Yol Bahar 2016

Page 1

Badiou, Gezi/Rojava/HDP "Olay"ı ve Faşist Reaksiyon

Yol Ayrımına Doğru: Stratejik Sıkıntılar Mehmet YILMAZER

M. Sinan MERT

Dünyadan Müzakere Süreci Örnekleri Salih İNCESOY

"Dördüncü Sanayi D evrim i"ve İşçi Sınıfı Mehmet YILMAZER

Her Yer Panama Mehmet AKYOL

Bolivar Sosyalizmi Savunmada AyşeTANSEVER

KATI OLAN HERŞEY BUHARLAŞIRKEN DİRENİŞİ ÖREBİLMEK!

Biennio Rosso (Kızıl Yıllar) ve Fabrika Konseyleri M. Sinan MERT

Panama Belgelerini Açıklamak ya da Bir Köpek Kendisini Neden Yalar?" Slavoj ZİZEK

Toplumsal Hareketler ve İlerici Hükümetler Marta HARNECKER


SIYASI

DERGİ Bahar 2016

Sosyalist Dayanışma Aylık Yerel Süreli Siyasi Dergi Nisan Özel Sayısı 1 İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Sezgin KARTAL Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sezgin KARTAL

Adres: Piyalepaşa Mah. Şark Sk. No: 15/A Beyoğlu / İstanbul İletişim: 0535 922 82 68 ®

www.yolsiyasidergi.org

E3

info@yolsiyasidergi.org

f

/yolsiyasidergi

t

@yolsiyasidergi


Basım Yeri: Yön Matbaacılık Adres: Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. B Blok 1. Kat No: 366 Topkapı- İST Tel: 0212 544 66 34


içindekiler

Yol Ayrımına Doğru: Stratejik Sıkıntılar Mehmet Yıhnnzer Badiou, Gezi/Rojava/HDP "01ay"ı ve Faşist Reaksiyon M. Sinan Mert Dünyadan Müzakere Süreci Örnekleri Salih İncesoy Biennio Rosso (Kızıl Yıllar) ve Fabrika Konseyleri M. Sinan Mert "Dördüncü Sanayi Devrimi" ve İşçi Sınıfı Mehmet Yılmazer Panama Belgelerini Açıklamak ya da Bir Köpek Kendisini Neden Yalar? Slavoj Zizek / Çeviri: M. Sinan Mert

5

12

27

46

58

86

Her Yer Panama Mehmet Akyol

89

Bolivar Sosyalizmi Savunmada Ayşe Tansever

93

Toplumsal Hareketler ve İlerici Hükümetler Latin Amerika'da Yeni İlişki Kurma Marta Harnecker / Çeviri: Ayşe Tansever

109


YÜL AYR IM IN A DOĞRU: STRATEJİK SIKINTILAR Mehmet YILMAZER m

2015 Şubat'ındaki ABD strateji bel­

kaydırma hedefidir. "Gelecek ABD başkanı Ortadoğu'da

gesindeki: "Geçtiğimiz on yılda askeri

bir tercih yapmakla yüz yüze kalacak­

eylemlerimizin temelini şiddet yanlısı

tır: İstikrarı sağlamak için daha fazla

radikal şebekeler oluşturdu. Fakat bu­

müdahale veya bölgeden daha fazla

gün ve yakın gelecekte, ülkelerin çıkar­

uzaklaşmak..." (Fight or Fllght, Ken­

dığı zorluklara odaklanmak istiyoruz."

neth M. Pollack, Foreign Affalrs, March-

ibaresinden yeni bir stratejik yönelişin

Aprll 2016)

Brooklngs Instltutlon'da

başladığı yorumunu yapmak gereki­

halen Ortadoğu bölümünde çalışan K.

yordu. Aynı belgede "balistik füzelerin

M. Pollack düşüncesini şöyle bağlıyor:

çoğalması, duyarlı hedef teknolojileri,

"Bugün Ortadoğu'da yaygınlaşan kaos

insansız sistemler, uzay ve siber yete­

dikkate alınırsa, bir seçim yapmayı

neklerin" "ABD ordusunun avantajla­

reddetmek, tercihlerin en kötüsü olur­

rını ortadan kardıracak" şekilde geliş­

du." (a.y.)

mesinden söz edilmiş, bunlara sahip

ABD açısından ortada durmanın

ülkelerin dünyadaki kimlikleri ise yete­

tercihlerin en kötüsü olacağı tespiti

rince açık olduğu için akla başta Rusya

gerçekten doğrudur. Fakat öte yandan

ve Çin'in gelmesi çok doğaldı.

daha fazla müdahalenin getireceği

2016 yılına, strateji belgesini yalan-

riskler de çok açıktır. Tümüyle çekilme

lıyormuşçasına Suriye sorununda ABD

İse farklı yönden riskleri tetikleyecek-

ve Rusya'nın sancılı da olsa uzlaşma­

tir. Kaos bölgedeki diğer önemli ülke­

sına dair açık işaretlerle girildi. Ayrıca

lere sıçrayabilir.

İran ile varılan anlaşma hem bölgede

Bir diğer görüş, "offshore balan-

hem de dünya güçler dengesinde yeni

clng" olarak İsimlendiriliyor: "ABD ve

gelişmelere İşaret ediyordu. Amerika

müttefikleri arasına bir mesafe koy­

başkanlık seçimleri sürecine girdi ve

mak ve geniş bir tasarruf yapmak". "Üç

kaçınılmaz olarak yeni strateji tartış­

önemli bölgede Avrupa, Uzak Asya ve

maları da başladı.

Basra Körfezl'nde güvenliği bu bölge­

Bu tartışmaları başlıca İki noktada

lerin güçleriyle sağlamak, müdaha­

toplamak mümkündür. İlki, Ortadoğu

leler olursa olaya dahil olmak, sonra

bölgesinden çekilme tartışmaları; di­

çekilmek". "Eski strateji Soğuk Savaş

ğeri uzun zamandır ABD'nln stratejik

yıllarında geçerliydi. Şimdi ABD'nln

yönelişi olan, ancak bir türlü gerçek­

dostları yeterince güçlüdür, ABD'nin

leştiremediği,

Müslüman ülkelerde bulunuşu kendisi

ağırlığı

Uzakdoğu'ya

I YOL AYRIMINA DOĞRU: STRATEJİK SIKINTILAR

Washington ve Ankara


için tehlike yaratıyor." (Fools Rush Out?

Washington'da bu konudaki stratejik

Hal Brand, The Washington Quarterly,

sancı seçim süreci ilerledikçe büyüye­

Summer 2015)

cektir.

Söz

edilen

bölgelerde "ABD'nin

dostlarının" ne ölçüde güçlü oldu­

stratejik

tartışma

konusu

Uzakdoğu'dur. "...

Diğer

bölgesel

ekono­

ğu çok tartışmalı bir konudur; fakat

mik düzende, Asya'da her tek tek ikili

Washington'un

anlaşmalarda ABD üzerindeki Çin'in

^

yapmak

"geniş

zorunda

bir tasarruf"

olması

yeterince

üstünlüğü, Asya Altyapı Yatırım Ban­

I YOL AYRIMINA DOĞRU: STRATEJİK SIKINTILAR

açıktır. Amerika'da strateji tartışmala­

kası ve İpek Yolu Yatırım Fonunun ya­

rına uzun zamandır devam eden eko­

yılması, kendi bağımsız varlık fonuyla

nomik kriz damga vurmaktadır. Kapi­

bölge boyunca normal operasyonlar­

talizmin büyük krizlerden savaşlarla

la birlikte Çin, Washlngton'dakl politik

çıkmaya çalıştığı bilinen bir gerçektir.

elitin büyük kısmının kayıtsız kalma­

Ancak bugünkü dünya güçler den­

sıyla, bölgede yeni bir ekonomik ger­

gesinde, çok kutuplu dünyada, yani

çeklik yaratıyor." (Wresting Order From

herkesin kendi bacağından asılacağı

Chaos, Kevin Rudd, The World Today,

bir ortamda savaşlar tek çıkış yolu ol­

June-July 2015)

mayabiliyor. En güçlü örnek Irak'ın iş­ galidir.

Amerika'nın

Uzakdoğu'ya

ağırlık

vermesi gerektiği görüşü neredeyse

Bölgeye emperyalizm tarafında iki

Berlin Duvarı yıkıldığında beri tartışılı­

önemli müdahalede bulunuldu: Irak

yor. Ancak bu nasıl yapılacaktı? Çin ve

işgali ve Arap isyanları sırasında Libya

ABD ekonomileri öylesine iç içe girmiş­

ve Suriye müdahalesi. Bölge cehenne­

ti ki herhangi birsert dönüş her iki ülke

me dönüştü, şişeden çıkan cinlerle baş

İçin de büyük felaketlere yol açabilir­

etmekzorlaştı. Arap isyanlarıyla ortaya

di. İkiz kulelerin vurulmasıyla strateji

çıkan, emperyalizm için tehdit olabile­

bir kez daha Ortadoğu'ya döndü. An­

cek enerji, beş yıldır süren iç savaşlarla

cak Washington'un hedefi ile pratikte

çürütüldü. Batı'nın tek kazancı budur.

olanlar çokfarklı gerçekleşti. BüyükOr-

Bu kazanç beraberinde yaklaşanı içine

tadoğu projesiyle bölgeye demokrasi

çekebilecek bir kara delik getirdi. Ça­

getirecek olan ABD, İtibarına itibar ka­

tışma ve çöküşlerin Mısır, Tunus, Tür­

tarak buradan aldığı hızla Merkez Asya

kiye gibi ülkelere de sıçrama olasılığı

ve Uzakdoğu'ya yönelecekti. Sosyaliz­

her geçen gün artıyor. Bu gelişmeler

me karşı "zafer"den sonra bölgedeki

Batı için sürdürülebilir olmaktan çık­

"haydut devletlere" karşı da zafer kaza­

mıştır. Bölgede Rusya ve Amerika'nın

nacak, bu fırtına karşısında hiç bir güç

uzlaşma çabaları bu durumun bir iti­

duramayacaktı. Evdeki hesap Bağdat'a

rafıdır. Ancak gelişmeler bir istikrar

uymadı!

vaat etmiyor, tersine kırılganlık artıyor.

Bu gerçeklikten dolayı Amerika'nın

2016 için ABD stratejisi İster İstemez

Uzakdoğu projesi sürekli ertendl, an­

bir kere daha Ortadoğu'ya odaklan­

cak bu arada Çin önemli gelişmeler

mak zorunda kalıyor. Bu durum ABD

gösterdi, bölgede ve dünyada büyük

için istenen bir hedef olmaktan çok,

bir ekonomik güç haline geldi. Asya

taşınması zorunlu bir yüke dönüşüyor.

Altyapı Yatırım Bankası ve İpekYolu Fo­


nuyla, Uzak Asya'dan Merkez Asya'ya

ve Libya müdahaleleriyle bu karmaşa

istikrarlı adımlarla yayılıyor. Amerika

artık yavaş yavaş hedef krizine dönü­

ise arada sırada Güney Çin denizinde hır çıkartarak Çin'i yormaya çalışıyor.

şüyor. Atlantik'in iki yakası yeni ticaret

Ayrıca Çin, Amerika'nın eski "arka bah­

anlaşmasıyla yakınlaşmaya çalışırken, bölge ve dünya olaylarına yaklaşımda

çesi" Latin Amerika'da da önemli yatı­

çatallanmalar artıyor.

rımlara imza atıyor.

Strateji çalışmalarının epeydir za­

Bütün bu gelişmeler dünyada var olan fay İnatlarındaki gerilimin gittik­

yıfladığı Batı'da tartışılan önemli bir konudur. "Strateji çalışmalarının

en

iyi olduğu günler 50'li ve 60'lı yıllardı.

dengesinde 2008'lerden beri ortaya çıkan gerçeklikte tersi yönde bir de­

70'lerden sonra bozuldu." ... "Günü­ müzdeki çatışmalarda Batı stratejisinin

ğişim görünmüyor. ABD, güç ve itibar

birinci sorunu elde edilebilir politik

kaybediyor, süper güç olmaktan çıka­

amaçlardan

rak patinaj yapan bir güce dönüşüyor.

zing Strategic Studies in Age of Perpe­

Buna karşılık Rusya ve Çin itibar ve güç

tual Conflict, I. Duyvesteyn; J.Michaels,

kazanarak dünya güçler dengesindeki

Orbis, Winter 2016)

alanlarını genişletiyorlar.

yoksunluktur." (Revitali­

Gerçekten duvar yıkıldıktan sonra

Olaylar öyle akıyor ki ABD'nin son yıllarda yürüttüğü politikaların artık

Clinton döneminde Amerika'da son

devam ettirilmesi zorlaşıyor, Washing­

kutuplu dünya gerçeklik olmaya baş­

ton daha kesin tercihlere zorlanıyor.

ladıkça Batı strateji kurumlan canlılık­

Berlin Duvarı'nın yıkılmasından beri

larını yitirmeye başladılar. Bu gelişme

yaşanan yıllarda Batı dünyası hedef

oldukça ilginçtir. Sosyalizm yıkılışı ve

birliğinde

sadece bu değil, "süper güç"ün zemin

büyük

sorunlar

yaşadı.

canlı strateji tartışmaları yapılmıştı; çok

Irak'ın işgaliyle hedeflerde bulanıklaş­

kaybetmeye başlamasıyla Batı dünyası

ma, hatta zıtlaşma iyice arttı. Suriye

strateji yoksunu hale gelmiştir.

YOL AYRIMINA DOĞRU: STRATEJİK SIKINTILAR

çe arttığını gösteriyor. Dünya güçler


Amerika'nın bölge politikasındaki

bu üç büyük şansı önemli rol oynamış­

siliklik, AB'nln kendi İçinde çelişkilerin

tır. Ancak üç İktidar döneminde köp­

yükselmesi, ekonomik krizin bir tür­

rülerin altından akan sularla iktidarın

lü aşılamaması Batı dünyasının ortak

ayağının altındaki toprak da kaymaya

strateji belirlemesini imkansız hale ge­

başladı. Amerika İlişkileri en kötü dö­

tiriyor.

neminde,

Kürt coğrafyasında

savaş

c o I YOL AYRIMINA DOĞRU: STRATEJİK SIKINTILAR

Dünya son dört beş yılı böyle ya­

bugüne kadar olmadık ölçüde sert ve

şadı. Bu süreç uzadıkça dünyada, el­

tüm ülkeye yayılma olasılığı taşıyor.

bette özellikle bölgemizde kırılganlık

Ekonomi parlak günlerini geride bırak­

artıyor. Dünya güçler dengesinde yeni

tı, son yıllarda bölgeden gelen kara pa­

bir döneme giriş kaçınılmazdır. Bunun

ralar İle dönen ekonomi artık sıkışmış

nasıl olacağını bilmiyoruz. Ancak mev­

durumdadır. Rusya İle yaşanan kriz bu

cut durumun devamı her geçen gün

durumu daha da kötüleştirmiştir.

zorlaşıyor.

AKP

iktidarının "İcraatları" başlı­

ca İki aşamada toplanabilir. AKP Kürt

Gelişmelerin Ankara'ya Etkileri Dünya güçler dengesindeki deği­ şim sancılarının en canlı bir şekilde

sorununda ve askeri vesayet konula­ rında klasik devlet çizgisinden farklı noktalara

gidebildi.

Aynı

zamanda

Ortadoğu'da yaşanacak olması, yaşa­

Cumhuriyetin klasik değerlerini siya­

nacakların Ankara'yı doğrudan etkile­

sal İslam'ın renkleriyle revlze etmeye

mesi anlamına geliyor.

uğraştı. Bu dönemde gerek "Kürt so­

AKP iktidara yürürken üç büyük

rununda" gerekse "İleri demokrasi" ko­

şansı oldu. Kürt Özgürlük Hareketi

nusunda umut yarattı. Bu gelişmelerin

1999'da yaptığı stratejik değişiklik ile

yanında sürekli gündellkyaşama daya­

"demokratik

tılan siyasal İslam yaşama tarzı oldukça

cumhuriyet"

hedefini

öne çıkartmış ve silahlı birliklerini ül­

karmaşık tepkilerin birikmesine neden

keden çekmişti. AKP savaşın durduğu

oldu. Gezi Parkı isyanı AKP iktidarında

bir ortamda iktidar oldu. Önceki ikti­

önemli bir dönüş noktasına sebep ol­

darların en büyük sorunu olan "Kürt

muştur.

sorunu" farklı bir sürece girmişti. İkinci

2013 yılı önemli gelişmeleri başla­

büyük şansı, 2001 ekonomik krizinin

tan bir dönüm yılı oldu. AKP iktidarının

bütün yükünü Ecevlt hükümeti taşı­

bu dönüşten sonra geldiği nokta yola

mış, AKP'ye temizlenmiş bir ekonomik

çıktığı yıllardakinin tam tersidir. Kürt

alan kalmıştı. İktidar olduktan hemen

sorununda en eski devlet reflekslerine

sonraki şansı ise, İlginç bir oylama so­

dönüldü, kent savaşlarıyla "90'ları ara­

nucuyla Irak İşgali için Amerikan bir­

tan" bir dehşet dönemine girildi. Öte

liklerine geçiş izninin reddedilmesi

yandan, "İleri demokrasi" söylemiyle

olmuştur. Böylece hem bölgede İtibar

yürütülen askeri vesayetin geriletilme-

kazanıyordu, hem de bu tavrın fatura­

sl süreci,"Türk tipi başkanlık sistemine"

sını Genelkurmay'a çıkartan Amerika

evrildi. Her şey bu topraklarda çok ta­

ordu ile o zaman kadar var olan özel

nıdık olan devlet vesayetine, devletin

ilişkilerini kesmişti. AKP İktidarının yol alışında onun

kutsanmasına gelip dayandı. Araçlar ve aktörler son tahlilde fazla önemli


değildi. Önemli olan, tüm demokratik hakları ezen "devletin bekası"nın yeni­

Bu toplumu bugün© kadar bunaltıcı surlarla kuşatan En önemli iki sorunda, Kürt soru­ Kemalizm ve siyasal İslam nu ve vesayet sorununda eskiden de şimdi el ele D iyarbakır kötü seviyelere dönen AKP iktida­ Su r'd a ecellerine rı bugüne kadar ki "başarılarından" hız alarak daha cesaretli bir şekilde yaklaşıyorlar. Toplumu Cumhurlyet'ln değerleriyle hesaplaş­ bugüne kad ar taşlaştıran iki ma yoluna çıktı. egem en ideolojik çimento, Gelinen nokta iki açıdan çok önem­ kendini en güçlü sandığı bir lidir. Cumhuriyet'in egemenlik sistem­ tarihsel m om entte çöküşün leri kurum ve ideolojileriyle büyük bir eşiğinde kader birliği çürüme içine girmiştir. Uzun bir dönem egemenlik sisteminin adı Kemalizm'di. yapıyorlar.

den kutsanmasıydı.

menlik tarzı yaşandı. Kemalizm'den çok daha hızlı ve hatta çok derin ola­ rak son egemenlik biçimi de ideolojik duruş ve kurumlarıyla yıprandı. Bu yıp­ ranmış egemenliksistemleri şimdi Kürt halkına karşı lanetli bir İttifaka girmiş dürümdalar. Kürt coğrafyasında kent savaşları sırasında yaşananlar bundan sonra ne ulusalcılığın-Kemalizm'in ne de siyasal İslam'ın peşini bırakacaktır. Günümüz dünyasında günahlar eski dönemlerdeki gibi uzun yıllar karanlık dehlizlerde saklanamıyor. Bu toplumu bugüne kadar bunal­ tıcı surlarla kuşatan Kemalizm ve siya­ sal İslam şimdi el ele Diyarbakır Sur'da ecellerine yaklaşıyorlar. Toplumu bu­ güne kadar taşlaştıran İki egemen İde­ olojik çimento, kendini en güçlü san­ dığı bir tarihsel momentte çöküşün eşiğinde kader birliği yapıyorlar. Vatan ve şehitler üzerine hamasetle nereye kadar gidilecektir? Bin özel harekat polisinin istifa etme girişimi bu hama­ setin sınırlarını göstermiyor mu? Bu egemen iki İdeolojik çimento 7 Haziran seçimlerinde çok önemli bir

darbe yedi. Seçim sonuçları bu iki yo­ lun alın yazısı olmadığı, farklı bir yolun yaratılabileceği,

buradan

özgürlüğe

gidilebileceğinin güçlü bir işaret fişeği oldu. Bu noktadan itibaren düzen bü­ tün kurumlarıyla çılgına döndü. Sekiz aydır bu çıldırı halini yaşıyoruz. İç politik dengelere baktığımızda durum fazlasıyla umutsuz görünüyor. Ancak sadece rakamlardan öteye gi­ dilirse ve havuz medyasının uyuştu­ rucu etkisi dışına çıkılırsa toplumda, özellikle Kürt coğrafyasından esen bir öfke fırtınasının işaretleri algılanabilir. Toplumsal çıldırı, çürüme ve öfke iç içe akıyor. Geleceğe dönük falcılıklara kal­ kışmadan, bu gidişin yakın zamanda bir sonu olacağını öngörmek için dahi olmaya gerek yoktur. Cumhuriyet tarihinin en büyük krizi yaşanıyor. Dolayısıyla bu krizden çıkış da bu "büyük"lüğe denk büyük sancı­ lar getirecektir. O günlere koşar adım gidiyoruz. Gelinen noktada diğer önemli olgu, Ankara'nın dış politikada iflasıdır. Bu çok söylenen sözleri bir başka yön-

O n I YOL AYRIMINA DOĞRU: STRATEJİK SIKINTILAR

İki binli yıllarla siyasal İslam'ın ege­


den ele aldığımızda tablo belki biraz

Bölgede Müslüman Kardeşler İk­

daha aydınlanır. İflas eden nedir? İk­

tidarlarının kurulması İçin Şam düş-

tidarın hatalı Suriye politikası mıdır?

mellydl.

Düşmedi!

Kürt

Özgürlük

Hayır! Irak'ın İşgalinde ABD askerinin

Hareketl'ne önemli bir darbe vurmak

Türkiye'den geçişinin reddedilmesi ve

İçin Kobanl düşmellydl. Düşmedi! Artık

ardından Davos'da yaşanan "one ml-

sıra AKP İktidarının düşmeslndedlr...

nute" çıkışı Erdoğan'ı bölgede yıldız

o

yaptı. Bölgede de siyasal İslam çeşit­

Saray

çöken

bölge

politikasının

hiç değilse bir yanını kurtarma, Kürt

YOL AYRIMINA DOĞRU: STRATEJİK SIKINTILAR

li tarihsel nedenlerle güçleniyordu.

halkının başarılarını ezme çabası İçin­

AKP'nln bölge stratejisi İki ayağa otur­

de.

Rojava'da

kaybettikçe

Şırnak'a,

du. Bölgede Müslüman Kardeşler İkti­

Nusaybin'e yükleniyor. Ancak konu

darlarını kurmak, güçlendirmek. Başka

artık basit çatışma denklemlerinden

bir deyişle Sünni eksenini güçlendir­

çıkmış, bölgesel güç dengeleri alanı­

mek ve bölgeye egemen kılmak. Diğer

na girmiştir. Bu noktada Ankara politi­

ayak, bu gidişte Kürt halkına bağımsız

kası artık ABD ve Rusya politikalarıyla

bir alan bırakmamak. Onun bağımsız

sınırlandırılmaktadır. Bölgede büyük

girişimlerini ezmek.

güçlerin yeni stratejik yönelişleri, yeni tamamıy­

strateji arayışlarının Ankara politika­

la çökmüştür. Bunda İki gelişmenin

larıyla kesişme alanları neredeyse kal­

AKP'nln

bu

hayalleri

önemli yeri vardır. İlki, IŞİD'In ortaya

mamıştır. En önemlisi Ankara bölgede

çıkışı, savaş yöntemleri ve hedefleri

önceleri sahip olduğu bütün İtibar ve

siyasal İslam İçin bölgede ve ulus­

etkisini kaybetmiştir. Bölgenin yeniden

lararası alanda büyük bir yıpranma

kuruluşunda, yeni güç dengelerinin

yarattı. IŞİD'In başlarda Amerika ta­

şekillenmesinde artık oyun dışıdır. Son

rafından desteklenmesi, hatta IŞİD'e

ABD ziyareti bunu bir kez daha kanıt­

Batı'dan başlarda katılımların Esad'a

lamıştır.

karşı olması

nedeniyle desteklenip

Bölgedeki cehennemdenTürklye'ye

alkışlanması, unutulmaması gereken

şimdiye kadar alevlerin etekleri ulaştı.

gerçekler olarak bilinçlerdeki yerini

Fakatyenl güçdengelerlnln İnşa süreci

korumalıdır. Fakat IŞİD, kendi sınırları­

çok sancılı ve daha yıkıcı etkiler ortaya

nı çizmeye, kendi halifeliğini kurmaya

çıkartabilir. O zaman sadece göçmen­

yönelince tablo değişmiştir.

ler değil, bölgede Ankara'ya karşı biri­

AKP'nln Sünni eksenle kurduğu Os­

ken öfke de sınırlardan İçeriye akacak­

manlI hayallerini yıkan diğer önemli

tır. Stratejik olarak İç ve dış politikada

neden Kürt Özgürlük Hareketl'nln böl­

çökmüş olan AKP İktidarı tüm gücüyle

gede tartışılmaz başarılar elde etmesi,

gerçekleri örtmeye, çöküşünü geciktir­

IŞİD'In katliamlarına karşı bölgede en

meye uğraşıyor.

güçlü İnsanlık hareketi olduğunu ka­

Ankara'daki siyasal İslam, Batı ülke­

nıtlaması Ankara'nın dış politikasında

leriyle çatıştıkça, onlara karşı duyduğu

tam bir çöküş yaratmıştır. Şimdi bölge

derin ve tarihsel düşmanlığı artıyor ve

politikası PKK ve PYD'nln "aynı terö­

onların görünen bazı değerlere de düş­

rist örgütlenme" olduğunu kanıtlama

manlığını açığa vuruyor. Demokrasi ve

noktasına kadar daralmış, çökmüştür.

özgürlük Saray İçin "yabancı"dır, Türk


tipi bir sistem arıyor. Burada Batı'nın çifte standardından, ikiyüzlülüklerin­ den söz etmenin fazla bir anlamı yok­ tur. Ancak demokrasi ve özgürlüğün de Batı'ya düşmanlıkla birleştirilip Sa­ ray tarafından aşağılanması bugün bu topraklarda halklara karşı yöneltilmiş en somut bir tehdittir. AKP, yerli değer sultanlığa özendikçe Saray'da yalnızla­ Gelecek ne Kemalizm ne de siyasal İslam, ne de bunların sentezindedir. Cumhuriyet'in en derin krizinde bugü­ ne kadarki kalıpların dışında özgürlü­ ğün gücü mayalanıyor.

YOL AYRIMINA DOĞRU: STRATEJİK SIKINTILAR

şıyor.


BADİOU, GEZİ/ROJAVA/HDP “ 0 LAY” I VE FAŞİST REAKSİYON M.. Sinan MERT CM BADİOU, GEZİ/ROJAVA/HDP “ OLAY” l VE FAŞİST REAKSİYON

Toplumsal dönüşüm dinamikleri­

diği" tanımı da daha çok bu anlamda

nin biriktiği, toplumsal rutini korumak­

dönüşüm süreçlerine denk düşmek­

la görevli yapıların devlet başta olmak

tedir. Devrimci moment, sadece eskisi

üzere zayıfladığı ve engel olma kapa­

gibi yönetilmek İstememeyi değil aynı

sitelerini yitirdiği, toplumsal hayatın

zamanda

yeni seçeneklere açık hale geldiği özel

ğinin de en azından yaygınlaşmış ve

nasıl

yönetilmek

İstendi­

dönemleri büyük özgürleşme olanak­

hegemonlk bir politik öncü aracılığıy­

ları olarak görebiliriz. Tarihi bu anlam­

la bilinmesini de gerektirir. Dönüşüm

da rutinin egemen olduğu, sathi ve lo­

momentleri genelde politik sistemin

kal çatışmaların İstikrarı tehdit edecek

yukarıdan ya da aşağıdan destekleyen

kadar kontrolden çıkmadığı "İstikrar"

etkenlerin etkisizleşmesi İle ortaya çık­

dönemleriyle

İstikrarın

maktadır. İktidar blokunun İçinde orta­

hep yapılageldlğl gibi sürdürülemedl-

söz konusu

ya çıkan büyük çaplı çatışmalar taban­

ğl "dönüşüm" dönemleri olarak İkiye

dan hareketlerin önünün açılmasını

ayırabiliriz. Bu anlamıyla tarihsel akış,

mümkün kılar. Devleti çalıştıran İktidar

monoton bir biçimde Nerlememekte

bloğunun hegemonya üretme kapasi­

uzunca bir dönem durgun İlerleyen

tesindeki ani düşüşler, bu momentle­

hayat, ani sıçramalarla bambaşka ener­

rin kapısını aralar. Devletin savaş ya da

ji seviyelerine sıçrayabilmektedir. Bu

ekonomik kriz gibi sebeplerden kapa­

momentlere en genel anlamda "dev­

sitesini kaybetmesi de normal şartlar­

rimci" dönüşümün mümkün hale gel­

da devletin engelleyici gücü karşısın­

diği dönemler gözüyle de bakabiliriz.

da İlerlemeye yeterli gücü olmayan bir

Fakat gerçekte bir dönüşüm momenti­

hareketi İleriye atabilir. Özellikle dev­

ni devrimci momente sıçratabilen öge,

letlerin yenilgiye uğradığı büyük dış

devrimci öncü her dönüşüm sürecin­

savaşlar toplumsal dönüşümün önü­

de ortaya çıkmayabilir. Aslında dev­

nü açan sonuçlar yaratabilir. Çin ve Rus

rimci öncünün dönüşüm momentini

devrlmlerlne savaşın bu etkisi çok açık

devrimci bir dönüşüme sıçratabildiği

biçimde

momentler İstisnaidir. Dönüşüm mo­

devletin ezilen sınıfların hareketini en­

mentleri adını verdiğimiz dönemler,

gelleme kapasitesini de örseler. En son

devrimci dönemlerden çok daha sık

Rojava'da yaşanan devrim de bu tarz

gözlenebilmektedir.

Savaş,

yaşanmaktadır. Geleneksel "yönetilen­

gelişmenin en sıcak örneklerinden bir

lerin eskisi gibi yönetilmek İstemediği,

tanesidir. Devletlerin gerçek İşlevinin

yönetenlerin İse eskisi gibi yönetem e­

ne olduğu aslında etkisi zayıfladığın­


da yaşananlara bakıldığında rahatlıkla

diliğinden hareket bir tür toplumsal

anlaşılabilmededir. Devletin etkisini

basınç boşaltması gerçekleştir ve geri

kaybetmesi o zamana kadar etkin ola­

çekilir. Hiçbir dönüşüm momenti son­

mayan, özellikle de ezilenlerin desteği­

suza kadar devam edemez. Egemen

ne sahip aktörleri toplumsal yaşamın

sınıflar ve devlet bu fırsat penceresini

önüne doğru İteler.

ortadan kaldırabilmek İçin hızla orga­

Dolayısıyla

bir devrimci

hareket

nize olmaya çalışır. Egemen sınıf frak­

açısından en önemli görevlerden bir

siyonları arasındaki çatlaklar, yeni or­

tanesi böylesi dönüşüm momentleri­

tak tehdit karşısında hızla sıvanmaya

ne hazır olmak ve onları niteliksel ola­

çalışılır. Devlet dışı sınıfların dönüşüm

rak devrimci dönüşüm momentlerine

momentindeki güçlerinin en önemli

taşımayı başarabilmektir. Dolayısıyla

kısmı İktidar bloğunun bir arada hare­

dönüşüm momentinin ortaya çıkardı­

ket edemeyecek kadar derin fay hatla­

ğı yeni mücadele karakterlerini kavra­

rı İle bölünmüş olmasıdır. Bu anlamda

yamayan, bunların İhtiyaçlarını karşı­

egemen sınıf fraksiyonları arasındaki

layamayan, dönüşüm dinamiklerinin

çatlağın

temposuna yetlşemeyen, kendi ruti­

mentinin sonuna yaklaşıldığının İfa­

ninden çıkması gerektiğini zamanında

desidir. Çünkü devlet aygıtını yeniden

giderilmesi

dönüşüm

mo­

kavrayamayan, dönemin gerektirdiği

eski etkinliği İle kullanma kapasitesine

yeni taktiksel açılımları gerçekleştire­

sahip olan egemen sınıflar, devlet dışı

meyen ve bunlar aracılığı İle mücadele

sınıflarla aralarındaki güç asimetrisini

dinamikleri İle hegemonya İlişkisi ku­

yeniden İnşa etmeyi başarmış olur­

ramayan hiçbir devrimci özne başarılı

lar. Devrimci özne, fırsat penceresi bu

olma şansına sahip değildir. Aslında

anlamda kapanmadan İnisiyatifi eline

İstikrar dönemlerinde yürütülen tüm

alabilecek hamleyi yapmalı ve devle­

mücadeleleri, dönüşüm süreçlerinde

tin egemen sınıfları yeniden birleşti­

hamle üstünlüğü kazanabilmek İçin

rebilmesini İmkansız hale getirmelidir.

gerçekleştlrllmektedlr. Çünkü böylesi

Bu anlamda devrimle sonuçlanmadığı

bir dönüşüm sürecinden, İkili İktidarın

müddetçe bütün dönüşüm moment­

belirginleştiği bir dönemden geçilme­

lerinin egemen sınıfların yeni İnşa etti­

den devrimci bir dönüşüm ortaya çı­

ği bir İktidar bloğu İle boğulacağı açık­

karmak İmkansızdır.

tır. Bu boğmanın İse pasif devrim ve

Devrimci özne bir fırsat penceresi

olağanüstü devlet gibi İki olası sonucu

olarak dönüşüm momentinde fışkırır

bulunmaktadır. Bunlardan hangisinin

bir biçimde ortaya çıkan mücadele

hayata geçeceği İse somut güç mü­

dinamikleri İle hem kendisi dönüşen

cadelelerinin sonucu olacaktır. Eğer

hem de kendiliğinden hareketi dönüş­

radikal unsurları paslflze olan karşı he­

türen bir İlişki biçimi geliştirebilmek

gemonyacı bloğun devlete katılması

durumundadır. Devrimci öğe İle ken­

İktidar bloğunun bileşenleri İçin tehdit

diliğinden öğe doğru biçimde kayna-

olmaktan çıkmışsa burada pasif dev­

şamazsa, devrimci öğe kendiliğinden

rim hayata geçebilir. Ancak karşı hege­

öğe üzerinde hegemonya tesis ede­

monyacı blok İçinde radikal kanat tam

cek yetkinliği ortaya koyamazsa, ken­

anlamıyla etkisiz hale getirilemedlyse

13 CD > O O

m 73

O

1 o

5 >

A/) 73

m

> cn -<

O


14 CD

> O C

m

M 70

0 c_

1 X o ■o buna karşılık bloğun bütünü, devle­ tin yeniden inisiyatifi ele geçirmesine

dönüşüm momenti olarak (bu kavra­ mı kullanmadan) ele aldığı çalışmaları

engel olamayacak kadar zayıf ise bu

bulunmaktadır. Süreci etkileyebilece­

> uV 33

aşamada faşizm vb. olağanüstü devlet

ğini düşündüğü için kendi adına kimi

biçimleri ortaya çıkabilmektedir.

müdahalelerde de bulunmaya çalışmış

Bu anlamıyla dönüşüm momen­

ancak bir işçi sınıfı partisinin yokluğun­

>

tinin aslında Kıvılcımlı'nın terminolo­

da bu müdahaleler son derece yetersiz

jisiyle "tarihsel devrimci güçlerin" ya­

kalmıştır.

2?

<n

m

t/> -i O

rattığı türbülansla benzer niteliklere

Benzer

biçimde

Marx'in

Louis

sahip olduğu söylenebilir. Kıvılcımlı

Bonaparte'ın 18 Brumaire'i kitabı da

modern

devrimci

tam da böylesi bir dönüşüm momen­

güçlerin rolünü yıkmak ama kurama-

çağlarda tarihsel

tinin analizi üzerine kurulmuştur. Pa­

mak olarak tarif etmişti. Dönüşüm

ris proletaryasının 1848'de açtığı dö

momentleri eğer devrimci sınıfın he­

nüşüm momenti 2 Aralık 1851'de 2.

gemonyası ile buluşabilirse ortaya çı­

Bonaparte'ın kendisini imparator ilan

kan türbülans daha ileri taşınabilirdi. Aksi takdirde egemen sınıflar kendi

etmesiyle kapanmıştı. Marx bu dö­ nemin iniş ve çıkışlarını, sosyal sınıf­

iç sınıfsal organizasyonlarını tamam­

lar ve onların fraksiyonları arasındaki

ladıkları aşamada duruma hakim ola­

ilişkiyi bir şaheser ortaya çıkaracak

bilecek araçlara sahip olmaktadırlar.

biçimde etüt etmişti. 1905 1906 Rus

Kıvılcımlı 27 Mayıs sonrası momenti

Devrimi'nin de benzeri bir dönem ol­

böylesi bir dönüşüm momenti olarak

duğu görülebilir.

değerlendirir. Finans kapitalin

CHP

Aslında 2008 küresel krizi sonra­

eliyle tam olarak sürece hakim oldu­

sında dünya ölçeğinde birçok farklı noktada ve bölgesel olarak dönüşüm

ğu 1962'ye kadar yaşanan dönemi bir


momentlerinin ortaya çıktığını gör­

len sınıflarının belli öbekleri, kitlesel

mek gerekiyor. Avrupa'daki meydan

olarak burjuvazinin bir fraksiyonunun

hareketleri ve özellikle İslam dünyasın­

yeni hegemonya kazanma çabalarının

daki Arap Baharı çıkışlarını bu çerçe­

destekçisi haline gelerek, ülkenin gele­

vede değerlendirmek gerekir. Avrupa-

neksel siyasi yapısında bir İktidar deği­

Afrlka ve Ortadoğu'da yoğunlaşan bu

şikliği gerçekleşmesine yol açabiliyor.

hareketler kimi yerlerde gerçekten İk­

Erdoğan'ın da İçine dahil edilebileceği

tidar bloğunu dönüşmek zorunda bı­

bu kategoriye girebilecek politik ak­

rakan sonuçlar yarattılar. Kimi yerlerde

törlerin sayısı giderek artıyor.

emperyalizmin sürece önderlik etme

Bizim açımızdan İse Gezi İle açılan

çabalarıyla kanlı İç savaşlara evrildiler.

parantezin 1 Kasım seçim sonuçları İle

Suriye bunun en açık örneğidir. Fakat

gerçekten kapanıp kapanmadığını an­

en genel anlamda küresel kapitalizmin

layabilmek son derece önemli. Gezi 31

yeniden üretilmesinde kesintiler yara­

Mayıs 2013 İtibariyle toplumsal rutini

tan, dolayısıyla küresel sistemin güç

alt üst eden bir gerçeklik olarak ortaya

İlişkilerinde de dönüşümleri zorlayan

çıktı. Türkiye siyasi tarihinde 15-16 Ha­

etkiler yaratmaya devam etmekteler.

ziran İle kıyaslansa da çok daha geniş

Daha da önemlisi dönüşüm moment­

çaplı bu anlamda da benzersiz bir kitle

lerinin ürettiği reaksiyon birçok ülkede

hareketi olarak devasa bir etki yarattı.

olağanüstü devlet biçimlerinin ola­

Doğrudan kendi yarattığı sonuçlar ve

ğanlaşmasını mümkün kılan gelişme­

vesile olarak etkilediği değişimler İle

15 CD >O CD m

73

O

1 o

5

lerin önünü açıyor."Toplumsal alanda

kendisini geleceğe taşıyacak nitelikleri

yaşanan dönüşümlerin yarattığı neo-

ortaya koydu. 1 Kasım sonrasında or­

modernlst, neo-mllllyetçl ulusçu ve

taya çıkan yeni dengelerde Erdoğan'ın

73

hatta neo-faşlzan tepkllerln/taleplerln

bir faşist diktatörlüğü İnşa edip ede­

>

küresel anlamda merkezileşen serma­

meyeceği, yaratmış olduğu fiili duru­

yenin yeniden

ma hukuki bir statü kazandırıp kazan­

örgütlenme

İhtiyaç­

larıyla birleşmesiyle gündeme gelen

dırm ayacağı hala tartışılması gereken

'(güncellenmiş haliyle) devlet'e dönüş

ve aynı zamanda toplumsal mücade­

tartışmalarının 'kaçınılmaz olarak' ge­

lenin pratik konusu olan bir durum.

leneksel anlamda 'demokratik' olma­

Ancak Erdoğan'ın Gezi ile başlayan

yan katı yönetimlere kapı araladığı

parantezi kapatma noktasında önemli

dahi speküle edilebilir." (Erdem Denk,

bir inisiyatifi ele geçirdiği ve kendi ka­

"Yeni

Dünya

fasındaki siyasi rejimi inşa edebilmeye

Devlete Dönerken", Birikim, sayı 323,

de son derece yaklaşmış olduğu açık.

s. 13)

Gezi'nin ortaya çıkardığı dinamikler

Anayasa

Dönüşüm

Tartışmaları:

harekete

bu gelişmelerin yaşanmasında aktif

geçiren kitlesel dinamiklerin İktidar

momentini

bir aktör olmaktan çıkmış görünüyor.

bloğunun hegemonlk olmayan bir un­

Tam da bu noktada bir dönem değer­

surunu İktidara taşımasına yol açan,

lendirmesi ihtiyacı ile karşı karşıyayız:

gerici sonuçlar üreten biçimleri de

Gezi'nin ortaya çıkardığı potansiyel

otoriter popülizm şeklinde kendisini

Türkiyeli sosyalistler açısından ne öl­

ortaya koyabiliyor. Yani toplumun ezl-

çüde

değerlendirilebildi?

Dönüşüm

>

A/)

m

cn -< O


momentinde yapılan hangi yanlışlık­

sidir. Badiou'nun "Olay" kavramı her­

lar dönüşüm dinamiklerini devrimci

hangi bir durumun normal düzenin­

bir hegemonya altına alabilmeyi ola­

den radikal bir kopuştur. Bu yüzden de

naksız hale getirdi? Türkiyeli sosyalist­

Durum'un içindeki bir dizi olayın listesi

ler dönüşüm momentinin gerektirdiği

içinde tarif edilmesi mümkün değildir.

tempoya ulaşabildi mi dönüşüm dina­

Nicelik değil kesinlikle niteliktir. Olay,

mikleri İle aşılanabildi mi? Bu soruların

düzenin

kendini yeniden

üretmesi­

16

cevaplarının doğru biçimde yanıtla­

ni kesintiye uğratır. Bu anlamda Olay,

nabilmesi hareketimiz açısından da

yeni bir dönemin açılma İmkanını gös­

CD >O

hayati önemdedir. Türkiye sosyalist

termektedir. Olay'ın bir diğer özelliği

hareketinin kadrolarının önemli bir

ise öngörülemez olmasıdır. Bu açıdan

kesiminin aslında böylesl bir dönem­

bakıldığında Olay'ın ortaya çıkışı, du­

CD

m

73

O

1

de nasıl davranılması gerektiği ile ilgili

rumun normalliği dışında tamamen

yeterince deneyime de sahip olmadığı

anormal bir durumdur. "Olay'ı herhan­

düşünülürse "Gezi'den bugüne nasıl

gi bir özel durumda var olduğu haliyle

geldik?"sorusunun doğru biçimde ce­

beden ve dillerin normal düzeninden

vaplanabilmesinin hayati önem taşıdı­

bir kopuş olarak tanımlıyorum. Burada

ğının anlaşılması mümkün olacaktır.

şunu belirtmek önemli: Bir olay, du­

5

Badiou ve "Olay"

çekleşmesi olmadığı gibi, dünyanın

o

rumda var olan bir potansiyelin ger­

>

•(/ l

Fransız sosyalist siyaset felsefeci­

aşkın yasalarına da bağlı değildir... Bir

si Badiou'nun "Olay" kavramı aslında

durum ya da dünya bağlamında, bir

bize yaşadıklarımız

olay, sınırlı bir açıdan, bu durumun içe­

üzerinde

daha

3D

kapsamlı düşünmemizi sağlayabile­

riği ya da bu dünyanın yasaları açısın­

>

cek bir takım kavramlar sunmaktadır.

dan tamamen olasılıksız gibi görünen

m

t/ı

<' O

Badiou çağımızın en temel sorun­ larından

birisi

olarak

özgürleştirici

siyasetin gündemden düşmesini gör­

şeyler için yolu döşer." (Alan Badiou, Komünizmin İdea'sı, "Bir İdea Olarak Komünizm", s.18, Ayrıntı Yayınları)

mektedir. Kapitalist parlamentarizm

Badiou'nun örneğini takip edersek

diye tarif ettiği burjuva/demokratlk

eğer Mayıs 1968 bir olaysa, bu önce­

çerçevenin İnsanlığın siyasi ufuk çizgi­

likle bu adı hak etmiş olmasındandır,

si haline gelmesi, ona kalırsa aşılması

yani Mayıs 1968 sadece bir dizi olay

gereken bir tablo ortaya çıkarmakta­

yaratmamış aynı zamanda kendisini

dır. Özgürleştirici siyasetin başarması

Mayıs 1968'i üretmiştir. Bir olayın yeni­

gereken,

burjuva

hegemonyasının

liği çok İyi bilinenin sınıflandırılmasına

imkansız kıldığı İddia edileni mümkün

dayanan bilginin tarifinin normal reji­

göstermek olmalıdır. Devlet belirli bir

mini kesintiye uğratması olgusunda

durumda neyin imkan dışı olduğunu

ortaya çıkar. Bu açıdan Olay, yeni bir

tayin eden güçtür. Olay ise özne, ha­

bilgiyi, dünyaya yeni bir İdeolojik ba­

kikat, verili durumu kırılmaya uğratan

kışı güçlü bir biçimde mümkün kılar.

İstisnai bir kopuştur ve tanımlayıcı

Bu farklı bakış açısının ortaya çıkması

özelliği, imkan dışı görüneni mümkün

ise herkesin bundan önce var olma­

hale getiren bir dönemi temsil etm e­

yan bir durumun ortaya çıkmasından


yola çıkarak önceden adı verilmemiş

ou, s.19)

bir olayın gerçekten yaşandığını ka­

Gezl'nln burada tarif edilen anlam­

bul etmesini sağlar. Olay'ın en önemli

da bir Olay olduğu rahatlıkla düşünü­

özelliklerinden bir tanesi de ne oldu­

lebilir. Bu Olay'ın yaratması gereken

ğuna karar verilmekte zorlanılmasıdır.

sonuçlar anlamında, mümkün olma­

Yaşanan bir politik devrim midir yoksa

yanı, saklanabileni mümkün kılabil­

sıradan bir kargaşa dönemi midir? Ne

mesi anlamında 2013-2015 dönemini

olduğuna karar verilemez olmasının

belirlediği de rahatlıkla tespit edilebi­

bir diğer sebebi İse gerçekleştiği ka­

lir. Ortaya çıkardığı en sıra dışı sonuç

dar hızlıca kaybolması ve bu yüzden

İse hiç kuşku yok kİ HDP'nln ortaya

de hiçbir şeyin yaşanmadığı duygusu­

çıkmasıdır. HDP gerçekten de "yeni

nu tetlklemesldlr. Özne, olaya ortaya

bir nitelik yaratarak durumun genel

çıkması sonrasında dahil olur. Özne,

İşleyişini sekteye

ortaya çıkışı olumsal olduğu gibi var

Türkiye sınırları İçindeki İki farklı ülke

olup olmadığı da karar verilemez olan

gerçeğinin sınırlarını ortadan kaldırma

olay karşısında bahse girmeye benzer

anlamında muazzam bir sonucun or­

bir karar almak durumundadır. "Eğer

taya çıkmasında son derece hayati bir

gerçek bir Olay yaşandıysa ona sadık

rol oynamıştır. Gezi, bir özgürlük İsyanı

kalmak İçin ne yapmamız gerekiyor?"

ve büyük bir dönüşüm potansiyeli ola­

Olay'ın gerçekleşmesi İle sadece daha

rak Kürt Özgürlük Hareketl'nln Batı İle

önce politik açıdan görünmez durum­

buluşmasının, "Türklyellleşme" taktiği

uğratmıştır". Gezi,

daki bir grup kendisini görünür kılmaz

İle bir demokrasi seçeneği İnşasının

aynı zamanda durumun yasasının da

olanağını yaratmıştır. "Herkesi kendi

17 CD >O CD

m

73

O

1 o

5

>

A/)

değişmesine yol açar. Bu grup kendi­

toplumsal konumuna hapsetmeyi red­

73

sine politik hegemonyanın dayattığı

deden bir siyasal pratik ne olabilirdi?

>

yerden, kendisine tahsis edilen yerden

Daha önce denenmemiş yollar, İm­

çıkmış olur. Bu açıdan Olay, durumun

kansız karşılaşmalar, normalde birbir-

İçinde var olmayan bir unsuru var kılar.

leriyle konuşmayan İnsanlar arasında

Olayyenl bir nltellkyaratarakdurumun

yapılacak toplantılar nasıl olabilirdi?

genel İşleyişini sekteye uğratır. Durum

... Bunun herkesi kendi yerinde ör­

olayın etkisini aşabilmek İçin kendisini

gütleyerek olamayacağını, aksine hem

yeniden tasarlamakdurumundadır. Bu

maddi hem de zihinsel sarsıcı hareket­

İşlevi görmek İse Devlet'e düşmekte­

lilikler örgütlemekten geçtiğini anla­

dir. "Olasılıkların olasılığını sınırlandı­

mıştık." ( A. Badlou, Komünist Hipotez,

ran sınırlanmalar sistemine 'Devlet'ya

s.53-54, Encore Yayınları) Bu anlamıyla,

da 'durum Devleti' adını veriyorum...

Gezi 31 Mayıs 2014'te kendisi olarak

Devlet'ln belli bir durumda bu duruma

büyük oranda sahneden çekilse de

özgü olanaksızlığı -neyin olası olduğu­

HDP'nln Batı'ya nüfuzunu mümkün

na dair daha önce yapılan betimleme

kılmıştır. Gezi Olayı'nın etkisini kay­

uyarınca- reçete eden kurum oldu­

bettiği noktada Rojava olayı sürecin

ğunu söyleyeceğiz. Devlet her zaman

taşıyıcılığını üstlenmiştir. Bu buluşma

olasılığın sınırlı olmasıdır, Olay İse ola­

7 Hazlran'da önemli bir sıçramaya da

sılığın sonsuzlaştırılmasıdır." (A. Badl-

İmkan sağlamıştır. Gezi Olayı İle seçlm-

m

cn -< O


18 CD

>O

CD

m

73

O

1

ler arasında bir karşıtlık kurmaya çalı­

Olay'a rağmen aslında geçmişin ısrarla

şan aydınları boşa çıkaracak biçimde

sürdürülmesini savunan yapıları umut

HDP, 7 Haziran'da hem seçim sonuçları

olarak görme eğilimine giriyor. Söz ko­

hem de yarattığı toplumsal moblllzas-

nusu yapıların bir aşma çabası değil bir

yon olarak ciddi bir ileri adımı ortaya

savunma aracı olduğunu göremiyor.

çıkarmıştır. Bu anlamıyla HDP Gezi'nin

HDP'nin ortaya çıkarmış olduğu yeni

doğrudan taşıyıcısı haline gelmiştir.

bütünleştirici realitenin sınanması 7

HDP'nin mümkün olabilmesi büyük

Haziran'da yapılmışken solun geri ka­

oranda Gezi'nin yarattığı Olay'ın İçinde

lanına ısrarla bu realiteyle hemhal ol­

mümkün olabilmiştir. HDP'nin varlığı

mayı savunamıyor. Halbuki HDP Olay'a

ve potansiyeli ise toplumsal dönüşüm

(ya da Rojava ve Gezi Olaylarına) sadık

anlamında yeni seçeneklerin mümkün

bir öznenin ısrarla sürüklediği, bu anla­

olabilmesini sağlamaya devam edi­

mıyla gerçek anlamda Badiou'yu haklı

yordu. HDP'nin bu rolü oynayabilme­

çıkaran bir deneyim haline gelmedi

sinde Kürt Özgürlük Hareketi'nin tüm

mi? HDP aslında tam da Yıldızoğlu'nun

zorluklara rağmen Olay'ın açtığı fırsat

yazısında başarıyla tasvir ettiği üç rea­

penceresini açık tutmak için ortaya

litenin, üç hegemonik söylemin etkisi

koyduğu olağanüstü iradeye de dik­

altına aldığı kitlesel öbeğin emekçi, öz­

kat çekmek gerekmektedir. Bu yüzden

gürlükçü, kadın ve dönüşümcü yönle­

5

Gezi ile Olay kavramlarını bir arada

rini birleştirmeye, dolayısıyla gerçekliği

kullanan Ergin Yıldızoğlu, Gezi'yi ıs­

yeniden düzenlemeye aslında aday bir

rarla Haziran Hareketi'ne ya da Aydın­

iddia ortaya koymadı mı? Haziran son­

lanma çağrısı gibi HDP dışında kalarak

rası elbirliği yapan devlet bloğu tam da

sol yaşamı sürdürme çabalarına bağ­

bu hamleye karşı çok sert bir karşılık

lamaya çalışarak aslında kendi yaratı­

üretmedi mi? Düzen aslında kendi pa­

o

> 73

m >

7 0^ o

<' O

sına ters düşüyor: "Bugünkü 'durumu'

rametrelerini derinden sarsma kapasi­

değiştirerek, diğer iki realiteyi de istik-

tesi üreten bir politikaktörü geriletme­

rarsızlaştırabilecek ve yeni bütünleşti­

nin, bu anlamıyla Gezi Olayı'nı gerçek

rici bir realitenin oluşmasının önünü

anlamda unutturmanın çabası içinde

açabilecek siyasi eylem de yalnızca

değil mi? Arap Baharı'nın özne tarafın­

bu diyalektik içinden çıkabilecek gibi

dan takibiyle üretilmiş meşru temsilci­

görünüyor.'Gezi olayı', Birleşik Haziran

si Rojava ise Gezi'nin de yarattığı yeni

Hareketi bu olasılığın dışavurumlarıy­

durumu İleriye, Olay'ın gerçekliğine sa­

dı. Cerattepe direnişinin, şekillenmeye

dık kalarak taşımayı hedefleyen temel

başlayan 'Gericiliğe Karşı Aydınlanma

aktörün de HDP olduğunu görmüyor

Hareketi'nin' de bu bağlamda yeni

muyuz?

ortaya çıkan biçimler olduğunu dü­

1 Kasım seçimlerini Gezi İle başla­

şünüyorum." (Çok Sancılı Bir Dönem,

yan bir sürecin nitelik değiştirme nok­

28 Mart 2016, Cumhuriyet) Yıldızoğlu

tası olarak okuyabilir miyiz?

