Makineotomasyon 36

Page 1

Makine - Otomasyon Ve Endüstri Dergisi Eylül - Ekim 2016 Yıl : 5 Sayı : 36 Fiyat : 20 TL



EDİTÖR Bilimsel Gelişmenin Olmazsa Olmazı Eğitimdir ilker kaplan

Tatlatarak; ürkiye'nin yaşadığı sıkıntılı dönemi bir an önce demokratik laik sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti'nin, eşit özgür bireyleri olarak üreten ve paylaşan bir ülke olmak temennisiyle yazımıza başlayalım. Bilimsel Gelişmenin Olmazsa Olmazı Eğitimdir. World Media Endüstri 4.0 ve Otomasyoncuların Birliği Zirvesi Türkiye'nin gelişimi ve değişimi için World Media olarak; sektörlere ışık tutan yedi adet spesifik yayınımızın içeriklerindeki gelişimi daha farkedilir bir düzeye taşıdık. Yıl sonunda iki yayınımız daha gündeme gelecek. Ayrıca Aralık ayının ilk haftasında World Media - Endüstri 4.0 Seminer ve sergisinin organizasyon çalışmaları başladı. Şu ana kadar önemli yol katettiğimizi söylemeliyim. Firmalarımızın bu konuda gösterdikleri ilgi ve katılım konusunda gösterdikleri olumlu yaklaşımlar; bizim için çok anlamlı. World Media 12. Kuruluş yılı etkinliği ile yılın firmalarına dönük 30 kategoride vereceğimiz plaketler de; 3 Aralık 2016 akşamı, yılın başarılı firmalarıyla buluşacak. Gala yemeğiyle birlikte düzenlenecek bu etkinlikte de önemli firmalarımız bizimle birlikte olacak. Dergilerimize Abone Olabilirsiniz Ayrıca yıl sonuna kadar dergilerimiz için sürecek olan abonelik işlemlerinizi yaptırırabilirsiniz. Dergilerimize ne kadar erken abone olursanız o kadar kazançlı çıkıyorsunuz. Spesifik sektörel yayıncılıkta öncü yayınlarıyla World Media Dergileri; Sizi hedef kitlenize ulaştırmanın yanında, bilimsel - teknik yazıları ve haberleriyle, sektörel bilgi aktarımında da önemi bir işlevi yerine getiriyor. Bizi izlemeye ve okumaya devam edin.

Yayın Türü Yaygın Süreli

Editör - Künye

Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İlker Kaplan Reklam ve İdari İşler Müdürü Hatice Karabay Halkla İlişkiler Müdürü Ayşe Savranoğlu Muhasebe Müdürleri Sevda Öncü Düzgün Turgut Yazı İşleri Simgenur Savranoğlu Grafik Tasarım Ezgi Kamburoğlu Abone Sorumlusu Defne Deniz Kaplan Beste Kamburoğlu Fotoğraf Editörleri Murat Çapkın Sinan Temur İnsan Kaynakları Müdürü Sibel Şanlı İletişim Danışmanı Alper Tuna Bilişim Sorumlusu Kerem Mercan Bölge Temsilcileri Çetin Sülün (Ankara) Mesut Karabay (İzmir) Umut Yıldız (Bursa) Avrupa -Almanya - Temsilcisi Pınar Açıkgöz Sosyal Medya Fatma Kurşun Dağıtım Ali Savranoğlu Zafer Kamburoğlu Genel Koordinatör Süleyman Kaplan Hüsniye Kaplan Katkıda Bulunanlar Meryem Savranoğlu Fatma Kaplan Selda Kamburoğlu Dağıtımcı Aras Kurye - PTT - Yurtiçi Kargo Yönetim Yeri Akşemsettin Mah. Güneş Sokak No: 48 D :10 Eyüp / İstanbul Tel:0 850 532 94 68 Fax :0 212 427 00 15 makineotomasyondergisi@gmail.com www.makineotomasyondergisi.com Makine Otomasyon Dergisi Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz. Reklamların hukuki sorumluluğu reklamveren firmaya aittir. Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim 2016 3


İÇİNDE İÇİNDEKİLER

İçindekiler

Editör – Künye:

3 BİLİMSEL GELİŞMENİN OLMAZSA OLMAZI EĞİTİMDİR ABB SOLAR İMPULSE

6

T3 Endüstriyel Otomasyon Genel Müdürü Fatih Altıntaş:

“HIZLI KALİTELİ VE EKONOMİK 14 ÇÖZÜMLER SUNMAYI AMAÇLIYORUZ”

TAYSAD’DAN UYGULAMALI EĞİTİME 18 DESTEK!

20

EİB’DE GÖREV DEĞİŞİKLİĞİ

4 Makine & Otomasyon / Eylül

-

Ekim 2016


EKİLER

İçindekiler-Reklam İndeksi

22 GERMAN MACHINE TOOL INDUSTRY RUNNING INTO VERY GOOD FORM

İNDEX MTE - Ön Kapak

ÇAM GRUP - Arka Kapak

MAKİNA TV - Arka Kapak İçi MTE - Ön Kapak İçi

AMB 2016: THE 28 VİRTUAL TWİN İS COMİNG

32 K 2016 DÜSSELDORF: İNOVASYON VE ULUSLARARASI İŞ BAĞLANTILARI İÇİN İTİCİ GÜÇ

62 SEND THE RIGHT SIGNALS: TOPJOB® S SENSOR/ ACTUATOR TERMINAL BLOCKS

WNT - 11 . Sayfa

MTE - 17. Sayfa

GÜHRİNG - 19.Sayfa THK - 33. Sayfa

ERGEN ENDÜSTRİ - 36. - 37 . Sayfa EMEK MAKİNE MODEL- 39 . Sayfa KRİSTAL - 45. Sayfa

MAKTEK - 47. Sayfa

DCB: 42 “SEKTÖRE ENTEGRE BİR HİZMET VERECEĞİZ”

ROLEKSPO - 49. Sayfa İMDER - 51. Sayfa

DİRİNLER - 55 . Sayfa

ERMAKSAN - 57 . Sayfa NUKON - 61. Sayfa

SANDVİK - 63 . Sayfa

WORLD MEDİA - END - 4.0- 64. Sayfa WORLD MEDİA - 12. YIL. 65. Sayfa

WORLD MEDİA - DERGİLER-66. Sayfa

Makine & Otomasyon / Eylül -

Ekim 2016

5


Haber

ABB SOLAR İMPULSE

Solar Impulse, inovasyonun, teknolojinin ve BB’nin anlaşmalı ortağı öncü düşüncenin, olduğu Solar Impulse dünya küresel çevresindeki uçuşunu sıfır sorunların üzerine yakıtla tamamlayarak, dünyayı, gidebileceğini yerküreyi tüketmeden de kanıtlıyor yönetebileceğimizi kanıtlıyor. Öncü bir teknoloji lideri olarak ABB bu mesajı hayata geçirmekte Solar Impulse, dünya çevresinde sadece güneş enerjisi kullanılarak gerçekleşen ilk uçuşu tamamlayarak tarih yazdı. Uçak, Kahire’den başlayan 48 saat 37 dakikalık son etabı bitirdikten sonra yerel saatle 04:05’te başlangıç noktası olan Abu Dabi’ye iniş yaptı.

abb

A

Bunun, “muazzam sembolik önemi olan, gerçek anlamda bir tarihsel başarı” olduğunu söyleyen ABB CEO’su Ulrich Spiesshofer sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu uçuş, öncü bir ruh ve temiz teknolojilerle dünyayı, yerküreyi tüketmeden de yönetebileceğimizi açıkça gösteriyor. Bertrand 6

Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim 2016

Piccard’ı, André Borschberg’i ve Solar Impulse ekibinin diğer üyelerini ABB’deki herkes adına kutluyorum. Bu önemli projeye katkı sunabilmiş olmak bizim için büyük bir gurur kaynağı.” ABB, Solar Impulse ile bu projede bir inovasyon ve teknoloji ortaklığına girdi, çünkü 125 yıldır İsviçre’de güç ve otomasyon teknolojilerinin lideri olarak ABB, bu projenin havada başardığını karada gerçekleştiriyor. Solar Impulse’ın pilotu Bertrand Piccard “Bu öncelikle yenilenebilir enerji ve temiz teknolojiler bakımından tarihsel bir olay” diye ifade etti. Projenin girişimcisi ve başkanı olan Piccard şunları ekledi: “Solar Impulse ve ABB, güçlerini birleştirerek, çığır açıcı inovasyonların güvenilir çözümlere nasıl dönüştürülebileceğini ve enerjinin daha temiz bir dünya yaratmak adına nasıl daha et-

kin biçimde üretilebileceğini ve depolanabileceğini göstermiş oldular.” Solar Impulse projesinin diğer kurucusu, CEO’su ve pilotu André Borschberg de bu ortaklığın değerlerini onaylıyor: “Proje, ABB ve diğer organizasyonlar uzmanlıkları ve destekleriyle katkı sunmamış olsalardı gerçekleşmeyebilirdi. Solar Impulse ile yapılan inovasyon ve teknoloji ortaklığının bir parçası olan ABB, karadaki ekibin ayrılmaz bir birimi olarak uçuş boyunca hizmet veren mühendisler de dahil, bu projeyi desteklemek üzere bize uzmanlar temin etti.” Dünya çevresinde uçmak gibi bir işe girişirken Solar Impulse, güneş pillerinden alınan enerji veriminin maksimize edilmesi, yenilenebilir enerjinin elektrik dağıtım sistemlerine entegre edilmesi ve enerji verimliliğinin arttırılması gibi pek çok problemle uğraşmak zorundaydı


ki, ABB bunları müşterileri için zaten çözüyordu. Solar Impulse dünya çevresindeki uçuşu boyunca dört kıtada (Asya, Kuzey Amerika, Avrupa ve Afrika) mola verdi ve iki okyanus (Pasifik ve Atlantik) ile Akdeniz ve Arabistan Yarımadası

A

üzerinden uçtu. Bu yolculukla birlikte, Japonya-Havai etabında André Borschberg tarafından kaydedilen, bir uçağın tek başına yaptığı en uzun uçuş (117 saat 52 dakika) ve Atlantik Okyasunu’nun Bertrand Piccard yönetiminde ilk kez güneş enerjili bir uçakla geçilmesi gibi yeni uçuş rekorlarına da imza atılmış oldu.

News ABB (www.abb.com) kamu, sanayi, ulaşım ve altyapı alanındaki müşterilerinin performansını arttırırken, çevre etkilerini azaltmalarını mümkün kılan güç ve otomasyon teknolojileri lideridir. ABB Grup şirketleri 100 civarında ülkede yaklaşık 135.000 çalışanı ile faaliyet göstermektedir.

ABB SOLAR İMPULSE

BB alliance partner Solar Impulse completes round-the-world flight with zero fuel, showing we can run the world without consuming the earth. As a pioneering technology leader, ABB is putting this message into practice Solar Impulse has made history by completing the first ever round-the-world flight powered only by energy from the sun. The plane landed at its starting point in Abu Dhabi at 04:05 am local time, after a final leg of 48 hours and 37 minutes from Cairo. “This is a truly historic achievement, with tremendous symbolic significance,” said ABB CEO, Ulrich Spiesshofer. “It demonstrates clearly that with pioneering spirit and clean technologies, we can run the world without consuming the earth. On behalf of everyone at ABB, congratulations to Bertrand Piccard, André Borschberg, and the rest of the Solar Impulse team. We are extremely proud to have been able to contribute to this remarkable project.”

how breakthrough innovation can be transformed into credible solutions, and how energy can be more efficiently produced, stored and used to create a cleaner world.” Solar Impulse co-founder, CEO and pilot André Borschberg confirmed the value of this partnership: “The mission would not have been possible without the expertise and support of ABB and other organizations that contributed to the project. As part of its innovation and technology alliance with Solar Impulse, ABB provided experts to support the mission, including engineers who served as embedded members of the ground crew throughout the round-the-world flight.” To attempt the round-the-world flight, Solar Impulse had to confront many of the challenges that ABB is solving on the ground for its customers, such as maximizing the power yield from solar cells, integrating renewable energy into the electricity distribution systems, and improving energy efficiency.

During its flight around the world, Solar Impulse made stopovers on four continents (Asia, North America, Europe and Africa), and flew across two oceans (the Pacific and the Atlantic), as well as the Mediterranean Sea and the Arabian Peninsula. On the way, it set several new aviation records, including that of the longest solo duration for an airplane (117 hours, 52 minutes) achieved by André Borschberg on the leg from Japan to Hawaii, and the first crossing of the Atlantic Ocean in a solar airplane achieved by Bertrand Piccard. ABB (www.abb.com) is a leading global technology company in power and automation that enables utility, industry, and transport & infrastructure customers to improve their performance while lowering environmental impact. The ABB Group of companies operates in roughly 100 countries and employs about 135,000 people.

ABB forged the innovation and technology alliance with Solar Impulse because what the project has achieved in the air, ABB is doing on the ground, as a pioneer of power and automation technologies for 125 years in Switzerland. “It’s a historic first for renewable energy and clean technologies, not only for aviation”, said Solar Impulse pilot, initiator and chairman Bertrand Piccard, on arrival.” By combining their respective strengths, Solar Impulse and ABB were able to show Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim 2016

7


Makale

ABB’DEN ÖZEL KABLO KORUMA SİSTEMİ İtarihi, sviçre demiryolu trafiğinin şirketin ileri teknolo-

abb

ABB, son 125 yıldır verimli elektrik enerjisi üretimi ve endüstriyel üretimin güçlendirilmesinden sürdürülebilir mobiliteye kadar İsviçre’de ve tüm dünyada teknolojik ilerlemenin ön saflarında yer alıyor.

jilerine sıkı bir şekilde bağlıdır; bu tarih Gotthard Demiryolu ağından 1 Haziran 2016’da açılan Gotthard Tüneli’ne kadar uzanmaktadır. Yüzyılın bu projesi ABB’nin derin bir şekilde içselleştirilmiş değerleri olan girişimci ruhu, yeniliği ve kaliteyi temsil ediyor. ABB, uzmanlığı ve de müşteri ihtiyaçlarına yönelik anlayışı sayesinde, bu olağanüstü projenin karmaşık teknik gereksinimleri için en yüksek kalite ve güvenlik standartlarını karşılayan uzman kablo koruma çözümleri sağladı. Gotthard Tüneli 57 kilometre uzunluğundaki iki adet tek parça tüpten oluşmaktadır. Bu tüpler her 325 metrede bir acil tahliye ve bakım erişimi sağlayan ara geçişler ile bağlıdır. Tünel sisteminin toplam uzunluğu tüm ara geçişler ve erişim tünelleri dâhil olmak üzere 152 km’nin üzerindedir. Bu tünel İsviçre Alpleri’nin altından geçerek İsviçre’nin kuzey kantonları ile güney kantonlarını birbirine bağlar. 57 km’lik uzunluğu ile dünyanın en uzun tünelidir. Ayrıca tünelin üzerindeki 2300 metre yüksekliğindeki kayalar, tüneli bugüne kadar inşa edilmiş en derin demiryolu tüneli yapmaktadır. Transtec Gotthard konsorsiyumu ile imzalanan 1,7 milyar İsviçre Frangı değerindeki sözleşme, bu sektörde dünyanın en büyükleri arasındadır. Bu dünyaca ünlü proje eşsiz teknolojik zorluklara sahipken, bu şekliyle tü

8 Makine & Otomasyon / Eylül

- Ekim

2016

nel uygulamalarında kullanılması gereken ürünler için mükemmel bir küresel referans niteliğindedir.

ABB’nin olağanüstü iklim koşullarına karşı esnek, kolay montajlı, uçtan uca koruma sağlayan kelepçeli, spiralli ve rakorlu PMA kablo koruma sistemleri

ABB’nin uçtan uca PMA kablo koruma çözümleri tünel içindeki 10.000’den fazla acil durum yönlendirme aydınlatmasını sıvı ve toz girişine karşı korumaktadır. Zorlu bir proje Bu projedeki kontrol ve izleme sistemlerinden aydınlatma ve havalandırmaya, bina hizmet tesislerinden su drenajına kadar her şey güvenilir bir güç kaynağına bağlıdır. 50 Hz’lik güç kaynağı sistemi, fazlasıyla

yüksek gereksinimleri de beraberinde getirmektedir. Bu tarz uzun ve derin tünellerde olağanüstü ortam koşulları oluşabilir. Tüneli temizlemek için gerçekleştirilen


düzenli yıkama işlemleri sırasında nem seviyesi %70’lere ulaşırken hava sıcaklığı da 40°C’yi geçebilmektedir. Pazarda bulunan ürünlerin çoğu bu ortam koşullarında yüksek güvenlik ve güvenilirlik gereksinimlerini karşılayamamaktadır. Bu yüzden tünel içi kullanımda ABB’nin PMA kablo koruma çözümleri tercih edilmiştir.

