olarak belirlenen yarışmada, başvuru projeleri Türkiye’nin önde giden mimar ve iç mimarlarının yanı sıra değerli akademisyenlerden, sektör temsilcilerinden ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği yetkililerinden oluşan bir seçici kurul tarafından değerlendirilecek. 9. Endüstriyel ve Mimari Doğal Taş Tasarım Yarışması sonucunda “Profesyonel” ve “Öğrenci” kategorilerinde dereceye girenlere toplam 86 bin TL’lik para ödülü verilecek. Yanı sıra her iki kategoride de ilk üçe giren tasarımcılar, T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından verilen yurt dışı tasarım eğitimi bursu şansı yakalayacak. Türk doğal taş sektörünün sürdürülebilir bakış açısıyla büyümesine ve gelişmesine katkı sağlamak hedefindeki yarışmaya; “Mimari, Kentsel Alanlar, Dekoratif Ürünler, Mobilya, Yaşam Alanları (Duvar, Zemin) için Yeni Yaklaşımlar ve Uygulamalar, Banyo ve Mutfak, Kamusal Alan Heykelleri” başlıklarından sadece biri ile katılım sağlanabiliyor.

Yarışma kapsamında Türk doğal taşlarının kullanılması zorunluyken, toplam maden ihracatında 1,8 milyar dolarlık yer kaplayan mermer, traverten, granit, oniks, kayağan taşı, kireçtaşı, andezit, bazalt kullanımı ise öncelikli materyaller olarak açıklandı. Ödüllerin, Türkiye’de tasarım kültürünün oluşmasına ve Türk tasarımcılarının dünyaya tanıtılmasına katkı sağlayan Design Week Turkey (Türkiye Tasarım Haftası) 2020 kapsamında sahiplerine teslim edilmesi planlanıyor. 9. Endüstriyel ve Mimari Doğal Taş Tasarım Yarışması jüri üyeleri İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu Üyesi Mimar Akın Gölcük, Çinici Mimarlık Kurucusu Mimar Can Çinici, NUN|Architecture & Design Kurucusu Mimar Celaleddin Çelik, GMW MIMARLIK Ortağı Mimar Dicle Demircioğlu, DGADila Gökalp Architects Kurucusu Mimar Dila Gökalp, Tekeli-Sisa Mimarlık Ortağı Dilgün Saklar, EDDA Architecture Kurucusu İç Mimar Eda Tahmaz, Arkitera Mimarlık Merkezi Genel Koordinatörü Emine Merdim Yılmaz, Ege Maden İhracatçıları Birliği TİM Delegesi Prof. Dr. Faruk Çalapkulu, Elips Tasarım Mimarlık Kurucusu Mimar Feza Ökten Koca, MTM Mimarlık Kurucusu Mimar Hasan Kıvırcık, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Bölüm Başkanı Doç.

Dr. Murat Yurdakul, Editör ve Mimar Neslihan İmamoğlu, Mimaristudio Kurucu Ortağı Mimar Önder Kul, YTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Pınar Sipahi, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu Üyesi Recep Coşkun Bozanlı, Işık Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Dr. Saltuk Özemir, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sezai Alkan, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği TİM Delegesi Vedat Öksüz, IGLO Architects Kurucu Ortağı Mimar Zafer Karoğlu ve İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Zeynep Yazıcıoğlu Halu’dan oluşuyor. Yarışma başvuruları www. dogaltastasarimyarismasi.com web sitesi üzerinden tek aşamalı ve online olarak önkayıtsız alınıyor ve katılım için herhangi bir belge ya da pafta teslimi gerekmiyor. Yarışma başvuruları 24 Ağustos Pazartesi günü geceyarısı saat 00:00’a kadar devam edecek.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020 79


İş Dünyası

Küresel salgın sürecİnde para kullanım alışkanlıklarımız nasıl olmalı ? Tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19, sonrasında gelen pandemi ve içinde bulunduğumuz temkinli normalleşme sürecinde insanların günlük yaşam rutinleri ve para kullanım şekilleri oldukça değişti. Ekonomideki dalgalanmalar tüketiciler üzerinde ellerindeki parayı kullanma ve yatırım konularında kafa karışıklığı yaratıyor. Süreci dikkatli ve mantıklı yönetebilmek adına Profesyonel Para Koçu Pelin Narin Tekinsoy para harcama isteğimizin altında yatan duygusal sebepleri açıkladı ve önerilerde bulundu.

K

üresel salgın döneminde insanların duygu durumları ve para kullanma davranışları değişkenlik gösterebiliyor. Pelin Narin Tekinsoy bu dönemde ve hayatımızın her döneminde para harcarken bilmemiz gerekenleri şöyle açıkladı: “Koçluk çalışma alanı itibariyle tamamen bireysel hedeflere yöneliktir. Bu sebeple, kişinin parasal olarak doğru şekilde hareke etmesini önemsiyorum. Bu da bireylerin duygularını kontrol etmelerinden geçiyor. Buna halk dilinde mantıklı hareket etmek dense de her zaman söylendiği kadar basit şekilde akıllıca hareket edemiyoruz. Özellikle de içinde bulunduğumuz salgın ortamında. Mantıklı hareket edemiyor olmamıza ilk sebep; hayatta kalabilme kaygımız. Çünkü ölmekten içten içe korkuyoruz. 80 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 289 - 2020


İş Dünyası Vakitsizce hayatımızı kaybetme düşüncesi bizi belirsizliğin içine sincice sürüklerken kaygı yaratmakta. “Daha yapılacak bir sürü şey var” düşüncesiyle farkında olmadan panikliyoruz. Bu halimiz bizi günlük de olsa yanlış para kullanma davranışlarına itiyor. İkinci olarak, bir çoğumuz hala duygularımızı kontrol edemez yetişkinleriz. Bu ne demek? İçimizde hala çocuk olan bir yan var. “Bunun nesi kötü!” diyebilirsiniz. Ancak işte bu olgunlaşmayan yanımız, bizim yumuşak karnımız. Duygularınızı olgunlaştırmak çocuksu yanınızı elinizden alacakmış korkusu yaratır ve bizi hep güdük bırakır.

Aksine çocuksu bir yanınız olsun. Fakat o çocuk hayata olgunca da bakabilme yetisi kazansın. Üçüncü olarak büyük markaların aynı bizim gibi hayatta kalmaları ve varlıklarını sürdürmeleri önemlidir. Bu sebeple bizi sürekli geçmişteki güzel günleri düşleyeceğimiz zaman yolculuğundan çıkarmak istemezler. O çocuksu yanımızı kullanarak bizi geçmişte bırakırlar, iyi hissettiğimiz tanıdık geçmiş duygularda. Bu sebep de yine bizi panikletir. Eski duyularımızı hissettirecek yeni ürünler, bizi para harcamaya iter. Sonuç olarak duygusal olgunlaşma önemli. Paramızı yönetmek istiyorsak hayatı dışardan seyretmeyi

öğrenmeliyiz. Özellikle küresel salgın durumlarında sağlık, eğitim gibi konularda dikkatli adımlar atmaya çalıştığımız kadar bütçemizi doğru yönetmek ve korumak adına da araştırmalar yapmalı ve bizi hep daha fazla harcamaya iten duygusal sebepleri fark etmeliyiz. Temkin şimdi her zamankinden daha önemli.” Para kullanım alışkanlıkları, altında yatan sebepler ve doğru bütçe yönetimi konusunda daha fazla açıklamalar ve önerilere Pelin Narin Tekinsoy “Para Koçluğu – Tamamen Duygusal” adlı kitabında yer verdi.

TEB Yatırım Genel Müdürlüğü’ne Mustafa Selİm Yazıcı Atandı TEB Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdürlüğü görevine, 2014’den beri TEB Portföy Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü olarak görev yapan Mustafa Selim Yazıcı atandı.

İ

stanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümü mezunu olan Mustafa Selim Yazıcı yüksek lisans derecesini ekonomi ve finansman alanında University of Warwick’den aldı. Türk finans piyasasına ilk olarak 1996 yılında yatırım bankacılığı tarafında adım atan Yazıcı, 2002 yılında TEB Yatırım’a banka ve sigorta sektörü analisti olarak geçiş yaptı.

TEB’in görevlendirmesi ile bir dönem New York’ta Türk pay senetlerinin Amerikalı yatırımcılara pazarlanmasında çalışan Yazıcı, 20062009 yıllarında Londra’da Lehman Brothers, Nomura ve Unicredit gibi uluslararası kurumlarda Türk bankacılık sektörünü kıdemli analist olarak incelemeye devam etti.

Türkiye’ye döndükten sonra yine TEB Yatırım’da yönetici olarak aynı işi yapmaya devam eden Yazıcı, 2012 yılında portföy yönetimi sektörüne TEB grubu içinde transfer oldu ve 2014 yılında TEB Portföy Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi oldu. Türk sermaye piyasalarının gelişmesine profesyonel örgütlerde görev alarak da destek veren Mustafa Selim Yazıcı, 2018 yılında Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) Başkanı ve Birliğimiz Denetim Kurulu Üyesi olarak seçildi. Ayrıca Avrupa Fon ve Varlık Yönetimi Birliği (EFAMA) ve Birleşik İpotek Finansmanı Şirketi (BİFAŞ) yönetim kurulu üyeliklerini sürdürüyor. World Media Group (WMG) Haber Servisi Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 289 - 2020 81


Güncel

Türk doğal taşına değer katma yarışına 398 proje ortak oldu Evde Kaldılar, Türk Doğal Taşına Değer Katacak Tasarımlara İmza Attılar..

K

abe’den Beyaz Saray’a, dünyanın en büyük havaalanlarından ünlülerin malikanelerine dünyanın en prestijli projelerini süsleyen Türk doğal taşına daha fazla katma değer katmak amacıyla Ege Maden İhracatçıları Birliği tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen AMORF Doğal Taş Tasarım ve Proje Yarışması’nda, Türk doğal taşına değer katma seferberliğine 398 proje ortak oldu. Pandemi döneminde evde kalan mimarlık, mühendislik, güzel sanatlar ve tasarım fakültelerinin ilgili lisans veya yüksek lisans bölümlerinde okuyan öğrencileri ve mezunları Türkiye’nin ihracatta öne çıkan ürünlerinden doğal taşa daha fazla katma değer 82 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

kazandıracak tasarımlara imza attı. T.C. Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlenen, Amorf Doğaltaş Proje ve Tasarım Yarışmasına toplamda 398 başvuru olurken, profesyonel kategorisinde 202, öğrenci kategorisinde ise 196 dosya dereceye girmek için yarışacak. Türk doğal taşları işlenmiş ürüne dönüşecek Türkiye’nin dünya doğal taş rezervlerinin yüzde 35’ine sahip olduğunu, Ege Bölgesi’nin doğal taş ihracatında lider konumda bulunduğunu dile getiren Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, Türkiye’nin doğal taşlarının işlenmiş ürün olarak ihracatını artırmak ve Türk doğal

taşının prestijli projelerdeki konumunu güçlendirmeyi amaçladıklarını kaydetti. Jüri üyelerinin eserlerle ilgili değerlendirmelerinin devam ettiği bilgisini veren Kaya, “İlk yıldan alınan dosya başvuru sayısının ve niteliğinin fazlalığı bizleri şimdiden ikinci yılımız için çok heyecanlandırıyor. EMİB, AMORF Doğal Taş Tasarım ve Proje Yarışması doğal taş sektöründeki firmalar ile sektöre ilgi duyan profesyonel ve öğrenci düzeyindeki tasarımcı, mimar ve iç mimarları buluşturacak bir platform oluşmayı amaçlarken, doğal taş ihracatında rekabet gücünü artıracak ve tasarım açısından güçlü, üretilebilir, katma değeri yüksek, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir projelerin gelişime de öncü olacak” şeklinde konuştu.


Doğal taş projeleri 3 kategoride değer bulacak AMORF Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması’na yapılan başvuruların 3 kategoride değerlendirileceğini anlatan Başkan Kaya, kategorileri ise şöyle özetledi; “Mermer artıklarının değerlendirilmesi ve ekonomiye kazandırılması, dış mekan projeleri ve iç mekan uygulamaları ile mobilya ve aksesuar tasarımları. Sponsor firmanın ve jüri üyelerinin kararı doğrultusunda finale kalan projeler arasından seçilecek bir tasarımın üretilmesi ve tasarımcının ticari hakları korunarak satışa sunulması da söz konusu olacak. Jürinin seçtiği bir finalist projeye ise bir yıl süresince ürün ve iş geliştirme mentorluğu sağlanacak.”

AMORF’un jürisinde kimler var? AMORF Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması’nın jüri heyeti Platformİzmim Yönetim Kurulu Saymanı Gülçin Çalandağ, Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı Demet Binan, İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Başkanı Can Özcan, Tasarımcı Emre Yusufi, İç Mimar Hakan Kütahya, Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu Başkanı Sertaç Ersayın, ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölüm Başkanı Gülay Hasdoğan, Endüstriyel Tasarımcı Buket Hoşcan Bazman, İç Mimar Erman Bazman, Sezgin Marble Kurucu Ortağı Reyhan Sezgin ve Alpay Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Melike Alpay Özmen’den oluşuyor.

Güncel Mimarlık, mühendislik, güzel sanatlar ve tasarım fakültelerinin ilgili lisans veya yüksek lisans bölümlerinde okuyan öğrenciler ile mezunlarının katılımına açık olan AMORF Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması’nda, profesyonel ve öğrenci kategorilerinde, toplamda 10 projeye 10’ar bin TL tutarında para ödülü verilecek. Ayrıca, Ege İhracatçı Birlikleri’nin Ticaret Bakanlığı’na sunacağı projenin onaylanması durumunda, finale kalan öğrenci kategorisindeki yarışmacılara yine T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenecek kişi sayısı doğrultusunda yurt dışında eğitim hakkı verilmesi söz konusu olacak.

Şİmdİ Morhipo.Com’la Market Alışverİşİ De Tek Tıkla Kapıda Morhipo.com, müşterilerinden gelen istek üzerine istegelsin’le olan işbirliğini büyüttü. Morhipo Market ile kullanıcılar 7 binden fazla ürün çeşidi ve taze meyve-sebze seçenekleriyle tek seferde tüm alışverişini yapabiliyor.

M

art 2019’dan bu yana Morhipo. com özel müşteri programı Morpass kapsamında işbirliği yapan Morhipo. com ve istegelsin, Morhipo.com müşterilerinden gelen talepler üzerine işbirliklerinin kapsamını genişletti ve güçlerini birleştirerek Morhipo Market uygulamasını hayata geçirdi. Morhipo.com, Morhipo Market çözümü ile milyonlarca müşterisine market ürünlerini sunmayı hedefliyor. Morhipo Market platformunda yer alan market ürünleri, marketlerle aynı fiyat üzerinden satışa sunuluyor. 7 binden fazla ürün çeşidi ve taze meyve-sebzedeki iddiası ile Morhipo Market, bu ayrıcalıklı hizmeti Morhipo.com müşterileriyle buluşturuyor.

Pandemi sürecinin başından bu yana müşterilerinden gelen talepler doğrultusunda ev yaşam,

mutfak araç gereç kategorilerini yeni marka ve ürünlerle destekleyen modanın e-ticaretteki adresi Morhipo.com, bu süreçte de hizmet standartları ve koşulsuz müşteri mutluluğu ilkesiyle, sadık müşterilerinin tüm ihtiyaçlarını karşılamak istedikleri bir alışveriş destinasyonu haline geldi. Morhipo Market’te müşteriler sipariş verdikleri adres doğrultusunda taze sebze-meyveden temizlik ürünlerine, atıştırmalıklardan içeceklere, dondurulmuş gıdadan dünya mutfaklarından seçeneklere, kişisel bakım ürünlerinden evcil hayvan dostlarımızın ihtiyaçlarına kadar binlerce ürün arasından alışverişlerini tamamlayabilecek. Yeniliklerin öncüsü Morhipo.com, müşterilerinin tüm arayışlarına yenilikçi ve özgün çözümlerle yanıt vermeye devam edecek. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020 83


İhracat

Lİmon İhracatında ön İzİn şartı kaldırıldı Hasat Öncesi Limon Üreticilerini Sevindiren Karar

Limondaki

İhracat

Kısıtlaması

Kaldırıldı

P

andemi sürecinde tüketimi artan ve kilogram fiyatı 18 liraya kadar yükselen limona getirilen ihracat kısıtlaması Resmi Gazete’de yayımlanan kararla kaldırıldı. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, 7 Nisan’da Resmi Gazete’de yayımlanan kararla limon ihracatının Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ön iznine bağlandığını hatırlattı. “Bu karar 31 Ağustos’a kadar geçerliydi. Ancak Ticaret Bakanlığı süre dolmadan ön izin şartını kaldırdı. Limon tüketimi pandemi döneminde bağışıklığı güçlendiren C vitamini ihtiyacını karşılamaya yönelik yoğun talep nedeniyle arttı. Dolayısıyla fiyatlar birdenbire yükseldi. Mart’ta marketlerde neredeyse yüzde 50’nin üzerinde en fazla fiyat artışının yaşandığı üründü. Bakanlıklarımız hem üreticiyi hem tüketiciyi koruma prensibiyle tedbirini aldı ve limon ihracatını ön izne bağladı. Daha sonra fiyatlar normal seviyelere döndü. Pandemi günlerinde birçok ülke gıda ihracatında kısıtlamaya gitti. Bizim ülkemizde uygulanan da tüm dünyanın almış olduğu tedbirlerden biriydi. Üreticilerimizin ihracatçılarımızın en büyük beklentisi planlı sürdürülebilir bir üretim ve tüketimin gerçekleşmesi. Hasada sayılı günler kala yeni sezon öncesi

84 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

mevcut pazarların kaybedilmemesi için gösterilen bu hassasiyet bütün taraflar tarafından büyük bir memnuniyetle karşılanmıştır. Bu sayede üreticimiz emeğinin karşılığını alacaktır.” 2019’da üretilen 950 bin ton limonun yarısının ihraç edildiğinden bahseden Uçak, 66 ülkeye 476 bin ton limon göndererek 245 milyon dolar rakamına ulaşıldığını sözlerine ekledi. “2019’da en çok limon ihracatı gerçekleştirilen ülkeler; 65 milyon dolarla Rusya, 29 milyon dolar Irak, 20 milyon dolar Suudi Arabistan, 18 milyon dolar Romanya, 17 milyon dolar Ukrayna, 13 milyon dolarla Bulgaristan, 11 milyon dolarla Sırbistan ve Polonya, 6 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri. 2020’nin ilk 7 ayında ise 150 bin ton limonu 60 ülkeye göndererek 93 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu kararın ihracatımıza olumlu etkisini ve güzel yansımalarını göreceğiz. İlerleyen süreçte limon ihracatı daha da iyi noktalara gelecek. 2018’de yakaladığımız 330 milyon dolarlık ihracat rakamını bu sene yeniden yakalamayı hedefliyoruz. 31 milyon dolarla Rusya, 9 milyon dolarla Irak, 8 milyon dolarla Ukrayna ve Romanya, 7 milyon dolarla Suudi Arabistan Ocak-Temmuz döneminde en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk 5 ülke arasında yer alıyor.”


İhracat

Türkİye-Suudİ Arabİstan tİcaretİ verİmlİ İlerLİyor Suudi Arabistan, Türkiye İle Her Türlü İşbirliğine Hazır..

Türkiye İle Suudi Arabistan’ın Ticareti Pandemiye Rağmen Artışta..

T

ürkiye’nin Suudi Arabistan’a ihracatı Mayıs’ta yüzde 50’nin üzerinde, Haziran’da yüzde 30, Temmuz’da ise yüzde 21 arttı. Ege İhracatçı Birlikleri’nin düzenlediği “Koronavirüs’ün hedef pazarlarımızdaki seyri” webinar serisinin on birinci ayağında Cidde Ticaret Ateşesi Hıfzı Oğuz Korkmaz pandemi sonrası Suudi Arabistan’ın dış ticaretindeki gelişmelerle ilgili sunum yaptı, ihracatçıların sorularını yanıtladı. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyemiz Melih İşliel de Suudi Arabistan pazarı hakkında bilgi verdi. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Suudi Arabistan’ın dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olduğunu ve kullanmakta olduğu birçok ürünü ithal ettiğini söyledi.

“Türkiye’nin Orta Doğu ve Körfez ülkeleri içindeki en stratejik pazarlarından biri. Suudi Arabistan toplam ihracatımızdan yüzde 2 pay alıyor. En fazla ihracat yaptığımız 15’inci ülke. 3,3 milyar dolar ihracatımız 3 milyar dolar ithalatımızla 6 milyar doların üzerinde dengeli ilerleyen ticaret hacmimiz var. Ülkelerimiz arasında birçok alanda işbirliği imkanı mevcut. İhracatımızın sektörel dağılımı yüzde 80 sanayi yüzde 20 gıda şeklinde. Ocak-Temmuz döneminde 27 kalemin 8’inde ihracatımız arttı. İlk 7 ayda artış kaydeden kalemler; hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar, demir ve demir dışı metaller, madencilik ürünleri, iklimlendirme sanayi, tütün, meyve ve sebze mamulleri, zeytin ve zeytinyağı, fındık ve mamulleri.”

Türkiye’nin Suudi Arabistan’a ihracatında artış trendinin hakim olduğunu söyleyen Eskinazi, “Geçen seneye göre ihracatımız Mayıs’ta yüzde 50’nin üzerinde, Haziran’da yüzde 30, Temmuz’da ise yüzde 21 arttı. İlk 7 ayda Suudi Arabistan’a 1 milyar 950 milyon dolarlık, Temmuz’da ise 258 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Birliğimizden Ocak-Temmuz döneminde yapılan ihracatımızda yüzde 5’lik artışla 144 milyon dolar rakamına ulaştık. Temmuz ayında da yüzde 31 artışla 25 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Birliğimizin ihracatında öne çıkan sektörlerimiz; tütün, su ürünleri ve hayvancılık mamulleri, çelik, hububat bakliyat ve yağlı tohumlar, maden, kimyevi maddeler, yaş meyve sebze, zeytin ve zeytinyağı.” dedi.

Suudi Arabistan İle Ticari İlişkiler Dengeli Gidiyor..

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 85


İhracat Eskinazi, koronavirüs etkisiyle ülkenin bütçesinin yüzde 70’ini oluşturan ana gelir kaynağı petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün ve siyasi olayların ikili ticarete sirayet etmemesi için ihracatçıların önlem almasının taraftarı. “Suudi Arabistan’a ihracat yapan, ülkede faaliyet gösteren firmalarımızı hedef alan uygulamalarda artış olduğuna, gümrük işlemlerinin yavaşlatılmasına kadar geniş bir alanda ticaretimizi etkileyecek gelişmelerin yaşandığına dair geri bildirimler alıyoruz. Bozulma riski yüksek olan gıda ürünlerimiz özellikle yaş meyve sebze ihracatı bu durumdan en çok etkilenen sektörlerden biri. Yaş meyve sebze ihracatında yıl genelinde yüzde 42, Temmuz’da yüzde 51 daralma yaşandı. Suudi Arabistan ile 2019’da ilişkilerimiz çok iyi olmamasına rağmen en fazla ihracat yaptığımız 20 ülke içinde ihracatımızı en fazla artırdığımız ülke oldu. Gümrüklerdeki çeşitli bekletmelere, problemlere rağmen ihracatımız yüzde 25 arttı. Pandemiyle birlikte bütün ülkelerde yerli üretimi koruma algısı ön planda. Bu yüzden gümrük artışları uygulanıyor. İhracatçılarımız buna göre pozisyon almalı ve her türlü senaryoya hazırlıklı olmalı.” Suudi Arabistan pazarı için tavsiyeler şu şekilde; -Suudi Arabistan ekonomisi dünyanın en büyük ekonomilerinden biri. Bu yıl G20’ye ev sahipliği yapıyor. Satın alma gücü paritesine göre dünyada 17’inci sırada, cari fiyatlarla GYSH sıralamasına göre 18’inci sırada. Bölgenin en büyük ekonomisi. Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkeler arasında yaklaşık üretimin yüzde 50’lik kısmını sağlıyor. 34 milyonluk nüfusuyla bölgenin en büyük ülkesi. -Bütçe gelirlerinin yüzde 65’i üretimin yüzde 35’i ihracat gelirlerinin yüzde 80’i petrol kaynaklarından sağlanıyor. Petrol fiyatlarındaki değişiklikler ülke ekonomisini doğrudan etkiliyor. Bu yüzden ülke ekonomisi 40 milyar dolar bütçe açığı verdi. Yılbaşında toplanan OPEC ülkeleri, Rusya 86 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

ile petrol üretimi konusunda yaşanan anlaşmazlık yüzünden üretim kısıtlamasına gidilememesi, pandemi ve dünyadaki daralan talepler yüzünden petrol fiyatları 14 dolarlara kadar geriledi. Yıl genelinde 40 dolarlar düzeyinde seyredeceği öngörülüyor. -Yüzde 5 seviyesindeki KDV yüzde 15’e yükseldi. Gümrük vergi oranlarında artışlar yapıldı. Sektörleri korumak adına ilave gümrük vergileri getirildi. -Bu sene hac ve umre organizasyonları gerçekleştirilemedi. 2019’da 2,5 milyon kişi hac, 19 milyon kişi umre ibadetini gerçekleştirdi. Yüzde 75’i yurtdışından gelen hacılardan oluşuyordu. Umre’de de yüzde 40’ını yurtdışından gelenler oluşturuyor. Hac ve umre GYSİH’e yüzde 7 oranında katkı sağlıyor. Hac ve umre sektörleri öncü sektörler arasında. Otelcilik, gıda, tekstil, inşaat, iletişim, hediyelik eşya gibi birçok sektörü beraberinde taşıyor. Ülke ithalata bağlı olduğu için bu sektörün kapanması diğer sektörlerde gerilemelere yol açıyor. -Bölgenin en büyük müteahhitlik sektörü Suudi Arabistan’da. Müteahhitlik sektöründe yılbaşında 55 milyar dolar seviyesinde yatırım bekleniyordu. Bu bütçenin yüzde 20 yada yüzde 40 oranında daralması bekleniyor. İnşaat sektörü birçok sektörü sırtında taşıdığı için ithalatı da olumsuz etkiliyor. Suudi Arabistan KİK ülkeleri arasında 2020 itibarıyla toplam müteahhitlik projelerinin yüzde 38’ini üstlenecek. -Güçlü yanlar; Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı. Petrole bağlı olarak döviz gelirlerini artırdı. Sabit döviz kur rejimi uygulanıyor. Bu da kurda istikrarın olduğunun göstergesi. Bölgenin en büyük ekonomisi ve nüfusun en yoğun olduğu yer. Batı ile özellikle ABD ve İngiltere ile ciddi ilişkileri var. Teknolojik alt yapısını bu ülkelerden transfer ediyor. Bankacılık sektöründen sigortacılık sektörüne kadar bir çok alanda teknolojik alt yapı sağlam.

-Zayıf yanları; Petrole bağımlı bir ülke. Petrol gelirlerindeki düşüşler ekonomiyi etkiliyor. Yüksek yatırım maliyetleri mevcut. Alışık olduğumuz iş yapma kültürü yok. Sabırlı olunması gerekiyor. -Fırsatlar; Vizyon 2030 projesi var. Petrole bağımlılığı azaltmak adına ekonominin çeşitlendirilmesi hedefleniyor. Turizm, sağlık, eğitim, teknoloji yatırımlarının yapılması bekleniyor. Ülkenin bu projeyle dışa açılma, daha dışarıya açık bir ülke olma hedefi var. -Türk malı algısı yüksek seviyede. Politik ve ikili ilişkilerde olumlu seyretmeyen bir havayla karşılaşsak da Türk malı diğer menşeili ülkelere göre daha çok tercih ediliyor. -Tehditler; petrol fiyatlarındaki düşüşler, bütçe açıkları, ikili ilişkiler, pandemi, ekonomik durum. Yılbaşında 70 dolarlar seviyesinde seyreden petrolün varil fiyatı şuan 40 dolarlar seviyesinde. Ekonomi yeni yeni toparlanıyor. Ülke ekonomisinin daralmasına, ithalatın etkilenmesine neden oluyor. -Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkesi. Bu ülkeler arasında Gümrük Birliği anlaşması var. Diğer ülkelere sıfır, üçüncü ülkelere de ortak gümrük vergisi uygulanıyor. KİK ülkeleri arasında gümrük vergisi bulunmuyor. KİK’in Singapur ile EFTA ve STA’sı var. Gümrük tarife oranları yüzde 5 olup, ülke içinde üretilen ürünlerde bu oranlar yüzde 25’i buluyor. -20 Haziran 2020 itibariyle 57 fasılda 2000 üzeri üründe ilave gümrük vergisi getirildi. Gıda sağlık ilaç kozmetik ürünlerinin ithalat süreçleri ekstra onay ve işleme tabi tutuluyor. Her kesim için helal belgesi ibrazı beyaz ve kırmızı beyaz ette zorunlu. -2019 itibariyle 400 milyar dolar dış ticaret hacmi söz konusu. Petrol fiyatlarıyla ihraç gelirleri paralel ilerliyor. Ülke ekonomisi büyük ölçüde ithalata bağımlı olduğu için ithalat rakamları petrol fiyatlarındaki büyüme küçülmeden etkilenmiyor.


İhracat

-2019’da 144 milyar dolar ithalatı var. En fazla ithalatını Çin, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya, Japonya’dan yapıyor. İhracatını ise en fazla Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan, Singapur ve Türkiye’ye yapıyor. Bu açıdan Türkiye önemli ticari partneri. -İthal ettiği ürünler; cep telefonu binek otomobili, hafif yağlar ve müstahzarları, ilaçlar, hava araçları ve aksam parçaları, işlenmemiş altın, fener gemileri, yangın söndürme gemileri, yüzer vinçler, yüzer havuzlar, ses-görüntü/ diğer bilgileri almaya çevirmeye vermeye yeniden oluşturmaya mahsus makinalar, su taşıtları. İhraç ettiği ürünler ise petrol-petrokimya ürünleri. -2019’da Suudi Arabistan’a ihracatımız yüzde 25 artış, ithalatımız yüzde 10,4 azalış kaydetti. 2019’da ihracatımız 3,3 milyar dolar. En fazla ihracat yaptığımız 15. ülke. 2020 Ocak-Haziran’da ihracatımız yüzde 18,8 ithalatımız yüzde 22,7 azaldı. İlk yarıda Mart Nisan aylarında ekonomi tamamıyla kapalıydı. Durum böyle olunca tüm dünyada olduğu gibi ithalatta daralma geldi. Haziran’da yüzde 30 un üzerinde ihracat artışı gerçekleştirdik.

-2020 Temmuz ayında Türkiye’nin genel ihracatı yüzde 5,8 daralırken Suudi Arabistan’a ihracatımız yüzde 5 oranında azalış gösterdi. Son hafta bayram haftasıydı. Suudi Arabistan’ın bir hafta bayrama erken girmesi ve eksik iş günlerini de hesaba katarsak daralma normal. Bayram tatili ve iş günlerini telafi etsek artıda kapatırdık. Gümrüklerde karşılaşılan sorunlar, Türkiye’den gönderilen ürünlere ambargo uygulanıp uygulanmayacağı konusundaki tereddütler hakim. Sahadaki haberler Suud makamlarınca yalanlandı. Suudi Arabistan’daki en üst seviyedeki resmi makamlarla görüşmeler neticesinde alınan yanıt bu tarz haberlere itibar edilmemesi ve Türkiye’nin Suudi Arabistan için önemli bir ticari partner olduğu yönünde. Suud makamlarınca her türlü işbirliğine hazırız mesajı da verildi ve kesinlikle bir ambargo uygulanmayacağı resmi olarak bir önlemin alınmayacağı konusunda taahhütler de alındı. İhracatımızın yasaklanması ya da ambargo gibi bir durumun olması söz konusu değil.

-Gümrüklerdeki bekleme hususu yeni bir durum değil. 2019 yılının ikinci çeyreğinden beri ülkemiz menşeili ürünlerin gümrüklerde diğer ülke menşeili ürünlere göre daha çok bekletildiğini görüyoruz. Bazen 3 haftayı buluyor. İhracatçılarımız pozisyonlarını almalı ve tedarikçilerin bilgilendirilmesi önemli. Ürünlerin gümrüklerden çıkamaması tedarik zincirinin bozulmasına yol açabiliyor. Gerekli stok yönetiminin yapılması konusunda bilgilendirme yapılmalı. İhracat yapmayı düşünen yeni yapan ihracatçılarımız bunu göz önünde bulundurmalı. -Pandemiyle beraber ithalata dayalı bir ekonomi olduğu için tedarik süreçlerinin sürdürülebilir kılınması adına gümrüklerde hızlandırılmalara gidildi. Ürünlerimiz 1 hafta içerisinde çıktı. Ancak Haziran ve Temmuz ayından itibaren yine aynı rutine döndü. -SABER sistemi; İthalattan ihracatçıya kadar tüm zincirin kayda alındığı, ürünlerin gümrükten çekilme sürecini hızlandıran elektronik ürün kayıt sistemi. 2019’dan itibaren yürürlüğe girdi. Tüm ürünlerin kayıt altına alınması hedefleniyor. Listeler sürekli güncelleniyor. İhracatçılar takip etmeli. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 87


İhracat SABER uygulaması tüm ülkeleri kapsıyor. Gerekli belgeler alınmazsa kayıt yapılmazsa ürünler gümrükten çıkamıyor. Süreçlerin verimli kullanılması noktasında bürokrasiyi azaltacak çeşitli kolaylıklar sağlıyor. -Suudi Arabistan’daki Standartlar Enstitüsü (SASO) kurumu ürünlerin standartlara uygunluğunu belirliyor. Türk Standartları Enstitüsü ve diğer akredite kuruluşlar tarafından belgeler veriliyor. Bu belgeler olmadığında ürünler ülkeye sokulmuyor. -SFDA, Suudi Arabistan’ın gıda ve ilaç idaresi. Gıda, ilaç ve kozmetik ürünlerinde ülkeye yapılan ihracatlarda SFDA’in onayı gerekiyor. İhracatçı firmanın kendisi ya da yerel tedarikçisi kanalıyla belgeye başvurulabilir. Yerel tedarikçiyle alınan belgenin tedarikçiyi değiştirdiğiniz durumda süreç yeniden başlıyor. Ancak ihracatçının kendisi aldığında böyle bir sorun olmuyor. SFDA belgesi zaman zaman tarife dışı engel olabiliyor. Örneğin balık ürünlerinin ihracatında. -Yumurta ihracatı için SFDA’in onayı gerekiyor. Balık ürünlerinde olduğu gibi izin bekleniyor. Henüz izin gelmedi. Ülke özelinde yumurta üretimi yeterli olmadığı söyleniyor. Ancak sofralık yumurtada ciddi manada üretim var. Bu senenin başında bazı üretim tesislerinde hastalıklar meydana geldiği için talep yoğundu. Yumurta ihracatında

SFDA belgesi olmamasına rağmen iç pazardaki talep nedeniyle Nisan ve Mayıs’ta ciddi ihracat gerçekleştirildi. İç piyasadaki daralmadan ötürü izin verildi. -İş çevreleri tarafından dikkat edilmesi gereken hususlardan diğerleri ise; tüm dünyada yerlileşme, yerelleşme kavramları öne çıktı. Yabancı yatırımcıların Suudi Arabistan’a çekilmesi konusunda ciddi kolaylıklar sağlanıyor. Vizyon 2030 projesi kapsamında yabancı yatırımlar teşvik ediliyor ve yerelleşme hakim. Yerli üretimi korumak noktasında gümrük artışı buna bağlanabilir. -Yabancı yatırımın zor olduğu bir ülkede yerel iş ortaklıkları uzun vadede ciddi anlamda kapılar açıyor. Yerel ortaklarımızı seçmekte fayda var. Ülke ithalata bağımlı olduğu için stok yönetimini kontrol etme noktasında ihracatçılarımızın çalışmalar yapmasında fayda var. Artık sıfır stoklu zinciri geride bıraktığımızı düşünüyoruz. Ambalaj ve paketleme çok önemli. Doğal ve organik ürünler çok revaçta. -Pandeminin yoğun olduğu dönemde ihracat yapılmasına rağmen tedarikçilerin üstlerine düşeni yapmadığına dair geri bildirimler alınıyor. Bu süreçte her türlü senaryoya hazırlıklı olunmalı. Güven olsa dahi sözleşmeli bir şekilde ihracat yapılmalı. -Türk menşeili ürünlere gümrüklerde

ciddi bir muamele yapılıyor. Lisans ve belgelere ihracatçılarımız dikkat etmeli. Kişisel ilişkilerle bazı hususlar göz ardı edilip çeşitli kolaylıklar sağlanabiliyordu ama şuan ürünlerimiz ciddi bir süreçten geçiyor. Gerekli lisans belgeleriniz alınmışsa ürünlerin çıkmaması gibi bir durum yok. İthalatta istenen belgeler takip edilmeli. -Sosyal medya kullanımı çok yoğun. Nüfusun yüzde 90’ı internet 70’i sosyal medya kullanıcısı. Ürünleri pazarlamada dijital kanallar değerlendirilmeli. Ülkenin yüzde 74’ü Youtube, yüzde 62’si Facebook, yüzde 60’ı Instagram kullanıyor. -E-ticaret satışlarının 2020’de yüzde 23 artarak 6,1 milyar dolara yükselmesi öngörülüyor. Pandemiyle birlikte bu hacim artmış olabilir. 2020-2024 döneminde satışların yıllık yüzde 7,1 artması tahmin ediliyor. Elektronik yüzde 33, moda yüzde 31, gıda ve kişisel bakım yüzde 21, oyuncak yüzde 10, mobilya yüzde 5’lik pazar payına sahip. 2020 yılında 21 milyon kullanıcının olacağı öngörülüyor. Pandemiyle birlikte fuarlar artık yapılamıyor. 10 bin civarında fuar iptal edildi. Yıl sonuna doğru hepsi iptal edilecek. Sanal fuar organize edilebilir. Bu trendin giderek artacağını öngörülüyor. -Süt ve süt ürünleri Türkiye’ye uygulanan özel bir muamele yok. Tüm dünyaya uygulanıyor. İlave evrak, rapor, belge istenmiyor.