Devrimci Yol/KP kültünün gerçekliğe en yaklaşan çağdaş isimlerinden ol­

31 Mayıs 2013'ten 1 Kasım 2015'e Nasıl Geldik?

masına rağmen önyargıları onu Olay'ı

Gezi İsyanı, Erdoğan'ın 2011 seçim­

gerçekten anlamaktan uzak tutuyor.

leri sonrasında adım adım İnşa etmeye


çalıştığı rejim değişimine sekte vuran bir moment yarattı. Aslında doğrudan böylesi bir hedefi olmayan kitle hare­ keti, kentin merkezinde kalan son yeşil alanı savunmak için ortalığa atıldığın­ da aslında doğrudan Erdoğan'ı hedef­ lememişti, ancak Erdoğan'ın bilinen kibri sokağa çıkan hareketin hedefini parkı savunmanın ötesine taşımasına Haziran'da

Gezi'de

ortaya

çıkan

enerji 21 Mart'ta açıkça kamuoyuna duyurulan müzakere sürecine çok şey borçluydu. Savaşın bitmesi şoveniz­ min devletçi etkisini zayıflattı. "Terör, terörizm" kavramının hegemonik et­ kisinin zayıflaması sokaklarda demok­ rasi mücadelesi yükseltilmesinin meş­ ruiyetini arttırdı. Belki de en önemlisi de devletin özgüvenini aşırı arttırarak

kısa sürede kuracak İhvan hükümeti/

hata

cihatçı çeteler tarafından büyük oran­

yapmasını

kolaylaştırdı.

Dola­

yısıyla devletin hiç beklemediği bir

da imha edileceklerdi. Böylece

Er­

anda mücadelede daha önce ezilme

doğan bir taşla iki kuş vuracak hem

yaşamamış ve Erdoğan'ın yeni rejim

PKK'den kurtulacak hem de Suriye'de

inşasından giderek daha fazla tedirgin

çok önemli bir derinlik kazanacaktı.

olan kesimler büyük bir momentum

Erdoğan'ın planlarını alt üst eden ise

yarattılar.

Esad'ın

Rusya-İran-Hizbullah

deste­

Gezi yaşanan tarihsel gelişmeler

ği ile direnmesi, ABD'nin ise özellikle

açısından yalnız değildi. Suriye'ye em­

Libya'da büyükelçisi İhvan'a yakın si­

peryalist müdahalenin yarattığı savaş

lahlı güçler tarafından öldürüldükten

koşulları Rojava Kürdistan'da PYD'nin

sonra Suriye üzerindeki ısrarından vaz­

kontrolünde bir demokratik ulus inşa

geçmesi idi. Böylece Türk devleti tara­

sürecini mümkün kıldı. Kürt Özgürlük

fından hızla ezilmesi beklenen Rojava

Hareketi, Abdullah Öcalan'ın 2000'li

ayakta kaldı. Tüm dünya ilerici güçleri

yıllarda geliştirdiği demokratik özerk­

tarafından devrimci bir gelişme olarak

lik projesini hayata geçirecek somut

selamlanır hale geldi.

bir alan bulmuştu. Devlet, ağırlığını

Kürt Özgürlük Hareketi müzake­

Rojava'ya vermek isteyen Kürt Özgür­

renin başladığı ilk dönemde Gezi'yi

lük Hareketi'nin bu eğilimini onu tas­

tanımlamakta bir güçlük çekti, fakat

fiye etmenin bir aracı haline dönüştür­

sonrasında hızla Gezi'nin arkasındaki

meyi planlamıştı. Gerilla güçleri büyük

demokrasi dinamiğini fark etti. Hare­

oranda Rojava'yı korumak üzere böl­

ket içinde sosyalistlerin etkinlik kazan­

geye geçecek, Suriye'de egemenliğini

ması, olası faşist/ulusalcı önderlikle-

BADİOU, GEZİ/ROJAVA/HDP “ OLAY” l VE FAŞİST REAKSİYOf

yol açtı.

HDP'nin o rta ya çıkarmış olduğu yeni bütünleştirici realitenin sınanm ası 7 H aziran'da yapılm ışken solun geri kalanına ısrarla bu realiteyle hemhal olm ayı savunam ıyor. Halbuki HDP O la y 'a (y a da Rojava ve G ezi O layların a) sadık bir öznenin ısrarla sürüklediği, bu anlam ıyla gerçek anlam da Badiou'yu haklı çıkaran bir deneyim haline gelm edi m i?


o

I"0

rin inisiyatif alamaması Ukrayna'daki

ya taşıyabilecek referandum önerisi

gibi reaksiyoner bir sokak hareketi­

kale alınmadı. Bunun bir yanı sandık­

nin ortaya çıkmasına engel oldu. 17

ta Erdoğan'ın kazanacağı korkusu, bir

Haziran sonrasında park boşalsa bile

yanı direnişin coşkusuyla uzlaşmadan

park forumları ile sokaklara çıkan kit­

uzak durma diğeri İse sürece politik

le kendisini löse de olsa örgütleyecek

akılla yaklaşmada ortaya konan ek­

damarlar yaratabildi. Burada üzerinde

siklikti. Gezl'den güçlü bir karşı hege­

BADİOU, GEZİ/ROJAVA/HDP “ OLAY” l VE FAŞİST REAKSİYON

çokfazla durulmamış ve değerlendiril­

monya bloğu çıkarmak İçin referan­

mesi düşünülmemiş bir fırsat pencere­

dum

sini anımsamakta fayda var. Erdoğan,

"İlkelerin söz konusu olduğu durum­

deneyimi

değerlendirilebilirdi.

Gezl'de olunan son günlerde bir refe­

larda referandum kabul edilemez"gibi

randum önermişti, kapsamı ve alanı

genel, skolastik ilkelerle bu olanaktan

belli olmayan bu öneri o dönemde bir

uzak durulması gerekçelendlrlldl. Oysa

geri adım olduğu algısı İle reddedildi.

politik olanın tek kriteri var olan anda

Oysa Gezl'nln en önemli gücü, yarat­

ve güçler dengesinde yaratması olası

tığı olağanüstü hegemonya ile çok

sonuçlardır. Etik olanın bunu denge­

farklı kesimleri bir araya getirme ve

lemesi için bir alan mevcutsa da refe­

AKP'ye karşı birleştirebilme yeteneği

randum konusunu böylesi bir İlkeye

İdi. Bu durum kimilerinin yaptığı gibi

bağlamak tam bir apolitizmdi. Bu ilke

Cumhuriyet Mitingleri İle kesinlikle

kendi başına AKP'nln kent yağmasını

kıyaslanamazdı çünkü o çıkış aslında

bir sermaye birikim süreci olarak de­

ulusalcı hegemonyanın bir ürünüydü,

ğerlendirmesinin

zaten 27 Nisan muhtırasının prelüdü

Ancak AKP hegemonyasının çözülmesi

önüne

geçmiyor.

olarak tarihe geçti. Oysa Gezi'de farklı

ilkenin gerçekleşmesini mümkün kı­

bir hegemonya ortaya çıkmıştı. Bura­

labilirdi. En son Cerattepe konusunda

da demokratik dönüşüme öncelik ve­

Demlrtaş'ın yaptığı referandum öne­

ren, halkın inisiyatifini temel alan bir

risini Halkevleri temsilcisinin benzer

anlayışın gelişebileceği birzemin oluş­

şekilde eleştirmesi de aynı apolltlzmln

muştu. İnsanları Gezi hakkında en çok

bir başka tezahürü İdi. Erdoğan'ın he­

heyecanlandıran olgu, sivil toplumun

gemonyasının en temel öğelerinden

neredeyse kendiliğinden bir biçimde

biri sandık olduğu İçin sandıkalanında

siyasal topluma açılan bir pencere ya­

alınacak bir yenilgi bu hegemonyanın

ratmış olmasıydı. Yabancılaşmış politik

çözülmesinin de en temel tetikleyici

aktörlere gerek duyulmaksızın siyasal

faktörü olaya adaydır. 7 Haziran sonuç­

topluma girme olanağı, ciddi anlamda

larının AKP saflarında böylesi bir derin

bir demokratik yurttaşlık bilinci yara­

etki yaratması da bunun bir İspatı ola­

tıyor, en yerel ölçekten genele doğru

rak okunabilir.

örgütlenme olanakları ortaya çıkıyor­

İşte HDP aslında tam da bu iki kana­

du. Böylesi bir momentte Erdoğan ile

dın, Rojava Devrimi İle Gezi İsyanı'nın

tam da kendisini en güçlü hissettiği

bir tür İttifakı olarak doğdu ve gelişti.

alanda, sandık konusunda hesaplaş­

Cemaat'in de Erdoğan'ın kendisini tas­

ma olanağı sağlayacak ve Gezl'dekl

fiye hamlesini görerek ve dönemin uy­

çokluğu birlikte bir siyasi özne olma­

gun olduğunu düşünerek 17-25 Aralık


operasyonlarını devreye sokması dev­

sonuna kadar haklı bir tespittir- bü­

let İçerisindeki çatlağı büyüttü, Siyasal

yük tereddütler yarattı. Veysl Sarısö-

İslam'ın İmajını tamir olmayacak bir

zen Gündem gazetesinde günlerce

biçimde bozdu. Aslında bu dönemde

17-25 Aralık darbesinin aslında Barış

AKP'nln dengesi tamamen bozulmuş­

Süred'ne karşı olduğuna dair yazılar

ken çok daha güçlü biçimde yüklene­

yazdı. Genel olarak devrimci hareke­

rek hükümetin İstifa etmesini sağla­

tin o dönemde AKP bloğunu dağıt­

mak mümkün olabilirdi. Ancak hem

mak gibi bir gücünün olup olmadığı

Kürt Özgürlük Hareketl'nln Cemaat'ln

da tartışılabilirdi ancak somut bunu

güç kaybetmesini öncelikli görmesi

hedefleyen net bir taktik çizgi ortaya

hem de Batı'dakl güçlerin "Cemaat'ln

çıkamadı. 2013 Mayıs'ıyla kıyaslandı­

ve ABD'nln tezgahına geliriz" kaygısı­

ğında kitle hareketi çok daha canlıy­

nı abartmaları böylesl bir yüklenme

dı, yolsuzluk gündemiyle Takslm'de

olanağını ortadan kaldırdı. Kendi ba­

gerçekleşen eylemlere binlerce İnsan

kanları tarafından suçlu İlan edilecek

katılmış, çatışmalar saatlerce sürmüş­

duruma kadar gelen Erdoğan, karşısın­

tü. 17-25 Aralık'ın bir diğer özelliği İse

daki muhalefetin alan bırakmasından

Erdoğan'ın açıkça hukuku askıya alma­

sonra hızla toparlandı. Kendisini yerel

sı, hukuku artık bir meşruiyet kaynağı

seçimlere atmayı başardı. Bu nokta­

olarak görmekten vazgeçmesidir. 25

da Kürt Özgürlük Hareketl'nln süreci

Aralık'ta Bilal Erdoğan'ı gözaltına alma­

okuyuşu da kafaları oldukça karıştır­

yı hedefleyen operasyona müdahale

dı. Aslında müzakere sürecinin temel

ederek, hukuki süreci tanımayacağını,

parametreleri açısından bakıldığında

"olağanüstü" durumu İlan ettiğini de

21 CD

> O CD m

73

O 1

o ~ö

5 >

A/)

Öcalan'ın başka bir hamle yapması çok

deklare etmiş oldu. "Piyango mesele­

73

zordu çünkü AKP zaten masaya büyük

sinde Bonapart'ın dolandırıcılığı bütün

>

oranda Cemaat İle hesaplaşırken Kürt

açıklığı İle ortada İken Ulusal Meclis

Özgürlük Hareketl'nln paslf/aktlf des­

harekete geçmedi bunun üstüne Bo­

teğini alabilmek umuduyla oturmayı

napart karşı hamle yaptı." (Karl Marx,

kabul etmişti. Bu noktada Batı'dakl

Louis

devrimci güçlerin İnisiyatif kullanama­

s.114, İletişim Yayınları)

Bonaparte'ın

18

Brumalre'l,

ması, Öcalan'ın yaşananları bir darbe

Mart 2014 yerel seçimlerinde bü-

olarak nitelemesine rağmen saldırıyı

yükşehlrlerden birisini AKP'den almak

yoğunlaştırm am ası süreç İçerisinde­

çok önemli bir hamle olacaktı, aynı

ki en önemli fırsatın kaçmasına sebep

zamanda sokak hareketinin kendisine

oldu. AKP bloğu yolsuzluk soruştur­

olan güvenini arttıracak, kurumsallaş­

ması İle çok ciddi çatlama emareleri

masını mümkün kılacaktı. HDP daha

vermekteydi. Özellikle Bayraktar'ın ba­

çok örgütsüzdü, park forumları İçeri­

kanlıktan İstifa ederken Erdoğan'ı İşa­

sinde "partili siyasete bulaşmayalım,

ret etmesi aslında kırılmanın sonuna

tabandan baskı kurma fonksiyonunu

çok yaklaşıldığının bir İfadesi olacaktı.

üstlenelim" eğilimi

Ancak Cemaat'ln politik olarak solda

HDP aslında özellikle İstanbul'da CHP

bir nefret objesi olması ve doğrudan

üzerinde ciddi bir basınç oluştura­

ABD'nln piyonu olarak görülmesi -kİ

rak İttifak olanaklarını zorladı. CHP

ağır

basıyordu.

m

cn -<

O


ise tercihini MHP'den ve Sarıgül'den

sine küçük de olsa bir alan açması ge­

yana kullandı. Kılıçdaroğlu seçimle­

rekirdi. Ne var kİ ateşle oynamaya ehli

ri Sarıgül'ü etkisiz hale getirmek ve

görmüyordu kendini."(Karl Marx, age)

devletin ihtiyaç duyduğu nefes alma

Bu durum Batı'da kitle hareketine

olanağını yaratmak yönünde kullandı.

önemli irtifa kaybettirdi. 2014 yazında

Gezi İle oluşan atmosfer sandıkta ken­

park forumları bir önceki yazın karika­

di adaylarını çıkaramadı. Cemaat'ln

türü haline dönüştü. Devletin sokak

<N

CM

BADİOU, GEZİ/ROJAVA/HDP “ OLAY” l VE FAŞİST REAKSİYON

ses kaydı manlpülasyonları kitlelerde

eylemlerini ezme

Erdoğan'ın bu kasetlerle düşürülebi­

tirdiği deneyim 2014 31 Mayıs'ında

leceğine dair bir algı yarattı. Sonuç

İstlklal'de sokak İşkencesine dönüştü.

konusunda geliş­

olarak ortaya çıkan tüm hırsızlıklara

Sokakların Batı'da inisiyatifi kaybettiği

rağmen Erdoğan oylarını ve beledi­

tarih bu anlamıyla 31 Mayıs 2014'tür.

yelerini büyük oranda korudu. Kitleler

"Toplumun siperinin işi bitmişti ve

Erdoğan'ın gitmesinin ancak kendile­

bunun üzerine hiçbir damdan tek bir

rinin götürmesi ile mümkün olacağını

tuğla düşmediği gibi borsa yükselişe

kavrayamamanın bedelini ağır ödedi­

geçiyordu." (K.Marx, age, s.117)

ler. Gezi sonrasında bir arada durma­

Dolayısıyla iki büyük tarihsel sıçra­

yı başaramayınca, Erdoğan çok ciddi

ma üzerine kurulan HDP'nin kanatla­

darbeler almasına

rından birisi oldukça zayıfladı. Batı'da

rağmen

kendini

korumayı başardı. Düzen Partisi, halk

kendi başına yol alma yeteneğini 2014

hareketinin önünü açabileceği korku­

yazına

suyla Erdoğan'ın konumunu daha da

kaybetmişti. Bu aşamada Rojava'nın

güçlendirmesine rağmen ayakta kal­

rüzgarı İmdada yetişti. CHP-MHP itti­

masına müsaade etti. "Yeni huzursuz­

fakının Ekmeleddin tercihi HDP İçin

luklar çıkacağı beklentisiyle yürütme

tarihi bir olanak yaratmıştı. Bu olanak

gelindiğinde

büyük

oranda

gücünün onu sindirmesine izin vere­

Selahattln Demlrtaş'ın eliyle tarihi bir

ceğine, yürütme gücünü kendisine

fırsata dönüştürüldü. Rojava, Gezl'nln

bağımlı kılabilmek için sınıf mücadele-

güç kaybeden ruhuna bir nefes üfle­ di. Demlrtaş'ın popülaritesini başlarda Ekmeleddln'ln zayıflaması İçin değer­

2015 Neuuroz'u öncesinde 28 Şu b at Dolm abahçe m utabakatı ile devlet ile KÖH arasında 90'lardan bu yan a kesintilerle devam eden m üzakereler zirve noktasına ulaşmışken o ra ya girdi, gerillanın silahlı güçleri tam am en ülke dışına çıkarm ayı taahhüt ettiği bir noktada m asayı devirdi.

lendiren Erdoğan İse ortaya çıkan so­ nucun özellikle Kürdlstan'da kaybettiği oyların ardından "askerimiz polisimiz bundan sonra orada gerekeni yapacak"dlyerek 1 Kasım'ın sinyalini oradan verdi. Devlet Rojava'nın ayakta kalması­ nın bütün hesaplarını altüst ettiğini görünce Cumhurbaşkanlığı seçimle­ rinde ortaya çıkan etkiyi boşa çıkarmak için IŞİD İle Kobanl kuşatmasına girişti. Tüm çabalara rağmen Kobani'nin düş­ mesi için her türlü hamle yapılınca bu


sefer 6-8 Ekim'de ortaya muazzam bir

olacağının kesinleşmesi İdi. HDP'nin

serhildan çıktı. Kürdistan başta olmak

seçimlere parti olarak girmesi ve "seni

üzere birçok ilde Kürtler başta olmak

başkan yaptırmayacağız" söylemi Er­

üzere geniş kitleler sokaklara taştı, bir­

doğan açısından düğmeye basılmasını

çok semtte iç savaş eşiği aşıldı. Devlet

zorunlu kılan aşamaya gelindiğini gös­

serhildana, denetimi altındaki

kitle

teriyordu. 2015 Nevvroz'u öncesinde

güçlerini de silahlandırarak ve ortalığa

28 Şubat Dolmabahçe mutabakatı ile yana kesintilerle devam eden müzake­

dı. Burada ABD'nin basıncı da korido­

reler zirve noktasına ulaşmışken araya

run açılmasında önemli bir rol oynadı.

girdi, gerillanın silahlı güçleri tamamen

ABD, IŞİD'e karşı sahada tek dengele­

ülke dışına çıkarmayı taahhüt ettiği bir

yici güç olan YPG'nin gereğinden fazla

noktada masayı devirdi. Özellikle 17

ezilmesine müsaade etmedi.

Mart'ta Selahattin Demirtaş'ın mec­

6-8 Ekim serhlldanı devlet açısın­ dan esas olarak müzakerenin bitiril­

liste yaptığı tarihi "seni başkan yap­ tırmayacağız" açıklaması

Erdoğan'ın

mesine karar verdiren olaydır. Devle­

Nevvroz öncesinde devreye girerek

tin süreçten beklentisi Kürt Özgürlük

sürece takoz koymasına yol açtı. Çün­

Hareketi'ni çözmesi iken gerçekleşen

kü gerillanın silah bırakması HDP'nin

tam tersi olmuştu. Barzani, özellikle

kesin olarak barajı geçmesi anlamına

Sinjar yenilgisi sonrasında Kürtler üze­

gelecekti. HDP'nin büyümesinden ra­

rindeki hegemonyasını büyük oran­

hatsız olan CHP ve MHP de bu yönde

da kaybetmişti. YPG'nin uluslararası

tutum aldılar.

anlamda kabul edilen bir güç haline

Dolayısıyla

gelmesi de devlet açısından bir ka­

yükselen

Temmuz'da

savaşın

kim

yeniden tarafından

bus haline gelmişti. 10,5 saat süren bir

başlatıldığı

MGK toplantısında aslında 1 Kasım'da

Hareketi'nin hem Batı'da HDP eliyle

ortaya çıkan ittifakın temelleri atıldı.

demokratikleşme potansiyelini yarat­

açıktır.

Kürt

Özgürlük

Devlet ortaya çıkan demokratikleşme

ması ve güç kaybeden Gezi ruhunu

basıncı karşısında bir süredir birbiriyle

ayağa kaldırması, hem Rojava'da IŞİD'i

kavgalı olan fraksiyonlarını yan yana

giderek ezme noktasına gelmesi hem

getirmek durumundaydı. Cemaat'ten

de Bakur'da AKP'yi bitirmesi hem özel

boşalacak alan eski devlet artıkları ta­

olarak AKP hem de egemenlerin tüm

rafından doldurulacak, bu ganimet

kanatları açısından kabul edilemez bir

üzerinden yeni bir iktidar bloku inşa

nokta olarak görülüyordu. 7 Hazlran-1

edilecekti. Daha sonra polis şeflerinin

Kasım arasında yaşananlar ordu, IŞİD

Kasım 2014 yılında özel olarak seçile­

ve MHP dahil AKP merkezli devlet blo­

rek Kürdlstan'a gönderildiği, polislerin

ğunun karşısındaki dinamiği geriye

de homurdanarak da olsa işi üstlen­

süpürme hamlesidir. Erdoğan bu sü­

dikleri gazete sayfalarına 2016 yılında

reçte birçok kez kaybetmeye çok yak­

yansıdı.

laştı. 7 Haziran'da bu momentlerden

Bunun önündeki son engel genel seçimlerde HDP'nin tutumunun

ne

belki de en önemlisidir. Fakat bu dö­ nem yeterince İyi değerlendirilemedi.

BADİOU, GEZİ/ROJAVA/HDP “ OLAY” l VE FAŞİST REAKSİYON

devlet ile KÖH arasında 90'lardan bu

Kobani'ye koridor açmaya mecbur kal­

co <N

salarak yanıt verdi. Ancak son kertede


Rakibin en zayıf olduğu noktada tüm

getirdi, ancak bir eşitler koalisyonu ola­

karşıt güçler bir noktaya yığılamadı.

rak değil, Erdoğan'ın himmetlerinden

Erdoğan sendelediği her momentte

faydalanabilmek İçin onun reisliğini

karşısındaki güçlerin hatalarının ya­

tanımak koşuluyla... Flnans kapitalin

rattığı olanaklarla yeniden toparlan­

tümü Ahmet Hakan ayarında bir siya­

mayı bildi. Eski İttifaklarını kaybettiği

si varlık gösteriyor. "Cumhurbaşkanına

her momentte gayet realist bir bakış

kul olan tavrıyla, parlamentoyu horla­

24

açısıyla hiç beğenmezllk yapmadan

yışıyla, kendi basınına gaddarca kötü

her çevreyi yanında tutmayı becerdi.

muamelesiyle, burjuvazinin konuşan

BADİOU, GEZİ/ROJAVA/HDP "OLAY"! VE FAŞİST REAKSİYON

HDP İse 7 Haziran sonrası yaşananları

ve yazan kısmını, politikacılarını ve fikir

Erdoğan'ın bir seçim manevrası ola­

adamlarını kürsülerdeki sözcülerini ve

rak ve kaybetmeye mahkum olarak

basını ezmeye mahvetmeye çağırıyor­

okudu. Reaksiyonun bir devlet reak­

du Boanapart'ı, kİ böylece kuvvetli ve

siyonu olduğunu bunun Erdoğan'a

kısıtsız bir hükümetin koruması altında

yeni bir takım oy rezervleri kazandı­

güvenle özel İşlerini takip edebilsin.

racağını

7 Hazlran'da

Egemenliğin zahmet ve tehlikelerin­

tam anlamıyla oluşamayan tarikatlar

den kurtulmak İçin kendi politik ege­

koalisyonunun bu sefer kurulduğu­

menliğinden kurtulmaya hasret çekti­

nu hissedemedi. Kurulan koalisyonun

ğini beyan ediyordu açıkça." (K. Marx,

sadece tarikatlarla sınırlı kalmadığını,

age, s.134)

öngöremedi.

kendisine "yerll/mllll" şemsiyesi

al­

Erdoğan'ın bu yeni İktidar bloğu­

tında yer bulabilen her kesimin İtti­

nun başına ne İşler açacağını göre­

fakın İçine çekildiğini görebiliyoruz.

ceğiz. Suriye politikasında hatalarda

Özellikle MHP üzerindeki hamlesinde

ısrar etmenin faturasının ne olduğunu

Erdoğan'ın ciddi bir derinleşme sağla­

da göreceğiz. Fakat şurası açık kİ son

dığı gözüküyor. Böylece 1995'ten bu

İki senede ortaya çıkan demokratik­

yana Türkiye siyasi tarihinin en önemli

leşme penceresinin daralmasının en

çelişkilerinden biri olan Siyasal İslam-

önemli sebebi Batı'dakl toplumsal di­

Mllllyetçl/ Ulusalcı Blok ayrışması, yeri­

namiklerin AKP'nln özellikle yoksullar

ni bir tür İttifaka bırakmakta. "Devrim­

üzerindeki hegemonyasını kıracak bir

den en fazla çekmiş ve ondan ötürü en

tarihsel örgütlenme hamlesi geliştire­

çok ağlamışken sırf milletin İradesine

memiş olmalarıdır. Savaş koalisyonu

zincir vurmak İçin yeni bir devrimi tah­

tam da HDP'nln yeni yeni oluşturmaya

rik eden adamları görüyoruz ... Size

çalıştığı bağ noktalarına kapsamlı bir

gelecekte sükun

ediyorum..."

saldırı geliştirdi. Kürdlstan'a saldırırken

(Karl Marx, age, Bonaparte'ın sözle­

vaat

aslında büyük oranda Batı'da yeni yeni

ri) HDP ekseninde ülkenin neredeyse

filizlenen, bir büyük sarmaşığa bağlan­

tüm demokrasi güçlerinin bir araya

maya çalışan fidanları ezmeye çalıştı.

gelmesi ve dikkate değer bir seçenek

İki ülkenin eşitsiz gelişiminin ve örgüt­

yaratması, bunu yaparken de Türkiye

lülük seviyesi arasındaki asimetrinin

siyasi tarihinde ortaya çıkmamış bir

yarattığı dezavantajı İstismar etmeye

başarıya İmza atması düzenin eskl-ye-

dönük bir hamle gerçekleştirdi. AKP fa­

nl İktidar bloğu bileşenlerini bir araya

şizmini kurumsallaştırma olanaklarını


geliştirirken 1 Kasım sonrasında ortaya

sınıflar mücadelesi sathında belirlene­

çıkan moral bozukluğunu hızla aşacak

ceklerini tespit etmek durumundayız.

ve öncelikle Kürt halkının haklı müca­

Ancak şurası unutulmamalı kİ 2008

delesiyle dayanışmayı büyütecek bir

krizi sonrasında dünya genel olarak

demokrasi bloğunu İnşa etmek gerek­

yönetllemez bir noktaya doğru çeki­

mektedir. Daha sonra da dengeleri ka­

liyor. Hem ulusal hem de uluslararası

lıcı olarak değiştirebilmek İçin AKP'nln

ölçeklerde

özellikle kent yoksulları üzerinde kur­

yükseliyor. Sermaye döngüsü, rıza üre­

duğu hegemonyanın çözülmesi yö­

terek yönetmekte zorlanıyor. Sermaye

nünde bir örgütlenme hamlesi baş­

İlişkisinin hayatın çeperlerine savurdu­

latılmalıdır. HDP'nln 7 Hazlran'da tüm

ğu İnsanlar bir biçimde kapitalizmin

zorluklara rağmen estirdiği rüzgar ve

kabusu olmaya devam ediyorlar. Dev­

seferber ettiği güç aslında bu görevin

let, bu anlamda yeniden daha otoriter

altından kalkacak enerjinin potansiyel

ve baskın bir biçimde sahnedeki yerini

olarak var olduğunun İspatıdır. Önemli

güçlendiriyor. İstikrarsızlık, sürdürüle­

olan bu potansiyelin örgütlü bir güce

mezim, sürekli hegemonya açığı, var

dönüştürülüp dönüştürülemeyeceğl-

olan siyasal düzenlerin zorlu bir deği­

dlr. Öncünün bu rolün altından kalka­

şim süreciyle karşı karşıya kalmasını

bilmesi İse tamamen mücadele orta­

tetlkllyor. Sermaye birikim sürecinin

mına sirayet eden orta sınıf ruh hail ve

tökezleme halinden çıkamaması, gelir

liberal örgütsel geleneklerle mücade­

dağılımındaki aşırı bozulmaya rağmen

lesindeki başarısına bağlı olacaktır.

sistemin kendi mekanizmalarıyla bir

Gezl-Rojava-HDP

İle

gerilimler sürekli

olarak

25 CD

> O CD

m

73

O 1

o ~ö

5 >

A/)

simgelenen

düzeltme yapabilmekten aciz durum­

bir olayın sonuna mı geldik? Erdoğan,

da olması ulusal ölçekte patlamaları

73

konjonktürel olarak tüm toplumsal

giderek daha fazla siyaset sahnesine

>

demokratikleşme olanaklarını İmkan­

çıkarıyor.

sız hale getirecek bir sonuç elde ede­

sürdürülebilirle sıkıntısının boyutları

bilir mİ? Harekete geçirilen savaş ko­

Suriye krizinde çok belirgin bir biçim­

Uluslararası

mimaride

de

alisyonu İç çelişkilerini sonuna kadar

de ortaya çıktı. Farklı ölçeklerdeki bu

yönetebilir mİ? Ezilenler diktatörlük

sürdürülemezim hail, yeni

koşulları

tehdidi karşısında daha kararlı bir yan

gündeme dayatacak olayları fazlasıyla

yana geliş ve daha güçlü bir direniş

olası hale getiriyor. İstikrar hail tüken­

sergileyebilirler mİ? Erdoğan başkan­

di. Politik aktörün yeni olaylara hazır

lık rejimi İle İnşa edeceği yeni rejimini

olabilmesi, öncelikle yakın geçmişin

var olan uluslararası konjonktür İçinde

muhasebesini çok doğru bir biçim­

İstikrarlı bir biçimde sürdürebilir mİ?

de yapabilmesinden, yeni toplumsal

Erdoğan karşısında demokrasi cephe­

güçlerle buluşabilmesinden, devletin

sinin potansiyel bileşenleri, kurtuluşu

kuşatmasına karşı yeterli sayıda direnç

dış faktörlerde aramaktan vazgeçip

noktası üretebilmesinden, kendini İleri

kendilerini sonuç alıcı bir taktik plan

atılmaya hazır bulundurabllmeslnden

ekseninde örgütleyebilir mİ?

geçiyor.

Bunların hepsinin ucu açık sorular olduğunu ve sonuç olarak kaderlerinin

oranda olacaktır.

Bu

koşullar

sağlanabildiği

rol oynayabilmek mümkün

m

cn -<

O


"Bonaparte tüm burjuva iktisadi­ yatını altüst eder, 1848 Devrimi'ne dokunulmaz görünmüş olan her şeye el atar, birilerini devrime tahammüle ötekileri devrim arzusuna sevk eder, düzen adına anarşi yaratır, diğer yan­ dan tüm devlet aygıtını kutsal görü­ r\ /

zo CD

> o

nüşünden sıyırır, onu dünyevileştirir, aynı zamanda tiksinç ve gülünç hale getirir."(Karl Marx, age) Erdoğan'ın da kendi diktatörlüğü­ nü inşa ederken bir yandan kendi m e­

CD m

73

O 1

o

zar kazıcılarını nasıl da güçlendirdiğini ve bir araya gelmek zorunda bıraktığı­ nı, onlara kendi kurtuluşlarının ancak kendi ellerinde olduğunu belki de ilk kez öğrettiğini, devrimin bilenmesi

noktasında muazzam bir rol oynadığı­

5

gün daha da olası hale geliyor.

nı yazacak bir tarih anlatısı her geçen

>

A/) 73

m

> tn

■<' O


DÜNYADAN MÜZAKERE SÜRECİ ÖRNEKLERİ Salih İncesoy den gelişiyor ve önderliği direniş sü­ recinde sol argümanlar kullanıyor. Sri

ağırlıklı blryertutm uş durumda.Yakın

Lanka'da da sol bir önderlik söz konu­

tarihimizin dünyasında çatışma yaşa­

su. Bu son örneği seçmemizin nedeni,

nan alanların önemli bir kısmında du­

"Sri Lanka modeli" tartışmalarının ne

rum böyle. Öyle kİ bu güncel ve önem­

anlama geldiğiyle ilgili katkı sunabil­

li konu akademinin de gündeminde.

mek. Amerika Kıtası'ndan Guatemala,

Çok sayıda üniversite,"çatışma çözüm­

El Salvador ve Kolombiya örneklerin­

leme" gibi adlandırmalarla açtığı ders­

de mücadelelerin kimlik boyutu olsa

lerde çatışma türleri, çözüm yolları

da sınıf ekseni ana renk. Bu örneklerde

ve müzakere tekniklerini ayrıntılı bir

diktatörlüklere ve sömürüye karşı eşit­

biçimde ele alıyor. Yazımızda bu duru­

lik, özgürlük mücadelesi yürütülüyor.

mun nedenlerini, nasıllarını tartışmaya

En güncel örneğimiz İse Kolombiya.

çalışacağız. Aynı zamanda çıkartaca­

Kolombiya'daki süreç halen devam

ğımız sonuçların, kendi coğrafyamız­

ediyor.

da yaşanan müzakere süreciyle ilgili

Kuşkusuz tüm bu örneklerin farklı

kavrayışımızın gelişmesine de hizmet

hareket noktalarından okumaları ya­

edeceğini umuyoruz.

pılabilir. Biz, müzakere konusu üze­

Dünyadan farklı politik çerçevede

rinden okumamızı yaptık. Bu nedenle

çatışma ve müzakere örneklerini ya­

diğer boyutlara odaklanmadığımızı,

zımızda konu ettik. Örneklerimizin bir

atladığımızı, eksik bıraktığımızı şimdi­

kısmı kimlik ekseninde gelişen çatış­

den belirtmeliyiz. Müzakere süreçleri­

malar. Endonezya, Flllplnler, İspanya,

ne dair çıkarttığımız sonuçları yazımı­

Kuzey İrlanda, Güney Afrika Cumhuri­

zın son bölümünde ele alacağız.

yeti ve Sri Lanka'da yaşananlar böyle.

Örneklerimize geçebiliriz.

Endonezya ve Flllplnler'de yürütülen mücadelelere İslâmî örgütler önderlik

ENDONEZYA - AÇE SORUNU

ediyor. Dolayısıyla bu mücadeleler İs­

Açe, Endonezya'nın batısında bulu­

lâmî bir rejimi hedefliyor. Çoğumuzun

nan Sumatra Adası'nın kuzey ucunda­

daha yakından takip ettiği İspanya ve

ki yüzde 98'i Müslüman olan bölgedir.

Kuzey İrlanda örneklerinde İse önder­

Açell Müslüman

likler sol çizgide. Güney Afrika Cumhu­

sömürgeciliğine karşı direnişinin ön­

riyeti örneğinde yaşanan durum çok

derliğini 1976 yılında kurulan Özgür

derin bir ırk ayrımcı uygulama üzerin­

Açe Hareketi (Gerakan Aceh Merdeka-

halkın

Endonezya

DÜNYADAN MÜZAKERE SÜRECİ ÖRNEKLERİ

Müzakere kavramı, Kürt sorunun­ dan hareketle Türkiye politikasında


GAM) yürütür. İslâmî çizgiye sahip olan

ma aşama teslim ederken, Endonezya

ve "bağımsızlık" hedefiyle yola çıkan

ordusu da bölgeden aşama aşama çe­

Özgür Açe Hareketi, İslâmî bîr rejimi

kilecek ve sadece belirli sayıda güven­

hedefler. Endonezya devlet güçleriyle

lik görevlisi bölgede bırakılacak.

Özgür Açe Ordusu arasında 30 yıl sü­

•Silahların

teslimi

ve

askerlerin

ren savaşta yaklaşık 15 bin insan yaşa­

geri

mını yitirir.

Birliği'nden ve Güneydoğu Asya Ülke­

Müzakere süreci

denetleyecek.

çekilmesi

adımlarını

Avrupa

leri Birliği'nden (ASEAN) 200 gözlemci Ekonomik kriz sonrası giderek yo­ ğunlaşan toplumsal huzursuzluk ve

•Tutuklular siyasi afla serbest bırakı­ lacak.

öğrenci hareketi başta olmak üzere

•Savaş dönemindeki hak ihlallerini

gelişen hükümet karşıtı protestolar so­

araştırmak üzere "Hakikat ve Uzlaşma

nucu, otoriter devlet başkanı Suharto

Komisyonu" kurulacak.

1998 yılında istifa eder. Suharto'nun istifasıyla oluşan müzakere ikliminde

•Açe için bir İnsan Hakları Mahkeme­ si kurulacak.

ilk adım 2000-2001 yıllarında atılır. Ba­

•Açe, kendi "özerk hüküm etine sa­

şarısızlıkla sonuçlanan ilk müzakere gi­

hip olacak ve Açe halkı, valilerini ve

rişiminin ardından, önceki dönemden

yerel yöneticilerini kendileri seçecek,

daha şiddetli bir seviyede savaş yeni­

kendi adalet sistemleri olacak.

den başlar. 2004 yılında Açe'yi yerle bir eden tsunami felaketi yaşanır. Açe nüfu­ sunun önemli bir kısmının yaşamını yitirdiği bu felaket sonucu oluşan fiili

•Açe, dışişleri, ulusal güvenlik, ver­ gilendirme gibi alanlarda Endonezya devletine bağlı olacak. •Özerk bölge, kendi bayrağı da dâhil bölgesel sembollerini kullanabilecek.

ateşkesin ardından yeniden müzakere

•Petrol de dâhil olmak üzere Açe'deki

masasına dönülür. Bu kez süreç karşı­

doğal zenginliklerin gelirlerinin yüzde

lıklı somut adımlarla ilerler. Endonezya

70'i Açelilere kalacak.

devleti, ülkenin çoğunluğunu oluştu­ ran ve egemen pozisyonda olan Javalı-

Anlaşmanın ardından...

ların dışındaki etnik nüfustan insanları

Hükümet, tutuklu bulunan Özgür

da temsilciler heyetine dâhil eder. Öz­

Açe Hareketi üyelerine siyasi af geti­

gür Açe Hareketi,"bağımsızlık" talebin­

rir. Avrupa Birliği öncülüğündeki Açe

den vazgeçerek "özerklik" talebini öne

Gözlem

çıkartır. Müzakere sürecinden sonuç

Özgür Açe Hareketi'nin silahları teslim

Misyonu'nun

gözetiminde

alınır ve 2005 yılında Finlandiya'nın

alınır. Buna karşılık Endonezya ordu­

Helsinki kentinde barış anlaşması im­

suna bağlı askerler Açe bölgesinden

zalanır.

çıkarılır. Hakikat ve Uzlaşma Komisyo­ nu kurulur. Açe bölgesinde siyasi parti

Barış anlaşmasından bazı maddeler: •Karşılıklı ateşkes ilan edilecek. •Özgür Açe Hareketi, silahlarını aşa­

kurulmasına olanaksağlayan yasal dü­ zenleme hayata geçirilir. Anlaşma metni doğrultusunda kar­ şılıklı somut adımlar atılmasının ardın­


dan Açe'de özerklik ilan edilir. Özgür

başkanı Ferdinand Marcos diktatörlü­

Açe Hareketi üyelerinin kurduğu siyasi

ğü döneminde atılır. Devletin büyük

parti 2006 yılında özerk Açe'de seçimi

kayıplar vermesi sonucu 1976 yılın­

kazanır ve Açeliler ilk olarak kendi va­

da karşılıklı ateşkes ilan edilir. Devlet,

lilerini seçer.

Kaddafi gözetiminde Libya'da yapılan görüşmelerde Morolara "özerklik" va­

FİLİPİNLER - MORO SORUNU ya sahip Filipinler nüfusunun yaklaşık

laşmaya uymaması sonucu savaş yeni­ den başlar. Corazon Aquino'nun devlet baş­

lüman. 16. yüzyılda başlayan uzun sö­

kanlığı

mürgeleşme tarihinin ardından Filipin­

MUKC'yle devlet arasında tekrar ateş­

döneminde

(1986-1992)

ler 1946 yılında bağımsızlığını kazanır.

kes ilan edilir. Yürütülen müzakereler

Kurulan rejim, kısa sürede emperya­

sonucu 1989 yılında "Müslüman Min­

lizmle işbirliği içerisinde bir diktatörlü­

danao Özerk Bölgesi (MMÖB)" kurulur.

ğe dönüşür. Sol gerilla hareketlerinin

Devletin, anlaşmanın altını oymaya

emperyalizme ve diktatörlüğe karşı di­

başlamasıyla çatışmalar bir süre sonra

renişi başlar ve ilerleyen yıllarda İslami

yeniden alevlenir.

çizgideki örgütler de direniş sürecine dâhil olur. Filipinler'in güneyindeki adalarda

1996 yılında devlet ve MUKC ara­ sında varılan anlaşmayla MMÖB'nln tekrar

kurulması

sağlanır,

Morolar

yaşayan Müslüman halk"Moro" olarak

MUKC liderini özerk bölgenin valisi

adlandırılıyor. Morolar, kimliklerine yö­

olarak seçer. 2001 yılında MUKC'nln

nelik ayrımcı uygulamalara karşı mü­

Jolo'dakl

cadele tarihine sahip olan bir halk. Ha­

çok sayıda askeri öldürmesiyle ateşkes

rekete ilk olarak 1969 yılında kurulan

tekrar sona erer. Saldırıyı meşru İlan

ve "bağımsızlık" hedefiyle yola çıkan

eden MMÖB valisinin tutuklanmasının

Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi (MUKC)

ardından yine diğer MUKC liderleri art

önderlikeder.MUKC, İslami öğeler taşı-

arda vali olarak seçilir.

ordu

karargâhına

saldırıp

sa da seküler bir örgüt. Ardından 1981 yılında MUKC'den kopan bir grubun kurduğu Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MİKC) önderliği devralır. Adından da

Moro İslami Kurtuluş Cephesi ve müzakere süreci Devlet ve MİKC arasında başlatılan

anlaşılacağı üzere MİKC, İslami çizgide

müzakereler sonucu 1997 yılında kar­

bir yapı. Filipinler devletiyle Morolar

şılıklı ateşkes İlan edilir. 2000 yılında

arasında 40 yılı aşkın bir süre devam

devlet başkanı ateşkesi bozar, 2001

eden savaşta yaklaşık 300 bin insan

yılında

yaşamını yitirir.

yeni

cumhurbaşkanı

tekrar

ateşkesi sağlar. Kısa süre sonra devlet tekrar ateşkesi bozar. 2003 yılında tek­

Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi ve Müzakere süreci Filipinler devletiyle MUKC arasında­ ki müzakere sürecinde ilk adım, devlet

rar ateşkes sağlanır fakat 2006 yılında çatışma ortamına dönülür. Uzun

müzakereler sonucu

Temmuz'unda

"Müslüman

2008

bölgeyi

DÜNYADAN MÜZAKERE SÜRECİ ÖRNEKLERİ

yüzde 93'ü Hıristiyan, yüzde 6'sı Müs­

adinde bulunur. Marcos'un varılan an­ ON CN

Çok kimlikli bir demografik yapı­


genişletme ve gelecekteki yerel yö­ netime daha geniş siyasi ve ekonomik

Bangsamoro'ya katılıp katılmayacakla­ rına referandumda karar verecek.

yetkiler verme" konusunu İçeren bir

•Sürecin sonunda MİKC'e ait 12 bin

anlaşmaya varılır. Güney bölgesindeki

kişilik silahlı gücün yanı sıra diğer si­

Hıristiyan siyasetçilerin "anlaşma şe­

lahlı gruplar da tasfiye edilecek ve sivil

killenirken kendilerine danışılmadığı"

polis gücü kurulacak.

gerekçesiyle yaptığı itiraz doğrultu­ sunda Yüksek Mahkeme 7'ye karşı 8

•Filipinler ordusu, özerk bölgedeki askerlerinin sayısını azaltacak.

oyla anlaşmanın yürütmesini durdu­

•Bangsamoro Yasası yürürlüğe gire­

rur ve bunun üzerine 2008 Ekim'inde

ne kadar önceki süreçte kurulan özerk

tekrar çatışmalı ortama dönülür.

bölge (MMÖB) varlığını koruyacak.

Bu git gelli uzun sürecin ardından Corason Aquino'nun

oğlu

Benigno

Aquino'nun devlet başkanlığı döne­

•2016 yılındaki seçime kadar devam edecek geçiş süreci, kamuoyuna açık şekilde yürütülecek.

minde 2014 yılında imzalanan "Bang-

•Süreç, "3. göz" niteliğinde uluslara­

samoro Barış Anlaşması" sonucu çö­

rası ve yerel organlar tarafından izlene­

züm sürecinde önemli bir yol alınmış

cek.

olur.

Anlaşmanın ardından... Bangsomoro Barış Anlaşması'ndan bazı maddeler:

Kapsamlı anlaşmanın ardından Fi­ lipinler Temsilciler Meclisi'nde 2015

• 1987'de kabul edilen Filipinler ana­

Mayıs'ında yapılan oylamada 17"hayır"

yasasının "Özerk Bölgelerin Kurulması"

oyuna karşılık 50 "evet" oyuyla özerk

ile ilgili maddesi gereğince Bangsa-

yapının

moro Yasa Tasarısı'nı hazırlamak ve

samoro Anayasası kabul edilir. MİKC,

gerekli durumlarda anayasa değişik­

Birleşik Bangsamoro Adalet Partisi adı

liğine gitmek üzere 15 üyeli bir Geçiş

altında siyasi bir partiye dönüşür.

Komisyonu kurulacak. •

belirleyen

Bang­

Bu yıl Mayıs ayında özerk bölgede

8 üyesi MİKC, 7 üyesi de Flll-

plnler hükümeti tarafından Komlsyon'un

işleyişinin

hazırlayacağı

atanan

yapılacakyerel seçimle, Morolular ken­ di hükümetlerini belirleyecek.

Bangsa-

moro Yasa Tasarısı, önce Kongre'nin onayına sunulacak; Kongre tarafından

GUATEMALA BARIŞ SÜRECİ Guatemala yeril halklarının yaşadığı

kabul edildikten sonra bölgede refe­

ayrımcı uygulamaların tarihi, kıtanın

randuma gidilecek.

sömürgeleştirilme sürecine kadar gi­

• Geçiş sürecinin ardından 201 öyılın-

der. İspanya sömürgeciliğinin ardın­

dayapılacakseçImdeBangsamoro'nun

dan yerli halklar Mestizolar tarafından baskı altında alınır. Mestizolar, İspanya

yeni hükümeti seçilecek. • Özerk bölgenin coğrafi sınırları,

sömürgeciliği döneminde bölgede ya­

onaylanmasının

ratılmış ve ayrı bir etnik kimlik olarak

ardından yapılacak referandumla be­

tanımlanan yerlI-İspanyol karışımı m e­

lirlenecek.

lez topluluk. İlk kez 1951 yılında yapı­

yasanın

Kongre'de

•Bölgedeki

topluluklar,

lan seçimde, liberal demokrat Arbenz


hükümeti iktidara gelir ve bu dönem­

alınan vergiler arttırılacak.

de Guatemala'da demokratik haklar

• Toprak reformu gerçekleştirilecek.

geliştirilir. Kıtada yer alan çok sayıda

• İnsan hakları güvence altın alına­

ülkenin "yazgısı" Guatemala'nın da ba­ şına gelir; 1954 yılında gerçekleşen

cak. • "Hakikati Araştırma Komisyonu"

ABD destekli askeri darbeyle Arbenz

kurularak savaş boyunca yaşanan in­

hükümeti devrilir, ülke diktatörlük sü­

san hakları ihlalleri ortaya çıkartılacak.

recine girer. Diktatörlük döneminde Guatemala

ordusu

ABD

tarafından

desteklenir.

• Çatışmalı dönemde topraklarını terk etmek zorunda bırakılan mülteci­ lerin geri dönmesi sağlanacak.

Yine birçok kıta ülkesinde olduğu gibi Guatemala'da da 1960'lı yılların

• URNG, yasal politik zeminde varlı­ ğını sürdürebilecek.

başında diktatörlüğe karşı silahlı mü­ cadele yürüten sol gerilla örgütleri or­

Anlaşmadan bugüne...

taya çıkar. 1970'li yıllarda tırmana iç sa­

1990'lı ve 2000'li yıllarda çok sayı­

vaşta, ordunun yerli halklara saldırıları

da general, politikacı, paramiliter grup

katliam boyutuna varır. 1982 yılında

yöneticisi, savaş döneminde işledik­

dört gerilla grubu Guatemala Ulusal

leri suçlar nedeniyle mahkûm edilir.

Devrimci Birliği (URNG) çatısı altında

URNG'nin yasal politik sürece katılı­

bir araya gelir. Guetamala'da diktatör­

mının zemini yaratılır ve devamı olan

lüğe karşı 36 yıl süren savaş boyunca

politik parti, 2003'te katıldığı seçimde

200 binden fazla insan yaşamını yitirir,

yüzde 4,2, 2007'de ise yüzde 3,7 civa­

50 bine yakın insan kaybedilir.

rında oy alır.

Müzakere süreci

içeriği

Anlaşma Guatemala la Ulusal

devletiyle

Devrimci

Birliği

sonrasında

çerçevesinde

anlaşmanın

çeşitli

somut

Guatema­

adımlar atılsa da halklar açısından bu­

arasında

gün gelinen nokta son derece karanlık.

resmi olmayan ilk görüşme 1987'de

Ülkede organize suç örgütleri oldukça

İspanya'da gerçekleşir. Ateşkes dönem

etkin durumda. Barış anlaşmasından

dönem kesilse de hükümet temsilcile­

önce kırsal kesimde var olan yoksulluk,

rinin yanı sıra ordu komutanlarının da

anlaşmadan sonra hiç değişmez. An­

yer aldığı "gizli görüşme"süreci devam

laşmanın sosyal adaletsizliği ortadan

eder. Resmi müzakere süreci 1990'da

kaldırılmasını sağlayacak en önemli

Norveç'in desteğiyle Oslo kentinde

maddelerinden birisi olan "toprak re­

başlar. "Dost Ülkeler Grubu" içerisinde

formu" gerçekleştirilmez. Sosyal hiz­

yer alan çok sayıda ülke,"3. göz" olarak

metler iyileştirilmez, yerlerde sürünen

barış sürecinde rol alır. 1996 yılında im­

sağlık sisteminde iyileşme gerçekleşti­

zalanan anlaşmayla iç savaş sona erer.

rilmez.

Anlaşmanın bazı maddeleri:

EL SALVADOR BARIŞ SÜRECİ

•Yerli halkın kimliği tanınacak. •Sosyal adalet ve ekonomik iyileşme sağlanacak; bu amaçla sermayeden

16. yüzyılın başlarında İspanya sö­ mürgeciliğiyle

tanışan

El

Salvador,

uzun sömürgecilik döneminin ardın-


dan 19. yüzyıl ortalarında bağımsızlı­

çıkarılır ve bir barış anlaşması İmzala­

ğını kazansa da bundan sonraki süreç­

nır. Barış anlaşmasının ardından silah­

te ülke diktatörlük rejimine teslim olur.

ların İmhasına başlanır. FMLN siyasi

1970'li yıllarda baskıya, yoksulluğa ve

parti olarak yasallaşır ve silahlı müca­

adaletsizliğe karşı gelişen halk muha­

dele sona erdirilir.

lefeti, El Salvador'da da ABD destekli ordunun kanlı operasyonlarıyla karşı­ CNİ

ro

lık bulur. Ordunun yanı sıra ABD des­

Barış anlaşmasının bazı maddeleri:

DÜNYADAN MÜZAKERE SÜREÇLERİ ÖRNEKLERİ

tekli paramlllter ölüm mangaları da

• El Salvador'un kamu güvenliği kuv­

halka karşı yürütülen "kiril savaş"ta rol

vetleri (Ulusal Polis, Milli Muhafızlar ve

alır.

Hazine Polisi) tasfiye edilip yerine or­ Farabundo

duyla hiçbir kurumsal bağı olmayan,

Marti Ulusal Kurtuluş Cephesi (FMLN)

eğitimli ve İnsan haklarını düzenleyen

çatısı altında birleşen sol güçler (geril­

yasalara bağlı bir ulusal sivil polis gücü

la örgütleri ve siyasi partiler), ABD des­

oluşturulacak.

1980 yılı

başlarında

tekli diktatörlüğe karşı gerilla savaşı

• Ordu, sivil otoriteye ve yasalara tabi

başlatır. 1980'll yılların sonlarına doğru

olacak şekilde yeniden düzenlenecek.

devrimci hareket giderek gücünü art­

(Birliklerin sayıları azaltılacak, Milli İs­

tırır; ülkenin önemli bir kısmının, baş­

tihbarat Dairesi tasfiye edilecek, aske­

kent San Salvador'un yoksul mahal­

rin polis görevi görmesine olanak sağ­

lerinin denetimini ele geçirir. FMLN,

layan mevzuat değiştirilecek)

denetime aldığı bölgelerde halk İkti­ darı uygulamalarına yönelir.

• FMLN'nln eski üyelerine, terhis edi­ len askerlere ve kiracı konumundaki 25

Bütün bunlara rağmen FMLN'nln

bin köylüye toprak dağıtılmasını sağla­

gücü rejimi devirmeye yetmez. "Uzun

yacak blr"toprak reformu" çıkartılacak.

süreli yenişememe durumu"nun ar­

• Savaş suçlarını araştıracak, suçlu­

dından El Salvador devleti ve FMLN

ların tespitini ve yargı önüne çıkartıl­

arasında Birleşmiş Milletler temsilcile­

malarını sağlamakla yükümlü "Hakikat

rinin gözlemciliğinde Meksika'da 1992

Komisyonu" kurulacak.

yılında İmzalanan barış anlaşmasıyla İç

• FMLN, bir siyasi partiye dönüşecek.

savaş resmen sona erer. 12 yıl süren İç savaşta nüfusu 7 milyon olan ülkede 75 bin İnsan yaşamını yitirir.

Anlaşmanın ardından... Amerika

Kıtası'ndan

bu

örneği­

mizde de anlaşma sonrası süreç halk­

Müzakere süreci

lar açısından olumlu değil. Hakikat

1990-1992 yılları arasında gerçek­

Komlsyonu'nun raporunda yer alan İn­

leştirilen müzakerelerde, "silahsızlan­

san hakları İhlâllerine adı karışan tüm

ma" başlığı son gündem maddesi olur.

suçlular İçin hükümet tarafından ko­

FMLN, silahsızlanmanın tartışılmasın­

şulsuz "genel af" çıkartılır. Neollberall-

dan önce "tam bir politik anlaşmaya

zasyon soygunu anlaşmadan sonra da

gidilmesini koşul olarak öne sürer.

tırmanarak sürer ve bunun sonucu İş­

Müzakere sürecinin sonlarında silah­

sizlik, yoksulluk, güvencesizlik daha da

sızlanma aşamasından önce, genel af

derinleşir. ABD askeri üsleri ülkede var­


lığını korumaya devam eder. Organize suç örgütleri El Salvador'da da cirit atar

İNGİLTERE - KUZEY İRLANDA SORUNU

hale gelir. FMLN, silahlı gücünü tasfiye

Kuzey İrlanda sorunu, daha yakın­

ederken, devletin demokratikleşmesi­ ne dönük adımlar atılmaz, suç örgütü

dan takip ettiğimiz bir örnek. Türki­ ye'deki müzakere sürecinde de Kuzey

paramiliter çeteler ortadan

kaldırıl­

İrlanda deneyimine bolca atıfta bulu­

maz. Seçim partisine dönüşen FMLN,

nuluyor. Yine kısa bir tarihsel bilgiyle

devrimci ruhunu yitirir.