Kaliteyi ABB çözümleri belirliyor ABB’nin PMA kablo koruma sistemlerinde kullandığı yüksek kaliteli ve özel formüle edilmiş poliamid plastik, tünelde yüksek darbe dayanımı, üstün yangın güvenliği özellikleri ve su-toz girişi koruması sağlar; bunların her biri bu tünel projesi için oldukça önemli faktörlerdir. PMA spiral ve rakorları EN60529’a göre mükemmel yangın güvenliği özelliklerine sahiptir ve de sıvı ve toz girişine karşı IP68 koruması sağlar. Tüm ürünler halojensiz olup, yüksek darbe mukavemetine sahiptir.

450 adet acil çıkış aydınlatma sistemi, ABB aracılığıyla 57 km uzunluğundaki demiryolu tünelindeki en yüksek güvenlik standartlarını karşılayan PMA kablo koruma çözümleri ile donatılmıştır.

Makale PMA ürünleri bu tünel projesinde 10.000 acil kaçış aydınlatmasını ve 450 acil çıkış sistemini korumak amacıyla seçilmeden önce, çok detaylı bir test sürecinden geçmiştir. Tünel projesinin ana müteahhitlerinden biri olan Alpiq firmasının proje mühendisi: “Bu zorlu koşullarda elektrik tesisatımızı kapsamlı bir şekilde koruyacak esnek, kolay montajlı, uçtan uca koruma sağlayan bir kablo koruma çözümü arıyorduk. PMA, bu projedeki tüm zorlu gereksinimleri karşılayabilen bir sistem sundu.” dedi. ABB (www.abb.com), kamu hizmeti, sanayi, ulaştırma ve altyapı sektörü müşterilerinin performanslarını artırırken çevreye olan etkilerini azaltmalarını sağlayan, güç ve otomasyon teknolojilerinde lider bir firmadır. ABB Şirketler Grubu, yaklaşık 100 ülkede faaliyet göstermekte ve yaklaşık 135.000 kişiye istihdam sağlamaktadır.

Makine & Otomasyon / Eylül

- Ekim

2016 9


Makale

ABB’NİN YENİ TEST LABORATUVARI

ABB

ABB’nin yeni test laboratuvarı, müşterilerin ideal motor ve sürücü kombinasyonlarını bulmalarına yardımcı oluyor.

A BB, Finlandiya’nın Helsinki fabrikasında, müşterilerin yeni

sürücülerini test edileceği bir laboratuvar açtı. Tesis sayesinde müşteriler, ABB’nin değişken hızlı sürücüleriyle (VSD’ler) test edilerek performans ve enerji tüketimi üzerindeki etkileri onaylanan motorlara sahip olabiliyor. ABB’nin yeni laboratuvarı

10

Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016

sürücü test sayesinde

müşteriler, yeni nesil ABB sürücüleriyle çalışan kendi motorlarının özelliklerini değerlendirebiliyor. Tesis bünyesine sürücü/motor dinamik performansı, yük kapasitesi ve verime yönelik ölçümler için bağımsız ekipmanlar katarak müşterilerin uygulamaları için en uygun sürücü sistemini bulmalarına yardımcı olmalarını sağlıyor. Maliyetleri, ekipman boyutunu ve enerji tüketimini azaltıyor.

Test laboratuvarı temel olarak makine yapım endüstrilerindeki teknoloji şirketleri ve sistem entegratörleri gibi ABB ortaklarının ve müşterilerin fazla hacimde sürücülerine yönelik olarak geliştirilen oldukça yeni bir konsepttir. Yeni bir ABB ürününü seri üretime almadan önce müşterilerin çeşitli motor/sürücü kombinasyonlarını kolay ve güvenli bir şekilde test etmesini sağlar.


Ayın Firması

Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2016 11


abb

Makale

ABB’nin Sürücüler ve Kontrol İş Birimi Genel Müdürü Morten Wierod şöyle açıklıyor: “Bu yatırım gerçekten de ideal sürücü/motor kombinasyonunu oluşturma sürecini destekliyor ve müşterilerin ekipmanlarını minimum eforla 400 kW’a kadar test ede-

12 Makine & Otomasyon / Eylül

-

Ekim 2016

bilmelerini sağlayarak onları uygulamaları için en iyi seçimin ABB’nin çözümü olduğuna ikna edebileceğimizi gösteriyor.” ABB’nin küresel sürücü işletmesi aynı zamanda yerel destek sağlayan Amerika,

Çin ve Hindistan ülkelerinde de müşteri laboratuvarlarına sahip. Morten Wierod sözlerine şöyle devam etti: “Helsinki’deki yeni laboratuvar, dünyanın dört bir yanındaki en büyük talepli müşterilerimizi desteklediğimiz iş birimimizin harikalar yarattığı bir merkez


lama alanını kapsamak adına test kapasitesinin arttırılması amacıyla yenilenmiştir. Morten Wierod müşterilerden gelen talebin giderek arttığının farkında; ABB de müşterileri kendi tesislerine getirerek onlara daha da iyi hizmet ve uygulama bilgisi sunmak istiyor. Wierod: “Kendimizi müşterilerimize adadık ve bu tesislere yatırım yaparak onlara uygulamalarında en doğru özelliklere ve performansa ulaşmaları konusunda yardımcı olmak istiyoruz. Müşterilerin kendi ekipmanlarını bizim sürücülerimizle birlikte test ettiğimizde, ABB’nin ortaklarımıza ve müşterilerimize günlük işlerinde gereken desteği ger-

çekten de sunabileceğinden emin olmalarını sağlıyoruz.” ABB, sürücü üretiminde lider konumda olup dünyanın dört bir yanındaki tüm uygulama ve endüstriler için sürücü ve yazılım araçları tedarik ediyor. ABB’nin sürücü işletmesi sayesinde 80’den fazla ülkede 6.000’den fazla insanın istihdamı sağlanmaktadır.

Makale

abb

niteliğinde. Bu laboratuvarların temel avantajı ise küresel bir zincirde bağlanmaları ve böylelikle müşterilerin en uygun ABB biriminden en iyi desteği almalarını sağlamalarıdır.” Yeni tesise yatırım yapma kararı, ABB’nin 2011’de açılan ve vinç uygulamalarına yönelik olan başarılı müşteri laboratuvarına dayalı olarak verildi. Helsinki’deki sürücü fabrikasında bulunan bu tesis, ABB’nin vinçlerdeki sürücü uyumluluğunun orijinal malzeme üreticisi tarafından gerçek uygulama koşullarına uygun olan simüle edilmiş bir ortamda test edilmesini sağlıyor. Laboratuvar, ABB’nin bu sektördeki işlerinin büyümesinde önemli bir rol oynamış ve daha fazla uygu-

ABB (www.abb.com) kamu, sanayi, ulaşım ve altyapı alanındaki müşterilerinin performansını artırırken, çevre etkilerini azaltmalarını mümkün kılan güç ve otomasyon alanında küresel bir teknoloji lideridir. ABB Grup şirketleri 100 kadar ülkede yaklaşık 135.000 çalışanı ile faaliyet göstermektedir.

Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim 2016 13


Röportaj

T3 Endüstriyel Otomasyon Genel Müdürü Fatih Altıntaş:

“HIZLI KALİTELİ VE EKONOMİK ÇÖZÜMLER SUNMAYI AMAÇLIYORUZ”

T 3 OTOMASYON

T3 Endüstriyel Otomasyon Genel Müdürü Fatih Altıntaş ile Maden ve Tünel Sektörüne özgü çözümlerini konuştuk. Ortaya teknik ve bilgilendirici bir röportaj çıktı.

14

Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim 2016


Röportaj

Fgelişiminden irmanızın Kuruluşu bahseder misiniz?

ve

T3 Otomasyon, bilgi ve tecrübelerini sanayi ve endüstri ile paylaşmak ve hizmet vermek maksadıyla 2006 yılında Sakarya’da kuruldu. 2011 yılında limited şirket olarak kurumsallaşmanın temellerini atmış oldu. Firmamız, Taahütlerini yerine getiren; sorumlu, güvenilir, insana önem veren, yenilikçi ve

müşteri odaklı iş anlayışı ile dünya standartlarında hizmet veren, mutlu çalışanlara sahip bir şirket olma hedefiyle otomasyon çözümleri üreterek; hızlı, kaliteli ve ekonomik çözümler sunmayı amaçlıyoruz. Madencilik ve tünel sektörüne yönelik spesifik bir çözümünüz var mı biraz bahseder misiniz? Bakanlık denetimlerinden de başarıyla geçmiş olan gaz izleme ve

erken uyarı çözümümüz var. Merkezi gaz izleme yazılımı ölçü ve kontrol panosunun dedektörlerden topladığı veriyi anlık olarak görüntüler ve kaydeder. Kayıt sıklığı, veri alınacak nokta sayısı ve veri depolama alanının boyutlarına bağlı olarak üç yıla kadar veriler kaydedilebilir. Verileri saklamak için bir SQL veritabanı kullanılır, bu üçüncü parti yazılım ve sistemler ile entegrasyon sağlarken verilerin internet üzerinden sunulmasını mümkün kılar. Güçlü raporlama özel-

Makine & Otomasyon / Eylül -

Ekim

2016

15


Röportaj likleri ile tüm raporlama ihtiyacına cevap verir. Kullanıcı yönetimine sahiptir, kullanıcı hakları ayarlanabilir ve hareketleri takip edilebilir. Madencilik sektöründe Ölçü & Kontrol Yazılımı ve panosu üzerine de çözümler var değil mi? Biraz bunlara değinir misiniz? Ölçü kontrol panosu ölçülen gaz miktarı değerlerini anlık olarak görüntüler ve kaydeder. Ayarlanan yüksek ve alçak alarm limitlerinde uygulanmak üzere çeşitli senaryolar oluşturulabilir, bu seneryolar dokunmatik ekran üzerinden basitçe yapılır. Örneğin metan yüksek alarmı oluştuğunda Exproof olmayan ekipmanların enerjisini kes ve fanları yüksek hızda çalıştır, oksijen azaldığında fanların hızını yükselt vb komutları verir. Ölçü kontrol

16

Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016

ve Merkezi gaz izleme arasındaki haberleşmede bir sorun olsa dahi ölçü kontrol panosu üzerinde kayıtlı veriler kullanılır. Kayıt sıklığı, veri alınacak nokta sayısı ve veri depolama alanının boyutlarına bağlı olarak bir yıla kadar veriler kaydedilebilir. Pano besleme enerjisi kesildiğinde bunu sesli ve ışıklı uyarı ile bildirir. Ayarlanan yüksek ve alçak alarm limitlerinde sesli ve ışıklı ikaz verir. ÖLÇÜ VE KONTROL PANOSU ÇÖZÜMÜ Operatör panel ekranı IP66 koruma sınıfına sahip 4mm temperli cam bir kapakla korunur, yetkisiz kişilerin müdahalesini engellemek için kapak üzerinde bir kilit bulunur. Pano enerjisinin kesilmesi durumunda sistemin iki saat süre ile kapanmasını engelleyecek akü donanımına sahiptir.

Gaz dedektörleri ve enerji besleme bağlantılarını yapmak için pano kapağını açmak gerekmez tüm elektriksel bağlantılar soketlerle yapılır. Gaz dedektörlerini yeni konumlarına taşımak için soketli ara bağlantı kutuları kullanılır, tek yapılması gereken soketleri yerlerine takmak ve ilerlemektir. pano ile dedektörler arasında 1000m ye kadar mesafeler kablolu yöntemle sağlanır. Bir diğer seçenek olan kablosuz yöntem ile de her erişim noktasında bir 200 m ve beş erişim noktası cihazı ile toplamda 1000 m mesafe sağlanır ve kablolama işçiliği ortadan kalkar. Standart Profinet opsiyonel olarak modbus RTU / TCP haberleşme altyapısı ile diğer otomasyon ve SCADA sistemlerine kolayca entegre olabilir, Opsiyonel olarak leaky feeder sistemlerine entegre olabilir.



Güncel

TAYSAD

Taşıt Araçları ve Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) tarafından hayata geçirilen ADMOG (Atma Değerlendir Meslek Okullarını Güçlendir) Projesi ile 64 ile ulaşıldı. Hedef ise 2016 sonuna kadar 81 ile ulaşmak. Endüstri meslek liselerinde uygulamalı eğitim için ihtiyaç duyulan araç ve gereçlerin yetersizliğine dikkat çeken TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve ADMOG Proje Lideri Naci Faydasıçok, sanayide çalışacak insan kaynağı yetiştirmenin ülkenin geleceği açısından önemli olduğunun altını çizdi.

TAYSAD’DAN UYGULAMALI EĞİTİME DESTEK!

TicileriaşıtDerneği’nin Araçları Yan Sanay(TAYSAD),

2013 yılında deneme amaçlı başlattığı ‘Atma Değerlendir Meslek Okullarını Güçlendir’ projesi, 64 ilde 134 okula ulaştı. TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve proje lideri Naci Faydasıçok, “Bağışçı sayısındaki artışla birlikte projenin kapsamı da genişledi. Okullara çok sayıda alet gönderiyoruz. Aletler içerisinde tezgah ve araba motoru dahi var. Milli Eğitim Bakanlığı ile temas halindeyiz. Projeyi daha da ileriye taşımak istiyoruz. Türkiye’de 2013 yılından bu yana, 98 destekçi firmamızla birlikte 64 ilde 77 bin 350 öğrenciye, bin 924 adet malzeme gönderilmesini sağladık. Bu yıl için hedefimiz projemizi 81 ilimize yaymak” dedi. Sanayileşmenin anahtarı meslek liselerinin elinde! Rekabet avantajı elde edebilmenin ve ekonomik anlamda güçlü bir duruş sergileyebilmenin yolunun sanayileşmeden geçtiğini belirten TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi Naci Faydasıçok, eğitim alanındaki düzenlemelerin de bu amaca yönelik

18

Makine & Otomasyon / Eylül

- Ekim

2016

olması gerektiğini vurguladı. Faydasıçok, “TAYSAD, Türkiye’nin otomotiv tedarik sanayi alanındaki tek derneği. Dolayısıyla TAYSAD olarak ülke ekonomisine katkı sunmak nihai amacımız. Bu amaçtan yola çıkarak ADMOG Projesi’ni hayata geçirdik” diye konuştu. Sanayileşmenin ekonomideki payını artırmak için, işin temeline yani eğitime yatırım yapılması gerektiğini dile getiren Faydasıçok, “Biz şirketlerde en büyük bütçelerden birini eğitime ayırıyoruz. Çünkü devlet ve kanunlar, şirketlere yapılması zorunlu uygulamalar getiriyor. Bu uygulamaların öğrencilere okullarda öğretilmesi gerekiyor fakat birçoğu okul ortamında gereken bilgiyi edinemiyor. Biz şirketler olarak, öğrencilere “staj” kapsamında uygulama eğitimi veriyoruz. ADMOG projesi ile de amacımız, uygulama eğitimlerinin okul ortamlarında da verilmesini sağlamak ve böylece sanayideki kalifiye eleman ihtiyacını karşılayarak niteliği artırmak” açıklamasını yaptı. Eğitimde esas amaç, değer yaratmak olmalı!

Eğitimde esas hedefin değer yaratmak olduğuna dikkat çeken Proje Üyesi Özge Özen Kural ise, “Uzun zamandır genel eğitim sisteminde yaşanan değişiklikler nedeniyle, meslek liselerinin tercih edilirliği ciddi oranda azaldı. Üniversite eğitimi sebep gösterilerek, meslek lisesi dışında kalan liselere geçişler rağbet görür hale geldi. Elbette eğitim seviyesi yüksek bir toplum olmak güzel ama kalkınmış bir toplum olmak için bilginin kullanılması, verimliliğin arttırılarak katma değer yaratılması gerekmektedir. Maalesef bizde durum pek öyle seyretmiyor. Üniversitelerden mezun olmuş, ara eleman olmayı kabul etmeyen işsiz orduları oluşturuyoruz. Yaptığı iş her ne olursa olsun, değer yaratmayı ilke edinmiş olmak çok önemli. Kısacası amaç, salt üniversite mezunu olmak değil; toplum için fayda üretmek olmalıdır. Otomotiv sektöründe, mevcut durumda meslek liselerinin yetiştireceği ara elemanlara oldukça fazla ihtiyaç var. Meslek liselerinin müfredatı yeterli gibi gözükse de uygulama pek öyle seyretmiyor. Çoğunlukla teorik bilgi ağırlıkta, pratikte ise ciddi eksiklikler mevcut” dedi.