Sağlıklı gıda İçİn büyük adım Sağlıklı gıda için 9 tarım ilacına daha yasak, 7 tanesine kısıtlama getirildi...

A

vrupa’nın birinci, dünyanın yedinci büyük tarım ülkesi Türkiye, bir yandan tarımsal üretimini arttırmak için projeleri hayata geçirirken, diğer yandan ürettiği tarım ürünlerinin daha sağlıklı olması için adımlar atıyor. 88 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Tarım ve Orman Bakanlığı geçtiğimiz haziran ayında hastalık ve zararlı organizmaların ürüne zarar vermesini önlemek için kullanılan 16 tarım ilacını (bitki koruma ürünü) yasaklamışken, 5 Ağustos 2020 tarihinde bu listeye 9 pestisiti daha ilave etti. 7 pestisitin ise; Aralık 2021 tarihinde yeniden yapılacak değerlendirmeye kadar kullanım alanlarının kısıtlanmasına

karar verdi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu kararını 81 il müdürlüğüne genelge ile duyurduğunu belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, 2009 yılından beri Türkiye’de kullanımı yasaklanan ve kısıtlanan pestisitlerin sayısının 220’e ulaştığını kaydetti.


İhracat

Dünya piyasalarında elimiz güçleniyor Tüketici taleplerinin, dünya genelinde gıda üretimini şekillendirdiğinin altını çizen Celep, “Dünya genelinde sağlıklı gıda tüketmek isteyen tüketici kitlesinin sayısı hızla artıyor. Pandemiyle birlikte sağlıklı gıdaya yöneliş daha da arttı. Yaklaşık 35 yıldır organik tarım ve iyi tarım uygulamaları ile dünyaya gıda üretiyoruz. Ege Bölgesi’nin tarım ürünleri ihracatı son bir yıllık dönemde 5 milyar doları aşmış durumda. Ege Bölgesi’nde Dikili’de ilk uygulaması hayata geçmek üzere olan Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinin itici gücüyle orta vadede 10 milyar dolar tarım ürünleri ihracatı hedefliyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sağlıklı gıda üretimiyle ilgili hamleleri dünya piyasalarında elimizi güçlendiriyor. Sürdürülebilir üretim ve ihracatı destekleyici bu karardan dolayı Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli nezdinde Tarım ve Orman Bakanlığımıza da teşekkür ederiz” diye konuştu.

“Tarladan çatala kadar olan zincirde, sağlıklı gıdanın bir tercih değil yeryüzündeki bütün canlıların hakkı” diyen Celep sözlerini şöyle tamamladı; “Çevreyi, insan sağlığını ve biyoçeşitliliği koruyan, doğa dostu üretim metotlarını destekleyerek üretim yapma konusunda büyük adımlar atıyoruz. Toprağın yapısını bozan, gıdalarımızın kaynağı olan toprağımızı kaybetmemize yol açabilen pestisitlerden hızla uzaklaşıyoruz. Böylece biyoçeşitlilik kaybının da önüne geçiyoruz.” Türkiye’de zirai mücadele amacıyla kullanılan bitki koruma ürünlerinin ruhsatlandırılması, üretimi, ithalatı, piyasaya arzı ve kontrolü ile ilgili iş ve işlemler, 5996 sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” ile bu Kanuna bağlı olarak çıkarılan ilgili mevzuata göre Tarım ve Orman Bakanlığınca yapılıyor. Söz konusu mevzuat çerçevesinde, Türkiye’de ilk kez ruhsatlandırılacak olan bitki koruma ürününün aktif maddesinin Avrupa Birliği veya G8

ülkelerinde ruhsatlı olması şartı aranıyor. Ayrıca, uluslararası kuruluşlarca insan ve çevre sağlığı ve benzeri konularda sakıncalı görülen aktif maddelerin kullanımının sonlandırılması halinde yine aynı mevzuat kapsamında bu aktif maddelerin ülkemizde de kullanımları Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sonlandırılıyor. Tarımsal üretimde yasaklanan 9 pestisitin ithalatı, imalatı ve kullanımı sonlandırılırken, kullanım süresi sonunda piyasada bulunan söz konusu aktif maddeleri içeren bitki koruma ürünlerinin firmasınca toplanarak Bakanlığın bilgisi dahilinde imha edilmesi karara bağlandı. Yasaklanan ve kısıtlanan aktif maddelerin farklı tarım ürünlerinde hastalık, zararlı ve yabancı otlarla mücadelede kullanılan bitkisel koruma ürünlerinden oluşuyor.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 89


İhracat

Çekİrdeksİz Sultanİ Üzüm İhracat yolcusu Pandemiye karşı bağışıklık sisteminizi Sultanların tercihi Çekirdeksiz Sultani Sofralık Üzüm ile güçlendirin.. Osmanlı Sultanların sofralarını süsleyen Çekirdeksiz Sultani

Döviz kuru taze meyve sebze ihracatında rekabetçiliğimizi koruyacak seviyede..

Üzümün ihracat yolculuğu 8 Ağustos’ta başlıyor..

O

smanlı Sultanlarının tercihi Çekirdeksiz Sofralık Sultani Üzümün ihracat yolculuğu 8 Ağustos 2020 Cumartesi tarihinde başlıyor. Mevlâna (Razaki) Sofralık üzümünün ihraç tarihi ise; 12 Ağustos 2020 Çarşamba günü olarak belirlendi. Çekirdeksiz Sofralık Sultani Üzümün kesim tarihi 7 Ağustos, Mevlâna (Razaki) Sofralık üzümünün kesim tarihi ise; 11 Ağustos olarak tespit edildi. Türkiye, 2019 yılında Çekirdeksiz Sofralık Sultani Üzüm ve Mevlâna Üzümü ihracatından 95 milyon dolar döviz geliri elde etmişti. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, 2020 yılı

90 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

hedefini ise 110 milyon dolar olarak açıkladı. Uçak, “Döviz kurlarındaki seviye de bu sezon ihracatta rekabetçiliğimizi güçlendirecek boyutta” diye not düştü. Okula giden çocuklarımızın beslenme çantalarından meyveyi eksik etmeyin Pandemi döneminde bağışıklık sistemini güçlendiren meyve tüketiminin önemine değinen Başkan Uçak, “Üzümün bağışıklık sistemini güçlendirdiğini tüm doktorlar ve diyetisyenler dile getiriyor. Pandemi döneminde tüm vatandaşlarımızı, önümüzdeki günlerde açılacak okullarda öğrencilerimizi daha fazla sofralık üzüm tüketmeye davet ediyoruz.

Okula gidecek çocuklarımızın beslenme çantalarına mevsimine göre bağışıklık sistemlerini güçlendirecek meyve koymalarını tavsiye ediyorum. Bugünlerde üzüm, sonrasında narenciye ürünleri beslenme çantalarının vazgeçilmezi olmalı” dedi. Anayurdu Anadolu olan Çekirdeksiz Sofralık Sultani Üzümün, İzmir-ManisaDenizli üçgeninde 55 bin üreticinin geçim kaynağı olduğu bilgisini veren Uçak, üzümü şifa deposu olarak tanımladı. Uçak, sözlerini şöyle sürdürdü; “Üzüm, kanseri önleme, kalp hastalığı riskini azaltma yanında vitamin ve mineraller açısından çok zengin bir meyve, kemiklerin güçlenmesinde önemli rol oynuyor.


İçerdiği yüksek miktarda demir nedeniyle kansızlığı önlüyor, kansızlık kaynaklı halsizlik, yorgunluk, tırnak kırılması, saç dökülmesi gibi belirtilerin azalmasına ve ortadan kalkmasını sağlıyor. E ve K vitamininin zenginliği cildin daha parlak ve sağlıklı görünmesini mümkün kılıyor. Üzüm polifenoller olarak bilinen güçlü antioksidanlar içerdiği için bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Tüm vatandaşlarımızı günlük asgari 100 gram taze üzüm tüketmeye davet ediyorum.”

“Sultani Çekirdeksiz Sofralık Üzüm Çeşidi ve Mevlâna (Razaki Tipi) Sofralık Üzüm Çeşidinin Kesim İhraç Tarihleri” Ticaret Bakanlığı Ege Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü başkanlığında oluşturulan, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin içinde bulunduğu komisyon tarafından belirlendi.

Dijital Dünya En çok Ruslar tercih etti Türkiye 2019 yılında 49 ülkeye 92 milyon 740 bin dolarlık Sultani Çekirdeksiz Sofralık Üzüm, 2,2 milyon dolarlık Mevlâna üzümü ihraç etti. Rusya, 50,3 milyon dolarlık ithalatla Türk üzümünü en fazla tercih eden ülke oldu. Ukrayna, 7,7 milyon dolarlık tutarla ikinci olurken, Almanya 6,8 milyon dolarlık Türk üzümü aldı.

Tayvan’ın Dİjİtal Bakanı: Audrey Tang 2020 yılının Şubat ayının başlarında, Tayvan’da maske tedarik problemi yaşanıyordu. Yazılım mühendisi olan Howard Wu sosyal medya hesabındaki mesajlarda Covid-19 sebebiyle stres seviyesindeki artışı gözlemledi.

T

ayvan’ın en popüler mesaj uygulaması olan LINE’da insanlar hangi yerel mağazalarda maske stokunun olup olmadığını bildiren anlık mesajlar alıyordu. Yalnız başlayan bir günün ortasında Wu’nun aklına parlak bir fikir gedi. Mesajlaşma uygulamasından gelen kaynağı belirsiz mesajları koordine etmek için Google Haritalar’ı kullanarak içerisinde maske stoku bulunan marketleri ‘’yeşil’’ stoku biten mağazaları ‘’kırmızı’’ olarak gösteren internet sitesi hazırladı.

O zamanlar Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) küresel bir pandemi kararını vermesine daha 1 ay kadar zaman vardı. Ancak Aralık ayı sonlarına doğru Wuhan’daki vakalara dair bilgiler sosyal medya üzerinden yayılmaya başlamıştı. Tayvan ise Covid-19’a karşı dünyanın en başarılı seferberliklerinden birini organize etmek için tüm kurumlarıyla çalışıyordu. Şubat ayında Wuhan’da her gün düzinelerce ölüm bildirilirken Tayvan yüksek alarma geçmişti ve Wu’nun maske haritası popülerleşmeye başlamıştı.

World Media Group (WMG) Haber Servisi

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 91


Sektör Kağıt

MOPAK Okullara Maske Bağışı İçİn Proje Başlattı Türkiye’nin önde gelen

K

ağıt sektöründe 94 yıldır faaliyet gösteren MOPAK, koronavirüsün Türkiye’de görüldüğü kağıt ve defter ilk aylarda virüse karşı farkındalık oluşturmak adına sosyal medyada Gökkuşağı adlı bir proje üreticisi MOPAK, başlatarak sağlık kuruluşlarına binlerce maske bağışı yaptı. Okul döneminin yaklaşmasıyla sosyal medya bu kez çocuklar ve ihtiyaç sahibi okullar için harekete geçen yerli kağıt üreticisi, sosyal üzerinden medyada #MaskeliyimGüvendeyim projesini başlattı. Vatandaşların maskelerini istedikleri başlattığı tasarımla renklendirmelerini ve MOPAK sosyal medya hesabını etiketleyerek fotoğrafı “Maskeliyim paylaşmalarının istendiği proje ile maske kullanımın önemi vurgulanırken yapılan Güvendeyim” paylaşımların karşılığında ise ihtiyaç sahibi okullara maske bağışı yapılacak.

projesi ile

okula dönmeye hazırlanan öğrencilere seslendi. Proje ile maske kullanımının önemi vurgulanırken ihtiyaç sahibi okullara maske bağışı yapılması hedefleniyor.

“Önce çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği” Söz konusu sağlık olduğunda çocukları bilinçlendirmenin ve onları doğru mesajlarla yönlendirmenin hem kişisel gelişimleri hem de güvenlikleri açısından kritik rol oynadığını belirten MOPAK Genel Müdürü E. Ruhi Molay “Gerek yaptığımız projelerle gerekse ürettiğimiz kağıt, defter ya da çocuklarımıza renkli bir dünyanın kapılarını araladığımız Masaüstü Kırtasiye ürünlerimizde; önceliğimiz her zaman çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği olmuştur. Zor bir sürecin ilk aşamasını hep birlikte el ele vererek geride bıraktık; ancak yeni bir dönem başlamak üzere. “Okula Dönüş” biz eğitim sektörüne hizmet veren firmalar için senenin en değerli ve belki de üretici olarak bizim öğrencilerimizle en çok iletişim kurabildiğimiz, onların istek ve taleplerini birebir karşılayabildiğimiz dönem. İletişimimizin en yoğun olduğu bu dönemi yaşadığımız zorlu süreci göz önüne alarak değerlendirmek ve çocuklarımıza doğru mesajları vererek onların kişisel güvenliğini sağlamak da en büyük hedefimiz.’’ şeklinde konuştu. “Maskelerin altındaki gülücükler başka okullarda yeni gülücüklere vesile olacak”

92 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Pandemi gibi zorlu süreçlerde dayanışmanın önemine dikkat çeken E. Ruhi Molay, virüsten korunma yollarını eğlenceli bir dille anlatarak çocukları da bu dayanışmaya ortak etmeyi ve gelecek nesillere örnek olmayı amaçladıklarını belirtti. Bu kapsamda velilere seslenen Molay, “Dünyada ve Türkiye’de hepimizi etkileyen pandemi döneminde el ele verdik. Siz #evdekal dediniz, gökkuşağınız ile pencerenizi renklendirdiniz, biz de sizin bu çabanız karşılığında sağlık çalışanlarına destek verip gelecek güzel ve sağlıklı günlere umut olduk. Şimdi artık okula dönüş zamanı! Çocuklarımızın çok özledikleri okullarına, arkadaşlarına kavuşmaları ise sizin bugünü tedbirli, bilinçli şekilde yaşamanıza bağlı. MOPAK olarak bizler de #MaskeliyimGüvendeyim sloganı ile rengarenk tasarımlı maskelerin altındaki gülücükleri ortaya çıkartmak ve yine maske bağışında bulunarak ihtiyaç sahibi okullardaki çocukların yüzüne birer gülücük kondurmak için çaba sarf ediyoruz.” dedi. World Media Group (WMG) Haber Servisi


Sektör Kağıt

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 93


Güncel

Toshiba 35 Yıllık Bİlgİsayar Serüvenİnİ Resmen Sonlandırdı Toshiba tarafından yapılan açıklamada, Dynabook’un kendilerinde kalan yüzde 19,9’luk hisselerin Sharp’a satıldığı belirtilerek, “Bu devir sonucunda Dynabook, tamamen Sharp’ın sahipliğindeki alt şirket haline gelmiştir” denildi. YENİ İSMİ DYNABOOK OLDU

J

apon teknoloji şirketi Toshiba, laptop işinden çıktığını resmen duyurdu. Üretim kısmını ise yine Japon şirket Sharp satın aldı. Sharp, Toshiba’nın üretim altyapısını kullanarak laptop işine devam edecek.

Toshiba, 2018 yılında laptop üretimindeki alt şirketinin yüzde 80,1 hissesini 36 milyon dolara Sharp’a satmıştı. Sharp daha sonra bu şirketi Dynabook olarak yeniden isimlendirmişti. Şirket, laptop üretim işine 1985 yılında girmişti. 1990’lı yılların sonunda pazar lideri olan ve özellikle 2000’li yıllarda ilk sıralardaki üreticilerden olan Toshiba, daha sonra pazara giriş yapan diğer şirketlerin büyümesiyle pazar payını kaybetmeye başlamıştı.

Automechanika Dubai 2021’de Automechanika Dubai 9 Haziran 2021 tarihinde Dubai Dünya Ticaret Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

A

utomechanika Dubai organizasyonunu gerçekleştiren Messe Franfurt tarafından yapılan açıklamada dünyada yaşanan Covid – 19 Pandemisi sebebiyle fuarın 2021’de gerçekleştirileceği duyuruldu. Geçen yıl, Automechanika Dubai, 63 ülkeden 1.880 katılımcıya sahipken, 146 ülkeden 32.750 ticaret ziyaretçisi çekti. Katılımcıların yüzde 90’ından fazlası ve ziyaretçilerin yüzde 50’si BAE dışından geliyor. Bu arada ekip, en son endüstri trendlerini ve fırsatlarını yakından takip ederek popüler ücretsiz Automechanika Dubai web semineri serisine de ev sahipliği yapmaya devam edecek. 94 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020


Güncel

Vestel’de Neler Oluyor ?

Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet yürüten ve 20 bin

Y an sanayi sektörleri ve partnerleri ile birlikte Manisa

yerel ekonomisinde önemli bir yere sahip olan Vestel’de yüzlerce işçiye Covid -19 teşhisi koyuldu ve 16 işçi hayatını kaybetti. Sivil Toplum Örgütleri ve sendikalar dün Manisa Organize Sanayi Bölgesi İdari Alanda gerçekleştirdikleri basın açıklaması ile alınan tedbirlerin yetersizliğini ve fabrikanın üretimi

durdurmamasını protesto etti. Vestel’de çalışan bir işçi ise konu ile ilgili şunları söylüyor: “Yedi yıldır Vestel’de çalışıyorum. Covid – 19 semptomlarını hissetmeye başladığımda revire gittim. Revirde; tat – koku alamıyorum, şiddetli vücut ağrılarım var, şu anda halsizim dememe rağmen doktor beni ilaç verip üretime geri gönderdi. Israr edip tekrar

revire çıktım ve test talep ettim. Gerçekleştirilen Covid -19 testlerim pozitif çıktı. Israr etmesem kaç kişiye Covid – 19 bulaştıracaktım kim bilir.” Vestel yönetimi ise gerekli tüm tedbirlerin alındığını ve üretimi durdurmak gibi bir düşünceleri olmadığını vurguluyorlar. World Media Group (WMG) Haber Servisi

Borusan Mannesmann’a ABD’den Ödül B orusan Mannesmann’ın ABD’deki şirketi Borusan Mannesmann Pipe US, ABD çelik sektörünün en saygın yayınlarından American Metal Market tarafından verilen 2020 yılı “Yılın Boru Üreticisi” ödülünü üçüncü kez kazandı. Geçtiğimiz hafta ABD ticaret mahkemelerinde; genelde çelik ve boru sektörünün özelde ise Borusan’ın kazandığı Trump’un yaptırımlarının mahkumiyet kararı sonrası ikinci olumlu gelişme de bu oldu.

kişinin istihdam edildiği Vestel’de Covid - 19 skandalı.

World Media Group (WMG) Haber Servisi

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 95


İhracat

Demİr ve Demİrdışı Metallerİn İhracaTında Yüzde 26 Artış Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, 2020’ye ihracatını Ocak’ta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 26 geliştirerek 150 milyon dolarla başladı. Şubat’ta 109 milyon dolar, Mart’ta 121 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdık.

B

irçok endüstride tedarik zincirinde meydana gelen aksaklıklar ve küresel arz talep dengesinde yaşanan daralmalar tüm sektörlerde olduğu gibi bizim de üretim ve ihracatımızda gerilemelere yol açtı. ABD Başkanı Donald Trump’ın Mart 2018’den beri uygulamakta olduğu Türkiye’den ithal edilen çelik ve alüminyum için ilave % 25 gümrük vergisi uygulaması hatta bu oran Ağustos 2018 – Mayıs 2019 tarihleri arasında % 50 olarak uygulanmıştır; ayrıca AB’nin yine çelik ürünlerine karşı halen sürdürmekte olduğu kota uygulamasına küresel çaptaki pandemi krizi de eklenince ülkelerin içe dönme girişimleri artmaya başladı. Bütün ülkelerde yerlileşme, yerli üretimi koruma algısı ön plandaydı. Bu da bizim satın alma, üretim, satış ve lojistikte öne çıkan trendleri daha yakından takip etmemiz

96 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

gerektiği gerçeğini ortaya koyuyor. Öncelikli olarak Katma değeri yüksek olan kaliteli yani alaşımlı çelik diyebileceğimiz ürün gamındaki üretim düzeyini daha üst seviyelere çıkarmamız gerekiyor. Bu konuda bölgemiz başta olmak üzere ülke genelinde yatırımlar artmakta, katma değerli ürün ihracatı ve Türkiye ekonomisine sağlayacağı katkı açısından da çok önem arz etmekte. Türkiye, 2019 yılı verilerine göre 33,7 milyon tonluk üretimiyle dünyanın en büyük sekizinci, Almanya’nın ardından da Avrupa’nın ikinci büyük çelik üreticisi konumunda yer alıyor. 2019’da yaklaşık 22 milyar dolarlık demir ve demirdışı metal ürünler (çelik dahil olmak üzere) ihracatıyla sektördeki önemli oyunculardan biri oldu ve dünya sıralamasında altıncı sırada yer aldı. Salgının demir çelik sektörü

için en önemli pazarlar olan Avrupa ve ABD’yi kısmen daha çok etkilemesi, Türkiye dahil olmak üzere birçok ülkede demir çelik üretim ve tüketiminin zayıflamasına neden oldu. Otomotiv, yapı ve inşaat, makine gibi çelik tüketicisi sektörlerde uluslararası alanda yaşanan daraltıcı etkinin sektörümüze yansımasını Nisan ve Mayıs aylarındaki verilerden net bir şekilde görebiliyoruz. Birliğimiz Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 15 gerileyerek 85 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Küresel ham çelik üretimi, pandeminin en yoğun hissedildiği Nisan ayında 2019’un aynı dönemine kıyasla yüzde 13 azalarak 137,1 milyon ton oldu. Daralmalara rağmen Mayıs’ta EİB bünyesindeki 12 İhracatçı Birliği arasında 80 milyon dolarla EİB’de yer alan birlikler arasında en fazla ihracat gerçekleştiren birlik olduk. Normalleşme adımlarıyla üretim, tüketim ve dış ticaret verileri eski seyrine dönmeye başladı. Haziran ayında ihracatımız yüzde 8 artarak 98 milyon dolara ulaştı. Türkiye’de ham çelik üretimi haziranda 2019’un aynı ayına kıyasla yüzde 4 artışla 2,8 milyona ulaşırken, ocak-


haziran döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4 azalarak 16,3 milyon ton oldu. Nihai mamul çelik tüketimi ise Haziran’da yıllık bazda yüzde 7 arttı ve 2,4 milyon tona yükseldi. Tüketim, yılın 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,7 artarak 13,4 milyon ton olarak hesaplandı. Küresel ham çelik üretimi yılın ilk yarısında 873 milyon ton oldu ve 2019 yılının ilk yarısına göre %6 düşüş gösterdi. Son 2 yıldır demir çelik sektöründe dünyadaki korumacılık önlemleri sebebiyle sıkıntılı bir süreç geçirse de genel olarak bakıldığında son 15-20 yılda yakaladığımız büyüme ivmemizi salgın sürecinde de korumak için girişimlerimizi aralıksız sürdürdük. Koronavirüs salgını süresince sektörde üretim kesintisi yerine, salgına karşı gerekli tedbirlerin alınarak çalışmaların sürdürülmesi ülkemiz açısından oldukça önemliydi. Yılın ilk yarısında Birliğimizden yapılan demir çelik ihracatı 644 milyon dolar oldu. En çok ihracat gerçekleştirilen ürün grupları; 448 milyon dolarla demir ve çelik, 96,5 milyon dolarla bakır, 68,2 milyon dolarla diğer metaller ve 31 milyon dolarla alüminyum ürünleri oldu. Birliğimizden yılın ilk yarısında yapılan demir çelik ihracatında başı çeken ülkeler; 81 milyon dolarla Almanya, 55 milyon dolarla Yemen, 28 milyon dolarla İsrail, 24’er milyon dolarla ABD ve İtalya, 22 milyon dolarla İngiltere, 20’şer milyon dolarla Fransa ve Hollanda oldu. Değer bazında Yemen’e yüzde 27, İsrail’e yüzde 18, ABD’ye yüzde 59 ihracat artışımız oldu. Ocak-Haziran döneminde Türkiye geneli demir çelik ihracatı geçen senenin aynı dönemine göre değer bazında %13 azalarak 9,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracatımızın 6,5 milyar dolarını demir çelik, 1,3 milyar dolarını alüminyum, 1,1 milyar dolarını diğer metaller, 639 milyon dolarını bakır ürünleri oluşturuyor. İlk yarıda Türkiye geneli en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz Almanya 656 milyon dolarla ilk, İtalya 595

milyon dolarla ikinci, İsrail 504 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldı. İlk üç pazarın ardından 407 milyon dolarla ABD, 383 milyon dolarla Romanya, 383 milyon dolarla Irak, 375 milyon dolarla İspanya, 365 milyon dolarla Mısır en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz pazarlarımız arasında yer alıyor. Demir çelik sektöründe Sanayi 4.0 vizyonunun gerçekleşmesi için kendi ekosistemimize bilgi beslemesi yapmamız ve süreci üretimden Ar-Ge’ye kadar detaylı şekilde yürütmemiz gerekiyor. Bunun için dijitalin bütün enstrümanlarını kullanarak sektörümüze katma değerli üretimi teşvik edecek Sanayi 4.0 odaklı etkinliklerimizle bilgilendirmeler yapıyoruz. Bu sene yaşadığımız en önemli gelişmelerden biri de ABD Uluslararası Ticaret Mahkemesi’nin ABD Başkanı Donald Trump’ın 2018’de Türkiye’den ithal edilen Çelik ve Alüminyum’un ek gümrük vergisi oranını yüzde 25’ten yüzde 50’ye yükseltme kararının anayasaya aykırı olduğuna karar vermesiydi. İki yıl boyunca küresel ölçekte İhracatçı Birlikleri olarak verdiğimiz mücadele sonucu Türkiye’nin lehine sonuç çıktı. İhracatçı Birlikleri olarak bizler de bu keyfi ek vergiden ötürü ihracatçılarımızın uğradığı zararın karşılanmasını talep etmek için elimizden geleni yapacağız. Ankara-Washington hattındaki düşük veya sabit oranlı gümrük vergisi müzakerelerinin sürmesini, diplomatik temasların sıklaştırılmasını istiyoruz. Öte yandan Avrupa Birliği’nin (AB) çelik ürünleri ithalatı üzerindeki korunma önlemleri adil ticaret anlaşmasına uymamaktadır. İkili ticaretin önüne konulan engeller, ticaret savaşları kümelenmesi ve korumacılık önlemleriyle Gümrük Birliği anlaşmamız ciddi anlamda zedelenmiştir. Aramızda 24 yıldır geçerli olan Gümrük Birliği’nin kapsamının genişletilerek en kısa zamanda modernize edilmesi ve ivedi bir şekilde güncellenmesi gerekiyor. Biz ekonomik savaştan değil, küresel ticarette adil ve sürdürülebilir bir

İhracat sistemden yanayız. Pandeminin etkilerinin hala devam ettiği başta ABD ve Avrupa ülkelerinin ekonomilerinde daralmalar rekor seviyelerde seyrediyor. Uluslararası kuruluşların tahminlerine göre salgının asıl etkisinin ikinci yarıda görülmesi bekleniyor. Piyasadaki yeni arz talep dengesinin yılın son çeyreğinde ancak sağlanabileceğini düşünüyoruz. Türk demir çelik sektörü olarak ikinci yarıda uluslararası arenada eskisinden de güçlü pozisyon alarak yerimizi sağlamlaştırmaya hazırlanıyoruz. Stratejik öneme sahip çelik sektörü temelde diğer sektörlere girdi sağlar; örneğin inşaat, otomotiv Makine ve İmalat Sanayi gibi. İnşaat, otomotiv sektörlerinin de özellikle yeni kredi fırsatları ile yeniden canlanması ve diğer Makine, imalat sanayinin tekrar normal üretime geçmesi ile birlikte çelik sektörünün de iç pazarda yükselişe geçeceğini öngörüyoruz. Çelik sektöründe hammadde ihtiyacının 2/3’nü (hurda, elektrod, demir cevheri, koklaşabilir taş kömürü gibi) ithal etmekteyiz. İnşaat demiri, filmaşin, profil, kütük demir, yassı mamul, kaplamalı malzemeler, kaliteli çelikler üretip ihraç ediyoruz. Ama asıl geliştirmemiz gereken bir kısmını ithalatla karşıladığımız beyaz eşya, otomotiv, gemi sanayi gibi sektörlerin ihtiyacı olan katma değerli yassı ve uzun mamullerdir. Sektör olarak asıl ithal ettiğimiz bu katma değerli mamulleri üretecek girişim ve dönüşümleri arttırmak oldukça önem taşıyor. Sektörün diğer ihtiyacı olan önlem ise Ukrayna, Rusya, İran gibi çelik üretiminde ihtiyaç duyulan kömür, cevher gibi doğal kaynakları zengin, ayrıca doğalgaz enerji kaynaklarına sahip ve çeliği büyük montanlı ve aynı zamanda ucuza üretip ihracat yapan ülkeler ile yapılması planlanan serbest ticaret anlaşmalarında da ülkemiz üreticilerinin rekabet gücünü koruyabilmeleri için demir çelik ürünlerinin kapsam dışında bırakılmasıdır. Yalçın ERTAN Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 97


Emlak - Konut

Temmuz Ayında 365 bİn 179 Gayrİmenkul Satıldı T emmuz ayında 365 bin 179 gayrimenkul satışı gerçekleşti. İlk yedi ayda toplam gayrimenkul satış sayısı 1 milyon 423 bin 627 oldu. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Haziran ayında gerçekleşen 312 bin 409 satış sonrasında Temmuz ayında yeni bir rekor kırılmış oldu. Temmuz ayında tüm gayrimenkul türlerinde 365 bin 179 satış işlemi gerçekleşti. İlk yedi aydaki toplam satışlar sonrasında 265 milyar 698 milyon 433 bin 876 liralık beyan değeri

üzerinden ödenen tapu harcı üzerinden ise devletin kasasına toplamda 9 milyar 595 milyon 394 bin 356 lira oldu. Türkiye genelinde herhangi bir gayrimenkul için tapuda beyan edilen ortalama değer 186 bin 634 liraya yükseldi” dedi. Konut Kredisi Hacmi 265 Milyar 722 Milyon Lira Oldu

Özelmacıklı “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık verilere göre 07 Ağustos itibarı ile konut kredisi hacmi 265 milyar 722 milyon liraya ulaştı. Kredi oranlarında

yaşanan artış sonrası bu hacim gittikçe azalmaya başlayacak. Son yapılan düzenlemeye göre Birinci Elde % 0.87 faiz oranı ile vade sınırı 120 ay iken, % 0.99 faiz oranı ile vade seçeneği 180 aya uzatıldı. Ayrıca İkinci elde ise 180 ay vade kaldırılarak vade sınırı 120 aya düşürüldü ve faiz oranı %0.99 olarak tekrar düzenlendi. Kredi tutarlarında ise İstanbul, Ankara ve İzmir’de kredi tutarı azami 500 bin lira, diğer illerde ise 300 bin lira ile sınırlandırıldı. Gerek birinci el gerekse ikinci elde 12 aya kadar ödemesiz dönem uygulamasına son verildi” dedi.

World Media Group ve K AND D Partnerlİk Anlaşması İmzaladı H

indistan’ın önemli Fuar Organizasyon ve yayıncılık firması K AND D (KDCL GLOBAL) ile World Media Group arasında partnerlik anlaşması imzalandı.

98 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

IMTOS Fuarı özelinde gerçekleştirilen partnerlik anlaşması dışında; World Media Group ve K AND D (KDCL GLOBAL) arasındaki çalışmalar global ölçekte temsilcilik faaliyetlerini de kapsayacak. K AND D (KDCL GLOBAL) firması adına anlaşmayı imzalayan Ritesh Shah: “World Media Group gibi profesyonel bir medya platformuyla anlaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Her iki pazar için de verimli bir işbirliği gerçekleştirdik” dedi.

World Media Group adına anlaşmayı imzalayan İlker Kaplan’da; Almanya, Çin, Rusya, Tayvan, ABD, İngiltere, Kanada gibi bir çok ülkede global ölçekte önemli firmalarla gerçekleştirdikleri partnerlik anlaşmalarından bir yenisini hayata geçirmekten mutlu olduklarını dile getirdi. World Media Group’un her geçen gün global anlamda geliştiğini belirten Kaplan, her geçen gün yeni sürprizleri olacağını sözlerine ekledi. World Media Group (WMG) News Service


Emlak - Konut

Konut Fİnansmanı Zorlaştı

Kamu bankalarında konut kredilerinde kredi

Konuya

ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Kamu bankalarında birinci el konutlar için kredi faiz oranı %0,87’ye yükselirken, ikinci el konutlar için konut kredisi aylık %0.99’a yükseltildi. Kredi tutarlarında ise İstanbul, Ankara ve İzmir’de kredi tutarı azami 500 bin lira, diğer illerde ise 300 bin lira ile sınırlandırıldı. 1. Elde vade sınırı 120 ay ile sınırlandırılırken, 2. Elde 180 ay vade imkanı ise devam ediyor. Gerek birinci el gerekse ikinci elde 12 aya kadar ödemesiz dönem uygulamasına son verildi” dedi.

Fiyat Yükselten Satıcılar Şimdi Pişman Olacak

3 Büyük Şehirde İlçeler Yarıştı

Finansmanın kolaylaşması ile gayrimenkullerinin fiyatını yükselten ve satış fırsatını tepen mal sahiplerinin daha uzun süre beklemek zorunda kalacağını ifade eden Altın Emlak Genel Müdürü “Gerek birinci gerekse ikinci elde faizlerin yükselmesi ile gayrimenkulde piyasa değerlerinin bir miktar gerileyebileceğini öngörüyoruz. Bu dönemde özellikle altın ve döviz gibi yatırım araçlarında para kazanan yatırımcılar, satışlar ile peşin alımlara yönelmeye başlayacaklar” dedi.

Son bir yıl içinde en çok fiyat artışı yaşanan ilçeler hakkında da bilgi veren Özelmacıklı “İstanbul’da Başakşehir, Kadıköy ve Beylikdüzü, Ankara’da Gölbaşı, Kahramankazan ve Keçiören, İzmir’de Menderes, Ödemiş ve Torbalı ilçeleri son bir yılda yatırımcılarının yüzünü güldürdü. Artışların en az yaşandığı ilçeler ise İstanbul’da Beşiktaş, Beyoğlu ve Ataşehir, Ankara’da Etimesgut, Polatlı ve Beypazarı, İzmir’de ise Balçova, Selçuk ve Foça oldu” dedi.

tutarları azaldı ve faiz oranları arttı. Temmuz sonunda 261 milyar 763 milyon liraya ulaşan konut kredisi hacminde artık finansman

Tayvan Önemlİ Bİr Tedarİkçİ

zorlaştı.

Birçok insan Tayvan’ı öncelikli olarak markalarıyla bilir. Bu markalar; ASUS, HTC ve Acer gibi elektronik devleri.

B

irçok Tayvanlı’nın bile bilmediği bir gerçek ise, Tayvan’ın dünyanın yüksek teknoloji ürünlerinin tedarik zincirinde önemli bir halka olduğu… Gerçekten ne kadar önemli olduğunu açıklamak için, Apple iPhone X tedarikçilerini listeleyen bu resme bakalım. Tayvan aynı zamanda önemli global markalara önemli bir tedarikçi. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

99


İlaç

Pfizer Türkiye, dünyanın farklı yerlerinden 700 başvurunun

Pfizer Türkİye, Covid19 dönemİndekİ online eğİtİmlerİyle Stevie bronz ödülün sahİbİ oldu

geldiği ve bu

Pfizer Doğu Avrupa Eğitim Lideri Seda Tamur Oğralı, şunları söyledi:

başvuruların dünyanın dört bir yanındaki profesyonellerden oluşan 90’ın üzerinde jüri üyesi tarafından değerlendirildiği Stevie Awards For Great Employers, Most Valuable Employer – EMEA / Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi En İyi İşveren kategorisinde bronz ödülünün sahibi oldu!