örneğimize giriş yapalım. ingilizler İrlanda Adası'na 12. yüz­

Bugün...

yılda ayak basar ve adada egemenli­

İç savaşın ardından iktidara gelen

ğini geliştirmeye başlar. 15. yüzyılda

faşist parti ARENA, 2009 yılında yenilir.

Protestanlığı kabul eden İngiliz Kralı,

33 o o

z

c > o >

Latin Amerika'da esen sol rüzgârın da

uyruğundaki halkları da Protestanlığa

etkisiyle ARENA'nın yüzde 48,7 oyuna

geçirir fakat İrlanda Katolik kalır. 16.

karşı, yüzde 51,3 oyla 2009 seçimin

yüzyılda Protestan İngiliz ve İskoçların

FMLN kazanır ve muhalif bir televiz­

Katolik İrlanda'ya yerleştirilmesi, Kato-

yon habercisi olan Mauricio Funes devlet başkanı olur. 2014 seçimini de

sömürgeciliğine karşı İrlanda halkının

70

komutanı olan Sánchez Cerén göre­

direnişinin zaman zaman "Katollk-Protestan mezhep çatışması" olarak gö­

70

vi Funes'ten devralır. 2009 yılından

rünmesinin arka planında bu gerçeklik

itibaren

yatar.

yine FMLN kazanır ve eski bir gerilla

FMLN'nin

iktidarda olduğu

lik-Protestan gerilimini başlatır. İngiliz

El Salvador'da yoksul halkı canından

1707yılında İngiltere ve İskoçya'nın

bezdiren devasa sorunlar henüz aşıla­

birleşmesiyle "Büyük Britanya Krallığı"

bilmiş değil.

o

N

> on O m n O

70


kurulur ve İrlanda bu krallığın sömür­

"Bir elimizde seçmen kartı, diğerinde

gesi haline gelir. İrlanda, 1798 yılında

silah!" olur. Slnn Feln'ln lideri Gerry

İngiltere egemenliğine karşı ayaklanır;

Adams, 1983'te milletvekili seçilerek

ayaklanma yenilgiyle sonuçlanır. İrlan­

İngiltere Parlamentosu'na girer.

£

dalIların bağımsızlık hayali tükenmez.

Dönemin

İngiltere

Başbakanı

1916 yılında İrlanda Cumhuriyet Or­

Margaret Thatcher, devletin

dusu (IRA) kurularak İngiliz sömürge­

görüşmesi

İçin

"silahların

IRA'yla susması"

DÜNYADAN MÜZAKERE SÜREÇLERİ ÖRNEKLERİ

ciliğine karşı silahlı mücadele başlatılır

ön koşulunu ortaya koyar. Bu yakla­

ve mücadelenin sonucunda 1922'de

şım müzakere sürecini zora soksa da

adanın güneyinde bağımsız "İrlanda

Thatcher'ın yerine 1990'da Başbakanlık

Cumhuriyeti" kurulur. Adanın kuzeyiy­

koltuğuna oturan John Major'un çatı­

se sömürgedllkzlndrlerlnden kurtula­

şan taraflarla görüşme çağrısı üzerine

maz, İngiltere yönetimine bağlı kalır.

IRA 1994'te ateşkes İlan eder. 1994 yılı,

1969 yılında kuzeydeki Katolik İr­ landalIlar tarafından "birleşik İrlanda" hedefiyle IRA yeniden kurulur. Adanın

bu nedenle barış sürecinin miladı ola­ rak kabul edilir. Muhafazakâr Partl'nln 18 yıllık İkti­

kuzeyinde yerleşik olan "İngiltere'yle

darının ardından İşçi Partlsi'nin 1997

birlik" yanlısı Protestanlar İçerisinden

seçimini kazanması ve Tony Blalr'ln

"Gönüllü Ulster Güçleri" adlı paramlll-

İngiltere Başbakanı olması, müzakere

ter grup ortaya çıkar. Katolik İrlanda­

sürecinin İvme kazanmasını sağlayan

lIlar ve IRA, Protestan İrlandalIlar, Gö­

önemli bir gelişme olur. Müzakerenin

nüllü Ulster Güçleri ve İngiliz güçlerine

başlaması İçin herhangi bir ön koşul

karşı kanlı bir çatışma sürecine girer.

öne sürmeyen Blalr, Slnn Feln'ln lideri

1970'li yıllarda silahlı saldırılarını art­

Gerry Adams'la başbakanlık konutun­

tıran IRA, İngiltere kentlerini de hedef

da görüşür. Taraflar, çözüm planlarını

alır. İngiltere devletiyle İrlanda Cum­

karşılıklı olarak masaya yatırır. "Silah­

huriyet Ordusu arasında 30 yıl süren

sızlanma" konusu karşılıklı uzlaşmanın

savaşta yaklaşık 3.600 İnsan yaşamını

sonrasına bırakılır. Her İki tarafın da

yitirir.

farklı kesimlerinin müzakere sürecine dâhil olabilmesini sağlamak amacıy­

Müzakere süreci İngiltere

devleti,

la müzakereler öncesi seçim barajının 1980'll

yıllar­

kaldırıldığı özel bir seçim yapılır; kadın

dan İtibaren IRA İle "gizil" temaslarda

koalisyonuna "pozitif ayrımcılık" uygu­

bulunur. 1981 yılı seçiminde Kuzey

lanır. Kanada ve ABD, "3. göz" olarak

İrlanda'dan bağımsız milletvekili ola­

müzakere sürecinde rol alır. 10 Nisan

rak İngiltere Parlamentosu'na giren

1998'de "Hayırlı Cuma Anlaşması" (Bel­

IRA tutsağı Bobby Sands, cezaevln-

fast Anlaşması) İmzalanır.

dekl açlık grevinde yaşamını yitirir. Sands'ln ölümünden sonra siyasal sü­ rece dâhil olmak üzere yasal parti Slnn Feln (Türkçesl: Biz Kendimiz) kurulur. Bağımsızlık mücadelesinin bu adımın­ dan sonra IRA yanlılarının yeni sloganı

Hayırlı Cuma Anlaşması sonucunda: • Kuzey İrlanda'ya özerklik hakkı tanınır. • IRA 2005 yılında silah bırakmaya


razı olurken, İngiltere IRA tutsaklarını serbest bırakır.

hedefiyle 1959 yılında Bask Vatanı ve Özgürlük (ETA) örgütü kurulur. Mark-

• Toplumsal kesimleri daha fazla temsil eden, demokratik ölçülere göre hesap verme özelliği olan, tarafsız

sIst-Lenlnlst çizgideki ETA, devlete kar­ şı silahlı mücadele yürütür. 36 yıl süren diktatörlük rejimi, 1975

davranan bir polis gücü kurma sözü

yılında Franko'nun ölümüyle birlikte

verilir.

yerini demokratikleşme sürecine bıra­

• İnsan haklarının korunması

kır. 1978 yılında yürürlüğü giren yeni

ve geliştirilmesine dair maddeler

anayasa, "çeşitli diller ve kültürleri ba­

anlaşmada yer alır.

rındıran ve bunlara saygı gösteren bir­

• 2007'de Kuzey İrlanda'da Katolikler ve Protestanlar arasında bir ortak hükümet kurulur.

leşik bir İspanya" İlkesine dayanır. Bir parantez açalım; Türkiye'deki "demok­ ratik özerklik" tartışmalarında "İspanya

• 2008 yılında IRA kendisini

örneği" çokça mercek altına alınır.

fesheder.

İspanya Anayasası'na göre İspanya

• Bu örneğimizde "sürece zarar

doğrudan seçimlerin yapıldığı ve ken­

verebileceği" gerekçesiyle Hakikat ve

di kendini yöneten 17 bölgeye ayrılır.

Uzlaşma Komisyonu oluşturulmaz.

Her bölgeye tanınan özerklik yetkileri birbirinden farklı düzeylerdedir. Bask

İSPANYA-BASK SORUNU

bölgesi, kendi dili ve hakları İle özel bir

İspanya'da cumhuriyet İlk kez 1873

statüye sahip olur.

yılında İlan edilir fakat kısa ömürlü

"1978 Anayasası'yla birlikte ortaya

olur. Uzun süren monarşlk düzenin ve

konan demokratik çerçevenin kâğıt

askeri diktatörlüklerin ardından, yük­

üzerinde

selen toplumsal muhalefetin basın­

özerkliğin tanıdığı hakları İhlal ettiği"

cıyla 1931 yılında seçim yapılır. 1931

gerekçesiyle ETA mücadelesini sürdü­

seçiminde

liberal

rür. Silahlı eylemler sürdürülürken di­

çıkması

ğer yandan da siyasal sürece dâhil ol­

sonucu bu dönemde 2. kez cumhuri­

mak üzere ETA'nın siyasi kanadı olarak

yet İlan edilir. 1936 seçiminden aynı

nitelenen yasal parti Batasuna kurulur.

güçler yine başarıyla çıkar, sosyalistler

2003 yılında devlet tarafından Batasu­

gücünü daha da arttırır.

na kapatılır.

sosyalistlerin

cumhuriyetçilerin

ve

başarıyla

kaldığı,

merkezi

İktidarın

Monarşi yanlısı milliyetçiler ve or­ dunun saldırılarıyla 1936 yılında baş­ layan İç savaş 1939 yılına kadar sürer.

Müzakere sürecinin ardından... Öncelikle

İspanya

örneğinin

şu

Solun yenilgisiyle sonuçlanan İspanya

yönüne dikkat çekmeliyiz; bu örne­

İç Savaşı'nın ardından General Franko

ğimizde demokratikleşme ve çözüm

devlet başkanı olur. Franko diktatörlü­

adımları, çatışan tarafların müzakere­

ğü döneminde Bask kimliği İnkâr edi­

leri sonucu atılmaz. 1978 yılında dik­

lir, Bask dili yasaklanır.

tatörlük rejiminin yıkılmasıyla birlikte

'Ispanya'nın kuzeyinden Fransa'nın

kabul edilen yeni anayasa, sahip ol­

güney batısına uzanan Bask bölgesin­

duğu demokratik İçerikle, çok kimlikli

de bağımsız bir devlet oluşturulması"

İspanya'da var olan kimliklerin karşı


karşıya kaldıkları ayrımcı uygulamala­

sl, Büyük Kolombiya'nın kurulmasıyla

rın ortadan kalkacağı zemini yaratır.

gerçeklik kazansa da İç çatışmalar so­

Altını çizdiğimiz bu duruma karşın kuşkusuz İspanya'da da müzakere sü­

nucu birlik kısa süre İçerisinde dağılır. 2. Dünya Savaşı sonrasında ABD

reci yaşanır ve bu sürecin politik orta­

emperyalizminin

ma önemli yansımaları olur. 1989 yılın­

şir; Kolombiya, ABD'nln borç batağına

dan İtibaren ETA defalarca tek taraflı

çekilen ülkeler arasına girer. ABD'de

hegemonyası

geli­

ateşkes İlan eder, devletle müzakere­

satılan kokainin büyük kısmı, Kolombi­

ler yürütür. 2010 yılında ETA, "bundan

ya ekonomisinde önemli bir yer tutan

böyle demokratik yollarla mücadele

koka bitkisinden elde edilir.

edeceğini ve silahlı mücadeleyi bırak­

Kolombiya asırlarca süren sömür­

tığını" açıklar. 2011 yılı Ocak ayında

gecilik zincirlerinden kurtulsa da ül­

ETA kalıcı ateşkes İlan eder ve 2011 yılı

kede azınlık durumunda olan İspanyol

Ekim ayında silah bırakır.

kökenli beyazlar Kolombiya ekonomi­ sinde suyun başını tutar. Kolombiya,

KOLOMBİYA BARIŞ SÜRECİ Kolombiya barış süreci, örnekleri­ miz İçerisinde en güncel olanı. Halen

gelir dağılımı adaletsizliğinde dünyada önde gelen ülkeler arasında yer alır. Ülkede

derinleşen

yoksulluğa,

nefes nefese devam eden müzakere

adaletsizliğe ve

sürecinde henüz son aşamasına gelin­

muhalefeti güçlenir. 1930 yılında ku­

mese de önemli bir mesafe kat edildi­

rulan

ğini söyleyebiliriz.

giderek etkinliğini arttırır. 1960'lı yıl­

Amerika kıtasında İspanya sömür­ geciliğinin

yayılma

alanı

baskıya

Kolombiya

karşı

Komünist

halk Partisi

ların başlarında Kolombiya Komünist

İçerisinde

Partlsl'nden ayrılan bir grup tarafın­

yer alan ülkelerin tarihlerinde oldukça

dan Kolombiya Devrimci Silahlı Güç­

benzer yanlar var. Kolombiya da bu

leri (FARC) İsimli gerilla örgütü kurulur.

ülkelerden biri. Sömürge dönemi 16.

Markslst-Lenlnlst çizgide hareket eden

yüzyıl başlarında başlar ve yaklaşık

örgüt, demokratik halk İktidarını he­

300 yıl sürer.

defler ve yoksul köylülüğe dayanır. Za­

1808

yılında

Napolyon'un

man İçerisinde gücünü büyüten FARC,

İspanya'yı işgal ettiği süreçte Amerika Kıtası'ndakl İspanyol sömürgelerinde

Kolombiya'nın önemli bir kısmını kont­ rolü altına alır.

bağımsızlık mücadeleleri başlar. Kıta

50 yılın üzerinde süren İç savaşta

ülkelerindeki bağımsızlık mücadele­

yaklaşık 220 bin kişi yaşamını yitirir.

lerinin sembol İsmi Simón Bolívar ön­

2012 yılı Ağustos ayında devlet ve

derliğinde gelişen bağımsızlıksavaşla-

FARC arasında günümüze kadar süre­

rı sonucu 1821 'de Kolombiya, Ekvador,

gelen müzakere süreci başlar.

Peru, Panama ve Venezüella'yı İçine alan "Büyük Kolombiya" adlı federatif

Müzakere süreci

yapı kurulur ve Bolívar, "El Libertador"

Kolombiya devletiyle FARC arasın­

(Kurtarıcı) unvanıyla cumhurbaşkan­

daki İlk görüşmeler, 1982-1986 dö­

lığına getirilir. Bollvar'ın hedeflediği

neminde yapılır. Sonuç alınamayan

"Güney Amerika'nın birliği" düşünce-

bu İlk müzakere adımının ardından


1990-1994 döneminde tekrar başlatı­

Devletin

Havana'ya

gönderdiği

heyetlerinde

-belirleyici

lan görüşmeler yine başarısızlıkla so­

müzakere

nuçlanır. 1998-2002 döneminde tekrar

pozisyonda olmamakla birlikte- ordu

yürütülen görüşmelerden de sonuç

mensupları da yer alır. Başta her iki ta­

alınamaz. Nihayet 2012 Ağustos'unda

raftan savaş mağdurları olmak üzere,

başlayan müzakereler halen devam

sivil halkın çeşitli kesimlerinin nabzı

ediyor ve şu ana kadar diğer adımlar­

müzakere sürecine yansıtılabilir.

la kıyaslandığında somut ilerlemeler sağlanabiliyor.

2012'de başlayan müzakereler... Öncelikle taraflar, müzakere edile­ cek şu başlıkları belirler:

Anlaşmaya varılan müzakere başlıkları: Toprak reformu: Mayıs 2013'te va­ rılan ve barış sürecinin ilk başarısı olan anlaşmaya

göre,

devlet

tarafından

• Toprak reformu

topraksız köylülere işleyecekleri top­

• Silah bırakma

raklar verilecek. Savaş boyunca FARC

• Silah bırakan gerillanın siyasal sü­

ve paramiliter grupların el koyduğu

reçlere katılımı • Uyuşturucu üretimi ve ticaretinin durdurulması • Mağdurların hakikat ve adalet bek­ lentisinin karşılanması • Barış anlaşmasının uygulanması

topraklar, yoksul köylülere dağıtılacak.

Silah bırakan gerillanın siyasal süreçlere katılımı: 2013 yılı Kasım ayında, "FARC gerillalarının silah bırak­ maları karşılığında siyasi sürece dâhil olmalarının

sağlanması" konusunda

Müzakereler boyunca fiili bir çatış-

uzlaşıldı. Gerilla liderlerinin üzerinde

masızlık durumu sağlansa da taraflar

en çok durduğu konu, seçimlere ka­

resmi ateşkes ilanında bulunmaz. Za­

tılmak isteyenlerin

man zaman yaşanan çatışmalar müza­

üyeleri 1980'li yılların ikinci yarısındaki

kerelerin sürmesine engel oluşturmaz

görece sakin ortamda siyasete girmek

(2013 yılında "ayda 182 çatışma" ya­

istemiş, ancak 1990 meclis seçimlerin­

şandığı belirtiliyor!). Kolombiya örne­

de aday olan FARC sempatizanlarının 3

güvenliği!

FARC

ğimizde de müzakere sürecine"3. göz"

bine yakını, paramiliter gruplar tarafın­

olarak çok sayıda ülke de dâhil olur.

dan katledilmişti.

Görüşmelerin başladığı Norveç ve de­ vam ettiği Küba resmen arabuluculuk

Uyuşturucu üretimi ve ticaretinin durdurulması: 2014 Mayıs'ında, uyuş­

yaparken, Şili ve Venezüella da görüş­

turucu ticaretinin tamamen bırakılaca­

melere temsilci gönderir.

ğı FARC tarafından açıklandı. Devletin,

Büyük toprak sahiplerinin ve on­

"koka üretmesine izin verilmeyen köy­

larla ilişki içerisindeki paramiliter çe­

lülerin uğradığı maddi zararı tazmin

telerin temsilcisi eski başkan Uribe'nin

etmesi"konusunda uzlaşıldı.

süreci sabote edecek provokasyonları­ na, ordu içerisindeki çeşitli unsurların

Silah bırakma:

FARC, nihai barış

anlaşması imzalandıktan sonra 60 gün

direncine rağmen, müzakere sürecini

içinde silah bırakacak. Silahlar, devlete

geliştirme konusunda taraflar kararlı

değil, Birleşmiş Milletler temsilcilerine

davranır.

veya yabancı gözlemcilere teslim edi-


g

lecek.

bırakacaktı. Fakat anlaşma, hükümetin

Mağdurların hakikat ve ada­ let beklentisinin karşılanması: 23

bazı konulardaki dayatmaları nedeniy­

Eylül'de varılan anlaşmayla, güvenlik güçleri ve gerillaların af ve yargılanma

Sorun yaşanan konuların başında "silah bırakma" ve "FARC gerillaları­

koşulları belirlendi. Ağır insan hakla­

nın toplumsal hayata katılımı" geliyor.

rı ihlalleri (insanlık suçları, soykırım,

Devlet,

savaş suçları, fidye amaçlı kaçırma, iş­

hemen ardından gerillaların silah bı­

le düşünülen tarihte imzalanmadı.

anlaşmanın

imzalanmasının

DÜNYADAN MÜZAKERE SÜREÇLERİ ÖRNEKLERİ

kence, zorla yerinden etme, zorla kay­

rakmasını isterken, FARC bunun ger­

betme, yargısız infaz ve cinsel şiddet)

çekleşmesi için öncelikle gerekli yasal

af kapsamının dışında tutulacak. Bu

düzenlemelerin sağlanması gerektiği­

suçlara karışmış asker ve FARC üyele­ rini yargılamak için özel mahkemeler

ni savunuyor.

kurulacak ve sanıklar, suçlarını tam ve

lalar için oluşturulacak yaşam alanları"

Diğer konu, "silah bırakacak geril­

dürüst olarak itiraf etmek koşuluyla

meselesi. Devlet bu alanların az sayıda

5 8 yıl arası hapis cezasıyla yargılana

olmasını ve nüfusu az olan sınır bölge

cak. Suçunu tam olarak itiraf etmeyen

lerinde oluşturulmalarını istiyor. FARC,

sanıklar ise suçlu bulundukları takdir­

yaşam alanlarının sayısının daha fazla

de 20 yıla kadar hapis cezası alacak.

olmasını ve gerillaların sivil halkla ko­

Müzakere sürecinde bugün gelinen nokta...

etkileşimde bulunabileceği konumda

5 maddede anlaşma sağlandı fakat "barış anlaşmasının uygulanmasını

tin, müzakere ortamında tartışmadan

içeren 6. müzakere başlığı henüz tar­

diği bu kararı FARC,"alanların bu haliy­

tışılmayı bekliyor. Her şey planlandığı

le açık cezaevleri olacağı" eleştirisiyle

gibi gitseydi nihai barış anlaşmasının 2016 yılı Martı'nda imzalanması bekle

karşılıyor. Uzlaşma sağlanamayan bir diğer

niyordu. Nihai anlaşma imzalandıktan

konu da devletin "anlaşmanın referan­

sonra gerillalar 60 gün içerisinde silah

duma sunulmasTkararı. Devletin oldu-

layca temas kurabileceği, her konuda olması gerektiğini savunuyor. Devle­ Meclis'ten geçirerek oldubittiye getir


bittiye getirmeye çalıştığı bu karar da

yaz nüfus burjuvaziyi, içlerinden küçük

müzakere masasında alınmadı. Refe­

bir kesimi dışında yerli siyah halk İşçi

randumdan "hayır" çıkması durumun­

sınıfını oluşturur." Apartheid rejimi, işçi

da onca emekle yürütülen müzakere

sınıfına karşı burjuvazinin sınıf ege­

sürecinin boşa düşme riski var. FARC,

menliğini pekiştirmesine hizmet eder.

anlaşmanın anayasal zemininin oluş­

Beyaz burjuvazinin bu sınıf politikaları,

turulması İçin Ulusal Kurucu Meclis

etkin sınıf örgütlerinin önderlik ettiği

kurulması ve halkın, temsilcileri aracı­

güçlü bir İşçi sınıfı hareketiyle karşılık

lığıyla bu sürece dâhil olması gerekti­

bulur. 1946 Ağustos'unda 76 bin ma­

ğini savunuyor.

den İşçisi greve çıkar; polisin saldırısı

Yazımızı kaleme aldığımız sırada taraflar, sorun yaşadıkları konuların Ni­ san ayında Havana'da masaya getirile­ ceğini belirtti.

sonucu 12 madenci yaşamını yitirir, grev yenilgiyle son bulur. 1948 yılında beyazların temsilcisi Milliyetçi Partl'nln İktidara gelişiyle bir­ likte apartheid rejimi yaşamın her ala­

GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ BARIŞ SÜRECİ Siyahî yeril halkın, azınlık beyazlar

nında giderek derinleşir. 1912 yılında kurulan Afrika Ulusal Kongresi (ANC), ırkçılığın tırmandığı 1950'lerde hızla

tarafından derin ırk ayrımına dayalı

büyür. Apartheid rejimine karşı müca­

uygulamalara tabi tutulduğu bir ör­

deleyi temel alan ANC'de ana gövdeyi

neğimiz bu. Güney Afrika Cumhuriye­

oluşturan işçi sınıfının yanı sıra farklı

ti deneyimi aynı zamanda Türkiye'de

sınıfsal kesimler de yer alır.

yaşanan süreçle de İlginç benzerlikler taşıyor.

diğer örgütlerinin ortak imzasıyla Öz­

Bölge, 17. yüzyılın ortalarından iti­ baren Hollanda, 18. yüzyıl sonlarından itibaren de İngiltere tarafından sömür­ geleştirilir.

1955'te ANC'yle birlikte ezilenlerin

1910 yılında

İngiltere'ye

gürlük Bildirgesi yayınlanır. Bildirge­ den bazı maddeler: • Güney Afrika, üzerinde yaşayan, siyah ya da beyaz herkese aittir.

bağlı sömürge bölgelerinin birleşti­

• Halk yönetecek.

rilmesiyle yine İngiliz hâkimiyetinde

• Bütün ulusal gruplar eşit haklara

olan "Güney Afrika Birliği" oluşturulur. Birlik, 1931 yılında İngiltere'den ba­ ğımsızlığını İlan eder.

sahip olacak. • Halk, ülkenin servetini paylaşacak; toprağın altındaki maden zenginlikle­ ri, bankalar ve tekeller halka devredile­

Apartheid dönemi 1913 yılındaki yasal düzenlemeyle

cek, kamulaştrılacak. 1960 yılında ANC'nln de yasadışı

arazilerin büyük kısmının azınlıktaki

İlan edildiği yoğun baskı dönemin­

beyazlara tahsis edilmesi, ırk ayrımcı­

de ANC'nin askeri kanadı Umkhonto

lığının temellerinden birisini oluşturur.

we Sizvve (Ulusun Mızrağı) kurulur ve

Afrika dilinde "apartheid" adı verilen

silahlı mücadele süreci başlar. 1962

ırk ayrımcı uygulamalar, kapitalizmin

yılında yakalanan Mandela, 1964'te

hızlı geliştiği ülkede aynı zamanda sı­

ömür boyu hapis cezasına çarptırılır.

nıfsal bölünmeye de karşılık gelir: "Be­

1961 yılında Güney Afrika Cumhuri­


yeti adını alan ülkede 1970'li ve 1980'li

Bugün...

yıllarla birlikte apartheid politikalarına

Güney Afrikalı şairDennis Brutus'un

karşı güçlü direnişler ve silahlı eylem­

sözleri bugüne dair yaşanan hayal kı­

ler artarak devam eder.

rıklığını özetler: "İnsanların hayatlarını

Direnişin yaygınlaşmasının yanı sıra

kurban ettiği şey bu mu? Eğer biz ka­

uluslararası konjonktürün de etkisiyle

zanmışsak, bu kaybetmiş olması gere­

ırkçı çizgi etkinliğini kaybeder. M an­

kenler nasıl oluyor da hiçbir şey kay­

dela bir adadaki hapishanede 18 yıl

betmemişler gibi görünüyorlar..."

tutulduktan sonra 1982'de başka bir

Bugün

Güney

Afrika

hapishaneye nakledilir. 1980'li yıllarda

Cumhuriyeti'nde halen ANC iktidar­

devletle Mandela arasında cezaevin­

dadır. Fakat ANC'nin iktidarında siyahi

de müzakere süreci başlar. Direniş/

çoğunluk mutlu değildir. Siyahların

müzakere süreci sonucunda 1990'da

İçerisinden yalnızca beyaz burjuvazi­

siyahi direniş kazanır, Mandela serbest

nin sınıfsal egemenlik katına dâhil olan

bırakılır ve apartheid dönemi kapanır.

küçük bir azınlık gelinen aşamadan

1994 seçiminde siyahi direnişin örgü­

memnundur.

tü Afrika Ulusal Kongresi yüzde 62 oy

Liderleri

Mandela'nın

da

yoğun

alır ve Mandela devlet başkanı olur.

emeğiyle neoliberalizmin talan alanı

Müzakere süreci

derinleşir. Yaygın İşçi direnişleri yine

haline gelen ülkede sınıfsal uçurum 1980'li yılların ortalarından itibaren

korkunç bir devlet şiddetiyle karşı kar­

devletle Mandela arasında cezaevinde

şıya kalır. Tek fark, siyah işçilere kurşun

başlatılan görüşmeler, müzakere süre­

sıkanlar bu kez siyah polislerdir. Ülke­

cinin miladı olarak kabul edilir.

de ayrıca "yabancı düşmanlığı" da ge­

Müzakere sürecinde Mandela kapi­

lişir; ırk ayrımcılığına direnen siyahlar,

talizm karşıtı yönlerini yumuşatmaya

bugün ülkelerine çalışmak için gelen

başlar. Bir parantez açalım; aynı M an­

göçmen siyah İşçilere saldırmaktadır.

dela, müzakere sonrasının yeni Güney Afrika Cumhuriyeti'nin neoliberalleşme sürecine entegrasyonu için yoğun mesai harcayacaktır.

SRİ LANKA-TAMİL SORUNU Bu örneğimizi, Erdoğan'ın müzake­ re masasını devirip Kürt halkına yönelik

2 Şubat 1990'da Devlet Başkanı

savaşı tırmandırdığı momentte alevle­

Frederik W. De Klerk, ANC'nin siyaset

nen "Sri Lanka modeli" tartışmalarının

yasağını kaldırır ve af ilan edilir. Devle­

anlaşılırlığına katkı sunması İçin seçtik.

tin attığı adımlara karşılık olarak ANC,

Sri Lanka sürecinin yazımızın son örne­

"silahlı

aldığını"

ği olması İtibarıyla,Türkiye'deki sürecin

açıklar. 11 Şubat 1990'da Mandela, 27

de bu örnekteki gibi sonlanacağına

yıl sonra özgürlüğüne kavuşur. Apart­

dair bir çağrışım yaratması olasılığına

mücadeleyi

askıya

heid rejimine son verecek anayasal ve

karşı burada bir not düşmemiz gereki­

yasal düzenlemeler gerçekleşir. 1994

yor. Kuşkusuz Sri Lanka örneğinden de

seçiminde yüzde 62 oyla Mandela

alınacak dersler vardır. Fakat bir kıyas­

devlet başkanlığına seçilir.

lama yapıldığında Türkiye'deki sürecin Sri Lanka benzeri bir noktaya taşınabil-


me koşulları yoktur. Savaş cephesinin niyeti ne olursa olsun durum böyledir.

taneleri, vergi daireleri, okulları vb. ku­ rulularıyla kendi yaşamlarını İnşa eder.

Şimdi örneğimizi açabiliriz.

Tamlllerle devlet arasında 30 yıl süren

1505 yılında Portekizlilerin, 1657yı­

savaşta yaklaşık 100 bin İnsan yaşamı­

lında HollandalIların İşgaline uğrayan

nı yitirir.

Sri Lanka, 1815'ten sonra İngiltere'nin sömürgesi

haline

gelir.

2.

Dünya

Savaşı'nın ardından 1948 yılında Hin­

Müzakere süreci Müzakerelerde İlk adım 1987 yı­

distan ve Pakistan'la birlikte bağımsız­

lında atılır, karşılıklı ateşkes İlan edilir.

lığını kazanır.

Ateşkesi denetlemek amacıyla devle­

Hindistan'ın hemen güneyinde yer

tin onayını alarak 10 bin askerini adaya

alan bu ada ülkesinde yaşayan İki etnik

gönderen

Hindistan'ın

arabuluculu­

topluluktan Slnhalller nüfusun yüzde

ğuyla 1987'de barış anlaşması İmzala­

74'ünü,Tamlller yüzde 18'lnl oluşturur.

nır fakat anlaşma kısa sürede bozulur.

Tamlllerln bir kısmı da Hindistan'ın gü­

1991 yılı Mayıs ayında Hindistan

ney ucundaki Tamll Nadu eyaletinde

Başbakanı Rajlv Gandl Tamll Kaplan­

yaşar.

ları üyeleri tarafından gerçekleştirilen

Sri Lanka'da çoğunluk Sinhalilere

İntihar eylemiyle öldürülür. Bu saldırı,

dayalı hükümetler, ırkçı-ayrımcı uygu­

Tamll Kaplanları'nı uluslararası plat­

lamalar ve yasalarla Tamlllerl doğal va­

formda zorlayan gelişmelere yol açar.

tandaşlık haklarından mahrum bırakır.

1995 yılında dönemin devlet baş­

1970yılında çıkarılanTamil gençlerinin

kanı tarafından kapsamlı bir çözüm

üniversiteye girişini engelleyen yasa,

planını İçeren yasa tasarısı meclisin

bardağı taşıran damlalardan biri olur,

onayına sunulur. Sri Lanka'da federal

ayrımcılığa karşı Tamll direnişi gelişir.

bir yapı tarif eden yasa tasarısına göre

Çoğunluğun konuştuğu Slnhallcenln

Tamlllere"özerklik" hakkı tanınır, kuzey

ülkenin resmi dili olarak kabul edilme­

ve kuzeydoğudaki 8 eyaletin yönetimi

si ve Budizm'in devletin öncelikli dini

Tamlllere verilir. Milliyetçi muhalefetin

İlan edilmesi, ağırlıkla Hindu ve Hıris­

öne sürdüğü "yasa geçerse bölünürüz"

tiyan olanTamlIlerln direnişini daha da

gerekçesiyle geliştirdiği şiddetli muha­

tırmandıran zemini yaratır.

lefet üzerine yasa onaylanmaz.

Tamll Elam Kurtuluş Kaplanları (kı­

2001 yılındaki 11 Eylül saldırısı son­

saca Tamll Kaplanları), Sri Lanka'da

rası oluşan dünya tablosunda Tamll

Tamlllerln yaşadığı bölgede bağımsız

direnişi zorlanmaya başlar ve gide­

"Tamll Elam Devleti" kurma hedefiy­

rek yalnızlaşır. 11 Eylül'ün ardından

le 1976 yılında kurulur. Örgüt zaman

geliştirilen

İçerisinde binlerce savaşçının yanı sıra

konseptlnde ABD ve İngiltere Tamll

"teröre

karşı

mücadele"

küçük çapta savaş gemilerine, hatta

Kaplanları'nı terör örgütleri listesine

küçük saldırı uçaklarına sahip bir güce

dâhil eder. Ülkedeki ekonomik krizi

kavuşur. Ülke dışındaki Tamlller de bu­

daha da derinleştiren uzun süreli savaş

lundukları yerlerde örgütlenir, müca­

sonucu taraflarda "savaş yorgunluğu"

deleye dâhil olur. Tamlller, Sri Lanka'da

belirtileri ortaya çıkar. Bu süreçte ör­

tuttukları alanlarda, mahkemeleri, has­

güt, "bağımsızlık" hedefinden "özerk­


lik" hedefine geçer ve 2001'de tek

ber ve fotoğraflar, savaş bölgesinde ve

taraflı ateşkes ilan eder. Aynı yıl ger­

cephe gerisinde sivilleri de hedef alan

çekleşen seçimle iktidara gelen hükü­

büyük bir insanlıksuçu işlendiğini bel­

met çözüme dair bir irade ortaya koyar

geler.

ve ateşkes ilan eder. "3. göz" Norveç'in

Tamil Kaplanları yenilir, Tamil soru­

arabuluculuğunda 2002 yılında süre­

nu tüm yakıcılığıyla varlığını korumaya

siz ateşkes anlaşması imzalanır. Hükü­

devam eder...

metin bu kararı, "karşılıklı ateşkesten önce örgütün silahsızlandırılması ge­ rektiğini" savunan Cumhurbaşkam'nın

MÜZAKERE SÜREÇLERİNİN ORTAK NOKTALARI

sert muhalefetiyle karşılaşır ve bu an­ laşmazlığın süreci krize sokması sonu­ cu Norveç arabuluculuktan çekilir. Git

gelli

gelişmelerin

ardından

1. İlk adımların gizli atılması Müzakere süreçlerinin tamamında taraflar arasında ilk temaslar gizli ku­

kalıcı barışın sağlanması için Tamil

ruluyor. Görüşmeler belli bir olgunluk

Kaplanları 2003 Kasım'ında "özerklik"

seviyesine geldiğinde resmileştirilerek

temelindeki çözüm planını açıklar. Ta-

kamuoyuna açılıyor.

millerin önerisi hükümet tarafından

Doğal olarak mücadele yürüten ta­

reddedilir ve çatışmalar tekrar şiddet­

raf, mevcut yasalara göre yasadışı bir

lenir. Kasım 2005 seçimini sertlik yanlı­

zeminde duruyor ve suç işliyor. Dola­

larının kazanmasıyla çözümsüzlük de­

yısıyla yasadışı zeminde bir yapıyı mu­

rinleşir. 2006 yılı Temmuz'unda bir kez

hatap alan devlet de suç işlemiş oluyor.

daha Cenevre'de müzakere masasına

Mevcut yasal çerçevede ve toplumsal

oturulsa da bu girişim başarısız olur.

algıda durumun adı bu. Çatışmaya neden olan sorunu or­

"Sri Lanka modeli"ne doğru...

tadan kaldıracak ya da en azından

2007 yılında Sri Lanka ordusu Ta­

hafifletecek yeni bir yasal çerçevenin

mil Kaplanları'na karşı kapsamlı bir

toplumun ağırlıklı kesimi tarafından

askeri operasyon başlatır ve 2009 yı­

onaylanacağı politik, psikolojik iklim

lında örgütün merkezinin bulunduğu

doğduğunda ancak müzakere süreci

kent, ordu tarafından düşürülür. Tamil

kamuoyuna açık yürütülmeye başlı­

Kaplanlarının ateşkes çağrılarına yanıt

yor. Kısacası, tarafların kamuoylarının

gelmez, ordunun ilerleyişi sürer, kor­

önemli bir kesimi"bu sorun çatışmayla

kunç yıkım devam eder.

çözülemiyor" diyecek noktaya gelme­ den, görüşmeler resmileştirilmiyor.

Birleşmiş Milletler verilerine göre katliamda en az 20 bin kişi yaşamını

2. "Silahsızlandırılma" ön koşulu

yitirir, yüz binlerce Tamil köyü, evleri

"Hak talebinde bulunan tarafın si­

ve bahçeleri yakılıp yıkılır. Devlet, kat­

lahsızlandırılması" konusunun devlet­

liam boyunca uluslararası gözlemcile­

ler tarafından müzakerenin ön koşulu

rin, gazetecilerin ve yardım kuruluşu

olarak sunulması, süreci tıkayan bir

elemanlarının bölgeye girmesine izin

faktör. Böylesi bir dayatma, sürecin ölü

vermez. Uluslararası basına sızan ha­

doğmasına neden oluyor. Süreçte iler­


leme kaydedilen tüm örneklerde böy­

yetleri, kararlılıkları ve yol haritaları

le bir ön koşul dayatması bulunmuyor.

varsa, somut adımlar da beraberinde

Çözüm İradesi ortaya koyan dev­

gelebiliyor. Çözüm sürecine karşılıklı

letler, çatışmaya neden olan sorundan

güven ve tarafların sürece dair kararlı­

dolayı karşısındaki tarafın eline silah

lığı, atılacak karşılıklı somut adımlarla

aldığını, sorunun çözümüne dair so­

pekişiyor. Hiçbir çözüm süreci tek ta­

mut adımlar atılmadığı müddetçe de o

raflı gelişmiyor.

silahın bırakılmayacağını İyi biliyor. Bu basit gerçeğin anlaşılmayacak bir tara­

6. Taleplerde esneme

fı da yok. Buna rağmen ön koşul olarak

Taraflar, mücadelelerinin nihai he­

"silahsızlanma"dayatılıyorsa, bu yakla­

definden daha "geri" noktalarda uzlaş­

şımda bulunan tarafın sorunu çözme

ma sağlıyor. Bir tarafın dediği olacak­

niyeti taşımadığı anlaşılmalıdır.

sa müzakere masasına neden gerek duyulsun? Masa kurulduysa, bir orta

3. "Tarafsız gözlemci heyet" ya da "3. göz"

noktada buluşma durumu kabul edil­ miş oluyor. Örneklerimizdeki kimlik

Çatışmanın yaşandığı ülke Içlnden-

temelinde gelişen hareketler, "bağım­

dışından tarafsız kişi ve kuruluşların

sızlık" İçin yola çıksalar da "özerkllk"te

müzakere sürecinde "arabulucu" ya da

uzlaşıyor.

"gözlemci" olarak yer alması, sürecin İlerlemesi açısından gerek şart ama el­

7. Görüşmeler-çatışmalar iç içe

bette yeter şart değil. Tarafsız heyetin

Tüm örneklerde bir taraftan mü­

süreçte rol almasına karşın diğer şart­

zakereler sürerken, diğer taraftan ça­

ların sağlanmaması nedeniyle yeniden

tışmalar da yaşanıyor. Hatta çözümün

çatışmalı ortama dönülme durumları,

eşiğine gelindiği düşünülürken tekrar

örneklerimizde çokça görülüyor.

şiddetli çatışma ortamına dönülebl-

4. Karşılıklı plan

oturmak İstiyor ve görüşmeler sürer­

llyor. Taraflar, masaya eli daha güçlü Müzakere sürecinde yol alınabilme­ si İçin, tarafların "çözüme dalr"yol hari­

ken bu niyetle karşısındaki gücü zorla­ maya devam ediyor.

talarının olması gerekiyor. Masada, bu yol haritaları müzakere ediliyor ve sü­ recin ortakyol haritasına dönüştürülü­

8. Ortak irade Çatışan taraflar kendi İçlerinde fark­

yor. Yinelenen genel geçer sözlerden

lı toplumsal kesimleri ve dolayısıyla

ve vaatlerden öteye atılacak somut

farklı sesleri barındırıyor. Sürecin sağ­

adımları İçeren bir yol haritasını masa­

lıklı İlerleyebilmesi İçin, çatışan tarafla­

ya getirmemek, çözüm niyeti taşınma­

rın her birinin kendi cephesinde ortak

dığı anlamına geliyor.

İrade oluşturabilmesi gerekiyor. Süre­ ce İkna olmayan güçler süreci provoke

5. Karşılıklı somut adım Süreç,

ancak

tarafların

edebiliyor, çıkmaza sokabiliyor. karşılıklı

olarak somut adımlar atmasıyla İler­ leyebiliyor. Tarafların çözüme dair ni­

9. Barışın toplumsallaştırılması Sürecin sağlıklı İlerleyebilmesi İçin


tarafların kamuoylarının barışa ikna

müzakere süreçlerinin mevcut dünya

olmaları çok önemli. Kapalı kapılar

tablosuyla bağı nedir? Müzakere sü­

arkasında yürütülen görüşmelerle ba­

reçlerinin sonunda İmzalanan barış an­

rışın toplumsallaştırabilmesi olanak­

laşmaları, çatışma durumunu yaratan

sız. Müzakere süreci resmileştiğinde,

sorunu ortadan kaldırıyor mu?

kamuoyuna açık yürütülmeye başlan­ dığında, toplumun tüm kesimlerinin nabızlarının sürece yansıtılabllmeslnl

1. Yen işememe Slnn Feln lideri Gerry Adams:

sağlayacak mekanizmaların yaratılma­

"Askeri bir kördüğüm vardı, yani ne

sı gerekiyor. Kuzey İrlanda'da yaşanan

IRA İnglllzordusunu ne de İngiliz ordu­

süreç, bu anlamda önemli bir deneyim

su IRA'yı yenebiliyordu... Savaş sonsuza

barındırıyor.

kadar sürebilirdi..."

10. Hakikatlerin araştırılması

ları örgütü CALDH'ın kurucusu Frank

Guatemala'nın en büyük İnsan hak­ Çatışma sürecinin derin yaralarını

William La Rue:

taşıyan savaş mağdurlarının hassasi­

"Devlet, askeri olarak savaşı kazanı­

yetlerinin sürece yansıtılabilmesi ve

yor ama politik olarak kazanamıyordu.

çözüm adına atılacak adımlara onların

Hem ülke içinde hem de ülke dışında

güven

duymalarının sağlanabilmesi

desteğini yitirmişti, izole edilmişti. Bu

İçin, hakikatlerin açığa çıkartılması ve

durum hem ekonomiyi hem de ulusla­

İnsanlığa karşı İşlenmiş suçların ce­

rarası ilişkileri etkiliyordu. Ayrıca askeri

zalandırılması

Toplumsal

olarak yense de gerillaları bitiremiyor-

belleklerde ve ruhlarda yeni bir sayfa

du. Gerillalar yıllarca savaşmaya ha­

açılabilmesi İçin bu bir zorunluluk. Ör­

zırdı. Böyle bir durumda savaşın sonu

neğin, savaş sürecinde tüm İnsanlığın

olmadığını gördüler..."

gerekiyor.

gözleri önünde bir bodrum katında

Tüm örneklerimizden gördüğümüz

yakılan silahsız evladının derin acısını

üzere savaşan tarafların müzakereye

taşıyan bir anneyi, bu İnsanlık suçunu

ikna olması, "yenişememe" durumu­

İşleyenin cezalandırılacağını ona ga­

nun bir sonucu. Gerry Adams'ın dile

ranti etmeden barışa nasıl İkna edebi­

getirdiği "savaş sonsuza kadar sürebi­

lirsiniz?

lirdi" duygusu, "mevcut güçler denge­ sinde sonuç alınamayan bir mücadele

NEDEN MÜZAKERE MASASI? Tekil bir örnek olmaktan ziyade çatışmalı alanların genelinde yaşanan

yönteminde ısrarın kendilerine kay­ bettirdiği"

düşüncesini

beraberinde

getiriyor. Bu düşünce, "sonuç alına­

yakın siyasi tarihe özgü bu durumun

mayan yöntemi askıya alma" kararıyla

nedenleri konusunda sonuçlar çıkart­

tarafları

maya çalışacağız.

yerine barışçıl yolları tercih etme yö­

masaya oturtuyor. Çatışma

Evet, neden çatışan taraflar çatışma

nelişine liberallerimiz ne kadar "ulvi"

sürecinin bir aşamasında çatışmayı

anlamlar yüklerse yüklesin, meselenin

sonlandırıp müzakere aşamasına geç­

gözden kaçırılmaması gereken özü bu.

me gereği duyuyor? Dünya genelinde

Savaş alanında taraflardan birinin

böyle bir durum yaşandığına göre,

diğerine üstün gelebilme şansının ol­


duğu bir durumda müzakere masası­

en azından bir süre "savaş dışındaki

na neden gelinsin? Karşı tarafı devirip

yollardan kazanımları koruma ve ge­

stratejik hedeflere varabilecek ortamı

liştirme şansını deneme"gereksinimini

yaratmak yerine, karşı tarafla masaya

ortaya çıkartıyor. Müzakere süreçleri,

oturup stratejik hedefin gerisinde bir

bir anlamda bu zorunlu nefes alma dö­

ara çözüm üzerinde neden uzlaşma

nemlerinin de adı oluyor.

yolu aransın?

2. Uzun süreli ikili iktidar ve müzakere

4. Devrimci stratejiye sahip bir özne açısından barış, zafer anlamına gelmiyor

1990'larda sosyalist kutbun çökü­

Müzakere ve barış, taraflar açısın­

şüyle birlikte güçler dengesinde yeni

dan stratejik bir sonuç değil; güçler

bir durum ortaya çıkıyor. Sosyalizm-

dengesinde yenişememe durumunun

kapltallzm dengesinin kapitalizm le­

getirdiği taktiksel bir ara dönem. Ege­

hine ortadan kalktığı bu yeni dünya

men sınıfın devletiyle halk hareketi­

tablosunda

halk İktidarları,

nin önderliği arasında barış anlaşması

gelişen

burjuva İktidarlarını yıkıp nihai sonu­

imzalansa da, bu anlaşma tarafların

ca gidemiyor. Aynı zamanda burjuva

barışacağı

İktidarları da halk iktidarlarını ortadan

laşmaz çelişkiler bir imzayla ortadan

kaldıracak bir güç açığa çıkartamıyor.

kalkmıyor. Savaşan taraflar arasındaki

anlamına

gelmiyor;

uz­

Çatışan tarafların yenişememe hali­

hegemonik ilişki bir biçimde varlığını

nin bir sonucu olan"uzun süreli ikili İk­

koruduğu müddetçe, barış sürecinde

tidar" durumu, müzakere süreçlerinin

yöntemler değişse de karşılıklı müca­

de maddi zeminini oluşturuyor. Uzun

dele sürüyor; barış anlaşması zemini

süreli ikili iktidarlar da, onun sonucu

aşındırılıyor.

olan müzakere süreçleri de taraflar

Anlaşma sonrası süreçte tarafların

öyle istedi diye değil, bugünün dün­

yeni yöntemlerle sürdürdüğü müca­

yasının güçler dengesi bunu emrettiği

dele sonucu durum halk iktidarlarının

İçin yaşanıyor.

aleyhine de gelişebiliyor. Orta Amerika

3. Savaş yorgunluğu

yaşananlar, bu tespitimize karşılık ge­

ülkeleri El Salvador ve Guatemala'da Uzun süreli ikili İktidar durumu ve uzun çatışma dönemleri, tarafların her birinde maddi ve moral zeminde yo­ rulmalara yol açıyor. Maddi yorgunlu­ ğun kaynağı, başta insan kaybı ve he­ men ardından savaşın getirdiği devasa mail yük. Çatışma üzerinden sonuç alı­ nabileceğine olan inancın giderek yiti­ rilmeye başlanması da moral yorgun­ luğa denk geliyor. Her iki yorgunluk hali birbirini besliyor, büyütüyor. Savaş yorgunluğu, bir "nefes alma,"

len ders çıkartılması gereken dene­ yimler.


BİENNİO ROSSO (KIZIL YILLAR) v e FABRİKA KONSEYLERİ o

M. Sinan MERT

BİENNİO ROSSO (KIZIL YILLAR) VE FABRİKA KONSEYLERİ

1. Dünya Savaşı'nın sonu sadece

olması gerektiğini unuttular. Gerçekli­

Ekim Devrimi'nin doğuşu ile hatırlan-

ğe vakıf olacaklarına gerçekliğin ken­

mamalı. Ezilenlerin iktidarının inşası

dilerini soğurmasına imkan verdiler."

açısından sonsuz deneylerin birikti­

Tarihsel

ği bir dönem olarak da düşünülebilir

trajediye dönüşmesine yol açan defo

1919-1920 yılları. Rusya'da Ekim 17'de

tam da buradaydı. Ataletin, rutin işle­

yaşanan devrimin yarattığı zelzele et­

yişe olan bağımlılığın, yeni olanı fark

kisi savaşın devletleri likide edici etkisi

edememenin, kendini devrimci mo­

ile de birleşince işçiler ve köylüler için

mentin temposuna uyduramamanın

bir özgürleşme

olanağının

muazzam bir fırsat penceresi orta­

bedeli "sadece programında devrimi

ya çıkmıştı. Tarih bu açıdan hep aynı

olan bir partinin" adım adım işçi sını­

yükseklikte ilerleyen bir zemin olarak

fının bağrından sökülerek egemen sı­

görülmemeli. Belli momentlerde ezi­

nıfın bir aparatı haline dönüşmesiydi.

lenlerin iktidarının inşası için muaz­

Alman Devrimi'ni bilfiil ezenin Sosyal

zam olanaklar ortaya çıkıyor, Bolşevik

Demokrat Partisi olması bu durumun

Partisi gibi bir araca sahip olan Rus

en uç örneği haline gelmişti.

proletaryası bu olanağı devrime dö­

İtalya savaşta çok ağır bedeller

nüştürdü ancak benzer olanaklar özel­

ödemiş bir ülke değildi fakat 1918'den

likle Macaristan, Almanya ve İtalya'da

itibaren çok önemli bir toplumsal ha­

da fazlasıyla belirgindi. Almanya ve

reketliliğin içine düştü. Tarımsal üreti­

İtalya, ortaya çıkan olanakların işçile­

min, orduya katılan köylülerin fazlalığı

rin ve köylülerin tüm atılganlığına ve

dolayısıyla

cesaretine rağmen sosyalist partilere

besin kıtlığına yol açtı. Perde bu kıtlığa

egemen olan

kokuşmuş bürokratik

karşı isyanlarla açıldı. Özellikle Mayıs

atalet yüzünden kaybedildi. Gramsci

ve Haziran 1919, merkezden kuzeye

bunu

doğru yayılan hayat pahalılığı isyanları

İşçi Konseyleri örgütlenmesi­

önemli

oranda düşmesi

nin gazetesi diyebileceğimiz L'Ordine

Biennio Rosso'nun kimilerine göre en

Nuovo'da daha işler son raddesine

devrimci dönemini oluşturmaktaydı.

ulaşmadan fark etmişti: "Sosyalist ha­

Gözü korkan dükkan sahiplerinin bü­

reketin en vahim hatası sendikalist-

yük bir kısmı işyerlerini yerel işçi birlik­

lerin hatasına benziyordu. Devlet içe­

lerine terk ettiler, bir çok bölgede gün­

risindeki toplumun genel etkinliğine

lerce devam eden bir ikili iktidar hali

katılan sosyalistler kendi rollerini esas

yaşandı. (Cari Levy, "Gramsci and the

olarak eleştiriye, antiteze ilişkin bir rol

Anarchists, p.120) Geç sanayileşen İtal­


ya, özellikle kuzey bölgesinde büyük

savaşı İkiliği bu dönemin geleneğinde

sanayi kentleri ortaya çıkarmıştı. Kuzey

besleniyor görünmektedir. PSI, döne­

İtalya'daki sanayi kentlerinde İşçiler sa­

min güç dengelerinin devrimci geliş­

vaştan sonra çok büyük bir hızla örgüt­

meler İçin olağanüstü verimli olduğu­

lendiler. Sadece PSI'ya (İtalyan Sosya­

nu hiç fark etmemiş gibi davranmış,

list Partisi) yakın duran CGL değil aynı

sınıfın İleriye atılmaya hazır momen­

zamanda devrimci sendlkallst UIL ve

tini aşırı temkinli tutumuyla berhava

anarko sendlkallst USI de yüzblnlerle

etmiştir. 1848 Fransız Devrimi günle­

İfade edilebilecek üye sayılarına ulaş­

rinde Marx'ın Blanqulstlerl İşçi sınıfının

mışlardı. Bu süreçte anarşistlerin bir

gerçek temsilcisi olarak görmesi de bu

kısmı hızla mllllyetçl/faşlst örgütlen­

açıdan öğreticidir. Mevzi savaşı günle-

melere dönüşürken bir kısmı da taban

rlnde"sol çocukluk hastalığı", uçkunluk

o'

örgütlenmeleri aracılığıyla devrimi İle­

gibi görülebilen devrimcilik manevra

73

ri İtmek İçin büyük bir çaba sarfettller.

savaşı ve toplumsal dönüşüm mo­

ın ın

Malatesta ve Borghl'nln etkisi altındaki

mentlerinde temel ön açıcı araç haline

O 75

USI, her yerde sosyalistlerle taban ör­

gelmekteydi. PSI bu noktaya geleme­

M

gütlerinde, İşyeri ve kent hücrelerinde

mesinin bedelini Mussollnl aracılığıyla

bir araya gelerek devrimci bir cephe

ödemiş oldu. Bolşevlzm'ln anarşizm İle

oluşturmayı öneriyordu. Bu dönemde

reformlzml birbirinin mütemmim cüzü

İşçilerin talepleri temel olarak ücret ar­

olarak görme tespiti 1919-20 İtalya'sın­

tışları ve fabrika yönetimlerine katılım

da fazlasıyla doğrulanmış gözükmek­

üzerinde yoğunlaşmaktaydı. Anarşist­

tedir. PSl'ın ön geçmekten, İnisiyatif

lerin temel yaklaşımı İse şuydu: İşçileri

almaktan kaçınan tutumu anarşizmin

kısa vadeli, reformist taleplerine ulaşa­

kestlrmecl

bilmek devrime, son noktadaki hedefe

kazandırmıştır. Özellikle küçük İşlet­

söylemlerine

meşruiyet

varabilmek kadar zorsa o zaman ne­

melerde çalışan ve vasıfsız İşçilerin bu

den hemen devrim İçin harekete geç­

dönemde yoğun bir biçimde anarşist

meye çalışmıyoruz? İşçi sınıfının büyük

saflara katıldıkları görülmektedir. Bu

partisi PSI'nın merkezi eğilimi İse çok

açıdan bakıldığında 20 Şubat 1919'da

daha temkinli ve uzun vadeli planlar

sosyalist sendika CGL, patronlarla 8 sa­

eşliğinde İlerlemeyi tercih ediyordu.

atlik İşgünü üzerine anlaştı. Patronlar

Bu sebeple de anarşistlerin devrimci

örgütlü kapitalizm İle İşçileri devrimci

sloganlarından uzak durmaya, İşçi sı­

düşüncelerden uzaklaştırmaya çalışı­

nıfının ekonomik kazanımlarını büyüt­

yorlardı, düzen henüz bir siyasi İstik­

meye ve onları güvence altına almaya

rar üretememişti. Ekim

çalışıyorlardı. Bu ayrım o kadar belir­

yankıları bütün Avrupa'yı sarsıyordu

gindi kİ Zlnovyev anarşistlerle sosya­

ve İşçileri mücadele azmi İle doluydu.

listleri blrblriyle şöyle karşılaştırmak­

PSI'nın uzun vadeli planları, onları dü­

taydı: "Devrim günlerinde Malatesta

zen İçindeki mevzileri büyütmekten,

D'Aragona'dan daha İyidir. Anarşistler

düzene karşı öldürücü bir atak yap­

aptalca İşler yapıyorlar ama devrimci­

maktan uzak tutuyordu. Örgütün İnisi­

ler". Gramscl'nln önemli kavramsal ka­

yatif almaktan uzak durması İse sınıfın

zananlarından mevzi savaşı/manevra

mücadele azminin adım adım aşınma-

Devrlml'nln

47 Cö

O

> 73

> CD 73

(S)

m

-< 73


sına ve tükenmesine yol açtı. Partinin

Kongresi'nde ayrışma gerçekleştiğinde

başındaki sağ kanat Turati yönetimi­

sınıf hareketi inişe geçmiş durumday­

nin parlamenter yöntemler dışında ik­

dı. PSI 1919-1920 Kızıl Yılları'nı böylece

tidarı almak gibi bir perspektife sahip

tam anlamıyla boşa harcamış oldu.

olamaması bu anlamda İtalyan işçi

PSİ'ın hatalı politik çizgisinin en be­

sınıfına çok pahalıya mal oldu. Sosya­

lirgin yanlışlarından birisi ise aşırı işçici

listlerden beklediklerine ulaşamayan

bakış açısıydı. Anarşistlerin kentlerdeki

GO BİENNİO ROSSO (KIZIL YILLAR) VE FABRİKA KONSEYLERİ

işçi kitleleri hareket yenildikten sonra

ve kırlardaki açlık isyanlarından dev­

yüzünü faşistlere dönebildi. Bunun en

rimci sonuçlar çıkarma hevesi PSI için

somut örneği, devrimci bir sınıf çizgisi

neredeyse bir alay konusu idi. Örgütlü

olarak ortaya çıkan UIL'in bir süre son­

fabrika işçilerinin mücadelesi dışında

ra faşizme meyletmesi oldu.

hiçbir toplumsal kesime özel bir önem

Partinin radikal maksimalist kana­

atfetmemekteydiler. A. Gramsci partiyi

dı ise Bordiga'nın öncülüğünde ayrı

savaş gazilerini örgütleme konusunda

bir parti kurmaya kalkışmaktansa PSI

gayretli davranmamasının sonucunun

içindeki

bu kesimin faşizme örgütlenmesinin

reformist kanattan

kurtul­

mayı temel politika haline getirmişti.

