OTOMASYON MAKiNE &
Makine - Otomasyon - Elektrik - Üretim Teknolojileri ve Endüstri Dergisi - Kasım - Aralık 2017 Yıl : 6 Sayı : 43 Fiyat : 20 TL
YENİLENEN İÇERİĞİYLE MAKİNE VE OTOMASYON DERGİSİ SEKTÖRÜNÜN NABZINI TUTUYOR..
KAPAK :
FUARLAR
SENSÖRLER *SICK *TURCK
*MİNEX *CWIEME *CAST FORGE MAKALELER YILMAZ SÜRÜCÜ SMERSHALL
RÖPORTAJLAR *SIEMENS - KERİM OAL *ROCKWELL - M.CENK CEYLAN
2 ARALIK 2017 - CUMARTESİ 09:00 - 19:00 INTER CONTINENTAL OTEL TAKSİM / İSTANBUL www.endustri40dergisi.com www.worldmediagroupe.com
II. WORLD MEDIA - ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ SEKTÖRLERİN BULUŞMA NOKTASI
Yayın Türü Yaygın Süreli
EDİTÖR ilker kaplan
Yayıncı Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İlker Kaplan 0 505 400 94 34 İdari İşler Müdürü Hatice Karabay 0 505 400 94 33
2017’NİN SON SAYISINDAN MERHABA
Reklam Müdürü Ziya Alkan 0 546 675 59 49 Reklam Müdürü Ayhan Üstüner 0 535 352 50 59 Muhasebe Müdürleri Sevda Öncü Düzgün Turgut 0 542 292 83 85
Ö ncelikle 2018 yılının tüm okur ve firmalarımız açısından olumlu geçmesini temenni ederek yazımıza başlayalım.
Halkla İlişkiler Müdürü Ayşe Savranoğlu
2018 Yılında yayınlarımızın içeriği daha da gelişecek kuşkunuz olmasın.
Yazı İşleri Simgenur Savranoğlu Gamze Onat Grafik Tasarım Ezgi Kamburoğlu
World Media olarak periyodik çıkardığımız; Makine & Otomasyon, Auto Tuning World, Endüstri 4.0 ve Kesici Takım dergimize bir yenisi daha ekleniyor. World Media ELEKTRİK Dergimiz 2018 yılında iki aylık periyodlarla çıkacak.
Abone Sorumlusu Defne Deniz Kaplan Beste Kamburoğlu Fotoğraf Editörleri Murat Çapkın Sinan Temur
İki aylık periyodlarla çıkan beş dergimizin yanı sıra; beş adet ekimizde sizinle buluşmaya devam edeceğiz. Pano Dergimiz; yine ocak ve eylül aylarında yılda iki sayı çıkacak. Rulman & Lineer ocak ve kasım; Endüstriyel Borulama nisan ve kasım; Cad/Cam/Cae/Plm Mayıs ve Kasım aylarında olmak üzere yılda iki sayı olarak dağıtıma girecek. İngilizce olarak yayınladığımız ve yerli üreticilerimizi yurtdışı fuarlara taşıyan; Machine & Automation Magazine adlı yurtdışı yayınımız ise yılda dört sayı olarak baskıya girecek. Dergilerimizin içeriğinde gelişimleri her geçen sayıda devam edecek. Sektörlere dönük spesifik yayınlarımızı hem içerik hem de dağıtım ağı gelişecek. Sektörlerin lokomotif firmalarına sayfalarımızda yer veriyoruz ve kapak – dosya – fokus – inceleme- konularımızla sektörlere yol gösteren çalışmalara imza atıyoruz. Bu yolda bizimle yürüyen firmalarımıza da teşekkür ediyoruz. II . Endüstri 4.0 Zirvemiz daha yoğun ilgi görüyor World Media olarak geçtiğimiz yıl ilkini düzenlediğimiz ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ bu yıl çok daha geniş katılımla; Inter Continental Otel - İstanbul Taksim’de gerçekleşecek. 2 Aralık 2017 Tarihinde 09:00 - 19:00 saatleri arasında gerçekleştireceğimiz Zirvemizin ana teması; “Dijital Fabrikalar ve Artırılmış Gerçeklik” Sektörün; uygulama, yazılım ve üretim firmalarının, karar vericilerinin bir araya gelerek; üniversiteler ve sivil toplum ile birlikte; enerjilerini birleştirip sinerji ortaya çıkardığı WORLD MEDIA – ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ, Üretimin Süper Ligi’ni bir araya getiriyor. Siz de üretimin süper liginde yerinizi ayırtın. 2018’de gerçekleştireceğimiz III. ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ – Türkiye’deki uygulamaları detaylarıyla işleyecek. Bizi izlemeye ve okumaya devam edin…
Editör - Künye
İnsan Kaynakları Müdürü Sibel Şanlı İletişim Danışmanı Alper Tuna Bilişim Sorumlusu Kerem Mercan Bölge Temsilcileri Çetin Sülün (Ankara) Mesut Karabay (İzmir) Umut Yıldız (Bursa) Avrupa -Almanya - Temsilcisi Pınar Açıkgöz Sosyal Medya Fatma Kurşun Dağıtım Ali Savranoğlu Zafer Kamburoğlu Genel Koordinatör Süleyman Kaplan Hüsniye Kaplan Katkıda Bulunanlar Meryem Savranoğlu Fatma Kaplan Selda Kamburoğlu Dağıtımcı Aras Kurye - PTT - Yurtiçi Kargo Yönetim Yeri Akşemsettin Mah. Güneş Sokak No: 48 D :10 Eyüp / İstanbul Tel:0 850 532 94 68 Fax : 0 212 427 00 15 www.endustri40dergisi.com www.kesicitakimlardergisi.com www.worldmediagroupe.com www.makineotomasyondergisi.com makineotomasyondergisi@gmail.com worldmediareklam@gmail.com
Makine Otomasyon Dergisi Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir. İçeriğindeki yazınsal ve görsel malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik medyada kullanılamaz. Reklamların hukuki sorumluluğu reklamveren firmaya aittir. Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık
2017 3
İÇİNDE İçindekiler
İÇİNDEKİLER Editör – Künye:
3 2017’NİN SON SAYISINDAN MERHABA
EKOSİSTEMİ DÖRDÜNCÜ 6 ENDÜSTRİ DEVRİMİNE HAZIRLIYORUZ
10
4. ENDÜSTRİ DEVRİMİ, DİJİTAL DÖNÜŞÜM ve ÖTESİ
ENDÜSTRİ 4.0 İLE ÜRETİM DAHA VERİMLİ
4
Makine & Otomasyon
/ Kasım - Aralık
2017
20
EKİLER İçindekiler-Reklam İndeksi
ROCKWELL 28 AUTOMATION GENEL MÜDÜRÜ CENK CEYLAN: “BEN OYUNUN KURALLARININ DAHA GÜZEL OLACAĞINA İNANIYORUM”
İNDEX FESTO - Arka Kapak
SIEMENS- Arka Kapak İçi
OMRON - Ön Kapak İçi
DURMAZLAR
YILMAZ SÜRÜCÜ AİLESİ 48
- 23. Sayfa
WIN EUROASIA 2018 - 47. Sayfa
ENCIMACH - 49 . Sayfa
ELK MOTOR - 51. Sayfa
ETG ROBOTİCS - 53. Sayfa
58
DEMİR VANA - 55. Sayfa
WM - İNTERNET -63.Sayfa 2.WM
END. 4.0 ZİRVESİ - 65.Sayfa
37KW VE 45KW ELK MOTORLARIMIZ SANAYİMİZİN HİZMETİNE ARTIK HAZIR
WORLD MEDİA - ABONE-66. Sayfa
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
5
Endüstri 4.0 - Röportaj
EKOSİSTEMİ DÖRDÜNCÜ ENDÜSTRİ DEVRİMİNE HAZIRLIYORUZ
sıemens
dosya: endüstrİ 4.0
SIEMENS TÜRKİYE DİJİTAL FABRİKA VE PROSES ENDÜSTRİLERİ VE SÜRÜCÜLER DİVİZYONLARI YÖNETİCİSİ KERİM OAL :
dosya: endüstrİ 4.0 6
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
Sanayinin 4. aşamasında yazılım çok önemli bir konu. Yazılım ve kodlama ile ilgili birçok mesleğin ortaya çıkacağı öngörüsü egemen. Siemens olarak bu konuyla ilgili özel bir çalışma yürütüyor musunuz? Endüstri 4.0 ile birlikte birçok yeni meslek dalının oluşması öngörülüyor. Tıpkı diğer sanayi devrimlerinde olduğu gibi bu devrim de kendi istihdam alanını oluşturuyor. Endüstrideki bu dönüşüm, başta bilişim teknolojileri ve mekatronik alanlarında olmak üzere nitelikli iş gücü talebini ciddi düzeyde artıracak. Endüstri 4.0’ın beraberinde getireceği yeni iş olanakları doğrultusunda özellikle fen bilimleri alanında çok disiplinli yaklaşımların benimsenmesi; elektrik, elektronik, makine mühendisliği ve bilgisayar bilimlerini bir araya getiren mekatronik alanında yeni eğitim programlarının oluşturulması büyük bir önem taşıyor. Nesnelerin İnterneti, Büyük Veri, Bulut Bilişim, Artırılmış Gerçeklik ve Siber Güvenlik gibi Endüstri 4.0’ı oluşturan başlıca bileşenleri göz önüne aldığımızda birçok kişinin önümüzdeki on yıllık süreçte makineler ile birlikte çalışmak zorunda kalacağını, insanların yaptığı çoğu işin, makineler tarafından yapılacağını görüyoruz. Örneğin Siemens’in Almanya’daki Amberg Fabrikası’nda iş süreçlerinin yüzde 75’lik bölümü artık makineler ve bilgisayarlarla yürütülüyor; işin yüzde 25’i insanlar tarafından yapılıyor. Dolayısıyla mekatronik, yazılım mühendisliği ve benzeri bölümlerde eğitime özen gösterilmesi ve gençlerin bu doğrultuda teşvik edilmesi artık kritik bir önem taşıyor. Biz, bu konuda özel sektöre önemli bir sorumluluk düştüğünü düşünüyoruz. Örneğin şu an Kartal yerleşkemizde bulunan Ar-Ge merkezinde 400’ün üzerinde mühendis arkadaşımız çalışıyor. Onların geliştirdiği teknolojiler sadece Türkiye’ye değil, Siemens’in faaliyet gösterdiği tüm ülkelere ulaşıyor. Ayrıca kendi çalışanlarımızın eğitimine de önem veriyoruz. Bir buçuk yıllık bir zaman zarfında 4 bin 500 çalışanımıza
mesleki eğitimler verdik. Her yıl 250 üniversite, 200 lise öğrencisine staj imkanı sunuyoruz. Sistem entegratörleri, partner ve distribütörlerinize, aynı şekilde OEM’lere; Endüstri 4.0 üzerine sunduğunuz farkındalıklar nelerdir? Siemens olarak gelecek için sektörün önemli bir görevinin, endüstrinin dijitalleşmesinde henüz ortaya çıkmamış iş potansiyelinin gerçekleştirilmesi olduğunu görüyoruz. 15 yıldır bu yolda ilerliyor ve müşterilerimize kendilerini dijitalizasyon ve internet ekonomisiyle Endüstri 4.0’a göre konumlamaları için gereken araçlar sunmaya; bu vizyonumuzu vurgulamaya devam ediyoruz. Siemens, gerek Dijital Fabrikalar gerekse Proses Otomasyonu bölümleriyle bu işi aslında yıllardır yapıyor. Kendi üretim süreçlerimize adapte ettiğimiz çözümlerle dijitalizasyonun nasıl faydalar sağladığının canlı örneklerini sunuyoruz. Bu da farkındalık yaratmak için önemli. Örneğin Simatic programlanabilir akıllı kontrol cihazı (PLC) ürettiğimiz Almanya’daki ödüllü Amberg fabrikamızda uyguladığımız dijitalizasyon çözümleriyle hata oranı 1 milyonda 12’ye düşürülmüş durumda. Ayrıca fabrika alanı değiştirilmeden ve çalışan insan sayısını artırmadan üretimde, dokuz yılda dokuz kat artış elde edildi. Bir yandan yenilikçi ve yol gösterici projeleri hayata geçirirken, diğer yandan kamusal ve özel sektör çalışma gruplarına dahil olarak, sadece Siemens Türkiye’nin değil, tüm endüstri ekosisteminin kendini dördüncü endüstri devrimi’ne hazırlamasına yardımcı oluyoruz. Bu yeni endüstriyel dönemin temsilcilerinden biri olarak dünyanın ve Türkiye’nin Endüstri 4.0 ve dijitalizasyon rehberi olma misyonunu üstleniyoruz. Bu doğrultuda 2014 yılında Türkiye’de Endüstri 4.0 hakkında gerçekleşen ilk basın toplantısını düzenledik, süregelen etkinliklerde bilgiler aktarmaya devam ediyoruz. Şu ana kadar düzenlenen 150’den fazla etkinlikte ve 15’in üzerinde üniversitede 30 binden fazla kişiyle Endüstri 4.0
Endüstri 4.0 - Röportaj deneyimlerimizi ve öngörülerimizi paylaştık. Türkiye’deki ilk Endüstri 4.0 kitapçığını bastırarak çok daha geniş kitlelere ulaşma fırsatı yakaladık. Bunun yanı sıra Türkiye’deki ilk Endüstri 4.0 platformunun (www.endüstri40. com) da ana sponsorluğunu yürütüyoruz. Bu portalda akademisyenlerden sektör profesyonellerine, karar vericilerden öğrencilere kadar endüstriyle ilgili tüm kesimleri tek çatı altında bir araya getiriyoruz. Bu platform her gün 1500 kişi tarafından ziyaret ediliyor. Siemens Türkiye olarak ağırlıklı hangi sektörlere Endüstri 4.0 uygulamaları ve hizmetlerini veriyorsunuz? Türkiye’de dijital dönüşümün lider şirketi olarak sunduğumuz teknolojik çözümler ve bilinçlendirme çalışmalarımızla tüm sanayi kuruluşlarının ve şirketlerin Endüstri 4.0’a adaptasyon sürecinin hızlandırılmasına destek oluyoruz. Endüstri 4.0 henüz konuşulmaya bile başlanmamışken Siemens olarak bu konuda kapsamlı çalışmalar yürütmeye ve makinelerin akıllanmasını sağlayacak yazılımları hazırlamaya başlamıştık. Siemens’in akıllı bilgi sistemleri olarak tanımlanabilen dijital hizmetleri; gelişmiş algoritmaları, veri analizlerini, makinelerin öğrenme teknolojilerini, veri toplama ve analizindeki 20 yılı aşkın deneyimi kapsıyor. Siemens’in gerek elektrifikasyon, gerek otomasyon ve gerekse dijitalizasyon konusunda yıllar içinde kazandığı deneyim ve uzmanlık geleceğin teknolojileri olarak adlandırılan yenilikler için bugünden hazır olmamızı sağlıyor. Siemens’in Almanya’daki fabrikalarında Endüstri 4.0 konusunda oldukça yol almış durumdayız. Dijitalizasyon kapsamında sunduğumuz aygıt ve yazılımlar da halihazırda Türkiye’nin dört bir yanında da güvenle kullanılıyor; ülke genelinde 2 bin 500’ü aşkın kurulu akıllı makine Siemens imzası taşıyor. Dijitalizasyon alanında öncülüğümüzü devam ettirmeye yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
7
Endüstri 4.0 - Röportaj Bu doğrultuda Endüstri 4.0 uygulamalarına yönelik olarak bir fabrika kurulmadan önce tüm bileşenlerinin bilgisayar ortamında uygun yazılımlarla tasarlanarak fabrikanın çalıştırılması ve sonuçlarının değerlendirilmesine imkan veren Dijital Fabrika, Endüstri 4.0’ın başlıca gerekliliklerini karşılayan bütüncül bir otomasyon çözümü olan Digital Enterprise Software Suite (Dijital İşletme Yazılım Paketi), yeni ürünleri tamamen sanal bir temelde geliştirmeyi ve optimize etmeyi mümkün kılan Powerful Product Lifecycle Management (PLM) yazılımı, tüm otomasyon bileşenlerinin birlikte verimli çalışmasını sağlayarak mühendislik alanında kayda değer oranda zaman ve maliyet tasarrufları sunan Tam Entegre Otomasyon (TIA / Totally Integrated Automation) portalı çözümlerini sayabiliriz. Ayrıca Siemens, bağlanabilirlikten (connectivity) servis olarak platforma (platform as a service – PaaS), aplikasyonlara ve dijital servislere kadar tam bir ekosistem sunan tek şirket olarak pazarda yer alıyor. Endüstriyel Bulut Platformu MindSphere sayesinde müşterilerimiz fabrikalarda üretilen büyük miktarda veri hacmini verimli bir şekilde analiz edebiliyor, zayıf noktaları tespit ederek üretim performansında geliştirmeler yapabiliyor. Mindsphere, iş analitiği ya da yapay zeka gibi sistemlerin bağlanabileceği bir katman barındırıyor ve daha önce hiç inceleme imkanı bulunmayan verilerin incelenmesini, katma değerli hizmetlere çevrilmesini mümkün kılıyor. Servis organizasyonunuz, bakım ve eğitim hizmetleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Verimliliği sağlamak isteyen işletmeler üretim hatlarına ve makinalarına düzenli olarak bakım yapmalı ve ihtiyaç duyulan durumlarda yenileriyle değiştirmelidir. Üretim tesisleri bunu optimum seviyede sağlamalı ve zamansız duruşların önüne geçmelidir. Sie8
Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
mens olarak sunduğumuz dijital hizmetlerle müşterilerin geleneksel rutin bakımların ötesine geçmelerini ve performanslarını artırmalarını sağlıyoruz. Bu da daha esnek işletme, sistemlerin performansının artırılması ve verilerin analizine göre ilgili bakımların yapılması sonucunu getiriyor. Bu aygıtlar aracılığıyla üretilen devasa miktardaki verinin işlenmesi ve faydaya dönüştürülmesi noktasında da çalışmalarımız devam ediyor. Endüstriyel üretimdeki planlama, tasarım, üretim, servis, bakım, test ve kalite kontrol gibi her noktada sanal ortamlardan yararlanılabiliyor. Siemens Servis Grubumuz, en son teknoloji bakımlarla maksimum emre amadelik, işletmenin iş ve teknik hedefleri doğrultusunda üretim verimliliği, bakım maliyetlerinde şeffaflık ve öngörülebilir bütçeler, servis kontratlarında ve hizmetlerinde esneklik, fabrikanın çalışma ömrü boyunca uzun dönemli partnerlik sağlıyor. Sanayinin 4. aşaması sonrasına dair bir projeksiyonunuz var mı? Üretimin bu derece artmasının olumsuz yönleri olabilir mi? Endüstri 4.0, ürünlerin ve üretim sistemlerinin yaşam döngüsündeki bütün değer zincirinin organizasyon ve yönetiminde yeni bir seviye olan Dördüncü Endüstri Devrimi’ni tanımlar. Bu döngü, sürekli artarak bireyselleşen müşteri isteklerine odaklanır ve fikir aşamasından başlayarak ürün geliştirme ve üretim siparişinden, bir ürünün son kullanıcıya dağıtımını ve geri dönüşümünü de kapsayacak şekilde tüm zinciri içine alan hizmetleri içerir. Endüstri 4.0’a geçiş büyük yatırımlar, köklü değişimler ve teknolojik gelişim gerektiriyor. Endüstriyel süreçlerin ileri seviye otomasyonu ve akıllı fabrikalar kurmak için gerekli yatırımlar, beraberinde önemli bir büyüme vaadini de getiriyor. Çünkü yeni teknolojilere, endüstride yeni akımlara yatırım yapanlar aslında en temel müşteri beklentilerini karşılamak üzere yatırım yapmış oluyor. Bu yatırımların karşılığı da hem işletmeler hem de ülkeler için
ekonomik ve endüstriyel büyüme anlamına geliyor. Öngörülere göre, Endüstri 4.0 ile birlikte endüstriyel satışlarda ilk etapta yıllık yüzde 2-3 oranında artış yaşanacak. Endüstri 4.0’ın öncüsü konumundaki Almanya özelinde bakıldığında yıllık 30 milyar Euro, Avrupa genelinde ise 100 milyar Euro ciro artışı yaşanacağı tahmin ediliyor. Diğer bir deyişle Endüstri 4.0, yapılan yatırımın karşılığını hızla vermeyi vaat ediyor. Tüm bunlar Endüstri 4.0’ın olumlu yönlerine işaret ediyor. Ancak üretim süreçleri hızlanıp üretim miktarlarının artması sürdürülebilirlik odaklı çalışmalara daha yüksek bir önem atfedecek ve çevre dostu uygulamalar daha kritik bir önem taşıyacak. Bunun yanında bugün Endüstri 4.0’ı besleyen bazı kavramlar sanayinin dördüncü aşamasından sonraki dönemin de kapısını aralıyor. Bunlardan biri Katmanlı Üretim... 3D yazıcılarla üretilen objeler bir süredir hayatımızda yer alıyor. Bu teknolojinin endüstriyel boyutta kullanılmasıyla Katmanlı Üretim karşımıza çıkıyor. Bilgisayar, 3D model yazılımı (CAD), makine ekipmanları ve katmanlı materyal kullanılarak önce tasarım yapılıyor, sonra 3D yazıcı ile tabandan tavana kadar üretim gerçekleştiriliyor. Bu uygulama özellikle hızlı prototip üretme, görselleştirme, kişiselleştirilmiş üretim yapma açısından endüstride şimdiden önemli bir fark yaratıyor. Bir diğer önemli gelişme, Maker Hareketi… Teknoloji ile “kendin yap” kültürünü bir araya getiren bu trend, her bir bireyin üzerinde çalıştığı projeyi dünyanın her noktasına iletebilme olanağından hareket ediyor. Bu bakış açısıyla paylaşım yapanlar tarafından organize edilerek hızla yaygınlaşan Maker Hareketi’nin öncülerinden Dale Dougherty’nin ifadesiyle, bu anlayışın temelinde rekabet yerine paylaşım, para yerine yetenek, yoğun ezbere dayalı bilgi yerine deneyim yatıyor. Maker Hareketi bugün Endüstri 4.0’ı beslerken ileride daha büyük
olanakların da önünü açacak. Teknolojik gelişimde belki de en önemli kırılma noktalarından biri “açık kaynak” felsefesinin doğması oldu. Kolektif bir çabayla gelişime imza atılmasını sağlayan bu felsefe, özellikle tasarım, üretim ve geliştirme süreçlerinde ortak çalışmayı ve tüm detaylara ücretsiz ve açık erişimi esas alıyor. Firefox tarayıcı, Android işletim sistemi, Linux web sunucusu gibi örnekler verebileceğimiz açık kaynak sisteminin gelecekte yazılımın ötesine geçerek donanımlarda da kullanılmaya başlayacağı tahmin ediliyor. Endüstri 4.0’ın gelişiminde de rol oynayan, bu gelişimi gelecekte daha da besleyeceği düşünülen açık platformlar, sürekli inovasyonu teşvik ediyor. Üstelik bu yeniliklerde, konusunda uzmanlaşmış herkes pay sahibi olabiliyor. Diğer bir deyişle açık platformlar, ekonomik, siyasi, toplumsal anlamda bütünleşmiş bir dünyanın bir simülasyonunu simgeliyor. Tüm bu gelişmeler gelecekte yaşanacak gelişmelere de ışık tutuyor. Geçen yıl Siemens’in sponsorluğunda gerçekleştirdiğimiz Endüstri 4.0 Zirvemizin bu yılki teması; “Dijital Fabrikalar ve Artırılmış Gerçeklik”. Türkiye’deki üretim sektörü, dünyada da yükselen popüler bir trend olan bu kavramların sizce nere-
sinde? Türkiye’de sektörel bazda dağınık bir yapı olduğunu söyleyebiliriz. Otomotiv gibi bazı sektörlerde Endüstri 4.0’a kısmen geçildi. Genele baktığımızda ise Endüstri 2.0 ile 3.0 arasında bir dağılım görüyoruz. Bazı fabrikalarda otomasyon kullanılıyor ama bazılarında henüz bu yapı bulunmuyor. Ancak devlet bu konuda son derece destekleyici ve teşvik edici rol üstleniyor ve bu alanda dünya lideri olan Almanya’nın sadece birkaç yıl gerisindeyiz. Diğer taraftan Endüstri 4.0 vizyonu, Türkiye’nin kendi 2023 vizyonuyla bire bir örtüşüyor. Orada hedeflenen ekonomik büyümeyi sağlamanın en doğru yolu sanayide büyümek. Örneğin geçtiğimiz yıl Türkiye’de yüzde 4’lük büyümenin 1 puanı sanayiden geldi. Bunu Endüstri 4.0 ile 3-4 puana çıkardığımızda, ekonomik büyümeyi neredeyse iki katına çıkarmış olacağız. Endüstri 4.0 bize bu potansiyeli sağlıyor ve 161 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren Siemens, bu konuda rehberlik etmek için tüm imkanlarını seferber ediyor. Dünya; 2012 yılında Almanya’nın öncülüğünde başlayan 4. Sanayi Devrimi’ni kavrayabildi mi? Geçen beş yılda gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Endüstri 4.0, hala üzerinde çalışmalar yapılan bir konsept aslında. Hem Türkiye’de hem dünyada önümüzde
Endüstri 4.0 - Röportaj daha uzun bir yol var ama biz bugünden bu konuda somut adımlar atıyoruz. 2011 yılında ilk kez oldukça soyut bir kavram olarak karşımıza çıkan Endüstri 4.0, 2017 yılına gelindiğinde daha somut bir hal aldı. Ülkeler ve şirketler için bu konu ilk gündem maddeleri arasında yer alıyor ve gerekli stratejiler belirlenip uygulamaya alınıyor. Geçtiğimiz beş yılda da ağırlıklı olarak Endüstri 4.0 kavramının anlaşılması ve bu yönde stratejiler geliştirilmesi yönünde gelişmeler oldu. Kavramın ilk ortaya atılmasından bu zamana kadar yaşanan gelişmeleri tespit etmek ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin Endüstri 4.0 ile ilgili attığı adımları görmek, ortaya konan bu vizyona ne kadar yaklaşıldığını kavrayabilmek için oldukça önemli. PwC‘nin 2016 yılında yürüttüğü çalışmanın sonuçları bize bu konuda kayda değer bilgiler sağlıyor. 26 ülkede dokuz farklı sektörden 2 binin üzerinde şirketle yürütülen Endüstri 4.0 çalışmasında, araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 33’ünün kendilerini yüksek seviyede dijitalleşmiş olarak gördüğü belirtiliyor. Beş yıl içerisinde bu şirketlerin yüzde 72’si üst seviyede dijitalleşmiş olmayı hedefliyor. Bu da bize kurumların ve şirketlerin Endüstri 4.0 için istekli olduğunu gösteriyor.
