HAFTASONU 2 MART 2014

Page 1

2 // MART’14

zete


Editรถr: Cem GELGร N


//

01.

J.J. ABRAMS İLE STAR WARS 7 VE ‘S’ ÜZERİNE //

02.

ÇAYDANLIĞINIZ ERİRSE… //

03.

FLAPPY BIRD NEDEN HAVLU ATTI?

//

04.

//

05.

KAHVE TELVESİYLE RETRO PORTRELER

WES ANDERSON VE STEFAN ZWEIG //

06.

HUMAN RIGHTS WATCH LONDRA’DA


01.

J.J. Abrams: Amacım ilk bölümlerin derinliklerine inmek



Milyonlarca izleyiciyi altı yıl boyunca ekran başına kilitleyen Lost dizisinin yaratıcısı J.J. Abrams, Star Wars’un 7. bölümünün çekimlerinin başlamasına kısa bir süre kala, gizemlerle dolu “S” adlı romanı piyasaya sürüyor. Abrams tarafından kurgulanan ve Doug Dorst tarafından kaleme alınan roman, bir bankın üzerine bırakılmış bir kitabın içine düşülmüş notların ve kitabın sahibinin gizemli hikayesini konu alıyor. Kitabınızın tanıtım filmi iki milyon kez seyredildi. Bu proje nasıl doğdu?

6

Bundan on beş yıl önce bir havaalanında beklerken, bir bankın üzerinde unutulmuş Robert Ludlum’un bir kitabını buldum. Kitabın ilk sayfasına şu not düşülmüştü: “Bu kitabı tesadüfen bulduysanız, lütfen okuyun.

Bitirince de, başka birinin bulup okuyabilmesi için başka bir yere bırakın”. Bu yolla iki kişinin iletişime geçmesi hoşuma gitti. Çok meşgul olduğum için de, kendisi yazar olan arkadaşım Doug Dorst’tan yardım aldım. İki kişinin arasındaki bu iletişim, biraz internet üzerinde “chat” yapmaya benziyor… Kitabın ilk sayfasına düşülen bu not, “yazı” için kaleme alınmış bir aşk mektubu gibi. Ben, postayla elinize ulaşan yazılı bir davetiyeyi, bir e-mail’e tercih edenlerdenim. Onun için de dokunabileceğimiz, somut bir şey yapmak istedim. Dijital dünyanın bir çok kötü yönü var. Bugün herşey, sıkıştırılmış, kesilmiş ve kırpılmış bir şekilde önümüze geliyor. Bir düğmeye basarak bütün sorularımıza


heyecanlıyım ama bir yandan da korkmadığımı söyleyemem. S i z d e n “ Ye n i Sp i e l b e r g ” o l a r a k bahsediliyor… O benim idolüm ama düzeltmek istiyorum. Hiç bir zaman yeni bir Spielberg olmayacaktır! kısa cevaplar bulabiliyoruz. Peki merak ve öğrenme isteği bunun neresinde?

7

Star Wars’un bunca yıldan sonra hala insanları bu denli heyecanlandırabiliyor oluşunu nasıl açıklıyorsunuz?

Özel efektler sayesinde sinemanın yakın bir gelecekte insanın hayal gücüyle yarışa- İlk bölümünü gördüğümde 11 yaşındaydım. Film beni derinden etkiledi. Evrende, bileceğine inanıyor musunuz? herşeyin mümkün olduğu, tanımadığımız Görsel olarak herşeyi yapabiliyoruz zaten, tek- muhteşem bir dünya keşfettim. Sanırım nik sınırları kaldırdık. Kendimize sormamız insanların bugün hala Star Wars’a ilgi duygereken soru: “bundan sonra ne göstermek masının sebebi de bu. istiyoruz?” olmalı. Bu proje sizi günde 24 saat meşgul ediyor Star Wars’un 7. bölümünü yönetmek için mu? seçildiğinizde ne hissettiniz? Hatta yirmi beş saat! Çekimler mayıs Kulaklarıma inanamadım! Ne diyeceğimi ayında başlayacak ve aşağı yukarı üç ay sürebilemiyordum. Bugün hala inanmakta zor- cek. Amacım ilk bölümlerin derinliklerine luk çekiyorum. Bu bütün beklentilerimi aşan inmek, açıklayıcı olmaktan çok hisleri öne muhteşem bir şans ve büyük bir sınav. Çok çıkarabilmek.


