makine-otomasyon-robotik-dergisi-50

Page 1

261012 771307 9

ISSN 1307-2617

MAKİNE & Otomasyon - Robotik - Üretim Teknolojileri ve Endüstri Dergisi

Ocak - Şubat 2020 Yıl : 9 Sayı : 50 Fiyat : 20 TL

OTOMASYON YENİLENEN İÇERİĞİYLE MAKİNE & OTOMASYON VE ROBOTİK DERGİSİ SEKTÖRÜNÜN NABZINI TUTUYOR...

WORLD MEDIA GROUP / MAKİNE OTOMASYON ROBOTİK DERGİSİ 50. SAYISI İLE SİZLERLE BİRLİKTE BİRLİKTE NİCE ELLİ SAYILARA...

WORLD MEDIA GROUP / ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ 2020’DE iSTANBUL’DA ... www.makineotomasyondergisi.com www.endustri40dergisizirvesi.com www.worldmediagroupe.com www.kesicitakimlardergisi.com www.elektrikpanodergisi.com

ROBOTiK



Yayın Türü Yaygın Süreli

EDİTÖR

Editör - Künye

Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İlker Kaplan 0 505 400 94 34

ÜRETİM VE İSTİHDAM PANLAMASI ÖNCELİK OLMALI

İdari İşler Müdürü Hatice Karabay 0 505 400 94 33 Reklam Müdürü Zafer Altın 0 546 675 59 49

ilker kaplan

Muhasebe Müdürleri Sevda Öncü Düzgün Turgut 0 542 292 83 85

Türetimin ürkiye üretim sistemi ithalata dayanıyor. Yaptığımız yüzde 70’i ithalata dayanıyor. İthal ettiğiniz oranda

Halkla İlişkiler Müdürü Ayşe Savranoğlu

üretim yapabiliyorsunuz. Üretim yapmazsanız ithalat yapmıyor, cari açığı düşürebiliyorsunuz. Son aylar içerisinde yaşanan rakamsal ekonomik büyümenin bir sebebi de bu... Büyüme yaşanırken istihdamın daralması ise işte bu gerçeğin sonucu. Üretim düştüğü için daralma, daralma yaşandığı için işsizlik artıyor. Sürekli dillendirdiğimiz “üretim ekonomisi” ise hayalimizde kalıyor.

Yazı İşleri Simgenur Savranoğlu Grafik Tasarım Ezgi Kamburoğlu Abone Sorumlusu Defne Deniz Kaplan Beste Kamburoğlu Fotoğraf Editörleri Murat Çapkın Sinan Temur

Genç nüfus arasında işsizlik yüzde 27 oranına dayanmış durumda. Ülkenin üretici iş insanlarıyla görüştüğümüzde en büyük sıkıntılarının “ara eleman” olduğunu sürekli vurguluyorlar. Ara eleman – meslek liseleri ve bilimsel eğitim söylemi reel duruma geçmiyor. Bilimsel katma değerli üretimi hayata geçirmek için, genç işsizliği astronomik oranlardan aşağıya çekmek için sıkı bir istihdam ve eğitim planlaması yapmak gerekiyor. Peki yöneticilerimiz bunu yapıyor mu? Buraya bir soru işareti koymak zorundayız. (…..?)

İnsan Kaynakları Müdürü Sibel Şanlı İletişim Danışmanı Alper Tuna Bilişim Sorumlusu Kerem Mercan Bölge Temsilcileri Çetin Sülün (Ankara) Mesut Karabay (İzmir) Umut Yıldız (Bursa)

Bu sorunu çözecek planlamaya ülke olarak acil ihtiyaç duyuyoruz.

Avrupa -Almanya - Temsilcisi Pınar Açıkgöz Sosyal Medya Fatma Kurşun

Makine Otomasyon Dergimizle yine birlikteyiz

Dağıtım Ali Savranoğlu Zafer Kamburoğlu

World Media Group / Makine Otomasyon Dergimiz; sektörün lokomotif firmalarına sayfalarında yer ayırıyor ve gerçek anlamda sektörünün sesi oluyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi sektörün lokomotif firmalarından, Odalar ve derneklerine; akademik alandan son kullanıcılara tüm sektörü kapsayan bir yayın hazırlıyoruz. Dergimiz 2020 yılında da İki aylık periyodla yılda 6 sayı olarak yayınlanacak. Sektörümüzün tüm firmaları önümüzdeki sayılarda dergimizin sayfalarında konuğumuz olacak. WORLD MEDIA GROUP / Makine Otomasyon Dergimize abone olmayı unutmayın.

Genel Koordinatör Süleyman Kaplan Hüsniye Kaplan Katkıda Bulunanlar Meryem Savranoğlu Fatma Kaplan Selda Kamburoğlu Dağıtımcı Aras Kurye - PTT - Yurtiçi Kargo Yönetim Yeri Akşemsettin Mah. Güneş Sokak No: 48 D :10 Eyüp / İstanbul Tel:0 850 532 94 68 Fax : 0 212 427 00 15

World Media Group olarak ulusal ve uluslararası çalışmalara dvam ediyoruz

www.endustri40dergisizirvesi.com www.kesicitakimlardergisi.com www.worldmediagroupe.com www.makineotomasyondergisi.com

World Media Group dünyanın en önemli; Endüstri, teknoloji ve ekonomi fuarlarında yer alıyor ve üretimin sesi oluyor. Bu yıl da geçen yıl olduğu gibi Amerika, Avrupa ve Uzak Asya fuarlarında olacağız.

makineotomasyondergisi@gmail.com worldmediareklam@gmail.com

Bizi izlemeye ve okumaya devam edin...

Makine Otomasyon Dergisi Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz. Reklamların hukuki sorumluluğu reklamveren firmaya aittir.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020 3


İÇİNDE İçindekiler

İÇİNDEKİLER

3 ÜRETİM VE İSTİHDAM PANLAMASI ÖNCELİK OLMALI

6

10

Duayen sanayİcİ Erol Özkayan’dan gençlere altın değerİnde öğütler

Rubix Haarlem NSK Onaylı AIP Şubesİ oluyor

TÜSİAD YÜKSEK İSTİŞARE KONSEYİ TOPLANTISI 28

4 Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020


EKİLER İçindekiler

METAV 2020 – BATI VE KUZEY AVRUPA İÇİN TEKNO-LOJİ PENCERESİ

44

HMS Networks 60 (HMS), IAI Corporation’a 7 mİlyonuncu Anybus ürünü teslİm ettİ

Dünya İş Ortakları Konferansı’nda Sertaç Doğanay Advantech Lİderlerİyle Buluştu 62 Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

5


Metal İşleme

Duayen sanayİcİ Erol Özkayan’dan gençlere altın değerİnde öğütler

• ‘Yenilikçi teknolojiler’ sloganıyla Endüstri 4.0’a uygun akıllı ve ileri teknoloji çözümler geliştiren Ermaksan’ın kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Erol Özkayan, türlü zorluklar altında geçen ve büyük bir başarı öyküsüne dönüşen iş hayatındaki tecrübelerini gençlerle paylaştı. •

Yarım asır önce, küçük bir atölye olarak temellerini attığı Ermaksan’ın, bugün sektöründe dünyanın en büyük firmalarından biri hale gelme yolculuğunda karşılaştığı zorlukları ve bu zorluklara nasıl çözüm ürettiğini aktaran Özkayan, gençlere, “Azimli olun, değer üretin; bu ülkeye faydalı bireyler olmak için çok çalışın” mesajını verdi.

6

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020


Metal İşleme

B ursa, 27.12.2019 - ‘Yenilikçi teknolojiler’ sloganıyla Endüstri 4.0’a

uygun akıllı ve ileri teknoloji çözümler geliştiren Ermaksan, geleceğimiz olan gençlere destek olmaya devam ediyor. Ermaksan’ın kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Erol Özkayan, türlü zorluklar altında geçen ve büyük bir başarı öyküsüne dönüşen iş hayatındaki tecrübelerini gençlerle paylaştı. Yarım asır önce, küçük bir atölye olarak temellerini attığı Ermaksan’ın, bugün sektöründe dünyanın en büyük firmalarından biri hale gelme

yolculuğunda karşılaştığı zorlukları ve bu zorluklara nasıl çözüm ürettiğini aktaran Özkayan, gençlere, “Azimli olun, değer üretin; bu ülkeye faydalı bireyler olmak için çok çalışın” mesajını verdi.

Okul-sanayi iş birliğinde örnek hamle Ermaksan tarafından mesleki eğitimsanayi iş birliğine örnek girişim olarak 2017 yılında, yaklaşık 2 Milyon TL tutarındaki 4 adet ileri teknolojiye sahip metal işleme makinesinin hediye edildiği Karacabey Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleşen buluşmada Erol

Özkayan; gençlere makinelerle ilgili bilgilerini paylaşırken, aynı zamanda vizyonlarına katkı sağlayacak öğütlerde de bulundu. Kendi adının verildiği “Erol Özkayan Metal Teknolojisi Alanı” öğrencilerinin merak ettikleri soruları da yanıtlayan Özkayan, gençlerin kendilerini en iyi şekilde yetiştirip, işgücüne nitelikli bireyler olarak katkı sağlamasına ülkemizin çok ihtiyacı olduğunu da söyledi. Oldukça keyifli geçen söyleşinin ardından Özkayan, gençlerle bol bol fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmedi.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

7


Endüstriyel Otomasyon

Rockwell Automation şİrketlere Connected Enterprise İle avantaj sağlıyor

H

er akıllı üretim girişiminde olması gereken en önemli unsur veriyi sensör düzeyinden tüm şirket düzeyine sorunsuz şekilde iletebilme yetkinliğidir. Ancak bu sayede doğru bilginin, doğru insana, doğru zamanda ve doğru formatta ulaştırılabileceğine dikkat çeken Rockwell Automation Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Blake Moret, “Bu veri iletişiminin, sahip olma maliyetlerini düşürmek ve yatırım getirisiyle operasyonel ekipman verimliliğini artırmak konusundaki kritik rolü kanıtlanmıştır. Rockwell Automation, bu yeni yaklaşımın teknolojik cephesine öncülük etmektedir” dedi. 8

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020

115 yıldır bu işin içinde olduklarını dile getiren Rockwell Automation Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Blake Moret, “Bugün kendisini endüstriyel otomasyon ve bilgi çözümlerine adamış dünyanın en büyük şirketiyiz. Birincil hedefimiz kullanıcıların hayal gücüyle teknolojilerimizi birleştirerek mümkün olan en iyi çözümleri sunmak ve bu sayede insanlığın imkanlarını geliştirmektir. ‘Akıllı üretim’ denildiğinde her sanayi yöneticisinin ve karar vericisinin aklında kaçınılmaz olarak gelen bir soru var: ‘Nereden başlamalıyız?’ Bu sorunun yanıtı şöyle; makine düzeyinde başlarsınız ve dijital dönüşümün gücüyle akıllı ve bağlı makineler yaratırsınız” dedi.

Bugünün sanayisi Moret’e göre bugünün sanayisine yön veren üç önemli eğilim bulunuyor ve bu eğilimleri şu şekilde açıklıyor: “Birincisi gelişmekte olan ülkelerde orta sınıfın yükselişi. Bu da şirketlerin gelişen demografik yapıya da oluşan işlerden pazar almak için rekabetçi olmaları gerektiği anlamına geliyor.

İkincisi yeni teknolojileri kullanabilecek daha fazla insana ihtiyaç olması. Giderek büyüyen yetkinlik açığını karşılayabilmek. Sadece ABD’de yüz binlerce üretim istihdamı doğru yetkinlik ve yetenekte yeterli insan olmadığından doldurulamıyor. Bu dünyada da böyle. İnsanlar emekli oluyor ve yerlerine yeni iş gücü getirmek konusunda bir sıkıntı yaşanıyor. Son olarak da tabii ki küreselleşmenin kendisi sanayiye yön veriyor. Hepimiz daima dünyadaki en iyi örneğe karşı rekabet ediyoruz” şeklinde konuştu. “Teknoloji açısından b a k ı l d ı ğ ı n d a bağlanabilirliğin maliyeti giderek düşüyor ve bu düşüş daha makul fiyatları mümkün kılıyor. Bu sayede akıllı teknolojilerin kullanımı giderek yaygınlaşıyor ve karşılığında çok daha yüksek bir verim sağlanıyor” diye konuşan Moret, “Bunların yanı sıra, bilgi yönetimi ve analitik teknolojileriyle birlikte operasyonel verinin işlenmesi ve kullanılması optimizasyon konusunda yepyeni düzeylere dayanak oluşturuyor” diyerek sözlerine devam etti.


Endüstriyel Otomasyon

Şirketlerin Connected Enterprise’a yolculuğu

şirketleri daha çevik ve üretken hale getirebiliyoruz” dedi.

Rockwell Automation’ın tüm bunları gerçeğe dönüştürmek için bir stratejisi var. Connected Enterprise yaklaşımı şirketlerin pazara daha hızlı ulaşmasını, sahip olma maliyetlerini düşürmelerini, plansız arıza sürelerini azaltmalarını sağlıyor ve kurum risk ve düzenlemelere uygunluğu yönetmelerine yardımcı oluyor. Moret bu yaklaşım için: “Bağlı teknolojiler şirketlerin operasyonel veriyi gerçek zamanlı bir şekilde alarak bu verileri farklı bir düzeyde fırsatların kapısını aralayacak içgörülere dönüştürebilmesini sağlıyor. Bunu iyi yapabildiğimizde ‘insanlığın imkanlarını genişleterek’

Dijital dönüşümün bir sanayi şirketini daha iyi bir sanayi şirketine dönüştürebileceğini vurgulayan Moret,”Tüm bu konseptleri kendi tesislerimizde uyguluyoruz. Birçok müşterimizin tesisindeki kadar otomasyon yoğun değiller fakat şimdiye kadar aldığımız faydalar muazzam ve hepsinin kökünde temelden bir değişim yatıyor” diye konuştu. İş uygulamalarını ve potansiyel tasarrufları anlayarak Rockwell Automation tesislerinde üretim aşamasındaki işleri (WIP) azaltıldı, prosedürleri hatasızlaştırıldı ve

yeniden işlem gereksinimi azaltıldı. Moret bu süreci şöyle aktardı: “‘Pazara ulaşma süresini azaltmak’ gibi sonuçlar elle tutulur ve satışlarımızı yükseltiyor. Her tesis katma değer yaratmak için kendi fırsatlarıyla kendine uygun bir noktadan başlıyor” diye belirtti. 2’nci fazda ise şirket tesis alanındaki sistemlere ek olarak bulutu da kullanarak tedarik zincirinden gelen veri akışlarını ekliyor. “Nihayetinde bu iş çalışan sayısını azaltmıyor fakat çalışanların yaptığı işi değiştiriyor” diyen Moret, bu fazın müşterilerine uygulayabilecekleri içgörüler sağladığını aktardı.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

9


Endüstriyel Bakım

Rubix Haarlem NSK Onaylı AIP Şubesİ oluyor Her sektörden endüstri ve bakım müşterilerine 400,000’den fazla MRO (bakım, onarım ve revizyon) ürünü sağlayan uzman bir tedarikçi olan Hollanda merkezli Rubix Haarlem, NSK Onaylı AIP Şubesi oluyor. Yoğun geçen yeterlilik süreci, hem NSK hem de Rubix Haarlem ekipleri tarafından gerçekleştirilen bir dizi son kullanıcı ziyaretinin ardından sonuçlandırıldı.

1

994 yılında kurulan ve daha önce AKN veya Brammer olarak bilinen Rubix Haarlem, Rubix grubunun bireysel müşteri ihtiyaçlarına uygun değer ve mühendislik çözümleri katma konusunda güçlü bir sicile sahip son derece proaktif bir şubesidir. Şirketin NSK ile olan ilişkisinin çok güçlü olması yanında yönetim ekibi, ortak işbirliği beyanında bulunmak üzere AIP’yi (Değer Katma Programı) kullanarak bu temeli geliştirmeyi istemiştir. AIP, makine güvenilirliği, teknik bilgiler ve genel karlılık (daha düşük toplam sahip olma maliyeti - TCO) konularında sağlayacağı gelişmelerle son kullanıcılara değer katmak için tasarlanmış NSK mühendislik ve servis çözümlerinden oluşur.

10 Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020

Onaylı bir AIP Şubesi olarak Rubix Haarlem, müşterilerinin operasyon ve bakım süreçlerinin daha verimli ve böylelikle daha karlı olmasını sağlayarak sürecin her aşamasında para tasarrufu etmelerini garantileyecektir. 2018 yazında Hollanda Tilburg’daki NSK eğitim merkezinde düzenlenen Onaylı AIP Şubesi eğitiminin iki seansına bir Rubix ekibi de katılmıştır. İlk oturum AIP’nin temel ilkelerini ve bunların müşterilere en iyi şekilde nasıl uygulanacağını ele alırken ikinci oturum, yatırım getirisi hesaplamaları, AIP araştırmalarının nasıl gerçekleştirileceği, rulman eğitiminin nasıl sağlanacağı ve başarılı AIP+ sunumlarının nasıl gerçekleştirileceği gibi önemli konulara odaklanmıştır.

Rubix Haarlem’in müşteriler için değer katmaya odaklanan komple uygulamalı bir mühendislik ekibi bulunmaktadır ve bu nedenle AIP programı girişimi, şirketin NSK ile yakın bir tercihli ortaklık kurmasına imkan tanıyacak mantıklı bir gelişmedir. Tüm eğitimler tamamlandıktan sonra Rubix Haarlem ile iki atıştırmalık gıda üretim tesisine ortak ziyaretler gerçekleştirildi. Onaylı AIP Şubesi sürecinin son aşamasını oluşturan bu faaliyet kapsamında bu müşterilerle AIP başlatıldı ve her alan için süreç haritaları geliştirildi. Bu ziyaretler sonucunda, hepsi belgelenecek ve son kullanıcılara sunulacak kayda değer potansiyel maliyet tasarrufları belirlendi.


Basın görseli RUBİX Haarlem için NSF Onaylı AIP Şubesi ödül töreni Temmuz 2019’da yapıldı. Nihayetinde bir mükemmellik merkezi haline gelmek isteyen şirket, NSK ürün ve malzemelerini kullanarak Haarlem’de kendi MRO eğitim

yeterliliğini sağlama sürecindedir. Kiichi Oma, Deputy Director GAM Marketing, European Industrial Business Unit (EIBU), NSK; Jean-Yves Chapelet, Director GAM Marketing, Director Sales Division Western Europe, EIBU, NSK; Paul Timmermans, Manager Operational Buying, Rubix Haarlem; Eric Dijkstra,

Endüstriyel Bakım

Manager Bearings & Mechanical Power Transmission Benelux, Rubix Haarlem; Willy Jacobs, Territory Sales Manager Benelux & Nordics, EIBU, NSK; Takamasa Ohira, Deputy Managing Director EIBU, Director Sector Marketing EIBU, NSK; and Francisco Terol, Director Technical Centers, Rubix Haarlem

NSK Europe Hakkında NSK Europe Ltd., Japonya´da 1916´da kurulan ve bugün dünya çapındaki operasyonlarında yaklaşık 31.000 eleman istihdam eden Tokyo merkezli rulman üreticisi NSK´nın Avrupa organizasyonudur. Endüstri ve otomotiv tedarikçisi NSK´nın ürün ve çözümleri, nesnelerin hareket ettiği her yerde görülebilir.

Şirketin portföyünde, neredeyse tüm rulman tiplerine ek olarak yataklı rulmanlar, lineer teknoloji, tekerlek rulman üniteleri, transmisyon ve motor rulmanları ve direksiyon sistemleri de vardır. Bütün iş faaliyetlerinde mükemmele odaklanan NSK´nın amacı, sektöründe kalite önderliğini elinde bulundurmaktır.

Şirket bu bakımdan, sürekli bir geliştirme süreci sağlamaya, mükemmel ürün geliştirme stratejileri oluşturmaya, üretim süreçlerini optimize etmeye ve müşteri odaklı hizmetler sunmaya yönelik olarak çalışır. www.nskeurope.tr

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020 11


İş Dünyası

İSO Türkİye İhracat İklİmİ Endeksİ kasım ayında 50,1 oldu Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, kasım ayında 50,1’e geriledi. Türk imalat sektöründeki ihracatçıların talep koşullarında sınırlı bir iyileşmeye işaret eden endeks, en büyük üç pazar

İhracat İklim

olan Almanya, Birleşik Krallık ve İtalya’daki zayıflık işaretlerinden olumsuz etkilendi.

Endeksi

ABD’de ise kasım ayında üretim büyümesi son dört ayın en yüksek hızına ulaşırken, İspanya’da da ivme kazandı. Fransa’da ekonomik aktivite üst üste

Kasım’da 50,1 olarak gerçekleşti

12

sekizinci ay artarken, Rusya da güçlü üretim artışı kaydetti.

Türkiye

imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi’nin Kasım 2019 dönemi sonuçları açıklandı. Endekste eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020

Mevsimsel etkilerden arındırılmış olarak açıklanan verilere göre, ekimde 50,3 olarak ölçülen İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi kasımda 50,1’e gerileyerek Türk imalat sektöründeki ihracatçıların talep koşullarında sınırlı bir iyileşmeye işaret etti. İhracatçıların iklimi, Türk imalatçılarının en büyük üç pazarı olan ve imalat sektörü ihracatının yaklaşık yüzde 23’ünü oluşturan Almanya, Birleşik Krallık ve İtalya’daki zayıflık işaretlerinden olumsuz etkilendi.

Almanya’daki ekonomik aktivite kasımda üst üste üçüncü ay azaldı, ancak kasımdaki gerileme söz konusu dönemin en düşük hızında gerçekleşti. Birleşik Krallık’ta ise üretim art arda dördüncü ay düşüş kaydetti. Bu durum, Brexit nedeniyle ülkenin Avrupa Birliği ile olan ticaret ilişkisinin geleceğine ilişkin belirsizliğin, talep koşullarını sınırlamaya devam etmesinden kaynaklandı. Bu arada, İtalya’daki ekonomik aktivite mayıs ayından beri ilk kez küçülme sergiledi.


Bu üç büyük pazarın dışında, kasımda bazı iyileşme belirtileri de gözlendi. Üretim büyümesi ABD’de son dört ayın en yüksek hızına ulaşırken İspanya’da da ivme kazandı. Fransa’da ekonomik aktivite üst üste sekizinci ay arttı, ancak büyüme hafif hız kesti. Rusya’da üretim güçlü bir şekilde arttı

Benzer bir durum, kasımda güçlü üretim artışı kaydeden Rusya için de söz konusu oldu. Orta Doğu’da kasımda talebin yavaşladığına yönelik işaretler vardı.

