ekonomiknoktagazetesi-275.pdf

Page 1

Sayfa 4

Sayfa 5

Sayfa 4

NOKTA

Sayfa 5

Ekonomik

Aktüel Siyasi Ekonomi Gazetesi

24 - 31 Mart 2020

Yıl 15

Sayı : 275

Fiyatı: 10 TL

“Covid -19 Paketi” Beklentileri Karsılamadı

Sayfa 2 - 3

V

irüsün yayılma hızının ve basta yaslı kisilerde olmak üzere neden oldugu

Salgından derinden etkilenen diger ülkelerin deneyimleri bu virüsün yayılımını

hayati riskin yüksek olması, insani dramların önlenmesi için kapsamlı tedbirlerin

en aza indirmek için gereken tedbirlerin erken devreye girmesinin önemini

uygulanmasını gerektiriyor.

gösteriyor. Saglık Bakanlıgı ve diger kamu kurumlarının almakta oldugu tedbirlere uymak hepimizin görevidir.

Aura Design Studio Tasarımı Sögütözü iS Merkezi Tamamlandı 2 009 Mimar Filiz Cingi Yurdakul liderliginde

Gelecegin Fabrikasına Hosgeldiniz S

tokholm’ün kuzeyindeki Gimo kentinde bulunan

Sandvik Coromant takım üretim tesisinde güven

yurt içi ve dısında gerçeklestirdikleri ödüllü

verici bir sakinlik ve düzen duygusu var. Otomatik

projelerle son dönemde adından söz ettiren

yönlendirmeli araçlar üretim alanında zahmetsizce

Aura Design Studio, dinamik ve özgün cephe

kayarak parça ve malzemeleri tam zamanında teslim

tasarımıyla iddialı bir yapı olan Sögütözü is

eder. Bu arada, bir dizi robotik hücre, düsük seviyede

Merkezi’ni tasarladı.

verimlilik ugultusu saglar. Sayfa 6

HEDEF KİTLENİZE ULAŞMANIN ADRESİ WORLD MEDIA GROUP ...

Sayfa 13


EKONOMİK NOKTA

GÜNCEL - BAKIŞ

Ekonomik Gündem

ilker kaplan

Ekonomide Covid - 19 Tedirginligi

Kıt kanaat giden ekonomi covid - 19 ile daha da açmaza girdi

Merkez Bankası “ihtiyat akçesi”, işçilerden kesilerek oluşturulan

“işsizlik fonu”, yirmi yıldır kesintisiz olarak tüm yurttaşlardan toplanan “özel tüketim vergisi” ve daha sıralayabileceğimiz; onlarca ekstra girdi sağlanan, hazinemizin açtığı “Covid - 19 Paketinden” genel olarak yurttaşlara dönük tatmin edici kararlar çıkmadı. Bu hayal kırıklığının üstüne, yandaş mütehite “ev satması için” kolaylık sağlanması, yandaş ithalatçıya “ürünlerini kolay satması için” ortam oluşturulması, yandaş AVM sahibine “kiralarını toplayabilmesi için” destek yaratılması dışında dişe dokunur herhangi bir madde olmadığını söylemek gerekiyor. Açıklanan 21 maddelik paketteki maddeler içinde işletme sahipleri dışında yurttaşı yani büyük çoğunluğu ilgilendiren beş madde var. Onlarda "ceğiz, cağız" gibi yuvarlak ifadelerle yer alıyor. Söyleyiş şekli ititbariyle son derece yetersiz bu maddelerin uygulanma durumunun bile zor olduğunu görüyoruz. Yine de bu maddeleri aşağıda veriyoruz ve takipçisi olacağız. : “ *Vatandaşlarımız için uygun ve avantajlı şartlarda sosyal amaçlı kredi paketleri devreye alınmasını teşvik edeceğiz. *Asgari ücret desteğini devam ettireceğiz. *En düşük emekli maaşını 1.500 liraya yükseltiyoruz. *Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın belirlediği kriterlere göre ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak nakdi yardımlar için ilave 2 milyar liralık bir kaynak ayırıyoruz. *Tek başına yaşayan 80 yaş üstü yaşlılarımız için, sosyal hizmet ve evde sağlık hizmetlerinden oluşan periyodik takip programını devreye alıyoruz.”

Buradaki beş maddenin; "Covid -19" ile mücadelede yetersiz olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Ayrıca bu maddelerin uygulamalarını da takip etmek gerekiyor. O zaman bir kez daha soralım: Bu güne kadar toplanan ve kesintilerle oluşturulan, hazine de olması gereken; “ihtiyat akçesi”, “özel tüketim vergisi gelirleri”, “işsizlik fonu gelirleri” nerede ? Daha önce bir bakanımızın söylediği gibi; “Bu gelirlerle birileri kendilerine yol mu yaptı?” Künye Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu yazı işleri Müdürü İlker Kaplan Reklam Halkla İlişkiler Hatice Karabay Reklam Müdürü Zafer Altın İdari İşler Müdürü Ayşe Savranoğlu Grafik Tasarım Simge Savranoğlu Yazı İşleri Defne Deniz Baskı World Media Group Baskı Merkezi Yönetim Yeri Akşemsettin Mah Güneş Sok No 48 / 1 Eyüp / İstanbul web www.ekonomiknokta.com e-mail gazete.haber@gmail.com Ekonomik Nokta Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz.

2

23 - 31 MART 2020

C

umhurbaşkanı Erdoğan’ın Corona virüsüne karşı açıkladığı ‘İstikrar Kalkanı’ isimli paketteki 21 madde şu şekilde. 1- Perakende, AVM, Demir-Çelik, Otomotiv, LojistikUlaşım, Sinema-Tiyatro, Konaklama, Yiyecekİçecek, Tekstil-Konfeksiyon ve Etkinlik-Organizayon sektörleri için Muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6’şar ay erteliyoruz. 2- Konaklama vergisini Kasım ayına kadar uygulamayacağız. 3- Otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve hasılat payı ödemelerini Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için 6 ay süreyle erteledik. 4- İç havayolu taşımacılığında 3 ay süreyle KDV oranını yüzde 18’den yüzde 1’e indiriyoruz. 5- COVİD-19 salgınıyla ilgili tedbirlerden etkilendiği için nakit akışı bozulan firmaların bankalara olan kredi anapara ve faiz ödemelerini asgari 3 ay öteleyecek ve gerektiğinde bunlara ilave finansman desteği sağlayacağız. 6- İhracattaki geçici yavaşlama sürecinde kapasite kullanım oranlarının korunması amacıyla ihracatçıya stok finansmanı desteği vereceğiz. 7- Bu dönemde işlerinin olumsuz etkilendiğini beyan ederek talepte bulunan esnaf ve sanatkârların Halkbank’a olan kredi borçlarının, Nisan, Mayıs ve Haziran anapara ve faiz ödemelerini 3 ay süreyle ve faizsiz olarak erteleyeceğiz. 8- Kredi Garanti Fonu limitini 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkartacak, kredilerde önceliği gelişmelerden olumsuz etkilendiği için likidite ihtiyacı oluşan ve teminat açığı bulunan firmalar ile KOBİ’lere vereceğiz. 9- Vatandaşlarımız için uygun ve avantajlı şartlarda sosyal amaçlı kredi paketleri devreye alınmasını teşvik edeceğiz. 10- 500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktarını yüzde 80’den yüzde 90’a

çıkartacak, asgari peşinatı yüzde 10’a düşüreceğiz. 11- Virüsün yayılmasına karşı alınan tedbirlerin etkisiyle Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında temerrüde düşen firmaların kredi siciline “mücbir sebep” notu düşülmesini sağlayacağız. 12- Stopaj gibi kaynağında yapılan kesintilerin ödemelerini içeren içeren muhtasar beyannamelerin sürelerini 3 ay erteliyoruz. 13- Asgari ücret desteğini devam ettireceğiz. 14- Mevzuatımızdaki esnek ve uzaktan çalışma modellerinin daha etkin hale getirilmesini temin edeceğiz. 15- Kısa Çalışma Ödeneğini devreye alacak, bundan faydalanmak için gereken süreçleri kolaylaştırılacak ve hızlandırılacağız. Böylece faaliyetine ara veren işyerlerindeki işçilere geçici bir gelir desteği verirken, işverenlerin de maliyetini azaltmış olacağız. 16- En düşük emekli maaşını 1.500 liraya yükseltiyoruz. 17- Emeklilerin bayram ikramiyesini Nisan ayı başında ödüyoruz. Yine emeklilerimizin maaş promosyon ödemelerinin de, şubelere gitmelerine gerek kalmaksızın, doğrudan hesaplarına yatırılmasını sağlıyoruz. 18- Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın belirlediği kriterlere göre ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak nakdi yardımlar için ilave 2 milyar liralık bir kaynak ayırıyoruz. 19- İstihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla 2 aylık telafi çalışma süresini 4 aya çıkartıyoruz. 20- Küresel tedarik zincirlerindeki aksama ihtimaline karşı hem üretimde, hem de perakende de belirlediğimiz önceliklere göre alternatif kanallar geliştireceğiz. 21- Tek başına yaşayan 80 yaş üstü yaşlılarımız için, sosyal hizmet ve evde sağlık hizmetlerinden oluşan periyodik takip programını devreye alıyoruz.


EKONOMİK NOKTA

GÜNCEL - BAKIŞ

23 - 31 MART 2020

Beyaz Türkler Kolonyadan Tiksinirdi…

TÜSiAD: Virüsün Yayılma Hızını Yavaslatıcı Tedbirler Alınmalı TÜSiAD: Virüsün Yayılma Hızını Yavaslatıcı Tedbirleri Hızla Ve Etkili Uygulamak Yasamsal Öneme Sahip

B

eyaz, gri, marjinal, creme de la creme Türkler on yıllarca kolonyayı hakir gördüler. Bu ürünün kokusundan hep kaçtılar. Beyaz olmayan Türklerin bazıları da asalak (?) tiplere yaltaklanmak için pahalı Fransız kokularını kullandıklarını ifşa ettiler.

İ

hracatı Yakın zamanda Çin’de başlayan ve hızla dünyaya yayılan Covid-19 korona virüsü salgınının ülkemizde de görülmesiyle, azami hassasiyetle yürütülmesi gereken bir sürece girdik. Virüsün yayılma hızının ve başta yaşlı kişilerde olmak üzere neden olduğu hayati riskin yüksek olması, insani dramların önlenmesi için kapsamlı tedbirlerin uygulanmasını gerektiriyor. Salgından derinden etkilenen diğer ülkelerin deneyimleri bu virüsün yayılımını en aza indirmek için gereken tedbirlerin erken devreye girmesinin önemini gösteriyor. Sağlık Bakanlığı ve diğer kamu kurumlarının almakta olduğu tedbirlere uymak hepimizin görevidir.

İ

Bireylerin birbirleriyle temasını ve kalabalık ortamlarda bir arada bulunmalarını önleyici tedbirler riski azaltabilmek için kritik önemdedir. Kamunun salgınla mücadele tedbirlerini etkili şekilde hayata geçirmesi, bu süreçte özel sektör, sivil toplum örgütleri ve vatandaşların tam bir iş birliği ile hareket etmesi insan yaşamına karşı ortak sorumluluğumuzdur. Ülkemizde virüsün yayılım hızını azaltarak sağlık sistemi üzerinde ani ve aşırı bir yükün oluşmasını önlemek için hep birlikte yoğun çaba sarf etmeliyiz. Salgının toplum sağlığı yanında ülke ekonomilerini etkileyen boyutları da kendini hissettirmektedir. Küresel piyasalardaki dalgalanmaların artırdığı finansal riskler, tedarik zincirlerine ve ihracata yansıyan olumsuz etkiler ve salgınla mücadele tedbirlerinin iç talebe etkileri ülke ekonomilerini zor bir durumda bırakmıştır.