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
9
Endüstri 4.0 - Makale
4. ENDÜSTRİ DEVRİMİ, DİJİTAL DÖNÜŞÜM ve ÖTESİ Endüstriyel
İnfoma
Mustafa CERAN CEO, İNFOMA Teknoloji A.Ş. mceran@ infomatr.com BeybiGiz Plaza, Kat 20, Dereboyu Cd. Meydan Sk. No 1, 34398 Maslak İstanbul
10
ülkelerde, son dönemlerin en sıcak konusu hiç şühesiz “Dördüncü Endüstri Devrimi”, “Endüstri4.0” ve buna giden yol olarak “Dijital Dönüşüm”. Başta ekonomi olmak üzere, çalışma hayatı ve insanlığın yaşam tarzına önemli etkileri olması beklenen bu gelişmelerle ilgili artan yoğunlukta çalışmalar dikkat çekmektedir. Biraz geçte olsa, ülkemizde de, konuyla ilgili çalışmaların başlamış olması, Forumlar, Platformlar, Çalışma Gruplarının kurulması, medyanın konuyu gündemine alıyor olması, farkındalığın artması ve toplumun birçok katmanında konunun benimsenmesi, konumlandırılıp, aksiyon planlarının hayata geçirilmesi açısından, son derece sevindiricidir. Çünkü, Endüstri-4.0, bununla başlayan Dördüncü Endüstri Devrimi ve Dijital Dönüşüm süreçleri kaçırılmaması gereken hayati öneme sahip bir fırsat olup, ülkemiz ekonomisi ve endüstrisinin gelişimi açısından da hiç şüphesiz öncelikli bir konudur. Henüz yolun başında olduğumuz ve nasıl bir boyut kazanacağı bugünden kestirilmesi mümkün olmayan bu süreçte, oyunun dışında kalmamak için uzmanların tanımıyla “Dijital Dönüşüm isteğe bağlı bir süreç değil, bir zorunluluktur”.
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
Bu yazının amacı, bir toz bulutu halinde ufuktan hızla yaklaşan bu gelişimelere farklı bir açıdan bakarak, Dijital Dönüşüm, Endüstri-4.0, Akıllı Fabrika konsepleri ve bunlarla başlayan Dördüncü Endüstri Devrimi kavramlarının kısa, orta ve uzun vadede başka hangi fırsat ve tehditleri temsil ettiklerine farklı bir bakış açısıyla ışık tutmaktır. Dolayısıyla, bu yazıda Dijital Dönüşüm, kısa vadede Endüstri-4.0 ve orta ve uzun vadede Dördüncü Endüstri Devrim’e giden bir yol olarak ele alınmıştır. Aslına bakılırsa, “Dijital Dönüşüm” kavramı hiçte öyle yeni keşfedilen bir kavram olmayıp, bilgisayarların hayatımıza girdiği dönemden bu tarafa, farklı boyutlarda sürekli bir dijital dönüşümün içerisindeyiz ve farkında olmadan sürekli dönüşüyoruz. Bunun 90’lardaki adı MRP, ERP, PLM vb. tanımlamalardı. Bugünkü dönüşüm kavramını biraz daha farklı kılan ise zaman içerisinde teknolojideki yeniliklere paralel olarak internet, mobil cihazlar, robotlar, yapay zeka gibi yeni dijital teknolojilerin devreye alınmasıyla kapsamın daha da genişlemiş olmasıdır. Endüstri4.0’ın yapı taşlarından olan otonom robotlar, yapay zeka, büyük data, sibergüvenlik, mobil uygulamalar vb. yeni birçok
dijital teknolojinin bir arada ve eşgüdümlü kullanılmasının getirdiği çok daha girift ve kompleks uygulama şekli ve çok geniş kitleleri de içine alan etki alanı nedeniyle bugün gündemimizde olan dijital dönüşüm bu yapısı itibarıyle farklı bir önem kazanmıştır. Kaldı ki, bu yeni teknolojilerin devreye alınmasıyla kazanılan yetenekler sayesinde, daha önce yapılması mümkün olamayan çalışmaların örneğin quantum computing gibi inovasyonların yapılabiliyor olması, ileriye dönük, baş döndürücü, hızlı değişim ve dönüşümün devamının da habercisi olmaktadır. Ancak, şimdilik konuyu fazla genişletmeden, bizi nereye taşıyacağı, bugünden henüz belli olmayan Endüstri-4.0 ve beraberinde gelen dijital dönüşümün etkilerini bazı örneklerle boyutlandırmak, konuyu doğru konumlandırmak açısından yararlı olacaktır. Uzmanlar ve analistler bu dönüşüm sürecinin doğru planlanıp, yönetilebilmesi için yoğun çalışmalar yaparak, bu süreci erken başlatanların elde ettikleri istatistiki verilerden yola çıkarak, geleceğe yönelik çok çarpıcı rakamlar ortaya koymaktadırlar. Bunlardan bazı örnekler vermek gerekirse; • Gartner’ın bir
araştırmasına göre 2017’de 8.4 Milyar bağlı nesne olacağı ve bununda 2016’ya göre %31 daha artış sağladığı yönünde. • Yine Gartner’in araştırmasına göre uç noktaların bağlantısı için 2017 harcamalarının 2 Trilyon Doları bulacağı öngörülmekte, • Önümüzdeki 5 sene içerisinde Nesnelerin Interneti uygulamaları için firmaların 5 Trilyon Dolar harcayacakları tahmin edilmekte. (Kaynak: Peter Newman, Business Insider) • 2017’deki Nesnelerin Interneti uygulamalarının %63’ünü Tüketici Uygulamaları temsil etmekte, (Kaynak: Rob van der Meulen; Gartner,) • 2020’de 50 milyar cihaz biribiriye bağlantılı hale geleceği tahmin edilmekte. (Bazı tahminlerde bu rakamın 100 Milyar veya üzeri olabileceği belirtilmektedir.) • Yapılan bir araştırmaya göre 60% kurumsal şirket bu dönüşümle ilgili yatırımlarına başlamış, 45% şirket ise bunun için bütçe ayırmış durumda, (Kaynak: CompITA,) • Yine yapılan bir araştırmaya
göre, Nesnelerin Interneti uygulaması geliştiren üreticilerin yıllık gelirlerinin 2020’de 470 Milyar Doları aşması beklenmektedir, • 2015’te bilgi işlem hacminin 60%’nın bulutta olması beklenmekte, • 89% Tüketici aradıkları ürün veya hizmeti bulabilmek için Google, Bing, veya benzeri servisleri kullanmaktalar, (Kaynak: Abhishek Vinod Singh, Kellton Tech) • Yaklaşık 1.3 Milyar insan Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medya platformlarını kullanmaktadırlar (Kaynak: Abhishek Vinod Singh, Kellton Tech) CEBIT arşivinde yer alan aşağıdaki bilgiler bu durumu özetlemektedir. Peki bu rakamlar neyi ifade ediyor? Gerçekleşmiş istatistiki verilerden yola çıkılarak yapılan tahminler, bize bu konunun, ilgisiz kalınamayacak ve göz ardı edilemeyecek kadar devasa boyutlarını ve önemini ortaya koymaktadır. Konuya bu açıdan bakıldığında, biz bunun neresindeyiz, neler yapılıyor, bu yapılanlar yeterli mi, bu treni de kaçırmamak için daha neler yapılmalı gibi soruları ayrıca yakından incele-
Endüstri 4.0 - Makale mek gerekiyor. Ancak bundan önce, böylesine kapsamlı bir değişim ve dönüşüm sürecinin bugünü, yarını ve daha da ötesini doğru algılayıp, doğru konumlandırmak adına, bu gelişmelere farklı pencerelerden ve başka açılardan bakmak yararlı olacaktır. Konuyu bu açılardan ele alarak, bugünkü odaklanılan tanımlara, gelişmelere; resmin tamamını görmek adına uzaydan biraz objectif olarak bakıldığında, işin özünde; gelişen yeni teknolojilerin ve kazanımların akıllı fabrikalar gibi üretim ve tüketimin daha etkin ve verimli yapılandırılmasıyla elde edilen kazanımlardan bahsedildiği görülecektir. Bir başka deyişle; robotların baş aktör olduğu “akıllı” fabrikalarda, nesnelerin biribirleriyle etkileşim içinde olduğu, hızlanan tedarik süreçleri, bilgiye hızlı erişen tüketici ve hızlanan teslimatlar sayesinde önemli ölçüde artan cirolar ve buna bağlı ekonomik kazanımların ön plana çıktığı gözlemlenmektedir. Peki, daha ne olsun diyebilirsiniz? Ancak, konuya biraz yakından bakıldığında, görünenin buzdağının sadece tepesi olduğunu anlamak için fazla
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
11
Endüstri 4.0 - Makale hayal gücü gerektirmeyecektir. Oysa, asıl kütlenin yani suyun altındaki büyüklüğün boyutlarını bugünden kestirbilmek imkanına henüz sahip değiliz. Bu sürecin görünen ve görünmeyen etki ve boyutlarını illüstre edebilmek için, bu yeni teknolojilerin uygulama alanlarına bakmak, tahmin yürütmek açısından fikir verici olacaktır. Burada çok fazla detaya girmeden, mobil cihazların ve uygulamaların neredeyse vücudumuzun bir parçası haline geldiği, yapay zeka, cobotlar, otonom robotlar, insansız hareket eden taşıtlar, dikey ve yatay sınırları olmayan sanal dünyalar vb. teknolojilerin uygulama alanlarındaki katedilen yol dikkate alınarak geleceğe bakıldığında insan kendisine “Ma-
12
Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
trix” filmi gerçek mi oluyor sorusunu sormadan edemiyor. Belki biraz abartmak gibi olacak ama, yazının başında da belirtildiği üzere, bu sürecin farklı açılardan ele alınması, anlaşılması, algılanması doğru planlanıp, kullanılması adına faydalı olacağından burada ünlü fizikçi Stephen Hawking’in bazı söylemlerini dinlemekte yarar var. Bir söyleşisinde, insanın yakında yarı gerçek ve yarı sanal bir dünya’ya adım atacağını ve zaman zaman hangisinin gerçek ve hangisinin sanal olduğunu karıştırabileceğini ifade eden ünlü bilim adamı, 2016’da BBC’nin yıllık bir programında “teknolojideki bu baş döndürücü gelişme dünyanın sonunu getirebilir” uyarısını yapıyor. Bu örnekleri arttırmak mümkün, an-
cak, işin özünden uzaklaşmamak için biz kendi konumuza dönelim. Endüstri-4.0 ile başlayan Dördüncü Endüstri Devrimi ve Dijital Dönüşüm sürecinde resmin bütününe bakıldığında, gözden kaçırılmaması gereken çok daha önemli hususların olduğu görülmektedir. Daha önce de belirtildiği üzere, Endüstri-4.0 denildiğinde aslında gelişen teknolojiler sayesinde çok daha hızlı esnek ve verimli üretim yapan fabrikalar tanımlanmaktadır. Oysa, sürece geniş açıdan ve Endüstri-4.0 veya Dijital Dönüşümün dahada ötesine dikkatli bakıldığında, Dördüncü Endüstri Devrimi ile önümüze çıkabilecek çok daha önemli fırsat ve tehditleri barındıran çok daha farklı boyutları olduğu görülecektir.
Bunları: Teknoloji, Insan, Enerji ve Çevre olarak özetleyebiliriz. Teknoloji ve İnsan boyutu Bunlardan Teknoloji ve İnsan boyutunu birlikte ele alacak olursak; Çok yaygın bir şekilde ifade edildiği üzere, Endüstri-4.0 ve Dijital Dönüşüm’ün temel yapı taşları fiziksel, dijital (sanal) ve biyolojik bileşenlerden meydana gelmektedir. Bu bağlamda, birçok analistin raporlarına, öngörülerine ve yol haritalarına bakıldığında, “akıllı” konsepti odağında tanımlanan nesneler, robotlar, yapay zeka, ve siber dünya üzerine kurulduğu algısı oluşmaktadır. Biraz ironik olacak ama, gündemimizde olan Dijital Dönüşüm”le de ağırlıklı olarak “insan”ın kendi geliştirdiği veya geliştireceği bu akıllı cihazlara, makinalara, robotlara ve siber dünyaya adapte olabilmesi için dönüşmesi gerektiği işlenmektedir. Diğer bir bakış açısıyla, bu süreçle hızla yer değiştirecek insan-robot ilikisi ile iş hayatının önemli bir bölümünde insanların görevlerini üstlenecek “akıllı” robotlar nedeniyle ortaya çıkacak işsizlik, dolayısıyla insanların dönüşümü bu kapsamda tartışılan önemli konuların başında gelmektedir. Önerilen çözümlerin başında ise; içinde bulunulan dönem itibarıyle iş hayatında akıllı sistemler yanında niteliksiz “insanlara” yer olamayacağı, dolayısyla işini kaybedenlerin ise, hızla “dönüştürülerek” daha nitelikli işlerde çalışabilecekleri öngörülmektedir. Buna akıllı sistemlerle, insanın rekabeti denilebilirmi acaba? Bu dönüşüm süreciyle ilgili başta Davos olmak üzere, çeşitli platformlarda şu ana kadar yapılan tartışmaların en önemli konularından biri, üretimde yer alacak “akıllı” cobot, robot ve nesneler nedeniyle ortaya çıkacak işsizlik, bunun sosyal boyutu ve dolayısıyla bu insanların tekrar sisteme dahil edilebilmeleri
için değişmesi ve dönüşmesi gereken eğitim sistemleri tartışılan konuların başında gelmektedir. Aynı şekilde; bu çok karmaşık, yapay zeka vb. teknolojilere dayalı “akıllı” ve “sanal” fabrikaları, üretim ve iletişim ağlarını kurup yönetebilme yeti ve yetkinliğine sahip uzmanların yetiştirilmesi de dijital dönüşüm sürecinide dikkate alınması gereken önemli hususlardan biridir. Burada bir başka ironiden bahsetmekte mümkün. Geçmişte yeni teknolojilere dayalı geliştirilen tüm sistemlerin “insan” odaklı olduğu gerçeği olup, o dönemlerde vazgeçilmez kriter, insan’ın sisteme değil, sistemin insana adapte olması özelliği ön planda tutulurdu. Ancak, bu yeni gelişmelere bakıldığında, sanki “akıllı makinalar” odak noktasına yerleşmiş ve insanların onlara adapte olması ağırlık kazanmış duygusu uyandırıyor insanda. (Bunu abartarak illüstre etmek gerekirse: tamamen kendi kolonilerini kurabilecek kadar karar verme yetileri gelişen ve zamanla insan’a baş kaldırabilecek kabiliyete erişmesi mümkün olacağı düşünülen asker robotlar veya otonom robot ordularından bahsetmek henüz erken olabilir. Ama bunun böyle olmayacağının veya olamayacağının garantisini verebilecek bir uzman görüşüde şimdilik yok ortada.) Tam aksine; Bu yazının yazıldığı aşamada, aralarında günümüzün önemli mucitlerinden Elon MUSK, Google’un sahibi olduğu dünyanın en ileri yapay zeka şirketlerinden DeepMind ortaklarından Mustafa SÜLEYMAN’ın da olduğu 116 bilim insanı Birleşmiş Milletlere bir mektup yazarak, yapay zekayla hareket eden otonom robot silahların geliştirilmesinin bir an önce yasaklanmasını, bunun için acele edilmesi gerektiğinin önemini, aksi takdirde önü alınamaz olumsuzlukları
Endüstri 4.0 - Makale dile getiriyorlar. Buna sıcak bir başka örnek ise Eylül başında Rusya Başkanı Vladimir Putin, “Yapay Zeka”ya hükmeden dünyaya hükmedecektir” açıklamasını yapmış ve bu açıklamada geniş yankı uyandırarak farklı yorumlar üretilmesine sebep olmuştur. Söyleyenlere ve söylenenlere bakıldığında, bunların birer fantazi olmadığı aşikardır. Dolayısıyla, bu dönüşüm süreçlerinin planlanması aşamalarında, sadece işin kısa vadedeki ekonomik boyutu değil, konunun kısa, orta ve uzun vadede ortaya çıkarabileceği diğer fırsat ve tehditleriyle birlikte ele alınması çok daha doğru ve gerçekçi bir yaklaşım olacaktır. Nitekim, günümüzde Amerika’da Kaliforniya’da ofisinden, Afganistanda’ki bir aracı içindekilerle birlikte imha eden “dronların” (semi-otonom robotların) hukuki durumunu, insansız olarak sizi işinize taşıyan aracınızın bir kazaya karışması halinde sorumluluğun araç sahibinde mi, yoksa akıllı aracı üreten firmada mı olduğu bugün Avrupa Birliği’nin cevap aradığı toplumu ilgilendiren hukuki bayutlardan sadece bazılarıdır. (ileride kafamıza takılması planlanan cipler sayesinde insanların başka amaçlar için yönlendirilmelerinden bahsetmek için henüz erken ama, bunların teknik altyapıları adım, adım örülmekte şimdiden) Tam da bu nedenle, dünyanın en gelişmiş teknoloji ülkesi ve en gelişmiş robot ve robot teknolojileriyle liderliği elinde bulunduran Japonya, bu dönüşüm sürecini Endüstri-4.0 olarak değil, daha da ötesini içine alacak şekilde Society5.0 olarak tanımlamış ve çalışmalarını bu doğrultuda “insan” odaklı olarak yürütmektedir. Enerji ve Çevre Boyutu Bu süreci ele alırken, diğer göz ardı edilmemesi gereken bir başka boyut Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
13
Endüstri 4.0 - Makale
ise her endüstri devrimini besleyen ve destekleyen bir enerji kaynağının tanımlanmış olmasıdır. Bu kapsamda günümüz endüstrisini besleyen, zararları nedeniyle üzerinde daha fazla durulmayan nükleer enerji hariç, temel enerji kaynağı olan petrol’e bakıldığında bunun önümüzdeki yaklaşık 50 yıl sonra tükeneceği gerçeğe çok yakın olarak
14
Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
tahmin edilmektedir. Ve bu son derece sevindirici bir gelişmedir. Evet yanlış söylemiyorum, petrolün tükenmesi insanlık ve çevre açısından son derece yararlı bir gelişmedir. Bu ironik gelebilir ancak gerekçesi; petrol gibi fosil yakıtların ve bunlara dayalı çevreyi kirleten ve hızla gelişen endüstrinin ve petrol ile çalışan araçların çevreye verdiği onarılmaz
zararlar bilinen bir gerçektir. Diğer taraftan, bu önemli endüstri çarkını döndüren petrol’ü kontrol edebilmek adına kurulan tröstler, buna göre şekillenen kapitalizm ve bunların doğurduğu acımasız petrol savaşları ve akan kan nedeniyle petrolün bitişi, bu olumsuzlukların sonunun geldiğinin habercisi gibi geliyor insana. Bazı duyarlı ülkeler şimdiden
daha temiz bir hava soluyabilmek ve hiç değilse çevreye bir miktar olumlu katkı sağlayabilmek adına petrole dayalı taşıt satışlarının ülkelerinde satışını yasaklayarak, bu sürecin hızlanmasına katkı sağlamaktadırlar. Son birkaç hafta içerisinde benzer tedbirler açıklayan açıklayan ülkelerle bu trendin önümüzdeki kısa zamanda çok daha hızlı gelişeceğinin habercisidir. Yani, talibi hızla azalan petrolü üreten ülkeler ve gücünü petrol eksenine oturtan güç odaklarının da hızla değişim ve dönüşüm sürecine girmeleri kaçınılmaz olacaktır. Oysa, diğer taraftan bakıldığında, petrolün tükenmesiyle açığa çıkacak çok daha farklı boyutları olan tehdit ve fırsatlar da söz konusudur. Örneğin, giydiğimiz elbiselerden, kullandığımız birçok araç ve gereç yanı sıra havada bizi taşıyan uçaklar, savunma sanayinin bel kemiğini oluşturan ağır silahlar, tanklar, deniz araçları da dikkate alınırsa bu değişim sürecine bir an önce başlamanın ne denli önemli olduğu daha net anlaşılacaktır. Oysa diğer taraftan, bakıldığında şimdilik bunlar, henüz gölgede kalan ve çok ta öyle gündemde olan konular olmadıkları aşikar. Oysa, belki ülke olarak biz bunlardan başlayabiliriz belki. Neden olmasın? Dolayısıyla, fosil yakıtlara dayalı enerjinin alternatifi, yine yeni gelişen teknolojiler sayesinde kullanımı hızla yayılan alternatif ve temiz enerji kaynaklarının ön plana çıkması
anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, her endüstri devriminin temelini oluşturan “enerji” ihtiyacı konusunda Dördüncü Endüstri devrimininde temel enerji kaynakları da güneş rüzgar, bio gibi sınırsız ve temiz enerji kaynakları olacağı aşikar olup, buda çok daha temiz bir çevre ve daha temiz dünya anlamına gelmektedir. Bu konuyla bağlantılı olarak Microsoft kurucusu Bill Gates, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada : “15 yıl içerisinde temiz-enerji konusunda bir mucize bekliyoruz.” demektedir ve çok da haklı görünüyor. Peki biz bunun neresindeyiz, ülkemizde bu konularda atılan adımlar nedir ve bizleri nasıl bir gelecek beklemektedir. Bu sorulara doğru ve gerçekçi cevaplar verebilmek için, ilim, bilim, eğitim ve endüstri alanlarına yönelik yakın geçmişimize bakmak doğru bir yaklaşım tarzı olacaktır. Buna geçmeden önce, ilim ve bilimin para ile satın alınamayacağı, ve hadi denildiğinde de hemen elde edilemeyeceği gerçeğini bilmek gerekiyor. Bunlar, çınar ağacı yetiştirir gibi tohumdan başlayıp, yıllar içerisinde sağlanan sürekli ilgi ve bakım ile oluşan değerler olup, toplumların gelişmelerinde ve geri kalmalarında rol oynayan önemli faktörlerdir. Geçmişimize bakıldığında tarihimizde, dünyaya mal olmuş sayısız ilim ve bilim insanı yetişmiş bu topraklardan.
Endüstri 4.0 - Makale Dolayısıyle, yukarıdaki sorulara gerçekçi cevap verebilmek için, farklı görüşler ve öneriler ortaya koymak mümkün ancak bunun en etkili ve kestirme yolu, kendimize aynada bakarak son yıllarda üretilen patent sayısına bakmak ve toplum olarak günümüzün 24 saatinin hangi konular odağında geliştiğini izlemek yeterli olacaktır. Bu konuda gerçekçi olmak amacıyla, geçmişteki uygulamalardan gözümüzü ayrırmadan ve popülist yaklaşımlardan uzak, bu konuların doğrudan sorumluları olan politikacılar, iş adamları ve akademisyenler yanı sıra abartılı bir örnekle ifade edebilmek için: evlenme programları önünde zamanlarını öldüren ve geleceğin nesillerini yetiştirme sorumluluğu taşıyan ev hanımlarının dahi bu konularla ilgilenmeye başlaması iyi bir başlangıç olacaktır. Bunun bir başka anlamı ise; önceliklerimizi bir an önce değiştirip, kısır çekişmeleri bırakıp, kitlesel olarak bu konulara odaklanmamız için fazla zamanımızın olmadığıdır. Neden olmasın? En fazla genç nüfusa sahip olduğu için gurur duyduğumuz bir ülke olarak, bu kaynakların bu gelişime odaklanması ile belki de bu alandaki lider ülkelerden biri olma şansını dahi yakalayabiliriz. Saygılarımla, Mustafa CERAN; CEO, INFOMA Teknoloji
Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
14
Endüstri 4.0 - Makale Dassault Systèmes Türkiye Ülke Müdürü Elif Gürdal
DENEYİMLER ÇAĞINDA DİJİTAL ÜRETİMDEKİ DÖNÜŞÜM
Dijital üretim yöntemleri artık yalnızca yeni ürünler yaratmak için değil aynı zamanda üretim sürecini sanal olarak modellemek için de kullanılıyor. Ürünü yapmak için gerekli araçlar tasarlanırken, insanların mı yoksa robotların mı bu araçları çalıştırmaya daha uygun olup olmadığını belirlenebiliyor. Makineler ve araçlar için daha az sayıda fiziksel prototip oluşturulup gecikme kaynakları ortadan kaldırılabiliyor
Bilgisayar destekli tasarım ve bilgisayar destekli üretim (CAD-CAM), bu iki boyutlu teknolojilerin
1960’larda
kullanılmaya başlamasından itibaren üreticilerin ürünlerini imal etme sürecinde büyük ilerlemeler kaydedişini
DASSAULT
temsil eder. Şimdi ise dünya çapındaki
üreticiler,
tam
teşekküllü Dijital Üretim’i benimseyerek bir sonraki sıçramayı
gerçekleştiriyor.