Hem Suudi Arabistan hem de Birleşik Arap Emirlikleri’nde ekonomik aktivite büyümeyi sürdürdü ancak büyüme ekim ayına göre hız kesti. Mısır’da üretimde son iki yıllık dönemin en keskin düşüşü gerçekleşti. Lübnan’da yaşanan protestolar, ekonomik aktivitenin sert şekilde azalmasına yol açtı. Protestolar Hong Kong’daki koşulları olumsuz etkilemeye devam etti. Bununla birlikte, Asya’nın başka bölgelerinde büyüme iyileşti. Çin’deki ekonomik aktivite güçlü düzeyde ve Şubat 2018’den beri en yüksek hızda arttı.

İş Dünyası

Hindistan ekonomisi ise son üç ayda ilk kez büyüme bölgesine geçti. Dünya genelinde yapılan PMI anketleri arasında kasım ayındaki en güçlü artış Nijerya ve Uganda’da gözlendi. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklim Endeksi Kasım 2019 raporlarının tamamına ekteki dosyalardan ulaşabilirsiniz.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020 13


İş Dünyası

Türk imalatçılarının ihracat iklimi Kasım’da sınırlı bir iyileşme kaydetti. Bazı temel ihracat pazarlarında zayıflık gözlenirken, ABD ve diğer büyük ekonomilerde büyümenin hızlandığına dair işaretler, bu zayıflığı telafi etti. Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, ulusal PMI anketlerindeki PMI üretim endekslerinin bir araya getirilerek ağırlıklandırılmasıyla hesaplanmaktadır. Ağırlıklar, ihracat pazarlarının Türk imalat sektörü ihracatından aldıkları paylara ilişkin istatistikler kullanılarak oluşturulmaktadır. Ekim’de 50,3 olarak ölçülen İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi Kasım’da 50,1’e gerileyerek Türk imalat sektöründeki ihracatçıların talep koşullarında sınırlı bir iyileşmeye işaret etti. İhracatçıların iklimi, Türk imalatçılarının en büyük üç pazarı olan Almanya, Birleşik Krallık ve İtalya’daki zayıflık işaretlerinden olumsuz etkilendi. Bu üç pazar, Türk imalat sektörü ihracatının yaklaşık yüzde 23’ünü oluşturuyor.

Birleşik Krallık’ta ise üretim art arda dördüncü ay düşüş kaydetti. Bu durum, Brexit nedeniyle ülkenin Avrupa Birliği ile olan ticaret ilişkisinin geleceğine ilişkin belirsizliğin talep koşullarını sınırlamaya devam etmesinden kaynaklandı. Bu arada, İtalya’daki ekonomik aktivite Mayıs ayından beri ilk kez küçülme sergiledi.

Bu üç büyük pazarın dışında Kasım ayında bazı iyileşme belirtileri gözlendi. Üretim büyümesi ABD’de son 4 ayın en yüksek hızına ulaşırken İspanya’da da ivme kazandı. Fransa’da ekonomik aktivite üst üste sekizinci ay arttı, ancak büyüme hafif hız kesti. Benzer bir durum, Kasım’da güçlü üretim artışı kaydeden Rusya için de söz konusuydu. Orta Doğu’da Kasım ayında talebin yavaşladığına yönelik işaretler vardı. Hem Suudi Arabistan hem de Birleşik Arap Emirlikleri’nde ekonomik aktivite büyümeyi sürdürdü, ancak büyüme Ekim ayına göre hız kesti. Mısır’da üretim son 2 yıllık dönemin en keskin düşüşünü gerçekleşti. Bu arada, Lübnan’da yaşanan protestolar Almanya’daki ekonomik ekonomik aktivitenin sert aktivite Kasım’da üst üste şekilde azalmasına yol açtı. üçüncü ay azaldı, ancak Kasım’daki gerileme söz Protestolar Hong Kong’daki konusu dönemin en düşük koşulları olumsuz etkilemeye hızında gerçekleşti. devam etti. Bununla birlikte, Asya’nın başka bölgelerinde büyüme iyileşti. Çin’deki ekonomik aktivite güçlü düzeyde ve Şubat 2018’den 14

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

beri en yüksek hızda arttı. Hindistan ekonomisi ise son 3 ayda ilk kez büyüme bölgesine geçti. Dünya genelinde yapılan PMI anketleri arasında Kasım ayındaki en güçlü artış Nijerya ve Uganda’da gözlendi. Bununla birlikte, PMI tarafından kapsanan Sahraaltı Afrika ülkelerinin Türk imalat sektörü ihracatının sadece yüzde 1’ini oluşturması nedeniyle Türkiye’nin bu güçlü koşullardan büyük bir fayda elde etmesi beklenmiyor.

Yorum: İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi hakkında değerlendirmede bulunan IHS Markit Direktör Yardımcısı Andrew Harker, şunları söyledi: “Türk imalatçılarının bazı temel ihracat pazarlarındaki zayıflık, büyümeyi Kasım’da yavaşlattı. Kasım ayında en büyük üç ihracat pazarında (Almanya, Birleşik Krallık ve İtalya) ekonomik aktivite gerileme kaydetti. Bu pazarlardaki talebin zayıflığı, firmalar açısından ek zorluklar yaratıyor. Olumlu tarafta ise, başta ABD ve Çin olmak üzere dünyanın en büyük ekonomilerinin bazılarında büyümenin iyileşmesi yer alıyor. Bu durum, küresel ekonominin canlanmasını ve diğer yerlerde talep koşullarının iyileşmesini destekleyebilir.”


İş Dünyası

İhracat İklimi Endeksi Hakkında

İstanbul Sanayi Odası Hakkında

İhracat İklimi PMI endeksleri ulusal PMI anketlerindeki üretim trendlerine ilişkin verilerin ağırlıklandırılmasıyla hesaplanmaktadır. Ağırlıklar resmi istatistiklere göre ticaret partnerlerinin ilgili ülkenin dış ticaretine yaptığı katkıların göreli önemine göre oluşturulmaktadır. Ulusal PMI anketlerindeki üretim trendlerinin, ilgili ülkelerin Türk imalatçıları açısından önemine göre ağırlıklandırılması sonucunda Türk imalatçılarının ihracat pazarlarındaki ekonomik durum hakkında bilgi veren bir öncü gösterge elde edilmektedir. Tüm veriler mevsimsel etkilerden arındırılmıştır. 50,0 eşik düzeyinin üzerinde ölçülen her değer ihracat ikliminde iyileşme olduğunu gösterirken, 50,0 eşik düzeyinin altında ölçülen değerler ise bozulmaya işaret etmektedir. Ölçülen değer 50,0 eşik düzeyinden ne kadar uzaksa ihracat iklimindeki değişim o kadar yüksektir.

Kurulduğu 1952 yılından bu yana üyelerinin Türkiye ekonomisine katkılarından aldığı güçle faaliyetlerini sürdüren İstanbul Sanayi Odası (İSO), Türkiye’nin en büyük sanayi odası, Türk sanayisinin de en güçlü temsilcilerinden biridir. İSO üyeleri tarafından yaratılan katma değerin Türkiye sanayi sektörü katma değeri içindeki payı %40’ın üzerindedir. İSO üyeleri Türkiye sanayi sektörü üretiminin %35’ini gerçekleştirmektedir. Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun yaklaşık %36’sı İSO üyelerinden oluşmaktadır. İstanbul Sanayi Odası, üyelerine yenilikçi hizmetler sunarak, sanayimizin sürdürülebilir gelişmesini desteklemekte ve rekabet gücünün gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Bu amaçla; inovasyon, teknoloji geliştirme, üniversite-sanayi işbirliği, mesleki eğitim, uluslararası ilişkiler, çevre ve enerji gibi sanayimiz için hayati önem taşıyan konularda yurt içi ve uluslararası ortaklıklarla yeni projeler ve hizmetler geliştirerek sanayicilerimizin kullanımına sunmaktadır.

ÖNEMLİ NOKTALAR • • •

İhracat ikliminde sınırlı bir iyileşme gerçekleşti Almanya, Birleşik Krallık ve İtalya’da üretim azaldı ABD ve Çin’de büyüme hızlandı

TÜRKİYE İMALAT İHRACAT İKLİMİ ENDEKSİ • •

KASIM : 50,1 EKİ: 50,3

İstanbul sanayisi ile ilgili en geniş bilgi birikimine sahip olan İSO, gerçekleştirdiği ekonomik araştırmalar ve derlediği verilerle bir yandan sanayicilerimize yön gösterirken diğer yandan ekonomi ve sanayi politikalarının şekillenmesine katkıda bulunmaktadır.

IHS Markit Hakkında IHS Markit (NYSE: INFO), dünya ekonomisine yön veren pazarlar ve sektörler hakkında bilgi, analiz ve çözümler üreten dünya lideri bir şirkettir. Finans dışı özel sektör, finans sektörü ve kamudan oluşan geniş müşteri yelpazesine operasyonel verimliliklerini artırmalarını, sağlıklı ve bilgili karar almalarını sağlayacak yeni nesil bilgi, analiz ve çözümler sunmaktadır. IHS Markit’in özel sektör ve kamuda 50.000’den fazla kilit müşterisi bulunmaktadır. Fortune Global 500’ün yüzde 85’ine ve dünyanın lider finans kuruluşlarına hizmet vermektedir. Genel Merkezi Londra olan IHS Markit, sürdürülebilir ve karlı büyümeyi benimsemiş bir şirkettir. IHS Markit, IHS Markit Ltd.’nin kayıtlı ticari markasıdır. Diğer bütün şirket ve ürün isimleri ilgili sahibin ticari markası olabilir. Copyright © 2019 IHS Markit Ltd. Tüm Hakları Saklıdır.

SON 12 AY • • • • • • • • • • • •

Ara-18 52,3 Oca-19 52,0 Şub-19 52,4 Mar-19 52,3 Nis-19 52,2 May-19 51,9 Haz-19 51,5 Tem-19 51,3 Ağu-19 51,1 Eyl-19 50,3 Eki-19 50,3 Kas-19 50,1

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020

15


Ürün

Red Lion Layer 3 GIgabIt Ethernet Anahtarını sunuyor Hayati Endüstriyel Ağ Altyapısının İşlerliği ve Yönetimi Geliştiriliyor

E

ndüstriyel otomasyon ve ağ iletişimi için iletişim, izleme ve kontrol alanında küresel uzman olan Red Lion Controls, yenilikçi NT328G Layer 3 Ethernet anahtarının bugün piyasaya sürüldüğünü duyurdu. 28 yüksek hızlı port (24 Gigabit, 4-10 Gigabit) ve güvenilir kablo hızı anahtarlama performansı sunan NT328G, Petrol & Gaz, Su & Atık su, Enerji, Ulaşım, video ve güvenlik marketlerinin yanında bant genişliği yoğun diğer endüstriyel uygulamarın günümüz ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamak adına sıradışı bir performans ve güvenililirlik sağlıyor. Red Lion’un NT328G Layer 3 endüstriyel Ethernet modelleri, geniş çeşitlilikte bağlantı seçeneklerini mümkün kılan esnek bir bakır ve fiber port karışımına sahiptir.

16

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

Layer 3 yönlendirmesi VLAN’lar ve alt ağlar arasında rotalama sağlarken, ölçeklenebilirlik sunan çeşitliliği de beraberinde getirir. Endüstriyel sınıf NT328’nin güçlü özellik seti, şebeke yedekliliği, gelişmiş ve entegre güvenlik, politika tabanlı trafik kontrolü ve kullanımı kolay konfigürasyon ve yönetimi içermektedir. Bu sayede işletme maliyetleri düşerken kesintisiz ağ aktivitesi izleme aktivitesi sağlanır. Şık fakat dayanıklı raf tipi metal koruma, geniş çalışma ısısı koşulları ve tehlikeli lokasyonlar da dahil olmak üzere, zorlu endüstriyel ortamlarda uzun kullanım ömrü için tasarlanmıştır. Bu sayede daha az arıza süresi sunan dayanıklılık sağlar.

Büyük ölçekli ve / veya herhangi bir endüstriyel ağ için ideal olan NT328G, hem mevcut hem de uzun vadeli hız ve medya gereksinimlerini karşılama esnekliğine sahiptir , bu sayede yıllarca yatırım koruması sağlar. “Endüstriyel müşteriler, mevcut ve gelecekteki bant genişliği ihtiyaçlarını karşılaması adına 10 Gigabit hıza ölçeklenebilir güvenli bir kablolu Later 3 anahtarlama performansı talep etmekteler. Artık müşteriler ağın kenarından çekirdeğe kadar endüstriyel gereksinimleri karşılayan, geleceğe yönelik ve dayanıklı bir anahtar çözümüne erişebiliyorlar” diyor Red Lion Controls ürün yönetimi direktörü Diane Davis.


Ürün

Talk2M Easy Setup makİne bağlantılarını çok kolaylaştırdı

HMS Network, bugün Ewon® ürünleri için, Talk2M®Easy Setup kapsamındaki, makinelere güvenli uzaktan erişim bağlantılarını

2 019 başlarında HMS Networks, Ewon Cosy ve Flexy

ürünleri için Talk2M Easy Setup’ı piyasaya sürdü. Kullanıcılar şimdi, Talk2M Easy Setup çatısındaki iki temel yazılım bileşeninin güncellenmiş versiyonlarındaki yeni özellikler ve iyileştirmeler sayesinde kullanıcılar şimdi daha kolay ve güvenli uzaktan makine yapılandırma, kurulum ve bağlantısından faydalanacaklar: •

Connection Checker yeni versiyonu, fabrikadaki Ewon bağlantılı makineler ile Talk2M uzaktan erişim bulut servisi arasındaki bağlantı durumu ve performansı hakkında net tanılar ve raporlar sağlar. Kullanıcılar başarılı bir bağlantı kurulup kurulmadığına dair bildirim alırlar ve

bağlantıyla ilgili herhangi bir sorun anında ko n u m l a n d ı r ı l a b i l i r. Kullanıcılar, ayrıca bağlantı sorununu çözmek için hangi parametrelerin değiştirilmesi gerektiğiyle ilgili detaylı bilgilerden faydalanırlar. •

eCatcher Remote Access yazılımı, HMS tarafından geliştirilip, sahadaki ortak internet bağlantı sorunları temelinde kendiliğinden iyileştirme sağlama becerileri sunarak IP adresi çakışmalarını tanımlayacak şekilde g ü n c e l l e n m i ş t i r. Ayrıca, eCatcher şimdi kullanıcılara internet bağlantısı gibi ayarları içeren Talk2M Easy Setup yapılandırma dosyalarını şifreleme imkanı sunuyor.

makine HMS Networks, Ewon Ürün Yönetimi Başkanı Marie-Luce Bodineau şunları ifade ediyor: imalatçıları ve ”Hayatı müşterilerimiz için daha kolay hale getirmek son kullanıcılar istiyoruz ve Talk2M Easy Setup dahilindeki yeni özelliklerle için de kolay bu hedefi kesinlikle gerçekleştiriyoruz. Fabrika ağları ve internet bağlantıları git gide daha karmaşık hale geliyor ve uzaktan erişim destek vakalarının % 70 oranında internet bağlantısı sorunlarıyla ilgili olduğunu tahmin ediyoruz. Bu çerçevede, güncellenmiş Talk2M Easy Setup araçları BT becerilerine ihtiyaç duyulmadan, basit şekilde, uzaktan yapılandırmaları ve bağlantıları gerçekleştirmek için kolay ve güvenli bir yol sunmamızda anahtar olacak”

hale getirmeyi hedefleyen yeni özelliklerin duyurusunu yapacak.

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020 17


Lineer

Lİneer kızak operasyonunu destekleyen NSK K1-L yağlama ünİtesİ Yeni NSK K1-L, orijinal K1 yağlama ünitesinin hizmet ömrünün neredeyse iki katı hizmet ömrü sunmaktadır.

U

zun süreli, bakım gerektirmeyen operasyonlar sağlamak isteyen lineer kızak kullanıcıları için, NSK yeni geliştirdiği K1-L yağlama ünitesini sunuyor. Önceki versiyonu olan K1’den (1996’da piyasaya sürüldü) daha gelişmiş yağlama kapasitesi sağlayan, NSK’nın yeni nesil K1-L’si, daha uzun hizmet ömrü, daha düşük sürtünme ve azaltılmış yağ kullanımı ile kaynak ve enerji tüketimini azaltarak çevrenin korunmasına katkıda bulunuyor. Bu ünite hemen sipariş edilebilir. Günümüzün akıllı fabrikaları ve otomasyon teknolojileri endüstriyi hızlandırmakta, makine imalatçılarını ve fabrika işletmecilerini genel masrafları azaltma ve rekabetçi kazancı destekleme kapasitesi olan bakım gerektirmeyen 18

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020

konseptler aramaya itiyor. Bu doğrultuda, NSK’nin K1-L modeli tamamen yepyeni bir uzun süreli yağlama sağlamak için tasarlanmıştır. Lineer kızak performansını uzun süreler boyunca korumak için verimli yağlama gereklidir. Bununla birlikte, gerekli yağı uygulamak için düzenli bakım yapmak, özellikle de makinenin durmasını gerektirecek şekildeyse, hem zaman hem de maliyet kaybına neden olur. NSK K1-L, yağlayıcı deposu kapasitesini geliştirerek ve bakım aralıklarını uzatarak bu sorunun üstesinden geliyor. Sonuçta hem çalışma süresinde hem de verimlilikte artış ortaya çıkarken, bakım maliyetleri de düşmektedir.

NSK’nın orijinal ünitesinin başarısını daha da arttıran K1-L, yağlama kapasitesinde kayda değer gelişim sunmaktadır. İşin aslı, yeni geliştirilmiş bir tür reçine sayesinde ünite, orijinal K1 modeline kıyasla neredeyse iki kat daha fazla yağ tedarik edebiliyor. K1-L’nin diğer avantajları arasında arabanın lineer kızak üzerindeki hareketi sırasında dinamik sürtünme kuvvetini yaklaşık %20 azaltan özel şekli ve yapısal bütünlüğün korunmasına yardımcı olmak ve ayrıca toz ve diğer kirletici partiküllerin girişini engellemek için koruyucu muhafazası bulunmaktadır. K1-L, ilk başta, şirketin standart lineer kızakları (NH ve NS serisi) için mevcut olacak, ilerleyen zamanlarda ise diğer modellere genişletilecektir.


Robot

OMRON MOBIL ROBOT Introducing the new LD-250 mobile robot with a payload capacity of 250 kg.

The

strongest and newest addition to the LD series of mobile robots. With the Fleet Manager, customers can easily manage diverse mobile fleets of up to 100 robots with different payloads

through one system for the first time in the industry. Companies in for example automotive, electronics, food and commodities industries, no longer need to establish fixed material transport equipment, but can

flexibly handle changing market demands. The new LD-250 can be used to transport large automobile components such as transmission blocks and voluminous packaging materials.

250 kg taşıma kapasitesine sahip yeni LD-250 mobil robotu ile karşınızda.

Mobil

robotlarda LD serisine en güçlü ve en yeni eklenti. Fleet Manager ile müşteriler, sektörde ilk kez tek bir sistem üzerinden farklı yüklerle 100’e kadar robottan oluşan çeşitli

mobil filoları kolayca yönetebilirler. Örneğin otomotiv, elektronik, gıda ve emtia sektörlerindeki şirketlerin artık sabit malzeme taşıma ekipmanı kurmalarına gerek yok, ancak değişen

pazar taleplerini esnek bir şekilde karşılayabilirler. Yeni LD-250, şanzıman blokları ve hacimli ambalaj malzemeleri gibi büyük otomobil bileşenlerinin t a ş ı n m a s ı n d a kullanılabilir. Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020

19


Fuar

Yüzey İşleme sektörü Almanya’da buluşuyor

Yüzey işleme sanayii, ihracattaki ana pazarı Almanya’da düzenlenecek Surface Technology Germany fuarına hazırlanıyor. Sektörün dünya genelinde en büyük buluşması olarak tanımlanan fuarın, yeni işbirlikleri noktasında Türkiye’deki markalara yeni kapılar açması bekleniyor. Yüzey işleme teknolojilerinde çevre dostu çözümler, enerji tasarrufu, malzeme ve kaynak verimliliğine odaklanan fuar ayrıca; metal, plastik, ahşap, cam ve seramik gibi materyal kaplama teknolojilerine de ev sahipliği yapacak. Mekanik, kimyasal, elektrokimyasal yöntemlerden donanım ve yazılım alanına kadar tüm proses zincirini kapsayan ileri teknoloji uygulamalarını görücüye çıkaracak fuarın Türkiye ayağı ise 12-15 Mart 2020 tarihleri arasında WIN EURASIA kapsamında İstanbul’da düzenlenecek.

20

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020


T

ürkiye ihracatında ilk sırada yer alan Almanya’da düzenlenecek olan Surface Technology Germany; elektro kaplama, endüstriyel plazma yüzey işlemi, mikro malzeme işleme yöntemlerinden, patlama teknolojisi, termal püskürtme, kaplama malzemeleri, yüzey işleme, test ve analiz, çevre koruma, arıtma, temizlik ve ölçüm teknolojilerine kadar birçok ürün grubunu aynı çatı altında buluşturuyor. 16 – 18 Haziran 2020 tarihleri arasında Stuttgart’da düzenlenecek olan fuarda 1.000’den fazla marka, geliştirdiği teknolojileri sergileyecek. Surface Technology Germany, sektörün önde gelen, Almanya Yüzey Teknolojileri Derneği (ZVO) ve Almanya Makine Mühendisliği Sanayicileri Derneği (VDMA) ile geliştirdiği işbirlikleriyle de dikkat çekiyor. VDMA Fuar kapsamında, yüzey teknolojisi makineleri ve ekipmanlarının dijital entegrasyonu konusunu ele alacak. ZVO ise elektronik kaplama ve yüzey teknoloji proses zincirinin çeşitliliği ve verimliliği gibi konulara odaklanacak.

“Sektörün iş hacmi 500 milyon Euro’ya çıkabilir”

Türkiye’de sektörün 250 milyon Euro’luk bir iş hacmine sahip olduğunu ifade eden Hannover Fairs Turkey Genel Müdürü Alexander Kühnel, Türkiye’nin bu alanda yüksek potansiyele sahip olduğunu ve fuarın bu potansiyelin değerlendirilmesi noktasına önemli fırsatlar sunacağı belirterek şunları söyledi;

Fuar

“Türkiye, yüzey işleme teknolojilerinin en çok kullanıldığı özellikle beyaz eşya endüstrisindeki mevcut üretim kapasitesiyle AB’nin en büyük üretim üssü durumunda. Otomotiv, mücevher, havacılık gibi sektörlerde de güçlü markalar faaliyet gösteriyor ve Türkiye’de gelişen ekonomi, çeşitli endüstrilerde yüzey işlem teknolojisi üreten firmalara olan ihtiyacı ortaya çıkarıyor. Surface Technology Germany, Türkiye’deki bu potansiyeli ortaya koyacak önemli bir platform sunuyor. Türkiye’deki üreticiler geliştirdiği ürün ve çözümlerini uluslararası alanda tanıtma ve sektör profesyonelleriyle tanışıp, B2B görüşmeleriyle yeni pazarlar açılma fırsatı elde edecek.”