Meselenin ekonomik boyutlarına karşı önlemlerin de hızla hayata geçirilmesi, daralma dönemini yeni geride bırakmış ekonomimizde toparlanmanın devam edebilmesi ve istihdamın korunması için önemlidir. Nitekim ilgili bakanlıklarımız tarafından bu yönde yapılmakta olan çalışmalara ve istişare süreçlerine katkı sunmaktayız. Covid-19, insanlığı tehdit eden sorunlarla mücadelede uluslararası koordinasyon ve iş birliğinin eksikliğini de maalesef göz önüne sermiştir. Devam eden ve artabilecek insani dramların üstesinden gelebilmek için uluslararası toplumun geniş iş birliği harekete geçirilmelidir. İş dünyası olarak gerek toplumumuzun sağlığı gerekse ekonomimiz açısından bu dönemin en az hasarla atlatılması için üzerimize düşeni yapmaya hazırız.

is Dünyası Plastik Girisimi Çalısmaları Basladı

ş Dünyası Plastik Girişimi ilk atölye çalışmasını Koç Holding Konferans Salonu’nda gerçekleştirdi. Girişimde yer alan şirketlere, iyi uygulamalar, taahhütlerin belirlenmesi süreci ve çalışma takvimi hakkında bilgilendirme yapıldı.

faaliyete geçen girişime katılan şirket sayısı kırka ulaştı; sayı her geçen gün artıyor. Girişim, plastik ile ilgili taahhütlerini açıklayacaklarını beyan eden şirketleri faaliyet dönemi boyunca düzenleyeceği çeşitli farkındalık, bilgilendirme, savunuculuk ve tecrübe paylaşımı programlarıyla destekleyecek.

Global Compact Türkiye, SKD Türkiye ve TÜSİAD işbirliği ile oluşturulan İş Dünyası Plastik Girişimi (İPG), plastik ile ilgili taahhütlerini açıklayacak şirketlerin katılımıyla 20 Kasım 2019 tarihinde çalışmalarına başlamıştı. Yirmi altı şirketle

Girişim, şirketler arasında iyi uygulamaları paylaşmak ve taahhütlerin belirlenmesi sürecini takip etmek amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Girişimin bu bağlamda ilk atölye çalışması, on farklı sektörden yaklaşık yüz kişinin katılımıyla 19 Şubat

2020’de Koç Holding Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Atölyede İş Dünyası Plastik Girişimi hakkında bilgi verilerek, çalışma takvimi açıklandı; küresel düzeydeki çalışmalar paylaşıldı; katılımcı şirketlerden plastik konusunda global taahhütleri bulunanların iyi uygulamaları hakkında bilgi verildi. Atölye kapsamında Girişimin çözüm ortağı olan “Hedefler için İş Dünyası” Platformu’nun kurucusu UNDP’nin moderasyonunda şirketlere taahhüt verme konusunda teknik destek verildi.

Sapkın, dengesiz, çürük, ukala, kripto, düzenbaz kimi medya kolonyayı hep teke kokusuyla eşdeğer gördü. Gelinen noktada zengin fakir herkes can korkusuyla kolonya taşımaya başladı. Gerçek Türkler on yıllardır kolonyayı temizlik, ferahlık, arınma için zaten kullanmaktan hiç vazgeçmedi. Plaza Türkçesiyle konuşan, bir ayağı yurtdışında, entel-yamyam tayfası hiçbir zaman istikrarlı düşünce yapısında olmadı esasında... Cem Karaca’nın tabiriyle onlar ekmeğin fiyatını bilmez. Bodrum’da içki içerek memleket kurtarırlar. Son 20 günde kelli felli yazı çiziktiriciler bile virüs uzmanı oluverdi. TV’lerde ne kadar paragöz tıp yamyamı varsa kendi reklamını yapmaya başladı. Biriki namuslu bilim insanı dışında hepsi cahil ve zararlı türler. Çukurluk fışkıran akan canlı TV yayınlarında “Senin kaç bilimsel yayının var? Sen ne bilirsin ki? Ben bu işin ulemasıyım. Ben şu makaleyi yuttum. Ben şu sahte profesörlük diplomasına sahibim” türündeki konuşmaları duydukça ülkenin geleceğine olan inancımız sarsılıyor. Kolonya fiyatlarını aşırı yamyamların da akıbeti olmasın.

şişiren hayırlı

Ali Özdemir www.aliozdemir.net 0505 220 83 85 3


EKONOMİK NOKTA

GÜNCEL - BAKIŞ

23 - 31 MART 2020

Türeb’ten “Mücbir Sebep” Çagrısı “Önce Çin Halk Cumhuriyeti’ni, ardından Avrupa’da imalat sanayiini etkileyen Koronavirüs salgınının etkileri Türkiye’deki RES projelerini de sekteye ugratıyor” TÜREB

ciddi boyutta artan ‘YEKDEM’e girememe’ risklerini azaltacağına ve dolayısı ile ülkemizin yenilenebilir enerji hedeflerinin tutturulmasına gereken olumlu etkiyi yapacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.

Başkanı Yıldırım, halen devam eden YEKDEM mekanizmasının bitiminden önce bu yıl sonunda yaklaşık 1,5 GW’lık rüzgar enerjisi santralinin devreye gireceğinin öngörüldüğünü, ancak özellikle Çin ve Avrupa ülkelerini beklenmedik derecede olumsuz etkileyen koronavirüs salgınının bu öngörüleri zora soktuğunu belirtti. Yıldırım, “Normal şartlarda 2016’da olduğu gibi 1.500 MW’a yakın bir kurulumun tamamlanması öngörülüyordu, ancak salgın tüm öngörüleri değiştirdi. Ekonomiler bundan çok ağır etkilenmekte, elbette tedarik zincirinde de ciddi sorunlar ortaya çıkıyor. Pandemi (dünya çapında salgın) olarak ilan edilen bir durum mücbir sebeptir.

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği TÜREB, önce Çin, ardından da Avrupa’yı yoğun bir biçimde etkileyen koronavirüs salgını dolayısıyla türbin tedarikçilerinin imalat tarafında ciddi gecikmeler yaşamakta olduklarını, bunların da türbin teslim sürelerini olumsuz etkileyeceğini belirtti. Türkiye’de birçok rüzgar enerjisi santralinin bu yıl tamamlanmasının riske gireceğini belirterek bu durumun ‘mücbir sebep’ olarak değerlendirilmesi ve mevcut YEKDEM mekanizmasına göre en son Aralık 2020’de devreye girmesi gereken santraller için mücbir sebep kaynaklı mevcut gecikmeler göz önünde bulundurularak bu tarihin ötelenmesi yönünde çağrı yaptı.

Hükümetimizin, ekonomimizin güvende olması açısından önemli kararlar içeren bir yol haritası hazırladığını izlemekteyiz. Rüzgar sektöründe de alınacak ‘mücbir sebep’ kararının yatırımcıların, finans sağlayıcıların ve imalatçıların

ojistik sektörünün lider global markası DHL’in tedarik zinciri ve lojistik çözümleri şirketi olan DHL Supply Chain Türkiye’nin 2015’ten bu yana genel müdürlük görevini üstlenen Orkun Saruhanoğlu, yapılan atamayla DHL Supply Chain Türkiye ve Ortadoğu CEO’su oldu. DHL bünyesinde 22 yıl boyunca hem yurtiçi hem yurtdışı Operasyon, İş Geliştirme ve Müşteri Yönetimi departmanları da dahil olmak üzere birçok farklı birimde önemli görevler üstlenen Orkun Saruhanoğlu, 2015’ten bu yana DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdür olarak görev yapıyordu. Orkun Saruhanoğlu kimdir? 1996 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümünde Lisans eğitimini tamamlayan Saruhanoğlu, 2005 yılında Exel Young Leaders Programı dâhilinde National University of Singapore’da hızlandırılmış MBA eğitimini tamamladı. 1998 yılından itibaren, edindiği tecrübeler ve gösterdiği başarılarla Operasyon, İş Geliştirme ve Müşteri Yönetimi departmanlarında çeşitli yönetim pozisyonlarında görev aldı. Saruhanoğlu 2015 yılından bu yana DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdürü olarak görev yapıyordu.

4

TÜREB Başkanı Hakan Yıldırım, “Tüm dünyayı etkisine alan koronavirüs salgınının ülke ekonomilerini ve dolayısı ile pek çok sektörü olumsuz etkilediği ortadadır. Özellikle rüzgar sektöründe küresel tedarik zincirinin pek çok ülkeye yayılmış olması nedeniyle bu zincirin

Orkun Saruhanoglu DHL Supply Chain Türkiye ve Ortadogu CEO’su oldu

halkalarından birinde veya birkaçında meydana gelecek bir tıkanma tüm sektördeki tedarik akışını etkilemektedir. Avrupalı türbin sağlayıcılar çoğunluğu Avrupa ve Çin’de yer alan imalatçılara aksam imal ettirmekteler. Bu iki bölgede de salgın sebebi ile ciddi gecikmeler yaşanmakta. Bu da devam eden projelerin yavaşlamasına ve hatta durmasına yol açıyor. Özellikle YEKDEM süresinin bu yıl sonu itibariyle sona eriyor olması nedeniyle birçok santralin yıl sonundan önce devreye girmesini beklerken, yaşanan duraklamanın projelerin bitimini sekteye uğratma ihtimalini görüyoruz. Finansmanı YEKDEM’e girecek şekilde tamamlanmış ve buna göre proje çalışmalarına başlanmış santrallerin Koronovirüs’ten kaynaklanan gecikmelerden dolayı YEKDEM mekanizmasına girememe durumunda projelerin finansal yapıları altüst olacaktır. Ülkemiz yenilenebilir enerji ve rüzgar yatırımlarının bundan etkilenmemesi adına yaşanan bu olayın ‘Lisans Yönetmeliği’nde yer alan “mücbir sebep” olarak kabul edilmesinin hem sektörümüz hem de ülke ekonomisi açısından olumlu bir adım olacağına inanıyoruz.”

Alman lojistik devi bünyesinde 22 yıl boyunca birçok önemli pozisyonda görev alan ve 2015’ten bu yana DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdürü olarak görev yapan Orkun Saruhanoglu DHL Supply Chain’in Türkiye ve Ortadogu operasyonlarını yönetecek.


