ekonomiknoktagazetesi-280

Page 1

Sayfa 5

Sayfa 8

Sayfa 13

Sayfa 18

NOKTA Ekonomik

Aktüel Siyasi Ekonomi Gazetesi 1-7 Mayıs 2020

Yıl 15

Sayı : 280

Fiyatı: 10 TL

Sayfa 2

DÖVİZ REKORA KOŞUYOR Petroldekİ düşüşün sebebİ

Sayfa 3

röportaj TÜSİAD yk bAŞKANI SİMON kASLOVSKİ Sayfa 22

Koronavirüs tarımın önemİnİ Sayfa 5 ortaya koydu 2020 Yılında Makİne Üretİcİlerİ İçİn 4 Trend Sayfa 10 Sayfa 7

Lojİstİk ve tarım sektörü düzenleme beklİyor

HEDEF KİTLENİZE ULAŞMANIN ADRESİ WORLD MEDIA GROUP ...


EKONOMİK NOKTA

Ekonomik Gündem

ilker kaplan

GÜNCEL - BAKIŞ

TÜRK LİRASININ TÜM TİCARİ METALAR KARŞISINDA DEĞERİ DÜŞÜYOR

T

ürkiye ekonomisi ağırlıklı olarak ithalata dayalı bir özellikte. Üretim düştükçe de ithalat artmakta...Arz - Talep dengesinin arasındaki makas açıldıkça; ithalat ve ihracat arasındaki makasta aleyhimize açılmakta. Katma değer yaratan ürünler ortaya koyarak dünya piyasalarında yer edinmediğiniz sürece de para biriminiz dünyanın tüm para birimleri karşısında değer kaybetmeyi sürdürür. Ayrıca İthalata dayalı döviz rezervinizi belirli bir dirençte tutamazsanız. İçeride ihtiyaçlarınızı karşılamak için karşılıksız para basmaya kalkarsınız. Bu da para biriminiz dünyanın para birimleri karşısında değerini düşürür. Hepimiz birden yoksullaşırız. ATM’den çektiğiniz yıpranmamış her yeni para ‘ekonominizin yavaş yavaş bittiğine’ işarettir. Kısaca liberal iktisadın temeli “ARZ – TALEP” dengesine dayanır ve piyasada bir meta ne kadar fazlaysa o kadar değeri düşer. Karşılıksız bastığınız her Türk Lirası, Arz fazlası yaratacağı için, paranızın

değerini düşürür. Kapitalist iktisadın ABC’si budur.

liranın eseri. Tersinden söylersek; Türk lirasının yaklaşık 5 katı değer kaybetmesi karşılıksız basılan O Zaman Şimdi Matematik Zamanı paradan ve basit bir matematikten AKP 2009 senesine kadar; ibarettir. Matematik yalan söylemez. memleketin birikimlerini satarak Peki son iki aydır neden bu kadar ve bir şekilde ABD’nin sıcak çok Türk lirasında düşüş var. Onun para politikasına (dünyaya dolar da sebebi 2009 senesinden bu pompalamasına) sırtını yaslayarak yana basılan yaklaşık 140 milyar ekonomiyi götürdü. Ne olduysa liranın 17 milyar lirası son 2 ayda ondan sonra oldu. 2009 senesinde basıldı. Ekonomide Covid - 19 1.5 TL olan dolar yavaş yavaş etkisi diyebiliriz. Kasada para yok. hissettirmeden yükselmeye başladı. Maaşlarınızın ödenebilmesi için para Ocak 2009 – Şubat 2020 arasında basmaktan başka çare bulamadılar. yaklaşık olarak 122 milyar lira Tabi bu durumun sürdürülebilir civarı para basıldı. Ocak 2009’da tarafı yok. AKP ekonomiyi bitirmiş 38 milyar 340 milyon 278 bin 128 durumda. Bunu önümüzdeki yıl lira 30 kuruş olan tedavüldeki daha fazla hissedeceğiz. para miktarını şubat 2020’de 160 milyar 362 milyon 802 bin 380 Türkiye’yi yönetiyormuş gibi Türk Lirasına ulaştı. Bu rakam nisan yapanlar; yandaş besleyen bir 2020’de ise; 177 milyar 893 milyon sistem kurdu. Çapsız, liyakatsiz 591 bin 488 TL oldu (MERKEZ insanlar devlet bürokrasisinde BANKASI VERİLERİ). Basılan yaklaşık kendine yer buldu. Çapsız deyince 177 milyar TL’nin, merkez bankası ‘Jöleli danışman’ aklıma geldi. rezervlerindeki karşılığı ise; yaklaşık Şimdi ne yapıyordur acaba…AKP olarak bunun beşte biri civarında. Üretmedi ve elimizdekileri de sattı. Doların (2009’da) 1.54 liradan , Ekonomiyi kötü yönetti. Onun için 2020’de an itibariyle 7.00 liraya bu durumdayız. Dış güç masalı ile yükselmesi yani yaklaşık beş katı açıklanacak bir durum yok ortada. değer kazanması karşılıksız basılan 18 yıl yıkım ekibi gibi çalıştılar.

Künye Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu yazı işleri Müdürü İlker Kaplan Reklam Halkla İlişkiler Hatice Karabay Reklam Müdürü Zafer Altın İdari İşler Müdürü Ayşe Savranoğlu Grafik Tasarım Simge Savranoğlu Yazı İşleri Defne Deniz Baskı World Media Group Baskı Merkezi Yönetim Yeri Akşemsettin Mah Güneş Sok No 48 / 1 Eyüp / İstanbul web www.ekonomiknokta.com e-mail gazete.haber@gmail.com Ekonomik Nokta Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz.

2

01 - 07 Mayıs 2020

Çözüm Uzun Ekonomisi

Vadede

Üretim

Türk lirasını değer kaybını gidermek için içeride faizlerle oynamanız da (azaltıp - artırmanız) palyatif bir çözüm. Geçici bir süre paranızın değerini korur. Sonrasında daha büyük bir düşüşle karşılaşırsınız. Oyunu kurallarına göre oynamak zorundasınız. Oyunu kurallarına göre oynamazsanız, oyunun dışında kalırsınız. Geçen yazılarımızda da vurguladığımız gibi, hiçbir katma değer yaratmayan inşaat sektörüne gerçekleştirilen yatırımların ülkemizi getirdiği nokta ortada; artık üretim sektörüne ağırlık vermek gerekiyor. Bir zihniyet değişimi gerekiyor. Ancak biz bunları söylerken; AKP üretime ağırlık vermek yerine fabrika satmaya devam ediyor. Tütün, Demir - Çelik, Kağıt vs… gibi 46 sektörde yüzlerce fabrikayı ‘DIŞ GÜÇLERE’ satan AKP bu satışlarına devam ediyor. Yapmayın efendiler satmayın ülkeyi…Bu ülkeye yazık ediyorsunuz. İlker Kaplan www.worldmediagroupe.com


EKONOMİK NOKTA

HABER GÜNCEL

Petroldekİ düşüşün sebebİ Corona virüsünün etkisindeki ABD’de petrole olan talep düşünce petrol fiyatları da düştü. Vadeli işlemlerde sıfırın altına inen petrol fiyatlarını uzmanlar açıkladı

D

ünyayı etkisi altına alan ve ekonomik krizlere neden olan corona virüsü salgını ABD’deki petrol fiyatlarını da vurdu. Petrole olan talep düşüşe geçince stoklar elde kaldı ve ABD’de petrol fiyatı hızlı bir düşüş yaşadı. -0,37 dolara kadar düşen petrol fiyatlarını uzmanlar değerlendirdi. BOTAŞ Gaz Alımı Daire eski Başkanı Ali Arif Aktürk, Batı Teksas petrolünde eksi fiyatların görülmesinin ABD’de stokların tamamen dolması ve petrol depolayacak bir tanker bile kalmamasıyla ilgili olduğunu belirtti. Arz fazlası olduğunu ve depoların dolduğunu, üretilen her yeni varil petrolün bir sorun haline geldiğini belirten Aktürk, ABD dışında birçok ülkede de depoların dolduğunu, ülkelerin petrol depolayacak yer aradığını söyledi. Nijerya’daki üreticilerin Türkiye’de bile depolayacak yer aradığını belirten Aktürk, söz konusu eksi fiyatın bir ay sonrası için vadeli

piyasada olduğunu, üste para vermek gibi bir durum olmadığını, ters vadeli işlemle pozisyonun kapatıldığını dile getirdi. Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan piyasa oyuncularının ABD petrolünün fiziki teslimat tarihinde yarın vadesi dolan kontratları satmaya başladığını o yüzden eksi fiyat hareketleri görüldüğünü söylüyor. Erkan, “Alıcılar zararlarını azaltmak için ellerindeki kontratları hızla satmaya başladı. Haziran vadesi oldukça önemli. Şu an Haziran için fiyatlar varil başına 20 dolar civarında fakat petrol talebi oldukça düşük ve hâlâ üretim yapılıyor ve stoklar ağzına kadar dolu” diye konuştu. Enerji piyasası uzmanları ABD vadeli petrol işlemlerindeki hareketlerin doğrudan Türkiye’deki akaryakıt fiyatlarını etkilemeyeceğini belirtiliyor. Türkiye’de akaryakıt fiyatları CIF MED Genova/Lavera benzin ve motorin fiyatlarındaki değişim izlenerek belirleniyor.

faturalar el yakıyor e nerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) elektrik ve doğalgaz faturalarındaki “kıyasen uygulama” kararı sonrası ilk faturalar gelmeye başladı. 2020 Mart ayına ait faturaların bir önceki aya ya da bir önceki yılın aynı ayına kıyasla fahiş oranlarda arttığından yakınan tüketicinin şikâyetleri de patladı.

Bu süreçte ya işsiz kalan ya da ücretsiz izne ayrılmak zorunda bırakılan yurttaş, dağıtım şirketlerine öfkeli. Şirketler ise yüksek fatura tutarını evde kalma süresinin artmasına bağladı.

1 - 7 Mayıs 2020

faİz düştü dolar çıktı T

ürkiye Merkez Bankası politika faizini yüzde 9.75’ten yüzde 8.75’e indirdi. Bu kararın ardından dolar kuru 7 TL’yi gördü. Merkez Bankası’nın piyasa beklentilerinin üzerinde gelen 100 baz puanlık faiz indirimi sonrası dolar/TL’de yukarı yönlü hareket başladı. Güne 6,97 seviyelerinde başlayan ve faiz kararına kadar sakin seyreden dolar/TL kuru, beklentileri aşan faiz indirimi sonrası 7 TL’yi gördü. Dolar, 14:30 sularında 7 TL’den işlem görmeye başladı. Öte yandan faiz indirimi sonrası gösterge faiz niteliğindeki 2 yıllık tahvilin faiz oranı yüzde 9,45 olarak gerçekleşti. 10 yıllık tahvilin faiz oranı ise yüzde 12,46 seviyelerinde. Gösterge faizi hafta başında 3,5 yıl sonra tek haneye gerilemişti. Negatif faiz endişesi

Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 8.75’e indirmesi, enflasyon yüzde 11.8 seviyesinde bulunduğu için TL varlıklara yatırım yapanların reel olarak eksi getiri elde etmesine anlamına geliyor. Enflasyonda yıl sonu beklentisi olan yüzde 9.70 baz alındığında bile Türkiye’nin yatırımcılara negatif faiz verdiği görülüyor. Bu durum TL’nin cazibesini azaltıyor. Hükümet ise ekonomik faaliyeti desteklemek için düşük faiz politikası izliyor...

İTO MECLİSİ kredİ ÖNERİSİ ö

neriyi sunan İTO Meclis üyeleri, katılım bankaları eliyle 25 milyarlık kaynağın yaratılabileceğini, kredi dağıtımının ise, zaten yeterince risk alan kamu bankalarına ek yük getirmemek için, özel bankaları aracılığıyla yapılmasının doğru olacağını bildirdiler. Öneriyi sunan üyeler kredinin kullandırılma şekli açısından da şu görüşü dile getirdiler: “Kredi tahsil riski bankalarda olduğundan, bankalara en baştan şu konularda rezerv konmalıdır; kredi mutlak İTO üyelerine verilmelidir ve kredi nin alt ve üst limiti belli olmalı, bu iki limit ortalaması yüzde 5 sapma ile mutlaka tutmalıdır. Örneğin; alt limit 50 bin TL, üst limit 400 bin

T

TL, ortalama 225 bin TL. Bankalar müracaatları alıp, olur verdiği firmalar için önceden mutlaka olur yazısı ile İTO’ya müracaat etmeli, İTO onay veriyorsa banka krediyi vermelidir.”

TÜPRAŞ HEDEF KÜÇÜLttü

üpraş koronavirüs etkisi ve petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle 2020 beklentilerini aşağı revize etti. Tüpraş, koronavirüs salgınının akaryakıt ürün talebi ve marjları üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiler ve Brent petrol fiyatında yaşanan düşüş nedeniyle 2020 beklentilerinde revizyona gittiğini duyurdu. Şirket KAP’a da gerekli bildirimi yaptı.

3


EKONOMİK NOKTA

HABER GÜNCEL

1-7

Mayıs

2020

COVID-19 DÖNEMİNDE MÜŞTERİ SADAKATİ NASIL ARTIRILIR? M

sağlayacak olan etken, müşteriyi hemen

Verilerden yararlanın

dinlemek ve sorunun çözümüne dair anında

Başarılı olmak isteyen her markanın mutlaka

en önemli yolunun, müşteriye sunulan

öneriler, çözümler sunmaktır.

dikkat etmesi gereken noktalardan biri de

deneyimlerden geçtiğini belirten Markakod

Mutluluklar yaratın

verileri kullanarak analiz etme becerisine

CEO’su Ahmet Göker’in, salgın döneminde

Koronavirüs dönemi, beraberinde getirdiği

sahip olmasıdır. Salgın sürecinde nelerin

markalara müşteri sadakati için önerileri şu

kaygı ve endişe gibi duygular dolayısıyla

doğru ve yanlış yapıldığını analiz etmek,

şekilde:

müşterilerin mutluluğa en çok ihtiyaç duyduğu

nelerin

En önemli beklenti: Saygı!

dönemlerden biri durumunda. Müşteriyi

Dolayısıyla mevcut olan verileri kullanarak,

Müşterinin “tek seferlik” olmamasını sağlayan

mutlu etmenin bir başka yolu da ödüllendirme

müşteri deneyimini geliştirecek stratejiler

en önemli nokta markaya ait bellekte yatan

ve sürprizlerdir. Özellikle markaya sadık olan

oluşturabilirsiniz. Bu yöntem hem müşteriye

duygular

Müşteriler

müşterilerin beklediği bu durum, başarılı olan

daha yakın olmanızı sağlayacak hem de

para kaynağı değil, bireylerdir. Dolayısıyla

markaların en sık uyguladığı yöntemlerdendir.

müşterinin ne istediğini tahmin etmenize

müşterilerin en önemli beklentisi, bir birey

Bu gibi kritik dönemlerde mutluluk yaratmak,

olanak sunacaktır.

olarak saygıdır. Koronavirüs ve benzeri kriz

sadık

Danışmanlık hizmeti alın

dönemlerinde, kişisel tercihlerine değer

sağlayacak ve müşterilerin yanı sıra markayı

Her markanın, içinde bulunduğu sektör ve

veren ve bunu hissettiren markaların müşteri

da mutlu edecektir. Ayrıca yaratılan bu

sunduğu hizmetler dolayısıyla müşteri kitlesi

sadakati konusunda bir adım daha önde

mutluluklar yeni müşterilere de kapıları

ve dolayısıyla bu kitlelerin de beklentileri

olduğu unutulmamalıdır.

açacaktır.

farklıdır. Uzmanlığıyla dijital alanda yetkin ve

Şikayetlerini dikkate alın

Sıradan olmayın

aynı zamanda da bu gibi kritik dönemlerde

Markanız, kurumunuz ya da sunduğunuz

Günümüz rekabet dünyasında, markalar ya

kriz sürecini marka adına doğru stratejiler

hizmet ne kadar eksiksiz ve iyi olursa olsun

da kurumlar müşteri deneyimini geliştirirken

ve

her müşterinin dönem dönem bir takım

genelde sıradan ve yapılmış olan deneyimler

hizmetlerinden mutlaka yararlananın.

şikayetleri olabilir. Sadakat yaratmanın önemli

sunarlar. Bu durum müşterilerde sıkılganlığa

unsurlarından biri de müşterilerin şikayetlerine

ve sıradan olandan uzaklaşmaya neden

kulak asılmasıdır. Özellikle herkesin evlere

olabilir. Bu gibi risklerden kaçınarak daha

kapanmak zorunda olduğu salgın ve benzeri

önce yapılmamış, salgın sürecine özgün olan

beklenmeyen

deneyimler sunmanın, markayı diğerlerinden

üşteri-marka ilişkisinde başarılı olmanın

ve

deneyimlerdir.

dönemlerde.

Bu

noktada

yapılması gereken ve ileride markaya avantaj

müşterilerinizi

elinizde

tutmanızı

geliştirileceğini

adımlarla

ortaya

yönetecek

çıkarır.

danışmanlık

ayıracağını unutmayın.

