ekonomiknoktagazetesi-276

Page 1

Sayfa 4

Sayfa 6

Sayfa 11

Sayfa 12

NOKTA Ekonomik

Aktüel Siyasi Ekonomi Gazetesi

1 - 7 Nisan 2020

Covid -19 borsa ve dolara bulaştı !

Yıl 15

Sayı : 276

Fiyatı: 10 TL

Koronavirüs (Kovid-19) hasarlarını onarmaya

çalışan merkez bankalarının hamlesine son olarak Fed’in faiz indirimi ve 700 milyar dolarlık varlık alım paketi eklendi. Sayfa 2

Koronavİrüs

BENEO’dan 50 mİlyon

hem tehdİt hem fırsat

Euro’nun üzerİnde

OLABİLİR Mİ?

yatırım

Ş

T

üm dünyaya dalga dalga yayılan koronavirüs, başta salgının sıfır noktası Çin’de olmak üzere birçok sektöre milyar dolarlarca kayıp yaşattı.

Sayfa 8

ili’deki üretim tesisinde gerçekleştirilen kapasite arttırımıyla 2022 yılına kadar küresel hacimde %20 artış..

HEDEF KİTLENİZE ULAŞMANIN ADRESİ WORLD MEDIA GROUP ...

Sayfa 14

1


EKONOMİK NOKTA

Ekonomik Gündem

GÜNCEL - BAKIŞ

01 - 07 Nisan 2020

yenİ dünya’da DİJİtalleşme ve KOBİ’ler

ilker kaplan

C

ovid - 19 pandemisinin yerküremiz üzerinde bırakacağı “Yeni dünyanın” fragmanını, on beş gündür hep birlikte yaşıyoruz. Güncel sağlık sorunları ve çözüm önerileri dışında geleceğe dönük bir projeksiyon ortaya koymak gerekirse; World Media Group olarak, yaklaşık 7 yıldır sürekli dillendirdiğimiz ‘dijital dünyaya’ geçişin ilk nüvelerini hazırlıklarını toplumsal olarak test ettiğimiz bir süreçten geçiyoruz. Çok detaylı; sosyal, siyasal kültürel ve ekonomik değişimler bizi bekliyor. Ancak bunları kaleme almaya çalışsak ciltlerce külliyat ortaya çıkar. Şimdilik okur kitlemiz kobilere dönük bir kaç öneri sunalım ve detaylı öngörülerimize önümüzdeki dönemde değinelim. Dünya dijital uygulamalara ve platformlara doğru inanılmaz bir hızla evriliyor. Yaşanan tüm gelişmeler ve değişen rekabet koşulları, yenilenmeyi ve dönüşümü mecbur kılarken, günümüzde KOBİ’ler için en önemli önceliklerinin başında dijitalleşen gelecekte “var olmak” ya da “olmamak” yer alıyor. Türkiye ekonomisinin yüzde seksenini oluşturan KOBİ’lere bu dijitalleşme sürecini iyi değerlendirmek zorunda. Web sitenizi geliştirerek işe başlayın Günümüzde KOBİ’ler ile müşteriler arasındaki ilk temas genellikle web siteleri üzerinden gerçekleşiyor. Web siteleri, müşterilerinizin hakkınızdaki tüm bilgilere hızlı ve kolay erişimi

sağlar. Bu nedenle web siteniz yoksa mutlaka en kısa sürede gerekli adımları atın. Web siteniz mevcut ise güncel trendlere uygun olarak geliştirin. Mümkünse web itenizin tek sayfadan oluşmamasına dikkat ederek, yüksek çözünürlüğe sahip görseller kullanın ve sitenizin mobil uyumlu olmasına da özen gösterin. Ayrıca sitenizde “teklif formu” kullanarak müşterilerinizden talep toplayabilir, teklifler sunabilir ve yeni müşterilere ulaşarak gelirinizi artırabilirsiniz.

oldukça önemli olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla KOBİ olarak başta büyük sosyal mecraları olmak üzere, işiniz ile uyumlu tüm platformlarda yer alın. Bu mecralarda şirketiniz ile ilgili paylaşımlar yapmanın yanı sıra farklı gruplara üye olarak bir network ağı geliştirebilirsiniz. Ayrıca sosyal medya mecralarında düşük maliyetlerle düzenli reklamlar vererek, hedef kitlenizin bulunduğu alanlarda görünür olabilir, ürün ve hizmetlerinizi bu mecralar üzerinden hedef kitlenizle buluşturabilirsiniz.

Online mecralardaki varlığınız her ne kadar şirketinize artı değer katsa da bu mecralarda gerekli çalışmaları ve yatırımları yapmanız gerektiğini unutmayın. Online mecralarda görünür olmanız ve arama motorlarında rakiplerinize oranla daha üst sıralarda yer almanız sizi bir adım öne çıkaracaktır. Dolayısıyla başta özgün ve arama motoru optimizasyonu (SEO) uyumlu içerikler oluşturmaya, akabinde ise teknik altyapıya yönelik doğru yatırımlara önem verin.

E-posta pazarlaması yapın

Dijital kimliğinizi oluşturun Bu dönemde kurumsal yapınız hakkındaki online izlenimin ya da diğer bir deyişle “dijital kimliğinizin” oluşmasına öncelik verebilirsiniz. Dolayısıyla faaliyette bulunduğunuz alan ile ilgili tüm online mecralarda mutlaka yer almaya çalışın, bu mecraları aktif ve etkili bir biçimde kullanın. Sosyal medyada aktif olun Aktif kullanıcı sayıları göz önüne alındığında sosyal medya mecralarının

Künye Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu yazı işleri Müdürü İlker Kaplan Reklam Halkla İlişkiler Hatice Karabay Reklam Müdürü Zafer Altın İdari İşler Müdürü Ayşe Savranoğlu Grafik Tasarım Simge Savranoğlu Yazı İşleri Defne Deniz Baskı World Media Group Baskı Merkezi Yönetim Yeri Akşemsettin Mah Güneş Sok No 48 / 1 Eyüp / İstanbul web www.ekonomiknokta.com e-mail gazete.haber@gmail.com Ekonomik Nokta Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz.

2

Müşteri verilerinizi güncel tutmaya özen gösterin. Ayrıca müşterilerinizin satın alma potansiyelini göz önünde bulundurarak e-posta pazarlaması yapabilir, ürün ve hizmetlerinizle ilgili e-postalar gönderebilirsiniz. Ancak bu noktada müşterilerinizden ve kurumlardan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) uyarınca gerekli izinleri almanız gerektiğini unutmayın.

Analiz yapmayı ihmal etmeyin KOBİ’lerin yaptıkları çalışmaların ardından gerekli analizleri yapmamaları ve elde ettikleri verileri değerlendirmemeleri en önemli hataların başında geliyor. Gerçekleştirdiğiniz tüm çalışmalar için analizler yapmayı şirket kültürünüzün bir parçası haline getirerek, elde ettiğiniz verilerden mutlaka yararlanın. Bunun için web sitesine gelen ziyaretçileri detaylı olarak tanımanıza, aynı zamanda hedef kitlenizin beklentisini de anlamanıza yardımcı olacak Google Analytics servisini kullanabilirsiniz. Evet “Yeni Bir dünya” kuruluyor ve herkes bu yeni dünyada yerini alacak. Tüm insanlık gibi bizim de ülke olarak bu süreci hazırlıklı karşılamamız ve gerekli eko-sistemi oluşturacak adımlar atarken, kendi doğamızla ve dışımızdaki “yaşam alanlarımızla” barışık olmamız önemli bir ödev olarak karşımızda duruyor.


EKONOMİK NOKTA

GÜNCEL - BAKIŞ

01 - 07

Nisan 2020

Borsada Kaybı Yüzde 7 Üzerİ, Dolar 6.55’İ Aştı Koronavirüs (Kovid-19) hasarlarını onarmaya çalışan merkez bankalarının hamlesine son olarak Fed’in faiz indirimi ve 700 milyar dolarlık varlık alım paketi eklendi.

B

u hamleler tansiyonu düşürmezken; Borsa İstanbul, yüzde 7’yi aşan kayıplarla 89 bin puanın altına geriledi, dolar 6.40’ı aştı. Koronavirüs salgının ABD ve Avrupa’da yayılma hızının artması piyasalar üzerindeki baskı unsuru olmaya devam ediyor. Bu baskıyı azaltmak için dev bir hamle yapan ABD Merkez Bankası (Fed), dün gece yarısı faizlerde 100 baz puan indirime giderek yüzde 0-0.25 aralığına çekti. Sert faiz indiriminin yanı sıra 700 milyar dolarlık genişleme programı hazırlayan Fed’in bu hamleleri piyasalardaki tansiyonu düşürmeye yetmedi. ABD vadeli endekslerinin yeni haftaya da sert düşüşlerle başlarken Asya borsalarında da düşüşler yaşanıyor. Borsa İstanbul, 89 bin puanın altında Küresel piyasalardaki negatif hava Borsa İstanbul’u da etkiliyor. Yüzde 3.5 ekside başlayan Borsa İstanbul, gün boyu gelen kademeli satışlarla kayıplarını yüzde 7’nin üzerine taşıdı. Endeks, 89 bin puanın altına gerilerken gün içi en düşük seviye 88 bin 902 puan oldu. Borsa İstanbul bugün gördüğü 88 bin puan seviyeleriyle son 10 ayın en düşük seviyelerini gördü. Yeni haftanın ilk gününde dolar/TL kuru 6.40’ı aştı. Euro/TL ise 7.13 seviyelerinde. Petrol fiyatları yeni haftada düşüşünü sürdürüyor. Brent petrolün varil fiyatı 32 doların altında. Altının ons fiyatı ise 2020 yılında ilk kez 1500 doların altına geriledi. Yurt içinde piyasalar küresel koronavirüs gelişmelerine ve Türkiye’deki koronavirüs vakalarına ilişkin haberleri takip edecek. ABD vadelileri yüzde 5’e yakın düşüşte

koronavirüse ilişkin endişelerin yanı sıra Çin’den gelen beklentilerden çok daha kötü verilerin de etkisi bulunuyor.

Virüsün ABD üzerinde ne gibi etkileri olacağına dair belirsizlikler var ve piyasa Fed’in erken hamlesini ‘panik butonuna basma’ olarak değerlendirdiği için endeksler geriliyor.

Merkez bankalarından swap hamleleri Koronavirüs salgınının global ekonomik etkileri ile mücadele için Fed, Kanada Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası, BOJ, ECB ve İsviçre MB ortak eyleme geçtiler ve mevcut dolar swap düzenlemeleri yoluyla dünya genelinde dolar likiditesini güçlendirmek için harekete geçtiler. Bu global merkez bankaları swap hattı kredilerinde faizleri düşürdüler ve bu tür kredilerin süresini uzattılar. Ekonomist Erkan: Fed kriz yönetiminde eşiği geçti Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, Fed’in hamlesini şu şekilde yorumladı: “Fed faiz oranlarını yüzde 0-0.25 aralığına düşürdü, varlık alımlarını artırdı ve finansal piyasa işleyişini destekleyecek ve uzun dönemli ekonomik çöküşü önlemeyi amaçlayan bir önlem aldı. Fed’in planlı toplantıdan 3 gün önce acil bir şekilde aldığı kararlar koronavirüsün ABD ve küresel ekonomi üzerindeki çöküş etkisinin boyutları açısından para politikalarında eşiğin geçildiğini gösteriyor. Fed son 2 haftada 150 baz puan faiz indirmiş oldu, 700 milyar dolar varlık alım programını devreye soktu (yine GB + MBS şeklinde) ve New York Fed piyasaya 1.5 trilyon dolarlık likidite sağlıyor.

Powell, negatif oranların gündemde olmadığını söyledi. Bankacılık sektörünün korunması anlamında önemli, ancak kredi mekanizması muhtemelen işler biraz iyiye gitmeden tam olarak düzelmeyecektir. Faiz + QE formülü bu bağlamda yeterli görülmeyecek görünüyor, Fed’in şu anda alması gereken kağıtlar da mortgage tabanlı tahviller değil. Piyasa likidite sıkışıklığı içinde ve bu noktada swap mekanizması kullanılarak küresel dolar fonlamasının sağlıklı işlemesi amaçlanıyor. Bu operasyonun içinde Fed’in yanında ECB, BOE, BOJ, BOC ve SNB de var. Ortak planın bir parçası olarak 6 merkez bankası, bir haftalık operasyonlarının yanı sıra 25 baz puandan 84 günlük vadede, gecelik endeks swapları (OIS) ile haftalık dolar sağlamaya başlayacak. Muhtemelen USD bu süreçten sonra kendi dinamiklerinde zayıf kalacak, ancak diğer ülkelerde de işler kötü olduğundan bunun parite hareketlerine nasıl yansıyacağı belirsizliğini koruyor. Küresel durgunluk, fiyatlama mekanizmasının ters işlemesine neden olabilir. Normal şartlar altında Fed faizleri 0 noktasına indirirken değer kazanması gereken TRY, ZAR, RUB gibi paralar da bu dinamikler nedeniyle değer kaybetme eğilimlerini bozmamaktadır.”