EKONOMİK NOKTA

GÜNCEL - BAKIŞ

23 - 31 MART 2020

Egeli ihracatçıların Gündemi Koronavirüs Çin’de virüsten etkilenen yeni vaka sayısının sınırlanması, italya ve ispanya’da ise ölümle sonuçlanan vakaların katlanarak artmasının ardından, salgının merkezi Avrupa haline geldi. iABhracatının %50’sinden fazlasını ülkelerine yapan ülkemiz için bu durum alarm zillerinin çalmasına sebep oldu.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un mevcut durumu savaş hali olarak nitelendirip; daha önce barış döneminde başvurmadıkları olağanüstü önlemleri açıkladığını belirterek; “Hükümetimizin de Avrupa’da yaşanan bu olağanüstü durumdan zarar gören ihracatçılarımız açısından olağanüstü önlemler almasını bekliyoruz.” dedi. Türkiye genelinde AB’ye olan ihracatımız Mart ayının başından bugüne kadar, yani hastalığın Avrupa’da salgın hale gelmesinden sonra, %10 oranında azaldığını belirten Eskinazi, “Salgının en büyük kayıplara yol açtığı İtalya özelinde baktığımızda bu oran %24, İspanya’da ise 27’yi buluyor. Sadece 16 günde tarım ya da sanayi sektör fark etmeksizin, tüm sektörlerde kayıplar yaşıyoruz, Mart ayının sonunda durumun daha vahim olmasını öngörüyoruz. Zira üyelerimizle yaptığımız istişarelerde AB’deki müşterilerinden; mevcut siparişlerin iptali, yeni siparişlerin verilmemesi ve daha önceden

verilmiş ve teslimatı hazır siparişlerin bekletilmesine yönelik taleplerin geldiği bilgisini aldık.” şeklinde konuştu. Salgından kaynaklı talep krizinin; tüm sektörleri derinden etkilediğini ve etkilemeye devam edeceğini belirten; Eskinazi, Egeli ihracatçılar olarak hükümetin almasını talep ettikleri önlemleri şu şekilde sıraladı: 1) İhracatçı firmaların kısa vadeli borçları için cansuyu kredisi verilmeli, 2) Merkez Bankası kaynaklı reeskont kredilerinin (Eximbank dahil), Eximbank’ın diğer tüm kredilerine ilişkin geri ödemelerin en az 3 ay ertelenmeli, 3) Yurtdışına yüklenmişteslimatı yapılmış mal bedellerinin alıcılar tarafından geri ödenmemesi halinde, Eximbank sigorta sisteminin devreye girmesi ve Türk Bankalarınca kısa vadeli önlem kredisi sağlanmalı, 4) Enerji payları, SGK primleri ve muhtasar vergilerle ilgili ödemeler en az 3 ay ertelenmeli, 5) Fabrikaların ve yan sanayicilerin çalışamayacakları dönem zarfında acil ihtiyaçları için (maaş, kira, vs.) destek paketi çıkarılmalı,

6) Kısa çalışma ödeneğinin acilen devreye alınıp, mağdur işletmelerde öncelikle kullandırılması sağlanmalı, 7) Esnek çalışma sisteminin hızlandırılarak, geri ödeme çalışma süresinin 6 aya kadar yayılabilmesi sağlanmalı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a salgının ülkemizde yayılmasının önlenmesine yönelik üstün gayretlerinden dolayı Egeli ihracatçılar olarak minnettar olduklarını belirten Eskinazi, “Salgın küresel ticareti durma noktasına getirmiş durumda, etkilenen pazarlarımız sadece AB değil, kayıplarımız önce Çin ile başladı, sonra sınır komşularımızla devam etti. Salgından en çok etkilenen ülkeler arasında yer alan, sınır komşumuz İran’a olan ihracatımız ise Mart ayının başından beri %89 gibi yüksek bir oranda kayba uğradı. Bunun etkilerini azaltabilmek adına; ihracatla büyüyen ekonomimizin ivme kaybetmemesi için taleplerimizin karşılanması çok önemli.” diyerek sözlerine son verdi.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi

Gimat GYO A.S Yönetim Kurulu Baskanı ve Genel Müdürü Levent Kirman : “ANKAmall AVM olarak nihai kapanma konusunda kamu otoritesinin kararı bekliyoruz” K orona Virüs salgını nedeniyle ulusal çapta uyulacak tedbirler günbegün kamu

otoritesi tarafından alınarak kamuoyuna duyurulmaktadır. Bilindiği gibi İçişleri Bakanlığımız 16.03.2020 tarihinde kapatılması gereken işletme ve mekânları bir tebliğ ile açıklayarak uygulamaya koymuştur. Bu hal ortada iken bizler imzaladığımız sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülük ve sorumluluk gereği tek başımıza karar alamadığımızdan bir AVM yatırımcısı olarak içinde birçok sektörü barındıran alışveriş merkezimizi kendi tek taraflı irademizle ile kapatma inisiyatifini kullanmamız hukuki açıdan mümkün olmamıştır.

Bizleri temsilen AYD Başkanımız her platformda çıktığı TV yayınlarında kamu otoritesinin kapatma kararını destekleyeceklerini ve alınacak kapatma kararını da derhal uygulayacaklarını ifade etmiştir. Kapatma konusunda kamu otoritesinin kararı beklenirken perakende sektörünün önemli bir bölümü tek taraflı iradesi ile 19.03.2020 tarihi itibariyle mağazalarını geçici olarak kapattıklarını ifade ederek faaliyetlerine son vermiştir. Alışveriş merkezimizde İç İşleri Bakanlığı talimatı ile kapanan işletmeler ile birlikte kendi inisiyatifleri ile kapanan mağazaların toplam m2si alışveriş merkezimizin %70’ine ulaşmıştır. Küresel çapta yaşanan olağanüstü durumun farkındayız. Böyle bir olağanüstü durumda

birçok işletmenin faaliyetlerine devam etmesi ve yükümlülüklerini olağan koşullardaki gibi yerine getirmesinin mümkün olamayacağının farkında ve bilincindeyiz. Ancak koşullar ne olursa olsun kamu otoritesinin emrinde ve hukuk kuralları içinde davranmak mecburiyetindeyiz. Umuyoruz ki bu günler de geçecek, bu günler geçtikten sonra da normalleşme ani olmayacağından işletmelerimiz faaliyete başladığında geçmişte olduğu gibi yine karşılıklı fedakârlıklar yaparak işlerimizi yapmaya gayret edeceğiz. ANKAmall AVM olarak nihai kapanma konusunda kamu otoritesinin kararı beklenerek, faaliyetimize devam ettiğimizi bildirir saygılar sunarız.

5


EKONOMİK NOKTA

İNŞAAT - MİMARİ

23 - 31 MART 2020

Aura Design Studio Tasarımı Sögütözü iS Merkezi Tamamlandı Ankara’nın en merkezi ofis ve ticaret alanlarından birinde, çevre parsellerde yer alan alısveris, ticaret ve otel yapılarıyla birlikte basarılı bir kentsel tasarım projesinin merkezinde konumlandırılan Sögütözü is Merkezi’nin insaatı tamamlandı. Dinamik ve özgün tasarımı ile bulundugu bölgeye farklı bir kimlik kazandıran yapının tasarımı ise, mimarlık, sehir planlama ve peyzaj mimarlıgı alanlarında farklı tipolojilerde birçok ödüllü projeye imza atan Aura Design Studio’ya ait.

2dakul009liderliğinde Mimar Filiz Cingi Yuryurt içi ve dışında gerçekleştirdikleri ödüllü projelerle son dönemde adından söz ettiren Aura Design Studio, dinamik ve özgün cephe tasarımıyla iddialı bir yapı olan Söğütözü İş Merkezi’ni tasarladı. İnşaatı tamamlanarak kullanıma açılan yapı, önemli bir kentsel tasarım projesinin de parçası olduğundan, yapının peyzajının da özellikle yaya allesi ile bütünleşik aynı zamanda da kendi cephe ve kütle karakterine de uyumlu olmasına dikkat edildi. Yaya allesine zemin katlarındaki ticari birimlerle bağlanırken hemen arkasındaki nispeten sakin olan park alanı karşısından ofis ve otopark girişini sağlayan yapının girişinde, çelik strüktürü ile cephe karakterine uygun bir giriş saçağı tasarlanmış. Yapının mimari projeleri ile mekanik-elektrik-statik koordinasyonu sağlanarak cephe projeleri ve peyzaj projeleri üzerinde de incelikle çalışan mimarlar, giydirme cephe sistemi olarak panel cephe elemanları kullanmış ve her bir panel tasarımı, cephe danışmanı ve cephe uygulama firması ile birlikte titizlikle ele alınmış. Panel

cephe

önlerindeki

genişletilmiş metal paneller, her biri aynı ebatta üçgen modüller olarak kurgulanmış. Bu üçgen modüller yatay, dikey, 45 derece açılı ve boş çerçeveli olarak tasarlanarak G profillerle panel cephe sisteminden ileriye çekilip ana cephe sistemi ile entegre edilmiş. Cephe temizliği için her katta uygun geçişler sağlanan tasarımda, ctp kasetli yürüme panelleri ile iç cephe temizliği çözümlenmiş.

Giydirme cephelerdeki açılabilir kanatlar hem açık ofislere hem de makam odalarına uyumlu olarak ele alınırken, ofis katları, esnek plan şemalarına ve olası değişikliklere uyumlu olacak şekilde yükseltilmiş döşemeler ile planlanmış.

Zemin ve teras katlardaki kütle hareketlerinin ahşap görünümlü alüminyum paneller ile vurgulandığı yapıda bu paneller, zemin kat ve teras katlarda ticari birimlerin aralarında ve ikinci kat üzeri teras kat tavanında 20’şer cm’lik paneller olarak uygulanmış. Malzeme seçiminde ise mimarların tercihi doğal mal-

D üny GMW MIMARLIK, geçen yıllar içinde yaptığı çok sayıda havalimanı projesiyle

edindiği tecrübe ile multi-disipliner tasarım yönetimi ve koordinasyonu alanlarında global ölçekte hizmet vermeyi sürdürüyor. GMW MIMARLIK mimari proje üretimi dışında, pek çok uluslararası proje grubuna yönetim ve koordinasyon konularında danışmanlık hizmeti vererek Türkiye’de benzeri olmayan bir başarı sergiliyor. Mimari ve tüm diğer disiplinlerin tasarım çalışmalarının işverenin ihtiyaç ve isteklerine, bütçeye, iş programına ve teslimlerin amacına uygun yapılmasını sağlamak için yapılan çalışmaların bütünü olan tasarım yönetimi çalışmalarını, mimari alanda her zaman yerine getiren GMW MIMARLIK, diğer disiplinlerin yönetimini işveren talebi üzerine ayrı bir kapsam halinde yürütüyor. “Tasarım Yönetimi” Hangi Sorumlulukları Kapsıyor? Tasarım yönetimi; tüm disiplinler için, ihtiyaca uygun olarak tasarım ekiplerinin belirlenmesi, tasarım kriterlerinin, bütçenin ve iş programının belirlenmesi, iş programına uygun olarak yapılacak teslimlerin amacının

6

zemelerden yana. Zemin malzemesi olarak yaya allesi ile uyumlu traverten doğal taş seçilmiş. Kot farklılıkları üçgen sac bordürlerle çevrelenen bitkisel peyzaj alanları ile çözümlenmiş ve yaya allesi kotları, bağlantıları eğimle uyumlu çözümlenmiş eriyen merdivenler ile kurulmuş. Teras katlara konumlandırılan saksılar ile ofis çalışanları için yeşil nefes alma alanlarının oluşturulması hedeflenmiş.

belirlenmesi, tüm disiplinlerin belirlenen kriterlere göre teslimlerinin yapabilmesi amacıyla tasarım ekipleri, işveren ve paydaşlarla bilgi alışverişinin yapılması, tasarım onay süreçlerinin ve tasarımcıların ödemelerinin yönetilmesi, yapım yöntemine uygun olarak ihalelerde yeterli tasarım bilgisinin aktarılmasının sağlanması, yapımcının veya yapımcıların tekliflerinin değerlendirilmesi, gelen tekliflerin bütçe üzerinde kalması halinde kalite ve nitelik değişikliği olmadan alternatif önerilerin değerlendirilmesi ve yapımın tasarıma uygunluğunun denetlenmesi süreçlerinin tamamını veya işverenin taleplerine göre bir kısmını içerebiliyor. GMW MIMARLIK, tüm disiplinlerin hazırladığı dokümanların birbirleriyle uyumlu olması ve yapım sırasında projede değişikliğe ihtiyaç duyulmaması amacıyla halihazırda mimari proje hizmetleri kapsamında yürütülen tasarım koordinasyonunun ise, tasarım yönetiminden farklı olarak, zaten mimarın görevinin bölünmez bir parçası olduğuna inanıyor. “Tasarım Yönetimi” Süreci Hangi Adımlarla İlerliyor?