önünü açtığını belirttiğini de burada

"Devrimci bir momentte proletaryaya

vurgulamak gerekmektedir. İşçi sını­

sandık çağrısı yapmak devrimci ilerle­

fının örgütleyemediği ancak düzenle

me için hiç umut yok anlamına gelir."

de bir biçimde meselesi olan radikal­

Bordiga'nın bu yaklaşımı aslında dö­

leşmeye açık kesimlerin burjuvazinin

nemin temel meselesini kavradığını

reaksiyoner fraksiyonları tarafından ör­

göstermekteydi. Sosyalistlerin burju­

gütlenmesi ve son kertede işçi sınıfının

va hukukuna burjuvaziden daha sa­

ezilmesi için harekete geçirilmesi ta­

dık davranması, nefesleri ilk tükendiği

rihte sık rastlanan bir durumdur. PSİ'ın

momentte faşistler tarafından kaba

savaştan dönen ve kendi içlerinde

güç ile ezilmelerine engel olamadı.

örgütlenmeye çalışan ordu artıklarını

Fakat Bordiga'nın boykot çağrısı Lenin

örgütlemeye çalışmaması, De Amb-

tarafından da makul karşılanmayınca

ris yönetimindeki UIL'in faşizme mey­

radikal kanadın etkinliği oldukça za­

letmesini mümkün kılan gazi örgüt­

yıfladı. Sovyetlerin desteklediği Ser-

lenmesini gerçekleştirmesine olanak

rati ise bu desteği olumlu bir biçimde

sağladı. De Ambris savaş koşullarının

değerlendirip Turati'yi pasifize edecek

gerektirdiği fedakarlık ve dayanışma

bir tutum geliştiremedi. PSİ'ın radikal/

ruhunun devrim için de mutlaka ge­

devrimci retoriği ile pasif ve kitlele­

rekli olduğunu vurgulayarak PSİ'ın ga­

rin arkasına saklanan tavrı arasındaki

zilere yaklaşımını eleştiriyordu. PSİ'ın

uçurum

derinleşmekteydi.

tutumunu pasif bir tarafsızlık ve sava­

PSİ'ın 1919'daki Bologna Kongresi'nde

giderek

şın İtalya üzerinde yarattığı koşullara

Bordiga'nın

ilgisizlik ile ilişkilendiriyordu.

maksimalist

kanadının

boykot taktiğine kilitlenip dönemin

Biennio Rosso'nun en temel öğe­

temel görevi olan komünist partinin

lerinden birisi de adalarda ve kırsal

inşasından

bede­

güneyde gerçekleşen büyük toprak

li de çok ağır ödendi. 1921 Livorno

işgalleridir. 1919 sonbaharından baş­

uzak durmasının


layarak Lazio'dan başlayarak geniş bir alana yayıldı. Ağırlıklı olarak köylüler­ den oluşan (İşçiler sanayi üretiminin aksamaması İçin askere alınmamışlar­ dı, savaş gazilerinin İşçi sınıfına tepkili olmasının en önemli gerekçelerinden birisi de buydu. Onlara göre İşçiler sa­ vaşın hiçbir bedelini üstlenmedikleri gibi bir de savaş sonrasında devletin yararlanarak

aşırı

taleplerde bulunuyorlardı.) ordunun terhis edilmesi sonrasında 1920 son­ baharında

şiddetlenerek

Sardunya,

Sicilya, Calabrla, Campanla ve Apulla bölgesinde etkili oldu. İşgaller toprak­ ların mülkiyetinin değişmesinden zi­ yade köylü kooperatiflerinin tanınması ve toprakların üretici köylülere kiralan­ ması gibi ara formüllerin bulunmasına yol açıyordu. Bu uzlaşma durumunun ortaya çıkmasında İşgallerin sosyalist­ lerin öncülüğünde değil de daha ziya­ de Katolik Halk Partisi aktlvlstleri tara­ fından yürütülmeslydl. İşçiler İse bilinçli bilinçsiz, PSI'nın bu uzlaşma eğilimini yıkacak bir ta­ lep geliştirdiler: İş yerlerinde ve kendi çalışmaları üzerinde denetim sahibi olmak. İş yerlerinde kurulmuş olan İşçi Komlsyonları'nın yetkilerini ge­ nişletmeyi ve çalışmayı kendi dene­ timleri altına almayı talep ediyorlardı, yani gerekslzleşmlş bir sosyal varlık olan burjuvaziyi üretim araçları üze­ rindeki mutlak mülkiyetten mahrum bırakacak tarihi bir hamle İçin hazırlık yapmaktaydılar.

Anarşistlerin

özyö­

netim düşüncesine yakınlıkları zaten Proudhon'dan beri bilinmekteydi. Le­ ninizm İle "Devlet ve Devrim" üzerin­ den tanışan ve Rus Devrlml'nl bu açı­ dan daha çok Sovyetlerln tabandaki özyönetimci İşçi deneyimi üzerinden

okuyan Gramscl ve arkadaşları Togliatti, Tasça da yönetimini ele geçirdikleri L'ordlne Nuovo gazetesi aracılığı İle İşçi Konseyleri

düşüncesini

geliştirdiler:

"İç komisyonlar İşçi demokrasisinin girişimciler tarafından kendilerine da­ yatılan kısıtlardan kurtarılması ve yeni bir yaşama/yenl bir enerjiye kavuştu­ rulması gereken organlarıdır. İç komis­ yonlar günümüzde fabrikadaki kapita­ listin gücünü sınırlamakta ve hakem kurulu ve disiplin İşlevi görmektedir. Yarın gelişmiş ve zenginleşmiş halle­ riyle bu komisyonlar, kapitalistin onun yönetime İlişkin bütün yararlı İşlevle­ riyle birlikte yerini alan proleter İktida­ rın organları olmalıdır." 20 Şubat 1919'da 8 saatlik İşgünü anlaşmasının gerçekleşmesi İşçi sınıfı tarafından önemli bir kazanım olarak algılandı. PSI'ya yakın CGL ve FIOM gibi sendikalar bu başarıyı önerdik­ leri reformist ve düzen İçin mücadele çizgisinin başarısı olarak lanse etmeyi tercih ettiler. Tabii bu anlaşmanın İşçi sınıfının özellikle büyük şehirlerde, bü­ yük fabrikalarda yaşayan kesimleri ara-

49 BİENNİO ROSSO (KIZIL YILLAR) VE FABRİKA KONSEYLERİ

güçsüzlüğünden

Partinin radikal maksimalist kanadı is© Bordiga'nın öncülüğünde ayrı bir parti kurm aya kalkışmaktansa PSI içindeki reformist kanattan kurtulmayı temel politika haline getirmişti. "Devrimci bir momentte p ro letaryaya sandık çağrısı yapm ak devrimci ilerleme için hiç umut yok anlamına gelir."


sında PSI/CGIL sempatisini arttırdığını

Mussollnl'nln eylemi selamlaması İdi.

da vurgulamak gerekmektedir. Oysa

Özellikle İşçilerin işgal sırasında üreti­

patronlar 8 saatlik İş günü ve zamlar

mi devam ettirmeleri onun etkilemiş

dışında tüm talepleri böylece ötele-

görünüyordu.

mlşler, işçi sınıfının mücadele azmini

devrimci sendikacılık arasındaki yakın­

Bunu

milliyetçilik

ile

kontrol altına almaya çalışmışlardır.

laşmanın verimli bir meyvesi olarak de­

Burjuvazi özellikle iş yeri denetimi ko­

ğerlendirmekteydi.

nusunda işçilere taviz vermeyecek bir

Temmuz 1919'da düzenlenmeye ça­

çizgi İzleyeceklerini açıkça ortaya koy­

lışılan uluslararası grev, USI tarafından

maktaydılar.

devrime yönelecek bir süresiz genel

İşçilerin ise en azından bazı kesim­

greve dönüştürülmek İsteniyordu. Gre­

o'

leri İş yerinin denetimi talebinde cid­

vin temel amacı Rusya ve Macaristan'a

73

di idiler. Şubat ayının sonlarına doğru

dönük emperyalist müdahaleyi kına­

UIL, Daimine kentindeki Franchi-Gre-

mak ve Versallle Anlaşmasını protesto

50

O (S> Cn O

gorini fabrikasında 8 saatlik İş günü ve

etmekti. USl'nın başındaki Borghi gre­

M

cumartesi yarım gün tatil talebini pat­

vin sivil ve askeri görevlilerin enter­

rona İletti. Patronun lokavt ile tehdit

ne edildiği, halkın silahlandırıldığı ve

>

etmesi sonrasında İşçiler İşgale karar

kentlerin yönetiminin ele geçirildiği

7S

73

>

Cö 73

(S>

m

-< 73

verdi. 16-17 Mart'ta ilk işgal UIL de­

dönüştürülmesini öneriyordu. PSI'nın

netiminde gerçekleşir, İşçiler işgal et­

sol kanadı ile de Bologna'da gerçek­

tikleri fabrikada üretime devam eder­

leştirilen ortak bir toplantıda öneri

ler. 1500 askerin fabrikayı basması

tartıştırıldı. 1 Temmuz gelmeden CGL

sonrasında İlk İşgal kırılır ancak İşaret

greve destek vermeyeceğini açıkla­

fişeği patlamıştır. İlginç olan durum,

dı. Fakat 30 Haziran itibariyle İşçilerin


ekonomik temelli kimi taleplerle baş­

sosyalistleri en sert yöntemlerle bas­

ladıkları grevler dalga dalga yayıldı. 20

tırmasını destekleyecek blok böylece

Temmuz'da grevler ciddi bir yaygınlık

olgunlaşmaya

kazandı.

Borghl'nln

görüşleri

başladı.

Fabrikalarına

İşçilerin el koymasından ürken burju­ valarla topraklarının küçük köylülere

yonunda bir karşılık buldu. Anarşist­

dağıtılmasından korkan, kulaktan ku­

ler CGL ve PSI'nın pasif tutumundan

lağa fısıldanan Bolşevlzm hikâyeleriyle

sorumlu tuttukları Serratl, Turratl ve

ödü kopan hakim sınıflar, savaş gazile­ rini vurucu güç olarak kullanıp sokağı

zenlemeyi bile düşündüler. Bu yüzden

onlar adına sakinleştirecek faşizmin

adı geçen liderler grevlerin doruğa

aşırılıklarına gözyummayı tek kurtuluş

çıktığı günlerde hükümet tarafından

yolu olarak görmeye başladılar.

korundular. Borghl ve diğer bazı poli­

Politik olarak parlamenter zemine

tikacılar İse gözaltına alınarak, grevler

sıkışmış olan PSI 5-8 Eklm'de 3. Enter­

bitene kadar hapsedildiler. Grevlerin

nasyonal çizgisini benimsediğini açık­

olağanüstü katılım seviyesine rağmen

ça İlan etti. Dünya devrim partisinin

PSI'nın müdahalesiyle sönümlenmesi

seksiyonu olmayı retorikte kabullenen

örgütün hem gücünü hem de güçsüz­

parti, pratikte İse parlamenter zeminin

lüğünü ortaya koymaktaydı. Hüküme­

zorlanmasına karşı her türlü girişimi

tin en zayıf anında bile sosyalistlerin

mahkûm etmeye devam etti. 1920,

İktidara yönelmekten İmtina etmesi

partinin söylemi İle eylemi arasındaki

devletin özgüvenini arttırdı.

uçurumun sürdürülemeyecek derin­

Kentlerdeki İşçi sınıfı hareketliliği­

liklere ulaştığı bir yıl olacaktı.

nin devrimci sonuçlar yaratabilmesi

Bu arada Şubat 1920'de anarşist­

yoksul Güney İtalya kırlarından da

lerin önemli liderlerinden Malatesta,

destek görebilmesine bağlıydı. Hü­

Londra'daki sürgününden ülkeye dön­

kümet bu riski azaltmak, köylüleri en

dü. Polisin İşçi sınıfı militanları üzerin­

azından nötralize edebilmek İçin bir

deki artan baskısı nedeniyle USI, fab­

tür toprak reformu girişiminde bu­

rikaların İşgalini daha güçlü bir slogan

lundu. Ekilmemiş olan toprakları köy­

olarak öne çıkarmaya başladı. Borghl

lüler beş yıl İçinde İşgal ederek, ekim

bir yerde şöyle yazmıştı: "Fabrikaların

dikim İçin kullanabileceklerdi. Bu yasa,

İşgali kitleler İçinde en baskın düşünce

köylülerin desteğini almaktan ziya­

ve şu andan İtibaren herkes İtalya'da

de Güneyli büyük toprak sahiplerinin

devrimin şu özgürleştirici slogan ol­

öfkesini kazandı. Hükümetin İstikrarı

madan Ilerleyemeyeceğlne emin ola­

sağlamakta zorlandığı, düzenin hız­

bilir: Kitleler fabrikaları terk etmiyor ve

la tesis edilmesi İçin gerekil olan tüm

kendi adlarına üretmeye başlıyorlar"

adımların atılması konusunda toprak

Anarşistlerin çağrıları, artan sayıda İşçi

sahipleri de burjuvazinin genel hassa­

önderinin polis saldırılarında ölmeye

siyetlerini göstermeye ve bunu dillen­

devam etmesine rağmen karşılık bul­

dirmeye başladılar. Kısa bir süre sonra

madı. Rusya'ya göre oldukça gelişmiş

Mussollnl'nln İktidara gelmesine, par­

bir sanayiye sahip bir Avrupa ülkesi

lamentoyu İşlevsiz hale getirmesine ve

olan İtalya'da İşçilerin devrimci bir mo-

BİENNİO ROSSO (KIZIL YILLAR) VE FABRİKA KONSEYLERİ

Claudla Treves gibi İsimlere suikast dü­

in

PSl'ın

genelinde değil ama Bologna seksi­


en to

mentte devrimci talepleri İle üretimi

konusu olduğunda devrimci moment

birleştirmiş olmaları bir yanıyla mu­

açıldığında sosyalistler açısından son

azzam heyecan verici olmakla birlikte

derece elverişli koşullar bulunmaktay­

aslında devrimci momentin başarı­

ken, parlamenter yola bağımlılık, "bur­

sızlıkla sona ermesini açıklamakta da

juva İktidarını nizami olmayan biçim­

BİENNİO ROSSO (KIZIL YILLAR) VE FABRİKA KONSEYLERİ

kullanılabilir. Sonuç olarak işçilerin

lerde yerinden etmeme konusunda

devlet

önemsemeksizin,

aşırı hassasiyet", savaşın yükselmesinin

merkezi iktidara yönelmeksizin fabri­

sorumluluğunu üstlenememe, müca­

kaların İşgali üzerinden burjuvazinin

deleyi şiddetlendirmeye eğilimli top­

toplumsal iktidarına son verebilecek­

lumsal öbekleri örgütleyememe gibi

lerini düşünmeleri önemli bir eksiklik

zaaflardan dolayı fırsat faşistlerin eline

barındırmaktaydı. Son derece büyük

geçmiş onlar da imkânı sonuna kadar

bir kitle mobilizasyonunun yaşandığı,

değerlendirmeyi başarmıştır. İtalya'nın

burjuva iktidarının son derece İğreti

Kızıl Yılları, parti ve taban örgütlen­

iktidarını

durduğu bir dönemde merkezi İktida­

mesi diyalektiğinin ne kadar önemli

rı ele geçirme hamlesinin zamanında

olduğunun bir sağlaması olarak da

gerçekleşmemesi aslında karşı devrim

alınabilir. İtalya'da Rus Sovyetlerlnl çok

güçlerinin kendilerini düzenlemeleri­

aşan bir taban örgütlenmesi olması­

ne ve faşizmin kurtarıcılığına önemli

na rağmen 2. Enternasyonal ruhunun

bir destek üretmelerine müsaade etti.

tamamen hâkim olduğu bir parti öne

Lenin'in Nisan Tezleri'ndeki müdaha­

atılmak gereken bütün momentleri

lesinin ne kadar anlamlı olduğu İtalya

kaçırmıştır. Alman sosyal demokratları

işçi sınıfı tarihinden bakılınca çok daha

kendi komünistlerini fiilen öldürerek

İyi anlaşılmakta. Devrimi üretici güç­

etkisiz hale getirirken, İtalyan komü­

lerdeki birtakım gelişmelerin arkasına

nistleri Spartaklstlerln atılımını yapa­

İten ya da İktidarı ele geçirme araçları­

cak İradeyi gösterememişlerdi. Borghi

nı parlamentarizmin araçları ile sınırlı

retorik devrimcilikle İnisiyatif almak-

tutan bir yaklaşımın devrime öncülük

tansa reformizmin sert eleştirmeni ol­

edebilmesi mümkün değildir. Çünkü

makla yetinmiş; Gramscl, Togllattl ve

devrim olanağı, egemen İktidar blo­

diğer L'Ordlne Nuevo'cular İse partinin

ğunun çözüldüğü, devletin işlevsiz-

inisiyatif alması İhtiyacını belli bir süre

leştiği, ezilenlerin İse görece güçlü bir

görmezden gelmişler, anarşistlerin faz­

karşı hegemonya geliştirebildiği anlar­

lasıyla etkisi altında kalmışlardır. Anar­

da belirir ve bu anlar geçicidir. Devrim

şistler ise bir yandan hareketi İleriye

momentinin ortaya çıkmasının üretici

doğru itmeye çalışırken, otorite karşıtı

güçlerin gelişmesi, sınıfın örgütlülük

söylemlerle siyasi öncünün rolünün

seviyesi vs. gibi daha yapısal etken­

anlaşılmasının önünde engel oluştur­

lerle de alakası sanıldığı kadar güç­

muşlardır. Buharln'ln dediği gibi birbi­

lü değildir. Devrim momenti iktidar

rinin mütemmim cüzü olan reformizm

bloğunun çözülmesi ve İktidarı alma

ve anarşizmin güçlü varlığı öncü unsu­

konusunda kararlı ve bunu başarma

run oluşumunu engellemiştir. Devrimi

kapasitesini geliştirmiş bir politik aktö­

bir sınıf değil bir siyasi özne, bir siyasi

rün varlığına bağlıdır. İtalya tarihi söz

aktör, bir devrimci parti öncülüğünde


gerçekleşen bir dönüşüm olarak gör­

değişecek durumda değildi. İktidarın

mek zorundayız. Toplumsal hareketin

alınmasını toplumun çoğunluğunun

kendisini siyasi öncünün yerine İkame

rızasına bağlama hatası İtalyan İşçi sı­

etmek devrimi Kaf Dağı'nın arkasına

nıfının en büyük hatası oldu. Haziran

atmak anlamına

İtalyan

ayında daha öncede Başbakanlık yap­

kalın

mış, 78 yaşındaki Glollttl hükümetin

gelecektir.

Devrlml'nln yenilgisinin

altını

harflerle çizdiği ders budur. Gramsci

başına geçti.

yoğunlaşarak bu dersi aldığını büyük

cona şehrini İşgal etmeleri (27-30 Ha­

oranda ortaya koydu. "Proleter hare­

ziran) ve bir silahlı İsyan başlatmaları

ketin liderleri 'kitlelere' dayanırlar; bir

gerilimi yeni bir noktaya yükseltti. Ezi­

başka deyişle, eyleme geçmeden önce

lenler her noktada düzene karşı mu­

kitlelerden İzin İster, onların seçtiği bi­

azzam bir direnme kapasitesi ortaya

çimlerde ve zamanlarda onlara danı­

koymalarına rağmen bu enerjiyi dev­

şırlar. Fakat, devrimci bir hareket ancak

rime yönlendirme görevini taşıyan PSI

proleter öncülere dayanabilir ve önce­

bütün bu gelişmeleri neredeyse gör­

den danışılmaksızın, temsilci asamb­

mezden geliyor, fiili durum yaratacak

leler aygıtı olmaksızın yürütülmelidir.

hiçbir hamleye ortaya koyamıyordu.

Devrim savaş gibidir; İşçi sınıfı genel­

Hatta hükümetin Ancona'dakl direnişe

kurmayı, tıpkı savaşa hazırlanan ordu

saldırırken ortaya koyduğu vahşete de

genelkurmayı gibi, büyük bir titizlik­

dolaylı destek verildi kİ İşçi direnişleri

le devrim ortamını

yenildikten sonra aynı devlet şiddeti

hazırlamalıdır...

Keza, devrimci harekete de ulusal bir

bu sefer sosyalistlere dönecekti. PSI

İşçi asamblesi karar veremez. Böyle bir

daha önceden bütün devrimci grupla­

asambleye çağrıda bulunmak devrime

rı davet ettiği toplantı çağrısını Ascona

Inanılmadığını peşinen İtiraf etmek

olaylarını gerekçe göstererek İptal etti.

demektir, dolayısıyla bu devrime karşı

Faşizmin dış müdahale meraklısı, mil­

zararlı bir basınç uygulamak anlamına

liyetçi ve saldırgan politikaları Ascona

gelir." ( Gramsci Kitabı, s.123-124)

İsyanı başarıya ulaşabllse İlk etapta ye­

Mayıs 1920'de liberal Nlttl hüküme­

nilebilirdi. Fakat PSI geleneksel tavrıyla

ti düştü. PSI, Katolik Halk Partisi İle İtti­

rutin dışına çıkma, parlamenter siya­

fak yaparak hükümeti düşürdü. PSI'nın

seti gölgede bırakma eğilimi gösteren

hükümeti belirleme kapasitesi karşı

her hareketi Itlbarsızlaştırmayı tercih

devrim güçlerini daha da tedirgin etti.

etti. USl'nln yapmış olduğu genel grev

PSI hem İktidarı alma hamlesi yapmak­

çağrısı CGL ve PSI tarafından reddedil­

tan kaçınıyor hem de düzen güçlerini

di. Sendikanın Roma şubesinin merke­

daha fazla bir araya gelmeye İtiyordu.

zi kararı tanımayacağı ve greve çıka­

Kendisini parlamenter oyuna bağlı,

cağı söylentileri yayılınca bu girişimi

güvenilir bir politik aktör olarak orta

sendika bürokrasisinin merkezi müda­

sınıflara kabul ettirmeye çalışıyordu.

halesi İle engellendi. CGL, İsyanı açıkça

Fakat burjuvazinin hegemonyası altın­

kınadı.Topluma makul bir politik aktör

daki orta sınıfların PSI'ya bakışı kolayca

olunduğu mesajı verilmeye çalışılıyor-

BİENNİO ROSSO (KIZIL YILLAR) VE FABRİKA KONSEYLERİ

askerlerin savaşmayı reddederek An­

m

Arnavutluk'a gönderilmek İstenen

da Modern Prens'ln analizinin üzerine

in

de L'Ordlne Nuevo deneyimi sonrasın­


g

edilen fabrikaların top ateşine tutul­

BİENNİO ROSSO (KIZIL YILLAR) VE FABRİKA KONSEYLERİ

İtalyan Devrimi'nin yenilgisi işçi sınıfının fabrikalardaki ve yerel ölçekteki özyönetiminin yanlışlığını göstermez. Sadece bunların ve işçi sınıfının kendiliğinden eyleminin başarabileceklerinin sınırlarına işaret eder. Aslında işçi sınıfının örgütlenmesinin ne sadece partiyle ne de Sovyet tarzı yerel ve iş yeri bazlı örgütlenmeyle tarif edilem eyeceğini de ortaya koyar.

masını önerdi, Glollttl "Teklifi kabul ediyorum, fabrikanızı gösterirseniz İşe slzlnklyle başlayabiliriz." diye yanıt ver­ di. Anarşistler İşgalleri devrimin baş­ langıcı olarak algıladılar ancak CGL ve FIOM merkezleri İçin yaşanan grevin bir başka biçimiydi. Eylemlerin tam da dünya piyasalarında çelik fiyatlarının düşmeye başladığı bir ana rastlama­ sının, patronların direnme kararlılığını arttırdığı söylenebilir. Burjuvazi İş yeri denetimini İşçilerle paylaşmayı kesin­ likle kabul etmeyeceğini açıkça dek­ lare etmişti. İşgaller İlerledikçe CGL ve PSI anlaşma yolları aramaya başladılar. Onlar İşgalleri patronlarla bir pazarlık aracı olarak görüyorlardı. L'Ordlne Nuovo çizgisinin, savunduğu İşçi özyöne­ timinden kentlerin ve toprakların da

du. Fakat yaşanan her olayla birlikte

ele geçirildiği bir devrim yaratma pers­

orta sınıfların İstikrar adına faşizme

pektifleri ve daha da kötüsü gerilimi

yanaşması daha da hızlanıyordu. Karşı

yükseltecek cesaretleri yoktu. Aynı za­

devrim bloğu tam olarak organize ol­

manda yeterli hazırlığın bulunmadığı,

madan yapılacak karşı hamle fırsatları

eylemin başlatılış biçiminin doğru ol­

İse sürekli olarak kaçırılmaktaydı.

madığı ve eylemin somut bir hedefinin

Eylül 1920'de Fabrika Konseyleri,

bulunmaması gibi sebeplerle İşgal ey­

FIAT fabrikası başta olmak üzere, fabri­

lemlerinin zamanlamasını 15 Ağustos

kalara el koydular, üretimi sürdürdüler.

1920'de eleştirmişlerdi. Angelo Tasça

Patronlar kesinlikle anlaşma taraftarı

daha sonra şöyle yazmıştı: "Daha cesa­

değildiler, İşçi hareketinin zaaflarının

retli ve daha İyi silahlanmış bir öncünün

farkındaydılar ve İş yerlerinin deneti­

bulunduğu Torlno'da komünist liderler

mini paylaşmayı kabul etmeyecekle­

neredeyse her devrimci çabayı engel­

rini açıkça ortaya koydular. Başbakan

lediler ve kente saldırı İçin kamyonla­

Glollttl orduyu İşgalleri kırmak İçin

ra doluşmaya başlayan Fiat İşçilerini

kullanmak İstemedi. Bunun İşçi hare­

geri çevirdiler." Eylül ayının sonlarında

ketini alevlendireceğini düşünüyordu,

kendi

hareketin kendi İç zaafları İle yenilme­

atmak İçin direnişi büyütüp büyütme-

sorumluluklarını

üzerlerinden

sini tercih etti. Fakat Glollttl'nln İşçilere

meyl İşçilere sordular, bir oylama İle İş­

ve köylülere karşı ılımlı tavrı patronla­

galleri bitirme kararı aldılar. PSI Genel

rın faşizmi desteklemesine varan yolu

Sekreteri Gennarl "Bu kadar büyük bir

açtı. Torlno'dan bir grup burjuva İşgal

sorumluluk gerektiren bir kararı parti


alamazdı." açıklamasıyla

İtalyan Devrimi'nin yenilgisi İşçi sı­

devrimin yenilgisinin arkasındaki te­

nıfının fabrikalardaki ve yerel ölçekteki

mel zaafı da ortaya koydu. Gramsci o

özyönetiminin yanlışlığını göstermez.

günlerdeki bir yazısında referandumu

Sadece bunların ve İşçi sınıfının ken­

şu sözlerle değerlendirmişti: "Bugün

diliğinden eyleminin başarabilecekle­

metal işçileri referandum yoluyla ken­

rinin sınırlarına işaret eder. Aslında işçi

di federasyon kongreleri tarafından

sınıfının örgütlenmesinin ne sadece partiyle ne de Sovyet tarzı yerel ve iş

reddetmek durumundadır. Fabrikalar­

yeri bazlı örgütlenmeyle tarif edile­

daki iş gücüne danışılmasının ne gibi

meyeceğini de ortaya koyar. Esas olan

bir sonuç vereceğini tahmin etmek zor

merkezi/profesyonel ve yerel/ulusal/

değildir. Referandum alabildiğine de­

kitlesel/kendiliğinden olanın birbiriyle

mokratik ve karşı devrimci bir biçimdir,

iç içe geçmiş koordineli işleyişindedir.

amorf halk kitlesinin değerlenmesine

İnisiyatifin tamamen partide olduğu

ve bu kitlelere önderlik ederek onlara

momentler kitle katılımını zayıflatır

siyasal bilinç veren öncülerin ezilmesi­

ve bürokratikleşmeye yol açar, ağırlı­

ne hizmet eder." (Gramsci Kitabı, s.121)

ğın tamamen kitle hareketlne/yerele/

Hükümet, patronlar ve sendikalar ara­

özyönetime verildiği dönemlerde İse

sında yapılan anlaşmayla ücret zammı,

taktiksel bütünlük ve öldürücü darbe

fazla mesai ödenmesi, 6 ücretli tatil

vurma yeteneği zayıflar. Ezilen sınıf­

izni ve eyleme katılanların cezalandırıl­

ların örgütlenmeleri parti/toplumsal

mayacağı maddeleri kabul edildi. Aynı

hareket dengesini ve gerlllmlnl sürekli

zamanda işçilerin yönetime katılımının

olarak koruyabilmek durumundadır.

düzenlenmesi üçlü bir komisyonun

Ancak her dönemin

çalışmasına bırakıldı. USl'nin CGL geri

farklı olduğunu muhakkak gözlemle­

adım attığında işçilerin kendilerini ta­

yebilmek gerekmektedir. Gramsci'nin

kip edeceği yönündeki beklentisi ger­

yukarıda yaptığı devrimin demokra­

çekleşmedi. Tam tersine işçiler İşgalle­

si İle bağdaşmayan, daha çok savaşa

ihtiyacının da

rin başarısızlığa uğramasının faturasını

benzeyen bir moment olduğu vur­

büyük oranda USl'ye çıkardılar. İşgaller

gusu son derece önemlidir. Devrimin

sonrasında USI hızla küçüldü.

önceki

ve

sonraki

momentlerinde

İşgallerin yenilmesi sonrasında işçi

farklı görev dağılımları düşünülebilir

hareketi hızla ufalandı, sosyalizmin

ancak öncü örgütlenmenin devrimci

radikal bir dönüşüm umudu olmak­

lokomotif rolünü oynayamadığı hiçbir

tan çıkması sonrasında kitleler hızla

olaydan devrim çıkamayacağı da açık­

faşizmin

arkasında

tır. Devrim, çoğunluğun iradesi İle ger­

toplandılar. "Hareket başarısız olduysa

çekleşmez. Devrim, bir kırılma anıdır.

bunun sorumluluğu işçi sınıfına değil;

Bu kırılma anında hamle üstünlüğünü

görevini yapmayan, ehliyetsiz ve be­

kazanan politik unsur sürükleyici halka

kara

bayrakları

ceriksiz, işçi sınıfının başına geçmeylp

haline gelir. Ekim Devrimi momentin­

kuyruğuna takılan Sosyalist Partl'ye

de Lenin'in müdahale yeteneği Bolşe-

yüklenmelidir." (Gramsci, Gramsci Kita­

viklerin iktidara kilitlenmesine yol açtı,

bı, s.129)

bu kilitlenme İse vurucu darbenin İn-

BİENNİO ROSSO (KIZIL YILLAR) VE FABRİKA KONSEYLERİ

oylanan önergeyi onaylamak ya da

un Gn

yöneticileri


oı O'. BİENNİO ROSSO (KIZIL YILLAR) VE FABRİKA KONSEYLERİ

dirilebilmesini sağladı. Almanya'da İşçi

salınımlı bir tutum izlemektedirler. Bir

sınıfı partisinin reformist kanadının

taraftan geçmiş deneyimlerle hiçbir

çökmüş olan devleti ayağa kaldırma

hesaplaşma yaşamayan ve hala Stalin

rolünü üstlenmesi ve kendi komü­

bayrakları altında mutlu mesut yolla­

nistlerini ezmesi işçi sınıfının devrim­

rına devam etmeye çalışanlar, diğer

ci momenti harcamasına sebep oldu.

yandan ise 20. yüzyılın olumsuz dene­

İtalya'da ise komünistler ileri atılan İş­

yiminden yola çıkarak öncü, parti, İkti­

çilerin önüne devleti, merkezi İktidarı

dar gibi kavramları temelli lügatinden

hedefleyen bir taktik koyamadılar. 20.

çıkarmaya çalışanlar, kitle hareketinin

yüzyılın başında ortaya çıkan refor-

kendiliğinden devrime yürüyebilece­

mlstler-komünlstler

saflaşmasında

ği beklentisi İle hayal kırıklığı üzerine

İtalya, kopuşmayı en geç gerçekleş­

hayal kırıklığı yaşayanlar. Oysa bütün

tiren ülkelerden biri olarak sınıf hare­

yaşanan deneyimler bize İşçi sınıfının

ketinin çıkışını ve inişini büyük oranda

türdeş bir yapıdan ziyade çoklu biçim­

İzledi. Hem parlamenter ölçekte hem

lerde örgütlenmesi ve farklı mantıklara

de yerel yönetimlerde büyük oranda

dayalı örgütlenmelerin bir arada bu­

iktidar sahibi olan PSI, düzenin huku­

lunması gerektiğini, esas meselenin

ku dışında düşünememenin bedelini

bu örgütlerin oynaması gereken roller

başta İtalyan işçi sınıfı olmak üzere

konusunda önemli bir orkestrasyonun

esasında dünya devrlmlne ödetmiş

başarılabllmesl olduğunu göstermiş­

oldu. Olgunlaşmasına rağmen alınma­

tir. İşçi sınıfı partisi olmadan devrimin

yan İktidar bundan 2 yıl sonra faşistle­

gerçekleştirilemeyeceği ne kadar ger­

rin kucağına düştü. Eski bir sosyalist

çekse sadece parti ile sosyalist demok­

olan Mussollnl'nln Kara Gömleklileri,

rasinin İnşa edilemeyeceği de o kadar

uyduruk bir Roma Yürüyüşü ile iktidarı

açıktır. Bu çoklu yapılar arasında özerk­ lik ilişkisinin mutlaka var olması gerek­

ele geçirmeyi başardı. İşçi Konseyleri, işçi sınıfının özyö­

tiği, partinin son kertede söz konusu

netim talebinin çelik disiplinli bir parti

bu çoklu yapıyı talimatla değil bir tür

İle bütünleşmediğinde yenilgiye nasıl

hegemonya İle yönetmeyi başarması

açık olduğunun bir tarihsel deneyimi

gerekmektedir. Devrim gibi zorlu ve

olarak tarihe geçti. Fakat bu bütün­

çok ciddi bedeller gerektiren bir an­

leşmenin özellikle önemli olduğu an,

dan sonra iktidarın ezilenlerin çoklu

devrim momentidir. Devrim sonrasın­

yapısıyla ne oranda paylaşılabileceği

da sınıfın öz örgütüyle sınıfın öncüsü

ise belki de sosyalist teorinin en zor çö­

arasında tam bir uyum ölümcül so­

züm üretebileceği sorunların başında

nuçlar doğurmaktadır. İşçi Konseyleri

gelmektedir. Bu sorunun sadece huku­

fikrinin kendisi yanlış değildir, yanlış

ki bir çözümü olamaz. Mesele ideal bir

olan devrim anında çelik disiplinli bir

sosyalist demokrasi rejimi kurgusu ola­

öncüye İhtiyaç duymaksızın bu yerel

rak da konulamaz. Çünkü bütün siyasi

organizasyonların

İktidarın

alınması

konusunda yeterli olacağı fikridir.

rejimler aslında somut güç dengelerini yansıtırlar. Bu açıdan genel formülas-

21. yüzyılda sosyalist hareketler

yonlar yerine her bir devrimde var olan

İktidar sorunu konusunda son derece

somut güç dengeleri üzerinde düşün-


mek gerekmektedir. Biennio Rosso, son derece heyecan verici bir işçi sınıfı mücadelesi dönemi olarak tarihteki yerini aldı. Böylesi bir sürecin yenilgiyle sonuçlanmış olması muhakkak ki işçi sınıfı mücadelesi açı­ sından büyük bir talihsizliktir. İçi sınıfı­ nın tarihi devrimler ve büyük zaferlerle olduğu kadar büyük yenilgilerle de dele edenler açısından zaferlerden çok daha büyük derslerle doludur. 2013­ 2015 dönüşüm momentinin sonunda ve Erdoğan faşizminin kurumsallaşma hamleleri peşinde olduğu 2016 Türki­ ye'sinde Biennio Rosso üzerine düşün­ memizi anlamlı kılacak oldukça fazla gerekçe var gibi görünmektedir.

BİENNİO ROSSO (KIZIL YILLAR) VE FABRİKA KONSEYL

doludur. Ancak bazen yenilgiler, müca­

70


“ DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SIN IFI Mehmet YILMAZER

58 o O: 73 O

Kapitalizm "IV. Sanayi Devrimi"ni

nüz makinaların olmadığı büyük atöl­

tartışmaya başladı. Her yıl dünya zen­

yelerde Ortaçağ'dan gelen iş aletleri

ginleri Davos'ta toplanır ve dünya

İle üretimin yapıldığı bir dönemdir. İş

n

ekonomisinin durumunu görüşürler.

bölümü henüz çok sınırlıdır.

>

Bu yıl konu: IV. Sanayi Devrimi'ydl. 2008 krizinden bir türlü çıkamayan

ların üretime girmesiyle büyük atöl­

5

kapitalizm bu konuda hala bir çözüm

yelerin yerini fabrikalar almıştır. Ka­

bulamamışken, IV. Sanayi Devrimi'ne

pitalist üretim biçimi hızla gelişmeye

umut bağlamış görünüyor.

başlayınca kırlar boşalmaya, büyük

tn

Kapitalizm bir toplumsal ve eko­ nomik düzen olarak ortaya çıktığın­ AS)

o

1790'larla birlikte buharlı makina-

kentler oluşmaya başlamıştır. Feoda­ lizmin

kırlardaki

katılaşan yapısına

dan beri sürekli değişen bir dina­

karşı kentlerin doğuşu yepyeni bir

mizm içindedir. Bin yıllık Ortaçağ'da

sosyal yaşama İşaret ediyordu. Bu ne­

değişim neredeyse kaplumbağa hızı

denle "kent özgürleştirir" sözü o dö­

ile gerçekleşmişken kapitalizm hızlı

nemi karakterlze eder.

bir değişim İçindedir. 16. yy'ın sonla­

II. Sanayi Devrimi'nin başlangıcı

rından beri büyük değişimler geçir­

elektrik enerjisinin kullanımıyla sem­

miştir. Özellikle makinaların üretime

bolize edilir. Elektriğin bulunuş hika­

girmesiyle değişim çok hızlanmıştır. O

yesi çok gerilere 1720'll yıllara kadar

nedenle, IV. Sanayi Devrimi'nin nasıl

gitse de, elektrik motorlarının kullanı­

bir değişime yol açacağı üzerinde dü­

mı 1880'leri bulur. Buhar enerjisinden

şünmek boşuna değildir. Yaşanmakta

yüz yıl sonra elektrik günlük yaşama

olan sadece bir teknik değişim değil,

girmiştir. II. Sanayi Devrimi sadece

aynı zamanda çalışma koşullarından

burada kalmaz, enerji olarak fosil ya­

sosyal yaşama

kıtların

kadar

hemen

tüm

alanlarda bir değişimdir.

bulunması, İçten

patlamalı

motorların yaşamımıza girmesi, çelik

IV. Sanayi Devrimi'nin nasıl bir şey

üretiminde devrimsel yenilenmeler,

olduğuna gelmeden, ondan önceki

radyonun bulunuşu kapitalist üreti­

üç sanayi devrimine kısaca göz atmak

min gelişmesinde büyük sıçramalar

gerekiyor. I. Sanayi Devrimi, 1790'lar-

yaratmıştır.

da buhar enerjisinin bulunması ve

III. Sanayi Devrimi 1970'lere de

maklnalara uygulanması ile başlar. Bu

başlar. Nükleer enerjinin kullanımı,

dönemden önce kapitalizm manüfak-

bilgisayarların üretim ve yaşama İlk

tür üretim dönemini yaşamıştır. He­

girişleriyle sembolize

olur. Aslında


o günlerden beri III. Sanayi Devrimi

robotlar tarafından yapılmaktadır. Bu

İçindeyiz. Fakat son kırk yılda teknik

sadece

yenilenme ve üretim biçiminde ya­

değil aynı zamanda doğrudan İşten

şanan değişimler, bunların sosyal ya­

edilmesidir.

İşgücünün

nltellkslzleşmesl

şama etkileri İnsanlığı yeni bir nitelik

"Sanayi Devrimi"kavramından öte­

sıçramasının eşiğine getirdiği İçin IV.

ye gidilirse; kapitalizm bir sosyal dü­

Sanayi Devrlml'nden söz edilir oldu.

zen olarak bütünüyle dikkate alınır­

arası İki yüzyılı kapsayan manüfaktür

Ancak kapsamıyla ilgili bazı tespitler

kapitalizm dönemidir; İkincisi 1790­

yapmak gerekiyor. Bu adlandırmalar

1970 yıllarını kapsayan yine İki yüz yıl

bütünüyle kapitalist toplumdaki yapı­

süren, fabrika kapitalizmi dönemidir;

sal değişimleri dikkate almadan ağır­

üçüncüsü İse 1970'lerden beri İçinde

lıklı olarakteknlkgellşmelere göre ya­

olduğumuz bllgl-hlzmet kapitalizmi

pılmaktadır. İlk İkisi enerji kullanımına

dönemidir. Henüz çok gençtir ancak

göre adlandırılmıştır; bunlar buhar,

bir yarım yüzyıldır vardır.

elektrik ve fosil yakıtlardır. Aslında

IV.

Sanayi

Devrimi,

1970'lerden

bu İki sanayi devrimi üretimde ma-

beri

kina kullanımı açısından aynı temele

değişimin İçinde kalan, onun derin­

dayanır, fakat makinaların yetkinleş­

leşmesi anlamına gelen bir basamak­

meleri açısından birbirinden çok fark­

tır. Bu konuda pek çok fantezi üretil­

lıdır. Buharlı maklnalardan elektrik ve

mektedir. Bu fantezilerden gerçekleri

patlamalı motorlara geçiş üretimde

ayırabilirsek IV. Sanayi Devrimi olarak

büyük bir sıçramaya karşılık gelmiştir.

adlandırılan basamağın bllgl-hlzmet

III. Sanayi Devrlml'nde İse nükle­ er enerji bir kaynak olarak devreye

kapitalizmde

yaşanan

yapısal

kapitalizminde nasıl bir gelişime denk düştüğü aydınlatılabilir.

girse de, esas olan bilginin üretim devresine doğrudan girmesidir. Bilgi­ sayarlarla üretimin yetkinleştirilmesi ve denetimi büyük bir gelişme ka­

Dördüncü Sanayi Devrimi Nedir? "Küreselleşme

hikayesi

devam

zanmıştır. Aynı zamanda rutin ve ağır

etse de, onun esas büyük yanı, yapay

İşlerde robotların devreye girmesiyle

zeka, robotlar, 3D baskı maklnaları

üretimde kullanılan maklnalarda bir

gibi otomasyon hikayesi yayılmaya

nitelik değişimi başlamıştır. İlk İki sa­

yeni başlıyor."1Burada III. ve IV. Sanayi

nayi devrlmlnde maklnalar İşçilerin

devrlmlerlnln birbirinin nasıl devamı

yeteneklerini ellerinden

olduğu görülür. 1970'lerde üretimde

alıp onları

bant sisteminin basit hareket yapan

1000 robot kullanılırken 2014 yılında

ekleri haline getirmiştir. Ancak III. Sa­

robot sayısı 1,6 milyona çıkmıştır. Bu

nayi Devrlml'nde devreye girmeye

sadece niceliksel bir büyüme değil

başlayan robotlar İşgücünü doğrudan

aynı zamanda niteliksel bir dönüşü­

üretimden uzaklaştırmıştı. Çoktandır

me de İşaret ediyor.

özellikle oto sanayinde üretimin %90'ı

İlk robotlar rutin ve ağır İşlerin

“ DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SINIFI

daha doğru olur. İlki 1580-1790 yılları

ğu konusunu fazla kurcalamayacağız.

ON

sa, onun üç aşamasından söz etmek

in

Sanayi devrlmlerlyle ilgili bu ad­ landırmaların ne ölçüde doğru oldu­


yerini alırken bu durum IV. Sanayi

60 O O: 73 O

bir değişim gibi algılandığında kapsa­

Devrimi'nde önemli bir niteliksel de­

mı çok daraltılmış olur. Aslında deği­

ğişime uğramaktadır. III. Sanayi Dev­

şen tüm toplum yapısı ve insanlar ara­

rimi yıllarında çelik, otomobil, tekstil

sı ilişkilerdir. Teknik deyimlerle sınırlı

üretimi büyük ölçüde robotlaşırken,

kalırsak III. Sanayi Devrimi mekanik

IV. Sanayi Devrimi'nde otomasyon ar­

ve elektronik sistemlerin yerini dijital

tık farklı alanlara sıçramaktadır.

sistemlerin

almasıdır.

Programlana­

verimlilik

bilir makinalarm üretime girmesidir.

sürekli bir tartışma konusu olmuş­

Daha geniş açıdan baktığımızda ise

tur. Üretime yeni makinalar girmeye

bilginin üretime katılımının

başladığında bunun karşılığı olarak

masıdır. Böylece II. Sanayi devriminin

verimlilik hemen artmamıştır. Elektrik

bant sistemine dayanan kitle üreti­

Sanayi

devrimleri

ve

hızlan­

n

motorları 1890'larda üretime girmiş,

minin yerini meta yaratımı almıştır.

tn

verimlilik ancak 1915'lerde artmaya

Meta yaratımı kaçınılmaz bir biçimde

> 5

AS)

o

başlamış, bu artış ancak 1940'larda

üretimde bilgi ve yaratıcılığın alanını

%180 seviyesine tırmanmıştır. İstik­

genişletmiştir. Buradan üretim siste­

rarlı bir artış için ortalama bir yarım

minde de bir değişiklik zorunlu hale

yüzyıl gerekmiştir. III. Sanayi Devrimi

gelmiştir. II. Sanayi Devrimi'nin üretim

ve verimlilik de sürekli tartışılan bir

biçimi Fordizm'in yerini grup çalışması

konu olmuştur. İT (İnformatlk Tekno­

almıştır.

lojisi) 1970'lerde başlar fakat verim­

Şimdi IV. Sanayi Devrimi'nde ne­

lilik artışı ancak 2010'larda %145'i

ler olmaktadır? Önce teknik terim­

bulur. 1970-2000 arası verimlilik artışı

lerle başlarsak şunlar söylenebilir: İlk

çok yavaştır.2 Yeni teknik İçin gerekil

önemli değişim yeni nesil yazılım ve

alt yapının İnşası ve işgücünün yeni

donanımdır. İnanılmaz bilgi kapasi­

teknik İçin eğitimi zaman alır. Bu ge­

tesi olan ve öğrenebilen yazılımlarla

lişimler asla doğru bir çizgi gibi geliş­

yapay zekanın sınırlarına gelinmiş ol­

mez, belli dirençleri aşarak inşa edilir.

masıdır. İkinci önemli değişim, cihaz

Sanayi devrimleri sadece teknik

tabanlı internetin ya da Nesnelerin İnternetinin (İnternet ofThings) geliş­ mesidir.

M ilyonlarca yılın evrimi olarak gelişmiş refleksmotor sistemlerimizin bilgisayar program larına dönüştürülmesi karmaşık ve d e va s a hesaplam aları gerektirirken, soyut akıl yürütmenin bilgisayar program ına dönüştürülmesi çok d ah a basittir.

Böylece yeni dönemde İT ile (İnformasyon Teknolojisi) ile OT'nin

(Ope-

rasyonel Teknolojisi) birlikte çalışması mümkün hale gelecektir. Bu yeni bil­ gilerin sürekli üretime uygulanması ve aktarılabilmesi anlamına gelir. Öte yandan Nesnelerin İnterneti ile makinaların makinalarla internet üzerin­ den ilişkisi (M2M) sağlanacaktır.3 Bu gelişmelerden

hareketle ge­

lecek on yıllarda üretim ve yaşam alanlarına nelerin girebileceğiyle ilgili


bugünden öngörüler yapılmaktadır.

çekler çarpıcıdır. Refleks sistemlerimi­

Bunlar artık fantezi değil yakın za­

zi yapay zekaya yüklemekle soyut dü­

manda yaşamımıza girecek yenilikler­

şünce sistemini yüklemek arasından

dir. Belli başlıları şöyle sıralanabilir:

İlginç farklar vardır.

-Büyük bilgilerin depolanma İmka­ nı,

"Her günkü yaşamımızda kullan­ dığımız refleks-kendlllğlnden

bece­

-Giyilebilir Internet,

rilerimiz ve duyusal algılar devasa ve

-Robotların her alana yayılması,

çok karmaşık hesaplamaları gerektirir.

-Büyük bir bilgi yükü İle yetkinleş­

Milyonlarca yılın evrimi bizi, bir arka­

tirilmiş süper bilgisayarların günlük

daşımızın yüzünü tanımak, ses ton­

kullanıma girmesi,

larını ayırt etmek, refleks sistemimizi

-Yapay zeka ve karar alma süreçle­ rinin onunla birleştirilmesi,

hücresi (nöronlar) İle donattı."

-3D (üç boyutlu) baskı ve üretim, bunun

tüketim

araçları

üretimine,

sağlıkslstemlne girişi.4

"Tersine, aritmetik veya

gibi 'daha yüksek düşünme' İle birleş­

zamanın yeteneğidir. Soyut düşünce,

şekilde öne çıkarılabilir? Üç geliş­

genellikle daha basit bilgisayar prog­

meyi öne çıkartmak gelecek dönemi

ramlarını; taklit ve hatta bu alanda İn­

nitelemesi açısından mümkündür. En

san kapasitesini aşmak daha az bilgi­

önemlisi hiç şüphesiz kİ yapay zeka­

sayar gücünü gerektirir."6

makinaların

maklnalarla

doğrudan

İlişkisidir. Üçüncüsü, 3D basıdır.

Yapay Zeka

Milyonlarca

yılın

evrimi

olarak

gelişmiş refleks-motor sistemlerimi­ zin bilgisayar programlarına dönüş­

üzerine pek çok spe­

türülmesi karmaşık ve devasa he­

külasyon yapılıyor, ancak üretimde ve

saplamaları gerektirirken, soyut akıl

toplumsal yaşamda yaratacağı deği­

yürütmenin

şimler açısından üstünde düşünme

dönüştürülmesi çok daha basittir. Ör­

zamanı çoktan gelmiştir.

neğin, bir odadaki meyve tabağında­

bilgisayar

programına

"Dljltallzasyonun katlanarak büyü­

ki elmayı bir robotun bulup, seçmesi

mesi her şey ve herkes hakkında çok

İnanılmaz hesaplamalar gerektirirken,

büyük bir bilgi yığını yaratıyor. Buna

çok yetkin satranç oynayabilen prog­

paralel olarak, karmaşık problemlerle

ramlar görece daha kolaydır.

ilgili bilgisayar programları hazırlana­

IBM'In

Deep

Blue

bilgisayarı

biliyor, programların öğrenme ve ken­

Kasparov'u yenebllmlştlr. Yine IBM'e

dini geliştirme yeteneği hızla İlerliyor.

alt VVatson bilgisayarı saniyede 800

"Bu durum, karar vermek İçin bü­

milyon sayfa okuyabildiği İçin bütün

yük bilgi depolamasının yükselişi ve

bilgi yarışmalarını kazanabiliyor. Fa­

yapay zeka ve robotların karar verme

kat durum İnsanlar açısından çok da

ve İş üzerine etkilerinin artması üzeri­

karamsar değildir.

ne İnşa ediliyor."5 Yapay zeka konusunda bazı ger­

tn

> 5

bin yıldır gelişmiş göreli olarak yakın

karakterlze edecek

dır. Diğeri, Nesnelerin İnterneti veya

O O: 73 O n

mantık

tirdiğimiz soyut akıl yürütme, bir kaç

Bu gelişmelerden hangileri IV. Sa­ nayi Devrlml'nl

İyi kullanabilmek İçin, milyarlarca sinir

61

Bir satranç turnuvasında bir çift genç amatör Amerikan oyuncu üç

AS)

o


bilgisayarın yardımıyla Deep Blue bil­

62

organlarının bile üretiminden söz edi­

gisayarını yenmişlerdir, (a.y. s.87) Bu

liyor. Bu anlamda 3D basım başlıca üç

konuda

Kasparov'un tespitleri çok

alanda etkili olacaktır. Sağlık alanında

anlamlıdır. Bilgisayarın "taktik keskin­

yapay İnsan organlarının üretilmesi

lik" özelliği üstünken, insan zekasının

3D ile daha etkili ve basit olarak müm­

"stratejik önderlik" özelliğine sahip

kün hale geliyor. Diğer alan doğrudan

olduğunu söylüyor, (a.y. s.87) Böyle

üretim alanıdır. 3D ile dizayn ve üre­

giderse toplumsal yaşamda yeni bir iş

tim arasındaki zaman ve mekan kı­

bölümü ortaya çıkacaktır.

salacaktır. Meta çeşitliliğini artıracak,

O O: 73 O

Bilgisayar programı yazan prog­

ayrıca yeni meta yaratımını hızlandı­

ramların geliştirilmesi ve ayrıca öğre-

racak etkileri olacaktır. Son olarak, tü­

nebilen programların yaratılması ya­

keticilerin kendi çaplarında ve ihtiyaç­

n

pay zeka yolunda önemli adımlardır.

larına göre üretici olma imkanı ortaya

tn

Bu gelişmeler dikkate alınarakyapılan

çıkmaktadır.