Dow Jones Sanayi Endeksi yeni haftaya 1041 puan, yüzde 4.53 düşüşle 21.947 puandan başladı. Mart vadeli Standard & Poor’s 500 Endeksi yüzde 4.77 düşüşle 2567.50 puana gerilerken, Nasdaq vadeli endeksi de yüzde 4.55 büyüme 75.414 puana indi. Dünya

borsalarının

yeni

haftaya

kötü

başlamasında

3


EKONOMİK NOKTA

ENERJİ - OTOMASYON

01 - 07 Nisan 2020

KONTEK OTOMASYON CEO’SU TOLGA MURAT ÖZDEMİR: “25 YILLIK TECRÜBEMİZ İLE SAĞLAM ADIMLAR ATARAK İLERLİYORUZ” Kontek Otomasyon Ceo’su Tolga Murat Özdemir gerçekleştirdiğimiz görüşmede: “Geleceği izliyor ve gelecekte oluşabilecek ihtiyaçları öngörerek zamanında gelişme sağlayabiliyoruz. Dinamik kadromuz ve 25 yıllık tecrübemiz ile sağlam adımlar atarak ilerliyoruz” dedi.

K

ontek, 1994 yılında Endüstriyel Otomasyon ve Taahhüt Kabiliyetleri ile enerji verimliliği çözümleri (AC Motor Sürücüleri) sunma amacı ile İzmir’de kuruldu. Schneider Elektrik firmasından ayrılan 2 başarılı ortak (Ayhan Şahin ve Tolga Murat Özdemir) tarafından ekonomik kriz döneminde büyük kararlar ve büyük riskler alınarak kurulan Kontek; riskleri avantajlara çevirerek enerji ve otomasyon sektöründe bugünkü konumunu aldı. Anahtar teslimi endüstriyel tesis elektrik ve otomasyon projeleri gerçekleştiren ve bir Elektrik Mühendisliği firması olarak hizmetlerine devam eden Kontek, uluslararası markaların Türkiye ürün satış pazarındaki tek yetkili bayiliğini alarak otomasyon sektöründeki lider firmalar arasında yer aldı. 2014 yılında tüm otomasyon ve taahhüt tecrübeleri ile Konar Enerji’yi kurarak güneş enerjisi sektöründe faaliyet göstermeye başladı. Güncel PV solar, depolama ve şebeke otomasyon teknolojilerini kullanarak her geçen gün büyüyen Konar Enerji; Endüstride ve Ticari yapılarda, Çatı GES sektöründe kurduğu santraller ile Solar EPC sektöründe önemli başarılara imza attı. Kontek 25.yılında Konar Enerji ile birleşerek Otomasyon, Taahhüt, Enerji verimliliği, Solar EPC ve İşletme bakım gibi 5 ana operasyonel birimi içerisinde barındıran bir ESCO ‘’Enerji Hizmetleri Sağlayan Firma’’ oldu.Kontek sektöründeki gelişmeleri yakından takip ederek daha çok dijitalizasyon arzusu ile geleceğe sağlam adımlar ile ilerlemekte. *Firma olarak şu anda kendinizi sektörün neresinde konumlandırıyorsunuz? Enerji ve otomasyon sektörü her zaman kendini geliştirmek zorunda olan bir sektör. Bu dinamik yapılanma şirketleri hem ayakta tutuyor hem de gençleştiriyor. Yeniliklere açık ve genç yapılanmalar istiyor. Biz bu konuda kendimizi şanslı görüyoruz çünkü dinamik ve gelişmeye açık bir yapıdayız, organiğiz. En önemlisi de müşterilerimizi iyi tanıyoruz. Pazarlama kabiliyetlerimiz ile mühendislik know-how’ımızı birleştirerek kendimizi evirebiliyor, evrimleştiğimiz yapıları müşterilerimize sınırsız hizmet çözümleri olarak sunabiliyoruz. Enerji verimliliği, taahhüt, otomasyon, güneş enerjisi çözümlerini müşterilerimize 360 derece sunabiliyor olmak ayrıca bizi sektörde çok önemli bir konumda tutuyor. 25 yıllık tecrübemiz ve mühendislik becerilerimizin yüksek seviyede olması bizi hep ön plana çıkaran özellikler oluyor. Geleceği izliyor ve gelecekte oluşabilecek ihtiyaçları öngörerek zamanında gelişme sağlayabiliyoruz. Dinamik kadromuz ve 25 yıllık tecrübemiz ile sağlam adımlar atarak ilerliyoruz. *Kontek Otomasyon ile grup şirketi Konar Enerjinin birleşmesinden beklentileriniz neler?

4


EKONOMİK NOKTA Neden Birleştik?

Kontek Otomasyon, Endüstriyel otomasyon ve enerji verimliliği konusunda faaliyet gösteren bir elektrik mühendisliği firması. Konar Enerji ise 2012 yılı sonunda %100 Kontek ‘in iştiraki ile kurulmuş, yenilenebilir enerji konusunda faaliyet gösteren, hem yatırımcı kişiliği hem de kurulumcu mühendis kişiliğiyle birlikte kendini güneş enerjisi Fotovoltaik Solar Sektörüne adamış bu sektörde projeler üreten ,yatırımlar yapan yine bir Mühendislik firması. Bu yıl 25. Yılımız ile; gelişen her iki sektöründe birbirine yakınlaşmasıyla birlikte dünyada artık sadece solar değil , ‘’Soların da Ötesi’’, ‘’Enerji ve Ötesi’’ konseptinde bu iki firmayı birleştirme kararı aldık. 25. Yılımızda bunu yapıyor olmanın bir anlamı var. Artık yeni dönemde aslında her iki sektöründe daha fazla yakınlaşması gerektiğini, yakınlaşacağını bu transformasyonun sektörde de yaşanacağını düşünerekten aslında biz bu birleşmeyi yapıyoruz! Enerji ve Otomasyonu birleştirdik, Mühendislik tecrübemiz ile harmanladık! Biz hep enerji sektörünün içinde bir firma olduk. Kontek tarafından bakacak olursak Asenkron motorlarda enerji tasarrufu ve verimliliği konusunda 25 yıllık faaliyet gösteren bir firma iken bunu Otomasyonla birlikte optimizasyon amaçlı da kullandık. 2012 yılından itibaren artık enerji üretiminin de içinde olarak yenilenebilir enerjinin de içinde olarak bunu daha yeni trendlerde alternatif enerji kaynaklarıyla birlikte enerjinin hem üretiminde ve aynı zamanda da tüketirken verimli olarak tüketiminde varolan bir firma olduk. Dünya yüzünü enerjiye döndü! Son zamanlarda özellikle Konar Enerjinin odaklandığı güneş enerjisi oldukça popülarite sağlayan bir sektör. . Sadece Türkiye ‘de değil dünyada da öyle çünkü Paris konferansıyla birlikte 2015 ‘de artık yeni bir dönem açıldı. Dünyada artık gidilecek bir yer olmadığını keşfetti. Müthiş bir global ısınma var ve zamanında Kyoto protokolü ile bir şeylere başlandı ama başta Amerika bunu imzalamadı. Çünkü çok büyük yükümlülük altına giriyordu. Paris konferansıyla birlikte bu daha geniş bir zemine yayıldı ve yüzyılın sonuna kadar global ısınmayı 2 derecede tutmak için bütün ülkeler mutabık kaldı... Türkiye ‘de bunu kabul ediyor. Biz bütün bu gelişmeleri birleştirerek geleceği tasarlayıp kendimize hedefler koyduk. Kontek 25.yılında Konar Enerji ile birleşerek Otomasyon, Taahhüt, Enerji verimliliği, Solar EPC ve İşletme bakım gibi 5 ana operasyonel birimi içerisinde barındıran bir ESCO ‘’Enerji Hizmetleri Sağlayan Firma’’ oldu. Sektöründeki gelişmeleri yakından takip ederek daha çok dijitalizasyon arzusu ile geleceğe sağlam adımlar ile ilerlemekte. *Faaliyet alanlarınız neler? Kontek; Enerji Verimliliği ve Drives bölümü ile; enerji verimliliğini arttırma projeleri takip ederken, Automation ile proses sisteminin izlenmesine ait PLC, HMI, Scada network haberleşme donanım ve yazılım altyapısını kuruyor, Contracting ile elektrik ve otomasyon taahhüt projelerinde tasarım, tedarik ve projelerde sürdürülebilir enerji tasarrufu çözümlerini yatırımcılarına anahtar teslimi kapsamlarla sunmayı hedeflerken, Konar ile güncel PV, depolama ve şebeke otomasyon teknolojileri ile güneş enerjisi projeleri takip ediyor ve Solargy ile performans arttırıcı çözümler sunarak güneş enerjisi santrallerinde işletme-bakım hizmetleri veriyor. Enerji ve Otomasyonu üstün mühendislik tecrübeleri ile birleştiren Kontek, yurt içinde ve yurt dışında 5 ana bölümü ile müşterilerine uçtan uca mühendislik çözümleri sunuyor. Sektörel gelişmelere ayak uyduran Kontek, 2020 yılında İsviçre merkezli yurt dışı yapılanması ile Avrupa ve MENA bölgelerinde, sadece Solar Lease projeleri yürütmeyecek, aynı zamanda Solarify ve Enerify adı verdiği yapay zeka alt tabanlı yazılım projeleri ile daha çok dijitalizasyon diyecek! *Firma olarak yurtiçi ve yurtdışında çalıştığınız bölgeler ile ağırlık verdiğiniz sektörler hangileri? Kurulduğu yıldan bu yana KONTEK, Türkiye’de tüm 5 birimi ile Türkiye’nin her yerinde, Türkiye dışında birçok ülkede Enerji Verimliliği ve taahhüt projeleri başta olmak üzere kapsamlı onlarca projeyi hayata geçirmiştir. Bu projelerin tamamına, gerçekleştirdiği iş geliştirme faaliyetleri ve edindiği güvenilir referanslar sayesinde dahil olmuş, Türkiye’de bulunan merkez ofisinde masa-başı mühendislik çalışmaları ile tasarlamış, kendi ekibinde bulunan yetkin mühendislerinin sahada projenin tüm aşamalarını kontrol etmesiyle, lokal iş gücünden faydalanarak hayata geçirmiştir. 2018 yılının başından bu yana, farklı coğrafyalarda Konar ile güneş enerjisi sektöründe Türkiye dışında çalışmalarını hızlandırmıştır. Katılım gösterdiği fuar, konferans ve diğer

ENERJİ - OTOMASYON

etkinlikler ile geliştirdiği ilişkileri sayesinde Orta Doğu’da Ürdün, Kuveyt, Bahreyn, Umman ve Suudi Arabistan’da lokal partnerlikler kurmuştur. Bu partnerlikler sayesinde, ilgili ülkeler ve Orta Doğu’nun diğer ülkelerinde açıklanan projeler ile ilgili bilgileri kolaylıkla almakta ve proje öncesi yapılması gereken mühendislik çalışmalarını üstlenerek partnerlerine know-how sağlamakla birlikte, ilgili ülkelerde varlık göstermektedir.

*Kontek olarak çeyrek asırlık bir tarihten bahsediyoruz. Bu çeyrek asırlık tarihi ve geçirdiğiniz aşamaları anlatır mısınız?

01 - 07

Nisan 2020

Buna ek olarak, özellikle elektrik şebekesinin eksikliği olan Afrika ülkelerinde hibrit ve mini-grid adı verilen şebekeden bağımsız, güneş enerjisi ve diğer kaynakları da içeren hatta enerji depolama çözümleri ile elektriği olmayan bölgelerin elektriklendirilmesi ile ilgili projelere dahil olmaktadır. Bu hususta, Kontek’i öne çıkaran en önemli özelliği 25 yıllık otomasyon tecrübesi ile bu tip projelerin enerji yönetimini kolaylıkla yapıyor olmasıdır. Uzun görüşmeler ve kat edilen yollar sonrasında, yakın zamanda alınan bir karar ise Kontek, 2020 yılı içerisinde İsviçre merkezli, hem İspanya hem de Hollanda’da aktif rol alacak olan bir şirketleşme sürecinde olacak ve İspanya’da Leasing modeli ile kendi projelerini hayata geçirirken, Hollanda’da ise anahtar teslim EPC hizmetleri verecektir. Aynı zamanda, ilişkilerimizi geliştirdiğimiz tüm ülkelerde Solarify ve Enerify yazılımlarının yayılmasını planlamaktayız.