T

ürkiye, Eğitim departmanının bir parçası olduğu Doğu Avrupa Eğitim Takımı ile Covid-19 döneminde Doğu Avrupa bölgesine yönelik hazırladığı online eğitim programı ile Stevie Awards “Most Valuable Employer – EMEA / Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi En İyi İşveren” kategorisinde bronz ödüle layık görüldü. Söz konusu ödül programına dünyanın farklı yerlerinden 700 başvuru geldi ve bu başvurular dünyanın dört bir yanındaki profesyonellerden oluşan 90’ın üzerinde jüri üyesi tarafından değerlendirildi. Pfizer Eğitim Takımı, kendi uzmanlık alanları çerçevesinde online eğitimler tasarlarken iç eğitmenleri de sürece dahil ederek eğitim programını genişletti.

100 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020

Bu girişimin bir parçası olarak, eğitim ekibi bu bölgede geliştirilen ilk online sertifika programını tasarladı ve hayata geçirdi. Doğu Avrupa Eğitim Takımı bu eğitim programı kapsamında; • •

32,5 eğitim saati ile 21 farklı eğitim 5 makale ve 4 online eğitim platform erişimi sağladı.

1000’den fazla katılımcıya ulaşarak, 5 üzerinden 4,4’lük bir geri bildirim puanı alarak, Doğu Avrupa bölgesi çalışanlarının yetkinlik, bağlılık ve motivasyonuna katkıda bulundu.

“Dünyanın en gözde ödüllerinden biri olan Stevie Awards’da 700 başvuru arasında, dünyanın dört bir yanındaki profesyonellerden oluşan 90’ın üzerinde jüri üyesi tarafından değerlendirilip bronz ödülünün sahibi olmaktan dolayı çok mutluyuz. Pfizer’de bizler çığır açan yeniliklerle hastaların hayatını değiştirmek olarak tanımladığımız amacımız doğrultusunda çalışıyoruz. Covid-19 döneminde de çalışanlarımızın gelişimine odaklanan bir çalışma ortamı yaratmak, aynı zamanda çalışan katılımını ve motivasyonunu sürdürmek için yüz yüze olan eğitim programlarımızı online eğitimlere dönüştürdük. Böylece bu dönemde ortaya çıkan ihtiyaçları karşılamaya çalıştık. Bu çalışmalarımızın, çalışanlarımızdan da çok olumlu geri bildirimler alması, onların eğitimlere katılımlarına ve motivasyonlarına böyle olağanüstü bir dönemde katkıda bulunması ayrıca gurur verici.”


Araştırma

İtelligence Türkİye, “İlk 500 Bİlİşİm Şİrketİ” Araştırmasında Üç Ödülün Bİrden Sahİbİ Oldu İş uygulamaları alanında dünya lideri yazılım şirketi SAP’nin Global | Platin iş ortağı itelligence Türkiye, bu sene 21.’si gerçekleştirilen “Bilişim 500 - İlk 500 Bilişim Şirketi” araştırmasında 3 değerli birincilik ödülünün sahibi oldu. Bu sene ilk defa online olarak gerçekleştirilen törende şirket; “Uluslararası Üreticinin Türkiye Temsilcisi” kategorisinde “ERP Yazılımı”, “Veri Ambarı ve İş Zekası Yazılım” ile “Yazılım” alanında birincilik ödüllerini alarak, 5 yıl üst üste ödül alma başarısı gösterdi.

B

ilişim 500 araştırması sonuçlarının bilişim sektörünün nabzını tutan önemli veriler ortaya koyduğunu belirten itelligence Türkiye CEO’su Dr. Abdülbahri Danış, “5 yıldır üst üste değerli ödüllerle döndüğümüz törende, yine çok güzel ödüllerin sahibi olduk. Ancak bu defa hedef büyüttük. Uzun yıllardır ödülleri topladığımız kategorilerin yanı sıra, genel yazılım kategorisinde de ilk sırada yer aldık. Genel sıralamaya baktığımızda Türkiye’de SAP’nin en büyük iş ortağı ve pazar lideri olmayı sürdürdük. itelligence’ın DNA’sında her zaman tutkuyla çalışmak yer alıyor. Bu da bizi kurum olarak çevikleştiriyor. Bu yıl yaşadığımız pandemi döneminde de bunu test etmek ve kendimizi daha da iyileştirmek için çok güzel fırsatlar yakaladık.

Büyüyerek ve güçlenerek çıktığımız bu sürecin, bize önümüzdeki yıl da gururlanacağımız ödüller getireceğine inancım sonsuz” dedi. BT pazarıyla birlikte büyüyoruz! Dr. Abdülbahri Danış, “İçinde bulunduğumuz bilgi ve iletişim teknolojileri pazarı tüm hızıyla büyümeye devam ediyor. TÜBİSAD’ın verilerine göre yalnızca 2019 yılında Türkiye BT pazarı %14 oranında büyüyerek 152,7 milyar TL’ye ulaştı. Sektörün ihracat performansı ise % 27’lik büyüme ile 6,5 milyar TL olarak gerçekleşti.

Aynı dönemde sektörün en önemli oyuncularından itelligence Türkiye olarak %47 büyüme gösterip 2019 yıl sonu itibarıyla 329 Milyon TL cirosal büyüklüğe ulaştık. Bunda, inovasyon ve yenilikçi teknolojileri odağımıza alarak Türkiye’de ve dünyanın her yerinde dijital dönüşüm odaklı iz bırakan projeleri başarıyla hayata geçirmenin rolü çok büyük. itelligence olarak bugün dünyanın en büyük 10 IT çözüm sağlayıcısından biri olan ana şirketimiz NTT DATA güvencesiyle, 30 yılı aşkın bir süredir güveni değere dönüştürüyoruz. Müşterilerimize dijital dönüşüm konusunda uçtan uca çözümler sunuyor ve yol arkadaşlığı yapıyoruz. Bugün, 1.005 kişilik uzman ekibimizle, 25 farklı sektörde 650’den fazla müşterimizle pek çok başarı hikayesi yazdık, Türkiye’nin en büyük dijital dönüşüm projelerine imza attık. İnovasyon’un ve şirketlerin gelecek vizyonunu destekleyen dijital dönüşümün ön planda olduğu projelerimizle sektörümüzde fark yaratmaya ve pazar liderliğimizi sürdürmeye devam ediyoruz” dedi. World Media Group (WMG) Haber Servisi

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 101


Emlak Konut

Yetkİlendİrme Sözleşmelerİnde Damga Vergİsİ Kalkmalı Gayrimenkul ticareti hakkında yönetmelik kapsamında kullanılan sözleşmelerde var olan damga vergisi uygulaması işletmeleri mağdur ediyor.

K

onuya ilişkin bilgi veren Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Emlak işletmeleri ile iş sahipleri arasında düzenlenen ve belli bir bedel karşılığında belirtilen hizmetlerin verilmesini öngören sözleşmelerde var olan damga vergisi uygulaması emlak işletmeleri için mağduriyet oluşturuyor. Emlak işletmeleri aldıkları yetkilendirme sözleşmesi ile pazarladıkları mülkü satışa veya kiralamaya çevirmesi halinde hizmet bedeline hak kazanmaktadır. Satışa veya kiralamaya çevrilmeyen yetkilendirme sözleşmeleri neticesinde emlak işletmeleri gelir elde edememekte ve ortada bir ticari alışveriş doğmamaktadır. Ticari olarak bir gelirin olmadığı bir ortamda damga vergisinin ödeme yükümlülüğü emlak işletmelerini zor durumda bırakıyor” dedi.

ve gayrimenkul gösterme sözleşmelerinde de damga vergisi kaldırılmalı. Tarafların anlaşmaları sonrasında düzenlenen kiralamaya aracılık sözleşmesi ve alım – satım aracılık sözleşmelerinde ise damga vergisi uygulanabilir. Lakin burada da damga vergisinin kimin tarafından ödeneceğinin belirtilmesi gerekir” dedi.

Yetkilendirme Sözleşmesi Yapılması Zorunlu

Tapu İşlem Başvurularında da Damga Vergisi Bulunuyor

Gayrimenkul Ticareti Hakkında Yönetmeliğe göre emlak işletmelerinin, iş sahipleri ile yetkilendirme sözleşmesi yapmalarının zorunlu olduğunu belirten Altın Emlak Genel Müdürü “Sadece yetkilendirme sözleşmesi değil aynı zamanda yönetmelik gereği, hizmet ortaklığı

Vatandaşların tapu müdürlüğüne gitmeden emlakçılara yetki verebildikleri uygulama olan Web Tapu sisteminde de Damga Vergisi uygulamasının bulunduğunu belirten Özelmacıklı “Emlakçıların tapu müdürlüklerine başvuru yapabilmek ve iş takibi yürütebilmeleri için

102 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

iş sahipleri ile aralarında düzenlenmiş olan tellaliye sözleşmesini, tapu sicil müdürlüklerine ibraz etmeleri gerekiyor. Emlakçı başvurularında tellaliye belgesinin irdeleniyor ve sözleşme üzerinde, damga vergisi defter sıra numarasının yazılı olmasına dikkat ediliyor. Defter sıra numarasının bulunmaması durumunda ise damga vergisinin ödendiğine ilişkin makbuzun sistem üzerinden taranarak gönderilmesi isteniyor. Uygulama da bu konuda da birçok zorluk çıkıyor. Bu verginin de en azından internet vergi dairesinden online olarak ödenmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz” dedi.


Emlak Konut

Gayrİmenkulde Toplam Satışlar 1 Mİlyonu Geçtİ H aziran ayındaki satışlar sonrasında toplam gayrimenkul satış

sayısı 1 milyon 58 bin 448 oldu. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Geçen yıl Temmuz ayında yakaladığımız bu satış rakamlarına bu yıl Haziran ayında ulaşmış olduk. Bu satışlar sonrasında 194 milyar 332 milyon 244 bin 605 liralık beyan değeri üzerinden ödenen tapu harcı ise toplamda 6 milyar 917 milyon 650 bin 16 lira oldu. Tapu harçlarındaki indirimin sona ermesi ve kredili satışların satış beyan değerlerine

yansıması ile tapu harcı gelirlerinde ciddi bir artış da yaşanmış oldu” dedi. Konut Kredisi Hacmi 246 Milyar 288 Milyon Lira Oldu Özelmacıklı “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık verilere göre 10 Temmuz itibarı ile konut kredisi hacmi 246 milyar 288 milyon liraya ulaştı. 603 milyar 173 milyon liralık tüketici kredileri içinde konut kredilerinin hacmi yaklaşıl yüzde 40 oldu” dedi.

TKGM Entegrasyonları İşlemleri Kolaylaştırıyor Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün e-haciz, e-terkin, e-ipotek gibi işlemleri ile işlemlerin kolaylaştığını ifade eden Altın Emlak Genel Müdürü “Son dönemde başta Web-Tapu olmak üzere birçok servis ile işlemlerin online olarak yapılabilmesine imkan sağlanmış oldu. Birçok kurum ile yapılan entegrasyonlar ile işlemlere esas evraklar tapu müdürlüğüne fiziki olarak gönderilmeden elektronik ortamda gerçekleştirilebiliyor” dedi.

Endüstrİyel Ekİpman Üretİcİlerİ, Sorunları Fırsata Çevİrİyor Artan pazar segmentasyonu, üreticileri otomasyonu benimsemeye zorluyor. İhtiyaç duyulan yeni ürün geliştirme çevikliği ve tasarım esnekliğini keşfedin...

E

ndüstriyel ekipman üreticileri, pazar segmentasyonunun ve uzmanlaşmanın giderek hızlanması nedeniyle ürün geliştirme ile ilgili yeni zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Yeni teknolojilerin ortaya çıkması ve uzmanlaşmanın artması, endüstriyel ekipman üreticileri üzerinde daha karmaşık elektromekanik sistemleri her zamankinden daha hızlı ve daha uygun maliyetli biçimde üretebilmek için otomasyondan faydalanma konusunda bir rekabet baskısı oluşturuyor.

Önde gelen Endüstriyel Ekipman üreticilerinin akıllı, entegre ürün geliştirme ve üretim araçlarına yatırım yaparak sorunları fırsata çevirmeyi ve ilgili pazar segmentlerindeki pozisyonlarını güçlendirmeyi nasıl başardığını öğrenmek için bu eKitabı indirin. SOLIDWORKS Çözümlerini uygulamanın şirketlere aşağıdaki hususlarda nasıl yardımcı olduğunu öğrenin:

• • • •

Global ölçekte ve daha verimli biçimde iş birliği yapma Daha yenilikçi ekipmanlar ve süreçler geliştirme Toplu özelleştirme ve “tek bir ürün üretme” yaklaşımını benimseme Yeni iş modelleri ve pazar fırsatları tanımlama

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 103


Dijitalleşme

Endüstrİyel rulmanlar da artık NSK Verify uygulamasında NSK Verify mobil uygulaması artık endüstriyel uygulamalar için geliştirilen standart, büyük ve ekstra büyük rulmanları da kapsıyor. NSK Verify rulman doğrulama uygulaması piyasaya ilk kez sürüldüğünde takım tezgahında kullanılmak üzere tasarlanan süper hassas rulmanlar için kullanılmaktaydı. Uygulamanın daha geniş ürün yelpazesinde kullanılması, farklı sektörlerde daha etkili çalışmayı ve teknoloji tabanlı denetimi mümkün hale getiriyor.

Yenilenen NSK Verify Uygulamasının Ana Sayfası

N

SK Verify, rulman kutularının üzerinde bulunan iki boyutlu barkodu tarayarak bu barkodun NSK veri tabanında olup olmadığını kontrol ediyor ve bu sayede ürünün orijinalliğini doğrulamaya yardımcı oluyor. 104 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Orijinallik ve izlenebilirlik gibi faktörler özellikle sahte rulmanların varlığını sürdürdüğü bu dönemde büyük önem teşkil ediyor. Bununla birlikte, NSK da sahtecilerin tespit edilip kovuşturulması için önemli oranda mücadele ediyor. NSK Verify şimdi büyük boy konik makaralı rulmanları ve büyük boy silindirik makaralı rulmanları da kapsıyor. Yenilenen uygulamada ayrıca oynak makaralı rulmanlar, bilyalı rulmanlar, silindirik makaralı rulmanlar, konik makaralı rulmanlar, eksenel rulmanlar gibi büyük rulmanlar ve büyük rulman parçaları da yer alıyor. Üstelik ekstra büyük rulmanlar kullanan kullanıcılar da artık bu ürünlerin doğrulamasını NSK Verify aracılığıyla sağlayabilecek. NSK Verify, 2D kodun taranmasının ardından yalnızca rulmanın orijinalliğini doğrulamakla kalmıyor. Uygulama ayrıca ürün seri numarası, kişisel kimlik numarası ve standart rulmanlar için 20 haneli ürün

numarası kullanılarak kaç erişim denemesi yapıldığını da kontrol ediyor. Bunlara ek olarak süper hassas rulmanlar için boyut toleransını, çalışma hassasiyetini ve gres türünü de içeren denetim bilgisi sunuluyor. NSK Verify ile ürün bilgisine, kataloglara, sektörel bilgilere ve tasarıma yardımcı olabilecek bilgiler içeren linklere de ulaşılabiliyor. Uygulama, 2018 yılından itibaren bu amaçla kutunun üzerinde yer alan iki boyutlu kodun sağ alt köşesinde bir ‘N’ baskısı bulunan, tüm Japon üretimi NSK rulmanları için kullanılabilir. Daha eski rulmanlar için NSK Verify uygulamasını kullanmak mümkün değildir. NSK Verify’ın daha önceki sürümlerini indirmiş olan kullanıcılar, yeni bir versiyon kullanıma sunulduğunda otomatik olarak bilgilendirilecektir. Uygulama ücretsiz olarak (iOS için) Apple Store’dan ve (Android için) Google Play’den indirilebilir.


Boya

San deco’dan yenİlİkçİ adımlar... Efekt boyanın yanı sıra su bazlı iç ve dış cephe boyaları ile fonksiyonel boyalar, yardımcı ürünler, stencil serisi ürünleri ile de adından söz ettiren San Deco, boya sektöründeki yenilikçi çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Son olarak çalışanlarının “işaret dili” eğitimi alarak sertifika sahibi olmalarını sağlayan firma aynı zamanda yenilenen web sitesi ile de daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefliyor.

İ

letişimde duyarlılığı artırma üzerine fark yaratan bir projeye imza atan San Deco, Bauhaus personeline yönelik olarak T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Özel Unvan Eğitim Kurumları Türk Dili İşaret Dilli Eğitmeni Hülya Yağız Kavak tarafından 120 saatlik temel ve 120 saatlik uygulama eğitimlerinin verilmesini sağladı. Sınavı başarı ile geçen çalışanlara işitme engellilerin sözsüz dili olan “işaret dili” eğitimi sertifikaları dağıtıldı.

Yeni web sitesi yayında… San Deco’nun efekt boyalar alanında sahip olduğu bilgi ve birikimin yepyeni bir içerikle beraber efektif bir şekilde sunulduğu yeni web sitesi yayına girdi. San Deco’nun bu yeni web sitesinde San Deco Tasarım Akademisi hakkında geniş bilgi alınabilecek bir bölümün yanı sıra, eğitim almak isteyenler için eğitim modüllerinin detayları, eğitmenler hakkında kısa bir bilgilendirme ve başvuru formu da yer alıyor.

San Deco ürün gamı ile ilgili detaylı bilgilerin yer aldığı bölümün yanı sıra sıkça sorulan sorular, mimarlar ve tasarım odaklı çalışanlar için de özel bir bölüm bulunuyor. San Deco bayileri ile ilgili bilgi ve adreslere de ulaşılabilen yeni web sitesinde bayilik konsepti ile ilgili detaylı bilgiye de ulaşmak mümkün.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 105


Elektrik - Pano

Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü Yılmaz Özcan

Alçak Gerİlİm Panolarında Elektrİksel Süreklİlİk ve Esneklİğİn Sağlanması Ü retim sektörünün karşı karşıya olduğu başlıca zorluklardan birisi, faaliyeti ne olursa olsun, enerjinin sürekli olmasını sağlamaktır. Özellikle dijitalleşmenin artması, herhangi bir şirketin her zaman ve her yerde erişilebilir olması anlamına geliyor. Enerji beslemesinde kesintiye yol açacak tüm riskler değerlendirilip hesaba katılmazsa, işin başlatılması için mevcut tüm kaynaklara yatırım yapmanın bir anlamı kalmıyor. Bu nedenle günümüz beklentileri doğrultusunda enerjinin sürekliliğini sağlamak, aynı zamanda teknik personel için koruma sağlamak amacıyla tüm sisteme (pano ve diğer bileşenler) yüksek düzeyde emniyet ve güvenlik arttırıcı her türlü teknoloji ve çözüm geliştirmek önemli hale geliyor.

Herhangi bir altyapının ana güç kaynağı olan elektrik panellerine, elektrik beslemesinin giriş noktasına odaklanıldığında, herhangi bir anormalliğin ve/veya tasarlanmamış değişkenlerin tesisin geri kalanı için ölümcül olabileceğini görüyoruz. Bu ekipmanda aşırı tüketim ve kısa devre, gibi kablolarda ve/veya yükte meydana gelen arıza nedeniyle oluşabilecek herhangi bir olay, genellikle elektrik panellerinde, insana zarar verebilecek, hem de elektrik koruma sistemlerinin tamamen devre dışı bırakarak enerjide uzun süreli kesintiye neden olabilecek, patlama şeklinde meydana gelen bir iç ark hatası oluşmasına neden olabiliyor. En yıkıcı olaylardan birisi, birkaç iletkenin birbiriyle temas ettiği ve akımda çok ani bir artışa neden olan hava direncinin kısmen veya tamamen yok olduğu kısa devrelerin oluşmasıdır.

İki iletken arasında oluşan elektrik arkları, bu kısa devrenin gelişimiyle çok ilgilidir. Bu nedenle panolarda oluşabilecek arkın etkisiz hale getirilmesi sayesinde birçok sorunu ortadan kaldırmış oluruz. İç ark olarak da adlandırılan elektrik arkı, iki iletken arasındaki temasın, bu iletkenlerin etrafındaki hava yoluyla ortaya çıkan, potansiyel bir gerilim farkına maruz kalan iki iletken arasında meydana gelen elektriksel olaydır. Bu ark, elektrik devresinde dolaşan akımın düşük dirençli bir yol bulmasına neden olur. Böylece milisaniyeler içerisinde akımda bir tepe noktası meydana gelir ve bu da yakındaki ekipmanı tahrip edebilir. Bu tür tehditleri ortadan kaldırmak için farklı yöntemler vardır. Uygulamaya veya pano tipine göre elektrik panoları için çeşitli güvenlik seviyelerinin belirlenmesi gerekmektedir. Aşağıda, birkaç teknoloji gözden geçirilerek, güvenlik koruma seviyeleri 3 ana kategoriye ayrılmıştır: Güvenlik Düzeyi 1 - Pasif Koruma İlk aşamada, elektrik panoları, kısa devre veya elektrik arkını ortadan kaldırmamasına rağmen, arkın etkilerini

106 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020


Elektrik Pano

hafifletebilecek, başta teknik ve bakım personelinin uğrayabileceği zararları azaltmak amacıyla uygulanan yöntemlerdir. Pasif veya kişisel koruma önlemleri olarak adlandırılan bu tür önlemler, herhangi bir elektrikli ekipman için uygulaması şimdilik zorunlu olmasa da önemlidir. Her halükarda, elektrik panoları bu güvenlik unsurlarını içeriyorsa, teknik personelin maruz kaldığı zararların birçoğu (yanıklar, travma ve bazen ölümcül yaralanmalar) önlenebileceği için bu güvenlik unsurları tavsiye edilir Güvenlik seviyesi 2 - İzleme ve uyarı Bir elektrik panosundaki herhangi bir şeyin iyi çalışmadığının göstergelerinden biri, ana bağlantılardaki ve pano içerisindeki ortam sıcaklığıdır. İzin verilen aralıkların dışındaki termal yayılım, panoda aşırı tüketim veya aşırı akım sorununa işaret eder. Hem elektriksel korumaların hem de tesisat iletkeni veya kablosunun maruz kalabileceği mekanik stresler, yangına yol açabilir; insan ve işletme güvenliği ve enerji tedariğinin sürekliliğini riske atabilir. Bu sorunu çözmek amacıyla, hem

elektrik panosunun ortam sıcaklığının, hem bara ve bağlantılar arasındaki yüzey sıcaklığının hem de şalterlerin sıcaklıklarının, pano boyunca sıcaklık sensörleri ile donatılması şiddetle tavsiye edilir. Bu sayede tesisat devrelerinde yeni başlayan bir aşırı akıma karşı bizi uyarabilir, ayrıca kabin içerisindeki ortalama sıcaklığın izin verilen sınırlarda olup olmadığı anlaşılabilir. Böylece devrelerden herhangi birinde bir sorunla karşılaşıp karşılaşmadığımızı, tüm panoda veya tesisatta genel olarak bir sorun olup olmadığını önceden fark edebilir. Bu sensör, verilerini radyo frekansı ile iletir ve merkezi bir alıcı tarafından toplanır. Tesisatta onarılamaz bir hasar oluşmadan önce teknik personelin değerlendirmesi ile harekete geçilmesine izin veren uyarılar tanımlanabilir. Böylelikle hasarın oluşmasını önüne geçilmek amacıyla önleyici bakım yapılabilir. Güvenlik seviyesi 3 – Aktif Koruma Elektrik arklarına karşı maksimum güvenlik seviyesi olarak daha yüksek bir korumada, arkın ışımasını algılayabilen ve kısa devrenin çok erken bir aşamasında onu söndürmek için hareket edebilen sistemleri içerecektir. Bu cihazlar,

ışığa duyarlı sensörler aracılığıyla, elektrik panosunun ana baraları boyunca yerleştirilir ve ışığın ilk fotonlarını algıladıkları anda merkezi yönetim birimine bir uyarı sinyali gönderir. O anda ana şalteri tetikleyen yaylar devreye girerek bu ilk enerjiyi absorbe eden sönümleme üniteleri ile baralardaki arkı ve kısa devreyi durdurmayı başararak hem panoya hem de pano yakınında bakım çalışmaları yapan teknik personeli güvende tutar. Kısacası teknik personel için güvenlik, enerji kaynağının sürekliliği ve elektrik panolarının dayanıklılığı, bu üstün performanslı teknolojilerin kullanıldığı tesislere sağlanan büyük faydalardır. Giderek artan bir şekilde, bankacılık, e-ticaret veya veri merkezleri gibi kritik işletmeler veya endüstrilerin yürüttüğü üretimler nedeniyle, beklenmedik bir duruşun büyük maddi kayıplara neden olacağı bilinmektedir. Kısa devre veya dahili patlama nedeniyle hasar gören Ana Dağıtım Panosunun tekrar kurulup çalıştırılmadan önce değiştirilmesi birkaç hafta sürebilir. Bu sistemler sayesinde hem teknik personelin güvenliği hem de enerjinin sürekliliği her zaman garanti altındadır. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020 107


Elektrik - Pano

Eaton, easyE4 Aİlesİnİn Tam Grafİk Dokunmatİk Panellİ ve Yenİ Push-In Modelİnİ Pİyasaya Sundu

EasyE4 kontrol rölesi ile oluşturulan projeler artık XV-102 dokunmatik panel ile kolayca görüntülenebilir.

G

üç yönetimi şirketi Eaton, easyE4 ürün yelpazesini yeni push-in modelleriyle genişletiyor. Yeni özellikler arasında, easyE4 projelerinin görselleştirilmesini basitleştirmek ve hızlandırmak için geliştirilen XV102 dokunmatik panelin tamamen grafik versiyonu da bulunuyor. Genel olarak, easyE4 sistemi kompakt, modüler ve esnek bir tasarıma sahiptir ve her türlü uygulama için farklı gerilim seviyelerine sahip cihazları içerir. 108 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Push-in terminaller, kontrol kablolarının basit ve hızlı kurulumuna izin verir. Kablolar yüksük takılarak doğrudan terminale bağlanabilir, böylece makine üreticileri zamandan ve maliyetten tasarruf edebilir. Ayrıca bu terminaller titreşime dayanıklıdır ve bakım gerektirmez. Tüm mevcut temel üniteler ve genişleme modülleri, tüm gereksinimleri karşılamak üzere hem geleneksel vidalı hem de push-in versiyonlarda mevcuttur.

Renkli bir ekrana sahip yeni 3,5 inç dokunmatik panel, easyE4 nano denetleyiciye dayanan uygulamaların görüntülenmesi ve kontrolü için geliştirilmiştir. Dayanıklı dokunmatik ekranı sayesinde ekran eldivenlerle bile kullanılabilir. Ek olarak, dokunmatik paneli easyE4 serisinin fiyat aralığına optimum şekilde entegre etmek ve maliyet odaklı uygulamaları desteklemek için tüm gereksiz arayüzler ortadan kaldırıldı.


Diğer yandan, XV-102-A0-35TQRB1E4 olarak adlandırılan easyE4 dokunmatik panel, Eaton XV100 ürün ailesinin yeni bir üyesidir. Ayrıca easyE4’e özgü XV102 dokunmatik panel, kullanıcılara XV100 ailesi ile aynı kullanıcı konforunu ve özelliklerini sunar. Ekran için GALILEO yazılımının lisanssız bir sürümü kullanılır. Ergonomik ve son teknoloji kullanıcı arayüzlerini uygulamak için görüntülerin ve grafiklerin üzerine butonlar eklenebilir. Basit metin ekranlarıyla karşılaştırıldığında bu, önemli ölçüde daha fazla verinin görüntülenmesine izin verir.

En karmaşık bilgiler, kendinden açıklamalı bir şekilde görüntülenebilir, bu da daha fazla operasyonel güvenliği garanti eder. Programlama ve görselleştirme araçlarının sorunsuz entegrasyonu, uygulama geliştirme sırasında verimli iş akışı sağlar. Kullanıcıların projelerinden gelen veriler ve değişkenler doğrudan easySoft7 programlama yazılımından aktarılabilir. Bu, zamandan tasarruf sağlar ve ayrıca manuel veri girişi sırasında oluşabilecek hataları ortadan kaldırır.

Elektrik - Pano Dokunmatik panel ile birlikte, easyE4 kullanıcılarına tek bir kaynaktan eksiksiz ve esnek bir çözüm sağlanır. Bu çözüm, endüstriyel kontrol mühendisliği, bina teknolojisi ve güç dağıtımında çok çeşitli uygulamalar için kullanılabilir. Başlangıç kitleri mevcuttur ve gerekli donanım ve yazılımın yanı sıra programlama ve görselleştirme için uygulama örneklerini içerir. Kullanıcıların kullanıma hızlı bir şekilde başlamasına izin vermekle kalmaz, aynı zamanda kendi projelerinin temelini oluşturur.

Gelİşmİş Sİmülasyon Geç Değİşİklİklerİ, Pahalı Fİzİksel Testlerİ Azaltır SIMULIAworks Structural Mechanics Engineer, verimliliği ve kârlılığınızı artırmak için tasarım kararlarını iş birliğine dayalı ve bilinçli bir şekilde almanıza olanak tanır.

T

asarladığınız ürün ne olursa olsun fiziksel testler pahalı ve zaman alan bir iştir ve tasarım döngüsünün sonunda yapılan tasarım değişiklikleri hem sağlığınız hem de programınız ve bütçeniz için tehlikelidir. 3DEXPERIENCE® WORKS simülasyon portföyündeki bir rol olan SIMULIAworks Structural Mechanics Engineer ile tanışın.

Structural Mechanics Engineer, fiziksel prototipleri ve son aşamalarda yapılan tasarım değişikliklerini azaltarak bilgiye dayalı kararları daha hızlı almanıza ve verimliliği artırmanıza yardımcı olmak için tasarlandı.

SIMULIAworks Structural Mechanics Engineer ile neler yapabilirsiniz ?

Sektör lideri geometri hazırlama araçlarını kullanmak Verimli bir şekilde sonlu eleman modelleri oluşturmak

• •

Karmaşık malzeme modellerini test verilerinden kolayca kalibre etmek Çok çeşitli analiz prosedürleriyle gerçekçi fizikler elde etmek Erken ve ayrıntılı tasarım aşamalarında tasarımlara duyulan güveni artırmak İhtiyaçlarınızı karşılayacak şekilde ölçeklenebilen Simülasyon araçlarını kullanmak Tasarım kararlarının daha hızlı alınabilmesi için durum ve sonuç bilgilerini ekibinizle paylaşmak Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 109


Sektör

Ekspertİz Raporuna Hukukİ Bakış Açısı Avukat Elvan Kılıç, gayrimenkul ve otomobil sektöründe sıkça kullanılan ekspertiz raporu hakkında bilgilendiriyor.

E

kspertiz raporu diğer adıyla değerleme raporu gayrimenkul ve otomobil sektöründe bir bilirkişi raporu anlamına gelmektedir. Eksper uzman demek olup eksper raporu ise uzman raporu demektir. Ekspertiz de bir uzman tarafından hazırlanan değerlendirme raporları için kullanılır. Bu uzman raporu emlak, kredi hatta sigortacılık konularının yanı sıra gayrimenkul sektöründe ve otomobil sektöründe sıkça kullanılan bir rapor olup bu raporun asıl amacı alıcıya/ tüketiciye alınan taşınırın/ taşınmazın/hizmetin durumu hakkında önden bilgi vermektir. Bu yazıda iki sektörün ekspertiz raporları hukuken değerlendirilecektir. Gayrimenkul sektöründe ekspertiz raporu; bir taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesi amacı ile bağımsız ve tarafsız olarak değerleme işlemine tabi tutulması demektir. Özellikle konut kredisi başvurularında sıkça karşılaşılan ekspertiz raporu ile taşınmaz gerçek değeri farklı kriterlerin değerlendirilmesi ile ortaya konulur. Bir taşınmazın değerini belirleyen pek çok faktör bulunmaktadır, bunlar; tapu takyidatları, imar durumu, taşınmazın bulunduğu bölgesinin değeri, taşınmazın yeri, taşınmazın konumu, kendi bölgesindeki taşınmazlardan farkları gibi pek çok detay olarak nitelendirilebilmektedir.

110 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Peki gayrimenkulü değerlendiren ve taşınmazda bir ayıp olmadığını değerlendiren raporda neler yer almalıdır? • • • • • • • • • • •

Taşınmazın alanı, Alanın fiziksel özellikleri, Konumu (merkeze uzaklığı vs.) Cephesi, İnşaat seviyesi, (bitirilmediyse ne kadarının tamamlandığı) Muhitin ulaşımı, Bahçe ve otopark varsa konumları İnşaat kalitesi, Yakındaki sosyal imkanlar, Civardaki benzer taşınmazların satış değerleri, Varsa havuz gibi dekoratif ve peyzaj değerleri,

Bir değerlendirme raporu hazırlamak için öncelikle yasal kurum gerekli incelemeyi gerçekleştirmek zorundadır. Taşınmazın imar durumu ve tapu kaydı gibi bilgileri belediyelerden ve tapu ve kadastro müdürlüklerinden edinir. Akabinde taşınmazın bu yasal kurum incelemelerinde elde ettiği bilgilerle, fiziksel inceleme sırasında elde ettiği bilgilerin karşılaştırılması ve harmanlanması olayı gerçekleşmektedir. Hemen ardından taşınmazın bulunduğu bölgedeki diğer yapılardan farkları analiz edilir ve son olarak bunlar da rapora eklenerek başka bir değerlendirme uzmanına yönlendirilir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca bankalar ve kredi veren finansal kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esasların Ticaret Bakanlığının görüşü alınarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından düzenlenen Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik , ekspertiz ücretinin kimin ödeyeceği konusunda bir açıklık getirmiştir. Bu yönetmeliğe göre; taşınır ve taşınmazlara ilişkin rehin, ipotek ve ekspertiz işlemlerinde yalnızca üçüncü kişilere ödenen ücretler alınmaktadır.


Gayrimenkul değerleme raporlarında tüketiciden ekspertiz raporu alınmamalı, bankadan gönderilen ekspertiz ücretini yine bankadan almalıdır. Tüketicinin zararının artmaması açısından ise bankaya ödenen kredi tutarının içinde ekspertiz ücreti de dahil edilmeli, ekstra bir masraf olarak alınmamalıdır. Otomobil sektöründeki ekspertiz raporu; ise ikinci el arabalar için söz konusu olan bir rapordur. İkinci el bir otomobilin gözle görünen ya da görünmeyen arızalarını ortaya çıkaran rapora oto ekspertiz raporu denir. Bir nevi otomobilin sağlık muayenesi sonucudur. Ekspertiz raporu ile alacağınız otomobilin değerini, daha önce kaza yapıp yapmadığını, değişen ya da arızalı bir parçasının olup olmadığına bakarak değerlendirebilirsiniz. Böylece ekspertiz raporu alıcıya güven verir. Ekspertiz raporu genel olarak aracın motoru ve motorla ilgili bilgi içermektedir. Ekspertiz raporu, Türk Standardları Enstitüsü tarafından belirlenen standarda göre verilen

TSE hizmet yeterlilik belgesi bulunan işletmeler tarafından düzenlenmektedir. Raporda ikinci el motorlu kara taşıtının özellikleri, arıza ve hasar durumu ile kilometre bilgilerine yer verilir. Bir oto ekspertiz raporunda motorun yanı sıra otomobilin iç aksesuarları da kontrol edilmektedir. Aracın kaportasında, tamponunda ve bagajında bir problem olup olmadığı kontrol edilir. Aracın elektronik sistemleri incelenir. Hayati donanımlardan olan frenlerin durumu ve aşınma derecesine bakılır. Yine dışındaki boyanın orijinal mi olduğu yoksa sonradan mı yapıldığı kontrol edilir. Aracın dosyası kontrol edilerek daha önceden bir kaza yapıp yapmadığı, yetkili bir serviste parça değiştirip değiştirmediğine bakılır. 13.02.2018 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmeliğe göre yetki belgesine sahip işletme tarafından ikinci el motorlu kara taşıtı satışından hemen önce ekspertiz raporu alınır ve raporun bir nüshası satış esnasında alıcıya teslim edilir.