Esasen, bir ürünü tasarlamak ve mühendisliğini yapmak ve bunu gerçekleştirmek için bir üretim süreci oluşturmakla ilgili her şey üç boyutlu (3D)
16
Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
olarak
sayısallaştırılabiliyor
lar” olarak adlandırılan, bir
ve üretim sisteminin ger-
şirketteki farklı departman-
çek
varlıklarıyla
larda veya bölümlerde bu-
senkronize edilebiliyor. Bu
lunurdu. Bu farklı silolar, or-
trendi erken benimseyen-
taya çıkarmaya çalıştıkları şey
lerin sağladığı kazançlar ise
konusunda ortak bir vizyon
muazzam boyutta. Yapılan
oluşturmaya
bağımsız analizler, üretim
Bu siloların, aynı görüntülere
maliyetlerinin %15’e varan
bakmıyor ya da aynı teknik
oranlarda düşürülebileceğini
dili konuşmuyor olma ihti-
gösteriyor.
malleri ise yüksekti. Ortak
fiziksel
çalışıyorlardı.
bir ürün tanımı etrafında Geleneksel olarak, şimdiye
birleşmeden önce birçok şey
kadar ürün tasarımında, mi-
tekrar ediliyor, bu da üre-
marisinde, mühendisliğinde
tim sürecinde gecikmelere
ve imalatında pek çok gecik-
neden oluyordu. Ancak tüm
me yaşandı. Bu işlevlerin
bu paydaşlar gerçek zamanlı
her biri, genellikle “silo-
olarak ortak bir platform
Endüstri 4.0 - Makale üzerinde birbirlerine bağlanabilirse,
deneyimlemelerine olanak tanıyor.
üretimin tüm yönlerini kapsayacak
işte o zaman çok daha hızlı hareket
Bu simülasyon işlemleri, üreticilerin
şekilde genişletilmesi olacak. Ürün
mümkün olacaktır .
rekabete hızla tepki verebilmeleri
ve süreç modelleri; üretim bölümün-
veya yeni pazar fırsatlarından yararla-
den, tedarik zincirinden, dağıtım
Artık paydaşlar, aynı 3D verilere
nabilmeleri için süreçleri daha iyi ele
ağından ve hatta tüketicilerden gelen
erişebiliyor ve bunları tanımlamak
alabilmelerini ve değiştirebilmelerini
geri bildirimleri entegre edebilmeli.
için aynı teknik terimleri kullanabili-
sağlıyor. Zamanlamada ve modelde
Eksiksiz bir deneyimin üretilmesi
yor.
yöntemlerini
değişiklikler yapabiliyor ve bakım
için gerekli olan veri miktarı, ürünün
yalnızca yeni ürünler yaratmak için
operasyonlarının takvimini belirleye-
şeklinden binlerce kez daha kapsamlı.
değil, aynı zamanda fiziksel üretime
biliyorlar.
Bu bilgiler daha sonra test edilmek
Dijital
üretim
herhangi bir yatırım yapmadan önce
ve geliştirilmek üzere sanal mod-
imalat sürecini sanal olarak modelle-
Dijital iş parçacığı (Digital thread)
ellere geri dönüştürülebilir. Bu, Toy-
mek için de kullanabiliyorlar. Ürünü
terimi, 3D tasarım verilerinin 3D üre-
ota Motor’un yalın üretim sisteminin
yapmak için gerekli araçları tasar-
tim süreci modellerinin tamamında
bir parçası olarak tanıttığı kesintisiz
layabiliyor ve insanların mı yoksa
kullanılmasını ifade ediyor. Bu kat-
iyileştirme kavramının belirgin bir
robotların mı bu araçları çalıştırmaya
manda sunulan uzmanlık; ergonomi,
uzantısı. Ancak bu konsept artık tüm
daha uygun olup olmadığını belir-
akış simülasyonları, parça işleme,
dünyadaki üreticiler tarafından ben-
leyebiliyorlar. Makineler ve araçlar
proses planlaması, imalat yönetimi,
imsendi. Ürünler ve bunları yapmak
için daha az sayıda fiziksel proto-
robot teknolojisi ve daha fazlasını
için kullanılan üretim prosesleri de
tip oluşturarak bir başka gecikme
kapsamakta. Dijital iş parçacıklarının
sürekli olarak daha iyi hale getirile-
kaynağını da ortadan kaldırabiliyorlar.
neticelerinden biri de süreçler, zeka,
biliyor.
Ve üreticiler, bunların tamamını tek
bağlantı, fonksiyonel ve mantıksal
Dijital
bir fabrika özelinde değil, küresel
tasarım hedefleri ve geometrik
müşteriler için yaptıkları ürünlerin
çaptaki tüm operasyonları için uygu-
şekiller de dahil olmak üzere sanal
ayırt edilmesini ve sonuçta da kitle-
layabiliyor.
ürün modellerinin herhangi bir şey
sel özelleştirme hedefine ulaşmak
üretilmeden
oluşturulması.
isteyen küresel şirketler için gi-
Bilgi akışı çok yönlü
Böylesine kapsamlı bir model, basit
derek daha fazla zorunlu bir hal
Bir ürün geliştirme fikri, erken
bir “sanal ikiz”den daha sofistike.
alıyor.. Dijital imalatın karmaşık ürün
aşamalarda
üretim
Bu türden karmaşık 3D deneyimler,
deneyimlerinin arkasındaki muaz-
yaklaşımları ve malzeme akışları
dijital iş parçacıklarının bir parçası
zam veri akışı ile kombinasyonu,
açısından test edilebiliyor. Bu bilgi,
haline geliyor. Büyük miktarlarda
pazardaki değişikliklere veya reka-
bir konseptin aslında “üretime hazır”
veriyi kapsayan son derece sofistike
betin zorluklarına yanıt verebilmeyi
hale getirilip getirilemeyeceğini be-
modeller geçerli olduğunda, bir fab-
sağlayan büyük bir esneklik artışı
lirlemek adına oldukça önemli. Dijital
rika imalata başlayabiliyor.
sağlayabilir. Bu noktada; 12 sektörde
bile
olsa,
önce
üretim, üreticilerin tasarım fonksi-
üretim
teknikleri,
farklı
hizmet veren 3DEXPERIENCE plat-
yonundan belirli bir ürüne yönelik
Geleceğin üreticilerinin karşısındaki
formu, marka uygulamalarına güç
küresel talebin öngörülmesine kadar
zorluk, dijital iş parçacıklarının üre-
katıyor ve zengin bir endüstri çözüm-
neredeyse tüm fabrika üretimlerini
tim başlangıcının ötesine geçirilerek
leri deneyimi portföyü sunuyor. Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
17
Endüstri 4.0 - Makale
DASSAULT SYSTÈMES, SOLIDWORKS 2018’İ TANITTI
• 3 boyutlu tasarım ve mühendislik portföyünün en yeni sürümü tasarım ve üretim süreçlerini entegre ediyor ve SOLIDWORKS CAM’i de içeriyor • Basitleştirilmiş ürün geliştirme ve iş akışı etkileşimleri; inovasyonu hızlandırıyor ve işletme için daha iyi sonuçlar sağlıyor. • Kullanıcıların iş
Dassault Systèmes 3 boyut-
lu tasarım ve mühendislik uygulaması portföyünün en yeni sürümü olan SOLIDWORKS 2018 uygulamasının duyurdu. SOLIDWORKS 2018, her büyüklükteki işletmenin parçaları ve ürünleri nasıl üreteceği konusunda tekrar düşünmesini ve günümüzün deneyim odaklı ekonomisinde yenilikçi fikirleri daha hızlı pazara sunmasını mümkün kılan, tasarım ve üretim süreçlerini entegre eden uçtan uca bir çözüm içeriyor.
Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformu üzerinde da artıracak uçtan çalışan SOLIDWORKS 2018, uca süreç çözümleri ürün geliştirme iş akışında önümüzdeki aylarda ka- disiplinler arası etkileşimleri çözümlerle demeli olarak kullanıma basitleştiren işletmenin üretim stratejisunulacak sinin tamamında tasarımı performansını daha
18
Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
destekliyor. Akıllı üretimi kolaylaştıran bu tek biçimli süreç, bir sistemden diğerine veri aktarımı gerektirmeden tüm ürün geliştirme ekipleri için her zaman, her yerden ve gereken her türlü formatta bağlantılı ve sorunsuz veri akışı sağlıyor. Günümüz sert rekabet ortamında ancak bir ürün satışı ve kullanımının ötesinde, güçlü ve etkili müşteri deneyimleri sunan işletmeler müşteri bağlılığı yaratabilmekte. Bu durum başarı için işletmeleri operasyonlarının her alanında inovasyona teşvik ediyor. Geçmişte kalmış organizasyon yapıları, süreçler ve araçlar ürün geliştirmenin tasarım ve üretim ayaklarını birbirinden ayırıyor. Bu da işbirliği, plan ve bütçeleri et-
kileyen hatalara yol açıyor. SOLIDWORKS 2018 ile eşzamanlı olarak birlikte çalışan ekipler daha hızlı ve düşük maliyetli bir şekilde ürün ve parça tasarlayabilecek, işlevini ve üretilebilirliğini doğrulayabilecek, verileri ve ilgili süreçleri yönetebilecek, üretimde otomasyon sağlayıp denetim yapabilecek. Tasarım sürecinin erken aşamalarında eklenen fikirler sayesinde tasarım ve üretimdeki değişiklikler hızlı ve kolay bir şekilde yönetiliyor, ilgili model, program, çizim ve belgelere otomatik olarak aktarılabiliyor. Yepyeni bir uygulama SOLIDWORKS CAM Bu sürece yönelik temel bir
Endüstri 4.0 - Makale SOLIDWORKS 2018 özelliği, bilgi alarak kural tabanlı işleme sağlayan ve üretim programlama otomasyonunu mümkün kılan yeni bir uygulama olan SOLIDWORKS CAM. Tasarımcılar ve mühendisler tasarımlarının nasıl hayata geçirileceğini daha iyi anlıyor, karar alırken daha fazla bilgiye ulaşıyor ve hızlı bir şekilde prototip parça üretebiliyor, böylece kalite, maliyet ve teslimat kontrol altında tutuluyor. Bu uygulama aynı zamanda saatler değil saniyeler içinde otomatik olarak tasarlanan ve programlanan özel parçalarla ekiplerin “sipariş üzerine üretim” stratejilerini uygulamasını mümkün kılıyor. Dassault Systèmes SOLIDWORKS Türkiye Satış Müdürü Burak Kuralkan, şunları söyledi: “Başarılı bir müşteri deneyiminin temelinde iyi tasarlanmış bir ürün ve bunu üretmenin verimli bir yöntemi yer alır. SOLIDWORKS 2018 parça veya ürün imalatına daha akıllıca bir yaklaşımdan fazlasını sağlıyor, işletmelerin hayal gücünü inovasyona dönüştürmesine ve ekosistemler oluşturmasına yardımcı oluyor. Geçmiş sürümlerde de olduğu gibi SOLIDWORKS 2018’deki birçok yeni araç ve geliştirme SOLIDWORKS kullanıcılarının geri bildirimlerini
temel alıyor, daha hızlı, daha yüksek kaliteli ve daha düşük maliyetli üretim için daha güçlü ve daha fazla olanak sağlıyor. Kullanıcıların iş performansını daha da artırmaya yönelik ilave uçtan uca süreç çözümleri önümüzdeki aylarda kullanıma sunulacaktır.” Yeni özellikler Alapala’ya ciddi bir zaman tasarrufu getirdi 2011 yılından bu yana Türkiye’de ve dünyada un makinaları sektörünün önde gelen firmalarından biri olan Alapala Makina, SOLIDWORKS 2018’in yeni özelliklerini ilk deneyimleyen firmalar arasında. 1954 yılında kurulan Alapala Makina, un sektöründe uzmanlaşan ve sektörün lideri olma vizyonuyla alanında dünyanın en büyük iki şirketinden biri olan Alapala Grubunun en eski ve en bilinir şirketidir. Alapala Makina, istenilen büyüklükte anahtar teslim tesisler inşa ediyor. Üretiminin %95’ini ihraç eden şirket Türkiye’nin en büyük 500 ihracatçı firması arasında yer alıyor. Alapala Makina Proje Direktörü Onur Ersoy, SOLIDWORKS 2018’in yeni özellikleri sayesinde sunduğu avantajlar hakkında şunları söyledi: “İş dünyasında en çok ihtiyaç duyulan şeyin zaman olduğu yadsınamaz
bir gerçektir. SOLIDWORKS’ün bu sürümünde birçok yeni özellik bulunmaktadır ancak bu özellikler arasında bir tanesinin öne çıktığını düşünüyoruz. SOLIDWORKS 2018 ile gerçekten zamandan tasarruf yapıyorsunuz. Part ya da montaj dosyalarının açılma hızında kayda değer bir gelişme var. 2017’deki part veya montaj dosyalarımızı 2018 formatına çevirdikten sonra açılma sürelerinin 2017’deki süreye kıyasla yarıya indiğini gözlemledik. Günde 30-40 dosya açtığımızı varsayarsak ve her bir dosya için 1 dakikalık bir zaman kazanabilirsek, bu ortalama olarak günde kişi başı 30-40 dakikalık bir kazanım anlamına gelmektedir. SOLIDWORKS 2018 bu noktada da bize önemli bir zaman kazandırıyor. Alapala Makina olarak ürünlerimizde %60-70 sheet metal kullanmaktayız. Slot ve sekme unsurlarını kendimiz oluştururken, revizyonlarda beraber hareket etmeleri için birbirine referanslamaktaydık. Ancak çoğu zaman bu referanslar patlıyor ve sürekli düzeltmemiz gerekiyordu. SOLIDWORKS 2018’in yeniliklerden biri olan Tab & Slot tasarımı bizim efor ve zamanımızı en uygun şekilde kullanmamızı sağlayan önemli bir özelliktir”
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
19
Endüstri 4.0 - Makale
ENDÜSTRİ 4.0 İLE ÜRETİM DAHA VERİMLİ binlerce değişkenin anlık kayıtları sürekli yapmaktadır. İşlenmemiş Büyük veri (Big data) sayesinde araçta oluşan olayları anında takip etmekle kalmayıp, gelecekte oluşabilecek durumları da belirleyebiliyoruz.
DURMAZLAR
Durmazlar, bugün iş ortağı
20
Makine
olarak yol aldığı 80 distribütörü ile 120 ülkeye ihracat yapıyor ve üretilen makinaların %80’e yakını ABD, Avrupa Birliği ülkeleri ve Avustralya gibi gelişmiş sanayi ülkelerinde alıcılarıyla buluşuyor.
Durmazlar Makina’nın 60 yıllık teknolojik altyapısı ile Durmaray, raylı sistem çalışmalarına 2009 yılında başlamıştır. Bugün, bu kadar kısa bir sürede Yurt içinde farklı illerde başarılı bir şekilde çalışan 98 adet tramvay ve hafif raylı sistem aracı bulunmaktadır.
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
Ülkemizde sektörünün lideri olan Durmazlar, Türkiye’de liderliğini devam ettirmek ve Dünya lideri olabilmek için Makine ve Raylı Sistem üretiminde kendi geliştirdiği yazılımlar ile Endüstri 4.0 vazgeçilmez unsurlarından Dijitalleşme, Etkileşim ve Geleceğin Fabrikaları temel alarak üretimine devam etmektedir.
Dijitalleşme Durmazlar Panorama aracında, geliştirilen yazılım sayesinde Araç kontrol ünitesi, Tahrik, Kapı, Fren gibi alt sistemlere ait şu anda
Geleceği tahmin edebilir miyiz? Büyük verinin işlenmesi ile elde edilen Akıllı Veri(Smart data) sayesinde bir bileşenin ne zaman değiştirilmesi gerektiğini ön görebiliriz. Farklı sürücüler ile bağdaştırılan kullanım sayısıları, aracın çalıştığı hat yapısı, sıcaklık verileri incelenip ömür hesaplamaları yapabiliyoruz.
Araçta bulunan yüzlerce bileşenin özetlenmiş verisine ulaşma imkânı sağlayan Akıllı Veri, yedek parça planlama, bakım periyodları takibi gibi önemli konularda İşletmeler için büyük fayda sağlayacaktır.
Endüstri 4.0 - Makale
raporlar ile bir makinenin veya aracın durumunu özetleyebiliyoruz. Aracın kaç km yol kat ettiğini, makinenin kaç saat çalıştırıldığını, ne kadar enerji tükettiğini, aracın ne kadar insan taşıdığını, ünitelerin arıza adetlerini, yedek parça değişim zamanlarını bu raporlar ile sunabiliyoruz. Örnek olarak bir tramvayın kumlama sistemini ele alalım. Araçta yapılan kumlama kullanım analizler sayesinde ve kumlama deposunda bulunan sensörler ile kumun azaldığını ve ne zaman biteceğini ön gören araç, merkez bilgisayar ile iletişime geçip kum ihtiyacını bildirebilir. Bu durum aydınlatma bileşenleri, yağlama sistemleri, kontaktörler, düğmeler gibi yüzlerce bileşen için geçerlidir. Araç konumu, kilometresi, tükettiği enerji, sıcaklık durumları, aracı kullanan sürücü kimliği, araç hızı, oluşan hatalar ve uyarıları, bakım zamanlarını işletmeler takip edebilir. Her geçen gün ürettiğimiz araç sayısı artmaktadır. Yazılım güncelleme ihtiyacı duyulduğunda, her araca tek tek yazılım yüklemek yerine bulut teknolojisi ile bu güncellemeler, akıllı telefon gibi otomatik hale getirilecektir. Aynı şekilde makinelerimizde gün içerisinde hangi parçaların kesildiğini, kesim sürelerini, makinenin açılma ve çalışma saatlerini, oluşan alarmlarının kaydını tutmaktayız. Haftalık, aylık, yıllık
Durma Bulut sistemi, internete erişimi olan akıllı bir cihaz üzerinden, interneti bulunan Durmazlar makinesine erişim sağlar. Durma Bulut sistemi makine verilerini depolar ve yeniden kullanılmasına izin verir. Makinenin durumu ve kesilen parça bilgileri anlık olarak izlenebilir. Gün içinde kesilen tüm program bilgileri görülebilir. Tarih aralığına göre, geriye dönük kesim raporları alınabilir. Bu raporlar excel dosyası olarak kendi cihazlarına aktarılabilir. Çalışma süresi, durma süresi ve verimlilik hesaplamaları yapılabilir. Hata mesajları ve hata sebepleri incelenebilir. Aynı kullanıcıya ait birden fazla makinenin bilgileri izlenebilir. İsteğe bağlı olarak makine üzerindeki kameralardan görüntü alınabilir. DURMA Bulut Haberleşme ile veri yönetimi, servis yönetimi, uzaktan backup/restore yapılabilme, performans analizi, makine parametrelerine uzaktan erişim ve yazılım güncelleme, veri analizleri ve bunlar sayesinde kestirimci bakım planlamasını çok daha verimli hale getirmeği planlıyoruz. Durma Bulut
distribütörleri, makinesini tam verim ile kullanmayan müşterileri tespit edip, destek çıkarak sorunlarını çözebilir. Makinesini maksimum seviyede kullanan müşterilere ise daha optimum çözümler sunarak üretimini artırmasına yardımcı olur. Endüstri 4.0 ile birlikte gelen geniş ağ ve yüksek oranlı veri paylaşımı, siber güvenlik talebini hızla arttırmaktadır. Ürün ve verilerin kötü emelli kişilere karşı korunması amacıyla Durmazlar siber güvenlik önlemlerini Endüstri 4.0’a uyum sağlamak amacıyla mevcut güvenlik sistemlerini de sürekli geliştirmektedir.
Etkileşim Tramvay araçlarımızda, yeraltı ve yer üstü konumlandırma sistemleri yardımıyla bulundukları koordinatları kesin olarak tespit edebiliyoruz. Araçlar bu konum bilgilerini ve ek verileri merkez bilgisayar ve güzergahta çalışan diğer araçlar ile paylaşabiliyorlar. Nesnelerin İnternet’i (Internet of Things, IoT) sayesinde araçlar birbirlerine çok yakınlaşmasını veya uzaklaşmasını Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
21
Endüstri 4.0 - Makale sağlayarak hatta homojen bir dağılım elde edebiliyorlar.
DURCOM programı sayesinde önceden belirlenen kişilere e-posta gönderebilen araçlarımız, meydana gelen sefer aksamaların önüne hızlı bir şekilde geçilmesini sağlayan, erken bildirim sistemir. Anlık müdahale edecek ekiplere, anlık bilgiler, aracın raporlamasını yapan ekiplere, günlük genel raporlar gönderilmektedir. Araç hakkında genel bilgi almak isteyen birimlere ise harcanan, kazandırılan enerji, km, çalışma süreleri, sürücü puanlama v.b. bilgiler haftalık veya aylık raporlar gönderilebilmektedir. Araçlarımız, çalıştıkları güzergâhlarda bulunan tehlikeli bölgelerde hız sınırlamaları uygulamaktadır. Kurp’larda oluşan tekerlek aşınmasını engellemek ve sürüş konforunu artırmak için de araçlarımız rayları yağlamaktadır. Trafik ve yaya yoluna açık olarak çalışan raylı taşıtlarda bir noktada yağlama yapılması, temizlenmesi zor yağ katmanı oluşmaktadır. Oluşan bu yağ katmanı trafikte bulunan diğer araçların ve yayalar için tehlikelidir. Bu nedenle geliştirdiğimiz Akıllı yağlama sistemi sayesinde araçlar bir birleriyle iletişime geçip her aracın değil, o noktadan geçiş yapan belirli araçların yağlama yapmasını sağlayabiliyoruz. Makinelerimizde DBEND Programı sayesinde 3D Cad programlarında 22
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
oluşturulan parça çizimlerini aynı çatı altında yönetilmesini sağlıyoruz. Aynı zamanda bu program üzerinden farklı makinelerde kullanılmak üzere kesim kodunu oluşturabiliyoruz. Bu sayede, sonuca ulaşması gereken iş parçası farklı makinelerde işlem görme gereksinimi duysa bile hatasız olarak işlem görecektir. Mevcut Lazer, Plazma ve Punch makineleri ile otomatik yükleme boşaltma sistemi arasında iletişim ağı oluşturup grup olarak hareket etmelerini sağlıyoruz. Bu bize birçok farklı tipte malzemeyi tek sistem üzerinden ve durmadan yönetebilme olanağı sağlamaktadır.
Endüstri 4.0 en önemli ve vazgeçilmez bir parçası Sensor teknolojileri sayesinde, farklı bileşenlerinin birbiri ile uyumlu çalışması sağlanmaktadır. Tramvayımızın önüne yerleştirilen lazer tarayıcı sayesinde aracın hareket yönü taranmakta ve çeşitli filtreleme işlemleri sonrası tespit edilen objelerin uzaklığı, hareket yönü ve çarpışma olasılığı hesaplanmakta.
DAM sistemi Abkant makinelerinde tek seferde yüksek hassasiyet ile büküm yapmamızı sağlar. Öğrenme metodu ile tekrarlanabilen büküm-
ler yapabilmekte. DAM sayesinde Abkant makinelerimiz operatör kabiliyetine ihtiyaç duymadan doğru ve hızlı bükümler yapabilmektedir. Abkant kontrol panelinde yer alan bir bükme programını Barkod okuyucu sayesinde otomatik olarak seçtirebilmekteyiz. Bu kullanıcı açısından işlemi çok kolaylaştıran bir sistemdir. Kullanıcın hata yapmasını da engellemektedir. Geleceğin fabrikaları Durmazlar, üretim sürekliliğini üst seviyede tutacak, uzaktan kontrol edilebilir makineler üreterek, akıllı üretim hatları sunmak ve operatör ihtiyacını en aza indirgeyerek gelecek fabrika kurulumlarında hızla ilerlemektedir. Amacımız insan ve makinenin aynı anda güvenli bir şekilde çalışmasını sağlamak. İnsan hatalarını en aza indirgemek için önemli noktalarda, makine tarafından kontrol edilebilen bir üretim sağlamak. Örnek olarak bir aracımızda önemli bir noktasında vidalama işlemi belirli bir tork ile yapılması gerektiğinde, sisteme bağlı aygıt eksik sıkılma veya farklı tork uygulandığını tespit ederse bu durum anında ilgili kişilere bildirilecek.
Endüstri 4.0 - Makale
Üretim hattındaki tüm makineler için üretim planlaması yapabilen, veri toplayan, stok kontrolü, zamanlama yapabilen ve çalışma durumu ile ilgili analiz yapabilen sistemlerin geliştirilmesi ile mevcut ERP sistemlere entegre olmaya çalışıyoruz. Araçlar tarafından merkeze ulaşan
ihtiyaç talebi, merkez sistem yönetimi tüm raylı sistem filosunun ihtiyaçlarını kontrol ettikten sonra, stoktaki durumları göz önünde bulundurarak, otomatik olarak ihtiyaçlarını karşılayabilecek. Büyükşehirlerde yüzlerce hatta binlerce araç filo’lu işletmeler kesintisiz bir işletme için bu sürece ayak uydurmak
zorundadır. Tedariği haftalar sürebilen ve maliyetli bileşenler için önceden bilgi sağlayabilmek ve siparişi hazırlamak bozulma gerçekleşmeden bakımın doğru ve yeterli bir biçimde yapılmasını sağlanmalıdır.
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
23
Endüstri 4.0 - Makale
QUALİST
SİBER FİZİKSEL SİSTEMLER ÇAĞINDA, DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜ BAŞARABİLEN İŞLETMELER KAZANACAK!
