ekonomiknoktagazetesi-277

Page 1

Sayfa 3

Sayfa 6

Sayfa 7

Sayfa 8

NOKTA Ekonomik

Aktüel Siyasi Ekonomi Gazetesi

8 - 15 Nisan 2020

Yıl 15

Sayı : 277

Fiyatı: 10 TL

Küresel ekonomİde kartlar yenİden karılıyor

Asya’dan Avrupa’ya 6 kıtanın tamamına yayılan koronavirüs küresel bir salgın aynı zamanda küresel bir ekonomik etki haline Sayfa 2 - 3 geldi. NESNELER ‘TURKCELL IOT TÜBİSAD: “BİlİŞİm sektörü Ekonomİk İstİkrar Kalkanı

PLATFORM’ İLE KONUŞACAK Dünyanın önde gelen yazılım şirketlerinden Software AG’nin

Paketİ kapsamına dahİl

yenilikçi çözümlerinin yer aldığı Turkcell IoT Platform, aynı zamanda kurumlar ile uygulama geliştiricileri bir araya

edİlmelİ”

getiriyor.

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), yaptığı açıklamayla koronavirüs salgını çerçevesinde sağlık, eğitim ve temel ekonomik faaliyetlerin yürütülmesinde bilişim sektörünün yaptığı katkılara dikkat çekerek, sektörün ekonomik olarak desteklenmesine yönelik çağrıda bulundu. Sayfa 10

HEDEF KİTLENİZE ULAŞMANIN ADRESİ WORLD MEDIA GROUP ...

Sayfa 11


EKONOMİK NOKTA

Ekonomik Gündem

İ

08 - 15 Nisan 2020

DÜNYAYI SARSAN SALGINLAR …

ilker kaplan

nsan türü binlerce yıldır farklı bakteri ve virüslerle - tanışıyor- savaşıyor. Dünyadaki en etkili ve en çok can kaybı verdiğimiz “savaş” virüs ve bakterilere karşı verdiğimiz savaş… Örneğin Çin’in güney batı bölgesinden yola çıkan Yersinia pestis bakterisi –Kara Veba- , 6. Yüzyılda 300 milyon olan dünya nüfusundan, 1/3 ünü -100 milyonunuöldürdü. Aynı veba 14. Yüzyılda 400 milyon olan dünya nüfusunun, 1/8 ini, 50 milyonunu- öldürdü. Sırf ortaçağ tarih diliminde, 150 milyon insan öldü. Bu da toplam dünya nüfusunun o dönem – binyıllık dilimi içerisinde - 1/3 üne tekabül ediyor. Aynı Yersinia pestis - kara veba -21. Yüzyılda yani günümüzde; yılda 2000 kişiyi hayattan koparıyor. Yani hala varlığını sürdürüyor. Günümüzde çok sık adını duyduğumuz; Covid 19 -Coronavirus adıyla- 1937 yılından bu yana bizimle aslında... Binlerce yılda bizimle olacak. Genetik kodlarımızla tanışıp arkadaş olacak ? Birbirimizi sevmesekte bir arada yaşayacağız. Daha önce ortaya çıkan bakteri ve virüslerle bir arada yaşadığımız gibi… Bazı “facebook atarı” cümleler gibi “Bizi öldürmeyen “virüs” daha da güçlendirir” diyeceğiz ? Hayvandan insana ve sonrasında; insandan insana bulaşarak ölümlere sebep olan “grip” vakalarının yüzyıldır önemli kayıplara sebep olduğunu biliyoruz. Bunları kronolojik olarak sıralarsak; *İspanyol gribi olarak bilinen ve 19001950 arasında etkili olan en çok kırımı da 1918 senesinde gerçekleştiren virüs türü de “kanatlılardan” insanlara geçmişti. Hayvanlardan insanlara mutasyon geçirerek Künye Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu yazı işleri Müdürü İlker Kaplan Reklam Halkla İlişkiler Hatice Karabay Reklam Müdürü Zafer Altın İdari İşler Müdürü Ayşe Savranoğlu Grafik Tasarım Simge Savranoğlu Yazı İşleri Defne Deniz Baskı World Media Group Baskı Merkezi Yönetim Yeri Akşemsettin Mah Güneş Sok No 48 / 1 Eyüp / İstanbul web www.ekonomiknokta.com e-mail gazete.haber@gmail.com Ekonomik Nokta Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz.

2

GÜNCEL - BAKIŞ

bulaşan ve ölümcül hal alan bu tarz virüsler dönemsel olarak periyodik salgınlara yol açmaya başladı. Örneğin 1918 yılında dünyayı saran “İspanyol gribi” 50 milyon insanın canına sebep olmuştu. Bu salgın 1900 – 1950 yılları arasında yaşanan iki büyük paylaşım savaşının raklamlarına yaklaşan sayıda insanın hayatını kaybetmesi anlamına da geliyor. “İspanyol Gribi” olarak bilinen kanatlılardan insanlara geçen virüsün yol açtığı “pandemi” yüzyıl boyunca değişik şekillerde insanların karşısına çıkıyor. Bu pandemi de de İnsanların akciğerleri iflas ediyor ve yine nefessiz kalarak ölüyorlar. Bilim insanları; yüzyıldır yaşanan bu salgınların tümüne “ınflueanza pandemisi” adını veriyor.

*1957-1960’lı yıllarda yine “kuş ve domuz gribi” bir milyon insanın can kaybına sebep oldu. *1968 – 1970 “Kuş gribi” 750 bin can kaybının oluşmasına yol açtı.

*1970 – 2000 Kuş ve Domuz gribi 7.4 milyon insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu. Peki bu gün kimine göre “abartılı” yaşadığımız küresel panik ve telaşın sebebi ne? İşte Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) “Kıyamet Senaryosu !!!” 2005 yılında yayınlanan National Geographic’in ekim sayısında işlenen ‘Kuş gribi’ dosyasında görüşlerine başvurulan Vietnam - Ho Shi Minh Tropikal Hastalıklar Hastanesi Doktoru ve Kuş Gribi Uzmanı Jeremy Farrar : “Gelecekte insanlık – hayvandan insana bulaşan ve insandan insana geçerek yayılan bir virüs ile karşılaşacak.

İşte o zaman gerçek bir pandemi ile yüz yüze gelecek. Çünkü bu daha önce de yaşandı” demekteydi. Haklı çıktı. Çünkü bu sözü söylediğinde -birkaç yıl önce- dünyayı etkisi altına alan “kuş gribi” ile mücadele eden en etkili hastanenin önemli doktorlarından

birisiydi. 15 yıl önce bir doktorun söylediğini şimdi yaşamaktayız. Bu doktor konunun uzmanı ve bilimsel verileri değerlendirme yetisine en hakim kişilerden birisi. Ancak 15 yıl önceden bu tarz bir salgın yaşanacağı bilindiği halde dünyayı ve bizi yönetenler bunun tedbirlerini aldılar mı ? Bu büyük bir soru işareti. Yerküreyi, aynı gökyüzünü paylaşan bizler bu soruyu kendimize ve bizi yönetenlere sormak zorundayız. Eğer, Vietnam - Ho Shi Minh Tropikal Hastalıklar Hastanesinin o dönemdeki Doktoru ve Grip Uzmanı – aynı zamanda Oxford kökenli Jeremy Farrar’ın 15 yıl önce dile getirdiği “pandemi” bu ise o zaman yine aynı tarihlerde dünya sağlık örgütünün bu pandemi ile ilgili tuttuğu projeksiyonda küremizde; 180 ile 360 milyon kişi arası insan kaybı olacağı varsayılıyor. Hepimizi korkutan da bu rakam. Ayrıca son dört aydır COVID – 19’un “yayılma hızı” ve “insan kaybı” oranlarına baktığımızda WHO’nun, yıllar önce çizdiği tabloya doğru ilerlediğimizi görüyoruz. Bir gerçeği gözardı etmemek gerekiyor. Aslında dünya üzerinde grip her yıl 500 ile 600 bin insanın ölümüne sebep oluyor o kadar da masum bir hastalık değil. Gribin bu çeşidi ise; hiç masum değil. Grip virüsü genetik bilgilerini sekiz ayrı RNA segmentinde taşıdığı için; farklı alt tipler bir araya geldiğinde GEN değiş tokuşu yapmaları kolay oluyor. Sonuç yeni yetilere sahip virüsler. Bu durum sorunu çözen “aşının” bulunmasını geciktiriyor. Sıkıntı, korku ve panik te burada başlıyor. İlacı olmayan hastalık herkesi korkutur. Dünyayı korkutan diğer etken Covid - 19’un yayılma hızı


