Makine otomasyon 41

Page 1

OTOMASYON

MAKiNE & Makine - Otomasyon - Elektrik - Üretim Teknolojileri ve Endüstri Dergisi - Temmuz - Ağustos 2017 Yıl : 6 ayı : 41 Fiyat : 20 TL

YENİLENEN İÇERİĞİYLE MAKİNE VE OTOMASYON DERGİSİ SEKTÖRÜNÜN NABZINI TUTUYOR..

ENDÜSTRİ 4.0 ÖZEL * SIEMENS *ROCKWEL *İNFOMA * GEDİK * İZMİR EMO *VERTİV

FUARLAR *İEF - İZFAŞ *MİNEX - İZFAŞ *METAV * CPhI İSTANBUL

* ELK MOTOR ÜRETİM.... ÜRETİM.... ÜRETİM.... *EATON TIR’I TÜRKİYE’Yİ TURLADI ŞİMDİ AVRUPA YOLUNDA



Yayın Türü Yaygın Süreli

EDİTÖR

Editör - Künye

Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İlker Kaplan 0 505 400 94 34 İdari İşler Müdürü Hatice Karabay 0 505 400 94 33

World Media Yenilikleri

Reklam Müdürü Ziya Alkan 0 546 675 59 49 Muhasebe Müdürleri Sevda Öncü Düzgün Turgut 0 542 292 83 85

ilker kaplan

Halkla İlişkiler Müdürü Ayşe Savranoğlu

World Media olarak; Türkiye'de sektörel yayıncılığa

Yazı İşleri Simgenur Savranoğlu Gamze Onat

çağdaş bilimsel bir soluk getirdiğimizi söylemeliyim. Türkiye'nin gelişimi ve değişimi için World Media olarak; sektörlere ışık tutan yedi adet spesifik yayınımızın gelişimini sürdürüyoruz. Makine&Otomasyon, Endüstri 4.0, Kesici Takım, Rulman&Lineer, Cad/Cam/Cae/Plm, Endüstriyel Borulama gibi periyodik spesifik yayınlarımıza ek olarak, dönemsel yayınlar yapmaya başlıyoruz.

İnsan Kaynakları Müdürü Sibel Şanlı

İngilizce Yayınımız büyük ilgi gördü

İletişim Danışmanı Alper Tuna

Grafik Tasarım Ezgi Kamburoğlu Abone Sorumlusu Defne Deniz Kaplan Beste Kamburoğlu Fotoğraf Editörleri Murat Çapkın Sinan Temur

Bilişim Sorumlusu Kerem Mercan

Nisan 2017'de baskıya giren ve Hannover Messe - Almanya 2017 Fuarı'nda geniş şekilde dağıttığımız, Machine & Automation Dergimiz Tamamı ingilizce yayınlanan ve yurtdışı fuarlarda dağıttığımız bir yayın özelliğinde. Bu yayınımız tamamen İngilizce olarak yayınlanıyor. Hindistan İMTOS ve yine Almanya EMO'da da ayrı ayrı iki adet ingilizce yayın yapacağız. Bu yayınlarımızda da şimdiden yerinizi ayırtabiliirsiniz.

Bölge Temsilcileri Çetin Sülün (Ankara) Mesut Karabay (İzmir) Umut Yıldız (Bursa) Avrupa -Almanya - Temsilcisi Pınar Açıkgöz Sosyal Medya Fatma Kurşun Dağıtım Ali Savranoğlu Zafer Kamburoğlu Genel Koordinatör Süleyman Kaplan Hüsniye Kaplan

İçeriğimizdeki gelişim sürüyor sürecek

Katkıda Bulunanlar Meryem Savranoğlu Fatma Kaplan Selda Kamburoğlu

Makine & Otomasyon Dergimizin içeriğindeki değişim ve gelişim sürüyor. Sektörün lokomotif firmaları içerik olarak dergilerimizde yer alıyor. Spesifik sektörel yayıncılıkta öncü yayınlarıyla World Media Dergileri; Sizi hedef kitlenize ulaştırmanın yanında, bilimsel - teknik yazıları ve haberleriyle, sektörel bilgi aktarımında da önemi bir işlevi yerine getiriyor. Dergilerimize abonelik işlemlerinizi yaptırırabilirsiniz.

Dağıtımcı Aras Kurye - PTT - Yurtiçi Kargo Yönetim Yeri Akşemsettin Mah. Güneş Sokak No: 48 D :10 Eyüp / İstanbul Tel:0 850 532 94 68 Fax : 0 212 427 00 15 www.endustri40dergisi.com www.kesicitakimlardergisi.com www.worldmediagroupe.com www.makineotomasyondergisi.com makineotomasyondergisi@gmail.com worldmediareklam@gmail.com

Bizi izlemeye ve okumaya devam edin.

Makine Otomasyon Dergisi Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz. Reklamların hukuki sorumluluğu reklamveren firmaya aittir. Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017 3


İÇİNDE İçindekiler

3

İÇİNDEKİLER Editör – Künye:

WORLD MEDIA YENİLİKLERİ ELK MOTOR GENEL MÜDÜRÜ ŞİNASİ YILMAZ: 6 “ TÜRKİYE SANAYİSİNDE ÜRETİM BİLGİSİ, İNSAN KALİTESİ ARTTIRILMALI”

ELK MOTOR ÜRÜN VE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME 10 MÜDÜRÜ RAİF ALTUNSOY: “ÜRÜNLERİMİZ GENELDE AVRUPA ÇİZGİSİ”

EATON MOBİL 12 TEKNOLOJİ GÜNLERİ MEDYA BULUŞMASI YAPILDI

PARTNERLERİMİZE SUNDUĞUMUZ ÇÖZÜMLER BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ 14

4 Makine & Otomasyon

/ Temmuz - Ağustos 2017


EKİLER 36 VERTİV 2017 İÇİN VERİ MERKEZİ ALTYAPISI TRENDLERİNİ BELİRLEDİ

ROCKWELL AUTOMATION TÜRKİYE ÜLKE DİREKTÖRÜ CENK CEYLAN : “SEKTÖR SEKTÖR ENDÜSTRİ 4.0’I ANLATIYORUZ”

38

İçindekiler-Reklam İndeksi

İNDEX ELK MOTOR - Arka Kapak

SIEMENS - Arka Kapak İçi

ETG ROBOTİCS- Ön Kapak İçi

MAKİNE TV - 9 . Sayfa

GUHRİNG - 15. Sayfa

METAV 2018 - 25 . Sayfa

STT EURASIA - 33 . Sayfa

MAKTEK İZMİR - 41. Sayfa

IMTOS - 47. Sayfa

ENCIMACH - 49 . Sayfa

ÇAM GRUP - 51. Sayfa

44

KRİSTAL - 53. Sayfa

FOCUS - 55. Sayfa

BURJ - 57 . Sayfa

WM - İNTERNET -63.Sayfa 2.WM

FREUDENBERG SEALİNG TECHNOLOGİES WIN 2017’DEYDİ

END. 4.0 ZİRVESİ - 65.Sayfa

WORLD MEDİA - ABONE-66. Sayfa

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

5


Endüstri

ELK MOTOR GENEL MÜDÜRÜ ŞİNASİ YILMAZ: “ TÜRKİYE SANAYİSİNDE ÜRETİM BİLGİSİ, İNSAN KALİTESİ ARTTIRILMALI”

Türkiye’de şu an insan kalitesi çok geriye doğru gitti. Biz burayı geliştiremediğimiz taktirde daha fazlasını beklememek lazım. Dünyada son onbeş yılda, yeni bir trend ortaya çıkmıştı; yıldızı yeni parlayan meslekler diye... Hayatım boyunca hep üretim içerisinde yer aldım. Türkiye sanayisinde üretim bilgisi, insan kalitesi arttırılmadığı taktirde, hazır hiçbir yere gidemez onu görüyorum. Son nesillerde hedef ekonomik rahatlıkta, ekonomik gelirler de biraz daha yukarı geldiği için üretimi çok seven insanlar yok.

B iz şu anda Türkiye’de üretime dayalı bir sistem

olmadığını, biraz ranta ve araziye dayalı ekonomik model olduğunu düşünüyoruz, sizde öyle düşünüyorsunuz sanırım ? Evet aynen öyle. Bu teşvik ediliyor. Zaman zaman sanayici arkadaşlarımda bunu yapıyor. Ben hayatım boyunca buna prim vermedim. Üretime dayalı bilgiler ve insan kaynakları arttırılmadığı sürece Türkiye sanayisi bir yere 6

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

gidemez diye düşünüyorum. Elbette her şey lazım bunun için değişikliğe açık insan, kafa yapısı lazım. Güzel sanatların daha çok geliştirilmesi lazım, çünkü güzel sanatlarda gelişim olmadığı taktirde, üretimde gelişme olmuyor. Yani estetik bir düşünce olmadığı zaman ürettiğiniz ürünün de estetik bir yanı olmayabiliyor, o açıdan dediğiniz doğru. Evet, değişikliğe açık olmalı insan yani bir şeyler ortaya koymanız lazım. Bizlerde yeniliğe açık kısım yeterli değil çünkü güzel sanatlar

teşvik edilmiyor, o yüzden de bu konularda eksiğimiz var. Eğitim konusuna değindiniz biraz ve bence çok önemli bir konu. Ara eleman sıkıntısı çok fazla var. Türkiye’de tüm sorduğum sanayicilerin hepsi hemen hemen ara eleman sıkıntılarının olduğunu söylüyorlar. Sizce de aynı durum geçerli mi? Son yıllarda, eğitim sektörüne çok yatırım yapıldı. Fakat o kadar çok arz olunca onu takviye edecek


Endüstri

değişik etmenler hayata geçirilmedi. Eğitmenler, öğretmenler yeterli seviyede ve yeterli kalitede yetişmiyor. Dolayısıyla kalitesiz olunca; örneğin makinalar kalitesiz olunca ürünler de kalitesiz oluyor. Sayıyı çoğaltabilirsiniz istediğiniz kadar bunda sıkıntı olmaz. Ben araştırmayı seviyorum mesela özellikle 80’den önceki müfredata bakıyorum yani şu an ki değil de sizin kuşağın okuduğu kitaplara bakıyorum daha bilimsel nitelikli kitaplar -tarih kitapları bile- şimdiki kitaplarla karşılaştırıyorum hakikatten bilimsel eğitimden gittikçe uzaklaşan bir müfredat var Türkiye’de... Eğitmenlerde, öğretmenlerde de problem var. Yetersizler ve giderek eğitim kalitesi düşüyor. Kalitesiz eğitmenlerin yetiştirdiği de eğitmen oluyor ve her kuşakta eğitim kalitesi biraz daha düşüyor. Türkiye şu anda birikmiş finansal kaynaklarını geri dönüşü olmayan yerlere yatırıyor ve bu teşvik ediliyor. Hâlbuki geri

dönüşümü sürekli olan sermaye yapısını geleceğini büyüten, üretim yapısı olması lazım. Biz ise, sabit yerlere yatırıyoruz. Yani biz üretime yatırım yapmıyoruz, sürekli betona yatırım yapıyoruz. Beton da zaten on yıl sonra yatırıma dönmeden çürüyecek. Bu yatırımlar sadece toprağı değerlendirir. Toprak, dünyanın gözünde bir liraysa hala bir lira, ama biz on liraya alıyoruz; on lira, yüz lira, bin lira yapıyoruz yani büyütüyoruz. Bu aradaki büyüyen hacimde bizim finansal kaynaklarımıza yetmiyor. Dolayısıyla dünyadan finans temin ediyoruz. Kazandığımızın bir kısmını dünyadaki akıllı toplumlara geri veriyoruz. “Ürettiğimiz şu ürün on lira” dediğiniz zaman katma değer yaratarak üretiyorsunuz. En azından benzer ürünlerin ithalatını azaltıyorsunuz. Bu bile size bir değer katıyor. Üretimin faydaları bununla bitmiyor; bilgi yayılıyor sadece sizinle beraber olmuyor, yetiştirdiğiniz insanlar, onu destekleyen yan sektörler, bunların her birinin bilgi seviyesi yükseliyor.

Bu bilgiyi her yerde kullanabilirsiniz en önemlisi orası. Dolayısıyla daha yapmamız gereken çok şey var. Sadece bizim gibi parlayan bazı sektörler işin boyalı kısmını görüyoruz ama onların bütün girdilerinin çok az kısmı bizde olan işin yani hamallık dediğimiz bölümünü biz yapıyoruz. Otomotiv yapıyoruz yüzde 90’a yakın kısmını dışarıdan alıyoruz yani cıvata sıkıyoruz (montaj yapıyoruz). Geçmişte bu oran daha yüksekti, şimdi hiç bir şey yapılmıyor. Özellikle 60’lardan 70’lerden bahsediyoruz değil mi ? Üretim açısından 80’li yıllara kadar devam eden olumlu bir süreç vardı. Ancak Türkiye’nin üretimi gittikçe düştü değil mi? Türkiye seksenlerden sonra biraz ranta yöneldi. Gelecek daha da karanlık bence. Bir zihinsel dönüşüm değişim olmadığı sürece işimiz zor… Bir kaç nesil sonra bu iş daha da zorlaşıyor yani bir kere kolay para kazanmayı öğrendik. Üret-

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

7


Endüstri

meden çalışmadan para kazanmak bizi çok kötü noktalara getirebilir. Endüstri 4.0 üzerine bu işin teorisini yapan arkadaşlara sorduk. Diyorlar ki; Endüstri 4.0 tam olarak hayata geçtiği zaman 20-30 tane yeni meslek grubu ortaya çıkacak. Yazılımla ilgili, kodlamalarla ilgili vb., mavi yakalıların bir kısmı beyaz yakaya dönüşecek, örnek olarak da Endüstri 1’de buharın devreye girdiği zamanı veriyorlar. İşçiler korkuyorlardı işlerimizi kaybedecek miyiz diye. Ama buhardan sonra şöyle bir şey ortaya çıktı, daha çok işçiye ihtiyaç duyuldu çünkü üretim arttı. Endüstri 4.0’ın teorisini yapan arkadaşlarında söyledikleri “ nasıl topraktan iş statüsüne geldiyse insanlık, buradan da artık mavi yakadan beyaz yakaya dönüşecek. Kol gücüyle değil de beyin gücüyle işler dönmeye başlayacak. “ İşte burada da başka bir soru gündeme geliyor. Bu kadar üretimi biz ne yapacağız ? Mesela otomotiv fabrikası, 3 bin tane robot, 5 tane beyaz yakalı ile günde 1500 tane araç üretti. Peki biz bu 1500 tane aracı ne yapacağız ? Az çalışıp çok yiyeceğiz. Şu anda

8

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

da çoğu sektörde bizim burada, dünyada da çok üretim fazlası var. Geçmişte hep tartışılıyordu, mesela ben kendi ülkemden örnek veriyorum. Döviz inanılmaz bir derecede aşağı düştü bir ara 1.1’e kadar. Biz sanayiciler veya üretim, ticaret yapanlar inanılmaz derecede göz yaşına boğulduk, ‘ölüyoruz’ dedik. ama bu göz yaşlarında boğulan kimseyi görmedim. Niye ? Geriye döndük. Ellerimiz vücutlarımız yanıyor üretimde, hantal çalıştığımız her şeye döndük ‘’ne yapıyoruz biz‘’ diye hesabını yaptık. Aynı iş verimliliğimizi yükselttik. Yine aynı şeyler olacak, iş verimlilikte şimdi. Üretimde en büyük dert insanla çalıştığın zaman. İnsan duygularının, hareketlerinin nasıl olacağını bir türlü kestirmeniz mümkün değil ama makina da ne verdiyseniz ne alacağınızı bilirsiniz. En iyi tarafı, verdiğinizi ne kadar zamanla, nasıl kapasiteyle alacağınızı bilmeniz, Endüstri 4.0’ın da getireceği bu. İşlerinizin daha disiplin altında yapabileceksiniz. Bunun için alt yapı oluşturuldu. Biz hemen hemen beş seneden fazla hatta daha öncesinde; Endüstri 4.0’ın zeminini hazırladık. Sadece bu işle il-

gili plan oluşturduk. O gün için bu zordu ama şimdi bu gerçekleşebilir. Türkiye’nin 4. Sanayi Devriminde şanslı olduğunu düşünüyorum. Mesela, Almanya ve Avrupa için doymuş ekonomik yapılanmalar var aşağıya doğru ama Türkiye’nin hala Ortadoğu’ya Avrasya’ya pazarlayabilecekleri var değil mi? Ben uzun yıllar hem Çin’e gittim hem Türkiye’deki 80’li yılların gelişmesini gördüm. Çinliler’de bir ateş yanıyor hala. Sönmeyen bir meşale var, heyecan var ama son yılların içerisinde bir miktar onlarda o ateş azaldı. Türkiye 80’li yıllarda ihracat ve dünyaya çalışmak için çırpınıyordu. Bu bir heyecandı. Bizler çok büyük paralar kazandık, gerçekten ömrümüzde görmediğimiz paralar kazandık. Fakat biz parayı nasıl kullanacağımızı bilmediğimiz için bu paranın bir dağıldı. Çünkü biz sermayenin nasıl kullanılacağını bilmiyorduk hala da yeterli deneyimlerimiz yok. Sanayi Devriminin dördüncü aşamasında da bu geçerli. Özetle zihniyet değişimine ihtiyacımız var. Kazandığımızı yatırıma yönlendirmek gibi bir değişim gerekli.