Günümüz
çağında siberfiziksel sistemlerle fiziksel dünyanın sanal bir kopyasını oluşturmak ve uzaktan karar vermek giderek kolaylaşıyor. Nesnelerin interneti sistemleri ile üretimde olup bitenleri bir ekrandan izlemek, makinelerle anında veri alışverişi yapmak ve üretim otomasyonunu bir kontrol ekranı üzerinden gerçekleştirebilmek artık mümkün. Peki Endüstri 4.0 ya da diğer adıyla 4. Sanayi Devrimi olarak adlandırdığımız bu değişimi kucaklamak için nelere ihtiyacımız var ve diji-
24
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
tal dönüşüm sonrasında neler bekleyebiliriz? Endüstri 4.0 ve dijital dönüşüm arasındaki ilişki Fabrika optimizasyonu, akıllı sistemler, bilgi tabanlı servisler, varlık yönetimi, dijital fabrikalar, endüstriyel IoT gibi kavramlar Endüstri 4.0 ile birlikte tüm üreticilerin hayatına girdi. Peki üreticiler için dijital dönüşüm neyi ifade ediyor? Dijitalleşen ekonomiye uyum sağlayabilmek için artık tüm üreticiler yeni teknoloji, iş
modelleri ve süreçlere dair yatırım yapmak ve yeniden yapılanmak durumunda. Dijital dönüşümün birden fazla ayağı var. Ürün ve hizmetleri dijital servislerle birleştirmek, pazar ve müşterilerle dijital etkileşimi artırmak bunlardan ikisi. Her firmanın olmazsa olmazı bu dijitalleşme süreçlerine üreticilerin operasyon ve tedarik zincirlerinin otomasyonunu da eklemesi gerekiyor. Otomasyonu mümkün kılan nesnelerin interneti teknolojilerini nasıl değerlendirmeliyiz? Bunun
Endüstri 4.0 - Makale
için öncelikle nesnelerin interneti tanımına üretim çerçevesinden bakmak gerekiyor. Endüstri 4.0 çağında şimdiye kadar ortaya konan en kullanışlı tanımlardan biri şu: akıllı cihazların, birbirini algılayan ve iletişime geçebilen nesneler aracılığıyla akıllı bağlantısı. Almanya’da başlayan bu devrim, artık dünyada üretimin gelecek vizyonunu bize gösteriyor. Önümüzdeki yıllarda dünya üzerinde pek çok üretim sisteminin birbirine web tabanlı uygulamalarla bağlandığına ve siberfiziksel sistemler adını verdiğimiz bu sistemlerin ürünler ve üretimin doğasını büyük ölçüde değiştirdiğine tanık olacağız. Yeni nesil sensörler, bulut bilişim ve siber fiziksel sistemlerin izlenmesi ile ortaya çıkan büyük verinin analizi, akıllı üretim ve akıllı
fabrikaların temel taşları olacak. Siber-fiziksel sistemler fabrikanıza hangi faydaları sağlayabilir? • Üretim maliyetlerinizi düşürerek, karlılığınızı artırabilirsiniz. • Üretim esnekliğini artırarak ürün çeşitliliğinizi genişletebilirsiniz. • Üretim sisteminizi uzaktan izleyip arıza teşhislerini kolaylaştırarak plansız duruşlardan kaynaklanan kayıplarınızı önleyebilirsiniz. • Tesisinizi çevre dostu yöntemlerle yönetebilir, enerji tasarrufu ile maliyetlerinizi azaltabilirsiniz. • Operasyonel verimliliği artırarak zaman ve kaynak tasarrufu sağlayabilirsiniz. • Otomasyon sayesinde kazandığınız zaman ile yeni hizmet ve iş modelleri geliştirebilir,
yönetimsel işlere daha fazla zaman ayırabilirsiniz.
Endüstri 4.0 ürünleri ile işletmenizin dijital dönüşümünü gerçekleştirin. Qualist, veri toplama-işlemegörselleştirme, Endüstriyel IoT, büyük veri analitiği ve Arttırılmış Gerçeklik (Augmented Reality) olmak üzere, Endüstri 4.0’ ın 4 alanında direkt kendi ürün ve çözümlerini sunmakta, diğer tüm alanlarında da en kaliteli teknolojileri seçip dijital dönüşüm projelerine entegre ederek müşterilerine değer yaratmaktadır. Endüstri 4.0’ın tüm katmanlarını kullanan uyarlanabilir iş uygulamalarımız ile firmanızın dijital dönüşümünü vakit kaybetmeden gerçekleştirebilirsiniz. Detaylı bilgi için: www.qualist.com
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
25
Endüstri 4.0 - Makale
PROENTE OTOMASYON’UN ENDÜSTRİ 4.0 VİZYONU birebir örtüşen, gereklerini ve dinamiklerini yorumlamış ve anlamlandırmış bir şekilde ürünler geliştirmiş durumdayız. Herkesten önce hareket etmenin avantajını da görerek, yeteneklerimizi de bu doğrultuda her geçen gün geliştiriyoruz.
Erçin Temel Proente Otomasyon CEO
Biz kimiz?
PROENTE
Proente,
özellikle kobilerin derinlemesine araştırılması ve ihtiyaçlarının tespitinin sonrasında tasarlanan proaktif yapıya sahip bir firmadır diyebiliriz. Her ne kadar endüstriyel otomasyon alanında çok rastlamasak da kurucu ekibimiz bilgisayar mühendislerinden oluşuyor. Bu disiplinden gelen ekibimizin en önemli özelliği ise Endüstri 4.0 veya IoT kavramları henüz bu denli yaygınlaşmamışken, bu konulara odaklanan bir vizyonla çalışmaya başlamış olmamız ve endüstrinin gereksinim duyduğu noktalara hitap eden ürünleri birçok yapıdan / firmadan önce keşfetmeyi ve üretmeyi başarmış olmamızdır. Özellikle belirtmek isteriz ki iş dünyasının, akademinin, sivil toplum kuruluşlarının büyük önem vermeye başladığı Endüstri 4.0 kavramının nereye, nasıl varacağını ve esasen neye tekabül ettiğini tartıştığı noktada, biz Endüstri 4.0 ile
26
Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
Faaliyet Alanlarımız Çalışma sahamızın fikri çerçevesini en iyi şekilde anlatabilmek için şu yönerge üzerinden ilerlemek yararlı olacaktır: Bir yanda endüstriyel otomasyon alanında çalışanlar; diğer yanda ise “high level” programlama ve sistemlerini geliştiren “plaza çalışanları” olsun. Bu ikisinin tam ortasında konumlanan tamamlayıcı ya da dengeleyici unsura tam olarak Proente’dir diyebiliriz; çünkü fabrikaların ihtiyaçlarını her iki tarafın özelliklerini, düşünce sistemini ve istemlerini bilerek karşılayabiliyoruz. Sorunsuz ve hızlı çözümleri geliştirebilmemizin püf noktası da Proente’nin bu konumudur. Bu vizyon çerçevesinde geliştirdiğimiz faaliyet alanlarımızın temelini ise fabrikaların üretimleri, hammadde ve stok durumları ile ilgili yazılımsal ve donanımsal çözümler üretmek oluşturuyor. Proje odaklı çalışmalarımızın yanı sıra, mevcut yazılım ürünlerimizi de çözüm ortaklarımıza
göre yeniden şekillendirerek, terzi usulü çözümler üretip, geliştiriyoruz. Şu aşamada en çok odaklandığımız ve en güçlü olduğumuz faaliyet alanımız, Endüstri 4.0 ve unsurlarını temel alarak, Türkiye’deki üreticilerin dijitalleşme süreçlerinde, gereksinimlerini daha ekonomik ve sorunsuz şekilde giderecekleri çözümleri üretmek. Proente’yi Farklı Kılan Temel Özelliklerimiz Proente’yi ve faaliyet alanlarını anlatırken, benzer mecralarda çalışan birçok firmanın olduğunu düşünebiliriz, bu noktada bizi diğerlerinden ayıran özelliklerin altının çizilmesini çok önemsiyoruz. Kurucu ekibimizin vizyonunu oluşturan eğitim ve vizyon yapısının özelliklerinden bahsetmiştik. Bununla ilişkili olarak, Proente’yi benzerlerinden ayrıştıran en temel özelliğinin, “endüstriyel otomasyon ve sistemleri” alanına bilgisayar mühendislerinin mantığını ve yazılım mimarisini entegre etmesi olarak ifade edebiliriz. Altyapımızın sorunsuz sitemler, performanslı yazılımlar, çok daha dinamik ve aktif raporlama ve analize uygun şekilde kurgulanmış olması ise fark yarattığımız en
önemli özelliğimiz. Bu özelliklerimizin temelinde Endüstri 4.0 perspektifi etkili olurken, bu yönde geliştirdiğimiz hizmetlerin de Endüstri 4.0 ile gerçekleştirilmek istenenleri karşıladığını söyleyebiliriz. Buradan yola çıkarak, ithal edilen donanımlar ve yazılımlar üzerinde terzi usulü eklemelerin daha hızlı ve mantıklı biçimde yapılandırılarak kullanıcılara sunulması, farklı ihtiyaçlara yönelik donanımların da kullanıldığı akılcı ve proaktif sistemler kuruyor olmamız çalışma sahamızın temelini oluşturuyor ve bu yapımız bizi diğerlerinden farklı kılıyor. Proente olarak Endüstri 4.0’ı Nasıl Yorumluyoruz? Çalışmalarımızı diğerlerinden ayrıştıran özelliklerimizden ve vizyonumuzdan bahsederken, Proente’nin esas yapısının Endüstri 4.0 kavramına yaslandığını belirtmiştik. Bu noktada bizlerin Endüstri 4.0’dan ne anladığımızı biraz daha açmak faydalı olabilir. İlk olarak belirtmemiz gereken; Endüstri 4.0’ın anlık bir hamle ya da kısa vadede tamamlanacak bir süreç olmadığıdır, yıllardır süregelen Sanayi Devrimi’nin ardılı ve görünen o ki geldiği son nokta olduğudur. Ancak yaygın şekli ile ele alındığı gibi bu sürecin nihai hedefi yalnızca karanlık fabrikalar, her türlü otonom işin gerçekleşiyor olması ve robotlar değildir. Bu süreci bir zihniyet dönüşümü olarak okuyoruz. Özellikle karar mekanizmalarında verilerin anlamlı şekilde analiz edilerek yöneticilere sunulması, bu şekilde verimliliğin artırılması, çevre
kirliliğinin azaltılması gibi faktörlere de dikkat etmek gerekiyor. Robotların bir işi yapabiliyor olmasından çok karar verici konuma gelebilmeleri, bu şekilde üretimi yönetebilecek seviyeye ulaşmaları, Endüstri 4.0’ın gerçekleşme ve ilerleme sürecine dair en önemli göstergelerden birini oluşturuyor. Bu sistemlerin ortaya çıkardığı verileri bir insanın performansından 2- 3 kat daha hızlı çalışarak, otonom karar alma ve üretimi yönetme kabiliyetine erişim bu noktada önem kazanıyor. Dolayısıyla, Endüstri 4.0 içerisinde robotlaşmayı ele alırken, endüstriyel robottan çok, bir kontrol mekanizması içerisinde yer alan, analiz edilen sistemlere entegre edilebilecek donanım ve yazılımlar ile insan etkileşimini en aza indirecek bir sistemden bahsediyoruz. Ancak üretim sürecince insan faktörünün minimuma indirilmesini ifade ederken, yorucu ve birbirini tekrar eden aşamaların dışına çıkarılmasından bahsediyoruz. İnsan faktörünü, yalnızca insana özgü olan duygusal ve mantıksal bir ortak karar mekanizması içerinde değerlendirerek ve Endüstri 4.0’ın insanı geliştirici yönünü görerek; robot, makine ve bu ekipmanları kullananlar arasındaki çalışmanın dijitalleşmesi, birbiri ile entegre hale getirilmesi ve süreçlerin iyileştirilmesi üzerine çalışmalarımızı geliştiriyoruz. Ancak verilerin daha hızlı analiz edilmesi ve aksiyonların daha hızlı devreye konulması noktasında, verimliliği artıracak olan proaktif sistemleri geliştirmek önem kazanıyor. Defolu
Endüstri 4.0 - Makale üretimin en aza indirgenmesi, tedarik zincirini hatasız işler hale getirmek ve stoksuz üretimin sağlanması bu sistemin en önemli pozitif sonuçlarından olacaktır. Sonucunda ise doğaya zarar vermeyen bir üretimin daha az kaynağın tüketilerek, çok daha sürdürülebilir biçimde ilerlemesini sağlayabileceğiz. Hedefimiz ve Büyüme Vizyonumuz Proente isim olarak yeni bir oluşumu temsil etse de, daha önce de bahsettiğimiz gibi “endüstriyel otomasyon ve yazılım” alanında deneyimli bir çalışma grubunun 5 senelik alt yapı çalışmasına dayanıyor. Büyümemiz, kendi geliştirdiğimiz ürünler ile fabrikaların dijitalleşmesi süreçlerini geliştirmek yönünde olacak diyebiliriz. Türkiye’de ve dünyada nelerin yapılması gerektiği, ihtiyaçların ve eksiklerin neler olduğunun değerlendirilme süreci devam ederken, Proente çok kısa bir zaman diliminde özellikle Türkiye’deki Endüstri 4.0 alanında standartları tayin edebilecek teknik bilgi ve ürün gamına sahip olacaktır. Güncel hedeflerimiz arasında ise özellikle enerji alanındaki dijitalleşme sürecine eğilerek, büyük verinin analizi ve tedarik zincirindeki tam kontrolü için gerekli sistemleri ve yapıları kurgulamak bulunuyor. Bu sürecin gelişmesi ve yaygınlaşması için de bahsettiğimiz başlıklarda eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin de tarafımızdan sağlanacağını belirtmek isteriz.
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
27
Röportaj - insan - Yönetici
ROCKWELL AUTOMATION GENEL MÜDÜRÜ CENK CEYLAN: “BEN OYUNUN KURALLARININ DAHA GÜZEL OLACAĞINA İNANIYORUM” Rockwell Automation Genel Müdürü Cenk Ceylan ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Ceylan: “Ben oyunun kurallarının daha güzel olacağına inanıyordum. Bunu değiştiriyordum ve arkadaşlarımı bu değişime ikna edip, o oyunu kazanabiliyordum.” dedi. World Media olarak sektörlere dönük birçok yayın çıkarıyoruz. İş hayatında tüm firmaları ve yetkililerini biliyoruz tanıyoruz. Şimdi yeni bir konseptle okurlarımızın karşısındayız. Global veya ulusal firmalarımızın yetkililerinin insan yüzüne değmeye çalışacağız. Onların iş yaşamı dışındaki hayatlarına dokunacağız. Bu röportaj dizimize Rockwell Automation’ın yetenekli Genel Müdürü Cenk Ceylan ile başlıyoruz.
28 Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
İistiyorum. şin insan yüzüne biraz değinmek Röportajımızın konu
ağırlığı bu olacak. Cenk Ceylan’ı biz biliyoruz ancak okurlarımızın daha yakından tanıması açısından, ROCKWELL AUTOMATION Genel Müdürü Cenk Ceylan’dan kendisini dinleyelim? Rockwell Automation, benim kariyer hayatımda çalıştığım 3. global şirket. Daha önce sektördeki diğer Alman ve Fransız menşeli global şirketlerde de görev yapmıştım. Farkını izah etmek istiyorum. Niye 10 senedir Rockwell Automation’dayım? Niye sıkılmadım ya da niye Rockwell Automation ile ilgili fikirlerim değişmedi ? Kariyer hayatında 10 yıl uzun bir süre aslında, fena bir süre değil. Genelde sorulan da “Çok mu mutlusun da devam ediyorsun?” oluyor. Evet, gerçekten insan mutlu olduğu yerde çalışabiliyor, onu fark ettim. O mutluluk nereden kaynaklanıyor? Hep şunu söylüyorum, buraya gelen her insan, yani hepimiz profesyonel
çalışan insanlarız. 24 saatlik zaman diliminden uykuyu çıkardığımız zaman yüzde seksenine yakınını beraber geçiriyoruz. Ailemizden daha fazla birbirimizi görüyoruz. Her ne kadar büyük bir organizasyona ait bir takım da olsak en nihayetinde bir aile atmosferi yaratmak, her zaman o insanın huzur ve mutluluk beklentisini besliyor. Çünkü insan çalışan da olsa nihayetinde insan. Tabii bu ortamı kurarken şirketin yaklaşımı çok önemli. Biz şirketimizde, bu açıdan çok şanslıyız. Rockwell Automation, globalde de insan odaklıdır. Çünkü insanın mutluluğu, huzuru ve akıl sağlığı üzerine kurulu bir sistematiği var. Bir de yapısal olarak şirketin içinde iletişim ve erişim çok kolay. Bizde kurallar ve hiyerarşilerle insanları birbirlerinden uzaklaştıran bir yapı yok. “Niye doğrudan bana ulaşıyorsun?” gibi kriterler yok ve tepki almazsınız. Asıl olan ihtiyaçlardır. İşle ilgili bir ihtiyacınızın muhatabı kimse doğrudan ona gidilir. Şirketimizde hiçbir zaman bir
Röportaj - insan - Yönetici sakınca görülmediği için insan kendini gerçekten çok rahat hissediyor. Öyle bir kısıtlama gelmediği için, kendi yeteneklerinizi şirket içinde rahatça ortaya koyabiliyorsunuz. Biz bu ortamı mikro düzeyde burada, kendi ofisimizde de yaratmaya çalışıyoruz. Bizde hiçbir takım arkadaşımız için hiyerarşik sınırlama yoktur. İnsanlar sadece görev tanımına sınırlı kalmaz. Görev tanımının dışındaki konularda da fikir yürütmeye çalışırlar, çünkü herkesin odaklandığı şey buradaki huzurlu ortamın devam etmesidir. Onu da başarıyla süslemek, yani başardıkça hazzı hissetmek için başarının parçası olmak gerekiyor. Parçası olabildiğiniz sürece de o sizi besliyor. Buradaki atmosferi aslında, ofisimizde zaman geçirdiğinizde daha iyi anlıyorsunuz. İnsanlar aile gibi çalışıyorlar. Biz biraz da Amerikan şirketinin bir ayağı ancak özünde bir Türk şirketi gibi çalışıyoruz. Kendi kültürümüzle bağdaştırarak tabii. Distribütörlerimizle, sistem partnerlerimizle büyük bir Rockwell Automation ailesinin bir parçası gibi hissediyoruz...
ROCKHELL SAHNEDE Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
29
Röportaj - insan - Yönetici Burada gerçekten bunlar beylik laflar gibi geliyor ama bunu hayata geçirebildiğimiz için söylüyorum. Bu yüzden işin zorluklarını beraber yaşarken, işin tadını ya da kazandığımız başarının tadını çıkarırken de onlarla beraber çıkarmak çok hoşumuza gidiyor. O yüzden örneğin bir parti düzenlediğimizde; ofisimiz hiçbir zaman kendi ailemize kapalı değildir. Mutlaka partnerlerimiz, son kullanıcılarımız yani herkese davetiye göndeririz, müsait olanlar gelirler ve ortam samimi bir ortam olur. Bunu da gönülden yaptığımızı hissettikleri için sağ olsunlar bizi hiç yalnız bırakmıyorlar. Bunun da şöyle bir avantajı oluyor: İş hayatında zaten zorlu, stresli, sıkıntılı durumlar yaşıyorsunuz ve işte bu gibi aktiviteler bunları bir nebze yumuşatıyor, çünkü işin insan tarafı devreye giriyor. Hiçbir şirket kusursuz çalışmaz ya da hiçbir organizasyon kusursuz iş yapmaz ama küçük hatalarda istenmeyen durumlarda beraber ayağa kaldırmak her zaman daha kolay. Yani muhatabınızla sadece müşteri - satıcı ilişkisi gibi bir ilişki kurduğunuzda bu çok mekanik oluyor ama biraz daha insan tarafına dokunduğunuzda insanlar sizin de insan olarak bazı hatalar yapabileceğinizi daha anlayışla karşılıyorlar. Tabii bu durum karşılıklıdır. Bazen müşterilerimizin hatalarını da biz tolere etmek durumunda kalıyoruz, bazen ise bizim hatalarımız oluyor ve müşterilerimiz bu konuda bize destek olmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla işin özü insanlığı yitirmeden iş hayatını yürütmeye çalışmak. Ben de bu noktada çok keyif alıyorum tam olarak, insanlarla iletişimi ve paylaşımı çok severim. Burada tek kaybetmememiz gereken dürüstlük ve açık sözlülük. Bu iki temel üzerine kurduğunuz her samimiyet, sonuçta gerçek samimiyet oluyor. Herkes o aile ortamını yaşadığında, kendisi gibi davranmaya başlıyor. Bu sefer o iş hayatında bazen maskeli balo tabir ettiğimiz insanların farklı görünümlere bürünme ihtiyaçları ortadan 30
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
kalkıyor. Herkes yalın, kendi halinde, olduğu gibi oluyor. Bir başka deyişle evinde Cenk Ceylan ne ise ofiste de o kişi oluyor. Eşimin gördüğü Cenk ile ofiste görünen Cenk arasında bir fark yok aslında. Sadece burada iş konuşuyoruz, evde eşimle çocukları konuşuyoruz. Arasında sadece konu farkı oluyor diyebiliriz. İş yerinde yabancılaşma ortadan kalkıyor diyorsunuz değil mi? Tabii, kesinlikle. Çünkü konumundan, yaptığı işten, vitrinden bağımsız aslında hepimiz profesyonel çalışan insanlarız, bunu unutmamak ve unutturmamak gerekiyor. Bu çerçevede ve geçirdiğimiz zamanda da tabii paylaşımlar artıyor. Ofis içinde işi maximum paylaşıyoruz ama onun dışında da birtakım arkadaşlıklar, ortak aktiviteler, hobiler ortaya çıkmaya başlıyor ve bu da hani gönülden yapmaya çalıştığımız aktiviteler (işler) haline dönmeye başlıyor. Çünkü kimseye zorla “bando kurduk arkadaşlar kortej yürüteceğiz” diyemezsiniz, ama bakıyorum mesela bu şirkette 10 yıldır geçirdiğim zaman içinde insanlar çok farklı aktiviteler paylaşmaya başladılar. Bunu da iş zamanlarının dışında bir araya gelmeyi isteyerek yapıyorlar. Bu da iş arkadaşlığı dışında bir de özel hayat arkadaşlığına dönüşüyor ve sağlam bir bağ oluşuyor. Ofisiniz işyeri ve aynı zamanda sosyal yaşayan bir organizma gibi… Başarının sırrı da bu olsa gerek…. Tam olarak böyle evet. Bu konuda birkaç örnek de verebilirim. Örneğin “Rockwell Kartallar” diye bir Whatsapp grubumuz var. Bizim şirketteki Beşiktaşlılar böyle bir grup oluşturdular. Rockwell Automation Çarşı grubu gibi ve beraber kombineler alınıyor, beraber maçlara gidiliyor, maç öncesi eğlenceler, şampiyonluk kutlamaları yapılıyor. Bu aktivitelerde kimseye herkes katılacak demiyoruz ve bir bakıyorsunuz ki özel bir sebepten dolayı katılamayan o kadar kendini üzgün hissediyor ki... Buna benzer yine motor kullananların bir grubu
var. Motorcular da hafta sonları, bayram tatillerinde motor seyahatleri düzenliyorlar. Birkaç haftadır bowling ekibi oluşturuldu. Herkes kendi yapabildikleri ya da kendi ilgi alanlarıyla ilgili arkadaşlıkları böylece ortaya çıkarıyor. Evet şimdi Rockwell Automation Genel Müdürü Cenk Ceylan’ın müzik aşkına gelelim? Nasıl başladı nasıl devam ediyor? Ben müzikle ilgili uğraşlarıma aşağı yukarı 13 yaşından önce başladım. İlkokulu saymak istemiyorum aslında ilkokulda herkesin bir mandolin ve flüt travması vardır. Oradaki travma benim için, travmadan ziyade tersi bir etki yaptı ve müthiş bir müzik ilgisine dönüştü. Basit bir alet gibi görünse de sonuçta mandolin telli çalgıların temel enstrümanıdır. Ben 4 yılda neredeyse mandolin virtüözü olacaktım, o kadar severek çalıyorum. Bu sevgim ilkokulda mandolin kursuna gitmekle başladı. Antalya’da başlayan müzik ilgim, babamın tayininin çıkması sebebiyle Ankara’ya taşındı. 12-13 yaşlarındaydım. Ankara’da okulda; gitar, keman ve piyano kursları açıldı. Ben duyuruyu aldım eve koştum. “Ben gitara başlayacağım.” dedim. Annem “Hayır piyanoya başlayacaksın!” dedi. O dönemde memur ailesiyiz. Bir müzik aleti almak gerçekten çok kolay değil. Sonunda ikna ettim ve Ankara’da Sedat Bağcan’ın Laylaylim isimli müzik mağazasına gittik. Sedat Bağcan Selda Bağcan’ın ağabeyi… Mağazada kendisi vardı. Orada bana bir gitar önerdi. El yapımı İspanyol bir gitar. Benim için hayal ve gerçekten çok güzel bir gitar. “Benim ailem memur alamayız.” dedim. “O kısmını bana bırak. Ancak bu sana iki yıl boyunca yeterli olur, iki yıl sonra yenisini almak için bana geleceksin.” dedi. Biz bu şekilde hayalimizdeki gitara sahip olduk. Gitar kurslarına başladık. Öğreticimiz TED Ankara Koleji Müzik öğretmeni Soner Öztaşkın’dı. Onu da saygıyla anıyorum. Ben mandolinden gelen
bilgimle çok hızlı bir şekilde gitarda yol almaya başladım. Yirmi kişinin içinde herkes pima çalışırken ben çok ileriye gittim ve kursta sıkılmaya başladım. Öğretmenimize “Ben kurstan ayrılmak istiyorum.” dedim. O da “Sen kurstan ayrılma, gel ve yan sınıfa geç ben sana etüt vereceğim.” dedi. Bir yıl boyunca bu şekilde devam ettikten sonra; beni Ankara’da ilk solo konserime çıkardı. Türkiye’nin en önemli gitar virtüözlerinden Ahmet Kanneci’ye beni dinletmiş. O da “Soner hocam bu çocukta potansiyel var, sen bu çocuğu konservatuara gönder.” demiş. Soner Öztaşkın beni bu konuda işledi. Bu arada 14 yaşlarındayım ve okul bandosundayım; trompet, tuba, saksafon çalıyorum. Telli çalgılarla birlikte üflemeli çalgıları da çalıyorum. Çalmadığınız müzik aleti kalmıyor özetle…:) Okul bandosunda joker gibi ol-
dum. Astsubay okulundan bir öğretmenimiz vardı. Çok disiplinli bir dönem geçirdik. Küçücük çocuklarız ve kocaman müzik aletlerini çalıyoruz. Giderken marşlar çalarak gidiyoruz. Dönüşlerde belediye otobüsünde ‘kasap havası’ çalarak dönüyoruz. Disiplinli aynı zamanda çok eğlenceli bir dönem geçirdik. Sonrasında Lions Kulübü Kolej Bandomuzu Marmaris’e davet etti. Ben ailemden ilk kez uzaklaşacağım. Burada bir otel de kalıyoruz. Gündüz Kolej Bandosu’nda çalıyoruz. Akşam da öğretmenimizi uyuttuktan sonra; otelin karşısındaki bara eğlenmeye gidiyoruz. Yine bir akşam gittik. Bar sahibi arkadaşlarımın tavsiyesiyle gitarı elime tutuşturdu. Birkaç parça çaldım. Çok beğendi. Bir hafta kalacağımızı biliyor. “Bir hafta sen burada gitar çal, sana şu kadar para vereceğim.” dedi. Benim başlangıçta çok hoşuma gitti. Birkaç gece öğretmenimizi uyuttuktan sonra çıktık ve çaldık. İlk günler çok iyi bir ruh halim vardı. Ancak sonra;
Röportaj - insan - Yönetici bir şey oldu. Gitar çalmak istemiyordum. Para alarak çalmanın işin duygusunu ve sırrını öldürdüğünü düşünmeye başladım. Orada bir karar verdim. “Ben müziği para karşılığı yapmayacağım.” dedim. Müziğin dışında profesyonel bir hayat kurmaya ve istediğim şekilde müzik yapmayı sürdürmeye karar verdim. Lisede tamamen matematiğe ve mühendis olmaya konsantre oldum. Bu arada babamın tayini Kars’a çıktı. Kars’ta müzik grubu kurdunuz mu? Kars’ta grup kurmadım ancak, lojmanda gitar çalmaya devam ettim. Burada 6-7 arkadaş, benden gitar öğrenmek istedi. Kars’ta gitar bulmak zor. Nasıl buluruz diye düşünürken; Rus pazarına Zenith fotoğraf makinası almaya gittik. Burada eski gitarlar bulduk ve uygun fiyata aldık. Ben arkadaşlarıma gitar eğitimi vermeye başladım. Eğitimde kullandığımız teksirleri okulda çoğaltıyordum. Buradaki iki-üç arkadaşımın hala çok iyi gitar çaldığını biliyorum.