Tüm dünyada günlük hayatı ve alışkanlıkları değiştiren COVID19 salgını, markalar özelinde de birçok sorunu ve soruyu beraberinde getirdi. Bu kritik dönemde müşteri ile duygusal bağ kurmak şartken, özellikle dijital dünyada yaşanan rekabet ortamında sadakat oluşturabilmek markalar için oldukça zorlu bir süreç haline geldi. Yazılım, tasarım, sosyal medya, dijital pazarlama ve sadakat uygulamaları konularında markalara hizmet veren Markakod’un CEO’su Ahmet Göker, ekonomiyi ve markaları etkileyen kritik salgın döneminde sadakat oluşturabilmek ve sürdürebilirliği sağlamak için markaların mutlaka uygulaması gereken noktaları paylaştı.

AstraZeneca Türkiye, üç yıldır üst üste “Türkiye’nin En İyi İşverenleri” arasında “Yaşama değer katan ilaçları keşfetmek için bilimin sınırlarını zorlamak” hedefiyle, hastaların hayatlarında anlamlı bir fark yaratmak için çalışan AstraZeneca Türkiye, Great Place to Work Enstitüsü’nün 21 Nisan 2020 tarihinde açıkladığı “Türkiye’nin En İyi İşverenleri – Great Place to Work Listesi”nde 250-500 çalışan kategorisinde yerini aldı.

G

reat Place to Work Enstitüsü, Türkiye’de

Kaynakları Direktörü Feyza Aysan şunları

AstraZeneca İnsan Kaynakları Ekibi olarak

sekizinci kez düzenlenen Türkiye’nin En İyi

söyledi: Türkiye’de 400 kişiyi aşkın kadromuzla

yeni trendleri takip edip AstraZeneca’ya

İşverenleri – Great Place to Work Listesi’ni

hastaların hayatlarında anlamlı bir fark

uyarlıyor,

açıkladı. Araştırma, geliştirme, temel ilaçların

yaratacak yenilikçi ilaçları sağlığın hizmetine

destekleyerek başarılı olmalarını sağlayacak

ve uzmanlık ürünlerinin üretimi, pazarlanması

sunmayı hedefliyoruz. ’İnsana Saygı’ ilkemiz

fırsatlar oluşturmak için çalışıyoruz. Sadece

ve bu hizmetlerin sunulması alanında faaliyet

doğrultusunda önce insanı merkeze koyarak

bilimsel anlamda öncülerden biri olmakla

gösteren, dünyanın önde gelen yenilikçi

çalışanlarımızın iş-özel yaşam dengesini

da yetinmiyor içinde faaliyet gösterdiğimiz

ve araştırmacı ilaç şirketlerinden biri olan

ve çalışan bağlılığını sağlama odaklı esnek

toplumlara ve doğaya katkı sağlamaya

AstraZeneca Türkiye de üçüncü kez bu listeye

çalışma ve esnek yan haklar gibi pek çok

yorulmadan

girmeye hak kazanan şirketlerden biri oldu.

motivasyonel uygulamayı Türkiye’de hayata

değerlerimize,

“Yenilikçi ilaçları sağlığın hizmetine sunmayı

geçiren ilk firmalardan biriyiz. Sürdürülebilir

tedavileri sağlığın hizmetine sunmaya, iyi

hedefliyoruz”

başarıyı hedefleyen, üretken, insana değer

bir işyeri olmaya ve çalışan gelişimine olan

veren yenilikçi ve eşitlikçi insan kaynakları

bağlılığımızla daha nice başarılara birlikte

kültürümüzle sürekli gelişime inanıyoruz.

imza atacağız.”

AstraZeneca

Türkiye’nin

başarısını

değerlendiren AstraZeneca Türkiye

4

İnsan

çalışanlarımızı

devam

hayatlarında

ediyoruz.

sürdürülebilirliğe,

Kurumsal yenilikçi


EKONOMİK NOKTA

HABER GÜNCEL

1-7

Mayıs

2020

Koronavirüs tarımın önemİnİ ortaya koydu Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi tarafından düzenlenen ve Zoom uygulaması üzerinden gerçekleştirilen online basın toplantılarının ilk konuğu Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi oldu. Toplantıya 25 ekonomi muhabiri katılırken, gündeme ve sektörlere ilişkin konular ele alındı. ithalatında ülkemiz artık daha temkinli olacaktır. Hatta bu tür ürünlerin Türkiye’de üretilmesi sağlanacaktır.” Fuarlar dijital ortama taşınacak Jak Eskinazi, “Uluslararası ticarete büyük katkı sağlayan yüksek katma değerli fuar turizminin devamı için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan’ın da geçtiğimiz günlerde belirttiği gibi fuarları, B2B toplantılar ve ticaret heyetlerini dijital

T

ortama taşıyacağız. Online Fuarlar düzenlemek için de çalışıyoruz. İZFAŞ ile bu konularda temas halindeyiz. arım artı veren tek ihracat kalemimiz

Korona virüs salgını sürecinde ihracat açısından en güçlü

S

izlere çok kısa bilgi sunmak

istiyorum. X marka otonun kaskosunu yaptırmak için köklü bir kamu bankasının sigorta şirketinden fiyat

Hatta bugün yine bu konuda İZFAŞ yetkilileriyle bir aldım. “1900 TL” dediler. Geçen yıl aynı şirkete 1340 TL ödemiştim… toplantımız olacak.” dedi.

olan sektörün tarım olduğunu aktaran Başkan Eskinazi, “Koronavirüs ile tarımın ne kadar olduğunu sadece

Ege bölgesi çok etkilenmeyecek

bizler değil, diğer ülkeler de anlamış durumda. Hatta

Koronavirüs sonrası için tarım sektöründe bir sıkıntı nerek web üzerinden biraz tetkik yaşanmayacağını vurgulayan Eskinazi şöyle devam etti: yaptım. Aynı taahhütleri sunan baş-

bizim ihracatımızda artı veren tek ihracat kalemi tarım ihracatıdır. Bu açıdan gelecekte tarıma daha çok önem vermemiz gerekir” dedi.

“Ege ve İzmir’de pamuk fiyatlarındaki düşüş nedeniyle ekiminde biraz azalmalar olacak. Otomotiv yan sanayi

Aşırı bir fiyat artışı olduğunu düşü-

ka bir özel şirkete 1050 TL ödeyerek işi çözdüm.

Gerekli adımlar atılacaktır

çalışmaya devam ederken, mermer sektöründe de

Salgın sonrası hükümetlerin tüm politikalarını gözden

satışlar başladı. Ambalaj sektörü ise 24 saat çalışıyor. Sigorta sektörü hakkında fazla bir

geçireceğini söyleyen Başkan Jak Eskinazi, “Bizim de

Hatta şu anda en önemli sektörlerden biri. Tüm bu bilgim yok. Ancak şunu fark ettim: X

tarım politikalarımızın gözden geçirilip tarımda yine ön

noktaları dikkate aldığımızda salgının Ege Bölgesi’ne çok marka araç için 20 farklı sigorta şirbüyük etkisi olmayacaktır.” ketinin verdiği fiyatlar 950 - 4000 TL

plana çıkan bir ülke olmamız için gerekli adımlar hızla atılacaktır. Salgında şunu da gördük ki, Türkiye gıda konusunda diğer ülkelere göre çok daha iyi bir konumda.

Ege’nin ihracatı yüzde 23 azaldı

Fakat salgın sürecinde yurtiçinde ihtiyaç duyulan bazı

Tüm dünyayı etkileyen pandemi nedeniyle Türkiye’nin

ürünlere karşı ihracata yönelik kısıtlamalar gelebilir”

ihracatı Mart ayında yüzde 17’lik düşüşle 13 milyar 426

diye konuştu.

milyon dolar oldu.

arasında değişiyor. Serbest pazar ekonomisinin bu kadar yozlaşmış, çürümüş olmasını havsalam almadı. “12 ay için” sıra-

En kötülerden biri tekstil

1 Ocak-19 Nisan döneminde ise Türkiye’nin ihracatı dan bir otoyu kasko güvencesine

Tekstil ve konfeksiyonun ihracat konusunda şu an için en

geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 azalarak 44 almada bu kadar yüksek paraların milyar 235 milyon dolara geriledi. talep edilmesi doğrusu bana hiç

kötü sektörler arasında yer aldığını da kaydeden Eskinazi, “Nisan’ın 15 günlük sürecinde tekstil sektörü yüzde 70, konfeksiyon sektörü ise yüzde 60 ihracat düşüşü yaşadı.

Yılın ilk 4 ayında ihracatçılar, ülkemizin bayrağını 207

Önümüzdeki süreçte Avrupa’da bazı mağazaların açılmış

ülke ve bölgede dalgalandırmayı başardı. Türkiye’nin

olması, ayrıca maske ve koruyucu tulumların ihracatının

ihracatında 4,1 milyar dolarla Almanya ilk sırada yer

önünün açılması ile sektörün kendini toparlayacağını ve

aldı.

Başka bir husus ise şu: Kasko ile ilgili şirket şartnamelerini incelerken bir

tahmin etmekteyiz” ifadelerini kullandı.

Almanya’yı 2,6 milyar dolarla İngiltere, 2,3 milyar dolarla şaşırtma da fark ettim. Çok düşük

İstihdamda kesilmeler olabilir

Amerika Birleşik Devletleri, 2,2 milyar dolarla İtalya bedelle zorunlu trafik sigortası ve izledi. kasko yapan kimi şirketler bir kaza

Önümüzdeki sürece ilişkin görüşlerin de paylaşan Eskinazi şunları söyledi:

Nisan’ın ilk 19 gününde Türkiye’nin ihracatı yüzde 47’lik düşüşle 4,9 milyar dolar olarak gerçekleşirken Ege’nin

“İstihdam konusunda özellikle emeği yoğun sektörlere

ihracatı ise Nisan’ın ilk 15 gününde yüzde 23 azalarak

baktığımızda, koronavirüs salgını sonrası çalışma

410 milyon dolar oldu. 1 Ocak - 15 Nisan döneminde

şartları farklılaşacağı için bazı işletmelerde eksilmeler

ise 3 milyar 659 milyon dolar ihracata imza atan Ege

olabilir. Ama bu süreçte Türkiye’nin dışa bağlı olduğu

İhracatçı Birlikleri, son 1 yıllık dönemde 13 milyar 179

bazı ürünleri üretmesi, bunu da kısa sürede başlatması

milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdı.

gerektiğini gördük. Özellikle ara mamul malların

vinmemek icap ediyor. Devletimizin ilgili kurumları sigortacıların tarifelerini mutlaka standardize etmelidir. Yani A tipi, B tipi, C tipi vb. gibi sigorta/kasko şartnameleri olmalı. Müşteri kendi gücüne göre birini seçmelidir. Ülkemizde 25 milyon kadar taşıt var. Her birinden toplanan sigorta primlerini topladığımızda 20-40 milyar TL’lik devasa bir rakam karşımıza çıkıyor. Yani her yıl epey bir paramız sessizce yutuluyor. Aşırı derecede reklam yaparak piyasanın büyük dilimini ele geçirmiş olan sigorta şirketlerinin hışmına uğramamak için bazı hususları yazmıyorum. Belki benden daha korkusuz insanlar bunları yazar da soygunun azaltılmasına katkı sağlamış olur.

makul gelmedi…

çok kelime oyunu, dolambaç, tuzak,

ihracattaki düşüş rakamlarında toparlanma olacağını

ucuza sigorta/kasko yaptım diye se-

(hasar) olması durumunda masrafın yüzde 25’ini müşteriden talep etme

Ali Özdemir www.aliozdemir.net 0505 220 83 85

22.04.2020

uygulamasını da başlatmışlar. Yani

5


EKONOMİK NOKTA

HABER GÜNCEL

1-7

Mayıs

2020

Türkİye sokağa çıkma yasağından yana Araştırmanın akıllı şehri CURIOCITY’nin Türkiye genelinde kantitatif mobil anket olarak gerçekleştirdiği “Türkiye’nin COVID-19 ile Sınavı Araştırması” her 10 kişiden 9’unun virüsün yayılma hızını kesmek için sokağa çıkma yasağını istediğini gösterdi.

G

eleneksel

yeni

nesil

“araştırmanın

araştırma

teknolojilerle akıllı

şehri”

yöntemlerini harmanlayan CURIOCITY

Araştırma ve Danışmanlık Şirketi operasyon iş ortağı Diyalog Araştırma ile Türkiye’nin COVID19 ile sınavını anlamak için ikinci araştırmasını tamamladı. 3-5 Nisan 2020’de, Türkiye temsili, 81 ilde 15 yaş ve üzeri 4140 birey ile mobil anket ile gerçekleştirilen dev araştırmaya göre, her 10 kişiden 9’u “virüsün yayılmasını önlemek için sokağa çıkma yasağı olmalı” görüşünü benimsiyor. Son 1 haftada, her 3 kişiden 1’i en az bir kez evden dışarı çıktığını belirtiyor. %34 son bir hafta içerisinde evden hiç çıkmadığını belirtirken, %66’lık çoğunluk en az bir kez veya daha fazla dışarı çıktığını söylüyor. Kadınlar arasında son bir haftada evden çıkmama oranı %44’e yükselirken, erkekler arasında ise dışarıya çıkanların oranı %77’ye dayanıyor. Evden çıkanlara bir hafta içerisinde kaç kez dışarı çıktıkları sorulduğunda, yine erkeklerin hemen her gün (haftada ortalama 7 kez), kadınların ise ortalama 3 kez evden çıktıkları görülüyor. Evden çıkmış olan 2724 kişiye dışarı çıkma nedenleri sorulduğunda; - En çok market, eczane alışverişi için evden çıkıldığı belirtiliyor, %61. Alışveriş için dışarı

6

çıkma oranı kadınlarda %73’e dayanıyor.

- Araştırma Nisan’ın ilk haftasında dışarıya

Kendi şehrinde sokağa çıkma yasağı olmasını

- İş nedeniyle evden çıkma ikinci sıradaki

çıkan her 2 kişiden 1’inin maske kullandığını

isteyenler %5 oranında, bölgesel yasağın

neden, %39. Evden çıkan erkekler arasında

ortaya koyuyor. Maske kullanımı, kadınlarda

küçük ölçekte olmasını isteyenler ise %4

işe gidenlerin oranı %53’e çıkarken, kadınların

ve 35 yaşın üzerindeki yetişkinlerde %55 ve

seviyesinde.

%22’si iş nedeniyle dışarıya çıktığını belirtiyor.

üzerine çıkıyor.

- Ekmek, gazete almak gibi daha kısa mesafede

Maskenin nasıl kullanıldığı sorulduğunda,

- Ülkenin tamamında sokağa çıkışın yasak

yapılan alışverişler üçüncü neden olarak

kullananların %51’i maskeyi eve dönene kadar

olmasını dileyenler kadınlarda %70’e ve 15-34

belirtiliyor, %25.

hiç çıkartmadıklarını belirtiyorlar. Kadınlar

yaşları arasında %72’ye çıkıyor.

- Diğer bir neden ise, araştırmanın maaş

arasında bu davranış %62’ye yükselirken

- Büyük ölçekte bölgesel yasaklar yönünde

döneminde yapılması ile de ilişkili olarak,

erkekler arasında %38 ile sınırlı kaldığı

görüş belirtenler ise, 45 yaş ve üzerindekilerde

%16’lık bir kesimin banka-fatura işlemleri için

görülüyor. Diğer %49 maskeyi zaman zaman

%20’ye ulaşıyor.

dışarı çıkması olarak görülüyor.

çıkardığını söylüyor, aynı maskeyi tekrar

- Nedenler arasında “hava almak” %9 ya da

takanlar ve yenisi ile değiştirenler yarı yarıya.

“yürüyüş, spor” %4 oranları ile geride kalıyor.

3 kişiden 2’sinin evinde bulunan yiyecek, içecek ve temel ihtiyaç malzelemesi en fazla

- Eldiven kullananlar toplum genelinde %37

1 hafta için yeterli.

Mart’tan Nisan’a geçişte seyahat eden ya da

oranında. Eldiven kullanımı kadınlar arasında

Evde bulunan yiyecek, içecek ve temel ihtiyaç

planlayanlar oranlarını koruyor; %5.

%42’ye, 55 yaş ve üzerindekiler arasında da

malzemelerinin ne kadar süre yeterli olacağı

22 Mart 2020’de ilk yapılan araştırmada

%45’e yükseliyor.

sorulduğunda;

seyahat eden/etmeyi planlayan %6’lık bir

Dikkatli kullanılması ve çıkarılması konusunda

- Halkın %14’ünün evdeki stoğu 1-2 günlük,

kesim olduğu görülmüştü. Nisan başında

uzmanların

eldiveni

%16 da evde bulunan ürünlerin 3-4 gün yeterli

yapılan ikinci araştırma da korona virüs

nasıl kullandıkları sorulduğunda; eldiven

olacağını söylüyor. Evdeki ürünler ile 5-7 gün

salgını sonrasında, yaşadığı yerden başka

kullananların %58’i insan trafiğinin yoğun

idare edebileceklerini söyleyenler ise %36.

bir yere (memleketine ya da yazlık evine)

olduğu

Toplamda; %66’nın en fazla 1 haftalık stoğu

seyahat gerçekleştirdiğini belirtenlerin %5

sonra eldiveni değiştirdiklerini belirtiyorlar.

olduğu dikkat çekiyor.

oranında olduğunu işaret ediyor. Önümüzdeki

%42 ise taktığı eldiveni eve dönene kadar

- Evindeki stoğun daha uzun süre yeterli

günlerde seyahat planı yapma konusunda

çıkarmadığını söylüyor.

olacağını belirten %34’lük kesimin içinde;

uyarıda

market,

bulunduğu

ulaşım

gibi

alanlardan

ısrar edenlerin de aynı oranda olduğu dikkat

%20 iki haftalık stoğu olduğunu söylüyor,

çekiyor, %5.

geri kalan %14 ise bir ay ya da daha uzun bir Türkiye sokağa çıkma yasağını gerekli

süreye hazırlıklı olduklarını belirtiyorlar.