1967 yılında doğan Tolga Murat Özdemir, orta öğrenimini Aydın Lisesi’nde, Lisans eğitimini Doğu Akdeniz Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünden mezun olarak 1989 yılında tamamlamıştır. 1991 yılında Schneider Electric’te Otomasyon Satış Mühendisi olarak iş hayatına ilk adımını atmıştır. 1992-1993 yılları arasında Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilciliği,1993-1994 yılları arasında Ege Bölge Temsilciliği görevlerini üstlenmiştir. 1994 yılında almış olduğu radikal bir karar ile Endüstriyel Otomasyon ve Ürün Satış sektöründe hizmet veren Kontek Otomasyon A.Ş.’yi İzmir’de kurarak İstanbul ve yine İzmir’de mühendislik deneyimlerine sahip firmaların ortaklığı ile sektörde yükselen bir ivme kazanmıştır. Bu dönemde şirket yönetiminde Ürün Satış Direktörlüğü görevini üstlenen Tolga Murat Özdemir 2004 yılında İstanbul ve İzmir organizasyonlarının tek bir çatı altında toplanmasıyla birlikte Kontek A.Ş.’nin Genel Müdürlüğünü üstlenmiştir. 2013 yılında girişimci ruhu ile enerji sektöründe yeni yatırımlara imza atmak için Kontek A.Ş.’nin mühendislik tecrübesi ile Güneş Enerji Sistemleri alanında hizmet veren Konar Enerji A.Ş.’nin İzmir’de kurulmasına öncü olmuştur. 2020 yılında Kontek Otomasyon ve Konar Enerji Firmasını birleştirerek Enerji Tasarrufu, Otomasyon ve Yenilenebilir Enerji Sektörlerinde ESCO olma yolunda faaliyetlerini sürdürmekte olan Kontek A.Ş ‘nin CEO’sudur. Güneş Enerjisi Sektörünün önde gelen derneklerinden GENSED’in Başkan Yardımcılığını üstlenen Tolga Murat Özdemir, yoğun iş hayatının yanı sıra kurucu üyeliğini yapmış olduğu İzvet İzmir Veteran Masa Tenisi Derneği ve Kontek Spor Kulübü Derneklerinin Yönetim Kurulu Başkanlığını üstlenerek aktif spor hayatını sürdürmektedir.Tolga Murat Özdemir hala Kontek Şirketler Grubunun CEO luğunu yapmakta evli ve 2 çocuk babasıdır.

5


EKONOMİK NOKTA

İŞ DÜNYASI

01 - 07 Nisan 2020

ÇAĞSİAD AYLIK RUTİN İŞ BULUŞMALARI SÜRÜYOR Çağdaş İş İnsanları Derneği’nin bu ay gerçekleştirdiği “iş buluşması” ana teması özelde Elazığ depreminde gerçekleştirilen çalışmalardı. İş İnsanı ve ÇAĞSİAD Yönetim Kurulu Üyesi, Erdoğan Uludağ, Elazığ’da gerçekleştirilen yardım çalışmalarından bahsetti. Toplantının diğer Bölümünde ÇAĞSİAD ve iş yaşamı üzerine konuşmalar gerçekleştirildi. ÇAĞSİAD Başkanı İsmail Ali Şahin ve ÇAĞSİAD İstanbul Şubesi Başkanı Adnan Bulut; İş yaşamında dayanışma ve iş geliştirme üzerine konuşmalar gerçekleştirdiler.

Ç

AĞSİAD Başkanı İsmail Ali Şahin konuşmasında şunları söyledi : “Çağdaş İş insanları Derneği; kurulduğu günden bu yana misyonu ve vizyonu doğrultusunda çağdaş dünya görüşüne sahip üyeleri ve yönetim kadrosuyla; üyesi olan esnafın ve ülke ekonomisinin temel taşını oluşturan KOBİ’lerin dayanışmasını sağlamayı, sorunlarını paylaşabileceği ve çözüm noktasında birlikte hareket edebileceği bir örgütlülük yaratmayı ilke edinmiştir. Daha çok iletişim, daha çok ticari ilişki, daha çok proje ve daha etkin ÇAĞSİAD diyerek çıktığımız yolda Türkiye’nin değerli sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerin daha da kuvvetlendirilmesi, Kobilerin gelişmesinde rol oynayan KOSGEB, Kalkınma Ajansları vb. kurumlarla üyelerimizi ortak noktada buluşturmak, STK ve Üniversite işbirliği ile üyelerimizin gelişimine katkı sağlamak, üyelerimizin sosyal anlamda da gelişimini sağlayacak seminer, konferans gibi etkinlikleri organize etmek ana çalışma konularımız arasında yer almaktadır. Bir gereklilikten doğan ÇAĞSİAD; Türkiye genelinde yürütülen örgütlenme çalışmalarıyla elde ettiği başarıyı yurt dışında temsilciliklerle desteklemek ve örgüt ağını geliştirmek hedefindedir. En önemli varlığımız ve ilham kaynağımız insanlardır… Gelin bir olalım, diri olalım birleşmeliyiz ki iri olalım…” Topantıya katılan 40 firmadan birisi olan, WORLD MEDIA GROUP Genel Yayın Yönetmeni İlker Kaplan’da ÇAĞSİAD’ın iskeletini oluşturan KOBİ’lerin yeni sanayi devrimine hazırlanmasının kaçınılmaz olduğuna değindi. Bu konuyla ilgili ve genel olarak Çağdaş İş İnsanları Derneği ile ilişkilerini geliştireceklerini ve desteklerinin yoğunlaşarak süreceğini sözlerine ekledi.

6


EKONOMİK NOKTA

İŞ DÜNYASI

01 - 07

Nisan 2020

Türk kekİğİnİ yabancı ota kurban etmeyelİm Kekikte Denizli Ticaret Borsası ile lisanslı depoculuk kurmak için çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Denizli Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Ziraat Mühendisi Şahin Şentürk, “Türkiye’de Kekik Sektörünün Durumu” isimli sunum yaparken, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ulvi Zeybek, “Kekik Tarımında Yabancı Ot Mücadelesi”ni anlattı. Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Ziraat Yüksek Mühendisi Hakan Örnek ise; “Pestisit Kalıntıları ve Kekikteki Durumu”nu özetledi. Türkiye 108 ülkeye kekik ihraç etti Türkiye, 2019 yılında 108 ülke ve serbest bölgeye 54 milyon 40 bin dolarlık kekik ihraç ederken, Amerika Birleşik Devletleri 10 milyon 522 bin dolarlık Türk kekiği tercihi ile zirvede yer aldı. Almanya’ya 5 milyon 39 bin dolarlık kekik ihraç eden Türkiye, Hollanda’ya 1 milyon 557 bin dolarlık kekik gönderdi.

D

ünya kekik ihtiyacının yüzde 80’ini karşılayan Türkiye, kekiğe yabancı ot karışması nedeniyle Avrupa Birliği ülkelerinde pazar kaybı tehlikesi yaşıyor. Türkiye, kekikte yabancı ot sorununu çözemezse rakip ülkelerin konumunu güçlendirmesi an meselesi. Yunanistan’ın, 2019 yılında uzun yıllar sonra bin ton kekik ihraç etmeyi başardığını belirten Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Tarakçıoğlu, üreticilerin üretim ve hasat sırasında yabancı ot ile mücadele etmesi gerektiğini aksi takdirde Türk kekiğinin dünya pazarlarındaki payının düşebileceğini ifade etti. Tarakçıoğlu, tedbir alınmadığı takdirde Yunanistan ve diğer kekik üreticisi ülkelerin Türk kekiğine rakip haline geleceğini dile getirdi. Dünya mutfaklarında yemeklere müthiş lezzet katan, kalp sağlığı, kanser, sindirim sistemi ve solunum yolu rahatsızlıklarında tedavi edici özelliği olan, Türkiye’nin üretim ve ihracatında lider olduğu kekikte yabancı ot tehdidini bertaraf etmek için Tarım ve Orman Bakanlığı, ihracatçılar ve üreticiler harekete geçti. Türkiye’nin kekik üretiminin yüzde 90’ının yapıldığı Denizli’de düzenlenen “Kekik Tarımının Sorunları ve Çözüm Yolları” isimli toplantıda üreticilere kekikte yabancı ot kalıntısı nedeniyle ortaya çıkan PA sorununun ortadan kaldırılması için yapılması gerekenler anlatıldı. Kekikten 60 milyon dolar kazanıyoruz Türkiye’de her yıl 20 bin ton civarında kekik üretildiğini dile getiren Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, sağlıklı ürün olduğu için kekiğin dünya genelinde tercih edilen bir ürün olduğunu, yıllık 60 milyon dolarlık ihracatın sürdürülebilir olması için kekik üretimi sırasında ve hasadında yabancı otla doğru mücadele edilmesi gereğinin altını çizdi. Kekik ihracatının Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm dünyaya ihracatının devamlılığı için PA sorununun çözümünün hayati önem taşıdığına işaret eden Tarakçıoğlu, “Bu üründen üreticilerimiz başta olmak üzere hepimiz kazanç sağlıyoruz, ekmek yiyoruz ve ülkemize döviz kazandırıyoruz.

Türk kekiğinin kalitesini ve üretim miktarını arttırmak ortak hedefimiz olmalı ve bu sayede dünyadaki kekik talebinin arttırılmasını sağlamalıyız. Tüketiciler her üründe tarımsal ilaç kalıntısı analizi istiyor. Bu konuda maksimum hassasiyet ile üretimlerimize devam etmeliyiz. Gelişigüzel yapılan gübreleme de ilaç kalıntısı kadar sorun yaratmakta ve sizlerin maliyetini artırmaktadır. Sonuç olarak toprak analizlerine uygun yapılacak gübreleme ve gerektiği takdirde zamanında uygun dozda kullanılacak tarım ilacı haricinde ürüne zarar verecek her türlü kimyasalın kullanımından kaçınılmalıdır. Yunan kekiğinin Türk kekiğinin yerine geçmesinin önüne birlikte geçebiliriz” diye konuştu. PA sorununu aşmak için yabancı ot ile mücadele şart “PA sorununu yabancı ot ile mücadele etmez isek aşamayız” uyarısında bulunan Tarakçıoğlu şöyle devam etti: “Aksi durumda bu ürünün tüketimi azalır, alıcı ülkeler ülkemizden ürün almak yerine diğer rakip ülkelerden ürün almayı tercih eder ve hep birlikte ülke olarak kaybeden biz oluruz. Hepimiz aynı gemideyiz, bu nedenle, kekik üretimine devam edip bu üründen kazanç sağlamak istiyorsak elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız. Unutmayalım ki; On kişi bir işi doğru yapar, bir kişi üzerine düşeni yapmazsa, o bir kişi yüzünden diğer dokuz kişi, ihracatçı firma ve ülkemiz zarar görebilir, ülke ve ürün imajı zedelenir. Tüm sektör zorlanır.” Erkaya; “Denizli’de 145 bin dekar alanda kekik üretiliyor” Denizli Tarım ve Orman İl Müdürü Yılmaz Erkaya, Denizli’de 1992 yılında kekik üretiminin başladığını, 2000’li yıllarda kekik tohumu dağıtımı yaptıklarını, Denizli genelinde Pamukkale, Güney, Buldan, Çal ilçelerinde 2019 yılı sonunda 145 bin dekar alanda kekik üretildiğini anlattı. Kekik üretiminde 2019 yılında Denizli’nin 16 bin ton üretim rakamına ulaştığı bilgisini veren Erkaya, “Serbest piyasada kekiğin kilogramı 8-9 TL aralığında satıldı, kekik üreticimiz 125 milyon TL gelir elde etti. Denizli’yi Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Merkezi yapmak için projeler geliştiriyoruz.

Yabancı ot Türk kekiğini tehdit etmesin

Türk kekiğine rakip çıkarmayalım

Türk kekiğinin Türk yabancı otla kekiğini savaşı yabancı otlardan ayıklamak için büyük güç birliği 7


EKONOMİK NOKTA

GÜNCEL - BAKIŞ

01 - 07 Nisan 2020

Koronavİrüs hem tehdİt hem fırsat Tüm dünyaya dalga dalga yayılan koronavirüs, başta salgının sıfır noktası Çin’de olmak üzere birçok sektöre milyar dolarlarca kayıp yaşattı.