02.

Hiç eriyen çaydanlık görmüş müydünüz?

8


Şili’li seramik sanatçısı Livia Marin, porselenden yapılmış çaydanlıkların, vazoların ya da sürahilerin sıvılaşarak masaya aktıklarını hayal etmiş. Alışılmışın dışında, etkileyici bir sonuç elde eden sanatçının eserleri, sürrealist ressamlardan Salvador Dali’nin “The Persistence of Memory” tablosunda, eriyip sıvılaşan duvar saatini andırıyor. Porselenlerin üzerindeki el işi süslemeleri büyük bir titizlikle uygulayan Livia Marin’in 32 eserden oluşan koleksiyonu geçtiğimiz yıl Londra’da Eagle Gallery’de sergilendi.

9


10


11


12


13


03.

Flappy Bird neden havlu att覺?


Akıllı telefonlar için üretilmiş en zor oyun olarak kabul edilen Flappy Bird, yapımcısı Dong Nguyen’in aldığı kararla iki hafta önce uygulama platformlarından kaldırıldı. Oyunun elde ettiği başarıya ve kendisine gelen eleştirilere daha fazla dayanamayan Vietnamlı bilgisayarcı, kararını twitter’dan “Üzgünüm ama yirmi iki saat içinde oyunu kaldırıyorum. Buna daha fazla dayanamayacağım” sözleriyle duyurmuştu.

kuşu, daha doğrusu “Nugget” parçasını, farklı yüksekliklerdeki boruların arasından geçirmek hiç de kolay olmayacak. Oyunun elde ettiği başarının altında da zaten bu faktör yatıyor: oyunun zorluğu ve insanda yarattığı hüsran. “Sinir bozucu oyunlar” kategorisine giren ve psikolojimizi zorlayan Flappy Bird, oynayanlarda bağımlılık yaratacak seviyeye ulaştı. #FlappyBird hashtagı altında tecrübelerini paylaşan milyonlarca insan, oyunun zorluğu karşısında yaşadıkları sinir patlamasını tepkili tweetlerle dile getirdi.

Oysa Dong Nguyen için herşey çok güzel gidiyordu. Çocukluğumuzun favori oyunu Süper Mario’nun grafiklerinden esinlenen @portobelloharry isimli kullanıcı “Umarım ve küçük sarı bir kuşu boruların arasından FlappyBird her düştüğünde kafası çok acıgeçirmekten ibaret olan oyun ocak ayında yordur” derken, bir diğeri yaşadığı tecrübeyi iPhone ve Android işletim sistemleri için şu sözlerle dile getiriyordu: “Oyundan sonra en çok indirilen oyun konumuna gelmiş, hayatım değişti. Bu kuş bir an olsun yanımsahibine günde 50.000 dolar kazandırmaya dan ayrılmıyor. Oynamadığımda bile bana başlamıştı. Peki ne oldu da, 29 yaşındaki bakıyor. Varlığını etrafımda hissediyorum. Dong Nguyen, oyunu piyasadan çekmeye FlappyBird bütün umutlarımı ve hayallerimi yıktı!”. Daha ekstrem durumlar da yok karar verdi? değil. Sinirlerine hakim olamayıp telefonunu kıran bir çok kişiye rastlamak mümkün. @ Telefon kırdırtan bir zorluk derecesi FunnyPioyQuote adlı kullanıcı Flappy Flappy Bird ilk bakışta basit bir oyun gibi Bird’ü oynayınca başınıza gelecekleri şu twegörülse de, kısa sürede çift haneli skorlara etle anlatıyor: “Flappy Bird nasıl oynanır? ulaşamayı beklelemek lazım. Ekranınıza 1. Ekrana dokun, 2. arka arkaya 200 kere dokunarak uçmasını sağladığınız küçük sarı kaybet, 3. sinirden bağır 4. telefonunu karşı