Dışarıya çıkanlar en sık kolonya, dezenfektan

görüyor, %90.

- Sosyo-ekonomik sınıflar arasında evde

ile korunduklarını belirtiyorlar, %70.

Sokağa

çıkma

yasağına

fikirleri

stoğun yeterli olduğu süre açısından anlamlı

sorulduğunda, toplumun büyük bir kesiminin

farklılıklar ortaya çıkıyor. En düşük sosyo-

Dışarı çıktığında virüsten korunmak için en az

virüsün yayılımını engellemek üzere sokağa

ekonomik sınıfın %26’sı 1-2 günlük tedariği

bir yönteme başvuranların oranı %87.

çıkmaya

istediği

olduğunu belirtirken, en üst sosyo-ekonomik

- Herhangi bir önlem almayanlar kadınlar

görülüyor; %66 ülkenin tamamında sokağa

sınıfta 15 günden daha uzun bir süreye

arasında %11 iken, erkeklerde bu oran %16’ya

çıkılmamalı görüşünde iken, %14 büyük

hazırlıklı olma oranı %40’ı buluyor.

yükseliyor.

ölçekte bölgesel kısıtlamayı uygun buluyor.

kısıtlama

dair

getirilmesini


EKONOMİK NOKTA

HABER GÜNCEL

Lojİstik ve tarım sektörü düzenleme beklİyor K ZAMAN KISITLAMASI OLMAMALI

orona

Girişimci

İşadamları

Vakfı

(GİV) İçişleri Bakanlığı’nın Koronavirüse karşı getirdiği ulaşım ve sokağa çıkma kısıtlamaların yerinde olduğunu ancak bazı sektörlerde küçük düzeltmelere ihtiyaç duyulduğunu açıkladı. Önerilerin başında Büyükşehirlere yük taşıyan kamyonların boş olarak hızlı geri dönebilmesi, 20 yaş altı yasağının tarım bölgelerinde esnetilmesi geliyor. Girişimci İş Adamları Vakfı (GİV), Korona virüsle mücadele kapsamında İçişleri Bakanlığı tarafından alınan bazı tedbirlerde düzenleme istedi. Ulaşım ve seyahat kısıtlamalarının lojistik ve tarım sektörüne zarar vermemesi için getirilerin önerilerin başında kamyonların yüklerinin olup olmamasına bakılmaksızın şehirlerarası geçiş yapabilmeleri talebi geliyor. GİV açıklamasında 20 yaş altı sokağa çıkma yasağının tarımsal bölgelerde esnetilmesinin hasat dönemine olumlu yansıyacağını vurguladı. İçişleri Bakanlığı’nın almış olduğu Şehir Giriş̧/Çıkış̧ Tedbirleri ve Yaş Sınırlaması’ konulu tedbirler ile ilgili lojistik ve tarım sektörü açısından bazı yanlış anlaşılmaları engellemek için düzeltmeye ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Girişimci İşadamları Vakfı sektör adına şu önerilerde bulundu: GİRİŞ ÇIKIŞ YASAĞI YANLIŞ YORUMLANIYOR Şehirlere giriş çıkış yasağı ile ilgili duyuruda ‘temel ihtiyaç malzemeleri ile ilaç ve tıbbi malzemelerin adı’ doğrudan belirtilirken; diğer malzemelerin isimlerinin belirtilmemesi, bunların dışındaki ürün gruplarının naklinde yasak olduğu şeklinde yorumlanıyor. Ticari ürün taşımacılığı yapan bütün araçlara geçiş serbestisi sağlanmalıdır. BOŞ TİCARİ ARAÇLAR GEÇEBİLMELİ İl giriş ve çıkışında araçların ‘taşıma irsaliyesi, teslimat makbuz veya faturası’ istenmektedir. Kara yolu nakliye araçlarının her zaman yüklü olmadığını, genellikle araçların yük almak üzere yükleme noktasına boş olarak geldiği lojistik sektörünün genel bir uygulamasıdır. Tedarik zinciri sürekliliğini sağlamak için ticari araçların boş veya dolu olmasına bakılmaksızın geçişine izin verilmelidir.

Ticari araçların 72 saat içerisinde yükünü boşaltması ve tekrar yük alması her zaman mümkün

olmamaktadır.

Tedarik

zinciri

sürekliliğini sağlamak üzere araçlara yüklerini boşaltmak ve yeni yüklerini almak için herhangi bir süre kısıtlaması olmamalıdır. 20 YAŞ KISITLAMASI MEYVE SEBZE FİYATINA YANSIYABALİR 20 yaş altı sokağa çıkma yasağı tarımsal faaliyetlerin yoğunlaştığı Mayıs ayı ile ilerleyen tarihlerdeki söküm ve hasat dönemlerinde zarara sebep olabilir. Tarım faaliyetleri için gerekli işgücünün organizasyonu konusunda sıkıntıların yaşanmaması için devletimizin üreticiye destek olması gerekmektedir. İŞSİZ KALANLAR TARIMA YÖNLENDİRİLSİN GİV, üreticiye destek olunabilecek önerilerini ise şöyle sıraladı: -Salgın sürecinde işsiz kalanlar İŞKUR tarafından tarım

işçisi

ihtiyacı

duyulan

bölgelere

yönlendirilmeli. -Mevsimlik

işçilerin

şehirlerarası

ulaşım

hareketlerine kolaylık sağlanmalı. -Tarım işçileri yaşam ve çalışma yerlerine ulaştıklarında gerekli sağlık kontrollerinden geçirilmeli. -İl özel idareleri tarafından temin edilen çadırlar salgın göz önüne alınarak düzenlenmeli. -Tarım işçilerinin servis organizasyonunda sosyal mesafe kuralları gereği ihtiyacın en az 2-3 katı servis aracı gerekliliği nedeniyle araçların temini için destek verilmelidir. -Üreticiler arazideki çalışma şartlarında sosyal mesafe

kurallarını

gözetmeleri

konusunda

uyarılmalı. -Tarım sigortası kapsamına salgın hastalık, işçilik zafiyetlerinden kaynaklı verim ve gelir kayıplarının eklenmesi sağlanmalı.

1-7

Mayıs

2020

COVİD 19 SONRASI İÇİN GIDA KAYIP VE ISRAFI AZALTILMALI GIDA ÜRETİMİ ARTIRILMALIDIR Prof. Dr. Nevzat ARTIK - Adli Bilimciler Derneği Adli Gıda Komisyonu Başkanı-Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü-ANKARA Prof. Dr. Hamit HANCI - Adli Bilimciler Derneği BaşkanıAnkara Üniv.Tıp Fak.Adli Tıp A.D

C

orona virus salgını tüketicilere gıdanın önemini bir kez daha göstermiştir.. Gıda Yaşam İçin Olmazsa Olmaz bir İhtiyaçtır. Diğer taraftan dünyada nüfus hızla artmakta ve gıda paylaşımında sorunlar bulunmaktadır. Dünyada aç ve obez insanların varlığı üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Gıdada israf ve kayıp özellikle turizm tesislerinde çok yaygındır. Bu nedenle Her şey dahil sistem COVİD-19 sonrası hijyen nedeni ile sorgulanmalıdır. Gıda israfının engellenmesi ve tüketicilerin pandemilerden etkilenmemesi için her şey dahil sisteminin tekrar düzenlenmesi veya terk edilmesi yabancı turist acentaları ile tartışılmalıdır. Çünkü Covid-19 çok kısa değil uzun süreli bir mücadele isteyecektir. Dünyada Birincil üretim, hasat, taşıma, dağıtım ve tüketimde gıda kaybı ve israfı çok yaygındır. Üretilen bitkisel ve hayvansal gıdaların yaklaşık üçte biri (4 milyar tonun yaklaşık 1,3 milyar ton) israf ve kayıp nedeni ile değerlendirilememektedir. Tarım alanlarının daraldığı ve insan nüfusunun sürekli arttığı bu günlerde gıda israfı ve kaybı her zamandan daha çok önem kazanmış durumdadır Orta ve yüksek gelirli ülkelerde gıda hala insan tüketimi için uygun olsa bile atılabilmekte ve önemli ölçüde gıda ziyan olmaktadır. Düşük gelirli ülkelerde gıda tedarik zincirinin ilk ve orta aşamalarında çoğunlukla gıda kaybı olabilirken; tüketim düzeyinde daha az gıda israf edilmektedir. Bugün dünya nüfusunun tamamını rahatlıkla doyurabilecek kadar gıda mevcut olduğu halde, yaklaşık 821 milyon kişi açlık problemi yaşamaktadır. 2050 yılında 10 milyara ulaşması beklenen dünya nüfusunun beslenme ihtiyacı için küresel gıda üretiminin % 50 artması gerekmektedir. Oysa BM-FAO raporu, mevcut kaynaklar hızla tükenirken mevcut çabalarla 2050 yılında bile açlığı bitirebilmemizin çok zor olduğunu belirtmektedir. Küresel Açlık Endeksine göre 119 ülkeden 52’sinde “ciddi”, “alarm verici” ve “son derece ciddi” düzeyde açlık bulunmaktadır. Gıda israfı her geçen gün ciddiyetini artırmaya devam ederken otellerde geçerli açık büfe her şey dahil servis sistemi sayısız gıda ve içecek seçeneği aynı anda tüketiciye sunmaktadırlar. Bu sunum şekli tüketicileri tahrik ederek aşırı gıda tüketmeye sevk etmektedir. Her şey dahil sistemde tüketiciler ihtiyaçtan fazla gıdayı alıp tabağında artık bırakmakta ve tüketememektedir. Bu durum gıda israfının oluşumuna neden olmaktadır. Bu durum aynı zamanda hijyenik açıdan

sorun oluşturmakta ve bulaşlar meydana gelebilmektedir. Açık büfe gıda servisi turizm firmalarının talebi ile gerçekleşmektedir. Açık büfelerde sunulan gıda ve içecek miktar ve sayısı ile porsiyon gramajlarının kontrol altına alınıp tüketicilerin de bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. İnsanların gıda tedariğinde sorun yaşadığı bu günlerde gıda üretiminin artması ne kadar önemli ise gıda kayıp ve atıkların önlenmesi de çok önemlidir. Gelişmekte olan ve sanayileşmiş ülkelerde daha fazla gıda israf edildiği görülmektedir. Sahra-altı Afrika, Güney Afrika ve Güneydoğu Asya’da kişi başına düşen atık yalnızca 6-11 kg/yıl iken, Avrupa ve Kuzey Amerika’da tüketiciler tarafından kişi başına düşen gıda atıklarının 95-115 kg/yıl olduğu tahmin edilmektedir. Orta/yüksek gelirli ülkelerde gıda kayıpları ve atık nedenleri üzerine; ağırlıklı olarak, tüketici davranışları ve tedarik zincirindeki koordinasyon eksikliği etkilidir. Gıdaların şekil veya görünüşte mükemmel olmamaları nedeniyle; kalite standartlarına uymadığı gerekçesiyle atılması da israfın kaynaklarındandır. Tüketici düzeyinde ise gereksiz/yetersiz alım planlaması ve raf ömrü dolan gıdaların atılması da büyük hacimlerde israfa neden olmaktadır. Gıda kayıpları, aynı zamanda toprak, su, enerji ve girdi olarak üretimde kullanılan kaynakların israfını da temsil etmektedir. Tüketilmeyen ve israf edilen gıda, ekonomik kaybın yanında gereksiz CO2 emisyonlarına da yol açmaktadır. Otellerde her şey dahil sistemde gıda kayıpları Turizm işletmelerinde gıda israfının önlenmesi ve gıdanın korunması amacıyla yapılan çalışmalara doğrudan katkı sağlamak, toplumda farkındalık oluşturmak ve gıda israfı sorununa kökten çözümler sunmak için kapsamlı ve interaktif bir sistem geliştirilmelidir. Her şey dahil sistem COVİD-19 sonrası hijyen nedeni ile sorgulanmalıdır. Gıda israfının engellenmesi ve tüketicilerin pandemilerden etkilenmemesi için her şey dahil sisteminin tekrar düzenlenmesi veya bırakılması düşünülmelidir.Bu servis ile yaklaşık yemek çeşidine göre %15-30 arasında gıda kaybı olduğu çok açıktır. Çünkü çok alınan gıdaların çoğu tabakta atık olarak kalmaktadır. İsraf edilen toplam gıda tutarlarını azaltmak için tüm gıda zinciri boyunca verimli çözümler üretilmelidir. Düşük gelirli ülkelerde, tedbirler başta üretici perspektifine sahip olmalıdır. Tüketici grubu bilgilendirilmeli ve mevcut yüksek seviyelerdeki gıda atıklarına neden olan davranışlarını değiştirmek için eğitim verilmelidir.

7


EKONOMİK NOKTA

İLAÇ

1 - 7 Mayıs 2020

Gençlerin gözünde “En Gözde Şİrket” Pfizer Türkiye Pfizer Türkiye, 140 üniversiteden 60 bine yakın öğrencinin katıldığı “En Gözde Şirketler” araştırmasında iki yıldır olduğu gibi bu yıl da “Türkiye’nin En Gözde İlaç Şirketi” seçildi!

A

araştırmasında üç yıldır aralıksız birinci sırada I (yapay 2009 yılından bu yana Realta

Danışmanlık ve 3İK ile Pinaps Grup ortaklığında yürütülen “En Gözde Şirketler” araştırmasının sonuçları yayınlandı. Ekim - mart ayları arasında gerçekleştirilen araştırmaya yaklaşık 140 üniversiteden 60 bine yakın öğrenci katıldı. Pfizer Türkiye, En Gözde Şirketler sıralamasında ise geçtiğimiz yıl 31’inci sırada yer alırken bu yıl 21’inci sıraya yükselerek ilk 50 içerisindeki tek ilaç firması olmayı başardı. Pfizer Türkiye, rotasyonla lider yetiştirme anlayışı, uluslararası kariyer fırsatları, esnek ve keyifli çalışma ortamı, çalışanlarının daha sağlıklı, daha aktif, daha mutlu bir yaşam sürmesini hedeflediği “İyiSen” programı, çeşitlilikle zengin, kapsayıcılıkla bütün anlayışı doğrultusunda hayata geçirdiği “Mozaik” inisiyatifi de dâhil olmak üzere işveren markasının tüm değerleri ve uygulamalarıyla her

yıl

yapılan

“En

Gözde

Şirketler”

yer alarak ilaç sektöründe zirvedeki yerini korudu. Pfizer Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Serra Uluışık bu başarılarıyla ilgili görüşlerini şöyle dile getirdi: “Yaşamlara dokunmak için burada sınır yok” mottomuzun etrafında yıllardır büyük bir emekle ördüğümüz işveren markamızın

gençlerin

gözündeki

değeri

bizlerin motivasyonunu daha da artırıyor. ‘Çığır açan yeniliklerle hastaların hayatlarını değiştirmek’ olarak tanımladığımız amacımız doğrultusunda çalışıyor ve yetenek yönetimi anlamında öncü uygulamalarımızla gurur duyuyoruz. Araştırmaya katılan, geleceğin işveren

markalarına

yön

verecek

tüm

üniversite öğrencilerine, iki yıldır olduğu gibi bu yıl da bizi ilaç sektörünün birinciliğine layık gördükleri için Pfizer Türkiye çalışanları adına teşekkürlerimi

sunuyorum.

Araştırmanın

sonuçlarına göre ilk 50 firma arasındaki tek ilaç firması olmamız da ayrıca onur verici.”