Yeni Firma - Rรถportaj

Makine & Otomasyon / Temmuz - Aฤ ustos 2016 19


Maden

EİB’DE GÖREV DEĞİŞİKLİĞİ

EİB

Banu Bekişoğlu Celkan, 25. kuruluş yıldönümünü kutlayan Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin ilk kadın Yönetim Kurulu Üyesi oldu.

Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu’na giren Banu Bekişoğlu Celkan’ı ilk kutlayan EMİB Başkanı Mevlüt Kaya oldu.

Tsektörlerinden ürkiye’nin ihracatta yıldız doğaltaş

sektörünün en güçlü temsilcisi Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu’nda görev değişikliği yaşandı. Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin geçtiğimiz dönemde yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan temsilcileri yerine Su Doğaltaş Genel Müdürü Banu Bekişoğlu Celkan, Espet’in Yöneticisi Samet Tunay Gündüz, Tümaş Mermer’in Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Sungur, Asmer Mermer’in Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Şener ve Medmar Mermer’in Yönetim Kurulu Başkanı Rudi Erol Berberoğlu EMİB’in yeni yönetim kurulu üyeleri oldular. Söz konusu değişikliklerle Ege Maden İhracatçıları Birliği’nde bir ilk yaşanıyor. 20 Makine & Otomasyon / Eylül

-

Ekim

2016

Afyonkarahisar’da faaliyet gösteren Su Doğal Taş Mermer firması sahibi Banu Bekişoğlu Celkan, Bu yıl 25. Kuruluş yıldönümünü kutlayan Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin tarihindeki ilk kadın yönetim kurulu üyesi oldu.

taş sektöründe çalışmaya başlamıştır. 2010 yılında Su Doğal Taş Mermer Ltd. Şti.’yi kuran Banu Bekişoğlu, ailesinin doğal taş sektöründeki 35 yıllık tecrübesiyle, 3 ocağı ve 2 fabrikasıyla 25 ülkeye ihracat yapıyor.

Banu Bekişoğlu Celkan’ın katılımıyla, Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde faaliyet gösteren 12 ihracatçı birliğinin yönetim Kurullarındaki kadın temsilci sayısı 6’ya yükseldi.

Son yıllarda doğal taş sektöründe firma sahibi ve yönetici olarak çok sayıda kadının çalışmaya başladığını belirten Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, EMİB Yönetim Kurulu’nda ilk kez bir kadın üyenin yer alması Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulunda da mutluluk yarattı, hatta önümüzdeki dönemlerde bu sayının daha artmasını beklediklerini kaydetti.

1982’de Elbistan’da doğan Bekişoğlu, Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden mezun olduktan sonra özel bir kuruluşta araştırma görevlisi olarak Ortadoğu üzerine çalışmalarda bulunmuştur, 2005-2007 yılları arasında Bilgi Üniversitesi’nde MBA eğitimini tamamladıktan sonra baba mesleği olan doğal

EMİB Yönetim Kurulu olarak, Birliğin mevcut devam eden projeleri arasında yer alan


Maden

Aziz Sancar Türk Kültür Evi mermerlerin Ege Maden İhracatçıları Birliğince karşılanması projesi, İşlenmiş Doğaltaş Sektörüne yönelik hazırlanan UR-GE projesi ve Xiamen 2017 Doğaltaş Fuarı milli katılım organizasyonu çalışmalarının genç ve dinamik bir ekip tarafından gerçekleştirilecek olmasının, doğal taş sektöründeki katma değerli ihracatı artırmaya büyük faydası olacağı ve EMİB olarak yeni proje ve sektör toplantıları hazırlıkları içerisinde bulunulduğu ifade edildi. Türk doğal taş sektörünün 1980 sonrasında İtalya’nın pazarına girdiğinde İtalyanların tasarım ve işlenmiş ürünlere yönelerek pazardaki pozisyonlarını değiştirdiğini anlatan Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, şöyle devam etti; “İtalya, Türk doğal taş sektörü ile rekabet edemeyeceğini görünce tasarım ve uç ürünlere yöneldi. Bizden fazla ihracat yaptılar. Bugün Türkiye İtalya olacak, İran ise Türkiye. İtalya’nın tasarım ve uç ürün konusundaki bilgi birikimini analiz etmek üzere yakın zamanda bölgeye düzenleyeceğimiz teknik inceleme gezisi sonucunda

elde edeceğimiz çıktılar ile Türk doğal taş sektörünün muhteşem renk seleksiyonu ve kalitesini katma değerli ürünlerle ön plana çıkaracağız. Yine bu amaç doğrultusunda Ekonomi Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi (URGE) Projesi ile firmalarımızı bir araya getirerek Türk doğal taş sektörünün tasarım ve işlenmiş ürüne yoğunlaşmasını sağlayacağız. Bu sayede daha katma değerli üretim ve ihracatın zeminini oluşturup 2023 ihracat hedeflerine ulaşacağız.”

jede yer almaktan dolayı büyük bir mutluluk ve gurur duyduklarını belirttiler.

Türkiye’nin bilim dünyasındaki gururu 2015 yılında İsveç’in Başkenti Stockholm’de gerçekleşen törenle Nobel Kimya Ödülü’nü alan Prof. Dr. Aziz Sancar’ın kurucusu olduğu Aziz ve Gwen SANCAR Vakfı’nca ABD’de okuyan Türk ve yabancı öğrencileri bir araya getirecek Türk Kültür Evi’nin mermerleri Ege Maden İhracatçıları Birliği tarafından sağlanması, Aziz ve Gwen SANCAR Vakfı’nca ABD’de okuyan Türk ve yabancı öğrencileri bir araya getirecek Türk Kültür Evi’ne destek olmayı bir sosyal sorumluluk projesi olarak gören EMİB Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyeleri, bu proMakine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2015

21


Fair - interview

GERMAN MACHINE TOOL INDUSTRY RUNNING INTO VERY GOOD FORM

AMB

Major projects boost mid-year figures to a healthy level.

I2016, n the second quarter of order bookings in the

German machine tool industry rose by 16 per cent compared to the preceding 22

Machine & Automation / September - October 2016

year’s equivalent period. Domestic orders were up by 19 per cent, while demand from abroad increased by 14 per cent. The eurozone contributed growth of 37 per cent,

and non-eurozone nations a ten-per-cent rise in orders. In the year’s first half, order bookings increased by a substantial twelve per cent compared to the preceding


year’s figure. While domestic order bookings rose by ten per cent, orders from abroad were also up, by 13 per cent. All in all, order bookings are developing auspiciously. “The year’s second quarter, too, signals a green light for an overall rise in orders during the current year. Our business is running significantly better than we expected at the beginning of the year. The sector can point to a sound, balanced performance over the year’s first half,” comments Dr. Wilfried Schäfer, Executive Director of the sectoral organisation VDW (German Machine Tool Builders’ Association) in Frankfurt am Main. The higher level of demand results primarily from good domestic business, and in particular from automotive projects in China and Mexico. Thus the substantial rise in orders is equally attributable to both domestic orders and exports. With reference to the first half of 2016, one-off effects are primarily

responsible for the auspicious order situation. Abroad, machining centres and milling machines are benefiting particularly from large-scale orders. All other metal-cutting technologies, plus significant areas of forming technology, however, are performing less well in terms of orders from abroad. On the domestic scene, by contrast, the picture is somewhat different. To quote Dr. Schäfer: “Metal-cutting is two per cent up, and the current asis situation gives reason to hope that a broad spectrum of technologies can benefit from this.” Turnover in the first half of 2016 ended up slightly better than breakeven. “In view of the encouraging development of orders in the year’s first six months, and the range of order backlogs, now recovered to over seven months, we are anticipating a perceptible rise in turnover for the upcoming period,” says Wilfried Schäfer. This, he added, is conditional on demand levels remaining sta-

Fair - interview ble in the year’s second half as well, particularly on the domestic market. Germany’s industrial sector is in good shape, and exhibits impressive pricing structures and competitive efficacy. The ifo Business Climate Index, for instance, contrary to analysts’ expectations, recovered again in July. “Despite Brexit, the business cycle is holding up well, and showing no significant signs of deterioration,” explains Dr. Schäfer. Employment remains at a high level. This is an indication that the German machine tool manufacturers, despite cyclical fluctuations, are keeping themselves fit to face the challenges of the future. “The sector is entering the year’s second half in improved condition, and is continuing to invest in qualified staff,” emphasises Dr. Schäfer. In May 2016, almost 69,000 people were employed in the machine tool industry – a slight increase of around one per cent over the preceding year.

The German machine tool industry ranks among the five largest specialist groupings in the mechanical engineering sector. It provides production technology for metalworking applications in all branches of industry, and makes a crucial contribution towards innovation and enhanced productivity in the industrial sector as a whole. Due to its absolutely key role for industrial production, its development is an important indicator for the economic dynamism of the industrial sector as such. In 2015, with around 68,500 employees (annual average for 2015, firms with more than 50 staff), the sector produced machines and services worth around 15.1 billion euros.

Machine & Automation / September - October 2016

23


Fair - interview

AMB: REORİENTATİON AFTER BREXİT

AMB

Conditions are right in the machine tool industry to face the approaching challenges / AMB provides important impetus in evennumbered years

A fter the Brexit shock, the VDW (German Machine Tool

Builders’ Association) above all expects orientation from AMB, the international ex24

Machine & Automation / September - October 2016

hibition for metal working, from 13 to 17 September in Stuttgart. Dr. Wilfried Schäfer, Director of the VDW, is sure that this German showcase sector will be able to main-

tain and extend its worldwide leading position in the future too. In the interview, he demands that politicians reduce bureaucracy and increase research funding for


medium-sized companies. The association will take part in AMB with the “Special show for young people” of its VDW young people’s foundation in the atrium at the East Entrance. In Hall 4, the IndustryArena will demonstrate a process chain in the “Innovation Park” together with the control system manufacturer Heidenhain. In the associated technical forum, exhibitors will provide information on software engineering aspects of production. Dr. Schäfer, what does Brexit mean for the German machine tool industry? Politically, the British vote to leave the EU is a shock. It will lead to general uncertainty in the European economy and a loss of faith on the part of international business partners. It will depend to a large extent on the timetable of events from now, and on how fast the political leaders are able to successfully reassure markets and investors. To a certain extent, these factors will also determine whether the German machine tool industry will be able to achieve its growth in production of one per cent in the current year. Last year, Great Britain was the 11th most important market for the sector, with a trade volume of around 313 million Euro. There is also concern regarding the smooth exchange of products and services between German manufacturers and their British subsidiaries. Quite a few companies have invested in the UK trusting in stable framework conditions. The conditions under which their business model will function in the future is so far completely unclear. Beyond Brexit, what are the greatest challenges and opportunities for machine tool manufacturers? The machine tool industry is in a very good situation to be able to cope with all the approaching challenges. With an export share of around 70 per cent, it is so well placed worldwide that it can rapidly

meet rising demand everywhere. This is also necessary because, in view of the upheavals in many markets and the weak Chinese demand, new growth markets must be identified and developed in a sustainable manner. I am thinking, for example, of the ASEAN region, India, Mexico or Iran. Another challenge is to generate new offers from the potential of networking in the companies in order to strengthen the technical competitive edge with regard to machines. However, the tight network of research facilities and competent partners at suppliers and customers provides optimum conditions to assert our claim of technical leadership in machines and technologies, complemented by new services, in the future too. Politics plays a role in determining the most important framework conditions. How can the industry be supported? The medium-sized machine tool manufacturers would benefit if public funds for research were increased. At present, there is inadequate funding of larger medium-sized companies of between 500 and 2000 employees, which is the typical size of companies in the machine tool industry. They do not come within the EU definition of medium-sized companies, so are off the radar of all programmes. Another problematic factor that frequently obstructs the sector’s export business is export controls. Regulations applicable to conventional armaments have just been adjusted to industrial reality in the so-called Wassenaar arrangement. 5-axis machines were removed from the list of machines subject to authorisation, because they are made in many countries and can be obtained without problem. However, there is still no consent yet as to whether this will also apply to nuclear technology in the so-called NSG or Nuclear

Fair - interview Suppliers Group. A standardised, business-friendly regulation would nevertheless lead to a considerable simplification of red tape for our sector. If this is not achieved, there will be a significant rise in administrative work and costs for companies. How does your association see the CETA and TTIP trade agreements, which are a controversial issue to the public - opportunity or risk? Bilateral trade agreements have shown in the past too that business between the countries concerned can gain an enormous impetus, for example South Korea. The USA is our second most important market. Canada also has potential. In view of the currently difficult economic situation, positive impulses, such as would without doubt be generated by TTIP or CETA, can only help. Against this background, where in your view will the machine tool industry be in five or ten years’ time? Will it be able to defend its leading role? We are very optimistic that the sector will be able to maintain and improve its leading role. The preconditions are, among other things, continual efforts in research and development and the sustainable development of growth markets. What impetus do you expect from AMB 2016, what will be the main areas of focus of your association members at the exhibition? In even-numbered years, AMB provides its visitors with an ideal platform to prepare investments in production technology. We expect the approaching AMB to provide information on the situation regarding willingness to invest in Germany and Europe for the rest of the year. Machine & Automation / September - October 2016

25


Fuar

AMB: BREXİT SONRASINDA YENİDEN ODAKLANMA

AMB

Takım tezgahları sanayi yeni dönemde oluşacak talepleri karşılamak için iyi bir donanıma sahiptir / Çift sayılı yıllarda düzenlenen AMB fuarı sektör için önemli impülsler verir.

A lman Takım Tezgahları Üreticileri Birliği VDW, Stutt-

gart şehrinde 13 - 17 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek AMB 2016 Uluslararası Metal İşleme Fuarından özellikle Brexit şokunun ardından yeni odaklanma ile ilgili ilk bilgileri almayı bekliyor. VDW Birliği Genel Müdürü Sayın Dr. Wilfried Schäfer, Almanya’nın önde gelen bu sektörünün Brexit 26 Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim 2016

sonrasında da gelecekte dünya çapındaki liderlik pozisyonunu muhafaza edeceği ve daha da geliştireceğinden emin olduğunu belirtiyor. Kendisi ile yapılan röportajda siyasilerden bürokrasiyi azaltmaları, araştırma ve geliştirme çalışmalarında orta ölçekli işletmelere daha çok teşvik verilmesini talep ediyor. VDW Genç Eleman Yetiştirme Vakfı tarafından AMB fuarı çerçevesinde

düzenlenecek „Özel Gençlik Sergisi“, Doğu Giriş Kapısındaki Atrium bölümünde bulunacaktır. IndustryArena Salon 4’de bulunan „İnovasyon Parkında“ kumanda sistemleri üreticisi Heidenhain firması ile birlikte proses zincirinin tanıtımı yapılacaktır. Sunum ile birlikte uzmanlardan oluşan bir forumda katılımcılar, üretimde kullanılan yazılım teknolojileri hakkında bilgiler


verecektir. Sayın Dr. Schäfer, Brexit Alman takım tezgahları sanayi için ne anlama geliyor? İngilizlerin AB üyeliğinden çıkma yönündeki seçimleri tabii ki siyasi açıdan bir şok yarattı. Bu gelişme Avrupa ekonomileri üzerinde genel bir güvensizliğe yol açacak ve global çaptaki iş ortaklarının güveninin kaybolmasına neden olacaktır. Önemli olan şu andan itibaren nasıl bir yolun izleneceği ve siyasilerin piyasaları ve yatırımcıları ne kadar hızlı bir şekilde sakinleştirmeyi başaracakları önemli olacaktır. Alman takım tezgahları sektörünün içinde bulunduğumuz yılda yüzde birlik bir büyümeyi gerçekleştirip gerçekleştiremeyecekleri bu gelişmelere bağlı olacaktır. Geçtiğimiz yıl sektörün İngiltere ile olan ticaret hacmi yaklaşık 313 milyon Euro civarında olmuştur. Böylece İngiltere pazarı, sektörün ticaret yaptığı pazarlar arasında 11nci sıradadır. Diğer taraftan Alman üreticiler ile İngiltere’de bulunan kardeş kuruluşları ve temsilcilikleri arasında bugüne kadar sorunsuz şekilde gerçekleşen mal ve hizmet alışverişinde yaşanacak sıkıntılar da gözardı edilmemelidir. Birçok şirket, Avrupa Birliğine üye bir ülkenin sunduğu sağlam çerçeve koşullarına güvenerek İngiltere’de yatırımlarda bulundu. Ayrıca şirketlerin iş modellerinin gelecekte nasıl işleyeceği ve şekilleneceği konusunda şu anda büyük bir belirsizlik bulunmaktadır. Brexit ile birlikte takım tezgahı üreticilerinin karşılaşacakları en büyük sorunlar neler olacak ve kendileri için ne gibi fırsatlar doğacaktır? Takım tezgahları sanayi, yeni dönemde oluşacak talepleri karşılamak ve sorunlar ile baş etmek için çok iyi bir donanıma sahiptir. Sektör sahip olduğu yüzde 70’lik ihracat oranı ile, artan talepleri dünya çapında çok hızlı bir şekilde karşılayacak güce sahiptir. Dünyanın birçok pazarında aşağı yönlü gelişmelerin yaşandığı