duvara fırlat, 5. ağla”. Dong Nguyen baskıya dayanamadı Gelen eleştiriler ve hakaretlerden rahatsız olan Dong Nguyen’i üzen diğer bir konu ise,

oyun hakkında çıkan taklit iddiaları olmuş. Flappy Bird’ün Fransız bir şirket tarafından tasarlanan “Piou Piou Kaktüslere Karşı” adlı oyunla benzerliği ve grafiklerin Süper Mario’dan alıntı olması Dong Nguyen’e pek bir çare bırakmamış. Kendi halinde, amatör bir bilgisayarcı olduğunu ve amacının kimseyi taklit etmek değil, eğlenceli bir oyun yaratmak olduğunu söyleyen Nguyen, baskılara daha fazla dayanamayarak, oyunu piyasadan kaldırmaya karar verdi. Aldığı kararı twitter üzerinden duyuran Nguyen, Flappy Bird


kullanıcılarına hitaben “Üzgünüm ama yirmi iki saat içinde oyunu kaldırıyorum. Buna daha fazla dayanamayacağım” tweetini attı. Flappy Bird’lü telefonlar binlerce dolara alıcı buluyor

neden oldu. Ebay gibi e-alışveriş siteleri bu durumdan çıkar sağlamak isteyen insanaların ilanlarıyla dolu. Flappy Bird’ün yüklü olduğu telefonlar bu sitelerden satışa sunulurken, açık arttırmada fiyatlar binlerce dolara çıkabiliyor.

Uygulama platformalarından bir anda yok Flappy Bird’ü bilgisayardan denemek isteolan Flappy Bird’ün, hayatını ansızın kay- yen meraklılar için oyunu internet üzerinden beden bir rockstar mertebesine ulaştığını online oynamak mümkün. Zete olarak biz söyleyebiliriz. Dong Nguyen’in aldığı bu ani de denedik ve on beş dakikanın sonunda 11 karar, oyunun bir anda değer kazanmasına puan elde edebildik. Şimdi sıra sizde…

17


04.

Michael Aaron Williams’tan kahveli portreler


Amerikalı sanatçı Michael Aaron Williams kahvenin doğal rengini kullanarak göz kamaştırıcı portrelere imza atmış. Kahveyi sulu boya gibi kullanarak farklı tonlar elde eden sanatçı, resimlerini sahaflardan bulduğu 1920’lere ait kağıtların üzerine yaparak gizemli ve retro bir hava yakalamış. Kendini görsel bir şair olarak niteleyen sanatçı, resimlerinde hayatın hassas yapısını ve insan ruhunun saflığını yansıtmaya çalıştığını söylüyor.



21


22


23


05.

Wes Anderson: Hayal gücümün çİzdİğİ yolu takİp edİyorum

24


Moonrise Kingdom, the Darjeeling Limited ve The Royal Tenenbaums gibi komedi filmlerinin yönetmeni Wes Anderson, The Grand Budapest Hotel - Büyük Budapeşte Oteli’yle geri dönüyor. Yıldızlar topluluğunu andıran oyuncu topluluğunda, Anderson’ın uzun süreli dostu Bill Murray’in yanında Ralph Fiennes, Murray Abraham, Edward Norton, Jude Law, Adrien Brody, Mathieu Amalric, Jeff Goldblum, Tilda Swinton ve Léa Seydoux gibi önemli oyuncular yer alıyor. 18 Nisan’da vizyona girecek The Grand Budapest Hotel’in yönetmeni Wes Anderson Première dergisinin sorularını yanıtladı. Büyük Budapeşte Hoteli - The Grand Budapest Hotel’in bir çok yenilikçi yönü olmasına rağmen, önceki filmlerinizde olduğu gibi trenlere, otellere, kare kare animasyonlara rastlayabiliyoruz. Sanki geçmişinizden kopamıyormuşsunuz... Bir filmin çekim aşamasında böyle detaylara dikkat etmiyorum. Bir sonraki filmimde de The Grand Budapest Hotel’den öğeler var mesela, bunun farkındayım. Sanırım yaptığım her proje birbiriyle bağlantılı oluyor. Hayal gücümün çizdiği yolu takip ediyorum. Buna karşı koymaya çalışsam da, er ya da geç tekrardan cazibesine kapılacağımı biliyorum. Bir önceki filminiz Moonrise Kingdom’ın The Grand Budapest Hotel’e katkısı ne oldu?