Ar-Ge uzmanları, tesis yöneticileri, bölüm başkanları, ürün mühendisleri, tasarımcıları ve üretim mühendislerinin katılımıyla düzenlenecek Endüstri 4.0 forumu fuarın en dikkat çeken etkinliklerinden biri olacak. Ağ oluşturma ve veri kullanımına ilişkin çözümler, enerji tüketiminde avantaj saylayacak önlemler, REACH yönetmeliği, yüzey ve işlev özelliklerini genişletme ve geliştirme gibi konu başlıkları tartışmaya açılacak.

Çözüm bekleyen konular ele alınacak

Sektörün Türkiye’deki en büyük buluşması İstanbul’da

Surface Technology Germany, son trend teknoloji ve uygulamalarını sergilerken, dijitalleşmenin yüzey teknoloji endüstrisinin geleceğine etkisi, yeni enerji ve çevre düzenlemelerine uyum ve daha birçok sektörün çözüm bekleyen öncelikli konuları alanında uzman kişilerin sunumlarıyla düzenlenecek forumlarda masaya yatıracak.

Surface Technology fuarlarının uluslararası alandaki ilk ayağı, WIN EURASIA fuarı çatısı altında İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezinde düzenlenecek. 12-15 Mart 2020 tarihleri arasında WIN EURASIA bünyesinde düzenlenecek Surface Technology, uluslararası katılımcıları ile 10’uncu salonda yer alacak. Fuarda sektörün maliyeti azaltıp verimini arttıracak teknolojiler yer alacak. Türkiye’nin endüstri festivali konumunda bulunan WIN EURASIA, sac işlemeden metal şekillendirme teknolojilerine; otomasyon hizmetlerinden elektrik ve elektronik ekipmanlara; hidrolik ve pnömatik hizmetlerden tesis içi lojistiğe kadar geleceğin fabrikaları için ihtiyaç duyulan tüm eko-sistem bir araya getirecek.

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020

21


Fuar

İnovatİf yerlİ projeler Almanya yolcusu

Hannover Fairs Turkey ve ENOSAD tarafından bu yıl 2’inci kez düzenlenen, katma değeri yüksek yerli projelerin ödüllendirildiği WINovation yarışması için yeni dönem başvuruları başladı. Yarışmaya WIN EURASIA Fuarı çatısı altındaki tüm ürün gruplarından fuar katılımcıları marka veya ticari değeri olan projeleriyle katılabilecek. Türkiye sanayiine katma değeri yüksek ürün, çözüm ve teknik inovasyon ağırlıklı, özgün tasarımlı ve yenilikçi projeler kazandıran WINovation yarışması için 14 Şubat 2020 tarihine kadar yarışmanın web sitesi “www.win-eurasia. com” üzerinden başvuru yapılabilecek.

22

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020


Fuar

“Sektörün Güçlü Oyuncuları Bir araya Geliyor” Doruk Yönetim Kurulu Üyesi Aylin Tülay ÖZDEN geçtimiz yıl “Dijital Üretim Yönetim Sistemlerinde Yapay Zeka: Kestirimci Karar Verme” projesiyle yarışmaya katılarak 1.lik ödülü alan projeleri ve WIN EURASIA ile ilgili şunları söyledi.

T

ürkiye sanayiine katma değer kazandıracak yerli projeleri ödüllendirmek ve teşvik etmek amacıyla ilk defa geçtiğimiz yıl düzenlenen ve büyük ilgiyle karşılanan WINovation yarışması ikinci yılına giriyor. Hannover Fairs Turkey ve ENOSAD işbirliğiyle düzenlenen yarışmaya WIN EURASIA Fuarı çatısı altındaki tüm ürün gruplarından fuar katılımcıları marka veya ticari değeri olan projeleriyle katılabilecek. Geçen yıl ProMANAGE AI – Verileri ve Yapay Zeka ile Kestirimci Yönetim projesiyle DORUK OTOMASYON 1.lik ödülünün sahibi olurken, Wipelot Construction – Şantiyelerde Operasyonel İzleme ve Güvenlik Çözümü projesiyle OKYANUS Teknoloji ikinci, HKSM IoT Servis projesiyle HAREKET KONTROL SERVİS MERKEZİ ve Yenilikçi Kabartmalı Kod Sistemli Silindirik & Eğimli Geometrideki Ürünleri Lazerle Temassız Tanılama & Model KareKod Yazma projesiyle Dedem Elektrik Taah. Otomasyon üçüncülük ödüllerini paylaştı. WINovation 2020 yarışmasında dereceye giren ilk 3 projeye, WIN EURASIA 2021 fuarına katılım teşviki, 1’inciye ise yıl boyunca tanıtım ve pazarlama desteğinin yanında HANNOVER MESSE 2020 Fuarı’na gidiş-dönüş uçak bileti ve 3 günlük konaklama ödülü verilecek. Yarışmada dereceye giren projeler, alanında uzman profesör ve sektör temsilcilerinden oluşan 10 kişilik seçici kurul tarafından belirlenecek. Projelerin değerlendirilme aşamasında ise; farklı,

özgün, geliştirilebilir ve uygulanabilir olması, kullanıcıya fayda sağlaması, sunduğu yenilikler, ihracat potansiyeli, Ar-Ge niteliği, teknolojik yönü, çevreye ve topluma katkısı, yüksek teknoloji içermesi ve ticari olması gibi kriterler göz önünde bulundurulacak.

“Fuarımız sektöre çözüm üretecek yerli projelere ilham verecek” “Teknoloji Odaklı Sanayii Hamlesi” başta olmak üzere, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca atılan adımların teknoloji yatırımlarını hızlandırdığını ifade eden Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel, şunları söyledi; “Ar-Ge ve inovasyona dayalı yerli ürünlerin her zaman desteklenmesi teşvik edilmesi gerekiyor. Türkiye sanayiinin teknolojisini uluslararası alana taşıma vizyonuna sahip bir şirket olarak, Türkiye’deki markaların bu yönde geliştirdikleri ürünlerin yaygınlaşması ve yeni fikirlerin cesaretlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye bu noktada önemli adımlar atıyor. Bakanlıklar nezdinde sağlanan imkânlardan iyi şekilde faydalanması gerekiyor. WINovation 2020 üreticileri cesaretlendiren, devlet destekleriyle yeni projeler geliştirmesi noktasında ilham veren, önemli bir yarışma”

“Doruk olarak sektörün güçlü oyuncularını bir araya getiren WIN EURASIA Fuarı’nı önemsiyoruz. Fuar boyunca yenilikçi ürün ve hizmetlerimizin yanı sıra yapay zeka, artırılmış gerçeklik, big data gibi Endüstri 4.0 evresinin temellerini oluşturan geleceğin teknolojilerini sergileme, bilgilendirmeler yapma ve eğitimler verme imkanı buluyoruz. Geçen yıl WIN EURASIA kapsamında gerçekleştirilen yenilikçi, teknik inovasyon ağırlıklı ve özgün tasarımlı projelerin yarışması WINovation 2019’da Doruk olarak akıllı ve dijital üretim yönetimi sistemimiz ProManage özelinde “Dijital Üretim Yönetim Sistemlerinde Yapay Zeka: Kestirimci Karar Verme” projemizle birincilik ödülüne layık görüldük ve fuarın en inovatif firması seçildik. Gelişime ve değişime öncülük eden şirketimiz için bu ödül oldukça değerli ve anlamlıydı. 21 yıllık bir teknoloji şirketi olarak Türkiye’de üretim yönetimi sistemleri ile dijitalleşme pazarını inşa eden firma konumundayız. Yapay zeka ve artırılmış gerçeklik teknolojileri ile tam entegre olan dünyadaki tek akıllı üretim yönetimi sistemimiz ProManage ile bugüne kadar dünya genelinde 300’den fazla fabrikayı dijitalleştirdik. Amerika’daki şirketimiz ProManage Smart Manufacturing Solutions Corp. yakın zamanda Japonya’daki ITO Corporation ile partnerlik anlaşmasına imza atarak Asya Pasifik pazarına giriş yaptı, 2020 yılında da Almanya’ya açılmayı planlıyoruz. Dünya markası olma yolunda ilerleyen bir teknoloji şirketi olarak yeniliklerimizi WIN EURASIA 2020’de de katılımcılara aktarmak için sabırsızlanıyoruz.” WIN EURASIA web sitesi üzerinden yapılacak başvurular 14 Şubat 2020 tarihine kadar devam edecek. Finale kalan projeler 25 Şubat 2020 tarihinde web sitesi üzerinden duyurulacak. İlk 3’e giren projeler ise 12 Mart 2020 tarihinde İstanbul TÜYAP Fuar Merkezi’nde düzenlenecek WIN EURASIA 2020 fuarına eş zamanlı olarak gerçekleşecek törenle ödüllendirilecek.

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020

23


Teknoloji

Teknolojİnİn ve dönüşümün öncüsü Ermaksan’a bİr gurur daha

• Yenilikçi teknolojiler’ sloganıyla Endüstri 4.0’a uygun akıllı ve ileri teknoloji çözümler geliştiren Ermaksan, teknoloji arenasında yaptığı başarılı çalışmalarla adından söz ettirmeye devam ediyor. •

24

Ermaksan; BTSO tarafından düzenlenen ‘Ekonomiye Değer Katanlar 2019 Ödül Töreni’nde, ‘Dönüşüm ve Fark Yaratanlar’ kategorisinde ödüle layık görüldü.

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020


Teknoloji

B4.0’aursa,uygun11.12.2019 - ‘Yenilikçi teknolojiler’ sloganıyla Endüstri akıllı ve ileri teknoloji çözümler geliştiren Ermaksan,

ileri teknoloji alanındaki çalışmalarıyla Türkiye’nin ve Bursa’nın gururu olmaya devam ediyor. Ermaksan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından bu yıl 46.’sı düzenlenen ‘Ekonomiye Değer Katanlar 2019 Ödül Töreni’nde, ‘Dönüşüm ve Fark Yaratanlar’ kategorisinde ödüle layık görüldü. TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un katılımıyla gerçekleştirilen ve 7 ayrı kategoride 60’tan fazla ödülün sahiplerini bulduğu organizasyonda Ermaksan adına ödülü, Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür Ahmet Özkayan teslim aldı. Türkiye’nin yüzde yüz yerli ilk lazer çipi, ilk lazer diyot modülü, ilk lazer ışın kaynağı, ilk 3D eklemeli imalat makinesi ve FBG sensör (Fiber Bragg Grating) gibi pek çok yeni nesil teknolojiyi üretip dünyanın dört bir yanına ulaştırmaya devam eden Ermaksan’ın gelişmiş üretim gücü ve teknolojisi, organizasyonda katılımcılardan büyük ilgi gördü.

İleri teknoloji ile geleceğe odaklandı Böylesine değerli bir ödüle layık görülmekten dolayı büyük gurur ve mutluluk yaşadıklarını kaydeden Ermaksan Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Ahmet Özkayan, ülkemizi teknoloji arenasında en iyi şekilde temsil etmek için ileri teknolojiye yatırımların son sürat devam edeceğini söyledi. Ermaksan olarak temel amaçlarının, üretimde katma değeri ve verimliliği arttırmak olduğunun altını çizen Özkayan, bu doğrultuda AR-GE’ye ve inovasyona büyük önem verdiklerini, ileri teknoloji geliştirme noktasında da Türkiye’nin öncüsü olmayı hedeflediklerini kaydetti. Özkayan ayrıca, Endüstri 4.0’a uygun çözümler geliştirerek, tamamen gelecek odaklı hareket ettiklerini de sözlerine ekledi.

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020 25


Dijital İş Gücü

DRAGONFLY, ULUSLARARASI ARENADA SAVUNMA VE HAVACILIK SEKTÖRÜNÜN GÖZDESİ OLDU… kısaltarak tamamen işlevsel olarak laboratuvardan sahaya çıkabilmesini sağlamak gibi önemli kritik aşamalar için çok büyük yarar sağladığını belirten Alpay Göğüş, Ar-Ge giderleri ve test maliyetlerinde de önemli düşüş elde edildiğini ve verimliliği artırdığını da sözlerine ekledi. Alpay Göğüş, DragonFly’ın diğer faydalarını da şöyle anlattı:

Kennametal taretleri daha esnek ve pensli adaptörleri daha verimli duruma getiriyor.

Ü ç boyutlu baskı teknolojilerinin elektronik

üretimdeki tek adresi Nano Dimension tarafından üretilen DragonFly, dünyanın en büyük 10 savunma ve havacılık şirketinden biri tarafından satın alındı. DragonFly, özellikle prototipleme süreçlerinde hızlı ve etkili olma konusunda sağladığı katkı sayesinde sektörün gelişimine de önemli faydalar sunuyor. Küresel savunma ve havacılık pazarında önemli rol oynayan DragonFly’ı kullanan firmalar 3D yazıcının üstün özellikleriyle tüm gelişim döngülerini kontrol altına alarak elektronik süreçlerinde dönüşüm sağladı. DragonFly Ortadoğu ve Kuzey Afrika temsilciliğini üstlenen CDT’nin Genel Müdürü Alpay Göğüş, üç boyutlu üretim

26

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

teknolojilerinin savunma ve havacılık sektörüne sağladığı katma değerleri şöyle anlattı: “Savunma ve havacılık sektöründe tasarım zorluğu yaşanması çok sık görülen alışılmış bir durumdur, bu zorlukları çözmenin en doğru yöntemi ise tartışmasız katmanlı üretim teknolojileridir. En önemli küresel savunma şirketlerinin DragonFly’ı bünyesine katarak inovasyonu mümkün kılması, minyatürleştirme ve özelleştirmenin yanı sıra hassas ve hafif parçaların üretiminde sağladığı kolaylıklar sayesinde tasarım mühendislerinin işlerini kolaylaştırarak vazgeçilmez haline getirmeyi başarması önemlidir.” DragonFly’ın, sektörün binlerce bileşenden oluşan karmaşık sistemlerini takip etmek, prototip sürecini

“İşlevsel parçaları özelleştirerek kullanıcısının her kompakt cihaza daha fazla özellik sığdırmasını sağlayan DragonFly ile sensör, anten, iletken geometriler, bağlantılı cihazlar, baskılı devre kartları ve benzeri pek çok elektronik bileşenler üç boyutlu olarak yazdırılabiliyor. Montajı basitleştirmek, olası arıza noktalarını azaltmak ve güvenilirliği artırmak için toplam parça sayısını azaltıyor ve hafifletiyor. Bu etkileyici teknoloji, savunma ve havacılık şirketlerinin yenilikçi ürünlerini rahatça ve güvenilir şekilde prototiplemelerini sağlıyor. Ürün gizliliği, üretim bağımsızlığı, hızlı ürün yinelemesi gibi kritik konuların söz konusu olduğu sınıflandırılmış savunma sanayisi dünyasında DragonFly, hızlı prototipleme, yenilikçi devre tasarımı ve geliştirilmiş performans sunarak tasarımların hızlıca test edilebilmesini sağlıyor.”


Dijital İş Gücü

AloTech’İn Yenİ Genel Müdür Yardımcısı Korhan Erçİn oldu “Yılın Satışçısı” seçildi. Kariyerine yazılım sektörünün lider firmalarından Veripark’ta devam eden Erçin, Satış Müdürü olarak başladığı görevi yaklaşık 6 yıl devam ettirdi. Ocak 2009 itibariyle yemeksepeti. com’da satış ekibinin başına geçti. 11 yıla yakın süren Yemeksepeti hikayesinde hem yurt dışında hem de yurt içinde büyüme ve yatırım süreçleri olmak üzere farklı projelere destek verdi. Erçin, Aralık 2019 itibariyle AloTech’in Ortağı ve Genel Müdür Yardımcısı oldu.

3

50’den fazla müşterisi ve 14.000’den fazla kullanıcı sayısıyla Türkiye’deki en büyük bulut tabanlı çağrı merkezi altyapı sistemi olan AloTech’in Genel Müdür Yardımcılığı görevini Korhan Erçin üstlendi. Erçin, şirketin proje, satış ve pazarlama faaliyetlerinin yönetimi ve stratejilerinin geliştirilmesi alanlarında çalışmalarını yürütecek.

Korhan Erçin Kimdir ? Eskişehir Fen Lisesi’nin ardından 1998 yılında Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü’nden mezun olan Korhan Erçin, 3 ayrı girişimci firma ile kariyerine devam etti. İlk çalıştığı yer olan Tepum’da Microsoft Ürün Yöneticisi olarak görevine başladı ve Microsoft Türkiye tarafından 2 yıl üst üste Türkiye kurumsal satış alanında

AloTech Genel Müdür Yardımcısı Korhan Erçin konuyla ilgili şunları söyledi: “Kariyerim boyunca girişimci şirketlerin büyümesi için çalıştım. AloTech’te de bu yaklaşımımı sürdürmeye devam edeceğim. Yeni görevimde hep birlikte çalışarak büyük başarılara imza atacağız. Şu anda Türkiye’nin en büyük bulut tabanlı çağrı merkezi sağlayıcı şirketiyiz. Tüm AloTech ailesi olarak dünyanın en büyüğü olmayı hedefliyoruz.”

Türkİye’nİn en büyük bulut tabanlı çağrı merkezİ sağlayıcı şİrketİ AloTech’İn Genel Müdür Yardımcılığı görevİne Korhan Erçİn getİrİldİ.

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020 27


İş Dünyası

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi 4 Aralık 2019 tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmalarını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski gerçekleştirdi. World Media Group olarak konuşmaların tam metnini yayınlamanın uygun olduğunu düşünüyoruz.

28

YÜKSEK İSTİŞARE KONSEYİ TOPLANTISI SN TUNCAY ÖZİLHAN’IN KONUŞMASI

STÜSİAD’ın ayın Başkan, Sayın Divan, Değerli Üyeleri,

Sayın Basın Mensupları, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanlık Divanı adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. Son yılların yorucu temposunun ardından nispeten biraz daha sakin bir gündemle toplandık. Ekonomide, iç ve dış politikada bir dizi risk faktörünü nihayet geride bırakabildik. Geçen toplantımızı konjonktürel sorunların ağır bastığı bir dönemde yapmıştık. Konjonktürel sorunların biraz olsun hafiflemesini fırsat bilerek bu toplantıda yapısal sorunlarımız üzerinde

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

durmak istiyorum. İç politikada seçim sürecini geride bıraktık. Seçim öncesinde ve sonrasında yaşanan aksaklıklara rağmen, yerel seçimler Türk toplumunun demokrasi ve sandığın meşruiyetine duyduğu inancı teyit etti. Türk demokrasisinden her zaman umutlu olmak gerektiğini bir kez daha gördük. Dış politikada, S400 ve Suriye harekatı gibi belirsizlik yaratan konuların ateşi en azından biraz hafifledi. Rusya ve ABD ile ilişkilerimizin seyri Türkiye’yi nereye gittiği en çok tartışılan ülkelerden biri olmaktan çıkardı.

Ekonomide ise aşırı yüksek kur hareketliliği başta olmak üzere öngörü ufkunun iyice daralmış olduğu günler geride kaldı. Birçok kuruluş büyüme tahminlerini yükseltti. Ülkemizde nispeten daha sakin diyebileceğimiz günlere karşılık, dünyadaki olağandışı hareketlilik devam ediyor. Dünya, şiddetli toplumsal hareketlerden Brexit sürecine, ekonomik yavaşlamadan küresel iklim krizine, sosyo ekonomik dengesizliklerden teknolojik dönüşümün etkilerine uzanan çok geniş bir yelpazedeki sorunlar yumağıyla uğraşıyor.


Belli ki bu sorunlar yumağına bulunan çözümler yeterli ya da uygun olmuyor. Bu nedenle birçok ülkede sokak siyaseti 1968’den bu yana ilk kez parlamenter siyaseti gölgede bırakarak belirleyici dinamik haline geliyor. Gündemimizi işgal eden bütün bu sorunlar bugün dünyanın çoklu bir kriz durumuyla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Ülkemiz de bu krizlerden muaf değil.. Kendi konjonktürümüzden kaynaklanan sorunların hafiflemesiyle, sürekli ertelemekte olduğumuz yapısal sorunlarla nihayet uğraşabileceğimiz bir fırsat çıkıyor önümüze. Bu zamanı iyi kullanmalıyız. Dış tehditlere karşı en başta yapmamız gereken şey içeride bünyemizi kuvvetlendirmek ve değişen koşullara uyum yeteneğimizi artırmak. Dünyanın gündeminde ilk sıralarda olan eşitsizliklerin azaltılması, iklim krizi ve teknolojik dönüşümün etkilerini biz de gündemde ilk sıralara taşımalıyız. Ayrıca, kadın-erkek eşitliği ve depreme hazırlıklı olma öncelikli gündem maddelerimiz arasında olmalı. Hiç şüphesiz en kötünün geride kalması, mevcut durumun çok iyi olduğu anlamına gelmiyor. Geçtiğimiz sıkıntılı dönemin izlerini henüz üzerimizden tam olarak atamadık. Örneğin, ekonomide enflasyonun düştüğünü görüyoruz ama bu hayat pahalılığının olmadığı anlamına gelmiyor. Sadece fiyatların artış hızı azalmış durumda. Hatta, baz etkisi ortadan kalktığında önümüzdeki aylarda yeniden bir miktar artış görmemiz de olası. Faiz oranlarındaki gerileme ve kamu bankalarının uyguladığı kredi genişlemesi sayesinde tüketim kıpırdamaya başladı.

Geçen gün açıklanan verilerin de gösterdiği gibi ekonomi yeniden büyüme sürecine giriyor. Öte yandan, gerek iç talep, gerek dış talep üzerindeki baskılar hızlı büyümenin önünde engel oluşturuyor. Son işgücü istatistikleri geçen yıldan bu yana istihdam edilen kişi sayısında 800 bine yakın azalış olduğunu ortaya koyuyor. Ekonominin yavaşlaması ya da hızlanmasının istihdam üzerindeki etkisi zaman alır. Ekonomi büyüme sürecine girerken işsizlikteki düşüşün arkadan gelmesi beklenen bir durum. Ancak ekonomik daralma düşük gözükmesine rağmen işsizliğin bu kadar yüksek seviyelere gelmiş olması son derece endişe verici. Bu durumun çözümü için sadece büyümenin geri dönmesini beklemek yetmeyebilir, ilave tedbirler alınması gerekebilir. Dış talep de dünya ekonomisindeki yavaşlamadan olumsuz etkileniyor. IMF’nin son dünya ekonomik görünümü raporunun verilerine göre, 2019’da dünya ekonomisinde beklenen büyüme 2008-2009 döneminden bu yana görülen en düşük oran. Üstelik düşük büyüme dünyanın %90’ını sarmış durumda. Dünyanın en büyük 20 ekonomisinden beşi, Almanya, İngiltere, İtalya, Brezilya ve Meksika resesyon riskiyle karşı karşıya.