E

ge Giyim Sanayicileri Derneği’nin Ege İhracatçı Birlikleri’nde düzenlediği panelde koronavirüsün ulusal ve uluslararası pazarda tekstil ve hazır giyim sektörüne yansımaları tartışıldı. Panelin moderatörlüğünü Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş yaparken, Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Toygar Narbay, Hugo Boss Genel Müdür Yardımcısı Nurgül Şahin, LC Waikiki Tedarik Müdürü Şenol Dallı, LC Waikiki Deniz aşırı Tedarik Müdür Yaşar Bozkurt, Söktaş Genel Müdür Yardımcısı Seyhan Aktemur panele konuşmacı olarak katıldı. Koronavirüs bilançosu ağırlaşıyor Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş, koronavirüs bilançosunu açıkladı. “İlk olarak Çin’de görülen ve daha sonra Güney Kore, İran’da yayılan ve bu hafta sonu itibariyle 16 milyon kişinin yaşadığı İtalya’nın Lombardiya bölgesi karantina altına alınmıştı. 10 Mart itibariyle de karantina uygulamasının tüm ülkede uygulanmasına karar verildiği haberini aldık. Dünyanın dört bir yanında bu sabah itibariyle vaka sayısı 130 bine yaklaşmış durumda. 81 bin vakayla Çin ilk sırada, İtalya’da vaka sayısı 13 bine ulaştı. Bu ülkeleri 9 bin ile İran, 8 bin ile Güney Kore takip ediyor. Şu ana kadar virüs nedeniyle dünya genelinde 4 bin 700 kişi hayatını kaybetti. 11 Mart itibarıyla virüs ülkemizde de görüldü.” Dünya piyasalarında domino etkisi Sertbaş, salgının insanların sağlığını etkilenmesinin yanı sıra küresel ekonomiyi de sekteye uğrattığını sözlerine ekledi. “Koronavirüs krizi son 2 aylık dönemde dünya ekonomisini, tedarik ve değer zincirlerini ve dolayısıyla hazır giyim ve tekstil sektörünü de derinden etkiledi. Dünya ekonomisinin en büyük ikinci oyuncusu Çin’de üretimin durma noktasına gelmesi ve Çin genelinde lojistikte yaşanan sıkıntılar birçok sektörde küresel çapta ciddi sıkıntılara neden oldu. Çin’in birçok bölgesinde fabrikalar kapalı veya düşük kapasitede çalışıyor. Birçok yabancı marka Çin genelinde mağaza sayısını azaltma yoluna gitmektedir. Çin ekonomisinin büyüme oranının önümüzdeki dönemde %6’dan %4’lere düşeceği öngörülüyor.” Hem tehdit hem fırsat Burak Sertbaş, Çin’de taleplerde görülen düşüşün kısa vadede Türk hazır giyim sektörüne sipariş ve ihracat artışı olarak döneceği görüşünde.

8

“Salgının ve neden olduğu sorunların devamı durumunda bu yıl hazır giyim sektörümüzün ihracatında 2-3 milyar dolarlık bir artış görülmesini bekliyorduk. Mevcutta yüzde 85 düzeylerinde olan sektördeki kapasite kullanım oranının önümüzdeki dönemde daha da artması beklenmekteydi. Sektörün ihracatındaki asıl artışın Nisan’dan sonra ortaya çıkacağı öngörüyorduk. Ancak Avrupa’da özellikle de ülkemiz ihracatında 3.sırada olan İtalya’daki gelişmeler sonrası hazır giyim ihracatının ana pazarı olan Avrupa ve ABD pazarı ile Ortadoğu ülkelerinde yeni koronavirüs vakalarının günden güne artmasının tüketimi azaltabileceği ve bu ülkelere hazır giyim ihracatında gerçekleşecek olan artışları yavaşlatabileceği görüşündeyim.” Ege Giyim Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Ertuğrul, Çin’den başlayan şu anda 120 ülkede baş gösteren koronavirüsün gerek ekonomi gerek sağlık tüm dünyanın kabusu haline geldiğini söyledi. Bağışıklık sistemi güçlü olanları etkilemeyecek Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı Dr. Ahmet Tuncay Batur, koronavirüs salgınına karşı alınacak önlemlerden bahsetti.

“Virüsler dünyada her zaman görülür. Biz böyle zamanlara hem bireysel hem de ekonomik açıdan hazırlıklı olmalıyız. Korkak davranarak bir yere varamayız. Sosyal medyadaki dezenformasyon içerikli paylaşımlara itibar etmeyin. Bağışıklık sistemi iyi olan birinin koronavirüsten etkilenme ihtimali yok. Sağlık Bakanlığı sıkı tedbirler aldı. Bakanlık bürokratları, akademisyenler ve uzmanların yer aldığı bir Koronavirüs Bilim Kurulu oluşturuldu. Eğitimler veriliyor, vatandaşlar bilgilendiriliyor.” Siparişler teslim edilemiyor, tazminat kapıda Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Toygar Narbay ise hazır giyim sektöründe ihracat ve ithalatın genel durumu ile Çin’in küresel pozisyonu hakkında bilgi verdi. “Çin Sanayi Bakanlığı’na mücbir sebep belgesi için başvurular bin 600 firmayı geçmiş durumda. Çinli tedarikçilerin müşterilere malı yükleyememeleri tazminat konusu olacak. Bu malların bedellerini ya tahsil ettiler ya edecekler. Alacak kişilerin elinde bu mallar nasıl sezonu geçtikten sonra satılacak, bu kayıplar kimin tarafından karşılanacak? Bu büyük bir problem. Yüzde 7-8’lerle büyüyen Çin’in yüzde 4’ün altında büyüme gerçekleştirmesi bekleniyor. Washington-Pekin arasında yapılan birinci faz ticaret anlaşmasına göre Çin, 2017’yi baz alarak ABD’den ithal ettiği mal ve hizmet tutarını 2020 ve 2021 yıllarında en az 200 milyar dolar artıracak. Bu anlaşma Çin’in mevcut


EKONOMİK NOKTA

GÜNCEL - BAKIŞ

01 - 07

Nisan 2020

Enseyİ Karartmayın…

durumundan dolayı nasıl işleyecek? ABD tarafında nasıl kullanılacak? Takip etmemiz gereken önemli konulardan biri.”

Hazır giyim ihracatında Çin’in payı 170 milyar dolar

milyar dolar Hong Kong’u da eklersek 170 milyar dolar civarında toplamda bir payı var hazır giyim ihracatında. Türkiye’nin ise 17,6 milyar dolar.” Artış bekleniyor

Çin’in yüzde 10 küçüldüğünde Türkiye kadar daha kapasiteye ihtiyacı olacağına Narbay, Baltık Kuru Yük endeksine göre değinen Narbay bunu hiçbir ülkenin global büyümenin iyi senaryoda yarım karşılamasının mümkün olmadığını puan kötü senaryoda ise 1,5 puan sözlerine ekledi. gerileyeceğini söyledi. “Yüzde 85 kapasiteyle doluluk oranıyla bütün makineleri aynı anda “Yüzde 85’i tekstil hazır giyime bağlı kullanmamız mümkün olmadığına göre Bangledeş’te koronavirüs salgını yeni yatırım yapmadan yeni bir kapasite yaşansaydı ülke iflasın eşiğine gelmişti. yaratmak büyük oyuncular siparişlerini Çin’in sektörel bağımlılığı yüzde 7,7. içeri çekmişken bütün tedarik zincirleri Türkiye’nin ise 10,4. Dünya hazır neredeyse 1 yıllık siparişleri bloke giyim harcamaları toplamda 480-490 etmişken ihracatçının kolay kolay milyar dolar hazır giyim ihracatı ve 1,4 siparişi üretecek yer bulması kolay milyar dolar seviyesinde perakende olmayacak. Mutlaka artış olacak ama harcamamız var. Dünya ihracatından Türkiye’nin kaldırabileceğinin ötesinde hazır giyimin aldığı pay ise yüzde olacak. Alıcıların ciddi anlamda 2,7’ler civarında. Hazır giyimde ilk 40 siparişlerini risk yönetimi çerçevesinde ihracatçıya bakarsak Çin’in payı 158 tekrar planlayacağını düşünüyorum.“

Ç

in başardı. Tehlikeyi büyük

oranda savdı. Biz de başarabiliriz.

ki Twitter adlı çöplüğü hiç kale almayın. CIA kuklası FETÖ’nün itleri binlerce sahte hesap ile algı yönetimi (panik) üretmekte…

Türk toplumu 200 kadar ülke içinde kişisel temizliğe çok önem veren ilk 10 ülke arasında yer alır.

Türkiye’nin çok sorunu vardır. Ancak tıp alanında çok üst seviyede bir ülkedir. Dünyanın her tarafından insanlar ülkemize tedavi olmak için gelmektedir.

AB ülkelerinin çoğunda sağlıklı tuvalet bile yok. Artvin ilimize komşu küçük ülkedeki tuvaletleri Dün bir hastaneye gittim. Gözlük bir görseniz insanlığınızdan camlarımı kontrol ettirdim. utanırsınız. Dişimdeki sorunu gösterdim. Bunlar için 1 dakika bile kuyrukta Bizde kolonya kullanma alışkanlığı beklemedim. Sağlık çalışanlarının on yıllardır zaten var. Sabunu kibarlığı, titizliği olağanüstü idi. bırakmış değiliz. “Ukala sosyetikler” kolonyayı, sabunu, hamamı, Devletin yetkililerinin keseyi küçümserdi. Hiçbir özelliği önerilerini uygulamaktan başka olmayan kimyasal jelleri bir matah yollara sapmayalım. Enseyi sanırdı. Şimdi hepsi gerçek temizlik karartmayalım. ürünlerine döndü. Ekonomik darlık, sıkışma, kriz de Tıp uzmanı olmayan medya atlatılacaktır. çakallarını takip etmeyin, okumayın, dinlemeyin. Hele

9


EKONOMİK NOKTA

SİGORTA

01 - 07 Nisan 2020

Generalİ, CoronavIrus İÇİn 100 mİlyon Euro’ya kadar fon yaratacak Generali Sigorta Yönetim Kurulu, son dönemlerde tüm dünyayı etkileyen Koronavirüs (Covid-19) için olağanüstü uluslararası fon oluşturulmasını onayladı. Fon kapsamında İtalya, acil durum için derhal 30 milyon Euro’ya kadarlık meblağdan yararlanacak. Fon ayrıca virüsten etkilenen diğer ülkelerdeki ekonomik toparlanmanın yeniden başlatılmasına da yardımcı olacak.

A

ssicurazioni Generali Yönetim Kurulu, Gabriele Galateri di Genola başkanlığında gerçekleşen toplantının ardından, uluslararası düzeyde Covid-19 virüsüne mücadeleye adanmış 100 milyon Euro’ya kadar Olağanüstü Uluslararası Fon oluşturulmasını onayladı. Oluşturulan fon öncelikle İtalya’ya yardım edecek ancak Generali’nin faaliyet gösterdiği diğer ülkelere de acil yardım sunacak ve orta vadede etkilenen ülkelerdeki ekonomik toparlanma çabalarını desteklemeyi amaçlayacak. Generali çalışanları da fona bağışta bulunabilecek.

Assicurazioni Generali Yönetim Başkanı Gabriele Galateri di

Kurulu

Genola ve Generali Grup CEO’su Philippe Donnet fon hakkında şunları söyledi: “Bu olağanüstü fonla Covid-19’in yarattığı acil duruma anında yanıt vermek için derhal bir kaynak havuzu oluşturduk. Generali, hem sağlık krizi hem de ekonomik krizle yüzleşmek için uluslararası toplumda lider olmak istiyor. Hepimiz bu savaşta mücadele etmek için birlikte çalışmak zorundayız. Biz, hem İtalya hem de Avrupa tarihinin bir parçasıyız ve mirasımıza paralel olarak, herkesin refahtan yararlanması için elimizden gelen her şeyi yapacağız”.

IMF’ten coronavirüs İÇİn 1 trİlyon dolar IMF, 1 trilyon dolarlık kredi kapasitesini aktif hale getirmek için hazır olduğunu açıkladı.

U

potensiyelimizi üyelerimiz için hazır luslararası Para Fonu (IMF)

Başkanı Kristalina Georgieva, Covid19

salgınının

küresel

ekonomi

üzerindeki olumsuz etkilerine karşı 1 trilyon dolarlık kaynağı kullandırmaya hazır olduklarını açıkladı. IMF’in internet sitesinde bir yazısı yayımlanan Georgieva, “IMF olarak, 1

10

trilyon

dolarlık

kredilendirme

bekletiyoruz” dedi. İlk adımda, acil yardım mekanizması kapsamında 50 milyar dolarlık kaynağı hemen

kullandıracak

durumda

olduklarını vurgulayan Georgieva, “Bunun 10 milyar dolarlık bölümünü düşük

gelirli

üyelerimize

faizsiz

kullandırabileceğiz” diye ekledi.