Global Projeler için Tasarım Yönetimi ve Koordinasyon Hizmeti

Kurulusundan bu yana yaptıgı çok sayıda havalimanı projesiyle edindigi deneyimle tasarım yönetimi ve koordinasyonu alanlarında da hizmet vermeyi sürdüren GMW MIMARLIK, uluslararası ölçekte verdigi danısmanlık hizmetleri ile Türkiye’de örnegi olmayan bir basarıya imza atıyor. Tasarım yönetimi sürecinin ilk aşamasında, öncelikle işin kapsamına göre hangi ekiplerin biraraya gelmesi gerektiğine karar verilmesi gerektiğini vurgulayan GMW MIMARLIK yönetici ortaklarından Mimar Dicle Demircioğlu şöyle ekliyor: ‘’Mimari, statik, mekanik, elektrik, altyapı mühendisleri, peyzaj, yangın danışmanı, güvenlik, akustik, mimari aydınlatma, cephe danışmanlarının yanı sıra bizzat projenin ihtiyaçlarına göre belirlenen konularda örneğin, havalimanlarında özel havalimanı sistemleri gibi veya iç mimari projelerde kurumsal kimlik, sanat, fitness danışmanları gibi birçok disiplinin biraraya gelmesi gerekebilir. Eğer tasarım yönetimini biz yapıyorsak, ihtiyaca ve tasarım bütçesine göre en uygun ekiplerden teklifler toplayarak işveren onayına sunarız.’’ Ekipler belirlenip projeye başlandıktan sonra “Tasarım Ekipleri Prosedürü” denilen ve süreçler boyunca takip edilmesi gereken bilgi ve doküman paylaşımı, iletişim, teslimler, onaylar, revizyonlar gibi tüm prosedürleri ve akışları içeren dökümanı hazırlayan GMW MIMARLIK ekibi, bu tasarım yönetimi sürecinde kullanılacak standartlar ve yönetmelikler, bina açıldığında önceden belirlenen tasarım

yılına kadar sahip olacağı kapasiteleri, konfor şartları, teknolojik altyapısı, sosyal donatı alanları gibi ihtiyaçlarla birlikte işverenin vizyonuna göre LEED, BREEAM, WELL gibi sertifikasyon ihtiyaçları veya belirli ise işverenin bütçesi ve proje programını da netleştirerek tasarıma doğru kriterlerle başlanmasını sağlıyor. GMW MIMARLIK, projelendirme BIM ortamında yapılacak ise bir BIM Yönetim Ekibi kurulmasından ve tüm disiplinlerin uyması gereken BIM Uygulama Planı (BEP) hazırlanmasından da sorumlu oluyor. GMW MIMARLIK yönetici ortaklarından Mimar Pınar İlki Emekçi ise işe başlamadan proje programı hazırlanırken tüm ekiplerin birbirinden, işverenden veya diğer paydaşlardan hangi bilgiyi ne zaman beklediklerinin gerçekçi bir şekilde belirlenmesinin önemini şu sözlerle dile getiriyor: ‘’Bilgi kayıplarını ve bilginin takibini kolaylaştırmak amacıyla tasarım sürecinde kullanılacak Aconex, A360, BIM360, BIMCollab bilgi paylaşım ortamlarını baştan belirleyerek, tüm iletişimin bu ortamlar üzerinden yapılmasını ve toplantıların kayıt altına alınması sağlıyoruz. Tasarım sürecinde tüm disiplinlerin baştan belirlenen kurallara


EKONOMİK NOKTA

İNŞAAT - MİMARİ

GMW MIMARLIK yönetici ortaklarından Mimar Dicle Demircioğlu ve kriterlere uygun çalışılması için gerekli kontrollerin yapılması oldukça önemlidir. Bu süreçte baştan belirlenmiş iş programına uygun olarak hazırlanan dokümanların işveren ve diğer paydaşlarla paylaşılması gerekli olan onayların takibini ve tasarım kriterleri dışında yeni ihtiyaç ve talepler olduğunda bu değişikliklerin sebep ve etkilerinin düzenli olarak kayıt altına alınmasını sağlıyoruz.’’ Yapım yöntemine uygun olarak, gerekli ve yeterli bilginin vaktinde tesliminin sağlanmasının önemini vurgulayan GMW MIMARLIK ortakları, işverenin anahtar teslim ihaleye çıkması durumunda, tüm bilginin tek seferde bir bütün paket halinde eksiksiz ve tamamen koordine edilmiş şekilde yayınlanmasını talep etmesi veya tasarla-yap yöntemiyle ihaleye çıkılacaksa temel tasarım ve performans beklentilerinin tanımlandığı, büyük ölçüde koordine edilmiş bir bilgiyle de yetinilmesinin mümkün olduğunu belirtiyor. Bu süreçte, işverenin yapım ihalesine çıkması durumunda, gelen tekliflerin tasarıma ve teknik şartnamelere uygun olup olmadığını, tasarımda yer alan tüm kalemleri içerip içermediğinin ilgili disiplinlerce kontrol edilip işverene raporlanması sağlanıyor. Eğer gelen tekliflerde bütçe veya süre açısından işverene avantaj sağlayacak alternatif öneriler varsa, bu önerilerin kalite ve nitelik açısından değerlendirilerek raporlanması ve değişen piyasa, üretim koşulları, işin yapımında sonradan ortaya çıkan çeşitli zorluklar gibi nedenlerle tekliflerin bütçenin üzerinde kalması halinde yine işin kalitesini ve niteliğini değiştirmeden alternatif önerilerin hazırlanması gerekebiliyor. Yapım aşamasında ise, yüklenicilerin kendi malzeme ve sistemlerine uygun olarak üretecekleri imalat resimlerinin tasarıma uygunluğunun kontrolü sağlanıyor ve tasarım ekibi içindeki tüm disiplinlerin ödemelerinin yapılması için hakediş onayları da eğer işveren

talep ettiyse tasarım yönetimi sürecine dahil olabiliyor.

Disiplinler Arası Tasarım Koordinasyonu Süreci… Tasarım ve projelendirme süreçlerinin, tasarımcının kendi masasında tek başına yaptığı bir iş olmadığını vurgulayan Dicle Demircioğlu, disiplinler arası çalışma ve koordinasyonun bir mimarın en temel görevlerinden birisi olduğunu dile getiriyor ve ekliyor: “Örneğin, proje süresince eğer statik grubu ile yeteri kadar birlikte çalışmadıysanız, çizdiğiniz o incecik zarif saçaklar uygulamada kalın ağır elemanlara döndüğünde yaptığınız tasarım tüm etkisini yitirecektir. Mekanik koordinasyonu yeterince yapmadıysanız tasarımızdaki ferah mekanlar uygulamada düşük tavanlı basık mekanlara dönüşebilir, ya da en güzel cephenizde bir mekanik egzost panjuru çıkabilir. Bu nedenle koordinasyon yapabilmek için çok yönlü düşünmek, tüm sistemler hakkında alternatif üretebilecek kadar bilgi sahibi olmak gerekir. Tasarım yönetimini, işverenin kendi mimari ekibi veya proje yönetim ekibi yapabilir ancak tasarım koordinasyonu mutlaka mimar kapsamında olması gereken bir konudur, işinin ayrılmaz bir parçasıdır.” GMW MIMARLIK tasarım yönetiminde yıllar içinde oluşturduğu standart form ve formatlardan oluşan bir sistemi kullanıyor. Bilgi akışını doğru ve zamanında sağlamak ve düzenli raporlar alabilmek adına dijital doküman yönetimi platformlarından faydalanıyor. Kullanılan yazılımlardan bağımsız olarak, pek çok farklı nedenle artık iki boyutlu çizim üretme metotlarından vazgeçen

23 - 31 MART 2020

GMW MIMARLIK yönetici ortaklarından Mimar Pınar İlki Emekçi GMW MIMARLIK, Bina Bilgi Modelleme (BIM) sistemini kullanıyor. Mühendislerle birlikte tek bir model üzerinde çalışan ekip, koordinasyon yapılması gereken alanları daha kolay belirliyor. Fakat bu yazılımlar sadece problemi gösterdiğinden, doğru çözüm yine ekibin yetenekleri ve tecrübeleriyle üretiliyor. Tasarım Yönetiminde Maliyet ve Kalite…. Projenin ihtiyaçlarına uygun tecrübelerdeki insanların bir araya gelerek oluşturduğu bir ekip tarafından belli bir sürede yapılmakta olan tasarımın maliyetinin aşağı yukarı belli olacağını dile getiren ekip, aynı işi, aynı kalitede çok farklı maliyetlerle yapmanın mümkün olamayacağını vurguluyor. Tasarım yönetimi sürecinde bazen aynı işe çok düşük veya çok yüksek teklif veren firmalarla karşılaşıldığını, bu durumda teklif verdikleri işin kapsamını, ekip yapılarını ve projede çalışacak kişileri çok iyi sorgulamak gerektiğini, böylelikle işin kalitesinin gereken düzeyde tutulması gerektiğini belirtiyor. Öncelikle, işverenin ihtiyaç ve isteklerini doğru anlayıp, bunları yazılı hale getiren GMW MIMARLIK, daha sonra doğru ekibi oluşturarak, tüm süreç boyunca tüm kararların yazılı olarak alınmasının sağlanmasında, özellikle süre ve bütçeyi etkileyecek konularda tüm paydaşları doğru ve zamanında bilgilendirilmesi kısımlarında rol oynuyor. Sistematik olmaya, bilginin kişilerde değil sistemde olmasını sağlamaya önem veren ekip, yıllardır uygulanmış, denenmiş ve aynı zamanda da projenin ihtiyaçlarına göre değiştirilebilen ve geliştirilebilen bir sisteme sahip olmanın pek çok şeyi kolaylaştırdığını belirtiyor. GMW MIMARLIK, tasarım yönetimini üstlendiği her projede, ekibi kendi içinde ayrı bir ekip olarak kurgularken, tasarım koordinasyonunda ise mimari ekibi baş rolde görevlendiriyor. Tüm bu ekiplerin bir arada, ne yaptıkları konusunda birbirlerini haberdar

ederek ve birbirlerine destek olarak uyum içinde çalışmasını sağlıyor ve bunu kurdukları düzen içerisinde sistematik bir şekilde gerçekleştiriyor. Tasarım yönetiminde en büyük zorluğun, işi yapabilecek kapasitesi olmayan firmaların işveren veya diğer paydaşların tercihi ile tasarım ekibine katılmaları ile yaşandığını belirten Pınar İlki Emekçi, bu durumu aşmanın yolunun işvereni zamanında yazılı olarak uyarmak olsa da işveren bu konuda adım atmazsa veya adım atmakta gecikirse tüm tasarım ekibinin etkileneceğini dile getiriyor ve ekliyor: “İşverenin en başta neyi, nasıl ve ne zaman istediğini bilip bunu ve bütçesini doğru şekilde proje ekibine aktarması çok önemli. Proje sürecine dahil olup, zamanında doğru yorumları yapması gerekiyor. Proje grubunu iş verdiği bir taşeron olarak değil de, amacına ulaşmasına destek olan, istek ve ihtiyaçlarını gerçekleştirmesinde kendi adına düşünen ve çalışan sağ kolu gibi gören işverenler sonuçta daha kazançlı çıkıyorlar. İşverenin projeden sorumlu ekibinin de doğru kurgulanmış olması gerekiyor, mesela bir BIM projesinde işverenin ekibi de BIM’i en azından kendi kontrol ve onay süreçlerini vaktinde ve eksiksiz yürütebilecek kadar biliyor olmalı ya da bir havalimanı projesinde havalimanı işleyişini anlıyor olmalıdır.” Uluslararası Ölçekte Tasarım Yönetimi… Yurtdışı projelerinin hepsi büyük ölçekli ve çok uluslu işler olan GMW MIMARLIK, tasarım yönetimini üstlendiği ve uluslararası kuralların geçerli olduğu bu projelerin yönetimini ve koordinasyonunu, uluslararası standartlarda geliştirdiği bir çalışma disiplini ile sağlıyor. Yönettiği veya yanyana çalıştığı ve çalışma prensiplerinin örtüştüğünü gördüğü ekiplerle birlikte farklı projelere de imza atan şirket, böylelikle iş yapma potansiyelini de arttırıyor.