Küresel ticaret adeta durakladı. Bu durum büyüme hızımızı yavaşlatacak. Tarihsel olarak Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olan dış açık, TL’deki hızlı değer kaybı ve daralan iç talep sayesinde kapandı ve dış borçlanma hız kesti. Büyümenin geri dönmesiyle beraber dış açık sorununun hortlamaması için üretim yapısında radikal değişiklikler gerekiyor. Bunun için öncelikle yatırım ortamının iyileşmesi lazım. Bu konuda önemli adımlar atıldı.

İş Dünyası Ancak ülkeler arasında yatırımları çekmek için kıyasıya bir rekabetin olduğu günümüzde yatırım ortamını iyileştirme çabalarının sürekliliği önemli. Dış talebin yavaş seyrettiği bu ortamda hızlı ve istikrarlı bir büyüme ortamı için en önemli unsur ise canlı bir iç talep. Yatırım ortamı iyileştikçe ve istihdam genişledikçe iç talep canlanacak ancak bu süreci desteklemek ve hızlandırmak gerekiyor. İyi bir planlama, etkin bir teşvik sistemi, istikrarlı bir makroekonomik ortam, hukuk ve yargı sisteminde devam edecek iyileştirmelerle rekabet gücü yüksek sektörlere yerli ve yabancı yatırımcıları daha çok çekmek mümkün olacak. Bir de son birkaç yıldır devam eden seçim maratonu ve siyasette yükselen tansiyon nedeniyle ihmal etmiş olduğumuz sosyo-ekonomik sorunlarımız var. Bunların başında gelir dağılımı geliyor. Gelir dağılımı 2010’lu yılların başlarına kadar düzeliyordu. Ancak son yıllarda, düşük büyüme, yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik, dar gelirli kesimlerde refah kaybına yol açtı.

İşsiz sayısı 4 milyon 650 bine ulaştı.. Ekonomideki sıkıntılar en çok toplumun en yoksul kesimlerini etkiledi. İşsizlerin %17’si nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanlar. İnşaatta 500 bin kişi işsiz kaldı. Para ve maliye politikaları ile konjonktürden kaynaklı sorunlarda bir parça hafifleme görülmüşken, şimdi yoksullukla mücadele ve gelir dağılımının daha adaletli hale getirilmesi konusuna çaba harcamak gerekiyor. Dünyada da 2008 krizinden sonra yoksullaşmada artış ve toplumsal kesimler arasında muazzam servet farklılıkları ortaya çıktı. Durum birçok ülkede 1930’lu yılları hatırlatıyor. Adaletsizlikler sosyal ve siyasi dengeleri sarsıyor.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

29


İş Dünyası Örneğin, sokak hareketleriyle sarsılan Şili gelir adaletsizliğinin en şiddetli olduğu ülkelerden birisi. Refahın daha adil paylaşılması, ekonomik ve siyasi istikrarın temel belirleyicilerinden birisi. Gelir adaletsizliğine yol açan en önemli sebeplerden birisi eğitimde fırsat adaletinin olmaması. Özellikle ortaöğretimde cinsiyet ve bölgeler ayrımında net okullaşma oranındaki farklarının giderilmesi önemini koruyor. Eğitim performansımız ulusal araştırmalarda da uluslararası karşılaştırmalarda da tatmin edici çıkmıyor. Bulgular sorunun sadece telafi programları ile çözülemeyecek kadar yapısal olduğunu ortaya koyuyor. Bu koşullarda yetişen yeni nesiller işgücüne katıldığında iş bulmakta zorluk çekiyor ya da çok düşük ücretlere niteliksiz işlerde çalışıyorlar. Nitekim, niteliksiz veya düşük nitelikli işlerde çalışanların oranı %40 civarında. Yeterli becerilerle donatılmayan gençler arasında işsizlik oranı %27’ye kadar yükseliyor. Nitelikli eğitim alamayan gençler için gelecek yıllar daha da zorlu olacak. OECD’nin bulgularına göre gelecek 15-20 yıl içinde mevcut işlerin %14’ü yok olma riski ile karşı karşıya. %32’sinde ise otomasyona bağlı radikal değişimler bekleniyor. Yani, halihazırda dünyadaki akranlarının gerisinde kalan çocuklarımızı bugüne ayak uydurur hale getirmek de yetmiyor. Teknolojik değişim kapıda. Son yıllarda ortaya çıkan bilimsel ve teknolojik değişmelerin hızı baş döndürücü. Çocukları bu geleceğe layıkıyla hazırlamak gerekiyor. 2023 Eğitim Vizyonu bu çerçevede önemli bir fırsat yaratıyor.

30

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

Eğitim kalitesinin yükseltilmesinde bütçe çok önemli bir etken.. Vergi gelirlerinin GSYH içinde 1990’larda %13’lerde olan payı 2010’dan sonra %17’lere yükseldi. Sosyal devlet olmanın gereği toplanan ilave vergilerin eğitim ve diğer sosyal harcamalara ayrılmasıdır. Oysa, merkezi yönetim bütçesinden eğitime ayrılan pay 2016’ya kadar yükselmişken sonradan bu ivme korunamadı. 2020 bütçesinden eğitime ayrılan payda bir miktar yükseliş olsa da bu yeterli değil. Çocuklarımızı çalışma hayatının gerektirdiği becerilerle donatabilmek için eğitime milli gelirden ayrılan payı ve eğitimin kalitesine yapılan yatırımları bir an önce yükseltmemiz gerekiyor. Toplumsal adalet açısından önemli bir başka başlık ise cinsiyet eşitliği. Eğitimde, çalışma yaşamında ve karar alma mekanizmalarında kadınların ikincil konumda olmasının sonucu toplumsal ilerlemenin zafiyete uğramasıdır. Kadının güçlendirilmesine yönelik bazı politika ve uygulamalar başlatıldı. Ama sonuçlar kadınlar aleyhine olan adaletsizliğin düzelmediğini ortaya koyuyor. Henüz iş işten geçmeden üzerine eğilmemiz gereken bir başka alan çevre ve iklim değişikliği. Bu alanlarda geç kalmanın ve yanlış uygulamaların bedeli çok yüksek. Üstelik daha fazla tüketim için doğal dengenin bozulmasının maliyetini bizler değil çocuklarımız ve torunlarımız ödeyecek. İklim krizi ile mücadele hiç şüphesiz tek başına bir ülkenin sorumluluğunda değil. Ancak medeniyetimizi korumak için her ülke ve her birey üzerine düşen sorumluluğun gereğini yapmalı. Alınacak önlemler geciktikçe iş daha da zorlaşıyor. Bu nedenle iş işten geçmeden, iklim değişikliğinin yol açabileceği ölümcül sonuçlar önlenemez bir noktaya gelmeden önce harekete geçmek 2020

gerekiyor. Bu çerçevede, geçen ay plastik kirliliği ile mücadele için oluşturulan “İş Dünyası Plastik Girişimi’nin şirketlere 2021 yılına kadar plastik taahhütlerini belirleme çağrısını çok yerinde bir örnek olarak gösterebilirim. Hep çok acil başlıklar yüzünden fırsat bulup da 20 yıldır bir türlü layıkıyla ele alamadığımız bir konu daha var: beklenen Marmara depremi. Tek başına Türkiye ekonomisinin %30’undan fazlasını oluşturan ve nüfusunun neredeyse %20’sini barındıran İstanbul’u etkileyecek bir depremin yol açacağı insani ve ekonomik trajedi korkarım tahayyüllerimizin de ötesinde olacak. Eylül ayında yaşamış olduğumuz küçük depremler bu alanda da olması gereken hazırlığın çok gerisinde kalmış olduğumuzu gösterdi. Bu saydığım alanların hepsinde alınacak önlemlerin yaratacağı kazanım, toplum olarak katlanmamız gereken maliyetlerin çok üzerinde olacaktır. Kaldı ki, bu alanlar öyle alanlar ki, gerekirse maliyet üstlenmeyi de göze almak gerekir. Değerli konuklar, Ülkemiz hem konjonktürel hem yapısal; hem kendine özgü hem de evrensel sorunlarla karşı karşıya. Bugünden geleceğe baktığımızda değişim kaçınılmaz. Hiç kimsenin değişimi engelleme gücü yok. Dolayısıyla mesele, değişime ne ölçüde hazır olunduğu. Hazırlıksız yakalananlar için değişimin yıkıcı etkisi çok daha yüksek olur. Değişimi yönetmek iyi bir yönetişim modeli ve planlama becerisi gerektirir. Planlama konusunda Eisenhower’ın sevdiğim bir sözü var: plan gereksizdir ama planlamanın kendisi zaruridir. Bu söze uygun olarak, bir kez yapıldıktan sonra rafa kaldırılacak planlar değil, toplumun farklı kesimleri ile istişare içinde yürütülecek dinamik bir planlama süreci gerekiyor.

Ülke olarak kaynaklarımız kıt..


Ne doğal kaynaklar, ne sermaye ne de nitelikli insangücü açısından zengin değiliz. Bu nedenle kıt kaynakları sorumsuzca harcamayalım. En verimli şekilde kullanalım. Kaynakları en çok katma değer yaratacak ve sosyal gelişimi hızlandıracak şekilde harcayalım. Kaynakları nereye yönlendireceğimizi istişare ile belirleyelim. Böyle olunca tüm toplum ortak hedefler doğrultusunda seferber olur. Bir iş yapılacağı zaman işi ehline bırakalım. Harcamalar şeffaf olsun ki, paranın doğru kullanıldığı ve kayırmacılık yapılmadığı konusunda kimsenin şüphesi olmasın. Aksi halde ulaşmak istediğimiz hedeflere ulaşamayız. Üstüne bir de lüzumsuz yere kaynak israfı ve çevre tahribatı yapmış olur, para ve zaman kaybederiz. İşte enerji sektöründe, altyapı yatırımlarında, kentsel dönüşümde ve hatta eğitimdeki planlama hatalarının bedelini hepimiz ödüyoruz. Kısa vadeli akut sorunlarımızı çözerken de uzun vadeli yapısal sorunlarımızı çözerken de içinde hareket edeceğimiz çerçevenin üç çıpası var: Bu çıpalardan ilki kural temelli uluslararası sistemle ittifak. Mayıs ayındaki toplantıda, “eğer Türkiye küresel düzendeki yerinin hiç tereddütsüz biçimde kural temelli uluslararası sistem içinde olduğunu herkese gösterebilirse ve AB tam üyelik perspektifini güçlendirebilirse, bu durum ‘toptan ve çok yönlü’ bir reform niyet ve taahhüdü anlamına gelir” demiştim. Geçen süre içinde Türkiye’nin liberal ekonomi ve demokrasi modelinden uzaklaşmakta olduğu tartışmalarının azalmasının olumlu etkilerini görmeye başladık. Bundan sonrası için beklentimiz Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinin konjonktüre göre şekillenen, bireysel düzlemde değil, uzun vadeli, kurumsal düzlemde olduğunun görülmesidir.

Böylece Türkiye, liberal demokratik sistemin reformunda etkili olacak uluslararası ittifakların bir parçası olacaktır. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik perspektifi, geçmişte olduğu gibi bugün de gerek Türkiye’nin, gerekse Avrupa Birliği’nin ortak çıkarınadır. Önümüzdeki dönem için beklentilerimizden birisi de Avrupa Birliği ile ilişkilerde mesafe alınması. Avrupa Birliği ile aramızdaki Gümrük Birliği, 21. yüzyılın küresel ekonomi ortamında zaman aşımına uğradı. Geçen süre içinde sanayi ve hizmetlerin artan etkileşimi, dijitalleşmenin ulaştığı boyut, uluslararası ekonomik sistemde Çin, Hindistan ve Rusya’nın değişen konumu, sürdürülebilir kalkınma hedefleri, AB’nin Japonya, Kanada gibi ülkelerle yaptığı yeni nesil ekonomik anlaşmalar gibi birçok gelişme ortaya çıktı. Bu gelişmeler 1995 tarihli Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesini gerektiriyor. İkinci çıpa, demokrasi ve hukukun üstünlüğü. Bugün birçok ülke toplumsal hareketlerle sarsılırken, geçen seneden beri yaşadığımız ekonomik daralmayı demokrasi içinde atlatma yolunda ilerliyoruz. Bu ülkemiz açısından başlı başına önemli bir başarı. Parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı sistemine geçildikten sonra yeni sistemin kurumsal yapısının henüz oturtulamamış olması yapısal sorunların çözümünde bizi yavaşlatıyor.

Güvenlik sorunları bir devletin bir numaralı konusudur. Ancak güvenlik sorunları demokrasi içinde, özgürlüklerin kısıtlandığı değil genişletildiği bir ortamda, toplumsal huzur ve güven içinde çözümlenmelidir. Bizi arzuladığımız toplum hedefine yaklaştıracak olan budur.

İş Dünyası Demokrasimiz güçlü olursa dışarıdan gelebilecek her türlü tehdidin üzerinden tüm toplum olarak el birliğiyle geleceğiz. Üçüncü çıpa ise serbest piyasa düzeninin kurum ve kurallarıyla etkin şekilde işlemesi. Ekonomideki karar alıcılar ancak bu sayede önlerini görürler ve yatırım ve üretim kararlarını alabilirler. Etkin işleyen bir piyasa ekonomisi, önemli bir ekonomik etki yaratabilecek kanun değişiklikleri yapılırken, toplumun ilgili kesimleri ile istişare sürecinin şeffaf ve doyurucu şekilde yürütülmesini gerektirir. Ekonomide oluşmaya başlayan olumlu havanın güçlenerek devam etmesi için, serbest piyasa düzeninin kurumsal yapısının güçlendirilmesi, düzenleyici kurumların bağımsızlığının garanti altına alınması, kurumlar arasında görev ve sorumlulukların dengeli dağıtılması gerekir. Değerli konuklar, Unutmayalım ki uzun vadede vatandaşımızın huzur ve refahı, demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, kadınerkek eşitliği, sosyal adalet, adaletli gelir dağılımı, tüm bireyler için kaliteli eğitim, ifade özgürlüğü, doğal ve kültürel mirası koruma hedefleri doğrultusunda kat ettiğimiz mesafeye bağlı olacak. Bu hedefler doğrultusunda ilerlerken asla vaz geçemeyeceğimiz ilke ise laiklik.

Laiklik bu ülkenin çimentosudur. Her konuşmamda olduğu gibi bu sefer de konuşmamı birlik beraberlik çağrısı yaparak bitirmek istiyorum. Uzunca bir süreden sonra kısa vadeli sorunların ağırlığının hafiflediği bu dönemde, elbirliği ile bizi hedefimize ulaştıracak olan rotaya kilitlenmemiz gerektiği düşüncesiyle hepinizi saygıyla selamlıyor, dikkatiniz için teşekkür ediyorum.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

31


İş Dünyası

YÜKSEK İSTİŞARE KONSEYİ TOPLANTISI AÇILIŞ KONUŞMASI SN SİMONE KASLOWSKİ

İ Ş D Ü N Y A S I

Skıymetli ayın Başkan, değerli üyeler, konuklar ve kıymetli

basın mensupları; hepinizi TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum… Sayın ÖZİLHAN gerçekten dünyanın ve ülkemizin önemli sorunlarına, gelişmelerine ışık tutan çok etkileyici bir konuşma yaptı, çok teşekkür ediyoruz. Ben de bu tespit ve önerileri destekleyen ve tamamlayıcı olduğunu düşündüğüm görüşlerimizi sizlerle paylaşmak isterim….

27 gün sonra, hem bu yılı hem de on yılı kapayıp yeni bir yıla ve on yıla girmiş olacağız.Zaman hızla akıyor. Daha dün binyıl virüsü nedeniyle dünya batar mı diye telaşlanırken, göz açıp kapayıncaya kadar 2020’li yıllara vardık. İçinde bulunduğumuz gelişmeler bu yüzyılın akışını belirleyecek. Bu nedenle konuşmamın önemli bir bölümünü geleceğin dünyasında bizleri nelerin beklediğine ayırmak istedim.

Geleceğe odaklanan bir gündemle yola devam etmemiz gerektiğini savunurken, dünyanın hemen her yerinde benzer çalışmaların yapıldığını, tüm 32

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

büyük ekonomilerde 2020’lere hazırlanmak için seferberlik olduğunu biliyorum. Bu hazırlık yalnızca iktisat politikalarına odaklanmıyor. Kalkınma aslında olması gerektiği gibi toplumsal, çevresel ve siyasal boyutlarıyla ele alınıyor. Bunun da belki en önemli nedeni insanın yeni ekonominin merkezi haline gelmesi. Yüksek teknolojiye dayalı ekonomi eğitimli insan istiyor. Kendini yenileyebilecek zihinsel esnekliğe ve kavrayışa sahip, bilgisini, değişen şartlara göre güncelleyen insan değer kazanıyor. Hepsinden önemlisi, geçmişte üretim faktörü olan


toprak, emek, sermaye üçlüsünden ilk ikisi nitelik değiştirirken, insanların verileri big data teknolojileriyle yeni üretim paradigmasının en önemli hammaddesi haline geliyor. Bir tarafıyla yeni teknolojiler insanlığa müthiş ufuklar açıyor. Öte yandan yeni teknolojilerle yönetim modelleri arasındaki ilişki mercek altına alınıyor: Teknolojinin hangi amaca göre kullanılacağından başlayıp, genetik bilimi, ya da yapay zeka kullanımının insanlık açısından gündeme getirdiği ahlaki sorunlara kadar bir dizi madde gündemde öne çıkmaya başlıyor. Ne var ki, herhangi bir tartışmaya başlamadan evvel en güçlü şekilde aciliyet arz eden meseleye eğilmek zorundayız: İnsanlık iklim değişikliği ile baş etmeyi beceremediği taktirde karanlık bir geleceğe doğru yol alacak. Yılda yaklaşık 8 milyon ton ağırlığında plastiğin denizlere karıştığını, toplamda 5 trilyondan fazla plastik parçasının gezegenimizde yüzdüğünü aklımızda tutmak zorundayız. Doğanın kendini yenileme gücünü fazlasıyla zorluyoruz. Varlığımızı borçlu olduğumuz gezegenimizi tüketmek üzereyiz. Daha doğrusu, uygarlığımızı tüketiyoruz. Zira Dünya, Güneş var olduğu sürece zaten yaşar. Bu konularla ilgili olarak TÜSİAD bünyesinde ciddi çalışmalar yapıyoruz. İklim değişikliği ile mücadelede yol haritamızı 2017 yılında açıkladık. Ülkemizin düşük karbonlu kalkınma modeline kararlılıkla geçmesi gerektiğini belirttik. Sayın Özilhan da vurguladı. Geçen ay, Global Compact Türkiye ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği ile birlikte plastik kirliliği ile mücadeleyi bir adım öteye taşıyarak “İş Dünyası Plastik Girişimi”ni kurduk.

Çalışmalarımızın eksenini Birleşmiş Milletler 2030 hedefleri oluşturuyor. Bu yıl çalışmalarına başlayan ve

başkanlığını Sayın Ümit Boyner’in üstlendiği, Hedefler İçin İş Dünyası girişimimiz önemli bir itici gücümüz. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNDP ve TÜRKONFED ile beraber hareket ediyoruz. Hiç kuşku yok ki bu sorunların üstesinden gelebilmek için gelecek nesillerin iklim ve çevre konularına sahip çıkması şarttır. Bunun gerçekleşmekte olduğuna dair ilk bulgular Avrupa Parlamentosu seçimlerinde genç katılımın yükselmesi ve Yeşil partilerin kazandıkları başarıydı. İş dünyasına da gerçekten büyük bir sorumluluk düştüğüne inanıyorum. İklim değişikliği konusu gece uykularınızı kaçırıyorsa sorumlu birer girişimcisinizdir. Üyesi olduğumuz BusinessEurope çalışmalarında ortaya konan bazı sonuçları burada sizinle paylaşmak istiyorum. Hem ülke hem Türk iş dünyası olarak 2020’li yıllarda da çıkarlarımız, Avrupa Birliği’nin gidişatıyla uyum içinde olduğumuz taktirde korunacaktır. Dünya yeni bir jeo-ekonomik düzene doğru yol alıyor. Avrupa Birliği, Çin ve ABD arasında denge sağlayıcı bir ekonomik güç olma özelliğini korumak istiyor. Avrupa Birliği’nin en önemli etkisi; dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olarak gücünü; adil ticaret ve iklim değişikliği ile mücadele yönünde kullanabilecek olmasındadır. Avrupa artık küresel ekonomik ilişkilerinde Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini ana odak haline getiriyor. İklim değişikliği, sosyal haklar, hukuk devleti, dijital dönüşüm gibi konular artık uluslararası ticaret, yatırım ve finansmanda temel kriterler haline geliyor. Avrupa Birliği ile gümrük birliği anlaşmamızı bu bakış açısı ile yenileyebilirsek şirketlerimizin küresel rekabet gücüne ve ulusal kalkınmamıza da fayda sağlayabiliriz.

İş Dünyası Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri aynı Avrupa Birliği gibi, bizim de yönümüzü belirliyor. Bu konuda daha hızlı hareket etmeliyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın Paris iklim anlaşmasını imzalayarak gösterdiği kararlılığımızı daha da güçlendirmeliyiz. Bilimsel temeller üzerine inşa edilen, politikalar arası tutarlılığı ve bütüncüllüğü sağlayan, katılımcı bir tutum ile hazırlanmış, uygulanabilir tedbirler içeren bir yol haritasını hızla hayata geçirmeliyiz. Diğer yandan, ekonomide de adaletsizliklerin azaltılmasını önemseyen bir tutum da tüm dünyada ön plana çıkıyor. Dünyanın en eşitlikçi bölgesi olan Avrupa’da bile bu konu tüm ağırlığıyla gündemde. Eşitsizlikler; demokrasileri tehdit eden aşırı akımları besliyor. Geçtiğimiz haftalarda önemli uluslararası finans kuruluşları 2020 için önceliklerini kamuoyu ile paylaştılar. Tüm bu paylaşımlarda aynı ortak noktaları görüyoruz. Ticaret savaşlarının küresel ekonomik büyümeyi baltaladığını, büyümenin çok daha kapsayıcı şekilde planlanması gerektiğini, gevşek para politikalarının sonunun yaklaştığını, bütçe ve mali politikaların bu doğrultularda tekrar ayarlanması gerekeceği mesajlarını aldık. Ayrıca büyüyen çevresel, insani ve sistematik sorunlara karşı uluslararası işbirliğinin önemi gittikçe artmaktadır. Küresel ısınmadan Fintech devrimine adaptasyon ve yaşlanan dünya nüfusunun istihdam problemlerine kadar her noktada daha fazla uluslararası işbirliğine ihtiyaç var. Tüm bu eğilimler büyümenin kapsayıcılığının ve sürdürülebilirlik hedeflerinin her zamankinden daha önemli olacağını gösteriyor. 21. yüzyılın baş döndürücü, bazen tedirgin edici olan ve demokratik siyaseti olumsuz etkileyen gelişmelerini biz de toplum ve bireyler olarak hissediyoruz. İş dünyası hem ekonomideki dönüşümün, hem de buna bağlı olarak yükselen

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020 33


İş Dünyası sorunların, taleplerin, ihtiyaçların birinci derecede muhatabı. Küreselleşme vites değiştiriyor. Göstergeler tarife dışı koruma eğilimlerinin güçleneceği, bölgesel gruplaşmalar etrafında şekillenecek bir döneme girdiğimizi düşündürüyor. Hesabımızı da buna göre yapmalıyız. Bunlarla başetmek için Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi daha iyi ve güçlü bir düzeye, derinliğe getirmeliyiz. Karşılıklı şikayetlerimizi müzakereler yoluyla gidermeye çalışmak zorundayız. Sayın Donald Tusk’ın, geçtiğimiz günlerde detaylı şekilde dile getirdiği gibi, Avrupa’daki gelişmeleri daha yakından okumaya ihtiyacımız var. Avrupa blok olarak Brexit konusunda çok güçlü bir duruş sergiledi. İngiltere’nin nihai kararını ve etkilerini yakın gelecekte göreceğiz. Henüz üye olmamış Balkan ülkelerinin de önümüzdeki dönemde tam üye yapılacakları görünüyor. Daha bağımsız hareket eden ve dış politikada daha güçlü olmaya çalışan bir Avrupa görüyoruz. Bu dönemde temel haklar, hukuk devleti ve bireysel özgürlük alanlarının genişlemesi yönünde atılacak adımlar bizi Avrupa’ya yaklaştıracak temel unsurlardır. Avrupa kendini tekrar yapılandırmaya çalışıyor. Bu dönemde hem AvrupaABD ilişkileri, hem de AvrupaRusya ilişkileri tekrar tanımlanacak. Avrupa’nın ana sorusu; kendisini Rusya, Çin ve bir noktaya kadar ABD’den gelen büyük sınamalar karşısında nasıl koruyacağıdır. Bunu yapabilmek için yapısal zayıflıklarını ve eksikliklerini gidermeye çalışıyorlar. Tüm bunlar olurken; Türkiye olarak biz de Avrupa ilişkimizde ve stratejik üyelik hedefimizde ilerlemeler sağlayabiliriz. Bu ilerlemeler bizi çok daha güçlü kılacaktır.