EKONOMİK NOKTA

SEKTÖR

KRİSTAL TÜRKİYE’Yİ GLOBALE TAŞIYACAK ÜST DÜZEY ATAMA

01 - 07

Nisan 2020

G

ayrimenkul franchise endüstrisinin deneyimli ismi Zennure Özen, Kristal Türkiye lokal, ulusal ve uluslararası operasyonunda tüm süreçlerinden sorumlu yönetim danışmanı olarak atandı. 2009-2013 yılları arasında gayrimenkul endüstrisinde Remax Markasında yapının “Franchise Sistem Kurucu” ve “Franchise Kurumsal Gelişim Süreçlerini” yöneten Zennure Özen, Remax yapısında 2012 Yılı “Türkiye’ nin En İyi Yöneticisi” 2013 Yılı “Dünya’nın En Başarılı Yöneticisi “ ve Koçluk Branşında “Dünya Şampiyonu” unvanlarına sahip oldu. 2013-2018 Coldwell Banker Türkiye operasyonu Genel Koordinatörü olarak süreç yönetimi, iş gücü ve kaynakların planlaması ve Coldwell Banker’ın gelişiminden sorumlu olarak görev aldı. 2018 MEB Maya Okulları franchise Yönetim Danışmanı olarak yapının hedef, yetkinlik ve entegrasyon süreçleri projesini yönetti.

NGSTYLE Premium İle gardırobunuza lüks yatırım Kumaşın en özel hali ipek ve yün şimdi NGSTYLE Premium koleksiyonuyla modanın e-ticaretteki adresi Morhipo.com’da. Cildinizden kayan ipek ve yumuşacık dokusuyla yün, stilinize lüks bir hava katacak. Bu özel kumaşların cildinizde bıraktığı hisse hayran kalacaksınız.

S

ezon trendlerini özgün bir şekilde işleyen, zamansız klasikleri kendine göre yorumlayan, cesur ve güçlü kadınların tercihi NGSTYLE, Premium koleksiyonuyla modanın e-ticaretteki adresinde modaseverlerle buluşuyor. Koleksiyonda yer alan her biri stil sahibi ipekli saten gömlek ve bluzlar ile ipek yün karışımı trikolar, sadece kumaşlarının kaliteleriyle değil, aynı zamanda özgün tasarımlarıyla da vazgeçilmeziniz olacak.

sezonun en trend parçalarıyla birleşerek size stil sahibi bir görüntüyü garanti ediyor. Yüksek yaka ve düğme detaylarıyla klasik tasarıma özgün bir dokunuş getiren trikolar, bahara cool bir giriş için sizi bekliyor. Naturel tonların ön planda olduğu ipek gömlekler ve bluzlar bu bahar stilinizin imza parçaları olacak. Şıklığın ve kalitenin bir araya geldiği NGSTYLE Premium koleksiyonunu keşfetmek için hemen Morhipo.com’u ziyaret edin.

Kol detayıyla farklılaşan fitilli trikolar

11


EKONOMİK NOKTA

ENDÜSTRİ

Cobot’lar İş sağlığı ve güvenlİğİnİ üst düzeye taşıyor !

01 - 07 Nisan 2020

Riskli İşleri cobot’lar, verimli İşleri İnsanlar üstleniyor..

Üretim sürecinde potansiyel risk barındıran işler, ciddi yaralanma veya ölümle sonuçlanan kazaların yanı sıra kas-iskelet sistemi, akciğer hastalıkları gibi rahatsızlıklara da yol açıyor. Bu riskleri ortadan kaldırmanın en etkili yolu ise insanlarla birlikte çalışan ve tüm riskli işleri üstlenen koloboratif robot (Cobot) kullanmaktan geçiyor. Dünyanın bir numaralı kolaboratif robot üreticisi Universal Robots’un cobot’ları, üretim sürecinde iş sağlığı ve güvenliğini üst düzeye çıkarıyor. “Cobot’lar bariyere ihtiyaç duyulmadan güvenli çalışma ortamı sağlıyor”

U

luslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 2019 yılında açıklanan verilere göre, dünyada her yıl iki milyon kişi iş kazasında hayatını kaybediyor, 270 milyon kişi yaralanıyor. Meslek hastalığına yakalananların sayısı ise 160 milyon kişiyi buluyor. İş kazalarını, yaralanmaları ve hastalıkları önlemede en etkili yöntemlerden biri de insanlarla birlikte çalışan ve tüm zorlu işleri üstlenen koloboratif robot (Cobot) kullanmak.

Dünyanın bir numaralı cobot üreticisi Universal Robots’un Türkiye ve MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök, 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü dolayısıyla açıklamada bulundu. İş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemede cobot’ların etkin rol üstlendiğini söyleyen Gök, “Cobot’lar, üretim süreçlerinde sürekli tekrar eden, manuel yapılan, zorlu, riskli veya kirli ortamlarda yapılan işleri üstlenen endüstriyel bir robot kolu. Herhangi bir güvenlik bariyeri olmadan insanlarla yan yana çalışabiliyor ve ileri teknolojisi sayesinde insanların zarar görmeden çalışabilmelerini sağlıyor. Hafif ve kompakt yapısıyla en zorlu alanlara dahi taşınabilen cobot’lar, bu sayede insanların kaza ve meslek hastalığı riski düşük alanlarda çalışmasına olanak tanıyor. Universal Robots’un kolaboratif robotları, güvenli çalışma için gerekli standartlar olan

ISO Teknik Komite (TC) gibi kolaboratif robot sektöründe yetkili kurumlar tarafından tanımlanmış güvenlik kurallarının tamamını karşılıyor” dedi.

daha verimli süreçlerle ilgilenmeye fırsat buluyor” diye konuştu.

Kaynaktan montaja kadar tüm zorlu işleri insan denetimindeki cobot’lar yapıyor

Cobot kullanmak için uzmanlık ya da özel bir yetenek gerekmediğine dikkat çeken, Kandan Özgür Gök, “Cobot’lar hızlı kurulum, esnek konumlandırma ve kolaboratif yapısıyla herkes tarafından kolay programlanabiliyor. İnternet sitemizde Universal Robots Akademi tarafından hazırlanan ücretsiz bir online eğitim platformu bulunuyor. Bu platform ile yalnızca 87 dakikada çalışanlar birer robot programcısı olabiliyor” açıklamasında bulundu.

Kolaboratif robotların kullanım alanları hakkında bilgi veren Kandan Özgür Gök, “Cobot’lar yüksek hassasiyete sahip kolları sayesinde oldukça kolay bir programlama ile cıvatalama, zımparalama, taşıma, almabırakma, paketleme-paletleme-etiketleme, makine besleme, enjeksiyon kalıplama, CNC, kaynak, kalite kontrol, montaj, laboratuvar analiz ve test gibi pek çok proseste kullanılabiliyor. İnsanlarla beraber veya uzaktan kontrol edilebilir bir şekilde çalışan cobot’lar, insanların ellerinden işlerini almadığı gibi tam tersine çalışanların üretimin tam merkezinde yer almasını sağlıyor. Zorlu, riskli ve rutin işleri cobot’lar yaparken insanlar

“Cobot kullanımı uzmanlık gerektirmiyor”

Kollmorgen’İn Yenİ 2G Hareket Sİstemİ Tek Kaynaklı Çözümlerin ve Sistem Tabanlı Tasarımların Değerini Gösteriyor 12


EKONOMİK NOKTA

ENDÜSTRİ

01 - 07

Nisan 2020

Balluff’tan Drive-Cliq arayüzüyle manyetİk kodlayıcı sİstemİ SGA serisi BML mutlak manyetik kodlayıcı, nihai konumda yüksek mutlak doğruluğun gerektiği herhangi bir uygulamada kendini gösterir. Gelişmiş tanılama işlevleri, güvenilir çalıştırmayı ve daha etkin bakım işlemini güvenceye alır. Drive-Cliq arayüzüyle Balluff ölçüm sistemi, ayrıca Siemens kontrolör ortamlarına da mükemmel entegre olabilir. Siemens sistemi buna göre sertifikalandırmıştır.

T

ak ve çalıştır basitliğindeki kurulum sürücü sistemine entegrasyonu kolaylaştırır. Kontrolör, sensörü ve ayarlarını otomatik olarak saptar. Sensör, aynı zamanda, banttan ayrılmaya ve tekrar bağlanmaya izin verilmesiyle büyük esneklik de sunar. Bu, otomasyon alanında olduğu kadar makina tezgahı imalatındaki, en başta da özel makinalardaki zorlu uygulamalar için basit ve ekonomik çözümlerin önünü açar. Sistem, manyetik ilkeyle çalışması nedeniyle

sıcaklık değişimine, kire (toz ve yağ gibi) ve aşınmaya aşırı derecede duyarlıdır. Kompakt form faktörü sayesinde ölçme sisteminin var olan uygulamalara entegrasyonu, güç montaj koşullarında dahi kolaydır. 1.3 mm cömert okuma uzaklığı, kurulumu kolaylaştırır. Pratik çalıştırmada, durmanın sürekli denetlenmesi, sistemin ölçüm kalitesini sürekli kontrol etmesi nedeniyle yüksek güvenilirliği garanti altına alır. Otomatik koşul görüntüleme, sinyal kalitesini kontrol eder, kontrolör kullanımıyla işlev rezervini değerlendirmek için de uygun bir yoldur.

Radford, 11 Şubat 2020 – Kollmorgen, en güncel tek kaynaklı ve sistem tabanlı tasarımlar düşünülerek yola çıkılmış bir servo çözümü olan 2G Hareket Sistemini duyurdu. 2G Hareket Sistemi, Kollmorgen’in AKD2G servo sürücüsü ve AKM2G servo motorunun performans kapasitelerinden yararlanmak için özel olarak tasarlanmıştır.

A

KD2G servo sürücü ve Kollmorgen’in yeni nesil AKM2G servo motoru, benzeri görülmemiş güç yoğunluğu ve kontrolü sağlamak için mükemmel bir şekilde bir araya getirilmiştir.

Motor ve sürücü, her elemanı ile (sürücü değiştirme frekansı, komütasyon algoritmaları, motor mıknatısları vs.) hassasiyetle uyum sağlayarak mühendislerin farklı üreticilerden bileşenleri tercih etmesi ile ortaya çıkabilecek ufak uyumsuzlukları

Durum LED’leri ve tanılama işlevleri güvenilir çalıştırmayı ve daha etkin bakımı güvence altına alır. Doğrusal ölçüm sistemi, 48 metreye kadar uzunluktaki ölçümler kadar, yüksek hassasiyet gerektiren uygulamalar için de uygundur. ± 12μm değerine kadar doğruluk ve 1μm çözünürlük ile, ölçüm sistemi bu gereksinimleri karşılar. Sistemin tadilatı da basittir.

ortadan kaldırmaktadır. Sonuç ise en zorlu uygulamalarda bile maksimum performans, etkililik ve verimlilik sağlayan bir sistem olur. Bu uygulamalar arasında şunlar vardır: endüstriyel baskı, lazer kesim, ambalajlama, robotik, muayene ve ölçüm, makine takımları, sargı tezgâhı ve gıda işleme. 2G Hareket Sistemi’nin ana faydaları şöyledir: • Tasarım zarfını küçültmek: Yeni makine tasarımlarında AKM2G, tasarımcıların makinenin boyutunu, karmaşıklığını ve ayakizini azaltırken uygulamanın ihtiyacı olan güç ve performansı almasını sağlar. AKM2G ayrıca, motorun boyutunu artırmadan rakip motorlara oranla daha fazla performans almak için mevcut makinelere entegre edilebilir. AKD2G, sürücü boyutunu artırmadan SafeMotion seçeneklerine, genişletilebilir G/ Ç’ye ve çift eksenli modelleri içerir. • Artırılmış dinamik performans: AKM2G, aynı boyutta veya daha küçük pakette daha

fazla tork ve güç vererek endeksleme ve hareket ile yerleşme sürelerini azaltabilir. • Daha hızlı geliştirme ve devreye alma: 2G Hareket Sistemi, her sistem yapılandırmasında performansı optimize ederek çeşitli üreticileri ve bileşen tertiplerini değerlendirmek isteyen makine mühendislerinin zamandan ve çabadan tasarruf etmesini sağlar. • Makine maliyetinde tasarruf: Tek kablolu tasarım, çift eksenleri sürücüler ve ortak mühendislik seçenekleri, malzeme ve makine montaj maliyetlerini azaltır. İyileştirilmiş motor ve sürücü verimliliği, enerji tüketimini azaltarak işletme maliyetlerini düşürür. • Endüstri lideri özellikler: Chip TM üzerinde Kollmorgen Servo, SafeMotion monitörü, WorkBench GUI, genişletilmiş G/Ç, geniş geribildirim seçenekleri, tek ve çift kablolu seçenekler, mil, montaj ve konektör seçenekleri, tutma freni seçeneği ve daha fazlası.

13


EKONOMİK NOKTA

SAĞLIK

01 - 07 Nisan 2020

BENEO 50 mİlyon Euro’nun üzerİnde yatırım yaparak hİndİba İnülİnİ üretİmİnİ büyütüyor Şili’deki üretim tesisinde gerçekleştirilen kapasite arttırımıyla 2022 yılına kadar küresel hacimde %20 artış..