EndĂźstri

Makine & Otomasyon / Temmuz - AÄ&#x;ustos 2017

9


Endüstri

ELK MOTOR ÜRÜN VE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME MÜDÜRÜ RAİF ALTUNSOY: “ÜRÜNLERİMİZ GENELDE AVRUPA ÇİZGİSİ”

Elk Motor Ürün Ve Teknoloji Geliştirme Müdürü Raif Altunsoy: “Ürünlerimizi gördüğünüz gibi çizgimiz genelde Avrupa çizgisi. Bizler pazarlamacı arkadaşlarımız da dahil; Avrupa çizgisiyle büyüdük” dedi.

sveizelektronik Elk motorun elektrik yüksek müh-

endisisiniz ve sanırım ürün ve teknoloji geliştirme birimindesiniz. Yurtdışına açılan, yurtdışına da ihracatı olan bir markasınız. Yurtdışındaki müşterilere marka beğendirmek çok zor bir iş, tasarımdan tutun da üretim faaliyetlerine kadar. Bunu nasıl beceriyorsunuz yani yurtdışındaki müşteriye ürününüzü nasıl beğendiriyorsunuz ? Türk firması olarak olması 10

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

gerekenin hep bir derece yukarısında olmayı hedefliyoruz. Avrupa firması standardın verdiği değere bire bir uyduğunda yeterli olabiliyor, fakat bizim bir derece yukarıda olmamız lazım. Olası aksilikler sebebiyle yine doğru olduğumuzu ispatlayabilelim. Tabi ki bunun bir maliyeti var yani fiyat olarak bir miktar yüksekliğe sebep oluyor ama katlanacağız, temelimiz bu. Standardın öngördüğü değerlerin genelde biraz daha üstünde bir ürün üretmeyi hedefledik. Çıkan testlerde de bunun böyle olduğu gözüküy-

or. Bunu belgelemek içinde duvarda gördüğünüz Avrupa Standartlarında belgeler aldık ? Elektrik motoru alanında son derece kritik olan bir verim sınıfı uygulaması var. Burada IE3 verimliliği sağladığımızı kanıtlamış olduk. Bu bağımsız bir kuruluş tarafından kanıtlandı. Ürünlerimizi gördüğünüz gibi çizgimiz genelde Avrupa çizgisi. Bizler pazarlamacı arkadaşlarımız da dahil; Avrupa çizgisiyle büyüdük. Başından beri Avrupalılarla irtibat halindeyiz. Avrupalı müşterilerin isteğini,


Endüstri

beklentilerini iyi bildiğimizi zannediyoruz. Aldığımız eğitim, yaşadığımız tecrübeler hep Avrupa çizgisine çok, dolayısıyla bizim kalemimizden çıkan ürün Avrupalılara daha sıcak görünüyor. Tasarımları kendiniz yapıyorsunuz değil mi ? Evet, tasarımlar yüzde yüz bizim. Bunu bir çok firma söylüyor ama bizimki hakikaten bizim, lafta değil. Biz 2011 yılının başında bu işi düşünmeye başladık. Motor fabrikası kurar mıyız, kuramaz mıyız, kurarsak nasıl olur gibi düşüncelerle beyin fırtınası yapmaya başladık. Bu işin olacağına karar verdik ve

çalışmalarımızı hızlandırdık. Tasarım faaliyetlerine de o yıl içerisinde başladık. Bu çalışmalara başladığımız tarihte dünyada bu bahsettiğimiz IE3 verimlilik seviyesini henüz yapıp piyasaya sürmüş bir firma yoktu dolayısıyla bizim, istesek de bakıp feyz alacağımız biri de yoktu. O yüzden hakikaten sıfırdan başladığımızın ve özgün bir tasarımımızın olmasının en büyük kanıtı budur. 2013 ortalarında biz bu ürünün lansmanını yaptık. Aynı tarihte SIEMENS de ilk defa kataloğunu çıkarıp, ürününü gösterdi. Tamamen birbirimizden bağımsız olarak yaptığımız ürünümüz SIEMENS de hiç kuşkusuz aynı seviyede veya daha iyi bir verim seviyesine sahip

olduğunu gördük. Bunların hepsi bizim Avrupa’ya yönelik özgün tasarım yapabildiğimizin göstergesi. Büyük bir kapalı alanda üretim şekillendiriyorsunuz, sadece Yılmaz Redüktor’e değil Türkiye’de diğer firmalara da elektrik motoru üretimi yapıyorsunuz değil mi ? Evet doğru, şöyle ki; sadece Yılmaz’ın tedarikçisi olarak yola çıktığımızda pek rekabetçi ve dünya çapında ses getiren bir firma olma şansımız olmaz. Onun için yurtiçinde ve yurtdışında bir çok firmaya da ürünlerimizi gönderiyoruz.

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

11


Enerji Yönetimi

EATON MOBİL TEKNOLOJİ GÜNLERİ MEDYA BULUŞMASI YAPILDI

Dünyanın Önde Gelen Enerji Yönetim Şirketi Eaton’ın İstanbul’da Gerçekleştirilen Basın Toplantısında, Enerji Verimliliği Yüksek, Tasarruflu, İnovatif Çözümler Anlatıldı

T17metre ürkiye’ye üçüncü kez gelen uzunluğundaki iki katlı

dev Eaton Teknoloji TIR’ının yedi ilde gerçekleştirdiği “Mobil Teknoloji Günleri” başarıyla tamamlandı. Eaton Teknoloji TIR’ında düzenlenen Basın Toplantısında Eaton Elektrik Orta ve Doğu Avrupa Satış Direktörü Iordan Minca ve Türkiye Ülke Müdürü Yılmaz Özcan Eaton Elektrik ve Anadolu Turu hakkında bilgi verdi. Iordan Minca’nın açılış konuşması ile başlayan toplantıda Yılmaz Özcan, Eaton Elektrik’in faaliyetleri, inovatif çözümleri, hedefleri, yeni ürünler ve sektöre ilişkin bir sunum yaptı. Basın mensuplarının soruları cevaplandırıldıktan sonra TIR’ın alt katındaki Ürün ve Sergi alanı gezdirilerek yenilikler hakkında bilgi paylaşıldı.

Enerji verimliliği konusunda önemli çözümlere sahip dünyanın önde gelen enerji yönetim şirketi Eaton “Mobil Teknoloji Günleri” Anadolu Turu etkinliği 11 gün sürdü. İstanbul’dan yola çıkan Teknoloji TIR’ı Bursa, Eskişehir, Konya, Antalya, Denizli ve İzmir’de çözüm ortakları ve sektör ilgilileri ile buluştu. Eaton Elektrik uzmanları tarafından verilen eğitim seminerlerinde enerji verimliliği konusunda sağlanan çözümler anlatıldı. Ülkemizde hızla gelişen birçok sektörün enerji ihtiyacı ve enerjinin rasyonel, verimli kullanımı için önemli katkı sağlayan dünyanın lider şirketi Eaton’un düzenlediği “Mobil Teknoloji Günleri”ne yoğun bir katılım oldu. Esneklik ve sürdürülebilirlik içeriği ile gerçekleştirilen et-

kinlikte; gayrimenkul, AVM, sanayi, konut, turizm, sağlık, iletişim, organize perakende sektörü gibi pek çok sektörde enerjinin daha verimli, güvenli ve sürdürülebilir kullanımına yönelik Eaton uygulamaları anlatıldı. Eaton, Yarının İhtiyaçları İçin Bugünün Çözümlerini Üretiyor Eaton Elektrik; “Güç dağıtımı ve devre koruma”, “Zorlu ortamlar için çözümler”, “Aydınlatma ve Güvenlik”, “Yedek Güç koruma”, “Kontrol ve otomasyon”, “Yapısal çözümler ve kablolama araçları” ve “Mühendislik hizmetleri”nden oluşan 7 ana teknoloji platformu için çözüm üretiyor. İnsanın olduğu her yerde güvenli ve konforlu yaşam

IORDAN MINCA Eaton Elektrik Orta ve Doğu Avrupa Satış Direktörü Bükreş / Romanya 2010 yılından itibaren Eaton Elektrik Güneydoğu Avrupa Satış Direktörü olarak görev yapan Iordan Minca, 2013 yılında Eaton Elektrik Merkezi Doğru Avrupa Satış Direktörü olarak atandı. Iordan Minca; Eaton Elektrik’in Moeller Elektric SRL Romanya SLS’yi satın almasıyla birlikte Eaton Elektrik’e katıldı. Iordan Minca; Bükreş Teknik Üniversitesi’de Elektroteknik Mühendisliği eğitimi sonrası aynı üniversitede MBA yaptı. 12

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017


Enerji Yönetimi

çözümleri üreten Eaton ürün ve hizmetleriyle; “Artan bilgi depolama ihtiyacını karşılamak üzere veri merkezlerine güç veriyor”, “Petrol ve Gaz sektöründe ihtiyaca yönelik çözümler sunuyor”, “Üretimde artan otomasyon ihtiyacına yönelik entegre çözümler üretiyor”, “Daha fazla verimlilik talep eden binalara enerji sağlıyor”, “Güvenirliği arttıran şebeke modernizasyonu çözümleri sağlıyor”

YILMAZ ÖZCAN Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü 2007-2017 yılları arasında ABB Elektrik San. A.Ş.’de çeşitli yönetim kademlerinde görev yapan Yılmaz Özcan 15 Mayıs 2017 itibarıyla dünyanın önde gelen enerji yönetim şirketi Eaton Elektrik Türkiye’ye Ülke Müdürü olarak atandı. Lise eğitimini 1994 yılında Kabataş Erkek Lisesinde tamam-

ve “Evleri, yaşam alanlarını ve iş yerlerini aydınlatıyor”. Dünyanın önde gelen enerji yönetim şirketi Eaton; enerji tasarruflu çözümleriyle tüm sektörlerde enerjinin daha verimli, güvenli, sürdürülebilir ve etkin olarak yönetilmesine yardım ediyor. Enerji Yönetim Teknolojisi ve Hizmeti vasıtasıyla kendini hayatın kalitesini arttırmaya ve çevreye adamış olan Eaton, dünya

layan Yılmaz Özcan, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünden 1998 yılında mezun olduktan sonra 2012 yılında Milano Bocconi Üniversitesinde işletme yüksek lisansını tamamladı. 19982000 yılları arasında Elsim Elektroteknik Sistemler A.Ş.’de ‘’Satış ve Devreye Alma Mühendisi’’ olarak iş hayatına başlayan Özcan, 2001-2007 yılları arasında Leroy Somer’de ‘’Satış

genelinde 95 bin çalışanıyla Türkiye dahil 175 ülkede faaliyet gösteriyor. 2016’da $19.7 milyarlık ciroya sahip bir güç yönetimi şirketi olan Eaton, elektriksel, hidrolik ve mekanik gücü daha verimli, güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde etkin olarak yönetmelerine yardım eden enerji tasarruflu çözümlerini sağlıyor.

Müdürü’’ olarak görev yaptı. 2007-2017 yılları arasında ABB Elektrik San. A.Ş.’de çalışarak yıllar içerisinde çeşitli yönetim kademlerinde yer aldı ve son olarak Lokal İş Birimi Motor & Generator Bölümünde ‘’Satış ve Pazarlama Müdürü’’ olarak çalıştı. Dünya genelinde 95 bin çalışanıyla Türkiye dahil 175 ülkede müşterilerinin elektrik, hidrolik, mekanik gücü verimli, güvenli

ve sürdürülebilir şekilde yönetmelerine katkı sağlayan enerji tasarruflu çözümler sunan Eaton’un elektrik sektöründe faaliyet gösteren Eaton Elektrik Türkiye’ye Ülke Müdürü olarak atanan Yılmaz Özcan, 1977 yılında İstanbul’da doğdu. Evli ve iki çocuk babası olan Yılmaz Özcan çok iyi derecede İngilizce biliyor.

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

13


Enerji Yönetimi

Eaton Elektrik Satış Destek Müdürü Pınar Bilge:

PARTNERLERİMİZE SUNDUĞUMUZ ÇÖZÜMLER BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ

Eaton Elektrik Satış Destek Müdürü Pınar Bilge; Türkiye turunu tamamlayarak Avrupa’ya yolalacak olan Eaton Tır’ında gerçekleştirilen ürün sergisinde; sektörlere dönük çözümleri üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Burada detaylı olarak ürünler ve çözümler konusunda bilgi verdi. Eaton Tır’ı ile partnerlerine çözümlerini sunduklarını ve Anadolu’da yoğun ilgi gördüklerini dile getiren Pınar Bilge; Avrupa’da aynı şekilde ilgi göreceklerini umduklarını dile getirdi. Eaton Tır’ı basın lansmanı; Marriot Otel Ataşehir’de gerçekleştirilen basın yemeği ardından sona erdi.

14

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017



Fuar

WORLD MEDIA - HANNOVER MESSE 2017

WORLD MEDIA olarak ; geçtiğimiz aylarda Almanya Hannover’deydik. Burada Hannover Messe 2017’ye katıldık. 24- 28 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşti. Hannover Messe 2017 Fuarın’da da tüm sektörlere dönük ingilizce bir özel sayı ile katıldık. Dünyanın en önemli ve en büyük fuarında biz de yerimizi aldık. Bu yılın görsellerinden seçtiklerimizi aşağıda inceleyebilirsiniz.

16

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017


Fuar

Makine & Otomasyon / Temmuz - AÄ&#x;ustos

2017

17


Fuar

18

Makine & Otomasyon / Temmuz - AÄ&#x;ustos

2017


Fuar

Makine & Otomasyon / Temmuz - AÄ&#x;ustos

2017

19


Endüstri 4.0

İNFOMA GENEL MÜDÜRÜ MUSTAFA CERAN: “ÜRETİMDEN YÖNETİME DÜNYAYA YENİ BİR SİSTEM GELDİ” Endüstri 4.0 ve dünyanın genel durumu üzerine görüşlerine başvurudğumuz İnfoma Genel Müdürü Mustafa Ceran ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Ceran: “Üretimden yönetime dünyaya yeni bir sistemin geldiğini dile getirdi”

İ

nsanın gidişatı konusunda biraz ben tedirgin oldum. Siz nasıl görüyorsunuz ? Bu sorunuza doğru cevap verebilmek için şuradan bakmak lazım. Geçmişten bugüne bakarsak bugünden de geleceğe bakma şansımız olur. Geçmişten bugüne baktığımız zaman ne olmuş ? Tarım toplumunda insanlar çalıştırılırken, tarım toplumuna katılım sağlayanlar, tarımda üretimi arttıranlar refah içerisinde yaşamışlar. Tarım toplumunda refah içinde yaşarken 20

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

geçmişteki tarihe baktığımız zaman güçlenenler, zayıfları kontrolleri altına alarak gitmişler. Bu hiç değişmiyor büyük balık her zaman küçük balığı yutarak gidiyor ama tarımda gelişen toplumlar daha sonra sanayide gelişmeye başlıyor. Bakıyorlar ki tarımla bu iş olmayacak, artık insan nüfusunu sanayiyle beslemek mümkün. İşte biz bugün sanayiyle gelişen ülkelerin güdümünde gidiyoruz. Gelişmemiş ülkelere bakın ne yapıyorlar ? Onlar işin en alt seviyesindeki katmanını temsil ediyorlar. Gelişmiş ülkelerdeki insanlar da refahını yaşıyor, oturup televizyonlar-

dan Afrika’daki sefaleti izliyor. Gelecek de bundan farklı olmayacak. Baktığımız zaman gittikçe sofistikasyon artan teknolojilere çabuk adapte olan insanlarla, kendini buna adapte edemeyen insanlar olacak. Benim sesimi yükselterek sürekli vurgulamaya çalıştığım şey; uyumayalım, kalkalım bir şeyler yapalım çünkü gelecek yine bangır bangır geliyor. Biz üç tane sanayi devrimini kaçırmışız onları tribünden seyretmişiz ve oturuyoruz şimdi diyoruz ki “adamlar ne biçim makineler imal etmişler.‘’ Niye biz imal etmiyoruz ? 4.0’da yolun


başındayız, bütün ülkeler eşit Amerika, Japonya, biz aynı yerdeyiz. Herkes yolun başındaysa maraton yeni başlayacaksa biraz gayret edelim de şu maratona bizde katılalım niye tribünden oturup seyrediyoruz millet nasıl koşuyor diye… Gelecekte insan faktörü eğer bunda rol alamazsa daha öncekilerden belki biraz daha kötü noktada gelişmiş ülkelerin güdümünde hayatını sürdürmeye gayret edecektir diye düşünüyorum. Her insan için ya da her toplum için farklı bir etkisi olacak. Gelişmiş ülkeyle gelişmemiş ülke aynı etkide olmayacak olacağını söylüyorsunuz değil mi ? Kesinlikle çok doğru ama orada küçük bir fark var geçmişte sanayileşmek dediğiniz zaman, sanayi malzemeleri demir, kömür, petrolle ilgiliydi. Önümüzdeki dönemde yazılım, bilgi. Para vererek alacağınız şey yok yani insanın beyninden üretilen malzemeler var. Topraktan çıkan bir malzeme değil dolayısıyla insan kafasının çalışmış olduğu ülkeler küçük ülke olabilir Amerikaya bile kafa tutabilir öyle bir fark geliyor şimdi. Türkiye çoğu anlamda büyük bir kaynak bunun için nasıl bir yol izlemeli ? Dünyada genç nüfusa sahip bir ülke olan Türkiye’nin, evlenme programlarını bırakıp ev hanımlarına bu işi anlatmaya başlaması lazım. Ev hanımlarının dahi bu endüstri yarışında rol alabilecek konstantrasyonu sağlanmalı, çoluğa çocuğa bunun bilinç erken verilebilmeli. Çünkü

burada hiç kimsenin kimseye ihtiyacı yok. İnternet olduğu için insan oradan ne yapacağını bulabiliyor. Herkes eşit şartlarda. Ne devlete ne üniversiteye ihtiyacınız yok. Siz buluşu internette birini takip ederek de yapabiliyorsunuz. Bu kadar bağımsız hale geleceksiniz. Burada kapital, malzeme, fabrika önemli değil burada beyin önemli. Peki sizce Türkiye bunu başarabilir mi ? Kesinlikle başarır ama başarmaya karar vermesi lazım. Günlük toz bulutunu bir tarafa bırakıp işe yarar işlerle uğraşması lazım. Şu anda endüstri ve sanayi sanki biraz kötüye kullanılıyor ve deniliyor ki “ başka bir gezegen bulmamız lazım, dünyanın ömrü tükeniyor.” Başka bir gezegene gitsek onunda bir ömrü olacak sonuçta. Daha temiz bir şekilde kullanılamaz mı ? Bu zaten olması gereken fakat şöyle bir sıkıntıyla karşı karşıyayız burada dünyanın geneline konuşuyoruz. Her zaman söylediğimiz bir şey var ‘’Herkes kendi kapısının önünü temizlerse mahalle temiz olur. “Ama yan taraftaki komşu kirletiyor o zaman ne yapıyorsunuz, onun kirletmemesini gerektirecek kuralları uygulayan birileri olması lazım mesela -yapmadiyebilecek, onunda yapmaması gerekir. Dünyada yapma diyecek güç yok Amerika’ya -yapma- diyecek güç kim ? Birleşmiş milletler var ama beşli dedikleri bir güç var Rusya vb. onlar ne isterse o oluyor öbür tarafta da üç yüze yakın ülke

Endüstri4.0 var onlara söylediğin şey bir şey ifade etmiyor. Kaderi beş kişinin eline kalmış oluyor. Dünyada yeni bir kontrol mekanizmasına ihtiyacımız var yani bugün Türkiye’de Amerika’da Fransa’da otur yerine dediğin zaman oturtabilecek. Gezegenimizin genel bir polise veya bir kolluk gücüne ihtiyacı var. Bu olmadığı için sen kendine göre doğru bildiğini yapıyorsun senin tersine başkası doğru bildiğini yapıyor, biri senin kapının onunu kirletiyor ve senin şikâyet edebileceğin kimse yok. Dünyada kapitalizmin çökmesi gerekiyor. Petrolle beraber savaşların bitmesi için inşallah diyorum ki petrol çabuk biter dolayısıyla petrolden beslenen hazıra konan tipler çalışmak zorunda kalırlar ve herkes biraz daha kaynak dağılımında eşit noktaya gelme şansını yakalar, iste o zaman bankalar çöker çünkü kapitalizm çöktüğü zaman bankalar çöküyor. O zaman belki biraz daha farklı dizayn edilebilir ama burada da iyimser olma, sopa kimin elindeyse o dizayn edecektir ortalığı. İnşallah burada herkes biraz daha gayret gösterirse dediğim gibi küçük bir ülke dahi Amerika’ya kafa tutar bir hale gelebilir. Burada matematiği, yazılımı güçlü olan Hindistan gibi mesela. Kartlar yeniden dağıtılacak dünyada sadece orta doğuda değil, dünyada kartlar yeniden dağıtılacak, sandalyeler masalar yerine yerleşecek. Umarım bunları görebiliriz… Biz belki ucundan kıyısından hissedebiliriz ama bizden sonraki nesil görecektir diye düşünüyorum...