> 5

AS)

o

tahminlere göre ABD'de gelecek 20yıl

IV.

Sanayi

içinde işlerin %47'si bilgisayarların eli­

derinleşen

Devrimi

üçüncünün

bir devamıdır. Üretimin

ne geçecektir. Yine araştırmalara göre

dijitalize

dünya ölçeğinde gelecek yıllarda 140

çeşitlilik artmaktadır. Son iki devrim

milyon "kafa işi"nden (cognitive job)

arasında çarpıcı fark olup olmadığına

insanları bilgisayarlar kovacaktır.7

olmasıyla

etkinlik,

kalite,

baktığımızda önemli bir gelişmeye

Bütün bunları bir bütün olarak ele

vurgu yapmak gerekiyor. III. Sanayi

aldığımızda IV. Sanayi Devrimi üretim

Devrimi'yle sanayi üretiminde robot­

ve sosyal yaşamda büyük değişimle­

laşma başladı, bu nedenle işgücü bu

rin habercisidir.

alandan bilgi ve hizmet sektörlerine

Nesnelerin İnterneti

son sanayi

kaydı. Tek neden bu değildir. Yeni ge­

devriminin diğer önemli bir ayağı­

lişmelerle bilgi ve hizmet alanlarında

dır. Hemen her şeye İnsan ve aletlere

yeni İş alanları açıldı bilgi üretiminden

küçük sensörler ilave ederek şeylerin

sağlığa kadar çeşitli alanlarda yoğun­

birbiri İle doğrudan İlişkisi sağlana­

laşma oldu. Mekanik, rutin ve ağır İş­

caktır. Bu aynı zamanda üretim süreç­

lerde maklna ve robotlar İnsanların

leri için de geçerlidir. Böylece maki-

yerini aldı.

nalar hiçbir zaman kaybı olmaksızın birbirleriyle irtibat İçinde olacaklardır.

IV. Sanayi Devrimi İçin ne öngörü­

Üretimde etkinliğin ve güvenliğin art­

lebilir?

ması sağlanacaktır. Bu aynı zamanda

alanına kayan üretim ve işgücü, son

bugüne kadar bu İlişkiyi kuran insan

devrimle birlikte, daha açık söylen­

işgücünün devreden çıkması anlamı­

diğinde yapay zekanın gelişmesiyle,

na geliyor.

bllgl-hlzmet sektöründe de yeni bir

3D -üç boyutlu- baskıcılar üretim

Manüfaktürden

ayrışmayla

karşı

karşıya

bilgi-hizmet

kalacaktır.

ve tüketime yeni bir boyut kazan­

En genel deyimiyle "kafa İşi" başlıca

dıracaktır. Bir yandan 3D baskıcıları

İki alana ayrılacaktır. Yapay zeka yay­

yetkinleştikçe bu araçlarla hemen her

gınlaştıkça "kafa lşlerl"nln bir bölümü

şey üretilebilir hale gelecektir. İnsan

yeni maklnaların eline geçecektir. III.


63 o o= x> O o

n

o

c/ı

> :z: 2? Sanayi Devrimi'yle fabrikalardaki pek

değerlendirmeler

çok "el işi" ilk kuşak robotların eline

geçemez. Onun egemenlik sistemi,

geçti. IV. Sanayi Devrimi'yle birlikte

mülkiyet ilişkileri, sermaye birikiminin

pek çok "kafa işi" ilk kuşak yapay zeka

kanunları dikkate alınarak IV. Sanayi

bilgisayarların eline geçecektir.

Devrimi'ne bakılırsa ortaya bambaşka

Öte yandan Nesnelerin İnterneti ve 3D basıcılarıyla üretici ve tüketici

fanteziden

öteye

bir tablo çıkıyor. Yeni sanayi devriminin teknik bü­

arasındaki keskin ve yaygın sınırlar

yüsünden

da aşınacaktır. Dolayısıyla IV. Sanay

sistemin günümüzdeki yapısına ge­

biraz uzaklaşıp kapitalist

Devrimi üçüncünün basit bir devam

nel olarak bakıldığında iki temel özel­

değil, yeni niteliklere sahip, üretim ve

lik öne çıkmaktadır: İlki, günümüz ka­

toplum yapısında önemli değişimlere

pitalizminin yapısal açıdan öne çıkan

yol açacak bir devrim olmaya adaydır.

özelliği, 1970'li yıllardan beri derinle­ şerek süren finansallaşmadır. Diğeri,

Kapitalizmin Günümüzdeki Yapısı ve Dördüncü Sanayi Devrimi

son (III. ve IV.) sanayi devrimleridir. Birisi üretimden kopuk spekülas­ yonu ifade eder; öteki ise yeni üretim

Sözü edilen yeni sanayi devrimine sadece teknik yönden bakacak

tekniklerini anlatır. 1970'li yıllardan

olursak insanlığı bilim kurgu filmleri­

lardan beri her sabah televizyonlarda

ni aratmayacak bir gelecek bekliyor.

tanrıya dua eder gibi "piyasalara bak­

beri bu iki özellik İç içe gelişiyor. Yıl

Teknik yönden bakıldığında ortada

mak" kapitalizmin yarattığı yeni bir

görünen en önemli "tehlike", sık sık bilim kurgu filmlerine konu olan "ya­

ayin türü olmuştur. Piyasalar denen şey paranın ve kıymetli kağıtların o

pay zeka"nın insana egemen olma

günkü değerlerinin ne olacağı üzerine

ihtimalidir. Kapitalist sistemin bütü­

öngörülerdir. ABD Başkam'nın konuş­

nünü dikkate almadan, yapılan bu

ması, dünyanın bir köşesinde çıkan

< 73

K/> O


bir çatışma, hatta deprem veya fırtına

64 O O: 73 O

termiş %0,8'den %17,3'e çıkmıştır.

hep piyasayı etkiler. Bunu kapitalizm­

Dünyanın en büyük tekelleri olan

le yaşıt saymak büyük bir yanılgı olur.

ulaşım ve petrol alanındaki firmaların

Herkesi hizaya sokan, kıpırdamaları

toplam sermaye içindeki payı oldukça

ile insanlara korku veya neşe veren

mütevazıdır ve son 10 yılda biraz azal­

piyasa tanrısı alt tarafı kırk yıldır bu

mış %6,9'a gerilemiştir. Toplam kar

ölçüde etkindir. Üstelik etkinliği her

içindeki yapı ise oldukça önemli bir

geçen gün artıyor.

yer tutmakla birlikte %22,4'den %19'a

Kapitalizmin

günümüzdeki

ser­

maye yapısına baktığımızda finansal-

gerilemiştir. Kapitalizmin

belkemiği

üretim

laşmanın boyutu anlaşılır. 2014 yılını

(manüfaktür) sektörünün toplam ser­

dikkate alırsak dünyanın en büyük

maye içindeki payı 2014 yılında sade­

n

2000 şirketinin

sermaye yapısında

ce %6,9'dur. Bu sektörün toplam kar

tn

%73,6 ile finans sermayesinin kesin

İçindeki payı ise %18,6'dır. 1970'ler-

bir ağırlığı vardır. (Tablo 1) Ayrıca top­

den sonra bankalar büyük bir hızla

lam kar içinde en yüksek pay da finans

büyümüştür. Bunun bir nedeni de

> 5

AS)

o

sermayesinden gelmektedir. Toplam

devasa

karın %33,5'i spekülasyonlardan gel­

spekülasyon alanına akmasıdır. Spe­

mektedir. III. ve IV. Sanayi devrlmle-

külasyon alanındaki sermaye büyük

emeklilik sigorta fonlarının

rinin gözdesi informatik sektörünün

boyutlara ulaşınca piyasa tanrısı her

toplam sermaye içindeki payı son 10

şeye egemen olmaya başlamıştır.

yılda bir büyüme göstermemiş %5,5

Kapitalizmin güncel yapısında "pi­

seviyesinde kalmıştır. Ancak toplam

yasa" yani spekülasyon her şeyi kara

kar içindeki payı büyük sıçrama gös­

delik gibi içine çekmektedir. Bunun

T ab lo 1: E n B ü y ü k 2 0 0 0 Ş irk e tin S e rm a y e ve K a r Y ap ısı

T oplam serm ay e iç in d e fin a n s, sig o rta, em la ğ ın payı F in a n s, sig o rta , em la ğ ın to p lam kar iç in d e k i payı T oplam serm ay e için d e in fo rm a sy o n sanayi payı İn fo rm a sy o n sa n a y in in k ar için d e k i payı T oplam serm ay e iç in d e u la şım , p e tro l, altyapı se k tö rü n ü n payı U la şım , p e tro l, altyapı se k tö rü n ü n k a r payı T oplam serm ay e için d e m a n ü fa k tü r se k tö rü n ü n payı M an ü fa k tü r se k tö rü n ü n kar iç in d e payı

2004

2014

%70,8

%73,6

%32,7

%33,5

%5,9

%5,5

%0,8

%17,3

%7,5 %22,4 %7,1 %28,3

(Digital Labor and Imperialism, Christian Fuchs)

%6,9 %19,0 %6,9 % 18,6


en güzel örnekleri 2001 Nasdaq krizi

temel yapıların çekirdeğine sızdı.

ve 2008 flnans krizidir. O günlerdeki

"Blyoteknolojl sanayi, yaşamın bü­

adıyla "yeni ekonomi" yani Informa-

tün tasarımlarını oluşturan genlerin

tlk sanayinin kapitalizmi bunalımsız

patentini almayı deniyor. Telekomü­

günlere götüreceği öne sürülmüş, bu

nikasyon sanayi, toplumun çoğunun

sektöre büyük umutlar bağlanmıştır.

bilgilenme ve İletişiminin yürütüldüğü

Sonuçta kapitalizmin alın yazısı bir kez

radyo frekanslarının etkili bir kontro­

daha tekrarlandı, bu sektöre fazla ser­

lünü sağlayacak olan elektromanyetik

maye akışı gerçekleştiği İçin yeni eko­

tayfın özel sektöre satışını zorluyor. Ve

nominin "plyasa"dakl göstergesi olan

şimdi, nanoteknolojl sanayi, fizik dün­

Nasdaq İndeksi 2001 yılında çöktü.

yanın atomlar seviyesinde yeniden İş­

2000 yılında 5000'e tırmanan İndeksle

lenmesi süreçlerinin patentini almaya

birlikte balon patladı ve 2002 yılında

çalışıyor."8

Nasdaq İndeksi 800'e geriledi ve yeni ekonominin tüm

büyüsü

Bugün "çltleme" eylemi yeryüzünü

kaybolup

ve yaşamı kapsayan temel yapıların

gitti. 2008 yılı İse şişen finans spekülas­

çekirdeğine sızmaktadır. Bilindiği gibi "çltleme" kavramı İngiltere'de 14. yüz­

yonları balonunun patladığı yıl oldu.

yılda başlayıp 18.yüzyıla kadar devam

ABD'nln en büyük "yatırım bankaları"

eden küçük çiftçilerin ortak kullanı­

(spekülatörleri okuyun) bir kaç yıl İçin­

mındaki kamu topraklarının devletin

de battı. Bu krizin etkileri hala sürüyor,

teşvikiyle büyük toprak sahipleri tara­

hatta bir yenisinin eşikte beklediği yo­

fından çltlenmeslnl anlatır. İngiltere'de

rumları son günlerde sık tekrarlanıyor.

kırda kapitalizmin gelişmesinin hem

Piyasa tanrısı, 21. yüzyıl başlarında

yolunu açan, hem de ona büyük bir hız

hem "yeni ekonoml"yl hem de flnansı

veren özelleştirme hareketidir.

cezalandırdı, ancak hala yerlerine daha

Bugün blyoteknolojl, telekomüni­

İyisi konulamadı. Piyasa tanrısının yeni

kasyon, nanoteknolojl gibi doğa ve İn­

bir gazabı yakındır.

sanın temel yapı taşlarının çltlenmesl,

III. ve IV. Sanayi devrlmlerlnln ken­

sadece kapitalizmin yeni bir gelişim

dileriyle birlikte getirdikleri özelliklerin

aşamasına yol açmakla kalmayacak,

bazılarına bakalım.

İnsan ve doğanın çekirdeğinin özel ellere geçmesi sonucunu doğuracak­

a-Teknoloji ve mülkiyet:

tır. Bu muazzam gücün kapitalizmin

"Yirminci yüzyılın son çeyreğinde,

devlndlrici mekanizması kar uğruna

yeryüzünün geriye kalan donanımları­

kullanılmasıyla bugüne kadar yaşan­

nın ne kadarının çltlenmeslne ve özel­

mamış felaketlerin kapısı açılabilir.

leştirilmesine İzin verilebilir ve veril­ meli mldlrya da kamu sorumluluğuna mı bırakılmalıdır, tartışmalarını ateşle­

b- Otomasyonun sonuçları ve sınırları:

yen bambaşka ekonomik kanallar ve

İş genellikle İki gruba ayrılabilir. Ni­

İddiaları açığa çıkartan yeni teknoloji

teliği açısından algısal (kafa İşi) ve el İşi

türleri bulunmuştu. Şimdilerde, çltle-

olarak; İşin akışı açısından rutin ve ru­

me zorlamaları yeryüzünü kapsayan

tin olmayan İşler. Rutin İşler (kafa veya

65 o O: 7D O O tn

> 5

AS)

O


O'' On

el işi olması fark etmiyor) dramatik bir

bu bağ koptu. Son teknolojiler elbette

şekilde kayboluyor, yerini maklnala-

yeni İş alanları yaratıyorlar. Fakat son

ra veya robotlara bırakıyor. 19. ve 20.

yirmi yıldır "teknolojik İşsizlik" denen

yüzyılda bunalımlar sonrası güçlü sıç­

bir olgu ortaya çıkmıştır. Son teknoloji­

ramalar olurdu; 1990'lar sonrası böyle

ler İle kaybolan İşler, yeni ortaya çıkan­

“ DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SINIFI

olmuyor. 1980'ler, 1990'lar ve 2000'll

lardan daha fazladır. Bu nedenle özel­

yıllar karşılaştırılınca, kasiyer, emall

likle Üçüncü Dünya Ülkelerinde çok

sekreteri, banka veznedarı gibi rutin

fazla olmak üzere kapitalizm İçinde

kafa İşleri; öte yandan maklna opera­

sürekli büyüyen bir "fazla nüfus" var­

törleri, duvarcı, terziler gibi el İşleri sü­

dır. Bu kitle Marks'ın bunalımlara bağlı

rekli kaybolmaktadır. Üstelik bu kay­

olarak artan veya eksilen "yedek sana­

bolmanın hızı gittikçe artmaktadır. Bu

yi ordusu"ndan farklı bir fenomendir.

İşlerde 1981-1991 arası azalma %5,5

Flem süreklidir, hem de yavaş da olsa

İken, 1991-2001 arasında azalma hızı

devamlı büyümektedir.

%6,6 olmuş, 2001-2011 arasında İse % 1 1'e çıkmıştır.9 "Bugün

nüfusa

"Teknolojik

İşsizliği

açıklamaya

aday olan üç ekonomik mekanizma İstihdam

vardır: Esnek olmayan talep, hızlı de­

oranı son yirmi yılın en düşük sevi­

oranla

ğişim ve derin eşitsizlik."12 Esnek olma­

yesindedir ve ortalama İşçi ücretleri

yan talebin 90'lardan sonra yaşanan

1990'lardan daha düşüktür. Bununla

kopmayı

birlikte, verimlilik, GDP, yatırım ve kar­

bellidir. Bazı mallar fiyatı ucuzlaşa bile

lar rekor yüksekliklerdedir."10

yeterince

açıklamayacağı

sayıca daha fazla tüketllmeyeblllr. Fi­

Sadece rutin İşlerde değil yapay

yat düşmesi karşısında daha fazla gi­

zekanın gelişmesiyle yetenek İsteyen

yecek veya yiyecek alabilirsiniz, ancak

kafa İşleri de tehdit altındadır."Gelişen

daha fazla buzdolabı almazsınız. Belki

yapay zeka, etkinliği ve verimliliği art­

yenileme süresi kısalır. Belli bir zaman

tırmak, İnsan İşgücünü azaltmak İçin

sonra yenileme süresi kısalacağı İçin

bütün profesyonel İş alanlarını boy­

esnek olmayan talep İşin kaybolmasını

dan boya keserek İstihdam ediliyor."11

açıklamaz.

Avukatlık bürolarında 6 milyon dokü­

Buna karşılık günümüzdeki "tekno­

manı aylarca 2,2 milyon dolara Incele-

lojik işsizliği"diğer İki mekanizma daha

yebllen elemanların yerini eDIscovery

İyi açıklamaya adaydır. Hızlı teknik de­

programı almıştır. 1,5 milyon doküma­

ğişim, hem doğrudan bazı İşlerin orta­

nı 100.000 dolara İnceleyebilmektedir.

dan kalkmasına neden olur; hem de

Bu program sadece okumuyor, belge­

yeni ortaya çıkan İşler İçin gerekil eği­

leri İnceleyip, analiz yapma yeteneği­

tim fırsatını elde etme İmkanları zor­

ne de sahiptir. (a.y.)

laşır. Ayrıca gerekil eğitim alınsa bile

Yeni teknolojilerin canlı emeğin ye­

pazarın ememeyeceğl kadar bir arz

rini alması kapitalizmin sürekli İşleyen

gerçekleşirse yine İşsizlik kaçınılmaz­

bir kuralıdır. İki yüz yıldır teknik geliş­

dır. Bir dönem hızla artan bilgisayar

me aynı zamanda yeni İstihdam alan­

programcılarının başına bu gelmişti.

ları da yarattı. Bazı İşler kaybolurken

"Hızlı

diğerleri ortaya çıktı. Fakat 1990'larda

önemlidir.

teknik değlşlm"ln Bunun

en

hızı

belirgin

da işa­


reti

üretim

yenilenme

araçlarının-makinaların aralığındaki

rilmesi gereken şartlardır.13

değişimdir.

"Fazla nüfus"a"temel gelir"bağlan­

1990'lara kadar sanayide makinaların

ması günümüz kapitalizminin yarattığı

yenilenme periyodu ortalama 15-20

sorunların çözümlenmesi değil, üstü­

yıl kadardır. III. Sanayi Devrimi geliştik­

nün örtülmesi anlamına gelir. Bugü­

çe yenilenme periyodu 5-8 yıla kadar

ne kadar kafa ya da kol işi olsun rutin

düşmüştür. Bu hız sürekli büyüyen bir

nitelikteki işlerin yerini makinalar ve

"teknolojik işsizlik" yaratmaktadır. IV.

robotlar almıştı. Rutin olmayan işlerse

Sanayi Devrimi derinleştiğinde kaybo-

varlıklarını koruyabilmişlerdi. IV. Sana­

lacak"kafa işi"sayısı da artacaktır.

yi Devrimi geliştikçe, özellikle yapay

"Derin eşitsizlik", "teknolojik işsizli­

zeka fantezi olmaktan çıkıp üretimle

ği" açıklamada yeterli değildir. Ancak

ilişkisi yoğunlaştıkça rutin olamayan

67 0 01 73 O

günümüz kapitalizminin genel yapı­

kafa ve kol işleri de"tehdit"altında ola­

n

sını dikkate aldığımızda, sermayenin

caktır. Çünkü yapay zekanın en önemli

tn

üretimden

özelliği öğrenebiliyor olmasıdır.

spekülasyona

kayması,

neoliberal ekonomi politikalarla aşı­

Bu satırları yazarken dünya şampi­

rı sermaye yoğunlaşması sonucunda

yonu Go oyuncusunu, AlphaGo isim­

oluşan büyük yoksullaşma mallara ta­

li bilgisayarın üç kere yendiği ancak

lebi sınırlamaktadır. Ekonomiler yere

dördüncü

kapaklanınca bir daha hızla ayağa

yansıdı. Aynı zamanda Japonya'da bir

kalkmaları artık zorlaşıyor.

servis kamyonu şoförsüz olarak bütün

oyunu

kaybettiği

5

basına

Netice olarak, günümüzde yapısal­

Japonya'yı baştan sona dolaşıp mal

laşan işsizliğinin, diğer deyişle "fazla

dağıtımı yapıp işini başarıyla tamam­

nüfus"un bir yanı teknik hızlı yenilen­

lamış.

meden gelmekte; fakat diğer yanı da

>

Bu gelişmelerden sonra soru, "tek­

liberal politikaların yarattığı devasa

nolojik işsizliğin" nasıl çözümlenece­

yoksullaşmadan

kaynaklanmaktadır.

ği değildir. Teknikle veya daha genel

Fırtınalı teknik gelişme ve en az onun

söylendiğinde üretim araçlarıyla top-

kadar fırtınalı spekülasyon, başka bir

lumun-insanın ilişkisinin nasıl yeniden

deyişle sermayenin üretim devresin­

tanımlanacağıdır? Kapitalizmin pazar,

den para oyunlarına kayması artan

kar ve özel mülkiyet ilişkileri çerçeve­

"fazla nüfus"un temel nedenleridir.

sinde bu sorunun bir cevap yoktur.

Yakın gelecekte bu "fazla nüfus"a

Veya cevapların en iyisi "fazla" İnsan­

bir çözüm görünmediğinden herkese

lara "temel gelir" bağlanması oluyor.

"temel gelir" (basic income) dağıtılma­

Böylece toplumun çok azınlık bir ke­

sı günümüzün önemli tartışma konu-

simi yapay zekayla çalışıp, onu denet­

larındandır. Brezilya'da Lula'nın uygu­

leyip yönlendirebilir durumda olacak­

ladığı "Bolsa Familia" yardım programı

ken, geniş bir kesimi olan-biteni aldığı

böyle uygulamalar için örnek olarak

"temel gelir" ile televizyonlardan izle­

gösteriliyor. Yardım nakit olarak ailede

yip, toplumsal "fazla" olmanın verdiği

kadının eline teslim ediliyor. Çocukla­

ruh hali ile çürümeye yatacaktır.

rın okutulması ve düzenli sağlık kont­

Teknik gelişmenin teorik olarak sı­

rolü yaptırmak yardım için yerine geti­

nırı yoktur. Pratik olarak ise iki sınırı

AS)

o


vardır. Genel teknik alt yapı yeni ge­

İmkanlarına sahip olabilecek bir geliş­

lişmeler İçin yeterli olmadığında, bu

me İçine giriyor. Fakat diyalektiğin bir

durum yeni bilimsel buluşlar İle aşıla­

kanunu gibi son sanayi devrlmlerl İle

bilecektir. Elbette bu noktada doğanın

önce büyükölçüde üretlm-çalışma ala­

getireceği sınırlamalar önemlidir. Bu

nının dışına sürülüyor, onunla yeniden

sınırlamalar İse yeni tarz tekniklerle

farklı koşullarda buluşmak İçin.

aşılabilecektir. Diğer sınır İse üretim­

68 O O: 73 O

le İnsanın İlişkisidir. Burada egemen­ lik İlişkileri, sınıfların çıkar İlişkileri rol

c- Son sanayi devriminde verimlik ve ücretler:

oynar. Sınıflı toplumlarda "teknik" ge­

Önceki sanayi devrlmlerl gibi so­

lişim kaçınılmaz bir şekilde egemen

nuncusunda da önce yeni teknikler

sınıfların çıkarlarına göre şekillenir.

üretim devresine girdi, ancak sistemde

n

Ancak bunun sınırlarına doğru yakla-

toplam verlmllllkçokdaha sonra geldi.

tn

şıyoruz.Teknlkgelişim İnsanın varoluş,

Son sanayi devriminde veya o dönem­

kendini fizik ve moral olarak yeniden

deki aktüel adıyla "yeni ekonom ide

üretme koşullarıyla köklü bir çatışma­

verimlilik İki binil yıllarda görülmeye

ya gidiyor. Bunun İzleyeceği yolları

başlandı. 1970'lerde başlayan süreçte

ve detaylarını bugünden öngörmek

verimlilik hemen ortaya çıkmadı. Çık­

elbette mümkün değildir; ancak bu

madığı gibi "yeni ekonom iden bek­

çatışma derinleştikçe tekniğin-bilimin

lentiler o kadar yüksek oldu kİ, bu ala­

İnsanla İlişkisi köklü bir değişime zor­

na yapılan sermaye akışı ve yatırımlar

lanacaktır.

pazarın gazabına uğradı ve 2000 yılın­

> 5

AS)

o

İnsan

da Nasdaq İndeksinin çökmesi lle"yenl

emeğinin niteliğini ortadan kaldırdı,

ekonom iden mucizevi beklentiler de

Maklnalar

bugüne

kadar

onu makinaların basit bir uzantısı ha­

çöktü. Alana yığılan fazla sermaye bat­

line getirdi. Yeni gelişmeler -robotlaş­

tı. Bu kriz sonrası yatırımlar uygulama

ma ve yapay zeka- İle İnsanlığın büyük

tekniklerine yöneldi ve İki binil yıllarla

bir bölümü üretim dışına İtiliyor. Bu

birlikte verimlilik yükselişe geçti.

yeni bir gelişmedir. Son sanayi dev-

1970'll yıllardan 1995'e kadar ve­

rlmlerlnln en temel özelliği budur. İlkel

rimlilikte belirgin bir artış olmaz. Artış

komünal toplumda çalışma ve kültür,

1995'ler sonrası başlar. 1995'te verimli­

gelenek İç Içeydl. Bütünüyle çalışma

lik 100 kabul edilirse 2010yılında 145'e

ve yaşam İç Içeydl. Gittikçe çalışma

ulaşmıştır.

İnsanın moral dünyasından -kültür,

1950'lerde 40 saatte yapılan İş, 2014'de

sanat, gelenek- keskin bir şekilde ay­

11 saatte yapılabilir hale gelmiştir.14

rıldı. Ayrıldıkça fizik çalışma şartları

Verimliliğin teknik yeniliğin epeyce ar­

İnsanın yaşam dünyasını şekillendiren

kasından gelişi önceki sanayi devrlm-

en önemli koşul oldu. Çalışma "geçim"

lerlnde olduğu gibidir. Bu aralık yak­

İçin oldu. Yaşam tüm zengin yönleriyle

laşık 30-40 yıl civarındadır. Son sanayi

"geçlm"ln dar kalıpları İçine sıkıştırıldı.

devriminde de bu zaman aralığı he­

Başka

bir

karşılaştırma,

Günümüzde İnsanlık yeniden bü­

men hemen aynıdır. Ancak öncekilerle

tünlüklü çalışma, yani fizik ve moral

son sanayi devrlmlerl arasında çok çar­

koşulların bütünlüğü İçinde çalışma

pıcı bir farklılık vardır. Buhar ve elektrik


sonrası bu alanlara muazzam sermaye yatırımı olmuş, demiryolları, otomobil, kara yolları İle bu alanda sermaye payı ekonomi İçinde büyük bir yere ulaş­ mıştır. Son sanayi devrlmlerlnde İse kırk yılı aşkın bir süre geçmesine rağ­ men "yeni ekonom inin toplam İçinde­ ki sermaye payı hala % 6 civarındadır. Yeni teknolojiler, bilgisayar ve benzeri büyük sermaye yatırımlarını harekete geçirecek nitelikte değildir. Bu neden­ le ekonominin genel hız almasında rolleri sınırlıdır. Buradan verimlilik ve ücret bağ­ lantısına geçtiğimizde burada da "tek­ nolojik lşslzllk"te olduğu gibi 1990'lar sonrası

bir

kopma

yaşanmaktadır.

Yüksek öğrenim görmüş İşgücü dahil ABD'de 2000 yılı sonrası ücretler durgunlaşmıştır. İki bin yılına kadar kısmi bir artış olmuş, sonra düşme başlamış­ tır. "Bilgi toplumunun yükselmesiyle güçlü yeteneklere ve İyi bir eğitime ka­ pıların açıkduracağı sanılablllr. Bunun­ la birlikte yakın dönem kanıtları bu­ nun artık doğru olmadığını gösteriyor. 1991-2013 arasında ABD'de gerçek ücretlerde bütün eğitimli İşgücü yel­ pazesinde ücretler durgunlaşmıştır."15 Bunun sadece ABD'ye özgün olmadığı hemen tüm dünyada böyle olduğu bi­ liniyor. Özellikle 1945'ler sonrası verim­ lilik ve ücret artışı adeta otomatik ger­ çekleşen bir sistem olmuştu. Bu durum Türkiye'de bile böyleydl. Türkiye'de bu bağlantı 12 Eylül askeri darbesinden bir müddet sonra 1980'lerln ortasında koptu. Gerçek ücretler ya durgunlaştı ya da geriledi. "Bu arada GDP arttı, peki para nere­ ye gitti?" (a.y.) 1965 yılında CEO ücret-

lerl ortalama İşçi ücretlerinin 20 katıdır. 1989 yılında bu rakam 58 olur. 2013 yılında CEO'ların ücreti ortalama üc­ retlerin 273 katına fırlar, (a.y) "Paranın nereye gittiği" çok açık! CEO'ların büyük paralan ücret veya gelir olarak almalarının verimlilikle bir İlişkisi olamaz. Bir İnsan belli bir ça­ lışma saatinde ne üretmiş olabilir kİ diğerinden 273 kat fazla ücrete sahip olsun! Bu durumun açıklaması kapita­ lizmin 1970'ler sonrası yapısal bir deği­ şimle flnansallaşmasıyla açıklanabilir. Dev para kaynaklarının bankalar, si­ gorta şirketleri ve büyük emlak firma­ larında toplanması ve spekülasyonun hiç olmadık boyutlara varmasıyla, "ge­ lirin" ve hatta karın, kapitalizmin temel sistemi olan üretim ve ticaret İle bağı kopmuştur. "Paranın

ölümü

-doların

altınla

bağının kopması b.n- dünyayı İki eko­ nomiye parçaladı. Bu ekonomilerin küçüğüne 'gerçek ekonomi' diyorum. Burada üretilir, ticaret yürütülür, araş­ tırma yapılır ve hizmet görülür... Diğer ekonomi, 'flnans ekonomisi', gerçek

69 DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ" VE İŞÇİ SINIFI

araçlar, II. Sanayi Devrlml'ndekl gibi

M akin alar bugün© kadar insan em eğinin niteliğini ortadan kaldırdı, onu m akinaların basit bir uzantısı haline getirdi. Veni gelişm eler -robotlaşm a ve y a p a y zeka- ile insanlığın büyük bir bölümü üretim dışına itiliyor. Bu yeni bir gelişm edir. Son sanayi devrimlerinin en temel özelliği budur.


ekonomiden yirmi-yirmi beş kat daha

temin yıkılışı birbirini etkileyen olgular

büyük hacimdedir. O, ticaret değil fa­

oldular. Sınıf örgütlülüğü zayıfladıkça,

kat spekülasyon ekonomisidir. Onun

ücret ve çalışma koşulları için mücade­

ticareti finans araçlarıyladır."16 Ekono­

le neredeyse bireysel pazarlıklara geri­

minin adeta ikiye bölünmesi, finans

lemiştir.

ekonomisinin emek-değer kanunuyla

Bu tabloya baktığımızda verimlilik

bağının kopması, spekülasyon balo­

ve ücret arasındaki bağın kopmasının

o “ DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SINIFI

nun şişmesiyle, verimlilik ve ücret ara­

geçici olmadığı ortaya çıkar. Kopma

sındaki bağın kopmasının kaçınılmaz

uzar ve derinleşirse bunun önemli so­

bir bağı vardır. "Gerçek ekonomi"nin,

nuçlarının olması kaçınılmazdır. Fakat

yani üretimin ve ticaretin üzerini "fi­

bugünden somut verilerle konuşmak

nans ekonomisi" bir bulut gibi sarıp

için erkendir. Fakat bazı işaretler or­

sarmalar, onun soluk alıp verişini doğ­

taya çıkmıştır. İşin gerilimli yapısı yeni

rudan etkiler. Böylece CEO'ların geliri

iş hastalıkları yaratmıştır. "Burn out"

ortalama ücretin 273 katına çıkabilir.

bunların başında geliyor. Bu hastalığın

Hiç şüphesiz bu spekülasyon sadece

"kafa iş"inde ortaya çıkması günümüz

CEO'larla sınırlı değildir. Onlar zirve­

iş ortamının genel yapısını anlatıyor.

de oldukları için en göze batanlardır.

Verimlilik ve ücret arasındaki bağın

"Finans ekonomisi"nin üst katlarında-

kopması sermayenin keyfiliğini arttı­

kilerin büyük bir bölümünün gelirleri

racağı için çalışma ortamlarında moral

benzer ölçüde spekülasyonlardan pay

değerleri büyük ölçüde tahrip ediyor.

aldıkları için inanılmaz rakamlara tır­ manmıştır.

"Yapısal değişimin üç zaafı düşük kurumsal bağlılık, işçiler arasında sami­

Öte yandan, son sanayi devrimle-

mi güvenin azalması ve kurumsal bilin­

riyle üretim teknikleri değişerek, yay­

cin zayıflamasıdır."17"Yeni Kapitalizm"in

gın bant üretiminden grup üretime

kültürü

geçildi. Bilgi ve hizmet sektöründe ise

insanları üç yönden güvensizlik ku­

üretimin biçimi bireysel özellikleri öne

şatmaktadır. Fordizm günlerinde aynı

böyle

şekilleniyor.

Çalışan

çıkartan bir yapıda olduğu için serma­

hareketlerin her gün tekrarından do­

ye karşısında emeğin gücünü zayıflat­

ğan yıpranma ve aşınmanın yerini tü­

tı.

müyle güvensiz bir ortamda çalışma Verimlilik ve ücret arasındaki bağın

almaktadır. Yaratıcı işin artmasına, ge­

kopmasındaki biri ekonomik yapının

nel olarak kafa emeğinin çoğalmasına

genel değişiminden; öteki yeni teknik­

rağmen, çalışma ortamında yoğun bir

lerle üretim ortam ve yollarının değiş­

güvensizlik oluşmaktadır. Bu durum

mesinden gelen nedenlerin yanında,

işle insan arasındaki ilişkiyi kaçınılmaz

bir de sınıflar mücadelesi gerçekliğin­

bir şekilde değiştirecektir.

den gelen bir yön vardır. Kapitalizm 1970'lerle

sermaye

birikim

Sermaye kar oranlarındaki azalma

tarzını

nedeniyle üretim devresinden kaça­

finansallaşma yönünde köklü bir şe­

rak finanslaşmaya yönelmişti; verimli­

kilde değiştirirken aynı zamanda sınıf

lik ve ücret arasındaki bağın kopması

örgütlenmelerine topyekün bir savaş

derinleşirse üretimden kaçış sırasının

açtı. Bu savaşla dünyada sosyalist sis­

emeğe gelmesi şaşırtıcı olmaz. Bunun


ları karşılamak ve kar etmek İçin etkin

elbette mümkün değildir. Ancak İn­

ekonomik boyutlar yaratmada İş faali­

sanlık tarihinde köleciliğin son günle­

yetlerinin dlkeyyoğunlaşması lehiney­

rinde, kölelerin o günün makinalarını

di. Yeni bir İrtibat/enerji matrisi ortaya

sürekli tahrip etmeleri örneği vardır.

çıkıyor ve bu yeni bir "akıllı" kamu alt­

Yakın tarihte Fordlzm'e karşı İşçilerin

yapısıdır. Nesnelerin İnterneti herkesi

İsyanı, bant hızlarını bozmaları, sık sık

ve her şeyi yeni ekonomik paradigma İçinde bağlayacaktır. Bu Birinci ve İkin­ ci Sanayi devrlmlerlnden daha karma­

sistemin ünlü "biz çalışıyor gibi yapı­

şıktır, fakat onun mimarisi merkezi ol­

yorduk, onlar da ücret veriyormuş gibi

maktan çok bölüşümcüdür."18

yapıyordu" deyişi çalışma ortamının

Jeremy Rlfkln, son sanayi devrlm­

disiplin ve moral olarak ne ölçüde çö­

lerlnln birinci ve İkincisi gibi merkezi

kebileceğinin çarpıcı örneklerindendir.

yapıda olmadığını, "bölüşümcü" oldu­

Sermaye kadar güçlü olmadığı İçin

ğunu İddia ediyor. 3D gibi yeni üretim

emeğin üretimden kaçması tümüy­

teknikleri, güneş ve rüzgar enerjisi gibi

le üretim devresi dışına çıkması an­

yeni enerji teknikleri büyük tekellere

lamına gelmeyebilir. Üretim sürecini

bağımlılığı ortadan kaldırabilecektir.

sabote etmesi, İmkan bulursa doğru­

Bu altyapının yanında Nesnelerinin İn­

dan üretim devresinin dışına çıkması

ternetiyle birlikte bağımsız, hatta kişi

mümkündür. Sonuç olarak, verimlilik

ve küçük gruplara özgü üretim ada­

İle ücret arasındaki bağın kopması

cıkları yaratılabilir. Bu görüş bir yanıyla

aynı zamanda kapitalist üretim siste­

doğrudur. Ancak bunların ekonomide

minin bozulması anlamına gelir. Gü­

nasıl bir ağırlık yaratabileceği tartışma

nümüz kapitalizmi bir yanda devasa

konusudur. Bugüne kadar parlak bu­

spekülasyon, öte yanda robotlarıyla

luşlara sahip gençlerin ürünleri büyük

bu yola çıkmıştır.

Informatlk firmaları tarafından satın

III. ve IV. Sanayi devrlmlerlnln bir

alınıp tekelci yapının İçine katıldı.

özelliğine "emeğin üretimden kaçma­

Konumuza dönersek, verimlilik ve

sı" İmkanları açısından değinmek ge­

ücret arasındaki bağın kopması de­

rekiyor.

rinleştiği ölçüde emeğin "bölüşümcü"

"(Herbert) Spencer ve takipçileri­

alanlara kaçması mümkün olabilir. Bu­

nin yanıldığı nokta, toplumda artan

nun İçin emek II. Sanayi Devrimi gün­

karmaşıklığın kaçınılmaz bir şekilde İş

lerinden daha fazla İmkanlara sahiptir.

dünyasının dikey yoğunlaşmasını ve çok az sayıda kurum ve kişinin elinde kontrol ve yönetimin daha merkezileş­ mesi gerektiğini sanmalarıdır. "Karmaşık olmak her zaman dikey

d- III. ve IV. Sanayi devrimlerine bazı tepkiler En önemli tepki son bilimsel geliş­ melerin -genetik, nano, yapay zeka-

yoğunlaşma ve merkezileşme İle eş

patentlerle özel mülkiyet tarafından

anlamlı değildir. Birinci ve İkinci Sanayi

çltlenmeslnedlr. "Açık bilgisayar prog­

devrlmlerlnde irtibat/enerji matrisleri

ramı hareketinin de (free software

marjinal maliyeti düşürmek ve yatırım­

movement) İçinde bulunduğu Özgür

“ DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SINIFI

hasta olmaları, sürekli İş değiştirmeleri de bir örnektir. Öte yandan, sosyalist

vj

nasıl olacağını bugünden öngörmek


yavaş zayıflıyor. İngiliz yardım kuruluşu

CM “ DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SINIFI

Bütün bu gerçekliğin yanında, son sanayi devrim leri ile bilginin mülkiyeti, bir avuç azınlığa öncekilerle karşılaştırılam ayacak ölçüde büyük güçler verecektir. Doğa ve insanın temel yapı taşlarını kontrol edebilecek ölçüde büyük bir güç!

Oxfam'ın raporuna göre, neollberallzmln çılgın koşusuyla gelinen noktada dünyanın %1'lnln serveti %99'unun servetine eşittir. Sadece 62 milyarde­ rin serveti dünyanın en yoksul %50'slnln servetine eşittir. Bu tablo hem özel mülkiyetin devasa gücünü gösterir­ ken, öte yandan mülkiyeti dünyanın %99'u İçin hayale dönüştürüyor. Bütün bu gerçekliğin yanında, son sanayi devrimleri İle bilginin mülkiyeti, bir avuç azınlığa öncekilerle karşılaştı­ rılamayacak ölçüde büyük güçler vere­

Kültür Hareketi, genel olarak bilginin

cektir. Doğa ve İnsanın temel yapı taş­

özel mülkiyetin çitleri dışında olması­

larını kontrol edebilecek ölçüde büyük

nı savunuyor, sadece savunmakla kal­

bir güç! Bu gidişe bir tepkinin oluşması

mıyor, bu bilgileri çeşitli yollarda elde

kaçınılmazdır. IV. Sanayi Devrimi bu gi­

edip herkese açık hale getiriyor.19

dişi hızlandıracaktır.

Öte yandan, eğitimi elit üniversite­ lerin dışına taşımak İçin Stanford Üni­

IV. Sanayi Devrimi ve İşçi Sınıfı

versitesinde Profesör Sébastian Thrun

Kapitalizm doğduğu yıllardan gü­

yapay zeka konusunda "online" kurs­

nümüze büyük değişimler geçirmiştir.

lara başladı. 2011 yılında 200 öğrenci

Bu değişimlerin

detayları

konumuz

İle başlayan süreç kısa sürede 160 000

değil, ancak İki temel alandaki değişim

öğrenciye ulaştı. Sonraki yıllarda bu

önemlidir. Bunlar da sermaye birikim

eğitime İlgi büyük oldu. Şimdi Cour­

tarzı ve üretim biçimleridir. Sermaye

sera adı altında 196 ülkede 2,7 milyon

birikim tarzı ve üretim teknikleri bir­

öğrenci eğitim görmektedir.20 Kapitalizmin her şeyi özel mülki­

birini etkiler. Kar oranlarında düşme yaşanmaya başladığında devreye yeni

yet ve kara hapseden anlayışına karşı

üretim tekniklerinin girmesi kaçılmaz

yavaş da olsa "karsız İşletmeler" artış

olur. Fakat kar oranlarını yeniden yuka­

göstermektedir. Genellikle sağlık ve

rıya çekmenin tek yolu üretim teknik­

kültür alanında yaygın olan bu İş­

lerini yenilemek değildir. Hatta üretim

İşgücünün

tekniklerini sürekli yenilemenin serma­

%16'sı, Belçika'da %13'ü, İngiltere'de

yenin organik bilişimini arttıracağı İçin

%11'i, ABD'de %9'u, Kanada'da %12'sl

kar oranlarını aşağıya çeken bir etkisi

çalışmaktadır.21

vardı. Fakat teknlkyenllenmeyeteneği

letmelerde

Hollanda'da

Devasa tekel egemenliği denizinde küçük tekneler gibi salınan bu geliş­ melerin bugün niceliğinden çok niteli­

ve hızını elinde tutan firmalar dalma ek kar elde etme şansına sahiptirler. Üretim tekniklerinde değişim İşçi sı­

ği önemlidir. Kapitalizmin sınırları İçin­

nıfının durumunu doğrudan etkileyen

de özel mülkiyetin "kutsallığı" yavaş

önemli bir etkendir. Günümüzde IV. Sa­


nayi Devrimi'nden söz ediliyor. Bu üre­

yer alan tasarım ve dizayn elemanları

timde yeni tekniklerin devreye girmesi

henüz çok sınırlıydı. Bant sistemiyle

demek olduğu için sınıfın durumunu

kitle üretimi yapıldığı için meta çeşitli­

doğrudan etkilemeye aday gelişme­

liği henüz zayıf, kitlesi büyüktü.

lerdir. Bugün sınıfı nasıl bir değişim

1970'li

yıllarla

birlikte

İnforma­

atılınca

üretimde

beklemektedir? Bunu daha İyi açıkla­

tik Çağı'na adım

yabilmek İçin bugüne kadar yaşanan

iş bölümünde yeni

değişimlere kısaca göz atmak gerekir.

şanmaya başladı. Bant sisteminden

gelişmeler ya­

(Fordizm'den) takım çalışmasına geçiş­

öncesi manüfaktür üretim dönemin­

le niteliksiz işçiler üretim bilgisi edin­

atölyelerde

me anlamında kısmi nitelik kazanma­

toplanan veya evlerde üretim yapan

de

(1550-1790)

büyük

ya başladılar. Bilim ve bilginin üretimle

İşçiler Ortaçağ'dan gelen aletlerle üre­

ilişkisi köklü bir şeklide değişti. Bilimsel

tim yapıyorlardı. Henüz iş bölümü çok

buluşlar ve onların üretime uygulan­

sınırlıydı. Bu nedenle metanın tasarı­

ması daha kısa aralıklara geriledi. Kitle

mını ve üretimi aynı kişiler yapıyordu.

üretiminden çeşit üretimine geçilerek

Ortaçağ'ın zanaatkarları veya ustaları

sürekli yeni metaların yaratıldığı bir

bin yılların üretim bilgisi ve geleneği

üretim biçimi ağırlık kazanmaya; böy­

ile yeni koşullara uyum yapmaya çalı­

lece meta içinde "kafa emeğinin" payı

şıyordu. Emekyaptığı üretime göre bir

büyümeye başladı. Mühendis, tasarım,

niteliğe, yeteneğe sahipti. Manüfaktür

dizayn elemanlarının sayısı daha önce­

kapitalizm döneminde emek bu niteli­

leri olmayan seviyelere çıktı. Öte yan­

ğini korumuştur. Onun önemli özelliği

dan, dünün bant işçisinin yerini yavaş

malın tasarım ve üretiminin tek elden

yavaş robotlar almaya başlayınca doğ­

yapılmasıdır.

rudan

üretimde bulunan

işçilerinin

Bu dönemde işçi sınıf, bir sınıf ola-

sayısı azalmaya başladı. Bunun yerine

rakörgütlenip tarih sahnesine çıkama­

bilgi ve hizmet sektöründe büyüme

mıştır. Bu İki yüzyılda işçi eylemleri çok

yaşanıyor.

sınırlı kalmıştır.

IV. Sanayi Devrimi İle meta üreti­

Üretime makinaların girmeye baş­

minden çok meta yaratımı-tasarımı

ladığı 1800'lü yıllarla birlikte iş bölümü

daha fazla önem kazanacaktır. Bunun

artmaya başlamış, işçi sınıfının üre­

anlamı meta içinde "yaratıcı emeğin"

timdeki konumu değişmiştir. Nitelikli

payının artması demektir.

emek makinalar aracılığıyla niteliksiz

Bu gidişe bakıldığında işçi sınıfının

emeğe dönüştürülürken metaların tasarım-dizayn ve üretimi birbirin­ den ayrılmıştır. Üretim bant sistemi

yapısında önemli bir değişim yaşan­

ile niteliksiz işçiler tarafından yapılır­

bitmiş bir oluşum olmadığı, toplumsal

ken malların tasarım-dizaynı tekniker

ve teknik gelişime bağlı olarak sürekli

dığı görülebilir. Kapitalizmin tarihine baktığımızda

sınıfın

tamamlanmış,

ve mühendisler tarafından yapılmaya

bir yapısal değişim yaşayan bir varoluş

başlamıştır. Böylece manüfaktür dö­

olduğu görülebilir. Fakat bu değişime

nemde olmayan yeni bir iş bölümü or­

sosyalist sistemin yıkılışı da eklenince

taya çıkıyordu. Ancak bu iş bölümünde

"elveda proletarya" söylemi oldukça

73 “ DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SINIFI

Buhar enerjisi ve ona bağlı teknik


yaygınlaşmıştır.

emeğe sahip olup olmaması bakımın­

^

Sınıf, üretim araçları mülkiyetine

dan parçalanmış, eski homojenliğini

sahip olmayan, güncel modem üre­

yitirmiştir. Bunun yanında İşçi sınıfının

timle doğrudan veya dolaylı İlişki İçin­

yaşam alanları fabrika kapitalizmi dö­

de olan ücretli toplumsal kesimlerdir.

nemindeki gibi belli alanlarda yoğun­

Sermaye adına ve onun İçin üretimin

laşma göstermiyor. Bugün

kontrol ve denetimini yapan "ücretli­

Üçüncü Dünya Ülkelerinde çok belir­

ler" İse İşçi sınıfı İçine girmezler. Sınıfın

gin bir şekilde, İşçi sınıfının niteliksiz İş­

özellikle

“ DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SINIFI

yapısal değişimi yanıltıcı görüntüler

gücünün, hem türedi İşlerde çalışanlar

yaratsa da, onun sınıf olması olgusunu

ve hem de İşsizlerin, bir anlamda "fazla

ortadan kaldırmaz, fakat örgütlenme

nüfus"un toplandığı varoşlarda belli

ve mücadele yollarını etkiler. Fabri­

bir yoğunlaşma ve toplu yaşam alan­

ka kapitalizmi (1790-1970) dediğimiz

ları ortaya çıkmıştır. Bu alanlar dünün

dönemdeki sınıf mücadelesi yolları ve

"İşçi mahallerinden"sosyal doku olarak

örgütlenmeleri İle bugünkü yol ve ör­

oldukça farklıdır.

gütlenmelerin çok farklı olduğu artık yeterince anlaşılıyor.

Bu genel girişten sonra günümüz kapitalizminde İşçi sınıfı İçinde çok be­

IV. Sanayi Devrlml'yle ortaya çık­

lirginleşen tabakalara gelebiliriz. Gü­

makta olan İşçi sınıfının yapısı, yo­

nümüz üretiminin özelliklerini dikkate

ğunluğu, konumu İyi çözümlenmek

alarak sınıftaki ana tabakalanmayı ele

zorundadır. Sermayeye karşı mücade­

alacağız.

lenin yeni yolları ancak böyle buluna­ bilir.

Bugünün

kapitalizminde

üretim

alanlarına göre sınıfın dağılımı, en ge­

Fabrika kapitalizmi yıllarına bakıldı­ ğında İşçi sınıfının yapısında İki özellik

lişmiş kapitalist ülkeler temel alındı­ ğında Tablo 2 'deki gibidir.

öne çıkar: Oldukça homojendir; ay­

Kapitalizmin gelişme seviyesi ön­

rıca yaşam ve oturma mekanı olarak

celeri sanayi ve tarımda çalışan İşgücü

birliktelik, yoğunluk vardır. Bugün bu

dağılımına göre belirlenirdi. Artık sana­

özellikler büyük ölçüde kaybolmuştur.

yi ve enformasyon-hlzmet sektörlerin­

İşçi sınıfı hem üretimde ve hizmette

deki İşgücü dağılıma göre belirleniyor.

yer alışı bakımından; hem de nitelikli

Bu tabloya ABD'de sanayi kesimin-

Tablo 2: Merkez Ülkelerde Sektörlere Göre İşgücü Dağılımı 2006 E k o n o m ik S e k tö r

ABD

A lm a n y a

N o rv eç

F ra n sa

İta ly a

T a r ım

%2,0

%2,3

%4,8

%3,5

%4,3

Sanayi

%15,9

%23,7

%17,5

%19,2

%27,1

H iz m e t

%34,2

%32,2

%29,2

%28,7

%34,4

%47,90

%41,7

%48,5

%48,7

%34,1

E n fo rm a sy o n

(Bilişsel Kapitalizm, Edit. Michael A. Peters 2014. s.153)


deki işgücü %15,9 iken enformasyon

3'tekl gibidir

ve hizmet sektörlerinde toplam ola­

Bazı veriler önceki tablo İle çelişi­

rak %81,9'dur. Aynı oranlar İtalya'da

yor. İlk tablo OECD verilerine göre ya­

%27,1 ile %68,5'dir. Bu durumda İtalya,

pılmıştır. Sonuncusu R. Florlda'nın ve­

ABD'ye göre oldukça geridir.

rileridir. Fakat ana eğilimde bir çelişki

Son sanayi devrlmlerl sonrası İşgü­

yoktur. Yaratıcı sınıf ve hizmet sektörü

cü belirgin bir şekllde"enformasyon ve

çalışanları sürekli büyümektedir. Ya­ ratıcı sınıf son elli yılda göreli olarak %16'dan %32'ye tam İki kat büyümüş­

lerlnl tam olarak karakterlze etmekte­

tür. Sanayi sektöründe İse tablo tam

dir. Hizmet sektörü kapitalizmin son

tersinedir, son elli yılda bu sektördeki

gelişmişlik seviyesiyle İlgilidir, ancak

İşgücü %42'den %21'e İnmiş, yarı yarı­

son sanayi devrlmlerlnl bilgi sektörü

ya gerilemiştir.

kadar sembolize etmez.

Gelişmiş kapitalist ülkelerde yaratı­ cı sınıfın İşgücü İçindeki dağılımı birbi­

"Yaratıcı Sınıf"

rine yakındır.

Genel olarak bilgi sektörü çalışanla­

Hollanda

%46,2

dirme yapıldı: "Yaratıcı sınıf". Üretimi

İsviçre

%44,8

rına son dönemde uygun bir İsimlen­ büyük oranda kafa emeğine dayanan,

İsveç

%43,9

sadece bu değil, rutin olmaktan çok

Belçika

%43,8

belli ölçülerde yaratıcı emek İsteyen

Norveç

%42,1

Almanya

%41,6

ABD

%35,0

bu çalışma alanı IV. Sanayi Devrlml'nl en İyi sembolize edecek olan nitelikli emeği kapsıyor. Tanımı: "Yaratıcı sınıfın kapsadığı nitelikli çalışma alanları şöyle sıralanı­ yor: Bilgisayar, matematik, mimar, mü­

(The Creative Class Goes Global, Edit. Charlotte Mellander, Richard Florida, 2014, s.1)

hendis, hukuk, yönetim, sağlık, flnans,

Yaratıcı sınıf gelişmiş ülkelerde toplam

sosyal bilimler, sanat, dizayn, medya,

İşgücü İçinde üçte birden yarıya doğru

eğitim.

büyümektedir.