F

onksiyonel bileşenlerin önde gelen üreticilerinden BENEO, 2022 yılına kadar Şili’deki hindiba kökü lifi üretim tesisi için 50 milyon Euro’nun üzerinde yatırımla finanse edilen önemli bir büyüme gerçekleştirileceğini duyurdu. Yatırım haberi, tüketicilerin sindirim sağlığına olan ilgisinin dolayısıyla BENEO’ya ait hindiba kökü lifleri; inülin ve oligofruktoza yönelik talebin artması sonrasında duyuruldu.

Şili’deki üretim kapasitesi artışının yanı sıra, hammadde temini bölgedeki hindiba yetiştiriciliğine ayrılmış ek alan (hektar) ile desteklenecektir. Mevcut tesis halihazırda %75 yenilenebilir enerji kullanımı ile çalışmaktadır. Gerçekleştirilen son yatırım, BENEO’nun önümüzdeki yıllarda yenilenebilir enerji kullanımını artırma hedefine karşı daha büyük adımlar atmasını sağlayacaktır.

BENEO tarafından üretilen inülin ve oligofruktoz gibi bileşenler, ISAPP’ye (Uluslararası Probiyotikler ve Prebiyotikler Bilimsel Birliği) göre kanıtlanmış Dünya çapında tüketiciler sindirim sağlığına artık bitki bazlı tek prebiyotiklerdir. Bilimsel çalışmalar bu daha fazla özen gösteriyor ve böylece bağırsak prebiyotiklerin, dengeli bir bağırsak mikrobiyotası mikrobiyomu ve genel sağlık üzerindeki yararlı etkisi ve bir kişinin genel sağlığı da dahil olmak üzere arasındaki içsel bağ daha iyi anlaşılıyor. Bu da, dünya fonksiyonel sağlık üzerinde oynadığı destekleyici çapında yiyecek ve içecek üreticileri tarafından rolü göstermektedir. Bu konu üzerine çok sayıda hindiba kökü liflerine duyulan ilgiliyi arttırarak bilimsel kanıt (150’den fazla yüksek nitelikli çalışma) BENEO’nun inülin ve oligofruktoz bileşenleri için bulunmaktadır. Ayrıca çeşitli ülkelerde başarısı yüksek bir pazar talebi yaratıyor. kanıtlanan Orafti® Inulin, sindirim sağlığını geliştirdiği için özel bir 13.5 AB sağlık beyanına sahiptir. Kısa BENEO-Orafti Ticari Genel Müdürü Eric Neven bir süre önce, sektörün uzman isimlerinden Julian konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Hindiba kökü Mellentin, “ 2020’de Gıda, Beslenme ve Sağlıkta 10 lifine yönelik pazar talebi artmaya devam ediyor. Temel Eğilim” başlıklı yeni “New Nutrition Business” Bu artan ilgiyi karşılayabilmek için, Şili Pemuco’daki raporunda, inülini 2020 için en yüksek potansiyele üretim tesislerimizi genişletme yönünde önemli sahip bileşen olarak vurgulamıştır. ölçüde yatırım yapıyoruz. %20 daha fazla hacim ile BENEO, müşterilerimize güvenilir ve tutarlı hizmet BENEO’nun prebiyotik hindiba kökü lifleri sadece lif sağlamaya devam edecektir. ” eksikliğinin giderilmesine yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda yağ, şeker ve kalorilerilerin de

azaltılmasında rol oynayarak yiyecek ve içeceklerde yaygın olarak kullanılır. Diğer liflerden farklı olarak, BENEO’nun lifleri doğal bir şekilde sıcak su ekstraksiyon yöntemi ile hindiba köklerinden elde edilir, doğal, temiz etiketli ve GDO’suzdur. Üreticilerin ürünlerini yeniden formüle ederken tat, yoğunluk ve ağızdaki doygunluk hissini korumasına izin veren yüksek çözünürlüğe ve doğal hafif bir tada sahiptir. Sindirim sağlığının dünya çapında trend olmaya devam etmesi ve tüketici sağlığı üzerindeki etkilerinin daha fazla kişiye ulaşması beklenmektedir. Bu önemli üretim genişlemesiyle BENEO, yüksek kaliteli bileşenlerin tedariğinin verimli bir şekilde devamını sağlayarak sektördeki konumunu önümüzdeki yıllarda da garanti edecektir.

Gayrİmenkul Satışları 2020’ye Hızlı Başladı Gayrimenkul sektöründe Şubat ayı konut satış istatistikleri açıklandı. Buna göre 2020 Şubat ayında konut satışları yüzde 51,4 oranında artarak 118 bin 753 oldu. 14


EKONOMİK NOKTA

SAĞLIK

01 - 07

Nisan 2020

Bağışıklık Sİstemİnİn Güçlü Kalmasına Modİfİye Atmosfer Paketlİ Balık Desteğİ MAP - Modifiye Atmosfer Paket, taze balıkları, katkı maddesi eklemeden, koruma altına alıyor.

S

on günlerde dünyayı saran coronavirüse karşı alınması gereken tedbirlerin başında bağışıklık sisteminin güçlü tutulması geliyor. Uzmanlar Omega 3 kaynağı olan balıkların sık tüketilmesinin faydasına vurgu yaparken, hijyenik koşullarda satın alınmasının önemine de dikkat çekiyor. Geleneksel koşullarda buzda veya buzdolabında depolanan ambalajsız taze balıklar hem hijyen hem raf ömrü açısından, bulundukları ortama göre kayıplara uğrayabiliyor. Ancak MAP - Modifiye Atmosfer Paketli taze balıklar, tüketici ve balık endüstrisi için bir çok avantaj sunuyor. MAP -Modifiye Atmosfer Paketler, taze balıkların buzdolabı şartlarında raf ömrünü dört kat arttırıyor. Üstelik kimyasal ve mikrobiyolojik bozulmalara karşı balıkları, katkı maddesi eklemeden koruma altına alıyor. Taze balık semt balıkçı tezgahlarında maksimum 2-3 gün tazeliğini muhafaza ederken, MAP’lı ürünlerde bu süreç 8-12 güne ulaşıyor. Üstelik temizlendiği için yüzde 25’e varan kilo avantajı sağlıyor.

iken MAP- Modifiye Atmosfer Pakete girmiş olması gerektiğine dikkat çekiyor. Şirketin Fabrika Müdürü, Su Ürünleri Mühendisi Mutlu Bilen, son yıllarda üniversitelerin yaptığı araştırmalarda tüketicilerin yüzde 60’nın gıdaların ambalajlı olarak satılmasını önemsediklerine vurgu yaparak, hijyen konusunda en hassas dönemlerden geçtiğimiz şu günlerde ambalajlı balık tercihinin çok daha yükselmekte olduğuna da dikkat çekiyor. Son zamanlarda tüketiciler, marketlerin soğutulmuş dolaplarından, taze somon, çipura, levrek, hamsi, tekir, palamut, lüfer ve istavrit balıkları MAP-Modifiye Atmosfer Paketli olarak almayı tercih ediyor.

tüm kayıtlarına kolaylıkla ulaşılabiliyor. Böylece mikrobiyolojik ve kimyasal analizler yaptırılan MAPModifiye Atmosfer Paketli ürünlerin, denizden çatala güvenliği kontrol altında tutuluyor. Yani titiz hijyen şartlarında ambalajlanan balıklar daha uzun mesafelere ulaştırılabiliyor ve her şehrin, her mevsiminde taze balık tüketmesine imkan sağlıyor. Üstelik bu ambalaj sistemi, balıkçılıkta standartların yükselmesine, yasal boylarda balık avlanmasına ve tüketilmesine teşvik edici bir özellik de taşıyor.

Her şehre hijyenik taze balık

Bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olan gıdaların başında gelen balıklar omega 3 içeriğinin yanı sıra protein ve selenyum minerali açısından da zengin bir kaynaklardan. Güçlü bir antioksidan olan E vitaminiyle çalışarak sinerji göstererek, vücudu hastalıklara duyarlı hale getirebilecek hasarlardan ve streslerden koruyor.

Bilen, yüksek kaliteli balıklardan seçilen MAPModifiye Atmosfer Paketli ürünler hazırlanırken yasal boy ve tüm diğer yasal mevzuatlara uyum sağlamış ürünler kullanıldığını, açıkta, ambalajsız satılan balıklarda olmayan etiketlerin, besin değeri, parti numarası, alerjen uyarısı, tüketim uyarısı, tavsiye edilen tüketim tarihi gibi, tüm özellikleri etiketleme yönetmeliğine uygun olarak Balık taze ise MAP Ambalaja girmeli hazırladıklarını belirtiyor. Bu sistemde ürünlerle ilgili Balıkları denizden çıktığı gün İzmit’teki tesislerinde üretimden sevkiyat ve satın alma anına kadar tüm temizleyen ve hijyenik koşullarda ambalajlayan hijyenik tedbirler alınıyor ve izleniyor. Ambalajın Leröy firması yetkilileri, balıkların özellikle taze üzerindeki etikette yazan parti numarası ile ürünün

Sık balık tüketimi vücudun direncine yardımcı oluyor

Dengeli beslenmede en hijyenik koşullarda balık tüketimini tercih edenler başta somon, çipura, levrek, hamsi, tekir, lüfer ve istavrit olmak üzere tüm balık çeşitlerini, MAP-Modifiye Atmosfer Paketli olarak Migros gibi yaygın zincir marketlerde bulabilirler.

doğrudan etkilediğini belirten Özelmacıklı “Konut satışlarında ipotekli satışların oranı ltın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan %37 seviyesine ulaştı. 10 yıllık vadede 100 bin Özelmacıklı, konut satış istatistiklerine ilişkin lira konut kredisi çeken bir tüketici aylık 1346yaptığı değerlendirmede “Konut satışları Ocak TL ödeme yaparak kredi kullanabiliyor” dedi. ayında ilk defa 100 bin sınırını aşarak 113 bin 615 adete ulaşmıştı. Şubat ayında gerçekleşen İnşaat Maliyetlerinde Artış Devam Ediyor 118 bin 753 satış ile, ilk 2 ayda toplamda 232 bin 368 konut satışı gerçekleşti. Bu rakam İnşaat maliyetlerinde yaşanan artışların yeni geçen yılın aynı dönemine göre %53,5 oranında yapıların satış fiyatlarına önemli derecede etki artmış oldu. Tüm gayrimenkul türlerindeki ettiğini belirten Altın Emlak Genel Müdürü satışlara baktığımızda ise toplamda 403 bin “Son rakamlarına göre inşaat maliyet endeksi 593 satış işlemi gerçekleşti” dedi. yıllık yüzde 9,31 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %5,85, işçilik Uygun Faiz Oranları İle Satışlar Kolaylaştı endeksi %16,63 arttı” dedi.

A

Konut kredisi faiz oranlarının, konut satışlarını 15


EKONOMİK NOKTA

GÜNCEL

Araç bakımında doğru bİlİnen yanlışlar

NEZİH ÇAVUŞOĞLU’NUN ‘’İMGELERİN TEMSİLİ’’ SERGİSİ NEXT LEVEL SANAT GALERİSİ’NDE KAPILARINI AÇTI

Hazırlayan Best Servis Firma Sahibi İ. Muzaffer Doğrular

D

oğru araç bakımı hem sürüş güvenliği hem de aracın ömrünü uzatmak açısından önemlidir. Ancak bu derecede önemli bir konu özelinde bazı araç sahipleri kulaktan dolma bilgiler ile hareket etmekte, bu tip bilgiler ilerleyen dönemlerde daha büyük problemlerin yanı sıra büyük giderlere de neden olmaktadır. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle Türkiye’nin ilk sigorta şirketi olma unvanına sahip Generali Sigorta, kamuoyunda doğru olarak bilinen, hem aracı hem de araç sahibini tehlikeye atabilecek “yanlışları” açıkladı. Yanlış: Tasarruf sağlamak için hava filtresinin değiştirilmesi Araç kullanıcılarının yanlış bildiği bilgilerden biri olan tasarruf için hava filtresinin değiştirilmesi oldukça yaygın olan yanlış bir bilgidir. Bu bilgi sadece karbüratörlü araçlar için doğrudur. Enjeksiyonlu araçlarda hava filtresini değiştirmek motorun performansını arttırsa da yakıt tüketimini azaltmaz. Yanlış: Motor sıcakken aracın yıkanması Araç bakımında yapılan en kritik hatalardan biri de motor hala sıcakken aracı yıkamaktır. Ayrıca deterjanlı ve sabunlu su kullanmakta araca zarar verir. Her araç sürücüsünün bu görüş hakkında farklı düşünceleri olsa da motor deterjan ile temizlenmemeli ve motorun soğuması beklenmelidir. Çünkü sıcak motor soğuk su ile temas ettiğinde çatlar ve hasara yol açar.