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

21


Endüstri 4.0

SIEMENS GENEL MÜDÜRÜ ALİ RIZA ERSOY: “ENDÜSTRİ 4.0’I SORGULAMAK YERİNE UYGULAMAYA GEÇMEMİZ LAZIM”

World Media olarak; Endüstri 4.0’ın yaratacağı toplumsal değişim konusunda bir sorgulama yapmanın uygun olduğunu, bunun için de en uygun ismin Siemens Genel Müdürü Ali Rıza Ersoy olduğunu düşündük. World Media yazı işlerinden Gamze Onat’ın sorduğu sorulara Ali Rıza Ersoy yanıt verdi. Ortaya son derece ufuk açıcı bir ndüstri 4.0 ile bizim için röportaj çıktı. fırsata dönüşecek, bunun için

E

devlet desteği lazım ama bu şekilde sistem etkilenmez mi ? Kapitalizm çökmez mi? Hayır çökmez. İyiye doğru etkilenecek, orada da üretim var aradaki tek fark (insan) kol gücü yerine akıllı robotları kullanmak yoksa rejimsel bir değişiklik yok. İnsan psikolojisi, şartlar çok iyiyken daha farklı bir inti-

22

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

hara doğru gidiyor yani çok gelişmiş toplumlarda intihar daha farklı oluyor ve insan psikolojisinde bu anlamda değişiklik olacak, sizce nasıl etkilenecek ? Pozitif yönde olacak çünkü bugün olduğu gibi mavi yakalı arkadaşlarımız vücutlarıyla hayatı boyunca tek işi yapmak zorunda kalmayacaklar; alacakları eğitimler sayesinde, beyaz yakaya doğru evrilecekler. Kendimize ayıracağımız zaman artacak.

Sevdiklerimize; şiire, romana, sanata, bilime, hayat boyu öğrenmeye zaman artacak. Şu anda çok yoğun çalışıyoruz. Bu durum ilerleyen dönemde, evrimsel olarak yoğunluğunu yitirecek. Kendimize daha fazla zaman ayıracağız. Ar-Ge faaliyetlerinde; ‘’Otuz beş yaş altındakileri çalıştırıyorum’’ dediniz. Bu konuda gençlere meslek liselerinde veya üniversitelerde ne gibi destekleriniz oluyor ?


Bizim, ARGE’de gençler çalışıyor. Gençler pırlanta gibi. Gidip anlatıyoruz, internet sitesini koyduk oradan gidip bakıyorlar. Altıyüzbin sayfa indirildi. Sürekli birileri araştırıyor. Oraya sürekli yeni bilgiler geliyor. Ben ve arkadaşlarım on beş üniversiteye gittik ki daha gideceğiz bunu kesmiş değiliz. Gelecekte fabrikalardaki eğitimlerimizde; endüstri 4.0 dersleri koymayı planlıyoruz. Bir şirketin yapabileceği bunlar zaten. Biz bu konunun, medyada çok sık çıkmasını sağladık. Algıyı yaratmak için, Siemens olarak üç yüzden fazla mecrada haber olarak yer aldık. Endüstri 4.0 ile birlikte yazılım korsanlığı farklı bir boyut alacak bunu önlemek için yazılımlar yeterli olacak mı? Olduğu kadar… Siztemde mutlaka bir kaçak ve hata olacaktır. ama yüzde 99’unu engelleyebiliyorsan yüzde 1’ini de umursamayacaksın. Hükümet ve devletlerin kazanılan parayı halka nasıl dağıtacağını mer-

Endüstri4.0 dağılım nasıl yapılacak ?

ak ediyorum? Burada bir düzeltme yapalım, devletler değil şirketler kazanacak. Evet şirketler kazanacak ama onlar nasıl dağıtacak ? Çalışanlarına verecek. İnsanlar bir süre çalışmayacaklar ama.

sonra

Çalışmayacak demedik hiç bir zaman daha az çalışacak. Belli alanlarda sadece çalışacaklar yani herkes bu şekilde yapamaz ki. Mecbur, insanlık geriye gidemez ki. Doğru evet ama düşünün ortaokul ya da lise mezunları çalışmak için bu kapasitede olmayacak. Kurslar düzenleriz. Bu sisemin dışında kalan, o kapasiteye sahip olamayan insanlara olan

30 yıl var daha önümüzde ev ödevlerimiz bunlar. Şu örneği verdim size; beş-altı yıl önce Anadolu’daki meslek liselerinin müdürleri tamamı oradaydı, millet çalışıyor. Son olarak, Biz toplum olarak Endüstri 4.0’a adapte olabilecek miyiz? Endstri 4.0’a adapte olamazsak fabrikalarımızı ve insanlarımızı bu yönde geliştiremezsek ya da değiştiremezsek ucuz iş gücünün rekabet avantajı olmaktan çıkacağı, önümüzdeki yıllarda ürünlerimizi hiç bir yerde satamayacağız. Asıl o zaman bütün ülke batacak onun için 4.0’ dan korkmaya, çekinmeye gerek yok, sorgulamak yerine uygulamaya geçmemiz lazım. Bu coğrafyada bizden daha şanslı bir yer var mı ? Yok. Yaparsak biz yapacağız. İki bin yıl boyunca Pasifik’ten Atlantik’e göç etmiş bir kavim yok. Buna çok yaklaşan hiç bir kavim yok. Sadece biz varız.

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

23


Fair

METAV 2018:THE REGISTRATION PHASE HAS BEGUN

From 20 to 24 February 2018,

the METAV 2018 will be held in the Düsseldorf Exhibition Halls. The registration documents have just been dispatched. The 20th International Exhibition for Metalworking Technologies will be continuing the successful concept adopted for the preceding event. The thematic expansion to incorporate specific areas for quality, additive manufacturing, moulding and medical was acclaimed by exhibitors and visitors alike. “At the METAV 2016, we introduced four new areas to extend our coverage on the entire value added chain themed around production technology. The area concept was extremely well received. Our exhibitor survey revealed that directly following the conclusion of the 2016 fair nine out

24

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

of ten exhibitors were intending to participate in the METAV 2018 as well. So for the METAV 2018 we shall be providing a significantly larger area,” says Dr. Wilfried Schäfer, the VDW’s Executive Director, who’s highly gratified by the concept’s success. Besides the areas for quality, additive manufacturing, moulding and medical, the classical keynotes are still comprehensively represented: machine tools, manufacturing systems, high-precision tools, automated material flow, computer technology, industrial electronics and accessories. The fair will also be spotlighting the topic of Industry 4.0 with a dedicated theme park. “Under the aegis of the METAV 2018, we shall once again be devoting a separate keynote focus to the digital transfor-

mation,” is how Dr. Schäfer describes the concept for the fair. “In the case of Industry 4.0, the sense of optimism is almost tangible. But in view of the digital transformation, many mid-tier companies are also still looking for new solutional approaches. The METAV 2018 will be offering important food for thought here.” And the congresses and specialist forums planned to coincide with the fair, featuring examples of best practice, will also provide fresh impetus for state-of-theart manufacturing solutions. To coincide with the registration phase, an extensive advertising campaign will be launched for the METAV 2018. Online registration will be possible as from mid-April under www.metav.de . The registration deadline for exhibitors is 31 August 2017



Fair

PROVISIONAL EXHIBITORS’ DIRECTORY PUBLISHED

Dr. Wilfried Schäfer, Executive Director of the VDW (German Machine Tool Builders’ Association), Frankfurt am Main

EMO Hannover 2017 once again a premier-status event for the metalworking industry

T

“ he EMO Hannover 2017 will be the highlight of the year for the metalworking sector,” says a gratified Dr. Wilfried Schäfer, Executive Director of the EMO’s organiser VDW (German Machine Tool Builders’ Association), in Frankfurt am Main. From 18 to 23 September, it will once again be the international meeting point for trade visitors interested in production technology. Under the motto of “Connecting systems for intelligent production”, the focus here will be on networking and digitisation. The VDW will shortly be publishing the provisional EMO exhibitors’ directory under www.emo-hannover.de. So far, around 2,000 exhibitors from 42 different countries have registered. That means that this year the event is well on 26

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

the way to topping the record figures achieved by the EMO Hannover in 2013. The major exhibitors in 2017 include DMG Mori, Mazak, Fanuc, FFG, Grob, Doosan, Okuma, Makino and Siemens. “The complete EMO exhibitors’ directory reads like a Who’s Who of international production technology manufacturers,” says Wilfried Schäfer. Numerous supporting events will round off the EMO Hannover’s attractions The EMO Hannover is not only the most important meeting point for all protagonists in the metalworking sector, manufacturers and users alike. It is also traditionally a forum for innovations and trendsetters. “We shall be organising numerous events designed to address and indeed progress important technical and commercial issues in the world of

metalworking,” reports Wilfried Schäfer. They complement the manufacturers’ range of exhibits, and communicate to visitors a comprehensive picture of trends and issues themed around metalworking. They are exemplified by the “Industry 4.0 Area” with its presentation forum addressing multifarious aspects of the motto embraced by the EMO Hannover 2017: “Connecting systems for intelligent production”, the “India Day”, the conference on the topic of “Additive Manufacturing”, the seminar on machine safety, or the special show on “Aerospace Technology”. The picture is rounded off by other activities themed around youth recruitment, a match-making initiative, or a special stand featuring international start-ups.


Fuar

MADEN SEKTÖRÜ FUAR İZMİR’DE BULUŞUYOR

Minex Fuarı ile eş zamanlı olarak Uluslararası Maden Makinaları ve Teknolojileri Kongresi 6. kez düzenlenecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ ve TMMOB Maden Mühendisleri Odası işbirliğiyle gerçekleşecek olan Minex – 7. Madencilik, Doğal Kaynaklar ve Teknolojileri Fuarı, madencilik sektörünün temsilcilerini 18-21 Ekim tarihleri arasında İzmir’de buluşturacak. fuarizmir’de gerçekleştirilecek Minex’in, 23 bin metrekarelik alanda düzenlenmesi hedefleniyor.

Föncüuara,ülkeleri başta madenciliğin Polonya ve Çek

Cumhuriyeti olmak üzere; İspanya, Almanya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Hindistan, Rusya’dan katılımcıların gelmesi bekleniyor. Yurtiçinde ise tüm maden ocakları ve sektörün öncü firmaları, fuarda yer almaya hazırlanıyor. Sadece profesyonel ziyaretçiye açık olacak fuarda; cevher hazırlama ve zenginleştirme makine ve ekipmanları, sondaj makine ve ekipmanları,

maden işletme makineleri ve ekipmanları, yardımcı makine ve techizatlar, işyeri sağlığı ve güvenlik malzemeleri, tünel ve tünel ekipmanları teknolojileri, metalik madenler, prokspeksiyon, kıymetli taşlar ve endüstiriyel – kimyasal sanayi – gübre sanayi – seramik refrakter cam sanayi – çimento – enerji hammaddeleri sergilenecek. Fuar ve Kongre Bir Arada Minex Fuarı ile eş zamanlı olarak, İZFAŞ desteğiyle TMMOB Maden Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik

Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü işbirliği ile organize edilen, Uluslararası Maden Makinaları ve Teknolojileri Kongresi (IMMAT) 6. kez düzenlenecek. Maden Mühendisleri Odası’nın önemli etkinliklerinden birisi olan kongre kapsamında; maden işletme, cevher hazırlama ve zenginleştirme, mermer, altyapıya yönelik kullanılan maden makinaları ve bunların teknolojileri ile ilgili konular alanında uzman kişiler tarafından sunulup tartışılacak

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

27


Endüstri 4.0

KONGRE’DE ENDÜSTRİ 4.0 ÇÖZÜMLERİ VE UYGULAMALARI ÖZEL ETKİNLİĞİ DÜZENLENİYOR İzmir Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde 18-21 Ekim 2017 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan V. Elektrik Tesisat Ulusal Kongre ve Sergisi kapsamında “Sanayi 4.0 Çözümleri ve Uygulamaları” adı altında özel bir etkinlik düzenlenecektir.

S

anayi devrimi olarak nitelendirilen gelişmelerin yaşanmaya başladığı tarihten bu yana kullanılan teknolojiler bakımından yeni bir aşamaya geçişi ifade eden “Endüstri 4.0” kavramı günümüzde her alanda karşımıza çıkmaya başlamıştır. İlk olarak 2011 yılında kullanılmaya başlanan ve dördüncü sanayi devrimi olarak da adlandırılan bu kavram ile yeni nesil yazılım ve donanımlarla endüstriyel üretimin daha teknolojik, verimli ve yüksek güvenirlikli olarak gerçekleştirilmesi ve tüm cihazların, sistemlerin birbiriyle veri alış verişi yapabildiği ağ tabanlı bir model oluşturulması hedeflenmektedir. Kongre kapsamında gerçekleştirilecek bu etkinliğimizde “Endüstri 4.0” uygulamalarının enerji dahil olmak üzere üretime yansımalarının yanı sıra akıllı trafik çözümleri gibi yaşama etkilerinin de

28 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

değerlendirileceği özel oturumlarda, nesnelerin interneti nedeniyle önemi artan siber güvenliğe ilişkin sunumlar da gerçekleştirilecek.

konuya ilgi duyan tüm kesimleri etkinliğimizi takip etmeye davet ediyoruz. Endüstri 4.0 Çözümleri ve Uygulamaları Çalışma Grubu

İnsan makine etkileşimi ve yapay zekaya dayalı uygulama alanlarında kapsayıcı bir ufuk turu yapılması amaçlan oturumda, aynı zamanda gelecekte emeğin ve mühendis rolünün nasıl şekilleneceği de tartışılacak. “Endüstri 4.0” çözümleri geliştiren ve uygulayan mühendislerle akademisyenleri bir araya getirmeyi hedefleyen ve uluslararası uzmanların katılımıyla gerçekleştirilmek istenen özel oturum, “Endüstri 4.0” ile ülkemizin üretime ve sanayileşmeye dayalı bir modelle kalkınmasına katkı sağlamayı hedeflemektedir. Sanayileşme aşamalarını geriden takip eden ülkemizin “Endüstri 4.0” kapsamındaki değişimlere zamanında uyum sağlayarak Ar-Ge’ye dayalı teknoloji geliştiricisi ülke konumuna yükselmesi dileğiyle,

KONULAR • Geleceğin Fabrikaları ve Yapay Zeka • Makinelerin Dijitalleşmesi ve Robotlar • Nesnelerin İnterneti, Büyük Veri Analitiği ve Siber Güvenlik • Makineler Arası İletişim ve İnsan-Makine Etkileşimi • Enerji Sektöründe Dijitalleşme ve Akıllı Şebekeler • Akıllı Kent ve Trafik Uygulamaları • Dijital Ekonomide Emeğin ve Mühendisin Rolü ÇALIŞMA GRUBU Prof. Dr. Galip Cansever Doç. Dr. Ahmet Özkurt Yrd. Doç. Dr. Özgür Tamer Mahir Ulutaş Özcan Uğurlu Barış Aydın Ali Fuat Aydın Kahraman Yapıcı


Otomasyon

ANT MÜHENDİSLİK ENDÜSTRİYEL OTOMASYON SEMİNERLERİ

2016 yılında başlayan ve yoğun ilgi gören ANT Mühendislik Endüstriyel Otomasyon Seminerleri Bursa’da devam ediyor.

2016

yılında Konya ve İzmir’de ilki düzenlenen Endüstriyel Otomasyon Seminerleri bu sene de devam ediliyor. 17 Mayıs 2017 Çarşamba günü Bursa Hilton Convention Center’ da sektörün profesyonellerini bir araya getiren seminerlere katılımcılar yoğun ilgi gösterdi. 95 kişinin katılımıyla gerçekleşen seminerde, Ant Mühendislik yetkilileri fark yaratan ürünlerini ve uygulamalarını paylaştı. Seminerlerin ilk oturumu Ant Mühendislik Satış ve Pazarla-

ma Müdürü Alper Tan’ın açılış konuşmasıyla başladı. Tan, LSIS Markasının ve ANT Mühendislik firmasının sektördeki yerini paylaştı.

Tan’ın ardından söz alan Ant Mühendislik Satış Sonrası Teknik Destek Uzmanı Taner Sarıbayır, ilk olarak Datalogic Markası ve fotosellerin otomasyondaki önemini anlatan sunumunun ardından, “AC Hız Kontrol Cihazları” ile LSIS ürün grubunun yeni nesil S100 ve H100 (HVAC) modellerinin endüstrideki kullanım

kolaylıklarını, paylaştı.

faydalarını

Öğlen yemeğinin ardından günün ikinci oturumu, “PLC, HMI ve Servo Sistemler” başlığı ile sunuldu. ANT Mühendislik Proje ve Yazılım Müdürü Ertuğrul Sayılı’ nın yaptığı sunumda, PLC & Kontrol Panel & Servo Sistemlerinin kullanımları ve uygulama alanları anlatıldı. Yeni 4,3inç eXP20 modellerinin özelliklerinin paylaşıldığı sunum, soru cevap bölümü ile sonlandırdı.

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

29


Endüstri 4.0

HAZIRLAYAN: FATİH YILMAZ SIEMENS

DÜNYADA ENDÜSTRİ 4.0 2

011 yılında ilk kez oldukça soyut bir kavram olarak karşımıza çıkan Endüstri 4.0, 2017 yılına gelindiğinde çok daha somut bir hal almıştır. Ülkeler ve şirketler bu konuyu ajandaları içinde üst sıralara taşımış ve gerekli stratejileri belirlemeye başlamıştır. Kavramın ilk ortaya atılmasından bu zamana kadar yaşanan gelişmeleri tespit etmek ve farklı sek-

törlerde faaliyet gösteren şirketlerin Endüstri 4.0 ile ilgili attığı adımları görmek, ortaya konan bu vizyona ne kadar yaklaşıldığını kavrayabilmek için oldukça önemlidir. Bu sayede Türkiye’nin Endüstri 4.0 devriminde bulunduğu konum daha gerçekçi bir şekilde anlaşılabilir. Endüstri 4.0 birçok teknolojik kavramı içerisinde barındıran ve bunların bir bütün olarak uygulanmasıyla ulaşılabilecek

olan bir vizyondur. Bu teknolojik kavramlardan en önemlilerinden birisi dijitalizasyondur. PwC‘nin 2016 yılında, 26 ülkede 9 farklı sektörden 2000’in üzerinde şirketle yapmış olduğu Endüstri 4.0 çalışmasında; araştırmaya katılan şirketlerin %33’ü kendilerini yüksek seviyede dijitalleşmiş olarak görmektedir. 5 yıl içerisinde ise bu şirketlerin %72’si üst seviyede dijitalleşmiş olmayı beklemektedir.