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
31
Röportaj - insan - Yönetici Üniversite dönemi müzik grupları ve besteler gelmeye başladı… Tabii okulda yine rahat durmadık ve şarkılar yazmaya, Rock festivalleri düzenlemeye ve gruplar kurmaya devam ettik. Kesmeşeker gibi grupları
32 Makine
&
Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
Rock festivallerinde biz meşhur ettik diyebiliriz. Bizim dönemimizde; İTÜ’de iki ayrı festival olurdu. Birisi Rock Festivali onu biz düzenlerdik. Çayırı biçer, bir sahne kurar ve sponsorlar bularak yapardık. Son günde “Dünyayı Kurtaran Adam”
filmini izleyerek bitirirdik. Diğeri alternatif şenlikler olurdu. Çadırlarda arkadaşlarımız aktiviteler yapardı. Üniversitenin son senesinde Sirius adıyla bir grup kurduk. Taksim’de provalar yapıyoruz ve sahne alıyoruz. 1998 yılında Kemancı’da çalma-
Röportaj - insan - Yönetici ya başladık. Egoist de aynı yerde çalıyordu. Şu anda yok sanırım. O dönemde bir dinleyici kitlemiz oluştu. Tabii albüm çıkarmak çok zor iş. Şimdiki gibi evde şarkıyı yapıp internetten yaygınlaştıramıyorsunuz. Taksim’de çaldığımız dönemde iyi paralar alıyorduk ama ben o paraya dokunmuyordum. Grubu ben kurmama karşın. Parayı diğer elemanlar arasında paylaştırıyordum. Bu benim kendime verdiğim bir söz ve hala devam eder. Tabii aynı dönemde hayatımızı da idame ettirmek zorundayız. Bir Fransız şirketinde çalışıyordum. Bizim grup bir süre sonra; üyelerimizden birinin askere, diğerinin çalışmak için Antalya’ya gitmesi sonucu dağıldı. Ancak müzikle aramızda hiç açılma olmadı. 15 teknisyen arkadaşımızla sanayinin ortasında da olsak, bir Alman şirketinde üst düzey mühendis de olsak müzik her zaman devam etti. Bu zamana kadar iş hayatımda müzik hiç bitmedi. 3 sene önce Rockwell’e geldiğimde keşfettim ki burada da bayağı bir müzisyen varmış. İşte Rockwell Automation grubumuza da böyle, küçük çapta çalalım, eğlenelim amacıyla başlamıştık. Şimdi de yıl sonu eğlencelerimizde kendi çapımızda eğleniyoruz… Rockwell dönemi başladı ve yine müzik yoğunlaşarak devam etti… Rockwell Automation’da başladıktan sonra bir süre ben tek olarak müzikle uğraşmaya devam ettim. Rockwell Automation’daki aile ortamı bizim müziğe olan ilgimizin açığa çıkmasına yol açtı. Yaklaşık 3-4 yıl önce arkadaşlarımızın bir kısmının müziğe ilgisi olduğunu öğrendik. Mesela Engin davul çalıyordu. Kadıköy’e provaya gitmektense ofiste toplantı odasında küçük bir stüdyo kurduk ve orada prova yapmaya başladık. Grubumuzun adı: ROCKHELL. İş çıkışı provalarımızı burada ofiste alıyoruz. Daha ergonomik oluyor. Yılbaşı partilerinde birkaç parça çalıyorduk.
Onu da ben çalıyordum. 3-4 bin şarkıdan oluşan bir repertuvarım var. Onu arkadaşlara dağıtıp hep beraber yapıyorduk. Tabii bizim grup profesyonelleşmeye başladığı oranda sahne alma ihtiyacı doğdu. Yılbaşı partilerinde yavaş yavaş sahne almaya başladık. Dinleyicilerimizden de talep gelinde, biraz daha çalıştık ve 15 parçalık ciddi performanslar sergilemeye başladık. Burada ofiste yapmamızın sebebi de buradaki ofis ortamında çalışma arkadaşlarımızla paylaşmak. Sonuç olarak; şirketlerde çalışan insanlar, insan olduklarını unutmamalıdırlar. Görevlerimizden bağımsız, en nihayetinde bu gömleği akşam iş bitiminde çıkarıyoruz. İşte o gömleği çıkardıktan sonra bir şeyleri paylaşmaya devam edebildiğiniz zaman bu aile atmosferi kendiliğinden oluşuyor. Üstelik ben şunu iddia edebilirim ki, bizim şirketimizde aramızdan arkadaş almak çok kolay değildir. İnsanları zorla burada bağlı tutmuyoruz ya da en iyi koşulları şirketimiz veriyor diye değil ama insanlar belli kazanımları elde ettiğinde artık ana kriter, o kazançlar olmuyor. Ön planda olan kriter, “Ben mutlu muyum, huzurlu muyum?” oluyor. Belki gidilen yerde mutlu olunabilir, belki orada da huzur olabilir ama buradan ayrılmak hepimiz için bir bilinmez olur. İnsanda, burada olanı kaybetmeme gibi bir güdü gelişiyor. Bu da hem bizim için hem de şirket için avantaj. Hem de dediğim gibi beraber vakit geçirip eğlenmeyi çok seviyoruz, sanırım onun içinde bu yıllar boyu devam edecektir diye tahmin diyorum... Çocukluktan başlayarak kurucu bir yönünüz var. Müzik grupları konusunda kurucu özellik taşıyorsunuz. Bu iş yaşamına da yansıyor değil mi? Aslında çocuklukta oynadığımız oyunlarda misketleri “ütülen” çocuk bendim. Çivi oynadığımda kaybeden bendim. 32 Yaşında Rockwell Automation’ın Ülke Müdürlüğü görevine geldim. Gençlere ne tavsi-
ye edersiniz diyorlar. Ben bu görevi yapabildiğim için yapıyorum. Aslında çok da zor değil. “Hepiniz şirket müdürü milletvekili olabilirsiniz ama sanatçı olmazsınız” diyorsunuz … Ben oyunun kurallarının daha güzel olacağına inanıyordum. Bunu değiştiriyordum ve arkadaşlarımı bu değişime ikna edip, o oyunu kazanabiliyordum. Ailem de bana hiçbir zaman kariyer yap diye baskı yapmadı. Ne iş yapıyorsan en iyisini yapmaya çalış derlerdi. Onun için ben de yatay kariyere dikey kariyerden daha fazla önem verdim. Rockwell Automation’da yatay kariyer daha önemli. Dikey kariyer değil. Müzikte de sürekli grup kurma ve bir şeyler yapma isteği içgüdüsel. En iyi gitarist miyim? Tabii ki değilim. Ama grup kuruyorum ve bir arada tutuyorum. Bu daha önce de söylediğim gibi içgüdüsel. Son olarak söylemek istediklerinizi alalım? Öğüt vermeyi çok sevmem ama ne iş yapıyorsanız yapın, samimiyete önem verin, saygı ve sevgiyi kaybetmeden samimiyeti ön plana çıkarın. Çalışanların ve kendinizin insan olduğunu unutmayın. İşyerinde motivasyonu yakalamak için kendiniz olun. İnsana dokunun ve birbirinizi dinleyin. Gençlere söyleyeceklerim bunlar. Yeni nesil gerçekten bizim gibi değil. Bizim daha köşeli ve modernist bir bakışımız var. Bizim için her şeyin net olması gerekir. Gençlerin daha rahat, önyargısız ve köşesiz fikirleri var. Karşılıklı güven ve empati ile ben onların daha başarılı olacağını düşünüyorum. Uzun yıllardır sektördeyim, sizin bu yaptığınız röportaj formatıyla ilk defa karşılaşıyorum. Bunu gerçekten çok önemsiyorum ve başarılı buluyorum. Teşekkür ederim. Biz bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz… Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
33
Makale Omron Hakkında Omron, “Algılama ve Kontrol + Düşünme” temel teknolojisine dayanan otomasyon alanında bir dünya lideridir. 1933 yılında kurulan Omron, dünya genelinde 36.000 çalışanıyla 110 dan fazla ülke ve bölgeye ürün ve hizmet sağlamaktadır. Şirketin faaliyet alanı; endüstriyel otomasyon ve elektronik komponentlerden elektronik otomotiv komponentleri, sosyal altyapı sistemleri, sağlık hizmetleri ve çevre çözümlerine kadar geniş bir alanı kapsar. Omron, endüstriyel otomasyon alanında daha iyi bir toplum oluşturmak amacıyla kapsamlı müşteri desteğinin yanı sıra gelişmiş otomasyon teknolojileri ve ürünleri sağlayarak üretim yeniliklerini desteklemektedir.
OTOMASYONDA YAPILAN İNOVASYON GELECEĞİN ÜRETİMİNE YÖN VERİYOR “ENTEGRE, AKILLI VE İNTERAKTİF OTOMASYON”
Omron, entegre, akıllı ve
OMRON
Daha fazla bilgi için: www.industrial.om- interaktif otomasyon olarak adlandırdığı 3 temel ilkesine ron.com.tr dayalı gelişmiş bir otomasyonda inovasyon konseptiyle üretimde geleceği yakalıyor. Üreticilere oyunun seyrini değiştirecek yepyeni bir teknoloji sunuyor. Geleceğin otomasyon uygulamaları akıllı entegre otomasyon çözümlerini temel alıyor. Omron, temel algılama ve 34 Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
kontrol teknolojilerine yapay zekayı ekleyerek üreticilerin Endüstri 4.0 fabrikalarına yenilik getirmelerini ve ürünlerini geliştirmelerini sağlıyor. Omron’un otomasyonda inovasyona konseptine dayalı 3 temel ilkesi, üretim dijitalleştirmesinde uzmanlaşmak için gereken tüm temel yetkinliği ve birlikte çalışılabilir çözüm-
leri sağlıyor. Müşterilerinin bu hızla büyüyen global fırsattan yararlanmasına yardımcı oluyor. Endüstri 4.0’a dönüşüm, tüm paydaşların birlikte seyahat ettiği bir yolculuk ve bu yolculukta Omron, geleceğin Bağlantılı, Kolaboratif ve Akıllı fabrikalarına dönüşümün nasıl destekleneceğini gösteriyor.
Entegre - Bağlantılı Fabrika
İnteraktif - Kolaboratif Fabrika
Bağlantılı Fabrika, makine otomasyonunu ve kurumsal IT’yi sorunsuz bir şekilde entegre ederek büyük hacimlerdeki ilgili gerçek zamanlı verilerin çoğaltılmasına, toplanmasına ve paylaşılmasına olanak tanıyor.
İnsan ve makine arasındaki etkileşimi geliştiren Kolaboratif Fabrika; insanın sezgisel, esnek, bilgili ve uyarlanabilir yetenekleri ile makinenin tekrarlanabilirliğini, doğruluğunu, gücünü, hızını, otonomisini ve bağlantısını bir araya getiriyor.
Bağlantılı fabrika, şeffaf bir tedarik zinciri oluşturmanın temelidir. Etkin ve esnek veriler ve üretim yönetimiyle birlikte ürün izlenebilirliği merkezi bir rol oynar. Bağlantılı bir fabrika için farklı tedarikçilerin sunduğu çeşitli IT, yazılım ve makine çözümleri arasında sorunsuz şekilde bağlantı kurulması gerekir. Standartlaştırılmış bir arayüz ve bağlantı mimarisi kurma hedefiyle hareket eden Omron, bu ihtiyacı açık bir iş ortağı ağıyla destekliyor. Akıllı - Akıllı Fabrika Verilerin, Toplam Ekipman Etkinliğinin (OEE) ve geleceğin akıllı fabrikalarının anahtarı olduğuna inanılıyor. Omron, akıllı veri analizi ve değerlendirme özelliklerini sağlamanın kestirimci bakımı, süreç iyileştirmelerini, kişiselleştirmeyi, serileştirmeyi, izlenebilirliği ve kaynak, enerji ve atık konusunda azalmaya gitmeyi nasıl gerçekleştirebileceğine değiniyor.
Üretim hatlarında robot kullanımı, geleneksel uygulama alanlarının dışında bile giderek daha çok artıyor. Ürünlerin özelleştirilmesine (kişiye özel hale getirilmesine) yönelik artan talep otomasyon alanında daha fazla esneklik yönünde bir trend oluşturuyor. Esneklik ve kavramsal insan becerilerinin tercih edildiği; ancak kuvvet, doğruluk ve elektronik veri kaydı ve raporlama özelliklerinin gerekli olduğu uygulama alanlarında, yeni nesil kolaboratif robotlar (Cobot) geliştiriliyor. Hareket kontrolünde yeni bir yaklaşım uygulayan Omron, farklı insani etkileşimlerde robot kullanımını da benimsiyor. Nelerin mümkün olduğuna ilişkin bir örnek olarak masa tenisi robotu FORPHEUS’dan bahsedilebilir.
Makale Geleceği şekillendiren teknoloji Omron’un yüksek düzeyde uzmanlaşmış temel teknolojileri, bugün üretime Düşünme Boyutunu ekleyerek üreticilerin Endüstri 4.0 akıllı fabrikalara geçmesini ve çıktılarını iyileştirmesini sağlıyor. Bu bağlamda da Omron’un gelişmiş teknolojilerini tanıtmak üzere 3. nesil masa tenisi robotu “Forpheus” geliştiridi. Forpheus, Omron’un güçlü İnsan-Makine işbirliği teknolojilerini kullanan işbirliğine dayalı, kullanıcı dostu ve akıllı masa tenisi robotudur. İş birliğine dayalı, kullanıcı dostu ve akıllı bu masa tenisi robotu, bu sefer her zamankinden daha akıllı hale geldi. Omron, Forpheus’a yorumlama, tahminde bulunma, öğrenme, düşünme, harekete geçme, bağlantı kurma ve insanlarla iletişime geçme özelliklerini ekledi. Yedi muhteşem tekniğin bir araya gelmesiyle Forpheus, insanlara gerçek anlamda antrenman dersi verebiliyor. İnsan-Makine etkileşimindeki bir sonraki adım, Omron’un entegre otomasyon uygulamaları ve akıllı veri çözümleriyle yenilikçi üretim teknolojilerinin en üstünde yer alıyor.
İlgili tüm makine öğelerinden toplanan veriler ve denetim sistemlerinden alınan ürün kalitesi verileri makinenin ve üretim performansının akılcı şekilde değerlendirilmesi ve görselleştirilmesinde temel oluşturur. Omron’un yeni nesil makine kontrolörleri, toplanan tüm verilerin güvenli, hızlı ve basit bir şekilde değerlendirilebildiği entegre bir SQL arayüzü sunar. Ayrıca, uzaktan izleme işlevi sayesinde tüm performans ve proses parametrelerine istenen yerden erişilebilir. Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
35
Makale
Günümüzün iş modeli taleplerini karşılıyor Omron’un entegre, akıllı ve interaktif teknoloji çözümleri üreticilerin yenilik yaparak verimlilik, esneklik ve kaliteyi artırırken ürünlerini geliştirmelerine imkan tanıyor. Dünya çapındaki lider üreticiler; Omron’un entegre robot teknolojileri, bağımsız akıllı araçları (AIV), algılama, kontrol, emniyet, komponentler ve gelişmiş denetim çözümlerini kullanıyor. Dikey ve yatay entegrasyon, akıllı ürün verisi kullanımı ve İnsan-Makine işbirliği üretim alanında otomatik optimizasyonun önünü açıyor. Omron bu tür teknolojileri geliştirip üret36 Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
menin ve patentini almanın yanı sıra uygulanması için gerekli mimariyi de sunuyor. Omron’un Sysmac platform mimarisi tüm bu öğeleri bir araya getirerek üretim ortaklarının sektörde lider haline gelmesini sağlıyor. Entegre giriş, lojik, çıkış, emniyet ve Robot tek platformda Omron, 2016 yılında dünyanın 39 ülkesinde yeni endüstriyel robotlarının lansmanını gerçekleştirdi. Bu lansmanda Omron Adept Technologies, Inc. tarafından geliştirilen, sınıfının en iyisi 49 adet yeni robot bulunuyordu. Robotların üretim ortamına entegre edilmesini kolaylaştırmak
amacıyla bu robotlara Omron’un sensörleri, güvenlik bileşenleri ve ödüllü NX/NJ serisi makine otomasyon kontrolörleri entegre edildi. Omron’un benzersiz yazılım ve kontrol mimarisi kombinasyonu, hızlı değişim gerektiren çok çeşitli ürünlerin üretilmesinden kaynaklanan fabrika otomasyonu sorunlarını çözüyor. Ortak kontroller, entegre yazılım mimarisi ve geliştirme ortamı, mevcut ve gelecekteki ihtiyaçları karşılayarak süreç tasarımını kolaylaştırıyor, daha esnek çalışma imkanı sunuyor ve bakımı öngörülebilir hale getiriyor. Çözümlerimizin esnekliği ve performansı; Yiyecek ve İçecek, Oto-
motiv ve İleri teknoloji gibi sektörler için ideal bir seçenek sunuyor. Bu küresel Lansman ile Omron, robotlara algılama, kontrol, hareket ve güvenlik özellikleri entegre ederek üretimi ve verimliliği arttıran yenilikçi çözümler sunma hedefini bir kez daha göstermiş oldu. Endüstriyel robot modelleriyle yüksek hızlı performansa ve güvenilirliğe sahip olun Lanse edilen 3 robot ailesi (SCARA, Delta, Articulated), Omron çözümünün mekanik tarafına yüksek hızlı performans ve güvenilirlik kazandırıyor. Robotların hepsi ortak entegre geliştirme ortamı tarafından kontrol edilebiliyor; böylece hattaki robot türleri, gerekli uygulamalarla esnek bir şekilde kullanılabiliyor. PLC’ler gibi kontrol ürünleriyle kapsamlı bağlantılar kurun Omron endüstriyel robot çözümleri, tüm robotları Sysmac otomasyon platformu tarafından yönetilen makine kontrol ortamıyla kusursuz bir şekilde bağlıyor. Bu yaklaşım, geleneksel robotların kullanıldığı geleneksel yapıların kısıtlamalarını aşarak en zorlu üretim hatlarının toplam verimliliğini artırıyor. Entegre yazılım ortamıyla tasarım ve geliştirme çalışmalarını kolaylaştırın “Otomasyon Kontrol Ortamı” (ACE), program kodu yazma gereksinimini önemli oranda azaltan kullanışlı ve uygulama odaklı sihirbazlar içeriyor. Kullanıcılar, yeni otomasyon proseslerini doğrulama süresini önemli oranda azaltan güçlü 3D simülasyon aracına erişebiliyor. Görsel denetimin
kullanıldığı robot uygulamaları, paketleme hatları için özel geliştirilmiş ACE PackXpert yazılımı tarafından tamamen destekleniyor. Dinamik ortamlarda hızlı, güvenli ve ekonomik materyal taşıma için Mobil Robotlar Sabit robotlar iyi yapılandırılmış ve birçok fabrikanın ve üretim tesisinin önemli parçaları haline gelmiş olsa da, mobil platformlar ve manipülatörler gelecekte fabrikaların ayrılmaz bir parçası haline gelecek. Omron bir süredir bağımsız mobil robotlar üzerinde çalışıyor ve kısa bir süre önce AIV’lerden (Bağımsız Akıllı Araçlar) oluşan Omron LD ürün yelpazesini piyasaya sundu. Omron mobil robotlar, büyük tesislerin çevresindeki hareketli ürünlerde verimlilik ve maliyet tasarrufuna yeni bir boyut kazandırıyor. 7/24 hızlı, güvenilir materyal taşıma için geliştirilen benzersiz mobil robot ailesi en dinamik ortamlarda bile kendi kendini yönlendirebiliyor. Ürünlerin depolar, dağıtım merkezleri ve üretim tesisleri arasında taşınması için ideal olan LD mobil robot platformu modele bağlı olarak 287 lb’ye kadar (130 KG) yük kapasitesine sahiptir. Geleneksel AGV’lerle karşılaştırıldığında Omron mobil robotlar yalnızca tesisin doğal özelliklerini esas alarak kendi kendini yönlendirebilir. Maliyetli ve zaman alan altyapı değişiklikleri gerektirmez, bu nedenle klasik AGV dağıtımlarında kullanılan zemin mıknatısları, şeritler veya lazer işaretlerine ihtiyaç yoktur. Dağıtım noktaları mobil robotlar için kolaylıkla değiştirilebildiğinden esnek fabrika düzeni mümkündür. Omron mobil robotlar ayrıca konveyörler gibi geleneksel otomasyona
Makale uygundur ve ürün hareketlerinin izlenebilmesine olanak tanır. Patentli Acuity teknolojisiyle donatılan Omron mobil robotlar sürekli insan, palet, yük arabası ve forklift hareketleri olan ve rafların boşaltılıp yeniden doldurulduğu ortamlarda bile dayanıklı self-navigasyon sistemine sahiptir. Engelleri ortadan kaldırmak ve görevi tamamlamak üzere en iyi yolu seçmek için yerleşik zekaya sahiplerdir. Bu akıllı hareket sistemi aynı zamanda bu makinelerin insanlarla işbirliği içinde güvenle çalışmasını sağlar. En fazla 100 araç ile bir filo oluşturulabilir ve bu filo, MES veya WMS gibi fabrika veya depo yönetimi yazılımları üzerinden etkileşim sağlayabilen bir filo yönetici tarafından merkezi olarak yönetilebilir. Bu sürüme dahil olan LD Yük Arabası Taşıyıcısı otomatik bir malzeme işleme çözümüdür ve yük araçlarını taşımak için tasarlanmıştır. Yük Arabası Taşıyıcısında otomatik bağlantı cihazı bulunur ve bu sayede yük arabasını otomatik olarak bağlamak için kullanacağı yöntemi ayarlayabilir. Bu özellik, Yük Arabası Taşıyıcısını montaj hatları veya bir dağıtım merkezindeki e-ticaret siparişlerinin tamamlanması için ek tedarik sağlayan ideal bir çözüm haline getirir. Yeni Endüstriyel PC ile üretim sahaları “Entegre” ve “Akıllı” hale geliyor Omron, Endüstri 4.0 çerçevesinde geliştirdiği “Entegre”, “Akıllı” ve “İnteraktif” konseptleri ile otomasyon yoluyla imalat tesislerine yenilik getiriyor. Bu bağlamda Endüstriyel PC Platformu (IPC) da, tüm dünyadaki üretim sahalarına ve ekipmanlara Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
37
Makale
“entegre” ve “akıllı” otomasyon sunan yeni bir kontrol platformu olarak karşımıza çıkıyor. Omron, imalatçılar ile birlikte PLC ve IPC dahil geniş bir fabrika otomasyonu (FA) ürün gamı ve EtherCAT gibi açık endüstriyel ağlar kullanan benzersiz otomasyonunu geliştirerek imalatta yenilikçilik üzerinde çalışıyor. IPC, fabrika otomasyonu (FA) cihazları için gerekli katı kalite standartlarını karşılayan ve uzun vadede istikrarlı bir şekilde sunulabilen, PC mimarisi tabanlı bir platform. Omron, IPC yoluyla Nesnelerin İnterneti (IoT) ve büyük veriden faydalanarak imalatçıların üretim ekipmanlarını daha akıllı hale getirmesine destek oluyor. Aynı zamanda Sysmac Otomasyon Platformu ile kazandığı gelişmiş ince ayar kontrolü üzerine bilgi birikimini üretim hatlarına ve 38 Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
ekipmanlarına uygulayarak hem ekipman üretkenliklerini hem de imalat kalitelerinin artmasına yardım ediyor. Günümüzde yenilikçi üretim modelleri daha yaygın hale geliyor. Kestirimci bakım çözümleri için, PLC’lerden toplanan datalar, kompleks yan çözümler ile ofis ortamlarında kullanılmak üzere PC’lere toplanır. Dahası, yarı iletken ve makina üreticileri, gerçek zamanlı işletim sistemleri ile bazı çözümler üretmektedir. Bunu yaparken, kontrol çözümlerini dışarıdan tedarik eder ve kendi ana teknolojilerine yoğunlaşırlar. Bu koşullar, çevresel etkenlere dayanıklı, güvenilir ve gelişime açık, PC tabanlı kontrol sistemlerinin ihtiyacını artırmıştır. IO-Link
ve
buluttan
sahaya
haberleşme IO-Link, büyük sensör üreticileri de dahil 100’den fazla şirket tarafından desteklenen bir açık uluslararası standarttır. İki yönlü haberleşme sağlar ve tipik sensör ile aktüatör sinyallerini desteklediği gibi sensörler ve aktüatörler ile otomasyon sistemi arasında durum bilgisi ve çalışan parametreler alışverişini sağlar. Bu durum, örneğin, kirlenmeye bağlı olarak sensörün performansı düştüğünde sensörün bir alarm verebileceği ve bu sayede makinenin durmasına yol açmadan durumun düzeltebileceği anlamına gelir. Sensörlere yeni parametrelerin gönderilebilmesi özelliği, birden fazla ürünle çalışan makineler için özellikle kullanışlıdır; çünkü bu özellik ile birçok uygulamada değişimler sırasında
manuel müdahale gerekliliği ortadan kalkar.