BİYOLOJİK AJANLARA KARŞI “TÜRK EYLEM PLANI” ŞARTTIR. Prof. Dr. Veterinary Medicine Gültekin YILDIZ Adli Bilimciler Derneği Adli Veteriner Hekimlik Komisyon Başkanı

T

ürkiye olarak Covid-19 dalgasından en az hasarla çıkabilmenin hesabını yapmak hepimizin görevidir. Belki Covid-19’un genetik yapısı üzerinde bir müdahale yoktur. Covid-19’un çok öldürücü olduğu, mutasyon geçirdiği, bu pandemiyi önlemek için birçok tedbirler alınması gerektiği görülüyor. Bu konuda Sayın Osman Atalay ve Hazım Gökçen yazılarından alıntı yapılarak konu le alınmıştır. Aşağıdaki bilgiler ışığında son söyleyeceğimi önceden söyleyerek artık bazı veteriner fakültelerinin arazi ve yapısal zenginliği de gözetilerek, yeni yeni veteriner fakülteleri açmak yerine geleceği ve etkinliğini de düşünerek, şimdiden planlamalarını yaparak, Avrupa da örnek alınacak yer olan “Hannover Veteriner Üniversitesi” gibi yapılanmanın zamanı gelmiştir. Aynı örneği “Viyana Veteriner Üniversitesinde” de görebiliyoruz. Hannover Veteriner Üniversitesi Zoonotik Hastalıklar bölümünü ve çok katlı araştırma binalarını kuralı çok olmuştur. Burada tüm hekimler (veteriner ve tıp), tıp fakülteleri ile

8

işbirliği halinde çalışmalarını sürdürmektedir. Bir yandan dünyada güçlü yönleri takip ederken, diğer taraftan bizde birçok güçlü yönler oluşturarak takip edilen olmalıyız. UNUTTUKLARIMIZ, BİLMEDİKLERİMİZ Dünya ülkeleri, biyolojik doğal virüsler ile bundan sonra daha çok uğraşacak. Çünkü virüslerle mücadele ilkel çağlardan günümüze her yüzyılda bir büyük felaketlere sahne olarak varlığını sürdürmüştür. Asurlulardan, 1995’deki Japonya metrosundaki sarin gazı saldırılarına kadar, 2001 ABD Dünya Ticaret Merkezine saldırılardan bugüne kadar yıllarca patojen mikroorganizmalar ve virüslerin insan, hayvan ve bitkilerde hastalık yapan türleri ve biyolojik ajan dediğimiz yan ürünleri ile biyolojik saldırılar gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle biyolojik ajanların silah olarak kullanılmasına yönelik Türkiye’nin acilen bir mücadele içine girmesi, bir eylem planı oluşturması ve bu alanda dünyanın kabul gösterdiği meslek grubu olan veteriner hekimlerin yetiştiği fakültelerin eğitim kalitelerini arttırıcı tedbirleri alarak bu meslek mensuplarına ikinci bir alan oluşturup savunma projelerinde görev vermesi şarttır. İHA ve SİHA ile silah savunma sanayimizin geliştirilmesi ve desteklenmesi ne kadar önemli ise yenidünya düzeninde olası virüslerle savaşta görev alacak veteriner hekimlik eğitiminin süratle yeniden kurgulanması çok

önemlidir. Viroloji Ana Bilim Dalı kürsüsünün olduğu fakülteler sadece Veteriner Fakülteleri’dir. Viroloji virüs bilimidir. Korona virüsüyle mücadelede ve Biyo Milli Güvenlik/Biyo Milli Emniyette veteriner hekimlere yeni bir yol açmalıyız. Bu fakültelerin savunma sanayimizin bir parçası gibi düşünerek yeniden yapılandırılması ve daha da güçlendirilmesi gerekiyor. Küresel kaptanlık güvertelerinde gıda güvenliği, güvencesi ve veteriner hekimlere ayrı bir yer açılacaktır. Türkiye olarak şu soruya cevap bulmalıyız. Covid-19’un genetik yapısına müdahale edilmiş olsaydı bu biyolojik silah haline gelen hastalıkla nasıl mücadele edecektik? Hazırlıklımıyız?. Biyolojik ajan ve patojenlerin ortak özelliği enfekte ettiği canlıda çoğalmasıdır. Veteriner hekimler bu nedenle önemlidir. Onlar; hayvan ve insana etki yapan yüzlerce zoonotik hastalığın, yüzlerce patojen, virüs ve biyolojik yan ürünlerine yönelik eğitimlerini alıyorlar. Virüsler biyolojik silahın malzemesidir artık, yaşadığımız yüzyıl biyolojik savaşların yılıdır. Türkiye’nin ilk bakteriyologlarından olan, 1896’da difteri, 1897’de sığır vebası, 1903’de kızıl serumlarını bulan ve üreten Veteriner Hekim Adil Mustafa Şehzadebaşı, ruam aşısını bulan Veteriner Hekim Kemal Cemil Bey gibi

bilim insanlarımızın derin tecrübe birikimlerini muhafaza eden veteriner hekimlerimize yeni politikalarla destek olmalıyız. Coronavirusların neden olduğu Zoonoz bir hastalık olan Covid-19 pandemisinin Dünya’yı kasıp kavurduğu ve bir aşı bulabilmek ümidiyle bilim adamlarının çırpındığı bugünlerde rahmetli Hocamız, meslektaşımız, unutulmaz bir bilim insanı, bir Veteriner Hekim, savaş kahramanı bir asker, bir mucit, birçok öğrenci yetiştiren bir Hoca ve bir veteriner hekim halk sağlıkçısı olan Tuğgeneral Ord. Prof. Dr. Veteriner Hekim Süreyya Tahsin AYGÜN’ ü anmamak ve tanımamak ayıptır. O Askeri bir Veteriner Hekim olarak, Birinci Dünya ve Kurtuluş Savaşlarına katılıp savaşın seyrini değiştiren ve Tuğgeneralliğe kadar yükselen istiklal madalyalı bir kahramandı. 1*Dünyada kök hücre üzerinde ilk çalışmayı yapan; 2*Anthrax, Sığır vebası, Mallein, tüberkülin dahil birçok aşıyı bulunmasına ve geliştirilmesine katkı sağlayan; 3*Pleuropneumonica contagiosa caprae hastalığının etkenini bulan; 4*Hamile bayanlarda düşüğe neden olan ve anomalili bebek doğmasına neden olan Talidomid etkin maddeli Contergan isimli ilacın Türkiye’ye girişini engelleyerek insanımız sağlığına unutulmaz katkısı olan; bir bilim insanıydı.



EKONOMİK NOKTA

ENDÜSTRİ

1 - 7 Mayıs

2020

2020 Yılında Makİne Üretİcİlerİ İçİn 4 Trend Dijitalizasyonun bir sonucu olarak, ekonomi büyük ve ani değişimlerin arifesindedir. Buna ek olarak, çevresel konuların ve enerjinin önemi gitgide artmaktadır. Tabii ki, makine mühendisliği de bu durumdan payını almaktadır. Diğer yandan; dünya pazarlarındaki baskıyı artıran ve müşterilerin ihtiyaçlarını değiştiren yeni düzenlemeler, sektör için tamamen yeni fırsatlar sunan inovasyonları zorunlu kılmaktadır. Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü Yılmaz Özcan, makine mühendisliği üzerinde ciddi etkisi olan dört konuya bu belgede dikkat çekmektedir.

E

konulardır. Bununla birlikte, bunlar için doğru temelleri oluşturmak, özellikle nerji Verimliliği kullanılan makineler arasındaki haberleşme söz konusu olduğunda, Yeni AB Ekodizayn Direktifi 2021 yılında büyük bir meydan okumadır. Çok sayıda yürürlüğe girecektir. Makine üretimi haberleşme protokollerinin yarattığı sektöründe ek enerji tasarrufları Babil karmaşasıyla bu durumun özellikle planlanmakta ve sürücülerin üstesinden gelmek mümkün değildir. de devreye gireceği öngörülmektedir. OPC Birleşik Mimarisi (OPC UA) 1 Temmuz 2021 itibarıyla 2, 4, 6 veya makineler arasındaki veri alışverişi için 8 kutuplu ve 0.75 kW veya 1000 platformdan bağımsız bir standarttır. kW’tan az veya çok anma çıkış güçlü Şu anda üreticiye bağlı protokoller üç fazlı motorların enerji verimliliği pazara hakim olsa da, makine ve IEC verimliliğine karşılık gelmelidir. tesis operatörlerinin yakın gelecekte Ex eb yüksek güvenlikli motorlar tek tip standartları gitgide daha fazla buna istisnadır. Uygulamaların talep edeceğini varsayabiliriz. Gerçek enerji tasarrufu potansiyelinden zamanlı haberleşme için oluşturulan yararlanmak için, yumuşak yolverici TSN standardıyla (Zamana Duyarlı Ağ) ve hız kontrol cihazı arasında seçim uyumlu OPC UA, bunun için ümit verici yaparak en uygun yolverme biçimine bir platform olarak görülmektedir. Aynı karar vermeleri gereklidir. Bu seçimi makine tiplerinin başlangıçta aynı dili yapmadan önce, şirketler her bir konuşmaları önemlidir. Haberleşme uygulama için en verimli çözümü gereksinimleri büyük farklılık gösterdiği belirlemek adına kapsamlı bir sistem için bu yaklaşım mantıklıdır. Makine analizi yapmalıdır. Pek çok durumda, araçları örneğin gıda üretiminde hız ayarlı sürücüleri yalnızca proses kullanılan makinelere göre farklı mühendisliği bakımından gerekli veriler dağıtmaktadır. Bu amaçla, olmaları halinde kullanmak mantıklı makine tiplerinin bilgi modellerinin olacaktır. Şirketlerdeki enerji birbirinden bağımsız sektörlerde verimliliğini artırmak için kullanılacak kabul edildiği endüstrilerde sözde önemli bir araç ise ISO 50001 uyumlu eş teknik özellikler geliştirilmektedir. enerji yönetim sistemidir. Bu sistem, Örneğin, paketleme endüstrisinin eş proseslerin ve prosedürlerin enerji teknik özellikleri çok gelişmiştir. Son tüketimini önemli ölçüde azaltacak derece gelişmiş bu tip uzun proses şekilde oluşturulmasına olanak zincirleriyle, standartlaşma isteğinin tanımaktadır. Böylece bir yandan ortaya çıkması anlaşılabilir. Robotik tüketimin azalmasıyla maddi tasarruf endüstrisi gibi diğer sektörler de sağlanırken, diğer yandan da pek buna ayak uydurmaktadır. Her iki çok AB ülkesinde bu durum vergilere durumda da, üreticiler müşterilerinin de yansımaktadır. Bunun temel ön gelecek yılın talepleri için bir çözüm gereksinimi, tüketimin ve tüketimin bulmalarını beklemektedir. belgelendirilmesinin ölçülebilirliğidir. Bunu başarmanın akıllı bir yolu, Dijital İkizlerin Evrimi Eaton’ın NZM ürünü gibi Sınıf 1 entegre enerji ölçüm modülüne sahip Günümüzde dijital ikizler, öncelikli dijital bir devre kesici kullanmaktır. olarak geliştirme aşamasında kullanılan bir yaklaşımdır. Makinelerin Akıllı Fabrikalarda Haberleşme dijital resimleri, örneğin, geliştirme Protokollerinin Standartlaştırılması döngülerini azaltan simülasyonlar için kullanılmaktadır. Bu durumda, Endüstri 4.0 ve akıllı fabrikalar bu konseptin bir adım ilerisinin günümüzde üzerinde sıkça durulan 10

düşünülmesi de doğaldır: Operasyon esnasında bile makinelerin veya tesislerin ve fabrikaların tamamının görsel resimlerini kullanmak büyük avantaj sağlayacaktır. Eğer dijital ikiz makinenin veya üretim tesisinin mevcut durumunu yansıtan ürün gelişimi için kullanılırsa, işletim safhası için yaratılmış olan bu veri modelinin kullanılmaya devam edileceği açıktır. Devam eden operasyonlarda kullanılan sensörler, sapmaları kolayca algılamak ve makinelerin kullanılabilirliği artırmak için dijital ikizlerden alınan “hedef değerlerle” kolayca kıyaslanabilmektedir. ”Asıl hedef kıyaslamasından” yola çıkılarak, kestirimci bakım gibi metotların kullanımı için gereken hazırlık aşaması da önemli ölçüde kısaltılabilmektedir. Endüstrinin Uyarlanması

Tüketiciye

Göre

Geçtiğimiz yıllarda makine operasyonları büyük değişimler geçirmiştir. Aletlerin, tekerleklerin ve ayar vidalarının yerini ekranlar ve butonlar, ekranların yerini ise dokunmatik fonksiyonlar almıştır

Sezgisel olarak kullanabildiğimiz dokunmatik ekranlar günümüzün dünyasının vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Yeni neslin, iş hayatı da dâhil olmak üzere, özellikle beklediği de budur. Yalnızca butonlarına basılarak çalışan ve karmaşık menülere sahip ilk ekran modelleri, temel işlemleri fonksiyonel olarak tamamen yerine getirmektedir ve basit gereksinimler için hâlâ tamamen yeterlidir. Bununla birlikte, dokunmatik ekranlar, sektördeki zafer yürüyüşünü devam ettirecektir. Bunun bir sonraki adımı, ekranı makineden tamamen ayırmak ve böylece verilerin en azından tabletten veya cep telefonundan okunabilmesini sağlamaktır. Akıllı cihazlarla uzaktan işletim, sürecin operasyonel güvenlik açısından da düşünülmesi gereken bir sonraki adımdır. Eaton hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.eaton.eu. adresini ziyaret edin. En son güncellemeler için bizi Twitter (@ETN_EMEA) veya LinkedIn (Eaton).


EKONOMİK NOKTA

ENDÜSTRİ

1 - 7 Mayıs 2020

SANAYİDE sektör reel ÇARKLAR düşüş gerçek DURMAK ÜZRE R

Üretimde kapasite kullanım oranı corona virüsünün yarattığı etkiyle nisanda bir önceki aya göre 13.7 puan azalarak yüzde 61.6 oldu.

eel kesim güven endeksi corona virü-

sü nedeniyle ekonominin büyük bölümünün durmasına paralel olarak nisan ayında Şubat 2009’dan bu yana en düşük seviye olan 66.8’e indi. Merkez Bankası verilerine göre mevsimsellik-

İmalat sanayi kapasite kullanım oranı da corona virüsünün yarattığı etkiyle nisanda bir önceki aya göre 13.7 puan azalarak yüzde 61.6 olarak kayda geçti. Kapasite kullanım oranı en son 2008 krizinden sonra 2009 ilk çeyrekte bu seviyelere gerilemişti.

ten arındırılmış reel kesim güven endeksi ise bir önceki aya göre 36.3 puan azalarak 62.3’e indi. Endeksin 100 değerinden büyük olması ekonomik faaliyetlerde iyimser görünüm, 100’den küçük olması ekonomik faaliyetlerde kötümser görünüm, 100 olması ise ekonomik faaliyetlerde istikrarlı görünüm olduğunu gösteriyor.

m

erkez Bankası verilerine göre kapasite kullanım oranı en son 2008 krizinden sonra 2009 ilk çeyrekte bu seviyelere gerilemişti. Endeksin 60.8 seviyesinin altına gerilemesi halinde veri tarihinin en düşük kapasite kullanımına işaret edecek. Reuters’ın anketine göre, Türkiye ekonomisinin corona virüsü salgını nedeniyle 2009’dan bu yana ilk defa bu yıl yıllık bazda daralması beklenirken, salgını durdurmak için alınan tedbirlerin ekonomiye yaptığı yavaşlatıcı etkinin yılın ikinci yarısında da devam edeceği tahmin ediliyor. Hükümetin salgın öncesinde açıkladığı Orta Vadeli Program’a göre bu yıl için büyüme tahmini yüzde 5’di. Ankara, ekonominin geçen yılki yavaşlamanın ardından hızla büyümeye geçeceğini tahmin ediyordu.

Yatırım malları imalatında kapasite 25 puan düştü

Yatırım malları imalatında bir önceki ay yüzde 76,5 olan kapasite kullanım oranı yüzde 51,4’ye geriledi. Tüketim malları imalatında kapasite kullanım oranı yüzde 73,6’dan yüzde 58,4’e gerilerken; dayanıklı tüketim mallarında yüzde 72,2’den yüzde 51,2’ye düştü. Ara malları imalatında kapasite kullanımı yüzde 75,7’den yüze 65,5’e indi. Dayanıksız tüketim mallarında ise kapasite yüzde 73,9’dan yüzde 59,8’e geriledi.

tav zarar açıkladı t

AV Havalimanları, ilk çeyrekte koronavirüs salgınının finansallarda yarattığı olumsuz etki ile 376.7 milyon lira zarar Atatürk Havalimanı’nın şirket faaliyetlerinden çıktığı TAV Havalimanları, ilk çeyrekte koronavirüs salgınının finansallarda yarattığı olumsuz etki ile 376.7 milyon lira zarar açıkladı. Şirketin geçen sene aynı dönemde net kârı 145.6 milyon lira olmuştu. Şener: Krizden güçlenerek çıkacağız TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani

2020 yılında hangİ şİrketler dış tİcaret sermaye şİrketlerİ

Nisan ayında imalat sanayinde faaliyet gösteren 1727 iş yeri tarafından İktisadi Yönelim Anketi’ne verilen yanıtlara göre Merkez Bankası tarafından oluşturulan imalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranında alt kalemlerinde en sert düşüş yatırım malları imalatında yaşandı.

Şener, “Bu krize, güçlü bir bilanço yapısı ile girdik ve bu sayede, küresel havacılık sektöründe, bu yeni dönemin zorluklarıyla baş etmeye ve bu dönemden daha da güçlü bir şekilde çıkmaya hazır olan bir şirket olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim” dedi.

T

icaret Bakanlığı’nın Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan tebliğine göre bu 2020 yılında 63 şirket dış ticaret sermaye şirketi olarak faaliyet gösterecek. Ödenmiş sermayeleri en az 2 milyon lira olan ve bir önceki takvim yılında gümrük beyannamesi bazında; en az (FOB) 100 milyon dolar veya eş değerdeki fiili ihracatı gerçekleştiren (transit ve bedelsiz ihracat hariç) anonim şirketlere, her yılın Ocak ayının son gününe kadar başvurulması kaydıyla “Dış Ticaret Sermaye Şirketi” statüsü veriliyor ya da bu statüye sahip olan firmalar için söz konusu statü yenilenebiliyor.

- KDV iadelerinde teminat kolaylığı, - dahilde İşleme Rejiminde teminat kolaylığı, - Eximbank TL ve döviz kredilerinde indirimli faiz uygulaması, kredi temininde indirimli teminat kolaylığı, - ihracatta bazı devlet yardımlarından yararlanma ve - “onaylanmış kişi” statüsü edinmek yoluyla, gümrük işlemlerinde sürat ve kolaylık.

Dış ticaret sermaye şirketi statüsünün avantajları şöyle sıralanıyor:

11


EKONOMİK NOKTA

İNŞAAT - MİMARİ

1 - 7 Mayıs 2020

Gayrimenkulde Parlayan İlçe Başakşehir Açılışı yapılan Başakşehir Şehir Hastanesi sonrasında yıldızı daha da parlayan Başakşehir, gayrimenkul yatırımcılarına da kazandırmaya devam ediyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Son yıllarda birçok projenin çekim merkezi haline gelen Başakşehir, yeni ulaşım alternatifleri, fuar ve sergi alanları, kültür merkezleri, kent meydanları, millet bahçeleri ile İstanbul’un parlayan yıldızı oldu. Havaalanı sonrasında şehir hastanesi ile bölgede gayrimenkul talebinde yaşanan artışlar yatırımcının yüzünü güldürdü” dedi.