ve Çin’den gelen taleplerin de zayıflaması nedeniyle yeni pazarların yaratılması ve bu pazarların sürdürülebilir şekilde muhafaza edilmesi gerekli olacaktır. Bu konuda Asya Bölgesi ülkeleri, Hindistan, Meksika veya İran gibi ülkelere yönelmenin faydalı olacağını düşünüyorum. Sektörün makinelerdeki teknoloji rekabet avantajını zenginleştirmesi için şirketler arasındaki ağ sisteminin sunduğu fırsatları kullanarak yeni ürünler oluşturması gerekmektedir. Geniş araştırma merkezleri ağı, alanında uzman olan tedarikçi ve müşteriler ile yapılacak işbirliği sonucunda yeni servis ve hizmet ürünleri geliştirerek, makine ve teknolojilerde sahip olduğumuz liderlik pozisyonumuzu gelecekte de sürdürmek mümkün olacaktır. Önemli çerçeve koşullarını siyasi merciler oluşturmaktadır. Siyasi merciler sektöre nasıl destek olabilir? Kamu tarafından sağlanan teşviklerin genişletilmesi orta ölçekli işletmelere büyük fayda sağlayacaktır. Şu anda 500 ile 2.000 arasında personel istihdam eden büyük orta ölçekli şirketlere (bu boyutlu şirketler takım tezgahları sektöründe yaygındır) sağlanan teşviklerde sorunlar bulunmaktadır. Bu şirketler, AB standartlarına göre orta ölçekli şirket kategorisine dahil olmadıklarından teşvik programlarından tam yararlanamamaktadır. Sektörün yaşadığı diğer bir sorun ise yurtdışına yaptığı satışlarda karşılaştığı ihracat kontrol yasalarıdır. Şu anda konvansiyonel silahlanma alanında Wassenaar Anlaşması uyarınca uygulanan mevcut düzenlemeler, sanayinin gerçeklerine uygun olarak değiştirilmektedir. Birçok ülkede imal edilebildiğinden ve her ülkeden sorunsuz bir şekilde satın alınabildiğinden 5 eksenli makineler, izne tabi makineler listesinden çıkarılmıştır. Fakat bu düzenlemenin NSG veya Nuclear Suppliers Group olarak tanımlanan nükleer teknoloji ürünleri için de geçerli olup olmayacağı yönünde henüz ortak bir

Fuar karar verilmemiştir. Ekonomiye nefes aldıracak ve bürokrasiyi ortadan kaldıracak standart bir düzenlemenin olması sektörümüzün önünü açacaktır. Bunun gerçekleşmemesi halinde şirketlerin idari işler ile ilgili yükleri ciddi şekilde artacaktır. Birliğiniz gündemde geniş şekilde tartışılmakta olan CETA ve TTIP anlaşmaları hakkında neler düşünüyor, bu anlaşmaları fırsat mı yoksa tehlike olarak mı algılıyor? Geçmişte yapılan bilateral ticaret anlaşmalarının üye ülkeler arasındaki ticareti ciddi şekilde teşvik ettiği görülmüştür. Buna örnek olarak Güney Kore gösterilebilir. ABD sektörümüzün ikinci önemli pazarıdır. Kanada da önemli ticaret potansiyeline sahiptir. Şu andaki olumsuz konjonktürel durum nedeniyle TTIP veya CETA gibi anlaşmaların getirdiği pozitif koşullar kesinlikle ekonomiye katkı sağlayabilir. Bu kriterlere göre takım tezgahları sanayinin beş veya on yıl içinde nerede olacağı ve liderlik pozisyonunu sürdürme konusundaki görüşleriniz nelerdir? Sektörün liderlik pozisyonunu muhafaza edeceği ve daha da genişleteceği konusunda çok iyimseriz. Araştırma ve geliştirme alanında yapılan sürekli çalışmalar ve büyüme potansiyeline sahip pazarlara yönelik yapılan yatırımlar bu hedefe ulaşmak için gerekli koşullardır. AMB 2016 fuarından ne gibi impülsler bekliyorsunuz, birlik üyelerinizin ağırlıklı olarak tanıtımını yapacağı ürünler neler olacaktır? Çift sayılı yıllarda düzenlenen AMB fuarı, üretim teknolojilerine yapılacak olan yatırımın hazırlığı için ziyaretçilere ideal bir platform sunmaktadır. Bu yılki AMB fuarından, Almanya ve Avrupa’da yılın kalan bölümündeki yatırımların nasıl olacağı konusunda bilgi edinmeyi planlıyoruz. Makine & Otomasyon / Eylül -

Ekim 2016

27


Fair - interview

AMB 2016: THE VİRTUAL TWİN İS COMİNG

AMB

Expert interview with Professor Jivka Ovtcharova from KIT / Industry 4.0 in the machine tool

28

A t the latest with Industry 4.0, digitalisation is also

coming to the machine tool. Already, control systems located in the cloud are being discussed. Big Data analyses are hungry for more and more data from the metalcutting process. Will the machine tool develop to become a PC with a spindle, will software determine the success or failure of a machine? Answers to these questions will be provided at the upcoming AMB international exhibition for metal working from 13 to 17 September in Stuttgart. Professor Jivka Ovtcharova from the Karlsruhe Institut für Technologie (KIT) now offers an assessment. The graduate engineer with two doctorates in mechanical engineering and computer science is the head of the Institut für Informationsman-

Machine & Automation / September - October 2016

agement im Ingenieurwesen (IMI). Professor Ovtcharova, will we see machine tools or computers with spindles at AMB in Stuttgart? In metal-cutting production, in the near future it will be exactly like in many other Industry 4.0 sectors. By means of a virtual image, it will be possible to validate operational concepts in the value creation process for a machine tool in real time. An example is the manual and automatic operation and the configuration of the machine tool via intuitive human-machine interfaces such as web surfaces or haptic interaction devices. Comprehensive simulation of the actual movement of the machine tool will make it possible to create the virtual 3D machine tool

model via the control system software. Furthermore, it will be possible to carry out a final validation before the machining, which will enormously reduce the time required for the trial runs on the real machine tool. What will be the effects on productivity and economy? Value creation is achieved only if the processes with all their data are considered as a whole. For this purpose, data such as energy data, fault messages and tool data from the machine are required. In addition, data from logistics and technical information such as the cutting data etc. The merging of real machines and virtual images works towards the vision of the automated, networked virtual operation of an entire company.


During AMB, providers of software & engineering will present themselves in Hall 4. What tasks apply specifically for the software development for Industry 4.0-compatible machine tools? In metal-cutting manufacture, the IT system network is the heart of an Industry 4.0 solution. This network is orchestrated by the Tool Lifeycle Management as an interplayer at the interface between planning and real manufacturing. The data generated both in planning and in production can thus be compiled and made accessible for an analysis. The processes are continually improved “in the loop”, so to speak. Open application program interfaces (APIs), with which third-party developers can access the opportunities provided by web services, are a driving force in the Industry 4.0 environment. I ascribe the comparatively low level of enthusiasm in the manufacturing industry for open interfaces to misgivings regarding data protection law and copyright, which are understandable but no longer relevant. Open interfaces are a long-term investment with which, in the short term, individual know-how is given away free of charge, but in the long term this leads to an enormous increase in scope, publicity and market potential. DMG Mori (Stand 7A01) will present, together with Celos, an app-based user interface. What demands are made on the software as a result of such new human-machine interface (HMI) approaches?

and effectiveness. For the realisation of apps suitable for industry, various approaches are available, which can be used specifically depending on the application scenario. However, the latest development shows that the content is increasingly being decoupled from its creation and origin, it is being “atomised” just like the services. What does this mean for the development of expensive apps? Will they disappear in the long term? How many more Celos apps will still be offered? In the long term, the trend towards “atomisation” will grow. Services will cluster around application scenarios in order to offer people context-sensitive and personalised information. As a result, the degree of intuitive operation will increase rapidly, also in the industrial context. The complexity of the machines will become invisible for humans. If the entire product development process is depicted virtually, what must the software be like for manufacturing? The trend towards the virtual image in the context of Industry 4.0 requires a functional, interoperative process and IT system infrastructure. The reference architecture model Industry 4.0 (RAMI 4.0) of the VDI, VDE and ZVEI is currently ensuring the location of rules, standards, use case content and relations.

Fair - interview It forms the basis for the derivation of rules for Industry 4.0 implementations. The Industry 4.0 component in RAMI 4.0 makes possible the communication of real objects in production by means of virtually networked objects and processes. The virtual image occurs as an enabler for bidirectional associativity, which is responsible for the real-time-compatible handling and implementation of process steps throughout the life-cycle.

Data security and know-how protection are important themes at this year’s AMB. What are the most important measures to safeguard oneself?

The best security software can be rendered ineffective by weak implementation at the customers. Encryption technology is of no benefit if users ignore it. Employees are often the greatest weak point in a company’s security strategy. It is therefore advisable to invest not only in the protection of physical access to servers and network hardware in the company, but also in safeguarding the software, and in particular in staff training.

Celos stands for app-based user interfaces that can be used as simply and intuitively as with a smartphone. Overall, mobile applications within Industry 4.0 as HMI technology are more in demand than ever, because, firstly, they are based on previous experience in normal life and do not require any new training measures. Secondly, smart devices offer new possibilities for HMI solutions on account of their availability Machine & Automation / September - October 2016

29


Fuar

AMB 2016: SANAL İKİZ GELİYOR

KIT Üniversitesinden Sayın Profesör Jivka Ovtcharova ile yapılan röportaj / Takım tezgahları alanında Industrie 4.0 izleri.

AMB

En

geç Industrie 4.0 sistemini hayata geçirilmesi ile dijitalleşme çağı, takım tezgahlarını da kapsayacaktır. Daha şimdiden Cloud içinde yer alan kumanda sistemleri konuşuluyor. Big Data analizleri talaş kaldırmalı sistemlerde gittikçe büyük veri toplaması gerçekleştiriyor. Takım tezgahı mil donanımlı bir bilgisayara mı dönüşüyor, yoksa makinenin başarılı veya başarısız olduğuna artık yazılım mı karar veriyor? Bu soruların yanıtları 13 - 17 Eylül tarihleri arasında Stuttgart şehrinde düzenlenecek olan AMB Uluslararası Metal İşleme Fuarında verilecek. Karlsruhe Teknik Üniversitesinden (Karlsruher Institut für Technologie (KIT)) Sayın Profesör Jivka Ovtcharova bu konudaki ilk öngörülerini paylaşıyor. Kendisi makine mühendisliği ve bilgisayar mühendisliği dalında dokto-

30 Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim 2016

ra yapmış olup Mühendislik Dalında Bilgi Yönetimi Enstitüsünün (IMI) müdürüdür. Sayın Profesör Ovtcharova, Stuttgart şehrinde düzenlenecek AMB fuarında sadece takım tezgahlarını mı yoksa milk donanımlı bilgisayarları mı göreceğiz? Talaş kaldırmalı imalat yapan sektörde yakın gelecekte, aynı Industrie-4.0 sisteminin uygulandığı sektör manzaralarını göreceğiz. Sanal görseller sayesinde, takım tezgahının artı değer oluşturan operasyonel konseptleri gerçek zamanlı olarak hayata geçirilecektir. Buna örnek olarak manuel ve otomatik kumanda sistemleri ile web menüleri veya interaktif aygıtlar üzerinden gerçekleşen insan-makine arayüzleri ile gerçekleşen takım tezgahı konfigürasyonu gösterilebilir. Takım

tezgahının gerçek hareketinin kapsamlı simülasyonu, 3 boyutlu sanal takım tezgahı modelini kumanda ünitesinin yazılımı üzerinden oynatmak mümkün olacaktır. Ayrıca işleme başlamadan önce nihai uygulamaya onay veren süreci gerçekleştirmek mümkün olacaktır. Bu sayede gerçek takım tezgahı üzerindeki gerçek deneme hareketleri için harcanacak zaman müthiş şekilde kısaltılabilir. Üretim verimliliği ve ekonomiklik üzerinde bunların ne gibi etkisi olacaktır? Artı değer oluşturma ancak, prosesler tüm verileri ile bütünsel olarak dikkate alındığında mümkün olur. Bunun için makineden enerji verileri, arıza mesajları veya takım verilerinin alınması gerekir. Ayrıca lojistik verileri ile kesim verileri gibi teknik bilgiler de dahil edilir. Gerçek


makineler ile sanal görsellerin bir araya gelmesi ve birleşmesi, toplam işletmenin otomasyon ve sanal ağ içinde işletime alınması vizyonunun gerçek olmasını mümkün kılar. AMB fuarı süresince 4 nolu salonda Software & Engineering çözümleri sunan katılımcılar bulunur. Industrie-4.0 uyumlu takım tezgahları için geliştirilen yazımlar özellikle hangi görevleri yerine getirmelidir? Talaş kaldırmalı imalatta bilgi işlem sistem ağı, Industrie-4.0 çözümünün ana unsurudur. Bu ağ sistemi, planlama ve gerçek imalat dünyası arasındaki Interplayer arayüzü olan Tool Lifeycle Management tarafından yönetilir. Böylelikle hem planlama hem de imalat sürecinde oluşan veriler toplanabilir ve analiz için kullanıma sunulabilir. Prosesler sürekli olarak bir nevi „in the loop“ olarak iyileştirilir. Üçüncü yazılım geliştiricilerin Web servis hizmetlerine erişimini mümkün kılan açık programlama arayüzleri (APIs), Industrie 4.0 sisteminin motor gücüdür. Açık arayüzlerin imalat sektöründe az rağbet görmesini veri koruma ve telif hakkı yasalarına bağlıyorum. Kullanıcıların bu konudaki çekinceleri makuldur fakat modern çağımızın gerisinde bir düşüncedir. Açık arayüzler uzun vadeli bir yatırımdır. Bu yatırımda kısa vadede, hizmeti sunanın sahip olduğu Know-how bilgileri ücretsiz olarak kullanıma sunulur, fakat uzun vadede değerlendirilecek olursa menzil, tanınırlık ve pazar potansiyeli müthiş derecede artırılır. DMG Mori (Stand 7A01) firması, Celos ürünü ile App bazlı kullanım menüsü sunuyor. Bu tür yeni Human Machine Interface (HMI) çözümleri için yazılımların hangi görevleri yerine getirmesi gerekir? Celos sistemi bir App bazlı kullanıcı menüsü olup, aynı akıllı telefonların

kullanımı gibi kolay bir sistemdir. Industrie 4.0 sistemi içindeki mobil uygulamalar toplamda HMI teknolojisinden eskiden olduğundan daha fazla rağbet görmektedir. Çünkü bu uygulamalar normal yaşamda elde edilen mevcut tecrübelerin üzerine inşa edilmiştir ve kullanıcıların, yeni bir eğitim almasını şart koşmaz. Diğer taraftan akıllı aygıtlar, kullanılabilirlik ve performans özellikleri açısından HMI çözümleri için yeni olanaklar sunar. Sanayi için faydalı olabilecek uygulamaların gerçekleştirilebilmesi için kullanım senaryosuna özel çeşitli çözüm yolları mevcuttur. Bu alandaki en yeni geliştirmeler, yazılım içeriklerinin gittikçe oluşturma ve menşe kaynağından ayrıştığı görülmektedir. Bunlar aynı sundukları servisler gibi „parçalarına ayrılmaktadır“. Bu, pahalı uygulamaların geliştirilmesi için ne anlama geliyor? Uzun vadede bunlar kaybolacak mı? Kaç adet Celos uygulamaları daha sunulacak? Uzun vadede „parçalarına ayrılma“ trenti genişleyecektir. Sunulan hizmetler, insanlara kontekste hassas ve kişiselleştirilmiş bilgiler sunabilmek için kullanım senaryoları arayışına girecektir. Böylece kolay ve mantıklı kullanım derecesi sanayi uygulamalarında da ışık hızı ile artacaktır. Makinelerin karmaşıklığı insanlar tarafından algılanmayacak ve görünmez olacaktır.

Fuar için kural türetme temelini oluşturur. RAMI 4.0 modeli içindeki Industrie4.0 bileşeni, imalat içindeki gerçek objeler arasında, sanal ağ sistemindeki obje ve proseslerin yardımı ile iletişim kurulmasını mümkün kılar. Sanal görsel, çift yönlü birleştirici unsuru mümkün kılan ögedir. Bu eleman, proses adımlarının toplam yaşam çevrimi boyunca gerçek zamanlı olarak ele alınması ve uygulanmasından sorumludur.