Sektör Ekspertiz raporunun ücreti, satış işleminin alıcıdan kaynaklanan bir nedenle gerçekleşmemesi durumunda alıcı, diğer hallerde yetki belgesine sahip işletme tarafından ödenir. Yine aynı yönetmeliğe göre; otomobillerde sekiz yaş veya yüz altmış bin kilometrenin üzerindeki ikinci el motorlu kara taşıtları için ekspertiz raporu alınması zorunlu değildir. Ancak ekspertiz raporunu düzenleyen kişiler ekspertiz raporundaki bilgilerin taşıtın gerçek durumunu yansıtmamasından sorumludur. Bakanlık, ekspertiz raporunda yer verilecek diğer bilgileri, Türk Standartları Enstitüsü hizmet yeterlilik belgesi verilecek işletmelerde ve bu işletmelerde çalıştırılan kişilerde aranan nitelikleri, ekspertiz raporu düzenleyenlerin sorumluluklarını, hizmet yeterlilik belgesi ile ekspertiz raporu ücretinin üst sınırını ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile üst meslek kuruluşlarının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir.

Deprem Rİskİ Ürkütüyor 2 1 yıl önce meydana gelen 17 Ağustos depremi sonrasında

Marmara Bölgesindeki eski yapılarda deprem riski devam ediyor. Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre ülkemizde şimdiye kadar Kentsel Dönüşüm kapsamında 505 bin 618 bina yıkıldı. Riskli yapı tespiti yapılan bağımsız bölüm sayısı ise 621 bin 641 oldu. Geçen dönem içerisinde az katlı olup, yüksek imar hakkı olan birçok yapı yenilendi. Lakin çok katlı olup, daha az katlı imar hakkı olan yapılar için risk devam ediyor. İmar barışı ile sekteye uğrayan kentsel dönüşüm sürecinin yavaşlaması, eski yapılar için riski devam ettiriyor” dedi.

Eski Yapıları Belediyeler Kontrol Etmeli Özelmacıklı “Belediyeler imar kanununa aykırı olarak inşaa edilmiş olan ve kaçak katları olan yüksek katlı yapılara öncelik vermeli. Bu binalar için riskli yapı tespit raporu zorunlu olarak yaptırtılmalı. Riskli yapıların satış, kiralama süreçlerine engeller getirilmeli. Hatta zorunlu olarak dönüşüme alınmalı. Kentsel dönüşüm finans çözümleri ile birlikte banka ve sigorta kontrolleri ile sürdürülmeli” dedi.

DASK Primleri Dönüşümde Kullanılmalı DASK verilerine ilişkinde bilgiler veren Altın Emlak Genel Müdürü “Mevcut durumda 17 milyon 682 bin 80 konuttan, 9 milyon 772 bin 790’nında Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi bulunuyor. Yani sigortalılık oranı yüzde 55,3 seviyesinde. Üretilen bu poliçelerin istatistiklerini incelediğimizde ise 404 bin 363 poliçe, 1975 öncesinde inşa edilen binalarda yer alıyor. 1976 – 1999 arasında inşaa edilen yapılarda ise 2 milyon 522 bin 832 poliçe yer alıyor. Bir de bu tarihlerde yapılıp, poliçesi olmayan taşınmazlar var. DASK primleri kentsel dönüşümde kullanılmalı, riskli yapılar mezara dönüşmemeli” dedi. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 111


İhracat

Biofach ve İZFAŞ İş bİrlİğİne hazırlanıyor Organik Sektöründe Hibrit Fuar Dönemi Organik Sektörü Dijitale Geçiyor

Organik Sektöründe İlk Hibrit Fuarın Tohumları Atıldı Organik Sektörü Hibrit Fuarla Dünyaya Açılacak

Türkiye’nin Organikte İlk Hibrit Fuarı Ege’de Yapılacak..

S

hoedex2020 ile Türkiye’nin ilk sanal fuarına imza atan Ege İhracatçı Birlikleri organik sektöründe de dijital dönüşümü Ege’den başlatmaya hazırlanıyor. Organik sektörü bu yıl ve önümüzdeki sene hem fiziksel hem de online ziyaretçiyi bir arada ağırlayacak hibrit fuarın görüşmelerine başladı. Aynı zamanda İZFAŞ ve dünyanın en büyük organik fuarı Biofach’ın iş birliği de gündemde. 12-15 Şubat’ta düzenlenen Biofach-Nürnberg Fuarı’nda katılımcı olarak yer alan firmalar, Organik Ürünler Kurulu, organik ürün ihracatı yapan üyeler, İZFAŞ ve Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği temsilcilerinin katılımlarıyla 2020 ve 2021 yıllarında yapılması planlanan Ekoloji Fuarları’yla ilgili atılacak adımlar konuşuldu.

112 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020

Türkiye’nin gıdaya hakim bir ülke olduğunu söyleyen Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, EİB’in ekolojik üretimin en önemli temsilcilerinden biri olduğunu, Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’ini gerçekleştirdiğini anlattı. “Kendi bayrağımızı d a l ga l a n d ı ra b i l e c e ğ i m i z bir şeyler yaparak, organik sektörümüzü Ar-Ge’den inovasyona geçirmeliyiz. Katma değer inovasyonla olur. İnovasyon ekip işidir. Bunun için hibrit fuar çalışmalarına odaklandık. Ekim ayında organik sektöründe dijital fuar planlıyoruz. Sadece gıda değil tekstili de dahil etmek istiyoruz. Hammaddesi pamuk olduğu için stratejik bir ürün. Hem bölge hem sektörler için tekstil sektörü lokomotif bir sektör.

Organikte beraber çalışmakta fayda var. Sektörlerin entegrasyonuyla geniş kitlesel bir hareket olacak. Ticaret odası, borsa, ihracatçılar birliği ve diğer birlikler herkes bu projede elini taşın altına koyacak.” Siparişler Uzak Doğu’dan Türkiye’ye kaydı Celep, uluslararası markaların Türkiye’den organik pamuk ve pamuk ipliği ürünlerini her yıl artırarak alma planları olduğunu bazı büyük markaların siparişlerinin Uzak Doğu’dan Türkiye’ye kaydığını da sözlerine ekledi. “Türkiye’den daha fazla pamuk ve pamuk ipliği almak istiyorlar. Dünya çapındaki en büyük İspanyol giyim markası önümüzdeki 5 sene içinde organik ya da better cotton alma hedefi koydu. 50-100 bin ton civarında.


Türkiye’de üretim yapan konfeksiyon ve iplik firmalarının, büyük markaların fuara katılımının teşvik edilmesi gerek. Pazarı ne kadar geliştirirsek o kadar geniş bir alana yayılırız ve katma değer zincirini büyütebiliriz. Organiğin ana felsefesi; üreticiye doğru ürün ürettirmeyi adapte ettirmek. Bunun bölge ve coğrafyamızda sürdürülebilir hale gelmesi lazım. Katma değerli organik üretim devletimizin desteğiyle, ihracatçıların dokunuşuyla daha yukarı taşınacaktır. Hem gastronomiyi oluşturmak hem gastronomi turizmini hem de tekstili harekete geçirmek istiyoruz. Bu girişimimiz domino etkisi yaratacak.” Organikte 35 yıllık tecrübe Son 15 yılda yüzde 500 büyüyen küresel ekoloji pazarında Türkiye’nin konumunu güçlendirmek istediklerini vurgulayan Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık, hedefin 1 milyar euro olduğunu söyledi. “Türkiye’de 35 yıllık organik üretimde 250’nün üzerinde ürün çeşitliliğine ulaşıldı. Ege İhracatçı Birlikleri 23 yıldır dünyanın en büyük organik ürünler fuarı Biofach Nürnberg’e Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu düzenliyor. Gıda konusunda organikte çok yol kat ettik. Gıda haricinde de çok tecrübemiz var. Türkiye yıllardır bu işi yapıyor. Pamukla yola çıktık. Bizim sektörümüz ne kadar genişlerse bölgedeki gücümüz o kadar artacaktır. Dolayısıyla rahatlıkla söz sahibi olacağımız bir alan. Tüm çalışma arkadaşlarımızla organiği daha ileri taşımalıyız. Coğrafyamızın bu ürünleri üretebilecek hem üretici vizyonu hem toprağı hem de suyu var. Dijital dönüşümde sağlam bir altyapıyla ülke ekonomisine ve tüm sektörlere ciddi bir ekonomik getiri oluşturacağımızı düşünüyorum. Konfeksiyon ve tekstille konsolide edersek İzmir imajını daha çok öne çıkarırız. Fuarcılığı stratejik olarak değerlendirerek, 2020’nin son çeyreğini çok iyi değerlendirmeliyiz. Katkı sağlayacak her türlü organizasyonda aktif olmalıyız.

İhracat

Yıllardır ekolojiye desteğimizi sürdürüyoruz. Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği’yle beraber faaliyetlerimiz devam ediyor.” Türkiye Organik Ağı 20 Temmuz itibariyle kuruluyor Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy ise organik hareketin daha aktif ve bütünleşik olarak bir arada olmasını desteklediklerini açıkladı. “İZFAŞ’a Ekoloji Fuarı’nda bilimsel ve teknik olarak destek veriyoruz. Organik sektörünün geliştirebileceği her platformu destekliyoruz. Yıllardır ekolojiye ivme kazandırmaya çalışıyoruz. Ülkemizde GDO’lu tohumlar kullanılmıyor ve Türkiye’nin ilk organik pamuğu Ege’de başladı. Hem gıdada hem tekstilde bir adım öndeyiz. Türkiye’de organik sektöründe faaliyet gösteren dernekler bir ağ oluşturmak için girişim başlattık. 20 Temmuz itibariyle Organik Ağı’nın kuruluşunu yapacağız. Fuarlara firmaların ve sektör paydaşlarının desteği çok önemli. Sektörün dinamiklerini canlı tutmak lazım. Ekolojiyi hep birlikte yaşatacağız. Herkesin katkı vermesi gerekiyor. Organik üreticilerin, sertifikalı üreticilerin katılmaları önemli. Katılım maliyeti düşük olursa canlılık olabilir. Kümelenme çalışmalarına ağırlık verilmeli.” Maksimum teşvik minimum ekonomik maliyet İZFAŞ Genel Müdürü Karaosmanoğlu Alıcı,

Canan

1 Eylül sonrasında pandemi kuralları çerçevesinde kapalı alanlarda fuarların yapılabileceğini, 2021 Nisan-Mayıs gibi Türkiye’nin tek sertifikalı organik ürün fuarı olan Ekoloji Fuarı’nın 11’inci defa kapılarını açmaya hazırlandığını söyledi. “Şemsiye kuruluşlarımızdan gelen önerilerle organik sektöründe fiziksel fuarın yanına bu sene Ekim ayında online internet üzerinden takip edilecek birleşmiş bir hibrit fuar tasarlıyoruz. Tüm katılımcılarımızı, firmalarımızı İZFAŞ’ın altyapısıyla oluşturacağımız online B2B’lerin gerçekleşeceği, stantların 360 derece tanıtımının yapılacağı, ziyaretçilerin fuar alanını üç boyutlu gezebileceği bir dijital platformda buluşturacağız. Hem fiziksel hem dijital gerçekleşecek hibrit fuarın organik markalaşmada İzmir’e çağ atlatacağını düşünüyoruz. Bu süreçte İzmir Ticaret Odası, İzmir Ticaret Borsası, İhracatçı Birlikleri gibi sektörün çatı kuruluşları bir araya gelerek organik üretimin pazarda buluşabilmesi için bu girişimin parçası olacaklar. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde dijital fuarcılığa yönelik katılımcılara destek mevcut. Bizim mottomuz maksimum teşvikten yararlanıp firmalara minimum ekonomik maliyeti yansıtmak. Tüm teşviklerden yararlanmayı istiyoruz. Aynı zamanda gıdadan kozmetiğe tekstile kadar birçok sektörü içinde barındıran dünya organik sektörünün en büyük buluşmalarından biri olan Biofach ile de iş birliği gündemimizde. Global bir ortaklık olacak. Biofach Fuarı’nın Şubat ayı gibi gerçekleşeceğini öngörüyoruz.” Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 113


İhracat

Dİjİtal dönüşüm Egelİ derİ İhracatçılarıyla başladı Egeli Deri İhracatçılarının Dijitalleşme Hamlesi Pandemiye Damga Vurdu..

Egeli Deri İhracatçıları Dijital Dönüşüme Hızla Devam Ediyor..

E

projeye imza atıyor.

ge Deri ve Deri Mamul-

Farklı alanlardan beslenip

leri İhracatçıları Birliği, Ocak–

birliğini

güçlendirerek

Deri mühendisliğini seçen

Şubat

kurduğumuz

ekosistemde

öğrencilerimize yönelik as-

döneminde

yüzde

24’lük artışla Ege İhracatçı

yenilikçi

hayata

gari ücrete kadar burs imkanı

Birlikleri

geçirilmesi için gençlere her

sağladığımız projemiz geçen

zaman ihtiyacımız var.

seneden beri devam ediyor.

bünyesindeki

12

İhracatçı Birliği arasında artış

fikirlerin

rekortmeni olarak 2020’ye

2020’ye

hem

ihracat

başladı, ihracatını 25,6 mi-

Bilim

insanlarımızdan,

rakamlarımızla hem de yeni-

lyon dolardan 31,8 milyon

öğrencilerimizden güç alarak

likçi projelerimizle çok başarılı

dolara taşıdı.

inovatif projeler ve ürünler

bir giriş yapmış olmamıza

Ayakkabı ihracatında da ilk iki

üzerine çalışıyoruz.

rağmen pandemi nedeniyle

ayda yüzde 33’lük artış hızı

yurtiçi ve yurtdışı piyasala-

yakalayarak 21 milyon 63 bin

Ege Bölgesi’nde 8 bini aşkın

rda yaşanan durgunluk, her

dolar rakamına ulaştık.

ihracatçımızı temsil eden 12

sektörde olduğu gibi deri sek-

Bizim için Türkiye’nin uzun va-

İhracatçı Birliğimizin hepsi

töründe de taşları yerinden

dede kalkınmasının anahtarı,

endüstri

oynattı.

inovasyona, eğitime ve genç

gücünü harmanlayarak birçok

beyinlere yatırım yapmak. 114 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

ve

üniversitenin


Türkiye’ye yıllık 1 milyar doların üzer-

Ege

Deri

ve

İhracatçıları

Deri

İhracat Mamul-

inde döviz kazandıran, son 10 yılda

Fuarımızın ilk üç günlük periyodun-

leri

ihracatını 2,5 kat geliştiren ayakkabı

da 31 katılımcı firma ile 59 ülkeden

ihracatımızın yüzde 62’sini ayakkabı,

ve saraciye sektörümüz sürecin et-

250’yi aşkın alıcı www.shoedex.

yüzde 17’sini deri ve postlar, yüzde

kilerini derinden hissetti.

events adresinde buluştu. Yoğun

11’ini saraciye, yüzde 10’nu deri kon-

ilgi nedeniyle fuarı 4 güne uzattık.

feksiyon oluşturuyor.

Birçok firma konkordato ilan etti.

Toplamda 1000’nin üzerinde B2B

Ortalama

görüşmesi gerçekleşti.

yüzde

50’lere

varan

düşüşlere şahit olduk. Koronavirüs 8

Birliği

olarak

İlk yarıda 39,7 milyon dolarlık ayakkabı, 6,7 milyon dolarlık sara-

milyar insanı ekranın ucuna kilitledi.

Türkiye’de ve dünyada sektörümüzde

ciye, 6,6 milyon dolarlık deri konfek-

Böyle bir dönemi avantaja çevirmek

bir ilki başararak diğer bütün sektör-

siyon, 10,6 milyon dolarlık deri ve

istedik.

lerde dijital dönüşümü tetikleyen

post ihracatıyla toplamda 63 milyon

sürükleyici bir etki yarattık.

dolarlık ihracat gerçekleştirdik.

Pandemi süreci, eski nesil yöntemleri

Haziran ayı ayakkabı ihracatımız 4,7

bir yana bırakıp birlikte çözüm üretip

Şimdi yoğun talep üzerine Ekim’de ik-

milyon dolar, saraciye ihracatımız

daha iyi bir gelecek kurmak için yeni

incisini düzenlemeye hazırlanıyoruz.

1,1 milyon dolar, deri konfeksiyon

bir eşikti.

Dijitalleşme çalışmalarımız hummalı

ihracatımız 1 milyon dolar, deri ve

bir şekilde devam ediyor.

post ihracatımız ise 1,3 milyon dolar-

2022 yılına kadar dünya ekonomis-

la toplamda 8 milyon dolara ulaştı.

inin en az yüzde 60’ının dijitalleşmesi

Ocak-Haziran dönemi Türkiye geneli

bekleniyor. E-ticaret dünyada son 3

ayakkabı ihracatı 419,7 milyon dolar,

İhracat pazarımızdaki ilk 10 ülke ise

yılda yüzde 73 artış göstererek 3,5

saraciye ihracatı 76,7 milyon dolar,

Rusya, Almanya, İtalya, Irak, İspanya,

trilyon dolarlık hacme ulaştı.

deri konfeksiyon 52,1 milyon dolar,

Romanya, Fransa, Hollanda, İngiltere,

deri ve post ihracatı 81,9 milyon do-

Suudi Arabistan.

Zaman değişime ayak uydurma

lar olmak üzere toplam deri ihracatı

zamanı. Katma değerli ürün üret-

630 milyon dolar olarak gerçekleşti.

mek, ürettiğimizin üstüne inovasyon eklemekle mümkün.

Egeli ayakkabı ve saraciye üreticileri pandemi süresince sanal fuar

İlk 6 ayda yüzde 24’lük düşüş söz

hamlesiyle başarılı bir kriz yönetimi

konusu ancak normalleşmeyle be-

sergiledi ve bir sektörün nasıl hızlı

Bu da ihracatçıların gündeminin

raber Haziran ayında ihracatımızdaki

bir şekilde aksiyon alıp avantaj elde

teknoloji ve dijitalleşme olması

toparlanmanın etkilerini daha net

edebileceğini gösterdi.

gerektiğini

bir şekilde görüyoruz.

gösteriyor.

Bu

sene

dünyada 10 bin fuar iptal edildi, 138 milyar euro kayıp söz konusu.

İnteraktif vizyonumuzu sürdürerek, Haziran ayı Türkiye geneli ayakkabı

yenilikçi katma değerli projelerle

ihracatı yüzde 52’lik artışla 66 mily-

teknolojiyi en iyi şekilde kullanarak

Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda

on dolar, saraciye ihracatı 12 milyon

ilerlemeye devam ediyoruz.

ayakkabı ve saraciye sektörlerine

dolar, deri konfeksiyon ihracatı 9 mi-

yönelik sanal fuarımız Shoedex2020

lyon dolar, deri ve post ihracatı ise

Erkan ZANDAR

ile korona günlerinde ihracat tarihi-

14 milyon dolar olmak üzere toplam

Ege

mizde dönüm noktası olacak anlara

deri ihracatı yüzde 16’lık yükselişle

İhracatçıları Birliği Başkanı

tanıklık ettik.

101 milyon dolar rakamına ulaştı.

Deri

ve

Deri

Mamulleri

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 115


Finans

Türkiye İş Bankası ve Koç Üniversitesi, toplum sağlığı alanında ülkemizin bilimsel ve akademik faaliyetlerine katkıda bulunmak amacıyla yeni bir iş birliğine imza atıyor.

İş Bankası ve Koç Ünİversİtesİ’nden Sağlıklı Yarınlar İçİn Ortak Adım K “ oç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi”nde; enfeksiyon hastalıklarıyla ilgili ileri düzeyde araştırma yapılması, hastalıkların tanı ve tedavileri ile korunma yollarının geliştirilmesinde çözüm önerileri getirilmesi, araştırmacı ve eğitimci insan kaynağının nicelik ve nitelik yönünden zenginleştirilmesi, aşı ve ilaç çalışmalarının yürütülmesi hedefleniyor. Merkezde yürütülecek araştırmalara, çalışmalara ve eğitim programlarına Bayındır Hastanelerinde görev yapan enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının ve diğer sağlık çalışanlarının dahil edilmesi; Merkezin Bilimsel Danışma Kurulu’nda Bayındır Hastaneleri’nin de yer alması planlanıyor. “Koç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi”nin tanıtımı vesilesiyle, İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan, Bayındır Sağlık Grubu Genel Müdürü Sezai Sevgin ve Merkezin Direktörü Prof. Dr. Önder Ergönül’ün katılımıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Adnan Bali, toplantıda yaptığı konuşmada, şu anda her ne kadar dünya gündeminde Covid-19 olsa da yüzyıllar boyunca insanlık tarihinin seyrini değiştirecek kadar büyük salgın hastalıklarla karşılaşıldığını söyledi. Veba, kolera, sarıhumma, İspanyol

116 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

gribi, çiçek gibi salgınların milyonlarca insanın ölümüne neden olduğunu, 2000’li yıllardan sonra SARS, domuz gribi, kuş gribi, ebola nedeniyle de çok sayıda insanın hayatını kaybettiğini hatırlatan Bali, global salgınların yanı sıra Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgeye özgü salgınlar ve enfeksiyon hastalıklarının da bulunduğuna dikkat çekti. Bali, bu açıdan ülkemizde enfeksiyon hastalıklarının araştırılması, buna hem maddi kaynak ayrılması hem de daha çok bilim insanının ve hekimin bu alana yönelmesinin hayati önem taşıdığını vurguladı. İş Bankası’ndan Merkez için 5 yılda 25 milyon lira kaynak Koç Üniversitesi ile hayata geçirilecek olan Merkezin, ülkemizde bu alandaki ihtiyaca cevap vermek için atılmış çok güçlü bir adım olduğunun altını çizen Bali, “Bu inisiyatifi ülkemiz insanına karşı çok önemli bir sorumluluk olarak görüyorum. Merkezdeki çalışmaların, ülkemizin yerel salgınlar başta olmak üzere aşı ve ilaç konusunda dışa bağımlılığını azaltacak ölçeğe ulaşmasını, gelecekte daha ileri aşamalar kaydederek bilimsel literatürde ülkemizin dünyada söz sahibi ülkeler arasında yer almasına katkıda bulunmasını ve referans noktası olabilecek iyi bir zemin oluşturmasını umuyorum” dedi. Bali, bu yılın Şubat ayında kamuoyu ile paylaştığımız

‘Yapay Zekâ Uygulama ve Araştırma Merkezi’ ile ‘Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi’ arasında bilimsel çıktılar itibarıyla da iyi bir sinerji oluşacağına, bu sayede sağlıkta yapay zekâ ve makine öğrenimi uygulamaları, robotbilim, ortak klinik çalışmalar ve çapraz disiplinler arası etkileşimlerin sağlayacağı avantajdan faydalanılabileceğine işaret etti. Bali, Banka olarak, Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi için 5 yıl süreyle toplam 25 milyon TL’lik bir kaynak ayırdıklarını belirtti. Bayındır Sağlık Grubu uzmanları da araştırmalara ve eğitim programlarına katılacak Pandeminin, Amerika Birleşik Devletleri dahil pek çok büyük ülkenin baş etme kapasitesini zorladığını, bu süreçte tıp alanında gelişmiş, laboratuvar kapasitesi yüksek ülkelerin baş etme gücüne sahip olduklarını söyleyen Bali, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz, ülkemizdeki insan kaynağına güveniyoruz, bu Merkeze katkı sağlayacak çok kıymetli isimler var. Koç Üniversitesi bünyesindeki bu Merkezin şu ana kadar planlanan altyapısı ve bundan sonraki yatırımlarla genişletilecek donanımının, yürütülecek çalışmalar için son derece yeterli olacağını düşünüyorum.


Böyle bir Merkezin gelecekte, hepimizin bugün dünyadaki isimlerine imrenerek baktığımız Almanya, Fransa, ABD’deki merkezlere yakınsayacağını, Türkiye’nin aşı ve ilaç çalışmalarında dünyada örnek olacağını umut ediyoruz.” Adnan Bali, işbirliği kapsamında ayrıca, Merkezde yürütülecek araştırmalara, çalışmalara ve eğitim programlarına Bankanın sağlık alanındaki iştiraki olan ve yaklaşık 30 yıllık geçmişiyle ülkemizde bu alanda önemli bir birikime sahip kuruluşu Bayındır Sağlık Grubu’nda görev yapan enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının ve diğer sağlık çalışanlarının dahil edileceğini; Merkezin Bilimsel Danışma Kurulu’nda Bayındır Hastaneleri’nin de yer alacağını ifade etti. Bali, “Üç değerli kurum arasındaki bu işbirliğini, söz konusu insan sağlığı olunca çok daha kıymetli buluyorum” dedi. Prof. Dr. Umran İnan, “Toplumsal yaşama değer katacak işbirlikleri gerçekleştiriyoruz” Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan da konuşmasında; İş Bankası gibi güzide bir kuruluşla ülkemizin bilimsel ve akademik faaliyetlerine katkıda bulunarak toplumsal yaşama değer katacak işbirlikleri gerçekleştirmekten büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti. Prof. Dr. Umran İnan şöyle devam etti: “Ülkemizin önde gelen üniversitelerinden biri olarak, evrensel bilime katkı sağlamak bizim

en önemli misyonumuzu oluşturuyor. Bu yüzden de yürüttüğümüz araştırmalarımız Türkiye’de ve dünyada bilimsel gelişmeleri etkiliyor, teknolojik, ekonomik ve toplumsal kalkınmaya katkıda bulunuyoruz.” Ar-Ge için verilen dış kaynaklara bakıldığında Üniversitenin Türkiye’de en ön sıralarda yer aldığına vurgu yapan Prof. İnan sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok prestijli Avrupa Araştırma Konseyi (ERC) destekleriyle ülkemizdeki yürütülen aktif 24 projenin 13’ü üniversitemizde yürütülüyor. Üniversitemizde Ocak 2004’ten bugüne AB ile birlikte Türkiye’de başta TÜBİTAK olmak üzere kamu kurumları ve özel sektör destekli çerçeve programlarında fonlanan 984 projenin toplam bütçesi 504,6 milyon TL olarak gerçekleşti. Bu projelerde çalışmaları için her yıl yarısı yurt dışından olmak üzere 100’den fazla doktora öğrencisi alıyoruz.” Araştırmalarında disiplinler arası çalışmalara odaklandıklarını, gençleri yarınlara hazırlarken en büyük güçlerinin geniş tabanlı eğitim olduğunu dile getiren Prof. İnan, “Özellikle tıp fakültemizin varlığı çok önemli, zira önümüzdeki 10-20 yıl içerisinde insanlığı ve toplumları en çok etkileyecek olan yeni buluşların çoğu disiplinlerin örtüştüğü yerlerden çıkacak; tıp ile mühendisliğin örtüşmelerinde gerçekleşen her buluşun topluma katkısını hukuksal, sosyal, toplumsal etkilerini, sonuçlarını analiz edebilecek ortamlar belirleyecek” dedi.

Finans Covid-19’un araştırma ve bilimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğini hatırlatan Prof. İnan, “Covid-19’dan çıkış yolu bilim ve bu alanda yapılacak olan araştırmalardır. Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Koç Üniversitesi Hastanesi’nin son yıllarda giderek daha çok öne çıkan muazzam başarıları oldu. Farklı disiplinlerin işbirliğiyle Covid-19’a odaklanan 40’dan fazla projeyi devreye alarak bilginin sınırlarını zorluyor ve bilimin önemini bir kez daha ortaya koyuyoruz” dedi. Yeni açılan merkezin disiplinlerin örtüştüğü bir noktada faaliyetlerini gerçekleştireceğine dikkat çeken Prof. İnan, “Merkez, Türkiye’de bu ölçekteki ilk ve tek merkez olacak. Merkezde, Türk halkının sağlığını tehdit eden yerel ve küresel çaplı enfeksiyon hastalıkları riskine karşı çalışmalar yapılarak, dışa bağımlılığın azaltılması için çalışılacak” dedi. Prof. İnan şöyle devam etti: “Merkezde farklı disiplinlerin eşgüdümlü şekilde çalışacak, enfeksiyon hastalıkları hakkında ileri düzeyde araştırmalar yapılacak, tanı ve tedavi yöntemleri geliştirilecek, insan kaynağı geliştirecek, aşı ve ilaç çalışmaları yapılacak ve elde edilen bilginin topluma yayılması sağlanacak. Bir araştırma üniversitesi olarak, diğer merkezlerimizde olduğu gibi Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezimizde de önemli çalışmalara tanık olacağımıza ve ülkemizin geleceğine doğrudan ve dolaylı katkıda bulunacağımıza canı gönülden inanıyorum.”

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 117


Finans Koç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi Koç Üniversitesi bünyesinde İş Bankası’nın desteğiyle kurulacak olan Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi’nde; enfeksiyon hastalıklarına karşı ilaç geliştirme ve aşı ön çalışmalarının yanı sıra tanısal yöntemler, enfeksiyon kontrolü, halk sağlığı gibi alanlarda bilimsel çalışmalar yapılması amaçlanıyor. Merkez ile Koç Üniversitesi bünyesindeki Tıp Fakültesi, Mühendislik, Fen, İktisadi ve İdari Bilimler ile İnsani Bilimler Fakülteleri arasında eşgüdümlü çalışmalar yürütülmesi planlanıyor.

Merkez faaliyetlerini Topkapı’da bulunan Koç Üniversitesi Hastanesi’nde gerçekleştirecek. Merkezin Bilimsel Danışma Kurulu’nda; Prof. Dr. Levent Doğancı (Bayındır Hast.), Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil (Harvard SPH), Prof. Dr. Alpay Azap (Ankara Ü, Tıp Fak), Prof. Dr. Kenan Midilli (Cerrahpaşa Tıp Fak), Prof. Dr. Eskild Petersen (Aarhus,ESCMID), Prof. Dr. Nicola Petrosillo (Rome, ESCMID), Prof. Dr. Tatjana Avsic-Zupanc (Slovenya), Prof. Dr. Larry Madoff (Int Soc ID, Harvard), Prof. Dr. Dennis Bente (UTMB), Prof. Dr. Murat Akova (Hacettepe Ü. Tıp Fak), Prof. Dr. Annelies Zinkernagel (Zürih Ü. Tıp Fak), yer alıyor.

Merkezde; • Mikrobiyoloji, • Moleküler görüntüleme ve sayısal analiz araştırmaları, • Aşı ön çalışmaları, • Enfeksiyon kontrolü, • Lisansüstü eğitim, • Sürekli tıp eğitimi, • Kapasite geliştirme eğitimleri gerçekleştirilecek. İnternet sitesi üzerinden kamu ve sivil kurumlar ile iletişim kurulmasının planlandığı Merkezde gerçekleştirilecek araştırma sonuçları belgesel, yayın ve dergiler aracılığıyla kamuoyuna duyurulacak. World Media Group (WMG) Haber Servisi

Sportİf Bİr Sedan; Hyundai Yenİ Elantra N Line • • •

Hyundai, sportif sedan otomobil tutkunlarına Elantra N Line’ı takdim ediyor. Yeni otomobil, sportif gövde kitiyle beraber rahat bir iç mekan ve konfor donanımları da sunuyor. Elantra N Line, ayrıca hibrit motor seçeneği ve mobilite çözümleriyle tüm ihtiyaçları karşılayacak.

H

yundai Motor Company, ürün ve teknoloji gelişimlerine tüm hızıyla devam ediyor. Geçtiğimiz ay çizimleri paylaşılan Elantra N Line, nihayet resmi olarak tanıtıldı. Güncel versiyona göre daha sportif bir yapıda olan N Line versiyonu, alçak ve geniş gövdesiyle güçlü bir duruş sergiliyor. N Line için özel bir tasarım ve performans artırıcı unsurlarla karakterize edilen Elantra, Hyundai’nin yüksek performanslı N markası tarafından geliştirildi. Elantra N Line, 1.6 litrelik GDI turboşarjlı benzinli motoruyla 201 beygir güç ve 265 Nm tork üretirken, altı ileri manuel veya yedi vitesli çift debriyajlı şanzıman (DCT) ile tercih edilebiliyor. 118 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 289 - 2020


Finans Güçlendirilmiş motoruyla canlı bir sürüş deneyimi sunan otomobil, 18 inç çapındaki jantları, çok bağlantılı bağımsız arka süspansiyonu ve daha büyük fren diskleriyle üstün bir yol tutuş vaad ediyor. Ayrıca, yol tutuş performansı için sertliği artırılmış süspansiyonlar da Elantra’nın çeşitli mekanik iyileştirmelerinden bazıları. Direksiyon arkasına yerleştirilen kulakçıklarla vites değişimleri manuel olarak yapılabilirken ayrıca araçta yer alan “Sürüş Modu” gibi sürücü odaklı özellikler, kullanıcısına etkileyici bir performans deneyimi sağlıyor. Kırmızı dikişli deri kaplı ve delikli N direksiyon simidi, deri destekli N spor koltuklar, metal materyallere ve deri kaplamaya sahip vites topuzu ve mat krom pedallar gibi iç tasarım öğeleri de Elantra’nın sportif tasarımını destekliyor. Elantra N Line’ın dış tasarımında da alçak ve geniş bir duruş hakim. Markanın yeni tasarım stratejisi olan “Parametrik Dinamik” tasarım felsefesi, yeni modele kesinlikle sofistike bir sportif görünüm kazandırıyor. Elantra’nın yeni nesil kademeli ön ızgarası, N Line logoları

ve geometrik hatlarla desteklenmiş tamponu, araca daha agresif bir görünüm katıyor. Tamponda yer alan hava açıklıkları, aerodinamik performansı ve motor soğutmasını desteklerken, araca yüksek performanslı bir görüntü de katmış oluyor. Elantra N Line’ın sportif marşpiyelleri ve kapılarda yer alan sert çizgiler, fastback ve sedan karışımı bir ambiyans sunarken ayrıca alçak ve geniş estetiğini de kolaylıkla vurguluyor. Ayrıca, jantlar da dahil olmak üzere gövde üzerinde kullanılan siyah plastik parçalar ve renkler, sportif öğeleri ön plana çıkarmak için görev alıyor. Arka tarafta yer alan spoyler, krom çift çıkışlı egzoz ve N Line arka difüzör ise otomobilin performanslı tasarımına katkıda bulunuyor. Hyundai ayrıca, Hyundai N Line modellerini tercihlerine göre daha da özelleştirmek isteyenler için N Project performans parçalarını da satışa sunuyor. N performans parçaları, mevcut modelin daha da dinamik bir yapıda olmasına olanak sağlıyor.

Yakıt ekonomisi için Elantra Hybrid Elantra’nın ekonomik versiyonu olan Hybrid ise öncelikli olarak Kore’de satışa çıkacak ve daha sonra diğer pazarlarda da müşterilerin beğenisine sunulacak. Elantra Hybrid, 1.6 litrelik GDI Atkinson çevrime sahip, dört silindirli benzinli bir motorla donatılıyor. Mıknatıs teknolojisine sahip elektrik motoru, arka koltukların altına yerleştirilmiş 1,32 kWh kapasiteli lityum iyon polimer pil ile çalışıyor. Bu pil ile birlikte 32 kW güç sunan elektrik motoru, 1.6 litrelik GDI motor ile kombine edildiğinde toplamda 139 beygir güç ve 265 Nm tork sağlıyor. Yüksek verimli elektrik motoru, düşük hızlarda anlık tork sağlayan ve daha yüksek hızlarda da ekstra güç desteği sağlayan elektrikli bir sürüş moduna sahip. Yeni Elantra N Line’ın ardından performans serisini daha da genişletmek isteyen Hyundai, çok yakın bir süre içerisinde 2.5 litrelik turboşarjlı Sonata N Line’ı da satışa sunmayı planlıyor.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 289 - 2020 119


Sektör

23 yıl sonra görevİnİ oğluna devrettİ

E

ğitime olan inancı ile Nedim Uysal Anadolu Teknik Lisesi’ni eğitim hayatına kazandıran, bağlantı elemanları sektöründe bir dünya markası olan Norm Cıvata’nın kurucusu, duayen hayırsever iş insanı Nedim Uysal, 23 yıldır Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı yaptığı ve Yönetim Kurulu Üyesi olduğu Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (EDDMİB) Yönetim Kurulu’ndaki görevini oğlu Mehmet Fatih Uysal’a devretti. Ege İhracatçı Birlikleri’nde 12 Ağustos 2020 tarihinde Nedim Uysal için bir veda töreni düzenlendi. Törene, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Demir ve Demir 120 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan ve EDDMİB Yönetim Kurulu üyeleri katıldı. Ege Demir ve Demir dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, Nedim Uysal’ı Türk sanayisine ve ihracat dünyasına altın harflerle imza atmış örnek bir sanayici ve çok değerli bir ihracatçı olarak tanımladı. Nedim Uysal’ın kendileri için büyük bir yol gösterici olduğunu dile getiren Ertan, “ Sektöründe bir dünya devi olan Norm markasını, İzmir’e ve Türk ekonomisine kazandıran, Birliğimizin 1997 yılında kuruluşu sırasında Kurucu Yönetim Kurulunda yer alan ve 23 yıldır Birliğimize büyük hizmetler veren Nedim Uysal’ın deneyimlerinden bundan sonraki süreçte de

istifade edeceğiz. Bu ayrılışı bir veda olarak görmüyoruz. Nedim Ağabey’e bundan sonraki yaşamında sağlık ve mutluluk diliyoruz” diye konuştu. Duayen iş insanı Nedim Uysal’a bugüne kadar verdiği hizmetler anısına teşekkür plaketini takdim eden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “ Sayın Nedim UYSAL’a birliklerimize ve sektöre verdiği katkılar, bizlere öğrettikleri için şükranlarımızı sunarız” dedi. Ege Demir ve Demir dışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu’nda önümüzdeki süreçte Norm Cıvata Sanayi ve Ticaret A.Ş.’yi firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Mehmet Fatih Uysal temsil edecek.