K

ayabaşında Fiyat Artışı %60’ı Geçti

Başakşehir’in Kayabaşı Mahallesinde satılık ve kiralık m2 fiyatlarında yaşanan artışların son bir yılda yüzde 60’ı geçtiğini belirten Özelmacıklı “Kayaşehir’de satılık fiyat ortalaması 5.700-TL iken kiralık fiyat ortalaması ise 22-TL seviyesine ulaştı. Özellikle son 6 ayda yaşanan artışlar sonrasında taleplere yetişilemiyor. Kiralık daireler ise, son birkaç haftada atamalar sonrasında sağlık çalışanları tarafından çok hızlı bir şekilde kiralandı. Fiyatlar yükselmeye devam edecek. Başakşehir’e yatırım yapan kazanır” dedi. İlk Üç Ayda 3.146 Konut Satıldı 2020 yılının ilk üç ayında TÜİK verilerine göre Başakşehir’de 3 bin 146 konut satışının gerçekleştiğini belirten Altın Emlak Genel Müdürü “Başakşehir’de geçen yılın aynı dönemine göre satışlar yaklaşık yüzde 38 artış gösterdi. İlk üç aylık dönemde, İstanbul’da en çok konut satışı yapılan ilçeler ise sırası ile Esenyurt, Beylikdüzü ve Başakşehir oldu. Bu dönemde Eseyurt’ta 9 bin 249, Beylikdüzü’nde 3 bin 270 ve Başakşehir’de 3 bin 146 konut satışı gerçekleşti” dedi. Başakşehir’de 16 Temsilciliğimiz Var Başakşehir’de 13 faal, 3 tane de açılma aşamasında olan toplamda 16 temsilciliklerinin bulunduğunu belirten Özelmacıklı “Altın Emlak özel yetkili işletmelerimiz Bahçeşehir 2. Kısımdan, Başakşehir 5. Etap bölgesine kadar tüm bölgede aktif ve en etkili işletmeler olarak faaliyet gösteriyorlar. Mutluğunun şehri olan Başakşehir’de tüm gayrimenkul hizmetlerinde vatandaşlarımız işletmelerimiz ile profesyonel hizmet alabilirler” dedi.

12


EKONOMİK NOKTA

İNŞAAT - MİMARİ

1 - 7 Mayıs 2020

EVİNİZİ DOĞRU DEKORE EDİN İŞ VERİMLİLİĞİNİZİ ARTIRIN ağrılarına davetiye çıkarabiliriz.” Renkler, motivasyonu doğrudan etkiliyor Çalışma

ortamımızda

verimliliğimiz

üzerinde

kullandığımız doğrudan

renklerin etkisi

de

bulunduğunu

belirten Turgay Terzi, “Mavi her tonu ile güven verici, doğal ve huzurlu bir renk olduğundan çalışma odalarında rahatlıkla tercih edilebilir. Mobilya seçiminde bej rengi ve açık toprak tonları ferah çalışma ortamı oluştururken, yeşil tonlar çalışma enerjimize katkıda bulunur.” diyor.

YERCE MİMARLIK’A DÜNYADAN ÖDÜL G K

oronavirüsün Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi

olarak ilan edilmesinden sonra dünyada ve ülkemizde çok sayıda çalışan uzaktan çalışma sistemine geçti. Home Office çalışma olarak adlandırılan evden çalışma sürecinde evimizin dekorasyonunda yapacağımız değişikliklerle kendimize keyifli çalışma alanları yaratarak iş verimliliğimizi artırabiliriz Tüm dünyada ve ülkemizde etkisini gösteren koronavirüs pandemi (Covid-19) tedbirleri kapsamında evden çalışma sürecine geçtik. Çalışma ortamı için hazır olmayan evlerimizde yapacağımız küçük değişikliklerle, kendimiz için keyifli bir home office ortamı oluşturabiliriz. Evde düzenli ve rahat bir çalışma alanı oluşturmamız, işe keyifle başlamamızı sağlayacak bir motivasyon kaynağı olabilir. Temiz ve tertipli bir çalışma ortamı, şık aksesuvarlar ve ferah bir atmosfer çalışma verimimizi destekleyebilir. Çalışma ortamımızda kullandığımız renk seçimi, eşyaların tasarımı, renkler, mobilyaların yerleşme düzeni gibi pek çok faktör evden çalışma sisteminde iş verimliliğimizi doğrudan etkiliyor. “Tasarım ötesi” mottosuyla kişiye özel mobilya üretim yaptıklarını ifade eden Art Design Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Terzi, evde çalışırken iş verimliliğini arttırmakla ilgili şu bilgileri paylaşıyor: “Home office düzeni için öncelikle çalışma alanımızı belirlemeliyiz. Alanı belirledikten sonra konforumuz için oturduğumuz sandalyeden masaya kullandığımız objelere kadar her bir detay önem kazanmaya başlıyor. Her bir mobilyanın ergonomik olması gerekiyor. Çalışma alanımızı gün ışığı alan yerlerde konumlandırmanızda da fayda var. Doğru ışık konsantrasyonumuzu arttırır. Geniş bir yemek masasının bir bölümünü çalışma masası olarak değerlendirebilir, ferah ve dağınıklıktan uzak bir çalışma alanı oluşturabiliriz. Uzun saatler bilgisayar başında geçeceğinden çalışma sandalyemiz rahat olmalı. Yoksa bel, boyun, sırt

erçekleştirdikleri mimari ve iç mimari projelerin yanı sıra, fuar sergilemeleri ve enstalasyon çalışmalarıyla tasarıma, sanat-mimarlık ara kesitinden farklı bir bakış açısı sunan Yerce Mimarlık ve ZAAS, peş peşe aldığı uluslararası ödüllerle benzersiz bir başarıya imza attı. Tasarlamış oldukları “The Path” (Yol) enstalasyonu ile Frame Awards’tan “Yılın Fuar Standı” ödülünü alan Y.Mimar Nail Egemen Yerce ve Mimar Ayça Taylan, dönüşüm hikayesiyle oldukça ilgi gören Studio Loft projesiyle BIG SEE Interior Design Awards’tan birincilik ödülüyle dönerken, Avrupa’nın ilk ve en yeşil spor alanı için açılan YAC 2019 - Sport Citadel Mimari Proje Yarışması’na başvurdukları spor ve yaşam merkezi projeleriyle de üçüncülük ödülüne layık görüldüler. Yeni nesil ofis ve konut projelerinin yanı sıra değişen fuarcılık anlayışı doğrultusunda mimarlık-sanat arakesitinde farklı bir anlayışla gerçekleştirdikleri stant tasarımları ve enstalasyon çalışmalarıyla ön plana çıkan Yerce Mimarlık Kurucusu Y. Mimar Nail Egemen Yerce ve ZAAS Kurucu Ortağı Mimar Ayça Taylan, üç farklı proje ile üç farklı ödüle layık görülerek uluslararası alanda büyük bir başarıya imza attı. YAC 2019 - Sport Citadel Mimari Proje Yarışması’na katıldıkları spor ve yaşam merkezi tasarım önerisi ile üçüncülük ödülüne layık görülen mimarlar, İzmir’de tasarladıkları Studio Loft projesiyle de BIG SEE Interior Design Awards’tan “En İyi Konut İç Mekan Tasarımı” ödülü ile döndüler. Mimar Yerce ve Taylan’ın Almanya, Hannover’deki Domotex Zemin Fuarı kapsamında sergilenen “The Path” (Yol) enstalasyon tasarımları ise dünyaca ünlü mimarlık ve tasarım yayını Frame’in düzenlediği Frame Awards’ta “Yılın Fuar Standı” ödülünü almaya hak kazandı. The Path: İnteraktif Bir Oyun “The Path”, Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen Domotex Halı ve Zemin Kaplamaları Fuarı kapsamında, halı üreticisi Stefany markası için Yerce Mimarlık & ZAAS tarafından tasarlandı. Renkli ipliklerin bir araya gelerek bir halı oluşturması tasarımın çıkış noktası olurken tasarım sürecinde ipliklerin çeşitli renklerdeki toplarla temsil edildiği, ziyaretçilerin seçtikleri toplarla bir halıyı beraberce oluşturabildikleri interaktif bir oyun hayal edildi. Ziyaretçiler arasında etkileşimi arttırması ve birlikte üretmeye imkan tanımasıyla merak uyandıran bir oyun olan The Path, Hollanda merkezli Frame Dergisi tarafından organize edilen Frame Awards’ta “Yılın Fuar Standı” ödülüne layık görüldü.

tasarlanan Studio Loft, standart bir dairenin bir fotoğraf sanatçısının yaşam alanı ve stüdyosuna dönüşüm projesi. Studio Loft’ta dairenin iç tasarımı sil baştan ele alınırken, mekanda aynı zamanda sergileme işlevi kurgulanmış. İki katlı hacmin alt katının fotoğraf stüdyosu ve sergi alanına ayrıldığı, üst katının ise ofis ve yaşam alanı olarak ele alındığı planlamada kullanıcının yaşam ve çalışma alışkanlıkları önemli bir rol oynamış. İki yönden ışık alan hacimde, mümkün olduğunca kesintiye uğramayan, ferah bir iç kurgu hedeflenirken fotoğraf stüdyosu çatısı altında çalışma, sergileme, yaşama işlevlerinin iç içe geçtiği “loft” tipi bir mekan elde edilmiş. Yerce ve Taylan, 2017 Dünya Mimarlık Festivali’nin “INSIDE” bölümünde “Yaratıcı Yeniden Kullanım” kategorisinde finalist olarak yarışan Studio Loft ile son olarak Güneydoğu Avrupa ülkeleri arasında düzenlenen BIG SEE Interior Design Awards’ta “Yılın En İyi Konut İç Mekan Tasarımı” ödülünü kazandı. Sport Citadel: Doğaya Reverans Avrupa’nın ilk ve en yeşil spor alanı olması beklenen “Sport Citadel” spor ve yaşam merkezi, doğaya bir reverans yaparak; insanlar, hayvanlar, bitkiler ve diğer canlı türleri için eşit koşullarda bir yaşam alanı sunmayı hedefliyor. Mimar Nail Egemen Yerce ve Ayça Taylan liderliğinde hareket ve sürekliliğin doğayla uyum içinde tasarlandığı öneride mevcut bataklık alanın, yeni bir spor ve yaşam merkezine dönüştürülmesi ve atletlerin, sporcuların ve her yaş grubundan bölge sakininin ağırlanması planlanıyor. Sporun ve insan vücudunun akışını ve dinamizmini yansıtan tasarım; kent ile doğanın, geçmiş ile geleceğin, mimari ile peyzajın, bilimin, kültürün ve sporun sentezini yaratmayı hedefliyor. Yerce Mimarlık ve ZAAS, YAC 2019 - Sport Citadel Yarışması’na önerdikleri projeyle üçüncülük ödülüne layık görüldü.

Studio Loft: Çok Fonksiyonlu Kurgusu ile Farklı Bir Dönüşüm Hikayesi Y.Mimar Nail Egemen Yerce ve Mimar Ayça Taylan tarafından

13


EKONOMİK NOKTA

LOJİSTİK

1 - 7 Mayıs 2020

Mart ayında kurulan şirket sayısı yüzde 10 azaldı Mart ayında kurulan şirket sayısı, bir önceki aya göre yüzde 9,6 azalışla 8 bin 276 oldu. Aynı dönemde kapanan şirket sayısı yüzde 7,4 azalışla 763 olarak kayıtlara geçti.

T

ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği, mart ayına ilişkin kurulan-kapanan şirket istatistiklerini açıkladı. Buna göre, martta kurulan şirket sayısı bir önceki aya göre yüzde 9,6 azalarak 9 bin 155’ten 8 bin 276’ya geriledi. Bu dönemde kapanan şirket sayısı da yüzde 7,4 azaldı ve 763 oldu. Şubatta kapanan şirket sayısı 824 idi. Martta geçen yılın aynı ayına göre ise kurulan şirket sayısı yüzde 17,27, kapanan şirket sayısı yüzde 19,22 arttı. 8 bin 245 kooperatif kuruldu Türkiye’de mart ayında 8 bin 425 şirket ve kooperatif kuruluşu gerçekleştirildi. Martta bir önceki aya göre kurulan şirket sayısı yüzde 9,6 azalırken, kooperatif sayısı yüzde 12,88, gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 4,84 artış gösterdi. Aynı dönemde kapanan şirket sayısı yüzde 7,4, gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 35,26 azalırken, kooperatif sayısı yüzde 41,46 arttı. Martta geçen yılın aynı ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 17,27, kooperatif sayısı yüzde 58,51 ve gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 46,01 artış kaydetti. Bu dönemde kapanan şirket sayısında yüzde 19,22, kooperatif sayısında yüzde 9,43 artış olurken, gerçek kişi ticari işletme

sayısında yüzde 11,57 düşüş görüldü. Tüm illerde şirket kuruluşu gerçekleşti Söz konusu ayda kurulan toplam 8 bin 425 şirket ve kooperatifin yüzde 85,52’sini limited şirket, yüzde 12,7’sini anonim şirket, yüzde 1,77’sini ise kooperatifler oluşturdu. Şirket ve kooperatiflerin yüzde 39,87’si İstanbul, yüzde 10,05’i Ankara, yüzde 5,38’i İzmir’de kuruldu. Martta tüm illerde şirket kuruluşu gerçekleşti. Geçen ay kurulan şirket ve kooperatiflerin 2 bin 840’ı ticaret, 1286’sı imalat ve 937’si inşaat sektöründe yer aldı. Kurulan gerçek kişi ticari işletmelerinin 921’i toptan ve perakende ticaret motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 846’sı inşaat, 305’i imalat sektöründe faaliyet göstermek üzere çalışmalarına başladı. Martta kapanan şirket ve kooperatiflerin, 250’si toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 159’u inşaat, 108’i imalat sektöründe olduğu kayıtlara geçti.

motosikletlerin onarımı, 262’sinin inşaat, 122’sinin imalat sektöründe faaliyet gösterdiği belirlendi. Martta 149 kooperatif kurulurken bunların 56’sı konut yapı, 34’ü işletme kooperatifi, 23’ü tarımsal kalkınma olarak işbaşı yaptı. Yabancı ortak sermayeli şirketler Geçen ay kurulan 942 yabancı ortak sermayeli şirketin 540’ı Türkiye, 51’i İran, 32’si Suriye ve Irak ortaklı oldu. İş başı yapan yabancı ortak sermayeli şirketlerin 97’sinin anonim, 845’inin limited şirket statüsünde faaliyet gösterdiği görüldü.

Bu dönemde kapanan gerçek kişi ticari işletmelerinin 637’sinin toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve

Teknolojİ devlerİNDEN COVİD - 19’a karşı uygulama Dünyayı etkisi altına alan koronavirüse karşı ABD merkezli teknoloji devleri harekete geçten Apple ve Google koronavirüs bulaşanların tespiti için ortak uygulama geliştiriyor.

G

irişimci İş Apple ve Google, corona virüs (COVID19) salgınına karşı mücadele kapsamında ortak bir projeye imza atmaya hazırlanıyor. The Verge’de yer alan habere göre, iki teknoloji şirketi virüs bulaşan biriyle temasa geçip geçmediğinizi tespit edebileceğiniz yeni, ortak bir uygulama geliştiriyor. Aynı habere göre, girişim öncelikli olarak akıllı telefonlara yüklü olan temas-takip uygulamalarının (contact-tracing apps) işleyişine destek sağlamayı hedefliyor. Söz konusu uygulama akıllı telefon kullanıcısının Bluetooth teknolojisiyle ‘corona virüs kapacak kadar uzun süre kiminle temas ettiğini, kime yaklaştığını’ inceleyecek. Eğer temasta olunan kişilerden biri Covid-19 hastası ise, kullanıcının akıllı telefonuna bir uyarı mesajı gidecek ve kullanıcı konu hakkında bilgilendirilecek. İki şirketin nihai hedefinin ise bu tip izleme, takip uygulamalarını yüklemeye gerek kalmadan çevrenizde corona virüs bulaşan kişileri tespit etmenize yardımcı olacak bir teknoloji geliştirmek olduğu belirtiliyor. Konu ile ilgili yapılan açıklamada uygulamanın GPS konum verileri veya bireyin kişisel bilgilerini kaydetmeyeceği bilgisinin altı çizildi.