Niceliği:

ABD'de bu alanlardaki İş­

gücünün yıllara göre gelişimi Tablo

Yaratıcı Sınıfın Oluşumu:

Bu sını­

fın oluşmasında üç temel unsur vardır:

Tablo 3 Y a r a tıc ı S ın ıf

H i z m e t S e k tö rü

S a n a y i S e k tö rü

1960: %16

1960: %38

1960: %42

1970: %19

1980: %39

1990: %31

1980: %24

1990: %45

2010: %21

2010: %32

2010: %47

(The Rise of The Creative Class, R.Florida, s.47)

75 DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SINIFI

hizmet" alanına yığılıyor. Enformasyon ya da bilgi sektörü son sanayi devrlm-


Teknoloji, yetenek ve tolerans.

For­

dist bir üretim ortamında yaratıcı eme­ ğin

76

çıkamayacağı

yeterince

edemiyor.

Ücreti:

Yaratıcı sınıfın ücreti diğer

açıktır.

sektörlere göre daha yüksektir. ABD'ni

Yaratıcı emek, teknoloji ile bant siste­

örnek alırsak yaratıcı sınıfın yıllık geli­

mindeki gibi sınırlı bir şekilde temasta

ri 70 bin dolardır. Hizmet sektöründe

değil, teknolojiyle üretim için canlı bir

ortalama ücret 47 bin dolardır. Sanayi

şekilde İlişkidedir.Tekniği ezberlenmiş

sektöründe ise 34 bin dolardır. Fakat

hareketlerin

bir tekrarı seviyesinde

kullanmaz, sorunların çözümünde ya­ ratıcı bir şeklide uygular. Yetenek İse

1991-2013 arası yaratıcı sınıfın ücretle­ rinde de durgunlukyaşanmıştır. Ortalamanın dışına çıkıp bazı özel

O O: 73 O

sadece "Allah vergisi" değildir, daha

olgulara da değinmek gerekiyor. Yara­

çok eğitimle güçlendirilir. Dolayısıyla

tıcı sınıf içinde bilimsel bilgi üreten çok

n

yaratıcı işgücü adeta sürekli eğitim al­

azınlık bir kesim vardır. Bunlar ücret

tn

tındadır, yeni bilgi ve tekniklerle bes­

ortalamasının elbette dışında kalırlar.

lenir. Tolerans, yaratıcı işgücünün ça­

Fakat çok daha yaygın olanlar genel

lışma ve yaşama ortamında var olması

bilgisayar işleri ile uğraşanlar ve prog­

gereken adeta bir alt yapıdır. Elbette

ram yazıcılarıdır. Bunlar ortalama üc­

günümüz kapitalizminde toleransın

retin 2-3 katı fazla ücret alırlar. Silikon

iş yerindeki gerilimlerle, çalışma tem­

Vadisi'nde

posuyla kuşatılan sınırları vardır. "Yeni

%9'u bu kategoriye giriyordu.22

> 5

AS)

o

ekonom inin

ilk

gelişim

yıllarında

çalışanların

2011

yılında

Krizdeki durumu: Yaratıcı sınıf kriz­

Silikon Vadisi özel bir yer tutmuştur.

lere daha dayanıklı görünüyor. ABD'de

Oradaki çalışma ortamı yaratıcı emeği

2008-2010 arası bu sınıf 700 bin iş kay­

destekleyen özelliklere sahipti. New York'ta çalışanlar yetenekle­ rini geliştirmek için haftada ortalama 13 saat zaman harcıyorlar. Bunu tama­

bına uğradı; buna karşılık sanayi işçileri 5 milyon, hizmet işkolundan da 2 mil­ yon iş kaybı yaşanmıştır.

Yaratıcı sınıfın bileşimi:

Bu sınıfın

mıyla kendi çabalarıyla yapıyorlar. Bu

%52'si kadındır. Fakat kadın erkek eşit­

kendini geliştirme bir kurum veya iş

sizliği burada da hükmünü sürdürüyor.

yeri tarafından finanse edilmiyor. Ta­

Kadınların ücretleri erkeklerden %40

mamen yaratıcı emeğin kendini eğit­

daha azdır. Sanayi işçilerinin %80'i er­

mesidir.

kek, hizmet çalışanlarının ise %62'si ka­

Yaratıcı sınıfın yaşam alanları:

dındır. Son sanayi devrlmlerlyle büyü­

Onu besleyen özelliklere sahip olmalı­

yen bilgi ve hizmet sektörlerinde kadın

dır. Yapılan araştırmalara göre yaratıcı

oranı artarken, sanayi işçisi eskisi gibi

sınıf üniversite kentlerinde ve kültür,

hala "erkek" kalmaktadır.

boş zamanı değerlendirme gibi tüke­

Yaratıcı sınıfın bazı özellikleri:

tim hizmetlerinin kaliteli olduğu alan­

Son sanayi devrimleriyle sınıfın içinde

larda kendini var edebilmektedir. Aynı

büyüyen bu tabakanın özellikleri fab­

zamanda yaşam alanlarının tolerans

rika kapitalizmi yıllarındaki işçilerden

içeren bir kültür ortamına sahip olma­

çok farklıdır. Araştırmalarda öne çıkan

sı gerekiyor."Mahalle baskısı"nın oldu­

bazı özellikleri şunlardır.

ğu yerlerde "yaratıcı sınıf" kendini var

-Bireyci: Bu kesim kişiliğini ortaya


koymada etkin davranışlara sahiptir,

üretim, hatta dinlenme hepsi yaşamın

buna karşılık kurumsal emirlere ve

doğal parçalarıydı. Üretim geliştikçe, iş

geleneksel grup yönelimli formlara di­

bölümü arttıkça çalışma ve yaşam bir­

renç göstermektedirler.

birinden koptu. Bu kopuş kapitalizmin

-Kendine düşkünlük (meritocracy):

fabrika döneminde, ya da Fordist çalış­ ma koşullarında zirve noktasına vardı.

seviyorlar; bu yolda teşvik edilmeyi,

Özellikle son yirmi yıldır, çalışma ve

yeteneklerine değer verilmesini isti­

yaşamın kopukluğu zirve noktasında bir kırılma yaşayarak farklı bir tarihsel

ra değer vermiyorlar. Kendilerine düş­

döneme geçmiştir. Hala çalışanların

künlükleri onların en sorunlu özelliği.

çok büyük bir bölümü için çalışma ve

-Farklılıkları hoş görüyorlar ve açık­

yaşam birbirinden kopuktur. Hatta biri

lığı seviyorlar: Yapılan araştırmalarda

diğerinin karşıtı, bir anlamda düşmanı­

genellikle ekonomik varoluş ve büyü­

dır.

meden çok kendine özgü yaşam tarzı

Fakat en genel anlamıyla "yaratıcı

yaratmayı tercih ediyorlar. Bu anlamda

sınıf" çalışanların artık üçte birinden

farklılıklara olumlu yaklaşıyorlar.23

yarısına doğru bir genişleme gösterir­ ken ve bu sınıf için çalışma ve yaşam

"Yaratıcı Emeğin" Getirdiği İki arasındaki sınırlar geçirgen olmaya Sorun başladığı için, yeni bir toplumsal deği­ 1Yaşam ve çalışma zamanları­şimle karşı karşıya olduğumuz yeterin­ nın geçirgen hale gelmesi: ce açıktır. Konumuz açısından önemli Yaratıcı sınıfla gelen iki soru vardır.

olan, böyle bir durumun sınıf mücade­

Bilginin üretimdeki rolünün artması,

lesi koşullarını nasıl etkileyeceği soru­

"kol emeğinden""kafa emeğine" veya

sunu sormaktır.

"maddi olmayan emeğe" geçişle bir­ likte,

çalışmanın

tekrarından

rutin

emek

üretimde

koşullarında,

epeydir

hat­

uygulanan,

ağırlık

Fordizm'in yerini belli ölçülerde alan grup çalışmasında, işten çıkıldığında

klasik işgünü veya çalışma tanımının

eve işini de beraber götürmek gibi bir

bir yapıya

emeğin

Yaratıcı ta

dönüşmesiyle

kazandığı

yaratıcı

hareketlerin

sınırlarına dayanılmıştır. Yaratıcı eme­

başkalık vardır. İş ve yaşam arasındaki

ğin çalışması 19. yüzyılda şekillenmiş

dünün keskin sınırları bugün aşınmak­

işgünü yapısının dışına çıkıyor. Maki-

tadır. Bunun sınıf mücadelesi koşulları­

naların basit uzantısı durumundayken,

nı etkilemesi kaçınılmazdır.

işçi sınıfı için yaşam, fabrika dışında

Çalışma ve yaşam arasındaki sı­

başlıyordu. Çalışma saatleri yaşamdan

nırların geçirgen hale gelmesiyle işe

çalınmış zaman parçalarıydı. Günü­

yabancılaşma azalacaktır. Çalışma, ya­

müzde yaratıcı emek ile birlikte, çalış­

şama zorunlu dayatılan bir görev ol­

ma ve yaşam arasındaki keskin duvar

maktan çıkıp gündelikyaşamın olağan

aşınmaktadır.

parçası haline geldiğinde, işi benimse­

Aslında insanlığın ilk günlerinde, il­

me ile birlikte, onun yönetimi, gelişti­

kel komünal toplumlarda yaşam ve ça­

rilmesi konusunda söz ve karar sahibi

lışma farklı olgular değildi. Dans, ayin,

olma isteği de artacaktır. Yaratıcı emek

“ DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SINIFI

yorlar; ancak kendi dışlarındaki çabala­

tN.

Zor işleri, sorunlara meydan okumayı


ile iş yerinin ilişkisi klasik çemberden

nımsal üretim bir fazlalığı açığa çıkarır.

uzaklaştıkça, iş yerinde güç ve irade

Soyut zamansallık, yani emeğin zaman

olma sorunları da ortaya çıkacaktır.

ölçütü, emeğin yaratıcı enerjisini anla­

Buradan konu derinleştikçe çalış­

mada yetersiz kalır.

ma ve mülkiyet konusu bugüne kadar

"Kapitalist ilişkinin yeni figürünün

kİ şeklin dışına çıkma potansiyeli taşı­

İçinde fazlalık, sermaye tarafından ta­

yacaktır.

mamen

Bugünden özellikle yaratıcı

yeniden

soğurulamayacak

00 “ DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SINIFI

emeğin firmaya değerli kağıtlarla "or­

öz-değerlenme mekanlarının yaratıl­

tak" edilmesi yaygın uygulanan bir sis­

masına izin verir: En İyi durumda bu

tem haline gelmektedir. Bu yolla sınıf

mekanlar otonom emek hacminin, ya

mücadelesinin klasik biçimlerinin dı­

da daha net bir ifadeyle çokluğun üre­

şına çıkılacak olsa da, yeni sorunların

tici tekilliklerinin, daimi bir 'kovalama-

gündeme gelmesi kaçınılmazdır.

ca'sıyla geri kazanılablllr yalnızca."24

Bu

gelişmeler

"toplu

pazarlık

"Post-Fordlzm çağında soyut za-

sistem ini köklü bir şekilde etkiliyor.

mansallık, yani emeğin zaman ölçütü,

Yaratıcı emek "toplu pazarlık" siste­

emeğin yaratıcı enerjisini anlamada

minin dışına çıkıp, "bireysel" pazarlık

yetersiz kalır" tespiti Hard ve Negrl'nln

yapmayı tercih ediyor. Bu gelişmeler

başını çektiği "otonomcular"ın temel

sınıf davranışlarını, sendika örgütlen­

iddialarıdır. Fakat "soyut zamansallığın

melerini çoktandır zayıflatıyor. Dünün

neden emeğin yaratıcı enerjisini anla­

homojen sınıf yapısının "toplu" davra­

mada yetersiz kaldığı" açıklanmaz. Hiç

nışları günümüz çeşitliliği İçinde farklı

şüphesiz, Fordlst sistemde metaların

yollar bulmakzorundadır.

İçerdiği emek zamanının ölçümü daha

2-Maddi olmayan emeğin ölçülebilirliği sorunu:

olmayan ve duygulanımsal emeğin öl­

Yaratıcı emeğin ortaya çıkarttığı di­

Bilindiği gibi kullanım değeri de­

basit görünür. Fakat "zihinsel, maddi çülmesi" neden karmaşıktır?

ğer bir sorun onun "ölçülüp ölçüleme­

ğişim değerinin taşıyıcısıdır. Değişim

yeceği" konusundadır. "Ölçülememesl"

değerinin ölçümü İse soyut emek za­

varsayımından hareketle yaratıcı eme­

manıyla mümkündür. Maddi olmayan

ğin önceki emek biçimleri gibi serma­

emek de neticede bir ürün-meta üretir,

ye egemenliği altına alınamayacağı,

onun bir değer taşıması için önce ölçü­

dolayısıyla kapitalizm klasik egemen­

lebilir olması gerekir. Ölçülemeyen kul­

lik sistemi dışında kendine özgü alan­

lanım değerleri meta niteliğini taşımaz.

lara sahip olabileceği iddiaları vardır.

Üretenin kişisel olarak kullanımına ya­

Sınıf mücadelesi koşullarını doğrudan

rayabilir, ancak değişim değeri taşımı­

etkileyeceği için konu önemlidir.

yorsa pazarda bir değeri olmaz. Büyük

"Bunun aksine post-Fordlzm ça­

çabalarla -maddi veya maddi olma­

ğında zamansallık artık, bütünsel ola­

yan- ürettiğiniz bir mal, sizin harcadı­

rak da, sabit sermayenin yapıları içine

ğınız emek zamanından farklı olarak o

kapanamaz: Görmüş olduğumuz gibi,

malın üretiminde gerekli olan toplum­

(post-Fordlst emeği karakterlze eden)

sal emek miktarı İle ölçülür. Toplumsal

zihinsel, maddi olmayan ve duygula-

emek miktarı İse o toplumdaki teknik


ve üretim örgütlenmesi yöntemlerinin seviyesine bağlıdır. Toplumsal gerekil emek zamanı İle ölçülemeyen bir ürü­ nün kapitalist pazarda bir değeri (de­ ğişim değeri) yoktur. "Zaman

ölçütü,

emeğin

yaratıcı

enerjisini" anlamada neden yetersiz kalsın?Yazar bunu açıklamıyor. Kapita­ lizmin tarihi boyunca pek çok icat çek­ gitmiştir. 1970'ler sonrası son sanayi devrlmlerlyle birlikte maddi veya mad­ di olmayan -düşünsel- buluşlar yapıl­ mıştır. Önceki dönemlerden bugünün

maddi isterse maddi olmayan emek

farkı bu buluşların hızının artmasıdır.

olsun, bir değeri olmaz.

Hemen her gün bir yenilik ortaya çıkı­

Bu tartışma daha da derinleştirile­

yor. Fakat belki bir o kadarı da ortaya

rek yeni bir değer teorisine varılmak­

çıkamadan çöpe gidiyor. Neden bu ya­

tadır:

ratıcı emekler "anlaşılamıyor" da çöpe

"Başlıca üretim zamanı olarak do­

gidiyor? Bu "emeklerin yaratıcı enerjisi"

laysız

nasıl, hangi yolla anlaşılacaktır? Buna

açılması ve dolaysız emek zamanını

emek

tartışmasının

yeniden

üretkenliğin ve gelire ulaşmanın ölçü­

verilen bir cevap yoktur. Fabrika kapitalizmi dönemindeki

sü olarak tutmaya devam etmenin im­

meta üretimi ile son sanayi devrimle-

kansızlığı; bunun doğal sonucu olarak,

ri yıllarındaki meta üretimi arasında

emeğin

önemli bir fark vardır. Fabrika kapita­

başlıca sabit sermayenin 'toplumun

zaman-değeri

teorisinden,

lizmi döneminde bir metaya katılan

bilgi birikimi beyninde bulunan'İnsan

emeğin görece az bir bölümü yaratıcı

olduğu bilgi-değeri teorisine geçiş"25

emeğe -mühendislik, tasarım, dizayn-

değer teorisine yeni bir yaklaşımdır.

daha yoğun bölümü kol emeğine aittir.

"Dolaysız emek zamanını üretkenli­

İnformatlk çağıyla birlikte meta içinde

ğin ve gelire ulaşmanın ölçüsü olarak

yaratıcı emeğin payı -mühendislik, ta­

tutmaya devam etmenin inkansızlığı"

sarım, dizayn- artmış, öte yandan kol

çok açık ortadadır. Fabrika kapitalizmi

emeğinin bir bölümü de makinalara-

yıllarında veya Fordist üretim siste­

robotlara geçmiş, oldukça az bir canlı

minde bant başındaki "dolaysız emek"

kol emeği meta içinde katılaşmıştır.

meta İçinde katılaşan başlıca emek

Fakat değişimin böyle olması meta

biçimiydi. Maddi olmayan emeğin ro­

ölçüleme­

lünün "yeni ekonomi" ile artmasıyla

yeceği anlamına gelmiyor. Metadaki

meta üretiminde dolaylı emeğin rolü

canlı emek içinde "kafa emeğinin" ya

büyümüştür. Fakat bu onun ölçüle­

da "maddi olmayan emeğin" miktarı

meyeceği anlamına gelmiyor. Bütün

artmıştır ve bu miktar zamanla ölçül­

AR&GE laboratuvarlarında araştırma­

mektedir. Ölçülemeyen emeğin, ister

ların ekip sayısı, buluşların olgunlaşma

İçindeki yaratıcı

emeğin

79 DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SINIFI

mecelerden pazara çıkamadan çöpe

M etad aki canlı em ek içinde "k afa em eğinin" ya da "m addi olm ayan em eğin" miktarı artm ıştır ve bu miktar zam anla ölçülmektedir. Ö lçülem eyen em eğin, ister m addi isterse m addi olm ayan em ek olsun, bir değeri olmaz.


süresi hep ölçülür. Üretimde dolaylı

80

aydın veya akademisyen özellikleriyle

emeğin rolünün artması "emek za-

bakıyor. Şunu söylemeliyiz. Bilgi ancak

man-değerl teorisinden" "bilgi-değeri

yeni makinalarda -bilgisayarlarda- ka­

teorisine geçiş" olarak tanımlanıyor.

tılaştığı ölçüde pratik yaşama girer ve

Bilgi-değer teorisi nasıl bir şeydir?

"değişim değeri"kazanır.

Bilgi insanın kafasında İken bir de­

"Bununla birlikte, eski zanaatçıla­

ğere sahip değildir, olamaz. Tıpkı kol

rın sahip olduğu pratik bilgiden farklı

işinde işçinin yetenek ve çalışma gücü

olarak bugünün yayılmış entelektüelli­

kendi başına bir değere sahip olmadı­

ğine ait canlı bilgi, emeğin Taylorlst ve

ğı gibi. Ancak sermayenin bir parçası

Fordlst örgütlenme İlkelerinde doruğa

O O: 73 O

olan üretim araçlarıyla temasa geç­

ulaşan Smith'e ait iş bölümü mantığı­

tiğinde bir değere sahip olurlar. Bilgi

nın derlnleştlrllmeslyle 'mülksüzleştiri-

n

de meta üretimi İçin üretim araçlarıy­

tn

la temasa geçtiğinde hem ölçülmeye,

lemez™ (a.y. s. 14) Yine bilime bir akademik yaklaşım.

hem de değer yaratmaya başlar. Bu

Dünün zanaatçısı bilgi ve yeteneğini

anlamda emek-değer teorisi dışında

maklnalara kaptırmıştı, bu anlamda

> 5

AS)

o

bir bilgi-değer teorisi olamaz. İster kol

mülksüzleştirilmişti. Bugünün muaz­

emeği İster "maddi olmayan emek"

zam bir güce ulaşmış bilimsel bilgileri

meta

ve hatta onların sürekli geliştirilme y e ­

üretimi

devresine

girdiğinde

emek metalarda katılaşır. Meta ister

teneği patentlerle özel mülke dönüşü­

maddi bir cisim olsun, isterse bir proje,

yor. Evet bu konuda dünyada büyük

bir tasarım olsun emek-değer teorisi

bir mücadele sürüyor. Fakat tekelci ka­

içine girer.

pitalizm koşullarında bilimsel bilgiler

"Böylelikle, modern değişim... bir

özelleştirilmektedir. "Bugünün

yayıl­

formülle... özetlenebilir: Kaynakların

mış entelektüelliğine alt canlı bllgi"bü-

durağan yönetiminden bilginin devin­

yük ölçüde tekellerin mülkiyetindedir.

gen yönetimine geçiyoruz. Üretken

Görünüşte dlgltal dünyada J. Rlfkln'ln

bilim, artık makinelerde bulunan katı

deyimiyle "maliyeti sıfır" ürünler art­

mantık'içerisine alınamaz.'"(a.y. s.14)

maktadır. Bu gerçeklik bilgi konusunda

Bilim ve üretimin bağı son sanayi

tekelleşmeyi ortadan kaldırmıyor. Tam

devrimleriyle yeni bir nitelik kazanıyor,

tersine bazı ürünler artık"maliyeti sıfır"

bu doğrudur. Ancak bilimsel düşünce

olarak mümkün olduğu kadar yaygın

de, bir bilim adamının veya bir ekibin

kullanılabildiğinde, patentli ürünlere

düşüncesi olmaktan bir makaleye, bir

o kadar çok gerek duymaktadırlar. Gö­

tasarıma veya bir uygulamaya dönüş­

rünüş yanıltabilir, ancak yaygın mali-

tüğü andan İtibaren "maklnalarda" ka­

yetsiz kullanım bir noktada gelip özel

tılaşır. Fakat bu makinalar günümüzde

mülkiyetin çitlenmiş sınırına gelip da-

bilgisayarlardır. Bilimin bugünkü "de­

yanmakzorundadır.

vingenliği" bunu engellemez. Hatta son "süper

Dünün zanaatçısı nasıl yetenekle­

insanlık

rini maklnalara, yani üretim araçları

bilgi depolama tekniklerini

sahiplerine kaptırdıysa, bugün yara­

geliştirmeye çalışıyor. Yazar, bilime bir

tıcı emeğin yeteneğini yapay zekaya

toplumsal sistem İçinde bakmayıp, bir

kaptırmayacağının

devasa

bilgisayarlarda

hiçbir

teminatı


yoktur. Yapay zeka mülkiyeti olan en yeni üretim aracıdır. Kapitalizmin te­

İşçi Sınıfında Genel Yapısal Değişim

mel gücü olan üretim araçlarının özel

IV. Sanayi Devrlml'nln sınıf yapı­

mülkiyeti sorunu, bazı aydınların gö­

sında ortaya çıkarmakta olduğu en

zünde bilimin canlı gelişimi ve parlak­

önemli yenilik budur. Kapitalizmde İki büyük yapısal değişim; flnansallaşma

Biraz etrafımıza bakınca bu konudaki

ve yeni teknolojik devrim, sınıf yapı­

bilimsel büyü hemen dağılıp, onun ye­

sında da önemli değişimler yaratmak­

rini devasa tekellerin gücünün aldığını

tadır. Sınıfın bir bileşeni bilgi sektörün­

görmek zor değildir. Yeni buluşlar ya­

de büyüyor. Bu kesim o ölçüde belirgin

pan genç yetenekler ya buluşlarını bü­

hale geldi kİ "yaratıcısı sınıf" deyimini

yük tekellere pazarlıyorlar, ya da İşler

bir anlamda hak ediyor.

yolunda giderse kendileri hızla büyük

Sınıfın diğer yığınak alanı hizmet

mülkiyetlerin sahibi oluyorlar. "Canlı

sektöründedlr. Kapitalizmin gelişmiş­

bllgl"yl kapitalizmin bir kara delik gibi

lik seviyesine göre önceki dönem­

tüm mülkiyetleri İçine çeken tekelci

lerden farklı olarak sağlık, eğitim ve

yapısından kurtaracak bir güç henüz

kültür alanlarındaki büyüme öne çık­

yoktur. Daha doğrusu bu yolda büyük

maktadır.

bir devrimci mücadele İle bu kara delik

Son olarak, sanayi üretimi alanında

yok edilebilir. "Canlı bilgi" kendisi ola­

İşçi sınıfı oldukça daralsa da, hala belli

rak ve kendi başına böyle bir güce ve

bir yere sahiptir. Fakat bu alanda ça­

özelliğe sahip değildir.

lışma taşeronlaşma, sendikasızlaşma,

Maddi olmayan emeğin ürünleri "sermaye tarafından tamamen yeni­

güvenceslzleşme İle önceki dönemler­ den çok farklı hale gelmiştir.

den soğurulamayacak öz-değerlenme

Toptan bir bakış yapıldığında ABD

mekanlarının yaratılmasına İzin verir"

esas alınırsa, İşçi sınıfının yapısal da­

İddiasıyla Negrl, maddi olmayan eme­

ğılımında şu tablo ortaya çıkmakta­

ğin sermayenin artı-değer sömürüsü

dır. "Yaratıcı sınıf" ya da bilgi İşkolun­

sisteminin dışında kalabileceğini,"üre­

da çalışanlar %32, hizmet İşkolunda

tici tekilliklerin daimi kovalamacasıyla

çalışanlar % 4 7 ve sanayi üretiminde

geri kazanılabileceğini" İleri sürer.

%21'dlr. Fabrika kapitalizmi yıllarında

Yaratıcı sınıfın veya kapitalizminde

bllgl-hlzmet

İşgücünün

tabloda nicelik olarak en kabarık ke­

yığılma

sim sanayi üretiminde yer alan İşçiler­

alanları sınıf mücadelesine yeni özel­

di. Bugün bu kesimde çalışanlar sınıf

likler katacaktır. Bunların bulunması ve

İçinde beş kişiden biridir. %80 bilgi

mücadele araçları haline getirilmesi en

ve hizmet kesiminde çalışmaktadır.

acil görev olarak duruyor. Fakat bunun

Bu değişim kapitalizmin tarım toplu­

yerine "maddi olmayan emeğin" "öz-

mlundan sanayi toplumuna geçerken

değerlenme mekanları yaratabileceği"

yarattığı kadar sarsıcı bir tablodur. Bu

ve mücadelenin bu yoldan gelişeceği­

nedenle, sınıf mücadelesi koşullarında

ni hayal etmek kapitalizmin temel yapı

böyleslne köklü değişimlerin yaşan­

taşlarını görmezden gelmek olur.

ması, mücadele yol ve yöntemlerinde de aynı ölçüde köklü değişimleri getl-

81 DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SINIFI

lığı arkasında kaybolmuş görünüyor.


hO

00

“ DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ” VE İŞÇİ SINIFI

recektir. Aslında bu değişim Arjantin

liberal politikaların hız aldığı yıllarda

ayaklanması, Venezüella'da Caracazo,

6.075.000'e gerilemiştir.25 Rakamlarla

Bolivya’da su ve gaz isyanları, Occupy

sınıf mücadelesi

Wall Street, Gezi isyanı, Madrid'in Öfkeliler hareketince işgali, Tahrir

tam beş kat gerilemiştir.

Meydanı'nın işgali, Syriza ve Podemos

lara daha yakından bakıldığında ka­

bu değişimlerin güçlü işaretleridir.

pitalizmdeki yapısal değişimin büyük

Sınıf Mücadelesini Kuşatan Engeller ve Aşılma Yolları

sak:

neoliberal yıllarda

Sınıf mücadelesini gerileten koşul­

bir önemi olduğu anlaşılıyor. Sıralar­

Sınıf

mücadelesi

1-Sınıfın yapısında parçalanma:

koşularının

Parçalanmanın esas nedeni işgücü­

önemli değişimler geçirdiği tarihsel bir dönemden geçiyoruz. Bunun iki

nün sanayi proletaryasından bilgihizmet sektörüne kaymasıdır. Sınıf

temel nedeni, kapitalizmde yaşanan

mücadelesinin en yüksek olduğu dö­

yapısal değişim ve sosyalist sistemin

nem 1800' ü yıllar ile 1980 arasıdır. Bu

yıkılışıdır. Bu iki olguyu birlikte ele

dönemde sınıf yapı olarak oldukça ho

alırsak değişimin tetiklendiği dönem

mojen ve yaşama mekanı olarak toplu

90'lı yıllar sonrasıdır. Dünyaya kaba­

ve ortak konumlar içindedir. Informa­

ca bakmakla bile bu yıllardan sonra sınıflar mücadelesinin her bakımdan

tik çağıyla birlikte süreç başka yönde işlemektedir. Bilgi-hizmet iş kollarında

gerilediği hemen görülebilir.

işgücü homojen değil, nitelik olarak

ABD'de sendikalı işçi oranı 1981 'de %24

iken

2013'de

%12'ye

çok farklı özelliklere sahiptir; ayrıca

gerile­

iş yerleri büyük fabrika yıllarına göre

miştir. Sanayide işçi sayısı 1994'de 12.571.000 iken 2013'de 8.444.000'e

az sayıda işgücünün çalıştığı, dağınık

düşmüştür. Grevde geçen yıllık or­

devam ediyor. Böylece işçi sınıfının bir

talama gün sayısı 1967-74 arasında

dönem sahip olduğu topyekün dav­ ranma yeteneği zayıflamaktadır.

31.152.000'dir; 1983 2007 arası neo

konumlardadır. Bu süreç derinleşerek


2Güvencesiz iş koşullarının art­ talizmin en önemli sorunlarından bi­ ması: Yeni dönemle toplu pazarlık sis­ risi haline geldi. Bugün dünyada 214 temi büyük darbe yemiştir. Böylece ça­

milyon göçmen vardır. Göçmenlerin

lışanların İş garantisi ortadan kalkmış,

yoğun oldukları ülkeler bugüne kadar

çalışma saatleri çok esnek hale gelmiş,

gelişmiş kapitalist merkezlerdi. Fakat

büyük mücadelelerle elde edilmiş bu

bu tablo son on beş yıldır değişmek­

haklar aşınırken 8 saatlik işgünü ne­

tedir. Flem gelişmiş ekonomilerdeki

redeyse tarihe karışmaktadır. Bu geliş­

kriz yüzünden, hem de Üçüncü Dün­

meler uluslararası söylemde"prekarya"

ya Ülkelerinden bazılarının ekonomik

diye bir kavram yaratmıştır. Güvence­

olarak sınıf atlama konumuna gelme­

siz, yarını belli olamayan koşullarda

leri nedeniyledir. Bölgesel savaşlar ne­

çalışan, yarım günlük işler ya da iş ol­

deniyle göç son yıllarda büyük bir hız

duğunda çağrılan sonra eve yollanan

kazanmıştır.

işçilere verilen isimdir. Güvencesiz ko­ şullarda çalışanların önemli bir kısmı

ülke

niteliksiz işgücüdür.

Kıpırdadıkların­

yaşamaktadır. Son on yılda yollanan

dan kapının önüne konulma duygusu

havalelerin miktarı üçe katlanmış, 530

ve tehdidi ile yaşarlar.

milyar dolara ulaşmıştır.28

3-

Fazla nüfus: Neoliberal ekonomi

yollanan

havalelerle

tn

> 5

Artan göç sınıf mücadelesi üzerinde

politikalar ve son sanayi devrimleriyle

başlıca iki etki yaratmaktadır. Gittiği ül­

fazla nüfus kapitalizmde ciddi bir so­

kede en ucuz işgücü olması nedeniyle

run olarak her geçen gün gündemin

ve kısa zamanda birikim yapma hede­

üst sıralarına çıkmaktadır. Fazla nüfus

finden dolayı, mücadelenin genellikle

özellikle Üçüncü Dünya Ülkelerinde

dışında duran bu kesim, aynı zamanda

yaygındır."Teknolojik işsizlik"in niteliği

çalışanların üzerinde mücadeleyi sı­

son sanayi devrimleriyle birlikte değiş­

nırlandıran bir etki yapmaktadır. Öte

miştir. 19. ve 20. yüzyıldaki gibi yeni

yandan, göçmen işçiler ülkesindeki

teknikler bir yandan işsizlik yaratırken,

yakınlarına yolladığı para ile bir bakı­

bir müddet sonra yarattıkları yeni iş

ma "fazla nüfus"a "temel gelir" veren

alanlarıyla bu işsizliği emmekteydiler.

konumda oluyorlar. Bu gerçeklik de

Kapitalizmin flnansa kayması ve teknik

sınıf mücadelesi, sosyal mücadele ka­

değişimin boyutu ve hızının büyüme­

nallarını tıkayan bir rol oynuyor. Göçen

siyle istikrarlı bir şekilde canlı işgücü

nüfusun bulunduğu ülkede normal

üretim ve çalışma alanlarından uzak­

koşullarda sınıf mücadelesine katılma­

laşmaktadır. Bu gidişin artık geçici ol­

sı on yılları alan bir zaman gerektiriyor.

madığını gören kapitalist sosyologlar

Ancak göç sürekli yenilendikçe aynı kı­

"temel gelir"önerisiyle fazla nüfusa çö­

sır çember işlemeye devam ediyor.

züm bulmaya çalışıyorlar.27 Bu durum

5-Sosyalist sistemin yıkılışı: Bütün

sınıf mücadelesi için güçlü bir kuşatıcı

bu kuşatma nedenlerine son olarak

etki yaratmaktadır.

Berlin Duvarı'nın çöküşünün etkilerini

4-

O O: O

73

n

Göç nedeniyle 500 milyon insan dışından

83

İşgücünün uluslararası göçü: eklemek zorundayız. Bu

gerçek, zama­

Dünyada işgücü göçü artık görünmez

na yayılmış, sinsi, davranışları inmelen-

silik bir gerçek olmaktan çıkıp, kapi­

dlren bir etki yaratmaktadır. Şüphesiz

AS)

o


ki sonsuza kadar devam etmeyeceği­

devrimin gelişmesi, özellikle robotlaş­

nin işaretleri belirmeye başladı. Fakat

manın yaygınlaşması ve yapay zekanın

sınıf mücadelesi koşullarını kuşatan

"orta sınıfı" süpürme potansiyeli "orta

hala en önemli engellerden birisi ol­

sınıf Joe" lakabıyla anılan ABD Başkan

maya devam ediyor.

Yardımcısı'm haklı olarak endişelendir­ miştir.

Sonuç O ,1

o* o O: 73 O

Kapitalizmde sınıf mücadelesini yu­

"Bu pazarlık bir tek firmanın hatası

mesini sağlayan blr"tampon sınıf"var­

tarafından kırılmadı. Fakat kırıldı. En

dır: Orta sınıf! Eğer bu sınıf bir biçimde

azından benim ülkemde ve durgunluk

erirse "hoşnutsuzluklar" artabilir. IV. Sa­

İçindeki sizin bazı ülkelerinizde verim­

nayi Devrlml'nln ürünlerinden birisinin de bu olması büyük bir olasılıktır.

n

lilik ve gelirler arasında büyüyen bir

(/) >

uçurum var.

5

ları ve bugüne kadar güvenilmeyen

AS)

o

muşatan, uzlaşmacı zeminlerde seyret­

veya toplumun herhangi bir tabakası

Sınıf mücadelesini kuşatan engel­

"Bunun bazı politik hoşnutsuzluk­

lerden sıyrılmanın henüz yollarını tam anlamıyla

bulabilmiş değiliz. Ancak

politikacılarının seslerinin yükselme­

bir olgu öne çıkıyor. İki bin yılının İlk

sine neden olduğunu da tartışmak İs­

on beş yılını kapsayan gelişmelerin

terdim. Bu akşam, dijital devrimin bu

gösterdiği, sınıf hareketlerinden "sos­

kırılmayı şiddetlendirme ve orta sınıf­

yal hareketlere" geçişin yaşanmasıdır.

ların yok oluşunu hızlandırma, sadece

Sadece ücretlerle değil, yaşanan köklü

Amerika'da değil, fakat bütün dünya­

toplumsal değişimler sonucu ücretler,

da, potansiyeline sahip olduğunu söy­

yaşam koşulları, daha doğrusu sürekli

lemek İsterim."29

birlikte olunan yaşam alanları, sağlık,

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden,

eğitim; bunların yanında çok önemli

bu yılkl Davos toplantısında bu konu­

olan kültür alanlarının İyileştirilmesi,

ya vurgu yapma gereğini duymuştur.

ancak Sosyal Flareketler yaratmakla

Verimlilik ve gelirler arasındaki uçuru­

mümkündür. Bütün yaşamı kucakla­

mun büyümesi; dijital devrimin orta

yan sosyal hareketler 21. yüzyıl müca­

sınıfları yok etme potansiyeline sahip

delesini yürütmeye aday görünüyor.

olması gelecekte hoşnutsuzlukları kö­

Dünyada son on beş yılda yaşa­

rükleyebilir, daha da kötüsü bugüne

nan deneyler bazı İpuçları vermekte­

kadar

güvenilmeyen

politikacıların

yolunu açabilir.

dir. Arjantin'deki İsyan, yol kesmeler, "İşsiz

İşçiler

sendlkası"ndan,

Tahrir

Aslında son sanayi devrlmlerl orta

Meydanı'na, Occupy Wall Street'den

sınıf sayılabilecek "yaratıcı sınıfı" bü­

Gezi İsyanına kadar yaşananlara bakıl­

yütme potansiyeline sahiptir. Son yir­

dığında bu yüzyıla özgü çeşitli örgüt­

mi yılın gelişmeleri bunu göstermiştir.

lenme ve mücadele biçimleri kendini

Fakat aynı gelişmeler İki önemli İpu­

göstermiştir.

cunu da ortaya çıkartıyor. Orta sınıfın

Bir noktayı öne çıkartmak gereki­

ücretlerinde belirgin bir durgunlaşma,

yor. Sınıfın başlıca üç parçası arasında­

verimlilik ve gelir arasında kopma, ar­

ki İlişkinin yolları henüz çözümlenmiş

tık açık bir olgudur. Öte yandan dijital

değildir. "Yaratıcı sınıf" denen

bilgi


işkolunda çalışanlarla,

hizmet sektö­

5- Deep Shift, s.7

ründe çalışanlar, klasik sanayi işçileri

6- The Second Machine Age, s.67

ve

7-

niteliksiz-güvencesiz

örgütlenme, davranış ve

çalışanların mücadele

yollarının oldukça farklı olduğu orta­ ya çıkıyor. Sınıfın bu farklı tabakaları­

Inventing Future, Alex Williams,

2015, s.110 8-

The Zero Marginal Cost Society,

Jerem y Rlfkln, 2014, s.165

nı, "fazla nüfus"la buluşturmanın yolu

9- The Second Machine Age, s.66

Sosyal Hareketler yaratmaktan geçi­

10- A.y. s.78

yor. En azından son on beş yıldır yaşa­

11-

nan deneylerde bu yön öne çıkmıştır. Bu konunun çözümlenme çabası aslında bizi "işçi sınıfının öncülüğü"ko-

s. 129

85

The Zero Marginal Cost Society,

O O 73 Brazil's Antipoverty Breakthro­ O

12- The Second Machine Age, s.82 13-

nusuna getirir; bu konu Berlin Duvarı

ugh, Jonathan Tepperman, Foreign Af­

n

çöktüğünden beri gündemdeki yeri­

fairs, Feb 2016

tn

ni bütün ağırlığı ile korumaktadır. Bu

14- The Second Machine Age, s.49

tartışmayı "elveda proletaryacılar" gibi

15-

lnequallty and Modernization,

ele almayacaksak, yeni deneylerin biri­

Ronald Inglehart, Foreign Affairs, Şu­

kimiyle, günümüz koşullarına göre ele

bat 2016

almak gerektiği açıktır. Yaşamın için­ den gelen mücadele deneylerinin biri­ kimiyle konuyu tekrar tekrar ele almak kaçınılmaz bir görev olarak duruyor. Önceki

söylediklerimizi

tekrarlama­

mak ve yersiz spekülasyonlara kaçma­

16-

AS)

The Culture of the New Capita­o

lism, Richard Sennett, 2006, s.63 18-

The Zero Marginal Cost Society,

s.67

mak için konuyu şimdilik bu noktada

19- A.y. s.173

bırakalım.

20- A.y. s.114 21- A.y. s.261 20.03.2016

22-

Digital Labor and Karl Marx,

Christian Fuchs, 2014, s.216 23-

The Rise of The Creative Class,

Richard Florida, 2011, s.56-61

Notlar:

24-

Blllşsel Kapitalizm, Derleme, An­

tonio Negri, s.28 New World Order Labor, Capi­ 25Biçimsel Boyunduruktan Genel tal and ideas in the Power Law Eco­ Zekaya,(pdf) Carlo Vercellone, 2012, nomy... E. Brynjolfsson; Foreign Affa­ s.13 irs, July-August 2014 26Transforming Classes, Socialist 2The Second Machine Age, 2014, Register, 2015, s.300 E. Brynjolfsson, A. Mcafee, s.49 27- The Second Machine Age, s.104 3Endustri 4.0 ve The Fourth in­ 28Precarlous Migrants, Socialist dustrial Revolution, (pdf), 2016, Sogeti Register2015, Susan Ferguson, s.1 -11 4Deep Shift, World Economic Fo­ 29The Digital Revolution could rum, Survey Report, (pdf), 2016, s.6 destroy the middle class, Joe Biden 1-

5

The Dead of Money, Joel Kurt-

zman, 1993, s.12 17-

>


PANAMA BELGELERİNİ AÇIKLAMAK ■ ■■ _ _ ■ ■ ■ YA DA BİR KOPEK KENDİSİNİ NEDEN YALAR?* 86

Slavoj Zizek

5 Panama Belgeleri sızıntısı İle ilgili

ları vs. gibi haklara sadece İnandıklarını

CD

tek şaşırtıcı şey hiçbir sürpriz İçerme­

hayal ettiği var olan dünya düzeninin

O

meleri. Tam da onlardan öğrenmeyi

utanmaz sinizmi İle karşı karşıyayız,

beklediğimizi öğrenmedik mİ? Ama

WikiLeaks ve Panama Belgeleri İfşaat­

offshore banka hesaplarını genel ola­

ları gibi hamleler sayesinde de utanç

rak bilmek başka bir şey, somut ka­

-böylesl bir gücün bize hükmetmesini

nıtlarla

karşılaşmak başka. Birisinin

hoş görmemizden kaynaklanan utan­

>

arkadaşı tarafından arkasından İş çev­

cımız- kamuoyunun bilgisine sunul­

> O > E.

rildiğini bilmesi gibi, kişi durumun so­

masıyla daha da utanç verici oluyor.

>

73

O

73

O: "O m

yut bilgisini kabullenebilir, ama üzerin­

Panama Belgelerl'ne hızlı bir göz

den buhar tüten detayları öğrenmek

atış dikkat çekici bir olumlu özellikle

acı verir. Ya da eline arkasından neler

dikkat çekici bir olumsuz özelliği açığa

çevrildiğini gösteren fotoğraflar düşer­

çıkarıyor. Olumlu yan, bütün katılımcı­

se... Panama Belgeleri sayesinde dün­

ların herkesi kucaklayan dayanışması:

o

ya zenginlerinin flnansal pornografisi­

Küresel sermayenin gölgeler İmpara­

tn

nin kiril fotoğrafları sırtımıza yüklendi

torluğunda hepimiz kardeşiz. Yolsuz­

> 73

"O

ve artık olanlardan haberimiz yokmuş

luklara

gibi yapmaya devam edemeyeceğiz.

dlnavlar dahil Batı dünyası orada ve

bulaşmamakla

namlı

İskan-

1843'te, genç Karl Marx Alman

Putin İle el sıkışmaktalar. Ve Çin devlet

anclent reglme'lnln ( eski rejim) "ken­

başkanı XI, İran ve Kuzey Kore de ora­

disine

ettiğini ve

da. Müslümanlar ve Musevller samimi

dünyanın da böyle hayal etmesini iste­

bir biçimde birbirlerine göz kırpıyorlar.

diğini" iddia etmişti. Böylesl blrdurum-

Herkesin eşit ve farklı olduğu gerçek

İnandığını

hayal

da, utancı iktidardakilere yüklemek

bir çokkültürlülük krallığı söz konusu.

başlı başına bir silahtır. Ya da Marx'in

Olumsuz yan İse şu: ABD'nln fazlasıyla

devamında belirttiği gibi "Varolan ba­

göze çarpan yokluğu kİ Rusya ve Çin'in

sınç, ona basıncın bilincini de ekleye­

soruşturmada bazı özel politik çıkarla­

rek daha baskıcı hale getirilmeli, utanç

rın dahil olduklarına dair İddialara kıs­

İse kamuoyunun bilgisine sunularak

men İnandırıcılık katıyor.

daha utanç verici hale getirilmeli."

Öyleyse bütün bu verilerle ne yapa­

Bizim durumumuz da bugün bu-

cağız? İlk ve (baskın) tepki doğal olarak

dur. Aktörlerinin demokrasi, İnsan hak-

ahlaki bir öfke patlaması, tabii kİ. Ama


yapmamız derhal yapmamız gereken

bir bütün olarak sistem asla sorgulan­

konuyu etikten ekonomik sistemimize

mıyor ve hukuk devletinin demokratik

doğru çekmeyi başarmak olmalı: Poli­

kurumsal yapısı, bu "etik antl kapitaliz­

tikacılar, bankacılar ve yöneticiler ol­

min" Occupy hareketi benzeri en radi­

dum olası açgözlü oldular, öyleyse hu­

kal biçimleri tarafından bile dokunul-

kuki ve ekonomik sistemimizin hangi

mayarak kutsal İnek olarak kalıyor.

boyutu bu hırslarını bu kadar devasa

Sakınılması gereken yanlış sol Keyde hayali- bir hikayeden yola çıkılarak örneklendlrlleblllr: 1950'lerln sonun­

Papa'dan başlayarak birçok tanınmış

da SSCB'ye yapılan bir gezi öncesinde,

sima blzlerl aşırı açgözlülük ve mü­

antl-komünlst arkadaşı Sldney Hook'a

kemmellik kültürüyle savaşmak adına

şöyle yazar: "Merak etme, Sovyetler

uyarı bombardımanına maruz bırak­

tarafından baştan çıkarılıp eve sosya­

tılar. Papa'ya yakın din adamlarından

lizmi kurdukları İddiasıyla geri dön­

birinin belirttiği gibi: "Yaşadığımız ka­

meyeceğim!" Hook İse onu anında

pitalizmin krizi değil, bir ahlak krizi".

cevaplar: "Ama ben tam da eve geri

Hatta solun kimi öbekleri bile bu yolu

döndüğünde SSCB'nln sosyalist olma­

takip ediyor. Bugün bir antl-kapltallzm

dığını İddia ediyor olmandan korkuyo­

noksanlığı yok: Occupy protestoları

rum!" Hook'u kaygılandıran kavramın

birkaç yıl önce patladı ve kapitalizm

saflığının nalf savunuşuydu: Eğer sos­

dehşetinin

bolluğuna

yalist bir toplumun İnşası sırasında İş­

bile söylenebilir:

ler ters giderse, bu düşüncenin kendi­

eleştirilerinin

tanık olduğumuz

Doğamızı acımasızca kirleten şirketler,

sini geçersiz kılmaz, sadece onu doğru

çalıştıkları bankalar kamu fonlarıyla

uygulayamadığımız anlamına gelir. Biz

kurtarılmak zorunda kalmışken şişkin

de bugünkü köktenci piyasa taraftarla­

primlerle

rında aynı nalfllğl fark etmiyor muyuz?

ödüllendirilmeye

devam

eden yolsuzluğa batmış bankacılar,

Birkaç yıl önce Fransa'da bir TV tar­

çocukların uzun mesailer yapmak zo­

tışması esnasında, Fransız entelektüel

runda kaldığı kitaplar, derinlemesine

Guy Sorman demokrasi ve kapitaliz­

gazete araştırma dosyaları ve TV prog­

min beraber yürümek zorunda oldu­

ramları bol sayıda mevcut.

ğunu söylediğinde, kendisine malum

Fakat yine de, bütün bu eleşti­

soruyu sormaktan kendimi alamadım:

ri selinde bir bityeniği var kİ o da bu

"Ama bugünkü Çin'e ne diyorsunuz?"

aşırılıklarla

de-

Sorman cevabı hemen yapıştırmıştı:

mokratlk-llberal çerçevesinin sorgu-

mücadele

etmenin

"Çin'de kapitalizm yok kİ!" Fanatik bir

lanmamasının bir kural olması. Açık

kapitalizm taraftarı olan Sorman İçin

veya İma edilen

eğer bir ülke antl demokratik İse bu

hedef kapitalizmi

demokratikleştirmek, ekonomi rindeki

denetimi;

basıncıyla,

üze­

sadece onun aslında kapitalist olma­

medya

dığını, kapitalizmin mutasyona uğra­

tahkikatlarıyla,

mış bir biçimini tatbik ettiğini göste­

kamusal

hükümet

daha sert kanunlarla ve dürüst polis

rir: Tıpkı demokrat bir komünist İçin

soruşturmalarıyla, genişletmek. Fakat

Stallnlzm'ln, komünizmin gerçek biçi-

PANAMA BELGELERİNİ AÇIKLAMAK YA DA BİR KÖPEK KENDİSİNİ NEDEN YALAR?

2008 flnansal çöküşünden bu yana,

co

nesçl John Galbralth hakkındakl -belki

nak sağlıyor?

tN.

boyutlarda gerçekleştirmelerine ola­


mini temsil etmediği gibi.

88 5 > CD O 73

O 7s > > O > E.

cisi, yasal ve yasal olmayan işlemler

Altta yatan hatayı teşhis etmek zor

arasındaki çizgi giderek flulaşıyor ve

değil, tam da o çok iyi bilinen espride

çoğu zaman sadece bir yorum mese­

olduğu gibi: "Nişanlım randevumu­

lesine indirgenebiliyor. İkincisi, ser­

za asla geç kalmaz çünkü geç kaldığı

vetlerini offshore hesaplarına ve vergi

anda artık benim nişanlım olmaz!"

cennetlerine transfer edenler açgözlü

Piyasa savunucusu da aynı benzer­

canavarlar değil sadece zenginlikleri­

siz ideolojik el çabukluğu ile açıklıyor

ni korumaya çalışan rasyonel aktörler

2008 krizini. Krize sebep olan serbest

gibi davranmaya çalışan bireyler. Ka­

piyasanın başarısızlığı değil aşırı dev­

pitalizmde, flnansal spekülasyon adlı

let

serbest

kiril suyu atıp reel ekonomi isimli sağ­

piyasa ekonomimiz hala olması ge­

lıklı bebeği kurtarmak mümkün değil.

düzenlemeleriydi,

yani

rekenden çok uzak noktadaydı, hala

Kiril su, sağlıklı bebeğin damarlarında

Refah Devleti'nin pençelerinde kıvran­

dolaşıyor!

maktaydı. Panama Belgeleri'nin ortaya

Kişinin burada sonuna kadar git­

koyduğu ders bunun açıkolarakyanlış

mekten kesinlikle korkmaması lazım.

olduğu: Yolsuzluk küresel kapitalist sis­

Küresel kapitalist hukuk sistemi en

temin olumsal bir sapması değil onun

temel biçimiyle yasallaştırılmış yolsuz­

temel sistematiğinin ayrılmaz bir par­

luktur. Suçun nerede başladığı (hangi

çasıdır.

flnansal İşlemlerin yasadışı olduğu)

Panama Belgeleri ifşaatında ortaya

hukuki bir soru değil fazlasıyla politik

73

çıkan gerçek sınıfsal bölünmedir, evet,

bir sorudur, güç mücadelesinin konu­

O: "O

bu kadar açık ve sade. Belgeler zengin

sudur.

m

o tn

insanların nasıl başka yasaların uygu­

O zaman neden binlerce politikacı

landığı bir dünyada yaşadığını sergili­

ve iş adamı Panama Belgeleri'nde or­

yor. Bu dünyada hukuksistemi ve polis

taya konan faaliyetleri yürütüyorlar?

otoritesi öyle bir biçimde çarpılmış kİ

Cevap, şu eski kaba saba bllmecenln-

sadece zenginleri korumakla kalmıyor

klyle aynı: Köpekler neden kendilerini

aynı zamanda hukukdevletini de onla­

yalarlar? Yapabildikleri İçin!

rın ihtiyaçlarına uyumlu hale getiriyor. >

73 "O

Daha şimdiden Panama Belgeleri'ne

*Newsweek, 7 Nisan 2016

verilen tepkilerde, suçu Refah Devleti'mizin ya da ondan geriye kalan her neyse onun aşırılıklarına bağlayan li­ beral sağcı yorumların sayısı oldukça fazla. Zenginlik çok ağır biçimde vergilendirildiği için sahipleri tarafından, hiçbir biçimde illegal olmayan bir bi­ çimde, daha düşük vergili yerlere kay­ dırılmasında şaşılacak bir şey yoktu. Bu mazeret çok komik ama argüman bir doğru çekirdeği de taşıyor ve not edilmeye değer iki nokta var: Birin­

Çeviren: M. Sinan MERT


HER YER PANAMA Mehmet AKYOL

gelir. International Banking Act (IBA) lisansına sahip bir banka, sadece bu

Bir yıldan beri dört yüzden fazla gaze­

tür hesaplar için kurulmuş olarak ka­

teci tarafından incelendiği söylenen

bul edilir. Sadece yabancılara hizmet

belgelerin hangi kriterlere göre sınıf­

veren bu bankalar genel olarak Karibik

landırdığı, hangisinin öncelik taşıdı­

Adaları'nda bulunur.

ğı tartışmaları bile yapılmıyor. Gözleri

Servet sahibi İnsanlar genel olarak

bağlı medya her gün filin bir tarafını

daha fazla faiz elde etmek, servetleri­

keşfediyor, bizler ne fili görüyoruz, ne

ni kendi ülkeleri dışında garanti altı­

de medyanın gözbağını. Gerçek olan

na almak için bu tür hesaplar açarlar.

tek şey adeta gözlerden kaçırılıyor,

Şirketler İse öncelikle daha az vergi

parababaları vergi ödememek için her

ödemek için bu yolu seçerler. Özellik­

gün takla üzerine takla atıyorlar, Pa­

le ABD şirketleri elde ettikleri karlarını

nama Belgeleri bu taklalardan sadece

gene kendi kurdukları şirketlere kar

biri.

payı olarak bu tür hesaplara yatırırlar.

İşin İlginç yanı devletin özellikle

ABD'de şirketlerin ödedikleri vergile­

büyük sermaye sahiplerine sağladığı

rin karlarının %35'e kadar çıktığı dik­

yasal vergi İndirimleri kimsenin ilgisi­

kate alınınca bunun anlamı daha İyi

ni çekmiyor. Bir meraklı çıkıp, son on

anlaşılır. Bu nedenle hemen hemen

yılda devletlerin bu vergi İndirimleri

bütün büyük ABD şirketlerinin servet­

ile sermayeyi ne kadar vergi yükünden

leri ABD dışında bulunur.

kurtardığını hesap etmiyor. Panama

Büyük ABD tekellerinin ABD dışın­

Belgeleri'ne bakacak olursak, kurulan

daki servetlerinin 500 milyarı aştığı

göstermelik şirketlerle kaçırılan vergi

hesaplanmakta. Belli başlı tekellerin

yılda 255 milyar olarak hesaplanıyor.

yurtdışındakl servetleri şu kadardır:

ABD devleti, bu şekilde yılda 70 milyar

Hewlett-Packart 30, Google 34, Proc­

kayba uğruyor. Oysa yalnızca ABD'de

ter & Gamble 35, Citigroup 42, Exxon-

şirketlere yapılan resmi vergi İndirim­

Mobile 46, Cisco 48, Johnson & Jo h n ­

lerinin bunun kat kat daha fazlası ol­

son 51, Apple53, Merck 61, Pfizer 70,

duğunu söylemek mümkün.