Şekil 1 : Araştırmaya katılan şirketlerin bulundukları ülkeler. Kaynak : (PWC, 2016)

Endüstri 4.0 devrimini gerçekleştirmek için gerekli altyapıların hazır olması oldukça büyük önem taşımaktadır. Şüphesiz ki bunun için çalışmaya önceden başlayan ülkeler ve şirketler avantaj sahibi olacaklardır. PwC’nin yapmış olduğu çalışmada 30 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

şirketlere, önümüzdeki 5 yıl içerisinde dijitalizasyon sayesinde gelirlerinde ne kadar bir artış ve giderlerinde ne kadar bir tasarruf bekledikleri sorulmuştur. Bu devrime ilk ayak uyduran şirketlerin %27’sinde, %30’un üzerinde gelir artışı ve %30’un üzeri-

nde gider tasarrufu beklentisi vardır. Bu oran bütün şirketler arasında %10’a düşmektedir. Bu veri açıkça göstermektedir ki dijitalizasyon için önceden adımlar atmış ve yatırımlar yapmış olan şirketler verimliliklerini büyük oranlarda artıracaklardır.


Şirketler için daha kaliteli ürünleri, daha az maliyetlerle ve daha kısa süreler içerisinde imal ve teslim etmek her zaman en önemli hedeflerden birisi olacaktır. Bu hedefe ulaşmanın yolu Endüstri 4.0’dan geçmektedir. 2015 yılında Boston Consulting Group (BCG) tarafından Almanya imalat sanayi üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları bunu doğrular niteliktedir. Endüstri 4.0 ile birlikte verimlilik, gelir, istihdam ve yatırım konularında pozitif anlamda önemli gelişmeler yaşanacaktır. Önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde daha fazla şirket Endüstri 4.0 kavramını benimseyecek ve verimlilik artışı sayesinde imalat sanayinde 90-150 milyar Euro civarında kazanım elde edilecektir. İşletmelerin Endüstri 4.0’ı gerçekleştirmesi için gereken yeni teknoloji ve ekipmanlara duyulan ihtiyaç, tüketicilerin daha fazla çeşitte

kişiselleştirilebilir ürün istekleri, yıllık 30 milyar Euro civarında gelir artışını tetikleyecektir. Bu da Almanya’nın gayri safi milli hasılasına %1’lik ek katkı demek oluyor. Üretimin büyük bir bölümünün robotlar tarafından yapılacak olması, beraberinde istihdam ile alakalı önemli sorular getirse de BCG’nin Almanya imalat sanayi üzerinde yapmış olduğu çalışma bunun tersi bir durumu ortaya koymaktadır. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde istihdamda %6 oranında bir artış öngörülmektedir. Özellikle mekatronik & makine mühendisliği, yazılım geliştirme ve IT alanlarında iş gücüne olan ihtiyaç artacaktır. Bu duruma karşın, tekrarlayan işleri yapan, düşük yetkinlik seviyesindeki mesleklere olan ihtiyaç azalacaktır. Her şeyden önce, üretim yöntemlerinin adaptasyonu için

Endüstri4.0 önemli yatırımların yapılması gerekmektedir ve gelecek 10 yılda Alman üreticilerin 250 milyar Euro yatırım yapacakları öngörülmektedir. Almanya, Endüstri 4.0’ın öncüsü konumunda bulunsa da McKinsey’nin 2015 yılında ABD, Almanya ve Japonya’da gerçekleştirmiş olduğu çalışmanın sonuçları Alman şirketlerinin Endüstri 4.0 yatırımlarında başı çekmediğini ortaya koymuştur. Almanya Ar-Ge harcamalarının %15’i kadar bir bölümünü Endüstri 4.0 için ayırırken, Amerika’da bu oran %29 ile dikkat çekmektedir. Ayrıca Amerika’nın Endüstri 4.0 ile ilişkili gelirlerinin toplama olan oranı %30 iken bu oran Almanya’da %19, Japonya’da ise %11 olarak görülmektedir.

Şekil 2 : ABD, Almanya ve Japonya’nın Endüstri 4.0 oransal harcamaları ve elde ettikleri gelir Kaynak : (McKinsey & Company, 2015)

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017 31


Endüstri 4.0 Son sanayi devriminin iş modelleri üzerinde büyük bir etkisi olacağı ortadadır. Üretimde robotların rolü, artırılmış gerçeklik ve IoT gibi teknolojilerin devreye girmesiyle, eski yöntemlerle üretime devam etmek mümkün olmayacaktır. McKinsey’nin yaptığı çalışmaya göre; araştırmaya katılan şirketlerin %80’i iş modellerinin değişeceğini düşünmektedir. Değişen iş modelleri ve iş yapış şekilleri, yeni firmalar için potansiyel fırsatlar barındırmaktadır. ABD şirketlerinin %92’si yeni rakipler beklerken Alman şirketlerinde bu oranın %46’larda kaldığını görmekteyiz. Bu farkın en muhtemel sebebi Amerikan ve Alman şirketlerinin faaliyet gösterdikleri alanlardaki farklılıklar olabilir. Araştırmada teknoloji şirketlerinde yeni rakip beklentisinin %84’lerde olduğunu görüyoruz fakat imalat sanayinde bu oran %58’dir. Özellikle yazılım alanında giriş maliyetlerinin daha düşük olması ve bu alanın büyük oranda yetişmiş insan gücüne dayanmasından dolayı böyle bir farklılık ortaya çıkmış olabilir. Peki Endüstri 4.0’ı hayata geçirmek isteyen şirketlerin karşılaşacakları en büyük problemler neler olacaktır? Şüphesiz yetişmiş insan gücü bu devrimin gerçekleşmesinde en önemli parametredir. Şirketlerin teknoloji konusunda çalışanlarının eğitimi için bütçe ayırması ve yetkinliklerini artırmaları için onları teşvik etmesi kritik bir öneme sahiptir. Fakat daha önemli olan ülkelerin eğitim sistemlerinin bu büyük değişikliğe göre evrilmesidir. Şirketlerin yüzleştikleri problemler eğitim sisteminin ihtiyaçlarının belirlenmesinde fayda sağlayacaktır. Örneğin şirketlerin, tekrarlayan işleri yapan çalışanlar yerine, bilgisayar kullanmada yetkin işçilere ihtiyaç duyması durumunda eğitim sisteminin bilişim teknolojilerindeki gelişmeleri daha yakından takip eden bir müfredata sahip olması gerektiği durumu ortaya çıkacaktır. PwC’nin yaptığı çalışmaya göre, şirketlerin %50’si dijital kül32 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

tür eksikliğini ve bu alanlardaki eğitimlerin yetersizliğini temel neden olarak ifade etmiştir. Dijital operasyon vizyonunun eksikliği ve üst seviye yöneticilerin liderlik özelliklerini gösterememesi ise ikinci sırayı almaktadır. Mc Kinsey’in raporuna göre Alman şirketlerin Endüstri 4.0’ı uygularken karşılaştıkları problemler sırasıyla; çalışanların bu yeni süreç ve kontrolüne dair uzmanlıkları, bilgi güvenliği ve güvenlik odaklı sistemler, veri aktarımı için standart bir yöntem ve son olarak kablosuz ağlarla uçtan uca bağlantıdır. Alman şirketlerin kaygılarını göz önüne alırsak bilgi güvenliği konusunun öne çıktığını söyleyebiliriz. Bu durum siber güvenlik alanında yetişmiş insanlara olan ihtiyacın önümüzdeki zaman zarfında artacağını açıkça ortaya koymaktadır. Geleceğin Fabrikaları Endüstri 4.0’ın uygulanmasıyla mevcut fabrikaların büyük bir değişim geçireceği gerçeğinin yanı sıra, bu devrim sayesinde geleceğin fabrika modelleri de ortaya çıkacaktır. Bu fabrikaları 3 ana kategori altında toplamak mümkündür: smart automated, customer-centric ve eplant in a box. Smart automated fabrikalar, tam otomatizasyonla ve dijitalleşmeyle birlikte düşük maliyetli seri üretim ihtiyacını karşılayan modeldir. Customer-centric fabrikalar ise müşterinin isteklerine en hızlı şekilde cevap verebilecek ve kişiselleştirilmiş ürünleri uygun fiyatlara sağlamak amacında olan işletmeler için uygundur. Son olarak, e-plant in a box kategorisindeki fabrikalar niş ve uzak pazarlar için üretim yapacak, küçük ölçekli ve bir hayli mobilize olan iş modellerinin ihtiyaçlarını karşılamaktadır. BMW’nin Leipzig’de yer alan i3 fabrikası, smart automated fabrikalara verilebilecek en önemli örneklerden birisidir. Araçların boya işlemleri ve montajları dâhil olmak üzere, üretimin bütün aşamalarında robotların kullanıldığı fabrikada RFID ile anlık ürün takibi yapılabilmektedir. Sahadaki operatörler ellerindeki

tabletler vasıtasıyla fabrikayla alakalı bütün verileri görebilmektedirler. Kişiselleştirilmiş ürünlere olan talebin artmasıyla bu taleplere hızla cevap verebilecek olan customercentric fabrikaların bir örneği, 3D yazıcı ve 3D parça üretimi alanında faaliyet gösteren Stratasys’e bağlı RedEye adlı şirkete aittir. Bu şirket hızlı bir 3D yazıcı ve prototip üretimi servisi sağlamaktadır. Düşük adetlerde, yüksek kaliteli ve karmaşık parçalar üretebilen şirket tamamıyla bütünleşik ve optimize bir tedarik zincirine sahiptir. Müşteriler çevrimiçi tasarım araçlarını kullanarak tasarlamış oldukları parçaların siparişlerini kolaylıkla vermektedirler. Bu sayede müşteri üretime doğrudan veri sağlamaktadır ve bu durum yüksek seviyede kişiselleştirilmiş ürün üretiminin önünü açmaktadır. Endüstri 4.0 vizyonuna ait somut uygulamalar hızla artsa da şirketlerin ve ülkelerin önümüzdeki yıllarda bu konuya daha fazla kaynak ayıracakları ortadadır. Önemli sanayi ülkelerinin son sanayi devriminin öncüleri olmak için yarıştıklarını veriler ortaya koyuyor. Seri üretimde Çin’in ucuz iş gücü sayesinde elde ettiği avantajın artık sonuna gelindiğini görmekteyiz. Önümüzdeki yıllarda robotlar daha kaliteli ürünleri çok daha ucuz fiyatlara üretmeye başladığında Endüstri 4.0 için gerekli adımları atmamış ülke ve şirketlerin rekabet etme şansı ortadan kalkacaktır. Eğer Türkiye bu değişim rüzgarına ayak uydurmakta gecikmez ve özellikle eğitim alanında doğru adımları atarsa, Endüstri 4.0 treninde kendisine yer bulacaktır. Kaynakça McKinsey & Company. (2015). Industry 4.0 How to navigate digitization of the manufacturing sector. McKinsey Digital. PWC. (2016). Industry 4.0: Building the digital enterprise. PWC. Siemens AG. (2014). Vision 2020. Munich: Siemens. The Boston Consulting Group. (2015). Industry 4.0 The Future of Productivity and Growth in Manufacturing Industries.


EndĂźstri4.0

Makine & Otomasyon / MayÄąs - Haziran

2017

45


Endüstri 4.0

GEDİK ÜNİVERSİTESİ’NDEN ENDÜSTRİ 4.0 KONFERANSI

Endüstrinin 4.0 Evrimi Konferansı 11 Mayıs 2017 tarihinde Alman Sanayi ve Ticaret Odası İşbirliği ile İstanbul Gedik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi – Endüstri Mühendisliği Bölümü ev sahipliğinde Wyndham Grand Otel Levent’te gerçekleştirildi.

İ

sanayici olarak Gedik’in de bu süreç içerisinde yer aldığını belirtti.

İstanbul Gedik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Dilek Kurt, İstanbul Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Berrak Kurtuluş ve İstanbul Gedik Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Hülya Gedik’in açılış konuşmaları ile başlayan konferansta Küreselleşen dünyada sınırların ötesine geçilmesi konusunun gerekliliği belirtilerek, Sanayinin dijitalleşmesi konusunun vazgeçilemez olduğu vurgulandı. İstanbul Gedik Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Hülya Gedik ise Türkiye olarak Endüstri 4.0’ın kaçırılmaması gerektiğini, bir

Alman Sanayi ve Ticaret Odası Genel Sekreteri (IHK Mittleres Ruhrgebiet – Bochum, Herne, Witten, Hattingen) Eric Weik, Bochum Üniversitesi Başkanı Prof. Dr. Jürgen Bock, Tüsiad Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Nurşen Numanoğlu, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı ( TTGV) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav, Bosch Mobilite Çözümleri Türkiye Satış Direktörü Gökhan Tunçdöken, Gedik Holding Dijital İş Stratejisi & Dönüşüm Direktörü ve İstanbul Gedik Üniversitesi Rektörlük Dijital Dönüşüm Danışmanı Ömür Topaç, Tabit Tarımsal Bilişim ve İletişim Teknolojileri Kurucu Ortağı Tülin Akın, Reengen Kurucu Ortağı ve Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Şahin Çağlayan, Endüstri 4.0 Platform Danışmanı Dr. Engin Ayçiçek, IoT Yazılım Mimarı & Veri Analisti Timuçin Anuşlu, Arçelik Üretim Teknolojileri

kiyüze yakın yerli-yabancı katılımcının yer aldığı konferansta Türkiye’nin ve Almanya’nın Endüstri 4.0 Yol Haritası, Küresel Rekabet için Dijital Dönüşüm ve Sanayinin Dijitalleşmesi ve Akıllı Çözümler konu başlıkları alanında uzman yerli ve yabancı konuşmacılar tarafından masaya yatırıldı.

34 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

Direktörü Mustafa Esenlik ve Intel IoT Grup Teknik Yöneticisi Cem Vedat Işık konferans konuşmacıları olarak yer aldılar. Konferansın ilk bölümünde Almanya’nın Endüstri 4.0 Yol Haritası konulu konuşmasında Alman Sanayi ve Ticaret Odası Genel Sekreteri Eric Weik, dostluğu çok eskilere dayanan Türkiye ve Almanya’nın Endüstri 4.0 sürecinin gelişiminde iş birliği yapmaları gerekliliğinden bahsetti. Sanayi 4.0 tüm dünyayı değiştireceğinden bahseden Weik, her şeyin şebekelendirildiğini, her şeyin akıllılaştığını bunun teknolojinin gelişmesinin doğal bir süreci olduğunu belirtti. Yol nerede bitiyor, nasıl olacak tam bilemesek bile, gelecek öyle ya da böyle kesinlikle gelecektir diyen Weik, Endüstri 4.0 ile toplumsal, kültürel değişiklikler de dahil, Endüstriyel Devrimin beraberinde risklerle beraber, köklü değişiklikler ve yeni iş


gücü getireceğini, iş hayatındaki organizasyon süreçlerine kadar büyük değişiklikler olacağını belirtti. Endüstri 4.0 sürecinde bilim ve ekonominin işbirliği çok büyüktür diyen Weik bu sürecin koordinasyonunda üniversitelerin önemine değindi. Weik Endüstriyel Devrimin beraberinde risklerle beraber, köklü değişiklikler ve yeni iş gücü getireceğini söyleyerek konuşmasını tamamladı. Bochum Üniversitesi Başkanı Prof. Dr. Jürgen Bock ise dijital değişim hayatımıza hükmettiğini ve bu sürecin durdurulabilir bir olgu olmadığını söyledi. Bock “Dijitalleşmenin sonuçları en başta geniş çaplı bir dönüşüme sebebiyet verecek, teknolojiler sürekli yenilenecek, buradaki temel yenilik ise hız olacak, bu hız ile birlikte mühendislik gibi meslek gruplarından beklentilerde değiştirecek” dedi. Gelinen süreçte dahil nesnelerin birbiriyle iletişim kurabildiğine değinen Bock, Endüstri 4.0 ile birlikte geleceğin üretim proseslerinde bu otomasyonların ve akıllı sistemlerin kullanımının artacağını belirtti. Dijitalleşme ile birlikte iş organizasyonları değişecek, hiyerarşi azalacak, iş modelleri tamamen farklı şekillerde gerçekleşecek diyen Bock, disiplinler arası takım çalışmalarının ağırlık kazanacağını, değişim ve dönüşümle sürekli iç içe olacağımızı ve bu süreçte insanlar üzerinde mevcut sorumlulukların artacağını belirtti. Türkiye’nin Endüstri 4.0 Yol Haritası konusunda söz alan TÜSİAD Genel Sekreteri Dr. Nurşen Numanoğlu, Türkiye’nin rekabet gücü, sanayinin dönüşümü ve sektörel politikalardan bahsetti. Konuşmasında Türkiye’nin küresel değer zincirindeki avantajları; coğrafi konumu ve düşük işgücü maliyeti olduğuna değinen Numanoğlu, dijitalleşme ile birlikte iş gücü profilinin gelişeceğini, yüksek nitelikli bir iş gücü yapısına dönüşümün 10 yılda istihdam artışını sağlayacağını söyledi. İşletmeler ne kadar büyükse, sanayi 4.0 dönüşümünden katma değer kazancı o kadar büyük oluyor diyen Numanoğlu, dijitalleşmenin Türkiye GSYİH’de %1, sanayi de ise %3 e kadar bir artış sağlayacağını ön

gördüklerini söyledi. Ayrıca, sanayi 4.0 dönüşümünün takip edilmesi noktasında yüksek katma değerli üretim ile gelişmiş ekonomileri yakalayabilmekte önemli bir mihenk taşı olduğunu belirtti. Sanayi 4.0 süreci içerisinde sanayi – üniversite işbirliği içinde oluşturulacak bir Ar-Ge altyapısının oluşturulmasının önemine değinen Numanoğlu, sanayi kolunda dijital dönüşüm ile ilgili TÜSİAD’ın da halihazırda yer aldığı platformların daha da güçlendirilmesi, farkındalık yaratılması ve çeşitli iş kolu dernekleri ile işbirlikleri kurma gereğini ortaya koydu. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav ise konuşmasına teknoloji ve inovasyonla başladı. Ultav; “Eskiden çağın dışı kalma durumu varken günümüzde gelişimlerden ağ dışı kalmak durumu var” diyerek, sürecin kolektif ve multi disipliner bir şekilde ilerlediğini, sürece hücresel genişleme perspektifi ile bakarak bireyden başlayıp devletin sorumlulukları içerisinde tüm şirketler ve oluşumlarla bir bütünsellik içerisinde yaklaşılması gerektiğini söyledi. Konferansın ikinci bölümü İstanbul Gedik Üniversitesi Rektörlük Bilim ve Teknoloji Danışmanı Dr. Mustafa Koçak ve İstanbul Gedik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Dilek Kurt’un moderatörlüğünde 2 farklı panel ile devam etti. Küresel Rekabet için Dijital Dönüşüm konulu panelde ilk sözü alan Bosch Mobilite Çözümleri Türkiye Satış Direktörü Gökhan Tunçdöken, dijital dönüşüm ile ilgili planlamalar önemli, bu sürecin pratik çalışmaları başlamalı, özellikle üniversitelerdeki mühendislik öğrencileri ile bu konularda temas halinde olunması ve onlara bu konuya dokunmaları konusunda destek verilmesi gerekiyor dedi. Tunçdöken, Bosch olarak Endüstri 4.0 ile ilgili süreçlerinden ve başarılarından da bahsetti. Gedik Holding Dijital İş Stratejisi & Dönüşüm Direktörü ve İstanbul Gedik Üniversitesi Rektörlük Dijital Dönüşüm Danışmanı Ömür Topaç, Dijital İş Dönüşümü ile ilgili