7


EKONOMİK NOKTA

OTOMOTİV

23 - 31 MART 2020

Fiat Consept Centoventi

F Fiat, Tüketici Elektronigi Fuarı - CES 2020’de, yenilikçi ve modern elektrikli konsepti Fiat Concept Centoventi’yi sergiledi. Las Vegas’da gerçeklestirilen dünyanın en büyük tüketici elektronigi fuarı CES 2020’de büyük ilgi gören konsept otomobil “Centoventi” elektrikli mobilite ihtiyaçlarına benzersiz bir çözüm sunmaya hazırlanıyor.

Lexus L

exus, hibrit araçlarda elde edilen deneyimle birlikte sessiz sürüşü performans ile buluştururken, ilk yüzde 100 elektrikli modeli UX 300e ile bunu daha ileriye taşıyor. Tamamen elektrikli yeni UX 300e, yolda üstün performans vermek üzerine tasarlandı. Lexus mühendisleri UX’in eşsiz karakterini ve sıra dışı tasarımını yüzde 100 elektrikli motorla kombine etti. Yüksek güce sahip motoruyla birlikte çevik hızlanma performansları sunan UX, yüksek kapasiteli bataryası sayesinde tek şarjla 400 km yol alabiliyor. UX 300e, 2020’nin ikinci yarısından itibaren bazı pazarlarda ve 2021’de Avrupa’nın geri kalanında satışa sunulacak.

Gelecekten geliyor: LF-30 Lexus’un elektrikli vizyonunu ortaya koyan LF-30 konsepti, dış tasarımıyla markanın sanatsal yaklaşımını, yüzde 100 elektrikli bir otomobille buluşturuyor. Lexus’un

8

iat’ın 120’nci yaşına özel olarak geliştirilen ve ilk gösterimi 89’uncu Cenevre Otomobil Fuarı’nda gerçekleştirilen Concept Centoventi, modüler ve çevreci yapısı ile markanın köklü geçmişinin gelmiş olduğu en son noktayı temsil ediyor. Fiat, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Las Vegas kentinde düzenlenen Tüketici Elektroniği Fuarı – CES 2020’de, Concept Centoventi’yi sergiledi. Fiat Chrysler Automobiles’ın (FCA) elektrikli araç teknolojilerini, kişiselleştirilebilir çözümlerle beraber sunan, Red Dot tasarım ödüllü konsepti Centoventi, markanın elektrikli ulaşım vizyonunu yansıtırken; modüler yapısı ve teknolojik özellikleriyle de ziyaretçilerin dikkatini çekti.

Elektrikli üstün performansı ve incelikli işçiliğini buluşturan LF-30, insan odaklı kokpit tasarımıyla da dikkat çekiyor. Lexus, bu konseptinde sürüş anında yolcuların konforunu sağlamak adına her şeyi düşündü. Arka koltuklarda, uzanma ve rahatlama gibi birçok farklı modlar bulunuyor. Arka koltukların üzerindeki cam tavan ise, favori videolar veya navigasyon bilgileri gibi görüntüler aktarılabiliyor. Bu özel “SkyGate” cam tavan, ses ve el hareketleriyle kontrol edilebiliyor. LF-30’un şaşırtıcı özelliklerinden biri ise, Lexus Airporter isimli drone teknolojisine sahip uçan asistanı taşıması. Otonom özelliklere sahip Lexus Airporter, aracın bagaj alanından eşyaları alıp istenen yere götürebiliyor. Lexus Airporter, otonom özelliklerle donatılan LF-30’un her noktada kullanıcılarını rahat etmesini sağlıyor. Lexus’un geliştirdiği otonom özelliklere sahip LF-30, aynı zamanda kendi kendine park ve vale özelliği gibi ileri seviye sistemlerle hayatı kolaylaştırıyor.

Adını İtalyancada ‘yüz yirmi’ anlamına gelen Centoventi kelimesinden alan konsept, kişiselleştirme konusunda sınırsız bir deneyim sunmaya hazırlanırken, markanın 120 yıllık geçmişinden gelen bilgi birikimi ve deneyimini de geleceğe taşıyor. “Centoventi ile “Makyajlandı” tabiri değişecek” CES 2020’de sergilenmesiyle, Kuzey Amerika pazarında ilk kez gösterilmiş olan Fiat Concept Centoventi, herhangi bir özelleiştirme kısıtı olmadan, tamamen kullanıcının zevkine ve ihtiyaçlarına göre kişiselleştirebileceği şekilde üretilecek. Otomobilin, üretim sürecini basitleştirmek için sadece tek tip olarak ve tek renk ile üretilmesi planlanıyor. Son kullanıcı, ‘4U’ programını

kullanarak 4 farklı tavan tipi, 4 farklı tampon, 4 farklı jant ve 4 farklı dış kaplama seçenekleriyle otomobili kişiselleştirebiliyor. Otomobil modern cihazlar gibi; dış gövde renkleri, iç mekân mimarisi, çıkarılabilir ve eklenebilir tavan yapısı ile bilgi-eğlence sistemi de dahil tamamen özgün bir şekilde yapılandırılabiliyor. Fiat Centoventi kullanıcısının, markanın yeni versiyon, özel seri veya makyaj gibi güncellemelerini beklemesi gerekmiyor. Kullanıcı, talep etmesi halinde istediği zaman arzu ettiği değişikliği yaparak otomobilini güncelleyebiliyor. Fiat Centoventi’nin menzili modüler olmasıyla dikkat çekiyor. Yenilikçi batarya mimarisi sayesinde araç menzili kullanım amacına bağlı olarak 100 ile 500 kilometre arasında değişebiliyor.

Vizyonunu


EKONOMİK NOKTA

OTOMOTİV

23 - 31 MART 2020

Hazırlayan Best Servis Firma Sahibi i. Muzaffer Dogrular

Dizel Motor Yakıt Enjeksiyon Sistemlerindeki Gelismeler -1 “Her ayrıntıda kişiselleştirme” Concept Centoventi, Fiat’ın 500 modeliyle endüstriyel ve kültürel bir devrime yol açtığı 1950’lerde olduğu gibi elektrikli çözümlere geçiş sürecinde olan otomobil dünyasına, modülerlik konusunda devrim yaratacak tasarım özellikleriyle yeni bir yaklaşım getiriyor. Bagaj kapağına monte edilen modern ekranlı bir sosyal medya cihazına dönüşerek otomotivde bir başka kilometre taşına daha

imza atıyor. Araç paylaşımı ve yeni kent içi ulaşım biçimleri göz önünde bulundurularak tasarlanan konseptin kokpitinde ön cama doğru bakan bir ekran bulunuyor. Söz konusu ekran ‘dolu, boş veya park ücreti ödendi’ gibi mesajları yansıtabiliyor. Ayrıca bagaj kapağındaki büyük bir ekran ile kullanıcı mesajını dış dünya ile de paylaşabiliyor. Araç hareket halindeyken ise sadece Fiat logosu gösteriliyor, ancak durduktan sonra sürücü “messenger” moduna geçerek yeni bir mesaj oluşturabiliyor.

Ortaya Koydu

Aisteklerinin tmosferde Yıllardır, tüketicilerin farklı çeşitliliği, dizel yakıt enjeksiyon sisteminde de çeşitliliğin artmasına yol açmıştır. Dizel motor teknolojisindeki birçok önemli gelişme, güçte artış, yakıt tüketimi, motor gürültüsü ve egzoz emisyonlarında azalış sağlamıştır. Common rail yakıt enjeksiyon sistemi, kamdan hareket alarak çalışan sistemlerle karşılaştırıldığında, direk enjeksiyonlu dizel motorlara enjeksiyon sisteminin adaptasyonu oldukça esneklik sağlamaktadır (1). Bu yüzden common rail yakıt enjeksiyon sistemi birkaç araç modeli dışında tüm araç üreticilerinin tercih ettiği yakıt enjeksiyon sistemi haline gelmiştir.

Geleceğin dizel püskürtme sistemi olarak tanımlanan Common rail yakıt enjeksiyon sistemi, özellikle Avrupa’da gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Yakın gelecekte Türkiye’de de çok sayıda dizel aracın, bu sistemle donatılacağı düşünülmektedir. Şekil 1’de bir firmanın araştırmasına göre dizel motorlu araçlarda kullanılan ve kullanılması tahmin edilen yakıt enjeksiyon sistemleri görülmektedir. Şekil 1’de de gösterildiği gibi 2006 yılında tüm dizel motorlu araçların %80’ninde common rail yakıt enjeksiyon sisteminin kullanılacağı tahmin edilmektedir. Yakıt enjeksiyon sistem üreticileri common rail yakıt enjeksiyon sistemi üzerinde araştırma ve geliştirme çalışmalarını sürdürmektedir.

UIS: Birim enjektör sistemi CRS: Common rail sistemi VP44: Geliştirilmiş distribütör tipi pompa sistemi Şekil 1. Bosch firmasına göre günümüz ve gelecek yakıt enjeksiyon sistemlerinin dağılımı (2) YAKIT ENJEKSİYON SİSTEMLERİNDEKİ GELİŞMELER Common rail, direk enjeksiyonlu dizel motorlara kolay adaptasyonu ve yüksek verimleri nedeniyle yüksek oranda dizel araçlarda kullanılmaya başlamıştır. Aynı zamanda common rail, enjeksiyon basıncının yüksek olması ve kontrol mekanizmasının esnekliği ile de dikkatleri üzerine çekmiştir. Dizel elektronik sistemlerinde kullanılan solenoid valftaki gelişmeler, enjeksiyon zamanlamasının daha hassas olmasını sağlamış ve böylece yanma verimi artmıştır. Common rail sisteminin oluşumu solenoid enjektör teknolojisi ile gerçekleşmiştir (3). Şekil 2’de temel elemanları ile common rail sistemi gösterilmektedir.