Yanlış: Lastiklerin gereğinden fazla ya da az şişirilmesi Araç kullanıcıları lastiklerin gereğinden az ya da fazla şişirilmesinin yakıt tüketiminde tasarruf sağlayacağını düşünür. Ancak lastiklerin hava basıncının az ya da

16

fazla olması, yakıt tüketiminde tasarruf sağlamadığı gibi lastiğin kendisinin yanı sıra aracın sürüş şeklini de önemli oranda etkiler. Bu nedenle doğru lastik hava basıncı için mutlaka otomobilin kitapçığı kontrol edilmeli veya servis yetkilisinden bilgi ve yardım alınmalıdır. Yanlış: Egzoz temizliği yaparken tazyikli su tutmak Araç bakımında sıklıkla karşılaşılan durumlardan biri de egzozların yanlış temizlenmesidir. Egzoz temizliğinde oldukça titiz davranılmalı ve destek alınmalıdır. İçindeki susturucuların yardımıyla motor sesini azaltmasından zehirli gaz salınımına kadar bir çok farklı işlevi yerine getiren egzozu temizlerken, direkt olarak suya maruz bırakılmamalı, içine bez benzeri eşyalar sokulmamalıdır. Bu durum egzozdaki kirleri derine itebilir ve egzozu delebilir. Yanlış: Aracın fırça ile temizleneceğini düşünmek

daha

01 - 07 Nisan 2020

iyi

Her araç sahibinin yaptığı hatalardan bir diğeri de aracın yıkanırken fırça kullanılmasıdır. Genel bir yaygın düşünce olan aracın fırça ile daha iyi temizleneceği düşüncesi yanlış bir bilgidir. Fırça kullanmak aracınızı çizerek hasar verecektir. Araç yıkanırken fırça yerine sünger ya da araç temizlik ürünleri kullanılmalıdır.

Çavuşoğlu’nun bugüne kadar en kapsamlı sergisi olan ‘’İmgelerin Temsili’’ Resim Sergisi Başkentlilerin ilgisine sunuldu.. N

ext Level Alışveriş Merkezi’nde yer alan ve açıldığı günden bugüne çok değerli sanatçıların eserlerini sanatseverlerin ilgisine sunan Ziraat Bankası Çukurambar Sanat Galerisi bu kez de çağdaş Türk resminin gelişmesine büyük katkılar sağlayan Nezih Çavuşoğlu’nun ‘İmgelerin Temsili’ adlı resim sergisini Başkentliler ile buluşturuyor. Dünya çapında büyük bir üne sahip olan, Türkiye başta olmak üzere ABD, Almanya, İtalya, İsviçre, Yunanistan, Lübnan ve Mısır’da birçok özel ve kurumsal koleksiyonda eserleri bulunan Çavuşoğlu’nun çok özel çalışmalarının bulunduğu ‘İmgelerin Temsili’, 10 Mart’ta özel bir kokteyl programı ile davetlilerin ilgisine sunuldu. Gerçekleşen açılış kokteyline siyaset ve iş dünyası temsilcilerinin yanı sıra Ankaralı sanatseverler yoğun katılım gösterdi.

Çavuşoğlu’nun En Kapsamlı Sergisi Açılışta konuşma yapan Çavuşoğlu ‘’İmgelerin Temsili, değerli hocamız Prof. Dr. Kıymet Giray’ın küratörlüğünde gerçekleşen ve son 10 yıllık dönemimin önemli başyapıtlarının bir araya geldiği bir sergi oldu. Benim için çok özel ve kapsamlı bir sergi… Daha önce hep yaşadığım dönemin eserlerinin sergilerini açıyordum. Bu sergi benim sanat hayatımda da çok önemli bir yere sahip.’’ diye konuştu. Çavuşoğlu’nun en özel eserlerinin yer aldığı ‘İmgelerin Temsili’ 6 Mayıs tarihine kadar 10.0022.00 saatleri arasında Next Level Alışveriş Merkezi’nde görülebilecek.


EKONOMİK NOKTA

TEKNOLOJİ

ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONUDUR...

01 - 15 Nisan 2020

Endüstri 4.0 Zirvemizin bu yıl dördüncüsü gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz yıl sektörün lokomotifi; 10 sponsor, 50 katılımcı firma ve 560 sektör profesyoneli ziyaret etti.

www.worldmediagroupe.com www.ekonomiknokta.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web adresimiz / internet televizyonumuz. (Yıllık 361 bin görüntüleme)

Ekonomi Nokta; Finans, Sanayi, Otomotiv, tekstil, inşaat, teknoloji, sektörlerini tek çatı altında toplayan haftalık ekonomi gazetemiz ... (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 10.000 adet e-gazete 50.000 adet)

www.makineotomasyondergisi.com www.kesicitakimlardergisi.com

Makine - Otomasyon - Robotik dergimiz. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

www.endustri40dergisizirvesi.com www.elektrikpanodergisi.com

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet) Türkiye’nin ilk Elektrik ve Pano dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 Adet / e-dergi 30.000 adet)

www.autotuningworlddergisi.com

Onbeş Yıldır kesintisiz yayınlanan tek otomobil tuning Dergisi (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

WORLD MEDIA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Haber İletişim İlker Kaplan WORLD MEDIA GROUP Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 34 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Hatice Karabay WORLD MEDIA GROUP Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Zafer Alkan WORLD MEDIA GROUP Reklam Müdürü 0 546 675 59 49 worldmediamuhasebe@gmail.com

Muhasebe İletişim Düzgün Turgut - Sevda Öncü WORLD MEDIA GROUP Muhasebe Müdürü 0 542 292 83 85 makineotomasyondergisi@gmail.com

Grafik Tasarım İletişim Simge Savranoğlu - Metecan Şahin WORLD MEDIA GROUP Grafik Tasarım 0 212 427 00 15 worldmediareklam@gmail.com

11


EKONOMİK NOKTA

MİMARİ

01 - 07 Nisan 2020

MİMAR NAİL EGEMEN YERCE VE AYÇA TAYLAN’A DÜNYADAN ÖDÜL YAĞMURU ! Sport Citadel: Doğaya Reverans Avrupa’nın ilk ve en yeşil spor alanı olması beklenen “Sport Citadel” spor ve yaşam merkezi, doğaya bir reverans yaparak; insanlar, hayvanlar, bitkiler ve diğer canlı türleri için eşit koşullarda bir yaşam alanı sunmayı hedefliyor. Mimar Nail Egemen Yerce ve Ayça Taylan liderliğinde hareket ve sürekliliğin doğayla uyum içinde tasarlandığı öneride mevcut bataklık alanın, yeni bir spor ve yaşam merkezine dönüştürülmesi ve atletlerin,

G

erçekleştirdikleri mimari ve iç mimari projelerin yanı sıra, fuar sergilemeleri ve enstalasyon çalışmalarıyla tasarıma, sanatmimarlık ara kesitinden farklı bir bakış açısı sunan Yerce Mimarlık ve ZAAS, peş peşe aldığı uluslararası ödüllerle benzersiz bir başarıya imza attı. Tasarlamış oldukları “The Path” (Yol) enstalasyonu ile Frame Awards’tan “Yılın Fuar Standı” ödülünü alan Y.Mimar Nail Egemen Yerce ve Mimar Ayça Taylan, dönüşüm hikayesiyle oldukça ilgi gören Studio Loft projesiyle BIG SEE Interior Design Awards’tan birincilik ödülüyle dönerken, Avrupa’nın ilk ve en yeşil spor alanı için açılan YAC 2019 - Sport Citadel Mimari Proje Yarışması’na başvurdukları spor ve yaşam merkezi projeleriyle de üçüncülük ödülüne layık görüldüler. Yeni nesil ofis ve konut projelerinin yanı sıra değişen fuarcılık anlayışı doğrultusunda mimarlık-sanat arakesitinde farklı bir anlayışla gerçekleştirdikleri stant tasarımları ve enstalasyon çalışmalarıyla ön plana çıkan Yerce Mimarlık Kurucusu Y. Mimar Nail Egemen Yerce ve ZAAS Kurucu Ortağı Mimar Ayça Taylan, üç farklı proje ile üç farklı ödüle layık görülerek uluslararası alanda büyük bir başarıya imza attı. YAC 2019 - Sport Citadel Mimari Proje Yarışması’na katıldıkları spor ve yaşam merkezi tasarım önerisi ile üçüncülük ödülüne layık görülen mimarlar, İzmir’de tasarladıkları Studio Loft projesiyle de BIG SEE Interior Design Awards’tan “En İyi Konut İç Mekan Tasarımı” ödülü ile döndüler. Mimar Yerce ve Taylan’ın Almanya, Hannover’deki Domotex Zemin Fuarı kapsamında sergilenen “The Path” (Yol) enstalasyon tasarımları ise dünyaca ünlü mimarlık ve tasarım yayını Frame’in düzenlediği Frame Awards’ta “Yılın Fuar Standı” ödülünü almaya hak kazandı.

18

The Path: İnteraktif Bir Oyun “The Path”, Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen Domotex Halı ve Zemin Kaplamaları Fuarı kapsamında, halı üreticisi Stefany markası için Yerce Mimarlık & ZAAS tarafından tasarlandı. Renkli ipliklerin bir araya gelerek bir halı oluşturması tasarımın çıkış noktası olurken tasarım sürecinde ipliklerin çeşitli renklerdeki toplarla temsil edildiği, ziyaretçilerin seçtikleri toplarla bir halıyı beraberce oluşturabildikleri interaktif bir oyun hayal edildi. Ziyaretçiler arasında etkileşimi arttırması ve birlikte üretmeye imkan tanımasıyla merak uyandıran bir oyun olan The Path, Hollanda merkezli Frame Dergisi tarafından organize edilen Frame Awards’ta “Yılın Fuar Standı” ödülüne layık görüldü. Studio Loft: Çok Fonksiyonlu Kurgusu ile Farklı Bir Dönüşüm Hikayesi Y.Mimar Nail Egemen Yerce ve Mimar Ayça Taylan tarafından tasarlanan Studio Loft, standart bir dairenin bir fotoğraf sanatçısının yaşam alanı ve stüdyosuna dönüşüm projesi. Studio Loft’ta dairenin iç tasarımı sil baştan ele alınırken, mekanda aynı zamanda sergileme işlevi kurgulanmış. İki katlı hacmin alt katının fotoğraf stüdyosu ve sergi alanına ayrıldığı, üst katının ise ofis ve yaşam alanı olarak ele alındığı planlamada kullanıcının yaşam ve çalışma alışkanlıkları önemli bir rol oynamış. İki yönden ışık alan hacimde, mümkün olduğunca kesintiye uğramayan, ferah bir iç kurgu hedeflenirken fotoğraf stüdyosu çatısı altında çalışma, sergileme, yaşama işlevlerinin iç içe geçtiği “loft” tipi bir mekan elde edilmiş. Yerce ve Taylan, 2017 Dünya Mimarlık Festivali’nin “INSIDE” bölümünde “Yaratıcı Yeniden Kullanım” kategorisinde finalist olarak yarışan Studio Loft ile son olarak Güneydoğu Avrupa ülkeleri arasında düzenlenen BIG SEE Interior Design Awards’ta “Yılın En İyi Konut İç Mekan Tasarımı” ödülünü kazandı.

sporcuların ve her yaş grubundan bölge sakininin ağırlanması planlanıyor. Sporun ve insan vücudunun akışını ve dinamizmini yansıtan tasarım; kent ile doğanın, geçmiş ile geleceğin, mimari ile peyzajın, bilimin, kültürün ve sporun sentezini yaratmayı hedefliyor. Yerce Mimarlık ve ZAAS, YAC 2019 - Sport Citadel Yarışması’na önerdikleri projeyle üçüncülük ödülüne layık görüldü.



EKONOMİK NOKTA

ARAŞTIRMA

01 - 07 Nisan 2020

Türkİye’de Kadınların Hayatı (8 Mart Özel) 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü geride bıraktık. NG Araştırma şirketi kadınlar, erkekler ve toplumla ilgili bir kamuoyu araştırması yaptı. Araştırma Türkiye genelinde, 18 yaş üzeri, farklı sosyo-ekonomik gruplardan 2257 kişinin katılımı ile online araştırma platformu www. benderimki.com üzerinde gerçekleştirildi. Toplumumuzla ilgili birbirinden önemli konulara ışık tutulan araştırmanın sonuçları şu şekilde.

E

müşterek olduğuna yeni nesil herkesten daha çok inanıyor.