EKONOMİK NOKTA Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid - 19 virüsü, ülkemizde de etkili olmaya başladı. Konunun uzmanlarının açıklamaları; sokağa çıkmanın virüsün yayılmasını daha da artıracağı yönünde. Burada hepimizin bildiği “sosyal izolasyon” önem kazanıyor. Hijyen de bilinen bir durum. Herkes elinden geldiğince uyguluyor. Bu noktada ülkemizde alınan tedbirler hastalığın büyüme hızını %20’ye düşürürse; Nisan 2020’de “sağlık sistemimizin yatak kapasitesi” aşılacak. Alınan tedbirler yüzde ona düştüğü takdirde “sağlık sistemimizin yatak kapasitesi” Mayıs 2020’de aşılacak. Tabii bu Hastaların % 2,5 oranının yoğun bakım gerektireceği varsayımına dayanıyor. Bu oran Çin’de % 5 idi. İtalya’da % 8 . Şimdi düşünün Türkiye’de kaç yoğun bakım yatağı var? Kaç eleman var? Görünen o ki; Türkiye’de hastalığın yayılma hızı; Çin ve İtalya’dan daha hızlı

GÜNCEL - BAKIŞ

ve yaygın olacak. Hastaların yoğun bakım gerektirme oranı, da % 5 ve üzerinde olacak. Bu bağıra bağıra geliyorum diyen bir felaket. Komplo teorilerini hepimiz biliyoruz ancak onları bir kenara bırakarak, bir gelecek projeksiyonu yapmak gerekiyor. Şu an alınan tedbirler yeterli görünmüyor. Ekonomik yardım kampanyaları dışında çok daha derin tedbirler almak gerekiyor. Ekonomik, Sosyal ve kültürel yeni tedbirlere ihtiyaç var.

Bilime olan güven ve inancımızı bir kez daha pekiştireceğiz. İnsan türü olarak onbinlerce yıldır birçok badireyi atlattık. Bunun da üstesinden geliriz. Kimsenin kuşkusu olmasın ?

08 - 15 Nisan 2020

İLKER KAPLAN www.worldmediagroupe.com

Yukarıda saydığımız birçok madde ışığında; Covid – 19 virüsünün sıcak havalarda tutunamadığını söyleyen bilim insanlarının açıklamalarına güvenerek, yaz döneminde bu işin rutine döneceğini söyleyebiliriz. Yine aynı şekilde dünyada gelişen bilim ve teknoloji ışığında; aşının bulunacağını karamsar olmamak gerektiğini de söyleyebiliriz. İnsan bilmediği olgulardan korkar… Biz de Covid - 19’u öğrendikçe bu korkumuzu yeneceğiz.

EİB’ten “Üzerİmİze düşenİ yapmaya hazırız” mesajı Koronavirüsle mücadele kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı “dayanışma” kampanyasına Ege İhracatçı Birlikleri’nden destek geldi.

İ

kinci Dünya Savaşı sonrasında insanlığı tehdit eden en büyük salgınla karşı karşıya olduğumuza dikkati çeken Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi bu salgından insanlığın en az kayıpla kurtulması için dayanışmanın çok büyük olduğunun altını çizdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “dayanışma” çağrısını çok olumlu ve doğru bir adım olarak nitelendiren Eskinazi, “İzmir Büyükşehir Belediyemizin 30 ilçe belediyemiz ve muhtarlarımızla ihtiyacı ortaya koyacak çalışmayı yapması sonrasında bizde üzerimize düşeni yapmaya hazırız. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza yardım ederek bu süreçte salgından olumsuz etkilenmemeleri için herkesi dayanışmaya katılmaya davet ediyoruz” dedi.

PASHA Bank, Kredİ Protokolüne Katılacak PASHA Bank, Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) işletmelere yönelik Hazine destekli, Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaletli “Ekonomik İstikrar Kalkanı Kredi Desteği” kredi protokolüne katılma kararı aldı.

P

ASHA Bank, Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemic olarak ilan edilen Koronavirüs salgınının istihdam, üretim, ticaret ve ödeme sistemine olası etkilerini en az düzeyde tutmak amacıyla uygulamaya alınan “Ekonomik İstikrar Kalkanı” tedbirlerinin sağlıklı olarak işlemesi ve ekonomik faaliyetin desteklenmesi için TBB tarafından KOBİ, kurumsal ve ticari müşterilere yönelik olarak devreye alınacak “Ekonomik İstikrar Kalkanı Kredi Desteği” paketine katılacak.

salgından ekonomik olarak olumsuz etkilenen işletmeler başvurabilecek. Hazine destekli, Kredi Garanti Fonu kefaleti, teminat eksiği bulunan müşterilerin, krediye erişim imkanı için de sağlanabilecek.

PASHA Bank, müşterilerinin işletme sermayesi ihtiyaçları için “Ekonomik İstikrar Kalkanı Kredi Desteği” paketi kapsamında müşterilerine azami 3 ay anapara ve faiz ödemesiz, toplam 12 aya kadar vadeli kredi desteği sağlayacak. Kredi paketine “Şubat ayı sonu itibarıyla kayıtlı çalışan sayılarında kredi vadesi boyunca azaltma yapılmama ön koşulu” ile sektör farkı olmaksızın,

3


EKONOMİK NOKTA

GÜNCEL - BAKIŞ

08 - 15 Nisan 2020

Küresel ekonomİde kartlar yenİden karılıyor Asya’dan Avrupa’ya 6 kıtanın tamamına yayılan koronavirüs küresel bir salgın aynı zamanda küresel bir ekonomik etki haline geldi.

E

ge İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, tedarik zincirlerinde yaşanan problemlerin arz şokuna neden olabileceğini söyledi ve şöyle devam etti: “Koronavirüs salgınının dünya ekonomisinde durgunluğa neden olacağı ve yeni bir küresel krizi tetikleyeceği endişeleri hat safhada. Piyasalarda tedirginlik hakim. Petrol fiyatlarında yaşanan tarihi düşüşün ekonomik etkisi salgından daha uzun sürebilir. Koranavirüs pandemisinin ardından küresel sistemin yeniden şekilleneceği, kartların baştan karılacağı ve dengelerin değişeceği bir döneme girdik. Uluslararası kuruluşların küresel ekonomik büyümeye yönelik projeksiyonlarında revizyonlarını görüyoruz. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın raporuna göre koronavirüs endişesi doğrudan yatırımları yüzde 15 düşürecek.”

“Çalışanlara sahip çıkalım” Jak Eskinazi, “Tedbirlerimizi almamız lazım. Şu anki boşlukta evde otururken krizin bize etkilerini, bundan sonra neler yapmamız gerektiğini mutlaka kafamızdan geçirmemiz lazım. Sorumlu olduğumuz çalışanlarımız var. Onları kaybetmemek için elimizden geleni yapmalıyız. Farkındalık çerçevesiyle süreci tamamlamamız gerekiyor. Çalışanlarımızın fikirlerini bizle paylaşması en önemli noktalardan biri. Sorumlu kişiler olarak süreci üstlenip, çare bulmamız lazım.” dedi.

EİB ihracatçıya köprü olacak Koronavirüs salgınının dünya ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerine karşı dayanışmanın öneminden bahseden Jak Eskinazi şunları söyledi: “Bu sıkıntılı süreçte sektörlerin ve ihracatçıların sürekli bilgilendirilmesi gerekli. Ege İhracatçı Birlikleri olarak korona@ eib.org.tr ismiyle ihracatçıların dış ticarette koronavirüs salgını nedeniyle yaşadıkları sıkıntılarını aktaracakları bir mail adresi oluşturduk. Sürecin takipçisi olup, ihracatçılarımızın sorunlarını resmi kurumlara aktaracağız ve onlara bilgi vereceğiz. Bu süreçte ihracatçıya nasıl deva oluruz ona bakmamız lazım, ihracatçılarımıza çözüme giden yolda aracı olacağız. Aynı zamanda web sitemizde online yardım hattımız var. Buradaki online destekten de tüm birimlerle iletişime geçebilirler.”