25

En az iki şey. Moonrise Kingdom’da hikayeyi anlatan ve neler olacağını söyleyen, sesini duyduğumuz bir anlatıcı var. Aynı şey The Grand… (Wes Anderson bu noktadan sonra filmini kısaltma olarak söylüyor) için de geçerli… Aradaki tek fark, anlatıcının karakteri için Stefan Zweig’den esinlendim.


26

Fantastic Mr.Fox’dan beri animasyon görmek mümkün. tekniğini filmlerimin taslak aşamasında kullanıyorum. Bu teknikle son iki filmimin Film stüdyolarında çekilen sahne sayı“story-board”unu hazırlamakla kalmadık, sına bakınca, özel efektleri sevdiğinizi onlara bir de sesler ve müzik ilave ederek ani- anlıyoruz… masyon haline getirdik. Oldukça yenilikçi. Aslında yanılıyorsunuz, Babelsberg’deki Stefan Zweig, hayatını seyahatlerle doğal dekorların minyatürlerini yapmak dolduracak, gönüllü bir sürgüne çık- dışında, stüdyoları neredeyse hiç kullanmıştı. Kendinizi Zweig’la ne kadar madık. The Grand… Saksonya bölgesinde Görlitz’de çekildi. Filmde gördüğünüz dekorözdeşleştiriyorsunuz? ların büyük bir çoğunluğu orada yapıldı. Öncelikle, bundan on yıl öncesine kadar hiç Mesela, merdivenli büyük bir atriyumu bir Zweig kitabı okumadığımı söylemeliyim. anımsatan otelin lobisi, Görlitz’deki büyük Kitapları Amerika’da yayınlanmıyordu ve bir mağazada yer alıyor. Biz içine duvarlar işiyle ilgilenen kimseyi tanımıyordum. En inşa ederek, bir otele daha çok benzemesini önemli romanı olan Beware Of Pity’yle baş- sağladık. Filmin geri kalanı için de aynı yolu ladım. Kendisiyle ortak noktalarımın olup izledik. Gerçekten var olan yerleri, kendi inşa olmadığını bilmiyorum ama okuru hikaye- ettiğimiz dekorlarla birleştirdik. Havuzlar ve nin içine çekiş yeteneği beni büyülüyor. Ben hamam bölümü gerçek mesela. de filmimde aynı şeyi denedim. Bu kitabı okurken, Paris’te Lüksemburg bahçelerinde Oldukça başarılı olduğunu söyleyebiliriz geziyordum ve birden karşıma bir Stefan çünkü gerçekle yapay olanın arasındaki Zweig heykeli çıktı. Bunun bir işaret oldu- farkı anlamak güç… Senaryoyu yazarğunu düşündüm. Ayrıca heykeli filmde de ken hayal ettiğinizle, yapımın sonunda


elde edilen sonuç arasında fark görüyor musunuz?

nasıl yazıyorsunuz? İstediğiniz ritmi yakalamakta zorlandığınız oluyor mu?