Endüstri4.0 konuştu. Firmaların dijitalleşmesi gerekliliğinin kaçınılmaz olduğunu dijitalleşmeyen pek çok firmanın hayatını sürdürebilmesinin çok mümkün olmadığını söyleyen Ömür Topaç, dijitalleşmeyi gerekli kılan en temel sebeplerin en başta firmaların müşterilerinin, mevcut kanal değişikliklerinin ve rakiplerinin dijital olmasından kaynaklandığını belirtti. Ömür Topaç’tan sonra söz alan Tabit Tarımsal Bilişim ve Teknolojileri Kurucu Ortağı Tülin Akın, kendi geliştirdiği dijital temelli, tarım ile teknolojiyi birleştiren bilgi teknolojileri platformu hakkında katılımcılara bilgiler verdi. Teknolojiye dayalı kırsalda teknolojik tarım modeli geliştirdiklerini belirten Tülin Akın gelecekte ne yiyeceğimize şirketler değil biz karar vermeliyiz dedi. Reengen Kurucu ortağı Şahin Çağlayan ise enerji sektöründe yeni iş kollarının doğması, yeni iş tanımları ile birlikte dijitalleşmeyi gerekli kılıyor dedi. Enerji sektörünün, dolayısıyla enerji sağlayıcı firmaların kendilerini sürekli yenilediğinden bahseden Çağlayan, enerji tasarufunun sağlanması konusunda hızlı ve kesin operasyonel çözümlerin sadece dijital olarak sağlanabildiğinin altını çizdi. Sanayinin Dijitalleşmesi ve Akıllı Çözümler konulu Panel’de Endüstri 4.0 Platform Danışmanı Dr. Engin Ayçiçek, Endüstri 4.0 ‘ın çok farklı anlatımı var, dolayısıyla ne olduğundan çok ne olmadığı da konuşulmalı diyerek, Endüstri 4.0 en başta bir lüks olmadığını tüm sektörler için uygulanabilir ve vazgeçilemez bir dönüşüm olduğunu kaydetti. IoT Yazılım Mimarı & Veri Analisti Timuçin Anuşlu ise sağlık sektöründe kullanılan cihazlara değinerek, bu cihazlara adapte edilebilecek modüler IoT yazılımlarını anlattı. Arçelik Üretim Teknolojileri Direktörü Mustafa Esenlik ise Arçelik Dijital Üretim Teknolojilerinden, otomasyondan ve firmanın Endüstri 4.0 yolculuğundan bahsetti. Panelin son konuşmacısı Intel IoT Grup Teknik Yöneticisi Cem Vedat Işık, Intel’in tarihsel gelişim sürecini ve endüstri 4.0 haritasını katılımcılarla paylaştı. Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017 35


Endüstriyel Otomasyon

VERTİV 2017 İÇİN VERİ MERKEZİ ALTYAPISI TRENDLERİNİ BELİRLEDİ kullanımı arttığı ve uzaktaki kullanıcıların bilgilere daha hızlı bir şekilde erişmesi gerektiği için ağ hücrelerinin ve mikro veri merkezlerinin sayısıyla beraber önemi artıyor. Kuruluşlar, bu değişikliklere uyum sağlamak için hızlı dağıtımı, daha fazla standartlaştırmayı ve dağılmış BT merkezlerinde uzaktan yönetimi destekleyen önceden yapılandırılmış mikro veri merkezi çözümlerini tercih edecek. Standartlaştırma ve modülerlik, hem dağılmış BT merkezlerinde hem de büyük veri merkezlerinde önemli hale geliyor.

Daha önce Emerson Network Power olarak tanınan Vertiv, bugün 2017’de görülmesi beklenen yedi veri merkezi altyapı trendini duyurdu. Bu yılın trendleri, geçtiğimiz yıl Emerson Network Power tarafından yayınlanan 2016 veri merkezi trendlerini takip ediyor.

V

ertiv’in Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Giordano Albertazzi, “2016’da, küresel makro trendler sektörü önemli ölçüde etkiledi. Bulut yenilikleri ve sosyal sorumluluk ön plana çıktı. Bulut bilişim BT faaliyetlerine daha fazla entegre oldukça, işletmeler yeni veri hacimlerini yönetmek zorunda kalacağı için odak noktası temel kritik altyapıyı geliştirmek olacak. 2017’de BT profesyonellerinin, veri merkezi tesislerinin önümüzdeki yıllarda da çevik ve esnek kalmasını sağlamak için bu tesisleri gelecekteki

36 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

gelişmelerden etkilenmeyecek hale getirmeye çalışacağına inanıyoruz.” dedi. 2017’de veri merkezi ekosistemini şekillendirecek altyapı trendleri şu şekilde sıralanıyor: 1. Altyapı, en ileri düzey bağlantıya uyum sağlamaya çalışıyor. Dağılmış BT ve endüstriyel Nesnelerin İnterneti (IIoT), BT kaynaklarını kullanıcılara ve endüstriyel süreçlere yakınlaştırıyor. Veri merkezi, satış noktası ve envanter yönetimi gibi uygulama ve hizmetlerin dağıtımının merkezinde kalsa da internete bağlı sensörler ve cihazların

Bağlı sensörlerden ve cihazlardan gerçek zamanlı verilerin merkezi olarak toplanmasını ve analiz edilmesini sağladıkları için mevcut ağ hücreleri ve uzaktaki BT merkezlerinin önemi arttı. Bu nedenle, bu konumlar güç ve soğutma koşullarının yeterli olduğundan emin olmak için yeniden değerlendirilecek. 2. Termal yönetim sürdürülebilir hale geliyor Veri merkezi soğutma, son beş yılda diğer veri merkezi sistemlerinden daha fazla değişim gösterdi. Enerji maliyetlerini azaltmak amacıyla, “maksimum soğutma” sunmaya odaklanan geleneksel yaklaşımlar, ısıyı olabildiğince verimli bir şekilde gidermeye odaklanan daha modern yaklaşımlarla değiştirildi. Gelişmiş ekonomizör teknolojilerinin daha fazla kullanılması ve akıllı termal kontrollerin giderek daha fazla


gelişmesi, 1.2 altı PUE’leri destekleyen son derece esnek termal yönetim stratejilerine imkan tanıdı. Enerji verimliliği hâlâ önemli bir konu olsa da belirli coğrafyalarda su tüketimi ve soğutucu kullanımı da artık göz önünde bulundurulması gereken noktalar haline geldi. Bugün kullanımda olan çok çeşitli termal yönetim stratejileri sayesinde veri merkezi operatörleri, termal yönetimi veri merkezi konumuna ve kaynak kullanılabilirliğine göre uyarlıyor. Küresel pazar trendleri, çevredeki havayı soğutmak için su kullanan evaporatif ve adyabatik soğutmadan yararlanan yeni teknolojilerin kullanımında artış olduğunu gösteriyor. Bu teknolojiler, son derece verimli, güvenilir ve ekonomik termal yönetim sağlıyor. Su kullanılabilirliği ve maliyetler sorun olmaya devam ederken, susuz soğutma sistemleri daha çok ilgi görüyor. Geleneksel açık çevrimli soğutulmuş su bazlı sistem, bir yılda 1 MW BT kapasitesini soğutmak için 4 milyon galon su kullanıyor. Hiç su kullanmayan ve veri merkezine hava vermeyen pompalı soğutucu ekonomizörlerine sahip yeni teknolojiler, 2016’da Kuzey Amerika’da 1 milyar galondan fazla su tasarrufu yapacak.

en fazla cihazdan verileri birleştiren yönetim ağ geçitleri, potansiyel bir çözüm olarak kullanılmaya başlıyor. Bazı değişikliklerle, kritik altyapıda güvenli olmayan portları belirleyerek ve hizmet reddi saldırıları için erken uyarı sağlayabiliyor.

3. Güvenlik sorumlulukları veri merkezi yönetiminde etkili oluyor

5. Kurşun asit akülerin alternatifleri kullanılabilir hale geldi

Güvenlikle ilgili haberlerin büyük çoğunluğuna veri ihlalleri konu olsa da güvenlik, veri merkezi kullanılabilirliğinde de bir sorun haline geliyor. 2016 Ponemon Institute Veri Merkezi Kesintilerinin Maliyeti çalışması, çalışmaya konu olan veri merkezi kesintilerinin yüzde 22’sine siber saldırıların neden olduğunu gösteriyor.

Operatörler geleneksel valf regüleli kurşun asit (VRLA) akülerin kaplama alanını, ağırlığını ve toplam maliyetlerini azaltmaya çalışırken, veri merkezi güç sistemlerindeki zayıf halka için yeni çözümler ortaya çıkıyor. Bunlardan en parlak olanı lityum iyon aküler. Düşen fiyatları ve sürekli olarak geliştirilmeye devam eden kimyasal yapıları ve üretimleriyle lityum iyon aküler, veri merkezi için uygun bir seçenek haline geliyor ve sıra ve oda düzeyinde gereksinimleri karşılayacak şekilde ölçeklendiriliyor. Bu akü teknolojisi daha önce kullanıma sunulmuş olsa da gelişen ekonomik avantajları, veri merkezi sektöründe daha fazla ticarileştirme çabasını teşvik etti. Veri merkezi operatörleri, uzun süredir kurşun asit akülerin alternatifle-

Daha basit bir yönetim ve otomasyon sağlamak için daha fazla cihazla bağlantı kuruldukça, tehdit vektörleri de artıyor. Veri merkezi profesyonelleri, büyüyen öncelik listelerine güvenliği de ekliyor ve güvenlik açıklıklarını belirlemelerine ve saldırılara daha iyi tepki verebilmelerine yardımcı olacak çözümler arıyor. DCIM’yi desteklemek için bird-

4.

DCIM değerini kanıtlıyor

DCIM, hem çözebildiği sorunlar hem de giderek daha karmaşık hale gelen veri merkezi ekosistemini yönetme becerisi sayesinde değerini artırmayı devam ediyor. Geleceği düşünen operatörler; yönetmeliklere uyum, Bilgi Teknolojisi Altyapı Kitaplığı (ITIL) ve karma ortamların yönetimi gibi veri merkezi zorluklarıyla başa çıkmak için DCIM’yi kullanıyor. Son olarak ortak yerleşim sağlayıcıları, DCIM’nin müşteriye göre maliyet analizi yapmak ve müşterilerinin varlıklarını uzaktan görebilmesini sağlamak için kullanılabilecek değerli bir araç olduğunu düşünüyor. DCIM, Nesnelerin İnterneti teknolojisinin temel değerleri olan görünürlük, sistemlerde daha fazla koordinasyon ve otomasyon desteğini sunduğu için veri merkezinde bu teknolojinin öncüsü olarak ortaya çıktı.

Endüstriyel Otomasyon rini arıyordu ve mevcut teknolojiler geleneksel akülerin sunduğu değere ve depolama kapasitesine yetişemiyordu. Bu teknoloji, akünün kapladığı alanı ve çalışma sürelerini azaltan ve sürdürülebilirliği geliştiren gerçek alternatifler olarak ortaya çıkıyor. 6. Veri merkezi tasarımı ve dağıtımı daha entegre hale geliyor Son birkaç yılda, operatörlerin hızla dağıtılabilen, kolayca ölçeklendirilebilen ve verimli bir şekilde çalıştırılabilen modüler arayışına girmesiyle, entegre çözümler veri merkezi alanında artış kaydetti. Artık bu felsefe, veri merkezi geliştirme alanında da uygulanıyor. Günümüzde veri merkezi kapasitesi geliştiren şirketler için önemli unsurlardan birinin pazara sürme hızı olduğu görülüyor. Bu şirketler, mühendislik ve üretim aşamaları arasında kullanılan geleneksel depoların kullanışsız ve verimsiz olduğunu düşünüyor. Sonuç olarak, veri merkezi tasarlamak ve geliştirmek için entegre, modüler tasarımlar, tesis dışında üretim ve disiplinli proje yönetimi kullanan anahtar teslim bir yaklaşımı benimsiyorlar. Anahtar teslim olanaklar sunmak için altyapı uzmanlığı, tasarım ve mühendislik becerilerini ve gelişmiş proje yönetimini bir araya getiren satıcılar, daha hızlı bir şekilde daha iyi veri merkezleri oluşturabilir. Albertazzi, “Rekabetçi kalmak isteyen ve yeni, bulut tabanlı teknolojilere sorunsuz bir şekilde geçmek isteyen işletmeler için BT altyapılarının gücü başarının temel taşı olmaya devam edecek. Veri hacimleri giderek artarken, BT altyapıları bu yeni talepleri karşılamak için 2017’de daha hızlı, güvenli ve verimli hizmetler sunacak şekilde gelişmeye devam edecek. Yalnızca yeni bir altyapıya değil, doğru altyapıya yatırım yapmak da çok önemli. Bu nedenle, geçmişinde başarılı veri merkezi operasyonları olan bir iş ortağının planlama ve tasarımdan proje yönetimi, sürekli bakım ve optimizasyona kadar sistem yükseltme sürecinin her aşamasına dahil olması hayati önem taşıyor.” dedi. Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

37


Endüstriyel Otomasyon

ROCKWELL AUTOMATION TÜRKİYE ÜLKE DİREKTÖRÜ CENK CEYLAN : “SEKTÖR SEKTÖR ENDÜSTRİ 4.0’I ANLATIYORUZ”

Rockwell Automation Türkiye Ülke Direktörü Cenk Ceylan ile gerçekleştirdiğimiz sohbette Rockwell Automation’ın Endüstri 4.0 uygulamaları ön plana çıktı. Ceylan; “Endüstri 4.0 uygulamaları her sektörde farklı dolayısıyla her müşterinin ihtiyacı da farklı. Bu nedenle bizde Türkiye’de her sektör için ayrı ayrı Endüstri 4.0’ı anlatmaya çalışıyoruz.” dedi.

Rockwell Türkiye Genel Müdürü M. Cenk Ceylan

38 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017


WIN

2017’de bir sunum gerçekleştirdiniz. İki sektörü değerlendirdiğinizde farklar ve benzerlikler neler? Endüstri 4.0 uygulamaları bağlamında değerlendirir misiniz?

Biz bu yıl 7’inci kez WIN EURASIA Automation Fuarı’na katılıyoruz. Rockwell Automation olarak hemen hemen üç senedir bizim de vurguladığımız tema; Endüstri 4.0. Endüstri 4.0 olarak ifade edilen sanayinin dördüncü aşamasını, Rockwell Automation olarak biz, The Connected Enterprise olarak tanımlıyoruz.

Geçtiğimiz aylarda, sektörünün en prestijli buluşmalarına ev sahipliği yapan CPhI İstanbul 2017’deydik. Fuarda Endüstri 4.0 ile ilgili bir bilgi paylaşımı yaptık. Sanayide çok güzel bir analiz var; Şu anda üretimin yüzde 87’si bu işin yapılmasının gerekliliğine inanıyor. İnançta hiç bir problem yok. Fakat yüzde 87’nin içine baktığınızda, sadece yüzde 5’inin bir uygulama planı var. Dolayısıyla herkes Endüstri 4.0’ın bir ihtiyaç olduğunu biliyor ama neye ihtiyaç olduğunu, nasıl yapacağını ya da ne yapmak gerektiğini bir türlü ortaya koyamıyor. Endüstri 4.0 uygulamasını tek taraftan beklemek yanlış. Yani bu ihtiyacı tek başına ne uygulayıcı firmanın sahipleri ne de o firmanın organizasyonu çıkarabilir. Ayrıca tek başına IT şirketi de bunu uygulayamaz. CPhI İstanbul 2017’de de Rockwell Automation olarak bunu vurguladık. Endüstri 4.0 dönüşümü

EURASIA Automation fuarına uzun yıllardır katılıyorsunuz. Bu yıl katılımınızda belirlediğiniz ana tema nedir?

Tabi ki bu sadece bizim ana temamız değil. Artık hemen hemen fuarın her yeri Endüstri 4.0. Elektrik motorlarının bile Endüstri 4.0 akıllı motor gibi vurguları var. Bizim standımızın bu yılki tüm dizaynı da değişti. Geçen yıla göre daha ağırlıklı olarak soft uygulamalarımız yer aldı. World Media olarak geçtiğimiz aylarda CPhI İstanbul 2017’de ve WIN EURASIA Automation’da bir aradaydık. Siz de CPhI İstanbul World Media Genel Yayın Yönetmeni İlker Kaplan

Endüstriyel Otomasyon ve değişimi daha komplike ve daha kolektif bir çalışmanın ürünü olabilir. Bu dönüşüm geçtiğimiz dönüşümlere kıyasla çok daha farklı. Burada partnerler ile uzun soluklu ilişkiler kurulmalı. Bugün dönüşüme hızlı adapte olmak istiyorsanız, çalıştığınız partnerle yarın da devam etmelisiniz. Dolayısıyla uzun dönemli partnerlerinizi belirlemek çok önemli. Biz World Media olarak; 3 - 4 Aralık’ta Endüstri 4.0 üzerine bir zirve yaptık. Oradan da bir deneyim edindik. Yani işi öğrenmeye başladık. Biz Türkiye’de bu konu ile bağlantılı firmaları gözlemliyoruz. Sizi de yakından takip ediyoruz. Sizde şöyle bir olgu var; üreticileri sektör olarak ayırıyorsunuz. Maden, ilaç ve otomotiv gibi… Sizin yaklaşımınız biraz daha spesifik ve daha çok sektörlere hitap eden bir yaklaşım değil mi? Biz Rockwell Automation olarak Türkiye’de sektör sektör Endüstri 4.0’ı anlatmaya çalışıyoruz. Endüstri 4.0 uygulamaları her sektörde farklı olduğu gibi her müşterinin ihtiyacı

Rockwell Türkiye Genel Müdürü M. Cenk Ceylan

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017 39


Endüstriyel Otomasyon da farklı. Aslında bizde dünyadaki uygulamaların örneklerini gösteriyoruz. Birebir bu uygulanır anlamında değil ama fikir verebilmek açısından çalışmalarımız var. Mesela; üreticilerin fabrikalarındaki eksikliklerini nasıl tespit ettikleri, bu eksikliklerle nasıl bir yol haritası çizdikleri ve bunu uygularken hangi partnerlerle çalıştıklarını aktarmaya çalışıyoruz. Bunları gösteren görseller, videolar, röportajlar kullanıyoruz ve bunlarla ilgili web sitemizi güncelliyoruz. Yani maden sektörü, madenle ilgili uygulamaları, ilaç sektörü ilaç sektörüyle ilgili uygulamaları, yiyecek ve içecek sektörü de kendi sektörüyle ilgili dünya referanslarına web sitemizden ulaşabiliyor.