4



EKONOMİK NOKTA

OTOMOTİV

08 - 15 Nisan 2020

TAYSAD KORONAVİRÜS ETKİ ARAŞTIRMASINDA ÇARPICI SONUÇLAR TAYSAD, Koronavirüsün sektöre etkileriyle ilgili önemli bir anket gerçekleştirdi. Ankete göre, tedarik sanayicilerinin yüzde 63’ü İŞKUR Çalışma Ödeneği’ne başvururken, yüzde 37’si henüz başvuru yapmadı.

t

AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca, bu anketle TAYSAD üyelerinin kısa çalışma ödeneği ile ilgili ciddi altyapı eksikliği olacağı yönünde endişeler duyduğunun ortaya çıktığını dile getirdi. Alper Kanca, “Kısa çalışma ödeneğinin 3 ayla sınırlı kalmaması gerekiyor. Koronavirüs etkisi, 3 ay içerisinde bitse bile ekonomik etkileri en az 1 yıl sürecektir. Bu süreçte, uzun vadeli, uygun faiz oranlı Eximbank kredileriyle sektörün desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunlara ek olarak, vergi oranlarına getirilecek bir indirim sektörün elini bir hayli rahatlatacaktır. Ayrıca, içerisinde bulunduğumuz olağanüstü durum yeniden değerlendirilerek, banka kredilerinin 3 ay yerine 6 ay süresince ilave faiz olmadan ertelenmesi yine sektörün yararına olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Yüzde 50’yi aşkını ‘kısmen’ çalışıyor

En büyük problem iş ve ciro kaybı

Tedarik sanayisinin Koronavirüs tedbirleri çerçevesinde ağırlıklı olarak kısmi çalışmayı tercih ettiği görüldü. Ankete katılan üyelerin yüzde 40’ı, 30 Mart – 5 Nisan tarihlerinde üretimi tamamen durdurma kararı aldığını belirtirken, yüzde 50’yi aşkını kısmi çalışma, yüzde 13’ü de sosyal mesafeyi sağlayarak normal şekilde çalışmaya devam edeceğini bildirdi. Bu veriler, 200 binin üzerinde istihdam sağlayan sektörün, ortalama 100 binin üzerinde çalışanını doğrudan etkileyeceğini de ortaya koydu. Devam eden haftalarda kademeli olarak üretimde normalleşme bekleyen tedarik sanayicilerinin yüzde 50’si, 27 Nisan – 3 Mayıs aralığında kısmi çalışmanın süreceğini ön gördü. Katılımcıların yüzde 42’si söz konusu tarihlerde normal çalışmaya geçilebileceğini tahmin ederken, yüzde 12’i ise üretimin durmaya devam edebileceğini öngördü.

Koronavirüs salgını, Türkiye’deki otomotiv tedarik sanayisini özellikle 3 konuda negatif olarak etkiledi. Ankete göre, bu dönemde karşılaşılan en büyük problemin yüzde 93 ile iş ve ciro kaybı olduğu katılımcılar tarafından vurgulandı. Bu problemi, yüzde 75 ile çalışan motivasyonunun kaybı izledi. Tedarik sanayicilerinin yüzde 47’si ise, ithal edilecek malzemenin geç gelmesinin karşılaşılan en büyük problem olduğunu ifade etti. Bununla beraber; teslimat sürecinde yaşanan problemler, ihracat gümrüğünde yaşanan gecikmeler ve nakit akışı gibi problemlerin yaşanan diğer sorunlar olarak öne çıktığı görüldü.

yıl sürecektir. Bu süreçte, uzun vadeli, uygun faiz oranlı Eximbank kredileriyle sektörün desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunlara ek olarak, vergi oranlarına getirilecek bir indirim sektörün elini bir hayli rahatlatacaktır. Ayrıca, içerisinde bulunduğumuz olağanüstü durum yeniden değerlendirilerek, banka kredilerinin 3 ay yerine 6 ay süresince ilave faiz olmadan ertelenmesi yine sektörün yararına olabilir” diye konuştu. “Uygulamalarda bazı sıkıntılar var” Ankette, alınan ekonomik önlem paketlerinin uygulanmasında sıkıntılar yaşandığını ileten TAYSAD üyesi sanayi şirketlerinin de bulunduğunu belirten TAYSAD Başkanı Alper Kanca, “Hükümetimizin aldığı önlem paketleri ve Bankalar Birliği’nin aldığı tavsiye niteliğindeki kararların uygulanması noktasında,

Katılımcıların ortalama yüzde 40’ı, 30 Mart - 5 Nisan tarihlerinde üretimi tamamen durdurma kararı aldığını belirtirken, yüzde 50’yi aşkını kısmi çalışmaya, yüzde 13’ü ise sosyal mesafeyi sağlayarak normal şekilde çalışmaya devam edeceğini ifade etti. Bu veriler, Türkiye’de 200 binin üzerinde istihdam sağlayan tedarik sanayi sektörünün, ortalama 100 binin üzerinde çalışanını doğrudan etkileyeceğini ortaya koydu. Ankete katılan üyelerin yüzde 32’si salgının yarattığı problemlerin 8-10 hafta süreceği konusunda birleşti. Bu dönemde, katılımcıların yüzde 93’ü yaşadıkları en büyük problemin iş ve ciro kaybı olduğunu vurguladı. Bu problemi, yüzde 75 ile çalışan motivasyonunun kaybı, yüzde 47 ile de ithal edilecek malzemenin geç gelmesi izledi.

Koronavirüs (COVID-19) salgını, birçok sektörü etkilediği gibi 200 binin üzerinde istihdam yaratan otomotiv sektörünün tedarik zincirini de durma noktasına getirdi. 460’a yakın üyesi ile Türkiye otomotiv tedarik sanayinin tek temsilcisi konumunda bulunan Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), Koronavirüs salgınının otomotiv tedarik zinciri üzerine etkisini araştırmak üzere özel bir anket gerçekleştirdi. TAYSAD’a üye firmaların katıldığı anket, yaşanan salgının tedarik sanayi üzerindeki ilk etkilerini, sektörün beklentilerini ve karşılaştığı problemleri ortaya koydu. Ankete göre, tedarik sanayicilerinin yüzde 63’ü ‘İstikrar Kalkanı’ kapsamında açıklanan İŞKUR Çalışma Ödeneği’ne başvururken, yüzde 37’si bu ödeneğe başvuruda bulunmadığını bildirdi.

6

Ağırlıklı görüş etkinin 8-10 hafta süreceği yönünde TAYSAD’ın üye anketine göre, 30 Mart – 5 Nisan tarihlerinde tedarik sanayinin haftalık üretim temposu yüzde 32’ye kadar düşecek. Bu düşüşün, Nisan ayı içerisinde kademeli olarak artması ve yüzde 62’ye kadar çıkması ön görülüyor. Öte yandan, ankete katılan TAYSAD üyelerinin yüzde 32’si yaşanan krizin 8-10 hafta süreceği konusunda birleşiyor. Koronavirüs salgınının çalışma temposu ve iş hacmine etkisinin 10 haftadan daha uzun süreceğini tahmin edenlerin oranı ise yüzde 26 olarak dikkatleri çekti. Ayrıca, ankete katılan tedarik sanayicilerinin yüzde 85’i, nakit akışında yaşanabilecek sıkıntılar için kendi ek önlemlerini aldığını da belirtti.

Alper Kanca: Kısa çalışma 3 ayla sınırlı kalmamalı Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TAYSAD Başkanı Alper Kanca ise, tedarik sanayisi üreticilerinin kısa çalışma ödeneği ile ilgili ciddi altyapı eksikliği olacağı yönünde endişeler duyduğunu dile getirdi. Yaptıkları ankette otomotiv tedarik sanayicilerinin en çok bu konuyu dile getirdiğine dikkat çeken Alper Kanca, “Kısa çalışma ödeneğinin 3 ayla sınırlı kalmaması gerekiyor. Koronavirüs etkisi, 3 ay içerisinde bitse bile ekonomik etkileri en az 1

bazı üyelerimiz tarafından sıkıntılar yaşandığı dile getiriliyor. Yani bankaların erteleme, yapılandırma, fon kullanımıyla ilgili olumlu yaklaşım sergilemedikleri bizlere bildiriliyor. Bu zor dönemde bankalar da elini taşın altına koymalı. Yaşanan problemler kısa süre içerisinde sona ereceğini umuyoruz. Bizler de, TAYSAD olarak üzerimize düşen görevi yapacak ve tüm bu konularla ilgili yetkililerle yakın temaslarda bulunmayı sürdüreceğiz” dedi.


EKONOMİK NOKTA

OTOMOTİV

08 - 15 Nisan 2020

OTOMOTİVDE SON RAKAMLAR Otomotiv Sanayii Derneği’nin (OSD), Ocak-Şubat dönemi verilerine göre, toplam otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 4 artarak 237 bin 665 adet oldu. Otomobil üretimi ise yüzde 8 artarak 162 bin 985 adet seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde, traktör üretimi ile birlikte toplam üretim 242 bin 930 adet oldu.