Veri güvenliği ve Know-how koruması bu yılki AMB fuarının önemli konuları arasındadır. Veri güvenliğinin sağlanmasına yönelik en önemli yöntemler nelerdir?

En iyi veri güvenliği yazılımı müşteride kötü uygulanması sonucunda etkisiz kalabilir. Kullanıcıların kullanmaması durumunda kodlama teknolojileri hiçbir işe yaramaz. Bir şirketin veri güvenliği stratejisinde çalışanlar, zincirin en zayıf halkasını oluşturur. Bu nedenle şirket içinde server ve ağ donanım sistemlerine fiziksel erişimi korumaya yönelik yapılan yatırımlar ile birlikte yazılımın güvence altına alınması ve özellikle çalışanların bilgilendirilmesine yatırım yapılması da tavsiye edilir.

Toplam ürün oluşma prosesi sanal olarak görselleştirilebildiğinde imalat için geliştirilen yazılım nasıl olmalıdır? Industrie 4.0 sistemi çerçevesindeki sanal görselleştirme trenti fonksiyonlu, interoperatif proses ve bilgi işlem sistem alt yapısının bulunmasını şart koşar. VDI, VDE ve ZVEI tarafından geliştirilen referans mimari modeli Industrie 4.0 (RAMI 4.0) güncel olarak normlar, standartlar, UseCase içerikleri ve ilişkilerin belirlenmesini sağlar. Bu model, Industrie4.0 uygulamalarının entegrasyonu Makine & Otomasyon / Eylül -

Ekim 2016

31


Fuar

K 2016 DÜSSELDORF: İNOVASYON VE ULUSLARARASI İŞ BAĞLANTILARI İÇİN İTİCİ GÜÇ

K 2016

A rtan hızlanan

32

dünya nüfusu, kentleşme süreci, artan enerji gereksinimi, doğal kaynaklarda azalma ve iklim değişikliği gibi olgular üstesinden gelinmesi gereken yeni koşulları oluşturuyor. Bu küresel görevler elbette yaratıcı beyinler, yenilikçi teknolojiler ve yüksek performanslı malzemeler gerektiriyor. Plastik ve kauçuk sanayileri yeni çözümlerini tanıtmak amacıyla 19 - 26 Ekim 2016 tarihleri arasında Düsseldorf’ta düzenlenecek K 2016 Fuarı’nda buluşuyor. Gerek sektör açısından gerekse endüstriyel uygulamalar açısından sektöründe dünyanın en önemli ihtisas fuarı olan K Fuarı sektördeki en önemli eğilimleri ve geleceğe yön verecek gelişmeleri buluşturuyor. K Fuarı, hammadde üreticileri, plastik ve kauçuk makineleri üreticileri ve imalat sanayinin yanısıra bu ürünleri kullanan belli başlı sektörler için de

Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim 2016

önemli bir inovasyon ve ticaret platformu oluşturuyor. K 2016 için başvurular uzun süre önce tamamlanmış bulunuyor. Fuara 50’yi aşkın ülkeden 3.000’i aşkın firma katılacak. Bu yıl yine başta Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Türkiye olmak üzere Avrupalı üreticiler ve ABD firmaları güçlü bir şekilde temsil edilecek. K Fuarı’nın aynı zamanda dünya pazarlarındaki değişimleri de belirgin şekilde yansıttığını görüyoruz: Asya ülkelerinden gelen firmaların sayısı ve kullandıkları sergi alanı birkaç yıldan beri belirgin şekilde artıyor. Özellikle Çin, Tayvan, Hindistan, Japonya ve Güney Kore’den katılımların ciddi ölçüde artmış olduğu dikkat çekiyor. Katılımcı firmaların çeşitliliği ve uluslararası niteliği bu yıl da sektörün ana konularının – özellikle de enerji, kaynak ve malzeme verimliliği gibi konuların – yanısıra özel pa-

zar segmentlerinin de fuar çerçevesinde ele alınacağını gösteriyor. K 2016 için yine Düsseldorf Fuar Merkezi’nin tamamı kullanılacak. Katılımcı firmalar sunumlarını 19 salonda yaklaşık 170.000 metrekare net alan üzerinde sergileyecekler. Salonlar ağırlıklı ürün gruplarına göre düzenlenmiş olacak: • Makine ve Ekipmanlar • H a m m a d d e l e r, Yardımcı Maddeler • Yarı Mamuller, Teknik Parçalar ve Takviyeli Plastik Ürünleri • Hizmetler Makine ve Ekipmanlar – Dünya Prömiyeri K Fuarı’nın en büyük katılımcı grubunu oluşturan makine ve ekipman üreticileri ilk kez fuarda tanıtacakları yeni ürünleriyle gelecekler. Makine ve ekipman üreticileri


fuar alanının yaklaşık üçte ikisini kullanacak ve 1 ila 4. salonlar arasında ve 9 ila 17. salonlar arasında yer alacaklar. Dünyanın çeşitli yerlerindeki mühendisler ve makine üreticileri önümüzdeki Ekim ayında çalışır halde sergileyecekleri karmaşık üretim ünitelerini hazırlamak için yoğun bir çalışma içinde bulunuyorlar. Yenilikçi bir ürünle dünya çapında ilgi uyandırmak açısından K Fuarı’ndan daha uygun bir ortamın mevcut olmadığını söyleyebiliriz, zira dünya genelinde başka hiçbir sektörel etkinlik böylesine uluslararası nitelik taşıyan bir ziyaretçi kitlesine sahip bulunmuyor. Hammaddeler ve Yardımcı Maddeler – Geleceğin Hammaddeleri Hammadde ve yardımcı madde üreticileri polimer araştırmaları alanındaki en yeni gelişmeleri tanıtacaklar. Bunların başında kaynak verimliliği yüksek, dolayısıyla ekonomik ve ekolojik dengeye katkı sağlayacak yeni hammaddeleri sunacaklar. Standart plastiklerin optimize edilmesi, yeni katkı ve dolgu maddeleri, biyopolimerler ve işlevsel polimerler ve kendiliğinden takviye olan polimerler fuarda işlenecek ana konuları oluşturacak. Yarı Mamuller, Teknik Parçalar ve Takviyeli Plastik Ürünleri –Gelişmekte olan bir pazar Yüksek inovasyon düzeyi ve kapsamlı ürün yelpazesi sektörün en belirgin özelliklerini oluşturuyor. İddialı beklentileri karşılayabilmek için enerji kaynaklarına ve çevreye zarar

vermeyecek ürünler geliştirebilmek için her zamankinden büyük çaba harcanıyor. Hammadde, yarı mamuller ve teknik parçalar 5 ila 8b salonları arasında sergilenecek. Sektörün Performans Barometresi K 2016 kapsamında sektörün katma değer zinciri eksiksiz bir şekilde ortaya konuyor. Elbette bu bağlamda kauçuk da belirleyici rol oynuyor. Bu sektör plastik sanayine kıyasla daha küçük bir bölüm oluştursa da, bu ürünleri kullanan sektörler için ilk sırada geliyor ve inovasyon gücüyle öne çıkıyor. Fuarın 6. salonunda yer alacak kauçuk yolu K Düsseldorf’un vazgeçilmez bölümünü oluşturuyor ve ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor. K Fuarı sektörün performans barometresini ve inovasyonlar açısından da sektörün küresel pazar meydanını oluşturuyor. Dünyanın çeşitli yerlerindeki plastik ve kauçuk sanayilerini temsilen gelecek uzmanlar fuarda, sektörlerinin performans gücünü ortaya koymayı ve otomotiv, ambalaj, elektroteknik, elektronik, iletişim, inşaat, tıp teknolojileri ve havacılık ve uzay sanayilerinden gelecek profesyonellere plastik ve kauçuk malzemelerin gerek güncel gerekse geleceğe yönelik uygulama olanaklarını tanıtmayı amaçlıyorlar. Gelişmeleri polimerler belirliyor Polimerlerin yeni gelişmeleri belirleyici niteliği, örneğin tüketicilerin korunması söz konusu olduğunda ortaya çıkıyor. Yani plastiklerin –içerdikleri ürünü koruma, hijyen sağlama, tüketiciyi bilgilendirme, depolama ve nakliye işlemlerini kolaylaştırma ve ürünün tazeliğini koruduğunu

Fuar gösterme gibi işlevleri olan – gıda ambalajlarında kullanılmasında ortaya çıkıyor. Dünya plastik üretiminin yaklaşık üçte biri ambalajlarda kullanılıyor. Bu arada bir ürünün paketlenmesi için kullanılacak ambalajların ortalama ağırlığının geçtiğimiz yıllarda belirgin şekilde azaltılmış olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla giderek daha fazla ürün daha az ambalajla paketleniyor. Polimerlerin gelişmeleri belirleyici özelliği ulaşım alanında da önem taşıyor: Son yıllarda polimer maddelerin otomotiv ve uçak sanayilerindeki kullanımlarının giderek arttığını görüyoruz. Plastikler ve plastik kompozit malzemeler alışılagelmiş hammaddelere kıyasla eşit veya daha gelişmiş fiziksel ve mekanik özelliklere sahip bulunuyorlar ve bunlara kıyasla çok daha hafif olabiliyorlar. Plastik malzemeler sayesinde maliyet, kaynak kullanımı ve emisyon açısından ciddi tasarruf olanağı oluşuyor. Polimerlerin önemli olduğu bir diğer alanı ise inşaat ve konut sektörü oluşturuyor: Polimerler çok yönlü kullanım olanakları ve eşsiz özellikleri nedeniyle inşaat sektörü için vazgeçilmez nitelik taşıyor. Bu malzemeler özellikle pencere profili, kablo kanalı, çatı kaplama ve izolasyon malzemesi, yer kaplaması veya ses izolasyon malzemesi üretiminde kullanılıyor. Dolayısıyla plastik malzemeler soğuk, sıcak ve gürültüyü kesebilme özelliğine sahip bulunuyorlar. Aynı zamanda yeni yapılan içme suyu ve atık su sistemlerinde –daha ucuz ve daha dayanıklı olmaları nedeniyle


Fuar – plastik borular kullanılıyor. Rüzgar enerjisi veya fotovoltaik tesislerde yenilenebilir enerji üretiminde de plastik malzemelerin öne çıktığı görülüyor. K Fuarı her zaman teknolojik gelişmelerin nabzını tutan bir etkinlik niteliği taşıdı. Fuarın bu özelliğini katılımcı firmaların standlarında, ama aynı zamanda da ziyaretçiler için gerçekten katma değer oluşturacak mesleki çerçeve programında belirgin şekilde görebiliyoruz. Özel gösteri ve „Science Campus“, „Bioplastics Business Breakfasts“ ve „Design Chain Conference“, 3D fab+print ve Plastik Eğitim Girişimi etkinlikleri sektörün en önemli konularını işleyerek, izleyicilere spesifik bilgi edinebilme olanağı sunuyor. Özel Gösteri „Plastics shape the future“ „Plastics shape the future“ başlıklı özel gösteri, plastiklerin çağdaş yaşam alanlarında – işlevsellik, estetik ve sürdürülebilirlik açılarından – ne denli belirleyici rol oynadıklarını ortaya koyacak. Burada ekonomik ve ekolojik hususların yanısıra deniz kirliliği (Marine Litter) gibi sorunlar da işlenecek. Fuarın 6. salonunda gerçekleşecek olan özel gösteri VIP-sunumları, kısa tebliğler, aksiyonlar ve tartışma oturumlarından oluşacak ve sunumların yanısıra yenilikçi stand tasarımlarıyla da öne çıkacak. Öğrenci ve gençlerin geleceğe yönelik fikirleri de fuar süresince yeni yaklaşımlar için itici güç oluşturacak. Alman plastik sanayi tarafından Plastics Europe Deutschland e.V ve Messe Düsseldorf himayesinde gerçekleşecek olan özel gösteri K Fuarı’nda 9. kez yer almış olacak. Science Campus: Araştırma ve ekonomi dünyalarının diyaloğu „Science Campus“ etkinliği K 2016’ya katılan firmaların ve ziyaretçilerin plastik ve kauçuk sektörlerindeki bilimsel çalışmalar ve sonuçları hakkında bilgi edinmesine ve firmaların üniversitelerle deneyim alışverişinde bulunabilmesine olanak sağlıyor. İlk kez düzenlendiği 2013 yılına kıyasla önümüzdeki fuar34 Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016

da „Science Campus“ etkinliğinin daha geniş bir alanı kapsayacağını ve katılan üniversite, araştırma kuruluşu ve destek veren kurumların sayısının da artmış olacağını söyleyebiliriz. „Science Campus“ etkinliğinin merkezinde, sektörel piyasanın önümüzdeki yıllardaki gelişimini kalıcı bir biçimde etkileyecek olan dört ana konu ortaya konacak: Bu konuları • Kaynak verimliliği • Katma değer zincirinin dijitalleşme süreci/Endüstri 4.0 • Yeni hammaddeler • Hafif yapılar oluşturuyor ve elbette bilimsel eğitim hususu da önem taşıyor. Ana konular K 2016 İnovasyon Komitesi’ndeki bilim adamları ve onların bağlı oldukları üniversite veya kuruluşlardaki ekipleri tarafından hazırlanacak. Bu konular „Science Campus“ dışında katılımcı firmaların standlarına ve „Plastics shape the future“ özel gösterisine ve „İnovasyon Pusulası“na da yansıyacak. 3D fab+print Günümüzde endüstri sektöründe 3D-baskı kadar yoğun tartışılan bir başka konu olmadığını söyleyebiliriz. Katmanlı üretim yöntemleri halen tasarım, ambalaj sanayi, havacılık ve uzay sanayi, otomotiv, diş ve tıp teknikleri, makine ve tesis üretimi sektörlerindeki uygulayıcıları yakından ilgilendiriyor. 3D-baskı yöntemi K 2016 Fuarı’nda da önemli rol oynayacak. Messe Düsseldorf, gelecekte daha da önem kazanacak bu konuya ağırlık vermek amacıyla bundan üç yıl önce 3D fab+print markasını hayata geçirdi. Bu uygulamaya K Fuarı’nın yanısıra, örneğin drupa – Baskı ve Medyalararası Çapraz Çözümler için 1 Numaralı Dünya Fuarı, MEDICA – World Forum for Medicine ve COMPAMED – HighTech Solutions for Medical Technology ihtisas fuarlarında da ağırlık verildi. KCI Publishing BV ile birlikte hazırlanan www.3dfabprint.com internet adresinde en yeni teknolojilerin yanısıra geleceğe yönelik vizyonlar ve ilginç başarılı uygulama örneklerine yer veriliyor. K 2016 kapsamında eklemeli üretim tekniklerine ilişkin çözümler sunacak tüm katılımcı firmalar ayrı bir broşürle tanıtılacak. Biyoplastiklerin içerdiği potansiyel

ve olanaklar Biyoplastikler son yıllarda alışılagelmiş plastiklere takviye olarak, kısmen de alternatif olarak çok önem kazanmış bulunuyor. Biyoplastiklerin – yani gerek organik esaslı olan gerekse biyolojik olarak parçalanabilen plastiklerin – avantajları ve dezavantajları, gelecekte oynayacakları rol ve pazar potansiyeline ilişkin tartışmaların sektörde önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Biyoplastiklerin içerdiği potansiyel ve olanaklar hakkında bilgi almak isteyenler K 2016 çerçevesinde katılımcı firmaların standlarını ziyaret edebilirler. Ayrıca bioplastics Dergisi ve Messe Düsseldorf işbirliği ile bu konuda daha fazla bilgi aktarılabilmesi için üç etkinlik düzenlenecek: 20 – 22 Ekim tarihleri arasında, öğleden önce düzenlenecek Bioplastics Business Breakfasts etkinliklerinde güncel bilgiler aktarılacak ve deneyimler paylaşılacak. Design Chain Conference Crain Communications tarafından ilk kez düzenlendiği K 2013 Fuarı’nda çok olumlu yankılar uyandıran „Design Chain@K“ Konferansı yine tasarım zincirindeki inovasyonların pratik ve teknik özellikleri hakkında bilgi sunacak. Bu etkinlik gerek tasarımcılara gerekse hammadde üreticilerine, polimerlerin farklı alanlardaki kullanım olanakları hakkında bilgi edinebilme olanağı sağlıyor. Etkinlik kapsamında otomotiv ve tıp sanayi, tüketici elektronikleri ve ambalaj sanayilerinden uygulamalar da sunulacak. K 2016 Gençleri Teşvik Etkinlikleri Plastik Eğitim Girişimi (KAI) gençlere plastik sanayinin gelecek vadeden farklı faaliyet alanlarını yakından tanıtmayı hedefliyor. Ürün sergilerinden moderatörlü tartışma oturumlarına ve deneylere kadar uzanacak olan etkinliklerle gençlerin bu sektörü biraz daha yakından tanıması amaçlanıyor. KAI Girişimi Alman Plastik Sanayicileri Birliği (GKV), meslek kuruluşları ve Messe Düssel-