40 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

Bir de meselenin başka bir boyutu var. Düzenlediğimiz Endüstri 4.0 zirvesinde tartışırken katılımcı firmalar, bu dönüşümü hep farklı isimler ile anlatıyorlar. Yani Amerikan firmalarının bir kısmı dijital transformasyon, Alman firmalar Endüstri 4.0, Japon firmalar Dijital Factory olarak tanımlıyorlar bu dönüşümü. Her firma veya her şirket Endüstri 4.0’ı kuramsal ve kavramsal olarak kendi bulunduğu yere oturtuyor. Peki biz Türkiye olarak bu dönüşümü nasıl adlandırmalıyız? Biz bazı firmalara gittiğimiz zaman “Otomasyon 2.0’dan 4.0’a nasıl geçeceğiz?” yaklaşımıyla karşılaşıyoruz. Sizin Rockwell Automation olarak bu

konuyu sektörlere ayırmanız burada sağlıklı sonuçlar verebilir değil mi? Endüstri 4.0 konusunda fabrikaların; en fazla yatırımı veya hızlı geri dönüşü alabilecekleri noktaları belirleyip ona göre entegrasyonu hayata geçirmeleri gerekir. Rockwell Automation olarak biz bunu yapıyoruz. Nerede daha çabuk Endüstri 4.0’ı uygulayabiliriz noktasını tartışıyoruz. Datanın ne seviyede aktarılıp hangi yazılımlarla işlenip raporlar haline getirileceğini beraber tasarlayıp sonrasında şirketin endüstri mühendisleri kadrosuyla ya da üretim planlama kadrosuyla beraber üretiyoruz, uygulama da bu şekilde oluyor.



Fuar

86. İzmir Enternasyonal Fuarı en eski dostunu ağırlamaya hazırlanıyor

RUSYA FEDERASYONU PARTNER ÜLKE

Bu yıl 18-27 Ağustos tarihleri arasında 86.kez düzenlenecek olan İzmir Enternasyonal Fuarı’nın partner ülkesi, Rusya Federasyonu olarak belirlendi.

R usya Federasyonu, Kültürpark’ta 759 metrekare alanda, doğal gaz, petrol, kimya, tarım, finans ve turizm sektörlerindeki firmalarıyla yer alacak. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın en eski ve sürekli katılımcılarından olan Rusya Federasyonu’nun katılımı, her iki ülkenin ticari, ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerinin ileri yıllarda daha da gelişmesi için zemin oluşturacak.

İLK KEZ 1934 YILINDA KATILDI İzmir Enternasyonal Fuarı’na ilk kez 1934 yılında“Beynelmilel İzmir 9 Eylül Panayırı” iken “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği” olarak katılan Rusya, 62 kez fuarın konuğu oldu. 1930’lu yıllarda fuarda motor, telefon gibi teknolojik ürünlerle yer alan Sovyetler Birliği, 50’li yıllarda endüstri ürünleriyle İzmir Enternasyonal Fuarı’ndaydı. Sovyetler Birliği 1957 yılında uzaya gönderdikleri yapay uydu Suputnik’in bir maketini fuarda sergiledi. Suputnik’in ardından Vostok Feza Gemisi ile Fuar’a katılan Sovyetler Birliği, Rus Feza Pilotu Gagarin’in iki metrelik portresini asınca ziyaretçi akınına uğradı. Sovyetler Birliği 1960’lı yıllarda da sergilediği uzay çalışmalarıyla

42 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

İzmir Enternasyonal Fuarı’nın ilgi odağı olmaya devam etti. 1963 yılında Basmane kapısı yakınında kurulan Planetarium İzmir Enternasyonal Fuarı’nı yıldızlarla buluşturdu. İzmir Enternasyonal Fuarı ile çok zengin bir geçmişe sahip olan Rusya, aynı zamanda Kültürpark fikrinin doğmasına da kaynak oluşturmuştu. İzmir Futbol Heyeti Fahri Reisi Suad Yurdkoru, 1933 yılında Moskova ziyareti sırasında ziyaret ettiği Gorki Parkı’ndan çok etkilenmiş ve İzmir’e döner dönmez Kültürpark hayalini gerçekleştirmek üzere harekete geçmişti. İzmir Enternasyonal Fuarı ve Rusya Federasyonu arasındaki çok zengin ve güçlü bağlar, 86. İzmir Enternasyonal Fuarı’na partner ülke olmasıyla daha da güçlenecek.


86. İEF’NİN TEMASI ENERJİ

İ18-27 zmir Enternasyonal Fuarı, Ağustos 2017 tarihleri

arasında kapılarını “Enerji” ana temasıyla açmaya hazırlanıyor. Partner ülkenin Rusya Federasyonu olarak belirlendiği 86. İzmir Enternasyonal Fuarı, enerji temasıyla birçok farklı ülkeden gelen yeni ürünleri ziyaretçilerle buluştururken; özel sektör temsilcilerinin buluşmasına ortam hazırlayacak. Rusya, İzmir Enternasyonal Fuarı’na; başta ‘enerji’ olmak üzere, ‘tarım’, ‘metal ve makine’, ‘yatırım ve finans’, ‘turizm’ ve ‘kimya’ sektörleriyle yatırım yapmak ve her iki ülkenin ticaret hacmini geliştirmek amacıyla geliyor. Elektrik ve doğal gaz üretiminde dünyanın en önemli ülkelerinden biri olan Rusya, Enerji Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Enerji Bakanlığı ve Federal Bakanlık ile birlikte İzmir Enternasyonal Fuarı’nın her boyutuna güçlü bir katılım sağlamaya hazırlanıyor. TÜRKİYE’DE ENERJİ Y A T I R I M L A R I 2016 Mart ayında yatırımların yüzde 65’ini termik santraller oluştururken 2017 Mart ayı verilerine göre termik santral yatırımları yüzde yedi olarak gerçekleşti. İlki 1998 yılında İzmir’de kurulan rüzgar enerji santralleri (RES), ülkemizin coğrafi konumu nedeniyle verimli bir enerji üretim kaynağı olarak yer alıyor. Geçtiğimiz yıl yüzde 17’lik oranla enerji yatırımları kapsamında yer alan RES’ler 2017 Mart ayı yatırımlarında yüzde 43 olarak en fazla paya sahip. 2016 Mart ayı enerji yatırımları verilerinde yüzde 9’luk payla

kayıtlara geçen Hidroelektrik santralleri (HES) yatırımları ise 2017’de yüzde 39’a yükseldi. Alternatif enerji yatırımları arasında bulunan çöp, biyogaz, atık ısı ve jeotermal enerji yatırımları ise yüzde 11’lik bir paya sahip.

Hidroelektrik santraller, ısıtma amaçlı biyokütle, termal güneş ve jeotermal enerji kullanımı, Türkiye’de enerji üretimine katkıda bulunan başlıca yenilenebilir enerji kaynakları haline geldi. Jeotermal potansiyeli ile dünyada yedinci sırada yer alan Türkiye, üretim kapasitesinde ondördüncü sırada yer alıyor. Son yıllarda Türk enerji sektöründe, jeotermal ve rüzgar enerjisine dayalı elektrik üretimi de etkili olmaya başladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü’nün Mart 2017 Aylık Enerji İstatikleri Raporu’na göre; ülkemizde tüketilen enerjinin yüzde 55’i doğal gaz, yüzde 24’ü elektrik ve yüzde 16’sı ise motorindir. Elektrik üretiminin yüzde 35’i doğal gazdan sağlanırken; yüzde 17’si ithal kömürden, yüzde 15’i barajlı hidroelektrik santrallerden, yüzde 13’ü linyitten, yüzde 9’u akarsu hidroelektrik santrallerinden ve yüzde 6’sı rüzgardan elde ediliyor. ENERJİDE TÜRK-RUS İLİŞKİSİ Bakanlık verilerine göre ülkemiz doğal gaz tüketiminin yaklaşık yüzde 99’unu ithal ediyor. Son 10 yıl içinde, dünyada doğal gaz talebinin Çin’den sonra en fazla arttığı ikinci ülke konumunda bulunan ülkemizin 2015 yılında ithal ettiği 48,4 milyar metreküplük doğal gazın yaklaşık yüzde 55,3’ü Rusya’dan, yüzde 16,2’si İran’dan, yüzde 12,7’si Azerbaycan’dan, yüzde 8,1’i

Fuar

Cezayir’den ve yüzde 2,6’sı Nijerya’dan temin edildi. Türkiye Almanya’dan sonra Rusya’nın en çok doğal gaz ihraç ettiği ikinci ülke konumunda. 2014 yılında Türkiye Rusya’dan 27,4 milyar metreküp doğal gaz satın alırken, son on yılda Türkiye’nin doğal gaz tüketimi iki katından daha fazla arttı. 1984 yılında başlayan Türkiye-Rusya doğal gaz işbirliği, günümüzde Mavi Akım ve Trans Balkan boru hatları aracılığıyla devam ediyor. Yapım aşamasındaki Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi ile iki ülke enerji ticaretinin gelişmesi bekleniyor. Fuarın ürün grupları şöyle: Güneş Enerjisi, Rüzgar Enerjisi, Jeotermal Enerji, Hidrolik Enerji, Dalga Enerjisi, Biyokütle Enerji, Enerji Üretim Sistemleri, Isıtma-Soğutma-İklimlendirmeHavalandırma, AR-GE Merkezleri, Teknoparklar, ElektrikElektronik Teknolojileri, Yapı Malzemeleri ve İnşaat Teknolojileri, Otomotiv ve Otomotiv Yan Sanayi, Motosiklet-Bisiklet ve Yan Sanayi, Dayanıklı Tüketim Malları, Yazılım Bilgi ve İletişim Teknolojileri, Gıda Ürünleri ve Teknolojileri, Tarım ve İlaç Sanayi, Medikal ve Kimya Teknolojileri, Yerel Yönetimler, Eğitim ve Eğitim Teknolojileri alanlarında faaliyet gösteren firmalar fuarda yer almaya hazırlanıyor. YILLARA

GÖRE

TEMALAR

Rusya, İzmir Enternasyonal Fuarı’na; başta ‘enerji’ olmak üzere, ‘tarım’, ‘metal ve makine’, ‘yatırım ve finans’, ‘turizm’ ve ‘kimya’ sektörleriyle, yatırım yapmak ve her iki ülkenin ticaret hacmini geliştirmek amacıyla geliyor.

2001 yılında 70. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda “ihtisas sektörü” uygulaması ile başlayan çalışma; 2003 yılında gerçekleştirilemedi. 2004 yılında ‘konsept’ adıyla uygulanırken; 2005 yılından itibaren ise “tema” uygulamasına geçildi. Yıllara göre uygulanan temalar şöyle:

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017 43


Sızdırmazlık

FREUDENBERG SEALİNG TECHNOLOGİES WIN 2017’DEYDİ

Dünya genelindeki lider sızdırmazlık elemanları üreticilerinden olan, yıllık 2,3 Milyar Euro ciroya sahip, Freudenberg Sealing Technologies’ Türkiye’ ye güvenini WIN 2017 Fuarına uara katılım ve firmanın katılımı ile güçlendirdi. çalışmaları ile ilgili Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Erdi Ceyhan değerlendirmelerde bulundu.

F

Freudenberg Sealing Technologies (kısa adıyla FST), yaklaşık 14.000 metrekarelik alan üzerinde Bursa HOSAB Sanayi bölgesinde kurulan tesis ile birlikte, otomotiv, tarım, enerji ve mobil iş makinaları gibi birçok endüstri alanları için yenilikçi sızdırmazlık çözümleri konusunda geniş bir ürün portföyünü değerli müşterilerine sunmaktadır. FST üretim organizasyonu, ürün segmentasyonuna dayanmakta olup, belli ürün grupları fokus fabrikalarda üretilmekte, 44

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

daha sonra merkezi dağıtım depolarına sevk edilmektedir. Bursa’ da üç ürün grubu tüm Avrupa’daki müşterilerimiz için üretilecektir. Yeni fabrikada, şu anda Enkoder üretimi de da dahil olmak üzere, motorlarda ve dişli kutularında kullanılan, rulman kapakları, dönel mil keçeleri ve kombi tipi keçeler üretilmektedir. Türkiye ve Ortadoğu bölgesel dağıtım platformu olacak Bursa deposu ile müşterilerimize daha yakın hizmet verme amacıyla FST satış organizasyonunu üç ana kanal ile organize edilmiştir. Bunlar Otomotiv, Otomotiv Yedek Parça ve Genel Endüstri satış kanallarıdır.

Otomotiv satış kanalımız, OEM ve Tier (yansanayi) lerin ihtiyaç duyduğu sızdırmazlık ürünleri grubunun satışını yönetmektedir. Global OEM’lerin tümüne 5 kıtanın tamamında yerel satış ve üretim organizasyonları ile hizmet etmekteyiz. Hali hazırda, FST ve global partnerimiz NOK ile Pazar lideri pozisyonumuzu uzun yıllardan bu yana korumaktayız. Müşterilerimizin istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda seminer ve eğitimler vermekteyiz. Bunun yanında büyük OEM müşterilerimize ‘’TECH DAY’’ dediğimiz ve müşterinin üretim yerinde tüm çalışanlarına kullanmış oldukları ürünler hakkında bilgi ve teknoloji


Sızdırmazlık

paylaşımında bulunuyoruz. Bu tür organizasyonlarda Avrupa’ daki uzman mühendislerimiz ve kullanılan ürün grubunda uzmanlaşmış teknisyenlerimizde katılarak destek veriyorlar. Otomotiv yedek parçada global markamız Corteco’ dur. Tarihsel olarak, İtalya organizasyonunda geliştirerek oluşturulan marka, şu an Freudenberg grup bünyesindeki tüm ürün gruplarının otomotiv yedek parça satış markası haline gelmiştir. FST’ nin ürettiği yağ keçeleri, contalar, Vibracoustic’ in ürettiği titreşim takozları, FFT’ nin ürettiği filtreler Corteco markası ile pazara sunulmaktadır. Türkiye ve Ortadoğu’daki yedek parça distribütörlerimiz ile bölgede oldukça önemli bir pazar payımız bulunmaktadır. Ayrıca Genel Endüstri Satış Direktörü Sedat Yurdakul kısa dönemli faaliyet ve çalışmalar ile ilgili aşağıdaki şekilde bilgilendirdi.

motiv dışındaki diğer sektörler olan hava ve demiryolları, enerji üretimi, enerji iletimi, hidrolik, pnömatik, tarım ve iş makinaları, ev eşyaları, gıda işleme, tıp ve ağır endüstri sektörlerinin tümüne, Freudenberg Simmerring, Merkel, Dichtomatik ve NOK markalarımız ile hizmet etmekteyiz. 2008 yılından bu yana yerel satış organizasyonumuzun bulunduğu satış kanalının Bursa’ daki dağıtım platformu ile hizmet kalitesi de artmış olacaktır. Ayrıca Bursa’da bir de “Freudenberg Xpress” servis merkezi kurulmuştur. Bu merkezde, yedek parça ihtiyaçlarını karşılamak üzere orijinal malzemelerden ve Freudenberg seri üretimi orijinal profillerden işlenerek ekonomik küçük seri üretimlere, prototiplere veya özel yekpare parçalara etkin bir çözüm alternatifi olacak keçeler üretilmektedir. 2017 yılında hedefimiz, global operasyonlarda ulaştığımız 24 saat içinde sevkiyat seviyesine ulaşmak olacaktır.

Ayrıca Traktör ve İş makineleri üreticilerindeki Pazar payımızı yenilikçi ürünlerimiz ve lokal lojistik destek ile artırmayı hedefliyoruz. Avrupa’da yaygınlaşan EASY online sipariş sistemimizi, Türkiye’deki mevcut ve potansiyel müşterilerimizde uygulamaya alacağız. Distribütörlük ağımızı, ihtiyaç duyulan bölge ve ürün gruplarında yaygınlaştıracağız. Türkiye Genel Endüstri satış kanalının sorumluğuna giren Dichtomatik markalı ürünlerimizi, dizayn kriter ihtiyaçları daha düşük seviyede ürün gruplarına ihtiyaç duyan müşterilerimize sunacağız. NOK markalı ürün gruplarının Türkiye’de tek mümessil satıcısı olarak piyasada sahte ürünün engellenmesi ve orijinal ürünün doğru kanaldan sevkini sağlayabilmek için 2016 yılında başlattığımız çalışmaları hızlandıracağız.

Genel Endüstri satış kanalımız, otoMakine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

45


Enerji

Türkiye enerji piyasasının şeffaf, rekabetçi ve serbest bir yapıya kavuşması için çalışmalar yapan Enerji Ticareti Derneği (ETD) tarafından, 9-10 Mayıs tarihlerinde, Ankara’da “Öngörülebilir Bir Elektrik Piyasası İçin Stratejik Yol Haritası Çalıştayı” düzenlendi.