Dünyadaki En Yenilikçi Şirketlerden Biri
Omron’un piyasaya sürdüğü kapsamlı IO-Link ürün serisi (yüksek performanslı sensörler ve çok yönlü IO-Link master üniteleri dahil olmak üzere), Akıllı Fabrika çözümleriyle bağlantılı olarak verimlilik ve üretkenlik kazanmayı daha da kolaylaştırıyor.
Omron, Clarivate Analytics (eski adıyla Thomson Reuters) tarafından 2016’nın En İyi 100 Global Yenilikçi Şirketinden biri seçildi. Global bilişim hizmetleri şirketi Clarivate Analytics, tescilli fikri mülkiyet ve patent verilerini temel alarak En İyi 100 Global Yenilikçiyi seçmektedir. Clarivate, bağımsız bir indekse göre fikri mülkiyet eğilimlerini analiz ederek en yenilikçi şirket ve kurumları belirler. En son 2013 yılında bu ödüle layık görülen Omron, 2016 yılında alınan bu ödülle ikinci kez En İyi 100 Global Yenilikçi arasına girmeyi başardı.
Yeni sensörlerin sunduğu yenilikçi özellikler arasında kendi performansını sürekli izleme ve raporlama ile otomasyon sistemi tarafından iletilen verileri kullanarak anında yeniden yapılandırma desteği bulunmaktadır.
Makale Kazuma Tateishi, şirketi Hayatı Geliştirmeye ve Daha İyi Bir Toplum Amacına Hizmet Etmeye adayarak çok sayıda teknolojik yeniliğin yanı sıra manevi bir itici güç oluşturdu. Omron kurucusunun izinden giderek topluma hizmet etmeye devam ediyor. Sosyal Gereksinimlerden Doğan Yenilik, Omron İlkeleri kapsamında tanımlanan en önemli değerlerden biridir. Bu da, geleceğe ilham veren çözümler üreterek iş hayatında karşılaşılan sorunların çözümünde öncü olmak anlamına geliyor. Omron, daha iyi bir toplum amacına hizmet etmek için fikri mülkiyet stratejisini geliştirmeye ve iş faaliyetlerini ARGE ile bir bütün olarak yürütmeye devam ediyor.
1959 yılında Omron’un kurucusu
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
39
Ürün
PROMETEC, PROMOS 3+ TEZGAH VE UYGULAMA İZLEME SİSTEMİNİ PİYASAYA SÜRÜYOR
İşleme prosesleri için izleme çözümleri üreticisi ve Sandvik Coromant grubunun bir parçası olan PROMETEC, yeni PROMOS 3+ sistemini piyasaya sürüyor. Büyük Veri dünyasına ve Endüstriyel Nesnelerin İnterneti’ne (IIoT) ilk bakış sağlayan bu gelişmiş bağlanabilirlik çözümü, Sandvik Coromant’ın Endüstri 4.0 anıtlanmış ve test edilmiş girişimi için yaptığı PROMOS 2 sisteminin gelişmiş önemli bir bileşen versiyonu olan PROMOS 3+, olarak nitelendiril- işleme prosesleri için daha da fazla uygulama güvenliği ir. sunuyor. Bir izleme sistemi olarak, doğru takımın mevcut olduğunu ve uygulamanın tanımlı parametreler içinde tamamlandığını güvence altına alıyor.
40 Makine
K
üzere olan takım aşınmaları veya kırılmalar hakkında sizi uyarır.”
Prometec Genel Müdürü Dr. Klaus Kristoffel şöyle açıklıyor: “Takım eksikse, kırılmışsa veya iş parçası ile çarpışıyorsa PROMOS 3+ tezgahı durduruyor.” “Çalışma süreci önceden tanımlanan parametrelerin dışına çıkarsa bu durum sistem tarafından düzeltiliyor. Ayrıca PROMOS 3+ kullanıcı ihtiyaçlarına göre özel olarak tasarlanmıştır ve olmak
PROMOS 3+ izleme sistemi tezgah ile sürekli iletişim halindedir. Sinyallerini ya doğrudan tezgahın dijital sürücü verilerinden ya da güç, yapı kaynaklı gürültü veya sınır değerler karşısındaki aktif güç gibi parametreleri izleyen sensörlerden alır. Sistemin avantajları arasında geliştirilmiş uygulama güvenliği, daha uzun takım ömrü ve garantili parça kalitesi bulunur. Üstelik, daha az kırılma ve bir çarpışma durumunda daha az hasar oluşumu muhtemeldir. Bu avantajların bir sonucu olarak tezgah imalathaneleri duruş süresinin en aza indiğini, insansız işleme potansiyelinin ise arttığını gö-
& Otomasyon / Eylül - Ekim 2017
recekler. PROMETEC’in Kompakt Monitörü, akıllı titreşim sensörü ve uygun maliyetli kontrol elemanı sayesinde, kapsamlı çok katmanlı ve çok kanallı izleme çözümü ölçeğine göre ayarlanabilen bir ekonomik çarpışma dedektörü oluşturuldu. Modüler PROMOS 3+’nın diğer avantajları arasında ise belirli kontrol türlerinden tamamen bağımsız olması, ana şalter dolaplarında az yerkaplayan kompakt donanım modülleri (tüm bağlantılar ve göstergeler önde bulunur), montajının ve kurulumunun çabuk ve kolay yapılması ve müşteri sistemlerine uyarlama için otomatikleştirilmiş fonksiyonlar sayesinde çok az eğitime ihtiyaç duyulur.
I. WORLD MEDIA - ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ
Zirve
WORLD MEDIA olarak ; geçtiğimiz yıl ilkini gerçekleştirdiğimiz Endüstri 4.0 Zirvemizin bu yıl ikincisini gerçekleştiriyoruz. Daha geniş katılımlı bir zirvenin altyapısını oluşturduk. Türkiye’nin üreterek gelişmesinden yana olan herkesi zirvemize davet ediyoruz. Ülkemizin gelişmesi için 2 Aralık 2017 Tarihinde herkesi İnter Continental Otel’e bekliyoruz.
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
41
Röportaj
Emas Yönetim Kurulu Başkanı Gazanfer Sanlıtop:
“OTOMASYONCULAR BİRARAYA GELMELİ” Yılların deneyimiyle birlikte Türk yazın hayatında önemli bir yere sahip olan ve 20’den fazla kitap yazan, EMAS Yönetim Kurulu Başkanı Gazanfer Sanlıtop ile otomasyon sektörü üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. Sanlıtop; otomasyon sektöründe sıkıntıların aşılması için sektörün lokomotif firmalarının bir araya gelmesi gerektiğini söyledi.
EMAS`ın kuruluşu ve gelişiminden bahseder mis-
iniz? 1969 yılı Ocak ayında “Sanlıtop Mühendislik Bürosu” adı altında açılış yapmıştık. Kısa süre içinde üretimle ilgili ilk adımımızı attık. Böylece EMAS, 1969 yılının Nisan ayında fiilen faaliyete geçmiş oldu. Aynı yılın Ekim ayında ilk ürünümüz olan kumanda butonunu çıkarmayı başardık. İlk üretime geçtiğimiz tarihten itibaren Türkiye`de yapılmayan veya kaliteli üretilmeyen ürünlere göz diktik. Eğer bir ürün Türkiye`de hakkıyla üretiliyorsa, o işe girmedik. Butondan sonra sinyal armatürlerinin de üretimine geçtik. Bu alanda dönemin zorlukları nedeniyle basit buluşlarla (kontak üretimi, yerli olarak üretilen telli neon ampul kullanmak gibi) ekonomik çözümler de gerçekleştirdik. Üretim yelpazemiz birkaç ürünle sınırlı kalmamalıydı. O sırada bizi İtalyan kökenli bir Traktör firması keşfetti. Ken42
Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
dilerine marş kontak anahtarı ürettik. O firmanın satın alma elemanlarından başkanına kadar herkesin iyi niyetli ve samimi olduğunu gördük. Bizi ve bizim gibi üreticileri Türkiye`ye kazandırdılar. Hâlâ o firmaya çalışıyoruz. Ancak miktarlar ne yazık ki, istediğimiz düzeylere çıkamadı. Bu konuda bir seçim yapmalıydık. Elektrik sektöründeki hızlı büyüme bizi elektrik ve elektronik konularına ağırlık vermeye yöneltti ve hızlı bir büyüme yakaladık. Ardından, İkitelli`deki şimdiki binamıza taşındık ve yeni yatırımlar gerçekleştirdik. Bugün dünyada 65 ülkeye mal satıyorsak ve birçok üründe favoriysek eğer, 8 yıl önce stratejik bir kararla almış olduğumuz kontak makinasının da bunda büyük payı var diyebilirim. Çünkü o sayede kontaklarımızın kalitesi tartışılmaz şekilde yükseldi. Çok sevdiğim ve sıkça söylediğim “Kalite cömertliktir!” diye bir söz var: Kaliteyi
gerçekten hedefliyorsanız, masraftan kaçınmayacaksınız. Bu konu üretimin her kademesinde geçerlidir. 3 kuruş ucuz diye kalitesiz hammadde kullanamazsınız, ürünü işlerken 5 saniye daha çabuk olsun diye çalışanınızı zorlayamazsınız. Masraf olur düşüncesiyle kaliteyi kontrol etmeyeyim diyemezsiniz… EMAS`ta üretilen tüm ürünlerin yüzde 100 devre kontrolü yapılır. Özetle; biz nerede olduğumuzu biliyoruz. Sadece teknik bilgi yeterli değildir. Kendinize bir yol seçmeli ve o yolda ilerlemelisiniz. Bizim seçimimiz, başlangıçtan bu yana Avrupa kalitesine ulaşmak şeklindeydi. Gururla söyleyebilirim ki bunu başardık…Şu anda fiyatlarımız, oldukça makul düzeyde ve kalitemiz olabildiğince yüksek. Ürün yelpazemiz de hayli genişlemiş durumda. Her yıl yepyeni ürünler çıkarıyoruz. Sonuç olarak, Çin ve Uzakdoğu ile hiç mukayese edilmiyoruz. Bu konuda, Ar-Ge kadromuzun payı
da büyük. Çünkü elektroteknik ve elektronik konularında uğraş veren ekibimiz,çoğunluğu mühendis olmak üzere 20’yi aşkın kişiden oluşmakta. Bu sayıyı kısa bir sürede 30’ların üzerine çıkarmayı amaçlıyoruz. Sanayide daha yoğun otomasyonun kullanımı için yapılması gerekenler sizce neler? Biz firma olarak ilk otomasyon ünitesini kurduğumuzda, çalışanlarımızın tedirgin gözlerle baktığını gördüm. Çünkü o düzenek 9 kişinin işini yapıyordu. Üstelik kalite yönünden de başarılıydı.Çünkü insan hata yapar ama makine yanılmaz ve yorulmaz… Herkeste zaman içinde işten çıkarılma endişesi vardı. Kendilerini rahatlatmam gerekiyordu. Hemen onları toplayarak, gerek iç piyasa, gerekse dış dünya ile rekabet edebilmemiz için bununşart olduğunu, otomasyon ile işlerini kaybetmelerinin söz konusu olmadığını, bu sayede ayakta kalabileceğimizi ve büyüyeceğimizi hatta yeni elemanlar bile alabileceğimizi, dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Ülke olarak otomasyona gereken önemi veremiyoruz. Bu konuyla ilgili olarak, bilimsel çalışmalar yapacakve tepe görevi üstlenecek “ortak” bir kuruluşa ihtiyacımız var!Bir an önce mevcut sistemlerimizi otomasyona uyumlu hâle getirmemiz gerekiyor. Ancak o zaman üretimi ve kaliteyi arttırabiliriz. Bir an önce bir araya gelmeli ve otomasyona gereken önemi vermeliyiz. Peki, sizce firmalarımız otomasyon konusunda bir araya nasıl gelir? Sizin aracılığınızla bir çağrı yapalım. Örneğin 6 ay sonraya bir “arama toplantısı”ya da bir sempozyum düzenleyelim ve o toplantıda bildiriler sunalım. Sonra da o görüşlerden yola çıkarak ortak çözümler üretelim. Sektörümüzün gelişmesi ve özellikle Uzakdoğu ile rekabet edebilmesi için bu tarz bilimsel çalışmalara ve birlikte hareket etmeye ihtiyaç var. Sizce başarılı bir yöneticinin sahip olması gereken başlıca vasıflar hangileri? Bu konudaki ilkeleriniz nelerdir? Başarılı bir yöneticiyi kuklacıya benzetebiliriz. Çünkü kuklacı, hangi parmağını oynatınca kuklasının hangi
uzvunun nasıl hareket edeceğini çok iyi bilir. Başarılı bir yönetici de aynı durumdadır. Firmasında hangi düzenlemeyi yapınca ne gibi sonuçlarla karşılaşacağının farkındadır. Önem derecesi yönünden ele aldığımızda bazı değişiklikler olsa da genelde konular bellidir. Önce kalite dersek, hemen arkasından verimlilik ve maliyetlerin piyasa koşullarına uyumluluğu ön plâna çıkar. Aslında maliyet konusunun daha öncelikli olduğu da söylenebilir. Çünkü günümüzde fiyatları piyasa belirliyor. Girişimcinin bu konuda titiz olması kaçınılmazdır. Aksi hâlde, başarı hayal olmaktan öteye gidemez. EMAS olarak, başta aşırı yüksek enflasyon olmak üzere, geçtiğimiz yıllarda ülkemizin yaşadığı tüm badireleri atlatarak bugünlere gelmemizin en önemli nedenlerinden biri, kendi para tarifimizi yapabilmiş ve maliyetleri ona göre doğru hesaplayabilmiş olmamızdır diye düşünüyorum. Çünkü piyasa şartlarına uyamazsanız, bu işin içinden çıkamazsınız. Ya yüksek fiyatlar nedeniyle satışlarınız düşer, ya da zararına satış sonucu batarsınız. Aslında bizim yaptığımız çok basit bir uygulamaydı. Örneğin, 1980`lerin 100 lirasına 100 “EL”(Enflasyon Lirası) dedik ve o değeri temel kabul ettik. Satın aldığımız, ya da ürettiğimiz her ürünün değerini enflasyona endeksleyerek EL cinsinden belirledik ve stoklarımıza EL cinsinden girdik. Bazı ürünler 1 ay önce, bazısı 2 ya da 3 ay, hatta 1 yıl önce alınmış olsun. Herhangi bir zaman diliminde güncel fiyatları görmek istediğimizde, bulduğumuz EL değerini başlangıç yılının enflasyon katsayısı ile çarptığımızda, o ürünün güncel fiyatını derhal görebiliyorduk. O sayede, özellikle maliyetler yönünden ne durumda olduğumuzu anlamamız çok kolay oluyordu. Bu hesabı döviz cinsinden yapmak da bir yol gibi görülebilir belki ama aynı şey değil. Çünkü dövizin hep aynı paritede kalması söz konusu değil. Beklenmedik iniş ve çıkışlarla karşılaşabiliyorsunuz. Oysa enflasyon hiç şaşmadan, az ya da çok ama mutlaka artıyor. Maliyetleri hesaplarken, finansman konusu da çok önemli… Bize göre, finansmana toptan bir yüzde koyarak maliyete eklemek doğru değil.Çünkü her girdinin nakde
Röportaj dönüş süresi farklı. Hammaddeninki çok uzun, parçanın orta seviyede, yarı mamulün ise daha kısa. İşçilikler de cinslerine göre farklı sürelerde nakde dönüşüyor. Sabit giderlerin ürüne yüklenmesi de başlı başına bir sorun. Bütün mesele, maliyetleri doğru yapmakta… Çünkü yanlış hesap Bağdat’tan dönmüyor. O yüzden müşterinizi bile kaybedebiliyorsunuz. Üretimini yapmış olduğumuz şu an 14 binin üzerinde aktif parçamız ve 2 bin 600 civarında ürün reçetemiz bulunuyor. Her birini doğru plânlamak ve hazır tutmak çok zor. Küreselleşme ile birlikte, kimin ne zaman, hangi üründen, ne kadar alacağı da belli değil. Yok demenin ağır bir bedeli var. Artık arzlar çoğaldı. Vaktinde siparişini alamayan müşteri, hemen başka tarafa dönebiliyor. Üstelik bir daha size dönmemesi bile olası. Bir de firmanın öncelikle bir kurumsal kültüre ve başta dürüstlük olmak üzere belli ilkelere ulaşmış olması söz konusu. Bir şirkete gelen eleman ya kurum ilkelerine uyacak ya da gidecektir. Bize gelen yeni çalışanımızı arkadaşları ya kabullenmiş ya da reddetmişlerdir. Çünkü kötü bir eleman iyi bir ortamda barınamaz. Ya düzelecek, ya da gidecektir. Yıllar ilerledikçe, köklü bir firma kültürü oluşur. O kültür dürüstlüktür, çalışkanlıktır, gayrettir, sorumluluktur. Firma ne kadar eskiyse, taşlar daha bir yerine oturmuştur. Sık sık eleman değiştiren kuruluşların ömürleri kısa olur, yıllara meydan okumaları mümkün değildir. Yarım asra yakın bir süredir faaliyetini başarıyla devam ettiren EMAS, bu yönden çok şanslıdır. Çünkü elemanlarımızın hepsi de bizim için çok değerlidir. Onlar her şeyin farkında ve bilinçlidirler. Geçmişte olanları, yaşanılan zorlukları bilirler. Olur-olmaz nedenlerle tepkili davranmazlar… Hiç unutmam, bir dönem “kısıtlı çalışma” mecburiyetinde kalmıştık. Çalışanlarımıza bu kararı açıkladığımızda hemen ve hatta teşekkürle kabul ettiler. Çünkü eski krizlerden dolayı deneyimleri vardı ve hiçbir arkadaşlarının işinden olmasını istememişlerdi. Başarı ayrıntılarda gizlidir. Ama o ayrıntılarda boğulmamak şartıyla! Her şeyden önce çalışanlarınızın sizin işi iyi bildiğinize inanmaları gerekiyor... Sizin herhangi bir soruna çözüm bulabileceğinize kanaat getirmiş olmaları ise işin olmazsa olmazı gibidir. Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
43
Röportaj
Demir Vana Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Demir:
“İMALAT SEKTÖRÜNE HİZMETE DEVAM”
Demir Vana Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Demir görüşmemizde: “Uzman bir ekiple Türk sanayisine ve Türk imalat sektörüne hizmet etmeye devam edeceğiz. Bu işe gönül koyduk, müteahhitlikte değil tüm enerjimizi sanayide, üretimde harcayacağız. Memleketimize katkımızı, aşkımızı bu yolla göstereceğiz ve bu yolda katma değer üreterek fayda sağlayacağımıza inanıyorum” dedi.