Common rail enjeksiyon sisteminde enjeksiyon basıncı, motor hızı ve enjekte edilecek yakıt miktarı birbirinden bağımsız olarak çalışır. Püskürtmeye hazır durumdaki yakıt, basınç altında rail’de depo edilir. Motorun hız ve yük şartları sürücü tarafından tanımlanırken, enjeksiyon başlangıcı ve enjeksiyon süresi ECU tarafından hesaplanarak solenoid tetiklenir. Günümüzde solenoid kontrollü common rail yakıt enjeksiyon sisteminin yerini piezo tetikleyici common rail sistemi almaya başlamıştır. Piezo kristalinin karşılıklı iki yüzüne mekanik basınç veya titreşim uygulandığı zaman, diğer iki yüzeyi arasında bir elektriksel gerilim farkı elde edilir. Elektrik kristale iletildiği zaman kristal kafesi birkaç mili saniye içerisinde genişler. Malzeme deşarj olduğu zaman orijinal boyutlarına geri döner. Bu özellik piezo etki olarak bilinir. Bu özelliği ile basınç ve titreşim gibi mekanik büyüklüklerin ölçümünde kullanılmaktadır. Piezo-elektrik tetikleyiciler, kristallerin bu davranışını kullanan anahtar elemanlardır (5). Enjektör üreticileri piezo elektriğin bu karakteristiklerini kullanarak enjeksiyon valflerindeki yakıt akışı kontrol edilebilmektedir. Piezo common rail sistemi ile yanma çevrimi boyunca yakıtı birkaç kademede püskürtülebilmektedir. Birim enjeksiyon sistemleri fikri dizel motorları kadar eski bir fikirdir. Bu fikir ilk olarak Rudolf Diesel tarafından ortaya konmuştur. Birim enjeksiyon sistemi malzeme mühendisliği, tasarım mühendisliği, elektronik mühendisliği ve akışkanlar mekaniği gibi bilim dallarının gelişimi ile daha fazla uygulanabilirlik alanı bulmuştur. Çünkü birim enjeksiyon sistemi komple bir sistemdir. Mekaniksel titreşimler ve akış ayarları zorluğu bu sisteme yıllarca olumsuz gözüyle bakılmasına yol açmıştır. Günümüzde unit enjeksiyon sistemi 2050 bar’lık basıncı ile daha kullanılır hale gelmiştir (6). Şekil 3’de ağır dizel araçları için üç kuşak birim enjektör bir arada gösterilmektedir.

9


EKONOMİK NOKTA

P

OTOMOTİV

23 - 31 MART 2020

308 R HYBRID KONSEPT

eugeot, 308’in EMP2 platformunu temel alarak 308 R Hybrid Konsept’i üretti ve yakıtlı ve elektrikli toplam 500 hp gücündeki motorları geliştirerek otomobilin kalbini oluşturdu. Sonuç; Süper Spor otomobil sınıfına terfi eden Peugeot 308 R Hybrid. Peugeot 308 R HYbrid Concept, mükemmel performans için kusursuz şekilde dizayn edildi. 308 hatchback’in EMP2 platformuile ulaşılan yapıda, köşelere yerleştirilmiş dört tekerle kusursuz bir denge sağlayan araç son derece kompakt. Tasarım prensiplerini Quartz konsept araçtan ödünç alarak kendine

has bir tavırla yansıtan 308’in zarif stili ve çevikliği son derece dikkat çekici. Kapılar açıldığında pilotu ilk karşılayan Peugeot i-Cockpit. Sürüş deneyimini farklı bir boyuta taşıyan Peugeot’nun yeni kokpit sistemi, özenle seçilmiş malzemeler ve renkler Peugeot 308 R HYbrid’in amacını açık biçimde ortaya koyar: saf performans. Peugeot 308 R HYbrid Concept, Peugeot Sport’un güvenilir ellerinde geliştirildi. Benzinli hibrit şarj edilebilir bir motor tertibatı geliştirmek, bunu EMP2

platformuna entegre etmek ve performans bazında yeni sınırlar oluşturmak gibi güçlü görevler başarıyla tamamlandı. Ağırlığın %60’ının ön, %40’ının arka kısma dağıldığı araçta mükemmel bir denge yakalanmıştır. Peugeot 308 R HYbrid aynı zamanda 3.1 kg/ hp ile inanılmaz bir ağırlık/ güç oranına sahiptir. Peugeot 308 R HYbrid mühendislerin ve tasarımcıların kabiliyetinin ve Peugeot 308’in mükemmelliğinin nefes kesen bir kanıtıdır. Bu Peugeot, hareket ve hissi, kendine has bir zarafet, atletiklik ve dört benzersiz sürüş moduyla birleştirmiştir.

QASHQAI N-TEC Auto gibi NissanConnect özellikleri içeriyor.

N

ISSAN Intelligent Mobility teknolojisinin yeniliklerini daha geniş bir kitleye sunan yeni QASHQAI N-TEC modeli, NISSAN tasarım ve teknolojisinin en iyi yanlarını bir araya getiriyor. Crossover araç müşterilerinin hem estetik arayışına cevap veriyor hem de teknolojik ihtiyaçlarını karşılıyor.

10

QASHQAI N-TEC, genellikle sadece üst sınıf otomobillerde görmeye alışkın olduğumuz gelişmiş ProPILOT sistemi ve Akıllı Park Yardımı özelliklerini barındırıyor. Sürücülerin sürüşten aldıkları keyfi bir sonraki seviyeye taşıyan QASHQAI N-TEC, dijital hayata kolayca bağlanmak için Apple CarPlay ve Android

NISSAN müşterileri, en ileri NISSAN teknolojisi ve gelişmiş ProPILOT sistemi ile günlük sürüşte yaşanan stresi azaltan bir crossover modelin tadını çıkaracaklar. Aracın otoyolda ilerleyişini izleyen ProPILOT, QASHQAI’nin hareket ettiği şeridi takip etmesine yardımcı oluyor ve hızını düzenliyor. Trafik sıkışıklıklarını yöneterek öndeki araçla olan mesafeyi kontrol ediyor. Akıllı Park Asistanı ise geri geri park etmenin stresini ortadan kaldırıyor. Gelişmiş sensörler sayesinde uygun park yerini tespit ediyor ve ardından kendi başına park manevrasını gerçekleştiriyor. Bu noktada sürücünün sadece hızı ayarlaması ve

çevre görünümü monitörünü (dokunmatik ekranda otomobilin çevresinin kuş bakışı görünümü) takip etmesi yeterli oluyor. NissanConnect, Apple CarPlay ve Android Auto aracılığıyla, akıllı telefonunuzdan aşina olduğunuz deneyimi sunuyor. Dikkat dağıtan etkenleri en aza indirgemek için dokunmatik ekran ve sesli kontrol aracılığıyla ses, navigasyon ve mesajlaşma uygulamalarını kullanmanızı sağlıyor. Tasarım bakamından QASHQAI N-TEC, tamamen siyah 19 inçlik jant seti, karartılmış ışıklandırma grubu, koyu renk ön panjur ve parlak siyah ayna yuvaları ile daha şık ve çarpıcı bir görünüme kavuşuyor. Siyah temalı bu yükseltmeyle NISSAN, Alcantara döşemeli koltuklar, yumuşak dokunuşa sahip malzemeler ve parlak

siyah hava menfezleri ile aracın iç tasarımında da dikkat çekiyor. QASHQAI N-TEC’in sahip olduğu bu göz alıcı stil ile NISSAN, öncü crossover modelini daha da ileriye götürüyor.

fazla sürücünün katıldığı araştırma, tasarım ve teknolojinin otomobil seçiminde en önemli iki belirleyici faktör olduğunu gösteriyor.

Müşteriler daha fazla teknoloji talep ediyor

Tasarım, sürücülerin %94’ünü cezbetmeye devam ederken, sürücülerin %79’u ise uydu navigasyonunun son yıllarda sunulan en iyi yenilik olduğunu düşünüyor. Bu iki özelliğin hemen ardından da park sensörleri (%72) geliyor. Otonom sürüş teknolojisi, en kullanışlı (%45) özellik olarak tanımlanırken, bunu, gişelerden geçişlerde ve park etmede kullanılan akıllı ödeme teknolojisi (%40) ve sesle etkinleştirme özelliği (%38) takip ediyor. Sürücüler hız kontrol (%53), trafik işareti tanıma

Teknoloji otomotiv piyasasını değiştirdikçe, tüketicilerin otomobillerde görmek istedikleri teknolojiye karşı tutumları da değişiklik geçiriyor. NISSAN yakın zamanda yaptığı araştırmayla otomobil müşterilerine, yeni teknolojinin ortaya çıkmasının satın alma kararlarını nasıl etkilediği sordu. Araştırmanın sonuçları teknolojinin otomobil satın alma kararları verilirken giderek daha önemli bir faktör haline geldiğini gösteriyor. Avrupa genelinde 5.500’den

(%45) ve dokunmatik ekranlı araç içi eğlence sistemlerini (%41) de “kullanışlı” olarak tanımlıyor.


EKONOMİK NOKTA

OTOMOTİV

23 - 31 MART 2020

MAZDA RX-VISION

B

u spor araç konsepti, Mazda’nın meydan okuyan ruhunu belki de en iyi yansıtan, yüksek teknoloji ileri nesil SKYACTIV-R rotary motorunu kullanıyor. RX-VISION modeli, mükemmel oranlara sahip ön motor ve arkadan çeker sistemi ile sadece Mazda’dan gelebilecek bir gelecek “vizyonunu” yansıtıyor. Rotary motorlar, geleneksel otomobil motorlarındaki karşılıklı pistonlardan farklı olarak, üçgen rotorların dönüş hareketiyle güç üretmeleri anlamında benzersizdir. Çeşitli teknik zorlukların üstesinden gelen Mazda, ilk kez 1967’de Mazda Cosmo Sport 110S ve daha sonra diğer modellerle birlikte rotary motor gücünü ticari olarak üretmeye başladı.

Bunlardan en başarılısı, 1978 ve 2002 yılları arasında 800,000’den fazla üretilen ve en çok satan rotary motora sahip araç olma başarısını gösteren Mazda RX-7 oldu. Sürekli olarak güç, yakıt ekonomisi ve dayanıklılığı geliştirmeye çalışan Mazda, 1991 yılında Mazda 787B modeli ile Le Mans 24 saat yarışını rotary motorlu bir araç ile kazanan ilk ve tek marka oldu. Mazda AR-GE faaliyetlerinden hiçbir zaman vazgeçmedi. Mazda, müşterileri için geleneklere baş kaldıran teknoloji ve direksiyon başındayken benzersiz SKYACTIV deneyimini sağlamaya olan bağlılığını ifade etmek için, ileri nesil rotary motor olarak SKYACTIV-R etiketini seçti.

tasarladı. Cugnot tarafından tasarlanan araç 3 tekerlekli ve saatte 5 km hıza ulaşabiliyordu. Her 20 km’de bir devasa buhar kazanının ise doldurulması gerekiyordu.

hidrolik fren sistemleri gibi birçok yeni buluş gerçekleştirildi.

İlk patent ABD’den

1908 yılında ise otomobilin tarihinde büyük bir devrim yaşandı. Henry Ford öncülüğünde otomotiv sektörü bant üretimine geçmeyi başardı. Bu sayede otomobiller daha hızlı üretildi ve fiyatta düşüş yaşandı. Dolayısıyla otomobil, bir statü sembolünden ziyade bir ihtiyaç haline geldi. Ayrıca II. Dünya Savaşı’ndan sonra ise endüstriyel tasarım önem kazandı ve yeni otomobil tasarımları ortaya çıktı.

1789 yılında Oliver Evans, kendiliğinden hareket eden ilk otomobil için ABD’den patent almayı başardı. Evans tarafından tasarlanan araç 4 tekerlekli ve 21 ton ağırlığındaydı. Akabinde 1801 yılında ise İngiliz Richard Trevithick ise enerji kaynağını buhardan alan ilk otomobili icat etti. 1860 yılına gelindiğine ise Nikolaus August Otto ilk içten yanmalı motoru icat ederek otomobilin tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Petrol ile çalışan ilk motor 1880’li yıllar otomobil endüstrisinin dönüm noktalarından biri olmayı başardı. 1886 yılında Gottlieb Daimler ve Carl Benz ayrı ayrı 4 zamanlı benzinli motoru icat etmeyi başardı. 1887 yılında ise Gottlieb Daimler ilk petrol ile çalışan otomobili piyasaya sürdü. 1890 ile 1960 yılları arasında ise akü ile ilk hareket, ateşleme sistemi, süspansiyon sistemleri ve

Seri üretime geçildi

Farklı enerji kaynakları kullanılıyor Günümüzde ise azalan petrol kaynakları otomotiv endüstrisini farklı enerji kaynaklarına yönlendirdi. Elektrik ile çalışan ve çevreci otomobil modelleri piyasaya sürüldü ve kullanım oranları giderek artıyor. Öte yandan güneş enerjisi ile çalışan otomobiller ile ilgili çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.