Sektör

Nedim Uysal Özgeçmiş 25.02.1935 yılı Manisa ‘nin Salihli İlçesinde doğdu. Öğrenimini Salihli’de ta¬mamladıktan sonra 1965 – 1973 yıllarında Salihli ‘de Toprak Sanayi ile iş hayatına başladı. Evli ve bir çocuk sahibi olan Sn. Uysal aynı zamanda bir kız bir erkek 2 torun sahibidir. 1973 yılında Norm Cıvata A.Ş.’yi kurmuş ve 47 yıldır şirketin değerleri üze¬rinde yükselmesi için bir fiil çalışmaktadır. Halen Norm Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı görevini devam ettirmektedir. Bornova’da çift vuruşlu bir set makine ile cıvata üretimine başlayan Norm Holding yurt içinde ve yurt dışında otomotiv, beyaz eşya, elektronik, mobilya, inşaat, makine sektörlerindeki ana üreticilerin ve güçlü markaların çözüm ortağı olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Nedim Uysal özellikle ısıl işlem ve malzeme karakteri konusunda önemli bilgi birikimine ve tecrübeye sahiptir.

Sadece iş hayatında değil sanat ve eğitim konusunda vizyonerlik ve ileri gö¬rüşlülüğü ile iş hayatında örnek bir lider olan Uysal ‘ın birçok oda ve dernek üyeliği de mevcuttur. Sn. Uysal ‘ın halen devam etmekte olduğu; 1. Ege İhr.Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği (1997-2020 devir teslim) 2. Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyeliği (Ebso) 3. Ege bölgesi Sanayi Odası Fabrikasyon Metal Ürünleri Sanayi Meslek Komitesi Başkanı 4. Ebsov Vakfı mütevelli Heyet Üyeliği 5. İ.A.O.S.B. Vakfı Mütevelli Heyet üyeliği 6. Kit-Vak Vakfı Mütevelli Heyet üyesi 7. Çiğli Rotary Üyeliği 8. Salihliler Kültür ve Dayanışma Derneği Onursal Üyeliği 9. Ege Bölgesi Antalyalılar Derneği Üyeliği bulunmaktadır.

Marmara barber İle Kolonyanın renklİ dünyası Sokak grafiti sanatından ilham alan, kişisel erkek bakım markası Marmara Barber; ister tıraş sonra ister gün boyu rahatlıkla kullanılabileceğiniz birbirinden farklı renk ve kokuya sahip Kolonya Serisi’ni sunuyor. uzun

M

armara Barber Kolonya Serisi; serinletici kokusu ile kendinizi temiz hissetmenizi sağlarken yüksek parfüm içeriği sayesinde çok uzun süre etkisini kaybetmiyor. Formülünde kullanılan yüksek alkol, ıslak bir tıraştan sonra cildi dezenfekte ediyor. Marmara Barber Kolonya Serisi; birbirinden farklı

süre kalıcı kokusu ile sakal parfümü olarak da kullanım imkanı sağlıyor. Marmara Barber Kolonya Serisi’nde: Turunçgillerin canlandırıcı kokusuyla eşsiz ferahlatıcı enerjisi veren Marmara Barber No.1; taze ve soft notaları ile Marmara Barber No.2; ağaçsı bir baz üzerine mine çiçeği, köknar balsamı ve yasemin ile kombine edilmiş Marmara Barber

No.3; lime, bergamot ve odunsu notlardan oluşan Marmara Barber No.4 bulunuyor. Ayrıca seriyi bergamot, taze nane ve paçuli içeren Barber No.13 ve greyfurt, portakal notalarının pembe biber ve sardunya yaprakları birleştiği Marmara Barber No.14 deluxe seçenekleri tamamlıyor. 250 ml sprey şişe, 50ml pet dökme şişe, 400 ml ve 500 ml cam dökme şişe ambalajlarındaki Marmara Barber Kolonya çeşitleri; www. marmarabarber.com, trendyol, hepsiburada gibi online satış portallarında yer alıyor. Marmara Barber Kolonya, 50ml. 9,95 TL Marmara Barber Kolonya, 250ml. 27,95 TL Marmara Barber Kolonya, 500ml. 39,95TL Marmara Barber Kolonya, (No13 ve No14) 400ml. 47,50 TL Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 121


Sektör

Egelİ tekstİl İhracatçıları yeşİl dönüşüm ve dİJİtalleşmeye odaklandı Teknik Tekstil İhracatı Yüzde 40 Arttı

K

ovid-19 sürecinde tüketici alışkanlarında yaşanan değişiklik gıda ve sağlık sektörünü ön plana çıkarırken tekstil ve hazır giyim ürünlerini ikinci plana itti. Bu süreçten en fazla etkilenen sektörlerden biri olan tekstilde yüzde 50’lere yüzde 60’lara varan daralmalara şahit olduk. Normalleşmeyle beraber son bir aydır canlanma ve talep noktasında ihracatta açılma söz konusu. Mart ve Nisan aylarında ertelenen siparişlerin yüklemeleri gerçekleşti. Ocak-Haziran 2020 dönemi Türkiye geneli tekstil ve hammaddeleri ihracatı geçen seneye göre yüzde 22’lik düşüşle 3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği olarak Haziran’ı bir önceki aya göre yüzde 49 artışla 16,4 milyon dolarlık ihracatla kapattık. Bu ayda yine ihracatımızdaki artış devam ediyor. Dünyanın en büyük 6’ncı, Avrupa Birliği’nin (AB) en büyük 2’nci tedarikçi sektörüyüz. İhracatımızın yüzde 50’sini gerçekleştirdiğimiz AB bizim en önemli pazarlarımızdan biri. Bu yüzden yakın zamanda AB ülkelerine getirilen seyahat

122 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020

kısıtlamalarının kaldırılmasını istiyoruz. Ankara nezdinde girişimler yoğun bir şekilde devam ediyor. Ülkeler en temel sağlık ekipmanlarının üretiminde bile ciddi krizler yaşadılar. Türkiye, en zor zamanda bile üretim yapabildiğini, birçok ülkeye tıbbi malzeme yardımında bulunarak üretim gücünü ve kapasitesini tüm dünyaya gösterdi. Medikal tekstili de içine alan teknik tekstilde tüm dünyaya yaptığımız ihracatta çok büyük artışlar yaşadık. Yılbaşından bu yana ihracatımız yüzde 40 artarak 1,2 milyar dolara ulaştı. Bu da rakamlarımızı biraz olsun iyileştirdi. 2014’te sektöre kazandırdığımız Teknik Tekstiller Araştırma ve Uygulama Merkezi de (TEKSMER A.Ş.) pandemi sürecinde medikal alanda çalışmalarını hızlandırdı. Türkiye’nin rekabet gücü ve potansiyeli yüksek ama ihracatta kısıtlamalar ve korumacılık önlemleri var. Pandemi sonrası artık tedarik zincirlerinin kısalmaya başladığını ve Batı’ya kaydığını söyleyebiliriz. Yeni dizayn edilecek dünya düzeni aslında Türkiye ile hedef ülkeler arasında daha yakın ilişkilerin geliştirilmesi için bir avantajı da beraberinde getiriyor. Uluslararası markaların Türkiye’den organik pamuk ve pamuk ipliği ürünlerini

her yıl artırarak alma planları olduğunu biliyoruz. Hatta bazı büyük markaların siparişleri Uzak Doğu’dan Türkiye’ye kaymış durumda. Dünya çapındaki en büyük İspanyol giyim markası önümüzdeki 5 sene içinde 50-100 bin ton civarında organik ya da better cotton alma hedefi koydu. Ege Bölgesi, tekstil sektöründe organik pamuk, organik kumaş ve organik kıyafet üretiminde öncü konumda. Türkiye geneli pamuk ihracatı ilk 6 ayda yüzde 11 azalırken, Ege’den yapılan pamuk ihracatında yüzde 30 artış yaşandı. İkili ticari ilişkilerimizdeki tüm zorlayıcı unsurları ortadan kaldırmalı ve çok daha yüksek bir hacme ulaşmak için gerekli önlemleri alıp ihracatçılar olarak ajandamızı çağa uygun dizayn edip gerekli adımları atmalıyız. Bu yüzden Türkiye’de üretim yapan konfeksiyon ve iplik firmalarının, büyük markaların yakın zamanda hem dijital hem de fiziksel olarak gerçekleştireceğimiz organik hibrit fuarına katılımının teşvik edilmesi gerek. İlk yarıda en çok ihracat yaptığımız ülkeler 279 milyon dolarla İtalya, 171 milyon dolarla Almanya, 151 milyon dolarla ABD, 138 milyon dolarla Bulgaristan, 136 milyon dolarla İngiltere,


Sektör

115 milyon dolarla Rusya, 112 milyon dolarla Mısır, 108 milyon dolarla İspanya. Ekosistemde değişeni izleyebilen, taleplere çevrimiçi ve hızlı bir şekilde çözümler üreterek cevap verebilen, yeni boşlukları doğru analiz edebilenlerin kazanacağı bir dönemde yaşıyoruz. Bu süreçte öne çıkan iki önemli kavram vardı. Birincisi alışkanlıkların değişip kaynakların kullanımının daha bilinçli hale gelmesi ikincisi ise dijitalleşme. Tekstil, çevreye en fazla zarar veren ve dünyada en çok su israfına yol açan sektörlerden biri. Yeni normali doğru bir şekilde okumalıyız. Korona sonrası toparlanmanın hedefinde iklim krizi, çevre dostu üretim ve dijitalleşme olmalı. Yeşil dönüşüm, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme ekseninde daha çok çalışarak, kazan-kazan ilişkisini kurmamız lazım. Bunun hem ekonomi hem de sağlık açısından çok daha etkili olacağına inanıyoruz. 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan eden Birliğimizin geçtiğimiz günlerde açıkladığı Sürdürülebilirlik

Manifestosu da bu eksende oluşturuldu. Pandemi bize hızlı kullan at alışkanlıkların getirdiği konformist yaşam tarzından ve statükocu düşünceden çıkıp tüketim toplumundan türetim toplumuna dönüşmemiz gerektiğini gösterdi. Sürdürülebilirlik ve dijitalleşme politikalarını sağlam zeminler üzerine inşa eden ve hızla aksiyona geçen ülkeler artık küresel ekonomiyi domine ediyor. Yakın bir süreçte sürdürülebilirlik ve geri dönüşümle ilgili sadece firmalar arası değil firmalar ve hükümetler arası iş birlikleri göreceğiz. İsveç hazır giyimde geri dönüşümlü materyal yerine kimyasal kullanımına 2021 yılından itibaren vergi getirmeye hazırlanıyor. Artık hükümetler stratejilerini sürdürülebilirlik üzerine belirliyor. Nitekim en fazla ihracat yaptığımız Almanya’da da yeni tedarik zinciri yasası gündemde. Taslağa göre şirketler tedarik zincirlerinde insan hakları ve ekolojik standartlara bağlı kalmak zorunda olacaklar.

Bu durum da tekstil mühendisliğinin geleceğin mesleklerinden biri haline geleceğini ortaya koyuyor. Tekstil Mühendisliği mesleğine ilginin artırılması, gençlerimizin Tekstil Mühendisliğini tercih etmelerini sağlamak için kontenjanlarda yüzde 92’ye kadar doluluk oranlarını gördüğümüz iki senedir yürüttüğümüz yoğun tanıtım kampanyası devam ediyor. Üniversite sınavında ilk 80 bine girerek burs şartlarını sağlayan tüm öğrencilerimize eğitim hayatları boyunca asgari ücrete kadar karşılıksız burs sağlıyoruz. Gençlerin önünü açarak, ekolojiyi koruyarak, güncel kalarak kısacası akıllı uzmanlaşarak ilerlediğimiz sürdürülebilir üretim planımızla gelişen ve büyüyen Türkiye ekonomisi için durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz. JAK ESKİNAZİ Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 123


Sektör

Gelişen dünyanın değişen beklentilerini karşılamak amacıyla teknolojik her gelişmeyi yakından takip eden Polosmart, geliştirdiği zengin ürün yelpazesiyle modern çağın tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor.

Polosmart İle teknolojİ yenİ nesİl tasarım anlayışına entegre oluyor P olosmart, aktiviteleri ölçen stil sahibi akıllı saatleri, performansı kadar tasarımıyla da dikkat çeken kulaklıkları ve oyun zevkini ikiye katlayan aksesuarlarıyla teknoloji severlere yüzlerce seçenek sunuyor. Dünya kolunda, bir tık uzağında; Polosmart PSSW06 Smart Round Akıllı Saat Sonbahara pek çok teknolojik özellikle donatılmış bir akıllı saat ile “merhaba” deyin. Polosmart PSSW06 Smart Round Akıllı Saat, adım sayma, uyku düzeninizi takip etme gibi özelliklerinin yanında mesaj bildirimleriyle de ihtiyacınız olan birçok özelliği aynı anda sunuyor. PSSW06 ile adımlarınızı ve kat ettiğiniz mesafeyi hesaplayabilir, günlük kalori yakımınızı öğrenebilirsiniz. Bluetooth 4.0’a ve 1.3 inç renkli ekrana sahip olan, suya ve darbelere karşı dayanıklılık özelliği bulunan Polosmart PSSW06 Smart Round Akıllı Saat, şık tasarımıyla da dikkat çekici. Tüm seslerin hakimi ol; Polosmart FS32 TWS Kablosuz Kulak içi TWS Kulaklık Kulak içi kulaklıklar, ses kaliteleri, rahat kullanım özellikleri ve şık tasarımlarıyla son dönemde herkesin favorisi. Polosmart FS32 TWS Kablosuz Kulak içi TWS

124 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Kulaklık, TWS teknolojisi sayesinde kablosuz bağlantı ile özgürlüğün tadını çıkarmanıza fırsat veriyor. Tek şarj ile 4 saate kadar, şarj ünitesi ile 12 saate varan kullanım süresi sunan ve 10 metreye kadar kablosuz çekim mesafesi bulunan Polosmart FS32 TWS Kablosuz Kulak içi TWS Kulaklık ile özgürce müzik dinleyebilir, çağrılarınızı görüntüleyebilirsiniz. Stilinizle uyum sağlayacak tasarımıyla gün boyu yanınızda! Oyun dünyasının yeni efendisi; Polosmart PGM02 Gaming Mouse Oyuncular için özel tasarlanan Polosmart PGM02 Gaming Mouse, ergonomik tasarımı ve 4 farklı DPI seçeneği ile oyun keyfini ikiye katlıyor.

Led aydınlatmasıyla benzersiz bir oyun mouse’u olan PGM02, 6 farklı fonksiyon tuşu ile tüm kontrolü avucunuzun içine almanızı sağlıyor. Tercihi sana bırakan teknoloji; Polosmart FS28 Hybrid Kablosuz Kulaklık Hem kablolu hem de kablosuz kullanılabilen hybrid teknolojiye sahip Polosmart FS28 Hybrid Kablosuz Kulaklık, konforundan vazgeçemeyenlere göre. Bluetooth 5.0 teknolojisine sahip FS28’in, tek şarjla 6 saate varan kullanım ömrü bulunuyor. Özel dokuma kumaşı ile kablo kopmalarının önüne geçen, ses önleyici yastıkları ile dış ortamdan gelebilecek sesleri tamamen engelleyen FS28, yüksek kaliteli stereo dinamik ses sistemine de sahip.


Sektör

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020 125


Sektör

İSO İkİncİ 500 Lİstesİnde Ege Bölgesİ’nden 78 fİrma yer aldı Su ürünleri sektöründe faaliyet gösteren Dardanel Önentaş Gıda Sanayi A.Ş. 130. sıradan, 35. sıraya çıkarak listede dikkatleri çekti. Aydın’ın şampiyonu Söke Değirmencilik oldu

İ

stanbul Sanayi Odası, Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırmasından sonra ikinci 500 büyük sanayi kuruluşunu da açıkladı. İkinci 500 Sanayi Kuruluşu Listesi’nde, Ege Bölgesi’nden 78 firma yer aldı. Üretimden satış rakamlarına göre yapılan sıralamaya göre İzmir, İSO İkinci 500 listesinde 40 firma ile temsil edilirken, Manisa’dan 13, Denizli’den 8 firma listeye girmeyi başardı. Roteks 41 sıra yükseldi zirveye adını yazdırdı İzmir merkezli Roteks Tekstil İhracat San. ve Tic. A.Ş., İSO İkinci 500 listesinde genelde altıncı sıranın sahibi olurken, Ege Bölgesi’nden listeye giren firmalar arasında zirvenin sahibi oldu. Roteks Tekstil İhracat San. ve Tic. A.Ş., 2018 yılına göre listede 41 sıra yukarı tırmanmayı başardı. Firma önümüzdeki yıl İSO İlk 500 Listesine girmenin en güçlü adaylarından biri olduğunu ortaya koydu. 126 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020

Listede 21 basamak yükselen DB Tarımsal Enerji San. ve Tic. A.Ş. ise; dokuzuncu sıraya adını yazdıran bir diğer başarılı İzmirli firma oldu. İzmir’den listeye giren üçüncü firma ise; 22 numaranın sahibi Nemak İzmir Döküm Sanayi A.Ş. oldu. Kula Yağ 83 basamak sıçradı Balıkesir merkezli Kula Yağ ve Emek Yem San. Tic. A.Ş. listede tam 83 sıra birden yükselerek 17. sıranın sahibi oldu ve Balıkesir merkezli listeye giren 6 firma arasında birinci olmayı başardı. Yorglass Manisa’nın şampiyonu oldu Manisa’dan İSO İkinci 500 listesine giren firmalar arasında ilk sıranın sahibi Yorglass Cam San. ve Tic. A.Ş. oldu. 2018 yılında 50. basamakta yer bulan Yorglass Cam San. ve Tic. A.Ş., 2019 yılında 26 sıra birden yükselerek 24. sıraya yükseldi.

Aydın, İSO İkinci 500 Listesinde 3 firma ile temsil edilirken, Söke Değirmencilik San. ve Tic. A.Ş. listede 52 basamak birden yükselerek adını 60 numaraya yazdırdı. Aydın firmaları arasında da birinci oldu. İSO İkinci 500 Listesinde en başarılı çıkışa imza atan firmalardan biri de Verde Yağ Besin Maddeleri San. ve Tic. A.Ş. oldu. 2018 yılında 346. sıranın sahibi olan Verde Yağ Besin Maddeleri San. ve Tic. A.Ş. 2019 yılında 277 basamak yükselerek adını 69. sıraya taşıdı. Denizli’den Küçüker Tekstil zirvenin sahibi oldu Denizli’den 8 firma İSO İkinci 500 Listesine girmeyi başarırken, Denizlili firmaların 5 tanesi tekstil sektöründen oldu. Küçüker Tekstil San. ve Tic. A.Ş. Denizli firmaları arasında ilk sırada yer alırken, total listede 59 sıralık yükselişle 149. sıradan listede yerini korudu.


Uşak’ın liste başı Uşak Seramik Uşak’tan üç firma İSO İkinci 500 Sanayi Kuruluşu listesine girerken Uşak Seramik Sanayi A.Ş. 143. sırada adını yazdırdı. Afyon Et Entegre, Afyon’un, Kros Otomotiv Kütahya’nın temsilcisi oldu Afyon Et Entegre Gıda Tarım Hayvancılık San. ve Tic. A.Ş. Afonkarahisar’dan listeye girmeyi başaran tek firma olurken, listede 255. sırada yer buldu. Kütahya’dan listede yer almayı başaran tek firma ise; 436. sıranın sahibi Kros Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. oldu. İSO İkinci 500 listesinde Anadolu firmalarının ağırlığını hissettirdiğini,

listedeki firmaların ciro ve ihracat rakamlarına bakıldığında Anadolu firmalarının yüzde 70’lik payla temsil edildiğini belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, listede yer alan firmaların birçoğunun önümüzdeki yıllarda İSO İlk 500 Listesine girme adayı olduğunu kaydetti. Müşteri memnuniyetini esas alarak, dijitalleşmenin getirdiği pazarlama yöntemlerine yoğunlaşarak İSO İlk 1000 Listesine ve Türkiye İhracatçılar Meclisi İlk 1000 İhracatçı Listesi’ne Ege Bölgesi’nden daha fazla firmanın girmesini hedeflediklerini dile getiren Başkan Eskinazi, “İSO İlk 1000 listesinde 160 firmamız yer aldı. 2018 yılında TİM İlk 1000 İhracatçı Listesinde de 158 firmamız vardı.

Sektör Pandeminin ihracat rakamları üzerinde yol açtığı hasarları bir an önce gidermek için çalışıyoruz. Pandemi nedeniyle fuarların iptal olması sonrasında Türkiye’de ilk dijital fuara ayakkabı ve saraciye sektöründe Shoedex 2020 ile imza attık. Ege Bölgesi’nin güçlü olduğu gıda sektöründe de 1216 Ekim 2020 tarihlerinde gıda ihracatımızı arttırmak için dijital bir fuar hazırlıklarımız devam ediyor. 5-9 Kasım 2020 tarihlerinde ise; Çin İthal Ürünler Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu gerçekleştireceğiz. Ar-Ge, Tasarım ve İnovasyon odaklı projelerimizi sürdürerek, Ege Bölgesi’nin ihracat rakamını 25 milyar doların üzerine taşımayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Red Lion FlexEdge™ Akıllı Edge R ed Lion FlexEdge™ Akıllı Edge Otomasyon Platformu, Linux®’ün

ölçeklenirliği ile Crimson® 3.2 yazılımının gücünü tek bir kullanıcı dostu işletim sistemi altında buluşturuyor. Bu güç birliği tek bir FlexEdge kontrolörünün gelişmiş network, güvenlik ve otomasyon sunmasını mümkün kılıyor. Bilgi teknolojisi ile operasyonel teknolojiyi entegre ederek, FlexEde müşterilerine maliyetlerini düşürme, veri güvenliğini iyileştirme ve üretkenliği arttırmada yardımcı oluyor. Crimson 3.2 yazılımı ile güçlendirilen FlexEdge platformu, müşterilere, uygulama ihtiyaçları değiştikçe kontrolör işlevselliğini kolayca değiştirmek için maksimum esneklik sağlıyor. Gelişmiş ağ iletişiminden otomasyona kadar her şeyi tek bir kontrolör yapıyor. Müşteriler, daha fazla ekipman satın alma veya ekleme ihtiyacını ortadan kaldıran, hem paradan hem de gereksiz aksama süresinden tasarruf sağlayan, sahada açılabilir yazılım yükseltmeleri aracılığıyla ek işlevleri etkinleştirebiliyor.

Tek Bir İşletim Sisteminde Gelişmiş Ağ ve Güçlü Otomasyon Bu yeni işlevler, FlexEdge platformunun konuşlandırılabileceği uygulamaları daha da genişleterek yeni ürün kombinasyonlarının kapısını aralıyor. FlexEdge’in modüler iletişim kızaklarıyla, kullanıcılar artık kritik iletişim uygulamaları için çok hücreli radyo ağ geçitlerini dağıtabilmekteler.

Ayrıca, zorlu gereksinimleri olan ortamlar için platform, birden çok izole seri bağlantı noktası, yönlendirilebilir Ethernet bağlantı noktası, isteğe bağlı seri, USB, WiFi ve hücresel iletişim kızakları ve sahada kurulabilir I / O sunuyor.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 127


Sektör

Egelİ İhracatçılardan koronavİrüsle mücadele teşekkürü

K

oronavirüs salgını sürecinde birçok sosyal sorumluluk projesine imza atarak sağlık çalışanlarına destek veren Egeli ihracatçılar, İzmir İl Sağlık Müdürü Burak Öztop’u ziyaret ederek, sağlık personelinin gösterdiği özveriden dolayı teşekkür etti. Ziyareti Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz gerçekleştirdi. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye’nin salgının başladığı ilk günden beri ihracatçısından üreticisine sağlık personelinden vatandaşına kadar hızlı bir şekilde mobilize olduğunu söyledi.

128 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

“Hükümetimizin akılcı politikası, İl Sağlık Müdürlüğümüz bünyesinde oluşturulan ekiplerin denetimleri, koordinasyonu, uyarıları ve sağlık personelimizin olağanüstü çabası sayesinde Türkiye dünyada en hızlı toparlanan ilk 5 ülkeden biri oldu. Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 12 Birliğimiz de bu mücadelede aktif bir süreç izledi. Sağlık çalışanlarımıza yönelik sosyal sorumluluk projelerimizi öncelikli gündemimize alarak bütün imkanlarımızı seferber ettik. Daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak adına ihtiyaç sahibi hastanelerimize yoğun bakım ünitelerinde en çok gerek duyulan maske, ventilatör, CPR cihazı, hasta takip monitörleri, numune alma kabinleri ve entübasyon kabinlerini tedarik ettik.” Eskinazi, “Aynı zamanda İzmir ve Aydın İl Sağlık Müdürlüğü’ne cerrahi tulum, maske, ateş ölçer,

entübasyon kabini, İzmir ve Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlükleri’ne de maske desteğinde bulunduk. İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi koordinasyonunda ise kuru yiyecek yardımlarını ve el hijyen ürünlerini teslim ettik. Sağlık Müdürlükleri, Valilikler ile koordineli bir şekilde sağlık çalışanlarımızın ihtiyaç duyduğu koruyucu ekipman ve cihazları tedarik etmek için elimizden gelen gayreti gösterdik.” dedi. Ziyaret esnasında aktif hastaların evlerinde takip edildiğini, her gün telefonla aranarak üç günde bir fiili doktor ziyaretiyle durumlarının kontrol edildiğini söyleyen İzmir İl Sağlık Müdürü Burak Öztop, bin kişiden oluşan filyasyon ekibinin sahada her türlü takibi sağladığını belirtti. Pandemi sürecinin bir an önce sona ermesi için bu dönemde maskenin mutlaka takılması, sosyal mesafenin korunması, ortak alanlarda kişisel hijyene dikkat edilmesi gerektiğini dile getirdi. Tüm vatandaşların bu kurallara dikkat etmesi, en çok Mart ayından beri canla başla çalışan sağlık çalışanlarını mutlu edeceğini aktardı ve bu zorlu süreçte büyük bir dayanışma içinde hareket ederek sağlıkçıların yanında olan ihracatçılara teşekkür etti.


Sektör

Tasarımcı Emre Erdemoğlu Defİlesİnde Murat Dalkılıç Podyumda Yürüdü Tasarımcı Emre Erdemoğlu, Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul kapsamında tanıttığı 2020-2021 Sonbahar-Kış koleksiyonunda “Beni Bağrına Bas” temasıyla birbirimizi bağrımıza basmanın, önyargısız olmanın, birbirimize daha sıkı sarılmanın hala mümkün olduğu bir dünya vadediyor. Tasarımcı, erkek koleksiyonunu tanıttığı defilesinin sürprizi ise tasarımcının uzun zamandır sahne kostümlerini tasarladığı Murat Dalkılıç oldu.

Epodyumda mre Erdemoğlu defilesinde yürüyen

Murat Dalkılıç, 70’lerden ilham alınarak hazırlanan koleksiyondan mavi tonlarında kısa kolu üzerine ikinci bir uzun kolu olan gök mavisi bir takım ile podyuma çıktı. Defile finalinde de tasarımcı Emre Erdemoğlu ile birlikte selama çıkan ünlü şarkıcı podyumdaki enerjisiyle dikkatleri topladı. Ege İhracatçı Birlikleri Moda Tasarım Yarışması’nda kazandığı ödül sonrasında Moda dünyasında basamakları çok hızlı tırmanan Tasarımcı Emre Erdemoğlu, koleksiyonuyla ilgili olarak “İnsan ilişkilerinin günümüzde geldiği son noktayı protest bir anlatımla ifade etmeye çalıştım koleksiyonumda. Duygunun, hissiyatın azaldığı bir dünyayı kabul etmeyip birbirimize daha sıkı sarılmamız gerektiğini farklı bir dille anlattım.” diyor. Pandemi nedeniyle seyircisiz olarak gerçekleşen ve dijital olarak çekilen defile,

12-16 Ekim tarihleri arasında w w w. m b f w i s t a n b u l . c o m adresinde konumlandırılacak olan sanal etkinlik alanından izlenebilecek. 15’inci kez gerçekleşecek olan Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul (MBFWI), 12-16 Ekim tarihleri arasında, Türkiye Tanıtım Grubu (TTG) desteği ile uluslararası dijital platformlar üzerinden gerçekleşecek.

Defile çekimlerine başlanan ilk dijital MBFWI’nin katılımcı tasarımcılarından Emre Erdemoğlu defilesinde Murat Dalkılıç da yer aldı. Emre Erdemoğlu defile çekimi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 129


Sektör

Vergİ ve prİm ödemelerİ 2021’e yayılsın İhracatçılardan vergi borçları yapılandırılsın çağrısı. Ekim’deki vergi ödemeleri için 2021’de yeni takvim oluşturulmalı diyen ihracatçılar. Ekim’deki vergi ödemeleri için yeni takvim önerisi getirdi.

E

geli ihracatçılar pandeminin oluşturduğu ekonomik yıpranmadan hızlı bir şekilde çıkılabilmesi için vergi borçlarının yapılandırılmasının şart olduğu görüşünde. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, salgının tüm dünyada ekonomik yaşamı çok olumsuz etkilediğini, küresel makro ekonomik verilerin bu bozulmayı çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi. “Bozulan ekonomik yaşam, gerek hane halkının gerekse iş dünyasının ciddi finansal zorluklarla karşılaşmasına neden oldu. Bütün ülkeler hane halkına, çalışanlara ve iş dünyasına yönelik finansal destek programları ilan ettiler. Ülkemizde de güçlü finansal destek programları açıklandı. İhtiyaç sahiplerine yönelik doğrudan maddi destekler, hane halkının başta konut alımlarına yönelik uygun kredi destekleri, çalışanlara 130 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

yönelik kısa çalışma, ücretsiz izin destekleri, iş dünyasına yönelik olarak faiz ve vade bakımından uygun kredi destekleri, vergi destekleri, oran indirimleri, salgının en çok etkilediği mücbir sebep kapsamına alınan mükelleflerin Nisan-MayısHaziran/2020 dönemlerinde ödenmesi gereken vergi kesintilerinin, katma değer vergilerinin ve sigorta primlerinin ödeme sürelerinin E k i m - Ka s ı m - A ra l ı k / 2 0 2 0 aylarına ertelenmesi başlıca verilen destekler arasında yer alıyor.” Eskinazi bu desteklerin makro ekonomide çarkların dönmesi noktasında çok önemli katkılar sağladığından bahsetti. “Ancak gelinen noktada salgının ülkemizde ve tüm dünyada kontrol altına alınamamış olması, tedavi ve aşı konusunda henüz güvenilir çözüme ulaşılamamış olması karşısında ekonomik olumsuzluklar devam ediyor. Öncelikle mücbir sebep kapsamına alınan mükelleflerin Ekim-KasımAralık/2020 aylarına ötelenmiş olan vergi ödemeleri, söz konusu aylarda ortaya çıkacak cari vergi borçlarıyla bir araya geldiğinde zor bir finansal zorlukla karşı karşıya kalmaları kaçınılmaz. Salgının yarattığı makro ekonomik durgunluk sadece mücbir sebep kapsamına alınan mükellefleri değil, tüm iş

dünyasını vergi ödeme güçlüğü içine sokuyor.” İzmir’de üyelerin önemli bir bölümünün vergi gelirlerini ödeme oranının Haziran’da yüzde 69,1 olarak gerçekleştiğini sözlerine ekleyen Jak Eskinazi, katma değer vergisi, gelir vergisi ve kurumlar vergisi gibi geneli yansıtan vergi türlerinde bu oranın daha da düşük olduğunu açıkladı. “Katma değer vergisinde oran yüzde 36,5’e, gelir vergisinde yüzde 38,8’e, kurumlar vergisinde yüzde 46,5’e geriledi. Merkez Bankası’nın dış ticaret verilerine göre ilk altı ay itibariyle toplam ihracatımızda yüzde 16 daralma yaşandı. Bu gerilemenin üyelerimiz özelinde yaşanan mali sıkıntının temel nedeni olduğunu öngörmek güç değil. Bu oranlar gösteriyor ki esnaf, tüccar, sanayici, ihracatçı tüm iş dünyası tahakkuk eden vergilerini ödemekte zorlanıyor. Bu nedenle bahsi geçen ertelenen vergi ve prim ödemelerinin faiz alınmaksızın 2021 yılı içine yayılmasını istiyoruz. Ayrıca mücbir sebep kapsamına alınmayan mükellefler de dahil olmak üzere vergi ve prim ödeme yükümlülüklerini yerine getiremediği için faiz ödeme ve icra takibi riski ile karşı karşıya kalan işletmeler bakımından yeniden yapılandırma sağlanması önem taşıyor.”


Sektör

Üzüm İhracatında Hedef Kuruda 500, Tazede 180 Mİlyon Dolar Kuru üzümde dünya liderliğine devam: “500 milyon doların üzerine çıkacağız”

E

geli üzüm üreticileri ve ihracatçıları Türkiye’deki kurutmalık üzümün yüzde 85’ini, sofralık üzümün de yüzde 20’sini karşılayan Manisa’da bir araya geldi. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak da törende yer aldı. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 2020 yılı kuru üzüm alım fiyatını, 9 numara için kilogramı 12,5 lira olarak açıkladı. En az 50 bin ton ürün alınması öngörülürken, 20202021 kuru üzüm rekoltesinin ise 271 bin ton olacağı tahmin ediliyor. Alımlar 7 Eylül’den itibaren başlayacak. Celep: Biz piyasa yapıcı, piyasayı domine eden bir ülkeyiz Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, geçen yıl kuru üzümde ton başına 2 bin 50 dolar civarında ihracat gerçekleştirildiğini,

bu sene iklim koşullarından dolayı rekoltenin 270 bin tonlarda olduğunu söyledi. “Şu an üreticilerimizin bağlardan kestikleri üzümlerdeki şeker oranı istediğimiz değerlerin ciddi anlamında altında. Dolayısıyla bizim bunu tabandan anlatmamız lazım. İhracatımız bir önceki sezona göre 45 bin ton eksik olmasına rağmen 505 milyon dolarlık dövizi ülkemize kazandırdık. Biz piyasa yapıcı, piyasayı domine eden bir ülkeyiz. Meslektaşlarımızla fazla panik yapmadan istikrarlı bir şekilde piyasaya koşullarına uyarak ürünlerimizi pazarlayacağız. Üreticimiz üzümüne sahip çıkıp değerlendirmek zorunda. Bu bizim için kötü bir rakam değil, kabul edilebilir bir seviye. Çünkü ABD gibi önemli bir kuru üzüm üreticisi ton başına 2 bin 200 dolar seviyelerinin altında ürününü satmıyorsa biz de Türk Sultani Çekirdeksiz Kuru Üzümü’nü 2 doların üzerinde taşımak için gayret edeceğiz.”

Celep, “Bu gayreti adım adım, güç birliği içinde, beraber istişare ederek sağlayacağız. Hem ülke ekonomisine katkı sunacağız hem de üreticimiz güçlenecek. Güçlenen üretici de ekonomiye destek verecek. Bu sayede kuru meyve ürün grubunun lokomotifi kuru üzümde söz sahibi olma pozisyonumuzu, dünya liderliğini devam ettireceğiz. Son iki sezondur Türk kuru üzümü yarım milyar dolar barajını geçerek tarihi seviyeleri görüyor. Geçen yıldan elimizde belli bir miktarda stok ürünümüz olduğu için bu seneki 271 bin tonu da eklediğimizde yine 500 milyon dolar rakamının üzerine çıkacağımızı rahatlıkla söyleyebilirim.” dedi. Yüzde 90’ı ihraç ediliyor Manisa ve çevresinde kayıtlı 50 bin üretici, 1 milyon dekar bağda üzüm üretiyor. Türkiye’nin yıllık 4 milyon tona ulaşan üzüm rekoltesinin yüzde 60 ila 70’ini karşılayan Manisa’da yıllık 2,5-3 milyon ton arasında üzüm yetiştiriliyor ve bunun yüzde 90’ı ihraç ediliyor. Manisa’da üretilen üzümün yarısı kurutmalık, yüzde 40’ı yaş, yüzde 10’u ise şıralık ve şaraplık olarak değerlendiriliyor.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 131


Röportaj

TÜSİAD Başkanı Simone

Tüsİad Uyardı : “Serbestlİkten Vazgeçmenİn Malİyetİ Ağır Olur”

Kaslowski, Türkiye’nin yabancı sermaye girişlerinin azaldığı bir döneme girdiğine dikkat çekti. Kaslowski, piyasada serbestliği azaltmanın maliyetinin yüksek olacağını vurgulayarak, krizden çıkış için 2021 yılına işaret etti. Kaslowski, “Arz ve talepte yaşanan bu büyük duruş iflas oranlarını bu yıl artıracak.” dedi.