“ÖNGÖRÜLEBİLİR BİR ELEKTRİK PİYASASI İÇİN STRATEJİK YOL HARİTASI ÇALIŞTAYI” BAŞARIYLA YAPILDI

T.C. Enerji ve Tabii Kaynak-

lar Bakanı Berat ALBAYRAK tarafından geçtiğimiz ay sunumu yapılan “Milli Enerji Politikası”nın üç temel unsurundan birisi, ‘Öngörülebilir Piyasa’ olarak belirlenmişti. Bu hedefe ulaşabilmek için atılması gereken adımlar konusunda çalışmalar yapmak ve bu yönde izlenecek stratejik yol haritasına katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen ETD Çalıştayı, iki bölümde gerçekleştirildi. I.gün, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB), T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), T.C. Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş. (TETAŞ), Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ), Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ), Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ)

46 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

ve Borsa İstanbul A.Ş. (BİST) gibi kamu kurum ve şirketlerinden yetkin temsilcilerin katılımıyla seyirciye kapalı bir ortamda yuvarlak masa toplantıları yapıldı. “Serbestleşme ve TETAŞ-EÜAŞ Etkisi”, “Perakende Elektrik Piyasası”, “Mevzuat ve Denetim”, “Elektrik için Doğalgaz” ve “Enerji Borsası” başlıklı beş masada eş zamanlı olarak yapılan tartışmalarla, masa konusu ile ilgisine göre farklı kamu kurum ve şirketlerinden temsilciler ile ETD temsilcileri görüş alış-verişi yaptılar ve öngörülebilir bir serbest piyasaya ulaşmada atılması gereken adımları belirlemeye çalıştılar. II.gün ise, birinci gün yapılan yuvarlak masa toplantılarında ele alınan konular ve ulaşılan sonuçların özetinin yanı sıra, öngörülebilir bir serbest piyasa-

ya ulaşmak için yapılması gerekenler konusundaki düşüncelere ilişkin bütünleştirilmiş bir çalıştay sunumu, yine Devlet Kurum ve Kuruluşları’ nın üst düzey yöneticileri ile ETD üyeleri ve sektör katılımcılarından oluşan geniş bir katılımcı grubu ile paylaşıldı. ETD Yönetim Kurulu Başkanı Birol ERGÜVEN yaptığı konuşmada, Dernek olarak tüm çalışmalarda olduğu gibi bu çalıştayda da, sadece enerji sektörünün bir bölümünü düşünerek, yalnızca tedarik şirketlerinin çıkarlarına ilişkin değil, tüm enerji piyasası ve Türkiye’nin ekonomik geleceğine katkı verilebilmesi çabasında olduklarını vurguladı. Geçtiğimiz 15 yıllık dönemde özellikle elektrik piyasasında yapılan dönüşüme ve atılan adımların değerine



Enerji

değinen Ergüven, gelinen noktada, serbestleşme yönünde bir sonraki aşamaya geçmenin zorunlu olduğunu ve bunun için en önemli konu başlığının öngörülebilirlik olduğunu belirtti. Öngörülebilirlik için maliyet bazlı fiyatlandırmanın önemine işaret eden Birol ERGÜVEN, “Bir an önce son kaynak tedarik tarifesinin kanunda yer aldığı şekli ile hayata geçirilerek özel sektörün kendi üretimini doğrudan kendi maliyetleri ve öngörüsü ile kendi müşterilerine satabileceği bir alan açılması gerekir. Bugün serbest tüketicilerin tamamı için bu uygulamaya geçilmesi

mümkündür. Ancak gerekirse, bir nevi deneme mahiyetinde, tüketimin %60’ını kapsayan tüketiciler için uygulanarak da başlanabilir. Bu gelişme, öngörülebilir serbest enerji piyasası için önümüzde ulaşmamız gereken en önemli hedeftir. Bu hedefe ulaşmak, özel sektörün öngörü kabiliyetini arttıracak ve bugün problem gibi görünen bir çok zorluğun kendiliğinden aşılmasını da sağlayacaktır. Bunu yapmak için gerekli tüm şartlara sektör oyuncuları ve piyasa ulaşmıştır. Bugün bunu yapamaz isek gelecekte bu şartları bir daha bulamayabiliriz. Bu altın fırsatı kaçırmayalım” diye konuştu.

ETD YK Başanı Birol Ergüven

48 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

EPDK Başkan Yardımcısı Mehmet ERTÜRK’de kapanış konuşmasına ETD’ye çalıştay için teşekkür ederek, özellikle etkin bir somut sonuç üretme amacına dönük olarak tasarlanan çalıştay formatının yerinde olduğunu vurguladı. Bu çalıştayın enerji sektöründeki diğer Dernekler için de bir model teşkil edebileceğini belirten Ertürk, serbestleşme ile ilgili görüşlerin şimdiye kadar daha teorik ve slogan seviyesinde kaldığını, bir sonraki aşamaya geçişin uygulanması için pratiğe ilişkin daha özel çalışmaların yapılmasına ihtiyaç olduğunu söyledi.


Fuar

Makine & Otomasyon / Mart - Nisan 2017

49


Bina Otomasyonu

EEC EGE BÖLGESİNDE GÜCÜNE GÜÇ KATAN İŞBİRLİĞİYLE FAALİYETLERİNİ GENİŞLETİYOR HalukYanık

EEC Entegre Bina Kontrol Sistemleri, orta ve büyük ölçekli yapılarda yangın, güvenlik, geçiş kontrol, kapalı devre televizyon ve bina otomasyon sistemlerinin üst düzey entegrasyonunda deneyimli bir zayıf akım sistemleri firmasıdır. EEC 35 yılı aşkın bir süredir tasarım, uygulama ve satış sonrası hizmetleriyle müşterilerine komple çözümler sunmaktadır. Daha ayrıntılı bilgiye www. eec.com.tr web adresinden ulaşılabilir.

ESistemleri, EC Entegre Bina Kontrol Ege Bölgesindeki

çalışmalarına profesyonel bir ekiple hız kazandırmak amacıyla ABS Alarm firmasıyla işbirliği yaparak Ege Bölge Müdürlüğüne yeni bir soluk getirdi. Bu gelişmeyi, 21 Nisan Cuma akşamı Hilton İzmir’de İzmir ve çevresinden değerli iş ortaklarının katıldığı 50 Makine

& Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

EEC Ege Bölge Müdürlüğü Tanıtım Toplantısında duyurdu. Toplantının açılış konuşmasını yapan EEC Entegre Bina Kontrol Sistemleri Ege Bölge Müdürü Yavuz Alkan; “ABS Alarm halen aktif bir firma, bugüne kadar tamamladığımız projelerin garanti ve bakım gibi devam eden süreçlerinde müşterilerimize hizmet vermeye devam

edeceğiz. EEC ile geçmiş yıllarda yürüttüğümüz çözüm ortaklıklarına yeni bir boyut kazandırıp bundan sonra EEC Ege Bölge Müdürlüğü olarak faaliyetlerimize devam edeceğiz” sözleriyle ABS Alarm ve EEC’nin işbirliği sürecini özetledi. Yavuz Alkan sunumuna “YEST Yönetmeliği - Yapı Elektronik Sistemleri ve Tesisatlarına Ait



Bina Otomasyonu

HayriKartopu

Mühendislik Hizmetleri Yönetmeliği” hakkında kısaca bilgi vererek devam etti. Hatalı tesis edilen sistemlerin kısa sürede kullanılamaz hale geleceğini ve bir gün gerektiğinde çalışmayacağını vurgulayan Alkan, bunun can ve mal güvenliği konusunda çok önemli bir nokta olduğunu hatırlattı. Ardından, konuklara EEC’nin kurulduğu günden bu yana büyüme aşamalarını ve bunun kanıtı olan referans projeler hakkında bilgiyi EEC Entegre Bina Kontrol Sistemleri Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hayri Kartopu aktardı. Kartopu, Ege Bölge Müdürlüğündeki bu güzel gelişmeyi “Bu etkinlik ile

52 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

birlikte; 35 yılı aşan deneyimimizi, Ege Bölge Müdürlüğümüzün güçlü kadrosu ile müşterilerimize daha hızlı ve etkin hizmetlerimizle yansıtacağımızı duyurma fırsatı bulduk” sözleriyle değerlendirdi. Toplantının son bölümünde EEC Entegre Bina Kontrol Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Yanık; “Bina ve Tesislerde Kullanılan Elektronik Sistemlerin Seçimi ve Uygulamasında Yapılan Hatalar ve Çözüm Önerileri” konusundaki profesyonel birikiminden önemli notları dinleyicilerle paylaştı. Ciddi bir yangın atlatan işletmelerin %80’nin tekrar açılamadığının veya birkaç

yıl içinde kapandığının altını çizen Yanık, farklı tip binalara aynı çözümün sunulmasından kaynaklı proje hatalarına ek olarak risk ve ihtiyaç analizine dayanmayan şartname ve keşiflerin de bütçeleri yükselten bir etken olduğundan bahsetti. Yapılarda elektronik sistemlerin riskleri azaltmak ve çalışma konforunu arttırmak olarak iki ana hedefle kurulduğunu söyleyen Haluk Yanık, bu iki ana amaca yönelik çalışmaların nasıl yürütülmesinin gerektiği hakkında kapsamlı bilgi verdi. Misafirlerin sunumlara yönelik sorularının cevaplanması sonrası toplantı kokteyl alanında keyifli bir sohbetle devam etti.


Fuar

Makine & Otomasyon / Mart - Nisan

2017

53


Fuar

CPHI İSTANBUL 2017 DÜNYA İLAÇ DEVLERİNİ DÖRDÜNCÜ KEZ BULUŞTURDU Dünya ilaç devlerinin Avrasya’daki ortak buluşma noktası CPhI İstanbul 2017, 8-10 Mart tarihleri arasında 15’ten fazla ülkeden 200’ü aşkın katılımcıyı İstanbul Fuar Merkezi’nde bir araya getirdi. Türkiye, Orta Doğu, Orta Asya, Kuzey Afrika ve Kafkasya bölgesindeki ilaç sektörüne ulaşmak için stratejik fırsatlar sunan fuarda, bu yıl bir ilk olarak düzenlenen Biyoteknoloji Konferansı ile sektörün geleceği masaya yatırılırken, biyoteknolojik ürünlere dair son gelişmeler katılımcılara aktarıldı.

Dünya üzerindeki ilaç üre-

ticileri ve satıcıları Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Kafkasya bölgelerindeki pazar payını keşfetmeye başladı. İlaç sektörünün devlerini bir araya getiren CPhI İstanbul; Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının merkezinde yer alan İstanbul’un stratejik konumu, gelişen ekonomisi ve altyapısı sayesinde önemli fırsatlar sunuyor. CPhI İstanbul 2017’nin resmi ortağı olan İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, Türkiye ilaç sektörünün uzun yıllara dayanan köklü üretim kültürü, güçlü altyapısı, ileri teknolojik imkanları ve 54 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

nitelikli insan kaynağı ile çok önemli bir endüstriyel güce sahip olduğunu söyledi. Barut: “Endüstrimizin Türkiye ekonomisinde çok stratejik bir yeri var. İEİS olarak en çok üzerinde durduğumuz konu, ilaçta gelişimin temel lokomotifi olan Ar-Ge yatırımları. Endüstrimiz bu konuda son derece duyarlı ve bilinçli bir şekilde hareket etmektedir. Ar-Ge’ye giderek daha çok pay ayrılmakta, akredite Ar-Ge merkezi sayımız yıldan yıla artmaktadır. Halen 21 Ar-Ge merkezi ile sektörümüz bu alanda önemli bir noktaya ulaşmıştır” dedi. Biyoteknoloji ülkemizin rekabet gücünü artıracak Dünyada toplam ilaç pazarında yüzde 20’den fazla bir paya sahip olan ve sektörün geleceğini şekillendireceği artık tüm çevrelerce kabullenilen biyoteknoloji konusunun da İEİS’in odaklandığı alanlardan biri olduğunu vurgulayan Nezih Barut, biyoteknolojinin, CPhI İstanbul’la eşzamanlı gerçekleştirilen konferansın da teması olduğunu belirtti. Nezih Barut sözlerini şöyle sürdürdü: “Yüksek katma değerli biyoteknolojik ilaçların ülkemizde geliştirilmesi ve üretilmesi bilgi ve teknoloji birikimimizi artıracak, cari açığımızı

azaltacak, endüstrimizin rekabet gücünü artıracaktır.” “İthal ettiğimiz ürünlerin Türkiye’de üretilmesi büyük önem taşıyor” Yurtiçi üretim ve ihracatın önemine de değinen Barut şöyle konuştu: “Hali hazırda ülkemizde üretmekte olduğumuz, ancak bir taraftan da ithal ettiğimiz ürünlerin Türkiye’de üretilmesi büyük önem taşıyordu. Yurtiçi üretim konusunda Sağlık Bakanlığı ve SGK tarafından hayata geçirilen uygulamayı yakından takip ediyor, memnuniyetle karşılıyoruz. Bu uygulama, muhakkak ki üretimdeki artış eğilimine olumlu yansıyacak ve ülkemizin dış ticaret açığının azaltılmasında önemli rol oynayacaktır. Endüstrimiz için kritik önem taşıyan konulardan bir diğeri de ihracat. İlaç ihracatımız son 6 yılda yüzde 43 düzeyinde arttı. Sektörümüz bugün Avrupa Birliği, Bağımsız Devletler Topluluğu, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere 150’den fazla ülkeye ihracat yapmakta ve ekonomimize değer katmaktadır.” ”Türkiye’nin dünya standartlarında üretim yapabilecek bir altyapısı var” Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Ku-


Fuar

Makine & Otomasyon / Mart - Nisan

2017

55


Fuar rumu Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz, Kurum olarak üç temel stratejileri bulunduğunu ifade etti. Türkiye’nin dünya standartlarında üretim yapabilecek bir altyapısı ve kapasitesi olduğunu ve bununla gurur duyduklarını belirten Gürsöz; “Kapasitemizin şu anda yüzde 65-70’ini kullanıyoruz. Kullanmadığımız kurulu kapasiteyi harekete geçirmemiz gerekiyor. Böylece gerçekleşecek üretim artışı istihdamı da beraberinde getirecek. Bu konuyla ilgili çağrımız karşılık buldu ve birtakım iş birlikleri, stratejik ortaklıklar imzalanmaya başlandı. İyi örneklerin sayısının artacağına inanıyorum” dedi. İkinci stratejilerini ihracat odaklı büyüme hedefi, üçüncü stratejilerinin ise Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu ileri teknoloji ve know-how’ı sağlayacak adımların atılması olduğunu belirten Gürsöz sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun için 3 unsur birlikte çalışmalı. Bir tanesi akademi. İlaç araştırmaları için gerekli ortam ve beyin gücüne sahibiz. Araştırma merkezlerimizin sayısı artıkça daha da güçleneceğiz. İkinci husus sektörümüzle ilgili. Sektör bu alanda hem insan kaynağı hem alt yapı anlamında adımlarını attı. Biyoteknolojik ilaç üretimine yönelik çalışmalar yapılıyor. Firmalarımız biyoteknoloji tesisleri kurmaya başladı. Son unsur olarak Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) kuruldu. Önümüzdeki dönem enstitünün atılım yılı olacak. TÜSEB ile ortak çalışmalar yapılacak, finansman noktasında TÜSEB destek sağlayacak.” CPhI İstanbul 2017’de gelecek odaklı bir platform oluşturduklarını söyleyen CPhI İstanbul Marka Direktörü Mehmet Dükkancı; “Bu yıl Ekonomi Bakanlığımızın desteği ile ilaç alıcılarının katılacağı bir alım heyeti programı düzenledik. Ekonomi Müşavirlerimiz aracılığı ile fuarımızı, 56 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos

2017

alım heyetimizi tüm ülkelere bildirmiştik. Orta Doğu ve Kuzey Afrika başta olmak üzere, Özbekistan, Güney Afrika ve İtalya’dan özel delegasyonları fuarımızda ağırladık. CPhI İstanbul Fuarı olarak gelişen Türk ilaç endüstrisinin bölgenin üretim üssü olmasına destek oluyoruz” dedi. “200’den fazla katılımcıya ve yaklaşık 5 bin sanayi yöneticisine ev sahipliği yaptık” CPhI İstanbul’un sadece dört yılda Orta Doğu, Orta Asya, Kuzey Afrika ve Kafkasya bölgeleri için ortak bir buluşma noktası haline geldiğini belirten UBM EMEA Amsterdam Genel Müdürü John Van der Valk; “Bu yıl 200’den fazla katılımcı ve 100’ün üzerinde ülkenin ziyaretçisine ve yaklaşık 5 bin sanayi yöneticisine İstanbul’da ev sahipliği yaptık. 2014 yılından beri düzenlenen CPhI İstanbul’un katılımcı sayısında ve kat alanında yüzde 72’lik bir artış olduğunu gördük. Bizim vizyonumuz hem Türk hem de Orta Doğu ve Afrika ilaç endüstrilerinin gelişmesine ve büyümesine devam etmesi. Fuarda, mevcut müşteriler ile iletişim kurmak, yeni ortaklıklar geliştirmek ve ilaç endüstrisini ileri taşımaya devam etmek için sayısız fırsattan en iyisini size sunabildiğimizi umuyoruz” dedi. 100 üzerinde ülkeden yaklaşık 5 bin ilaç sektörü temsilcisinin fuarı ziyaret ettiğini söyleyen Dükkancı; “Bu yıl ilaç sektörünün geleceği olan Biyoteknoloji konusunu gündemimize taşıdık. Düzenlediğimiz Biyoteknoloji Konferansı’na hem ülkemizden hem de yurt dışından yoğun başvuru aldık. CPhI İstanbul 2017’nin hem sektör hem de ülkemiz için verimli bir fuar olduğuna inancımız tam” dedi. CPhI Istanbul 2017, UBM EMEA (İstanbul) tarafından T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) desteği, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’nın

(İEİS) resmi ortaklığı ve DEVA Holding’in elmas, BD Medical Pharma’nın altın ve Koçak Farma’nın gümüş sponsorluğunda düzenlendi. Türk İlaç ve Serum Sanayii, American Chemical Society, Shangai Acebright Pharma Group, Analitik Kimya ve MTM de CPhI İstanbul’un sponsorları arasında yer aldı.


Fuar

Makine & Otomasyon / Mart - Nisan 2017

57


Etkinlik

TEKNOLOJİNİN YILDIZLARI SAHİPLERİNİ BULDU Türkiye’nin öncü teknoloji geliştirme merkezlerinden biri olan Yıldız Teknopark’ın, bu yıl ikincisini düzenlediği ‘Teknolojinin Yıldızları’ ödül töreni gerçekleşti. Üç farklı kategoride sahipleriyle buluşan ödüllerde; Türkiye’nin Teknoloji ve İnovasyon Yıldızı Vestel olurken, Sosyal Sorumluluk Yıldızı Garanti Bankası oldu.

Yıldız Teknopark Hakkında: YTÜ Davutpaşa Kampüsü’nde 2003 yılında kurulan Yıldız Teknopark, Davutpaşa ve İkitelli yerleşkeleriyle birlikte toplam 170 bin metrekarelik alanda faaliyetlerini yürütmektedir. Yazılım, bilişim ve iletişim teknolojileri, telekomünikasyon, elektronik, ilaç, makine ve teçhizat imalatı, kimya, havacılık, enerji, savunma sanayi, inşaat, gıda gibi farklı sektörlerde ArGe çalışmalarını yürüten Yıldız Teknopark; 270 Ar-Ge firması, 90 kuluçka firması ve 7 binden fazla kalifiye Ar-Ge ve yazılım personeline ev sahipliği yapıyor.