14


EKONOMİK NOKTA

ENDÜSTRİ

15 - 22

Nisan 2020

15


EKONOMİK NOKTA

SAĞLIK

23 - 30

Nisan 2020

Boyner’İn lezzetlİ ve sağlıklı tarİflerİ Modanın e-ticaretteki adresi Morhipo.com, Sweaters kurucusu Elif Boyner’in sunumuyla mutfağa giriyor. Sweaters x Morhipo projesi kapsamında, nisan ayı boyunca Morhipo.com’dan seçilen küçük ev aletleriyle hazırlanan lezzetli ve sağlıklı 12 tarif, Morhipo.com Instagram hesabında!

k

adın, erkek, çocuk, kozmetik, ev ve yaşam kategorilerinde her zevke ve bütçeye uygun 3 binden fazla markanın yüzbinlerce ürününü müşterilerine sunan Morhipo.com ile sporun birleştirici gücüne inanan amatör ruhlu sporcuların bir araya geldiği topluluk Sweaters Community, Instagram’da yeni bir video serisine başlıyor. Proje kapsamında; Morhipo.com’dan seçilen küçük ev aletleri kullanılarak minimum atıkla, eldeki tüm malzemeler değerlendirilerek hazırlanan hem lezzetli hem sağlıklı tariflerin yanı sıra mutfağa dair pratik ipuçları Elif Boyner’in keyifli sunumuyla nisan ayı boyunca Morhipo.com Instagram hesabında izleyicilerle buluşacak. Badem sütünden fıstık ezmesine, karnabahar pizzadan nohut köftesine, çekirdekli paleo ve ketojenik ekmekten banana bread’e kadar pek çok sağlıklı ve lezzetli tarif için Morhipo Instagram hesabını takipte kalın! https:// www.instagram.com/morhipo

Sevdİklerİnİze Morhİpo Gİft Card kadar yakınsınız Morhipo Gift Card ile sevdiklerinizi mutlu etmeye mesafeler engel değil. Anneler Günü yaklaşırken, Morhipo Gift Card ile annenize binlerce marka arasından en özel hediyeyi seçme özgürlüğü ve evden çıkmadan online alışveriş konforunu yaşamasını sağlayabilirsiniz.

Y

eni sezon ürünleri ve çok avantajlı kampanyaları bir arada sunarak modanın e-ticaretteki adresi olan Morhipo.com, özel günlerinde sevdiklerinin yanında olmak isteyenler için Morhipo Gift Card seçeneğini sunuyor. Bu yıl 10 Mayıs’ta kutlanacak olan Anneler Günü’nde annelerinin yanında olamayacak, hediyelerini kendileri veremeyecek olanlar için eşsiz bir çözüm sunan Morhipo Gift Card ile annenize dilediği markadan dilediği seçme özgürlüğünü hediye edebilir, kadın giyimden dünyaca ünlü parfümlere, mutfak

16

yardımcılarından teknolojik ürünlere, aksesuardan ayakkabuya kadar geniş bir yelpazede dilediği hediyeyi seçme ayrıcalığını sunabilirsiniz. Evde kaldığımız bu günlerde anneler, 3 binden fazla markanın yüzbinlerce ürününün yer aldığı Morhipo.com’da online alışveriş konforuyla hediyesine kavuşacak, bu özel günde annesinin yanında olmak isteyenler evlerinden çıkmadan annelerinin yüzünde kocaman bir gülümseme yaratacak. Morhipo Gift Card’lar 50, 100, 250 ve 500 TL’lik seçenekleriyle modanın e-ticaretteki adresi Morhipo.com’da!


EKONOMİK NOKTA

SAĞLIK

23 - 30

Nisan 2020

17


EKONOMİK NOKTA

SAĞLIK / MAKALE

1 - 7

Mayıs 2020

Menİngokoka karşı etkİn bİr aşılamayla menenjİtsİz bİr dünya mümkün Meningokok bakterisinin Türkiye’de her yıl 100 binde 3 ila 4 oranında menenjit ya da meningokoksemi denilen ağır bir hastalık tablosu oluşturduğunu vurgulayan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı, Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, 24 Nisan Dünya Menenjit Günü vesilesiyle önemli bilgiler paylaştı:”Koronavirüs salgını nedeniyle gündeme geldiği gibi, aşılama salgın potansiyeli taşıyan hastalıkları önlemenin en etkin ve kolay yoludur. Salgın potansiyeli taşıyan hastalıklardan biri de menenjittir” Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı, Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan

m

enenjit,

artan

tanı

ve

tedavi

5-10 oranında ölüme, yüzde 20-30 oranında sakatlığa neden oluyor. Her yaş grubunda görülen ama en sık dört yaş altında ve özellikle de bir yaş altı bebeklerde sık görülebilen bir hastalık olduğu için mümkün olduğu kadar erken dönemde menenjit aşılarıyla koruma sağlamak gerekiyor. Şu anda çocuklarda görülen menenjitlerin yüzde 90’ının meningokok bakterisinden ifade

eden

Hacettepe

Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı, Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, meningokok menenjitin her yıl dünyada yaklaşık 1 milyon 200 bin kişide görüldüğünü ve 135 bin kişide ölüme yol açtığını belirtti. Meningokok hastalıklarının Türkiye’de ise yılda 1.500 civarında vaka ve 350 civarında da ölüme neden olduğunun altını çizdi. Aşı

yapılmazsa

meningokok

mikrobu

Türkiye’de yılda 1500 vaka ortaya çıkarabilir Menenjit

hastalığının,

üç

bakteriyle

ortaya çıktığını, bunların pnömokok, Hib (hemofilus influenza tip b) ve meningokok olduğunu

söyleyen

Prof.

Dr.

Mehmet

Ceyhan sözlerine şunları ekledi: “Hib’e karşı 2006’dan, pnömokoka karşı 2008’den bu yana Türkiye’deki tüm çocuklar aşılanıyor. Bu sebeple bu bakterilerin neden olduğu hastalıklar büyük oranda azalmış durumda.

18

ve beyin zarlarımızı koruyan sıvıya bakteri ya

çıkabilmekte ve bazen hızla ilerleyip kangrene

da virüs bulaşması zor bir durum, ancak bakteri

dönebiliyor. Hastalık çok hızlı ilerlediği için,

çok patojen özellikler taşıyıp geçebildiği zaman,

aile çocuğu hastaneye götürüp testleri

menenjiti engellemek çok zor. Bulaşıcı bir

yaptırana kadar genellikle durum ağırlaşıyor.

hastalık olduğu için hasta kişilerin öksürürken

Özellikle bir yaşından küçük bebekler ağrıyı

ağızlarını kapatması gerekiyor. Mikrop birkaç

söyleyemediği için ve ateş daha az görüldüğü

saat canlı kalabileceği için herkesin mikrop

için hastalık çok daha riskli olabiliyor.

barındırabilecek yerlere (sıra, masa, ev

Dolayısıyla 1 yaşından küçüklerde hafif ateş ve

eşyası, ortak kullanılan bilgisayarlar, toplu

beslenme bozukluğuna karşı bile daha dikkatli

taşımadaki tutunma alanları) dokunduktan

olmak gerekiyor.”

sonra ellerini yıkaması çok önemli. Halka açık bir yere dokunduğumuzda mümkünse alkollü

olanakları, yeni ve etkili ilaçlara rağmen yüzde

kaynaklandığının

kollarda, bacaklarda morarma şeklinde ortaya

Hastalığın en sık görüldüğü yaş aralığı ilk 5 yaş,

el dezenfektanlarından kullanmalıyız. Bu

yüzde 80’i ise ilk 1 yaş içerisinde görülüyor

yalnızca meningokoka karşı değil, gribe sebep

Meningokok menenjitin hangi yaş gruplarında

olanlar dâhil birçok virüse karşı korunmamızı

ve kimlerde görüldüğü ülkelere göre değişim

sağlayacaktır. Meningokok solunum yoluyla

Meningokok menenjit, ölüm riskinin yanı sıra

gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Ceyhan,

bulaşan bir bakteri olduğu için el yıkamak bir

çocuklarda yüksek oranda kalıcı hasar meydana

Türkiye’de daha çok küçük çocuklarda sık

noktaya kadar koruma sağlayabilir” dedi.

getirebilir.

meningokok

görüldüğünü, hastalığın en sık görüldüğü

mikrobu Türkiye’de yılda 1500 vaka ortaya

yaş aralığının ilk beş yaş, yüzde 80’inin

Aşıdan başka etkili bir koruma yok

çıkarabilir. Bunların %20’sinde işitme kaybı,

ise ilk bir yaş içinde görüldüğünü söyledi.

Bu tip hastalıklarda aşı dışında çok etkili bir

%5’inde öğrenme güçlüğü, yaklaşık %1’inde

Askerler ve hacılar gibi belli gruplarda ise

korunma olmadığını belirten Prof. Dr. Mehmet

sara hastalığı ve yaklaşık binde 7’sinde de kol-

yeniden artış gözlemlenmekte olduğunun

Ceyhan, aşılarla ilgili önemli noktalara değindi:

bacak kayıpları olabilir. Türkiye’deki kol-bacak

da altını çizen Prof. Dr. Mehmet Ceyhan

“Hemofilus influenza Tip B aşısı Sağlık Bakanlığı

yokluklarının üç önemli nedeninden biri de

sözlerine şöyle devam etti: “Bu sebeple hacca

aşı takviminde 2006’dan beri yapılıyor, o

bu meningokok hastalıkları. Bu hastalığın

giden herkes zorunlu olarak meningokok

yüzden zaten artık Hib menenjiti özellikle

bir başka önemi de diğer bakterilerin sebep

aşısıyla aşılanıyor. Kalabalık ortamlarda çok

aşılı çocuklarda son 4,5 yıldır görülmüyor

oldukları hastalıklara göre çok daha hızlı

bulunulduğunda hastalığın bulaşma riski

Pnömokok aşısı 2008’den beri bütün çocuklara

seyretmesi. Hafif ateş ile hekime götürülen

de artıyor. Ayrıca hastalığın taşıyıcıları daha

yapılıyor

çocuklar, müdahaleye rağmen saatler içinde

çok yetişkinler. Yetişkin insanlar hastalığı

menenjitleri görülmesi on kat azaldı. Ulusal

hayatını kaybedebilmekte.”

çocuklara bulaştırıyor. Bu nedenle yaşlı bakım

aşı takviminde olmayan bakteriyel menenjit

evlerinde çalışanlar risk altında. Bir diğer

etkenlerinden sadece meningokok bakterisine

1 yaşından küçük bebeklerde hafif ateş ve

risk faktörü de dalak yokluğudur. Doğuştan

karşı olan aşı kaldı. Meningokok menenjitine

beslenme bozukluğuna dikkat

dalağı olmayanlar, kanser gibi hastalıklar ve

daha çok bakterinin 5 tipi sebep oluyor. Bunlar

Menenjitin 3 önemli bulgusuna dikkat çeken

yaralanmalar nedeniyle dalağını kaybedenler,

A, B, C, W, Y tipleri. Bunların dört tanesine

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, şu açıklamalarda

meningokokla

olan

karşı, A, C, W, Y, koruyuculuk sağlayan dörtlü

bulundu: “Ateş, baş ağrısı ve kusma belirtilerinin

bazı bağışıklık maddeleri açısından yoksun

aşı dediğimiz bir meningokok aşısı var. Bir de B

üçü bir arada görüldüğünde çocukta mutlaka

olduğundan dalağı olmayan kişiler menenjit

tipine karşı koruyuculuk sağlayan bir aşı var. Bu

menenjitten şüphelenmek gerekiyor. Ancak

daha sık geçirmekte ve hastalık daha ölümcül

aşılar ülkemizde 2. aydan itibaren ruhsatlı ve

özellikle bir yaşın altındaki bebeklerde belirtiler

seyretmektedir.”

yapılabilmekteler. Meningokoka karşı da etkin

Aşı

yapılmazsa

mücadelede

önemli

her zaman bu kadar açık olmayabiliyor. Çocuklarda

dalgınlık ya da bazen dış uyaranlara karşı aşırı

azaltmak mümkün

duyarlılık görüldüğünde gerekli tetkiklerin

Menenjit meningokok hastalığından korunmak

yapılması gerekiyor.” Meningokok menenjitin

için öncelikli olarak hastalardan uzak durmak

diğer

edici

gerektiği uyarısında bulunan Prof. Dr Mehmet

özelliğinin vücutta ortaya çıkan döküntüler

Ceyhan, “Türkiye’deki 50 yaşın üstündeki

olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Mehmet

insanların yüzde 13’ü bu hastalığı taşımaktadır.

Ceyhan, belirtilerle ilgili şunları söyledi: “Bu

Bu nedenle çocuklarda el öpme gibi adetleri

döküntüler kısa süre içerisinde deri altında

mümkün olduğu kadar sınırlamalıyız. Kişiden

kanamalar şeklinde bir tabloya, mor ve koyu

kişiye bulaşabilen menenjite neden olan bütün

renkli döküntülere doğru ilerleyebiliyor. Bu

mikroplar solunum yolundan kana, kandan ise

durum çok hızlı ilerlediği için kısa sürede

beyin zarlarına ulaşıyor. Normalde beynimizi

en

ayırt

bunun

sonucu

pnömokok

bir aşılama yaparak teorik olarak menenjitsiz

Bebekte hafif ateş, beslenememe, kusma,

enfeksiyonlardan

ve

menenjit

bulaşma

riskini

bir dünya mümkün olacaktır.”



EKONOMİK NOKTA

SAĞLIK

1 - 7

Mayıs 2020

EİB’ten sağlık çalışanlarına tam destek E

ge İhracatçı Birlikleri, sağlık çalışanlarına ve hastanelere destek amacıyla Covid-19 hastalığının tanısında kullanılan numune alma kabinlerini ihtiyaç sahibi dört hastaneye dağıttı, ilerleyen dönemde de entübasyon kabinlerini teslim edecek. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, koronavirüsle mücadelede riskli grupta yer alan sağlık personellerinin maksimum seviyede korunması için çalışmaların sürdüğünü söyledi. “Türkiye, dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınıyla mücadele eden sağlık çalışanlarına destek için tek yürek oldu. Pandemiye karşı destan yazan sağlık çalışanlarımızın daha güvenli bir ortamda çalışmasını sağlamak adına numune alma kabinlerini Menemen Devlet Hastanesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ege Üniversitesi Hastanesi, Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi’ne dağıttık. Artık bu hastanelerimize salgın şüphesiyle giden vatandaşlardan temassız ve kontrollü bir şekilde örnek alınacak. Sağlık Müdürlükleriyle koordineli bir şekilde sağlık çalışanlarımızın ihtiyaç duyduğu diğer koruyucu ekipman ve cihazları da tedarik etmeye devam ediyoruz.”

amacıyla geliştirilen entübasyon kabinlerinin de yakın zamanda teslim edileceğini açıkladı. “Salgının Türkiye’de görüldüğü andan itibaren ön safta, emek, özveri, cesaret ve büyük bir inançla savaşan, gecesini gündüzüne katan sağlık çalışanlarımızın yanındayız. Diğer ülkelerin koronavirüs bilançolarına bakıldığında Türkiye’de durum normal düzeyde seyrediyor. Türkiye, Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın akılcı politikasıyla bu krize en erken cevap veren ve en erken tedbir alan ülkelerden biri oldu. Aynı zamanda sağlık altyapımız güçlü olduğu için süreci iyi bir şekilde yönetiyoruz. Ayrıca sağlık çalışanlarımızı koruma altına alan “Sağlıkta Şiddet Yasası”nın TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesini ve yasalaşmasını da büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz.”

Entübasyon kabinleri de teslim edilecek Eskinazi, sağlık personelini ve hastane ortamını virüsten korumak

O

Türk tüketİcİlerİ yılın ürünlerİnİ seçtİ

nu ta Türkiye dahil 45 ülkede düzenlenen “Yılın Seçilmiş Ürünü” programı kapsamında Türk tüketicilerinin oylarıyla seçilen “Yılın Ürünleri”, online gerçekleşen ve Geveze’nin sunduğu ödül töreniyle açıklandı. 1987’den günümüze kadar kazanan ürünlerin tüketicilerin oylarıyla belirlendiği ve Türkiye’de 5. kez gerçekleştirilen “Yılın Seçilmiş Ürünü” programının kazananları online düzenlenen ödül töreniyle açıklandı. Araştırma şirketi Nielsen’in 4099 tüketiciyle yüz yüze görüşerek yaptığı anketler sonucunda kazanan ürünlerin belirlendiği program kapsamında; gıda, içecek, atıştırmalık, enerji, lastik, sigorta, kişisel bakım ve tüketici sağlığı sektörlerinden yenilikçi 15 ürün Türk tüketicileri tarafından ödüle layık görüldü. Son 24 ayda pazara çıkan ürünlerin katıldığı ve tüketicilerin ürünleri albenisi, inovatif özelliği ve performansına göre değerlendirdiği program kapsamında ödül alan ürünler, Türk tüketicilerinin referansı olan ‘Yılın seçilmiş Ürünü’ (YSÜ) logosunu 1 yıl boyunca tüm reklamlarında, ürün paketlerinde ve iletişim çalışmalarında kullanabilecek. Türk tüketicileri 15 ürünü ödüllendirdi Ünlü Radyo Programcısı Geveze’nin sunuculuğunu yaptığı ve online formatta düzenlenen ödül töreninde Türk tüketicileri 15 ürünü ödüllendirdi. Anadolu Sigorta Uçuşum Güvende ürünü sigorta, Bepanthol AntiScar Jel cilt sağlığı, Bio-

20

Oil Cilt Bakım Yağı cilt bakım yağları, Bridgestone Turanza T005 yaz lastiği, Erikli Mineral Doğal Zengin Mineralli Aromalı Gazlı İçecek maden suyu, Gillette Skinguard Sensitive Tıraş Bıçakları ve Makineleri tıraş bıçakları, Nescafé 3ü1 Arada ICE kahve karışımları, Nesquik Laktozsuz & Şeker İlavesiz Kakaolu Süt aromalı çocuk sütü, Nestlé 1927 Beyaz Bademli Çikolata tablet çikolata, Orkid Discreet Profresh Günlük Mesane Pedi mesane pedi, Orkid Platinum Ipeksi Kanatlar hijyenik ped, Petrol Ofisi Maxima CX 5W-30 madeni yağ, Petrol Ofisi V/Max Kursunsuz 95 Benzin ve V/Max Motorin akaryakıt, Şenpiliç Marinasyonlu Ürün Serisi tavuk ürünleri, Pharmaton ise multivitamin kategorisinde Türk tüketicileri tarafından ödüle layık görülen ürünler oldu Kategori Kazanan Sigorta Anadolu Sigorta Uçuşum Güvende Cilt Sağlığı Bepanthol AntiScar Jel Cilt bakım Yağları Bio-Oil Cilt Bakım Yağı Yaz Lastiği Bridgestone Turanza T005 Maden Suyu Erikli Mineral Doğal Zengin Mineralli Aromalı Gazlı İçecek Traş Bıçakları Gillette Skinguard Sensitive Tıraş Bıçakları ve Makineleri Kahve Karışımları Nescafé 3ü1 Arada ICE Aromalı Çocuk Sütü NESQUIK Laktozsuz & Şeker İlavesiz Kakaolu Süt Tablet Çikolata Nestlé 1927 Beyaz Bademli Çikolata Mesane Pedi Orkid Discreet Profresh Günlük Mesane Pedi Hijyenik Ped Orkid Platinum Ipeksi Kanatlar Madeni Yağ Petrol Ofisi Maxima CX 5W-30 Akaryakıt Petrol Ofisi V/Max Kursunsuz 95 Benzin ve V/Max Motorin Multivitamin Pharmaton Tavuk Ürünleri Şenpiliç Marinasyonlu Ürün Serisi


EKONOMİK NOKTA

İNŞAAT - MİMARİ

23 - 30

Nisan 2020

21


EKONOMİK NOKTA

RÖPORTAJ - TÜSİAD

1 - 7 Mayıs 2020

TÜSİAD BAŞKANI SİMONE KASLOWSKİ: “TÜRKİYE SORUNLARLA MÜCADELEDE YALNIZ KALMAMALI” TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski COVİD-19 krizinin ekonomiye etkilerini değerlendirdi.