C

ovid-19 ile birlikte tüm dünyada olduğu gibi ekonomik ve toplumsal anlamda büyük sarsıntı yaşayan Türkiye, 2018 kur krizinin etkisini atlatamadan yakalandığı bu global krizde önemli bir dönüm noktasında. Dünyada tedarik ağı ve ticaret, özgür, demokratik ortamlara doğru yeni bir yol çizmeye hazırlanırken, tam anlamıyla krizden çıkış için 2021’i gösteren iş dünyası, Türkiye’nin yeni dünya düzeninde yer alabilmesi için serbest piyasadan vazgeçmemesi gerektiğine dikkat çekiyor. Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Başkanı Simone Kaslowski, Türkiye’nin mevcut tablosunu “Aslında son üç yıldır çok düşük bir

132 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

büyüme patikasında ekonomi, Cumhuriyet tarihimizin ortalama büyüme oranlarının çok altındayız. Bu yıl da ekonomide yüzde 2 oranında küçülme bekliyoruz ki pek çok kurumun çok daha kötümser tahminleri var” değerlendirmeleri ile özetlerken, Türkiye’nin, yabancı sermaye girişlerinin sınırlı kaldığı, yatırımlarını kendi tasarruflarıyla finanse ettiği bir döneme girdiğine dikkat çekti. Negatif reel faizin içeride tasarrufu caydırıcı etki yaptığını anlatan Kaslowski ile Covid-19’un iş dünyasında yaratığı hasarı, dış politikadan ekonomideki son duruma kadar geniş bir çerçevede Türkiye gündemini konuştuk…

TOPYEKÜN DEĞİL DAĞINIK BİR TOPARLANMA ‘İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşanan en büyük kriz’ kabulüyle tüm dünyayı bir dönüm noktasına getiren Covid-19 için bir hasar tespit çalışması yaptığınızda, iş dünyasında ortaya çıkan tabloyu özetler misiniz? Talebin çok hızlı ve sert gerilediği, sağlık endişelerinin her şeyin önüne geçtiği bir dönem yaşadık. Ekonomiye sağlanan destekler ile istihdamımızı büyük ölçüde koruduk, finansmana erişim devam etti. Şimdi belli bazı sektörler haricinde talepte güçlü bir geri geliş görüyoruz. Krizin yükü küçük işletmeler ve kayıt dışı çalışan kesim için çok daha ağır. Çünkü destekler kayıtlı çalışmayı şart koşuyor.


Reel kesime verilen destekler de kredi kanalıyla verildi. Orada küçük işletmeler daha dezavantajlı. Ekonomide toparlanma bazı alanlarda ve bazı kesimler için hızlı ve iyi giderken, diğerlerinde yavaş ve maliyetli olmaya devam ediyor. Topyekün değil dağınık bir toparlanma var diyebiliriz. Bu durum eşitsizlikleri de derinleştiriyor. İFLASLAR ARTACAK Önemli bir borç yükü ile Covid-19 krizine yakalanan işletmelerde, nakit akışındaki durgunluk ve borç yükü de düşünüldüğünde yeni bir iflas ve konkordato zinciri yaşanabilir mi? Piyasaya verilen yüklü miktarda krediler işletmelere zaman kazandırıyor. Elbette arz ve talepte yaşanan bu büyük duruş iflas oranlarını bu yıl artıracak. Ama verilen destekler sayesinde bunun bir zincirleme etkiye dönüşmesinin önlendiğini düşünüyoruz. İcra takipleri yeniden başladı. Taşların yerine oturması için biraz daha beklemek gerekiyor. KRİZDEN ÇIKIŞ 2021’DE Sonbahar döneminde ortaya çıkacak tabloya dair öngörünüz ve enflasyon, büyüme gibi temel ekonomi verilerine dair tahminleriniz nedir? Haziran ayı itibariyle talepte güçlenme var. Bundan sonra da toparlanma devam edecek. Ancak son üç yıldır ekonomi zaten çok düşük bir büyüme patikasında, Cumhuriyet tarihimizin ortalama büyüme oranlarının çok altındayız. Bu yıl yüzde 2 oranında küçülme bekliyoruz ki pek çok kurumun çok daha kötümser tahminleri var. Tam anlamıyla krizden çıkış küresel toparlanmaya bağlı olarak ancak 2021’de olacak. UZUN VADEDE YATIRIMCI GİDER Bu sürecin Türkiye ekonomisinde ve geleceğinde ortaya çıkardığı en büyük risk alanları hangileridir?

Türkiye, yabancı sermaye girişlerinin sınırlı kaldığı, yatırımlarını kendi tasarruflarıyla finanse ettiği bir döneme giriyor. Negatif reel faiz içeride tasarrufu caydırıcı etki yapıyor. Dışarıdan sermaye girişi yoksa ya yatırımlar sınırlı kalacak, ya da tasarrufları artırıcı faiz politikasına geçiş yapılacak. Başka türlü ekonomik dengeyi sağlamak mümkün değil. Hem faiz hem kur aynı anda düşük tutulmaya çalışıldığında rezervlerimizde önemli miktarda düşüş oluyor. Daha fazla rezerv kaybı piyasalarda endişeye neden olabilir, kredi notumuzu etkileyebilir. İthalata vergi koyarak da cari açığı sınırlamak mümkün değil. Bu politika girdi maliyetlerini artırarak rekabet gücümüzü azaltıyor. Rezervlerin geldiği noktada dış borcumuzu ödemekte bir zorluk şu anda görmüyoruz, IMF parasına ihtiyacımız yok. Ama serbest piyasa ilkeleriyle uyumlu politikalara ihtiyacımız var. Serbest piyasayı yönetmek ve istikrarlı tutmak kolay bir iş değil. Ama yönetemediğinizde kapatmak ya da serbestlikten vazgeçmenin maliyeti çok yüksek. Piyasada serbestliği azalttığınızda kontrolünüz artar ve kısa vadede fayda görebilirsiniz ama uzun vadede yatırımcıyı kaybedersiniz. Serbest piyasayı güçlendirdiğimiz dönemlerde ekonomimizin sergilediği performans ortada, 1980’li ve 2000’li yılların başında ciddi atılımlar yaşadık. Şu anda tedarik zinciri piyasa kurallarının çalışmadığı, özgürlüklerin güvence altına alınmadığı yerlerden tekrar Batı’ya kayıyor. Türkiye tedarik zincirlerinden pay almak istiyorsa serbest piyasadan asla vazgeçmemeli. Devreye alınan düşük faizli kredi imkanlarının ekonomik toparlanmaya ne kadarlık bir katkısı olduğunu gözlemliyorsunuz? Borçlandırma temelli olarak ilerleyen bu tedbir politikalarına ve sahadaki sonuçlarına dair değerlendirmeleriniz nedir? Hane halkı ve küçük işletmeler böyle durumlarda krediden ziyade doğrudan nakit desteği sağlanmasına ihtiyaç duyuyorlar. Dolayısıyla onlara özel programlara ihtiyaç var.

Röportaj Ancak unutmayalım ki kriz başladığında ekonomiye çok yüklü miktarda likiditenin çok hızlı bir şekilde verilmesi gerekiyordu. Bunun reel sektöre yönelik büyük bir kısmının bankalar üzerinden verilmesinin uygun bir yöntem olduğunu düşünüyoruz. Ama bankaların tek başına bu yükün altına girmesi de beklenemez. Hazine garantili krediler bankacılık sektörünün bu likiditeyi sağlamasında önemli bir işlev gördü. Bu krediler özellikle KOBİ’ler için can suyu oldu ve çarkların dönmesine yardım etti. Şimdi de talep üzerinde etkili olduğunu görüyoruz. Sanayi üretimi mayısta nisana kıyasla yüzde 17 arttı. Banka ve kredi kartı harcamaları Şubat seviyelerine geri döndü. KRİZLERE ODAKLANMAKTAN ÜRETKENLİĞE VAKİT KALMIYOR Türkiye ekonomisinde kısa ve orta vadede bir düze çıkış bekliyor musunuz? Bu çıkış hangi hamlelerle gerçekleşebilir? Orta ve uzun vadede politikaların nakit akışı-kredi döngüsünden çıkıp temel konulara, verimliliğe, inovasyona, dijital dönüşüme odaklanması gerekiyor. Son üç yıldır krizlere odaklanmaktan ekonomimizin üretkenliği ve rekabet gücünü tartışmaya vaktimiz kalmıyor. Hâlâ masamızda uzun bir yapılacaklar listesi var. Rekabet gücü korumacılıkla değil, kalite ile verimlilikle olur. Kalite ve verimliliğe odaklanıldığında yatırım olur, istihdam olur, ihracat olur. BELEDİYELERİN ÇALIŞMALARI FAYDALI Uzun bir süredir yüksek işsizlik rakamları ve yüksek enflasyon baskısı altında kalan toplumda derin bir yoksullaşma ve sosyal patlama riski öngörüyor musunuz? Krizin etkisiyle zaten kayıt dışı kesimde verilere de yansıyan ciddi bir istihdam kaybı var. Mart ayı verisinde istihdamın 1 milyon kişi kadar azaldığını gördük. Nisan’da da bu devam etti. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 133


Röportaj İstihdam destekleri durursa faydalanan herkesin işsiz kalması söz konusu değil. Çünkü ekonominin açılmasıyla birçoğu işbaşı yapmaya başladı bile. Ancak desteklerin tamamen kaldırılabileceği bir ortam henüz yok. Turizm, taşımacılık, eğlence ve kültürel faaliyetler gibi alanlar hala kapalı sayılır. İstihdam desteklerinin bu tür sektörlerde mutlaka devam etmesi gerekiyor. Yoksulluğu önlemek için gelir kaybı yaşayan hane halkına doğrudan destekler devam etmeli. Belediyelerimizin bu amaçla yaptıkları çalışmaları da çok faydalı buluyoruz. Yoksullukla mücadelede merkezi ve yerel otoriteler işbirliğini artırarak çalışmaları yürütmeli. BELİRSİZLİKLER YATIRIMCIYI ÜRKÜTÜYOR TÜSİAD Üyelerinin yatırım planlarında Covid-19 nedeniyle ne tür değişimler söz konusu? Türkiye’nin yabancı sermaye akışından bu dönemde bir pay alması mümkün görünüyor mu? Türkiye’nin yabancı sermaye akışından pay alabilmesi için yatırımcı güvenini sağlaması gerekiyor. Coğrafi konumumuz ve AB’de Gümrük Birliği içerisinde olmamız büyük avantaj. Bunun üzerine sağlıklı bir yatırım ortamını yani hukukun üstünlüğünü, adil rekabet koşullarını, bağımsız kurumlarca düzenlenen serbest piyasa ortamını koyabilirsek Türkiye bu fırsatlardan çok daha fazla faydalanacaktır. Belirsizlikler şu anda yatırımcıları ürkütüyor. Ekonomide öngörülebilir politika çerçevesine ihtiyaç var. Son dönemde, karşılaşılan sorunları o anda çözmeye odaklanırken ekonominin kurallarını sıkça değiştiriyoruz. Belki kısa vadede sorunu çözüyoruz ama bu yatırımcı için yeterli değil. Onlar 5 yıl, 10 yıl sonrasının planlarını yapabilmek istiyorlar. Yeni yatırımları çekmek için önce burada halihazırda yatırım yapmış olan yatırımcılara nasıl bir ortam sunduğumuz çok önemli. Yeni yatırımcılar onların deneyimlerine ve görüşlerine çok önem veriyor. 134 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Mevcut yatırımcı yatırımını artırabileceği bir ortam görmüyorsa yenilerini çekmek de zor olacaktır. Sadece doğrudan yatırımcıları da kast etmiyorum. TL varlıklarımıza finansal piyasalarda yatırım yapan yabancı yatırımcı için de bunlar geçerli. Son dönemlerde kamu bankaları başta olmak üzere ekonominin köşe taşlarında gerçekleştirilen atamalar ile ortaya çıkan ‘liyakat’ tartışmasının ve gerçeğinin, Türkiye’nin güvenirliği ve ekonominin geleceği üzerindeki etkilerine dair değerlendirmeleriniz nelerdir? Bir ülke ekonomisine duyulan güven kurumlara ve süreçlere duyulan güvenle yakından ilgilidir. Liyakat ve profesyonel kariyere dayalı etkili bir bürokrasi, kurumlarımızın kurumsal kapasitelerinin sağlanması için elzemdir. Her düzeydeki terfi ve atamada bu ilkelerin izlenmesi gerekir. Örneğin salgın sırasında Sağlık Bilim Kurulu’nda konusunun uzmanı doktorlarımızın yönlendirmelerinden faydalanılması bu mücadeleyi başarıyla götürmemizi sağladı. Her konuda politika yapıcıların konunun uzmanlarıyla çalışması ekonomimizin başarıya ulaşması için son derece önemli. BARO DÜZENLEMESİNİN GEREKÇESİNİ ANLAMAK ZOR Yatırımlar açısından da büyük önem taşıyan hukukun geldiği nokta ve barolara ilişkin son tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Barolar, yargının üç asli unsurundan biri olan savunmanın anayasal örgütüdür. Savunma devlet gücüne karşı bireyi korumak, doğası gereği eşitsiz olan durumu dengelemek için var. Bu önemli kurumu neredeyse tüm baroların karşı çıktığı bir şekilde düzenlemenin gerekçesini anlamak zor. Teklif sahipleri ile büyük barolar arasında başka sorunlar olduğu biliniyor ama çoklu barodaki amacın tatminkar bir açıklamasına henüz tanık olamadık. Baroların, dayanağını anayasadan alan kamusal güçleri var. Dolayısıyla baroları yalnızca bir temsil ya da sivil toplum kuruluşu gibi görmek tartışmaları yanlış bir odağa yöneltir.

Barolar hukuki destek alamayan kişi ve grupların en büyük destekçisi konumunda. Baroların bölünmesinin, bu hukuki korumayı aşındırması önemli bir risktir. ELEŞTİRİDEN BESLENMELİYİZ Bir süredir hukuk, özgürlük ve demokrasi tartışmalarının yaşandığı Türkiye’de, bazı medya organlarına getirilen ekran karartma kararları ve son olarak sosyal medyada kısıtlama tartışmaları gündemde büyük yer tutuyor. Türkiye’nin bu alanlardaki karnesine dair değerlendirmeleriniz nelerdir? Türkiye’de ifade ve basın özgürlükleri geçmişten bu yana zorlanılan bir alan. Bir kez daha basının ceza örnekleriyle karşı karşıya kaldık. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kriterlerinden biri, toplumu şoke eden görüşlerin dahi ifade özgürlüğü korumasında olması. AİHM’in yargı yetkisini 1987’de tanımış, AB adayı bir ülkeyiz. Kendine güvenen bir ülke olarak çok seslilik ve eleştiriden beslenmeyi tercih etmeliyiz. AB adaylık sürecinde geçmişte sağlanan ilerlemeyi canlandırmamız için de bu çok önemli. İfade özgürlüğünün iftira, hakaret ve şiddet çağrısı ile bağdaşmadığının altını çiziyoruz, ki hukuk zaten bu tür durumlarda devreye giriyor. Dijital dönüşümü tüm dünyanın yaşadığını, sorunların farklı ve yeni nitelikler taşıdığını unutmayalım. Çözümleri ararken diğer ülke tecrübelerini tartışalım. Özgürlükleri koruyan, sınırlamaları ölçülü tutan bir yaklaşım sergileyelim. Bu dijital yatırım ortamının cazibesi açısından da etkileri olacak bir konu. Salgın sürecinde dijitalleşmenin nimetlerinden yararlanıldı. Düzenlemeler, milyonlarca bireyin ve işletmenin yararlandığı dijital ekosistemi geliştirici yönde tasarlanmalı. ÇOCUK YAŞTA EVLİLİK TARTIŞMALARI ASLA VİCDANA SIĞMIYOR”


Karantina süreci ile birlikte kadına yönelik şiddet olaylarında büyük bir artış gerçekleşti. Bu noktada Türkiye’nin de imza attığı ‘İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye yönelik açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesini imzalaması ve TBMM’de ittifakla onaylayan ilk ülke olması dünyaya örnek bir adımdır. İstanbul Sözleşmesi, Türkiye ve dünya kadınlarına verilmiş bir söz, güçlü bir taahhüt. Türkiye’nin bu sözden caymayacağına, şiddet uygulayanları cesaretlendirmeyeceğine inanıyorum. Her alanda kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu içselleştirmek gerekiyor. Son yıllarda zaman zaman alevlenen, hatta TBMM’ye de yansıyan, çocuk yaşta evlilik tartışmaları da asla vicdana sığmıyor. Erken veya zorla evlenmeyi ve çocuk istismarını önlemek devletin ve toplumumuzun en hassas olması gereken konudur. Düzenlemelerde çocuğu koruyan anlayıştan taviz verilmemelidir. AB HEDEFİ MODERNLEŞME TARİHİMİZİN UĞRAK NOKTASIDIR Özellikle Libya, Doğu Akdeniz ve turizm kapılarının açılması çerçevesinde AB ile ilişkiler yeniden hareketli bir döneme girdi. AB’nin de kendi içindeki dinamikler göz önüne alındığında, Türkiye açısından birlik nasıl bir çıta oluşturuyor? AB ile ilişkilerimiz hem içinde yaşadığımız zorlu süreç hem de son 10 yılda iki taraftan da kaynaklanan nedenlerin birikimi ile kritik bir dönemde. Türkiye Avrupa’nın vazgeçilmez bir parçası. Çıkarlarımız ve hedeflerimiz ortak. Özellikle salgın döneminde ticaretin yavaşlaması ve sınırların dolaşıma kapanmasıyla gerek ekonomik gerek turizm açısından AB’nin bizim için vazgeçilmez önemini bizzat tecrübe ettik. AB önümüzdeki dönemde çevre ile uyumlu yeni sürdürülebilir kalkınma modeli ve dijital ekonomi için standart ve düzenlemelere hız verecek. Bu bağlamda Türkiye açısından AB entegrasyon hedefi korunurken,

Gümrük Birliği’nin Avrupa Yeşil Anlaşması ve Dijital Tek Pazar ile uyumu yönünde güncellenmesi en etkili ilerleme zemini olacak. Tedarik zincirlerinin Avrupa bölgesine kaymasının tartışıldığı ve hedeflendiği bu dönemde Türkiye’nin önünde önemli bir fırsat var. AB hedefi bizim için sadece bir ekonomik pazar genişlemesi anlamına gelmiyor. Bu hedef, 19. Yüzyılda Tanzimatla başlayan ve 20. Yüzyılda Atatürk devrimlerinin en başarılı ve dönüştürücü dönemini oluşturduğu modernleşme tarihimizin 21. Yüzyıldaki güncel uğrak noktasıdır. Türkiye transatlantik ittifakın önemli bir parçası, AB üye adayı bir ülke olarak kural temelli bir düzeni, demokratik hukuk devletini, kuvvetler ayrılığını ve özgürlükleri güvence altına alan; dış politikada diplomasiyi, diyaloğu, barışı önceleyen bir tutum içinde Avrupa’nın geleceğine katkı sağlayabilir. AB-Türkiye arasında yaşanan karşılıklı güven sorunlarını her iki taraf da yaratıcı ve akılcı yöntemlerle aşarak işbirliğini ve yakınsamayı hedeflemeli. Gündemimiz karşılıklı yaptırımlar ve cepheleşmeler olmamalı. İTTİFAKLARIN NİTELİĞİ ÇOK ÖNEMLİ Libya ile imzaladığı ‘Askeri İşbirliği ve Güvenlik Anlaşması’ çerçevesinde bölgedeki sürece dahil olan Türkiye’nin Libya ve Doğu Akdeniz politikasına dair değerlendirmeleriniz nelerdir? Uluslararası sistemin ve jeopolitik dengelerin ciddi kırılmalar geçirdiği, ittifakların dönüştüğü bir dönemdeyiz.

Röportaj Salgın dönemi de buna daha elverişli bir ortam yarattı. Böyle kaosa dönüşmeye elverişli dönemlerde her ülkenin kendi ulusal çıkarları temelinde güvenlik politikalarını gözden geçirmesi ve zayıf yönlerini güçlendirmeye çalışması doğaldır. Türkiye’nin de geleneksel güvenlik ve savunma ittifak ilişkilerinden kopmadan bunu takviye edici adımlar atması normaldir. Özellikle Doğu Akdeniz bölgesi jeopolitik rekabetin yoğunlaştığı bir alan olarak her ülkenin başta enerji kaynakları olmak üzere stratejik arayışlarında ön plandadır. Diğer yandan atılan bu adımların yeni belirsizlikler ve riskler yaratmaması, yerel koşullar, rakip ülke ve ittifakların güç ve stratejilerinin doğru hesaplanması, hedeflerimizle kapasitemiz arasında uyum olması, ülkemiz içinde geniş bir uzlaşıya ve kurumsal diplomatik birikime dayanması başarısı için önkoşuldur. Bunlar başta “kurtuluş” ve “kuruluş” dönemlerimiz olmak üzere Cumhuriyet dönemi dış politikamızın süreklilik taşıyan yönleriydi. Genel olarak Doğu Akdeniz kaynaklarının taraf ülkeler arasında karşılıklı gerilimleri değil, işbirliklerini sağlayacak hakkaniyetli bir paylaşımına yol açacak politikalar herkesin lehinedir. Karşı karşıya olduğumuz riskleri önlemek bakımından son dönemlerde geri planda kalan diplomatik yumuşak gücümüzün eskisinden daha ağırlıklı şekilde kullanımı ve sahadaki jeopolitik ittifakların niteliği çok önemli. Son olarak, Kıbrıs sorununun çözümünün de bölgesel riskleri azaltacağını dikkate almak gerek.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 135


Sektör

Türkİye, Bİrleşİk Krallık İle STA’ya çok Birleşik yakın Krallık ile STA T Müzakereleri Sürüyor.. Türkiye ile Birleşik Krallık STA İmzalamaya Hazırlanıyor

Birleşik Krallık STA’sında Takvim Netleşti

ürkiye, Brexit sonrası Birleşik Krallık ile Gümrük Birliği’nin devamını sağlayacak Serbest Ticaret Anlaşması’nı (STA) Ekim ayında imzaya hazır hale getirip, yıl sonuna kadar onay sürecini tamamlamayı hedefliyor. 1 Ocak 2021’de yürürlüğe koyulması planlanan STA’nın takvimi için Birleşik Krallık ile görüş birliği sağlandı. Ege İhracatçı Birlikleri’nin düzenlediği online video konferansta Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Atilla Bastırmacı’nın katılımıyla Brexit’in Türkiye ve Birleşik Krallık’ın ticaretine etkileri değerlendirildi. İkili ticaret hacmi 20 milyar dolara çıkacak

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, 2016’da referandumla başlayan Brexit müzakerelerinin yaklaşık 4 yıl sürdüğünü, Birleşik Krallık’ın Avrupa Topluluğu ile başlayan ortak pazar yolculuğundan 47 yıl sonra ayrıldığını hatırlattı. “Şubat ayındaki ayrılıkla birlikte 2020 yılı boyunca sürecek geçiş dönemi başladı. Birleşik Krallık ile yıllardır yukarı yönlü bir seyir izleyen ticaretimiz var. İhracatımız geçen yıl 11 milyar dolar tutarında gerçekleşti. 16 milyar dolar seviyesindeki ikili ticaret hacmimizi Gümrük Birliği’nin sağladığı muafiyet

136 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

avantajını koruyarak 20 milyar dolara ulaştırmak istiyoruz. Dolayısıyla geçiş dönemindeki en önemli konu; Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği ile imzalamasını beklediğimiz anlaşmaya eş zamanlı bir Serbest Ticaret Anlaşması’nın ülkemizle de imzalanarak yürürlüğe girmesi. Aksi taktirde geçiş sürecinin sona erdiği 1 Ocak 2021 tarihine kadar STA’yı imzalayamazsak gümrük vergisine tabi olacağız. Koronavirüsün dünyada en çok etkilediği ülkelerden biri olan Birleşik Krallık’a hiç şüphesiz ekonomik yansımaları da oldu ve bundan bizim ticaretimiz de etkilendi. Birleşik Krallık’a Ocak-Temmuz döneminde 5 milyar dolarlık, Temmuz’da 924 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik.” Avrupa Birliği zor bir dönemden geçiyor Eskinazi, Türkiye ve Birleşik Krallık’ın ticaretinde otomotiv, hazır giyim ve konfeksiyon, değerli maden ve mücevherat, elektrik elektronik, kimyevi maddeler gibi sanayi ürünlerinin en büyük ihracat kalemleri arasında yer aldığını sözlerine ekledi. “Avrupa Birliği ise ihracatımızın yüzde 50’sini gerçekleştirdiğimiz en önemli ticari partnerimiz. İlk kez Birleşik Krallık gibi güçlü bir üyesini kaybetmesiyle zorlu bir döneme giren

Avrupa Birliği, bütün ülkeler gibi beklenmedik bir anda pandemiyle karşı karşıya kaldı. Salgının en yoğun olduğu dönemde Birliğe üye ülkelerin dayanışma ruhunu askıya aldıklarına şahit olduk. Avrupa Birliği’nin kendi üyeleri tarafından da artık etkinliğinin sorgulandığı, birlik içinde derin çatlakların oluştuğu bir dönemden geçiyoruz. Öte yandan küresel tedarik zincirinin değişeceği daha yakın coğrafyaların tercih edileceği öngörüleri, üretim becerisiyle ve nitelikli iş gücüyle öne çıkan Türkiye için de fırsatlar oluşturuyor. İlişkilerimizi koruyarak aynı zamanda yeni sektörleri ekleyerek ihracatçıların pazara girişi kolaylaştırılmalı ve ekonomik bağlarımızı güçlendirmemiz lazım. Eylül sonuna kadar STA’nın imzalanmaya hazır hale gelmesini umuyoruz. Ekim’de anlaşmanın neticesiyle ilgili ihracatçılarımızı bilgilendireceğimiz bir online video konferans daha düzenleyeceğiz.” Brexit sonrası Birleşik Krallık ile ilgili değerlendirmeler şu şekilde; -Birleşik Krallık, 1 Ocak 2021’den itibaren bağımsız bir ticaret politikası izleyecek. Türkiye’nin Birleşik Krallık ile yapacağı STA, AB ile Birleşik Krallık arasındaki müzakerelere paralel olarak yapılacak.


Sektör

Birleşik Krallık, AB’den ayrılmasıyla yeniden ticaret rejimi oluşturuyor. -İngiliz tarafı geçiş süresini uzatmayacak. 1 Ocak itibariyle Birleşik Krallık ticari olarak AB’den tamamen ayrılmış, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) bazlı ticarete geçmiş olacak. TIR parkları, TIR rotalarının hazırlanması, gümrük işlemleri, gümrüklerde kullanılacak yazılım programlarının test edilmesi gibi operasyonel boyutla ilgili çalışıyorlar. Gümrüklerde kontrollerin başlamasıyla Ocak ayında 40-45 km’lik TIR kuyruklarının oluşacağı söyleniyor. -Birleşik Krallık 19 Mayıs tarihinde 1 Ocak 2021’den sonra geçerli olacak gümrük vergilerini açıkladı. En önemli ihracat kalemlerimiz gümrük vergisine tabi olacak. Otomotiv, hazırgiyim, konfeksiyon televizyon gibi bir çok üründe en önemli ihracat pazarımız Birleşik Krallık ile ilave bir tercihli anlaşma olmazsa gümrük vergisiyle karşı karşıya kalacağız. Hazırgiyimde gümrük vergileri yüzde 12, otomotivde yüzde 2 ile yüzde 14 arasında, kuru üzümde ise yüzde 2. -Sanayi ürünlerinde ihracatımızın yüzde 95’i, tarım ürünlerinde de ihracatımızın önemli bir kısmı gümrük vergisine tabi hale gelecek. Sanayi ürünlerinde Birleşik Krallık tarafı ticaretinin yüzde 60’ına yakınını

sıfır gümrük vergisiyle yapacak. En önemli ihraç kalemlerimiz tekstil, konfeksiyon, otomotiv, televizyon, kablolar gibi ürünlerde gümrük vergilerinden etkileneceğiz. - Gümrük vergileri bütün üçüncü ülkelerle aynı uygulanacağı için en önemli ihracat kalemlerimizle Çin ve Uzak Doğu ile aynı düzlemde ticaret yapar hale geleceğiz. Bu durum bizim için kayba neden olabilir. İlave bir düzenleme yapılmazsa 2,4-3 milyar dolar ihracat kaybı söz konusu. -Menşe ve teknik mevzuat konuları AB yükümlülüklerimiz nedeniyle AB’nin sonuçlandırmasını beklediğimiz alanlardan biri. Hedef, Birleşik Krallık ile Gümrük Birliği şartlarını devam ettirecek bir tercihli düzenleme ya da Serbest Ticaret Anlaşması sonuçlandırmak. -Birleşik Krallık ile son birkaç aydır müzakereler çok yoğun sürüyor. İki taraf 28 Temmuz’da bir araya gelip pazara giriş konusunu masaya yatırdı. STA kapsamında Gümrük Birliği’nde olduğu gibi sanayi ürünlerinin tamamının sıfırlanması konusunda genel bir mutabakat var. Tarım ürünleri bazında çalışmalar devam ediyor. Önümüzdeki haftalarda Birleşik Krallık’ın cevabı bekleniyor. Pazara giriş konusunda tarım boyutuyla da resim bu ay sonunda ortaya çıkacak.

-Ticaretin akışını etkileyen menşe, sertifikalar, teknik standartlar gibi başka düzenlemeler var. Bu konular Gümrük Birliği nedeniyle AB’ye uyum sağladığımız alanlar. Bu alanlardaki düzenleme Birleşik Krallık ve AB ile anlaşmasına uyum sağlamak zorunda. -Hedefimiz Birleşik Krallık ile Serbest Ticaret Anlaşmasını Ekim ayında imzaya hazır hale getirmek, Kasım veya Aralık ayının ortalarına kadar onay sürecini tamamlamak, 1 Ocak 2021’de de yürürlüğe koymak. Birleşik Krallık ile takvim konusunda görüş birliği sağlandı. Önümüzdeki haftada STA’nıın ana başlıklarıyla ilgili menşe, teknik düzenlemelerle ilgili görüşmeler olacak. 25 Ağustos’ta Birleşik Krallık ile müzakere turu olacak. Pazara giriş boyutuyla süreci tamamlayacağız. -Birleşik Krallık, AB’den ayrıldığı için Birlik şartlarından bir miktar geriye gidecek. Nereye kadar geriye gideceği de AB ile müzakerelerine bağlı. İngiliz tarafı açıkça bağımsız politikalar izleyeceğini söylüyor. Devlet yardımları, teknik düzenlemeler, menşe kuralları gibi.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290- 2020 137


Küresel Ekonomi

Aon Doğal Afet Raporu: Küresel ekonomİ 2020’nİn İlk yarısında doğal afetler nedenİyle 75 mİlyar dolarlık kayıp yaşadı Aon’un yayınladığı rapora göre 2020’nin ilk yarısında son 20 yılın ortalamasından daha fazla sayıda doğal afet yaşandı. Sigortacılar yılın ilk altı ayında doğal afetlerden kaynaklı kayıplar için 30 milyar doların üzerinde ödeme yaptı.

R

isk, emeklilik ve sağlık konularında veri ve analizlerden faydalanarak profesyonel hizmetler sunan Aon, 2020’nin İlk Yarısını Kapsayan Küresel Doğal Afetler Raporu’nu yayınladı. Aon’un felaketlere yönelik model geliştirme ekibi Impact Forecasting tarafından yayınlanan rapor, 2020’nin ilk yarısında yaşanan küresel doğal afetlerin toplam ekonomik kaybının tahmini 75 milyar dolar olduğunu ortaya koydu. Bu miktar, 2000-2019 yılları arasında ortalama kayıp miktarı olan 98 milyar dolardan yüzde 23 oranında daha düşük seviyede gerçekleşti. Sigortalanan kayıplar ise 30 milyar dolar (son 20 yılın ortalaması olan 28 milyar dolardan yüzde 8 oranında daha yüksek) olarak gerçekleşti. Raporda ön sonuç olarak değerlendirilen bu kayıp miktarlarının, kayıplar yaşanmaya devam 138 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

ettikçe değişebileceği değerlendiriliyor. 2020’nin ilk yarısında 2.200 kişi doğal afetler nedeniyle yaşamını yitirdi 2020’nin ilk yarısında doğal afetler yaklaşık 2.200 kişinin ölümüne neden olurken, ölümler 1980 ile 2019 arasındaki dönemin ortalaması olan 39.800 ölümün bir hayli altında (orta değer 7.700) sayıda gerçekleşmiş oldu. Raporun kapsadığı dönemde en ölümcül doğal felaket olan sel baskınları toplam ölüm sayısının yüzde 60’ından sorumlu oldu. Yılın ilk yarısında 207 küresel doğal afet oldu 2020’nin ilk yarısında toplamda 207 küresel doğal afet kaydedilirken, bu sayı son 20 yılın ortalaması olan 184’ün üzerinde seyretti. Yılın ilk yarısında milyar dolarlık ekonomik kayıplara neden

olan en az 20 ayrı doğal afetin 10’unu tek başına ABD, beşini Asya Pasifik, üçünü Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA), ikisini ise Kuzey ve Güney Amerika yaşadı. 2020’nin ilk yarısının en maliyetli ekonomik kaybına neden olan doğal afeti ise mayıs ayında Hindistan’da 133 kişinin ölümüne ve tahmini 15 milyar dolarlık doğrudan kayba neden olan Amphan siklonu oldu. Kayıpların sigortalanmış olduğu doğal afetler arasında en maliyetli afet ise 10-14 Nisan arasında ABD’de 38 kişinin ölümüne neden olan ve 3 milyar dolarlık kayba sebebiyet veren, şiddetli hava olayı oldu. Yılın ilk altı ayı irili ufaklı birçok doğal afete tanıklık ederken dünya çapında da pek çok topluluk da bu afetlerden olumsuz etkilendi. Yıkıcı afetler açısından 2020’nin ilk yarısı olağandışı seviyede düşük sayıda depreme tanık oldu.



Sektör

Raporun bulgularını değerlendiren Aon Türkiye Eş CEO’su Ferhan Özay şu açıklamayı yaptı: “2020’nin ilk yarısı, halihazırda yaşadığımız COVID19 salgını ve bir dizi hava ve iklim kaynaklı afet nedeniyle oldukça zorlu geçti. Doğal afet etkilerinin çoğu gök gürültülü (konvektif) fırtınalardan kaynaklandı. Yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde yılın ilk altı ayında, gök gürültülü fırtınalardan kaynakllı 10 münferit afette 1 milyar Amerikan dolarından fazla ekonomik kayıp yaşandı. Avustralya ve Kanada’nın her biri, milyar dolarlık hasar faturalarına yol açan şiddetli dolu fırtınalarıyla karşı karşıya kaldı. Hindistan ve Bangladeş’teki Amphan gibi mevsimsel tropik siklonlar, Avustralya’daki orman yangınları, Avrupa’da rüzgar fırtınaları ve Kuzey Kutup Dairesi’nde rekor kıran sıcaklıklar gibi olaylar yılın ilk yarısında dikkat çekiciydi. İlk yarı kayıpları, yılın ikinci yarısıyla doğrudan bir korelasyon göstermezken, La Niña koşullarının gelmesi beklendiğinden Atlantik Kasırga Mevsimi’nin yaklaşan zirvesi, yalnızca önümüzdeki aylarda doğal tehlike riski konusunda dikkatli olma ihtiyacını artırıyor.” 140 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020


Sektör

Pandemİ Yaş Meyve Sebze Ve Mamullerİ İhracatına Fren Yaptıramadı

P

andemi sürecinde gıda üretiminin öneminin tüm gerçekliğiyle ortaya çıktığını düşünüyorum. Bu da bizim gibi tarım ürünlerini üreten ülkelerin ihracatına olumlu yansıdı. 2020 yılının ilk 6 aylık dönemine baktığımızda, 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 38’lik artışla 1,1 milyar dolarlık taze meyve sebze ihraç ettiğimizi görüyoruz. Meyve sebze mamulleri ihracatımız ise yüzde 8’lik artışla 722 milyon dolardan, 778 milyon dolara çıktı. Taze meyve sebze ihracatında Ege Bölgesinde ise daha parlak bir tablo karşımıza çıkıyor. Egeli yaş meyve sebze ihracatçılarımız, 2019 yılının ilk yarısında 94 milyon dolarlık taze meyve sebze ihracatı gerçekleştirmişken, 2020 yılının aynı döneminde yüzde 45’lik artışla 137 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırdı. Bu dönemde, ihracatımızda ön plana çıkan ürünler Kiraz, şeftali, çilek, domates oldu. İhraç pazarlarımızda ise; Rusya, Almanya ve Irak lider konumda. Ana ihracat pazarımızın Avrupa Birliği ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte, birim fiyatı yüksek olan kiraz, incir, kayısı gibi ürünlerimiz Uzakdoğu ve Güney Doğu Asya pazarlarında da rağbet görüyor. Zira Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’ın da yakın zamanda değindiği gibi yaş meyve sebze sektörü olarak rotamızı Uzakdoğu’ya çevirdik. Devletimizin, Bakanlıklarımız çok önemli katkılarıyla Çin ve Güney Kore’ye kiraz, Japonya’ya greyfurt, limon ihracatlarımızın önü açıldı. Diğer Uzak Doğu ülkeleri ilgili de Bakanlığımızın çalışmaları devam etmekte. Bu çalışmalar biz ihracatçılar için potansiyel pazarlara ulaşmada çok çok önemli.