GEÇMiSTEN GÜNÜMÜZE OTOMOBiLiN SERÜVENi Totomobiller arihin en önemli icatlarında biri olan gün geçtikçe gelişimini

sürdürmeye devam ediyor. İlk örneklerinin buhar makinesi ile piyasaya sürülmesinden bu yana geçen sürede, gelişimleriyle çok fazla yol kat eden otomobiller günümüzde ise farklı enerji kaynaklarıyla kullanılıyor. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle Türkiye’nin ilk sigorta şirketi olma unvanına sahip Generali Sigorta, geçmişten günümüze otomobil tarihindeki önemli dönüm noktalarını okuyucularla paylaştı.

Buhar makinesi ile çalışan ilk kara aracı Otomobilin icadı ile ilgili ilk fikirler, sanayi devriminin de ateşini yakan buhar makineleriyle ortaya çıktı. 1712 yılında Thomas Newcomen’in üzerinde çalıştığı buhar makinesinin 1765 yılında James Watt tarafından geliştirilmesi ve ticari olarak piyasa sürülmesinin ardından buhar makinesi ile çalışan ilk kara aracını, 1769 yılında Fransız Nicholas Joseph Cugnot

11


EKONOMİK NOKTA

TEKNOLOJİ

23 - 31 MART 2020

GELECEgiN FABRiKASINA HOs GELDiNiZ Stokholm’ün kuzeyindeki Gimo kentinde bulunan Sandvik Coromant takım üretim tesisinde güven verici bir sakinlik ve düzen duygusu var. Otomatik yönlendirmeli araçlar üretim alanında zahmetsizce kayarak parça ve malzemeleri tam zamanında teslim eder. Bu arada, bir dizi robotik hücre, düsük seviyede verimlilik ugultusu saglar. Dijital baglantılı üretimin getirdigi çok sayıda avantajdan tam olarak yararlanan, yüksek düzeyde otomasyona sahip bir tesistir.

Dünya

Ekonomik Forumu’nun kısa bir süre önce Gimo’yu çok sayıda Endüstri 4.0 teknolojisinin kapsamlı bir şekilde kullanılmasını ve ölçekli kullanım alanlarını kabul eden global “deniz feneri” tesislerinden biri olarak duyurması şaşırtıcı değil. Deniz fenerleri 1000’den fazla sayıda üretim birimi arasında yapılan bir ankete dayalı olarak, dijital teknolojileri benimseme ve somut avantajlar ortaya çıkarma kriterleri dikkate alınarak belirlenir. Dünya Ekonomik Forumu’na göre Gimo tesisi, üretim prosesleri üzerinden oluşturduğu dijital iş parçacığı ile önemli bir verimlilik artışı sağlamıştır. Bu konudaki örneklerden biri insansız vardiyalarda bile çalışan ve tasarım modellerinin otomatik olarak değiştirilmesini sağlayan “el değmeden değişim” özelliğidir. Gimo, sınıfının en iyisi olan bu tür gelişmeler sayesinde global deniz feneri ağının bir parçası haline gelmiş ve diğer üretici işletmelere kapılarını açarak bilgi paylaşımında bulunmaya başlamıştır. Sandvik Coromant üretim teknolojisi takımları direktörü Lars Matiasson özellikle, yeniliği teşvik etme yönünde yıllardan beri devam eden çalışmaların ulaştığı doruk noktasını takdir eden ödülün Gimo’da büyük bir gururla karşılandığını belirtiyor. “Gimo’daki dijitalleşme yolculuğumuz aslında 30 yıl önce parametrik CAD/CAM uygulamasıyla başladı. Ardından, birkaç yıl sonra bunu akıllı otomasyon sistemimize bağlayarak üretimdeki ilk dijital iş parçacığımızı oluşturduk. Buna devrim değil de evrim demek daha doğru olacaktır. “Bugün stok yönetiminden tezgah performansına ve öngörücü bakıma kadar bütün tesisi kapsayan bir dijital iş parçacığı yapısına sahibiz. Yenilik ruhu, yukarıdan aşağıya her kademede kararlı bir şekilde yaşatılır. Gimo’daki direktörler ve müdürler her zaman mühendisleri farklı şekilde düşünmeleri ve yeniliğin öncüsü olmaları konusunda teşvik eder. Sonuçta, fabrikanın verimliliğini yükseltmek ve rekabet gücünü artırmak

10

için teknolojinin nasıl kullanılacağı araştırılır. Bu da, sürdürülebilir bir gelecek için bize destek sağlar.” El değmeden değişim, bu konuya tipik bir örnektir. Geçmişten bu yana, üretim hücrelerindeki tasarım şablonlarının manuel olarak değiştirilmesi gerekiyordu ve gündüz vardiyasında çalışan operatörler tezgahları gece çalışması için hazırlıyorlardı. Zaman ve kaynak gerektiren bu çalışma şeklinde insansız vardiyalarda esneklik de sınırlı kalıyordu. Alternatif yaklaşım, karmaşık bir işlem olan el değmeden değişimi insan gözetimine gerek kalmadan gerçekleştirmek üzere akıllı otomasyona yatırım yapmayı ve ultra esnek robotlar, tezgahlar, takımlar ve fikstürler kullanmayı içeriyordu. Matiasson şöyle diyor: “Tekli dakikalarda kalıp değiştirme gibi yalın üretim tekniklerinden söz edildi, ancak biz bunun da ötesine geçmek istedik. Sıfır iş gücüyle kurulumu hedefledik.” “Öğrenmemiz biraz zaman aldı. İlk otomasyon hücresi umduğumuz kadar iyi çalışmadı. İşin doğrusu, bir operatör ve bir tezgahın çalışması kadar bile verimli değildi. Ancak, dijitalleşmeye geçiş böyle bir şey; başarısızlıkları aşarak öğrenmeniz gerekiyor. Zaman içinde önemli iyileştirmeler yapmayı başardık ve robot hücrelerimiz gereken verimi sağlamaya başladı. Bu konuda ilerlerken, deneme ve yanılma işimizin önemli bir parçası oldu.” Gimo’da, bakım gibi diğer bazı alanlarda da dijital teknoloji kullanılarak ilerleme sağlanıyor. Fabrikadaki pek çok ekipmana takılan ve sayısı günden güne artan sensörler yardımıyla basınç, sıcaklık, titreşim ve ses gibi giderek çoğalan pek çok parametreye ait veriler toplanıyor. Bu veriler, karmaşık analizlerle birlikte kullanıldığı zaman duruş süresi kesintileri oluşmadan önce modelleri ve sorunları ortaya çıkarabilir. Mühendisler artık üretim tesisinin her yerinden veri alabiliyor; robotlar, CNC tezgahları ve hatta kesici takımlar bile veri kaynağı olabiliyor.

Bu veriler çekilip analiz edildiğinde ekipmanların sağlığı konusunda değerli bilgilere ulaşılabilir. Bu bilgiler arızaların öngörülmesi ve önlenmesi için kullanılabilir ve böylece tesis verimliliği iyileştirilebilir. Sandvik Coromant’ın üretim ortamında gerçek zamanlı analizin rolü de giderek artıyor, bu da tezgahlarda daha doğru ve iyi zamanlanmış ayarlar yapılabilmesini sağlıyor. “Bundan sonraki aşamada yapay zeka ve tezgah öğrenimi gibi çok sofistike teknikler devreye alınarak tezgahların geçmişe ait verilerden öğrenmeleri ve kendi kendilerini kontrol etmeleri sağlanabilir. Bu, gerçekten heyecan verici bir alan.” Bu dikkat çekici teknik ilerlemelere ve Dünya Ekonomik Forumunun deniz feneri ödülüne rağmen Gimo’daki dijital-leşme yolculuğu duraklamadan devam edecek. Ancak, Endüstri 4.0 gibi kavramlar sadece teknolojiyi değil insanları da ilgilendiriyor. Gelecekte yapılacak girişimler ancak tüm takımın katılımı sağlanırsa başarılı olacaklardır, diye açıklıyor Matiasson. Bu da yeni teknolojinin sunulması ile çalışanların, tehdit edilmekten çok yetkilendirildiğini hissetmesi anlamına gelir. “Bu hep bu şekilde olmuştur” diyor. “1990’ların başlarında imalathanede PC’leri ilk tanıttığımızda, çalışanlardan bazılarının şüpheleri vardı. Korkutucu mavi ekran hatası alınması ve üretimin durma noktasına gelmesi konusunda endişeliydiler. Fakat zaman değişiyor ve yeni teknolojiyi benimsemek ve çalışma yöntemlerimizi sürekli olarak geliştirmek önem kazanıyor. Bizim için başarının anahtarı, etkili bir şekilde dinleyip iletişim kurmak ve takım olarak yol almaktır.” Sıklıkla dile getirilen ortak bir endişe ise sunulan yeni teknolojinin, geleneksel fabrika görevlerinin yerini almasının kaçınılmaz olduğudur. Gimo’da durum böyle değildi. Yüksek otomasyon ile bir tezgaha bir operatör oranının, dört tezgaha bir operatör olarak değişmesine rağmen değişen çalışma uygulamaları sayesinde çalışanlar diğer alanlara

kaydırılmıştır. Matiasson’a göre, bu yeni görevler çok daha faydalı ve yeni beceriler gerektiriyor. “Günümüzde Gimo’daki imalathanede operatör olmak, geleneksel bir üretim ortamında operatör olmakla aynı şey değil. Bunun düğmelere basmakla ilgisi yok, bu tamamen geleceği düşünmek ve sürekli iyileştirmeler sağlamaya yardımcı olmakla ilgilidir. Daha fazla görev çeşitliliği ve dolayısıyla daha fazla memnuniyet var.” Gerçekten de Gimo tesisinde, bu yılın başlarında Dünya Ekonomik Forumu’nun yaptığı duyuru ile küçümsenmeyecek ölçüde oluşturulan ve şüphesiz iyi hissettiren unsurlar bulunuyor. Endüstri 4.0’da global lider olarak tanınmaktan memnuniyet duyan bir şirket olarak Sandvik Coromant, bu muazzam gurur duygusunu daha geniş bir organizasyonda tekrarlamıştır. Matiasson şöyle diyor: “Bütün dünyaya ilan etmek, İsveç ruhu ile bağdaşmıyor. “Ancak, şüphesiz ki global bir sahnede rekabet edebileceğimizi gösterdiğinden deniz feneri Gimo için mükemmel bir ödül oldu. Mühendis olmak ve yeni teknolojilerle çalışmak istiyorsanız, olmanız gereken yer tam da burası.”


EKONOMİK NOKTA

TEKNOLOJİ

ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONUDUR...