S

ait üretim, ihracat ve pazar verilerini açıkladı. Bu dönemde toplam üretim on 10 yıllık ortalamalara göre bir önceki yılın aynı dönemine göre 2020 yılı Ocak-Şubat döneminde yüzde 4 artış göstererek 237 bin 665 toplam pazar yüzde 3, hafif ticari araç adet olurken, otomobil üretimi yüzde pazarı yüzde 29 ve ağır ticari araç 8 artarak 162 bin 985 adet seviyesinde pazarı yüzde 34 oranlarında düşüş gerçekleşti. Aynı dönemde, traktör gösterirken otomobil pazarı yüzde 9 üretimi ile birlikte toplam üretim 242 artış gösterdi. Bu dönemde ihracat bin 930 adet oldu. 2020 yılı Ocak-Şubat ise bir önceki yılın aynı dönemine aylarında traktör üretimi ise yüzde 95 göre adet bazında yüzde 4 azalarak, oranında artarak 5 bin 265 adet olarak 192 bin 577 adet olarak gerçekleşti. gerçekleşti. Otomobil ihracatı yüzde 5 oranında artarak 134 bin 282 adet olurken, Geçtiğimiz yılın Ocak-Şubat dönemini ticari araç ihracatı yüzde 19 oranında 40 bin 416 adet ile kapatan Türkiye azaldı. Ocak-Şubat döneminde 5 otomotiv pazarı, 2020 yılının ilk iki milyar Dolarlık ihracat gerçekleştiren ayında geçtiğimiz yılın aynı dönemine Türkiye otomotiv sanayiinin, otomobil göre yüzde 91 artış kaydetti ve 77 bin ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine 95 adet oldu. Bu dönemde, otomobil göre yüzde 20 artarak 2,1 milyar Dolar pazarı yüzde 98 arttı ve 59 bin 743 seviyesinde gerçekleşti. Otomotiv adet olarak gerçekleşti. Son 10 yıllık sanayii, bu dönemde toplam Türkiye ortalamalar dikkate alındığına ise ihracatından aldığı yüzde 16,7’lik pay Ocak-Şubat döneminde toplam pazar ile ihracat sıralamasında ilk sıradaki yüzde 3, hafif ticari araç pazarı yüzde yerini korudu. 29 ve ağır ticari araç pazarı yüzde 34 Türkiye otomotiv sanayiine yön oranında daralırken, otomobil pazarı veren 14 büyük üyesiyle sektörün ise yüzde 9 arttı. İç pazarda ithal araç çatı kuruluşu olan Otomotiv Sanayii paylarına bakıldığında Ocak-Şubat Derneği (OSD), Ocak-Şubat dönemine aylarında otomobil pazarında ithal araç

payı yüzde 61 olarak gerçekleşirken, otomobil ihracatı yüzde 5 oranında hafif ticari araç pazarında ithal araç artarak 134 bin 282 adet olurken, ticari payı yüzde 46 oldu. araç ihracatı yüzde 19 oranında azaldı. Traktör ihracatı ise, 2019 yılının aynı Ticari araç üretimi yüzde 4 azaldı.. dönemine göre yüzde 17 artarak 2 bin 649 oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi Ticari araç grubunda üretim yılın ilk verilerine göre toplam otomotiv sanayi iki ayında azalma eğilimini sürdürdü. ihracatı, Ocak-Şubat döneminde yüzde 2020 yılı Ocak-Şubat döneminde ticari 16,7’lik pay ile ihracat sıralamasında araç üretimi yüzde 4, ağır ticari araç ilk sıradaki yerini korudu. grubunda yüzde 16, hafif ticari araç Türkiye’nin Ocak-Şubat döneminde grubunda yüzde 3 oranında azaldı. toplam otomotiv ihracatı Dolar bazında Toplam ticari araç ihracatı yüzde yüzde 2 artarken, Euro bazında yüzde 19 oranında daralırken, iç pazarda 5 arttı. Türkiye otomotiv sanayii, bu yüzde 70 oranında artış görüldü. Bu dönemde 5 milyar Dolar seviyesinde dönemde, hafif ticari araç pazarı yüzde otomotiv ihracatı gerçekleştirirken; 62 ve ağır ticari araç pazarı yüzde 131 otomobil ihracatı yüzde 20 artarak arttı. Baz etkisi dikkate alındığında ise 2,1 milyar Dolar oldu. Euro bazında yılın ilk iki ayında ticari araç pazarı 2017 otomobil ihracatı ise yüzde 24 yılının yüzde -30 gerisinde kaldı. artarak 1,9 milyar Euro seviyesinde gerçekleşti. İhracat adet bazında yüzde 4 azalırken, Dolar bazında yüzde 2 arttı.. Bu dönemde, toplam ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre adet bazında yüzde 4 azalarak, 192 bin 577 adet olarak gerçekleşti. Aynı dönemde,

OSD GENEL SEKTERİ ÖZLEM GÜÇLÜER OLDU O

Otomotiv Sanayii Derneği’nin (OSD) yeni genel sekreteri Özlem Güçlüer oldu. Otomotiv sektörü içerisinde 25 yıllık tecrübeye sahip olan Özlem Güçlüer, 2015 yılından bu yana OSD’nin İletişim ve Ekonomik İlişkiler Koordinatörlüğünü yürütüyordu. Aynı zamanda OSD’nin ilk kadın genel sekreteri de olan Güçlüer, Şubat ayı itibariyla yeni görevine başladı.

Özlem Güçlüer kimdir ?

tomotiv Sanayii Derneği’nde (OSD) genel sekreterlik görevini üstlenecek yeni isim belirlendi. Buna göre, otomotiv sektörünün en büyük temsilcilerinden OSD’nin yeni genel sekreteri Özlem Güçlüer oldu. Otomotiv sektöründe 25 yıllık tecrübesi bulunan Özlem Güçlüer, 2015 yılından bu yana OSD’nin İletişim ve Ekonomik İlişkiler Koordinatörlüğü görevini yürütüyordu. Aynı zamanda OSD’nin ilk kadın genel sekreteri de olan Özlem Güçlüer, Şubat ayı itibariyla yeni görevine başladı.

Mimar Sinan Üniversitesi İstatistik Bölümü mezunu olan Özlem Güçlüer, iş hayatına 1995 yılında otomotiv sektöründe başlamıştır. 2001 yılında MBA Derecesi (Master of Business Administration) alan Güçlüer, Ford Otosan ve Kıraça Holding’de uzman, Karsan Otomotiv’de Pazarlama Hizmetleri ve İletişim Müdürü ve Başak Traktör’de Stratejik Planlama Müdürü olarak görev almıştır. 2015 yılı Kasım ayı itibarıyla OSD’de İletişim ve Ekonomik İlişkiler Koordinatörü olarak çalışmaya başlayan Özlem Güçlüer, bir kız çocuk annesidir. 7


EKONOMİK NOKTA

İNŞAAT

08 - 15 Nisan 2020

Gayrİmenkul İşlemlerİ İnternette işlemler e-devlet sistemi üzerinden yapılabiliyor. Yani gerek yeni abonelik başvurusu gerekse abonelik iptalleri yapılabiliyor. İkamet ettiğiniz ve UAVT numarası belli olan binalara ait enerji kimlik belgesi sorgulanabiliyor” dedi. Emlak İşletmeleri de İnternet Üzerinden Hizmet Veriyor Birçok Altın Emlak işletmesinin de bu dönemde randevulu ve nöbetçi danışman modelleri ile hizmetler sunduğunu belirten Özelmacıklı “Boş evleri gösterme işlemlerimizde randevulu çalışmalarımız devam ediyor. Lakin hala taşınmaz malikleri tarafından kullanılan yada mevcutta kiracılı olan taşınmazları video çekim veya sanal turlar ile gezdirebiliyoruz. Ev ziyaretleri yerine de iş sahipleri ile telefon iletişimini tercih ediyoruz” dedi. Telefon Bilginizi Beyan Edin! E-Devlet sistemi üzerinden tapu telefon bilgilerinin beyan edilebileceğini de belirten Altın Emlak Genel Müdürü “Vatandaşların sistem üzerinden ünde 12 milyonu aşkın hizmetin yapılabildiği Ebeyan edecekleri telefon bilgisi, Tapu Kadastro Devlet sistemi, gayrimenkul sektöründe de yoğun Birçok Kurumun İşlemi Yapılabiliyor Bilgi Sisteminde, T.C. Kimlik Numarası kayıtlı olan olarak kullanılıyor. Sistem üzerinden tapu bilgileri tapu kayıtları ile eşleştiriliyor. Beyan edilen telefon sorgulanabiliyor, gayrimenkul üzerindeki ipotek sorgulanabiliyor, tapu kayıt belgeleri alınabiliyor, Hazır beyan sisteminin yanı sıra interaktif vergi numarasına taşınmazlarınızla ilgili her türlü bilgi tapu ve kadastro harç ve döner sermaye bedelleri dairesi üzerinden de birçok işlemin yapılabildiğini SMS yoluyla bildirileceğinden telefon numarasının ödenebiliyor ve web tapu sistemi üzerinden tapu belirten Özelmacıklı “Örneğin veraset ve intikal doğru olması ve numara değişikliği durumunda yine beyannamesi başvurusu ve takipleri yapılabiliyor. bu sayfayı kullanarak numaranın güncellenmesi çok işlemleri başlatılabiliyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın İşyerlerine ilişkin damga vergileri sorgulanabiliyor. önemli. Yani örneğin tapu dairesinde adınıza bir Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı TOKİ işlemleri çerçevesinde bazı başvuru ve ödeme işlem başlatıldığında haberdar olmak istiyorsanız “Gayrimenkul sektöründe de e-devlet kullanımımız işlemleri yapılabiliyor. Mobil yada elektronik imza mutlaka numaranızı bu bölüme kaydedin. Ayrıca gittikçe artıyor. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün mevcut ise adres değişiklik bildirimi bile yapılabiliyor. T.C. kimlik numaranız ile girdiğiniz sistem üzerinde 11 işleminin yanı sıra birçok işlem de e-devlet Gene Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü yer almayan gayrimenkuller için E-Devlet sayfanızda üzerinden yapılabiliyor. Örneğin bazı belediye üzerinden yerleşim yeri sorgulama, doğrulama ve bulunan “Beyanda Bulunun” bölümünden ilgili Tapu Müdürlüğü’ne beyanda bulunabilirsiniz” dedi. işlemleri ile emlak vergisi bildirim suretleri ikametgah işlemleri yapılabiliyor” dedi. alınabiliyor, hatta tahakkuk bilgileri sorgulanabiliyor. Doğalgaz, su, elektrik gibi aboneliklere ilişkin