Bunun yanında Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak ihraç ürünlerimizin tanıtımı amacıyla tanıtım faaliyetlerine de ağırlık verdik. 2 yıllık dönemde Almanya’dan Hong Kong’a, Rusya’dan Çin’e 15’e yakın fuara katılım sağladık. Ticaret Bakanlığımızın desteklediği URGE Projeleri kapsamında yaş meyve sebze ve işlenmiş meyve sebze ürünlerine yönelik iki küme projesi oluşturduk ve kümeye dahil olan firmaların talepleri doğrultusunda yurtdışı pazarlama faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Bizim önemsediğimiz diğer bir nokta da meyve sebzelerin işlenerek katma değerli olarak yurtdışı pazarlara sunulmasıdır. Turşu, salça, kurutulmuş domates gibi birçok geleneksel ürünümüzü Avrupa ve Amerika olmak üzere birçok ülkeye ihraç ediyoruz. 2020 yılının ilk yarısında, Ege Bölgesi’nden yapılan meyve sebze mamulleri ihracatımız ise; yüzde 5’lik gelişimle 296 milyon dolara ulaştı. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliğimiz, 2019 yılının ilk yarısında 375 milyon dolar olan ihracatını 2020 yılının Ocak – Haziran döneminde yüzde 16’lık artışla 433 milyon dolara taşıdı. Bu dönemde fuar ve heyetlerin iptal edilmesiyle yurtdışı tanıtım etkinliklerimizde ister istemez yavaşlama oldu. Ancak bu eksikliği de yine Ticaret Bakanlığımızın destekleri ile sanal fuar ve heyetler yaparak gideriyoruz. Önümüzdeki 2-3 aylık süreçte gıda sektöründe birçok ülkeye sanal ortamda ticaret heyetleri düzenleyerek firmalarımıza ikili iş görüşmeleri olanağı sağlayacağız ve yapacağımız sanal fuarlarla müşteri ağımızı genişleteceğiz. 2020 yılının ikinci yarısında normalleşme adımlarının da olumlu etkisi ve gerçekleştireceğimiz dijital pazarlama etkinlikleriyle ihracatta 2020 yılının ilk yarısında yakaladığımız performansı 2020 yılının ikinci yarısında da sürdürerek, 2020 yılı sonu için ortaya koyduğumuz 1 milyar dolar ihracat hedefimize pandemiye rağmen ulaşacağımızı gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Yaptıkları üretimle ihracatımızı sürdürülebilir kılan tüm üreticilerimize, bu ürünleri işletmelerinde işleyerek dünyanın her tarafına ihraç eden 216 ihracatçı firmamıza emekleri için teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Hayrettin UÇAK Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 141


Sağlık

BIO Startup CoronaSprint Projesİ’nde COVID-19 İle mücadele sürecİne destek olacak 16 proje gelİştİrİldİ BIO Startup CoronaSprint Projesi kapsamında 16 startup, tanımlanan 11 ihtiyaç alanına yönelik çözüm yol haritaları hazırladı. İki ay gibi kısa bir sürede tamamlanan projenin ardından, startuplar tarafından COVID-19 ile mücadele sürecine destek için hazırlanan 16 projenin küresel ve yerel işbirlikleriyle hayata geçirilmesi planlanıyor.

İ

stanbul Kalkınma Ajansı “COVID-19 ile Mücadele ve Dayanıklılık Programı” kapsamında desteklenen ve startupların COVID-19’a ilişkin yaşanan sorunlara yönelik çözüm üretmesini hedefleyen BIOStartup 142 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

CoronaSprint Projesi iki ay aralıksız süren bir maratonun ardından tamamlandı. 36 araştırmacı ilaç şirketini temsil eden Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) tarafından Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nın

(TÜSEB) ortaklığında ve ReDis Innovation işbirliğinde yürütülen projede dünyanın en büyük biyoteknoloji organizasyonu BIO Digital’e katılım, İhtiyaç Analizi Çalıştayları, Sprint Süreci ve Değerlendirme Toplantıları aşamalarının ardından, COVID-19 ile ilgili sorunlara çözüm geliştiren 16 startupın çözüm yol haritaları değerlendirildi. Projelerde tespit edilen ihtiyaçların tek tek karşılanması için bir izleme ve takip mekanizması kuruldu. BIOStartup CoronaSprint Projesi tamamlanmış olsa bile yaratılan işbirliği ortamı sayesinde startupların desteklenmeye devam edileceğini belirten AIFD Yatırım Politikaları Direktörü Cengiz Aydın, “İki ay gibi kısa bir sürede aralıksız çalışarak COVID-19’a ilişkin önceliklendirilmiş sorunlara çözüm üreten startuplarımızın çabalarını ayakta alkışlıyoruz.


Toplamda 60’a yakın toplantı ile adeta bir maratonu geride bıraktık. Birbirinden değerli projelerde finansman, regülasyon, altyapı, sertifikasyon ve belgelendirme gibi konuların yanı sıra TÜSEB ve AIFD üyesi şirketlerle yapılması muhtemel işbirliklerini takip etmeye, birbirimizden öğrenmeye ve eksik kaldığımız noktalarda birbirimize destek olmaya devam ediyoruz. BIOStartup Program mezun havuzunu kaynak olarak kullanan CoronaSprint Projesi de kendisini besleyen bir ekosisteme dönüştü. Amacımız bu ekosistemin devamlılığını sağlamak olacak. Teknoloji gelişimi, iş modeli değişikliği veya politikalarda yenilikler gerektiren projelerin hayata geçmesi daha fazla zaman alabilir. Bu tip ihtiyaçları karşılamak için ise üyemiz olan ilaç firmaları, TÜSEB, projemizin tüm aşamalarında destek olan çok değerli mentorlerimiz, startuplar ve uzmanlarla sürekli iletişim içerisinde olup, gereken alanlarda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İnovasyon ve çözüm üretirken bütün ekosistemi göz önünde bulundurarak, farklı alanlardaki iletişimi ve etkinlikleri sürdürerek, farklı firmaları ve kurumları çözüm sürecine dahil ederek beklenmedik sorunların verimli bir şekilde çözülebilmesi üzerine çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu. 16 startupın ihtiyaç alanları ve çözümleri 1. YeşilScience İhtiyaç Alanı: Hastanelerde dijital altyapının geliştirilmesi ve uzaktan tanı ve muayene sistemleri ihtiyacı Çözümü: FluAI ve CoronaCheck Clinician ürünleri Üst solunum yolu enfeksiyonu olan hastalara boğaz fotoğrafı ve şikayetleri üzerinden analiz ve öneriler sağlayan AI destekli bir mobil uygulama FluAI’da saptanan ihtiyaç, hastaların üst solunum yolu şikayetlerine sahip olduklarında hastaneye gitmeden durumlarıyla ilgili bilgi almak, ciddi bir durum olup olmadığını öğrenmek istemeleridir. Değer önerisi hızlı ve kolay bir şekilde analiz sağlayarak hastaneye

gitmeden durumlarıyla ilgili ilk önerileri sağlamaktır. Hekimlere tanı ve prognoz değerlendirmelerinde destek olacak BT, X-Ray, semptom ve klinik bilgileri kullanan bir karar destek programı olan CoronaCheck Clinician için de saptanan ihtiyaç COVID-19 prognoz değerlendirmesinin daha çok manuel gitmesi ve hekimlerin bu hastalarda hızlı bir karar desteğine ihtiyaç duymasıdır. 2. Geen Biotechnology İhtiyaç alanı: Tanı test mekanizmalarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması Çözümü: 1. Çalışma: Tükürükten örnek alarak hasta başında tanıya olanak veren tanı kiti üzerinde çalışma yapılıyor. Popülasyonun yüksek olduğu sahra bölgelerinde etkili bir araca patent, ruhsat ve iş planlama sürecinde ihtiyaç duyuluyor. 2. Çalışma: Bağışıklık testi ve pasaportlanması için viroloji laboratuvar testi olan nötralizasyon test kullanımı, hastadan alınan serum ile bu serumun virüsün hücreye girişini engelleyip engellemediğini gözlemlemek. Bu testin prosedürüne ihtiyacın doğrulanması ile proje üzerinde ilerleme mümkün olacaktır. 3. Çalışma: Ortam dezenfeksiyonu hakkında üstünde detay verilmeyen bir projeden bahsedildi. 3. Vagustim İhtiyaç alanı: Destekleyici tedavi yöntemi Çözümü: Vagus sistemini elektonik olarak stimüle eden bir cihaz geliştirilmesi ile virüse karşı aşırı tepki veren, sitokin fırtınası sendromuna karşılık bağışık sistemini baskılayarak çözüm geliştirildi. Literatür araştırmalarda bu protokolün COVID19’a ilişkin etkisinin pozitif olduğu yayınlar bulunuyor 4. RS Research İhtiyaç alanı: İlaç ve aşı ile yeni tedavilere erişimdeki kısıtların ortadan kaldırılması, yeni tedavi

Sağlık yaklaşımlarının geliştirilmesi Çözümü: Üç adet ilaç adayı çalışması bulunuyor. Koç Üniversitesi etik kurul onayları alınmış durumda. Hayvan çalışmaları aşamasına gelinmiş durumda. Doğrudan akciğere giden, hem tedavi hem de proflaksi döneminde kullanılabilecek inhaler yolla uygulanan bir COVID-19 tedavisi ilaç adayı gündemde. 5. Aksense MedTech İhtiyaç alanı: Tanı-test mekanizmalarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, COVID-19 risk analizine yönelik mobil uygulamalar ile birlikte teste yönlendirme sistemi Çözümü: Evde, Taşınabilir Elektronik Tanı Biyosensörü: Elektronik okuyucu ile birlikte kişinin patojene karşı ilk özgün yanıtını ölçerek veri sağlanıyor. Bir dakikada sonuç veren test aynı zamanda halk sağlık sistemine bağlanarak enfeksiyon takibinde de kullanılabiliyor. Kişinin patojene verdiği yanıtın derecesini ölçebilen biyosensörler kişinin uygulanan terapiye yanıtını da ölçebiliyor. Salgın kapsamında, yedi bakteri için tasarlanmış biyosensörlerin COVID-19’a göre uyarlanabilmesi mümkündür. 6. ELAA Teknoloji İhtiyaç alanı: Kronik hastalarda farklı komplikasyonların uzaktan takibine ilişkin farklı fonksiyonlara yönelik cihaz ihtiyacı - Akciğerde COVID-19 sonrası değişiklik izleme-takip ve ön değerlendirme sistemi Çözümü: COVID-19 öncesi geliştirilen akciğerde tanısı konulamayan lezyonların tanısının koyulması için kolaylık sağlayacak navigasyon sistemini COVID-19 virüsünün akciğerde bıraktığı uzun süre kaybolmayan izin sürveyansı ve görüntülenmesi ve kanserden ayırt edilmesi. 2. Çözüm: COVID-19 sonrası akciğerlerin iyileşme ve solunum kapasitelerinin takibi. Halihazırda hastanede mevcut uygulaması yapılan bir çalışma. İkinci çözümün içerdiği cihaz ve uygulamanın geliştirilmesi dahilinde sistem evde uygulanabilir hale gelebilir ve hastaneye erişime gerek kalmayabilir. Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 143


Sağlık 7. Meinox İhtiyaç alanı: Yeni tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesi Çözümü: COVID-19 içerisinde bulunan dekonjigasyon enzimini hedefleyen ilaç geliştirme ve konumlandırma yapılıyor. Belirlenen pathonexTM ilaç sınıfının nazal sprey formunda klinik çalışması için destekler gerekiyor. 2. Çalışma: Dekonjigasyon proteininin rekombinan olarak üretilip antikor testlerinde COVID-19’a karşı antikor olup olmamasına karşı geliştirilmiş testtir. İzin süreçleri ve sertifikasyon için destek ihtiyacı bulunuyor. 8. Funktor İhtiyaç alanı: İlaç ve aşı ile yeni tedavilere erişimdeki kısıtların ortadan kaldırılması - Yerli ilaç ve aşı Ar-Ge çalışmalarının hızlandırılması Çözümü: Literatür aramasında aranılan bilgiye ulaşımı hızlandıracak ve kolaylaştıracak akıllı bir arama motoru geliştirildi ve halihazırda hizmet veriyor. Uygulama kelimeleri ve cümleleri kategorize edip modüler hale getirerek interaktif ve doğru literatür karşılıklar sunuyor. Belirli firmalar içerisindeki ihtiyaçlar tartışılıp literatüre dair ihtiyaç katkılarında bulunulabilir ve firmalara destek verilebilir. 9. Araltek Medical Device İhtiyaç alanı: Yeni tedavi yaklaşımları ve Uzaktan tanı ve muayeneye imkan verecek mini kitlerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması Çözümü: Durumu ağırlaşmış hastalara yönelik, toplar damardan kanı alıp oksijenlendirip kana geri verme, dolaşım destek sistemleri Sentrfugal pompa sistemleri geliştiriliyor. Belgelendirmeyle ilgili desteğe ihtiyaçları bulunuyor. 10. Alice Beyaz Tavşan İhtiyaç alanı: COVID-19’tan korunma süreci Çözümü: Medikal maske üretimi. TRL1 seviyesinde ürün, patent aşamasında bulunuyor.

144 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

11. Pacem Medikal Teknoloji İhtiyaç alanı: Ortam sterilizasyonu - Normalleşme sürecinde sağlık kuruluşlarının yanı sıra otel, restoran gibi hizmet alanlarının düzenli ve etkin sterilizasyonuna ilişkin ihtiyaç Çözümü: Plazma kullanılarak dezenfeksiyon yapabilecek cihaz geliştirilmesi. Havalandırma sistemlerine, yiyecek içecek dolaplarına, restoranlardaki tabak ve benzeri gereçlerin sterilizasyonu için kullanılabilecek. 12. Genz Biyoteknoloji İhtiyaç alanı: Tanı-test mekanizmalarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması - Duyarlılığı yüksek tanı testlerinin Ar-Ge ve üretim süreçlerinin geliştirilmesi Çözümü: TÜBİTAK desteği alan startup, diagnostik antikor-antijen testlerinin hassasiyetlerinin geliştirilmesi üzerine çalışıyor. ArGe sürecini tamamlayan şirket, tedarik zinciri ve seri üretime geçiş konusunda yönlendirmeye ihtiyaç duyuyor ve hem testin kendisi hem de okuyucu sistem geliştiriyor. 13. Cafer Yıldırım İhtiyaç alanı: Yerli ilaç ve aşı Ar-Ge çalışmalarının hızlandırılması Çözümü: Türkiye’nin en büyük tam otomatik sera alt yapısını, mikro üretim kapasiteli işbirliği ile, ilaç endüstrisi ile gerçekleşecek gizlilik sözleşmelerine istinaden belirlenen standart tıbbi bitkinin istenilen ölçekte ve formülasyon içeriğinde sektöre arz edilmesini sağlamak. 14. Florabio İhtiyaç alanı: İlaç ve aşı ile yeni tedavilere erişimdeki kısıtların ortadan kaldırılması - İlaç ve aşı geliştirilmesi ve üretim sürecine ilişkin hammadde üretim ve tedarik sorunlarının çözülmesi Çözümü: Hücrelere özgün dünya regülasyonlarına uygun, hücrelerin mümkün olduğu kadar fazla protein üretmeyi destekleyen besi yeri üretiliyor. Yan ürün olarak, besi ortamlarıyla çok iyi çalışabilen hücreler geliştiriliyor.

15. LumiLabs İhtiyaç alanı: İlaç ve aşı ile yeni tedavilere erişimdeki kısıtların ortadan kaldırılması - Yerli ilaç ve aşı Ar-Ge çalışmalarının hızlandırılması Çözümü: COVID-19’a yönelik proflaksi/tedavide kullanılabilecek küçük moleküllerin keşfi (temel araştırma ve optimizasyon çalışmaları) noktasında katkı sağlanması hedefleniyor. İlki sitemik kapsamda, diğerleri ise viral replikasyon veya enfeksiyonun engellenmesine yönelik olarak hücresel düzeyde etkin proteaz inhibitörlerinin geliştirilmesi üzerinde çalışıyor. 16. İnosens İhtiyaç alanı: Hareketsizlik nedeniyle ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarını en aza indirmek için 65+ bireylerin evde spor ve egzersiz faaliyetlerini yapmaya devam etmesi Çözümü: Sağlık sorunları özellikle 65+ bireylerde hareketsizlik nedeniyle ortaya çıkıyor. Fizik tedavi uzmanları ve akademisyenler ile geliştirdiğimiz yazılımlar ve tamamlayıcı çözümler ile bunların engellenebileceği değerlendiriliyor. Bireyler, uzmanların uzaktan takip ederek değerlendirdiği, oyunlaştırılmış yönlendirmeler ile ihtiyaçlarına yönelik en doğru egzersizi yapabiliyorlar.


Sektör

Ağustos ayı, SMA farkındalığına dİkkat çekİyor SMA, fonksiyonel SMN1 geninin eksikliğinden kaynaklanan, solunum, yutma ve temel hareket dâhil kas fonksiyonlarını etkileyen, ilerleyici ve geri dönüşümsüz motor nöron kaybıyla sonuçlanan nadir, genetik bir nöromusküler bir hastalıktır. Avrupa’da her yıl yaklaşık 550-600, Türkiye’de ise yaklaşık 120-150 bebek SMA ile doğuyor. 1996 yılından beri her yıl Ağustos ayı SMA hastalığına ve hastalığın zorluklarına dikkat çekmek için “SMA Farkındalık Ayı” olarak anılıyor.

D

ünya genelinde faaliyet gösteren bir Novartis şirketi olan Avexis, SMA Farkındalık Ayı’nda hastalığın farkındalığıyla ilgili önemli bilgiler paylaştı. Nadir bir hastalık olan SMA dünya genelinde her 10.000 canlı doğumda yaklaşık 1 kez ortaya çıkıyor. Progresif kas güçsüzlüğüne ve felce yol açan motor nöronların kaybı ile karakterize yıkıcı genetik hastalık olan SMA’nın şiddeti, spektrumda bulunduğu yere göre değişiyor. Tedavi edilmediği takdirde, SMA Tip 1, vakaların % 90’ından fazlasında iki yaşına kadar ölüme yol açıyor veya hastalar kalıcı solunum desteğine ihtiyaç duyuyor. SMA birden fazla tipi olan ölümcül bir hastalık Hastalığın en yaygın şekli olan SMA Tip 1 tanılı bebekler tedavi edilmezse desteksiz oturmak gibi normal gelişimsel ilerleme aşamalarını sergileyemiyor. Genellikle yaşamın ilk altı ayında ortaya çıkan hastalık tedavi edilmediği takdirde bebeklerin yüzde 90’dan fazlası ölüyor veya iki yaşından ölene dek solunum desteği ile yaşamak zorunda kalıyor. SMA TİP 2 kendini 6 ile 18 ay arası gösteriyor. Etkilenen bebekler bir daha desteksiz yürüyemiyor. Yüzde

30’undan fazlası ise 25 yaşına gelene dek hayatını kaybediyor. SMA TİP 3 erken çocukluk yaşlarında veya yetişkinliğin ilk yaşlarında ortaya çıkar. Etkilenen hastalar zaman içinde yürüme, koşma ve merdiven inip çıkma yeteneklerini kaybediyorlar. SMA hastalığının bu tipinde bacaklar, kollardan daha fazla etkileniyor. Türkiye’de 1000’den fazla SMA hastası var SMA en sık görülen genetik hastalıklardan biri. Türkiye’de şu an yaklaşık 1000’den fazla SMA hastası bulunuyor ve hastayla birlikte hasta yakınları da bu hastalığın zorluklarıyla mücadele ediyor. SMA tanısının hızlıca konulması, tedaviye erken başlanması ve geri dönüşümsüz motor nöron kaybını ve hastalığın ilerlemesini durdurmak için mümkün olduğunca erken destekleyici bakıma geçilmesi zorunlu. Bir gendeki hata nedeniyle çocukların hareketlerinde aşırı gevşeklik, hareketsizlik, gelişim basamaklarını sağlayamama, akciğer enfeksiyonları, solunum sıkıntısı gibi çok ciddi hayati tehlikesi olan istenmeyen durumlar yaşanıyor. Belirtiler bireyler arası farklılıklar göstermekle birlikte genellikle aşağıdaki şekillerde görülüyor:

• Kurbağa bacağı pozisyonunda yatma • Dilde fasikilasyon • Gevşek kas yapısı • Azalmış kol-bacak hareketleri • Azalmış derin tendon refleksleri • Kuvvetsizlik • Yürüyememe • Solunum sistemi tutulması • Beslenme bozuklukları • Cılız ağlama • Yaşıtlarından geride kalma, yavaş hareket etme Yenidoğan taraması (basit bir kan testi), SMA vakalarının çoğunu tespit edebiliyor. Anne ve babaların bu belirtileri çocuğunda fark ettiklerinde gecikmeden bir çocuk nöroloji uzmanına başvurmaları tavsiye ediliyor. SMA hastalığının kesin tanısı ise genetik inceleme ile konulur.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 145


Oto Pazarı

İKİNCİ EL ARAÇ TİCARETİNDE YENİ DÖNEM BAŞLIYOR 2. El araç alım satımı yapanların 31 Ağustos’a kadar yetki belgesini alması gerekli. Yeni dönemde 1 yıl içinde yetki belgesi olmadan 3’ten fazla araç satanlara yaptırım uygulanacak. Güvenli ödeme sistemi kullanılması zorunlu hale getirildi

İ

kinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik bugün Resmi gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Sektörü düzene sokacak, kayıt dışılık ve haksız rekabetin önüne geçilmesini sağlayacak yönetmelik sektörde heyecanla bekleniyordu. Uzun zamandır konu ile ilgili çalışmalar yürüten Motorlu Araç satıcıları Federasyonu (MASFED) Başkanı Aydın Erkoç konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de 60’ın üzerinde ilde faaliyet gösteren, 70 bin dolayında motorlu araç satıcısını temsil eden Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu’nun Genel Başkanı Erkoç, sektörde yaşanan sıkıntıların giderilmesinde önemli rol oynayacak yeni yönetmeliğin tüm sektör için büyük bir adım olduğunu ve sektöre önemli ölçüde çeki düzen getireceğini, kayıt dışılığın da önüne geçileceğini ifade etti.

Düzenleme ile ikinci el araç ticaretinin daha güvenilir bir şekilde yapılacağına işaret eden Erkoç, şunları kaydetti: ‘’Sektörümüzün uzun zamandır beklediği yönetmelik bugün resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Öncelikle başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanlığı ve ilgili Bakanlıklarımız ve emeği geçen herkese tüm sektör adına teşekkürlerimi sunarım. Sektördeki düzensizlik, yaşanan mağduriyetler, haksız rekabet ve kayıt dışının önemli ölçüde önüne geçilecek. Yetki belgesi olmayanlar 31 Ağustos 2020 tarihine kadar belgelerini almak zorunda olacaklar. 1 Eylül 2020 itibariyle zorunlu kılınan Yetki Belgesi ile araç alım satım işiyle uğraşan kişiler belgesi olmadan araç alış satışı yapamayacak. Bu işle uğraşanlar, MASFED MYM tarafından verilen Mesleki Yeterlilik Belgesi ile Gümrük ve Ticaret İl Müdürlüklerine başvurulacak ve Yetki Belgesini alacak. Kişiye özel olarak düzenlenecek Yetki Belgesinin geçerlilik süresi ise 5 yıl olacak. Bu belge olmadan satış yapan kişilere ceza uygulanacak; kayıt dışı alım satım yapan kişiler Maliye Bakanlığı tarafından vergi mükellefi yapılacak. Böylelikle kayıt dışılık ortadan kalkacak, vergi kaçakçılığı son bulacak, devletimizin vergi kaybı ortadan kalkacak. Yeni düzenleme tüm sektör ve ülkemiz için hayırlı olsun.’’ Yönetmelik Ne Getiriyor İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti yapan ve yetki belgesini bugüne kadar almayan işletmelerin 31 Ağustos 2020 tarihine kadar yetki belgesi almaları gerekiyor.

146 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Bir takvim yılı içinde 3’ten fazla taşıt satışı ticari faaliyet kabul edilecek ve kayıt dışı ticari faaliyetler takip edilerek yaptırım uygulanacak. Satışı yapılan taşıt sayısı hesaplanırken, Türkiye Noterler Birliğinden alınan veriler esas alınacak aynı kişinin hem kendi adına hem de vekâleten yaptığı tüm satışlar dikkate alınacak. Artık ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretine ilişkin iş yeri açma ve çalışma ruhsatına sahip olmayan işletmelere yetki belgesi verilmeyecek. Ayrıca belediyelere getirilen yükümlülükler ile ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretine ilişkin ruhsat düzenlenen işletmeler de Bakanlıkça takip edilecek ve yetki belgesi almadan faaliyette bulunan işletmeler belirlenecek. İlanlarda tüketicileri yanıltıcı bilgi ve belgelere yer verilemeyecek, bu yükümlülüklere uymayan işletmelere para cezası uygulanacağı gibi yetki belgesi de iptal edilebilecek. Ekspertiz raporunun satıştan önceki üç gün içinde alınması gerekecek, bu süre içinde alınmaması durumunda, rapor alınmamış gibi işlem görecek. İkinci el taşıt alım satımındaki nakit ödemelerde “Güvenli Ödeme Sistemi”nin kullanılması zorunlu hale getirildi. “Güvenli Ödeme Sistemi sayesinde, taşıt alım satımında yaşanan dolandırıcılık ve sahtecilik faaliyetleri ile çalınma riskleri bertaraf edilecek, para transferlerinin hızlı ve kolay biçimde yapılması ve kayıt altına alınması sağlanacak.



Sektör

İhracat hedefİne üretİcİlerİmİzle ulaşacağız Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak; “Pandemi dönemindeki ihracat rekoru üretici ve ihracatçılarımızın özverili çalışmaları sayesinde geldi” 1 Milyar dolar ihracat hedefine üreticilerimizle birlikte ulaşacağız.

P

andemi döneminde pek çok sektörde üretim ve ihracat rakamları gerilerken, Egeli yaş meyve sebze ve mamulleri ihracatçıları 2020 yılının Ocak - Temmuz döneminde yüzde 17’lik artışla ihracatlarını 527 milyon dolara taşıdı.

Taze meyve sebze ve meyve sebze mamullerinin covid19’a karşı panzehir görevi gördüğüne dikkati çeken Başkan Uçak, bu süreçte meyve sebze ve meyve sebze mamulleri üretimine devam eden üreticilerin her türlü takdiri hak ettiğini dile getirdi.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, pandemi döneminde her türlü zorluğa rağmen üretime devam ederek, yaş meyve sebze ve mamulleri sektöründe ihracat rekoruna büyük katkı sağlayan üreticilere ve ihracatçı firmalara teşekkür turuna çıktı.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak ve beraberindeki heyet ilk olarak, Kiraz ilçesinde Mevsim Turşu markası ile ihracat gerçekleştiren Kirazlar Fermantasyon firmasını ziyaret etti. Burada firmanın Genel Müdürü Selahattin Uludağ ile yaklaşan turşu sezonu hakkında bilgi alışverişi yapıldı. Kiraz ilçesinin Çayağzı Köyü’nde turşuluk kornişon üretimi gerçekleştiren üretici Necati Yar’ın ekim alanı ziyaretine ise; Kiraz İlçe Tarım ve Orman Müdürü Engin Özpınar da eşlik etti.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Ödül ve Yönetim Kurulu Üyesi Martin Sanford, yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri üretiminde önemli merkezler Torbalı ve Kiraz’da üreticileri ve ihracatçı firmaları ziyaret etti. 148 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 289 - 2020

Torbalı ilçesinde bölgenin en önemli ihracatçı firmalarından biri durumunda

olan Özgörkey firması ziyaret edilerek Dış Ticaret Müdürü Duygu Erdoğan ile sektöre ilişkin bilgi alışverişinde bulunuldu. Daha sonra ise Torbalı Ticaret Odası Başkanı Abdulvahap Olgun’un da katılımı ile kuru domates ihracatçısı Bapa Gıda sahibi İlker Abacı ziyaret edildi ve yakın zamanda başlayacak kuru domates ihracat sezonuna ilişkin üretimin tüm süreçleri yerinde görüldü. Üye İlişkileri Timi Kurduk Ege Bölgesinde üretici ve ihracatçı firmaları vakit elverdiğince, ziyaret ettiklerini, pandemi döneminde ise pandemi şartlarına uygun şekilde ziyaretlerine devam ettiklerini, sorunlarını bire bir dinlediklerini ve sorunlarının çözümü konusunda takipçi olduklarını belirten Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “Göreve gelir gelmez bir ziraat mühendisi ve halkla ilişkiler uzmanından oluşan Üye İlişkileri Timi’ni kurduk.


Sektör Bu ekibimiz bütün üyelerimizi periyodik ziyaret ediyor, Üye İlişkileri Timimiz bu ziyaretleri Yönetim Kurulumuza sürekli rapor ediyor. Biz de üyelerimizin gündeme getirdiği konuların takipçisi oluyoruz” diye konuştu. 1 milyar dolar ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyoruz Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatının 2020 yılının Ocak Temmuz döneminde yüzde 24,4’lük artışla 1 milyar 96 milyon dolardan 1 milyar 364 milyon dolara çıktığı bilgisini paylaşan Uçak, “Meyve Sebze Mamulleri İhracatımız ise; yüzde 6’lık artışla 853 milyon dolardan, 902 milyon dolara yükseldi. 2020 yılında Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak taze meyve sebze ihracatımız yüzde 44’lük artışla 121 milyon dolardan, 175 milyon

dolara, meyve sebze mamulleri ihracatımız ise; yüzde 7’lik artışla 329 milyon dolardan, 352 milyon dolara taşıdık. İhracatımız 2020 yılının Ocak - Temmuz döneminde 527 milyon dolara, son 1 yılda ise; 966 milyon dolara yükseldi. 2020 yılı için belirlediğimiz 1 milyar dolar hedefine emin adımlarla ilerliyoruz. İhracatımızda sürdürülebilirliği sağlamak üretime devam etmekle ve üreticilerimizin memnuniyeti ile mümkün. Bu amaç doğrultusunda çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Torbalı, Ödemiş ve Kiraz havzasındaki taze meyve sebze üreticilerinin kornişon ve kuru domateste yeni sezona hazırlandıklarını anlatan Uçak izlenimlerini şöyle özetledi; “Bu ziyaretlerde turşuluk kornişon üreticilerinin ürünün yetişmesi için ne kadar büyük ve emek verdiklerini gördük, aynı zamanda ihracatçıların

sezon öncesi beklentilerini dinleme fırsatı bulduk. İzmir kornişon üretiminde en büyük ikinci şehir durumunda. Ödemiş ve Kiraz bölgesinde bulunan dünyanın en verimli ovalarından birinde ürünlerin pazara ulaşması için meşakkatli bir süreç var, üreticisinden ihracatçısına herkesi tebrik etmemiz gerekiyor İzmir’in tarıma dayalı sanayinin gerçekleştiği en önemli ilçelerden biri olan Torbalı’da da Avrupa standartlarının çok üzerinde meyve sebze mamulleri üretimi gerçekleştiren ihracatçılarımızın olması hem bölgemiz hem ülkemiz adına büyük bir gurur kaynağıdır. Kuru domates tesisi ziyaretimizde adeta domatesin üretimden ihracata yolculuğuna tanık olduk ve çok etkilendik. Tüm üreticilerimizi ve ihracatçılarımızı göstermiş oldukları üstün gayretten dolayı yürekten kutluyorum.”

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 289 - 2020 149


Ürün

ODUNDIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ İHRACATIMIZ PANDEMİDE ARTTI Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği açısından başarılı geçen 2019 yılı sonunda; 2020 yılı için, “750 milyon dolar ihracat hedefimize ulaşmak için Katma değerli, Sürdürülebilir Üretim ve İhracat Hedefiyle Çalışacağız” demiştik. ise; yüzde 5’lik azalış göstererek 880 milyon dolardan, 833 milyon dolara indi. Pandeminin en yoğun hissedildiği 2020 yılının ilk yarısında mobilya ve kağıt ihracatımız düşerken, bağışıklık sistemine güçlendirdiği için kekik, defne ve adaçayının domine ettiği odundışı orman ürünleri ihracatımız yüzde 16’lık artışla 69 milyon dolardan 80 milyon dolara tırmandı.