01 - 15 Nisan 2020

Endüstri 4.0 Zirvemizin bu yıl dördüncüsü gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz yıl sektörün lokomotifi; 10 sponsor, 50 katılımcı firma ve 560 sektör profesyoneli ziyaret etti.

www.worldmediagroupe.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web adresimiz / internet televizyonumuz. (Yıllık 361 bin trafik)

www.ekonomiknokta.com

Ekonomi Nokta; Finans, Sanayi, Otomotiv, tekstil, inşaat, teknoloji, sektörlerini tek çatı altında toplayan haftalık ekonomi gazetemiz ... (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 10.000 adet e-gazete 50.000 adet)

www.makineotomasyondergisi.com www.kesicitakimlardergisi.com

Makine - Otomasyon - Robotik dergimiz. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

www.endustri40dergisizirvesi.com www.elektrikpanodergisi.com

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet) Türkiye’nin ilk Elektrik ve Pano dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 Adet / e-dergi 30.000 adet)

www.autotuningworlddergisi.com

Onbeş Yıldır kesintisiz yayınlanan tek otomobil tuning Dergisi (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

WORLD MEDIA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Haber İletişim İlker Kaplan WORLD MEDIA GROUP Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 34 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Hatice Karabay WORLD MEDIA GROUP Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Zafer Alkan WORLD MEDIA GROUP Reklam Müdürü 0 546 675 59 49 worldmediamuhasebe@gmail.com

Muhasebe İletişim Düzgün Turgut - Sevda Öncü WORLD MEDIA GROUP Muhasebe Müdürü 0 542 292 83 85 makineotomasyondergisi@gmail.com

Grafik Tasarım İletişim Simge Savranoğlu - Metecan Şahin WORLD MEDIA GROUP Grafik Tasarım 0 212 427 00 15 worldmediareklam@gmail.com

11


EKONOMİK NOKTA

TEKNOLOJİ

ABB VE COVARiANT YAPAY ZEKA (AI) *ABB, Covariant Yapay Zeka ( AI ) teknolojisi ile dagıtım ve eticaret sektörlerinde genislemeyi hızlandırıyor. *Covariant, akıllı robot teknolojilerini birlikte gelistirmek ve lider bir Yapay Zeka (AI) ortagı bulmak için ABB’nin açtıgı küresel yarısmanın kazananı. *Silikon Vadisinde bir start-up sirketi olan Covariant’ın en yeni Yapay Zeka (AI) yazılımı, ABB’nin tamamen otonom bir kavrama çözümü sunmasını saglar. *Lojistik sektörü için yapılan ilk Yapay Zeka (AI) çözümü halihazırda Hollanda’da Active Ant e-ticaret gerçeklestirme merkezinde kurulmus ve ögrenmeye devam etmektedir.

EABBndüstriyel robotların dünya lideri tedarikçisi ve Silicon Vadisi Yapay Zeka (AI) girişim şirketi olan Covariant, bugün tamamen otonom depo sipariş hazırlama çözümüyle başlayarak, Yapay Zeka (AI) özellikli robotik çözümlerini pazara sunmak için bir ortaklık kurduklarını duyurdu. Ortaklık, akıllı robotların dinamik ortamlarda insanlarla birlikte çalışabildiği, tamamlanan her görevle birlikte öğrenme ve geliştirme yapabilen ve artık Yapay Zekaya sahip olan robot ortak vizyonu için, iki şirketi bir araya getiriyor. E-ticaret sektöründe yaşanan küresel büyümenin hızlandığı göz önüne alındığında, ABB, lojistik, depolama, posta paketi ve koli ayıklama gibi çok çeşitli uygulamalarda yapay zeka destekli robot çözümleri için önemli bir fırsat belirledi. Statista’ya göre, e-ticaretteki küresel gelirlerin önümüzdeki beş yıl içinde yüzde 50’nin üzerinde artacağı öngörülmekte, 2019 yılında 1,7 trilyon Euro’dan 2024’te 2,6 trilyon Euro’ya yükselmesi bekleniyor. E-ticaret yerine getirme hizmetlerine yönelik artan talep ve sürecin karmaşık ve emek yoğun doğası, akıllı otomasyon için benzersiz bir potansiyel sunmaktadır. Pazar, istikrarlı bir hızla büyüyor (% 4-5 CAGR) ve tedarik araştırma firması Beroe Inc’e göre 2021 yılına kadar 51.3 milyar Euro değerine ulaşması bekleniyor. Bugün, depo işlemleri emek yoğun ve sektör özellikle toplama ve paketleme işlemleri için çalışan bulmakta ve işte tutabilmekte büyük sıkıntılar yaşamaktadır.Robotlar tekrar eden görevler için ideal olsa da, şimdiye kadar tipik bir dinamik depo operasyonunda on binlerce sürekli değişen ürünü tanımlamak ve işlemek için gereken zekadan yoksundu. ABB, 2019 yılında 20 önde gelen Yapay Zeka (AI) teknolojisi girişim şirketinin, dünyada halihazırda uygulanan 26 farklı toplama, paketleme ve ayırma zorluğuna yönelik çözümlere yaklaşımlarını değerlendirmek için küresel bir yarışma başlattı. Amaç, Yapay Zeka’nın (AI) bu segmentteki robotik

10

ve otomasyon potansiyelini açığa çıkaracak kadar olgun olup olmadığını anlamaktı. ABB ayrıca bu sayede , otonom şekilde malzeme taşımayı destekleyebilen ve robotların sınırsız çeşitlilikteki öğeleri işlemesine olanak tanıyan sağlam bir Yapay Zeka (AI) çözümünü birlikte geliştirebileceği bir teknoloji ortağı aradı. Covariant Beyin, robotların çevrelerindeki dünyada görmesini, akıl yürütmesini , hareket etmesini ve geleneksel programlanmış robotlar için çok karmaşık ve çeşitli olan görevleri tamamlamasını sağlayan, çok amaçlı bir yapay zekadır. Covariant’ın yazılımı, robotların destek öğrenimine katılmalarını sağlar: deneme ve yanılma yoluyla kendi başlarına yeni görevlere uyum sağlamak ve böylece seçebilecekleri nesne çeşitliliğini sürekli genişletmek. “Covariant ile ortaklığımız, dağıtım ve e-ticaret gibi yeni büyüme sektörlerine genişleme ve bu alanlarda ölçeklendirme potansiyelini kullanma stratejimizin bir parçası. Müşterilerimiz için robotik çözümlerinde bir numaralı seçenek olma ve tekliflerimizi mükemmel bir şekilde tamamlama hedefimize katkıda bulunmaktadır. Yapay zekanın robotlarımızla birleşmesiyle, çeşitli endüstriler için yepyeni bir fırsat ve uygulama alanı açıyoruz, ”diyor ABB’nin Robotik ve İmalat Otomasyonu Bölümü Başkanı Sami Atiya. “Yapay zekayı ilerletmek istiyorsanız, şimdi onu laboratuvardan çıkarmamız ve gerçek dünyaya uygulamamız gerekiyor. ABB’nin otomasyon sistemlerini en zorlu endüstriyel ortamlara yerleştirme konusundaki yaklaşık beş yıllık saha bilgisi ve uzmanlığından yararlanarak, dünya çapındaki müşteriler için Yapay Zeka (AI) Robotik çözümleri oluşturmak üzere ABB ile birlikte çalışabildiğimiz için çok mutluyuz. ”dedi. Peter Chen, Covariant Kurucu ve CEO’su. ABB ve Covariant Yapay Zeak (AI) özellikli çözümün ilk kurulumu, Hollanda’da Utrecht’teki web işleri için önde gelen bir e-ticaret yerine getirme hizmeti sağlayıcısı olan Active Ants’ta (bpost grubunun bir parçası) yapılmıştır.

23 - 31 MART 2020

klm’den mesaj var...

Pieter Elbers

M

-

Başkan & CEO KLM Royal Dutch Airlines

erhaba Sir/Madam,

KLM ile sık sık seyahat eden biri olarak, bize güvenmenizin nedeni sizi sadece gitmeniz gereken yere götürmemiz değil, aynı zamanda bunu, güvenli, rahat ve sorumlu bir şekilde yaptığımız içindir. Bugün, dünya COVID-19 (Corona virüsü) sebebiyle sağlık alanında eşi görülmemiş korku dalgasıyla çalkalanırken, bu değerler bizim için her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Bu nedenle, uçuşlarımızın en yüksek güvenlik ve hijyen standartlarında devam ettiği ve hatta bunların üzerine çıktığını garanti etmek için attığımız çeşitli adımlar hakkındaki bilgileri paylaşmak istiyorum. Güvenlik & hijyen Uçaklarımız her kalkıştan önce iyice temizlenir ve dezenfekte edilir. Bu prosedürler en yüksek standartlara göre tasarlanmıştır ve hem kişisel alanları (tepsiler, koltuk kolçakları ve koltuk başlıkları, emniyet kemeri tokaları vb.), hem de mutfaklar, halılar ve lavabolar gibi ortak alanları içerir. Kalkıştan sonra ise kabin ekibimiz, uçaklarımızı temiz tutmak için özenle çalışmaktadır. Kabindeki hava dış hava ile sürekli olarak yenilenmektedir ve hastane sınıfı HEPA filtrelerimiz COVID-19 gibi havadaki bakteriyel ve viral organizmaların yayılmasını önlemede %99.99 etkilidir. Bir yolcunun semptom göstermeye başlaması durumunda, tüm uçuşlarımız özel Corona kitleri ile donatılmıştır ve ekibimiz alınacak önlemler konusunda eğitilmiştir. Hijyen konusundaki odağımız, yemek hizmetleri de dahil olmak üzere tüm organizasyonumuz için geçerlidir. Malzemeler tazedir ve yerel kaynaklardan temin edilir ve mutfak ekibimiz hijyen ve güvenlik için en sıkı kuralları uygulamak üzere eğitilmiştir. Bu kısa video, KLM hijyeni hakkında daha fazla bilgi sağlayacaktır. Birçok

insanın

uçuş

rezervasyonu

yapıp yapmayacağına karar verirken şu anda hissettiği tereddütleri tamamen anlıyorum. Ancak KLM’nin sağlığınızı ve sevdiklerinizin sağlığını korumak için gerekli her türlü önlemi aldığı konusunda kendinizi güvende hissedebilirsiniz. Bu hassas dönemde, rehberlik hizmeti aldığımızdan ve tutarlı bir şekilde, gerçeğe dayalı, duruma bağlı kararlar alarak hareket ettiğimizden emin olabilirsiniz. Dünya Sağlık Örgütü ve Hollanda’daki Rijksinstituut voor Volksgezondheid en Milieu’da (RIVM) en iyi uzmanlarla yakın bir şekilde, her gün temasta olarak çalışmaktayız.

Ücretsiz değişiklik Endişenizin KLM ile olan yolculuğunuzla ilgili değil, varış noktanızdaki durum hakkında pek çok bilinmeyenle ilgili olabileceğini de anlıyorum. Bu nedenle KLM uçuş rezervasyonunuzu ücret ödemeden değiştirebileceğinizden emin olabilirsiniz. Ağımızı gerektiği gibi düzenlemek için tüm ilgili makamlarla sürekli temas halindeyiz. Bu, yeni seyahat kısıtlamaları duyurulduğunda hemen harekete geçebileceğimiz anlamına gelir. Uçuş durumu ile ilgili en son bilgiler için lütfen seyahat danışma sayfamızı ziyaret edin veya KLM uygulamasını kullanın, böylelikle sizi 7/24 bildirimlerle haberdar edebiliriz. 100 yıllık operasyonu süresince KLM birçok zorlukla karşı karşıya kalmış ve her seferinde daha da güçlenerek bunları aşmıştır. Başarılarımızın sebebi sizi, yani müşterilerimizi operasyonumuzun merkezine koymak olmuştur. Bu bağlılığı göz önünde bulundurarak, bu zorlu zamanın da üstesinden geleceğimize eminim. Bildiğiniz gibi, 33.000 KLM personeli endişelerinizi anlamak ve sizinle ilgilenmek için daha fazlasını yapacaktır. KLM’yi seçtiğiniz için teşekkür eder ve güvenli seyahatler dileriz. Saygılarımla, Pieter Elbers Başkan & CEO KLM Royal Dutch Airlines


EKONOMİK NOKTA

TEKNOLOJİ

01 - 15 Nisan 2020

11



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.