dorf tarafından organize ediliyor. İhtisas Ziyaretçilerinin Olumlu Yöndeki Değerlendirmeleri K Fuarı’nın sektör için ne denli büyük önem taşıdığını sadece katılımcı sayısı ve sergilenen ürünlerin kalitesi değil, aynı zamanda ihtisas ziyaretçilerinin yaptıkları değerlendirmelerden de anlıyoruz. Ekim 2013’de düzenlenen son fuara 100’ü aşkın ülkeden 218.000 ihtisas ziyaretçisi geldi. Önümüzdeki fuarda da benzer düzeyde bir katılım bekliyoruz. 2013 yılında ziyaretçilerin % 59’u K Fuarı için yurtdışından geldi. Uluslararası ziyaretçiler arasında Hollanda, Hindistan, Fransa, Belçika, ABD, İtalya ve İngiltere’den gelen konukların ağırlıkta olduğu görüldü. Uzmanların fuar ziyaretinden sonra yaptıkları değerlendirmeler ortaya çok net bir sonuç koyuyordu: Ziyaretçilerin % 90’ından fazlası fuarda edindikleri bilgilerden, gördükleri yeniliklerden ve teknik çözümlerden çok etkilendiklerini belirttiler. Özellikle inovasyon yoğunluğu ve piyasanın lider firmalarının fuara katılmış olmaları ziyaretçiler tarafından olumlu yönde değerlendirildi. Bu değerlendirme sadece plastik ve kauçuk ürün imalatçıları ile kısıtlı kalmıyor. Artık uzun zamandan beri endüstriyel nihai tüketiciler de K Fuarı’nı yakından tanımakta ve ilgi duymakta, sektörleri ve ürünleri için yeni fikirler edinmek amacıyla fuarı ziyaret etmekteler. Akıllı Online Hizmetler Ekim ayında Düsseldorf’ta endüstriyel ortaklarıyla diyalog kurmayı hedefleyen herkesin fuar katılımının en rahat ve kolay şekilde tasarlanabilmesi için Messe Düsseldorf hizmet sunumuna büyük önem veriyor. Burada ilk olarak K 2016 Fuarı’nın değişik sosyal medya kanallarında temsil ediliyor olduğunu belirtmekte yarar var. Twitter, Facebook, LinkedIn ve web sayfası k-online.com gibi medya kanalları fuara ilgi duyan herkese fuar esnasında ve sonrasında güncel bilgiler aktarıyor. Sektöre ilişkin önemli yenilikler ve fuarla ilgili

yararlı öneriler ciddi bir enformasyon avantajı sunuyor. Mart 2016’dan itibaren K 2016 katılımcı firmaları kendilerini ve ürün portföylerini katılımcı veri bankasında tanıtıyor olacaklar. Bu tanıtım hizmeti ziyaretçilere aradıkları firmalara, ürünlere ve ürün bilgilerine ulaşabilmek açısından eşsiz bir destek oluşturacak. Fuarın internet portali not almak için kullanabileceğiniz My Organizer not defteri, online randevular için MyCalender ve kişisel fuar kataloğunuzu hazırlamak için kullanabileceğiniz MyCatalogue gibi kişisel hizmetlerle fuar hazırlıklarını destekleyici hizmetler sunuyor. Düsseldorf’a ulaşım ve şehirde konaklama olanakları veya online otel rezervasyonu imkanı da yine internet sayfasında sunulan hizmetler arasında yer alıyor. Ayrıca fuar giriş biletini doğrudan internet üzerinden satın almak, barkod olarak indirmek veya evde basmak da çok büyük kolaylık sunuyor. Elektronik fuar giriş biletleri aynı zamanda fiyat avantajı da sağlıyor: İnternet üzerinden temin edilecek günlük giriş biletleri 49,-- € iken, aynı biletler için fuar girişinde 65,-- € ödeniyor. Üç günlük abonman için online satın alımda 108,-- €, fuar girişinde ise 135,-- € ödeniyor. Önceden temin edilen fuar giriş biletleri bir avantaj daha sunuyor: Fuar merkezine gelirken Düsseldorf ve yakın çevresindeki toplu taşıma araçlarında fuar biletlerinizi ulşım bileti olarak kullanabiliyorsunuz. K-App ile tüm bilgilere mobil cihazlarınızdan da ulaşabilirsiniz. Katılımcı verileri ve diğer tüm bilgiler akıllı telefonlara indirilebiliyor ve böylelikle fuar öncesinde ve fuar esnasında önemli bir destek oluşturuyor. Yerinde Kişisel Hizmet Yurtdışı temsilciliklerinden oluşan uluslararası hizmet ağı da kapsamlı hizmetler sunuyor. Messe Düsseldorf dünya genelinde 71 büro ile temsil ediliyor. Bu hizmet ziyaretçi,

Fuar katılımcı ve basın temsilcilerine ciddi avantajlar sağlıyor. Kendi ülkelerinde ve kendi dillerinde destek alabiliyor ve yararlı bilgilere ulaşabiliyorlar. Seyahat organizasyonu veya otel rezervasyonu için de – çoğu kez cazip tur paketleriyle – yardımcı olunuyor. Kısa Yürüme Mesafeleri Düsseldorf’a gelecek konukları çok işlevsel biçimde tasarlanmış bir fuar merkezinin yanısıra iletişim, ulaşım, konaklama ve eğlence olanaklarına ilişkin olarak da çok güçlü bir altyapı bekliyor. Düsseldorf havalimanından fuar merkezine kısa aralıklarla otobüs seferleri yapılıyor. Fuar merkezine taksi ile de birkaç dakikada ulaşılabiliyor. Aynı şekilde fuar merkezinden Düsseldorf şehir merkezine de çok kısa sürede ulaşmak mümkün olabiliyor. Düsseldorf önemli bir medya ve uluslararası ticaret merkezi olmanın yanısıra fuar sonrasında da cazip eğlence olanakları sunuyor. Tarihi şehir merkezindeki sayısız restoran ve bar, şık ve sıradışı dükkanlar, 20’yi aşkın müze, opera ve sayısız etkinlik farklı tercihlere yanıt verebiliyor. Geleceğe Bakış – 19 Ekim 2016’dan itibaren K Fuarı dünya genelinde en yüksek inovasyon yoğunluğu ile geleceğe yönelik vizyonların tanıtıldığı bir iş ve enformasyon platformu niteliği taşıyor. Geleceğe yön verecek ürün ve çözümlerin ve çok sayıda araştırma kuruluşunun temsil ediliyor olması, fuarı geleceğe yönelik gelişmeler açısından itici güç oluşturacak önemli bir buluşma noktası haline getiriyor. Sanayi ve araştırma sektörlerinden gelecek temsilciler sektörün uzmanlarına plastik ve kauçuk sanayilerinin geleceğine yönelik vizyonları ve senaryoları sunacaklar. Fuarı tanıyanlar bunların boş sözler olmadığını yakından bilirler. K 2016 Fuarı’nda fikirler verimli iş bağlantılarına dönüşecek. Katılımcı firmalar ve ihtisas ziyaretçileri 19 Ekim tarihinden itibaren bunu kanıtlamaya başlayacaklar. Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016

35


Yazılım - Lansman

36 Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016


Yazılım - Lansman

Makine & Otomasyon / Ekim - Ekim

2016

37


İş Maknesi

İSDER’DEN, CEMAT FUARLARINA DESTEK

İSDER

3 1 Mayıs - 3 Haziran tarihleri arasında Hannover’de

gerçekleşen CeMAT fuarı esnasında, Deutsche Messe AG ve İSDER arasında önemli bir destek anlaşması imzalandı. Deutsche Messe Kıdemli Başkan Yardımcısı Wolfgang Pech, Hannover Fairs Turkey Genel Müdürü Alexander Kühnel, İSDER

Yönetim Kurulu Başkanı Ender Akbaytogan’un katılımıyla gerçekleşen imza töreniyle uluslararası CeMAT fuarları ve İSDER arasındaki işbirliği pekiştirildi. Bu anlaşmaya göre İSDER, başta Almanya, Çin, Hindistan, Brezilya, Endonezya olmak üzere 9 farklı ülkede düzenlenen CeMAT fuarlarını destekleyecek

tomation fuarı çatısı altında ziyaretçileriyle buluşacak. İnovatif ve enerji tasarrufu sağlayan forkliftler ve koridor taşıma araçları, karmaşık tam otomasyonlu taşıma sistemleri, raf ve depo sistemleri, en yeni sistem kumandaları ve lojistik bilişimi alanındaki tüm gelişmeler CeMAT Eurasia fuarında sergilenecek.

Lider intralojistik fuarı CeMAT, CeMAT Eurasia adıyla İstanbul’da

Deutsche Messe, dünya çapında gerçekleştirdiği CeMAT etkinlikleriyle intralojistik sektörüne en önemli pazarlarda olağanüstü platformlar sunuyor. Sektör, bu ticari fuarlar aracılığıyla ürünlerini ve inovasyonlarını ilgili ülkedeki ve bölgedeki hedef kitleye sunma şansı yakalıyor.

15 yıldan beri Materials Handling adı altında organize edilen taşıma, depolama, istifleme ve iç lojistik fuarı, 2017 yılı itibariyle CeMAT Fuarları kapsamında “CeMAT Eurasia” adıyla gerçekleşecek. Fuar, 16-19 Mart tarihleri arasında WIN EURASIA Au-

GÜRİŞ HOLDİNG’TEN YENİ YATIRIM

GÜRİŞ

G

üriş Holding 25.6 MW Zeliha RES’i devreye aldı. Güriş Holding, Kırklareli’ndeki 25.6 MW’lık Zeliha Rüzgâr Enerji Santrali’ni (RES) portföyüne ekledi. Güriş, yılda 92.000.000 kWh elektrik üretecek Zeliha RES ile birlikte ‘‘Yenilenebilir Enerji’’ üretimi yapan santral sayısını 16’ya çıkardı. 115 metre türbin yüksekliğine sahip olan Zeliha RES Sie-

38 Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016

mens SWT-3.2-113 DD türbin ile Direct Drive teknolojisi kullanılarak hayata geçirildi. Zeliha RES yılda 92.000.000 kWh elektrik üreterek 30.000 konutun bir yıllık elektrik ihtiyacını karşılayacak. 2000 yılından beri rüzgâr enerjisi alanında çözümler üreten Güriş, yeni yatırımıyla birlikte rüzgâr enerji santralleri kurulu gücünü 288,6 MW’a, RES sayısını da 5’e çıkardı. Güriş Holding, toplamı 285.2 MW olan 3 adet rüzgâr enerji santralinin yatırımına da devam ediyor.

Rüzgâr Enerjisi ile yılda 900 milyon kWh elektrik üretilecek. Güriş Holding’in Afyon Dinar’da bulunan 115 MW’lık rüzgâr enerji santrali (RES) Türkiye’nin en fazla enerji üreten rüzgâr santralleri arasında yer alıyor. Ülkemizin artan enerji ihtiyacını karşılamak, enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak ve yerli kaynaklardan enerji üretmek için çalışan Güriş, bu yıl 900 milyon kWh enerji’yi sadece rüzgâr enerjisinden üretmeyi planlıyor.


Metal İşleme

Makine & Otomasyon / Eylül

- Ekim 2016

39


Haber

AR-GE TEŞVİKİ TÜRK GİRİŞİMCİLERİ HOLLANDA’YA ÇEKİYOR

NFIA

Girişimcilerin yakın takibindeki Avrupa ülkelerinin başında gelen Hollanda’ya ilk 6 ayda 7 Türk şirket yatırım yaptı. Bu yatırımlar sonucunda 65 kişiye istihdam sağlandı. Yatırımcıların Hollanda’yı tercih etmelerinin başlıca nedenleri arasında ülkenin sağladığı ArGe teşviki ve düşük vergi oranları ilk sırada yer aldı

40 Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016


Haber

H ollanda Dış Yatırım Ajansı (NFIA) tarafından açıklanan

verilere göre, 2016 yılının ilk yarısında 7 Türk şirket Hollanda’da faaliyetlere başladı. Bu durum aynı zamanda 65 Hollandalı’ya ülkesinde istihdam imkânı sağladı. Otomotiv, makina, kimya, yan sanayi, gıda, lojistik gibi sektörlerin Avrupa genel merkezleri, satış ofisleri ve lojistik dağıtım merkezleri kurmak için ilk 6 ayda 6,52 milyon Euro yatırım yapıldığını açıklayan NFIA, yılsonuna kadar bu rakamı 1213 milyon Euro seviyelerine ulaştırarak toplam 180 kişiye

daha istihdam sağlamayı hedeflediklerini açıkladı. Hollanda’nın yatırımcılar için avantajları Avrupa ülkeleri arasında sekizinci olan Hollanda’nın, Türk girişimciler açısından altın değerinde bir ülke olduğunun altını çizen NFIA Ülke Müdürü Arife Karaosmanoğlu; “Günümüzde şirketler artık lokal olmakla yetinmiyor, dolayısıyla Hollanda bu yolda ilerlemek isteyen kurumlar için doğru bir yatırım merkezi. Üstelik Hollanda son derece rekabetçi bir mali ortam sunuyor. Düşük yasal kurumlar vergisi oranı, sürdürülebilir enerji

için vergi indirimi programı, Ar-Ge teşviki, ithalatta KDV öteleme ya da Expat’lara özel vergi indirimi gibi yatırımcıyı çeken güçlü avantajları bulunuyor. Birçok sektörde önemli yatırımlara sahip olan Hollanda, Türk yatırımcıların ilgi alanına yeni yeni girdi. Hollanda Dış Yatırım Ajansı olarak hedeflerimiz yılsonuna kadar Türk girişimcilerin 12-13 milyon Euro civarında yatırım yapmasını sağlamak. Bu aynı zamanda 180 kişiye daha istihdam anlamına geliyor” dedi.

Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016

41


Ayın Firması

DCB Makine Teknik CEO Sezai Güler:

DCB

“SEKTÖRE ENTEGRE BİR HİZMET VERECEĞİZ”

42 Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016


Ayın Firması

DCB

DCB Makine Teknik CEO Sezai Güler ile gerçekleştirdiğimiz sohbette öne çıkan; firmanın bir satış firmasından çok mühendislik ve servis firması olduğuydu

Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016

43


Ayın Firması

Sezai GÜLER / Teknik CEO

DCB

D CB Makina’nın kuruluşuna nasıl karar verdiniz?

44

DCB Makina, Metal işleme sektöründe Delme, Kesme, Bükme ve Kaynak çözümleri konusunda Makina İmalatı yapan; Dünya’nın ve Türkiye’ nin lider firmaları ile partnerlik yaparak; bu sektörde faaliyet gösteren firmalara; makine, ekipman danışmanlık, sarf - yedek parça tedariki ve servis hizmeti sağlamak üzere; makine tasarım ve üretim sektöründe 40. yılını tamamlayan Sezai Güler (Mak. Yük. Müh. / TU Berlin) ve 20 yıldır Makine sektöründe Danışman, Girişimci, CEO ve Satış Direktörü olan İbrahim Harman tarafından 2016 yılında kuruldu. DCB Makina, makina satışı ile birlikte metal işleme sektöründe bulunan her marka ve modele profesyonel servis sağlama uzmanlığına ve eğitimli kadroya sahip.

Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016

Ürün satışından ziyade mühendislik hizmetini ve servisi ön plana çıkarıyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız? DCB Makina, faaliyet alanında müşteri odaklı hizmet verebilmek için güvenilir, verimli ve yenilikçi bir şirket olmanın garantisi ile faaliyetlerini sürdürmek üzere sektördekini yerini aldı. Biz DCB Makine olarak öncelikle mühendislik firmasıyız. Bu şekilde entegre bir hizmet vereceğimizi biliyoruz. Türkiye’de çok az firma mühendislik yanını vurgular. Biz de o şirketlerden birisiyiz. İstediğiniz kadar güçlü bir pazarlama ekibiniz olsun kaliteli bir ürününüz ve iyi bir servis ağınız yoksa neyi satacaksınız. Şimdi bu noktaya geldik. DCB Makina olarak siz ne satacaksınız? DCB’nin açılımı Delme – Kesme – Bükme; biz metalin işlendiği ve bu fiilleri hayat geçirecek

makinaları satacağız. Ürün gamımızda; Sac & Profil Bükme, Silindir Bükme, Profil Ve Boru Bükme, Sac Düzleme, Otomasyonlu Silindir Bükme, Spiral Vidalı, Touchcommand Evo, Boru Bükme & Şekillendirme, Delme & Kesme Makinaları, Kaynak Otomasyonları, Presler & Formlama, Sarf Malzemeler, 2.El Makinalar, Silindir Bükme Makinaları var. Şu ana kadar; Dünya’daki en büyük silindir ve profil bükme makina üreticisi MG SRL, ile Türkiye ve Türki Cumhuriyetleri, İran, Irak bölgelerinin tek yetklili satış ve servis acentecesi olarak faaliyetlerimize başladık. Ayrıca; Dünya çapında boru bükme ve özel ekipman çeşitliliği konusunda lider olan AMOB (António Martins Oliveira Barros), DCB MACHINE aracılığıyla Türkiye ve Türkiye Cumhuriyetlerinde tek yetkili satış ve servis acentesiyiz. DCB MACHINE olarak Kaynak Çözümleri konusunda da Dünya’nın ve Türkiye’nin lider firmalarının çözüm ortağı



DCB

Ayın Firması olan Seykom Metal “WICON” markasıyla, Türkiye’de Marmara ve Ege Bölgesinde tek yetkili satış acentesi olduk. Ayrıca; İngiltere ve Almanya hariç tüm bölgeler için satış acenteliği anlaşmasını imzaladık. Şerit – bant testere alanında Cutteral ile Bölge bayiliği konusunda anlaştık. Her konuda tek ve kaliteli bir ürünün satış servis hizmetini vereceğiz. Spesifik ve uzmanlaşmış bir çalışma yapacağız. Son kullanıcıya ulaştıracağınız ürünleri talep üzerine mi getireceksiniz? Evet sattığımız ürünlerin hem ebatları ve hem de çok çeşitli olmaları sebebiyle; stok tutmaya çok müsait değil. Onun için talep üzerine getirteceğiz ve son derece iyi mühendislik ve servis hizmeti vereceğiz. Bizim bulunduğumuz alanda ürün

termin süresi 3- 5 ay arasında değişir. Biz bu termin süresinde ve serviste iddialıyız. Siz ağırlıklı olarak enerji sektörüne yoğunlaşacaksınız konuşmalarınızdan bunu çıkarıyorum? Avrupa’daki yeni akım Rüzgar güllerini denize kurmak. Yakınında yerleşim yeri olan bölgelere kurulum yapılmıyor. Deniz üzerine kurulan Rüzgar gülleri tonlarca çelik konstrüksiyon üzerine kuruluyor. Ve bu bizim sattığımız ürünlerle üretiliyor. Şu ana kadar aldığımız feedbackler gayet olumlu. Bu konular üzerine üretilen yeni projelerden bize dönüşler oldukça verimli. Örneğin son konuştuğuz projede sac kalınlığı 90 cm. 4 makine aynı anda kaynak yapacak. Biz daha çok işe özel makineler üzerine yoğunlaşacağız. Avrupa için üretilecek Rüzgar En-

erji Santrallerinin üretimlerine yoğunlaşacağız. Biz ülke olarak Atom enerjisi yerine rüzgar ve güneş enerjisi santrallerine ağırlık vermeliyiz. Dünyanın en büyük atom enerjisi kazasını yaşayan ülkeden nükleer enerji santrali teknolojisi alıyoruz. Bunun yerine güneş ve rüzgar enerjisine yoğunlaşmalıyız. ,Nükleer enerji santrali için yapılan 20 milyar dolarlık yatırım yenilenebilir enerjiye harcansa; çoğu malzeme Türkiye’de üretilir ve güneye doğru ithal imkanları doğar. Son olarak söylemek istediklerinizi alalım? Biz ihtiyaca uygun makinaları üreticiyle buluşturacağız. Bu şekilde üretime katkı sağlayan distribütör bir firma olarak çalışmalarımızı yürüteceğiz .

Sezai GÜLER / Teknik CEO 1968- İzmit Sanat Enstitüsü 1977- Fachhochschule Konstanz Almanya Mak-Müh.Konstruktion und Konstanz Mim. ve Müh. Akademisi - Mak. Müh. ,Konstrksiyon ve Prozes Tekniği 1982-Technische Universitaet Berlin – Dipl. Ing. Masch.-bau., Konstuktion und Kfz.technik

46

Müdür (Tasarım-Üretim Planlama- ÜretimÜretim Kalıpları ve Fikstürleri) 1991 – 1995 Coşkunöz Mak. San. Bursa , Ar-Ge ve Konstruksiyon Müdürü 1995 – 2003 Delphi Chassis Systems LutonCountry Manager Turkey-İzmir Opel Fab. İzmir içinde ‘Just in Time’ üretimi ile Opel için Arka Aks ve Ön Yaylı Bacak komple üretimi

Berlin Teknik Üniversitesi – Mak. Yük. Müh., Konstruksiyon ve Motorlu Vasıtalar Teknnolojisi Bölümünü bitirdikten sonra ; 1982 – 1984 Borsig GmbH – Berlin , Tasarım ve Geliştirme Mühendisi

2005 – 2007 Dirinler Makine - İzmir , General Manager

1984 – 1988 Tofaş A.Ş. – Bursa , Metod Mekanik Mühendisi olarak görev yaptı. 1988 – 1991 Grammer A.Ş. - Bursa , Teknik

2007 – 2015 Akyapak Makina Bursa, Ar-Ge ve Özel Makine Tasarım Müdürü çalıştı, Ekim 2015 ayrıldı.

Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016

2004 – 2005 Coşkunöz Makine Bursa , Makine Üretim Grup Müdürü


Fuar

Makine & Otomasyon / Temmuz - AÄ&#x;ustos 2016 47


Ayın Firması

DCB

DCB Makine Türkiye Satış Müdürü Mürsel Çıplakkaya

D CB Türkiye satış ve pazarlama ayağını nasıl oluşturacaksınız? Biraz bahseder misiniz? Pazarlama ayağını ilk aşaması öncelikle araştırma. İnternetten tarama yaparak o firmayı seyahat planımıza alıyoruz. Bursa merkezden Türkiye çapına çalışma yapacağız. Silindir profil bükme, Kaynak

48

Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016

otomasyonu ve testereler üzerine yoğunlaşıyoruz. Türkiye’yi Bölge bölge ayırarak pazarlama çalışması yapacağız. Biz sıradan bir satış firması değiliz. “DCB Machine Service” adımızdan da anlaşılacağı üzre; Mühendislik ve servis hizmetine yoğunlaşacağız. Distribütörlüğünü aldığımız firmanın ürünü konusunda eğitim alarak bu çalışmaları yapacağız. Piyasadan farkımız

bu olacak. Üretim yapan insana ben iki gün sonra servisi gönderiyorum diyemezsiniz. Onun makinayla yaşadığı sorunu anında çözeceksiniz ki; üretim devam etsin. Fayda maliyet imkanını sağlayıp firmaya yararlı olacak ürünü vermeyi amaçlıyoruz. Üreticiye ihtiyacı olan makinayı vereceğiz ve ürünümüzün arkasında duracağız.



Ayın Firması

2

DCB

000–2002 yılları arasında PLC uygulamaları üzerine VEMUS ELEKTRONİK A.Ş’ de yaz stajını tamamladı. 2003 – 2004 döneminde asistan eğitmen olarak göreve başladığı ETKİN BİLGİ YÖNETİMİ’ nde 2005 yılında Uzman Eğitmen unvanını aldı. 2003–2004 döneminde birçok endüstri işletmesinde gerçekleştirilen uygulamaya 26.06.1984 dayalı eğitim projesinde asistan eğitmen Bursa doğumlu. olarak; eğitim destek faaliyetlerinin 2002 yılında ilk gerçekleştirilmesi, eğitim notlarının revisenesi İngilizce zyonu ve işletmeye uygun hale getirilmesi, hazırlık olmak katılımcılara eğitim sonrasında uygulamaüzere M. Kemal da çıkan aksaklıklara yönelik destek faaliyetlerinin sürdürülmesi görevlerini yerine Coşkunöz Anadolu Teknik getirdi. Lisesi Elektronik İşletim Sistemleri, Elektronik Tablo bölümünü, 2005 Uygulamaları, Doküman Hazırlama ve Keyılında Uludağ lime İşlem Uygulamaları, Sunum Hazırlama Üniversitesi Yazılımları konusunda uygulamaya dayalı M.Y.O Endüstri- bilgi sahibidir. yel Elektronik 01.08.2008 yılında Etkin Bilgi Yönetim’inden bölümünü, 2010 ayrıldı. yılında Anadolu 01.10.2008 yılında Kurtuluş Elektronik’te Üniversitesi servis müdürü olarak işe başladı. Buraİşletme bölü- da Samsung ve LG marka Lcd ve Plazma münü bitirdi. televizyonlarının arıza, bakım, kurulum ve mağaza ilişkileri görevlerini başarıyla yürüttü. Çalıştığı süre boyunca LG Electronics firmasının özel kullanmış olduğu GSFS program eğitimi ve ürün eğitimlerine katıldı. Bu alanda alt birimlere eğitim ve destek hizmetleri vermiştir. 15.11.2010 tarihinde Kurtuluş Elektronik’teki görevinden askerlik nedeniyle ayrıldı. 23.08.2011 yılında Akyapak firmasında işe başladı. Yaklaşık 5 ay elektronik bölümünde cnc makinalarının devreye alınma süreçleri hizmetini yerine getirdi. Daha sonra son 2 senesi Yurtiçi Satış Uzmanı olmak üzere toplam 4 sene boyunca Satış faaliyetleri konusunda çalışmalar yürüttü. Bu süre zarfında Akyapak firmasının “Pazar araştırma ve satış destek rapor” bölümünün kurulmasında katkı sağlamıştır. 04.04.2016 yılında Akyapak firmasından ayrıldı. 11.04.2016 yılında DCB Machine firmasında Türkiye Satış Müdürü olarak işe başladı. Mürsel ÇIPLAKKAYA eğitimi sırasında elektronik kartlar, PLC uygulamaları, endüstriyel kontrol ve mikro işlemciler ve programlama ana dallarında öğrenim görmüştür.

50

Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim

2016


Fuar

Makine & Otomasyon / Temmuz - AÄ&#x;ustos 2016 51


Ayın Firması

DCB Makine Finans CEO’su İbrahim Harman:

“ADALET HERKESE ADALET, KURAL HERKESE KURALDIR”

DCB

DCB Makine Finans CEO’su İbrahim Harman ile gerçekleştirdiğimiz görüşme ağırlıklı olarak şirketin hedefleri ve firma prensipleri ile ilkeleri oldu. Harman: “Kurallar olmadan hayat devam ettirilemez. Kuralları ve usulleri belli olmayan bir işyerinde çalışmak, herkesi rahatsız eder. Güzel bir söz vardır: Adalet herkese adalet, kural herkese kuraldır” dedi.

Şirketinizin

politikasına değinebilir misiniz?

çalışma kısaca

Öncelikli hedefimiz Türk sanayicisine ve Türk insanına daha iyi hizmetler sunmakve 52

Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim 2016

dünya pazarında daha iyi yerlere gelmektir. Sektördeki uzun erimli başarı öykümüze kendi firmamızda yenilerini de ekleyerek yazmaya devam etmek için uğraşıyoruz. En iyi, en üst seviyede kaliteyi elde etmek için yıllarca

taviz vermeden çalıştık. Gerçekleştireceğimiz ilklerle hep alanımızın öncüsü olmak çalışma heyecanımızı perçinleyen bir hedef. Markalarımız ile birlikte her zaman yenilikçilik, çağdaş ve güvenilirliğin temsilcisi olarak


geleceğe emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz. İbrahim Bey, makine sektörünün Türkiye’de geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ne gibi sorunlar mevcut? Genel sorun firmalara ait bir sorun değil, Türkiye’nin marka yaratma sorunudur. Bu her sektörde olduğu gibi makine sektöründe de mevcuttur. Markaların kendilerini dünya pazarlarına kabul ettirmeleri her zaman kolay olmuyor. Markanın kabullenilmesi verdiği hizmet ve yaşam süresiyle alakalıdır. Size göre bir yöneticinin sahip olması gereken vasıflar nelerdir? Örneğin siz kendinizi disiplinli bir yönetici olarak görüyor musunuz? Kurallar olmadan hayat devam ettirilemez. Kuralları ve usulleri belli olmayan bir işyerinde çalışmak, herkesi rahatsız eder. Güzel bir söz vardır: Adalet herkese adalet, kural herkese kuraldır. Bu nedenle, disiplinli bir yöneticiyim. Disiplinli olduğum kadar personelimlebelli bir mesafeyi korumak şartı ile arkadaş gibiyimdir de... Fakat iyi niyetim su-i istimal ediliyorsa kolay kolay affetme olasılığım yoktur. Bir yönetici öncelikle adaletli olmalı, ekip ruhuna inanmalı, çalışma arkadaşlarının tamamıyla seviyeli ilişkiler geliştirmeli. Bunun yanında alacağı kararları yerinde ve zamanında almalı ve isabetli davranmalı. Sizin çalışma hayatınızda olmazsa olmaz dediğiniz kurallarınız var mı? Benim ilk kuralım, iş disiplinidir. Niyetimi su istimal eden çalışan yada yöneticiyi asla affetmem. Personelimiz, çalışma saatleri içerisindeişin

gerektirdiği her şeyi yapmalı ve bunları yaparken karşısındakine saygısını yitirmeden davranmalıdır. Bunun dışında, bir işyerinde öncelikle barışın olmasına özen gösteririm. Çünkü huzurun olmadığı bir yerde çalışma hayatından bahsedilemez. Güven ve işe gösterilen özen, önemli hususlardır. Çalışma hayatında kimsenin bir mazereti olmamalı. Ben hikâye dinlemek istemiyorum. Çünkü sonuç odaklı çalışan bir yöneticiyim. Bir iş yapılmamışsa karşımdaki bana “olmuyor” cevabıyla gelmemeli. Net bir şekilde, “yapılabilir şekli ve alternatifleriyle gelmeli bu yoksa bana göre başarız bir çalışmadır. Birde işin yapılma zamanı ve süresi olmalıdır, bir işte ucu açık zaman olmaz. Hepimizin birilerine karşı sorumlu olduğu kişiler vardır bu nedenle işi yaparak sonuç sunmalıyız. Bunun dışında personelin yetersiz kaldığı durumlarda bizim destek olmamız gerekiyor. Çalışma arkadaşlarınızın size bakış açısı nasıldır? Çalışma arkadaşlarım benim rakamlarla konuşan bir yönetici olduğumu söylerler. Bu, özellikle dikkat ettiğim bir husustur. Çünkü başarı anlayışı, kişiye göre değişebilir ama rakamlar ve matematiksel veriler asla yanılmaz. Bu yüzden, benim için başarı matematiğin gösterdiği yöndür. Bunu söyleyen biri olarak, adaletli olduğuma ve bu dünyada yaptığım her şeyin bu dünyada karşıma çıktığına inanırım. İş hayatınız dışında sosyal hayatınıza zaman ayırabiliyor musunuz? İş hayatınızda belirli hedefler üzerinde çalıştığınızda sosyal hayatınızda mutlaka ödün vermek zorunda kalıyorsunuz. Bende iş hayatımla sosyal hayatımı aynı düzeyde yürüt-

Ayın Firması emiyorum. İş hayatım daha baskın fakat onun dışında kalan zamanımı eşim ve çocuklarımla geçiriyorum. Haftada bir gün ise arkadaşlarımla bir araya gelip bir takım faaliyetler gerçekleştiriyorum. Son olarak, çalışan personele iş hayatında başarılı olmaları için ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Almanların bir atasözü vardır: “Siz İşinize ihanet etmediğiniz sürece, işiniz size ihanet etmez.”O yüzden çalışan herkes, bütün öz verisiyle kendisini işine vermeli ve işinde bir farklılık yaratmalıdır. Var olan düzen içerisinde yer aldığınız sürece yaptığınız işi yeterli görüyorsanız orada takılıp kalırsınız. Bir personel farklı olmak istiyorsa sahip olduğu değerlerden daha fazlasını elde etmek için uğraşmalı, yani bir farkındalık yaratmalı. Bu,bir torna işçisi içinde geçerlidir, bir satış personeli, bir yönetici için de…Siz bir değişim gösteremiyorsanız zamanı geldiğinde onu başaranla yer değiştirirsiniz. Bu yüzden verimlilik oluşturarak bir fark yaratın. İbrahim HARMAN / Finansal CEO 1996 yılında danışmanlığını yaptığı Akyapak Makina Firmasına; • 1998 yılında Gerhard Karsten Knuth (KNUTH Gmbh / Almanya ) ile birlikte ortak oldu ve 2000 yılına kadar CEOF olarak çalıştı. • 2000 ve 2011 yılları arasında Knuth Gmbh Firması ve Akyapak Firmasının Türkiye de danışmanlığını yaptı. • 2011 yılında Akyapak Firmasına CEO olarak atandı. • 2014 yılında Satış Direktörlüğü görevine getirildi. • 2015 Aralık dönemine kadar SATIŞ DIREKTORÜ olarak görev aldı. • 2012 yılından bu tarafa Çelik Konferansları ve piyasa toplantılarında Panalist olarak görev yapmış. 40 fazla makale ve haberi yayınlanmıştır. • 2012 yılı BUTİVAK yılın Profesyonel Yönetici ödülünü almıştır. Makine & Otomasyon / Eylül - Ekim 2016 53


News

FROM PATTERN DETECTION TO RAPID POSITION IDENTIFICATION Waldkirch, July 2016 – SICK’s new PS30 sensor is a scanning opto-electronic sensor for rapid and precise position identification and presence detection for labels, packaging materials, or tubes. The PS30 is able to detect complex patterns even when objects are moving at high speeds of up to 10 m/s. Based on the principle of operation of a line sensor, it delivers a stable switching signal. The PS30 is primarily used in the packaging industry.