Ekonomide gözlediğimiz toparlanmanın kalıcı hale getirilmesi kısa vadede en önemli 34

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

odak noktamızdır. Bunu yaparken toplumun önüne yeni ve heyecan verici, toplumsal enerjiyi harekete geçirici hedefler koymalıyız. Bunu gerçekleştirebilmek için istişareye, şeffaflığa, iletişime ve ülke kaynaklarının doğru ve verimli şekilde kullanılmasına ihtiyacımız var. 2000’li yıllarda Türkiye, dünya ile aynı dalga boyunda gitmenin ve AB sürecinin semeresini gördü. Yabancı yatırım çekti. Dünyada örnek gösterilmeye başlandı. Genç nüfusumuz geleceğe daha güvenle bakabildi. Gelecek dediğimizde en önemli konuların başında eğitim geliyor. Eğitim sistemimiz 21. Yüzyılın gereklerine yatkın nesiller yetiştirmek üzere geliştirilmeli. Bunu, her fırsat ve ortamda vurguluyoruz. Sayın Bakanımız da aynı vurguları yapıyor. Özgürlüklerin ve yaratıcılığın öne çıkması; dijital, sosyal ve duygusal becerilerin artırılması önceliğimiz olmalıdır. Beyin göçünü durduracak toplumsal iklimi yaratmak zorundayız. Genç bir nüfusa sahip olduğumuz için bizim açımızdan en önemli iktisadi gösterge büyümenin yanısıra işsizliktir. İşsizliğin toplumsal maliyetinin ne denli yüksek olduğunu tartışmak bile sanırım gereksizdir. Geçtiğimiz gün açıklanan büyüme rakamları artık ekonominin yıllık olarak pozitif büyümeye geçtiğini gösterdi. Ancak işsizlik oranlarımız hala tarihi olarak yüksek seviyelerde seyrediyor. Belli oluyor ki bu yılki büyüme oranımız yüzde yarım civarında gerçekleşecektir. Önümüzdeki yıl Orta Vadeli Program yüzde 5 büyüme hedeflemiş durumda, uluslararası kuruluşların tahminleri ise şimdilik %3 civarında… Hesaplarımız yüzde 5’in altında bir büyümenin işsizliği daha da yükseltebileceğini gösteriyor. Yani yeniden büyümeye geçiş çok kritik öneme sahip. Geçen yıl krizle mücadele ederken sadece kısa vadeye 2020

değil uzun vadeye odaklanılması gerektiğine dikkat çekmiştik. Krizin, altında yatan kırılganlıklar ve yapısal sorunlarla yüzleşmek için bir fırsat olduğunu vurgulamıştık. Ekonomi büyümeye geri dönülmesine rağmen bugün yatırım ortamının iyileştiğini, kırılganlıkların sona erdiğini söylemek henüz mümkün değil. Güven ortamını yeniden tesis etmeliyiz; bunu yapmanın yolu; hukuk devleti ilkelerini gerçek anlamda uygulamaktan, rekabetçi piyasa ekonomisi ilkelerinden taviz vermemekten, para ve maliye politikalarında tutarlı ve öngörülebilir hareket etmekten geçiyor. Büyük merkez bankalarının izlediği düşük faiz politikası uygulama sınırlarına yaklaşıyor. Borç yükümüzü son dönemde hafifleten dışsal gelişmeler uzun vadede ortada olmayacaktır. Dış büyümenin de bize çok yardımcı olacağını beklemiyorum. O günlerin hazırlığını bugünden yapmalıyız. Zira ekonomimizde yeniden dengelenme olduğundan bahsedilirken, dış borç oranımızın milli gelirin %62’si gibi daha önce hiç karşılaşmadığımız bir seviyede olduğunun bilincinde olmamız gerekiyor. Özel sektör bir miktar döviz borcu geri ödemesi yaparken, bu kez kamunun döviz ağırlıklı borçlandığını görüyoruz. Bütçe açığı bir seferlik gelirler hariç bırakıldığında %5’in üzerine çıkıyor. Herhalde bu nedenledir ki iktisadi kesimlerde tedirginlik yaratan düzenlemeler içeren yeni vergi tasarısı yeterince istişare edilmeden Meclis’ten geçirildi. Kayıtlı kesimin üzerine daha fazla yük getiren bu düzenleme, yıllardır beklediğimiz, vergiyi tabana yayacak, vergi adaletini sağlayacak ve kayıt dışılığı azaltacak reformlar içermemekte; kamu açığının süratle kapatılması gayesi taşımaktadır. Ancak vergi bazının tahrip olması, kamu açığından daha ciddi bir sorundur.


2006-2014 yılları arasında dünya siyasetine kentsel hareketlilik damgasını vurdu. Son aylarda önceleri Arap Baharı’nın hüzünlü sonu nedeniyle enerjisi sönmüş sayılan Arap toplumları olmak üzere, dünyanın dört bucağında kentli protesto hareketlerine tanıklık ediyoruz. Bu protesto hareketlerindeki ortak payda, şeffaflık, hesap verebilirlik, eşitlik, kayırmacılığın sonlandırılması ve özgürlük alanlarının genişletilmesi talepleridir. Bunlara ek olarak daha adil bir ekonomi yönetimi talebi de güçlü şekilde dile getirilmektedir. Hong Kong’dan Cezayir’e, Şili’den Fransa’ya kentler ve genellikle gençler kendi gelecekleriyle ilgili hareketlenmiştir. Irak ve Lübnan’da kentli toplum kendilerini hapseden mezhepçiliğe karşı dürüst siyaset talebiyle meydanlara çıkmıştır. ABD seçimleri giderek yaklaşırken orada da geçmişe göre kimlik siyasetlerinden arınmış bir politika anlayışı kendini öne çıkarmaktadır. Yeni ekonominin getirdiği sarsıntılara karşı, sahip oldukları ekonomik yapıların tahribatından korkan toplumlar siyasetten kendilerini korumasını, kollamasını, geleceğe hazırlamasını beklemektedir. Bu bağlamda hemen her yerde yerel yönetimler daha fazla öne çıkmaktadır. Gerçekten de geleceğin dünyasında büyük kentler ülkelerden bile daha önemli hale gelecektir. Bugün, dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşamaktadır. Bu geri döndürülemeyecek bir eğilimdir. Siyasette kentlerin ağırlığı artacaktır. Kentlilerin talepleri ister muhafazakâr ister liberal ya da solcu olsunlar birbirilerine benziyor. Kentli insanlar yerel yönetimden hizmet talep ettikleri gibi bu mekânın daha özgür, daha yeşil, daha katılımcı olmasını da beklemektedir. Hong Kong’da

1,5 milyarlık dev Çin’in tepkisine ve tehditlerine rağmen süren gösteriler ve eylemler bu enerjinin gücünü göstermektedir. Dünyadaki ekonomik güç dengesi değiştikçe bunun stratejik/jeopolitik alana da yansıması kaçınılmazdır. 30 yıl önce Berlin Duvarı’nın yıkılması ve ardından Sovyetler Birliği’nin çökmesiyle ortaya çıkan, ABD’nin mutlak hâkim sayıldığı Tek Kutuplu Dünya artık geride kaldı. ABD gücünü büyük ölçüde muhafaza etse de dünya çok kutupluluğa doğru bir eğilim içinde. Berlin Duvarı artık yok fakat yeni duvarlar hissediliyor; 21. yüzyıl meselelerine farklı bakan ideolojik duvarlar, dijital duvarlar, ticaret duvarları, göç duvarları ve sosyal kalkınma duvarları… Ayrıca, Türkiye gibi, orta büyüklükteki devletlerin bölgesel çıkarlarının büyük güçler tarafından göz ardı edilemeyeceği bir çağda yaşıyoruz. Bu konjonktür yeni yaklaşımlar gerektiriyor. ABD, Irak’taki büyük ve bölgenin bugünkü karmaşasının temelinde yatan fiyaskosunun ardından hem Avrupa’dan hem Ortadoğu’dan çekiliyor. Bugünkü yönetimi, daha önceki yönetimlerin ön plana çıkardığı ilke ve değerleri pek umursamadığını sürekli kanıtlarken, ilişkileri de daha çok alver ilişkisi tarzında yürütmeyi tercih ediyor. Böyle bir ortamda, irili ufaklı tüm güçler kendi çıkarlarına uygun olarak hamlelerini yapıyor. Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın güneyi kolayca durulmayacak. Ortadoğu’nun yeni güç dengesi şekillenemiyor. İran’ın güçlenmesi karşısında bölgenin Arap ülkeleri ve İsrail sert bir tavır benimsiyorlar. Türkiye de kendi güvenliği açısından gerekli gördüğü adımları atıyor. Bunları yaparken son dönemde

İş Dünyası işbirliğini arttırdığı Rusya ile koordineli hareket etmeye devam ediyor. Yakın müttefikimiz ABD ile ilişkilerin hayli fırtınalı bir evrede olduğunu görüyoruz. Suriye iç savaşı hararetini kaybederken, ülkemiz de geleceğe yönelik önemli tercihler yapmak durumunda. Rusya’dan alınan S400 füzeleri nedeniyle müttefiklerimizle aramızda bir sürtüşme var. Ülkemizin çıkarı, Rusya ile iyi ilişkilerini sürdürürken ait olduğu ittifakın üyeleriyle arasındaki anlaşmazlıkları aşmaktan geçiyor. Müttefiklerimiz de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra zedelenen güven ilişkisinin tamiri için adım atmalıdır.

Ülkemizin yakın geleceğini kaybetmemek, 21. yüzyılın çetin rekabet ortamında kaybolmamak için somut bir yol haritasına ihtiyacımız var. Bu yolu döşeyen taşlar demokrasidir, büyümedir, istihdamdır, eğitimdir. Konuşmamı bitirmeden önce, ülkemizin kanayan yarası olan kadına yönelik şiddet konusunda endişe ve düşüncelerimizi bir kez daha üstüne basarak paylaşmak istiyorum. Bu konu hepimiz için çok büyük üzüntü kaynağıdır. İstanbul Sözleşmesi’nin önleme, koruma, kovuşturma ve destek hükümlerinin en etkili şekilde uygulanmasını yetkililerden bekliyoruz. Önümüzdeki yolun engelleri, sorunları büyük. Çözüm biziz; hepimiziz. Yolumuzda kararlılıkla ilerleyeceğiz.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020 35


İş Röportaj Dünyası

“Çİn’İ Anlamak, Çİn İle İş Yapmak” başlıklı konferans serİsİnİn beşİncİsİ TÜSİAD

İ Ş

tarafından düzenlendİ

D Ü N Y A S I TÜSİAD ve İstanbul Okan Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü işbirliğinde düzenlenen 5. “Çin’i Anlamak & Çin ile İş Yapmak” başlıklı konferansta, Türk iş dünyası ve karar alıcıları açısından Çin’deki ekonomik, sosyal ve teknolojik alandaki hızlı dönüşüm incelendi, Çin’in uygulamakta olduğu strateji ve politikaların Türkiye’ye ve küresel ekonomiye yansımaları değerlendirildi.

36

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020


Röportaj

Tversitesi ÜSİAD

ve İstanbul Okan ÜniKonfüçyüs Enstitüsü işbirliğinde 10 Aralık Salı günü İstanbul’da gerçekleşen konferansın açılış konuşmalarını T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Selim Dursun, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, İstanbul Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan, Ç.H.C. İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Konsolosu Huang Songfeng ve TÜSİAD Çin Ağı Başkanı Korhan Kurdoğlu yaptı. Simone Kaslowski: Dünya ticaret sisteminde gerçekleştirilmesi arzu edilen reformlar, ancak Çin ile birlikte mümkün olabilir. TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski açılış konuşmasında şu mesajları verdi: “40 yılı aşkın bir süredir devam eden ekonomik reform ve dışa açılım sürecinin ardından bugün Çin, uluslararası düzenin şekillenmesinde lider oyunculardan biri oldu. Dünya ticaret sisteminde gerçekleştirilmesi arzu edilen reformlar, ancak Çin ile

birlikte mümkün olabilir. İki ülke arasında uzun yıllardan bu yana var olan ticaret dengesizliğini gidermek için, Çin’den uzun dönemli doğrudan yatırımların artmasını, Türkiye ve Çin arasındaki ortaklıkların çoğalmasını ve daha çok Çinli turistin ülkemize gelmesini çok önemsiyoruz.” Bekir Okan: Çinli Turist Sayısını 10 milyona çıkarmalıyız İstanbul Okan Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan ise konuşmasında şunları belirtti: “İstanbul Okan Üniversitesi Türkiye’de ilk Çince Mütercim-Tercümanlık bölümünü 2009’da kurdu. Üniversitemiz ve Okan Koleji, ülkemizde hala eksikliği hissedilen Çin uzmanı yetiştirmeye, Çince bilen üniversite mezunları yetiştirmeye büyük önem veriyor. Konfüçyus Enstitüsüne de ev sahipliği yapıyoruz. Her yıl Türkiye’ye 400 bin Çinli turist geliyor. Bu sayıyı 10 milyona çıkarmak hedefimiz olmalı. Bu hedefe İş Yaşamına En Yakın Üniversite olarak gereken desteği vereceğiz.”

Korhan Kurdoğlu: İlişkilerimizi, iki ülke için de çok daha güçlü hale getirmeliyiz TÜSİAD Çin Ağı Başkanı Korhan Kurdoğlu konuşmasında; “Yaptığı yatırımlarla dünyanın yeni süper güçlerinden biri olarak anılan ve çok yakın bir gelecekte gerek ekonomi gerek teknolojide dünya liderliğine yürüyecek olan Asya’daki en büyük ticari ortağımızla ilişkilerimizi, iki ülke için de çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Başkanlığını yürütmekte olduğum TÜSİAD Çin Network hem Türkiye’de ve Çin’de hem de diğer uluslararası platformlarda Çin bağlantılı tüm gelişmeleri yakından takip ediyor, işbirliklerinin geliştirilmesine katkı veriyor ve Çin’e yönelik pek çok etkinlik düzenliyor.” dedi. Selim Kervancı: Katma değerli finansman modelleri ile her iki ülke girişimcilerinin yanındayız

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

37


İş Dünyası Konferans çerçevesindeki değerlendirmeleri kapsamında “Kuşak ve Yol’ güzergâhında Türkiye’nin coğrafi ve jeopolitik konum açısından büyük öneme sahip olduğunu belirten HSBC Türkiye CEO’su Selim Kervancı, şöyle konuştu: “Kuşak ve Yol’ girişiminin sunduğu ticaret, yatırım ve uluslararası pazarlara erişim fırsatlarını ülke ve iş dünyası olarak iyi değerlendirmeliyiz. HSBC olarak, Türkiye’nin hem yatırım alanında hem de ticari alanda sahip olduğu potansiyeli Çin iş dünyasına aktarırken, iki ülke firmaları arasında köprü oluşturarak Çin ile ticari ilişkileri güçlendirmeyi hedefliyoruz. Özellikle ‘Kuşak ve Yol’ girişimi kapsamındaki büyük altyapı yatırımlarında ve/veya özel sektör ve kamu ortaklığı ile hayata geçirilmesi planlanan farklı sektörlerdeki yatırımlarda, ilgili ticari koridorlarındaki gücümüzü de kullanarak, katma değerli finansman modelleri ile her iki ülke girişimcilerinin yanında olacağız.” İlk oturumunda, Çin’deki ekonomik, sosyal ve teknolojik alandaki gelişmelerin tartışıldığı; Made in China 2025, Kuşak ve Yol Girişimi, Çin’in doğrudan yabancı yatırımları ve uluslararası ilişkilerin mercek altına alındığı konferansın ikinci oturumunda, Türk firmaların Çin’de iş yapma deneyimleri paylaşıldı. Üçüncü oturumda, Çinli firmaların Türkiye deneyimleri ve işbirliklerine değinilirken; son oturumda ise kamu perspektifinden Türkiye ve Çin ilişkileri farklı bakanlık temsilcileri tarafından ele alındı. HSBC Türkiye altın sponsorluğunda düzenlenen konferansın etkinlik sponsorları Garanti BBVA ve TFI TAB Gıda Yatırımları, kahve arası sponsoru Arzum OKKA, içerik ortağı Mazars Denge ve destekçisi Çimtaş’tır.

38

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020


İş Dünyası

Makİnecİlerden ‘kalİtesİz ve güvensİz makİnelere hayır’ çağrısı Hayati tehlikelere sebep olabilecek riskleri taşıyan makinelerin piyasaya arz edilmesine izin verilmemelidir. Çalışanların sağlığı, güvenliği ve emniyeti, zaman ve maliyet kaybından öte her şeyin üzerindedir.

1

990 yılından beri tüm makine sektöründe yerli makine üreticilerinin çıkarlarını gözetmek ve yerli makine üretimini desteklemek amacıyla faaliyetlerini sürdüren Makina İmalatçıları Birliği (MİB), emniyet ve güvenlik standartlarına uygun olmayan makinelerin piyasa gözetimi ve denetimi konusunda önemli bir mesaj yayımladı. MİB tarafından yapılan açıklamada, makinelerin emniyet ve güvenliklerinin tesis edilmesinde CE mevzuatının temel alındığı vurgulanırken, çalışanların sağlığı, güvenliği ve emniyetinin, zaman ve maliyet kaybından öte, her şeyin üzerinde olduğuna ve hayati tehlikelere sebep olabilecek riskleri taşıyan makinelerin piyasaya sunulmaması gerektiğine dikkat çekildi.

MİB’in yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verildi: “Makine imalat sektörünün temsilcisi Makina İmalatçıları Birliği (MİB), makina imalatının temel teknik mevzuatı CE işaretlemesi için daha fazla denetimin gerekli olduğuna inanıyor ve bu yönde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde yürütülen çalışmaları destekliyor. Emniyet ve güvenlik standartlarına uygun olmayan makinelerin piyasa gözetimi ve denetimi büyük önem taşımaktadır. Denetimsiz makineler insan ve çevre sağlığı açısından önemli riskler içermektedir. Bu risklerin giderilmesinde, kısaca makinelerin emniyet ve güvenliklerinin tesis edilmesinde CE mevzuatı temel alınmaktadır.

Gündemdeki CE denetimi uygulaması emniyetsiz, güvensiz ve denetimsiz ithalat ve yerli imalatın engellenmesine yönelik olup, MİB sektör adına Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yürütmekte olduğu çalışmayı desteklemektedir. Sadece fiyat, teslimat süresi gibi kriterler, kısaca düşük fiyata ve hızlı ticarete önem veren kullanıcıların en ucuz makineyi alabilme çabaları maalesef sanayicimizi CE uygunluğu tam olmayan ithal ve yerli ucuz makinelere yönlendirmektedir. Bu tercihler CE mevzuatına uygunluğu tam olan yerli makinelerin rekabet şansını azaltmaktadır. CE uygunluğu olmayan makineler ölüme varan iş kazalarına, ciddi tehlikelere, verimsizliğe ve büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır.

MİB: “CE mevzuatına uygun olmayan makineler insan sağlığını ve çevreyi tehdit ediyor!”

Ticaret savaşları, korumacılık ve yerli üretimin desteklendiği mevcut dünya gündeminde Türkiye’nin de diğer büyük ülkeler gibi iç pazarını ve yerli üreticisini korumaya yönelik politikalara yönelmesi ve kendini özellikle Uzak Doğu’dan gelen kalitesiz ve denetimsiz makinelere karşı koruması oldukça doğaldır. “

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

39


İş Dünyası

Gelir İdaresi

1 Ocak İtİbarıyla Bİrçok Şİrket E-Fatura ve E-İrsalİye Uygulamalarına Geçİyor

Başkanlığı (GİB) tarafından yayınlanan tebliğe göre; yıllık cirosu 5 milyonu aşan mükkelleflerin, 1 Ocak 2020 tarihine kadar e-fatura, e-arşiv ve

E-Devlet uygulamaları

Yeni yılla birlikte birçok şirket fatura, irsaliye, e-defter çerçevesinde, şirketlerin arşiv, defter gibi dahil olduğu e-dönüşüm uygulamalarına şirketlere yük ve maliyet programının kapsamı 1 getiren uygulamalardan geçiş yapmaları Ocak itibarıyla genişliyor. kurtularak, dijital Hali hazırda sürece dahil ayak zorunlu hale olmuş mükelleflere 1 döneme uydurabilecek. Ocak 2020 tarihinden getirildi. Elektronik ortamda sonra eklene-ceklerle gerçekleştirilecek birlikte, e-dönüşüm işlemler şirketlere birçok sürecindeki mükellef avantaj sağlarken sayısı katlanacak. 40 Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020

yeni ihtiyaçları da beraberinde getirecek. Yeni dönem ile sahada işlem yapan ve basılı evrak ihtiyacı bulunan şirketler için geliştirilen donanım çözümleri büyük kolaylık sağlayacak.