Microsoft 76 ve General Electric 110

Offshore deyimi teknik olarak, bir

milyar dolar.

ülkenin bankasında bulunan, o ülke­

Bu tür hesaplar genelde her ülkede

de ikamet etmeyen İnsanlara alt para

vardır. Son yıllarda bu tür hesapların

anlamında kullanılır. Offshore banka­

Avrupa'dan Asya ülkelerine kaydığı

cılığı ise vergi cenneti olarak bilinen

gözlemlenmekte. Bu tür hesaplarda

H ERYER PANAMA

Belgeleri boyalı basın tarafından büyükblrskandal olarakgözlere batırıldı.

O

ülkelerdeki bu tür hesaplar anlamına

oo

Bir anda gündeme düşen Panama


bulunan para miktarı ise büyük bir farkla İsviçre'dedir. 2.200 milyarlık bu

Vergi Savaşları Panama

Belgeleri'ni esasta vergi

miktarı, 1.400 milyar ile Karibik Ada­

savaşları olarak nitelemek mümkün.

ları, 1.100 milyar ile İngiltere takip et­

Sermaye sahipleri üretim yaparak elde

mekte. Singapur'da 1.000 milyar, ABD

ettikleri karlarını en yüksek orana çı­

de 700 milyar, Lüksemburg'da ise 600

karmak İçin uğraşırken, bunların biri­

milyar olduğu tahmin edilmektedir.

kiminden oluşan servetlerinin vergi­

o

o

Yapılan tahminlere göre dünyadaki

lerini an aza İndirme yoluna giderler.

tüm servetin %8'i bu tür hesaplarda

Genelde karın maksimize edilmesi, artı

H ERYER PANAMA

bulunmaktadır.

değer sömürüsü oranının yükseltilme­

Genelde büyük bir şirketin elde

si İle ilgili tartışmalar daha İlgi çekicidir,

ettiği karın önemli bir kısmını bu tür

emekçiler kendilerini doğrudan etkile­

hesapları olan vergi cennetinde kur­

yen bu tartışmayı tercih ederler. Oysa

dukları şirketlere aktarması yasalara

en az vergi ödenmesi de onları dolaylı

uygun hale getirilmekte, bu şekilde

da olsa etkiler.

kendi ülkesinde kardan yüksek vergi

Devlet gelirleri İçerisinde önemli bir

vermekten kurtulup, sadece yurt dı­

yer tutan vergilerin kimin tarafından

şında bulunan serveti durumundaki

ödeneceği aynı zamanda dolaylı bir

bu paralar için cüzi miktarda servet

sınıf mücadelesidir. Devlet giderlerini

vergisi ödemektedir. Bu şekilde yapı­

karşılamak İçin deyim yerindeyse kim­

lan bütün işlemler yasalara uygundur.

den alabilirse, onun yakasına yapışır.

Yasa dışı yollardan kazanılan parala­

Sermaye ödeyeceği vergileri, vergi ka­

rın bu tür hesaplarda saklanması da

çırarak, vergi afları, vergi uzlaşmaları,

mümkündür. Söz konusu hesaplarda

yaygın muafiyetler, İstisnalar, vergi İn­

ne kadar bu tür para olduğu ise bilin­

dirimleri ve ertelemeleri İle en aza İndi­

memekte. Ancak ABD gibi devletler,

rir. Devletler bırakın sermayenin yaka­

vergi gelirlerinin azalmasını engel ol­

sına yapışmayı, onlar İçin bu İmkanları

mak için genel olarak bu tür hesapla­

sık sık hazırlar.

rın yasadışı olduğu imajını vermeye çalışmaktadırlar. 2008'den

Buna karşın çalışanın aldığı ücret­

bu yana

ten doğrudan vergi tahsil etmenin

süren ekonomik krize karşı alınan ön­

yanı sıra, onlar tükettiklerini satın alır­

lemlerin yükü devlet bütçelerine yık­

ken de aynısını yapar. 2014 yılı bütçe

tığı, devlet borçlarının taban yaptığı

rakamlarına

düşünülürse, bu tür tepkiler kolaylıkla

%20'sini ve dolaysız vergilerin, yani tü­

anlaşılabilir.

göre,

gelir vergilerinin

ketim vergilerinin %65'i çalışanlardan

Sorun, düzenin kar oranlarını en

alınmaktadır. Buna karşın ülkedeki ser­

fazlaya çıkarma eğilimidir. Buna dev­

vetin neredeyse tamamını elinde tutan

letler yasal olarak olanak sağlıyor. An­

varlıklılardan alınan vergi tüm vergile­

cak bunlarla yetinmeyen büyük şirket­

rin neredeyse %1 'İnden daha azdır.

ler, daha az vergi ödemenin yollarını

Blanet'te yer alan bir yazıya göre

arıyorlar. Panama bu anlamda her yer­

(Bütçe Gelirlerinin Yüzde 85'ini Emek­

de karşımızda.

çiler Ödeyecek, Mustafa Durmuş) AKP hükümetleri birden fazla af çıkarmanın


yanı sıra 2010 yılında varılan anlaşma­

tartışmalarından veba gibi kaçılmakta.

larla vergi aslının %92'slnden vazgeç­

Ancaksıksıkda bu İşin böyle gitmeye­

miştir.

ceği vurgusu yapılmakta.

AB ve ABD İse daha kalıcı yöntem­

Bu konuda İlk ciddi girişimin ön­

ler uygulamamakta, şirketlerin vergile­

cülüğünü İse ABD yaptı. Sermayeye

rini sürekli olarak azaltmakta. Örneğin

adeta "Yaptığımız vergi İndirimleri yet­

sadece 2012 yılında çıkarılan yeni ver­

medi mİ?" derceslne vergi kaçakçılığı

gi yasaları İle Almanya'da şirketlerden

üzerine gidilmeye başlandı. Pek çok

alınan vergilerin azaltılması İle devle­

büyük tekelin yasadışı yaptığı vergi ka­

tin vergi gelirleri 49 milyar euro azal­

çakçılığının üzerine gidildi. Vergilendi-

mış. Bu miktar ülkenin gayrlsafl milli

rilemeyen gelirlerin peşine düşüldü ve

hasılasının %1,7'slne denk düşmekte.

bu gelirlerin depolandığı İsviçre ban­

İsviçre'de İse durum daha ciddi, aynı

kalarına karşı ciddi yaptırım ve cezalar

yıl şirketlere sağlanan kolaylığın kar­

uygulandı. İngiltere, Almanya, Fransa

şılığı 21 milyar frank olmuş, bu miktar

benzer yola girdiler.

GSMH'nın %3,9 anlamına gelmekte.

Bunu sembollkde olsa Panama Bel­ geleri takip etmiş gibi gözüküyor, artık

Devlet Borçları

yasal yollardan yapılan vergi kaçakçı­

Gerek bu uygulamalar gerekse de

lığı gündeme gelmiş gibi. Kuşkusuz

ekonomik krize devletin aktif müda­

yasadışı vergi kaçakçılığında olduğu

halesi sonucu devletlerin borçlarının

gibi esas amaç, vergi kaçıranları ceza­

hızla artması, vergi savaşlarını hızlan­

landırmak değil, göz korkutmak. Başka

dıran bir rol oynamakta. Açıklanan son

bir deyişle küresel piyasada türbo hız­

rakamlara göre dünyadaki tüm devlet­

la at koşturan sermaye dizginlenmeye

lerin borçları 2015 yılında % 2 oranın­

çalışılıyor, oyunu kuralları İle oyna, de­

da daha artarak 42400 milyar dolara

meye getiriliyor.

çıkmış durumda. ABD'nln borçlarında artış aynı yıl İçerisinde % 8 oranında,

Ya Türkiye?

162 milyar dolar artmış. AB ülkeleri

Panama Belgelerl'nln İlk kurbanı İz­

devletlerinin borçlarında artış İse % 6

landa Başbakanı oldu, onu Arjantin'in

civarında.

yeni başkanı İzledi, şimdi İngiliz Başba­

Alman devletinin borçları 2176euro

kanı sırada, pek çok ülkede konu İle İl­

İle GSMH'nın %74'ü oranında İken, İtal­

gili soruşturmalar başladı. Oysa bunlar

yan devletinde bu oran %135'e kadar

deyim yerindeyse küçücük balıklar, ka­

çıkmakta. Tüm AB ülkelerinin ortala­

çırdıkları vergiler devede kulak misali.

ması İse %88 civarında.

Bununla büyük balıklara, sıra sana gel­

89'da Duvar'ın yıkılması İle başladı­ ğı kabul edilen Yeni Dünya Düzenl'nde

meden sıraya gir, deniyor. Girerler mİ, göreceğiz.

İki gelişme atbaşı olarak gelişti; ser­

Panama Belgelerinde Türkiye'nin

maye İçin vergiler azaltılırken, devlet

de İsmi geçiyormuş, Mayıs ortasında

borçları katlanarak artmaya başladı.

açıklanması bekleniyor, neden, diye

Devlet borçları devasa boyutlara va­

soran yok elbette, ama bilinen başka

rırken bu gidişin sonunun ne olacağı

bir şey var. Bu belgeler bir yıl önce bir

91

73

-< 5 > S >


Alman gazetesine yollanıyor, gaze­ te Araştırmacı Gazeteciler Platformu (ICIJ) İle birlikte, 70 ülkeden gaze­ teci İle bunları İncelemeye başlıyor. panamapapers.lclj.org

sitesinde yer

alan bu medya kuruluşları arasında Türkiye'den herhangi bir katılımcı yok. CM

O

Her ülkenin

kendi

medyası

bu

belgeleri İncelemekle meşgul, ancak

H E R YER PANAMA

Türkiye'den kimse yok. Söz konusu platform zaten bütün belgeleri açık­ lama niyetinde değil. Türkiye İle ilgili hangi belgeler İncelenecek, bunu kim yapacak, sorularını soran da pek yok zaten. Sonuçta şimdiye kadar pekçok rüş­ vet ve benzeri uluslararası skandallardaTürklye'nln adı sık sık geçti, ama bu­ rada yaprak bile kıpırdamadı. En son Reza Zarrab olayı biraz yankı uyandır­ dı ama o kadar. Bırakın cezalandırmayı başlayan bir soruşturma var mı, diye sormak bile abes.


BOLÍVAR SOSYALİZMİ SAVUNMADA Ayşe TANSEVER Bolivar Sosyalizmi savunmada çün­

lindiği gibi halk üretimi ve kendi ken­

kü Venezüella'da 6 Aralık'ta yapılan

dini yönetmeyi burjuvazi İle yarışarak

seçimleri Chavez'ln partisi PSUV değil

öğrenecektir. Ama sonuçta burjuvazi

muhalefet MUD

eriyecek ve halkların komün İktidarı

güçleri

kazandılar.

MUD oyların %56,22'slnl alırken PSUV

kurulacaktır. Bir yanda yoksul halklar

%40,91 aldı. Muhalefet 109 üye çıkar­

diğer yanda da zengin burjuvalar bir

tarak blrçokyasa çıkartmak için gerekil

ekonomik politik savaş yaşanıyor.

olan 2/3 çoğunluğu hemen hemen ele

Günümüzde genel olarak yaşanan

geçirdi. 17 yılda yapılan 20 seçimden

sınıf savaşında halk kesimleri çeşitli

belki de bu kaybettikleri İkincisidir.

yollar İle burjuva İktidarı yıkmaya ça­

Böylece ülkede var olan zor bir eko­

lışırlar. Ancak şimdi Venezüella'da tersi

nomik krize bir de siyasi kriz eklenmiş

oluyor. Burjuvazi elindeki ekonomik

oldu.

kozu kullanarak savaş açıyor. Halkın

17 yıldır sosyalizm yolunda olan

temel İhtiyaçlarını depoluyor ya da

bir ülkede halkın sosyalist partiye yani

karaborsadan satıyor. Halkı yokluğa,

kendi çıkarlarını temsil ettiği düşü­

başka yollar İle yoksulluğa İtiyor. Ülke

nülen bir partiye değil de yeni liberal

petrol satıp karnını doyuran bir ülke

görüşleri olan bir partiye oy vermesi

olduğu İçin halkın elinde üretim ya­

elbette üstünde çok düşünmeyi ge­

pan fabrikalara saldırıp ele geçirme

rektiriyor. Sosyalistlerin bu olaylardan

şansı yok. Eğer burjuvazi İthal eder­

büyük dersler çıkartması gereklidir.

se satın alabilecek. İthal ediliyor ama

Sosyalist bir parti neden İktidarı kay­

burjuvazi bunu ya depoluyor ya da

beder? Neden halklar arkasından çe­

komşu ülkelerde satıyor, doları ülke­

kilirler?

sine getiriyor onu karaborsadan çok

Yenilginin bir halk hoşnutsuzluğu­

çok pahalıya satıyor. Böylece kısır bir

nu dile getirdiğini yazmak gereksizdir

döngü gerçekleşiyor. Bir avuç azınlık,

ama nasıl bir hoşnutsuzluk olduğunu

yapay kıtlık İle zenginliğine zenginlik

da anlatmak gerekir. Bu yenilgi sosya­

katarken yoksul halklar ya saatlerce

lizmin yenilgisi değildir. En sağ güçler

kuyrukta tüketim maddesi peşindeler

bile bunun ekonomik bir yenilgi oldu­

ya da ellerindeki varlarını yoklarını sa­

ğunu biliyor. Venezüella'da 17 yıldır

tıp karaborsadan İhtiyaçlarını görmek

burjuvazi İle birlikte geniş halkyığınları

zorundalar.

adına 21. yy sosyalizmi denilen bir dü­

Bu kıtlık yaratma her seçim önce­

zen kurmaya çalışıyorlar. Bu süreçte bi­

si başlar ve arkasından biterdi. Ancak


94

2013 yılında Chavez ölüp yerine M a­

Bolivya gibi başka ülkelerinde de sos­

duro geçtikten sonra saldırıları arttı.

yalist denemeler var. Bu denemelerin

Hele hele onun başkanlık seçimlerini

yarattığı dalga Brezilya, Arjantin, Nika­

% 1 ,5 oy fark ile kazanması muhalefete

ragua vs. gibi ülkelerde de pembe de­

büyük bir umut verdi. Saldırılarını se­

nilen sol denemeler doğurdu. Bunların

çim bittikten sonra arttırarak sürdür­

hepsine

düler. Hatta zengin mahallelerinde ba­

de burjuvazinin yaptığı savaşlar kar­

baktığımızda

bu

ülkelerde

BOLÍVAR SOSYALİZMİ SAVUNMADA

rikatlar bile kurdular. 43 kişi öldü. Bir iç

şısında bir başarısızlık söz konusudur.

savaşın eşiğinden Maduro'nun halkları

O zaman şöyle bir genelleme yapmak

sükûnete çağırması ile dönüldü. Ve kıt­

kanımızca yanlış olmayacaktır. Halkçı,

lık, pahalılık, kuyruklar dayanılmaz bo­

halktan yana politikalar uygulayan ik­

yutlara vardı. Sonuçta halk seçimlerde

tidarlar genelde burjuvazi ile birlikte

bunlara bir şans vermeyi ekonomik

ekonomiyi çekip çevirmede başarısız

sorunlarına çözüm olarak denemeyi

oluyorlar. Burjuvazinin yıllardır kendi

tercih etti. Chavezcilerin bu seçimler­

sistemindeki bilgiler ile pişmiş öğren­

de oy kullanmadıkları tahmin ediliyor.

miş bir yanı vardır ve halk iktidarları

Seçimlerin sonucunu belirleyen burju­

bunun üstesinden gelemiyor. Yalnız

vazinin açtığı bu ekonomik savaştan

iktidarı almakla olmuyor. İşleyişi kendi

halkların yılmasıdır.

sistemine geçirişte yanlışlıklar yapılı­

Tersinden de sosyalist iktidar bu burjuva ekonomik savaşa karşı ba­

yor. Burjuvazinin kuyusuna düşülüyor. Onun üçkâğıtları ile baş edilemiyor.

şarılı bir mücadele veremedi. Onun

Üretimin kendisinin başka yan kol­

hanesinde de ekonomik beceriksizlik

ları var. Ara madde ithalinden bunun

yazılmalıdır.

saldırıları

örgütlenmesine kadar çeşitli safhalar

karşısında başarılı, etkin bir savunma

Burjuvazinin

öyle kolay öğrenilmiyor. İktidar dışın­

yapamadılar. Kötü yönettiler. Onun

da burjuva kaleleri devrim sonrasına

üçkâğıtlarını boşa düşürücü önlemler

kalıyor. Bu kalelerden burjuvazi sürekli

alamadılar. Bunun nedenleri karışıktır.

saldırıyor. Ekonomiyi halkın değil ken­

Bugün Latin Amerika'nın Ekvador,

di çıkarına kullanıyor. Halk iktidarı bü­ rokratik kısımda yeniliyor. Ellerinde tuttukları basın ile halk­

flm a iktidarda v© mecliste çoğunlukta iken burjuvazi ile uğraşm ak başka şeydir onun çoğunluk olduğu bir mecliste çalışm ak, ülkeyi yönetecek kararları halk çıkarına olm ak başkadır. Şimdi bir de siyasi zeminde dövüş zorunluluğu eklenmiştir.

ları kandırıyor, beyinlerini yıkıyorlar. Chavez'I şimdi Maduro'yu karalamak İçin, onun altındaki yetkilileri karala­ mak için az kampanyalar yapılmadı. Bunlar zaman ve enerji alıyor. Bunlar kafaları karıştırıyor. İlerici olan kesimle­ ri bile çekebiliyor. İnandırabiliyor. Sonuçta halklar kendi iktidarlarına duymaları gereken İnancı, güveni kay­ bediyorlar. Bencillik başlıyor. Herkes kendi ekonomik sorununa çare ara­ maya başlıyor ve korkunç bir yolsuzluk


başlıyor. Dayanışma azalıyor, gemisini

ya petrol fiyatlarındaki düşmedir. Yani

kurtaran kaptan oluyor. Sosyalizme

bir de burjuvazinin saldırısını katmer­

İnanç kırılıyor. İktidardaki Bollvarcılar

leştiren böyle bir faktör vardır. Vene­

bu güven kaybı ve yolsuzluklarla İyi

züella gibi İhracatının %95'i petrole

mücadele edemiyorlar. Yolsuzluk en

dayanan bir ülke bu gelirini kaybetme­

sıradan gecekondu bölgelerinde bile

ye başladı. İç tüketimi karşılamak İçin

ayakta kalabilmenin tek yolu oluyor.

dışarıdan borç almak zorunda kaldı.

Bugün karaborsadan çocuğu İçin süt

Venezüella'nın dış borcu diğer Latin

alan aile yarın da gerekil İhtiyacını

Amerika ülkeleriyle karşılaştırıldığında

karşılar umudu İle bu karaborsacıyı İh­

çokbüyükdeğlldlram a gene kemerle­

bar etmiyor. Sistem İçinde şekillenen

rini sıkmak zorundadırlar. Rantiye bir

bozulma her kesime sıçrıyor. Toplum

ülke olarak yaşamanın sonuna gelin­

çürüyor. Sonuçta halk İktidarı kendine

miştir. Ve ülkenin buna pek hazırlıklı

duyduğu güveni yitirdi ve burjuvaziye

olduğunu söylemek zordur.

bir şans vermeyi düşünmeye başladı.

PSUV'un seçimleri kaybetmesinin bir nedeni de devrim sırasında doğan

diğer faktörde PSUV'un ya da İktidar

ve şimdi seçmen yaşına gelen genç

güçlerinin halkla olan bağının azalma­

nesildir. Bu nesil Chavez öncesi yeni li­

sıdır. İşler İyi gitmeyince halka karşı çı­

beral politikaların acısını yaşamamışlar

kılacak yüz de kalmıyor. Onların kıtlık,

ve o günleri bilmiyorlar. Yaşanan eko­

kuyruk, karaborsa sorununu çözeme-

nomik sıkıntı onları muhalefet safları­

ylnce, verilecek yanıt bulunamayınca

na İtmiştir. Genç nesiller İyi örgütlene­

savunma yapılamayınca halkın karşısı­

memiştir.

na çıkılamıyor.

Seçim Sonrası

lar halka anlatılamadı mı? İlerici İkti­

Kamuoyu yoklamaları seçim öncesi

darların bir sorunu da budur. Halka

da böyle bir yenilgi olasılığının sinyal­

bir şeyleri anlatmak. Bıkmadan, üşen­

lerini veriyordu. O nedenle bir şaşkınlık

meden, yılmadan anlatmak. Onlar an­

yaşanmadı ve Maduro yenilgiyi vakur

layıncaya kadar, dillerde tüyler bitene

bir şekilde kabul etti. İlk konuşmasın­

Sadece

da da "Herkes düşünsün, hataları bul­

eğitim yetmiyor. Onların görüşlerinin

sun ve ders alsın." dedi. "Şimdi ağlama

genişletilmesi gerekiyor. Ekonomik uy­

zamanı değil dövüş zamanıdır."dlyerek

gulamaların İyi anlaşılır şekilde anlatıl­

de ekledi, "Şimdi sosyalizm mücade­

ması gerekiyor. Bunlar açık bir şekilde

lesi başlıyor. Bizler yeniden başlama

kadar

anlatmak

gerekiyor.

anlatılamadı. Sırf seçim kazanmak de­

uzmanlarıyız. Sokaklardan

ğildir sorun halkı kazanmak İçin hiç ara

ve zorlukların İnsanıyız." Maduro böy-

geliyoruz

vermeden onlarla uğraşmak gerekiyor.

lece sosyalizm mücadelesinin yeni bir

PSUV ve Maduro İktidarının bu konu­

döneme girdiğini açıklamaya çalıştı ve

da beceriksizlikleri olduğu kesindir.

"yeniden doğuş" temasını İşledi. Vene­

Sonuçta halktan kopulmuştur. Olaylar

züella 21. yy sosyalizmi yeni bir döne­

İyi anlatılmamıştır. Ekonomik krizin bir nedeni de dün­

me girdi. Eskiden dersler çıkarıp yeni­ den yoluna devam edecektir.

CD O >

73 (S)

O

ın

Burjuvazinin bu başarısını besleyen

Akla gelen soru şudur: Peki sorun­

95

> m' (S)

> > o >


Ama iktidarda ve mecliste çoğun­ lukta İken burjuvazi ile uğraşmak baş­ ka şeydir onun çoğunluk olduğu bir

deflerinde ne olduğuna kısaca baka­ lım. Ekonomik açıdan İstediklerinin yeni

mecliste çalışmak, ülkeyi yönetecek

liberal politikaları geri getirmek oldu­

kararları halk çıkarına almak başkadır.

ğu su götürmez. Fakat Chavez bütün

Şimdi bir de siyasi zeminde dövüş zo­

kötülüklerin bu liberal politikalar ol­

runluluğu eklenmiştir. Yani sosyalist

duğunu halklara uzun uzun çok İyi an­

■o o BOLÍVAR SOSYALİZMİ SAVUNMADA

kazanımların korunması ve yenilerinin

lattı. Kendi yarattıkları ekonomik krizin

elde edilmesi için burjuva ağırlıklı bir

arkasına saklanarak nasıl bu politika­

mecliste çalışma sorunları ile karşı kar-

lara ikna edeceklerdir? Edebilecekler

şıyalar.

midir? Baştan beri ekonomik krizin ve

Gerici meclisin sosyalist devrim ka­

petrol fiyatlarının düşmesi sonucu dev­

zananlarına karşı elinden geleni yap­

letin sosyal yardımları kesmek zorunda

maya çalışacağını yazmaya bile gerek

olduğunu söyleyip duruyorlar. Var olan

yoktur. Meclis içinde çoğunluk olduk­

devlet fonlarının yeni İş yerleri açmaya,

ları için istedikleri yasaları kolayca çı­

ihtiyaç duyulan üretimleri yapmaya

karabileceklerdir. PSUV safları bunları

kaydırılması gerektiğini savunuyorlar.

nasıl engelleyip

Açıktan böyle bir adım atmalarına halk

halk kazanımlarını

savunacaktır? Bunlar nasıl engellene­

muhalefeti İzin vermeyecektir. O ne­

cektir? Devrimin kazanımları nasıl ko­

denle bunları gizil, yavaş yavaş, allayıp

runacaktır?

pullayıp yapmak zorundalar.

Durumu daha iyi kavramak İçin mu­

Bu emellerinin önünde duran en

halefetin seçim öncesi ve sonrası mec­

büyük engel Maduro ve kurduğu hü­

liste ne yapacakları konusundaki açık­

kümettir. Maduro devrimin kazanım-

lamalarına bakalım. Onların görünen

larını savunmak için orada

ve gizlenen hedefi nelerdir? Ondan

duruyor. Öyleyse ilk en büyük hedef

sonra Maduro'nun seçim sonrası aldığı

Maduro'yu İktidardan almaktır. Açık

önlemler ve uygulamaları İnceleyelim.

açık da savunuyorlar. Ekonomiyi bu

En sonra da seçim sonrası halkların

duruma getiren Maduro'nun sosyalist

nabzını tutmaya çalışalım. Muhalefet

uygulamalarıdır, diyorlar, o nedenle ilk

daha ilk günden saldırıya geçti.

önce o gitmelidir. Maduro'yu

Muhalefetin Önüne Koydukları Şimdi muhalefet meclis içinde yani

başkanlıktan

dimdik

almanın

uyulması gereken belirli bir prosedürü, yasası vardır. Maduro devlet başkanlı­

politik zeminde iş yapmak zorundadır.

ğının belirli bir süresini tamamladıktan

Laf söylemek başka şeydir, mecliste

sonra ancak halk referandumu yoluyla

oturup ülke geleceği konusunda ka­

seçimlerde kazandığı oyların bir tane

rarlar almak başka şeydir. Yani onlar

fazlası İle İndirilebiliyor. İlk önce imza

İçin de durum çok parlak değildir. Kar­

toplamaları gerekiyor. Şimdiki oy po­

şılarında 17 yıldır sosyalizmin eğrisi

tansiyeline bakıldığında bunu yapa­

doğrusu ile nimetlerinden yararlanmış

bilirler. Yasal olarak olsa bile kamuoyu

bir halk vardır. Bunlar ne olursa olsun

yoklamaları Maduro'nun hala %60 üze­

bu İşi az çok kavramış halklardır. He­

rinde oyu olduğu anlaşılıyor. Ve seçim­


ler sonrası her gün muhalefetin yüzü

oldu. 2011 yılından günümüze hükü­

halk tarafından anlaşıldıkça bu İşin

met halkı yamru yumru gecekondu­

zorlaşacağı biliniyor. O nedenle bu İşin

lardan kurtarmak İçin büyük bir İnşaat

çok kolay olduğu söylenemez.

kampanyasına başladı. 1 milyonuncu

Devlet daireleri, adalet kurumlan,

konut tam seçim arifesinde halka da­

meclis ve hükümette beğenmedikleri,

ğıtıldı. Maduro eğer seçimlere kadar

sosyalist İnsanları yolsuzluk gerekçesi

1 milyon konutu dağıtamazsa bıyığı­

İle atmaya çalışacaklardır. Bunun İçin

nı kesme sözü vermişti. Ve de bıyığını

özel araştırma komisyonları kurulacak,

kestirmekten kurtuldu. Yani toplam 5

yolsuzluk davaları açılacaktır. İsteme­

milyon İnsan, nüfusun 1/6'sı bedava

dikleri kişileri almanın en kolay yolu

bu devlet konutlarında oturuyor. Sa­

şimdilik bu görülüyor. Bu doğrultuda

dece kullanım hakları vardır, mülkiyeti

burjuvazinin sahte evrak düzenleme­

kamunundur. İşte meclisteki muhale­

deki "becerisi" malumdur.

fet bir yasa İle bu konutların üstünde

Hemen "politik" tutuklulara af getir­

oturanların mülkiyetine verilme kara­

mek İstiyorlar. 2014yılındakl barikatlar­

rını aldı. Amaçları özel mülkiyeti geri

da 43 kişinin ölümünden sorumlu olan

getirmek olduğundan

aşırı liberal Lopez ve takımını çıkarta­

nasiplenmesini öngörüyorlar. Onlara

caklar. Venezüella'da politik tutuklu

özel mülkiyet tadı verecekler. Ama İşin

yasalara göre yoktur. Bu aşırı liberal

altında başka bir hevesleri vardır. Bu

takım elleri kanlı birer katildirler. Halk

alanı yani konut alanını özelleştirerek

da bunu çok İyi biliyor. Halkın gene bil­

spekülasyona başlamak, rant kazan­

diği diğer bir gerçek de bu tutuklular

maktır. PSUV'un karşı oyuna rağmen

başta halkın

İle mecllstekllerln yakın dost olduğu­

yasa geçti. Oysa yasanın anayasaya

dur. Bu İnsanlarla birçok milletvekili­

aykırı olduğu savunuluyor. Yüce Mah­

nin yemek sofralarında, toplantılarda

keme tarafından İncelendikten sonra

çekilmiş can ciğer fotoğrafları vardır.

uygulanıp uygulanamayacağı anlaşı­

Af çıkartmaları halk açısından katille­

lacaktır. Maduro İmza atmayacağını

rin serbest bırakılmasıdır ve büyük bir

açıkladı.

öfke nedenidir. Bütün bunlara rağmen

Tahmin edilebileceği gibi bu bir

meclisten en başta tek oturumda bu

başlangıçtır. Onlar her şeyi özelleştir­

yasayı çıkarttılar. Ancak yasanın Yüce

mek İstiyorlar. Şimdilik petrolün özel­

Mahkeme ve sonra da devlet başka­

leştirilmesi konuşulmuyor ama Chavez

nı olarak Maduro tarafından belirli bir

döneminden beri kamulaştırılan her

süre İçinde onaylanması gerekiyor. An­

şey yeniden özelleştirilebilir. İlk önce

cak ondan sonra yürürlüğe girecektir.

elektrik şirketinden başlayacaklarmış.

Maduro büyük olasılıkla Imzalamayıp

O nedenle İşçiler çok tedirgin protes­

meclise geri yollayacaktır.

tolara

başladılar. Devletin

kurduğu

İlk elden devletin yaptığı ve halka

medya kurumlan da hedeflerinde İdi

kullanım hakkını verdiği konutların

ama Maduro bunu engelleyici önlem­

özelleştirilmesi, yani üzerinde oturan­

ler aldı. Çalışma koşulları zorlaştırılıp,

lara verilmesi yasasını çıkardılar. Çıkart­

İşçi çıkartmalar kolaylaştırılacak. Top­

tıkları yasa konutların özelleştirilmesi

rak reformunu kaldırarak toprakların

97 CD O >

73 (S)

O

ın

> m' (S)

> > o >


^5

00

tekrar eski toprak ağalarına verilmesi­

kelerine Venezüella bedava petrol ve­

ni ön görüyorlar. Tabii nihai olarak da

riyordu. İşte şimdi bütün bunları yeni

hedeflerinde Bollvar Anayasası'nı de­

meclis değiştirme eğilimindedir. Hatta

ğiştirme olduğunu gizlemiyorlar.

Venezüella'nın Suriye, İran, Filistin, an-

Ekonomik sorunun düzelmesi için

ti-İsrail politikaları değişecek, onun BM

karaborsanın kalkması, dolar fiyatının

ve dünya politikasında oynadığı dev­

resmi ve pazar fiyat farkının yok edil­

rimci role darbe vuracak, geriye çevire­

BOLÍVAR SOSYALİZMİ SAVUNMADA

mesi gerekir. İktidar halkı korumak için

ceklerdir. Yalnız Latin Amerika kıtasın­

onun aldığı tüketim mallarına ayrıca­

da değil tüm dünyada Venezüella'nın

lıklı düşük kur sağlıyordu. Bu nasıl dü­

ilerici özelliğinin kaybı hissedilecektir.

zeltilecektir? Muhalefet, bırakın dolar

Kıta daha çok ABD güdümüne itilmeye

serbest pazarda değerini bulsun, di­

çalışılacaktır.

yor. Hatta eskiden pek çok Latin Am e­

Bu ve daha birçok geri adımı ne

rika ülkelerinin enflasyon karşısında

kadar ve hangi sürede atacakları, kar­

yaptığı gibi ülke para birimi bolivar

şılarında duran Maduro ve halk gücü­

atılarak dolara geçilmelidir, şimdiye

ne, direncine, mücadelesine bağlıdır.

kadar uygulanan fiyat denetimleri kal­

Yazımızın bu bölümünde Maduro'nun

dırılmalıdır, malın fiyatı öyle tepeden

gericilik manevralarına karşı aldığı ön­

değil, pazar koşullarında arz ve talebe

lemleri görelim.

göre belirlenmelidir, diyorlar. Bu da büyük bir enflasyon, halkın elindeki maaşların kuşa çevrilmesi demektir.

Maduro'nun Önlemleri ve Yaptıkları

Bunu yapmaktan korkuyorlar ama ya­

Maduro elbette başına gelecekleri

vaş yavaş oraya doğru çekmeye çalışı­

biliyordu ve o nedenle bir takım ön­

yorlar.

lemler aldı. Seçimler 6 Aralık 2015'de

Ülke dış politikasını şimdiki dev­

başladı ama yeni meclis Ocak 2016

rimci hattından ABD ve Batı yanlısı

başı açıldı. Maduro yeni meclis açılma­

bir çizgiye oturtmak hedefleridir. Bu

dan eski meclis ile devrimin kazanımla-

doğrultuda sağ çizgideki ülkelerin ge­

rını koruma doğrultusunda çok önemli

riciliği ile bağlantı kuruyorlar. Venezü­

adımlar attı. Bunları tek tek incelemek

ella, Chavez döneminde Orta ve Latin

uygundur. Sonra da yeni meclis ile son

Amerika kıtasına devrimci bir ivme

yapılanları anlatalım.

kazandırdı.

Anti-ABD

politikalarının

başını çekti. Zaten Chavez ABD'nin gümrüksüz bir kıta yapma tezine kar­

Yeni Meclis Açılmadan Alınan Önlemler

şı çıkarak dünyaya adını duyurmuştu.

Meclis açılmadan Maduro devrimin

Ekvador, Bolivya, Nikaragua gibi ülke­

ve halkın kazanımlarını garanti altına

lerle ALBA örgütünü kurdu. Bu örgüt

almak üzere hızlı bir çalışma temposu­

bölgedeki diğer anti-Amerikancı tavır

na girdi. En başta hemen halkları, ko­

alan örgütlerin sola kaymasına olanak

münler, komün meclisleri, sokak mec­

tanıdı. Brezilya, Arjantin, Uruguay gibi

lisleri içinde derin bir hesaplaşmaya, öz

ülkelerde daha sol eğilimli iktidarlar

eleştiri yapmaya çağırdı. Yeniden dü­

ortaya çıktı. Yoksul Orta Amerika ül­

şünmeliyiz, dedi. Gelecek günlere karşı


^

söylenir. Ülkenin bir halk iktidarına ka­ vuşması, halkın kendi kendini yönet

tirilerini yaparken Maduro kendisi de

meşinin kurumudur. Bu Meclis gele­

devrimi garanti altına almak için bir

cekte şimdiki meclisin yerini alacak ve

takım işler yaptı.

sosyalist halk İktidarı işte asıl o zaman

a) Devlet yönetimi ile ilgili

kurulmuş olacaktır. Ama bu Komün Meclisi bir türlü toplanamıyordu, çün­

Önce hükümeti değiştirip yenileş­

kü komünler tam olarak oluşmamıştı.

tirdi. ilerici bakanlar atadı. Arkasından

Daha doğrusu oturmamıştı. Çok iyi

Yüce Mahkeme'ye yeni Chavezci ol­

işlemiyordu. Formel olarak kalıyordu.

duğu bilinen kişiler atadı. Arkasından

İşte Maduro bu Komün Meclisi'ni apar

kamu haberleşme araçlarına, Telesur gibi, yeni meclisin kapamasını ya da

topar topladı. Her bir mahalledeki ye­

kendi yayın organı haline getirmesin

rel komün meclisleri birer temsilcile­ rini Eyalet Komün Meclisi'ne oradan

önlemek için özel statü verdi. Meclisin

da bazıları ulusal Komün Meclisi'ne

bir organı olmaktan çıkararak bağım

yollandılar. 24 üyeli Komün Meclisi ilk

sız bir kurum haline getirdi. Böylece

toplantısını yaptı. Içtüzükyazma çalış­

halk ile iletişimin kesilmesini, muhale­

malarına başladılar.

fetin halka yalan dolan haberler verme yolunu bir şekilde engellemiş oldu. Maduro'nın halk iktidarı konusunda

Venezüella gericiliği de en çok bu komünlerden korkuyor, sürekli onların

yaptığı en büyük adım Meclis açılma­

adını lekelemeye çalışıyordu. Onları kriminal olayların yuvası olarak gö­

dan Komünler Meclisi'ni toplamaktır.

rüyor her fırsatta saldırıyordu. Çünkü

Nedir bu Komünler Meclisi? Yıllardır

bunlar devrimin

bir

Chavez'in

Son barikat olaylarında bu komünler

son nefesinde bile bunları sayıkladığı

önemli rol oynadılar. Bir iç savaş çık-

türlü

kurulamamıştı.

kaleleri

gibiydiler.

BOLÍVAR SOSYALİZMİ SAVUNMADA

hazırlanmayı önerdi. Bunlara yukarıda değindik. Halklar alttan kendi öz eleş


masını önlediler. Halkı bir arada tut­

O nedenle Merkez Bankası da mecli­

tular. Bu nedenlerle komünler, Ulusal

sin denetiminden alındı, bağımsızlaş­

Meclls'ln yemin eder etmez kendileri­

tırıldı. Bir kaç yıldır İlk kez ekonomik

ni kapatacağından korkuyordu. Seçim

durumu veren İstatistikler yayınlandı.

sonuçları açıklandıktan hemen sonra

Halkın ülke ekonomlkgerçekllkrakam­

komünler kendilerini toplamaya ve

larını görmesi sağlandı.

böyle bir saldırıya karşı ne yapacakla­

Ekonomik alanda attığı en önemli

o o BOLÍVARSOSYALİZMİ SAVUNMADA

rını tartışmaya başlamışlardır. Bir can­

adımlardan bir diğeri de yeni vergi ya­

lılık gelmişti. Maduro bu canlanmayı

sası çıkartmak oldu. Yeni yasa İçin Ek-

değerlendirdi

vador ekonomistlerinin yardımı alındı.

ve

Komün

Mecllsl'nl

topladı.

Söylendiğine göre kendisi de bir eko­

Komünler Meclisi aslında paralel

nomist olan Ekvador Devlet Başkanı

bir İktidar, paralel bir meclis, halk mec­

vergi yasaları konusunda uzmanlaşmış

lisi kurulmasının İlk adımıdır. Şimdi

bir kadro yetiştirmiş. Ülkedeki vergi

gerici meclisin alabileceği halk çıkar­

kaçakçılığını

larına karşı kararlara İtiraz edebilecek

da bundan sonra sürekli onların da­

bir güvence olarak oluşmuştur. Gerek­

nışmanlığına başvuracaktır. Yeni yasa

tiğinde Maduro bu meclisin herhangi

İle zenginlerden alınacak vergi dilimi

önlemişler.

Venezüella

bir konuda fikrini alma ve onun dikka­

arttırıldı. Maduro sayılarının 3000 ci­

te alınmasını talep etme yetkisine sa­

varında olan çok zenginlerin vergi ka­

hiptir. Anayasa maddesidir. Bir yandan

çırmalarının önleneceğini bu yasanın

yeni Ulusal Meclls'ln devrim karşıtı ka­

sıradan halkı etkilemeyeceğini söyledi.

rarlarına karşı devrimi savunan ulusal

Enflasyonu bahane ederek vergilerde

düzeyde kale örülürken diğer yandan

katakulli yapmaları engelleniyor. Böy-

da halkın kendi kendini yönetme de­

lece devlet kasasına fazladan 2 milyar

neyi kazanma yolu ulusal seviyeye ta­

bollvar girmesi bekleniyor. Yeni vergi

şınıyor.

yasası İle spekülatörler de cezalandı­

Bunun dışında da Başkanlık Halk

rılacaktır. Bu yasayı muhalefetin top

İktidarı Konseyl'nl topladı. Adından da

ateşine tuttuğunu sanırız yazmaya ge­

anlaşılacağı gibi bu devlet başkanının

rek yoktur. Açıktır kİ bu yeni meclis İle

yani Maduro'nun İhtiyaç duyduğunda

yapılamayacak çok önemli ekonomik

danışabileceği bir kurumdur. Bu halk­

bir adımdır. Yeni meclis bunu geri çe­

ların çıkarlarını temsil eden bir danış­

virmenin yollarını arıyor.

ma konseyidir. Zor durumda kalındı­ ğında bu kurumun fikri alınabilir.

Ekonominin düzlüğe çıkması İçin ne zamandır önerilen ama seçimler ve muhalefetin kazanma tehlikesine

b) Ekonomi ile ilgili Ekonomi

alanında

karşı bir türlü hayata geçlrllemeyen da

birçok İş

benzinin yurt İçi fiyatına zam yapılması

yaptı. Merkez Bankası'nın, yani hal­

gerçekleştirildi. Benzin İstasyonlarında

kın kasasının korunması gerekiyordu.

doldurum parası dışında bedava olan

Muhalefet ağırlıklı meclis, onu kendi

petrol İlk kez para İle satılmaya başlan­

ekonomik çıkarları ve hedefleri doğ­

dı. Ama bu zam bile çok azdır. Bir depo

rultusunda kullanmaya başlayabilirdi.

benzin hala bir şişe su fiyatınadır. Ben­


zinin çıkarılıp rafine edilmesi, tesislerin

Bu durumda yeni meclisin Chavez'in

yıpranma payı, istasyonlara dağıtım

geliştirdiği misyonlara bütçeden para

maliyeti hiç bir zaman halka yansıtıl­

ayrılmasını engellemesi olasıdır. O ne­

mıyor, aslında halk bunu da cebinden

denle eski mecliste apar topar 2016

yiyordu. En azından şimdi petrol şirketi

yılında misyonlara bütçeden ayrılacak

bu doğrultuda biraz korunacak ve bir

pay onaylandı. En azından bir yıl gü-

kaynak oluşacaktır. Uzun tartışmalar

vencedeler. Muhalefet ekonomik krizden çık­

ğu düşünülebilir. Karşı bir tepki duyul­

mak için çalışma koşullarını zorlaştırma

madı.

ve İşçi çıkartmaların kolaylaştırılması

Maduro Chavez'in bile bir türlü

gerektiğini savunuyordu. Yani İşçilerin

cesaret edemediği söylenen bir adım

de güvence altına alınması önemliydi.

attı: Yolsuzluklara savaş açtı. Yolsuzluk­

Yeni karar Ile2018 yılına kadar hiç bir

ların Chavez döneminde başladığı ve

İşçi İşinden çıkarılamayacak ve de ça­

devlet kadrolarında bile yolsuzluk ol­

lışma koşulları değiştirilemeyecektir.

duğu söylenir dururdu. PSUV kendisini

Maduro alkışlanası bir yasa çıkarttı.

bunlardan temizleme İşine glrlşemez-

Bu yasanın çok önemli İki yönü vardır.

dl. Devlet kadroları İçinde "bollbur-

İlkolarakyasa İki yıldır komünlerde halk

juva" yani bollvar burjuvazisi denilen

tarafından tartışılıp hazırlandı. Yani ka­

kesimler, düzenin çarpıklığını ceplerini

tılımcı demokrasi İle çıkarılan bildik

doldurmak İçin kullanırlardı. Seçimleri

İlk yasadır denilebilir. Mecliste kabul

hazır kaybetmişken bunların temizlen­

edilmesini bekliyorlardı ve sonuçta o

mesine de başlanarak devrimci safla­

da bu arada gerçekleşti. Yasanın İkinci

rın güçlenmesine soyunuldu.

önemi İse dünyanın en İlerici, ekolojik

İlk elden devletin satış kooperatif­

tarım yasası olmasıdır. Dünyada ben­

lerinde çalışan 55 görevli tutuklandı.

zeri yoktur. Yasa yeril doğal tohumları

Ulusal İstihbarat ve askeri İstihbarat

koruma altına alarak gen mutasyonlu

görevlileri tarafından ani bir baskın

tohumların ülkeye sokulmasını yasak­

yapıldı. Tutuklananlar arasında 6 tane

lıyor. Yeril tohumlar koruma altına alı­

market yöneticisi, bir tane de devlet

nıyor. Patentlenlp özel mülkiyet haline

şirketi başkanı var. Devletin sübvanse

getirilmesi yasaklanıyor.

ettiği malları depolayıp sonra kara pa­

Sonuçta eski meclis İle devrimin

zarda özel çıkarları İçin satmakla suç­

halk kazananlarının belli başlı olanları

lanıyorlar. Gerçekten çok önemli bir

güvence altına alındı. İktidar organla­

adımdır. Bu bahane İle temel İhtiyaç

rını, hükümet, Yüce Mahkeme'yl Boll­

malları alımı ve dağıtımının halk tara­

var Devrimi doğrultusunda düzenledi.

fından denetiminin arttırılması kararı

Gerici ulusal meclise karşı paralel halk

alındı. Bu şirket yönetimi bundan son­

Komünleri Meclisi kuruldu. Devlet baş­

ra komün konseylerinin denetimine

kanı halk danışmanlığı kuruldu. Böyle-

verilecektir.

ce en önemli halk örgütlenmesi hem

Yukarıda yazdığımız gibi muhale­

geliştiriliyor hem de İktidarda önemli

fet ekonomik krize çare olarak devlet

bir söz sahibi oluyor. Ekonomik kaza­

hizmetlerinin

nımlar güvence altına alınmaya çalı-

kesilmesini

öneriyor.

101 BOLIVAR SOSYALİZMİ SAVUNMADA

sonucu halkın buna hazırlanmış oldu­


şildi. Emek yasası, misyonların bütçesi

lefet milletvekilleri Maduro'nun İddia

en azından bir kaç yıl güvencededir.

ettiği gibi ülkeyi Istlkrarsızlaştırmak

Toprak reformu İle ekolojik bir koruma

İçin İç, dış ekonomik ve politik güçlerin

başlıyor. Zenginlerden daha çok vergi

'ekonomik savaş' açtığı gibi bir durum

alınacaktır. Yeni gerici meclisin oyun

olduğuna İnanmıyoruz, Bollvar hükü­

<N

o BOLÍVAR SOSYALİZMİ SAVUNMADA

kurallarının çerçevesi halk çıkarları İle

metlerinin kendi 'başarısız modelidir'

sınırlanmaya çalışıldı.

dedller."1

Yeni Ulusal Meclis Toplandıktan Sonra

me tarafından kabul edilmedi. Ülkenin

Ama bu meclis kararı Yüce Mahke­ gerçekten ekonomik bir kriz İçinde

Daha yemin töreni sırasında so­

olduğu tespitini yaparak Maduro'ya 2

runlar yaşandı. Meclis 167 üyeden

ay İçin özel kararlar alma yetkisi verdi.

oluşuyor. PSUV 55 sandalye aldı. M u­

Sonra geçtiğimiz günlerde de bu yetki

halefetin kazandığı 112 milletvekilinin

2 ay daha uzatıldı. Böylece Mayıs ayı­

üç yeril halkların temsilcisi üzerinde

na kadar Maduro'nun ekonomi İle ilgili

yolsuzluk suçlaması vardı. Seçim ku­

özel yetkisi vardır.

rulu bu bölgedeki seçimleri İnceleme­

Bu yetki çerçevesinde Maduro bir­

ye almıştı. İnceleme bitmeden yemin

çok şey yapabilir. Üretimi arttırmak,

edemeyecekleri kararı verildi. Buna

halkın buna ulaşımını kolaylaştırmak

rağmen bu milletvekilleri yemin et­

İçin önlemler alabilir. Döviz kontrolü

tiler. Yüce Mahkeme de bu adayların

ve diğer ekonomik kararları çıkarabilir.

meclise alınması durumunda alına­

Seçimlerin hemen arkasından Maduro

cak tüm kararların geçersiz olacağını

üretimi her seviyede arttırma çağrısı

açıkladı. Yolsuzluk İddiaları da doğru

yapmıştı. Sosyalist devrimi canlandır­

çıkınca bu adaylar çekilmek zorunda

ma kampanyası başlatmıştı. Tabanda­

kaldılar. Yemin töreni sırasında Latin

ki sosyal hareketleri yeniden birbirine

Amerika'nın gerici yöneticileri davet

bağlama ve komünlerde, endüstri ve

edilmişti. Bölgede bir şov yapılmak İs­

bölgelerde

tendi. Şov sırasında da meclis İçindeki

başlamıştı. Yani 17 yıldır üzerinde bir

tüm ülkenin İsmini aldığı devrimci Sl-

arpa boyu İlerlenen halk üretimine

mon Bollvar fotoğrafları ve büstleri kı­

yeni bir İvme kazandırmak başlıca he­

rıldı, duvarlardan İndirildi. PSUV mecli­

deftir.

si terk etti. Yani böyle vurdulu kırdılı bir açılış yaşandı. İlk sürtüşmeler

yeniden

örgütlenmeye

Fakat Venezüella hala kendi kar­ nını doyurabilecek seviyede üretim

hemen

başladı.

yapamıyor.

Tüketim

maddelerinin

Maduro ekonominin düzeltilmesi İçin

%80'den fazlası İthal ediliyor. Bu İş de

Ulusal Meclls'ln hemen kolları sıvama­

petrol bulunalı beri ticaret burjuvazisi­

sını İstedi. Ülkede "ekonomik bir savaş"

nin elindedir. O İşi bunlar beceriyorlar.

vardır, o nedenle acil ekonomik ön­

Chavez döneminden beri İthalatın ve

lemlere İhtiyaç vardır, diyerek kendisi­

dağıtımın devlet eline alınması doğ­

ne özel yetkiler verilmesini İsteyen bir

rultusunda çabalar var ama tam sonuç

kararname çıkardı. Muhalefet ağırlıklı

alınmada başarı sağlanamadı. Venezü­

meclis tarafından reddedildi. "M uha­

ella sosyalizmi bu nedenle halk bu İşi


öğrenene kadar burjuvazi ile birlikte

Venezüella'da ne Chavez ne de Madu­

yaşamak zorundadır. Bugün yaşanan

ro döneminde böyle bir ortaklık geliş­

tüm sorunun temelinde bu burjuvazi

tirildiğini söylemek zordur. 2002 petrol

ile birlikte iktidar olma zorunluluğun­

grevi sonrası Chavez'in burjuvaziye bir

dan kaynaklanıyor.

takım tavizler verdiği söylenir. Ama

21. yy sosyalizmi teorisyenlerinden

bunlar hiç bir zaman ortak bir ülke ge­

ve Chavez'in danışmanlığını da yapan

lişim planı çerçevesinde olmadı. Onlar

Martha Harnecker son yayınlanan ya­

kendi günlük çıkarları üzerinde savaş­

zısında şöyle yazıyor:

tılar, ülke ekonomisinin uzun dönemli

seçimlerini

kazanınca

gelişmesi diye bir hedefi önlerine koy­

büyük bir muharebe kazanıyoruz ama

madılar. Kendi karlarını düşündüler.

asıl savaşın daha bitmediğinin bilincini

Chavez güçlü olduğunda bunlar sal­

taşımalıyız. Kurumlar aracılığıyla savaşı

dırdı ama hiç bir zaman gerekli darbe

kazanma önemli bir ulusal çoğunlu­

vurulamadı. Taviz dışında da ortak bir

ğun sağlanmasını gerektirir. Demokra-

vizyon geliştirilemedi. Sanki şimdi Ma­

tlkolarakyenl birtopluma ancakböyle

duro ilk kez ortak bir ülke üretim, geli­

bir çoğunlukla Herlenebilir. Bu doğrul­

şim planı yapma amacını gütmektedir.

tuda sadece devrimci kesimlerin birliği

Maduro

seçimler sonrası

Ulusal

yetmez aynı zamanda dayanışma ve

Üretken Ekonomi Konseyi oluşturdu.

sosyal adalete kendini adayan bir gün­

Konseyde bakanlar, özel işveren lider­

demi paylaşan tüm kesimlerin katılımı

leri, valiler, belediye başkanları, aka­

gereklidir. Yani yalnız politik ve sosyal

demisyenler ve halktan 45 temsilci

sola değil aynı zamanda merkezi hatta

var. Komisyon ülkeyi rantiyelikten kur­

halk projesi ile işbirliği yapmaya istekli

tarmak ve üretici güçleri geliştirmek

iş çevrelerine de çağrı yapmalıyız.

doğrultusunda planlaryapacakve ger­

"Aynı zamanda, eski egemen elitle­

çekleştirecek. Konsey dokuz çalışma

rin ancak işlerine geldiğinde oyunun

gurubu ya da "motoruna" ayrıldı. Her

kurallarına saygılı olacaklarını unut­

biri farklı alanlarla ilgilenecekler. Bu

mamalıyız. Eğer sol

iktidar onların

alanlar şunlardır: Petrol ve gaz, petro-

politikalarını uygular ve krizi çözme

kimya maddeleri, gıda ve tarım, infor-

ile kendini sınırlandırırsa o zaman sol

matikve telekomünikasyon, inşaat, as­

iktidara hoşgörü gösterir hatta tercih

keri endüstri, turizm ve madenciliktir.

bile edebilirler. Elitler, kendi ekonomik

Komisyonda muhalefetin içinden

çıkarlarına meydan okuyan her türden

önemli isimlerde vardır. Örneğin; Fe­

derin demokratik ve halkçı dönüşüm

deral Tarım Üreticileri Derneği FEDE-

programlarını yasal ya da yasadışı yol­

AGRO temsilcileri, telekomünikasyon

larla her zaman engellemeye çalışa­

ve inşaat sektörü devlerinin yöneticile­

caklardır.'^

ri ve enformasyon teknolojisi başkanı

21. yy sosyalizminde burjuvazi ile

bulunuyor. Devlet tarafından da Mer­

birlikte yaşamaya bir süre devam edi­

kez Bankası Başkanı, Devlet İşletmeleri

leceği için ekonomik konularda onun­

ve Telefon Şirketi başkanları yer alıyor.

la ortak bir görüş geliştirmenin öne­

Birleşik Petrol İşçileri Federasyonu Baş­

mine parmak basıyor. Şimdiye kadar

kanı ve komün İşletmeleri temsilcileri

BOLIVAR SOSYALİZMİ SAVUNMADA

"Başkanlık

103


de bu konseyde görevlendirildiler.

104

çerçevesinde bu türden İşverenler var­

İlginç bir İsim de muhalefetin elin­

dır ve onlarla belirli alanlarda ortak bir

de olan Lara eyaleti valisidir. Muhalefet

vizyon çerçevesinde İşbirliği yapılabilir,

onu bu konsey İçinde görünce "taraf

ayrıca sosyalizme geçiş sürecinde de

değiştirm ekle suçladı. O da kendisini

yapılmalıdır. Madura böylece muhale­

şöyle savunmuş: "Günümüz Venezüel-

feti ılımlılar ve radikaller olarak bölü­

lalıların öncelik verdiği sorunlara ger­

yor. Onların İçinden uzlaşılabllecekler

çek çözümler bulmakamacı İle İdeolo­

halkyanına çekiliyor.