Geleneksel olarak ev işleri kadına ait olarak görülür. Fakat yakın tarihte kadınların eğitim olanaklarının artması ve iş hayatında daha çok yer almaları, ev işlerinin geleneksel sorumluluğunu nasıl değiştirdi? Katılımcıların %71’i ev işlerinde sorumluluğun paylaşılması gerektiğini düşünüyor. %27’si ise sorumluluğun kadına ait olduğunu belirtirken, erkeklerin sorumlu olduğunu belirtenlerin oranı sadece %2.

Kadın-erkek eşitliği yakın tarihte daha ön plana çıkmış konulardan biridir. Ülkemiz kadınlara oy verme hakkını sağlayan ilk ülkeler arasında yer alıyor. Ama günlük hayatımıza baktığımızda eşitlik lafta mı kalıyor yoksa gerçekten var mı? Ülkemizde anayasanın 10. maddesi gereği kanun önünde kadın ve erkekler eşit haklara sahiptir. Ama katılımcıların günlük hayattaki düşünceleri biraz farklı. Araştırmaya katılan her 10 kişiden 8’i ülkemizde kadın-erkek eşitliği olmadığını düşünürken, 2’si ise eşit olduklarını düşünüyor. Sadece kadın katılımcıların cevaplarına baktığımızda eşitlik olmadığını düşünenlerin oranı neredeyse her 10 kişiden 9’u.

v işleri paylaşılıyor mu?

Eve parayı kim getirmeli ? Ev işleri sorumluluğu konusunda, bilinç altımıza yerleşen bir genellemenin, toplum üzerinde yavaş yavaş değiştiğini gördük. Ülkemizdeki geleneksel aile yapımız, babayı para kazanan, anneyi de ev işleriyle ilgilenen kişiler olarak ön plana çıkarıyor. Peki, para kazanma sorumluluğunun kime ait olduğuna dair bir değişim var mı?Katılımcıların %65’i para kazanmanın ortak sorumluluk olması gerektiğini belirtirken, %35’i ise bu sorumluluğun erkeğe ait olduğunu ifade ediyor. Konuya derinlemesine baktığımızda 18-24 yaş arasındaki katılımcıların %75’i para kazanmanın ortak sorumluluk olması gerektiğini belirterek gelecek yıllarda bu konuya bakışın daha da değişeceğinin işaretini veriyor. Hayatın

20

Kadın – Erkek eşitliği hayal mi gerçek mi ?

Fiziksel şiddetin boyutları.. Gündeme sık yansıyan en üzücü olaylardan biri eşin veya sevgilinin kadına uyguladığı ve cinayete kadar gidebilen fiziksel şiddet. Bu aşamaya gelene kadar kaç kadın uğradığı şiddete sessiz kalıyor? Kaçımız bu tür olayları yaşadık? Bu sorulara araştırma ışık tutuyor. Araştırmaya katılan her 5 kadından 1’i eşi veya sevgilisi tarafından hayatında en az bir defa fiziksel şiddete uğradığını söyledi. Erkeklerdeki oran kadınların yaklaşık 3’te 1’i kadar.


EKONOMİK NOKTA

ARAŞTIRMA

01 - 07

Nisan 2020

Fiziksel şiddete maruz kalan katılımcılara yaşadığı durumu kısaca anlatmalarını Araştırmanın ortaya çıkardığı bir diğer nokta insanların psikolojik şiddeti günlük istediğimizde en çok uygulanan fiziksel şiddetin tokat olduğunu görüyoruz. yaşamlarında tanımlayamamaları. Psikolojik şiddete uğrayanların %10’u bunu “Ve” kelimesinin oldukça sık kullanılması birden fazla şekilde şiddete maruz tanımlayamadıkları için yaşadıklarının tam olarak farkında değiller. kalındığını da gösteriyor. Ayrıca araştırmanın bütününe baktığımızda görüyoruz ki fiziksel şiddetle beraber psikolojik şiddet de oldukça sık uygulanıyor.

Psikolojik şiddete uğrayanların cevaplarından oluşturulan sözcük bulutu.. Fiziksel şiddete uğrayanların cevaplarından oluşturulan sözcük bulutu.. Psikolojik şiddet gören kişilerin arasında en yaygın görülen durum, bu konuyu Fiziksel şiddete maruz kalan her 10 kişiden yaklaşık 4’ü bunu kimseye söylemiyor. kimseyle paylaşmamaları. Psikolojik şiddet gören her 10 kişiden 4’ü bundan Her 10 kişiden yaklaşık 4’ü ise anne, baba ve kardeşi gibi 1.dereceden kimseye bahsetmezken yaklaşık olarak 4 kişi de yakın arkadaşlarıyla paylaşıyor. akrabalarıyla bu durumu paylaşıyor. Aileden sonra en çok paylaşılanlar ise yakın Yaklaşık olarak her 3 kişiden 1’i ise durumu ailesine anlatıyor. Devlet kurumlarına arkadaşlar oluyor. Her 3 kişiden 1’i yakın arkadaşlarıyla bu durumu paylaşıyor. (polis, yargı gibi) konuyu iletme durumu her 25 kişiden 1’inde ve sivil toplum Fiziksel şiddete maruz kalanların, bunu engellemek için neler yapabileceğini kuruluşlarına iletme de her 100 kişiden 1’inde görülüyor. Her 10 kişiden 6’sı ve nerelerden destek alabileceğini biliyor musun? Araştırmaya katılan her 4 psikolojik şiddeti nasıl engelleyeceğini ve böyle bir durumda nereden yardım kişiden yaklaşık 3’ü bildiğini belirtti. Bu oran kadınlarda, erkeklere göre biraz alacağını bilmiyor. Fiziksel şiddete oranla daha çok psikolojik şiddete maruz daha fazla. Diğer taraftan bu bilgiye sahip olanların oranı, fiziksel şiddete maruz kalınmasına rağmen, nasıl bir çözüm bulunacağı ve neler yapılabileceği hakkında kalmış kişilerde, şiddet görmemiş kişilere göre biraz daha az. daha az bilgiye sahip olduğumuz görülüyor.

Psikolojik şiddeti engelleme ve nerelerden destek alabileceğimizle ilgili bildiklerimizden oluşturulan sözcük bulutu.. Psikolojik şiddet ne boyutta ? Genelde psikolojik şiddet bağırıp çağırma, küfür etme, kişiyi yetersiz hissettirme, küçük düşürmeye çalışma gibi olaylarla meydana gelir. Kişinin sevdiği eşyalara zarar vermek ve kişinin istediği şeyleri yapmasını engellemek psikolojik şiddet türleri arasındadır. Özellikle en çok görülen durum kişiyi sürekli başkaları ile kıyaslamaktır. Psikolojik şiddet farkına varılması zor olan ve kişinin suçlu, kendine güvensiz ve çaresiz hissetmesine neden olan bir şiddet türüdür. Psikolojik şiddete özellikle uzun süre maruz kalan kişilerde stres bozukluğu, bağımlılık ve depresyon gibi etkileri çok uzun seneler devam eden durumlar ortaya çıkabilir. İnsanın ruhsal sağlığını tehlikeye atan psikolojik şiddet, araştırmada çıkan sonuçlara göre fiziksel şiddetten daha fazla uygulanıyor. Her 3 kişiden 1’i hayatında en az bir defa psikolojik şiddete maruz kaldığını belirtti. Psikolojik şiddet gördüğünü belirten kadınların oranı, erkeklerin 2 katı.

Sen şiddet uyguluyor musun ? Şiddet gördün mü yaklaşımı yerine şiddet uyguladın mı dediğimizde ortaya çıkan tablo daha farklı oluyor. Kadınların %20’si eşinden veya sevgilisinden hayatında en az bir defa fiziksel şiddet gördüğünü belirtirken fiziksel şiddet uyguladığını belirten erkeklerin oranı yalnızca %9. Erkeklerin %6’sı eşinden veya sevgilisinden hayatında en az bir defa fiziksel şiddet gördüğünü belirtirken, fiziksel şiddet uyguladığını belirten kadınların oranı %8. Eşine veya sevgiline psikolojik şiddeti sen uyguluyor musun diye baktığımızda karşımıza yine ilginç bir tablo çıkıyor. Kadınların %43’ü hayatında en az bir defa psikolojik şiddet gördüğünü belirtirken, psikolojik şiddet uyguladığını belirten erkeklerin oranı yalnızca %16. Erkeklerin %22’si eşinden veya sevgilisinden hayatında en az bir defa psikolojik şiddet gördüğünü belirtirken, psikolojik şiddet uyguladığını belirten kadınların oranı %16.

21


EKONOMİK NOKTA

ARAŞTIRMA

İş hayatındaki kadın sayısı değişmeli mi ? Günümüzde kadınların eğitim olanaklarının geçmişe oranla artması ve toplum yapısının değişmesi, iş hayatında yer alan kadınların sayısını ve oranını da arttırdı. Peki gelinen noktada iş hayatına katılan kadınların oranı yeterli görülüyor mu? Her 4 kişiden 3’ü daha fazla kadının iş hayatına katılması gerektiğini düşünüyor. Her 10 kişiden 1’i ise iş hayatına katılan kadınlarının sayısının azalmasını gerektiğini düşünüyor. Kadınların iş hayatındaki en büyük sorunu İş hayatının herkes için birçok zorluğu var. Fakat bazı sorunlarla daha çok kadınlar karşılaşıyor. Her 20 kişiden 9’una göre kadınların iş hayatında yaşadığı en büyük zorluk, işyerindeki temponun yanı sıra ev işlerinin de sorumluluğunu üstlenmesi. Her 20 kişiden yaklaşık 4’ü iş hayatında kadınların fiziksel tacize maruz kalmalarını 2. en önemli sorun olduğunu belirtti. 3. sırada gelen sorun ise her 20 kişiden 2’sinin belirttiği, erkeklere göre daha fazla psikolojik şiddet görmeleri oldu. Hem erkekler hem de kadınlar bu sorunların sıralamasında hemfikir.

22

01 - 07 Nisan 2020


EKONOMİK NOKTA

ARAŞTIRMA

01 - 07

Nisan 2020

İş hayatında kadın, ekonomİk kalkınmanın anahtarıdır... bireysel ve toplumsal açıdan önemi de ortaya çıkıyor. Eğitim aracılığı ile cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi, erkek egemen normların dönüştürülmesi mümkündür ancak eğitim sisteminde cinsiyetçi kalıp ve yargılar yıkılmadıkça cinsiyetçi yönelim de devam edecektir. Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliğinde 153 ülke arasında 130. sırada yer alması, kadınların çalışma hayatında, karar mekanizmalarında yeterince yer alamadığını ortaya koyuyor. Ülkemizde kadınların eğitime, ekonomik fırsatlara ve üretken girdilere erkeklerle aynı düzeyde erişebilmesini sağlayacak adımlar atılmalı, bu konuda sivil toplum kuruluşları ve şirketler üzerine düşeni yapmalıdır. Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi üyelerinin yüzde 44’ü, onur kurulu üyelerinin tamamı ise kadın. Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur” sözünü hatırlıyor, başta medya olmak üzere, kadın istihdamının artmasını, tüm dünyada kadın ve erkek eşitliğinin hakim olmasını diliyoruz.

Y

aşamın her alanında erkeklerle eşit haklara sahip olma mücadelesini başlatan emekçi kadınları saygıyla anıyoruz. Kadınların karar mekanizmalarında daha fazla yer alması, kadına yönelik her türlü şiddetin son bulması için toplumda cinsiyet eşitsizliği ile ilgili sorunların yalnızca 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde değil her gün dile getirilmesini dileriz. İş hayatında kadın, ekonomik kalkınmanın anahtarıdır. Yapılan araştırmalara göre, cinsiyet eşitliğine önem veren firmalar sektör ortalamalarından yüzde 15 daha fazla getiri sağlıyor. Kadınların sağlığı, hakları ve refahı için harcanacak her 1 dolar, ekonomiye 20 yılda 30 dolar olarak geri dönüyor. Kız çocuklarının ilk ve orta öğrenimine eklenecek her 1 yıl, ileride onların gelirini yüzde 15-25 artırarak ülkenin GSMH artış oranına da katkı yapıyor. Türkiye’de kadınların ortalama eğitim süresi 6 yıl, bu sürenin artması hayati öneme sahip. Kadınların sahip oldukları empati kurma, duygusal zekâ, başkalarıyla iş birliği yapma gibi özellikler, şirketlerin gelişimine büyük katkı sağlıyor. Kadının üretime daha fazla katıldığı toplumların gelişmiş toplumlar olması, geri kalmış ülkelerde kadının toplum hayatında ve ekonomide daha az yer alması tesadüf değildir. Kadın elinin değdiği işlerin daha estetik olduğuna ve insanlığın gelişimine olumlu katkı sağladığına şahit oluyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğine erişmek için ortaya konulan çözüm yollarından hareketle, eğitimin

23



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.