İş Dünyası

“E-dönüşüm sürecinde saha ekipleri için mobil yazıcılar büyük önem taşıyor” E-dönüşüm sürecinde yazılım ve donanım çözümlerinin önemine dikkat çeken Univis Satış Müdürü Türker Torucu “Zorunlu olarak yeni bir sürece başlayan şirket çalışanları geçiş ve alışma dönemlerinde zorluk yaşayabilirler. Univis olarak; bu geçiş dönemi ve sonrasında şirketlerin ve çalışanların işlerini kolaylaştırmak için e-dönüşüm projelerine özel donanım çözümleri sunuyoruz.

Özellikle mobil işlem yapan saha temsilcileri, işlemin sonunda teslim etmeleri gereken e-irsaliye ya da earşiv fatura gibi bel-gelerin çıktılarını, tedariğini yaptığımız mobil yazıcı ile kolaylıkla sağlayabiliyor. Sağladığımız kolaylıklardan bir diğeri ise ilgili belgenin firmaya özel düzenlenmesi. Firma logo ve imzasını ilgili belgeye ekliyor ve belge taslağını bu şekilde firma için özel olarak oluşturuyoruz. Mobil yazıcı üzerine bu taslağı yükleyerek, cihazı müşterilerimizin kullanımına hazır şekilde sunuyoruz” ifadelerini kullandı.

Türker Torucu, e-dönüşüm uygulamalarına geçiş süreçlerinde etkili teknik desteğin öneminden bahsederek şunları aktardı: “Yeni bir dönem başlıyor. Alışılmışın dışına çıkmak her zaman zorken, hızlı akan iş süreçlerinde değişiklik hem şirketi hem de çalışanları zorlayabiliyor. Bu dönemde hayatı kolaylaştıracak çözüm ve desteği alabilmek önemli. Sunduğumuz mobil yazıcının teknik servis desteğini de müşte-rilerimize en uygun şekilde verebiliyoruz. Her aşamada olduğu gibi edönüşüm sürecinde de müşterile-rimizin yol arkadaşı oluyoruz.”

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

41


İş Dünyası

ÇAĞSİAD BULUŞTU KOBİLER COŞTU

İ Ş D Ü N Y A S I

42

ÇAĞSİAD 3. İşbirliği Güçbirliği Etkinliği 6/7 Aralık’ta Pullman Otelde gerçekleşti.

ÇAGSİAD

(Çağdaş İş insanlar Derneği) 6-7 Aralık 2019 tarihinde İstanbul Pullman Otel’de buluştu. 100 Kobi’nin stand açtığı, binlerce sanayi profesyonelinin ziyaret ettiği ÇAGSİAD buluşmasında World Media Group olarak bizde katıldık.

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020

Farklı sektörlerden KOBİ’lerin bir araya geldiği ve ÇAĞSİAD üyelerinin firma tanıtımlarını ve çağdaş dünya görüşüne sahip firmaların işbirliği yapmasını amaçlayan etkinlik, yoğun bir katılım sağlanarak gerçekleşti.

ÇAĞSİAD Genel Başkanı İsmail Ali Şahin, Kurucu Başkan Hasan Hüseyin Türkeş, ÇAĞSİAD İstanbul Başkanı Adnan Bulut, ÇAĞSİAD Antalya Başkanı Taner Akpınar, bir önceki dönem ÇAĞSİAD Genel Başkanı Sakine Tayanç, ÇAĞSİAD tüm üye


İş Dünyası

ve yöneticilerinin yanı sıra, çok sayıda STK temsilcisi ve ziyaretçi etkinliğe katılarak, katılımcı firma standlarını ziyaret ettiler. CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, Avcılar Belediye Başkanı Av. Turan Hançerli, CHP Avcılar ilçe başkanı Erdal Nas, CHP Küçükçekmece ilçe başkanı Turgay Özcan, Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül 3.ÇAĞSİAD İşbirliği-Güçbirliği

Etkinliği’ne katılarak iş insanları ve STK temsilcileriyle sohbet edip standları ziyaret etti. ÇAĞSİAD üye firmalarının tanıtım yapmalarının yanı sıra, yerel girişimcileri desteklemek amacıyla “Yerelden Genele” başlığı ile ülke çapında toplumcu üretim yapan STK ve Kooperatifler bu yıl ÇAĞSİAD’ın konuğu oldu. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Nesin Vakfı katılım gösterirken; İşadamları, Kültür-Sanat’a katkı amacıyla “Sanat Sokağı”

temalı bir etkinliğe de imza attı. Heykeltraş Ertuğ Atlı, ahşap heykeltaş Ayhan Tomak, ressam-heykeltraş Mehmet Latif Sağlam sergileri yanı sıra Müzisyen Haluk Çetin’in müziği eşliğinde şair ve yazar Ataol Behramoğlu söyleşisi gerçekleşti. Sinema oyuncusu ve tiyatrocu Müfit Can Saçıntı da etkinliği ziyaret edenler arasındaydı. Saçıntı katılımcılardan yoğun ilgi gördü.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

43


Fuar Metav

11 Kasım

METAV 2020 – BATI VE KUZEY AVRUPA İÇİN TEKNO-LOJİ PENCERESİ

2019’da İstanbul’da yapılan METAV Basın Toplantısı vesilesiyle, VDW (Alman Takım Tezgahları Üreticileri Birliği) fuarlar direktörü, Christoph Miller’ın Açıklaması şu şekilde:

44

İtoplantımıza stanbul’daki METAV basın içtenlikle hoş

geldi-niz diyorum. Benim adım Christoph Miller. Frankfurt am Main’daki METAV Düsseldorf Fuarı’nın (Verein Deutscher Werkzeugmaschinenfabriken) Genel Müdürü’yüm ve 21. METAV’ı bugün sizlere sunmaktan büyük mutluluk duyuyo-rum. Önümüzdeki yıl, METAV Düsseldorf’un 40. yılını kutlayacağız. Fuar, Kuzey Avrupa’da çift sayılı yıllarda yapılacak uluslararası bir ihtisas fuarı oluşturmak amacıyla 1980 yılında başlatılmıştır. Yeni fuarın, çevresindeki Avrupa ülkeleriyle bağlantısının olması ve araba, tren ve uçakla gelecekler için iyi bir ulaşım

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat

2020

altyapısına sahip bulunması ve Almanya’nın en önemli takım tezgahı pazarlarından birinde yapılması gerekliliği mekanın seçilmesinde belirleyici olmuştur. Bu nedenle, o zamanlar Avrupa’daki en modern fuar alanlarını sunan Kuzey Ren - Vestfalya eyaletindeki Düsseldorf şehri ihtisas fuarı yeri olarak tercih edilmiştir. Böylelikle döşenmiş önemli temel taşları, günümüzde de METAV’ı karakterize ediyor. Katılımcılar tarafından bakıldığında, kurulduğundan beri gelişerek uluslararası bir ihtisas fuarı haline geldi. Ziyaretçiler tarafından bakıldığında, fuar Kuzeybatı Almanya ile iyi uçuş bağlantıları sayesinde önemli Avrupa pazarlarındaki

müşterilere hitap ediyor. METAV üetim teknolojisi ihtisas fuarları takviminde sabit bir tarih ol-maktadır. Sadece Kuzey Ren-Vestfalya bölgesindeki değil civarındaki bölgelerde de yerleşik, özellikle makine mühen-disliği sektöründeki müşterilerine hitap etmek isteyen her tedarikçi için, mutlaka katılmaları gereken bir etkinlik olmaktadır.

METAV’ı çevreleyen güçlü endüstriyel ortam Yaklaşık 27.000 METAV ziyaretçisinin büyük bir kısmı, yaklaşık 300 km yarıçaplı bir uzaklıktan gelmektedir. Bu bölge Kuzey Almanya, Hesse, Rhineland-Palatinate, Belçika


ve Hollan-da’yı kapsamaktadır. Avusturya ve İsviçre de en yüksek sayıda ziyaretçi gönderen ülkeler arasındadır. İhtisas fuarı kapsamında katılımcılar, 12.000’den fazla firma ile temas edebilirler – 2018 yılında 24 ülkeden 560 civarında firma vardı. Bu firmalar metal üretimi ve işlenmesi, elektronik ve elektrik mühendisliği, makine mühendisliği ve taşıt araçları sanayilerinden geliyorlar. 1,6 milyon çalışan ve 515 milyar Euro’luk ciroya sahipler. Katılımcıların % 89’u için Kuzey Ren-Vestfalya verimli bir iş merkezidir. Katılımcıların, yüksek kaliteli ziyaretçiler için mer-kezi bir temas noktasından söz etmeleri bu nedenledir. Müş-teriler yüksek düzeyde motivasyonla gelmekte ve yatırım yapmak istemektedirler. 2018 yılındaki ziyaretçilerin yaklaşık üçte ikisini karar vericiler oluşturuyordu. Bu ziyaretçiler ağırlıklı olarak makine mühendisliği ve otomotiv yan sanayiinden gelmekteydiler ve özellikle takım tezgâhları, CAD/CAM sistemleri, test ve ölçüm teknolojisi, otomasyonun yanı sıra el aletleri ve kalıp ile model yapımı için gerekli araçlar ile de ilgilenmişlerdir. Yapılan ankete göre, ziyaretçilerin % 93’ü yüksek düzeyde tatmin olmuştur. Dahası, 2018 anketinde, METAV ziyaretçilerinin % 44’ü somut yatırım niyetleri olduğunu belirtmişlerdir. Hatta % 18’lik bir kısım etkinlik sırasında sipariş vermişler veya ihtisas fuarından hemen sonra sipariş verme niyetleri olduğunu belirtmişlerdir. Katılımcılar için Almanya en önemli ileri teknoloji pazarı ol-makta. % 69’u, mevcut müşterilerine ileri teknoloji ile ulaş-mak istemekteler. % 84’ü yeni iş bağlantıları kurmak ve po-tansiyel müşterileri tarafından tanınmak istiyorlar. METAV bu her ikisi için de doğru yer olmaktadır.

METAV 2020’deki Yenilikler Bir sonraki METAV, 10 - 13 Mart 2020 tarihleri arasında ger-çekleşecek. Düsseldorf fuar alanlarındaki yeni salonlara ta-şınacak. Böylelikle, eski Salon 1 ve 2’nin toplamından daha büyük alana sahip yeni Salon 1’in yanı

sıra, Salon 4 ve 5 ile 7a yeni METAV gruplamasına dâhil edilecekler. Bu şekilde, Kuzey Girişi ve yeni tasarlanmış Güney Girişi aracılığı ile op-timum ziyaretçi rehberliği sağlanmış olmakta. Salonlar tamamen yeniden planlanacak. Ürün alanlarına dayalı ön-ceki katı ayırım böylelikle daha esnek hale gelecek. Sonuç olarak, hassas aletler ve aksesuarlar, örneğin makine imalatçılarına daha da yaklaşmış olacak. Katılımcıların talebi üzerine, METAV’ın süresi beş günden dört güne indirildi. VDW bunu bir anket sonucu belirledi. Bu sonuç, benzer endüstrilere yönelik ihtisas fuarlarının sürele-rindeki genel eğilime uygun olmakta. METAV 2020’nin odak noktası, metal işleme alanındaki tüm süreç zinciri olmakta. Son birkaç yıldır, buna dört yeni alan ekledik. Eklenen yeni alanlar, katmanlı imalat, medikal, kalıplama ve kalite alanları olup, her biri kendi hedef kitlesini kendisine çekmekte. Hem Alman ve hem de yabancı ziya-retçiler ilave edilen alanları çok olumlu değerlendirdiler. Son olarak, Endüstri 4.0 metal işleme alanında da hız kazanıyor. Buradaki özgün boyutlar ağ tabanlı üretim, bulut uygulamaları, siber güvenlik, veri analizi, 5G, özdevimli öğ-renme, yapay zeka, platform ekonomisi ile sonuncu ama bir o kadar da önemli olan umati – evrensel takım tezgahı ara yüzü ve OPC UA’dır. 2020 yılında METAV, üretimde Endüstri 4.0 bilgi noktası olmakta. Katılımcıların standlarında olduğu kadar destekleyici programlarda da, konuyla ilgili kapsamlı bir inceleme ve değerlendirme sunmakta.

“Dijitalleşme ve Otomasyon” tema parkı Ankete göre, METAV ziyaretçilerinin yaklaşık dörtte biri oto-masyon konusu ile ilgilenmekte. Üçüncü mav tema parkı üretimde “Otomasyon ve Dijitalleşme” bunu göz önüne alıyor. Her iki başlık da metal işleme sektörü için ana konulardır ve birçok firmanın gelecekteki gelişimleri için hayati öneme sahiptir. METAV’daki tema parkı, ilginç Endüstri 4.0 çözüm-

Fuar Metav lerine ve uygulanan projelere oldukça eksiksiz bir genel ba-kış sunuyor. Ayrıca, tema parkı ile bütünleşmiş uzman foru-mu, ziyaretçilere sadece çözümler, vizyonlar ve hedefler hakkındaki gelişmeleri öğrenmenin yanı sıra çok bilgili uz-manlarla konuşma fırsatı da sunuyor. Tema parkı VDW ile işbirliği içinde Konradin Verlag tarafından düzenleniyor.

METAV destekleyici etkinlikleri trend konulara genişliyor METAV ilgili tüm oyuncular arasında uluslararası bilgi alış ve-rişi gerçekleştirilen bir pazardır. Endüstri, bilim, politika ve medya bir araya geliyor. Bu nedenle, sektördeki birçok trend konusu destekleyici programa dahil edilmiştir. Bunlar-dan bazıları EMO Hannover’de tartışılmıştır. METAV, Eylül 2019’da EMO’yu ziyaret etme fırsatı bulamamış veya gör-dükleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isteyen tüm uzmanlara, gelecek yılın başında bunu gerçekleştirme fırsatı sunuyor.

Hollanda – Alman iş toplantısı Son dönemde, yaklaşık 30.000 METAV ziyaretçisinin % 10’u yurt dışından geldi. Ziyaretçilerin geldiği en önemli ülke Hol-landa’dır. 2018 yılında, takım tezgâhı ticaretindeki ikili iş hacmi 377 milyon Euro olmuştur. Hollanda, Alman üreticiler için en önemli pazarlar sıralamasında 13. sırada yer alıyor. Diğer taraftan, Hollandalı ihracatçılar için de Almanya en önemli pazar konumundadır. Buna uygun olarak, VDMA Kuzey Ren-Vestfalya Bölgesel Birliği ve diğer iş ortaklarıyla birlikte VDW, ihtisas fuarının ilk günü olan 10 Mart 2020 Salı gününde, Hollanda – Alman iş toplantısı düzenliyor. Bu toplantı ile iki dernek, önemli komşu-larımız ile bağlantılar kurmak ve iş yapma konusunda Kuzey Ren-Vestfalya’nın özel konumunu vurgulamak istiyor. Toplantının odağında, Hollanda firmalar ve ağlarının, Kuzey RenVestfalya bölgesindeki emsalleri ile birbirlerini tanıma ve bilgi alışverişi yapmaları bulunuyor.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

45


Fuar Metav

Ayrıca, dijitalleşme ve otomasyon da odak noktaları olacaklar. Benzer bir etkinlik 2014 yılında da gerçekleşmişti. Bu etkinlikte 80 Hollanda fir-ması Almanya’nın davetine icabet etmişlerdi.

Takım Tezgahları Güvenliği hakkında VDW Bilgi Günü AB Komisyonu, 2006/42/EC sayılı Makine Aksamı Direktifinin revizyonu amacıyla sıkıştırmaktadır. VDW de bu yasalaşma sürecine katılmaktadır. Diğer hususların yanı sıra, dijitalleşme çağında, kâğıda basılı kullanım talimatı talebinin artık gün-cel olmadığını belirtiyor. İlaveten, Alman takım tezgâhlarının emniyet ve güvenilirlikleri, saha verilerine dayanarak defalarca kanıtlanmıştır. Bu bulgu, Almanya’daki takım tezgâh-ları kaza rakamlarının yıllar içinde düzenli olarak azalmakta olduğu gerçeğiyle örtüşüyor. Bununla birlikte, örneğin AB Komisyonu’nun bir anketine göre, “emniyet” ve “ güvenlik” konularının 46

Makine Aksamı Direktifinin revizyonu sırasında göz önüne alınıp alınmaması gerektiği ile ilgili argümanlar bir süredir sorgulanıyor. Bu argüman VDW, VDMA ve Avrupa Takım Tezgahları Birliği Cecimo tarafından reddedilmiştir. Geniş bir yelpazedeki bu ve benzer konular, 10 Mart 2020 tarihinde yapılacak “Değişen Şartlar Altında Takım Tezgah-larında Güvenlik Teknolojisi” başlıklı VDW Bilgi Günü’nde makine üreticileri, parça tedarikçileri ve iş güvenliği uzmanları tarafından çeşitli açılardan incelenecektir. Modern ta-kım tezgâhlarından beklenenler ile bunların halen nasıl karşı-landıkları gösterilecektir.

Siber Güvenlik – Madalyonun 2 yüzü İlk defa VDW, VDMA ile birlikte 11 Mart 2020 günü bir siber güvenlik kongresi düzenliyor. Kongre, veri bulunabilirliği ve güvenlik sorusuna yanıt arıyor.

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

VDMA Endüstriyel Güvenlik Yetkinlik Merkezi uzmanları, “makineleri insanlardan koru-maktan” söz ediyorlar, çünkü tecrübeler, teknik sistem saldı-rıları ve arızaların nedeninin insanlar veya sistemin çalışma ortamından kaynaklandığını göstermekte. Sistem arızaları-nın önlenmesi, Endüstri 4.0 ortamında çalışan herhangi bir firma için önemli bir zorunluluktur. Veri servislerine dayalı ye-ni iş modellerinin başarısı, esas olarak garanti edilmiş güvenliğe dayanmaktadır. Üretim teknolojisinde, müşteriler ve üreticiler eşit derecede etkilenirler. Kullanıcı için, üretimdeki makine ve sistem ağla-rının güvenilir, sağlam ve emniyetli bir şekilde olmaları çok önemlidir. Üreticinin odağı, tasarım ve üretiminden, hizmetten, almaya kadar giden ürün yaşam döngüsü boyunca makineler, sistemler ve bileşenleri, dijital hizmetler ve iş süreçleri için teknik ve örgütsel koruyucu önlemler alma üzerindedir.


METAV’daki kongre her iki tarafı da inceliyor. Aynı zaman-da, yüzde yüz güvenlik diye bir şey olmadığı ve saldırıların da tamamen önlenemediği açıkça görülüyor. Dolayısıyla, normal çalışma düzenine en kısa sürede geri dönebilmek için acil durum hazırlığı yapmak çok önemlidir. Bir taraftan bu durumlar ile ilgili en son teknolojiler sunulacaktır. Diğer taraftan ise, koordine edilmemiş ve karmaşık bir şekilde du-ruma reaksiyon vermek yerine, hızlı ve amaca yönelik hareket edebilmeye imkân sağlayan organizasyonel hazırlığın önemine değinilecektir.

Spanntechnik Forum dijital engeller için çözümler sunuyor Spanntechnik Forum’un METAV’da uzun bir geleneği vardır. VDMA bünyesindeki Hassas Aletler Birliği, dördüncü defa, 11 Mart 2020’de “Takım Tutma ve İş Tutma - Megatrendler için Çözümler” konulu forumu organize ediyor. Çeşitli sunumlarda, takım tutma teknolojisi alanından uzmanlar akıllı üretim, bulut platformları, katmanlı üretim, alternatif tahrik konseptleri ve sayısallaştırma alanlarında karşılaşılabilecek engellerle başa çıkabilmek amacıyla gerçekleştirilen çözümler hakkında bilgi verecekler. Sunumlar, yenilikçi iş parçası teknolojisi ve takım sıkma teknolojisi ile en son araştırma bulgularına odaklanacak.

Düsseldorf İnovasyon Forumu – yerleşik endüstri toplantısı şimdi Kuzey Ren-Vestfalya’da da gerçekleştiriliyor Geleneksel ama yeni: Mav İnovasyon Forum’u oniki yıldır Böblingen’de gerçekleştiriliyordu. Ancak ilk defa 12 Mart 2020’de Düsseldorf’ta yapılacak. Bazı iş ortaklarının talebi üzerine, yerleşik endüstri toplantısı ekonomik olarak güçlü Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde de gerçekleştirilecek. Takım tezgahları ve yazılım konularında paralel ders serileri şeklinde, takımlar, robotik ve otomasyon, makine elemanları ve otomasyonun yanı sıra katmanlı

üretim alanlarında ünlü teknoloji lideri firmaların temsilcileri, konuyla ilgili çözümler sunacaklar. Dersler, konuyla ilgili bir sergi ve sayısız networking fırsatı ile desteklenecek. Her katılımcı, müşterilerini ve iş ortaklarını İnovasyon Forumu’na ve kendi sunumuna davet edebilecek.

Ekonomik Çerçeve – zor şartlar sürüyor METAV’ın çerçeve koşullarına kısa bir bakış.. Uluslararası takım tezgâhları endüstrisindeki sekiz yıllık artıştan sonra, sermaye mallarına olan küresel talep 2018 yılının dördüncü çeyreğinden bu yana önemli ölçüde azaldı. Bu beklenen bir şeydi. Bu azalma ile ilgili nedenler saptandı ve defalarca tartışıldı. Küresel ekonomi önemli ölçüde zayıfladı. Ekonomi politikalarındaki sapmalar ve özellikle ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı bu durumu pekiştirdi. Her düzeyde artan korumacılık dünya ticaretini ve – dahası – uluslararası tedarik zincirlerini etkiliyor. Son olarak, otomotiv endüstrisindeki yeni tahrik teknolojilerine yönelik yapısal değişiklikler daha fazla soruna neden oluyor. Gelişmelerin ne hızda ilerlediği, gelecekte hangi teknolojilerin ne ölçüde kullanılacakları hala sorgulanmakta. Tüm senaryo, dünya çapında sektörde belirsizliğe neden oluyor. Firmalar çok ihtiyatlı davranıyorlar ve yatırımları daha artan sayılarda erteliyorlar. Buna uygun olarak, uluslararası makine takım tezgâhları endüstrisinden gelen siparişler 2019 yılının ilk altı ayında kes-kin bir düşüş gösterdi. Özellikle, METAV’ın önemli hizmet ala-nı Avrupa’da siparişler % 18 düştü. METAV’a ev sahipliği yapan yüksek ihracata bağımlı Almanya’ya verilen siparişler bu yılın Ağustos ayında % 23 oranında azaldı. Bu durum yerli ve yabancı siparişlerde eşit olarak görülmektedir. Euro bölgesinden gelen siparişler, geçen yılın % 13 altında kalarak, bir miktar daha iyi şekilde gerçekleşti. VDW’nin ekonomik tahminlerini yapan Oxford Economics, 2020 yılı için en iyi durumda, Avrupa’daki

Fuar Metav gelişmelerin istikrar kazanacağını varsayıyor. Toplam ekonomik çıktının, 2019 yılı ile aynı seviyede % 1,2 artması bekleniyor. İçinde bulunduğumuz yıl % 0,5 olan sanayi üretiminin ardından % 0,8 artış bekleniyor. Alman ekonomisinin de istikrar kazanması bekleniyor. 2019 yılında daralması beklenen sanayi üretiminin, az miktarda da artması bekleniyor.