BOLÍVAR SOSYALİZMİ SAVUNMADA

jik lafları bir yana bırakma günüdür."3

Ülkenin İçindeki duruma bakarsak

Yeni İşverenler ve muhalefet arasında

aslında burjuvazinin de başka çaresi

da ülkenin İçinde bulunduğu duru­

yoktur. Petrol fiyatları tüm dünyada

mu düzeltme

uğruna sosyalistlerle

düşüyor ve ülkeye eskisi gibi bol dö­

anlaşma yapmayı yeğleyenler vardır.

viz akmıyor. Yakın zamanda da bu eği­

Onlarla ortak bir vizyon geliştirilebilir.

limin değişmesi pek öngörülmüyor.

Maduro böyle bir ortak vizyon geliştir­

Yani bol döviz İle halkın tüketiminden

meye çalışıyor, diyebiliriz.

kazanmak, rantiye bir ülke olma gün­

Başka bir örnek daha verelim. M a­

leri burjuvazi İçin geride kaldı. Burju­

duro 6 hafta önce Endüstri ve Ticaret

vazinin de payını alacağı bir üretim

Bakanı olarak görevlendirdiği sol ka­

seferberliğinde ortak bir anlaşmaya

nat politik ekonomisti görevinden alıp

varılabilir. Öte yandan bu halk 17 yıl

yerine Orta ve Küçük Firmalar Odası

boyunca Chavez'le sosyalist dönemi

eski başkanı M. Perez Abad'ı atıyor.

yaşadı. Kazanımlarını yeni liberal po­

Gerekçe olarak da özel nedenler gös­

litikalar İle geri almak olası değildir.

tererek başka bir göreve geçiyor. Yani

Bunu da görüyor olmalılar. O neden­

sosyalist bir bakan alınıp yerine bir İş­

le sanki Maduro İktidarı İle bir vizyon

veren temsilcisi atanıyor. Kafalarda so­

geliştirmeyi uygun gören kesim var­

rular yaratabilir. Abad kendisini Tvvltter

dır. Ayrıca unutmayalım muhalefet de

hesabından şöyle tanımlamış: '"Güçlü

kendi İçinde parçalıdır. Hatta muhale­

ve sosyal açıdan adil' olduğu kadar

fetin Maduro'ya karşı adayı olan ılımlı

'üretken sosyalizme'İnanan biriyim."4

muhalefetten Capllles bile kendisini

Abad'ın "üretken sosyalizme" ve "güçlü ve sosyal açıdan adil bir vata­

Chavezd olarak satmaya çalışmıştı. Bizim anladığımız Maduro bu ılımlı

na" kendisini adadığını dile getirmesi

muhalefet İle İşbirliği İçinde ama gene

İlginçtir. Sanki bu açıklamayı doğrular

dikkat edelim bir sosyalist perspektif

gibi muhalefet ağırlıklı meclis Abad'ın

İle adım atmanın yolunu döşüyor. Yu­

atanmasına karşı çıktı ve veto etti. Ama

karıda yazdık seçim sonrası eski mec­

Yüce Mahkeme Maduro'nun yetkileri

lis daha görevde İken halk devrlmlnln

çerçevesinde bunun yasalara uygun

kazanımlarını garantiye alan yasalar çı­

olduğunu açıklayarak meclisin kararını

karttı ve meclisten bunu geçirdi. Halk­

geri çevirdi. Yani P. Abad diğer burjuva

ların

kesim tarafından sevilen tutulan bir

İşçilerin hakları, devlet malları, petrol,

İşveren değildir. Martha Harnecker'ln

medya bir güvence altındadır. Yani

yukarıda sözünü ettiğimiz önerileri

burjuvazinin oyun oynayabileceği alan

sosyal

güvenceleri,

misyonlar,


halk çıkarları İle kuşatılmıştır. İşte bu alanda yeni muhalefet ağırlıklı meclis İle de ekonomi krizden çıkarılıp üret­ ken bir sosyalizm kurma dönemine gi­ rilmek hedefleniyor. Bu ne kadar sürecektir? Burjuvazi İle halk çıkarları ne zaman çatışacaktır? Ne tür sorunlar yaşanacaktır? Bunla­ rı kestirmek zordur. Elbette böyle bir kadar halkların bilinci, halkların üreti­ mi de yerinde saymayacaktır. Halklar da ülkenin bu durumundan hoşnut değiller. Onlar muhalefete bir şans ta­ nımadılar mı?Tanıdılar. Çünkü 17yıllık bu süreçte eksikliklerin gördüler. Ken­ dilerine duydukları güveni yitirdiler. Şimdi onu tekrar kazanma Ihtlyacındalar. Bu süreç halklar açısından da böyle bir İnanç tazelemeye hizmet etmeli­

değmemiş bakir bir alan vardır. Bura­

dir. Maduro bütün bunları bıkmadan

da dünyanın İkinci büyüklükte altın

usanmadan halklara anlatmalıdır. Ülke

madenleri olduğu biliniyordu. Şim­

son dönemde bir İç savaşın eşiğinden

diye kadar bu devreye sokulmamış­

döndü. Sanki birlikte üretken bir eko­

tı. Çünkü altın İle yeniden bir rantiye

nomi kurma zorunluluğunun İki sınıf

ülke konumuna girme tehlikesi vardı.

İçin de kavranması dönemine girildi.

Sosyalist düşünürler sosyalizmin böy­

Yani ülkenin günümüz güçler dengesi

le kurulamayacağını savunuyorlar. Bu

bu durumdadır. Sosyalizm kolay kurul­

üzerinde yazılması gereken ayrı bir

muyor. İkili İktidar süreci böyle gelgltll

konudur. Biz burada şu kadarını yaza­

olacaktır. Bir adım İleri ve hız kazan­

lım. Yeraltı zenginlikleri hem bitecektir

mak İçin bir adım geri adım atmak ge­

hem de üretken bir şey değildir. Ayrı­ ca üzerindeki doğa yapısına zararları

rekiyor.

vardır. Üstünde yaşayan halkların ne

Bazı Pratik Adım ve Kararlar

olacağı sorunu doğar. Onlar yerle­

Konse­

rinden edilirler vs. vs. Bu konu Latin

yi öngörüleri çerçevesinde yeni ya­

Amerika'da uzun zamandır tartışılıyor.

Ulusal

Üretken

Ekonomi

tırımlar yapılacaktır. Halk ekonomisi

Peru, Bolivya ve Ekvador'da halklar

canlandırılacaktır.

bulmak

günlerce bu sorun nedeniyle protes­

gerekir. Petrol dışında Venezüella'nın

tolar yaptılar, yapıyorlar. O nedenle bu

başka kaynakları da vardır. Ülkenin

konu titiz bir konudur. Ama Venezüella

çeşitli madenler açısından çok zengin

İçinde bulunduğu krizden çıkmak İçin

olduğu tahmin ediliyor. 114 bin km2

bugünlerde böyle bir kaynağı değer­

genişliğinde Orlnoco Arc denilen el

lendirmek zorundadır. Troçklst olarak

Kaynak

105 BOLÍVAR SOSYALİZMİ SAVUNMADA

döneme gelinecektir. Ama o zamana

Halkların sosyal güvenceleri, misyonlar, işçilerin hakları, devlet malları, petrol, m edya bir güvence altındadır. Vani burjuvazinin oyun oyn ayabileceği olan halk çıkarları ile kuşatılmıştır. İşte bu olanda yeni m uhalefet ağırlıklı meclis ile de ekonomi krizden çıkarılıp üretken bir sosyalizm kurma dönem ine girilmek hedefleniyor.


bilinen sol guruplar bu karara karşı çı­

olarak da sorunlar çıkmıştı. Özel İşve­

kıp altınları çıkartmak yerine bölgede

renler açısından devlet kaynaklarını

daha verimli olabilecek eko-turizmi

kullanmak bir yolsuzluk alanı olmuştu.

önerdiler. Bakalım önümüzdeki gün­

Devletten kredi alma yolu olarak kul­

lerde bu konuda nasıl gelişmeler yaşa­

lanılmış sonra bir sonuç çıkmamış, pa­

nacaktır.

ralar batmıştı. Bu kez bu aksaklıkların

Altın çıkarımı konusunda hemen 'vO

o

adım atıldı. Daha önce ülkeden çıkan

üstesinde gellcl gerçek üretime dayalı bir yapı kurulabilmesini dileyelim.

BOLÍVAR SOSYALİZMİ SAVUNMADA

ve arada çözülmedik sorunlar olan,

Maduro Mart 2016 başında yeni bir

altın çıkartmada ustalaşmış Kanada

döviz kur sistemi açıkladı. Venezüella

şirketi ile 5 milyar dolarlık ortak bir şir­

kur sistemi çok karmaşıktır. Ülke ner-

ket kuruldu. Yeni şirketin %55 hissesi

deyse tüm tüketim mallarını İthal ettiği

Venezüella devletinin gerisi KanadalI

için ve de halkın temel ihtiyaçları ucuz

Gold Reserve şirketine aittir. Eski uz­

olsun İstendiğinden çeşitli malların İh­

laşmazlık çözülüyor ve Venezüella'ya 2

tiyaç değerlendirmesine göre İthal İçin

milyar kredi açılıyor. Ayrıca altın made­

kullandığı kur fiyatı farklı idi. Örneğin

nine 2 milyarlık da yatırım yapacaklar.

çok temel İhtiyaçlar, ilaçlar 6 bolivar

Böylece Maduro ülkeyi yabancı ser­

bir dolar iken daha az ve lüks sayılabi­

mayeye açıyor. Aslında kapalı değildi.

lecek ürünler 13 bolivar bir dolar üze­

Çin ile yapılan ortak yatırımlar vardı.

rinden İthal ediliyordu. Daha doğrusu

Ama Batı son zamanlarda Venezüella

ithal edenler özel şirketler olduğu için

sosyalizminden korktuğu için ülkeye

dışarıdan İthal edecekleri malın cinsi­

gelmiyordu. Bu adım ile Venezüella

ne göre devletten dolar alıyorlardı. Ve

yeni bir döneme giriyor. Bu epey şeyi

bu ülkede büyük yolsuzluklar ve karı­

değiştirecektir.

şıklıklara neden oluyordu. Hatta ithal

İkinci olarak iç yatırım da teşvik

edilen mallar komşularda satılıyor ve

edilecektir. Bu doğrultuda Küçük ve

ülkeye dolar olarak geliyor ve bu do­

Orta Endüstrilere Arz Ulusal Bankası

larlar yüz misli karaborsadan bolivara

(PYMIS

harfler­

çevrilip bol bol kazanılıyordu. Ve eko­

le) adında yeni bir banka kuruldu. Bu

nomik krizin baş nedenlerinden biri de

İspanyolcadan

baş

banka küçük ve orta boy İşverenlerin

bu dolar karaborsası idi. Bu çok karma­

hammadde ve temel madde alımına

şık, anlaması anlatılması zor bir olaydır.

kredi verecektir. Yerli üreticiye de 7

Maduro bu sorunu çözmek için,

milyar dolarlık bir kredi açmak hedef­

daha doğrusu karaborsanın ekonomi­

leniyor. Bunlar üretimi arttırmaya yö­

ye getirdiği zararı önlemek için yeni

nelik alt yapı tesisleri, sanayi ve tarım

bir kur sistemi açıkladı. Buna göre te­

alanlarının temel ihtiyaçlarına yönelik

mel mallar artık 6 değil 10 bolivar bir

de olabilir. Özel sektörün küçük orta

dolar üzerinden alınacaktır. Bunların

yatırımcıları ile komünler ve devlet or­

içerdiği mallar ise azaltılıyor. Örneğin

taklığı olabilir. Muhalefet bunların ay­

hayati ithal malları ilaç, sanayi, yurt

rıntılı olmamasından yakındı. Chavez

dışında burslu okuyanlar ve dışarıda

döneminde de böyle küçük ve orta

oturan emekliler için bu kur uygula­

İşletmelerle işbirliği yapılmıştı. Genel

nacaktır. Buna DİPRO sistemi deniyor.


Geri kalan mallar DICIM denilen başka

üzerine kendi denetimini dayatmalıdır,

bir sistemle dalgalı kur ile ithal edile­

biz aşağıda paralel bir iktidar kurmalı­

cektir. Açılış olarak 206,92 bolivar bir

yız, dediler. Komün meclislerine duyu­

dolar olarak belirlendi. Yani enflasyon

lan ilgi arttı. Daha ciddiye almaya baş­

oranı % 1 425,9 oldu. Oysa karaborsada

ladılar. Oportünist bazı politikaların

doların fiyatı bunun da 5 katı deniliyor.

artık son bulacağı umudu yaşanmaya

O nedenle ekonominin düzeltilmesi

başlandı.

için muhalefet bu dolar fiyatını düşük

Maduro'ya

desteği

arttıracakları­

nı söylediler. Vatan pazarlık edilemez,

ülkeye

dediler.

getireceği

enflasyonu

aklın

Meclisteki

hainlerin

vatanı

alması çok zordur. Ülkeden kaçan ve

pazarlamasına İzin vermeyeceklerine

Alabama'ya yerleşen bir muhalIfToday Dolar diye bir site üzerinden karaborsa

yeminler edildi. Halk meclisleri komün

fiyatlarını ayarlıyormuş ve ABD yetkili­

yer altında nasıl çalışacaklarını düşün­

lerinden destek alıyormuş. Kur sorunu

meye başladı.

Venezüella ekonomisini yıkmak İçin

meclislerinin kapatılması durumunda

Her yerde duyulan söz devrimin

bir araç olarak kullanılıyor. Devlet bu­

derinleştirilmesi gereği oldu. Peki, na­

nunla mücadele etmeye çalışıyor.

sıl derinleştirilecektir? Ülkede sosya­

Halkların Çıkarttığı Dersler

sordular kendilerine. Chavez'ln dedik­

lizmi kurmak için ne yapmalıyız, diye Venezüella

sosyalizminin

ayakta

lerini yapmalıyız, dediler. Tüm yetkiler

durabilmesi için tepede, İktidar sırala­

komünlere hemen verilmeli, dediler

rında yapılanlar yukarıdaki gibi özetle­

ve üretim araçlarının ne zaman halk ve

nebilir. Ama önemli olan alttaki halk­

örgütlerine verileceğini sordular. İşçi­

ların düzenlerine duydukları güven,

ler özelleştirmelere karşı protestolara

seçim sonrası bilinçleri ve enerjileridir.

başladılar. Ulusal elektrik İşçileri baş­

Bütün bunlar onlar için yapılıyor ve

larına geleceklerden korktuklarını söy­

acaba onlar ne dürümdalar. Çok kısaca

lüyorlar. "Üretim arttırılmalıdır! Bunu

onlara değlnerekyazımızı bitirelim.

yapabiliriz! Daha çok üretebiliriz!" de­

Chavezci rını

halklar seçim sonuçla­

öğrendikten

sonra

diler.

barlolardan

Bir musibet bin nasihatten İyidir,

Maduro'nun başkanlık sarayına geldi­

diye boşuna söylenmemiş. Sanki bu

ler ve ona destek verdiler. Eğer burju­

yenilgi halk tabanını uyandırdı. Aşağı­

vazi Ulusal Meclis'te ise, İktidarı aldı ise

dan devrime sahip çıkmak İçin bir se­

o zaman halklar da sokakları almalıdır,

ferberlik başlamış gibidir. Hatta İlk defa

dediler. Chavezcller "Sokaklarda mec­

bir şey yaşandı. Bir markete malzeme

lisler, barlolarda meclisler, iş yerlerin­

taşıyan kamyona o bölgede yaşayan

de meclisler, okullarda üniversitelerde

İşçiler el koydular, şoförü rehin aldılar.

meclisler!" diye sloganlar attılar. Böy-

"Bizim mahallemize İçki getirme, eksik

lece asıl meclisin sokaklarda, halklar

olan diğer tüketim maddelerini getir."

tarafından kurulacağını dile getirerek,

diye bağırdılar ve her yere yazdılar. Bu

Ulusal Meclls'e dikkat etmesi uyarısın­

depolamalara karşı yapılan tutarlı bir

da bulundular. Halk devlet kurumlan

eylemdi. Depo yapan İşverenler halka

107 BOLIVAR SOSYALİZMİ SAVUNMADA

buldu. Fakat daha fazla yükseltmenin


içki vermekte kusur etmiyorlar ama

Martha Harnecker sosyal hareket­

başka mallara gelince yok satıyorlar.

ler, işçiler zamanla devrim içinde yerle­

Bu halkı uyuşturmanın bir yolu değil

rini alırlar ve politik bir olgunluğa eri­

mi?

şilir, perspektifleri genişler, diyor. Bize

00

o

Bu ilk tepkilerin devam edip etm e­

de Venezüella'da bu oluyor gibi geli­

yeceğini, olayların nasıl gelişeceğini

yor, umut doluyuz. Bu yol dendiği gibi

göreceğiz. Halkların bariolardan so­

uzundur ama imkansız değildir. Böyle

kaklara dökülmesi elbette muhalefet

gelgitli olacaktır.

güçlerini

düşündürmektedir.

Onlar

BOLÍVAR SOSYALİZMİ SAVUNMADA

da kendi tabanlarını sokaklara dökme

22 Mart 2016

kararı aldılar. Bazı protestolar düzenle­ diler. Bunun karşısında daha büyük bir kalabalık bu gösteriye karşı toplandı. Bundan sonra da sokakların canla­ nacağını tahmin etmek zor değildir. Meclisten geçirilmeye çalışacak her halk karşıtı, sosyalizm karşıtı yasada Maduro onları sokağa dökecek ve du­ rumu anlatacaktır. Baskı aracı olarak halkların gösterileri daha önem kaza­ nacaktır.

Mutlu Sona Doğru mu? Sonuçta 6 Aralık 2015 seçimleri sonrasında Venezüella 21. yy sosyaliz­ mi yeni bir döneme, devrimini savun­ ma dönemine girdi. İktidar cephesi halkın kazanımlarını gerici muhalefet ağırlıklı mecliste geri almaya çalışıyor.

Notlar:

Aşağıda halklar da bunun bilincinde,

1. Venezuelan Parliament Blocks

devrimlerini ve kazanımlarını savun­

Emergency Economic Decree, Lucas

mak zorunda olduklarını görüyorlar.

Koerner, 25 Ocak 2016

Bu devrim tek bir seçim yenilgisi ile

2. Social Movements and Progres­

çözülecek bir devrim gibi gözükmü­

sive Governments, Martha Harnecker,

yor. Kendi çelişkileri, çürümeleri, yol­

Rebelion.org, Eylül 2015 (Ayşe Tanse-

suzlukları,

ver çevirisi dergi sayfalarında buluna­

ekonomik

istikrarsızlığa

rağmen yıkılacak gibi gözükmüyor.

bilir.)

Seçimler sonrası milyonlar daha ka­

3. Maduro Creates National Council

rarlı davranacak ve devrim yeniden

for Productive Economy, Lucas Koer­

doğacaktır. PSUV'un eksiklikleri yanlış­

ner, 21 Ocak 2016

lıkları vardır ama muhalefetin saldırıla­

4. Venezuelan Businessman Repala­

rı ile kendisine çeki düzen vereceğini

ces leftist Sociologist as Economy Czar,

umalım.

Lucas Koerner, 16 Şubat 2016


TOPLUMSAL HAREKETLER VE İLERİCİ HÜKÜMETLER: LATİN AMERİKA’DA YENİ BİR İLİŞKİ KURMA*

Son yıllarda birçok Latin Amerika ülkesinde umut veren İlerici hükümet­

Neoliberalizme Karşı Toplum­ sal Hareketler

lere karşı yeni sosyal hareketlerin rolü

Berlin Duvarı'nın yıkılışı ve Sovyet

üzerinde büyük tartışmalar başladı. Bu

sosyalizminin yenilgisi bu modelden

konuya geçmeden önce bazı fikriler

esinlenen sol partiler ve sosyal örgüt­

geliştirmek İstiyorum. Latin Amerika'da

leri ciddi zayıflattı. Neollberallzmln 1980 ve

1990

yol açtığı daha da büyük bir sosyal

yılları bazı açılardan yirminci yüzyı­

parçalanmanın arkasından sendikalar

lın başlarında devrim öncesi Rusya

da zor durumda kaldılar. Bu durumda

deneyleriyle Dünya

karşılaştırılabilir. Birinci

Savaşı'nda

neoliberalizme karşı mücadelenin ön

emperyalistlerin

saflarına bir ülkeden diğerine büyük

Rusya'ya verdiği yıkım ve dehşet yeni

farklılık gösterse de geleneksel parti­

liberalizmin Latin Amerika'ya verdiği

ler yerine yeni sosyal hareketler yük­

yıkım ve dehşet arasında paralellikler

seldi.1

vardır: Daha fazla açlık ve sefalet, zen­

Bazı durumlarda, bu yeni hare­

ginliğin giderek artan eşitsiz dağılımı,

ketler kendi yerellerinde neoliberal

İşsizlik, doğanın tahribi, bağımsızlığın

önlemlere

yok olması.

cinsiyet, İnsan hakları ya da çevresel

direnirken

diğerlerinde

Bu koşullarda bölge İnsanlarının

konular çerçevesinde geliştiler. Birço­

birçoğu "yeter" dedi ve İlk önce kar­

ğu mücadelelerini yerel konulardan

şı direnişe sonra da saldırıya geçtiler.

ulusal konulara yükselterek hem mü­

Sonuçta solun ya da merkez solun

cadelelerini hem taleplerini zenginleş­

başkan adayları zafer kazanmaya baş­

tirmekle kalmadılar aynı sistem İçinde

ladılar ama bu kez şu seçenekle kar­

acı çeken daha farklı sosyal kesimler­

şılaştılar: Ya yeni liberal modeli ya da

den destek aldılar.

İnsan gelişimi ve dayanışma mantığı

Bu gelişim İlk olarak Amerika'nın

çerçevesinde alternatif bir proje yürü­

İşgalinin 500. yıldönümü kampanya­

teceklerdi.

sında da yeril, zenci ve halk direnişi İle

TOPLUMSAL HAREKETLER VE İLERİCİ HÜKÜMETLER: LATİN AMERİKA’DA YENİ BİR İLİŞKİ KURMA

Marta HARNECKER

109


110 o

"O Cn > > 73

73

33

o'

73

i­ > z' > 2 m 73

başladı. İlk bu kampanya ¡le horlzonta-

projeler etrafında dayanışmanın, hat­

llzm, otonomi, cins ayrımcılığı bilinci

ta başka gelenek ve politikalara sahip

ve "çeşitlilik İçinde beraberlik" İlkeleri

guruplar İle ortak bir anlayış belirle­

dahilinde çeşitli örgütlerin bir araya

menin önemli bir strateji olduğu anla­

geldiği önemli bir birliktelik ortaya çık­

şılmıştır. Bu sosyal hareketlilikten İlerici

tı. Böylece ulusal ve uluslararası gün­

hükümetler çıkmasa bile mücadeleler

dem belirlemede sosyal koordinatör

önemli etki yaratıyorlar çünkü müca­

görevini gören CLOC-VIa Campesina

dele sürecinde perspektifler genişliyor

gibi örgütlenme doğdu.2

ve katılanların bilincinde politik olgun­

Örneğin

özellikle

Brezilya

ve

luk gelişiyor.

Ekvador'da başarılı olan Amerlkalar Serbest Ticaret Bölgesine (FTAA), karşı kampanya böyle bir gündemdi. Sonu­

Sosyalizm Yolu - Zor Ama İmkansız Değildir

cunda da ABD politikası 2005 yılında

Yukarıda değindiğimiz gibi, neoll-

Mar del Plata de Amerikan Devletleri

berallzmln zorluklarıyla karşı karşıya

Örgütü zirvesinde bölgedeki İlk tarihi

kalan bazı Latin Amerika İktidarları

yenilgisini aldı. O zamandan beri böl­

alternatif bir toplum yaratma yolu­

gesel bütünleşme artık sadece hükü­

nu seçme kararı verdiler. Buna farklı

metlerin değil aynı zamanda kitlelerin

İsimler verilmiştir: 21. yy sosyalizmi, Komünter sosyalizm, Buen Vlvlr (İyi Ya­

de sorunu haline gelmiştir. Bazı İstisnalar olsa bile son yıllarda

şam), dolu dolu yaşam toplumu (Ant

esnek çalışma koşulları, taşeronluk ve

Dağlarında bir yerli dili Klchvva'ya bağlı

diğer neoliberal önlemlerle yoka çev­

Sumak Kavvsay dilinden). Her biri te­

rilmiş geleneksel İşçi hareketi Latin

peden dayatılmayan, halkların kendi

Amerika siyaset sahnesinde önemli

kurduğu bir toplum yapısı öngörürler.

eksik bir unsurdur. Bazı durumlarda

Bu hareketlerin önünde duran en

İşçi hareketi geniş halk eylemlerine

büyük zorluk sadece İktidarı ele geçir­

katılsa bile mücadelenin ön saflarında

dikleri halde sosyalizm yolunda İler­

değildir.

lemektir. Bu strateji geleneksel olarak burjuva devletini yok etmeyi öngören

O > -<

Yeni toplumsal hareketler genellik­

20. yy sosyalizminin klasik Marksist gö­

le siyaset ve siyasetçileri reddetme İle

rüşünden farklıdır. İç savaş ya da em ­

ro

başlasa bile mücadele geliştikçe çoğu

peryalist savaşlardan doğan bu dev­

73

yavaş yavaş tek konu üzerinde yoğun­

rimler yalnız İktidarı ele geçirmediler

laşan bir protestodan kurulu düzenin

aynı zamanda devraldıkları tüm İktidar

•4S) 7^

politikleşir.

kurumlarını da yok ettiler. O nedenle

73

Ekvador'da Pachakutlk ve Bolivya da

solun bazı kesimlerinin günümüz ko­

>

MAS-IPSP de görüldüğü gibi kendi po­

şullarında ne yapacağını şaşırmasını

litik kurumlarını kurma İhtiyacını duy­

anlamakzor değildir.

7^ a

sorgulanmasına

doğru

maya başlarlar.3 Bu kitle mücadelelerinden çıkarıla­

Ayrıca,

seçimler

kazanıldığında

devletin sadece bir kısmı ele geçirilmiş

cak birçok ders vardır ama en önemlisi

olur. Genellikle en başta parlamento

en geniş katılımı sağlamak İçin somut

ya da yargı sistemi denetim altına alın-


madan yürütme gücü ele geçiriliyor.

hedef, eğer özenle tanımlanır İse yo­

Ayrıca finans, medya, ordu gibi diğer

lumuzu aydınlatmaya ve mücadele

kapitalist ağırlıklı kurumlar ellenme­

kararlılığımızı güçlendirmeye yardımcı

miş durumda kalıyorlar. O zaman so­

olur ve ne kadar sınırlı olursa olsun her

run bu diğer İktidar alanlarının nasıl

attığımız adım bizi bu ufka biraz daha

ele geçirileceği, bu değişim projesine

yaklaştırır.

nasıl daha çok İnsan kazanılacağı ve

Latin Amerika'da benim "sosyaliz­

her atılan adıma halkların katılımının

me doğru geçiş" dediğim tarihsel bir

nasıl sağlanacağıdır.

dönemde yaşıyoruz. Ancak, hedefimiz aynı olabilir ama bu geçiş sürecinde

ru İlerlemek bir dizi sorun yaratır. Eko­

kullanılan biçim ve yöntemler, her ül­

nomik koşulların onları bir süre daha

kenin özel koşullarına uyarlanmalıdır.

kapitalist üretim biçimi altında bir ara­

Bu sadece her ülkenin ekonomik özel­

da yaşamayı gerektirdiğini bilen İlerici

liklerine değil, aynı zamanda sınıf ve

hükümetler ülkenin geri kalmışlığına

siyasi güçlerin mevcut yapılanmasına

meydan okumak zorundadırlar. Ayrıca

bağlı olarak yapılmalıdır. Mevcut ku­

bu İşe, devraldıkları ama sosyalizm yo­

rumlar altında sosyalizmi kurma stra­

lunda her türlü eyleme düşman, kapi­

tejisi sadece uzun değil aynı zamanda

talizm İçin şekillenmiş bir devlet yapısı

çok zor ve meydan okumalarla dolu

İle başlayacaklardır.

bir süreçtir. İlerleme kesintisiz dümdüz

Ancak, sol birçok kesiminin düşün­ cesinin

aksine, devrimci

kadroların

devlet yapısını ele geçirdikten sonra

olacağa benzemiyor. Geri çekilmeler ve yanlışlıklar da yaşanacaktır. Başkanlık

seçimlerini

kazanınca

güçlerini yeni kurumların ve politik

büyük bir muharebe kazanıyoruz ama

sistemin temellerinin kurulması doğ­

asıl savaşın daha bitmediğinin bilincini

rultusunda

pratik

taşımalıyız. Kurumlar aracılığıyla savaşı

göstermiştir. Her şeyden önce halkı

kazanma önemli bir ulusal çoğunlu­

kullanabileceğini

kazanmak İçin alan yaratmaya ve on­

ğun sağlanmasını gerektirir. Demokra­

ları yaşamlarının her kesiminde İktidar

tik olarakyenl bir topluma ancak böyle

olmaya hazırlamaya başlayabilirler.

bir çoğunlukla Herlenebilir. Bu doğrul­

Ama tarih cennetin bir fırtına İle

tuda sadece devrimci kesimlerin birliği

ele geçirilemeyeceğini, kapitalizmden

yetmez aynı zamanda dayanışma ve

kurmak İstediğimiz yeni topluma yol­

sosyal adalete kendini adayan bir gün­

culuğun uzun bir zaman dilimi gerek­

demi paylaşan tüm kesimlerin katılımı

tirdiğini gösterdi. Chavez gibi kimileri

gereklidir. Yani yalnız politik ve sosyal

bunun on yıllar, Samlr Amin ve Alvaro

solu değil aynı zamanda merkezi hatta

Garda Llnera gibi diğerleri yüzyıllar

halk projesi İle İşbirliği yapmaya istekli

alacağını ve benim gibi başkaları da

İş çevrelerine de çağrı yapmalıyız.

sosyalizmi sadece ulaşılması hedef­

Aynı zamanda, eski egemen elitle­

lenen ama hiç bir zaman tam olarak

rin ancak İşlerine geldiğinde oyunun

varamayacağımız bir hedef olarak gö­

kurallarına saygılı olacaklarını unut­

rürler. Bu göründüğü kadar kötümser

mamalıyız. Eğer sol İktidar onların

bir bakış değildir. Aksine bu ütopik

politikalarını uygular ve krizi çözme

TOPLUMSAL HAREKETLER VE İLERİCİ HÜKÜMETLER: LATİN AMERİKA’DA YENİ BİR İLİŞKİ KURMA

Bu koşullar altında sosyalizme doğ­

111


munda kalıyorlar.

112 O

tn

> > 73

Politik eğilim leri ne olursa olsun sendikalar ve toplumsal hareketler de iktidara karşı aynı inatçı duruşu benim sem e eğilim indedir. İçgüdüsel m uhalefetin miras aldıkları bunun gibi tüm hüküm etlere hatta ilerici olanlara bile karşı durm a tutumlarının üstesinden gelm enin yollarını bulmalıyız.

Politik eğilimleri ne olursa olsun sendikalar ve toplumsal hareketler de İktidara karşı aynı İnatçı duruşu benim­ seme eğilimindedir. İçgüdüsel muha­ lefetin miras aldıkları bunun gibi tüm hükümetlere hatta İlerici olanlara bile karşı durma tutumlarının üstesinden gelmenin yollarını bulmalıyız. En az bunlar kadar önemli diğer tehlike de hükümetlerin meşru kalmak uğruna muhalefetin süregelen saldırıları karşı­ sında sıksıkseçlm gündemlerine sadık kalma zorunluluğudur. Bu gündem, genellikle katılımcı demokrasi İnşası İle sık sık çatışır ve seçim kampanyala­

73

ile kendini sınıflandırırsa o zaman sol iktidara hoşgörü gösterir hatta tercih bile edebilirler. Elitler, kendi ekonomik

o'

çıkarlarına meydan okuyan her türden derin demokratik ve halkçı dönüşüm programlarını yasal ya da yasadışı yol­ larla her zaman engellemeye çalışa­ caklardır. Sonuçta, sosyalizm yoluna

73

I— > > m

çomak sokmaya yönelik elit manev­ ralarına her zaman meydan okuyup yenmeye hazırlıklı olmalıyız. Bu taktik­ lerden biri İçten yıkmak İçin İlerici hü­

73

kümetlere sızmak olacaktır. Diğeri, Şlll

O > -<

Ailende döneminde bakır madeni ve taşıma endüstrisi İşçileriyle yaptıkları gibi, bazı sektörlerde İşçi önderlerini

öd

xı P v{/0

kazanarak hükümetin zayıflıklarını ve

75

Ne yazık kİ, İlerici hükümetler ge­

d

nellikle sadece elit engellemelerine

73

>

hatalarını sömürmektir.

karşı değil sürecin karmaşıklığını kav­ ramayan, her türden taktik esnekliğe karşı duran ve derin sosyal değişiklik­ lerin yeterince hızlı yapılmadığı savıyla sanki asıl düşman elitler değil de onlarmış gibi davranan solun saldırıları­ na karşı da kendilerini savunma duru­

rına alan açmak halk İktidarını zayıflatır hatta felç eder. Oysa politik tempo İle demokratik süreç arasındaki çelişkileri çözmek kolay değildir. Venezüella ve Ekvador da olduğu gibi uzun süreli yasa ve yöntem tartışmaları değişim sürecinin geleceğini gereksiz yere teh­ likeye sokabilir. Böylece,

devrimci

liderler

miras

aldıkları güçleri değiştirmek ve yeni kurumlar kurmak İçin devlet yapısını kullanmak zorunda olmanın yanında yollarındaki tüm engeller ve sınırla­ maları halklara anlatma sorumluluğu­ nu da almak durumundadırlar. Buna ben "sınırların pedagojisi" (pedagogy of llmltatlons) diyorum. Bu tür zorluk­ ları halklara açık yürekle anlatmanın onların cesaretini kıracağı ve coşkula­ rını düşüreceği sanılır ama aslında bu sosyalist hedeflerinden vazgeçmeden halkların İçinden geçtikleri süreci anla­ malarına ve taleplerini yumuşatmaları­ na yardımcı olur. Bu mesajların karşı tarafa geçirildi­ ğinden emin olmak İçin sınırların pe­ dagojisi halk moblllzasyonu ve yara-


tıcılığı ile bir arada yürümelidir. Solun

rak, halk hareketlerini her türlü şekilde

halk örgütlenmelerinin manipüle edi­

manipüle etmekten kaçınmalı hatta

lebileceği ve bunların sadece parti ya

aksine yaptıkları baskıyı aktif olarak

da iktidar hattının üretim kayışları ol­

yüreklendlrmellylz çünkü İlerici hükü­

duğunu sanma eğilimi taşıdığını unut­

met yetkililerinin yapabileceği hatalar

mayalım. Ortodoks Markslst-Lenlnlst

ve sapmalar ile mücadeleye bunlar

sol bu fikri Rus Devrlml'nln başında

yardımcı olabilir. Başkan Chavez'ln Karakas İş Bakanlığı binasını İşgal eden bir gurup memura "Aferin çocuklar,

öncü parti ve devlet arasında çok ya­

burada çok bürokrasi var." demesi bu

kın bir ilişki olduğu sanılıyordu. Lenin'i

anlayıştan kaynaklanır.

böyle, tarihsel sürece bakmadan tam

Yolumuzu kapayacak sapmalardan

olarak okumayanlar Rus liderin ha­

ancak örgütlü, dikkatli halkların ve

yatının son yıllarında Yeni Ekonomik

onların mobilizasyonu ve eleştirisini

Politika (NEP) döneminde bu kavramı

anlayan hükümetlerin ortak İşbirliği ile

terk ettiğini unuturlar. Lenln İşçiler ve

korunabiliriz. Ama yetkililerin eleştiriyi

devlet işletmeleri yöneticileri arasın­

hoş karşılamaları gerekliliği kadar eleş­

daki olası çelişkilerin işçi hareketine

tirilerin de sorunlara somut seçenekler

getirebileceği kötü sonuçları önceden

sunan, çözüme yardımcı, yapıcı olma­

gördü. O nedenle proletarya devleti

sı önemlidir. Örneğin El Salvador'da

altında bile sendikaların işçi sınıfı çı­

FMLN hükümetinin suççetelerlne karşı

karlarını işverenlere karşı korumak için

halk güvenliğini sağlamak için orduyu

gerekirse bürokratik sapmalara karşı

kullanması eleştirilir. Ancak polis yalnız

grevi bir silah olarak kullanabilecekle­

başına bu görevini yerine getirmede

rini savundu.4

aciz kalıyorsa eleştirenler acaba halkı

Derin politik sonuçları olan bu de­

korumak için ne öneriyorlar? Eğer gü­

ğişiklik, Marksist-Leninist partiler tara­

venlik sorunu başarı ile çözülmez ise

fından büyük ölçüde gözden kaçırıldı

eski ARENA hükümetinin tekrar başa

ve çok yakın zamanlara kadar partiler

geçmesi gerçek bir tehlikedir.

ve sosyal örgütler arasındaki ilişkinin

Başka bir örnek olarak, Latin Am e­

üretim kayışı kavramı İle belirlenmesi

rika'daki ilerici hükümetler maden çı­

katı Lenlnlst bir tez olarak değerlendi­

karımına bel bağlamayı sürdürdükleri

rildi. Leninistler ilk önce sendikal hare­

İçin sol eleştirmenler tarafından top

ket sonra sosyal hareketlerde liderlik,

ateşine tutuldular. Maden çıkarımı ile

sorumluluklar ve mücadele platformu­

ilgili önemli sorunlar olduğunu kabul

nun yani kısaca her şeyin parti liderli-

etmek gerekir ama bu karşıtlar maden

ğince belirlenecek konular olduğunu

çıkartmadan, en azından doğal kay­

sandılar. Sonra tutulacak yol olarak

nakların bir kısmını kullanmadan halkı

parti önderliğinin kararları, sosyal ha­

yoksulluktan kurtarmaya başka nasıl

reketlerin kendilerini en çok İlgilen­

bir seçenek öneriyorlar?

diren konuların belirlenmesi ve ge­

Mahalle güvenliği, maden çıkarma

liştirmesine izin verilmeden önlerine

gibi sorunlar tarafların savlarını ortaya

konuldu. Bu yıkıcı yaklaşıma tezat ola­

koyduğu ulusal yapıcı bir diyalog ge-

113 TOPLUMSAL HAREKETLER VE İLERİCİ HÜKÜMETLER: LATİN AMERİKA’DA YENİ BİR İLİŞKİ KURMA

Lenln'ln savunduğu sendikaların rolü tezinden alırlar. O zamanlar işçi sınıfı,


114 o

"D

Cn > > 73

73

33

o'

rektirir. İleri sürdüğü argümana güve­

katılmak istiyorum. İlk olarak insanla­

nen tartışmadan korkmaz daha doğ­

rın her zaman doğadan bir şeyler çı­

rusu bunu halk desteğini kazanmak

kartmak zorunda olduklarını ve büyük

için bir fırsat olarak görmelidir. Halk

bir olasılıkla buna devam edeceklerini

önerileri iyidir çünkü ilerici hükümet­

kabul etmeliyiz. Sorun topraktan bir

ler mahalle baskısından çok kaygılıdır­

şey çıkarmak değil, Marks'ın insanlıkve

lar. Dahası, onlar yoksulluk sorununa

doğa arasında sağlıklı "metabolizma"

çare bulmada o kadar kararlıdırlar ki

diye tanımladığı şekilde nasıl çıkaraca-

bu maden çıkarımına bağlanmanın

ğımızdadır. Gezegenimizde ilk insanlar

getirdiği riskler konusunda halkın kay­

ağaçlardan meyve topladılar, denizler­

gılarını paylaşsalar bile yoksulluğa kar­

de balık avladılar ama bunu o sağlıklı

şı kapsamlı çözüm için maden çıkart­

metabolizmayı

manın gerektiğine inanırlar.

yaptılar. Ancak, kapitalizmin ortaya çık­

Diyalog

sorununa

ilişkin

olarak

bozmayacak

şekilde

masıyla, kar güdüsü doğanın en fazla

Papa Francis'in Paraguay ziyareti sıra­

biçimde sömürülmesine öncelik verdi

sında bu konuya ilişkin söylediklerin­

ve sömürünün yan etkilerine, o sağlıklı

den alıntı yapmak istiyorum. Papa "Bu

metabolizmayı korumaya dikkat et­

tür diyaloglar, tartışıyor gibi yaparak

medi. Bu bağlamda giderek daha fazla

(sadece kendimizi dinlediğimiz) 'tiyat-

maden çıkarıldı, doğal kaynaklar azaldı

ral bir diyalog'olmamalıdır."dedi..."Di­

ve iklim kirliliği gibi ek sorunlar doğdu.

yalog bir karşı duruş kültürü öngörür

Güney Şili'de örneğin Japon Çok Ulus­

ve talep eder. Farklılık sadece iyi değil

lu Şirketleri yüzyıllık ağaçları kesiyorlar

aynı zamanda gereklidir. Tekdüzelik

ve sonra yerine yavaş büyüyen, bura­

bizi robot yapar, sıfırlar. Yaşamın zen­

nın doğasına uygun yerli türleri değil

73

ginliği çeşitliliktedir. Bu nedenle çıkış

çabuk büyüsünde yeniden

ı­ > z' > S

noktası 'Ben diyaloğa katılıyorum ama

diye hızlı büyüyen dışarıdan getirdik­

o yanılıyor.' olamaz. Eğer karşı tarafın

leri ve orantısız miktarlarda su emen,

m

73

O > -<

kesilsin,

yanıldığını düşünüyorsam o zaman

toprağı çoraklaştıran türlerini ekiyorlar.

evime gideyim hiç tartışmayayım, de­

Ya Ekvador'da Chevron petrol çıkarımı­

ğil mi? Diyalog pazarlık değildir. Pazar­

nın yol açtığı kirliliğe ne demeli?

lıkta hakkını almaya çalışırsın.'Bakalım

İkincisi, belirli bir bölgede olan ma­

ben kendi çıkarımı elde edebilecek

denler, petrol, gaz, yerden kaynayan

ot

miyim?'dersin. Eğer bu amaçla gider­

sıcak sular, orman rezervlerinin sadece

73

sen diyaloğa girip vakit kaybetme. Di­

buralarda yaşayan insanların olmadı­

yalog ortak bir doğru aramaktır.Tartış­

ğını dikkate almamız önemlidir. Yerli

mak, düşünmek ve birlikte herkes için

halklar kadar işçilerin haklarının da sıkı

daha iyi bir çözüm bulmaktır... Başka­

savunucusu olmalıyız. Venezüella ve

larının nasıl düşündüğünü, deneyleri­

Ekvador'daki petrol, Bolivya'daki gaz,

ni, umutlarını anlamaya çalışarakortak

Şili'deki bakır gökyüzünden gelen ar­

OT •4S) 7^ 7^ d 73

S >

özlemlerimizi daha netleştirebiliriz."5

mağanları değildir. Bunlar toplumun

Maden çıkarımı bugün en çoktartı-

tümüne ait olan kaynaklardır ve o

şılan konulardan biri olduğu için, ben

nedenle bunların çıkarılıp çıkarılma­

de iki noktaya işaret ederek tartışmaya

masına tüm toplum karar vermelidir.


Elbette bu alanlarda yaşayan ya da

alarmlar veriyor, gelecekten korkuyor.

ilgili endüstride çalışan İşçilerle ciddi

Ama blzsosyallstlerde bu duruma kat­

dlyaloğa

kıda bulunuyoruz. Projemizi anlatmak­

girmek gereklidir. Onların

kaygılarını

anlamalı

ve

ta yetersiziz. Yeterince zaman, kaynak veremiyor ve yaratıcı olamıyoruz. Daha

bir topluluğun ya da İşçi sınıfının bir

da ciddisi, genellikle kendi yaşam bi­

kısmının çıkarlarını aşan bir olayın söz

çimimiz projemizin temeli İle zaman

konusu olduğunu anlamalıyız. Önce­

zaman çelişiyor: Yolsuzluğun olmadığı

ki İki nokta üzerinde anlaşabilirsek o

saydam demokratik bir toplum öneri­

zaman İnsanoğlu ve doğa arasındaki

yoruz ama otoriter, kul köleci, bencil

sağlıklı metabolizmayı yeniden

ku­

ve anlaşılması zor uygulamalar yapıyo­

racak ekonomik kalkınma modeline

ruz. Genellikle söylediklerimiz ve yap­

doğru adım adım İlerlemek İçin somut

tıklarımız arasında büyük bir uçurum

öneriler bulabiliriz.

var ve sonuçta mesajımız değerini

Ancak eleştiri sorusuna geri döner­ sek,

halkların

hoşnutsuzluklarından

kaybediyor. Latin Amerika toplumunun önemli kesiminin hala bu projeyi

pasif acı çekmeylp açık bir şekilde dile

benimsememesine şaşırmayalım. Ve

getirdikleri kanallar açmak önemlidir.

onları kazanmak İçin her çabayı gös­

Böylece beklenmedik patlamalara yol

termeliyiz.

açacak birikimler engellenir. Eğer bu

Ve nasıl her zamankinden daha

kanallar açılmışsa ortaya çıkan sorun­

fazla İnsan kazanabiliriz? İlk önce so­

lar düzeltilebilir. İlginçtir, Bolivya Ana­

runun görüşlerimizi dayatmak değil

yasası, doğa dahil her türlü hak İhlali

İnsanların kafaları ve kalplerini kazan­

ya da tehdidine karşı örgütlü halklar

mak olduğunu anlamalıyız. Çeşitli sos­

tepki

yal sektör doğal liderlerinin güvenini

gösterebilir ve

göstermelidir,

diyor ve bunu "halk eylemi" olarak ta­

kazanmaya özel önem vermemiz de

nımlıyor.6Ayrıca, tarım, ormanlar, İklim

gerekir çünkü bu sonuçta onların etki

konularındaki uzlaşmazlıklarda halkın

alanındaki İnsanları kazanmamıza yar­

oyları İle seçilecek Agro-İkllm Trlbunall

dım edecektir.

adında özel uzman bir mahkeme kuru­ yor.7 Son olarak, kendimize eğer öner­ diğimiz gündem çok güzel, çok derin, dönüştürücü ve çoğunluğun çıkarını yansıtıyorsa o zaman bunu önerenle­ rin hak ettikleri halk desteğini neden almadığını sormalıyız. Bana göre ge­ nel olarak Latin Amerikan halklarının büyük

bir

çoğunluğunun

sosyalist

projenin gerçek yapısını yeterince an­ lamamış olmaları İle bu sorunun açık­ lanabileceğini düşünüyorum. Muha­ lefet bilinçlice yanlış anlatıyor, yapay

Ancak eleştiri sorusuna geri dönersek, halkların hoşnutsuzluklarından pasif acı çekm eyip açık bir şekilde dile getirdikleri kanallar açm ak önemlidir. Böylece beklenm edik p atlam alara yol açacak birikimler engellenir.

115 TOPLUMSAL HAREKETLER VE İLERİCİ HÜKÜMETLER: LATİN AMERİKA’DA YENİ BİR İLİŞKİ KURMA

İhtiyaçlarını

karşılamalıyız. Ama böyle durumlarda


Yapıcı İşbirliği

116

tekleyen liderler"hükümet ajanı"ya da

İlerici hükümetler ve sosyal hare­

"savunucuları" ilan edilmemelidir. Eğer

ketler arasında yeni bir ilişki kurul­

bu yakıcı uygulamanın üstesinden ge­

malıdır. Hükümetler arkalarında uzun

lemezlerse liderler kendi sosyal taban­

bir sosyal mücadele geçmişi olmasa

larına yabancılaşma riskini taşırlar ya

seçimleri kazanamayacaklarını hatırla­

da günlük yaşamlarında hükümetin

sınlar. Hareketler de bu hükümetlerin

olumlu icraatlarını görenler bu yıkıcı

artık geçmişin düşmanları değil hakla­

muhalefeti anlamayacaklardır.

rını kazanmada etkin bir müttefikleri

5.

Bizim hükümetler içinden geldik­

olduğunu anlamalılar. Eğer iki taraf da

leri kültürü anlamalılar ve sosyal ha­

şimdiki toplumun derin değişimi yo­

reket liderleri ile çalışırken hem esnek

lunda ilerliyorlarsa o zaman aralarında

hem de çok sabırlı olmalılar. Kitleler­

>

işbirliği olmalıdır. Bu ilişkinin verimli

deki etkisini bilinçlice sosyal değişimi

>

olabilmesi için bir kaç şeye dikkate

engellemek için kullanan halk liderleri

O

tn

73

73

o'

edilmelidir:

ile bunu farkında olmadan yapanlar

1. Sosyal liderler şimdilik sadece

arasındaki farkı görmeliler çünkü bun­

kısmi bir politik gücü kazandıklarını

lar belki eski alışkanlıklarından kurtula­

ve değişim sürecinin çok yavaş ilerle­

mamış ya da yeterince bilgilendirilme­

yebileceğini ve halkın taleplerinin bir

miş olabilirler.

gecede başarılı bir şekilde karşılana­ mayacağını unutmamalılar.

İlerliyor muyuz Yoksa Geri mi Gidi­ yoruz?

2. Hükümetlerimiz vatandaşlarına,

Yazımı hükümetlerimizin halk ikti­

özellikle de sosyal hareket liderlerine,

darı için yaptıklarını daha objektif de­

hareket etmek zorunda oldukları ala­

ğerlendirebilmek için bazı sorularsora-

73

nın sınırlarını anlatmaya çalışmalarıdır.

rak bitirmek istiyorum:

I— >

Halklarda sabırlı olmalı, bu işin içinde­

* İşçi sınıfını taşeronluğu kaldırıp,

ki herkesin aynı ilerici amaçlar peşinde

evrensel güvenlik sistemi kurarak, sen­

koştuğuna inanmalıdır.

dikaları güçlendirerek, işçi eğitimi ve

> m 73

O > -< öd

xı !^_

v</o 7n

3. Her iki taraf arasındaki işbirliği hareketlerin özerkliğinin yok olduğu

profesyonelleşmelerine olanak tanıya­ rak güçlendiriyorlar mı?

anlamına gelmez. Hareketler hüküme­

* Sendikaların ve sosyal örgütlen­

tin bir parçası değildir, değişim süreci­

melerin özerkliğine saygı duyuyorlar

ni destekleme sorumluluğu ile birlikte

mı?

hükümetin yanlışlarını uygun seçe­

* Miras alınan devlet yapısını zayıf­

nekler önererek düzeltmeye yardımcı

latmak için gerekli baskıyı yapabilen

olacak eleştiriler getirebilirler. Eğer ki

politik ve örgütlü bir halk gerekliliğine

73

diyalog olanağı kalmazya da seslerine

saygı duyuyorlar mı?

>

kulak verilmez ise o zaman sosyalist

* İnsanları dinliyor ve konuşmala­

gelişimi savunma yolunda başka ey­

rına izin veriyorlar mı? Hataları düzelt­

lemlere başvurabilirler.

mek, karşılarına çıkan engelleri aşmak

d

4. Sosyal hareket liderleri devletten gelen her şeye karşı olma içgüdüsün­ den kurtulmalı ya da hükümeti des­

için halklara güvenebileceklerini anlı­ yorlar mı? * İnsanlara kaynak veriyor ve deği-


şim sürecinde sosyal denetim yapma­ ya çağırıyorlar mı?

Notlar

Özetle hükümet giderek daha halk­

1. Latin Amerika çeşitli ülkelerinde­

çı ve kendi kaderini belirleme yolunda

ki sosyal hareketlerin deneyleri üze­

bir halk yaratmaya katkıda bulunuyor

rinde daha fazla tartışma için kaynak:

mu?

Martha Harnecker, A World to Build: 21 .YY Sosyalizminde Yeni Yollar yazısı­ VI

na bakınız: (New York: Monthly Review Press, 2015, İkinci bölüm) 2. Coordinadora Latinoamericana de organizaciones del Campo (CLOC). 3. Bkz Marta Harnecker, Ekvador: Una nueva Izquierda en busca de la vida en plenitud (2011), bölümleri 4 ve 6 http://rebellon.org'da ¡spanyolcası vardır. Marta Harnecker ve Fede­ rico Fuentes ¡le"MAS-IPSP de Bolivya, instrumento político que surge de los movimeintos sociales" (2008) http:// rebelion.org'da ulaşılabilir. 4. Vladimir Lenin, "Yeni Ekonomik Politika Altında Sendikaların Rolü ve Fonksiyonları Üzerine Taslak Tezler", Toplu Eserler cilt 42 (Moskova: Prog­ ress Publishers, 1971), 374-86 5. Sosyal toplum temsilcileri ile Paraguayda Leon Condou Stadyumu'nda, 11 Temmuz 2015'de San José Asunci­ ón Koleji'ndeki konuşmadan. Papa ko­ nuyu daha ayrıntılı anlattı, ben sadece özünü aldım. 6. Madde 135:", devlet yetkililerinin ya da bireylerin ya da kolektiflerin halk iktidarını, onun alanı, güvenliği ve sağ­ lığını ya da iklimi ve diğer benzer doğa haklarını ihlal eden veya atlayan her­ hangi bir davranışa karşı halkın eylem yapması ve sürdürmesi Anayasa tara­ fından tanınır." 7. Bölüm II, başlık III, parça III, Agro-Çevre Yargı, Mahkemeleri Makale­ ler 186-89, athttp://constituteproject. org'da bulunabilir.

TOPLUMSAL HAREKETLER VE İLERİCİ HÜKÜMETLER: LATİN AMERİKA’DA YENİ BİR İLİŞKİ KURMA

*(Bu yazı ilk olarak Ispanyol web si­ tesi rebelion.org'da 2015 Eylül tarihin­ de yayınlandı. Yazar katkıları için Fred Fuentes ve Sid Shniad'a teşekkür eder. Richard Fielder yazıyı İspanyolcadan İngilizceye çevirdi. Ayşe Tansever de bu İngilizceçevirisinden dilimize çevirdi.)


Ill'^,ı j4-iknr$*\ p .k W l-r 4

^

* .;■ V i>i- ' f t j C. ' -i: ^ | W— t -J-. L 't &* £</•* Jtfn;c/e rti^^ J /t o M p s f V ? , uİbıpj?^, c4nuLfaUtpt ot, b u n lt ¿ f ^ ■ f L t » ¿± i- - ftf ¡ ilA ot- <y' fej -/îbij , t «Ç., i,/" ¿«w |l

¿’/Z'

l i r

‘ ‘I

02^A-’ r ^ i y

^ î ._ & r 4v t U

-

f

-

± r C’i i f .

r

^ î'sîCj^J i . t it fi

YrJ. Aç ,£>,-.

/c^ U u

^

îyys

C e ^ ;.

DİKTATÖRLER YALNIZCA DİZ ÇÖKTÜĞÜMÜZDE BÜYÜK (YA DA UZUN) GÖRÜNÜRLER


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.