G

TOS+H EXPO 2020 İSTANBUL’DAKİ YENİ FUAR MERKEZİNDE 8

Türkiye’deki en önemli İş Güvenliği ve Sağlığı İhtisas Fuarı için yaklaşık 100 katılımcı bekleniyor +++ Messe Düsseldorf Alman ve uluslararası katılımları organize ediyor +++ Uluslararası kongrede güvenli ve sağlıklı işyeri tasarımı ile ilgili güncel temalar ve zorluklar tartışılıyor.


EKONOMİK NOKTA

FUAR

08 - 15 Nisan 2020

İşİ : Yardım Etmek 11

– 14 Temmuz 2020 tarihlerinde İstanbul’da yapılacak TOS+H EXPO iş güvenliği ve sağlığı için en önemli bölgesel etkinlik olarak olumlu gelişimini sürdürüyor. Türk firmalar için iş güvenliği ve sağlığı her zamankinden daha önemli olduğundan, fuar katılımı yüksek talep görüyor. İhtisas Fuarı ve Kongre, Türk sanayi, eğitim ve madencilik alanlarının tüm sektörlerini etkileyen geniş kapsamlı güvenlik hükümlerine sahip güçlü bir İSG mevzuatından yararlanmaktadır. Bu yıl, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından iş güvenliği ve sağlığı yatırımları ile 95.000 civarında yeni iş yaratılmış olacak. Avrupa ve denizaşırı ülkeleri firmaları için TOS+H EXPO’ya katılım, Güney Doğu Avrupa ve Asya pazarlarına ilginç bir giriş kapısı olmaktadır. Ziyaretçiler, kişisel koruyucu donanım ve kurumsal sağlık yönetiminden işyeri tasarımına kadar tüm koruma alanlarını kapsayan çok yönlü bir yelpazeyi görme imkanı bulacaklar. Katılımcılar için bu yılın en önemli temaları, iş güvenliği ve sağlığı için temel olacak sürdürülebilirliğin yanı sıra işin dijitalleştirilmesidir. Dünyanın önde gelen İş Güvenliği, İşyeri Güvenliği ve İş Sağlığı ihtisas fuarı A+A’nın organizatörü Messe Düsseldorf ve yerel ortağı Tezulaş Fuar bu ihtisas fuarını, yeni ve merkezi konuma sahip ICC – İstanbul Kongre Merkezi’nde ilk defa gerçekleştirecek. Katılımcı kayıtları hızla devam etmekte olup, sergi alanının % 70’inden fazlası şimdiden rezerve edilmiş bulunmaktadır. Şimdiye kadar, Belçika, Çin, Almanya, İngiltere, Tayvan, Türkiye ve İspanya’dan uluslararası firmalar katılımlarını teyit ettiler. Bunlar arasında yeni katılımcıların yanı sıra Ansell, Ateş İnşaat San. Taah. Tic. A.Ş., İşmont Tekstil Üretim Paz. San. ve Tic. A.Ş., Mekap Deri ve Ayakkabı San. ve Tic. A.Ş., UVEX ve WR Türkiye Eldiven A.Ş. gibi küresel pazar lideri firmalar İstanbul’da dördüncü kez yapılan TOS+H EXPO’da yer alıyorlar. İhtisas fuarına paralel olarak düzenlenen 10. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi, güvenli ve sağlıklı çalışma ile ilgili güncel

temalara kapsamlı bir genel bakış sunacak. Bu tanınmış Kongre, Türkiye Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenecek. 3 – 6 Mayıs 2020 tarihleri arasında uzmanlar aşağıdaki temalar üzerinde görüşlerini açıklayacak ve tartışacaklar: • İş güvenliği ve sağlığı için yönetim modelleri •

İş güvenliği ve sağlığı eğitimi

• İş güvenliği ve sağlığı için etkili iletişim yöntemleri •

Ulaşımda iş güvenliği ve sağlığı

• İş güvenliği ve sağlığı eğitiminde yeni yaklaşımlar •

Endüstriyel toksikoloji

Acil durum senaryoları

• İş güvenliği ve sağlığının yasal yönleri • Medyada ve kamu sektöründe iş güvenliği ve sağlığı • İş güvenliği ve sağlığı için uluslararası strateji / yaklaşım İhtisas Fuarı ve Kongre her iki yılda bir düzenlenmektedir. TOS+H EXPO 2018’de 115 uluslararası katılımcı 2.398 metrekarelik net sergi alanında yer aldılar. 5.034 ihtisas ziyaretçisinin % 92’sinden fazlası ihtisas fuarı ziyaretlerini çok olumlu olarak değerlendirdiler. TOS+H EXPO 2020’ye katılmak isteyen Türk firmaların Tezulaş Fuar yetkilileri ile temasa geçmeleri gerekmektedir: Baran Selçuk, selcuk@tezulas-fuar.com ve Merve Toraman, toraman@tezulas-fuar.com. TOS+H EXPO hakkında daha ayrıntılı bilgiyi http://www.toshexpo.com.tr/ adresinde bulabilirsiniz.

Y

azı yazmak çok kolay bir iş değildir. Bazen en basit konuda bile yığılır kalırsınız. Beyninizde kelimeler uçuşur. Cümleyi yazıp silersiniz. Yeniden yazarsınız onu da silersiniz. Bu ülkenin en yardımsever, en projeci, en sosyal insanlarından birine daha pencere açacağım. Işık tutacağım. Kendisi hakkında dijital dünyada yayınlanmış yüzlerce yazı, haber, yorum buldum. Herkes O’nun bir yönünü anlatmış. Çoğunluğun bildiği bir hikaye vardır. Görme engellileri (kör) file dokundurtmuşlar. Kimisi yılan demiş, kimisi kumaş demiş, kimisi duvar demiş vb. İşte Orhan Bey de aynen bu hikayede olduğu gibi yansıtılmış. Daha önce de bir kaç yazımda ifade ettim. Asırlardır bu topraklarda yenilik, reform, inovasyon, AR-GE, proje, üretim, çalışma, alın teri diyenlerin kafası kopartılmış. Üretim unutulmuş. Her şey devlet babadan beklenir olmuş... Eski köye yeni adet getirenler, sürüden ayrılanlar, icat çıkaranlar paçasından tutulup yok edilmiş. Bir çok bilim insanımız, fikirleri ezildiği için dış ülkelere kaçarak orada başarıya ulaşabilmiş. Çok bilge bir emekli öğretmen arkadaşıma (Arif Yeşilbağ Bey) Orhan Uçar Bey hakkında ne biliyorsun diye sordum. Aynen şunları dedi: “Bizim köylüdür. Mükemmel bir insandır. Servetinin çoğunu hayır işlerine harcadı, harcıyor. Bolu’nun gurur duyması gereken insanlardandır vb.” Bugün ise yine değerli bir insan olan Sayın Sabahattin Kocadağ Bey’e O’nu sordum. “Bir zaman, yöneticisi olduğum Kıbrıscık Spor Kulübü maddi bakımdan zora düşmüştü. Orhan Bey’i aradım. Durum bu dedim. Hemen .... TL yardımda bulundu. Ender rastlanan insanlardandır” dedi.