Türkiye ile Takım Tezgâhları Ticareti

Bayanlar ve Baylar, Türkiye ve Almanya takım tezgâhları ticaretinde iyi bir işbirliği içinde bulunuyor. Türkiye’nin 2018 yılı takım tezgâhları ithalatında Almanya, Tayvan’ın ardından az farkla % 18’lik bir pay ile ikinci önemli tedarikçi ülke konumunda bulunuyor. Türk üreticiler için de Almanya, Rusya ve ABD’nin ardından üçüncü önemli pazarı oluşturuyor. Gerçi Almanya’nın Türkiye’ye ihracatı 2015 yılından beri azalan bir seyir gösteriyor. 2015’de 186 milyon Avro büyüklüğündeki ihracat hacminde, 2018’de % 30’un üzerinde gerileme kaydedildi. Ancak 2019 yılının ilk yarısında Almanya’nın ihracatı % 2 kadar artış gösterdi. Türkiye’nin ithalatı da 2018 yılında yine 2015 yılı ithalat hacminin, 2019 yılının ilk yarısında da bir önceki yılın ithalat hacminin altında kaldı. Bu nedenle METAV 2020, Türk üreticileri ve tüm tedarikçi sektörlerden gelecek Türk ihtisas ziyaretçileri için aynı derecede ilgi çekici olacak. Bu fırsattan iş hacminizi artırmada ve geleceğe yönelik yatırım kararları alma yolunda yararlanabilirsiniz. Genel olarak, tüm Avrupa ve Almanya’da işler zor. Ancak, METAV’ın 40 yıl önce kurulmasının sebeplerinden biri, üreticilere özellikle ekonomik gerileme dönemlerinde, işlerini rakiplerine bırakmak zorunda kalmayacakları bölgesel bir üst-platform sağlamaktı. Bunu akılda tutarak, METAV ile işlerini geliştirme, tedarikçiler ve müşteriler arasındaki temasları yoğunlaştırma ve hatta yenilerini kurma fırsatını bir kez daha sunuyoruz. İlginiz için çok teşekkür ederim.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

47


Fuar Metav

MESSE DÜSSELDORF : EKONOMİ İÇİN BASAMAK TAŞI Kirstin Deutelmoser Direktör Messe-Düsseldorf GmbH İş Ortakları ve Konuk Etkinlikleri

B

u günkü Basın Toplantımıza katılımınız için içtenlikle teşekkür ediyorum. Sizlere METAV 2020 Fuarını ve Messe Düsseldorf Şirketler Grubunu tanıtmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Birçoğunuz METAV’a ve sektörle ilgili başka ihtisas fuarlarına ziyaretleriniz veya özel seyahatleriniz nedeniyle Avrupa’nın kalbindeki Düsseldorf metropoliten bölgesine zaten aşinasınızdır. Düsseldorf ve yakın çevresindeki bölge Londra veya Paris ile ayni ligde oynamaktadır. 48

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

Kuzey Ren-Vestfalya’nın başkenti Düsseldorf, bir saatlik sürüş mesafesindeki 11,4 milyon nüfusu ile Avrupa’daki en büyük satış pazarlarından birisine doğrudan erişim sunuyor. Bu durum, ihtisas fuarları sektörü ile ilgili olarak, METAV gibi ihtisas fuarlarının ulaşabileceği önemli bir ziyaretçi potansiyeli oluşturmaktadır. Makine Mühendisliği sektörü, yaklaşık 1.500 firma ile Kuzey RenVestfalya bölgesindeki en büyük işveren konumundadır. Tek başına otomotiv endüstrisi ortalama

18 milyar Euro’luk ciro yaratıyor. Kuzey RenVesfalya’da çeşitli yan kuruluşları olan Daimler, Ford ve Toyota gibi otomobil tedarikçilerine ilaveten, özellikle tedarik endüstrisi METAV için anahtar bir rol oynamaktadır. Uluslararası faaliyet gösteren Benteler Automotive / Düsseldorf, Witte / Velbert veya Bergishes Land’daki Leopold Kostal Group iyi bilinen örneklerdir. Telekomünikasyon alanı takım tezgâhları imalatı ile büyük ölçüde bağlantılıdır:


Üç Alman cep telefonu operatörünün (Vodafone, Deutsche Telekom ve Telefónica) hepsinin de eyalet başkentinde temsil edilmeleri bunun kanıtıdır. Huawei, Ericsson, ZTE, Nokia, Cisco ve Oracle gibi en önemli ağ tedarikçileri de temsil edilmektedirler. Elbette, Düsseldorf bölgesini Avrupa’daki ticari faaliyetlerinin merkezi olarak kullanan Çinli ve Japon firmalar da çok dinamiktirler. Geçtiğimiz sekiz yıl içinde bölgedeki Çinli firma sayısı altı kat artarak 630 firmayı geçmiş ve böylece Düsseldorf’taki uluslararası firmalar arasında lider duruma gelmişlerdir. Düsseldorf, Japonya ile 60 yılı aşkın bir geleneğe sahiptir. Bugün, 620’den fazla Japon firmasının genel merkezi kıta Avrupa’sında bulunmaktadır – ve bu sayı artma eğilimindedir. Umarız, METAV da bu potansiyelden kazanç sağlayabilir.

Messe Düsseldorf: Ekonomi için basamak taşı Messe Düsseldorf burada ticaret için ideal bir temel sağlamakta ve ekonomi için bir basamak taşı olmaktadır. Aynı zamanda bir METAV Fuarı yılı olan son mali yılda, 294 milyon ciro ile en başarılı Alman Fuarcılık firmaları arasındaki yerimizi koruyabildik. 22.880’den fazla katılımcı firma ürünlerini, 27 ihtisas fuarında, bir milyondan fazla ihtisas ziyaretçisine sunmuş ve toplamda 180 ülke temsil edilmiştir. Ayrıca, 2018 yılında 1,6 milyon civarında katılımcıyla Düsseldorf Kongresi alt kuruluşu, yaklaşık 2.200 kongre, firma etkinliği, konferans ve toplantılar gerçekleştirmiştir. İş ortakları ve konuk etkinlikleri Messe Düsseldorf Grubu’nun önemli temellerinden bir tanesidir.

2018’de bunlar, örneğin METAV gibi 11 farklı ihtisas fuarını içermekteydi. Bütünlük adına, uluslararası faaliyetlerimizin kısa bir tanıtımı şöyledir: 2018 yılında kendi düzenlediğimiz, katıldığımız ve yetkilendirdiğimiz etkinliklerin 70 tanesini yurt dışında organize etmemiz sayesinde, dünya çapındaki lider ihracat platformlarından birisi haline geldik. Bu, 77 yabancı temsilcilik ve Şikago, Hong Kong, Moskova, Yeni Delhi, Şanghay, Singapur ve Tokyo’daki yedi şubemizden oluşan küresel ağımız sayesinde gerçekleşiyor. 18 salon ve 305.000 m²’yi aşan sergi alanı ile fuar alanımız bir diğer artı nokta oluyor. Aynı zamanda, dört farklı girişimizin olması, farklı ihtisas fuarlarının paralel olarak düzenlenmesini sağlıyor. Bundan daha sonra bahsedeceğiz. METAV Fuarı yılı olan önümüzdeki 2020 yılı, geçen yılki ve içinde bulunduğumuz yılın başarıları ile sorunsuz devam edecek. 2020 yılı sonuna kadar 29 adet kendi etkinliğimiz ile 7 konuk etkinliğine, 1,6 milyon ziyaretçi ve 35.000 civarında katılımcı firma bekliyoruz – ki bu mutlak bir rekordur.

Düsseldorf: makina ve tesis mühendisliğinin temeli Düsseldorf’taki ihtisas fuarı programı ile ilgili kısa bilgiler: Beş uzmanlık alanını kapsar. Birincisi ve en önemlisi: 12 ihtisas fuarı ile makine, fabrika ve ekipman alanı, en büyük ve ekonomik açıdan en önemli konu olmaktadır. drupa, interpack, K, Bright World of Metals, wire and TUBE gibi önde gelen ihtisas fuarları bu ailenin birer parçasıdır. Diğer yetkinlik alanları ticaret, zanaat ve hizmetler (3 ihtisas fuarı), tıp ve sağlık (4 ihtisas fuarı),

Fuar Metav

moda ve yaşam tarzı (3 ihtisas fuarı) ile hobi alanıdır (3 ihtisas fuarı). Düsseldorf, özellikle küresel metal endüstrisi ve buna bağlı kullanıcı endüstriler için önemli bir rol oynamaktadır. Ren’deki 18 sergi salonu tel ve kablo endüstrisi, endüstriyel vanalar, döküm teknolojisi, metalürji, ısıl işlem teknolojisi ve döküm ürünleri için küresel bir merkezdir. GIFA, METEC, THERMPROCOESS, NEWCAST, wire/TUBE ve VALVE WORLD ihtisas fuarları tartışmasız sektörlerindeki 1 numaralı ihtisas fuarlarıdır. Bu bağlamda, METAV kritik öneme sahip bulunuyor. Yakın geçmişte tamamladığımız K, önümüzdeki drupa ve 2020 sonbaharındaki interpack veya glasstec gibi makine mühendisliği ihtisas fuarlarımızın katılımcıları, takım tezgâhları endüstrisi tarafından sunulan tüm ürün ve hizmetler hakkında bilgi toplayabilirler. Heidelberger Druckmaschinen, Koenig & Bauer, Windmöller & Hölscher veya Saint Gobain gibi normalde katılımcımız olan firmalar METAV’da ihtisas ziyaretçilerimiz olacaklar. Her endüstri - plastik, ambalaj veya matbaa makinaları olsun – takım tezgâhlarına yatırım yapmak zorundadırlar. Üretim malları fuarlarımız arasındaki bu geri bildirim etkileri, tüm katılımcıların başarısına belirleyici bir katkı sağlamaktadır. METAV 2020, gelecek yılki üretim malları fuarlarımızın başladığını müjdeliyor. METAV’ı, wire ve TUBE (30 Mart - 3 Nisan), interpack (7 - 13 Mayıs), drupa (16 26 Haziran), Aluminium (6 - 8 Ekim) - Reed Exhibitions tarafından düzenlenen bir konuk etkinliği - glasstec (20 23 Ekim) ve VALVE WORLD ( 1 - 3 Aralık) takip edecek.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

49


Fuar Metav

Yeni Güney Girişi: Ezber bozan mimari & Sürdürülebilirlik

Sergi alanlarına bir kez daha geri dönelim. İki yıl önceki basın toplantımızda, ezber bozan “Yeni Güney Girişi” projemizi haber vermiştim. Şimdi vakit geldi: METAV 2020 için yeni Salon 1 ve sergi alanlarının güneyindeki giriş kısmı tamamlanmış olacak. Konuk etkinliklerimizden birisi olan EXPOPHARM 2019 ile yeni Güney Girişi ve Salon 1, ilk büyük sınavlarını çoktan geçmiş bulunuyorlar. Ezber bozan mimari bir şeydir, sürdürülebilirlik stratejimizin tutarlı bir şekilde uygulanması ise başka bir şeydir. Bu nedenle, Salon 1 aydınlatmada yalnızca LED’lerin kullanıldığı tesislerimizdeki ilk ve bugüne kadarki tek salondur. Başlangıçta daha yüksek bir yatırım anlamına gelmesine rağmen, ayni zamanda önemli ölçüde enerji tasarrufuna imkân verecektir. Havalandırma, ısıtma ve soğutma teknolojisi en gelişmiş teknolojiler olup, mümkün olan en düşük enerji tüketimi için gereksinimimizi karşılamaktadır. Kullanılan enerjinin en yüksek verimle dönüştürülmesini sağlamak amacıyla ısı geri kazanım sistemleri inşa edilmiştir. Merkezi soğutma ve ısıtma, üretim sistemlerinin her zaman en yüksek verimlilik düzeyinde çalışmaları ile gerçekleştirilmektedir. Çeşitli enerji yönetimi önlemleri sayesinde: Yıllık yaklaşık 5.000 ton CO2 tasarrufu sağlıyoruz (yaklaşık 2.300 hanenin yıllık elektrik tüketimine eşdeğer). 2010 ve 2017 yılları arasında, özel elektrik tüketimimizi % 20 oranında azaltabildik. Salon sergi alanındaki artışa rağmen, ısıtma enerjisi gereksinimimizi 2000 yılına 50

kıyasla yıllık % 30 kadar azalttık. 2.000 metrekaresi etkinlik alanı olarak da kullanılabilecek 16,5 metre yüksekliğindeki saydam fuaye ve yarı saydam cam elyaf kumaştan yapılmış yaklaşık 20 metre yüksekliğinde ve 7.800 m² büyüklüğündeki bir gölgelik şüphesiz fuar merkezinin yeni alameti farikaları olacaklar. Salonun 1. katında, her biri 198 kişilik, 200’er m²’lik 6 adet modern camlı konferans salonu bulunuyor. Tüm odalar ortadan bölünebildikleri için daha da esnek olarak kullanılabilmektedirler. İlaveten, 1. kattaki konferans alanının tümü, cam bir köprü ile CCD Süd’e (Güney Kongre Merkezi) bağlanmaktadır. Yanal olarak düzenlenmiş bir geçiş, güney girişinden doğrudan sergi alanlarının geri kalanlarına kadar uzanmakta ve Salon 3 ile 4’e bir bağlantı oluşturmaktadır. 158 metre uzunluğunda, 77 metre genişliğinde ve 12.000 metrekareden fazla kolonsuz alan ile yeni Salon 1, eski Salon 1 ve 2’den daha fazla yer sunmakta, böylelikle en yüksek teknik talepleri karşılamaktadır.

Birinci sınıf otel olanakları

Düsseldorf en nitelikli oteller arasından seçim yapılmasına olanak sağlamaktadır. Geniş otel yelpazesi – katılımcı, ziyaretçi veya gazeteci olup olmadıklarına bakılmaksızın – müşterilerimizin tüm gereksinimlerine cevap verebilir. 227 otelde 28.000’den fazla yatak kapasitesi bulunmaktadır. Neyse ki geçtiğimiz 2 yıl içinde yatak sayısı sürekli olarak artarak az önce sözü edilen 28.000 sayısını aşmıştır. Bunların çoğu üç ve dört yıldızlı otellerdir. Ayrıca, Düsseldorf’ta ilave 3.000 yatak kapasitesi sağlayacak yeni otel projeleri planlanmaktadır.

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

Düsseldorf Tourismus web sitesi üzerinden hızla ve kolaylıkla seyahat ve konaklama paketleri rezervasyonu yapılabilmektedir: www. duesseldorf-tourismus.de. Düsseldorf’un Avrupa’nın kalbindeki merkezi konumu, gelindiğinde açıkça görülüyor. İhtisas fuarı ziyaretçileri ve katılımcılar, dünya çapında 200’den fazla şehirden doğrudan Düsseldorf’a uçabiliyorlar. Eski bir atasözüne göre: İhtisas fuarları sergi salonlarında bitmiyor, iş genellikle akşamları Tarihi Şehir’de (Altstadt) bağlanıyor. Bunun nedeni, Düsseldorf’un bir kalbi ve sunacak çok şeyi olan bir Tarihi Şehir’i olması. Uerige & Schumacher gibi geleneksel birahaneleri, Hunsrückstraße üzerindeki Irish Pub’ları, Drei-Scheibenhaus’daki Phönix gibi ünlü restoranlar, Königsallee’deki The Upper Grill gibi steak house’lar, Ständehaus’daki Pardo veya Breidenbacher’deki Capella Bar gibi mükemmel barlar. Gördüğünüz gibi: Düsseldorf’ta birçok şık restoran ve mükemmel bir gastronomi var. Unutulmaması gereken – Königsallee ve tüm şehirde büyük bir alışveriş imkânı bulunuyor. Uluslararası markalar, küçük ve zarif butikler, hobi ve spor malzemesi mağazaları, antika kitapçıları, kitapçılar veya büyük mağazalar – her zevke ve bütçeye uygun bir şeyler bulmak mümkün. Düsseldorf’taki METAV’da kesinlikle sizlerle tekrar görüşmeyi ve VDW iş ortaklarımızla başarılı işbirliğimizi sürdürmeyi bekliyoruz – özellikle 2020 yıldönümünde. 10 – 13 Mart tarihleri arasında Düsseldorf’ta tekrar görüşmek üzere.



Tayvan Günleri

Tayvan ve Türkİye yeşİl enerjİ, akıllı makİne, akıllı medİkal ve helal sektörlerİnde İşBİrLİĞİ fırsatları İÇİn buluştu Türk ve Tayvanlı iş adamları Taiwan Business Day’de işbirliği olanaklarını masaya yatırdı.

52

Türkiye ile Tayvan arasındaki ekonomik işbirliğini güçlendirmek amacıyla hayata geçirilen Taiwan Business Day, 12 Kasım 2019 tarihinde Fairmont Quasar İstanbul’da gerçekleştirildi. Tayvan Dış Ticaret Bürosu (MOEA), Tayvan Dış Ticareti Geliştirme Konseyi (TAITRA), Tayvan Yeşil Ticaret Proje Ofisi ve Tayvan Mükemmeliyet kuruluşu tarafından gerçekleştirilen Taiwan Business Day kapsamındaki Akıllı Makine, Akıllı Medikal ile Yeşil Enerji Semineri gibi etkinlikler ve birebir şirket eşleştirme toplantıları aracılığıyla iş adamlarına yenilikçi yatırımlar, devlet teşvikleri ve işbirliği olanakları hakkında bilgi alışverişinde bulunma olanağı sunuldu.

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020


Tayvan Günleri

T

ayvan Dış Ticaret Bürosu (MOEA), Tayvan Dış Ticareti Geliştirme Konseyi (TAITRA), Tayvan Yeşil Ticaret Proje Ofisi ve Tayvan Mükemmeliyet kuruluşu tarafından düzenlenen Taiwan Business Day (Tayvan İş Günü), 12 Kasım 2019 tarihinde Fairmont Quasar İstanbul’da gerçekleştirildi. Türkiye ile Tayvan arasındaki ekonomik işbirliğini güçlendirmek amacıyla hayata geçirilen organizasyon kapsamındaki seminerlerde Türk ve Tayvanlı iş adamları akıllı makine, yeşil enerji, akıllı medikal alanlarındaki yenilikçi yatırımlar, devlet teşvikleri ve işbirliği olanaklarını değerlendirdi. TAITRA’nın Türkiye ziyareti kapsamında, ikili ticaretin ve işbirliklerinin güçlendirilmesi amacıyla Anadolu Holding, Zorlu Holding, Tofaş, Otokar ve TEİAŞ gibi Türkiye’nin önde gelen endüstri gruplarına ziyaretler düzenlendi. Zorlu Holding ve Zorlu Enerji ile gelecek dönemde hayata geçirilecek projelerle ilgili işbirliği fırsatları değerlendirildi ve makine ve enerji tasarrufu ve atık yönetimi projeleri konusunda görüş alışverişinde bulunuldu. TAITRA temsilcileri ile Anadolu Holding’in bir araya geldiği görüşmede makine, yeşil enerji ve akıllı medikal sektörlerinde Tayvan ile gelecek projelerde işbirliklerinin artırılmasına ve otomobil ve içecek sektörlerinde ortaklıkların güçlendirilmesine vurgu yapıldı. Bununla birlikte makine, medikal, yeşil enerji ve helal ürünler olmak üzere dört sektörde B2B görüşmeler gerçekleştirildi.

Tayvan Türkiye’nin imalat makineleri ve parçalarında en büyük ikinci, güneş enerjisi sektöründe ise en büyük üçüncü ithalat kaynağı. Ülkelerimiz arasındaki işbirliğini daha da güçlendirmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz etkinliğimizin, ikili ekonomik ve ticari ilişkilerimizde yeni teknolojilerin imkanlarından daha fazla yararlanmamıza ve yeni fırsat alanlarının yaratılmasına destek olacağına inanıyorum.”

Türkiye ile Tayvan arasındaki ekonomik ilişki çok güçlü Taiwan Business Day; TAITRA Başkanı Walter M.S. Yeh, Taipei Ekonomik ve Kültürel Misyon Ankara Temsilcisi Yaser Cheng, TIAD Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Fatih Varlık ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknolojileri Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş’ın açılış konuşmalarıyla başladı. TAITRA Başkanı Walter M.S. Yeh açılışta yaptığı konuşmada Tayvan ve Türkiye arasındaki yıllara dayanan güçlü ekonomik ve ticari bağlara dikkat çekti. Walter M.S. Yeh sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye, Tayvan’ın Orta Doğu’daki en büyük ihracat pazarı ve 2018 yılında Tayvan’ın Türkiye’ye ihracatı 1,37 milyar dolara ulaştı. İkili ticaret ilişkilerimizin bu denli güçlü olmasında endüstrilerimizin birbirini tamamlayıcı nitelikte olmasının payı büyük.

Organizasyon kapsamında düzenlenen “Akıllı Makine” seminerinde söz alan markalar arasında Da Jie Electricity Machinery, Palmary Machinery, Sigma CNC Machinery ve Kao Ming Machinery’nin yanı sıra dünyanın en büyük beş pres makinesi üreticisinden biri olan Chin Fong Machinery ile akıllı çözümler ve kuruma özel ürünler geliştirip üreten Tayvan’ın lider markası YCM CNC de yer aldı. Yeşil Enerji Semineri’nde; yeşil enerjide dünyanın ikinci en büyük, Tayvan’ın ise en büyük PV üreticisi olan, dünyanın ilk hidrojen yakıt hücreli motosikleti için enerji depolama çözümleri sunan United Renewable Energy ile Union Storage Energy ve J.S. Power gibi firmalar yer aldı. Akıllı Medikal Semineri’nde ise Tayvan sanayi sektörünün en büyük ödülü sayılan Tayvan Mükemmeliyet Kuruluşu ödülünün sahibi olan AmCadBiomed Corp. ile EPED Inc., sektördeki yenilikçi ürünlerle ilgili bilgi verdi.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

53


Küresel Trend

Yenİ Anybus® Sviçlerİ ve Kablosuz Yönlendİrİcİlerİ geleceğİn kablosuz altyapılarına kapı açıyor

HMS Networks, şimdi de gelecek kuşak endsütriyel kablosuz iletişim için yeni Anybus® Siviç ve Kablosuz Yönlendirici hattını sunuyor. 5G’nin gelmesine ve daha akıllı, esnek fabrika vizyonuna hazırlanılırken, ürünler yüksek kapasiteyi ve güvenilirliği daha fazla mobiliteyle ve kablosuz ağlarda daha az gecikme süreleriyle birleştiriyorlar.