Senaryo üzerinde çalışırken sadece doğal Bilmiyorum ama öncelikle önemli olan, dekor kullanmayı düşünmüştüm, sonra bir kişinin, özelliklerini de hesaba katarak, yapım aşamasında aklıma yeni fikirler geldi. konuşma tarzına karar vermektir. Bu film için, Örneğin, uzun süre boyunca çekimleri yapa- tanıdığım birinden ilham aldım. Bu noktabileceğimiz bir otel aradık. Bir yandan da dan sonra replikleri yazmak zor gelmedi. araştırmalarımı genişlettikçe aklımdaki otel görüntüsü belirginleşiyordu. Bu da beni Filmin görsel yanına geri dönecek olursak, bütün dekorları hayal ettiğim gibi inşa filmin büyük bir bölümünde kare görüntü etmeye itti. Filmdeki genel atmosfer için formatını kullanıyorsunuz (günümüzde de Caspar David Friedrich’in tablolarından televizyon ve sinema 16/9 formatını kullanıyor). Bu seçimi, eski zamanlara sadık esinlendik. kalmak adına mı yaptınız? Çekimlerden önce, Johhny Depp’in valeyi Evet biraz öyle ama bir yandan da çok uzun oynaması söz konusu olmuş muydu? zamandır, hoşuma giden bu formatta çalışBu bir dedikodu, başından beri bu rol için mak istiyordum. Ben bunun sinema için Ralph Fiennes’i düşünmüştük. Ondan baş- en doğal format olduğunu düşünüyorum kasını da hayal etmekte zorlanıyorum. Çok çünkü aktörleri çekmek için de iyi bir fırsat egzantrik bir karakter, uzun konuşmalar oluşturuyor. Çekimler sırasında, teknik ekip yapıyor. Çok az aktörün bu karakteri canlan- bu formata çok iyi adapte oldu ve hatta daha dırma kabiliyeti var. Gustave’ı bir İngiliz’in sık bu formatta çalışmak istediklerini söyleoynaması gerektiğini düşünüyordum ve diler. Yaptığım ilk uzun metrajı bu formatta (4/3) çekmeye çalışmıştım ama bunu yapRalph bu rol için biçilmiş kaftandı. mak mümkün olmamıştı. Bugün bir filmi Filmdeki enerjinin büyük bir bölümü rep- dijital ortama geçirdikten sonra, dilediğiniz liklerden geliyor. Senaryoyu ve replikleri formata uyarlayabiliyorsunuz.

27


06.

Human RIghts Watch Film Festivali WashIngton’dan sonra şimdi de Londra’da 28


29


30

Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü kahramanlık hikayesinden övgüyle bahse‘Human Right Watch’ın organize ettiği film diyor. Kameranın arkasında olanlar kadar festivali, Amsterdam, Toronto ve Washington karşısına geçenlerin de cesaretini kutlayan D.C’den sonra yoluna Londra’da devam edi- Biaggi, “Dünyanın dört bir yanında yaşayor. Dünyanın dört bir yanında işlenen insan nan karmaşık durumları, insanların daha hakları ihlallerini konu alan filmlerin yer iyi anlamasını sağlayan” filmlere kapılarının aldığı festival, iç savaşın ve devlet terörünün her zaman açık olduğunu söylüyor. Filmleri kurbanı olan insanların yaşadıkları dramı seçerken içeriği kadar, filmin sanatsal boyutuna da dikkat ettiklerinin altını çizen Biaggi, gözler önüne seriyor. festival programını oluşturmak için beş yüze Bu sene on sekizincisi düzenlenen Human yakın film seyrettiklerini belirtiyor. Right Watch Film Festivali’nin Londra ayağı 18 - 28 Mart tarihleri arasında düzenlenecek. Filmlerin mümkün olduğunca insana ulaLondra’nın dört ayrı yerinde, yirmi belgesel şabilmesi için festivali “gezgin” bir formatta ve uzun metraj filmin gösterileceği festival, düzenlemeye karar veren Human Right Silahlı çatışmalar ve Arap Baharı; İnsan Watch yetkilileri, festivalin dört kıtada, on Hakları Koruyucuları; İkonlar ve Hainler; üç şehirde düzenlenmesini sağladı. Dünya LGBT Hakları; Mülteci Hakları ve son olarak turnesine Amerika’nın San Diego kenda Kadın ve Çocuk Hakları’ndan oluşan beş tinde start veren film festivali, Amsterdam, ana kategoriye ayrılıyor. “Bu yılın programı, Washington D.C ve Toronto’dan sonra savaşın iç yüzünü göstermeye çalışan film şimdi de Londra’ya ayak basmaya hazırlanıyapımcılarının aldığı riski gözler önüne seri- yor. Mayıs’ta Chicago’da, haziran ayında da yor” diyen festivalin direktörü John Biaggi, New York’ta sinemaseverlerle bulaşacak olan işlenen savaş suçlarını dünya kamuoyuna Human Right Watch film festivali, dünya taşımaya çalışan insan hakları aktivistlerinin turnesini Beyrut ve Nairobi’yle sonlandıracak.