Orhan Uçar Bey ile bir kere el sıkıştık. İki kere de telefon ile görüştük. Sosyal medya üzerinden yaptığı analizleri de çoğu zaman çok isabetli buluyorum... Bolu’nun yoksul bir köyünden çıkıp, tam bir keşmekeş, cangıl olan İstanbul’da, üstelik de mafyatik özellikli tekstil sektöründe tutunmak, isim yapmak kolay iş değildir. Yarım asıra yaklaşan süreçte sıfırdan başlayıp büyük işler yapan bir işinsanı olmak, ekonomisi sürekli zikzaklar çizen bir ülkede mucize olarak görülmelidir. Doların, faizin, borsanın ne olacağı hiç bir zaman net değildir. Ekonomide son 50 yıldır sürekli bir fluluk vardır. 70’lerde piyasada hiç bir şey yoktu. Ekonomi dışa kapalı ve korumacı idi. Yaşı 50’den fazla olmayanlar o yılların kör günlerini anlayamazlar... 1980’den sonra Türkiye kabuk değiştirdi. Kötü şeyler de oldu mu oldu. Ama dünya ekonomisinin dişlileri arasında esamisi okunmayan bir ülke idik. Kuru üzüm, incir, portakal, pamuk dışında satacak ürünümüz bile yoktu. Bugün 200 ülkeye mal satan, dünyanın 16-18. ekonomik büyüklüğüne erişmiş bir devletiz. Bu büyümede tekstil sektörünün katkısı Prof. Kenan Mortan’a göre yüzde 5060’tır. Neyse fazla ayrıntıya girip kafanızı karıştırmayayım. Bu yazının konusu ekonomi-politika değil. Anadolu topraklarının yetiştirdiği, kökü dışarda olmayan, sürekli olarak ülkesini düşünen değerli insan Orhan Uçar Bey’i sadece yerel bazda değil ülke çapında tanıtmalıyız. Medyada yer almasını sağlamalıyız. Örnek girişimci olarak gençlerin önüne koymalıyız. Kendisini geniş bir kesim tanıyor ama 83 milyon da tanımalıdır derim...

9


EKONOMİK NOKTA

BİLİŞİM - TEKNOLOJİ

08 - 15 Nisan 2020

TÜBİSAD: “BİlİŞİm sektörü Ekonomİk İstİkrar Kalkanı Paketİ kapsamına dahİl edİlmelİ” Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), yaptığı açıklamayla koronavirüs salgını çerçevesinde sağlık, eğitim ve temel ekonomik faaliyetlerin yürütülmesinde bilişim sektörünün yaptığı katkılara dikkat çekerek, sektörün ekonomik olarak desteklenmesine yönelik çağrıda bulundu.

t

ürkiye bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe yüzde 95’in üzerinde bir paya sahip olan, 200’e yakın şirketi temsil eden Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), yaptığı açıklamayla koronavirüs salgınının bilişim sektörüne etkisine ilişkin görüşlerini ve önerilerini paylaştı. Dernekten yapılan açıklamada aşağıdaki ifadeler yer aldı: Türkiye bu süreci atlatacaktır Ülkemiz bugüne kadar küresel çapta yaşanan pek çok krizi atlattı, bu krizi de atlatacaktır. Bilişim sektörü, içinde bulunduğunuz süreçte daha önce olduğu gibi tüm sektörlerin bir ortak buluşma alanı olarak sanayi ve ticaretin gelişiminde katalizör ve hızlandırıcı rolü oynamaktadır. Sektörümüz ürün ve çözümleriyle sağlık, eğitim ve şirket faaliyetlerinin sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlamaktadır. Dijital dönüşüm çalışmaları aksamadan devam etmeli Günümüzün getirdiği olağanüstü çalışma koşulları açısından telekomünikasyon sektörü uzaktan bağlanma ve bireysel kesime olan hakimiyeti ile gelişme potansiyeline sahiptir. Bilgi teknolojileri sektörü ise yatırımların azalması ve hizmet ihtiyacının da yavaşlaması nedeni ile süreçten olumsuz etkilenebilecektir. Olumsuz etkilerin yaşanmaması adına tüm sektörlerde yükselen dijital dönüşüm farkındalığının yaygınlaştırılması gerekmektedir. Hükümetimizin dijital dönüşüm için yaptığı çalışmaları ve ortaya koyduğu planları yakından takip etmekte, konu ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Ofisleri, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Ulaştırma, Haberleşme ve Altyapı Bakanlığı ve ilgili kurumlar ile

10

yakın ilişkiler içinde süreçlere katkıda bulunmaya çalışmaktayız. İçinde bulunduğumuz süreçte bilişim sektörünün ekonominin sürdürülebilirliğine sunmuş olduğu katkılar, tüm sektörlerimizin dünya çapındaki rekabetçiliği ve ülkemizin kalkınma hamlesinin başarılı olması için ‘dijital dönüşüm’ çalışmalarının aksamadan devam etmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bilişim sektörünün “Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi” kapsamına dahil edilmesi sağlık, eğitim ve ekonomi faaliyetlerinin sürdürülebilirliği için kritik önemde Bilgi teknolojileri sektörü, hükümetimizin açıkladığı “Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi” kapsamında yer almamıştır. Özellikle tüm şirketlerimizin ve eğitim sistemimizin uzaktan çalışma ve faaliyetlerini eksiksiz sürdürme aşamasında oldukları bir dönemde sektörümüzün desteksiz kalması, salgının yarattığı ekonomik daralma etkisinin telafi edilmesinde bilişim sektörünün kritik bir rol oynayacağı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda ciddi riskler barındırmaktadır. Sektörün gelişmişlik seviyesi, bir dizi ekonomik faaliyetin online ortama taşınabilmesinde belirleyici olmaktadır. İnternet kullanımının ciddi bir sıçrama yaptığı bu dönemde bilişim sektörünün, altyapı yatırımlarına devam etmesi zaruridir. Aksi halde zaman içinde giderek daha çok faaliyet online ortama geçtikçe, bilişim altyapısı kısıtlarının ortaya çıktığı gözlemlenebilecektir. Bu nedenle bilişim sektörünün altyapı, Ar-Ge ve diğer yatırımlarının artarak yapılabilmesini temin edebilmek üzere sektörün Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketine dahil edilmesi yerinde olacaktır. Bu çerçevede telekomünikasyon sektörü ve firmalarımız için altyapısı az gelişmiş bölgelerde yatırım imkanlarına teşviklerin sağlanmasının ve özellikle uzaktan çalışma ortamlarına destek

vermesi kaçınılmaz olan fiber optik altyapıda kaynakların ortak kullanımı için de şartların sağlanmasının çok faydalı olacağını düşünmekteyiz. Bilişim sektörüne destek krizleri fırsata dönüştürebilir Bilişim sektörü tüm sektörlere hizmet etmektedir. Mevcut süreçte sektörün desteklenmesi, birçok sektöre katkı sağlayacak büyüme alanlarının oluşmasına da katkı sağlayacaktır. Bu fırsatlar ve katkılar halihazırda iş dünyasında çalışanlara uzaktan çalışma, öğrencilere uzaktan eğitim modelleri çalışma önlemleri, online alışveriş olarak kendilerini göstermektedir. Geleceğin çalışma modeline geçiş beş yıllık hız kazandı Ofis, ev, dış mekan gibi farklı ortamlardan PC, dizüstü bilgisayar, akıllı telefon, tablet gibi farklı cihazlar vasıtasıyla görüntülü görüşme, toplantı, sunum gibi birlikte çalışmayı sağlayacak altyapıların ve ekipmanların sağlanması kritik önemdedir. Dijital ortamların evlere taşınması için şirketlerin yapacağı yatırımlar, sektörün büyüme alanları olarak değerlendirilmektedir. Bilişim sektörü ürün ve çözümlerinin salgına karşı etkili kullanımı sayesinde geleceğin çalışma modeline geçiş ortalama beş yıl hızlanmış bulunmaktadır. Uzaktan çalışma sistemine geçilmesiyle kurumların siber güvenlik savunma hattı genişlemiş olacak, siber güvenlik de süreç boyunca önem kazanacak bir gelişme alanı olarak yer alacaktır. Dijitalleşmeye yatırım Türkiye’nin geleceğine yatırımdır Salgının etkisinin her geçen gün artırmasıyla birlikte her sektörden birçok marka fiziksel mağazalarını kapatarak hizmetlerini online olarak vermeye başlamıştır. Bu dönüşümün de e-ticaret sektörünün 2020 büyüme rakamlarına olumlu etkide bulunacağı öngörülmektedir. Bugün yaşadığımız