T

abii biz bu planları yaparken, dünya Covid-19 virüsüyle henüz karşılaşmamıştı. Covid-19 virüsü nedeniyle 2020 yılının ilk yarısında dünya genelinde, hem iç, hem de dış piyasalarda ciddi daralmalar olurken, dünya ekonomisinde küçülmeler yaşandı ve istihdam edilen çalışan sayılarında büyük düşüşler meydana geldi. 2020 yılının ilk yarısında Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri Sektörümüz geçen yılın ilk yarısına göre ihracatta yüzde 5’lik daralmayla 2 milyar 491 milyon dolar dövizi ülkemize kazandırdı. Kağıt sektörümüzün ihracatı 150 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları olarak; 2019 yılının ilk yarısında 328 milyon dolar olan ihracatımız, 2020 yılının Ocak – Haziran döneminde yüzde 2’lik gerilemeyle 321 milyon dolar şeklinde gerçekleşti. Pandemi nedeniyle Türkiye’nin ihracatının yüzde 15 kan kaybettiğini göz önünde bulundurursak ihracat rakamlarımız gelecek dönem için bizlere umut veriyor. 2020 yılının ilk yarısında özverili bir şekilde üreterek, istihdam sağlayarak, 321 milyon dolar ihracat yapan ve ülkemizin dış ticaret açığının kapatılmasına katkı sağlayan üyelerimizi kutluyorum. 2020 yılı için belirlediğimiz 750 milyon dolar ihracat hedefine ulaşmak için; 2020

yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ettik. Büyümemizi sürekli kılmak için ihracatımızın da sürekli artmasını sağlamak için pazarlarımızı ve ürünlerimizi çeşitlendirmek için tüm alt sektörlerimizi kapsayan bir iş programı ortaya koymuştuk. Tasarım ve markalaşma konusunu da çalışmalarımızın merkezine oturtmuştuk. Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği’nde yönetime gelir gelmez Mobilya sektörümüzün ithalatçılarını gönül rahatlığıyla ağırlayabileceği, showroomların olacağı, eğitim merkezi olan, sosyal tesisleri bulunan Mobilya Organize Sanayi Bölgesi fikrini İzmir kamuoyu ile paylaştık. Son dönemde İzmir’de sivil toplum kuruluşları arasında yakalanan sinerji sayesinde bu proje kısa sürede hayata geçti. İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, İzmir Mobilyacılar ve Marangozlar Odası ve konuyla ilgili derneklerin katılımıyla Torbalı’da Mobilya OSB kısa süre içinde faaliyete geçecek. İhracat yaptığımız ülke sayısını 181’den 200’ün üzer-


ine çıkarma hedefimizin yanı sıra İtalya’dan Mobilya Alım Heyeti Organizasyonu gerçekleştirdik, ayrıca MODEKO Fuarı için de ayrı bir “Alım Heyeti Organizasyonu”na imza attık. Mobilya sektörümüz için Libya, Almanya, Irak, Suudi Arabistan, Hollanda güçlü pazarlarımızken, kâğıt sektöründe; İran, Mısır, İngiltere, Fas ve Tunus öne çıktı. Türkiye lideri olduğumuz odundışı ürünlerde ise; Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Vietnam ve Fransa güçlü olduğumuz ihraç pazarlarımız. İlerleyen dönemde yapacağımız URGE Projesi, Alım Heyeti ve Ticaret Heyeti organizasyonlarıyla ihraç pazarlarımızı çeşitlendirmeyi hedefliyoruz. Bu çalışmaları sürdürürken, firmalarımızın pazarlama faaliyetlerini arttırmasına olanak tanıyan, Ticaret Bakanlığımız tarafından desteklenen Uluslararası Rekabetin Geliştirilmesi (UR-GE) Projesi için yürüttüğümüz çalışmalara 33 firmamız katılmak için başvurdu. Pandemi nedeniyle URGE Projemizi aynı hızla devam ettirmek için konjonktürün uygun olmasını bekliyoruz. Katma değerli ürün ihracatımızı arttırmak için mobilya sektörüne yönelik diğer projelerimizi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Mobilya Sektörünün İhracat Kapasitesinin Ölçeklendirilmesi ve Rekabet Gücünün Artırılması Projesi (MOBINT) İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA)’nın Özel Sektörün Kurumsal Kapasitesinin ve Rekabet Edebilirliğinin Güçlendirilmesi Mali Destek Programı Kare01 Yol Haritaları Bileşeni Başarılı Projeler Listesi’ne girmeyi başardı. Mobilya Çalışma Komitemizin olgunlaştırdığı İZKA destekli MOBİNT Projesi, Mobilya sektörünün yapısını ihracat odaklı güçlendirmeyi amaçlıyor. Tasarım ve Ar-Ge kültürünü geliştirerek, ulusal ve uluslararası markaları artırmayı hedefliyoruz. İhracat yol haritası için günümüzde büyük önem kazanan Sınır Ötesi E-Ticaret (E-İhracat)’ta başarı sağlamayı amaçladığımız “MOBINT

kapsamında, firmalarımızın dijital dönüşüme yönelik yol haritaları çıkarılıyor. İhracat yol haritası; birebir firma ihtiyaçları göz önüne alınarak pazara erişim, pazar araştırması, ticarette engeller, pazar odaklı tasarım ve üretim B2B ve B2C stratejileri/taktikleri ile markalaşma ve pazarlama stratejilerini ve özellikle e-ihracat ve dijital dönüşüm stratejilerini içeriyor. Bunun için ihracat deneyimi olan, ihracatını artırmaya istekli, tasarım ve Ar&Ge konularında yatırım yapabilecek, dönüşüm ihtiyacının farkında ve istekli, kurumsal olarak dönüşüme uyum sağlayabilecek, rekabette iş birliği yaklaşımına yatkın farklı dallardaki mobilya sektöründen seçilecek 10 firma ile yol haritaları çıkartılıp sektör geneline uyarlanacak bir uygulama rehberi oluşturacağız. Mobilya ihracatında katma değeri arttırmak için Ege Maden İhracatçıları Birliğimiz ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğimiz işbirliğinde, İzmirdeki 4 üniversitemizin de desteğiyle Ezberbozan Tasarım Yarışması düzenlemek için çalışmalarımızı başlattık. Ticaret Bakanlığı’na başvurumuz kabul edilen Ezberbozan Tasarım Yarışmamızı normalleşmeyle birlikte hayata geçireceğiz. Ege Bölgesi’ndeki mobilya ihracatının daha katma değerli olması için yaptığımız çalışmaların karşılığını da ihracat rakamlarında görmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye genelinde mobilya ihracat fiyatımız kg bazında 2.6 dolar seviyesinde iken, Ege Bölgesi’nde 3.1 dolar düzeyine ulaşıyoruz. Ortalama ihraç fiyatımızı 7 dolara çıkarmak için AR-GE, İnovasyon ve Tasarım odaklı projelerimizi sürdüreceğiz. Türkiye, kekikte dünya üretiminin yüzde 65’ini ve defnenin yüzde 95’ini sağlıyor. Ülkemizde yaklaşık 3500 endemik bitki türü yetiştiği düşünüldüğünde ihraç edilen ürün çeşitliliğimizin artması gerekiyor. Sürdürülebilir Ormancılık Politikası için ilgili tüm kurumlarla işbirliğini sürdürüyoruz. Birliğimizin üç ana ihraç kaleminden mobilya ve odundışı orman ürünlerinde dış ticaret fazlası verirken, kağıt

Ürün sektöründe dış ticaret açığı veriyoruz. Bu döngüyü tersine çevirmek için sektörün en büyük ihtiyacı olan selüloz üretimini arttıracak endüstriyel orman plantasyonları kurulması için Tarım ve Orman Bakanlığı ile temas halindeyiz. Türkiye’nin kağıt sektöründe dış ticaret açığının ortadan kalkması için atılması gereken adımlardan bir diğerinin ise; hurda kağıt ihracatının önüne geçilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu konudaki düşüncelerimizi yetkili mercilerle paylaşıyoruz. 2020 yılının ikinci yarısında gerçekleştireceğimiz fuar, ticaret heyeti, alım heyeti organizasyonlarıyla ihracat rakamlarında artışa geçmeyi hedefliyoruz. Ticaret Bakanlığı koordinasyonu ve Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki gıda Birliklerimiz organizasyonunda 12-16 Ekim 2020 tarihleri arasında tüm gıda sektörlerine yönelik dijital ortamda bir sanal fuar organizasyonu düzenlemek için çalışmalarımızı başlattık. Dijital gıda fuarımıza ABD, Çin, Orta Doğu ülkeleri, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere tüm dünyadaki birçok ülkeden alıcılar iştirak edecek, ihracatçılarımızla ikili görüşmeler gerçekleştirecek. Fuar ile eş zamanlı çeşitli gastronomi etkinlikleri ve uzmanların katılımlarıyla webinarlar gerçekleştirilecek. Önemli bir diğer etkinliğimiz ise; Çin Şanghay’da 5-10 Kasım’da üçüncü kez düzenlenecek Uluslararası İthalat Fuarı olacak. Bu fuarın Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu Ege İhracatçı Birlikleri olarak bu yıl biz üstlendik. Sosyal mesafeye dikkat ederek, maske kullanımı ve hijyene azami özen göstererek covid-19 virüsünü yeneceğimize olan inancımı paylaşıyor, sağlıklı günler diliyorum. Cahit Doğan Yağcı Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 151


Ahşap

PROJELERE ÖZEL AHŞAP ÜRÜN VE MOBİLYA ÜRETİM DANIŞMANLIĞI Tasarımda mükemmeliyetçi, üretimde hassas, malzemede seçici tavrı ile mobilya sektörüne yeni bir bakış açısı kazandırmayı hedefleyen Ananas Woodworking, Ananas Deco adı altında mimari ve iç mimari projelere tasarım odaklı mobilya üretim desteği sunuyor. Leone Pastanesi, Six Senses Kaplankaya ve Almanya’da konumlanan ZEUS Gyros & Grill, tasarımcıların, teknikerlerin ve teknik el becerisi yüksek marangozların aynı çatı altında buluştuğu Ananas Woodworking’in üretim sürecini yürüttüğü mekanlardan sadece birkaçı…

2

015 yılında Endüstri Ürünleri Tasarımcıları Çağdaş Cantürk ve Altuğ Toprak tarafından İzmir Karabağlar Mobilya Sanayi Bölgesi’nde kurulan ve ardından 2018 yılında üretim parkurlarını genişlettikleri yeni atölyelerinde çalışmalarına ivme kazandıran Ananas Woodworking, yurt içinde ve yurt dışındaki önde giden mimari ve iç mimari projelere ahşap ürün ve mobilya imalatlarında tasarım odaklı mobilya üretim desteği sunuyor. İmalat desteği verdikleri projeleri yüksek kalitede işçilik, adil fiyatlandırma ve estetik uygunluk kriterlerini göz önünde bulundurarak gerçeğe dönüştürüyorlar. Yaşama ve çalışma alanları için mutfak ve banyolar; restoranlar, mağazalar, kafeler ve bahçeler için sabit 152 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

veya modüler mobilyalar ile kamusal alanlar için çevresel etmenlere dayanıklı kent mobilyaları ve ekipmanlarının üreten dinamik ekip, son dönemde İzmir’deki Leone Pastanesi/Hilltown, Didim’deki Six Senses Kaplankaya ve Lüneburg’daki ZEUS Gyros & Grill gibi sosyal yaşamın önde giden mekanlarına ahşap ürün ve mobilya tasarım ve üretim danışmanlığı hizmeti verdi. Leone Pastanesi’nin Urla ve Alsancak şubelerinin ardından İzmir Hilltown AVM’de bulunan keyifli ve dinamik mekanı için üretim yapan Ananas Woodworking ekibi, Mimar Serdar Deniz tarafından tasarlanan mekanın mobilyalarında dişbudak ağacı, doğal dişbudak kaplama ve beyaz lake cila yüzeyler kullanmış. Şaraplık, barista barı, pasta

dolabı, sandviç dolabı, kasa mobilyası, kapılar, servantlar ve kruvasan tezgahını içeren mekanda, keyifli oturma alanları için tasarlanan iç ve dış mekan sedirler de üretime dahil edilmiş. Six Senses Kaplankaya için ise proje sahibi mimarlar Gloria ve İzgi Yazıcı tarafından tasarlanan, doğal freze meşe kaplamanın ve meşe ağacının kullanıldığı sıra dışı ölçülere ve özelliklere sahip bir vestiyer, seperatör, kütüphane, dresuar ve konsol üretilmiş. Aydınlatmalı vestiyer kapakları ürün-kullanıcı etkileşimini arttırırken benzer özellikteki kütüphane ise giriş ve yemek alanını sepere ediyor, yarı açık ve aydınlatmalı raf sistemi sanatsever kullanıcının objelerini sergilediği bir vitrin halini alıyor.


Sektör Aytuğ

Çağdaş

Toprak

Cantürk

Almanya’nın Lüneburg şehrinde bulunan ZEUS Gyros & Grill’de iç mimarlar Fatih Uçar ve Anıl Nayır tarafından tasarlanan doğal freze meşe kaplamanın kullanıldığı duvar çıtalarının, doğal meşe ağacından yapılmış masa tablalarının ve pirinç kaplama ile detaylandırılmış tamamı mat lake cilalı barın üretimini üstlenen Ananas

Woodworking, ölçüleri verilen mekanın bar kısmında kusursuz bir imalat için Ananas Atölye’de demo kolonlar kullanarak sonuç ürünlere ulaşmış. Üretilen her bir ürün modül haline getirilerek ve detaylandırması yapılarak paketlenmiş ve Almanya’ya ulaştırılmış.

Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 153


İhracat

KURU MEYVE SEKTÖRÜNDEN İLK YARIDA 605 MİLYON DOLARLIK İHRACAT Tarım ve

Hollanda ile yüzde 89 artış yaşadık.

gıda gibi

Yılın ilk yarısında kuru meyve sektörünün ihracatı 605 milyon dolar rakamına ulaştı. 271 bin 240 ton kuru meyveyi 134 ülkeye ihraç ettik.

sektörlerin stratejik bir öneme

Ocak-Haziran döneminde kuru meyvede en çok ihracat yaptığımız ülke 87,4 milyon dolarla Almanya oldu. İngiltere kuru meyve ihracatında 86,7 milyon dolarla ikinci, ABD ise 43 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldı.

sahip olduğu Covid-19 salgınından önce zaten biliniyordu küresel ölçekte yaşanan bu salgın ile iyice anlaşılmış oldu.

P

andemiyle birlikle insanlar sağlıklı beslenmeye yöneldi, buna paralel olarak sağlıklı gıdaya talep yükselişe geçti. Dünya ekonomisinin zor günler geçirdiği pandemi sürecinde ihracatın yarıya yakını tarım ürünlerinden sağlandı. Salgının en yoğun olduğu dönemde Türkiye’nin ihracatı Nisan’da yüzde 41 düşerken, kuru meyve sektöründe düşüş çok sınırlı kaldı. Kuru meyve ihracatı Nisan ayında miktar bazında yüzde 1 arttı, değer bazında yüzde 12’lik azalış gösterdi.

154 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, karantina koşullarının en fazla hissedildiği Nisan’da 67 milyon dolarlık, Mayıs ayında ise 44 milyon dolarlık ihracata imza attı. Yeni normalle ihracatımızdaki performansın olumlu yöne evrildiğini Haziran ayı ile birlikte daralmalarda hızla düzelmelerin başlamasıyla gördük. Haziran’da ihracatımız yüzde 47’lik artışla 58,4 milyon dolara yükseldi. En çok ihracat yaptığımız ilk 5 ülke arasında bulunan İngiltere ile yüzde 82, Almanya ile 72, ABD ile yüzde 70,

42 milyon dolarla Fransa, 33,8 milyon dolarla Hollanda, 26,2 milyon dolarla İtalya, 24,7 milyon dolarla Avustralya, 19,4 milyon dolarla Irak, 16,6 milyon dolarla Kanada yılın ilk yarısında kuru meyve ihracatında önde gelen pazarlarımız arasında. Ocak-Haziran döneminde ihracatımızın 221,7 milyon dolarını kuru üzüm, 114,4 milyon dolarını kuru kayısı, 92 milyon dolarını incir, 39,4 milyon dolarını diğer meyve kuruları, 36,2 milyon dolarını antep fıstığı, 33,1 milyon dolarını badem, 23 milyon dolarını diğer kavrulmuş meyveler, 17 milyon dolarını ceviz, 9,5 milyon dolarını çam fıstığı, 8,6 milyon dolarını leblebi, 4,3 milyon dolarını elma kurusu, 3,8 milyon dolarını kayısı ve zerdali çekirdeği, 1 milyon dolarını erik kurusu oluşturdu.


İhracat Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) kuru incir ve kuru üzüm müdahale alımlarına yeni sezonda kuru kayısının da ilave edilmesi Türkiye’nin üretim ve ihracatta dünya lideri olduğu kuru meyve sektöründeki çiftçimize, üreticilerimize büyük katkı sağlayacak, katma değerli ihracatın sürdürülebilirliğini sağlayacak adımlardan biri oldu.

başlattığı Dijital Tarım Pazarı (DİTAP) da tarımda inovasyonun en güzel örneklerinden biri.

Ticaret Bakanlığımızın desteklediği Uluslararası Rekabetin Geliştirilmesi (URGE) projemiz kapsamında yalın üretim teknikleriyle daha az maliyetle daha kaliteli üretimi ve verimi artırmayı hedefliyoruz.

ABD, Çin, Orta Doğu ülkeleri, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere tüm dünyadaki birçok ülkeden alıcılar davet edilerek ikili görüşmeler, fuar ile eş zamanlı çeşitli gastronomi etkinlikleri ve uzmanların katılımlarıyla webinarlar gerçekleştirilecek.

Sektör olarak tedarik zincirinde yaşanan kırılma ve değişimi kendi lehimize çevirmek için dijital kanalları aktif bir şekilde kullanıyoruz. Kuru meyvelerin verimini artırabilmek ve üreticileri bilinçlendirmek için sosyal medya uygulamaları aracılığıyla toplantılar organize ediyoruz. Pandemi öncesi ülke ziyaretleri şeklinde gerçekleştirdiğimiz sektörel ticaret heyetlerini dijitale taşıdık. Ticaret Bakanlığı himayelerinde, Türkiye İhracatçılar Meclisi koordinasyonunda ve Ege İhracatçı Birlikleri organizasyonunda 7-9 Temmuz’da dünyanın en önemli re-export ve lojistik merkezlerinden Birleşik Arap Emirlikleri’ne gıda ürünleri sanal sektörel ticaret heyeti gerçekleştirildik. Gıda sektörlerinden 22 firma, 50’nin üzerinde yerleşik alıcıyla dijital ortamda 200 civarında görüşme gerçekleştirdi. Dijitalleşen firmaların ömrünün daha uzun olacağı yadsınamaz bir gerçek. Ülkemizin tarım alanında yapacağı hamlelerde dünya genelindeki eğilimleri baz alması şart. Nitekim katma değer odaklı yeni tarım politikasının bir parçası olan üretici, ihracatçı, işletmeci ve tüketiciyi aynı platformda buluşturan Tarım ve Orman Bakanlığımızın

Ticaret Bakanlığı koordinasyonu ve Gıda Birliklerimiz organizasyonunda 12-16 Ekim tarihleri arasında tüm gıda sektörlerine yönelik sanal fuar organizasyonunu da ajandamıza ekledik.

Her geçen gün daha da artan tüketici bilinciyle birlikte gıda güvenliği artık daha da ön plana çıkıyor. GSYH’deki tarımsal büyümede Avrupa’da 1. , dünyada 7.’yiz. Küresel ekoloji pazarı son 15 yılda yüzde 500 büyüdü. Türkiye’de 35 yıllık organik üretimde 250’nün üzerinde ürün çeşitliliğine ulaşıldı. Ege İhracatçı Birlikleri olarak yıllık 5 milyar dolarlık tarım ürünleri ihracatımız var. 35 senedir doğal ve organik gıdada, iyi tarım uygulamalarında yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’ini biz gerçekleştiriyoruz. Dünyada güçlü olduğumuz bu sektörü dijitale daha fazla entegre edersek 2020’nin son çeyreğini çok iyi değerlendirmiş oluruz. Organik sektörü olarak bu yıl ve önümüzdeki sene hem fiziksel hem de online ziyaretçiyi bir arada ağırlayacak hibrit fuar çalışmalarına başladık. Sadece gıda değil organik üretim yapan diğer bütün sektörlerimizi

kapsamasını istiyoruz. Ekim ayı gibi tüm katılımcılarımızı, firmalarımızı online B2B’lerin gerçekleşeceği, stantların 360 derece tanıtımının yapılacağı, ziyaretçilerin fuar alanını üç boyutlu gezebileceği bir dijital platformda buluşturacağız. Çin Şanghay’da 5-10 Kasım’da üçüncü kez düzenlenecek Uluslararası İthalat Fuarı’nın milli katılım organizasyonunu da bu yıl Birliğimizce biz yapacağız. 2021’de global e-ticaret pazarının 5 trilyon dolar olması öngörülüyor. Global bir satış ağı ürünün her zaman talep bulabilmesini sağlar. Bu yüzden yakın zamanda dünyanın en büyük Çinli e-ticaret platformuyla yeni iş birliklerine imza atacağız. Dijitalleşme sadece Çin’e değil tüm ülkelere yaptığımız ihracattan elde edilen gelirimizi de artıracak. Müşterilerin gıda ihracatı yapmak için yeni ülkeler aradığı bu dönemi çağın ihtiyaçlarına uygun güncel bir pazar stratejisiyle lehimize çevirmeliyiz. Lojistiğin hayatımızdaki yerinin tekrar sorgulandığı, yakınlık veya uzaklık kavramlarının yerine ulaşılabilirlik kavramının daha da öne çıktığı, yeni normalin bu veriler altında oluştuğu bir dönemi yaşıyoruz. Tedarik zincirini bozmadan sürdürebilenler ve çağın anahtar kelimesi dijitalleşmeye hızla adapte olabilenler bu dönemin kazananı olacak. Birol CELEP Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 155


Makale

BERGAMA KOZAK ÇAM FISTIĞI (PİNUS PİNEA) Prof.Dr.Nevzat ARTIK* Prof.Dr.Hamit HANCI** *Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü- Adli Bilimciler Derneği Adli Gıda Komisyonu Başkanı ANKARA ** Ankara Üniv.Tıp Fakültesi Adli Tıp A.D -Adli Bilimciler Derneği Başkanı- ANKARA

Ç

am fıstığı , Bilim dilinde “Pinus pinea” olarak bilinen fıstık çamının kozalaklarından çıkarılan sert kabukların kırılması sonucu elde edilen ve besin değeri oldukça yüksek bir gıda maddesidir. Tüm Akdeniz ülkelerinde yetişebilen bu ağaç şemsiye görünümünde olup 20 metreye kadar uzayabilen geniş tepeli bir çam türüdür. Kozalak üretimi genellikle 20 yaşından sonra başlamaktadır. Çam fıstığı, yenilebilir ve yüksek ticari değeri olan bir tohumdur. Türkiye’de Aydın, Muğla ile İzmir ili Bergama ilçesine bağlı Kozak yöresinde üretimi yapılmaktadır. Bergama 21.10.2008 tarihli Resmi Gazetede , Coğrafi İşaretinin Tescil Edildiği ilan edilen Bergama Çam Fıstığı’nın Coğrafi Sınırları,İzmir ilinin Bergama ilçesine ait Terzihaliller, Yukarıcuma, Yukarıbey, Aşağıbey, Aşağıcuma, Ayvatlar, Çamavlu, Demircidere, Okçular, Göbeller, Güneşli, Hacıhamzalar, Hisar, Kaplan, 156 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

Karaveliler ve Kıranlı köyleridir. Türk mutfağında pilav, dolma ve helvanın bir malzemesi olarak kullanılmaktadır. Üretimi bir hayli meşakkatli olan Fıstık çamının kozalakları olgunlaşınca ağaçtan bir sopa yardımıyla düşürülmekte ve güneş alan bir yere serilmektedir. Kozalaklar sıcağın yardımıyla açılarak içindeki tohumlar dışarı çıkarılmakta, tohumlar suda yumuşatılarak içindeki fıstığın ayrılması sağlanmakta, tohumu kaplayan ince zar temizlendikten sonra da son olarak fıstık güneşte kurutulmaktadır. Kurutulan fıstıktan çıkan fıstıklar çuvallanıp satışa hazır hale getirilmektedir. Türkiye’de çam fıstığı Türk Standartları Enstitüsü(TS1771) tarafından , Kozak tipi, yumuşak, iri ve dolgun gövdeli, Aydın tipi, iri-ufak ve az dolgun gövdeli ve Maraş tipi, uzun ince ve gevrek olarak üç tipe ayrılmıştır. Fıstık çamı dışında dünyada bazı Pinus cinsi üyelerinden de çam fıstığı elde edilmektedir. Asya’da Kuzeydoğu Asya’da Kore çamı (Pinus ko-

raiensis) , Batı Himalaya’daki Chilgoza çamı (Pinus gerardiana) az miktarda üretilen Sibirya çamı (Pinus sibirica), Japon fıstık çamı (Pinus pumila), Çin beyazçamı (Pinus armandii) ve Bunge çamı (Pinus bungeana); Kuzey Amerika’da ise Kolorado çamı (Pinus edulis), tek yapraklı çam (Pinus monophylla) ve Meksika çamı (Pinus cembroides) sıklıkla çam fıstığı üretimi için yetiştirilir. Diğer bilinen türler Sabin çamı (Pinus sabineana) Torrey çamı (Pinus torreyana) ve şeker çamı (Pinus lambertiana).

MPF, CC BY-SA 3.0, https:// commons.wikimedia.org/w/ index.php?curid=942664 Çam fıstığı bitki kökenli bir gıda maddesidir. Günlük hayatta sıkça tüketilen çam fıstığı içerisinde esensiyal mineraller, vitaminler vardır. Ayrıca kandaki kolesterol seviyesini düşürmede faydalı olan kalp dostu tekli doymamış asitlerin önemli bir kaynağıdır. Sağlık açısından bir çok faydalı et-


kisi mevcuttur.. Çam fıstıkları, vücudunuza enerji vermek için seçebileceğiniz sağlıklı bir yemiştir. Bir avuç dolusu çam fıstığı yemek, bütün gün boyunca yüksek enerji sağlayacaktır. Çam fıstıkları mükemmel bir doymamış yağ deposudur ve kandaki kolestrol seviyesini düşürmeye yardımcı olur. Düzenli çam fıstığı tüketimi, kandaki iyi kolestrolü arttırarak, kötü kolestrol seviyesini düşürür. İçerdiği oleik asit sayesinde ise, karaciğeri destekleyerek, vücuttaki trigliseritleri atmasını sağlar. Ayrıca, sağlıklı bir kan lipit

profili oluşturarak, atar damar hastalıklarını ve felci önler. Bergama Kozak Çam fıstığı (Pinus pinea) fıstık çamının kozalaklarından çıkarılan sert kabukların kırılması sonucu elde edilen ve besin değeri oldukça yüksek bir gıda maddesidir. Genel olarak Akdeniz ikliminin olduğu bölgelerde yetişir. Ülkemizin koşulları, çam fıstığının yetişmesine için çok uygundur. Bu fıstık türü Yemeklerin, özellikle de dolmaların vazgeçilmez bileşenlerden biridir. O nedenle dolmalık fıstık olarak da bilinir. İçeriği protein ve yağ açısından

Makale zengin, E, K, B1, B3 ve B2 vitaminleri, çinko, bakır, molibden, potasyum gibi mineralleri barındırır. Bu nedenle oldukça besleyicidir. Besin değeri çok yüksek olan bir kuruyemiş türü olan çam fıstıkları, enerjiyi arttırır, iştahı azaltır, şeker hastalığını kontrol altına, kalp ve damar sağlığını korur, psikolojik sağlığı destekler, kemikleri güçlendirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Bunların yanı sıra, görüş yeteneğini geliştirir, kilo vermeye yardımcı olur, cildi güzelleştirir ve saç derisi sorunlarını yok eder.

Bergama Kozak çam fıstığı bileşimi Çizelge 1 de verilmiştir. Çizelge 1:Bergama Kozak çam fıstığı bileşimi BİLEŞİM ÖĞESİ (100 gram) Enerji (kcal/kJ) Toplam yağ(g) Doymuş yağ(g) Çoklu doymamış yağ (g) Tekli doymamış yağ(g) Kolesterol (mg) Sodyum (mg) Potasyum (mg) Kalsiyum(mg) Magnezyum(g) Demir(mg) Karbonhidrat (g) Diyet lifi(g) Şeker(g) Protein(g) A vitamini(IU) C vitamini(IU) D Vitamini (IU) B6 Vitamini (IU) Kobalamin (µg) Görüldüğü gibi, Çam fıstığı bol protein ve mineral içermektedir. 100 gram çam fıstığı içeriğinde yaklaşık olarak 45 gram yağ, 31 gram protein, 5 gram karbonhidratla vitaminler, mineraller ve su yer almaktadır.

Akciğer hastalıklarında, grip, soğuk algınlığı, nefes darlığı, bronşit, astım, öksürük, gibi hastalıklarda destekleyici tedavi olarak tabi ki hekim kontrolünde kullanılabilir. Göğsü yumuşatma, balgam sökme

ANALİZ SONUCU 673/2813 68.0 4.9 34.0 19.0 0.0 2.0 597 16.0 251 5.5 13.0 3.7 3.6 14.0 29.0 0.8 0.0 0.1 0.0

sorunlarında faydalıdır. C vitamini, B1 vitamini ve B2 vitamini en çok yer alan vitaminlerdir. Resveratrol içeren fıstık ve fıstık türleri nitrik oksit üretiminin artmasını sağlayarak kalp ritimlerini düzenler. Bu sayede kalp krizi ve inme riski azaltmış olur. Çam fıstığında, doymamış yağ asitlerinden oleik asit ve linoleik asit; doymuş yağ asitlerinden de, palmitik asit ve stearik asit yer almaktadır. Çam fıstığındaki linoleik asit, vücutta meydana gelen bir çok toksik maddeyi temizleyebiliri.

Çam fıstığıyla alınan linolenik asit vücutta, gamma linolenik asite (GLA) , daha sonra da, hücre fonksiyonlarının düzenlenmesinde hayatî öneme sahip prostaglandinlere dönüşmektedir. Demir bakımından zengin olduğundan Halk arasında kansızlık denilen aneminin gelişmesini önlemeye yardımcıdır. Siroz , onikiparmak bağırsağı, mide, damar tıkanıklığı gibi sorunlarda vücudu desteklemektedir. Omega–3, omega–6, B vitamini, E Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020 157


Makale vitamini, karoten, demir, çinko, potasyum manganez, fosfor içeren bu fıstık romatizmal ağrılar, siyatik, ve diğer eklem ağrılarının tedavisnde destekleyici olmaktadır (Tedavi amaçlı kullanımlarda mutlaka hekim kontrolü gerekir) Safra kesesinin sağlığının korunmasında büyük etkisi olan fıstık, safra kesesinde meydana gelebilecek olası taş oluşumlarının da önüne geçebilmektedir. Safra kesesi sağlığı için günde dört adet haftada 2 avuç tüketilmesi önerilmektedir. Çam fıstığı, kabuklu ya da kabuksuz biçimde satılmaktadır.Çam fıstığı genelde kavrulduktan sonra kullanılmaktadır. Tarihte, Çam fıstığının vücuda kuvvet vermek ve cinsel gücü arttırmak amacıyla balla macun yapılıp yenildiği, doğumu kolaylaştırmak amacıyla dövülüp çorbası hazırlanarak içildiği, mideyi kuvvetlendirmek amacıyla yer Fıstığı ile birlikte yenildiği bilinmektedir. Şeker hastalığı içinde yararlarından bahsedilmektedir. Tüm dünyada severek tüketilen gıdalardan biri olan Çam fıstığı, dünyanın pek çok ülkesinde et, balık, salata ve sebze yemeklerine sık sık eklenmekte veya ekmek pişirilirken kullanılmaktadır. Ülkemizde genelde zeytinyağlı dolmaların içinde görülen şifa deposu Çam fıstığıpek çok yemeğe katılabilir. Hatta kahvaltıda yenilen yulaf ezmesine eklenebilir, sebze-et yemeklerinde, pilavlarda ve salatalarda kullanılabilir, kek ve kurabiyelerin içine de ilave edilebilir. İçerdiği doymamış yağlar, demir, protein gibi içerikleri sayesinde çam fıstığı, enerji seviyelerini sağlıklı 158 Ekonomik Nokta Dergisi - Sayı 290 - 2020

olarak arttırmaktadır. Ayrıca magnezyum seviyesi bakımından da zengindir ve bu mineral eksikliği sonucunda oluşan halsizlik sorununu önlemektedir. Çam fıstıkları, ayrıca vücutta doku yapımı ve yenilenmesinde görev alarak da halsizliği önlemekte, içerdiği protein, vücuda alınan yakıtların daha yavaş yakılmasını sağlayarak, vücuttaki enerjinin çok daha uzun sürmesine yardımcı olmaktadır. Çam fıstıkları, gözler için çok faydalı olan beta karoten ve antioksidanları da içermekte, yapısındaki lutein sayesinde ise gözleri ultraviyole ışınlardan koruyarak, maküler hasar görmelerini önlemekte, yaşlılığa bağlı göz bozulması sorununu da geciktirmektedir. İçerisinde bulunan birçok gerekli mineral, vitamin ve antioksidanlar, cilt sağlığı için de faydalıdır. E vitamini ve antioksidanların, yaşlanma sürecini yavaşlattığı iddia edilmektedir. Cilt üzerinde oldukça nemlendirici bir etki sağlayan çam fıstıkları mükemmel bir E vitamini kaynağı olup saç büyümesini geliştirip saç derisini sağlıklı tutmakta, Saç dökülmesi veya saç incelmesi yaşayan insanlara önerilmektedir.

İçeriğindeki K vitamini, yaralanmadan sonra kanamayı önlemek için kan pıhtılarının oluşmasına yardımcı olurken, magnezyumun kanser riskinin azalttığı, Kalsiyum un kemikleri güçlendirdiği yayınlarda belirtilmekte, Kaşıntı, sedef hastalığı, sivilce, egzama, uyuz ve yara gibi cilt sorunlarının tedavisinde katkı sağladığı iddia edilmektedir.

En kıymetli Çam Fıstıklarının yetiştiği yaşlı bir coğrafya kesimi olan ve Akdeniz iklimine sahip bulunan Kozak; İzmir’in Bergama ilçesinin kuzeybatısında olup deniz seviyesinden 500 m’ye kadar yükselmektedir. Toprak yapısı fıstık çamı için elverişli olan geçirgenliği yüksek, taneli, granit, gnays, kristalleşen şistler üzerine yaygın yapıda toprağa sahiptir.


EKONOMİK NOKTA

ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONUDUR...

TEKNOLOJİ

01 - 15 Nisan 2020

Endüstri 4.0 Zirvemizin bu yıl dördüncüsü gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz yıl sektörün lokomotifi; 10 sponsor, 50 katılımcı firma ve 560 sektör profesyoneli ziyaret etti.

www.worldmediagroupe.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web adresimiz / internet televizyonumuz. (Yıllık 361 bin görüntüleme)

www.ekonomiknokta.com

Ekonomi Nokta; Finans, Sanayi, Otomotiv, tekstil, inşaat, teknoloji, sektörlerini tek çatı altında toplayan haftalık ekonomi gazetemiz ... (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 10.000 adet e-gazete 50.000 adet)

www.makineotomasyondergisi.com

Makine - Otomasyon - Robotik dergimiz. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

www.kesicitakimlardergisi.com

Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

www.endustri40dergisizirvesi.com Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

www.elektrikpanodergisi.com

Türkiye’nin ilk Elektrik ve Pano dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 Adet / e-dergi 30.000 adet)

www.autotuningworlddergisi.com

Onbeş Yıldır kesintisiz yayınlanan tek otomobil tuning Dergisi (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

WORLD MEDIA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Haber İletişim İlker Kaplan WORLD MEDIA GROUP Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Hatice Karabay WORLD MEDIA GROUP Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Zafer Alkan WORLD MEDIA GROUP Reklam Müdürü 0 546 675 59 49 worldmediareklam@gmail.com

Muhasebe İletişim Düzgün Turgut - Sevda Öncü WORLD MEDIA GROUP Muhasebe Müdürü 0 542 292 83 85 worldmediamuhasebe@gmail.com

Grafik Tasarım İletişim Simge Savranoğlu - Mete Şahin WORLD MEDIA GROUP Grafik Tasarım 0 212 427 00 15 worldmediareklam@gmail.com



ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ ENDÜSTRİ 4. 0 DERGİSİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONLARIDIR ...

Sponsorluk ve Reklam için temas kurabilirsiniz : 0 505 400 94 34 - 0 505 400 94 33 - 0 546 675 59 49 www.endustri40dergisizirvesi.com - makineotomasyondergisi@gmail.com - worldmediareklam@gmail.com

www.worldmediagroupe.com www.ekonomiknokta.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web adresimiz .

www.makineotomasyondergisi.com Makine - Otomasyon - Robotik dergimizin internet sitesi..e

www.kesicitakimlardergisi.com Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisinin internet sitesi.

www.endustri40dergisizirvesi.com

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisinin internet sitesi.

www.elektrikpanodergisi.com Elektrik ve Pano dergilerimizin internet sitesi.

www.autotuningworldddergisi.com Auto Tuning World dergilerimizin internet sitesi.


WORLD MEDIA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Haber İletişim Reklam İletişim Reklam İletişim İlker Kaplan Hatice Karabay Zafer Alkan WORLD MEDIA GROUP WORLD MEDIA GROUP WORLD MEDIA GROUP Genel Yayın Yönetmeni Reklam Koordinatörü Reklam Müdürü 0 505 400 94 34 0 505 400 94 33 0 546 675 59 49 makineotomasyondergisi@gmail.com makineotomasyondergisi@gmail.com worldmediareklam@gmail.com Dergilerimizde yerinizi ayırtın, hedef kitlenizi ulaşın!...

www.endustri40dergisizirvesi.com www.worldmediagroupe.com www.makineotomasyondergisi.com

www.autotuningworlddergisi.com www.elektrikpanodergisi.com www.kesicitakimlardergisi.com

www.ekonomiknokta.com

World Media Bünyesinde yayınlanan Dergilere abone olmak için aşağıdaki hesap numaralarına istediğiniz dergilerin Yıllık abone ücretlerini yatırabirsiniz. İsim soyisim ve adresinizi dekont fotokopisiyle birlikte makineotomasyondergisi@gmail.com adresine mail ya da 0 212 427 00 15 numaraya faks’a gönderebilirsiniz. Ayrıca Aboneliğinizi mail order sistemiyle kredi kartınızdan ödeyerekte yapabilirsiniz.

*Kredi kartınızın ön yüzündeki 16 rakam: .......................................................................... *Kredi kartınızın son kullanma tarihini ay / yıl : ................................................................. *Kredi kartınızın arka yüzündeki üç haneli güvenlik numarası: ..........................................

ABONE FORMU Ad

:...............................................................................................

Soyad

:...............................................................................................

Adres

:...............................................................................................

ABONE FORMU

...............................................................................................

İlçe

:...............................................................................................

Şehir

:...............................................................................................

Posta Kodu

:...............................................................................................

Telefon

:...............................................................................................

Faks

:...............................................................................................

e-mail

:...............................................................................................

Tarih

İmza

Dergi

İsmi

-

Yıllık Abone Ücreti

Makine & Otomasyon: Auto Tuning World: Kesici Takımlar Tutucular : Rulman & Lİneer: Endüstriyel Borulama: Cad / Cam / Cae / Plm : Endüstri 4.0 : Elektrik & Pano :

120 120 120 120 120 120 120 120

TL TL TL TL TL TL TL TL

+ + + + + + + +

KDV KDV KDV KDV KDV KDV KDV KDV




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.