54

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020


Küresel Trend

F

abrikalar git gide otomasyona geçierken, esnekleşirken gerçek endüstriyel düzeyde mobiliteyse sadece, sistemin bütün parçalarında

sağlam kablosuz bağlantısıyla gerçekleştirilebilir. Anybus Katman 2 ve 3 Siviçleri ve Kablosuz Yönlendiricileri yüksek kapasiteyi ve iletişimde daha az gecikme sürelerini sunarak bu konuya eğiliyorlar. Ağ bölümlendirmesi , korunması, yedeklemesi ve veri trafiği analizi için gelişmiş özelliklerle Siviçler ve Kablosuz Yönlendiriciler, OT ve BT sistemleri arasında PROFINET ve EtherNet/IP gibi Ethernet protokollerini içerecek şekilde, yüksek düzeyde entegrasyona imkan tanırlar.

Yeni hat, düzenleyici alanlardan bağımsız olarak Dünya çapında kullanılabilen LTE ve WLAN kablosuz yönlendiricileri içerir. Gelecek eklemeler, 5G’ye hazır hücre yönlendiricilerini de kapsayacaktır. HMS Networks Ürün Müdürü Emma Sundh şunları ifade ediyor: “İsteğimiz sadece endüstriyel düzeyde ağ donanımı tedarik etmek değil, aynı zamanda güvenli ve esnek ağ inşa etmek isteyen müşterilerimize bu çabalarında stratejik ortak olmaktır”. Anybus Kablosuz Yönlendiricileri, yüksek hızda WLAN ve LTE bağlantısına sahip endüstriyel uygulamaları hedeflemektedir.

Gelişmiş yönlendirme işlevselliği, ağ bölümlendirmesine ve yaşamsal verilerin korunmasına imkan tanır. Geniş aralıktaki yedekleme teknolojileri kesintisiz operasyonu garanti altına alır. Sağlam tasarımı ve yüksek endüstriyel sıcaklık aralığı sayesinde ürünler çok çeşitli endüstriyel uygulamalara elverişlidir. Akıllı Anybus L2 ve L3 Siviçleri tam Gigabiti ve ultra yüksek iş hacmini sağlarlar. Çoklu yedekleme ve siber güvenlik özellikleri kullanıcılara oldukça güvenilir ve güvenli ağ inşa etme imkanı tanır.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

55


Dişli

Çok sayıda dİşlİ oranına sahİp yenİ GPT redüktör aİlesİ

Tork ve güç İçİn yenİ bİr sevİye..

Çok Sayıda Dişli Oranına Sahip Yeni GPT Redüktör Ailesi

K

ompakt boyutları, yüksek

56

Saf metal GPT redüktörleri,

rpm’ye kadar giriş hızlarını

seramik

destekleyebilir. 42GPT Serisi,

komponentler

torku ve çok sayıda dişli

gibi

oranının çok ince dereceleri

pahalı

teknolojilerle

kadar sıkıştırılırken, 25 Nm’ye

ile karakterize edilen yeni

karşılaştırılabilir performans

kadar aralıklı bir tork sürebilir.

metal

değerleri

sağlar.

GPT redüktörler son derece

redüktörü ailesi. Son derece

Redüktörlerin çapı 22, 32 ve

sağlam ve hem sürekli hem

sağlam olup, hem sık hem

42 milimetredir. Redüktörler

de ani yük değişikliklerine

de ani yük değişikliklerini

hem

tolerans

tolere

için en yüksek değerleri

şekilde tasarlanmıştır. Aynı

Redüktörler yüksek verimle

elde

zamanda, aynı çaptaki diğer

çalışır, birçok farklı motorla

modellere kıyasla, sürekli

modellerden

birleştirilebilir ve çeşitli şaft

giriş hızı 10’000 rpm’den iki

kısadırlar.

konfigürasyonlarına olanak

kattan daha fazla olmuştur

sağlar.

ve aralıklı modda 20.000

GPT

planet

dişli

edebilmektedir.

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

piyasadaki

tork

hem

etmektedir.

daha

de

hız

Önceki

uzunluğu

71

milimetreye

gösterecek

çok

daha


Dişli

GPT Redüktör Açık

Redüktör

dört

adede

kadar

Ayrıca, önceki ürün üretimine kıyasla

entegre eden önemli bir kısıtlama

redüksiyon kademesi ile donatılabilir.

çok daha yüksek verimlilik sayesinde

olduğunda, yeni BXT fırçasız düz

Her aşama, tork ve hız bakımından en

güç tüketimi önemli ölçüde azalır.

motor ailesi ile özellikle iyi uyum

yüksek gücü elde etmek için ayrı ayrı

Yeni GPT ailesi, özellikle çok düşük

sağlar. Yeni GPT redüktör ailesi

optimize edilmiştir. Ürün ailesinin

bir geri tepme özelliği ile verilen

ile birlikte çok çeşitli DC motorlar

önemli bir özelliği, mevcut yüksek

doğru konumlandırma uygulamaları

da mevcuttur. Muayene, montaj,

dişli oranları ve yüksek üniform

için de uygundur.

rehabilitasyon veya dış iskeletler

dağılımıdır. Sonuç olarak, motor gücü en uygun şekilde kullanılabilir: aynı giriş hızında daha yüksek bir tork elde edilebilir ve aynı tork ile daha yüksek bir hız elde edilebilir.

Yüksek performans değerleri ve sağlamlığıyla, bu yeni ürün ailesinin dişli kutuları çeşitli zorlu uygulamalar için uygundur. Kompakt tasarımları, uygulamaların içinde aktüatörleri Makine

gibi farklı tipte robotlar için ve ayrıca üretim ve laboratuvar otomasyonu, paketleme makineleri, ölçüm ve test ekipmanları veya yarı iletken kullanımı için idealdirler.

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

57


Endüstriyel Yazılım

Seeq Corporation AWS Endüstrİyel Yazılım Yeterlİlİğİ Başarısını Duyuruyor Seeq’in gelişmiş analiz çözümü şimdi SaaS uygulaması olarak AWS Marketplace’de yerini alıyor.

P

roses üretim verileri için gelişmiş analitik uygulamaların yaratıcısı Seeq Corporation, bugün Amazon Web Servisleri (AWS) Endüstriyel Yazılım Yetkinliği statüsünü elde ettiğini duyurdu. Bu statü, Seeq’in, Ürün Tasarımı, Üretim Tasarımı, Üretim / İşlemlerdeki ayrık üretim veya proses endüstrilerindeki ana adımlardan birini veya birkaçını hedef alan teknik yeterlilik ve kanıtlanmış müşteri başarısı oluşturma çözümlerini yerine getirdiğini gösteriyor. Bu özel yazılım çözümleri, süreç ve ayrık üretim endüstrilerinde şirketlerin değer zincirindeki üretim ve işletme maliyetlerini azaltırken, ürün yenilikçiliğini artırmalarını sağlıyor. AWS Endüstriyel Yazılım Uzmanlığının kazanılması, AWS Endüstriyel Yazılım Uzmanlığı’ndaki Üretim ve İşlemler

58

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

kategorisini desteklemek için AWS mimari en iyi uygulamalarıyla uyumlu özel çözümler sağlayarak kanıtlanmış müşteri başarısı sunan bir AWS Ortak Ağı (APN) üyesi olarak Seeq’i farklılaştırıyor. Seeq CEO’su Steve Sliwa, “Seeq, AWS Endüstriyel Yazılım Uzmanlığı statüsünü elde eden APN Ortaklarından biri olmaktan gurur duyuyor” dedi. “AWS’nin çevikliğini artırarak Seeq, proses mühendislerinin, yöneticilerin, ekiplerin ve veri bilim adamlarının analitiği, yayınlamayı ve karar vermeyi hızlandırarak toplanan verilerden daha fazla değer elde etmelerini sağlıyor.” AWS, başlangıçtan küresel şirketlere kadar ölçeklenebilir, esnek ve uygun maliyetli çözümler sunar. Bu çözümlerin sorunsuz entegrasyonunu

ve dağıtımını desteklemek için AWS, müşterilerin derin endüstri deneyimi ve uzmanlığı ile Danışmanlık ve Teknoloji APN Ortaklarını belirlemelerine yardımcı olmak adına AWS İş Ortağı Yetkinlik Programını oluşturdu. AWS Endüstriyel Yazılım Yetkinlik tanımını almak için APN Ortakları, sektöre özgü teknoloji ile ilgili titiz bir AWS teknik onayının yanı sıra, çözümlerinin güvenliği, performansı ve güvenilirliğinin için de değerlendirmeden geçmektedir. Seeq’in gelişmiş analitik çözümü artık AWS Market’te de mevcut olup, müşterilerin AWS bulutunda önceden depolanan proses üretim verilerini hızla araştırmasını ve paylaşmasını sağlar. Bu haberle birlikte Seeq için etkileyici bir yıl geçiriyor.


Endüstriyel Yazılım

Şirket kısa süre önce Inc. 5000’in en hızlı büyüyen özel şirketler listesinde 369. ve bu yılki Entrepreneur 360 listesinde # 43 sıraya yerleşti. Ekim ayında, Automation World, en iyi teknolojik başlangıçlar listesine Seeq’i dahil etti.

ARC Danışma Grubu Baş Analisti Janice Abel, “Mühendislerin uzmanlıklarından ve makine öğrenmesi yeniliklerinden yararlanarak, Seeq gibi öncü çözümler, kuruluşların operasyonlardan zeka kazanmalarına ve iş değerlerini

çok hızlı bir şekilde elde etmelerine olanak sağlıyor” dedi. “Seeq, çeşitli fabrika çalışanları tarafından kullanım kolaylığı için tasarlandı ve verilerinde içgörü bulmalarını ve paylaşmalarını basit ve hızlı hale getirdi.”

Seeq Corporation Hakkında 2013 yılında kurulan Seeq, veri içgörülerini hızla bulmak ve paylaşmak için üretim organizasyonları adına yazılım uygulamaları sunmaktadır. Petrol ve gaz, ilaç, özel kimyasal, kamu, yenilenebilir enerji ve diğer pek çok dikey sanayi, üretim sonuçlarını geliştirmek için verim, marjlar, kalite ve güvenlik dahil pek çok konuda Seeq’e güvenmektedir. Merkezi Seattle’da bulunan Seeq, ABD’de çalışan ve Asya, Kanada, Avrupa ve Güney Amerika’da satış temsilciliği bulunan özel bir sanal şirkettir.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

59


Teknoloji

IAI, dünyadaki üzerindeki

HMS Networks (HMS), IAI Corporation’a 7 mİlyonuncu Anybus ürünü teslİm ettİ

farklı fabrikalarında robotlarını ve hareket kollarını çeşitli endüstriyel ağlara bağlamak için HMS’nin

Soldan sağa; Christian Berghdahl, Ürün Pazarlama Müdürü, Anybus, HMS Ağları, Bartek S. Candell, Genel Müdür - MU Asya, HMS Ağları ve Toshihisa Tsukuda, Yönetici Yazılım Bölüm II ve Kazunobu Maruyama, IAI Uzman Yazılım Bölüm I Geliştirme Bölümü.

sunduğu Anybus bütünleşik teknolojisini kullanıyor.

60

Anybus entegreli ürünler tüm büyük fieldbus ve endüstriyel Ethernet ağlarına çoklu ağ bağlantısı sunar ve müşteriler arasında farklı entegrasyon ihtiyaçlarını karşılamak için Chip, Brick ve Module formatlarında gelir. Şu anda, IAI tarafından kullanılan ana ürün Anybus CompactCom değiştirilebilir iletişim modülleridir.

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020


Teknoloji

IAI ve HMS arasındaki köklü işbirliği

IAI ve HMS neredeyse 20 yıldır birlikte başarıyla çalışıyorlar, ve bu süre zarfında IAI birkaç farklı nesil Anybus ürünü kullanmıştır. “İlk kez 18 yıl önce Anybus ürünleri kullanarak geliştirme yapmaya başladığımızda, uygulama yazılımını geliştiren bendim. Geliştirme aşamasında pek çok sorumuz oluyordu ve bu süreçte HMS’nin bize hızlı ve içten bir destek verdiğini hatırlıyorum. HMS ürünlerini kullanmanın en büyük avantajlarından biri, HMS’nin Japonya operasyonlarına istinaden sunduğu mükemmel hizmet ve destek HMS’yi farklı kılan bu. Bugün hala Anybus modüllerini kullanıyoruz ve HMS’nin bize verdiği destek hiç değişmedi” diyor IAI Corporation Yazılım Geliştirme Müdürü Bay Tsukuda.

“IAI’ya 7 milyonuncu Anybus ürününü teslim etmiş olmaktan ötürü çok mutluyuz” diyor HMS Networks Asya’dan Sorumlu Genel Müdür Bartek Stelmasiak ve şöyle devam ediyor “Anybus entegre konsept, IAI’nin robot ve hareket kontrol cihazları için ihtiyaç duyduğu tüm büyük fieldbusları ve endüstriyel Ethernet ağlarını destekler ve müşterileri tarafından otomasyon teknolojisinde kullanılan çeşitli kontrol sistemlerine bağlanmalarını sağlar.” “Bir milyonuncu Anybus modülünün teslimi 10 yıldan fazla sürmüştü ama şimdi sadece 2 yılda 5 milyondan 7 milyona çıktık,” diyor HMS Networks’ün CEO’su Staffan Dahlström. “Anybus’un başarısından çok memnunuz ve müşterilerimiz ve son kullanıcı müşterileri için tam ekipman ve kaynak kontrolü sağlayarak dünyanın dört bir yanındaki binlerce fabrikada güvenli ve akıllı

iletişim sağladığımız için çok gururluyuz.” Anybus Hakkında – çığır açan buluşun tarihi İlk Anybus modülü 1994 yılında geliştirilmiştir. Fieldbusların sayısı hızla artmıştır ve Anybus entegre konsept, cihaz üreticilerinin herhangi bir endüstriyel ağa kolay bir şekilde bağlanmasını sağlamıştır. Son on yılda, endüstriyel ağların gelişimi devam etmiş ve yüksek performanslı birçok endüstriyel Ethernet protokolü tanıtılmıştır. Tam fieldbus ve endüstriyel Ethernet bağlantısı ile, IT güvenliği ve fonksiyonel güvenlik çözümleri ile Anybus teknolojisi her zaman ön planda olmuştur ve şimdi kablosuz teknolojileri de kapsamaktadır. Bugün, sahada yedi milyon Anybus ürünü kullanılıyor. Anybus konseptinin sunduğu çoklu ağ bağlantısı kullanıcıya sunulan en önemli fayda olmaya devam etmektedir.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

61


Endüstriyel IoT

Dünya İş Ortakları Konferansı’nda Sertaç Doğanay Advantech Lİderlerİyle Buluştu

İ– stanbul, 24 Aralık 2019 Tüm dünyadan yaklaşık 500

kişinin katılımıyla gerçekleşen 2020 Advantech Industrial IoT World Partner Conference etkinliği 3-7 Aralık 2019 tarihleri arasında Tayvan, Taipei’de gerçekleşti. Advantech üst düzey yöneticilerinin ve bilişim ve teknoloji alanındaki büyük kurumların temsilcilerinin konuşma ve sunumlarına yer verilen etkinliğe Advantech Türkiye’nin davetlisi olarak katılan Dr. Sertaç Doğanay, Advantech Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu İcra Direktörü Chaney Ho ve Advantech Endüstriyel IoT Başkanı Linda Tsai ile değerli görüşmeler gerçekleştirdi. 62

Makine & Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

1983’te Advantech’i kuran üç mühendis arasında yer alan Chaney Ho, Advantech’in kurulduğu dönemde otomasyon sistemleri üzerine faaliyet gösterdiğini belirtirken, şu anda endüstriyel bilgisayarlara odaklanarak bu konuda %36’lık pazar payıyla lider konumda olduklarını dile getirdi. Endüstriyel IoT alanındaki fırsatı görerek 10 yıl önce bu alanda da çalışmalara başlayan Advantech’in 26 ülkedeki ofisleri ve yaklaşık 8000 çalışanıyla global bir güce sahip olmasında Tayvan’ın teknoloji alanında küresel ölçekte bir oyuncu olmasının etkilerine dikkat çekti ve ekledi: “Bilgisayar çağının başladığı 1980’lerin başından bu yana Tayvan üretim konusunda

dünya lideri konumunda. Pek az kişi bilir ama şu anda Çin’de üretilen iPhone’ların tamamı Tayvanlı şirketlerce üretiliyor. Dünyadaki tüm bilgisayarların da %90’ı Tayvanlı şirketler tarafından üretiliyor. Sunduğumuz fiyat/ kalite dengesi o kadar yüksek ki bu doğal olarak bizi elektronik pazarı için bir tasarım ve üretim merkezi haline getiriyor. Önümüzdeki yıllarda önemli beklentilere sahip olduğumuz 5G de Tayvan için yeni büyüme fırsatları barındırıyor çünkü 5G chipset üretiminde de iddialıyız.”


26 ülkede faaliyet gösteren bir şirket olmanın hizmet, insan kaynakları ve teknik destekte bir standart yakalama konusunda çeşitli zorluklar barındırabileceğini vurgulayan Sertaç Doğanay’ı, Chaney Ho şöyle yanıtladı: “Her ülkenin kültürü bir diğerinden farklı. Bir de kurum kültürü var ki bunu ülke sınırlarını aşarak da yaymak mümkün. Bunun birinci kuralı şeffaflık. Bir şirketin genel merkezindeki kültürü bir başka ülkedeki ekibe yansıtması ve dönüşümün sağlanması 5 ila 10 yılı alan bir süreç. Biz Tayvanlı bir şirketiz ama bir açıdan bakıldığında aslında global bir şirketiz. Bizim kurum kültürümüzde her coğrafyanın dinamiklerini anlamak ve saygı duymak var.” 2019 başı itibarıyla Türkiye ofisinin de açılışını gerçekleştiren Advantech’in Türkiye’ye yatırım yapmayı seçmesinde öne çıkan nedenlerde Türkiye’nin ekonomik açıdan Dünya’nın ilk 20 ülkesi arasında yer almasının ve 80

milyonluk bir ülke olarak Asya ve Avrupa arasında bir köprü görevi görmesinin vurgulanması dikkat çeken noktalardan biri oldu. Türkiye’de farklı endüstriyel gelişim seviyelerine sahip kurumlar olmasına rağmen tüm kurumlara aynı kalitede hizmet vermelerindeki en önemli etkenin Advantech’in kendisini ürün ya da hizmet satan değil, kurumları doğru yönlendiren bir şirket olarak konumlamasının etkili olduğunu ifade eden Linda Tsai, kendilerine danışan firmalara faaliyetlerini her alanda iyileştirme, hızlandırma, verimi ve kaliteyi arttırma desteği sunacak çözümlerini anlattıklarını belirtti. Türkiye’de dijtal dönüşümden en çok etkilenecek ve en çok fayda görecek konuların akıllı şehir ve ulaşım uygulamaları olduğunu vurgulayan Linda Tsai sözlerine şöyle devam etti: “Burada mesele sadece trafiği rahatlatmak, ulaşım araçlarını hızlandırmak, insanları bir yerden bir yere daha konforlu ulaştırmak değil.

Endüstriyel IoT Bu aynı zamanda çevreyi korumanın da konusu. Havayı ne kadar az kirletirsek, gelecek nesillere de o kadar yaşanacak bir yer bırakacağız.” Endüstriyel IoT uygulamalarında yapay zekanın ve 5G’nin öneminin de konu başlıklarından olduğu görüşmede Linda Tsai, bir video kaydındaki görüntülerden yapay zeka desteğiyle anlam çıkarmanın çok önemli sonuçlar doğurabileceğini belirtirken, Machine Vision (Yapay Görme) teknolojisinin üretimin her alanında kaliteyi iyileştirmeye katkı sağlayacağını dile getirdi. Endüstriyel IoT’nin geleceği hakkındaki görüşlerini de paylaşan Linda Tsai, 5G’nin çok sayıda sensörü kesintisiz biçimde birbirine bağlayabileceğini ve bu durumun büyük bir güvenlik ihtiyacı yaratacağını; buna bağlı olarak siber güvenlik konusunun önümüzdeki günlerde de önemli bir başlık olmaya devam edeceğini ifade etti.

Makine

& Otomasyon & Robotik / Ocak - Şubat 2020

63


ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ ENDÜSTRİ 4. 0 DERGİSİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONLARIDIR .... Sponsorluk ve Reklam için temas kurabilirsiniz : 0 505 400 94 34 - 0 505 400 94 33 - 0 546 675 59 49 www.endustri40dergisizirvesi.com - makineotomasyondergisi@gmail.com - worldmediareklam@gmail.com

www.worldmediagroupe.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web adresimiz / internet televizyonumuz.

www.makineotomasyondergisi.com Makine - Otomasyon - Robotik dergimizin internet sitesi.e

www.kesicitakimlardergisi.com Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisinin internet sitesi.

www.endustri40dergisizirvesi.com

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisinin internet sitesi.

www.elektrikpanodergisi.com Elektrik ve Pano dergilerimizin internet sitesi.



WORLD MEDIA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Haber İletişim İlker Kaplan WORLD MEDIA Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 34 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Hatice Karabay WORLD MEDIA Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim Zafer Altın WORLD MEDIA Reklam Müdürü 0 546 675 59 49 worldmediareklam@gmail.com

Dergilerimizde yerinizi ayırtın, hedef kitlenizi ulaşın!...

www.endustri40dergisizirvesi.com

www.makineotomasyondergisi.com

www.worldmediagroupe.com

www.kesicitakimlardergisi.com

World Media Bünyesinde yayınlanan Dergilere abone olmak için aşağıdaki hesap numaralarına istediğiniz dergilerin Yıllık abone ücretlerini yatırabirsiniz. İsim soyisim ve adresinizi dekont fotokopisiyle birlikte makineotomasyondergisi@gmail.com adresine mail ya da 0 212 427 00 15 numaraya faks’a gönderebilirsiniz. Ayrıca Aboneliğinizi mail order sistemiyle kredi kartınızdan ödeyerekte yapabilirsiniz.

*Kredi kartınızın ön yüzündeki 16 rakam: .......................................................................... *Kredi kartınızın son kullanma tarihini ay / yıl : ................................................................. *Kredi kartınızın arka yüzündeki üç haneli güvenlik numarası: ..........................................

ABONE FORMU Ad

:...............................................................................................

Soyad

:...............................................................................................

Adres

:...............................................................................................

ABONE FORMU

...............................................................................................

İlçe

:...............................................................................................

Şehir

:...............................................................................................

Posta Kodu

:...............................................................................................

Telefon

:...............................................................................................

Faks

:...............................................................................................

e-mail

:...............................................................................................

Tarih

İmza

Dergi

İsmi

-

Yıllık Abone Ücreti

Makine & Otomasyon: Auto Tuning World: Kesici Takımlar Tutucular : Rulman & Lİneer: Endüstriyel Borulama: Cad / Cam / Cae / Plm : Endüstri 4.0 : Elektrik & Pano :

120 120 120 120 120 120 120 120

TL TL TL TL TL TL TL TL

+ + + + + + + +

KDV KDV KDV KDV KDV KDV KDV KDV




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.