EKONOMİK NOKTA

BİLİŞİM TEKNOLOJİ

08 - 15 Nisan 2020

NESNELER ‘TURKCELL IOT PLATFORM’ İLE KONUŞACAK

olağanüstü süreçte, dijitalleşmenin önemini bir kez daha görmüş olduk. Temel faaliyetlerin uzaktan sürdürülmesine imkân sağlayan teknolojileri ve bu imkanları sunan bilişim sektörü, yapacağı katkıları artırmaya kararlıdır. Bu çerçevede dijitalleşmeye yapılan yatırım Türkiye’nin ve Türk firmalarının rekabetçiliği için yapılan en etkin yatırım olacaktır. Bilişim sektörüne ilişkin mevcut sürecin doğurduğu temel riskler şöyle sıralanmaktadır: • Düşen üretime, azalan hizmetlere ve yatırımlara bağlı olarak istihdam azalması • Ticaret hacminin düşmesi ve dizüstü bilgisayarlar, monitörler ve yazıcılar gibi uzaktan çalışma için kritik olan donanımın tedarik zincirlerinin bozulması • Bakım destek hizmetlerinde gecikmeler yaşanması durumunda gerekli güncellemelerin yapılamaması ve hizmetlerde daralma yaşanması • Özellikle Avrupa’da olmak üzere tüm ihracat pazarlarında önemli ölçüde daralma beklentisi • İthalat, ihracat lojistik operasyonlarının hem fiziki koşullar hem de ilgili ülke kısıtları nedeniyle süre ve maliyetlerinin artması, transit sürelerinin uzaması Bilişim sektörünün sürekliliğini ve gelişimini risklere karşı koruyacak öneriler şöyle sıralanmaktadır: • Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’nde yer alan muhtasar, KDV, SGK primlerine yönelik desteklerin bilgi teknolojileri sektörüne de uygulanması • Hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmaların yapı taşını teşkil eden insan kaynağının korunması amacıyla, önümüzdeki üç ay boyunca, başka iş bularak ayrılanlar hariç tutularak, aynı sayıda ve ücrette istihdam sağlayan firmalardan (çalışan sayısının %3-5’ten daha fazla azalmaması durumunda ) SGK ve muhtasar alınmaması, ihtiyaç duyulması halinde üç ay daha uzatılması • ‘Kısmi Çalışma Ödeneği’nin bilgi teknolojileri sektörüne de uygulanması • Uzaktan çalışmayı teşvik edici desteklerin sağlanması, düzenlemelerin yapılması, bilişim sektörü, teknoparklar ve Ar-Ge merkezleri için süresiz olarak etkin hale getirilmesi • Özellikle uzaktan çalışmayı destekleyecek bilgisayar, tablet vb. donanım alımlarında, yazılım ve hizmetlerde, yerli ve yabancı ayırmaksızın, ÖTV ve KDV’lerin %8‘e indirilmesi • Küçük ve orta ölçekli yazılım ve hizmet üreten bilişim işletmelerine yönelik Kamu kaynaklı kabul ve ödeme süreçlerinin hızlandırması • GEKAP (Geri Kazanım Katılım Payı) uygulamasının bir yıl ertelenmesi

Turkcell, hayata geçirdiği Turkcell IoT Platform ile şirketlerin, altyapı yatırım maliyeti olmadan cihaz ve makineleri bulut aracılığıyla uzaktan yönetebilmelerine imkan tanıyor. Dünyanın önde gelen yazılım şirketlerinden Software AG’nin yenilikçi çözümlerinin yer aldığı Turkcell IoT Platform, aynı zamanda kurumlar ile uygulama geliştiricileri bir araya getiriyor. Bu sayede bir yandan iş verimliliği artarken diğer yandan teknolojinin gücüyle küresel rekabette bir adım öne geçiliyor.

D

ünyanın önde gelen yazılım şirketlerinden Software AG’nin Cumulocity ürünlerinin sunulduğu Turkcell IoT Platform, bağlantılı varlıkları şirketlerin faydası için izliyor, yönetiyor ve üretilen verileri ileri analitik yetenekleri ile aksiyona dönüştürüyor. Aynı zamanda servis olarak (IoT as a Service) sunulan platform, altyapı yatırımı yapmadan bulut üzerinden yönetilebilirken ‘kullandığın kadar öde’ modeli ile de şirketlere kolaylık sunuyor. Turkcell veri merkezlerinin gücüyle de desteklenen Turkcell IoT Platform, verilerin yurt içinde kalmasını sağlayarak güvenlik konusunda üstün hizmet sunuyor. Konuyla ilgili değerlendirmesinde Turkcell Kurumsal Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata “Önümüzdeki yıllarda 5G’nin gelişiyle birlikte, bulut üzerinden çalışan servisler hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline getirecek. Akıllanan ve birbiriyle konuşan cihazlar, iş yapış şekillerimizi de tümüyle değiştirecek. Turkcell olarak Dijital İş Çözümleri şirketimiz ile bu dönüşümü yakalamak isteyen kurumlara IoT Platformumuzu sunuyoruz. Aynı zamanda tak-çalıştır kolaylığıyla

milyonlarca cihazı, sensörü ve makineyi birbirine bağlayarak bulut üzerinden yönetme esnekliği sağlıyoruz. Kurumlara maliyet ve zamandan avantaj sunduğumuz platformumuzda IoT alanında dünyanın önde gelen yazılım şirketlerinden Software AG’nin yenilikçi çözümlerine yer veriyoruz. Şirketlerin dijital dönüşüm yolculuklarına yeni servisimiz Turkcell IoT Platform ile de eşlik ederek onları geleceğin dünyasına hazırlıyoruz” dedi. Software AG EMEA Bölgesi Kıdemli Başkan Yardımcısı Philippe La Fornara ise “Software AG olarak sunduğumuz entegre çözümlerle süreç verimliliği sağlıyoruz. Bu yaklaşımla, Software AG müşterileri, IoT teknolojisinden yararlanarak gelirleri artırma, maliyetleri düşürme ve müşteri memnuniyetini artırma konularında ustalık kazanıyorlar” diye konuştu. Software AG olarak Türkiye pazarının potansiyeline inançlarının tam olduğunun da altını çizen La Fornara, pazarın en büyük teknoloji sağlayıcılarından Turkcell ile gerçekleştirilen stratejik işbirliği ile Türkiye ve bölgede akıllı şehir, enerji, tarım, sağlık ve endüstri 4.0 gibi alanlarda kurumlara değer katan IoT çözümleri sunmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Şirketler IoT Platform’da kendi çözümlerini Turkcell gücüyle geliştirebilecek Kurumsal şirketlerin yanı sıra uygulama geliştiricilerin de kullanımına açık olan Turkcell IoT Platform, bu alanda ihtiyaç duyulabilecek tüm araçları bünyesinde barındırıyor. Bununla birlikte platformda yer alan şirketler, kendi çözümlerini Turkcell gücüyle geliştirerek nesnelerin interneti ekosisteminin kullanımına sunacak. Böylece birbirinden farklı deneyimler ve Turkcell Büyük Verisi ile zenginleşecek olan platform, bu alandaki en kapsamlı çözümlerini bünyesinde barındıracak. Turkcell IoT Platform’u tercih eden kurumsal müşteriler ise iş verimliliğini artırırken küresel rekabette de bir adım öne geçecek. Turkcell IoT Platform fiziksel ve dijital dünyayı tek altyapıda birleştiriyor Global iş uygulamaları çözümleriyle de entegre çalışan Turkcell IoT Platform; milyonlarca cihazı, sensörü ve makineyi anında bağlayarak verilerin bulut üzerinden dijital ortama aktarılmasını sağlıyor.

11


EKONOMİK NOKTA

GÜNCEL

08 - 15 Nisan 2020

güvenİLİr aşı bİlİm İnsanlarımızın üreteceğİ aşı Araştırmanın akıllı şehri CURIOCITY’nin Türkiye genelinde kantitatif mobil anket olarak gerçekleştirdiği “Türkiye’nin COVID-19 ile Sınavı Araştırması” her 3 kişiden 1’inin Türkiye bir aşı üretirse en çok kendi bilim insanlarımızın üreteceği aşıya güveneceğini gösterdi.