Yıldız Teknopark’ın bu yıl ikin-

cisini düzenlediği Teknolojinin Yıldızları Ödülleri, ‘Kuluçkanın Yıldızları’, ‘Teknopark’ın Yıldızları’ ve ‘Türkiye’nin Yıldızları’ olarak 3 farklı kategoride sahipleriyle buluştu. İnovasyon alanındaki en başarılı firmaların ödüllendirildiği, 24 Mart 2017 tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Davutpaşa Kongre Merkezi’nde gerçekleşen törene, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, STK, akademi ve iş dünyasından çok sayıda davetli katıldı. Neutec, Ziraat Teknoloji ve Etiya sponsorluğunda

58

Makine

& Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

gerçekleşen ödül töreninde açılış konuşmasını yapan Yıldız Teknopark Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner, “Ülkemizin lider teknoloji ve inovasyon üssü olan Yıldız Kuluçka’yı yeni ofisiyle Türkiye’nin en büyüğü haline getirdik. Önde gelen üniversitelerimiz ile Uluslarası Kuluçka Merkezi’miz Starcamp’ı Silikon Vadisinde açtık. Pek çok kuluçkamız Start-up 100 listelerinde yerlerini alırken, firmalarımız ise teknoloji ve bilişim alanındaki ilk 100 listelerine girerek gurur kaynağımız oldular’’ dedi. 270 Ar-Ge, 90 kuluçka firması, 7 binden fazla çalışan

Kurulduğu günden bu yana, ileri teknoloji ve yüksek standartlara sahip çalışmaların hayata geçmesi için akademi ve iş dünyası iş birliğini hedefleyen Yıldız Teknopark, bu hedefini Teknolojinin Yıldızları ödülleriyle de destekliyor. Prof. Dr. Mesut Güner, Yıldız Teknopark çalışmalarıyla ilgili şunları söylüyor; ‘‘2001 yılında Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasasının çıkması ile birlikte, ülkemizde teknoparklar teknolojinin gelişmesinde, üniversitesanayi iş birliğinde ve yeni inovatif ürünlerin çıkmasında önemli rol oynamaya oynadı. Yıldız Teknik Üniversitemizin de 106 yıllık köklü geçmişiyle


Etkinlik

kurmuş olduğu Yıldız Teknoparkımız, 8 yıldır teknolojinin gelişmesine katkıda bulunan teknoloji üstlerinin en iyi örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Bu teknoloji üssümüzde, bilişim teknolojileri, elektronik, ilaç, kimya, enerji, havacılık, makine, savunma sanayi, inşaat, gıda gibi çok farklı sektörlerde Ar-Ge çalışmalarını yürüten toplam 270 Ar-Ge, 90 kuluçka firması ve 7 binden fazla kalifiye Ar-Ge ve yazılım personeline ev sahipliği yapıyoruz.’’ Yıldız Teknopark’ın yenilikçiliğe ve araştırmacılığa verdiği önemi gösteren ‘Teknolojinin Yıldızları’ ödüllerinin teknoloji alanına olan katkıyı artıracağını belirten Güner, törende ödüle aday gösterilen, ödül alan ve gelecekte bu törende yerlerini alacak

olan bütün firmalara başarılar diledi. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin ise “Üniversiteler bilgi üretme yeridir. Sanayi de bilgiyi üretime dönüştürme yeridir. Bilim insanıyla sanayi bir araya gelirse muazzam bir sinerji olacaktır. Bünyemizde faaliyet gösteren firmaların çıktı sağlayabilmeleri için her türlü teşviki vermeye devam edeceğiz.” dedi. Teknolojinin Yıldızları’nda ödül alan firmalar şu şekilde: Türkiye’nin Yıldızları kategorisinde; Teknoloji ve İnovasyon Yıldızı Vestel, Sosyal Sorumluluk Yıldızı Garanti Bankası, Yatırımcıların Yıldızı Nevzat Aydın, Teknoloji Dergileri Yıldızı Chip, Teknoloji Haber Siteleri Yıldızı Webtekno, Teknoloji ve İnovasyon Odaklı Üniversitelerin

Yıldızı Hasan Kalyoncu Üniversitesi. Teknoparkın Yıldızları kategorisinde; İnovasyon Yıldızı Neutec, Proje Yıldızı Vidizayn Bilişim Teknolojileri, Patent Yıldızı Yoroca Bilişim, İhracat Yıldızı Comodo Yazılım, İstihdam Yıldızı Etiya Bilgi Teknolojileri, Akademisyen İşbirliği Yıldızı Mir Araştırma ve Geliştirme, Öğrenci İşbirliği Yıldızı Onasor Bilgi Teknolojileri. Kuluçkanın Yıldızları kategorisinde; Kuluçkanın Yıldızı Birbilenesor Teknoloji, Kuluçka Ticarileşme Yıldızı FBT Finansal Bilgi Teknolojileri, Kuluçka Patent Yıldızı HMY Kimya Enerji Danışmanlık, Kuluçka Yatırım Yıldızı Katı Hal Elektronik Yazılım, Kuluçka – TTO İşbirliği Yıldızı ÖZSRC Genetik Biyoteknoloji Ar-Ge Danışmanlık.

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

59


Lojistik

2. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi kapsamında lojistik sektörünün en başarılı firmalarını belirlemek üzere bu yıl ikincisi gerçekleştirilen “Yılın Lojistikte Başarı Ödülleri” sahiplerini buldu. 14 kategoride yapılan değerlendirmede Sertrans Logistics, sektör paydaşları ve halkın oylarıyla “Yılın Lojistik Şirketi Ödülü”ne layık görüldü. Sertrans Logistics CEO’su Nilgün Keleş, ödülü Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticaret Genel Müdürü Cemalettin Şevli’den aldı.

SERTRANS LOGİSTİCS, YILIN LOJİSTİK ŞİRKETİ SEÇİLDİ

2 . Ekonomi ve Lojistik Zirvesi kapsamında düzenlenen ve

tekstilden kimyaya, dayanıklı tüketimden e-ticaret sektörüne dek binlerce tedarik zinciri yöneticisinin, lojistik firma temsilcisinin ve halkın oylarıyla belirlenen ‘2017 Yılın Lojistikte Başarı Ödülleri’ sahiplerini buldu. Yarışmaya iki dalda aday olan Sertrans Logistics, aldığı oylarla “Yılın Lojistik Şirketi“ seçildi. 2. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi’nin ardından gerçekleşen törende, Sertrans Logistics CEO’su Nilgün Keleş’e ödülü Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticaret Genel Müdürü Cemalettin Şevli verdi. Sertrans Logistics CEO’su Nilgün Keleş, törende yaptığı konuşmada; “Gerçekleştirdiğimiz teknoloji ve alt yapı yatırımlarımızla dünyaca bilinen pek çok markaya hizmet veriyoruz. Özellikle e-lojistikde geliştirdiğimiz özgün ileri teknolojik uygulamalarımızla sektörümüze öncülük yapar hale geldik. Yılın Lojistik Şirket Ödülü’yle başarılarımızın takdir edilmesi harika bir duygu. Şüphesiz, başarıyı teşvik

60 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

ederek kendimizi aşabiliriz. Endüstri 4.0 gibi yaşamın her alanında akıllı uygulamaların hüküm süreceği bir dünyaya kendimizi şimdiden hazırlamaya çalışıyoruz. Bu ödül de gösteriyor ki ileri görüşlü vizyoner bakış açımız bizi farklılaştırıyor” dedi. 70 milyon ürünlük online lojistik kapasitesi Keleş şöyle devam etti; “Sertrans Logistics olarak, sadece e-lojistik hizmetleri için ayırdığımız alanı 50 bin metrekareye, yıllık online ürün kapasitesimizi de 70 milyonun üzerine çıkardık. Online pazarın pastası giderek büyüyor ve biz bunu önceden öngördüğümüz için sektörümüzde öne çıkmayı başarıyoruz. 28 yıllık deneyimimizle, yüksek kapasiteli depolarımız ve çok geniş katma değerli hizmetlerimizle müşteri memnuniyetine odaklanıyoruz. Esnek yapımız ve geleceği gören bakış açımızla farklı sektörlere uygun çözümler sunabiliyoruz. Bu hem bizi hem de müşterilerimizi geleceğe hazırlıyor. Aynı

zamanda ülke ekonomisine katkı sunuyor olmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz.” Lojistik ende

ve ayrılmaz

perakikili

Perakende ve Dağıtım Lojistiği hakkında konuşan Keleş; “Lojistik ve perakendenin ayrılmaz bir birliktelik olduğunu düşünüyorum. İyi bir perakendeci her şeyden önce iyi bir lojistikçidir. Şu anki rekabet düzeyinde kendi işine odaklanmak çok önemli. Lojistik hizmetleri aldığınız noktada büyümeyi yakalayabiliyor olmak olmazsa olmaz. Rekabet çok acımasız ve çok büyüyen bir alan” dedi. Lojistik artık karlı bir iş Keleş şunları ekledi; “Geçmişte lojistik bir zarar merkezi olarak görülüyordu. Artık lojistik bir kar merkezidir. Bütün lojistik hizmetlerini bir noktadan almak gerçekten konforlu. Biz lojistikçiler olarak bu konforu hedeflemeliyiz. Müşterilerimizin işlerinin sürdürülebilir ve başarılı olmasını sağlamaya odaklanmalıyız” dedi.



Konveyör

Schmersal, bant hizasızlık şalterleri için yeni ürün ailesini sunuyor

HER KONVEYÖR TERTİBATI İÇİN UYGUN MODEL

shizasızlık chmersal grubu, şalterleri

bant yapı serisini yeni modeller ile genişletiyor ve artık çeşitli modelleri sayesinde farklı talepleri karşılayan konveyör sistemlerinin denetimi için komple bir ürün ailesi sunuyor. Ayrıca bu yapı serisinin yeni bant hizasızlık şalterleri uzun ömürlüdür, kesinti ve duraklama sürelerini azaltmayı ve bunun sonucunda daha yüksek tesis kullanılabilirliği sağlar. Schmersal, komple ürün ailesini ilk defa 3-7 Mayıs 2017’de Ankara’da düzenlenecek Komatek fuarında sunacaktır. Konveyör bantları, öngörülen hatlarından çıkabilir ve bu nedenle büyük hasarlara yol açabilir. Bu nedenle bant hizasızlık şalterleri bant hizasızlıklarının tespiti ve bant kapatması için kullanılır. Schmersal’in ürün ailesi, konveyör sistemlerinin ilgili bant hızlarına optimum uyarlanan üç seriden oluşur. Yüksek hızlarda büyük çaplı

62

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

bant hizasızlık makaraları olan şalter modelleri kullanılabilir. Bu durumda turların sayısı ve böylece aşınma da daha düşük olur. Ayrıca modellerin birçoğu koruyucu bakıma izin veren bir ön uyarı işlevine sahiptir.  Ekonomik seri, tekstil kayışlı küçük bant konveyör sistemleri ve 1 m/san bant hızı için uygundur.  Standart seri, daha uzun çelik konveyör kayışlı orta bant konveyör sistemleri ve 6 m/san bant hızı için tasarlanmıştır. T. 454 serisinin bu yeni şalterleri, aynı zamanda ön uyarı ve bant hizasızlığında kapatma için kullanılan her biri iki kanallı iki şalter açısına sahiptir. Kontak kademeleri üzerinden örn. 10° çarpık işlemeden itibaren bir ön uyarı verilir ve örneğin 25°’den itibaren konveyör bandı kapanır. T. 454 serisi opsiyonel olarak Dupline kurulum veri yolu ile temin edilebilir. Bu, zaman tasarruflu hata giderme işlemi sağlar. Standart serinin 30 veya 50

mm çapa sahip bant hizasızlık makaraları paslanmaz çelikten yapılmıştır.  Performans serisi çok hızlı çalışan bant konveyör sistemlerinde kullanılabilir. T 250 serisinin bant hizasızlık makaraları paslanmaz çelikten yapılmıştır ve 50 mm makara çapıyla maks. 6 m/ sn. bant hızı ve 90 mm çaplı modelde maks. 11 m/san. için uygundur. Performans serisi, standart serisi ile aynı ön uyarı işlevlerine sahiptir. Tek elden komple çözümler: Schmersal ve Coal Control, dünya çapındaki pazar iş birliğine dayanarak güvenli ve üretici toplu malzeme taşıma için tek elden bütünsel çözümler sunar. Her iki şirketin de hem makine ve kişisel korumayı hem de yatırım korumasını kapsayan ürün yelpazeleri mantıklı bir bütünlük oluşturur ve bu kombinasyonda global pazarda tek seferlik bir karakteristik özellik sunar.


Ayın Firması

www.worldmediagroupe.com Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web adresimiz.

www.makineotomasyondergisi.com Makine - Otomasyon - Elektrik Elektronik Sanayi sektörünün aylık dergisi...

www.kesicitakimlardergisi.com Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisi...

www.tuningworld.com.tr Otomobil, otomobil yan sanayi ve tuning sektörünün tek dergisi...

www.endustri40dergisi.com 4. Sanayi Devrimi - dijital transformasyon - robotik sektörünün tek dergisi

Makine Makine & & Otomasyon Otomasyon // Ocak Kasım- -Şubat Aralık 2017 2016 51 53


Kimya BOSTİK HAKKINDA… Bostik, endüstriyel üretim, inşaat ve tüketici pazarlarında önde gelen küresel yapıştırıcı uzmanıdır. Bir asırdan fazla bir süredir, insanların günlük yaşamlarında karşılaştıkları güçlüklere daha akıllı ve uyumlu yenilikçi yapıştırıcı çözümleri geliştirmektedir. Beşikten mezara, evden ofise, Bostik akıllı yapıştırıcıları her yerde bulunabilir. Şirket, 1.6 Milyar Euro’luk cirosu ve 4.900 çalışanıyla 50’den fazla ülkede faaliyette bulunmaktadır. Bostik Türkiye de; yapı ve endüstri sektöründe sızdırmazlık, yapıştırıcı ve yapı kimyasalları alanlarında çok güçlü bir marka olmakla beraber çok geniş bir ürün portföyüne sahiptir. Bostik’in, Hadımköy ve Çorlu’da birer üretim tesisi bulunuyor. Ayrıntılı bilgi için www.bostik.com.tr

64

BOSTİK İŞ ORTAKLARI İLE BİR ARAYA GELDİ

Alper Almelek

Y apıştırıcı kimyasalları

ve yapı alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de on yılı aşkın bir süredir bulunan Bostik, ilk bayi toplantısını 16-18 Mart tarihlerinde gerçekleştirdi. Antalya Rixos Premium Belek Otel’de yapılan toplantıda Bostik’in global yapısı ve tarihi hakkında bilgi verildi; üretim ve pazarlama alanındaki yenilikleri ve stratejileri iş ortakları ile paylaşıldı. İlk kez yapılan bayi toplantısına, Bostik Fransa merkezden ve Türkiye’den üst düzey yöneticilerin yanı sıra bayiler büyük ilgi gösterdi. Bostik Türkiye Genel Müdürü Sebastien Larvor, yaptığı açılış konuşmasında sektöre sürekli olarak yeni çözümler sunduklarını söyledi. Arkema’nın da bir malzeme

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2017

Doğan Öz tasarımcısı olduğunu vurgulayan Larvor, önem verdikleri 6 yenilikçi platform olan; hafif malzemeler, yenilenebilir hammadde, enerji alanında malzemeler, elektronik alanında malzemeler, su arıtma çözümleri ve 3D baskı üzerinde durdu. Yapı Grubu İş Birimi Direktörü Doğan Öz de, yaptığı sunumda, Bostik’in Türkiye tarihçesi, günümüzde geldiği nokta ve hedefleri hakkında iş ortaklarına bilgi verdi. 2020’ye giden yolda stratejilerini sunan Öz, ”Bu sektörde çalışmalarımız ve yenilik arayışımız aralıksız sürüyor. Çözüm ortağınız olarak sizlerin de desteğiyle çok büyük işler başaracağız” dedi. Toplantıda sunumların dışında iki ünlü konuşmacıya

Murat Sağman da yer veren Bostik, iş ortaklarında farkındalık yaratmayı amaçladı. Ünlü ekonomist ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Murat Sağman ekonomik değerlendirmelerde bulundu. TED konuşmacısı olan Sanayici İş Adamı, Girişimci, Besteci, Yazar ve Öğrenci Alper Almelek de “Duyarlı Lider, Geleceği Hisseder” konulu konuşması ile toplantıya fark getirdi. Toplantının sunuculuğunu üstlenen şovmen Erkan Çubukçu güne ve gala gecesine renk kattı. Konuşmaların ve sunumların ardından katılımcılardan gelen sorular yanıtlandı. 10. yılını dolduran bayiler, plaketle ödüllendirildi. Etkinlik gala yemeği ile son buldu. Yapılan çekilişlerde çeşitli hediyeler dağıtıldı.


World Media

2 . ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ

*Otomotiv * Ana Sanayi *Jant *Lastik *Amortisör

2 ARALIK 2017

* Chip *TedarikSanayi *Vip Dİzayn *Makine *Otomasyon

* Cad Cam *Kesici Takım *Tutucular * Kaynak *Rulman

* Lineer * Aşındırıcılar * İş güvenliği * Metal İşleme * Borulama

* Proses * Plastik * Fuar *Organizasyon *Kalıp

Sponsorluk için temas kurabilirsiniz : 0 505 400 94 34 - 0 505 400 94 33 - 0 546 675 59 49 www.endustri40dergisi.com - makineotomasyondergisi@gmail.com - worldmediareklam@gmail.com


WORLD MEDİA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Haber İletişim İlker Kaplan WORLD MEDİA Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 34 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Hatice Karabay WORLD MEDİA Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Ziya Alkan WORLD MEDİA Reklam Müdürü 0 546 675 59 49 worldmediareklam@gmail.com

Dergilerimizde yerinizi ayırtın, hedef kitlenizi ulaşın!...

www.endustri40dergisi.com

www.makineotomasyondergisi.com

www.worldmediagroupe.com

www.kesicitakimlardergisi.com

World Media Bünyesinde yayınlanan Dergilere abone olmak için aşağıdaki hesap numaralarına istediğiniz dergilerin Yıllık abone ücretlerini yatırabirsiniz. İsim soyisim ve adresinizi dekont fotokopisiyle birlikte makineotomasyondergisi@gmail.com adresine mail ya da 0 212 427 00 15 numaraya faks’a gönderebilirsiniz. Ayrıca Aboneliğinizi mail order sistemiyle kredi kartınızdan ödeyerekte yapabilirsiniz.

*Kredi kartınızın ön yüzündeki 16 rakam: .......................................................................... *Kredi kartınızın son kullanma tarihini ay / yıl : ................................................................. *Kredi kartınızın arka yüzündeki üç haneli güvenlik numarası: ..........................................

ABONE FORMU Ad

:...............................................................................................

Soyad

:...............................................................................................

Adres

:...............................................................................................

ABONE FORMU

...............................................................................................

İlçe

:...............................................................................................

Şehir

:...............................................................................................

Posta Kodu

:...............................................................................................

Telefon

:...............................................................................................

Faks

:...............................................................................................

e-mail

:...............................................................................................

Tarih

İmza

Dergi

İsmi

-

Yıllık Abone Ücreti

Makine & Otomasyon: Auto Tuning World: Kesici Takımlar Tutucular : Rulman & Lİneer: Endüstriyel Borulama: Cad / Cam / Cae / Plm : Endüstri 4.0 : Kaynak Makine :

120 120 120 120 120 120 120 120

TL TL TL TL TL TL TL TL

+ + + + + + + +

KDV KDV KDV KDV KDV KDV KDV KDV




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.