T

- “Ülkemizde istihdamı korumak ve özellikle küçük ÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone işletmeleri, esnafı, ticaret erbabını, kendi işinde Kaslowski COVİD-19 krizinin ekonomiye etkilerini çalışan kişileri desteklemek açısından yeni adımlara değerlendirdi: ihtiyaç var. Burada bankacılık sektörü kaynakları tek başına herkese yetemeyecektir” - “Destek programının odağı işletmelerin nakit akışlarındaki bozulmanın zincirleme iflaslara neden - “Vergi kolaylıkları tüm sektörlere değil sadece olmasını engellemek ve istihdam kayıplarını en ‘mücbir sebep’ tanımındakilere sağlanıyor. Bu aza indirmek olmalı. Döviz likiditesinde sorun yeterli değil. Cirosu belli bir oranın üzerinde düşen yaşanmaması için Fed ile swap hattı açılması ya da herkese kolaylık sağlanmalı” alternatif dış kaynak bulunması için girişimlerde bulunulması bu anlamda önemli olacaktır” - “Salgının seyrine göre, bazı ülke örneklerinde de - “2020 iç talep ağırlıklı büyüyeceğimiz bir yıl olacak. Biz olumlu düşünerek küçük de olsa pozitif bir büyüme yakalayacağımıza inanıyoruz. Enflasyon üzerinde petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki düşüş olumlu etki yapıyor, ancak döviz kurunda artış sürüyor. Enflasyon yıl sonunda yüzde 9-10 civarında kalabilir” 22

görüldüğü gibi, zorunlu iş alanları hariç çalışma hayatının ve sokağa çıkmanın kısıtlandığı tedbirlere ihtiyaç elbette duyulabilir. Salgınla mücadele için her türlü senaryoya hazırlıklı olmak zorundayız” TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, küresel finansal risklerle mücadelenin uluslararası iş birliği içerisinde yürütülmesi gerektiğini belirterek, “Bu amaçla pek çok uluslararası kurum şimdiden önemli fonlar

ayırdı. ABD Merkez Bankası (Fed) pek çok ülkeyle döviz swap hattı açtı. Türkiye de bu sorunlarla mücadelede yalnız kalmamalı.” dedi. Kaslowski, koronavirüs salgınının yayıldığı her ülkede ekonomi üzerinde benzer etkiler yaptığını, Türkiye ekonomisinin de finansal piyasalar, dış ticaret ve iç talep olmak üzere üç farklı kanaldan etkilendiğini anlattı. Bu yıl hem turizm hem de ihracat gelirlerinde önemli bir gerileme görüleceğini aktaran Kaslowski, diğer taraftan iç talepte bir daralma yaşandığını, pek çok sektörün hizmetlerini salgının yayılım hızını azaltmak için durdurduğunu söyledi. Kaslowski, dış talebin zayıf olduğu, turizm gelirlerinin önemli ölçüde azaldığı bir ortamda dengeli büyümenin çok mümkün görünmediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:


EKONOMİK NOKTA “Bu yıl büyümenin oldukça cüzi oranlarda gerçekleşmesi beklenmeli. 2. çeyrekte iç ve dış talep aynı anda duracak, ekonomide büyük ölçüde daralma yaşanacak. Salgının seyri eğer tahmin edildiği gibi yaz aylarında azalacaksa iç talep 3. çeyrekte geri dönecektir ama küresel ekonomide özellikle Avrupa’da ekonomik kriz çok daha uzun sürecek. Bu nedenle yılın 2. yarısında dış talepten büyük bir katkı beklememek gerekir. 2020 iç talep ağırlıklı büyüyeceğimiz bir yıl olacak. Biz olumlu düşünerek küçük de olsa pozitif bir büyüme yakalayacağımıza inanıyoruz. Enflasyon üzerinde petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki düşüş olumlu etki yapıyor, ancak döviz kurunda artış sürüyor. Enflasyon yıl sonunda yüzde 9-10 civarında kalabilir. Turizm ve ihracat gelirlerindeki kayıplar nedeniyle çok sınırlı bir cari açık bu yıl görebiliriz.”

RÖPORTAJ - TÜSİAD

mücadele uluslararası iş birliği içerisinde yürütülmeli. Bu amaçla pek çok uluslararası kurum şimdiden önemli fonlar ayırdı. Fed pek çok ülkeyle döviz swap hattı açtı. Türkiye de bu sorunlarla mücadelede yalnız kalmamalı.” ifadelerini kullandı.

alınmalı. Döviz likiditesinde sorun yaşanmaması için Fed ile swap hattı açılması ya da alternatif dış kaynak bulunması için girişimlerde bulunulması bu anlamda önemli olacaktır. Paketin genel büyüklüğü ise ekonominin büyüklüğü ile orantılı olmalı. Yurt - “Paketin genel büyüklüğü ekonominin dışı örnekler verilen desteklerin büyüklüğü ile orantılı olmalı” Avrupa’da milli gelirin yüzde 20’leri civarında olduğunu gösteriyor. Simone Kaslowski, destek programının Ülkemizin kaynakları maalesef daha temel amacının istihdamı korumak ve sınırlı ve enflasyon tehlikesi büyük, işletmelerin devamlılığını sağlamak ancak etkileri nedeniyle neredeyse olması gerektiğini, mevcut ekonomik savaş durumuna benzetilen böyle bir yapının korunamadığı durumda, dönemde istihdamın ve ekonomik salgın geçtikten sonra ekonomiyi sistemin korunması zorunlu. ayağa kaldırmak için çok daha uzun bir İstihdamın ve işletmelerin devamlılığını süreye ve daha fazla kaynağa ihtiyaç sağlama hedefi doğrultusunda destek duyulacağını dile getirdi. paketlerinin milli gelirin yüzde 10’u seviyesinde bir büyüklüğe ulaşmasını Ne kadar erken ve yaygın destek beklemek daha gerçekçi olacaktır. verilirse yapıyı muhafaza etmenin o Elbette öncelik ve birincil koşul ise kadar mümkün olacağını vurgulayan Bilim Kurulu’nun virüsün yayılım Merkez Bankası döviz rezervinde son Kaslowski, şunları ifade etti: hızını azaltmak için tavsiyelerine aylarda hızlı bir gerileme olduğuna uymak olmalı. Çünkü insan hayatı her işaret eden Kaslowski, döviz likiditesine “Bu nedenle destek programının şeyden kıymetli ve sağlık sistemimizin özellikle dikkat edilmesi gereken bir odağı işletmelerin nakit akışlarındaki devamlılığı esastır.” döneme girildiğini dile getirdi. bozulmanın zincirleme iflaslara neden olmasını engellemek ve istihdam Artık bilim insanlarının uyarılarını hem Kaslowski, uluslararası kurumlarla iş kayıplarını en aza indirmek olmalı. devletlerin hem de iş dünyasının daha birliğine her zamankinden daha fazla Bunun yanında genel makroekonomik da fazla dikkate almasının önemine önem verilmesi gerektiğine dikkati dengelerin sarsılmaması ve finansal bir işaret eden Kaslowski, küresel çekerek, “Küresel finansal risklerle krize neden olmaması için de tedbirler risklere bu gözle bakılması gerektiğini

1 - 7 Mayıs 2020 vurguladı. Kaslowski, salgının etkileri ile mücadele ederken iklim değişikliğiyle, plastik kirliliğiyle uzun vadeli mücadelenin de zayıflatılmaması gerektiğini vurgulayarak, “Aksine daha güçlü adımları kararlılıkla atmalıyız. Kurumların yetersiz olması onlara ihtiyaç olmadığını değil, uygulamada yetersiz kaldıklarını gösterdi. Küresel koordinasyon ve iş birliğini hızlı ve verimli şekilde sağlamak, yeni dönemde üzerinde çalışmak zorunda olduğumuz bir gerçek. Sınırların içine kendimizi kapatmanın çare olmadığı bir kez daha görüldü. Pek çok ülke birbirlerine bilimsel veri aktarımı, test kitleri, sağlık ekipmanları, hatta sağlık personeli göndererek destek verdi. Bence bunlar gelecek yeni döneme ilişkin umutlu olmamız için iyi işaretler.” diye konuştu. - “Hane halkına doğrudan destekler gündeme gelmeli” Simone Kaslowski, krizle mücadelenin, tüm ülkelerde bir süreç yönetimini ve pek çok alanda etkili adımların hayata geçirilmesini gerektirdiğini belirterek, “Ülkemizde istihdamı korumak ve özellikle küçük işletmeleri, esnafı, ticaret erbabını, kendi işinde çalışan

23


EKONOMİK NOKTA RÖPORTAJ - TÜSİAD kişileri desteklemek açısından yeni vadede ekonomiye can suyu vermek tasarlarken mümkün olduğunca adımlara ihtiyaç var. Her ne kadar vergi ne kadar önemliyse, salgın sonrası geniş bir şekilde çalışan kesimin ertelemeleri ve finansmana erişim normale dönüşün de planlanması yararlanmasını sağlamanın önemine açısından kolaylıklar sağlansa da gerekir. Bu nedenle uzun vadede işaret etti. burada bankacılık sektörü kaynakları yatırım ortamına zarar verebilecek tek başına herkese yetemeyecektir.” serbest piyasa uygulamalarından Kaslowski, bu süreç bittiğinde diye konuştu. uzak bazı düzenlemelerden de vatandaşların yönetimlerin krizle kaçınılmalıdır. Örneğin bankacılıkta iyi mücadele edip edemediklerini Merkez Bankası’nın bankalara çok yapılacak düzenlemeler Basel ciddi bir sorgulamadan geçireceğini ciddi likidite sağladığını, işsizlik fonuna kriterlerinden fazla uzaklaşmamalı, belirterek, hem devlet sistemlerinin likidite sağlamak için tahvil alımlarına ticaret kanunu ve şirketlerin sermaye hem de hükümetlerin ciddi biçimde da başladığını anımsatan Kaslowski, yapılarına ilişkin kararlar alınacaksa sorgulanacağı bir dönemin beklediğini, ancak bu kadar riskli bir ortamda yatırımcı beklentilerini olumsuz şirketler için de risk yönetiminin odağa kredibilitesi iyi olan firmaların öne etkilememesine dikkat edilmeli.” oturduğu bir yönetim anlayışının çıkacağını söyledi. devreye gireceğini dile getirdi. Üyeleri için finansmana erişim, vergi - “Salgının yarattığı ekonomik yükle Kaslowski, bu nedenle Kredi Garanti ve istihdamın en öncelikli konular sadece tek bir kesimin baş etmesi Fonu’nun teminat gösteremeyecek olduğunu belirten Kaslowski, gelirlerin mümkün değil” durumda olan küçük işletmeler için ciddi oranda düşmesine rağmen hem kritik olduğunu vurgulayarak, “Burada istihdamı korumaya hem de borçlarını Kaslowski, TÜSİAD üyelerinin maliyet avantajı olduğu için şimdiden döndürmeye çalıştıklarını söyledi. salgının en başından bu yana bütün firmalar arasında bir yarış başladı, imkanlarıyla halkın ve ülkenin süreci limitler yetmiyor.” dedi. Kaslowski, tam anlamıyla bir kriz en az hasarla atlatması için seferber yönetimi durumunda olduklarını olduğunu belirterek, istihdamı Salgın nedeniyle ücretleri ödeme vurgulayarak, “Tüm dünyada hayatın korumaya öncelik verirken, bir yandan zorluğu yaşayan firmaların kısa alıştığımız gibi gitmeyeceğini biliyoruz. da bu süreçte halk sağlığı açısından çalışma ödeneğinden faydalandığını, Dijital teknolojilerin daha da ön plana çok önemli ihtiyaçları karşılamak için bu ödeneğin ücreti belli bir tavana çıkacağı, zaten hızla dönüşmekte çalıştıklarını ifade etti. kadar karşılayabildiğini aktaran olan dünyada dönüşümün daha da Kaslowski, “Ödeneğe başvuru hızlanacağını tahmin etmek zor değil. Yapay solunum cihazı, tıbbi destek koşulları bir miktar kolaylaştırıldıysa Şirketler açısından risk yönetimine ekipmanları, test kabinleri ve yoğun da bu imkandan son 3 yılda en az 450 bakış da fazlasıyla değişecek.” diye bakımda gerekli teçhizatların üretimini gün SGK primi ödemiş olma koşuluna konuştu. üstlendiklerini anlatan Kaslowski, “Bu uyabilen çalışanlar yararlanabilecek. süreçte temel ihtiyaç malzemelerine Bu dönemin koşulları dikkate alınarak, Bu krizde de uluslararası kurumların halkımızın hiçbir sorun yaşamadan süre şartlarının daha fazla çalışanı yetersiz kaldığını bir kez daha ulaşabilmesi için üyelerimiz olağanüstü kapsayacak şekilde hafifletilmesi gördüklerini, ancak bu sefer bir çaba gösteriyor. İnternet üzerinden düşünülebilir.” ifadelerini kullandı. uluslararası iş birliğinin ne kadar büyük sipariş ve eve teslimat sistemleri bir ihtiyaç olduğunun hatırlandığını güçlendirildi. Belli bir yaşın üzerindeki Kaslowski, halen önemli bir oranı anlatan Kaslowski, kendilerinin de vatandaşlarımıza ücretsiz verilen temsil eden kayıt dışı çalışanların bu yurt dışındaki muadilleriyle krizle hizmetler var. Gıda başta olmak desteklerden yararlanma şansına mücadele konusunda sürekli iletişim üzere temel ürünlerin tedarikinde hiç sahip olamadığına işaret ederek, kurduklarını bildirdi. sıkıntı olmaması için yoğun çaba salgın durumunda devletin herkese gösteriliyor.Üyelerimizin açıkladığı elini uzatması, dolayısıyla hane halkına Kaslowski, kolay bir ortamda tüm bu yardımlar ve kurdukları destek doğrudan desteklerin de gündeme çalışmadıklarına işaret ederek, “Her mekanizmaları tüm Türkiye için çok gelmesi gerektiğini söyledi. gün, değişen mevzuatı ve açıklanan değerli. Üyelerimizle gurur duyuyoruz.” düzenlemeleri takip ediyoruz, değerlendirmelerini yaptı. - “Salgın sonrası normale dönüşün üyelerimizi bilgilendiriyoruz. Bize en çok planlanması gerek” mevzuattaki değişikliklerin iş hukuku ve sözleşmeler üzerindeki etkileriyle Kaslowski, vergi kolaylıklarının tüm ilgili sorular geliyor. Uzmanlarla sektörlere değil sadece “mücbir webinarlar düzenleyerek üyeleri sebep” tanımındakilere sağlandığına sürekli bu konularda bilgilendiriyoruz. dikkati çekerek, şunları ifade etti: Ayrıca kurduğumuz online Covid-19 portalı yoluyla yaşadıkları sorunları “Bu yeterli değil. Desteklerin ve önerilerini topluyor, ilgili kamu işletmelerimizin olağan faaliyetlerinin kuruluşlarına, bakanlıklara iletiyoruz. sürdürülebilirliği anlayışıyla formüle Tabii çalışmaya devam eden yerlerde edilmesi gerek. Çünkü salgının de sağlık tedbirlerine ilişkin yapılması etkisi geçtiğinde üretime hızla ve gerekenler ön planda. Üyeler kendi iyi sorunsuz geri dönebilmemiz lazım. uygulamalarını birbirleriyle paylaşıyor, Bu işletmelerimiz istihdam, vergi, resmi kurumlarca yayınlanan inovasyon, katma değer ve ihracatı rehberlere uyumu sağlamaya sürdürülebilir kılan unsurlardır. çalışıyorlar.” bilgilerini verdi. Cirosu belli bir oranın üzerinde düşen herkese kolaylık sağlanmalı. Ayrıca G20’nin bu anlamda daha aktif olması, seçilen sektörlerin tedarik zincirlerinin daha bağlayıcı ve net kararlar alabilen nasıl etkilendiği de mutlaka hesaba bir kurum haline gelmesi gerektiğine katılmalı. Destekler tasarlanırken kısa vurgu yapan Kaslowski, destekleri 24

1 - 7 Mayıs 2020 Kaslowski, salgının yarattığı ekonomik yükle hiçbir ülkede sadece tek bir kesimin baş etmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Ulusal boyuttaki afetlerde öncelikle kamu kaynakları ve politikalarının kapsayıcı şekilde harekete geçirilmesinin sağlandığı takdirde, iş dünyası ve toplumun tüm kesimlerinin dayanışması ile ekonominin kalıcı hasara uğramasının engellenebileceğinden bahseden Kaslowski, “İnsanlığın karşılaştığı bu önemli sınavda sorumluluğumuzun bilincinde olarak, küresel gelişmeleri takip etmeyi ve ülkemizin işvereniyle, çalışanıyla ve tüm toplumuyla en az hasarla etkilenmesi için katkımızı sunmayı sürdüreceğiz.” dedi. Kaslowski, sürecin başından bu yana Bilim Kurulu’nun çeşitli tavsiyeler verdiğine de değinerek, şunları söyledi: “Salgının seyrine göre, bazı ülke örneklerinde de görüldüğü gibi, zorunlu iş alanları hariç çalışma hayatının ve sokağa çıkmanın kısıtlandığı tedbirlere ihtiyaç elbette duyulabilir. Güney Kore ve Almanya örneğindeki gibi başından itibaren çok test yapıp her vakayı ve o vaka ile temas edenleri izole etme stratejisi salgını kontrol altında tutmak için başarılı bir yöntem. Son dönemde alınan daha sıkı kararlarla ülkemizde bölgesel yayılımın önüne geçilmeye çalışılıyor. Pek çok ülkede daha sıkı tedbirlere mecbur kalındığını da biliyoruz. Bu salgınla mücadele için her türlü senaryoya hazırlıklı olmak zorundayız. Bu durumda ekonomik açıdan da daha büyük destekler gerekebilir. Buna da eş zamanlı olarak hazırlıklı olunması gerekiyor.”