G

eleneksel araştırma yöntemlerini yeni nesil teknolojilerle harmanlayan “araştırmanın akıllı şehri” CURIOCITY Araştırma ve Danışmanlık Şirketi, Türkiye’nin COVID-19 ile sınavını anlamak için operasyon iş ortağı Diyalog Araştırma ile birlikte Türkiye temsili 1122 birey ile mobil bir araştırma gerçekleştirdi. 22 Mart 2020’de, salgının başlamasından on gün sonra, Türkiye genelinde 54 ilde mobil anket yöntemiyle 8 saat içinde tamamlanan araştırmaya göre, “hangi ülkenin üreteceği aşıya güvenirsiniz?” sorusuna her 3 kişiden biri “Türkiye” cevabını verdi. Türkiye dışında bir aşı geliştirdiğinde güvenilecek 2.ülke Çin

Korona virüs ile ilgili haberleri hemen herkes, %98, takip ediyor. Cinsiyet, yaş ve sosyo-ekonomik sınıf dağılımı Türkiye temsili olan araştırma Türkiye’de hemen herkesin, %98, korona virüsten hızla haberdar olduğunu gösteriyor. Virüsün bulaşmasından en çok kadınlar endişe duyuyor, %91. Her 3 kişiden 2’si (%67) halkın gerekli önlemleri almadığını düşünüyor. Bu görüş, her 5 kişiden 4’ünün korona virüsün kendisine bulaşmasından endişe duymasını da tetikliyor, (%83).

%34 en çok Türkiye’de bir aşı üretilirse güveneceğini belirtirken, %16’lık bir kesim Çin’de geliştirilecek aşıya güven duyacağını söylüyor. Diğer güven duyulacağı belirtilen ülkeler ABD (%9) ve Almanya (%9), ardından Güney Kore (%6) ve Küba (%4). - 18-24 yaşlarındaki gençler arasında Türkiye cevapları %23’e gerilerken, ABD %29 ile ilk sıraya yerleşiyor.

Endişeli olma durumu kadınlar (%91) arasında erkeklere göre (%76) çok daha yaygın. Bu fark en temel önlem olan el yıkama sıklığında da görülüyor; kadınlar bir günde ortalama 18 kez el yıkadıklarını belirtirken, erkekler arasındaki el yıkama sıklığı bir günde ortalama 11 keze düşüyor.

- Türkiye’de geliştirilebilecek aşıya en yüksek güven 25-34 yaşlarındaki bireylerden geliyor, %48. - 45 yaşından itibaren, Çin’de üretilecek aşıya güven %23 seviyesine yükseliyor. Aynı şekilde, bu yaşlardaki bireylerde Almanya için verilen cevaplar da artıyor; 4554 yaşlarında %13’e, 55-64 arasında ise %16’ya yükseldiği görülüyor.

Türkiye’nin %80’i yaşadığı şehirde korona virüs vakası olduğunu düşünüyor. Kendi yaşadığı şehirde vaka olduğunu düşünenler 18-24 yaşlarındaki gençler arasında %91, 25-34 yaşlarındakiler arasında da %84 düzeylerinde. 45-64 yaş bulunduğu şehirde vaka olmadığını düşünenlerin en fazla olduğu grup, “benim şehrimde yoktur” diyenler bu yaş grubunda %19’a yükseliyor.

Araştırmanın Türk halkının korona virüs ile ilgili tutumları ve davranışlarına dair ortaya çıkardığı diğer bulgular şöyle:

#EvdeKalTürkiye

Halkın çoğu, ülke yönetiminin “herkes kendi sokağa çıkma yasağını uygulamalı” çağrısına uyduğunu belirtiyor, %93. Büyük bir çoğunluk evde kalsa da, araştırmaya cevap verenler içinden %6’lık bir kesimin memlekete ya da yazlığa gittiğini ya da planladığını belirtmesi, “kendi kendini izole etmenin” gerçekten ne anlama geldiği ve seyahatin virüsün yayılmasını nasıl tetikleyebileceği konularında bilincin toplumda tam yerleşmediğini gösteriyor. Beklenti salgının sıcak yaz aylarına kadar süreceği yönünde. En iyimser olanlar, %7, salgının 1 ay içerisinde sona ereceğini düşünürken, %21’lik bir diğer kesim 2 ay içerisinde biteceğini tahmin ediyor. Salgının 3 ay veya daha uzun zaman alacağını düşünenler her 2 kişiden 1’i. %28’lik bir kesim salgının bitmesine 3-5 ay süre tanırken, her 4 kişiden 1’i (%25) bu sürenin 6 ay ya da daha fazla olabileceğini düşünüyor. Tüm cevaplardan alınan ortalama, halkın ortalama 5 ayda korona virüs salgınından kurtulacağımızı öngördüğünü gösteriyor.

oyunseverler hangİ oyunları tercİh ettİ ? Tdağıtıcısı ürkiye’nin öncü ve güçlü dijital kod Perdigital.com, Türkiye’de hangi

illerde hangi oyunların oynandığını yaş gruplarına göre ortaya koydu. Rapora göre oyun tutkunlarının yüzde 85’i erkek, yüzde 15’i kadın oyunculardan oluşuyor. 2019 yılında en çok oynanan, kadın oyuncuların da en çok tercih ettiği oyunun, PUBG Mobile olduğu görülüyor. Onu Zula, Wolfteam ve League of Legends takip ediyor. 2019 yılının favorisi PUBG Mobile oyununu en çok oynayan ilk beş şehir İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa olurken; ilk 10’da Diyarbakır ve Konya’nın yer aldığı görülüyor. Oyuna ilgi gösteren kitlenin içerisinde 19 yaş grubunun ağırlığı göze çarpıyor.

En çok oynanan oyunlar sıralamasında PUBG Mobile’ı yakından takip eden Zula’yı ise tercih edenlerin yarısı 18 yaş altı oyunseverler. Oyunun tercih edildiği iller ise sırasıyla: İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa. Gaziantep’te Wolfteam Türkiye genelinde en çok oynanan oyunlardan bir diğeri Wolfteam ise yüzde 62 oranında 20 yaş altı gençler tarafından tercih ediliyor. Wolfteam’in İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana’nın ardından en çok Gaziantep’te oynandığı görülüyor. Bu şehirleri Bursa ve Diyarbakır takip ediyor. İzmir ve Bursa’da League of Legends Türkiye’nin en kalabalık illerinden İzmir ve

12

Bursa hemen hemen tüm oyunlarda ilk beşte yer alırken, yüzdesel anlamda en yüksek paya League of Legends oyununda sahipler. Türkiye’de e-spor dendiği zaman akla ilk gelen oyun olan LoL’ü tercih edenlerin yüzde 15’i Bursa ve İzmir’de ikamet ediyor. Metin2’de 20 yaş ve üstü dikkat çekiyor Yılların eskitemediği Metin2 oyununu en çok tercih eden yaş grubu, 20 ve üstü oluyor. Oyuncularının yüzde 70’inden fazlası 20 yaş ve üstünde olan oyunun en çok oynandığı iller ise İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya olurken, ilk 10’da Kayseri ve Samsun da yer alıyor. Rize, Steam oyunlarında öne çıkıyor

Steam platformunda yer alan oyunları ve oyun içi içerikleri satın almada kullanılan Steam Cüzdan Kodu’nu ise en fazla İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Adana kullanırken; Rize, Steam Cüzdan Kodu’na rağbet gösteren iller arasında sekizinci sırada yer alıyor.



EKONOMİK NOKTA

TEKNOLOJİ

ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONUDUR...

01 - 15 Nisan 2020

Endüstri 4.0 Zirvemizin bu yıl dördüncüsü gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz yıl sektörün lokomotifi; 10 sponsor, 50 katılımcı firma ve 560 sektör profesyoneli ziyaret etti.

www.worldmediagroupe.com www.ekonomiknokta.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web adresimiz / internet televizyonumuz. (Yıllık 361 bin görüntüleme)

Ekonomi Nokta; Finans, Sanayi, Otomotiv, tekstil, inşaat, teknoloji, sektörlerini tek çatı altında toplayan haftalık ekonomi gazetemiz ... (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 10.000 adet e-gazete 50.000 adet)

www.makineotomasyondergisi.com www.kesicitakimlardergisi.com

Makine - Otomasyon - Robotik dergimiz. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

www.endustri40dergisizirvesi.com www.elektrikpanodergisi.com

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet) Türkiye’nin ilk Elektrik ve Pano dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 Adet / e-dergi 30.000 adet)

www.autotuningworlddergisi.com

Onbeş Yıldır kesintisiz yayınlanan tek otomobil tuning Dergisi (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

WORLD MEDIA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Haber İletişim İlker Kaplan WORLD MEDIA GROUP Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 34 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Hatice Karabay WORLD MEDIA GROUP Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Zafer Alkan WORLD MEDIA GROUP Reklam Müdürü 0 546 675 59 49 worldmediamuhasebe@gmail.com

Muhasebe İletişim Düzgün Turgut - Sevda Öncü WORLD MEDIA GROUP Muhasebe Müdürü 0 542 292 83 85 makineotomasyondergisi@gmail.com

Grafik Tasarım İletişim Simge Savranoğlu - Mete Şahin WORLD MEDIA GROUP Grafik Tasarım 0 212 427 00 15 worldmediareklam@gmail.com

11




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.