SİCK

SICK’s PS30 pattern sensor for increase flexibility and reduced material consumption.

54

Machine

&

D istinctive taught-in patterns in an image are

used as a reference for the subsequent reliable detection and positioning of objects; special reference marks are not necessary. Increased design freedom, reduced material consumption, and effective process control are the advantages. Commissioning the sensor is a quick and user-friendly process which can be completed on the control panel, in the SOPAS configuration software, or via the machine’s HMI. Engineering tools for automated format changes

Automation / September - October 2016

and visual diagnosis are available. Formats can be changed quicker and more easily, thus saving time and money. Increased flexibility The PS30 is an incredibly flexible solution which responds to trends in the packaging industry toward ever more complex and unusual labels. Offering unrestricted design freedom, the PS30 impresses not only when used on endless tracks – it also delivers outstanding results when detecting

patterns on individual objects. Labels can be positioned securely without a print mark. Significant and distinct image areas are analyzed in order to ensure reliable pattern detection – an analysis of the entire image is not necessary. This results in a very fast response time and precise position identification even at high speed. Furthermore, less material is needed for labels when using the PS30, because significant material overlap is no longer necessary to cover the print mark.


Rรถportaj

Makine & Otomasyon / Temmuz - Aฤ ustos 2016 55


WAGO

News

EPSITRON® COMPACT POWER SUPPLIES: ECONOMICAL IN ANY MOUNTING POSITION

WAGO‘s EPSITRON® COMPACT Power Supplies maximize installation flexibility via screw- and DIN-rail-mount options.

About WAGO WAGO Kontakttechnik GmbH & Co. KG is a family-owned company headquartered in Minden, Germany. Independently operating for three generations, WAGO has become an international standard-setting provider

WAGO‘s economical EPSITRON® COMPACT Power

DIN-rail built-in installation devices are now available in two new versions – one and automation solutions. for DIN-35 rails and one WAGO is the world leader for mounting plates. These installation options make in spring pressure connecthe power supplies ideal tion technology. WAGO for the most diverse applications (e.g., vending and employs more than 7.200 slot machines, heating conpeople around the world trols, door and gate drive systems, as well as devices – approximately 3.300 and appliances for use in of these in Germany. residential households per EN 60335). Due to their The firm’s last posted high degree of flexibility, revenues were EUR 720 WAGO‘s COMPACT Power Supplies are also a great fit million. of electrical interconnect

58

Machine

&

Automation / September - October 2016

with retrofit projects. Furthermore, their slim design saves a significant amount of control cabinet space. Higher Output Power in Alternative Mounting Positions EPSITRON® COMPACT Power Supplies have a nominal output voltage of 24 VDC and include the following models: 1.3 A (787-1202), 2.5 A (787-1212), 4.2 A (787-1216), and 6 A (7871226). The front plate of the 1.3 A and 2.5 A power supply variants can be removed to improve their thermal characteristics.

Pluggable Connection Technology for Push-In Termination WAGO‘s power supplies also feature a picoMAX® Pluggable Connector. This connection technology provides fast, vibration-proof and maintenance-free termination of solid or finestranded conductors. The picoMAX® pluggable connectors enable convenient pre-wiring, fast replacement during maintenance and easy labelling.



News

SEIZING INDUSTRY 4.0 OPPORTUNITIES WITH WAGO

Adaptable production processes, transparent systems and integrated value creation processes – Industry 4.0 solutions from WAGO.

WAGO

I

“ ndustry 4.0” stands for the complete digitization and integration of the industrial value chain. At this year’s Hanover Industrial Fair, WAGO demonstrated how manufacturing companies can benefit from Industry 4.0. To showcase its industry-ready solution, the automation specialist from Minden presented three practical solutions that can be implemented immediately. Exchanging Application Modules – On-the-Fly In the context of batch size 1, fluctuating volumes and evershifting regional sales markets, companies must have manufacturing processes that can adapt quickly to ever-changing market demands.WAGO

58

Machine

&

Automation / September - October 2016

developed DIMA (Decentralized Intelligence for Modular Applications) to meet these demands. DIMA makes possible what modular system operators have wished for years: Coupling and uncoupling modules within a control system – without the need for programming. Based on the plugand-produce principle, this solution allows modules to be integrated into an application and working in less than three minutes. For system operators, DIMA significantly shortens engineering time, while expediting and simplifying system conversion during subsequent operation. DIMA’s centerpiece is the Module Type Package (MTP).

This is a new digital description for application modules that contains all of the information necessary to integrate a module into an entire application. MTP acts as a virtual representative of the physical application module within the information network. It represents the module’s functions and manages these functions within the architecture of an entire application. Suitable for both Industry 4.0 and DIMA, MTP is a turnkey solution that can meet Industry 4.0 requirements today. At the Hanover Fair, WAGO showed DIMA’s capabilities using an application demonstrator. Continuous Value-Added Process across Corporate Boundaries


News To optimally plan and manage material and goods flow, manufacturing companies need not only the relevant data and information of their own production and supply chains, but also that of their partners. This requires a continuous value-added process that seamlessly moves across corporate boundaries without system interruptions. WAGO already allows such continuous transparency. For example, using the smartDESIGNER product configurator, customers remotely access WAGO’s systems via Internet, read existing plans from their engineering software, configure terminal block rail assemblies, interface modules and automation components online and in 3D. Customers then transmit these to WAGO and receive, in addi-

tion to the pre-assembled product, all relevant product and process data for documentation, archiving, as well as production planning and control. Transparent Application Data from the Field Level up to the Cloud To maximize resource efficiency during production, manufacturing companies need transparent information on production procedures, performance and quality. Although a huge amount of data is already being collected in industrial production processes today, this data is usually spread across different systems – and often in incompatible formats. The goal of Industry 4.0 is to bring this data into a universal format and network this data.

open-system-oriented and modular automation technology found in WAGO’s 750 Series I/O-System. The industry-tested WAGO-I/O-SYSTEM forms the technical basis for data access from the field level to a Manufacturing Execution System (MES) or to the cloud. In fact, more than 500 function I/O modules collect different data at the field level, then fieldbus-independent controllers decentrally process and securely transmit this information via SSL encryption to the higher-level system or cloud. At the Hanover Fair, WAGO showed how all relevant system data can be recorded and transferred with the 750 Series I/O-System, while providing superior data availability and integrity.

This is made possible using the

Machine

&

Automation / September - October 2016

59


News

EQUIPPING A SUBSTATION FOR THE SMART GRID OF THE FUTURE

WAGO and Ingenieurbüro Pfeffer will debut a compact, intelligent substation at the 2016 Hanover Industrial Fair (HMI).

WAGO

Ttheheelectrical intelligent expansion of grid, along with

the integration of renewable energy sources and electromobility, is placing new challenges on energy suppliers and the industry. And this expansion has massive implications for local network substations. Primary and secondary technologies must jointly solve these problems; thus, two technologies, which have long been considered as separate, must unite. WAGO and Germany’s Ingenieurbüro Pfeffer will debut a sustainable solution to this challenge during this year’s Hanover Industrial Fair. Together, the partners have developed a turnkey and highly compact, intelligent substation. Just like conventional local network stations, the intelligent substation connects the medium- and low-voltage networks. Unlike its less

60

Machine

&

Automation / September - October 2016

advanced counterparts, the new substation also records measurement data and allows this data to be read remotely. The intelligent substation’s standards-compliant building was constructed by Betonbau GmbH & Co. KG, the low-voltage distribution cabinet by Driescher Moosburg/Eisleben, the medium-voltage switch cabinet by Driescher Wegberg, and the controllable local network transformer by SGB and MR. All automation within the intelligent substation is controlled by WAGO components: a PFC200 XTR Controller on the medium-voltage side, a PFC200 Controller for the low-voltage side side, and an e!DISPLAY panel for visualizing the measurement and control data is located directly at the substation. WAGO also provided all electrical connections. The WAGO Controllers, which are freely programmable

via CODESYS, collect all data from the substation’s various systems via digital and analog signals (e.g., via Modbus RTU). These controllers then translate the data into supplier-required communication protocols (e.g., IEC 608705-101/ -104 or IEC 61850). Data is then transmitted to the control center via data line. In the opposite direction, the control center can access the substation’s systems (e.g., medium-voltage switch cabinet, protective devices, measurement systems from different manufacturers) via the WAGO Controllers. The WAGO Controllers protect the data flow in two stages: first by encrypting the data using TLS1.2; next, the controllers transmit data via specially secured connections, like IPsec or OpenVPN according to the BDEW white paper.



News

SEND THE RIGHT SIGNALS: TOPJOB® S SENSOR/ACTUATOR TERMINAL BLOCKS

New sensor/actuator terminal blocks join WAGO‘s TOPJOB® S Rail-Mounted Terminal Block family. Machine control systems can now be wired safely and in a space-saving man-

W AGO‘s new 2000 Series TOPJOB® S Sensor/Actuator

ner thanks to low Terminal Blocks allow several

sensors to be packed into the smallest possible space usments per sensor ing only 3.5 mm per sensor. These terminal blocks are connection and perfectly adapted to the conintegrated Push-in ductor cross sections (0.34 to 0.75mm²) commonly used for CAGE CLAMP® sensors and actuators. They are also ideally suited for both technology. small terminal boxes within a system‘s decentralized periphery and for centralized switch cabinet installation. Doubled Current Bar for Continuous Commoning WAGO‘s TOPJOB® S Sensor/ Actuator Terminal Blocks feature several potential levels and one signal level. The potential levels are for power supply and, if necessary, sensor grounding; the signal level enables switching signal transmission from sensors to actuators. A special feature of the new sensor/actuator terminal blocks is the 7 mm wide terminal block housing that accommodates two connection points. On the potential levels, the housing also accommodates a doubled current bar

WAGO

space require-

62

Machine

&

Automation / September - October 2016

with two connected clamping units and thus two connected jumper slots. This allows the positive and negative potentials to be endlessly expanded using standard push-in type jumper bars with even pole numbers – no pole number limitation. Using color-coded, push-in type jumper bars simplifies potential assignment. On the signal level, the two current bars for signal transmission are electrically isolated from each other, resulting in spacing of just 3.5 mm per sensor. Quickly Labelling Terminal Block Functions via Marking Strips WAGO‘s new TOPJOB® S Sensor/Actuator Terminal Blocks can be marked quickly and clearly by multi-line marking strips that don’t cover the jumper slot. Optionally, WMB markers can also be used. The terminal blocks have two marker slots: one on the top and one on the side. This makes the marking easy to read, regardless of the angle in which the terminal strip was installed. Keep Safety in Sight The colored conductor entries of WAGO‘s new terminal

blocks simplify clamping point assignment. Furthermore, indicator LEDs, jumpers and markers are always visible – even when wired. This streamlined design provides a quick wiring overview and simplifies circuit control layout. WAGO‘s new 2000 Series TOPJOB® S Sensor/Actuator Terminal Blocks will be available in May 2016 in several different versions. TOPJOB® S – One Family, a Multitude of Benefits As a member of WAGO‘s TOPJOB® S family of rail-mount terminal blocks, the new sensor/actuator blocks offer many advantages. WAGO‘s integrated Push-in CAGE CLAMP®, the universal connection technology for all conductor types, provides fast conductor termination and reliable connections – even in harsh environmental conditions. The TOPJOB® S range of multifunctional jumpers is the foundation for industry-leading flexibility and offers the right solution for any commoning task. Continuous, multi-line marking strips allow all TOPJOB® S Rail-Mount Terminal Blocks to be marked in the shortest time possible.


News

Makine & Otomasyon / EylĂźl - Ekim

2016

63


World Media

WORLD MEDİA 2016 FUAR KATILIMLARI

SEMPOZYUM VE SERGİ

ENDÜSTRİ 4. 0 NEDİR ?

ZİRVE VE SERGİSİ TARİH: 3 - 4 ARALIK 2016 YER : VİALAND PALACE OTEL

64 Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2016


World Media

12 . YIL ÖDÜL TÖRENİ ÖDÜL KATEGORİLERİ OTOMOTİV SANAYİ

* Ana Sanayi *Jant *Lastik *Amortisör * Chip *Tedarik Sanayi *Vip Dİzayn *Otomotiv Distribütör

*Makine *Otomasyon * Cad Cam Cae PLM *Kesici Takım *Tutucular * Kaynak *Rulman * Lineer

* Aşındırıcılar * İş güvenliği * Metal İşleme * Borulama * Proses * Plastik * Fuar *Organizasyon * *Reklam

ÖDÜL TÖRENİ VE GALA YEMEĞİ TARİH: 3 ARALIK 2016 YER : VİALAND PALACE OTEL SAAT: 19:00 - 22:00

Tosh Expo 2016 / İstanbul

Win 2016 / İstanbul Makine & Otomasyon / Temmuz - Ağustos 2016 65


WORLD MEDİA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Reklam İletişim Hatice Karabay WORLD MEDİA Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 tuningworldmedia@gmail.com

Haber İletişim İlker Kaplan WORLD MEDİA Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 34 tuningworldmedia@gmail.com

Dergilerimizde yerinizi ayırtın, hedef kitlenizi ulaşın!...

www.ekonomiknokta.com

www.makineotomasyondergisi.com

www.worldmedyatv.com

www.tuningworld.com.tr

World Media Bünyesinde yayınlanan Dergilere abone olmak için aşağıdaki hesap numaralarına istediğiniz dergilerin Yıllık abone ücretlerini yatırabirsiniz. İsim soyisim ve adresinizi dekont fotokopisiyle birlikte makineotomasyondergisi@gmail.com adresine mail ya da 0 212 427 00 15 numaraya faks’a gönderebilirsiniz. Ayrıca Aboneliğinizi mail order sistemiyle kredi kartınızdan ödeyerekte yapabilirsiniz.

*Kredi kartınızın ön yüzündeki 16 rakam: .......................................................................... *Kredi kartınızın son kullanma tarihini ay / yıl : ................................................................. *Kredi kartınızın arka yüzündeki üç haneli güvenlik numarası: ..........................................

ABONE FORMU

ABONE FORMU Ad

:...............................................................................................

Soyad

:...............................................................................................

Adres

:...............................................................................................

...............................................................................................

İlçe

:...............................................................................................

Şehir

:...............................................................................................

Posta Kodu

:...............................................................................................

Telefon

:...............................................................................................

Faks

:...............................................................................................

e-mail

:...............................................................................................

Tarih

İmza

Dergi

İsmi

-

Yıllık Abone Ücreti

Ekonomik Nokta : Makine & Otomasyon: Auto Tuning World: Kesici Takımlar Tutucular : Rulman & Lİneer: Endüstriyel Borulama: Cad / Cam / Cae / Plm :

120 100 100 100 60 60 60

TL TL TL TL TL TL TL

+ + + + + + +

KDV KDV KDV KDV KDV KDV KDV

Abonelerimiz ve reklamverenlerimiz abone ve reklam ücretlerini aşağıdaki hesaplara yatırabilirler ; * İlker Kaplan Akbank Perpa Şubesi Şube Kodu: 0633 hesap No: 0063828 iBAN: TR 60 0004 6006 3388 8000 0638 28 *İlker Kaplan İNG Bank Çağlayan Şubesi Şube Kodu: 265 Hesap No: 373 42 71 iBAN: TR 82 0009 9003 7342 7100 1000 02

*İlker Kaplan Denizbank Zİncirlikuyu Şubesi Şube Kodu: 9142 Hesap No : 1777284 ..................................................................... *İlker Kaplan PTT - Posta Çeki Hesap Bilgisi İlker Kaplan Posta Çeki Hesap No : 5775693




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.