44
Makine
Y
eni yerinize taşındınız ve üretiminiz artarak devam ediyor biraz bundan bahsedelim isterseniz? Eskoop’taki yerimizin kullanım alanı yaklaşık 250 m² civarındaydı. Şimdi kullanım alanı 500 m² olan yeni yerimize taşınarak firmamızı bir adım daha ileriye taşıdık. Burada tasarım ve modelleme sürecinden tüm imalat aşamalarını da bünyemize katarak tüm talaşlı imalatını yaparak vanaların test montaj aşamalarından sonra bitmiş ürün haline getirebiliyoruz. Şu anki yerimiz 3 katlı; depo, model hane – tasarım ve talaşlı imalat. Bunun dışında da atölyemizin hemen yanında iki katlı ofisimiz mevcut. Çok çeşitli vanalar imal ediyoruz özellikle belediyelerin su kanalizasyon idarelerinin gerek duyduğu su vanaların imalatında uzmanlaşmış durumdayız. Flanşlı kelebek vanalar, hidrolik çekvalfler, açılı çekvalfler, sürgülü vanalar, bıçaklı sürgülü vanalar arıtma tesislerine kullanılan vanalar, bunlar belli başlı ürün-
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
lerimiz. Uzman bir ekiple Türk sanayisine ve Türk imalat sektörüne hizmet etmeye devam edeceğiz. Bu işe gönül koyduk, müteahhitlikte değil tüm enerjimizi sanayide, üretimde harcayacağız. Memleketimize katkımızı, aşkımızı bu yolla göstereceğiz ve bu yolda katma değer üreterek fayda sağlayacağımıza inanıyorum. Türkiye’nin makro düzeyde üretim ekonomisin yerine inşaat sektörüne ağırlık verilmesi sebebiyle; üretim sektöründe yaşanan sıkıntılar var. Türkiye’de üretim yapmak gerçekten çok zor bir iş. Sizce, üretim sektörünün sıkıntıları neler ? Sektörün sıkıntılar, en başta kalifiye eleman. Bunun sebebi meslek liselerinden çıkan arkadaşların üniversiteye devam etmesi ve kendi mesleklerinden uzaklaşması. Diğer sebepler arasında; sanayi sektörünün cazibeli sektör olmaktan çıkması. Daha kolay sektörlerde, benzer paraların kazanılabilmesi, bu da iş gücünü azaltan faktörler arasında. Bunun dışında son zamanlarda zorunluluk haline
getirilmesi planlanan mesleki yeterlilik için de firmalara ve elemanlara bir destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle imalat sanayisinde çalışan firmaların ödemiş olduğu sigorta primleri stopajlar vergi yükleri boynumuzu büken etmenler. Son olarak sektörde üretim anlamında karşılaştığınız olumsuzluklar neler ? Çin’den gelen vanalar imalat sanayisini zorluyor çünkü orada ucuza dökülen malzemeleri getiren bir çok firma var. Biz kendi dökümhanemiz olamamasına rağmen dökümlerimizi burada ağırlıklı olarak da İstanbul’da bulunduğumuz sanayi sitesinde döktürüyoruz. Yerli sanayinin kalkınması için bazı yurtdışından girişlere kota konulması gerektiğini düşünüyorum bunların dışında bizim sektörlerle ilgili olan kısım döküm kısmı, yani vananın ham maddesi döküm. Bununla ilgili çalışma yapılabilirse sektöre ve imalatçılara olumlu katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Röportaj
ETG ROBOTİCS GENEL MÜDÜRÜ ENGİN GÜLÜNAY:
“TÜM SEKTÖRLERİN ELEKTRONİK VE MEKATRONİK ÇÖZÜM ORTAĞIYIZ”
B
ütün sektörlere hitap eden ve çok geniş bir alanda kullanılan ürünlerinizin kullanım alanlarını detaylandırır mısınız? ETG Robotics olarak; Sağlık, Otomotiv, Makine, Otomasyon ,İnşaat sektörlerine elektronik kontrol kartları – panelleri üreten bir firmayız. Yalnızca üretim değil yazılımda gerçekleştiriyoruz. İş alanlarımız; cihaz tasarım ve yazılımları, endüstriyel yazılım ve tasarım, PCB dizayn ve baskı, devre, mekatronik yazılım, robotik yazılım, microchip yazılım, bilgisayar arayüz yazılımı, motor kontrol yazılımları, akıllı ev sistemi yazılımları, kablosuz kumanda devreleri, göstergeler… Kablosuz ses ve görüntü aktarımı, güvenlik sistemlerinin kurulumu konusunda ürün ve hizmetler veriyoruz. Görüntüyü ve sesi minimum 200 metreden 40 bin metreye kadar aktarım yapabilecek donanımı kurabiliyoruz. Güvenlik sistemi yapan firmaların teknik çözüm ortağıyız ve bu firmalara elektronik kartlarını ve panellerini
yapıyoruz. Makine ve Otomasyon sektörüne dair çözümlerinizden biraz bahseder misiniz? Biz tüm sektörlerin elektronik ve mektronik çözüm ortağıyız. Makinelerin daha akıllı hale gelmesi bizim hassas ve akılcı dokunuşlarımıza bağlı . . Makine üreticileri ve varolan makinelerini modifiye etmek isteyen kullanıcılar bu yönüyle konuyu değerlendirmeli ve kendilerine en iyi hizmeti sunabilecek kart üreticilerini tercih etmeli. Personelin girdiği andan itibaren makinenin çalışması için gerekli olan tüm elektronik kartların üretimini ve teknik çözümünü yapıyoruz. Mekanik aksamı yapılmış tüm makineleri akıllı hale getirecek olan elektronik kart çözümlerini ve teknik desteği sunuyoruz. Türkiye’de sanayinin olduğu tüm bölgelere çalışma yürütüyorsunuz? Yurtdışına çalışma yaptınız mı ? Biz Türkiye’de sanayinin olduğu tüm bölgelere çalışma yapıyoruz. Bize Türkiye genelindeki bayilerimizden talepler geliyor. Özenle seçtiğimiz konusunda son derece bilgili olan
Türkiye’de kullandığınız bir makinenin veya tüm elektromekanik aletlerin bir beyni, devresi ve kontrol paneli bulunur. Bu devreleri üreten ve yazılımlarını gerçekleştiren firma sayısı ülkemizde oldukça azdır. Makine ve Otomasyon sektöründe de sıkça kullanılan bu panelleri üreten genç firma ETG bayilerimiz çalışmalarımızı Robotics Genel son kullanıcılara ulaştırıyor. Müdürü Engin Elektroniğin olduğu her yerde Gülünay ile bir biz çözüm ortağı olarak varız. sohbet ettik. İran’dan otomotiv sektörüne ******* çalışmalarımız oldu. Ayrıca Etg Robotics otomotiv sektöründe lider Genel Müdürü bir markasının şanzıman ku- Engin Gülünay: tusu kartlarıyla ilgili bir çözüm “Biz tüm sektalebi oldu. Ve biz bu sorunu törlerin elektronik ve meçözdük. katronik çözüm Son olarak, çalışma Sistemiortağıyız. nizden biraz bahseder mis- Makinelerin iniz? daha akıllı hale Öncelikle bizimle görüşme tale- gelmesi bizim bi olan müşteriye ilk gidişimize; hassas ve akılcı ürünümüzü tüm detaylarıyla dokunuştanıtıyoruz. Daha sonra tele- larımıza bağlı. fon üzerinden çözebildiğimiz Makine üretisorunları çözümlüyoruz. Tele- cileri ve varofonla halledilemiyorsak teknik lan makineldestek vermek için ürünü erini modifiye etmek isteyen sağladığımız müşteriye giderkullanıcılar ek hizmet veriyoruz. bu yönüyle Engin Gülünay konuyu değerlen 1970 İstanbul doğumlu. dirmeli ve kenİ.Ü Biyoloji Bölümünden dilerine en iyi mezun oldu. Bir süre labo- hizmeti sunarant olarak çalıştı. İTÜ’de bilecek kart yazılım üzerine eğitim aldı. üreticilerini 10 Yıl boyunca bir medikal tercih etmeli” firmasına teknik müdür dedi. olarak görev aldı. 2011 ETG Robotics’i kurdu ve halen bu firmanın sahibi. Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
45
Firma
FESTO ENDÜSTRİ 4.0 VİZYONU
Ü retim dünyası temelden değişiyor. Bireyselleştirilmiş
ürünlere doğru gittikçe artan bir yönelim yaşanıyor. Bu yönelimle bağlantılı olarak ihtiyaç duyulan küçük parti miktarları ve çok sayıda versiyon, kendilerini akıllı bir şekilde değişen koşullara uyarlayan teknolojiler istiyor. Bu nedenle, esnek ve ağ bağlantılı üretim sistemleri, ‘Endüstri 4.0’ anahtar kelimesi altında tartışılan faaliyetlerin hedefidir. Üretim dünyasındaki ve dolayısıyla otomasyon teknolojisindeki değişiklikler evrimsel bir süreç olarak görülmeli. Gelecekte, yönetim ve kontrol düzeylerindeki fonksiyonlar üretim bölümüne, hatta bazı durumlarda ayrı komponentler düzeyine kaydırılacak. diyor. Bu görevler için, üretim sürecini etkin şekilde desteklemek bakımından üretim sistemlerinde merkezsizleştirilmiş iletişime giderek daha çok ihtiyaç duyuluyor. Tesisin iş yükü ve kapasite kullanımı bu sayede hızlı bir şekilde dengelenebilir: Örneğin, gelecekte üretim hatları otomatik olarak gelen bireysel müşteri siparişlerine göre ayarlanabilir. Herhangi bir bireysel sistem veya komponent arızası, ağ bağlantılı bir üretim sisteminde derhal tanınacak ve diğer sistemler 46 Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
tarafından otomatik olarak dengelenecektir. Gelecekte, komponentler aynı zamanda kendilerini de organize edebilecekler. Bilgisayarlarda USB teknolojisi tarafından kullanılan sisteme benzer şekilde, tek tip arayüzler yoluyla bağımsız bir şekilde ana bilgisayara bağlanacaklar. Son olarak, sistemlerin bir sanal görüntüsü, kullanıcıları hızlı ve kolay işletmeye alma ve yeniden yapılandırma işlevleriyle destekleyerek yeni gerekliliklere mümkün olduğu kadar çabuk ve esnek şekilde yanıt verilmesini mümkün kılar. Tüm bunlar, makine ve sistemlerin kullanım kapasitelerini artırırken aynı zamanda kullanıcılar için ihtiyaç duyulan zaman ve çalışma miktarını da azaltır. Endüstri 4.0 üretimde yerini alıyor Festo komponent ve sistemlerinin çoğu, Endüstri 4.0 için ihtiyaç duyulan donanım ve yazılım ön gerekliliklerini şimdiden karşılıyor. “Halihazırda, bunlar henüz büyük ölçüde ağa entegre edilmemiş olan bağımsız çözümlerdir. Sonraki aşamalarda, bu ve benzer komponentler birlikte tamamen ağa entegre edilen sistemlere bağlanacak. Otomasyon
platformuyla Festo, şimdiden komple kalıcı biçimde ağa entegre edilen bir komponente sahiptir. Valf adaları için üretilmiş bu elektriksel terminal sadece alan ve ve yönetim kontrol düzeyleri için bir arayüz sunmakla kalmıyor, aynı zamanda arıza teşhis yeteneğine sahip ve durum izleme görevlerini üstlenebiliyor. CPX, tam yetkili bir CoDeSys kontrolörüyle donatılabilir ve bu sayede bir alt fonksiyonu, komple bir makineyi veya bir sistemin bir alt-sürecini kontrol edebilir. Güvenlik fonksiyonunu kullanarak, aynı zamanda hatalar da kolayca tespit edilebilir ve gerekirse modüller değiştirilebilir. Enerji tasarruflu modül MSE6E2M şimdiden basınçlı hava ağındaki debi miktarlarını ölçüp aynı zamanda bilgiyi yerinde değerlendirebiliyor ve uygun önlemleri başlatabiliyor. Endüstri 4.0’ın mümkün olduğu ölçüde uygulandığı, toplam 66.000 m2 alanda kurulu bulunan yeni Festo Scharnhausen Teknoloji Tesisi’nde, İster tek parti, ister 2.5 milyon adetlik yıllık üretim olsun, manuel üretim ve modüler montaj hatları arasındaki sinerji sayesinde, 1040 çeşit ürün üretebilme yeteneği, esneklikle hızın nasıl birleşebileceğinin kanıtıdır.
Makale
YILMAZ SÜRÜCÜ AİLESİ
Yılmaz Redüktör AŞ, Otomasyon Bölümü (Elk. Müh.) Özgür Biliz ozgur.biliz@ yr.com.tr www.yr.com.tr
Y ılmaz Redüktör AŞ (YR) Yılmaz Redüktör AŞ, 60 yıllık
tecrübesi ile kendi imalatı olan redüktör ve motor ürün gruplarını sanayicinin beğenisine ve hizmetine sunmaktadır. Yakın geçmişte Otomasyon Bölümü’nü kurarak portföyüne AC motor hız kontrol cihazlarını da eklemiş ve artık kullanıcılarına tek elden komple elektrikle sürüş sistem çözümü (‘drive train’) sunmaya başlamıştır. Bu yatay büyüme hamlesiyle Yılmaz, sahip olduğu mühendislik bilgi ve deneyimini kullanıcısına en etkin ve verimli şekilde tek çatı altında, tek elden götürmeyi hedeflemektedir. Yılmaz motor hız kontrol cihazları alesine baktığımızda; toplam dört segmentte ürün görmekteyiz. Bunlar; - YI – Yılmaz Integrated Serie / Motor üzerine entegre hız kontrol cihazı serisi - YB – Yılmaz Basic Serie / Temel seviye 48 Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
hız kontrol cihazı serisi - YA – Yılmaz Advanced / Gelişmiş seviye hız kontrol cihazı serisi - YE – Yılmaz Expert / Uzman seviye hız kontrol cihazı serisi Ş e k l i n d e d i r . YI – Entegre Motor Hız Kontrol Serisi Bu seri, hız kontrol cihazının motor üzerine, tam söylemek gerekirse terminal kutusunun üzerine entegre olması nedeniyle diğer pano tipi cihazlardan ayrılmaktadır. Bu seri, elektrik motorunun üzerine monte olan yapısı nedeniyle, doğası gereği IP65 gibi yüksek bir koruma sınıfına sahip olmak zorundadır. Fiziksel olarak motorun bulunduğu ortamda olma zorunluluğundan ötürü bu kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Bu yüksek koruma sınıfı mecburiyeti ve beraberinde getirdiği ilave maliyet, ilk bakışta dezavantaj gibi algılanabilir ancak öteki taraftan bakınca; özellikle motor-sürücü arası kablonun
neredeyse yok denecek kadar kısalmış olması teknik açıdan çok büyük avantajlar sunar. Bu avantaj, sadece merkezi pano - motor arası kablo çekme ihtiyacının ortadan kalkmasının yanısıra, özellikle yüksek gerilim, yüksek akım ve doğası gereği PWM tetiklemeli çalışan sürücülerde, motor kablosunun uzun olmasının çevresel kötü etkilerinin de ortadan kalkması şeklinde düşünülmelidir. Sürücü uyguamalarında, özellikle de doğru mühendislik ve montaj kuralları hassasiyetle uygulanmaz ise, çevredeki diğer cihaz ve ekipmanları, sürücü-motor kablosunun etrafa yaydığı elektromagnetik girişim (parazit, EMI – elektromanyetik gürültü) ile kötü etkileme riski vardır. Bu entgere serilerde sürücü motorun hemen üzerinde olduğu için bu noktada endişeleri de bir bakıma en aza indirir denebilir. Yapısının sunduğu bu avantajların
Fuar
Makine & Otomasyon / Mart - Nisan 2017
49
Makale yanısıra, dahili EMC filtreleriyle de birlikte elektromagnetik gürültüden etkilenme ve çevreyi kötü etkileme olasılığı engellenmiştir. Yılmaz’ın portföyünde bulunan entegre sürücüler 7.5kW’a kadar motorlara monte edilebilmektedir. Tamamı ağır şartlar (60s. %150) çalışmaya uygun çıkış gücündedir. Gereğinde motora eklenebilecek bir artımsal encoder sayesinde kapalı çevrim vektör kontrol çalışabilen bu sürücüler, AC motor hız / tork kontrol noktasında, günümüz teknolojisinin sağlayabildiği en yüksek hassasiyet ve dinamizm ile zirvededir.
PLC’lerin sıklıkla kullandığı bir standart olan IEC61131 dokümanlarında tarif edilen programlama dilleri ile serbestçe programlanabilme yapısı sayesinde, bir parçası oldupu prosesin bir alt kğmesinin kontrolünü de yapabilir hale gelmekte ve böylece kullanım noktasında sunduğu imkanlara baktığımızda hassas motor kontrolü yapabilmenin bir seviye üzerine çıkmaktadır. Hız kontrol cihazları, genellikle emir alan (slave) yapısında cihazlardır. Örneğin motorun bir banda bağlı olduğunu ve bir sensör malzemeyi gördüğünde bandın ‘otomatik’ durması gerektiğini ve takip eden 5s. içinde de tekrar çalışmaması gerektiğini düşünelim. Bu uygulamanın bu bahsedilen mantıksal denetimi aslında basit de olsa konsept olarak bir PLC işidir. Ancak YI sürücüler, PLC gibi programlanabilen sürücüler olduğu için bu gibi taskları kendi içerisinde, ek bir PLC’ye ihtiyaç bırakmadan çözebilirler. 50 Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
YI sürücüler, konvansiyonel yöntemler ile komutlar alabilir. Örneğin, analog girişleri üzerinden referans alabilir, dijital girişleri üzerinden start/stop/yön/hız seçimi vb. bilgiler le yönetilebilir. Ancak, yapısı gereği sahaya dağıtılmış olan bu cihazların, merkezi bir kontrolcü üzerinden haberleşme yapıları ile daha yetkin ve fonksiyonel proses kontrol kurguları yapılabilmesi adına, birçok haberleşme imkanını da beraberinde sunar. Profibus, Profinet, EtherCat, CANopen, Modbus vb. birçok haberleşme imkanı olan versiyonları vardır. Özellikle PLC gibi programlanabilen yapısı ile bu haberleşme imkanlarının birleştiği uygulamalarda, proses ve kontrol mühendisliği için son derece kolay ve verimli kontrol, veri iletişimi, veri toplama ve dağıtılmış zeka uygulamaları yapma imkanlarını beraberinde sunar. YB1000 – Temel Seviye Motor Hız Kontrol Serisi 37kW’a kadar güç aralığında sunulan bu pano tipi AC motor hız kontrol cihazı, en temel ve en standart motor hız kontrol taleplerine cevap vermek üzere tasarlanmıştır. Fonksiyon ve özellikler açısından en hafifletilmiş seri olması, en kolay kullanımı olan cihaz olma özelliğini de beraberinde getirir. Tamamı ağır şartlar kullanımına uygun olarak 60s. %150 aşırı yüklenebilirlik kapasitesi ile birlikte gelir. Üzerinde standart olan Modbus protokolü, RS485 portu üzerinden dış dünya ile konuşabilir ve tüm parametreler ve/veya anlık çalışma bilgileri kontrol edilebilir, gözlenebilir. Açık çevrim V/f kontrol çalışan bu YB1000 serisi sürücülerin, otomatik tork güçlendirme fonksiyonu vardır. Fizik kurallarının izin verdiği değerlerin ötesinde yapılmış hatalı parametrizasyonlarda, kalkış ve duruş sürelerinin otomatik olarak uzatılmasını sağlayan kontrol imkanlarını beraberinde sunar. Üzerindeki entegre potansiyometre ile en basit manuel kontrol uygulamalarında, sadece parametreleme konusunda değil, uygulama anında da maksimum düzeyde
kullanıcı dostu olduğunu ön plana çıkartmaktadır. Duruş profili olarak; standart rampalı duruş, motoru boşa bırakma veya DC frenleme yapma gibi farklı seçenekleri kullanıcıya ayar imkanı olarak sunar. Çoklu dijital frekans seçimlerini I/O’lar yardımı ile seçmek ve hatta bunlar arasında otomatik süreye bağlı geçiş yapmak mümkündür. Dahili PID fonksiyonu sayesinde, sadece motorun frekansını kontrol etmenin ötesinde, basınç, akış, seviye, sıcaklık vb. bir proses değişkeni de kontrol edilebilir. YB1000, kaplamalı kartları ile atmosferik kirliliklere de dirençli yapısıyla son derece güvenilir kompakt bir hız kontrol çözümü sunmaktadır.
YA1000 için ilk bakışta akla gelen uygulamalrdan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: •Konveyör •Fan •Pompa •PID kontrol ile proses değişkeni kontrolü (basınç, akış, sıcaklık vb.) YA10 – Gelişmiş Seviye Motor Hız Kontrol Serisi Gücü 180kW’a kadar sunulan YA10 gelişmiş seri, temel seviye sürücülerimizin özelliklerinin üzerine, sınırlı sayıda da olsa serbestçe programlanabilir bloklar sunmaktadır. Bu bloklar sayesinde standart bir motor hız kontrol uygulamasının ötesine geçip, prosesle alakalı bir takım otomatik yapılması gereken lokal işler de sürücü bünyesinde çözülebilmektedir.
Makale YA10 serisi cihazlar gelişmiş açık çevrim vektör kontrol performansı ile %0.5 hız hassasiyeti sunabilmektedir. Tamamı EMC filtreli ve ağır şartlarda çalışmaya (60s. %150) göre tasarlanmış bu seri, kontrol hassasiyeti, programlanabilir ekstra blokları ve talepkar uygulamalara, ağır şartlar çalışmaya uygun hemen her uygulama için optimum çözümler sunar. Tamamı kaplamalı kartlar ihtiva eden bu seri, kötü atmosferik şartlara karşı da dirençlidir. Kullanıcı dostu parametre yapısının yanısıra, avuç içi bıyutundan bile daha küçük olan bir parametre klonlama aracı sayesinde, gerek cihazdan cihaza gerekse PC-cihaz bağlantısı yapabilmek adına tek bir el ekipmanı ile son derece hızlı devreye alma imkanı verir. Bu sayede, seri imalat kapsamında olan ve dolaysıyla sürekli kopyalanması gereken uygulamalar için, PC bağlantı imkanının yanısıra, çok daha hızlı işlem görecek basit bir el cihazı kullanımı imkanını sunar.
YA10 için ilk bakışta akla gelen uygulamalardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: Temel Seviye Uygulamalarına ek olarak; •Santrifüj •Mikser •Paketleme Makineleri •Tekstil Makineleri •Etiket Makineleri •Yıkama Makineleri •CNC fener mili •Otomatik Kapı •Vektör kontrol hassasiyeti gerektiren uygulamalar 52
Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
Gelişmiş Seviye Uygulamalarına ek olarak; • IEC61131 fonksiyonları
dilleri
ve
PLC
• Proses kontrol ve zamanlamaya dayalı çalışma YE30 – Uzman Seviye Motor Hız Kontrol Serisi Gücü 250kW’a kadar sunulan ve farklı kontrol kartları ile istenebilen bu seri, adından da anlaşılacağı üzere en talepkar uygulamaları çözmek adına geliştirilmiş uzman seviye bir cihazdır. IEC61131 programlama dilleri ile programlanabilen bu sürücüyü, PLC + sürücü olarak düşünmek yanlış olmaz. Kapalı çevrim vektör kontrol performansının yanısıra, gereğinde DC baradan beslenebilen modelleri, rejenerasyon ve şebekeye geri enerji verebilen modelleri gibi daha sofistike özellikler sunmak üzere özelleştirilebilir. Kaplamalı kartlara sahip olan bu seri atmosferik şartlara karşı ekstra direnç gösterirken, EMC filtreleri sayesinde elektromanyetik kirlilik ile de savaşmaktadır. Ağır şartlar (60s. %150) ve normal kullanım olmak üzere iki farklı güç seçim imkanı sunar. Opsiyonel kart ilavelerine izin veren elektronik yapısı sayesinde gerek haberleşme kartları gerekse ek I/O genişleme kartları ilave edilebilir. Çift encoder desteği ile senkron çalışma, master-slave uygulamaları, özel enerji tasarrufu modu, yük paylaşım, açıcı/sarıcı uygulamaları gibi kıyasla zor fakat standart olarak sunulan ileri düzey hız kontrol uygulamalarının yanısıra, sunduğu serbestçe programlanabilirlik yapısı sayesinde tamamen kullanıcıların kendi yazacakları kodlar ile, o güne kadar belki hiç yapılmamış bir uygulamayı dahi yapabilme imkanını sunar. YE30 için ilk bakışta akla gelen uygulamalardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
• Sarıcı/açıcı hazır uygulama bloğu • Çift encoder desteği • Vinç uygulamaları; senkron kaldırma, senkron yürütme, rejenerasyon, yüke bağlı hız ayarı… • Akışkan (fan/pompa) kontrolü için ek özellikler o Kayış koptu algılama o Pompa susuz çalışma algılama o Tıkanıklık/akış algılama o Özel enerji verimlilik optimizasyonu o Yangın modu o Kademeli (çoklu) pompa/ fan kontrolü
Fuar
Makine & Otomasyon / Mart - Nisan
2017
53
KApak : sEnsörler
Sensörler
SICK LBV311 TİTREŞİMLİ PROB TİPİ SEVİYE SENSÖRÜ
LBV311 titreşimli prob tipi seviye sensörü; toz haline getirilmiş ya da dökme malzemelerin yer aldığı silolar için taşma ya da ürün yok sinyalleri sağlayan seviye sensörleridir. Hassas ve doğru ölçüm yapan LBV 311 seviye sensörü boş, dolu veya belirlenen bir seviye için durum sinyalleri verir. Sağlam
54
Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
ve paslanmaz çelik prob
Temel versiyonu genellikle
yapısı ile malzemenin çatal
yatay
aralığına sıkışarak yanlış sin-
ilmektedir. Hijyenik uygula-
yal vermesi engellenir. Prob
malardaki proses bağlantı
malzeme ile kaplandığında,
çeşitliliği ve çok sayıda çıkış
değişen titreşimlerin frekansı
seçenekleriyle,
güvenilir şekilde algılanır ve
neredeyse tüm uygulamalar-
dijital çıkışa dönüştürülür.
da hatta patlayıcı ortamlarda
Ayrıca, temizliği kolay probun
dahi kullanılabilir. 250 ° C’ye
kirlenmeden etkilenmemesi,
kadar ortam sıcaklıklarında
sensörün gıda endüstrisi için
çalışma
uygun
olduğunu
gösterir.
olarak
monte
imkanı
ed-
LBV311
sağlar.
Fuar
Makine & Otomasyon / Mart - Nisan
2017
55
Sensörler
SIL3 / PL E’YE KADAR GÜVENLİK UYGULAMALARI İÇİN SENSÖRLER
Turck’in emniyetli yakınlık anahtarı artık yüksek talep modu olan uygulamalar için de kullanılabilir - SIL3’e ve PL e’ye kadar bile fazlalığa sahip Turck serisinden 350’den fazla SIL2 sertifikalı endüktif, kapasitif ve manyetik alan sensörü artık SIL3 ve PL e sertifikasına sahiptir. Bu, bu işlevsel olarak güvenli sensörlerin, IEC 61508’e göre SIL3’e kadar güvenlik devrelerinde 56 Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
yüksek talep uygulamaları
arayüz
için yedek konfigürasyonlar-
SIL2’ye kadar olan uygulama-
da ve ISO 13849-1’e göre PL
lar patlamaya dayanıklı alan-
e’de de kullanılmasını sağlar.
larda da uygulanabilir. Ciha-
Düşük talep uygulamalarında,
zlar, patlamaya karşı koruma
sensörler tek kanallı kon-
veya tesis ve makine güvenliği
figürasyonlarda
veya
için emniyet sensörleri gerek-
SIL2 ve PL c’ye uygundur.
tiren kullanıcıların, muhafaza
SIL1
serisi
ile
birlikte,
edilecek cihaz varyantlarının Turck
emniyet
Namur
sensörleri,
etkili
bir
şekilde
göre
azaltmasını sağlıyor. Emniyet
kendinden
el kitapları gibi gerekli belgel-
güvenli bir ekipman olarak
er, Turck web sitesindeki ürün
tasarlanmıştır. Turck’in IMX12
veritabanından
üretilmiş
standardına
sayısını
ve
edinilebilir.
www.worldmediagroupe.com Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web adresimiz.
www.makineotomasyondergisi.com Makine - Otomasyon - Elektrik Elektronik Sanayi sektörünün aylık dergisi...
www.kesicitakimlardergisi.com Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek dergisi...
www.tuningworld.com.tr Otomobil, otomobil yan sanayi ve tuning sektörünün tek dergisi...
www.endustri40dergisi.com 4. Sanayi Devrimi - dijital transformasyon - robotik sektörünün tek dergisi
Makine Makine & & Otomasyon Otomasyon // Ocak Kasım- -Şubat Aralık 2017 2016 51 53
Makale
37KW VE 45KW ELK MOTORLARIMIZ SANAYİMİZİN HİZMETİNE ARTIK HAZIR
HAZIRLAYAN Elektrik Yük. Müh. Alkan DEMİRCİOĞLU Satış ve Pazarlama Müdürü ELK MOTOR SAN. ve TİC.A.Ş.