EKONOMİK NOKTA

OTOMOTİV

1 - 7 Mayıs 2020

16 fabrİkada üretİm durdu! Koronovİrüs nedenİyle otomotİvde çalışan 52 bİn kİşİ evde!

T

ÜSİAD Yönetim Ku Türkiye otomotiv sanayisinde üretim koronavirüs nedeniyle tamamen durdu. Otomotiv Sanayi Derneği’ne (OSD) üye Ford Otosan, Toyota, Honda, Mercedes-Benz, MAN, Türk Traktör, Otokar, Oyak Renault, Hyundai Assan, Karsan, Anadolu Isuzu üretimi durdurdu. Tofaş ise üretim hızını yavaşlattı. Ford Otosan’ın üç, Mercedes-Benz, Türk Traktör ve Karsan’ın ikişer üretim tesisi bulunuyor. Böylece üretimi askıya alan firma sayısı 11, fabrika sayısı ise 16’ya çıktı. Bunun yanı sıra yan sanayi firmaları da frene bastı. Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) üyesi 460 firmanın yüzde 15’i üretimi durdurdu. Yüzde 80’i üretimi yavaşlattı. 52 BİN KİŞİ EVDE Koronavirüs nedeniyle izne çıkarılan işçilerin sayısı son eklenenlerle birlikte 41 bin 853’e yükseldi. OSD verilerine göre otomotiv ana sanayinde çalışan sayısı 50 bin. Buna göre otomotiv ana sanayinde çalışanların yüzde 83.7’si zorunlu olarak iş bıraktı. Sayıları 10 bini bulan yan sanayi çalışanlarıyla birlikte koronavirüs nedeniyle iş bırakanların sayısı 52 bine dayandı. 26

HANGİ FABRİKADA KAÇ KİŞİ ÇALIŞIYOR? Anadolu Isuzu 829 Ford Otosan 10.899 Honda Türkiye 1.235 Hyundai Assan 2.330 Karsan 1.071 MAN 2.871 Mercedes- Benz 6.298 Otokar 897 Oyak Renault 7.056 Toyota Türkiye 5.244 Türk Traktör 2.123

Toplam: 41 bin 853


EKONOMİK NOKTA

OTOMOTİV

TOFAŞ 4 MAYIS’TA ÜRETİME BAŞLIYOR T

ofaş Türk Otomobil Fabrikası AŞ, yurt dı-

şından gerçekleşen tedarik ve teslimat süreçlerindeki aksamalar nedeniyle, daha önce 20 Nisan olarak duyurdukları üretime başlama süresini 4 Mayıs’a uzattı. Tofaş’ın, “Faaliyetlerin kısmen veya tamamen durdurulması ya da imkansız hale gelmesi” başlığı altında, üretime ara verilmesine ilişkin açıklaması Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlandı. Açıklamada, şunlar kaydedildi: “31 Mart 2020 tarihli açıklamamızda, dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) etkileri çerçevesinde, yurt dışından

Araç bakımında doğru bİlİnen yanlışlar

aksamalar değerlendirilerek, fabrikamızda 20 Nisan 2020’ye kadar üretime ara vereceğimiz kamuya açıklanmış olup, yaşanmaya devam eden benzer gelişmeler sonucunda söz konusu süre 4 Mayıs 2020’ye kadar uzatılmıştır. Konuyla ilgili önemli gelişmeler yatırımcılarımızla ayrıca payla-

Hazırlayan Best Servis Firma Sahibi İ. Muzaffer Doğrular

şılacaktır.” İşe ara verme nedeniyle iş akdi feshi öngörülmediği belirtilen açıklama detaylarında, iş sürekliliği planı çerçevesinde gerekli çalışmalar yerine getirileceği bildirildi. Açıklamada ayrıca, karar nedeniyle şirketin süreklilik varsayımında herhangi bir etki beklenmediği vurgulandı.

gerçekleşen tedarik ve teslimat süreçlerindeki

Volkswagen’İn İlk çeyrek karı yüzde 81 düştü!

D

oğru araç bakımı hem sürüş güvenliği hem de aracın ömrünü uzatmak açısından önemlidir. Ancak bu derecede önemli bir konu özelinde bazı araç sahipleri kulaktan dolma bilgiler ile hareket etmekte, bu tip bilgiler ilerleyen dönemlerde daha büyük problemlerin yanı sıra büyük giderlere de neden olmaktadır. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle Türkiye’nin ilk sigorta şirketi olma unvanına sahip Generali Sigorta, kamuoyunda doğru olarak bilinen, hem aracı hem de araç sahibini tehlikeye atabilecek “yanlışları” açıkladı. Yanlış: Tasarruf sağlamak için hava filtresinin değiştirilmesi Araç kullanıcılarının yanlış bildiği bilgilerden biri olan tasarruf için hava filtresinin değiştirilmesi oldukça yaygın olan yanlış bir bilgidir. Bu bilgi sadece karbüratörlü araçlar için doğrudur. Enjeksiyonlu araçlarda hava filtresini değiştirmek motorun performansını arttırsa da yakıt tüketimini azaltmaz. Yanlış: Motor sıcakken aracın yıkanması

Ş

irketin karı 4.84 milyar avrodan 900 milyon avroya gerilerken, satış kazancının da 2019’un ilk çeyreğindeki yüzde 8.1’den yüzde 1.6’ya düşmesi bekleniyor. Şirketten yapılan açıklamada, yıllık görünüm çalışmalarının ‘artık mümkün olmadığı’ kaydedildi.

1 - 7 Mayıs 2020

Araç bakımında yapılan en kritik hatalardan biri de motor hala sıcakken aracı yıkamaktır. Ayrıca deterjanlı ve sabunlu su kullanmakta araca zarar verir. Her araç sürücüsünün bu görüş hakkında farklı düşünceleri olsa da motor deterjan ile temizlenmemeli ve motorun soğuması beklenmelidir. Çünkü sıcak motor soğuk su ile temas ettiğinde çatlar ve hasara yol açar. Şirket ilk çeyrek geliri olarak 55 milyar avro bekliyor. Bu rakam geçen yılın aynı döneminde 60.01 milyar avroydu. Volkswagen’in ilk çeyrek sonuçlarının tamamını 29 Nisan’da açıklaması bekleniyor.

fazla olması, yakıt tüketiminde tasarruf sağlamadığı gibi lastiğin kendisinin yanı sıra aracın sürüş şeklini de önemli oranda etkiler. Bu nedenle doğru lastik hava basıncı için mutlaka otomobilin kitapçığı kontrol edilmeli veya servis yetkilisinden bilgi ve yardım alınmalıdır. Yanlış: Egzoz temizliği yaparken tazyikli su tutmak Araç bakımında sıklıkla karşılaşılan durumlardan biri de egzozların yanlış temizlenmesidir. Egzoz temizliğinde oldukça titiz davranılmalı ve destek alınmalıdır. İçindeki susturucuların yardımıyla motor sesini azaltmasından zehirli gaz salınımına kadar bir çok farklı işlevi yerine getiren egzozu temizlerken, direkt olarak suya maruz bırakılmamalı, içine bez benzeri eşyalar sokulmamalıdır. Bu durum egzozdaki kirleri derine itebilir ve egzozu delebilir. Yanlış: Aracın fırça ile temizleneceğini düşünmek

daha

iyi

Her araç sahibinin yaptığı hatalardan bir diğeri de aracın yıkanırken fırça kullanılmasıdır. Genel bir yaygın düşünce olan aracın fırça ile daha iyi temizleneceği düşüncesi yanlış bir bilgidir. Fırça kullanmak aracınızı çizerek hasar verecektir. Araç yıkanırken fırça yerine sünger ya da araç temizlik ürünleri kullanılmalıdır.

Yanlış: Lastiklerin gereğinden fazla ya da az şişirilmesi Araç kullanıcıları lastiklerin gereğinden az ya da fazla şişirilmesinin yakıt tüketiminde tasarruf sağlayacağını düşünür. Ancak lastiklerin hava basıncının az ya da

27


EKONOMİK NOKTA

OTOMOTİV

1 - 7 Mayıs 2020

FORD OTOSAN YÜZ MASKESİ ÜRETMEK İÇİN HAZIRLIKLARINI TAMAMLADI

F

ord Otosan, Türkiye’nin yeni tip koronavirüsle (Covid-19) mücadelesine katkı sunmak için düğmeye bastı. Şirket, koronavirüsle mücadelenin temel dayanağını oluşturan sağlık çalışanları için tasarımını tamamladığı yüz maskelerini üreteceğini duyurdu. Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, ilgili bakanlıklarla ihtiyaca yönelik yaptıkları görüşmelerin sonucunda; 3D (üç boyutlu) yazıcı ve basit kalıplarla komponent ve prototip üretimine başladıklarını, yüz maskelerinin seri üretimine hazır olduklarını açıkladı. Türk otomotiv sanayinin öncü şirketi Ford Otosan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ardından Sağlık Bakanlığı ile yapılan görüşmeler sonucunda Türkiye’nin koronavirüsle mücadelesinde kritik rol oynayan sağlık çalışanlarının güvenliğine yönelik yüz maskesi üreteceğini duyurdu. Açık kaynaktan alınan ancak tasarımı Ford Otosan Ar-Ge Departmanı tarafından iyileştirilen yüz maskesi, benzerlerinden farklı olarak, 150 derecelik bir açıyla yüzün tamamını korurken, ön camı özel olarak geliştirilen PET veya PETG malzemeden kesilerek üretilecek. 28

Yenigün: “Çok kısa zaman içerisinde on binlerce maske üretebilecek duruma geldik” Yüz maskelerinin seri üretiminin yan sanayi ile birlikte Ford Otosan’ın geliştirdiği kalıpla yapılacağını vurgulayan Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, şunları kaydetti: “Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüsle mücadelede Türkiye’nin öncü sanayi şirketlerinden biri olarak, gereken her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu açıklamıştık. Bu doğrultuda, hem Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız hem de Sağlık Bakanlığımız ile bir dizi görüşmeler gerçekleştirdik. Sonrasında hızla çalışmalarımıza başladık. Açık kaynaklı bir modeli baz alarak, Sağlık Merkezi çalışanlarımızın yönlendirmeleri ve Ford Otosan Ar-Ge mühendislerinin çalışmalarıyla bu modeli yüzün tamamını koruyacak şekilde iyileştirdik. Hızla Ar-Ge sürecini tamamladık. Geldiğimiz noktada; şu an maske üretimi için 3D (üç boyutlu) yazıcı ve basit kalıplarla komponent ve prototip üretimine başladığımızın müjdesini paylaşmak istiyorum. Tasarladığımız yüz maskeleri, yan sanayimiz ile birlikte sağlık çalışanlarımızın canları pahasına verdiği mücadelede kullanılmak için seri üretime hazır. Çok kısa bir zaman içerisinde on binlerce üretebilecek duruma geldiğimiz için çok mutluyuz.”

Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün


EKONOMİK NOKTA

RÖPORTAJ - TÜSİAD

1 - 7 Mayıs 2020

Otomotiv lobİsİ, Merkel’den yardım İstedİ

D

ünyanın belki de en güçlü lobilerinden birisi olan Alman Otomotiv Lobisi geçtiğimiz günlerde Covid - 19 Pandemisinin yarattığı etki üzerine Başbakan Merkel’den yardım istedi. Aralarında üreticiler ve işçi sendikalarının olduğu ülkenin otomotiv lobisi, salgına önlem olarak kapanan bayilerin yeniden açılması için Başbakan’a hitaben bir mektup kaleme aldı. Mektupta, otomotiv endüstrisinde elinde stok bulunduran şirketlerin yakında iflas noktasına gelebileceği kaydedilerek, üretim ve satışların durma noktasına geldiği anda ise, üretimin bir daha başlayamayabileceği uyarısı yapıldı Koronavirüs krizinin vurduğu sektörlerden biri olan otomotivde, üreticiler yeniden üretime başlamanın yollarını arıyor. Avrupa’nın otomotiv üssü Almanya’da ise, otomotiv üreticileri virüs yüzünden üretime ara verilen fabrikaları açmak ve bayilerde araç satışına uygun bir ortam yaratılması amacıyla Başbakan Angela Merkel’in kapısını çaldılar.

SİMGE ŞAHİN

Ülkedeki sanayiciler ve işçi sendikalarının içinde olduğu otomotiv lobisi, Merkel’e hitaben bir mektup kaleme aldı. AVRUPA’DA OTOMOTİV SATIŞLARI TEPETAKLAK Bloomberg’in haberine göre, mektupta yer alan ifadelerde, otomotiv endüstrisinde elinde stok bulunduran şirketlerin yakında iflas noktasına gelebileceği kaydedilerek, üretim ve satışların durma noktasına geldiği anda ise, üretimin bir daha başlayamayabileceği uyarısı yapıldı. Alman Otomotiv Endüstrisi Birliği’nden (VDA) yapılan açıklamada ise, Alman ekonomisinin bel kemiğini oluşturan otomotiv sektörünün, üretime geçici olarak ara veren fabrikalardan dolayı son bir ay için 1.47 milyon araçlık kayıp yaşadığı bildirildi. Almanya’da koronavirüs salgınına alınan önlemler kapsamında, birçok otomobil bayisi kapısına kilit vurmuştu. Önümüzdeki dönemde yaşanan sürecin etkilerini daha fazla göreceğimiz kesin...

29


EKONOMİK NOKTA

TEKNOLOJİ

ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONUDUR...

01 - 15 Nisan 2020

Endüstri 4.0 Zirvemizin bu yıl dördüncüsü gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz yıl sektörün lokomotifi; 10 sponsor, 50 katılımcı firma ve 560 sektör profesyoneli ziyaret etti.

www.worldmediagroupe.com www.ekonomiknokta.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web adresimiz / internet televizyonumuz. (Yıllık 361 bin görüntüleme)

Ekonomi Nokta; Finans, Sanayi, Otomotiv, tekstil, inşaat, teknoloji, sektörlerini tek çatı altında toplayan haftalık ekonomi gazetemiz ... (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 10.000 adet e-gazete 50.000 adet)

www.makineotomasyondergisi.com www.kesicitakimlardergisi.com

Makine - Otomasyon - Robotik dergimiz. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

www.endustri40dergisizirvesi.com www.elektrikpanodergisi.com

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet) Türkiye’nin ilk Elektrik ve Pano dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 Adet / e-dergi 30.000 adet)

www.autotuningworlddergisi.com

Onbeş Yıldır kesintisiz yayınlanan tek otomobil tuning Dergisi (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet / e-dergi 30.000 adet)

WORLD MEDIA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Haber İletişim İlker Kaplan WORLD MEDIA GROUP Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 34 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Hatice Karabay WORLD MEDIA GROUP Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Zafer Alkan WORLD MEDIA GROUP Reklam Müdürü 0 546 675 59 49 worldmediamuhasebe@gmail.com

Muhasebe İletişim Düzgün Turgut - Sevda Öncü WORLD MEDIA GROUP Muhasebe Müdürü 0 542 292 83 85 makineotomasyondergisi@gmail.com

Grafik Tasarım İletişim Simge Savranoğlu - Mete Şahin WORLD MEDIA GROUP Grafik Tasarım 0 212 427 00 15 worldmediareklam@gmail.com

11




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.