Festival, açılışı Oscar adayı The Square’le yapacak. Londra’da 18 Mart’ta, Curzon Mayfair’de düzenlenecek gala gecesiyle start alacak Human Right Watch Film Festivali’nin ilk gecesinde, “En iyi belgesel” dalında Oscar’a aday gösterilen, Jehane Noujaim’in The Square (Meydan) filmi gösterilecek. Mısır’da yaşanan ayaklanmalar sırasında çekilen belgesel, beş ayrı direnişçinin hikayesini konu alıyor. Gösterilerin ilk gününden itibaren, ülkelerinin kaderini değiştirmek için hayatlarını tehlikeye atan gençleri izleyen Noujaim, Mübarek iktidarının düşmesinden kaynaklanan coşkuya karşın, Mısır halkını saran belirsizlik korkusuna tanıklık ediyor. On gün sürecek Human Right Watch Film Festivali’nin kapanışını ise Sundace Film Festivali’nde belgesel dalında ödül kazanan Return to Homs (Humus’a Dönüş) filmi yapacak. Film, Özgür bir Suriye hayal eden ve Esad rejimine karşı barışçıl gösterilere girişen iki gencin, ordunun gösterileri şiddetle bastırması ve Humus’un bir hayalet şehire dönüşmesinin ardından silahlı direnişe girmesini konu alıyor. 19 yaşında Genç milli kaleci Basset’in ve 24 yaşındaki aktivist kameraman

31

Ossama’nın gerçek hikayesini yansıtan film, etkileyici yakın çekimleriyle Suriye’de yaşanan vahşete tanıklık ediyor. Can Candan’dan çarpıcı bir film My Child - Çocuğum Human Right Watch Film Festivali’ne bu yıl ayrıca Türkiye’den Can Candan’ın My Child - Benim Çocuğum filmi dahil edildi. Eşcinsel veya transeksüel çocuk sahibi olan ailelerin mücadelesini anlatan Benim Çocuğum, çocuklarının cinsel tercihini kabul etmekle kalmayıp, tecrübelerini diğer LGBT aileleri ve kamuoyuyla paylaşmaya çalışan cesur anne babaları konu alıyor. Festivalin diğer bir çarpıcı filmi ise “The E-Team”. Yönetmenliğini Katy Chevigny ve Ross Kauffman’ın yaptığı “The E-Team”, Human Right Watch örgütünün dünyanın dört bir yanında patlak veren çatışmalara, büyük risk alarak yolladığı ve işlenen insanlık suçlarını araştırarak, kanıtlar elde etmekle yükümlü E-Team’in (Emergencies Team - Acil Durum Ekibi) Suriye ve Libya’daki misyonunu konu alıyor. Çarpışmaların ve bombardımanların kalbine inip, olay yerinden deliller toplayan E-Team’in hikayesi yaşanan vahşeti gözler önüne seriyor.


Haftaya görüşürüz:)

2 // MART’14

zete


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.