H âlihazırda yaklaşık 280 bin adet elektrik motoru
ürettiğimiz Çerkezköy’de yerleşik Fabrikamızda, 225gövdeyi Sanayimizin hizmetine hazır hale getirdik. Şimdilik yalnızca 4-kutupta üretimini gerçekleştirdiğimiz 225gövdede 37kW ve 45kW ELK Motorlarımızı, Sanayimizin kullanımına hazır hale getirmiş bulunuyoruz. Çok yakın zamanda 225gövdede imalatımız diğer kutuplarda da hazır hale gelecektir. Konuya yönelik ilk bilgilendirmeyi tüm Bayilerimiz ile paylaşmış bulunuyoruz. Bayilerimiz bu doğrultudaki ilk stok siparişlerini tarafımıza iletmektedirler. Böylelikle, Sanayimizin çok çeşitli sektörlerinde faaliyetlerinde bulunan nihai müşterilerimiz; yüksek kalite, performans ve verimlilik seviyesindeki ELK Motorlarımızı 71-225gövde aralığında artık gerek stoklardan gerekse de hızlı imalat sürelerimiz 58
Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
ile kolaylıkla tedarik edebilir hale gelmiş bulunmaktadırlar. Erişmiş olduğumuz 225gövde büyüklüğündeki ELK Motor imalatımız ile, bugün ülkemizde sürücüden elektrik motoruna, elektrik motorundan redüktöre ve redüktörden de iş makinesine tek çatı altında komple çözüm sunabilen bizden başka hiçbir yerli üretici firma mevcut değildir. Bu gücü, bu avantajı mümkün olabildiğince tüm müşterilerimize anlatıp, kendilerine diğer hiçbir rakibimizin sunamadığı komple çözüm hizmetlerimizi sunmayı amaçlamaktayız. Uluslararası kasyon ve
UL
SertifiBelgemiz
Uluslararası ticaretin ayrılmaz parçaları sırasıyla, yüksek kalite ve performansta ürün, uygun performans/fiyat oranı, satış sonrası servis hizmetleri ve sertifikasyon. ELK Motor olarak tüm bu değerleri ken-
dimize hedef alıyoruz. Çerkezköy Fabrikamızda üretilen her elektrik motorumuz gerekli testlerden itinayla geçiyor, son kontrolleri eksiksiz gerçekleştiriliyor. Gerek yerel gerekse uluslararası pazarların kendi içi dinamikleri esas alınarak en uygun maliyet/fiyat analizleri yapılıyor. Müşterilerimizden gelen geribildirimler, oluşan arızalar itinayla takip edilip gerekli müdahaleler tarafımızca yapılıyor. Tüm bunlara ilavaten, Sertifikasyon konusu hakkında çalışmalar ve gerekli altyapı hazırlıkları organize ediliyor. Bilhassa Uluslararası normlarda sahip olunan Sertifikalar ile yurtdışı projelerde, uluslararası ticarette avantajlar sağlanıyor. Bizler ELK Motor olarak, örneğin IE3 süper yüksek verimli motorlarımıza ilişkin bugün itibarıyla başka hiçbir yerel rakibimizin sahip olmadığı IE3 verimliliği ile ilgili “VDE Kalite Onay Belgesi”ne sahibiz. VDE, Al-
manya portalında bağımsız bir laboratuvar ve bu belge imalatçı olarak ürettiğimiz elektrik motoru ile kataloğumuza yazdığımız teknik verilerin birbirleriyle tam uyumlu ve doğru olduğunu belgelemiş ve ispatlamış oluyor. Müşterilerimiz, bizi tercih ettiklerinde, tesislerinde kullandıkları motorlarımızdan, verim değerlerimizden, kendilerine sağlayacağımız enerji verimliliğinden %100 emin olmuş oluyorlar. Uluslararası Ticarette geçerli olan GOST, CSA, UL, NEMA, vb.Sertifikalardan, ELK Motor olarak UL Sertifikasına yönelik çalışmalarımız ve hazırlıklarımız devam etmektedir. Çok yakın bir tarihte UL Sertifikasını şirketimiz bünyesine kazandırmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda bilhassa Kuzey Amerika pazarı için ELK Motor hazır olmuş olacak. Bu pazarlara proje hazırlayan firmalara, ilgili UL Sertifikasyonu bulunmayan imalatçı firmaların ürün tedariğinde bulunabilmeleri mümkün olmayacak. ELK Motor olarak UL Sertifikasyonuna sahip olmamızın çok yakın olduğu bu günlerde, bizim bu Pazar ve projelerde ciddi avantajlarımız olacaktır. Sanayide Alçak Gerilim AC Motor Seçiminde Dikkat Edilmesi Gereken 14 Temel Kriter En Aza İndirgenen Arızalar
Bu sayımızda, sanayideki yanlış ürün seçimlerinden doğan arıza ve kayıpların önüne geçebilmek adına, Doğru Ürün Seçimine ilişkin bazı adımları sizlerle paylaşmak istedik. Tüm partner, bayi ve nihai müşterilerimizin faydasına sunarız. İhtiyaca uygun doğru elektriksel ve mekanik özelliklere sahip bir elektrik motorunu seçebilmek için izlememiz gerekli olan adımları burada sıra ile maddelemek istiyoruz. Unutulmamalıdır ki; bir işletmede tam performans ile çalışıp iş makinesini en optimum noktada tahrik edebilen bir elektrik motoru; müşterinin ihtiyacının en başından doğru tespit edilmesi ve buna uygun elektrik motorunun seçilip imal edilmesi ve hizmete sunulması ile mümkün olabilmektedir. Endüstride elektrik motorlarının kullanılmadığı herhangi bir sektör yok gibidir; ancak elektrik motorlarının en çok kullanılmakta olduğu başlıca sektörlere örnek vermek gerekirse; kompresör uygulamaları, fan ve pompa uygulamaları, kağıt sektörü, çimento sektörü, denizcilik sektörü, redüktör uygulamaları, yenilenebilir enerji kaynağı uygulamaları, arıtma teknolojileri, paketleme ve ambalaj sektörü, vb. İşte tüm bu sektörlerdeki
Makale uygulamaların ana tahrik ürünü olan elektrik motorlarını doğru biçimde seçip tasarımlandırabilmemiz; sistemin genel işleyiş performansı açısından çok önemlidir. Şimdi örnek bir uygulamaya cevap vermesi beklenen bir elektrik motorunun seçilmesindeki adımları tek tek sıra ile inceleyelim; göz önünde tutmamız gereken tüm teknik noktaların neler olduğunu maddeleyelim. 1- Motorun çalışacağı şebeke değerleri: besleme gerilimi, faz sayısı ve şebeke frekansı. (Örneğin 3AC 50Hz.400V şebeke değeri veya 3AC 60Hz.380V gibi.) 2- Motorun çalışacağı düzen: motor enerjilendiği vakit sürekli mi yoksa kesikli mi çalışacaktır. (farklı çalışma rejimleri, S1….S9) 3- Motorun sahip olması istenilen koruma sınıfı: Dış etkilere karşı IP koruma sınıfı. 4- Motor kutup sayısı: Motor kaç kutuplu, bir başka deyişle hangi devir/dakika değerinde olacaktır sorusunun saptanması. 5- Motor Anma Gücü: motorun mil çıkışında kaç kW gücü vereceği.(bu durum mekanik olarak iş makinesinin ne kadar kW’ lık güce ihtiyaç duyduğu ana fikrinden yola çıkılarak bulunur.) 6- Motor Anma Momenti: motorun iş makinesine ileteceği
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
59
Makale
mil döndürme momenti(Nm.) 7- Motor Yapı Şekli: motorun ortama kurulacağı yapı inşa şekli. 8- Ortam Fiziki Şartları: motorun çalışacağı ortam sıcaklık değeri(derece C.), ortam yüksekliği(m.) ve oluşabilecek olası mil çıkış gücündeki düşüşün hesaplanması. 9- Tüm bu 8 madde neticesinde tespit edilebilen uygun gövde büyüklüğündeki ac motor tipi 10- Motorun en uygun soğutma sınıfının seçilmesi, şebeke frekansının altında uzun süreli çalışma olacaksa, cebri soğutma fanının düşünülmesi 11- Şayet varsa istenilen özel motor RAL boya kodu isteğine göre dizayn edilmesi. 12- Motorun şebeke üzerinden veya inverter(frekans çevirici) üzerinden çalışacağı bilgisinin net biçimde bilinmesi, buna ve ortam sıcaklığına bağlı olarak Sargı Yalıtım ve Isınma sınıfının en doğru şekilde tespit edilmesi 13- Motorun iş makinesine bağlantı biçimi, direkt aküple veya k-kasnak ara bağlantısına uyumlu DE(yük) tarafı Motor Rulmanının en uygun şekilde saptanıp, seçilmesi. 60 Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
14- ve son hali ile tüm yukarıdaki maddeler doğrultusunda uygulamaya yönelik spesifik elektrik motorunun tüm detayları ile seçilmesi ve imalat planına alınmasıdır. Yüksek Tasarım
Performans Özel Motorlar Üretiyoruz
ELK Motor olarak elektrik motorlarımızı temel tasarım ve teknolojisi itibarıyla IE3 verimlilik sınıfını da karşılayacak şekilde tasarladığımızdan; hâlihazırda zorunlu olan IE2 verimlilik sınıfından IE3 verimlilik sınıfına geçişte, mekanik boyutların aynı kalması sayesinde, müşterilerimize sorunsuz bir geçiş imkânı sağlıyoruz. ELK Motorlarımızı, mühendisliğinden talaşlı imalata, dökümden sac işleme ve motor sarımına kadar tüm süreçleriyle Çerkezköy’deki fabrikamızda kendimiz üretiyoruz. Avrupa standartlarına uygun olarak ürettiğimiz standart motorlarımızla birlikte, müşterilerimize yüksek performans ve uygun maliyetler açısından avantajlar sağlayacak özel tasarım motorlarımızı da üretiyoruz.
Mil, gövde ve kapaklar tam otomatik CNC tezgâhlarda, sürekli kalite kontrol denetiminde üretilirken, rotor ve stator paketleri otomatik kilitlemeli laminasyon kalıplarında basılıyor. Rotor paketleri otomatik enjeksiyon makinelerinde basılarak rotor mil grubu hâline getirilirken, stator paketleri de otomatik sargı makinelerinde sarıldıktan sonra ihtiyaca ve kullanım sahasına bağlı olarak otomatik daldırma yöntemi ya da VPI (Vacuum Pressure Impregnation) olarak anılan yöntemle verniklenerek montaja hazır hâle getiriliyor. Bu sayede ürettiğimiz tüm elektrik motorlarımız daima kalite ve performans açısından en ileri seviyeye ulaşıyor. Bu işlemler sonrasında, ürün reçetelerine uygun olarak montajı yapılan motorlarımız, %100 son kontrol ve test aşamalarını geçtikten sonra ambalajlanarak sevkiyata hazır hâle geliyor. Yurtdışı bir
Fuarlarına Yoğun şekilde Katılıyoruz
2017, Nisan ayında Hannover Fuarına katıldık. Uluslararası arenada katılımda bulunduğumuz ilk
Makale
Fuar olması açısından ELK Motor için heyecan ve gurur verici ilk deneyimdi. Firma standımıza çeşitli ülkelerden yoğun müşteri ziyaretlerinde bulunuldu, karşılıklı verimli iş görüşmeleri gerçekleştirildi. 2017, Eylül ayında Münih Drinktec İçecek Teknolojileri Fuarına katıldık. Avrupa’nın sanayi devi olan Almanya’daki bu Fuarda şişeleme, dolum, ambalaj, komple hat otomasyonu, makine imalatı, vb.kırılımlara hizmet veren çeşitli Firmalar ile karşılıklı ziyaretlerde bulunuldu.
ELK Motorlarımız, Fabrikamız, özel tasarım üretimlerimiz ve Motor Modifikasyonlarımız hakkında bilgi verildi. 2017, Ekim ayında Bükreş TIM Teknoloji Fuarına katıldık. Başta Romanya pazarı olmak üzere yakın çevre ülkelerden çeşitli firmalarca standımız ziyaret edildi. Fuarda standımızda, Fren + Enkoder + Cebri Fan Modifikasyonlu ELK Motorumuz sergilendi. Beraberinde çeşitli güçlerden Alüminyum ve Döküm gövdelerde örnek elektrik motorlarımız serg-
ilendi. Partnerlik düşünen çeşitli firmalar ile ELK Motor bayiliği ve koşullarımız hakkında karşılıklı görüşmelerde bulunuldu. Temaslara başarıyla devam edilmektedir. Geride bıraktığımız bu Fuarların yanısıra, ELK Motor olarak içerisinde bulunduğumuz Kasım ayı son haftasında, Almanya Nürnberg’te SPS IPC Drive Fuarına katılımda bulunup, müşterilerimize ELK Motor ve çözümlerimizi aktaracağız.
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık 2017
61
Teknik Makale
A rıza maskeleme elektromekanik anahtarların birbirine Yazar: Barış Yücel Doğu Avrupa İş Geliştirme Müdürü byucel@schmersal. com
Güvenlik ürünlerinin çıkışlarının seri bağlanarak tek bir güvenlik girişine bağlanması sonucu oluşan önemli bir güvenlik açığı...
62
HATA MASKELEME Genellikle tek kanallı tasarımlarda kullanılan seri bağlama, sınırlamalarını ve potansiyel sonuçlarını tam olarak anlamaksızın ve daha yüksek riskli güvenlik uygulamalarında genellikle hatalı olarak uygulanır. Elektrik güvenlik ürünlerinin seri bağlanması tasarımcı için özellikle daha yüksek riskli makinelerde istenen güvenlik kontrol kategorisini elde etmek için fazla güvenlik rölesi veya programlanabilir denetleyiciler için fazla güvenlik I/O’su kullanmaktansa cazip bir düşük maliyetli alternatiftir. Güvenlik fonksiyonunu kaybetmesine neden olabilecek çeşitli arıza
koşullarına (örneğin bir kontak kaynağı veya nem nedeniyle bir kilitleme anahtarında normalde kapalı bir kontağın kanallarından birinde kısa devre olması nedeniyle) karşı seri bağlanmış güvenlik ürünleri ile emniyet sistemini tasarlarken çok dikkatli olunmalıdır.
Bu sistem için tipik bir işletim sırası şöyle olabilir: 1. Koruma kapısı #1 açılır güvenlik kontrolörü çıkışları açık ve makine durur. 2. Koruyucu kapı #2 açılır güvenlik kontrol cihazı çıkışları açık kalır ve makine duruşta kalır. 3. Koruyucu kapı #2 kapanır
- güvenlik kontrolörü çıkışları açık kalır ve makine duruşta kalır. 4. Koruyucu kapı #1 kapanır emniyet denetleyicisi çıkışları kapanır ve makine yeniden başlatılabilir.
#4’ün NC kontağı kısa devre yapar. Bu durumda, bazı güvenlik kontrolörleri arızayı algılayamayabilir ancak emniyet fonksiyonu kaybolmaz. Bu, bu durumda mümkün olan aşağıdaki tipik işletim sırası ile gösterilmektedir:
1. Koruyucu kapı #4’ün açılması, emniyet denetleyicisi çıkışlarının açılmasına ve makinenin durmasına neden olur. Ancak “kısa devre” tespiti değil, sadece bir kanalda bir farklı durum değişikliği meydana geldiği için olur.
2. Bazı emniyet denetleyicileri sıfırlamayı gerektiren arıza durumuna gideceklerdir. 3. Kullanılan emniyet kontrol cihazının özelliklerine bağlı olarak, emniyet kontrol cihazına “cycling” güç verme ve koruyucu kapı #4’ü kapatma
seri bağlanması sonucunda ortaya çıkabilir. Seri bağlama yaygın bir uygulamadır. Bununla birlikte, bir makine koruması güvenlik devresinde, özellikle yüksek riskli uygulamalarda çalışırken, seri bağlamanın sınırlamalarını ve potansiyel sonuçlarını tanımlamak önemlidir. Seri bağlama bir devredeki çoklu anahtarların bir seri bağlantısı olarak tanımlanır. Seri olarak NC kontakları kablolama ve paralel olarak NO kontakları ile gerçekleştirilir.
Makine & Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
Aşağıdaki şema aynı durumu gösterir... ancak kapı
Hata Maskeleme Örnekleri Örnek olarak, aşağıdaki diyagramlar tek bir güvenlik denetleyicisi kullanan çoklu güvenlik ürünlü bir emniyet devresi için tipik seri bağlama çözümünü göstermektedir.
gerekebilir. Emniyet denetleyicisi ayrıca #4 nolu kapıyı kapatarak ve başka bir kapı açıp kapatarak da sıfırlanabilir. Bu sıfırlama, istemeden yapılır, bu durumda hata tespit edilmez. 4. Sıfırlandığında güvenlik denetleyicisi çıkışları kapana-
Teknik Makale
cak ve makine yeniden başlatılacaktır. 5. Koruyucu kapı # 4’ün tekrar açılması, makineyi durduracaktır. Bu nedenle arıza tespit edilmemesine rağmen güvenlik fonksiyonu halen mevcuttur. Örneğin ikinci bir arıza ortaya çıkarsa, örneğin, aşağıda gösterildiği gibi, her bir kanalda kısa devre ile koruma kapısı #4’ü açarken güvenlik fonksiyonu kaybolur. İlgili Standartlar Kontrol Kategorisi 3 için ISO 138491 Madde 6.2.6, SRP / CS’yi (Kontrol Sisteminin Güvenlikle İlgili Parçalarını) tanımlar ve bu parçalardan herhangi birindeki bir arıza, emniyet fonksiyonunu kaybetmeyecek şekilde tasarlanacaktır. ISO 138491’de ki bir diğer önemli not da SRP/ CS’nin Tanılama Kapsamı (DCavg) öğesi, Madde 4.5.3’teki tablo 6’ya göre en az yüzde 60’a karşılık gelen en az “düşük” olacaktır. Bu, arızaların yüzde 60’ının algılanacağı anlamına gelir. ISO 14119, koruma prensipleri ve korumalarla bağlantılı güvenlik cihazlarının seçimi ile uğraşan
Basitleştirilmiş yöntem, normal yöntemle karşılaştırıldığında daha kolay uygulanır ve kullanılır. Şimdi, bu, arıza maskeleme konusunun üstesinden gelmenin yolları için çözümler aranmaktadır. Bölüm 7, aşağıdakileri içeren kuru kontakları olan kapı güvenlik aygıtlarının kullanıldığı durumlarda arıza maskel-
Bu arızanın oluşumu “Arıza Maskelemesi” standarttır. Madde 8.6’da, standart kapı güvenlik aygıtlarının mantıksal seri bağlantısı ve hata maskelemesi ve Diyagnostik Kapsaması (DCavg) değeri üzerindeki etkisi hakkında konuşmaktadır. Bunu açıklığa kavuşturmak için standart, arıza maskelemesine ve teşhis kapsamına neden olan bir teknik rapor olan ISO / TR24119’a atıfta bulunmaktadır. ISO / TR 24119, kuru kontaklı ve olası DC değerli koruma kilitleme aygıtlarının seri bağlantısında hata maskelemesinin değerlendirilmesiyle ilgili daha ayrıntılı bilgiye gider. Kuru kontaklı koruma kapı anahtarlarının seri bağlantısı varsa ve sıkça kullanılan bir veya daha fazla koruma kapısı (saatte birden fazla kullanımı olduğunda) Di-
emesinin önlenmesine ilişkin rehberlik eder: • Bir güvenlik ağı üzerindeki emniyet cihazlarını bağlamak, AS-Interface (AS-i) gibi akıllı ağ teknolojilerinin kullanılması • Teşhis kapsamasını (DC) kaybetmeden seri bağlanabilen ve ISO13849-1’e göre PLe’ye kadar
olarak adlandırılır. yagnostik Kapsaması’nın hiç olmadığı kabul edilir. Böylece, elde edilebilir maksimum PL (performans seviyesi), ISO13849-1 tablo 6’ya göre PLc’dir. Maksimum erişilebilir DC’nin belirlenmesi için basitleştirilmiş bir yöntem, bölüm 6 ve 6.2’de bulunur. Tablo 1, DC kapsamı ve seri bağlantılar kullanıldığında kısıtlama için yol gösterir. Bölüm 6.3 ve tablo 2, Arıza Maskeleme olasılığı konusunda rehberlik etmektedir. Arıza maskeleme olasılığı, dikkate alınması gereken çeşitli parametrelere bağlıdır; bunlara aşağıdakiler dahildir: • Seri bağlı cihazların sayısı • Her bir kapının kullanılma sıklığı • Kapılar arasındaki mesafe • Kapıların erişilebilirliği • Operatör sayısı a) Sıklık saat başına birden fazla ise. b) Ayrı kapıları açabilecek operatörlerin sayısı bir kişiyi aşarsa, sıklıkla kullanılan hareketli kapıların sayısı bir arttırılacaktır. c) Aşağıdaki hareket koşullarından biri karşılanırsa, ilave kapıların sayısı birer azaltılabilir: - Kapılar arasındaki minimum mesafe 5 metreden fazla olduğunda. - İlave kapıların hiçbiri doğrudan erişilebilir olmadığında. d) Herhangi bir durumda, bir arıza maskelemesi meydana geleceği öngörülebilirse (birden fazla kapı normal çalışma veya servisin esnasında aynı anda açılır), DC yok ile sınırlıdır.
en yüksek performans seviyesine erişebilen RFID teknolojisine sahip kendi kendini teşhis özelliğine sahip akıllı anahtarların kullanılması. • Ayrı izleme cihazına kablo ile bağlanan fazladan kontakların diyagnostik amaçlı kullanılması • Anahtarların kuru kontaklarının ayrı ayrı bir emniyet giriş modülüne bağlanabileceği veya programlaMakine & Otomasyon / Kasım - Aralık
2017 63
Teknik Makale nabilir emniyet kontrol cihazlarına tek tek bağlanabilmesi için çoklu girişli emniyet röleleri kullanın. Hata Maskelemeyi Engelleme Yolları Endüstriyel olarak ISO 14119 gereksinimlerine uyacak birçok çözüm
bulunmaktadır. Mikroişlemcili SRB-E serisi emniyet denetleyicilerinin (emniyet rölesi) kullanılması, ISO 13849-1’e göre PLe’ye kadar en üst düzeyde performans seviyesi sağlar. Çok girişli güvenlik rölesi olan SRB-E 204ST, “yüksek” DC kapsamı sağlayarak 4 kuru kontak anahtarına ka-
mans seviyesi kaybı olmadan. AS-interface gibi bir güvenlik ağı da harika bir çözümdür. SCHMERSAL Safety Solutions AS Arabirimi İşyerinde Güvenliğini (ASI SAW) kullanır, AS Uluslararası’nın açık standardını temel alan bir emniyetli ağ sistemidir. Geniş güvenlik sistemini hızlı, verimli ve maliyet etkin bir şekilde entegre etmek için basit ve esnek bir çözümdür. AS Arabirimi, entegratörlerin birden fazla tedarikçinin bileşenleri ile özel güvenlik çözümleri gerçekleştirmesine izin veren açık bir sistemdir. SCHMERSAL, entegre AS Arabirimi ile uyumlu çeşitli emniyet cihazları yelpazesi sunmaktadır. İçerisinde kilitlenmiş kilitler, solenoid kilitler, emniyet sensörleri, E-Stop düğmesi, kontrol panelleri, acil halatlı emniyet anahtarı, limit anahtarları ve emniyet ayak pedalı anahtarları bulunur. ISO14119 son kullanıcıların ve makine üreticile-
64
Makine
& Otomasyon / Kasım - Aralık
2017
dar sürebilir. Ayrıca, SRB-E serisi, birkaç SRB-E-204PE giriş modülünü basamaklamanıza ve modül başına dört çift kanallı güvenlik anahtarına kablolamaya olanak tanır. Ayrıca, sorun giderme işlemlerini kolaylaştıran mikroişlemci tabanlı teknolojisi sayesinde daha büyük sorun çözme olanağı sağlar. Mikroişlemci tabanlı elektronik anahtarlar, seri “Yüksek” Diyagnostik Kapsama ile bağlanmayı ve PLe’ye kadar ulaşmayı sağlar. AZM, MZM, RSS, CSS kilitlemeli veya kilitlemeyen kontaksız cihazlara sahip çeşitli modeller, RFID kodlaması veya bir Schmersal tarafından geliştirilmiş puls yankı frekansı teknolojisi ile kodlanmıştır. Kendiliğinden izlenen çıkışlar, gerilim, toprak ve çapraz kısa devre şıklarını izleyen iki OSSD tipi çıkış sağlar. Herhangi bir sayıda standart teşhis cihazı, maksimum kablo uzunluğu 200 metre dahilinde seri olarak bağlanabilir veya RFID ve Puls yankı teknolojili cihazların 31 adete kadar seri bağlanabilir - güvenlik kategorisi veya perfor-
rinin (OEM’ler) emniyet ürünleri entegre edilen kapıları kullanırken daha esnek, gelişmiş teknolojileri anlama ve kullanma konusunda yardımcı olmak için mükemmel bir araçtır. ISO / TR24119 teknik raporu aracılığıyla rehberlik sağlayarak kuru kontak anahtarlarını seri bağlarken hata maskeleme probleminde tasarımcılara yardımcı olur. ISO14119’da önceki standart EN1088 tarafından tanımlanmayan, kilitleme işlevi, kilitleme fonksiyonundan ayrı bir emniyet fonksiyonu, güvenlik sensörleri için yeni gereklilikler ve özellikle de sabotaj direnci koruması ele alınması gibi birkaç başka yönü de vardır. Schmersal, ISO14119 gerekliliklerini karşılamak ve bu endüstri standardını anlamak için son kullanıcılara, makine üreticilerine ve sistem entegratörlerine yardımcı olan TÜV Rheinland sertifikalı FS Mühendislerine sahiptir. Schmersal, makine güvenliği gereksinimlerini karşılamak için gerekli güvenlik kilitleri ve diğer güvenlik donanımı ile yardımcı olabilir. (İrtibat: info-tr@schmersal.com)
WORLD MEDIA BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER Haber İletişim İlker Kaplan WORLD MEDIA Genel Yayın Yönetmeni 0 505 400 94 34 makineotomasyondergisi@gmail.com
Reklam İletişim Hatice Karabay WORLD MEDIA Reklam Koordinatörü 0 505 400 94 33 makineotomasyondergisi@gmail.com
Reklam İletişim Ziya Alkan WORLD MEDIA Reklam Müdürü 0 546 675 59 49 worldmediareklam@gmail.com
Dergilerimizde yerinizi ayırtın, hedef kitlenizi ulaşın!...
www.endustri40dergisi.com
www.makineotomasyondergisi.com
www.worldmediagroupe.com
www.kesicitakimlardergisi.com
World Media Bünyesinde yayınlanan Dergilere abone olmak için aşağıdaki hesap numaralarına istediğiniz dergilerin Yıllık abone ücretlerini yatırabirsiniz. İsim soyisim ve adresinizi dekont fotokopisiyle birlikte makineotomasyondergisi@gmail.com adresine mail ya da 0 212 427 00 15 numaraya faks’a gönderebilirsiniz. Ayrıca Aboneliğinizi mail order sistemiyle kredi kartınızdan ödeyerekte yapabilirsiniz.
*Kredi kartınızın ön yüzündeki 16 rakam: .......................................................................... *Kredi kartınızın son kullanma tarihini ay / yıl : ................................................................. *Kredi kartınızın arka yüzündeki üç haneli güvenlik numarası: ..........................................
ABONE FORMU Ad
:...............................................................................................
Soyad
:...............................................................................................
Adres
:...............................................................................................
ABONE FORMU
...............................................................................................
İlçe
:...............................................................................................
Şehir
:...............................................................................................
Posta Kodu
:...............................................................................................
Telefon
:...............................................................................................
Faks
:...............................................................................................
:...............................................................................................
Tarih
İmza
Dergi
İsmi
-
Yıllık Abone Ücreti
Makine & Otomasyon: Auto Tuning World: Kesici Takımlar Tutucular : Rulman & Lİneer: Endüstriyel Borulama: Cad / Cam / Cae / Plm : Endüstri 4.0 : Elektrik & Pano :
120 120 120 120 120 120 120 120
TL TL TL TL TL TL TL TL
+ + + + + + + +
KDV KDV KDV KDV KDV KDV KDV KDV